ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · ben, manevi miras olarak...

33
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur. Mustafa Kemal Atatürk

Upload: others

Post on 19-Sep-2019

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.

Mustafa Kemal Atatürk

Page 2: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim

manevi mirasım, ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülat

önünde, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle dönüyor, milletlerin,

cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telakkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler

getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini

inkar etmek olur.

Mustafa Kemal Atatürk

2013 yılınındünyaya ve ülkemize barıș, huzur

ve refah getirmesini dileriz.

Page 3: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

Türk Eğitim Vakfı, Türk Gençliğini bilgiüreten ve kullanan bir konuma getirmek

için 46 yıldır inançla çalışıyor.

Umut olmak, ışık olmak, eğitim olmak,Mutluluk olmak, sonsuzluk olmak...

TEV ailesinin sevgili üyeleri,

Yeni yılınız kutlu olsun, mutlu olsun, gönlünüzce güzel olsun!Yeni yılı karşılarken geçmişle gelecek arasındaki en yoğun duyguları yaşarız. Nasıl bir yıl geçir-

dik, hangi güzellikleri yaşadık, neler planladık, neler yaptık? Neler yapmak istiyoruz, en verimli ve en mutlu şekilde nasıl yapabiliriz?

46 yıllık güçlü kökleri olan ama bir o kadar da coşkuyla yeşermek için çalışan Vakfımızda duy-gularımız tıpatıp aynı...

Gurur duyacağımız bir yılı geride bıraktık. Son sayımızdan beri hep beraber 29 Ekim’i büyük bir sıcaklıkla ve keyifle kutladık. Van’da TEV İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulumuzun açılışını yaptık. Safiye Ayla-Zeki Müren Ses Yarışması’yla genç sesleri tanıdık ve müzikle dolu bir akşam geçirdik. Yıl sonu yemeklerimizde buluştuk, şubelerimizde ve TEVİTÖL’de çeşitli organizasyonlar gerçekleştirdik, Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi Spor Salonu Açılışı’nda hazır bulunduk ve en son olarak Üstün Başarı Bursiyerleri Tanıtımı organizasyonunu sizlerin de katılımıyla gerçek-leştirdik. Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti Toplantılarımızda beraberce gelecek hayalleri kurup onları gerçeğe dönüştürecek planlar yaptık.

2013’ün operasyonel temasını, “TEV’de çalışmayı ve TEV ile çalışmayı kolaylaştırmak” olarak belirledik ve yeni sistem projemiz için çalışmaları başlattık. Kapsamlı proje planının ana başlıkla-rını Kurumsal Kaynak Planlama Sistemi kurulumu, çağrı merkezinin kurulması, dijital arşive ge-çiş, web uygulamalarının iyileştirilmesi ve sosyal medyanın efektif kullanımı olarak özetleyebiliriz.

Stratejik planlarımız doğrultusunda ilerlemek için 2013 çok önemli ve belirleyici bir yıl olacak. Her birimimiz yeşerip, gelişmemizi sağlayacak önemli projeleri hayata geçirecek. Bunlardan bir kaçını sizlerle paylaşayım: Gönüllülük sisteminin uygulanma projesi, varlık verim artışı odaklı portföy yönetimine geçiş, organizasyonel verimlilik ve standardizasyon projesi, eğitim bölümü burs/bursiyer konumlandırma ve ürün belirleme projeleri, mezunlar ağının oluşturulması... Za-man içinde bu projelerimizdeki gelişmeleri ve yeni projelerimizi sizlerle paylaşacak, uzun vadeli stratejilerimizi oluştururken fikirlerinize başvuracağız.

Yapacak çok işimiz var. Ancak genel kanının aksine kar amaçlı bir kuruluştakinden de daha odaklanmış olarak, yüksek enerjimizle daha verimli ilerleyeceğimize inanıyorum. Sevgiyle baş-layıp gönülden hep beraber büyük birliktelikle çalışarak sevgiyle bitireceğiz. Umut olmak, ışık olmak, eğitim olmak için... Daha büyük mutluluklara, daha geniş sonsuzluklara vesile olabilmek için...

Bu yaratıcı süreçte çalışma arkadaşlarıma başarılar diliyor, sizlere yüce desteğiniz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Saygı ve sevgilerimle,

Yıldız GünayGenel Müdür

Page 4: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

dergidergi Şub

at 2

01

3 S

ayı:

17

1967

Türkiye’nin Eğitim Vakfı

TÜRK EĞİTİM VAKFI

İmtiyaz SahibiTürk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi İktisadi

İşletmesi adına Ömer M. Koç

Mualim Köy Mevkii P.K.125 41490 Gebze-Kocaeli

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüEda Noyan

Büyükdere Cd. Kocabaş İşhanı No: 111Kat: 6-7-8 34349 Gayrettepe / İstanbul

Yayın KuruluAli İhsan Yalçın, Bahattin Öztuncay,

Güsel Bilal, Eda Noyan, Günseli Özen Ocakoğlu

Danışma KuruluDavut Ökütçü, Ali İhsan Yalçın,

Abbas Güçlü, Prof. Dr. M. Şükrü Tekbaş, Bahattin Öztuncay

Yazı İşleriŞengül Küpücü (TEV), Serpil Kaya

FotoğrafSavaş Batmaz

Görsel TasarımMurat Helvacı

ReklamGülşah Marhan

Yayın TürüYaygın Süreli Yayın

Yapım:Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti.

Prof. N. Mazhar Ökten Sok. No:1Rota Binası 34360 Şişli-İstanbul

Tel: 0 212 224 01 44 Faks: 0 212 233 72 43www.rotaline.com

Baskı TarihiOcak 2013

Baskı ve CiltTor Ofset San. Tic. Ltd. Şti.

Hadımköy Yolu Akçaburgaz Mahallesi 4. Bölge 9 Cadde 116. Sokak No: 2 Esenyurt/İstanbul

Tel : 0 212 886 34 74 (Pbx) Fax: 0 212 886 34 80 E-Posta : [email protected]

Yönetim YeriTürk Eğitim Vakfı (TEV)

Büyükdere Cad. Kocabaş İş Hanı No:111 K:6-7-8 34349 Gayrettepe / İstanbul

Tel: 0212 318 68 00TEV dergi

içindekiler

Ocak 2013

TEV’den haberler

TEV dostları yıl sonu yemeğinde buluştu

İfakat Hemşire’nin okul hayali gerçek oldu

Emekli Vali Hüseyin Öğütcen’in ardından

Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri belli oldu

TEV çalışanlarının yeni yıl coşkusu

TEV yeni yıl kartları alarak öğrencilere destek oldular

TEV Ankara Şube Cumhuriyetimizin 89, yılını coşkuyla kutladı

Ankara’da yıl sonu bağışçı yemeği düzenlendi

Bayramda TEV bağışçıları ziyaret edildi

Gönüllü hanımlardan gönüllülük eğitimi

TEV Ankara Şubesi kitap fuarında stant açtı

Türk Eğitim Vakfı bu yıl Üstün Başarı Bursu almaya hak kazanan

geleceğin lideri 70 genci tanıttı

Orhan Çetin adını taşıyan Edirne TEV Anadolu Öğretmen Lisesi’nde

öğrencilerle buluştu

“TEV en çok güvendiğim kurumların başında geliyor”

Bayer Türk çalışanları TEV’li bursiyerlere destek oluyor

TEVİTÖL’den haberler

TEVİTÖL’ün başarı öyküsü devam ediyor

8

10

13

14

16

17

18

19

20

21

23

24

28

34

35

40

“Benim bu topraklara vefa borcum var” Çocuklar güvenilmez midir?

Orhan Çetin, 70 yaşında eğitim gönüllüsü bir bağışçı. 45 yıllık birikimini okul yaparak bağışlayan, bununla kalmayıp bir de okula kapalı spor salonu kazandıran, öğrencilerin Orhan Amcası o. ‘Buranın çocuğu olduğum için çok ilgi görüyorum’ diyen Çetin, Uzunköprü’ye vefa borcu olduğunu ve bunu da okul yaptırarak ödemek istediğini söylüyor.

2008 yılında devlet okullarında bir araştırma yaptık. Etkili öğretmenler ile etkisiz öğretmenler arasındaki farka baktık. Aralarında çok önemli bir fark bulduk. Daha doğrusu gizli bir bakış açısı. Bu fark tüm öğretmenliklerini etkiliyordu. Aynı yapıyı ailelerde de gözlemledik. Neydi bu fark?

48< < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < <

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

Üç imparatorluğun izlerini taşıyan kent; Edirne “TEV bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kuruyor”

Edirne denilince akla ilk Mimar Sinan’ın 80 yaşındayken yaptırdığı ve ustalık eserim dediği Selimiye Camii gelir. Osmanlı İmparatorluğuna da başkentlik yapan Edirne, bugün üç imparatorluğun izlerini taşıyan tarih mirasına da sahip. Edirne’de ister deniz tatili ister kültürel ister doğa tatili yapabilirsiniz.

TEV’in yaşamına dokunduğu öğrencilerden biri de Ahmet Akın. TEV bursu ile University of Rochester Simon School’da MBA yapan Ahmet Akın şimdi Leo Burnet Worldwide reklam ajansını CEO’su. Aynı zamanda Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Akın, TEV’in bir aile gibi ömür boyu süren bir bağ kurduğunu söylüyor.

50“Dünyamız devasa bir çöplüğe dönüşüyor”

Vakıf, desteklerini esirgemeyen bağışçıların istek ve ihtiyaçlarının sağlanması konusunda önemli sorumluluklar üstleniyor. TEV Bağışçılarla İlişkiler Departmanı acil durumlarda, her türlü ihtiyaçta gece-gündüz hatta hafta sonları bağışçıların yanında olarak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölüm Başkanlığı görevini yürüten, Prof. Dr. Barbaros Çetin, 1997 yılında Türk Eğitim Vakfı (TEV) 30. kuruluş yıldönümü “En Başarılı Yurtdışı Bursiyeri” ödülünü de aldı. Pek çok başarıya imza atan Çetin, ekoloji ve ekonomi arasında yanlış seçim yapıldığını ve ekonomik çıkarlar uğruna ekolojinin göz ardı edildiğini vurgulayarak, yaşamın devam edebilmesi için gereken doğal kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.

44

52

< < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < < <31

36Vakfımız için her multu bağışçı yenibağışçılar demektir

Page 5: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler9

TEV’den haberler8

TEV dostları yıl sonu yemeğinde buluştu

Her yılın sonunda gerçekleştirilen geleneksel TEV yıl sonu yemeğinde TEV dostları yine bir araya geldi. Ayrıca yemekte TEV’e katkılarını ve desteklerini esirgemeyen kişi ve

kurumlara, teşekkür plaketi sunuldu.

T ürk Eğitim Vakfının her yılın sonunda düzenlediği geleneksel yıl sonu yeme-ği, 20 Aralık 2012 tarihinde Kuruçeşme

Divan’da gerçekleştirildi. Yemeğe, TEV Mütevelli Heyeti Yönetim Kurulu ile birlikte TEV bağışçıları, bursiyerler ve TEV dostları katıldılar.

Mütevelli Heyet Başkanı Rona Yırcalı ve Yönetim Ku-rulu Başkanı Ömer M. Koç’un konuşmalarıyla başlayan gecede, TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, TEV’in 2013 yılı stratejileri ve gelecek hedeflerini anlattı. Gecede ayrıca 2012 yılında TEV’e katkıda bulunan kişi ve kurumlara teşekkür plaketi sunuldu. Egon Zehnder International, Boston Consulting Group, Bayer Türk Çalışanları Sos-yal Yardım Grubu, Ford Otosan, STFA Grup yetkilileri ve Cemil Demirbakan’a plaketleri takdim edildi. Daha sonra Cemil Demirbakan ve ekibi sahne aldı. Birlikte söylenen nostaljik şarkılar geceye ayrı bir renk kattı.

Egon Zehnder International Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Güçlü Onur ve TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç

TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal, Bağışçı İfakat Yavuz ve TEV Mütevelli Heyet Başkanı Rona Yırcalı

Ford Otosan Satınalma Genel Müdür YardımcısıCengiz Kabatepe ve Rona Yırcalı

TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, Cemil Demirbakan veKübra Avtepe

Page 6: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler10

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler11

T ürk Eğitim Vakfı, 45 yıldır eğitim için sürdürdü-ğü kesintisiz çalışmalarına, bir yıl önce yaşanan deprem felaketi ile sarsılan Van’ın yaralarını

sarmak için yaptığı yeni ve çok anlamlı bir proje ile devam ediyor. 45 yıllık meslek hayatı boyunca biriktirdiği 1 milyon TL’yi TEV’e ba-ğışlayan emekli Hemşire İfakat Yavuz’un okul arzusu, depremle yıkılan Vanlı çocuklar için yeni bir eğitim yuvasına dönüştü. TEV, Van’da İfakat Yavuz adına 21 derslikli bir ilk ve orta öğretim okulu inşa etti. TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu’nun zili bu kez İfakat Hemşire ve çocukları birbirine kavuşturdu.

Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da meydana gelen iki deprem felake-tinin ardından TEV, burs programı başlatarak depremzede gençlerin eğitimini kesintisiz sürdürmelerini sağladı. Daha sonra Türkiye Kum-barası Projesi ile evsiz kalan öğ-retmenlere ev, öğrenci yurdu ve yeni öğrenci bursları için büyük bir projeye imza atan TEV, çok özel bir projeyi hayata geçirdi. Emekli Hem-şire İfakat Yavuz’un okul yaptırmak üzere TEV’e emanet ettiği tüm biri-kimi olan 1 milyon TL ile Van’da 21 Derslikli TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu yapıldı.

TEV İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu resmi açılışı, 22 Kasım 2012 tarihinde Van Valisi Münir Karaloğ-lu, TEV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş, TEV Ge-nel Müdürü Yıldız Günay ve TEV Ge-nel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal ile İfakat Hemşire, öğrenciler ve öğret-menlerinin katıldıkları törenle ger-çekleştirildi.

Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş, törende yaptığı konuşmada; “Değerli bağışçımız İfakat Yavuz Hanımın bağı-

şıyla yapılan, 21 derslikli, TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulunda 2 adet laboratuvar, 1 kütüphane, 1 bil-gisayar dersliği, 1 çok amaçlı salon, 1 ana sınıfı bulunmaktadır. Bugün bu-rada okulumuzun resmi açılışını yap-manın ve ülkemize bir eğitim kurumu daha kazandırmanın gururunu yaşı-yoruz. Türk Eğitim Vakfı, İfakat Yavuz Hanımefendi gibi hayırseverlerimizin

1700 öğrencinin eğitim gördüğü ilkokul; 21 adet derslik, 2 adet labo-ratuar, 1 adet kütüphane, 1 adet bil-gisayar dersliği, 1 adet müdür odası, 1 adet müdür yardımcısı odası, 1 adet çok amaçlı salon, 4 adet öğrenci WC, 2 adet öğretmen WC, 2 adet engelli WC, 1 adet temizlik odası, 1 adet kan-tin, 1 adet elektrik odası, 1 adet kazan dairesi, 1 adet ana sınıfı, 1 adet ana sınıfı mutfağı, 1 adet ana sınıfı WC’sinden müteşekkil brüt 2648 m² brüt alana sahip

İfakat Hemşire’ninokul hayali gerçek oldu

Emekli Hemşire İfakat Yavuz’un okul yaptırmak üzere TEV’e emanet ettiği tüm birikimi olan 1 milyon TL ile Van’da 21 derslikli TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu yapıldı. 1700 öğrenci, TEV tarafından yaptırılan 21 derslikli yeni ve sağlam okuluna kavuştu.

TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu teknik özellikleri

desteğiyle hizmetlerini her geçen gün arttırarak devam ettirecektir. İfa-kat Yavuz Hanımefendiye ve tüm ba-ğışçılarımıza tekrar teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.” dedi.

TEV Genel Müdürü Yıldız Günay da, kurulduğu 1967 yılından bu yana, 200 binden fazla öğrenciye verilen burs-lar, yaptırılan 27 eğitim tesisi ile eği-tim konusunda Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan TEV olarak bugüne kadar hep, “Gençliğin yetiş-mesine hizmet, bir insanlık ve vatan borcudur” anlayışıyla hareket etikle-rini vurguladı.

Günay, 23 Ekim ve 9 Kasım tarihle-rinde Van’da meydana gelen deprem felaketlerinin hemen ardından dep-remde zarar gören ailelerin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile yüksek öğrenimde eğitim görmekte olan ço-cukları için karşılıksız burs programı başlattıklarını, Mart 2012 itibarıyla

Page 7: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler12

TEV dergi

Ocak 2013

250 Vanlı depremzede öğrenciye aylık 130-340 TL’lik burs verdiklerini söy-ledi. Günay, geçen yıl başlatılan Tür-kiye Kumbarası Projesi çerçevesinde de Van’da evsiz kalan öğretmenler için öğretmen evi, barınma sıkıntısı çeken öğrenciler için öğrenci yurdu, yine depremzede gençler için burs projesinin de tamamlandığını sözle-rine ekledi.

1700 öğrenci için sıcak bir yuva TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel

Bilal de, törende yaptığı konuşma-da, Türkiye’deki en güvenilir eğitim vakfı TEV’e geçen yıl 1 milyon TL’lik birikimi ile okul yaptırmak üzere başvuran İfakat Yavuz Hemşire adına Van’a okul yaptırmak üzere harekete geçtiklerini söyledi. Bilal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği Van’da en merkezi konumda yıkılan 2 Nisan İl-köğretim Okulunun yerine 21 derslik-li yeni bir okul açmak üzere Nisan’da temel attıklarını anlattı.

Bilal; “Bu okul tüm bağışlardan çok farklı bir yere sahip. Çünkü yıl-larca hemşirelik ile kazandığı küçük birikimlerini damla damla biriktiren ve TEV’e okul yaptırmak üzere ba-ğışlayan çok özel bir kişinin adına bu okulu yapıyoruz. Birçok kurum okul yaptırıyor. Ama Sayın İfakat Yavuz tüm birikimini, 78 yaşına kadar kazandığı ve eline geçen tüm emeğini bu okul için bağışlamış durumda. Kendisinin bu önemli bağışını deprem felaketi ile yıkılan Van’da ismine yaptırılacak bir okulla gerçekleştirmekten çok büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.

78 yıllık bir eğitim romanı Trabzon’un Vakfıkebir İlçesi Gök-

çe Köyü’nde 1934 yılında doğan İfa-kat Hemşire Türkiye’de kız çocuk-

larının zorlu eğitim yolculuğunu anlatan en önemli örneklerden biri. Gökçe Köyü’nde doğduğunda okul ol-mayan ancak daha sonra sırtında de-reden kum taşıyarak yapımına yardım ettiği okula bile kız olduğu için gönde-rilmeyen İfakat Hemşire’nin kararlı ça-bası, 1951 yılında geçirdiği bir hastalık ile başlıyor.

16 yaşında ağır romatizma hasta-lığına yakalanan ve ailesinin sırtında Trabzon’da Numune Hastanesi’ne te-davi için götürülen İfakat Yavuz, hem-şirelik mesleği ile hasta yatağında ta-nışıyor. Kendi deyimi ile “Melek gibi görünen” hemşirelerin bakımı ile sağlı-ğına kavuşan İfakat Hemşire o gün aklı-na okumayı ve hemşire olmayı koyuyor.

Köyüne döndükten sonra okula gi-den erkek çocuklara, “Sizin okulunuz için dereden sırtımda kum taşıdım. Şimdi siz de benim için mektup ya-

zın” diyerek İstanbul’daki kuzeniyle mektuplaşmaya başlayan İfakat Ya-vuz, 1955 yılında “Hala kızını görme” bahanesi ile ailesini ikna ederek köy-den İstanbul’a yola çıkıyor.

İfakat Hemşire 1959 yılında SSK İs-tanbul Samatya Hastanesi’ne Hemşi-re olarak atandığında kendisine yeni bir hedef daha koyuyor: Kazandığı gelirin bir kısmını ayırarak adına bir okul yaptırmak. 1964 yılında fizyote-rapist unvanını da alan İfakat Hem-şire, 1986 yılına kadar SSK Samatya Hastanesi’nde çalışıyor. Daha sonra özel fizyoterapist olarak devam ettir-diği mesleği boyunca okul yaptırmak için birikim yapmaya devam ediyor.

İfakat Yavuz, zorlu ve mücadeleli geçen tüm bu eğitim hayatı ve mes-lek hayatı süresince kurduğu okul yaptırma hayaline 78 yaşında TEV’in onun adına yaptırdığı okulla kavuştu.

TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve Van Valisi Münir Karaloğlu, bağışçı İfakat Yavuz’a, Van’a yaptırdığı okul için teşekkür

plaketi takdim etti.

Emekli Vali Hüseyin Öğütçen’in ardından…Türk Eğitim Vakfının bir dönem Genel Müdürlüğü ve İzmir Şube Başkanlığı görevini uzun yıllar büyük bir özveriyle yürüten Emekli Vali Hüseyin Öğütçen, 23 Ağustos 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı. Hayatta heykeli diklen tek vali olan Hüseyin Öğütçen’i çok özleyeceğiz.

