bİlİnen tarİhİn bİlİnmeyen yanlari · karşılığında, osmanlı devletinin tüm dış...

12
BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI Hitler, dünya tarihindeki gelmiş geçmiş en faşist ve psikopat lider olarak bilinir. Çoğu kişi Hitler'i şizofrenin eşiğinde olan, fanatik Alman milliyetçisi psikopat bir lider olarak tanır, ancak gerçekte hiç kimse Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan resmi tarih senaryosundan başka bir şey olmadığını bilmez. Hitler, hakkında en çok komplo teorisi uydurulan tarihi liderlerden (kuklalardan) birisidir.ABD'de sivri çıkışları ve dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih profesörlerinden Texe Marrs'ın 2007 Mayıs'ında çıkan kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları. Kitapta 1- Dünyayı yöneten Yahudi ailesi: Rotschild 2- Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı 3- Arap birliğinin nasıl parçalara ayrıldığı 4- 1.Dünya Savaşı 5- Kukla Diktatör Hitler 6- 2.Dünya Savaşı

Upload: others

Post on 05-Sep-2019

24 views

Category:

Documents


6 download

TRANSCRIPT

Page 1: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI

Hitler, dünya tarihindeki gelmiş geçmiş en faşist ve psikopat lider olarak bilinir. Çoğu kişi

Hitler'i şizofrenin eşiğinde olan, fanatik Alman milliyetçisi psikopat bir lider olarak tanır,

ancak gerçekte hiç kimse Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan resmi tarih

senaryosundan başka bir şey olmadığını bilmez. Hitler, hakkında en çok komplo teorisi

uydurulan tarihi liderlerden (kuklalardan) birisidir.ABD'de sivri çıkışları ve dürüst kişiliği

ile tanınan Texas Üniversitesi tarih profesörlerinden Texe Marrs'ın 2007 Mayıs'ında çıkan

kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları.

Kitapta

1- Dünyayı yöneten Yahudi ailesi: Rotschild

2- Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı

3- Arap birliğinin nasıl parçalara ayrıldığı

4- 1.Dünya Savaşı

5- Kukla Diktatör Hitler

6- 2.Dünya Savaşı

Page 2: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

7- İsrail devletinin kuruluşu

8- Kennedy Suikastı

9- MOSSAD suikastları

10- 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm yer alıyor.

Bu bölümlerde yazarın savunduğu iddialar, kanıtlarla net bir biçimde ortaya koyuluyor.

Öncelikle son yıllarda Türkiye'de ortaya çıkan Hitler hayranlığına ve "Türk Nasyonal

Sosyalizmi" gibi kavramlara bir cevap olarak Hitler'in tarihi kimliğinin ardında yatan

karanlık bağlantıları ana hatlarıyla sizlere aktarmaya çalışacağım.

DÜNYAYI YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ

Çoğu kişi Rotschild ailesinin adını bile bilmez. Bu ailenin adı, ne Forbes dergisinin

düzenlediği ''Yılın Zenginleri'' bölümünde yer alır, ne de dünya jet-sosyetesinin

partilerinde geçer. Ancak birçok ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş

dakika durmak zorundadır. Çünkü bu aile dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri

vardır ve dünya, bu Yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri neticesinde bugünkü şeklini

almıştır. Çoğu kişi dünyada hiçbir ailenin böylesine bir gücü elinde tutabileceğine

inanamaz. Çünkü bir ailenin böylesine siyasi ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini

bilmiyordur.

Page 3: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden

bahsetmiyorum. Rotschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu

bilinmektedir. Bu aile fertlerinin her biri, dünyanın gelişmiş, ya da gelişecek olan

ülkelerinde, çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır. Dünyada olan her siyasi

ve ekonomik gelişmeyi, İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en

kutsal görevleridir.

Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor. Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini

yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor önceleri. Kralın izlemesi gereken siyaseti ve dış politika

stratejilerini bu aile belirliyor. Sadece bununla da yetinmeyip

kraliyet saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp, hatırı

sayılır bir servetin de sahibi oluyorlar. İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca

kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk bankacılık faaliyetini gerçekleştirip, İngiliz

çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar ve 50 sene geçmeden

neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar.

