bİngÖl İlİ tekstİl ve konfeksİyon sektÖrÜ · elde edilirken kullanılan elyafın...
TRANSCRIPT
1
BİNGÖL İLİ
TEKSTİL VE KONFEKSİYON
SEKTÖRÜ Bu kitapçık hazırlanırken Ticaret ve Sanayi Odası’nın, Fırat Kalkınma Ajansı Doğrudan Faaliyet Destek Programı kapsamında hazırladığı “Bingöl İli Sanayi
Potansiyeli Profilleri Oluşturulması Projesi”nden yararlanılmıştır.
2011
2
İÇİNDEKİLER
1. TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ .............................................................................. 3
1.1 TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ ...................................................... 3
1.2 TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN BİLİMSEL SINIFLANDIRILMASI VE
TANIMI ..................................................................................................................................... 5
1.3 DÜNYADA TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ ..................................................... 10
Üretim ................................................................................................................................... 11
1.4 TÜRKİYE’DE TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ ................................................. 17
1.5 BİNGÖL’DE TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ .................................................... 22
1.5.1 İlin Konfeksiyon İhtiyacının Belirlenmesi .................................................................. 24
1.5.2 İş Elbiseleri .................................................................................................................. 24
1.5.3 Okul Konfeksiyon Malzemeleri .................................................................................. 25
1.5.4 Fason Üretim ............................................................................................................... 25
1.6 GENEL DURUMUN ORTAYA ÇIKARILMASI ............................................................ 25
1.7 POTANSİYELİN ORTAYA KONULMASI .................................................................... 25
SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME ............................................................................. 50
KULLANILAN KAYNAKLAR.............................................................................................. 52
3
1. TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 1.1 TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ Tekstil ve hazır giyim sektörü, Türkiye imalat sanayi üretiminin % 23’unu, toplam
ihracatımızın % 32’sini oluşturan Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerindendir. Türkiye, tekstilde
dünyanın dördüncü ve AB’nin ikinci en büyük tedarikçisi, hazır giyimde ise dünyanın dördüncü ve
AB’nin ikinci en büyük tedarikçisi konumundadır.
Türkiye’de 1990’lı yılların ikinci yarısında tekstil ve hazır giyim sektörlerinin, toplam üretimin
% 16’sını oluşturduğunu, buna rağmen söz konusu sektörlerin istihdam içindeki payının % 34
düzeyinde olduğunu belirtmektedir. Bu da verimliliğin düşük seviyelerde olduğunu göstermektedir.
Hazır giyim pazarında ortaya çıkan yeni özellikler, hem rekabetin yeni bir aşamaya gelmesine, hem de
tüketici davranışlarının değişiklik göstermesine neden olmuştur. Değişen pazar yapısı, rekabetin
yönünü ve şeklini de değiştirmektedir. Değişen rekabet ve pazar koşullarında avantaj
oluşturulmasının temel koşulu ise yeni pazarlama stratejilerinin uygulanmasıdır. Söz konusu değişime
örnek olarak dağıtım kanalları verilebilir. Daha önceleri dağıtım çoğunlukla küçük ve orta
büyüklükteki işletmeler tarafından gerçekleştirilirken, bugün, büyük perakendeci kuruluşların
(bölümlü ve zincir mağazalar) ağırlığı hissedilmektedir. Bu durumun işletmelere getirdiği temel sonuç,
ürünlerin tüketicilere ulaştırılmasını sağlayacak olan perakendecilerin pazarlık güçlerinin artık daha
yüksek olduğudur.
Önemli olarak ifade edilmesi gereken nokta, önceden üreticinin yön verdiği pazara artık
büyük alıcılar olarak perakendecilerin yön vermesidir. Bu da endüstriyel pazarlarda tüketici odaklı
olmayı gerektirmektedir. Ürün geliştirme, rekabete karşı koyabilmenin bir diğer etkili yolu olarak
değerlendirilmektedir. Yeni ürün özellikleri ve yeni ürünler rekabet avantajı sağlamada önemli
olmakla birlikte, Türk işletmelerinin oldukça zayıf oldukları araştırma-geliştirme faaliyetlerinde
etkinlik gerektirmektedir. Bir pazarda çeşit ekonomilerinin etkisi, rakiplerin farklılaşma dereceleri ve
işletmelerle ülkeleri arasında teknolojik farklılıkların olması gibi nedenler, işletmelerin rekabet güçleri
arasındaki farklılıkların temel nedeni olarak ifade edilmektedir. Rekabet avantajı sağlanabilmesi için
yeterli düzeyde ürün çeşitliliğinin, düşük maliyetlerle sağlanması gerekmektedir. Daha önce de ifade
ettiğimiz gibi, işletmeler yenilik ve yeni ürünler getirdikleri ölçüde rekabete karşı koyabileceklerdir.
Bunu gerçekleştirebilmek için de yeni ürün hatlarına sahip olunması, ürünlere ilişkin araştırma
geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi, pazarda yeni ve işletmelerin kendilerine özgü pazar
konumunun elde edilmesi gerekmektedir.
Pazar koşullarına göre işletmeler, ürün karmalarını uyarlayabilecek kapasiteye ihtiyaç
duyarlar. Uyarlamanın rekabet avantajı yaratacak şekilde gerçekleşebilmesi için de işletmelerin ürün
çeşitliliğine yönelmeleri gerekmektedir. Son dönemlerde, rekabet içerisinde ayakta kalabilmenin etkili
4
yollarından biri, ölçek ekonomilerinden daha fazla fayda sağlayan, çeşit ekonomilerinin
uygulanabilmesidir. Bu süreç, belirli temel özelliklere sahip bir ürün geliştirildikten sonra, belirli
tüketici gruplarının istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak üründe farklılaşmaların ve
çeşitliliğin yaratılması ve sonrasında da belirlenen tüketici gruplarına yönelik olarak farklı ürünlere
ilişkin üretimin gerçekleştirilmesini içerir. Bu durum, özellikle uyarlamaların ve çeşitliliğin daha düşük
maliyetlerle gerçekleştirilmesi nedeniyle önem taşımaktadır. Bu şekilde aktif bir şekilde yeni
özelliklerin eklenmesi ve ürünlerin farklılaştırılması mümkün olabilmektedir. İfade edilmesi gereken
önemli bir nokta, tasarımın söz konusu çeşitliliğe olanak tanıyacak şekilde gerçekleşmesidir.
Tekstil ve hazır giyim tüketiminde kalite ve fiyat dengesi, gelir seviyesi, nüfus ve demografik
yapı, iklim ve coğrafi özellikler, tasarım ve modaya uygunluk, ürünün markası, sosyal ve çevresel
standartlara uygun üretilmiş olması, performans özellikleri ve fonksiyonları tüketici tercihlerinde etkili
olmaktadır. Standart hazır giyim ürünleri, talebin gelir esnekliğinin düşük olduğu ürünlerdir.
Günümüzde artık üretmek değil en kaliteliyi en uygun maliyetlerle ve en hızlı şekilde üretmek
rekabetin temel şartı durumundadır. Burada neyin nasıl üretileceğini belirleyen temel etmen ise
tüketici tercihleridir. Tekstil ve hazır giyim tüketiminde etkili olan tercihlerin doğru anlaşılması ve
bunlara uygun mal ve hizmet üretimi yapılması bu sektörde rekabet edebilirliğin temel önkoşuludur.
Gelişmiş ülkelerde, yaşlanmakta olan nüfus modadaki değişime daha kayıtsız kalmakta ve zaten
yüksek olan gelir seviyesindeki artış giyim dışı alanlara yönelmektedir. Dolayısıyla bu ülkelerde giyim
tüketiminde artış kısıtlı kalmaktadır. Hazır giyim ve hazır eşya tüketiminde en temel belirleyici etmen
giyinme ve korunma ihtiyacıdır. Bu ihtiyacını karşılamak isteyen kişinin yaşı, cinsiyeti, yaşadığı yerin
coğrafi ve iklimsel özellikleri tüketim tercihlerinde etkili olmaktadır. Zaman içinde modanın
gelişmesiyle giyim ürünleri süslenme ve sosyal statü belirtme işlevi de üstlenmiştir. Günümüzde giyim
ürünleri için modaya uygunluk, ürünün markası ve dolayısıyla tüketici gözündeki imajı tüketim
üzerinde belirleyici olmaktadır. Ayrıca son yıllarda en önemli tüketim pazarları olan gelişmiş ülkelerde
çevresel duyarlılığın artması ve ithal edilen hazır giyim ürünlerinin üretiminde işçilerin sağlıksız
şartlarda çalıştırılması, çocuk işçiler gibi hususların kamuoyunda öne çıkmasıyla sosyal ve çevresel
standartlara uygunluk tüketici tercihleri üzerinde belirleyici bir başka etmen olarak ortaya çıkmıştır.
Bunların yanında, teknolojik gelişmelere bağlı olarak çok işlevli hazır giyim ürünleri ortaya
çıkmıştır. Bu tür ürünler giyinme ve süslenme ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra, veri işleme, sağlık,
besleme vs özelliklerine sahip hatta ısı ve ışık gibi değişimlere göre farklı tepkiler verebilen ürünlerdir.
İlk çağlarda örtünmek ve korunmak amacıyla giyinen insan daha sonraki dönemlerde
giyinmeye toplumda dikkat çekmek, sosyal pozisyonu göstermek gibi toplumda tanınmayı amaçlayan
farklı özellikler de yüklemişlerdir. Giyinmenin zaman içinde değişimi ile moda oluşmuştur. Sonuç
5
olarak moda yaratıldığı dönemin bir yansıması olarak gelişmiştir. Tarihi olaylar, ekonomik ve sosyal
gelişmeler modayı da etkilemiş, özellikle ekonomik ve askeri açıdan güçlü olan ülkelerin giyim tarzı
diğer ülkelerde de takip edilmiştir. Örneğin 1620’lere kadar İspanya’nın modayı etkilediği gözlenirken,
bu tarihten itibaren Fransa’nın güçlenmesine paralel olarak bu ülkenin modayı belirlemede daha
etkin olduğu görülmektedir.
İnsanların giyinme biçimleri zaman içinde değişerek günümüzün giyinme şekline ulaşmıştır.
Eskiden bol kumaş parçaları vücuda birkaç defa dolanarak giyinilirken daha sonra bu kumaşlar kesilip
biçilerek insan vücuduna daha uygun şekilde birleştirilmiştir. Zamanla alt, üst, iç ve dış giyim
birbirinden ayrılmış ve günümüzün çok çeşitli çok renkli giyim biçimlerine ulaşılmıştır.
Günümüzde moda çok boyutlu, çok kültürlü ancak ülkeler arasında giyim kültürünün birbirine
benzediği bir endüstri haline gelmiştir. Temelde ilkbahar-yaz ve sonbahar-kış olmak üzere yıl içinde iki
döneme yönelik tasarım ve üretim yapılmaktadır. Modacılar modayı belirlerken hem basında ve
üretici çevresinde dikkat çekebilecek yenilikler getirmek hem de ürünlerin tüketiciler tarafından satın
alınabilmesi için pratik ve genel eğilimlere uygun tasarımlar geliştirmek durumundadır.
Moda her ne kadar hazır giyim sanayi için öncelikli bir konu olsa da renk başta olmak üzere
kumaş özellikleri modada etkilidir. Ayrıca ev tekstili gibi doğrudan tüketilen tekstil ürünleri de
bulunmakta ve bu ürünlerde moda etkili olmaktadır. Dolayısıyla tekstil sanayi için de moda
değişikliklerini takip etmek önem taşımaktadır.
Dünya tekstil ve hazır giyim sanayi ticareti, ticarette kısıtlayıcı önlemlere rağmen, dünya
tekstil ve giyim sanayi üretiminden çok daha hızlı oranda artmaktadır. Üretim tesislerinin taşınması ve
önemli pazarlar olan gelişmiş ülkelerde yeni yatırımların azalması, buna karşılık gelişmekte olan
ülkelerde yatırımların yoğunlaşması bu duruma neden olmaktadır.
Bir başka önemli husus da fiyatlardaki değişimdir. Artan rekabet ve verimlilik artışına bağlı
olarak birim fiyatlarda düşme yaşanmakta bu da üretim ve ticaret artışının miktara göre daha düşük
görünmesine neden olmaktadır.
1.2 TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN BİLİMSEL SINIFLANDIRILMASI VE TANIMI
Tekstil ve hazır giyim sektörü, elyaf ve ipliği kullanım eşyasına dönüştürecek süreçleri
kapsayan işlemleri içerir. Bu tanıma göre; sektör elyaf hazırlama, iplik, dokuma, örgü, boya, baskı,
apre, kesim, dikim üretim süreçlerini kapsamaktadır. Elyaftan iplik ve mamul kumaşa kadar olan kısım
tekstil, kumaştan giyim eşyası elde edilene kadar olan süreç ise hazır giyim sektörünün içinde
değerlendirilmektedir.
6
Sektörün nihai kullanıma yönelik ürünleri çok genel olarak hazır giyim, hazır eşya ve teknik
tekstiller olarak gruplandırılmaktadır. Bu kapsamda çorap, kazak, gömlek, pantolon, takım elbise gibi
giyim eşyası; perde, çarşaf gibi ev tekstili, halı ve diğer tekstil yer kaplamaları; ağ, ip, kablo, taşıyıcı
tekstil bandı, branda, koruyucu bez, filtre, paraşüt, fren bezi, keçe gibi diğer tekstil ürünleri yer
almaktadır.
Tekstil teknolojileri, elyaf ve iplikten üretilen, genellikle esnek (bazı durumlarda esnek
olmayabilen) malzemelerin üretim teknolojileri ile bu malzemeleri şekillendirme ve mamul hale
getirmede kullanılan teknolojilerdir.