Türk Eğitim Vakfında Genel Müdür-lük ve İzmir Şube Başkanlığı görev-lerini de yürüten Hüseyin Öğütçen, 23 Ağustos 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı. İzmir Şubesinin gelişmesin-de ve TEV’in İzmir’de tanınmasın-da çok büyük emeği geçen Hüseyin Öğütçen’in TEV Genel Müdür Yardım-cısı Güsel Bilal’e özel bir sevgisi var-dı. O’nu kızı gibi görüyordu.

Güsel Bilal Hüseyin Öğütçen’i an-latırken bir babayı kaybetmenin de-rin üzüntüsünü de yaşıyor. Güsel Bi-lal O’nun ardından şunları söylüyor: “Hüseyin Öğütçen’e benim çok özel sevgi ve saygım vardı. Hüseyin Öğüt-çen yeri doldurulamayacak, eğitimin ve öğretimin hayatın her alanında büyük önem taşıdığını sürekli olarak vurgulayan, çok değerli bir yönetici idi. Ülkemizin bugüne kadar yetiş-tirdiği en başarılı valiler arasında yer alıyordu. İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “İz Bırakan Mülki İdare Amirleri” adlı kitapta yer verilen 87 önemli isimden biriydi. Sicilinde Va-liliklerce verilen 5, Milli Eğitim Ba-kanlığınca verilen 4, İçişleri, Turizm ve Sağlık Bakanlıklarınca verilen toplam 12 takdirnameye sahip örnek bir yöneticiydi. Mülki idarelerdeki va-lilik ve kaymakamlık görevlerinden ayrıldıktan sonra 2 bulvar, 1 cadde, 1 meydan, 3 park, 1 toplantı salonu, 1 şölen bahçesi, 1 spor salonu ve Hak-

kari-Cilo Dağları’nda yer alan 3311 rakımlı tepe olmak üzere 11 yere yaptığı çalışmalara istinaden ismi ve-rilmiştir.”

Güsel Bilal ayrıca ülkemizde her yıl 10 Ocak’ta kutlanan İdareciler Gü-nünde, Ankara’da Genel Merkezin düzenlediği toplantıda yılın en başa-rılı kaymakamına “Hüseyin Öğütçen Başarı Ödülü” verildiğini de sözlerine ekliyor.

Hüseyin Öğütçen, Valilik ve Kayma-kamlık çalışmalarından edindiği göz-lemleri, çalışma yaşamına dair anı-larını “Bir İdarecinin Zamanla Yarışı” adlı kitabında toplayarak, herkesin

deneyimlerinden faydalanmasını da sağladı.

Görev yaptığı her yerde olduğu gibi, İzmir’e de sayısız eser kazandıran ve hayatta heykeli dikilen tek vali olan Hüseyin Öğütçen’i çok özleyeceğini dile getiren Güsel Bilal; “Nur içinde yatsın. 2012 yılında Vakfımız ve benim için çok değerli olan iki şahsiyeti kay-bettik, acımız büyük. Vakfımızın ku-rucularından, Vakfımızda uzun yıllar Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti Üyeliği yapan, Mütevelli Heyeti Baş-kan Vekilimiz Dr. Şahap Kocatopçu’yu da Nisan 2012’de kaybetmiştik. Her iki büyüğümüzü de minnet ve şük-ranla anıyoruz.” diyor.

TEV’den haberler13

Page 8: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler14

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler15

Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve TSK Meh-metçik Vakfı tarafından Türk Sanat Müziği’nin iki önemli ismi anısına ses yarışması düzenleniyor. Yeni sanat müziği yıldızlarının seçildiği, 4. Safiye Ayla - Zeki Müren Ses Yarışması’nda ödüller, 8 Aralık 2012 tarihinde, Lüt-fi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen gecede verildi. Sanatçı Melihat Gülses de yorumlarıyla, bu

unutulmaz geceye renk kattı. TEV ve Mehmetçik Vakfı’nın Safiye Ayla ve Zeki Müren adına üç yılda bir düzen-lediği, 4. Ses Yarışması’nı Türk Sanat Müziği severleri de ücretsiz olarak iz-ledi. Yarışma, TRT müzik kanalından canlı olarak yayınlandı.

Yarışmaya bu yıl 258 başvuru yapıldı4. Safiye Ayla - Zeki Müren Ses

Yarışması’na bu yıl 258 genç sanat-çı başvurdu. Deneyimli jüri kadrosu tarafından değerlendirilen sesler arasından 17 sanatçı Safiye Ayla dalında, 19 sanatçı da Zeki Mü-ren dalında yarı finale kaldı. Sanat Müziği’nin efsanelerinin adları-nı yaşatacak 12 genç sanatçı, 26 Kasım’da yapılan elemeler sonu-cunda finale kaldı.

Ünlü ses sanatçısı ve Şef Tülûn

Korman’ın başkanlık ettiği, Türkiye’de Türk Müziği konusunda söz sahibi 10 kişiden oluşan jüride; Koro Şefi Süheyla Atmışdört, ses sanatçısı Nesrin Sipahi, ses sanat-çısı ve Koro şefi Kutlu Payaslı, Cum-hurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu Şefi Fatih Salgar, TRT Müzik Dairesi Başkan Yardımcısı Özgen Gürbüz, ses sanatçısı ve Koro Şefi Serap Mutlu Akbulut, ses sanatçısı Münip Utandı, Gazeteci-Yazar Meh-met Barlas, Gazeteci-Yazar Doğan Hızlan, Türk Musikisi Vakfı Başkan Vekili Dr. Osman Simav yer aldı.

Yarışmanın birincileri Aynur Ezgi Yolcu ve Berk Özçam oldu

12 finalist, sanat ve yayın dünya-sının ünlü isimlerinden oluşan jüri tarafından sahnede dinlendi. Safiye Ayla ve Zeki Müren’in anısına ger-çekleştirilen ve yeni sesleri topluma tanıtma amacı ile düzenlenen ses yarışmasına katılan adaylar, Safiye Ayla ve Zeki Müren adına ayrı dal-da yarıştılar. Jüri tarafından yapılan

Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri belli oldu

Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen geceyle belli oldu. Türk Sanat Müziği severlerin ücretsiz izlediği yarışmada, 12 özel ses yarışırken ünlü sanatçı Melihat Gülses de yorumlarıyla geceye renk kattı.

değerlendirmede, TEV-TSK 4. Ses Yarışması Safiye Ayla Dalı’nda Aynur Ezgi Yolcu, Zeki Müren Dalı’nda ise Berk Özçam birinci oldu.

Yarışma sonucunda birincilere 10.000 TL, ikincilere 7.000 TL, üçün-cülere 5.000 TL, dördüncü, beşinci, altıncılara ise 2,000 TL ve plaket ödül olarak verildi.

TEV-TSK 4. Ses Yarışması Safiye Ayla Dalı Sonuçları

Derece Adı Soyadı Makam Eser1 Aynur Ezgi Yolcu Hüzzam Şarkı Hülyamı Saran Hareli Bir Çift Göze Daldım2 Berna Anter Acemkürdi Şarkı Söyleyin Nerde O Göz Nuru3 Murat Erdoğan Hüzzam Şarkı Ümidini Kirpiklerine Bağladı Gönlüm4 B. Bütün Büyükzileli Nihavent Şarkı Bahar Meltemidir Başımda Esen5 Özlem Leyla Atay Uşşak Şarkı Söyle Sevgili, Sevgili Söyle6 S. Derya Sirkecioğlu Muhayyer Sünbülü Şarkı Gitti O Güzel Yadıma Bir Hanesi Kaldı

TEV-TSK 4. Ses Yarışması Zeki Müren Dalı Sonuçları

Derece Adı Soyadı Makam Eser1 Berk Özçam Hicaz Şarkı Yıllarca Yazık Boş Yere Hülyalara Kandım2 Murat Çağlar Sungur Kürdilihicazkar Şarkı İçince Şarabı Ezelde Gönül Takıldı Kaldı3 Süleyman Özen Kürdilihicazkar Şarkı O Güzel Başını Göğsüme Koysan4 Sezen Özmen Topatan Kürdilihicazkar Şarkı Damlalar Damla Damla İçimde Çağlar Gibi5 Burcu Özsoy Kürdilihicazkar Şarkı Ne Senin Aşkına Muhtaç Ne Esirin OLacağım6 İsmail İlker Cansevdi Segah Şarkı Derman Kar EylemezAynur Ezgi Yolcu

Berk Özçam

Page 9: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler16

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler17

Türk Eğitim Vakfı, çalışmalarını ve projelerini anlık ve dönemsel olarak internet ve diğer yayın organları üzerinden duyurarak, sos-yal medyadaki yerini yıllar önce aldı. Son olarak TEV bu mevcut iletişim kanallarının içerisine, internet iletişim portallarından biri

olan twitter’ı da ekledi. Böylece, TEV dostlarını bir platformda buluşturan TEV, sosyal medyada büyük bir güç haline gelme hedefinde önemli bir mesafeyi de katetmiş bulunuyor.

Twitter’ı kullanmak, Vakıfla ilgili faaliyet ve projelerden anlık olarak haberdar olabilme ve gerçekleşen inte-raktif etkileşim süreci içerisinde birlikte olabilme imkanını sunuyor. Vakfın çalışmalarını www.twitter.com/tevkurumsal linkinden takip edebilirler.

İletişimde son durak: Twitter

TEV çalışanlarının yeni yıl coşkusuTEV çalışanları yeni yılı düzenlenen geceyle kutladı. Coşku dolu gecede, emekleriyle TEV’in her zaman yanında olan kişilere de teşekkür plaketi sunuldu.

TEV Genel Müdürlük çalı-şanlarının katılımıyla, 28 Ara-lık 2012 tarihinde düzenlenen yemekte yeni yıl coşkusu ya-şandı. Nakkaş Restoran da düzenlenen gecede, 2012 yılını danışman olarak görevleri-ni sürdüren Necmettin Bağcı, Özcan Özden, Mehmet Esin, Mehmet Ali Söylemez ve Hatice Gültekin’e emeklerinden dolayı teşekkür plaketi takdim edildi.

2012 yılını özverili çalışmala-rıyla ve başarıyla tamamlayan çalışanlar, 2013 yılında yeni başlangıçlarla çalışmalarına devam edeceklerini dile getir-diler.

TEV yeni yıl kartları alarak öğrencilere destek oldularTürk Eğitim Vakfı, yeni yılda sevdiklerine kart göndermek isteyenler için yeni bir uygulama başlattı. 2013 yeni yılı için TEV kartlarıyla sevdiklerine mesajlarını ileten 20 kurum, 53 öğrencinin de yıllık bursunu karşılamış oldu.

Türk Eğitim Vakfı, 46 yıldır 200 bine yakın gence burs vererek ve eğitim kurum-ları yaparak, milli eğitimimize destek olmak amacıyla çalışıyor. Vakfın kaynakları, vasiyet ve hibe yoluyla yapılan bağışların yanı sıra çelenk, mutlu gün bağışları ve kurumlarla yapılan projelerden oluşuyor. Türk Eğitim Vakfı, güvenilir, şeffaf ve ta-rafsız olma ilkelerini korumanın temel amaçları olduğunu her ortamda vurguluyor.

Ülkemizde son yıllarda, sosyal sorumluluk kampanyalarına daha çok ilgi duyulu-yor ve önem veriliyor. TEV başlattığı yeni uygulama ile sevinçlerinizi, iyi dileklerinizi sevdiklerinizle paylaşmanızı sağlıyor. Düğün, doğum günü, yeni yıl, doğum ya da geçmiş olsun demek için TEV Mutlu Gün Kartlarıyla sevdiklerinize mesajlarınızı iletebilirsiniz. Aldığınız her kart ile aynı zamanda öğrencilerin eğitimine destek de olacaksınız.

2013 yılı için iyi dilek mesajlarını iletişimde olduğu kişilere TEV Mutlu Gün Kartı göndererek kutlayan 20 kurum, bu sayede 28 Meslek Lisesi öğrencisinin ve 25 Üni-versite öğrencisinin de yıllık burslarını karşılamış oldular.

TEV Genel Müdürlük çalışanları Cumhuriyet Bayramını kutladı

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, TEV Genel Müdürlük binasında, TEV ba-ğışçıları ve TEVİTÖL’lü öğrencilerle birlikte kutlandı. Kutlama töreninde, TEV Genel Müdürlük çalışanlarının kendilerinin yaptığı lezzetli ikramlar-da bulunuldu. Tango danslarıyla kut-lanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, kutlamaya katılanlar için unutulma-yacak bir gün oldu.

Page 10: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler18

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler19

Ankara’da yıl sonu bağışçı yemeği düzenlendiTEV Ankara Şubesi, 14 Aralık 2012 tarihinde Doubletree By Hilton Ankara Oteli’nde yıl sonu bağışçı yemeği düzenledi. Yemeğe çok sayıda bağışçıyla birlikte TEV yöneticileri ve şube çalışanları katıldı.

TEV Ankara Şubesinin her yıl so-nunda düzenlediği yıl sonu bağışçı yemeği, Doubletree By Hilton Ankara Oteli’nde gerçekleştirildi. 14 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen yemeğe, TEV Mütevelli Heyet Üyeleri İmren Aykut ve Güler Berkin’in yanı sıra Ge-nel Müdür Yıldız Günay, Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal, İzmir Şube Başkanı Gülnur Soybayraktar, çok sayıda bağışçı ile 75. Yıl Dinlenme ve Bakımevi’nde kalan bağışçı ve ko-nuklar, Ankara’daki çeşitli üniversi-telerde görevli akademisyenler, Şube Yürütme Kurulu Üyeleri, gönüllüler ve şube çalışanları katıldılar.

Ankara Şube Başkanı Ömer Turna, yemek öncesi yaptığı konuşmada, 2012 yılının çok bereketli bir yıl ol-duğunu alınan bağışlarla elde edilen gelir ve verilen burs sayısının bunu gösterdiğini söyledi. Ankara’daki eği-tim kurumlarına devam eden 143’ü meslek lisesi, 814’ü yüksek öğretim olmak üzere halen 957 öğrencinin TEV’den burs aldığını belirtti. Turna, bu güne kadar Ankara nüfusuna ka-yıtlı 29.400 öğrenciye burs verildiğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara’da bulunan üniversite-lerden mezun 118’i yurtdışı,13’ü yur-tiçi olmak üzere 131 öğrenciye yük-

sek lisans bursu veriyoruz. Bununla birlikte halen 53 Üstün Başarı bursi-yerimiz bulunuyor.”

Yemekte daha sonra TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal söz aldı. Bilal, TEV’in üç sac ayağı üze-rinde durduğunu bunların da bağışçı-lar, bursiyerler ve gönüllü çalışanlar olduğunu söyledi. Bilal, TEV’in var-lık nedeninin başarılı ancak ekono-mik desteğe ihtiyacı olan bursiyerler olduğunu, bu bursiyerlere verilen desteğin ise bağışçılar tarafından sağlandığı belirtti. Vakfın gerçek sa-hiplerinin bağışçılar olduğunu ifade eden Bilal, Vakfı da bağışçılarla gö-

nüllülerin buluşturduğunu sözlerine ekledi.

Yemekte son olarak TEV Genel Mü-dürü Yıldız Günay bir konuşma yaptı. Günay, Ankara’da bulunan bağışçı-larla, ilk defa bir araya geldiğini ve bu buluşmadan dolayı çok mutlu ol-duğunu söyledi. Günay, bundan son-ra daha fazla bir araya geleceklerini vurgulayarak, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti.

Konuşmalardan sonra yemeğe ge-çildi. Sanatçıların seslendirdikleri şarkılara eşlik eden bağışçılara, ye-mekten sonra hediyeler verildi.

TEV Ankara ŞubesiAnkara Üniversitesindeydi

TEV Ankara Şubesi, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakül-tesinde bir tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıda bir sunum yapan TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Turna, Üstün Başarı, ihtiyaç, Yurtiçi ve Yurtdışı Yüksek Lisans Bursları ve Doktora ile TEV-Singa Doktora Bursları hakkında öğretim üyeleri, lisans ve yüksek lisans öğrencilerine bilgi verdi.

Katılımcılar tarafından başta ihtiyaç bursu olmak üzere Yur-tiçi ve Yurtdışı Yüksek Lisans ile TEV-Singa Doktora Bursları hakkında yöneltilen soruları cevaplayan Ömer Turna, TEV’in yürüttüğü sosyal çalışmalar ile desteklediği kongre ve sempoz-yumlar hakkında da açıklamalarda bulundu. Ankara Üniversi-tesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcı Bülent Akay başta olmak üzere öğretim üyeleri ve öğrenciler, yaptıkları sunum nedeniyle TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Ömer TURNA’ya teşekkür ettiler.

TEV Ankara Şube, Cumhuriyetimizin 89. yılını coşkuyla kutladıTEV Ankara Şube Başkanlığı, Cumhuriyetimizin 89. yıl dönümünü çok sayıda davetlinin katıldığı konferansla kutladı. “Cumhuriyet ve Atatürk” konulu konferansı Prof. Dr. Emre Kongar verdi.

TEV Ankara Şube Başkanlığı, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi’ne bağlı Ankara Bağ Evi’nde, Cumhuriyetimizin 89. yıl dönü-münü bir konferansla kutladı. Konferans öncesinde Ankara Kulübü Seğmenleri Halk Dansları Topluluğu, Ankara Seğmen oyunları ile konferansa renk kattı. Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Yekta Gün-gör Özden’in de aralarında bulunduğu konferansa, Ankara Kulübü Seğmenleri ile çok sayıda davetli katıldı.

Prof. Dr. Emre Kongar tarafından verilen “Cumhuriyet ve Atatürk” konulu konferans ilgiyle izlendi. Konferansın sonunda Kongar, katı-lımcılardan gelen soruları yanıtladı. Ayrıca Konferans sonrası düzen-lenen kokteyl’de Kongar kitaplarını imzaladı.

Ömer Turna

Page 11: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler20

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler21

Bayramda TEV bağışçıları ziyaret edildi

TEV İzmir Şube, bağışçılar, bursiyerler ve TEV dostlarını yeni yıl yemeğinde bir araya getirdi. 19 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen yemek, Ege Bölgesi Sanayi Odası restoranında gerçekleştirildi.

TEV İzmir Şubesi, Narlıdere Huzur Evinde ka-lan 28 bağışçı ve İzmir’de ikamet eden 18 bağış-çı ile TEV gönüllülerini ve bursiyerlerini yeni yıl yemeğinde bir araya getirdi. Ege Bölgesi Sana-yi Odası’nın restoranında düzenlenen yemek 19 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşti. Konservatuar öğrencisi olan iki TEV bursiyeri de çaldıkları ens-trümanlarla yemeğe renk kattı. Ayrıca yemekte bursiyerlerle birlikte bağışçılara da yeni yıl hedi-yesi verildi.

TEV İzmir Şube Müdürü Gülnur Soybayraktar ile TEV gönüllüleri, 19 Ekim 2012 tarihinde Narlıdere Huzurevinde kalan TEV bağışçılarını ziyaret ederek, bayramlarını kutladı. İzmir Şube Müdürü Gülnur Son-bayraktar, “Dini bayramlar inançla, milli bayramlar ise ulusal değerle-rimizle ilgili olarak sevinçlerin paylaşıldığı günlerdir. Biz bu sevinçleri TEV ailesinin direği bağışçılarımız ve bizlere emeği geçen gönüllüleri-mizle birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Binlerce gencin yüzünü güldüren, eğitim destekçilerinin ellerini öp-menin, yanlarında olabilmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu belirten Soybayraktar, “Bu güzel ve anlamlı günümüzde ülkemizde her alan-da olduğu gibi eğitimde de büyük fayda sağlayan onursal başkanımız, rahmetli eski valimiz Hüseyin Öğütçen’i de rahmetle andık. Bu bayram boynumuz bükük olsa da, hayatına dokunduğumuz her bursiyerimizin ışığıyla, onun yolundan yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Bağışçılar ve bursiyerler yeni yıl yemeğinde buluştu

TEV İzmir Şubesi Gönüllü Hanımlar Kolu üyeleri, 28 Ey-lül 2012 tarihinde “Gönüllülük Eğitimi” düzenledi. TEV İzmir Özel Cumhuriyet Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu’nda gerçekleşen eğitim, eğitmen Gül Kırçıl tarafından verildi.

Eğitimde, gönüllü TEV üyelerine, gönüllülük hakkında bilgi verilerek, sosyal alanlarda TEV’in tanınırlığını artırmak için neler yapılması gerektiği hakkında bilgi verildi. Özellikle ki-şilerin birbirini tanımasının önemi üzerinde duruldu. Tanı-mak ve tanışmaya ilişkin oyunlarla çalışmalar yapıldı. Çeşitli çalışma grupları oluşturularak, gönüllülerin etkin çalışması için program yapılması kararlaştırıldı.

Gönüllü hanımlardan gönüllülük eğitimi

Bursiyer öğrenciler Uzay Kampı gezisinde

TEV İzmir Özel Cumhuriyet Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdunda kalan TEV bursiyerleri, İz-mir Gaziemir’de bulunan Uzay Kampı’nı 18 Aralık 2012 tarihinde ziyaret etti. 53 öğrencinin ziyaret ettiği Uzay Kampı, dünyadaki üç uzay kampından biri olup aynı zamanda Huntsville Alabama’daki ABD Uzay ve Roket Merkezine bağlı. Kamp, uzay eğitimindeki en son gelişmelerden ve NASA’nın Uzaktan Eğitim Ağı’ndan yararlanıyor.