Faaliyet alanını iyice geliştirip derinleştiren Rotschild ailesi Avrupa'daki tüm

imparatorlukları n saraylarında söz sahibi oldu. Sadece İngiltere'de değil, Avrupa'nın dört

bir yanında tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi vererek, altın ve gümüş

komisyonculuğu yaparak servetlerini iyice büyütüyorlar. Ekonomik gücü, aklın ve

mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild ailesi, daha da karanlık ve karlı bir işe

girişiyor. İşin adı "Savaşa giren devletlere faizle borç vermek" Bunun ilk icraatını İngiltere-

Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar. İngiltere'ye savaşa girmesi için faizli borç olarak 35

ton altın veriyorlar. İngiltere, Fransa karşısında yeniliyor ve Rotschild ailesine olan

borcunu ödeyemiyor. Borcun oluşturduğu

mükellefiyetten dolayı, İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England Rotschild ailesine

devrediliyor. Rotschıld ailesi İngiliz devletinin bu devretme işlemini bir şartla kabul ediyor:

İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı. İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul

etmek zorunda kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bu Yahudi ailesine veriliyor.

Görünüşte ekonomi hakkında pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu durum pek bir şey

ifade etmeyebilir.

Page 4: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

Para basma yetkisini başka bir kuruluşa ya da şirkete vermek demek aynı zamanda

ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir. Çünkü bir ülkenin bankası o

ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden

koymak zorundadır. Örneğin Türkiye Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 YTL

basıyorsa eğer , devlet hazinesine de 20 YTL değerindeki altını, elması ya da petrolü

koymak zorundadır. Aksi halde basılan para, kağıt parçasından başka bir şey olmaz. İşte

Rotschild ailesinin de yaptığı şey budur. İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle

borç olarak vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır. Bu şekilde bir yılda 12 ton altın

kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından söylenir. Rotschild ailesinin en büyük girişimi ise

İngiltere ile Amerika'daki kolonilerin savaşı olmuştur. Savaş sırasında Rotschild ailesi çok

gizli bir biçimde Amerikan kolonilerini desteklemiştir.

Amerika'nın İngiltere'ye karşıdirenişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı

yapılmış, İngiltere'nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında,

kurulacak olan Amerika devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir. İngiltere

ile savaş konusunda çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu teklifi hiç

düşünmeden kabul etmiştir. Aile böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan

Amerikan dolarını basma yetkisini elde etmiştir.

Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika'dan elini ayağını çekmek

zorunda kalmıştır. Savaştan yenik çıkan İngiltere bu sefer Amerika'ya yardım ettiği için

Fransa'ya saldırmıştır. İngiltere, Rotschild ailesinin kendilerine finansal destekte

bulunacağına güvenerek bu savaşa girdiyse de Rotschild ailesinden umdukları desteği

bulamamışlardır. Rotschild ailesi el altından Fransa'yı destekleyerek Amerikan

kolonilerinin bağımsızlığını garantilemek istemiştir. Bir taraftan da İngiliz borsası üzerinde

spekülasyona girişmiştir. İngiltere-Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir

hareketlenme olmuş ve borsada oynayan halk, savaşı kazanacaklarını düşünerek

girişimlerini arttırmışlardır. Bunu fırsat bilen Rotschild ailesi

''İngilizlerin savaşı kazandığı'' iddiasını ortaya atarak İngiliz halkının her şeyini borsaya

koymasını sağlamıştır. Ancak, generaller ve ordudan geriye kalanlar yurda döndüğünde,

İngiltere'nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır. Borsa anormal derecede yükselmiş ve

böylece kağıtları elinde tutan Rotschild ailesi bu ticaretten en karlı çıkan isim olmuştur.

İngiliz tarihçilerin ''Kara eylül'' diye nitelendirdiği bu olay ile Rotschild ailesi adeta

İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir.

Page 5: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

İyice gelişen Rotschild ailesi, Kenan diyarında Tanrı'nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail

devletini kurmak için hazırlığa başlamıştır. Osmanlı Devleti'nin parçalanması için gerekli

olan her şeyi yapmışlardır. Osmanlı devletine komşu olan ülkeleri finanse ederek

Osmanlı'ya karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır. Böylelikle sudan bahanelerle Osmanlıya

saldıran Rusya, Avusturya ve diğer komşu devletler, Osmanlıyı askeri ve ekonomik güç

olarak iyice yıpratarak azınlık unsurların ayaklanmasını sağlamışlardır. Osmanlı devleti

nereye koşacağını şaşırmış ve neticede isyan eden azınlıkların ayrı devletler kurmasına

engel olamamıştır. Osmanlının en çok dış borcu Rotschıld ailesinin sahibi olduğu Bank Of

England bankasınadır.

