bt günlüğü mart - nisan 2016

68
03 - 04 / 2016 Önümüzdeki Günlerde Karşılaşacağımız Mobil Teknolojiler • Siber Saldırıların Etkisi Artıyor Dijital Medya ile İş Dünyasının Kuralları Yeniden Tanımlanıyor • Dünya’nın Dijital Tüketici Haritası AB’ye Uyumda Bilişim Meslek Tanımları Değişiyor • Nasıl Oyun Tasarımcısı Olunur? Büyümenin 4 Şartı: Bulut, Mobil, Güvenlik ve Büyük Veri • Dijital Büyüme Gücünüzü Artıracak 10 Özellik NAS Çözümleri ile Bulut Uygulamalarını Yönetin, Is Süreçlerinizi Verimli Kılın Volkan Yiğit Synology Türkiye Ürün Müdürü ~ .

Upload: ali-yavuz-sahin

Post on 17-Feb-2017

181 views

Category:

Technology


6 download

TRANSCRIPT

Page 1: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

NAS Çözüm

leri ile Bulut Uygulam

alarını Yönetin, İş Süreçlerinizi Verimli Kılın

SAYI 25

03 - 04 / 2016

Önümüzdeki Günlerde Karşılaşacağımız Mobil Teknolojiler • Siber Saldırıların Etkisi Artıyor

Dijital Medya ile İş Dünyasının Kuralları Yeniden Tanımlanıyor • Dünya’nın Dijital Tüketici Haritası AB’ye Uyumda Bilişim Meslek Tanımları Değişiyor • Nasıl Oyun Tasarımcısı Olunur?

Büyümenin 4 Şartı: Bulut, Mobil, Güvenlik ve Büyük Veri • Dijital Büyüme Gücünüzü Artıracak 10 Özellik

NAS Çözümleri İİile Bulut Uygulamalarını Yönetin, Isİ Süreçlerinizi Verimli Kılın

Volkan Yiğit Synology Türkiye Ürün Müdürü

~

.

Page 2: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Data Center&

Cloud

Collaboration

Routing&

Switching

SoftwareDefined

Networking

Eğitim ve DanışmanlıkAğ Tasarımı ve Projelendirme Kurulum ve Destek Hizmetleri

+90 (212) 274 69 98

www.btegitim.com

Türkiye’nin en iyi Cisco eğitmen kadrosu ile geleceğinize yön verin.

Page 3: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

editör

Kaspersky Lab ve B2B International tarafından gerçekleştirilen araştırma kullanıcılar ve dijital cihazları arasındaki ilişkinin boyutuna dair önemli bulgular ortaya koydu. Türkiye’de kullanıcıların %29’u cihazlarını yanların-da banyoya götürürken %25’i cihazlarında kimsenin bilmesini istemeyeceği bilgilerini paylaşıyor. Ancak bu güven, kullanıcıları risk altına da sokuyor.Çalışmada kullanıcıların büyük bir çoğunluğunun %89’u parolalar, mesajlar, fotoğraflar, telefon rehberleri, dosyalar ve çok daha fazlasını içeren önemli, gizli ve bazen yeri doldurulamayacak bilgileri akıllı telefonlarında sakladığı görüldü. Üçte biri cihazlarında kimsenin görmesini istemeyecekleri hassas bilgileri taşıdıklarını söylemiş. Dahası bu cihazlar iş yeri (%60), otomobil (%61), toplu taşıma (%62), yatak (%65) ve hata banyo (%28) dahil her yere götürülmekte ve kullanılmakta.

Evin dışında bu cihazlar hasar, kaybetme veya hırsızlık gibi potansiyel risk-lerin yanı sıra veri çalmayı veya hatta kullanıcıyı gözetlemeyi amaçlayan siber suçlular tarafından ele geçirilme gibi risklerle yüzleşiyorlar. Açık Wi-Fi ağlarında kullanılan cihazlar saldırılara karşı özellikle korumasız. Ancak çok az kişi bu riski azaltmak için önlem alıyor. Araştırmada, kullanıcıların sadece %22’sinin, bilgisayar korsanlarının veri ve şifrelerini kolaylıkla ele geçirebi-lecekleri gerçeğine rağmen korumasız halka açık Wi-Fi ağlarını kullanırken çevrimiçi faaliyetlerini uyarladıkları görüldü. Sadece yarısı (%44) cihazla birlikte verilen, uzaktan engelleme veya cihazımı bul özelliği gibi güvenlik özelliklerinin avantajlarından faydalanıyor. Kullanıcılar ve cihazları arasındaki güven bağı güvenliği göz ardı etmeleri-ne neden olabiliyor. Yanımızda taşıdığımız ve bize çok yakın olan ve sürekli kullandığımız bir nesnenin bir tehdit olabileceğini düşünmek zordur. Ancak olabilir ve olmaktadır. Dijital dostumuz dijital düşmanımız olabilir. Potansi-yel riskleri dikkate alma ve cihazlarımız ve bilgilerimizi buna göre korumada eksikliklerimiz gizli bilgilerimizin, paramızın ve hata kimliklerimizin kaybı demek olabilir. Dünyaya bakmak için kullandığımız cihazın kamerası ele geçirilebilir ve bizim dünyamıza göz atmak için kullanılabilir. Basitçe ifade etmek gerekirse güvenlik, isteğe bağlı bir fazlalık değildir.

Güvenlik Risklerinin Farkında DeğilizYanımızda taşıdığımız ve bize çok yakın olan ve sürekli kullandığımız bir dijital cihaz da bize tehdit oluşturabilir. Dijital dostumuz dijital düşmanımız olabilir. Kullandığımız mobil cihazın kamerası ele geçirilebilir ve bizim özel dünyamıza göz atmak için kullanılabilir.

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yö[email protected]

3

Page 4: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

4

künye

içindekiler

06 Haberler20 Türk Şirketlerinin Yüzde 71’i İnovasyon

Stratejisine Sahip25 Otomotiv Endüstrisi Yol Ayrımında26 Röportaj: Chris Hill32 Röportaj: Necip Özyücel34 Dijital Büyüme Gücünüzü Artıracak 10

Özellik36 Enerjideki 5 Akıllı Çözüm Verimliliği

Artıracak38 Üst Düzey Yöneticiler Siber Suçlarla

Mücadelede Ne Kadar Aktif?40 Büyümenin 4 Şartı: Bulut, Mobil, Güvenlik ve

Büyük Veri44 İkisi Bir Arada Bilgisayar Satın Alma Rehberi46 AB’ye Uyumda Meslek Tanımları Değişiyor50 Nasıl Oyun Tasarımcısı Olunur?52 Dünya’nın Dijital Tüketici Haritası54 Dijital Medya ile İş Dünyasının Kuralları

Yeniden Tanımlanıyor56 Siber Saldırıların Etkisi Artıyor58 Önümüzdeki Günlerde Karşılaşacağımız

Mobil Teknolojiler60 BT Günlüğü Test Merkezi

Yazı İşleri

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yönetmeni

(Sorumlu)

[email protected]

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı

[email protected]

Mehmet Ali GündüzProdüksiyon Sorumlusu

[email protected]

Editörler

Mücahit AytekinBarış TerunErhan TanMutlu ÇavuşAvşar Ö[email protected]

KreatifCreative [email protected]

Reklam

Reklam Departmanı[email protected]

AdresEylül Medyaİnönü Caddesi No: 8 Bulut İş Merkezi 4. Kat Daire: 72 ÇeliktepeKağıthane / İstanbulTel : 0212 270 36 37 PBXFax: 0212 270 36 37

DağıtımEtkin Dağıtım

Baskı ve CiltÖzgün OfsetAytekin sokak no:21

4.Levent / İstanbul

Tel : 0212 280 00 09

Fax: 0212 264 74 33

Page 5: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

吀甀爀欀攀礀

Page 6: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

6

haberler

ZyXEL, otel ziyaretçilerinin maksimum hızlı ve güvenli kablosuz internet, işyerlerinin ise yüksek verimlilik gibi taleplerini karşılamak üzere yeni ürünü 802.11ac Unified Access Point NWA5123-AC’ yi pazara sundu. Hotels.com tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan bir ankete göre dünya üzerinde yolculuk edenlerin üçte biri otel seçerken ücretsiz Wi-Fi’yi önemli bir faktör olarak görüyor. Benzer bir işyeri araştırmasına göre ise 2017 yılında BYOD kavra-mını (kendi cihazını getir) destekleyen işyerlerinin yüzde 90’ında Wi-Fi’nin önemi yükselmekte. Wi-Fi’nin böyle aranılan bir hizmete dönüştüğü günümüz iş dünyasında ZyXEL’in yeni ürünü, dinamik kanal seçimi, yük dağılımı ve akıllı kullanıcı yönlendirme teknolojisi gibi özellikleri bünyesinde barındırarak artan taleplere optimum oranda cevap veriyor. Özel üretilen optimize edilmiş anten modülü ile 1.2Gbps/saniye veri oranı ve önceki modellerden 1.3 kat daha iyi performans sunan NWA5123-AC, güvenilir ve hızlı 802.11ac çift-radyo ve çift-bant Wi-Fi desteği için tasarlan-dı. NWA5123-AC, fark edilmeyen, dahili 2x2 anteni ile du-man detektörü görünümü sayesinde modern bir ofisin veya otel dekorunun kendi dokusunda kayboluyor. Öte yandan cihazın üzerindeki LED gösterge, gece kullanıcıları rahat-sız etmemesi açısından kapatılabiliyor. “NWA5123-AC’nin mevcut sistemlerinin performans ve tasarımını iyileştirmek isteyen otel ve ofisler için üretilmiş bir ürün olduğunu be-lirten ZyXEL Türkiye Kurumsal Çözümler Kıdemli Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Ömer F. ERÜNSAL, “Wi-Fi deneyi-minin kalitesi müşteri memnuniyeti ve çalışan bağlılığının bir anahtarıdır. Yeni ürünümüz NWA5123-AC de işletme sahiplerine bu avantajı kendi lehlerine çevirme fırsatı su-nuyor. ZyXEL Unified Access Pointler, iş ihtiyaçlarına bağlı olarak esnek şekillerde çalışabiliyor” dedi.

Ultra Hızlı Wi-Fi: ZyXEL NWA5123-AC

Veeam Software’in gerçekleştirdiği yeni araştırma, geçtiğimiz yıl meydana gelen ve yankı uyandıran olumsuz olaylara rağmen şirketlerin hala kullanıcı-ların ihtiyaçlarına yeterince dikkat etmediğini göz önüne seriyor. Veeam Erişilebilirlik Raporu beşinci yılında dünya çapındaki BT yönetici ve karar veri-cilerinin (ITDM) yüzde 84’ünün (2014’e göre yüzde 2’lik bir artışla) ‘Erişilebilirlik Uçurumu’ konusunda problem yaşadıklarını itiraf ettiklerini gösteriyor. BT’nin sağladığıyla, kullanıcıların talepleri ara-sındaki fark olarak nitelendirilen “Erişilebilirlik Uçurumu” işletmelerin cirolarında ve üretkenlik-lerinde 16 milyon dolara kadar kayıp yaşamalarına yol açıyor. Ayrıca, araştırmaya katılanların yakla-şık yüzde 68’inin, bu durumun müşteri güveni ve marka itibarı konusunda da negatif etki yarattığı yönünde cevap verdiği görülüyor. Veeam CEO’su Ratmir Timashev araştırmada, yıl boyunca 7 gün 24 saat çalışan şirketlerin 1.000’den fazla BT karar vericisinden en azından bazılarının kesintisiz çalışan şirket ihtiyaçlarını karşılamakta problemler yaşadıklarını söyleyecekleri cevabını beklediklerini, ama sonuçların endişe verici olduğunu belirtiyor. “Modern şirketler yazılımla yönetilen işletmeler haline geliyor. Bu yüzden de BT departmanları artık “idare eder” seviyede hizmetler sağlamakla yetinemez, kesintisiz erişilebilirlik en önemli konu. Bununla birlikte yaptığımız son çalışmanın üstün-den geçen 12 ayda, bir yılda gerçekleşen plansız arı-zaların sayısı 13’ten 15’e arttı. Ayrıca arızalar daha uzun sürüyor ve düzeltilmesi de daha fazla zaman alıyor. Günümüzün hız ve güvenilirliğin kaçınılmaz öneme sahip ekonomisinde bu kabul edilemez. Eğer bu trend devam ederse araştırmaya katılan şirketler adına endişe duyuyorum.”

Uygulamalara Kesintisiz Erişilebilirlik Açığı Şirketlere Her Yıl 16 Milyon Dolara Mal Oluyor

Hakan Uçar Koton BT Direktörü

SAMSUNG_KOTON_22x27cm.indd 1 02.03.2016 14:50

Page 7: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Hakan Uçar Koton BT Direktörü

SAMSUNG_KOTON_22x27cm.indd 1 02.03.2016 14:50

Page 8: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Dijital dönüşüm süreçlerinde çözüm ortağı arayan kurumlara maliyet, çeviklik ve inovasyon alanında uçtan uca destek veren bulut üretkenlik platformu Office 365, şirketlere verimlilik ve

rekabet gücü kazandırmaya devam ediyor.

İşinizi Güçlendirmek İçin Modern Çözümler

Kurumlara ve bireylere daha fazlası-nı başarabilmeleri için güç katmayı misyon edinen Microsoft, bulut üret-kenlik platformu Office 365 ile ezber bozmaya devam ediyor. Şirketlere dijital dönüşüm süreçlerinde rehber-lik eden, onlara maliyet, çeviklik ve inovasyon sağlayacak çözümler sunan Office 365’in bulut bilişim teknoloji-leri konusundaki başarısı tartışılmaz bir gerçek.

Kötü Amaçlı Yazılımlara Son

Kurumlar artık e-posta mesajlaşma hizmetini cok daha ekonomik, yöneti-mi kolay ve ölçeklenebilir olduğundan dolayı Microsoft veri merkezlerinden bir hizmet olarak Exchange Online üzerinden kullanmayı tercih ediyor-lar. Exchange Online’ı Office, Share-Point ve Skype for Business’ı içeren Office 365 planının bir parçası olarak kullanabildiğiniz gibi tek başına bir hizmet olarak da kullanabiliyorsunuz. Exchange Online, e-posta iletişiminizi ek bir sunucu donanımı gerekmeden devam ettirebileceğiniz gibi gelişmiş özellikleriyle e-posta mesajlaşmaları-nızı korumanıza yardımcı oluyor.

Kötü amaçlı yazılımlara karşı koru-

ma ve istenmeyen e-posta filtreleme özellikleri e-posta kutunuzu tam anlamıyla koruyor. Sahip olduğu veri kaybı önleme özellikleri, kullanıcı-ların hassas bilgilerini yanlışlıkla yetkisiz kişilere göndermelerini en-gelleyebilecek çözümleri de kendisin-de barındırıyor. Exchange Online’ın, sunduğu %99,9 kesintisiz çalışma garantisi ile e-posta hesaplarınızın kesintisiz çalışacağından emin olabi-liyorsunuz.

Güvenlikle sağlanan diğer bir konu da bilgisayarınız ya da mobil cihazı-nız kaybolduğu ya da çalındığı anda uzaktan veri silme hizmeti ile gizli şirket bilgilerinin başka kişiler tara-fından ulaşılmasını engelleyebiliyor-sunuz. Bunun yanı sıra 7 gün 24 saat BT düzeyinde telefon desteğinden de yararlanabilmeniz mümkün. Bugüne Kadarki En Kapsamlı, En Güvenli Office! 1 Aralık itibariyle Microsoft, yeni Ku-rumsal değeri Office 365 Kurumsal E5 planını hizmete sunduğunu duyurdu. İçinde yepyeni gelişmiş seviye güven-lik, iletişim ve iş zekası çözümlerini barındırıyor.

ATP: Cryptolocker’a Karşı Kesin Çözüm

Veri güvenliği hemen hemen her kurum tarafından karar verilen yatırım nok-talarından biri. Tüm dünyadaki siber saldırı ataklarına bakıldığında saldırılar-daki ana odağın büyük oranda e-posta saldırıları olduğunu görüyoruz. Yine yüksek bir oran; Başarılı saldırıların üçte ikisi kullanıcı tarafından bilinmeden bir e-posta eklentisinin açılması veya e-posta içerisindeki bir bağlantıya tık-lanması ile başlatılmakta. Microsoft’un, bir parmak izi olmayan virüslere karsı ve yine şu sıralar sıklıkla son kullanıcıların karşılaştığı cryptolocker saldırılarına karşı gelişmiş e-posta koruması çözümü Advanced Threat Protection (ATP) 1 Aralık itibariyle kurumların hizmetine sunuldu. ATP, Cryptolocker gibi bilinme-yen virüslere karşı e-postanızı koruma altına alıyor ve mesajlaşma sisteminizi emniyette tutmak için sıfır saat güvenlik açığına karşı koruma sağlıyor. Uygula-ma ile bir parmak izine sahip olmayan virüs/zararlı yazılımı içeren tüm mesaj ve ekli e-postalar özel bir “sandbox” or-tamına yönlendiriliyor ve burada zararlı yazılımları tespit edebilmek için bir dizi makine öğrenme ve analiz teknikleri kullanılarak davranış analizleri gerçek-ad

vert

ori

al

Page 9: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

leştiriliyor. Buradaki en önemli nokta-lardan biri, çözümün makine öğrenme ile sürekli kendini geliştirmesi davranış analizlerinden geri besleme yaparak sürekli öğrenmesi.

Cloud PBX: Bulutta Santral Hizmeti

Günümüzde kurumlar iş üretkenliğini uçtan uca yayabilmek için çabalıyor. Ku-rumsal güvenli e-postalar bizim olmazsa olmaz iş üretkenliği aracımız fakat çalı-şanların birbirileriyle her an her yerden anlık hızlı iletişimde bulunması görün-tülü görüşme gerçekleştir-mesi bu akışı tamamlayan önemli unsurlardan. Mic-rosoft sunduğu çözümler ile iş üretken-liği vizyonunu müşterilerine uçtan uca aktarmak için çalışıyor. Lync’in Skype for Business olarak bilinen yeni sürümle kullanıcıların beğenisine sunulan Skype

& SfB federasyonu ile çok daha güçlü birleşik iletişime liderlik ediliyor. Micro-soft’un bu noktada diğer servis sağlayıcı-larından ayrıştığı söylenebilir. Bunun bir üst aşaması ise kurumsal santral hizmeti sunmak. Microsoft bunu Lync yani yeni adıyla Skype for Business ile sunuyordu. Hali hazırda birçok kurumsal müşteri Skype for Business’i santral olarak kulla-nıyor. 1 Aralık itibariyle santrali çok daha kolay yönetilen bir versiyonda bulutun da gücünü kullanarak bu hizmet bulut üzerinde santral olarak kullanıma sunul-du. Artık E-posta ve kişiler ya da herhan-gi bir dokumanı bulutta yöneten sistem yöneticileri tek bir panelden PBX’lerini de yönetebiliyor. Böylece kurumlar ayrı ayrı PBX sistemlerini ayakta tutmanın yönetim ve zaman maliyetinden tasarruf etmiş oluyorlar. Özellikle birden fazla lokasyonu olan kullanıcılar için yönetil-mesi gereken santral sayısı teke düşüyor.

Power BI: Güçlü Bir İş Zekası

Günümüzün mega trendlerinden biri de büyük veri. Araştırmalar gösteriyor ki her 2 yılda bir ürettiğimiz ve tükettiği-miz veri miktarı %100 büyüyor, dolayı-sıyla bu verileri anlamlandırmak ve bu verilerden hızlı, sonuç odaklı kararlar çıkarmak kurumları rekabette bir adım öne taşıyan önemli araçlardan biri. Ku-rumların aradıkları, endüstri lideri olan modern, son kullanıcının hızlı adapte olup kullanabileceği, güçlü bir iş zekâsı (BI) platformu ve yarının da ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir çözüm. Microsotf’un iş zekâsı çözümü Power BI Pro ile herkes, verileri mükemmel biçimde görselleşti-ren zengin, etkileyici öyküler geliştirebi-liyor. Herhangi bir tarayıcı ile veya Power BI mobil uygulaması ile müşteriler, canlı operasyonel panolar aracılığıyla kurum-larının nabzını her an ölçebiliyorlar.