Uzay Kampı, interaktif öğrenmeyle; genç ve ye-tişkinler uzay bilimleri eğitimi alıyor, uzay simü-latörlerini kullanarak takım çalışması tecrübesi kazanıyor ve uzay teknolojisi hakkında fikir sa-hibi oluyorlar. Daha sonra öğrenciler, uzay me-kiğinde ve yer kontrol merkezinde görev alarak, ortak çalışma imkânı sağlanıyor. Öğrenciler ye-teneklerine göre uzay mekiği ya da yer kontrol merkezinde bir göreve atanıyor. Bir saatlik görev eğitiminin sonunda grup olarak verilen görevi başarıyla tamamlamaya çalışıyorlar.

Page 12: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler22

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler23

TEV çalışmalarını Bursalılara anlatmak ve TEV çalış-maları hakkında bilgi vermek amacıyla TEV Bursa Şu-besi Bursa’yı TEV tanıtım afişleriyle donattı. Metro va-

gonlarında, otobüs duraklarında ve Bursa’nın en işlek yol kenarlarında sergilenen afişler, Bursalıların ilgisini çekti.

TEV Genel Müdürü ve Antalya Şubesi yetkilileri, TEV’e tahsis edilmesi düşünülen 150 kişilik kız ve 150 kişilik erkek öğrenci yurdu ile ilgili temaslarda bulunmak üzere, Antalya Büyükşe-hir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı ziyaret etti. TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, Hukuk Müşaviri Nermin Ceylan, Varlık Yönetimi Direktörü Işıl Soyhan, İnşaat Servisi Danışmanı Öz-can Özden, İnşaat Servisi Müdürü Cengiz Genç, Bilgi İşlem Müdürü Mustafa Meral’in hazır bulunduğu ziyaret, 7 Kasım 2012 tarihinde gerçekleşti

Bursa TEV afişleriyle donatıldı

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ziyaret edildi

Antalyalı bağışçımızın doğum gününü birlikte kutladık

TEV Antalya Şubesi, bağışçısı Gülten Çağlayan’ın 81. yaş gününü düzenlenen bir organizasyonla kutladı. 12 Aralık 2012 tari-hinde düzenlenen doğum günü, TEV Antalya Şube Yürütme Kurulu Başkanı Emin Demi-rörs, bağışçı Serpil Tomris Coşkun, şube ça-lışanlar ve gönüllüler birlikte kutlandı.

TEV Trabzon Şubesinde Öğretmenler Günü kutlandı

TEV Trabzon Şube, her yıl 24 Kasım Öğretmenler Gü-nünü, emekli ve çalışan öğretmenlerle birlikte kutluyor. Kutlama töreninde Trabzon’da sevilip, sayılan ve eğiti-me gönül veren beş emekli öğretmene de ayrıca plaket takdim edildi. Törene Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, bağışçılar, bursiyerler, TEV Trabzon Şube çalı-şanları ve gönüllüler katıldı. TEV Trabzon Şube Başkanı Hasan Melek’in açılış konuşması yaptığı törende TEV lo-golu pasta da kesildi.

Balıkesirliler kahvaltıda buluştuTEV Balıkesir Şube Kadınlar Kolu, 2 Aralık 2012 tarihin-

de, geleneksel hale gelen kahvaltılı toplantılarının beşinci-sini gerçekleştirdi. Otel Basri’de düzenlenen toplantıya, Vali Ahmet Turan, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahir Alkan ile birlikte Balıkesir’in iş adamları, sanayicileri, öğre-tim üyeleri, serbest meslek mensupları ve TEV dostları katıl-dı. Toplantıda, Kadınlar Kolu Başkanı Jale Bayraktar’ın TEV’i tanıtan konuşmasının ardından Vali Ahmet Turan söz aldı ve TEV’in çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

TEV Ankara Şubesi kitap fuarında stant açtıAnkara Ticaret Odası

Congresium’da, 1-9 Ara-lık 2012 tarihleri arasında, “Kitap Kurdu’nun Başkent-te Sonsuz Keşfi” adlı kitap fuarı düzenlendi. Fuarda, TEV Ankara Şubesi de ta-nıtım standı açarak, standa gelen konuklara TEV’i ta-nıtma fırsatı buldular.

Page 13: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler24

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler25

Türk Eğitim Vakfı bu yıl

kazanan geleceğin lideri 70 genci tanıttıÜstün Başarı Bursunu almaya hak

Türk Eğitim Vakfının, geleceğin liderlerinin desteklenmesi amacıyla 2007 yılından bu yana verilen ‘Üstün Başarı’ bursları, bu yıl da TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un katılımıyla düzenlenen toplantıda tanıtıldı.

Başarılı fakat maddi olanaklardan yoksun gençlerin eğitimi için 1967 yılından bu yana hizmet veren Türk Eğitim Vakfı, Üstün Başarı Bursu-na hak kazanan öğrencileri 21 Ocak 2013 tarihinde Divan Kuruçeşme’de düzenlediği toplantı ile tanıttı.

TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un ev sahipliğinde düzenlenen

ve bu yıl Üstün Başarı bursuna hak kazanan 70 öğrencinin tanıtıldığı top-lantıya, TEV Mütevelli Heyeti Başkanı Rona Yırcalı, Yönetim Kurulu Üyeleri, bağışçılar, bursiyerler ve iş dünya-sından birçok davetli katıldı. Geçmiş yıllardan 146 öğrenci TEV’den üstün başarı bursu almaya devam ediyor. Bu öğretim yılında da 70 öğrenci se-çilerek, 2012-2013 öğretim yılında

toplam 216 öğrenci TEV’den Üstün Başarı Bursu alıyor.

2012-2013 yılı için seçilen 70 Üstün Başarı bursiyerinin tanıtıldığı toplan-tıda bir açılış konuşması yapan Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç duygularını şöyle dile getirdi; “Bugün, Türk Eğitim Vakfı’nı yücelten ve bugünlere getiren, ülke-

nin geleceğini yaygın ve kaliteli eği-timde gören, değerli bağışçılarımızın gurur günüdür. Menkul ve gayrimen-kul varlıklarını Vakfımıza bağışlaya-rak ülkenin eğitimine büyük hizmet eden bu hayırseverlere huzurunuzda sonsuz teşekkürlerimizi sunmak is-tiyoruz. Üstün Başarı Bursunu kaza-nan gençlerimizden beklentilerimiz yüksek olup, hepsinin gelecekte ba-şarılarıyla adından söz ettireceğine inanıyoruz. Kendilerini tebrik ediyor, başarılarının bundan sonra da devam etmesini diliyoruz.” dedi.

TEV Üstün Başarı Bursları 2007 yılından bu yana veriliyor

Türk Eğitim Vakfı (TEV) 40. kuruluş yılı vesilesiyle 2007 yılından itibaren Türkiye’de ilk defa geleceğin liderle-rini desteklemek üzere Üstün Başarı Bursları vermeye başladı. Üstün Ba-şarı Bursuna Lisans Yerleştirme Sı-navında (LYS), MF1, MF2, MF3, MF4, TM1, TM2, TM3, TS1, TS2 puan türle-rine göre ilk 2000’e giren, Mühendis-lik-Mimarlık, Sağlık Bilimleri, İdari Bilimler, Temel Bilimler, Sosyal Bi-limler ve Hukuk alanlarında öğrenim gören öğrenciler başvuru yapabiliyor.

İlgili puan türlerine göre ilk 2000’e giren 5200 öğrenciye, Üstün Başa-rı Bursları hakkında bilgi mektubu gönderildi. Bu burslar için Türk Eği-tim Vakfına 1700 öğrenci başvuruda bulundu.

İlk dosya bazında yapılan değerlen-dirme ile 663 öğrenci kompozisyon yazmaya davet edilerek, kompozis-yonlar uzman tarafından okunarak puanlandırılıyor. Bir sonraki aşama-da adaylar kompozisyon puanları da dikkate alınarak sıralanıyor ve ilk 185 başarılı öğrenci mülakata davet edi-

liyor. İstanbul ve Ankara’da dört gün süreyle, çeşitli uzmanlık alanlarına sahip öğretim üyelerinden oluşan jüri tarafından yapılan mülakatlarda adaylar özellikle liderlik vasıfları ve gelecekteki hedefleri dikkate alına-rak değerlendiriliyor. Bütün bu aşa-maların sonunda 70 öğrenci Üstün Başarı Bursunu almaya layık görü-lüyor. Sanat alanında eğitim alan 10 aday içinden üç sanat öğrencisi, yine konusunda uzman öğretim üyele-ri huzurunda gerçekleştirilen müzik sunumları sonucunda seçiliyor.

TEV Üstün Başarı Bursunu alacak öğrencilerden 18’i LYS’de ilk 100, 19’u ilk 500, 14’ü ilk 1000, 14’ü ilk 2000 içerisinde yer alıyor. Sanat ala-nındaki üç bursiyer ise özel yetenek sınavı ile üniversiteyi kazandı. Bur-siyerlerimizin 50’si İstanbul’da, 20’si Ankara’da, öğrenim görüyor. Öğren-ciler ailelerinin bulundukları illere göre Türkiye’nin 19 ilinden geliyor. Bursiyerlerin 40’ını erkek, 30’unu kız öğrenci oluşturuyor.

Koç Üniversitesinde 20, Boğaziçi Üniversitesinde 19, ODTÜ’de 7, Ha-

cettepe Üniversitesinde 5, Bilkent Üniversitesinde 5, İstanbul Üniver-sitesinde 4, Galatasaray Üniversi-tesinde 3, Bilkent Üniversitesinde 2, İstanbul Teknik Üniversitesinde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniver-sitesinde, Sabancı Üniversitesinde, Türk Hava Kurumu Üniversitesinde, Yeditepe Üniversitesinde 1’er öğren-ci öğrenim görüyor. Alanlarına göre ise 24’ü Mühendislik, 14’ü İdari Bi-limler, 11’i Sağlık Bilimleri, 8’i Hu-kuk, 5’i Sosyal Bilimler, 5’i Temel Bilimler, 3’ü Müzik alanında öğrenim görüyor.

Bu bursa hak kazanan 70 öğren-cinin her birine 2012-2013 öğretim yılında 9.500 TL burs ödenecek ve daha önceki yıllardan devam eden bursiyerlerimizle birlikte 216 bursi-yere toplam 2 Milyon 52 bin TL burs ödemesi yapılacak.

Bu gençlerin konferanslar, semi-nerler vb. çeşitli etkinlikler düzenle-nerek en iyi şekilde yetişmeleri he-defleniyor. Üstün Başarı Bursu alan gençlerin bursları öğrenimleri sonu-na kadar devam ediyor.

Page 14: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler26

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler27

Ben İzel Çelik. Yolculuğuma altı yıl önce büyük bir adımla, ailemi Tekirdağ’da bırakıp İstanbul Er-kek Lisesi’ne giderek başladım. Bana yeni ufuklar açacak; hayata, olaylara farklı bakış açılarıyla yak-laşmamı sağlayacak bir ortam sundu lisem. Ben de beş yıl boyunca bana birçok fırsat tanıyan okulumun aktivitelerine katılmaya, okula da kendimden bir şeyler katmaya çalıştım. Aldığımız Almanca eğitim sayesinde iki kez Almanya’da değişim programına katıldım; Alman ailelerde kalıp önyargıları kırmak ve onların kültürünü yakından tanımak, bizimkini de en iyi şekilde tanıtmak için oradaki öğrencilerle ortak projelerde rol aldım. Almanya’dan sonra başka bir programla İngiltere’ye gidip hem dilimi geliştirdim hem de farklı insanlar ve hayat görüşleriyle tanıştım. Bunların yanı sıra Türkiye’nin ilk liseler arası kısa film yarışması olan İstanbul Lisesi Film Festivali’nin organizasyonunda başkan olarak görev yaptım. Bu organizasyonun beni sabırlı olma ve sorunlarla başa çıkma konusunda geliştirdiğine inanıyorum.

Temmuz 2011’de İstanbul Üniversitesi’nin Yaz Programı’na katılıp üç hafta boyunca genetik bölü-münü yakından inceleme, deneyler yapma ve orada-ki öğretim görevlileri, doçentlerle fikir alışverişinde bulunma fırsatım oldu. Bu programla çocukluğum-dan beri ilgimi çeken biyolojinin yerini başka bir bö-lümün dolduramayacağını anladım. Liseden Abitur diplomasını da alarak mezun olduktan sonra bu yılki üniversite sınavlarında da başarı göstererek Boğa-ziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölü-münü kazandım. Başarının tadını bir kez almış biri-sinin çıktığı yolculuktan dönemeyeceği kanısındayım ve Atatürk’ün bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak “bilim, fen, teknik”’in rehberliğindeki aydınlık yolunda yü-rümeye ve kendimi sürekli geliştirmeye hazırım. Bu zorlu yolculuğumuzda destekleriyle bizleri motive eden, güçlendiren Türk Eğitim Vakfına çok teşekkür ediyorum. Bu destekler sayesinde TEV’in gurur du-yabileceği bir birey olma dileğiyle…

İzel ÇelikBoğaziçi Üniversitesi Moleküler

Biyoloji ve Genetik Bölümü

Murat Kaan Erdal, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği birinci sınıf öğrencisiyim. Bu yıl TEV ailesine katıldım. Kırşehir’de doğdum ve büyüdüm. Kırşehir Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Li-sesi mezunuyum. Halen lisede okumakta olan bir kardeşim var, babam öğretmen, annemse memur emeklisidir. Okul hayatımın en büyük başarıları lise giriş sınavında sayısal alanında elde ettiğim Türki-ye 12.’liği ve üniversite giriş sınavında MF-1 ve MF-2 puan türlerinde elde ettiğim Türkiye birincilikleridir. Bu dereceler, ailemin desteği olmaksızın kendi ayak-larımın üzerinde durmamda çok yardımcı oldu. Bu da benim kendi kararlarını alabilen ve sorumluluk-larının farkında olan bir insan olmamı sağladı. Yani biraz daha olgunlaşmama yardımcı oldu. Bu derece-lerin bana kattığı bir diğer önemli şey ise şu an içinde olduğum için kendimi şanslı saydığım çevremdir. Bu derecelerin dışında bana çok şey kattığını düşündü-ğüm bir diğer başarımsa 10. sınıfta iken katıldığım TÜBİTAK tarafından düzenlenen bir proje yarışma-sında takım arkadaşımla birlikte elde ettiğim Kay-seri bölge ikinciliğidir. Bu yarışma bana takım ça-lışmasının ne kadar önemli olduğunu görme fırsatı verdi. Projenin hazırlık sürecinde takım arkadaşımla birlikte sorumluluk almanın ve ortaya bir şey koyma-nın nasıl hisler olduğunu tecrübe ettik. Bunun dışın-da, yarışma sayesinde, bir işi iyi yapmak için o işin sonucundan ziyade o işin kendisine odaklanmanın önemli olduğu sonucuna vardım. Yani kazanmanın ya da kaybetmenin yalnızca birer gösterge olduklarını ve esas olanın yapılan iş olduğunu öğrendim. Tüm bunlar beni çevresindeki insanların düşüncelerine değer veren ancak kendi düşüncelerini de onların-kinden hiçbir zaman küçük görmeyen bir insan yaptı. Kısacası burada anlattığım başarılar, benim şu an olduğumu düşündüğüm açık fikirli ve iradeli insan olmamı sağladı.

Murat Kaan ErdalBoğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik

Mühendisliği Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi

TEV üstün başarı bursunu bursu alabilmek için hepi-miz çok aşamalı sınavlardan ve mülakatlardan geçtik. Öncelikle Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kuruluna, beni üs-tün başarı bursuna layık gördüğü için en içten teşekkür-lerimi sunuyorum. Taze bir TEV Bursiyeri olarak, biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Benim adım Tolga Tolgay. 1993, İzmir doğumluyum. Annem ve babam, tıp doktoru olarak görev yapmaktalar. Ben ilköğrenimimi Kuşadası’nda tamamladıktan sonra İstanbul Özel Ame-rikan Robert Lisesinden 2012 yılında mezun oldum. Yine 2012 yılında Lisans Yerleştirme Sınavında Türkiye ikin-cisi, Yerleştirme Sırasında Türkiye üçüncüsü olarak Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım ve öğrenimimi birinci sınıf öğrencisi olarak orada devam ettirmekteyim.

Akademik hayat dışında, dokuz yıldır bateri çalıyo-rum. Beş yıl boyunca Robert Kolej Orkestrasında bateri çaldım, bu orkestranın saymanlığını ve başkanlığını yü-rüttüm. Mezun olurken, Robert Kolej’de gelenek haline gelen, her dönemin mezunlarından sadece iki kişiye ve-rilen ve sanatta gelişimi takdir eden Bülent Ecevit Özel Ödülüne layık görüldüm. Robert Kolej’de öğrenim gör-düğüm beş yıl boyunca, devlet okullarına giderek kon-serler verdim. Bu okul öğrencileriyle kurduğum iletişim sonucunda birçoğuna büyük umutlar aşıladığıma ina-nıyorum. İki yıl boyunca, Arnavutköy’de bir devlet oku-lu öğrencilerine piyano ve gitar dersleri verdim. Halen haftada bir gün Sarıyer’de liseye hazırlanan devlet okulu öğrencilerine gönüllü olarak Türkçe dersleri vermekte-yim. TEV Bursiyeri olmaktan çok büyük onur duyuyorum. Ancak, bu onurun yanında çok büyük sorumluluklarımın da olduğunun farkındayım çünkü TEV ailesinin bir üyesi olmak çok çalışmak demek, kendini sürekli geliştirmek, bizden sonra gelecek nesillere bu ruhu aşılamak de-mek. Ve en önemlisi ülkemizin geleceğini, cumhuriyeti-mizin kuruluş ruhuna ve demokrasiye uygun bir biçimde şekillendirmek için elinden geleni yapmak demek.

Tüm TEV ailesine en içten saygılarımı sunuyorum ve güvenlerine layık olmak için var gücümle çalışacağıma söz veriyorum. Bu vesile ile bu güzel vakfın kurucusu Vehbi Koç Beyefendiyi huzurlarınızda saygıyla anıyorum.

Tolga TolgayKoç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

1. Sınıf Öğrencisi

Sayın Türk Eğitim Vakfı Bağışçıları ve Yetkilileri, De-ğerli Arkadaşlar,

Ben Alican Ayçiçek. Sabancı Üniversitesi Ulusla-rarası Çalışmalar Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Annem avukat babam ise bir özel şirkette şoför ola-rak çalışıyor. İzmirliyim ancak Galatasaray Lisesi’nde öğrenimime başladığım günden bu yana İstanbul’da yaşıyorum. Lise üçüncü sınıfa kadar milli takım sevi-yesinde sutopu oynadım. Hali hazırda üniversitemin bünyesinde Türkiye ve İspanya modellerini anadil bağ-lamında karşılaştıran bir proje üzerinde çalışıyorum ve politika kulübü başkanlığını yürütüyorum.

Ben etrafımda olup bitenleri anlayabilmenin, hayata, dünyaya, insana dair fikir sahibi olabilmenin yolunun eğitimden geçtiğini düşünürüm. Girdiğim derslerden, okuduğum kitaplardan hayata bakış açımı yenilemele-rini beklerim. Bu noktadan hareketle eğitim hayatım-da ilerlediğim her gün değişmiş olduğuma, farklı bir ben’e dönüştüğüme inanırım.

Ben ve benim gibiler için eğitim, yapacağımız mes-lek ve kazanacağımız paradan bağımsız olarak, ken-dini ifade etme biçimidir. Bizler, kendimizi eğitimli kişiler olarak tanımlamayı, var olduğumuz mevkide bilgi ve eğitimimiz doğrultusunda edilgen değil etken konumda yer almayı amaçlarız. Eğitim bizleri ve içinde yaşadığımız toplumu ileri taşıyacağına, kendimizi ger-çekleştirebilmemiz ve geliştirebilmemiz konusunda en büyük yardımcımız olacağına inanırız. Eğitimin bizi, dünya sorunlarına çözüm geliştirecek, sorgulayan ve üreten bireyler haline getireceğini düşünürüz.

Tıpkı benim gibi, eğitimin gücüne ve anlamına ina-nan ve bu doğrultuda mücadele eden Türk Eğitim Vakfı’nın bir bursiyeri ve bir parçası olmaktan dolayı çok mutlu olduğumu belirtmek isterim.

Alican AyçiçekSabancı Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar

Bölümü 2. Sınıf Öğrencisi

Page 15: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler28

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler29

Orhan Çetin adını taşıyan Edirne TEV Anadolu Öğretmen Lisesinde öğrencilerle buluştuTürkiye’de eğitime 46 yıldır 200 bin öğrenciye sağladığı burslarla destek veren Türk Eğitim Vakfı (TEV), Şubat 2012’de eğitime başlanan ve 1,5 milyon TL’ye yapılan Edirne TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesinin içerisinde yer alan kapalı spor salonunu açılışını gerçekleştirdi. Yüksek Elektrik Mühendisi Orhan Çetin’in adını taşıyan ve 45 yıllık birikimiyle açılan TEV - Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nde 480 öğrenci eğitimini sürdürürken, öğrenci yurdunda da 200 öğrencinin barınma ihtiyacı karşılanıyor.