Tekstil ve hazır giyim üretimi en geniş şekliyle aşağıdaki gibi özetlenebilir. Bu üretim sürecinin
yanı sıra daha farklı bir süreçle dokusuz tekstil yüzeyi de elde edilebilmektedir.
Şekil 1: Tekstil ve hazır giyim sanayinde üretim süreci
Bu üretim adımları (tekstilin alt sektörleri) kendi aralarında, sermaye-yoğun veya emek-yoğun
oluş bakımından çok büyük farklılıklar göstermektedirler. Kimyasal (insan yapısı, sentetik ve suni)
elyaf ve iplik çekimi dünyanın en sermaye yoğun sanayi sektörü olan petro-kimya sanayi içinde yer
alırken; iplik, dokuma, örme ve tekstil terbiye işletmeleri dördüncü sermaye-yoğun sanayi sektörünü
oluşturmaktadırlar. Konfeksiyon ise hala emek-yoğun bir sanayi sektörüdür. Tekstilin alt sektörleri
sermaye-yoğundan emek-yoğuna doğru aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedirler.
Bu üretim süreçlerinde kullanılan malzemeler ve üretim yöntemleri ise şu şekildedir:
7
Elyaf (Lif)
Lif en genel tanımıyla, enine kesitine göre boyu çok uzun olan, esnek, eğrilebilir maddelerdir.
Tekstil yapılarının temel unsurunu teşkil eden elyaf veya lif, temin edildikleri kaynakların türlerine
göre adlandırılırlar. Lifler devamlı (filament) veya devamsız (stapel) olarak da sınıflandırılmaktadır.
Her lif kendine has özelliklere göre belirli ürünlerde kullanılmaktadır. Lifler, uzunluğu, inceliği,
düzlüğü, rengi, parlaklığı, nem çekme özelliği, ısı tutma özelliği, buruşma özelliği, kopma dayanıklılığı,
sürtünme ve aşınma sağlamlığı, sıcak tutma özelliği, zararlılara karşı dayanıklılığı dikkate alınarak farklı
ürünlerin elde edilmesinde tek başlarına veya diğer liflerle karıştırılarak kullanılmaktadır.
Tablo 1: Lif türleri
Doğal lifler özellikle insan sağlığı açısından daha olumlu özelliklere sahip oldukları için tercih
edilmekte ayrıca tarımsal girdi olması nedeniyle üretimi ve tüketimi devletlerce desteklenmektedir.
Kimyasal liflerin üretimi ise esas olarak kimya sanayinin konusu olmakla birlikte bu alandaki teknolojik
yenilikler ile daha yüksek performanslı yeni liflerin geliştirilmesi tekstil sektöründeki değişimi
etkilemektedir.
İplik
Lifler uzunluk, kalınlık ve dayanıklılık kazandırılmak amacıyla eğrilip bir araya getirilerek iplik
elde edilir. Eğrilmiş iplikler daha sonra tekrar bükülerek daha kalın ve dayanıklı hale de getirilebilir.
İplikler örme ve dokuma kumaş üretiminde kullanılabileceği gibi dikiş ipliği olarak da kullanılabilir.
8
İplik elde etme aşamasında ring, open-end, friksiyon veya hava jeti yöntemleri
kullanılmaktadır. Günümüzde en çok ring ve open-end iplikçilik yaygındır. Ring sistemi ile daha ince ve
kaliteli iplik elde edilebilirken open-end’de üretim süreci daha kısa ancak kalite daha düşüktür. İplikler
elde edilirken kullanılan elyafın özellikleri, düzenliliği, sağlamlığı, esnekliği, sertliği ve bükümüne göre
farklı türde kumaş elde etmek amacıyla kullanılırlar.
Dokuma ve Örme Kumaş
İpliklerin düz bir yüzey elde edilecek şekilde bir araya getirilmesiyle dokuma veya örme
kumaş elde edilir. Dokuma kumaş elde edilirken çözgü ve atkı adı verilen iki iplik grubu yatay ve dikey
olarak birbirinin altından ve üstünden geçirilirken, örme kumaş elde edilmesinde bir (atkı örme) veya
birden fazla (çözgü örme) aynı yönde dizili iplik birbirleriyle ilmeklerle tutturulurlar.
Dokuma tezgahları atkı atım sistemlerine (mekikçikli, kancalı, hava jetli, su jetli vs.) ve ağızlık
açma sistemlerine (eksantrikli, kamlı, armürlü ve jakarlı sistemler) göre sınıflandırılmaktadırlar. Atkılı
örme sistemleri ise düz (triko) ve yuvarlak örme olarak sınıflandırılmaktadır.
Dokuma kumaş daha ince, dayanıklı ve düzgün iken, örme kumaş daha hacimli ve esnektir. Bu
özelliklerinden dolayı dokuma kumaş, perde, gömlek, havlu gibi; örme kumaş ise kazak, çorap gibi
ürünlerin üretiminde kullanılmaktadır. Örme kumaş elde etmek dokuma kumaşa göre nispeten daha
kolaydır.
Dokusuz Yüzeyler
Örme ve dokumanın yanı sıra çeşitli yöntemlerle dokusuz yüzey (tafting yüzeyler, yapıştırmalı
yüzeyler, mali yüzeyler ve non-woven yüzeyler) de elde edilebilmektedir. Bazı teknik tekstiller ve yer
döşemesinde (halıfleks vb.) kullanılan bu tür yüzeylerin elde edilmesi günümüzde tekstil sanayinin
gelişen bir kolunu oluşturmaktadır.
Teknik Tekstiller
Teknik Tekstiller, estetik ve dekoratif özelliklerinden ziyade öncelikle fonksiyonel özellikleri ve
teknik performansları için tüketilen tekstil malzemeleri ve ürünleri olarak tanımlanmaktadır. Ancak
günümüzde araba döşemeliklerinde olduğu gibi teknik tekstillerde estetik ve dekoratif özellik ön
planda olabilmektedir. Bu nedenle teknik tekstilleri giyim ürünleri ve ev tekstilleri dışında kalan tekstil
ürünleri olarak da tanımlamak mümkündür.
Tekstil pazarının, yaklaşık yüzde 20’sini teknik tekstillerin oluşturduğu söylenebilir.
Başlangıçta urgan, halat, çuval, yelkenbezi, keçe gibi kısıtlı miktar ve kullanım yeri olan teknik
tekstillerin kullanım alanları, ziraatten inşaata kadar her türlü taşıt ve taşıma aracından savunma
sanayine, sağlık sektörüne kadar geniş bir alana yayılmaktadır. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde teknik
9
tekstillerin miktarının ve öneminin artması beklenmektedir. Buna ilaveten, tekstil elyaf ve
malzemelerinin diğer polimer ve/veya malzemelerle karıştırılmasıyla oluşturulan kompozit
malzemelerin önemi büyük ölçüde artacaktır. Teknik tekstiller alanındaki gelişmeler öncelikle yüksek
performanslı sentetik elyaf teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak sürmektedir.
Terbiye
Ham tekstil yüzeyleri ağartma, merserizasyon, boyama, baskı, apre gibi terbiye işlemlerinden
geçirilerek modaya ve kullanılacağı yere göre tuşe (tutum), renk, parlaklık, nem çekme, buruşmazlık,
keçeleşmeme, tutuşmazlık, antibakteriyel, antistatik, leke tutmama gibi özellikler kazandırılır. Bu
süreçteki işlemler ağırlıklı olarak kimyasal özelliktedir ve çevresel açıdan olumsuz etkiler
yaratabilmektedir. Terbiye işlemi kumaşa katma değer katan önemli bir üretim aşamasıdır.
Hazır Giyim ve Konfeksiyon
Mamul kumaş ve aksesuarlarla standart ölçülere göre belli üretim teknikleri kullanılarak
standart hazır giyim eşyası elde edilir. Hazır giyim imalatı sırasıyla model hazırlama, kalıp çıkarma,
pastal çizimi, kesim, dikim, temizleme, ütü ve ambalajlama üretim sürecini takip etmektedir. Bu süreç
sonunda iki boyutlu kumaşa beğenilere ve kaplanacak şekle uygun üç boyutlu hacim
kazandırılmaktadır.
Günümüzde bilgisayar destekli tasarım, model hazırlama, kalıp çıkarma, pastal çizimi, serim
ve kesim yapılarak hazır giyim üretimi belirli bir ölçüde otomatize olmuştur. Ancak yine de hazır giyim
üretimi emek yoğun niteliğini sürdürmektedir. Genel olarak tüketiciler kaliteli giyim ürününde stil ve
modaya uygunluk gibi estetik ve kumaşın özelliği, dayanıklılığı gibi performans özellikleri
aramaktadırlar.
Hazır giyim nihai ürün olması nedeniyle daha önceki üretim süreçlerinin tamamı ürünün
performans özelliklerini ve dolayısıyla kaliteyi etkilemektedir. Hazır giyim ürünlerinin en temel
belirleyicisi ise modadır. Moda ve modacılar yeni stiller ortaya çıkarmakta ve insanları yeni giysiler
almaya yönlendirmektedirler. Bu yapılırken bir önceki aynı sezonun ürünlerinin uzunluğu, silueti,
açıklığı, rengi, kumaş tipi ve dizaynı, aksesuarı pazarın zevk ve beğenilerine uygun olarak değiştirilir.
10
Şekil 2: Tekstil ve hazır giyim sanayinde değer zincirinin görünümü
1.3 DÜNYADA TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ Tekstil ve hazır giyim sanayi, ürünlerinin temel bir tüketim malı olması, nispeten düşük
sermaye ihtiyacı, sağladığı istihdam imkanı, üretim sürecinde yaratılan katma değer ve ihracat
imkanları nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınma sürecinde önemli rol oynayan bir
sanayi dalıdır.
Tekstil ve hazır giyim sanayi, sanayileşme sürecinin ilk başladığı sektörlerden birisidir. 19.
yüzyılın ilk yarısında İngiltere, 20. yüzyılın başlarında Japonya, 1950’lerde Tayvan ve Güney Kore
sanayileşme süreçlerinin başlarında bu sanayiyi geliştirerek sermaye birikimi sağlamış, ihracat ve
üretim tecrübesi edinmişlerdir. Bu yolla edinilen sermaye, bilgi birikimi ve tecrübe sermaye ve bilgi
yoğun diğer sektörlerin gelişmesinde katkı sağlamıştır. Günümüzde de tekstil ve hazır giyim sanayi
sermaye sıkıntısı yaşayan, ucuz işgücüne sahip gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmalarında
benzer bir rol oynamaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tarife ve tarife dışı engellerle en
çok korunan sanayi sektörü tekstil ve hazır giyim sanayidir.
Diğer sektörlerle kıyaslandığında düşük bir sermaye yatırımı ile yüksek oranlı bir istihdam
sağlayabilmesi, gelişmekte olan ülkelerin bu sektörde gelişmeyi hızlandırabilmek için doğrudan veya
dolaylı teşvikler vermesine, dışarıdan gelen rekabete karşı korumacı politikalar uygulamalarına neden
olmaktadır. Benzer şekilde, gelişmiş ülkeler de sektörün sağlamış olduğu istihdamı en azından
11
koruyabilmek amacıyla kendi iç pazarlarını yabancı rakiplerine karşı korumakta, sektörde yeni
teknolojilerin ve üretim yöntemlerinin kullanılmasını özendirici politikalar uygulamaktadır. Bu
nedenle, tekstil ve hazır giyim sanayi dünyada rekabetin en fazla yaşandığı sektörlerden birisidir.
Tekstil ve hazır giyim sanayi, sağladığı istihdam imkanı, üretim sürecinde yaratılan katma
değer ve ihracat gelirleri içerisindeki yüksek payı nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik
kalkınma sürecinde önemli rol oynayan bir sanayi dalıdır. Gelişmiş ülkelerin 18. yüzyılda
gerçekleştirdikleri sanayileşme sürecine damgasını vuran tekstil ve hazır giyim sanayi, günümüzde de
gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmalarında benzer bir rol oynamaktadır. Tekstil ve hazır
giyim sanayinin dünyadaki durumu incelendiğinde aşağıda belirtilen hususlar dikkati çekmektedir.
Öncelikle, dünya tekstil ve hazır giyim ticareti, dünya tekstil ve hazır giyim üretiminden çok
daha hızlı oranda artmaktadır. Dünya tekstil üretimi 1980-1999 döneminde sadece yüzde 16 oranında
artarken, ticaret yüzde 166 oranında artmıştır. Bu durum uluslararası ticarette kısıtlayıcı önlemlere
rağmen ortaya çıkmıştır. Giyim sanayi için de buna benzer bir durum söz konusudur.
İkinci önemli husus, gelişmekte olan ülkelerin tekstil ve hazır giyim üretim ve ticaretlerinin
gelişmiş olan ülkelere oranla daha hızlı artmasıdır. Gelişmiş ülkeler daha sermaye ve beceri yoğun
olan tekstil üretiminde söz sahibi olmaya devam ederken, yeni geliştirilen üretim, haberleşme
teknolojileri ve azalan taşıma maliyetlerinin teknik olarak yapılabilir ve ekonomik olarak daha kârlı
hale getirmesiyle daha emek yoğun olan hazır giyim üretimini işgücü maliyetlerinin düşük olduğu
ülkelere kaydırmaktadırlar.
Üçüncü önemli husus ise dünyada ülkeler arası bölgesel işbirliklerinin gelişmesiyle bölge içi
ticaretin giderek daha fazla önem kazanmasıdır. Özellikle Amerika kıtasında tekstil ve hazır giyim
ihracatının giderek daha fazla oranda bölge içi ihracat olduğu görülmektedir. Bir diğer önemli husus
ise dünyadaki tekstil sanayi üretim değerlerinin her zaman hazır giyim sanayi üretim değerlerinden
yüksek olmasıdır. Her ne kadar gelişmiş ülkelerin tekstil ve hazır giyim sanayi üretiminden çekildikleri
düşünülse de, gelişmiş ülkelerin gerek üretimde ve gerekse de ticaretteki payı gelişmekte olan
ülkelerden daha yüksektir. Dünya tekstil ve hazır giyim sanayi ile ilgili genel durum aşağıdaki şekilde
özetlenebilir:
Üretim
1980 yılında 418 milyar dolar olan dünya tekstil üretim değeri 1995 yılında en yüksek
değerine ulaşarak 517 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 1997 yılında Asya ülkelerinde başlayan
ekonomik krizin etkisiyle fiyatlar gerilemeye başlamış ve 1998 yılında dünya tekstil üretimi 485 milyar
dolara gerilemiştir.
