anton s. makarenko- yaşam yolu 2 - payel yay

472
paye I YA Ş AM YOLU 4.bas ı m İ kinci Kitap Çeviren: Şemsa Yeğin ANTON S. MAKARENKO

Upload: andre-dindisyan

Post on 06-Mar-2016

352 views

Category:

Documents


44 download

DESCRIPTION

Yaşamın uzun yolu

TRANSCRIPT

  • paye IYAAM YOLU4.basm kinci Kitapeviren: emsa Yein

    ANTON S. MAKARENKO

  • PAYEL Y A Y IN LA R I: 71 ada Romanlar : 11

    Cilt II: ISBN: 975-388-094-4 Takm: ISBN: 975-388-045-6

    Dizgi : Payel YayneviBask : zal MatbaasKapak Filmleri : Seval Grafik Kapak Basks : Seval Grafik Cilt : Yldz CUt

  • ANTON S. MAKARENKO

    YAAM YOLU(Bir E i t i m De s t a n )

    kinci Kitap

    ngilizceden eviren EMSA YEN

    3payelPAYEL YAYINEV

    stanbul

  • Yaptn zgn ad: Eitbilimsel Destan

    ngilizce evirinin ad: The Road of Life

    Franszca evirinin ad: Pome Pdagogique

    Trke birinci basm: Ocak 1985

    kinci basm: Haziran 1997

    nc basm: Ocak 2004

    Drdnc basm: Mart 2010

    Kapak resmi: Winslow Homer

  • KNC BLM

    MUTLULUK

    Y e n i Toplulua yazdan kalma bir gnde tandk. Hava ak, gneli ve lkt. Aalarn yapraklan henz sararmaya balamamt; gzn ilk gnlerinin canlandrd otlar, ikinci genliklerinin en mutlu gnlerini yayormuasna kaygsz, yeil ve tazeydi. O zamanlar, Yeni Topluluk da, otuzuncu baharn yaayan bir gzelden aa deildi; gzellii, kendisine olduu gibi bakalarna da mutluluk veren, olgun, dingin, ekiciliinin verdii zgvenle vnl bir kadn gibiydi Trepke. Kolomak rma, hemen hemen drt bir yanmz sarm, yalnzca Gonarovka'yla haberlememizi engellememek iin dar bir geit brakmt. Bahemizdeki grkemli aalar, hr hr fislriaan dallarn Kolomak zerine sarktm, ykseklerden salnm bol bzgl bir tl gibi rtmt onu. Saysz glgelikler rahat rahat soyunup sularn koynuna atlmaya, su perilerine kur yapmaya, ya da hi deilse, kafa dengi bir arkadaa byk srlar amaya, oturup onunla bol bol dertlemeye elverili nice kuytu keler vard burda. Byk binalarmz, dik yamacn tepesinde, rmak boyunca sralanmt; yaramaz ve becerikli ocuklarmz, giysilerini oraca, pervazlara frlatp, pencerelerden rmaa atlarlard.

    Pek de gen olmayan aalarla dolu meyva bahemiz, basamak basamak rmaa iniyordu; ve ere, en alttaki aalk seti, daha ilk gnden kendine ayrmt; oray ilk kefeden oydu nk. Havadar bir yerdi buras, gnn her saatinde gne alyordu ve Kolomak rma, iinde deniz kzlan banndrmasa, oltalara bol bol balk salmasa ya da esin perileri gnderip iirler yazdrmasa da, bu noktada hayli genilettii

  • 6 YAAM YOLU D

    yatanda sere serpe akyor, dinginlii evresine de datyordu. Buralar iirden ok lahana ve ku zm retmeye elveriliydi. Topluluun yeleri, bu ayrcalkl blgeye, bel krei ya da apalarla silahlanm olarak, belli bir ii yapmak zere gelirlerdi. Bazen bir sabana koulmu zar zor ilerleyen Haydut'un ya da Frtna'ya elik eden birka ocuun geldii de olurdu. nl iskelemiz, yani Kolomak rmann dalgalan zerine uzanm bir aya kyda, bir aya metre ilerde suyun iinde keresteden oluan limanmz da bu noktadayd.

    Kolomak, az ilerde douya doru kvrlyor, ayaklarmzn altna, byk bir eliaklkla dnm dnm otlaklar seriyordu. Bu usuz bucaksz yeillikler tek tk aak ve allklarla sslenmiti. Bu otlaa, meyvalmzdan dmdz inebiliyorduk; dinlenme saatlerinde, mey- valn kysndaki kavaklarn glgesinde, imenlerin zerine oturmaya ve gzelliine bir trl doyamadmz bu otlaa, aalara, gkyzne ve ufukta eri br izgiler oluturan Gonarovka kyne bakmaya baylrd herkes. Kalina vanovi de buradan ok holanrd; baz pazar gnleri, beni de zar zor oraya srklerdi; byle zamanlarda, genellikle le gneinin altnda oturur, syleirdik onunla.

    Kalina vanovi'le kyllerden, yaplacak onanmlardan, dnyadaki hakszlklardan ve kendi geleceimizden konumak benim de houma giderdi, nmzde, ayr ve tarlalar uzanrd, bu yzden Kalina vanovi son derece nemli felsefesel yorumlarn zaman zaman yanda kesip baka ilerle uramak durumunda kalyordu.

    "Yaa, ite byle dostum, yaam bir kadn gibidir, ondan hakseverlik beklenmemelidir, adalet beklenmemelidir. Pehlivan zentisi gibi grkemli byklarn m var, baklavalar breklerle aalanrsn, ama kse misin, byn yok mu, sana bir yudum su bile vermez kimse... Hak hukuk deil ye krkm ye dnyas. Benim bamdan bir olay geti, o zamanlar svari eriydim... Ulan orospu ocuu, Kafan nerde senin ha? Akam yemeinde mi yedin, evde mi unuttun, ha? Bak at nerelere sryor asalak! Ulan geberesice, orda lahana ekili, lahana!"

    Kalina vanovi bu syevin sonunu ayakta, benden hayli uzakta, piposunu tutan elini havalarda sallayarak tamamlard.

    Otlann arasnda, yz metre kadar uzakta bir yerde, kestane renkli bir karalt grnyordu ama ortada bir "orospu ocuu" falan yoktu.

  • MUTLULUK 7

    Kalina vanovi kiminle konutuunu biliyordu ama. Bu ayrlk Bratenko'nun blgesiydi, gzle grnmemesine karn her an orda olduu varsaylabilirdi, Kalina vanovi'in syleviyse, aslnda bir eit ruh armayd. ki ksa ardan sonra Bratenko elle tutulur bir cisim olarak ortaya kard; ancak o da, gizemli havaya uygun olsun diye atn yambamda deil, bizim arkamzda bir yerlerde, meyva bahesinde belirirdi.

    "Ne barp duruyorsun Kalina vanovi? Lahanalar nerde, at nerde?"

    Bunu, son derece byk uzmanlklar gerektiren bir tartma izlerdi; ancak bu konumalar dinleyen kundaktaki ocuk bile, Kalina vanovi'in grlerinin hayli modas geik olduunu, Topluluk top- raklanmn san solunu artk birbirine kartrdn, lahana ekimi iin hangi tarlann hazrlandn oktan unuttuunu anlard.

    ocuklar, Kalina vanoviin rahat rahat ihtiyarlamas iin ellerinden geleni yaptlar. Tarmsal sorunlar, oktan tmyle ere'nin omuzlarna yklenmiti, Kalina vanovie, ok ince ayrntlar konu alan eletirmeler yapmak, tarm zrhnn kck deliklerinden yal burnunu sokmak kalyordu yalnzca. ere bu bumu; sakin sakin, kibarca ve de akayla yakalar, imdiklerdi; Kalina vanovi gene de hi altta kalmaz, son sz bakasna brakmazd.

    y i valla, bu iin sonu nereye varacak, Tanr bilir. Vaktiyle bizim kyde de buday ekerlerdi, bilmez deiliz. imdikiler bir lem.. Yeter ki yetenek olsun insanda diyorlar. yi ama, yetenek buday yeertir mi, sorarm?"

    te yanda, ekonomik alanda krallk tahtna her geen gn biraz daha yaklayordu Kalina vanovi; ancak bu, banda tac olan ama ynetime hi karmayan bir krald. Ekonomik konularda sz ona brakyor, kararlan nnde saygyla eiliyor ama doru bildiimizi okuyorduk. Kalina vanovi, bunlara alnmyordu bile, hi de alngan bir yrei yoktu nk, hem, onun iin nemli olan syledii byk szler, ektii sylevlerdi.

    Artk gelenek haline gelen eski bir alkanlmz srdryor, kasabaya hep Kalina vanovi'i gnderiyorduk; bu yolculuklar imdi az

  • 8 YAAM YOLU II

    da olsa trenlerle balyor saylrd. Modas gemi debdebelere hibir zaman metelik vermemiti Kalina; onun u szlerini ezberleyecek kadar sk duymutu ocuklar:

    "Efendilerin faytonu grkemli, at bir deri bir kemik olur, ama iyi adamn arabas eski, at besilidir."

    ocuklar, eski, cenaze arabasn andran arabann iine bir kat taze saman, zerine de temiz bir rt, elde dokunmu gzel bir keten sererlerdi. Sonra atlarn en iyisini arabaya koar, kurallara uygun olarak, bir arabac gibi, Kalina vnoviin kapsnn nne ekerlerdi. Ekonomik ilerimizi yrten tm grevli ve yetkililer, ilerini kusursuz yaparlard; yani Levazm mdr yardmcmz Deni Kudlati'nin cebinde kasabada yaplacak tm ilerin bir listesi bulunurdu rnein; depo grevlisi Alyoka Volkov, kutulan, anaklan, ip yumaklarn ve alnacak mallan paketlemek iin gerekli baka eyleri arabaya yerletirirdi. Kalina vanovi, arabay ya da drt dakika kadar bekletirdi kapsnn nnde, sonra tertemiz ykanm, gzelce tlenmi yamurluu srtnda olduu halde kapnn nnde belirir, orda bir durur, daha nce hazrlad piposunu yakar, atla arabaya yle bir bakar, bazen de dilerinin arasndan fkeli u szleri sylerdi:

    "Sana ka kez syleyeceim, kasabaya byle pespaye bir apkayla gidilmez diye! Ne kaln kafal adamsn be!

    Deni, yoldalarndan birinin apkasn kendisininkiyle deiirken, Kalina vanovi yerine kar oturur, buyruunu verirdi:

    "Evet, yr bakalm!"Kalina vanovi, kasabada, vaktinin ounu bir kodamann, falanca

    levazm yetkilisinin odasnda lak lak etmekle geirir, bu arada burnunu havalarda, ban dimdik tutar, o gl ve zengin kurumun, Gorki Topluluu'nun onurunu bylece korurdu kendine gre. Gene ayn onuru korumak ve yceltmek amacyla son derece nemli siyasal konulardan sz ederdi genellikle.

    "Kyller tm gereksinmelerini karlam, tm isteklerine kavumu drmdalar," diyordu kodamana. "Bunu deneyimlerime ve gzlemlerime dayanarak sylyorum size..."

    Bu arada Deni Kudlati, banda dn apkayla ordan oraya komakta, Kalina vanovi'in kendini konuk ettii odann bulunduu

  • MUTLULUK 9

    katn hemen altnda, odadan odaya dalmakta, istek filerini doldurmakta, mdr ve memurlarla tartmakta, uval ve torbalan arabaya yklemekte, Kalina vanovi'in oturaca yerin rahatnn herhangi bir ykle bozulmamasna zen gstermekte, ata yem vermektedir. Saat e doru st kattaki odaya dalacak, st ba undan bembeyaz, salanysa testere talayla dolu olduu halde telala:

    "Haydi, hazrz, Kalina vanovi!" diyecektir.Kalina vanovi'in yznde bir diplomatik glmseme belirecek,

    mdrn elini skacak, Denis'e de ciddi ciddi:"Her eyi gzelce yerletirdin mi? diye soracaktr.Toplulua vanldkta yorgun dm olan Kalina vanovi, din

    lenmeye ekilecek, Deni de, yarm yamalak stlm yemeini alelacele yiyip Topluluun eitli ynetim odalarna koturarak, ordan oraya gidip gelecek, ve bir kocakan gibi durmadan sylenecektir.

    Kudlati, herhangi bir eyin ziyan edilmesine asla dayanamazd. Arabadan bir damla saman decek olsa, biri bir asma kilidi yitirse, ahrn kapsnn tek menteeyle pervazdan sarktn grse, dpedz ac duyard bu ocuk. Byle durumlarda glmsemesini siler, suratn asard belki, ama kimseye, gerekten danlmazd; ekonomik deerleri boa harcayan birine yalnzca kocakan gibi sylenmekle yetinmezdi Deni; dr dr terdi, doru, ama sesinde karsndakine dediini yaptran bir kesinlik, onu hakl olduuna inandran bir gllk okunurdu. Kklerden biri, ocukluun verdii o saflkla, insan enerjisini harcamann en akla uygun yolunun bir aaca trmanmak olduunu mu dnd, ve bu uada dikkatsiz mi davrand, Deni onu nasl yola getireceini bilirdi. atk kalannn bir hareketiyle onu aa indirirdi nce.

    "Sen kafanla m dnyorsun, baka bir yerinle mi?" derdi ona. "Evlensen ocuun olacak nerdeyse, aalara trmanp pantolonunu berbat etmemeyi renmemisin daha. Gel bakaym, sana baka bir pantolon vereceim."

    Souk terler dkmekte olan ufaklk, "Ne pantolonu? diye sorard bu kez.

    Aalara trmanrken giyilen trden, ne olacak! Yepyeni pantolonla aaca kmak olur mu? Sen mrnde grdn m byle ey?"

  • 10 YAAM YOLU II

    Deni, anadan doma iktisatyd sanki, tm akln hangi deliin hangi yamayla kapatlacan hesaplamaya vermiti; bu yzden insansal duygulan deerlendirme yetisinden yoksundu. nsan ruhunun o yaln anlatmn grememi, anlayamamt. Ufaklk, kendisine verilen o yepyeni pantolonun dourduu cokuyla, o takn sevinle yerinde duramam, aaca trmanmt oysa. Pantolonla aa arasnda ok yakn bir nedensellik ilikisi vard; Denis'e sorarsanz, bu ikisi asla yan yana gelemezdi.