TEV Orhan Çetin Anadolu Öğret-men Lisesi’nin içerisinde yer alan ka-palı spor salonunun açılışı, 27 Kasım 2012’de Edirne Valisi Hasan Duruer, Uzunköprü Kaymakamı Uğur Kolsuz, Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen, Bağışçı Orhan Çetin, TEV Yö-netim Kurulu Üyeleri ve TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal ile öğ-renciler ve öğretmenlerinin katıldık-ları törenle gerçekleştirildi.

TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal yaptığı konuşmada, kurulduğu 1967 yılından bu yana, 200 binden fazla öğrenciye verilen burslar, yap-tırılan 27 eğitim tesisi ile eğitim ko-nusunda Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan TEV’in bugüne kadar hep “Gençliğin yetişmesine hizmet, bir insanlık ve vatan borcu-dur” anlayışıyla hareket ettiklerini vurguladı. Bilal, güvenerek birikimini TEV’e bağışlayan Orhan Çetin’e yap-tırdığı kapalı spor salonu dolayısıyla da bir kez daha teşekkür etti.

Daha sonra sözü Uzunköprü Be-lediye Başkanı Av. Enis İşbilen aldı. İşbilen konuşmasına, Uzunköprü’ye okulla birlikte kazandırdığı kapa-lı spor salonundan dolayı Orhan Çetin’e teşekkür ederek başladı. Kapalı spor salonundan öğrencilerle birlikte Uzunköprülülerin de yararla-nacağını ifade eden Başkan İşbilen, ilçe için gerekli olan spor salonunun açılışından ve ilçeye kazandırılmasın-dan dolayı memnuniyetini dile getirdi.

“Orhan Çetin okuldan sonra kapalı spor salonunu da ilçemize kazandırdı”

Açılış töreninde Uzunköprü Kay-makam Uğur Kolsuz da bir konuş-ma yaptı. Kolsuz yaptığı konuşmada;

“TEV - Orhan Çetin Anadolu Öğret-men Lisesi 16 derslik, 2 laboratuar, 1 bilgisayar laboratuarı, resim ve müzik odası, bir kütüphane, 200 metrekare-lik toplantı salonu ve kantine sahip. Okulumuza 2012- 2013 öğretim yılın-da 90 öğrenci alınmış olup, bu öğren-cilerin 30’u ilçemiz dışından gelmiş-tir. Orhan Çetin olmasaydı bu güzide okulu Uzunköprü’ye kazandırmamız

mümkün olmayacaktı. Orhan Çetin, okulun açılışından sonra öğrencilerin spor yapacakları spor salonunun da gerekli olduğunu ifade ederek, bu ko-nuda bir kaynak bulamamamız üzeri-ne kapalı spor salonunda yaptırılma-sını üstlenmiştir. Dolayısıyla buradan bir kez daha kendilerine teşekkürle-rimi ve şükranlarımı arz ediyorum.” dedi.

Page 16: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler30

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler31

Edirne Valisi Hasan Duruer de açılış törenine katılanlar arasındaydı. Tö-rende bir konuşma yapan Vali Duruer, TEV’in, bağışçı Orhan Çetin’in, eğitim gönüllülerinin varlıklarıyla, geleceği aydınlatan çocukları daha iyi yetişti-rildiğini ve geleceğe daha iyi hazır-layabildiklerini söyledi. Ayrıca Vali Duruer sözlerine şöyle devam etti: “Orhan amcalar gerçekten önemli eserler bırakıyorlar. Bu topraklarda kazandıklarını tekrar bu topraklara veriyorlar. Şüphesiz ki insanların en kıymetlisi, insanlara faydalı olandır. Hele ki çocuklara, gençlere yapılan hizmetler her şeyin üzerindedir. Bu-rada yapılan spor salonunda inanı-yorum ki çok iyi sporcular yetişecek-tir. Orhan Amcamız çok hayırlı bir iş yapmıştır. Buradan yetişen çocuklar gururla, TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nden mezun oldum diyeceklerdir. Ben Orhan Amcamıza

ve emeği geçenlere buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.”

“Hayırseverler her zaman eğitime katkıda bulunmalıdırlar”

Adını taşıyan okulun kapalı spor salonu açılışında konuşma yapan hayırsever Orhan Çetin, öğrencilere seslendi: “Lise ve üniversite tahsi-liniz süresince ve mesleğinizde ba-şarılı olmak istiyorsanız daima çok çalışmalısınız. Lisedeki öğretmenle-riniz sizleri, fen ve yabancı dil dersleri dahil çok iyi yetiştirmelidir. Bu lisenin öğrencileri, küreselleşen dünyada bilgi bakımından sadece Türkiye’deki diğer fen ve öğretmen liselerinin öğ-rencileri ile değil dünyanın herhangi bir ülkesinde okumuş öğrenciler-le yarışabilecek düzeyde olmalıdır.” dedi.

TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen

Lisesi’nden mezun olacak öğrencile-rin Türkiye’nin geleceğin yöneticileri olmalarını umut ettiğini dile getiren Orhan Çetin, “Unutmayın ki bugün ülkeler arasında bilim ve teknolo-ji yarışı vardır. Türkiye’nin bu yarışta başarılı olabilmesi, iyi yetişmiş siz öğrencilerle mümkün olacaktır. Bu öğrencileri yetiştirmek için de hayır-severler her zaman eğitime katkıda bulunmalıdırlar.” diyerek konuşma-sını tamamladı.

Hayırsever Orhan Çetin, Edirne’nin Bayramlı Köyünde doğmuş, ilko-kulu Bayramlı Köyü’nde, ortaoku-lu Uzunköprü’de, lise eğitimini ise İstanbul Kabataş Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra, tahsiline Almanya’da devam etmiş. Karl-sruhe Teknik Üniversitesi’ni başa-rıyla bitiren Çetin Elektrik Yüksek Mühendisi’dir.

Toplam 16 derslikte 480 öğrencinin eğitim gördüğü TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nde, öğrencilerin eğitimlerin destek ol-mak amacıyla fizik, kimya ve biyoloji laboratu-arları, resim iş ve müzik atölyeleri, bilgisayar odası, kütüphane ve 400 kişilik konferans sa-lonu, spor aktivitelerine destek olmak ama-cıyla da spor tesisi bulunuyor. Öğrenci Yurdu 100 kız ve 100 erkek olmak üzere toplam 200 öğrenci kalabilecek kapasitede. Yurtta öğren-ciler için yemek servisi ve çalışma salonları mevcut.

TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi teknik özellikleri

Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1937 yılında Uzunköprü’ye bağlı Bayramlı köyünde dünyaya gelmi-şim. Babam o tarihte Bayramlı kö-yünde ilkokul öğretmeni. Cumhuri-yet döneminin ilk öğretmenlerinden biri. Annem ev hanımı. Köyde tahmin edersiniz o dönem için mahrumi-yet dönemi. Yol yok, elektrik yok zor şartlarda okuduğumuzu itiraf ede-yim. Yine o dönemlerde öğretmenle-

rin aldığı maaş da o kadar iyi değildi. Ortaokulu Edirne’de, liseyi Kabataş Erkek Lisesinde bitirdim. Liseyi bitir-dikten sonra öğretmenlerimin des-teğiyle Almanya’ya gittim. Bütün öğ-retmenlerimin planı beni Fransa’ya göndermekti ama ben Almanya’da Karlshure Teknik Üniversitesinde eğitimime başladım. Elektrik Yüksek Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Almanya’da çalışmaya baş-ladım. Uzun yıllar çalıştıktan sonra

bir müddet Paris’e geçtim. Paris’te beş yıl kaldım. Döndüğümde askere gittim, askerlikten sonra iş hayatına atıldım. Öğretmen ailesinin çocuğu olmam nedeniyle ayrıca ben Cum-huriyet çocuğuyum, Atatürkçüyüm. Bağış yapma konusu gündeme geldi-ğinde, Türk Eğitim Vakfı ile görüştüm. Bir takım önerilerde bulundular. Ben doğduğum toprakları, tozunu yuttu-ğum Uzunköprü’yü unutamıyordum. Bağışımı eğitime yapmaya karar ver-

“Benim bu topraklaravefa borcum var”

Orhan Çetin, 70 yaşında eğitim gönüllüsü bir bağışçı. 45 yıllık birikimini okul yaparak bağışlayan, bununla kalmayıp bir de okula kapalı spor salonu kazandıran, öğrencilerin Orhan Amcası o. ‘Buranın çocuğu olduğum için çok ilgi görüyorum’ diyen Çetin, Uzunköprü’ye vefa borcu olduğunu ve bunu da okul yaptırarak ödemek istediğini söylüyor. Çetin, bir daha dünyaya gelse yine eğitime katkı yapacağını ve Türkiye’yi eğitimli insanların kurtaracağını vurguluyor.

Orhan Çetin

Page 17: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV’den haberler32

TEV dergi

Ocak 2013

TEV’den haberler33

dim ve bunun da Uzunköprü’de ol-masını tercih ettim.

“Türkiye’yi eğitimli insanlar kurtaracak”

Uzunköprü’ye böyle bir yatırım yap-mak nereden aklınıza geldi?

İnsanları doğru yönlendirmek için eğitim şart. İkincisi Türkiye’de her-kesin hemfikir olduğu bir konu var; Yetersiz eğitim. Yetersiz eğitimden kasıt, kaliteli eğitim. Lise ve üniver-site bitiriliyor ama kaliteli eğitim de-nildiğinde herkes bir duruyor. Ben de hasbelkader köyde doğmuşum, köy ilkokulunda mezun olmuşum, liseyi İstanbul’da bitirmişim. Yüksek tah-silimi Almanya’da yapma şansı bul-muşum. Çok zor şartlarda eğitimimi tamamladığım ve bir öğretmen ailesi-nin çocuğu olduğum için eğitime kat-kı yapmak benim için bir görev oldu. Bir ülkenin kalkınması için insanların eğitilmesi şart. Bağış gündeme geldi-ğinde TEV’deki yetkililerle konuştum, bana birkaç öneri sundular. Bunların içinde eğitime katkı birinci sıradaydı. Benim bu topraklara vefa borcum var. Bu vefa borcunu ödeyebilmem için burada bir okul yaptırmalıydım. Çok da isabetli bir karar olmuş. Buranın çocuğu olduğum için olsa gerek bü-yük ilgi görüyorum. Bir daha dünyaya gelsem ve imkanım olsa yine eğitime katkı yaparım çünkü Türkiye’yi eği-timli insanlar kurtaracak.

Öğrenciler ve Uzunköprülüler sizi çok seviyor ve kendilerine yakın hissediyorlar. Hatta o kadar se-viyorlar ki size Orhan Amca diye hitap ediyorlar. Bu neden kaynakla-nıyor olabilir? Sizi neden bu kadar kendilerine yakın görüyorlar?

Birincisi ben bu toprakların çocu-ğuyum. İkincisi eğitim konusunda bağış yaparken burayı tercih ediyo-rum. Çocukları, öğrencilerimizi çok seviyorum. Onlara şunu söylüyorum, benim tek bir dileğim var. Hayatta kaldığım sürece bu liseden mezun olacak gençlerin iyi bir üniversite kazanmaları ve ömrüm vefa ederse onların başarılı bir fakülteden me-zun olmalarını görmek. Bundan daha büyük bahtiyarlık olmaz benim için. O nedenle buradaki öğrencilerimiz çalışacaklar, başarılı olacaklar. Hep-si benim çocuklarım gibi. O nedenle çok memnunum. Arzum bu liseden mezun olacak öğrencilerin ilk pilav gününe gelmek ve bu okulu da köklü bir lise yapmak istiyoruz.

Edirne Uzunköprü için yapılan ba-

ğışlarınızdan bahseder misiniz?Uzunköprü için TEV-Orhan Çetin

Anadolu Öğretmen Lisesi için bağış yapıldı. Okul 16 derslik 480 öğrenciyi barındıracak bir okul. Bundan sonra gelecek nesillerin bu okulda eğitim görmesi benim için tarifi mümkün olmayan duygu yaşatıyor. 10 yıl sonra buradaki öğrenciler ben TEV-Orhan Çetin lisesinden şu tarihte mezun oldum diyecekler. Bunu bilmek bile beni gururlandırıyor. Sonrasında okul içinde kapalı bir spor salonu da hiz-mete açıldı. Salon hem öğrencilerin hem de Uzunköprülülerin hizmetine sunulacak.

Ben talebelik yıllarımdan beri bi-raz hırslıyımdır. Burs alarak üniver-siteyi okuyabildim. Sıkıntılı yıllardı ve okulu bitirip bir an önce çalışmak istiyordum. O dönem derslere kendi-

mi biraz fazla vermiştim. İstanbul’a geldiğimde gördüm ki, ben 100 metre geriden yarışa başlıyorum. Bu açığı kapatmak için çok çalışmak duru-mundaydım.

“Çalışmadan başarılı olanı henüz görmedim”

Başarılı olmaları için TEV bursiyer-lerine, öğrencilere ne gibi tavsiye-leriniz olacak?

Başarılı olmak için tahsilleri bo-yunca programlı çalışmaları ve sosyal aktivitelere aksatmamaları-nı tavsiye ederim. Sosyal aktiviteler denilince ders dışı etkinliklere de zaman harcıyorsunuz bu sefer ça-lışmaya vakit az kalıyor. Bu meslek hayatında da böyle. İşler çok yoğun olduğunda sosyal aktivitelere va-kit ayırmak mümkün olmuyor. Ama başarmak için de çalışmak gereki-yor. Çalışmadan başarılı olanı henüz görmedim. 70 yaşındayım, holding-lerin başında olanların hepsi ciddi çalışma sonucunda oralara gelmiş-lerdir. Çocuklara şunu anlatmak istiyorum. Lise çağında bilhassa öğrenmek için çalışmalı, sınıf geç-mek için değil. Sınıfı herkes geçiyor, siz öğrendiğiniz zaman zaten sınıf-ta kalmanız mümkün değil. İkincisi, benim tavsiyem bizdeki yanlış ka-naat zannediyorlar ki, sadece öğ-retmenin anlattıklarına çalışırsam geçerli not alırım. Geçerli not almak için bu yeterli oluyor ama benim an-layışıma göre yetersiz. Öğretmenin anlattığı konunun dışında başka ki-taplar karıştırın, daha detaya girin, konuyu daha kapsamlı öğrenmeye bakın ki, o zaman derslere çok daha iyi hakim oluyorsunuz. Bunu öğren-cilerimiz yaparsa o zaman başarılı

Uzunköprü Belediye Başkanı olarak, yapılan bağışları nasıl değerlen-diriyorsunuz?

Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen: Uzunköprülüyüm ve avu-katım. Üç yıldır belediye başkanı olarak görev yapıyorum. Uzunköprü’de bazı şeylerin eksik olduğunu ve büyük ölçüde geciktiği için taşın altına elimizi koymak gereksinimini duyduk. Orhan Amcanın ilçemize yapacağı katkıyı duyduktan sonra onun yanında olmak istedik. Açılan okulun ve ka-palı spor salonunun en hızlı ve kaliteli şekilde bitmesi konusunda Orhan Amcaya destek olduk. Bu okul kamu hizmeti olarak arz edildi. Bu eserleri ilçemize kazandırdıktan sonra aynı kalitede devam etmesi çok önemli. Bizler Orhan Amcadan bu görevi aldık. Elimizden geldiğince, belki daha da vasıflandırarak eğitim konusunda çalışmalarımıza aynı kalitede de-vam edeceğiz. Uzunköprülü olarak kendisine müteşekkiriz.

“Uzunköprü olarak Orhan Amcaya müteşekkiriz”

olmamaları için hiçbir neden yok. Sistemli çalışılacak daha geniş ba-kılacak. Şuna şahit oldum, lise tah-silini iyi yapan öğrenciler üniversite-de hiçbir sıkıntı çekmiyor. Bilhassa mühendislik fakültelerinde.

Her yıl 2 milyon öğrenci üniversite sınavına giriyor. 700-800 bin öğrenci sınavı kazanıyor. Tanınmış üniversi-

telere yerleşen öğrenci sayısı daha az. Öğrencinin hedefi iyi bir fakülte olmalı. Bu da çalışmayla mümkün olacak. İster avukat ister doktor ister mühendis olun, o işyerinde tutunmak için fark yaratmanız lazım. Farkı da bilginizle yaratacaksınızdır. Bilgi en büyük kuvvettir. Bilgili insanın kolay kolay bileğini bükemezsiniz, bilgili in-san korkmaz.

Enis İşbilen, Orhan Çetin, Eda Noyan

Enis İşbilen

Page 18: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

bağışçılarımız34

TEV dergi

bağışçılarımız35

Ocak 2013

“TEV en çok güvendiğim kurumların başında geliyor”

Bayer Türk çalışanları TEV’li bursiyerlere destek oluyor

Emekli hakim Ali Suat Çimendereli ve eşi Fahrünnisa Çimendereli aldıkları kararla mal varlıklarını TEV’e bağışladılar. 2008 yılından bu yana TEV bağışçısı olan Çimendereli çifti, bağışın doğru yere gittiğini bilmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Ali Suat Çimendereli: Ben 1928 doğumlu olup aslen Rumeliliyim. İs-tanbul Erkek Lisesinden mezun ol-duktan sonra hukuk tahsili yaptım ve sonrasında hakim oldum. İlk görev yerim Diyarbakır’ın Çüngüş kazası oldu, sonra Artvin’in Yusufeli kaza-sına, Ezine’ye, Trakya’da İpsala’da görev yaptıktan sonra İstanbul’a gel-dim. İstanbul’da 20 yıl adliye sarayın-da savcılık, hakimlik, ceza hakimliği yaptıktan sonra emekli oldum.

Fahrünnisa Çimendereli: Ben 1938 İstanbul doğumluyum. İstanbul Li-sesinden mezun oldum. Adliyeden emekli oldum. Ali Suat Bey ile 25 yıl-dır evliyiz.

TEV’i daha önce duymuş muydu-nuz? Vakfın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ali Suat Çimendereli: Bizim ço-cuğumuz olmadı. O nedenle varlık-larımızı bir hayır kurumuna vermeyi planlıyorduk. Vakfın çalışmalarından haberdardım. Vakıftan ilgili kişilerle yaptığımız görüşmeler sonucunda mevcudumuzun hepsini Vakfa ver-dik. Biz, 2008 yılından bu yana TEV’in bağışçılarıyız. Eşim de TEV’e bağış konusunda çok ısrarcı oldu. Maddi

sıkıntı içinde öğrenimlerine devam eden çocuklara, gençlere küçük de olsa bir katkımız olursa ne mutlu bizlere. Vakfa bağış yapmak eşimle benim ortak kararımızdı. Bundan da çok memnuniyet duyduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim. Aynı za-manda TEV benim en çok güvendiğim kurumların başında geliyor. Şeffaf-lığı, yapılan bağışların doğru kişile-re ulaşması konusundaki duyarlılığı bizleri çok etkiledi.

Fahrünnisa Çimendereli: Ben TEV’in yaptığı çalışmalardan çok memnunum. Ayrıca bizlerin ne ihtiya-cı varsa anında yardımda bulunuyor-

lar. Bağışçılarla İlişkiler Bölümünde görevli arkadaşlar, desteklerini biz-den esirgemiyorlar. Yakın bir tarihte eşim bir rahatsızlık geçirdi ve arka-daşlar gelip eşimi hastaneye götür-düler ve bizimle yakından ilgilendiler.

Bugün bize bir hediyeyle geldiniz. Bu hediyeyi ne duygularla getirdiniz?

Fahrünnisa Çimendereli: Ben siz-lere elimde işlediğim bir Atatürk portresini hediye olarak getirdim. Ben bu işi bir ayda bitirdim. İşlerken en çok gözleri beni oyaladı. Pek çok renk değiştirdim. Benzememişse sö-küp, tekrar yaptım.

Bayer Türk Çalışanları Sosyal Yardım Grubu (SYG), 12 yıldır, eğitim, sağlık, kimsesizler, sosyal etkinlikler, doğal afetler ve çevre alt çalışma gruplarıyla çeşitli organizasyonlar düzenliyor. Bayer Türk SYG, ülkemizin geleceğini şekillendirecek gençleri desteklemek amacıyla bu yıl da TEV ile burs projesi başlattı. Konuyla ilgili sorularımızı, Bayer Health Care Pharma Ulusal Satış Müdürü ve SYG Başkanı Aydoğan Gökgönül yanıtladı.

Bayer dünyanın her tarafında sos-yal ihtiyaçlara odaklanan bir şirket. Bayer Türk’ün kendi içinde ve çalışanlarının inisiyatifinde doğmuş olan SYG neler yapıyor?