12
Dünya tekstil üretiminde dikkati çeken bir diğer önemli husus ülke grupları itibariyle önemli
değişikliklerin olmasıdır. 1980-1995 yılları arasında Asya ülkeleri üretim değeri % 97,7 oranında
artarken, Amerika kıtasında üretim yüzde 76,3 oranında artmış, Avrupa kıtasının üretimi ise % 32,4
oranında gerilemiştir. Sonuç olarak, 1980’ de tekstil üretiminin y% 53’ünü gerçekleştiren Avrupa
kıtasının payı 1995’te % 29’a gerilerken, aynı dönemde Asya kıtasının payı % 27’den % 41,6’ya
yükselmiştir. Amerika kıtası ise dünya tekstil üretimindeki payını adı geçen dönemde % 18’den %
29,5’e yükseltmeyi başarmıştır.
Tekstil ticaretinde giderek artan uluslararası rekabet nedeniyle, sahip oldukları pazar paylarını
korumak isteyen gelişmiş ülkeler, yeni kapasite artışı yaratmaksızın üretim süreçlerinin
modernizasyonuna yönelik yatırımları gerçekleştirmişlerdir. Gelişmiş ülkeler gerçekleştirdikleri
yatırımlarla bir taraftan üretim verimliliğinde artış sağlamışlar, diğer taraftan ise Ar-Ge faaliyetleri
sonucu tekstil ürünlerinin mukavemet, esneklik, buruşmazlık, yanmazlık, kolay ütülenebilirlik gibi
özelliklerini geliştirerek katma değeri yüksek ürünlerin üretimine yönelmişlerdir. Ayrıca, tekno-tekstil,
bio-tekstil, eko-tekstil gibi birim fiyatı çok daha yüksek ürünlerle ürün yelpazelerini zenginleştirerek,
pahalı işgücüne rağmen rekabet edebilirliklerini sürdürmüşlerdir. İşgücü maliyetleri yüksek olmakla
birlikte, ileri teknoloji ve yüksek işgücü verimi ile optimal ölçeklerde üretim yapma, Ar-Ge faaliyetleri
sonucu katma değeri yüksek ürünlerin üretimini gerçekleştirme, gelişmiş ülkelerin dünya tekstil
ticaretinden aldığı yüksek payın gerekçelerinden birkaçıdır. Gelişmekte olan ülkeler ise, son on yıl
içerisinde bütünüyle bir yeni yatırım hamlesi içinde olmuşlardır.
Dünya hazır giyim sanayi üretimi incelendiğinde ise, son 20 yıllık dönemde dünya hazır giyim
sanayi üretiminin tekstil sanayi üretiminden daha yüksek oranlarda arttığı görülebilmektedir. 1980
yılında 211 milyar dolar olan dünya hazır giyim üretim değeri, 1998 yılında 335 milyar dolar
gerçekleşmiştir. Hazır giyim üretiminde, tekstil üretimindeki trende paralel ve hatta daha yüksek
oranlarda, gelişmekte olan ülkelerin dünya üretimindeki payları artmıştır. 1980-1995 döneminde
değer bazında Asya kıtası ülkeleri hazır giyim üretimi % 177 oranında artarken, Avrupa kıtası
ülkelerinin hazır giyim üretimi aynı dönemde % 13 oranında azalmıştır. Adı geçen dönemde Amerika
kıtası hazır giyim üretim değeri ise % 67 oranında artış göstermiştir. Sonuç olarak, 1980’de Avrupa
kıtasının toplam hazır giyim üretimindeki % 48 olan payı 1998’de % 22’ye gerilemiş, Amerika kıtasının
payı ise % 25’ten % 27,6’ya yükselmiştir. Aynı dönemde, Asya kıtası ülkelerinin payı ise % 27’den %
50,4’e yükselmiştir. Verilen değerlerden de anlaşılacağı gibi gelişmiş ülkeler tekstil üretimlerine
devam etmelerine rağmen, hazır giyim sanayinden hızla çekilmekte, buna karşılık ucuz işgücüne sahip
gelişmekte olan ülkelerde hazır giyim üretimi hızla artmaktadır.
13
Tablo 2: Dünya Ticareti (İhracat)
Yıllar Milyar Dolar
1980 1.989
1981 1.963
1982 1.842
1983 1.807
1984 1.907
1985 1.947
1986 2.136
1987 2.513
1988 2.857
1989 3.080
1990 3.387
1991 3.440
1992 3.653
1993 3.636
1994 4.110
1995 4.925
1996 5.190
1997 5.374
1998 5.297
1999 5.510
2000 6.186
14
Dünya ticareti, 1980-2000 döneminde % 210 oranında artarak yaklaşık 2 trilyon dolar
seviyesinden 6,2 trilyon dolar seviyesine yükselmiştir. Tablodan da görülebileceği gibi 1980-90
döneminde yılık ortalama % 5,5 büyüyen dünya ticareti, 1990-2000 döneminde yıllık ortalama % 6,2
oranında artmıştır.
1980-2000 döneminde tekstil ve hazır giyim ürünlerinin ihracatı, zaman zaman istikrarsızlık
gösterse de, 1998 yılına kadar artmaya devam etmiştir. Ancak 1998 yılında Güneydoğu Asya krizinin
de etkisiyle, özellikle Asya pazarındaki daralma nedeniyle, tekstil ve hazır giyim ürünleri ihracatında
gerileme gözlenmeye başlanmıştır. Bu gerilemede sektör ürünlerinin fiyatlarında yaşanan
gerilemenin de etkili olduğu düşünülmektedir. 1999 yılında ise düşük fiyat düzeyinin devam etmesine
ek olarak, Euro’nun dolar karşısında önemli oranda değer kaybetmesi fiyatlar üzerinde ek bir baskının
oluşmasına neden olmuştur. Bu durum, AB ticaretinin dolar değerinin küçülmesinde ve dolayısıyla
tekstil ürünleri ticaretinin azalmasında etkili olmuştur. 1999 yılında bir önceki yıla oranla dünya tekstil
ticareti % 2,4 oranında azalmış, hazır giyim ticareti ise yaklaşık aynı seviyede kalmıştır. 2000 yılında
ise tekstil ticareti % 6,6, hazır giyim ticareti ise % 6,9 oranında artmıştır. Dünya ticaretinin gelişimi ve
dünya ticaretinin sektörel yapısı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Dünya tekstil sanayi ihracatının bölgesel dağılımına bakıldığında, 2000 yılı verilerine göre 157
milyar dolar olan dünya tekstil sanayi ihracatının 53,0 milyar dolarlık kısmı, yaklaşık % 34’ü, Batı
Avrupa’ya; 48,3 milyar dolarlık kısmı, yaklaşık % 31’i Asya’ya; 20,6 milyar dolarlık kısmı, yaklaşık %
13’ü ise Kuzey Amerika’ ya yapılmıştır.
Son yıllarda, dünyadaki tekstil ve hazır giyim pazarına daha fazla ülkenin girmesiyle, rekabet çok
daha yüksek derecede hissedilmeye başlanmıştır. Gelişen ekonomisiyle Çin, hem Amerika Birleşik
Devletleri gibi gelişmiş ekonomiler üzerinde, hem de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde önemli bir
tehdit konumuna gelmiştir. Çin’in üretim mallarındaki ihracatı 1999-2000 yıllarında % 16.9 oranında
büyümüştür. Aynı dönemde ihracattaki büyüme oranı tüm dünya için % 6.4, gelişmekte olan
ülkelerde ise ortalama % 12 olarak gerçekleşmiştir. On yıl içinde Çin’in dünya pazarlarındaki payı %
1.7’ den, % 4.4’e, ürünlerin ihracatında ise % 11’den, % 20 düzeyine yükselmiştir. 2002 yılında Çin, %
5.1 düzeyinde bir ihracatla, dünyanın en yüksek ihracat oranına sahip olan beşinci ülkesi konumuna
gelmiştir.
Çin’in yarattığı bu etki sadece ülkelerin kendi iç pazarlarıyla sınırlı olmayıp, hedef aldıkları dış
pazarları da etkilemekte, bu nedenle dünya ülkelerinin ihracatlarında da olumsuzluklar oluşmaktadır.
Daha net bir ifadeyle, işletmelerin kendi iç pazarlarında karşılaştıkları rekabetten kaçınabilmek
amacıyla veya düşük iç talep nedeniyle uluslararası pazarlara yönelmesi artık eskisi kadar etkili
15
olmamaktadır. Türkiye’nin özellikle ihracat açısından etkili olduğu Avrupa pazarlarında, hazır giyim
sektörü için bu etki daha yüksek düzeylerdedir.
Tablo 5: Dünya ticaretinin sektörel yapısı
Gelişmekte olan ülkeler, kendilerini değişen iş ortamı ve pazarda oluşan yeni koşullara
hazırlamazlarsa, tekstil ve hazır giyim sektöründeki liberalleşmeden dolayı riskle karşılaşacaklardır.
Ülkemizdeki işletmelerin artan rekabet ortamında pazarlarını korumak ve arttırmaları için strateji
geliştirmeleri ve yönlerini belirlemeleri gereklidir.
Türk hazır giyim sektörünün güçlü görülen yönleri hızlı servis, esnek üretimin olması, hazır
giyimde hammadde olarak kullanılan pamukta güçlü olunması, Avrupa’ya yakın bir konumda olmamız
ve iyi kalitede üretim yapılması olarak belirtilmiştir. Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi'nin
gelişmesinde yapılan en büyük yanlış, 1990'lı yıllarda tüm kaynakların tekstil ve özellikle de pamuk
ipliği üretim kapasitesinin artırılmasına harcanması olarak değerlendirilmektedir. Pamuk ipliği
kapasitesinin artırılması yerine, mevcut tekstil ve hazır giyim üretim tesislerinin modernizasyonuna ve
yenilenmesine, diğer taraftan da pazarlamaya ve dağıtım kanallarına ağırlık verilmesi gerektiğini ifade
etmektedir.
Tekstil ve hazır giyim dünyada rekabetin en fazla yaşandığı sektörlerden birisidir. Bu nedenle
Türkiye’de çoğu KOBİ niteliğindeki firmaların birleşmesi veya birlikte hareket edebilmek için ortak
stratejiler oluşturması gerekmektedir.
16
Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde en büyük rakibi olan başta Çin ve diğer Uzak
Doğu ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan diğer ülkelere göre maliyet üstünlüğüne dayalı bir
rekabete girme şansı bulunmamaktadır. Bu nedenle diğer rekabet unsurları olarak sıralayabileceğimiz
kalite ve temin süresi tekstil ve hazır giyim sanayileri için önem kazanmaktadır. Kaliteli ve hızlı üretim,
yeni teknoloji makine ve araçların kullanımının yanı sıra bu yeni teknoloji ürünü araçları kullanacak
vasıflı işgücünü gerekli kılmaktadır. Bu nedenle tekstil eğitimi veren üniversite ve meslek liselerindeki
eğitim kalitesinin yükseltilmesi önem kazanmaktadır. Eğitimin yanı sıra tekstil ve hazır giyim
sektörlerinde daha fazla katma değer yaratacak, verimliliği ve teknoloji kullanımını artıracak, ürün
çeşitliliğini sağlayacak, önemli bir su tüketicisi ve kirleticisi olan tekstil terbiyesi alt sektöründeki su
tüketimini azaltarak çevresel etkiyi en aza indirecek Ar-Ge çalışmalarına da önem verilmelidir. Bu
nedenle tekstil ve hazır giyim sektörlerinde Ar-Ge çalışmalarının artırılması önem arz etmektedir.
Tarım, inşaat, ev tekstilleri, sağlık tekstilleri, çevre, ambalaj, taşıt araçları yan ürünleri, spor ve
koruma malzemeleri yapımı ve değişik mühendislik alanlarında kullanım yeri olan teknik tekstiller
üretiminde Türkiye’nin payı dünya ölçeğinde ev tekstili dışında yok denecek kadar azdır. Katma değeri
yüksek olan teknik tekstiller üretimine önem verilmeli ve bu konudaki Ar-Ge çalışmaları
özendirilmelidir.
Tablo 6:
17
1.4 TÜRKİYE’DE TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ Dünya pamuk üretiminde altıncı sırada yer alan Türkiye’nin tekstil ve konfeksiyon ihracatının
önemli bir bölümünü pamuklu ürünler oluşturmaktadır. Dünyanın önde gelen pamuk üreticilerinden
birisi olması tekstil ve hazır giyim sektörlerine hammadde temininde önemli bir rekabet üstünlüğü
sağlamaktadır. Türkiye, önemli bir pamuk üreticisi ülke olmakla birlikte yüksek iç talep nedeniyle
dünya pamuk tüketiminde beşinci sıradadır. Pamuk ithalatında da Türkiye dünyada ön sıralarda yer
almaktadır. Türkiye’nin pamuk ithalatı; 1996 yılında 302, 1997 yılında 633, 1998 yılında 608 milyon
dolar olmuştur. 1999 yılında Asya krizinin etkisiyle azalan pamuk ithalatı 354 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir. 2000 yılında ise dünya pamuk ithalatında Endonezya’dan sonra ikinci sırada yer
alarak 681 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilmiştir.