Micro

soft O

ffice Ü

rün

Paza

rlam

a Yö

ne

ticisi Be

rfin G

ÖK

LU

Micro

soft O

ffice Ü

rün

Paza

rlam

a Yö

ne

ticisi Ora

y ER

KU

Ş

Şirketlerin sadece ino-vasyonu gerçekleştir-mek için değil, aynı za-manda bu inovasyonu maliyet ve süreç verim-liliğiyle desteklemek için çabalaması gereki-yor. Bu kapsamda bulut bilişim teknolojilerinin maliyet, yönetim ve erişilebilirlik alanında en temel teknolojilerden biri olarak öne çıktığını belirtmeliyim. Bulut bilişim, şirketlerin uygula-malara ve altyapılara erişimini ve bunları kulla-nım şeklini dönüştürüyor. Bu dönüşümü şuan Türkiye’de 1milyondan fazla kullanıcıda görüyo-ruz. Dördüncü Endüstri Devrimi’nin getirdiği di-namizm ve ölçek daha da hızlı ve planlı olmamı-zı gerektirecek. Bu kapsamda 1 Aralık itibariyle kullanıma sunduğumuz yeni Office 365 hizmet-leri ile kurumlara çok daha güvenli bir iletişimin, daha analitik ve karar almayı kolaylaştıracak iş zekası altyapısının ve kolay yönetilebilen sanal santral çözümlerinin anahtarını sağlıyoruz.

Türkiye’de satılan her iki Microsoft Office paketinden bir tanesi Office 365 olarak alını-yor. Office 365 kurum-larda sağladığı verim-lilik artışı ile ekonomik büyümenin lokomotifi ve dijital dönüşümün anahtar teslim çözüm platformu olarak öne çıkıyor. KOBİ’lerimizin bulut bilişim trenini kaçırmaması ve bu alana yatırım yapması çok kritik. Microsoft olarak biz de Office 365 ile on-lara destek olmak ve yenilikçi teknolojilerle on-ları buluşturmak adına çok çeşitli kampanyalar düzenliyoruz. KOBİler, ihtiyaçları olan tüm tek-nolojik hizmetleri günde bir çay fiyatına sahip olabiliyorlar. Ayda sadece 30 TL’ye şirketlerin ihtiyaç duyduğu e-posta, doküman yönetimi ve iletişim hizmetlerine Office 365 ile sahip olup, rekabet ve maliyet avantajı yakalayabilecekler. Tüm bu fırsatlardan yararlanmak için Kobileri Office.com adresine davet ediyoruz.

Page 10: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

haberler

Commvault (NASDAQ: CVLT), hızla değişen tek-noloji, ağırlaşan kaynak gereksinimleri ve sürekli genişleyen veri hacimlerinin neden olduğu kar-maşık sorunları çözmek için, sanal, bulut, SaaS ve klasik yerinde uygulamaları (on-premise) kapsa-yan Commvault veri yönetim çözümlerine olan talebin artmasının desteğiyle müşteri ivmesinin sürdüğünü duyurdu. 2016 Mali Yılının 3. çeyreğin-de Commvault’un veri yönetimi çözümleri port-föyüne yatırımlarını genişleten yeni ve var olan müşteriler arasında şu organizasyonlar da var, ancak liste bunlarla sınırlı değil: BP2 - BNP Pa-ribas Partners for Innovation, CIECH Group, City of Seattle, Dataline, DataSpring, Guthrie Health-care Systems, Hero Cycles Limited & Associates, Metropolitan Council of Minnesota, NTT Data, Reasonnet, Tinkoff Bank, Melbourne Üniversitesi. DataSpring CEO’su Martin Smekal, “Veri yedekle-me ve koruma, üst seviyede kullanıma hazır olma-sı gereken veri merkezleri için kritik önemdedir. Commvault’un seçilmesinin ana nedeni de budur. Commvault, sanal altyapı dostu lisanslama politi-kaları ile bulut ortamlarında yedekleme, koruma ve verilerin tekilleştirilmesi için en iyi servisleri sunmamıza izin verecektir” diyor.Commvault yönetim kurulu başkanı, başkanı ve CEO’su N. Ro-bert Hammer, “3. çeyrek dönemde bu müşterileri kazanmaktan mutluluk duyuyoruz ve bugün pa-zarda ortaya çıkan veri yönetimi gereksinimlerini karşılama konusunda Commvault’un sahip olduğu özelliklerden gittikçe daha fazla bahsedileceğine inanıyoruz” dedi.

Commvault, Artan Global Müşteri İvmesini Duyurdu

Türk Telekom’un Türkiye’de girişimciliği desteklemek ve yenilikçi fikirleri Türkiye’ye katma değer sağlaya-cak işlere dönüştürmek amacıyla 2013 yılında hayata geçirdiği PİLOT Girişim Hızlandırma Programı, yeni dönem başvurularını www.turktelekompilot.com.tr adresi üzerinden almaya başladı. Girişimcilik ekosiste-mini güçlendirmek ve büyütmek amacıyla tasarlanan PİLOT’un yeni dönemde kapsamı genişletilerek yepyeni olanaklarla içeriği zenginleştirildi ve girişimlere yapılan sermaye desteğinin miktarı da önemli ölçüde arttırıldı. Yeni dönemde PİLOT’a seçilen her girişime 75.000 TL nakit sermaye desteği ve Türk Telekom ile iş ortağı olma fırsatı sunuluyor. Programa seçilen ekipler İstanbul’da ofis alanı imkanından, 100 bin dolar değerinde bulut hizmetleri paketinden ve mobil iletişim paketinden faydalanabiliyor. Seçilen ekipler program boyunca hem girişimcilik ekosisteminin önde gelen girişimcilerinden ve yatırımcılarından, hem de Türk Telekom iş birim-lerinden konularında yetkin kişilerden oluşan mentor ağına erişim imkanından faydalanabiliyor. Program süresince ve sonrasında girişimlere çeşitli iletişim mecralarında Türk Telekom tarafından iletişim desteği sağlanıyor. Türkiye’de özel sektör tarafından yürütül-meye başlanan ilk girişim hızlandırma programı olan PİLOT’un tamamlanan üç döneminde, toplam 1.000’e yakın başvuru alındı, 30 girişim programdan başarı ile mezun oldu ve girişimlere toplamda 750 bin TL’lik ser-maye desteği sağlandı. PİLOT Programı’nda desteklenen yedi girişim Türk Telekom ile iş birliği fırsatı yakaladı, bir girişim projesi Türk Telekom tarafından satın alındı. Dokuz girişim ise yatırımcılardan yatırım aldı.

PİLOT Programı Türkiye’nin Teknoloji Girişimcilerini Bekliyor

10

Page 11: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Genel anlamda mürekkep tanklı yazıcılar işletmelerin baskı ve iş maliyetleri azaltmak için ortaya çıkmıştır. Bu tür yazıcılar konusunda uzmanlaşmış bir

marka olan Epson’un ultra yüksek kapasiteli inkjet ofis yazıcıları, uygun maliyet, kullanım kolaylığı, kalite ve güvenilirliği bir araya getiriyor.

İşletmelerin Dostu Mürekkep Tanklı Yazıcılar

Mürekkep tanklı yazıların avantajlarına baktığı-mız- da; yüksek kapasiteli dahili mürekkep tankı, düşük maliyetli baskı, kaliteli sonuçlar ve güvenilir çalışma ortamına sahip olduğunu görüyoruz. Bu tür yazıcıla- ra en iyi örneklerden biri olan Epson’un L565 adını verdiği mürekkep tanklı yazıcı mode-li, hızlı, uygun maliyetli ve güvenilir renkli bas-kı, kopyalama, tarama ve faks özelliklerine sahip çok işlevli yazıcı çözümü sunuyor. L565, Wi-Fi ve Ethernet ile hızlı, yüksek ka- liteli ve en uygun ma-liyetli baskı, tarama, kopyalama ve faks özellikleri isteyen ofis kullanıcıları için ideal.

Epson Micro Piezo Baskı Teknolojisi

Epson L565’in yüksek kapasiteli mürekkep tankla- rıyla kullanıcılar, daha düşük maliyetle daha fazla baskı alabiliyorlar. Cihazın kurulumunun sorun-suz olması verimliliği de arttıran bir etken. Epson Micro Piezo teknolojisi ve dakikada 9,2 sayfalık ISO bas-kı hızı yüksek kaliteli ve istikrarlı sonuçları hızlı bir şekilde elde etmenizi sağlıyor. Buna ek olarak baskı maliyetleri açısından da çok cimri olan Epson L565’in siyah-beyaz baskıda 500 sayfa (1 top kağıt) baskı maliyeti 3.23 TL. Yazıcının siyah-beyaz baskıda tek sayfalık baskı maliyeti ise yaklaşık 0.65 Kuruş. L565’in renkli baskıda 500 sayfa (1 top kağıt) baskı maliyeti ise 7.96 TL. Bu kadar cimri bir yazıcı ile her gün %90’a kadar tasarruf sağlayabili-yorsunuz.

Kolay ve Sorunsuz Kurulum

Hem siyah-beyaz hem de renkli baskılarda rakip- lerine göre son derece uygun sayfa başına maliyet sağlayan Epson L565 dört adet renkli Epson mürek- kep şişesine (cyan, sarı, macenta, siyah) ek olarak fazladan iki adet siyah mürekkep şişesiyle birlikte geliyor. Başlangıçtaki mürekkep setiyle siyah-beyaz olarak 12.000 ve renkli olarak 6.500 sayfa baskı ala- bilen yazıcının kolay ve sorunsuz kurulum özellikleri sayesinde hemen çalıştırmaya başlay-abiliyorsunuz. Epson’ın Connect özelliğine sahip olan bu yazıcı ile kablosuz özelliğine sahip olan

akıllı telefon ve Tablet PC’ler üzerinden kolay baskı alabiliyorsunuz. Cihazın Apple AirPrint ve Google Cloud Print uyumluluğu sayesinde doğrudan mobil cihazlardan da baskı alı- nabiliyor. 30 sayfalık ADF hızlı ve kolay kopyalama, tarama ve faks özel-likleri sağlayan L565’in 1200dpi tarayıcıya sahip olması, yüksek kaliteli fotoğraf ve belge taramaları üretmek anlamına geliyor. Ayrıca yazıcının çoklu kopyalama işlevi sayesinde bir sayfa yı tek sefer-de 99 adete kadar basabilir ve zamandan tasarruf sağlayabilirsiniz.

Güvenilir Baskı Kalitesi

Güvenilir Epson kalitesindeki hedefe yönelik mü- rekkep tankı yazıcıyla tam entegre olarak çalışıyor, böylece genellikle orijinal olmayan dolumlardan ve başka marka mürekkep tankı sistemlerinden kay-nak- lanan karmaşıklık veya sorunlar söz konusu olmadan güvenilir renkli baskının keyfini çıkarabil-irsiniz. Epson orijinal mürekkep şişeleri, açıklayıcı etiketle-ri ve damlatmayan nozülleri ile mürekkep tankının doldurulmasını kolaylaştırıyor. Ayrıca iki yıllık üretici garantisiyle birlikte verilen L565 içinizin rahat olma- sını sağlıyor.

11

Page 12: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

imkân tanıyor. Güvenlik uygulamalarımız sayesinde aktarılmak veya depolanmak istenilen veri boyutları belirlenerek, mobil cihazların depolama veya internet kota-larından da tasarruf sağlanmış olunuyor. Ayrıca verilerinizin nerede şifreli tutula-cağını belirleyebiliyorsunuz. İster sadece NAS’ınızda ister sadece bilgisayarda veya her iki alanda ve ayrıca internet üzerinden verilerinizi aktardığınızda, şifreli veya şifresiz aktarılmasını esnek bir şekilde kullanıcılar belirleyebiliyor. İstenilen ci-haz üzerinden verilerin güncellenmesi ve güvenliğinin sağlanmasına imkân tanıyan Cloud Station Drive, yapılan güncelleme-lerin bütün cihazlara (Microsoft, Mac ve Linux) uygulanmasını mümkün kılıyor.

İş Süreçlerinde Esneklik, Tasarruf ve Yüksek Performans

Sunduğumuz güvenlik derecelerini kul-lanıcılar kendi ihtiyaçları doğrultusunda belirleyip, yönetebiliyor. Kullanıcılar ister-

lerse tek bir cihazla bilgisayarlarını veya birden çok cihazı birbiriyle senkronize edebiliyor, çoklu versiyonlama sayesinde geçmişte oluşturmuş verilere daha sonra-da tekrar erişebiliyor. Ayrıca senkronize edilen klasörlerin hangilerinin şifreli olup olmayacağını da kendileri belirleyebi-liyor. Kullanıcılarımızın iş süreçlerinde esneklik, tasarruf ve yüksek performans elde etme olanağı sunarak katma değer yarattığımızı düşünüyoruz. Özellikle Synology Cloud Station Suit çatısı altında geçen uygulamalarımız ile katma değer yaratmaya devam ediyoruz.

Verilerinize İstediğiniz Yerden, İstediğiniz Zaman Erişim

Kurumların verilerini güncel tutmaları ve güvenliğini sağlayabilmeleri, iş süreç-lerinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Verilerin güncel olarak saklanabilmesi, iş süreçlerinin verimliliğini artıran faktör-ler arasında yer alıyor. Bir proje üzerinde

Synology, sunduğu bulut uygulamaları, kullanımı kolay, mevcut BTyapısına kolay entegre olabilen ve rakiplerinden farklılaşan olanaklarla

kullanıcılarına önemli avantajlar sağlıyor.

Synology Mevcut BT Altyapısına UygunCihaz ve Çözümleriyle Yatırım Maliyetlerini Azaltıyor

Synology cihazları, genel, özel veya Hyprid bulut olarak ihtiyaçlara uygun kullanıla-bilir. Verilerin hızlı gönderilip alınmasını sağlayan ürünlerimiz, sürekli olarak en güncel veriler üzerinde çalışma fırsatı ve-riyor. SSL şifrelemesi sayesinde en yüksek düzeyde güvelik sunan NAS ürünlerimiz, zaman ve enerjiden de tasarruf edilmesine

12

Volkan Yiğit Synology Türkiye Ürün Müdürü

Page 13: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

çalışan birden fazla çalışanın en gün-cel bilgiye erişim sağlaması gerekiyor. Verilerin güncellenirken kaybolmaması da büyük önem teşkil ediyor. Günümüzde mobilitenin ön plana çıktığı göz önünde bulundurulduğunda, yenilikçi çözümlere olan ihtiyacın arttığı görülüyor. Synology Cloud Station Drive uygulaması sayesinde verilere her yerden ve sorunsuzca ulaşmak mümkün.

Kimin Hangi Dosyaya Erişeceğini Belirleyebilme Olanağı

Uygulama sayesinde hangi kullanıcıların hangi dosyalara erişip erişemeyeceği belir-lenebiliyor. Senkronize şekilde güncellene-bilen ve kullanılabilen veriler, iş süreçlerini hızlandırıyor. Cloud Station Drive, belirle-nen klasörler üzerinde işlem yapılmasını olanak tanıdığı için diğer klasörlerden ayrı çalışma ortamı sağlıyor. Bu sayede karma-şıklığın, yavaşlığın ve verimsizliğin önüne geçilmiş oluyor. Cloud Station Drive ile bir dosyanın 32 farklı versiyonunu kayıt altına alabiliyorsunuz. İstenilen verinin üzerin-de değişiklik gerçekleştirildiğinde, sadece eklenilen güncelleme kayıt altına alınıyor. Dolayısıyla, kolayca daha önce kayıt altına alınan versiyonlar geri yüklenebiliyor. Bu sayede, depolama alanınızı en verimli şekilde kullanabilme imkanı elde ediyor-sunuz. Mobil de dahil olmak üzere tüm cihazlarda kullanılabilen uygulamalarımız, Microsoft, Mac, Linux ve Android gibi işle-tim sistemlerinde çalışabilmektedir. Ayrıca Synology NAS cihazları, yaygın protokoller ile uyumlu çalışabildiği için mevcut BT yapısına kolay entegre edilebilir. Farklı İhtiyaçlara Özel Ürün ve Çözümler

İş süreçleri için verilere her yerden güvenli şekilde erişebilmek gerekiyor. Verilerine istedikleri her yerden ulaşan kurumlar, iş hayatında öne geçiyor. Felaket durumları-nın önüne geçmek için kurumların güvenli uygulamalara ihtiyaçları var. Verilerin güvenliğinin sağlanamaması, kurumla-ra gerek zaman gerekse maddi kayıplar olarak geri dönüyor. Synology olarak, farklı ihtiyaçlara farklı çözümler sunuyoruz. Sun-duğumuz bütün çözümler, kolay kullanıla-

bilir olması sayesinde hayatı kolaylaştırır nitelik taşıyor. Örneğin Synology CloudS-tation Share Sync uygulamamız ile farklı lokasyonlar arasında bulunan cihazların senkronizasyonunu sağlayabiliyorsunuz. Bayileri Olan, Farklı LokasyondaVeri Barındıran İşletmeler İçinBiçilmiş Kaftan

Farklı lokasyonda bulunan veriler aynı anda güncellendiğinden dolayı her-hangi bir felaketin önüne geçilebiliyor. Aynı zamanda, genel bulut uygulamaları kullanılırken, her iki alan veya tek bir alan (NAS cihazından genel buluta) seçilerek, senkronizasyon yapabilmek mümkün. Tek yön senkronizasyon tercih edildiğinde, genel bulut yedekleme lokasyonu olarak görülebilir. Ayrıca tüm bu işlemleri ger-çekleştirirken, verileri şifreli olarak kayıt altına alabilirsiniz ve sadece Synology NAS cihazınızdan genel buluta hesabınıza eriş-tiğinizde verilerinizin içeriğini görebilirsi-niz. Genel bulutta güvenlik sorunu yaşansa bile, yetkisiz kişiler verilere erişse dahi veriler şifreli olduğundan dolayı kimse erişemez. Esnek Yapı Lisans Maliyetlerini Azaltarak Yedeklemeyi Kolaylaştırıyor

Günümüzde kurumların talepleri aynı noktada birleşmeye başladı. Kullanıcıların tercihlerini belirleyen faktörlerin başın-da; güvenlik, ölçeklenebilirlik, esneklik ve kolay kullanım geliyor. Birden fazla cihaz kullanmak yerine, tek noktadan bütün işlemler gerçekleştirilmek ve tek bir ürün üzerinden verilere kolayca ulaşılmak iste-niyor. Verilere erişmenin yanı sıra, bütün

dokümanların da yedeklenmesi önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Kurumlar her zaman bütün belgelerinin yedeklerini al-mak istiyor. Bu süreçler çoğu zaman yüksek maliyetlerin oluşmasına sebebiyet veriyor. Özellikle çok sayıda çalışana sahip olan bir kurumun ayrı ayrı lisans satın alması ve yedekleme işlemi gerçekleştirmesi, maliyeti hızla yukarıya çekip, şirketlerin rekabet ortamındaki gücünü azaltabiliyor. Bu noktada doğru çözümlerin fayda sağladığını söyleyebiliriz.

Veriler Silinse Dahi Bütün Yedekler NAS Cihazında

İhtiyaçlar doğrultusunda atılan her adım kurumlara rekabette öne geçme fırsatı sunuyor. Kurumların yüksek performanslı, güvenilir, daha fazla kapasiteye sahip, kulla-nıcı dostu ve verimli cihaz ve çözümleri ter-cih etmeleri gerekiyor. Kurum bünyesinde konumlandıracak doğru teknolojik çözüm ve altyapılar, iş süreçlerinin hızlı, verimli ve tasarruflu olmasını sağlıyor. İçerisinde bu-lunduğumuz çağda artan veri ihtiyaçlarını karşılayacak donanım ve yazılım ürünle-rinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söylememiz gerekiyor. Artan veri miktarı ile birlikte bu verilerin depolanmasında kul-lanılan çözümlerin önemi de artıyor. Cloud Station Backup uygulamamız sayesinde tek yön senkronizasyon işlemi gerçekleştirile-biliyor. Üzerinde çalışılan klasörde yapılan bütün değişiklikler gerçek zamanlı olarak NAS cihazına aktarılıyor. Bilgisayardan veriler silinse dahi bütün yedekleriniz NAS cihazınızın içerisinde bulunuyor. Ek bir lisans gerektirmeden yedek almaya imkan tanıyan Cloud Station Backup ile ek depola-ma maliyetlerinin önüne geçiliyor.

adverto

rial

13

Page 14: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘RepMan Forum’un beşincisinde şirketlerin dijital dünyada karşılaşabileceği itibar

riskleri ve kâbuslar masaya yatırıldı. Yerel ve küresel ekonomik belirsizliğin had safhaya ulaştığı günümüzde markaların dijital dünyadaki sınavı,

itibarın dijital örnekleri tartışıldı.

