bilim ve gelecek kitaplığı - 27 - okumedya.com ve bilimsel yontem - alaeddin senel.pdf ·...

157

Upload: others

Post on 12-Jan-2020

48 views

Category:

Documents


5 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,
Page 2: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,
Page 3: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

BilimveGelecekKitaplığı-27

50SorudaKitapDizisi-13

50SorudaBilimveBilimselYöntem

Editör:AlâeddinŞenel

©Bukitabınyayınhakları7RenkBasımYayımveFilmcilikLtd.Şti.’neaittir.

BirinciBaskı:BilimveGelecekKitaplığı,Mayıs2012

ISBN:978-605-5888-25-1

DiziEditörü:NalânMahsereci

KapakTasarımı:DenizAkkol

SayfaTasarımı:ErenTaymaz

Baskı:EzgiMatbaacılık

SanayiCad.AltaySok.No:10,Çobançeşme-Yenibosna/İstanbul

Tel:(0212)4522302

7RenkBasımYayınveFilmcilikLtd.Şti

ModaC.ZuhalSk.No:9/1Kadıköy-Istanbul

Tel:0216.3497172http://www.bilimvegelecek.com.tr

e-mail:[email protected]

Page 4: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bilimvebilimselyöntem

Editör:ALÂEDDİNŞENEL

-

Page 5: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

BilimveGelecekKitaplığı-27

50SorudaKitapDizisi-13

50SorudaBilimveBilimselYöntem

Editör:AlâeddinŞenel

©Bukitabınyayınhakları7RenkBasımYayımveFilmcilikLtd.Şti.’neaittir.

BirinciBaskı:BilimveGelecekKitaplığı,Mayıs2012

ISBN:978-605-5888-25-1

DiziEditörü:NalânMahsereci

KapakTasarımı:DenizAkkol

SayfaTasarımı:ErenTaymaz

Baskı:EzgiMatbaacılık

SanayiCad.AltaySok.No:10,Çobançeşme-Yenibosna/İstanbul

Tel:(0212)4522302

7RenkBasımYayınveFilmcilikLtd.Şti

ModaC.ZuhalSk.No:9/1Kadıköy-Istanbul

Tel:0216.3497172http://www.bilimvegelecek.com.tr

e-mail:[email protected]

Page 6: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

SunuşBilim ve Gelecek dergisi yürütücüleri, 100. sayısına yaklaşan dergiyiçıkarmaçabalarındabilimselçevrelerlekurduklarıilişkileriveokuyucularınıngereksinimlerini göz önüne alarak, Bilim ve Gelecek Kitaplığı yayınlarıiçinde “50 Soruda” dizisini başlatmaya 2009 yılında karar verdiklerinde,yayımlamayıplanladıklarıilk13kitabınkonularıarasında“BilimveBilimselYöntem”debulunuyordu.Bilimindoğabilimlerive toplumbilimleriolarakbirbirindenoldukçafarklıdallar içermesi,ötekikonulardakigibi tekyazarınaltındankalkabileceğibirişolarakgörünmedi.Bununüzerinefarklıbilimseluzmanlıkdallarındanyazarlarınkatkılarıylakolektifbiryapıtüretmeyolunagidildi.

Hazırlık çalışmaları sırasında bu yolun da tek yazarlı kitaplardakarşılaşılmayan kendine özgü güçlüklerinin bulunduğu ortaya çıktı.Bunlardan biri, bilim alanlarının oranlı yansıtılması gereğiydi. Ondan daönemlisi bunu gözeten bir dağıtımda yapılan katkıların eşzamanlıtoplanabilmesiydi.Hattabazıyazarlarınanlaşılanaşamadıklarıbeklenmeyenengeller nedeniyle kendilerinden beklenen katkıyı yapamayacaklarını nedensonra bildirmek zorunda kalmalarıydı. Güçlüklerin bir bölümü, kimiyazarların daha önce basılmış yapıtlarından, kendilerine yöneltilen sorularlailgilibölümlerin izinlerialınaraközetlenmesiyleaşılabildi.Butürsorunlarınçözülemediği noktalarda bazı bilim dallarının (örneğin moleküler biyolojidisiplininin)temsiledilememesininyarattığıboşlukkapatılamadı.

Birbaşkasorun,yazarlararasında,bilimdallarının(yöntembilimgibi)ortakkonuları üzerinde olabildiğince görüş birliği sağlanmasıydı. Bu sorununçözümü,yazarlarınfizikolarakbirarayagetirilmesiyadaelektronikortamdatartışmalarının sağlanmasıyla bulunabilirdi. Gerek parasal gerek zamanlailgilieksorunlardandolayıbudagerçekleştirilemedi.Sonucu,derlemedebazıkonularda, (örneğin matematiğin bir bilim olup olmadığı noktasında)okuyucunun gözünden kaçmayacak, farklı olmaktan öte zıt görüşlerin aynıkitapta görülmesi oldu. Bu durum “Kutsal kitap değil ya, elbette farklıgörüşler olacak” savunmasıyla geçiştirilebilir mi? Bilmiyoruz. Öte yandanzıtlıklara varan farklılıkların editörün marifetiyle törpülenmesini ya dabastırılmasını, en azından gizlenmesini bilim etiğine uygun bulmadık.Karşılaştığımız sorunların bazılarının temelinde, belki daha büyük sorunyattığı için çözemedik: Bilimsel bilginin ve bilimsel yöntemlerin çığ gibibüyüyüp, yayılıp, dağıtıldığı koşullarda, belki daha doğru tutum, bir cildesığdırılamayacak “Bilim ve bilimsel yöntem nedir?” sorusu yerine, “Nedeğildir?”sorusunayanıtaranmasıolurdu.(Ancakbudadizininadınauygun

Page 7: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

düşmeyecekti.)

Gerçekten “Bilim ve bilimsel yöntem ne değildir?” sorusu, günümüzünideolojiksavaşımıgözönünealındığında,“Bilimnedir?”sorusundanönemligörünüyor. Çünkü günümüzde, özellikle toplumumuzda, magazin bilimi,popüler bilim, hatta eğitim, bilim eğitimi alanlarında “bilim ve bilimselyöntem”diyepazarlanan,çoğukezdeparasızdağıtılanbilimleçokazilişkiliçokçokilişkisizbilgilerortalığısarmışbulunuyor.

Budurumyeniçağdabaşlatılan“BilimselDevrim”akımınıneredeysetersineçevirme tehlikesi yaratıyor. Ortaçağda biçimlenmiş dinsel eğitimkurumlarındada,yoğundindersleriyanısıra,genedinselamaçlarladaolsamatematik, astronomi, mantık gibi bilimsel eğitim kurumlarında daöğretilmesinden vazgeçilmeyecek dersler okutuluyordu. Yeniçağda dinseleğitim kurumlarının bilimsel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi eğilimibaşlatıldığından,astronomiyanınafizik,kimya,biyolojiolarakdoğabilimleribir bir eklenirken, teoloji felsefeye dönüştürülüp, felsefeden filiz verensosyoloji,iktisat,siyasetbilimlerinebirerbirerbağımsızlıklarıveözerkliklerikazandırıldı. Bu süreç sonunda üniversitelerde din öğretimi adına yalnızcafelsefenin kanatları altına sığınan din felsefesi (teoloji) kaldı.Ülkemizin ilküniversitelerine eklenmiş ilahiyat fakültesi bu Batı bilimler eğitimprogramınınbiryansımasıdır.

Nevarki,sözkonususüreciemperyalizmin“küreselleşme”denenevresinde(kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,bulanıklaştırıldığıkoşullardahemsömürenhemsömürülenülkelerinhalkları(özellikle orta ve altı sınıfları) arasında İslam ve Hıristiyan dinselideolojilerinin ısıtılıp (örneğin“ılımlı İslam”ve“bilimselyaratılışçılık”gibianlayışlarla) canlandırılmaya çalışıldığına tanık olmaktayız. Bu durumda,küreninbirbölgesindeemperyalizmekarşı ideolojikbirbayrak işlevigören,gördüğü söylenen aynı dinsel ideoloji, komşu bölgede emperyalizmimaskelemede, her iki bölgede sınıf savaşımını saptırmada ya da bastırmadakullanabilmektedir.

Böylebirküreselpolitikanıngereğibilime,bilimkurumlarına,bilimeğitimikurumlarına sızmak ya da açıktan açığa saldırmaktır. Meslek eğitimi adıaltındaortaöğretimedineğitimiyerleştirilmesi, ilköğretimezorunlu/seçimlikdin derslerinin konmak istenmesi, bilim eğitiminin ve bilimsel eğitiminbeslenmekaynaklarınıoluşturanBatıdilleriöğretiminekarşı,dengeadınadinöğretiminin besleneceği dillerin öğretilmek istenmesi hep bu politikanınuygulamalarıdır. Bu açıdan değerlendirildiğinde burjuvazinin yedektebekletilenideolojisininideolojiksavaşımdacepheyesürüldüğüanlaşılacaktır.

Page 8: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Bukoşullariçinde,ideolojiksavaşımınbirgereğiolarakbilim,bilimeğitimienazındankendinisavunmazorunluluğunedeniylebirideolojikişlevgörmedurumundadır. Çağdaş yaşamın teknolojiye dayandırıldığı koşullardateknolojininbeslendiğibilim,dinselideolojikarşısında(sağlıkbilimlerinibirdüşünün) savunmadan öte saldırıya geçebilecek denli güçlü durumdadır.Elinizdekiderlemeninböylebirsavaşımdaemekten,bilimdenyanaolanlarınbirikiminiartıracağıumudundayız.

AlâeddinŞenel

Page 9: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

1.Bölüm-BİLGİBİLİM(epistemoloji),YÖNTEMBİLİM(metodoloji)veARAŞTIRMA

TEKNİKLERİ1-Biliyoruzkibilimbirbilgitürüdür;yabilginedir,onudaiyibiliyormuyuz?

Bilim,yalnızcabirbilgiedinmeetkinliğideğildir.Onunbireylemyönününolduğu da unutulmamalıdır. “Bilimsel araştırma”, “bilimsel davranış” gibideyişler, bilimin bu yönünü göstermektedir. Bunlar ileriye bırakılıp,yanıta,“Bilgi nedir?” sorusuna yanıt aranan, “bilgibilim” (epistemoloji)noktasındanbaşlanabilir.

Ötedünyadadeğilsimgelerevrenindeyaşamak

İnsan da doğanın bir parçasıdır. Öteki canlılar gibi nesneler dünyasındayaşar. Ancak, onlardan ayrı olarak, cansız doğa, canlı varlıklar ve kendisihakkındabilgileredinir.Bilgiedinmeklekalmaz,bilgilerinegöredavranır.Bubakımdaninsanın,“nesnelerdünyası”yanısırabir“simgelerdünyası”içindeyaşadığısöylenebilir.

Hayvan belli bir anda bir şeyi yapar.Otlanır, avlanır veya çiftleşir. İnsan,hayvanlardanfarklıolarak,genellikleikiişibirdenyapar.Yaptığıhemenherşeyi simgeleriyle kafasında da yapar ve belleğine atar. Bu gerçeğedayanılarak, şimdilik, bilginin nesneler dünyasının insanın kafasındaki(beynindeki,zihnindeki)simgeselyansımasıolduğusöylenebilir.

Nesnelerdünyasıilesimgelerdünyasıbağlantısı

Ancak,düşüncelernesnelerevrenininbirsimgeselyansımasıolarakbaşlasada,düşünmeeylemionunlabitmez.İnsannesnelerkadarnesnelerinsimgeleriüzerinde de düşünür. Bununla kalmaz, nesneler evreninde karşılığıbulunmayan simgeler yaratıp onlar hakkında da bilgi biriktirebilir. Dahaönemlisi, simgeler, simgelerden kurulu düşünceler, her zaman kafatasınınsınırları içinde kalmaz. İnsanın eylemini, davranışını, dolayısıyla dönüp,nesnelerevreninietkileyebilir.

Emeketkinliğindedüşüncenin,bilgininyeri

Bunoktada,bilgininneolduğunudahaeksiksizkavramayolundabiradımdaha atma olanağı buluyoruz. İnsanın doğayı ve doğanın bir parçası olarakkendisini,toplumunuöğrenipetkilemesi“emeketkinliği”yoluylagerçekleşir.

Page 10: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Gene hayvanlarla bir karşılaştırma yapılabilir. Hayvanlar gereksinimlerinikarşılama, yaşamda kalabilme yolunda “çabalama” denebilecek davranışlargösterirler.İnsanbununyanısıra“emek”döker.Emeketkinliğiise,bedenselçalışmailebirliktekafayıçalıştırmanınvebunlarınürünleriolarak“maddeselaraçlar”ile“simgeselaraçlar”olmaküzeredördününbirliktekullanılmasıylagerçekleştirilir.

Maddeselaraçlarilesimgeselaraçlarınayrımı

Kimi bilginlerin, insan için, “araç yapan canlı” anlamına gelen, LatincebilimkavramıylaHomofaberdeyişinikullanmaları,boşunadeğildir.Kavramıilk olarak (paratonerin de bulucusu olan Amerikalı bilgin ve politikacı)BenjaminFranklin(1706-1790)kullanmıştı.Marx(1818-1883)Kapital adlıbaşyapıtında, emek etkinliğinin önemini vurgularken bir dipnotunda1,insanların arı, karınca gibi hayvanlardan ayrı olarak, araçlarını değiştiripgeliştirdikleriniyazmıştı. İngilizbilimcisiKennethP.Oakleyyapıtına“AraçYapan İnsan”2 adını vermişti. Burada söz konusu ettiğimiz yalnızca“maddesel araçlar” değil, aynı zamanda “simgesel araçlar”dır. SimgeselaraçlarınönemineAlmanbilginErnstCassirer(1874-1945)dikkatçekmiştir.Öteki hayvanların dabazı nesneleri araçolarakkullanabilip, tek tük araçlaryapabilirken, bir araç türünün yalnızca insanlarca yaratılıp kullanıldığınıyazmıştır: simgesel araçlar. Bu olgudan giderek insanıHomo symbolicum3olaraktanımlamıştır.1)KarlMarx,Kapital,Çev.AlaattinBilgi,SolYayınları,Ankara,2011.

2)İng.ManTheToolMaker,K.P.Oakley,6.Basım,Chicago,1976.

3) Ernst Cassirer, Philosophy of Symbolic Forms, Yale Universty Press, Three Volume. Türkçede,SembolikFormlarFelsefesi,Çev.MilayKöktürk,HeceYayınları,3Cilt,Ankara,2005.

Bilenözneilebilinennesneayrımı

Yukarıdaki bilgilerin ışığında, genel olarak bilginin insanın “simgeselaraçlar”takımınıoluşturduğusöylenebilir.Onudahaiyikavramakiçin,nasıledinildiğine,nasılkullanıldığınabakmakgerek.Ondansonra“bilimselbilgi”türününincelenmesinegeçilebilir.

Bilgi edinmenin önkoşulu “bilen özne” ile “bilinen nesne” ayrımınınvarlığıdır. Bunun anlamı, canlılığın evriminde simge işleyebilecek niceliğe(iriliğe) ve niteliğe (bozmaddeye, neo-kortekse) sahip bir beyne ulaşılmışolmasıdır. Yetmez, bu olgunun, yani simge işleme (düşünme) yetisininbilincine erilmiş olması gerekir. Bilinen evrende bu anlamda bilince sahipolan(bildiğinibilen)tekvarlığıninsanolduğudakabuledilmelidir.

Page 11: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Bunun “sözünü etmeye bile gerek olmayan apaçık bir gerçek” olduğunusöyleyebileceklere bir yanıtımız var: Onlara, ancak “imge” işleyebilip“simge” bile işleyemeyecek düzeyde bir beyne sahip hayvanlarındüşündüğünüsöyleyenlerigösterebiliriz.Dahasıbitkilerin,hattacansızdoğagüçlerinin bile düşündüğünü düşünenlerin dün olduğu gibi bugün debulunabileceğinianımsatırız.

Öteyandandoğrudüşünmevegerçeğibilmeyetisini,tek“bilenözne”olaninsandan “esirgeyenler” vardır. Gerçekten, “her şeyi bilme” gücünü, beynişöyle dursun hiçbirmaddesel varlığının bulunmadığı söylenen, “aşkınözne”denebileceksanalvarlıklara“bağışlayan”inançlarasahipkimselerinvarlığınane demeli? Bu kimselerin, insanlığın kültürel evriminde, “bilim çağı”denebilecekdüzeyeulaşılanbiryüzyılda,bilimseleğitimkurumlarınıbileelegeçirebildikleriakıldançıkarılmamalı.

Nesnelkarşılığıbulunandüşüncelervebulunmayandüşünceler

Adı“BilimAraştırmaVakfı”olanbirkuruluşunbaşyazarının,HayalinDiğerAdı: Madde4 başlığını taşıyan yapıtına bakın: Kapak resminde ve kitabıniçinde, bir parkta görülen ağaçların, insanların kafasındaki imgesinin vebilgisiningerçeği(gerçekliği)yansıtmadığı ilerisürülmekte.Kanıtı:bunlarınbeynimizdeki elektrik sinyallerinden başka bir şey olmadığı.Dolayısıyla butürgörüntülerdenoluşturulmuşbudünyabilgilerimizinaslındayanılsamalarolduğu.Buradangiderek “düşünürveyazar”parkın, ağaçlarınve insanların(bu dünyanın) aslında var olmadığı yargısına varmaktadır. Bu kanıtlarını“Madde yoksa Allah vardır ve bütün o görüntüleri yaratan Allah’tır”5sonucunabağlamaktadır.Kendisinehakverenlerbugörüşlerinidestekleyecekdüşünceleri felsefede (örneğin Platon’un ve Plotinus’un düşüncelerinde) vedinde6arayıpbulmaktagüçlükçekmeyeceklerdir.4)HarunYahya,HayalinDiğerAdı:Madde,KültürYayıncılık,İstanbul,2001.

5)Age,s.194.

6)Dünyayaşamınınbiroyunolduğuhakkındabkz.Kuran,En’am,32;Ankebut,64;Allah’ınheran(görüntüler?)yaratmasıhakkındabkz.Rahman,29.

Parkın, ağacın, insanın kafamızdaki yansısı (bilgisi), kuşkusuz, nesneldünyadan gelip duyu organlarıyla, elektrik akımlarına kodlanarak sinirlerüzerinden gönderilen sinyallerden beyinde oluşturulmuş görüntülerdir.Gözümüzeağacınbudağıgirip,beynimizdemikroskobikboyutlaraindirilmişinsanlar dolaşacak değil ya! İnsanın bütün bilgileri (yazarın bu dünyayıyadsıyan görüşleri içinde) simgelerden kurulan düşüncelerden oluşur.Nereden gelir bu düşünceler? İnsan doğarken beyninde tek bir bilgi ile

Page 12: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

(örneğinbilginintaşıyıcısıanadildenedinilmiştekbirsözcükle)gelmediğinegöre, kaynağı başka yerde aranmalı. İlk kaynaklarıdoğa nesneleri ve doğaolaylarıdır.Sonkaynağı,doğanın,duyuorganlarımızkanalıyla ışık, sesgibiuyarıcı özelliklerine dayanılarak beyinde yaratılan imgelerle ve simgelerlekurulan görüntüleridir. Giderek, ya onların (“guguk kuşu” gibi) doğadanalınan, ya da (“doğa yasası”, “orman yasası” gibi) kafada yaratılansimgelerinedayanılarakverilmişadlar,kavramlardır.

Ancak, kafamızdaki görüntüler, adlar, kavramlar konusunda özengösterilmesi gereken bir gerçek var:Kafamızda olsun, televizyon ekranındaolsun, iki tür görüntübulunmaktadır:Doğadanesnel karşılığı bulunanlar vebulunmayanlar. Parkta gördüğümüz (göstericileri coplayan) polisinkafamızdaki görüntüsüyle televizyondaki bir aksiyon filminde gördüğümüz(çatıdan çatıya uçan) polisinki, “ikisi de görüntü” diye, aynı çuvala konupvarlıkları yoklukları hakkında ikisini de kapsayacak yargılara varılmamalı.Aynı çuvala koymak, çarpık bir gerçek, çarpık bir bilgi, çarpık bir “bilim”,çarpıkbir“araştırma”anlayışıolur.

Telefondakisesonunsesideğildir,amadüşdedeğildir

“Bilgi nedir?” sorusunun yanıtına, somuttan alınan bir örnek ve onadayanacak soyut bir yargı ile şöyle nokta konabilir: Uyurken telefonunuzçalıyor.Açıyorsunuz, sevgilinizin sesi.Doğumgününüzükutluyor.Düşmü,gerçekmi?Birhaftadırdargınsınız.Duyduğunuzkuşkusuzonun(kendi)sesideğildir. Sesinin, yarattığı titreşimlerle, elektrik sinyalleriyle birçok aracıda,birçokaşamadadönüştürülüpkodlanmışkarşılığıdır.Onungerçekduygularınıyansıtıpyansıtmadığınıbelkibilemezsiniz.Amagerçekkonuşmasınıyansıtıpyansıtmadığını,düşünüzdekonuşupkonuşmadığınıanlamakgüçdeğil.Ertesigüngidipsorarsınız:“Senmitelefonaçmıştındüngeceyarısı;uykuluydum;ne demiştin, tam anlayamadım?” Yüz yüze gelmenize bile gerek yok.Sabahleyinuyanıncatelefonaçıponaylatmanızyeter.

Gerçekliğindoğrubilgisine“gerçek”denir

Yukarıdakiörneğindegösterdiğigibi, imgeler(özürlüalgılamaürünlerideolabilirler), simgeler (içlerindegerçekliğiyeterincedoğruyansıtmayanlardabulunabilir), kavramlar (gerçekliği yeterince karşılayıcı olmayabilirler),bilgiler(duygularlaçarpıtılmışolabiliryadayeterligözlemleredayandırılmışbulunmayabilirler)gerçekliğin,simgelerdenkuruluolup,onuçeşitlioranlardakapsayıpyansıtan“modelleridir”.

Gerçekliği (kasıtlı - kasıtsız) yanlış yansıtan, çarpıtan, tepetakla gösterenmodeller de üretilmiş olabilir. Onların gerçekliği doğru yansıtıp

Page 13: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yansıtmadıkları,neölçüdeyansıttıklarıaraştırılabilir.Böylebiraraştırmabiryandan (mantıksal tutarlılığına bakmakta olduğu gibi) simgesel araçlarlakafada, konuşmalarda ve tartışma yazılarında yürütülebilir. Öte yandan,geçekliğin(olguların)simgeselmodelleri,yaşampratiğiyle,deneyimle,emeketkinliği (üretim etkinliği) sırasında sınavdan geçirilebilir. Gerçekliğiyansıtma dereceleri, konu ona uygunsa laboratuvar deneyleriyle bilimseldoğrulama-yanlışlamayöntemleriyleortayakonabilir.

Örneğin“ısıtılanmetalleringenleştiği”sanısıdoğmuşsayadaortadaböylebir kanı varsa, o “bilimsel varsayım” değerindedir. Gerçekliği yansıtıpyansıtmadığı araştırılabilir: Bir at arabası tekerleği çemberi, soğukken dargelip takılmazken, ısıtılınca tekere kolaylıkla geçirilmiş, soğuyunca onusımsıkı sarmışsa, o konudaki bilgimiz gerçekliği doğru yansıtmaktadır. Buörnek de gösteriyor ki, bilen özne olarak insan gerçekliğin doğru bilgisinihiçbirkuşkuyayerbırakmayacakkesinlikleedinebilir.

AlâeddinŞenel

2-Bilgiedinmeninbilimselolanveolmayanyöntemlerinelerdir?

İnsanlığın“kültürelevrim”serüveninin,ilkmaddeselaracınıyontarkenaynızamanda kafasında onun simgesel karşılığını kurmasıyla başladığısöylenebilir.Kültürelevrimiboyuncahemmaddeselaraçlarını(teknolojiyle)hem simgesel araçlarını (bilgi edinmeyle) geliştirme yolunda çeşitliyöntemlerebaşvurmuştur.Simgesel araçlar edinmeninbelli başlı yöntemleriolarakpratik,somutdüşünüş,soyutdüşünüş,sezgiveonundinselbiçimiolan“vahiy”, dinsel olmayabilen biçimi “spekülasyon” ile “gözlem ve deney”sayılabilir.

Günlüktekilolaylardansomutunbilgisiniedinmek

Her insanın başvurup, zanaatçıların ustası oldukları pratikten elde edilenbilgiler, yani, nesneler, olgular, olaylar hakkında somut bilgiler bilgiedinmenin ilk yoludur. Sovyet bilgini V. P. Alekseyev, insan bilinciningeliştiği üç alandan söz etmektedir.7Birincisi “ampirik deneyim alanı” (kisomut bilgiler edinilen dönemle bağlantılandırabiliriz). İkincisi “ampirikdeneyimin sonuçlarının genelleştirildiği alan” (bunun da soyut düşünüşünbaşlatıldığı dönemle bağlantılı olduğu söylenebilir). Üçüncüsü, “soyutdüşüncealanı”.7)V.P.Alekseyev,İnsanTürününKökeniveGelişimi,Çev.AlâeddinŞenel,SosyalYayınları,İstanbul,1993,s.239.

Page 14: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Genellemelerlekafadasoyutdüşüncelergeliştirmek

İnsanlığınsoyutdüşünceüretmeyöntemlerindeazçokkronolojikbirsıraylavahiyden, spekülasyondan, gözlem ve deney evrelerinden geçildiğisöylenebilir.Dinseldüşünüştegeliştirilen, ilkörneğiyle (Musa’nınolduğunainanılan) Pentatuk kutsal kitabında (Kutsal Kitap’ın ilk beş bölümünde)karşılaşılan, İsa’nın havarilerince (elçilerince) kaleme alınan İncil’lerde dekarşılaşılan, Muhammet’de doruğuna ulaştırılan “vahiy” (bir tür sezgi)yoluylaedinildiğisöylenenbilgiler“kutsal”denilenkitaplarıdoldurmaktadır.İkincisi, felsefidüşünüşle (MÖ6.yüzyıl İyonya’sında)başlatılan,Platon ile(MÖ4.yüzyılda)doruğunaulaştırılan,Hegel’in idealizmindesonanlatımınıbulan “kafadan bilgi çıkarma” demek olan (felsefede “rasyonalizm” olarakbilinen)salt“spekülasyon”yöntemidir.

Bundan sonra, üçüncü evrede, yükselen burjuva dönemi düşünürlerincegeliştirilenvegözlemden,yaşampratiğinden,deneydeneldeedilenbilgileringerçeklik değerinin “bilimsel” düzeyde olacağı söylenen “ampirik” bilgiedinmeyöntemibilinçliolarakizlenmiştir.

Sezgi,vahiygibiötekiuçukyöntemler

Felsefede nesnel gerçeklik dünyası diye bir şeyin bulunmadığı, gerçeğinancak birey insanın kafasının içinde bulunup kişiden kişiye değişeceğigörüşünün savunulduğu “solipsizm” uçuk bir gerçek anlayışıdır. Sürekli birdevinim içindebulunangerçekliğe,gözlem,düşüncegibi “onudurdurduğu”(?) ileri sürülen yollarla değil, bilincin, evrensel “oluş süreci” içine katılıp,gerçeğin bir anda kafaya dank etmesiyle, yani kişinin aydınlanıvermesiyleulaşılacağı savunulan sezgicilik (entüvizyonizm) gibi bilimsel açıdan hiçbirdeğertaşımayanbilgianlayışlarınadayananbilgiedinmeyöntemlerivardır.8

8)Bkz.HenriBergson,YaratıcıTekamül,Çev.M.ŞekipTunç,MilliEğitimBakanlığı,Ankara,1947.

Tüm bu bilgi edinme yöntemlerinin altında farklı gerçek anlayışlarıyatmaktadır. Onlara bakılarak da bilimsel olup olmadıkları, ne derecedebilimsel oldukları konusunda bir görüş edinilebilir. Söz konusu gerçekanlayışlarıise“mutlakgerçek”,“pragmatikgerçek”,“pratikgerçek”başlıklarıaltındasınıflandırılabilir.

AlâeddinŞenel

3-Bilimselbilgihangi“gerçeklik”,hangi“gerçek”anlayışınadayanılarakedinilir?

Bilimsel düşünüşle amaçlanan, gerçekliğin doğru bilgisine, demek kigerçeğe ulaşmaktır. Bilimsel pratiğin hedefi; söz konusu gerçeklik (örneğin

Page 15: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

hastalıklardaki gibi) olumsuzsa, ona yol açan “nedenleri” etkileyerek,değiştirerek,hattaortadankaldırarak,sonucunuolumluyadönüştürmekyadaolumsuz sonucu da yok etmektir. Genelde, gerçekliği insan yararına olarakgeliştirmektir.

Gerçeklikilegerçekilişkisi

Gerçeklik, bilgisi edinilecek nesnenin (olgunun, olayın), “özne”denbağımsızdurumudur.Üzerinde“özne”tarafındanonunbilgisininedinilmesinisağlayacak,onuetkileyipdeğiştirecekbirkarışmadabulunulmasındanöncekinesnel (öznenin algılamasına bağlı olmayan) varlığıdır. Bilgi, bir gerçeklikhakkında, insanın (bilen öznenin) kafasında kurulan simgesel modeldir. Bumodel gerçekliğe uygunsa (gerçekliği kavramada çağın bilgi birikiminin,çağın bilgi edinme yönteminin gerçekliği yansıtmada ulaşılan duyarlılıkderecesine yakınsa), bir kimsenin kafasındaki modelin, ya da söze, yazıya,görselmateryaledökülmüşdüşüncesinin“gerçek”olduğusöylenebilir.Veyabir kimse söz konusu gerçeklik hakkındaki düşüncesinin, gerçekliği doğruyansıttığı görüşüyle “doğru bilgi”, yani “gerçek” olduğunu ileri sürebilir.“Söylediklerindoğrumu?”, “Gerçektenmi?”gibi sözler,gerçekkavramınınbuanlamdakullanıldığınıgösterir.

Doğrukavramınınikifarklıanlamı

Burada özen gösterilmesi gereken bir nokta, “doğru” - “yanlış”kavramlarının, bilgibilim (epistemoloji) alanındaki bu anlamı dışında,felsefenin etik (ahlak felsefesi) alanında ve günlük yaşamda farklı biranlamda kullanılmasıdır. Bu nokta göz önüne alınarak, iki anlam takımıbirbirinekarıştırılmamalı.Biri,gerçekliğidoğruyadayanlışyansıtanbilgilerolarak olgusal yargılardır; olan ile ilgili “gerçeklik yargıları”dır. Ötekisinin“olması gereken” hakkında, davranışlarla ilgili “değer yargıları” olduğuunutulmamalıdır.

Çeşitligerçekanlayışları

Bilgibilimde ve bilimde, bilimsel düşünüşte kullanılan, “doğru bilgi”(gerçekliğin doğru bilgisi) anlamında “gerçek” sözcüğüne bakalım:Birbirindenfarklıanlamdaüçgerçekkavramınınbulunduğusöylenebilir.Bu,üç“doğrubilgi”anlayışınınolduğunugösterir:“mutlakgerçek”,“pragmatikgerçek” ve “pratik gerçek” anlayışları. Burada hemen “pratik gerçek”kavramıyla kuramsal düzeye yükseltilmemiş bilgiyi amaçlamadığımızıbelirtmeliyiz. Onu pratikten, eylemden süzülen, kafada mantığın, kuramınimbiğinden geçirilerek soyut bilgi niteliği kazandırılan, somut gerçekliği neölçüdeyansıttığıyenidensomuttadeneyimle,testlesınananbilgitürü(bilişsel

Page 16: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

praksis)anlamındakullandığımızısöyleyebiliriz.

BarringtonMoore,Jr,biryapıtında9bilimselyöntemvenesnelliksorununutartışırken, biri büyük harfle, ötekisi küçük harfle yazılan iki gerçekanlayışından söz eder. Bu anlayışlardan büyük harfle yazılana,kavramlaştırılarak,“mutlakgerçek”denebilir.Küçükharfleyazılangerçekileamaçladığının, (değişmeyecek derecede doğru olduğu savını hiçbir zamantaşımamakla birlikte) varlığından kuşkulanılmaması gereken nesnelgerçekliğindoğrubilgisineulaşılabileceğidüşüncesinedayandırılan“bilimselgerçek” anlayışı olduğu (yazdıklarından) anlaşılıyor. Moore’un gerçekhakkındaki bu düşüncelerinden esinlenilerek, üç gerçek anlayışıkavramlaştırılabilir.Dahadoğrusubenböylekavramlaştırmışbulunuyorum.9)BarringtonMoore Jr.,Diktatörlüğün veDemokrasininToplumsalKökenleri,Çev.AlâeddinŞenel-ŞirinTekeli,İmgeKitabeviYayınları,Ankara,2012,s.599.

“Mutlakgerçek”savı

Mutlak gerçek, görüşlerini aşkınöznelere duyulan inanca dayandırankimselerinve topluluklarınanlayışıdır.Gerçeköznelerin içindebulundukları“gönüllü düşünsel kulluk” durumundan beslenir. İnancın akla ve tanrıların,peygamberlerin insana üstünlüğü ile insan istenç ve aklının yetersizliğisanılarıylabirliktegörülür.Varlığınainanılanaşkınöznelerinolduğusöylenensözlerin, buyrukların, yasakların her yerde ve her zaman için geçerli,değişmez(mutlak)gerçeklerolarakkabuledilmesidir.

Mutlak gerçek anlayışının özü, bilen özne olarak insanın yerineaşkınöznelerin konmasıdır. Ama aslında, kendilerinin aşkınöznelerin vekiliveya sözcüsü olduklarını ileri süren kimselerin sözlerine kulak verilmesidir.Ya da düşüncelerin, bu kimselerin sözlerini içerdiği söylenen “kutsalkitap”laradayandırılmasıdır.Bugerçekanlayışınınayırtediciözelliği,gerçeköznelere, “mutlak doğrular” sayılan düşünceleri irdeleme, onlardankuşkulanma, onlar üzerinde (onaylayıcı düşünceler geliştirmekten öte)düşünmehakkıveolanağıtanınmamasıdır.

Hementümdinlerinsofularıyanısıra,bazıyersel(dinselolmayan,seküler)ideolojilerin kurucularının ve izleyicilerinin gerçek anlayışları bu nitelikteolabilmektedir.Mutlak gerçek anlayışı, eşitsizlikçi uygar toplumun tarımsalgeçimve yaşambiçiminin egemen olduğu ilk evresinde, egemen sınıflarca,yöneticilerce(yaniaristokrasitarafından)vedeonlarınideologlarıncaortayaatılıp geliştirilmiştir. Eğitim, yönetim ve çıkar düzenekleri aracılarıylataşınarak, çalıştırılan, yönetilen sınıflara dayatılmıştır. Düşünsel gönüllükullukkoşullarıiçindebulunanbusınıflarıninsanlarıncaiçselleştirilmiştir.

Page 17: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

“Pragmatikgerçek”anlayışı

Böylebirbaşlıkaltındatoplanabilecek“doğrubilgi”anlayışı,mutlakgerçekanlayışını eleştiren kimi burjuva düşünürlerince geliştirilmiştir. Buanlayıştakilere göre, kimsenin gerçekliğin nesnel, kesin doğru bilgisineulaştığı söylenemez. Hemen her konuda farklı düşüncelere sahip olabileninsanları, kimilerince “doğru” sayılan düşünceleri benimsemeye zorlamakdoğrudeğildir.Öyleevrenseldoğrularyoktur.

Gerçeğin, yani doğru bilginin ölçeği, ondan sağlanan yarar olmalıdır.Kısacası,hangidüşünceyadainanç,kimeyararsağlıyorsa,yanikimimutluediyorsa,odüşünceokimseiçindoğrudur.Zararveripmutsuzedendüşünceyanlıştır.Pragmatikyararanlayışınınaltındapragmatizmdenenfelsefeakımıyatmaktadır. Daha doğrusu, pragmatizm (yararcılık) “pragmatik gerçek”denebilecekbirdoğrubilgianlayışınıbeslemiştir.

İngiltere’de(pragmatizmilehemenhemenaynıanlamagelenbirsözcükle)utiliteryanizminkurucusuJeremyBentham(1748-1832)oldu.Felsefesini“enbüyüksayınınenbüyükmutluluğu”(etik)ilkesinedayandırmıştı.Buhedefe,bireylerin yararına olanın toplumun da yararına olacağı düşüncesiyleulaşılacaktı ve bir toplumu oluşturan bireylerin bireysel çıkarlarınıartırmalarının, bireylerin toplamından oluşan toplumun da çıkarına olacağıdüşüncesininbenimsenmesiylevarılacaktı.Böylece“sınıf”olgusuve“sınıfsalçıkarfarklılığı”gerçeğigözlerdenkaçırılmışoluyordu.

Aynı düşüncelerin yüzyıl kadar sonra “pragmatizm” adıyla göründüğüAmerika’daki sözcüsü John Dewey (1859-1952) aynı gerçek anlayışınısavunacaktı. Ve bu gerçek anlayışı, aynı zamanda bir eğitimci yazar olanDewey’in Cumhuriyet’in eğitim ilke ve kurumları hakkında bir raporhazırlamasıisteğiüzerineonunlabirlikteTürkiye’yegetirilecekti.

Yararcı felsefenin her iki düşünürünün gerçek ile ilgili düşünceleri, JohnLocke’unampirizmfelsefesindenesinliydi.JohnLocke,İnsanAnlağı[Zihni]ÜzerineBirDenemebaşlıklıkitabında10,doğrubilgiileilgilidüşüncesinişusözleriyle dile getirmişti: “Zihni örneğin beyaz bir kâğıt (Lat. tabula rasa)olarak düşünelim… nasıl dolar o? Buna tek bir sözcükle yanıt vereceğim:deneyimle.”10)JohnLocke,AnEssayConcerningHumanUnderstanding, London: 1690.Türkçesi İnsanAnlığıÜzerineBirDeneme,Çev.VehbiHacıkadiroğlu,KabalcıYayınları,İstanbul,2004.

Her üç düşünürün ekonomik liberalizmin savunucusu olmaları, doğru ileyararıözdeşleştiren“yararcıgerçekanlayışı”olaraketiketlendirilebilecekbirdüşüncenin hangi sınıfın çıkarlarından yana yontacağının ipuçlarını

Page 18: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

vermektedir. Öte yandan böyle bir gerçek anlayışının “bilimsel gerçek”kavramıylauzlaştırılabileceknitelikteolmadığıapaçıkortada.Bilimselgerçekkavramınaenyakınanlayışınise“pratikgerçek”olduğusöylenebilir.

“Pratikgerçek”kavramıönerisi

Buradabirkezdaha“pratik”sözünün“soyutbilgidüzeyineyükselmemiş”anlamında kullanılmadığını belirtmeliyiz.Buradaki “pratik gerçek” ile dahaönce sözünü ettiğimiz “her insanın başvurup, zanaatçıların ustası olduğu,yaşam, üretim pratiğinden elde edilen somut bilgiler” amaçlanmadığınıaçıklamalıyız. Bu kavramla, pratikten, deneyimden süzülen somutunbilgisiyle başlatılan, onun kafadamantığın ve kuramın işleminden geçirilipgenel, soyutbilgiyedönüştürülmesiyle süren,bubiçimiyle somutgerçekliğineölçüdekapsayıponuneorandayansıttığınıortayaçıkarmakvegerçekliği(nedenleri değiştirerek sonuçları etkileme yönünde) yönlendirmek üzere,pratiğin,eyleminsınavından,onayındangeçirilenbilgiamaçlanmaktadır.

Pratikgerçekanlayışı,hemmutlakgerçekhempragmatikgerçekanlayışınıneleştirisi niteliği taşır. Ama eleştiriden öte, gerçekliğin doğru bilgisiniedinmede, bilimsel düzeyde bir gerçek anlayışıdır. İnsanın gerçeklikhakkındaki doğru bilgisinin salt düşünme yoluyla (vahiy alıyormuş gibi)kafadan çıkarılamayacağı, edilgin bir gözlemle (film izler gibi) doğadan daedinilemeyeceği görüşüne dayanır. Gerçeklikle (emek etkinliğinde, üretimpratiğinde olduğu gibi) onu değiştirici, dönüştürücü karşılıklı bir etkileşim(praksis) içine girilmesi, gerçekliğin edinilebilecek en doğru bilgisinikazandıracaktır,buanlayışagöre.

Bu konuda Fransız devrimcilerinin, kendisinden devrimin eğitim ve bilimkurumlarının dayandırılacağı ilkelerin saptanmasını istedikleri Destutt deTracy’nin “ideoloji” (düşünbilim) adını verdiği (1801 tarihli) yapıtındaki“doğru bilgi” kavramı, “pratik gerçek” anlayışının bir örneği olarakgösterilebilir:Gerçekten deTracy, “Bir şeyin doğru bilgisini edinebilmemiziçinonunbizedirenmesigerekir”demiştir.11Tamdadevrimsırasıtoplumsalgerçekliği değiştirme girişimlerine ve buna gösterilen dirence uygun birgerçek anlayışı. Ne demek istediğini, bedenimizin üzerindeki atmosferbasıncının ve de içindeki oksijenin doğru bilgisini, onların değişmedensürdüğü zamanlardan çok, artıp eksildiği ve böylece önümüze çözmekzorunda kaldığımız sorunlar çıkardığı durumlarda edinebileceğimizidüşündüğümüzdedahaiyianlarız.11)DestuttdeTracy,Élémentsd’idéologie,Paris,1801–15,4Volume.

Yineleyelim; pratik gerçek anlayışını savunanlara göre, gerçekliğin doğru

Page 19: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bilgisini edinme süreci, somutun bilgisiyle, yani pratik yoluyla, etkileşimleedinilenbilgiylebaşlar.Onlarakafadagenelsoyutbiçimlerverilmesiylesürer.Böylece kurulan varsayımların (geçici neden-sonuç ilişkilerinin) dönülüp,pratikle (üretim etkinliğinde, toplumsal ilişkilerde, laboratuvarda) somutgerçekliği ne ölçüde yansıttığını gösterecek sınavlardan geçirilmeleriyle,sonuçtadoğruluklarınınyadayanlışlıklarınınonaylanmasıylatamamlanır.

Böylebirgerçekanlayışının,insanlığıntarihboyuncaedindiğibilgibirikimiüzerine dayandırılan, yükselen dönemindeki burjuvazinin olduğu kadar,endüstriüretimiiçindekikolvekafaemekçilerinindevrimsırasıvedevriminhemen sonrası yaşayış biçimlerinin ürünü olarak edinildiği söylenebilir.Burjuvalar ve emekçiler yanı sıra, teknoloji yoluyla endüstri üretimindekullanılabilecekbilgileriüretmeişiniüstlenmişbilimcilercebenimsenmişbirgerçekanlayışıdır.

Postmoderngerçekyaklaşımı

Yukarıda özetlenen, her biri neredeyse bir sınıfın yaşayış biçiminin ürünüolan üç gerçek anlayışından hiçbiri içine sokulamayacak bir anlayış dahaatıldı ortaya: “postmodern” gerçek anlayışı. Hiçbir anlayış içinesokulamamaklabirlikte,üçanlayışıdaiçinesindirebilenbiranlayış.Açıkçasıbu, ister analojiyle, ister tümdengelimle, ister tümevarımla edinilmiş olsun;ister mutlak, ister pragmatik, ister pratik gerçek anlayışına dayansın; istersihirsel,isterdinsel,isterbilimselsayılsın,tümbilgilerin“eşdeğer”yaniaynıderecededoğrubilgi,yanigerçeksayılmasıgerektiği ileri sürülenanlayıştır.“Bilimselbilgi”ningerçekliğisihirselvedinselbilgidizgelerindendahadoğruyansıttığısavlarınakarşıbiryaklaşımdır.

AlâeddinŞenel

4-“Erkenbilim”nezaman,nerede,hangitarihsel,toplumsalkoşullardabaşlatıldı?

Bilimi, ilk aracını yontan ilk insanla (bilinmeyenbir yerde), ilk uygarlıkla(Sümer’de), ilk felsefeci düşünürlerle (Yunan’da), başlatanlar vardır.Kaynağını Anadolu toplumlarıyla Ege kıyılarında, İslam’la Arabistan’dagörenyazarlardaçıkmaktadır.Bilimi,kâğıdın,pusulanın,barutunbulunduğuyerde (Çin’de), Aydınlanma akımı ile (Avrupa’da) olmak üzere çeşitlitarihlerde, çeşitli yerlerde arayıp bulanlar az değildir. Bu konuda “tarihselgerçekliği” yansıtan bir sonuca varabilmek için, bilimsel düşünüşün vebilimselüretiminönkoşullarınagözatmakgerekir.

Günlükyaşampratiğindenedinilensomutbilgilerdönemi

İnsan kuşkusuz, ilk maddesel aracını yontup ilk simgesel aracını

Page 20: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

düşünmesinden başlayarak, doğa yasalarından yararlanagelmişti. Örneğinmaden cevherinin yüksek ısıda ergitilip cürufundan arındırıldıktan sonrakalıplara dökülerek araç ve silah üretildiği (MÖ 3. binyıl gibi) “erken tunççağı” içinde bilimsel denebilecek bir davranış gösterilmişti. Ama bu, o işibaşaranların, doğa yasalarının bilincine erdiklerini göstermez. Doğayasalarından bilinçsizce, yordamlamayla yararlanılabildiğini gösterir. Genede,insantopluluklarınınbutürpratikleriyle,ilerdedoğayasalarınınbilincineerilmesinevaracakgereklibilgibirikimininbaşlatıldığısöylenebilir.

Tarihçilerce bilinen somut bir örnek olarak (MÖ 6. yüzyıl gibi erken birtarihte)ürettiğikaplaraimzasınıatanAtinalıçömlekçiustasınındüşünüşüvedavranışı ele alınabilir. “Bilimsel” denebilecek, ama yordamlamaylabulunmuş teknikleri kullanarak, bugün müzelerde hayranlıkla baktığımızçömlekleri üretebiliyordu. Gene de, bazı kapların (bilmediği “gazlarıngenleşmeyasası”ürünü)fırındançatlakçıkabilmesiolasılığınıönlemekiçin,onların içindeki alev cinlerini çıkaracağını umduğu sihir işlemlerinebaşvurmaktangerikalmıyordu.

İnançtanvekafadançıkarılangenelbilgilerdönemi

Akhilleus’un(İlyada’daanlatılan)ünlütunçkalkanınınbetimlenişinde,tunçdöküm ve işleme sanatının kuşaklar boyu edinilmiş deneyimlerin birikimisonucu işlenmiş bilgiler ortaya dökülür. Ama kalkanı Demirci TanrıHephaistos’unyaptığıanlatılandizelerde,bilimseldenebilecekbirdüşünüşünkanıtlarıbulunupgösterilemez.

“Ya Pythagoras, Euklides gibi Yunanmatematikçileri; Thales, Herakleitosgibi İyonya doğa felsefesi düşünürleri de bilimsel bilgiler üretmemişlermiydi?” denecektir. Böyle bir soru, sorun’un tam da özüne değinip yanıtınyönünü gösterecektir. Hemen belirtelim matematik, (bu derlemeye katkıdabulunan) bazı yazarlara göre bilimse de, bazılarına göre bir bilim değildir.Alışverişte, günlük pratiklerde görüldüğü kadar, “ebced hesabı”, “sayımistisizmi” meraklılarının gösterdiği gibi bilimdışı “metafizik bilgilerin deüretilmesinde kullanılabilen bir “sayısal teknik”tir. Adı geçen geometriteoreminin bulucusunun aynı zamanda ruhgöçü (reenkarnasyon) inancınadayandırılan bir din felsefesinin de (MÖ 6. yüzyılda) kurucusu olmasıanlamlıdır. Bu gerçek Pythagoras’ın düşüncelerinin, buluşlarının bilimseldüşünüşünürünüsayılamayacağıgörüşünüdesteklemektedir.

İyonya doğa felsefesi düşünürlerince ortaya atılanphysis (fizik) kuramınagelince, onun bilimsel bilgi üretimini başlatıp başlatmadığına, tarihselbağlamına oturtularak karar verilebilir.Bilgi edinmenin aşağıda özetlenecekolan ondan önceki ve ondan sonraki biçimleri, doğa felsefesinin bilim

Page 21: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

karşısındakikonumunudaortayakoyacaktır.

Uygar,sınıflıtoplumilesoyutbilgiüretimibağlantısı

Eşitlikçi yapılı yalın (ilkel) topluluklar döneminde ne mal yapımında nedüşünce üretiminde uzmanlaşmış insanlar vardı. Dolayısıyla, bu dönemdesahip olunan düşünceler, yaşam pratiğinden edinilmiş “somut bilgi” olmadüzeyiniaşamazdı.Soyutbilgiüretimine,Yunan’dançokönce,ilkuygarlıkla,toplumsal artıyla beslenen bir “meslekten (profesyonel) düşünceüreticileri”ninbeslenipyaratılışıylageçildi.

Sınıflı uygar topluma ilkin Aşağı Mezopotamya bölgesinde (MÖ 4.binyılda)geçildiği12tarihselbirgerçeklikolarakortayaçıkarılmışbulunuyor.Anlaşılan, göçebe bir kabileler konfederasyonunun (MÖ5000dolaylarında)Mezopotamya’yı çevreleyen dağların yamaçlarındaki yerleşik çiftçitopluluklar üzerinde egemenlik kurup yerleşmeleriyle, uygar topluma ilkgeçişin koşulları gerçekleşir. Yöre halklarını Dicle ile Fırat ırmaklarınıntaşkınovalarındasudenetleme(kanal,baraj,set,akaçlama)işlerinde“büyükemekçi orduları” oluşturarak çalıştırdıkları kesin. Sonucu, hembüyük çaptatoplumsal artı (ürün)aktarmadüzeneklerininkurulması,hemdeetkilibir işvetoplumyönetiminingeliştirilmesiolmuştur.12)Bkz.AlâeddinŞenel,İlkelTopluluktanUygarTopluma,BilimveSanatYayınları,Ankara,2011.

Uygar toplumun bu yönde gelişmesi, çok geçmeden, toplumsal artıaktarımının olanak vereceği bir işbölümü ve uzmanlaşmayla, “meslektendüşünceüreticileri”kesiminingelişmesinevaracaktır.Onların(kolektif)bilgiüretimi, astroloji ve mitoloji gibi soyut bilgiler, sonuçta (günümüze deksürecek)bir“dinselideoloji”dizgesininkurulmasıylanoktalanacaktır.

Düşünceüreticileriileinançtüketicilerifarklılaşması

Buikietmeninetkisi,toplumun(MÖ3500dolaylarında)çalışan-çalıştıran,yöneten -yönetilen farklılaşmalarınauğramasıolmuştur.Her iki farklılaşmabir anlamda kafa - kol işleri işbölümüdür. Farklılaşma eğilimi bu noktadadurmamıştır. Sayı ve yazı gibi simgesel araç dizgelerini bulup kullanankimselerin, toplumsal artıyla beslenen meslekten (profesyonel) düşünceüreticileri kesimi olarak toplum yaşamında yer almalarına kadar varacaktır.Onların karşısındaki çalışan ve yönetilen çokluk, hazır düşünceleri (inançyoluyla) tüketen kimseler konumuna düşürülmüştür. Bu yolda Tanrıkavramınıvedinkurumunugeliştirenler (olasılıklagöçebeçobanlıkdönemişamanlığı kökenli olup) sihirsel düşünüşten dinsel düşünüşe geçilmesinisağlayansimgeselaraçuzmanlarıydı.

Page 22: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Dinselideolojininüretilmesi

Meslektendüşünceüreticilerinin, içindeyaşadıklarıuygar,sınıflı toplumunefendi-köle(çalışan-çalıştıran),yöneten-yönetilenilişkilerindenetkilenipesinlenmeleriyle sınıflı toplumun eşitsizliklerini açıklayıp, yorumlayıp,onaylayan düşüncelerle, sonunda bir “dinsel ideoloji” geliştirilecekti. Buideolojinin yazıya dökülmüş biçimi olanEnumaElişyaratılış destanında13açıkça yansıtıldığı gibi, tanrılar çalışmayan efendilere, yöneticilere, insanlarise toplumdaki kölelere benzetildi; tanrıların gereksinimlerini karşılayacak,ayakişlerinigörecekhizmetçileri,uyrukları,köleleriolarakgörüldü.13)Bkz.EnumaEliş,-BabilYaratılışDestanı-,AlexanderHeidel,Çev.İsmetBirkan,AyraçYayınları,Ankara,2000,138s.

Böylece, insanın yaratılmasının amacının, tanrıların ayak işlerini görecekkimseler sağlamak olduğu sanısı yayıldı. Sonuçta insanların tanrıların“araçları”olarakgörüldükleri(EnumaElişiçinde)açıkçabelirtilenbir“dinselideoloji”kurulmuşoldu.

Dinsel ideoloji, (toplumsal gerçeklikteki çalışan - çalıştıran, yöneten -yönetilen ilişkilerinin simgeler evrenindeki bir yansısı olarak) Tanrı - kuleşitsizlikçi ilişkisi ekseni çevresindedöner. İzlenecekbir örnek (paradigma)olaraksunulanbuilişkimodelinden,dönüp,doğahakkında,“bilgiler”,toplumhakkında “yasalar” türetilecektir. İnanç biçimi verilmiş söz konusu “hazırbilgiler” ve “yasalar”, eşitsizlikçi düzene direnilmeksizin (gönüllü kullukla)boyuneğilmesinivedüzeninyenidenüretilmesinisağlamaişlevigörecektir.

Uyrukların büyük bir bölümünün zararına da işlese, onların, meslektendüşünceüreticilerininbutürdüşüncelerinekarşıçıkmalarıbeklenemez.Karşıçıkmak şöyle dursun, kimin yararına kimin zararına olduğunu araştırıpanlayabilecek “eleştirel düşünme” olanakları bile yoktur. Bu durumda tekseçenekleri, hap gibi sunulan düşüncelere “inanmak” ya da inanmamaktır.İnanmamak kişiye pahalıya patlayabilecektir. Böylece yerleştirilen dinseldüşünüşte, toplumsal önem taşıyan hemenher konuda ve her sorunda, belliinançlardan yapılan “tümdengelimci” çıkarsamalarla düzene uygundüşüncelerüretilecektir.

İnancınyerinidüşünmeninalmasınıntarihselvesınıfsalkoşulları

Bir toplumun maddesel üretim araçlarını tekelinde tutan egemen sınıf,düşünce üretme olanaklarınıda (simgesel üretim araçlarının denetimini de)ele geçirmiş demektir. Bu gerçek,Marx ve Engels’inAlman İdeolojisi adlıyapıtı yazdıklarından (1846’dan) beri biliniyor.14 Söz konusu denetim nezamankırılır?Konumuzla bağlantılandırarak sorulursa, hangi koşullarda bir

Page 23: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

inancın yerini bir başka inanç alır? Daha önemlisi inancın yerine giderekdüşünme,dinseldüşünüşünyerinebilimseldüşünüşgelir?14)MarxveEngels,Almanİdeolojisi,Çev.HüseyinBoz,TabanYayınları,İstanbul,1976,s.68:“Ekonomiküretimaraçlarınasahipolansınıf,aynızamandazihniüretiminaraçlarıüzerindedekontrolsahibidir.”

Birtoplumdatoplumsalartıbellibiregemensınıftarafından(örneğintopraksahiplerince)bellibiregemenüretimalanından(örneğintopraktan,gelenekseltarımdan)aktarılarakdenetlendiğisürece,üretilendüşünceler,isteristemezosınıftan yana yontmaya yarar. Daha önemlisi, toplumsal önem taşıyan birkonuda, bir sorunda, ortada tek bir görüş, tek bir düşünce olacaktır. Budurumda,onainanmaktanbaşkaseçenekbulunmayacaktır.Ancakönemlibirkonuda ortada birden çok düşüncenin bulunması durumundadır ki, inancınyerini (hangisinin doğru olduğunun irdelenebilmesi gereğiyle) “düşünme”alacaktır.

Tarihtebudurumunörneklerindenbirini,Mezopotamyauygarlığı ileMısıruygarlığıkültürgelenekleribölgeleriarasındayaşayanİbraniler’in tektanrıcıdüşünüşevaracakinançları(MÖ10.yüzyılda)üretmeyebaşlamalarında(’34)görüyoruz. Benzeri koşullar, Mezopotamya ile Hint kültür gelenekleriarasındakalanİran’da,Zoroastercilikle(MÖ6.yüzyılda)görüldü.15

15)Bkz.WilliamH.McNeill,DünyaTarihi,Çev.AlâeddinŞenel, İmgeKitabeviYayınları,Ankara,2009,s.96.

Yükselen-batansınıflarileinanma-düşünmebağlantısı

Benzer bir başka durum (inançların yerini düşünmenin alabildiği) sınıfsavaşıkoşullarındadoğabilir.Bu,toplumsalartınınikifarklısınıfça,ikifarklıkaynaktan aktarılmasının ürünüdür. Düşünce üretim araçlarının iki sınıftarafından denetlenmesi durumundan doğan sonuçtur. İyonya’da (MÖ 6.yüzyılda) gerçekleşen durum budur.16 Ya da artıyı eski egemen sınıfınelinden kurtarıp kendi denetimine geçirecek yeni bir sınıfın yükselişindegörülebilecek bir durumdur. Böyle bir durum ise (17. yüzyılda) Avrupa’dagörülecektir.16)AlâeddinŞenel,KemirgenlerdenSömürgenlereİnsanlıkTarihi,İmgeKitabeviYayınları,2.Baskı,Ankara,2009,s.639ve712.

Yunan anakarasında,Yunan adalarında veYunan kolonileri olarak kurulanİyonya (Batı Anadolu kıyıları) kent devletlerinde, önceleri topluma, artıyıtarımdan sağlayan toprak sahibi aristokratlar egemendi. İyonya’da artınındaha da artırılmasının, yani kent devletlerinin karasal devletlere,imparatorluklaradönüştürülebilmesininönünde,birengelolarakgerilerindeki

Page 24: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

güçlü Pers İmparatorluğu bulunmaktaydı. Kent devletlerinin bu yüzdenkaradagenişleyemeyipdenizdeyayılmayolunututtuklarıanlaşılıyor.Buyolututanların,dahaçoktopraklarıolmayanvearistokratlargibisoylarınıtanrılaradayandırmayankentli kesimlerdengelmesi normaldir.Deniz ticareti yoluylavarsıllaşan bu kesim, yönetime aday olur. MÖ 6. yüzyılda patlak veren içsavaşlardandaanlaşılacağıgibi,yönetimielegeçirmegirişimindebulunur.

Kentli sınıfların amaçlarına ulaşabilmeleri için ellerinde para ve paraylasağlanabilen silah vardı.Ama (o tarihlerde) parayla sağlanamayan ideolojiksilahtanyoksundular.Çünkü,Homerosdestanlarınınherokunuşundayenidenüretilen dinsel inançlar, “tanrısoylu” aristokratlardan yana yontuyordu.Aristokratlar, onlara dayanarak, toplumu yönetme hakkına ve yeteneğinedoğuştansahipolduklarınıilerisürebiliyorlardı.Dinselinançlarakarşıçıkmakiseneredeyseolanaksızdı.Kimikentlikesimlerinaristokratlarınbuideolojikhegemonyasını,yordamlamayla,onuarkasındandolanarakvurmastratejisinigeliştirdiklerianlaşılıyor.

İyonyadoğafelsefesiile“erkenbilim”indoğuşu

İyonya düşünürleri, yükselen sınıfın ideologları olarak, dini doğrudankarşılarına almadılar. Onu yok sayarak ya da ona sözde kalan bir saygıgöstererek, düşüncelerini, doğayı anlamaya yönelttiler. Enerjilerini, doğanınbilgisini edinip yaymada harcadılar.Böyle bir tutum, olup bitenin tanrılarınistenciyle ya da yazgıyla (ereklerle) açıklanmasına tersti. Olup biteninnedenlerle,doğayasalarıylaaçıklanması, zamanlaağırlıkkazanıp inançlarıntemelinioyacaktı.

İyonyadüşünürlerininbuyoldaürettikleridüşünceler,ilerde“doğafelsefesi”olarakadlandırılacakbirdüşünceakımıyarattı.Böylebirfelsefe,ticaretlehızkazanan zeytinyağı, şarap, çömlek, tekne, silah gibi (cansız) mallarınüretilmesiylebağlantılıydı.Böylecetanrısaltoplumyasaları(Yun.nomos)biryanabırakılıp,doğayasalarıanlamınagelen,günümüzün“fizik”sözcüğününkaynağı olanbir sözcükle (Yun.physis) adlandırılan bilgi alanı oluşturuldu.Yanıtıaranansoru,“Varlığınkurucumaddesi(Yun.arkhe)nedir?”idi.Sumu,toprakmı,havamı,ateşmi?Anamaddenasılgelişipötekiçeşitlimaddelerenasıldönüşebiliyordu?

Nevarki,butürsorularınyanıtları,kabagözlemlerdışında,doğada(üretimetkinliğinde, mal yapımında) aranmadı. Kafalarının içinde, tartışmalardaarandı.Gerçinomos’danphysis’e geçilmesi, doğanın, (ilerde ise) toplumunolgularının ereklerle açıklanmasının yerine, nedenlerle açıklanmasınageçildiğini göstermekteydi. Gene de bu düşünüş biçiminin “bilimsel bilgiüretimi” sağladığı söylenemez. Olsa olsa içinde bilimsel bilgi edinme ve

Page 25: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bilimsel etkinlik gösterme gizilgücü taşıyan bir “erken bilim” olduğusöylenebilir.