Bayer Türk SYG, Bayer Türk çalı-şanları arasında farkındalık yarat-mak ve sosyal sorumluluk bilincini yerleştirmek amacıyla gönüllülerden kurulmuş bir gruptur. Günümüze ka-dar eğitim, sağlık, kimsesizler, sosyal etkinlikler, doğal afetler ve çevre alt çalışma gruplarıyla çeşitli organizas-yonlar yapmıştır. Bayer Türk SYG ger-çekleştirdiği sosyal, kültürel etkinlik-ler ve gönüllü çalışanlar tarafından yapılan düzenli bağışlarla kendine fon yaratarak birçok okulun, hasta-nenin özel ihtiyaçlarını karşılamış, öğrenciler, hastalar, kimsesiz çocuk-lar ve yaşlılar gibi yardıma ihtiyacı olan kişilere de maddi manevi destek sağlamıştır. Bu SYG’nin kuruluşun-dan bu yana misyonumuz gibi düşü-nülebilir. Bayer Global anlamda çok sayıda Sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor ve destek oluyor. SYG ola-rak bizler de Bayer çalışanları olarak

birlikte ortaya bir şeyler koymak is-tiyoruz.

SYG Bayer Türk çalışanları SYG’ye size göre neden destek olmalılar? Bu desteği hangi yollardan verebi-lirler?

SYG olarak, ürettiğimiz projelere kaynak sağlamak için çalışmalar yapıyoruz. En önemli projemizse, üniversite ve lise öğrencileri için dü-zenli kaynak oluşturmak ve bu ko-nuda da Türk Eğitim Vakfından des-

tek alarak, burs projesi başlattık. Şu anda 10 üniversite ve lise öğrenci-sine TEV vasıtasıyla burs veriyoruz ve bu sayıyı arttırmayı amaçlıyoruz. Bunun için Bayer çalışanlarının da içinde bulunduğu bir düzenli ödeme grubu oluşturduk. Birkaç ay içinde çok sayıda Bayer çalışanı bu gruba katıldı ve bu sayı hızla artıyor. Dü-zenli bir kaynak akışı ile bütçe oluş-turabilmek çok önemli bu nedenle arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum.

Page 19: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

gezi37

gezi36

Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugün-kü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları biliniyor. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedon-yalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris ya da Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanıyor.

M.S. II. yüzyılda Roma İmpara-toru Hadrianus, (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nede-niyle buraya kent statüsü veriyor ve kendi adını koyuyor. Böylece, Roma Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Had-rianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anılıyor. Adrianopolis za-manla Adrianople/Adrianopel olarak değişiyor. Roma İmparatorluğu’nun bölünmesiyle Doğu Roma İmparator-luğu ya da diğer adıyla Bizans’ın payı-na düşen şehir, bir süreliğine Avarlar, Bulgarlar ve Haçlıların eline geçse de kentin 1361 yılında Türklerce fet-hine kadar Bizans’ta kalıyor.

Kent, Osmanlı dönemi başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anılıyor. 1476’da yazılan Aşıkpa-şazade Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçiyor. XVI. yüzyıl başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülüyor. Edirne 1361 yılında I. Murat tarafından fethediliyor ve İstanbul’un alınışına kadar geçen 92 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun başken-ti oluyor. Edirne, 1453’te İstanbul’un başkent olmasından sonra önemini kısmen yitirse de, padişahların gözde yerlerinden biri ve canlı bir ticari ve idari merkez olarak kalıyor. Yaklaşık 100 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olması nedeniyle Edirne’de pek çok Osmanlı eserini görme-

niz mümkün. Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar yerleri, kervansarayları, saraylarıyla büyük bir müzeyi andırıyor.

18. yüzyılda, yangınlar ve depremle sarsılan kentin gelişimine en büyük darbeyi, bir zamanlar avantaj teşkil eden Balkanlara açılan kapı olma ni-teliğinin Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeye başlamasıyla dezavan-taja dönüşmesi vuruyor. Yabancı işgalini ilk olarak 1828-29 yılındaki Osmanlı-Rus harbinde yaşayan şe-hir, 93 Harbi’nde (1877-1878) tekrar Ruslar, Balkan Harbi’nde (1912-1913) ise Bulgarlar tarafından işgal ediliyor. Birinci Balkan Harbinden sonra kabul edilen barış anlaşma-sıyla Bulgaristan’a geçen kent, İkin-ci Balkan Savaşından sonra tekrar Türk topraklarına katılıyor. I. Dünya Savaşı’ndan Osmanlı Devleti’nin ye-nilgiyle çıkmasının ardından Edir-ne, Temmuz 1920’de Yunan işga-line uğruyor. Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasıyla 25 Kasım 1922’de nihai olarak Türk egemenli-ğine giriyor ve Lozan Anlaşması’yla Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak alınan Karaağaç’ın, 15 Eylül 1923’te Türkiye’ye katılmasıyla ilin sınırı bugünkü halini alıyor.

Dünyanın en uzun taş köprüsü Uzunköprü’ye kuruluyor

Uzunköprü’nün kuruluşu, 1427 yı-lında II. Murad Han emriyle Ergene Nehri üzerinde Mimar Muslihiddin tarafından bir köprü yapılmaya baş-lanmasına dayanıyor. Avrupa’ya sefer yapan Osmanlı ordusunun toplanma yeri olan Edirne’ye geçiş güzergahı üzerinde bulunan arazide, ordu geçişi için daha önceden yapılan köprülerin Ergene nehrindeki taşkınların sonu-

cu yıkılması ile kalıcı bir köprü inşaa-sına karar veriliyor. Ormanlık ve ba-taklık arazide haramilerin dolaşması bölgeyi güvensiz hale getirdiğinden dolayı köprünün korunması için bir kasaba kurulması da verilen kararlar arasında. Uzunköprü, Osmanlıların

Üç imparatorluğun izlerini taşıyan kent; EdirneEdirne denilince akla ilk Mimar Sinan’ın 80 yaşındayken yaptırdığı ve ustalık eserim dediği Selimiye Camii gelir. Osmanlı İmparatorluğuna da başkentlik yapan Edirne, bugün üç imparatorluğun izlerini taşıyan tarih mirasına da sahip. Edirne’de ister deniz tatili ister kültürel ister doğa tatili yapabilirsiniz. Her meraka ve her keyfe uygun alternatifler sunan Edirne, bir şehirden daha fazlasını bekleyen ziyaretçilere unutulmaz deneyimler sunuyor.

TEV dergi

Ocak 2013

Edirne Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Sağlık Mü-zesi, Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden,

Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii, Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II. Bayezit Külliyesini gezmeden,

Meriç kenarında, yemek ye-meden ve Edirne’nin meşhur ci-ğer tavasını tatmadan,

Badem ezmesi, deva-i misk şekeri, mis sabunu ve beyaz peynir almadan,

Her yıl Haziran ayı son hafta-sında düzenlenen Kırkpınar Yağ-lı Güreşleri ve kültür etkinlikle-rinde Edirne’de bulunmadan, dönmeyin.

Yapmadan Dönme

Page 20: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

gezi38

TEV dergi

Ocak 2013

gezi39

Orhan Gazi’nin Rumeli’yi ele geçir-mek için düzenlediği seferler sıra-sında, kardeşi Süleyman Paşa 40 as-kerle Bizanslılar’a ait Domuzhisar’ın üzerine yürüyor ve baskınla burası-nı ele geçiriyor. Öteki hisarların da ele geçirilmesinden sonra, 40 kişi-lik öncü birlik geri dönüyor ve şimdi Yunanistan’ın topraklarında kalan Samona’da mola veriyor. 40 cengaver burada güreşe tutuşuyorlar. Saatler-ce süren güreşlerde, adlarının Ali ile

Rumeli’de kurdukları ilk yerleşim yeri olup, daha önce var olan bir ka-saba değil, tamamen Türklerce oluş-turulmuş bir şehir özelliği taşıyor.

Uzunköprü’nün inşaası dört yıl sürüyor ve dünyanın en uzun taş köprüsü olarak tarihte yerini alıyor. Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayı-sı 170’i geçiyor. II. Murad tarafından köprü yakınına kurulan kasaba da, Osmanlıların Avrupa kıtasında ilk kurdukları yerleşim merkezi (diğer yerleşim merkezleri tarihte önceden var olan yerlerdi ve fetihlerle ele ge-çirilmişlerdi) olarak tarihe geçiyor. Uzunköprü’nün ilginç bir özelliği de, köprünün başında, Osmanlı ülkesinin ilk Hürriyet anıtının 1909 yılında dikil-miş olmasıdır.

Kırkpınar Yağlı Güreşlerine ilgi günümüzde de sürüyor…

Her yıl Haziran ayı sonu ila Temmuz

ayı başında Edirne’de Kırkpınar Yağ-lı Güreşleri düzenleniyor. Pehlivan-lar üç gün süresince er meydanında mücadele ederek, başpehlivan olmak için güreşiyor. Osmanlı Devleti’nin her yerinde düzenlenen panayırların hepsinde güreş yapılıyordu ama bun-ların içinde yalnız Kırkpınar’da “baş”ı kazanan pehlivan, gelecek yılın Kırk-pınar güreşlerine kadar “başpehli-van” olarak biliniyordu. Bu düşünce günümüzde de devam ediyor.

Selim olduğu rivayet edilen iki kar-deşin bir türlü yenişemedikleri gö-rülüyor. Daha sonra bir Hıdrellez gü-nünde, Edirne yakınlarındaki Ahıköy çayırında aynı çift yeniden güreşe tu-tuşuyor. Bütün bir gün güreşmeleri-ne rağmen yine yenişemeyen kardeş pehlivanlar, gece boyunca da mum ve fener ışığında mücadelelerini sür-dürmeye devam ediyorlar. Ancak so-lukları kesilerek oldukları yerde can veriyorlar.

Arkadaşları onları aynı yerdeki bir incir ağacının altına gömerek oradan ayrılıyor. Yıllar sonra ise aynı yere git-tiklerinde iki pehlivanın mezarlarının bulunduğu yerde gür bir pınar görü-yorlar. Bundan sonra halk orada ya-tanların anısına o yöreye, “Kırkpınar” adını veriyor.

Yunanistan’ın Samona köyünün me-rası içindeki alan asıl Kırkpınar çayırı-

Edirne’ye özgü yiyeceklerin başında Edirne’nin meşhur tava ciğeri ge-liyor. Edirne’yi ziyaret edenler Edirne’nin tava ciğerini yemeden kentten ayrılmazlar.

Ciğer TavaMalzemeler: Dana ciğeri, buğday unu, yağ, tuz, kurutulmuş kırmızı bi-

ber.Hazırlanışı: Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin bir bıçakla ince

ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp tuzlandıktan sonra una bulanıp, bol ve kızgın yağda kızartılarak, servis yapılıyor. Ciğer tavanın yanında mutla-ka yazın güneşte kurutulup kırmızı hale gelen biberler, yağda kızartılarak, ciğerin yanında verebilirsiniz.

Ne yenir?

Ne alınır?

Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz. Özellikle Edirne’ye özgü ürünlerin satıldığı Selimiye aras-tasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını, peynir şekerini, misk sa-bununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz

dır. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı sonunda Kırkpınar Güreşleri Edirne ile Mustafapaşa yolu arasın-daki “Virantekke” denilen yerde dü-zenleniyor. Cumhuriyet’ten sonra 1924 yılında ise güreşler Edirne’nin Sarayiçi mevkiinde yapılmaya başlanıyor.

Kırkpınar Güreşleri 1928 yılına ka-dar ağaları tarafından düzenleniyor.

Güreşlerdeki ödülleri ve misafirlerin ağırlanmasını ağalar karşılıyor. Ancak 1928 yılında ülkede meydana gelen ekonomik sıkıntılar nedeniyle ağalığa talip çıkmayınca, güreşlerin organize ve gelenleri ağırlama işi Kızılay ve Ço-cuk Esirgeme Kurumu tarafından üst-leniliyor.1946 yılında ise Tarihi Kırk-pınar Güreşleri Edirne Belediyesi’nce düzenlenmeye başlanıyor.

Page 21: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEVİTÖL’den haberler40

TEV dergi

TEVİTÖL’den haberler41

Ocak 2013

İlkler, deneyimler ve merakının peşinden koşanlar

30 Kasım 2012 tarihinde, Türkiye’de ilk klonlamayı yapan ekipte yer alan, İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fa-kültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Pabuccuoğlu’nu okulumuzda ağırla-

TEVİTÖL’ün başarı öyküsü devam ediyorTEVİTÖL’de 2012-2013 eğitim-öğretim yılı, Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve CHP Ankara Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı tarafından verilen açılış dersiyle başladı. Öğrenciler, Halıcı’nın verdiği dersi ilgiyle izlediler. Yeni eğitim-öğretim yılında da TEVİTÖL’lü öğrencilerin başarı öykülerini izlemeye devam edeceğiz.

dık. Pabuccuoğlu, öğrencilere kendi-sinin yürüttüğü projeler kapsamında reprodüktif biyoteknolojik yöntemler, klonlama, embriyolojik ve transgenik çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Okulda tıp ve biyoloji eğitimi almak isteyenler öğ-renciler için bu bilgiler çok yararlı oldu.

City University of Hong Kong temsilcileri TEVİTÖL’deydi

City University of Hong Kong öğretim üyesi Prof. Özer, Rektör Yardımcısı Dr. David Cheng, Associate Vice President ve Dış İlişkiler Sorumlusu and Candy Chouk, TEVİTÖL’lü öğrencilere üniver-

sitelerini tanıttılar. Tanıtım sonrasında konuklar, öğrencilerin ve öğretmenle-rin gerek üniversite gerekse şehir hak-kındaki sorularını yanıtladılar.

TEVİTÖL’lü öğrenciler İTÜ Nükleer Enerji Bölüm Gezisinde

TEVİTÖL’lü öğrenciler, İTÜ-Mas-lak Kampüsü’nde yer alan Enerji Enstitüsü’nün Nükleer Enerji Bölü-mü’ndeki TRİGA Mark-II reaktörünü, 6 Aralık 2012 tarihinde incelemeye git-tiler. Reaktörü incelemeleri ve yapılan araştırma çalışmaları konusunda bilgi edinmeleri öğrenciler için çok yararlı

oldu. Ziyaret sırasında Zeyneb Camta-kan ile Reaktör İşletme Şefi Mehmet Genceli de bilgilendirmede bulundular.

TEVİTÖL’lü öğrencilerden IMC – STFA ziyareti

TEVİTÖL Mekatronik Kulübü FRC takımı öğrencileri, geçen yıl takımın sponsorluğunu üstlenen STFA’ya zi-yarette bulundular. Öğrenciler, Tomris Taşkent, Sezai Taşkent, Alp Taşkent ve Nur Taşkent’e geçen yılki çalışmaları hakkında bir sunum yaptı. Sunumu be-ğeni ile izleyen STFA yöneticileri bu yıl

da sponsorluklarını devam ettirmeye karar verdiler.

TEVİTÖL’lü çevirmenler STFA’da Khan Academy yeni yıl buluşmasındaydı

Khan Academy için çevirmenlik ya-pan öğrenciler, Khan Academy yeni yıl buluşması için 24 Aralık 2012 tarihin-de STFA’daydı. STFA sponsorluğunda gerçekleştirilen Khan Academy projesi herkesin ücretsiz olarak yararlanabi-leceği videoların Türkçe’ye çevrilmesi amacını taşıyor. Bu buluşmada öğren-ciler, STFA yöneticileri, Khan Academy koordinatörleri ve Koç Lisesi’nden ge-

İstanbul gezisi

Hayvanat Başçesi gezisi

Khan Academy

Okul açılış dersiSTFA ziyareti

Page 22: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEVİTÖL’den haberler42

TEV dergi

Ocak 2013

len çevirmenlerle tanışma imkanı bul-du.

TEVİTÖL’lü öğrenciler Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı’nda

TEVİTÖL’lü öğrenciler, 25 Aralık 2012 tarihinde Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı’nı ziyaret etti-ler. 1991 yılında Darıca’da Faruk Yalçın tarafından kurulan hayvanat bahçesi ve botanik parkı 80 dönümlük alana sahip olup, park içinde 200 çeşit yaklaşık 2 bin adet hayvan bulunuyor. Ayrıca 250 bitki türünün üzerindeki zenginliğiyle de, Türkiye’nin sayılı botanik parkları arasında yer alıyor. Öğrenciler, farklı hayvanları, onlar için oluşturulmaya çalışılan doğal ortamlarında rehber eşliğinde gözlemlediler. Özellikle top-lu hareket eden cüce maymunları, 22 saat kesintisiz uyuyabilen aslanı ve ikiz leoparları dakikalarca izleme fırsatı buldular.

Sinema Günleri Başkaldırı ile başladı! TEVİTÖL’de 4-8 Kasım 2012 tarih-

leri arasında gerçekleşen Sinema Günleri’nin bu yılki teması “Başkaldırı” oldu. İlgiyle izlenen filmler, öğrencilerin bakış açılarına dinamizm kattı.

Buluşmalar, Konuklar ve ZiyaretlerTEVİTÖL’lü öğrenciler, başarılı çalış-

malarının yanı sıra kültürel ve sosyal etkinliklerle de dikkat çekiyorlar. Okul, edebiyat, tiyatro, konser ve gezilerle öğrencilerin kültürel gelişimlerine kat-kı yapıyor.

Polisiye romanlarıyla her zaman çok satan listesinde yer alan yazar Ahmet Ümit TEVİTÖL’lü öğrencilerle bir araya geldi. Yapılan sohbeti ilgiyle dinleyen öğrenciler zihinlerini yeniden tazeleme imkanı buldular.

Daha sonra Şehir Üniversitesi’nde

görevli öğretim üyeleri de TEVİTÖL’de öğrencilerle birlikteydiler. Şehir Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih Uslu, ‘İstanbul’da İlk Romanı Kim Yazdı’ başlıklı konuşmasını gerçekleş-tirirken, Kemal Karpat ‘Kısa Türkiye

Tarihi’, Tuncay Birkan da ‘Türkiye’de Yayıncılık ve Editörlük’ başlıklı bir ko-nuşma gerçekleştirdiler.

TEVİTÖL’lü öğrenciler çeşitli ziya-retler de gerçekleştirdiler. Öğrenciler Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniver-sitesi tarafından 19 Kasım 2012 ta-rihinde düzenlenen Sabahattin Eyü-boğlu Sempozyumu’na katıldılar. Aynı zamanda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı, TÜYAP Kitap Fuarı ile TÜPRAŞ gezisine katıldılar. Dünya Gazetesi Yayın Yönet-meni ve Başyazar Osman Arolat ziyaret edildi. Öğrenciler son olarak, Prof. Dr. Feride Çiçekoğlu’nun da konuk olduğu Bilgi Üniversitesi Kısa Film Grubunu ziyaret ederek, bilgi aldılar.

Öğrenciler Barokist Quartet, Çağrı Köktekin, Boğaziçi Caz Korosu, Yeni Türkü konserlerine de giderek, gönül-lerince eğlenme fırsatı buldular. Ayrıca, Ben Bertolt Brecht ,Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye, ve Tatlı Kaçık adlı tiyatro oyunlarını da keyifle seyrettiler.

Ahmet Ümit Feride Çiçekoğlu

Page 23: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

44

TEV dergi

Ocak 2013

45biz ne yapıyoruz?biz ne yapıyoruz?

“Vakfımız için her mutlu bağışçı, yeni bağışçılar demektir”

Türk Eğitim Vakfı Bağışçılarla İliş-kiler Departmanında Nilsin Ateş, Ah-met Fidan ve Abdurrahman Süngülü görev alıyor. Türk Eğitim Vakfının en önemli kaynaklarını oluşturan ba-ğışçıların yapmış olduğu bağışlarla bugüne kadar binlerce öğrenci eği-timlerini tamamlayabildi. Bu nedenle bağışçıların istek ve ihtiyaçları Vakfın en önemli sorumluluklarından birini oluşturuyor. Konuyla ilgili olarak Ba-ğışçılarla İlişkiler Departmanında gö-revli Nilsin Ateş şunları söylüyor: “TEV ailesinin değerli büyükleri olan bağış-çılarımız, yapmış oldukları bağışlar-la Vakfımızın en önemli kaynakları-nı oluşturuyor. Bağışçılarla İlişkiler Departmanı da bağışçılarımızın istek ve ihtiyaçlarının vakfımızın en önemli sorumluluklarından olduğu bilinciy-le hizmet veriyor. Her türlü ihtiyaçta ve acil durumda; gece veya gündüz, hafta sonları da dahil olmak üzere her zaman bağışçılarımızın yanında olup, onların kendilerini güvende his-setmelerini sağlayarak, sorunlarının çözümüne yardımcı olmaktayız. Ba-ğışçılarımızın ihtiyaç ve isteklerini göz önünde tutarak ziyaretlerimizin sıklı-ğını ayarlayabiliyoruz. Acil durumlar-da bağışçılarımız ya da yakınları bize cep telefonlarımızdan ulaşabiliyorlar ya da TEV tarafından sağlanan Acil Sağlık Hizmetleri (MEDLİNE) üyelik-leri sayesinde Ambulans Hizmeti ala-biliyorlar.”

1967 yılından bu yana eğitim alanında hizmet veren Türk Eğitim Vakfı, sürdürülebilir büyümesinin devam etmesi siz değerli bağışçılarına borçlu. Vakfın en önemli

kaynağını oluşturan bağışlarla, 46 yılda binlerce öğrenci eğitimlerini tamamlama fırsatı yakaladılar. Vakıf, desteklerini esirgemeyen bağışçıların istek ve ihtiyaçlarının sağlanması konusunda önemli sorumluluklar üstleniyor. TEV Bağışçılarla İlişkiler Departmanı acil durumlarda, her türlü ihtiyaçta gece-gündüz hatta hafta sonları

bağışçıların yanında olarak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor.