Sosyal Medyada Olumsuz Paylaşımlardan Etkilenen Tüketiciler

Markayı Terk Ediyor

Yerel ve küresel ekonomik be-lirsizliğin had safhaya ulaştığı günümüzde, şirketlerin itibar riskleri ve dijital dünyada kar-şılaşabileceği kabuslar, Bilim İlaç, Enerjisa ve Türk Telekom desteğiyle gerçekleşen RepMan Forum 2016’da ele alındı. İtiba-rın Dijital Örnekleri, Markaların Dijital Sınavı ve Merhaba Dijital İtibar başlıklarında gerçekleş-tirilen forumun ilk oturumunu Zenna Kurumsal Marka Strateji-

leri Danışmanlığı RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi Danışma Kurulu Üyesi Nuran Aksu üstlen-di. 100’ü aşkın katılımcının yer aldığı RepMan Forum 2016’nın konuşmacıları arasında Dr. Ömer Deveci (sikayetvar.com), Dr. Uygar Özesmi (change.org ve Good4Trust org), Temel Aksoy (Fikirhane ve temelaksoy.com), Gazeteci-Yazar, İnternet Ekipleri Amiri M. Serdar Kuzuloğlu yer aldı.

Markalar Dijital Dünyada Aktif Olmalı

Sikayetvar.com’un kurucusu Dr. Ömer Deveci; 28 milyon tüketici-nin kararını site üzerinden aldığı-na değinerek; “Marka ve tüketici arasında bir köprü olan Sikayet-var.com, ürün ve hizmet almanın yanı sıra iş başvurularında da bir kaynak konumuna ulaştı.

38 bin şirket hakkında yılda bir

14

haberler

Page 15: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

milyon civarında şikayet geli-yor. Bu şikayetler, pazarın nereye kaydığını görebilmek açısından önemli bir araç.

Reaktif davranan markalar şirket itibarını en iyi şekilde yönetiyor. Çünkü siteyi ziyaret edenlerin % 31’i yaşanan sorunları takip eder-ken, % 27’si firma ve ürün hak-kında bilgi sahibi oluyor. Siteye ziyaret edenlerin % 23’ü alışveriş öncesi araştırma yapıyor. Yine % 20’si karşılaştıkları sorunların benzerlerini araştırmak için kay-nak olarak kullanıyor” dedi.

Change.org Doğu Avrupa ve Batı Asya Direktörü Dr. Uygar Özesmi ise aktif olarak 6.3 milyon kul-lanıcıya ulaşan sitenin ciddi bir etkileşim alanı olduğunu, site üzerinden ayda 5 bin ayrı kam-panya düzenlendiğini söyledi. Her 3 imzadan birinin görmek istediği değişimi yarattığını vurgulayan Özesmi, itibarına önem veren markaların talebi karşılamak yö-nünde harekete geçtiğini belirtti. Etkinlikte şirketlerin önemli bir dönüşümü yapmaları gerektiğini de vurgulayan Özesmi, tepkile-re karşı kayıtsız kalmayanların dijital itibarları başarılı bir şekil-de yönettiklerine değinerek son dönemde karşılaşılan başarılı ve başarısız örnekleri katılımcılarla paylaştı.

Markalar Krizle Karşılaştığın-da Üstünü Örtmek İstiyor

Forumda son yılların en önemli konularının başında sürdürülebi-lirlik ve hesap verme konusunun geldiğini söyleyen marka danış-manı Temel Aksoy; “Eskiden tek yönlü bir iletişim vardı. İnternet ile çoktan çoka bir iletişime geçil-di. Yeni dönemin itibar yönetmek için farkı, artık herkes her şeyden

haberdar. Herkes, her şeye müda-hale etmek istiyor. Son yıllarda karşılaştığımız krizlere baktığı-mızda, markalar karşılaştıkları krizin üstünü örtmek istiyor. Tü-keticinin markaları yönettiği bir dönemdeyiz. Şeffaf ve samimiyet-ten uzak markalar reaktif davran-madıkları için mesafe kaydedemi-yor” açıklamasını yaptı.

Bilgi Pencereleri Gözümüzü Kör Ediyor

Gazeteci – Yazar M. Serdar Kuzu-loğlu ise tüketicilerin çok fazla bilgisi olmadan, çok fazla bilgiye ulaşabileceği dijital bir dünyada yaşadıklarına dikkat çekerek şun-ları kaydetti; “Kafamızdaki küçük kırıntılar algımızı oluşturuyor. Hafızamızın kapasitesi kurumla-rın ve kişilerin itibarını sınırlandı-rıyor. Bugün ulaştığımız noktada normalde sizi itibarsızlaştıracak olan gelişmeler, önemsiz hale ge-lebiliyor. Gün içinde birçok sosyal medya platformunda paylaşımda bulunuyor ya da takip ediyoruz.

Uzun yıllar sakladığımız fotoğraf-larımızın dijital dünyadaki ömrü neredeyse 10 saniye. 10 saniye sonra başka bir fotoğraf, baş-ka bir içerik ile karşı karşıyayız. Son yıllardaki tek derdimiz sahip olmak. Dijitalleşme dediğimiz çağda, araçlarla birbirine giren kimliklerimizle birlikte her geçen gün artan sorumluluklarımızla hayatı devam ettiriyoruz. İnsanlar bilgileri irili ufaklı ekranlardan ediniyor.

Bilgi pencereleri gözümüzü kör ediyor. Markalar ve dijital itibar bu noktada çok önemli. Her ne ka-dar itibar maddi bir külfet olarak görülse de, düşünülmesi gereken maddiyat değil, itibarsızlığın ta-sarruf aracı olmayacağı.”

Tüketicilerin Yüzde 75’i Soru-nunu İnternette Paylaşıyor

ZENNA Araştırma ve Danışman-lık tarafından yürütülen 2016 yılı “Dijital Ayak İzlerimiz Araştırma-sı”nın sonuçları ilk kez RepMan Forum 2016’da paylaşıldı. 18 yaş üzeri dijital dünya kullanıcıları arasında gerçekleştirilen araş-tırmada katılımcıların ortalama 3,7 saatini internet ortamında geçirdiği ortaya çıktı. Araştırmaya katılanların yüzde 83’ü öğrenme, yüzde 82’si eğlence, yüzde 70’i alışveriş için girdiğini belirtirken, yüzde 96’sının Facebook kullanı-cısı olduğu, her kullanıcının orta-lama 593 takipçiye sahip olduğu belirlendi. RepMan İtibar Araştır-maları Merkezi Danışma Kurulu Üyesi Nuran Aksu her 3 kişiden birinin bir marka ile sorun yaşadı-ğını, bu kişilerin 75’inin internet ortamında yaşadıkları sorunları paylaştığına değinerek şu bilgileri aktardı: “Arkadaşları tarafından kişisel sosyal hesapları aracılı-ğıyla paylaşılan olumsuz haber ve bilgiler tüketicilerin marka-ları terk etmesine neden oluyor. Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz araştırmada sosyal medya üzerin-den bir marka ile ilgili gördüğü olumsuz haber ya da paylaşımlar nedeni ile ilgili markadan bir daha ürün satın almam diyenlerin oranı yüzde 41 olurken, etkilenmeye-ceklerini belirtenlerin oranı yüzde 39 olarak ölçümlendi.

Tüketicilerin büyük bir bölümü markalar ile yaşadıkları sorunları internet ortamında yakınlarıyla paylaşıyor. Araştırmaya katılanların % 63’ü yaşadığı sorunu internet ortamında Sikayetvar.com’dan pay-laşırken, yüzde 45’i sosyal medya hesabından, yüzde 47’si markanın web sitesinden, yüzde 34’ü tüketici hakları sitesine başvuruyor.”

15

Page 16: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

16

STRATO AG, ürünlerini www.strato.com adresinde Türkçe olarak sunmaya başladı. STRATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Christian Böing, bugün İstan-bul’da düzenlenen bir basın toplantısında Türkiye hosting pazarına girdiklerini duyurdu. Türkiye websitesi, STRATO’nun ilk uluslararası hosting portalının bir parçası olarak şu andan itibaren İngilizce olarak da kullanılabilmekte. Böing “Dün-ya çapındaki ilk hosting portalımızı İstanbul’da tanıtmaktan çok mutluyuz. Türkiye’de başarılı olacağımıza inanıyoruz, çünkü büyümeyi getiren faktörlerin farkındayız: Uygun fiyatlar, yüksek veri güvenliği ve 18 yılı aşkın hosting tecrübesiyle müşterilerimize önemsedikleri her şeyi sunarak, Almanya, Hollanda ve İspanya gibi doymuş hosting pazarlarında bile büyümeye devam ediyoruz” diyor. 18 yılı aşkın hosting tecrübesi Kurulduğu tarih olan 1997’den kısa bir süre sonra hosting dünyasında devrim yaratan bir hosting sağlayıcısı olan STRA-TO, Türkiye pazarına giriyor. Hizmetin ilk sağla-yıcılarından biri olan STRATO, bütçe dostu web sayfası komple paketlerini pazarlamış ve böylece ülkeye özel alan adı “.de”nin Almanya’daki devasa gelişiminin mihenk taşını teşkil etmiştir. “Türki-ye pazarında faaliyet gösteren tüm büyük hosting sağlayıcılarına kıyasla, hosting alanında en fazla tecrübesi olanlardan biriyiz” diye ekliyor Böing.

Yeni Hosting Devi: Deutsche Telekom Kuruluşu STRATO Türkiye Pazarında

EMC, Flash depolama yılı olarak ilan ettiği 2016 yılın-da iki yeni ürünle farklı ihtiyaçlara göre tasarlanan en yüksek performanslı depolama çözümlerini sunuyor. Piyasaya ilk kez sunulan, dört petabayta kadar ölçeklen-dirilebilen tamamı flash depolama dizisi yeni VMAX® All Flash’ın yanı sıra şirket, saniyede 10 milyon işlem (IOPS) gerçekleştirebilen, 5 kabin ile 144 TB’a ulaşabilen DSSD D5’i Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturdu. Flash depo-lama ile kurumlara gelen hızın hayal edilemeyecek kadar fark yaratacağına değinen EMC Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu Bölge İş Geliştirme Müdürü Gökçe Öztürk, “Tüm dünyada ortaya çıkan maddi kazancın yüzde 5’i dolandırıcılık nedeniyle kaybediliyor. Eğer gelişmiş analitik sistemlerle dolandırıcılığa karşı yüzde 20’lik bir kazanç sağlanabilseydi bunun yılda katkısı 700 milyar dolar olacaktı. ABD’deki e-ticaret sitelerinin online öde-me işlemlerini hızlandırması yaklaşık 3 milyar dolarlık bir satış kaybının önüne geçebilirdi. Bununla birlikte bir arama motorunda yalnızca .4 saniyelik bir yavaşlama ol-duğunda günde 15 milyon aramanın kaybolacağı tahmin ediliyor. Bunun getireceği maddi yük ise yine milyarlarca doları buluyor” dedi. 2020 yılında 7 milyar insanın en az 30 milyar cihazı olması ve bunları 44 zetabaytlık veri üretmesi bekleniyor. Bu kadar veri yığınına yüksek per-formansla çözüm sağlayabilmek için geleneksel disklerin yeterli olmayacağına değinen Öztürk, işletmelerin 1000 kat daha fazla veriyi, anlık operasyonlarında ve analitik içgörüler yaratmak için kullanmalarının tek yolunun flash depolamadan geçtiğini belirtti.

EMC DSSD D5 ve VMAX All-Flash Türkiye’de

haberler

Page 17: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

17

Qualcomm Atheros, LED aydınlatma üreticisi Acuity Brands ile işbirliğini duyurdu. İşbirliği kapsamında Acuity Brands, LED aydınlatmalı armatürlerde ve hizmetlerde (Acuity Brands’ın Bytelight Services adı altında verdiği hizmetlerde) Qualcomm’un® Lumicast™ teknolojisi ile perakendecilere mekân içi konumlandırma hizmeti sunacak. RF-tabanlı teknolojilerin aksine Lumicast, mekân içi konum-landırma için LED armatürlerden gelen görünür-ışık sinyalleri kullanıyor. Lumicast yazılımı ile çalışan uygulamaları kullanan normal bir akıllı telefon, ön kamerası vasıtasıyla aldığı ışık sinyallerini kullana-rak konumunu ve bulunduğu yönü hatasız ve hızlı bir şekilde belirleyebiliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Qualcomm Technologies, Inc. Mühendislik ve Ürün Yönetiminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Cormac Conroy, “Mekân içi konumlandırma tekno-lojisi, alışveriş yapma ve çalışma alışkanlıklarımızı, nasıl hareket edeceğimizi değiştirebilir. Lumicast sayesinde artık tüketiciler gerçek anlamda kusursuz mekân için konumlandırma sunan uygulamaları

indirebilecek.” dedi. Acuity Brands’in IoT Birimin-den Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı ise açıkla-masında şunları söyledi: “Lumicast teknolojisinin sunduğu fırsatlar ve Kuzey Amerika ile Avrupa’daki perakendecilerin bu gelişme nedeniyle göstermiş olduğu oldukça olumlu tepkiler, bizi heyecanlandırı-yor. 1 milyon metrekarenin üzerinde mağaza alanın-da Bytelight servisimizin mümkün kıldığı mekân içi konumlandırma, gezintiyi daha kolay ve basit hale getiriyor. Ayrıca gerçek zamanlı ve geçmiş analizler, daha fazla trafik yaratmaları için mağaza sahipleri-ne hiç olmadığı kadar imkân da sunuyor.”

Qualcomm ve Acuity Brands İşbirliği Yapacak

Logitech, popüler ürünü ConferenceCam CC3000e’nin devamı niteliğindeki Logitech GROUP ile video konferans sistemlerine yeni bir boyut kazandırıyor. Logitech GROUP, 14 ile 20 kişilik gruplar için, isteğe bağlı olarak genişletile-bilen mikrofonlarıyla duru bir ses ve yüksek çözünürlüklü HD kaliteye sahip video konferans özelliğiyle fark yara-tıyor. Birkaç dakikada kolayca kurulabilen yapısıyla öne çıkan sistem; herhangi bir toplantı alanını çoklu kullanıma imkân tanıyan bir video paylaşım alanına dönüştürüyor. Logitech GROUP, ayrıca birleşik iletişim çözümleriyle de web ya da video konferans uygulamalarının aynı alandaki sistem yapılandırmasına olanak tanıyor. Kullanımı kolay ve düşük maliyetli yenilikçi çözümlerin, geleneksel çözüm-lerin asla ulaşamayacağı, hızla büyüyen yeni bir pazar yarattığını söyleyen Logitech Video Paylaşım Grubu Genel Müdürü Scott Wharton, Logitech’in ConferenceCam portföyüyle gelişen bu pazarda güçlü bir liderlik pozisyonuna sahip olduğunu iletti. Konuyla ilgili bilgi veren Wharton, “Bugüne dek, video uygulamalarıyla ortak çalışma imkânı arayanlar, amaca yönelik yüksek fiyatlı sistemleri yüklemek veya bir laptop etrafında bir araya gelmek arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı. Çalışanların balık istifi gibi dizildiği bu sistem, kalitesiz bir deneyimle sonuçlandı. Logitech GROUP, geniş bir görüş alanına sahip büyük odalar için uygun fiyatlı optimize çözümler ve kristal berraklı-ğında ses kalitesi sunuyor. Ayrıca hemen hemen her türlü UC veya video uyumlu yazılımla çalışıyor bu sistem. Kolay kullanımı sayesinde de IT desteği olmadan toplantıya başlama olanağı sağlıyor.” dedi.

Logitech Video Konferans Sistemleriyle Fark Yaratmayı Amaçlıyor

Page 18: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

TELKODER, 4.5G’ye geçiş sürecinde yetersiz ulusal fiber altyapısına hem alternatif, hem de tamamla-yıcı kimliği olan Kablo TV şebekesi hakkında hazır-lanan “Türkiye’nin İletişimde İkinci Baharı-Kablo-TV Şebekesi’’ Raporu’nu değerlendirdi. Kalkınma Bakanlığı tarafından yayınlanan, 2014-2018 arası “Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı”nda 2015 sonuna kadar “Kablo TV ve İnternet Altyapısının Özelleştirilmesi” hedefinin bulunduğunu belirten TELKODER, bu altyapının özelleştirilmesi ile Türki-ye’nin elde edebileceği en büyük faydalar arasında 4.5G yatırımlarında fiber konusunda yaşanan sıkın-tıların aşılabilmesinin olduğunu dile getirdi. Kablo TV şebekesinin özelleştirilmesinin, duraklamaya giren ADSL ve hızlanamayan fiber şebeke yapımın-daki açığa önemli bir çare olduğu belirtildi. TEL-KODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata ARIAK “Genişbant internetin diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemiz açısından da öneminin farkında olan siyasi iradenin önünde, genişbant yatırımlarının son beş yılda yeterli büyüklükte gerçekleşmemiş olması sorunu bulunmaktadır. KabloTV şebekesi, hem al-ternatif işletmecilerin hem de mobil işletmecilerin önüne geniş bir otoyol sunacaktır; böylece reka-beti arttıracak ve vatandaşlara ses-internet-video gibi tüm hizmetlerin rekabet altında sunulmasına katkı yapacaktır. Son zamanlarda ortak bir telekom altyapı şirketinin kurulması konusu gündemdedir. Özelleştirmenin oluşturacağı gelirin devlet için önemli bir kaynak olmasının yanında, yapılacak ça-lışmaların hem istihdama hem de vergiye katkıları olacaktır.” şeklinde konuştu.

Kablo TV Şebekesi Çok Önemli

LG Electronics, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek ticari çözümlerini sergilediği özel LG B2B Kurumsal İnovasyon Merkezi’nin açılışını yaptı. LG Electronics Türkiye Genel Müdürü Calvin Cho, LG Electronics Orta Doğu ve Afrika Bölgesi B2B Direktörü ve aynı zamanda B2B Business Bölüm Başkanı David Kim ve LG Electronics Türkiye B2B Ürünleri Satış Bölüm Başkanı Rafet Polat’ın katılımıy-la açılan LG B2B Kurumsal İnovasyon Merkezi’nde, LG Electronics’in yenilikçi dijital ve webOS akıllı signage ürünleri sergileniyor. Turizm, sağlık, perakende, ulaşım ve kamu başta olmak üzere daha birçok sektöre yöne-lik inovatif çözümler sunan LG dijital signage ürünleri Türkiye’de ilk defa bu alanda açılan özel bir mağazada şirketlerin beğenisine sunuluyor. LG Electronics Türkiye Genel Müdürü Calvin Cho açılışta yaptığı konuşmada konuyla ilgili şunları söyledi: “LG olarak tüm dünyada dijital signage ve ekran çözümleri alanındaki lider konu-mumuzu sürdürüyoruz. Geniş ürün yelpazemiz ile birçok farklı ticari uygulama alanına yönelik üstün görüntü çözümleri sunuyoruz. Bu alandaki inovasyonlarımızı çok daha odaklı bir şekilde işletmelere sunabilmek ve ihtiyaç sahiplerinin çözümlere kolay bir şekilde ulaşmasını sağ-lamak amacıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek ta-mamen LG dijital signage ve ekran çözümlerine yönelik olan LG B2B Kurumsal İnovasyon Merkezi’ni hayata ge-çirdik. Bu merkezde iç veya dış mekânda, kullanıcıların nerede olursa olsun görüntüyü net bir şekilde görmesini sağlayan LG çözümleri sergileniyor”.

LG, Türkiye’nin İlk Dijital Signage ve Ekran Çözümleri Mağazasını Açtı

haberler

18

Page 19: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

19

Yeni yazılım, NetApp’ın EF-Series all-flash ürünlerinin performansını ve güvenirliğini daha da artırıyor. Maliyetleri düşürerek Splunk, Hadoop ve

NoSQL veritabanlarından daha fazla faydalanılmasının önünü açıyor.

