antalya kultur turzim dergisi

140
Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:8 Ekim - Kasım / October - November 2011 KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:8 Ekim - Kasım / October - November 2011 KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE ALABİLİRSİNİZ YOUR COMPLIMENTARY COPY ISSN 977-1309-890X MANAVGAT Gökyüzünün mavisiyle yarışan yeryüzü The place the competes with the blue of the sky MANAVGAT Gökyüzünün mavisiyle yarışan yeryüzü The place the competes with the blue of the sky Antik çağın liman kenti SİDE The port city of the antique age Antik çağın liman kenti SİDE The port city of the antique age

Upload: rkrenklikalem-medyagrubu

Post on 24-Mar-2016

273 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

antalya culture tourısm magazıne

TRANSCRIPT

Page 1: antalya kultur turzim dergisi

Yıl / Year: 2 Sayı / Issue:8 Ekim - Kasım / October - November 2011KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINEYıl / Year: 2 Sayı / Issue:8 Ekim - Kasım / October - November 2011KÜLTÜR ve TURİZM DERGİSİ / CULTURE & TOURISM MAGAZINE

ALAB

İLİR

SİNİ

ZYO

UR C

OMPL

IMEN

TARY

COP

YIS

SN 9

77-1

309-

890X

MANAVGAT

Gökyüzünün mavisiyle yarışan yeryüzüThe place the competes with the blue of the sky

MANAVGAT

Gökyüzünün mavisiyle yarışan yeryüzüThe place the competes with the blue of the sky

Antik çağın liman kenti

SİDEThe port city of the antique age

Antik çağın liman kenti

SİDEThe port city of the antique age

Page 2: antalya kultur turzim dergisi
Page 3: antalya kultur turzim dergisi

1ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 4: antalya kultur turzim dergisi

Ajans Başkanı / ChairmanÖzer KESTANE

Yayın Koordinatörü / Editorial CoordinatorSibel HEKİMOĞLU

Grafik Tasarım / Graphic DesignYeşim AYAN - Rahşan AKSOY Nur BULUT

Haber Merkezi / InterviewerHamit SEÇİL (Antalya Temsilcisi)Ceyda ADAR - Derya ŞAHİN

Çeviri / TranslationRoxanne YURCHAK

REKLAM / ADVERTISING

Reklam Direktörü / Advertising DirectorGüliz İLGEN

Reklam Koordinatörü Advertising CoordinatorDerya ÇOLAK

Müşteri Temsilcileri Customer Represantativesİrfan IŞIK - Hakan KÜLRasim MUTLU - Dilem ŞANLI

Muhasebe / FinansDila Emral AYDIN

Abone SorumlusuNeslihan EDİZ

Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği

Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA0242.242 03 05www.renklikalem.com.tr e-posta:[email protected]

Yayın Türü: Süreli Yerel

Baskı Yeri / Printing : LamineksMatbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti.0232 433 33 55

Baskı Tarihi / Printing Date: 30.10.2011

YAPIM / PRODUCTION

Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına

İmtiyaz Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni Publisher / Executive Editor

İbrahim ACAR İl Kültür ve Turizm Müdürü

Provincial Director of culture and Tourism

Yayın Editörü ve Yayın Kurulu Başkanı Publication Editor and Chairman of Editorial Board:

A.Kerim ATILGAN İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı

Assistant Director of Culture and Tourism

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing EditorBirsen ÇEÇEN

İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

DANIŞMA KURULU / CONSULTATIVE BOARD

İlknur SELÇUK KÖKER İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı

Assistant Director of Culture and Tourism

Aylin KALINTAŞİl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

Prof.Dr.Burhan VARKIVANÇ Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı

Akdeniz University, Faculty of Fine Arts, Dean

Prof.Dr.Nevzat ÇEVİK Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi

Akdeniz University, Faculty of Archeology

Yrd. Doç. Cemali SARIAkdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi

Akdeniz University, Faculty of Education

Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı

Chairman of AKTOB

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİANTALYA CULTURE & TOURISM MAGAZINE

Osman AYIK TÜROFED Başkan Yardımcısı Vice-Chairman of Türofed

Hüseyin ÇİMRİNKent Tarihçisi, Araştırmacı ve YazarUrban Historian, Researcher and Author

YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD

Melike GÜL Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Director of Regional Committee of Cultural and Natural Heritage

Emine TUĞRUL İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mesut ÖZEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Aysun ÇOBANOĞLU İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mustafa DEMİREL Antalya Müzesi Müdür V.Deputy Director of Antalya Museum

Selvihan KÖLEOĞLU Kültür ve Turizm Uzm./Mimar-(Ant.Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü)Culture and Tourism Spe./ Architect-(Mon.Rel. and Monuments Dir.)

S.Hakan SEVEN İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Enformasyon Memuru Inf. Officer of Provincial Culture and Tourism Directorate

Serel ALPAY İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Mütercimi Translator of Provincial Culture and Tourism Directorate

ISSN: 977-1309-890X

2 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 5: antalya kultur turzim dergisi

3ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 6: antalya kultur turzim dergisi

İÇİNDEKİLER / CONTENTS

20

106110

54

80

32

116

86

90

38

96

40 yıllık özlem bitti, Herkül tek vücut olduA 40 year old yearning has ended, Hercules has be come one!

Antalya’da konaklama, Türkiye ortalamasının üzerindeAccommodation in Antalya is above the average in Turkey

Side’de kış turizmi golfe bağlıWinter tourism in side depends on golf

Portakal’a kadın eli değdiWomen’s touch on the Orange!

“Sokaklarda kendimi buldum’’‘’I found myself on the streets’’

Antik hamamdan müzeyeFrom an antique bath to a museum

Irmakla denizin kavgasıThe fight between the river and the sea

Köprülü Kanyon’un gönüllü bekçisiThe voluntary guard of Köprülü Canyon

İkinci evimiz KaleiçiKaleiçi is our second home

Beyaza çalan hayallerDreams mixed in white

Manavgat Çayı’nda raftingRafting at Manavgat Stream

Antik çağın liman kent SideSide: The port city of the antique age

Gökyüzünün mavisiyle yarışan yeryüzü: Manavgat

The place the competes with the blue of the sky

Golfun merkezi BelekBelek: The center of golfing

42

120

60

4 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 7: antalya kultur turzim dergisi

5ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

www.baruthotels.com

40 YILLIK TATİL GELENEĞİ

Page 8: antalya kultur turzim dergisi

Antalya: The joy of the Mediterranean

Even though autumn represents sor-row in most cultures, fall in Antalya is one of our three springs. Everything becomes green again. Living organisms become lively again and show their different beauties. It is time for those who want stay away from the scorching heat to become friends with the sun again on the sea shore, lively avenues or under the joy of a green branch. Antalya, which is a joyful city in all the four seasons, is the city that spreads happiness to the Mediterranean. Tourism which began in the 70’s in Antalya, the most important tourism center in the Mediterranean Hull, has reached a point today where all our competitors envy us. The develop-ment of tourism in Manavgat has been breathtaking. Tourism, which had started in the 70’s at Selimiye village, the former Side antique city, has now spread to the entire borough. We are now receiving tourists from the Taurus Mountains all the way to the Mediter-ranean.

Manavgat, which is a water city, pro-vides guests with the most beautiful nature, the most amazing history and the best service with unique hospitality. Manavgat, which is one of the biggest touristic boroughs of Antalya, the capi-tol city of tourism with 150 thousand beds, was at the meeting point of the Pamphylia, Pisidia and Lycia regions in history. Manavgat, which hosts an aver-

age of 3, 5 million tourists a year, by being close to the Antalya International Airport and its historical and cultural assets, is the fastest growing tourism center in our city.

Our magazine, which introduces a borough of Antalya with each issue, has opened its pages to Manavgat, the land that competes with the blue of the sky, on this 8th edition. Our 8th issue, in which we have detailed the natural, historical, cultural and touristic potential of Manavgat, has met its 10 millionth tourist before the end of October 2011. While this meeting proved the joyful hospitality of the Antalya brand to the world, it made our citizens proud. You will also read about the admira-tion of Neelje Van Den Berg and Rob Andriessen for Kaleiçi in our article titled “Kaleiçi is our second home”, and about Belek – which is Turkey’s biggest golf center and the article about the golf fair that will be organized in the town in November. After our first year, in which we had 1 million 250 thousand hits on our website, you will also visit Lake Salda in the Yeşilova borough of Burdur in this issue of our magazine which also introduces the touristic assets of neigh-boring cities.

May you have a happy spring…Thanks to our readers and our contributors

EDIT

OR

IAL

6 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 9: antalya kultur turzim dergisi

Akdeniz’in mutluluk bahşeden kenti Antalya

Sonbahar çoğu kültürde hüznü temsil etse de, Antalyamızda son-bahar üç baharımızdan biridir: Ekim ayıyla birlikte her yer yeniden yeşe-rir. Canlılar adeta yeniden dirilir ve farklı güzelliklerini gösterir. Yazın sıcak havasından, kızgın güneşin-den uzak durmak isteyen insanlar için ise deniz kıyısında, şen cadde-lerde ya da yeşil bir dalın neşesin-de güneşle yeniden yarenlik etme vaktidir. Dört mevsim sevincin yaşandığı Antalyamız, Akdeniz’in mutluluk veren kentidir.

Akdeniz çanağının en önemli turizm merkezi olan Antalyamızda 1970’li yıllarda ivmelenen turizm, bugün tüm rakiplerimizin imrene-rek takip ettiği bir noktaya ulaşmış-tır. İlçelerimizden Manavgat turiz-mindeki gelişim ise baş döndürücü ölçüde ve nitelikte olmuştur. 70’li yıllarda Side Antik Kenti olarak bi-linen ve mahalli adı Selimiye Köyü olan yarımadada başlayan turizm, bugün tüm ilçe geneline yayılmış, Toroslar’dan Akdeniz’e kadar ilçenin her yerinde dünya insanları ağırlanır olmuştur.

Bir su kenti olan Manavgatımız, yıl boyunca tatilcilere en güzel doğayı, en hayret ve hayranlık uyandırıcı tarihi ve en kaliteli hizmeti, yüksek konukseverlik anlayışıyla sunar. Bugün yaklaşık 150 bin yatak kapa-sitesi ile turizmin başkenti Antalya-mızın en büyük turizm ilçelerinden birisi olan Manavgat, tarihte Pam-filya, Pisidya ve Likya bölgelerinin buluşma merkezinde yer almıştır. Bugün Antalya Havalimanı’na olan yakınlığının avantajının yanında

kentimizin tarihi ve kültürel zen-ginliklerine ev sahipliği yapmasıyla yılda ortalama 3.5 milyon misafiri ağırlayan Manavgat, her geçen gün ilimizin gelişerek büyüyen turizm merkezidir.

Her sayısında Antalyamızın bir ilçesini tanıtan dergimiz, bu seki-zinci sayısında sayfalarını “Gökyü-zünün mavisiyle yarışan yeryüzü” Manavgat’a açtı. Mananavgat’ın doğa, tarih, kültür ve turizm potan-siyelinin ayrıntılarıyla ele alındığı sekizinci sayımız, 2011 yılının Ekim ayı bitmeden Antalya’ya gelen 10 milyonuncu turistle buluştu. Bu buluşma, Antalya markasının huzur ve mutluluk verici konukseverliğini tüm dünyaya kanıtlarken, hemşeri-lerimiz haklı gururu yaşadı. “İkinci Evimiz Kaleiçi” başlığı adı altında kaleme aldığımız yazıda, Neelje Van Den Berg ve Rob Andriessen çiftinin gözbebeğimiz Kaleiçi’ne olan hayranlık ifadele-rini, ayrıca Türkiye’nin en büyük golf merkezi Belek’i, Kasım ayında gerçekleştirilecek olan golf fuarını gözden kaçırmamanız için yeniden okuyacaksınız. İnternet sayfamızdan 1 milyon 250 bin okumanın ger-çekleştiği birinci yılımızın ardından komşu illerdeki turizm değerleri-ni de ele alan Antalya Kültür ve Turizm Dergimizin bu sayısında, Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Türkiye’nin en derin gölü Salda’ya da uğrayacaksınız.

Nice mutlu baharlara…Okurlarımıza, katkı ve destek ve-renlere teşekkürler.

EDİT

ÖR

DEN

7ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 10: antalya kultur turzim dergisi

Herfort Caddesi 2012’de Açılacak

Antalya’nın Manavgat İlçe Belediyesi ve Almanya’nın Herfort Belediyesi arasında imzalanan ‘spor kardeşliği’ kap-samında 2008 yılında yapımına başlanan Herfort Caddesi’nin, 2012 yılında açılacağı bildirildi.Çevreyolu Köprüsü ile Titreyengöl Kazan Restoran Kavşağı arasında açılan yolda altyapı çalışmaları bitirilirken, güzergâhta bulunan sulama ka-nalı üzerinde inşa edilen köprü

tamamlanma aşamasına geldi. Caddenin, gidiş-dönüş olarak bölünmüş yol tarzında olacağı belirtilirken, orta refüj, aydın-latma, bisiklet yolu ve kaldırım-ların yapımı için önümüzdeki günlerde ihale açılacağı kay-dedildi. Manavgat Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü yetkilileri, ilçeyi Titreyengöl’e yaklaştı-racak olan yolun yapımının yılsonuna kadar tamamlanaca-ğını bildirdi.

Herfort Street will be completed in 2012

Herfort Street, which is street that is being built jointly by the Municipality of Manav-gat and the Municipality of Herfort in Germany as part of a ‘sports brotherhood’ project will be opened in 2012. While the infrastructure works for the road which is between the Çevreyolu Bridge and Titreyengöl Kazan Restaurant junction has finished, the bridge that is being built on

top of the irrigation chan-nel is almost complete. The street will be constructed with a divided style for two- way traffic and a public bid for the construction of the mid-dle refuge, lighting, bicycle road and pavements will be concluded in the next few days. Authorities from the municipality stated that the road will be finished by the end of the year.

Türkiye’ye gelen turistin üçte biri Antalya’yı tercih etti

Türkiye’ye gelen turist sayısı Eylül’de geçen yılın aynı ayına göre, yüzde 12.54 artışla 3.92 milyon olurken, yılın dokuz ayında toplam turist sayısı yüzde 10.76 artışla 25.63 milyona ulaştı. Yılın dokuz ayında gelen turist-lerin en çok giriş yaptıkları sınır kapısı, yüzde 35.17 pay ile Antal-ya olurken, bunu yüzde 23.72 ile İstanbul izledi. Kültür ve Turizm

Bakanlığının internet sitesinde yayımladığı verilere göre, yılın dokuz ayında Türkiye’ye en çok turist gönderen ülkeler sırala-masında Almanya yüzde 14.5 pay ve 3.72 milyon ziyaretçi ile birinci, Rusya yüzde 12.40 pay ve 3.18 milyon ziyaretçi ile ikinci, İngiltere yüzde 8.63 pay ve 2.2 milyon kişi ile üçüncü sırada yer aldı.

One third of tourists who came to Turkey preferred Antalya

Tourist who have visited Turkey has risen by %12, 54 compared to last year and has reached 3, 92 million, The total number of tourists in the first nine months of 2011 has risen by %10,76 and the number has reached 25, 63 million. Antalya was the most preferred point of entrance with %34, 17, fol-lowed by Istanbul with %23, 72. According to information

obtained from the official web site of the Ministry of Culture and Tourism, Germans, with %14, 5 share and 3, 72 million visitors was first in terms of na-tions that vacationed in Turkey in the first nine months of 2011, while Russians were second with a %12, 40 share and 3, 18 million visitors and Britain was third with %8, 63 share and 2, 2 million visitors.

8 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 11: antalya kultur turzim dergisi

9ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 12: antalya kultur turzim dergisi

Çolaklı sahil yoluna yoğun ilgi

Döşemealtı’nda Nar Festivali kutlandı

Çolaklı Belediyesi tarafından yapımı 2010 yılında bitirilen sahil bandı düzenlemesi, turizm bölgesinin kaderini değiştirdi. 4 bin 100 metrelik alanda yapılan yürüyüş yolları, spor ve yeşil alanlar, bölgeyi tatil için tercih eden turistlerin yanı sıra bölge halkı tarafından da memnuniyetle karşılandı. Çolaklı-Side arasındaki yaklaşık 9 kilometrelik alanda tüm belde belediyelerinin gerekli

düzenlemeyi yapmasıyla sahil bandının modern bir görünüm kazanacağını söyleyen Çolaklı Belediye Başkanı Hasan Coş-kun, sahilleri herkese açtıklarını ifade etti. Yürüyüş parkurları, büfe ve günübirlik tesislerin yer aldığı bir sahil şeridinin 24 saat boyunca güvenlik kameralarıyla kontrol edildiğini belirten Coşkun, sahil bandın-da modern standartlarda bir düzenleme yapıldığını kaydetti.

Döşemealtı Belediyesi tarafından bu yıl 8.’si düzen-lenen Nar Festivali, Çığlık Stadyumu’nda binlerce vatan-daşın katılımı ile gerçekleştirildi. Çiftçinin hasat bayramı olan Döşemealtı 8. Nar Festiva-li, coşkuyla kutlandı. En iyi nar üreticilerinin de seçildiği festivalde, birinci olan üretici, altın ve gübre ile ödüllendirildi. Döşemealtı Belediye Başkanı Nurettin Tursun, “İlçemiz

ürettiği nar ile ülke ve ilçe eko-nomisine ciddi anlamda katkıda bulunmaktadır. Çiftçimiz bir yıl boyunca alın teri dökerek bin bir zorlukla en iyi narı üretmek-tedir. İşte bugün yorgunluğu atıp, hasat bayramını kutlama günüdür. Tüm çiftçilerimize be-reket ve bol kazanç diliyorum” dedi. Renkli görüntülere sahne olan 8. Döşemealtı Nar Festivali kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlendi.

The Çolaklı shore becomes a hot spot

The Pomegranate Festival was celebrated in Döşemealtı

The shoreline band renova-tions which were concluded in 2010 by the Municipality of Çolaklı changed the fate of the region. The walking paths, sports and green areas built on a 4100 meter area were well received by the locals and tourists visiting the region. Chief Magistrate of Çolaklı Hasan Coşkun, who pointed out that the shoreline band would receive a more modern

outlook with the renovations the municipality will carry out at the 9 kilometer area between Çolaklı and Side, said that they opened up the entire shoreline to the public Coşkun, who said that the area, which included walking paths, a refreshment booth and daily facilities, was controlled by cameras all day long, added that they had reorganized the shoreline in a modern manner.

The Pomegranate Festival which was organized for the 8th time by the Döşemealtı Municipality took place at Çığlık Stadium with the attend-ance of thousands of people. The festival, which is the harvest holiday of the farm-ers, was celebrated with utter excitement. During the festival where the best pomegranate producers were selected the winner was rewarded with gold and fertilizer. Döşemealtı Chief

Magistrate Nurettin Tursun said, “Our borough contributes greatly to the local and national economy with its pomegranate production. Our farmers are producing the best pomegran-ates by working very hard all season. Today is the day we forget about our troubles and celebrate harvest day. I wish fertility and good business for our farmers.” Many activities were organized within the colorful festival.

10 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 13: antalya kultur turzim dergisi

Döşemealtı’nda Nar Festivali kutlandı

11ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 14: antalya kultur turzim dergisi

Ilıca evleri turizme kazandırılıyor

Oryantiring şampiyonası Manavgatta

Antalya’nın Manavgat İlçe-si’ndeki Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi evlerin onarımını ya-pan İngiliz Mimar Steve Han-naby, Ilıca Beldesi’nde iki tarihi konağı restore ederek, turizme kazandırdı. Restorasyonları ta-mamen orijinaline sadık kalarak

yapan İngiliz mimar Hannaby, bu sayıyı arttırabilmek için Ilıca Belediyesi ile işbirliğine girdi. Ilıca Belediye Başkanı Rafet Ünal’ın ise ileriki zamanlarda taş evlerden birini restore edip, bölgeye müze olarak kazandır-mayı planladığı bildirildi.

Manavgat’ta 23 - 26 Şubat 2012 tarihleri arasında Oryanti-ring Şampiyonası Kademe Ya-rışması düzenlenecek. Yarışlara 1200 yerli ve yabancı sporcu-nun katılımının beklendiğini

bildiren Manavgat Belediyesi Başkan Vekili Sema Ecevitoğlu, 2014 yılında Dünya Oryanti-ring Şampiyonası kupasının bir etabının da Manavgat’ta yapılacağını kaydetti.

The houses of Ilıca are being renovated for tourism

The orienteering championship comes to Manavgat

British architect Steve Han-naby, who is renovating the old houses from the Ottoman period in the borough of Ma-navgat in Antalya, has restored two mansions in the town of Ilıca and got them ready for the tourism sector. Hannaby, which restored the mansions to

its original state, is cooperating with the Municipality of Ilıca to increase that number. Ilıca Chief Magistrate Rafet Ünal said that they were planning to restore one of the old stone houses in the town and turn it into a museum.

The Orienteering Champi-onship placement competition will be held in Manavgat on February 23 – 26, 2012. Sema Ecevitoğlu, the Deputy Director of the Manavgat Municipality

who said that they were ex-pecting 1200 local and foreign competitors added that one race during the 2014 World Orienteering Championship would be held in Manavgat.

12 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 15: antalya kultur turzim dergisi

13ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 16: antalya kultur turzim dergisi

Vali Altıparmak: ‘’Otel mutfaklarında yerli zeytinyağı tüketilmeli’’

Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Zeytin Dostu Derneğinin ortaklaşa dü-zenlediği Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü 10. Ortak Akıl ve Güçbirliği Toplantısı, Cam Piramit’te gerçekleştirildi. Antal-ya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, bir zeytin dostu olduğunu ifade ederek, kamu kaynaklarının kullanılmasıyla öncelikle fidan üretimini artırmaya ve zeytinciliği geliştirmeye çalıştıklarını anlattı. Türkiye’de zeytinyağı üretimi-nin ikiye katlandığını, tüketiminin de

arttığını ifade eden Vali Altıparmak, otel mutfaklarında ülkemizde üretilen zeytinyağlarının tüketiminin artırılması-nın önemine değindi. Vali Altıparmak, ‘Bizim bölgemizde üretilen zeytinyağı markaları bilinmeli. Bütün aşçılar bunu mutfağında kullanmalı. Türkiye’de iyi zeytinyağı Antalya’da yetiştirilir, orada yenilir bilinirliliğini oluşturmamız ge-rekir. Bunu yerleştirebilirsek, üretici de çok daha fazla mutlu olacaktır’’ dedi.

Governor Altıparmak: ‘’Local olive oil must be used in hotel kitchens’’

The 10th Olive and Olive Oil Sector Solidarity Meeting, which was jointly or-ganized by the Antalya Trade Exchange and The Olive Friends Association, was held at the Glass Pyramid. Governor Dr. Ahmet Altıparmak, who spoke at the meeting, said that he was an olive enthusiast and that they were trying to expand olive production and increase tiller production by using public funds. Governor Altıparmak, who stated that

olive production and consummation had doubled in Turkey, pointed out to the importance of using local olive oil in hotel kitchens. Governor Altıparmak said, ‘People need to know the brands of olive oils that are being produced in our city. All the cooks must use these brands in their kitchens. We need to make people aware that the best olive oil is produced in Antalya. If we can succeed, the producers will be happier.’’

Kış dönemi uçuşları

SunExpress, İstanbul Sabiha Gökçen, İzmir ve Antalya ile Avrupa arasındaki kış dönemi uçuşlarında, 100.000 koltu-ğu her şey dahil 44Euro’dan satışa sundu. Kampanya-dan yararlanmak isteyenler, biletlerini 20-23 Ekim tarihleri arasında SunExpress’in web sitesi sunexpress.com, çağrı

merkezi 444 0 797 ya da yetkili acentelerinden alabilecekler. Kampanya dâhilindeki uçuşlar, 1 Kasım 2011 ile 24 Mart 2012 tarihleri arasında geçerli kış tarifesi boyunca gerçekleştirile-bilecek. Yolcu avantaj programı SunPoints’e üye olanlar, bu uçuşlarından çifte puan kazana-caklar.

Flights for the winter season

SunExpress is selling 100.000 tickets at 44 Euros for flights between İstanbul Sabiha Gökçen, İzmir and Antalya and Europe. Those who wish to take advantage of this campaign can buy their tickets between October 20-23 at sunexpress.com, the

call center at 444 0 797 or authorized ticket agencies. Flights that are included in the campaign will takes place be-tween November 1, 2011 and March 24, 2012. Those who are SunPoints members will receive double points from these flights.

14 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 17: antalya kultur turzim dergisi

15ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 18: antalya kultur turzim dergisi

Likya Yolu Ultra Maratonu koşuldu

Likya Yolu Ultra Maratonu, Antik Phaselis’te son buldu. Argos Kültür Sanat tarafından ilki 2010 yılında gerçekleşen Likya Yolu Ultra Maratonu’nun 2’ncisi geçen ay gerçekleştirildi. Fethiye Ölüdeniz’de başlayıp, Phaselis Antik Kenti’nde son bulan maratonu erkeklerde Mustafa Kızıltaş, kadın-larda ise Elana Polyakova birinci olarak bitirdi.

Türkiye’de ilk Ultra Maraton olma özelliğine sahip Argos Kültür Sanat organizasyonunda Kültür ve Turizm Bakanlığının desteklediği maratona 27 bireysel, 12 kurumsal koşucu katıldı. Toplam 509 kilometre uzunluğundaki parkurun yaklaşık 240 kilometrelik bölümünü kapsayan ve her gün bir etabın koşulduğu maraton, 6 günde tamamlandı. Ultra maraton, tarihi ve doğası ile Likya’yı dünyaya tanıtmayı hedefliyor.

The Lycia Road Ultra Marathon has ended

The Lycia Road Ultra Marathon ended at the antique city of Phaselis. The 2nd Lycia Road Ultra Marathon, or-ganized for the first time last year by Argos Culture and Art, took place last month. Mustafa Kızıltaş in the men’s category and Elana Polyakova in the women’s category won the marathon which started at Fethiye’s Dead Sea and ended in Phaselis.

27 individual and 12 institutional runners participated in the marathon, Turkey’s first ultra marathon, which was organized by Argos Culture and Art and sponsored by the Ministry of Culture and Tourism. The marathon, which included 240 kilometers of a 509 kilometer road, lasted 6 days and a lap was run each day. The ultra marathon aims to introduce the history and nature of Lycia to the world.

Turizmcilerden deprem bölgesine destek

Antalyalı turizmciler geçtiği-miz günlerde Van’da yaşanan 7.2 büyüklüğündeki deprem son-rası bölgeye yardım için harekete geçti. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) ve Profesyonel Otel Yöneticileri

Derneğinin (POYD) turizmci-lerden topladığı yardımlardan oluşan 15 bin adet battaniye, 3 yüz elektrikli ve gazlı soba, 150 portatif yatak, giyecek, su ve çocuk maması gibi acil ihtiyaçlar bölgeye ulaştırdı.

Support from the tourism sector for earthquake victims

People in the tourism sector in Antalya are racing to help the people of Van, which was shaken by a devastating earth-quake. 15 thousand blankets, 300 electric and gas heaters, 150 portable beds, and urgent

needs such as food, water and baby food was sent to the area by the Mediterranean Touristic Hotels and Operators As-sociation (AKTOB) and The Professional Hotel Managers Association.

16 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 19: antalya kultur turzim dergisi

17ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 20: antalya kultur turzim dergisi

IGTM Belek’te düzenlenecek

Önceki yıllarda İspanya, Fran-sa, Portekiz, Dominik Cumhuri-yeti, Meksika, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan International Golf Travel Market IGTM, bu yıl 14-17 Ka-sım 2011 tarihlerinde doğayı ve çevreyi koruyarak gelişen turizm merkezi olan Belek’te gerçekle-şecek.

Kültür ve Turizm Bakanlığı

Tanıtma Genel Müdürlüğünün desteği ile Belek Turizm Yatırım-cıları Ortak Girişimi A.Ş’nin (BE-TUYAB) ev sahipliğini üstlendiği IGTM, Türkiye’nin golf turizmi için sunduğu olanakları sergi-lemeyi ve tanıtmayı hedefliyor. Fuar kapsamında düzenlenecek IGTM’de golf turnuvaları Lykia Links Golf Course, Cornelia Golf Club, Sueno Pines Golf Course ve Carya Golf Club’ta yapılacak.

IGTM will be organized in Belek

The International Golf Travel Market (IGTM), which was organized in countries such as Spain, France, Portugal, The Dominican Republic, Mexico, South Africa and the United States previously, will take place this year in Belek, a tourism center that is growing by taking care of the nature and environ-ment, between November 14 and 17, 2011.

IGTM, which is supported by the Ministry of Culture and Tourism’s Advertisement Direc-torate and hosted by Belek Tour-ism Investors Joint Cooperation (BETUYAB), aims to advertise the golfing opportunities in Turkey. The golf tournaments which will be organized within the fair will take place at Lykia Links Golf Course, Cornelia Golf Club, Sueno Pines Golf Course and Carya Golf Club.

Evliya Çelebi’nin dünyası, Antalya’da

UNESCO tarafından 2011 yılının ‘Evliya Çelebi’nin Do-ğumunun 400’üncü Yılı” olarak ilan edilmesinden sonra ülke genelinde etkinlikler düzenle-niyor. 4-11 Kasım 2011 tarihleri arasında Antalya’da organize edilecek kutlamalara, Antalya Valiliği ev sahipliği yapacak. Muratpaşa Anadolu Otelci-lik ve Turizm Meslek Lisesi

Konferans Salonu’nda 4 Kasım Cuma günü düzenlenecek olan konferansı, Akdeniz Üniver-sitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Güven Dinç yönete-cek. Konferans sonrası açılacak ‘’Evliya Çelebi’nin Dünyası’’ isimli harita sergisi, 11 Kasım 2011 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

The world of Evliya Çelebi comes to Antalya

Various activities are being organized in our country after UNESCO declared 2011 “The 400th Birthday of Evliya Çelebi ” The Governorship will organize the activities which will take place in Antalya between November 4 and 11, 2011. The conference, which will be held at the Muratpaşa Anadolu Otelcilik and Turizm

Vocational High School on Friday, November 4th, will be presided over by Assistant Doc. Dr Güven Dinç from the Mediterranean University’s History Department. A map exhibition called “The World of Evliya Çelebi” which will be opened after the conference can be visited until November 11, 2011.

18 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 21: antalya kultur turzim dergisi

19ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 22: antalya kultur turzim dergisi

Herkül tek vücut olduPerge Antik Kenti’nde 1980 yılında yapılan kazılarda alt kısmının bulunmasıyla kaçırıldığı anlaşılan Yorgun Herkül Heykeli’nin üst kısmı, anavatanına döndü. Tek vücut haline getirilen Herkül’ün Antalya Müzesi’nde sergilenmesine başlandı.

40 yıllık özlem bitti

Güncel / Actual

20 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 23: antalya kultur turzim dergisi

The upper part of the statue was brought to Antalya from the USA with the plane of the prime ministry. The reconstructed statue was opened to the public after a ceremony that was also

attended by the Minister of Culture and Tourism Ertuğrul Günay. Many people from the tourism sector attended the cer-emony that included the Governor of Antalya Dr.

Yorgun Herakles (Herkül) Heykeli’nin üst kısmı, Baş-bakanlık uçağıyla ABD’den Antalya Müzesi’ne getirildi. Heykelin bütünleşmiş hali, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıl-

dığı törenle ziyarete açıldı. Törende, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Antal-ya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü

A 40 year old yearning has ended, Hercules has become one!

The upper part of the Tired Hercules statue, which was understood to be stolen after excavations in the Perge antique city revealed its bottom part, has returned to its

homeland. The statue, which was put together, is now on display in the Antalya Museum.

21ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 24: antalya kultur turzim dergisi

ile Türkiye Seyahat Acente-leri Birliği Başkanı Başaran Ulusoy ve Türkiye Otelci-ler Federasyonu Başkanı Ahmet Barut’un da araların-da bulunduğu çok sayıda turizmci hazır bulundu.

Bakan Günay, burada yap-tığı konuşmada, çok büyük bir sevinç yaşadıklarını ifade ederek, “Çünkü ülke-mizden haksız bir şekilde, yasadışı yöntemlerle alınıp götürülmüş çok sayıda eseri geri getirme konusun-da eski yıllara kıyasla bir başarı sergiliyoruz” dedi. Heykelin alt kısmının 1980 yılında Prof. Dr. Jale İnan’ın başkanlığındaki kazı ekibi tarafından bulunduğunu hatırlatan Günay, “Üstü muhtemelen ondan önce götürülmüş. 40 yıla yakın bir hasret, bedenin iki parçası-nın buluşmasıyla bitti” diye

Ahmet Altıparmak, Antalya Chief Magistrate Mustafa Akaydın, Museum General Director Murat Süslü, the president of the Turkish Travel Agencies Federa-tion Başaran Ulusoy and the president of the Turkish Hotels Federation Ahmet Barut.

Minister Günay who spoke at the ceremony said that they were very happy and added, “We are very suc-cessful compared to past terms in bringing stolen arti-facts back to our country.”

Günay, who reminded guests that the lower part of the statue was found in 1980 by an excavation team led by Prof. Dr. Jale İnan said, “The upper part of the statue was probably stolen before that date. A 40 year

22 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 25: antalya kultur turzim dergisi

konuştu. Bunun sadece bir bakanın veya birkaç kişinin özel ilgisiyle meydana gelen bir sonuç olmadığını vurgulayan Bakan Günay, Kültür ve Turizm ile Dışişleri bakanlıklarının çalışmalara desteğinin altını çizdi.

4 yılda 3 bin 272 eserTürkiye’ye geri kazandırılan eserlerle ilgili bilgi veren Ba-kan Günay, şunları kaydetti: “Rakamlara baktım, sevin-dim ve övündüm. 1998 ile 2002 arasında yurtdışından ülkemize 492 eser getirilmiş. 2002-2007 yılları arasında 756 eser getirilmiş. 2007

sonunda, yani bizim göreve başladığımız dönemden bugüne kadar geçen 4 yıl içerisinde de 3 bin 272 eser getirilmiş. Gerçekten bu, Türkiye’nin bugüne kadar sadece ekonomisini geliş-tirmekle kalmayıp, turizmini dünyaya tanıtmakla kal-mayıp; tarihine, toprağına özenle, kararlılıkla, sahip çıktığını gösteren son dere-ce somut, önemli ve güzel gelişmelerdir.”

Herakles öncü olduAntalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak ise, bugünün Antalya için çok önemli

old yearning ended with the merge of the two parts. ” The Minister, who stressed that this wasn’t a result obtained by the efforts of just a couple of people, mentioned the efforts of the Ministry of Culture and Tourism and the Ministry of Foreign Affairs.

3272 artifacts in 4 years Minister Günay also in-formed guests on artifacts that were brought back to Turkey: “I looked at the numbers and I was proud. 492 artifacts were brought to Turkey between 1998

and 2002.

756 artifacts were brought back between 2002 and 2007. At the end of 2007, at the time we came to office, 3272 artifacts were brought to Turkey. This is the best example that indicates that Turkey not only developed its economy and tourism but takes care about its own.”

Heracles was the precursorThe Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak stated that this was a great day

23ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 26: antalya kultur turzim dergisi

olduğunu vurgulayarak, “Bu eserin Antalya’ya kazandırılmasında başta Sayın Başbakan ve Sayın Bakan olmak üzere bü-rokratlar ile emeği geçen herkese, Antalyalılar ve şahsım adına şükranlarımı sunuyorum” dedi. Yorgun Herakles Heykeli’nin ülkeye gelmesinin çok önemli bir adım olduğunu ifade eden Vali Altıparmak, bu olayın Türkiye’den bir şekilde çı-karılarak, batıdaki müzeleri süsleyen binlerce eserin ait olduğu topraklara kazan-dırılmasına vesile olması temennisinde bulundu. Heykelin açılışını, Bakan Günay, Vali Altıparmak, Ge-nel Müdür Süslü ve Perge kazı başkanı Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu ile birlikte yaptı.

for the city and said, “I would like to thank all those involved, starting with the Prime Minis-ter and the Minister of Culture and Tourism, for their efforts on behalf of the people of Antalya.

“Governor Altıparmak who said that it was a big step for the statue to return to Turkey said that he hoped other relics that were stolen would be returned from Western museums.

The statue was opened by Minister Günay, Governor Altıparmak, General Director Süslü and the head of the Perge excavations Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu.

Antalya Müzesi’nde birleştirildi

It was put together in the Antalya Museum

Perge Antik Kenti’nde 1980 yılında yapılan kazılarda alt kısmının bulunmasıyla kaçırıldığı anlaşılan heykelin üst kıs-mı, Boston Müzesi’nde sergileniyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında geri alınmasını sağladığı heykelin üst kısmı, Ana uçağıyla Ankara’ya getirildi. Herkül Heykeli’nin alt ve üst kısımları, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı İstanbul Restorasyon ve Kon-servasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü ‘nden gelen iki restorasyon uzmanı ile Antalya Müzesinde görevli bir heykeltıraş tarafından Antalya Arkeoloji Müzesi’nde birleş-tirildi.

The upper part of the statue, which was discovered to be stolen during the excavations in Perge in 1980, was on dis-play at the Boston Museum. The part which was asked to be returned during the Prime Minister’s visit to the US was brought to Ankara with the plane of the prime ministry. The upper and lower parts of the Hercules statue was restored at the Antalya Archeology Museum by two restoration ex-perts from the Istanbul Restoration and Conservation Lab and a sculptor at the Antalya Museum.

24 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 27: antalya kultur turzim dergisi

25ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 28: antalya kultur turzim dergisi

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nden üç öğretim görevlisinin yaptığı “turist sa-dakati” araştırması, Antalya’yı ziyaret eden turistlerin, bölge-lere göre konaklama işlet-melerine olan marka sadakat düzeylerini ortaya koydu. İbrahim Çetintürk, Orhan Adıgüzel, Hasan Yüksel’in hazırladığı araştırmaya göre,

turistlerin yüzde 80,3’ü, “tek-rar aynı oteli tercih eder misi-niz” sorusuna “evet” cevabını verdi. Bu durum müşterilerin Antalya’daki konaklama tesislerinden memnuniyetinin yüksek oranda olduğunu gösterdi.

Müşteri memnuniyeti ora-nı, aynı otelde daha önce

The ‘tourist loyalty’ research undertaken by three academic from the Isparta Süleyman Demirel University, established the loyalty levels of tourists that visit Antalya. Accord-ing to the research prepared by İbrahim Çetintürk, Orhan Adıgüzel and Hasan Yüksel, 80, 3 % of tourists in Antalya answer “yes” to the question

“will you stay at the same hotel?” This showed that the satisfaction at the facilities in Antalya was at a high level.

Customer satisfaction rate has increased compared to previous stays by tourists. According to the survey, 96% of tourists who have stayed at the same hotel for at least 4

Turist otellerden memnunAntalya’da turistlerin yüzde 80,3’ü “tekrar aynı oteli tercih eder misiniz” sorusuna “evet” cevabını veriyor. Belek’te bu oran yüzde 91,3, Kaş’ta ise yüzde 46,2.

Güncel / Actual

26 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 29: antalya kultur turzim dergisi

yaptığı tatil sayısına oranla artış gösteriyor. Buna göre, aynı otelde en az 4 kez tatil yapmış turistlerin yüzde 96’sı ‘’tekrar aynı oteli tercih ede-bileceğini’’ belirtti. En az 3 kez aynı otelde tatil yapanla-rın sadakat oranı ise yüzde 95,2 oldu. İkinci kez aynı otel için tercih yapanların tekrar gelme oranı ise yüzde 93,9’te kaldı. İlk kez Antalya’da tatil yapan turistlerin ise yüzde 72,3’ü, “tekrar aynı oteli tercih eder misiniz” sorusuna, “evet” cevabını verdi.

En yüksek oran Belek’teAraştırma, bölgelere göre turist memnuniyetinin ve dolayısıyla sadakatinin de de-ğiştiğini gösteriyor. En yüksek

turist sadakati, Antalya’nın

en lüks otellerinin bulunduğu

Belek bölgesinde yaşanıyor.

En düşük oran ise butik ve

apart otellerin yaygın olduğu

Kaş’ta. Belek bölgesinden

araştırmaya katılan turistlerin

yüzde 91,3’ü “tekrar aynı

oteli tercih eder misiniz”

sorusuna “evet” dedi. Kaş’ta

ise bu oran yüzde 46,2’ye

kadar geriledi. Turist sadakati

oranı, Alanya’da yüzde 81,3,

Side’de yüzde 78, Kemer’de

ise yüzde 66,6 oldu. Süley-

man Demirel Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Öğretim Görevlisi İbrahim Çetintürk, araştırma sonuçla-rını değerlendirirken, marka-ya sadık müşterilerin, fiyata duyarsız olduğunu belirtti. Çetintürk, “Konuklar, diğer otel işletmeleri daha düşük fiyata aynı hizmeti sunsalar dahi aynı konaklama işletme-sini kısmen tercih edecekle-rini ifade etmişlerdir” dedi. Belek bölgesinde konaklama

times stated that they would prefer the same hotel. The loyalty level of those who have stayed at the same hotel for at least 3 times was 95, 2%. İ93, 9% of the tourists who have stayed at the same hotel for at least twice, said that they would come back. 72, 3% of the tourists who had vacationed in Antalya for the first time said that they would prefer to stay at the same hotel.

Highest ratio in Belek The research proves that cus-tomer satisfaction and thus loyalty changes according to regions. The highest tourist loyalty is seen in Belek, where all the most luxurious hotels are located. The lowest ratio is in Kaş, where boutique ho-tels and hostels are located. 91, 3% of tourists in the Belek area said that they would stay at the same hotel while this number dropped to 46, 2%

Tourists are happy with the hotels80, 3 % of tourists in Antalya answer “yes” to the question “will you stay

at the same hotel?” That ratio in Belek is 91, 3 % and 46, 2 % in Kaş.

27ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 30: antalya kultur turzim dergisi

yapan konukların diğer bölgelere göre daha olum-lu görüşe sahip olduğuna değinen Çetintürk, Kaş’ın ise müşteri beklentilerini en az düzeyde karşılayan çekim merkezi olarak dik-kat çektiğini kaydetti.

İbrahim Çetintürk, turist-lerin Antalya’da sadece Belek bölgesine davranış-sal olarak değil, tutumsal düzeyde de sadakat gösterdiğini ifade ederek, ‘’Antalya’nın Belek bölge-sinde faaliyet gösteren ko-naklama işletmelerinin oda fiyatları, diğer bölgelerdeki konaklama işletmelerinin oda fiyatlarına göre daha yüksektir. Belek bölgesine ziyarete gelen misafirler, daha fazla para ödeyerek tekrar tekrar hizmet satın

almaktadır” diye konuştu. Çetintürk, ayrıca yapılan araştırmada, “konakladı-ğım işletmedeki fiyat artı-şına rağmen aynı işletmeyi tercih ederim” sorusuna da en yüksek oranla Belek bölgesinden “evet” cevabı aldıklarını, en düşük ora-nın ise Kaş ve Kemer’de olduğunu söyledi.

Tercihleri etkileyebilirİbrahim Çetintürk, turist sadakatinin boyutuna iliş-kin de bir araştırma yap-tıklarını belirterek, şunları söyledi: “Antalya’nın farklı bölgelerinde konaklama yapan katılımcıların otelin sunduğu özel hizmetlerin oteli tekrar tercih etme-lerindeki etkisine ilişkin görüşlerinde, anlamlı bir farklılık var.

in Kaş. Tourist loyalty ratio in Alanya was 81, 3%, 78% in Side and 66, 6% in Kemer.

While evaluating the results of the survey, İbrahim Çetintürk from the Süleyman Demirel University said that customers who were loyal to the brand were indifferent about the prices. Çetintürk said, “Guests said that they would prefer their usual hotels even though other establishments of-fered the same services at lower prices.” Çetintürk, who points out that the customers who have stayed in the Belek area had more positive comments com-pared to ones who have stayed in other areas, said that Kaş was the least attractive area in terms of customer satisfaction.

İbrahim Çetintürk, who added that tourists in the Belek region

were not only behaviorally but also economically loyal said, ‘’the room rates at the facilities in Belek are more expensive compared to the other regions in Antalya. Tourists who visit the Belek region prefer to pay more money for the service time and time again.”Çetintürk also pointed out that there were more ‘yes’ answers to the ques-tion ‘will you prefer the same facility if the prices were raised?’ in Belek and that the lowest ratio regarding this question was in Kaş and Kemer. İbrahim Çetintürk said that they also tested the depth of tourist loyalty and added: “There are also meaningful differences in assessing if the special services that hotels provide would make a difference in tourists choosing the same hotel in Antalya.

28 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 31: antalya kultur turzim dergisi

29ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 32: antalya kultur turzim dergisi

Türkiye’ye gelen Rus turistlerin uğradıkları kazalarla ilgili Türkiye aleyhtarı yayınlar yapılmasının ele alındığı toplantıda, tur operatörlerinin kullandığı araçlara GPS ve kamera konulması önerileri gündeme geldi.

After receiving negative publicity in foreign press concerning accidents Russian tourists suffered in Turkey, a meeting was held on the subject and suggestions for

the problem included installing GPS and camera systems on tour buses.

GPS control on tour buses

Tur araçlarına GPS’li kontrol

Güncel / Actual

30 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 33: antalya kultur turzim dergisi

Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı, Rusya’da faali-yet gösteren 8 tur operatörünün temsilcilerinin yanı sıra Türki-ye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ve Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) üyeleriyle Antalya’da bir araya geldi. İstanbul, İzmir, Antalya ve Muğla’nın İl Kültür ve Turizm müdürlerinin de hazır bulunduğu toplantıda, Türkiye’yi ziyaret eden Rus turistlerin uğ-radığı trafik kazaları ele alandı.

Güven Taşbaşı, burada yaptığı konuşmada, Rusya Federasyonu’nda yaklaşan seçimler nedeniyle bazı propa-gandalarda Türkiye aleyhtarı yazılar çıkmasının ve bunların siyasi kampanyalarda malzeme olarak kullanılmasının oluşturdu-ğu rahatsızlık üzerine bir araya geldiklerini belirtti. Taşbaşı, yapılması gerekenleri görüştük-lerini ve alınan tedbirlerin takip-çisi olacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye’de huzurlu, kaliteli gü-venli bir turizmi devam ettirme-ye gayret ederiz ve ülkemizin imajının daha iyiye gitmesini sarsacak olayları önlemiş olabi-liriz. Kazaları aza indirmek için tur operatörlerinin kullandığı tur araçlarına GPS konularak, her tur operatörünün kendi araçla-rını kontrolü sağlanacak. Buna ilişkin bakanlığımızla ve Ulaştır-ma Bakanlığı ile görüşmeler ya-pacağız. Ulaştırma Bakanlığına, araçlar içine kameralar koyarak, hem şoför hem yolcu güven-liğinin sağlanmasına yönelik tedbirler önerilecek. Antalya’da merkezi kontrol nasıl yapabiliriz, İstanbul’da nasıl yapabiliriz, bunları görüştük.’’

Bu tedbirlerin yanı sıra araç sü-rücülerinden gelen uzun çalış-ma süreleriyle ilgili şikâyetlerin de araştırılacağını, bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla görüşüleceğini ve

çalışma sürelerinin yasaların ön-gördüğü şekilde düzenlenece-ğini anlatan Taşbaşı, “Şoförlerin 8 saatlik devreler halinde çalıştı-rılması, çalışma kartları olması gerekiyor. Antalya Valiliğinin önerisiyle şoförler eğitilecek’’ dedi.

Tercihler değişmediRusya Federasyonu’nda Türkiye aleyhtarı yayınlar yapılmasına karşın Rus turistlerin tercihlerin-de bir değişiklik olmadığını da bildiren Taşbaşı, şöyle devam etti: “Aksine Rusya’dan ülke-mize gelen ziyaretçi sayısında yüzde 15’lik artış söz konusu. Antalya’ya gelen Rus ziyaretçi sayısında da diğer illere oranla daha fazla, yüzde 16 artış var. Rusya’da yapılan bir ankette, Türkiye hatta Antalya en iyi destinasyon olarak seçildi. Böyle bir algılama söz konusu. Doğabilecek her türlü olumsuz-luğu gidermeye çalışıyoruz. Ne kadar az hata, problem yaşar-sak o kadar çok ziyaretçi elde edeceğiz. Önümüzdeki yıllar daha pürüzsüz sezon yaşamak için çalışmalar yapıyoruz.’’

Ministry of Culture and Tour-ism Advertisement General Director met with the repre-sentatives of 8 travel agen-cies working in Russia at a meeting Antalya which was also attended by member of the Turkish Travel Agencies Association (TÜRSAB) and The Mediterranean Touristic Hotels and Facilities As-sociation (AKTOB). During the meeting, which also included administrators from the İstanbul, İzmir, Antalya and Muğla City Culture and Tourism Directorates, traffic accidents involving Russian tourists were discussed. During his speech at the meeting, Güven Taşbaşı said that they had gath-ered after negative publicity about Turkey in the Rus-sian Federation due to the upcoming elections and were there to discuss the problem. Taşbaşı, who pointed out that they had talked about necessary precautions and were going to follow up on the developments, said: ‘’we

wish to continue the peace-ful, high quality and safe tourism in Turkey and we may have provided situations that will tarnish the image of our country. In order to mini-mize accidents, we will install GPs systems on tour buses and each tour operator will be responsible for the safety of their own buses. We will conduct meetings with our Ministry and the Ministry of Transportation regarding this matter. We will advise the Ministry of Transportation to install cameras inside the vehicles for passenger safety. We discussed how we could control the situation centrally in Antalya and Istanbul.’’Taşbaşı, who added that they were going to investigate the complaints of the drivers about their long work hours, talks to the Ministry of Labor and Social Security and that works hours would be organ-ized according to the law, said: “Drivers need to work in 8 hour shifts and they need punch cards. In addition, the drivers will be reeducated’’

No change in preferences Taşbaşı, who pointed out that the preferences of the Russian tourist hadn’t changed despite the nega-tive publicity regarding Tur-key in the Russian Federa-tion, said: “On the contrary, we have seen a 15% rise in the tourists from Russia. The number of tourists that have come to Antalya has risen by 16%. In a survey conducted in Russia, Turkey and Antalya was chosen as the best destinations. We are trying to eliminate all the negativities we may face. The fewer problems we have, the more tourists will come. We are work-ing towards establishing a problem-free season in the upcoming years.’’

Cumhur Güven Taşbaşı

31ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 34: antalya kultur turzim dergisi

Güncel / Actual

Accommodation in Antalya is above the average in Turkey

Assistant Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Faruk Şahin pointed out that the average of tourist accommodation in Turkey was 4 but 7 days in Antalya

and that an infrastructure planning that could match this demand should be planned.

Antalya’da konaklamaTürkiye ortalamasının üzerinde

Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin, turistlerin konaklama ortalamasının ülke genelinde 4, Antalya’da ise 7 gün olduğunu, bu rağbete karşılık verecek alt yapının planlanması gerektiğini belirtti.

32 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 35: antalya kultur turzim dergisi

Assistant Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Faruk Şahin pointed out that the aver-age of tourist accommoda-tion in Turkey was 4 but 7 days in Antalya and that an infrastructure planning that could match this demand should be planned.

Ministry authorities and the representatives of the municipalities in the region met at a meeting at the governorship in Antalya. Assistant Undersecretary of the Ministry of Culture and Tourism Faruk Şahin who spoke at the meeting where infrastructure problems were discussed, pointed out that Turkey has started tourism activities in the 60’s and that the first tourism infrastructure investment was done in Kemer in 1973 with funds acquired from

the World Bank. Şahin, who stressed that the planning was done for 15 thousand beds but now the region had 3 times more beds said, ‘Tourism is a very good source of income and we need capacity increase. But infrastructure and environmental problems that come with capacity increase can also suffocate tourism.’’

Şahin, who pointed out that Spain received over 50 mil-lion tourists in the Mediter-ranean, said that tourism planning was poorly exe-cuted in our country. Şahin, who said that Antalya faced a 680% increase in bed capacity between the years 1985 and 1995, said that infrastructure planning was needed. Şahin, who said that unplanned infrastruc-ture, led to environmen-

Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin, Türkiye’ye gelen turistlerin gecelik konaklama ortalamasının ülke genelinde 4, Antalya’da ise 7 olduğu-nu belirterek, ‘’Bu rağbete karşılık verecek altyapının planlanması ve geliştirilmesi sorunu var’’ dedi.

Antalya’da bazı arıtma tesis-lerinde incelemelerde bulu-nan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın talimatıyla Valilik koordinasyonunda Ba-kanlık yetkilileri ile bölgedeki belediyelerin temsilcileri bir araya geldi. Altyapı sorunla-rının ele alındığı toplantıyla il-gili değerlendirmede bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Müs-teşar Yardımcısı Faruk Şahin, Türkiye’nin turizmle 1960’lı yıllarla tanıştığını, 1973 yılında Dünya Bankası’ndan alınan krediyle ilk turizm altyapı planlamasının Kemer

İlçesi’nde gerçekleştirildiğini söyledi. Planlamanın 15 bin yatak kapasitesi üzerinden yapıldığını, ancak bunun bölgede 3 katına çıktığını dile getiren Şahin, ‘Turizm iyi bir kazanç kapısı ve kapasite artırımı gerekiyor. Ama kapa-site artırımıyla gelen alt yapı ve çevre sorunları, turizmden kazanırken, turizmde boğul-mayı getirebiliyor’’ dedi. Akdeniz çanağında İspanya’nın 50 milyonun üzerinde turist ağırladığını ifade eden Şahin, bu ülkenin turizm planlamasını iyi şekil-de yapamadığını vurguladı. Antalya’nın da 1985-95 yılları arasında yüzde 680 oranında yatak kapasitesi büyüme-si yaşadığını dile getiren Şahin, altyapıyı da planlamak gerektiğini söyledi. Kapasite artışıyla birlikte planlanama-yan altyapının betonlaşma sorunlarına neden olduğunu

33ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 36: antalya kultur turzim dergisi

tal problems and in turn decreased the quality of tourism and prices, gave Spain as an example. Şahin said, ‘we need to develop tourism by taking into ac-count the balance between preservation and usage. The most important step is purification. We are here to coordinate this. Let’s follow in the footsteps of Spain. Let’s not make the same mistakes. In fact, we should rise above the standards. As the experts say, if you we don’t make those plans we will make the same mistakes’’

Şahin, who said that Turkey

has achieved a big accel-eration in tourism added: “Turkey is 5th in Europe and 7th in the world in terms of tourism. One third of the tourists who come to Tur-key come to Antalya. The average of tourist overnight accommodation in Turkey is 4 but 7 days in Antalya, this means that 605 of over-night stays are in Antalya. But there is a problem with infrastructure planning and development for this high demand. If we plan this problem carefully and work together, we can conquer it. If we are unable to plan this there will be problems but this is why we are here.’’

ve turizm kalitesi ile fiyatları düşürdüğünü ifade eden Şahin, buna örnek olarak İspanya’yı gösterdi. Şahin, ‘Koruma kullanma den-gesini gözeterek, turizmi geliştirmemiz lazım. Bunun en önemli ayağı arıtma. Biz bunu koordine edebilmek için buradayız. İspanya’yı örnek alalım. Aynı hatalara düşmeyelim. Hatta stan-dartların da üzerine çıkalım. Uzmanların söylediği bu planlamaları yapamazsak, aynı hatalara düşebiliriz’’ diye konuştu. Türkiye’nin turizmde büyük ivme kazandığını belirten Şahin, şunları söyledi: ‘’Avrupa’da 5, dünya-

da 7. sırada Türkiye. Türkiye’ye gelen turistin 3’te biri Antalya’ya ait. Turistlerin geceleme ortalaması Türkiye’de 4 iken, Antalya’da 7. Bu da gecelemenin yüzde 60’ının Antalya’da olduğunu gös-teriyor. Bu rağbete karşılık verecek altyapının planlan-ması ve geliştirilmesi sorunu ortada var. Bu sorunu elbirliğiyle ve Bakanlığımızın koordinasyonunda planlar-sak, önemli bir ivme olacak-tır. Planlayamazsak sıkıntı olabilir ama Bakanlığımız bunun için burada. Bakan-lığımız öncelik sıralaması yapıp, önemi derecesinde bunlara katkı yapmak için burada.’’

34 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 37: antalya kultur turzim dergisi

35ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 38: antalya kultur turzim dergisi

10 milyonuncu turist

Antalya’ya gelen yolcu sayısı 10 milyonu geçti. Kentin ağırladığı 10 milyonuncu turist, evli ve 2 çocuk annesi Hollandalı Anouk Vandenbersselaar oldu.

Antalya’ya gelen 10 mil-yonuncu turist için hava-limanının ikinci dış hatlar terminalinde karşılama töreni düzenlendi. 10 mil-yonuncu turist, Corendon Havayolları’na ait CAI 040 uçuş numaralı yolcu uça-ğıyla saat 14.55’te geldi.

Eindhoven’da yaşayan ve ta-tile eşinin yanı sıra 2 çocuğu ile birlikte çıkan Anouk Van-denbersselaar (33), Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel ve diğer yetkililer tarafından çiçeklerle karşılandı. Tören, aile için büyük bir sürpriz oldu.

A ceremony was organized in the second international terminal of the airport for the 10 millionth tourist to arrive in Antalya. The said tourist arrived in Antalya at 14.55 via Corendon Airways. Anouk Vandenbersselaar (33) from Eindhoven, who had come to

Antalya with her husband and two children, was greeted by Assistant Governor Recep Yüksel and other authorities with flowers. The ceremony was a big surprise for the whole family. Anouk and her husband

çiçeklerle karşılandı

Güncel / Actual

36 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 39: antalya kultur turzim dergisi

Tatil için Türkiye’de bulunmak-tan çok mutlu olduğunu ifade eden Anouk ile eşi Martyn Van-denbersselaar, Manavgat’a bağlı Side beldesine gidecek-lerini belirtti. Anouk Vanden-bersselaar, daha önce 5 kez Antalya’ya geldiği dile getirdi.

Antalya’nın deniz yoluyla ge-lenlerle birlikte, 10 milyon yol-cu sayısını geçen yılın sonun-da yakaladığını bildiren Vali Yardımcısı Recep Yüksel, “Bu yıl ekim ayı ortalarında bunu egale ettik. Bu, aralık ayına kadar 11 milyonu yakalayaca-ğımız anlamına geliyor” dedi. Antalya’ya gelen her turistin kendileri için kıymetli olduğunu vurgulayan Yüksel, şunları kay-detti: “10 milyonuncu turistin bir aileye denk gelmiş olması çok anlamlı. Çünkü, Antalya turizmde başta çocuklar ve aileleri olmak üzere her kesime açık. Özellikle çocukları ve aileleri göz önüne alan bir turizm anlayışını taşımaya ça-lışıyor. Şu an 6 ay olan sezon, turizm çeşitlendirilerek 12 aya yayılabilirse turist sayısının 15-20 milyona ulaşacağına inanıyorum.” Anouk ve Marty çifti ile çocuk-ları Job (4) ve Lotte’den (2) oluşan Vandenbersselaar ai-lesine 5 yıldızlı otelde bir hafta tatil hediye edildi.

Martyn, who said that they were happy to have come to Turkey for vacation, added that they were go-ing to stay in Side. Anouk Vandenbersselaar said that this was their 6th visit to Antalya.

Assistant Governor Recep Yüksel who stated that the number of visitors to Antalya had passed 10 mil-lion at the end of last year with the addition of people who had come to the city via sea, said, “We renewed our record in the middle of this October. This means that we will reach 11 million by December”

Yüksel, who pointed out that each tourist that comes to Antalya, was valuable said: “It is doubly fun that the 10 millionth tourist is a family because Antalya welcomes everyone in tourism. We are working towards attracting more families and children. If we can expand the tourism season from 6 to 12 month, I believe we can attract 15-20 million tourists” A 7 day holiday at a 4-star hotel was presented to the Vandenbersselaar family.

The 10 millionth tourist was greeted with flowers

The number of tourists who have visited Antalya has passed 10 million. The 10 millionth tourist to arrive in Antalya was Anouk Vandenbersselaar

from the Netherlands, a wife and the mother of two kids.

37ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 40: antalya kultur turzim dergisi

Antalya’nın ilk turizm merkez-lerinden birisi olan Side’yi, bölgenin ilk turizmcilerin-den Ali Barut ile konuştuk. Side’nin kitle turizmi açısın-dan hedeflerine ulaştığını söyleyen Barut, gelecekte sürdürülebilir 12 ay turizm için alternatiflere ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Side’nin 40 yıllık turizm yolculuğunda doğal güzellikler ve tarihi eserlere yakın olmasının bölgenin tercih edilmesinde etkisi bulunduğunu düşünen Barut, “Allahtan Romalılardan kalma bu tarihi eserler olduğu için biz ayaktayız. Denizimiz güzel, kumumuz güzel” diyor.

Side’de turizm nasıl baş-ladı?BARUT: Side’de turizm 1969’larda başladı. O dönem bir otel açıldı ve onunla birlikte biz de turizmciliği öğrendik. Daha öncesinde ev pansiyonculuğu yapılıyordu. Ben Antalya’da inşaatçıydım. Hedefim doğduğum köyde turizm yatırımı yapmaktı ve ni-

tekim öyle oldu. Babamızdan kalma bu arazide 1971’de 36 oda olarak otelimizi açtık. O dönemin Side’deki en büyük oteliydi. Çok imkânsızlıklar vardı. Bölgede elektrik, su,

We talked about Side, one of the first touristic centers in Antalya, with Ali Barut. Barut, who pointed out that Side had reached its target in terms of mass tourism, says that

alternatives are needed for a sustainable 12 month tour-ism in the future. Barut, who claims that natural beauties and historical elements are reason why people have been

Side’de kış turizmi

golfe bağlı Ali Barut, Side’nin ilk turizmcilerinden. İlçenin geçen 40 yılını konuşurken, kitle turizmi açısından hedeflere ulaşıldığını belirtiyor. Barut gelecekte ise 12 ay çalışabilmek için alternatif turizmin gerekliliğine işaret ediyor.

Yazı-Fotoğraf/ Article-Photographes: Hamit SeçilRöportaj / Interview

38 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 41: antalya kultur turzim dergisi

yol yoktu. Deniz kenarından gidip geliyorduk. Dalga olunca kimse gelemiyordu. Sabrettik. Zamanla otelimizin oda sayısını çoğalttık. 3 sene sonra 57 odaya çıkarttık. 1977’de yatak kapasitesi 150 odaya ulaştı. O dönem turizmde Anadolu turları çoğalmaya başladı. 1980’den sonra kanalizasyon yapıldı, su geldi, yol açıldı. Sorunlar ortadan kaldırıldı.

Bölgenin en eski turizm merkezi sizin merkez mi?BARUT: Tabii ki bizim. Yoktu başka bir yer. Ne Belek vardı, ne Kemer. Antalya’da Side ve Alanya vardı sadece.

Side’yi kim tercih ediyordu?BARUT: En başından beri başta Almanlar olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkele-rinden misafirlerimiz vardı. Ayrıca yerli halk da çok tercih ederdi. Özellikle balayı çiftlerinin vazgeçilmez tatil merkeziydi Side.