“Her zaman bağışçılarımızın yanındayız”

Bağışçılarla İlişkiler Departma-nında görevli çalışanlar, ayrıca ba-ğışçıları düzenli olarak telefonla arayarak, kendi evlerinde veya din-lenme evlerinde ziyaret ederek, ih-tiyaçlarını kontrol ediyorlar. Bağışçı-ların yalnız olmadıklarını hissettiren çalışanlar, onların doktor randevu-larını da alarak, tüm tetkik ve tedavi sürecinde yanlarında bulunuyorlar. Acil sağlık problemlerinde kulla-nılmak üzere kendilerine sağlanan MEDLINE üyeliği ile ambulans hiz-meti de sağlanan bağışçılara, ra-

hatsızlıkları süresince hastanede ve evde her türlü manevi destek verili-yor. Gerektiğinde kendilerine bakıcı temin edilerek, bağışçı dilerse bir dinlenme evine yerleşmesi konu-sunda da yardımcı olunuyor.

Bağışçılar için TEV çalışanları ve bursiyerlerle bir arada olup kaynaşa-bileceği çeşitli gezi, yemek ve toplan-tılar düzenlendiğinden bahseden Nil-sin Ateş konuşmasına şöyle devam ediyor: “Vefat eden bağışçılarımız için cenaze işlemleri özel istekleri de göz önünde tutularak büyük bir titizlikle yapmaktayız. Mezar bakımları özel bir şirket aracılığı ile yapılıp, Vakfımız tarafından kontrol ediliyor. Vefat eden bağışçılarımız için her yıl Ramazan ayında Mevlit okutuluyor. Vefat eden bağışçılarımızdan Zeki Müren, Safiye Ayla ve Türkan Sedefoğlu adına ölüm yıldönümlerinde anma törenleri dü-zenleyerek, Vakfımızın isminin duyu-rulması sağlanıyor.”

“Bağışçılarla İlişkiler Departmanı, bağışçılarımızın istek ve ihtiyaçlarının vakfımızın en önemli sorumluluklarından olduğu bilinciyle hizmet veriyor. Her türlü ihtiyaçta ve acil durumda; gece veya gündüz, hafta sonları da dahil olmak

üzere her zaman bağışçılarımızın yanındayız.”

Abdurrahman Süngülü, Nilsin Ateş, Ahmet Fidan

Page 24: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV dostlarından mesajlar46

TEV dergi

TEV dostlarından mesajlar47

Ocak 2013

Sayın TEV yetkilileri,

2004-2006 yılları arasında TEV’den almış olduğum maddi ve manevi desteklerden ötürü sizlere teşekkürlerimi tekrar sunmak istiyorum. Sizlere olan gönül borcumu, elimdeki imkanlar dahilinde ödemeyi borç bilirim. Bugün TEV Akbank şubenize 350 TL kadar bir bağış yapmış bulunmaktayım. Elimdeki imkanlar doğrultusunda sizlere olan desteğime devam edeceğim. Bize sunduğunuz destekleriniz için tekrar teşekkürler.

Tülay CandemirTEV Mezun Bursiyeri

Benim adım Elanur. Ben 18 yaşında lise son sınıf öğrencisiyim. Babam emekli şoför. Okumayı ve en önemlisi okula devam etmeyi çok istiyorum. Bu isteğimin gerçekleşmesine imkan yokken Türk Eğitim Vakfının, meslek lisesi öğrencilerine burs verdiğini öğrendim ve başvurdum. Burs çıktı ve yaklaşık iki yıldır burs almaktayım. Burs sayesinde okulumu bitirme hayalim gerçek olacak. Bu bursu sağlayan herkese teşekkür ederim.

Elanur TebrizcikErzurum Yakutiye Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi

Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri,Ben, Güvercinlik Endüstri ve Meslek Lisesi

öğrencilerinden Fulya Güneş. Geçen yıl tarafınızdan bana verilen Eğitim bursundan dolayı Türk Eğitim Vakfı’na teşekkür ederim. Katkılarınız aileme ve bana olumlu yönde destek sağladı, bu yıl da katkılarınızın devam edeceği hakkına mail aldım ve çok sevindim. Tekrar teşekkür eder ve bu kutsal çalışmalarınızın devamını dilerim.

Saygılarımla,Fulya Güneş Ankara Güvercinlik Endüstri Meslek Lisesi

Ben başta siz olmak üzere tüm değerli TEV ailesine ve onun bağışçılarına, bana yeri doldurulamayacak olan yardımları nedeniyle, bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Mezun olduktan sonra da ilk görevimin TEV’e bağış olacağını da şimdiden tüm samimiyetimle söz veriyorum.

Ramazan KapdıkaçdıHacettepe Üniv. Müh. Fak. Fizik Müh. Böl. Öğr.

Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri,

Tıp Fakültesindeki eğitim-öğretim hayatım süresince yapmış olduğunuz maddi yardımlarınız ve manevi desteğiniz sayesinde okulumu başarıyla bitirmiş bulunmaktayım.

Topluma yararlı bir birey ve halkın sağlığı için iyi bir hekim olma hedefimde sizlerin katkısı benim için çok büyük bir yer teşkil ediyor. Sizlere minnet borçluyum. Vakfınıza ve Vakfınızın tüm çalışanlarına çok teşekkür ederim. Saygılarımla,

Dr. Ozan Akıncı

Değerli TEV Vakfı Yöneticileri ve Bağışçıları,

Ben sizin burs verdiğiniz Ozan Doğruyol isimli

bursiyerinizim. Beni bu büyük sevgi, saygı

ve paylaşım dolu yuvanıza ailenize aldığınız

için çok mutluyum. Aranızda bulunmaktan,

eğitimimi sizlerin sağladığı bursla tamamlamış

bulunmaktayım. Ben yoksul bir ailenin tek

erkek evladıyım. Tek umut kaynakları tek

gelecekleriyim. Zorluklar içinde bu günlere

sizlerin sayesinde geldim. Sizleri mahcup

etmeyerek örnek bir insan olarak temsil ettim

ve edeceğim. Hakkınızı ödeyemem. Sizlere ne

kadar teşekkür etsem, dua etsem azdır. Var

olduğum sürece bu vicdani borcumu ödemeye

çalışacağım.

Ozan Doğruyol

Giresun Üniv. Keşap MYO Mezun Bursiyeri

Sayın Yıldız Günay,

TEV, Cumhuriyetin geleceğine en iyi yatırım yapan bir kuruluştur. Bu kuruluşun başarılı olmasında, ülkemizin çağdaşlaşmasında, bilim ve teknolojideki gelişmleri yakından izleyen, çağdaş bilgiyle donanmış bireylerin yetişmesinde, sizin yönlendirmeleriniz, desteğiniz, yararlı uygulamalarınız ve katkılarınızın çok büyük önemi vardır.

Çağdaş bilgi ve becerilerle donanmış, yetişmiş bireylerin ve ülkemizin TEV’e ve TEV yetkili ve çalışanlarına her zaman büyük bir minnet ve saygı borcu vardır.

Bu duygu ve düşüncelerle, emekli bir öğretmen olarak, yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar, mutlu sağlıklı nice yıllar geçirmenizi diler, saygılar sunarım.

Ahmet Söylemez,Menemen/İzmir

Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri,

Oğlum Bora Usanmaz’a göndermiş olduğunuz burs teklifi bizleri nasıl memnun etti bilemezsiniz. Benim çocuğum 2008’de OKS-Türkiye birinciliği, 2012’de YGS Bilecik il birinciliği, LYS’de ise MF 1 ve MF 4 puanlarında il birincisi olmasına rağmen onun geleceğine ilişkin ailemiz ve maddi imkanlarımız dışında bize güç veren maddi-manevi çok ender destek olmuştur. Bizlere güç verdiniz. Benim çocuğum bursiyeriniz olsun veya olmasın, bu yıl üniversiteye eşim, büyük oğlum ve küçük oğlum hep beraber kaydolacaklar. Bunların lisans eğitiminden sonra size söz veriyorum az veya çok TEV’e her türlü katkıyı sağlayacağım. Sizlere teklifiniz için sonsuz teşekkürler. Hepinize şükranlarımı sunuyorum. Emin olun teklifinizden dolayı sizlere minnettarlığımı memnuniyetimi anlatacak kelime bulamıyorum. Hürmetlerimle,

Yakup Usanmaz

Page 25: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

eğitim48

TEV dergi

eğitim49

Ocak 2013

Çocuk üzerinde kontrolEtkili öğretmenler çocuklara gü-

venirken, etkisiz öğretmenler gü-venmiyordu. Etkisiz öğretmenlerin çoğu, ‘Çocuklar serbest bırakılmaya gelmez’, diyordu. ‘Serbest bırakılır-sa; çalışmazlar, yaramazlık yaparlar, dersi kaynatırlar’ diye düşünüyordu.

Bu güvenmeme dürtüsünün altın-da tehlikeli bir düşünce var. O da şu: İnsanlar özünde bencildir ve çıkarcı-dır. Onları kontrol etmek gerekir.

Çocuğa güvenmeyen öğretmen kendisini sınıfta tek otorite kayna-ğı olarak görüyor ve çoğu davranışı çocukları kontrol altına alarak oto-ritesini korumak üzerine oluyor. Öğ-retmen dersi işlerken bilinçaltında hesap yapıyor ve kendisine şu soruyu soruyor: Bu etkinliği yaparken ço-cuklar kontrol dışına çıkar mı? Öğ-renmeden hedeflerinden uzaklaşıyor, amaç kontrol etmek oluyor.

Bir öğretmen, çocuklara güvenmi-yor ve onları kontrol etmek istiyorsa, onlar ile güvene dayalı bir ilişki kur-ması zordur. Öğrenme ortamı yarat-ması daha da zordur. Çünkü öğren-me makul seviyede kontrol dışı kaos

gerektirir. Tabii ki bu aileler için de geçerli.

Güçsüzlük duygusuGüvenmemeye bağlı kontrol, aynı

zamanda çocukta güçsüzlük duygu-su da oluşturuyor. Çünkü öğretmen kendi otoritesini ortaya koyarak güce dayalı bir ilişki oluşturuyor. Mesaj açık: Ben güçlüyüm, sen güçsüz.

Dahası çocuk biliyor ki becerik-li olsa, kimse onu kontrol etmek zorunda olmaz. Sadece birileri yol gösterir. Bu durumda çocuk fark-lı mekanizmalar ile güç sağlamaya çalışıyor; şiddet, çeteleşme, gürültü yapma ve dersi önemsizleştirme gibi. (Hatta sigaraya başlamanın asıl se-bebi de bu.)

Duyarlılık duygusuKontrolün olduğu sınıfta bol mik-

tarda ceza ve ödül de oluyor. Çünkü hem cezanın hem ödülün özünde kontrol var. İstediğimi yaparsan, ödül alırsın. Yoksa cezalandırılırsın ve aşağılanırsın.

Bu sistemde çocuk kendisinden istenilen görevi ödül almak ya da ce-zadan kurtulmak için yapıyor. Değerli bulduğu için değil. Çocuk bu durum-

da kendisine ‘Doğru olan ne?’ soru-sundan ziyade, ‘Ne yaparsam başım derde girmez?’ sorusunu soruyor.

Bu durumda çocuk diğer insanlara karşı duyarsızlık geliştirir. Tek derdi kendini korumak olur. Çocuk bencil-leşir. Çünkü her davranışı kendisine zarar gelip gelmeyeceği açısından değerlendirir.

Sorumluluk duygusuÇocuk bu ortamda sorumluluk duy-

gusu da kazanamıyor. Çünkü öğret-men sürekli kontrol etmek zorunda olduğu için çocuğa güvenip sorumlu-luk vermiyor. Sorumluluk vermeden, sorumluluk gelişemez. Düşünmeyen ve sorumluluk almayan çocuklar ye-tişiyor. Bu tür öğretmenler ‘’ Çocuklar kendilerine söyleneni yapmakla yü-kümlüdür. ‘’ diyor. Buradaki varsayım da açık: Çocuklar kendileri için karar veremez, karar verirse de tembelliği ve yaramazlığı seçer. Bu da hem öğ-renmeyi hem de sevgi odaklı bir ilişki kurmayı engeller.

Yalan söylemeÇocuk bu tür ortamlarda güvende

hissetmediği için yalan da söylemeye başlıyor. Amacı doğruyu savunmak değil, kontrol baskısından kurtulmak.

Öğretmenler ve aileler ben çocuğu nasıl kontrol ederim fikrinden kurtul-malı ve çocuklara güvenmeli. Çocuğu kendi kararlarını vermesi, sorumlu-luk alması ve duyarlı olması için na-sıl desteklerim ve bütün bunlar için onunla nasıl işbirliği yaparım sorusu-nu kendisine sormalı.

İşte o zaman sağlıklı bireyler yetiş-tirebiliriz.

2008 yılında devlet okullarında bir araştırma yaptık. Etkili öğretmenler ile etkisiz öğretmenler arasındaki farka baktık. Aralarında çok önemli bir fark bulduk. Daha doğrusu gizli bir bakış açısı. Bu fark tüm öğretmenliklerini etkiliyordu. Aynı yapıyı ailelerde de gözlemledik. Neydi bu fark?

Çocuklar, güvenilmez midir?

Özgür Bolathurriyet.com.tr köşe yazarıTEV Bursiyeri

Page 26: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

bursiyerlerimiz50

TEV dergi

bursiyerlerimiz51

Ocak 2013

Ahmet Akın kimdir, biraz kendiniz-den ve ailenizden bahseder misi-niz?

Babam, Vakıflar Bankası’ndaki görevi nedeniyle ben doğmadan ve ben doğduktan sonra sürekli yer de-ğiştirmiş. Erzurum’da görevliyken annemle tanışmış. 1969’da Edir-ne’deyken ben doğdum. Daha sonra Ankara’ya taşındık. Ankara’dan sonra da İstanbul’a geldik ve binlerce Türk ailesi gibi İstanbul’da kaldık.

“TEV bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kuruyor”Türk Eğitim Vakfı pek çok öğrencinin eğitim yaşamına dokunarak, yeni fırsatlar yakalamasına vesile oluyor. Pek çok öğrenci TEV ile yaşamlarında yeni pencereler açıyor ve yaptıkları her işte de başarılara imza atıyorlar. TEV’in yaşamına dokunduğu öğrencilerden biri de Ahmet Akın. TEV bursu ile University of Rochester Simon School’da MBA yapan Ahmet Akın şimdi Leo Burnet Worldwide reklam ajansını CEO’su. Aynı zamanda Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Akın, TEV’in bir aile gibi ömür boyu süren bir bağ kurduğunu söylüyor.

“Türkiye’de bazen karşınızda bir şirket bulursunuz ama kişisel ilişki kuramazsınız, bazen de sadece kişiler vardır ve bu yüzden de profesyonel bir ilişki kuramazsınız. TEV her açıdan örnek bir kurum olarak hem profesyonelce yönetiliyor hem de bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kurmayı başarıyor.”

Eğitiminizde rol olan en önemli ku-rum olarak nereyi görüyorsunuz?

İnsanın eğitim ve kariyer yolculu-ğunda ilkokulunun ve ilkokul öğret-meninin çok önemli bir rolü oldu-ğunu düşünüyorum. 1970’lerin en iyi ilkokullarından biri olan Ataköy İlkokulu’na gitmem ve orada Ayşe Ülgür’ün öğrencisi olmam benim için çok büyük bir şanstı.

Yabancı bir lisede okumanızın eğiti-

minize nasıl bir katkısı oldu?Tüm gücünü ve nefesini çocukla-

rının eğitimine harcayan babam sa-yesinde ilkokuldan sonra sekiz yıl Alman Lisesi’nde okumanın bugün bile faydalarını görüyorum. Alman Lisesi’nin en beğendiğim yönü öğ-rencileri Almanya hayranı yetiştirme-mesidir. Hiçbir konu ezberletilerek öğretilmez, her konu, her önerme, her fikir sorgulanır. Türk eğitim sis-teminden farklı olarak hiçbir şey ol-duğu gibi kabul edilmez.

“TEV bursu sayesinde MBA yaptım”

TEV ile nasıl tanıştınız? Liseden sonra Boğaziçi Üniversi-

tesi İşletme Bölümü’nü bitirdim ve okulun son yılına girerken o zamana kadar hiç gitmediğim Amerika’da, yüksek lisans eğitimi almak istedim. İşte burada en büyük desteği TEV’den gördüm. TEV bursu sayesinde Uni-versity of Rochester Simon School’da 1992-1994’te MBA yaptım.

TEV’in sizin için nasıl bir anlamı var?

Türkiye’de bazen karşınızda bir şir-ket bulursunuz ama kişisel ilişki ku-ramazsınız, bazen de sadece kişiler vardır ve bu yüzden de profesyonel bir ilişki kuramazsınız. TEV her açıdan örnek bir kurum olarak hem profes-yonelce yönetiliyor hem de bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kurmayı başarıyor. Her bursiyerin benimle aynı fikirde olacağı gibi Güsel Bilal olma-saydı bu kadar samimi ve uzun soluk-lu bir ilişki kurulamazdı. Bazen benim gibiler hayırsızlık yapıp uzun süre iliş-kiye ara verse de, Güsel Hanım hiç kı-rılmıyor, büyüklük göstererek bizlere ulaşıyor ve TEV’e davet ediyor.

Neden reklamcılığı seçtiniz ve şu an yaptığınız işten bahseder misi-niz?

Askerliğimi tamamladıktan sonra önce perakende sektöründe çalışma-ya başladım. Daha sonra hangi mes-lekte en çok fayda yaratabilirim, han-gi alanda en çok değer yaratabilirim diye düşündüğümde kariyerime ileti-şim sektöründe devam etmeye karar verdim. 1999 yılında girdiğim sektör-de Başkan Yardımcılığı pozisyonuna kadar geldikten sonra, 2009 yılında CEO olarak Leo Burnett Worldwide’ın İstanbul ofisine geçtim. Aynı zaman-da Reklamcılık Vakfı’nın Yönetim Ku-rulu Başkanlığı’nı yürütüyorum.

“Eğitim döneminde temelini oluşturduğunuz altyapınız, size her zaman destek oluyor”

TEV bursuyla ABD’de aldığınız eği-timden nasıl faydalandınız?

TEV sayesinde Amerika’da aldığım yüksek lisans eğitiminden, CEO’luk görevine geldikten sonra aradan çok zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ faydalanıyorum. Bir disiplinde uzmanlaşsanız bile bir şirketin tüm fonksiyonlarından sorumlu olduğu-nuzda en büyük desteğiniz eğitim döneminde temelini oluşturduğunuz altyapınız oluyor.

University of Rochester’daki eğiti-minizden unutmadığınız bir konuyu bizimle paylaşır mısınız?

Her hocanın performansı için her dersin sonunda değerlendirme for-mu dolduruyorduk ve puan veriyor-duk. Amerika’da üniversiteler özel sektörden bile daha verimli ve etkili olmak için sürekli çaba sarf etmek ve en iyiye ulaşmak için çalışmak zorun-

dalar. Özellikle 1990’larda Türkiye’de böyle bir uygulama olması söz konu-su bile değildi. Türkiye’deki hoca-öğ-renci ilişkisini iyi niyetli bulmakla bir-likte geleneksel olarak yaratabileceği değeri yaratmaktan uzak buluyorum. Yeni dönemdeki dinamik üniversite-leri bu genellemenin dışında tutmak gerekir.

Eğitim alanıyla ilişkiniz nasıl?Eğitim benim her zaman ya-

kın olduğum bir alan. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Reklam Bölümü Yüksek Lisans Programı’nda üç yıl boyunca ders verdim. Çeşitli üniver-sitelerdeki hocaların davetiyle dönem dönem dersleri ziyaret ediyorum. Aynı zamanda Yönetim Kurulu Baş-kanı olduğum Reklamcılık Vakfı’nda gençlere reklamcılık mesleğini tanıt-mak ve sektöre girişlerine yardımcı olmak için destek oluyoruz ve eğitim programları tasarlıyoruz.

Ahmet Akın

Page 27: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

portre52

TEV dergi

portre53

Ocak 2013

Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölüm Başkanlığı görevini yürüten, Prof. Dr. Barbaros Çetin, 1997 yılında Türk Eğitim Vakfı (TEV) 30. kuruluş yıldönümü “En Başarılı Yurtdışı Bursiyeri” ödülünü de aldı. Pek çok başarıya imza atan Çetin, ekoloji ve ekonomi arasında yanlış seçim yapıldığını ve ekonomik çıkarlar uğruna ekolojinin göz ardı edildiğini vurgulayarak, yaşamın devam edebilmesi için gereken doğal kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.

Toplantılarda ele aldığınız konuları dinledikçe, gazetelere verdiğiniz demeçleri, yazılarınızı okudukça, insanların yaşadığı gezegene sahip çıkmasının önemli olduğunu bir kez daha düşündürüyorsunuz. Son dönemlerde, çevreye karşı du-yarlılığın arttığından bahsedebilir miyiz?

Biz yaşamımızı borçlu olduğumuz dünyamızı/evimizi ekolojik anlam-da pek anlayamadık. Sadece ben-

hor davrandık. Sorunlara hep eko-nomik gözlükle baktığımız için eko-lojik gerçekleri pek göremedik. Çok önemli bir nokta da ekolojik sorunla-rın çözümünde toplumsal planlama da hak ettikleri yeri alması gereken “Biyolog’ları” yeterince istihdam ede-medik.