Dünya tekstil ve hazır giyim makine parkuru incelendiğinde en büyük kapasiteye sahip ülkeler
Çin, ABD ve Hindistan olarak görülmektedir. Çin aynı zamanda en fazla makine yatırımı yapan ülke
olarak dikkat çekmektedir.
İmalat sanayi katma değeri içerisinde tekstil ve giyim sektörlerinin payı hem gelişmiş hem de
gelişmekte olan ülkelerde sürekli azalma eğilimindedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde imalat
sanayi içerisinde azalan tekstil ve giyim sektörleri katma değeri payına rağmen tekstil ve hazır giyim
sektörlerinde üretilen katma değer miktarında gelişmekte olan ülkelerin payı sürekli artmaktadır.
Buna rağmen bu sektörlerde üretilen katma değerin büyük kısmı hala gelişmiş ülkeler tarafından
üretilmektedir.
İmalat sanayi katma değeri içerisinde tekstil ve hazır giyim sektörlerinin payı Pakistan,
Endonezya, Türkiye ve Portekiz’ de dikkati çeken miktardadır. Bu ülkelerin imalat sanayi ürünleri
içerisinde tekstil ve hazır giyim sektörleri diğer sektörlere göre daha öndedir. Burada en dikkat çekici
durum Türkiye ve Endonezya hariç diğer tüm önemli üretici ülkelerin imalat sanayi katma değeri
içerisinde tekstil ve hazır giyim sektörlerinin payı azalırken Türkiye’nin imalat sanayi katma değeri
içerisinde tekstil ve hazır giyim sektörlerinin payının artmaya devam etmesidir.
Teknolojinin hızla gelişmesi ile tüm dünya ulaşılabilir bir pazar haline gelmiştir. Maliyet
avantajına sahip olan Asya ülkeleri hazır giyimde, hem ihracatlarında artışlar sağlamışlar, hem de
yüksek kaliteli ürünler geliştirmeye ve üretmeye başlamışlardır. Bir süre sonra ise Türkiye’nin Avrupa
pazarına yakın olması nedeniyle sahip olduğu avantajı ortadan kaldıracak şekilde faaliyetler öne
çıkacaktır. Bu nedenle, hazır giyim sektöründe çalışan ülkemizdeki firmaların maliyet konusunda
rekabet edemeyecekleri için marka, tasarım, farklılaşma ile on plana çıkmaları ve yüksek kaliteli
ürünlerin geliştirilmesine ağırlık vermeleri gerekmektedir. Bu noktada da Türkiye’nin en büyük
avantajı olan, kalite ve yeni ürün oluşturmada sahip olduğu konum ve potansiyeli kullanmasının
18
önemi vurgulanmalıdır. Firmaların artan rekabet ortamında yönlerini bulabilmeleri için öncelikle
kendilerini, ürünlerini, çalıştırdıkları işçi sayısını, işçilerin niteliklerini tanımaları, hedeflerini açık olarak
belirlemeleri gereklidir. Hedefin markalaşmak mı yoksa fiyata dayalı bir rekabet mi olacağının,
üretimin iç pazara mı, uluslararası pazarlara mı olacağının belirlenmesi ve faaliyetlerin buna göre
planlanması önem taşımaktadır. Firmaların içinde bulundukları pazarı iyi tanımaları, rakiplerinin
durumunu analiz etmeleri, hedef tüketici kitlesini belirlemeleri, hedeflerine göre gerekirse üretim
yöntemlerini değiştirmeleri, aktif pazarlamaya yönelmeleri ayrıca önem kazanmaktadır.
Tasarım, günümüz pazar koşullarında sadece tekstil ve hazır giyim sektöründe değil, tüm
sektörlerde önem kazanmış durumdadır. Bu nedenle işletmelerin farklılık yaratacak şekilde tasarıma
önem verilmesi gerekmektedir. Tasarımın geliştirilebilmesi için konusunda uzman tasarımcılarla
işbirliklerine gitmek faydalı olacaktır. Etkin bir tasarım, aynı zamanda rekabetin önemli unsurlarından
olan markalaşmanın da destekleyicisi durumundadır. İşletmelerin bu şekilde kendi güçlü markalarını
yaratmaları mümkün olacaktır. Tasarım, kalite, verimlilik, pazarlama ve dağıtım yeteneklerini daha da
geliştirerek, daha pahalı, moda markaya yönelik ürünler grubuna yönelinmesi, her sezon için birkaç
koleksiyon ve katalogun hazırlanarak ürün yelpazesinin genişletilmesi, marka ve moda olgusunun ön
plana çıkarılması, moda, marka ve kaliteyi ön plana alan bir yaklaşıma yönelinmesi, fason üretimin
bırakılarak özgün koleksiyonları dünya pazarlarına sunabilmek için, kumaş ve giysi tasarımcılarının
yetiştirilmesi, farklılık yaratan ürünlere geçilmesi, modacı, tasarımcı, stilist dediğimiz yaratıcı
beyinlerin önemsenmesi ve bu kişilere uzun vadeli yatırımların yapılması, “Türk Malı” ve “Kalite”
kavramlarının bir arada kullanılır hale geldiği, tercih edilen ve aranılan bir firma olunması, bilgisayar
ve elektronik destekli makineler ile üretim yapılması, çevre korunmasını birinci planda göz önüne
alarak, çevre dostu olan, insan sağlığına uygun ürünlerin üretilmesi, kitle üretiminden küçük partili
üretim modeline geçilmesi, geniş pazarların belirlenerek hedef kitledeki tüketici istek ve ihtiyaçlarının
daha etkin bir şekilde karşılanabilmesi, ürünlerin markalandırılması ve markalar için patent alınması,
ve markaların güçlü olabilmesi için etkin pazarlama faaliyetleri gösterilmesi Türk işletmelerinin
uluslararası pazarlarda başarılı olmalarını sağlayacak uygulamalardır.
1980 yılında 2,9 milyar dolar olan Türkiye’nin toplam ihracatı, 1980-90 döneminde yılda
ortalama % 16,1 oranında artarak 1990 yılında 13 milyar dolara ulaşmıştır. 1990-2000 döneminde bu
artış devam etmiş ancak yıllık ortalama artış hızı % 7,1’e gerilemiştir. 1990-2000 dönemindeki ihracat
artış hızı bile bu dönemde % 6,2 olan dünya ticaretinin ortalama artış hızının çok üzerindedir.
Tablodan görülebileceği üzere Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim ürünleri ihracatı da bu
dönemde önemli oranda artış göstermiştir. 1980-90 döneminde tekstil ürünleri ihracatının artış hızı
yılda ortalama yüzde 15,4 olmuş ve bu oran 1990-2000 döneminde yüzde 9,9’a gerilemiştir. Hazır
19
giyim ürünlerinin ihracatındaki yıllık ortalama artış hızı ise 1980-90 dönemi için yüzde 38,2, 1990-
2000 dönemi için ise % 7,1 olmuştur.
Tekstil ve hazır giyim ürünleri Türkiye’nin ihracatında yaklaşık % 34’lük bir paya sahiptir ve
Türkiye’nin ithalatının önemli finansman kaynağıdır. Bu yönüyle sektörün Türkiye için çok önemli yeri
vardır. 1980-2001 döneminde tekstil ürünleri ihracatının toplam ihracatımızdaki payı % 11,8’den %
12,6’ya yükselmiştir. Bir başka deyişle tekstil sektörünün toplam ihracatımız içerisindeki payında adı
Tablo 8:
Tablo 7: Türkiye İhracatının Sektörel Yapısı
20
geçen dönemde önemli bir değişiklik gözlenmemiştir. Diğer taraftan, hazır giyim sektörünün ihracat
içerisindeki payı adı geçen dönemde % 4,5’tan % 21,3’e çıkmıştır. Yani yirmi yıl içerisinde hazır giyim
sektörünün ihracat içindeki payı 20 puan artmıştır.
Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim ithalatında 1980 yılından sonra önemli ölçüde artışlar olsa da
bu sektörler birlikte ele alındığında Türkiye yaklaşık 7,5 milyar dolar ile net ihracatçı durumundadır.
Ancak, tekstil hammaddeleri, tekstil ve hazır giyim sanayileri ayrı ayrı incelendiğinde, tekstil
hammaddelerinde Türkiye’nin net ithalatçı durumunda olduğu görülebilir. Ayrıca Türkiye’nin tekstil
ithalatında belirgin bir artış dikkati çekmektedir. Bu durum Türkiye’nin hazır giyim sektörünün
ihracatını kendi kaynakları ile besleyemediğini göstermektedir. Buna ek olarak tekstil sektörünün
rekabet gücünü kaybetmese de 1980’li yıllara oranla azaldığını göstermektedir. Sonuç olarak, rekabet
edebilen yeni firmalar kurulmaya çalışılmakta ve dünya talebindeki artışın düşük olması nedeniyle,
hem rekabeti artırıcı, hem de kırıcı veya yıkıcı rekabet denilen bir durum ortaya çıkmaktadır. Yani, bir
taraftan rekabet gücünü artıran firmalar çoğalmakta, ancak diğer taraftan daha önce rekabet
edebilen firmalardan birçoğu rekabet gücü kaybına uğramaktadırlar.
Türkiye’nin maliyet açısından rekabet edebilirliği Tunus, Fas ve Polonya’ya göre çok daha
yüksektir. Ancak, Türkiye dışında Hindistan, Çin ve İtalya da maliyet açısından yüksek rekabet gücüne
sahiptir. Türkiye’nin dokuma kalitesi açısından Hindistan ve Çin’den daha iyi fakat İtalya’nın gerisinde
olduğu söylenebilir. Teknoloji açısından ise Türkiye’nin İtalya’nın gerisinde ama Hindistan ve Çin’ in
ilerisinde olduğu, bazılarına göre Çin ile hemen hemen aynı düzeyde olduğu söylenebilir. Girdi
maliyetleri açısından ise özellikle elektrik ve işçi ücretleri nedeniyle Türkiye’deki maliyetler Çin ve
Hindistan’dan daha yüksektir. Bu tablodan çıkan sonuç, Türkiye’nin asıl rakipleri Tunus ve Fas gibi
Kuzey Afrika ülkeleri değil; Çin ve Hindistan gibi Asya ülkeleri ile İtalya gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinin
olduğudur. Çin, pazarlama ve hazır giyim sanayi ile işbirliği açısından Türkiye’nin çok gerisinde
bulunmaktadır. Hindistan’da hazır giyim sanayi ile işbirliği açısından Türkiye’den daha zayıf bir
düzeydedir. Ancak, İtalya elektrik, işçi ücretleri, arsa ve inşaat maliyetleri dışındaki tüm konularda
Türkiye’den daha avantajlı durumdadır. Türkiye’nin ucuz işgücü ile üretilen sıradan mallarda
Hindistan ve Çin ile rekabet edemeyeceği, fakat kaliteli mallarda bu ülkelerle rekabet edebileceği
görülmektedir. İtalya’da işgücü maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle, Türkiye daha iyi pazarlama
yapar ve kaliteli ürün üretir ise İtalya ile de rekabet edebilecek güce sahip olacaktır. Buna ek olarak
Türkiye’nin moda marka oluşturma ve yeni ürün geliştirme açısından da İtalya’nın seviyesine
erişebilmesi için Türk sanayicilerinin üniversitelerle işbirliği yapması, Ar-Ge çalışmalarına ağırlık
vermesi, yurtdışı pazarlama konusunda bu konuda uzman yerli veya yabancı firmalarla işbirliğine
gitmesi gerekmektedir. Tekstil ve giyim sektörlerinin rakiplerine göre daha avantajlı olduğu alanlar şu
şekilde sıralanabilir:
21
• Moda dünyasının istediği hızlı teslimi kolaylaştıran pazara yakınlık
• Kolay ve hızlı iletişim olanakları
• Gelişmiş ve çok yönlü dokuma sanayinin varlığı
• Liberal rejim
• İyi eğitimli yönetici ve pazarlama elemanlarının varlığı
Tekstil ve giyim sektörünün dezavantajları ise:
• Öz sermaye yetersizliği
• Pazar çeşitlendirmesine gidilememesi
• Enerji, haberleşme ve ulaşım maliyetlerinin yüksekliği
Sektörün genelinde bu sorunlar gözlenmekle beraber, özellikle yeni üretime başlayan
firmalar, ürün geliştirme, pazarlama, markalaşma yönünden yetersiz kalmaktadırlar. Sektör esas
olarak gelişmiş ülkelerdeki alıcı firmalara pazara yakınlık avantajını kullanarak mal satmakla birlikte
Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan rakip ülkelere göre daha fazla bilgi birikimine ve alıcının isteklerini
yerine getirebilme yeteneğine sahiptir. Kısa dönemde moda, marka oluşturmanın finansal güçlükleri
göz önünde bulundurularak Türk Malı imajının güçlendirilmesine önem verilmelidir. Türk Malı’na
yönelik dış pazarlarda talep oluşturulması tekstil ve hazır giyim sektörlerinin yurt dışında kalıcılığına
katkıda bulunacaktır.
Ayrıca, Türk Malı imajı ile örtüşecek şekilde, önemli bir hammadde ve tekstil üreticisi ülke
olmanın avantajları da kullanılarak, firma düzeyinde markalaşma çalışmaları yapılmalıdır. Tekstil ve
hazır giyim sektörlerinde en kaygı verici noktalardan birisi araştırma-geliştirme faaliyetlerinin sınırlı
kalmasıdır. Yurt dışına yapılan fason üretim ile sağlanan getiri büyük ölçüde fason üretim yaptıran
işletmelerde kalmaktadır. Bu nedenle Ar-Ge faaliyetlerine destek verilmesi önem arzetmektedir. Ar-
Ge’ ye bağlı olarak geliştirilen moda-markalar çok iyi tasarlanmış reklam ve pazarlama çalışmaları ile
desteklenmelidir. Pazar araştırmaları zaman zaman yapılan bir faaliyet olmamalı, sürekli
yinelenmelidir. Ayrıca, firmalarımızın ihracat açısından potansiyel ülkelerde mağaza, satış zinciri
kurmak gibi aktif pazarlama tekniklerinden yararlanmaları çok önemlidir.