    Kudlati'nin bu kat tutumu, kanlmaz bir gereklilik sonucuydu aslnda, nk yoksulluumuz, ok tutumlu davranmamz gerektiriyordu. Bu yzden, Komutanlar Kurulu, Kudlati'yi levazm mdr yardmclna aday gstermiti. Kklerin, pantolonlarla ilgili "haksz" cezalar konusundaki erkeklie smaz yaknmalarna bana msn demedi Kutlati. Karabanov, Belukhin, Vernev, Burun ve teki eskiler, Kudlati'nin aba ve rpnmalarn her zaman deerli, nerilerini yerinde buluyorlard, bu yzden baharda, Kudlati'nin bir genel toplantda yapt neriye gk demeden evet oyu verdiler. neri uydu:

    "Pabular yanna kadar levazma teslim edilsin; yazn yalnayak dolaabiliriz."

    Deni, 1923 Ekiminde ok alt. Topluluun on mfrezesi, tmyle onarlm olan binalara zar zor syorlard. Beyaz Saray adn taktmz eski maliknede yatakhaneler, derslikler vard, veranda grevi gren byk salondaysa, marangozevi kurulmutu. retmenlerle teki grevlilerin odalannn bulunduu ikinci evin bodrum katn yemek salonu olarak kullanyorduk. Buraya ancak otuz kii syordu, bu yzden yemei posta halinde yiyorduk. Ayakkabc, tekerci ve terzi dkknlan, kelere skm durumdayd; bunlar, birer sanayi okuluna yarar durumda deildi. Toplulukta hi kimse, ne retmenler, ne de renciler rahat deildi; herkes sk skt. Yeni meyvalkta, iki katl saray gibi bir bina vard; bu, bize gelecekte ok zengin olabileceimizi durmadan anmsatan, bylece umutlarmz diri tutan bir ykntyd. inde bol bol ve de geni geni odalar vard, tavanlar kabartmalarla sslyd, meyvala bakan koca bir de verandas vard, bunlan deil grmek, dndke iimiz gidiyordu. Btn i, demeleri onarmaya, pencere, kap, merdiven ve mineler yapmaya bakyordu. Bunlan yaptk

  • MUTLULUK 11

    m, tam yz yirmi kiilik gzel bir yatakhanemiz olacak, bu i iin kullanlan ufak tefek yerler de daha baka ilerde kullanlmak, eitbilimsel almalara daha rahat olanak tanmak zere boalacakt. Ancak bu i iin alt bin ruble paraya gereksinmemiz vard; tm gelirimizi eski yoksulluumuzun kalntlarn ortadan kaldrma savamnda harcyorduk; o kt gnlere dnmeyi hepimiz dayanlmaz buluyorduk nk. Bu alandaki baarlarmz, gzle grlr elle tutulur biimde kendini gsteriyordu. Yamal ceketleri atmtk, partal apkalar, ot yataklar, kerevetleri atmtk, sonuncu Romanov'un zamanndan kalma yrtk yorganlardan kurtulmutuk, ayaklarmza da artk pabu yerine bez dolamyorduk. Ayda iki kez dzenli olarak Topluluumuza gelen bir berberimiz vard artk; makasla dmdz ksaltmaya on kopek, birinci snf sa kesmeye yirmi kopek alyordu berber geri, ama gene de eit eit sa tuvaletim sergileyen kafalar grlebiliyordu aramzda. Eyalarmz boyaszd, daha hl tahta kaklarla yemek yiyorduk, amarlarmz da hl yamalyd, ama gelirimizin byk bir blmn ara gerece ve daha baka tanmaz mallara yatrmay setiimizden bu zveriye seve seve katlanyorduk.

    Gerekli olan alt bin rublemiz yoktu; olmad gibi, bunu salayabilme yolu ya da umudu da yoktu. Genel toplantlarda, Komutanlar Kurulunda, Genlik Kolu toplantlarnda, ya da byklerimizin hobelerinde, ufaklklarmzn gevezeliklerinde hep bu alt binden sz ediliyordu; ve her konuma, bunca parann hibir biimde salanamayaca dncesiyle kapanyordu.

    O dnemde, Gorki Topluluu, Halk Eitim Komiserliine balyd, belli veri ve varsaymlara dayanlarak saptanm snrl yardmlar alyordu bu kurumdan. Giyim kuam iin, adam bana yirmi sekiz ruble verildiini sylersek, bu yardmlarn ne kadar olduu kolayca anlalr. Kalina vanovi fkeden kpryordu:

    "Hangi Allahn aklls bu miktan saptyor acaba? O herifi bir bulsam, yzne yle bir bakar ne mal olduunu anlarm! Yarm yzyldan fazla ya yaadm, altmma geldim de byle bir insan grmedim namussuzum! Asalaklar!"

    Halk Eitim Komiserliine sk sk gitmeme karn ben de byle bir insan grmemitim. Bu rakamlar belli bir kii tarafndan saptanmyor,

  • 12 YAAM YOLU H

    tm yurtta bulunan kimsesiz ocuklara ayrlan toplam parann, ocuk saysna blnmesiyle elde ediliyordu.

    Bu durumda, Trepke topraklarnda bulunan ve genellikle Kzl Saray diye andmz imparatorluk stili bina, yarn balo verilecekmiesine sprlp temizleniyor, ama para yokluundan balo belirsiz bir tarihe erteleniyordu. Balonun al dansn yapacak olan danslar marangozlar bile anlmamt daha.

    Ancak, btn bu durumlar, byk umutsuzluklar Topluluk yelerinin keyfini bozuyor deildi. Karabanov'a sorarsanz, bu neeli ruh halimizi eytans glere olan inancmza borluyduk:

    "eytan yardm eder, grrsnz! Biz hep drt ayak stne deriz, neden biliyor musunuz, ak ocuklaryz da ondan... greceksiniz, eytann kendisi deilse de baka kt ruhlar yardmmza koacak, belki bir cad, ya da ne bileyim... Bu evin byle durup duracana, gz zevkimizi bozacana inanmyorum!"

    Derken, Ukrayna ocuklarna Yardm Kurumunda bir denetleyici olan Bokovanm 6 Ekim gn bizi ziyaret edeceini bildiren bir telgraf aldk. Telgrafta ayrca bu bayan karlamak zere Harkov tren istasyonuna bir araba gndermemiz gerektii belirtiliyordu. te bu haber, Topluluun ilerigelenlerince ok nemli grld; Kzl Sarayn onarlmas iinin hemen balayabilecei grn savunanlar kt.

    "Kocakar bize alt bin rubleyi verir isterse... htiyar olduunu nerden biliyorsun? ocuk Kuramlarnda hep yal kadnlar alr."Kalina vanovi pek iyimser deildi ama."ocuk Yardm Kurumundan zrnk alamazsnz. Bunu adm gibi

    biliyorum. Bize ocuk daha kakalamaya alacaktr. Sonra bir de, kadndr ne de olsa... Eh, kurama bakarsan kadnlarn eit hak ve yetkileri var, ama gereklikte, kadn, daima kadndr...

    Ayn beinde, Anton Bratenkonun blgesinde ateli bir alma gze arpt; iki atl fayton ykand, Kzlla Mari'nin yeleleri rld. Toplulua bakentten konuk geldii pek olmuyordu, bylesi seyrek bir olay karsnda gerekli saygy gstermekten yanayd Anton. 6 Ekim sabah Bratenko'yla birlikte istasyona gittik; Anton srcl bakasna brakmay saygszlk saymt. Anton'la ikimiz arabaya

  • MUTLULUK 13

    oturmu, istasyondan kan ihtiyarlara drt gzle bakyor, aralarnda Halk Eitim Bakanlndan gelmie benzer biri var m diye aryorduk. Anszn bizim aradmza hi, ama hi benzemeyen birinin sesini duyduk.

    "Bu nerenin arabas? Bizim iimiz var! diye tersledi onu Anton. Araba tutacaksanz

    orada sryle! Siz Gorki Topluluundan deil misiniz?"Anton ayaklarn kaldrd, kendi ekseni evresinde tam bir daire

    izdi. Benim de ilgim uyanmt dorusu.Karmzda, son derece artc biri duruyordu: ekose kumatan

    yaplma ak kl rengi bir mantonun altnda, ipeklere brnm bir ift bacak grnyordu. Przsz bir yz, pembe pembe yanaklar, ve yanaklarda grlmedik gzellikte gamzeler... l l gzler, keman kalar. Dantel bartnn kysndan sarkan srma lleler... Arkasnda, hemen hemen yok denecek ykn, kk bir kutuyla, iyi deriden yapld belli bir kk bavulu tayan hamal...

    "Yolda Bokova siz misiniz? Hah! Nasl da anladm Gorki Topluluundan olduunuzu!"Anton toparland, zgn zgn ban sallad, dizginleri dikkatle

    toplad. Bokova bir ku gibi rahata zplayarak arabaya bindi. Trenlerin ve istasyonlarn kokusu arabadan gitmi, yerine ok daha baka, tatl, iac bir koku gelmiti. Koltuun bir kesine sinmi oturuyordum, bu beklenmedik durum karsnda ok utanmtm dorusu.

    Yolda Bokova yol boyunca eitli konulardan konutu. Gorki Topluluu zerine ok ey duymutu, bir an nce grmeye can atyordu.

    "Biliyor musunuz Yolda Makarenko, bu ocuklar ekip evirmede yle byk glklerle, ama yle byk glklerle karlayoruz ki.. Onlara korkun acyorum, elimden gelse de onlara yardm edebilsem, ah... Bu ocuk sizinkilerden biri mi? ok eker bir delikanl! Burada sklmyor musunuz? Ah, ocuk yuvalan korkun skc oluyor, biliyor musunuz? Hakknzda yle ok ey duyduk ki! Bizi sevmiyormusunuz diyorlar.

    Kimi sevmiyormuum?

  • 14 YAAM YOLU D

    Bizi, Toplumsal Eitim Kuruntunda alan bayanlar. Anlayamadm. Bize, Bayanlara zg Toplumsal Eitim Yapanlar' diyormu-

    sunuz. Dorusu bilmiyordum! dedim. mrmde kimseye byle bir ad

    takmadm... ama... hi de fena deil galiba!"Kahkahalarla gldk. Bokova da bu ad ok uygun buluyordu."Aslnda pek de yanl yere sylenmi bir sz deil bu, dedi. Toplumsal

    Eitimle uraan ynla kadn var. Ben de onlardan biriyim. Benim azmdan, nasl diyeyim, bilimsel bir sz kacak diye beklemeyin. yi mi?"

    Anton ikide bir akasma dnyor, bu olaand yolcuya iri gzlerini eviriyordu.

    "Boyuna bana bakyor," diye gld Bokova. "Neden yle bana bakyor?"

    Anton kpkrmz kesildi, atlarn dehledikten sonra bir eyler de mrldand.

    Toplulua geldiimizde ocuklarla Kalina vanovi karlad bizi. Hepsi de arabadan ne kacak diye ilgiyle bekliyorlard. Semyon Ka- rabanov, kafasn kad, utandn ele veren bir hareketti bu. Zadorov, gzlerinden birini kst ve glmsedi.

    Bokova'y ocuklara tanttm. Bizimkiler byk bir incelikle ona Topluluu gezdirmeye baladlar. Kalina vanovi kolumu drtt:

    "Onu neyle besleyeceiz?"Kalina'nn sesine yknerek, "Bunlar ne yer, hi bilmiyorum, dedim

    bende. Herhalde bol bol st ister bu, ha? Ne dersin? Hayr, Kalina vanovi, dedim. Biraz daha katica bir eyler ister

    kanmca. Ne vereceim ona? Bir domuz mu kessek acaba? Edvard Ni-

    kolayevi dnyada izin vermez buna."Kalina vanovi, sekin konuumuzun beslenmesi sorununu zmeye

    yolland, ben Bokova'nn peinden gittim. ocuklarla kaynamt bile, yanlarna vardmda, yle konuuyorlard:

  • MUTLULUK 15

    "Bana Maa Kondratyevna! deyin. Maria Kondratyevna! Peki! yleyse, buraya baknz Maria

    Kondratyevna, buras bizim seramzdr. Kendimiz yaptk. Az kazma sallamadm burada. Bakn, ellerimin yaralan duruyor daha."

    Karabanov, Maria Kondratyevna'nn nnde, krek gibi bir el sergilemekteydi.

    "Siz ona inanmayn, Maria Kondratyevna! Krek ekmekten avulan patlad, sandal sefasndan yani!"

    Maria Kondratyevna, imdi rtsz olan san sal gzel bam bir o yana bir bu yana dndryor, son derece canl, neeli grnyordu; ancak, seraya kar, teki baanlanmza kar pek gi duymad apak ortadayd.

    ocuklar ona Kzl Saray' da gsterdiler."Neden bitirmiyorsunuz? diye sordu Bokova. Alt bin ruble, dedi Zadorov. Demek paranz yok, ha? Zavalllar! Siz de var m peki? diye grledi Semyon. Neden byle ayakta

    duruyoruz canm... Gelin u otlara oturalm, ha!"Maria Kondratyevna, Kzl Saray'n nndeki otlann stne bir

    kralie gibi brakt kendini. ocuklar, kalabalk yaantmz capcanl renklerle nne seriyorlard, geleceimizin nice parlak olduunu, Kzl Saray'n onarlmas halinde, ne byk rahatlklara kavuacamz anlatyorlard.

    "u anda seksen yemiz var, yle olsa, yz yirmi kii alacaz, iin gzel yan bu ite!"

    Kalina vanovi meyvalktan geliyordu. Ardnda Olya Voronova yrmekteydi; Olya'nn elinde koskocaman bir gm, iki testi ve yarm okka avdar ekmei vard. Maria Kondratyevna az daha kk dilini yutacakt.

    "Hii! Ne gzel! diye haykrd. Burada her ey yle gzel ki! Bu sevimli ihtiyar da kim? Ancnz, deil mi?

    Hayr efendim, anc deilim, dedi Kalina vanovi kabara kabara. Hibir zaman bir anc olmayacam, ama size u kadann syleyeyim, bu st baldan daha tatldr. iftlikten falan almadk, Gorki Topluluunun rndr bu. Bylesi tatl ve de buz gibi st mrnzde imemisinizdir.

  • 16 YAAM YOLU H

    Maria Kondratyevna ellerini pt, sonra eildi, Kalina vanoviin, bir dinsel trenin gereini yerine getirircesine zen ve kendinden gemilik iinde doldurdua marapay ald. Zadorov bu ilgin olaydan yararlanma frsatn deerlendirmeye koyuldu.

    "Sizde hibir ie gerekmeyen bir alt bin ruble var, bizse bu saray onaramyoruz. Bu hi de haka bir durum deil, biliyor musunuz?"

    Maria Kondratyevna buz gibi st bir solukta imiti, imdi komu da yorulmu gibi soluyordu.

    "Ne st ama! diye fsldad sesli sesli, mrmde bylesini tatmadm... Mutluluk dpedz!

    Ee, alt bin rubleden ne haber?" dedi Zadorov. Kzn gznn iine bakyor, ar daman atlamasna glmsyordu.