Varlıkbiliminvebilgibiliminkuruluşu

İçlerinde“bilim”sözcüğünütaşıyankavramlarolmalarınakarşın,buikiilgive bilgi dalı, bilim değil felsefe alanı içine girer. Aslında, dinin yerinegetirilen, bilim değil felsefedir. Varlığı (Marx’ın dediği gibi “değiştirme”değil), anlama, yorumlama girişimdir. Hangi koşullarda başlamıştır?Anımsanırsa,önemlibirtoplumsalsorundaortadatekbirdüşüncevarsa,onainanma yoluna gidiliyordu. Aynı konuda birbirine zıt olan iki düşüncebulununca, ikisinin birden doğru olacağına inanılamaz. Ya biri ya ötekidoğrudur. Tartışmalar, bir olasılığın daha bulunduğunu ortaya çıkaracaktır:İkisi de yanlış olabilir. O zaman soruşturma “Gerçekliği doğru yansıtandüşünüşbiçimivarmıdır?”yönüneyönelecektir.Dahası,“Gerçekliğindoğrubilgisini edinebilir miyiz, edinemez miyiz?” soruları karşımıza dikilecektir.Bu sorulara verilmeye çalışılan yanıtlarda, bilginin içeriği (gerçeklik) yanısıra, bilginin kendisine, bilgi edinme yöntem ve sürecine odaklanmagörülecektir.Böylece,felsefeninbilgibilim(Yun.“episteme”denen“gerçeğinbilgisi” anlamına gelen sözcükten türetilen epistemoloji) dalı uç vermişolacaktır.

Doğafelsefesininfizikbiliminedönüşemeyişnedenleri

Yanıtlanmayıbekleyenbirnoktadahakaldı.“Yunan’dadoğafelsefesiniçinbilime dönüşemedi?” İnsanlığın kültürel evriminde, “erken bilim”sayılabilecek bir nedensellikçi düşünüş düzeyine ulaşılmışken, gerisi niçingelmedi? Helematematik gibi ona sayısal bir araç sağlayabilecek düşünselteknikbilgibirikimindeyeterlidüzeyeerişilmişse?

Bu sorunun çeşitli yazarlarca ileri sürülmüş çeşitli yanıtları var. En aklayakını,pazarekonomisinebileazçokgeçilmişolmasınakarşın,doğaylailgilikuramsal bilgilerin teknolojiye dönüştürülmüş olmamasıdır. Böylece, cansızdoğa, madde hakkında geliştirilmiş varsayımların, kuramların, üretimpratiğininsınavındangeçirilemeyişidir.Sonuçtabilimselbilgininbirayağınıngelişememesidir.

Aynı konudabirçokvarsayım (örneğin evrenin anamaddesinin su, toprak,hava, ateş olduğu görüşleri) sonul bir yanıt alınamadan, yan yanasürdürülebilmiştir. Öyle ki, biri de (Anaksagoras) çıkıp (MÖ 427’de) (çokince bir madde olduğunu kabul etmiş olsa da) varlığın kurucu ilkesinin(arkhe’nin) düşünce (Yun. nus) olduğunu ileri sürebilmiştir. Bir başkası(Platon, MÖ 375’te) nesneler evreninin, idea dediği düşüncelerin silik ve

Page 26: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bozukkopyalarıolduklarınısöyleyebilmiştir.

Yunan anakarasında bilgibilim, Pyrho (MÖ 275) gibi “kuşkuculuk”(septisizm)denenbirakımıbaşlatandüşünürlerinçıkmasınavaranadekdoğrubilgi arayışından bilimsel bilgiye geçildiği düşüncesini yaratacak denligelişmegösterdi.17Buyolda,sofistlerinçıkışınındatarihselbirönemivardı.Mezopotamya’nın dinsel ideoloji üreticileri, belli tapınaklara, hatta(Nippur’da odaklaşan) tapınaklar birliğine bağlı “kapıkulu düşünürleri”denebilecekbirkonumdaydı.BunakarşılıkYunan’dasofistler,“serbestdüşünemekçileri” denebilecek bir durumdaydılar. Paralı dersler veren söylevöğretmenleriolarakçeşitlikentlerden,ülkelerdengeldiklerigibi,hiçbirsınıfabağlı olmaksızın bilgi ürettiler. Bilginin (aristokratların inancı zıddına)öğrenilipöğretilebileceğisavınısavundular.17)Bkz.AfşarTimuçin,DüşünceTarihi,BulutYayınları,İst.,2006,s.235.

Bu konumları, ürettikleri, öğrettikleri bilgilerin gerçekliğe uygunluğubakımından bir artıydı. Ama aynı zamanda, kitlelere mal edilecek nitelikteolmaması bakımından bir eksi oluşturdu. Birikimleri ilginç, aykırı, dağınıkbilgilerolarakkaldı.İçeriğibakımındanbellibirdüşünceakımıoluşturamadı.Kısacası kurumsallaştırılamadı ve bilimselleştirilemedi. Toplumsal pratiğin(politikanın) sınavından geçirilemedi. Toplumsal gerçekliği dönüştürmeçabasına yol açmadı. Eski Yunan’da düşünce üretimi, bir doğa felsefesi(“erkenbilim”)düzeyineyükselmişsede,oradatakılıpkaldı.

Gerçekanlamdavetoplumsalçaptabilimselbilgiüretimivebilimpratiğiiseyukarıda sözü edilen koşulların oluştuğu yerlerde doğacaktı. Bilim kafadakurulan, yani geçici neden-sonuç ilişkilerinin, üretimin, teknolojininsınavındangeçirilebileceğiAvrupa’da,EndüstriDevrimi’ylebaşlatılacaktı.

AlâeddinŞenel

5-Bilimseldüşünüştedahaçokhangimantıkkullanılır?

Bu sorunun yanıtını, bir inançtan “tümdengelimci” çıkarsamalarla bilgiüretiminin yerini, hangi tarihsel ve toplumsal koşullarda “tümevarım”mantığına ve “ereksellikçi” düşünüşün yerini hangi düşünsel koşullarda“nedensellikçi”düşünüşebıraktığınakısacagözattıktansonravermekuygunolur.

Bilimseldüşünüşüntarihselkoşullarıvesözcüleri

Ortaçağ (Hıristiyan) Avrupa toplumunun “iç çelişkileri”, çözülmesi kolayolmayan iki çetin sorun yaratmıştı: Birisi, topraklar ve verimlilik aynıkalırken yüzyıllar boyunca nüfusun artmasının düzen bakımından olumsuz

Page 27: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

sonuçlarıydı. Serflerin sayılarının artmasının, bir yandan beylere toplumsalartı (ürün) aktarımını azaltırken, öte yandan bir beye kapılanamayanları,katman (zümre) toplumunu tehdit edecek çapa ulaştırmasıydı. Ötekisi,toprakların ve beylik sanının (dolayısıyla derebeylik toprakları üzerindeyöneticiliğin) en büyük oğula bırakılması (Lat. primogenitura)uygulamalarınınsonuçlarıydı.Beylerintopraksızvesansızötekiçocuklarınınyaratacağırahatsızlıklardı.

BirtaşlaikikuşvurularakherikisorununçözümüHaçlıAkınları(11.yüzyılbaşı-13.yüzyılsonu)ile“dışta”aranmışgörünüyor.NevarkiHaçlıAkınlarıiçte beklenmeyen sonuçlar da yarattı. Yağma akınlarını, denizaşırı ticarette(17. yüzyılda) “Ticaret Devrimi” olgusunda doruğuna ulaşacak gelişmelerizledi. Sonuçta, toprak sahipleriyle yarışabilecek denli güçlü bir sınıf(burjuvazi)oluştu.Bu sınıfındüşünüşbiçimiöncülerininve sözcülerininN.MachiavelliileF.Baconolduğusöylenebilir.

“Olmasıgereken”ile“olan”ayrımı

Burjuvazi,doğayıvetoplumuanlamada(onudönüştürmeyideiçeren)yenibirdüşünüşvekendineözgübirdünyagörüşügeliştirmeyolunagirdi.Yenidüşünüş arayışının erken sözcüsü İtalyan Machiavelli (1459-1527) oldu.Prens adlı (1512 tarihli) yapıtında, doğayı anlama ve dönüştürme ile ilgiligörüşleri, verdiği “sel” örneğinde işlediği “yazgı” anlayışında olancaaçıklığıylayansıtılmışbulunmaktadır18:Dinselinançlarakatılıyorgörünerekyazgının (olup bitenin) değiştirilemeyeceğini kabul eder. Ama sel gelipgeçtikten sonra, suların böyle birikip boşalmasının nedenlerininaraştırabileceğiniyazar.Sözkonusunedenleriengelleyecek(kanal,baraj,setgibi)önlemlerleileridesellerekurbanverilmesiönlenebilir.18)NiccolodiMachiavelli,Prens, çeşitliyıllardaçeşitli çevirileri;bkz.Çev.AlâeddinŞenel,SiyasalDüşüncelerTarihiiçinde,BilimveSanatYayınları,Ankara,2011,s.331’dekiyorumu.

Machiavelli toplum olaylarını anlama ve dönüştürme konusunda da“bilimsel” denebilecek görüşler geliştirmiştir: Önce “olması gereken” değil“olan”araştırılmalı.Sorunİtalyanbirliğininsağlanmasımı?Örneğin,birliğinisağlamış Fransız ve Türk devletlerinde siyasal erkin nasıl ele geçirilip,birliğin nasıl kurulup nasıl sürdürüldüğüne bakılmalı.OysaMachiavelli’ninPrens’indenönceyazılanyapıtlardayapılan,KutsalKitap’abaşvurup,ondanneler yapılması gerektiğini gösterecek bilgiler üretmekti. Machiavelli’nintutumu, bilgi üretmede “dinsel düşünüş” yolunu bırakıp “bilimsel düşünüş”yolunayönelmektir.

Ampirikbilgivetümevarımmantığı

Page 28: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Bilimsel düşünüş yöntemi üzerinde özgül olarak duran düşünür(Machiavelli’den yüzyıl kadar sonra yaşayan) İngiliz bilgini Francis Bacon(1561-1626) oldu. Bu iki düşünürden birinin Ticaret Devrimi’ni, ötekininEndüstriDevrimi’nibaşlatacakülkelerdeçıkmasıanlamlıdır.

F.Bacon,“inancın”yerine,doğrubilgiyeulaştıracakdüşünseltutumolarak“kuşkuyu” koydu. Bilgiyi, aristokratik bir “merak” doyurmadan çok insana“yarar”sağlamaamacınabağladı.Buamaçla“insanbilimleri”ndençok“doğabilimleri” üzerinde çalışılmasını önerdi. Aynı amaçla, gözlemden,deneyimden ve deneyden çıkarılacak “ampirik bilgi”nin savunusunu yaptı.Etinbozulmasınınsoğuktatutularakdurdurulabileceğini,kesilmişbirtavuğunkarlar içindegünlercebozulmayabileceğinigösterdi.Genelbilgilere sıçramave onlardan düşünce üretme (tümdengelim) yerine tek tek somut olaylarınincelenmesiyle adım adım ilerlenerek doğru bilgilere ulaşılabilmesi demekolan(Aristoteles’cedahaönceformülleştirilmiş)“tümevarım”mantığınıöneçıkarıpayrıntılarıylaişledi.Bilimseldüşünüşyönteminiortayakoyantümbudüşüncelerini,adlarıdaipuçlarınıtaşıyanTheAdvencementofLearning,1605(“Öğrenme Yolunda İlerleme”) ve Novum Organum, 1620 (“Yeni MantıkAracı”olarakçevrilebilecek)yapıtlarındaişlemişti.19

19)Bkz.Timuçin,DüşünceTarihi,s.344.

Bilimdetümdengeliminyeri

Tümdengelimin,bir inançtanyapılançıkarsamalarbiçiminin,bilimselbilgiedinmenin anayolunu oluşturmadığı gibi dinsel düşünüşün temelinde yatanmantıkolduğusöylenebilir.Bununlabirlikteböylebirsaptama,tümdengelimmantığının bilimsel düşünüşte hiç kullanılmayacağı anlamına gelmez.Tümdengelimciçıkarsamalarlavarılanbirönerme,bir inancadeğil,bilimselyöntemlerleedinilmişbilgileredayandırılmışolabilir.Örneğinlaboratuvaryada alan çalışmaları sonucunda ulaşılmış bir doğa yasasının özgül, somutkoşulları ne ölçüde kapsadığının araştırılmasında tümdengelim mantığıkullanılmaktadır. Tekil ve somut olguların gözlemlerinden veincelenmesinden, soyut ve genel yargılara (tümevarımla) ulaşıldıktan sonrayeniden somuta ve tekile bakma (somut => soyut => somut) sürecinin sonevresinde tümdengelim mantığı kullanılabilir. Kullanılabilir olmasından ötekullanılmasıbirgerekliliktir.

Bu durum, bilimler alanı içinde bulunmamakla (ahlak felsefesi, normatifbilgiler alanı içinde bulunmakla birlikte) hukuktan alınacak bir örnektenyararlanılarakdahada aydınlatılabilir:Bir yasadışı eylemindoğru cezasınınsaptanmasında, söz konusu eylemin yürürlükteki ceza yasasının hangimaddesinesokulacağıtümdengelimcimantıklayapılacakyargılarabağlıdır.

Page 29: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Benzetmemantığınınbilimdekiişlevi

Ceza hukukundaki belirsizliklerde ve boşluklarda “örnek karar” ilekarşılaştırmayöntemibenzeridüşünceüretmeyolunabilimdedebaşvurulur.Benzetme (analoji) mantığından (sihirsel düşünüşte anayolu oluşturmasınakarşın)bilimseldüşünüşte“kestirmeyol”olarakyararlanıldığısöylenebilir.

Somut, tekil olgular, olaylar arasındaki benzerliklerden genel, soyutkategorilerinkurulmasındabenzetmemantığındanyararlanılabilir.Bir farklaki, benzerlikler sihirsel düşünüşte olayların nedeni görülebilirken, bilimseldüşünüşte, doğrulukları ya da yanlışlıkları, neden-sonuç bağlantılarınabakılarak araştırılacak varsayımların (geçici neden-sonuç ilişkilerinin)kurulmasınayarar.

Geneldebenzetme insanbeyninin (hattayüksekprimatbeyninin)yapısıylabağlantılıbirdüşünseleğilimolup,çağrışımyetisinedayanır.Gerçektenbilgiedinmenin ilk adımı, algılanan nesnelerin, olayların, kişilerin benzerlerininbellektençağrıştırılıpbilinçtekarşılaştırılmaları sonucundavarılanyargılarlaatılır. Dolayısıyla benzetme mantığı ne insan düşünüşünden ne de bilimseldüşünüştençıkarılıpatılabilir.

AlâeddinŞenel

6-Doğal,toplumsal,tarihselherolgununbilimselaçıklaması“nedensellik”ileyapılabilirmi?

Çoksıkkarşılaşılanbirdüşünseltutumla,cansızdoğaolaylarıilecanlıdoğaolayları (bilinçve istençürünüdavranışlar) karıştırılarak aynı çuvalakonupereksel açıklamaları yapılmaktadır. Benzeri ama bunun tersi yönde birkarıştırma (her türlü ereksel açıklamaya karşı çıkılıp) cansız doğa ve canlıdoğa olguları kadar düşünsel davranışların toptan nedensel açıklamalarınakalkılmasıçabalarındagörülür.

Varlığınüçkarmaşıklıkdüzeyi:Jeosfer-biyosfer-noosfer

Bukarışıklığa,1930’luyıllarda,biriSovyetbilgini(V.İ.Vernadsky),ötekisiondanetkilenenFransızKatolikpaleontolog(TeilharddeChardin)ayrıayrı,ama aynı kavramları (jeosfer-biyosfer-noosfer) kullanarak son verip az çokbir düzen getirdiler. Açıklamaları aşağı yukarı şöyle: Varlığın, üç farklıgörünümü,farklıkarmaşıklıkderecelerindeüçdüzeyivardır.Enönce,enazkarmaşıklıktaolup(“yerküre”anlamınagelenbirsözcükle)“jeosfer”denilenbölümü (yani cansız doğa) bulunur.Ondan sonra, onun üzerinde, canlılarıngörüldüğü “biyosfer” (yani canlı doğa) durur. Biyosfer, denizin dibindeki,toprağın üzerindeki, atmosferin içindeki canlıları da içeren ve jeosferiçepeçevrekuşatanbirsanalküreolarakdüşünülebilir.Onundaüzerinde(Eski

Page 30: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Yunanca’dan alınan, “düşünce” anlamına gelen bir sözcükle, küre anlamınagelenbirbaşkasözcüğünbirleştirilmesiyleverilenadla)“noosfer”denilenbirkatmanın (yani düşünce dünyasının) bulunduğu varsayılmıştır. İnsandavranışları,insan-insanilişkileriyanısıra,yeryüzündekiinsanistenç(irade)ve emeğinin ürünü olarak gerek cansız doğada, gerek canlı doğada yapılandeğişiklikler,yaratılanyeniliklernoosferiçinekonmaktadır.Örneğinbirkayaparçası jeosfer içindedir. Ama insan onu alıp kaldırım taşına, yontuyadönüştürmüşse,noosfere taşımışdemektir.Biryabanıl tahılbölgesibiyosferiçinde sayılır. Ama zamanımızdan 10-15 binyıl önce, Ortadoğutopluluklarının kadınları, toplayıcılığını yaptıkları bu tahılların bulunduğubölgeleri,birkuraklıktasulayıp,birkıtlıktatohumlarınısulakyerleretaşıyıpekmişlerse, sonra bunu alışkanlık edinmişlerse, tahıl yetiştirilen yerler veyetişen(evcil)tahılnoosferiçindegörülmelidir.

Bu açıklamalara (V. İ. Vernadsky’nin ve de Chardin’in eksik bıraktıklarıboşluk doldurularak) jeosferi kavrama yolunda “nedensellik”, biyosfer için“işlevsellik”,noosferiçin“ereksellik”kavramlarıylayaklaşılmasıgerektiğinieklemekteyim.

Söz konusu kavramların, varlığın çeşitli düzeylerindeki karmaşıklıkderecelerinin(evriminin)kavranmasındasağlayacağıyararlarvardır.Biyosferdejeosfergibi(“bilimsel”diye)nedensellikkavramıylaanlaşılıpanlatılmayakalkılırsa, bazı şeyleri açıklamada güçlükle karşılaşılır.Hele noosferle ilgiliaçıklamalarda güçlükler daha da artar. Bir duygu, bir düşünce olayı,moleküllerarasıneden-sonuçilişkileriyleaçıklanamaz.Kuşkusuzduygunun,düşüncenin varlığı için moleküllerin ve moleküller arası etkileşimin varlığıgereklidir.Amaalyuvarlarıngötürdüğüoksijenleşekerinyakılmasındaaçığaçıkan enerji, beyinde bir kararın oluşumunu ve kişinin o kararınıgerçekleştirmek amacıyla eyleme geçmesini açıklamaya yetmez. Maddenin(moleküllerin) devinimiyle, etkileşimiyle, tepkime üzerinden bir neden -sonuçbağlantısıylakafadanetürçağrışımlarınoluşacağınasılsöylenebilirki?Bu duruma bakan kimi kimseler, maddeden bağımsız, giderek maddedünyasından üstün bir duygu ve düşünce evreninin varlığı (dinsel, felsefi)inancına katılabilmektedir. Bu da evrim karşıtı, yaratılışçı görüşleripekiştirmektedir.

Jeosferdenedensellik

Oysamaddedenbağımsızbirdüşüncelerdünyasıyoktur.Böylebiryanılgıyadüşülmemesi için varlığın üç karmaşıklık düzeyinin ortak ve farklıözelliklerinebakmakyetebilir:Jeosferde,yanicansızdoğadahemenherolgu,her olay, maddeyle, maddede gözlemlenen neden-sonuç ilişkisiyle

Page 31: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

açıklanabilmektedir. Açıklamadan öte, söz konusu neden-sonuç ilişkilerininvarlığı, kavranan nedenler etkilenerek istenen sonuçların sağlanması ya daistenmeyenlerinengellenmesiyoluylakanıtlanabilmektedir.

Biyosferdeişlevsellik

Biyosferde (kurucu öğeleri madde olduğu için) neden - sonuç ilişkilerisürmekle birlikte, maddenin karmaşıklaşmış biçimine uygun olarak, sözkonusu ilişkiler de çok karmaşıklaşmıştır. Sonuç organlaşma ve organlarıncanlıda farklı işlevler görmeleridir. Bu, “işlevsellik” denebilecek kavramlaanlatılabilecek,biyosfereözgübirolgudur.İşlevselliğiaçıklamakiçinsulardayaşayanbir tekhücrelilerkolonisi örnekalınabilir.Bir tekhücreliyi etkileyennedenler, fizik, kimya, biyoloji yasaları (bölünerek çoğalmayla oluşankolonideherbircanlıötekilerinklonu,kopyası,özdeşiolduğuiçin)ötekilerinide aynı derecede etkileyecektir. Ancak bu, kuramdaki durumdur. Yaşamdadurumbundanbirazfarklıolacaktır.Güneşışınlarınınetkisinielealalım.Endıştaki tekhücreliler ışınlardan en çok etkilenenler olacaktır, alt sıradakilergiderekdahaazetkilenecektir.Öylekienortadaki tekhücrelilerbelkigüneşışığını hiç alamayacaklardır. En üsttekiler, bol ışının etkisiyle, koloninin enhızlı bölünen, ama en çok yıpranıp, en önce ölen tekhücrelileri olacaktır.Böylece ötekilerden farklılaşmış olacaklardır. Bu örneğin çokhücrelilerdekibenzeri deri hücreleridir.Hücre suyu oranı içerdekilerden daha az olan derihücreleri kuru, olumsuz dış etkilere (örneğin güneş ışınlarının zamanlaöldürücüetkisine)karşıiçtekilerikoruyanbirkalkanoluşturmuştur.Koruyucubir organ işlevi kazanmıştır. Ancak bu farklılaşma, ne deri hücrelerinin“İçerdeki kardeşlerimizi koruyalım” amaçlarının, ne de onları yarattığısöylenenTanrınınverdiğigörevin(ereğin)ürünüdür.

İşlevsellik, doğa yasaları (neden - sonuç ilişkisi, yani nedensellik) dışı birolgu değildir. Onun bir “çoklu ve karmaşık nedensellikler paketi” olduğusöylenebilir. Sayısıza dek uzanabilen nedenleri bir bir ortaya koyarak birhastalığı anlamak ve sağaltmak kolay, gerekli, bazen de olanaklı bir işdeğildir. Bir bütün olarak nedensellikler paketine bakılabilir ve söz konusuorganınişlevininedenyerinegetiremediği(içlerindepsikolojik,psikosomatikolanların da bulunabildiği) araştırılarak hastalık, ölüm nedeni anlaşılabilir.Böyle bir kavramın (işlevselliğin) eksikliği durumunda (hele insandavranışlarının iki kara kutusundan biri olan hücre çekirdeğinin açılmadığızamanlarda ve yerlerde) biyosfer olgularının karmaşık nedenlerle değil(yaradanınonayüklediğineinanılan)ereklerleaçıklanmasınaşaşılmamalı.

Noosferdeereksellik

Gelelimvarlığınenkarmaşıkdüzeyivegörünümüolannoosfere.Noosferde

Page 32: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

durumbiyosferdekindençokfarklı,çokdahakarmaşıktır.Gerçi(sonyüzyıladekikincikarakutudurumundabulunan)beyindedoğayasaları,nedensellikilişkileri dışında değildir. Ayrıca beynin, duygu ve düşünce üretimi işlevigörmesi,işlevsellikçiyaklaşımınonuniçindegeçerliolacağınıgösterir.Amabeynin bunlardan öte bir özelliği daha vardır.Bu, düşünceler yoluyla ereklidavranışlarüretmesidir.Onunbuniteliği“bebekilesoba”örneğiyledahaiyianlatılabilir: “Diyelim ki bir köy evinde, Zonguldak’ta 30 işçinin yaşamıpahasına,ucuzaçıkarılankömürlesobayakılmış.Evinçocuğuyürümeyiyeniöğrenmiş.Sobanınkızıllığınınalbenisinekapılıponadokunuyor;eliyanıyor(neden), yanan elini refleksle çekiyor (sonuç). Aradan bir iki ay geçiyor.Elinin yarası iyileşmiş. Sobaya yaklaşınca nar gibi kızarmış olduğunugörüyor. Kendiliğinden bir çağrışımla, kızarmış sobanın yol açtığı elininacısını anımsıyor. Ve eli bir daha yanmadan, yanmasın diye (erek) eliniçekiyor(sonuç).Çocuğun(yanmadan,yanmasındiye)eliniçekişierekselbireylemdir. Noosferdeki bu olay, jeosferdeki neden-sonuç ilişkisiyle(nedensellik ile) değil, erek-sonuç ilişkisiyle (ereksellik ile) anlaşılıpaçıklanabilir.

Buna karşın noosferin de biyosfer gibi nedensellik dışında olmadığınıbelirtmek için şöyle bir anlatıma gidilebilir. Jeosferde yalnızca nedensellikilişkisi vardır. Biyosferde, nedensellik yanı sıra bir de işlevsellik bulunur.Noosferde ise nedensellik ve karmaşık nedensellikler paketi olan işlevsellikyanı sıra, nesneler değil, simgeler arası (çağrışım, karşılaştırma gibiişlemlerde yürütülen) ilişkiler olarak, nedensellikten bambaşka bir olgununvarlığıda(ereksellikde)sözkonusudur.Vebuolgununnoosferinbelirleyiciöğesi olduğu söylenebilir. Öyleyse jeosferde evrimin (maddenin evriminin)neden-sonuç ilişkileriyle, biyosferde evrimin (canlının evriminin) işlevsellikilişkisiyle, noosferde (duygular, simgeler, düşünceler, istenç - irade, emekürünü olan nesneler ve olaylar dünyasında yani “kültürel evrim” alanında)ereksellik doğrultusunda geliştiği söylenebilir. Örnek: Tüm insanların dahamutluyaşayacağıbirdünyakurmaereği!

AlâeddinŞenel

1.-6.sorularınyanıtlarınınkaynaklarıDipnotlarındagösterilmiştir.

7-Bilimselyöntemnedir;bilimselyöntemile“araştırmateknikleri”arasındakifarklarnelerdir?

Çok genel olarak yöntemi; hem eylemsel hem de zihinsel yönü bulunandinamikbir süreçolarak tanımladığımızda,bilimsel tekniklerdebuetkinliksürecindekullanılanaraçlarolarakelealınabilir.Verieldeetmearacıolarakkullanılanaraştırmateknikleri,birkaçonyıldırdoğruolmayanbiryaklaşımla

Page 33: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

“araştırma yöntemleri” olarak adlandırılmakta ve yöntemin kendisi olarakvurgulanmaktadır. Oysa, yöntem veri elde etmek için kullanılan araçlaraindirgenemeyeceğigibi,sözkonusuaraçlaryalnızcayönteme(metodolojiye)aitdeğildir.Örneğinepistemolojinindearaçlarıdır.

Bilimsel yöntem, sorunun farkına varılması, kavranması ve sistematizeedilmesi, varsayımlar oluşturma, araştırma tekniğinin seçimi, veri toplamatekniğininbelirlenmesi,veritoplanması,verilerinçözümlenmesi,çözümlerinyorumlanması ve rapor yazılması aşamalarını içeren bir süreçtir. Araştırmateknikleri ise bu sürecin bir aşamasında kullanılan araçtır. Araştırmateknikleri hem doğa bilimlerinde hem de toplum bilimlerinde genel olarakgözlemsel ve deneysel olmak üzere iki grup olarak ele alınabilir. Gözlemedayalı araştırma teknikleri de tanımlayıcı ve analitik olmak üzere iki grubaayrılır.

İnsan,tarihiboyuncaiçindeyaşadığıdoğayı,toplumuvekendinianlamakveanlatmak için çeşitli düşünce ve ifade biçimleri geliştirmiştir.Din,mitoloji,sanat, metafizik bunlardan bazılarıdır. Bilimsel yöntem de insanın kendini,doğayı ve toplumu anlayabilmek ve karşılaştığı sorunları çözebilmek içingeliştirdiğibirdüşünmebiçimidir.Doğabilimlerindevetoplumbilimlerindesorunçözmeyaklaşımlarıtemeldebirbirindençokfarklıdeğildir.Herikisindede, bilimsel yöntem kullanılırken, gözlemlenebilen, doğrulanabilen ya dayanlışlanabilen olgular inceleme konusu olarak ele alınıp, nesnel sonuçlaraulaşılmaya çalışılır. Olgu, gözlem ve deney sonuçlarından sağlanmış birbilgidir.Olgular, evrendevarolandolaylıvedolaysızyollardangözlemevedeneyekonuolabilen,amavarlığımutlakainsanındavarlığınıgerektirmeyennesnel,“bilenözne”denbağımsızgerçekliklerdir.

Bilimsel yöntemin eylemsel yönünü, gözlem, ölçme ve deney; zihinselyönünü isevarsayımlardabulunma,bunlardangözlenebilirsonuçlarçıkarmavebusonuçlardanyenidenolgularadönülerekdoğruluğunusınamaişlemlerioluşturur.Kendiliğindenvemutlakdoğru sayılanyada tanımıgereğidoğruolan önermeler bilimsel yöntemin konusu olamaz.Örnek olarak “Gebeliğinönlenmesi günahtır” yargısı gösterilebilir. Bilimsel yöntem, diğer düşünmebiçimlerinden-sorunçözmeyaklaşımlarındanfarklıolarakdoğrulamayadayanlışlamaaşamasınasahiptir.

OnurHamzaoğlu

8-Bilimde“ilişkitipleri”nelerdir?

Yanıltıcı, ikincil ve nedensel olmak üzere üç tip ilişkiden bahsedebiliriz.“Yanıltıcıilişki”,incelenenolayileonanedenolduğudüşünülendeğişken(ler)

Page 34: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

arasında bir ilişkinin bulunmasına karşın, söz konusu ilişkinin bilgi üretmesürecinde yapılan hatalar nedeniyle doğru saptanamaması, nesnel gerçekliğidoğru yansıtmayan bir ilişkinin saptanmasıdır. Sonuç ile etken (neden)arasında bir ilişki bulunmasına karşın, hem sonucun hem de onu ortayaçıkardığı düşünülen etkenin başka bir ortak faktörle ilişkili olmalarına ise“sekonder”ilişkidenir.Bunasözgelimi“Dondurmatüketimiartıkçaboğulmasıklığı artar” saptaması örneği verilebilir.Oysaher ikisi de iklimsel nedenliolup, havaların ısınmasıyla, aşırı sıcaklarla ilişkilidir. Havalar ısındığındainsanlarserinlemek içindahafazlavedaha sıkdondurmayerler.Dondurmayemekten bağımsız olarak, yine hava sıcaklığının artmış olması nedeniyleserinlemek için denize, göle vb. daha sık girerler.Bu faktör (aşırı sıcaklar),her iki durumun da nedeni konumundadır. Gerçekte iki ayrı sonuç, ortaknedenlerigörülmediğinden,biridiğerininnedenigibisaptanabilmektedir.

“Nedensel ilişki”,bilincindışındaveondanbağımsızolarakvarolan,amaaynızamandainsanınrasyonel,bilimselbilinçlietkinliğiileortayakonabilenobjeler(nesne,olay,olgu)arasındakiilişkilerdir.Bununlabirlikte,nedensellikile zorunluluk aynı şey değildir, özdeşleştirilemez. Nedenselliğin içinderastlantısallık da vardır. Bu yaklaşım diyalektik determinizm olarakadlandırılmaktadır.

Günümüzde hem doğa bilimlerinde hem de toplum bilimlerindeyürütülmekte olan araştırmalarda nedensel ilişkinin varlığı istatistikseltestlerle sorgulanmaktadır. Oysa ki, istatistiksel testler her durumda birnedensel ilişkinin bulunduğunu değil, birlikte bulunmanın ve birliktedeğişimin varlığını gösterir. Çoklu nesneler ve olgular evreninde böyle birbirlikte bulunma ve birlikte değişme olgusuyla aralarında nedensel bağlantıbulunmayan nesneler ve olaylarla da karşılaşılabilir. Nedensel ilişkininvarlığına karar verebilmek için; olgunun var olan o bilimsel bilgi dalındabiriktirilmiş bilgilerle uygunluk, özgüllük, tutarlılık, zamana uygunluk,ilişkiningücügibibirçoközelliğinebirliktebakılmasıgerekir.

OnurHamzaoğlu

7.ve8.sorularınyanıtlarınınkaynakları-Abelin,T.(1986),“PositiveIndicatorsinHealthPromotionandProtection”,WorldHealthStatisticalQuaterly,39,WHO,Copenhagen.

-Badura,B.,KickbuschI.(1991),HealthPromotionResearch,WHO,England.

-Belek,İ.,Nalçacı,E.,Onuroğlulları,O.,ArdıçF.(1992),SınıfsızToplumYolundaTürkiyeİçinSağlıkTezi,SorunYayınları,İstanbul.

-Engels,F.(2002),DoğanınDiyalektiği,Çev.ArifGelen,SolYayınları,7.Baskı,Ankara.

-Ferreira,P.L.(1995),“ConceptualFrameworkConcerningEvaluationofFunctionalStatus”,[EurepenResearchConferenceonFunctionalStatusEvaluation,September(ERGHO)içinde],

Page 35: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Gronningen.

-Hamzaoğlu,O.(1991),“DünyadaveTürkiye’deHekimlerinMezuniyetSonrasıEğitimiveTürkiyeİçinÖneriler”,(yayımlanmamışuzmanlıktezi),GATAHalkSağlığıAnabilimDalı,Ankara.

-Hamzaoğlu,O.(2005),“Çevreveİnsan”,IX.UlusalHalkSağlığıGünleriBildiriÖzetKitabı,137-138,13.Oturum,Panelist,28Eylül-01Ekim,Kızılcahamam-Ankara.

-Hamzaoğlu,O.(2007),“KapitalizminDepresyonuveSağlık:Türkiye’deSağlıktaDönüşümProgramı”,İktisatdergisi,Sayı:479-480,58-65,Şubat.

-Hamzaoğlu,O.(2002),“SağlıkPolitikalarıveEtik”,YaşamaDairEtikçeBirBakışiçinde,Sayfa:49-62,AnkaraTabipOdasıYayını,Nisan,Ankara.(ISBN:975-6934-38-4)

-Hansluwska,H.E.(1985),“MeasuringtheHealthofPopulations,IndicatorsandInterpretations”,SosicialSicienceandMedicine,20(12):1207-1224.

-http://www.who.int/about/definition/en/print.html.

-Marx,K.(1979),EkonomiPolitiğinEleştirisineKatkı,Çev.SevimBelli,SolYayınları,4.Baskı,Ankara,s.25.

-Nalçacı,E.,Hamzaoğlu,O.(2003),“Üretimilişkilerivesağlık”;ToplumveHekim,18(3),164-168.

-Noack,H.(1986),“ConceptsofHealthandHealthPromotion”(MeasurementinHealthPromotionandProtection,WHO,Copenhageniçinde)

-Oskay,Ü.(1993),“MedikalSosyolojideBazıKavramsalAçıklamalar”,Sosyolojidergisi,Sayı:4,89-140.

-soLMeclisSağlıkKomisyonu(2002),(AlparA.,EsenlerB.,NalçacıE.,Belekİ.,HamzaoğluO.veÖzkanÖ.),SosyalistTürkiye’deSağlıkiçinde:“TarihselMateryalizmveSağlık”,7-26;tümyazarlarileortakbölüm:“SosyalistTürkiye’deSağlık”249-264,NKYayınları,Kasım,İstanbul(ISBN:975-827-154-7).

-Şenel,A.(2003),İnsanveEvrimGerçeği,ÖzgürÜniversiteKitaplığı,Ankara.

-TBMMİnsanHaklarıİncelemeKomisyonu,http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/index.htm

-Teber,S.(1982),Doğanınİnsanlaşması,ÖncüKitabevi,İstanbul.

-TeberS.,(1998),DavranışlarımızınKökeni,8.Basım,SayYayınları,İstanbul.

9-Sosyolojidekullanılanbaşlıcaaraştırmayöntemlerivetekniklerinelerdir?

Genel anlamda yöntem bir yandan araştırmanın dayandığı genel felsefiyaklaşımları, diğer yandan da araştırmada kullanılan veri toplama veçözümleme yöntem ve tekniklerini içeren alandır. Sosyolojik araştırmalardakullanılan yöntemlerin çeşitliliği sosyolojinin çok çeşitli kaynaklardanbeslenen farklı sorunsalları ortaya koymasından ileri gelir.20 Bu yöntemçeşitliliğinin ortaya çıkmasına neden olan en önemli tartışmalardan birisosyolojik bilginin öznesi ve nesnesi arasındaki ilişki üzerine yapılanepistemolojik tartışmadır. Bu, sosyal bilim felsefesinin, sosyolojinindoğuşuyla birlikte ortaya çıkan, sosyolojinin doğa bilimleriyle aynı ya dabenzer yöntemleri benimseyip benimseyemeyeceği noktasına odaklanan

Page 36: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

tartışmasıdır.20)RaymondBoudon,SosyolojiYöntemleri,Çev.AlevTürker,İstanbul,İletişimYayınları,1991,s.9.

Sosyolojinin 19. yüzyıldaAvrupa’da gelişimi sırasında aralarındaAugusteComte ve Emile Durkheim’ın da bulunduğu kurucularının birçoğu yöntemsorunlarını aşmak için nesnel bilgi ürettiğinden kuşku duyulmayan doğabilimlerinden esinlenmişlerdir. Öyle ki Auguste Comte “sosyal fizik”kavramını bile kullanmıştır. Toplumsal olanın çözümlenmesinde doğabilimlerinin yöntemlerini ve ilkelerini benimsemeyi savunan bu yaklaşımabilindiği gibi “pozitivizm” denir.21Pozitivistlere göre sosyolojinin nesnesiolanvekendineözgübirgerçeklikoluşturantoplumsalolguların(İng.socialfacts) çözümlenmesi doğal olguların çözümlenmesinde olduğu gibi, bazıdeğişkenlerin ortaya atılmasından ve bu değişkenler arasındaki “nedenselilişkiler”inortayaçıkarılmasındaibarettir.21)GordonMarshall,SosyolojiSözlüğü,Çev.OsmanAkınhayveDeryaKömürcü,Ankara,BilimveSanatYayınları,1999.

ÖteyandanMaxWebervePeterWinchgibikuramcılar(sosyolojininöznesiile nesnesi arasındaki ilişki konusunda) insanı ve toplumu çalışmanın doğadünyasını

çalışmaktantemeldefarklıolduğunuilerisürerek,sosyolojininkendineözgübir yönteme gereksinimi olduğu konusunda ısrar ettiler. Örneğin Weber’egöre, insanların eylemlerini anlama (Alm. verstehen) sosyolojininyöntemidir.22 Sosyal bilimlerin nesnesinin doğasına özgüllük yükleyen veanlamıve eylemi sosyolojininbaşlıcanesneleri sayan, “sembolik etkileşim”kuramından fenomenolojiye kadar uzanan çeşitli kuramları içeren bu bakışaçısınayorumlayıcıyaklaşım(interpretivism)denir.23

22)MaxWeber,TheMethodologyoftheSocialSciences,(Ed.)E.ShilsveH.Finch,FreePress,NewYork,1949(1917).

23)EleonoraMontuschi,TheObjectsofSocialScience,ContinuumPress,LondonveNewYork,2003,s.14.

Bu temel tartışmaya dayanılarak sosyoloji içinde genellikle iki farklıyöntemsel strateji tanımlanır: niceliksel (quantitative) yöntem ve niteliksel(qualitative)yöntem.Nicelikselyöntemgenelliklepozitivizmleilişkilendirilirveçoğunluklasayısalveri toplamaveanalizini içerir.Nitelikselyöntemise,genellikle yorumlayıcı yaklaşımla ilişkilidir ve daha çok anlamaya yönelensözselveri toplamaveverianalizibiçimlerinegöndermeyapar.Sonyıllardabukatı ayrımı redderek, iki yönteminbir aradakullanılmasını savunanbazısosyologlar, karma yöntemi (mixed method/methodological

Page 37: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

pluralism/triangulation) geliştirmişlerdir.24 Bunlara ek olarak eleştirel,feministvepostmodernistkuramcılardakendiyöntemlerinigeliştirmişlerdir.24)AlanBryman,SocialResearchMethods,OxfordUniversityPress,OxfordveNewYork,2004.

Sosyalbilimlerdeyöntemelkitaplarındabiraraştırmanınüç temelaşamasıolduğundan söz edilir: Verilerin toplanması, verilerin analizi ve sonuçlarınyazılması. Niceliksel ve niteliksel yöntemleri kullanan araştırmalar bu üçaşamada da farklılıklar gösterir. İdeal bir niceliksel araştırmanın kuramdansonuçlara doğru ilerleyen “tümdengelimci” bir yapısı vardır ve ölçme,nedensellik, genelleme ve yinelenebilme gibi temel sorunlarla ilgilidir. Birniceliksel araştırmanın belli başlı aşamaları şunlardır: Hipotez oluşturma,araştırma tasarımı, örneklem belirleme, araştırma yöntemlerini/tekniklerinibelirleme, veri toplama, veri analizi ve sonuçların yazılması. Niceliksel biraraştırmada belli başlı veri toplama teknikleri ise şunlardır: Yapılandırılmışgörüşme, anket, yapılandırılmış gözlem, içerik analizi ve resmi istatistikler.Nicelikselveriler toplandıktansonra tekdeğişkenli, ikideğişkenliyadaçokdeğişkenlianaliz(değişkenlerarasındakivaryasyonutanımlamaveaçıklama)yöntemlerinden biri kullanılarak ve günümüzdeSPSS adı verilen bilgisayarprogramının yardımıyla analiz edilir.25Niceliksel araştırmanın belki de enklasik örneği Durkheim’ın İntihar26 adlı çalışmasıdır. Bu çalışmadaDurkheimfarklıtoplumları,birtoplumiçindekifarklıgruplarıvefarklızamanaralıklarını resmi istatistiklerden yararlanarak karşılaştırır ve intiharınsosyolojikbirçözümlemesiniyapar.25)Age.

26)EmileDurkheim,İntihar,Çev.ÖzerOzankaya,CemYayınevi,İstanbul,2011(1857).

Niteliksel bir araştırmanın ise daha esnek, araştırma sürecine vekatılımcılara odaklanan ve araştırma sonuçlarından kurama ve kavramlaradoğru giden “tümevarımcı” bir yapısı vardır. Bir niteliksel araştırmadabulunabilecekbaşlıcaaşamalarşunlardır:Araştırmasorularınınoluşturulması,örneklem belirlenmesi, veri toplama ve verinin yorumlanması ve kuram vekavram geliştirme. Sayısal değil, sözel veri toplamayı amaçlayan nitelikselaraştırmada kullanılan başlıca veri toplama teknikleri de şunlardır:Etnografya,katılımcıgözlem,derinlemesinegörüşme,odakgrupgörüşmeleri,doküman ve metinlerin toplanması. Niteliksel veri analizinde iki genelstratejidensözedilebilir:Analitiktümevarım(analyticinduction)veampiriktemele dayalı kuram (grounded theory). Her iki strateji de kuramsaldüşünceleriverileredayanarakgeliştirmektenyanadır.Nitelikselaraştırmanınyapısına uygun olarak veri toplama, veri analizi ve sonul kuram birbiriyle

Page 38: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yakından ilişkili olarak kabul edilir.27 Feminist sosyologlar nitelikselaraştırmaya önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ann Oakley kadınların anneolma süreci üzerine yaptığı çalışmasıyla feminist görüşme yaklaşımınıgeliştirmiş ve niteliksel araştırma yönteminin yaygınlaşmasına katkıdabulunmuştur.28

27)BelkısKümbetoğlu,SosyolojideveAntropolojideNitelikselYöntemveAraştırma,BağlamYayınları,İstanbul,2008;AlanBryman,SocialResearchMethods.

28)AnnOakley,SubjectWomen,MartinRobertson&CoLtd,Oxford,1981.

Hemnicelikselhemdeniteliksel araştırmanınavantajlarıvedezavantajlarıvardır.İkiyaklaşımdatamamıylagüvenilirvegeçerliveriüretemezler,fakattoplumsal yaşama dair yararlı ipuçları verebilirler. Niceliksel araştırmagenellikle toplumun durağan bir resmini çizmesine karşın, araştırmacıyatoplumun genel örüntüsünü inceleme ve toplumsal yapıları ortaya çıkarmaolanağı sunar. Niteliksel araştırma bu konuda daha az yararlıdır, ancaktoplumsalyaşamındeğişmesürecineilişkindahazenginvederinbiranlamaulaşabilmemizisağlar.

FundaKarapehlivanŞenel

10-Sosyolojidekarmayöntemnedir?

Karma yöntem, niceliksel ve niteliksel yaklaşımların temelde birbirinidışlamadığı düşüncesinden yola çıkılarak, bu iki yöntemin bir arayagetirilmesiyle geliştirilmiştir. Niceliksel ve niteliksel yöntem ve tekniklerinaraştırmanın çeşitli aşamalarında, farklı kombinasyonlarla ve değişenamaçlarlakullanılmasınedeniylekarmayönteminçokçeşitlilikgösterenbiryapısıvardır.AbbasTashakkoriveJohnW.Creswell’e29görekarmayöntem,araştırmacının,nicelikselvenitelikselyöntemleriveteknikleritekbirçalışmaiçinde veri toplama, veri analizi ve sonuçlara ulaşma aşamalarında birliktekullanmasıdır. Örneğin Eillen Barker (1984) Birleşik Kilise üzerine yaptığıçalışmada, veri toplama aşamasında “katılımcı gözlem”, “anket” ve“derinlemesinegörüşme”tekniklerinikullanmıştır.291)AbbasTashakkoriveJohnW.Creswell,“TheNewEraofMixedMethods(Editorial)”,JournalofMixedMethodsResearch,2007,s.4.

MartynHammersley (1996)karmayönteminüç şekildekullanılabileceğinibelirtmiştir. İlk olarak üçgenleme (triangulation) biçiminde kullanılabilir.Üçgenleme yaklaşımında farklı ama birbirini tamamlayan veriler araştırmasorusunun daha iyi bir şekilde yanıtlanması için bir araya getirilerek analizedilir. Örneğin derinlemesine görüşmelerden elde edilen veriler, resmi

Page 39: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

istatistiklerle birlikte analiz edilebilir.30Karma yöntemin ikinci kullanılmabiçimikolaylaştırma (facilitation) olarak adlandırılır.Bu yaklaşıma göre biraraştırma yöntemi diğerine destek olmak amacıyla kullanılır. Örneğinkatılımcı gözlem tekniği ankette kullanılacak soruların üretilmesi yolundauygulanabilir. Karma yöntemin üçüncü kullanma biçimi farklı yöntemlerintamamlayıcı (complementarity) olarak kullanılmasıdır. Bu durumda farklıyöntemler, araştırmanın farklı yönlerini ortaya çıkarmak için kullanılır.Örneğin anket tekniği istatistiksel veri toplamak için kullanılırken,derinlemesine görüşme bu istatistiklerin analiziyle bulunan sonuçlarıanlamlandırmadakullanılabilir.302) Bkz. Funda Karapehlivan Şenel, “Implications of the Neoliberal Restrucutring of the State-Education Relationships for the Right to Education in Turkey”, yayınlanmamış doktora tezi,UniversityofEssex,DepartmentofSociology,2010.

Buüçyaklaşımaekolarakkarmayöntem,biryönteminboşbıraktığıalanlarıbir diğeriyle doldurmak amacıyla; toplumsal ilişkilerin durağan (nicelikselyöntem)vedeğişken(nitelikselyöntem)yanlarınıbirarayagetirerekanlamakamacıyla; niceliksel araştırmayla ortaya çıkarılan örüntülerin nitelikselaraştırmayla yorumlanması amacıyla; bir olgunun farklı yönleriyleanlaşılabilmesi için; bir yöntemle elde edilen beklenmedik sonuçları diğeryöntemi kullanarak anlamlandırabilmek için31 ve makro ve mikro düzeyanalizleri bir araya getirerek araştırılan olgunun bütün yönleriyleanlaşılabilmesi ve bu düzeyler arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılmasıamaçlarıyladakullanılabilir.313)AlanBryman,SocialResearchMethods,OxfordUniversityPress,OxfordveNewYork,2004.

FundaKarapehlivanŞenel

9.ve10.sorularınyanıtlarınınkaynakları-Barker,Eillen(1984),TheMakingofaMoonie,Oxford:BlackwellPublishing.

-Boudon,Raymond(1991),SosyolojiYöntemleri,Çev.AlevTürker,İstanbul:İletişimYayınları.

-Bryman,Alan(2004),SocialResearchMethods,OxfordveNewYork:OxfordUniversityPress.

-Durkheim,Emile[2011(1857)],İntihar,Çev.ÖzerOzankaya,İstanbul:CemYayınevi.

-Hammersley,Martyn(1996),‘”TheRelationshipbetweenQualitativeandQuantitativeResearch:ParadigmLoyaltyversusMethodologicalEclecticism”inJ.T.E.Richardson(Ed.),HandbookofQualitativeResearchMethodsforPyschologyandSocialSciences,Leicester:BPSBooks,ss.159-174.

-KarapehlivanŞenel,Funda(2010),“ImplicationsoftheNeoliberalRestrucutringoftheState-EducationRelationshipsfortheRighttoEducationinTurkey”,yayınlanmamışdoktoratezi,UniversityofEssex,DepartmentofSociology.

-Kümbetoğlu,Belkıs(2008),SosyolojideveAntropolojideNitelikselYöntemveAraştırma,İstanbul:BağlamYayınları.

-Marshall,Gordon(1999),SosyolojiSözlüğü,Çev.OsmanAkınhayveDeryaKömürcü,Ankara:Bilim

Page 40: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

veSanatYayınları.

-Montuschi,Eleonora(2003),TheObjectsofSocialScience,LondonveNewYork:ContinuumPress.

-Oakley,Ann(1981),SubjectWomen,Oxford:MartinRobertson&CoLtd.

-Tashakkori,AbbasveJohnW.Creswell(2007),“TheNewEraofMixedMethods(editorial)”,JournalofMixedMethodsResearch,(1)3-7.

-Weber,Max[1949(1917)],TheMethodologyoftheSocialSciences,(Ed.)E.ShilsveH.Finch,NewYork:FreePress.

11-Bilimfelsefesiaçısındanbilimdeönermelerinyanlışlanmasıveyöntemüzerinenelersöylenebilir?-Giriş:felsefevebilimfelsefesi

Açıkçagörüleceğigibiburadakisorumuzunbaşlığı,çağımızdafelsefeninenbaştagelendallarındanbiriolanbilimfelsefesinin ilgialanı içindedir.Dahasınırlıbiranlamda ise,bilimdeyöntemkonusunu ilgilendirmektedir.Ancakyazarınızburadailkönce,çoközbiçimdekendifelsefeyaklaşımınıgündemegetirerek işe başlamak düşüncesindedir, çünkü felsefe ilk başta bir yorumetkinliğidir ve bu yorum işi, değişik felsefe akımlarının / okullarınınüyelerince, felsefenin tüm dallarında yerine göre çok değişik biçimlerdegerçekleştirilmektedir. O zaman, “Felsefe ne tür bir yorumdur?” sorusugündeme gelecektir. Bilimsel felsefe okulunun yaklaşımını benimsemiş birfelsefeci olarak ve kendi açısından yazarınız, bu soruya şu yanıtı verebilir:“İstertemelbilimler,uygulamalıbilimselalanlar,tarih,hukuk,sanat(lar)gibiakademikeğitimiolanuğraşetkinlikleriüzerineolsun;istersegünlükyaşam,insanlar arası her türlü ilişki, siyasal yaşam vb. uğraş olmayan etkinliklereyönelsin, felsefe özünde, dünyada olup bitenlerle ilgili olarak kavramsaldüzeydemantıksal,eleştirel,anlambilgisel(semantik)biryorumetkinliğidir.”

Felsefe etkinliğinin bu tür bir tanımlanması, bilim felsefesindeki yöntemkonusuna nasıl yansıyabilir sorusu ise, bu metinde, başlıkta yer alansorumuzun yanıtlanması sırasında ortaya çıkacaktır. Kuşkusuz buradakibağlamımızda “felsefe” deyince, “Batı felsefesi” olarak adlandırılagelmiş,geneldeyada ilkecebilimetkinliği ilebirlikteyürütülmüşolan “akademikfelsefe”yibelirtmekistiyoruz.

Bilim,temelbilimlerveaçıklama

Yine bu bağlamda, “bilim” deyince, biz daha çok sözcüğün ilk, en baştagelen anlamında “temel bilimler”i anlayacağız. Bilimle ilgilenenfelsefecilerin kendi açılarından üzerlerine eğildikleri alanlar ilkece buetkinliklerdir.Bunlaradahayakından,dahaçokiçlerinegirerek,daha“teknik”bir yönden bakanbilim felsefecileri ise, örneğin, kimya, biyoloji, psikolojibilimleriningerekli yadaolmazsaolmazkoşuloluşturdukları tıpgibi uğraşalanlarıylada,belkigittikçeartanbirbiçimdeilgilenmektedirler.

Page 41: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Felsefede, temel bilimler kapsamında geleneksel olarak, doğa bilimleri,demekoluyorkifizik,kimya,biyolojigündemegetirilir;“insanbilimleri”yada“toplumbilimleri”olarakbilinenpsikolojivesosyoloji ise onlardanayrı tutulur.Yazarınızise,her ikikümeyidahabaşlangıçtantemelbilimleriniçinde yer alacak iki altküme olarak düşünmek eğilimindedir. Bunun birnedeni, bu ikisinin arasında örneğin moleküler psikobiyoloji, fizikselantropoloji,evrimselinsanbiyolojisigibikesişmealanlarınınbulunmasıdır.İkinciolarakvetemelbir“yöntembilgisi”(metodoloji)açısındandahagenişkapsamdabakıldığında,ilkecetümtemelbilimalanlarınınortakamaçlarının,sürekli yinelenen gerçekler olan olguların açıklanması olduğunuanımsamalıyız.Birbaşkaanlatımla,temelbilimanlamındabilimetkinliğininbelirleyici yada enbaştagelen amacının, genişkapsamlıkavramsalyapılarolarak bilimsel kuramların açtığı yoldan, evrende, doğada, insantoplumlarında vb., en geniş anlamda dünyada, çok değişik karmaşıklıkdüzeyindeki olgularla ilgili genellemelerin ortaya konulması olduğunudikkatealmalıyız.Günümüzdeeskisineoranladahaazkullanılananlatımıyla“doğa (ve toplum) yasaları” olarak bilinen bu genel önermeler, “bilimselaçıklamalar”ıoluştururlar.

Temelbilimlerveyöntemkonusu

Temel bilim etkinliğinin konularının, “nesnelerin, onların özelliklerinin,aralarındaki ilişkilerin, zamanın akışı içinde geçirdikleri değişikliklerin /süreçlerin oluşturduğu olgular” olduğunu söyleyebiliriz. Bunlarınincelenmesininve açıklanmasının aracı ise, bu etkinliğin şimdi belirttiğimizamacına uygunbiçimde bir yol olarak kullanılabilecek genel bir yöntemvetek tek temelbilimlereözgüaltyöntemlerdir.Olgularınvarlığınınveortayaçıkışlarının açıklanması, varsayım kurma, denetli gözlem ve (olabiliyorsa)denetli deney, ölçme,matematiğin ve istatistiksel yöntemlerin uygulanması,usyürütme,sonuçtakigenellemenineleştirelbirgözleirdelenmesi,gözlemin/deneyin yinelenmesi gibi, bir yandan duyularımızla ilgili etkinliklerden,bunlarınyanındadaussalöğelerdenoluşmaktadır.Burada“yöntem”terimininçoğulolarakdakullanılması,“altyöntemler”olarakadlandırabileceğimizveheralanınvebunlarındallarınınkendineözgüdiyebileceğimiz“tekniklerinin”bulunuşundandır: Fizikçinin değişik ölçerleri, kimyacının tüpü, biyoloğunmikroskobu,psikoloğunkişilikleriincelemearaçları,toplumbilimcinintutumaraştırmaları ve bu alanların hepsinde daha birçokları… Bu ikincilyöntemlerinbulunuşnedeniiseçokaçıkolmalıdır:Doğadaki,dünyadakiçokdeğişik örgütlenme düzeylerinin, atomların, moleküllerin, canlı varlıkların,duygusal ve düşünsel olguların ve toplumlarda olup bitenlerin oluşturduğudüzeylerin, ancak kendilerine uygun araçlarla, yollarla incelenebilecek

Page 42: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

olmaları. Bir tüple ruhbilimsel sorgulama, mikroskopla toplumda tutumaraştırması yapılamayacağı, sonuncu araştırma yöntemiyle sıvıların ya dagökcisimlerinin özelliklerinin incelenemeyeceği hiç tartışılmayacak ölçüdeaçıktır.

Bilimde ya da temel bilimlerde yöntem denince, bilime ilgi duyanfelsefecilerin ve bilim felsefecilerinin üzerine eğildikleri konu daha çok, bualanlardakullanılanortakyönlerolarakusyetileridir.Ancakburada,dahailkadımda karşımıza ciddi bir felsefe sorunu çıkmaktadır, çünkü felsefecilerarasında, “Böyle bir yöntem, tüm (temel) bilimlere özgü bir araştırmayöntemigerçektenvarmıdır,olabilirmi?”sorusunusoranlarbulunmaktadır.Busorununbiruzantısıolarakda,“Tekbirbilimmivar,yoksabilimlermi?”sorusu gündeme gelmektedir. En başta Platon, Descartes, Kant adlarıylabilinen geleneksel, ussalcı (rasyonalist), insan bilgisinin kaynağını insanusunda bulan felsefecilerin zamanımızdaki temsilcileri, bu sorulardanbirincisine olumsuz yanıt vermekte; ikincisi sorulduğunda ise çoğul yanıtıyeğlemektedirler. Yazarınıza göre ruhbilimsel bir açıdan ussalcılık, temeldeinsan, ben, kendi merkezli bir eğilimin sonucu ortaya çıkmış bir düşüncebiçimidir. Kabaca 2600 yıldır bu felsefe yaklaşımının dünya ile bilişselilişkilerimiz açısından karşıtını savunan duyusalcı (empirisist) felsefecileregöre ise, kapsamlı bilgilerimizin, dolayısıyla bilimsel bilginin kökeni ya dakaynağı ilkeolarakdışdünyadır,oradangelenduyuverileridir.Eskil (antik)çağın doğa felsefecileri, çağımızın Britanyalı çözümleyici (analitik)felsefecileri,genelolarakmaddeci felsefecilerduyusalcıokulun içindedirler.Zamanımızda Viyana Çevresi (1920’ler - 1930’ların başları) düşünürlerinintoplumbilimci Otto Neurath’ın sorumluluğunda yayımladıklarıUluslararasıBirleşik Bilim Ansiklopedisi, bu yaklaşımdaki felsefecilerin, dolaylı biranlatımla da olsa, temel bilimlerde ilkece ortak bir yöntemin bulunduğunubenimsemişolmalarınınsonucuydudiyebiliriz.

Öte yandan, Viyana Çevresi’nin felsefeci, matematikçi, fizikçi,toplumbilimci, iktisatçı vb. değişik alanlardan gelen düşünürleri arasındayerine göre ciddi denebilecek ayrılıklar bulunuyordu. Ancak onlar, Batıbilimininsonyüzyıllardakibüyükbaşarılarındamatematiğinuygulanmasınınçok önemli, vazgeçilmez bir yerinin bulunduğunu görmüşlerdi. Bununyanında da, bilimlerde genellemeler olarak belirtilen önermelerin, genelanlamda bir yöntem sorunu olarak, “doğrulanma” özelliğinin bulunduğunuileri sürmüşlerdi. Daha sonra ise, bu konuda kesinliğin olamayacağıeleştirileri karşısında, tutumlarını yumuşatmışlar, bilimsel önermelerle ilgiliolarak,“gerçeklenme”yada“onaylanma”teriminibenimsemişlerdi.

Bilimselönermelerveyanlışlanma

Page 43: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Felsefedeki iki temel yaklaşım arasında, zamanımızda ortaya çıkmış vesürmekte olan en önemli karşıtlıklardan biri, bilimin önermelerinin“doğrulanması”nın/“onaylanması”nınmıyoksa“yanlışlanması”nınmıöndegeldiği, dikkate alınması gerektiğidir. İkinci işlemi savunan felsefecilerinbaşında,Viyanakökenli,buaradaViyanaÇevresiilesüreklilikgöstermesedebağlantısıolmuş,“eleştirelussalcılığın”(kritikrasyonalizmin)kurucusuKarlPopper’in geldiği bilinir. Ona göre, bilimsel önermeler doğrulan(a)maz /onaylan(a)maz, ancak yanlışlanabilirler. Buna karşılık, duyusalcılığınzamanımızdakienileribiçimidiyebileceğimizbilimselfelsefeyönündenise,bilimselbilgiüretmeetkinliğisırasındaeleştirelbirtutumiçindeolmak,onunher aşamasında ortaya çıkabilecek “yanlışları” düzeltmek, bu yolla bilimselönermelereensonbiçimlerinivermeksözkonusuolmaktadır;ensonundada,onların “geçici de olsa onaylanabilir” olduğunu, ancak daha sonrayanlışlanabilmeolasılıklarınınbulunduğunuilerisürebiliriz.

Popper’evebilimdeyöntemkonusundaonungörüşlerinibenimseyenbaşkaussalcıfelsefecilerevesayılarıbelkiazolmayanfelsefeyleilgilenenbirtakımbilimcilere göre, bu etkinlikte yalnızca yanlışlanabilir varsayımlar sözkonusudur ve onaylanabilir önermeler gündeme gelemez. Yine onlarıngözünde, kanımca insan merkezli ussalcılıklarının kaçınılmaz bir sonucuolarak, bilim etkinliğinde tümevarım (endüksiyon) gibi bir yöntembulunamaz,çünkü“tümehiçbirzamanvarılamaz”:“Bütünkuğularbeyazdır”önermesi, tüm kuğuları gözlemiş olamayacağımıza göre, “doğrulanamaz”,amabaşka renkteki tekbirkuğununortayaçıkmasıyla“yanlışlanabilir.”Öteyandan, bilimsel bilginin üretimi için gerekli yol gösterici olan bilimselkuramlarda Popper ve yandaşları açısından aranan tek özellik,“çürütülebilme”dir. Bu vurgulamanın, bilimsel açıklamalar olarak bilimselgenellemelerdesözkonusuyadageçerli tekölçütünyanlışlanabilmeolmasıdüşüncesiilekoşutgitmesigerektiğikanımcaaçıktır.