Türkiye ihracatta ve dolayısı ile ülkeye döviz girişinde tekstil ve hazır giyim ürünlerine çok
bağımlı olması sebebiyle kısa ve orta vadede bu sektörlerden vazgeçilmesi mümkün değildir. Bu
nedenle, bu sektörlerde ihracatta süreklilik sağlanabilmesi için ürün ve pazar çeşitlendirilmesine
gidilmeli, rekabet şansımızın daha yüksek olduğu mal ve mal grupları belirlenmelidir. Tekstil ve hazır
giyim sektörlerinde tekstil ürünlerinde rekabet şansımız daha yüksektir. Bu nedenle tekstil ve hazır
giyim ürünlerinden de kaliteli ve katma değeri yüksek malların üretimine öncelik verilmelidir.
22
Pazar hedefinde; hedef müşteri grubu olarak, geliri ortanın üstünde olan, kaliteli mal
alabilecek kişiler alınmalıdır. Burada unutulmaması gereken nokta, Çin ve Hindistan gibi az gelişmiş
fakat yüksek nüfusa sahip ülkelerde kaliteli ürüne talebi olan zengin bir müşteri kitlesinin
bulunduğudur. Bu nedenle bu ülkeler de tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ihracat yapabileceği
ülkeler olarak değerlendirilmelidir. Tekstil ve hazır giyim üreticilerimiz kendi iç pazarlarını yüksek
tarifeler ve tarife dışı engellerle korumakta olan bu ülkelere girme şansı elde edeceklerdir. Fakat ucuz
ve fason üretimde ise gelişmekte olan ülkeler, başta Çin, Hindistan, Bangladeş olmak üzere Güney
Doğu Asya ülkelerine karşı rekabette özellikle emek yoğun sektör olan hazır giyim sektöründe güçlük
çekileceği düşünülmektedir. İhracatta hedef ülkeler olarak; AB pazarına olan bağımlılığın azaltılması
için yeni pazarlar aranmalıdır. Özelikle gelir düzeyi yüksek İskandinav ülkeleri ve gelecekte büyük bir
pazar olabilecek Çin ile ilgili araştırmalar yapılmalıdır. Ülkemiz ihracatı için önemli olan ABD, Japonya,
Kanada, İsviçre gibi gelişmiş ülkelerin kendilerine yeterlilik oranının gerilemeye devam edeceği için bu
pazarların hedef pazarlar olarak iyi analiz edilmesi gerekmektedir.
Sektörün Türkiye’nin toplam ihracatı içerisindeki payı son yıllarda azalmaya başlamıştır. Bu
durum ihracat performansındaki azalışla ilgilidir. Konfeksiyon sektörü ihracatının performansı bir
miktar yavaşlarken, diğer bazı sanayi sektörlerinin performansı hızlanmış ve sektörün toplam
ihracattan aldığı pay düşmeye başlamıştır.
1.5 BİNGÖL’DE TEKSTİL-KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2008 yılı Sanayi ve Ticaret Odası verileri incelendiğinde Bingöl’de kayıtlı olan 1 tekstil firması
bulunmakta ve 73 kişiyi istihdam etmektedir. 2007 ile 2008 verileri kıyaslandığında Bingöl tekstil
sektöründe herhangi bir değişiklik görülmemektedir.
23
Tablo 9: Bingöl imalat sanayi firma sayısı ve istihdam BİNGÖL İLİ İMALAT SANAYİ FİRMA ADEDİ VE İSTİHDAM SAYISI
İMALAT SANAYİ KOLLARI
2007 2008 2008/2007 Artış oranı
% (+,-)
Firma Adeti
İstihdam (Kişi)
Firma Adeti
İstihdam (Kişi)
Firma Adeti
İstihdam (Kişi)
TÜKE
TİM
MAL
I ÜRE
TEN
SAN
AYİL
ER
Gıda ve İçecek Ürünleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Gıda 11 195 11 182 0% -7%
İçki #SAYI/0! #SAYI/0!
Tütün Ürünleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Tekstil 1 73 1 73 0% 0%
Giyim ve Kürk Ürünleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Ambalaj Sanayi 2 10 0 0 -100% -100%
Deri ve Deri Ürünleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Diğer #SAYI/0! #SAYI/0!
TOPLAM 14 278 12 255 -14% -8%
ARA
MAL
I ÜRE
TEN
SAN
AYİL
ER
Ağaç ve Mantar Ürünleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Kağıt ve Kağıt Ürünleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Basım ve Yayım #SAYI/0! #SAYI/0!
Kok ve Petrol Ürünleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Kimyasal Ürünler
Kimya #SAYI/0! #SAYI/0!
Gübre #SAYI/0! #SAYI/0!
Lastik ve Plastik Ürünler 2 21 #SAYI/0! #SAYI/0!
Metalik Olmayan Mineral Ürünler
Cam #SAYI/0! #SAYI/0!
Çimento #SAYI/0! #SAYI/0!
Seramik, Kil,Taş ve Çimentodan Gereçler 10 225 12 239
20% 6%
Ana Metal
Demir Çelik #SAYI/0! #SAYI/0!
Demir Dışı Metaller #SAYI/0! #SAYI/0!
24
Diğer #SAYI/0! #SAYI/0!
TOPLAM 10 225 14 260 #SAYI/0! #SAYI/0!
YATI
RIM
MAL
I ÜRE
TEN
SAN
AYİL
ER
Metal Eşya İmalat Sanayi #SAYI/0! #SAYI/0!
Makine ve Teçhizat
Makine İmalatı #SAYI/0! #SAYI/0!
Tarım Makineleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Bilgi İşlem Makineleri (Bilişim, Donanım) #SAYI/0! #SAYI/0!
Elektrikli Makineler #SAYI/0! #SAYI/0!
Elektronik #SAYI/0! #SAYI/0!
Motorlu Kara Taşıtları #SAYI/0! #SAYI/0!
Diğer Ulaşım Araçları
Gemi İnşa #SAYI/0! #SAYI/0!
Demiryolu Taşıtları #SAYI/0! #SAYI/0!
Havayolu Taşıtları #SAYI/0! #SAYI/0!
Bisiklet,Motosiklet ve Diğerleri #SAYI/0! #SAYI/0!
Tıbbi,Hassas,Optik Aletler ve Saatler #SAYI/0! #SAYI/0!
Mobilya 1 40 2 43 100% 8%
Diğer #SAYI/0! #SAYI/0!
TOPLAM 1 40 2 43 100% 8%
GENEL TOPLAM 25 543 28 558 12% 3%
Kaynaklar: Sanayi ve Ticaret Odası veya Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü verileri esas alınmıştır.
1.5.1 İlin Konfeksiyon İhtiyacının Belirlenmesi
Dünya ortalamalarına baktığımızda bir kişinin yıllık tekstil ürünü ihtiyacı 8 – 10 kg arasındadır.
Bingöl ili 90.000 nüfusuyla yıllık yaklaşık 900 tonluk tekstil ürününe ihtiyaç duymaktadır. Bu değer,
hazır giyim sektöründeki değişim ve moda dikkate alındığında değişik kalemlere bölünmektedir.
1.5.2 İş Elbiseleri
İlimizdeki resmi kurumlar, hastaneler ve özel sektör kuruluşları dikkate alındığında iş
yerlerine özel olarak hazırlanan üniformalara ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. İş yerleri için küçük
adetlerde yapılacak üretimler Bingöl’ deki fason üretim yapan işletmeler için yeterli düzeyde
olabilecektir.
25
1.5.3 Okul Konfeksiyon Malzemeleri
1.5.4 Fason Üretim
Bingöl ili tekstil sektörü ele alındığında, konfeksiyon basamağı öncesi, iplik üretimi, örme ve
dokuma yöntemleri ile kumaşın üretilmesi, boyama işlemleri gibi yüksek sermaye gerektiren
basamakların atlanarak, düşük sermaye gerektiren fason konfeksiyon işletmelerin kurulması daha
cazip görülmektedir. Kurulacak olan işletmelerde sadece Bingöl’deki ihtiyaca yönelik olarak değil,
çevre illerinde ihtiyacını karşılamaya yönelik olmalıdır. Ancak ürün çeşitliliğinin fazla olması nedeni ile
kurulacak olan işletmeler farklı ürünlerde uzmanlaşmalı, ürün yelpazesi geniş tutulmalıdır.
1.6 GENEL DURUMUN ORTAYA ÇIKARILMASI Bingöl’e yapılan yatırımların genellikle tekstil sektöründe olmamasının sebebi, Türkiye’deki
genel durum olarak gösterilebilir. Ülkemizdeki işletmelerin birçoğu fason üretim yapmasından dolayı,
yurtdışındaki alıcı firmaların daha ucuz üretim yapabilecekleri yeni üreticiler bulması sebebi ile daha
düşük fiyatlarla yarışamamakta ve iş potansiyeli azalmaktadır. Ancak Bingöl gibi teşvik bölgesi
kapsamına giren illerde daha düşük iş gücü maliyeti bir avantaj oluşturmaktadır.
1.7 POTANSİYELİN ORTAYA KONULMASI Bingöl’deki resmi ve özel kurumların ihtiyaçlarına yönelik çalışmaların yapılması, fazla detay
içermeyen ürünler ile çalışılması, bu sektörde çalışacak işgücünün verilecek eğitim faaliyetleri daha
uzman hale getirilmesi ile sektördeki canlanmanın sağlanabileceği öngörülmektedir.
Tablo 10: Tekstil ve konfeksiyon kullanan katılımcılarla ilgili genel bilgiler
Frekans Yüzde Frekans Yüzde Cinsiyet Gelir Düzeyi Erkek 90 60,0 300 binden az 8 5,3
Bayan 60 40,0 300–500 bin arası 38 25,3
Toplam 150 100,0 500–800 bin arası 37 24,7
Yaş 800 – 1000 TL 49 32,7
20’den küçük 12 8,0 1000 TL’nin üstü 18 12,0
20 – 30 yaş 55 36,7 Toplam 142 94,7
31 – 40 yaş 50 33,3 Meslek Grupları
41 – 50 yaş 6 4,0 Memur 28 18,7
26
51 ve üzeri yaş 27 18,0 İşçi 25 16,7
Toplam 150 100,0 Serbest meslek 84 56,0
Eğitim Durumu Öğrenci 3 2,0
Okur–yazar değil Ev Hanımı 10 6,7
İlköğretim mezunu 62 41,3 Toplam 150 100,0
Lise mezunu 76 50,7 Medeni Durumu
Üniversite mezunu 12 8,0 Evli 107 71,4
Toplam 150 100,0 Bekar 43 28,6
Toplam 150 100,0
Ankete katılanların % 60’ı erkek % 40’ı ise bayandır. Katılımcıların % 36,7’si 20 ile 30
yaşlarında, % 33,3’ü 31 ile 40 yaşlarında, % 18’i 51 yaş ve üzerinde, % 8’i 20 yaşından küçük ve % 4’ü
ise 41 ile 50 yaşlarındadırlar. Özellikle olgunluk yaşlarda olanların oranı (% 70) oldukça yüksektir.
Dolayısıyla, yaş dağılımına bakıldığında daha çok gençlerden oluştuğu görülmektedir. Katılımcıların
eğitimleri; % 50,7’si lise mezunu, % 41,3’ü ilköğretim mezunu, % 8’i ise üniversite mezunudur.
Okuryazar olmayan ise bulunmamaktadır. Eğitim durumlarına göre lise ve ilköğretim mezunlarının
çoğunlukta (% 92) olduğu görülmektedir. Cevaplayıcıların gelir düzeyi; 800 – 1000 TL % 32,7, 300–500
bin arası % 25,3, 500–800 bin arası % 24,7, 1000 TL’nin üstü % 12,0 ve 300 TL’den az % 5,3’tür. Gelir
düzeyi açısından daha çok orta ve düşük gelire sahip oldukları görülmektedir. Meslek dağılımı; serbest
meslek (çiftçi dahil) (% 56), memur % 18,7, işçi % 16,7, ev hanımı (% 6,7) ve öğrenci ise % 2’dir.
Görüldüğü gibi meslek açısından serbest meslek erbabı yoğunluktadır. Katılımcıların önemli bir kısmı
(71,4) evlidir. Bekar olanların oranı ise % 26,8’de kalmıştır.
Tablo 11: Anket cevaplayıcılarının aile ferdi sayıları Ailede yaşayan kişi sayısı Aile sayısı Oran (%) Değer
Ailede yaşayan kişi sayısı
1 kişi 20 13,2 20
3 kişi 16 10,7 48
4 kişi 37 24,7 148
5 kişi 46 30,7 230
6 kişi 15 10,0 90
27
7 kişi 13 8,7 91
8 kişi 3 2,0 24
Genel Toplam 150 100,0 651
Yukarıdaki tabloda ankete katılanların ailede yaşayan bireylerin dağılımı verilmiştir. Ailedeki
kişi sayısının en çok 5 kişi ile 4 kişiden oluştuğu görülmektedir. Her iki seçeneğin toplamı % 55,4’tür.
Dolayısıyla aile yapısının daha çok geniş aile olduğu, ancak çekirdek aile oranının da yüksek olduğu
söylenebilir.