NetApp, Üçüncü Platform Veri Analizlerinin Performansını Artırıyor

NetApp, yaptığı açıklamada Ne-tApp EF-Series all-flash ve E-Se-ries depolama ailesi için perfor-mansı ciddi seviyede artıran ve veri analiz uygulamalarından daha fazla faydalanmasını mümkün kılan yeni yazılımını duyurdu.

Splunk, Hadoop ve NoSQL gibi yeni nesil iş zekâsı uygulama-ları, verinin güç verdiği dijital kurumlar için kilit öneme sahip araçlara dönüşüyor. Hızla değişin iş dünyasında en iyi kararı almak için bu uygulamaları kullanan müşteriler, verileri ile ilgili daha fazla görsellik ve performans artışı istiyor. NetApp SANtricity depola-ma işletim sisteminin yeni sürü-mü, müşterilere daha fazla fayda sunmak için zamanı hızlandırıyor. Kendisini kanıtlamış bu yazılımı kullanan müşteriler şu avantaj-lardan faydalanıyor: Veri analiz uygulamalarının performansında %50’den fazla artış. Maliyetlerde %33’ten fazla düşüş ve basitleş-tirilmiş BT altyapısı. İşletmelerin rakiplerine ve müşteri ihtiyaçla-rına hızlı yanıt verebilmeleri için kritik öneme sahip gelişmiş veri güvenilirliği, kullanılabilirliği ve görselliği.

Kanıtlanmış Avantajlar

SANtricity yazılımının güç verdiği NetApp EF-Series all-flash ailesi ve E-Series depolama sistemleri yüksek-IOPS ve düşük gecikme süreli uygulamalar ile yüksek bant genişliği ve yüksek çıktı üreten uygulamalar için performansa hız katıyor. Kendini kanıtlamış bu platform; otomatik özellikler,

online konfigürasyon seçenekleri, teknoloji harikası RAID ve proaktif izleme ile yüksek seviyede güve-nilirlik sağlıyor. Platform ayrıca sorun çözümünü %60’a varan hız-da artıran ve P1 durumlarını %85’e kadar düşüren NetApp AutoSup-port™ prediktif teknolojisini de sunuyor. Bunun yanı sıra müşter-iler, NetApp EF-Series ve E-Series çözümlerinin sağladığı faydadan en üst seviyede yararlanmak için mobil destek uygulamasına, premium destek seçeneklerine ve profesyonel hizmetlere de erişim imkânı buluyor.

En son SANtricity sürümü, müşterilerin birbirine bağlı cihazlardan ve nesnelerin in-ternetinden kaynaklanan deva-sa verilerden anlamlı sonuçlar çıkarmasını mümkün kılan veri analiz uygulamaları için optimize edilmiş inovasyonları da kapsıyor. SANtricity ile müşteriler artık şu faydalardan da yararlanacak: Dâhili disk kullanan emtia sunuc-ularına kıyasla Splunk aramaların-da %69’luk performans artışı elde edilir. Dinamik Disk Havuzları (DDP) ile verilerin yeniden inşası sırasında Hadoop performansında, RAID 5 kullanan emtia sunucu-larına kıyasla, %500’e varan artış sağlanır. Emtia sunucuları ve doğrudan bağlantılı depolama ile NoSQL veritabanlarında yaklaşık 10 saat süren 400GB SSD’lerin yeniden yapılandırılması yak-laşık 15 dakika sürer. Dâhili disk sürücüleri kullanan emtia sunucu-larında, kullanılmayan şifrelenmiş verilerin performansa %70’e varan etkisi, %1’in altına düşer. Sıcak,

ılık, soğuk, donmuş ortamlar için farklı depolama mimarisi yerine tek bir mimari kullanılır.

NetApp ayrıca, kurumsal Splunk kurulumları için Arrow Electron-ics ile birlikte ön konfigürasyonu yapılmış, kendini kanıtlamış ve geçerliliği kabul görmüş pa-ket çözümler de sunacak. Arrow tarafından entegre edilmiş bu referans mimariler, iş ortaklarına sistemlerin konfigürasyonunu ve boyutlandırılmasını hızlı bir şekil-de yapmalarına imkan vererek bu sayede anlaşmalarını daha hızlı tamamlamalarını ve bütünsel, kabul görmüş Splunk çözümleri sunmalarını sağlayacak.

Düşük Tepkime Süresi

NetApp Ürünler, Çözümler ve Hizmetler Pazarlamasından Sorumlu Başkan Yardımcısı Lee Caswell ise şu yorumda bulun-du: “Sosyal ve mobil kullanıcılar, yavaş depolama üzerinde çalışan bağlantılı veritabanlarının yarattığı sıkıntıya karşın gerçek zamanlı alım kararı veriyor. SANtricity yazılımımız disk üze-rinden sunulan ve yüksek bant genişliğine neden olan analizlerin ortaya çıkardığı sorunu çözüyor, all-flash medya ile düşük tepkime süresi sağlıyor. Bu performansı kurumsal güvenilirlik ve benzer-siz yoğunluk ile bir araya getird-iğimizde E-Series ve EF-Series ürünleri kurumsal depolamaları, gerçek zamanlı analiz uygulama-ları için ekonomik olarak beyaz kutu sunucuları ile kıyaslandığın-da dahi üstün hale geliyor.”

Page 20: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Türkiye’nin de dahil olduğu 23 ülke-yi kapsayan 2.000’e yakın üst düzey yöneticinin katıldığı, inovasyonun geleceğine ışık tutan GE Küresel İnovasyon Barometresi; Dördüncü Sanayi Devrimi, yeni iş modelleri, büyük veri, inovasyonun finansal sonuçlara etkisi, aşamalı inovasyon, “demode kalma riski”, şirketlerin inovasyon stratejileri, inovasyonda özel sektörün yanı sıra devletin rolü

ve işgücünün geleceği konusunda ilginç sonuçlar ortaya koyuyor.

Türk Yöneticiler Daha İyimser ve Heyecanlı

Araştırma; Dördüncü Sanayi Dev-rimi konusunda Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelere göre daha iyimser bir beklenti içerisinde

olduklarını ortaya koyuyor. Dör-düncü Sanayi Devrimi konusun-da iyimserlik oranı Endonezya ve İsrail’de yüzde 88, Nijerya’da yüzde 86’ya çıkarken, dünyanın en geliş-miş ekonomilerine sahip ülkeler olan ABD’de yüzde 63’e, Almanya’da yüzde 39’a, Japonya’da ise yüzde 33 gibi düşük sayılabilecek seviye-lerde kalıyor. Araştırmaya katılan yöneticilerin ortalama yüzde 68’i

General Electric’in (GE) beşincisini gerçekleştirdiği ve iş dünyasında inovasyonun yerini ölçen dünyadaki en kapsamlı araştırma olan GE Küresel İnovasyon Barometresi

sonuçlarına göre, gerek dünya gerekse Türk iş dünyasının üst düzey yöneticileri, önümüzdeki 10 yılda ileri üretim tekniklerinin sanayi sektöründe radikal bir dönüşüm

yaratacağına inanıyor.

Süleyman [email protected]

Türk Şirketlerinin Yüzde 71’i İnovasyon Stratejisine Sahip

özel haber

20 21

Page 21: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Dördüncü Sanayi Devrimi’ne girme düşüncesine iyimser bakarken, Türk yöneticilerdeki iyimserlik oranı yüzde 84’e çıkıyor. Yine araştırma-ya katılan yöneticilerin ortalama yüzde 61’i Dördüncü Sanayi Devrimi düşüncesinin kendilerini heyecan-landırdığını söylerken, bu oran Türk yöneticilerde yüzde 78’e ulaşıyor. GE Küresel İnovasyon Barometresi araş-tırmasına katılan küresel yönetici-lerin yüzde 86’sı, Türk yöneticilerin ise yüzde 79’u gelecek 10 yılda ileri üretim tekniklerinin sanayi sektö-ründe radikal bir dönüşüm yarataca-ğına inanıyor.

Başarılı İnovasyon İçin ‘Büyük Veri’ Kritik Önem Taşıyor

GE Küresel İnovasyon Barometresi, yöneticilerin veri ve analiz sistem-lerinin değerini giderek daha iyi anladıklarını gösteriyor. Araştırmaya katılan yöneticiler; stratejik bilgi-yi ve bilinçli karar alma becerisini artırmak amacıyla Büyük Veri’nin ve analiz sistemlerinin kullanılmasının inovasyonun başarılı bir şekilde ya-pılmasında önemli bir rol oynadığı-na dikkat çekiyor. Araştırmaya katı-lan küresel yöneticilerin yüzde 61’i, Türk yöneticilerin ise yüzde 66’sı karar alma süreçlerinde; Büyük Veri ve analiz sistemlerini kullandıklarını belirtiyor. Türk şirketlerinin yüzde 77’si, küresel şirketlerin ise yüzde 73’ü son bir yıl içerisinde Büyük Veri ve analiz becerisini artırdıklarını be-lirtiyor. Araştırma sonuçları, analiz becerisini artıran şirketlerin yüzde 59’unun ise bundan olumlu sonuçlar aldığını ortaya koyuyor.

İnovasyonda İşbirliği Finansal Sonuçlara da Olumlu Yansıyor

GE Küresel İnovasyon Baromet-resi’ne göre, son bir yılda işbirliği içerisinde yürütülen inovasyon faaliyetleri şirketlerin finansal tablolarına olumlu katkı sağlıyor. Araştırmaya katılan Türk yöneticile-rin yüzde 83’ü, küresel yöneticilerin

ise yüzde 77’si son bir yılda işbirliği içerisinde yürüttükleri inovasyon faaliyetlerinin şirketlerine gelir ve kâr artışı sağladığını söylüyor. Araştırma sonuçları, son bir yılda işbirliği içerisinde yürütülen inovas-yon faaliyetlerinin küçük şirketlerde daha fazla gelir ve kâr artışı sağladı-ğını ortaya koyuyor. Diğer taraftan, yöneticilerin büyük bir çoğunluğu işbirliği içinde yürütülen inovasyon faaliyetlerinden kaynaklanacak gelir artışı ya da azalışını paylaşmaya hazır olduklarını belirtiyor. Küresel yöneticilerin yüzde 68’i, Türk yöne-ticilerin ise yüzde 72’si işbirliğinin kazançlarını ve risklerini paylaşma-ya hazır olduklarını söylüyor.

Ezber Bozan İnovasyon Gerekli Ama Uygulanması Zor

Yöneticiler, “Ezber bozan inovas-yonu” altın standart olarak kabul etseler de gerçekleştirilmesi güç bir hedef olarak görüyorlar. Yö-neticiler, “radikal ve ezber bozan” fikirler geliştirmekte güçlük çekil-diğini, bunun da etkin inovasyonun önündeki en büyük engeli oluş-turduğuna dikkat çekiyor. Küresel yöneticilerin yüzde 60’ı, Türk yöne-ticilerin ise yüzde 55’i “radikal ve ezber bozan fikirler geliştirmekte çekilen güçlüğü, etkin inovasyonun önündeki en büyük engel” olarak görüyor.

Araştırma, Türk şirketlerinin yüzde 71’inin, küresel şirketlerin ise yüzde 68’inin somut bir inovasyon stratejisine sahip olduğunu orta-ya koyuyor. Ancak bir inovasyon stratejisine ve temel performans göstergelerine sahip olmak başarıyı garantilemiyor. Nitekim somut bir inovasyon stratejisine sahip olan şirket yöneticilerini yüzde 62’si radikal ve ezber bozan fikirler geliş-tirme konusunda sıkıntı çektikle-rini söylüyor. Bu oran Türk şirket-lerinde daha yüksek. Şirketinin somut bir inovasyon stratejisine sahip olduğunu belirten Türk yöne-

ticilerin yüzde 71’i; radikal ve ezber bozan fikirler geliştirme konusunda sıkıntı çektiklerini söylüyor. Yöne-ticiler, etkin bir şekilde inovasyon yapmanın önündeki engelleri ise şöyle sıralıyor; “radikal ve ezber bozan fikirler geliştirme güçlüğü, yeni fikirleri destekleyecek ve kârlı hale getirecek etkin iş modelleri tanımlama güçlüğü, başarılı ino-vasyonları ulusal ve uluslar arası pazarlara açılacak boyuta taşıya-cak olanaklardan yoksun olmak ve yetenek/beceri eksikliği.”

Tüm Ülkeler Aşamalı İnovasyo-nu Tercih Ediyor

Şirketlerin çoğu ana işlerini ko-ruyarak, aşamalı yani güvenli inovasyonu tercih ediyor. Küresel yöneticilerin yüzde 63’ü, Türk yöneticilerin ise yüzde 66’sı temel faaliyetlerini korurken, aşamalı inovasyon gerçekleştirilmesi gerek-tiğini savunuyor.Şirket içi inovasyon kültürü yarat-mak için start-up anlayışı ile çalış-mak önemli. Küresel yöneticilerin yüzde 81’i, Türk yöneticilerin ise yüzde 79’u “start-up” anlayışının, şirket içi inovasyon kültürü yarat-mada örnek teşkil ettiğini düşünü-yor.

Dijital devrim işsizlik getirmeyecekGE Küresel İnovasyon Barometresi araştırmasına katılan yöneticiler, sorun çözen ve yaratıcı çalışanlar aradığını söylüyor. “İş başvurusun-da bulunan adaylarda aradığınız temel özellikler nelerdir?” sorusu-na Türk yöneticilerin yüzde 62’si “sorun çözme becerisi” cevabını veriyor. Yöneticilerin yüzde 49’u adayda yaratıcılık aradığını, yüzde 47’si uzun vadeli bağlılık, yüzde 46’sı analitik beceri, yüzde 43’ü bü-yük resmi görebilmesini, yüzde 41’i ise girişimci ruh aradığını söylüyor. Keza küresel yöneticilerin yüzde 56’sı sorun çözen, yüzde 54 yaratı-cı, yüzde 44’ü ise analitik beceriye sahip çalışanlar aradığını söylüyor.

20 21

Page 22: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

haberler

Antivirüs yazılım kuruluşu ESET’in İngiltere’de yap-tığı araştırmaya göre kuru temizleyicilere bırakılan giysilerin ceplerinde her yıl 22 bin 266 USB bellek ve 973 mobil telefonun unutulduğu ortaya çıktı. Araştır-maya göre bu cihazların %45’i hiçbir zaman sahipleri-ne geri dönmüyor. Peki bu USB’ler ve içindeki veriler ne oluyor? ESET, kuru temizleyicilerde kaç tane USB belleğin ve mobil telefonun kaybolduğunu öğrenmek için İngiltere’de bulunan 500 kuru temizleyici ile birlikte çalıştı. Buna göre ortalama olarak her kuru te-mizleyicide, kıyafetlerde unutulmuş 4 adet USB bellek bulunuyor. Bulunan cihazlardan birçoğu sahiplerine geri dönerken, %45’i yani yarıya yakını hiç bir zaman sahiplerine geri dönmüyor. ESET Güvenlik Uzma-nı Mark James, “Sahipleri tarafından unutulan bu cihazlar oldukça endişelendiricidir. Özellikle kaybolan cihazlarda bulunan kritik bilgiler bu durumu daha da önemli hale getirmektedir. Araştırmalar sonucunda çıkan en şaşırtıcı sonuç ise bu cihazların birçoğunun sahiplerine asla geri dönmeyişidir. Yani araştırma-ya göre USB belleklerden yaklaşık 10 bin tanesi asla sahiplerine ulaşamıyor” yorumunu yaptı. Mark James, tespitlerini şöyle sürdürdü: “Bu cihazlarının birçoğu-

nun sonu çöp kutusunda bitmektedir ve kim bilir daha sonra nereye ulaşacaklardır. Düşünün ki bu cihazlarda kurumsal olarak çok hassas veriler bulunuyor olabilir. Bu nedenle, bu durum İngiltere ve başka ülkelerin iş dünyası için potansiyel risk oluşturmaktadır. Çünkü bu cihazların siber suçluların eline geçmesi oldukça muhtemeldir” açıklamasını yaptı.

Kuru Temizleyicilerde Her Yıl 22 Bin USB Bellek Unutuluyor

Endüstrinin En Eksiksiz Bulut Yönetim Suit, IT Hizmetleri-nin Dağıtımını, Verimlilik ve Operasyonlarını İyileştirirken Harcanan Sermayeyi Optimize Ediyor. VMware, VMwa-re vRealize Operations ve VMware vRealize Log Insight ile birlikte VMware vRealize Automation 7 ve Bulut için VMwarevRealize Business 7 ve VMware vRealize Suite 7 ile bulut yönetim platformuna yönelik gelişmeleri duyuru-yor. Suit, yeni ürün güncellemeleriyle birlikte, paket içeriği ve fiyatlandırmasıyla, VMware’in belirlediği, müşterileri-nin buluta olan yolculukları çerçevesinde en yaygın kullanım gerekliliklerini adresleyecek. Dijitalleşme, her endüst-riyi geleneksel iş ve operasyon modellerinde büyük değişiklikler yaparak kesintiye uğratıyor. Organizasyonlar, bu duruma inovasyonlar yaparak ve yeni online ve bağlı müşterilerinin büyük veriyle güçlendirilmiş deneyimleriyle, bulut bilişim ve mobiliteyle karşılık veriyor. Bu şirketler, yeni fırsatlar ile gelir akışlarının teknolojinin etkin kullanı-mı ve işe modern bir yaklaşımla gerçekleştirilebileceğinin farkına vardılar. Management Suites Business Unit (Yöne-tim Suit İş Birimi), VMware Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Ajay Singh, “VMware, kurumsal kullanıma hazır hibrit bulut yönetim platformu, müşterilerimize dijital iş bağlamında önemli bir rekabet avantajı kazandırma-ya odaklanıyor.” “VMware vRealize Suite 7, birinci gün hizmet sağlanması ve ikinci gün uygulama ve altyapı operas-yonlarının sağlanması gibi sıkı gerekliliklerini özel ve genel bulut ortamlarında karşılayacak bir şekilde tasarlandı.”

VMware Hibrit Bulut ve Dijitalleşme Dönüşümünü Hızlandırıyor

22

Page 23: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

23

Bilişimin hayatımızın her alanın-da yaşanmaya başladığının altını çizen Yıldırım “ister terzi, bakkal ve çiftçi olalım, teknolojinin bir ta-rafında yer almak zorundayız. Artık herkesin telefonu var. Fakat bu te-lefonları ses için çok fazla kullan-mıyoruz. Kullanım oranında yüzde 10 ses kullanımı varken yüzde 90 iş yapıyoruz. Artık İletişim ve inter-net evimizin bir üyesi haline geldi. Gittikçe bu daha da artacak. Daha yolun başındayız. Ne iş yaparsak yapalım, nereye gidersek gidelim Bilişim bizim en büyük yoldaşı-mız, en büyük arkadaşımız olmaya devam ediyor. Geniş bant kullanımında Türki-ye 20 binden 49 milyona erişmiş durumda. Bu oran dünya oranının üzerinde ve Avrupa’ya çok yakın. Mobil abone sayımız 74 milyonu geçti. İnternet kullanıcı sayımız 10 yıl önce yüzde 6 iken şimdilerde yüzde 56 seviyesine erişmiş du-rumda. İnternet servis sağlayıcıla-rın sayısı 8-10 kat artmış durumda. E-Devlet kullanımı 2009’dan bu yana yürürlükte yaklaşık 29 mil-yon kişi bu uygulamadan hizmet alıyor. 1425 farklı hizmet E-Devlet kapısından sunuluyor. Bu sayı gün geçtikçe artacak.

E-Ticaret kısa sürede 900 milyon-dan 20 milyar seviyesine yükseldi. Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde BT teknolojilerine dayalı ciro artışı 20 milyar TL den 76 milyar TL ye yük-seldi. Bütün bunları niye söylüyo-ruz; bilişim dünyasında gelişmeler

baş döndürücü bir hızla devam edi-yor. Her an her saniye yeni bir ürün veya teknoloji yatırımı dünyada tanıtılıyor ve kullanıma sunuluyor. Bu gelişmelerin ardında kalmamak için akıl terine daha fazla yatı-rım yapmamız gerekiyor. Nüfus yapımız buna uygun. Geleceğin Türkiye’sinde bu genç nüfusun bilgi toplumunda daha öne çıkar-mak için yeni yollar bulmalıyız. Bu bağlamda Türkiye’de bizimle aynı yolda yürüyen yerli ve yabancı firmaların bizlerle çalışmalarını ve daha fazla yatırım ve daha fazla gayret göstermelerini bekliyoruz.