Bilimde yöntem sorunuyla ilgili bu üç önemli konuya çok kısa da olsaburada yanıt vermek durumundayız. Birincisine yönelik olarak dikkatçekilebilecek noktalardan biri olarak bu bağlamda “bilimsel bilgi” konusugündemegetirilebilir.Bilimselbilgiolgularlailgiliolduğunagöre,diyebilirizki tanımı gereği, “doğrulanabilir” olmasa da “onaylanabilir” olmakdurumundadır; bunun nedeni, sayılamayacak ölçüde çok olan önermelerdenoluşan bu bilginin, gerçeklerle bir biçimde uyum göstermesinin, demekoluyorkionaylanmasınıngerekmesidir.Yalnızca,bilimselbilgiüretimininilkaşamasıyadaevresiolanvarsayımoluşturmak,nasılolurdasürecintümününve (geçici de olsa) son ürünü olarak genellemenin / açıklamanın yerinialabilir?Budurumda,yanlışlanabilirliközelliğibilimselönermeleriçinnasıl

Page 44: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

tek ölçüt olabilir? Öte yandan, temel bilim etkinliğinin ve yaklaşımınındışında oluşturulan tarihsel bilgi, günlük yaşamla ilgili bilgilerin vb.yanlışlanamazolduklarısöylenebilirmi?

İkinciolarak,dahayukarıdabelirtildiğigibi,bilimselkuramlarıngösterdiğiyoldayadadoğrultudaüretilebilenbilimselbilgi,dünyadakiolgulardangelenduyuverilerinedayanmakdurumundaolduğunagöre,(birtürtümdengelimle)neredeyse yalnızca ustan yola çıkarak ileri sürülecek önermeler olanvarsayımlar, bu alandabizenasıl yeterli olabilir?Hervarsayımın arkasında,bizeonunilerisürülmesinedayanakoluşturanbilgi/bilgileryokmudur?Busonuncularındagerçekte,varsayımlarınbirarayagelmesindenortayaçıkmışbir önermeler kümesi olduğu ve belki de, “bilgi” olarakadlandırılamayacakları öne sürülebilir. Kanımca ülkemiz açısından burada,Türkçedeki“tümevarım” terimineyüklenenanlamınkökbilgisel (etimolojik)yapısınagereğindençokönemvermeninde,sözkonusuyanılgıdaönemlibirpayı bulunmaktadır. Ussalcı felsefecilerde ve ussalcı yaklaşımı olanbilimcilerde genelde böyle bir yanlış eğilim belki hep vardır diyebiliriz.Terimlerin,geneldedesözcüklerinanlamlarınınortayakonabilmesiamacıylayapılacak kökbilgisel çözümlemeler bize bu konuda kuşkusuz yardımcıolabilecektir;ancakanlambağlamındaöndegelennokta,bizimsözcüklere /terimlere tanımsal açıdan ne gibi bir içerik yüklediğimizdir. Böyle biranlambilgisel (semantik) yaklaşımın ışığında, “tümevarım” terimininanlamındabir“tüm”e,onunbelirttiğikümedekitümöğelereulaşmakgibibirkaygının/amacınbulunmasınıngerekmediğisonucunavarabiliriz.

Yukarıda belirtilen üçüncü noktayla ilgili olarak, Popper’in bilimselkuramlara bakışı hakkında bu bağlamda ne söylenebilir? Burada onların“varlıkyadavaroluşnedenleri”nin açıklığakavuşturulmasıyerindeolabilir.Onların bu yönlerinin, işlevleri konusuyla çok yakından bağlantılı olduğu,önemliölçüdekesiştikleridebelki söylenebilir.Enkısabirbiçimdesoracakolursak, “Bilimsel kuramlar neden vardır?” Bu sorunun yanıtındançıkarılabilecek bir sonuç, burada sayılacak noktaların hangilerinin hangibilimselalanlardadahaçoköneçıkacaklarıyadageçerliolacaklarıdır.

Bilimselkuramlarınvarlıknedenleri

Çokkısa olarak belirtecek olursak, bir kez, olgular dünyası genelde gerekçeşit gerekse sayısallık açısından öylesine bir varsıllık gösteriyor ki, bizbunların arasında ancak ulaşabildiklerimize dayanarak onlarla ilgiligenellemelere, açıklayıcı “doğa ve toplum yasalarına” gidebiliyoruz.Ulaşabildiklerimizle birlikte ulaşamadıklarımızın üzerinde konuşmaolanağını, onların tümünü en temel ortak özellikleriyle bize kavramsal

Page 45: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

düzeyde sunan bilimsel kuramlar ve kuramsal yaklaşımlar vermektedir.İkincisi,enbaştagökbilimdeolduğugibibirtakımolgular,onlarıazyadaçokdoğrudan “gözleyebilmemize” hiç olanak tanımayacak kadar bizdenuzaktırlar.Buradada,yapabildiğimizölçüde,bizdenuzakolanlarınbirtakımaygıtlarla saptayabildiğimiz yönlerini ve “yakında” olanlarla ortaközelliklerini, ilgili kuramlar aracığıyla düşünebiliyor, bir arada elealabiliyoruz. Üçüncü olarak, birtakım olgular da doğrudangözleyemeyeceğimiz ölçüde küçüktürler ve küçüklükleri arttığı ölçüde dahaözel, daha “duyarlı” aygıtlarla ve yöntemlerle, yerine göre de görülmeden,görülen etkilerine bakılarak dolaylı biçimde “gözlenmeleri” söz konusudur.Bu açıdan, küçükler dünyasının olgularıyla çıplak gözle görülenler arasındabağlantı kurabilmemiz için de kuramlara gereksinimimiz vardır. Buradadördüncü bir nokta, bugünkülerin “tıpkısı” ya da çok benzeri olguların“geçmişte” de söz konusu olmasından ortaya çıkmaktadır. O zaman,“şimdiki” olgularla onların geçmişteki, olup bittikten sonra kendilerinedoğrudanulaşamayacağımızbenzerlerininbirliktedüşünülebilmesiolanağınıbize veren kavramsal yapılara gereksinimimiz gündeme gelmektedir. Bubağlamımızda beşinci ve son olarak vurgulanması gereken nokta, yukarıdadeğindiğimiz gibi, bilimsel kuramlar, kuramsal yaklaşımlar (örneğin tıptakihastalık kavramı) olmadan, bizi çok büyük bir önermeler ağı oluşturanbilimsel bilgi üretimine götürecek olgusal genellemeleri üretmemize olanakyokgibidir.

Sayılan bu noktalar, kanımca, Popper’in bilimsel kuramlar konusundakigörüşlerine yönelik olarak bir yanıt bütünü oluşturabilir. Kuşkusuz burada,biraz önce de belirtildiği gibi, bunlar onun bilimde yanlışlanma konusu ileilgili görüşleriyle birlikte düşünülmelidir. Bu felsefecinin, en azından uğraşyaşamının başlarında, evrim kuramına, özellikle gözlenemeyecek olgularıilgilendirdiğindenkarşıçıktığınıdaburadagündemegetirebiliriz.Bukuramınilk biçiminin oluşturulmasında, (kendisi değişik düşünse de) Darwin’intümevarımsalgözlemlerindençokbüyükölçüdeyararlandığınıbiliyoruz.

Bütün bunların ışığında diyebiliriz ki, bilimsel yaklaşım ve yöntemlerleulaşılabildikleriölçüde,olgularınzamanve/veyayerbağlamındabizdençokuzak olmaları, bir ilk yaklaşımda “ulaşılamaz” görünmeleri, onlarıincelememiziçinbirengeloluşturmamaktadır;yeterkibizonlarıbuyaklaşımveyöntemlerleelealabilelimvebilimselolarakdizgeli(sistemli)birbiçimdeinceleyebilelim. Sonuçta da, bilimsel kuramların doğrudan diyebileceğimizbiçimde çürütülmesinden çok işlevlerini, dolayısıyla geçerlilikleriniyitirmelerininsözkonusuolduğunubelirtebiliriz.

Bu bağlamımızda son olarak, Karl Popper’in bilim felsefesi alanındaki

Page 46: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

etkilerindençokkısa sözedilebilir.Burada ilkusagelecekad, felsefede (vebaşka alanlarda) dayanaksız “postmodernliği” belki olabilecek en uçnoktasına taşımış olan Paul Feyerabend olacaktır. Popper’in felsefesine vebilim felsefesine ne ölçüde karşı çıkarsak çıkalım, akademik felsefenin tümevrimi dikkate alındığında onun, felsefe etkinliğinin geleneksel denebileceksınırları içinde düşünülebileceğini söylemek abartılı kaçmayacaktır.Feyerabend ise, felsefedeki konumu açısından duyusalcılığın geniş sınırlarıiçindebulunmaklabirlikte,o,bilimdeyönteminsözkonusuolamayacağısavıbiryana,bilimi,dolayısıylabilimselbilgiyiyadsımakta;bilimselyasalariçin,açık bir toplumda örneğin hukuk yasalarında söz konusu olduğu biçimdedemokratik oylamaya başvurulmasını önermektedir! Buna uygun olarak da,büyücülüğü,yıldızfalcılığınıvebenzeribilimkarşıtıetkinliklerisavunmakta;eğitimde,biliminyanındabunlarındayeralmasınıistemektedir.Busavlarveistekler, yazarınız gibi bilimsel dünya görüşünü savunan bir düşünür veakademisyen için kuşkusuz üzerinde ciddi biçimde durulmaya değecekgörüşler değildir. Ancak bu durum, böylesine usdışı görüşleri bulunan birfelsefecinin (ve benzeri her felsefecinin) ileri sürdüklerinin, görünüşe görefelsefenintümevrimiboyuncaboşlanmışolduğusöylenebilecek“felsefenin/felsefe yapmanın etiği” ve “felsefecinin sorumluluğu” yönünden“sorgulanması”naengelolamaz.

YamanÖrs

11.sorununyanıtındayararlanılanbaşlıcakaynaklar-DavidStove,ThePlatoCultandOtherPhilosophicalFollies,BasilBlackwell,Oxford,1991,(özellikle)s.1-26.

-HansReichenbach,TheRiseofScientificPhilosophy,UniversityofCaliforniaPress,Berkeley,LosAngeles,(1951)1966.Türkçesi:CemalYıldırım,BilimselFelsefeninDoğuşu,(RemziKitabevi,İstanbul,1981),BilgiYayınevi,Ankara,2000.

-InternationalEncylopediaofUnifiedScience;bkz.Google,neurathottobiography:“OttoNeurath”,StanfordEncylopediaofPhilosophy.

-YamanÖrs,“BilimdeveFelsefedeYöntemeEvet”,TÜBİTAKMarmaraAraştırmaMerkeziBilimFelsefesiSeminerleri,BenanDinçtürk(Der.),Gebze,Kocaeli,1997,s.19-31.

-YamanÖrs,“FelsefeYapmanınEtiği”,FelsefeAnsiklopedisi,AhmetCevizci(Ed.),C.6.,EbabilYayınları,Ankara,2009,s.196-200.

-YamanÖrs,“BilimselKuramlarveEvrimKuramı”,BilimİnsanlarımızDarwin’iSelamlarken,YazılamaYayınevi,İstanbul,2010,s.25-38.

12-Bilimetiğinedir,başlıcasorunlarınelerdir?

İlkeolarak,“genelanlamlı”hersözcükyadaanlamkapsamıgenişherterimiçin söz konusu olduğu gibi, “bilim” teriminin de birden çok anlamınınbulunduğunu görüyoruz. Buradaki bağlamımızda bu anlamların bizim içinönemliolanlarıyadaenöndegelenlerikuşkusuzakademikaçıdangeçerliliği

Page 47: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bulunanlardır. Aşağıda açıklandığı gibi bunların sayısının üç olduğunugörmekteyiz:

a)Birinciolarakburada,“bilim” teriminin ilk,çekirdekyadamerkezdeki,birbakımaendarkapsamlı“temelbilimler”anlamısözkonusuolacaktırki,bununçizdiğisınırlariçinde,tümaltdallarıvekesişmealanlarıylabirlikteşuetkinlikler bulunmaktadır: Fizik, kimya, canlılık bilimleri, ruhbilim vetoplumbilim.Bilindiği gibi bu akademik etkinliklerin enbaştagelen işlevi,kendikonuyadaiçeriksınırlarıiçindekiolgukümeleriyleilgiliolarakdizgelibilginin ya da bilimsel bilginin üretilmesidir. İlk üç temel bilimin geneldedoğabilimleri,sonrakiikisininisetoplum/insanbilimleriolarakbilinmesivedahabaştanbelirginikiayrıkümeolarakdüşünülmesi,insanmerkezlibirayırımdır ve yazarınızın yöntembilgisel yaklaşımına göre yerinde değildir.Öylebirdurumda,örneğin(insanlailgili)molekülerpsikobiyolojialanıbirdoğa bilimi olarak mı düşünülecektir, yoksa bir insan bilimi olarak mı?Evrimsel insan biyolojisive fiziksel insanbilim (antropoloji) ve benzerialanlariçindebubakımdannediyebiliriz?(“Bilimvebilimler”bağlamındaBatı felsefesinde ya da akademik felsefede onun iki temel karşıt okuluarasında şu iki karşıt görüş vardır: Bilimden çok bilimlerin bulunduğununsavunulduğu ussalcılık (rasyonalizm) ve genel olarak bir temel bilimetkinliğinin varlığının düşünüldüğü duyusalcılık (empirisizm). (Ayrıca bkz.11.Soru)

b)Bilimvebilimlerbağlamındaikinciolarak,tıpvedişhekimliğivb.ötekisağlık bilimleri ile tüm mühendislikler gibi, yöntembilgisi açısındanolmazsa olmaz ya da gerekli koşulları temel bilimler olan uygulamalıbilimleryadaalanlarvedallarısözkonusudur.

c) Bilim etkinliğinin üçüncü kümesi olarak ise, örneğin tarih, felsefe,mantık, matematik, diller, dilbilim, eğitim, iletişim bilimleri vb. gibikendi başlarına birer küme oluşturan alanları içine alacak biçimde veneredeyse sayılmaları güç olacak ölçüde çokluk ve çeşitlilik gösterenakademik alanları ya da disiplinleri ile bunların dallarını / altdallarınıbuluyoruz.

Bu çok kısa ya da öz saptamadan sonra, birbilimve bilimler ayırımınıyapmakyanlışolmayacaktır.Yukarıdaaçıklandığıgibibirerakademikdisiplinolmaları yönünden toplu biçimde bir “bilim ya da bilim etkinliği kümesi”oluşturan bütün bu alanlara, içerikleri / konuları / sorunları, bunun yanındakendilerine özgü amaçları ile yöntemleri açısından, demek oluyor kiakademik yöntembilgisinin ışığında bakıldığında, onların birçok küme (vealtküme)yada(genişanlamda)bilimioluşturmasıdaanlaşılırolmaktadır.

Page 48: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Buna göre, akademik açıdan düşünüldüğünde, “bilim” teriminin anlattığıkümedeüçaltkümebulunmakta,bunların içinde tek tekakademik/bilimselalanlaryeralmaktadır.Kuşkusuz,uzmanlıkalanıolarakonlarındaaltdalları(ve alt altdalları…) vardır. Böylece, “bilim” teriminin kapsamında“bilimler”den, tek tek bilim etkinliklerinden söz etmemiz gerekecektir.Burada şu nokta da belirtilmelidir: Belki bir ölçüde de olsa yöntembilgisel(metodolojik) tanımlanmaları dışında, böyle bir ayırımı yazarınızın kendisiyapmışdeğildir;o,ilgiliteriminveonunçoğulbiçimininkullanılışlarınınyada kullanılış bağlamlarının genel bir saptamasını yaptığında, yukarıdabelirtilendurumortayaçıkmaktadır.

Etikveuğraşetikleri

Etikyadaahlakideğerlerfelsefesiaçısındaninceleyeceğimizbirakademikalansözkonusuolduğunda,kuşkusuzoalanın içerdiği tümetkinlikler,dahayakından ya da daha açık bir anlatımla onun tüm dalları ve tüm yönlerigündeme gelebilecektir. Söz konusu alan örneğin tıp gibi çok değişikboyutlarıbulunanbirbilimseluğraşveetkinliklerbütünüise,onunbiryandankoruyuculuk, iyileştiricilik (tedavi) ve araştırıcılıktan oluşan anabölümlerinden; öte yandan da temel ve uygulamalı bilim, uğraş, toplumsal,siyasal, iktisadi yönlerinden söz edebiliriz.Tıp etiği / tıbbi etik açısından,onun bu bölümleri ve yönleri arasında kesişme alanları söz konusu olduğuölçüdeonlarınortakyönlerinden;değişiközellikleri gündemegeldiğindedeherbirininkuşkusuzkendilerineözgüyanlarındansözaçılabilir.

Etik, geleneksel olarak felsefe etkinliğinin “uygulamalı” dalı ya da“uygulamalı felsefe” olarak bilinir. Bunun yanında, geleneksel ussalcıfelsefeciler,değişikakademikalanlarınyadauğraşlarınetik/ahlakideğerlerfelsefesi yönünden ele alınmasını da ilkece, “uygulamalı etik” olarakbelirtirler. Öteki alanlardaki akademisyenler ise, bu sonuncusunu geneldeçoğulolarakve“uğraşetikleri”biçimindeterimlendirmektedir.

Yazarınız açısından, felsefenin dallarından biri olan genel etik alanıylauğraşetikleriarasındakibağlantıyadailişki,“farklılaşmışuzantı”biçimindeadlandırılabilir.Burada,döllenmişyumurtanınrahimiçinde(yadabirbaşkabiçimde)gelişmesininentemelbirözelliğiolan“dokularınfarklılaşması”ileyapılan benzetimden (analojiden) yararlanılmaktadır. Yavru dünyayagelinceye dek, ilk gözeden (hücreden) öylesine çeşitli ve birbirinden yerinegöreöylesinedeğişikötekigözelerleonlarıngözedışıürünleriortayaçıkarki,bunlardaanagözeninveonunbölünmesiyleoluşanilkgözelerinizlerinipekbulamazsınız. Yukarıda değinildiği gibi uğraş etiklerinin sorunları da, ilgiliuğraş alanlarının yürütülmesi sırasında onların kendilerine özgü yanlarına,

Page 49: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

gerçekleştirilme özelliklerine bağlı olmak üzere “onlara özgü” durumlarolarakkarşımızaçıkmaktadırlar.Bubakımdanörneğin tıpalanındakihasta -hekim ilişkilerini, tıp temel bilimlerinde ve klinik dallardaki araştırmaları,çeşitlihalksağlığıuygulamalarını;hepsindekideğişikaltalanları /altdallarıdüşünelim.Çok öz olarak denebilir ki, bir uğraş etkinliğinin ya da alanınınkonuları, genel yaşamımızdaki konulardan ne ölçüde farklı ise, onun değersorunları da birincisininkilerden o ölçüde değişiktir. Çeşitli alanlardan etikdışı örnekler olarak, kanser hastaları üzerinde onlara yararlı olmayanaraştırmaları; hayvanların acı çektiği, sakat kaldığı, öldüğü deneyleri;çekirdekfiziğindekibuluşları;genelolarakbilimselbuluşlarınsavaş,işkencevebenzeriyıkıcı etkinlikler içinolasıkötüyekullanılmalarını; “yeteneklivegüzelkuşaklar/üstüninsanlar,üstünırk”oluşturulmasıçabalarındaenbaştakalıtım (genetik) alanlarında bilim insanlarının katkıda bulunmasını; biliminsanlarınınkendi alanlarındaveonların etiği konusundakendilerini sürekliolarakyenilemektenkaçınmalarınıvedahabirçoklarınıdüşünebiliriz.

Ahlakideğerlervebilimetiği

Birbilimsel felsefeciolarakyazarınızınetikyadaahlakideğerler felsefesialanına olan yaklaşımına göre, bu alandaki en temel ve ilk başta dikkatealınmasıgerekenöğe,“ahlakideğer”kavramıdır.Kendisininbağlıbulunduğuduyusalcılığın ışığındaetikteöznelliğibenimsemişbirdüşünürolarak,onunbukavramla ilgili tanımı şöyledir: “Ahlaki değerlerimiz, bireyler ve bireyletoplum, birey - devlet, toplum - devlet vb. (giderek insan - öteki canlıvarlıklar ve tüm doğal çevre) arasındaki her türlü ilişkide tutum vedavranışlarımızın / eylemlerimizin nasıl olması gerektiği konusundaki istekve dileklerimizdir.” Etik alanındaki bu öznelci yaklaşım, geleneksel ussalcıdüşünürlerin yerine göre katı ve kesin (dogmatik) ahlak ilkeleriylekarşılaştırıldığında,ahlakideğerlerkonusundatopluma,“kültüre”,demokrasivb. siyasal düzenlere, toplum kesimlerine, son çözümlemede de bireydenbireye az ya da çok değişebilen durumlarla çok daha uyum içindedir. Birbaşka açıdan ise, sayılamayacak ölçüde çok olan ahlaki değer sorunlarıylailgili görüşlerimize ve çözüm önerilerimize bağlı olarak, bu konulardagündemegetirdiğimizkararlarbağlamındainsanlararasındakibüyükçeşitlilikde, yine ancak etik alanındaki öznellik düşüncesiyle bağdaşabilmektedir.Ancakkuşkusuz,değişikkonulardaşuyadabuölçüdebenzerahlakideğerleribenimseyenkişiler,okonularlailgilideğişikaltkümeleroluşturacaklardır.Bunoktanın dikkate alınmasıyla, etikte burada belirtilen öznelliğin, geneldekişilere sorumluluk yüklemeyen, aşırı ve neredeyse tümüyle bireysel“postmodern” görececilikten temelde ayrıldığı açık olmalıdır. Bizimbağlamımızdavarsayılanbirey,toplumsalsorumluluğuolankişidir.

Page 50: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Geneldeetikalanındaolduğugibibilimetiğialanındadaçokdeğişiksorunkümeleri vardır; bunu yukarıda da belirtmiştik. Öte yandan, bu alanlardakaçınılmazolduğu söylenebilecekbir “açıkuçluluk”durumununbulunması,belkiçoğuzamanortakbirçözümönerisininolmaması,kendinisürekliolarakbelli etmektedir. Değişik insanların, değişik toplum ve uğraş kesimlerininyaşadığıahlakideğersorunlarıvebunlarailişkinçözümönerilerikonusunda,ilgiliinsanlarınsayısıarttıkçaaralarındakiayrılıklarınvekarşıtlıklarınilkeceçoğalacağınıdüşünebiliriz.

Etikalanınınfarklılaşmışbiruzantısıolarakbilimetiğindede,isterbilimselbilgi üretimibağlamında, ister bilginin, tekniklerinuygulanması konusunda,benzerlikler aracılığıyla kümeler oluşturan sorunların saptanmasını ya daalgılanmasını,onlarlailgiliçözümönerileriizleyecektir.Burada,ahlakideğersorunlarının ve onları yaratan etmenlerin yakından incelenmesi veçözümlenmesi, söz konusu durumlarda eylemde bulunacak bilgi üretici,uygulayıcı, eğitimci bilim insanlarının, etik alanında genelde olduğu gibi,birtakım kararlar vermelerini gerektirecektir: Araştırmalarda dürüstlük,uygulamalarda ilgili insanların aydınlatılması, eğitimde sorumlu ve eşitlikçidavranışbunlardanbirbölümüdür.Kuşkusuzsayılanbütünbunoktalar,azyadaçokkarmaşıkbirsürecindeğişikaşamalarınıoluşturmaktadır.

Bilimetiğialanındadabireylemyadauygulamakararınavarabilmekiçin,savunulabilecek bir seçim yapmak durumundayız, belki çoğu kez dezorundayız. Burada belirtilmesi gereken bir iki nokta bulunmaktadır.Birincisi,belirtilensavunma,örneğin“kendimevetoplumakarşısorumlulukduygusununyüklediğigörevimiiyibirbiçimdeyerinegetirmeliyim”gibibirahlaki değer ilkesine dayandırılmalı ve ilgili somut durum(lar)da geçerliolmalıdır.Bununlaçokyakından ilişkiliolmaküzere, ilgilibağlamınaltındayatan bilimsel / akademik gerekçelendirmenin ortaya konması; örneğin,“Neden bu araştırma yöntemi seçildi?”, “Neden hastaya o tedavi türüuygulandı?”, “Sağlık taraması neden belli bir sayıyla sınırlandırıldı?”,“Araştırmanın / uygulamanın / taramanın maliyeti, sağladığı yararlakarşılaştırıldığında uygun mudur?” sorularının ve benzerlerininyanıtlanabilmelerigerekecektir.

Bütünbuvebenzeriahlakideğersorunlarında,birduyusalcıolanyazarınızaçısından en önemli ilke, “sorumluluk”tur. (Ussalcılardan örneğin Kant veizleyicilerine göre en başta “görev”dir, “kesin buyruklara uymak”tır.) Öteyandan, ahlaki değer sorunlarının, “ciddi” oluşlarına göre bir “nitelikyelpazesi” oluşturduğundan da söz açabiliriz; yine tedavi edici hekimliktenörnekvermekgerekirse,enazönemlidurumlardanbiriolarakderidenküçükbir benin alınmasını; öteki uçta ise karar vermekte çok büyük güçlüğün

Page 51: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yaşandığı “ikilem”lerden örneğin tedavi edilebilmesinin artık söz konusuolmadığıveçokacıçektiğiiçinyaşamınasonverilmesiniisteyenbirhastanındurumunuelealabiliriz.

Burada, başlıktaki iki soruyu da doğrudan ve kısaca şöyle gündemegetirebiliriz: Ussalcı felsefeciler, etik deyince, genelde onun yöntembilgisel(metaetik, “etik ötesi”) sorunlarının yanında birtakım sorun kümelerinitartışma konusu da yapar, bu arada kendi ahlaki değer ilkelerinin“doğruluğunu”, onlara “nesnellik” yükleyerek kuşkuya pek yer vermeyecekbiçimde savunurlar.Duyusalcılar ise,yinegenelolarak,birinci tür sorunlarıtartışmalarının yanında tek tek sorun kümelerinden söz etseler de, kendiçözüm önerilerini “mutlak doğru”ymuş gibi sunmaz, etik alanındaki çoğuldurumu, yukarıda değinilen “postmodern” ve abartılı bireyselliğibenimsemeden, demokratik bir anlayışla karşılarlar. Bir bakıma da bundandolayıdır ki, buradaki kapsamlı olmayan bağlamımızda, ne ölçüde önemliolurlarsa olsunlar, bilim etiğinin temel sorunlarını gündeme getiriptartışmamıştır.

Uygunolmayanbirterim:“bilimseletik”

Bubağlamdasonolarak,“bilimseletik”teriminigündemegetirmekuygunolacaktır. Bu terimin, akademik çevrelerce değişik ortamlarda belki gittikçedaha sık kullanıldığına tanık oluyoruz. Onunla, bilim etiğinin anlatılmakistendiği açıktır. Zaman içindeki gelişmeleri dikkate alırsak, bu terimin,İngilizcedeki “scientific ethics”in Türkçeye doğrudan çevirisi olduğuna dakesingözüylebakabiliriz.Bukonununtemelindeyatannoktaise,Türkçeyiveİngilizceyi, genelde büyük olasılıkla başka dilleri de ilgilendiren salt birdilbilgisisorunundançok,felsefiveakademikdüzeydekibiryöntembilgisiveanlambilgisi (semantik) sorunu,belkidahadoğrusuyanlışıoluşudur.Benzerbirterimolarakörneğin(İngilizcedeki“medicalethics”karşılığı)“tıbbietik”,“tıp etiği”nin eşanlamlısıdır ve bundan başka bir anlam taşımamaktadır.Ancak bilim, akademik açıdan tıbba göre çok daha genel bir etkinliktir ve“bilimseletik”,“bilimetiği”ninkarşılığıolmasınınyanında,ortayaatılışındavekullanılışındagerçekteilerisürülmesebile,etikalanınınyöntembilgisiileilgili bir savı da içinde bulundurmaktadır. Buna göre burada, bu alanınbilimsel(dolayısıylanesnel)birniteliktaşıdığıanlamısözkonusuolmaktadır.İlkece ussalcı olmaları beklenecek birtakım felsefeciler yönünden geçerliolabilecek böyle bir sav, anlaşılacağı gibi, örneğin yazarınızın etik alanındayukarda açıklanan yaklaşımına göre yöntembilgisi açısından büyük biryanlışlık taşımaktadır.Enazındansöylemekgerekirse,“bilimseletik” terimiiki anlamlıdır ve hangi bağlamda ne anlamda kullanıldığının açıklığakavuşturulması gerekir. Öte yandan, “medical ethics” teriminin Türkçedeki

Page 52: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

doğrudankarşılığıolan“tıbbietik”indilimizdebulunuşunun,“bilimseletik”anlatımınınbenimsenmesinikolaylaştırdığıdüşünülebilir.

Yine böyle, “etik önerme” ya da “etiksel önerme” terimi de, özelliklebilimsel felsefe, genelde duyusalcı felsefe yönünden tümüyle bir çelişkiyianlatmaktadır.Çünkü,dahayukarıdatanımladığımızgibitemeldebizimistekve dileklerimiz olan ahlaki değerlerimiz gündeme geldiğinde kullandığımıztümceler, alanın doğası gereği dilbilgisi açısından dilek kipindedirler;“İnsanlar birbirlerine iyi davranmalıdırlar” örneğinde olduğu gibi. Oysa,temel bilimlerde olgularla ilgili genellemeleri, tarihte ve günlük yaşamdaolaylara yönelik saptamalarımızı, gözlemlerimizi dilbilgisi açısından haberkipiyleanlatıyoruz;içerikleriyönündenbunlar,birerönermedir.

Bu sorunla ilgili olarak en azından, iki anlamlı “bilimsel etik” teriminin“bilimetiği”ninyerinekullanılmasınındoğruolmadığıbilinmelidir.

YamanÖrs

12.sorununyanıtındayararlanılanbaşlıcakaynaklar-BernardWilliams,EthicsandtheLimitsofPhilosophy,HarvardUniversityPress,Cambridge,(Mass.)1985.

-YamanÖrs,“BiomedicalEthicsandtheLimitsofPhilosophy”,EthicsoftheProfessions-Medicine,Business,Media,Law,İ.Kuçuradi(Ed.),SpringerVerlag,Berlinveötekiler,1999,s.36-47.Türkçesi:“BiyotıpEtiğiveFelsefeninSınırları”,EtikveMeslekEtikleri-Tıp,Çevre,İş,Basın,HukukveSiyaset;Yayınahazırlayan:HarunTepe,TürkiyeFelsefeKurumu,Ankara,2000,s.53-64.

-YamanÖrs,“Biyoetik”,FelsefeAnsiklopedisi,AhmetCevizci(Ed.),2.C.,EtikYay.,İstanbul,2004,s.671-675.

-YamanÖrs,“Etik,Bilimlerdeki‘Derin’EtikveFelsefeninEtiği”,Erdem-AtatürkKültürMerkeziDergisi,EtikÖzelSayısı,15(44):1-26,2005.

-ZümrütAlpınar(Der.),BirbilimselfelsefeciolarakYamanÖrs’ünyaklaşımıylaEtik’inAnlamıveAnlamsızlığı,EfilYayınevi,Ankara,2011.

Page 53: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

2.Bölüm-BİLİMileMATEMATİKveİSTATİSTİKİLİŞKİSİ

13-Matematikbirbilimmidir?

Matematik felsefesi felsefe içinde uçsuz bucaksız bir alandır; hiç de bualanın uzmanı olmadığım için, yanıtım kısa olacak. Kabaca söylenecekolursa,matematiğin soyut varlıklar (İng. entity) biçimindeki örüntüler (İng.pattern) üzerinde çalışma olduğu söylenebilir; söz konusu soyut varlıklar,kümeler, cisimler, Banach uzayları gibi sayıları binleri bulabilenmatematikobjeleriolabilir.Birmatematikçibunlardanhangisiüzerindeçalışıyorolursaolsun, onlar ilkece gerçekler dünyasıyla hiçbir bağlantısı bulunmayan soyutbirimlerdir. Bu anlamda matematik saf mantığın bir dalıdır. Kuşkusuzmatematik, saf matematiğin soyut varlıkları (birimleri) ile gerçeklerdünyasında var olan varlıklar arasında karşıtlıklar (tekabüliyet) kurularakgerçeklerdünyasınauygulanabilir;bununlabirliktematematiğin(uygulamasıdeğil)kendisisafmantığınbirdalıdır.

Matematiğin tersine bilim, daha doğru olarak “ampirik bilim” dememgereken çalışma alanı, gerçek dünyayla ilgili olgusal sorunlar üzerindeçalışmalaryapmaktır.Dolayısıyla,buanlamdamatematikbirbilimdeğildir;ya da sınırları daha kesin çizilerek söylenirse,matematik bir ampirik bilimdeğildir.

Dahasımatematikzamanlasınırlıolmayan,sonsuzgeçerlidoğrularalanıdır.Bazı matematik kanıtlamalarında (ispatlarda) bulunabiliriz; ulaştığımız osonuçlar, kanıtlama yolumuzda bir yanlış yapmadıkça, sonsuza dek doğrukalırlar. Geleceğin matematikçileri ulaştığımız sonuçlara eklemelerdebulunabilirler;onlarıdahagenişvedahaderinbirbağlamayerleştirebilirler;ama (“kanıtlarımız” gerçekten yanlış olmadıkça) Einstein’in Newton’udevirişine benzer biçimde yıkamazlar. Euklides sonsuz sayıda asal sayınınbulunduğunu kanıtladı; ve bu kanıtıMÖ 300’de ne kadar doğruysa, bugüniçinde o kadar doğrudur. Matematik geçerliliği zamanla sınırlı olmayan vekesin bilgiler alanıdır; ampirik bilim ise yaklaşık ve gözden geçirilipdüzeltilebilecekniteliktebilgilerdir.

AlanSokal

14-Matematikbirbilimdalımı,yoksabilimselbiryöntemmidir?

Sanırımbunayanıtverebilmekiçinönceüçtemelsoruyucevaplandırmamız

Page 54: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

gerek. Bilim nedir? Yöntem nedir? Matematik nedir? İşte bu sorularınyanıtlarına göre matematiğin bir bilim dalı mı, yoksa bir yöntem mi veyaonlarınherikisimiolduğunabirölçüdekararverebiliriz.

Bilim

Banagörebusorununnetbiryanıtıbulunmamaktadır.Nasılki,geometrideilkkavramlarolannokta,doğruvedüzlem,olasılıkteorisindeolay,mantıktaönerme, kümeler teorisinde ise küme kavramları tanımsız olarak ele alınır,bilimden söz ederkendebilimi tanımsız olarak ele alabiliriz veya almalıyızbence. Bilime özgü özelliklerin bazıları hakkında düşüncelerimizi ifadeedersek, sonuçta bilimhakkında bir görüş oluşmuş olur diye düşünüyorum.Butedbirligiriştensonra,biliminbazıözelliklerinidilegetirebilirizartık.

Bilim,gözlemlerimiziyorumlamasonucundaortayakoyduğumuz,birbiriyleuyumiçindeolanmodellerinkümesindenbaşkabirşeydeğildir.Birbilgininbilimstatüsükazanmasının,mecazolarak“bilimlerülkesindepasaportsahibi”olmasının temel şartlarından biri de, henüz gözlemlenmemiş olgularıöngörebilmesi ve onları da yorumlamasıdır. Yani yine mecaz olarak, biz“köşeyi dönmeden” yan sokakta olup bitenler hakkında bize bilgiaktarabilmesidir. Örneğin Dirac denkleminin pozitron, Fermi’nin Betabozunma teorisinin küçük nötron (nötrino) veya Einstein’ın genel görelilikteorisinin uzak yıldızlardan gelen ışının Güneş yakınından geçmesidurumunda eğileceği hakkında verdiği bilgilerin gerçekliği doğru yansıttığıdahasonragösterilipkanıtlanmıştır.

Bu açıdan R. Feynman’ın Fizik Yasaları Üzerine kitabında yer alan veNobelÖdülü aldığı sırada dile getirdiği bir düşüncesini hatırlatmakta faydavardiyedüşünüyorum.Feynman’agörebilimdalları,örneğinfiziğinkendisibirmozaiğebenzervearaştırmacıbilimadamlarızamanzamanbumozaiğeonunlauyumsağlayanyeniparçalareklerler.Bazenyenibulunmuşgüzelbirparça bu mozaiğe hiçbir şekilde uyum sağlamıyorsa, o zaman mozaiğiyeniden inşa edip, yeni parçanın uyumlu bir şekilde ona eklenmesinisağlamakgerekir.Budasözkonusubilimdalındabirdevriminveyaevriminyaşanmasına neden olur. Bunun parlak bir örneği olarak, “eter” kavramınagöre Dünya’nın hızını tanımlamak yolunda yapılan deneylerin negatifsonuçlarının Einstein tarafından yapılan yorumunun, klasik fizikte yapmışolduğudevrimigösterebiliriz.

Doğayasaları

Bilimhakkındabiranlayışedinmekiçin,onuoluşturanelemanlar,yanidoğayasalarıhakkındabirkaçsözsöylemekteyararvardiyedüşünüyorum.Yasalar

Page 55: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

genelde “Nasıl?” sorusunu yanıtlar ve kaosta bir düzen, “karanlıkta bir ışıkdemeti” ve değişenler evreninde bir değişmeyen niteliği taşırlar. ÖrneğinKepler’in birinci yasasında gezegenlerin eliptik yörüngelerinin birindeGüneş’in yer aldığı odak noktalarından uzaklıklarının toplamı veya ikinciyasasında gezegeniGüneş ile birleştiren yarıçapın “alan süpürme hızı” gibideğerler (“alan süpürme hızının” sabit, değişmez kalması sonucu olarakgezegenlerin yörüngedeki lineer hızının Güneş’e yaklaştıkça artıp,uzaklaştıkça azalması) böyledir. Matematikten örnek vermek gerekirse,konveks çokyüzlüler hakkındaki Euler teoremi, onların tepe ve yüz sayılarıtoplamıyla ayrıt sayıları farkının değişmez olarak 2’ye eşit olacağıyargısındanbaşkabirşeydeğildir.

Biliminkaynağı

Birkaçsözdebiliminkaynağıüzerineedelim.Biliminkaynağıinsanoğlununçevresindeki evreni ve kendisini anlayıp kavrama merakında yatmaktadır.Bilim aslında anlamlar evrenine ait bir kavramdır. Normalde insan sadeceyemekle yaşayamaz, ona manevi besin de gerekmektedir; işte bu besiniüretenler bilimsel çalışma yapanlardır. Sadece “sabah nahıra, akşam ahıra”anlayışıylayaşayanlariçinisebilimhiçbiranlamifadeetmez.Günümüzdedeçağdaş elektrik-elektronik sanayisinin ürünlerini sürekli tükettikleri halde, oalandaki bilgileri “ineğin botanik alanındaki bilgilerinden fazla olmayan”birçok kişi, yanı başımızda dolaşıp durmakta. Sokrates’inmeşhur “Kendinibil!” sözü, dış dünyamızın bir anlamda yansıması olan iç dünyamızınbilincineerişilmesiyoluyla,dışdünyamız(onunlabağlantıolarakhemde içdünyamız)hakkındabilgilereulaşmayönünde çaba sarf etmeye çağırış gibialgılanabilirbence.

Bilimdekalitesorunu

Sırada bilimin kalite sorunu var. Deneyle veya düşünsel yolla edinilmişbilgilerindoğruvegerçekolduğunusöylerkenkatı (kategorik)olmamalıyız.Biz yalnızca bilgi edinme sürecinde dürüst olduğumuzu ileri sürebiliriz.Bilimselbulduğumuzbilgilerindoğruluğuhakkındakiyargıyı isezamanavedeneylerle kontrole bırakmaktan başka yolumuz yok. Bunu göstermek içinfizikte atom teorisinin ve diğer teorilerin gelişme süreçlerine bir göz atmakyeter.Uygunbilim alanları, bilimsel ilerlemebasamakları birer ütopyaolanbir merdivene benzetilebilir bence. Bu basamakları oluşturan ve onlarınyardımıyla zirveye ulaşmaya can atan dürüst insanlar hak ettikleri ödül vesaygınlığı kazandıktan sonra, zamanla onların kurdukları merdiveninbasamaklarının birer ütopya ürünü olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat bu olaybizim onlara olan saygınlığımızı hiçbir biçimde azaltamaz, çünkü bilim

Page 56: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

adamlarını bulundukları yücemakama ulaştıran işte onların bin bir çabaylakurduklarıbu“buütopyabasamakları”olmuştur.

Biliminsınırları

Sırageldibiliminsınırları,kapsamıveyayılmasısorununa.Sözüuzatmadanhemen belirtelim ki, bilgiler kabaca şöyle sınıflandırılabilir: Ulaştığımızbilgiler, bunların yanındaki, tahmin ettiğimiz, ancak daha ulaşamadığımızbilgiler, tahmin edemediğimiz, ancak zamanla ulaşabileceğimiz bilgiler vesonolarak tahminetsekde, etmesekdeulaşamayacağımızbilgiler.Sonuncutürden olan bilgiler genel olarak “Niçin?” sorusunun, ötekiler ise genelde“Nasıl?”sorusununyanıtıolarakarananbilgilerdir.BusözlerikullanırkenE.Schrödinger’in Fizikçi Açısından Yaşam Nedir? kitabının tezlerinden yolaçıktık.Örnek olarak “Nasıl oluyor da görüyoruz?” sorusunun yanıtı, görmedüzeneği hakkında bir bilim dalını (oftalmoloji) oluşturduğu halde, “Niçingörüyoruz?”sorusubizibilimselbilgialanımızındışınaçıkarmaktadır.

Bilimin kapsamı hakkında da birkaç söz söylemek gerekirse,söyleyeceklerimiz“deryadabirdamla”olurbence.Anlayışıgenişbirinsanın(Sokrates’in)“Kesinolarakbildiğimtekşey,hiçbirşeybilmediğimdir”sözü,yukarıdakifikirlerlebağdaşmaktadır.Bununtemelnedeniisebildiklerimizveyorumladığımız olayların sonlu, bilmediklerimizin ise sonsuz olması olsagerek.

Ve son olarak bilimsel bilginin diğer kişilere sembollerle, sözlerlegeçirilmesisorununadeğinilmeli.Varolansözvesembollerbununiçinyeterliolmayabilir.İşteozamanyenisözvesembollerinicatolunmasısorunuortayaçıkar ki, bu hiç de kolay bir iş değildir. Atomun kuantum teorisininyaratıcılarındanolanNielsBohr’unbukonudanekadar zorlandığınıherkesbilir. Kısacası yeni teoriler, kendilerine özgü olan simgelerle birlikte, tıpkı“siyamikizleri”gibiyapışıkdoğmakzorundadır.Galilei’ninserbestdüşmeveEinstein’ın asansörle ilintili düşünsel deneyleri debu türdenbuluşlar olarakalgılanabilir.

Yöntem

Her işin bir usulü, bir yolu, yöntemi vardır mutlaka. Bu anlamda her birbilim dalının kullandığı değişik yöntemler vardır elbette. Aslında buyöntemlerin hepsinde farklılıklardan yola çıkarak, belli bir sonuca ulaşmakhedefleniyor. Farklılıkları ortaya çıkartan öğenin genel anlamda bir “ölçek”olması şart. Demek ki, yöntemin içerisinde bir ölçeğin olması zorunluluğuvardır.Dahasonraölçümsonuçlarınıntahliledilmesisorunugelirki,hedefegötüren işler de buradan başlar. Vurgulamamız gereken nokta, her iki

Page 57: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

aşamanın - ölçme ve sonuçların tahlili aşamasının hedefin düzgünbelirlenmesi bakımından büyük önem taşıması. Ölçüm sonuçları çok hatalıolursa veya tahlil hatalı yapılırsa, her iki durumda da sonuçlar güvenliolamaz. Onun için hem ölçme, hem de tahlil teknikleri sürekli olarakgeliştirilmekte, daha da kesinleştirilmektedir. Örnek vermek gerekirse, kangrubu,parmakiziveDNA’yagörekimliğintespitedilmesimeselesinde,DNAentutarlıveriolarakgörülür.

YönteminbirbaşkaadıAlCebradlıeserinyazarıEl-Harezmi’ninadındanalınmış“algoritma”olabilirbence.Buaynıtürdenolan,sonsuz(evetsonsuz!)sayıdaproblemiçözmekiçinatılmasıgerekenbasitadımlarınbelirsizliklerdenarınmışsonlusistemidirdiyebiliriz.Sadecebirprobleminçözümüneyarayanadımlar, ne kadar ilginç olurlarsa olsunlar yöntem sayılamaz. Yönteminsonsuz sayıda (aynı türden) problemi çözebilmesine onun kitleselliği denir.Adım sayısının sonlu olması ise, bu yolun atılacak sınırlı sayıda adımsonucunda bizi hedefe götürebileceği anlamına gelir. Matematikte bununklasik örneği, iki doğal sayının EBOB’unu bulmak için kullanılan meşhurÖklid algoritmasıdır. Bir başka klasik örnek olarak da, kare denkleminköklerinibulmakiçinHarezmi’ninsözünüettiğimizkitabındageçenyöntemigösterebiliriz.

Yöntemler kullanılış bakımından iki tür olur. Bazen bir bilim dalındakullanılanyöntem,birbaşkabilimdalındakendineuygulamaalanıbulabilir.Bazendebirbilimdalındabellibirişiyapmakiçinyenibiryöntemgeliştirilir.Örneğin fizikte Dirac ve Haviside fonksiyonları yöntemleri bu türdendir.Fizikte geliştirilen bu yöntemler daha sonra matematikçiler tarafındanincelenmiş ve bu irdeleme sonucumatematikte genelleşmiş fonksiyonlar veoperasyonhesabıgibiyöntemlerinkullanılmasınayolaçmıştır.

Bir yöntemin uygulama alanı ne kadar geniş olursa, o yöntembir o kadardeğerkazanmışolur.Buaçıdanbaktığımızdaengenişalanasahipolanlarhiçkuşkusuz matematik yöntemlerdir. Hatta deyiş yerindeyse, farklı bilimdallarında başarıyla kullanılmasından dolayı matematik yöntemlere biliminevrenselyöntemleridediyebiliriz.

Matematik

Her şeyden önce vurgulamamız gereken nokta, “Matematik nedir?”sorusunun yanıtının da öteki yanıtlar gibi bir yorumdan başka bir şeyolmayacağıdır.Ortadavarolanbirşeyvar,herkesbununvarolduğunukabulediyor, fakat nasıl ve ne için var olduğu konusunda değişik yorumlarbulunuyor. Etimolojik açıdan bakarsak “matematik” “kesin bilgi” anlamınagelen bir sözcük ve sanırım bu özellik onu insanın diğer zihni etkinlik

Page 58: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

alanlarından farklıkılanenönemliyanı.Doğave toplumalanındakibilgilerbizim dışımızdaki objeler hakkında olduklarından ve onlar hakkındakibilgilerimiz belli varsayımlara, tahminlere dayandığından, ilkece kesinolamaz.Matematikbilgilerisebizimdüşüncedünyamızaaitolduklarındanveonlar için temel prensipleri kendimiz belirlediğimizden, mantık yürütmehatalarınayolvermediğimizsüreceulaştığımızbilgilerdehiçkuşkusuzkesinolacaktır. Dış dünya objeleri ile iç dünyamıza ait olan matematik objelerarasında var olan bağıntının (korelasyonun) nedenleri ise büyük bir felsefeproblemioluşturmuşbulunmaktadır.

Tarihsel olarak bakarsak, matematik hakkında değişik zaman ve yerlerde,farklı insanlar tarafından çok hoş, göz ve gönül okşayan sözler söylenmiş.Önce bunlarla ilişkimizi görsek iyi olur diye düşünüyorum. Matematikfolklorunda yaygın olan bir deyişe göre, “Matematik bilimlerin sultanı,aritmetik ise onun tacıdır”. Görüldüğü gibi, burada matematik sadece birbilim dalı olarak kabul görmüyor, hem de en üst düzeyde bir bilim dalısayılıyor. Bu durum bizim için ne kadar hoş olsa da, böyle birdeğerlendirmeyi doğru bulmak oldukça zor. Bana kalırsa, “Matematikbilimlerinhizmetlisi,aritmetikiseonunçarığıdır”demekdahayerindeolurdu.Ama bu hizmetli, ilişki içinde olduğu bilim dallarında rastladığı makul bir“tohum”dan yola çıkarak, kendi iç dünyasını geliştirmekten vezenginleştirmekten de geri kalmıyor. Şunu da ekleyelim ki, ilkece yücelik,verilenhizmetinderecesiileorantılıolarakartar.

GeneldeGalilei’ye dayandırılan bir görüş de “Bilim ancakmatematik dilikullandıktansonraasılbilimözelliğinikazanmışolur”veya“Doğabirkitaptırve bu kitap matematik sembollerle yazılmıştır” sözleriyle aktarılır. Sanırımher iki düşünce de apaçık bir abartmanın sonucu olarak ortaya atılmıştır.Aslındamatematiğin,bilimdallarıolmadandaişleriniyürütebilmesigibi,tümbilim dalları da matematiğe başvurmadan yürütülebilir. Bir doktorun, birbiyoloji veya arkeoloji uzmanının işini yürütebilmesi için onun matematikbilgilerinekadarönemliolabilirki?Eskidenzatendoğrudüzgünmatematiksembolleriyoktuvematematiğinkendisindebileherşeysözlerleanlatılırdı.Öyleyse öteki bilim dalları da kendi anlatım söz ve tarzlarını rahatlıklaoluşturabilirlerdi.

Birgörüşegöre ise,matematiknedenklemlervenedeonlarıçözmek içingeliştirilen yöntemlerdir; bu işle uğraşıp da her şeyi unutan kişinin beyinkatmanlarında kalan izlerdir. Ve bu izler genellikle o kişinin düşünüşbiçiminde özünü gösterir. Bu düşünce “Matematik aklın cimnastiğidir”düşüncesiylenerdeyseçakışmışolup,içindebirgerçekpayıvardırbanagöre.

Page 59: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Marksizmklasiklerinegöre ise,“Matematikgeometrikformlarvesayılarlauğraşılan bir bilim dalıdır.” Yani matematiğin irdeleme objeleri şekiller vesayılardır.Sanırımbubellibiraçıdankabulolunabilirbiryaklaşımdır.Gerçişu anda matematiğin incelediği şekil ve sayılar, bizim bildiğimiz anlamdaşekil ve sayı olmaktan çok uzaklaşmıştır. Öte yandan buraya şunu daeklememiz gerekir ki, hem şekil, hem de sayılarmaddeler evreninde değil,yalnızdüşünceevrenindevarolankavramlardır.Yanisilindirderkenbizhepaltın, gümüş, kil veya camdan yapılmış bir şekil algılarız genelde; fakatmatematiğinuğraştığınesnetümbuşekillereözgüortaközelliktir,yanisoyutve gerçekte olmayan silindir kavramıdır. Sayılar da şekillerle aynı akıbetipaylaşır. Matematik diyebiliriz ki bu anlamda, Platon’un ideal şekilleri ilekısacası gerçekte olmayan şeylerle uğraşır; fakat matematiğin vardığısonuçlar gerçek objelerin incelenmesi ve kurulmasında yardımcı olabilir.Matematiğinbuözelliğinidahaöncevurgulamıştık;burada iseonundeğişikyorumlaraaçıkolduğunusöylemişolduk.

Bana göre matematik, kökeni ne olur olsun, belli bir açıdan bakıldığındaaynı zamandabir inanç sistemiolarakgörünür.Budüşüncemizi açıklamayaçalışalım: Bilindiği üzere çağdaş matematik doğruluğu şüphe doğurmayan,kanıtlamaya gerek duyulmayan anlamında doğru olarak anlaşılmamasıkoşuluyla kabul edilmiş, sınırlı sayıda, çelişkisiz ve sisteminkurulması içinyeterli aksiyomlara (postulatlara) dayalı bir sistemdir. İşte bu aksiyomlarinançsistemiolarakonuntemelinioluşturmakta.Sisteminkuruluşuisesoyutmantık (tohumu aklımızda var olan ve deneyimle pekiştirilen türden soyutmantık) yardımı ile sürdürülür. Ve eğer uygulamada, mantık tasımlarılabirentinde yolumuzu şaşırmaz, hata yapmazsak, görkemli bir düşünsel“yapı” kurabiliriz. Bu “binanın” içine ve dışına, zaman zaman bazıdeğişikliklervehattabazıeklemelerdeyapılabilir.

Sonuç olarakmatematik kendi konuları ve yöntemleri olan bir bilimdalıdır diyebiliriz. Fakat bu bilim dalı ne doğa bilimleri, ne de toplumbilimlerikategorisinegirer.Buetkinlikalanınıngerçeklikarayışıbakımındanfelsefe,güzellikveestetikaçıdanresimvemüzikgibisanatalanlarıileortakyanlarıbulunmaktadır.Aslındatümgüzelliklerinbirortakyanıvardırki,odagerçekliktir.İştematematikilegüzelsanatlarıbirleştirendebuolsagerek.Öteyandansafolarakelealınanmatematikbirbilimdalıolmanınyanısıra,başkabilim alanlarında uygulanmaya başlandığı anda bir yönteme dönüşür ve buuygulama hemen hemen tüm bilim alanlarını kapsadığından ve onların herbiri matematikten kendine has yöntemler beklediğinden, diyebiliriz ki,matematikevrenselbiryöntemdir.

Matematikvegüzelsanatlar

Page 60: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Matematiğin güzel sanatlarla ilişkisine birmiktar daha değinebiliriz. Eğermüzik sesler âlemine, resim ise renkler âlemine açılan birer pencere ise,matematik sayılar ve biçimler dünyasına açılan bir pencere gibidir. İlaveedelimki,ötekipencerelerdeaslındayinesayılarevrenineaçılanpencereileilişkilendirilebilir.Şöyleki,çağdaşanlayışagöreseslerverenklerdalgalardanbaşka bir şey değildir. Yalnızca ses belli bir ortamın dalgası, renkelektromanyetikdalgadır.Sesleriverenklerifarklıkılanşeyise,onlaradenkdüşendalgalarınfrekanslarıarasındakifarktırki,budasayılarlaölçülür.

Işığın parçacık teorisi (Newton) açısından yaklaşsak, yine sayılarlakarşılaşırız.Şöyleki,değişikrenkler,parçalarınenerjisi;onlarınparlaklığıiseparçacıkselininyoğunluğuilebelirlenir.Dolayısıylakarşımızayinesayılarlaifadeolunanözelliklerçıkar.

Sanırım tüm bu söylenenlerin doğal karşılanması gerek. Mesele şudur:Herhangibirobjeyefarklıaçılardanbaktığımızda,farklımanzaralarınşahidiolur ve buradan yola çıkarak obje hakkında farklı bilgilere, görüşlere sahipolabiliriz. Matematik için de aynı şeylerin geçerli olduğu söylenebilir.Dolayısıylamatematiğekendiiçdünyasındanbakarsak,o,birbilimdalı,dışdünyaileilişkisiaçısındanbiryöntem,estetikaçıdanbirsanatdalı,aksiyomaçısından bakarsak bir inanç sistemidir. Sanırım bu kadar yeter, ipin ucunufazlakaçırmakişimizinyararınadeğilzararınaolabilir.

İsmihanYusubov

15-Dinselvemetafizikdüşünüştematematiğinkullanılmasıilebilimselincelemevearaştırmalardakullanılmasıarasındanegibiyöntembilimselanlayışfarklarıbulunmaktadır?

Bu soruya kısa bir yanıt vermek gerekirse şöyle söyleyebilirim. Bilimde,özelliklededoğabilimlerindematematikbizebirpusulagibiyolgösterir,birfener gibi yolumuzu aydınlatır. Böylece işimizi kolaylaştırır ve bizleribilinmeyen yeni hedeflere ulaştırır. Din ve astroloji gibi metafizikdüşünüşlerde ise matematiği, önceden kafamıza taktığımız hedefe ulaşmakiçin bir “koltuk değneği” olarak kullanırız. Bu iki kullanım metodolojileriarsındanedoğrudan,nededolaylıbirbağıntıvardırbanagöre.

Matematikvedin

Şimdibudüşüncelerimizikısmendeolsaaçıklığakavuşturmayaveişigenelyargılar değil, somut örnekler üzerinden yürütmeye çalışalım. Önceliklevurgulamak isterdim ki, benim din konusundamatematiği veya diğer bilimdallarını kullanarak, aslında her aklı başında olan adam için hiçbir anlamtaşımayan“kanıtların-koltukdeğneklerinin”ortayaatılmasınakarşıtutumum

Page 61: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bir anlamdaolumsuzdur.Din, özellikle de İslam, belli ahkâmlara dayalı birdünyagörüşü, bir davranış tarzı vebir inanç sistemidir.Kuran’da defalarcavurgulandığı gibi, burada her şey apaçık Arapça, herkesin anlayacağı birşekilde ifade olunmuştur ve hiçbir kanıta, kesin yargılara da ihtiyaçduyulmamaktadır. Ortaya atılan herhangi bir kanıt ne olursa olsun, beyazgömleğevurulansiyahyamalıkniteliğitaşır.İlkeceonunötesinegeçemezvegeçicibirsüreiçininsanlarıoyalamaktanbaşkabirişeyaramaz.

ElbetteKuran’ınayrıayrısureleriveayetleriarasındavarolanveherkesingöremeyeceği bağıntıları bulmak, yorumlamak olanaklıdır. Bu tür yorumlarKuran’ın bellekte daha sağlamyerleşmesi ve bir sistemhaline gelmesi içinyardımcı olabilir. Örneğin Şeyhül Akber de denilen Mühyiddin Arabi’ninmeşhurFüsus-ülHikemeserindekiyorumlarböyledir.AmaörnekolarakFilSuresi’ndekiharflerinsayısınınfilingenindekikromozomsayısınaeşitolmasıolayı, hatta böyle bir eşitlik varsa bile, bizi bilmediğimiz hangi bilimselhedefegötürür anlayabilmişdeğiliz.Nedenideçokbasit:Çünküböyleaklauygun bir hedef yoktur. Akla uymayan hedef olarak, insanları hiç ilgisiolmayan bir şeyle oyaladığını ve bu arada söz konusu sayısal eşitliği ilerisürenlerin, inananların gözünde saygınlık kazanıp kârlı çıkacaklarınısöyleyebiliriz, yalnızca. Bir zamanlar televizyonlarda reklamı yapılanKuran’ınŞifresikitabınınçifterçifteralındığınatanıkolmuştum.İnanıyorumki,onualanadamınnefilden(biyolojikvarlıkolarak),neonungeninden,nedekromozomundanhaberivardı;olsazatenbuşekildedavranamazdı.

Dindematematiği(aslındasadecetoplamaişlemini)kullanmanınbirörneğide ebced hesabı ile bağlantılıdır; bir iki sözle bu konuya değinmek isterim.Aslındabubirşifre(gizliyazıyöntemi)gibialgılanabilirbence.Örnekolarakeskiden ajanlar birbiriyle bu yöntemle haberleşirken, genellikle aynı kitabıkullanarak, diyecekleri sözleri bu kitabın, sayfa, satır ve kelime numarasıolarak şifrelerlerdi. Şimdi, Kuran alfabesinin her harfine karşı bir sayıkonulmuşveayetteolanharflereuygunsayılarıtoplayarakbirşeysöylenmekisteniyor. Buna bir örnek vermek istiyorum: Bir internet sitesinde, KamerSuresi’ndeki “Vakit tamam oldu ve Ay yarıldı” (Diyanet Vakfı 2001çevirisinde,“KıyametyaklaştıveAyyarıldı”biçiminde)ayetindekiharflerinebcedhesabındauygunolansayıkarşılıklarınıkoyuptoplarsak1390buluruzdenmektedir.Miladivehicritarihleriarasındakifarkın579yılolduğunugözönündebulundurursak,butarihmiladi1969yılınadenkdüşerki,budaABDastronotlarının Ay’a ayak bastıkları yıldır, deniyor devamında da. Efendim,onlaroradanDünyamızatoprak(bunedemek?)getirmişler, tabiibununiçinayı eşmişler, yırtmışlar, yani yarmışlar. Bakın, işte ayetteki yarılma buyarılmaymışveayınyarılacağıneredeyse1400yılöncedengörülmüş!

Page 62: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Bu fikrin ne kadar uyduruk olduğu, bırak yürümek, hatta ayakta duracakdurumununolmadığıçokaçık.Genedemerakettimvehesapladım,sayılarıntoplamı1390değil,1360yapıyordu.Fakatönemliolanbudadeğil.Sorunşuki,miladitarihlehicritariharasındakifark,şemsivekameriyıllararasındaki11 gün farkından dolayı zamanla değişiyor.Başlangıçta bu fark 622 idiyse,her100senede3yılazalmasısonucuşuan579olmuş(2011miladi–1432hicri=579).Ama40seneönce,1969yılındabufark580idive1969’dan580çıkarınca, hiç de vatandaşın ulaşmak istediği 1390 sayısı bulunamıyor.Sanırım bu tek örnek bile, bu tür “işlemlerin” ne kadar saçma ve anlamsızolduğunugöstermektedir.

Yerigelmişken,yaygınbirsöylentiyegöre,Kuran’ıntam6666ayetiolduğuhesabını ele alalım. Bunun niye yaygın olduğu konusuna girmekistemiyorum; ama şunu belirtmek isterim ki, ben tembellik etmeyip,Kuransurelerindeki ayetlerin sayılarını (ki, bunlar net ve sabittir) topladım ve butoplamın 6235 olduğunu gördüm. Şimdi diyorlar ki, efendim, bazı uzunayetleri 2 - 3 ayet sayarsak tam 6666’yı buluruz. Ben de diyorum ki, öylebölebilirimki,ayettoplamıtamda7777olurvebubanagöreakla6666’dandaha yakındır, Türk halklarının ortak destan kahramanı olan Köroğlu’nundelilerinin sayısıdır bu. Bana göre bu tür hesap kitaplar tam da patlıcanıniçerisinde veya fındığın üzerinde Allah kelimesinin görüldüğü türdenanlamsız, bir işeyaramayanvematematikdenilen şeylede toplamadışındahiçbirilişkisi,hiçbirbağlantısıbulunmayansavlardır.