    Maria Kondratyevna gz krpt, "Amma da maddeci bir ocuk bu, ha! dedi. Alt bin ruble istiyorsun, karlnda ne vereceksin bakalm?"

    Zadorov, aresizlik iinde sama soluna baknd, ellerini iki yana at, alt bin rubleye karlk varn younu vermeye hazrd. Karabanov hazrcevaplm gsterdi hemen:

    "Size dilediiniz kadar mutluluk veririz. Ne mutluluu... yani? diye sordu Maria Kondratyevna, yz al

    al olmutu."Souk st."Maria Kondratyevna otlarn zerine yzkoyun kapand, gzlerinden

    ya gelesiye gld."Beni stle kandramazsnz ama! dedi. Ben size alt bin ruble ve

    ririm, siz de benden krk ocuk alrsnz, hepsi de tatl ocuklardr, yalnz birazck... kirli.

    Topluluk yeleri ciddileti. Olya Voronova elindeki gm bir saa bir sola sallyor, Maria Kondratyevna'nm gzlerinin iine bakyordu.

    "Nolur? dedi. Krk ocuu alnz biz de. Elimi yzm ykayacam bir yere gtrn beni, biraz uzanp

    kestireceim hem. Tamam, size alt bin ruble vereceim. Daha tarlalarmz grmediniz ama. Olsun, yarn da tarlalan gezeriz, tamam m?"

  • MUTLULUK 17

    Maria Kondratyevna bizimle gn geirdi. Birinci gnn akamnda Topluluun ou yesinin adn renmiti, eski meyvalkta, gecenin ge saatlerine dek onlarla ene ald. Kaykla gezdiler, uzun yryler yaptlar, salncaklarda sallandlar, ama tarlalar gezmeye vakti olmad... Benimle bir szleme imzalamaya bile zor frsat buldu Maria Bu anlamaya gre, UkraynalI ocuklara Yardm Kurumu, bize, Kzl Sarayn onarlmas iin alt bin ruble gndermeyi, buna karlk biz de, bu onanmlar tamamland zaman UkraynalI ocuklara Yardm Kurumundan krk ksz ocuu almay taahht ediyorduk.

    Maria Kondratyevna, Topluluu pek beenmiti."Bir cennet buras! diye haykrd. ok gzel eyleriniz... Onlara ne

    demeli, bilmem ki? Melekler mi? Yok, hayr melek deil! nsan! ok gzel insanlar var burda! Hepsi

    gzel!"Maria Kondratyevna'y ben geirmedim. Bratenko da arabann

    src yerine kurulmad, atlarn yeleleri de rlm deildi bu kez. Bratenko, her eyi Karabanov'un ellerine teslim etmiti; src yerinde o oturuyordu. Kara gzleri parlyordu, eytans glmsemeleri azndan tayordu sanki, glcklerini bahenin drt bir yanma sayordu.

    "Szleme imzaland m, Anton Semyonovi? diye fsldad bana bir ara.

    Evet, diye yantladm. Tamam yleyse. Bu bebein arabasn bir gzel sreceim ki..."Zadorov Maria Kondratyevna'mn elini skt."Yazn geleceksiniz, unutmayn, dedi. Sz verdiniz, tamam m? Tamam, tamam, geleceim. Burda bir yazlk tutarm. Yazlk da nesi? Bize geleceksiniz."Maria Kondratyevna bayla herkese veda etti, saygyla eildi, se

    vecen, prltl ve glmsemeli baklarn hepimize datt.Karabanov istasyondan dndkten sonra atlan zerken zntl

    grnyordu, Zadorov da karsnda durmu, zgn bir suratla onu dinliyordu. Kalktm, yanlarna gittim.

    "Bize bir cad yardm edecek demitim, deil mi? dedi Zadorov, bak nasl dediim kt.

  • 18 YAAM YOLU H

    Maria Kondratyevna cad deil, azn topla! Btn cadlarn bir al sprgesi ve kanca burnu olmaz ya!

    Gerek cadlar ok gzeldir, ok!" diyerek gld bu kez Zadorov.

    OTENA

    Bokova bizi d krklna uratmad, alt bin rublelik para gnderimi bir hafta iinde bize ulat; Kalina tvanovi, birden kendinden geti, alayp inlemeye, ordan oraya komaya, onarma ateiyle tutumaya balad. Ya tahtalardan kap ve pencere pervaz yapma buyruu alan drdnc mfreze de szlanp duruyordu. Kalina vanovi, bilinmeyen bir kimseye svyordu:

    "nallah geberir de, ya tahtadan tabut iinde gmlr, asalak herif!"

    Trepke ykntlaryla yaptmz drt yllk savamn son perdesi alm bulunuyordu. Kalina vanovi'den urka Jeveli'ye dek hepimiz, evi elden geldiince abuk bitirme isteiyle yanp tutuuyorduk. Yllar yl ve de durmadan aklmz taktmz eree hi gecikmeden varmak zorundaydk. Kire ukurlan, al rp ynlar, bahedeki arpk urpuk yollar sinirimizi bozuyordu. Sada solda yapm artklan doluydu, pislikten bkmtk. Ve topu topu seksen kiiydik. Komutanlar Kurulu, sa solu dzene koymak iin ere'den zel mfreze daha koparabilmiti. Komutanlar, ere'ye ok kzyorlard.

    "Bu kadar da olmaz ama! Bizi adam yerine koyan yok... Sizin iler yolunda ya, gerisini dnmeyin hi!"

    ere, buru kr defterini bir yerlerden kanyor, yazlara baka baka, ve de hi heyecanlanmadan, ilerinin hi de yolunda olmadn, yaplmasn tasarlad ilerde hep geri kalndn ve yaplacak daha dalar kadar i olduunu sylyordu. Baheyi temizlemek iin iki mfreze vermesinin tek nedeniyse, bu iin son derece gerekli olduunu kabul etmesiydi, yoksa bir insan bile veremez, onlan tohum ayrma iinde, ya da seralarn onarlmasnda kullanrd.

    Komutanlar honutsuzluk iinde sylenmeye balyorlar, ancak, birbiriyle elien iki duyguyu, ere'ye kar inatl dolaysyla fke,

  • OTENA 19

    ama ayn amanda kararlarna bal kald iin hayranlk duygularn kafalar bir trl almyordu.

    O sralar, ere alt ekimlik nadaslama dizgesinin rgtlenmesi iini tamamlamak zereydi. Tarm alanndaki almalarmzn byk bir gelime gsterdiini birden farketti herkes. ocuklarmzdan bazlar kendilerini tmyle tarma adamlar, gelecekte de bu ii meslek edinmeyi kafalarna koymulard; bunlar arasnda en atelisi Olya Voronovayd. Karabanov, Volokhov, Burun ve Osadi'nin toprakla har neir olmaya kar duyduklar byk hevesse, tmyle deyi yerindeyse estetik nedenlere dayanyordu. Kiisel kar diye bir kavram aklndan bile geirmeyen ocuklar, gzlerini krpmadan topraa k olmular, bu ballklaryla gelecekleri ya da daha baka yetenek ya da istekleri arasnda bir ilinti kurmaya kalkmamlard. Yalnzca yayor ve yaam seviyorlard, btn gn durup dinlenmeden almaktan holanyor, yarn, bayramm gibi iple ekiyorlard. Btn bu gnlerin, onlar yeni ve esiz baarlara gtrmekte olduunu biliyorlar ancak bu baarlarn neler olduunu dnmek zahmetine bile katianmyorlard. Hepsi i niversitesine girmeye hazrlanyordu, ama bu konuda da topraa kar duyduklar trden bir tutku besliyor, hangi dalda eitim grmek istediklerini, hangi faklteye gireceklerini bile dnmyorlard.

    Topluluumuzda, iftilikten holanan daha bakalar da vard. Bunlarn konumu ok daha yaln, ok daha akla yaknd. rnein, Opriko'yla Fedorenko kendi okulumuza gelme istei bile duymuyorlar, dahas, yaamdan hibir ey beklemiyorlard. Onlara sorarsanz, insann ekilecek bir kar topra, bam sokacak bir kulbesi, bir at ve bir de kars olmal, yazn gnele birlikte kalkp onunla birlikte yatmal, gzn her eyi gzelce toplayp ambarlara ymal, kn da bir kede oturup, gelsin orbalar, gelsin brekler, rekler ve de tereyalar diyebilmeli, ayda iki kez bir dne, bir aziz bayramna, evlenme ya da doum yldnm elencelerine katlmalyd; bir erkek iin bundan byk mutluluk olur muydu? te bu iki delikanl yaamn kendilerine verebilecekleri konusunda son derece alakgnll davranyor, bu zlemleri beslemekle yetiniyorlard.

  • 20 YAAM YOLU H

    Olyaya gre durum ok daha bakayd. Olya Voronova, gerek bir Komsomol yesine yarar ilgili ve dnceli baklarn bizim tarlalarla komularn tarlalarnda gezdiriyor, topran brek rek vaat ettii kadar bir yn soruna gebe olduunu da gryordu.

    ere'nin can kasya iledii altm desyatinlik topramz, ne onun ne de rencilerin gzn korkutmam, byk apta iftilie girime, topra traktrlerle ekme, kilometrelerce uzunluunda sulama oluklar ama dleri kurmalarna engel olmamt. ere, topluluk yelerinin ilgisini bu konuya nasl ekeceini biliyordu; birka kiiden oluan bir srekli dinleyiciler kmesi vard. Bizimkilerin yansra, Pavel Pavlovi ve Gonarovka Genlik Kolu sekreteri Spridon da bu kmenin deimez yeleriydi.

    Pavel Pavlovi Nikolayenko, yirmi alt yama gelmi olmasna karn bekrd ve ky ltlerine gre evde kalm saylyordu. Babas ihtiyar Nikolayenko burnumuzun dibinde, gz gre gre "kulak" olmu, kpralt ocuklarn toplayp boaz tokluuna altrarak cebini iirmiti; iin en kt yanysa, herkesi aptal yerine koyup, be kurua avu aacak denli yoksul numaralan yapmasyd; zavall, yoksul bir kyl havalarnda dolayordu.

    Pavel Pavlovi'in baba ocandan holanmamasnn ve vaktinin ounu Toplulukta geirmesinin nedeni buydu belki de. ere onu ie alm, tanmclk yapanlann yanna katm, ancak ona daha byk sorumluluk gerektiren bir grev vermiti; yle ki, Pavel bizim ocuklarn gznde retmenlerle ayn konumdayd. Pavel Pavlovi, okumu adamd, ere'nin konumalarn byk bir dikkatle dinler, sylenenleri ok iyi kavrard.

    Pavel Pavlovi de, Spridon da hep iftilikten, kyllkten konuurlar, tm konumalarnn konusunu bu yne evirmeyi baarrlard; onlara gre kyllerin yoksulluuna son vermek iin byk apta iftilik yapmak, tm kylleri tek bir byk iftlik evresinde bir araya getirmek gerekiyordu. Olya Voronova gzn onlardan ayrmaz, Pavel Pavlovi'in dingin bir tavrla konuur, dncelerini aklarken kahverengi gzleri ona hak verdiini anlatan bir scaklkla l l parlard.

    "Bakn ben ne dnyorum, diye balard Pavel, herkes alyor, didinip duruyor, ama hi kimse gerektii gibi almyor. Gerektii gibi

  • OTENA 21

    almalarm salamak iin onlara bunun nasl olacan retmek, halk eitmek gerek. Peki, kim eitecek onlar? Mujikler mi? Can cehenneme, nce onlar eitmek gerek! EdvardNikolayevi her eyi lp bimi, bize ne yapacamz p diye sylyor. Byle olmal! nsan byle almal! Bu eytanlar bizim gibi almay hayatta renmezler! Kendi bildiklerini okumak istiyorlar.

    Ama topluluk yeleri alyor," diye laf sokutururdu Spiridon. Bu adamn az kocaman, enesi dk, diliyse ineliydi.

    Pavel Pavlovi kan kaldrarak ban sallad, "Topluluktakiler," diye glmsedi, "Topluluktakiler baka..."

    Olya da glmsedi. Ellerini ceviz kracakm gibi birbirine kenetleyip skt; yaramaz bir ocuk gibi kavak aalarnn tepesine doru bakt. Olya'nn altn sars rgleri, omuzlarndan kayd, kucana dt; Pavel Pavlovi'in mavi baklar bunlar izliyordu.

    "Topluluktakiler mr boyu iftilik yapmay dnmyor ama gene de alyorlar, dedi Olya. "te yanda kyller tm yaamlarn toprakla har neir olarak tketiyorlar, oluk ocuk bytyorlar, aile bakyorlar...

    Spridon, Olya'nn ne demek istediini anlamad, "Eee, yani? diye sordu.

    Anlamyor musun?" diye atld Olya; sesinde aknlk okunuyordu. "Kyller bir zek topluluk halinde ok daha verimli alrlar, buna zorunlular hem."

    Pavel Pavlovi, "Neden ylesi daha iyi sence? diye sordu tatl tatl.

    Olya, Pavel Pavlovi'in gzlerine sert sert bakt; Pavel, o anda kzn altn renkli sa rglerini falan unutuverdi, bu ciddi, neredeyse erkeksi baklardan baka bir eyi gz grmedi.

    "Buna zorunlular! dedi Olya. 'Zorunlu' ne demek, biliyorsun deil mi? ki kere iki drt, bu kadar ak"

    Karabanov'la Burun da bu konumay dinlemekteydi. Onlara gne bu, "mujikler zerine yaplan tm konumalar gibi yalnzca kuramsal nem tayordu; mujiklerle yldzlan bir trl barmamt onlann

  • 22 YAAM YOLU H

    nk. Ama bu ateli tartma Karabanov'un ok houna gitmiti, bu ilgin konuma cimnastiine katlmaktan yoksun kalamazd.

    "Olya hakl, dedi. Zorunlu' demek, onlan ele alp, ii yapmak zorunda brakmak demektir...

    Onlan nasl zorlayacakmsn bakalm? diye sordu Pavel Pav- lovi.

    yle,-ya da byle," dedi Semyon. Tartmay kztnyordu aklnca. "nsan bir ii yapmaya nasl zorlarsn? G kullanarak! Mujiklerin tmn bana ver hele, bir haftaya kalmaz hepsi kuzu kesilir, tatl tatl almaya koyulurlar, iki hafta sonra da bana kreder, elimi perler."

    Pavel Pavlovi, gzlerini kst."Nasl bir g kullanacaksn peki? enelerine yumruk mu in

    direceksin?"Semyon kahkahay koyverdi, kasklarn tuta tuta sraya doru eildi,

    ban srann arkalna dayad. Bu arada Burun, son derece sakin bir tavrla, sorunu hi nemsemiyormu gibilerden, "Sille tokat da neymi canm! G kullanmak tabancayla olur." dedi.