Gerek kamu, gerekse özelde bili-şimle ilgili çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Bilişim sektörüne yapılan bir birim yatırımın ülke büyümesine 2 birim olarak yan-sıdığını belirtmek istiyorum. BT konusunda Türkiye’nin gelecekte

çok büyük bir potansiyelin olduğu-nu bilinmesini istiyorum.

Microsoft’un gerek ülkemizde ge-rekse bölge de yaptığı çalışmaların çok önemli olduğunu düşünüyo-rum. Bu anlamda 79 ülkeyi kapsa-yan merkezin Türkiye’de olması bizim için çok anlamlı. Ancak bu yatırımları çok daha ileriye taşıma-sını ve elinde olan fırsatı çok daha iyi değerlendireceğine inanıyorum.

Eğer ülkede istikrar ve güçlü bir siyasi irade yoksa yatırımı o ülkeye kolay kolay gelmez ve yatırım yap-maz. 2003 yılı öncesi Türkiye’de 3 milyar dolarlık yabancı yatırım ya-pılırken şimdilerde 16 milyar doları geçmiş durumda. Microsoft başta olmak üzere birçok bilişim firma-sının Türkiye’de görünürlüklerini ve varlıklarını çok daha iyi bir yere götürmek için potansiyel var” dedi.

Binali Yıldırım: Bilişim Firmaları Türkiye’deki Görünürlük ve Varlıklarını

Çok Daha İlerilere GötürebilirMicrosoft Ankara Zirvesi 2016’nın açılışını yapan Ulaştırma,

Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali YILDIRIM çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Page 24: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Android işletim sistemi ve sim kart desteği sa-yesinde network bağlantısı sağlayan ZTE Spro 2 kullanıcılara farklı bir deneyim yaşatmayı hedef-liyor. ZTE, Android işletim sistemli projektörü Spro 2’yi, akıllı telefonlar ve tabletlerle yarışa-bilecek özellikleri ve iddialı yapısıyla Türkiye’de Turkcell ile satışa sunuyor. İnovasyon harikası olan SPRO2 “2015 IF Tasarım Ödülü”, “2015 Küresel Mobil Ödülleri” ve “En İyi Etkin Tüke-tici Elektroniği Cihazı” ödüllerine sahip. ZTE, kısa zaman önce Türkiye’de satışa sunduğu ZTE Blade V6 ile kullanıcılarının beğenisini kazan-dı ve bilinirliliğini arttırdı. Şimdi ise, Spro’nun devamı niteliğindeki Spro 2’yi, tablet için işbirliği yaptığı Turkcell aracılığıyla satışa sunacak. Farklı bir ürün segmentinde olan akıllı projektör Spro 2; sunduğu hizmetlerle kullanıcıların ilgi oda-ğı olmayı hedefliyor. olan ZTE, Android işletim sistemli projektörü Spro 2’yi, akıllı telefonlar ve tabletlerle yarışabilecek özellikleri ve iddialı yapısıyla Türkiye’de Turkcell ile satışa sunuyor. İnovasyon harikası olan SPRO2 “2015 IF Tasarım Ödülü”, “2015 Küresel Mobil Ödülleri” ve “En İyi Etkin Tüketici Elektroniği Cihazı” ödüllerine sahip. ZTE, kısa zaman önce Türkiye’de satışa sunduğu ZTE Blade V6 ile kullanıcılarının beğe-nisini kazandı ve bilinirliliğini arttırdı. Şimdi ise, Spro’nun devamı niteliğindeki Spro 2’yi, tablet için işbirliği yaptığı Turkcell aracılığıyla satışa sunacak. Farklı bir ürün segmentinde olan akıllı projektör Spro 2; sunduğu hizmetlerle kullanıcı-ların ilgi odağı olmayı hedefliyor.

ZTE Akıllı Projektörü Spro 2’yi Turkcell’le Satışa Sunuyor

TP-LINK, 4G’ye uygun ürünlerini satışa sunuyor. Mobil internet hızlarını kat kat artıracak olan 4G destekli, hem sabit hem de mobil cihazlarını satışa sunan TP-LINK, yeni teknolojileri destekleyen ürün çeşidini de diğer ürünlerinde olduğu gibi sürekli artırmaya devam ediyor. TP-LINK’in 4G destekli ürünleri arasında en dikkat çekeni MR200 model yönlendirici (router). Hem DSL, hem fiber, hem kablo destekli olan bu ürün aynı zamanda bir 4G yönlendirici. Üzerinde SIM kart girişi olan ürüne 3G ya da 4G SIM kart takarak mobil internet bağlantısı da kuru-labiliyor. TP-LINK, sabit kullanılan MR200’ün yanı sıra taşınabilir 4G destekli yönlendiricilere de sahip. Bunlar-dan en yenisi olan M7300, ‘Gelişmiş LTE’ desteği olan ve 11 (10 kablosuz + 1 kablolu) cihaza kadar 4G destekli ağ oluşturabilen bir ürün. Çantada her an, her yere rahatlıkla taşınabilen M7300, 150Mbps indirme hızına ulaşabiliyor. TP-LINK’in 4G destekli bir diğer ürünü ise M7350 model mobil yönlendirici. İçine takılan 4G destekli SIM kart ile çift kanallı bir kablosuz ağ oluşturan M7350, 150Mbps in-dirme, 50Mbps yükleme hızlarına ulaşabiliyor. Aynı anda 15 kullanıcıya 4G kablosuz paylaşım sağlayan ürün, cep tipi tasarımı ile her yere rahatça taşınabiliyor. 2550mAh gücündeki pili sayesinde 10 saate kadar elektrik desteği olmadan çalışabilen M7350, başta seyahatler olmak üzere mobil yaşayanlar için iyi bir yol arkadaşı niteliğinde. TP-LINK’in 4G destekli bir diğer ürünü ise M7350 model mobil yönlendirici. İçine takılan 4G destekli SIM kart ile çift kanallı bir kablosuz ağ oluşturan M7350, 150Mbps in-dirme, 50Mbps yükleme hızlarına ulaşabiliyor. Aynı anda 15 kullanıcıya 4G kablosuz paylaşım sağlayan ürün, cep tipi tasarımı ile her yere rahatça taşınabiliyor. 2550mAh gücündeki pili sayesinde 10 saate kadar elektrik desteği olmadan çalışabilen M7350, başta seyahatler olmak üzere mobil yaşayanlar için iyi bir yol arkadaşı niteliğinde.

TP-LINK, 4G’ye Hazır!

haberler

24

Page 25: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

25

Otomotiv sanayi, yoğun küresel rekabet ve müşteri taleplerinin farklılaşmasıyla büyük bir teknolojik değişimin eşiğinde.

Otomotiv Endüstrisi Yol Ayrımında

Uluslararası danışmanlık şirketi KPMG’nin otomotiv sektörüyle ilgili yaptığı araştırma, otomo-tiv üreticilerinin yakın gelecekte birer metal üreticisi olmanın ya-nısıra, bilişim uzmanı olarak nasıl konumlanacağı sorusuna yanıt veriyor.

Otomobillerin sadece bir ula-şım aracı olduğu günlerin geride kalmasından yola çıkan KPMG “Metal üreticisi mi? Network Uzmanı mı?” araştırması, inter-net üstünden dünyaya bağlı hale gelen arabaların aynı zamanda birer veri üretme makinesi haline geldiğini ortaya koyuyor.

Buna göre, günümüz otom otiv üreticilerinin geleneksel iş mo-delini bir yana bırakıp müşteri ve hizmet odaklı ‘Ağ uzmanları’ ha-line gelmeleri bekleniyor. KPMG Türkiye Otomotiv Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Ergün Kış, gelişen teknolojinin sektöre açtığı yolu ve fırsatları şöyle açıkladı: “Bugün küresel şirketlerin en önemli gün-demi yüksek katma değer yarat-mak. Bunun için de tasarım, Ar-Ge, üretim, pazarlama ve satıştan oluşan değer zinciri oluşturmak gerekiyor. Teknoloji temelli geliş-meler özellikle otomobil sahip-lerinin taleplerini zaman zaman karşılamakta yetersiz kalabiliyor. Özellikle bilişim teknolojilerinin otomotive göre çok daha hızlı ge-lişmesinin yarattığı yeni talepler üreticiyi zorluyor. Bugün birey-ler artık cep telefonu veya küçük mobil aygıtlarla her türlü iletişimi her mekânda kolay ve etkin olarak

sağlıyor. Araç içinde ve hareket halindeyken fark etmiyor. Artık her şey mobil ofise dönüşmüş du-rumda. Tabii otomobil de bunun dışında kalmamalı. Öte yandan artan kentleşme bireylerin çoğu zamanını bireysel veya toplu ta-şıma araçlarında geçirmesine yol açıyor. Burada geçen zamanın de-ğerlendirilmesi ise ancak bilişim teknolojileri ile sağlanabiliyor. Bu alandaki uygulamalar özel binek araçlara göre henüz sınırlı dene-bilir. ”

Otomotiv üreticilerinin müşteri ve hizmet odaklı ‘Ağ ve bilişim uzmanları’ haline gelmesini öngören rapordan dikkat çeken başlıklar şöyle: Bağlanabilirlik sayesinde yeni iş modelleri ortaya çıkıyor: Şirketler gelecekte her-kesle ve arabanın içi dahil olmak üzere her yerde doğrudan müşteri ilişkileri faaliyetlerinde buluna-bilecek. Günümüz üreticilerinin ürün ve donanım odaklı geçmişi geride bırakıp, müşteri ve hiz-

met odaklı ‘Ağ Uzmanları’ haline gelmele ri gerekiyor. Müşteri ara yüzlerinin üçüncü tarafların eline geçmesini engellemenin tek yolu, müşterilere yaşam döngüsünün tamamını kapsayan araca bağlı ve araçtan bağımsız ürün ve hizmet-ler sunmaktan geçiyor.

Geleneksel satın alma kararının günleri sayılı: Yaygın bağlanabi-lirlik çağında, satın alma karar-larının geleneksel yöntemlerle verildiği ve müşteri davranışının ürün ve teknolojiye odaklı ve ön-görülebilir olduğu günler geride kalmak üzere.

Nesnelerin İnterneti sihirli değ-nek değil: Gelecekte iş modelleri-nin başarılı olmasında en önemli faktör Nesnelerin İnterneti değil, Davranışların İnterneti olacak. Gelecekte arabalar, birbirine bağlı hareketli ve hareketsiz veri odala-rından oluşan bir ekosistemin çok sayıdaki donanım unsurundan sadece biri olacak.

Page 26: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Kurumlar, coğrafya ya da sektörden bağımsız olarak, Bilişim Teknolojilerini müşteri odaklı bir iş gibi çalıştırmak için BT hizmet stratejilerini

geliştirmek istiyorlar. Bu konuda etkin rol oynayan firmalardan biri de VMware. Konu hakkında VMware EMEA Profesyonel Servisler Başkan

Yardımcısı Chris Hill ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Türkiye’deki Birçok Sektörün Gelişen Teknolojilere Adapte Olduğunu Görüyorum

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

söyleşi

İlk sorum gelişmekte olan marketlerle ilgili. Gelişmekte olan pazarlardaki odak alanlarınız neler?

Türkiye’yi gelişmekte olan pazar-lar arasında değerlendiriyoruz. Ailemden bir parça gibi. Çünkü 5-6 yıldır Türkiye ile ilgileniyorum 2 yıldır da buradaki görevimi sürdü-rüyorum. Türkiye’deki faaliyetle-rimiz gerçekten heyecan verici ve büyüyen bir iş ile karşı karşıyayız. Takımımla sürekli irtibat halinde-yim ve Türkiye’deki birçok sektö-rün gelişen teknolojilere adapte olduğunu görüyorum.

VMware olarak geçmişte dijital dönüşümden bahsediyorduk. Bu söylemimiz hala devam ediyor. Bu konuda sanallaştırma ürünlerimiz özellikle bulut bilişim alanında müşterilerimizden güçlü bir talep görüyor. Özellikle ağ sanallaştırma ve operasyon otomasyon yönetim sistemi konusunda talepler fazla. Bu konuda geçtiğimiz 8 ay içeri-sinde takımımıza yeni arkadaşlar aldık ve hali hazırda devam eden büyük projelerimiz bulunmakta.

VMware olarak dijital dönü

şüm felsefeniz ile organizas-yonların çalışanlarını ve iş süreçlerini daha etkin kılaca-ğınızı söylüyorsunuz. Bu konu hakkındaki düşünceniz neler?

Bunu VMware’in stratejisi olarak tanımlıyoruz. Bizler bulut koru-ma alanında lider olmak istiyoruz, yönetim sistemimizin bulut uygu-lamaları içinde çalışmasını devam ettirmek istiyoruz. Bu konuda yap-tığımız çalışmalar ile Amazon gibi büyük yapılar içerisinde basit bir arayüz ile yönetim yapılmasına ola-nak sağlıyoruz. Yeni geliştirdiğimiz çözmeleri büyük özel bulut projele-rin de kullanıyoruz. Bu uygulamalar ile müşterilerimiz sunduğumuz çözümleri kendi müşterilerine daha çekici kılıyorlar.

Geleneksel olarak firmaların BT ça-lışanları arasında ağ takımı, depo-lama yönetim takımı, işlem kapasi-tesi planlama takımı gibi takımlar bulunur. Bunların tümünü bir araya getirerek ana sistemi hayatta tutarsınız ve sunduğunuz ürünleri müşterileriniz için daha çekçi hale getirmeye çalışırsınız.

VMware olarak iki yıl önce ope-

rasyonel dönüşüm alıştırmasını başlattık. Bu alıştırma sayesinde normal bulut ve özel bulut uygula-ma safhası hakkında bilgilendirme-ler yayınlıyoruz.

VMware müşterilerinin bilgilen-dirilmesi konusuna diğer satıcılar-dan çok daha fazla ilgi gösteriyor. Bununla birlikte bulut altyapısı üzerinde servis etkileşim işletim modeli sunuyor. Bu servis ile bulut üzerinde işletmelerin sahip ol-dukları yetenekleri arttırarak daha verimli bir yapı haline getirmeye çalışıyoruz.

Türkiye’deki küçük ve orta boylu işletmeler hakkındaki görüşleriniz neler? Bu tarz fir-malar zorlu rekabet ortamında bir adım öne çıkmak için neler yapmalı?

Kurumsal dünya geçtiğimiz yıllarda hızlı bir yükseliş gösterdi. Bu durum tüm sektörler için aynı. Küçük ve orta boylu işletmeler bir süredir pazarda daha güçlüler. Biz birçok alanda farklı kuruluşlar ile işbirli-ği yapıyoruz. Kurumların VMware teknolojilerine ulaşmaları için geliştirilen çözümler var. Bu çözüm-

26

Page 27: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

lerin geliştirilmesine destek veriyo-ruz. Ayrıca içimizde küçük ve orta ölçekli işletmelere daha iyi çözümler sunmak ve onların verimliliğini art-tıracak çözümler için çalışmalarımız sürdürüyoruz.

Ürünlerinizden vRealize 7 için “en rekabetçi bulut yönetim paketi” olarak söz ediyorsunuz. Bunun anlamı nedir?

Biz bulut için bir platform geliştiri-yoruz ve bu konuda sürekli kendimi-zi güncelliyoruz. Eğer sahip olduğu-muz farklı uygulamalara bakarsanız sunduğumuz faydaların farkına varabilirsiniz. Sunduğumuz yönetim sistemi firmalara giriş seviyesin-de dahi büyük artılar sunuyor. Bu konuda firmaların ihtiyaçlarına göre hareket ederek onların en yüksek faydaya sahip olmalarını istiyoruz.

2015 yılı sizin için nasıl geçti?

Muhteşem bir yıl olduğunu söyleye-bilirim. VMware gereçten farklı bir firma. İki yıl önce VSpere ile bilgisa-yar sanallaştırma ve bulut arasında-ki işlemlerin yoğunlaştığını gördük ve VMware bu konuda firmalara yardım etmeye başladı. 2015 yılında da büyümemiz devam etti. Bu büyü-menin stratejilerimiz sonucunda olduğunu söylemeliyim.

Önümüzde üç farklı iş kolu var. Bunlar arasında bilgisayar sanallaş-tırma işimizin 1 milyar doların üs-tüne çıktığını görüyoruz. Ayrıca ağ sanallaştırma konusunda da 2015 yılında 800 milyon doların üzerinde bir performans gösterdik. Rakam-lara baktığımızda iyi bir büyüme kaydettiğimizi görüyorum. Bunun dışında Ar-Ge konusunda yaptığı-

mız yatırımlar devam ediyor ve bu konuda da 2015 yılında fazlasıyla yol kat ettik.

2016 yılından beklentilerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Büyük firmaların yanı sıra küçük ve orta ölçekli firmalar da bulut kulla-nımına yönelmeye başladı. Müşte-riler ekonomik gelişme içindeler. Geliştirme modelleri değişiklik gösteriyor bunu VMware’in geçmiş dönemde yaptığı yatırımlardan da anlayabilirsiniz. Platform üretme-mizin yanında servis sunarak da müşterilerimize %100 iş garantisi sağlama istiyoruz. Bunları bulutun bir parçası, bir güvenlik özelliği veya ağ sanallaştırma uygulamaları olarak sunabiliyoruz. Önümüzdeki dönemde servis işimizin daha da büyüyeceğini tahmin ediyoruz.

Chris Hill VMware EMEA Profesyonel Servisler Başkan Yardımcısı

27

Page 28: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

28

haberler

Huawei, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (The World Intellectual Property Organization - WIPO), 16 Mart’ta yayınladığı, 2015’in ikinci yarısında, en çok patent başvurusu yapan global şirketlerin açıklandığı listede ilk sırada yer aldı. Huawei, 3.898 patent başvurusuyla (bir önceki yıla göre göre 456 adet daha fazla), Qualcomm, Samsung, Sony ve HP markalarını geride bıraktı.

Örgüt, gelen başvuruları, Uluslararası Patent İşbir-liği Anlaşması (Patent Cooperation Treaty - PCT) standartlarına göre değerlendirirken, gerçekleşti-rilen patent anlaşmaları, bahsi geçen ürünlere ve tasarımlara, 148 ülkede patent koruması sağlıyor. PCT kapsamındaki uluslararası patent başvuruları, 2015 yılında yüzde 1,7’lik artışla, 218.000’e ula-şarak, yıl bazında bir rekora da imza atılmış oldu. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü Genel Direktörü Fran-cis Gurry, “Özellikle endüstriyel tasarım alanındaki uluslararası patent başvuruları, şirketlerin inovatif ürünler ortaya koyma noktasında geldikleri nokta-nın da önemli bir göstergesi niteliğinde” dedi.

Ek olarak, Uluslararası Patent Örgütü Huawei’nin, Avrupa Patent Ofisi’ne (EPO) başvuru yapan mar-

kalar arasında da dördüncü sıraya yükseldiğini açıkladı. Huawei, Avrupa Patent Ofisi’ne, 2015 yı-lında toplamda 1953 başvuru gerçekleştirdi. Dijital iletişim sektörü ise iki yıl üst üste 1.197 patent başvurusuyla, diğer endüstriler karşısında açık ara farkla önde olmayı sürdürdü.