Matematikveastroloji

Astrolojisorununagelirsek,banagöreşuandaastrolojidenilenşeyyalnızcaastronominin-gökbilimlerinin- ilerlemesiaçısındantarihibirönemesahiptir.Öncelikle ünlü Fransız matematikçisi H. Poincaré’in bir deyişiyle, insanıinsanyapansabityıldızlardanbizeyetişenveevrendekidengeveharmonidenhaber veren o “ince ışınlar”, nerdeyse paha biçilmez nitelikteler. İnsandünyadasüreklikaosvedengesizlikdurumunda,doğaafetlerindensığınmayagüvenlibiryeraradığızamanlarda,hiçkuşkusuzbugüvenigöklerde,oradakisabit Kutup Yıldızında aradı. Yeri değişse de biçimi değişmeyen, kepçeyebenzeyenBüyükAyı,kelebeğebenzeyenOriongibiyıldızburçlarındabulduve onları farklı kılmak için özel adlar taktı. Dünya için önemli olan asılgökcisimleriisehiçkuşkusuzGüneşileAyçiftidirvebunlarherzamanbizimiçinçokönemliolandoğalzamanölçeklerirolünüüstenmişlerdir.

Dünya’nınGüneşçevresindebiryılaeşit365,25kezkendieksenietrafındadönme süresince, görünürde Güneş de Dünya etrafında bir tam döngüsünütamamlamışolur.Güneşgörünürhareketisüresince,12taneyıldızkümesinin

Page 63: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

(burcunun) her birinin yakınından yaklaşık bir ay tutan sürede geçer. İştebunlara Zodiak (Yunanca “hayvansal”) burçları denilir. Nedeni, adlarıiçerisinde Boğa, Yengeç, Aslan, Akrep, Oğlak, Balık gibi hayvan adlarınınçoğunluktaolmasındankaynaklanıyorherhalde.Tabiiyıldızburçlarınınsayısıdaha çoktur (1922’de 88 burç kesinleştirilmiş) ve bunların 47’si binyıllarboyunca insanlığın bildikleridir. Bu burçların her biri, insanların ilgisiniçekmek amacıyla bellimitlerle ilişkilendirilmiştir. Örnek olarakOrion EskiYunanlılarda deniz ilahı Poseidon’un (Roma Mitolojisi’ndeki adıylaNeptun’un) oğlu olmuş, akrep onu sokarak öldürmüş, babası da oğlunugökyüzüneyüceltmiş.

Bu mitlerin insanları yıldızları merak etmesi için etkilemesi açısındanolumlubiryanıvardırelbette.Fakatbuilgi,bumerak,fazlailerigiderek,buburçların yeryüzündeki insanları etkileyebilme özelliklerine de sahipolabilecekleriinancınavardığında,artıkastrolojidenilenşeydevreyegiriyor.Astroloji hakkındayaygınolan şöyle bir deyişi hatırlatmakta yarar var diyedüşünüyorum:“Astrolojiastronomininfahişekızıdır.”Sanırımçokyerindeveastrolojiyitamkarakterizeedenbirdeyim.Sorunşuki,çoğuzamanastronomiile uğraşan bilim insanları geçimlerini ancak astroloji ile sağlamışlar.Hattayıldızları gözlemlemek için yapılması gereken gözlemevleri için paralısponsorlara da ancak astroloji sayesinde ulaşabilmişlerdi.Astronomide yenideviraçanKeplerbilebukonulardadiğerbilginlerdengerikalmamıştır.Yaniastrolojiyi doğuran astronomi (anne), onu besleyen ise astroloji (kız)olmuştur.Tümyıldızfallarıvebenzeridüşünüşler,buçokeskiyoldayürüyeninsanlarıngeçimkapısınıoluşturmuşlarveoluşturmayadevamediyor.Tabiisorunun bir yanı da insanların, onları sürekli olarak ezen, yıpratansorumluluklardankaçmavekolaycaköşeyidönmeistekleriilebağıntılıdırhiçkuşkusuz.

Son olarak bir örnek daha vermek istiyorum, genel bir durumdeğerlendirmesi için malzeme olsun diye. Yine sitelerin birinde “Ebced ileyıldızname nasıl yapılır” başlığı altında, bir kimsenin kendi burcunubelirlemesi için şöyle bir reçete verilmiştir: “Anne adı ile kendi adındakiharflere uygun ebced sayıları toplanıp 12’ye bölünür ve kalana göre (ki,bunlarınsayısıda12olur)adamınburcubelirlenmişolur.”Buyrun,bununneanlamageldiğini,hangiönemlibilgileriçereceğinianlamayaçalışın.Sanırımbaşarısız olursunuz çabalarınızda. Çünkü burada doğal sayıların 12’yebölündüğünde,kalansayılarınıntam12olacağınındışındabaşkabirbilgiyokzaten.Ötekiakılalmazişlemlerindebununötesindebirdeğerininolmayacağıkanısındayım.

İsmihanYusubov

Page 64: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

14.ve15.sorularınyanıtlarınınkaynakları-Akademisyenİ.M.Gelfandilesöyleşi,Kvant1,Moskova,1989(Rusça).

-Bayraktar,M.,BilimTarihi,Bemkoza,Ankara,1996.

-Courant,R.,H.Robbins,MatematikNedir,Prosveşeniye,Moskova,1967(Rusça).

-Einstein,A.,Eserleri,4.Cilt,Nauka,Moskova,1966(Rusça).

-Einstein,A.,InfeldL.,FiziğinEvrimi,Mir,Moskova,1966(Rusça).

-Feynman,R.,FizikÜzerineFeinmanKonuşmaları,3.Cilt,Mir,Moskova,1966(Rusça).

-Feynman,R.,FizikYasalarıÜzerine,Mir,Moskova,1970(Rusça).

-Kolmogorov,A.N.,Matematik-bilimveBranş,Nauka,Moskova,1988(Rusça).

-Linder,G.,ÇağdaşFiziğinGörüntüleri,Mir,Moskova,1977(Rusça).

-Poincaré,H.,BilimHakkında,Nauka,Moskova,1986(Rusça).

-Russell,B.,SorgulayanDenemeler,TÜBİTAKYayınları,1995.

-Schrödinger,E.,YaşamNedir?,Atom,Moskova,1972(Rusça).

-Tolstoy,L.,MuhammedPeygamberinKuran’daGeçmeyenSözleri,Nauka,Moskova,1989(Rusça).

16-Gerçekliğinistatistiklerledoğru(bilimsel)yansıtılmasıilegeneistatistiklerleçarpıkyansıtılmasıolasılıklarısomutörneklerverilereknasılaçıklanabilir?

İstatistik gerçekdünyanınproblemleri ile ilgilenen analitik düşünürler içinson derece kullanışlı bir araçtır. Ancak kolaylıkla yönlendirilebilir ve zoranlaşılır olduğundan, özellikle uzman olmayan kişilerce uygulandığında veyorumlandığında yanlı ve yanlış sonuçlara yol açabilir. İstatistiğin yanlışkullanımıyla ilgili zaman zaman karşımıza çıkan, farkında olmadığımızörnekler:

1)Yüzde97yağsız!(İng.97%fatfree)

Bir süt ürününün etiketinde yazan “%97 yağsız” ifadesi, istatistiklegerçekliğin çarpıtılmasına tipik bir örnek olarak verilebilir. Bu ifadeden,ürünenormaldurumdaeklenenyağınyüzde97’sininçıkartıldığınıdüşünmekkolaydır.Gerçekteyapılanbudeğildir.Doğrusuüründekullanılansütünyağoranının yüzde 3 olduğudur.Yani yüzde 97 yağsız demek, aslında yüzde 3yağlı demektir. Böyle bir ifade satışta çok yararlı olmayacağı için, üreticiyüzde97yağsızifadesinitercihetmiştir.

2)Bazıinsanlaryüzdehesaplamaları(olasılıkhesabı)yanlışyöndeyapmakkonusunda daha beceriklidirler. Bazen yanlış alınan yüzdeler çok etkileyiciolabilir.

Varsayalım biri alkoliklerin büyük bir oranının, diyelim ki yüzde 60’ının,çocukkenannebabasınınayrılmışolduğunuaçıklamışolsun.Muhtemelenbusavı öne süren de, duyan da çocukluğunda anne babası ayrılmış kişilerin,

Page 65: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

hayatlarında meydana gelen değişikliklerle, alkolik olmaya daha eğilimliolduklarınıdüşünür.Oysabudurumdayüzdelerinyanlışyöndehesaplanmışolabileceğindenşüpheetmekgerekir.Tablo1hipotetik1000kişilikbirörnekiçinsatırlarıtemelalanyatayyöndeyüzdehesaplarınıiçermektedir.

-

Yüzdelerin hangi yönde hesaplanacağı yapılan istatistiğin doğruluğunuetkileyen en önemli faktördür. Yüzdeleri hesaplarken yüzde 100’ü hangidoğrultuda elde etmemiz gerektiğini belirleyen şey “neden”, yani etkileyendeğişkendir. Bu örnekte alkoliklik geriye dönük olarak çocukluktaki anne-baba ayrılığını etkilemez. Tersine, anne-baba ayrılığı ileriki yaşlardaalkoliklik durumunu etkileyebilir. O halde yüzde 100 etkileyen değişkenyönündehesaplanmalıdır.DüşeyyöndeyapılanyüzdehesabıylaTablo2eldeedilir.

-

Sontabloyabaktığımızdaanne-babasıayrıolanlararasındaalkolikolanlarınoranının yüzde 20 ve anne-babası ayrı olmayanların arasında da alkolikolanlarınoranınınyineyüzde20olduğunugörüyoruz.Dolayısıylaelimizdekiverilerleçocukluktaanne-babaayrılığınınilerikiyaşlardaalkolizmesebebiyetverdiğisavıönesürülemez.

3) Reklamlarda kullanılan grafikler de bize her zaman doğru bilgivermeyebilir. Aşağıdaki grafikler aynı verilerden elde edilen gerçek veyönlendirilmişuygulamayaörnekolarakverilebilir.

Bir gazete haberine göre bazı televizyon kanallarının izlenme paylarısırasıylayüzde18,9,18,1,13,1ve12,4’tür.Aynıhaberdeizlenmepaylarıylailgiliolarakaşağıdakigrafik(Grafik1)verilmektedir.

-

Grafik1incelendiğindeKanalU’nunizlenmepayınınyüksekolduğugerçekolmasına rağmen oldukça abartılmıştır. Bu hile ortaya çıkmasın diye düşeyeksendeölçeklemeyazılmamıştır.Çizimdekiçubuklarınboylarınıölçersek,Uile V’nin izlenme payları arasındaki fark aslında yüzde 4’ten azken Grafik1’de yüzde 20’den büyük gibi çizildiğini görürüz. Aynı şekilde U ve Zkanalları için de bu fark abartılmıştır. Burada gerçek oran çarpıtılarak birkanalın öbürlerine göre ezici bir üstünlük taşıdığı izlenimi uyandırılmayaçalışılmıştır.

Haberde verilen değerlerle çizim tekrarlandığında Grafik 2 eldeedilmektedir.

Page 66: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

-

Elde edilen yeni grafik incelendiğindeGrafik 1’in özensiz ya damaksatlıolarakbilgiyiçarpıtmaküzeredüzenlendiğianlaşılmaktadır.

Bu örneklerden çıkartılacak iki ders vardır: Birincisi, iyi istatistikyapabilmenin ön şartı ilgili tüm verileri elde etmek ve anlamaktır. İkincisi,herhangi bir istatistiksel rapor okurken tamamlanmamış ölçüm vetanımlanmamışterimlerekarşıdikkatliolunmalıdır

Her bilim gibi istatistik de bilerek ya da bilmeyerek kötüye kullanılabilir.Veriyi başkalarını yanıltmak amacıyla kullanmak bağışlanamaz bir kusurludavranışbiçimidir.Hiçbirzamanböylebiryolabaşvurulmamalıdır.Neyazıkkibugörüştümdünyadabirdilekolmaktanöteyegidememektedir.

İlkdefakimtarafındansöylendiğibilinmeyenbirsloganhalinegelmişolanaşağıdaki ifade istatistikle gerçekliğin çarpıtılmasını çok güzelözetlemektedir.

“Verilerinize yeterince işkence ederseniz, eninde sonunda duymakisteyeceğinizsonucusöyleyecektir.”

MüjganTez

16.sorununyanıtınınkaynakları-Kemp,Steven,M.,BusinessStatisticsDemystified,Blacklick;OH.,USA:McGrawHillProfessionalPublishing,2004.

-Şenesen,Ümit,İstatistik:SayılarınArkasınıAnlamak,LiteratürYayınları,2004.

Page 67: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

3.Bölüm-ÇAĞDAŞBİLİMLERİNDOĞUŞUNUNTARİHÇESİ(*)

17-Çağdaşbilimgeleneğinindoğuşununvegelişmesininevrelerinasılözetlenebilir?

İnsanların yaşadıkları çevredendoğanın işleyişine ilişkin bilgi toplamaları,insanlık tarihi kadar eskidir. Bugün “Bilim” olarak adlandırdığımız bilgiedinme sürecinin yöntemiyse ancak 300-400 yıl öncesinde belirginleşmeyebaşlamıştır.

Büyükustalardönemi

Bilimsel yöntemlerle yürütülen doğa biliminde, zaman içinde ayrışma vebirleşmelergözlenmiştir.XVI.yüzyılakadarsüregelen“herşeyibilenbüyükusta”lar ya da “evrensel doktor”lar, tarihsel misyonlarını tamamlayarakyerlerini,anaaraştırmaalanlarınaayrışandoğabilimindeastronom,biyolog,fizikçi,kimyacıvb.gibiuzmanlarabırakmışlardır.

Uzmanlaşmadönemi

Hızla artan bilgi birikimi, ana araştırma alanlarının da ayrışarak yataydallanmaların oluşumuna yol açmıştır. Örneğin fizik alanından, mekanik,optik,akustik,elektrikgibibilimdallarıtüremiştir.Anaaraştırmaalanları,biryandan da düşey dallanma diyebileceğimiz, alt birimlere ardışık ayrışmalargösterirler. Örneğin, kimya - fizikokimya - elektrokimya - elektrokimyasalkinetiksırası,giderekdaralanuzmanlaşmalarıgösterebilir.

Doğabilimindebuayrışmalaryanında,anavealtaraştırmaalanlarıarasındabazıbirleşmelereyadaaraköprülerederastlanır.Örneğin;kimya+biyoloji=biyokimya ve astronomi + fizik = astrofizik, ana bilimlerin kaynaşmasıylaortaya çıkan disiplinlerdir. Jeolojinin altdalı mineraloji ile fiziğin altdalıoptiğin birleşmesi, kristalografinin; biyokimya ile biyofiziğin ortaklaşması,mikrobiyolojinin doğmasına neden olmuştur. Günümüzde; meteoroloji,genetikaraştırmaları,kozmogoni(evrendoğum)gibialanlarise,çokdisiplinliuzmanlıklarıneşgüdümlüçalışmalarıylayürütülmektedir.

Dokusu bu denli karmaşıklaşan doğa bilimi, kazanımlarını hızladeğerlendiren tıp, tarım, mühendislik alanları gibi uygulamalı bilimlerle deyakınetkileşimiçindedir.

OsmanGürel

Page 68: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

18-Çağdaşbilimlerintohumlarıöncenerelerde,nezamanatıldı?

İslam-Doğu uygarlığının yaklaşık beş yüzyıl süren önder konumununtükenerek,birbilimseldevrimeyolaçmayışınındüşünselnedenleri;eğitimindüzensizliği,dinvefelsefeçatışmaları,gelenekeksikliği,araştırmayailgininzayıflamasıgibibirkaçanakategoridedeğerlendirilebilir.

Doğabilimleriaraştırmalarındaönderliğinİslam-Doğu’danAvrupa’yageçişi

Buuygarlıktadoğaaraştırıcılarınınyetiştirilmesi,kurumsal,örgüneğitimleyapılmamıştır. Bilim adamları, uğraşı alanlarında, daha çok kişisel ilgi veçabalarıyla bilgi edinmişlerdir. Ünlü bilginlerin çalıştıkları hastane,gözlemevi, kütüphane gibi yerlerdeki eğitim tümüyle usta-çırak ilişkisiçerçevesinde yürütülmekteydi. İletişim olanaklarının kısıtlı oluşu, bumerkezlerarasındacanlıveetkinbilgialışverişineengelolduğu için,büyükUstalarınkatkılarıgenellikleyakınçevreleriiçindekalıyordu.

Uygarlığın sönükleşmeye yüz tuttuğu dönemlerde kurulan medreselerineğitimprogramları,ağırlıklı[olarak]dinbilimkonularıylabirazdilveyazınbilgisinden oluşuyordu. Doğa bilimleri ve matematiğe ise hiç yerverilmiyordu.

İslamdevletindetoplumsalkültürveeğitimingelenekyapısınakavuşmamışolması, sürekli ve sistemli araştırmalar için gerekli tabandan yoksun kalanortamda bilgilerin rasgele yöntem ve yordamlarla devşirilmesine nedenolmuştur.

Doğa bilimlerine ilginin azalmasının bir başka nedeni de, araştırma işinintoplumdaki saygınlığının giderek düşmesidir. Buna yol açan etken ise,zamanla toplumsal değer yargıları içinde yararcılık özelliğinin yükselmesiolmuştur.“DeğerliveÖnemliOlan”ile,“YararlıveMaddiKazançGetiren”özdeş olunca, ancak uzun sürede ve dolaylı ürünler verecek kuramsalaraştırma uğraşı göz ardı edilmiş, doğa bilimcilerin korunması ve kollanmadönemigeçinceyaptıklarıişdeöneminibüyükölçüdeyitirmiştir.

Özgür düşünce ve felsefel tartışmanın bulunmadığı tutucu toplumlarda,dayatılankalıpdüşüncesisteminisorgulayangörüşlergibi,doğabilimleridegelişemez. İslam devletinde de, daha X. yy.’da her türlü akılcı düşünceyekarşı din adamları çevresinden başlayıp giderek yayılan tepki ve kuşku,medrese yönetimlerine metafizik düşünce yandaşlarının egemen olmasıyladoruğaçıkmıştır.

Eş’aridoktrininin32enönemlitemsilcisiolup,Platonfelsefesiniİslamdini

Page 69: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

ile kaynaştırarak İslam skolastiğini kuran Ebu Hamit Gazzali (1059-1111),FelsefeninYıkımıadlıünlüyapıtında,özgürveçizgidışıdüşünürleri sapkınilan ederek şiddetle suçlamaktadır. Doğa araştırmalarıyla ilgili olarak,“Böylesiçalışmalar,evreninkökenineveYaradan’ailişkininançkaybınayolaçar”yargısındadır.32)Eş’aridoktriniiçinbkz.HasanAydıntarafındanyanıtlanan43.Sorunun3.dipnotu,s.177.(e.n)

Bu nedenler ve koşullar, XIII. yy’dan sonra doğa bilimi araştırmalarınınönderliğinin, İslam-Doğu toplumlarından Avrupa’ya geçmesine nedenolmuştur.

KatedralOkullarıveörgüneğitim

İslam-Doğuuygarlığınınsontemsilcileri,EndülüsEmevidevletininKurtuba(Cordova) ve Tuleytula (Toledo) kentlerindeki medrese, kütüphane vehastanelerinde çalışmışlardı. Bu merkezlerdeki bilgi birikimleri, Latinceçeviriler aracılığıyla Batı düşüncesine girmiştir. Örneğin, sonraları II.SylvesteradıylapapalığayükselecekolanAurillaclıGerbert(946-1003),dinokullarında öğretmenlik yaptığı zamanlarda, Latince çevirisini elde ettiğibirkaç Arap kitabından, abaküs ve usturlap kullanmayı öğrenmiştir.Bunlardan ve başka kaynaklardan yararlanarak gökleri temsil eden bir küreyapmışvetakımyıldızlarındevinimleriniaçıklayanbirdemodelgeliştirmiştir.Çeviri kitaplardan edindiği bilgilerle yaptığı çalışmalar yüzünden, papaseçildikten sonra bile hakkındaki büyücü olduğuna ilişkin söylentilerkesilmemiştir.

Batı’nın önde gelen eğitim merkezleri, XI. yy.’dan sonra gelişen ve enönemlileriReims,Cologne,Utrecht,Auxerre veRouen’debulunankatedralokullarıdır. Özellikle Gerbert’in öğrencileri ve izleyicileri, bu okullarınprogramlarınadoğabilimiderslerinindeyerleştirilmesiiçinçokçabaveemekharcamışlardır.Katedral okullarında geleneksel olarak yedi liberal sanat adıverilen ve iki ana grupta toplanan bir ders programı okutulurdu.Bunlardanbirincisi olan Trivium, Dilbilgisi (Gramer), Sözbilim (Retorik) ve Mantık(Lojik) üçlüsünden oluşuyordu. İkinci ana grup Quadrivium ise, Müzik,Aritmetik, Geometri ve Astronomiden meydana geliyordu. Kutsal kitabıdoğru anlayabilmek için bilinmesi gerekli sayılan aritmetik öğretiminde,sürekli, süreksiz, doğrusal, düzlemsel, dairesel, küresel sayılar tanımlanıyor,beş tür oran hakkında bilgiler veriliyordu. Geometriyi sayısal büyüklükler,düzlem biçimler, katı biçimler ve akılsal büyüklükler olarak anlaşılmaz birnedenle dörde bölüyorlardı. Nokta, doğru, daire, küp, koni ve dörtgentanımları da verilince geometri tamamlanıyordu. Müzik kısa tanımlardanoluşmuştuama,enuzunbölümolanastronomide,AristotelesvePtolemaios

Page 70: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

geleneğineuygunolarakGüneş,Ay,gezegenler,yıldızlarvekuyrukluyıldızlarhakkında bilgiler verilirdi. Katedral okulları sonraları üniversiteleredönüşmüştür.

Üniversiteler

Avrupa’da eğitim, VIII. yy.’da başlayan ve kurumlarda yürütülen birsüreklilik niteliği gösterir. Nitekim, Charlemagne’ın 787 yılında tümkiliselerleonlarabağlıkuruluşlarınbirokulaçmalarınısağlayangirişimi,busürekliliğinbaşlangıcısayılabilir.Laikeğitimeyönelikolanbuokullar,dahasonra kurulacak üniversitelerin çekirdeği olmuşlardır. Böylece, Doğu’dahenüz canlılığını sürdüren eğitim ürünleri, bir ölçüde de olsa Batı’yaaktarılabilmiştir.

Bilime meraklı hükümdarların, bilginleri korumaları altına alıp onlaraçalışma olanağı sağlamaları da bilgi birikiminin yükselmesine yol açanetkenlerdendir.KutsalRomaGermenİmparatoruII.Frederik(1194-1250),buegemenlerin tipik bir örneğidir. Felsefe, tıp, astronomi, matematik, şiir,politika gibi farklı alanlarla ilgilenen imparator, renkli bir kişilik sahibiydi.Papalıkla [ilgili] sürekli çatışmalarının yanı sıra, bilgin ve çevirmenleriçevresine toplayarak, İslam-Doğu uygarlığının ve Antik çağın önemliyapıtlarını Latinceye kazandırmıştır.Girişimleri arasında, Padua’da 1222’deveNapoli’de1224’tebirerüniversitekurulmasıdabulunmaktadır.

Üniversite sözcüğü, Salerno tıp ve Bologna hukuk merkezlerinde okuyanöğrencilerinhemhaklarınıkorumakhemdeöğretimüyesitutabilmekiçinXI.yy.’da kurdukları “Üniversitas” adlı loncadan kaynaklanır. 1160’ta Pariskentindeki öğretim üyeleri, kendi yönetimlerinde çalışmak üzeredüzenledikleriokulabuadıvermişlerdir.

Çeviriler

EndülüsEmevidevletininçöküşüyleAraplarınİspanya’dançekilişlerininilkbasamağı, 1085 tarihinde Toledo kentinin Kastil Kralı tarafından elegeçirilişidir. Araplar, 1091 tarihinde Sicilya’dan da çıkarılınca tümAvrupa,Hıristiyandevletlerinegemenliğinegirmişoldu.

Ele geçirdiği bölgelerdeki eğitimmerkezlerinde bulunanArapça kitaplarınLatinceyeçevrilmesiniisteyenKastilKralıIV.Alphons,buamaçlaToledo’dabir çeviri okulu kurmuşve başına ünlü bilginCremonalıGerard’ı (?-1187),getirmiştir. Tıp, bilim, teknik, felsefe gibi alanlardaki kitapları çevirenlerarasında, Bathlı Adelard, Chesterli Robert, Tivolili Plato bu merkezdebulunmaktaydılar. Cremonalı Gerard’ın ve öbür çevirmenlerin Latinceyekazandırdığı yapıtlar arasında, Galenos’tan Tıp Sanatı, Ptolemaios’tan

Page 71: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Almagest, Eukleides’ten Öğeler, Aristoteles’ten Meteorologia, Razi’denŞaplar ve Tuzlar, İbn-i Sina’danKanon, el Harezmi’denAlgebra örnekleriverilebilir.YalnızcaGerard’ınçevirileri70kitaptanfazladır.

Manastırlar

En eski bilgi merkezlerinden olan manastırlar, bağlı oldukları tarikatlarındinsel ideolojilerini sıkı bir disiplinle uygulayan keşişlerin toplandıklarıyerlerdi. Birincil görevleri, dua, oruç, çile doldurma gibi ruhsal arınma vekendileriyle çevrelerini sapkınlıklardan koruma olan bu dışa kapalıtopluluklarda, zaten çok az kullanılan doğa bilgileri de metafizikyaklaşımlarla kaplanmıştı.Örneğin,manastır hekimliği tümüylemucizelere,inanç temeline dayanıyordu. Hastalıkların nedenleri doğaüstü güçlerebağlanıyor; sağaltım için de peygamberler ve azizlerin kutsal sayılankalıntılarından medet umuluyordu. Bu ilkel yaklaşımın bir örneği olarak,XIII.yy.’datoplananbirdinulularımeclisi,Hıristiyandinininkanısevmediğigerekçesiylerahiplerecerrahlığıyasaklamıştı.

Üniversitelerin doğuşuyla birlikte, XIII. yy.’da ortaya çıkan iki dinseltarikat,bilimebakışlarındaki farklıyaklaşımlarınakarşınçağlarındaoldukçaetkinolmuşlardır.AssisiliAzizFrancesco’nun1209’dakurduğu“Fransisken”tarikatının öğretisi, din bilgilerini halka yalın bir dille anlatmaktı. İnancısavunabilmekiçinbilgisahibiolmakyani,başkabirdeyişleiyibireğitimdengeçmek gerekiyordu. Bu gerekçe, Fransisken manastırlarında doğa bilimiderslerininöğretimprogramlarınagirmesinisağlamıştır.Ayrıca, tarikatüyesibirçokbilgindeBologna,Paris,Oxfordvb.üniversitelerdeçalışmıştır.

1215’te, vaazcı İspanyol rahibi Aziz Domenicus tarafından kurulan“Dominiken”tarikatı ise,çoksıkıkurallar içindeveyoksulbiryaşamladiniyayarak sapkınlığı yok etme amacındaydı. Dominikenler de bilgi gücüylesilahlanma ve bunun için eğitim kurumlarında yuvalanma gereğiniduymuşlardır. Ancak, tarikatın kuralcı ve bağnazlığa yatkın yapısı giderekbilimsellikten uzaklaşıp tam tersine özgür düşünce düşmanı “Engizisyon”örgütünüoluşturacakkadarkatılaşmalarınanedenolmuştur.

Rönesans dönemine kadar etkili olmuş (Albertus Magnus, St. ThomasAquinas,RogerBacongibi)bilginvedüşünürlerinönemlibirkesimi,buikitarikatabağlıkişilerdir.

OsmanGürel

19-Çağdaşbilimintemellerininatıldığı“BilimselDevrim”hangiaşamalardangeçirilerekgerçekleştirildi?

Rönesans ilebaşlayıpXVII.yüzyılınsonunakadarsürenyaklaşık250-300

Page 72: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yıllık tarih dilimi, gerek siyasal gerek ekonomik gerekse bilimseldönüşümlerin yoğun ve belirgin yaşandığı bir dönemdir. Bu süreçte doğabilimleri açısından en önemli dönüşüm, ilkçağ uygarlıklarında başlayıp tümdönemlerde etkisini sürdüren ve düşünürlerin yüzyıllar boyunca birbirlerinebir miras gibi aktardıkları, “nitel”, “tekdüze”, “sınırlı” ve “dinsel” dünyagörüşlerininbiryanabırakılıpbunlarınyerine,“nicel”,“atomik”,“çokgeniş”ve“laik”dünyagörüşlerininbenimsenmesiolmuştur.

Bilgi ediniminde geleneksel yaklaşımların ortak özelliklerinden biri;maddenin yapı ve davranışları incelenirken, çeşitli özelliklerinin sayısaldeğerlerinin genellikle belirlenmemiş ya da ölçümleştirilmemiş olmasıdır.Dolayısıyla, bir yandan araştırma alanını birincil önemde ilgilendirennitelikler, öbürleri içinden seçilerek ayrılamadığından doğa yasalarınınoluşturulmasında karışıklıklar ortaya çıkmış, bir yandan da araştırmalardatoplanandeneyselverilerematematikyöntemlerininuygulanmasıoldukçadarvekısıtlıçerçeveleriçindekalmıştır.

Bilimsel araştırmaların, dinsel kurumların izin, denetim ve baskısındanbağımsızolarakyürütülebilmesi,ancaklaikdünyagörüşününyayınlaşmasıylagerçekleşebilmiştir. Bilimsel Devrim süreci içinde bilginin değişmezlikniteliğiniyitirmesi,öncedenbilinenlerinyenidendenetlenerekdüzeltilmesineyol açtığı gibi, insanoğlunun doğayla uzlaşma yerine, olguların yasalarınıkurarak doğayı denetim altına alma aşamasına gelmesini de sağlamıştır.Teknikvemaddigereksinimlerdebueğilimidesteklemiştir.Yeni toplumsalsınıfların gelişerek iktidar seçeneği olma savaşımları, feodalitenin gerekekonomik ve politik açıdan gerekse değer yargıları bakımından giderekzayıflamasına yolaçmıştır. Tarihleri kesin olmamakla birlikte, bu süreç bellibaşlı üç dönemde ele alınabilir: “Rönesans” aşaması (1440-1550), “DinSavaşları”aşaması(1550-1650),“Restorasyon”aşaması(1650-1700).

Rönesansaşaması

XIII.yy.’dansonraAvrupa’nınentelektüeldüzeyindeduraklamavegerilemeön plana çıkmıştı. Kararlı toplumsal yapı ve kökleşmiş yaşam biçiminindağılmasındaki önemli etkenlerden biri, Roma imparatorluğunun çöküşüylebirlikte ulaşım kurumunun -yollar, hanlar, menzil karakolları- ve iletişimsisteminin bozulmuş olmasıdır. Dağılan imparatorlukta küçük, bölgeselegemenlik birimlerinin oluşması sonucunda, Alp Dağlarının kuzeyindekianakara Avrupa’sında toplumsal yaşam, şatolarına kapanmış soylularlabunlarınegemenliğindeköylerdeyaşayanhalktanmeydanageliyordu.Kilisebile, kendisine ait topraklar ve bu toprakları işleyen çiftçiler üzerindemülkiyethakkınasahipti.

Page 73: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Böyleiriliufaklıderebeyliklerde,yaygıntarımsalüretimuğraşısınındışında,günlük yaşam için en zorunlu gereçleri sağlamak üzere demircilik,marangozluk,çömlekçilik,dokumacılıkgibizanaatlardabulunmaktaydı.Butür beceriler, örgün ve yöntemli eğitimle değil, usta-çırak sistemiylekazandırıldığıveyeniliklerancaksınamayanılmadeneyimleriyle sağlandığıiçingenişkitlelerdeokumayazmaoranısonderecedüşüktü.Feodaltoplumlararasındaki ilişkiler, yıldabir ikikezdüzenlenenpanayırlarve ara sıra çıkansavaşlarlakısıtlıydı.

Öte yandan, Kuzey İtalya’da henüz savaşlarla yıpratılmamış koloniler,zenginkentlerdeyaşıyorlardı.Özellikle,ticaretsayesindegelirleriçokartmışsoylular ve orta sınıf, çeşitli olanaklar içeren canlı bir toplumsal yaşamasahiptiler.

Skolastikdüşüncenindoruğunaçıktıktansonrahızlatükenmesiyle,bugeçişdöneminde ortaya çıkan çeşitli düşün akımları karışımı, arayış içindekitoplumlarda “Rönesans” (=yeniden doğuş) adı verilen tufanın doğmasınısağlamıştır. Rönesans aşamasında bilimsel çalışmaların en parlakları,Copernicus’un astronomide, Leonardo da Vinci’nin mühendislik veanatomideki buluşları olmuştur. İlkçağdan devir alınan bazı dünyagörüşlerinin hızla değiştiği bu ortamda, bilginlerle zanaatçılar arasındakikaynaşmanındailkadımlarıatılmıştır.

LeonardodaVinci

Rönesans döneminin, ünü günümüze kadar süregelen evrensel zekâsıLeonardo da Vinci, bilimlerin ve sanatların hemen hemen her alanındaçağının ötesine ulaşan düşünce, buluş ve yapıtlarıyla tanınmaktadır.15.IV.1452’deFloransayakınlarındakiVinci’dedoğanLeonardo’nunressamolarak ünlenmesi, müzik ve felsefedeki katkılarını gölgelemekle kalmamış,doğabilimiveuygulamalarındakibuluşlarınındaneredeyseunutulmasınayolaçmıştır. Sanat dallarındaki olağanüstü yeteneği yanında, fizik, biyoloji,jeoloji, anatomi, mimarlık, mühendislik gibi alanlardaki buluşları, çağındadevrimyapacakniteliktedir.

Ölü insan ve hayvanlar üzerinde yaptığı otopsi incelemeleriyle, bedendekiçeşitli organların, kas, damar, sinir ve kemiklerin dağılımlarıylabüyüklüklerinisaptamış,bunlarınçokdikkatliçizimleriyleanatomiyebüyükkatkılarda bulunmuştur. Anatomi çizimlerinin sayısı 750’den çoktur. Kanınişlevi ve damarlardaki hareketi üzerine görüşleri, bir yüzyıl sonra kandolaşımını bulacak olanWilliamHarvey’in öncülüğünü yaptığı düşüncesiniçağrıştırabilir. Dünyanın, öbür gezegenler gibi bir gökcismi olduğunu önesürmesi, yalnızca alışılmamış bir görüş olmakla kalmayıp, döneme egemen

Page 74: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

olanAristoteles düşüncesine karşı olduğu gibi kilisenin resmi öğretisine deaykırıydı.

Fizikte-özelliklemekanikte-öngördükleri,sonralarıGalileoGalileiveIsaacNewton’unöne sürdükleri görüşlere çokyakındır. “Düşenbir cismin, aldığıuzaklıkla orantılı olarak hızlandığını” söyleyen Leonardo da Vinci’nin,Aristotelesdüşüncesinetamkarşıbirgörüşle“Kuvvetinyalnızhareketideğil,ivmeyidemeydanagetirdiğini”belirtmesi,sonradanhareketinbirinciyasasıolarakortayakonacakkuralınilksözelanlatımısayılabilir.Mekanikbilimininuygulamalarındaki buluşları, birer mühendislik harikasıdır. Çeşitli uçak,helikopter,paraşüt,yandançarklı sandal,uzaklıkölçer,matbaa,dişli aktarımsistemi, volan, dokuma ve iplik eğirme tezgâhları, su kanalı kilitleri, delgimatkapları,İstanbulBoğazKöprüsütasarımlarıyanında,buharlaçalışantop,tank, mancınık vb. savaş araçları çizimleri günümüzde bile ilginçliğinikorumaktadır. Hidrostatik ve hidrodinamikte Arkhimedes’in unutulanbuluşlarını ortaya çıkararak, bunları su kanallarının düzenlenişineuygulamıştır.Gemilerinverüzgârınhızınıölçenbiraygıtyapmıştır.

Dağlarda rastlanan fosillerin kimi deniz hayvanlarına ait olduğunusaptadıktan sonra, yer kabuğunun hareketlerini, bir zamanlar deniz altındabulunan kimi kara parçalarının zamanla su üstüne yükselmeleriyleaçıklamıştır. Leonardo, akarsuların yataklarındaki tuzları çözerek denizetaşıdıklarıiçindenizlerintuzluolduğunuönesürmüştür.Tufansöylencesinin,fosillerin yeryüzünde dağılımını açıklamakta yetersiz kaldığınıdüşünmektedir.Dağlarda rastlanankavkıların farklı düzeylerdebulunmaları,bu inancı çürütmektedir. Ayrıca, kutsal kitaplara göre kırk günlük tufansüresindekavkılarınbukadargenişbirbölgeyedağılmasıolanaksızdır.

Leonardo daVinci, tam kesinliğinmatematikte olduğu ve [kesin bilginin]ancak soyut, düşünsel kurgulamalarla bulunabileceği düşüncesini taşır.Doğaya ilişkin incelemeler,kesinkesdeneyvegözlemlerleyürütülmeli,eldeedilen sonuçlar ise salt matematik yöntemleriyle irdelendikten sonra ortayaçıkacak kurallarla genelleştirilmelidir. Doğa, dinsel olanlar da içinde olmaküzere her türlü önyargıdan uzak araştırılmalıdır. Her sorun, kendi çerçevesiiçinde deneylerle çözülmeli, araştırmalarda kuram ve uygulama birlikteyürütülmelidir. 2.V.1519’da Fransa’da ölen Leonardo da Vinci’nin doğabilimineyaklaşımyöntemigünümüzdedegeçerliliğinisürdürmektedir.

NicolausCopernicus

Antik dönemden Aristoteles’in ve Helenistik dönemden Ptolemaios’unastronomi kuramları, yüzyıllar boyunca gerek Doğu gerekse Batıuygarlıklarına egemen olmuştu. İnsanı, “Yaratıkların en şereflisi” sayan ve

Page 75: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Tanrının evreni insanlar için yarattığını öğreten dinler de “Yermerkezli”göklerkuramınıbenimsemişlerdi.

Rönesans döneminde yaşayan kimi bilginler, astronomide olağanüstü birdevrimyaparak,benmerkezcibugörüşüyıkmışlardır.Yalnızdoğabilimindedeğiltümdüşüncetarihindedebirdönümnoktasıolangelişmeninilkadımı,birrahiptarafındanatılmıştır.

Polonya’nın Vistül ırmağı üzerinde bulunan Thorn kentinde 19.II.1473tarihindedoğanNicolausCopernicusyadaLehçeadıylaNiklasKoppernigkastronomideyüzyıllarsüresincetartışmasızkabuledilmişbirsistemitümüylegeçersiz kılan çalışmalarıyla doğa bilimindeki devrimci yaklaşımların enönemli örneklerinden birini vermiştir. Gökcisimlerinin yalın, düzgün veuyumlu hareketler yapması gerektiğini öngören Pythagoras öğretisiyle,gökkürelerinin ideal hareketler yapan yetkin varlıklar olduğunu öne sürenAristotelesdüşüncesi,resmigörüşleherzamanuyuşmuyordu.Diğeryandan-gene skolastik yapı içinde yer almasına karşın- yeni Platonculuk, GüneşiTanrısallığınkaynağıolarakkabulediyordu.

Doktrine karşıt olan bu görüşleri zamanla geliştiren Copernicus, 1529’dagezegenlerintümhareketlerini“GüneşMerkezli”göklermodeliyleaçıkladığısistemini-Aristarkhus’tanyaklaşık1500yılsonra-kurarak,dünyayıevreninmerkezikonumundançıkarmıştır.

Dinsavaşlarıaşaması

Genellikledinsavaşlarınınyoğunolduğubudönemdeburjuvadevrimlerinindeilkizleriortayaçıkmayabaşlamıştır.Almanya’dadindereformhareketininönderiMartinLuther’inyandaşlarıolanFransızProtestanları,ülkeyeegemenolan Katoliklerin ağır baskısıyla karşılaşmışlardı. 1562’de bu baskılar ikimezhep arasında sıcak savaşa dönüştü. 1572’de, Paris’te Aziz BartolomeusYortusu gecesinde tüm [on binlerce, e.n.] Protestanların öldürülmesiyledoruğa çıkan kıyım hareketleri, aralıklarla 1598 tarihine kadar sürmüştür.Avrupa’daçeşitliülkelerdeki içvedış savaşlar,XVII.yüzyılın ilkyarısındagerek yeni sınırların çizilmesinde gerekse yeni toplumsal yapılanmalardabelirleyicietkileriolandeğişikliklereyolaçmıştır.Büyükyıkımlaranedenolanbu savaşların en önemlileri, 1618-1648 yılları arasında kısa aralıklarlayapılmış“OtuzYılSavaşları”dır.

DenizcilikteenbüyükhamleyiyapmışolanİspanyavePortekizgüçlenirken,İtalya’nın siyasal etkinliği giderek zayıflamış, Hollanda bağımsız bir ülkeolarak kabul edilmiştir.Keşif yolculuklarıyla yeni ülkelerden sağlanan altınvegümüşünAvrupa’yaakması,büyükfiyatartışlarıyanındatopraksızveişsiz

Page 76: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

kitleninbüyümesineveözellikleHollandaileİngiltere’detoprakmülkiyetinedayananfeodaliteninsarsılmasınayolaçmıştır.

1576’da Hollanda’da millet meclisinin, 1649’da İngiltere’de Cromwell’iniktidara el koyuşuyla Cumhuriyetin kurulması, yeni okyanus ticaretini elegeçiren tüccarlarla, yeni kaynaklara erişebilen küçük ve orta üreticilerinvarsıllaşarakekonomikbirgüçolmalarınısağlamıştır.Feodaliteileegemenliksavaşımına giren burjuvazinin, bu süreç içinde, görünüşte din savaşları,gerekçelerinedayandığıapaçıkbilinmektedir.(Budönemde,tekniküretimdegöze çarpan en önemli gelişme, demir üretiminde olmuştur.)Doğa bilimineilişkin çalışmalar bakımından bu dönem, gözlemsel ve deneysel uğraşılarınbirkaçbüyükzaferiylebirlikte,bilimdallarındakiönemlideğişimlerideiçerir.Her çağda olduğu gibi, dönem içinde doğaya bilimsel yaklaşımlardakideğişimlerdetutucuçevreleringenetepkiverahatsızlıklarınayolaçmıştır.

Copernicus’un kurduğu gökler sistemi, hızla yandaş bulmuştu. Keskingözlemci, Tycho Brahe’den sonra Johannes Kepler’in geliştirdiği gezegenyörüngeleri kuramı, astronomiye yüzyıllarca egemen olan Platon veAristoteles sistemi üzerine kurulmuş düşünce kalıplarının kırılmasınısağlamıştır. Galilei’nin gerek teleskop kullanarak gökcisimlerininhareketlerini gerekse eğik düzlemler ve ağırlıklar yardımıyla yeryüzündekicisimlerin hareketlerini incelemesi; doğa olaylarının yasalarını matematiklebetimlemesinde kullandığı çıkış noktalarını anlamak bakımından çokönemlidir. Böylece, ne eski düşünürlerin salt estetik kaygısıyla kurduklarımatematiksel evren modellerinin yanılgılarına düşmüş ne de zanaatçılarındenemeyanılmayoluylaveustalarındanedindikleripratikyordamlarınkısıtlıbilgisiiçindetıkanmıştır.FiziğinmekanikdalınaGalilei’ninverdiğiivme,bubilimdalınınyönteminin,astronomi,kimya, tıpgibibaşkaalanlardayapılanaraştırmalardabilimsellikölçütünüdeoluşturmuştur.

Ortaçağbilimindenyenibilimegeçişinsınırındayeralanvebudönüşümüngerek kuramsal gerekse uygulayımsal sözcüğünü yapan iki düşünür,Fransa’daRenéDescartesveİngiltere’deFrancisBacon’dır.Bilimselyöntemanlayışları oldukça farklı olan bu iki bilginden Bacon, eski sistemleriyadsımış ve yeni buluşların yasallaştırılmasında olgu ve veriler toplayarak“tümevarım” yoluyla sonuçlar çıkarmayı önermiştir. Çağdaş biliminoluşumunda, Anglosakson deneyciliğinin geleneği bu görüşten kaynaklanır.Descartes ise, akıl yoluyla herşeyin kavranabileceğini, “tümdengelim”yöntemiyle kurulan bilimsel bir dünya sisteminde, deneylerden sağlanansonuçların ancak bu sistemi doğrulamaya yardımcı olabileceğini önesürmüştür.AnakaraAvrupasındagelişensistemcifelsefelerinkökeni, iştebuKartezyen(=Descartesçı)yaklaşımdır.

Page 77: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

FrancisBacon

VerulamBaronu,St.AlbansVikontugibiunvanlara sahipolanSirFrancisBacon(22.I.1561-9.IV.1626),bilimselbilgiüretimindeAnglosaksongeleneğiolarak bilinen deneyci yaklaşımın ve tümevarım yönteminin düşünseltemelleriniortayaçıkarmasıylaünlenmiştir.

Amerika’nın bulunuşundan çok etkilenen ve matbaa, barut, pusula gibibuluşların, dünyanın çehresini baştan sona değiştireceğini düşünen bilgin,“Yeni Aydın Dünya” adıyla nitelendirdiği çağa ulaşmak için, bir yandangüncel eğitimdeki yanlışlıkların belirlenmesini bir yandandagerçekbilgiyeulaştıracak yeni ortak araştırma yöntemlerinin geliştirilmesini öngörmüştür.1605’teçıkan“Öğretiminİlerlemesi”,1620’deyayımlananNovumOrganum(YeniMantıkSistemi)ve1625’teyayımlananNovumAtlantis(YeniAtlantis)kitaplarında bu tasarısına temel olan katkıları yer alır. Bilimsel bilgi içingereğine inandığı sağlam bir yöntembilim arayışında, dikkatli gözlem vegeçerli uslamlamayla oluşturulmuş, birleşik bir deneycilik ve akılcılığınönemini vurgulayanBacon, bu yaklaşımınıNovumOrganum adlı kitabındaşöylebirbenzetmeyleaçıklar:“Yalnızcadeneyyapanlar,karıncayabenzerler:Biriktirirler ve kullanırlar. Salt akılcılar, örümcek gibidir: Öz varlıklarınındışındaağörerler.Bilimadamlarınıtemsiledenarıise,bahçedekiçiçeklerdengerecini toplar, ama kendi gücüyle onu sindirir ve dönüştürür.” Bir başkayapıtında bilimsel yasaların elde edilmesine ilişkin olarak, “Nedenler ya dabiçimler, duyulara görünen ve bellekte depolanan olguların arkasınagizlenmiştir.Büyükbilimselsorunise,gerçekyargılaraulaşmakiçinmekanikyollarla yürütülen deneylerin çözümlenmesidir. Biçimlerden söz ettiğimzaman, ısı, ışık, ağırlık gibi her tür madde ve nesnede var olan ve onlarındavranışlarını yöneten salt gerçekliğin yasalarını kast ediyorum…”demektedir.

Bacon’ınbilimselbilgiedinmeyönteminde,önceçoksayıdaolgubiriktirilir.Sonra,üçtürtablohazırlanır:“Pozitiförneklertablosu”nasorununözelliğinitaşıyanhertürolayyerleştirilir.Örnekler,eldengeldiğincedeğişikolmalıdır.“Negatif örnekler tablosu”na bilinenlere çok benzeyen ve söz konusuözelliğin beklendiği örnekler alınır. “Karşılaştırma dereceleri tablosu”naözelliğinazyadaçokfarklıderecelerdebulunduğuörneklerkonur.Bunlarıniçinden incelenen konuyla ilişkili olmayanlar kolayca ayıklanır. (Gerikalanlarla, basamaklı süreçler yoluyla genel önermelere gidilir.) Anahatlarıyla tikel olgulardan tümel sonuçlara ya da genellemelere ulaşmayıöngören bu yöntem, bilim felsefesi ve bilgi kuramı çerçevesinde“Tümevarım”olarakadlandırılır.Doğabilimininyöntembilimseldokusununoluşturulmasında felsefel katkıları bir tür dönüm noktası sayılan Francis

Page 78: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Bacon’ın, bilimsel çalışmaların örgütlü yapılarda yürütülmesi için uyarıcıgörüşleri, sonraları Krallık Derneği adını alacak bir kurumun ortaya çıkışgerekçelerinioluşturmuştur.

GalileoGalilei

Çağdaş bilimin başlama ve gelişmesinde öncülük yapan bilginler arasındaGalilei’nin seçkin bir yeri vardır. Aristoteles’ten beri genel geçerliliğinisürdüren gök fiziğinin, matematiksel ve deneysel temellere oturtulmasıyanında klasik fiziğin temeli olanmekanik biliminin doğuşu da Galilei’ninbuluşları ve öğretisiyle gerçekleşmiştir. Galilei’nin doğa biliminde devrimyaratanvebirbirinibütünleyenaraştırmaları, ikianabilimdeyoğunlaşmıştır.Bunlardanbiriastronomi,öbürüfiziğinmekanikdalıdır.

Laboratuvarında…gökdürbünleriniüretipgeliştirenGalilei,bunlarlailkinAyyüzeyiniincelemişveAristoteles’inöngördüğügibibuuydununyetkinbirküre olmadığını, yüzeyinin de düzgün olmayıp dağlar ve koyaklarla doluolduğunu saptamıştır. Hatta, dağlardan birinin ovaya düşen gölgesininuzunluğundanyolaçıkarak,6km.yükseklikteolduğunudahesaplamıştır.

Özellikle kilise çevrelerinde yükselen tepkiler sonucu, 1616 yılındaRoma’da engizisyon mahkemesince açılan bir davada, savunduğu sistemsapkın ilan edilerek “… kendisinin bu yolda dinden çıkmaya neden olandüşüncelerden vazgeçmesi, eğer kendi vazgeçmese, bu düşünceleribaşkalarına öğretmekten ve savunmaktan vazgeçmesi” ihtarı ile, ilk kezresmenuyarılmıştır.

1618’de “Kuyrukluyıldızlar Üzerine” adlı yazısıyla eski destekçisi olanCizvit(=Jesuit) tarikatıylabağlarınıkoparanbilgin,1623’te,bilgikuramıveyöntembilimineilişkingörüşlerini“İlSaggiatore”adlıkitabındaaçıklamıştır.Kitabında özellikle doğa araştırmalarında nicel deney ve gözlemleringerekliliğiniönemlevurgulamıştır.Galilei’ninastronomiüzerineenkapsamlıbuluşvegörüşlerinibirleştirenyapıtı,1632tarihindeyayımladığı“Ptolemaiosve Copernicus’un İki TemelDünya SistemiÜzerineDiyalog” ya da kısacaDiyalogadlıkitabıdır.Yeniseçilenpapanın,bilginineskibirdostuolmasınavekitabınkiliseninsansüründengeçmesinekarşın,buyapıtüstdüzeykiliseulularıarasındabüyükbirgürültükoparmıştır.

Bilimakademileri

Bilim akademilerinin ortaya çıkışı rastlantı değildir. Skolastik dönemde,manastır okulları gibi dinsel öğretilerin tam egemenliğindeki öğretimkurumları yanında, kiliselere ya da tarikatlara doğrudan bağlı olmayan sivilüniversiteler kurulmuş ve bilim adamları çalışmalarını genellikle buralarda

Page 79: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yürütmüşlerdi.

Ancak üniversiteler, resmi görüş ve felsefenin tümüyle dışında eğitim vearaştırmayapabilen,akademiközerkliğesahipkurumlardeğildi.Alışılmamışyadaaykırıdüşünceleriolanbilimadamları,öğretilerininyasaklanmasıhattakurumdankovulmavetutuklanmaolasılıklarıylaherankarşıkarşıyaydılar.

XV. yy. ile kimi yürekli bilginlerin, otoritelerin güçlü direncine karşıskolastikdüşüncekalıplarınızorlamasıRönesanslahızkazanmış,bilinmeyenalanların -hatta bilinenlerin de- araştırılmasında yetersiz kalan eski sistemyerine araştırıcıların kendi deneme ve uslamlamalarına dayanan yeniyaklaşım yayılmaya başlamıştır. Bu gelişimde önderliğin üniversitelerdengelmesiolanaksızolduğuiçinözellikledoğaaraştırmalarındaortakdeneyselçalışmaların kiliseden bağımsız yürütüleceği kurumlar, bunların dışındakurulmuştur.Yenibirçağınyenigereksinimlerinikarşılamaişlevindeolanbuörgütlenmelerin ilki, 1560 yılında Napoli’de kurulmuşsa da uzun ömürlüolamamıştır.Bunu, (1603-1630) arasındaRoma’da ve (1650-1657) arasındaFloransa’da kurulan bilim akademileri izlemiştir. [Royal Society 1662’deLondra’da,AcadémiedesSciences,1666’daParis’tekurulmuştur.]

Restorasyonaşaması

XVII. yüzyılın ikinci yarısında yeni bilim hızla gelişip çeşitli alanlarayayılmıştır. Avrupa ülkelerinin çoğunda sosyolojik açıdan monarşiyönetimleri egemen olduğu halde, ekonomik bakımdan ipler artıkburjuvazininelinegeçmiştir.BiliminyeniatılımlarınıngüçlendiğimerkezlergenellikleİngiltereveFransa’datoplanmıştır.

Deniz ve kara ticaretiyle uğraşanlar yanında tarım üreticileri de bilimselbaşarıları ilk elden değerlendirmek için, bu tür çalışmaları yatırımlarıyladesteklemişlerdir.Bilginler,varlıklıburjuvazininkoruyuculuğuvedesteğiylebilimakademilerindevebenzermerkezlerdeçalışmalarınısürdürebilmişlerdir.

Bilim derneklerinin kurulması, özellikle doğa olaylarının deneylerleaydınlatılması yanında, bilimin kurumsallaşmasında da önemli etkileri olanbirgelişmedir.Araştırmalar,matematikyöntemvearaçlarınınuygulanabildiğiher alana yayılmaya başlamıştır. Mekanik ve optikteki gelişmeler,termometre, barometre, teleskop, mikroskop gibi aygıtların yetkinleşmesinisağlarken, bir yandan da Huygens ve Newton’un ışığın yapısı üzerinegeliştirdiklerikuramlarıiçindeneyseltemellersağlamıştır.

XVII. yüzyılın bilimdeki en göz alıcı başarıları, bir mekanik sisteminkuruluşu olmuştur. Nesnelerin hareket yasalarının belirleniş biçimi, öbüralanlardaki bilimsel yaklaşımların da temel tarzını oluşturmuştur.

Page 80: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Astronominin çağdaş yöntemlerinin kurulduğu, fiziğin gelişen mekaniktenbaşka akustik, optik, manyetizma gibi çeşitli dallarının filizlendiği,matematikte önemli atılımların yapıldığı XVII. yüzyıl, bilim tarihçeleriarasındagenellikle“DâhilerYüzyılı”olaraknitelenir.Gerçektendedöneminen ünlü bilginleri arasında rasgele bir seçme yapılırsa, bu yargının hiç deabartılıolmadığıortayaçıkar:

Çeşitli hava ve boşluk pompaları ile denemeler yaparak bu alandakiönyargılarısarsanOttovonGuericke(1602-1686),sıvılarlailgilibazıyasalarıbulan, cıvalı barometreyi geliştirerek hava basıncını kanıtlayan, teleskop vemikroskop merceklerini yetkinleştiren Evangelista Torricelli (1608-1647),adıyla anılan gaz yasasını ve gözdeki kör noktayı bulan, deneyselçalışmalarıyla çarpışan cisimlerin kinematiğini geliştiren Edmé Mariotte(1620-1684), Antik dönemden kalma “Kendiliğinden Oluşum” inancınıdeneylerle yıkarak, canlıların yumurtadan doğduğu kuramını ortaya koyanFrancesco Redi (1626-1696), organ ve dokular üzerindeki deneyselaraştırmaları ile biyolojiyi yönlendiren Marcello Malpighi (1626-1694),alşimi ve ilaç yapımından bağımsız kimyanın ve Krallık Derneği’ninkurucusuRobertBoyle (1627-1691), ışığın dalga karakterini ortaya çıkaranChristianHuygens (1629-1695), optik, kütle çekimi,malzemelerin dayancı,meteoroloji gibi çeşitli alanlarda çalışmış ve birçok aygıt geliştirmiş olanRobertHooke (1635-1703), diferansiyel hesabı kuran, felsefe, kozmoloji vejeolojidallarındaaraştırmalaryapanGottfriedWilhelmLeibniz (1646-1716)ilkaklagelenlerdir.

IsaacNewton

Çalıştıkları bilim alanlarında çığır açan bu doğa araştırmacılarının içindeIsaacNewton-kimileyinEinsteinilepaylaşarak-bütünzamanlarınenbüyükbilgini sıfatını taşımaktadır. Fizik, astronomi ve matematikteki buluşlarınınher biri, paradigmayı sarsan ve olağanüstü sonuçlara ulaştıran atılımlardır.Geleneksel yaklaşıma karşı, evrenin yapısının “YeniDüşünürler” tarafındanöngörüldüğü gibi kavranılması gerektiği, onun geliştirdiği deneysel vematematikselyöntemlerlekanıtlanmıştır.Doğabilimlerindedağınıkverilervesonuçlarını toparlayarak kuramsal bilgilerle yasalara ulaşma çalışmaları daNewtonilebaşlamıştır.

Yeryüzünde ve göklerde aynı mekanik ilkelerinin evrensel geçerliliğininsaptanması, Copernicus devrimi, Kepler yasaları, Galileo ve Huygens’inbuluşları gibi atılımları bir arayagetirerek, evreninheryerindegeçerli fizikyasalarınınbirersonucukonumundabirleştirmiştir.

OsmanGürel

Page 81: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

20-AydınlanmaÇağı’nınçağdaşbilimingelişmesineetkisineolmuştur;buyoldaenbüyükkatkılarhangidüşünürlerceyapılmıştır?

Çağdaş, uygar dünyanın biçimlenişinin rotasını çizen, XVIII. ve XIX.yüzyıllardakigelişmelerdir.Bilimselbilgivetekniklerinkullanımalanlarının,teknolojiyedönüşümleçeşitlenmesineyolaçanbudönem,endüstridevrimineolduğukadarhümanistikalanlardakibüyükatılımlaradatabanoluşturmuştur.

Geçen yüzyıllarda din, doğa, akıl, insan gibi temel kavramsal sorunlaraçözüm arayışlarının neden olduğu yeni bireşimler, Avrupa’da sanat, düşün,bilim ve politika gibi farklı alanlarda devrimci gelişmelere yol açmıştır.KökleriAntik çağındüzenlilik ilkelerinedayanan, evreni akıllakavranabilirsayan ve insanlığın mutluluğunu, özgürce bilgi edinmesine bağlayan bugörüşleriniçindeyeraldığıdöneme,“AydınlanmaÇağı”adıverilmiştir.

XVIII. yüzyılın ilk yarısında ortaya konan felsefel görüşler ve diğerdüşünselçalışmalardakiatılımlar,doğabilimlerindekiaraştırmavebuluşlarlakarşılaştırıldığında önemli bir öndelik gösterirler. Francis Bacon’ın deneycifelsefesinden etkilenen John Locke, George Berkeley, David Hume gibiİngiliz filozofları yanında, Descartes’in akılcı geleneğini temel alan JulienOffray de Lamettrie, Dennis Diderot, François Marie Voltaire, Jeand’AlembertgibiFransızveImmanuelKantgibiAlmandüşünürleri,buçağındüşünsel yapılanmasını belirleyerek, büyük değişimlere yol açan etkileryapmışlardır.

Locke

XVII. yüzyılda yaşamış olmasına karşın, görüşleriyle Aydınlanma ÇağınıderindenetkileyenJohnLocke,1690’dayayımladığı“AnAssayConcerningHumanUnderstanding”(İnsanAnlayışıÜzerineBirDeneme)adlıyapıtında;insanbilgisinintümünündeneyimlerdenkaynaklandığını,düşünmesüreciyleseçilmiş ve sınıflandırılmış duyulardan oluştuğunu, doğuştan gelen idealarolmadığını ve insanı içinde yaşadığı ortamla edindiği bilgilerinbiçimlendirdiğini öne sürmektedir. Locke’un görüşlerinde Anglosaksondeneyciliğininizleriaçıkçagörülmektedir.

Kant

AlmanfilozofuImmanuelKant,“WasistAufklarung”(AydınlanmaNedir)adlı kitabında “Aydınlanma, insanın kendi yüzünden içine hapsolduğudarlıktankurtulup,aklınıkullanmayabaşlamasıdır”demektedir.Darvekısıryapılanmalar içine düşme nedeni olarak da, insanın aklını kullanmayıp, birtakımkılavuzlarayadaotoritelerekörükörünebağlanmasınıgöstermektedir.Kant, 1755’te yayımladığı “Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı”nda

Page 82: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

evreninveözelliklegüneşsistemininoluşumunailişkinevrimcibiryaklaşımıöne sürmüştür. Kuramında, güneş sisteminin oluşumunda yoğun bir gaz vetozbulutunundönmeyebaşlamasıyla,merkezdegidereksıkıştığınıvegüneşimeydana getirdiğini, çevrede ise gezegenleri oluşturduğunu ortayakoymaktadır. Kant’ın görüşleri daha sonra Fransız matematikçi Laplacetarafındanbilimselbirvarsayımadönüştürülmüştür.