Turizm Side bölgesindeki kültürel yapıyı nasıl değiştir-di?BARUT: Turizm sırf yatak değildir. 65 iş koluna katkı sağlar. Turizm yöremizde olmasaydı, burası berbattı. Kimisi turizmden geçiniyor, kimi toprağından. Tabii ki, değişim oldu. Bu kaçınılmaz

bir gerçekti. Bu dünyanın her yerinde böyledir.

Side’nin diğer bölgelerden farkı nedir?BARUT: Burası çok mer-kezi bir yerdir. Buradan 30 kilometre gidiyorsun rafting yapıyorsun, 40 kilometre gidi-yorsun Toroslar’daki çam or-manlarına ulaşıyorsun. Bizim yöremizde bölgenin en güzel ormanları, en güzel nehirleri, tarihi eserleri vardır. Her şeyi Side’de bulabilirsiniz.

Bölge olarak geçen 40 yıl-da istenilen seviyeye ulaştınız mı?BARUT: Bölge kitle turizmi olarak istenilen seviyeye geldi, ancak bazı eksiklikler yok değil. Alternatif turizm hizmetlerinin olmaması, 12 ay çalışmamızı engelliyor. Bölge golf turizmine açılmalı bence.

Golfün bölgeye katkısı ne olacak?BARUT: Bir defa golf olunca o yörenin yıldızı bir tane artı-yor. Eğer burada golf turizmi yapılırsa kışın 20 değil, 30 otel açık kalacak. 3 restoran daha açılacak. Kışın ölen bir şehir olmayacak Side. Golf, fiyatları değiştirecek ve sade-ce biz değil, taksici de çalışa-cak. Çünkü golfcüler varlıklı insanlardır. Allahtan Romalı-lardan kalma bu tarihi eserler

Ali Barut is one of the first tourism businessmen in Side. When he talks about the past 40 years of the borough he points out that targets have been reached in terms of mass tourism

and stresses the need for alternative tourism to expand tourism to 12 months.

Winter tourism in side depends on golf

choosing Side for the past 40 years, says “The reason we are still alive is because of these historical artworks from the Romans. Our sea and sand is also beautiful.”

How did tourism in Side start? BARUT: Tourism in Side started in the 1969’s. During that time, a hotel opened here and this is how we learned about tourism. Before that, house pensions were popular. I was a constructor in Antalya. My dream was to realize touristic investments in the village I was born in and that’s what happened. We opened our 36-room hotel in 1971 on a land that belonged to my father. At that time, it was the biggest hotel in Side. We faced many difficulties. We didn’t have electricity or wa-ter; there were no roads. We traveled along the beach. No one came when there were big waves. We waited patient-ly. We increased the number of room in time. In 1977, we had 150 rooms. During that time, Anatolian tours became popular. The sewerage sys-tem was built after 1980 and the roads opened.

Is yours the oldest touristic facility in the region? BARUT: Of course. There

wasn’t any other place. No Belek and no Kemer. There was only Side and Alanya in Antalya.

Who preferred Side? BARUT: At the beginning, we had guests from various countries in Europe, mainly Germans. Also, it was popular with the locals. It was a top spot for honeymooners.

How did tourism change the cultural structure in Side? BARUT: Tourism is not just accommodation. It contrib-utes to 65 different business-es. If we didn’t have tourism, this would be a terrible place. Of course there was a change that came with tourism; this is true for all the countries around the world.

What differentiates Side from other regions? BARUT: This is a very central place. If you go 30 kilometers away you can go rafting, and if you go 40 kilometers you can reach the pine forests in the Taurus Mountains. The most beautiful forests, rivers and historical elements in the region are in Side. You can find everything here.

Have you reached the desired level as a region in the past 40 years? BARUT: I would say yes to

39ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 42: antalya kultur turzim dergisi

olduğu için biz ayaktayız. Denizimiz güzel, kumumuz güzel. Side’de kış turizmini golfun canlandıracağını düşünüyorum.

Halen Almanlar mı tercih ediyor Side’yi?BARUT: Turist çeşitliliği farklılaştı son yıllarda. Ruslar da gelmeye başladı Side’ye artık. Turizmde herkesi ağırlamak zorun-dayız. Millet seçme gibi bir lüksümüz yok.

Bölgedeki yatak ka-pasitesi yeterli mi? Yeni yataklara ihtiyaç var mı?BARUT: Bence yok. Bölge-nin sadece alternatif turizm alanlarına ihtiyaç var. Geçtiğimiz yıl Taşağıl’da böyle bir alan açıldı. Bu tür yatırımlara ihtiyaç var. Gidin bakın dolu. Alter-natif turizm hizmetleri, turizm gelirlerini minimum yüzde 20 oranda artıracak. Bölgede golf olursa kalite değişecek. Anlatabiliyor muyum?

Ülke turizminin geleceği açısından her şey dahil sistemle devam edilmeli mi?BARUT: Bunda sonra zannederim bu sistemden vazgeçmek zor. Gelenler de bu sistemi tercih ediyor. Her şey dahil sistemi özelikle Ruslara çok cazip geliyor. Bu sistemin gele-cekte kalkacağını zannet-miyorum.

İşletme maliyetleri açısın-dan peki?BARUT: Eğer verdiğinin karşılığını alabiliyorsan, çok mahsuru yok bu sistemin. Bu sistemle farklı milletler arasında sistem dengesi kuruluyor. Birileri çok içiyor, bazıları az ye-mek yiyor. Burada yarım pansiyonla başladık biz

otelciliğe. Sahil otellerinde bence en iyi sistem, yarım pansiyon. Her şey dahil kaliteyi bozmadan verile-biliyorsa devam edebilir. Ama her tesis bu sistemi uygulamamalı. Bir standart getirilmeli her şey dahil sisteme.

Bu sistemin müşteri-yi dışarıyı çıkartmadığı yönünde eleştiriler var. Turizmde herkesin mutlu olması mümkün mü?BARUT: Mümkün değil. Esnafın şunu bilmesi lazım. Eğer bu sistem olmasaydı, bu kadar çok yatak kapasitesi olma-yacaktı. Çünkü müşteri geldikçe biz müteşebbis ruhumuzla yatak yaptık. Bu kadar yatak kapasite-sinden dışarı çıkan turist esnafı besliyor ki, bu kadar esnaf var dışarıda. Geçen sene yapılan bir istatistiğe göre, müşte-rilerin yüzde 45’i dışarı çıkıyormuş. Bu, eleştirile-re iyi bir yanıt.

2023 yılında 50 milyon turist hedefi var? Bu hayal mi, gerçekleştirilebilinir mi?BARUT: Bu hayal de-ğil. Türkiye’de o kadar çok alternatif var ki. Ben dünyayı gezdim. Böyle bir ülke bulamadım. Türkiye genelinde sağlık turiz-minden deniz güneş kum turizmine, kültür turizmin-den spor turizmine her şey yapılabilir.

Biz turizme başladığımız zaman turizm geliri 280 milyon dolardı. Dönemin Başbakan’ı Turgut Özal, “Turizm geliri10 milyar dolara çıkacak” dediği zaman, ben (Başbakan şaşırdı) diyordum. Bugün 20 milyar dolara ulaştı. Türk halkı müteşebbistir, yalnız doğru yönlendirilme-

that in terms of mass tourism but there are some shortcom-ings. The lack of alternative tourism prevents 12 months of tourism. I believe the area must be opened to golf tourism.

What will golfing contribute to the region? BARUT: First of all, if a region has golfing, that region gets an extra star. If golf tourism comes to Side, not 20 but 30 hotels will be open during the winter. 3 more restaurants will open. It will not be a dead town in the winter. Golfing will change the rates and not only us but the taxi drivers will work as well because golfers are wealthy people. The reason we are still alive is because of these historical artworks from the Romans. Our sea and sand is also beautiful. I believe that golf will revitalize tourism in Side in the winter.

Is Side still widely preferred by Germans? BARUT: Tourist variety has increased in recent years. Russians have started coming to Side. We have to accommo-date everyone. We don’t have the luxury of picking a particular nation.

Is the best capacity in the region sufficient? Do we need new beds? BARUT: I think it is enough. What the region needs is alternative tourism areas. Such an area was opened in Taşağıl recently. We need investments like that. Alternative tourism services will increase tourism revenues by a minimum of 20%. Quality will rise if we have golfing in Side.

Do you think the ‘all included’ system should be continued? BARUT: I believe it is now impossible to drop this system after all this time. Tourists like this system, especially Rus-

sians. I don’t believe it will be abandoned in the future.

How about in terms of facility costs? BARUT: If it is a win-win situa-tion this system is not all that bad. A systematic balance is achieved between people from different nations through this system. Some drink a lot, some eat less. We started the hotel business with the half-board system. I think this is the best system for shoreline hotels. If you can provide an excellent all included system you can continue. But every facility has to have a standard.

People say that this system prevents guests from leaving their hotels. Is it possible to make everyone happy when it comes to tourism? BARUT: No, it’s not. The mer-chants need to understand one thing: if such a system didn’t exist we wouldn’t have these many tourists and these many beds. According to statistics 45% of the guests spend money outside their hotels. This should be a good answer for these kinds of criticisms.

Turkey is aiming to attract 50 million tourists in 2023? Do you think this is a realistic target? BARUT: This is not a futile dream. Turkey has so many alternatives. I have traveled the world and couldn’t find a country like ours. You can do everything in Turkey from health tourism to sea-sun-sand tourism, from culture tourism to sports tourism. When we started working in the sector, tourism revenue was 280 mil-lion dollars. When former Prime Minister Turgut Özal said that tourism revenue was going to be 10 billion dollars I thought he was crazy. Today, this num-ber is over 20 billion. Turkish people are entrepreneurs, they just need a little guidance.

40 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 43: antalya kultur turzim dergisi

si gerekir.

41ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 44: antalya kultur turzim dergisi

Yazı/ Article: Doç. Dr. Hüseyin Sabri Alanyalı (Anadolu Üniversitesi)- (Anadolu University)Fotoğraflar/ Photographs: Hamit SEÇİL/ Side Belediyesi Arşivi-/ Side Municipality Archives

Side has always been a self-sufficient city dedicated to its traditions. It has become famous in 1970’s with the development of tourism and a world famous brand in recent

years with its touristic facilities and antique settlements.

Side: The port city of the antique age

SİDE

42 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 45: antalya kultur turzim dergisi

Antik çağın liman kenti

Geleneklerine bağlı ve her dönem ayakları üzerinde durabilen bir kent olmuştur Side. 1970’li yıllarda turizmin gelişmeye başlaması ile ününü artırmış, turizm merkezi ve antik yerleşim

özelliklerini benliğinde toplayarak, dünyaca tanınmış marka merkez haline gelmiştir.

Side

43ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 46: antalya kultur turzim dergisi

Antalya Körfezi’nin doğu yarısında, yarımada üzerinde yer alan Side Antik Kenti, antik çağda Akdeniz’in en önemli limanlarından biriydi. Kentin doğal yapısı, kumsal kıyılara sahip bir alanda doğal limanı ile Pamphylia bölgesinin (Doğu Antalya) aynı zamanda en önemli ticaret merkeziydi.

Kentin tarih öncesi dönemle-re ait arkeolojik ve epigrafik belge pek bulunmamaktadır. Fakat “Sidece” denilen ve Luvi dili grubuna giren yerel bir konuşma dili vardır. Side Müzesi’nde Sidece yazılmış yazıtlar yer alır ancak çift dilli bir yazıt ele geçmediği için bu yazıların çözülmesi mümkün olmamıştır. Yerli Anadolu halkı olan Sideliler, bu dile öyle sahip çıkmışlardır ki, MS 1. yüzyıla kadar kullanmışlardır. Hatta Helen yazar Arrinaos, Kymeli göçmelerin Side’ye geldikten sonra kendi dilleri

Grekçeyi unutup, ‘’barbar dili Sideceyi’’ konuşmaya başla-dıklarını söylemektedir.Side, geleneklerine bağlı bir kent olmuştur. Nar anlama gelen kentin, simgesi de bu meyvedir. Birden bine ulaşması dolayısıyla eski Anadolu ana tanrıçalarının kutsal meyvesi olan nar, Side Athenası’nın da kutsal mey-vesidir. Baş tanrıları Apollon’a da ‘Sidetes’ sıfatını vererek, hem ata babaları hem de yerel tanrılarının bir devamı olduğunu belirtmişlerdir.

Dış etkilere kapalı olan kent, her daim kendi ayakları üze-rinde durabilmeyi başarmıştır. Hitit, Lydia, Pers egemen-liğinde kalmıştır. İskender, Pers yönetimine son verince onun yönetimine girmiştir. Kralın ölümünden sonra ve Hellenistik krallıklardan önce Ptolemaios, ardından da Se-leukos denetiminde kalmıştır.

The Side Antique City, which is located on a peninsula on the eastern half of Antalya Bay, was one of the most im-portant ports in the Mediter-ranean in the antique age. It was also an important trade center in the Pamphylia Re-gion with its natural structure and natural port built on beaches.

There aren’t many archeo-logical documents relating to the prehistoric periods of the city. But we know that it had a language called “Sidece” that belonged to the Luwian language group. There are epitaphs written in that lan-guage in the Side Museum but deciphering these epi-taphs is virtually impossible because we haven’t uncov-ered any double-language epitaphs. The locals of Side were so fond of this lan-guage that they had used it

until 1st century A.D. In fact, Hellenistic writer Arrianos claims that the immigrants from Kymeli forgot about their own Greek language after coming to Side and started speaking the barbaric language of Sidece.

Side has always been a city attached to its traditions. The name of the city means pomegranate, which is also the symbol of Side. Pome-granate, which was the holy fruit of the old Anatolian Goddesses, is also the sa-cred fruit of the Side Athena. They have given the name “Sidetes” to their chief God Apollo and certified that he was the predecessor of their forefathers and local God. The city, which was shielded against outer influences, has always been self-sustaining. It was a part of the Hittite, Lydia and Persian states.

44 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 47: antalya kultur turzim dergisi

Bergama Krallığı, kenti hiçbir zaman ele geçirememiştir. Bu nedenle “Attaleia” (Antalya) kentini kurmak zorunda kal-mıştır. Kent daha sonra Roma egemenliğine girmiştir. 2. ve 3. yüzyıllarda en parlak döne-mini yaşamıştır. 5. yüzyılda Hı-ristiyanlaşan Roma dünyası ile Side de, Pamphylia’nın Birinci Piskoposluk Merkezi olmuştur. Perge ise İkinci Piskoposluk Merkezi’dir. 7. yüzyılda kent, Arap akınlarının güçlenmesi nedeniyle terk edilmiştir.

18. yüzyılın sonlarında Girit’te huzursuzlukların başlaması ile göç etmek zorunda kalan Girit Türklerinden bir grup, Side kentine yerleştirilmiş, 19. yüzyıldan itibaren Selimiye köyü olarak yaşamına devam etmiştir. 1970 yıllarda turizmin köy içerisinde gelişmeye baş-laması ile çok kısa sürede ünü yeniden artmış ve günümüzde hem bir turizm merkezi, hem de bir antik yerleşim olarak her iki özelliği benliğinde bir-leştirmiş ve dünyaca tanınmış marka bir merkez olmuştur.Arkeolojik çalışmalarİlk arkeolojik çalışmalar, 18. yüzyılda Avrupalı araştırma-cılar tarafından yapılır. 1943 yılında İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Kürsüsü Başkanı Ord. Prof. Dr. Arif Müfit Man-sel, Pamphylia bölgesindeki arkeolojik potansiyeli belir-lemek üzere görevlendirilir. Aynı yıl Antalya’nın arkeolojik değerlerini araştıran Mansel, 1946 yılında Perge’de kazı yapar, 1947 yılında başladığı Side kazılarına aralıksız 1966 yılına kadar devam eder. Bu yıldan itibaren kazıları Prof. Dr. Jale İnan üstlenir. 1975’de Mansel’in ani ölümünden sonra İnan, Perge kazılarına yoğunlaşır ve kentte arkeolojik araştırmalara ara verilir. 1982 yılında Dr. Ülkü İzmirligil’in, Side Tiyatrosu’nda başladığı çalışmalar, 2009 yılına kadar devam eder. Çalışmalar,

bu yıldan itibaren Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Sabri Alan-yalı tarafından tüm Side Antik Kenti’ni içeren şekilde halen sürdürülmektedir.

Çalışmalar kapsamında Antik Çağda, Side kentine üç nok-tadan girilebildiği belirlendi. Güneydeki Akdeniz ticaretin-de önemli rolü bulunan liman, deniz kapısını oluşturmakta-dır. Doğu kapısı ise günü-müzde kumlarla kaplı olsa da, Korakesion (Alanya) ve Ikonion (Konya) yönünden ge-len yolları karşılamıştır. Kentin kuzeydoğusunda yer alan ve Helenistik Kapı olarak isimlen-dirilen yapı, Attaleia (Antalya) ve Perge istikametinden gelen yolların son bulduğu noktadır.

It became affiliated with Alexander the Great after he defeated the Persians. After the death of the king, it was under the rule of Hellenistic Kingdom Ptolemaios, and Seleucus after that. The Bergama Kingdom was never able to take control of the city and that’s why they had to build the city of “Attaleia” (Antalya). Later on, the city became a part of the Roman rule. It had its most glorious days in the 2nd and 3rd centuries. Side became the primacy of the Pamphylia region after the roman world accepted Christianity. Perge was the second primacy. The city was abandoned in the 7th century because of the growing Arab attacks.

A group of Crete Turks were settled in Side at the end of the 18th century because of unrest and the city became the village of Selimiye at the beginning of the 19th century. It become famous in 1970’s with the develop-ment of tourism and a world famous brand in recent years with its touristic facilities and antique settlements.

Archeological Works The first archeological works in the region were carried out by European research-ers in the 18th century. In 1943, Ord. Prof. Dr. Arif Müfit Mansel from the University of Istanbul is sent to the Pamphylia region to assess the archeological potential in the area. Mansel, who also looks into the archeologi-cal assets of Antalya in the same year, begins excava-tions in Perge in 1946 and continues the digs in Side until 1996. In 1996, Prof. Dr. Jale İnan resumes control of the excavations. In 1975, after the untimely death of Mansel, İnan concentrates on the digs in Perge and digs are discontinued in Side. In 1982, the works of Dr. Ülkü İzmirligil at the Side Theatre continue until 2009. Works are still underway in the Side Antique City thanks to Doc. Dr. Hüseyin Sabri Alanyalı from the Anatolian University.

During these efforts, it was determined that there were 3 entry points to Side in the antique age. The port on the south, which was an important element in Medi-terranean trade, is the sea entrance. The entrance on the east, even though filled with sand today, was the entry point of people coming from Korakesion (Alanya) and Ikonion (Konya). The struc-ture, which is situated on the

45ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 48: antalya kultur turzim dergisi

Kapının her iki yanı dörtgen kulelerle sınırlandırılmış ve ar-kasında yarım daire şeklinde bir şeref avlusu yer almakta-dır. Bu anıtsallık, kentin ana girişinin bu kapı olduğunu belirler. Kapının hemen karşısında, kentin dışında 2. yüzyıl içerisinde inşa edilmiş olan anıtsal çeşme ise girişin önemini tekrar vurgulaması açısından dikkat çekicidir.

Epibaterios Bayramı, çeşmede başlardıOymapınar kaynağından başlayıp, Side Kenti’ne kadar içme suyu getirmek için çok uzun bir Aquadukt (Su Yolu) inşa edilmiştir. Mühendislik harikası olan Side su yolları, günümüzde kısmi olsa da yer yer korunmuştur. Kayaya oyulmuş tüneller, su kemerleri ve yeraltı geçişleri, ileri Roma mimarisinin ender örneklerin-dendir. Oymapınar kaynağın-dan gelen suyun Sidelilerin hizmetine sunulduğu anıtsal çeşme ise, üç katlı mimarisi, üç nişi ve her nişte yer alan su olukları ile görkemli bir görünüme sahiptir. Halen res-tore edilmekte olan çeşmenin, önemli bir özelliği, kazılar sı-

rasında ele geçen bir yazıt sa-yesinde gün yüzüne çıkmıştır. Buna göre, kış aylarında doğa şartlarına uygun olmadığı için deniz ulaşımının yapılamadığı kentte, Mare Clasum denilen limanda tekrar deniz ticare-tine başlanması, Epibaterios Bayramı ile kutlanırdı. Kentin koruyucusu ve ticaretin hamisi olan Athena ve Apollon onuru-

northeastern part of the town and known as the Hellenistic Door, is the final stop of the roads coming from Attaleia (Antalya) and Perge. Each side of the door is bordered with rectangular towers and there is a half-circled court-yard behind it. This monu-mental stance proves that this was the main entrance

to the city. The monumental fountain just across the door outside the city that was built in the 2nd century also ac-centuates the importance of the main entrance.

The Epibaterios Festival started at the fountain A very long aqueduct was built to carry drinking water to Side from the Oymapınar source. The Side aque-ducts, which are engineering wonders, have been partially protected today. Tunnels that were carved into rocks, cisterns and underground tunnels are the rare exam-ples of Roman architecture. The monumental fountain, which brings water from the Oymapınar source to the people of Side, is a grand structure with its three-tiered architecture, 3 niches and grooves inside the niches. Another important char-acteristic of the fountain, which is still being restored, was discovered though an epitaph that was found during excavations. Accord-ing to this, in the city, where sea travel didn’t exist during

46 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 49: antalya kultur turzim dergisi

na, yeni yılın verimli geçmesi ve tanrıların gazabından uzak olunması dileğiyle düzenlenen kutlamalar, işte o çeşmenin olduğu yerde başlar, tiyatroda yarışmalar ve eğlenceler ile devam eder ve liman yakı-nındaki tapınaklarda son bu-lurdu. Asıl gelir kaynağı köle ticareti olan Side’ye gelenler, kapı ve şeref avlusundan geçtikten sonra bir meydana ulaşırlardı. Buradan iki sütunlu caddeye geçilirdi. Günümüz-de ne yazık ki, sütunlu cadde-nin asfaltla kaplanmış olması, antik dokuyu algılamamızı engellenmektedir.Batısındaki caddede sağlı sollu dükkânların bulunduğu anlaşılan kentin tam ortasına gelindiğinde ise agora ile karşılaşılır. Dörtgen formda ve dört tarafı da dükkânlarla çevrili ticaret agorası, kentin kalbinin attığı alandır ve bir toplantı yeri özelliği taşımak-tadır. Agoranın güneyinde kentin en görkemli yapısı tiyatro yer alır. Tiyatro, plan açısından Helenistik geleneği devam ettirse de, teknik ola-rak Roma geleneğinde inşa

edilmiştir. Özellikle Caveayası (oturma basamakları) kemer ve tonoz sistemiyle oluşturul-muş olan yapay yamaç üzeri-ne yerleştirilmiştir. Düz bir kıyı yerleşimi olan kentte, hiçbir yamaç bulunmadığı için Helenistik gelenekte yamaca yaslanarak yapılabilen tiyat-rolardan inşa etmek mümkün olmamıştır. Sideliler, böyle bir

the winter because of the climates, the return to sea trade at the port called Mare Clasum was celebrated with the Festival of Epibaterios. The festivities which were dedicated to Athena, the protector of the city and trade and Apollo, started at that fountain, continued with contests and celebrations

at the theatre and ended at temples near the port. The people who came to Side, a city that made money mainly from slave trading, reached the square after passing through the main entrance and the courtyard. Then they reached the double col-umned avenue. Unfortunately this antique avenue is now covered in asphalt.

At the middle of the city, where we know were shops lines on both sides, you reach the agora. The square shaped trade agora, which was surrounded by shops, is the heart of the city and also the main meeting place. The thea-tre, the most glamorous structure in the city, is to the south of the agora. Even though the theatre continues the Hellenistic tradition in terms of plans, technically it was built in the Roman tradition. Its seating steps are placed on an arti-ficial slope constructed with an arch and vault system.

47ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 50: antalya kultur turzim dergisi

yapıyı daha geç dönemde farklı bir sistemle gerçekleş-tirebilmişlerdir. Tiyatronun sahne binası üç katlı olup, diğer Pamphylia ve Anadolu tiyatroları ile karşılaştırıldı-ğında gösteriş açısından farklı bir özellik göstermesi kanıksanmamalıdır. 2. yüzyıla tarihlenen tiyatro, 5. yüzyıla kadar kesintisiz kullanılmıştır. Erken Hıristiyanlık döneminde işlev değişikliği ile azizler için kutsal alan olarak düzen-lenmiş ve içlerine şapeller yapılmıştır. Çünkü Romalılar, Hıristiyanları tiyatrolarda vah-şi hayvanlara parçalatıp veya daha farklı işkencelerle öl-dürttükleri için tiyatrolar, geç dönemlerde Martyrion (Aziz Mezarı) olarak görülmeye başlanmıştır. Dış cephelerin-deki dükkânlar cam, metal

işlikleri gibi atölyelere çev-rilmiştir. Agoranın batısında Müze Hamamı kompleksi yer alır. Hamam 5. yüzyıla kadar kullanılmıştır. 1960’lı yıllarda kentin müze ihtiya-cını karşılamak için yapıya ait sağlam duvarlar ona-rıldıktan sonra üzeri tonoz çatı ile örtülmüştür. Günü-müzde belki betonarme tekniği ile yapılmış çatı pek hoş görülmese de, aslında 60’lı yılların mucize keşfi çimentonun, Side gibi ıssız bir yerde kullanılması ve o dönemlerde restorasyon hakkında hiçbir kimsenin fikri yokken bunun gerçek-leştirilmesi, takdire değerdir. Müzenin çatısı, o dönemleri anlatan bir belge ve dönem eki olarak korunması ge-reken bir eserdir. Hamam,

Because the city is fairly flat, theaters that were built on slopes in accordance with Hellenistic tradition don’t exist in Side. The stage building of the theatre consists of three floors and it is as fancy as the other theatres in the Pamphylia Region and Anatolia. The theatre, which was built in the 2nd century continued to be used until the 5th century. During the Early Christianity Period it was reorganized as a sacred area for the saints and chapels were built inside it because Romans used to kill Christians inside theat-ers and these buildings were considered Martyrion (Saint Tombs). The shops outside the building were

surrounded by glass and metal workshops. The Museum-Bath complex is located to the west of the agora. The bath was used until the 5th century. In the 1960’s the stand-ing walls of the building were repaired and upper surface was covered with a vaulted roof. Although the reinforced concrete roof doesn’t look very nice, it is very impressive that this technique was used at a time where no one knew anything about restoration in a small place like Side. The roof of the museum is an artwork that has to be protected as a docu-ment that tells us about that period. On the curve where the bath, theatre

48 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 51: antalya kultur turzim dergisi

and the agora conjoin, the three pool fountain, arch, a monument dedicated to Emperor Vespasianus and a fountain building that was taken from its original place exists. The people of Side have decorated the arch with water motifs.

The bath and the Temple region There is a small temple on the northwestern outer corner of the theatre and it is said that it was built to honor Dionysus. Its plan had to be changed dur-ing the construction of the theatre in the 2nd century. Even though it is not quite possible to understand the other part of the town because of Crete settle-ments in the 19th century,

The Port Bath, the Big bath and the structures in the temples region are still standing with all their gran-deur. The Port bath was built as three rooms- the cold area (Frigidarium), the warm area (Tepidearium) and the hot area (Cal-darium) just like in Turkish baths. It was built so that people who came via the sea could bathe and rid strangers from germs. The Big Bath is one of the larg-est bath complexes in the city. It has the same three rooms as the port bath but its monumental areas are larger and a big courtyard was built for sports purpos-es. There are three temples in the temples region. The structure simply known as “P” attracts attention

49ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 52: antalya kultur turzim dergisi

tiyatro ve agoranın birleştiği kaviste, üç havuzlu çeşme, tak ve önceden İmpara-tor Vespasianus onuruna yapılmış bir anıt olan ve geç dönemde orijinal yerinden sökülüp buraya yerleştiri-len çeşme binası yer alır. Sideliler, burada yine kapı görevi gören takı, su görseli ile süslemişlerdir.

Hamam ve tapınaklar bölgesiTiyatronun kuzeybatı dış köşesinde Milat yıllarına tarihlenen küçük bir tapınak yer alır. Tanrı Dionysos için yapıldığı söylenmektedir. Fakat tapınakta 2. yüzyılda tiyatro inşasında bir paye-nin üzerine denk gelmesi nedeniyle plan değişikliğine gidilmek zorunda kalınmış-tır. Kentin diğer kesimini, 19. yüzyıl Girit göçmeleri ta-rafından yerleşim yeri olarak

kullanıldığı için pek anlamak mümkün olmasa da, Liman Hamamı, Büyük Hamam ve tapınaklar bölgesindeki ya-pılar, halen tüm görkemi ile ayakta durmaktadır. Liman Hamamı, sıra odalar deni-len Türk Hamamı’nda da kullanılan soğukluk (frigida-rium), ılıklık (tepidarium) ve sıcaklık (caldarium) bölüm-leri ile inşa edilmiş, çekirdek bir yapıdır. Kullanım amacı, denizden gelip kente gi-recek kişilerin yıkanmasını sağlamak içindir. Böylece yabancılar mikroplardan da arınmış olacaklardır. Büyük Hamam, kentin en büyük hamam komplekslerinden birisidir. Yıkanma sistemi, Liman Hamamı’ndaki örnek gibidir. Fakat anıtsallık için mekânları daha bü-yük tutulmuş ve gençlerin sportif faaliyetlerini yapa-

50 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 53: antalya kultur turzim dergisi

bilmesi için geniş bir avlu (plaestra) oluşturulmuştur. Tapınaklar bölgesinde ise üç tapınak yer alır. “P” harfi ile isimlendirilen yapı, yarım daire şekli ve alt bodrum yapı ile dikkati çeker. Asıl önemli tapınaklar, Athena ve Apollon’a adandığı düşü-nülen limana bitişik olan iki yapıdır.

Apollon Tapınağı daha önce restorasyonla kısmen ayağa kaldırılmıştır. Günümüzde ülke tanıtımında bir sembol olmuştur. Kentin dini merke-zi olarak seçilen bu kesimin limanın kenarında olması da dikkat çekicidir. Çünkü deniz ticaretinin koruyucusu kentin iki tanrısı için daha başka bir yer düşünülemez-di. Limana gemi ile girilir-ken, güneşin parlak ışıkları altında parlayan mermer tapınakları görmek herhalde eşsiz olmalıydı.

Anadolu’daki ilk kiliselerdenKent 5. yüzyılda Hıristiyan-laşınca öncelikle Athena ve

Apollon tapınaklarının bulun-duğu yere büyük bir bazilika inşa edilmiştir. Eski çağ-lardan beri kutsal olan bir yerde ilk kilisesinin yapılmış olması, yadırganmamalıdır. Anadolu’daki ilk kiliselerden de birisidir. Zaten bu dö-nemlerde Side, yine en gös-terişli çağını yaşamaktadır. Büyük bir Hıristiyan halkı ol-duğu gibi, Pamphylia’nın en büyük Yahudi cemaati de bu kenttedir. Bölgenin en büyük sinagogunun yeri ise halen tespit edilememiştir. Bazilika bir nedenle yıkıldıktan sonra Sideliler, maddi yetersiz-liklerden dolayı 9. veya 10. yüzyılda ortasına küçük bir şapel yapmışlardır. Kentin terk edilmesine kadar bu alanın birinci öncelikli dini merkez olduğu anlaşılmakta-dır. Piskoposluk merkezinin önem kazanmaya başla-masıyla kentte böyle bir merkeze ihtiyaç duyulmuş-tur. Bu nedenle kuzeybatı-daki kapıdan doğuya doğru uzanan sütunlu cadde, belli bir kesiminde sonlandırılmış ve doğu devamına saray, bazilika ve yönetim binala-

with its half-circle shape and basement. The most important temples are the ones dedicated to Athena and Apollo next to the port. The Temple of Apollo was partially erected thanks to recent restorations and has been a symbol in the advertising of our country.