En Çok Uluslararası Patent Başvurusu Huawei'den

Bilişim teknolojileri kullanımında her yıl düzenli artış oranlarıyla dikkat çeken ülkemiz, artık teknoloji eğitiminde de adından söz ettiriyor. Üniversitelerin sektör beklentile-rini karşılamada yeterli olmaması ise BT profesyonellerini alanında uzmanlaşmış özel eğitim kurumlarına yönlendi-riyor. Bugün bu eğitim kurumlarından biri, dünyanın önde gelen kurumlarını geride bırakıp alanında “Dünyanın En İyisi” olarak, Türkiye’yi bt eğitiminde “kalitenin adresi” haline getirdi. Ağ ve iletişim teknolojileri alanında eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunan BT Eğitim / Morten, “Teknoloji Oscar”ı olarak ifade edilebilecek bir başarıya imza attı. Şirket, dünya çapında 200’den fazla Cisco Eğitim İş Ortağı arasından sıyrılarak, Global Learning Partner Orga-nization ve Logical Operations tarafından “Yılın Eğitim İş Ortağı” (Indirect Learning Partner of the Year) seçildi. BT Eğitim’i dünyanın en iyi Cisco eğitim şirketlerinden biri yapan ödül, ABD’nin San Diego kentinde düzenlenen “2016 Cisco Global Learning Partner Conference” etkinliğinde, 28 Şubat Pazar gecesi düzenlenen törende duyuruldu. Bu ödülün, ülkemizde teknoloji eğitimleri veren şirketler arasında, bugüne dek elde edilen en yüksek onur olduğunu belirten BT Eğitim Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları “Teknoloji pazarında ağ donanımları, sunucu, colla-boration gibi farklı segmentlerde pazarı domine eden bir teknoloji geliştiricisinin ödülünü almak, yaptığımız işin büyüklüğünü ve sunduğumuz hizmetin kalitesini gösteriyor. 2014 yılında EMEAR bölgesi ve bugün dünya çapında aldığımız ödüller bölge ülkelerindeki etkinliğimizi artırmamızı sağlayacak. Böylece dünyaya daha çok bilişim eğiti-mi ihraç edeceğiz,” dedi.

Türkiye BT Eğitiminde Kaliteyi Yükseltti

Page 29: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

29

Türkiye’de kurumların teknolojiyi iş süreçlerine dahil etme ve bulut bilişim çözümlerini kullanma konularında son yıllarda artık daha istekli olduk-larını gözlemliyoruz. Dijital teknolojiler ve bulut bilişim uygulamalarının sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücü açısından barındırdığı avantajlar dü-şünüldüğünde bu gelişme daha iyi anlaşılabilir.

Bulut bilişimin faydaları arasında bulunan toplam sahip olma maliyetini ortadan kaldırması, düşük güç kullanım verimi sunması sayesinde kurumların kaynaklarını esas işlerine yöneltmelerine imkân tanıması ve iş süreçlerini daha verimli hale getir-mesi, pek çok firma tarafından tercih edilen bir teknoloji olmasında önemli rol oynamaktadır.

Tüm bunların yanında, güvenlik kavramı, şirket-lerin bulut bilişim hizmetini seçerken değerlen-dirmeleri gereken en önemli hususlar arasında-dır. Esaslı ve ayrıntılı bir güvenlik politikası tüm şirketler için hayati öneme sahiptir. Bulut bilişim konusu da bu kapsamlı güvenlik stratejisinin içe-risinde yer alması gereken önemli bir konudur. Bu kapsamda değerlendirildiğinde güvenlik alanında gelişen teknolojilerin kullanımı ile birlikte bulut çözümleri kullanımının da artabileceğini düşünü-yoruz.

Özel Bulut Çözümleri Kamu Kurumları Arasında Hızla Yaygınlaşacak

sektörden

Mustafa HaykırProline Satış ve İş Geliştirme Yöneticisi

Küresel çapta bulut bilişim kullanımı ve yaygınlığı konusunda ülke olarak ilk sıralarda yer almasak da gelişim hızımızın oldukça yüksek bir seviyede oldu-ğunu söyleyebiliriz. Özellikle hızlı büyüyen ve sektör dinamiklerine uyum sağlamak zorunda olan şirketler için bulut teknolojilerinin önümüzdeki yıllarda da olmazsa olmazlar arasında yer almasını bekliyoruz. Güvenlik ile ilgili kaygıların giderilmesi ile birlikte şirketlerin süreçlerini büyük oranda bulut teknoloji-leri üzerinde yürüteceklerini söyleyebiliriz. Gelecek-te, şirketlerin yanı sıra devletlerin de hizmetlerini bulut teknolojileri üzerine konumlandıracaklarını ve entegrasyonlarının bulut üzerinden yapılacağını öngörüyoruz.

Başta sağlık ve eğitim olmak üzere özel bulut çö-zümleri kamu kurumları arasında da hızla yaygınlaş-maktadır. Bilişim teknolojileri yatırımlarında dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bir ihtiyaç analizi sonunda kurumun özgün ihtiyaçlarının belirlenmesi ve fayda/yatırım oranını optimize edecek çözümlerin temin edilmesidir.

Proline olarak bizler de ürünlerimizi “Güvenli ve Akıllı Şehirler” yaklaşımımız kapsamında, belirtti-ğimiz öngörüler doğrultusunda geliştirmeye devam ediyoruz.

Page 30: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Vodafone, 2020 yılında hizmete su-nulması beklenen 5G teknolojisi için çalışmalarını hızlandırdı. İki yıl önce dünyanın en köklü üniversitelerinden Dresden Teknik Üniversitesi’nin işbir-liğiyle 5G laboratuvarı kuran Vodafo-ne, araştırmacılara, şebeke donanım ve yazılımı, bilgisayar çipleri, spekt-rum ve bulut bilişim konularında 5G odaklı test ve değerlendirmeler yapma imkânı veriyor.

Laboratuvarda, Dresden Teknik Üniversitesi Vodafone Mobil İletişim Sistemleri Bölüm Başkanı Profesör Gerhard Fettweis’ın başkanlığında çalışmalarını sürdüren ve aralarında Türk mühendislerin de bulunduğu

ekip, geleceğin mobil teknolojilerine hazırlanmak için kablosuz iletişim teknolojilerini özellikle veri hızı, ge-cikme süresi ve IP (İnternet Protoko-lü) hizmetleri açısından yeniden ele alarak sektörlerarası bir oluşuma ön-cülük edecek çalışmalara imza atıyor.

5G Teknolojisi Canlı Olarak Deneyimlendi

Vodafone Türkiye, Nisan başında hizmete girecek 4.5G öncesinde, bu teknolojinin bir sonraki adımını tem-sil eden 5G’yi Almanya’nın Dresden kentinde deneyimletti. Vodafone Türkiye Teknolojiden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Mallik

Rao’nun katılımıyla Dresden Tek-nik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen toplantıda, Vodafone’un 5G vizyonu ve yol haritası hakkında kapsamlı bilgi verildi; 5G laboratuvarında yapılan canlandırmalarla bu teknolojinin canlı örnekleri, Türkiye’den ziyarete katılan gazeteciler tarafından dene-yimlendi. Canlandırmalarda özellikle 5G ile gecikme sürelerinin çok düşük bir seviyeye indiği, 5G ile elde edilecek akustik iletişim sistemleriyle sesin dinleyicinin bulunduğu lokasyonda anlık olarak bulunabildiği, uzaktan anlık erişim örnekleri sergilendi. Sa-nal gerçeklik cihazları kullanılarak 5G altı teknolojilerle uzaktan atılan bir top karşılayan tarafından tutulamaz-

Tüm dünyada birey ve kurumların dijitalleşmesi hedefiyle çalışmalarını sürdüren Vodafone, 5G’nin standartlarının oluşması doğrultusunda yaptığı araştırma-geliştirme çalışmalarına hız verdi. Dresden Teknik Üniversitesi işbirliğiyle 5G laboratuvarı kuran Vodafone, aralarında Türk mühendislerin de bulunduğu geniş bir araştırma ekibiyle

birlikte, şebeke donanım ve yazılımı, bilgisayar çipleri, spektrum ve bulut bilişim konularında 5G odaklı test ve değerlendirmeler yapıyor.

Vodafone, Dresden’de 5G ile Geleceği Yazıyor

30

haberler

Page 31: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

ken, 5G’nin gecikme sürelerinin azal-masıyla bu durumun mümkün olduğu katılımcılar tarafından bizzat dene-yimlendi. Yine katılımcılar tarafından bizzat deneyimlenen bir başka örnek de 5G test altyapısı kullanılarak hazır-lanan özel bir eldiven ile ekran içinde-ki prizmatik şekillere dokunabilmek ve bu şekilleri hareket ettirebilmek oldu. Bu yöntemin özellikle uzaktan tıbbi kontrol, hatta uzaktan ameliyat gibi olanakları mümkün kılabileceği belirtiliyor. Gerçekleştirilen bir diğer canlandırma gösterisinde 484 hopar-lörlü bir stüdyoda sağlanan Surround sistem aracılığıyla 5G teknolojisinde elde edilecek akustik iletişim dene-yimlendi. Bu örnekte, dinleyici hangi lokasyonda ve sahneye hangi mesa-fede olursa olsun, sesin ulaşma süresi her noktada eşite yaklaşabiliyor.

Mallik Rao: Standartların Belirlen-mesi İçin Ar-Ge Yatırımları Önemli

5G teknolojisi ile birlikte bağlantı sorununun tamamen ortadan kalka-rak dijital hayatın anlık akışın gerçeği haline geleceğini belirten Mallik Rao, Vodafone Grubu’nun 5G teknoloji-si için global araştırma-geliştirme çalışmalarına destek vermesinden mutluluk duyduklarını ifade etti. Rao, şunları söyledi: “Tüm dünyada tele-komünikasyon sektöründe teknolojik gelişmelere öncülük eden bir şirket olarak, müşterilerimize mükemmel veri kullanım deneyimi yaşatmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 4G ve üstü teknolojilerin global düzey-de oluşmasına ve gelişmesine ciddi katkılar sağlayarak bugün 20 ülke ve pazarda 4G ve üstü hizmetler sunan Vodafone Grubu’nun şimdi de 5G tek-nolojisi için adım atarak global araş-tırma-geliştirme çalışmalarına destek vermesinden mutluluk duyuyoruz. Vodafone’un geleneksel üniversi-te-sanayi işbirliği anlayışı doğrultu-sunda Dresden Teknik Üniversitesi ile yürütmekte olduğu iş ortaklığının 5G standartlarının yazılmasında önemli sonuçları olacağını düşünüyoruz. 5G, şu an için teorik tartışmaları

yürütülen ve 2020 gibi ileri bir tarih için planlanan bir teknoloji olsa da, Vodafone Türkiye olarak, bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve 4.5G’de olduğu gibi, 5G’de de Voda-fone’un global deneyimini Türkiye’ye taşımak için sabırsızlanıyoruz.”

Toplantıda konuşan ve günümüzde belli bir içeriği bir yerden başka bir yere taşımaktan ibaret olan mo-bil iletişimin gelecekte çok sayıda nesneyi çok az insan müdahalesiyle gerçek zamanlı kontrol etme yetisin-den ibaret olacağını söyleyen Dresden Teknik Üniversitesi Vodafone Mobil İletişim Sistemleri Bölüm Başkanı Profesör Gerhard Fettweis, “Geleceğin mobil teknolojilerine hazırlanmak için kablosuz iletişim teknolojilerini özellikle veri hızı, gecikme süresi ve IP hizmetleri açısından yeniden ele almamız gerekiyor. Dresden Üniver-sitesi olarak, gerek yeni kurduğumuz 5G laboratuvarı, gerekse Vodafone gibi global iş ortaklarımızın desteği sayesinde, bu hassas sorulara yanıt bulacak sektörlerarası bir oluşuma liderlik edebilecek konumdayız” dedi.

Karakutulu Arabalar, 10 Yılda Bir Şarj Edilen Cihazlar

2020 yılı ve sonrasında 5G teknolojisi ile beraber dokunsal/etkileşimsel in-ternet (tactile internet) hizmetlerinin günlük hayatı taban tabana değiştire-ceğinin altını çizen Fettweis, “Sürü-cüsüz arabalar da ancak 5G ile birlikte hayatımıza girebilecek. Bu aşamada trafik ışıklarını dahi kullanmayabi-liriz. Arabaların tüm hareketlerini kaydeden, tıpkı uçaklarda olduğu gibi karakutuları olacak” diye konuştu.

Vodafone’un 5G Takımında Türk Mühendisler de Çalışıyor

Vodafone’un 5G araştırma-geliştir-me ekibinde Türk mühendisler de çalışıyor. Dresden Teknik Üniversitesi bünyesinde yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi veren Dresden Üniversi-tesi 5G Laboratuvar Araştırma Grubu

liderlerinden Meryem Şimşek, kablo-suz şebekeler, kendi kendini organize eden heterojen ağlar, sistem seviyesi modelleme, takviyeli öğrenme, oyun teorisi, müdahale koordinasyonu, gecikme süresinin minimum seviye-ye indirilmesi, kablosuz şebekelerde yüksek güvenilirlik, multi-RAT çoklu bağlantı, 5G şebekeleri ve kullanım vakaları hakkında bilgi verdi.

Gecikme Süreleri 1 Milisaniyeye Düşecek

Araştırmacılar, henüz geliştirme aşamasının ilk evresinde olan 5G teknolojisiyle, mobil şebekelerin hız, esneklik ve sistem zekâsı gibi özelliklerinde köklü gelişmeler yaşa-nacağını tahmin ediyor. Buna göre, 5G teknolojisiyle birlikte, gecikme süreleri ciddi biçimde kısaltılarak yeni nesil makineler arası iletişim (M2M) uygulamaları hayata geçi-rilebilecek. Tek bir şebekeye aynı anda çok sayıda cihazın bağlanması, sorunsuz bir şekilde mümkün olabi-lecek. Spektrum verimliliği artırılır-ken, ultra hızlı mobil şebeke erişimi de genişletilebilecek. Otomobilden ilaca, ayakkabıdan tencereye kadar birçok nesneyi internete bağlayacak 5G şebekesinde tüm nesneler birbi-riyle internet üzerinden konuşabile-cek. Gecikme problemini neredeyse ortadan kaldırarak 1 milisaniyeye düşüren 5G altyapısı, her durumda internet bağlantısının kopmaması anlamına geliyor.

Şu anda temelleri atılan akıllı şehir-lerde de mobil sağlık, akıllı ulaşım, akıllı elektrik gibi her noktada bir haberleşme katmanı olacak ve bu katmanlar, hepsinin uyumunu sağlayacak akıllı şebeke altyapısıyla desteklenecek. 4G ile başlayan ve 5G ile büyük bir sıçrama sağlayacak olan akıllı şehirleşme, kamu hizmet-lerinden güvenliğe, ulaşımdan şehir hizmetlerine, tüm alanlarda toplu-mun refahına, sağlığına, güvenliğine ve verimliliğine, insanlığın yeni bin yılına yakışan değişiklikler getirecek.

31

Page 32: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

Microsoft’un yeni CEO’su Satya Nadella’nın ‘Cloud First Mobile First’ vizyonunu açıklar mısnız?

Satya Nadella’nın geldikten sonra çizmiş olduğu ilk vizyonu olarak açıklayabiliriz. Biz bunu Bu-lut Bilişim ve mobilitenin öncü olması şeklinde yorumluyoruz. Günümüzde bu tarz kavramları çok daha fazla konuşuyoruz. Şu an BT dünyasında 4 ana trend var. Bunlar; bulut bilişim, mobilite, büyük veri ve sosyal ağlar. Bunlar

arasında bulut bilişim ve mobilite farklı bir öneme sahip.

Mobil dünyaya baktığımızda cihazların günden güne haya-tımızda daha fazla yer almaya başladığını görüyoruz. Telefonlar, tabletler hatta nesneler interneti kapsamında kullanılan sensör-lerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu tarz cihazların hayatımıza girmesi demek, mobil cihazlar üzerinden sunulan servislere olan talebin artması anlamına geliyor. Genelde mobil dünyadaki cihaz-

ların kullanım şekilleri çok tah-min edilebilir değil. Çünkü sosyal dünyaya baktığınızda, bir yerde bir haber çıktğında oraya yoğun-laşıyoruz. Hemen arkasında farklı bir yere yoğunlaşıyoruz. Veya bir şirket internet üzerinden kampan-ya yapıyor ve o gün milyonlarca insan talebi yaratırken yarın işler farklılaşabiliyor. Dolayısıyla mobil dünyada çok büyük bir talep var ama bu talebin nereden ve nasıl geleceği belli değil. Bunu da en iyi şekilde karşılayabilecek teknoloji bulut. Çünkü bulutta her şeyi ih-

Firmaların bulut kullanımı gün geçtikçe artıyor. Bulutun merkezinde bulunan firmalardan biri de Microsoft. Firma kurumsal dünyada

bulut merkezli bir yapı ile hizmetlerini müşterilerine sunuyor. Bulut konusunda ki yeni gelişmeleri Microsoft Kurumsal Bulut İş Grubu Lideri

Necip Özyücel’e sorduk.

Mehmet Ali GÜNDÜ[email protected]

Önce Bulut, Önce Mobile

söyleşi

Necip ÖzyücelMicrosoft Kurumsal Bulut İş Grubu Lideri

32

Page 33: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

tiyaca göre ayarlayabiliyorsunuz. Bu iki trend el ele BT’yi ilerleten, BT’yi daha fazla iş dünyasına ve kullanıcıların hayatına girmesini sağlayan iki önemli kavram.

Bulut ve mobilin Microsoft’un vizyonunda da çok önemli bir yere sahip olduğunu söylemeliyim. Biz de bütün ürün ve servislerimizi bu iki trend üzerine şekillendiriyoruz.

Microsoft olarak iş dünyasın-da mobil kullanımı hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konu-da Microsoft kendini nerede konumlandırıyor?

Mobil kullanımın günden güne arttığını söylemeliyim. Biz her ge-çen gün yeni projeler duyuyoruz. Zaten hali hazırda çok yoğun kul-lanım var ve bu kullanım üzerine müşterilerimiz yeni uygulamala-rını da mobil üzerine taşıyorlar. El betteki bu durumun müşterile-rimiz açısında büyük bir kolaylık sağladığını gözlemliyoruz. Her zaman her yerde çalışabilme kav-ramı günden güne yayılıyor.

Ama burada önemli olan, bu işin güvenilir ve yönetilebilir olması. Bu konuda geliştirdiğimiz En-terprise Mobility Suite adında bir ürünümüz var. Bu ürün işin hem yönetimini yapıyor hem güvenliğini sağlıyor. Tek bir yer-den doğrulama yapabildiği için, kullanıcı her hangi bir cihazda bu doğrulamadan sonra farklı uy-gulamara çok rahat erişebiliyor. Şirket bilgisini ve özel bilgileri ayırabiliyoruz. Bu da çok önemli, çünkü kişisel bir cihaz kullanıl-dığı için insanlar özgürlük isti-yorlar. Bu noktada şirket bilgisini ayırıp, koruyoruz. Diğer bilgilere hiçbir şekilde karışmıyoruz. Tek bir cihaz üzerinde hem şirket hem de kişisel verileri doğru bir yerde yer almasını sağlıyoruz.

Microsoft olarak kurumsal bil-ginin güvenliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Microsoft için şeffaflığının önemi nedir?

Bütün dünyada çok büyük veri merkezleri inşaa ediyoruz. 100’ün üzerinden veri merkezi var. Bu veri merkezlerinde kullandığımız teknolojiler, uyduğumuz standart-lar bir çok şirketin kendi başına yapamayacağı derecede. Şeffaf-lık, denetlenebilme, standartlara anında uyabilme, güvenilirlilik… Microsoft bu noktalara çok büyük yatırımlar yapıyor. Her ülkede bu konularla uğraşan özel çalışma arkadaşlarımız var. Trustedcloud adında özel bir web sitemiz var. Microsoft’un buradaki vaadi; her türlü veri müşterinindir, her türlü şekilde verisini şifreleyerek buraya koyabilir. Hükümetler arası konu-larda da Microsoft ılarak şeffaf olmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla sunduğumuz uygulamaların sahip olduğu en üst seviye şeffaflık, müşteriden izin almadan her han-gi bir aksiyona geçmeyecek şekilde verileri yönetmeye çalışıyor.

Gelişen trendler doğrultusunda, yeni iş modelleri hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?

Yeni trendleri siz de internetten takip ediyorsunuzdur muhteme-len. Örneğin Airbnb, Uber… Ara-bası yok ama dünyanın en büyük taksi şirketi. Bunlara ‘Distriactive Change’ deniliyor. Farklı bir alanı yok etmiyor ama o alanı resmen değiştiriyor. Bunun altındaki en büyük etken BT.