HenryCavendish

10.X.1731tarihindeFransa’nınNicekentindedoğanHenryCavendish,III.Devonshire dükünün oğlu olmasına karşın, soyluların çevresinden uzakkalarak tümyaşamını bilimsel çalışmalarına adamıştır. Sonderece çekingenveutangaçbiryaradılıştaolduğundan,KrallıkDerneğiüyesi seçildiğihaldeçoksayıldığıbilimçevrelerindekiöbürbilginlerleseyrekgörüşmelerdenbilekaçınmış,hattabir anekdotagöre tümyaşamıboyuncaancakbirkaç sözcükkekelemiştir.Uzun süre orta halli bir yaşam sürdükten sonra çok büyük birmirasakonduğuiçin“Bilginlerinenvarsılıvevarsıllarınenbilgini”deyişiilenitelendirilmiştir.

Cambridge ve Paris üniversitelerinde bir süre okuduktan sonra Londra’yayerleşen ve evinde kurduğu laboratuvarda çalışmalarını sürdüren bilgininkimya konusunda 1776’da yayımladığı ilk kitabı, “Düzmece HavalarÜzerine” adındadır… Kitapta sabit havayla yaptığı deneylerin bazılarışunlardır: Kapalı bir kabın içinde yanan mum, oluşan sabit havanın tümhacme oranı 1/9 olunca söner. Su, laboratuvar sıcaklığında kendi hacmindefazla sabit hava soğurur. Soğuk suda soğurma daha çoktur. Şarap ruhu(etanol) ise, kendi hacminin 2,25 katı kadar bu gazı soğurur.Gazlarla ilgiliçalışmalarıarasındabilimeönemlikatkılarındanbirisideatmosferinkalınlığıve bileşimine ilişkin deneyleridir. (1781-1783) tarihleri arasında balonlararacılığıyla çeşitli bölgelerden ve yüksekliklerden aldığı hava örnekleriniçözümleyerek,atmosferbileşimininhemenhemensabitkaldığınıgöstermiştir.

Yayımlamadığı araştırmaları arasında elektrikle ilgili olanlar da oldukçaönemlidir. Örneğin, tuz çözeltilerinin iletkenliklerini ilk kez ölçmüş, özgülindüktif kapasiteyi bulmuş, elektrik niceliği ile yeğinliği arasındaki ayrımıbelirlemiştir.24.II.1810’daölenbilgininanısınasaygıolarakadı,CambridgeÜniversitesininbüyükbirlaboratuvarınaverilmiştir.

JamesWatt

Bilimseldevrimsürecindekuramsalçalışmalarlauğraşanbilginlerle,deneyaygıtları ve üretim araçları yapan teknisyenlerin ortak ya da eşgüdümlüilişkileriyenibirgeleneğioluşturunca,doğabilimleriyleuygulamalıbilimler

Page 83: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

arasındakikopuklukortadankalkmışvebuikikategoribelliortaklıklariçindeetkinliklerini sürdürmeye başlamışlardır. Tekniklerin tarih boyunca gelişmeve çeşitlenmesi, ara sıra sıçramaların yer aldığı, ancak belirgin evrimselnitelikler taşıyan bir süreklilik gösterir. Yeni bilgilerin ışığında ve yenigereksinimlerin zorlamalarıyla ortaya çıkan çeşitlemeler, bir yandan dahaduyarlı ve karmaşık makinelerin yapımı ile zaman ve işgücünden tasarruf,ürünniceliğiveniteliğininyükseltilmesigibidoğrudanüretimleilgilialanlarıetkilemiş,biryandandabilimselaraştırmalarayenikonularsağlamıştır.

DüzgünbireğitimgörmeyenWatt,ileriyaşlarındaarasırauğradığıgramerokulunu da bitirmeden, 1755’te matematik aygıtlarının yapımını öğrenmeküzere Londra’ya gitmiş, zor koşullarda yaşadığı bir yıldan sonra evinedönerek Glasgow Üniversitesinde matematik aygıtları yapımcısı olarak işegirmiştir. Üniversitede çeşitli aygıtların onarımını yaparken, bir yandan dafizik,kimya,matematikgibibilimalanlarındakibilgisinigeliştirmişvebaştaJosephBlackolmaküzereiskorbüthastalığınıinceleyenJamesLind,sülfürikasit üretiminde kurşun odalar işlemini bulan John Roebuck gibi pek çokbilginle yakın dostluklar kurmuştur. Dört yıl sonra bir arkadaşıyla ortaklıkkurarakkendiişyeriniaçmış,öncelikleoptikaygıtlarvemüzikçalgılarıbaştaolmak üzere çeşitli onarım işleri yanında kendi buluşu olan aygıtları daüretmeye başlamıştır. 1764’te, bir Newcomen makinesinin onarımı işinialınca,tümilgisibuharmakineleriningeliştirilmesineyönelmiştir.

AntoineLaurentLavoisier

Kimyanın tarih boyunca geçirdiği metafizik ve gizemli niteliklerledokunmuşçeşitlidönemlerininsonundagerçekbilimselniteliğinekavuşması,XVIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan ünlü Fransız bilgini AntoineLaurent Lavoisier ile başlamıştır. 26.VIII.1743 tarihinde Paris’te doğanLavoisier,varsılbirparlamentoavukatınıntekçocuğudur.KuvvetlibireğitimaldığıMazarinKoleji’ndematematikveastronomiyleyakından ilgilenmişsede,babasınınizindengiderekyükseköğreniminihukuklatamamlamıştır.Doğabilimlerineilgisini,özelderslerlesürdürerek,GuillaumeFrançoisRouelle’denkimya, Bernard de Jussieu’den botanik, Guttard’dan mineraloji öğrenmiş;özellikleParisbölgesialçıtaşlarınınçözümlemesiyleilgiliçalışmalarını1765yılında yayımlayarak kimya alanındaki ilk yapıtını vermiştir. Bir yıl sonra,Bilimler Akademisi’nin düzenlediği “Büyük Bir Kenti Aydınlatmak İçinKullanılacakAraçlar”adlıyarışmayakatılmışveeniyiçözümüönerdiğiiçinaltınmadalyaileödüllendirilmiştir.

Benzeri çalışmaları göz önüne alınarak 1768 yılında yardımcı kimyacıunvanıileAkademiüyeliğineseçilmişvebilimselkonularailişkinraporların

Page 84: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

hazırlanması ile görevlendirilmiştir. Daha sonra Akademi’nin müdürlüğünüdeyapanLavoisier,1791’deÖlçüveTartılarSistemi’nikuracakolanbilginleryarkurulunaseçilmiş,buradakiçalışmalarındakristalografininkurucularındanmineralog Abbé Réne-Just Häuy ile ağırlık birimini saptamış ve fizikçiCharlesdeBordailesuyunyoğunluğunuduyarlılıklıdeneylerlebelirlemiştir.

Lavoisier,kimyaaraştırmalarındaöncüllerindenvehattaçağdaşlarındanayrıbir yol izlemiştir. Kimyasal bileşiklerin elde edilmesi için özgün bireşimyöntemleri geliştirmediği gibi, deneylerinde kullanacağı yeni aygıtlar dabulmamıştır.Genelliklebaşkaaraştırıcılarınyaptıklarıdeneyleri,kendiyaptığıdeneylerle sınadıktan sonra, elde ettiği sonuçları çok geniş kimya ve fizikbilgisininsağladığıkesinmantıksaluslamlamalarladeğerlendirmiştir.Çağdaşıolan bilginlerden özellikle Black, Cavendish ve Priestley’in çalışmalarınıtamamlayarak doğru açıklamalarını yapmıştır. Kimyada devrim yapanyaklaşımlarının en önemlilerinden biri, bu araştırma alanına nicel yöntemiyerleştirmiş olmasıdır. Her ne kadar van Helmont, Boyle ve Black gibibilginleraraştırmalarındateraziyikullanmışlarsada,nicelyöntemimaddeninyokedilemezliğiüzerinekuranLavoisier’dir.

1789 tarihinde yayımladığı ve yeni kuramlarının görece popüler bir dilleanlatıldığı“Traité Elémentaire de Chimie” (Temel Kimya İncelemesi) adlıyapıtında, bir kimyasal tepkimeye giren ve tepkimeden çıkan maddelerinkütlelerinin değişmeyeceği, yani toplam kütlenin korunacağı belitini şöyleaçıklamıştır: “Gerek doğanın gerekse sanatların işlemlerinde yoktan hiçbirşeyyaratılmadığı,herişlemdenöncevesonraeşitniceliktemaddebulunduğubir belit olarak alınabileceği için, ilkelerin niteliği ve niceliği aynı kalır.Yalnızca değişim ve dönüşümler meydana gelir.” [“Yoktan hiçbir şey varolmaz,vardanyokolmaz”bilimselilkesi.]

Varlıklı bir aileden gelen Lavoisier’nin, köylülerden vergi toplayankesenekçileriçalıştıranFermierGénéral(GenelÇiftlik)adlışirketebirmilyonfrank yatırarak önce ortak, sonra en büyük ortaklardan birinin kızıylaevlenerek yönetici olması, yıllık olarak yaklaşık 100.000 Frank gelir eldeetmesinivebuparayı tümüylebilimselaraştırmalarınınzorunlugiderlerindekullanabilmesinisağlamıştır.

Gerek kendilerini acımasızca sömürdüklerine inandıkları için köylülerinnefret ettikleri bu kurumunortağı olması, gerekse kentteki tüccarların vergikaçırmalarını önlemek için Paris’in çevresine bir duvar örülmesi önerisinedestek vermesi, Fransız devriminden sonra bilime katkılarıyla hiçilgilenmeyengenişhalkkesiminin tepkilerinihaksızyere toplamasınanedenolmuştur.FransızdevrimininönderlerindenMarat,ateşinbirtürsıvıolduğunu

Page 85: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

savunanbirkitapçıkyazmışvebugörüşünüLavoisier’ninbaşındabulunduğuBilimler Akademisi’nin de onayladığı haberini yaymıştı. Büyük bilgin buhaberi hemenyalanlayıp,Marat’nınkitabına ilgi toplamak için tuttuğuyoluşiddetle kınayınca, kendine yeni ve etkin bir düşman seçmiş oldu.Gazetesinde Lavoisier aleyhine etkin bir kampanya başlatan Marat -birsuikastla öldürüldükten sonra da olsa- sonunda isteğine kavuşmuş vedevrimden önce kesenekçilik yaparak halkı soyduğu gerekçesiyle 1794tarihinde bilginin tutuklanmasını sağlamıştır. Sağlam ve geçerli kanıtlaradayanmayan, savunma hakkının bulunmadığı ve yalnızca kitlelerinaristokrasiye karşı nefret duygularını beslemeyi amaçlayan bir yargılamasonundaidamamahkumedilenLavoisier,8.V.1794’tegiyotinlebaşıkesilereköldürülmüştür.

PierreSimondeLaplace

Fransa’nınkuzeydoğusundakiNormandiyabölgesindeyoksulbir çiftçininoğlu olarak 22.III.1749’da doğan Pierre Simon de Laplace, yeteneğini farkedenkomşularınındesteğiyleBeamontAskeriOkulu’ndaokutulmuştu.Aynıokulda öğretmen olarak çalıştığı sırada -henüz on sekiz yaşındayken-tamamladığı, uygulamalı matematik alanındaki yüksek lisans tezi, döneminünlü matematikçilerinden d’Alémbert tarafından beğenilince Paris’eçağırılmıştır.

Paris Askeri Okulu’nda çalıştığı yıllarda astronomi ve matematik üzerinesayısız yayın yapmış, 1799-1825 arasında 5 ciltlik dev yapıtı“MéchaniqueCéleste”yi(GökMekaniği)yayımlamıştır.Buyapıt,Newton’danbuyanagökmekaniği üzerine yapılmış hemen hemen tüm çalışmaları kapsamaktadır.Laplace’ın yaşamı boyunca bilimsel uğraşısının odak noktası, Newton’unevrensel kütle çekimi yasasının güneş sistemine uygulanması sorunuolmuştur. Jüpiter ve Satürn gezegenlerinin yörünge hızlarındaki değişimler,uzun süredir astronomların başını ağrıtan bir problem oluşturmaktaydı.Dikkatli gözlemler, Jüpiter’in yörüngesinin sürekli küçüldüğünü, Satürn’ünyörüngesinin ise büyüdüğünü gösteriyordu. Bu ise, evrensel kütle çekimiyasası ile çelişkili bir duruma yolaçmaktaydı. Laplace, gezegenlerindışmerkezlik ve eğikliklerinin küplerinden yararlanarak, güneşten ortalamauzaklıklarının sabit kaldığını göstermiş; hareketlerdeki uyumsuzluğun, 929yılda bir değişen, dönemsel bir doğa olayı olduğunu ortaya çıkarmıştır.Jüpiter’in ortalama hareketinin iki katı, Satürn’ünkinin beş katına çokyakındır.Böylece,ikigezegeninortalamahareketlerindeyaklaşıkolaraktamsayılarla verilebilen bir oran bulunması, kütle çekimi yasasının dadoğrulanmasıolmuştur.

Page 86: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Fransız devrimiyle, Napoléon ve Bourbon hanedanlarının çalkantılıtoplumsal dönemlerini görece sarsıntısız geçiren Laplace, Ağırlıklar veÖlçüler Yarkurulu üyeliği, senato üyeliği, “Académie Française” (FransızAkademisi) üyeliği gibi bürokratik ve akademik mevkiler yanında,imparatorlukkontuvekrallıkmarkisigibisoylulukunvanlarıdakazanmıştır.Çalışmaları,hemçağdaşlarınıhemdeXIX.yüzyılmatematikçileriniderindenetkileyen bilgin, 5.III.1827 de Paris’te ölmüştür. [Bilim tarihi yazınında,kendisinden “gökler sistemi”ni anlatmasını isteyen Napoléon’un “BusistemdeTanrı’yı nereyekoyuyorsun?” sorusuna “Öylebir varsayımagerekduymadım” yanıtını verdiği söylentisi dolaşan bilginin Laplace olduğusöylenir-e.n.]

OsmanGürel

Page 87: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

4.Bölüm-DOĞABİLİMLERİ21-Doğabilimleri,araştırmayöntemvebulgularıbakımındanbenzerveortakyanlarıvedefarklılıklarıgözönünealınarak,nasılsınıflandırılabilir?

Bütün doğa bilimleri ortaya doğa yasaları çıkartır. Bunları bulmak içinçabalar, bulduklarını test eder. Ancak her şeyden önce “doğa yasaları”kavramını iyi tanımlamak gerekir. Doğa yasaları dediğimiz zaman, doğayaiçkin yasalardan bahsetmiyoruz. Doğa bilimlerinin ortaya koyduğu yasalar,doğa bilimcileri içindir. Bu yasalar, bilim insanlarının akıl yürütmelerinesınırlamalar ve yöntemler getirir. Yine de, bütün bilimlerin ortak postülası“nesnellik”tir.Bilimseldüşünce,bizimdışımızdanesnelbirdoğaanlayışındanhareketeder.Bubağlamdabütündoğabilimleri,doğayasalarınaulaşmakiçinbenzeryöntemvebulgularıkullanırlar.Hernekadarbuyöntemleriaynıçatıaltında toplayamasak ve her bilime ortak kurallar koyamasak da, temeldehepsibenzerdir.Bunudakabaca“kanıtadayalırasyonelakılyürütme”olaraktanımlayabiliriz. Bütün doğa bilimleri, tümevarımcı bir yöntem izlerler.Ancak bu tümevarımlarını kanıtlarla desteklerler.Var olan kurama karşı birbulgu ile karşılaştıkları zaman, kuramlarını gözden geçirirler, yenilerler veyenibulgularıdaiçinealacakşekildeyenibirkuramortayaatarlar.Çokkabahatlarıilebelirlediğimizbuyöntembütündoğabilimlerindeaynıdır.

Ayrıca bütün doğa bilimlerinin ortak dili matematiktir. Diğer bir ifade ileanalitik düşüncedir. Doğa bilimlerinin arasındaki farklılıklara gelince, entemel doğa bilimleri olarak fizik, kimya ve biyolojiyi ele alırsak bu soruyudaha somut bir şekilde yanıtlayabiliriz. Kimya ile fiziğin farkı nedir? Herşeydenönce,buikibiliminelealdığıkonulararasındabirboyutfarkıvardır.Fizikbilimimaddenindahaderinineiner.Atomaltıparçacıklarıaraştırır,hattamaddenin kökenini bulmaya çalışır. Kimya biliminin ise böyle bir amacıyoktur. Kimya, atomların, hatta moleküllerin birbirleri ile olan etkileşiminiinceler. Dolayısıyla fizik, varlığın kimyadan daha derinine inen bir temelbilimdir. Biyoloji ise, kimyanın bıraktığı boyuttan devam eder: Belli tiptemoleküllerinmeydanagetirdiğiDNAgibi çokbüyükmolekül topluluklarınıoluşturanözel durumları konu alır.Bu temelin üzerine ise, “birikimli doğalseçilim” yasası dediğimiz evrim yasası gelir. Jacques Monod, Rastlantı veZorunluluk33 kitabında, biyolojinin temelindeki moleküler boyuttakirastlantısallık ile genetik boyuttaki zorunluluk arasında ilişkiyi çok güzelaçıklarken, fizik, kimya ve biyoloji arasındaki boyut farklılıklarından

Page 88: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

kaynaklanantemelayrımlarıbelirtmiştir.33) JacquesMonod,Rastlantı ve Zorunluluk, Çev. Elodie EdaMoreau,AlfaYayınevi Bilim-FelsefeDizisi,İstanbul,2012.

Fizik, kimya ve biyoloji bilimlerinin konu aldığı durumlardaki, boyutfarklılıkları, bu bilimlerin yöntemleri arasında da farklılık yaratır. Örneğinfiziktedahaderinbirmatematikkullanılır,çünküartıkfizikbilimimetafiziğinsınırlarını zorlamaktadır. 1936’da Gödel’in gösterdiği gibi hiçbir analitikdüşünce kendini açıklayamazsa da, fizik bilimi bu sınırı hep ötelemektedir.300 yıl önce fizik ve metafizik arasındaki ayrım neredeyse Güneş Sistemiboyutlarındaydı. Daha sonra içinde yaşadığımız Samanyolu galaksisinikeşfettik ve artık içinde yaşadığımız evrenin sınırını biliyoruz (13,7 milyaryıl). Günümüzde fizik bu sınırların da ötesini araştırmaya başladı. BüyükPatlama’danöncenevardı?Başkaevrenlervarmı?Butarzsorularkimyavebiyolojinin sorduğu sorulardan farklıdır. Fizikte soyut düşünme biraz dahaöne çıkar. Henüz deneysel ispatı veya bulgusu elde edilmemiş kuramlarımatematikselaçıdanelealabilirfizik.Kimyadavebiyolojidetamamensoyut,matematikselkuramlaraçoknadirrastlanır.

KeremCankoçak

21.sorununyanıtındayararlanılankaynak-JacquesMonod,RastlantıveZorunluluk,Çev.ElodieEdaMoreau,AlfaYayıneviBilim-FelsefeDizisi,İstanbul,2012.

22-Parçacıkfiziğialanında(mikrokozmosta)doğayasalarınınvarlığındansözedilebilirmi?

Makrokozmosta olduğu gibi mikrokozmosta da doğa yasaları vardır veüstelik bunların çoğu ortaktır. Mikrokozmosta, yani atomaltı boyutlardakuantumfiziğininyasalarıöneçıkar.Fizikyasalarıherboyuttaaynıdır,ancakfarklıboyutlarda,farklıkuvvetlerdiğerlerinegöredahaetkinolur.Örneğiniçisudolubirkovayı ters çevirdiğinizde,yerçekimikuvvetinedeniyle içindekisudökülür.Bubizimalışkınolduğumuzmakrokozmosboyutudur.Öteyandankovanın içinde birkaç damla su kalır.Yerçekimi kuvveti bu birkaç damlayıçekemez,çünküartıkdahaküçükboyutlardabaşkakuvvetleretkinolmuştur.Su molekülleri arasındaki Van der Waals kuvvetleri yerçekiminden dahabaskındır.Onedenledamlalarkovanındibineyapışıpkalır.

Daha da küçük boyutlara, atom ve atomaltı boyutlara inersek, bu keztamamen başka kuvvetler devreye girer. Atom boyutlarındaki kadar küçükmesafelerdeelektromanyetik, zayıfveyeğin34(nükleer)kuvvetlerhâkimdirve bu boyutlarda doğa yasaları kuantum mekaniği ile betimlenir. Bu üç

Page 89: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

kuvvet (elektromanyetik, zayıf ve yeğin kuvvetler), kütleçekim kuvveti ilebirlikte evrendeki dört temel kuvvetti meydana getirir. Kütleçekim kuvvetidiğerüçkuvvetegöreçokzayıfkaldığıiçinatomaltıboyutlardasadecebuüçkuvvethâkimdir.34)İng.“strongforce”.

Kuantum mekaniğinin ilk keşfedildiği yıllarda, mikrokozmostaki olaylartam olarak anlaşılamamıştı ve kuantum mekaniğini geliştiren kimi ünlüfizikçilerin kendileri bile “nesnel gerçeklik savından”, yanigözlemlemediğimizde dünyanın varolduğu fikrinden vazgeçmemizgerektiğinden söz ediyorlardı. Bunlardan en ünlüleri Niels Bohr veWernerHeisenberg’dir. Nesnel gerçeklik tartışması, bazı fizikçiler ve felsefecilerarasında hâlâ devam etmektedir; ama artık kuantum düyasında(mikrokozmosta)parçacıklarıngerçekliğindeneminiz.Atomlarıbilardo topugibi sıraya dizdiğimiz gibi, atomaltı parçacıkları da tek tekgözlemleyebiliyoruz. Yapılan sayısız deneyler, kuramla gözlemler arasındaçok büyük bir uyum göstermektedir. Kuantum mekaniği yasalarınındoğruluğu binlerce kez kanıtlanmıştır. Kullandığımız hemen her cihazdabununkanıtlarınıgörürüz.Kuantummekaniğiniyanlışlamakiçinyapılançokhassas deneyler ise henüz onun yanlış olduğunu ispatlamış değildir.Aksineçevremizdegördüğümüzhemenherşeyinaçıklamasıancakveancakkuantumkuramı ile mümkün olmaktadır. Kuantum kuramı olmasa, Güneş’in nedenparladığını,gökyüzününnedenmaviolduğunu,nedenmasanınüstündedurankitapların yere düşmediğini, vb. gibi yüzlerce, binlerce olayı doğruaçıklayamayız.

Çevremizdegördüğümüzher şey, hava, su, ateşve toprakbirmetreninonmilyardabiribüyüklüğündekiatomlardan;atomlarkendilerindenonbinkatküçük çekirdek ile bir milyar kat küçük elektronlardan; çekirdek isekendindenonkatdahaküçüknötronveprotonlardanoluşmaktadır. Atomçekirdeğindeki proton ve nötronlar ise temel parçacık olan kuarklardanmeydanagelmektedir.Böylesiküçükvarlıkların (mikrokozmos)davranışlarıgünlük hayatta (makrokozmos) gözlemlediğimiz cisimlerden farklıdır. Çokküçük boyutlarda geçerli olan kuantum mekaniği yasalarına göre, atomaltıparçacıkların konumları ne kadar yüksek hassasiyetle ölçülürse, hızları okadar az hassasiyetle bilinebilir (Heisenberg belirsizlik ilkesi); hem dalgahem parçacık özellikleri gösterirler; devinim sırasında belli bir yörüngeizlemezler; verilen bir durumdan diğerine geçerken gözlenemeyen aradurumlargeçirirler.

KeremCankoçak

Page 90: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

22.sorununyanıtındayararlanılankaynak-KennethW.Ford,101SorudaKuantum,Çev.BarışGönülşen,AlfaYayıneviBilim-FelsefeDizisi,İstanbul,2011.

23-Parçacıkfiziğindegenelkabulgören“StandartModel”nedir?

YaklaşıkyüzyıldırdevamedenmaddeninyapıtaşlarınıaraştırmaaşamasındageldiğimizsonnoktaStandartModeldir.

StandartModeldetemelparçacıklar10-18-10-19mboyutlarında(metreninmilyar keremilyarda biri),maddenin noktasal (iç yapısı olmayan) en temelyapıtaşlarıolaraktanımlanır.Bunlar,maddeparçacıkları(fermiyonlar)vearaetkileşim parçacıkları (bozonlar) olmak üzere ikiye ayrılır. Maddeparçacıklarınınspinsayısıs=½’nin katlarıdır ve yine kendi aralarında leptonvekuarkolarak ikiyeayrılırlar. Leptonlar, temel elektron yükü biriminde elektrik yüküne sahipelektrone-,muonm-ve tao t- ; ile 0 elektrik yüküne sahipne,nmventnötrinolarıdır.Kesirli elektrik yüküne sahipkuarklar3-ailemodeline görealtıkuarktanoluşurlar:yukarıkuarku,aşağıkuarkd,acaipkuarks, tılsımlıkuarkc,altkuarkbvetepekuarkt.

Tümtemeletkileşmelerinkuvvet taşıyıcılarıolanaraetkileşimparçacıklarıbozondur. Kütleçekim etkileşimini bir kenara bırakırsak, diğer üç tür temeletkileşim(elektromanyetik,zayıfveyeğinetkileşimler),spins=1olanbozonparçacıklarının değiştokuşu yoluyla gerçekleşir.Foton,g, elektromanyetiketkileşimin;sekizadetgluon,ga,a=1,..8,yeğinetkileşimin,üçadetzayıf

bozon,W±,Zisezayıfetkileşiminkuvvettaşıyıcılarıdır.

Sayısız deneyle desteklenen Standart Model, içinde yaşadığımız evrendeneler olduğunu bize çok güzel bir şekilde açıklamakla birlikte, ortadayanıtlanmamış bazı sorular bulunmaktadır. StandartModel için gerekli olanbir parçacık (ki buna Higgs parçacığı diyoruz) henüz keşfedilmemiştir.Parçacıkların kütlelerinin nereden geldiklerini açıklayabilmek için Higgsalanı adı verdiğimiz ve henüz keşfedilmemiş bir temel-etkileşim alanınaihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla Higgs parçacığının var olup olmadığısorusunun yanıtlanması Standart Model açısından son derece önemlidir.İsviçre’ninCenevrekentindebulunanparçacıkfiziğilaboratuvarıCERN’dekiLHC deneyleri, öncelikle Higgs parçacığını aramayı ve böyle bir parçacıkvarsa,bununkütlesinivediğerözellikleriniölçmeyiamaçlamaktadır.

KeremCankoçak

23.sorununyanıtındayararlanılankaynak

Page 91: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

-Gerard’tHooft,MaddeninSonYapıtaşları,Çev.MehmetKoca-NazifeÖzdeşKoca,TÜBİTAKPopülerBilimKitapları,1996.

24-Entemelfizikyasalarınelerdir?

Temel fizik yasaları simetri yasalarıdır. Korunum yasalarının da kaynağıolansimetriyasalarıherboyuttageçerlidir.Doğadakihersimetri,beraberindebir korunum yasası getirir. Hermann Weyl’in tanımıyla simetri “Eğer birnesneüzerindebirşeyyaptıktansonradanesneilkhalindegörünüyorsa,eğernesnede bunu yapmaya imkân veren bir şey varsa, o nesneye simetriktirdenir” şeklinde özetlenebilir. İşte fizik yasaları da bu anlamda simetriktir.Fizikte korunum yasaları denince, fiziksel bir değişim geçiren kapalı birsistemde ölçülebilen bazı niceliklerin sabit kalacağını ifade eden yasalaranlaşılır. Örneğin enerjinin korunumu yasası (termodinamiğin I. yasası),kapalıbirsistemdekihertürdentoplamenerjimiktarınınsabitkaldığınıifadeeder. Bir diğer korunum yasası, bir cismin kütlesiyle hızının çarpımı olanmomentumun korunumu yasasıdır. Bütün korunum yasaları bir simetriyeişareteder.Birbirleri ileetkileşen,amaevreninkalanbölümündenyalıtılmışolan bir parçacıklar topluluğu verildiğinde, bu topluluğu yöneten fizikyasalarının sağladığı her simetriye korunan bir büyüklük karşılık gelir.Korunan büyüklüğün değeri zamanla değişmez. Mekânda ötelememomentumunkorunumuna,zamandaötelemeenerjininkorunumunakarşılıkgelir.

Geçen yüzyılın ortalarından bu yana yapılan çalışmalar göstermiştir kielektromanyetik ve zayıf kuvvetler elektronun büyüklüğü civarındakimesafelerde birleşip tek bir kuvvet yasasına, elektro-zayıf kuvvetedönüşmektedirler. Bu birleşme, sistemlerin enerjileri arttıkçadeğişimsizliklerinin (simetrilerinin) de artmasından kaynaklanmaktadır. Buolay bir kare masanın, ortasından geçen bir eksen etrafında, gözümüzünalgılama sınırından daha hızlı döndürüldüğünde yuvarlak masa gibigörünmesine benzetilebilir. Gerçekten de bir kare masa sadece kesiklidönmeler altında değişimsiz kalırken yuvarlakmasa küçük veya büyük herdönmealtındadeğişmedenkalır.Bugünfiziğinenönemli sorunlarındanbirikare masayı yuvarlak masaya tamamlayacak olan parçaların, yani yeniparçacıklarınkuramsalolaraköngörülüpdeneyselolarakgözlenmesidir.

Kuramsalaçıdaneksikparçalarınbulunmasındatemelkılavuzelektro-zayıfkuvvet ile kütleçekim kuvveti arasındaki hiyerarşik bağıntıdır. Şöyle kikuantum etkileri altında elektro-zayıf kuvvet kararlı davranmayıp kentilyonkere kentilyon kez küçülerek kütleçekim kuvveti ile benzer büyüklüğeulaşmaktadır. Dolayısıyla, eksik parçalar tamamlanırken birincil olarakgözlemlerle çatışan bu kararsızlık önlenmelidir. Bunu başaran kuramsal

Page 92: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yapılar genel olarak küçük mesafelerde ek uzay boyutlarının varlığınıöngörürler.Bukuramlaragöre, içindeyaşadığımızdörtboyutluuzayzaman(en, boy yükseklik ve zaman), yerini çok boyut içeren daha genel biruzayzamanabırakır.İştebusimetrininkırınımmekanizmasıolgusunu tamolarak açıklayabilmek, evrenin başlangıç koşullarına da bir açıklamagetirebilmemizisağlayacaktır.

KeremCankoçak

24.sorununyanıtındayararlanılankaynaklar-GordonKane,Süpersimetri,Çev.ZekeriyaAydın,TÜBİTAKPopülerBilimKitapları,2008.

-RichardFeynman,FizikYasalarıÜzerine,Çev.NerminArık,TÜBİTAKPopülerBilimKitapları,1999.

25-Mikrokozmostadüzenliliklerin(yasaların)vedüzensizliklerin(kaosdurumlarının)ortayaçıkarılmasındahangiyöntemlerkullanılmaktadır?

Çevremizdeki dünyanın karmaşık görünümü aslında derin bir basitliktenortaya çıkan yüzeydeki karmaşadır. Bizler evrendeki en karmaşık varlıklarolabiliriz,amaatomgibidahaküçükölçektekiyapılarkarşılıklı ilişkilerindegöreceçokdahabasitdevinimlergösterirveancakçoksayıdaatomtoplucailgi çekici, anlaşılması zor durumlar içinde etkileşime geçtiğinde, tıpkıinsanlargibiyine ilgiçekiciveanlaşılmasıbirokadarzorolaylarmeydanagetirir.Busüreçsonsuzakadardeğil,süreklidahafazlasayıdaatombirarayageldiğinde toplamkütleleri tümo ilgi çekici yapınınvarlığını sona erdirenekadardevameder.

Çoğu kez düzensizlikle belirsizlik birbirine karıştırılır. Kuantum fiziği ileünlenen “belirsizlik” ilkesi, aslında hem mikrokozmostaki hem demakrokozmostakibelirsizliksınırlarınıortayakoymaktadır:EvreninpikseliniPlanck sabiti belirler veüstelik bubelirsizlikmakrokozmosta daha fazladır.Ancak düzensizlik çok daha farklı bir durumun adıdır. “Kaotik sistemler”dediğimiz durumlar aslında doğrusal olmayan (nonlinear) sistemlerdir. Buanlamda kuantum fiziği doğrusal bir sistem olduğu için “düzenlidir”.Dolayısıylabirsistemhemdüzenlihemdebelirlenemezciolabilir.

Newton fiziğinin altın çağını yaşadığı 17. ve 18. yüzyıllarda (hatta 19.yüzyılınsonlarınakadar),mekanikbirevrendüşüncesihâkimdi.Evreninsaatgibitıkırtıkırişlediğivarsayılıyordu.Öyleki,eğerçokzekiveçokbüyükbirbeyin(günümüzünsüperbilgisayarlarıgibi)evrendevarolanhertürlügirdiyesahip olursa, yarın hangi yemeği yiyeceğimizi bile bilebileceğimizvarsayılıyordu.Ancakböylesinebelirlenimcibirdünyagörüşününsorumlusu

Page 93: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

fizik değildi. Kuantum fiziğindeki olasılık yasaları bir kenara, Newtonfiziğinin kendisi de her türlü geleceği hesaplayamaz. Örneğin, birbirinedeğecekşekildeduranikibilardotopunabirdenaynıandaçarpanbirüçüncübilardo topunu düşünelim. Bu durumda topların nereye gideceğini Newtonyasalarısöyleyemez.Öteyandan,Newtonmekaniğindezamanınyönüyoktur.Zamanikiyönedoğrudasimetriktir.Oysaiçindeyaşadığımızdünyadabununböyle olmadığını, zamanın geri dönüşsüz olduğunu biliyoruz. Hepimizyaşlanıp ölüyoruz, gençleşmiyoruz. Masadan düşen bardak parçalaraayrılıyor,amayerdedurankırıkparçalarbirleşipbardağıoluşturarakmasanınüstüne sıçramıyorlar. Bütün bunlar 19. yüzyılın sonunda sorgulanmayabaşlandıveyenidoğan termodinamikbilimiyenikavramlaryarattı:entropi,tersinirlik, tersinemezlik, vs. Önceleri istatistik kuramları olarak başlayangazların kinetik kuramı, kaostan düzenliliğe geçişin modellemesinedönüşmüştür. “Gaz” terimi bile, 1648 yılında Hollandalı fizikçi Jan vanHelmonttarafından,kaoskelimesindentüretilmiştir.

Termodinamiğin iki temel yasasından biri enerjinin korunumudiğeri isedüzensizliğin (entropi) artışıdır. Bu iki temel yasa tam olarak bilinmedenevrende yıldızların, gezegenlerin ve canlı yaşamın nasıl ortaya çıktığı iyianlaşılamaz.Evrenintoplamenerjisihepaynıkalsada,entropisiartmaktadır.Entropikorunmazvebuyüzdende“yenilenebilirenerjikaynağı”diyebirşeyyoktur. Atomların birleşip düzenli yapılar (moleküller) oluşturmaları içindışardan bir enerji gerekir. Enerji entropiyi düşürür ve bu sayede yıldızlar,galaksiler, gezegenler oluşabilir.Madde bir kere ortaya çıktıktan sonra ise,milyarlarca gezegen içinde bir gezegendeDNA’nın ortaya çıkması yalnızcabiristatistiksorunudur.

Güneş Sistemi’mizdeki kusursuz saat gibi işleyen yörüngesel hareket,Güneş’imizi oluşturan süpernova patlamalarından kalan dönme enerjisininsonucudur.BuilkenerjisayesindeortadaGüneş’imizveetrafındagezegenlerdüşükentropilidüzenliyapılarolarakvarlıkkazanmışlardır.Canlıyaşamiçindeaynıolaysözkonusudur.Düzensizliksürekliarttığıiçin,entropiyidüşürmeamacıyla, enerjiyi düşük entropi biçiminde (gıda, oksijen) alırız ve yüksekentropi biçiminde (ısı, karbondioksit) harcarız. Kendimizi canlı tutabilmekiçin entropi içeriğimizi düşük tutmamız gerekir. Yüksek entropi biçimindeçıkan enerjiyi atarız. Entropinin bedenimizde artmasına izin vermeyerekdüzenimizisürdürürüz.

Evrendüzendendüzensizliğedoğrugitmektedirveetrafımızdagördüğümüzbu düzenlilik aslında geçici bir durumdur. Güneş’imizin enerjisi bir süre(yaklaşık5milyaryıl)sonraentropiyidüşük tutmayayetmeyecekveGüneşSistemiiçindekilerlebirliktedağılıpgidecektir.

Page 94: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

KeremCankoçak

25.sorununyanıtındayararlanılankaynak-MarcusChown,BirazKuantumdanZararGelmez,Çev.TaylanTaftaf,AlfaYayıneviBilim-FelsefeDizisi,İstanbul,2009.

26-Atomaltıevrende“bilimselrealizm”savunulabilirmi;“Schrödinger’inKedisi”adıverilendüşüncedeneyi“gerçekdünya”tasarımınıortadankaldırıyormu?

“Schrödinger’in Kedisi” isimli düşünce deneyi kuantum kuramının enpopülerözelliklerindenbiridir.Aslındaçiftyarıkdeneyininbirazgeliştirilmişbirhalidir.Budeneyibirazuzuncaaçıklamayaçalışalım:

Kuantum fiziğine göre radyoaktif bir atom bir süre sonra bozunmuş vebozunmamışdurumlarınınüstüstegelmesiyleoluşanyenibirdurumagirer.Atom çekirdeğinin her zaman için çekirdeğin durumunun iki durumun üstüstegelmesiyleoluşması,yaniaynıandahembozunmuşhemdebozunmamışhalde bulunabilmesi, kuantum kuramının en önemli ve en çok tartışılanözelliklerinden biridir. Neden böyle olduğu bilinmese de, kuramın doğruöngörülerdebulunduğukesindir.Kurucularındanbiriolduğuhaldedahasonrakuantum kuramının gittiği yoldan memnun kalmayan Schrödinger’intasarladığı düşünce deneyinde ise, bir kedi (sanal olarak) çevresindenmükemmel biçimde yalıtılmış bir kutunun içine bir atom ve diğer birtakımcihazlarla beraber konur. Kutu içinde bir cihaz, çekirdek bozunduğundaortaya çıkan ışımayı algılar algılamaz bağlı bulunduğu bir çekici hareketegeçirir.Çekiç,içisiyanürdolubirşişeyikırarakkedininölümünenedenolur.Böylelikle Schrödinger, mikrokozmosa ait bir radyoaktif çekirdeğinkendiliğinden üst üste gelmiş durumlara girmesi nedeniyle,makrokozmostabir kedinindeüst üste gelmiş durumlara sokulabileceğini iddia eder.Buysakuantum kuramının bizim yaşadığımız dünyada “sağduyumuza aykırı”sonuçlardoğurmasını,dolayısıyladabuhaliylegeçersizbirkuramolmasınıgetirir.

Örneğinbirsaatkadarsonra,eşitolasılıklarlakediyaölüyacanlıdeğil,hemölü, hem de canlı olacaktır. Kedinin ölü ya da diri olduğu nasıl anlaşılır?Onundurumunumerakedendeneyci,kapağıaçtığındavekediyigördüğündebir çeşit “ölçme” işlemi gerçekleşir. Kuantum fiziğinin standart yorumunagöredeölçmesonundaherfizikselsistemindurumu,ölçülenşeyinniteliğinegöre bir “çökme”35yaşar. Örneğin, birçok noktada aynı anda bulunan birelektronunyeriölçüldüğünde,elektronbulunduğubuyerlerdenbirindeortayaçıkar. Ölçme işlemi, çoklu konumların üst üste gelmesiyle oluşan durumu,elektronuntekbirnoktadabulunduğudurumaçöktürmüştür.Kutudakikedide

Page 95: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

de aynı şey olur. Kedinin durumu, ya canlı olduğu ya da cansız olduğudurumabir çökmeyaşar.Dolayısıyladeneycikediyi, alışıkolduğubiçimde,ölüyadadiriolarakgörür.Hiçbirşekilde,deneycininüstüstegelmişdurumubirincieldengözlemlemesiolanağıyoktur.35)Kuantumfiziğiterminolojisinde“çökme”,üstüstebinmişdurumların,tekbirdurumaindirgenmesianlamınıtaşır.

Makrokozmostaki cisimlerin böylesi durumlara sokulup sokulamayacağısorusu uzun yıllar fizikçileri meşgul etti. Ama yapılan bütün deneyler,Schrödinger’ideğil,kuantumkuramınıhaklıçıkardı.Makrokozmosta(bizimboyutlarımızda)olmasada,atomboyutlarındagerçektendetemelparçacıklar,ölçümyapılanakadar,olasıbütündurumlarınüstüstebinmesihaliniyaşarlar.Biranlamdahemcanlıhemcansızdurumugibi…Ancakbütünbunlaratomboyutlarında geçerlidir. Makrokozmosta olaylar böyle gerçekleşmez.Mikrokozmos ile makrokozmos arasında bu kopuşu açıklayacak bir kuramhenüzispatlanmamıştır.

KeremCankoçak

26.sorununyanıtındayararlanılankaynak-RogerPenrose,Büyük,KüçükveİnsanZihni,Çev.CenkTürkan,SarmalYayınları,İstanbul,1998.

27-Astrofizikte(makrokozmosalanında)Yerküre’degözlemlenendoğayasalarıdageçerlimidir?

Evet, aynen geçerlidir. Ancak yukarıda verdiğimiz ters çevrilen kovaörneğindeki gibi, farklı boyutlarda farklı kuvvetler daha baskın çıkar.Astrofizikte, Güneş Sistemi kadar geniş bir alan aslında çok küçük birboyuttur. Hatta yüz milyarlarca yıldız içeren bir galaksi bile küçük birboyuttur. Bu “kozmolojik olarak küçük boyutlarda” kütleçekim etkindir.Oysa galaksiler arası devasa boyutlarda, henüz tam olarak kaynağınısaptayamadığımız ikikuvvetdahaetkinhalegelir.Bunlarakaramaddevekaraenerjidiyoruz.Aslındakaramaddeninbirkütleçekimkuvvetiolduğunubiliyoruz, çünkü galaksiler olması gerektiğinden daha hızlı dönüyorlar.Dolayısıyla galaksilerdeki “madde”ye etki eden bir kütleçekim kuvveti var.Ancak bu kuvvetin kaynağını bilemediğimizden ona kara madde diyoruz.Kara enerji ise evrenin genişlemesini hızlandıran bir kuvvet. Büyükkozmolojik boyutlarda evrenimizin kaderini kara madde ile kara enerjininoranı belirlemekte. Bütün bu kuvvetler her boyutta bulunur. Ancak,mikrokozmostan makrokozmosa kadar her boyutta var olan bu kuvvetlerinbirbirlerinegöreetkinliklerininağırlıklarıboyuttanboyutadeğişir.

Ama isterseniz, hikâyenin başından başlayalım. 1920’lerden bu yana

Page 96: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

biliyoruzkievrenimizgenişlemekte.Genişlediğinegörebirbaşlangıçnoktasıvar:Büyük Patlama adı verdiğimiz bu başlangıç noktası 13,7 milyar yılkadar eski. Günümüzde evren 1026m boyutlarındadır ve yaklaşık olarak1011galaksiye,1021yıldıza,1078atomave1088 fotona sahiptir. Oysa,başlangıçta evrendehiçmaddeyoktuvebugünevrendevarolandört temelkuvvet, kütleçekim kuvveti, elektro-manyetik kuvvet, zayıf kuvvet veyeğin kuvvet, ilk nanosaniyelerde hep bir aradaydılar. Modern kozmolojikkurama göre noktasal bir tekillikten doğan evrende ilk saniyelerde o kadarbüyükbirsıcaklıkvardıki,tümmaddelerayırtedilemezbir“kuarkçorbası”durumundaydı. Evrenin yaşı bir saniyenin milyarlarca kere milyar kadarküçük bir kesiti kadarken, kütleçekim kuvveti diğer kuvvetlerden ayrıştı,maddenin temel yapıtaşları olan kuarklar ve leptonlar oluştu. Bir sonrakiaşamada(şişmedönemi)birdenbiregenişleyenevrenhızlasoğumayabaşladıve ilk nanosaniyelerin sonunda, bugün her yerde karşımıza çıkan diğer üçtemelkuvvet (elektromanyetik,zayıfveyeğinkuvvet)birbirlerindenayrıştı.Busürecekendiliğindensimetrikırınımıdiyoruz.Simetrininkendiliğindenkırılması olgusu her yerde karşımıza çıkmaktadır. Buna somut bir örnekvermek gerekirse, büyük birmetal kürenin üzerine konmuş daha küçük birmetal küre düşünelim. Kürelerin yüzeyleri pürüzsüz olsun ve bu kürelerekütleçekim dışında hiçbir kuvvetin (rüzgâr, sürtünme,..vs.) etki etmediğinivarsayalım.Küçükküreyibüyükkürenintamüstünebıraktığımızandasistemsimetriktir, ama bu simetri saniyenin çok küçük bir kesirinde kırılacak veküçükkürebüyükküreninrasgelebirtarafınadüşecektir.Tıpkışekildeolduğugibi:

-

Builkzamanlardaevrendeeşitmiktardaparçacıkvekarşı-parçacıkvardı;radyasyon (ışınım) hâkimdi. Elektronlar, kuarklar gibi maddenin temelyapıtaşları yüksek sıcaklıklarda bir araya gelip atomu oluşturamıyorlardı;çünküeşitmiktarlardakiparçacıkvekarşı-parçacıklarbirbirleriniyokederekradyasyona dönüşüyorlardı. Radyasyon ve madde termal bir dengehalindeydi. Elektronlar, pozitronlar (karşı-elektronlar), fotonlar,nötrinolarvekarşı-nötrinolardanoluşanbaşlangıçanıçorbasınınsıcaklığıyüz milyar Kelvin derecesiyken, bu yüksek sıcaklıklarda parçacıklarınkarşılıklıetkileşimdebulunmalarısüreklibiryaratılışveyokedilişsüreciydi.Bu yüksek sıcaklıkta bir elektron ve pozitronun fotonlar (ışık parçacığı)şeklinde yok olması, fotonların bir elektron-pozitron çifti yaratmak üzereçarpışması kadar olasıydı. Evrenin başlangıcında düzenli yapılar yoktu.Ancak bu başlangıç anı çorbasında, fotonların sayısınınmilyarda biri kadarküçükbirorandaprotonvenötronkirliliğivardı.Kozmikyapıyıoluşturan

Page 97: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

temel kuvvet kütleçekimdir. Ama kütleçekim ilk başlarda bir öbekleşmeyeihtiyaç duyuyordu. Evren hızla soğudukça ilk milisaniyenin sonundaproton/karşı-proton simetrisi, ilk saniyenin sonunda ise elektron/karşı-elektron(pozitron)simetrisibozulduveparçacıklar,karşı-parçacıklardançokaz miktarlarda fazlalaştı. İlk üç dakika geçtikten sonra, evrenin sıcaklığıküçük proton ve nötron kirliliğinin çekirdek halinde birleşmesine yetecekkadardüştü.

Evren yaklaşık 400 binyıl yaşındayken, sıcaklığı 4000 Kelvin’e(günümüzdekisıcaklığınbinkatı)kadardüştüveprotonlarhidrojenatomlarıoluşturmaküzereelektronlarlabağlandı.BudönemdenkalanvePenzias ileWilson’un 1964’te keşfettikleri kozmik ardalan mikrodalga ışımasını(CMB) evrenin her yerinde algılayabiliyoruz. Kozmik Ardalan AraştırmaUydusu’nun (COBE) bu fosil ışınımüzerinde belirlediği yoğunluk farklarıBüyükPatlamakuramınınenönemlikanıtlarındanbiridir.Dahasonrayapılanhassas gözlemler, ardalan ışınımında bir derecenin 10.000’de biri ölçeğindesıcaklık farkları belirlediler ve bunların madde yoğunluğundaki farklarakarşılık geldiğini saptadılar. Bu salınımların büyüklüğü, evreninbaşlangıcındaki kuantum dalgalanmalarının, şişme süreci sonucu şimdigözlenenboyutlarınaulaşmışolabileceğinigöstermektedir.

Maddenin evrimindeki temel ilke simetrinin kırılmasıdır. Başlangıççorbasındaki bu küçük öbekten tüm galaksiler ve yıldızlar ve nihayetgezegenimiz ortaya çıktı. Tamamen simetrik bir evrende atomların ortayaçıkması,yıldızların,galaksilerinoluşmasıimkânsızdır.Atomaltıparçacıklarınbirbirlerini yok etmeden var olabilmeleri için madde - karşı-maddesimetrisinin kırılması ve maddenin hâkim olması gereklidir. Bu süreç isezamanınbaşlangıcında,evreninilknanosaniyelerindemeydanagelmiştir.İşteCERN’deki LHC [Büyük Hadron Çarpıştırıcısı] deneyleri bumekanizmanın nasıl gerçekleştiğini keşfetmeyi amaçlamaktadır. Bu konuyuaçıklayanbirçokkuramıntestiLHCdeneylerindeyapılacaktır.

KeremCankoçak

27.sorununyanıtındayararlanılankaynak-MarcusChown,AtomlarınDansı,Çev.İmgeTan,AlfaYayıneviBilim-FelsefeDizisi,İstanbul,2011.

28-Karamaddevekaraenerjiprobleminedir?

Gözlemlenebilir evrende yapılan ölçümler, galaksilerin hesaplanabilenmaddeden daha fazla bir maddenin çekim etkisi yüzünden çok hızlıdöndüklerini ortaya çıkarmıştır. Kaynağını bilmediğimiz bu maddeyekaramadde adını vermekteyiz. Bu bağlamda kara madde çekici bir güçtür ve

Page 98: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

evreniniçeçökmesiniarttıranbiretkiyapar.Bütünevrendebilinenmaddenin6katıkaramaddevardır.Amabuhertarafaeşityayıldığıiçinyoğunluğuçokazdır.Oyüzdenörneğindünyanınkapladığıkadarlıkbirhacimde1kgkaramaddebulunur.

Diğeryandan,1998’deyapılanölçümlergöstermiştirki,iticibirkaraenerjisayesinde evren hızlanarak genişlemektedir. Evrenin enerji yoğunluğunun,kaynağını bilemediğimiz ama ölçebildiğimiz bu karamadde (yüzde 23) vekaraenerjinin(yüzde73)dışındakalıpdatanımlayabildiğimizkısmıyüzde4kadardır. Bütün bu kozmolojik verileri tutarlılık içinde açıklayabilen çeşitlifizikmodelleri vardır, ancakbunlar henüz test edilmemişlerdir.Günümüzdeparçacıkfiziğininvekozmolojikaraştırmaların temeluğraşalanlarındanbiride kara madde ve kara enerji kaynaklarını belirleyebilmek ve tutarlı birkuramsalmodelçerçevesindebunlarınbirbirlerineoranlarınıhesaplamaktır.

Kara madde ile kara enerjinin birbirlerine oranları aynı zamanda evreninkaderihakkında da bilgi vermektedir. Eğer kara enerji baskın olursa, evren“büyükparçalanma”ilesonbulacak;eğerkaramaddedahayüksekorandaçıkarsa, evren kendi içine çökecek; son olarak bunların oranı birbirlerinidengeleyecek şekilde çıkarsa “düz evren” olarak adlandırılan bir süreçte,günümüzdekigibihızlanmayadevamedecektir.İştebukuramlarınbazılarınıntestiyineLHCdeneylerindegerçekleşecektir.

KeremCankoçak

28.sorununyanıtındayararlanılankaynak-DavidGarfinkle-RichardGarfinkle,ÜçAdımdaEvren,Çev.DenizGuliyeva,AlfaYayıneviBilim-FelsefeDizisi,İstanbul,2012.

29-Kuramsalfizikte“belirsizlik”ve“görelilik”durumları,gerçekliğin,algılanışfarkınagörekişidenkişiyedeğişeceğianlamınagelirmi?

Çevremizde gördüğümüz dünyayı açıklamak için klasik fiziğin yeterliolduğu düşüncesi bir yanılgıdır. Maddeyi oluşturan atomaltı parçacıklarkuantum fiziği yasalarına göre davranırlar. Benzer biçimde biz insanlar datekhücrelibir canlıdanmilyarlarcayıllıkbir süreçteevrimleştik.Dolayısıyladüşüncelerimizetrafımızdagördüğümüzolaylara,dolayısıylamakrokozmosagöreşekillendi.Bizenormalgelenolaylarmakrokozmosunolaylarıdır.Oysamikrokozmostaişlerbaşkatürlügerçekleşiyor,amabizbunuçıplakgözlefarkedemiyoruz.

Kuantumfiziğindekibelirsizlikilkesidebunlardanbiri.Aslındailkbakıştabelirlenimci bir dünyada yaşadığımızı zannediyoruz. Ama öyle değil.Belirsizlik makrokozmosta daha fazla. Tam tersine mikrokozmostaki

Page 99: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

belirsizlik sınırı Planck sabiti mertebesinden daha küçük olamazken(Heisenbergbelirsizlikilkesi),makrokozmostakibelirsizlikbundandefalarcadahafazla.Belirsizlik,herhangibirniceliğinölçümüileilgilidir.Herölçümdebirbelirsizlikpayıvardır.

Çok küçük boyutlarda geçerli olan kuantum mekaniği yasalarına göre,atomaltı parçacıkların konumları ne kadar yüksek hassasiyetle ölçülürse,hızlarıokadarazhassasiyetlebilinebilir (Heisenbergbelirsizlik ilkesi);hemdalgahemparçacıközelliklerigösterirler;devinimesnasındabellibiryörüngeizlemezler; verilen bir durumdan diğerine geçerken gözlenemeyen aradurumlargeçirirler.

Klasikfiziktevarolduğuzannedilen“belirlenimcilik”,kuramınkendisindendeğil, felsefe, politika, din gibi dış etmenlerden kaynaklanır. Klasik fizikbelirsizliğebiraltsınırbilekoyamaz.KuantumfiziğindeiseHeisenberg,herikielemanınölçümlerindekibelirsizliklerinçarpımınınbellibirevrenselsabit(Planck sabiti) mertebesinden daha küçük olamayacağını göstermiştir.Heisenbergbelirsizlikilkesi,belirsizliğebiraltsınırkoyarkenaslındadoğanınenküçükpikselini(çözünürlükbirimini)belirlemektedirvebuanlamdaklasikfiziğegöredahabelirlenimcidir.

Klasik fizikteki var olmayan “belirlenimcilik”, fizik dışı disiplinlerdenempoze edilmeye çalışılırken, kuantum fiziğinin belirlenimciliği kendiyapısından ileri gelir. Örneğin atomun kütlesinin neredeyse tüm kütlesinitaşıyan çekirdeğin yarıçapının, atomunkinin yüz binde biri kadar oluşuHeisenberg’in belirsizlik ilkesi sonucudur. Atom çekirdeğindeki proton,elektronu kendine çektikçe, belirsizlik ilkesi nedeniyle elektronun hızı,dolayısıylakinetikenerjisiartar.Böylelikleiçlerineredeyseboşbirçokatombir araya gelip bir yoğun madde meydana getirdiklerinde, Pauli ilkesiyüzündenbirbirlerineancakdışelektronlarıdeğecekkadaryaklaşabilirler.

Çok verilen bir örnek şudur: Newton fiziğine göre, Dünya’nın Güneşetrafındaki yörüngesini tam olarak belirleyebiliriz. Bu yanlış bir önermedir.Hemkuramsalolarak,hemdedeneyselolarakDünya’nınGüneşetrafındakiyörüngesini belirlemeye kalktığımızda karşımıza çıkan hata payı, kuantumfiziğindeki atomaltı parçacıkların yörüngelerini belirlemeye kalktığımızdakarşımıza çıkanlardan kat kat daha fazladır. Bunu deneysel olarak görmekkolaydır. Dünya’nın yörüngesini defalarca ölçtüğümüzde hesaplarımızdakibelirsizlik Planck sabitinin onlarcamertebe üstündedir.Kuramsal olarak iseolayı anlamak biraz daha zor. Sadece klasik mekanik kullanarak dünyanınyörüngesinihesapladığımızda,mutlakbirkesinliklebellibirzamandabellibiryerde olacağını varsayarız. İlk bakışta buradamutlak bir belirlenimcilik var

Page 100: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

gibi gözüküyor. Ama bu bir yaklaşım sadece. Klasik mekanikte atomaltıkuvvetler hesaba katılmıyor. Sadece Newton’un kütleçekim kuvvetivarsayılıyor.Oysabueksikbirkuram.Artıkbiliyoruzkievrendedört temelkuvvetvar.Diğerüçkuvvetidehesabakattığımızda,kuramsalolarakmutlakbirkesinlikyok.Çünküevreninbirçözünürlüğüvar.Tıpkımaddeninsonsuzakadar bölünemez oluşu gibi, evrenin dokusunu da sonsuza kadarküçültemezsiniz. En küçük piksel Planck sabitidir (10-35 m). DolayısıyladünyanınGüneşetrafındakiyörüngesinikuramsalolarakmutlakbirkesinlikleöngöremezsiniz. Klasik fizikte bunun mümkün olabileceği varsayılmıştı;çünkütekbirkuvvetbiliniyordu:Kütleçekimkuvveti.

Son olarak, “belirsizlik”le “olasılığı” birbirine karıştırmamak gerektiğinibelirtelim. Kuantum fiziğinin olasılıkçı yapısı, Heisenberg belirsizlikilkesindengelmez.Busıkyapılanbiryanlıştır.Mikrokozmostaparçacıklarındavranışının ancak bir olasılık çerçevesinde yorumlanabileceği kuantumfiziğinin temel ilkelerindendir.Ama istatistikselolaraköngörüdebulunmayaizin verir kuantum fiziği. Bu öngörüdeki belirlenimcilik ise, Heisenbergbelirsizlik ilkesi ile sınırlandırılmıştır. Yukarıda anlatıldığı gibi,mikrokozmostabelirsizlikbellibirsabitin(doğanınpikseliolanPlancksabiti)altındaolamaz.Oysamakrokozmostabubelirsizlikkatkatfazladır.

Görelilikise,Einstein’ın1905’deortayakoyduğuözelgörelilikkuramındansonra, fizikte en yanlış anlaşılan kavramlardan biridir. Yeterince fizikbilmeyenler göreliliği “Bana göre doğru budur, başkasına göre doğru başkaolabilir” gibi anlıyorlar. Birkaç cümle ile göreliliği anlatmaya çalışalım.GöreliliğiaslındaEinsteindeğilGalileoGalilei17.yüzyılınbaşındakeşfetti.Fikir oldukça basit. Birbirine göre farklı hızlarda giden sistemlerde,nesnelerin hareketleri farklı görünür. Galileo bunu dünyanın döndüğünüispatlamak içinkullanmıştı.OzamanlarGalileo’yaenbüyük itiraz, “Dünyadönüyorsa neden yüksek bir binanın tepesinden bırakılan bir taş geriyedüşmüyor” şeklindeydi. Dünya dönüyorsa büyük bir hızla dönmeliydi. Buhızı o zamanlar bile hesaplamak kolaydı. Dünya’nın çevresini bir güneböldüğünüzzaman,dünyaüzerindekibirbinanınbüyükbirhızladöndüğünübulursunuz. İşte Galileo göreliliği keşfederek bu sorunu çözdü. Şimdi bizeçokbasitgeliyor,ama400yılöncesiiçingerçektenbüyükbirdevrim.Dünyaüzerindekibirbinanıntepesindenbirtaşıbırakangözlemci,dünyailebirliktedöndüğüiçintaşınbinanındibinedoğrudüştüğünügörür.Oysadünyadışındasabit duran bir gözlemci taşın eğik atış yaptığını görür. Sonuçta taş yereçarptığında,Dünyadışındakigözlemcideosıradabinanınzeminkatınıntaşındüştüğü yerde olduğunu görecektir. Ama sadece taşın hareketini izlese, buhareketindümdüzaşağıdeğil,bireğriçizerekgittiğinigözleyecektir.Oysaiki

Page 101: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

gözlemcinindekullandığıhareketdenklemleriaynıdır.İştegöreliliğintemelibudur.

AncakbuGalieogöreliliğidir,diğerbirdeyişledüşükhızlarlagidennesneleriçingeçerlidir.Birarabadanatılantaş,yerdesabitdurangözlemciye,arabanınhızıiletaşınhızınıntoplamıkadarbirhızasahipolarakçarpar.Ancakhızlararttıkçadurumdeğişmeyebaşlar.Tıpkıboyutlardeğiştikçefarklıkuvvetlerinetkinolmayabaşlaması gibi, hızlar arttıkçadagörelilikdenklemleri değişir.Bunu ilk fark eden Einstein olmuştur. Einstein göreliliğin temel bir olguolduğunukeşfetmişvebütünfizikyasalarınınhereylemsizliksistemindeaynıolduğunuvurgulayarak,ışığınhızınınfarklıeylemsizliksistemlerindedeaynıolması gerektiğini saptamıştır. Einstein’ın devrimi bu kadar basittir: Işığınhızıhereylemsizliksistemindeaynıdır.Diğerbirdeyişle,eğerarabadanatılantaşdeğildeışıkolsaydı,yerdesabitduranbirgözlemciyeçarparkenarabanınhızıiletoplanmayacaktı.

Bubasitönermeninsonuçlarıevrenialgılayışımızıepeydeğiştirdi.Örneğin,ışığınhızınınfarklıeylemsizliksistemlerindeaynıoluşununsonucu,ikifarklınoktadaeşzamanlılığınolamayacağıdır.Birdiğersonuç,birbirinegörefarklıhızlarda giden eylemsizlik sistemlerinde zamanın farklı hızla akacağıdır.Deneylerledeispatlananbukuramagöre,örneğinbiruzaygemisinebinipışıkhızınayakınhızlardakomşubirgezegenegidipgelirseniz,dünyadakalanlaragöre daha az zaman harcarsınız. Siz genç kalırsınız, dünyadakiler size göredaha fazla zaman geçirdikleri için daha fazla yaşlanırlar. Atomaltıparçacıklarla yapılan sayısız deneyin de kanıtladığı gibi, bu bir gerçektir.Görelilik “doğru”nun farklı insanlara göre farklı oluşu değildir, zaman veuzayın doğası hakkında bir gerçekliktir. Daha detaylı bir inceleme için bukonudayazılmışengüzelkaynaklardanbiriolanİbrahimSemiz’inkitabı(50SorudaGörelilik,BilimveGelecekKitaplığı)önerilebilir.