It is also interesting to see that this area, which was the religious center of the city, is very close to the port. It is only natural that this place was chosen for the two trade protectors of the city. It must have been magnificent to see these marble temples that shone brightly under the sun while coming into the port.

One of the first churches in Anatolia When the city became Christianized in 5th cen-tury, a big basilica was built at the place where the temples of Athena and Apollo existed. It shouldn’t be judged that the first

church was built at a site that was deemed sacred for many years. This is also one of the first churches in Anatolia. In fact, side was at the top of its game dur-ing that period. It had a big Christian population and the largest Jewish commu-nity in the Pamphylia region was in Side.

The location of the biggest synagogue in the region has not been discovered as of yet. After the demolition of the basilica for rea-son we do not know, the people of Side could only manage the construction of a small chapel in 10th century. We understand that this area was a primary religious area until the city was abandoned. With the growing importance of a primacy, the city needed a center like that.

So for this reason the columned avenue that stretched all the way from the entrance on the

51ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 54: antalya kultur turzim dergisi

rının oluşturduğu bir yapılar topluluğu meydana getiril-miştir. Akdeniz dünyasında günümüze kadar ulaşan en iyi örneklerden bir tanesidir. Özellikle piskoposluk şapeli olarak adlandırılan yapının görkemi, anlatmakla tarif edilemez.

Her zaman deniz kumu ile dolan liman mendireğinin, çağlar boyunca denize doğru taşınarak genişletil-miş olmasına, 4. yüzyılda kuzey tarafına yeni bir liman yapılmasına karşın, 7. yüzyılda Arap akınlarının başlaması, kentin terk edil-mesine neden olmuştur. Her şeye rağmen kentin şansı hiçbir zaman yok olmamıştır. Günümüzde bir tarih, doğa ve turizm merkezi olarak ya-şamına devam etmektedir.

northwest to the east was bordered and an island of structures including a palace, basilica and managerial buildings were constructed. It is one of the best preserved structures in the Mediterranean and the magnificent structure known as the chapel of the episcopacy is worth seeing.

Even though the jetty that was filed with sea sand was expanded towards the sea and a new port was built in the north of the town in 7th century, the city was abandoned because of Arab attacks. Despite of everything, Side is a lucky town and continues to exist as a natural, historical and touristic center.

52 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 55: antalya kultur turzim dergisi

53ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 56: antalya kultur turzim dergisi

Portakal’a kadın eli değdi

Women’s touch on the Orange!

Bu yıl 48’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin en iyi filmi ‘Güzel Günler Göreceğiz’ oldu. ‘Ve Kadın Dünyaya Dokundu’ temasıyla bu yıl sinemaseverlerle buluşan festival kapsamında, Antalya’da ‘Kadın Zirvesi’ gerçekleştirildi.

‘Güzel Günler Göreceğiz’ was chosen as the best film at the 48th International Antalya Golden Orange Film Festival. During the festival, which met with cinema lovers via the theme

‘And women touched the world’, a Women’s Summit was organized in Antalya.

Sanat / Art

54 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 57: antalya kultur turzim dergisi

Antalya Büyükşehir Beledi-yesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı işbirliğiyle düzenlenen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 8-14 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirildi. ‘Güzel Günler Göreceğiz’in en iyi film seçil-diği festivalde, ödül törenine, Şanlıurfalı Ahmet Yıldız’ın hayatını anlatan ‘Zenne’ filmi damgasını vurdu. ‘’Ve Kadın Dünyaya Dokundu’’ temasıyla sinemaseverlerle buluşan festival kapsamında, ‘Kadın Zirvesi’ de gerçekleştirildi. Her yıl festivalin ikinci günü geleneksel olarak düzen-lenen kortej geçişi, aşırı yağış nedeniyle ertelenmek zorunda kaldı. Antalyalılar, si-nema sanatçılarıyla festivalin bitimine bir gün kala sokak-larda buluşabildi. Ulusal uzun metraj, uluslararası uzun met-raj, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), Gençlik, Belgesel Film, Kısa Film ve Halkın Por-takalı kategorilerinde toplam 28 ödül dağıtıldı. Bu yıl “Ve Kadın Dünyaya Dokundu” temasıyla sinema-severlere buluşan festivalde, ilk kez ‘1.Kadın Zirvesi’ ger-çekleştirildi. Zirvede konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bugün-kü düzende temel sorunun kadının yaşam hakkı olduğu-nu belirterek, şunları kaydetti: ‘’Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısı genciyle, engellisiyle sağ-lamıyla, bu toplumun bütün katmanlarının potansiyelini maksimum seviyeye çıkarma-mız lazım. Hele toplumun ya-rısını oluşturan kadınlar, hep mutfakta kalıyor, karar alma mekanizmasına gelemiyorsa toplumsal kalkınmayı başara-bilmemiz mümkün değil. Bu

The 48th International Antalya Golden Orange Film Festival which was organized by the Antalya Metropolitan Munici-pality and The Antalya Culture and Art Foundation, took place between October 8 and 14. During the festival, where ‘Güzel Günler Göreceğiz’ took home the award for best pic-ture, the movie called ‘Zenne’ which depicted the life of Ah-met Yıldız’ of Urfa was a big hit. During the festival, which met with cinema lovers via the theme ‘And women touched the world’, a Women’s Sum-mit was organized. The cortege, which usually was traditionally organized on the second day of the festival, was postponed due to heavy rain. The people of Antalya could only be united with artists a day before the end of the festival. A total of 28 awards were given in catego-ries such as national long, international long, Cinema Critics Association, Youth documentary, short film and people’s choice.

During the festival, which met with cinema lovers via the theme ‘And women touched the world’, the 1st Women’s Summit was organized. The Minister of Family and Social Politics Fatma Şahin who spoke at the summit said that the main problem today was women’s rights and added: ‘’We need to raise the po-tential of all the people in our country to a maximum level. Besides, women, who make up half of the community are always in their kitchens and of we don’t make them a part of

55ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 58: antalya kultur turzim dergisi

potansiyeli mutlaka kullanma-mız gerekiyor.’’

İranlı sinemacılara özgürlük talebiİranlı yönetmenler Ja-far Panahi ve Mojtaba Mirtahmasb’a özgürlük talebi-nin dile getirildiği festivalde, İranlı sinemacı Niki Karimi ve Antalyalılar, üzerinde ‘Yasak-sız Sinema Yasaksız Panahi ve Mirtahmasb’ yazılı kart-postalları, Ankara’daki İran Büyükelçiliğine gönderdi.

Antalya Büyükşehir Belediye-si Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, daha özgür Türkiye, daha adil dünya temennisin-de bulundu.

Portakala damgasını 80’ler vurdu48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, 1979 ve 1980 yıllarında gerçekleştirilemeyen 17. ve 18. festivallere ilişkin ‘Geç Gelen Altın Portakal Ödülleri’, sahiplerini buldu. 1979’un en iyi filmi ödülü Yavuz Özkan’ın

‘Demiryol’ ve Ömer Kavur’un ‘Yusuf ile Kenan’ filmlerine verilirken, 1980 yılının en iyi filmi ‘Sürü’ oldu. 1979 yılında Sansür Kurulu’nun yarışmaya katılan üç filmi yasaklamasına tepki olarak festivale katılan tüm yapımcı ve yönetmenler çekilmiş, 1980 yılında ise as-

the decision making process we will not be able to develop as a society. We need to take advantage of this potential.’’

Freedom for Iranian filmmakers During the festival, where freedom was called for Iranian

directors Jafar Panahi and Mojtaba Mirtahmasb, Iranian filmmaker Niki Karimi and the people of Antalya sent post-cards to the Iranian Embassy in Ankara that said “Freedom for the cinema and freedom Panahi and Mirtahmasb’.

The chief magistrate of the Antalya Metropolitan Mu-nicipality Prof. Dr. Mustafa Akaydın, wished for a freer Turkey and a more just world.

The 80’s left a mark at the festival During the festival, which couldn’t be organized in 1979 and 1980 for political reasons, people who were supposed to receive awards were rewarded. The Best Movie Award for 1979 went to Yavuz Özkan’s ‘Demiryol’ and Ömer Kavur’s ‘Yusuf ile Kenan’ while the best film of 1980 was chosen as ‘Sürü’. In 1979, The Censor Board had banned three of the films that were included in the festival and all the producers and directors had withdrawn from the competition. In

56 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 59: antalya kultur turzim dergisi

Best of 1979Best Film: Demiryol-Yavuz Özkan ile Yusuf ile Kenan-Ömer Kavur Best Director: Yavuz Özkan-Demiryol Best Script: Onat Kutlar and Ömer Kavur -’Yusuf ile Kenan Best Original Score: Arif Erkin - Kanal Best Actress: Sevda Ferdağ ‘Seninle Son Defa Best Actor: Fikret Hakan-Demiryol Best supporting actress: Sevda Aktolga- Bebek ve Demiryol Best supporting actor: Ka-muran Usluer - Kanal Best Child actor: Cem

Davran-Yusuf ile Kenan

Best of 1980Best Film: Sürü -Zeki Ökten Best Director: Zeki Ökten Sürü and Düşman Best Script: Başar Sabuncu-Adak Best Original score: Zülfü Livaneli-Sürü Best Actress: Melike Demirağ Sürü and Güngör Bayrak-Düşman Best Actor: Tarık Akan Adak and Sürüand Aytaç Arman-Düşman Best supporting actress: Fehamet Atila-Düşman Best supporting actor: Tun-cel Kurtiz-Sürü

1979 yılının en iyileri: En İyi Film: Demiryol-Yavuz Özkan ile Yusuf ile Kenan-Ömer Kavur En İyi Yönetmen: Yavuz Özkan-Demiryol En İyi Senaryo: Onat Kutlar ve Ömer Kavur’Yusuf ile Kenan En İyi Müzik: Arif Erkin - Kanal En İyi Kadın Oyuncu: Sevda Ferdağ’Seninle Son Defa En İyi Erkek Oyuncu: Fikret Hakan-Demiryol En İyi Yardımcı Kadın Oyun-cu: Sevda Aktolga-Bebek ve Demiryol En İyi Yardımcı Erkek Oyun-cu: Kamuran Usluer’Kanal

En iyi Çocuk Oyuncu: Cem Davran-Yusuf ile Kenan 1980 yılının en iyileri: En İyi Film: Sürü -Zeki Ökten En İyi Yönetmen: Zeki Ökten Sürü ve Düşman En İyi Senaryo: Başar Sa-buncu-Adak En İyi Müzik: Zülfü Livaneli-Sürü En İyi Kadın Oyuncu: Melike Demirağ Sürü ve Güngör Bayrak-Düşman En İyi Erkek Oyuncu: Tarık Akan Adak ve Sürü ile Aytaç Arman-Düşman En İyi Yardımcı Kadın Oyun-cu: Fehamet Atila-Düşman En İyi Yardımcı Erkek Oyun-cu: Tuncel Kurtiz-Sürü

keri darbe dolayısıyla festival gerçekleştirilememişti.

Akıl tutulması yılları Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, ‘Geç Gelen Altın Portakal Ödülleri’ gecesinde yaptığı konuşmada, 12 Eylül askeri darbesinin yaşandığı yılları, ‘’Akıl tutulmasının oldu-ğu yıllar’’ olarak nitelendirdi. ‘’’Keşke sinemayı yasakla-yanlar, sansür uygulayanlar sadece sinemayı yasakla-makla kalsalardı da, o genç bedenler kurtulabilseydi’’’ diyen Altıparmak, darbe yıl-larında idam edilen gençlerin önder, zeki gençler oldukla-rına dikkati çekti. Altıparmak, ‘’O çocuklar bugün hayatta olsalardı, Türkiye’de sanat, ticaret, sanayi, bürokrasi ve siyaset çok farklı olacaktı diye düşünüyorum. Onları rahmetle anıyorum. Ailele-rine sabır diliyorum. Bu akıl tutulmasının bir daha ülkem-de yaşanmamasını diliyorum’’ dedi.

1980, the festival wasn’t organized because of the military coup.

The years of blinded minds Antalya Governor Dr. Ahmet Altıparmak, who spoke at the ‘Late Rewarded Golden Orange Awards’, described

the years in which the military coup took place as ‘the years of stupid minds’. ‘’ Altıparmak said,’I wish that the people who banned cinema had only banned movies, we could have saved those young people’’’ and pointed out to the pioneer, clever youngsters who were hanged during the coup.

Altıparmak said, ‘’If these kids were alive today, I think that art, trade, industry, bureaucra-cy and politics in Turkey would have been very different today. I think of them with warm feel-ings and wish patience for their families. And I wish that such a stupidity will never be wit-nessed in my country again.’’

57ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 60: antalya kultur turzim dergisi

48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödülleri

Ulusal Uzun Metraj En İyi Film: Güzel Günler Göreceğiz- Hasan Tolga Pulat Kadınlar Jürisi Özel Ödülü: Nar- Ümit ÜnalEn İyi İlk Film: Zenne - M. Caner Alper, Mehmet Binay En İyi Yönetmen: Çiğdem Vitrinel- Geriye KalanEn İyi Senaryo: Emre Kavuk- Güzel Günler Göreceğiz En İyi Görüntü Yönetmeni: Kenan Korkmaz - Lüks Otel ve Norayr Casper - Zenne En İyi Müzik: Frank Schreiber- Hamin Derya- Yürüyüş En İyi Kadın Oyuncu: Devin Özgür Çınar- Geriye Kalan En İyi Erkek Oyuncu: Erdal Beşikçioğlu- Behzat Ç. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Nesrin Cavad-zade Güzel Günler Göreceğiz - Tilbe Saran Zenne En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Erkan Avcı - Zenne En İyi Kurgu: Kalendar Hasan- Güzel Günler Göreceğiz En İyi Sanat Yönetmeni: Gıyaseddin Şehir- Yürüyüş Behlül Dal Jüri Özel Ödülü: Lüks Otel, Can, Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü: Canavarlar Sofrası

Uluslar arası Uzun Metraj En İyi Film Ödülü: Sınırda - Leila Kılani Jüri Özel Ödülü: Almanya

Siyad Ödülleri Ulusal Uzun Metraj: Zenne Uluslararası Uzun Metraj: Güle Güle

Gençlik Ödülü Güle Güle

Belgesel Film En İyi Belgesel Film Ödülü: Bedensiz Ruhlar- Sabite Kaya Jüri Özel Ödülü: Kadim Arabesk En İyi İlk Belgesel Film Ödülü: Geçmiş Mazi Olmadı ve Oğlunuz Erdal

Kısa Film En İyi Kısa Film Ödülü: Dua -Tuluhan BalkanJüri Özel Ödülü: Can Mengilibörü- İnfital Amnezi Emre Akay- Kırmızı Alarm

Halkın Portakali Ödülleri Birincilik Ödülü: Rengimİkincilik Ödülü: Kumanda Üçüncülük Ödülü: Gül ve silah

Awards of the 48th International Antalya Golden Orange Film Festival

National Long Film Best Film: Güzel Günler Göreceğiz- Hasan Tolga Pulat Women’s Jury Special Award: Nar- Ümit ÜnalFirst Debut Film: Zenne - M. Caner Alper, Mehmet Binay Best Director: Çiğdem Vitrinel- Geriye KalanBest Script: Emre Kavuk- Güzel Günler Göreceğiz Best Cinematography: Kenan Korkmaz - Lüks Otel and Norayr Casper - Zenne Best Original Score: Frank Schreiber- Hamin Derya- Yürüyüş Best Actress: Devin Özgür Çınar- Geriye Kalan Best Actor: Erdal Beşikçioğlu- Behzat Ç. Best Supporting Actress: Nesrin Cavadzade Güzel Günler Göreceğiz - Tilbe Saran -Zenne Best Supporting Actor: Erkan Avcı - Zenne Best Editing: Kalendar Hasan- Güzel Günler Göreceğiz Best Art Direction: Gıyaseddin Şehir- Yürüyüş Behlül Dal Jury Special Award: Lüks Otel, Can, Dr. Avni Tolunay Jury Special Award: Cana-varlar Sofrası

International Long Film Best Film: Sınırda - Leila Kılani Jury Special Award: Germany

Siyad AwardsNational Long Film: Zenne International Long Film: Goodbye

Youth Award Goodbye

Documentary Best Documentary: Bedensiz Ruhlar- Sabite Kaya Jury Special Award: Kadim Arabesk Best Debut Documentary: Geçmiş Mazi Olmadı and Oğlunuz Erdal

Short Film Best short Film: Dua -Tuluhan BalkanJury Special Award: Can Mengilibörü- İnfital Amnezi, Emre Akay- Kırmızı Alarm

People’s Choice Awards First Place: RengimSecond Place: Kumanda Third Place: Gül ve silah

58 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 61: antalya kultur turzim dergisi

59ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Sürsan Balık... Doğal Lezzetli Balık

- Karadeniz’de av gemilerimizle hamsi avlıyoruz.

- Avladığımız hamsiden dünyanın en kaliteli balık unu (protein %74) ve

balık yağını (DHA: %19.96, EPA: %10.06) üretiyoruz.

- Ürettiğimiz balık unu ve balık yağından balık yemi üretiyoruz.

- Üretmiş olduğumuz balık yemi ile Karadeniz ve Ege’de bulunan üretim

çiftliklerimizdeki somon, levrek ve çipura balıklarını besliyoruz.

- Doğal olarak; ürettiğimiz balıklar doğal lezzetli oluyor.- Doğal olarak; ürettiğimiz balıklar doğal lezzetli oluyor.

Sürsan Balık; Hamsiden... orkinosa kadar

Page 62: antalya kultur turzim dergisi

Gökyüzünün mavisiyle yarışan yeryüzü

Manavgatİyot kokusunun kekik kokusuna karıştığı bu sahiller gökyüzünden daha mavi, gökyüzünden daha gizemlidir. Binlerce yıllık bir sevdanın ortasında kurulu Manavgat’a bu aşk, hayat verir.

Yazı ve Fotoğraflar/ Article and Photographs: Hamit SEÇİL – Side Belediyesi Arşivi

MANAVGAT

60 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 63: antalya kultur turzim dergisi

Manavgat: The place the competes with the blue of the sky

These shores, in which the smell of the sea blends in with the smell of oregano, are bluer and more mysterious than the skies. This love gives life to Manavgat, established in the middle of a century old love affair.

Irmak, sevgilisi denize dağ-ların doruklarından binlerce yıldır bıkmadan, usanmadan kekik kokusu taşıyordu. Sev-giliye kavuşmak için kanyon-ları, vadileri, ovaları, şelaleleri aşan ırmak, kimi yerde yeşil, kimi yerde mavi, kimi yerde de beyaz akıyordu. Denizin maviliklerine kavuşmak için her engeli aşan ırmak, son düzlükte sevgiliye kavuşma-nın sükûnetiyle süzüle süzüle devam ediyordu yoluna. Deniz, sevgilisine kavuşacağı her anı usanmadan, sıkıl-madan bekliyordu. Dağların kekik kokusunu yüreğine basan deniz, her mevsim mutluluğun bir tonuna bü-rünüyordu. İyot kokusunun kekik kokusuna karıştığı bu sahiller, gökyüzünden daha mavi, gökyüzünden daha gizemlidir. Binlerce yıllık bir sevdanın ortasında kurulu olan Manavgat’a bu aşk hayat verir.

Tarih boyunca Melas, Ma-vava, Manavyol, Manavyal, Manavji, Manavjal adlarıyla değişime uğrayarak sonunda Manavgat’a dönüşen kent, antik dönemde Pamfilya, Pisidya ve Likya bölgelerinin buluşma merkezinde yer almıştır. Bugün Akdeniz kıyı-larından başlayıp Toroslar’a değin bu üç medeniyetin

izlerini taşıyan Manavgat’ta sırasıyla Hititler, Lydialılar, Persler, Makedonyalılar, Pto-lemaioslar, Selevkoslar, Ber-gamalılar, Romalılar, Bizanslı-lar, Selçuklular ve Osmanlılar hüküm sürmüştür.

Antalya’nın en büyük turizm merkezi olan Manavgat’ta tu-rizm, 1970’li yıllarda Side ve çevresinde başlayıp, bugün tüm kıyı bandına yayılmıştır.

The river had been carrying the smell of oregano to the sea, its lover, for thousands of years. The river, which passed from canyons, valleys, plains and waterfalls to unite with its lover, flowed in the color of green, blue and white. The river which overcame every obstacle to unite with the blue of the sea, kept on going lazily with the hope of reaching the sea at the last level. The sea

waited patiently for the arrival of its lover. The sea, which harbored the smell of oregano from the mountains, changed color with every happy sea-son. These shores, in which the smell of sea blends in with the smell of oregano, are bluer and more mysterious than the skies. This love gives life to Manavgat, established in the middle of a century old love affair.

Manavgat

61ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 64: antalya kultur turzim dergisi

Manavgat bölgesinde bugün 381 adet konaklama tesi-sinde 150 civarında yatak, turizme hizmet vermektedir. Antalya’daki toplam yatak kapasitesinin yüzde 35’ine sahip olan Manavgat’ı yılda ortalama 3.5 milyon turist ter-cih etmektedir. 64 kilometre mavi bayraklı sahil uzunluğu olan Manavgat’ta 5 yıldızlı 84 otel, 20 tatil köyü, 47 adet 4 yıldızlı tesis, 22 tane 3 yıldızlı tesis, 3 adet 2 yıldızlı tesis, 54 tane apart otel, 72 adet motel ve 79 adet pansiyon hizmet vermektedir.

Side Antik Kenti Manavgat’ın tarihteki en önemli yerlerinden birisi Side’dir. Manavgat’ın 5 kilometre güneybatısında Giritli göçmenler tarafından 1900 yılında kurulan Selimiye köyündedir. Eski Pamfilya’nın doğal limanıdır. İsmini nar kelimesinden alan bu şehir, M.Ö. VII. yüzyılda kurulmuş-tur. Lydia, Pers, İskender ve Roma yönetiminde büyük bir ticaret merkezi olmuş-tur. Roma yönetiminde iken

Akdeniz’in köle satış yeri ola-rak kullanılmıştır. X. Yüzyılda yangınlar, depremler ve Arap akınları sonunda şehir terk edilmiştir. Araplar bu şehre Eski Antalya ismini vermiş-lerdir. Şehir, limanı, su yoları, tapınakları, agorası, tiyatro, hamam, Bizans yapıları ve

The city of Manavgat which was known by named such as Melas, Mavava, Manavyol, Manavyal, Manavji, Manavjal throughout history, was situ-ated at the central meeting point of the Pamphylia, Pisidia and Lycia regions. The Hit-tites, Lydians, Persians, Mac-

edonians, Byzantines, Seljuk and Ottoman empires ruled in Manavgat which carries the traces of the three civiliza-tions from the shores of the Mediterranean to the Taurus Mountains.

Tourism in Manavgat, one of

Side

62 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 65: antalya kultur turzim dergisi

nekropolü ile görülmeye de-ğer yerlerdendir. Ayrıca bura-daki bazı kalıntıların sergilen-diği bir müze bulunmaktadır.

Selge Antik KentiTorosların güney yama-cında, Köprüçayı yakınla-rında denizden 950 metre yükseklikte kurulmuş olan Selge, antik bir Pisidya dağ kentidir. Selge’ye, Köprülü Kanyon’dan sonra dik ve virajlı 4 kilometrelik bir yoldan gidilir. Yol üzerinde; Ürgüp ve Göreme’deki peri bacala-rına benzeyen ve bütün dağ yamacını kaplayan oyuntulu kayalar mevcuttur. Selge’nin Kalches tarafından kuruldu-ğu sanılmaktadır. Pisidya’ya bağlı olan kent, sonraları Pamfilya sınırları içine alın-mıştır. Kent sırasıyla Lidya, Pers, İskender ve Roma yönetimlerinde kalmıştır. Kuzeydeki 5 kapılı ve 45 basamaklı tiyatrosu önemli ve en iyi korunmuş olan anıtıdır. Kayalığa oyulmuş tiyatro-nun güneyinde stadium ile gymnasium, batısında tavanı kartal motifleriyle süslü İon

tipindeki tapınak göze çar-par. Stadiumun güneyinde çeşme ve agora bulunmak-tadır. Kentin güneybatısında uzanan surların kuzeyinde Artemis ve Zeus tapınakları yan yanadır. Bu tapınakların batısında su sarnıçları, kuze-yinde ise lahitleri ve süslü

the biggest touristic centers in Antalya, has started in and around Side in the 70’s and has now spread to the whole shoreline. There are 150 beds in 381 accommodation facili-ties in the Manavgat region today. 3, 5 million tourists visit Manavgat, which has 35% of all the beds in Antalya. There are 84 5-star hotels, 20 holiday villages, 45 4-star hotels, 22 3-star hotels, 3 2-star hotels, 54 apart hotels, 72 motels and 79 pensions in Manavgat, which has a 64 kil-ometer blue flagged shoreline.

Side Antique citySide is one of the most important historical places in Manavgat and the antique city located in the village of Selimiye, 5 kilometers to the southwest of Manavgat, a village established by im-migrants from Crete in the 1900’s. It is the natural port of the Old Pamphylia region. The city, which takes its name from the pomegranate fruit, was established in 7th century B.C. It was a big trade center during the Lydian, Persian

and Roman era. It was used as a slave trading area during the Roman rule. It was aban-doned in 10th century after fires, earthquakes and Arab attacks. The Arabs named this city Old Antalya. It is an important attraction points with its city port, aqueducts, agora, theatre, temples, bath and necropolis. There is also a museum in the city where relics are on display.

Selge Antique cityThe Selge antique city, estab-lished on the southern slope of the Taurus Mountains 950 meters above sea level, is an antique Pisidia city. You can reach Selge from Köprülü Canyon via a steep and wind-ing 4 kilometer road. Along the road, there are carved rocks that resemble the hoo-doos in Ürgüp and Göreme. It is thought that Selge was built by Kalches. The city, which was once a Pisidia city, was later on included within the borders of Pamphylia. Its 5 door, 45 step theatre is its most important and best pre-served monument. A stadium

Manavgat

63ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 66: antalya kultur turzim dergisi

1970’li yıllarda turizme adım atan Manavgat, son otuz yılda yatak sayısını 150 binin üzerinde bir kapasi-teye çıkararak, her geçen gün gelişen bir turizm ilçesi olmuştur. Manavgat’ın bugün gelinen durumun-da doğası başta olmak üzere, ilçe halkının turizme gönül vermesinin etkisi çok büyüktür. Manavgat’ta yerleşim, milattan önceye kadar uzanmakta olup, ilçemiz Pamfilya, Pisidya ve Likya medeniyetlerinin buluşma noktasında yer al-mıştır. Tarihi dokunun tabiat güzellikleriyle buluştuğu Manavgat, bugün Antal-yamızın en önemli turizm merkezlerinden birisidir.

Toros Dağları’ndan başla-yıp Akdeniz’e kadar uzanan ilçemiz, misafirlerine bir yandan güneşli kumsal-larda denize girme imkânı sunarken, Oymapınar Baraj Gölü’nde balık tutulabilir. Side, Selge ve Seleukeia antik kentleri, ilçemizin gö-rülmesi gereken en önemli tarihi eserleri arasındadır.

Yörük, Manav ve Girit mut-fağının en güzel yemekle-

rinin yapıldığı ilçemizde, zeytinyağlılar baş dön-dürecek kadar lezzetli, deniz ürünleri ise tazeciktir. Gökyüzünün mavisiyle ya-rışan Manavgat’ta, Köprülü Kanyon’da rafting yapma-dan, Manavgat Şelalesi’nin romantizmini yaşamadan ve bir akşam gün batımın-da Apollon Tapınağı’nın kızıllığını seyretmeden dönmeyin.

History and nature are in Manavgat

EMİR OSMAN BULGURLU Manavgat Kaymakamı The District of Manavgat

Tarih ve doğa Manavgat’ta

Manavgat, which began engaging in tourism in the 70’s, has become an ever-developing touristic area by increasing the num-ber of best to over 150 thousand in the past 30 years, thanks to its won-derful nature and the love of tourism of its citizens. Settlements in Manavgat date back before Christ and our borough were established at the meeting point of civilizations such as Pamphylia, Pisidia and Lycia. Manavgat, in which history has united with scenic beauties, is one of the most important touris-tic centers in Antalya.

Our borough, which starts at the Taurus Mountains and stretches all the way

to the Mediterranean, provides its guests with the opportunity of swim-ming in crystal clear water on sunny beaches and fishing at Oymapınar Dam Lake. The Side, Selge and Seleucia antique cities are important historical places that are worth seeing.

In our borough, which serves the best dishes from nomad, manav and Crete cuisines, dishes made with olive oil are magnificent and the sea-food is fresh. Don’t return to your country before rafting at Köprülü Canyon, having a romantic outing at the Manavgat Waterfall and watching the crimson exterior of the Temple of Apollo at sunset.

64 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 67: antalya kultur turzim dergisi

mezar anıtları ile nekropol yer almaktadır. Kent, işlek yollar-dan uzakta, tepeler üzerinde olduğu için yıkılmamıştır.

Seleukeia Antik Kenti Manavgat’tan kuzeybatı yönünde Toroslara doğru gi-dildiğinde 12 kilometre sonra Şıhlar Köyü içinde Seleukeia Antik Kenti kalıntılarına ulaşı-lır. Şıhlar Köyü’nün 4 kilomet-re kuzeydoğusunda ve yaya olarak da bir saat uzaklıkta bulunan bu antik kent, Selev-koslar tarafından kurulmuş-tur. M.Ö.300’lerde korunma amaçlı akropol kent olarak bir tepe üzerine kurulmuş olan Seleukeia, dik yamaçlı ve derin vadili coğrafisi ile tüm ovayı ve denizi gözler önüne serer. Kentin gelişmişliğinin

göstergesi olarak iki katlı agorası, basilikası, sarnıç ve kanalizasyon sistemi sayıla-bilir.

Manavgat Şelalesi Manavgat ilçesinin 3 kilomet-re batısında bulunan şelale, ilçe ile aynı adı taşır. Şaşırtıcı bir yükseklikten dökülme-sine karşın, geniş bir alan üzerinden gürül gürül akışı görülmeye değer bir manzara oluşturur. Şelalenin hemen yanı başında doğa ile iç içe piknik yapılabilir ve çevresin-deki lokantalarda taze balık yenebilir. Kent gürültüsünden uzak bir köşede doğayla bütünleşmek için ideal bir yerdir. Manavgat’tan kalkan dolmuşlarla ulaşım sağlana-bilir.

and a gymnasium are to the south of the theatre and an Ionian temple decorated with eagle motifs on the roof is to its west. The fountain and the agora are to the south of the stadium. On the north of the city wall that is on the southwest of the city are the temples of Artemis and Zeus. There are cisterns to the west of these temples, and the necropolis to the north, adorned with sarcophagi and richly decorated monumental tombs. The city has not been demolished because it is far away from main roads and built on hills.

Seleucia antique city When you head towards the Taurus Mountains from Manavgat, you will reach the

Seleucia antique city within Şıhlar village after 12 kilom-eters. The antique city, which is 4 kilometers northeast of Şıhlar village and an hour away on foot, was built by the Seleucids. Seleucia, which was built as an acropolis city on a hill for protection purpos-es in 300 B.C., has a magnifi-cent view of the plain and the sea with its steep shoulder and deep valley geography. The two storey agora, the basilica and the cistern and sewerage systems are proofs of how developed the city was.

Manavgat WaterfallThe waterfall, which is situ-ated 3 kilometers to the west of Manavgat, has the same name with the borough.