Osmanlı Devleti, Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyecek durumda olmadığından

Rotschıld ailesi bunu fırsat bilmiş, Osmanlıya iğrenç bir teklifte bulunmuştur. Sultan 2.

Abdülhamit ile görüşen Lord Baron Rotschıld "Kudüs şehrinin, Filistin'in, Suriye'nin ve

Güneydoğu Anadolu bölgesinin, yeni kurulacak olan Yahudi devletine verilmesi

karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da

kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde bulunmuş, ancak Abdülhamit teklifi

şiddetle reddetmiştir.

Abdülhamit, dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük bir sevaba girmişse de Osmanlı

devletinin yıkılma sürecini hızlandırmıştır. Daha sonraları Enver Paşa, Abdülhamit'in bu

tutumunu tarihi bir hata olarak değerlendirmiş tir. Enver Paşa'ya göre Kudüs şehri ve

Kenan diyarı Yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan

sonra bu topraklar geri alınmalıydı. Atatürk'e göre ise Osmanlı devleti böyle bir şey

yapsaydı bile yıkılmaktan kurtulamazdı çünkü Osmanlı üzerine korkunç oyunlar

oynanıyordu. Özetleyerek anlattığım bu süreçten sonra Rotschıld ailesi bütün gücüyle 1.

Dünya savaşının çıkmasını tezgahlamıştır. Rotshıld ailesinin hesaplarına göre 1. Dünya

savaşı ve Arabistanlı Lawrence'in faaliyetleri, Arapların birçok parçaya bölünmesi ve İsrail

devletinin kurulması için yeterliydi. Savaş gerçekleşmiş, Almanların önderliğindeki İttifak

devletleri grubu savaşı kaybetmişlerdi. Rotschıld ailesinin hesapları tutmuş ve İsrail

devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesine ramak kalmıştı.

Page 6: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

Ancak tarihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir hata yaptığını fark

etti. İsrail devleti kurulmaya hazırdı ama, dağ ve ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında

kim yaşayacaktı? Avrupa'nın gelişmiş kentlerindeki rahatlığa alışmış olan Yahudiler,

İsrail'de yaşamaya nasıl ikna edilecekti ? Esas sorun buydu. Bu sorunun giderilmesi için

Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni bir savaş için gerekli olan ortam hazırlanmaya

başlandı.

KUKLA DİKTATÖR HİTLER'İN ORTAYA ÇIKIŞI VE 2. DÜNYA SAVAŞI

Almanya, Birinci Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde ve oldukça demoralize bir

biçimde çıkmıştı. Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü kaybetmişti. Ve çok ağır

yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı. Ancak Almanya'nın

borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85'i Rotschild ailesine ait olduğundan

Almanya nerdeyse sadece Yahudi Rotschild ailesine borçluydu. Rotschild ailesi,

Almanya'nın, bu yüklü borcun onda birini dahi ödeyemeyeceğini

biliyordu. Rotschıld ailesi, Alman Merkez Bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında

dış borçlarının silinmesini teklif etti ve Almanlar teklifi kabul etmek zorunda kaldı. Aslında

bu durum sonun başlangıcıydı. Bırakın savaşacak parayı ve silahı, savaşta askere alacak

erkek vatandaşı bile kalmayan Almanya tekrar tüm dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve

nasıl bulabilirdi ? Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi. Ancak daha onlar intikam

planını yapmadan önce,

Rotschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile. Bu plana göre sahte ama çok

inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa'da esecek ve Yahudilere en ince ayrıntısına kadar

planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail'e göç etmeye mecbur

bırakılacaklardı .

Page 7: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

Bu planın ilk bölümü Almanya'nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve hızla

silahlanmasının sağlanmasıydı. Muazzam bir ekonomik ve askeri güce kavuşan

Almanya'nın başına 1. Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik milliyetçi Hitler getirildi.

İtalya ise Alman Faşizmi'nin etkisi altında kalmış ve iktidara Mussolini gelmiştir.

Mussolini'nin iktidara gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir

olaydı ama bu durum Rotschıld ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü. Hitler, hitabet yeteneği

ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden yetmişe peşinden koşturmuştur. Hitler'in

konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef Yahudilerdir.

Hitler'in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi bir arada yaşayan Alman ve Yahudi halkları

birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasına rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı

yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir. Savaştan önce Yahudi işadamlarına

Nazi gençlerinin düzenlediği saldırılar, ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice

germiştir.