Çevre örgütleri, toprağına, tohumu-na sahip çıkmaya çalışanlar, orga-nik beslenmenin önemine değinen doktorlar, akademisyenler vs. hem kaynakların tükenmesinden hem de bu kaynakların hor kullanılma-sından kaynaklanan sakıncalara dikkat çekiyorlar. Ülkemizi baz alırsak, bu konuların bu kadar açık konuşulması insanlarda farkındalık yarattı mı?

Evet, bu tür çabalar mutlaka top-lum üzerine olumlu etkiler yaratıyor. Diğer taraftan da çok farklı sesler çıkmaya başlayınca insanların kafa-larında soru işaretleri oluşuyor. Dep-rem konularında olduğu gibi. Doğru ve sürekli güncellenmesi gereken bilgileri ana kaynağından güvenli bir şekilde almak gerekiyor. Öncelikle konuyla ilgili devlet kurumlarına hal-kın güvenmesi ve de resmi kurumla-rın halkın güvenini kazanması gere-kiyor.

“Doğayla barışamadık!”

Ülkemizde hükümetlerin çevreye bakışını nasıl değerlendiriyorsu-nuz?

Bizler doğayla barışamadık! Cum-huriyetimizin 89. yılını kutlamakta olduğumuz bu yılda bile hala ülke anayasasının ilkeleri konusunda ciddi tartışmalar içerisindeyiz, bu vesileyle bir kez daha yeni bir ana-yasanın yazılması süreci hızla devam

ediyor. Geldiğimiz noktada görünen bir gerçek ekoloji ve çevre konusun-daki uluslararası değerlendirme sı-ralamalarında ne yazık ki en kötü durumdaki ülkelerden biriyiz. Bizler doğasıyla barışık ve ekolojik değerle-ri ön planda tutan kanun ve yasaları gerçek anlamda uygulamaya koya-madık. Ayrıca yeni icat ettiğimiz torba yasalar vasıtasıyla uluslararası söz-leşmelerle bile güvence altına aldığı-mız ve yasalarımız içerisinde yer alan milli park, doğal sit alanı gibi özel statülü zenginliklerimizin bile talanı-na izin verir durumdayız.

Konunun bir diğer boyutu da eko-nomi. Ülkeler kendilerini büyüme rakamlarıyla tanımlarken ve geliş-mişlik düzeyleri bu şekilde belir-lenirken, ülkeler ekosisteme nasıl

cil çıkarlarımız çerçevesinde günü kurtarma çabasıyla yaşamımızı sür-dürmeye çalışıyoruz. Herhangi bir toplumsal konuda yeterince duyarlı olabilmemiz ve gerektiğinde akılcı tepkiler verebilmemiz, o konu hak-kındaki en azından temel bilgileri bil-memize bağlı. Bizim ülkemiz insanı-nın büyük çoğunluğu gerçek anlamda ekolojik eğitim alamadı. Dogmaları bilimsel düşünceye tercih ettik. Hal böyle olunca dünyamıza karşı çok

“Dünyamız devasa bir çöplüğe dönüşüyor”

sahip çıkacak? Biyolog gözüyle benim için ‘Eko-

nomi’ insanoğlunun yaşadığı eko-sistemle girdiği alışverişin mate-matiksel olarak ifade edilmesidir. Bugün geldiğimiz nokta gösteriyor ki, biyosistem’e zarar veren ve o zararın faturasını ödemeyen büyüme gerçek-çi değildir. Bu açıdan baktığımızda gelişmiş ülke ekonomilerinin dün-yaya ve insanlığa yarardan çok zarar verdiğine tanık olmaktayız. Dünya her zaman aynı büyüklükte oysa insan ekonomisi hızla artan nüfus ve ihti-yaca göre sürekli büyümektedir. Ne yazık ki, hep ön planda duran ekono-mistler büyük çoğunlukla bulunduk-ları ülkelerdeki işsizlik, çevre vs. gibi konulara çare bulmanın hep ekono-mik büyümeden geçtiğine inanmış-lardır. Sorunların çözümü hep yüzde

“Ekoloji ve çevre konusundaki uluslararası değerlendirme sıralamalarında ne yazık ki en kötü durumdaki ülkelerden biriyiz.”

Prof. Dr. Barbaros Çetin

Page 28: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

portre54

TEV dergi

portre55

Ocak 2013

5, 7 gibi büyüme rakamlarıyla ifade edilmektedir. Oysa sosyal refah eko-nomiyle birlikte insanın yaşama orta-mının sağlığıyla da doğru orantılıdır. Bu nedenle ekolojik kaynak yoksa ekonomik büyümeden bahsedilemez.

Ekolojik kriterler açısından baktığı-mızda büyüme kavramının, özellikle 1980’li yıllardan sonra dünya eko-sisteminin kendini yenileme gücü-nün kalmaması nedeniyle bugün için hiçbir anlamı kalmamıştır. Yaşamı-mızı sadece ekonomik rakamlardan oluşan bütçe ile değerlendirmemeli, doğadan ne kadar kaynak kullanıp ne kadar atık bırakabileceğimiz gibi he-saplamaları da dikkate almalıyız.

Günümüzde ekonomiler öyle büyü-dü ki, en temel sermaye olan doğa bir miras yedi vurdumduymazlığıyla har-canıyor. Dünya ülkelerinin birçoğunda halen geçerli olan klasik ekonomik planlamalarda doğa yoktur. Klasik ekonomi bilimi insanın sadece bencil çıkarlarına hizmet etmeyi amaçlar. Temelleri yaklaşık 22 yıl önce atılan ekolojik ekonomi bilimi ise artık eko-nomik büyümenin sınırına ulaştığı-mızı ifade ediyor. Bundan sonraki bü-yüme artık “ekonomik” değil çünkü büyümenin çevre maliyeti üretimden elde edilen kazançtan çok daha yük-sek. Dolayısıyla hammadde kaynağı olan doğamızın ekolojik gücünü sü-rekli tüketmekteyiz. Örneğin günü-müzün en önemli çevre sorunu ola-rak bilinen küresel iklim değişikliği bu kontrolsüz ekonomik büyümenin bir sonucudur. Ve günümüzde hiçbir ekonomik gücün küresel iklim deği-şikliğini durdurabilme imkanı yok-tur. İşte bu ve bunun gibi maliyetler, hesabımızda Dünya’mıza karşı olan ekolojik borç yükümüzün katlanarak

artmasına neden olmaktadır.

Klasik ekonominin kuralları artık çoktan önemini yitirdi. Klasik ekono-mi bilimi insanı her alanda sadece kendi çıkarını düşünen bir canlı ola-rak görür. Ekolojik ekonominin kural-larını da maalesef birçok ülkede he-nüz geçerli kılamadık. Bu ülkelerden biri de bizim ülkemiz! Ekolojik ekono-mi büyümenin artık tehlikeli bir sınıra ulaştığını söylüyor. Bundan sonra bü-yüme artık “sosyo-ekonomik” olma-dığı gibi asla ekolojik de değil. Çünkü büyümenin ekolojik maliyeti üretim-den elde edilen kazançtan daha yük-sek. Büyüme yerine insanın yaşam kalitesini ön plana çıkaran ve doğa yasalarına uygun, doğayla barışık sağlıklı “gelişme” kavramına önem vermeliyiz.

İnsan kendi tabiriyle modern hayata adım attıktan sonra, özellikle sanayi devrimiyle birlikte bilim ve teknolo-jiyi kullanarak miktarları her geçen gün hızla artan birçok ürün üretmeye başladı. Bugün geldiğimiz nokta hem bu ürünlerin kendileri atık oldukla-rında hem de üretim sırasında orta-ya çıkan katı, sıvı ve gaz halinde yan ürünler, artık öyle miktarlara geldi ki, ne teknolojik geri kazanım mekaniz-malarıyla ne de gezegenin biyolojik çevirim mekanizmalarıyla yok edile-bilmesi mümkün olmamakta. Sözün kısası dünyamız devasa bir çöplüğe dönüşüyor. Bu yetmezmiş gibi at-mosfer çevresini de uydu çöplüğüne çevirmeye başladık.

“Doğal kaynakları hızla tüketiyoruz”

Bir şeyleri düzeltmek için çok mu geç kaldık?

Ne yazık ki gezegenimiz “6. Kitlesel

Yok Oluş Süreci’ne” girmiş oldu. Bu konudaki önemli bir uyarı 2005 yılın-da yayımlanan 95 ülkeden 1360 bilim adamı tarafından hazırlanan Dünya Bankası’nın “Milenyum Ekosistem Değerlendirmesi” raporuyla orta-ya çıktı. Yeryüzünde yaşamın devam edebilmesi için gereken doğal kay-nakların üçte ikisinin insanlar tara-fından hızla tüketilmekte olduğu acı gerçeği idi.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) yayımladığı geniş kapsamlı “Yaşayan Gezegen 2012 Raporu” da, kaynakların sömürülmesi ve aşırı tü-ketim nedeniyle dünyanın “sağlık du-rumunun” giderek kötüye gittiğini bir kez daha ortaya koymuş oldu.

İlk kitlesel yok oluş günümüzden yaklaşık 440 milyon yıl önce gerçek-leşmiştir. 5. Kitlesel Yok oluş süreci bundan 65 milyon yıl önce gerçekleş-

miş olup, bu olayın en önemli özel-liği ise, dinozorların 150 milyon yıllık süren egemenliğinin son bulmasıdır. Bu sefer sahnede insan faktörü var. Yaratmış olduğumuz ekolojik yıkım insan medeniyetinin de sonunu ha-zırlamış oldu! Ne kadar başarılı bir medeniyet seviyesine ulaştık ki, 4.5 milyar yıllık zaman dilimin sadece son 200 yıllık döneminde her şeyi al-tüst etmeyi başardık ve 1980’li yıllar-dan beri gezegenimizin kendini yeni-leme gücü artık kalmadı.

Bilindiği gibi 2008’in sonunda baş-layan Amerika’daki ekonomik kriz başta Avrupa olmak üzere domino taşı etkisiyle zaman içerisinde bir-çok ülkeye yayıldı. Maalesef insanlık doğanın ekolojik yasalarıyla kendi kurgulayıp hayata geçirmiş olduğu sosyo-ekonomik yasalarını bir tür-lü gerçek anlamda bağdaştıramadı.

Yaşam kalitesi ve mutluluğun anah-tarının ekonomik büyümeden geçti-ğine inanıyordu. Oysa bugünkü gel-miş olduğumuz ekonomik büyüme, kendisini yaratan biyo-sisteme sü-rekli zarar veren ve zararın faturasını ödemeyen ve ülke sınırlarını yok edip uluslararası büyük şirketlerin bencil çıkarlarına hizmet eden vahşi bir sis-teme dönüştü.

Biz biyologların uzun zamandır uyarmasına rağmen, ancak felaket başlayınca; seller şehirleri yutmaya, ani soğuklar ve sıcaklar can almaya, havanın suyun kirlenmesi insanları etkilemeye başlayınca “geç olsa da” toplum durumun ciddiyetini anla-maya başladı. Bir arada yaşatmak zorunda olduğumuz iki kavram “eko-loji ve ekonomi” arasında yanlış bir seçim yaptık ve ekonomik çıkarlar uğruna ekolojiyi göz ardı ettik. Oysa artık öyle bir noktaya geldik ki, ekolo-jik çöküş ekonomilerin de çökmesine sebep olmaya başladı.

Son olarak ekleyecekleriniz var mı?İnsanlık yedi milyara ulaşan ve

hızla artan nüfusuyla son 200 yılda-ki doğanın ekolojik yasalarına uygun olmayan kendi kurguladığı yasalar çerçevesinde gezegenimizin doğal sistemini bozdu. Çevresel hızlı dönü-şüm doğanın kendini yenileme payını da 1980’li yıllardan itibaren yok etti. 1999 yılından itibaren lokal ölçek-te Cittaslow – Yavaş şehir kavramı

dünya gündemine girmiştir. Yerleşim alanlarının hızlı ve düzensiz bir şekil-de beton yığını haline dönmesi ve ar-tan tüketim nedeniyle, mevcut kültü-rel ve doğal zenginlikler yok olmaya yüz tuttu. Bunun sonucunda yaşamın her alanında çevresel dar boğazla-ra girdik. Yaşam kalitesinin de hız-la düşmesi mevcut yaşam biçiminin artık sürdürülemeyeceğini bize gös-terdi.Benim dünyaya önerim; Gelmiş olduğumuz noktada sadece küçük yerleşim alanları boyutunda değil, tüm dünyayı kapsayan Mundi-lentus (Yavaş dünya) sistemi, ekolojik şekil-de planlanarak hayata geçirilmelidir. Sosyo-ekonomik yaşamımızı yeniden düzenlemek suretiyle ekosisteme za-rar veren tüm faaliyetlerimizi doğa-nın kendini yenileme hızı seviyesine indirmeli ve acilen ekonomik faali-yetlerimizi yavaşlatmalıyız.

Kuşkuya yer yok ki, küresel iklim değişimi ve küresel ekolojik kaos, bir an önce ciddi şekilde ele alınmazsa, tarihin en fakir ve en çok acı çeken in-sanlarının dünyası bizi beklemektedir.

Sizce mutluluğun anahtarı neyden geçiyor?

Sahip olmak yerine paylaşmayı ter-cih etmek. İnsanın kendi ve yaşadığı çevresinin sağlığına dikkat etmesi, mümkün olduğunca havası, suyu kı-sacası doğası temiz ortamlarda ya-şamını sürdürmesi, etrafındaki gü-zellikleri görmesi, başkaları için bir şeyler yapması (iyilik yap denize at felsefesini benimsemesi), insanlarla bağlantı kurarak yeni şeyler öğren-mesi, uğruna çalıştığı hedeflerin ol-ması, kendisiyle barışık olup iyimser olması, yaşamını muhtaç olduğu di-ğer canlıların yaşama hakkına saygılı olması gibi. Her şey sevgiyle yaşar.

“Küresel iklim değişimi ve küresel ekolojik kaos, biran önce ciddi şekilde ele alınmazsa, tarihin en fakir ve en çok acı çeken insanlarının dünyası bizi beklemektedir.”

Page 29: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

56

TEV dergi

Ocak 2013

sağlık57

sağlık

Grip virüsü soğuk havayı seviyorYılın en soğuk günlerinin yaşandığı şu günlerde, salgın hastalıklardan sıkça söz ediliyor. Kış ve soğuk iklim şartlarının virüs ve mikropları kırdığı inancı ise artık tarih oluyor. Prof. Dr. Yonca Tabak; “İddia edilenin aksine soğuk mikrobu kırmıyor. Yapılan çalışmalar soğuk ve kuru havanın grip virüsünün yaşam süresini uzattığını ve havada daha uzun süre kaldığını gösteriyor” diyor.

İlk kez 1918 yılında ki bir grip salgı-nıyla literatüre giren İnfluenza, diğer adı ile grip virüsü, ismini (Influenza di freddo) İtalyan bir sözden alıyor. İngilizce’ye “Influence of the cold” Türkçe’ye ise “soğuk havanın etkisi” olarak çevrilebilir. Alerji uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, grip virüsünün yayıl-ması ile soğuk havanın yakın bir ilişki-si olduğunun 20. yüzyılın ilk yarısından beri bilindiğini söylüyor.

Grip virüsü ile soğuk algınlığı, diğer adı ile basit nezle virüslerini birbiri ile karıştırmamak gerektiğini belirten Prof. Dr. Yonca Tabak, soğuk algınlı-ğı virüslerinin daha çok yüzeylerden temas ile alınıp daha sonra el yolu ile solunum sistemine girerken, grip virüsünün hasta insanların hapşırık, öksürük yolu ile burun boğaz salgıla-rını havaya saçması ile yani damlacık yolu ile bulaştığını ifade ediyor. Hava-da asılı kalan damlacıkların daha son-ra başka insanlarca solunduğunu ve hastalığın bu yolla yayıldığını ekliyor.

Grip virüsü 5 derece ve altındaki sıcaklıkta canlı kalıyor

Yakın zamanda yapılan araştırma-ların soğuk ve kuru havanın, virüsle-ri içeren damlacıkların havada daha uzun süre asılı kalmasını sağladığını gösterdiğini belirten Tabak; “ New-york Mount Sınai Hastanesi’nden

yayınlanmış bir çalışma, grip virü-sünün en iyi 5 derece ve altındaki hava sıcaklıklarında canlı kaldığını ve bulaştığını göstermiştir. 30 dere-ceye ulaştığında yayılım tamamen durmaktadır. Aynı şey hava kurulu-ğu ile de ilişkilidir. Grip virüsü için en iyi yayılımın %22 nemde gözlendiği bildirilmektedir. Havanın nem oranı arttıkça damlacıklar su ile şişmekte ve rahatlıkla yere çökmektedir, bu da yayılımı azaltmaktadır. “ diyor.

Grip aşıları virüse karşı etkisiz kalabiliyor

Prof. Dr. Yonca Tabak; yapılan grip aşılarının güney yarım kürede hasta-lık tablosu yaratan grip virüslerinden hazırlandığını ve bu virüsün en önem-li özelliğinin şekil değiştirme olduğu belirtiyor. Bunun için, grip aşılarının hastalıktan koruma yüzdesi genel-likle düşük olmaktadır diyen Tabak; özellikle solunum yolunu tutan bir virüs olduğu için kronik solunum yolu hastalarının gripten özellikle kaçın-ması gerektiğini vurguluyor.

Grip virüsünden astımı olan çocuklar daha olumsuz etkileniyor

Özellikle çocuk astım hastalarının grip virüsünden çok olumsuz etki-lendiğine değinen Tabak; “Soğuk havalarda bağışıklık sistemini güç-

lü tutmak bu açıdan daha da önem kazanmaktadır. Kış ayları güneşi az gördüğümüz aylar olduğundan ve D vitamini de güneş ışınları ile ciltte üretildiğinden kışın birçok çocukta D vitamini eksikliği görülmektedir. D vi-tamini bağışıklık sistemi için olmaz-sa olmaz bir vitamindir. Bu nedenle çocuk astım hastalarının kış ayların-da ağızdan ek D vitamini alması ge-rekir.” diyerek, D vitaminin alımının önemine değiniyor.

Bağışıklık sisteminizi güçlendirinProf. Dr. Yonca Tabak; “Bağışıklık

sisteminin hücreleri savunma alan-larına kan yolu ile ulaşır. Bu nedenle kan damarlarını büzüştürecek soğuk ve kuru havanın direkt ağız yolu ile alınması enfeksiyonun kolay kapıl-masına neden olur. Burnun açık ol-ması ve burun solunumu yapılması havanın ısıtılarak akciğerlere ulaş-masını sağladığından çok önemli-dir. Bu nedenle alerjik nezleye bağlı burun tıkanıklığı yaşayan hastaların uygun tedavi ile burun yollarını açık tutması çok önemlidir. Burun tıkanık-lığı en iyi kortizonlu burun spreyleri-ne yanıt verdiğinden alerji uzmanları kontrolünde alerjik nezlenin uygun tedavisi gripten koruyucu etki yarata-caktır.” diyor.

C, E ve A vitaminleri hava kirliliğine karşı anti-oksidan etki sağlıyor

Tabak; C, E ve A vitaminlerinin hava kirliliği gibi bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen faktörlerden ko-ruyucu, anti-oksidan etki sağladığını da belirtiyor. Bu nedenle kış ayların-da portakal, mandalina gibi C vitami-ni içeren, muz, elma gibi P vitamini içeren meyvelerin, havuç, yumurta gibi bol A vitamini içeren gıdaların tüketilmesi ek fayda sağlayacağını söylüyor. Ayrıca yeşil yapraklı seb-

ze, kuruyemiş ve aşırıya kaçmadan tüketilecek tahılların kış aylarında E vitamini ihtiyacını karşılamada çok önemli olduğunu vurguluyor. Güçlü bir antioksidan olan selenyumun ise mutlaka hayvansal etlerden ve yu-murtadan alınması gerektiğinin altını çiziyor.

Hiçbir besleyici değeri olmayan fast food, paketli gıda ve şekerli gazlı içe-ceklerde ise bu dönemde mümkün olduğunca uzak durulması gerektiği-ni de sözlerine ekliyor.

Her şeyden önce influenza virüslerinin neden olduğu grip ile diğer so-lunum yolları etkenlerinin yol açtığı hastalıklardan ayırmak gerekiyor. Ani başlayan ateş, aşırı yorgunluk, kas ağrıları ve kuru öksürük gribin en tipik bulgularıdır. Çocuklarda bu bulguların yanında seyrek de olsa karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler de gözlenebilir. Fakat unutmamalı ki, hastalığa yakalanan herkeste grip bulguları aynı şiddette seyretmeye-bilir. Örneğin daha önce benzer bir influenza virüsü ile enfeksiyon geçir-miş ya da aşılanmış bir kişide bulguların ağır seyretme ihtimali düşüktür.

Gribin belirtileri nelerdir?