Seleukeia Antik Kenti

65ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 68: antalya kultur turzim dergisi

Toroslar’ın koynundan dört mevsimi bir arada yaşa-tan su kentidir. Manavgat, dağlardan kıvrım kıvrım gelen dereler, çaylar, ırmaklar şelalelerimizde mola verir. Zaman tünelinde sessiz sedasız yer almış ve tarihe tanıklık etmiş bu ilçeyi tam ortadan ikiye ayıran Manavgat Irmağı, Tanrı’nın biz Manavgatlılara sunduğu en büyük arma-ğanıdır. Toroslar’ın yüksek kısımlarından doğup kışın dolu dizgin, yazın nazlı nazlı akan Manavgat Irmağı, sev-giliye kavuşur gibi koşar,

Akdeniz’e. Misafirlerimizin Manavgat Irmağı üzerinde gece gündüz yapacakları tekne turlarında seyrine doyulmaz bir manzara keyfi yaşayıp, ırmak boyunca uzanan içinde Akdeniz’in eşsiz lezzetlerini barındıran restoranlarda yapacakları taze balık keyfi, güzel bir tatil anısı oluşturacaktır.

Bereket ana ilçenin dört bir tarafına elini sürmüş-tür. Öyle ki ilçede bir avuç tohum binlerce başak, bir çekirdek tanesi, ağaçlarda tadına doyulmaz binlerce meyve olmuştur. İlçemize gelen misafirler, mavi bay-raklı plajlarda uluslararası hizmet kalitesi sunan beş yıldızlı otellerde Akdeniz’in

eşsiz mavi sularında gü-neşin ve kumsalın tadına doyamadıkları, unutulmaz bir tatil yaşamaktadır.

İlçemizde bulunan Akdeniz’in tek kumlu ormanı özelliğini taşıyan ‘’Sorgun Ormanı’’ çeşitli kuş türle-rini barındırmakla bera-ber misafirlerimize doğa sporları, at gezileri ile çam ve deniz havasını bir arada soluyabilecekleri doğa harikası bir ortam sunmak-tadır. Sorgun Ormanı’nın yanı başında bulunan doğa harikası, ‘’ Titreyen Göl’ de 35 kuş, 7 balık, 8 ördek türü yaşamaktadır. Geçmişten günümüze bir çok mede-niyeti koynunda barındıran Manavgat’ta, Bucak Şeyhler

Köyü’ndeki ‘’Seleukia’’, yine ilçe merkezinde‘’Zindan’’ adı verilen kalıntılar, zengin tarihi birikimin izleridir. Cennetten bir köşe olan Akdeniz’in incisi Manavga-tımızın muhteşem doğası eşliğinde ilçemize gelen yerli ve yabancı tüm turistle-rin huzur ve güvenliğini sağlamak için dört mevsim boyunca 7 gün 24 saat hizmet sunmak üzere göre-vimizin başındayız. Hedefi-miz, ilçemizin sahip olduğu doğal ve kültürel ayrıcalık-larını koruyup geliştirerek, inci tanesi Manavgatımızı gelecek nesillere miras bırakmaktır. Manavgat’ı gör-mek bir ayrılacaktır. Sizi bu ayrılacağı yaşamaya davet ediyoruz.

Manavgat; the pearl of the Meditarrenean

SEMA ECEVİTOĞLU Manavgat Belediye Başkan VekiliDeputy Director of Manavgat Municipality

Manavgat is a water city in the heart of the Taurus Mountains that lives the four seasons simultane-ously. The streams, brooks and rivers that flow from the mountains make pit stop at our waterfalls. Manavgat River, which divides this town into two, is God’s biggest gift for us. The river, which starts from the highest points of the Taurus Mountains and flows lazily during the sum-mer and fiercely during the winter, runs to the Mediter-ranean as if it’s anxious to meet a long lost lover. Tak-

ing a boat ride on the river, looking at the amazing scenery and eating fresh fish at the nearby restau-rants, will be a nice holiday memory for our visitors.

The entire borough is fertile. Such so that a handful of seeds turn into thousands of ears, a single pip turns into thousands of delicious fruits on trees. Guests who come to our village experience unfor-gettable holidays at 5-star hotels and blue flagged beaches.

The Sorgun Forest, the only sanded forest in the Mediterranean, harbors many species of birds and provides an amazing environment full of scenic beauties for tourists who can also enjoy nature sports, horseback rid-ing and walks filled with smells from the sea and pine trees. Titreyengöl, which is right next to the Sorgun Forest, is home to 35 types of birds and 8 types of ducks. Seleucia and relics called Zindan in the center of the borough are the traces of the rich

history of Manavgat, which was the settlement area of many civilizations through-out history. We are working all year round, at all hours of the day, to provide a safe environment for our tourists in Manavgat, which is a piece of heaven on earth. Our goal is to protect and develop the natural and cultural assets that our borough has and leave a perfect Manavgat for future generations. It is a privilege to see Manav-gat and we invite you to be a part of this unique experience.

Akdeniz’in incisi Manavgat

66 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 69: antalya kultur turzim dergisi

TitreyengölAslında bir göl değil. Ma-navgat ırmağının, denize dökülmeden önce, bir hayli genişlemiş kısmıdır. Akıntı-nın yavaşlaması ve yayıldığı ortamın büyüklüğü nedeniy-le göl gibi görünür ve öyle algılanır. Rüzgâr olduğunda ise, yüzeydeki su kıpırdama-ları, gölün titrediği izlenimi verir. İsmini de buradan alır. Sorgun’dan doğuya devam ettiğinizde; bir süre sonra Side’nin popüler tatil merke-ziyle karşılaşırsınız. Göl ile deniz arasına dağılmış çam ağaçlarının içine yerleştirilmiş 22 tesis ile çok büyük bir turizm alanı olan Titreyengöl, içinde karabataktan Pekin ördeğine kadar çok sayıda kuşu barındırmaktadır.

Köprülü Kanyon Köprülü Kanyon Milli Parkı, Manavgat’tan 60 kilometre uzaklıktadır. Kanyona Manav-gat- Antalya karayolu üzerin-de bulunan Taşağıl ve Beş-konak sapağına dönüldükten sonra 55 kilometrelik yol ile

ulaşılır. Toroslar’ın eteklerinde yer alan kanyon, su sporları için ideal bir alandır. Yılda ortalama 250 bin kişinin zi-yaret ettiği kanyonda, rafting başta olmak üzere çeşitli su sporları yapılmaktadır. Kan-yonun oluşturan Köprü Çayı, Bolaşan Köyü ile Beş

Although it flows from a great height, its abundant flow from a large area is worth seeing. You can organize a picnic within nature just next to the waterfall and eat fresh fish at the restaurants nearby. It is an ideal place to reconnect with nature. You can reach the

waterfall via minibuses that depart from Manavgat.

TitreyengölTitreyengöl (Titreyen- shak-ing- Lake) is not actually a lake but the widened part of Manavgat River before it reaches the sea. Because

Titreyengöl

Köprülü Kanyon

67ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 70: antalya kultur turzim dergisi

Tam 3000 yıllık geçmişe sahip Side’nin Belediye Başkanı olmanın bilinci ve gururuyla söylüyorum ki, Sidemiz çok değerli evrensel bir tarihi kültürel mirasa ev sahipliği yapmaktadır. Antik bir kentle, bir kitle turizmi beldesinin iç içe yaşayabile-ceğini ortaya koyan Side ve çevresi, turizmde bir lokomo-tiftir. Şöyle ki, yaklaşık 170 bin yatak, dünyada “Side” markasıyla satılmaktadır. Bölgemizde yılda yaklaşık 5 milyon konuk ağırlayarak, tu-

rizmin ülkemize kazandırdığı girdinin, önemli bir merkezi durumundayız. Milyonlarca turist bu bölgeye gelirken, birbirinden güzel birinci sınıf otellerimizin yanı sıra, otelin-den dışarı çıktığında iyi vakit geçireceği, kültür ve doğa turizmi çerçevesinde bilgile-neceği, merakını gidereceği, sosyalleşebileceği nitelikli turizm bölgeleri, değerleri ve aktivitelerini bölgemizde bulabiliyor.

Side’yi Side yapan, onun arkeolojisi, yakın ve uzak tarihi olduğu kadar Akdeniz havzasının en güzel doğası-na sahip olmasıdır. Diğer sa-hil yörelerinden farklılığımızı belirleyen unsurları ön plana çıkararak, turizm yapıyoruz. Bu kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Öte yandan, yeni ve farklı alanlar açarak turizmde marka olmanın, ev-rensel standartlarda turizmi çeşitlendirmenin ve yerimizi

sağlamlaştırmanın yollarını arıyoruz. Elbette ki, bir Akde-niz beldesi olarak Side’nin güneşi, denizi, plajları ve çevresindeki doğal güzellik-leri önemli avantajımız. Misa-firlerimizin burada kendilerini içinde hissedecekleri bir de tarih hazineleri var. İnsanın gün batımında Side Apollon Tapınağı’nda izleyeceği bir dinleti, sadece tatili çerçe-vesinde değil, hayatında bir unutulmaz anı olarak yer edecektir.

Uluslararası platformlara baktığımızda, turizmi des-tekleyen unsurların deniz ve güneş olmaktan çıkarak kültürel, sanatsal, sportif ve bu gibi yeni alanlarda arayışlar içinde olduğu görülüyor. Bu çerçevede on bir yıldır düzenlediğimiz Side Uluslararası Kültür ve Sanat Festivalimiz, Avrupa Festi-valler Birliğinin akreditasyo-nu ve üyeliğiyle Uluslararası

Side Festivali her yıl daha da büyüyor. Ayrıca; Side’de, her sene daha da büyüyerek geleneksel hale gelmesini hedeflediğimiz “Airshow SİDE” organizasyonunun ça-lışmalarını başlattık. Bu yılki “Airshow SİDE” gösterilerini 100 bin kişi izledi.

Çok zengin bir Antik Kentle, bir kitle turizmi beldesinin iç içe yaşayabileceğini ortaya koyan, yıllar boyu süregel-miş çarpıklıkların, kaçak yapılaşmanın, mimari de-formasyonun, tarihi mirasın tahribatının önünü kesecek; sosyal bir bakışın, tarihi kül-türel mirasa sahip çıkmanın zeminini yaratacak ve bütün bunların üzerinden turizm yapılabileceğini gösteren bir projeyi Side’de gerçekleş-tiriyoruz. İki yıl içinde, yeni yüzüyle Türkiye’ye örnek ola-cak bir Side için durmaksızın ve büyük heyecan içinde, halkımızla birlikte çalışıyoruz.

Gün batımını Apollon’da izleyin

A. KADİR UÇAR Side Belediye Başkanı / Side Chief Magistrate

68 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 71: antalya kultur turzim dergisi

Watch the sunset at Apollo

I tell you this with the pride of being the Chief Magistrate of Side, a city with a 3000 year old history that our Side is home to a very valuable uni-versal cultural heritage. Side, which has proved that an antique city and a town that has mass tourism can coexist together, is a pioneer in the tourism sector. 170 thou-sands beds are sold in the world with the Side brand. We are an important center in tourism with over 5 million guests each year. While mil-lions of tourists who come to this region find world class hotels, they also see quality touristic facilities where they can have fun outside their hotel, engage in cultural tour-ism and participate in various

activities of their liking and socialize.

What makes Side so unique is its archeology, its history and its unmatched scenic beauties. We are engaging in tourism by highlighting our characteristics that differ-entiate us from other resort towns. We are working with determination. On the other hand, we are looking to diversify tourism in universal standards, solidifying our position in the sector and continue being a valuable brand by establishing new and unique facilities. Of course, as a resort town in the Mediterranean, we have the advantage of the sea, sun, beaches and natural

beauties. We also have historical treasures. A concert one can enjoy during the sunset at the Tempe of Apollo will be an unforgettable holi-day memory.

If we look at international platforms, we will see that people are searching for new areas in tourism such as cul-ture, art and sports besides sea and sun. With regards to this, the Side International Culture and Art Festival which we have been organizing for years, is growing with each passing year and is a mem-ber of the European Festivals Association. In addition, we have started organizing “Airshow SİDE” this year and we are hoping to develop the

event. 100 thousand people attended the show this year. We are realizing a project in Side which will prove that a very rich antique city can coexist with a town that engages in mass tourism; a project that will stop the deformation of architecture and illegal settlements, a pro-ject that will create a social awareness for the preserva-tion of historical artworks and a project that will show everyone that tourism can be perfectly executed with all these elements. We are working relentlessly and with great excitement with our citizens for a Side which will be an example in Turkey with its new face in the next two years.

69ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 72: antalya kultur turzim dergisi

konak arasında 120 kilometre uzunluğunda ve 100 metre derinliğinde sedir ormanla-rıyla kaplıdır. Park içerisinde bulunan nehir vadisi 14 kilo-metre uzunluğunda, yer yer 400 metre yüksekliğindedir. Kanyon bitiminden sonra çay, etrafı yeşilliklerle kaplı geniş bir yataktan akmaktadır.

Oymapınar BarajıTürkiye’nin en büyük 3. barajı olan Oymapınar Barajı, Manavgat Çayı üzerinde ku-rulmuş ve 1984’de işletmeye açılmıştır. Beton kemer tipin-dedir. Her biri saatte 135 me-gawatt enerji üreten 4 adet türbinden oluşur. Toplam gücü saatte 540 megawatt enerjidir. Temelden yüksekliği 185 metredir. Göl alanı 470 ha. olan barajın depolama oylumu 300 milyon m3’’tür. Barajda yılda 1,2 milyar kw/saat enerji üretilmektedir. 2000 yılından sonra turizme açılan baraj gölünde bugün günlük tekne turları gerçek-leşmektedir. Toroslar’la çevrili olan baraj gölü tam bir doğa harikası olup, baraj gölünün etrafı kızılçam ağaçlarıyla

kaplıdır. Baraj gölünde sabah 10.00’da başlayan tekne turları, öğleden sonra havanın durumuna göre 15.00-16.00 saatleri arasında bitmekte-dir. Büyük kanyon ve küçük kanyon gezilerinin gerçekleş-tiği tekne turları, Manavgat Irmağı’nın kaynağına kadar devam etmektedir. Yılda or-talama 130 bin turistin ziyaret ettiği baraj gölünün en derin alanı 180 metredir. Manav-gat merkeze 25 kilometre

of the slowing down of the current and its large area it looks like a lake. When there is a wind, the water wig-gling at the surface looks like the lake is shaking. This is where it gets its name from. When you head towards the east from Sorgun, you will reach Side’s popular vacation center. Titreyengöl, which is a very large touristic center with 22 facilities inside pine trees between the lake and the sea,

harbors many birds from cor-morants to the Pecking duck.

Köprülü Canyon Köprülü Canyon National Park is 60 kilometers from Manav-gat. You can reach the park after turning at the Taşağıl and Beşkonak turn on the Manavgat- Antalya highway and going another 55 kilom-eters. This canyon, which is on the skirts of the Taurus Mountains, is an ideal area for water sports. In the canyon, which is visited by an average of 250 thousand people every year, various sports are being done, mainly rafting. The Köprü Stream, which forms the canyon is 120 kilometers long and surrounded by cedar forests. The river valley within the park is 14 kilometers long and 400 meters high. The stream flows from a wide bed surrounded by greens at the end of the canyon.

Oymapınar DamOymapınar Dam, which is Turkey’s 3rd largest dam, was built on the Manavgat Stream and opened in 1984. It is built with a reinforced concrete arched structure. It has 4 turbines that each generates 135 megawatts of energy every hour. Its total power is 540 megawatt per hour. It is 185 meters high from the foundation level. It harbors 300 million cubic meters of water. Today, daily boat tours are organized in the dam lake which was opened to tourism after 2000. The dam lake is a wonder of nature and it is surrounded by Turkish pine trees. The boat rides that start at 10 in the morning end in the afternoon, around 15.00-16.00. The tours, which include big canyon and small canyon tours, continue until the source of Manavgat River. The deepest part of the dam lake, which is visited by

Oymapınar BarajıOymapınar Barajı

70 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 73: antalya kultur turzim dergisi

uzaklıkta olan Oymapınar Barajı görülmeye değer bir mekândır.

Külliye CamiOsmanlı ve Selçuklu mima-risinin hakim olduğu Külliye Cami, yerden yüksekliği 30 metre olan bir ana kubbesinin yanı sıra 4 yarım ay ve 27 adet küçük kubbeden oluş-maktadır. 60 metre yüksekli-ğinde 4 minareye sahip olan caminin her minaresinde üçer şerefesi bulunmaktadır. Kün-dekari kapısı bir sene süren el işçiliğiyle yapılmış olup, çalışmalar esnasında meşe ve armut ağacı kullanılmıştır. Caminin çini işlemelerinin büyük kısmı el yapımıdır ve taş çini özeliği taşımaktadır. Yapımında 250 ton demir, 65

ton kurşun, 5 yüz metre küp beton kullanılan cami, birinci sınıf işçilik özeliği taşımak-tadır. Üç ana kapısı bulunan Manavgat Külliye Camisi’nde aynı anda 4 bin kişi ibadet edebilmektedir. Batı Akdeniz Bölgesi’nin en büyük cami-lerinden biri olan Manavgat Külliye Cami, Alanya-Antalya karayolundan görülebilecek şekilde inşa edilmiştir. 9 bin metrekarelik alana sahip olan cami, yılda 300 bin turist tara-fından ziyaret edilmektedir.

Alarahan ve Kalesi Manavgat ilçe sınırından Alanya istikametine yaklaşık 9 kilometre gittikten sonra varılan Alarahan, 13. yüzyılda Selçuklular tarafından Konya ile güney kıyılarının başkenti

130 thousand tourists each year, is 180 meters. The dam, which is 25 kilometers from the center of Manavgat, is a sight that must be seen.

Külliye MosqueKülliye Mosque, which embodies the architectural characteristics of the Otto-man and Seljuk periods, is made up of 4 half-moon and 27 small domes in addition to its 30 meter high main dome. The mosque, which has four 60 meter high minarets, has three halls in each of the minarets. The Kündekari door was made by hand in over a year and oak and pear trees were used in the construction. The majority of the mosaic embroidery in the mosque was made by

hand. The mosque, which was made with 250 tons of iron, 65 tons of lead and 500 cubic meters of rein-forced concrete, has first class workmanship. 4000 people can perform their religious duties at the same time in the mosque which has three main entrances. The mosque, which is one of the biggest mosques in the western Mediterranean re-gion, was built in such a way that it can be seen from the Alanya-Antalya highway. The 9000 square meter mosque is visited by 300 tourists every year.

Alarahan and CastleAlarahan, which is 9 kilom-eters from Manavgat towards Alanya, was built in the

Manavgat Külliye Cami

Alara Kalesi

71ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 74: antalya kultur turzim dergisi

Alanya arasındaki ticaret bağlantısını sağlamak için inşa edilmiştir. Bu kervansa-ray ile seyahat edenlerin ve tüccarların güvenli ve konfor-lu konaklamaları ve dinlen-meleri sağlanmıştır. Alarahan, antik bir köprünün yanında inşa edilmiştir. Alarahan’ın kuzeyinde Alara Kalesi vadiye hâkim bir şekilde durur. Ha-rika vadi manzarasını seyret-mek için tırmanmaya değer.

Aspendos Antik KentiManavgat’a 44 kilometre mesafede bulunan Aspendos Antik Kenti; agora, bazilika, nymphaeum ve kemerli su yol-larıyla görülmeye değer tarihi bir mekândır. Antik kentin 2. yüzyılda inşa edilen tiyatrosu 17 bin kişilik olup, günümüzde ayakta kalmış ve en iyi korun-muş amfi tiyatrodur. Yörede yaşayan Xenon adlı bir gencin yarattığı mükemmel akustiğin sırrı hala çözülememiştir. 13. yüzyılda Selçuklar yapıyı ker-vansaray olarak kullanmış ve

tipik Selçuklu mimarisi tarzın-da bir kemerle yapının kuzey tarafını sağlamlaştırmışlardır. Manavgat-Antalya karayolun-da Serik’ e gelmeden kuzeye dönülerek, 4 kilometrelik yoldan antik kente ulaşılır. Tiyatro günümüzde çeşitli konser, şenlik ve festivallerde kullanılmaktadır.

Nasıl Gidilir?Antalya-Manavgat arası uzak-lık yaklaşık 80 kilometredir. Yol kendi aracınızla bir saat, Antalya terminalinden kalkan otobüslerle 1.5 saat sürmek-tedir. Manavgat’ın Antalya Havalimanı’na uzaklığı ise 52 kilometredir.

Ne Yenir?Yörede her mevsimde yetiştiri-len taze tarım ürünleri, günlük olarak sunuluyor. Her türlü et yemeği, deniz ürünleri ve balık çorbası meşhurdur. Öze-likle Girit mutfağının hâkim olduğu Side’de ot yemeklerini tatmadan geri dönmeyin.

13th century by the Seljuk Empire to solidify the trade relations between Konya and Alanya, the capital city of the southern shores. A safe and comfortable stay and rest was provided through this inn for travelling merchants. Alarahan was built next to an antique bridge. The Alara castle, which is to the north of Alarahan, overlooks the valley. It is worth climbing just to see the magnificent view.

Aspendos antique cityThe Aspendos antique city, which is 44 kilometers from Manavgat, is a historical area worth seeing with its agora, basilica, nymphaeum and arched cisterns. The theatre of the city, which was built in the 2nd century has a 17 thousand person capacity and is the best preserved theatre today. The mystery of the amazing acoustics that was created by a local boy named Xenon still hasn’t been solved.

The people of Seljuk used the structure as an inn in the 13th century and the northern part of the building was reinforced with a Seljuk style arch. You can reach the antique city through a 4 kilometers road before turning north form Serik on the Manavgat-Antalya high-way. Today, the theatre is used for concerts and festivals.

How to get there?The distance between Antalya and Manavgat is approximate-ly 80 kilometers. The road takes about one hour by car and 1, 5 hours by buses that depart from Antalya bus termi-nal. Manavgat is 52 kilometers from the airport.

What to eat?Fresh agricultural products that are produced every sea-son are served daily. Its meat dishes, sea food and fish soup is famous. Don’t return before you sample the various herb dishes in Side.

Aspendos

72 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 75: antalya kultur turzim dergisi

Antalya yakınlarında bulu-nan Karain Mağarası’nda başlayan ilk yerleşimin ardından bölgemiz siyasi, sosyal, kültürel, ticari ve ekonomik olayların geçtiği en önemli yerlerdendir. Evrenseki Beldesi’nde en erken yerleşimin paleoli-tik çağda olduğu, yapılan arkeolojik kazılar sonrasında tespit edilmiştir. Akdeniz kıyısındaki yerleşim ise M.Ö 1800 yıllarına kadar iner.

Bölgede bulunan Gölye-ri, Ambarönü, Kömürcüler deresinin kuzeyinde İncirli Geçit, Asartepe, Kale, Arak-ça (Yapı), Boyalıin gibi tarihi

kalıntılar,birçok medeniye-te ev sahipliği yaptığının kanıtıdır.

Manavgat’a uzaklığı 14 kilometre olan Evrenseki’nin ticari ve ekonomik yapısı, tu-rizme dayanır. Belde sınırları içerisinde turizm belgeli yak-laşık 6 bin 400 oda, 16 bin yatak kapasitesine sahip 22 turistik tesis bulunmaktadır. 2012 sezonu içerisinde faa-liyete geçecek olan yaklaşık bin 500 yatak ve 2 adet turistik tesis tamamlanmak üzeredir. Bu tesislerden birkaçı dünya genelinde yapılan derecelendirmeler-de 2010 ve 2011 yıllarında

en iyi 10 otel içerisinde yer almıştır. Evrenseki, Akdeniz sahili boyunca yaklaşık bin 800 metre uzunluğunda, 50 metre genişliğinde, yaya ve bisiklet yolları, çocuk oyun grupları ve fitness spor alet-leri ile donatılmıştır. Sahil Parkı ve parkın kıyı tarafın-da yer alan mavi bayraklı eşsiz plajı, beldede faaliyet gösteren turistik tesislerin yanı sıra üç ayrı noktada halka ücretsiz hizmet veren 2 tanesi mavi bayrak ödüllü toplam 3 adet geniş halk plajları, ülke turizmine hiz-met vermektedir.

Gelenekselden moderne

From the traditional to the modern

After the first settlement that started in Karain Cave near Antalya, our region has been a very important center in terms of politics, social, cultural, economi-cal and commercial life. After excavations, it was concluded that the earli-est settlement in Evrenseki was in the Paleolithic Age. Settlement on the Mediter-

ranean shores date back to 1800 B.C.

Historical relics that have been found in Gölyeri, Ambarönü, İncirli Strait, Asartepe, Kale, Arakça (Yapı) and Boyalıin prove that the region was home to many civilizations through-out history.

The economic structure of Evrenseki, which is 24 kilometers from Manavgat, is based on tourism. There are 6400 beds that have tourism licenses and 22 touristic facilities with 16 thousand beds in the town. Two new touristic facilities will be added to the list in 2012. Some of the existing facilities have been named

as one of the top ten hotels in 2010 and 2011. Evrenseki has been decorated with 800 meters long, 50 meters wide walking and bicycle paths, playgrounds and fitness equipment along its shore. Its blue flagged beaches on Sahil Park and 3 public beaches which two of them have blue flags, serve tourism in Turkey.

RECEP BARUT Evrenseki Belediye BaşkanıEvrenseki Chief Magistrate

73ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 76: antalya kultur turzim dergisi

Konum olarak Antalya’ya 65, Manavgat’a 13, hava-alanına 45 kilometre uzak-lıkta olan Çolaklı, mavi, sarı ve yeşilin muhteşem uyumuyla buluştuğu bir sahil beldesidir. Son yıllar-da Türkiye’nin turizmdeki hızlı yükselişinden Çolaklı da payını almış, eşsiz güzellikteki 4 bin 100 metre uzunluğundaki sahil şeridi, kumsalı ile turizm

yatırımcılarının dikkatini çekmiştir. Çolaklı bugün sahillerinde 4’ü mavi bayraklı plaja sahip 5-4-3 yıldızlı 28 otel misafir ağırlamakta olup yaklaşık 20 bin yatak kapasitesine sahiptir. Turistik tesislerin yanı sıra bölgede sos-yal tesisler bulunmakla birlikte, 11 adet pansiyon ve çok sayıda tatil sitesi vardır.

HASAN COŞKUN Çolaklı Belediye BaşkanıÇolaklı Chief Magistrate

Parlayan yıldız Çolaklı

Çolaklı: A shining star Çolaklı, which is 65 kilom-eters from Antalya, 13 kil-ometers from Manavgat and 45 kilometers to the airport, is a resort town where the

blue, yellow and green meet harmoniously. The town has also benefited from the rapid rise of tourism in Turkey and has attracted attention from

investors with its magnificent 4100 kilometer shoreline and beach. Today, Çolaklı has 28 5-4-3 star hotels that have 4 blue flagged beaches

and has 20 thousand beds. There are social facilities in addition to touristic facili-ties, 11 pensions and many resort villages.

74 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 77: antalya kultur turzim dergisi

Ilıca: The place of modern urbanization

Ilıca, which is one of the fastest and best planned tourism centers in Manavgat, is like the pearl of Antalya with its historical structure, scenic beauties and mod-ernization. The town, which rapidly began making head-way in modern urbanization in 1999 after Rafet Ünal was named Chief Magistrate, is

a rising star in tourism with its 3 kilometer shoreline and unique location where the sea and sun meet. Ilıca, which has 20 thousand beds and 40 touristic hotels, is also the center of social and cultural activities. In the town, where infrastructure and superstructure works are being undertaken by

keeping in mind the rise of the population in the next 50 years, many investments are being realized, including the establishment of a university. Our town, which attracts attention from tourists with its magnificent landscaping, has gotten its name from the old town of Ormana no-mads. The abundant waters

of the Ilıca River not only give life to people but to all living things. This life source revitalizes souls though a fountain which was estab-lished after the first settle-ment and provides warm water in the winter and cold water in the summer. Ilıca is also one of the main centers of trade in the region.

Manavgat’ın en hızlı ve en planlı gelişen turizm belde-lerinin başında gelen Ilıca, sahip olduğu tarihi dokusu, Doğa güzellikleri ve moderni-zasyonu ile turizmin başkenti Antalya’nın adeta incisi ko-numundadır. Özellikle 1999 yılında Rafet Ünal’ın Belediye Başkanlığı görevine gelmesi ile birlikte modern kentleşme yolunda oldukça hızlı bir şekilde yol alan Ilıca Beldesi, 3 kilometrelik sahil yolu ve doğanın deniz ve güneşle birleştiği eşsiz konumu ile

turizmin yükselen değeridir. Bölgesinde toplam 20 bin yatak kapasitesine sahip irili ufaklı 40 turistik otele sahip Ilıca, sosyal ve kültürel faa-liyetlerin de adeta merkezi konumundadır. Alt yapı ve üst yapı çalışmaları önümüz-deki 50 yıllık nüfus artışı göz önüne alınarak gerçekleşti-rilen beldemizde, üniversite alanı da dahil olmak üzere bir çok yatırım alanları mev-cuttur. Peyzaj mimarisi ile de yerli ve yabancı misafirlerimi-zin beğenisini kazanan Ilıca

Beldemiz, ismini Ormana Yörükleri’nin eski kışlık yurdundan almıştır. Ilıca Nehri’nin çağlayan suları, sadece insanları değil, yaşa-yan bütün canlıları besler. Bu can kaynağı nehir, yerleşik hayata geçilmesinden sonra kurulan biri tek, diğeri çift oluklu çeşmeden kışın ılık, yazın serin ama gürül gürül akan suyu ile canlılara hayat verir, ruhları canlandırır. Ilıca, bulunduğu bölgede ticaretin attığı ana can damarlarından biri olarak öne çıkar.

RAFET ÜNAL Ilıca Belediye BaşkanıIlıca Chief Magistrate

Modern kentleşmenin adı Ilıca

75ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 78: antalya kultur turzim dergisi

Gündoğdu for those who wish for serenity

The history of Gündoğdu dates back to the Fettahlı Tribe, a nomad community from the Oğuz Clans. A part of the tribe has settled permanently in the region after 1934 and the area was named Gündoğdu Village. Gündoğdu is 55 kilometers

from the city center which is divided in half by the D-400 Highway, and 17 kilometers from the borough center. It is 3100 hectares and includes hotels and sum-mer houses and part of it is included in the Special Environmental Protec-

tion Region. It consists of three neighborhoods called Sancak, Kırlı and Fettahlı. A part of the Kısalar village is inside the borders of our village.

Tourists and visitors who come to our village dur-

ing the summer increase revenues in economy and employment. Besides tour-ism, citrus gardens, green-houses, vegetable produc-tion, grain production and live stock breeding are very important for the village’s economy.

Gündoğdu’nun geçmişi, hayvancılığa bağlı göçe-be yaşamını sürdüren, “Yörük” tabir edilen, Oğuz boylarından Fettahlı aşiretine dayanmaktadır. Fettahlı Yörükleri’nden bir kısmı 1934 yılından sonra Manavgat’ta hayat şartlarının gereği yerleşik hayata geçmiş ve Gün-doğdu Köyü adını almıştır. Gündoğdu coğrafi konum itibariyle D-400 karayo-

lunun ikiye böldüğü, il merkezine 55, ilçe merke-zine 17 kilometre uzaklıkta, sahil kesiminde otel ve yazlık villaların bulunduğu 3 bin100 hektarlık alana sahip, bir kısmı Özel Çev-re Koruma Bölgesi alanı içerisinde bulunan güzel bir beldedir. Sancak, Kırlı ve Fettahlı olmak üzere 3 mahalleden oluşmaktadır. Ayrıca Kısalar Köyü’nün bir kısmı beldemiz müca-

vir alanı içerisinde bulun-maktadır.