    Olya yzn yava yava ona evirdi, sabrl bir retmen tavryla:

    "Asl sen anlamyorsun," dedi ona. "Halk bir ey yapacaksa, bunu tabancasz tfeksiz gerekletirmelidir. Kendi zgr iradeleriyle yapmaldrlar o ii, bu ancak byle olur zaten. nemli olan onlara sorunu doru drst aklamaktr."

    Semyon ban srann arkalndan kaldrd, daha glmeyi ke- sememi olan gzleri oyun dolu bir aknlkla almt.

    "Olya! Olya! diye haykrd. "Ne adamsn be! 'Akla'ym! Duydun mu Burun? Aklayacakmz. Adam Kulak olmak istiyorsa aklamann ne yarar var?"

    Olya da gzlerini iri iri at, "Kulak olmak isteyen kim? diye babaland.

    Kimmi! Kim olacak, hepsi! Topu birden. Spiridon, Pavel Pavlovi, herkes!

    Pavel Pavlovi glmsedi. Spiridon beklenmedik saldn karsnda armt, "Vay canna! diyebildi yalnzca

  • OTENA 23

    Vay canna ya! diye yineledi Karabanov. Bu neden Genlik Kolunda, biliyor musunuz, topra yok da

    ondan. Bir anda yirmi desyatin toprak, bir inek, bir koyun, gzel bir de at ver ona, tamam. Sana bana ders vermeye kalkar o vakit, tamam m Olya!"

    Burun gld ve bilgi havalarda arkadan destekledi. Cannz cehenneme ulan pi kurulan!" diye haykrd birden

    Spridon. Yz kpkrmz kesilmiti, yumruklan havay dvyordu.Semyon, srann evresinde bir tur att, ayaklann havalara dek

    kaldryor, gsn kabartarak rap rap yryordu, bu, onun ok keyiflendiinin anlatmyd. Davran iten miydi, yoksa bu kylleri kzdrmak iin mi byle yapyordu bilinmez.

    Srann nnde, imenlerin zerinde Silanti Semyonovi Otena oturuyordu. F gibi yass uzun bir kafas, krnz surat vard bu adamn, renksiz byklan iyice krplmt, kafasysa son derece kabakt. imdilerde bylelere ok seyrek rastlanyor ama eskiden insanlk konusunda, insan haklan ve de votka eitleri zerine derin bilgilere sahip filo-zoflardan ok vard Rusya'da. Otena bunlardan biriydi.

    "Semyon'un syledikleri doru," dedi. "Mujik... nasl derler yani... dostluktan anlamaz. Bir at varsa, ilerde iki at olsun diye tay ister. Gerisi bo!"

    Otena bunlan sylerken skl yumruundan frlayan baparman arkaya doru kvrm, atlan ya da kylleri gsteriyordu aklnca. Beyaz kirpikli gzlerini de ok nemli bir ey sylyormuasna ciddi ha- valannda ksmt.

    "Yani demek insanlan atlar ynetiyor, ha? diye sordu Spiridon fkeyle.

    yi syledin! Asl ynetenler atlar, doru dedin! Yani adar, inekler falan! Ve eer insann hibir eyi yoksa, kendisi be para etmez, karpuz tarlalanna bekilik yapmaktan baka bir ie yaramaz. Gerisi bo!"

    Topluluumuzda bulunan herkes Silanti'den holanrd. Olya Vo- ronova da onu severdi. imdi ona sevgiyle eilmi, kalanyla, gzleriyle, her eyiyle glen yzn gnee evirircesine ona dndrm, bakyordu.

    "Syle gzelim?

  • 24 YAAM YOLU H

    Sen geri kafalsn Silanti! Sylediklerin, hep modas gemi zrvalar! Oysa yepyeni bir dnyada yayoruz biz."

    Silanti Semyonovi Otena'm nerden geldii konusunda kimsenin bir fikri yoktu. Bir dervi gibi birden ortaya kvermi, gkten inmiti sanki. Srtnda uval gibi kaba bir keten gmlek, plak bacaklarm rten partal bir pantolonu vard yalnzca. Elinde baston yerine geecek bir sopa bile yoktu. ocuklar, bu son derece zgr adam grr grmez sevivermi, yakasn brakmamlard; byk bir heves ve sevinle onu alp odama getirdiler.

    "Anton Semyonovi, bakn nasl bir adam bulduk!"Silanti bana ilgiyle bakt, ve kendini getiren kk ocuklara krk

    yllk dostuymu gibi glmsedi."Bu, hani ne derler canm, sizin ef mi yani?"Benim de birden kanm kaynad ona."Bir i iin mi geldiniz?" diye sordum.Silanti kendini toparlamaya, bir i konumasna yarar anlatmlara

    brnmeye kalkt hemen; yz ciddeti, gven verici bir hal ald."in asl u yani... dedi. Ben, ahsen bir iiyim, sizde yaplacak i

    var, ite gerisi bo!.. Ne i yaparsnz? Hani ne derler, insann paras olmaynca, yapamayaca i yok

    tur."Bunu syledi ve birden kahkahalarla glmeye balad. Glnde

    bir itenlik, tatl bir nee vard. ocuklar da onunla birlikte gld, eh, ben de glyordum. nk herkes glmekten baka bir ey yaplamayacan anlamt.

    "Peki, her ii yaparsn yani ha? Eh, hemen hemen her ii yaparm yani... Yani nasl sylesem..."

    diye yantlad beni Silanti, ama ne diyeceini bilemiyordu."rnein bir i syle? ift srerim, trmk yaparm," diye saymaya balad Silanti, bu

    yandan da parmaklarn bir bir tutuyor, saydka avucuna kapatyordu. "Sonra, atlara bakarm, her eit sr ve hayvana bakarm, sonra, hani nasl derler, ayak ilerinizi grrm, marangozluk yapanm, dkm- evinde almm, soba yapanm. Sonra boyacymdr, tamam m, sonra, ayakkabcymdr, izme, potin onannm. Yaplacak bir kulbe mi var,

  • OTENA 25

    yaparm, domuz mu kesilecek, keserim. Yalnz isim babal yapamam bu dnyada, byle bir i bana hi dmedi."

    Gene glmesini koyverdi. ylesine gln bulmutu ki szlerini, gzlerinden ya gelesiye gld.

    "Demek o i hi sana dmedi? aka ediyorsun! Yok, doru, kimse gelip benden byle bir ey istemedi... Dorusu

    bu!"ocuklar da kahkahalarla glyorlard. Toska Solovyov ayaklarnn

    ucunda ykselerek Silanti'nin boynuna sarlmaya abalar gibi pantolonuna tutundu:

    "Neden kimse seni armad, neden armad?" diye sordu mark mark.

    Silanti glmesini kesti, birden ciddileti ve iyi bir retmen tavryla Toska'ya yant verdi:

    "Bak, anlataym, kardeim, dedi. Bir bebek douyor, vaftiz edilecek, tamam diyorum kendi kendime, bu kez beni arrlar isim babas olarak! Sonra bir bakyorum, zengin birini bulmular, anladn m!

    Ktlarn tamam m? diye sordum. Yakn zamana dek bir kdm vard, nasl derler, belgem vard

    yani, dedi. Ama ne biliyor musunuz, cebim yok. Eh, bu yzden yitirdim o belgeyi. Ama ben kendim varm ya, yaam kadar gerek, capcanl duruyorum ite karnzda, kda ne gerek var?

    Daha nce nerde altn? Nerde almadm ki! Kimlerin yannda almadm ki! yi in

    sanlara altm, canavarlara, kt insanlara altm! Bak, sana doruyu syleyeyim mi gizleyecek hibir eyim yok eit eit adamn yannda altm, gerisi bo!

    Doruyu syle bana, hi hrszlktan yattn m? Bende yalan yok, hrszlktan yatmadm. Hi hrszlk yapmadm,

    doru doru dosdoru! te byle, gerisi bo!"Silanti birden utand, yan yan bana bakt. Daha baka bir yant

    vermesini yelerdim belki diye dnmt.Silanti almak zere aramza katld. Hayvanlarn bakmyla ilgili

    bir i yapmas iin erenin yanma verdik onu, ama onu "ekip evirme giriimlerimiz hibir sonu vermedi. Silanti, insanlarn etkinlikleri

  • 26 YAAM YOLU H

    alannda snr diye bir ey tanmyordu, neden unu yapmasna engel olunuyordu da, yalnzca bunu yapmasna izin veriliyordu? Bunu bir trl iddi almyordu. Bu yzden, bizimle alrken, gerekli grd ileri, kendisinin gerekli grd zamanlarda yapyordu. Btn yetkililere glp geiyor, verilen buyruklar, ince bir sylev dinler gibi dinliyordu. Yalnzca bir gnde, hem ahrlarda, hem tarlada, hem de domuzlukta, sebze bahesinde, dkmevinde alyor, bunlar yetmiyormu gibi hem retmenlerin eitim sorunlar toplantsna, hem de Komutanlar Kurulunun toplantlarna katlmaya vakit ayryordu. Bu adamda bir altnc duyu vard sanki. Topluluktaki tehlikeli durumlar annda seziyor, esiz bir yetenekle nerde bir bel varsa orda bitiveriyor, ve hemen sorumlu kii rolne brnyordu. Yetkeye boyun emezdi bu adam, ama te yanda yapt iin hesabn vermekten hibir zaman kanmaz, yanln, baarszlklarn kabul eder, bu nedenlerle sylenen szlere de gcenmezdi. Byle durumlarda, nce bir kafasn kar, sonra da iki elini yanma sarktarak:

    "leri gene berbat ettik," derdi. "Beceremedik ite, gerisi bo!Silanti Semyonovi Otena, bize katldnn ilk gnnden

    balayarak Genlik Kolumuzun almalarnda etkin rol ald; gerek Genlik Kolunun toplantlarnda, gerek retmenler toplantsnda sylevler ekme frsatn, almalarda ba ekme frsatn karmak istemezdi. Bir keresinde hakl olduuna yrekten inand fkesini tara tara odama dald.

    Baparmayla "onlar" gstererek, "unlara bak," dedi, "yanlarna gittim...

    Kimlerin yanma? Kim olacak, komsomollar yani. Beni ieri sokmadlar, hani o,

    kapal toplant dedikleri eyden yapyorlarm. Gzel gzel konutum onlarla, 'daha toysunuz, deneyimsizsiniz, "beni ieri almazsanz, lnceye dek cahil kalrsnz,' dedim, 'cahil dodunuz, cahil leceksiniz, o kadar!'

    Eee, sonra ne oldu? yle oldu, bak, ya szden anlamyor bunlar, ya da sarhotular.

    Yok, sarho deildiler ama. yle konutum onlarla: 'Siz kimden ne gizliyorsunuz? Luka'dan gizli olur, anlatm, Sofron'dan ya da Moussi'den

  • OTENA 27

    gizli olur, anlarm. Ama beni nasl almazsnz toplantlara? Belki de, nasl derler, beni tanmyorsunuz, ya da belki aklnz oynattnz!' te, byle dedim onlara, ama dinlediler mi, nerdeee, gldler yalnzca, ham nas derler, u kadarck ocuk gibi gldler. Ciddi ciddi konuuyorsun, seninle eleniyorlar, ite bu kadar, gerisi bo!"

    Silanti, Genlik Kolumuzun yansra okulla ilgili sorunlarmz da benimsedi, onlarn zlmesinde de etkinlikler gsterdi.

    Genlik Kolunun, yani Komsomol'un stlendii en nemli i, okulumuzu salam temeller zerinde oturtmak oldu. O gne dek pek doru drst iliyor saylmazd okulumuz, daha dorusu zlmedik sorunlar oktu; yelerimizin ou okula gelme, derslere katlma hevesi gstermiyor, okul da bu isteksizlii yenmeyi baaramyordu.

    unu da sylemek gerekir ki, bu durumun nedenlerini anlamak hi de g deildi. Gorki Topluluundaki ilk gnler, ocuklarn evsiz barksz geirdikleri dnemlerde yaanlan ac deneylerin izlerini silme, yeni ortama alma abalaryla geiyordu. O gnlerde, ayakkab onarmcs ya da marangoz olmak gibi dler, bu trden alakgnll istekler bile, geride braklan gnlerin hasta ettii sinirlerin salna kavumas iin gerekli birer smak grevi gryordu.

    Topluluumuzun gz kamatrc baars, sralad hzl gelime ve Kolomak rma kylarnda trampetlerle borazanlarn eliinde yaplan utkulu yry, ocuklarmzn kendilerine olan gvenini artrm, gerek deerlerini grmelerinde byk rol oynamt. O yaln ayakkab onarmcs olma ideallerinin yerine, ok daha uygun ve heyecan verici bir imge yerletirmemiz, hi g olmad bu yzden. Szn ettiim imge uydu: RABFAK.

    O vakitler Rabfak, yani i niversitesi, imdikinden ok daha baka bir anlam ve nem tamaktayd. imdi sade, iddiasz bir renim kurumunun ad haline geldi; ancak o vakitler, iileri, genleri karanlklardan ve bilgisizlikten kurtarp, yeni, bilgili insan yaratacak bir g olarak kabul ediliyor, bu imgeleri ieren bir kurum olarak grnyordu. Ve o zamanlar Rabfak szcn duyunca hepimizin yrei hop eder, tatl bir heyecanla dolard.