KeremCankoçak

Page 102: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

5.Bölüm-SOSYALBİLİMLER30-Felsefeninvebilimlerinteolojidenayrışmasıhangigereksinimlereyanıtolaraknezamangerçekleştirildi?(*)

İnsanların doğaları, birbirleriyle ve manevi güçlerle olan ilişkileri,yarattıkları ve içinde yaşadıkları toplum yapıları üzerinde zihinsel çalışmayapabileceğimiz düşüncesi, en az yazılı tarih kadar eskidir.Ayrıca kuşaktankuşağa kulaktan aktarılıp tarihin bir aşamasında yazıya geçirilmiş sözlübilgeliğideunutmamalıyız.

Bugün sosyal bilimler dediğimiz şey bu bilgeliğinmirasçısıdır.Ne var ki,sosyal bilim kendini bilinçli olarak vahiy yoluyla inmiş ya da akıllaçıkarsanmış doğrulardan öte doğruları aramak diye tanımladığı için, onubilgeliğinuzakveçoğuzamankadirbilmezbirmirasçısıgibigörmekgerekir.Sosyalbilimmoderndünyayaaitbirgirişimdir.Kökleri,onaltıncıyüzyıldanberi tam olgunluğa erişen, kuruluşunda onun da kendine düşeni yaptığı veparçası olduğu modern dünyada, gerçeklik hakkında, bir biçimde ampirikolarakdoğrulanansistemli,dünyevibilgiüretmeçabasınadayanır.Buçabaya,aslında sadece bilgi demek olan, scientia adı verildi. Bilim zamanla, herzaman her yerde doğru olanın, doğanın evrensel yasalarını aramak şeklindetanımlandı.

Çağdaşbilimindoğuşu

Onyedinci ve onsekizinci yüzyıllardaki biçimiyle doğa bilimleri önceliklegökyüzü mekaniğinin incelemesinden yola çıkılarak kuruldu. Deneysel,ampirik çalışmalar bilimin vizyonunda merkezi bir yer edindikçe, felsefe,doğabilimcilerinegiderek,gerçekhakkındaapriori,deneyetabitutulamayanönermeler geliştirmekle suçlanan teolojinin yerini alan bir dal olarakgörünmeye başladı. Ondokuzuncu yüzyıla doğru, bilgideki bu ayrışma ikidalın “ayrı ama eşit” oldukları yolundaki eski anlamını yitirdi ve yerini, enazındandoğabilimcileriningözünde,kesinolanbilgiyi(bilim),hayaledilen,giderek hayali (bilim olmayan) olandan üstün gören bir hiyerarşiye bıraktı.Nihayet,ondokuzuncuyüzyılbaşındabiliminüstünlüğüdildedetesciledildi.Tanımlayıcıbirsıfattaşımadankullanıldığındabilim,öncelikle(hattasadece)doğabilimianlamınakullanılırolmuştu.

Modern devletin kararlarını dayandırabileceği daha kesin bilgiye duyduğugereksinim daha onsekizinci yüzyılda yeni bazı bilgi kategorilerinin ortayaçıkmasına yol açmıştı. Fakat bu kategorilerin tanımları ve sınırları henüz

Page 103: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

kesinolmaktanuzaktı.Sosyalfilozoflar“sosyalfizik”tensözediyor,Avrupalıdüşünürler dünyada çok çeşitli sosyal sistemlerin varolduğunu farketmeyebaşlıyorlardı. Bu çeşitlilik açıklanmaya muhtaçtı. Üniversite (daha önceleriKilise ile fazla içli dışlı olduğu için onaltıncı yüzyıldan beri ölmeye yüztutmuş bir kurumdu) işte bu bağlamda, onsekizinci yüzyılın sonu ileondokuzuncu yüzyılda, bilginin yaratıldığı başlıca kurumsal yer olarakyenidencanlandı.

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

31-Çağdaşbilimleringelişmesindevesosyalbilimlerinayrışmasındaüniversitelerinrolüneoldu?

Ondokuzuncuyüzyılboyuncaüniversitelericanlandırmak içinençokçabaharcayanlar doğa bilimcileri değil, üniversiteyi akademik çalışmaları içindevletdesteğisağlamakamacıylakullanantarihçiler,klasikdilcilerveulusaledebiyat uzmanlarıydı. Doğa bilimcilerini filizlenen üniversite yapılarınaçekenler de, doğa bilimlerinin olumlu izleniminden yararlanmak isteyen buakademisyenlerdi. Ama bunun sonucu üniversitenin, o tarihten sonra artıkbirbirlerinden çok farklı şekilde tanımlanan ve kimine göre birbirlerine zıtöğrenme yolları olan sanatlarla (insan bilimleri) bilimler arasında süregelengeriliminbaşlıcaalanıhalinegelmesioldu.

Birçokülkede,enazındanBüyükBritanyaveFransa’dabutartışmanınbiraznetleşmesiniFransızDevrimi’ylegündemegelenkültürelaltüstoluşdayattı.Siyasal ve sosyal dönüşüm yönündeki baskılar öylesine ivme vemeşruiyetkazanmıştı ki, artık bunları, sosyal hayatın sözde doğal düzeni türündenteorilergeliştirerekönlemekmümkündeğildi.Tersinepekçokkişiçözümün,“halk” egemenliğinin hızla norm haline geldiği bir dünyada, önlenemezgörünen sosyal değişmeyi, kuşkusuz çapını sınırlı tutma umuduyla,örgütlemekverasyonelleştirmektengeçtiğinisavunuyordu.Amaeğersosyaldeğişimörgütlenecekverasyonelleştirilecekidiyse,dahaönceonuincelemekve değişmeye yön veren kuralları anlamak gerekiyordu. Sonradan sosyalbilimler adını verdiğimiz çalışmaların üniversitede yeri olması bir yana,bunlara ciddi bir sosyal ihtiyaç vardı. Üstelik, yeni bir sosyal düzeninistikrarlıbiçimdekurulmasınaçalışılacaksa,sözkonusubiliminolabildiğincekesin (ya da “pozitif”) olmasında yarar vardı. Bu amaçla ondokuzuncuyüzyılın ilk yarısında modern sosyal bilimin temellerini atmaya girişenler,özellikleBüyükBritanyaveFransa’da,taklitedilecekmodelolarakgözleriniNewtonfiziğineçevirdiler.

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

Page 104: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

32-Sosyalbilimlerinbilimlersıradüzenindekikonumuyadabilimleryelpazesindekiyerineoldu?

Ondokuzuncu yüzyıl boyunca farklı disiplinler değişik epistemolojiktavırlardan oluşan bir yelpaze gibi açıldı. Yelpazenin bir ucunda öncematematik (ampirik olmayan bir faaliyet), ondan sonra da kendi aralarındaazalandeterminizmsıralamasınagöredizilendeneyseldoğabilimleri (fizik,kimya, biyoloji) yer almaktaydı.Öbürucunda ise, enbaşta felsefe (ampirikolmayanbirfaaliyetolarakmatematiğinkarşılığı),sonradabellibaşlısanatsalfaaliyetleriinceleyen(edebiyatlar,resimveheykel,müzikoloji),çoğuzamanuygulamadabusanatlarıntarihiniyaptığı içintariheyaklaşaninsanbilimleri(yadasanatveedebiyat)yeralıyordu.İnsanvedoğabilimlerininarasındadasosyal gerçekliklerin incelemesi olarak tanımlanan dallar, sanat ve edebiyatfakültelerineyakınveçoğuzamanonlarıniçindeyeralantarih(idiografik36)ve doğa bilimlerine daha yakın duran “sosyal bilim” (nomotetik37)bulunuyordu. Bilginin, her biri farklı bir epistemoloji benimsediği içingiderek daha katı biçimde ikiye ayrıştığı bir süreçte sosyal gerçeklikleriinceleyenler kendilerini bu çekişmenin tam ortasında buldular ve onlar daepistemolojikkonulardakendiiçlerindebölündüler.36)Herolayıkenditekliğiiçindebetimlemeözelliğinesahip.(ç.n.)

37)Yasakoyma,yasalaroluşturmaözelliğinesahip.(ç.n.)

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

33-Sosyalbilimdallarınezaman,nerelerde,hangisıraylaayrıştı?

Sosyal bilimler içindeki bölünmeler ondokuzuncu yüzyılın ilk yarısındagiderekbillurlaşsada,bunlarınbugünbildiğimizşekliyledisiplinlereayrışanentelektüel çeşitliliği, belli başlı üniversitelere resmen ancak 1850-1914dönemindeyansıdı.

Saptanacak ilk husus, bu kurumlaşmanın nerede olduğudur. Ondokuzuncuyüzyıl boyunca sosyal bilim faaliyetlerinin sürdürüldüğü belli başlı beş yervardı: Büyük Britanya, Fransa, Almanyalar, İtalyalar ve Amerika BirleşikDevletleri.Araştırmacılarınveüniversitelerinçoğunluğu(tabiihepsideğil)bubeş yerde toplanmıştı. Başka ülkelerdeki üniversiteler bu beş ülkedekilerinsayısal ya da uluslararası prestij ağırlığından yoksundular. Bugün hâlâokuduğumuz ondokuzuncu yüzyıl eserlerinin çoğu, bu beş yerden birindeyazılmıştı.

Saptanacak ikinci husus, ondokuzuncu yüzyıl boyunca çok sayıda ve çokçeşitli“konu”yada“disiplin”adınınönerilmişolduğudur.Üzerindeuzlaşılan

Page 105: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

isimler, beşi geçmiyordu: Tarih, iktisat, sosyoloji, siyaset bilimi veantropoloji.

Tarih

Sosyal bilim disiplinleri arasında özerk bir kurumsal varlık edinmeyibaşaranilkdal,aslındatarihidi.Pekçoktarihçininsosyalbilimadınışiddetlereddettiği doğrudur ve bazıları bugün de aynı tavrı benimsiyorlar. Şüphesiztarih, geçmişi çok eskilere giden bir faaliyetti ve adı da eskidir. Bilgidünyasında, geçmişi, özellikle tarihçinin kendi halkının, kendi devletiningeçmişini incelemesi,ötedenberibilinenbirfaaliyettir.Ayrıca,vakanüvislikiktidarda olanlar tarafından daima teşvik edilmiştir. Ondokuzuncu yüzyıldagelişen şekliyle yeni tarih “disiplini”nin ayırt edici özelliği,Ranke’nin ünlüwie es eigentlich gewesen ist (gerçekten ne oldu?) cümlesindeki soruyuyanıtlamakonusunuısrarlavurgulamasıdır.

İktisat

İktisat diye bir disiplinin bazen hukuk fakültesinde, ama genellikle felsefefakültesinde okutulmaya başlanması için ondokuzuncu yüzyılı beklemekgerekecekti.Nevarki,ondokuzuncuyüzyıldaliberaliktisatteorileriağırlıktaolduğu için, onsekizinci yüzyılda çok popüler olan “politik iktisat” deyişiondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında yerini “iktisat”a bıraktı. “Politik”terimini atmakla iktisatçılar, iktisadi davranışın sosyal olarak kurgulanmışkurumlardan çok, evrensel bireyci psikolojinin bir yansıması olduğunu ilerisürebilmekte,sonradabugörüşü“bırakınızyapsınlar”ilkelerinindoğallığınısavunmakiçinkullanabilmekteydiler.

Sosyoloji

İktisat, bugüne yönelik ve nomotetik bir disiplin olarak üniversitelerdeyerini alırken, bir yandanda adı dakendi gibi yeni icat edilmişbir disiplindoğmaktaydı: Sosyoloji. İsmi icat eden Comte’a göre sosyoloji, bilimlerinkraliçesi, kendi içinde bütünleşmiş ve birleşik bir sosyal bilim ve yineComtegilbirneolojizmle[yenilikçilikle,e.n.]söylenirse,“pozitivist”olacaktı.Bununla birlikte uygulamada sosyoloji bir disiplin olarak daha çok,ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında sayısı çok artmış olan kentli işçisınıflarınyolaçtıklarıhoşnutsuzlukvedüzensizliklerlebaşetmeyiamaçlayansosyal reform derneklerinin çalışmalarının üniversitede meydana getirdiğideğişiklikvekurumsallaşmaylagelişti.

Siyasetbilimi

Siyaset biliminin bir disiplin olarakortaya çıkması dahada geç bir tarihteoldu.Bugecikmeninnedeni,disiplininkonusunuoluşturançağdaşdevletinve

Page 106: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

politikalarının nomotetik çözümlemeye elverişli olmamasından çok, hukukfakültelerinin bu alanda kurdukları tekelden vazgeçmeye direnmelerindearanmalıdır. Siyaset bilimcilerinin 1945 sonrası dönemde gerçekleşen,“davranışçı”denilendevrimekadar, zamanzaman siyaset teorisi adı altındada olsa, siyaset felsefesi incelemelerine çok önem vermeleri, hukukfakültelerinin bu konudaki direnişiyle açıklanabilir. Siyaset felsefesi yenisiyaset bilimi disiplinine, geçmişi eski Yunan’a dek giden ve üniversiteprogramlarında daima sağlam bir yer tutan yazarları okuma mirasınısahiplenmeimkânınısağlıyordu.

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

34-Antropolojisosyalbilimlerarasınahangigerekçelerle,nezamanalındı?

Modern dünya sistemi, Avrupa’nın dünyanın geri kalanında yaşayanhalklarla karşılaşması ve çoğu durumda onları fethetmesi sonucu kuruldu.Avrupa deneyiminin kategorileriyle bakıldığında, karşılaştıkları halklar vetoplum yapıları birbirinden oldukça farklı iki türe ayrılıyordu. Bazı halklargöreceküçükgruplarhalindeyaşıyorlardı,yazılıkayıttutmasistemleriyoktu,geniş bir coğrafyaya yayılan bir dini inanç sistemine dahil değildiler veAvrupa teknolojisiyle karşılaştırıldığında askeri bakımdan güçsüzdüler. İştebuhalklarınincelemesiantropolojiadıverilenyenibirdisiplininkonusuoldu.Nasılsosyolojibüyükölçüdeüniversitedışındakisosyalreformderneklerininfaaliyetleriylebaşladıysa,antropolojide,dahaçoküniversitedışındayeralankâşiflerin, seyyahların ve Avrupa güçlerinin sömürge idarelerinde görevlimemurların çalışmalarıyla başladı ve sosyoloji gibi, sonradan bir üniversitedisipliniolarakkurumlaştı;ancakantropolojiBatıdünyasını inceleyendiğersosyalbilimlerdendaimaayrıbirkonumdayeraldı.

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

35-Coğrafya,psikolojivehukukdabirersosyalbilimdisiplinisayılabilirmi?

Sosyal bilimlerin hiç bir zaman asli parçası olamayan bu üç alanla ilgiliolarakdabir-ikicümleetmeliyiz.Buüçdal,coğrafya,psikolojivehukuktur.

Coğrafya

Coğrafya, tarih gibi insanların çok eskiden beri yapageldikleri biruygulamaydı. Ondokuzuncu yüzyıl sonunda, esas olarak Almanüniversitelerinde kendini bir disiplin olarak yenileme yoluna girdi ve başkayerlerdedeAlmanörneğiesinkaynağıoldu.Meselelerisosyalbilimlerinkiyleaynı olmakla birlikte coğrafya kategorileştirmeye karşı koydu. Fiziksel

Page 107: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

coğrafyayla olan ilgisi nedeniyle yakın olduğu doğa bilimleriyle, insani[beşeri, e.n.] coğrafya denilen konuya ilgisi nedeniyle yakınlaştığı insanbilimleriarasındakiboşluğudoldurmayıamaçlıyordu.

Psikoloji

Psikolojinindurumu farklıydı.Gerçibudisiplindeyenibirbilimselbiçimkazanmaküzerefelsefedenayrılmıştı.Ancakuygulamadapsikolojininsosyalalandan çok tıbbi alandayer aldığı kabul edildiğinden,meşruluğudaha çokdoğabilimlerineolanyakınlığınabağlıydı.

Tabii,ağırlığıtoplumiçinde[ki]bireyiçözümlemeyeverenbaşkapsikolojikteoriler de vardı. Bu sosyal psikolog denilen akademisyenler, sosyal bilimkampında kalmaya çalışıyorlardı. Psikolojinin kendini sosyal bilim olaraktanımlamasıylasonuçlanabilecekengüçlüveetkiliteoriolanFreudculuk,ikinedenle bunu başaramadı. İlk olarak Freudcu teori tıp pratiği içindendoğmuştu; ikinci olarak başlangıcında skandal yaratan niteliği onu bir türparya durumuna düşürdü ve psikanalistler kurumsal yeniden üretimlerinitümüyle üniversite sisteminin dışında oluşturdukları yapılarla sağlamayaçalıştılar. Bu ise, psikanalizin bir pratik ve düşünce ekolü olarak ayaktakalmasını sağlamakla birlikte, üniversite içinde Freudcu kavramlarınkendilerine daha çok psikoloji dışı bölümlerde yer bulabilmesi anlamınageliyordu.

Hukuk

Hiçbir zaman tam anlamıyla bir sosyal bilim olamayan üçüncü alan dahukuktur.Bununilknedenisosyalbilimlerinoluşumundanönceüniversitedehukuk fakültesinin varolması ve ders programının fakültenin birinci işleviolan hukukçuları yetiştirme amacına yönelmesiydi. Nomotetik sosyalbilimciler içtihadı (jurisprudance)belirlibirkuşkuylakarşılıyorlardı.Onlaraçokfazlanormatifveampirikaraştırmayaçokuzakgörünmekteydi.Yasalarıbilimselyasalardeğildi.İçindeyeraldığıbağlamfazlasıylaidiografikti.

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

36-Darwinci-evrimcigörüşleriçindegelişmişSosyalDarwinizmgibiakımlarıdasosyal“bilim”sayacakmıyız?

Avrupa’nın dünyaya egemen olacak hale nasıl geldiği sorusu, entelektüelalanda gerçekleşen Darwinci dönüşümle çakıştı. Aydınlanmanın hazırladığıbilginin dünyevileşmesi süreci evrim teorisiyle doğrulanmış olduğundan,Darwinci teoriler, biyolojik kökenlerinden çok öte alanlara taşındı. Sosyalbilim metodolojisine, örnek alınan Newton fiziği egemen olsa da, hayattakalmayaenuygunolanınyaşadığıkavramınıöneçıkaran,görünüşegörekarşı

Page 108: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

konulmazbirçekiciliğiolanevrim“meta-kavramı”38,sosyalteorilerüzerindeçoketkilioldu.38)İngilizcesinde“meta-constructofevolution.”(e.n.)

Hayattakalmayaenuygunolanınyaşadığıyollukavramdoğruyadayanlışolarak çok yaygın biçimde kullanıldı ve sık sık, başarının rekabetle eldeedilebileceği yollu kavramla karıştırıldı. Evrim teorisi biraz esnek şekildeyorumlandığında, ilerlemenin, çağdaş Avrupa toplumunun gözle görülürüstünlüğüyle örtüştüğü yollu varsayıma bilimsel gerekçe sağlamada pekâlâkullanılabilirdi.Nitekim kullanıldı: Son aşaması sanayi devrimi olan sosyalgelişmenin aşamalarıyla ilgili teoriler, tarihin liberal (Whig) yorumları,ikliminbelirleyiciliğitezi,Spencersosyolojisi[SosyalDarwincilik-e.n.]vb.bununörnekleriarasındasayılabilir.

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

37-Sonuçolaraksosyalbilimlerinbugünküdurumuvesorunlarıhakkındanelersöylenebilir?

Sonuç olarak, yirminci yüzyılda, tarih, antropoloji ve coğrafya, eskievrenselci geleneklerinden arta kalan her şeyi marjinalleştirdiler ve devletmerkezci sosyoloji, iktisat ve siyaset bilimi üçlüsü, temel sosyal bilimler(nomotetik)olarakkonumlarınısağlamlaştırdılar.

Görüldüğü gibi, 1850 ile 1945 arasında, ayrı bir bilgi alanı oluşturduklarıkabuledilenbirdizidisiplinortayaçıktıvebuyenialana“sosyalbilim”adıverildi.Bugelişme,bellibaşlıüniversitelerdeöncekürsüler,daha sonraherdisiplinde diplomaya yönelik ders programları öneren bölümler kurularaksağlandı. Öğrenci yetiştirmedeki kurumsallaşmaya araştırmanınkurumsallaşması eşlik ediyordu; bu bağlamda her disiplinde uzmanlaşmışdergileroluştu,akademisyenlerdisiplinleregöreörgütlenen(önceulusaldahasonra uluslararası) dernekler kurdular, kütüphane koleksiyonları disiplinleregörekataloglandı.

Bir kez sosyal bilim bu yollarla idiografik tarihten ayrıldıktan sonra,nomotetik sosyal bilimciler -iktisatçılar, siyasal bilimciler, sosyologlar-kendilerine özgü alanın öbür alanlardan gerek konu gerekse metodolojiaçısından ne kadar farklı olduğunu göstermeye giriştiler. İktisatçılar bunu,piyasa mekanizmalarını inceleyebilmek için, ceteris paribus (diğer bütünkoşullar aynıyken) varsayımının geçerliliğini vurgulayarak yaptılar. Siyasalbilimciler ilgi alanlarını resmi hükümet yapılarıyla sınırlandırarak yaptılar.Sosyologlar ise iktisatçılar ve siyasal bilimcilerin ihmal ettikleri sosyalilişkileralanınıönplanaçıkardılar.

Page 109: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Bütünbunlar,deyimyerindeyse,birbaşarınınöyküsünüanlatıyor.Disiplinayrışmasının yerleşiklik kazanması, araştırma, analiz ve eğitim alanlarındasüreklilik gösteren üretken yapılar yarattı ve bugün çağdaş sosyal biliminmirasıolarakgördüğümüzzenginbirliteratürünüretilmesineolanaksağladı.

Ne var ki, tam sosyal bilimlerin kurumsal yapısının ilk kez yerli yerineoturduğu ve başka dallardan kesin olarak ayrıldığı düşünülecekken, İkinciDünyaSavaşısonrasında,sosyalbilimcilerinuygulamalarıdeğişmeyebaşladı.Bu gelişme, sosyal bilimcilerin entelektüel konumları ve uygulamaları ilesosyal bilimlerin resmi örgütlenme biçimi arasında giderek büyüyen biruçurum yaratacaktı. Başka bir deyişle sosyal bilimlerin varolan disiplinlerebölünmüş yapısını aşma gereği, gelişmenin bugün gelinen aşamasındamerkeziikilemlerdenbirinioluşturmuyormu?39

39)ImmanuelWallerstein’ınbaşkanlığını,RichardLee’ninbilimselsekreterliğiniyaptığı,CalestousJuma,EvelynFoxKeller,JurgenKocka,DominiqueLecourt,ValentinY.Mudimbe,KinhideMushakoji,IlyaPrigogine,PeterJ.Taylor,Michel-RolphTrouillotolaraktoplam11bilimcidenoluşturulanGulbenkianKomisyonu’nun“SosyalBilimlerinYenidenYapılandırılmasıÜzerineRapor”uiçinde,çağdaşbiliminvetoplumbilimlerinindoğuşuvebugünküdurumlarınagelişleriyleilgili(yukarıdaözetlenen)I.bölümdeverilentarihçesindensonra,II.bölümdetartışmalar,III.bölümde“ŞimdiNasılBirSosyalBilimKurmalıyız”konusuişlenmektedir.IV.(Sonuç)bölümündeise,sosyalbilimlerinyenidenyapılandırılmasıyönündeKomisyon’unönerilerisunulmaktadır.Bunlar:1.Üniversitedebelirli,hızlaaraştırılmasıgerekenkonulardabiryılgeçiciçalışacakbilimcileribirarayagetirecekaraştırmakurumlarınınyaygınlaştırılması;2.Üniversitelerdegelenekseldisiplinlerinsınırınıaşan,bellidüşünselhedefleryönünde,birkerelikama(beşyılgibi)belirli,uzuncasüreleriçinbirleşik[disiplinlerarası]çalışmaların,programlarınyapılıpfonlarınınsağlanması;3.Profesörlerinbirdençokbölümeatanmasızorunluluğunungetirilmesi;4.Doktoraöğrencileriiçinbirdençokalandaçalışmazorunluluğunınkonmasıolaraksıralanmaktadır.

GulbenkainKomisyonuRaporu’ndan

38-Tarihbilimininonuötekitoplumbilimlerindenayıranbaşlıcaözelliklerinelerdir?

İnsanlarıngeçmişlerineilgiduymasıinsanlıktarihikadareski.Yazılıkültüröncesinde, sözlü kültürlerde de toplulukların kendi atalarına, geçmişlerine,geldikleri yerlere dair birmerak, bir araştırma ve anlatı geleneği vardı. Bukendinibilmeyle, kimolduğunu,dünyaüzerindekiyerini anlamayı, neredengelip nereye gitmekte olduğuyla ilgili bir merakı içermekteydi. Yani tarihyalnızca geçmişle değil, hep bugünle ve gelecekle bağlantı içinde elealınmıştı. Yazılı tarih tüm toplumlarda önemli oldu. Geçmişin ister kurguürünüistergerçekolsun(İng.:story/history)olaylarınıestetikbiçimde,edebibir tür olarak yeniden şekillendirilmiş, biçem kazandırılmış bir biçimdeyazıyageçirmek tümtoplumlardayaygındı.Eskikaynaklarda tariholaylarınöyküselbiranlatımıydı.Gidereksorularsorulmaya,araştırmalaryapılmayadabaşlandı. Heredot tarihinde “… niçin birbirleriyle savaşa girdiler?” sorusu

Page 110: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

sorulmaktaydı.40Tarihinbizebelirli bir toplumunnasıl işlemesi gerektiğinianlatabileceği varsayılıyordu. Geçmiş şimdiki zamanın modeli olarakdüşünülürken geçmişin bilinmesi durumunda insanlığın ilişkilerini nasıldüzenlemesigerektiğininbilinebileceğivarsayılıyordu.Ayrıcaiçindeyaşananzamanınmutluluk vermediği dönemlerde, geçmiş şimdiki zamanı doyurucubirşekildeyenidenkurgulamanınmodelinisunmaktaydı.40) RaymondWilliams, “History [Tarih]”, Anahtar Sözcükler, Çev. Savaş Kılıç, İletişim Yayınları,İstanbul,2005,s.176-178.

Tarihibilimselleştirmeçabaları

Öte yandan en erken dönemlerde bile tarihi efsaneden ve söylencedenayırmaya, bilimsel olmaya yönelik çabalara rastlanır. 18. yüzyıl başlarındaVicogeçmişolaylarınözgültarihlerolarakdeğil,sürekli,bağlantılıbirsüreçolarakgörüldüğüevrensel bir tarihdüşüncesi şekillendirdi.Bu,AydınlanmaDönemi’ninruhunuyansıtanbiryaklaşımdı.Tarihedoğabilimlerindeolduğugibibirkesinlikvebilimsellikyüklemeçabasımoderndönemin,19.yüzyılınürünüdür. Doğa bilimleri tarih araştırmasının geçmiş hakkında ne derecenesnel bilgi sağlayabileceğini ölçebileceğimiz uygun bir standartoluşturmaktadır.41Bilginindisiplinlere ayrıldığı, farklı araştırmaalanlarınınmesleklerhalinegeldiği,üniversitelerdefarklıtoplumbilimleridisiplinlerininkürsülerinin kurulduğu 19. yüzyıl toplum bilimleri açısından önemli birdönemeç sayılır. Bunlara gerçekliğin farklı alanlarında uzmanlaşma eşliketmiştir.Tarih,iktisat,hukuk,sosyoloji,siyasetbilimiveantropoloji,bunlaraek olarak Doğu bilimleri, coğrafya, psikoloji, ayrı ayrı disiplinler bilimselbilgidallarıolarakortayaçıktı.Toplumsalilerlemeveevrimfikrinintoplumbilimleri üzerinde etkili olduğu bir çağda toplumbilimciler kendi araştırmaalanları ile ilgili olarak çoğu kez tarihsel örneklere dönmenin, bu örneklerüzerinde çalışmanın yararlı bir yöntem olduğunu gördüler. Bu gelişmelersayesinde19.yüzyılboyuncatarihdisiplinikendiiçindebüyükbirdönüşümyaşadı.41)JohnTosh,TarihinPeşinde,Çev.ÖzdenArıkan,TarihVakfıYurtYayınları,İstanbul,1997,s.142.

19. yüzyıl tarihçileri kendine özgü bir araştırma sorunsalına sahip olmaküzerekendilerini toplumbilimlerininkökenleri,kaynaklarıarasındayeralanfelsefeveaslındabirtoplumbilimiolaniktisatdışındatanımlamayagiriştiler.Böylece geleneksel tarih anlatılarıyla beslenen, insanlığın gelişiminivurgulayan olaylar ve büyük kişilikler üzerinde yoğunlaşan anlatısal veağırlıklı olarak siyasi bir tarih anlayışı ortaya çıktı. Alman tarihçi LeopoldvonRanke tarihi “şeyleri gerçekte olduğu gibi” kronolojik gelişmesi içindeele alma olarak görüyordu. Ama 19. yüzyıl boyunca tarihsel süreçlerin

Page 111: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

anlaşılması için tekil etmenlerin, devlet, diplomasi ve siyasi süreçlerinanlaşılmasının yeterli olmadığı anlaşıldı. Tarihin görgül toplum bilimleriyledahayakındanbağlantılıolmasıihtiyacı,ekonomikvetoplumsalilişkilerindeanalize dahil edilmesi gerektiği kabul gördü. İnsan etkinliğinin temelinioluşturanmaddi dayanakların ve kaynakların tarihsel süreçlerin incelenmesiiçingerekliolduğukonusundabirgörüşoluştu.

19. yüzyılda doğa bilimlerinde olduğu gibi toplum bilimlerinde de birsıçramayaşandı.Bu alan bir “batı bilimi” olarakortaya çıktı, kendini ayrıkbilimdallarıolarakortayakoydu.Toplumbilimlerineüniversitede,amaaynızamanda da toplumsal yaşamda gereksinim duyuldu. Yeni bir toplumsaldüzeninistikrarlıbiçimdekurulmasınakatkıdabulunabilmesiiçinbubiliminkesin,pozitifolmasıgerektiğidüşünülüyordu.Toplumsalbirliğinsağlanması,yeni egemenliklerin kendilerini ortaya koyabilmesi için toplum bilimlerinindesteğinegereksinimduyuldu.Tarihbuaşamadatoplumbilimleriningövdesi,sahnesi,çevresindedöndüğüeksenolarakdeğerlendirildi.Tarihaynızamandatoplum bilimlerinin gözlem ve deney alanı, geçmişte yaşamış insantopluluklarının,siviltoplumunsahnesiolarakdeğerlendirildi.

“Ulusaltarih”akımı

SanayiDevrimi’ninvebüyükFransızDevrimi’ninyarattığıaltüstoluşlarlabirlikte19.yüzyılbiryandançağdaşlaşmanınveilerlemeninvediğeryandankapitalizmin ortaya çıkarttığı eşitsizliklerin, kentsel yoksulluğun yol açtığıayaklanmalaraveisyanlara,devrimdenemelerinesahneoldu.19.yüzyılınbirdiğerçelişkiliözelliğidebugelişmelereayakdireyenmuhafazakâr,romantik,yerelci tepkilerin ortaya çıkması oldu. Büyük insanlığın ilerlemesinin yanısıraulusdevletlerinkurulduğubirdönemde tariheuluslarıngeçmişini,yerelkurucuöykülerini,pastoralütopyalarınıoluşturacakbirkaynakolarakbakıldı.Ulusal tarihler krallar ve prenslerden çok halkların tarihi halinde yenidenyazıldı.19.yüzyıldafarklıülkedeneyimlerindetarihinliberalvemuhafazakâryorumları ve uygulamaları ortaya çıktı. Aydınlanma Dönemi tarihe maddigerçekliğinvedoğayasalarınınegemenolduğudüşüncesinigüçlübirbiçimdegündeme sokmuştu. 19. yüzyıl muhafazakâr çevrelerin tepkisi bu görüşükesin olarak reddetmeye yöneldi. Muhafazakârlar Aydınlanma’nın soyutaklına da, deneyle doldurulacak bir tabula rasa olarak düşünülen akla dakarşı oldular.Muhafazakâr düşüncenin soyutmetafizik kuramlar ve fikirleryerine,geçmişyüzyıllarınsomutdeneyimbirikimine,tarihevedevrimöncesitoplumyapısınailişkinvurguları,araştırmalarıvegerçekçiliği,aynıdönemdeve daha sonra yaşamış olan ütopyacı sosyalistleri etkilediği gibi, AugusteComte ile başlayan sosyoloji okulunu da şekillendirdi. Tarih, pozitif birbilime dönüşmegücüne sahip toplumbilime bilgi desteği sağlayan yardımcı

Page 112: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bir bilim olarak görüldü. Toplumu olması gerektiği gibi değil, olduğu gibiaraştıran,normatifdeğil,gerçekçivefaydacıbirkonumusavunanyaklaşımlarmodern toplumbilimlerinin temellerini attı.19.yüzyılda toplumsalkuramınkurucuları olarak değinmemiz gereken Marx, Durkheim ve Weber gibidüşünürlerin ortak sorunsalı sanayileşmeyle başlayan toplumsal değişimindeğişik bağlamlardaki farklı boyutlarını anlamaya yarayacak kavramsal vekuramsalaraçlarıortayaçıkarmaçabasıolaraközetlenebilir.

İdeografikbirbilimolaraktarih

Batı dünyasında tarih araştırmaları, farklı ülkelerde ve bölgelerde farklıgeleneklere yaslanarak ilerledi. Anglosakson ülkelerinde üniversitelerde1870’lerden sonra siyasete ve devlete odaklanmış olmaktan çıkıp geniştabanlı bir toplum tarihine doğru genişledi.Almanya’da etnografya ağırlıklıgündelik yaşamı ve adetleri içeren kültür yönelimli araştırmalar, idealizeedilmiş sanayi toplumu öncesi tarım toplumlarına nostaljik bir bakışiçeriyordu. Amerika’da yeni tarihçiler ekonomi, toplumbilim ve psikolojiiçeren, modern toplumu ele alan bilimlerle ilgilendiler. Kıta Avrupa’sındayeni tarihçilerin toplumbilimleriyle ilişkilerigevşekveeklektiknitelikliydi.Genellikleiyimseramatoplumsalilerlemeyiyasalarlaanlatılabilecekvetüminsanlıktarihiniiçerecekbirolguolarakgörüyorlardı.

Kısacasıgeleneksel tarihanlayışınıbenimseyentarihçileringeçmişolaylarıtekil olarak değerlendiren, özgül olanın bilgisine yönelen, gerçekliğin birdefalık, tekrar etmeyen, bir anlık içeriğini dikkate alan yaklaşımı, görgüye,sezgiye, empatiye ve anlamaya dayalı tutumu, tekil olanı ve yinelenenianlamaçabasıonuidiografik42birbilimolarakdüşünmemizimümkünkılar.Ancaktarihedahagenelbirkurguylave ilerlemelerin,döngülerinyansımasıolarak bakılan yaklaşımlar da vardır. Bir tarihçinin yorumuyla “Tarihinyapabileceği, genelde tarihsel değişimin, özelde ise insan toplumlarının sonbirkaç yüzyılda dramatik ölçüde hızlanmış ve kapsamlı değişikliklerlegerçekleştirdiği dönüşümlerin genel şemaları ile mekanizmalarınıkeşfetmektir.”43

42)İdiografik:Toplumbilimlerinde tekil ve tekrar etmeyen olguları inceleyen araştırmalar. [Krş. 32.Sorunun,1.ve2.dipnotu(s.144)]

43)EricHobsbawm,TarihÜzerine,Çev.OsmanAkınhay,BilimveSanatYayınları,Ankara,1999,s.48-49.

E.ZeynepGüler

39-Gelenekseltarihyöntemleriileçağdaştarihyöntemleriarasındanegibifarklılıklarbulunmaktadır?

Page 113: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

18. yüzyıldan itibaren yaygınlık kazanan geleneksel tarih çalışmaları dahaçok siyasetle, modern dönemde ulus devletlerin siyasetiyle, özellikle dışsiyasetleriyleilgiliydi.Büyükadamlara,liderlere,kahramanlaraodaklanılıyor,öyküsügeçmiştenseçimleryapılarakilerletiliyordu.

Gelenekseltarihyöntemleri

Birinci el kaynaklara, arşiv kaynaklarına dayanma esas alınıyordu. Buhaliyle tarih çalışmaları eğitimli dar bir uzmanlar, profesyonellertopluluğunun işiydi. Toplumsal örgütlenmeyle, toplumsal değişmenin geneldüzenliliklerinin saptanmasıyla, bunların siyasi kurumlarla ve olaylarlailişkilendirilmesiyle, ekonomik ve toplumsal yapı ve kurumlarla, ilişkilerlebağlantısıkurulmuşbirçalışmaiçermiyor,böylebirbütünlüğedayanmıyordu.Tarihçilerolaylarınbiricikliğiilebilinçliinsandavranışlarınınvekararlarınınözgüllükleri modeli üzerine kurulan bir teknik donanıma sahip değildi. 19.yüzyıldanbaşlayarakolaylarıntarihine,tarihinbuidealistyorumunakarşıbirbaşkaldırıortayaçıktı.Onunyerinimateryalistbirtarihanlayışıalırkentariheyapısal, ekonomik ve toplumbilimsel, coğrafi ve hukuksal katkılaryaygınlaştı.

Toplumsaltarih

Toplumsaltarihkonusundakiçalışmalarekonomive1920’lerdetoplumbilimgibidisiplinleralanındayapıldı.Toplumsalkültürelyönlerleilgilenilenyerelve bölgesel tarih çalışmaları ortaya çıktı. Geleneksel tarih yazımının öneçıkardığıdiplomasi,siyasetdışındakalanalanlardakatkılargerçekleşti.Tarihyazımı ile toplum bilimleri arasında ilişki yoğunlaştı. Toplumsal tariheyönelik ilgi ulusal farklılıklar gösterdi. Bu, tarihin hâlâ profesyonel birdisiplin, tarihçininbilimselgerekleriyerinegetireneğitimlibirakademisyenolarakdüşünüldüğüuzunsürenbirdönemdi.

AnnalesOkulu

Fransa’da Annales Okulu ile Britanya’da 1950’lerde ağırlık kazananPastand Present dergisi çevresindeki tarihçileri anmak gerekir. Marc Bloch veLucien Febvre’in başını çektiği Annales Okulu kuramcıları 1920’lerdenbaşlayarak19.yüzyıldagelişengelenekseltarihyaklaşımlarınabirkarşıçıkışışekillendirdi. Bu hareket tarihin profesyonel bir disiplin olmasına, döneminbilim anlayışlarından ve pozitivizmden etkilenilerek tarihsel gelişmelerinnedensel olarak açıklanmaya çalışılmasına, çalışma alanının daraltılarak,toplumsal ve ekonomik faktörlerin dışlanmasına ve tarihsel araştırmalarınyalnızca siyaset alanıyla sınırlı olmasına karşıydı. “Yeni tarih yaklaşımıtoplumsal,ekonomikvekültürelolanıntarihiniçinesokulmasıvedolayısıyla

Page 114: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

tarihin kapsamının genişletilmesi gerekliliğine ilişkin kanının yaygınlaşmasınedeniyleoldukçaönemlidir.”44

44)ErdemSönmez,AnnalesOkuluveTürkiye’deTarihyazımı,Daktylos,İstanbul,2008,s.44-45.

PastandPresentdergisiçevresiMarksisttarihanlayışı

1952’de BritanyalıMarksist tarihçilerce kurulanPast and Present dergisiçevresindeki tarih çalışmaları toplumavekültüreyönelik ilgi alanıylaönemkazandı.Buçevrede,İngiliztarihi,Püritendevrimindesınıflarınrolü,SanayiDevrimi ve giderek tarihsel değişimleri ortaya çıkartan anonim toplumsalsüreçler incelendi. Değişimin tarihi yapanların bilincinde başladığı yolundatezlersavunuldu.Buaynızamandaaşağıdanyukarıyadoğrubir tarihkurmadüşüncesinivetarihinböyleincelenmesieğiliminidedoğurdu.Madditarihin,tarihte iktisat dışı siyasi süreçlerin, sınıfların ve sınıf savaşımlarınınincelenmesiiletarihinalanıgenişledi.45BuekolegirentarihçilerarasındayeralanEricHobsbawmtarihlevegünümüztarihçiliğiyleilgilielealdığıönemlikonuların aslında geçmişle değil, gelecekle ilgili sorular olduğunusöylüyor.46

45)MattPerry,MarksizmveTarih,Çev.GülTunçer,İletişimYayınları,İstanbul,2010.İngilizMarksisttarihçiler ekolünden Maurice Dobb, Rodney Hilton, Christopher Hill, Eric Hobsbawm veE.P.Thompson’ın katkıları için bkz. Harvey J. Kaye, İngiliz Marksist Tarihçiler, Çev. Arife Köse,İletişimYayınları,İstanbul,2009.

46)EricHobsbawm,Tuhaf Zamanlar, Çev. SalihaNilüfer, İletişimYayınları, İkinciBaskı, İstanbul,2006,s.548.

Sayısalyöntemlerintarihçalışmalarınagirişi

SoğuksavaşsonrasıAmerikantoplumbilimlerinicelaraştırmalarayöneldi;bilimselliği burada aradı. Toplum bilimlerinin, davranış bilimleri olarakadlandırıldığı bir dönem yaşandı. Davranışçılık ve sayısal yöntemler tariharaştırmalarına da girdi. Tarihsel nüfusbilim Kıta Avrupa’sını da etkiledi,bilgisayarlar, bilgisayarlı nüfus ve ekonomi çözümlemeleri yapıldı. Gidereksayısal olmayan toplumbilim, tarih, bilimsel olma savında bulunamazdüşüncesi etkili oldu. 1950’lerde, Soğuk Savaş atmosferinde atılım yapanmodernizm büyük ölçüde iyi toplum düzeni, daha iyi gelecekler peşindekoşmahedefine sahipken1970’lerdekapitalizminbüyükkrizi buhedefleringerçekleşmesi konusunda düş kırıklıklarını besledi.Daha iyi bir gelecek eniyimser olasılıkla uzak bir geleceğe ertelenirken 1980’ler ve sonrasındaAydınlanmavemodernizminköklüeleştirisinedayananpostmodernizm tümtoplumbilimlerindevetarihteönemlideğişikliklereyolaçtı.47

47)DavidHarvey,PostmodernliğinDurumu,Çev.SungurSavran,MetisYayınları,İstanbul,1997.

Page 115: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Mikrotarihvesözlütarihçalışmaları

Tarihte mikro tarihlere, yerel, gündelik yaşam anlatılarına, sözlü tarihçalışmalarına, çağdaş toplumların antropolojisine, etnografik yöntemlereyönelim, kültürlerin ve farklılıkların bilinir kılınmasına, tanınmasına veyüceltilmesine neden oldu. Öte yandan küçük ölçekli tarih üzerindeyoğunlaşmak tarihi anekdotlara dayalı bir tür antikacılığa indirgemekle,geçmişkültürleriromantikleştirmekle,durağankültürlerüzerindeçalışılırkenhızlıdeğişiminbelirlediğimodernveçağdaşdünyalarısavsamaktavesiyasetiyeterinceelealmamaklaeleştirildi.48Gelenekseltarihyazımınınpostmoderneleştirisitarihseldüşünceveuygulamadaönemlideğişikliklereyolaçtı.48)GeorgG.Iggers,YirminciYüzyıldaTarihyazımı,Çev.GülÇağalıGüven,TarihVakfıYurtYayınları,İstanbul,2000,s.116.

Postmodernizmintarihçalışmalarınaetkisi

Postmodernizm toplumsal ve algısal parçalanmayı veri kabul ediyor, buyüzden köklü dönüşümler yoluyla farklı bir geleceği kurmak için stratejilerhazırlamakbiryana,biziböylebirgeleceğikafamızdacanlandırmaktanbilealıkoyuyor. Öte yandan içinde yaşanılan ana ilişkin deneyim, güçlü, hattaezici bir biçimde hayat dolu ve “maddi” bir nitelik kazanıyor. Moderndönemde, ağırlıklı olarak da 20. yüzyıl boyunca gerçekleşen “özneninyabancılaşması”olgusununyeriniözneninparçalanmasıalır.

Tarihinsonumu?

İnsanlığı daha iyi bir geleceğe taşımak için Fransız Devrimi sırasındaşekillenen eşitlik, kardeşlik ve özgürlükle ifade edebileceğimizAydınlanmaprojesi 1980’ler sonrasında terk edildi.Yabancılaşma eleştirisinde bile özneyok sayılmamışken yeni zamanlarda öznenin yitirilmesi alternatif toplumsalgeleceklerin bilinçli biçimde kurulmasını dışlamakta, bu da öznenin olduğukadarütopyanındaölümüneyolaçmaktadır.

Tarihin sonu tezi ile dünyanın zamansal düzeninin böylesine çöküşü, aynızamanda geçmişin de daha önceki tarih anlayışlarından daha farklı birbiçimde ele alınmasına yol açar. Tarihsel ilerleme fikrinin birçok düşünürtarafındanreddedildiğipostmoderndönemdebiryandantarihselsüreklilikvebellek duygusu terk ediliyor, diğer yandan nesnel, bilimsel bilgininolanaksızlığıvurgulanıyor.Öteyandantarihiyağmalamavenebulunabilirseonu şimdinin bir boyutu olarak görme konusunda bir yetenek geliştiriliyor.Tarihte kronoloji ve her tür kuramsal hiyerarşi bir kenara bırakılırkenkuramlardaterkedilir.Tarihbeğendiğimizialıpdiğerlerinibırakabileceğimizbirpazaryerinedöner.Özneyokolurkenperspektifvezamandageriçekilir.

Page 116: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Böylecegeçmişteyadagünümüzdevarolan imgelerin,kültürelüretimlerinmülkedinilmesi,alıntılanması,parçalarhalindeaktarılması,biriktirilmesivetekrarlanmasımeşruhalegelir.

Kuramsalçerçeveveanlamlıaçıklamaarayışı,geçmiştekideğişimintutarlıbir bilimsel açıklamasını getirme çabaları son bulmuştur. Postmoderndönemde tarih kendinden başka hiçbir şeyi, zaten var olmayan gerçekliğitemsil etmeyen metinlere, birbirinden başka hiçbir şeyi yansıtmayan biraynalarsalonunadöndü.Tarihselsüreklilikvebellekduygularınınyokolmasıve üst anlatıların (İng.:meta narratives) reddedilmesi sonucunda, tarihçiyekalantekişlevFoucault’nunsavunduğugibigeçmişinarkeoloğuolmak,onunkalıntılarını kazarak gün yüzüne çıkarmak ve modern bilgi müzesinde bukalıntılarıyanyanasergilemektir.

Aşağıdakilerin, yoksulların, düşük konumdakilerin, mücadele edenlerin,dıştabırakılmışlarıntarihiniaraştırmaklaişebaşlayanyerel/mikrotarihçiliğin“toplumsal iyi” konusunda düşünceler ve kuramlar üretmek gibi bir amacıvarken,postmoderndönemdebuamaçve toplumsalöznedüşüncesiortadankalkıp kimlikler siyaseti öne çıkmıştır. Böylece insanlığın bir bölümününtarihi, onun daha geniş bağlamından koparılmakta, birbirini anlamayantarihselvesiyasalgettolaroluşmaktadır.

E.ZeynepGüler

40-“Tarihselsosyoloji”disiplininin“nomotetikbilim”(yasalılıklarıortayaçıkaranbilim)olmaderecesinedir?

Tarih biliminde geçmişin tekil olayları, özgül bağlamları içinde incelenir.Amaaynızamandaetkiligenellemeleryapmahedeflenir.Tarihçiyinedeherzaman benzemezliğin ve özgünlüğün farkındadır. Bu insanlık tarihininanalitik açıdan nasıl ele alınacağı, hangi kuramlarla anlaşılabileceği, aynızamanda süreklilik ve kopuş dinamikleri ile ilgili bir sorundur. Tarihselsosyoloji, ikinci savaş sonrasında, 1950’lerden başlayarak toplumbilim vetarih alanında önemli kuramsal gelişmelerden biri olmuştur. Tarihçilerkavramsal netliğe, toplumbilimciler de tarihin ortaya koyduğu uzun erimligörgül verilere odaklanarak “büyük kuramlar” geliştirmeye çalıştılar.Çağdaşlaşmaveevrimdüşüncesine,Batımerkezliyaklaşımaeleştirelaçıdanyaklaştılar.Maddecibiryaklaşımasahipbuçalışmalardageçmiştoplumlarınuzundönemlerdenasılişlediğinevetoplumsaldeğişiminnasılgerçekleştiğineilişkin genellemelere yönelinmiş, “büyük kuramlar” oluşturulmuştur. Tarihebakışta durağanmodeller ya da açıklama biçimleri yerine uzun dönemlerinele alındığı nedensel tarihsel araştırmalar ve işlevselci analizler tarihselsosyolojinin öteki tarih ekollerininkinden farklı yönleridir. Böylece tarihsel

Page 117: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

sosyoloji1970’lerdekendiayrıkyolunuçizmeyeyönelmiştir.

Tarihselsosyolojitarihçilerininyöntemi

Tarihselsosyolojiokulunagöretarihyazmak,olaylarıveverilerikronolojikolarakdizmektenötetarihyapmayayönelikbirdüşünselçabayıiçermektedir.Geçmiştetoplumbilimgelenekselolarakgenelleştirmeyeyönelik(nomotetik),tarih ise özgül olanı keşfetmeye yönelik (idiografik) bir çaba olarak ortayaçıkmışken tarihsel sosyoloji yazarları ele aldıkları alanın kendiliğinden neözelolarakgenellemeyenedeözelleştirmeyeuygunolduğunuilerisürdüler.Bunun yerine verilerin analitik açıdan geçerli, daha geniş modeller içindesunulmasını tercih ettiler. Tarihsel gelişmelerin nedenlerini araştırırkenkarşılaştırmayapmayıvefarklılıklarıbulmayıhedeflediler.Tarihselsosyolojiyöntemini benimseyen tarihçiler olguların nedensel açıklamasını yapmaya,öte yandan başka zamanlardaki ve farklı yerlerdeki benzer olguların nedenson çözümlemede farklı biçimde gerçekleştiğini açıklayan mekanizmalarıortayaçıkarmayaçalıştılar.ÖrneğinCharlesTillyhertarihseldurumunuzun,yavaş, tarihsel olarak özgün süreçlerin bir ürünü olduğu varsayımınadayanarak, önceki olayların daha sonraki olaylar üzerindeki toplam etkisiniaraştırırkenpatikabağımlılığıdiyebirkavramgeliştirdi.

Tarihselsosyolojininkavramseti

Tarihsel sosyolojikurumlar,yapılar,yaşambiçimleri,öznelerve toplumsalkuram içinde yer aldığı geniş bir kavram takımına sahiptir. Tarihin vetoplumbilimin önemli tartışma alanlarından, önemli ikilemlerinden olanözgürlük ve nedensellik (seçim ve belirlenmişlik) insan eyleminin tarihseldiyalektiği içinde algılandı. Bu aynı zamanda özne-yapı sorunsalı içinde,özneleri yapı içinde ama onun tutsağı olmadan, kendi sesi ile konuşabilir,kendi istemlerini dile getirebilir konumda gören bir yaklaşım olarakdüşünülebilir.Öznelerdüşünen,hesapyapan,eyleyebilen,rasyonelkişilerdir.Dolayısıyla tarihsel süreçleri anlamada siyasal kerte tarihsel sosyolojiyandaşlarına göre, en az yapısal koşullar kadar önemlidir. Siyasi öznelerineylemebiçimlerinibelirleyen,onlarınbirbiriylesiyasisüreçleriçindegirdiğietkileşimler, ilişkisellik olmaktadır. Tarihsel sosyoloji tarihçileri devlet iletoplumu birbirinden yalıtarak ele almazlar, bu anlamda indirgemecideğillerdir. Her iki kavramı da sorunsallaştırır, bileşenlerine ayırır vearalarındakietkileşimigözetirler.49

49) Ferdan Ergut-Ayşen Uysal (Der.), Tarihsel Sosyoloji: Stratejiler, Sorunsallar ve Paradigmalar,DipnotYayınları,İstanbul,2007.

Aynızamandainsanlıktarihindebüyükçaplıyerlerdevezamanlardaortayaçıkan gelişmelerin, ilkelerin ve özgül nedenlerin kendini ortaya koyması

Page 118: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

olduğunu düşündüler.Burada tarihin çizgisel ve belirlenmiş bir hat üstündeilerlemesidüşüncesişüpheylekarşılanırkenakışkanveçelişkilisüreçlerdahaçokilgiçekti.Tarihinöncedenkestirilebilir,kaçınılmazbiryönüolmadığınagöre,toplumsaldeğişmeninnasılgerçekleştiğisorunsalıüzerindeduruldu.

TarihselsosyolojininBatıkapitalizminikavramamodelleri

İçinde yaşadıkları toplumu,Batı kapitalizmini anlamaya çalışırken tarihselvekuramsalyaklaşımvemodellergeliştirenMarxveWebergibidüşünürlerkendi toplum çözümlemelerini, sosyolojik modellerini, toplum kuramlarınıgeliştirirken tarihsel geçmişle vegelişmelerle bağlantılandırmışlar, kuramsalmodellerini uzun dönemli tarihsel gelişmelerle desteklemişler, geniş biranalitik kavram kümesiyle çalışmışlardır.Marksçılar tarihsel maddecilik vesınıf savaşımları kavramlarıyla tarihin geçmişten bugüne gelişmedinamiklerini izlemeye çalışmış, sınıf savaşımları ile de tarihsel değişmeyiekonomi ve siyaset düzeyinde analitik araçlarla açıklamıştır. Kapitalizmingelişmesi, burjuvazi, çağdaşlaşma, devlet, sınıflar ve siyaset gibi büyüktarihsel ve toplumsal olgu kümeleri ile çalışmış, kuramlarını daha az ya daçok ama uzun bir tarihsel gelişme süreci içinde temellendirme çabasıgöstermişlerdir. Öte yandan tarihsel sosyolojinin sembolik etkileşim,etnometodoloji ya da rasyonel seçişler kuramcıları tarihsel çözümlemelerledaha az ilgilenmiş, tarihin belirli bir evresine ya da belirli bir zamanareferansta bulunmadan daha çok toplumsal eylem ve ilişkisellik üzerindedurmuşlardır. Tarihsel sosyoloji bu iki yönü birlikte ele almaya çalışmıştır.1970’lerde I. Wallerstein tarafından geliştirilen ve 1500’lerden itibarenmodern dünya sistemini, siyasi ve askeri egemenlik biçimlerini, ekonomiketkinliğini ve gücünü incelediği dünya-sistemi kuramları50 ve günümüzdeküreselleşmeyleilgiliçalışmalartarihselsosyolojininönemlidüşüncealanlarıiçinegirmektedir.50)CharlesRaginveDanielChirot,“ImmanuelWallerstein’ınDünyaSistemi:TarihOlarakSiyasetveSosyoloji”, Theda Skocpol (Der.),Tarihsel Sosyoloji içinde s.276-312, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,İstanbul,1999.

Günümüzde tarihsel sosyoloji alanına giren çalışmalarda belirlenmişlikdüşüncesi ile insaneyleminingücüdüşüncesi tartışmasıdevamediyor.Aynızamanda modernizm-postmodernizm tartışmaları da bu alanda etkisinisürdürüyor. Son yılların önemli tartışmalarından biri tarihsel sosyolojininidiografik ve nomotetik yönleriyle bağlantılı olarak yaşanıyor. Bu, tarihselverilerden hareketle yapılabilecek genellemeler ile tarihsel özgünlüklerinbirlikte nasıl ele alınacağıyla ilgili bir sorun. Aynı zamanda ortaya atılmışkuramların sınanması ilekuramgeliştirmearasındayaşananmetodolojikbirgerilimden söz ediliyor. Veriler ile kuram arasındaki gerilim birini ötekine

Page 119: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

tercihetmeksizinçoklu (melez)yöntemlerveçalışmabiçimleri ileaşılmayaçalışılıyor.

E.ZeynepGüler

38-40.sorularınyanıtlarınınkaynakları-E.H.Carr,TarihNedir,Çev.MisketGizemGöktürk,BirikimYayınları,İstanbul,1980.

-E.H.Carr-J.Fontana,TarihYazımındaNesnellikveYanlılık,Çev.ÖzerOzankaya,İmgeKitabevi,İstanbul,1992.

-FerdanErgut-AyşenUysal(Derl.),TarihselSosyoloji:Stratejiler,SorunsallarveParadigmalar,DipnotYayınları,İstanbul,2007.

-GeorgG.Iggers,YirminciYüzyıldaTarihyazımı,Çev.GülÇağalıGüven,TarihVakfıYurtYayınları,İstanbul,2000.

-DavidHarvey,PostmodernliğinDurumu,Çev.SungurSavran,MetisYayınları,İstanbul,1997.

-EricHobsbawm,TarihÜzerine,Çev.OsmanAkınhay,BilimveSanatYayınları,Ankara,1999.

-EricHobsbawm,TuhafZamanlar,Çev.SalihaNilüfer,İletişimYayınları,İkinciBaskı,İstanbul,2006.

-HarveyJ.Kaye,İngilizMarksistTarihçiler,Çev.ArifeKöse,İletişimYayınları,İstanbul,2009.

-MattPerry,MarksizmveTarih,Çev.GülTunçer,İletişimYayınları,İstanbul,2002.

-CharlesRaginveDanielChirot,“ImmanuelWallerstein’ınDünyaSistemi:TarihOlarakSiyasetveSosyoloji”,TarihselSosyolojiiçindes.276-312,ThedaSkocpol(Der.),TarihVakfıYurtYayınları,İstanbul,1999.

-ErdemSönmez,AnnalesOkuluveTürkiye’deTarihyazımı,DaktylosYayınları,İstanbul,2008.

-JohnTosh,TarihinPeşinde,Çev.ÖzdenArıkan,TarihVakfıYurtYayınları,İstanbul,1997.

-RaymondWilliams,“History[Tarih]”,AnahtarSözcükler,Çev.SavaşKılıç,İletişimYayınları,İstanbul,2005.

41-İktisatbilimi,günümüzdekibiçimiveiçeriğiylebirsosyalbilimmidir?(*)

İktisat biliminin içeriği üzerinde iki ünlü iktisatçının görüşlerini aktararakbaşlayalım:

David Ricardo, Politik İkitisadın ve Vergilemenin İlkeleri (1812) başlıklıyapıtınınönsözündeşöyleyazıyor:

Emek, makine ve sermayenin birlikte uygulanması sonunda toprağın yüzeyinden elde edilentümhasıla,topluluğunüçsınıfıarasındapaylaşılır.Busınıflar,topraksahibi,toprağınişlenmesiiçingereklisermayestokununsahibivetoprağıemekleriileişleyenişçilerdir.Nevarki,farklıtoplumaşamalarında,topraktaneldeedilentümhasıladanbusınıflardanherbirinerant,kârveücret adları altında tahsis edilecek paylar farklı olacaktır. Bu bölüşümü düzenleyen yasalarıbelirlemek,politikiktisadıntemelsorunudur.

Ricardo’dan 123 yıl sonra Lionale Robbins, “İktisat Biliminin Niteliği veAnlamıÜzerineBirDeneme”(1935)başlıklıkitapçığındaşutanımıyapıyor:

İktisat, amaçlarla farklı kullanımları olan kıt kaynaklar arasındaki ilişkilerden oluşan insan

Page 120: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

davranışlarınıinceleyenbilimdir.

İkikarşıtiktisatanlayışı:politikiktisatileneoklasikokul

Buikitanım,iktisatbilimininkonusuvekapsamınailişkinikikarşıtanlayışıtemsilediyor.Birinciyaklaşım,19.yüzyıldazirvenoktasınaMarxileulaşanklasikpolitikiktisatokulunaaittir.Ricardo’nuntanımı,saltbölüşümalanınıkapsargörünmeklebirlikte, (doğrudandoğruyaRicardo’nunbaşyapıtıdahil)klasik okul, iktisadın gündemine büyüme konusunu da almıştır.Değer vebirikim sorunları da bu gündemin öğeleri olarak görülmelidir. “Uluslarınzenginliklerininkaynağı”(A.Smith)ve“ekonomilerindevinimyasaları”(K.Marx)buçerçeveiçinegirenbaşlıklardır.

İkinci yaklaşım ise,marjinalistveya daha sonraları yakıştırılan (ve dahayaygın) bir niteleme ile neoklasik okula aittir ve 19. yüzyıl ortalarındanitibaren Batı iktisat öğretimine büyük ölçüde damgasını vurmuştur. Anagündemi, “rasyonel” davranan ajanların karşı karşıya geldiği pazarlardakikaynak tahsisi düzeneklerinin incelenmesinden ve optimizasyonu (etkinliği)sağlayan denge koşullarının belirlenmesinden oluşur. Ve bu özellikleriylenormatif niteliği ağır basar. Ünlü bir matematiksel iktisatçı olan W. J.Baumol,buokulunanaözelliklerinişöylenitelendiriyor:

Marjinal analizi icat etmekle iktisatçılar, diferansiyel matematiğin… kaba bir türüne birkaçyüzyıllık bir gecikmeyle bulaşmış oldular… Marjinal analiz, ‘ne olmalı?’ sorusunuyanıtlamadakibaşarısını‘nedir?’sorusununyanıtlanmasındagösterememiştir.51

51)W.J.Baumol,EconomicTheıoryandOperationsAnalysis,PrenticeHall,NewJersey,1961,s.64.

“Veri (ve kıt) kaynaklarla amaç fonksiyonunun ençoklaştırılması”52probleminin bir sosyal bilim sorunsalı değil, “etkin davranış reçeteleri”nioluşturmakla sınırlı bir konu (praksiyoloji) olduğunu söylemek doğruolabilir.53Robbins’inbutanımınıharfiharfinebenimsersekiktisatbiliminin,insanın günlük davranışlarının hemenhemen tüm alanlarını, diyelimyemekpişirmeyi ya da “Evden işe giderken hangi yol izlenmeli?” gibi sorularınyanıtlanmasını içeren çok geniş bir yelpazeyi kapsadığını kabul etmemizgerekecektir.52)Veya,“veribiramacı,minimumkaynakkullanımıylagerçekleştirme.”