Yaz dönemlerinde belde-mize gelen turist ve ziya-retçiler, ekonomik açıdan canlılığı ve istihdamı büyük ölçüde artırmaktadır. Beldemiz ekonomisinde, turizmin yanı sıra, naren-ciye bahçeleri, seracılık, tarla sebzeciliği, hububat ekimi ve hayvancılık son derece önemlidir. HÜSEYİN NALCI

Gündoğdu Belediyesi BaşkanıGündoğdu Chief Magistrate

Sakinlik isteyenlere Gündoğdu

76 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 79: antalya kultur turzim dergisi

Oymapınar Barajı

77ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 80: antalya kultur turzim dergisi

When one thinks of Kızılot, the Mediterranean and its beautiful shores come to mind. In fact, Kızılot which is home to Loggerhead Sea Turtles is the breed-ing ground of this specie which is becoming extinct. Amateur fishing is done at our blue flagged shoreline

which is home to many fish such as sea bass, gray mullet, striped sea bream, gilt head bream, and eel and carp, eel, bloater, gray mullet and sea bass in Kapruzçayı. Kızılot today waits for investors with in-frastructure works that have begun and construction

plans that have been drawn up. Despite the cosmopoli-tan structure in the town, people are living peacefully. Kızılot is a cute town that has 5-star hotels in addi-tion to authentic facilities that are ideal for those who are looking for a relaxing holiday.

Kızılot denince akla Akdeniz ve güzel kıyıları gelmektedir. Nitekim buna bağlı olarak Caretta- caretta kaplumba-ğalarının yaşam alanı olan Kızılot Beldesi, yaklaşık 5 kilometre uzunluğundaki doğal sahiliyle bu nesli tükenmekte olan canlının üreme alanıdır. Ayrıca mavi bayraklı sahilimizde Akdeniz

faunasına bağlı levrek, kefal, mırmır, çipura, yılan balığı ile Kapruzçayı’nda sazan, yılan balığı, siroz, kefal, yayın balığı ve levrek avla-yarak amatör olta balıkçılığı yapılmaktadır. Kızılot bugün itibariyle imar planları ve uy-gulamaları yapılmış, alt yapı çalışmaları başlamış olarak yeni yatırımcıları beklemek-

tedir. Belde genelindeki kozmopolit yapıya rağmen vatandaşlarımız huzurlu bir şekilde hayatlarını sürdür-mektedirler. Kızılot doğal ve otantik bir ortamda dinlemek isteyenlerin tercih ettiği sakin ve otantik bir ortamın yanı sıra 5 yıldızlı otellerin de bulunduğu şirin turizm beldesidir.

MUSTAFA KEÇER Kızılot Belediye BaşkanıKızılot Chief Magistrate

Kızılot yatırımcısını bekliyor

Kızılot is waiting for investors

The Manavgat Chamber of Com-merce and Industry (MATSO) is working for the development of Manavgat, which hosts 33% of the tourists that come to Antalya and receives 13% of the tourism rev-enues in Turkey and has 78 villages, 9 resort towns and a 200 thousand population. Our chamber, which ad-

dresses the issues of our borough in terms of tourism, agriculture, inter-communication, education and jus-tice, realizes fair and advertisement works nationally and internationally. There are over 200 foreign investors registered with our chamber, which encourages foreign investments. The MATSO Maritime Anatolian

Vocational School was built for the development of the maritime sec-tor by our chamber. We are also working very hard for the realization of the Manavgat Yacht and Trailer Park Project. The tourist information office, which was built for customer satisfaction, was established by our chamber.

Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), 78 köy, 9 belde ve 200 bine yakla-şan nüfusunun yanında Antalya’ya gelen turistin yaklaşık 33’ünün ağırlan-dığı, ülke turizm gelirinin yüzde 13’üne sahip olan Manavgat’ın gelişmesi için çalışmalar yürütmektedir.Başta turizm, tarım, ula-

şım, ticaret, eğitim, adalet konuları olmak üzere ilçenin sorunlarını gündeme taşı-yan odamız, fuar ve tanıtım çalışmalarını ülke içinde ve dışında gerçekleştir-mektedir. Yabancı yatırım-cıların bölgemize gelmesi için çağrılarda bulunan MATSO’ya kayıtlı 200’ü aşkın yabancı yatırımcı

bulunmaktadır. Denizcilik sektörünün geliştirilmesi için odamızın kaynakları ile MATSO Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi yaptırılarak, eğitime kazandırılmıştır. Odamız ayrıca Manavgat Yat Limanı ve Çekek Yeri Projesi’nin hayata geçiril-mesi için de yoğun çaba göstermektedir.

Dr. Şükrü VURAL Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu BaşkanıPresident of the Manavgat Chamber of Commerce and Industry

Manavgat’ın dinamosu MATSO

The dynamo of Manavgat: MATSO

78 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 81: antalya kultur turzim dergisi

79ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 82: antalya kultur turzim dergisi

İki yıldır sokaklarda sanatını icra eden Ressam Münevver Kısacık, biraz yorgun görünüyordu ama gözlerindeki ışık tüm sokağı aydınlatacak kadar güçlüydü, kendisini bulduğu sokağına gelmişti’’

“Sokaklarda kendimi buldum’’

Röportaj ve Fotoğraflar/ Interview and Photographs: Hamit Seçil

Röportaj / Interview

80 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 83: antalya kultur turzim dergisi

Gün batmaya yakındı. Sırtında çantası, elinde şövalesiy-le Saat Kulesi’nin yanında belirdi. Uzaktan takip ettim. Meydana vardığında du-rup, belkide “şanslı bir gün” olmasını diledi, gökyüzüne bakarak. Kendisini bulduğu sokağına gelmişti. Yavaş yavaş tezgâhını kurmaya başladı. Sokak iyiden iyiye hareketlenmişti. Kendimi fark ettirmeden birkaç kare fotoğ-rafını çektim. Merhaba deyip oturdum, uzattığı sandalyeye. İki yıldır sokaklarda sanatını yapan Münevver Kısacık, bi-raz yorgun görünüyordu ama gözlerindeki ışık tüm sokağı aydınlatacak kadar güçlüydü.

Nasıl başladınız resme?KISACIK: Resme 5 yaşında portre ile başladım. Annem ressamdı benim. Annemi taklit ederek başladım resme. İlk çizdiğim portre, Türkan Şoray’ın portresidir. Halen annem saklar o portreyi.

It was almost time for sunset. She appeared near the Clock Tower with her backpack and her easel. I followed her from afar. She stopped at the square and looked at the sky; probably wishing for a lucky day. She was at the street where she had found herself. She slowly started setting her workbench. The street was getting busier. I took a couple of pictures without revealing myself. I said hello and sat on a stool she gave me. Münev-ver Kısacık, who had been painting on the streets for the past two years, looked a little tired but the light in her eyes was strong enough to illuminate the entire street. -How did you start painting?KISACIK: I started when I was 5 by painting portraits. My mother was a painter so I started by imitating her. The first portrait I did was of famous Turkish artist Türkan Şoray. My mother still keeps

“I found myself on the streets’’

Painter Münevver Kısacık, who has been painting on the streets for the past two years, looked a little

tired but the light in her eyes was strong enough to illuminate the entire street; she was at the street

where she had found herself.

81ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 84: antalya kultur turzim dergisi

Portre her zaman ilgi alanım-da oldu benim. Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü mezunuyum.

Neden sokak ressamlığını tercih ettiniz?.KISACIK: Üniversiteye başlayınca ailemden koptum ve maddi olarak bir destek gelmiyordu. Okula devam etmem için para kazanmam gerekiyordu. Aklıma en iyi yaptığım iş ne olabilir sorusu geldi. Ben portre ressa-mıydım. Okulda başarılı bir öğrenciydim. Bu cesaretle çıktım sokağa. Sokaklar sürp-rizlerle dolu, heyecanlı ve tehlikeli. Sürprizleri severim ben. Ayrıca; herkes öğretmen olmak için doğmaz ki! Ressa-mın amacı kendini bulmaktır. Ben sokaklarda kendimi buldum. Şuanda resim yapan herkes öğretmenliğe yöne-

liyor ama ressamın garan-tiye ihtiyacı yok ki. Ressam dünyanın her yerinde para kazanabilir. Ben şimdiye ka-dar resim bölümünü bitirip de hayatını resimden kazanan, torpili olmadan, hiçbir Türk genci görmedim. Bunu fark ettiğim anda ben sokaklara yöneldim. Ben bir patronu-mun olmasına katlanabilecek insan değilim. Sokakları seç-memdeki asıl mesele de bu.Ben Akdenizliyim

Neden Antalya’yı tercih ettiniz?KISACIK: Daha çok özel me-selelerden dolayı Antalya’yı tercih ettim. İstanbul’da da yapabilirdim ama orada yaşamak istemedim. Ben Ak-denizliyim ve her zaman için yüreğimin bir yeri Akdeniz’de. Buraya tatile geliyordum. An-nem burada yaşıyordu. Okul-da okurken tatile geldiğimde

that portrait. It was always my main interest. I graduated from Mimar Sinan University’s Art Department.

Why did you choose street painting? KISACIK: I was estranged from my family during col-lege and didn’t receive any financial help. I needed to make money in order to continue studying. I thought about what I did best. I am a portrait painter. I was very successful in school. So I went out to the streets. The streets are full of surprises; exciting and dangerous. I love surprises. Not everyone is born to be a teacher! The aim of a painter is to discover his personality. Right now, most painters are turning to teaching but a painter doesn’t need guarantees. A painter

can make money everywhere in the world. I have not seen any Turkish painters that have graduated from college and made money without the help of an influential person. As soon as I realized this, I turned to the streets. I cannot work under a boss. This is the main reason I chose the streets.

I am a Meditarrenean Why did you choose to

come to Antalya?KISACIK: I mainly chose Antalya for personal reasons. I could have stayed in Istan-bul but I didn’t want to live there. I am a Mediterranean and a part of me is always here. I used to come here for holidays. My mom used to live here. I fell in love with the place when I came here for the holidays. I am originally

‘’Sokaklar sürprizlerle dolu, heyecanlı ve tehlikeli. Sürprizleri severim ben. Ayrıca; herkes öğretmen olmak için doğmaz ki!

Ressamın amacı kendini bulmaktır.

‘’The streets are full of surprises; exciting and dangerous. I love surprises. Not

everyone is born to be a teacher! The aim of a painter is to discover his personality.

82 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 85: antalya kultur turzim dergisi

görür görmez çok sevdim. Mersinliyim ben aslen ama Antalya şehir merkezi olarak bambaşka. Küçük ama sosyal bir yer. Bana böyle bir kent lazımdı. Kış aylarında da sanatımı yapabileceğim bir yer olmalıydı.

Ne kattı size sokaklar?KISACIK: Çok zor yanları da var ama sokaklardan kopa-madım. Zorluklar bana çok daha fazla şeyler öğretti. Nietzsche’nin bir sözü var-dır; “Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir.” Daha çok güçlendim. İnsanları tanı-dım, hayatı tanıdım. Bunu ne ailede öğretiyorlar ne de başka bir yerde. Ben yetene-ğimin farkındaydım. Sokakta hayatın içinde oluyorum. Birçok sevgiliyi barıştırdım mesela. Hayatı seviyorum ben. Kendime yönelip bir

odaya kapansam, depres-yona girebilirim. Herkes gibi benim de sorunlarım var ama sokakta başkaların acılarını gördüğüm zaman kendimi tedavi ediyorum.

Midye kabuklarının içine resim yapıyorum

Kaç yıldır sokaklardasınız?KISACIK: Ben iki sene önce okul harçlığımı çıkartmak için başladım Kalekapısı’nda çalışmaya. Bir Rus res-sam vardı. O bana okulda öğrenmediğim resmi öğretti. Mantığını öğretti. Daha da ötesi hem duyguyu katıp, hem bu işin ticaretini nasıl yapacağımı öğretti. Antal-ya sokakları aşama aşama devam etti. Okuluma devam ettim, sergiler açtım ama hep bir yanım sokaklarda portre ressamlığında kaldı. Canlı resim yapmayı çok severim.

from Mersin but as a city, Antalya is a whole different story. It is small but a social city. I needed a place like that. It had to be a place where I could practice my art in the winter.

What were the contributions of the streets?KISACIK: It is very hard out here but I just couldn’t let go. The difficulties taught me so much. As Nietzsche says; “What doesn’t kill me makes me stronger.” I grew stronger. I met people, I learned about life. This is something you cannot learn from your par-ents. I am aware of my gift. I am one with life when I’m on the streets. For example, I united many lovers. I love life. If I was stuck in a room I could be depressed. I have problems just like anyone else

but I gain perspective when I see the problems people on the streets have.

I paint the inside of mussel shells

How long have you been painting on the streets?KISACIK: I started two years ago in Kalekapısı to pay for my tuition. There was a Rus-sian painter. He taught me what they couldn’t teach me at school. He taught me the logic. In addition, he taught me how to make money. I started painting at different streets. I continued studying, opened exhibitions but I was always thinking about painting portraits on the streets. I love painting live. Someone sits in front of you and it gives me great pleasure painting that person who doesn’t know that you’re painting him. I

83ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 86: antalya kultur turzim dergisi

Bir insan karşınıza oturu-yor ve hiç haberi olmadan onun portresini çizmek bana büyük bir haz veriyor. Şu an yeni bir çalışma başlattım. Eşimin Filipinlerden hediyelik olarak satmak için getirdiği midye kabuklarının içini boş görünce resim yapmaya baş-ladım. Resmi midyenin içine yerleştirdiğim zaman resim, o deniz kokusu içerisinde bin anlam kazanıyor. Kağıt üzerindeki resimde oynama yapamıyorum. Klasik bir metot var. Ama midye kabu-ğu tamamen bana özgü bir durum. Karşımdaki kişi beni yönlendiremiyor. Beğenirse alıyor, beğenmezse almıyor. Türkiye’de midye üzerine portre yapan tek kişi sanırım benim.

Midye kabuklarına talep nasıl peki?KISACIK: Talep tahminim-den çok daha iyi. Turistler özelikle ilgi gösteriyor. Ben daha çok çizgisel çalışıyo-rum. Bu sokaktaki sıradan bir insana farklı geliyor ama ben insanlara gerçek sanatı öğreteceğim. Gerçek bakış, gerçek anatomi bilgisi ne demek, bunu görmeleri gere-kiyor. Midyeyi görenler yavaş yavaş kağıt üzerine resim yaptırmaya başladı. Parasal sorunlarım olmasaydı aklımda o kadar çok proje var ki…Kaleiçi’ni rengarenk resme-deceğim

Ne var mesela?KISACIK: Kadınlar üzerine bir sergi açmak istiyorum. Kadının ruh hallerini anlatan çeşitli portler. Bir de ya-rım kalmış portrelerim var, onlardan oluşan bir sergi açmak istiyorum. Bu tamam-lanmamış resimlerin hepsinin bir hikayesi var. Bu hikaye-lerle birlikte Kaleiçi’nde ya da Kalekapısı’nda bir sergi açmak istiyorum. Renk algım çok gelişmiştir aslında. Bir gün Kaleiçi’ni rengarenk resmedeceğim.

Hayallerinizi gerçekleştirme noktasında sokağın rolü nedir?KISACIK: Sokak olmasay-dı midye kabuğuna portre çizmeye başlamazdım. En azından güçlendim. Ama-cım kendi dilimden konuşan insanlara bir şeyler göste-rebilmek. Onlarla bir şeyler paylaşabilmek. Gördükle-rinde almasalar bile takdir etmeleri ve beğenmeleri çok daha önemli benim için. Türk insanı bu sokak sayesinde sanatın pazarlığını yapmayı ve ona değer biçmeyi öğreni-yor yavaş yavaş.

started doing something dif-ferent lately. I started painting the insides of mussel shells that my husband brought from the Philippines to sell. When I place the painting inside the shell it becomes even more meaningful. I don’t tamper with the picture on the paper. There is a classic method. But the shell thing is something only I do. The buyer doesn’t direct me. If he likes it he’ll buy it, if not; then that’s up to him. I think I’m the only person in Turkey that paints portraits on mussel shells.

How is the demand for the mussel shells? KISACIK: It is better than I expected. Especially tourists are into it. I mostly work linear. People find it different but I’m going to teach people about real art. They need to know about perspective and real anatomy. People who saw the shells began to commission me for portraits on paper. I have so many projects but I have to think about my finan-cial situation.

I will paint Kaleiçi color-fully

What kind of projects? KISACIK: I want to open an exhibition about women; portraits that will show the different moods of women. Also, I have unfinished portraits, I want to open an exhibition with those. All these unfinished portraits have a story. I want to open an exhibition in Kaleiçi or Kalekapısı. One day I will paint a Kaleiçi full of color.

What is the role of the streets in achieving your dreams? KISACIK: If it wasn’t for the streets, I wouldn’t have started painting portraits on mussel shells. I got stronger on the streets. My aim is to show my fellow countrymen something. Share something with them. Even though they may not understand it, it’s important for me that they appreciate the things they see. Thanks to this street, Turkish people are learning to buy and evaluate art.

84 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

www.pegast.com

TУРЦИЯ ЕГИПЕТ ИНДИЯ ТАИЛАНД ТУНИС ИНДОНЕЗИЯ КИТАЙ ИСПАНИЯ ГРЕЦИЯ АНДОРРА ДОМИНИКАНА ИТАЛИЯ ВЬЕТНАМ КЕНИЯ МЕКСИКА ОАЭ ИЗРАИЛЬ КИПР

ВСЕ, ЧТО КАСАЕТСЯ ОТДЫХА – ПЕГАС ТУРИСТИК!

Page 87: antalya kultur turzim dergisi

85ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

www.pegast.com

TУРЦИЯ ЕГИПЕТ ИНДИЯ ТАИЛАНД ТУНИС ИНДОНЕЗИЯ КИТАЙ ИСПАНИЯ ГРЕЦИЯ АНДОРРА ДОМИНИКАНА ИТАЛИЯ ВЬЕТНАМ КЕНИЯ МЕКСИКА ОАЭ ИЗРАИЛЬ КИПР

ВСЕ, ЧТО КАСАЕТСЯ ОТДЫХА – ПЕГАС ТУРИСТИК!

Page 88: antalya kultur turzim dergisi

Hazırlayan / Article: Side Müze Müdürlüğü-Side Museum DirectorateFotoğraflar / Photographs: Hamit SEÇİL

Yüksek Mimar Ragıp ve Selma Devrez çifti tarafından 1959 – 1961 yılları arasında üç bölümünün üzeri kapatılarak restore edilen hamam binası, 14 Ekim 1962 yılında Side Müzesi olarak hizmete açıldı

Side Müzesi, M.S. 2.yüzyı-la tarihlenen ve M.S. 5-6. yüzyıllardaki ilave ve deği-şikliklerle günümüze kadar gelen antik bir hamam binası (Agora Hamamı) içinde yer alır. 26.20x41.50m. ölçülerin-de dikdörtgen planlı hamam, soğukluk (Frigidarium), terleme (Sudatorium) iki ılıklık (Tepidearium), sıcaklık (Cal-darium) olmak üzere çeşitli büyüklüklerde beş salondan oluşur. Hamamın arkasında

33x50m. ölçülerinde batıda deniz surlarına kadar uzanan bir avlu bulunur. Yüksek Mimar Ragıp – Selma Devrez çifti tarafından 1959 – 1961 yılları arasında üç bölümünün üzeri kapatılarak restore edilen hamam binası, 14 Ekim 1962 yılında müze olarak hizmete açıldı. 1978 yı-lına kadar Antalya Müzesi’ne bağlı bir memurluk olarak faaliyet gösteren müze, daha sonra müdürlük oldu.

The Side Museum is lo-cated inside an antique bath structure that dates back to 2nd century A.D. and has made it to this date thanks to renovations and additions in 5th and 6th centuries A.D. The bath which has 26.20x41.50meter dimen-sions and has a rectangu-lar plan is made up of 5 rooms that include a cold area (Frigidarium), a sweat-ing area (Sudatorium), two

warming rooms (Tepidear-ium) and a hot room (Cal-darium). There is a courtyard that stretches all the way to the sea walls at the back of the bath.

The bath building which was restored by architects Ragıp and Selma Devrez during the years 1959 – 1961, was opened as the Side Museum on October 14, 1962. The museum which operated

Müze / Museum

Antik hamamdan müzeye

86 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 89: antalya kultur turzim dergisi

Side Müzesi’nin, Manavgat, İbradı ve Akseki ilçelerini kapsayan sorumluluk alanın-da 52 arkeolojik, 5 doğal, 4 kentsel olmak üzere toplam 61 sit alanı ile 376 tescilli ta-şınmaz kültür ve tabiat varlığı bulunmaktadır. Side, Selge, Etenna, Lyrbe (Seleukeia) ve Erymma sorumluk alanındaki önemli antik kentlerdir.

Hamamın restorasyonla üzeri kapatılan 2 (Sudatorium), 3

(Caldarium) ve 4 (Tepidari-um) no’lu salonlar kapalı, 1 (Frigidarium) ve 5 (Tepida-rium) no’lu salonlar ile avlu bölümleri açık teşhir alanları olarak düzenlenmiştir.

Müzenin 2 no’lu salonunda Hellenistik, Roma, Bizans ve İslami dönemlere ait madeni, pişmiş toprak, cam, mermer vb. maddelerden koku kap-ları, gözyaşı şişeleri, mızrak ve ok uçları, haçlar, ağırlıklar,

under the Antalya Museum until 1978, later on became an independent directorship. There are a total of 62 protected sites and 376 registered immovable culture and natural artifacts within the responsibility area of the Side Museum, which includes the boroughs of Manavgat, İbradı and Akseki. Side, Selge, Etenna, Lyrbe (Seleucia) and Erymma are the most important antique

cities within this area. The 2nd, 3rd and 4th rooms that have been covered after restorations are designed as closed exhibition areas whereas the 1st and 5th rooms and the courtyard are designed as open display areas.

In the 2nd room of the mu-seum, perfume bottles made from clay, glass, marble and metals, teardrop bottles,

From an antique bath to a museum

The bath building which was restored by architects Ragıp and Selma Devrez during the years 1959 – 1961, was opened as the Side Museum on October 14, 1962.

87ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 90: antalya kultur turzim dergisi

kase, testi, testicik, matara, fincan vb. kaplar yer alıyor. Ayrıca tanrı ve tanrıça hey-kelcikleri, kandiller, bilezik ve yüzükler, yüzük taşları, ayna, kapı tokmağı, cımbız, kolye, mühür vb. küçük boyutlue-serler ile sikkeler sergileni-yor.

3 no’lu salonda büst, heykel, torso ve heykel başları, sunaklar, kabartmalı lahit ve lahit parçaları, sfenksler bulunuyor.

Heykel, heykel kaidesi ve heykel parçaları, adak sunakları, Sidece yazıtlar, mezar stelleri, kabartmalı lahit parçaları, gemi çapaları, ölçü kabı, mobilya parçaları, kabartmalı levhalar, havuz-larda M.Ö.5.yüzyıl - M.S.11-12. yüzyıllar arasındaki dönemlere ait amphoralar ile ostothek ve urneler ise 4 no’lu salonda tematik ve kronolojik bir düzende teşhir ediliyor.

1 ve 5 no’lu salonlar ile avluda lahitler, lahit par-çaları, ostothekler, sütun,

sütun başlığı ve kaideleri, friz alınlık, arşitrav, tavan kaseti vb. mimari elemanlar, güneş saatleri, sunaklar, zeytinya-ğı işlikleri, kuyu bilezikleri, pithoslar, heykeller, posto-mentler tematik bir düzende sergileniyor.

spearheads, arrowheads, bowls, crosses, jugs, mugs and flasks from the Hellenis-tic, Roman, Byzantium and Islamic eras are on display. There are also God and Goddess figurines, cande-labrum, bracelets, rings,

ring stones, mirrors, door knobs, tweezers, necklaces, stamps, coins and other small objects are on display.

In the 3rd room there are busts, statues, torso and statue heads, altars, sar-cophagi and sarcophagi pieces and sphinx. In the 4th room, statues, statue basis and pieces, altar offerings, epigraphs in the Side language, tomb steles, embossed sarcoph-agi pieces, anchors, meas-uring cups, amphorae that date back to 5th century B.C and 11-12th century A.D. and urns are exhibited in chronological and themed order.

In the 1st and 5th rooms and in the courtyard sar-cophagi, sarcophagi pieces, columns, column heads and basis, frizzy head pieces, architectural elements such as architraves, sundials, altars, well bracelets, pithos, statues and pedestals are on display in a themed order.

88 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 91: antalya kultur turzim dergisi

89ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 92: antalya kultur turzim dergisi

Yazı / Fotoğraf-Article/Photograph: Hamit SEÇİL

Irmakla denizin kavgasıAkdeniz’de son bulacak Manavgat Nehri üzerindeki yolculuğumuz boyunca süregelen sükûnet, ırmakla denizin buluştuğu boğazda kavgaya dönüştü. Ayakta durmakta zorlanıyordum. Tekne Akdeniz’e açıldığında kendime geldim.

Gezi / Trip

90 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 93: antalya kultur turzim dergisi

The calmness during our journey on the Manavgat River that would end at the Mediterranean Sea,

tuned into a fight at the strait that connects the river to the sea. I had a hard time standing up. I came around when the boat reached the

Mediterranean.

Kaptanın sireni çalmasıyla Manavgat Nehri üzerinde başlayan yolculuğumuz, Akdeniz’de son bulacaktı. Hayatımda ilk kez bir nehir üzerinde yaptığım yolculuktan olsa gerek, hiç konuşmadım. Turun başlamasıyla teknenin kıçına yönelip, tüm yol bo-yunca ayakta durarak şehrin iki yakasını izledim. Irmak üzerine düşen yaprakları say-dım. Peşimizden Akdeniz’e açılmaya çalışan balıklara simit attım, balıkçılara el salla-dım. Toroslardan gelen temiz havayı ciğerlerime çekip, hayallerimin yalpalamasına izin verdim. Yol boyunca süregelen sükûnet, ırmakla denizin buluştuğu boğazda son bulmuş, bir kavga başla-mıştı. Ayakta durmakta zor-lanıyordum. Tekne Akdeniz’e açıldığında kendime geldim. Akdeniz’e Sorgun bölge-sindeki boğazdan karışan Manavgat Irmağı, Türkiye’nin

Our journey on Manavgat River, which started as soon as the captain sounded the siren, was going to end at the Mediterranean Sea. Probably this was my first journey on a river, I did not speak. I went to the stern and watched the two shores of the city during the entire trip. I counted the leaves that fell onto the river. I threw bagels at the fish that were following us to the sea and saluted the fishermen. I breathed in the clean air from the Taurus Mountains and let my dreams flow free. The calmness during our journey on the Manav-gat River that would end at the Mediterranean Sea, tuned into a fight at the strait that connects the river to the sea. I had a hard time standing up. I came around when the boat reached the Mediterranean.

The fight between the river and the sea

91ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 94: antalya kultur turzim dergisi

rejimi en düzenli ırmağıdır. Antalya Körfezi’ni doğudan çeviren ve Batı Toroslardan birçok kolun birleşmesiyle debisini artıran Manavgat Irmağı, 93 kilometrelik yol-culuğu boyunca kanyonlar, ovalar geçerek Akdeniz’e ulaşır. Üzerinde iki baraj ve iki şelale bulunduran Manav-gat Irmağı’nın son 12 kilomet-relik kısmında yapılan tekne turlarının Türkiye’de eşine zor rastlanır. İlçe merkezinde bulunan ve kentin iki yakasını bir araya getiren Manavgat Köprüsü etrafında demirlemiş olan onlarca tekne, her gün Akdeniz’e yüzlerce insan götürüp getirir. Manavgat Belediyesinde çalışan rehbe-rim Hatice Özer’le çıktığımız yolculuğumuz, saat 10.00’da başladı. Yıllardır o da ırmak üzerinde tura çıkmamıştı ve

Manavgat River, which flows to the Mediterranean Sea from the strait in Sorgun, is Turkey’s best river in terms of regular regimen. The river, which increases its flow by the merging of its many arms, reaches the Mediter-ranean after a 93 kilom-eter journey that passes by canyons and plains. The boat rides that take place on the 12th kilometer of the river, which has two dams and two waterfalls, are unique. Hundreds of boats that are docked around the Manavgat Bridge, which is situated in the center of the borough and connects the two shores of the region, take hundreds of people to the Mediterranean every day.

My journey, accompanied

92 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 95: antalya kultur turzim dergisi

by my tour guide Hatice Özer from the Municipality of Manavgat, started at 10 o’clock in the morning. She hadn’t been on a tour on the river for years so this was also ‘a good trip’ for her too. While I was quietly watching

the scenery from the stern, my tour guide pointed to two fishermen near the river and said, “Do you know? Fisher-men never talk to each other”. She didn’t wait for me to ask why and continued “Here, fishermen think if they talk to each other they will scare the fish.” After that, we continued our journey in silence.

The river, which is home to fish such as carp and trout, was partly covered by the leaves from the Taurus Moun-tains. Cormorants which lived in reeds as high as a human being in some places were looking for food among the cool waters of the river. While the horses were drinking wa-ter from the river, lands were waiting to be irrigated. All the nature around us was taking advantage of the river.

In the past, the river was used for timber transporta-tion. The trees that were cut from the Taurus Mountains were dismissed to the river and loaded onto ships once they had reached the sea. A new line of work is be-ing carried out on the river, thanks to tourism, where timber transportation no longer exists. Daily boat tours have become the source of income for many people. Daily tours, which start in the morning and last for 6 hours, have become very popular with tourists.

kendi tabiriyle bu tur onun için de iyi bir yolculuktu. Teknenin arkasında sessiz-ce etrafı izlerken, rehberim, ırmak kenarında yan yana oturup balık tutan iki balıkçıyı göstererek, “Biliyor musun? Balıkçılar birbirleriyle hiç

konuşmazlar” dedi. “Neden” diye sormamı beklemeden ekledi: “Buradaki bir inanışa göre, balıkçılar kendi arala-rında konuşurlarsa balıkların kaçacağını düşünürler” dedi. Sonra sessizce yolumuza devam ettik.

93ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 96: antalya kultur turzim dergisi

Sazan ve alabalık gibi balık-lara yaşama imkânı sunan Manavgat Irmağı’nın üstünü Toroslarda dökülen yaprak-lar kaplamıştı yer yer. Bazı yerlerde ise bir insan boyunu aşan sazlıklar arasında yaşa-yan karabataklar, nehrin serin sularına bata çıka yiyecekle-rini arıyorlardı. Atlar, nehirden su içerken, tarlalar sulan-mayı bekliyordu. Tüm doğa nasibini alıyordu Manavgat Irmağından.

Eskiden Manavgat Irmağı’nda kereste taşımacılığı yapı-lırmış. Toroslardan kesilen ağaçlar ırmağa bırakılır, denize ulaştıklarında gemi-lere yüklenip, gideceği yere ulaştırılırmış. Artık kereste taşımacılığının yapılmadığı ırmakta, bölgede turizmin hareketlenmesiyle yeni bir iş kolu doğmuş. Günübirlik

turlar, birçok insan için geçim kaynağı olmuş. Sabah saat-lerinde başlayıp 6 saat süren günlük turlara, son yıllarda ilgi bir hayli fazlaymış.