Prof. Dr.YoncaTabak

Page 30: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

sivil toplum kuruluşları58

TEV dergi

sivil toplum kuruluşları59

Ocak 2013

“15 bin çocuğa ve ailesine destek verdik”Temeli 1972 yılında atılan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), Vakıf olarak çeyrek asırdır hizmet veriyor. Cerebral Palys (CP)’li çocuk ve erişkinlerine teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve eğitim hizmeti sağlayan Vakıf, yakın dönemde CP’li bireylere evde rehabitasyon desteği de sağlayacak. Vakfın çalışmalarıyla ilgili sorularımızı TSÇV Genel Direktörü Nigar Evgin yanıtladı.

Türkiye Spastik Çocuklar Vakfıyla ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu? Ne gibi çalış-malar yapıyor?

Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nın (TSÇV) temeli, 1972 yılında Türk Spastik Çocuklar Derneği çatısı al-tında, yaşamını Cerebral Palys (CP)’li çocuklara vakfeden Onursal Başka-nımız Prof. Dr. Hıfzı Özcan tarafından atılmıştır. 1989 yılında ise Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı kurulmuştur. Vakfımız; CP’li çocuk ve erişkinlerine teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve eği-tim hizmeti sağlayarak, meslek sahi-bi olmaları ve hayata kazandırılmala-rı için gerekli faaliyet ve gayretlerde bulunmaktır.

Bu kapsamda, TSÇV olarak çocuk-larda ya da genç ve erişkin bireylerde “Cerebral Palsy” olarak tanımlanan beyin engelinin; nasıl, neden, ne za-man ve nerede oluştuğu sorularına cevap arayıp çözümler üretiyoruz. Ay-rıca, yeni bakış açıları ve yaklaşımlar eşliğinde, binlerce çocuk ve ailesinin yanı sıra kurumlara, aynı ve ek başlık-lar altında destek oluyor ve çözümler sunuyoruz. Öte yandan Vakfımız çatısı altında bizi oldukça heyecanlandıran

yeni bir projenin daha hazırlıkları-nı sürdürüyoruz. Yakın bir dönemde duyurusunu yapacağımız projemizle İstanbul’da seçilen üç pilot ilçedeki CP’li bireylere, evde rehabilitasyon desteği sağlamak için çalışacağız.

“Okullarımızda aileler de eğitimin bir parçası oluyor”

Vakıf ne gibi hizmetler sunuyor? Bu

hizmetleri sunduğu bir merkezi var mı?

Türkiye Spastik Çocuklar Vak-fı çatısı altında, 2011 yılında Metin Sabancı’nın bağışıyla ve Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla, “Metin Sabancı Okulları”nı kurduk ve eğitime açtık. Dünyadaki özel gereksinimliler için eğitim veren okullar incelenerek iki yıllık araştırma sonucunda hazır hale getirilen Metin Sabancı Okulları; özel hazırlanan eğitim kılavuzu ile özel gereksinimli çocukların eğitiminde tek kurum olarak yerini alıyor.

Bir veya daha fazla engeli olan CP’li çocuklar ile zihinsel yetersizliği olan ve/veya birden fazla yetersizliği olan çocukların eğitim aldığı okulda, özel donanımlı sınıflarda, MEB müfreda-tına paralel olarak bireysel ve grup eğitim programları, konusunda uz-man eğitim ve destek hizmetler kad-rosu tarafından veriliyor. Metin Sa-bancı Okulları’nın ana hedefi, CP’li çocuklara, resmi eğitimleri ile birlikte sosyal, duyusal, bilişsel, dil ve motor gelişimi alanlarında eğitim vererek, kendi ihtiyaçlarını karşılamayı, çev-resiyle iletişime geçmeyi ve toplumla entegre olmalarını sağlamak.

Ataşehir’de, 3.700 m2 kapalı alanda faaliyet gösteren okulda etkinlikler ve destek hizmetler olarak; Psiko-lojik Danışmanlık Hizmeti, Müzik ve Resim Atölyeleri, Sanat Atölyeleri, Beden Eğitimi ve Spor Çalışmaları, Mutfak Atölye Çalışmaları, Gerek-sinime Bağlı Destek Hizmetler, Öz Bakım Desteği ile Gezi ve katılımlar öğrenciler ve ailelerine sunuluyor. Okullarda sadece çocuklarımız değil; çocuklarımızın gelişimine en büyük katkıyı sağlayan aileleri de eğitim programlarının parçası oluyor.

Yine TSÇV çatısı altında “Metin Sabancı Özel Eğitim ve Rehabilitas-yon Merkezi” de yer alıyor. Reha-bilitasyon; bir kişinin doğuştan ya da doğum sonrası herhangi bir ne-denle meydana gelen, kalıcı ve/veya geçici yetersizliklerini tedavi etme, yetersizlik kapasitesini olumlu yön-de geliştirme amacıyla yürütülen çalışmalardır. İşlevsel yetersizlik ile mücadele kapsamıyla başlayan bu çalışmalar günümüzde, bireylerin toplumsal-özel ve mesleki yaşam alanlarında desteklenmeleri, bağım-sız bireyler olarak hayata katılabil-meleri ve kabulleri gibi süreçlerini barındırmaktadır.

Vakfımız çatısı altında yürütülen bir diğer çalışma ise “Yaratıcı Sa-natlar Terapisi (YST)”dir. YST, kısaca çeşitli sanat dallarının (drama, sa-nat, dans-hareket, müzik vb.) amaçlı kullanımı yoluyla insanların psiko-lojik, kişisel-duygusal gelişim ve iyileşmelerine hizmet eden bir çeşit terapi olarak tanımlanabilir ve her-hangi bir yaş sınırlaması olmaksızın gelişimsel engellerden, ruh hali ra-hatsızlıklarına, psikotik bozukluk-lardan, travmalara kadar uygulana-bilmektedir.

Bugüne kadar kaç çocuğa ulaşıldı, çözümler üretildi?

Kuruluşumuzdan bugüne kadar, bi-limsel alanda uzman isimler ile işbir-liği içerisinde; 15 bin çocuğa ve aile-sine destek vererek çözümler ürettik ve desteğimizi daha geniş kitlelere yaymak için de çalışmalarımıza de-vam ediyoruz.

Metin Sabancı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde aşa-ğıdaki konular altında çalışmalar yapılıyor:

• Eğitim (Grup Eğitimi, Birey-sel Eğitim)

• Fizyoterapi• Hidroterapi ve Spor• İletişim ve Dil Bozuklukları• Psikolojik Danışmanlık • Bilimsel ve Akademik Araş-

tırmalar• Konsültasyon Süreçleri

Nigar Evgin

Page 31: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

sivil toplum kuruluşları60

TEV dergi

sivil toplum kuruluşları61

Ocak 2013

Yaratıcı Sanatlar Terapisi nedir? Kısaca bahseder misiniz? Yaratıcı Sanatlar Terapisi ile ne amaçlanı-yor?

Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST) çe-şitli sanat dallarının (drama, sanat, dans-hareket, müzik, vb.) amaçlı kullanımı yoluyla, insanların psi-kolojik, kişisel-duygusal gelişim ve iyileşmelerine hizmet eden bir çeşit terapi olarak tanımlanabilir. YST, yaratıcılığa ve farklı biçimlerde dı-şavuruma izin vererek düşünceleri ve duyguları sözel ve sözel olma-yan bir dille ifade etmede çok çeşitli olasılıklar sunuyor. Yani kelimelerin kifayetsiz kaldığı durumlarda YST, kişilere duygu ve düşüncelerini sa-natlar yoluyla ifade etme imkânı ve-riyor.

YST aynı zamanda insanlara, ya-şamlarında istedikleri yönde deği-şim ve dönüşüm sağlayabilmek için gereken cesareti de kazandırıyor. Oyun ortamında kendilerini güvende hissederek, savunma ve direnç me-kanizmaları tehdit edilmeden duy-gu ve düşüncelerini serbestçe ifade

“Çalışmalarımıza katılanlar sosyal yaşama daha kolay adapte oluyor”Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST) Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), çatısı altında yürütülüyor. YST ile bireyler yaşamlarına farklı perspektiflerden bakarak yaşam gücü ve cesareti kazanacaklarını ifade eden Yaratıcı Sanatlar Terapisti Nilgün Türkcan, bu yolla kişilerin kendi sorunlarına dışarıdan bakabilmeyi öğrendiklerini söylüyor.

edebilirler. Hem kendi hem de prob-lemleri hakkında farkındalıkları ar-tar. Bireyler yaşamlarına farklı pers-pektiflerden bakarak yaşam gücü ve cesareti kazanırlar. Bu yolla kişiler iç görü kazanarak, kendilerine ve sorunlarına dışarıdan bakabilmeyi öğreniyor aslında. Dolayısıyla yal-nızca psikolojik sorunları olan veya engelle yaşayan kişiler değil herkes YST atölyelerine katılabilir.

TSÇV çatısı altında gerçekleştiri-len bu çalışmalara kimler katılı-yor? Yaş sınırı var mı?

YST’ye katılmak için bir yaş sını-rı bulunmuyor. Öncellikle gelişim-sel engellerle yaşayan tüm çocuk, genç ve yetişkinler programlarımıza katılabilir. Gelişimsel engeller der-ken genetik bozukluklardan (down sendromu, william sendromu, vb.), yaygın gelişim bozukluklarına (otizm, aspergers vb.), nörolojik bo-zukluklardan (cerebral palsy, deve-lopmental dyspraxia, vb.), öğrenme bozukluklarına kadar çok geniş bir kullanım alanından bahsedebiliriz. Ayrıca günümüz kadınına hitap eden özel çalışmalarımız ve herkese açık

çok keyifli birçok atölye çalışmamız-da mevcut.

“Katılımcılar YST ile kendilerine ve yaşamlarına olan güvenleri artıyor”

Katılanların yaşamlarında neler değişiyor? Bununla ilgili gözlemle-riniz oldu mu?

Özel gereksinimle yaşayan bireyler için engeller ister fiziksel ister bilişsel isterse duygusal olsun, bunları dene-yimleyen bireyler, tüm yaşamlarında bir engellenmişlik duygusu içerisinde olma eğilimindedirler. Çalışmaları-mıza katılan bu bireylerin; yaratıcılık ve spontaneliği, problem çözme yete-nekleri, motor gelişimleri, kendilerine ve yaşamlarına pozitif bakışları arta-rak sosyal yaşama daha kolay adapte olabildiği ve genel olarak yaşam kali-telerinin de arttığı gözlemlendi.

Herkese açık Yaratıcı Sanatlar Te-rapisi Atölye çalışmalarında ise katı-lımcılar, yaşamlarının pozitif yanlarını görebilir ve yaratıcı sürece katılarak cesaretlenebilir, koşullara yenik düş-mek yerine, yaşamın aktif katılımcısı olabileceklerini keşfederler ve bu yolla kendilerine ve yaşamlarına olan güven-leri de artar. Bütün bunlara ek olarak, Yaratıcı Sanatlar Terapisi katılımcılara yargılamayan, güvenli bir ortamda ha-yatın provasını yapma şansı verir, grup içerisinde çok farklı becerileri dene-me-sınama fırsatı bularak kendi ya-şamlarına aktarmalarını sağlar.

YST Program içeriğinden de kısaca bahsedebilir misiniz?

Biraz önce sözünü ettiğimiz özel gereksinimle yaşayan bireylere yöne-lik Sosyal Becerileri Geliştirme grup çalışmaları güvenli bir ortamda daha

başarılı ve daha etkili sosyalleşmenin aşamalarını öğretirken, kişisel alan-lar ve doğru dokunma gibi konularda da katılımcılara kendilerini geliştirme ve koruma imkânı verir. Kazanımları-nı grup içerisinde deneme-sınama fırsatı bulan çocuk ve gençlerimiz, bu becerileri kendi yaşamlarında nasıl kullanabileceklerinin ve dışardan ge-lebilecek tehlikelere karşı nasıl dav-ranabileceklerinin provasını da yap-ma fırsatı bulurlar.

Ayrıca günümüz kadınına hitap eden çok keyifli atölye çalışmalarımız da mevcut. Örneğin “Ayna Ayna Söy-le Bana” adını taşıyan programımız, kendini toplumun dikte ettiği rolle-ri yaşamak zorunda hisseden, buna karşın yaşamdaki yerini, üstlendiği rolü ve gücünü, yaşamının gerçek anlamını yeniden keşfetmek isteyen kadınlarımıza ışık tutmayı amaçlı-yor. Kendine daha çok güvenmek, olaylara daha pozitif yaklaşabilmek ve gerektiğinde duvarları yıkabilecek kadar cesaretli olabilmek, bu ilginç programın temel içeriklerinden bazı-larını oluşturuyor.

Yine YST programlarımız arasında bireylerin yaratıcı sürece aktif olarak katılımlarını ve bu yolla kendi içsel güç ve potansiyellerini keşfetmelerini sağlayacak herkese açık çok çeşitli atölye çalışmalarımız da mevcut. Bu çalışmalar; bireylerin farkındalıkları-nı arttırmak, yaşamlarında istedikleri ve ihtiyaç duydukları değişim ve dö-nüşümü sağlayabilmek için gereken donanımı kazandırmayı amaçlıyor. Atölye çalışmalarımızı kısaca ‘Özgü-ven’, ‘Stresle baş edebilme’, ‘İki se-çenek arasında’, ‘Yaratıcılık’, ‘Öfke kontrolü’ ve ‘Hayır diyebilmek’ baş-

lıkları altında özetlenebilir.

Eklemek istedikleriniz var mı?Vakıf olarak YST’nin getirdiği yeni-

likleri, ülkemizde tanıtmayı ve bu yeni alanda akademik çalışmalarımızla da referans kurum olmayı kendimi-ze amaç edindik. Bu hedef doğrul-tusunda bu alanın doğru tanınması ve uygulanması için çabalarımızı sürdürüyoruz. YST alanında hizmet verebilmek için aynı diğer meslek alanlarında (mühendislik, tıp, hukuk gibi) olduğu gibi eğitim almış olmak ve uzmanlaşmak oldukça önemli. Bunun bir parçası olarak ruh sağlığı ve eğitim alanlarında çalışanların, özel eğitim uzmanlarının, aile he-kimlerinin, fizyoterapistlerin ve sanat alanlarında eğitim almış profesyo-nellerin katılacağı eğitim çalışmaları organize ediyoruz. Bu eğitimlerde ka-tılımcıların teorik açıdan bilgilendiril-mesinin yanı sıra aktif olarak yaratıcı teknikleri kendi çalışmalarında nasıl kullanabileceklerini de keşfetmeleri-ni amaçlıyoruz.

Uluslararası Yoğunlaştırılmış Yara-tıcı Sanatlar Terapisi eğitimlerimizde de dünyanın çeşitli ülkelerinden ge-len, alanında tanınmış uzman Yaratıcı Sanatlar Terapistlerini kendi tecrü-belerini katılımcılar ile paylaşmaları ve YST’nin dünyadaki farklı uygula-maları hakkında bilgi vermeleri için davet ediyoruz. Ayrıca yapılan tüm workshop çalışmaları ile katılımcıla-rın kendi yaratıcı yöntemlerini keşfet-melerini hedefliyoruz. Aslında bütün söylemek istediğimizin özeti; sanatlar hepimiz için yaşam kalitesini iyileş-tirici ve zenginleştirici bir kapasiteye sahip ve yaşama farklı bir pencereden bakmamızı sağlayacaktır.

Nilgün Türkcan

Page 32: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

TEV iletişim62

TEV İLETİŞİM BİLGİLERİTEV MERKEZ VE ŞUBELER BANKA HESAP NUMARALARI VE İLETİŞİM BİLGİLERİ (TL)

TEV BANKA HESAP NUMARALARI (DÖVİZ)

TÜRK EĞİTİM VAKFI GENEL MÜDÜRLÜKBüyükdere Cad. T.E.V. Kocabaş İşhanı No: 111 K: 6-7-8 34349 Gayrettepe-İSTANBULTel: (0212) 318 68 00 Faks: (0212) 217 56 90E-Posta: [email protected] Çelenk Tel: (0212) 444 0 838Çelenk Faks: (0212) 217 58 57 Çelenk E-Posta: [email protected]ğitim-Burs Tel: (0212) 444 0 838 Eğitim-Burs Faks: (0212) 272 62 17Eğitim-Burs E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375) TR80 0006 7010 0000 0000 0619 99Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR42 0001 5001 5800 7286 4847 62İş Bankası Gayrettepe Şubesi (Şube Kodu: 1080) TR03 0006 4000 0011 0800 3027 23Garanti Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu:119) TR65 0006 2000 1190 0006 2997 85Akbank Zincirlikuyu Şubesi (Şube Kodu:436) TR50 0004 6004 3688 8000 0568 83

ADANAKayalıbağ Mah. 26004. Sok. No:2 Aydın Apt. Kat:1 D:2 Seyhan-ADANA Tel: (0322) 453 11 14 - (0322) 457 33 99 Faks: (0322) 459 32 21E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası Atatürk Bulvarı Şubesi (Şube Kodu:380) TR75 0006 7010 0000 0085 1216 80 ANKARAAkay Caddesi, No:22/5 Bakanlıklar - ANKARA Tel: (0312) 417 41 90 Faks: (0312) 418 79 99 E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası Akay Şubesi (Şube Kodu:301) TR27 0006 7010 0000 0085 1184 70 ANTALYA Memur Evleri Mah. Anafartalar Cad. No:115/1 / ANTALYA 07100Tel: (0242) 343 32 08 Faks: (0242) 343 32 09 E-Posta: [email protected] Kredi Bankası 100.Yıl Şubesi (Şube Kodu:669) TR98 0006 7010 0000 0085 0927 48 BALIKESİRAnafartalar Caddesi No: 15 Mortaş İşhanı, B Blok. BALIKESİR 10100 Tel: (0266) 241 54 45 Faks: (0266) 241 20 27 E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası 6 Eylül Şubesi (Şube Kodu:991) TR67 0006 7010 0000 0085 1185 26

BURSAAtatürk Caddesi Çataloğlu İşhanı No:55, Kat:6 BURSA 16010Tel: (0224) 221 18 10 Faks: (0224) 222 46 06 E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası Bursa Şubesi (Şube Kodu:013) TR42 0006 7010 0000 0085 1184 91

DENİZLİÇaybaşı Cad. No:32 Küçüksaray Apt. Zemin Kat, D:2 DENİZLİ 20010Tel: (0258) 264 65 99 Faks: (0258) 265 10 54 E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası Çınar Şubesi (Şube Kodu:560) TR47 0006 7010 0000 0085 1189 83

ESKİŞEHİRSakarya Cd. Porsuk İşhanı No:1 Kat: 6 ESKİŞEHİR 26130Tel ve Faks: (0222) 231 16 06 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Sakarya Cad. Şubesi (Şube Kodu:542) TR03 0006 7010 0000 0085 1206 48 HATAYİnönü Cd. Marmara Apt. altı No: 37/B ANTAKYA 31070 Tel: (0326) 215 66 88 Faks: (0326) 213 55 77 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Antakya Şubesi (Şube Kodu:151) TR90 0006 7010 0000 0080 8557 38 İZMİRAkdeniz Cad. TEV Birsel İş Merkezi No:14/102 Kat:1 Pasaport / İZMİRTel: (0232) 44 121 44 (Pbx) Faks: (0232) 44 121 45 E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası İzmir Merkez Şubesi (Şube Kodu:927) TR12 0006 7010 0000 0084 7353 96

KAYSERİİstasyon Mah. Kocasinan Bul. Depo Cad. No: 3-B Kocasinan / KAYSERİTel: (0352) 221 09 85 Faks: (0352) 221 09 87 E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası Kayseri Şubesi (Şube Kodu:917) TR64 0006 7010 0000 0082 3640 71

KOCAELİKarabaş Mah. Hafız Binbaşı Cd. İGSAŞ Mensupları İş Merkezi No:1 Kat:2 D.89 İzmit/KOCAELİTel: (0262) 325 85 41 Faks: (0262) 325 44 77 E-Posta: [email protected] No: Yapı Kredi Bankası İzmit Şubesi (Şube Kodu: 084)TR39 0006 7010 0000 0084 5481 85 KONYAMusalla Bağları Mah. Ankara Cad. Gürel Sok. Onur Sitesi No: 6/DSELÇUKLU/KONYA 42060 Tel: (0332) 233 99 32 Faks: (0332) 320 77 73 E-Posta: [email protected] Halk Bankası Konya Şubesi (Şube Kodu: 510) TR05 0001 2009 5100 0016 0000 42

TRABZON1 Nolu Çömlekçi Mah. Yavuz Selim Bulvarı N:26 Baro Başkanlığı yanıTRABZON 62200 Tel: (0462) 326 78 84 Faks: (0462) 326 78 83 E-Posta: [email protected]ı Kredi Bankası Trabzon Şubesi (Şube Kodu:110) TR11 0006 7010 0000 0085 1210 86

Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375) TR04 0006 7010 0000 0080 5005 20 USDYapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375 TR22 0006 7010 0000 0080 8042 91 AVROYapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375) TR97 0006 7010 0000 0012 8571 57 GBPVakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR84 0001 5001 5804 8011 4439 62 CHFVakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR69 0001 5001 5804 8000 4584 97 SEKVakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR51 0001 5001 5804 8000 3387 35 DKK

2013 yılınındünyaya ve ülkemize barıș, huzur

ve refah getirmesini dileriz.

Page 33: Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun ... · Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum

Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.

Mustafa Kemal Atatürk