Bulut bilişim olmadan önce pazar-da bu tip yatırımların yapılmasının bir bedeli vardı. Şimdi bu bedel ortadan kalkmış durumda. Şu an en ufak bir şirket bile, bulut bilişim üzerinden BT kaynaklarına hemen ulaşabiliyor ve küçük ölçekli olarak da başlayabiliyor. Eskiden bu böyle değildi. Çok ciddi planlamaların yapılması gerekiyordu, yatrımcı-ların bulunması gerekiyordu… Bu süreç nereden bakarasanız sene-ler boyunca sürüyordu. Şimdi ise günler mertebesinde. Fikri olan bir kişi, o fikri hayata geçiriyor, tutarsa büyütebiliyor. Dolayısıyla ortada artık bir bariyer kalmadı. Bu da büyük şirketlerin rahatlık lüksü-nü ortadan kaldırıyor. Artık onlar da çevik olmak zorundalar. Yeni iş modellerine baktığımız zaman küçük firmalar çok hızlı gelişebili-yor, liderler ise kendilerini daha az rahat hissediyorlar.

33

Page 34: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

34 35

pratik 10

1

42

3

5

CEO’nun dijital konuda

destek vermesi

Dijitalden sorumlu

yöneticilerin üst düzey iş

stratejilerinin belirlemesi

sürecinde yer alması

İşletmeye uygun dijital strateji

kararlaştırilması ve yönetici

düzeyinde paylaşılması

İşletme stratejisinin

ve dijital stratejinin

kurum genelinde

uygun şekilde

anlatılması

Gelişmekte olan

teknolojiler için

dış kaynakla-

rın yeni fikirler

alınması

Dijital BüyümeGücünüzüArtıracak 10 Özellik

Muhtemelen Büyük Veri projenizin son dalgalarını tamamlıyorsunuz, fakat fırsatları yakalamak konusunda hala şüpheleriniz var değil mi? Zorlukları aşmak konusunda eğitimli olsanız da Büyük Veri konusunda yakın ve uzun dönem tahminlerinin ilginizi çekeceğini düşünüyoruz.

Süleyman [email protected]

Page 35: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

34 35

6

108

79Dijita

l kurumsal

projelerde güvenlik

ve gizlilik riskleri iç

in

proaktif değerlendir-

meler ve planlar

yapılması

İşletme değeri

sağlamak için,

toplanılan tüm

verilerden verimli bir

şekilde yararlanılması

Dijital ve BT bile-

şenlerinin yanı sıra

işletme kapasite-

sini ve süreçlerini

içeren birden fazla

yıla ilişkin tek bir

dijital kurumsal yol

haritasına sahip

olunması

Dijital kurumsal

yatırımların

öncelikli olarak

rekabet avantajı

için yapılması

Dijital teknoloji

yatırımlarımızın

sonuçlarını sürekli

olarak ölçümlenmesi ve

değerlendirilmesi

Dijital BüyümeGücünüzüArtıracak 10 Özellik

Page 36: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

36 37

Enerji sektörünün bugünü ve geleceğini Frost&Sullivan işbir-liği ile ortaya koyan Hitachi, sosyal inovas-yon ihtiyacını bir kez

daha gözler önüne serdi. Araştırma sonucunda elde edilen çarpıcı veri-ler, enerji üretim, dağıtım, yönetim

ve saklama biçimlerinde dönüşümü zorunlu kılıyor. Araştırma verilerini değerlendiren Hitachi Türkiye Ülke Müdürü Erman Akgün, enerjide verimliliği artıran akıllı çözümlere yönelmek gerektiğini belirterek, or-taya çıkan ‘üre-tüketici’ modelinin yaygınlaşacağını vurguladı. Akgün; ‘Enerji sektörü yeni bir teknoloji

dalgası ile karşı karşıya ve büyük veri ve akıllı sistemlerin doğuşunun getirdiği fırsatları en üst düzeye çı-kartmak zorundayız. Enerjinin gele-ceği, gitgide daha çok dijital zekaya ve daha verimli kaynak kullanımı-nın önünü açmaya katkıda bulunan veri analizinden yararlanılmasını gerektirecek. Enerji sektörünün

Hitachi’nin Frost&Sullivan işbirliği ile gerçekleştirdiği ‘Geleceğin Mega Trendleri’ araştırması, global enerji talebinin 2040 yılına kadar toplamda %55 büyüyeceğini ortaya koydu. Bu veri ışığında geleceğin enerji trendlerini belirleyen Hitachi adına

konuşan Türkiye Müdürü Erman Akgün, akıllı şebekelerin enerji sektörüne yön vereceğinin altını çizdi.

Süleyman [email protected]

Enerjideki 5 Akıllı Çözüm Verimliliği Artıracak

özel haber

Page 37: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

36 37

dijital dönüşümü ile yenilenebilir enerjiler akıllı şebekelere entegre edilerek güvenilir ve temiz enerji-lerin kullanıldığı bir geleceğe şahit olacağız’ diye konuştu.

Buna göre enerji sektörünü dönüş-türen ve inovasyon fırsatlarını arttı-ran beş akıllı çözüm bulunuyor:

Akıllı Şebekeler, Talep Düştüğünde Enerji Dağıtımını Aşağı Çekecek

Müşteri talebindeki trendlerin gerçek zamanlı analizini mümkün kılan ‘talep tepki’ (DR) modelleri ile çalışan akıllı şebekeler, bu model-lere yerleştirilen dijital zeka saye-sinde, enerji talebine göre dağıtım yapıyor. Örneğin, DR modeli, günün belirli bir noktasında enerji tale-binin düştüğünü tespit ederse, da-ğıttığı enerji miktarını da azaltıyor. Bu da enerjinin daha etkin şekilde dağıtılmasına imkan veriyor.

Yenilenebilir Mikro Şebekeler, “Üre-tüketici”ler Yaygınlaştıracak

Tüketiciler, kendi enerjilerinin giderek artan bir kısmını güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir yollardan üretiyor. Enerji maliyetini düşüren ve aynı zamanda çevre dostu olan mikro

şebekelerin yaratılması, kullanıcıla-rın yerel olarak ürettikleri enerji ile bağımsız şekilde çalışmasına imkan veriyor. Örneğin, güneş panelleri-nin kurulması, ev sahibine evinde ürettiği güneş enerjisi üzerinde tüm kontrolü ve bunu tüketme veya şebekeye geri besleme kararı-nı verme gücünü kazandırıyor. Bu sayede enerjinin üretim ve tüketim noktaları birbirine daha da yaklaşa-rak, “üre-tüketici” kavramı doğuyor.

2020 yılına kadar sadece Kuzey Amerika’da 20 milyon evin “üre-tü-ketici” olacağı tahmin ediliyor.

Akıllı Sayaçların Sayısı Dünya Genelinde 2020’de 980 Milyona Ulaşacak

Tüketim verileri gibi değerleri kab-losuz teknoloji sayesinde tedarik-çiye iletebilen akıllı sayaçlar, enerji üretiminin optimize edilmesine olanak sağlıyor. Bu, enerji maliyet-lerini azalttığı gibi, gereksiz yere is-raf edilen enerji miktarını düşürdü-

ğünden, çevre için de yararlı. 2015 yılı başı itibariyle, dünya çapında 510 milyon adet olan akıllı sayaç sayısının, 2020 yılının sonuna kadar 450 milyonu Çin’de olmak üzere 980 milyona ulaşması bekleniyor.

Sanal Enerji Santralleri, Enerji Dağıtımızı İzleyip Kontrol Edecek

Sanal Enerji Santralleri (SES’ler)

farklı enerji kaynaklarının merkezi olarak kontrol edilen bir şebekeye entegre edilmesine imkan veriyor. Bu merkezi şebekenin dijital zekası enerji dağıtımını izleyip kontrol edebiliyor. Bu şekilde, enerji talebi zirveye ulaştığında SES’ler birden fazla güç kaynağından enerji sağ-layabiliyor. SES çözümleri, enerji kümelemeyi yeni bir düzeye taşıdığı gibi hassas şebekelerin üzerindeki baskıyı azaltarak enerji ihtiyaçları-mızı karşılamak üzere, şebekelerin güvenilirliğini de arttırıyor.

Binaların İnterneti, Şehirlere Yayılacak

‘Binaların İnterneti’ kavramı, ye-nilikçi enerji çözümlerinin tüm bir şehre yerleştirilebileceğini gözler önüne seriyor. Dijital çözümler, enerjinin şebekeye bağlı binalar arasında paylaşılabilmesine imkan vererek enerji dağıtımı, kullanımı ve etkinliğinin optimize edilmesini sağlayacak.

Page 38: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

38 39

700’den fazla üst düzey yöneticinin katıldığı araştırmada, yeni güven-lik ortamında üst düzey yöneticilere olanaklar sağ-

lanması için eğitime ve etkileşime gereksinim duyulduğu görülüyor.

“Üst Düzey Yöneticilerin Güvenliği, Yönetim Kurulundan ve Üst Dü-

zey Yöneticilerden Siber Güvenlik Bakış Açısı” başlıklı yeni araştırma, kuruluş içerisindeki siber güven-lik konusunda 28 ülkeden ve 18 sektörden üst düzey yöneticilerle gerçekleştirilen görüşmelere daya-nıyor. Üst düzey yönetimdeki diğer herkesin siber güvenlik konusunda-ki düşüncelerinin öğrenilmesi için Üst Düzey Bilgi Güvenliği Yönetici-

lerinin dahil edilmediği araştırmada kağıt üzerinde üst düzey yönetici-lerin yüzde 68’i siber güvenliği en önemli önceliklerden biri olarak görüyor1 ve yüzde 75’i kapsamlı bir güvenlik planının önemli olduğu-na inanıyor olsa da, araştırmanın sonuçları önemli yöneticilerin bilgi güvenliği yöneticileri ile güvenlik planlamasının ötesinde daha fazla

IBM Security ile IBM İş Değerleri Enstitüsü’nün üst düzey yöneticilerle gerçekleştirdiği araştırma, üst düzey yöneticiler ile Bilgi Güvenliği Yöneticilerinin siber suçlularla nasıl

mücadele edilmesi gerektiği konusunda aynı fikirde olmadığını gösteriyor.

Mustafa [email protected]

Üst Düzey Yöneticiler Siber Suçlarla Mücadelede

Ne Kadar Aktif?

özel haber

Page 39: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

38 39

etkileşim kurması ve daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini gösteri-yor.

Araştırmanın önemli bulguların-dan biri, üst düzey yöneticilerin yüzde 70’inin kuruluşları için en büyük tehdidin tek başına hareket eden kişiler olduğunu düşünmesi oldu. Birleşmiş Milletler raporuna göre, siber saldırıların yüzde 80’i yüksek düzeyde organize olmuş ve aralarında geniş çaplı veri, araç ve uzmanlık paylaşımı bulunan suç örgütleri tarafından gerçekleştirili-yor.2 Araştırma, üst düzey yönetici-lerin endişe duymasına neden olan pek çok farklı düşman bulunduğunu gösteriyor. Yöneticilerin yüzde 54’ü suç örgütlerinden endişe duyuyor, ancak yüzde 50 oranındaki kısım rakiplerinden de neredeyse aynı ölçüde endişe duyuyor.

CEO’ların yüzde 50’sinden fazlası, siber suçlarla mücadelede işbirliği-nin gerekli olduğunu kabul ediyor. İronik bir biçimde, CEO’ların yal-nızca üçte biri kuruluşlarının siber güvenlik olayı bilgilerini harici olarak paylaşmaya istekli oldukları-nı belirtiyor. Bu durum, geniş çaplı ve koordineli sektör işbirliğine karşı bir direnişi ortaya koyuyor. Öte yandan, bilgisayar korsanlarından oluşan gruplar ise Karanlık Ağda gerçek zamanlı olarak bilgi paylaş-ma becerilerini geliştirmeye de-vam ediyor. CEO’lar aynı zamanda üçüncü tarafların daha fazla katkıda bulunması gerektiğini belirtiyor; daha güçlü devlet denetimi, sektör içinde daha fazla işbirliği ve sınır aşan bilgi paylaşımı – çözülmesi gereken bir çelişki.

Aslında, en hassas müşteri ve personel verilerinden bazılarını yö-netmeleri, kurumsal finans işlerini yönetmeleri ve banka bilgilerine erişim yetkisine sahip olmaları ne-deniyle Pazarlama, İnsan Kaynakla-rı ve Finans birimleri siber suçlular için başlıca hedefleri oluşturuyor.

Araştırmaya göre, üst düzey finans, insan kaynakları ve pazarlama yöneticilerinin yaklaşık yüzde 60’ı, kendilerinin ve dolayısıyla birim-lerinin siber güvenlik stratejisinde ve bu stratejinin uygulanmasında etkin biçimde rol oynamadıklarını belirtiyor. Örneğin, üst düzey insan kaynakları yöneticilerinin yalnız-ca yüzde 57’si, çalışanların siber güvenlikte rol oynaması için ilk adım olan bir siber güvenlik eğitimi uyguladığını bildiriyor.

Kuruluşlar Ne Yapabilir?

Araştırmaya katılan üst düzey yö-neticilerin yüzde 94 gibi çok yüksek orandaki bir bölümü, şirketlerinin gelecek iki yıl içerisinde önemli bir siber güvenlik olayı ile karşı karşıya kalmasının mümkün olduğunda inanıyor. IBM’in analizine göre,

yanıt verenlerin yüzde 17’si bu tehditlere karşı hazırlıklı olduk-larını ve karşılık verebileceklerini düşünüyor. IBM, yüzde 17 oranın-daki katılımcıları “Siber-Güvenli”, bir başka deyişle en hazırlıklı ve en yüksek kapasiteye sahip üst düzey yöneticiler olarak sınıflandırdı ve bu grubu araştırmanın sıra dışı katılımcıları olarak belirledi. “Siber Güvenli” liderlerin üst düzey yö-neticilerle işbirliğini siber güvenlik programına eklemiş olması olasılığı ve siber güvenliği Yönetim Kuru-

lu seviyesinde gündemin olağan maddelerinden biri haline getirmiş olması olasılığı diğerlerine göre iki kat daha fazla.

Kuruluşlar için “Siber Güvenlik” İpuçları:

Riski Anlayın: Ekosisteminizi risk-ler açısından değerlendirin, güven-lik riski değerlendirmeleri yapın, çalışanlar için eğitim geliştirin ve güvenliği kurumsal risk planına dahil edin.

İşbirliği Yapın, eğitin ve olanaklar sağlayın: Bir güvenlik yönetişimi programı oluşturun, Üst Düzey Bilgi Güvenliği Yöneticisine olanaklar sağlayın, siber güvenlik konusunu üst düzey yönetim toplantılarının gündemine dahil edin ve düzenli olarak ele alın, bir olay müdahale

planının geliştirilmesine üst düzey yöneticileri dahil edin.

Riski dikkatli ve hızlı yönetin: Sürekli güvenlik izleme uygulayın, ayrıntılı olay incelemelerinden yararlanın, ortamın güvenliğini sağlamak için tehdit istihbaratını paylaşın ve kullanın, organizasyo-nun dijital varlıklarının nerede ba-rındırıldığını anlayın ve buna uygun olarak risk azaltma planları gelişti-rin, siber güvenlik ilkeleri geliştirin ve uygulayın.

Page 40: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

40 41

telekom

Büyümenin 4 Şartı: Bulut, Mobil, Güvenlik ve Büyük VeriGeleceği belirleyen trendlere yatırım yapamayan şirketler büyüme fırsatını kaçırıyor.

Dell’in 2. yıllık “Global Teknoloji Endeksi” araştırması (GTAI), mobil teknolojileri kullanan şirketlerin, kullanmayanlara oranla %44; büyük veriyi aktif olarak kullanan

kuruluşların ise kullanmayanlara oranla %50 daha fazla kâr elde ettiğini ortaya koydu.

Önümüzdeki yılların belirleyicisi olan trendlere stratejik teknolo-ji yatırımı yapamayan şirketler büyüme fırsatını kaçırıyor. Dell’in 2. yıllık “Global Teknoloji Endeksi” araştırmasından (GTAI) çıkan bul-gular, teknolojiye yatırımın sadece operasyonel verimlilik değil, kâr büyüme oranlarında da etkileyici bir artış getirdiğine işaret ediyor. Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa,

Asya ve Avustralya’da farklı en-düstrilerden 2,900 işletme ve orta ölçekli kuruluşların BT karar veri-cilerini (100-4900 çalışan) temel alan araştırma bulut bilişim, mobi-lite, büyük veri ve güvenlik tekno-lojilerine yatırım yapan şirketlerin %53 daha yüksek kâr oranları elde ettiğini ortaya koyuyor.

Dell Türkiye Ülke Müdürü Didem

Duru; “Dünya çapında yapılan bu araştırma, önümüzdeki 5 yıla dam-ga vurması öngörülen ve şirketlerin geleceğe hazırlığında temel oluştu-racak 4 ana trendi bir kez daha göz-ler önüne serdi. Açıkça görülüyor ki bulut bilişim, mobilite, güvenlik ve büyük veriye yatırım yapan şirketler çok daha verimli ve kârlı bir iş süre-ci sürdürüyor. Gelişmiş ülkelerdeki eğilime paralel olarak Türkiye’deki

Süleyman [email protected]

Page 41: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

40 41

şirketlerin de bu alanlarda yatırım-larını artırdığını gözlemliyoruz” dedi.

Bulut Verimliliği ve Kârı Arttırıyor

Bulut teknolojisinin operasyonel ve kurumsal verimliliği artırma potan-siyeli taşıdığını gösteren araştırma sonucunda ayrıca anket katılımcıla-rının %42’sinin maliyetten tasarruf ettiği, işlerin %40 daha verimli yapıldığı ve %38 oranında daha iyi BT kaynak ayrımı sağladığını ortaya koydu.

Araştırma, tüm faydaların da öte-sinde aktif olarak bulut kullanan kuruluşların daha yüksek kâr büyü-me oranları elde ettiğini belirledi. Bu da kurum içi bulut kullanımında %46 oranında kayda değer bir artış anlamına geliyor. Bu oran genel bulut teknolojisi kullanımında ise%51’e çıkıyor.

Mobil Stratejiler Büyümeyi Artırırken BYOD Düşüşte

Mobil teknolojileri kullanan şirket-lerin, kullanmayanlara oranla %44 daha çok kâr ettiğini ortaya koyan çalışma, BYOD (Kendi Cihazını Ge-tir) programının etkin kullanımıyla bu oranın %53’e dahi çıkabileceğini gösteriyor.

Çalışanların kendi cihazlarının beraberinde potansiyel güvenlik sorunlarını getirebileceğine ilişkin korkular, BYOD teknoloji trendinin yayılmasına engel oldu. BYOD kul-lanımı, 2015’te bir önceki yıla göre %4 düşüş kaydederek %28’e indi.Son birkaç yılda dünyada çalışa-nın kendi cihazını kullanma trendi önemli bir ivme kazanırken, BYOD

teknolojisi için başta duyulan heye-canın giderek azalması pek çokları-na şaşırtıcı geliyor.

Büyük Veri Büyük Kâr Getiriyor

Çalışmanın sonuçları, büyük veri kullanımını aktif olarak benimseyen kuruluşların, büyük veri kullanma-yanlara oranla %50 daha yüksek kâr elde ettiğini ortaya koyuyor. Anket katılımcılarının %41’i, büyük verinin hedeflerin daha iyi belirlen-mesine ve pazarlama çalışmaları yatırımlarının geri dönüşlerinde artışa neden olduğu konusunda birleşiyor.

Stratejik Güvenlik, Rekabet AvantaKazandırıyor

Tüm sektörlerde dijital güvenlik ko-nusuda yaşanan güçlükler giderek artıyor. Pek çok şirket, stratejik bir güvenlik yatırımını külfet olarak değil, kendilerine rekabet avanta-jı kazandırabilecekbir artı olarak görüyor. Çalışmaya göre, her 10 ka-tılımcının neredeyse sekizi, güven-liğin işletmenin pazar koşullarına

karşılık verme becerisini güçlendir-diğini düşünüyor.

Maliyetle birlikte güvenlik kaygı-ları, birçok şirketin bulut, mobil ve büyük veri uygulamalarının be-nimsenmesinde en büyük engeller olarak ortaya çıkıyor.