Tablo 12: Erkek giyim (iç çamaşırı) Yıllık yaklaşık olarak kullanılan
miktar
Kullanan sayısı Oran (%) Toplam
İç çamaşırı 5 adet ve daha aşağısı 55 36,7 242
6-10 adet 38 25,3 309
11-15 adet 13 8,7 181
16-20 adet 20 13,3 379
21-25 adet 17 11,3 369
26 ve üzeri adet 7 4.7 280
Genel toplam 150 100,0 1760*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Tablo incelendiğinde yıllık yaklaşık olarak alınan iç çamaşırlarının ağırlıkla % 36,7 ile 5 adet ve
% 25,3 oranı ile 6-10 adet olduğu görülmektedir. Alınan toplam iç çamaşır sayısı 1760’tır. Bu rakam
kişi başına oranlandığında (1760/150=11,7) yaklaşık olarak 12 çıkmaktadır. Bunun anlamı erkek
giyimde iç çamaşırın yıllık satış oranının yüksek olduğu şeklindedir.
Tablo 13: Erkek giyim (ayakkabı)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Frekans Oran (%) Değer
28
Ayakkabı
2 adet 46 30,7 92
3 adet 39 26,0 117
4 adet 40 26,7 160
5 adet 25 16,7 125
Genel Toplam 150 100,0 494
Ayakkabı kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 30,7, 4 adet % 26,7, 3 adet % 26 v3 5 adet % 16,7
olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 2, 4 ve 3 adet ayakkabı kullandıkları ortaya çıkmaktadır.
Ayakkabı veya deri sektörünün erkek giyim içindeki payının önemli olduğu da görülmektedir. Yıl
bazında kullanılan toplam ayakkabı sayısı 494’tür. Toplam ayakkabı cevaplayıcılara oranlandığında
(494/150= 3,3) yaklaşık olarak yıllık kullanılan ayakkabı sayısının 3 çıktığı görülmektedir.
Tablo 14: Erkek giyim (gömlek)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Gömlek
2 adet 41 27,3 82
3 adet 49 32,7 147
4 adet 25 16,7 100
5 adet 28 18,7 140
6 adet 7 4,7 42
Genel Toplam 150 100,0 511*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Gömlek kullanımı incelendiğinde; 3 adet % 32,7, 2 adet % 27,3, 5 adet % 18,7, 4 adet % 16,7
ve 6 adet % 4,7 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 3, 2 ve 5 adet gömlek kullandıkları ortaya
çıkmaktadır. Yıl bazında kullanılan toplam gömlek sayısı 511’dir. Toplam gömlek cevaplayıcılara
oranlandığında (511/150= 3,4) yaklaşık olarak yıllık kullanılan gömlek sayısının 3 çıktığı görülmektedir.
Tablo 15: Erkek giyim (pantolon)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
29
Pantolon
2 adet 28 18,7 56
3 adet 35 23,3 105
4 adet 50 33,3 200
5 adet 27 18,0 135
7 adet 7 4,7 28
8 adet 3 2,0 24
Genel Toplam 150 100,0 548
Erkek pantolon kullanımı incelendiğinde; 4 adet % 33,3, 3 adet % 23,3, 2 adet % 18,7, 5 adet
% 18, 7 adet % 4,7 ve 8 adet % 2 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 4, 3, 2 ve 5 adet pantolon
kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Yıl bazında kullanılan toplam pantolon sayısı 548’dir. Toplam
pantolon cevaplayıcılara oranlandığında (548/150= 3,7) yaklaşık olarak yıllık kullanılan pantolon
sayısının 4 çıktığı görülmektedir.
Tablo 16: Erkek giyim (ceket)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Ceket
1 adet 57 38,0 57
2 adet 79 52,7 158
4 adet 7 4,7 28
Cevaplamayan 7 4,7
Genel Toplam 150 100,0 243
Erkek ceket kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 52,7, 1 adet % 38 ve 4 adet % 4,7 olarak
çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 2, 1 ve 4 adet ceket kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Yıl bazında
kullanılan toplam ceket sayısı 243’tür. Toplam ceket cevaplayıcılara oranlandığında (243/150= 1,6)
yaklaşık olarak yıllık kullanılan ceket sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
Tablo 17: Erkek giyim (pardösü)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
30
Pardösü
1 adet 124 82,7 124
2 adet 16 10,7 32
3 adet 7 4,7 21
Cevaplamayan 3 2,0
Genel Toplam 150 100,0 177
Erkek pardösü kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 82,7, 2 adet % 10,7 ve 3 adet % 4,7 olarak
çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 1, 2 ve 3 adet pardösü kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Yıl bazında
kullanılan toplam pardösü sayısı 177’dir. Toplam pardösü cevaplayıcılara oranlandığında (177/150=
1,2) yaklaşık olarak yıllık kullanılan pardösü sayısının 1 çıktığı görülmektedir.
Tablo 18: Erkek giyim (kaban)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Kaban
1 adet 83 55,3 83
2 adet 30 20,0 60
3 adet 16 10,7 48
5 adet 9 6,0 45
Cevaplamayan 12 8,0
Genel Toplam 150 100,0 236
Erkek kaban kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 55,3, 2 adet % 20, 3 adet % 10,7 ve % 6’sı 5
adet olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 1, 2 ve 3 adet kaban kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Yıl
bazında kullanılan toplam kaban sayısı 236’dır. Toplam kaban cevaplayıcılara oranlandığında
(236/150= 1,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan kaban sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
Tablo 19: Erkek giyim (Çorap) Yıllık yaklaşık olarak kullanılan
miktar
Frekans Oran (%) Toplam
Çorap 5 adet 47 31,3 145
6-10 adet 24 16,0 222
31
11-15 adet 28 18,7 349
16-20 adet 17 11,3 331
21-25 adet 14 9,3 298
26 ve üzeri adet 21 14,0 885
Cevaplamayan 9 6,1
Genel toplam 150 100,0 2230*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Erkek çorap kullanımı incelendiğinde; 5 adet ve daha aşağısı % 31,3, 11-15 arası % 18,7, 6-10
arası % 16,0, 26 adet ve üzeri ise % 14 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları çorapları
daha çok 5 adet, 6-10, arası adet ve 11-15 adet arası diliminde göstermişlerdir. Yıl bazında kullanılan
toplam çorap sayısı 2230’dır. Toplam çorap cevaplayıcılara oranlandığında (2230/150= 14,9) yaklaşık
olarak yıllık kullanılan çorap sayısının 15 çıktığı görülmektedir.
Tablo 20: Erkek giyim (yelek)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Yelek
1 adet 54 36,0 83
2 adet 30 20,0 60
3 adet 21 14,0 48
5 adet 18 12,0 45
Almayan 27 18,0
Genel Toplam 150 100,0 236
Erkek yelek kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 36, 2 adet % 20, 3 adet % 14, 5 adet ise % 12
olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları yelekleri daha çok 1, 2, 3 adet şeklinde aldıklarını
ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam yelek sayısı 236’dır. Toplam yelek cevaplayıcılara
oranlandığında (236/150= 1,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan yelek sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
32
Tablo 21: Erkek giyim (kazak)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Kazak
1 adet 24 16,0 24
2 adet 63 42,0 126
3 adet 30 20,0 90
4 adet 13 8,7 52
5 adet 7 4,7 35
6 adet 10 6,7 60
Almayan 3 2,0
Genel Toplam 150 100,0 387
Erkek kazak kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 42, 3 adet % 20, 1 adet % 16, 4 adet ise % 8,7
olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları kazakları daha çok 2, 3, 1 ve 4 adet şeklinde
aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam kazak sayısı 387’dir. Toplam kazak
cevaplayıcılara oranlandığında (387/150= 2,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan kazak sayısının 3 çıktığı
görülmektedir.
Tablo 22: Erkek giyim (tişört)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Tişört
1 adet 29 19,3 29
2 adet 12 8,0 24
3 adet 23 15,3 69
4 adet 14 9,3 56
5 adet 21 14,0 105
6 ve üzeri adet 30 20,0 259
Almayan 21 14,0
Genel Toplam 150 100,0 542*
33
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Erkek tişört kullanımı incelendiğinde; 6 adet ve üzeri % 20, 1 adet % 19,3, 3 adet % 15,3, 5
adet % 14, 4 adet ise % 9,3 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları tişörtleri daha çok 6
adet ve üzeri, 1 ve 3 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam tişört
sayısı 542’dır. Toplam tişört cevaplayıcılara oranlandığında (542/150= 3,6) yaklaşık olarak yıllık
kullanılan tişört sayısının 4 çıktığı görülmektedir.
Tablo 23: Erkek giyim (takım elbise)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Takım elbise
1 adet 65 43,3 65
2 adet 51 34,0 102
3 adet 15 10,0 45
Cevaplamayan 19 12,7
Genel Toplam 150 100,0 212
Erkek takım elbise kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 43,3, 2 adet % 34, 3 adet % 10, olarak
çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları takım elbiseleri daha çok 1, 2, 3 adet şeklinde aldıklarını
ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam takım elbise sayısı 212’dır. Toplam takım elbise
cevaplayıcılara oranlandığında (212/150= 1,4) yaklaşık olarak yıllık kullanılan takım elbise sayısının 1
çıktığı görülmektedir.
Tablo 24: Bayan giyim (iç çamaşırı) Yıllık yaklaşık olarak kullanılan
miktar
Kullanan sayısı Oran (%) Toplam
İç çamaşırı 5 adet ve daha aşağısı 67 44,7 239
6-10 adet 15 10,0 116
11-15 adet 25 16,7 336
16-20 adet 15 10,0 240
34
21-25 adet 20 13,3 479
26 ve üzeri adet 3 2.0 90
Cevaplamayan 5 3,3
Genel toplam 150 100,0 1500*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Tablo incelendiğinde yıllık yaklaşık olarak alınan iç çamaşırlarının ağırlıkla % 44,7 ile 5 adet ve
daha aşağısı, % 16,7 ile 11-15 adet, % 13,3 onanı ile 21-25 arası ve % 10 oranı ile 6-10 adet olduğu
görülmektedir. Alınan toplam iç çamaşır sayısı 1500’dür. Bu rakam kişi başına oranlandığında
(1500/150=10) 10 çıkmaktadır. Bunun anlamı bayan giyimde iç çamaşırın yıllık satış oranının yüksek
olduğu şeklindedir.
Tablo 25: Bayan giyim (ayakkabı)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Ayakkabı
1 adet 9 6,0 9
2 adet 68 45,3 136
3 adet 15 10,0 45
4 adet 23 15,3 92
5 ve üzeri adet 30 20,0 344
Cevaplamayan 5 3,3
Genel Toplam 150 100,0 626
Ayakkabı kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 45,3, 4 adet % 15,3, 5 adet ve üzeri % 20 ve 1
adet % 6 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 2, 5 ve üzeri, 4 ve 3 adet ayakkabı kullandıkları ortaya
çıkmaktadır. Ayakkabı veya deri sektörünün bayan giyim sektörü içindeki payının önemli olduğu da
görülmektedir. Yıl bazında kullanılan toplam ayakkabı sayısı 626’dır. Toplam ayakkabı cevaplayıcılara
oranlandığında (626/150= 4,2) yaklaşık olarak yıllık kullanılan ayakkabı sayısının 4 çıktığı
görülmektedir.
35
Tablo 26: Bayan giyim (gömlek)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Gömlek
1 adet 22 14,7 22
2 adet 39 26,0 78
3 adet 18 12,0 54
4 adet 9 6,0 36
5 adet 7 4,7 35
6 adet 7 4,7 42
7 adet 7 4,7 49
8 adet 9 6,0 72
Cevaplamayan 32 21,3
Genel Toplam 150 100,0 388
Gömlek kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 26, 1 adet % 14,7, 3 adet % 12, 4 adet % 6, diğer
seçenekler de 4,7 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 2, 1 ve 3 adet gömlek kullandıkları ortaya
çıkmaktadır. Yıl bazında kullanılan toplam gömlek sayısı 388’dir. Toplam gömlek cevaplayıcılara
oranlandığında (388/150= 2,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan gömlek sayısının 3 çıktığı görülmektedir.
Tablo 27: Bayan giyim (pantolon)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Pantolon
1 adet 5 3,3 5
2 adet 29 19,3 58
3 adet 30 20,0 90
4 adet 3 2,0 12
5 adet 7 4,7 35
6 adet ve üzeri 13 8,7 106
Almayan 63 42,0
36
Genel Toplam 150 100,0 306*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Bayan pantolon kullanımı incelendiğinde; 3 adet % 20, 2 adet % 19,3, 6 adet ve üzeri % 8,7, 5
adet % 4,7, 1 adet % 3,3 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 3, 2 ve 6 adet ve üzeri pantolon
kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Pantolon kullanmayanların oranı % 42 olarak çıkmıştır. Yıl bazında
kullanılan toplam pantolon sayısı 306’dır. Toplam pantolon cevaplayıcılara oranlandığında (306/150=
2,04) yaklaşık olarak yıllık kullanılan pantolon sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
Tablo 28: Bayan giyim (ceket)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Ceket 1 adet 38 25,3 38
2 adet 56 37,3 112
Cevaplamayan 56 37,3
Genel Toplam 150 100,0 150
Bayan ceket kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 37,3, 1 adet % 25,3 olarak çıkmıştır.
Tüketicilerin daha çok 2 ve 3 adet ceket kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Ceket kullanmayanların
oranı % 37,3 olarak çıkmıştır. Yıl bazında kullanılan toplam bayan ceketi sayısı 150’dır. Toplam
pantolon cevaplayıcılara oranlandığında (150/150= 1) yıllık kullanılan ceket sayısının 1 çıktığı
görülmektedir.
Tablo 29: Bayan giyim (pardösü)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Pardösü
1 adet 86 57,3 86
2 adet 24 16,0 48
3 adet 10 6,7 30
Cevaplamayan 30 20,0
Genel Toplam 150 100,0 164
37
Bayan pardösü kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 57,3, 2 adet % 16 ve 3 adet % 6,7 olarak
çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 1, 2 ve 3 adet pardösü kullandıkları ortaya çıkmaktadır.
Cevaplamayanların oranı ise % 20’dir. Yıl bazında kullanılan toplam pardösü sayısı 164’tür. Toplam
pardösü cevaplayıcılara oranlandığında (164/150= 1,1) yaklaşık olarak yıllık kullanılan pardösü
sayısının 1 çıktığı görülmektedir.