    Bu konudaki gelimeler yle oldu: 1923 gznde i niversitelerine girme hevesi, hemen hemen tm rencilerimizi sard. Bu byk heves

  • 28 YAAM YOLU H

    Topluluumuza nasl trmand, hibirimiz anlatamayz belki de. Daha 1921 ylnda, kadn retmenlerimiz karayazgl Raissay, i niversitesine girmeye raz etmilerdi. Demiryolu atlyelerinde alan birok renci gen, bizim Toplulua gelirdi. ocuklar, ilk Rabfak rencilerinin kahramanlklarla dolu ilk gnlerine degin ykleri imrenerek dinlerlerdi; onlann duyduu bu imrenme sayesinde, Rabfak' vmemiz, vglerimizi dinletebilmemiz kolaylamt. ocuklarmz, okula gitmeye, renim grmeye zendiriyor, bu konuda ylmadan srar ediyor, niversitelerin insanolunun yryebilecei en utkulu yol olduunu sylyorduk. Ancak, ocuklarmzn gznde Rabfak demek, son derece g, verilmesi olanaksz bir smav demekti, bu snav da, grg

    tanklarnn sylediine gre yalnz ve yalnz harika ocuklar kazanyordu. Onlann srat kprsnden gemek olarak deerlendirdii bu snava, bizim okulumuzda da hazrlanlabileceine ocuklanmz inandrabilmek iin akla karay setik. ou bir i niversitesine girecek hale gelmiti ama gerekte olmayan, akld bir korkuyla hepsinin de nutku tutuluyor, daha iyi hazrlanmak iin bir yl daha Toplulukta kalmay seiyorlard. Burun, Karabanov, Vernev ve Za- dorov salt bu nedenle aramzdaydlar, yoksa oktan okulda olmalar gerekiyordu. zellikle Burun'daki okuma ve renme tutkusu hepimize parmak srtacak ldeydi. Onu yreklendirmeye gerek bile yoktu. Sessiz bir kararllkla alp duruyor, aritmetik ve dilbilgisi alanlannda karlat glklerle ylmadan savayor, stelik kendi yayla kavruluyor, kimseye bir ey sormamaya, glklerini kendi snrl ola- naklanyla amaya abalyordu. En kolay bir ey, bir dilbilgisi kuraln renmek ya da belli bir matematik problemini zmek bile Burun'un byk abalar harcamasn gerektiriyor, bizimki oflaya poflaya alyor, kan ter iinde kalyor ama bir an bile ylmyor, fkelenmiyor, doru sonuca varacana hibir zaman kuku duymuyordu. Aslnda Burun, bilgi edinmenin son derece g, akl yorucu, kafa patlatc bir i olduunu, ve bilginin ancak byk abalar sonucu elde edilebileceini sanyordu; yanlyordu aslnda elbet ama bu yanlsama o koullar altnda ie yanyordu. Btn bu glkleri bakalannn glk diye grmediinin, Zadorov'un okuldan ktktan sonra bir dakika bile ders almadnn, Karabanovun, snfta bile dersten baka her eyi dndnn,

  • bambaka dlere daldnn, nndeki problemi zmek ya da altrmalar yapmak yerine topluluun bir baka sorununa are bulmaya abaladnn farknda deildi Allahtan. Elbet sonunda, Burun tm yoldalarn geride brakt; onlarn yanp yanp snen gz kamatrc bilgileri, byk abalar sonucu salanan kkl ve geni bilgisi yannda hi saylrd. MarusyaylaLevenko, Burun'un tam tersiydiler. Marusya, Toplulua gelirken tm kavgacln, tm inatlm, velveleciliini, kukuculuunu da birlikte getirmiti; aynca ok sulugzlyd bu kz. Ondan az ekmedik. Yaptklarn gren, bir sarho gibi hareketlerini denetleme yetisinden yoksun, ne yapaca bir saniye ncesinden bile kestirilemeyen sinir kp biri olarak kabul ederdi onu, nk en deerli eyleri, rnein dostluu, baary, gzel bir gn, parlak yldzlarla ssl dingin bir geceyi, en byk, en parlak umutlan bir anda feda edebilir, parampara yrtp bir kenara atabilirdi bu kz. Bazen insan bu sonu gelmez ahmaklklar, dayanlmaz ate pskrmeler karsnda kovalarla souk suyu alp onun bandan aaya acmaszca boaltmaktan baka are yok sanrd.

    Topluluun, sevecenlikten uzak ve genellikle nerdeyse acmasz biimlerde kendini gsteren direnci Marusya'ya kendini denetlemeyi retti, ama bu kez ayn hastalkl inatla, kendi kendine ikence etmeye balad. Bellei ok glyd bu kzn, zekiydi, stelik ok gzeldi; esmer yanaklannda derin bir pembelik gze arpard, iri kara gzleri, dingin, temiz, katksz ve zeki alnnn insann yelkenlerini suya indiren itenlikli izgileri altnda alevler ve imekler saar gibi grnrd. Ama Marusya, ok irkin, hatta korkun olduuna, hibir eyi anlamadna, ve de hibir zaman anlamayacana, tam bir kaz kafal olduuna inanyordu. ok kolay iler karsnda bile bu nyargy sergiler, olumsuz tavrlar alrd.

    "Bouna urayorsunuz! Bu iten bir ey kmaz!" diye yaygaray basyordu sk sk. "al, al diye bamn etini yiyorsunuz! Siz gidin Burun gibilere retmenlik edin. Ben hizmeti olup kacam buradan! Bir ie yaramam diyorum, anlamyor musunuz, bana ikence etmekle elinize ne geecek sanki?

    Bir meleinkini andran gzleri, ve insan neredeyse ileden karacak denli meleksi davranlan olan Natalya Markovna Osipova, Marusyayla ders yaptktan sonra gzyalanyla alard.

    OTENA 29

  • 30 YAAM YOLU H

    "Onu seviyorum," diyordu, "retmek istiyorum, ama bana yapmadm koymuyor, ona kar iyi davranmakla suluyor beni, iyilik gstermek aypm, yle diyor. Ne yapacam ben?"

    Marusya'y Ekaterina Grigoryevna'nn snfna verdim. Aslnda bu giriimin douraca sonulardan kendim de korkuyordum, nk Ekaterina Grigoryevna doru bildii kurallar apak ve dmdz uygular, kimsenin azndan girip burnundan kmaya yanamazd.

    Derslere balandktan gn sonra, Ekaterina Grigoryevna Ma- rusya'y bana getirdi, kapy ardndan kapatt, fkesinden titremekte olan rencisini bir sandalyeye oturttu ve yle dedi:

    "Anton Semyonovi! te size Marusya'y getirdim, bu kzla ne yapacamza siz karar verin! Deirmenci bir hizmeti aryormu. Marusya hizmetilikten baka hibir ie yaramayacan dnyor. Brakn deirmenciye gitsin! Ama bir seenek daha var: Sonbahara dek onu Rabfak snavlarna hazrlamay garanti ediyorum, ok yetenekli bir kz.

    i niversitesini semek gerek elbet," dedim.Marusya sandalyeye oturmu, kin fkran gzleriyle Ekaterina

    Grigoryevna'nn heyecansz yzne bakyordu."Ancak," diye konumasn srdrd retmeni, "derste bana hakaret

    etmesine izin veremem. Eer bir daha 'eytan' szcn kullanr, ya da bana bir daha 'ahmak' diye sverse snftan atarm."

    Ekaterina Grigoryevna'nn uygulamak istedii yntemi anlamtm, ama Marusya'y adam etmek iin denenmedik yol kalmamt, bense, dgcmn rettii tm eitbilimsel yntemleri denemi, bu alanda sermayeyi tketmi bulunuyordum, stelik, eitbimin olanaklarn daha da zorlamak iin yreimde kck bir heves kvlcm bile yanmyordu artk. Marusya'ya bkkn bir bak baktm, sevgisiz bir tavrla:

    "Bu adam olmaz! dedim. eytan da der, ahmak da, aptal da. Ma- rusya'nm bakalarna saygs yok. Hem, huylu huyundan vazgemez...

    Bakalarna saygm var pekl! diye szm kesti Marusya. Hayr, kimseye saygn yok," dedim. retmene dndm, "Ama

    bu kz ne yapacaz? dedim bu kez. "Topluluumuzun yesi, rencimiz... Ben unu neriyorum Ekaterina Grigoryevna: Siz akl banda, akll, deneyimli bir kiisiniz, Marusya'ysa mark, yaramaz bir kk

  • OTENA 31

    kz. Onunla sinirimizi bozmayalm. Brakalm ne yaparsa yapsn, brakn size ahmak desin, hatta isterse hayvan desin, bu da banza gelmedi deil, yalan m? Hi umursamayn, gn gelir susar elbet. Tamam m?"

    Ekaterina Grigoryevna glmsyordu, Marusya'ya bakt, "Tamam," dedi. "Bundan sonra byle davranacaz."

    Marusya'nm utantan dolu dolu olan kara gzleri bana dikilmiti; bir sre yle durdu, sonra birden mendilini iki eliyle yzne bastrd, alaya alaya odadan kt.

    Bir hafta sonra Ekaterina Grigoryevna'ya "Marusya'dan ne haber? diye sordum.

    yi. Dilini tutuyor artk, ama size dargn."Ertesi gn akamn ge saatinde Silanti, Marusya'nm kolundan

    tutmu bana getirdi."eke eke getirdim nerdeyse, nasl derler... Yani, Marusya sana ok

    gcenmi yani Anton Semyonovi. Onunla konuman gerek."Silanti kenara ekildi. Marusya ban yere edi."Size syleyecek szm yok, dedi. Beni deli sanyorlar, sansnlar!

    Umurumda deil! Bana neden krgnsn peki? diye sordum. Beni deli sanyorsunuz! Ben hi bu kanda deilim. Ama Ekaterina Grigoryevna'ya yle dediniz? Eee, ite o vakit yanlmm demek. Ona svmekten vazge

    meyeceksin sanmtm."Marusya glmsedi."Ama svmyorum ki? Demek svmyorsun? Demde ben yanlmm. Nedense sversin

    sanmtm."Marusyanm gzel yz, nlemle, gvensiz bir neeyle parlad:"Siz hep bylesiniz zaten, insann stne ullanrsnz..."Silanti apkasyla oynaya oynaya bize yaklat."stne varma adamn! Siz srylesiniz, nasl derler, ama o bir tane.

    Kk bir yanl yapmsa n'olmu, insan bu yzden darlr m."

  • 32 YAAM YOLU H

    Marusya, Silantinin yzne bak, gzleri glyordu."ok kaz kafalsn be SilantL!" diye bard. "Bu yaa gelmisin, gene

    de tn tnsn!"Koarak odadan kt. Silanti apkasn eline vurdu."Vay canna, demek byle, dedi. Gerisi bo!"Sonra apkay dizine yaptrd, eliyle dzeltti ve birden bir kahkaha

    savurdu."Seni gidi bacaksz! Demek byle ha!

    KLK ZMLEMES

    Marangozlarn Kzl Saray'n pencere pervazlarm bitirmesiyle kn bastrmas bir oldu. Ama o yl k ok tatl, kardan bir krk mantoya brnm scak yzl bir ocuk gibi tatl geti; ne sala zararl ani erimeler ne de ar donlar grld. Kudlati, tam gn, hi durmadan ocuklara klk giysilerini datt. Seyislere ve domuz bakcanna uzun konlu izmeler, tekilereyse potin verdi. Bu potinlerin gerek yenilik gerek gzellik asndan aza alnmaya deer zellikleri yoktu ama erdemleri saylmakla bitmezdi: Bir kere ok salam malzemeden yaplmt bu potinler, sonra, harikulde gzel yamalarla onarlmt. Son derece rahat, iki ift klk kaln Rus orabyla giyilebilecek denli boldu hepsi de. O zamanlar palto nedir bilmezdik, yorgan gibi doldurulup dikilmi iliklerle astarlanm, kollar da ayn biimde, emperyalist savata ortaya kan ve Nicolas'n askerlerinin "koufaika" diye adlandrd kaln iliklerle kaplanm ceketler giyerdik. Baz kafalarda, arlk askerlerinden kalma apkalar grlrd. Ama ocuklarn byk bir ounluu, kn da yazlk apkalarn giymek zorundaydlar. Gene o zamanlar, ocuklarmzn bedenlerini gerektii biimde stma olanaklarndan yoksunduk. Gmlek ve pantolonlar, ince pamukludan yaplmt ve yaz k ayn giysileri giyerlerdi. Bu yzden, kn, ocuklarmzn hareketlerinde, inanlmaz bir eviklik gze arpard, hepsi de en ar souklarda bile yldrm hzyla koar, bir yerden bir yere birer yldz gibi kayarlard.'

  • KLK ZMLEMES 33

    K geceleri ok tatl geerdi.Saat be; i paydos edilmitir. Yemek vaktine daha saat var. Tek

    tk, gaz lambalarnn titrek klan grlyor, ama asl hareketlilii ve tatl saatleri balatan olay bu deildir. Yatakhanelerde ve snfta sobalar yaklmaktadr. Her sobann evresinde her zaman iki kme vardr: bir kme odun, bir kme ocuk... ki kme de stmak ya da snmak amacyla deil de tatl tatl ene almak iin oraya toplanm sanrsnz. nce odunlann sesi duyulur, ocuklardan birinin akll eli odunu sobaya yerletirmitir. Elenceli servenler, kahkahalar, silah sesleri, kamalar, kovalamalar, ocuksu sevinler ve utkulu savalarla dolu uzun bir yk anlatmaktadrlar. ocuklar onlann ne dediini pek karamazlar, nk anlatanlar, hep birbirlerinin szn kesmekte, hepsi de bir yere yetiecekmi de, ok aceleleri varm gibi davranmaktadrlar; ancak yknn anlam ortadadr, sylenmek istenen ey, yreklerin derinliklerine ilenmitir: yaam, nee dolu, srkleyici bir servendir. Odunun atrts kesildiinde, anlatclar, byk bir istekle yerine yumulmu, dinlenmeye ekilmi demektir. imdi yalnzca bitkin dillerinin dkt fsltlar duyulmaktadr; kzlarla olanlar, artk kendi yklerine balayacaklardr.

    Bu kmelerden birinde Vetkovski vardr mutlaka. Toplulukta, ykc olarak n yapmtr ve bu ocuk ne anlatsa, dinleyicisi bol olur.

    "Dnyada saysz gzellikler var," diye balar rnein. "Biz burda kapanm, dnyadan habersiz yayoruz. Ama hayatta hibir eyi karmayan ocuklar da var. Byle biriyle konutum yaknda, bakn anlataym. Hazar Denizi'ne gitmi, Kafkas dalannda dolam. Orda ok derin bir uurum varm, sarp kayalar gklere dek ykseliyormu. Kayalarda incecik bir geit varm, adna da 'Tann Geirsin Geidi' diyorlarm. nk bu uurumun kysndan baka yol yokmu, burdan gemek zorundaymsn, ama herkes geemiyormu tabii. Neden biliyor musunuz? Yukardan boyuna kayalar yuvarlanyormu. Bana rastlamazsa mesele yok, ama rastlarsa yandn, doru uurumun dibini boyluyorsun. Kemiklerini bulana akolsun tabii."

    Zadorov durmu dikkatle dinlemekte, Vetkovski'nin mavi gzlerine bakmaktadr.

  • 34 YAAM YOLU n

    "Sen gidip urdan gemeyi denesene ha, Kostya?" der. "Tanr seni geirir belki.

    ocuklar sobadan vuran kla aydnlanm kafalarn Zadorov'a evirirler.