53) Oskar Lange, bu eleştirel saptamayı, Polonyalı felsefeci Kotarbinski’nin yapıtlarına referansvererek vurgulamaktadır: Political Economy, Volume I, General Problems, Macmillan Publishing,NewYork,1963.

Klasikveneoklasikiktisatanlayışı

Buyorumunzorlamabirkarikatürleştirmeolduğudüşünülebilir.Nevarki,neoklasikiktisatbu“uç”eğilimleriherzamantaşımıştır.İkiçağdaşAmerikalı

Page 121: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

iktisatçı (RichardMcKenzie ve Gordon Tullock), “İktisadın Yeni Dünyası”başlıklı kitaplarının “İnsanlar Niçin Çimen Üstünde Yürürler?” sorusunutaşıyanbirkesiminde,“seçimyapaninsan”sorununu,yanineoklasikiktisadıntemelkonusunuşuifadelerleortayakoymuşlar:

İnsan, çimene adımını atmadan önce, bu adımın sağlayacağı faydayı hızla gözden geçirir vesonra aynı adımın gerektireceği maliyeti de hesaplar… Sonuçta hesaplanan fayda maliyetiaşarsa,adımınıatarvebunurasyonelceyapmışolur.

Dahasıdavar:Seks de üretilen ve değişimkonusuolan bir hizmettir.Bütün süreçler gibi cinsel deneyimdemaliyetlidir…Bunedenletalepedilenseksmiktarı,fiyatlatersbağlantılıdır…Rasyonelbirey,seksi marjinal faydanın, marjinal maliyete eşitleneceği noktaya kadar tüketir… Seksin fiyatıdiğerfiyatlaragöreartarsa,tüketicirasyonelolarakdiğermallardandahafazla,sekstendahaaztüketecektir.

Yazarlar, burada kullandıkları “maliyet” ve “fiyat” terimlerinin, “parasal”veya“parasalolmayan”türlerininolabileceğini;dolayısıylaverdikleriörneğinsıradan (örneğin evlilik içi) cinsel ilişkiler için de geçerli olabileceğinibelirtiyorlar.54

54)Aktaran,E.K.Hunt,HistoryofEconomicThought,Wadfsworth,California,1979,s.437.

Robbins’in tanımıyla ifadesini bulan neoklasik okulun uçtaki bir kanadı,iktisadın gündemini, böylece, “rasyonel seçim yapan” insan davranışlarınıntümünekaydırmayıyeğlemiştir.Nevarki,neoklasik iktisatçılarınbüyükbirbölümü bu ucu açık gündemi “gerçek piyasa mekanizmaları ve iktisadiajanlar” ile sınırlamaya çalışmışlardır. Yine de optimizasyona (etkinliğe)yönelik davranış varsayımları üzerine kurulu normatif boyut, bu okulunçalışmalarına hep damgasını vurmuştur. Gerçek süreç ve olgularınincelenmesinde, “etkinlik” ölçütü, “yaklaşılan, uzaklaşılan, çakışılan” birreferans noktası olarak çözümlemeninmerkezinde yer almış; bu çaba, çoğuzaman,olguları(butürdenbir“idealkonum”danbağımsızolarak)oluşturan,belirleyen, dönüştüren etkenlerin araştırılmasını devre dışı bırakmış; enazındanarkaplanaitmiştir.

Klasik okul, iktisat politikası sorunlarıyla uğraşmakla birlikte, esas olarakekonomik süreci açıklayıcı bir çabayı temsil eder. Bu geleneğin içindeherhangibirnormatifönermeiçermeyenkatkılar,çokfarklı iktisatpolitikasıyaklaşımlarıylayanyanavarolabilmiştir.

Neoklasik okul ise, “rasyonel davranış ve kâr güdüsü”nün tüketicilere,“faktör sahipleri”ne ve işletmelere egemen olduğu kapitalist ekonomilerdepiyasa ilişkilerinin ve onların sonuçlarının simülatif bir görüntüsünü veren“açıklayıcı”özelliklerdetaşımaklabirliktenormatiföğelerdenarındırılamaz.

Page 122: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Dolayısıyla,iktisatpolitikasıreçeteleriyleçokdahafazlaiçiçedir.Nevarki,temel yaklaşımı nedeniyle, bu reçetelere statik denge / etkinlik perspektifiiçinden bakmıştır.Bu perspektifi, “kısa dönemdekaynak israfının nedenlerive bunları ortadan kaldıracak yöntemler” olarak özetlemek çok yanlışolmayacaktır. Bu gündem içinde izlenen matematik ve tümdengelimyöntemleri, neoklasik okulu genellikle ortak, standart politika reçetelerineyönlendirmiştir.Günümüzdebureçeteler,“serbestpiyasacı”,“piyasadostu”,“neoliberal” ve (makroiktisat, finans ve uluslararası iktisat alanlarınageçildiğinde) “parasalcı”, “arz yönlü”, “etkin piyasa varsayımına dayalı”,“küreselleşmeci”gibiyaftalarladaanılıyor.

Klasikgelenektensonrası:Keynesci,solKeynesciokullarve“bağımlılıkokulu”

İktisat bilimi, iki yüzyılı aşangelişimininuzuncabir bölümü içindeklasikgelenektenuzaklaştı;neoklasikgündeme teslimoldu.20.yüzyılınortalarınadoğru, bu eğilimi düzeltme doğrultusunda önemli gelişmeler gözlendi.Keynes’in “genel teori devrimi” yeni bir açılımın başlangıç noktasınıoluşturdu. Genel teori, neoklasik okulu, kaynakların daima tam olarakkullanıldığı,istihdamedildiğiistisnai,“özel”birdurumuaçıkladığıiçineksikbulur;“genel”bir teorioluşturmayacağını ilerisürer.Ancak,bu“özel teori”ile sözü geçen sınırlar içinde (yani, doğrudandoğruya) kavgalı değildir.BuyorumunCambridgeÜniversitesi’ndeyeşeren“sol”kanadı,kısmenMarx’tanda esinlenen Kalecki’nin katkılarıyla beslendi; Batı’nın sosyal demokratiktidarlarına yol gösterdi. Klasik politik iktisadın değer teorisi Sraffa’nınkatkılarıyla, neoklasik dogmalara meydan okudu. “Güney” coğrafyasındafilizlenen “bağımlılık okulu”, neo-Marksist akımlarla bütünleşerek dünyaekonomisinin eşitsiz ilişkilerinin çözümlenmesine ışık tuttu. Gelişmişkapitalizmi“kurumsalcı”,azgelişmişekonomileri“yapısalcı”yazınlar içindeincelemeçabaları,bu“düzeltme”arayışlarınaörneklerdir.Özellikle,2008’depatlak veren ve bir sistem olarak kapitalizmin derinden sorgulanmasına yolaçan uluslararası kriz, neoklasik iktisadı ciddi bir iç hesaplaşma, hattaözeleştirisürecineitmektedir.

Ne var ki, akademik düzlemde gözlenen bu “çokseslilik”, iktisatpolitikasının alanına çok fazla yansımadı. 1980’li yıllar başlarken iktisatpolitikalarıgiderek,“başkaseçenekolmadığı”sloganıylapazarlananstandartpiyasacı /monetaristreçetelereindirgendi;örneğin,İngiltere,Türkiye,Kore,Arjantin,GanaveGüneyAfrika’nınsadeceayrıntılarda(teknik,ekonometrikparametrelerde)farklılıkgösterenaynıiktisatpolitikasımodelinetabiolmasıgerektiği anlayışı egemen oldu. Siyasi iktidarlar, sosyal demokrat akımlar,tüm güç odakları bu anlayışa uyum sağladılar. 2008 krizi, emperyalist

Page 123: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

metropolleri, Keynesgil reçetelere kısmi dönüşlere zorladı; finansalsistemdeki başıboş serbestleşmenin ağır maliyetlerini açık seçik ortayakoyarak bazı düzenlemelere ışık tuttu; ancak, bu revizyonlar (en azındanşimdilik) politika seçenekleri alanında anlamlı bir yön değiştirme anlamınagelmemektedir.

Akademik ve bilimsel alandaki çokseslilik ile politika reçetelerindekiteksesliklik arasındaki uyumsuzluğun arka planında, iktisat ile diğer sosyalbilimlerarasındakibenzerlikveayrılıklarroloynamıştır.

KorkutBoratav

42-İktisatbilimininötekisosyalbilimlerleilişkisinasıldır?

İktisat ile diğer sosyal bilimler arasındaki ciddi kopukluğun yarattığı bazısorunlarabirkaçörnekledeğinmekistiyorum.

Ötekisosyalbilimlerdenuzaklaşması

Bir sosyal bilim olarak iktisat, gelişim süreci içinde matematiksel, niceltekniklerinağırbastığıçokgüçlübiruzmanlaşmaeğilimigöstermişvetarih,siyaset bilimi, sosyoloji / antropoloji gibi diğer sosyal bilimlerdenuzaklaşmıştır. Yaygın olarak gözlenmiştir ki, birkaç standart matematiksel“model”den tezdanışmanıncauygungörülenbirisi,Türkiye’ye,Meksika’yaveya Mısır’a özgü ulusal parametrelerle ve birkaç yerel varsayımlarevizyondan geçirilip uygulandığında Batı üniversitelerinde doktora teziolarak kabul edilir; iktisat dergilerinde yayımlanır. Akademik mesleğeböylece adım atan bu genç iktisatçılarla öteki alanlardan gelen sosyalbilimciler arasında Türkiye (veya Meksika ya da Mısır) toplumları, hattaekonomileriüzerindeanlamlısözlütartışmalarınimkânsızolduğunaçokkeretanık oldum. Aslında sadece güçlü araçlar olması gereken matematiksel /“nicel” teknik ve yöntemlerin bu kopukluğa ne kadar katkı yaptığınıtartışmamızgerekiyor.

Standartiktisatpolitikasıreçeteleri

İktisatpolitikalarınasılbelirlenir?Neoklasikgeleneğingündemindebusoruuzun yıllar yer almamıştır. Dolayısıyla, “rasyonel” ve standart politikareçetelerininfarklıortamlardavefarklızamanlardaniçinaynıbiçimdekabulgörmediği, uygulanmadığı veya uygulanamadığı sorusu, sadece “iradeyoksunluğu” veya “doğru yoldan sapmalar” gibi “rasyonel olmayan”etkenlere bağlanarak geçiştirilmiştir. “Bu sorular iktisadın gündeminegiremez”diye sorumluluğudiğer sosyal bilimlere yıkmakda yanlıştır.Zira,diğer alanlarda yapılan araştırmaların sonuçları iktisatçıları çoğu kezilgilendirmemiştir bile.Öte yandan, bu sorular “fazlasıyla iktisatça” olduğu

Page 124: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

için olsa gerek, diğer sosyal bilimlerin gündemine de girmemiştir. Yakınzamanlarda “rasyonel davranış” varsayımını bürokratlara ve siyasetçilereuygulamaya kalkışan “kamusal seçim” okulu, bence, bir önceki yanıttaörneğini verdiğim McKenzie-Tullock’un abartılı yaklaşımının bir paraleliolarak görülmelidir. Geleneksel iktisat, ekonomik gücün rol oynamadığıpiyasa mekanizmalarıyla ilgilidir. Siyaset bilimi ise, siyasi iktidar ileekonomik ve diğer güç odakları arasındaki ilişkileri araştırarak devletaygıtının bünyesindeki karar alma süreçlerini aydınlatma çabalarını daiçerdiği için yukarıdaki soruyu gündemine alabilir. Keza, ideolojinin etkili,güçlürollerinivesiyasiiktidarlarınhareketalanlarınınasılkısıtlayabileceğiniiktisatçılar bir türlü anlayamamışlardır. Bu açılımı yapamayan ve neoklasikgeleneğin tutsağı olan Dünya Bankası, IMF uzmanları, yanıtlayamadıklarısorularkarşısındakendiiktisatanlayışlarınıdeğil,reçetetaşıdıklarıülkelerinsiyasetçilerini “Bunlar adam olmaz” teşhisine sığınarak suçlamayıyeğlemişlerdir.

Uluslararasıiktisadikurumlarınkararalmasüreçleriningörmezdengelinişi

Yukarıdaki sorunun uluslararası bağlamları da vardır. Dünya ekonomisini,uluslararasımalvefaktörpiyasaları(yanidış ticaretvesermayehareketleri)içinde incelemeye dönük iktisat disiplini, bu ilişkilere damgasını vurankurumların (örneğin Dünya Bankası’nın, IMF’nin, DTÖ’nün, ParisKlübü’nün, G7, G8, G20 toplantılarının) karar alma süreçlerini belirleyenetkenlerihiçbirzamaninceleyemedi.Farklıgüçlertaşıyansiyasiveekonomikbirimlerin (devletlerin, şirketlerin) stratejik ve eşitsiz rollerini algılayamadı.Tarihsel süreçlerin, örneğin sömürgeciliğin, emperyalizmin rollerini, izlerinive hâlâ süregelen kalıntılarını göz ardı etti. Bu eksiklikleri gidermeyihedefleyerek son zamanlarda geliştirilen “uluslararası politik iktisat”disiplinine yapılan katkıların iktisatçılardan çok siyaset bilimcilerden,uluslararası ilişkiler uzmanlarından ve tarihçilerden gelmesi bu bakımdandüşündürücüolmalıdır.

Gelenekseliktisatbiliminintarihtenyoksunluğu

Ekonometrikçalışmalarınzamanserisianalizlerineuzananboyutlarıdışındageleneksel iktisat, tarihten yoksun bir gelişim çizgisi göstermiştir. İktisattarihi, daha çok iktisadi verileri ve olguları inceleyen tarihçilerin uzmanlıkalanı olarak; dolayısıyla iktisat öğretisi içinde “gettolaşmış” bir konumdakalmıştır. Bu durumun sakıncaları çok ciddidir. Tarih içinde biçimlenmişkurumların siyasal ve ideolojik tortularının iktisadi olaylar üzerindekietkilerini ihmal etmek yanılgılara yol açmaktadır. Bugünün olgularını

Page 125: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

incelerken geçmişteki benzerlik ve farklılıkların ihmalinden kaynaklanankavrayışyoksunluğununönemi,iktisatçılartarafındannadirenalgılanmıştır.

Sosyolojikolaylarınsavsaklanışı

Benzerdoğrultuveboyutlardakiiktisadideğişkenler,farklıülkelerde,farklızamanlarda nasıl oluyor da çok farklı sonuçlar verebilmektedir? Çeşitliülkelere ve zamanlara ait farklı parametrik değerleri vurgulayan tipik“iktisatçı yanıtı” yeterli olmamaktadır. Tarihsel izlere ve siyasi yapıfarklılıklarınailişkinyukarıdadeğindiğimsaptamalarıbiryanabırakalım.Busorudaki “sonuçlar” teriminin içeriğini de biraz genişletelim. Yanıt, önemliölçüdesosyolojikolgularındaihmalinebağlanabilir.Bir“şoktedavi”getirenstandart iktisat politikası reçetesinin Kuzey Afrika’da ayaklanmalarla,Türkiye’de ise sessiz bir kabulle karşılanmasını iktisatçı açıklayamıyor.Burada, bu tür şoklara karşı sivil toplumun direnme, uyum ve savunmamekanizmalarını, olanaklarını en iyi inceleyen bilgi malzemesi sosyoloji,hatta antropoloji disiplinlerinin perspektifleri ve geliştirdikleri yöntemler ilesağlanabilir. Haneye, kadınlara, aile reislerine, çocuklara uzanan anket vemülakat teknikleriyle sağlanan bilgi malzemesi, sivil toplumun bünyesindegeleneksel makroekonomik verilerce ulaşılmayacak zenginlikte oluşumlarınyer aldığını ortaya koyuyor. İktisatçıların zaman zaman kalkıştıkları“enformel sektör”, “kayıt dışı ekonomi”, “göç” üzerindeki incelemeleri,sosyolojikveantropolojikçözümlemelerlebütünleştirilmediğiiçingenelliklesığkalmaktadır.

Artıkiktisat“sosyalbilimlerinkraliçesi”değil

Tarihçiler, siyaset bilimciler, sosyologlar ve diğerleri, iktisadı hâlâ (JoanRobinson’un deyimiyle) “sosyal bilimlerin kraliçesi” olarak gördükleri içinolsa gerek, bu disiplinin bulgularını, sonuçlarını izlemeye çalışmaktadırlar.Bunakarşılık, iktisatgiderekhemdışarıyakarşı fanatikçekapanmakta;hemde diğer disiplinleri “istila etme” eğilimi göstermektedir. Bu tür bir“kapanma” içindekaldıkçadiğer sosyal bilimlerinbulgularından, yöntemselkatkılarındandayoksunkalmaktadır.

Bu hastalıklı yönelişin son bulmasından tüm sosyal bilimler, özellikle deiktisatbilimiveiktisatçılaryararlıçıkacaklardır.

KorkutBoratav

41.-42.sorularınyanıtlarınınkaynaklarıDipnotlarındagösterilmiştir.

Page 126: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

6.Bölüm-BİLİM-DİN-İDEOLOJİİLİŞKİLERİ43-Toplumbilimlerivedoğabilimlerialanlarında“iradeci”(istenççi),“erekselci”,“yazgıcı”açıklamalarınbilimselgeçerlilikderecelerinedir;biliminsaygınlığıüzerindenetüretkileriolmaktadır?

Busoru,doğalolarakbizi,dinadamlarıyadadinseleğilimiolanfilozoflarınoluşturdukları düşün sistemlerinde ön plana çıkan iradecilik, erekselcilik,yazgıcılık gibi öğretiler ve eğilimler ışığında bilimin konumu nedirsorunsalınagötürür.ÇünkütektanrılıdinlervebudinlereksenindeoluşturulanTanrı odaklı evren tasarımları, evreni büyükölçüdeTanrısal takdir, bilgi veiradeninbirürünüolarakgöstermeeğilimindedir.Tanrıöncesiztasarımıvebutasarıma gönderme yapan bilgisine dayalı iradesi ve kudretiyle her şeyi varetmekteveherşeyinkaderinibelirlemektedir.

Teistikiradeciinançlarilebilimseldünyagörüşününuyuşmazlığı

AncaktektanrılıdinlerdeveTanrıodaklıdüşüncelerde,buTanrısaltasarım,bilgi, irade ve bunlara bağlı kader konusunda tek değil farklı yaklaşımlarınolduğunu anımsatmakgerekir.Bu aslında aynı öncüllerden yola çıkıyormuşgibi gözüken, ama öncüllerde yer alan kavramlara ve dolayısıyla öncüllerefarklı anlamalar yükleyen bir bakışın ürünüdür. Daha yalın konuşursak,tektanrılıdinlerevebuçevredeyetişendinseleğilimlidüşünürleregöre,herşeyTanrınınbilgive iradesininbir sonucudur.Fakatburadakibilgive iradeile ne kastedilmektedir? Sözgelimi, teistik55 bir düşünür, Tanrının öncesizbilgisiyleher şeyi takdir ettiğinikabuletmeklebirlikte,onuözgürbirözne,İslamdünyasındakiyaygın söylemle“fâil-imuhtar”olarakkabulettiği için,onuniradevekudretinisınırsızsayar.BununlaTanrınıniradevekudretininneiçsel ne de dışsal hiçbir faktör tarafından belirlenemeyeceğini ima eder.Böylesi bir anlayıştaki düşünüre göre, İbnRüşd’ün (öl. 1198) de kaydettiğigibi.56Tanrısal irade ve kudretin yönünü belirlemenin, onu bir ilkeyle vekuralla sınırlamanın bir yolu bulunmamaktadır. Eylemleri bilinemeyenböylesibirTanrınınyönettiğibirevrendenelerolacağınıöncedenkestirmekolanaksızdır; her şey onunbilgi ve iradesinin ve anlık yaratışının ürünüdür.Dilimizdeki yaygın bir söylemle belirtirsek, bu tasarımda, Tanrı dilemezseyaprak bile kımıldamaz; yaprağın kımıldaması için tüm doğal koşullaryerindeolsadaTanrı istemeyincebueylemgerçekleşmez.BöylesibirTanrıanlayışının ilginçbir örneği, İslamdünyasındaEş’arîlik57veMâturîdîlik58ekolüne bağlı düşünürlerde görülebilir. Aynı anlayışın izdüşümlerini

Page 127: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta da bulabiliriz. İslam dünyasında bu anlayışayaygınlık kazandıran Gazzâlî’nin (öl. 1111) neden-sonuç ilişkisininzorunluluğunu yadsıması ve Tanrının dışında doğal-ikincil nedenleri kabuletmemesi59 bu anlayışın tipik bir sonucudur. Her şeyi Tanrısal istenceindirgeyenbu anlayış,Tanrısal bilgi vebunabağlı yazgıyagöndermeyapsada,özündebunlarıdakeyfiolan,hiçbirilkevekurallasınırlanmayanTanrısaliradeyebağlıbirhalesokmaktadır.Tanrı,çelişmezlikilkesinetersdüşmediğisürece, evrende dilediğini, istediği şekilde yapabilir. Çünkü evren onunmülküdür; mülkünde istediği gibi davranabilir. Gazzâlî, bu anlayışındoğurduğu sakatlığı bir parça giderme yolunda, Tanrısal âdet teriminegönderme yapar. Ona göre, hiçbir kuralla sınırlanmayan Tanrının olağanzamanlarda eylemlerini yerine getirirken benimsediği bir âdet vardır; ancakbu âdet de değişmez değildir. Özelliklemucize anlarında, Tanrı, bu âdetinideğiştirebilir. Âdetin değişmesinin, insani açıdan saçmalık doğuracağınıkavradığı içinGazzâlî, bu âdet değişimine bağlı olarak bizim bilgimizin dedeğiştirilmiş olacağını söylemeye çalışmaktadır. Çünkü onca, evrendeki herşeyiheranTanrıyapmaktadır;insanzihnindebilgiyideoyaratmaktadır.60

55)Buradavemetin içinde“teistik”kavramı (bazı inançlarınyalnızcaevreniyaratıp içineyasalarınıyerleştirdikten sonra bir daha ona karışmadığını ifade eden “deistik” anlayıştan farklarını belirtmekiçin) “Tanrıcı” gibi bir karşılıkla yetinilmeyip, evrene ve topluma,mucizeleriyle, peygamberleriylekarışabilenTanrıanlayışınıbelirlemekiçinkullanılmıştır.

56) İbn Rüşd, Tutarsızlığın Tutarsızlığı (Tehâfüt et-Tehâfüt), C.II, Çev. Kemal Işık-Mehmet Dağ,KırkanbarYayınları,İstanbul1998,s.643.

57)Eş’arîlik, İslam itikadimezheplerindenbirisidir.Ebûel-Hasanel-Eş’arî’nin (öl. 935)kurduğubuöğreti, aklınhiçbirzamangerçeğeulaşamayacağını,kullarınancakkayıtsız şartsız inanmaklamutluolabileceklerini ileri sürer.Doğalolaylar, nedenleri bilinmeyenvebelki de aslabilinemeyecekolansaltbirTanrısal ilkeninürünüdürlervebu ilke tarafındanyönetilirler.Bâkillanî(öl.1013) ,Bağdadî(öl.1037)veCüveynî(öl.1086)gibidüşünürlercegeliştirilenbuekol,Gazzâlî’ninkatkılarıylaİslamdünyasınınenyaygınitikadiekolühalinegelmiştir.

58)Mâturidîlik,İslamitikadimezheplerdenbirisidir.ÜnlüTürkdinbilginiEbûMansûrel-Mâturidî(öl.944)tarafındanHanefîmezhebininkurucusuİmam-ıAzam’ındüşüncelerieksenindeoluşturulmuşbirekoldür. Mâturidîlikle Eş’arilîk arasında, Tanrıya şey denilip denilemeyeceği, tümel-tikel irade,Tanrıyayaratma(tekvin)sıfatınınverilipverilemeyeceğigibisorunlardaküçükfarklarbulunmaktadır.Ekolün,Ebûel-Muinen-Nesefî (öl.1114),Nûred-Dînes-Sâbunî (öl.1184),Pezdevî (öl.1099)gibidüşünürler tarafından geliştirildiği, bu gelişim sürecinde, Eş’arîlik ile aralarındaki farkların iyicesilikleştiğigörülür.

59)Gazzâlî,Tehâfütel-Felâsife,Tah.:MauriceBouyges,Beyrut,1927,s.195.

60) Nedensellik üzerine İslam dünyasında yapılan tartışmalar konusunda Eski Yunan’dan İslamınKlasik Çağına: Neden Kavramı ve Nedensellik Sorunu (Hasan Aydın, Bilim ve Gelecek Kitaplığı,İstanbul2009)adlıyapıtımabakılabilir.

En yetkin örneklerinden birini Gazzâlî’de bulduğumuz bu teistik-iradecianlayış, kanımca bilimsel bir dünya görüşünün doğup pekişmesi açısından

Page 128: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

oldukçaolumsuzetkileresahiptir.GerçektenGazzâlî’densonra,onunortayakoyduğu bu anlayış kurumsallaştığı ve medresenin temeline oturduğu için,EskiYunan,Hintveİrankültürlerindençeviriyoluylaİslamdünyasınagirenbilimvefelsefekökleşememiştir.Buteistik-iradecianlayışınbilimaçısındanolumsuzkimisonuçlarışöylesıralanabilir:

Neden-sonuçilişkileriaramanınboşunalığı

Birincisi, Tanrı özgür iradesiyle her şeyi her an dilediği ve yarattığı veiradesi hiçbir kuralla sınırlanmadığı için, bilimin temeline oturan evrendekidüzenlilik tehlikeye girmektedir. Tanrısal istence bağlı olarak her andeğişebilecek bir evrende düzenli ilişkiler, diğer bir deyişle neden-sonuçilişkileriaramakboşunadır.Bu,evrendeneyasalarınnedebunlareksenindeevreniaçıklamayayönelenkuramlarınbulunamayacağıanlamınagelmektedir.Bir örnek vermek gerekirse, boşluğa bırakılan nesneler çekim yasası gereğidüşerler.Oysateistikanlayışta,buyerçekimianlıkTanrısaliradeveyaratışınbirürünüdür;buaçıdanböylesibirdoğayasasındansözedilemez.Gazzâlî’ninterminolojisiyle buna Tanrısal âdet desek bile, Tanrı her an âdetinideğiştirebilir. Bu anlayışa göre, yine İstanbul’un fethinin nedeni olarakOsmanlının ekonomik, siyasal, askeri, teknolojik anlamdaBizanskarşısındaüstünlüğü ileri sürülemez; bunların hiçbir etkisi olmadan da, Tanrı öyleistemiş olabilir. Bunlar gerçek nedenler değildir, sadece vesilelerdir; gerçeknedenTanrıdır.

Araştırmayagerekbırakmaması

İkincisi,neden-sonuçilişkisizorunluolmadığınaveteknedenTanrıveâdetiolduğunagöre,hiçbirşeyiaraştırmayagerekkalmamaktadır.Bunugöstermekiçin yaşantımdan edindiğim birkaç örnek üzerinde durmak isterim.Doktoraöğrencisi olduğum yıllarda sık sık Ankara’dan Samsun’a gidip gelmekzorundakalıyordum.Yolculuklar hemkitapokumakhemdeyeni insanlarlatanışmak içinönemli fırsatlar sunarlar.Birkeresinde,Ankara’danSamsun’agelirken, yanıma oturan yaşlı bir amca, bana dönerek “Allah’ın hikmetinebak,yolunbutarafındakarvar,amadiğer tarafındayok,Onebüyük”dedi.Bendeesprilibirdille,“Amcabirvadidengeçiyoruz,kuzeycephedekarvar,amagüneycephedeyok,bununnedeni,güneyindahaçokgüneşışığınamaruzkalmasıvekarlarınerimişolmasıolamazmı?”dedim.Amca“HerşeyiAllahtakdirederveyapar”dedivesustu.

Cumhuriyetin okuryazarlık eğitimi bile götürmede maalesef sorunlarlakarşılaştığı Anadolu’da yetişmiş sevgili anneme onunla şakalaşırkensorduğum bir soruyu ve aldığım yanıtı da okuyucuyla paylaşmak isterim.“Anne koskoca tahta suda neden batmıyor da, küçücük bir taş batıyor?”

Page 129: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Annemin verdiği yanıt oldukça ilginçti: “Haşa, Allah’ın işine karışma…Oistediğini yapar, hikmetinden sual olunmaz.” Annemin bakışına göre,yağmuru yağdıran, geceyi gündüzü oluşturan, her şeyi yapan Allah… Buyüzdenonunher soruyaverdiğicevapaynı:Allah…Halkmetafiziğiolaraknitelediğimbudünyagörüşündebirşeyiaraştırmayagerekyok…Herşeyinyanıtı belli ve açık…Bilimdüzenlibir evrenvenedensel ilişkilervarsayar.Bunlara yer vermeyen, her neden ve nasıl sorusuna, Tanrı ile yanıt verenteistikiradecianlayışınbilimiengellememesidüşünülebilirmi?Kuramdakimne derse desin her şeyin doğrudan nedeninin Tanrı olarak görüldüğü veTanrının her an her şeyi yarattığı, irade ve kudretinin sınırsız olduğusavunulanbirparadigmadabilimeyerolamaz.Çünkütümsorularınyanıtıbirveaynıdırvebuyanıt,Tanrıdır.

Teistikanlayışıninsanıkuklayaçevirişi

Üçüncüsü, teistik anlayış, insanı Hacivat-Karagöz gölge oyunundakifigürlereçevirir.Nasılgizlibirel,kuklayıoynatıyorsa,teizmdedeinsanTanrıkarşısında kuklaya dönmektedir.Her şeyiTanrının takdir ettiği, yazgıladığı,irade ve kudretiyle anlık olarak yarattığı bir evrende, insanın üretken,çalışkan, girişimci ve var edici olduğunu söylemek boşunadır. Bu yüzden,teistik anlayış egemense insanlar atıldır ve orada herkes gözünü gökyüzünedöndürmüştürveher şeyiTanrıdanbekler.Dilimizdeyeralan“Allahbelanıversin,Allah ıslah etsin,maaşallah, biiznillahi telalâ (Allah’ın izniyle)” vb.deyişler bu anlayışın ilginç izdüşümlerdir. Adam birini öldürür, kaderkurbanıdır; trafik kazası yaparTanrısal takdirdir vb.MehmetAkifErsoy(7)buanlayışıeleştirelbirdilleçarpıcıbirbiçimdeşöyleifadeeder:

DemekkiherşeyinAllah…Yanaşman,ırgadıno;

Çolukçocukonaâit:Lalan,bacın,dadıno;

Vekîl-iharcıno;kahyan,müdîr-ivezneno;

Alışseninsede,mes’ulolanverişteno;

Denizdecenkolacakmış…Gemino,kaptanıno;

Yaordulâzımimiş…Askerinkumandanıno;

Köyünyasakçısı;şehrindebaşmuhassılıo;

Tabîb-iaile,eczâcı…Hepsihâsılıo.

Yasennesin?Mütevekkil!Yutulmazartıkbu!

Birazdasaygıgerektir…Nesaygısızlıkbu?

Hudâyıkendinekulyaptı,kendiolduHudâ?

Utanmadandatevekküldiyorbucür’ete…Ha?61

Page 130: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

61)MehmetAkifErsoy,Safahât,Haz.KemalBek,Bordo-SiyahYayınları,İstanbul2007,s.406.

Her şeyi Tanrısal iradeye bağlayan, insanı edilgin sayan bir düşünseldizgede,insanınbilgivedeğerüretmeyeyönelmesinibeklemekboşunadır.

Bilimseldünyagörüşünekapalıolmayandeist,panteist,panenteistanlayışlar

İrade,erekveyazgıgibikavramsallaştırmalarayerverendeist,pantesitvepanenteist din anlayışlarının da bilimsel düşünce ve araştırmaya engeloluşturacağısöylenebilirmi?

Kanımcabu türdendinsel anlayışlarda,bilimevebilimseldünyagörüşünebiryerbulmakolasıdır.“Deizm”de“teizm”denfarklıolarakTanrınınevreniyarattığıveonayasalaryerleştirdiğivebuyasalarınişlediğibelirtilmektedir.Tanrının ilk yaratılış hariç evrene bir daha karışmadığı, karışmayacağı ilerisürülmektedir.BuanlayışagöreTanrının iradesi sınırlıvedüzenlibireylemortayakoyar.Aristoteles’inkendisihareketetmeyenilkhareketettiricisini62anımsatan bu anlayış, 18-19. yüzyıllarda Batı’da bilimciler arasında büyükölçüde yayılıp benimsenmiştir. Evrenin saat gibi mekanik araçlarabenzetildiğibuanlayışta,evrendüzenlidiramabellibirereği,yaygındeyişlebelli bir amacı bulunmaktadır. Ereklilik düşüncesi bir kenara bırakılırsa, buanlayışın bilime ve bilimsel dünya görüşüne teizmden daha açık olduğunusöylemektebirsakıncaolmasagerektir.Çünküevrenibirmakinegibigöreninsanın, onun işleyişini anlamaya çalışması oldukça doğaldır. Bu dünyagörüşündekader,adetaTanrınınevrenmakinesineyerleştirdiğiyasalarıifadeetmektedir ve her şeyin bir işlevi ve ereği vardır. İslam dünyasında budüşünceye yaklaşan düşünürler arasında Mu’tezile63 ekolüne bağlıMu’ammer (öl. 830) ile Aristoteles’ten (öl. MÖ 322) etkilenen Kindî (öl.866), Fârâbî (öl. 950), İbn Sînâ (öl. 1037) ve İbn Rüşd (öl. 1198) gibifilozoflardansözedilebilir.“Panteist”anlayış,Tanrı-evrenözdeşliğinevardığıiçin, aslında örtük bir ateizm içermekte ve evreni araştırmayı Tanrıyıaraştırmaklaözdeşkılmaktadır.Böylesibiranlayışın,örneğinGüneş’iTanrı,ışıklarını da evrenle özdeşleştirdiği düşünülürse, Tanrı ile evren arasındakiayrımı belirsizleştirdiği söylenebilir. Gerçekten ışığı Güneş’ten ayırmak neölçüde olanaklıdır?Dolayısıyla panteist anlayışın insanı nesneler dünyasınayönlendirdiğivebuyönüylebilimaçısındanolumlusonuçlardoğurabileceğiaçıktır. İslam dünyasında Hallac-ı Mansur (öl. 922) ve Muhyiddin İbnArabî’de (öl. 1239) önsel biçimini gördüğümüz bu anlayış, Batı’da Yahudikökenli Spinoza’da (öl. 1677) en sistematik ifadesini bulur. Ancak buanlayışın, katı bir determinizme yol açtığını, bunun ise insanı determinist

Page 131: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

anlayışın bir parçası yapabileceğini belirtmek gerekir. Bu yüzden insanınözgürlüğününyoksayılmasınınmantıksalolumsuzsonuçlarıdüşünülmelidir.62)Aristoteles,Metafizik,Çev.AhmetArslan,SosyalYayınları,İstanbul1996,s.502.

63) İslam dünyasında ortaya çıkmış itikadi mezheplerden birisidir. Mu’tezile kelimesi “i’tezele”sözcüğünden türetilmiştir ve ayrılanlar anlamına gelir. Özellikle kader ve kaza konularındakiyorumları ve inançları nedeniyle İslam dinindeki diğer mezheplerden ayrılmışlar; insanın kendieylemlerininöznesiolduğunuilerisürmüşlerdir.Öteyandanakıllaçelişenayetvehadisleriakladayalıolarak yorumlamaya yönelmişlerdir. Bu bağlamda Tanrının en iyiyi yapması gerektiği, evrendekikötülüklerin öznesi olamayacağı, ahlaki değerlerin nesnel olduğu türünden iddialarını anımsatmakgerekir.MezhebinönemlitemsilcileriolarakVaslıbinAta(öl.748),Ebûel-Huzeylel-Allâf(öl.850),Nazzâm (öl. 845), Câhız (öl.869) , Kadı Abd el-Cabbâr (öl. 1025) gibi düşünürler karşımızaçıkmaktadır.

“Panenteizm”,teizmlepanteizmibirleştirmeveeksikliklerinigidermeçabasıolarak karşımıza çıkar. Bu anlayışta Tanrı çift kutuplu bir varlık olarak elealınır.Tanrıbiryönüylenesnelerdünyasınıniçindebiryönüylededışındadır.Dışındaki “aşkın” yanıyla Tanrı mutlaktır; “içkin” yönüyle ise, evrendekideğişimvedönüşümebağlıdır.BuaçıdanevrendekitümdeğişimlerTanrıylabirlikte gerçekleşmektedir. Süreç felsefesinde ortaya çıkan bu anlayışta,evreni araştırmak Tanrının içkin yönünü araştırmakla özdeştir ve bu açıdanbilimseldünyagörüşüneolumluyaklaşılır.

Erekselcilik-nedensellikuyuşmazlığı

AncakhangiTanrıanlayışınıelealırsakalalım,erekselcilikoradabirsorunolarakkarşımızaçıkar.Erekselcilik,olağannedensellikanlayışındakinedeninsonucu belirlediği saptamasının tersine, sonucun nedeni belirlediği gibi biranlayışı ima etmekte, böylece tüm olgusal ve düşünsel süreçleri tersineçevirmektedir. Bu anlayışa göre, nasıl bir canlının her bir organı bir işlevyerine getirir ve bu işlevlerin toplamı canlının yaşamını sürdürmesi ereğinehizmetederse,evrendesankicanlıbirorganizmagibidüşünülmektedir.OnunherbirparçasınınbütüniçinbirişlevesahipolduğuvebütünündeTanrısalbirsonulamacınınbulunduğuifadeedilmektedir.

Canlı varlıkların amaçlarından, işlevlerinden söz etmek, belli ölçülerdeonaylanabilecek bir tutumdur. Sözgelimi insanın davranışlarında bir amaçgörülebilir;çünküinsanakıllıbirvarlıktır.Aynışeyiele,göze,taşa,yıldızlaravb. yüklemek olanaklı mıdır? Platon ve Aristoteles gibi filozoflar ve dinieğilimlidüşünürlerbunlarındaamaçlarındansözedilebileceğinisöylerler.Budüşünürleregöre,doğadarastlantıyla,amaçsızgerçekleşmişhiçbirşeyyoktur.Evrendekidüzenbununbirkanıtıdır.

Evrenselereksellikdüşüncesininbilimseldeğersizliği

Bu ereksellik düşüncesinin bilimsel değeri nedir? Kimi düşünürlere

Page 132: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bakarsak, ereksellik düşüncesinin canlıları anlamak için bilimsel bir değeriolabilir. Ancak gözün ereğinin peşine düşmek, Theodor Gomperz’in (öl.1912)haklıolarakişaretettiğigibi64çoğukeznedenselsüreçlerigörmezdengelmemizi, ereği görünce ayrıntıyı araştırmamızı engelleyebilir. Bu açıdanolumsuz bir yanı da bulunmaktadır. Sonra sonucun nedeni belirlediğinisöylemek saçmadır.Örneğinyanmışmilyonlarca ağaç, yangını ve ağacı varedebilir mi? Yine amacın olgusal, bilimsel açıdan nedeni var ettiğinisöylemeksaçmadır.Ayrıcagözgörmekiçinmivardır,yanigözügörmeamacımı var etmiştir; yoksa, yaşamda kalmayı sağladığı için mi ortaya çıkıpgelişmiştir? Yine, gece dinlenmemiz için mi vardır, yani geceyi dinlenmeamacı mı var etmiştir; yoksa, ona buna uyum sağladığımız için mi geceuyumaktayız? Dahası cansız nesnelere erek yüklemek, onları canlı gibialgılamak, onlara antropomorfist (insanbiçimci) yaklaşım değilmidir?Yineşu soruyu soramaz mıyız? El, ayak, göz, kalp gibi organların tek tekamaçlarından söz etsek de, onların oluşturduğu bütünün tek bir amacındannasıl söz edeceğiz? Güneş’in, gündüzün, gecenin, yıldızların tek tekişlevlerinden söz ederek, bir bütün olarak evrenin amacını epistemolojikolaraknasılbelirleyeceğiz?64)TheodorGomperz,GreekThinkers,C.IV,Londra1965,s.134.

Bu açıdan bakıldığında tüm Tanrısal tasarımların, Tanrı-evren ilişkisindeerekselciliğe gönderme yaptıkları için, bilimsel düşünme açısından kimisıkıntılar doğurduğu söylenebilir. Klasik Tanrı tasarımlarında, evrende biramaç aransa da, evrenin var edicisi olan Tanrıya bir amaç-gaye-erekyüklenmez.Ereksadecevarlıklariçindir.Tanrıiçinerekyoksa,erekvarlıklariçinse, canlı varlıkların konumunu, durumunu doğal çevreye uyumabağlamak,amaçsızveevrenindışındayeralanbirTanrınınhemcansızhemcanlıvarlıklardünyasınaamaçkoyduğunainanmaktandahaussaldeğilmidir?Eğer erekliliği bütünüyle dışlamayacaksak, Spinozacı bir tutumla, doğalsüreçlerin rasyonel süreçler olduğunu, bu süreçlerin hem öznesinin hem denesnesininbirveaynıolduğunusöylemekinsanıdoğalsüreçlereyöneltmesibakımından daha işlevsel değil midir? Böylece hem sonucun nedenibelirlediğisaçmalığındankurtulmuşhemdedoğalnedenleriaraştıranbilimseldüşünmeyedahayakındurmuşolmazmıyız?Öteyandan,evrendekidüzeninerekselliğe bir kanıt olarak sunulması, evrendeki kimi düzensizliklerigörmezden gelmesi bir yana, düzen ile erek arasında bir özdeşlik ilişkisikurmaktadır. Gerçekten her düzen erekli midir? Sözgelimi kör dalgalarınoluşturduğu,denizkenarındakikumlardakidüzeninbirereğininbulunduğunusöylemekneölçüdeolanaklıdır?

HasanAydın

Page 133: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

44-“İlim”ile“bilim”sözcüklerianlamdaşmıdır;değilse,buterminolojifarkınegibisorunlaryaratmaktadır?

İlimsözcüğü,Arapça’dırve“a-l-m”kökünden türetilmiştir.“A-l-m”kökü,ondantüretilmiş“âlim”sözündendeanlaşılabileceğigibi,bilgisahibiolmak,farkındaolmak,hissetmek,birşeydenhaberdarolmak,aşinaolmak,tanımak,kavramak, nesneleri birbirinden ayırmak, anlamak, öğrenmek, kesin olarakbilmek,kuramsalolarakbilmekgibianlamlaragelmektedir.Arapça’da“c-h-l”nin yani cahilliğin zıttı olan bu sözcük, işaret etmekgibi başka bir anlamdahaiçermektedir.Nitekim,âlem(işaret),âlâmet(işaretler),âlem(evren)aynıkökten türetilmiştir. Bu açıdan “a-l-m” kökünün gerekKuran’daki gerekseİslam kültüründeki kullanımının, sadece nesneler dünyasını bilmeklesınırlandırılamayacak oldukça geniş bir çağrışım alanı vardır. Bu çağrışım,özellikleinsanıgörünürlerinötesineyanimetafiziğegötürmeyeçalışmaktadır.Böylebiralgıdaâlemyanievren,Tanrınınbirişaretidir.

Bilimlerindeğil,“ilimlerinenyücesiilahiyattır”

Bu açıdan, “ilim” sözcüğünün Türkçe’deki “bilgi”, İngilizce’deki“knowledge”gibisözcüklerleaynıanlamageldiğinisöylemekoldukçazordur.İlimsözcüğü,metafizikçağrışımlarıolan,nesnelerinvenesnelerdünyasınınTanrının işaretleri ve göstergeleri olarak ele alınmasını sağlayan, nesnelsüreçlerinkendiiçişleyişiyleelealınıp,Tanrıileilişkilendirilmediğindebilgiolarak görülmediği bir anlayışa gönderme yapmaktadır. Klasik İslamkültüründe, bilimlerin en yücesinin ilahiyat olarak kabul edilmesi de buanlayışınbirürünüdür.SözgelimiİbnSinâ(öl.1037)65bilimleri,aşağı(doğabilimleri),orta(matematikbilimler)veyüksek(ilahiyat)olaraksınıflamakta,diğer bilimleri, ilahiyata götüren öncüller olarak değerlendirmektedir.Günümüzde de, ilim sözcüğünü tercih edenler, bilim kavramının kendisininesnelerdünyasıylasınırlayanmateryalisteğiliminetepkiolarakbusözcüğükullanmayı yeğlemektedirler. İlim anlayışlarında, Tanrıya, erekselciliğe vegöstergeciliğeözelbiryervermektedirler.Böylesibirbakışaçısı,bilimi,tıpkıortaçağdaki gibi metafiziğin hizmetine sokmakta ya da en hafif deyişle,bilimin arkasına ve hedefine dinsel bir metafizik iliştirmektedir. Bu haliylehemdinlebilimiayırmayıgüçleştirmekte,hemdeevrenikendi iç işleyişiylenesnel süreçlere odaklanarak bilimsel yoldan anlamanın önüne engellerkoymaktadır.65)İbnSînâ,fîAksâmiel-Ulûmel-Akliyye,Tis’uResâ’il,Kahire1908,s.104.

Dinilebilim,bilimilefelsefebirbirinekarıştırılmamalı

Kuşkusuz bireylerin, felsefi düşüncelerinde, bilimin öğelerini metafizik

Page 134: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

düzlemde kullanmaları öznel bir tercihin ürünüdür. Ancak, bu özneltercihlerini, gerçek bilim budur diyerek tüm insanlara dayatmaları ve ilimsözcüğünden yola çıkarak modern bilime alternatif bir ilim anlayışıoluşturmaları onaylanabilecekbir tutumolmasagerektir.Çünkübu tutumla,doğası gereği, sınanabilir nitelikte olmayan metafizik öğeler bilimin içinesokulmayaçalışılmakta,din ilebilim,din ile felsefearasındaki farkortadankaldırılmaktadır. Daha da kötüsü, ilimcilik anlayışından yola çıkılarakbilginin İslamileştirilmesi66 gibi tezler ileri sürülmeye ve toplumdayaygınlaştırılmayabaşlanmıştır.66)BukonudaPostmodernÇağdaİslamveBilim(HasanAydın,BilimveGelecekKitaplığı,İstanbul2008)adlıyapıtımabakılabilir.

HasanAydın

45-Genelolarakdinin,özelolarakdaİslamlığın,tarihinçeşitlidönemlerindebilimselbilgiüretimiüzerindekietkilerinelerolmuştur?

Öncelikleşunubelirtmekgerekirki, insanlarınyorumlarındanbağımsızbirdinbulunmamaktadır.Kutsalmetinler,bizimdışımızdaoradabulunsalarda,onuanlamayayöneleninsanlarınkültürleri,bilişselyetileri,içindeyaşadıklarısosyokültürelkoşullar,özlemleri,istemlerivb.buanlamaetkinliğineşuyadabu şekilde etki eder. Bu açıdan, dinlerin değil de dinsel algıların ve bualgıların kurumsallaşmış ve siyasallaşmış biçimlerinin bilimsel bilgiüretimindeki rolü üzerinde durmak daha doğru görünmektedir. Kanımca,öznelleşmiş bir din algısının, din ile bilimi ayırma becerisi gösterilmişse,bilimüzerindeolumsuzbiretkisindensözetmekçokdoğruolmasagerektir.Çünkü bu algıda, din ile bilimin konusu, yöntemi ve amacı birbirindentamamıylaayrılmışveikietkinlikfarklıkategorilereyerleştirilmiştir.

Dinilebilimarasındakiönemlifarklardizisi

Bilim, seküler düzlemde, deney ve gözlemlerden yola çıkarak dünyayıanlama,açıklamave insanyararınadönüştürmeçabasıdır.Birtakıminançlar,ahlak kuralları ve ibadetler (tapınma biçimleri, ritüeller) içeren din ise,özünde, insan yaşamını, insanın içinde bulunduğu evrenle belli ölçüdedoyurucu ve anlamlı bir ilişkiye sokma çabası ve insansal işlerinyürütülmesinde bilgelik sağlama girişimi olarak karşımıza çıkar. Din, bilgiedinme anlayışında kendini vahye dayandırırken, bilim deney ve gözlemeodaklanmaktadır. Bilimde betimlemeye ve açıklamaya odaklı “neden” ve“nasıl”sorularınayönelinirken,dindeTanrısalhikmeteveerekselaçıklamayadönük “niçin” sorusuna yönelinmektedir. Bilimde olguları anlamaya veaçıklamayaekolarak,onlarıinsanyararınasunmaereklenirken,dindeinsanıTanrıyayöneltmekveonuahlakiaçıdanaşkınlaştırmakhedeflenmektedir.Öte

Page 135: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yandan bilimde nesneler dünyası üzerinde gücümüz artırılırken, dindeyalnızlık, umut, korku, yalıtılmışlık, yetersizlik, kırılganlık gibi psikolojikgereksinimlerimize yanıt verilmeye odaklanılmaktadır. Dinin metafiziksavları sınanabilir değilken, bilimin savlarının doğruluk ve yanlışlıklarısınanabilir. Kaldı ki din, son çözümlemede, Tanrıyla iletişim kurduğunainanılan tek ya da birkaç kişinin haberlerine dayanmaktadır. Daha açık birdeyişle söylersek, tüm dinler, kendisini ortaya koyan peygamberin, “Benbunları Tanrıdan aldım” savlarına dayanmaktadır. Temelde böylesi bir savhiçbir sınanabilirlik niteliği taşımamakta, onu kabul öznel bir inanca bağlıkalmaktadır. Bu yüzden dinlerde peygamberlerin güvenirlik niteliği sıklıklavurgulanır. Ancak hayatının büyük bir bölümünü güvenilir ve doğru olarakgeçirmiş birisinin, belli bir zamandan sonra bu niteliğini yitirmeyeceğinemantıksalaçıdankimsegüvenceveremez.

Bilimiledinçatışmasınınnedenleri

Aralarında bu kadar köklü fark olan bilim ile din, geçmişte ve hattagünümüzde yer yer niçin çatışmaktadır? Bu durumun iki ana nedenibulunmaktadır:

İlki,kutsalkitaplarınerekselcibirtarzdaortayakoyduğuevreneilişkinkimisavların bilimin savlarıyla aynı statüde, aynı bilgisel değerdekonumlandırılmasından kaynaklanmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse“EvreniTanrıyarattı”savıile“Evrenevrimselbirsüreçsonundaoluştu”savıkarşıkarşıyakonumlandırılmakistenmektedir.Aslındadinlerin“EvreniTanrıyarattı” savları “MasayıMehmet yaptı” söylemine benzemektedir.Buradakiörneğimizeyoktanyaratmasavıylakarşı çıkılabilir; ancak tektanrılıdinlerinkutsal kitaplarında çoğunlukla yoktan değil, bir şeyden yaratma dilegetirilmektedir.Kaldıki,yoktanyaratmaanlayışıkabuledilsebile,insanzihniiçin saltık (mutlak) yokluğu kavramak hiç de kolay değildir. Bu nedenleyoktan yaratmayı kabul etmek bile, bu sonucu değiştirmemektedir. Öteyandan, yoktan yaratma anlayışı kabul edilse bile, yokun bir şey olupolmadığını tartışabilir -ki bu teolojik düşünce içerisinde de tartışılmıştır-;yoktan yaratmanın “Varlık nasıl oluştu?”, “Nasıl ve hangi süreçlerleyaratıldı?”sorusunuaçıklamadığıilerisürülebilir.

Örneğimizegeri dönersekkuşkusuz“Mehmetmasayıyaptı” sözümasanınnasılyapıldığınıaçıklamamaktadır.Tıpkıbunungibi,“Tanrıevreniyarattı”yada “Tanrı evreni yoktan yarattı” deyişi de evrenin nasıl oluştuğunu, hangisüreçlerlevaredildiğiniaçıklamamaktadır.Zatenaçıklamasıdabeklenemez;çünkü Tanrısal kudrete gönderme yapan dinsel içerikli erekselci metinlerinböyle bir açıklama iddiası yoktur. Dinsel metinlerin tek hedefi, Tanrının

Page 136: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

büyüklüğünüvekudretinivurgulamakveTanrısalbuyruklarasorgusuzitaatisağlamaktır. Ayrıca Mehmet’in masayı (ağaç-taş-mermer vb.) farklımaddelerden yapması, türlerin sabit ve değişmez olduğunu da göstermez.Tanrının bir şeyi yarattığını dile getiren bir önermenin olgusal durumlarıaçıklamadığını ve pratik yaşamda karşılaşılan sorunları çözmede, psikolojiktesellilerbiryanabırakılırsa,etkiliolmadığınıısrarlavurgulamakgerekir.

Sözgelimi “Tanrı kanseri yarattı” önermesi, ne kanserli hücrenin hangikoşullardaortayaçıktığını,nenasılevrildiğini,nedenasıltedaviedileceğinigöstermektedir.Aynıdurumu,tümtarihisüreçleriTanrıyarattıönermesiiçinde ileri sürebiliriz. Bir tarihçinin, bütün insanlık tarihini bu önermeyleaçıklamaya çalışması ve nedensel süreçleri görmezden gelmesi bilimselaçıdan ne kadar saçma ise, Tanrı her şeyi yarattı deyip, süreçleri bilimselyöntemle anlamaya çalışanları engellemek de bir o kadar saçmadır. Oysabilimle evreni kimin yaptığı değil, nasıl olduğu, nasıl meydana geldiğianlamayaçalışılmaktadır.Bununfarkınavarankimiteologların,örneğinF.R.Tennant’ın (öl. 1957)67 “Evreni Tanrı yarattı” savıyla, “Evren evrimsel birsüreç içinde oluştu” savının karşıt savlar olmadığını ileri sürdüğüve felsefiaçıdan bunu temellendirmeye çalıştığı görülmektedir. Batı düşüncesindebununpekçokörneğinibulmakolasınaklıdır.67)F.R.Tennant,PhilosophicalTheology,Cambridge1930,s.82.

Bilimiledininçatışırdurumdagörülmelerinin ikincinedeni,dinselalgınınkurumsallaşmasıyanimezhepleşmesivesiyasallaşmasıdır.Bukurumsallaşmave siyasallaşma, her şeyi bu kurumsallaşan ve siyasallaşan yapıya göredeğerlendirildiği için, din-odaklı bir bakışayol açmaktadır.Böylesi bir yapıiçerisinde, bir şeyin meşruluğu, dinsel kurumsal yapıya bağımlı halegelmektedir. Bu bağlamda, Batı ortaçağında kilisenin, kendi kurumsal vesiyasal öğretileriyle çeliştiği için engisizyonlara başvurup bilim ve düşüninsanlarınaişkenceleryapıldığınıanımsamalıyız.

YineDoğuİslamortaçağında,Mabedel-Cuhenî(öl.699),Hallâc-ıMansûr(öl. 922), Suhreverdî (öl. 1191) gibi düşünürlerin düşünceleri yüzündenöldürülmeleri gerçeğinin unutulmaması gerekir. Bu türden kurumsallaşmışdinselöğretiler,siyasaliçerikkazandıklarıiçin,düşünceözgürlüğününönüneengel oluşturmakta ve bu engelden bilim ve felsefe de nasibini almaktadır.Ortaçağ İslam dünyası bu açıdan ilginç bir örnek sunmaktadır. FetihhareketleriveBeytel-Hikme’deyürütülensistemliçevirilerle,pragmatikbirtemeldebellibirgelişmegösterenbilimvefelsefe,sonralarıkurumsallaşmışdinsel yapılar yüzünden meşruluk sorunu yaşamış, bugün adları saygıylaanılanFârâbî,İbnSînâ,İbnRüşdgibidüşünürlerkâfirsayılmışlardır.Burada,

Page 137: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

bir noktanın önemle altını çizmek gerekmektedir. O nokta şudur: İslamortaçağında, görülen bilimsel gelişimde, sanıldığı gibi İslam dininin, akla,bilime vurgusundan çok, kurumsal dini yapıdan kendisini kurtaran ve saraytarafından pragmatist amaçlarla desteklenen düşünürlerin etkisi sözkonusudur.

MedreseleşmeninveGazzâlicizihniyetinkurumsallaşmasınınbilimseldüşünüşeolumsuzetkisi

Medreseleşme ve Gazzâlici zihniyetin kurumsallaşması ve siyasallaşmasısonucu,felsefivebilimseldüşünce,siyasaldestektenyoksunkalmıştır.İslamdünyasındaki bilimsel ve felsefi gelişim bir paradigma değişikliğine yolaçamamıştır. Bu açıdan, İslam dünyasında 9-12. yüzyıllar arasındagözlemlenen bilimsel ve felsefi gelişim, başat İslami yorumdankaynaklanmamıştır. Tersine, geleneksel kurumsal yapının dışında kalmayıbaşaran düşünürlerin katkılarıyla ortaya çıkmıştır. Bu durum, bilim vefelsefenindinseldüşüncebireyselleştikçe,ortayaçıktığınıvegeliştiğini,amakurumsallaşıp siyasallaştıkça yok olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla,bireyselleşmiş dinsel anlayışlar, ihtiyatlı bir tutumla da olsa, evreni anlamaçabasında itici bir motivasyon sağlayabilir. Ancak, kurumsallaşmış vesiyasallaşmış dinsel yapılar için aynı şey söylenemez. Bu türden yapılar,düşünceve ifadeözgürlüğünüyok saydıkları, baskıcı sonuçlar doğurduklarıiçinbiliminvefelsefeningelişimineherzamanketvurmuşlar,özgürzihinleritutsaketmişlerdir.GerekBatıgerekseDoğudüşüncetarihibununörnekleriyledoludur.

Burada düşünce tarihinin gösterdiği bir gerçeği daha dile getirmekgerekmektedir. Büyük bilim insanları ve filozoflar, bireysel bir Tanrıyainansalarda,çoğuzamandinadamlarıvehalkyığınlarıtarafındandinsizliklesuçlanabilmişlerdir.Budagösteriyorki,iyibirbiliminsanıvefilozofolmanınilk koşulu, kurumsallaşmış dinsel siyasal yapılardan uzaklaşmak ve zihniözgürleştirmekten geçmektedir.EğerTanrı, kimilerinin dediği gibi, nesnelerdünyasını anlamayı salık veriyorsa, paradoksal bir durumla gelenekselanlamda dindar olmamızı istemiyor demektir. Ya da başka bir deyişle,kurumsallaşmış dinden uzaklaştıkça, kişiler doğaya ve Tanrıya daha çokyaklaşıyorvedahaçoküretiyorgörüşüsavunulabilir.

HasanAydın

43.-45.sorularınyanıtlarınınkaynaklarıDipnotlarındagösterilmiştir.

46-BilimselDevrim’densözetmek“ideolojik”birtutumunürünümüdür;değilse,BilimselDevrim’inkaynaklarıvedüzeneklerinelerdir?

Page 138: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Evet Thomas Kuhn’un ona verdiği anlamda68 bilimde devrimleringörüldüğünü düşünüyorum; ancak bunun [Kuhn’un bilimsel devrimkavramının]neanlamagelipneanlamagelmediğiniözgülolarakgösterirkenson derece dikkatli olmak gerekir, çünkü bu konu üzerindeki yazılarındabüyük bulanıklıklar bulunmaktadır. Şakanın Ardından kitabının 6.Bölümü’nde69 ben ve Brickmont bu konuyu az çok ayrıntılarıyla ele alıpincelemiş, tartışmış bulunuyoruz. Genelde ılımlı Kuhn’un dediklerinidestekleyip“radikalkardeşi”dediğimizKuhn’ueleştiriyoruz.68) Thomas Samuel Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yapısı, Çev. Nilüfer Kuyaş, Kırmızı Yayınları,İstanbul,2011.(e.n.)

69) Alan Sokal,Şakanın Ardından - Postmodernizmin Bilimsel, Felsefi ve Kültürel Eleştirisi-, Çev.GülsimaEryılmaz,AlfaYayıneviBilim-FelsefeDizisi,İstanbul,2011.(e.n.)

Bunların ne demeye geldiğini göstermek için tarihin özgül bir olayınabakalım: Newtoncu fiziğin yerine “özel görelilik” ve “genel görelilik”kuramlarının konduğu devrim. Bilindiği gibi Newtoncu mekanik 1687’deNewton tarafından ortaya atıldı; ortaya atıldıktan sonraki iki yüzyılı aşkınsüreboyunca fizikçilerceve astronomlarcakullanılıpgeliştirildi.Öngörülerilaboratuvarda yapılabilen her deneye güzelcene uygun çıktı; içlerinde azsayıda olay (özellikle Merkür’ün yörüngesindeki döngüsü hesabıyla çokküçükbirtutarsızlıkgibi)vebirkaçuyuşmamadışındahementümastronomikgözlemlerle pekâlâ uyuşuyordu. 19. yüzyılın çoğu fizikçisi bu konulardakiolağanüstü başarılarını göz önüne alarak Newtoncu mekaniğin (büyük birolasılıkla eksikliklerinin bulunabileceğini kabul etmişlerse de) kesinlikledoğru olduğuna inandı. Sonra, 1905’te, ortaya Newtoncu mekaniğin niçinkesindoğrusayılamayacağınıaçıklamayakalkanEinsteinçıktı:Bumekaniğinışık hızından çok yavaş hareket eden cisimler için doğruya oldukça yakın,ancak ışık hızına yakın hareket eden objeler bakımından tümden yanlışolduğunusöyledi.DahasıEinsteinbizemekaniğinaynızamandahızlıhareketeden cisimler için de geçerli, gözden geçirilip düzeltilmiş biçimini sağladı:Bu,bugün“özelgörelilik”dediğimizkuramdır.Vebundanbirkaçyıl sonra,1915’teEinstein,Newtoncugravitasyon[genelçekim]kuramınındüzeltilmişbiçiminisunarakbukonudakiçalışmasınıtamamladı;kibu,bubugün“genelgörelilik”olarakbildiğimizşeydir.