Tablo 30: Bayan giyim (mont)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Mont
1 adet 57 38,0 57
2 adet 32 21,3 64
3 adet 5 3,3 15
Cevaplamayan 56 37,3
Genel Toplam 150 100,0 136
Bayan mont kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 38, 2 adet % 21,3 ve 3 adet % 3,3 olarak
çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 1, 2 ve 3 adet mont kullandıkları ortaya çıkmaktadır.
Cevaplamayanların oranı ise % 37,3’tür. Yıl bazında kullanılan toplam mont sayısı 136’dır. Toplam
mont cevaplayıcılara oranlandığında (136/150= 0,9) yaklaşık olarak yıllık kullanılan pardösü sayısının 1
çıktığı görülmektedir.
Tablo 31: Bayan giyim (Çorap) Yıllık yaklaşık olarak kullanılan
miktar
Kullanan sayısı Oran (%) Toplam
Çorap 5 adet ve daha aşağısı 52 34,7 209
6-10 adet 29 19,3 256
11-15 adet 11 7,3 141
16-20 adet 16 10,7 320
21-25 adet 14 9,3 299
26 ve üzeri adet 23 15,3 1001
38
Cevaplamayan 5 3,3
Genel toplam 150 100,0 2226
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Bayan çorap kullanımı incelendiğinde; 5 adet ve daha aşağısı % 34,7, 6-10 arası % 19,3, 26
adet ve üzeri ise % 15,3, 21,25 arası % 9,3, 11-15 arası % 7,3 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak
kullandıkları çorapları daha çok 5 adet, 6-10 adet arası, 26 adet ve üzeri diliminde göstermişlerdir. Yıl
bazında kullanılan toplam çorap sayısı 2226’dır. Toplam çorap cevaplayıcılara oranlandığında
(2260/150= 14,9) yaklaşık olarak yıllık kullanılan çorap sayısının 15 çıktığı görülmektedir.
Tablo 32: Bayan giyim (yelek)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Yelek
1 adet 43 28,7 43
2 adet 70 46,7 140
3 adet 15 10,0 45
4 adet 7 4,7 28
Almayan 15 10,0
Genel Toplam 150 100,0 256
Bayan yelek kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 46,7, 1 adet % 208,7, 3 adet % 10, 4 adet ise
% 4,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları yelekleri daha çok 2, 1 ve 3 adet şeklinde
aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam yelek sayısı 256’dır. Toplam yelek
cevaplayıcılara oranlandığında (256/150= 1,7) yaklaşık olarak yıllık kullanılan yelek sayısının 2 çıktığı
görülmektedir.
Tablo 33: Bayan giyim (kazak)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Kazak
2 adet 69 46,0 69
3 adet 39 26,0 117
4 adet 10 6,7 40
39
5 adet 20 13,3 100
8 adet 7 4,7 56
Cevaplamayan 5 3,3
Genel Toplam 150 100,0 382
Bayan kazak kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 46, 2 adet % 26, 5 adet % 13,3, 4 adet ise %
6,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları kazakları daha çok 1, 2, 5 adet şeklinde
aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam kazak sayısı 382’dir. Toplam kazak
cevaplayıcılara oranlandığında (382/150= 2,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan kazak sayısının 3 çıktığı
görülmektedir.
Tablo 34: Bayan giyim (tişört)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Tişört
2 adet 23 15,3 46
3 adet 34 22,7 102
4 adet 10 6,7 40
5 adet 10 6,7 50
6 adet 7 4,7 42
7 ve üzeri adet 13 8,7 112
Cevaplamayan 53 35,3
Genel Toplam 150 100,0 392*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Bayan tişört kullanımı incelendiğinde; 3 adet % 22,7, 1 adet % 15,3, 7 adet ve üzeri % 8,7, 3
adet % 6,7, 5 adet % 6,7, 6 adet ise % 4,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları
tişörtleri daha çok 2 ve 1 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam tişört
sayısı 392’dır. Toplam tişört cevaplayıcılara oranlandığında (392/150= 2,6) yaklaşık olarak yıllık
kullanılan tişört sayısının 3 çıktığı görülmektedir.
40
Tablo 35: Bayan giyim (etek)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Etek
2 adet 29 19,3 58
3 adet 46 30,7 138
4 adet 24 16,0 96
5 adet 17 11,3 85
6 adet 16 10,7 96
7 adet ve üzeri 13 8,7 96
Cevaplamayan 5 3,3
Genel Toplam 150 100,0 569*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Bayan etek kullanımı incelendiğinde; 3 adet % 30,7, 2 adet % 19,3, 4 adet % 16, 5 adet % 11,3
altı adet % 10,7 7 adet ve üzeri ise % 8,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları etekleri
daha çok 3, 2 ve 1 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam tişört sayısı
569’dur. Toplam etek cevaplayıcılara oranlandığında (569/150= 3,8) yaklaşık olarak yıllık kullanılan
etek sayısının 4 çıktığı görülmektedir.
Tablo 36: Bayan giyim (elbiselik)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Elbiselik
1 adet 53 35,3 53
2 adet 46 30,7 92
3 adet 20 13,3 60
4 adet 16 10,7 64
5 adet 7 4,7 35
Cevaplamayan 8 5,3
Genel Toplam 150 100,0 304
41
Bayan elbiselik kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 35,3, 2 adet % 30,7, 3 adet % 13,3 4 adet
% 10,7, 5 adet ise % 4,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları elbiselikleri daha çok 1, 2
ve 3 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam elbiselik sayısı 304’tür.
Toplam elbiselik cevaplayıcılara oranlandığında (304/150= 2,02) yaklaşık olarak yıllık kullanılan
elbiselik sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
Tablo 37: Çocuk giyim (iç çamaşırı) Yıllık yaklaşık olarak kullanılan
miktar
Kullanan sayısı Oran (%) Toplam
İç çamaşırı 5 adet ve aşağısı 3 2,0 15
6-10 adet 82 54,7 677
11-15 adet 45 30,0 609
16-20 adet 10 6,7 200
21-25 adet 5 3,3 120
Cevaplamayan 5 3,3
Genel toplam 150 100,0 1621*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Tablo incelendiğinde yıllık yaklaşık olarak alınan iç çamaşırlarının ağırlıkla 6-10 adet % 54,7,
11-15 adet arası % 30, 16-20 arası % 6,7 olduğu görülmektedir. Alınan toplam iç çamaşır sayısı
1621’dir. Bu rakam kişi başına oranlandığında (1621/150=10,8) 11 çıkmaktadır. Bunun anlamı çocuk
giyimde iç çamaşırın yıllık satış oranının yüksek olduğu şeklindedir.
Tablo 38: Çocuk giyim (ayakkabı)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Ayakkabı
2 adet 14 9,3 28
3 adet 44 29,3 132
4 adet 19 12,7 76
5 adet 13 8,7 65
42
6 adet 55 36,7 330
Cevaplamayan 5 3,3
Genel Toplam 150 100,0 631
Ayakkabı kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 9,3, 3 adet % 29,3, 4 adet % 12,7, 5 adet ve üzeri
% 8,7 ve 6 adet % 36,7 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 6 adet ve 2 adet ayakkabı kullandıkları
ortaya çıkmaktadır. Ayakkabı veya deri sektörünün çocuk giyim sektörü içindeki payının önemli
olduğu da görülmektedir. Yıl bazında kullanılan toplam ayakkabı sayısı 631’dir. Toplam ayakkabı
cevaplayıcılara oranlandığında (631/150= 4,2) yaklaşık olarak yıllık kullanılan ayakkabı sayısının 4
çıktığı görülmektedir.
Tablo 39: Çocuk giyim (gömlek)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Gömlek
1 adet 18 12,0 18
2 adet 12 8,0 24
3 adet 41 27,3 123
4 adet 25 16,7 100
5 adet 21 14,0 105
6 adet 21 14,0 126
7 adet 7 4,7 49
Cevaplamayan 5 3,3
Genel Toplam 150 100,0 545
Gömlek kullanımı incelendiğinde; 3 adet % 27,3, 4 adet % 16,7, 5 adet % 14, 6 adet % 14, 1
adet 12, 2 adet % 8 ve 7 adet 4,7 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 3, 4, 5 ve 6 adet gömlek
kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Yıl bazında kullanılan toplam gömlek sayısı 545’dir. Toplam gömlek
cevaplayıcılara oranlandığında (545/150= 3,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan gömlek sayısının 4 çıktığı
görülmektedir.
43
Tablo 40: Çocuk giyim (pantolon)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Pantolon
2 adet 40 26,7 80
3 adet 36 24,0 108
4 adet 7 4,7 28
5 adet 27 18,0 135
6 adet ve üzeri 24 16,0 150
Cevaplamayan 16 10,7
Genel Toplam 150 100,0 501*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Çocuk pantolon kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 26,7, 3 adet % 24, 5 adet % 18, 6 adet ve
üzeri % 16 olarak çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 2, 3, 5 ve 6 adet ve üzeri pantolon kullandıklarını
ortaya çıkarmaktadır. Pantolon kullanmayanların oranı % 10,7 olarak çıkmıştır. Yıl bazında kullanılan
toplam pantolon sayısı 501’dir. Toplam pantolon cevaplayıcılara oranlandığında (501/150= 3,3)
yaklaşık olarak yıllık kullanılan pantolon sayısının 3 çıktığı görülmektedir.
Tablo 41: Çocuk giyim (ceket)
Yıllık yaklaşık olarak kullanılan miktar
Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Ceket 1 adet 49 32,7 49
2 adet 50 33,3 100
3 adet 18 12,0 54
5 adet 7 4,7 35
Cevaplamayan 26 17,3
Genel Toplam
150 100,0
238
44
Çocuk ceket kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 33,3, 1 adet % 32,7 olarak çıkmıştır.
Tüketicilerin daha çok 2 ve 1 adet ceket kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Ceket kullanmayanların
oranı % 17,3 olarak çıkmıştır. Yıl bazında kullanılan toplam çocuk ceketi sayısı 238’dir. Toplam cetek
cevaplayıcılara oranlandığında (238/150= 1,6) yıllık kullanılan ceket sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
Tablo 42: Çocuk giyim (kaban)
Yıllık yaklaşık olarak kullanılan miktar
Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Kaban
1 adet 34 22,7 34
2 adet 86 57,3 172
3 adet 15 10,0 45
Cevaplamayan 15 10,0
Genel Toplam
150 100,0
251
Çocuk kaban kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 57,3, 1 adet % 22,7, 1 adet % 22,7 olarak
çıkmıştır. Tüketicilerin daha çok 2 ve 1 adet kaban kullandıkları ortaya çıkmaktadır. 3 adet kaban
kullanmayanların oranı % 10 olarak çıkmıştır. Yıl bazda kullanılan toplam çocuk kaban sayısı 251’dir.
Toplam kaban cevaplayıcılara oranlandığında (251/150= 1,7) yıllık kullanılan kaban sayısının 2 çıktığı
görülmektedir.
Tablo 43: Çocuk giyim (Çorap)
Yıllık yaklaşık olarak kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Toplam
Çorap 5 adet 17 11,3 85
6-10 adet 61 40,7 613
11-15 adet 22 14,7 180
16-20 adet 19 12,7 380
21-25 adet 11 7,3 251
45
26 ve üzeri adet 7 4,7 300
Cevaplamayan 5 3,3
Genel toplam
150 1809*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Çocuk çorap kullanımı incelendiğinde; 6-10 adet % 40,7, 11-15 arası % 14,7, 16-20 adet %
12,7, 5 adet % 11,3, 21-25 adet 7,3 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları çorapları
daha çok 6-10 arası adet ve 11-15 arası adet olarak göstermişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam
çorap sayısı 1809’dur. Toplam çorap cevaplayıcılara oranlandığında (1809/150= 12,1) yaklaşık olarak
yıllık kullanılan çorap sayısının 12 çıktığı görülmektedir.
Tablo 44: Çocuk giyim (yelek)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Yelek
1 adet 33 22,0 33
2 adet 77 51,3 154
3 adet 5 3,3 15
4 adet 7 4,7 28
5 adet ve üzeri 11 7,3 61
Almayan 17 11,3
Genel Toplam 150 100,0 291*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Çocuk yelek kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 51,3, 1 adet % 22, 5 adet ve üzeri % 7,3 4
adet ise % 4,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları yelekleri daha çok 2, 1 ile 5 adet ve
üzeri şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam yelek sayısı 291’dir. Toplam
yelek cevaplayıcılara oranlandığında (291/150= 1,9) yaklaşık olarak yıllık kullanılan yelek sayısının 2
çıktığı görülmektedir.
46
Tablo 45: Çocuk giyim (kazak)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Kazak
2 adet 42 28,0 84
3 adet 51 34,0 153
4 adet 33 22,0 132
5 adet 3 2,0 15
6 ve üzeri adet 16 10,7 124
Cevaplamayan 5 3,3
Genel Toplam
150 100,0
508*
* Tablodaki verilen rakamların gerçeği yansıtması açısından rakamlar tam olarak verilmiştir.
Miktarlar ise daha sonra hesaplanmaların kolay yapılması için birleştirilmiştir.
Çocuk kazak kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 34, 1 adet % 28, 4 adet % 22, 6 adet ve üzeri
ise % 10,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları kazakları daha çok 2, 1 ve 4 adet
şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam kazak sayısı 508’dir. Toplam kazak
cevaplayıcılara oranlandığında (508/150= 3,4) yaklaşık olarak yıllık kullanılan kazak sayısının 3 çıktığı
görülmektedir.