    Kostya bu soruyu beenmemi havalarnda gs geirir."Anlamyorsun, urka," diyecektir. "Her eyi grmek ok ilgin olsa

    gerek. Bu szn ettiim delikanl oraya gitmi ite."Zadorov her zamanki dayanlmaz, alayl glmsemesiyle yle

    der:"O delikanlya baka eyler de sormak isterim... Neyse, haydi, sobann

    azn kapatma vakti geldi, ocuklar..."Vetkovski, dnceli bir tavrla, "Ona ne sorarsn acaba?" de

    mektedir.Zadorov'un gz, bacann ekmesini nlemek iin sobann koca

    kapan iteleyen gayretli, istekli, yaam dolu ocuktadr."arpm cetvelini sorardm bir kere. ocuk be para etmez biridir

    herhalde. Onun bunun srtndan geiniyordur, her eyi rendiini sanr ama aslnda hibir ey bilemez, belki okuma yazma bile bilmiyordur o ocuk. 'Tann geirsin'mi! Geirsin ya! Onun gibi mankafalarn kafalarn ezeceksin. Zaten o uurum da onun gibiler iin zel olarak hazrlanm!"

    ocuklar glmeye balar. Biri ordan atlr:"Sen bizimle kal daha iyi, Kostya! Sen mankafa deilsin nk!Bir baka sobann bandaki kmelerden birinde Silanti vardr. Yere

    oturmu, bacaklarn iki yana amtr, kabak kafas prl prl parlamaktadr. Onun da kendine gre masallar vardr.

    "...Hani nasl derler, her ey yolunda sanyorduk. Adam alayp zrlyor, boynumuza sarlyordu pis herif! Ama yerine dner dnmez oyun oynad bize. Tm kpeklerini sokaklara sald m sana? Evet, adamlarn peimize takt aka. Ertesi sabah bir baktk, ne grelim, atl polisler tkr tkr dolayor. Herkesin aznda bir kam laf, kamlayacaklarm bizi. Ama aabeyimle ben, nasl derler, kmz akta kalsn istemiyorduk... Gerisi bo. Ben asl yavuklumu dnyordum, gerisi bo. Ama dedim kendi kendime, kz ksmna dokunmazlar herhalde..."

  • k lIk z m lem esi 35

    Silanti'nin ardnda, Katina vanovi'in uzun izmeleri ykseliyordu. Yerden bitmi gibi duran bu izmelerin zerinde Kalina'mn piposundan kan dumanlar grlyordu. Dumanlar, birden dnerek aa, sobann zerine iniyor, uzun, sivri kafal bir ufakln kulaklar evresinde iki atal olup dalga dalga ilerliyor, sobann azndaki kk deliklerden koarak ieri giriyorlard. Kalina tvanovi, bana gz krpt, sonra Silanti'nin szn kesti:

    "Hih-hih-hih!" diye gld ilkin. "Onu bunu brak da, Silanti, o asalaklar, iki bacann kt o noktay patakladlar m, pataklamadlar m onu syle bize?"

    Silanti kafasn kaldrd birden, nerdeyse yere decekti, bir kahkaha koyverdi.

    "Patakladlar be Kalina vanovi, iyi bildin, patakladlar! Hep o yosmann yznden ite, krolasca!"

    Baka sobalarn banda, snflarda ve evlerde de byle mini mini ykler anlatlmaktayd. Vernev'le Karabanov, Lidoka'nn odasn- daydlar kukusuz, nk Lidoka onlara ay yapmt, ayrca reel sunmaktayd. Ancak ay, Vernev'in Karabanov'a fkelenmesine engel deildir.

    "yi be, sabahtan akama dek dalga geiyorsun yalnzca. Ne zaman dnmeye balayacaksn, ha?" Vernev, her zamanki gibi kekeleyerek konumaktadr.

    "Ne yani, dnecek ne varm? Karn m var yani, ineklerin mi var, yoksa tepeleme dolu ambarlarn m? Ne var yani dnecek? Yaa gitsin, o kadar!

    Olum insan yaam zerine kafa yormaldr biraz, anladn m! Sen aptaln tekisin Kolka, tamam m, dpedz aptalsn sen! diye

    barr bu kez Karabanov. Sana gre, dnmek demek, bir koltua kurulup nne bakmak demek, deil mi? Ama kafatasnda bir beyni olan herkes, istese de, istemese de dnecektir naslsa. Ancak senin gibiler, dnmeye balamadan nce kendilerini hazrlamak, ayarlamak gereksinmesi duyarlar.

    Kolya'dan ne istiyorsun? diye araya girer bu kez Lidoka. Brak dnsn, madem ki yle istiyor... Dnmekten zarar gelmez ki? Belki o da bylelikle bir yere varacaktr.

  • 36 YAAM YOLU H

    Kim? Kolka m? Ha-hay! Kolka ne biliyor musun? Kk bir sa o! 'Hakikati aryor'. Hi byle bir aptal grdn m mrnde? Hakikati aryormu. izmeleri hakikatle parlatacakm, yle istiyor!"

    Semyon'la Kolka, sevgili dostlan Lidoka'nn evinden kmlardr. Semyon cierleri patlarcasna bararak trk sylemektedir, Kolka, kolunu sevgiyle Semyon'un beline dolam, onu dncesine inandrmaya abalamaktadr.

    "A-a-ama, madem ki d-d-d-devrim oldu, diye kekeler, "hibir yannn-l-l-l yapmamal."

    Benim kk evime de sk sk konuk gelirdi. imdi yal bir kadn olan annemi yanma almtm; yaam, artk saydam, dingin bulutlann yumuack bir duvak gibi rtt son gnlerine doru sessizce akp gidiyordu. ocuklar ona "Nine" derdi. te, u anda Mitka Jeveli'nin kardei urka Jeveli onu ziyaret etmekteydi. urka'nn burnu sipsivriydi. Toplulua geleli ok olmutu, ancak baz yrelerinin giderek sivrilmesine, keskinlemesine, her yannda bir knt belirmesine karn kavruk kalm, fazla gelimemi saylrd. Burnu uzun ve sivriydi rnein, ku- laklan sivri, enesi sivriydi, baklan da hayli keskin saylrd.

    urka, her an garip iler evirirdi. Bahenin uzak bir kesinde bir kulbecik yapm, iki tavan besliyordu, ateinin evinin bodrumunda bir kuzgun yavrusu vard. Genel toplantlarda, Genlik Kolu yeleri, bazen urka'y sular, son derece "zel" bir mlk saylmas gereken "iftlik"inden yaknr, bunun karaborsa vurgunculua yol aacan, iftiliin de bu amala kurulduunu ne srerlerdi. urka hemen hrslanr, kendini savunmaya kalkar, bu arada hi de elebice davranmazd.

    "Haydi, kn ortaya da bir ey sattm kantlayn bakalm! Hibir ey satarken grdnz m beni?

    Paray nerden buluyorsun peki? Ne paras? Dnk o ekerleri hangi parayla aldn? Ona da para m diyorsunuz? Nine bana on kopek verdiydi..."Genel toplantda kimse Nine'ye kar kmazd. Onun eteklerinde

    dolaan birka kk ocuk bulunurdu her an. Bazen, Gonarovka'dan

  • KLK ZMLEMES 37

    iMedii bir eyi alr, bir iini grrlerdi, ancak bunu yaparken, bana nstiamamaya zen gsterirlerdi. Bir iim olduunu, o sralar kesinlikle ere uramayacam rendikleri an ikier er eve koar, Ninenin masasna doluur, ay ier, ya da onun bana hazrlad ancak vaktim olmadndan elimi sremediim kompostoyu kaklarlard. Nine, yana uygun olarak unutkan bir ihtiyard, kk dostlarnn adlarn bile bilemezdi, ama urka onun gzdesiydi. nk urka eskilerdendi, ve nk ilerinde en cvl cvl, en konukan olan oydu.

    urka bugn, son derece zel ve nemli bir nedenle Nine'yi ziyarete gelmi bulunuyordu.

    'yi gnler! yi gnler urka! Nerelerdeydin btn gn? Hasta miydin

    yoksa?"urka, bir sandalyeye iliti, bir zamanlar beyaz olduu anlalan

    apkasnn siperini yeni pantolonunun dizine srtyordu. Sa ba darmadankt, bir berber aranan salar havalara kabarmt. urka, burnunu havaya kaldrm, alak tavana bakmaktayd.

    "Ben iyiyim. Ama tavanm hasta."Nine, yatan zerinde oturmu, eyalarnn byk bir ounluunu

    ieren tahta kutuyu kartrmaktayd, kuma paralan, iplik makaralan, bir ninenin hzinesini oluturan yn yumaklarn arasnda bir eyler anyordu herhalde.

    "Tavann hasta demek, vah zavall! Senin iin ok g olmal buna dayanmak, ha!

    urka ciddi ciddi, "Elden ne gelir," dedi. Ksk gzlerindeki endieyi gizlemek iin byk aba harcyordu.

    "Belki urasan, iyileir, bir eyler yapamaz msn? diye sordu Nine.

    yiletirecek eyim yok ki, diye fsldad urka. la m istiyorsun? Birazck akdan olsa, yanm bardakk... Baka bir ey istemez! ay ister misin, uka? diye sordu Nine. Bak, sobann zerindeki

    aydanl al, bardaklar burda. Bana da bir ay koy bakalm."urka apkasn yavaa sandalyenin zerine koydu, beceriksiz

    admlarla yrd, boyunu aan sobaya uzand; bu arada Nine, ayak

  • 38 YAAM YOLU D

    alarnda ykselerek, zar zor rafa yetiti, iine akdar koyduu pembe torbay indirdi.

    Kozir'in yerinde, yani teker iliinde toplaanlar hepsinden daha neeli ve daha grltl bir kme oluturmulard. Kozir burda alr, burda yatar kalkard. liin bir kesinde alak, elde yaplma bir soba vard, sobann zerinde de aydanlk. Bir baka kede zeri kck basma paralarndan yaplm bir yorganla rtl yata dururdu. Kozir yatan zerine otururdu, konuklarysa aa ktklerine, teker ynlarna ya da bir gerecin ucuna iliirlerdi. Kozir'i, yaam boyunca edindii ynlarla inantan koparmak iin ellerinden geleni yapard herkes.

    Kozir, bilgi bilgi glmserdi onlara."Yanlyorsunuz ocuklarm, yanlyorsunuz, Tanr bizi balasn!

    Efendimiz fkelenecek!"Ancak, daha Efendi fkesini estirmeden Kalina vanovi'in tepesi

    atard. Kapya yakn lo bir alandan birden kar, aydnlk bir yere yanap piposunu havada sallayarak barmaya balard:

    "Babanz yandaki adamdan ne istiyorsunuz bakaym? sa Peygamberden size neymi, renmek isterim dorusu! imdi size gnnz gsteririm de, yalnz sa Peygambere deil, Aziz Nikolas'a bile yakarmaya balarsnz!

    Tanr senden raz olsun Kalina vanovi, benim gibi bir ihtiyar koruduun iin sevaba giriyorsun bil ki!

    Byle durumlar olursa gel bana syle hemen! Sen bensiz bu serserilerle ba edemezsin, stelik, sa Peygamber de yardmna komaz yani!"

    ocuklar, Kalina vanoviten korkuyormu numaras yaparak tekercinin evinden kar, topluluun eitli kelerine dalrlard.

    yle, hangar gibi yatakhanelerden kurtulmutuk; ocuklarmz, alt ile sekiz kiilik kmeler halinde, kk odalarda yatp kalkyorlard. Bu yeni dzen, kmeler oluturmaya, birbiriyle anlaan ocuklarn bir araya gelmesine olanak salyordu. Bylece, kmelerin nitelik ve zellikleri daha gl, daha canl bir biimde ne kyor, onlarla almak ilgin hale gelmi oluyordu. On birinci mfreze de kuruldu

  • bu arada. Bu, kklerden oluan ve Georgiyevski'nin dinmek bilmeyen srarlarnn sonucu olarak ortaya kan bir kmeydi. Eskiden olduu gibi Georgiyevski bakyordu mfreze yelerine, onlar giydiren, ellerinin yzlerinin ykanmasn salayan, gerektiinde azarlayan, onlarla oynayan, zaman zaman bir ana gibi martan oydu. Onun bu tkenmez abas ve sabr, teki ocuktan artyor, kabuk tutmu yreklerinde, yenilmez meraklar uyandnyordu. Onun bu davran, bir rkutsk valisinin olu olmasndan kaynaklanan kt kanlarn ve izlenimlerin azalmasna da yardmc oluyordu.

    Topluluumuza yeni retmenler gelmiti. Gerek inam arama iini sabrla srdryordum; pek de zengin olmayan retmenler ordusunda oltama iyi eylerin geldii oluyordu naslsa. Pavel vanovi Jurbin'i retmenler Sendikasnn sebze bahesinde beki olarak alrken buldum rnein. yi eitim grm, incelikli, disiplinli, soukkanl, olgun bir genti. Gerek bir beyefendiydi. zellikle deerli bulduum bir nitelii vard: nsan ruhundan anlyor, insanlan seviyordu. nsan kiiliinin zelliklerini belirleyen etkenler, kiilikler arasndaki saysz ayrlklar, kahramanlklann gzellii, insanlann kklklerinin, aalklannn derinliklerinde yatan nedenler zerine, bir koleksiyoncuya zg zenli bir tutkuyla uzun uzun konuuyordu. Yeni birlikte yaama ve birlikte alma yasalan aray iinde insan kmelerini sabrla incelerken de bunlan uzun uzun dnrd. Ondaki bu yzeysel hevesten pek bir ey kmayacam, ama itenlikli oluu, sade katksz doas houma gidiyordu.

    Bir baka bulgum da, Zinovi vanovi Butsai adn tayordu. Yirmi yedi yalannda kadard, sanat okulunu daha yeni bitirmiti; bunu bize bir sanat nerdi. Hem okul, hem de tiyatromuzda alacak ve Genlik Kolunun eitli etkinliklerinde katks olacak bir sanatya gereksinmemiz vard.

    Zinovi vanovi, "an lleriyle" etkiledi bizi en ok. Tm zellikleri bu iki szcn yardmyla betimlenebilirdi ancak. An lde zayf, son derece esmerdi. Sesiyse, ylesine kalnd ki, karlkl konumak son derece gt, azndan mortesi sesler kanyordu sanki. Zinovi vanovi, aynca an lde sakin ve inanlmaz derecede umursamaz olmakla herkesten aynlyordu. Bize kasm sonlarnda geldi; yaammz ne gibi sanatsal yenilikler zenginletirecek diye merak ediyor,

    KLK ZMLEMES 39

  • aznn iine bakyorduk. Ancak Zinovi vanovi, eline daha kalemini almadan baka bir sanatsal ynn gsterdi bize.

    Geliinden birka gn sonra, ocuklar, her sabah odasndan rlplak ktn, omuzlarna ald ceketin iinde sallana sallana Ko- lomak'ta yzmeye gittiini sylediler. Kasm sonunda Kolomak donmaya balamt, az sonra da Topluluun kzak alan haline geldi. Zinovi vanovi, Otena'n yardmyla buzda bir delik a, korkun banyolarn her sabah srdrd. Bundan ksa bir sre sonra gs zan yarasyla, iki hafta kalkmamacasna yataa serildi. yileir iyilemez buzdaki delie kotu. Aralkta solunum yollan yarasndan yatt. Derslere giremedi, dzenimizi bozdu. Sonunda sabrm yitirdim, bu samala son vermesini rica ettim.