Zengin olan Yahudiler bir yolunu bulup Almanya'yı terk etseler de, fakir olan zararsız

Yahudiler bir yere gidecek paraları olmadığından oldukları yerde kala kalmışlardı. O

dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya'nın dışına çıkmak için büyük paralar ve

bazı önemli bağlantılar şarttı. Hitler savaşı başlatmış ve Almanya'nın sahte intikam

harekatı başlamıştı. Almanya savaşın ilk yıllarında başarı göstermiş ve Fransa, Yugoslavya,

Çekoslovakya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele geçirmişti.

Özellikle Paris'e 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya'nın iyice ürkmesine

neden olmuştur. İngiltere'yi hava saldırıları ile darmadağın eden Nazi orduları bir taraftan

da sözde Yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır.

Page 8: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

Yahudiler bir bir katledilmiş ve imha fırınlarında yakılmıştır. Ortada öyle korkunç bir

ortam vardır ki, savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı generaller bile

uçaklarından iner inmez havadaki pis kokudan dolayı hava alanında kusmuşlardır.

Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan insan cesetleri ve çürümüş

cesetlerdir. Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya'da ortaya atılan

iddialara göre neredeyse hiç Yahudi bırakılmamıştır. Ancak Sovyet araştırmacılar

durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15'in Yahudi olduğunu

net ve çarpıcı belgelerle kanıtlamışlardır. Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu

ermeni, çingene ve Polonyalılardı . Geriye kalan zengin Yahudiler Rotscild ailesinin

kurduğu paravan şirketler aracılığı ile ve Amerikan askerlerinin denetiminde, gizlice

(Amerika'ya değil) İsrail'e kaçırılmışlardır. İsrail'e getirildikleri dönemden İsrail devleti

kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah'ın dağında prefabrik usulü yapılmış

evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi. Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise

Tevrat'ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir. Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir

hava ile sözde Yahudi soykırımı yapılmış, tüm dünyada Yahudilere yönelik şiddet

eylemlerine girişilmiş ve Yahudiler İsrail'e göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Yani

Rotschild ailesi 1. Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2. Dünya savaşında

tamamlayabilmiştir. Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi, kendilerine göre, Tanrı'ya

olan sözü yerine getirmiştir.

BAŞKAN KENNEDY'NİN ORTADAN KALDIRILMASI

2. Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devletinde her şey 1960 yılında John Fitzgerald

Kennedy'nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir. Kennedy Amerikan

tarihinin en genç Başkan'ıdır ve aynı zamanda ilk katolik Başkandır. Kennedy'den önce

Amerika'da katolik bir Başkan hiçbir zaman olmamıştır. John F Kennedy'nin babası olan

Joseph Kennedy de politikacı olup aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmıştı. Ne

babası, ne de Başkan Kennedy Yahudilerle iyi

geçinemiyorlardı. Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra'da Yahudilerin boy hedefi

haline gelmiş ve çeşitli saldırılara maruz kalmıştı. Sigmund Rotschild, Kennedy'ye "Başkan

seçildiğinde Ortadoğu'da İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında, milyonlarca

doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılamayı" teklif etmiştir. Ancak Kennedy

böyle bir teklifin bir daha yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış

hissettiğini belirttirmiştir. Kennedy, İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki

faaliyetlerinden son derece rahatsızdı. Kennedy'ye göre lobilerin faaliyetleri, Amerikan

bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi.

KENNEDY İLE İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON'UN NÜKLEER KAVGASI

Page 9: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

İsrail kurulduğu günden beri Ortadoğu'da süper güç olma hayali ile hareket etmiştir. Bu

yüzden İsrail Devleti hızlı bir "nükleer silahlanma programı" izlemeye başlamıştır. İsrail'in

Dimona Çölü'nde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve

nükleer başlıklı füzeler üretmesi Başkan Kennedy'yi çok rahatsız etmiştir. İsrail'in nükleer

füzelerinin Ankara , İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak

kapasitede ve menzilde olması Kennedy

yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır.

Kennedy, Ben Gurion'a yazdığı sert bir uyarı mektubunda ''İsrail'in nükleer programını

durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan

kaçınmayacağını belirtmiştir''

Ben Gurion da cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy'ye ''Genç Adam'' diye hitap

etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur. Bu mektuplaşmalar iyice çığırından çıkmış ve

hakaretleşmeye dönüşmüştür. Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurion istifa etmiştir.

Ünlü Yahudi politikacı Henry Kissinger ''İsrail'in nükleer programına son vermesi İsrail'e

büyük zarar verir'' diyerek Kennedy'yi ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır.