Tablo 46: Çocuk giyim (tişört)
Yıllık yaklaşık olarak kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Tişört
2 adet 29 19,3 58
3 adet 25 16,7 75
4 adet 36 24,0 144
5 adet 25 16,7 125
6 adet 16 10,7 96
7 adet 14 9,3 98
Cevaplamayan 5 3,3
Genel Toplam 150 100,0 596
47
Çocuk tişört kullanımı incelendiğinde; 4 adet % 24, 2 adet % 19,3, 3 adet % 16,7, 5 adet %
16,7 6 adet % 10,7 ve 7 adet % 9,3 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları tişörtleri daha
çok 4 ve 2 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam tişört sayısı 596’dır.
Toplam tişört cevaplayıcılara oranlandığında (596/150= 3,98) yaklaşık olarak yıllık kullanılan tişört
sayısının 4 çıktığı görülmektedir.
Tablo 47: Çocuk giyim (takım elbise)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Takım elbise
1 adet 35 23,3 35
2 adet 48 32,0 96
3 adet 15 10,0 45
4 adet 11 7,3 44
Cevaplamayan 41 27,3
Genel Toplam 150 100,0 220
Çocuk takım elbise kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 32, 1 adet % 23,3, 3 adet % 10, 4 adet
% 7,3 olarak çıkmıştır. Ayrıca, cevap vermeyenlerin oranı % 27,3 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık
olarak kullandıkları takım elbiseleri daha çok 2, 1 ve 3 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl
bazında kullanılan toplam takım elbise sayısı 220’dır. Toplam takım elbise cevaplayıcılara
oranlandığında (220/150= 1,5) yaklaşık olarak yıllık kullanılan takım elbise sayısının 2 çıktığı
görülmektedir.
Tablo 48: Okul önlüğü
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Okul Önlüğü
1 adet 27 18,0 27
2 adet 61 40,7 122
3 adet 41 27,3 123
Cevaplamayan 21 14,0
Genel Toplam 150 100,0 272
48
Okul önlüğü kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 40,7, 3 adet % 27,3, 1 adet % 18 olarak
çıkmıştır. Ayrıca, cevap vermeyenlerin oranı % 14 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları
okul önlüğü daha çok 2, 3 ve 1 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam
okul önlüğü sayısı 272’dir. Toplam okul önlüğü cevaplayıcılara oranlandığında (272/150= 1,8) yaklaşık
olarak yıllık kullanılan okul önlüğü sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
Tablo 49: Okul çantası
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Okul çantası
1 adet 31 20,7 31
2 adet 73 48,7 146
3 adet 18 12,0 54
Cevaplamayan 28 18,7
Genel Toplam 150 100,0 231
Okul çantası kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 48,7, 1 adet % 20, 3 adet % 12 olarak
çıkmıştır. Ayrıca, cevap vermeyenlerin oranı % 18,7 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak
kullandıkları okul çantası daha çok 2, 1 ve 3 adet şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında
kullanılan toplam okul çantası sayısı 231’dir. Toplam okul önlüğü cevaplayıcılara oranlandığında
(231/150= 1,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan okul çantası sayısının 2 çıktığı görülmektedir.
Öğretmen önlüğünü cevaplayanların oranı çok düşük olduğu için değerlendirilmeye
alınmamıştır.
Tablo 50: Önlük (doktor, hemşire vb)
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
İş Önlüğü
1 adet 10 6,7 10
3 adet 9 6,0 27
5 adet 5 3,3 25
Cevaplamayan 126 84,0
Genel Toplam 150 100,0 62
49
Önlük (doktor, hemşire vb) kullanımı incelendiğinde; 1 adet % 6,7, 3 adet % 6, 5 adet % 3,3
olarak çıkmıştır. Ayrıca, cevap vermeyenlerin oranı % 84 olarak çıkmıştır. Bu oran oldukça yüksektir.
Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları önlüğü daha çok 1, 3 ve 5 adet şeklinde aldıklarını ifade
etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam önlük sayısı 62’dir. Toplam önlük cevaplayıcılara
oranlandığında (62/150= 0,5) yaklaşık olarak yıllık kullanılan önlük sayısının 1 çıktığı görülmektedir.
Cevaplayıcılar iş elbiseleri ile ilgili daha az (10 kişi) anketi işaretlediğinden değerlendirmeye
tabi tutulmamıştır.
Tablo 51: Spor giyim
Yıllık yaklaşık olarak
kullanılan miktar Kullanan sayısı Oran (%) Değer
Spor giyim
1 adet 14 9,3 14
2 adet 46 30,7 92
3 adet 31 20,7 93
4 adet 6 4,0 24
5 adet 17 11,3 85
6 adet 9 6,0 54
8 adet 16 10,7 128
9 adet 5 3,3 45
Cevaplamayan 6 4,0
Genel Toplam 150 100,0 535
Spor giyim kullanımı incelendiğinde; 2 adet % 30,7, 3 adet % 20,7, 5 adet % 11,3, 8 adet %
10,7, 1 adet % 9,3, 6 adet % 6 ve 4 adet ise % 4 olarak çıkmıştır. Ayrıca, cevap vermeyenlerin oranı %
4 olarak çıkmıştır. Tüketiciler yıllık olarak kullandıkları spor giyim miktarını daha çok 2, 3 ve 5 adet
şeklinde aldıklarını ifade etmişlerdir. Yıl bazında kullanılan toplam spor giyim sayısı 535’tir. Toplam
spor giyim cevaplayıcılara oranlandığında (535/150= 5,6) yaklaşık olarak yıllık kullanılan spor giyim
sayısının 6 çıktığı görülmektedir.
50
SONUÇ VE GENEL DEĞERLENDİRME Ülkemizde, tekstil ve konfeksiyon sanayinin ekonomik kalkınma sürecinde önemli rol oynadığı
ortaya çıkmaktadır. Yapılan değerlendirmelere göre, Türkiye’de tekstil ve konfeksiyon sektörünün
günümüzde olgunluk dönemine girdiği, gerek Türkiye’de gerek dünyada ve çevre ülkelerdeki
gelişmeler etkisinde dönüşmek ve yeni rekabet şartlarına uyum sağlamak zorunda olduğu
anlaşılmaktadır. Sektörün, yeni rekabet ortamında önemli oranda pazar kaybetme, üretim ve
istihdamda düşme yaşama riski ile karşı karşıya olduğu, ancak halen çeşitli alanlarda rekabet gücünü
sürdürebilecek üstünlüklere ve gelişme potansiyeline de sahip olduğu sonucu ortadadır.
Türkiye’de tekstil ve konfeksiyon konusunda gerek üretim gerek tasarım eğitimi veren çok
sayıda meslek lisesi, meslek yüksek okulu, tekstil mühendisliği bölümü ve fakülte bulunmaktadır.
Bingöl’ de bu eğitimi veren meslek lisesi ve Bingöl Üniversitesi bünyesinde bulunan Teknik bilimler
meslek yüksekokulundaki bazı bölümlerdir. Bu kapsamda Bingöl Üniversitesi ile ortak projeler
geliştirerek ilimiz konfeksiyon ihtiyacı olan ürünler Bingöl’de imal edilerek ilin ekonomisine katkı
sağlayabilecektir. Diğer taraftan, tasarımcı kalitesinin geliştirilmesi, yetenekli, farklı ve yenilikçi
düşünmeyi teşvik eden bir yapının kazandırılması Bingöl Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirilmelidir.
Üniversitede teknik tekstiller ve çok fonksiyonlu konfeksiyon ürünleri konularında Ar-Ge çalışmalarına
önem verilmeli, üniversite sanayi işbirliği geliştirilmelidir. AB üniversiteleri tekstil konusunda önemli
bir deneyime ve birikime sahiptir. Ancak bu ülkelerde tekstil konusunda gerileme dönemine girilmiş
olması bu üniversiteler ile Türkiye yararına işbirliklerinin daha rahat kurulmasını sağlayacaktır.
Tekstil ve konfeksiyon sektörünün markalaşma çalışmaları öncelikle iç pazarda daha sonra da
dış pazarda başlanmalıdır. Mülkiyet hakları kapsamında marka ve patentlerin korunması
markalaşmaya çalışan firmalar için son derece önemlidir. Özellikle hazır giyim ürünlerinde
tasarımların benzer ve taklitleri sık olarak yapılmaktadır. Bu nedenle taklit ürünlerin öncelikle iç
pazarda satışının önlenmesi markalaşmaya çalışan firmalara rekabet gücü kazandıracaktır.
Türk hazır giyim sektörünün güçlü görülen yönleri hızlı servis, esnek üretimin olması, hazır
giyimde hammadde olarak kullanılan pamukta güçlü olunması, Avrupa’ya yakın bir konumda olmamız
ve iyi kalitede üretim yapılması olarak belirtilmiştir. Türk Tekstil ve konfeksiyon Sanayi' nin
gelişmesinde yapılan en büyük yanlış, 1990'lı yıllarda tüm kaynakların tekstil ve özellikle de pamuk
ipliği üretim kapasitesinin artırılmasına harcanması olarak değerlendirilmektedir. Pamuk ipliği
kapasitesinin artırılması yerine, mevcut tekstil ve hazır giyim üretim tesislerinin modernizasyonuna ve
yenilenmesine, diğer taraftan da pazarlamaya ve dağıtım kanallarına ağırlık verilmesi gerektiğini ifade
etmektedir.
51
Tekstil ve konfeksiyon, dünyada rekabetin en fazla yaşandığı sektörlerden birisidir. Bu
nedenle Türkiye’ de çoğu KOBİ niteliğindeki firmaların birleşmesi veya birlikte hareket edebilmek için
ortak stratejiler oluşturması gerekmektedir.
Türkiye’ nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinde en büyük rakibi olan başta Çin ve diğer Uzak
Doğu ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan diğer ülkelere göre maliyet üstünlüğüne dayalı bir
rekabete girme şansı bulunmamaktadır. Bu nedenle diğer rekabet unsurları olarak sıralayabileceğimiz
kalite ve temin süresi tekstil ve hazır giyim sanayileri için önem kazanmaktadır. Kaliteli ve hızlı üretim,
yeni teknoloji makine ve araçların kullanımının yanı sıra bu yeni teknoloji ürünü araçları kullanacak
vasıflı işgücünü gerekli kılmaktadır. Bu nedenle tekstil eğitimi veren üniversite ve meslek liselerindeki
eğitim kalitesinin yükseltilmesi önem kazanmaktadır. Eğitimin yanı sıra tekstil ve hazır giyim
sektörlerinde daha fazla katma değer yaratacak, verimliliği ve teknoloji kullanımını artıracak, ürün
çeşitliliğini sağlayacak, önemli bir su tüketicisi ve kirleticisi olan tekstil terbiyesi alt sektöründeki su
tüketimini azaltarak çevresel etkiyi en aza indirecek Ar-Ge çalışmalarına da önem verilmelidir. Bu
nedenle tekstil ve hazır giyim sektörlerinde Ar-Ge çalışmalarının artırılması önem arz etmektedir.
Tarım, inşaat, ev tekstilleri, sağlık tekstilleri, çevre, ambalaj, taşıt araçları yan ürünleri, spor ve
koruma malzemeleri yapımı ve değişik mühendislik alanlarında kullanım yeri olan teknik tekstiller
üretiminde Türkiye’ nin payı dünya ölçeğinde ev tekstili dışında yok denecek kadar azdır. Katma
değeri yüksek olan teknik tekstiller üretimine önem verilmeli ve bu konudaki Ar-Ge çalışmaları
özendirilmelidir.
Bingöl ili tekstil sektörü, konfeksiyon basamağı öncesi, iplik üretimi, örme ve dokuma
yöntemleri ile kumaşın üretilmesi, boyama işlemleri gibi yüksek sermaye gerektiren basamakların
atlanarak, düşük sermaye gerektiren fason konfeksiyon işletmelerin kurulması daha cazip
görülmektedir. Kurulacak olan işletmelerde sadece Bingöl’ deki ihtiyaca yönelik olarak değil, çevre
illerinde ihtiyacını karşılamaya yönelik olmalıdır. Ancak ürün çeşitliliğinin fazla olması nedeni ile
kurulacak olan işletmeler farklı ürünlerde uzmanlaşmalı, ürün yelpazesi geniş tutulmalıdır.
Bingöl’e yapılan yatırımların genellikle tekstil sektöründe olmamasının sebebi, Türkiye’ deki
genel durum olarak gösterilebilir. Ülkemizdeki işletmelerin birçoğu fason üretim yapmasından dolayı,
yurtdışındaki alıcı firmaların daha ucuz üretim yapabilecekleri yeni üreticiler bulması sebebi ile daha
düşük fiyatlarla yarışamamakta ve iş potansiyeli azalmaktadır. Ancak Bingöl gibi teşvik bölgesi
kapsamına giren illerde daha düşük iş gücü maliyeti bir avantaj oluşturmaktadır.
52
KULLANILAN KAYNAKLAR Ongut, Ç.E., Ocak 2005, Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sanayinin Değişen Dünya Rekabet Şartlarına
Uyumu, DPT Uzmanlık Tezleri.
Kanoglu, N., Ongut Ç.E., Mart 2003, Dünyada ve Türkiye’ de Tekstil-Hazır Giyim Sektörleri ve Türkiye’ nin Rekabet Gücü, DPT Uzmanlık Tezleri.
Devlet Planlama Teşkilatı Kütüphanesi (ekutup.dpt.gov.tr).
Devlet Planlama Teşkilatı, Tekstil, Deri ve Giyim Sanayi Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, 2007.
Ulas, D., Ozer, A., Kocak, A., Hazır Giyim Sektörü İçin Yol Haritası: Örnek Olay İncelemeleri.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Bingöl Sanayi Potansiyeli ve Yatırım Alanları Araştırması, 2004.
Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı (www.bintso.org.tr).
Türkiye İş Kurumu, 2010 İstatistik Yıllığı, (www.iskur.gov.tr).
Türkiye İstatistik Kurumu, (www.tuik.gov.tr).