Bu sürecin en sonunda Einstein ve Schwarzchild genel görelilikdenklemlerini çözüp, genel göreliliğin en içteki gezegen olan Merkür’ünyörüngesi üzerindeki devinimindeki [beklenen ile gerçekleşen arasındaki]farkıkesinolaraköngördüğünüanladılar.Öyleysegeridönüphesaplananilegerçekleşenarasındakibuuyumsuzluğunnedeninebakalım.

Page 139: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Newtoncumekaniğegöre,GüneşSistemi’nin,Güneşiletekbirgezegendenoluşanbasitleştirilmişbiçimidüşünüldüğünde,gezegeninyörüngesi,Güneş’inçevresinde (daha özgül olarak belirtilirse Güneş-gezegen sistemi kitlesininodağının çevresinde) tek odaklı bir elips oluşturur. Bu elips sonsuza dekdeğişmedenkalırvegezegenhepaynıodakçevresindedönerdurur.NevarkiGüneş’in aslında birden çok gezegeni vardır; dolayısıyla, her bir gezegeninbirbiri üzerindeki çekim gücünün etkilerini de göz önüne almak gerek. Buetkiler sonuçta her bir gezegenin elips biçimli yörüngesinin yavaşçadeğişmesine,yanibelli bir noktaya erkenvarmasına (İng.precess)yol açar.Onların Merkür gezegeninin yörüngesine yaptıkları etkilerin toplamı biryüzyıldabirçemberin5557saniyelikaçısınıngördüğüyayparçası(açının1,5derecesinden biraz daha küçük bir yay parçası) kadardır. Bu, şaşılacakderecede küçük bir etki olmakla birlikte, astronomlar, hatta 19. yüzyılınortalarındabileonuoldukçabüyükbirkesinlikleölçebilmişlerdi.Ve1859gibierken bir tarihte Fransız astronum (daha önce Neptün gezegeninin varlığıhakkında öngörüşüyle ün kazanmış kişi olan) Le Verrier, Merkür’ünyörüngesinde küçük ama yadsınamayacak bir tutarsızlığın bulunduğunuanladı:Bellibirnoktayabeklenendenöncegelişi,yüzyılbaşına5600saniye;yani kuramsal öngörüden her yüzyıl başına yaklaşık olarak 43 saniyelikaçınıngördüğüyaykadarönceulaşıyordu.

Bu[kuramınöngördüğüyleolguarasındaki]tutarsızlık,kuşkusuzNewtoncumekaniğinyanlışolduğuanlamınagelmez;tamtersine,Newtoncuastronomiiçinde kalınarak açıklanabileceği, akla yakın birçok açıklamasınınbulunabileceği anlamına gelir. Örneğin, Güneş’in yakınındaki dahakeşfedilmemiş bir gezegen, Merkür’ü çekerek yörüngesindeki deviniminibozabilir. (Le Verrier’in Uranüs gezegeninin yörüngesindeki küçükuyumsuzlukları inceleyerek 1846’da Neptün’ün varlığı ve bulunduğu yerhakkındakiöngörüsündeyaptığıtamdabuydu).Birbaşkaolasılıkla,Güneş’inkutuplarındaküçükbirçukurlaşmadaMerkür’ünyörüngesindekiçokküçükanormallikleriaçıklayabilir.

Ancak, 1915’te Einstein ve Schwartzschild genel görelilik denklemleriniçözünce,genelgörelilikteöngörülenyörüngelerintambirelipsolmayıpbirazönce geleceğini anladılar; ve Merkür’e gelince, öngörülen erken gelişolgusunun her yüzyılda bir 43 derecelik açının göreceği yay kadar olduğuortayaçıktı.

Dolayısıyla, genel görelilik Merkür’ün yörüngesinde gözlemlenentutarsızlığıeksiksizaçıklamaktadır;öyleki,genelgöreliliğinbulunuşunadekMerkür’ünyörüngesininaslındaNewtoncumekaniğeuymadığıaçıkçaortayaçıkarılmamıştı.

Page 140: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Öykününanlatmayadeğerbirbaşkayönü,Kuhn’unşemasındabirbilimselkuramın (yani “paradigma” dediği şeyin), onu uygulayanların uzun yıllargösterdikleri çabalara karşın karşılaşılan deneysel ya da kuramsal sorunlarıçözemediği anlaşıldığında bunalıma düşeceği; on yıllarca, hatta yüzyıllarcasürebilen bu bunalımın, eski kuramın yerine yeni ve daha doyurucu olduğuanlaşılan bir kuramın konmasıyla sona ereceği görüşüdür. Oysa, Newtoncukuramınbunalımının[Merkür’ünyörüngesindeki]dışındabirkaynağıdasaltkuramsaldı:YaniNewtoncumekanikileMaxwell’in1865’teortayaattığıvedoğruluğu ortaya atıldıktan sonra birçok sınamada deneysel bakımdanonaylananelektromanyetizmakuramıarasındakiçatışmaydı.Çoğufizikçibuçatışmanın doğasını anlamadı; ama Einstein anladı ve bu çatışma 1905yazısını dayandırdığı temeli oluşturdu. Einstein, Newtoncu mekanik ileMaxwell’in elektrodinamiğinin niçin uzlaştırılmaz olduklarını, dolayısıylaNewtoncumekaniğinyerinebugün “özel görelilik”dediğimizyeni kuramınniçinkonmasıgerektiğiniaçıklıklagösterdi.

Öyleyse bu öykü her yanıyla ılımlı Kuhn’un bilimsel devrimler ile ilgilidüşüncelerinegüzelbirörnekoluşturmaktadır.

Şimdi radikal Kuhn bu öyküye neler eklemektedir? Ona bakalım: İlkece,eski paradigma ile yeni paradigmanın, (iki kuramdan hangisinin daha iyiolduğuna karar vermenin rasyonel bir yolunun bulunmadığı anlamında)“ortak ölçüye” vurulamaz (Kuhn’un deyişiyle İng. incommensurable)durumdadırlar;Kuhnhattaikiparadigmayıdeğerlendirebilecekortakbirdilinbilebulunmadığısavınıilerisürmektedir.

NewtoncumekanikileEinsteincıgörelilikikilisiörneğinin,bu“ortakölçütevurulamazlık” düşüncesinin doğru olmadığını, açıkça yanlış olduğunugösterdiğini düşünüyorum. 1905’ten sonra fizikçiler Newtoncu mekaniğekarşı Einsteincı mekaniğin değerini saptayacak son derece rasyonelyöntemlere sahip oldular. Örneğin bir elektronu elektrik alanlı bir kapalıortama koyun ve onun, zamanın bir türevi olarak hızını ölçün. Newtoncumekanikteelektrikalanınınelektronunhızınıartıracağıyolundabiröngörüdebulunurken, özel görelilik ile bir başka öngörüde bulunulacaktır. 1905’iizleyenonyıldabudeneyleregirişildi;kısazamandaşuaçıksonucaulaşıldı:Newton yanlış, Einstein doğruydu. Aynı biçimde (kanıtlar özelgöreliliktekinden çokdaha zayıf olmakla birlikte) genel görelilik alanındakideneylerdeEinstein’ındoğruolduğunugösteriyordu.

Dolayısıyla bu tarihsel örneğin, ılımlı Kuhn’un düşüncelerinde niçin sonderece değerli bir yanın bulunduğunu ve bilim tarihi hakkında söyleyeceğidoğruların varlığını gösterdiğini ve aynı zamanda radikal Kuhn’un su

Page 141: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

götürmez biçimde yanlışlığını çok açık biçimde ortaya koyduğunudüşünüyorum.

Kuhn’un bilimsel devrimler üzerine yorumlarının bir başka yönü, ılımlıKuhn ile radikal Kuhn’un arasında bir noktada durmaktadır: Bu Kuhn’unbilimseldevrimlerin, eski paradigmalarınbayraktarlığını yapanlarınyeni birparadigmanınsaflarınageçmelerinedeniyledeğilölüportadançekilmeleriylezafere ulaştıkları düşüncesidir. Bu felsefi [kuramsal] bir sav olmayıp, bilimtarihi hakkında ampirik [olgularla ilgili] bir sav niteliği taşıdığı için,doğruluğunun araştırılmasını bilim tarihçilerine bırakıyorum. 1905’te özelgöreliliğinNewtoncumekaniğeüstünlüğünügörmededahahızlıolanlargençfizikçiler miydi? Bu da yanıtını tarihçilere bırakacağım ilginç bir sorudur.Ama yanıt ne olursa olsun, radikal Kuhn’un, paradigmaların “ortak ölçütevurulamamazlığı”düşüncesinidesteklemeyecektir.

AlanSokal

47-Toplumbilimlerindeherhangibirdevrimdensözedilebilirmi?

Karl Marx ve çalışma arkadaşı Friedrich Engels, yaptıkları diğer bütünçalışmalarınyanısıra,toplumbilimlerialanındadevrimyaratmışikidüşünürve bilim insanıdır.Kopernik-Kepler-Galileo-Newton fizikte ve astronomide,Lavoisierkimyada,Darwinbiyolojideneyapmışsa,Marx-Engelsde toplumbilimlerindeonuyapmıştır:Devrim!

Toplumbireylerdenoluşur, ama tek tekbireylerin iradesindenbağımsızvekendine özgü değişim ve dönüşüm yasalarına bağlı bir olgudur. İşteMarx,toplumların dönüşümünün genel yasaları üzerinde kafa yordu ve bilimtarihinde ilk kez bu alanda bazı genel yasalara ulaştı. Bu genel yasalarıMarx’ınkalemindenözetleyelim.

Ekonomipolitiğineleştirisinekatkı

Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adlı eserinin70 Önsöz’ünde“Ulaştığımvebirdefaulaştıktansonraincelemelerimekılavuzolagelengenelsonucukısacaşöyleifadeetmekmümkün”dediktensonraşunlarıyazıyor:70)KarlMarx,Ekonomi-PolitiğinEleştirisineKatkı,Çev.SevimBelli.SolYayınları,2011.

İnsanlar,yapmaktaolduklarıtoplumsalüretimiçinde,bellivekaçınılmazbazıilişkileregirerler;bu üretim ilişkileri, maddi üretim güçlerinin belli bir aşamasına denk düşer. Bu üretimilişkilerinin tümü toplumun ekonomik yapısını oluşturur - hukuki ve siyasal üstyapılarınüzerinde yükseldiği ve belirli toplumsal bilinç biçimlerinin denk düştüğü gerçek bir temel.Maddi hayatın üretiliş biçimi toplumsal, siyasal vemanevi hayat süreçlerinin genel niteliğinibelirler. İnsanların hayatlarını belirleyen şey onların bilinçleri değildir; tersine, bilinçlerinibelirleyen şey onların toplumsal hayatlarıdır. Gelişimlerinin belli bir aşamasında toplumdakimaddiüretimgüçleri,ozamanakadariçindeişledikleriyürürlüktekiüretimilişkileriyle,yada-

Page 142: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

aynı şeyihukukibirdeyişle söyleyecekolursak-mülkiyet ilişkileriyleçatışmayabaşlarlar.Builişkiler,üretimgüçleriningelişmebiçimleriolmaktançıkıp,onlarınayakbağlarıhalinegelirler.O zaman bir toplumsal devrim dönemi başlar. Ekonomik temelin değişmesiyle sınırsızgenişliktekiüstyapıdaazçokhızladeğişir.Böyledeğişmeleridüşünürken,üretiminekonomikşartlarında görülen ve doğal bilimlerindeki kesinlikle tayin edilebilen maddi değişme ileinsanların, içinde bu çatışmanın bilincine varıp hesabını gördükleri hukuki, siyasal ve dinsel,estetik ya da felsefi -kısaca ideolojik- biçimleri birbirinden daima ayırt etmek gerekir. Nasılbizimbirinsanhakkındakikanımızonunkendisihakkındanedüşündüğünedayalıdeğilse,böylebir değişimdönemini de kendi bilinciyle yargılayamayız; tersine bubilincin,maddi hayattakiçelişmelerden, üretimin toplumsal güçleri ile üretim ilişkileri arasındaki çatışmadan hareketedilerekaçıklanmasıgerekir.Hiçbir toplumsaldüzen, içindekibütünüreticigüçlergelişmedenortadan kalkmaz; ve yeni, daha üstün üretim ilişkileri de, onların varlıkları için gerekli olanmaddi şartlar eski toplumun rahminde olgunlaşmadan asla ortaya çıkmaz. Bundan dolayıinsanoğlu her zaman, yalnızca çözebileceği sorunları kendi karşısına çıkarır; çünkü yakındanincelendiğinde daima görüleceği üzere, sorunun kendisi yalnızca çözümü için zorunlu olanmaddi şartlar daha önce var olduğu, ya da en azından var olma yolunda bulunduğu takdirdeortayaçıkmaktadır.

Toplumbilimlerindedevrim

Bu damıtılmış özette Marx, toplumbilimcilere, toplumların değişimini vedönüşümünü analiz etmek için -ondan önce hiçbir düşünür ve bilimcininulaşamadığı- bir anahtar sunar: Bir toplumun gelişimini analiz etmekistiyorsak, esas olarakmaddi üretim güçlerine, üretim ilişkilerine (mülkiyetilişkilerine) ve bunlar arasındaki çatışmanın düzeyine bakmak gerekir; asılbelirleyici budur. Marx ve Engels, toplum bilimlerinde bir devrim niteliğitaşıyanbuyöntem(tarihselmateryalizm)ışığındakapitalisttoplumu,onuniççelişkilerini, gelişim aşamalarını ve zamanın bilgileri elverdiği ölçüdekapitalizmöncesitoplumbiçimlerinianalizetmişlerdir.Örneğin,kapitalizmintemel çelişkisini, üretimin giderek toplumsallaşmasıyla mülkiyetin giderektekelleşmesi arasındaki çelişki (başka bir deyişle emek-sermaye çelişkisi)olarak saptamışlardır. Giderek keskinleşen bu çelişkinin çözülmesiylekapitalizminsonbulacağıöngörüsündebulunmuşlardır.

Maddi üretimgüçleri (üretici güçler) ile üretim ilişkileri arasındaki çelişkisiyasal alana karşıt sınıflar arasındaki savaşım olarak yansır.Kurulu üretimilişkilerini temsil eden egemen sınıf(lar) ile üretici sınıflar (emekçiler)arasındaki çelişki (kapitalist toplumda burjuvazi-proletarya çelişkisi)toplumungelişimininiticigücüdür.Uygartoplumlarıntarihi,sınıfsavaşımlarıtarihidir.

Tarihselmateryalizmgenelkuramı

Toplumların, çıkarları birbirine zıt sınıflara bölünmüş olduğu ve bunlarınsınıfsavaşımıiçindebulunduğugerçeğininkeşfiyalnızcaMarx’aaitdeğildir.Aristokrasiye karşı savaşım veren burjuvazinin ideologları, örneğin FransızDevrimi’nin yolunu döşeyen devrimci düşünürler ve İngiliz iktisatçıları bu

Page 143: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

gerçeğe yaklaşmışlar, hatta bazıları ulaşmışlardı.Marx zaten, Alman klasikfelsefecilerle birlikte bu büyük düşün akımlarını (İngiliz iktisatçılarını,Fransız devrimcilerini) kendi kuramının kaynakları olarak sayar. FakatMarx’ınasılbuluşu,busınıfsavaşımınınekonomi-politiğiniaçıklamanınyanısıra, tarihte ilk kez bir ezilen sınıfın, yani proletaryanın, başka sömürücüsınıflar için değil kendisi için iktidarı alma ve yeni bir toplumsal düzenitemsil etme, kendisiyle birlikte tüm toplumu kurtarma, sömürüyü ve hertürden eşitsizliği yok etme ve dolayısıyla sınıflı toplum(lar) dönemine sonverme potansiyeli taşıdığını tespit etmesidir. Ezilen-emekçi sınıflar,proletaryanınşahsında,insanlığınsınıflılıkdöneminesonverebilirler.Marx’ın-kendi deyimiyle- en büyük keşfi budur. Marx’a göre filozoflar (vetoplumbilimciler diye de eklenebilir) dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerdeyorumlamaklayetinmişlerdir; oysaönemli olanonudeğiştirmektir (Marx’ınFeuerbachüzerinetezlerinin11.’si71).71) KarlMarx,“Feuerbach Üzerine Tezler”;FriedrichEngels, Ludwig Feuerbach ve Klasik AlmanFelsefesininSonuiçinde,s.70,SolYayınları,Çev.SevimBelli,Ankara,1992.

Marx veEngels’in geliştirdikleri tarihselmateryalizm, üretim biçimlerininve bunların birbirine dönüşümlerinin genel kuramıdır.Toplumların değişimive dönüşümü insan iradesinden bağımsız nesnel yasalara bağlıdır.Marksizminkurucularıbugenelyasalarıkeşfettilervegerekgeçmiştarihtekitoplumlara gerekse içinde yaşadıkları toplumu yorumlamada uyguladılar.Toplumbilim,MarxveEngels’inkatkılarıylabağımsızbirbilimdalıolabildidersekabartmışsayılmayız.

Toplumsal atılımlar ile bilimsel gelişmeler arasındaki ilişkinin en netgörüldüğü bilim dalları toplum bilimleridir. Büyük fikirler vahiy yoluylagökten inmez. Teorinin kaynağı toplumsal pratiktir. Toplumlar, temelsorunlarına çözüm arayışı içinde ayağa kalkmaya başladığında, yani tarihintekerleği hızlanmaya başladığı zaman, teorik düzlemdeki büyükçözümlemelerin de vakti gelmiş demektir. Kitleler soru sormayabaşladıklarında,büyükvekapsamlıyanıtlardadölyatağınadüşmeyebaşlar.Toplumsaldönüşümaçısındandurgundönemlerde,teoridedurgunlaşır,donarve dogmalaşır. Toplumsal dönüşüm keskinleşmeye başladığında iseteorisyenlerin de zihinleri çalışmayabaşlar.Toplumbilimcinin esinkaynağısıradan insanın devrimci pratiğidir. Toplum bilimlerinde devrim diyeniteleyebileceğimiz atılımlarınkaynağına indiğimizdekeskinleşen toplumsaldönüşümlerigörürüz.ÖrneğinFransızhalkınındevrimpratiğibüyükFransızaydınlanmacı filozoflarını, 19. yüzyılda yeni bir sınıf olarak ortaya çıkanproletaryanındevrimcipratiğiMarksistkuramıortayaçıkarmıştır.Bubüyükkuramlar,budevrimcipratikleringündemegetirdiğisorularaverilmişyanıtlar

Page 144: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

olarakşekillenmiştir.

EnderHelvacıoğlu

48-“Popülerbilim”ve“magazinselbilim”nedemektir?Aralarındakifarknedir?

Popülerbilim,bilimetkinliğininçokönemlibirparçasıdır.Bilimetkinliğinisadecebilimselaraştırmalarlavebiliminsanlarınınkendiaralarındayaptıklarıbilimsel tartışmalarla sınırlarsak, bilimi toplumdan koparmış ve besleneceğikaynakları da kurutmuş oluruz. Bilimsel bilginin ve bilimsel kuramlarınpopülerleştirilerek,kademekademeherkesinanlayabileceğibirdilveüsluplaaktarılabilmesi, özellikle Türkiye gibi köklü bir aydınlanma atılımınınsancılarınıçekentoplumlariçincanalıcıbirönemdedir.

Bilimintoplumsallaşmasıvebiliminsanınınsorumluluğu

Bilim etkinliğini, elit bir insan topluluğunun kendi içine kapalı bir uğraşalanı olarak görmek ve yeterli eğitim almamış “sıradan” insanların buetkinliğe dahil olamayacağına, bilimin ulaştığı sonuçları anlayamayacağınahükmetmek, boş bir kibrin yansıması olmasının yanı sıra, tam da toplumuyöneten egemenlerin tuzağına düşmek (daha kötüsü o egemenlere hizmetetmek) anlamına gelir. Toplumdan soyutlanmış böylesi bir bilim anlayışınısavunanapolitikbiliminsanları,nekadarüstdüzeybilimyaptıklarınısansalarda, egemenlerin -bilinçli veya bilinçsiz- hizmetçisi olmaktan öteyegeçemezler ve toplumun cahil bıraktırılıp her türden bilimdışı ideolojininkaranlığınayuvarlanmasınındaaracıolurlar.

Bilim insanı, bir “uzman” veya “teknisyen” düzeyini aşıp gerçek bir“entelektüel”olacaksa,kafaemeğivererekulaştığıbilimselbilgileritoplumailetmenin ve toplumu aydınlatmanın yollarını bulmak durumundadır.Kendisinisadeceuğraştığıalanlasınırlamayan,yaptığıişinfelsefi,tarihselvetoplumsal boyutları üzerine de kafa yoran gerçek bilim insanı, edindiğibilgininkendisinevahiyyoluylaulaşmadığının,bilgininkaynağınıntoplumsalpratik ve kolektif düşünsel emek birikimi olduğunun farkındadır. O haldeyoğunkafaemeğiverereksistemleştirdiğivebilimselbirnitelikkazandırdığıbilgiyi, tekrar ana kaynağına ulaştırmakla yükümlüdür. Kaldı ki, bu sadecetoplumsal (etik)biryükümlülükdeğil, -özellikle toplumbilimleriaçısından-bilim yapmanın da bir gereğidir. Çünkü ulaşılan bilginin doğru olupolmadığının(doğruyanekadaryaklaşıldığının)sınanacağıyer,elittoplantılardeğil, yeni deney ve gözlemlerle yeni verilerin toplanacağı alan velaboratuvar çalışmaları ile toplumsal pratiktir. Toplumla temas kanallarınıyitirmişbirbilim,isteristemezdogmalaşacaktır.

Page 145: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Toplumsal gelişme, bir anlamda, egemen sınıfların bilim üzerindekitekelinin giderek kırılması, bilimsel bilginin toplumsallaşması ve bu yollainsanların bilim etkinliği alanında da özgürleşmesi demektir. Kısacası,popüler bilim toplumsal aydınlanmanın son derece etkili bir aracıdır vegerçek bir bilim insanı, sadece bilim yapmanın değil, bilimitoplumsallaştırmanındaneferiolmalıdır.

İyibilen,basitanlatır

Bilimin popülerleştirilmesi, bilimsel içerikten ödün verilmesi anlamınagelmez;tamtersinebilimseliçeriğinesasınınvepüfnoktalarınınsüzülüpöneçıkarılmasını ve daha da vurgulanmasını gerektirir. Herhangi bir bilimselkuram popülerleştirilirken, kuramın -uzman olmayanların kolay kolayanlayamayacağı- teknik ayrıntılarından ve varsamatematiksel altyapısındanferagat etmek gerekir. Bunun sonucunda doğabilecek boşluk, kuramın anafikrinin damıtılması ile kapatılır. Dolayısıyla popüler bilim yapanlar, elealınankonuyaüstdüzeydevakıfolmalıveesasısüzebilmelidir.Konuyueniyibilen kişi, onu en iyi popülerleştirebilecek kişidir aynı zamanda. Başka birdeyişle,birkonuyunekadariyibilirsek,onuokadarbasitveanlaşılırbirdilleanlatabiliriz.

Enbüyükbilim insanlarının,aynızamandaenustapopülerbilimyazarlarıdaolması rastlantı değildir.Bazılarını sayalım:Copernicus,Galileo,Kepler,Newton, Darwin, Einstein, Richard Feynman, Steven Weinberg, ErwinSchrodinger,StephenHawking,CarlSagan,GeorgeGamow,RogerPenrose,Ian Stewart, Stephen Jay Gould, James Watson, Richard Lewontin, JaneGoodall, Konrad Lorenz… Bu büyük bilim insanları, ortaya attıkları veyaüzerinde çalıştıkları karmaşık bilimsel kuramları, aynı zamanda popüler birbiçimdebilimokurlarınadasunabilmişlerdir;herbiriaynızamandaünlübirerpopülerbilimyazarıdır.

Bilimseliçeriğinsulandırılması:Magazinselbilim

Bilimin magazinleştirilmesi (magazinsel bilim) ise, biliminpopülerleştirilmesinin(popülerbilimin)zıddıdır.Günümüzmedyasındasıkçarastladığımız magazinsel bilim, bilimin yozlaştırılması demektir. Biliminpopülerleştirilmesi bilimsel içeriğin damıtılmasını gerektirirken, biliminmagazinleştirilmesi bilimsel içeriğin sulandırılması ile kendini ortayakoyar.Son dönemde gazete manşetlerinde gördüğümüz “Tanrı geni”, “Tanrıparçacığı” türünden haberler, bilimin magazinleştirilmesinin tipikörnekleridir.

Popüler bilim üst düzeyde bir bilim kültürünün ve yazarlık yeteneğinin

Page 146: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

işaretiyken, magazinsel bilim bilimsel cahilliğin göstergesidir. Biliminpopülerleştirilmesi uğraşı toplumsal aydınlanmanın önemli bir aracıyken,bilimin magazinleştirilmesi kapıyı sahte bilimlere ve her türden bilimdışıdüşünce,tutumvedavranışaaçar.

Bilimin saldırıya uğradığı dönemlerde popüler bilimin zayıflaması, bunakarşılıkmagazinselbilimörneklerininartmasımanidardır.Günümüzdegerekdünyada, gerekse ülkemizde böyle bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıylabiliminmagazinleştirilmesine (yozlaştırılmasına) karşı tavizsiz birmücadeleverirken,kalitelipopülerbilimörnekleri içinçabagöstermekdahadaönemkazanıyor.

EnderHelvacıoğlu

49-Bilimile“sahtebilim”nasılayırtedilebilir?

İnsanlıkkabacaüçdüşünüşbiçimiaşamasındangeçti(vegeçiyor):Sihirsel,dinselvebilimseldüşünüşbiçimleri.

Onbinlerceyıl sürenuygarlıköncesidönemin insan topluluklarınınhâkimdüşünüş biçimi sihirsel (büyüsel) düşünüştü. İnsanların doğa güçlerineegemen olmaktan uzak bulundukları ilkel topluluk döneminde, sihirseldüşünüş, insan-doğave insan-insan ilişkilerinidüzenlemeninveetkilemeninbiryoluolarakortayaçıktı.Doğakarşısındakigüçsüzlük,amaaynızamandadoğa olaylarını etkileme isteği (zorunluluğu), doğayı düşünsel ve düşselyollarlaetkilemedavranışını,yanisihri(büyüyü)yarattı.Dinseldüşünüşise,önceNeolitikDevrim(tarımdevrimi),giderekuygarlığageçiş ile insanlarındoğayaegemenolmayabaşladıklarıdönemde,dahasistemlivedahasoyutbirdüşünüşbiçimiolarakortayaçıktı.Uygartoplumlarınegemenleriinsan-doğaveinsan-insanilişkileriileilgilidüşünceveaçıklamalarısistemleştirerekilkeldönem kalıntısı bin bir türlü inancı bir düzene soktular ve tekleştirdiler.Toplumda ortaya çıkan hiyerarşik yapıyı (efendi-köle ilişkisini) egemenlerlehine açıklayıp düzenleyen ve toplumu düzene sokan bir ideolojidir din.İnsanlık ilkel topluluktan uygar topluma doğru yol alırken, hâkim düşünüşbiçiminde sihirsel düşünüşten dinsel düşünüşe geçildi. Bilimsel düşünüşbiçimi ise, kökleri çok daha eski dönemlere dayanmakla birlikte, sanayitoplumu ilebirliktehâkimdüşünüşbiçimiolmayabaşladı.Fakatbu sürecinhenüzbaşlarındaolduğumuzsöylenmelidir.72

72) Alâeddin Şenel’inKemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi adlı kitabında (İmge KitabeviYayınları, Ankara, 2009, s.203-207’de ve 1016-1020’de), insanlığın düşünüş biçiminin geçirdiğiaşamalarayrıntılarıylaaçıklanıyor.

İnsanlığındüşünseltortuları

Page 147: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

İnsanlığınkabacaanlattığımızbudüşüncebiçimleriserüvenidüzbirçizgideilerlemez. Dinsel düşüncenin hâkim olması sihirsel düşünce biçiminintamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez. Sihirsel düşünce, gerek orijinalhalleriyle,gereksedinseldüşüncebiçimininiçinesızdırılarakdevamettirildi.Örneğin bir dinsel düşünüş modeli olan çoktanrıcılık, aslında sihirseldüşünceden tam anlamıyla kopulamadığının göstergesidir. Tektanrıcı dinselmodellerde bile cirit atan cinler, periler, melekler, ruhlar gibi doğaüstü-fizikötesimahlukatsihirseldüşüncebiçimininkalıntılarıdır.Sihirseldüşüncebiçimleri,dinseldüşüncemodellerikılıfıaltındavarlığınısürdürmektedir.

Aynı şekilde, bilimsel düşünce biçiminin ortaya çıktığı ve hâkim halegelmeye başladığı dönemde de, gerek sihirsel gerekse dinsel düşüncebiçiminin kalıntıları hem de güçlü bir biçimde varlığını sürdürür. Gerekorijinalbiçimleriyle,gereksebilimseldüşünceiçinesızarakveyaonubirkılıfolarak kullanarak sürüp gider. On binlerce yıllık düşünce biçimi tortuları(üstyapı kurumlarının dayandıkları altyapılar tarihe karışsa bile, kendileriniyeniden üretme yönündeki görece özerkliklerinden dolayı) kolay kolaysökülüpatılamaz.

İşte “sözde bilim” veya “sahte bilim” dediğimiz olgu, sihirsel (ve dinsel)düşüncebiçimlerininbilimseldüşüncebiçimiiçinesızmasıveyaonubirkılıfolarakkullanması sonucundaortaya çıkar ve bilimsel düşünce biçimini tamolarak içselleştirememiş geniş kitleleri de etkileyebilir. Hem de biliminkendini kabul ettirmiş otoritesinden de yararlanarak… Astroloji, falcılık,parapsikoloji, refleksoloji, telekinezi, telestezi, psikokinezi, radyestezi,ufoculuk,yaratılışçılık,akıllı tasarımcılık,vb.bu tür“sahtebilim” türlerininençokbilinenörnekleridir.

Bu tür çok bilinen ve köklü örneklerin yanı sıra, Alan Sokal ve JeanBricmont’un “son moda saçmalar” diye tanımladığı73, günümüzünpostmodern yazarlarının, (“kuantum fiziği” gibi) çeşitli bilimsel kavramları,ait oldukları bilim dalının dışında, olur olmaz biçimde kullanmaları da birsahte bilim uygulaması olarak görülebilir. Sahte bilimcilikte ısrar, gidereksahtekârlık,bilimselhokkabazlıkveşarlatanlıknitelemelerinidehakeder.73) Alan Sokal ve Jean Bricmont; Postmodern Aydınların Bilimi Kötüye Kullanmaları: Son ModaSaçmalar,Çevirenler:MemetBaydurveOngunOnaran,İletişimYayınları,2002,İstanbul.

Bilimde“mutlakdoğru”yok

Gelelim sahte bilim (bilimsel şarlatanlık) ile gerçek bilim nasıl ayırtedilebilir sorusuna. Bu noktada elimizde kıstaslar var mı? Tabii ki var. Bukıstaslar, bilimsel bilginin ve bilimsel yöntemin ne olduğunun net olarakortaya konmasıyla ilişkilidir. Bilimsel bilginin ne tür bir bilgi olduğunu

Page 148: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

kavramış ve bilimsel yöntemi içselleştirmiş bir kişi, bilim ile sahte bilimikolaylıkla,hattabirrefleksolarakbirbirindenayırabilecektir.

Bilim,insanlığınoldukçaözelbirdüşünseletkinliğidir.Tabiikitekinsanlıketkinliğideğildir.Felsefe,sanat,ideoloji,siyaset,din,duygusalyaşam,günlükyaşam vb. diğer büyük düşünsel ve eylemsel insanlık etkinlikleri de var.Biliminbütünbualanlarlailişkisivar,amakendineözgükurallarıdavar.Yanibilim yapmanın, bilimsel etkinlikte bulunmanın bazı kuralları var. Bilimselolduğunu iddia eden bir görüş, bu kurallara uymak ve bu kurallarçerçevesinde bir anlam taşımak zorunda. Yoksa o etkinlik herhangi bir şeyolabilir,amabilimolamaz.

CemalYıldırım,BiliminÖncüleri adlı kitabının girişinde bilim etkinliğinişöyleaçıklıyor:

Bilimteolojiyadaherhangibirideolojitüründen‘yanılmaz’dogmalariçerenbiröğretideğildir;tutarlılıkölçütünebağlıbirsınama-yanılma,yanılgıyıayıklamasürecidir.Olgusalyoklanmaya,ussal eleştiriye kapalı hiçbir ilke ya da varsayımabilimdeyer yoktur.Bilimbir inanç dizgesiolmadığıgibi,sanatgibispontanebiryaratıcılıkdadeğildir.74

74)CemalYıldırım,BiliminÖncüleri,BilimveGelecekKitaplığı,4.Baskı,2012,s.11.

Bilimdemutlak,tartışılmaz,eleştiriyevesınamayakapalı“doğru”laryoktur.Herhangi bir düşünce, varsayım, tez, kuram veya ilke bilimsellik iddiasıtaşıyacaksa,deneyvegözlemlerlesınanmayaveussaleleştiriyeaçıkolmayıbaştan kabul etmek durumundadır. Örneğin, “bütün canlı türlerinin Tanrıtarafından şimdi oldukları biçimde yaratıldıkları” öne sürülen “bilimselyaratılışçılık” veya “akıllı tasarımcılık” yanlısı birisi, bunların bilimsel birkuramolduğunu iddiaedipeğitimmüfredatındayeralmasını talepediyorsa,en başta, iddialarının olgusal olarak sınanmaya vemantıksal eleştiriye açıkolmasını kabul etmek durumundadır. Dahası, tezini deney ve gözlemlerletekrar tekrar sınamak, iddia ettiği “yaratıcı özne”nin ne olduğunun, yaratımişlevini hangi maddi ilişkiler içinde ve doğa yasaları çerçevesinde yerinegetirdiğinin mantıksal açıklamalarını (ve deneylerini) yapmak zorundadır.“Benim düşüncem Tanrı buyruğudur, kutsal kitaplarda yer almaktadır,tartışılmaz bir doğrudur, sınanmaya ihtiyacı yoktur” dendiği an bilimetkinliğinindışınadüşülür;söylenenlerbirinançdizgesiveyapolitikbirgörüşolabiliramabilimselbirkuramolamaz.“Bilim”ile“sahtebilim”ibirbirindenayırmanın kıstaslarından biri de söz konusu görüşün “olgusal sınamaya veeleştiriyeaçıkolupolmaması”veya“dogmaolupolmaması”dır.

Bilimselkuramınışığındaaçıklama,deneyselmekanizmalarlatanıtlama

Geçtiğimiz yıllardaMars yüzeyine indirilen bir araç gezegenin yüzeyindeilerlerken bir kayaya takıldı, ama Dünya’daki merkezden yapılan

Page 149: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

müdahaleyle o kayadan kurtarıldı ve etrafından dolaşması sağlandı.Milyonlarca kilometre ötedeki bir araç yönlendirilebiliyor; müthiş birsihirbazlık örneği! Şaşırtıcı, ama tabii ki sihirbazlık değil. Elektromanyetikkuramınışığındagerçekleştirilebilenbiruygulama;netbirbilimselaçıklamasıvar.Bu,üstdüzeydebirbilimselfaaliyettir.

Astrolojiileuğraşanlar,yıldızlarınvegezegenlerininsanlarındavranışlarıvekarakterleriüzerindeetkiyaptığınıiddiaeder.Fakatbu“etki”ninhangidoğayasaları sonucunda oluştuğunu, mekanizmalarını izah edemezler. Ne bu“etki”yi ölçebilirler ne de olgusal olarak sınayabilirler. Kendilerine bu türsorular sorulduğunda gizemciliğe, mistisizme sığınırlar. Astroloji bir inançdizgesibiledeğildir;düpedüzşarlatanlıktır.

Mars’a indirdikleri aracı Dünya’dan yönlendiren bilim insanları ilegökcisimlerinin insanların karakterlerini belirlediğini iddia eden astrologlararasındaki fark, bilim ile sahte bilim arasındaki farktır. Bilim insanı,çözümlemeyeçalıştığıolgularailişkinbirtezortayaattığında,butezinibellidoğa yasalarına dayanarak açıklamaya ve oluşturduğu deney düzenekleriylekanıtlamaya uğraşır. Bunu yapamaz ise (veya deney ve gözlemleröngördüğünden farklı sonuçlar veriyorsa) tezi sadece bir görüş veya iddiadüzeyindekalır,bilimselbirnitelikkazanamaz.Sahtebilimciiseortayaattığıiddia içinböylebirbilimsel açıklamayapmazorunluluğuhissetmez; sadecebazıverileri tekrarlardurur.Kendisindenbilimselaçıklamatalepedildiğindeveya iddiasına zıt olgular gösterildiğinde de “orasını bilemiyoruz” gibisözlerlegizemciliğebaşvurur.

Panzehir:Aydınlanmaatılımları

Gereksahtebilimlergereksedinseldogmalar,onbinlerceyıllıkgeçmişiolankutsallaştırma eğiliminin insanoğlunun bilincinde yarattığı tahribattanyararlanarakvarlıklarınıgünümüzdedesürdürebiliyorlar.Bilimseldüşünceveyöntemin evrendeki her türlü olguyu açıklamadaki üstünlüğünün açıkçaortayaçıktığı sondönemde ise,bu sahteciliğivedinciliği “bilimselkılıflar”altında sürdürme yolu tutuluyor.Bu zehrin panzehiri ise, aşağıdan yukarıyaaydınlanma devrimlerini de içeren köklü toplumsal dönüşümler sonucundaoluşmuşbilimseldüşüncebiçiminineğitimlevepratikleöğretilerektoplumunhücrelerine kadar yer etmesi ve insanların bilimsel eleştirel düşünmealışkanlığıkazanmasıdır.İleriatılımlarvegeridüşüşlerlebirlikte,yaklaşıkbeşyüzyıldırbusüreciyaşıyorinsanlık.

EnderHelvacıoğlu

Not: Bu konuya ilişkin geniş bilgi edinilebilecek Türkçe kaynak olarak

Page 150: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

Hüseyin Batuhan’ın Bilim ve Şarlatanlık adlı eseri gösterilebilir (BulutYayınları,6.Baskı,İstanbul,2001).

47.-49.sorularınyanıtlarınınkaynaklarıDipnotlarındagösterilmiştir.

50-Politikacılarvetoplumbilimciler“bilim”ile“ideoloji”arasındanetürilişkilerkurmaktadır?

İdeoloji kavramı, bilimle ilişkisi bakımından üç farklı anlamdakullanılmaktadır. Bunlar, “bilgibilim” (epistemoloji) olarak düşüncedünyasında kullanıma sokulduğundaki “nötr” anlamıyla; gerçekliği bilinçlibilinçsizçarpıtarakyansıtandüşüncelerolarak“olumsuz”yüklemiyle;eylemedökülen ya da dökülebilecek olup toplumsal gerçekliğin dönüştürülmesindekullanılabilecek sistemli bilgiler ve değerler olarak “olumlu” ideolojikavramlarıdır.

Bilgibilimolarakideoloji

İdeoloji sözcüğü ve kavramı ilk olarak 1801’deFransızDevrimi ertesindeDestutt deTracy tarafından “ideologie” başlıklı yazısında kullanılmıştır.DeTracy,EskiYunancadanaldığı“düşünce”anlamınagelenidea ile“söz,akıl,bilgi”anlamlarınagelenlogossözcüğünübirleştirerek,“düşüncelerinbilimi”anlamınıverdiğiyenibirbilimdalınınkurucusuolmuştu.Ancakburjuvazininyükselen döneminde desteklenen bu inceleme alanı, akademik bir disiplinbiçimine sokulamadan, burjuvazinin, siyasal erkin ve üretim araçlarınındenetiminitekelinegeçirerektutuculaşmasıyla,kısayaşamlıolacaktı.

Fransız devrimcileri, devrim sırasında, kitleleri kendilerini sömürenlerebağlayan düşünüş biçimini, eğitim ilkelerini ve kurumlarını eleştirmegereksinimiiçindeydi.Bunauygunolarak,devrimineğitimvebilimkurumuInstitute Français içinde, bilimsel eğitim ilkelerinin ve kurumlarının nasılolması gerektiğini araştıracak bir düşünürler kümesi oluşturuldu.“İdeolojistler”denenbuekibinbaşkanlığınaDeTracyatanmıştı.

Gerçekliğiçarpıtandüşüncelerolarakolumsuzideolojikavramı

ÖnceleriideolojistleriövenNapoléon,Fransızpolitikasındayenidengelerinkurulup, yeni gereksinimlerin doğması üzerine, onları karşısına aldı. Sözkonusu politika değişikliğinde dönüm noktası, Devrim’in kapattığı kiliseokullarının yeniden açılmasının gündeme getirilmesi oldu. Napoléon da budinsel eğitim kurumlarının açılmasından yana olunca ideolojistler bunaşiddetle karşı çıktılar. Napoléon ise ideolojistleri, ayaklarının Fransıztoplumunun gerçekleriyle bağlantısı kesilmiş, salt düşler, düşüncelerdünyasında(fildişikuleleriçinde)yaşayankimselerolarakkınadı.Buyolda,onların ideolojist değil, (demagog benzeri bir olumsuz anlam yüklediği

Page 151: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

sözcükle) “ideolog” olduğunu ileri sürdü. Böylece ideoloji kavramına dahasonrakullanılacağıolumsuzanlamıyüklemişoldu:İdeoloji,gerçekliğidoğruyansıtanbilimseldüşüncelerkarşısındakibilimselvenesnelolmayandüşüncetürlerindenbirianlamıylayerleştirildi.

BudoğrultudaMarxveEngelsideolojikavramını(örneğinAlmanİdeolojisiadlı 1846 tarihli yapıtlarında) onun olumsuz yüklemini daha da geliştirerekişlemişlerdir: Maddesel üretim araçlarını tekeline geçirmiş sınıfın düşünselüretiminin denetimini de eline geçireceğini yazmışlardır.Geçirince, egemensınıfınideologlarınıngerçekliğiörten,bulandıranmaskeleyen,çarpıtan,hattatepetaklagösterendüşünceleriüretipyayacaklarınıbelirtmişlerdir.

Althusser’in İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları adlı yapıtında75“özneningerçekliklekurduğusanalilişkisi”olaraktanımlanıpdevletinbaskıaygıtları karşısına konacak bir ideoloji kavramı işlenecektir. Marksizmdeideolojininekonomikaltyapınınbirtürevigörülereksavsaklandığısöylenerekönemineve altyapıdangöreceözerkliğinedikkat çekilecekolmaklabirlikte,Althusser’in bu yaklaşımı da “olumsuz ideoloji” anlayışı çizgisi üzerindesayılabilir.75)LouisAlthusser,İdeolojiveDevletinİdeolojikAygıtlar,Çev.YusufAlpveMahmutÖzışık,İletişimYayınları,İstanbul,1994.

Olumluideolojikavramı:İdeolojiksavaşımdaproletaryanındevrimciideolojisi

İdeolojinin tümden olumsuz gelenekselleşmiş kavramını Marksçı yazındagözden geçiren Engels oldu. Yazılarında egemen sınıfın tutucu, gericiideolojisininkarşısınaproletaryanındevrimciideolojisiniçıkaranbirideolojikavramı geliştirmeye çalıştı. Gramsci’nin Hapishane Defterleri76 içindekihegemonyanınönceideolojikalandakurulduğugörüşübuçizgiüzerindekibirkatkısayılabilir.76)AntonioGramsci,HapishaneDefterleri,Çev.AdnanCemgil,BelgeYayınları,İstanbul,2011.

“Bilimselideoloji”ve“ideolojikbilim”kavramları

Bilim-ideolojiilişkisiyleilgiliolarak,Lenin’inkavramakatkılarıgözönünealınarak araştırılması gereken bir nokta da, bilime ters düşmeyenideolojilerden söz edilip edilemeyeceğidir. Bununla bağlantılı olarak,ideolojilerin içinde “bilimsel” öğelerin bulunup bulunmayacağı sorunudur.Birbaşkasorun,bilimetersdüşmeyenideolojilerinkarşısında,ideolojiişlevigörebilen (örneğin sosyobiyoloji gibi) bilimsel disiplinlerden, hattateknolojilerin77varlığındansözedilipedilemeyeceği.

Page 152: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

77) Bkz. Jürgen Habermas, ‘İdeoloji’Olarak Teknik ve Bilim, Çev. Mustafa Tüzel, YKY, İstanbul,1993.

Bilim-ideoloji ilişkisi Lenin’in kazandırdığı olumlu anlamı açısından elealınırsa, ideolojinin gerçekliğe, gerçekliğin bilimsel kavranışına ters düşen,gerici, tutucu biçimleri kadar, devrimci ilerici biçimlerinde ideolojiningerçeklikle ve bilimsellikle ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi gerekir.Gerçekten, devrimci bir ideoloji, ister yükselen burjuvazinin aristokrasiyekarşı geliştirdiği biçimi, ister yükselen proletaryanın tutuculaşmış,gericileşmiş ideolojilerine karşı geliştirilen düşünceleri biçiminde olsun,içinde gerçekliği doğru yansıtan, bilime ters düşmeyen öğeleri taşımasıolasıdır.

Şöyleki,eleştirelbakış,devrimcisınıflarınideologlarına,egemenideolojidegerçekliği tepetakla etmiş olabilecek bilimdışı düşünceleri görebilmeolanağını sağlayacaktır. Bu bakımdan devrimci ideolojilerin içinde bilimseldüşüncelergeliştirilebilecektir.

Devrimci bir ideoloji içinde, karşısındaki ideolojinin eleştirilişinin ürünü“eleştirel bilimsel” düşünceler geliştirilebilir. Bunun yanı sıra, içinde başkabilimsel düşünceler de bulunabilecektir.Çünkü yükselen sınıfın siyasal erkielegeçirmesürecindekiveelegeçirişininbaşlarındakibaşarısı,büyükölçüdegerçekliği doğru kavrayışına bağlı olacaktır. Bu, içindeki bilimsel öğelerindahadaartacağıanlamınagelir.

Devrimciideolojiiçindegeleceğinkurulacakdüzenineilişkindüşüncelerdebulunacaktır. Bilgi sosyolojisi dalının kurucusuKarlMannheim’ın belirttiğigibi bir “ütopya” (istekler, düşler kümesi) barındıracaktır.78 Onların birbölümü, gerçekleştirilebilir türden olup, “kitlelerce benimsenmesi” ya da“kitlelere benimsetilmesi” sonucunda yeni (toplumsal) düzen kurulurken,kendigerçekliğiniyaratabileceknitelikteolacaktır.Kibutürdüşüncelerinde“bilimsel”sayılmasıgerekir.78)KarlMannheim,IdiologieundUtopie,1929.TürkçedeİdeolojiveÜtopya,Çev.MehmetOkyayuz,EposYayınları,Ankara,2002.

Nevarki,yükselensınıfınideolojisiiçindekiütopik,düşseldüşüncelerinbirbölümü, “gerçekleştirilemez” türden olabilecektir. Ya da ilerdegerçekleştirilemeyeceği görülebilecektir. Dolayısıyla, bilimsel olmadıklarıancak ilerideanlaşılabilecektir.Buyüzden,yükselen sınıfın ilerici,devrimciideolojisinin içinde, ister istemez olumsuz anlamda ideolojik öğeler,dolayısıylabilimselolmadığısöylenebilecekdüşüncelerbulunabilecektir.

AlâeddinŞenel

Page 153: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

50.sorununyanıtınınkaynaklarıDipnotlarındagösterilmiştir.

Yazarlarınkısaözgeçmişleri

Ahmet Osman Gürel (Prof. Dr.), 1944 Ankara doğumludur. AnkaraÜniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nü Kimya Yüksek Mühendisiolarak bitirdikten sonra, aynı bölümde akademik çalışmalara başlamıştır.KendibölümündevefarklıfakültelerdemeslekdersleriyanındaBilimTarihi,Bilim Felsefesi, Kimya Tarihi gibi kültür dersleri vermiştir. Ekim 2011tarihinde emekli olmuştur.Doğa Bilimleri Tarihi, Yaşamın Kökeni, KimyaGüzeldir(ÖmerKuleli ile birlikte) veDinozorlar(ÖmerKuleli ile birlikte)adlıkitaplarıvardır.

Alan Sokal (Prof. Dr.), 1955’de doğdu. New York Üniversitesi FizikBölümü’nde ve London Collage Üniversitesi Matematik Bölümü’ndeçalışmaktadır. İstatistikselmekanik,kuantumalan teorisi,matematiksel fizikve sayısal fizik alanlarında araştırmaları bulunmaktadır. Postmodernyazarlarındoğabilimlerialanındanyaptıklarıyüzeyselveanlamsızalıntılarınniteliğiniortayakoyan,dilimizedeçevrilmişbulunanSonModa Saçmalar:Postmodern Entelektüellerin Bilimi Kötüye Kullanmaları ve ŞakanınArdından -Postmodernizmin Bilimsel, Felsefi ve Kültürel Eleştirisi-kitaplarıylatanınmıştır.

AlâeddinŞenel,1941’deKütahya’dadoğdu.İlkveortaöğreniminibukenttetamamladı. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni 1963’te bitirdi. 1964’te bufakültede asistan kaldı. 1968’de doktorasını verip 1980’de doçent oldu.1983’te istifa edip 1991’e kadar yaşamını çevirileriyle kazandı. 1991’deSBF’yedönüp2001sonundaemeklioldu.BaşlıcayapıtlarıİlkelTopluluktanUygar Topluma, Siyasal Düşünceler Tarihi, Irk ve Irkçılık Düşüncesi,KemirgenlerdenSömürgenlereİnsanlıkTarihi’dir.Düşünce tarihive insanlıktarihiyle ilgili dersler verip, çok sayıda çeviri de yapmış olan Şenel’inbilimselyapıtlarınınyanısıraTeleandregenosÜtopyasındaEvlilikHayatıveOzmosKronosadlıikiyapıtıdabulunmaktadır.

E.ZeynepGüler (Yard. Doç. Dr.), lisans eğitimini Boğaziçi ÜniversitesiSosyoloji Bölümü’nde tamamladı, İstanbul Üniversitesi EdebiyatFakültesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okudu. Yüksek lisans ve doktoraçalışmalarını İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’ndeyaptı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim üyesiolarak çalışıyor. Yüksek lisans tezini Filistin-İsrail Barış Süreci ve doktoraçalışmasını Mısır Arap milliyetçiliği konularında yaptı. Gözden geçirilmişdoktora tezi Arap Milliyetçiliği: Mısır ve Nasırcılık - Tahrir MeydanındaKorkuyu Yenmek başlığıyla yayımlandı. Çanakkale’de 1920 ve 1930’lu

Page 154: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

yıllarda sosyal yaşama ilişkin yaşamöyküsü anlatılarına dayanan sözlü tarihçalışması yaptı. Bu çalışma “Şu gemide ah ben de olsaydım…”Çanakkale’den Savaş Dışı Anılar adıyla kitaplaştırıldı. Çeşitli dergilerdeyayımlanmışmakaleleri bulunanGüler’in ilgi alanları arasında Batılılaşma,modernleşme, gelişme/azgelişme, “Avrupa düşüncesi”, muhafazakârlık,sosyaltarih,göçvesinemasayılabilir.

EnderHelvacıoğlu,1959’daİstanbul’dadoğdu.KadıköyMaarifKolejiveİTÜ Elektronik ve Haberleşme Bölümü’nü bitirdi. Yeni Olgu, Gökyüzü,2000’e Doğru, Saçak, Teori, Aydınlık, Müdahale gibi dergilerde, günlükAydınlık gazetesinde (1993-1994), Ulusal Kanal televizyonunda yöneticigörevler üstlendi. 1994-2003 yılları arasında Bilim ve Ütopya dergisininYayınYönetmenliği’ni yaptı. 2004Mart ayından bu yanaBilim veGelecekdergisinin Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürüyor. Bu yayınorganlarında çok sayıda makalesi yayımlandı. Tarih Bilincinden YaşamSevincine:İnsanlığınSözleribaşlıklıbirkitabıbulunmaktadır.

FundaKarapehlivan Şenel, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi SiyasalBilgilerFakültesiKamuYönetimiBölümü’ndeyaptı.YükseklisansınıEssexÜniversitesi’nde insan hakları alanında yaptıktan sonra, doktora derecesiniaynı üniversitenin Sosyoloji Bölümü’nden aldı. Şu anda MarmaraÜniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde çalışmaktadır. Çalışma alanları, insanhakları sosyolojisi, eğitim hakkı, eğitim sosyolojisi, sosyal kuram, devlet-toplumilişkisidir.

Hasan Aydın (Yard. Doç. Dr.), 1971’de Ordu/Ünye’de doğdu. İlk veortaöğrenimini Ünye’de; yükseköğrenimini ise Samsun’da, OndokuzMayısÜniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tamamladı. Aynı üniversitenin SosyalBilimler Enstitüsü’ne araştırma görevlisi olarak atandı ve yüksek lisansöğrenimini tamamladı (1996). 1997-1999 yılları arasında özel sektörde veMilliEğitimBakanlığı’ndaöğretmenlikyaptı.2004’deOMÜSosyalBilimlerEnstitüsü’nden, “Gazzâlî’nin Tanrı ve Evren Tasarımı ve GünümüzeYansımaları” adlı çalışmayla bilim doktoru unvanını aldı. 2004’de OMÜSinopEğitimFakültesiSınıfÖğretmenliğiAnabilimDalı’naYrd.Doç.olarakatandı.HalenOMÜDinKültürüveAhlakBilgisiEğitimiAnabilimDalı’ndaöğretimüyesiolarakçalışmaktadır.Genelolarakfelsefetarihi,İslamfelsefesive eğitim felsefesi alanlarına ilgi duyan Aydın’ın çeşitli dergilerdeyayımlanmış makaleleri dışında şu kitapları bulunmaktadır: İslam DüşünceGeleneğindeDin,FelsefeveBilim;İslamDüşünceGeleneğindeBilgiKuramı(EleştirelBirYaklaşım);Gazzâlî, Felsefesi ve İslamModernizmine Etkileri;PostmodernÇağdaİslamveBilim;EskiYunan’danİslam’ınKlasikÇağına:NedenKavramıveNedensellikSorunu.

Page 155: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

İsmihanYusubov(Doç.Dr.),1945’deAzerbaycan’dadoğdu.BaküDevletÜniversitesi’ndematematikeğitiminiveFonksiyonelAnalizalanındadoktoradiplomasınıaldı.ÜniversiteninFizikFakültesi’ndeöğretmen,başöğretmenvedoçent olarak çalışan Yusubov, 1993’den itibaren önce Türkiye’de KocaeliÜniversitesi’ne geçmiştir, şimdilerde ise Sakarya Üniversitesi’nde görevyapmaktadır.BilimveGelecekdergisindematematik, eğitim,bilim tarihivefelsefesikonularındayayımladığıçoksayıdamakalelerinönemlibirkısmınıMatematik güzeldir - Anlamanın sevinci ve kederi adlı kitapta toplanmıştır.Bunun dışında dostu Mazahir Qulamoğlu ile birlikte yazdığı matematiküstüneçoksayıdakitabınyanısıra,“Ermenimeselesi”nikonualankitaplarıdamevcuttur.Evliveikiçocukbabasıdır.Rusça,Türkçe,Almanca,Arapçaveİngilizcebilmektedir.

Kerem Cankoçak (Doç. Dr.), Galatasaray Lisesi ve ardından BoğaziçiÜniversitesiFizikBölümü’ndenmezunolduktansonradoktoraçalışmalarınaStockholm Üniversitesi Fizik Bölümü’nde devam etti. Şu anda İstanbulTeknik Üniversitesi FizikMühendisliği Bölümü’nde çalışan ve yaklaşık 20yıldırCERN’dekideneylerekatılanKeremCankoçak,CMS[CompactMuonSelenoid-TıkızMuonSelenoidi]deneyindeİTÜgrubununsorumlusudur.

KorkutBoratav(Prof.Dr.),1935’dedoğdu.LisansınıAnkaraÜniversitesiHukukFakültesi’ndetamamladı(1959).AnkaraÜniversitesiSiyasalBilgilerFakültesi’nden İktisatDoktorası (1959);ÜniversitelerarasıKurul’dan İktisatDoçentliği(1972);AnkaraÜniversitesiSenatosu’ndanİktisatProfesörlüğü’nüaldı (1980). Üniversite mesleği ve çalışma yaşamı özetle şöyledir: A.Ü.SiyasalBilgilerFakültesi’ndemaliye,dahasonraiktisatasistanlığı(1960-66,1970-71), Rockefeller Vakfı bursiyeri olarak Cambridge Üniversitesi’ndedoktora sonrası araştırmalar (1964-66); A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeİktisadi Gelişme ve Uluslararası İktisat Kürsüsü’nde doçentlik ve kadrosuzprofesörlük(1972-82),BirleşmişMilletlerCenevreOfisi,DivisionofSocialAffairs’te uzman/danışmanlık (1974), 1402 sayılı sıkıyönetim yasası ilegörevden alınma (1983), Zimbabwe Üniversitesi İktisat Bölümü’nde“associateprofessor”olaraköğretimüyeliği(1984-86),bağımsızaraştırıcılık(1987-88),DanıştaykararıileA.Ü.SiyasalBilgilerFakültesiİktisadiGelişmeve Uluslararası İktisat Anabilim Dalı’na profesör olarak yeniden atanma(1989) ve bu göreve devam (1989-1999), UNCTAD’da (Cenevre)uzman/danışmanlık (1997, 1999-2002) ve emeklilik (2002). Ayrıca, A.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yönetim kurulu üyeliği (çeşitli tarihlerde),İktisat Bölümü Başkanlığı (1997-98), A.Ü. Senatörlüğü (1997-98) ve TürkSosyalBilimlerDerneğiBaşkanlığı(2004-2006)yapmıştır.2000’deBağımsızSosyalBilimcilerGrubu’nunkurucuları arasındayer almıştır ve gruba aktif

Page 156: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

katılımı sürmektedir.2012 itibariyle tümü iktisatbiliminin farklı alanlarında24’ü tekve4’üortak imzalı28kitabı,bilimseldergiveyaderlemelerdeyeralan (gazete ve benzeri yayın organlarındakiler hariç) 114 makalesi,konferans/kongretebliğlerivearaştırmaprojelerineilişkinmetinlerolarak25incelemesivardır.

Müjgan Tez (Prof. Dr.), 1959’da Konya’da doğdu. Lisansını SelçukÜniversitesiFenEdebiyatFakültesiMatematikBölümü’nde,yükseklisansınıAnkaraÜniversitesiFenFakültesiMatematikBölümü’ndeistatistikalanında,doktorasını Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Matematik AnabilimDalı’ndageneistatistikalanındatamamladı.1984-2000yıllarıarasındaDicleÜniversitesi’nde öğretim üyesi, 1990-91’de Kansas State Üniversitesiİstatistik Bölümü’nde araştırmacı olarak çalıştı. 2000 yılından itibaren,Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü’ndeçalışmayabaşladı.2009’daaynı fakültedeİstatistikBölümü’nükurdu,halenbubölümünbaşkanıolarakgörevyapmaktadır.İstanbul’dapekçokdevletvevakıf üniversitesinde olasılık ve istatistik dersleri vermektedir. TürkMatematik Derneği, Türk İstatistik ve American Statistical Associationüyesidir.

OnurHamzaoğlu1961 yılında Ordu’da doğdu. 1985 yılında tıp doktoruolarak Gülhane Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1991 yılında halk sağlığıuzmanı,1993yılındaepidemiyoloji(sağlıktayöntembilim)yandaluzmanıve1996 yılında doçent oldu. 2002 yılında profesörlük kadrosuna atandı. 2001yılındanberiKocaeliÜniversitesiTıpFakültesiHalkSağlığıAnabilimDalıBaşkanlığı görevini yürütmektedir. Türk Tabipleri Birliği tarafındanyayınlanmakta olan Toplum ve Hekim dergisi editörüdür. InternationalAssociationforHealthPolicy(Europe)YönetimKuruluÜyesidir.

YamanÖrs(Prof.Dr.),1954’deAnkaraAtatürkLisesi’ni,1960’daAnkaraTıpFakültesi’nibitirmiştir.Onun,bufakültedenaldığıpatolojivetıptarihi-deontoloji uzmanlıkları, OrtaDoğu TeknikÜniversitesi’nde gerçekleştirdiğifelsefedoktorasıvardır.Başlıcailgialanlarını,tıpvebiyolojinin,bilim,tarih,etik ve felsefenin yöntembilgisi (metodolojisi), evrim kavramı, biyoetik vebiyopolitika, dil sorunları, laiklik ve çağdaşlaşma konuları oluşturmaktadır.Daha yakın yıllarda özellikle psikiyatri ve felsefe ortak alanı ile felsefeninpsikolojisine, etiğin kuramsal yönlerine ve bilim felsefesine yönelmiş; buarada, çoğu Ankara’da bulunan değişik konumlardaki akademisyenlerlebirlikte Bilim ve Bilimsel Felsefe Çevresi’ni kurmuştur. Yurtiçinde değişiküniversitelerde çalışmış, yurtdışında değişik amaçlarla özellikle Avrupaülkelerinde bulunmuştur. 2003başlarındaAnkaraÜniversitesiTıpFakültesiDeontolojiAnabilimDalı’ndanyaşsınırındandolayıemekliolanYamanÖrs,

Page 157: Bilim ve Gelecek Kitaplığı - 27 - okumedya.com ve Bilimsel Yontem - Alaeddin Senel.pdf · (kapitale sınır konulmayan evrede), sınıf ve ulus çizgilerinin bulanıklaştığı,

ozamandan2008-2009 akademikyılı sonunadekAkdenizÜniversitesiTıpFakültesi’ndederslervermişvebuüniversitedekideğişiketkinliklerekatkıdabulunmuştur. Son iki akademik yıl içinde ise, İstanbul’da AcıbademÜniversitesi’nin Tıp Fakültesi’nde, “Bilim Felsefesine ve Tıp FelsefesineGiriş”başlığıylakonferansniteliğindederslervermiştir.