Manavgat Irmağı, doğduğu kaynaktan denize dökülme-sine birkaç kilometre kala onlarca ağaç türüne kıyısı bo-yunca can verir. Toroslardan hep güneye akan Manavgat Irmağı, Akdeniz’e iyice yak-laştığında toprağı aşındırma gücü biter ve denize paralel akıp, ona karışmayı bekler. İşte tam bu noktada ağaçlar biter, karşınıza tertemiz bir sahil çıkıverir. Bir yanı deniz, bir yanı ırmak olan sahili mar-tılar bekler. Artık tatlı suyla tuzlu suyun buluşacağı son düzlüğe varılmıştır. Yol boyu devam eden sükûnet biter ve ırmakla denizin kavgası başlar.

Manavgat River gives life to hundreds of types of trees a few kilometers before it reaches the sea. The river, which always flows south from the Taurus Mountains, loses its erosion power right before it reaches the Meditar-renean and flows parallel to the sea. Right at this point the trees end and you are

greeted by a clean shoreline. Seagulls guard the shore that is surrounded by the sea on one side and the river on the other. This is the place where fresh water and salt water meets. The calmness that has continued during the entire journey ends and the fight between the river and the sea starts.

94 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 97: antalya kultur turzim dergisi

95ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 98: antalya kultur turzim dergisi

Yazı/ Article: Ebru Çengeloğlu (Öğrenci – A.Ü. İletişim Fakültesi ) (Student – A.Ü. Communication Faculty)

Köprülü Kanyon’un

gönüllü bekçisiÖmrünü doğanın ve tarihin buluştuğu yere hizmet ederek geçiren Tevfik Kaya, gerçek bir doğa sevdalısı. Kanyonun taşı delip geçen suları kadar çetin hayat yaşamış. Bütün amacı yaşadığı yeri koruyup, yarınlara ulaştırmak.

Portre / Portrait

96 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 99: antalya kultur turzim dergisi

The voluntary guard

of Köprülü Canyon

Tevfik Kaya, who has spent his life

serving at a place that combines

nature and history, truly loves nature.

He has had a tough life. His only mission is to guard

this place and keep it intact for

future generations.

Tevfik Kaya, who has been living in Köprülü Canyon since 1964, is known as Uncle Tevfik of the can-yon. Kaya, who has been guarding the canyon which includes the historical St. Paul road for many years, has devoted his entire life to this magical place. “I was born here and I hardly leave the place except when I have things to do in Manavgat” says Kaya and adds that he has found happiness and peace in nature.

We have made salt from infertile soil Kaya, who has settled in the area with his family

Köprülü Kanyon’da 1964’den beri yaşayan Tevfik Kaya, yörede ‘’Kanyonun Tevfik Amcası’’ olarak biliniyor. Tarihi St. Paul yolunun da bulunduğu kanyonu yıllardır bekleyen Kaya, ömrünü bu dünya cenneti yere adamış. “Burada doğdum, buradan pek dışarıya çıktım da sayıl-maz. Manavgat’ta bir işimiz olduğunda iki günlük gidiş gelişlerimizi saymazsak” diyen Kaya, mutluluğu ve huzuru doğada bulduğunu ifade ediyor.

Çorak topraktan tuz yaptıkAskerden döndükten sonra eşi ve çocuklarıyla kanyona yerleşen Kaya, yıllardır burayı mesken tutmuş. Hayatını do-

97ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 100: antalya kultur turzim dergisi

ğanın ona verdikleriyle idame ettirmeye çalışıyor ve doğaya alışma sürecini şöyle anla-tıyor: “Ne yaptım o zaman biliyor musun? Doğanın bana verdiği nimetlerden fayda-landım.

Şu gördüğün çamın çırası olur, çıranın da reçinesi. Reçineleri çıkardım, onları sattım. Burada malların ağzındaki yaralar geçsin diye ağzına sürerler. Bir

de çarık giyerdik o zaman-lar. Yapıştırmaya reçine sürerlerdi çarığa. Kırk okka buğday aldım, onu öğüt-tüm, un yaptık. Tuz alacak para yok cebimizde, suyun kenarından çorak getirdim, dibine tuzu çöker. Bir gün sonra tuz niyetine onu kul-landık. Oralardan buralara geldim. Hayatımın buradaki başlangıcı budur.” “Ben” değil “biz” varızTevfik Kaya, St. Paul’e gelen

upon finishing his military service, has been here for a lifetime. He is trying to survive with the things nature gives him and here is how he describes his transition to life in nature: “Do you know what I did? I took advantage of the things that nature gave me. I get tinder from this pine tree and resin from tinder. I took them out and sold them. They use resin here

to heal the wounds in their mouths. It was also used to glue together old sandals. I gathered wheat, grinded it and made flour. We didn’t have money to buy salt so I got it from infertile soil near the water. This is how I started my life in nature.”

“It’s not I, it’s we”Tevfik Kaya constantly warns visitors who come to St. Paul about cleanliness and he sometimes advices them on the subject. His life philosophy is simple; “there is no I, but we” So he shows the same sensi-tivity when preserving na-ture just as he’s preserving his personal belongings.

Uncle Tevfik of Köprülü Canyon gained his love for nature from stories he has heard from his grandfather. He says that his grandfa-ther, who died when Tevfik was 5 years old, influenced his philosophy that includes protecting the nature and guarding it. He carefully listened to every word his grandfather, who was cap-tured in Yemen and made it back to his country in 7 months, said.

For Tevfik Kaya, each and every tree in the forest is very valuable. He feels very sad even if one of them is burnt down. “A judge came here last year. He asked me why I didn’t cut down the pine trees on my land. They could come here and take this place from you, he

98 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 101: antalya kultur turzim dergisi

misafirleri temizlik konusunda sürekli uyarıyor, bu yüzden de zaman zaman ziyaretçi-lere öğütler veriyor. Hayat felsefesini, “ben” değil, “biz” üstüne kurmuş. Dolaysıyla herkesi kendi kişisel eşya-larını korurken, sahiplenir-ken gösterdiği hassasiyeti, doğaya karşı da göstermeye çağırıyor.

Köprülü Kanyon’un Tevfik Amcası, doğa sevgisini küçük yaşlardayken dedesin-den dinlediği sohbetlerden edinmiş. Doğayı sahiple-nişinde, herkesi ona sahip çıkmaya çağırırken gösterdiği sağlam duruşunda ve hayat felsefesinin derinlerinde, beş yaşındayken kaybettiği dedesinin izleri olduğunu söylüyor. Yemen’de esir dü-şen, sonrasında kurtulup yedi ayda memleketine ulaşan, hayatında benzeri pek çok olayı görüp geçiren dedesi-

nin her kelimesini can kulağı ile dinlemiş. Tevfik Kaya için ormandaki her bir ağaç çok değerli, bir tanesinin bile yıkılması onu çok üzüyor. “Buraya geçen senelerde hâkim geldi. Bana ‘tarladaki çamları neden kaldırmadın? Zabıt tutarlar, alırlar burayı senden’ dedi. Ben de ‘Ahırın üstüne devrilir diye çamı yıkmayıp ahırın ye-rini değiştirmişim, bu dünya bana mı kalacak hâkim bey!’ dedim” sözleriyle doğa sevgi-sini ifade ediyor.

300 senelik kavalTevfik Kaya’ya, Köprülü Kanyon’da eşinden başka bir de dilsiz kavalı yarenlik edi-yor. Tam 300 senelik, uğraşıl-sa da aynısından yapılamıyor. Adını kayıtlara geçirip bir müzeye bağışlamayı düşün-düğü kavalıyla en sevdiği türkü olan “Eyler”i çalarken, bir taraftan da hikâyesini

99ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 102: antalya kultur turzim dergisi

anlatıyor: “Bu nedir biliyor musun kızım? Bir annenin iki kız evladı ölmüş. Biri 16, diğeri 13 yaşında, ikisi de bir günde ölmüş. Bu çaldığım onun yasıdır. Eskiden radyo, çalgı yok. Dinleyecek bir bu dilsiz kaval var. Hastalıkla-ra da çare derler, dilsizler bununla dillenirmiş, konuşa-mayanların beyni çözülür-müş. Bir de bunu buradan çalarsın, karşıdaki dağdan

dinleyen adam, çalan ne derse anlarmış.’’

Kentte yaşam bitti!Yaşadığı yerin en güzel yanı-nın doğası, havası, toprağı, suyu olduğunu dile getiren Tevfik Kaya, “Burada, tüm hastalıklara iyi gelecek bitki, hava, su var. Yeter ki, temiz tutabilelim, koruyabilelim. Al-tında oturduğumuz keçiboy-nuzu ağacı. Arılar bundan

çok güzel bal alır, bu bal da ciğerleri temizler. Bunun dışında bin bir çeşit ot var, hepsi her derde merhem olur. Etimi, sütümü, sebzemi kendi toprağımdan çıkarırım. Burada yaşamaktan mem-nunum, kentli ileri gitti, köylü geri gitti derler ya hani, asıl kentlide yaşam bitti, haberi yok” diyerek hayatından duyduğu memnuniyeti dile getiriyor.

said. I said to him that I had changed the place of my stable in order to protect the tree.” This is how much he loves nature.

The 300 year old flageolet Tevfik Kaya’s only compan-ions in Köprülü Canyon are his wife and his flageolet. It is 300 years old. While he plays his favorite folk song on his flageolet, which he is thinking of donating to a museum, he tells us the story of the instrument: “Do you know what this is? A mother’s two daughters had died. One was 16, the other 13. This is a song to com-memorate them. In the past there were no radios, no proper instruments; only this dumb flageolet. They say that its sound cured illnesses and made dumb people talk.’’

The life in the city is over!Tevfik Kaya, who says that the best part of the place he lives is its nature, land and soil, adds: “There are plants, water and air that will cure every sickness here as long as we know how to keep it clean and protect it. This is a carob tree we’re sit-ting under. Bees take honey from this tree and this honey cleans the lungs. Also, there are many types of plants here that are helpful in treat-ing many conditions. I collect my meat, milk and vegeta-bles from my own land. I am happy to be living here; I believe that life in the city has ended.”

100 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 103: antalya kultur turzim dergisi

101ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 104: antalya kultur turzim dergisi

The skies of Side mesmerized everyone!

Airshow Side, which was organized for the first time in the Mediterranean Region this year, was host to the breathtaking

shows of world famous Turkish acrobatic pilot Ali İsmet Öztürk.

Side semaları büyülediBu yıl Akdeniz Bölgesi’nde ilk kez düzenlenen Airshow Side, Türkiye’yi dünya çapında temsil eden akrobasi pilotu Ali İsmet Öztürk’ün nefes kesen gösterilerine sahne oldu.

Fotoğraflar / Photographs: Side Belediyesi Arşivi/ Side Municipality Archives

Güncel / Actual

102 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 105: antalya kultur turzim dergisi

Airshow Side Akrobasi Uçuşları Gösterisi, izleyen-lerin nefeslerini kesti. Side Belediyesi tarafından bu yıl Akdeniz Bölgesi’nde ilk kez düzenlenen Airshow Side, Side batı sahilinde organize edildi. Gösteriye yerel ve ulu-sal basının ilgisi büyüktü.

Antalya Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, Manavgat Kaymakamı Emir Osman Bul-

gurlu ve diğer protokol üyeleri ile çok sayıda izleyicinin katıl-dığı Airshow Side, Türkiye’yi dünya çapında temsil eden Ali İsmet Öztürk’ün nefes ke-sen gösterilerine sahne oldu.

G kuvvetlerine karşı üstün dayanıklılık gösterebilen Öztürk’ün yanı sıra Amerikalı akrobasi pilotu Barrett Brum-mett, hem solo hem de Öztürk ile beraber uçtuğu dakikalar-

Airshow Side Acrobatic Flights Show mesmerized visitors. Airshow Side, which was organized for the first time in the Mediterranean Region by the Municipality of Side, took place at the west-ern shore and was watched closely by national and international press. Airshow Side, which was attended by Antalya Assistant Gover-nor Halil Serdar Cevheroğlu,

Manavgat kaimakam Emir Os-man Bulgurlu, other protocol members and hundreds of spectators, was host to the breathtaking shows of world famous Turkish acrobatic pilot Ali İsmet Öztürk.

Besides Öztürk, who can withstand G forces, Ameri-can acrobatic pilot Barrett Brummett added even more excitement to the show with

103ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 106: antalya kultur turzim dergisi

da heyecanı doruğa taşıdı. Etkinlik kapsamında model helikopter, model uçak, yangın helikopteri gösterisi, paraşüt atlayışları ve para-motorlarla uçuş gösterileri de gerçekleştirildi.

Dereceye girenlerin Ali İsmet Öztürk ile bir uçuş şansı yakalayacağı simülatörler-de uzun kuyruklar oluştu. Uçuştan sonra gösteri alanına gelen Öztürk ve Brummett, hayranlarına imza dağıttı.

Uçuşa ve uçaklara olan bü-yük ilgisi nedeniyle gösteriyi Side ile buluşturan Side Be-lediye Başkanı A.Kadir Uçar, “Benim amacım havacılığı insanlara sevdirmek ve daha yakından tanıtmak. Dilerim bu gösteri birçok kişiye ilham kaynağı olur’’ dedi.

Airshow Side 2012 için Türk Yıldızları’nın getirilmesi planlanırken, önümüzdeki günlerde karar almak üzere toplantıların düzenlenmesine başlandı.

his solo shows and stunts he performed with his Turkish counterpart. Model helicop-ter, model plane, fire heli-copter, parachute jump and para-motored flight shows were also organized during the event.

There were long lines in front of flight simulators where win-ners had a chance to fly with Ali İsmet Öztürk. After their shows, Öztürk and Brummett signed autographs for their fans.

Chief Magistrate of the Side Municipality A.Kadir Uçar, who had taken to show to Side because of his affin-ity for planes said, “My goal is to get people to like and understand aviation. I hope this show will inspire many people’’

It is planned that Turkish Stars will be brought to Airshow Side 2012 and meet-ings on the subject will take place in the upcoming days.

104 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 107: antalya kultur turzim dergisi

105ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 108: antalya kultur turzim dergisi

İkinci evimiz KaleiçiTatil için geldikleri Antalya’da, Phaselis’in büyülü ortamında evlilik kararı almış Neelje Van Den Berg ve Rob Andriessen. O zamandan beri yılda iki kez geldikleri Kaleiçi’ni ikinci evleri olarak görüyorlar.

Söyleşi / Conversation

106 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 109: antalya kultur turzim dergisi

Biri Hollandalı, diğeri Belçi-kalı. 2004 yılında Belçika’da tanışmışlar ve bir yıllık beraberliklerinin ardından Antalya’ya gelmişler tatil için. Kaleiçi’nde bir pansiyona yerleşmişler ve o yıl hayat-ları boyunca unutamadıkları bir tatil geçirmişler. Tatilin bitimine yakın Phaselis Antik Kenti’nde Rob Andriessen’in evlenme teklifini kabul eden Neelje Van Den Berg, kendi ifadesiyle hayatının en doğru kararını vermiş. Ve o yıl tatil bitiminde Kaleiçi’ne hüzünlü veda etmişler, bir sonraki yıl görüşmek dileğiyle. Öyle de yapmışlar. 2005 yılından beri her Mayıs ve Ekim aylarında Kaleiçi’ne gelen çift, burayı ikinci evleri olarak görüyor.

Hollanda’nın Rotterdam ken-tinde doğan Rob Andriessen, “Çocukken Türk arkadaşlarım vardı. Onlarla çok iyi anlaşı-yorduk. Türk insanı çok dost

canlısı bana göre. Tatilde de Kaleiçi’ne geldiğimde bu samimiyetin daha fazlasını gördüm” diyor ve şöyle ekli-yor: ‘’2005 yılında Kaleiçi’ne geldiğimizde, Doğan Ai-lesi ile tanışmıştık. Onların dükkânlarından halı almıştık. Ardından çok iyi bir dostluk gelişti aramızda. Hatta bu yıl bizi Aksaray’ın Sultanhanı İlçesi’nde bulunan köylerinde misafir ettiler. Açıkçası Türk insanın misafirperverliği bizi çok etkiledi.’’

‘’Sessizliğini seviyorum’’Bugüne kadar dünyanın birçok yerinde tatil yaptığını belirten Neelje Van Den Berg ise Kaleiçi’nin sessizliğini çok sevdiğini söylüyor. Özelikle Osmanlı mimarisi tarzındaki evlerin çok etkileyici oldu-ğunu aktaran Van Den Berg “Türk mutfağının o muhteşem lezzetlerini Kaleiçi’nde bula-biliyoruz. Tarihi mahallede

One of them is Dutch, the other Belgian. They met in Belgium in 2004 and came to Antalya on holiday after a year of courtship. They settled into a pension in Kaleiçi and had the time of their lives. Just before their return, Neelje Van Den Berg, who accepted a marriage proposal from Rob Andriessen at the Phaselis antique city, says that it was the best decision she had made all her life. And they said a sad goodbye to Kaleiçi; hoping to meet again.

And so they did. The couple, who has been coming here every May and October since 2005, sees Kaleiçi as their home away from home. Rob Andriessen, who was born in Rotterdam, says “I had many Turkish friends growing up. We used to get along very well. I think Turkish people are very friendly. I saw

more of this sincerity when I came to Kaleiçi on holiday. When we came to Kaleiçi in 2005, we met the Doğan family. We bought a carpet from their store. We became friends. They invited us to their village in Aksaray. To tell you the truth, Turkish hospi-tality really impressed us.’’

‘’I like the quietness’’Neelje Van Den Berg, who says that she has vacationed all around the world, says that the best thing she likes about Kaleiçi is its quiet-ness. Van Den Berg, who points out that she is most impressed by the Ottoman style houses says, “You can find the amazing dishes of the Turkish cuisine in Kaleiçi. You also have the oppor-tunity to meet and talk to tourists from other countries in historical neighborhoods.”

Neelje Van Den Berg and Rob Andriessen decided to get married while on vacation in Antalya during the midst of the magnificent view of Phaselis.

They see Kaleiçi as their second home and visit the area twice a year.

Kaleiçi is our second home

107ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 110: antalya kultur turzim dergisi

dünyanın farklı ülkelerinden gelen turistlerle tanışıp soh-bet etme imkânımız da var” diyor.

Yılda iki kez Kaleiçi’ne tatil için gelen Neelje Van Den Berg ve Rob Andriessen çifti, Mayıs ve Ekim aylarını tercih ettiklerini söylüyor. Büyük oteller yerine Kalei-çi’ndeki pansiyonları tercih eden çift, yerel halkla iç içe tatil geçirmeyi önemsedikle-rini belirtiyor. Her yıl ortalama 30 günü Kaleiçi’nde geçiren çift, özelikle ören yerleri ve yöredeki doğal güzellikleri ziyaret ediyor. Bugüne kadar Termessos’tan Aspendos’a, Burdur’dan Kapadokya’ya kadar birçok yeri gördüklerini belirten Van Den Berg ve Andriessen çifti, “Biz keşfet-meyi seviyoruz. Bu yüzden Kaleiçi’ne geldiğimiz her zaman farklı şeylerin peşin-deyiz. Her tatilimizde özelikle yakın yerleri ziyaret ediyoruz” diyor.

Türkiye’de yaşamayı düşünüyorlarAkdeniz insanın yaşam şekli-ni çok sevdiğini belirten Rob Andriessen, “Çok rahat in-sanlar ve hayattan zevk alma-sını biliyorlar” diyor. Terapist olan Andriessen, Türkiye’de yaşamayı düşündüğünü ancak mesleğini yapabilmek için şimdilerde Türkçe eğitimi aldığını belirtiyor.

Antalya’yı ve Türkiye’yi tüm çevrelerine anlattıklarını söy-leyen Neelje Van Den Berg, Antalya’ya hiç gelmemiş olan insanlara, “Sokaklarda yürü-yerek Türk kültürünün tadını çıkartabilirler. Türk kültürünün çok sıcak bir yapısı var. Bü-yük otellerden hoşlanmayan-lar bence tatil için Kaleiçi’ni tercih edebilirler. Burada her şeyi yaptıktan sonra dinlen-mek mümkün oluyor” tavsiye-sinde bulunuyor.

The couple, who come to Kaleiçi twice a year on vaca-tion, say that they prefer the months of May and October. They prefer pensions instead of big hotels and say that they

like spending their vacation among locals. The couple, who spends an average of 30 days in Kaleiçi, visits the ruins and the scenic beau-ties in the region. The couple,

who say that they have seen many places from Termessos to Aspendos, from Burdur to Cappadocia, add: “We love to discover. That is why we are after different things whenever we come here. We visit places that are close by each time we are here”

They are thinking about moving to Turkey Rob Andriessen, who is a fan of the life style of the Medi-terranean people, says “They are very relaxed people and they know how to enjoy life.” Andriessen, who is a thera-pist, says that he is thinking about moving to Turkey adds that he is taking Turkish les-sons to be able to do his job in Turkey.

This is what Neelje Van Den Berg, who says that they tell everyone around them about Turkey and Antalya, has to say to those who have never been to Turkey: “They can enjoy the Turkish culture by walking through the streets. The Turkish culture is very inviting. Those who don’t like big hotels can stay in Kaleiçi. You can rest here after you’ve explored the area.”

108 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 111: antalya kultur turzim dergisi

109ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

'' Gizli Bahçe Konakları'nın her köşesinde

beklentilerinize özel farklı bir mekan var...

Kahvaltı, öğlen ve akşam yemekleri, seminerler,

düğün, nişan, kokteyl, mezuniyet geceleri...

Tüm organizasyonlarınız için yeni adresiniz

GİZLİ BAHÇE KONAKLARI.....''

Adres: Dizdar Hasan Bey Sokak No:1Kaleiçi - ANTALYA

Tel: +90 242 244 28 28

Fax: +90 242 244 76 76

E-Mail: [email protected]

TEMA

GİZLİ BAHÇEKONAKLARI

renk

likal

em.com

.tr

Page 112: antalya kultur turzim dergisi

Beyaza çalan hayallerGökyüzünün mavisiyle ormanın yeşili birbirine karışır Salda Gölü’nde…Kıyıya usulca vuran gölün suyu, mutluluktan olsa gerek köpük köpüktür. Bundandır ki, karşı dağların silueti, gölün serin sularında raks eder.

The blue of the sky and the green of the forest blend in at Lake Salda. The water of the lake, which pats slowly against the shore of the lake,

is full of foam, probably because of happiness. Because of this, the silhouette of the mountains across the lake, dance on the cool waters

Dreams mixed in white

Gezi / Trip

Yazı ve Fotoğraflar/ Article and Photographs: Hamit Seçil

110 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 113: antalya kultur turzim dergisi

Yazdan kalma bir gün, tüm göller yöresini ışıl ışıl aydın-latıyordu. Dağlar, ormanlar, yaylalar, göller rengârenk olmuş, doğanın mutluluğunu yansıtıyordu insanoğluna. Antalya ardımızda kalmıştı. Akdeniz’in nemi, yerini kuru bir havaya bırakmış, dudak-larımız hafiften çatlamaya başlamıştı. Yüreğimiz heye-candan mıdır bilinmez, bir kat daha hızlı atmaya başla-dı. Korkuteli’nde bir sabah çorbası içilmiş, Tefenni haya-tımızda ilk kez görülmüş, Ka-ramanlı geçilmek üzereydi. Yolun sonuna gelindikçe za-man durmuştu. Yeşilova’nın ardı sıra sessizce uzanan Salda Gölü nihayet görün-dü. Gökyüzünün mavisiyle ormanın yeşilinin birbirine karıştığı Salda Gölü’nün sularını, bembeyaz toprak-lar çevirmişti. Kıyıya usulca vuran gölün suyu mutluluktan olsa gerek köpük köpüktü. Karşıki dağların silueti, Salda Gölü’nün serin sularında raks ederken, hayallerimiz beyaza çalmıştı.

A day left over from the sum-mer was illuminating the lake region. Mountains, forests, plateaus and lakes were full of color and were reflecting the happiness of nature. We had passed Antalya. The humidity of the Mediterra-nean had left its place to dry air and our lips were a little cracked. Maybe because of excitement, our hearts were beating a little faster. We had drank our soup at Korkuteli, seen Tefenni for the first time in our lives and were about to pass Karamanlı. Time had stopped towards the end of the road. We finally saw Lake Salda. Whiter than white soils had surrounded Lake Salda, where the blue of the sky and the green of the forest had blended. The water of the lake, which pats slowly against the shore of the lake, is full of foam, probably because of happi-ness. Because of this, the silhouette of the mountains across the lake danced on the cool waters.

111ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 114: antalya kultur turzim dergisi

Antalya’dan Salda Gölü’ne kendi aracınızla ya da An-talya Şehirlerarası Otobüs Terminali’nden kalkan ilçe otobüsleriyle ulaşabilirsi-niz. Antalya’dan yaklaşık 160 kilometre uzaklıkta olan Yeşilova’ya, Korkuteli üze-rinden Tefenni istikametine sapılarak gidilir. Yol boyunca ormanlıklar içerisinden geçi-lerek, Tefenni’ye ulaşıldıktan sonra Karamanlı istika-meti takip edilir. Yeşilova, Karamanlı’dan sonra yaklaşık 20 kilometre ileridedir.

Yeşilova’dan sonra ise Denizli istikametine devam edildiğin-de yaklaşık 5 kilometre sonra Salda Gölü’ne ulaşılır. Kimi yerde derinliği 184 metreye ulaşan Salda, Türkiye’nin en derin gölü olarak bilinir. Deniz seviyesinden bin 140 metre yüksekle bulunan Salda Gölü, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ova-

You can reach Lake Salda in Antalya by your own car or from buses that depart from the Antalya Intercity Bus Station. You can reach Yeşilova, which is approxi-mately 160 kilometers from Antalya, via Korkuteli by turning towards Tefenni. After you reach Tefenni by passing through forests along the way, you follow the road to Karamanlı.

Yeşilova is about 20 kilom-eters after Karamanlı. You will reach Lake Salda after 5 kilometers from Yeşilova if you follow the Denizli course. Salda, which is 184 meters deep in some places, is known as the deepest lake in Turkey. The lake, which is 1140 meters above sea level, is sur-rounded by hills covered with forests, rocky cliffs and small plains. Salda,

112 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 115: antalya kultur turzim dergisi

113ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 116: antalya kultur turzim dergisi

larla çevrilidir. Tektonik bir göl olan Salda, 44 kilometrekare bir alanda görenleri hayrete düşürecek kadar güzeldir.

Yeşilova’ya vardığımda belediye personeli Ali Osman Ertaş karşıladı beni. Söylediği-ne göre, kim Salda’yı görmeye gelse hep o gezdirirmiş. Avu-cunun içi gibi bilirmiş yöreyi. Burası ona göre, dünyanın en güzel yeriymiş. Dünyanın en güzel yerinde yaşamak da bir ayrıcalıkmış.

Yeşilova ilçe merkezinden yola çıktığımızda “Seni öyle güzel yerlere götüreceğim ki, bir daha ayrılmak istemeye-ceksin buralardan” diye iddialı konuşan Ertaş’la ilkin gölün bembeyaz sahillerine doğru yol aldık. Ertaş’ın dediğine göre; bu topraklar bir de Mars gezegenin yüzeyinde varmış.

Magnezyum silikatın yeryü-zünde açığa çıkmasıyla olu-şan Salda sahilleri, masum bir çocuk gibi bembeyazdı. Çok durgun olan gölün suyu sahile vurup vurmama noktasında

tereddütler yaşıyordu. Mas-mavi ve bembayaz derinlikler içinde adeta kayboldum. Son-ra Sultan Mezarlığı mevkisine doğru yola koyulduk. Gölün güneyindeki tepelere çıkar-ken, ormanlıklar içerisinde yol aldık. Tepenin doruğundaki bir burna ulaştığımızda yeryüzü cenneti ayaklarımızın altınday-dı. Yeryüzündeki tüm sesler sanki susmuştu. Bulutlar ebru gibi işlenmişti gökyüzüne ve ufka bakıp, göller yöresinin o temiz havasını ciğerlerime çektim.

1989 yılında Doğal Sit Alanı’na dönüştürülen Salda Gölü kenarında bugün Çevre ve Or-man Bakanlığına ait bir piknik alanın yanı sıra, Yeşilova Bele-diyesinin halk plajı bulunuyor. Bu alanlarda çadır kurmanın serbest olduğu Salda Gölü sahilleri, özelikle yaz aylarında tatilcilerin akınına uğruyor. Dört mevsim ayrı bir güzelliği insanoğluna sunan göl, kış mevsiminde pasbaş, patka ve dik kuyruk ördek gibi kanatlıla-ra ev sahipliği yapıyor.

which is a tectonic lake, is a beautiful lake spread on a 44 kilometer area.

When I got to Yeşilova, Ali Osman Ertaş from the municipality greeted me. According to the informa-tion I received, he was the unofficial guide of Lake Salda. I was told that he knew the area very well. According to him, this is the most beautiful place on earth and it is a privilege to be living here.

When we set out from the center of Yeşilova, he told me that he’d take me to places so beautiful that I would never want to leave. First of all, we made way to the white shores of the lake. According to Ertaş, the same soil can only be found in another place: Mars!

The shores of Salda, which were formed after mag-nesium silicate emerged from underground, were as

white as an innocent baby. The completely still waters of the lake were hesitant in reaching the shores. I got completely lost inside the blue and white depths. Then we continued towards the Sultan Cemetery. While we climbed the hills on the south of the lake, we walked among forests. When we reached a point on the crest of the hill, heaven was resting under our feet. All the sounds on earth had stopped. The clouds looked like embroi-dered marbles; I looked towards the horizon and breathed in the clean wa-ters of the lake region.

A picnic area and a public beach are on the banks of the lake which was turned into natural protected site in1989. The banks of lake, where you can put up tents, are frequented by vacationers during the summer. The magnificent lake is also home to many birds and animals.

114 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 117: antalya kultur turzim dergisi

115ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 118: antalya kultur turzim dergisi

Manavgat Çayı’nda raftingAkdeniz’e kıyısı bulunan ülkeler içinde sadece Türkiye’de yaz mevsimi boyunca rafting yapmak mümkün. Manavgat Çay da bu spor için zorlu bir akarsu.

Spor / Sport

116 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 119: antalya kultur turzim dergisi

Assistant Docent Dr. Cemali Sarı from the Mediterranean University, who says that the Manavgat Stream has an immense potential in terms of water sports, pointed out to the need to take advan-tage of this huge potential for increasing diversity in alternative tourism.

Sarı, who says that the raft-ing course of the stream,

which is a tough water-course preferred by tourists, starts at Şahap Bridge on the Akseki-İbradi highway and ends at Sevinç village after passing by 3 canyons, added that the route could be changed to the vicinity of Altınbeşik Cave when the flow of water decreased at Şahap Bridge.

Dr. Sarı, who stressed that

Manavgat Çayı’nın, akarsu sporları bakımından önemli bir potansiyel oluşturdu-ğunu söyleyen Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemali Sarı, bu potansiyelin alternatif turizm çeşitliliğini artırma yönünde değerlen-dirilmesi gerektiğini vurgu-ladı.

Rafting için zorlu bir akarsu olan ve yabancı turistle-rin tercih ettiği Manavgat Çayı’nda rafting par-kurunun Akseki-İbradi karayolu üzerinde Şahap Köprüsü’nden başlayıp, üç kanyondan geçerek 19 kilometre güneyde bulunan Sevinç Köyü’nde sona erdiğini belirten Sarı, Şahap Köprüsü’nde suyun debisinin düştüğü dönem-lerde güzergahın Altınbeşik Mağarası yakınlarına kaydı-rılabileceğini kaydetti.

Manavgat Çayı’nda bu sporun, ancak bu suda daha önce rafting yapmış olanlar veya çayı çok iyi tanıyan rehberler eşliğinde

yapılması gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Sarı, parkur boyunca yer yer iki tarafı dik, tırmanılması he-men imkânsız olan kanyon vadiden akan suyun amatör sporcular için tehlike oluştu-rabileceğini kaydetti.