    Zinovi vanovi bouk sesiyle yantlad beni:"Canm ne vakit isterse o vakit yzerim! yasasnda byle" bir yasak

    yoktur. Aynca, hasta olmaya da hakkm vardr, dolaysyla kimse bana herhangi bir resmi sulamada bulunamaz.

    yi ama Zinovi vanovi, dostum, diye kar ktm ben de, resmi bir sulama yapmyorum ki. Neden kendine ikence ediyorsun? Bir insan olarak acyorum sana, o kadar.

    yleyse, size aklayaym, salm iyi deil, her rl hastalk, her trl bela var bu vcutta. Bu yzden kesin karar verdim, ya direncini artrr, onu adam ederim, ve bylece rahat bir yaam srerim, ya da can cehenneme! Hastaysa gebersin! Geen yl drt kez akcier zan yarasndan yattm, bu yl aralk ayndayz, daha bir kez yattm. Olsa olsa bir kez daha yatrr pis hastalk. Burda bir rmak var diye setim bu ii...

    Hemen Silantiyi arttm, onu payladm bu kez:"Bu ne samalk byle? Burda adam akln karm, sen kalkm

    ona buzda delik ayorsun!"Silanti, iki kolunu iki yana uzatt:"Kzma be Anton Semyonovi!" dedi yakarmal bir sesle.

    "Baedemedim ki, anlamyor musunuz! Bunun gibi biriyle daha nce de bam derde girdi. Adam br dnyaya gitmek istiyor, kararn vermiti. Dediini yapmadm, bam evirdim, baktm sulara dalm hayvan. Paralandm, hani nasl derler, onu en az yz kez kurtardm, canm kt. Ama ne oldu, geberesice, gitti, ast kendini. Asaca aklma gelmemiti. Tamam m yani! Gerisi bo! Onun iin, bu seferkine engel olmaya kalkacak deilim! Gerisi bo!"

    40 YAAM YOLU II

  • 42 YAAM YOLU H

    K. Varskaya, gzel, etli butlu, sarn, ufak tefek ve yerinde duramayan yaam dolu bir kzd; yzne yaylm olan tatl pembelik, ancak ve ancak suluboya resimlerde grlebilirdi. nce, hemen hemen yok saylabilecek denli renksiz kalarn kvr kvr atarak, dudaklarnda ikide bir beliren glmsemesini silmek, bu isteine kar koymak iin byk aba harcayarak beni olaan sorgulara ekti.

    "Eitbilimsel almalara ayrlm bir odanz var m? Hayr yok. Kiilik zmlemesini nasl yapyorsunuz yleyse?"Elimden geldiince ciddi bir tavrla, "ocuun kiiliini mi yani?

    diye sordum. Elbette. Sorulur mu! rencilerinizin kiiliini elbet. Neden inceleyecekmiiz peki? Ama baka trl alamazsnz ki? Bilmediiniz bir malzemeyle

    ne youracaksnz, nasl alacaksnz?"K. Varskaya cvl cvl bir kzd, bu szleri byk bir itenlikle,

    duygularn yznden okutmamaya aba harcamadan, ve her szcn banda dnp arkadana bakarak sylyordu. Esmer tenli, bilek kalnlnda upuzun iki rgs beline inen R. Lansdberg gzlerini yere indiriyor, doal hogrsn, sabrl bir hogryle bastrmaya alyordu.

    K. Varskaya, kararl bir ciddilik iinde, "rencilerinize hangi baat davranlar egemendir?" diye sordu.

    R. Landsberg, umursamaz bir tavrla, "Toplulukta kiilik zmlemesi yaplmadna gre baat davran ya da gdlerden konumann anlam yok, dedi.

    Yok, yanlyorsunuz, dedim ben de ciddi ciddi. Baat davran ve gdler konusunda bilgi verebilirim size. Burada size egemen olan baat gdler egemendir. rencilerimiz ayn gdlerin baatlnda ynlenmektedirler."

    K. Varskaya ters ters bakt, "Bizi tanmyorsunuz ki? dedi. Karmda oturmu konuuyorsunuz, deil mi? Eee, ne olmu? te, sizin cierinizi gryorum. Karmda camdan yaplm gibi

    duruyorsunuz, iinizde ne olup bittiini birer birer gryorum."

  • KLK ZMLEMES 41

    Zinovi vanovi, ta mays ayma dek buzdaki delikten girip yzd. ocuklar balangta bu irozun aklna gld ama giderde kararll karsnda sayg duymaya baladlar. Artk hastalanp yattnda ona sabrla bakyor, bir an nce iyiletirmeye abalyorlard.

    Neyse ki, Zinovi vanoviin organizmasn glendirme sreci iinde, ateinin doal insan ss snrlan iinde kald iki haftalk sreler oluyordu ve bu sreler iinde, gerek sanat doas kendini gsteriyordu. Onun denetiminde hzla bir sanat evresi olutu, evreyi oluturanlara da kk bir at odas verildi; kendileri buray derleyip dzenleyip bir sanat ilii haline getirdiler.

    tnsanlann birbirleriyle daha ok bir arada olduu, konuup sylemeye daha ok vakit ayrabildii k akamlan, Butsai'nin iliinde byk iler dner ve atnn duvarlan sanatlarn ve hayran izleyicilerin kahkahalanyla zangr zangr sallanrd.

    erde, birka kii dev bir kanonun zerine eilmi, byk bir gaz lambasnn altnda almaktadr... Zinovi vanovi, kmr karas kafasn, frann ucuyla kayarak, arap komasndan yeni kan bir kilise grevlisi gibi bouk bouk barr:

    "Fedorenkoya biraz kahverengi kat! Adam kyl, sizse onu tccar kansna benzettiniz, her yere de krmz katlmaz ki Vanya! Gerekse de gerekmese de basyorsun krmzy!

    Krmz suratl, illi yzl, bask burunlu olan Vanka Lapot, Zinovi vanovi'in yz hareketlerine yknerek ayn kaln, bouk sesle yant verir:

    "Kahverenginin hepsini Lei'ye harcadm.

    Benim alma odam da hayli kalabalk ve grltl olurdu akamlan. ki kz renci, Harkov'dan gelmi ellerindeki kd bana uzatmaktaydlar u anda. Ktta unlar yazlyd:

    "Harkov Eitbilim Enstits, yolda K. Varskaya ve Yolda R. Landsbergi, Maksim Gorki Topluluundaki eitbilimsel alma dizgesini tanmak ve incelemek amacyla okulunuza gndermitir."

    Gen eitmenler kuann bu temsilcilerini byk bir ilgiyle karlardm, ok garip bulurdum onlan. K. Varskaya da R. Landsberg de kskanlacak lde gentiler, olsa olsa, yirmi yalarnda var yoktular.

  • KLK ZMLEMES 43

    K. Varskaya kzard; tam o srada, Vernev, Zadorov ve daha birka kii odaya dald.

    "Girebilir miyiz? zel grmeniz varsa?.. Hayr, hayr, girin, dedim. Sizi tantraym, bunlar bizim ko

    nuklarmz, Harkov'dan gelmiler, kendileri renci. Konuk ha! Ne gzel! Adlarnz ne? Ksenia Romanovna Varskaya. Rakhil Semyonova Landsberg."Semyon Karabanov elinin ayasn yananda gezdirdi, byk bir

    telaa kaplm havalarnda, "Eyvah! diye haykrd. "Bunlarn hepsini syleyecek miyiz? Size yalnzca Oksana diyebiliriz rnein, deil mi?

    Pekl! dedi K. Varskaya. Size de Rakhil deriz, tamam m? Nasl isterseniz, diye fsldad R. Landsberg. Tamam yleyse! imdi size gzel bir akam yemei verebiliriz

    ite. renci misiniz. Evet. Batan syleseydiniz canm; hani, Vernev'le Zadorov'un deyiiyle

    kurtlar gibi ackm olmalsnz, ama gene de biz, kedi gibi diyelim, ha?

    Aslna bakarsanz, kammz zil alyor, diye gld Oksana. Elimizi yzmz ykayabileceimiz bir yer var m?

    Gelin! Sizi kzlara teslim edelim. Orda ne isterseniz yaparsnz."

    lk tanmamz byle oldu ite. Her akam bana geliyorlard, ama ancak bir iki dakikalna. Kiilik zmlemesi konusu bir daha hi almad; Oksana'nm da, Rakhil'in de vakti yoktu bunlar konumaya. ocuklar onlar usuz bucaksz, kylan olmayan bir okyanusa, Topluluk ilerinin, elence ve sorunlann ortasna atm, saysz temel sorunu nlerine sermilerdi. Yaayan bir canlnn, toplu yaantda arada bir ortaya kan girdaplara, akntlara kendini kaptrmamas olanakszd; banz evirip bakmaya frsat kalmadan biri boulup gidiveriyordu. Bazen, aknt benim odama da birini getiriyor, kyya vurur gibi oraca atyordu.

    Bir akam, ok ilgin bir kme, Oksana, Rakhil, Silanti ve Bratenko'yu getirdi aknt.

  • 44 YAAM YOLU H

    Oksana, Silanti'nin kolundan tutmu bir yandan glyor, bir yandan da baryordu:

    "Haydi, gel canm, neden direniyorsun?"Silanti gerekten direniyordu."Bu adam Toplulukta ahlk bozuyor da haberiniz yok, dedi Ok

    sana. Ne oldu Silanti?" diye sordum.Silanti, kolunu hrsla ekti, kzn elinden kurtard, kabak kafasn

    eliyle svazlad."Bakn nasl oldu, tamam m," dedi, "Bir kzak vard, bahede

    brakmlard. Semyonla bunlar, kzak kaymay kafalarna koymular, tamam m. Anton... te kendisi burda, anlatsn!

    Kzak kayacaz diye tutturdular, asldlar da asldlar! diye balad Anton. Eh, Semyon'a kolon kay takl bir kzak verdim, gitti ocuk. Ama bu ikisi sz dinlemiyordu, kza ekeleyip duruyorlar, brakmyorlar. Ben ne yapaym? Kolon kay vursam alyor bu. Sonra Silanti dedi ki...

    Hah!" diye haykrd Oksana fkeli fke. "Kendi sylesin bakalm imdi ne demi! Haydi syle!

    Bunda ne var yani? dedi Silanti. Doruyu syledim, yalan deil ki, ne var! 'Evlenmek istiyorsun da ondan kzaklar paralamak istiyorsun,' dedim. te bu kadar, gerisi bo.

    Bu kadar deil! Bu kadar deil! Baka ne dedim ki? Anton'a dedi ki: 'Oksanay kzaa ko, seni drtnala Gonar-

    ovka'ya gtrsn, o vakit hemencecik sakinleir dedi. Demedin mi? Dedim, gene de sylerim. Gl kuvvetli kzlar, ileri gleri yok,

    bizim atlar karaborsa, ne olur yani! Gerisi bo! Ahh! diye haykrd Oskana. ekil urdan! Defol! Haydi, ileri,

    mar!"Silanti bir kahkaha koyverdi ve Anton'la birlikte odamdan kat.

    Oksana kendini srann zerine att. Rakhil bir sredir ayn srann zerinde uyuklamaktayd.

    "Silantinin ilgin bir kiilii var, dedim. nceleseniz iyi olur."

  • KLK ZMLEMES 45

    Oksana koarak kmaya davrand, ama kapda durdu, glerde yle dedi:

    "Cierinin iini gryorum. Camdan yaplm o, saydam!Bir kou kopard, ama fazla ileri gidemedi, bir kme ocua rastlad,

    orada kald. m n ten sesi bir an iin duyuldu, sonra kulama hi yabanc olmayan neeli uultular arasnda yitti.

    "Haydi git yat, Rakhil dedim. Ne? Uykum yok ki? Sizin uykunuz mu geldi? Ben yatyorum. Pekl yleyse... Tabii, yataym artk...Sol gzn bir ocuk gibi yumruuyla ovalayarak elimi skt ve bir

    kr gibi odamdan kt; omuzu kapya arpt.

    TYATROMUZ

    Bu yukardaki blmde anlattklarm, k akamlan yaptmz ilerin yalnzca kk bir blmn oluturmaktayd. imdi geriye bakyorum da, itiraf etmekten belki de biraz utanyorum, ama gerek u ki, bo vaktimizin hemen hemen tm tiyatroya ayrlmt.

    Yeni Toplulukta gerek bir tiyatro binas ele geirdik. Deirmen ambarnn tmyle bizim olduunu rendiimiz an duyduumuz byk sevinci, o gn ve daha gnlerce nasl kendimizden getiimizi betimlemek ok g olacaktr.

    Tiyatromuzda tam alt yz izleyiciyi oturtacak yer vard; yani birka kyn tiyatro-severini bir anda arlayacak denli geniti yerimiz. Sanat evresini oluturanlarn nemi byk lde artm, buna kout olarak tiyatroya kar duyulan talep de hayli bymt.

    Tiyatroda baz eksiklikler vard geri, ne yalan sylemeli. Kalina vanovi, bu eksiklikleri yle byk gryordu ki, tiyatroyu bir araba korunana evirmeyi nerdi.

    "Buraya bir araba koysan, souktan yaknmaz, diyordu, dolaysyla soba kurmak durumunda kalmazsn. Ama izleyiciler iin soba gerek.

    yi yleyse, soba kurarz biz de. Sana avucunu uzatan dilencinin elini skmak gibi bir ey bu.

  • 46 YAAM YOLU D

    Grmyor musun, burann tavan yok, dpedz sala rtmler aty. Sobay yaktnda, yukardaki melekleri stm olacaksn, izleyicileri deil. Hem zaten ne soba kuracaksn ki? Buraya demir soba gerek, kim koydurur sana demir-sobay? Ha buraya yle bir soba kurmusun, ha yangn karmsn. Birinci perdeyi amadan itfaiyeyi arman gerekecek."

    Ancak biz Kalina vanovile aym grte deildik. Hem, Silanti'nin dile getirdii gr de yabana atlamazd!

    "Bak nasl, anlataym, tamam m," diyordu Silanti. "Tiyatroya giri bedava olacak, dolaysyla yangn bamza i amaz, kimse bizi dava edemez nk, tamam m?"

    Dkme demirden yaplma birka soba kurduk, bunlar yalnzca oyun oynanrken yakyorduk. Sobalar, tiyatromuzun tm havasn bir saat bile stmyorlard, nk verdikleri s dmdz havaya ykseliyor, at yerine geen ince satan kap gidiyordu. yle ki, sobalarn hepsi de kor krmzs olmasna karn izleyiciler paltolaryla oturmay yeliyor, sobaya yakn olan yanlarn yakmamaya bakyorlard.