Kennedy bununla da yetinmemiş ve 4 Haziran 1963'te Amerikan Temsilciler Meclisi'ne

danışarak çıkarttığı 11110 sayılı kanunla Amerikan Dolar'ını basma yetkisini Rotschild

ailesine ait olan Federal Reserve Bank'ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası'na

vermiş ve ''bir ülkenin parasının denetimin şahısların elinde olmasının büyük bir sorun

olduğunu'' belirterek kendi sonunu hazırlamıştır.

Federal Reserve Bank, İsrail'in en büyük gelir kaynağıdır, tabiri caizse şah damarıdır.

Kennedy, dolar basma yetkisini Federal Reserve Bank'ın elinden alarak adeta İsrail'in şah

damarını kesmiştir. Neticede İsrail için Kennedy'nin etkisiz hale

getirilmesi farz olmuştur. Kennedy'nin seçimleri kaybetmesini beklemek boş bir umuttu,

çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu. Kennedy'ye seçimler kaybettirilse bile

sonradan kazanması yüksek ihtimaldi. Üstelik Kennedy'nin kardeşi de gelecek vaad eden

bir politikacıydı. Tek bir çare gözüküyordu. O da suikast idi. Kennedy bir şekilde

öldürülürse Amerikan yasaları gereği yerine yardımcısı getirilecekti. Kennedy'nin

yardımcısı Lyndon Johnson'dı. Johnson tam

bir İsrail taraftarıydı. Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy

kendisini kovmaya çalışıyordu. İsrail, suikast kararı alır ve bunu, Amerikan derin devleti

içindeki bağlantılarını kullanarak gizlice uygulamaya koyar. Kennedy'yi öldürmek için en

uygun ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas 'tır. Dallas'ta her zamanki gibi üstü

açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy'yi korumakla görevli CIA ajanları özel

olarak ayarlanacak ve başkanın güvenliği sabote edilecekti.

Page 10: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

Böylece suikast çetesi Kennedy'yi rahatlıkla öldürebilecekti. Suikast çetesi için değişik

rivayetler vardır. Kimileri Kennedy'yi Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü, kimileri ise

Kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan bir şey var ki, Kennedy'yi

öldürenler çok profesyonel ve acımasız keskin nişancılardan (sniper) oluşan bir suikast

timidir. Kennedy'nin ziyaretinden önce, yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas'ta bardaktan

boşalırcasına yağmur yağmıştır. Ancak şehir

halkı buna rağmen başkanı en iyi şekilde karşılamak için elinden geleni yapmıştır. 22

Kasım 1963 sabahı Washington D.C. 'den Air Force One uçağı ile gelen Başkan Kennedy ve

eşi, sabah 09'da şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten sonra

üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır. Tam 6 aracın olduğu

kortejde en son arabada Başkan Kennedy ve Vali Connaly vardır. Önde motosikletli SS

korumalar ve yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy'nin arabası Kortejle

birlikte Elm caddesinden Houston'a doğru beklenmedik bir dönüş yapar. O sırada silah

sesleri yükselmeye başlar. Polisler telsizle anons etmeye başlar: ''Korteje ateş ediyorlar

yere yatın'' diye. Tam 6 el silah sesi duyulur. Birinci mermi arabayı ıskalar ve alt geçitte

bekleyen Edmund Harris adındaki taksi şoförünün kulağını parçalar. İkinci mermi

Kennedy'yi tam omzundan vurur. Üçüncü mermi Kennedy'yi ıskalayıp ön koltuktaki vali

Connaly'i omzundan vurur. Dördüncü mermi Kennedy'yi boynundan vurur, aynı mermi

başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly'i sırtından vurur. Beşinci mermi arabayı ıskalayıp

dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar. Ve Altıncı mermi... Altıncı mermi başkan Kennedy'yi tam

kafasından vurur. Başkanın kafasını parçalayan mermi bulunamaz.

Page 11: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

Suikasttan sonra yapılan araştırmalarda Kennedy'yi sözde komünistlerden vatan haini Lee

Harvey Oswald'ın vurduğu iddia edilir. Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald'ın tek

katil olduğu görüşüne varılır. İddialara göre Oswald , Texas Okul kitapları bürosunun

altıncı katındaki pencere dibinden İtalyan yapımı "Mannlicher Caracano" marka sniper

tüfeği ile altı kez ateş ederek Başkanı öldürmeyi başarmıştır. Lee Harvey Oswald apar

topar hapsi boylamıştır.