Akdeniz’e kıyısı bulu-nan ülkeler içinde yalnız Türkiye’de yaz mevsimi boyunca rafting yapmanın

Rafting at Manavgat StreamOut of all of the countries that have a shore to the Mediterranean, rafting throughout the summer

is only possible in Turkey and the Manavgat Stream is an ideal watercourse for this sport.

117ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 120: antalya kultur turzim dergisi

mümkün olduğunu vurgu-layan Yrd. Doç. Dr. Sarı, sözlerini söyle sürdürdü: ‘’Şahap Köprüsü’yle Altınbe-şik Mağarası (Ürünlü Köyü) arasında yer alan kanyon, birinci etaptır. Kanyona girildikten hemen sonra Yedipınar olarak isimlendiri-len yeraltı sularını bünyesine katan akarsuyun akışı daha hızlı ve coşkulu bir hal alır. Altınbeşik Mağarası’ndan sonra artık ikinci kanyon vadiye girilir ve bu kanyon Sinanhoca Köyü’ne ka-dar devam eder. Raftçılar

uzunca bir müddet botla ve nehirle bütünleşerek, dünyadan uzaklaşır. Köye gelmeden önce kanyo-nun bitimine doğru en zor çağlayanlardan biri yer alır. Suyun, büyük bir kayanın üstünden, altından ve her iki yanından geçerek akışını sürdürdüğü bu kısım, raftçı-ların sudan çıkarak kıyıdan yürüyüp, kayayı geçtikten sonra yeniden rafta devam etmelerini gerektirir. Zaten kanyon bitiminde akarsu va-disi genişlemekte ve ikinci aşama sona ermektedir.’’

rafting on this particular stream must be done by those who have tried it before or under the guid-ance of people who know the area well, the waters that flow down from very steep canyons surround-ing the stream could be very dangerous for amateur sportsmen. Sarı, who said that out of all the countries that have a shore to the Mediterranean, rafting throughout the sum-mer was only possible in Turkey, added: ‘’The canyon between Şahap Bridge and Altınbeşik Cave is the first stage. After you enter the canyon, the watercourse called Yedipınar, which in-cludes underground waters,

is faster and fiercer. After Altınbeşik Cave you enter the second canyon and this canyon continues until the village of Sinanhoca. The rafters become a unite whole with the boat and river for a long time and re-treat from earth. Before you reach the village, one of the toughest waterfalls awaits you towards the end of the canyon. This part in which the water flows over, under and both sides of a large rock, requires rafters to get out of the water, walk on the shore and keep on rafting after they have passed the rock. Besides, the water-course valley widens at the end of the canyon and the second stage ends.’’

118 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 121: antalya kultur turzim dergisi

119ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 122: antalya kultur turzim dergisi

Uluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği tarafından 2008 yılında Avrupa’nın en iyi destinasyonu seçilen Belek, yılın on iki ayı golf oynama imkânı sunuyor.

Yazı/Article: Hamit SEÇİL

Golfun merkezi Belek

Spor / Sport

120 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 123: antalya kultur turzim dergisi

Türkiye’nin en önemli golf merkezi olan Belek, kıyıla-rında yaşanan ılıman iklimi sayesinde yıl boyunca golf oynamaya elverişli bir bölge. Son yıllarda yoğunlaşan golf sahaları, etraflarındaki lüks konaklama tesisleri ve diğer imkânlarıyla golf oyuncuları için ideal bir seçenek olan Belek’te, 10 adet golf tesisi ve 14 adet saha bulunmaktadır. Uluslararası niteliklere sahip golf sahalarıyla yurt dışından çok sayıda turistin gözdesi haline gelen Belek’te 2011 yılının sekiz ayında 346 bin 672 oyun oynandı. ABD’den Güney Kore’ye, Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar toplam 63 farklı milletin bu sporu yap-tığı İlçeye, en fazla Almanlar ve İngilizler tarafından ilgi gösteriliyor.

2008 yılında Uluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği tara-fından Avrupa’nın en iyi golf destinasyonu seçilen Belek’te, 1997 yılında 36 bin 420 olan oyun sayısı, 2010 yılında 483 bin 537’ye ulaştı. Son 13 yılda bölgede 3 milyon 23 bin 43 müsabaka gerçekleş-tirildi. Golf sporcularının yılın Kasım – Mart döneminde ilgi gösterdiği Belek, son yıllarda

Belek, which is Turkey’s most important golf center, is an area that enables 12 months of golfing thanks to its favorable climate. There are 10 golf facilities and 14 courses in Belek, which has golf courses, luxurious facilities and other opportu-nities, In the first 8 months of 2011, 346 thousand 672 games were played in Belek, a hot spot for tour-ists with its international standard gold courses. This borough, which hosts guests from all over the world, is mostly preferred by Germans and the British.

In Belek, which was chosen as the best destination for golfing in Europe in 2008 by The International Golf Tour Operators Associa-tion 2008, the number of games played reached 483 thousand 537 in 2010. 3 million 23 thousand and 43 tournaments were held in Belek in the past 13 years. Belek, which is an attrac-tion point for golfers during November – March, has hosted many international tournaments in recent years. 5 thousand people

Belek: The center of golfing Belek, which was chosen as the best destination for golfing in Europe in 2008 by The

International Golf Tour Operators Association, enables players to enjoy 12 months of golfing.

121ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 124: antalya kultur turzim dergisi

are expected to come to Belek which will host the 2012 World Amateur Golf Championship. The golf facilities in Belek enable players to enjoy golfing all year round, including the winter where the borough receives 6 hours of sunlight. There are over 300 sunny days a year in the region.

Cornelia Golf ClubCornelia Golf Club is a facil-ity built on a 1 million 400 thousand square meter area on the coast of Belek. It is 35 kilometers from the Antalya International Airport and 45 kilometers from the center of Antalya. The 27-holes Cornelia Golf Course, which was designed with the help of world famous golfer Sir Nick Faldo, is becoming more and more famous in golf tour-ism. The course, which was designed by Sir Nick Faldo, is a fun course with its unique topography and strategic tracks. The 4 thousand 800 square meter golf club serves local and international dishes to players. The David Lead-better Golf Academy serves players of all levels.

Sueno Hotels Golf BelekPines & Dunes Golf CoursesThe Sueno Hotels Golf Belek facility has been active since October 2007 with its 36-holes championship golf courses. These two golf courses create a golf re-sort with a 5 star hotel that serves with the all included and half pension systems. The courses were designed by PGA Design Consulting. Sueno Pines is not very long but densely forested and nar-row and Sueno Dunes is con-structed in the links style. The 5 star hotel is just minutes away from the first hole.

Cornelia Golf Club

Sueno Hotels Golf Belek - Pines & Dunes Golf Sahaları

Gloria Golf Club

122 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 125: antalya kultur turzim dergisi

uluslararası birçok turnuva-ya ev sahipliği yaptı. 2012 yılında Dünya Amatör Golf Şampiyonası’nın oynanacağı Belek’e, sporcularla birlikte gelecek kişi sayısının 5 bini bulması bekleniyor. Belek’te bulunan golf tesisleri, günde ortalama 6 saat güneşli olan kış günleri de dâhil olmak üzere, birey ve gruplara yılın on iki ayı golf oynayabilme imkânı sunuyor. Bölgede yıllık güneşli gün sayısı 300’ü geçiyor.

Cornelia Golf ClubCornelia Golf Club, Belek sahil şeridinde 1milyon 400 bin m2 alan üzerine inşa edilmiş olup, Antalya Ulusla-rarası Havalimanı’na 35 km. ve Antalya’ya 45 km. uzak-lıktadır. Dünyaca ünlü golf oyuncusu Sir Nick Faldo’nun dizaynı ile geliştirilen 27 delikli Cornelia Golf Kulübü, gün geçtikçe golf turizminde şöhret kazanmaktadır. 6 defa major turnuva kazanan Sir Nick Faldo’nun tasarımladığı saha, değişik topografyası ve

stratejik parkurları ile sporse-verlere hizmet vermektedir. 4 bin 800 m2’den oluşan golf kulüp binası sporculara, farklı bir mönü ile hem yerel hem de uluslararası yemekler sun-maktadır. David Leadbetter markalı golf akademisi, her seviyedeki oyunculara hitap etmektedir.

Sueno Hotels Golf Belek - Pines & Dunes Golf SahalarıSueno Hotels Golf Belek tesisi, 36 delikli şampiyona golf sahalarıyla, 2007 Ekim ayından bu yana hizmet ver-mektedir. Bu iki golf sahası, 5 yıldızlı yarım pansiyon ve her şey dâhil konseptinde hizmet veren bir otel ile birleştirilerek, bir golf resort oluşturmaktadır. Dünyaca ünlü PGA Design Consulting golf saha mimarları tarafın-dan tasarlanan Sueno Golf sahaları, Belek’e kazandırıl-mıştır. Sueno Pines çok uzun olmamakla beraber sıklıkla ağaçlandırılmış ve dar, Sueno Dunes ise links tarzındadır.

Golf sahaları

• Antalya golf 18+18 delik 2 saha

• Natıonal golf 18+9 delik 1 saha

• Kaya eagles golf 18 delik 1 saha

• Tat golf 27 delik 1,5 saha

• Carya golf 18 delik 1 saha

• Sueno golf 18+18 delik 2 saha

• Cornelia golf 27 delik 1,5 saha

• The montgomerie max royal golf club 18 delik 1 saha

• Gloria golf 18+18+9 delik 2,5 saha

• Nobilis 18 delik 1 saha

Golf courses

• Antalya golf 18+18 holes 2 courses

• National golf 18+9 holes 1 course

• Kaya eagles golf 18holes 1 course

• Tat golf 27 holes 1, 5 courses

• Carya golf 18 holes 1 course

• Sueno golf 18+18 holes 2 courses

• Corneli̇a golf 27 holes 1,5 courses

• The montgomeri̇e max royal golf club 18 holes 1 course

• Glori̇a golf 18+18+9 holes 2,5 courses

• Nobi̇li̇s 18 holes 1 course

123ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 126: antalya kultur turzim dergisi

Golf sahaların içersinde bulu-nan bu 5 yıldızlı otelden, golf oyuncularının oyuna başla-maları için ilk deliğe ulaşma-ları birkaç adımlık mesafe uzaklıktadır.

Tat Golf International Golf Clubİngiltere’nin Hawtree golf sahası mimarları tarafından toplam 110 hektar arazi üze-

rine inşa edilen Türkiye’nin ilk 27 delikli golf sahası olma özelliğini taşıyan TAT Golf Kulübü, 1997’de hizmete açıldığında Avrupalı golf sporcularının eğilimleri dik-kate alınarak, planlanmıştır. 3 seçenekli 9 delik champions-hip düzenlemesiyle değişken 18 delik olanağına sahiptir. The Mediterranean 1-18, The Forest 10-27 ve The

Tat Golf International Golf ClubThe Tat Golf Club, which was built on a 110 hectare land by the architects of England’s Hawtree golf course and is Turkey’s first 27-hole golf course, was planned by tak-ing into account the inclina-tions of European golfers when it opened in 1997.

It has a 3 option 9- hole championship layout. The Mediterranean 1-18, The Forest 10-27 and The River 19-9 combinations provide opportunity on playing in 3 different courses. The Tat Golf International Golf Club has the only golf course in Belek that has a shoreline to the sea.

124 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 127: antalya kultur turzim dergisi

River 19-9 kombinasyonları 3 ayrı sahada oynama fırsatı sunmaktadır. Tat Golf Inter-national Golf Kulüp, mavi ile yeşilin kesiştiği, her çukur-da farklı peyzaj özellikleri barındıran ve Belek bölge-sinin denize kıyısı olan tek sahasıdır.

Gloria Golf ClubTasarımı ünlü mimar Michel

Gayon tarafından gerçekleşti-rilen Gloria Golf Club, iki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli (akademik), toplam 45 delikli golf alanıyla Türkiye’nin en büyük golf sahasıdır. Toplam 3 bin 200 m2’lik bir alanı kapsayan Gloria Golf Club’da her şey, golfu ve golftan arta kalan zamanı “eksiksiz bir keyif” konseptinde tasarlan-mıştır.

Gloria Golf ClubGloria Golf Club, which was designed by famous architect Michel Gayon, is Turkey’s largest golf course with two 18-hole courses and one 9-hole academic course.

Everything in the club, which is built on a 3200 square meter area, is designed for an enjoyable stay.

The Montgomerie Maxx Royal Golf Club In the course of The Mont-gomerie Maxx Royal Golf Club, which is located inside a 104 hectare pine forest, the natural sand ground has been preserved, giving the course a unique characteristic. There are 18 holes in the course. The course, which was designed by famous Scottish

Tat Golf International Golf Club

Antalya Golf Kulübü

European Golf Design mimarları tarafından projelendirilen Antalya Golf Kulübü’nün danış-manlığı, dünyaca ünlü bir profesyonel golf oyuncusu David Jones tarafından yürütülmekte-dir. Golf tutkunlarının keyifle oynayacakları, ama bir o kadar da zorlanacakları sahalara sahip olan Antalya Golf Kulübü’nün, Eylül 2003 yılında açılmış olan PGA Sultan Sahası 71 par ve 6477 metre uzunluğuyla sporculara hizmet veriyor. European Golf Design, sahanın hazırlan-masında hiçbir kısıtlamaya gitmemiş, sahanın ormanlık alana olan uyumunu da yakalamayı başarmıştır. 5 bin 731 metre ve 72 par’ı ile Pasha Sahası ise, değişik kombinasyonları, düşük veya yüksek handikabı olan her oyuncuyu zorlayacaktır. Tricky-dog legs, kurnazca yerleş-tirilmiş olan bunkerler ve eğimli grenler, deneyimli golfçuların bile her vuruşu iki kez düşün-melerini gerektirecek niteliktedir.

Antalya Golf Club

The consultant of the club, which was built by the architects of European Golf Design, is David Jones, a world famous professional player. The PGA Sultan Course of the club, which is a tough but fun course, services players with its 71 pars and 6477 meter long course. Eu-ropean Golf Design has not held back while designing the course and has managed to build a course that is in harmony with the forest nearby. The Pasha Course, which is 5731 meters and has 72 pars, is a tough course for everyone with its different combinations. Tricky-dog legs, slyly places bunkers and inclined grains are enough to make even the most professional golfer think twice about his shot.

125ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 128: antalya kultur turzim dergisi

The Montgomerie Maxx Royal Golf Club The Montgomerie Maxx Royal Golf Club’un, 104 hektarlık karma çam orma-nı ve dağ sırtı içerisinde yer alan sahasında doğal kum zemini dokusu muha-faza edilerek, golf sahası-nın belirli karakteristikleri geliştirilmiştir.

Golf sahasında 18 delik mevcuttur. Ünlü İskoç golf oyuncusu Colin Montgo-merie tasarımı olan saha, 01 Eylül 2008’de açılmıştır. 104 hektar sahada kadın-lar için 36, erkekler içinse 28 handikap mevcuttur. Ortalama bir grenin yakla-şık 600 metrekare olduğu The Montgomerie Maxx Royal Golf Club’ta, bir hol yaklaşık 600 metrekaredir. Özel ve zevkli bir oyun için dizayn edilmiş olan Fairways alanı bunkersla birlikte yak-laşık 7 hektardır. 8 adet gölü bulunmaktadır.

LykiaLinks AntalyaKasım 2008’de açılan ve 630 bin metrekare arazi üzerine kurulmuş olan LykiaLinks Antalya, dünyada var olan 36 bin civarındaki golf sahasından sadece 300’ünün sahip olduğu “links” özelliğini taşımak-tadır. 18 delikli, par 72 ve her bir parkurunda farklı bir rüzgâr yönüne sahip golf sahası, tam bir mücadeleyi beraberinde getirmektedir. Akdeniz’e paralel olarak uzanan 13, 14, 15 ve 16 no’lu parkurları, iyi oyuncula-rı dahi mücadeleye sürükle-yecek ve onların becerilerini sınayacak özelliktedir. Lykia-Links Antalya, Amerikalı ünlü Golf Sahası Mimarı Perry O. Dye tarafından tasarlan-mıştır. Golf oyunuyla yeni tanışmış olanlar, LykiaLinks Golf Akademisi’nden ders alabilirler.

golfer Colin Montgomerie, was opened in September 1, 2008. The handicap for women is 36 and the handicap for men is 28. One hall is approximately 600 meters. The specially de-signed Fairways course is ap-proximately 7 hectares. These are 8 lakes in the club.

LykiaLinks AntalyaLykiaLinks Antalya, which was

opened in November 2008 and is situated on a 630 thou-sand square meter area, has the links characteristic which only 300 golf courses in the world provide.

The course which has 18 holes and 72 pars and has a different wind direction at every course requires a real struggle. Course numbers

13, 14, 15 and 16, which are parallel to the Medi-terranean Sea, are hard enough to test the skills of even the best players. LykiaLinks Antalya was de-signed by famous American golf course architect Perry O. Dye. Those who are beginners can take les-sons at the LykiaLinks Golf Academy.

126 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 129: antalya kultur turzim dergisi

127ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Fabrikalar Mahallesi 3008 Sokak No: 2/1 Kepez - ANTALYATel.: +90 (242) 345 01 01 Fax.: +90 (242) 345 87 81www.solart.com.tr e-mail.: [email protected]

SOL-ART ALTERNATİF ENERJİ TEKNOLOJİLERİ LTD. ŞTİ.

Page 130: antalya kultur turzim dergisi

Güncel / Actual

27 ülkeden 1.3 milyona yaklaşan

ziyaretçiye ulaştık

Antalya Kültür ve Turizm Dergi-mizin sanal ortamda izlenmesini mümkün kılan e-dergi istatistikleri-ne göre, bundan önce yayınlanan Ağustos-Eylül 2011 tarihli 7. sayısı dâhil olmak üzere, sayfa görüntü-lemede 1 milyon ziyaretçiyi aştık. ABD, Rusya, Almanya, Hollanda, İngiltere, İtalya, İspanya, İran, Çin, Fransa ve İsrail’in de aralarında bulunduğu 27 ülkede yaşayan kişiler tarafından sanal ortamda incelenen dergimiz, 1 milyon 220 bin kez görüntülendi.

Toplam ziyaretçi sayısının % 62’sini Türkiye’den girişler oluşturdu. Oranlar, % 11 ABD, % 7 Rusya, % 5 Almanya, % 4 Hollanda ve İngiltere, % 3 İtalya, % 1 İspanya ve Avusturya, % 2 diğerleri olarak sıralandı.

According to e-magazine statistics, which let us observe our Antalya Culture& Tourism magazine in the virtual world, we passed 1 million single viewers including our 7th issue dated August-September 2011. Our magazine, which was observed online by people from the United States, Russia, Germany, the Netherlands, Britain, Italy, Spain, Iran, China, France and Israel among others, was viewed 1 mil-lion 220 thousand times.

62% of the visitors were from Turkey, while 11% was from the US, 7% from Russia, 5% from Germany, 4% from the Nether-lands and Britain, 3% from Italy, 1% from Spain and Austria and 2% from other countries.

We reached 1.3 million visitors from

27 countries

Y / Y

ear: 2

S

/ Issu

e:7

011

KÜLTÜR v

&

Y / Y

ear: 2

S

/ Issu

e:7

011

KÜLTÜR v

&

ISSN 977-1309-8

90X

Y / Year: 1 S / Issue:5

011

KÜLTÜR v

&

Y / Year: 1 S / Issue:6

011

KÜLTÜR v

&

ISSN

977

-130

9-89

0X

YA I N D

AY

IZ1 Ar

/ December 2010 - O / January 2011

Ar / December 2010 - O

/ January 2011

Y l / Year: 1 Say / Issue: 3

Y l / Year: 1 Say / Issue: 3

New target: Winter tourism The heart of golf beats in Belek

From the Taurus Mountains

to the Mediterranean

CULTURE & TOURISM MAGAZINE

CULTURE & TOURISM MAGAZINE

New target: Winter tourism The heart of golf beats in Belek

From the Taurus Mountains

to the Mediterranean

ISSN

977

-130

9-89

0X

v

/

v

/

Y / Year: 1 S / Issue:2

010

Y / Year: 1 S / Issue:2

010

KÜLTÜR v

&

KÜLTÜR v

&

PataraPatara

ISSN

977

-130

9-89

0X

Y / Year: 1 S / Issue:5

011

KÜLTÜR v &

Y / Year: 1 S / Issue:5

011

KÜLTÜR v &

ISSN

977

-130

9-89

0X

PergePerge

128 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 131: antalya kultur turzim dergisi

129ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 132: antalya kultur turzim dergisi

INFOİtfaiye / Fire Department 110Acil Servis / Medical Emergency Service 112Trafik / Traffic 154Polis İmdat / Police Department 155Jandarma / Gendarmerie 156Orman Yangını / Forest Fires 177

ANTALYA MERKEZ / CENTERValilik / Governorship (242) 243 97 91Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı / Deputy Governor for Tourism (242) 243 97 98İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Provincial Culture & Tourism Directorate (242) 247 76 60Antalya Büyükşehir Belediyesi / Antalya Metropolitan Municipality (242) 249 50 00İl Emniyet Müdürlüğü / Provincial Security Directorate (242) 345 41 00İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi / Provincial Security Directorate - Passport Department (242) 227 96 00Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Antalya Training And Research Hospital (242) 249 44 00Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) / Mediterranean Association of Touristic Hoteliers (242) 321 59 26DHMİ Santral / Central (242) 330 30 30

AKSEKİKaymakamlık / District Governorship (242) 678 10 21Belediye / Municipality (242) 678 10 08İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 678 22 28 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 678 10 25Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 678 10 29

AKSUKaymakamlık / District Governorship (242) 426 30 52Belediye / Municipality (242) 426 30 49İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 426 26 77 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 426 30 32

ALANYA Kaymakamlık / District Governorship (242) 512 57 17 Belediye / Municipality (242) 513 21 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 511 23 12İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 513 10 09 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 513 48 41

Turizm Danışma / Tourism Information (242) 513 12 40Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 511 94 98Alanya Turistik İşletmeciler Derneği ALTİD / Alanya Touristic Hoteliers Association (242) 514 34 74

DEMREKaymakamlık / District Governorship (242) 871 53 53 Jandarma / Gendarmerie (242) 871 51 89Sahil Güvenlik / Coast Guard (242) 874 42 28Emniyet Amirliği / Security Chief Office (242) 871 42 21Belediye / Municipality (242) 871 50 51Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 872 16 10

DÖŞEMEALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 421 44 41Belediye / Municipality (242) 421 30 55İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 421 27 56İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 421 30 07

ELMALIKaymakamlık / District Governorship (242) 618 10 08 Belediye / Municipality (242) 618 67 01 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 618 62 51İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 618 63 01Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 618 83 00

FİNİKEKaymakamlık / District Governorship (242) 855 10 05Belediye / Municipality (242) 855 13 92İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 855 10 21 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 855 10 07Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 855 20 00

GAZİPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 572 28 84 Belediye / Municipality (242) 572 10 13 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 572 50 14İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 572 10 15 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 572 15 62

GÜNDOĞMUŞ Kaymakamlık / District Governorship (242) 781 20 06Belediye / Municipality (242) 781 20 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 781 21 88İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 781 20 14

130 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 133: antalya kultur turzim dergisi

131ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 134: antalya kultur turzim dergisi

İBRADIKaymakamlık / District Governorship (242) 691 22 94 Belediye / Municipality (242) 691 20 04 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 691 23 01İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 691 20 15

KAŞKaymakamlık / District Governorship (242) 836 10 04Belediye / Municipality (242) 836 10 99İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 836 10 24İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 871 51 89Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 836 32 15

KEMERKaymakamlık / District Governorship (242) 814 44 81Belediye / Municipality (242) 814 15 03İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 814 15 46İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 814 10 16Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 814 15 50Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 814 52 62Turizm Danışma / Tourism Information (242) 814 11 12

KEPEZKaymakamlık / District Governorship (242) 335 41 11Belediye / Municipality (242) 310 58 58İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 344 44 75İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 221 28 02

KONYAALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 229 94 90Belediye / Municipality (242) 259 09 26İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 229 63 81İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 238 22 07

KORKUTELİKaymakamlık / District Governorship (242) 643 60 01 Belediye / Municipality (242) 643 60 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 643 22 38 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 643 62 60 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 643 64 44

KUMLUCAKaymakamlık / District Governorship (242) 887 10 01 Belediye / Municipality (242) 887 27 00 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 887 73 00 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 887 10 05 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 887 14 80

MANAVGATKaymakamlık / District Governorship (242) 746 10 04 Belediye / Municipality (242) 746 10 82 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 746 30 44 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 746 10 06 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 746 44 80Turizm Danışma / Tourism Information (242) 753 12 65

MURATPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 244 75 50Belediye / Municipality (242) 324 46 46İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 243 90 68

SERİKKaymakamlık / District Governorship (242) 722 10 04 Belediye / Municipality (242) 722 19 70 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 722 10 88 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 722 10 08 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 722 13 40

SANAT GALERİLERİ / ART GALLERIES Devlet Güzel Sanatlar Galerisi / State Fine Arts Gallery (242) 248 70 76Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Evi – Kütüphane / Metropolitan Municipality Atatürk Culture and Art House– Library (242) 243 15 43Muratpaşa Belediyesi Aydın Kanza Sanat Galerisi / Muratpaşa Municipality Aydın Kanza Art Gallery (242) 248 48 93AKM Sanat Galerisi / AKM Art Gallery (242) 238 54 44Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı - Sanat Galerisi / Metropolitan Municipality Comics Street - Art Gallery (242) 249 54 00Olbia Sanat Galerisi / Olbia Art Gallery (242) 310 21 92ANSAN Sanat Galerisi / ANSAN Art Gallery (242) 248 00 08Orkun - Ozan Sanat Galerisi / Orkun - Ozan Art Gallery (242) 248 38 52Salih Yön Sanat Galerisi / Salih Yön Art Gallery (242) 313 19 132000 Plaza Sanat Galerisi/2000 Plaza Art Gallery (242) 312 48 69Haşim İşcan Kültür Merkezi Sergi Salonu / Haşim İşcan Cultural Centre Exhibition Hall (242) 247 87 27Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle Semt Evi Sergi Salonu / Metropolitan Municipality Yenimahalle District House Exhibition Hall (242) 325 91 31Antalya Müzesi Sergi Salonu / Antalya Museum Exhibition Hall (242) 238 56 88AHK Sanat Galerisi / AHK Art Gallery (242) 316 53 00 Desti Sanat Galerisi / Desti Art Gallery (242) 311 40 82Sezen Sanat Merkezi / Sezen Art Center (242) 322 77 23Mimarlar Odası Sanat Galerisi / Chamber of Architects Art Gallery (242) 237 86 94Fırçakeş Sanat Evi / Fırçakeş Art House (242) 247 62 37Lara Sanatevi / Lara Art House (242) 248 87 70Fuat Ali Koç Atölyesi / Fuat Ali Koç Workshop (242) 244 37 26Tömer Sanat Galerisi / Tömer Art Gallery (242) 312 50 14Bohem Sanat Galerisi / Bohemia Art Gallery (242) 243 84 77

MÜZELER VE ÖNERİLEN DİĞER GEZİ MEKANLARIAntalya Müzesi / Antalya Museum (242) 238 56 88Alanya Müzesi / Alanya Museum (242) 513 12 28Side Müzesi / Side Museum (242) 753 10 06Atatürk Evi Müzesi / Museum of Atatürk’s House (242) 241 15 27Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi / Suna Inan Kıraç Kaleiçi Museum (242) 243 42 74Minicity (242) 230 46 30 Kaleiçi Karatay Medresesi Güzel Anadolu Sergisi / Kaleiçi Karatay Medresesi Beautiful Anatolia Exhibition Kum Heykeller (Mayıs - Ekim Dönemi) / Sand Sculptures (May - October)

132 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 135: antalya kultur turzim dergisi

133ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 136: antalya kultur turzim dergisi

ANTALYA GUIDE

Bulmacanın Çözümü

OLYMPOS TELEFERİK Fajos A.Ş.Tahtalı 2365 m. Pk.96 Tekirova - Kemer 07995 ANTALYATel: +90 242 242 22 52www.olymposteleferik.com

BEST WESTERN KHAN HOTELElmalı Mah. Kazım Özalp Cad. No: 55 ANTALYATel: +90 242 248 38 70Faks: +90 242 248 42 [email protected]

CANYON ANTALYA KONYAALTI PLAJLARIHilside Su Hotel Karşısı ANTALYATel: +90 242 230 46 30Fax: +90 242 230 46 36www.canyonantalya.net

KEMER RESORT HOTELAtatürk BulvarıKemer - ANTALYATel: +90 242 814 31 00 Faks: +90 242 814 55 [email protected]

ANTALYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİAntalya-Burdur Karayolu 26. Km Tel: +90 242 258 11 00 Pbx Faks: +90 242 258 11 04 [email protected]

ADOPENOrganize Sanayi Bölgesi2. Etap ANTALYATel: 444 24 24Fab. Tel: +90 242 258 18 00www.adopen.com

BSK ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİHavaalanı Blv. Güzeloba Mh.Sevinç sokak No:9 ANTALYATel: +90 242 349 40 40Faks: +90 242 349 26 26 [email protected]

MIRACLE RESORT HOTELGüzeloba Mevkii Tesisler Cad. No:174 Lara / ANTALYATel:+90 242 352 21 21Faks:+90 242 352 21 [email protected]

KAYI ŞİRKETLER GRUBUKayı Plaza Güzeloba Mah. Ay-1 Sok.No: 1 Lara / ANTALYA Tel: +90 0242 310 88 00Fax: +90 0242 310 88 24info@kayıgroup.com.trwww.kayıgroup.com.tr

ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZİFabrikalar Mah. Fikri Erten Cd.No:2 Kepez - ANTALYATel : +90 242 334 33 99 Fax : +90 242 34 33 60www.ozdilekpark.com

TÜRKİZ KEMER Yalı Cd. No:3Kemer - ANTALYATel:+90 242 814 41 00Faks:+ 90 242 814 28 [email protected]

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !

1 YILLIK ABONELİK 60 TLYURTDIŞI ABONELİK 180 TL

AD,I SOYADI

Tarih: / / 20..........ADIMA FATURA EDİNİZŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ

ADRESİ

ŞEHİR

E-MAIL

ABONE TELEFON (0232) 463 75 40 ABONE FAX (0232) 421 92 24 E-MAİL [email protected]

.........Yıllık abonelik bedeli olan............................TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod. 0731 Hesap No.10260253RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Tic. Ltd. Şti. hesabına havale ettim.Not : Lütfen havale dekontunuzu doldurduğunuz abone formu ile birlikte aşağıdaki faks numarasına gönderiniz.

VERGİ DAİRESİ VERGİ NO

ÜLKE POSTA KODU TELEFON FAX

KURUMU GÖREVİ

134 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 137: antalya kultur turzim dergisi

135ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 138: antalya kultur turzim dergisi

Fulya OMAÇ / e-mail: [email protected]

Bulmacanın çözümü 140. sayfadadır.

136 ANTALYA Ekim - Kasım / October - November 2011

Page 139: antalya kultur turzim dergisi
Page 140: antalya kultur turzim dergisi

SEVGİ HOSPITALPrivate Manavgat Your health passes from Love... 7DAY

HOUR24

OUR DEPARTMENTSAnesthesia and Reanimation

Cardiology

Dental Clinic

Ear - Nose - Throat (ENT)

Emegency Service

General Surgery

Gynecology and Obstetrics

Neurosurgery

Internal Medicine

Orthopedics and Traumatology

Pediatrics

Physical Therapy and Rehabilitation

Radiology

Feeding and Diet

www.sevgihospital.comAntalya Cad. Eski Side Kavşağı Manavgat/ANTALYA

Fax.: 0242 742 83 [email protected]