    Tiyatromuzda yalnz bir kez yangn kt, o da bir sobadan deil sahnede dp knlan lambadan yaylan alevlerin neden olduu bir yangnd. Ortalk kant elbet, ama ok ilgin bir kanklkt bu; izleyiciler yerli yerinde otururuyor, ocuklar sevin iinde evet, dpedz sevin iinde sahneye doluuyordu. Karabanov'sa banp duruyordu:

    "Ulan aptallar! mrnzde yangn grmediniz mi hi?"Gerek bir sahne yapmtk; geni, yksek bir sahne, bika karmak

    girili kulisimiz, suflr deliimiz be vard! Sahnenin arkasnda byke bir alan kalmt; ne var ki, buradan yararlanamyorduk. Aktrlerin souktan donmamas iin yeterli bir s salayabilmek umuduyla bu geni alanda kk bir oda oluturduk, uydurma bir soba koyduk; giyinme, soyunma ve boyanma ileri burada yaplyordu, herkes srasna gre bu lk alana girip kyor, bu arada iki ayn cinsin ayn anda ierde olmamas kuralna uymann da bir yolu bulunuyordu. Sahnenin arkasndaki o geni alan ve de sahne, dars kadar souktu. zleme salonunda birka dzine sra vard. Bunlar uzun kerestelerden yaplmt ve saysz koltuk yerine geiyordu; ite, ekilmeye ve biilmeye hazr ve de bizim evrede ei benzeri hi grlmemi, esiz bir kltr tarlas.

  • TYATROMUZ 47

    Yeni Toplulukta tiyatro etkinliklerimiz byk bir hzla geliti. k boyunca bu gelime hz asla yavalamad, bir an bile durmad ve yaylma alan daralmak bir yana, yle geni boyutlara vard ki, u anda yazdklarma ben bile inanamyorum.

    K boyunca aa yukan krk oyun sahneye koyuyorduk; ancak klplerde rastlanan o olaan hafif elentiler sunma yoluna hibir zaman gitmiyor, drt be perdelik, ciddi ve genellikle bakentteki tiyatrolarda oynatlm uzun oyunlar seiyorduk. Bu esiz bir yreklilik rnei saylabilir, kendimize yeterinden ok gvendiimiz sylenebilir, ama uyduruk oyunlar sahnelediimiz, iin kolayna katmz sylenemez.

    nc oyunumuzdan sonra tiyatromuzun n Gonarovka snrlarnn ok telerine yayld. Pirogovka kynden, Grabilovka, Babievka, Gontsi, Vatsi, Storojevoye kylerinden, Volovi, umatski, Ozerski iftliklerinden, kasaba dndaki yerleim yerlerinden, istasyonda ve demiryolu iliklerinde alan iilerden oyunlarmz izlemeye gelenler oluyordu. Ksa bir sre sonra, kasaballar da gelmeye balad retmenler, Halk Eitim Bakanlndaki grevliler, ordu grevlileri, Sovyet'lerde alanlar, kooperatiflerde alanlar, levazmclar, genler, bizim kzlarn ve olanlarn arkadalar, onlarn arkadalarnn arkadatan tiyaromuzu doldurmaktayd. Birinci tiyatro mevsimimizin sonuna geldiimizde nmz iyice yaylm bulunuyordu. Cumartesi gnleri, daha le saatinde kalabalklamaya balard Topluluk. Uzaklardan gelen izleyiciler erkenci olurdu. Yakalar krkl, scack paltolara brnm burma bykl adamlar, atlarnn koumlarn zer, hay vanlann zerine uvallan, at battaniyelerini rter, sonra da ellerine kovalann alp tulumbann banda toplarlard. Karlan tiyatro kapsnda zp zp zplayarak yolda donmu olan ayaklarn stmaya abaladktan sonra, kemiklerini de stmak ve yeni kurulmu ar- kadalklan tazelemek zere, yksek demir topuklu izmeleriyle seke seke kzlarmzn odalarna koarlard. ou, kzaklarm rten hasnn altndan torbalar, knlar karrd. Bu ky-an tiyatro gezisi iin gerekli azkla doluydu bunlar: rekler, pastalar, tereyal ekmek dilimleri, sucuk, sosis... Bu azklarn byk bir blm Topluluk yelerine sunulmak zere hazrlanm olurdu; zaman zaman birer leni andran armaan sofralar bile kuruluyordu. Ancak bunlar uzun mrl olmad,

  • 48 YAAM YOLU n

    nk Genlik Kolumuz, tiyatro izleyicilerinden hibir biimde armaan alnmamas kuraln koydu.

    Cumartesi gnleri, tiyatrodaki sobalar, izleyicilerin snabilmesi iin saat ikide yaklrd. Ancak, bizimle olan tanklklar arttka Topluluun daha baka binalarna girme eilimleri artyordu. Yemek salonunda bile, o gnk nbeti rencinin masaya buyur etmek durumunda kald birka ayrcalkl konuk grlebiliyordu.

    Oyunlar, Toplulua epey paraya patlyordu. Krk, elli ruble giysi, peruk ve dier donanma gidiyordu yalnzca. Baka harcamalar da kyor, her ay en azndan iki yz ruble gidiyordu. Bu byk bir parayd ama, yiitliimize leke srmyor, izleyicilerimizden, giri bedeli olarak tek bir kopek bile istemiyorduk. Herkesten ok genlere nem veriyor, daha ok onlar iin oynuyorduk; kyl genlerin, hele kzlarn krk parasnn bile bulunmadm iyi biliyorduk. Balangta tiyatroya girmek iin bilet falan gerekmedi. Ama ksa bir sre sonra, tiyatromuza bizim barakann alamayaca kadar ok kii gelmeye balad, bir bilet dizgesi oluturmak durumunda kaldk. Biletleri, Genlik Kollarna, ky Sov- yetlerine ve kylerdeki belirli kiilere datyorduk.

    Kyl halkn, tiyatroya byk bir ilgi gsterdiini hayretle grdk. Bilet datm konusunda, kyler arasnda yanl anlamalar oluyor, bunlar zaman zaman kavgalara bile yol ayordu. Bilet almaya gelen temsilciler, ii, bize bamp armaya dek vardryorlard:

    "Yarna neden yalnzca otuz bilet veriyorsunuz?"Gie mdrmz olan Jorka Volkov, ban olmaz anlamnda iki

    yana sallayarak, adamn gznn iine baka baka yle yantlard onu:

    "Size otuz bilet bile ok. okmu! Burda bir brokrat gibi kurulmu oturuyorsun, bu bi

    letlerin bize yetip yetmediini nerden bileceksin sen? Biz burda kurulup oturuyoruz ve papaz kzlarnn bizim biletlerle

    bu tiyatroya girdiini izliyoruz! Papaz kzlar m! Ne demek istiyorsun sen? Papaz kzlan demek iyorum. Kzl sal kzlar.Ky papaznn kzlarndan sz edildiini anlayan temsilci bu kez

    yumuar ama tkrdn yalamamaya bakar.

  • TYATROMUZ 49

    "Eee, ne olmu yani, papazn iki kz gelmi. Ama bizim yirmi bileti niye kesiyorsunuz? Elli bilet veriyordunuz, otuza indirdiniz.

    Size olan gvenimizi yitildik de ondan," diye yantlard onu Jorka sver gibi. "ki papaz kz, ka papaz kars, ka bakkal kars daha geliyor Tann bilir, pisliin ve kokumuluun sizin aranzda nerelere dek vardn anlamak bizim iimiz deil.

    Peki hangi orospu ocuu bizi ele verdi, syler misiniz? Orospu ocuklarnn listesini yapmak da bizim iimiz deil. Otuz

    bilet yeter, size, haydi.Temsilci, tabanlar yalad gibi, yeni ortaya kan dmann

    bulmak ve ona gnn gstermek zere kyne koard. Ancak, daha o gitmeden ikinci kavgacyla uramaya balard bizimkiler.

    "Bu da ne demde oluyor, Yolda? Genlik Kolumuzda elli ye var, sizse on be bilet gndermisiniz!

    Alt-K zel mfrezesinin verdii bilgiye gre, geen oyunumuza on be ayk Genlik Kolu yesi gelmi, bunlardan drd de yal kadnlarm. Gerisi zil zurna sarho.

    Byle bir ey olamaz! Sarho olduklarm syleyen hat etmi! Bizim yelerimiz votka fabrikasnda iidirler, dolayasyla, iki kokarlar...

    Biz iyice baktk, soluklan kokuyordu, suu bouna votka fabrikasnn zerine yklemeyin.

    Hepsini nce sana getireyim, kendi gzlerinle gr, imdi de kokuyorlar, her an iki kokuyorlar. Bahane anyorsanz o baka elbet! Bu yaptnz hangi ahlka sar, sorarm?

    Haydi, haydi! Biz, almaktan iki kokanla, sarholuktan iki kokan arasndaki ayrm biliriz bakalm.

    Hi olmazsa be bilet daha verin, utann be, utann! Kasabadaki kzlara bilet datyorsunuz, dostlarnza datyorsunuz, bizim Genlik Koluna da tencere dibini kazmak dyor."

    Tiyatronun, yalnzca kendi bo vaktimizi deerlendirmek iin gerekli bir elence ya da oyalanma arac deil, kanlmaz bir toplumsal ykmllk olduunu anladk birden. Bu grevi kmsemek ya da brakmak olanakszd.

    Genlik Kolumuz, bu konuyu derinlemesine tartt. Bylesine byk bir yk yalnzca tiyatrocularmzn omuzuna ykmak doru olmazd.

  • 50 YAAM YOLU D

    Oyunsuz geen tek bir cumartesi olmuyordu, ve her hafta yeni bir oyun sahneliyorduk. Bir oyunu iki kez oynamak, saygnlmz azaltacak, her cumartesi gn konuumuz olan yakn komularmzn bir gecesinin boa gitmesine yol aacakt. Tiyatro oyuncularndan da eitli yaknmalar duyulmaya baland.

    Karabanov bile yorulduunu sylyordu."Ne yani, st beygiri miyim ben? Geen hafta byk bir rahibi,

    bu hafta generali oynadk! imdi de kalkm gerilla savas olmam istiyorsunuz. Ben insan deil miyim? demirden yapldm m sanyorsunuz yani? H a- gece ikilere dek prova... Cumartesi gnleri masalar ta, sahneyi hazrla!..."

    Yumruklarm masaya koymu, arln kollarna vermi duran Koval, ona yle bard:

    "stersen bir armut aacnn altna yumuak bir kanepe ekelim de uzan biraz dinlen ha? Bu ii yapmak zorundayz!

    yaplacaksa, yle bir dzen kurun ki herkes alsn! Tamam, alsn. rgtleyin yleyse! Komutanlar Kurulu toplansn!Komutanlar Kurulunda u karar alnd: Tiyatro oyuncular diye bir

    ey yok, herkes oyunlarda rol alacak, hk mk etmek yok!Kurul toplantlarnda, yazl karar karmak ocuklarn houna

    giderdi. Bu konuyla ilgili karan yle ifade ettiler:

    Madde 5:Komutanlar Kurulunun ald karar uyarnca tiyatro oyuncular iin

    gerekli almalar, Topluluun tm yelerini balayc bir grev olarak kabul edilmitir, dolaysyla Grlmedikler Kabilesinin Servenleri adl oyunun sahnelenmesiyle ilgili almalar yrtmek zere zel mfrezeler oluturulmutur.

    Ayn karar, sz konusu olan sanat deil, tiyatro deil de, pancar tarlasndaki otlarn temizlenmesi, ya da patates toplanmasym gibi, uzunca bir zel mfrezeler listesini ieriyordu. Gzel sanatlara gsterilen bu saygszlk, tiyatro evresi denilen eyi bir anda silip, belli bir oyunu sahnelemek zere Vernev komutanlnda yirmi sekiz kiiden oluan 6-A mfrezesinin kurulmasyla balyordu.

  • TYATROMUZ 51

    zel mfreze demek, ii zorunlu olarak yapmak, herhangi bir gecikme, ve kaytarmada bulunmamak, kurallara uyulmamas halinde akam raporunda yer almak, komutann buyruuna ne olursa olsun her zamanki gibi asker selm ile ve "Tamam" diye karlk vermek demekti. En kk bir savsama, grevi bolama halinde, Topluluk disiplinini bozma suuyla Komutanlar Kurulu ya da Genel Kurul karsna karlmay, bunun sonucu olarak da, en azndan "benimle bir konumak", dinlenme saatlerinde fazladan almak ya da bir pazar gnn yatakhanede geirmek cezalarna arptrlmay gerektirirdi.

    Bu gerek bir reformdu. Tiyatro evresi dediimiz ey, ne de olsa bir gnlller rgtyd; byle durumlarda yeler, an bir demokratlk gsterme eilimindedirler; kararsz, dalgalanmalara elverili bir ortamdr bu. Dahas, bir tiyatro evresi, birbirine uymayan bireysel istek, beeni ve savlarn arpt bir sava alandr. Bu durum, zellikle oyunlarn seilmesinde ve rollerin datlmasnda belirgin bir biimde ortaya kard. Bizim tiyatro evremizde de, bir kiilik esi kendini gstermeye, varln duyurmaya balamt. Ama Genlik Kolunun ve Komutanlar Kurulunun bir karan, Toplulukta tartma gtrmez, zmlenmi bir ey olarak kabul edilir, kararn yerinde olup olmadm dnmek kimsenin aklndan gemezdi. Komutanlar Kurulunun be numaral karanyla Topluluktaki tiyatro almalar, toprak ilemek, yaplan onarmak, yatakhanelerde, iliklerde temizlik ve dzeni koruma ileriyle ayn teraziye konulmu oluyordu. Bir oyunun sahnelenmesiyli ilgili olarak, u ya da bu kiinin hangi ii yapt, Topluluun karlan asndan, o iin bir btn olarak gerekletirilmesi asndan nem tamyordu; kimin ne ii yapt deil, sonu nemliydi; dolaysyla herkes kendisine verilen grevi yapmakla ykmlyd.

    Kural olarak, pazar gnleri toplanan Komutanlar Kurulunda, bir sonraki cumartesi gn oynanacak oyunu ve rollerin kimlere datldm aklardm. Bu oyuncular hemen 6-A zel Mfrezesini oluturur, balanna aralarndan bir komutan atanrd. Geri kalan ocuklar, eitli tiyatro zel mfrezelerini olutururdu. Hepsinin de numaras altyd ve ileri belli bir oyunun son perdesinin inmesine, izleyicilerin de uurlanmasna dek srerdi. u zel mfrezeler oluturulmutu;

  • 52 YAAM YOLU

    Alt-A AktrlerAlt- zleyicilerAlt-G GiysilerAlt-I IstmaAlt-D DekorAlt-Ak AksesuarlarAlt-