Deliller birden çok sayıda keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen, İsrail

denetimindeki Amerikan derin devleti, suçu Lee Harvey Oswald'ın üzerine atarak diğer

delilleri bir bir yok etmiştir. Suikastı gören 57 kişi ölü bulunmuş, ölümler kaza veya intihar

ile açıklanmıştır.

Lee Harvey Oswald ise suikasttan iki gün sonra, mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve

polisin arasında Yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür. Bu

Amerikan milliyetçisi Yahudi, Lee Harvey Oswald'ı öldürmesinin nedenini ise

"komünistlerden Amerika'nın aldığı intikam" olarak yorumlamıştır. Birden çok sayıda

keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy'nin otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey

amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki

suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi. Ailesi, Kennedy'nin kafasının kesilerek

incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçıların bulunmasını istediğinde ise, Amerikan

birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir. Kennedy apar topar gömülerek konu örtbas

edilmiştir. Başkan Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan

kardeşi senatör Robert Kennedy de bir basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli

bir genç tarafından kurşunlanarak

öldürülmüştür.

KENNEDY SUİKASTININ SONUÇLARI

İsrail, Kennedy'nin kapattığı Dimona çölündeki nükleer santralini tekrar açmış ve nükleer

silah üretimine eskisi gibi devam etmiştir. Başkan Kennedy'nin çıkarttığı, Federal Reserve

Bank'ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan 11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve

Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschild ailesine ait olan Federal Reserve Bank'a

verilmiştir. II. Dünya savaşından sonra ılımlı ve sakin bir politika izleyen Amerika devletİ

özellikle Kennedy suikastından sonra soğuk savaş sürecini de başlatmıştır. Amerika ile

Sovyet Rusya arasındaki soğuk savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde

etkilenmiştir. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki silahlanma rekabeti adeta bir sidik

yarışına

dönmüştür. Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve

Vietnam'a saldırmıştır. Vietnam'da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu

Page 12: BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI · karşılığında, Osmanlı devletinin tüm dış borcunu silme ve Balkanlar'da, Afrika'da kaybettikleri toprakları geri verme" teklifinde

savaştan dolaylı olarak zarar görmesine neden olmuştur. Amerika'da İsrail lobisi ise iyice

pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur. Amerika İsrail Devletinin yaptığı

katliamlara sesini çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır. En

basitinden örnek vermek gerekirse İsrail devletinin çok gizlice yürüttüğü "Samuel

Vanunu'yu kaçırma operasyonu"na istemeden şahit olan bir Amerikan Fırkateynindeki 23

deniz piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle öldürülmüştür. Denize düşüp

kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür. Olayın basına

sızmasınaizin verilmemiş ve yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile

yapmamıştır. CIA tüm dünyada ''komünizmle mücadele'' doğrultusunda adına GLADIO

denilen ve Beyrut'taki gerilla kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden oluşan

gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı katilleri maaşa bağlayarak dünyanın her yerinde

komünistleri ve sol düşüncelileri öldürmekle görevlendirmiştir. Bu bağlamda

Türkiye'deki sağ-sol çatışmaları, siyasi amaçlar için işlenen cinayetler, katliamlar, terörist

eylemler, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi ve 12 Eylül darbesi hep

Gladio'nun eserleridir.

Gladio ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastından hemen sonraya denk

gelir. Amerika'nın "Büyük Ortadoğu Projesi" başlamıştır. Büyük Ortadoğu Projesinin diğer

adı ise Büyük İsrail Devleti projesidir. Kennedy suikastından sonra Büyük İsrail Devleti

Projesine hız verilmiştir. Büyük İsrail Devleti Tevrat'ta Tanrı Yehova'nın Yahudilere vaad

ettiği topraklardan oluşmaktadır. 11 Eylül saldırıları, Münih'teki eylemler ve daha birçok

terörist eylem aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir parçasından başka bir şey

değildir. Bazı arkadaşlar Büyük Ortadoğu Projesini sanki yeni bir şeymiş gibi algılıyorlar.

Bu arkadaşlar kitap falan pek okumadıkları için ne duysalar ona inanıyorlar. Büyük

Ortadoğu projesi yeni bir şey değil ki. Yüzyıllardır var olan bir proje... Osmanlıların

yıkılması, Arapların parçalanarak bir sürü ülkeye bölünmesi, Türkiye'deki terör eylemleri

ve istikrarsızlık ve Irak, İran gibi ülkelerin periyodik olarak neredeyse her on yılda bir

sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek.

[status draft]

[nogallery]

[geotag on]

[publicize off|twitter|facebook]

[category araştırma]

[tags KOMPLO TEORİLERİ]