Teknoloji gelirde başrol oynuyorEn son GTAI araştırması, teknoloji kullanımı ile gelir artışı arasındaki ilişkiyi açıkça gözler önüne seri-yor. Dört büyük teknolojiye (bulut, mobilite, büyük veri ve güvenlik) yapılan stratejik yatırımlar sade-ce verimliliği arttırmak ve zaman kazandırmaktan çok daha fazlasını yapıyor. Bu teknolojileri kullanarak kaynak kazanımı sağlayan kuru-luşlar; bu kaynaklarla gelir artışına doğrudan etki edebilen başka alan-lara yatırım yapabiliyor.

Araştırma, bulut ve güvenlik proje-lerinin BT ile daha denk bir işbirli-ğine gittiğini, büyük veri ve mobi-litenin ise daha çok şirket liderleri tarafından teşvik edildiğini ortaya koyuyor.

Page 42: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

42 43

telekom

İşletmeler Çalışanların İşlerine Adanmışlığının Sağladığı Faydalar Konusunda Hemfikir

Oracle Batı Avrupa’daki şirketler arasında düzenlediği “çalışanların işe adanmışlığını anlama” konulu araştırmasının ikinci fazından elde ettiği sonuçları geçtiğimiz

günlerde gün yüzüne çıkardı.

E lde edilen sonuçlar, iş adanmışlığının öne-minin yönetim kade-mesinde anlaşılmasını sağlamak ve adanmışlık

hisseden iş gücünün karar verici-ler açısından değerini örneklerle anlatabilmek için İK ekiplerinin elinde önemli bir fırsat olduğunu gösteriyor. Çalışanların işe adanmışlığını sağlayan nedenleri ve bu aidiye-tin sunduğu faydaları anlamak için Avrupa çapında düzenlenen Oracle’ın Yeteneği: Batı Avru-pa Perspektifi çalışmasına, Batı Avrupa’daki büyük çaplı işletme-

lerde çalışan 250 İK karar vericisi katılmış. Anketten elde edilen bulgular, işverenlerin %93’ünün çalışanların işlerine adanmışığı-nın şirketleri açısından stratejik öneme sahip olduğunu kabul ettiğini göstermektedir. Katılım-cıların çoğunluğu, adanmışlığın takımlar arasındaki işbirliğini olumlu etkilediğini (%65), iş performansını arttırmaya yar-dımcı olduğunu (%61) ve müşteri hizmetlerinin daha iyi verilme-sine katkıda bulunduğunu (%60) söylüyor. Ancak anket sonuçları, mevcut süreçlerin adanmışlığı yönlendi-

recek şekilde optimize olmadığını da ortaya koymaktadır. İşletme-lerin yüzde altmış sekizi (%68), adanmışlık seviyelerini ölçmek için halen standart personel anketlerine göre hareket ederken sadece %37’si gelişmiş analitik yöntemlerden faydalanıyor. Bunun sonucunda da işverenlerin %31’i, adanmışlığın işletmenin bütünü açısından doğrudan et-kisini ölçmenin zor olduğunu söy-lerken hemen hemen aynı mik-tardaki (%30) katılımcı da bunun şirketin karar vericileri açısından faydalarını rakamlara dökmenin zorluğunu kabul ediyor.

Mustafa [email protected]

Page 43: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

42 43

Çalışanların işlerine adanmışlık-larının ölçülmesi ve analizindeki önemli rollerine rağmen, İK ekiple-ri günümüzde işletmeler için adan-mışlığı sağlamanın başlıca faktör-lerinden biri olarak görülmüyor. Çalışanların iş adanmışlıklarında işletme içinde en çok etkiye kimin sahibi olduğu sorulduğunda işve-renlerin sadece %10’u İK derken %34’ü çalışanların yöneticilerinin, %28’i ise kıdemli yönetici ekibinin etkili olduğu inancında.

İletişim Hala Zayıf

Bu durum ayrıca Batı Avrupa’daki büyük çaplı işletmelerde çalışan 1.500 kişi arasında düzenlenen Oracle’ın Yeteneği: Batı Avrupa Perspektifi çalışmasının ilk aşa-masında ortaya çıkartılan, İK’nın çalışanlar gözündeki göreceli dü-şük profilini de yansıtıyor. Anketin ilk aşamasına katılan çalışanların sadece %3’ü, İK’nın iş adanmışlı-ğı üzerinde en çok olumlu etkiye sahip bölüm olduğunu belirtmişti.Oracle’ın en son bulgularını çalı-şanların görüşlerinin belirlendiği anketle birleştirdiğimizde, her ne kadar işverenler, adanmışlığı yön-lendirmede en çok role departman yöneticilerinin sahip olduğunu belirtse de, araştırma sonuçlarının, çalışanların yöneticileriyle arasın-daki iletişimin hala zayıf olduğunu ve bunun da işe adanmışlık konu-sunda kendilerini daha az istekli hissetmelerinin en sık karşılaşılan nedeni olduğunu gösterdiğini gö-rüyoruz.

İşverenlerin %90 gibi ezici bir çoğunluğu, güçlü liderliğin çalışan-ların verimliliğini arttırmada etkili olduğunu kabul ederken %34’ü ise çalışanların adanmışlığını yön-lendirmede bölüm yönetiminin

işletme içindeki diğer her tür de-partmandan daha fazla role sahip olduğunu söylemektedir.

Bölüm Yönetiminin Önemi Bölüm yönetiminin rolü konusun-daki bu takdir, çalışanların ken-dilerinde de mevcuttur. Yaklaşık üçte biri, kendilerini işe adanmışlık konusunda istekli hissetme anla-mında iyi bir bölüm yönetiminin önemli olduğunu vurgularken %41’i ise yöneticileriyle araların-daki zayıf iletişimin, kendilerini daha az adanmış hissetmelerinin en sık karşılaşılan nedeni oldu-ğu kanaatindedir. Tüm bunlara rağmen işverenlerin sadece %13’ü, çalışanların işe adanmışlık hissine sahip olmalarında bölüm yöneti-minin mükemmelliğine odaklan-manın en önemli husus olduğu görüşünde. Neyse ki işveren önceliklerinin, ça-lışanların öncelikleriyle paralellik arz ettiği daha birçok alan var.

• Örneğin, işverenlerin yüzde elli sekizi (%58) bireysel çalışanların mükemmeliyetinin adanmışlık üzerinde güçlü bir olumlu etki yarattığını söylerken bu düşünce çalışanların %53’ünde de mevcut.

• İşverenlerin yüzde elli ikisi (%52), ekip çalışmasını ve işbir-liğini benimsemenin adanmışlığı olumlu olarak etkilediğine inanır-ken çalışanların %53’ü de buna inanıyor.

• İşverenlerin %54’ iyi bir iş/özel hayat dengesinin çalışanları adamışlığa daha çok yönlendirdiği-ni söylerken çalışanların %50’si de buna katılıyor.

“Her ne kadar herkes bölüm yö-neticilerinin çalışan adanmışlığını üst seviyelere taşımaktan sorumlu olduğunu ve iyi bir iletişimin bunu başarmak için gerekli olduğunu kabul etse de, elde edilen bulgular işletmelerin yönetim fonksiyon-larını buna göre geliştirmediğini göstermektedir. Çalışmanın deği-şen yapısı ve artan talep göz önü-ne alındığında, İK’nın kuruluşta, değişimin kilit temsilcileri olarak bölüm yöneticilerinin merkeze konulduğu bir adanmışlık kültürü-nün oluşmasına yardımcı olması elzemdir.” diyor Le Guisquet.

Uygulamların Değeri Artıyor Konu en yeni dijital ve mobil teknolojiler, İK araçları ve sosyal medya platformları olduğunda Oracle’ın elde ettiği bulgular işve-renlerin sadece küçük bir azınlı-ğının bunları, artan adanmışlığa doğrudan katkı sağlayan unsurlar olarak gördüğünü ortaya koyuyor. İşverenler teknolojilerden ziyade uygulamalara önem veriyor. Örne-ğin işverenlerin %48’i, sağlıklı, gü-venli ve rahat bir çalışma ortamının çalışan performansını arttırdığını söylerken %45’i esnek çalışma sa-atlerinin faydasına ve %48’i de ça-lışanlara sunulan eğitim ve gelişim imkanlarına inanıyor, ancak tüm bu alanlar mobil ve sosyal araçlarla geliştirilebilecek alanlar.

Ancak tüm bunlara rağmen iş-verenlerin sadece %15’i en son dijital ve mobil teknoloji kullanı-mının çalışan adanmışlığı açısın-dan en önemli unsur olduğunu söylemekte ve sadece %3’ü ise çalışanların işte sosyal platform-ları kullanmalarını sağlamanın en önemlisi olduğu kanaatinde.

Page 44: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

44 45

telekom

İkisi Bir Arada Bilgisayar Satın Alma Rehberi

Bu günlerde yeni bir bilgisayar satın almayı düşünüyorsanız 2’si 1 arada (2in1) bilgisayarları göz ardı etmemeniz gerekiyor. Bu yazımızda sizlere Intel’in yeni nesil

işlemcileriyle 2in1 bilgisayarların avantajlarından bahsedeceğiz.

Bilgisayar kullanımı artık gündelik bir ihtiyaç ha-line dönüştü. Farklı ihti-yaçlara uygun çözümler çoğu üreticiler tarafın-

dan sunuluyor. Özellikle 2015 yılın-dan bu yana “2in1” veya diğer bir adıyla “2’si 1 Arada” bilgisayarlar da önemli bir ihtiyaca parmak bası-yor. Bu yazımızda sizler için 2in1 bilgisayarları genel özelliklerinden bahsedeceğiz.

2in1 bilgisayarları incelemeye başlamadan hemen önce “klavyeli tablet” konsepti ile “2’si 1 Arada” bilgisayar arasındaki temel farktan

bahsedelim. 2in1 yani 2’si 1 arada bilgisayarların en önemli farkı ve aynı zamanda avantajı Windows 10 işletim sistemine sahip olmaları. Yani bu cihazlarda klavyeli tablet-lerde olduğu gibi ayrı bir işletim sistemi yok. Direkt olarak masaüstü bilgisayarlarda kullanılan Windows 10 platformuna sahip. Dolayısıyla yüklenecek yazılımlar ve uyumlu-luk konusunda herhangi bir ayrım, kısıtlama bulunmuyor.

Performans

İlk kriterimiz elbette performans. Katlanabilir veya ayrılabilir (hem

tablet hem bilgisayar) konsepte sahip ürünleri uzun zamandır pi-yasada görmekteyiz. Ancak burada önemli noktayı unutmamak gereki-yor. Intel’in 6. Nesil Core M yonga-ları bu konseptin en önemli ihtiyacı olan performansı rahatlıkla sunabi-liyor. Bu yonga daha önce “Skylake” olarak da karşımıza çıkmıştı. Bu bilgi önemli çünkü eski Intel Atom ve Intel Celeron önceki nesil işlem-ciler, performans konusunda Core M’in gerisinde kalıyor.

Günlük ihtiyaçların ötesinde bir performans sunabilen Intel Core M yongaları 4K video oynatımı ve 3

Avşar Ö[email protected]

Can DEVECİOĞ[email protected]

Page 45: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

44 45

boyutlu grafikler konusunda önceki nesil işlemcilere göre çok daha performanslı. İşlemciyle bütünleşik olarak gelen Intel HD Graphics 515 grafik işlem birimi, önceki nesile göre grafik konusunda daha başarı-lı. Ofis uygulamaları, internet gezi-nimi, film izlemek hatta Windows 10 uygulama marketindeki oyunla-rın çoğunu artık 2in1 bilgisayarlar-da oynamak mümkün. Performans noktasında kurumsal ve bireysel ihtiyaçlar rahatlıkla karşılanabili-yor. Bu noktada tercih edilebilecek dört farklı işlemci seçeneği var. İşlemcilerin temel özellikleri aynı ancak performans noktasında farklı çözümler sunuluyor.

• Intel Core M3 6Y30: 0.9 – 2.20 GHz (2 fiziksel, 2 sanal çekirdek)• Intel Core M3 6Y54: 1.10 – 2.70 GHz (2 fiziksel, 2 sanal çekirdek)• Intel Core M5 6Y57: 1.10 – 2.80 GHz (2 fiziksel, 2 sanal çekirdek)• Intel Core M7 6Y75: 1.20 – 3.10 GHz (2 fiziksel, 2 sanal çekirdek)

Taşınabilirlik

Taşınabilirlik yani mobil olma konusu da aslında bir donanım teknolojisinin sonucu. Daha az soğutma ihtiyacı bilgisayarlarda fan ihtiyacını ortadan kaldırabiliyor. Bazı üreticiler halen fan kullanıyor olsa da artık daha kompakt soğut-ma sistemleri, bilgisayarın soğutma ihtiyacını giderebiliyor. Dolayısıy-la bilgisayarlar daha ince ve daha taşınabilir, daha mobil olabiliyor. Çok sık seyahat ediyorsanız veya bilgisayarınızı sürekli yanınızda ta-şınıyorsanız 2in1 konsepti size son derece uygun olabilir.

İnce, hafif ve sessiz olarak tanımla-yabileceğimiz 2in1 bilgisayarların taşınabilir olmasındaki bir diğer önemli etken ise tercih edilen de-polama çözümleri. Mekanik diskler

yerine artık üreticiler SSD depola-ma çözümünü tercih ediyor. SSD depolama çözümleri cihaz içerisin-de daha az yer kaplıyor, daha az güç tüketiyor ve ısınmıyor. Aynı zaman-da standart HDD disklere göre en az 3-4 kat daha fazla performans su-nuyor. Performans farkı kullanılan diske göre 10 kata kadar ulaşabili-yor. Hafiflik ve incelik konusunda tüm bu etkenler 2in1 konseptindeki cihazların büyük bir bölümüne 2 ki-logramın altında olma şansı veriyor.

Pil Ömrü, Güç Tüketimi

Performans ve taşınabilirlik, be-raberinde uzun bir pil ömrü yani düşük güç tüketimi ile anlam kaza-nıyor. 2in1 bilgisayarlar için üre-tilen Core M yongaları yük altında maksimum 4.5 W güç çekerek uzun kullanım ömrünün önünü açıyor. 14 nm üretim teknolojisinin de güç tüketiminin düşmesinde önemli bir avantajı bulunuyor. Pil ömrü konusunda net bir rakam vermek mümkün değil ancak standart dizüstü bilgisayarlara göre, ikisi bir arada cihazların iki kat daha uzun pil ömrü sunduğunu söyleyebili-riz. Kullanılan ekranın boyutu ve çözünürlüğüne göre 5-6 saatlere ulaşmak mümkün oluyor. Bazı modellerde bu süre 8 saate kadar ulaşabiliyor.

Pil ömrüne ve kullanım alışkanlık-larınıza katkı sağlayacak bir diğer önemli özellik ise yeni derin ve hızlı uyku modları. Güncel işlem-ciye sahip cihazlar hızlı bir şekilde uyku moduna girebiliyor. İhtiyaç duyduğunuzda ise saniyeler içeri-sinde kaldığınız yerden çalışmanıza devam edebiliyorsunuz.

Kullanım Modları

2in1 bilgisayarları nasıl kullanaca-ğınız tamamen size kalmış. Sek-

törde kabul gören iki ana tasarım akımından bahsedebiliriz. İhtiyaç-larınıza uygun olanı belirlemek ve size en uygun olan tasarıma sahip cihazı almak, çalışma koşullarınızı ve kullanım alışkanlıklarınızı olum-lu yönde etkileyecektir.

Ekran ve klavyesi ayrı olan mo-deller tercih edebileceğiniz gibi, ekranı katlanan cihazları da bula-bilirsiniz. Ekranı klavyeden ayrılan versiyonlarda standart kullanım şekli ve tablet olmak üzere iki farklı kullanımdan bahsedilebilir. Daha fazla taşınabilir bir cihaza ihtiyaç duyduğunuz anda tek bir tuşa ba-sarak ekranı elinize alabilir, dizüstü bilgisayar performansı sunan ancak tablet bilgisayar formundaki cihazı kullanmaya başlayabilirsiniz.Ekranı katlanan modellerde ise kullanım modları daha zengin se-çenekler sunuyor. Standart dizüstü bilgisayar modu haricinde film izlerken stand veya çadır modunu, hareket halindeyken ise klavyeyi arkaya katlayarak tablet modunda çalışmanıza devam edebilirsiniz.

Fiyatlar

Çoğu popüler dizüstü bilgisayar üreticisi, yeni nesil Intel Core M ile çalışan 2in1 bilgisayarları üretiyor. Farklı gövde malzemesi, kullanı-lan diğer donanımlar fiyatı büyük ölçüde etkiliyor. Kampanyalar ve indirimler de düşünüldüğünde net bir fiyat vermek mümkün olmu-yor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var. 2’si 1 arada bilgisayarlar, farklı kullanım modlarında dizüstü bilgisayar ve tablet bilgisayar şeklinde çalışa-biliyor. Yani aslında tek bir cihaz satın alarak iki cihaza birden sahip olabiliyorsunuz. Maliyet konusun-da daha çok özelliğe daha uygun fiyatla sahip olmak gibi önemli bir avantajdan bahsedebiliriz.

Page 46: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

46 47

telekom

AB’ye Uyumda Bilişim Meslek Tanımları Değişiyor

Küreselleşmeyle beraber, yenidünya düzeninde ülkelerin uluslararası kurallar ve standartlar geliştirmesi ve bunlara uyması kaçınılmaz hale geldi.

Uzmanlara göre, bilişim sektöründeki hızlı ge-lişmelerin doğurduğu nitelikli insan kaynağı eksikliği, eğitim ve is-

tihdam sistemleri arasında işlevsel bir işbirliği olmaması gibi sorunlar bilişim alanında etkin bir insan kaynağı yönetimi ve uluslararası standartlara göre hazırlanmış bir meslek sınıflandırması ve seviye-lendirme sisteminin hazırlanması ile aşılabilir.

Bu sistemden alınacak geri besle-meler ile sektörün ihtiyaçları doğ-rultusunda eğitim programlarının güncellenmesi öngörülüyor. Tür-

kiye’nin Avrupa Birliği (AB) uyum çalışmaları sürecinde tamamlaması gereken meslek tanımları çalışması işverenlere, çalışanlara ve eğitim-cilere çeşitli yararlar ve bilişim sektörü çalışanlarının AB’ye üye ülkelerde, o ülkelerin vatandaşları ile eşit şartlarda çalışabilmelerine olanak sağlıyor.

Son yıllarda endüstri toplumu ol-manın ötesine geçen bilgi toplumu olma gerekliliği küreselleşen eko-nomilerde bilişim teknolojilerinin tartışılmaz rolünden ortaya çıkıyor. Bilişim teknolojileri (BT) sadece yeni ürünler ve servisler olarak de-ğil, mevcut işlerin daha verimli ya-

pılmasını sağlayarak da ekonomik büyümede etkin bir faktör olarak gelişimini sürdürüyor. Çok çeşitli iş ve hizmet alanlarında bilişimin önemli rolü ve ülkelerin ekonomi-lerine doğrudan etki eder boyuta ulaşmış olması, bu sektörde farklı tecrübe ve bilgi birikimine sahip ki-şilere gereksinimleri artırıyor. Olaya AB çerçevesinden yaklaşıldığında bugüne ve geleceğe yönelik bilişim alanında işgücü açığı analizleri yapıldığı görülüyor.

Kişilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımının etkileri ile ulusal planlamaların yanı sıra AB gene-linde, piyasanın ihtiyaç duyduğu

Avşar Ö[email protected]

Page 47: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

46 47

BT çalışma alanları ile bu alanlarda çalıştırılan kişilerden beklenen va-sıflar istatistiksel olarak düzenli bir konsolidasyon sonucu değerlendi-riliyor. Değerlendirmeler ile hangi alanlarda kaç kişi çalıştığı, hangi alanlarda eleman ihtiyacı olduğu ve bu elemanlardan beklenen nitelik-ler, bilgi birikimi ve yeterlilik sevi-yeleri analiz ediliyor ve piyasanın ihtiyaç duyduğu vasıflarda eleman yetiştirilmesi konusunda eğitim ku-rumları ile ortak planlar yapılıyor. Bütün AB üyesi ülkelerden düzen-li istatistiklerin alınabilmesi ve bunların konsolide edilip global bir iş-eğitim planlaması yapılabilmesi için toplanan verilerin birbiriyle uyumlu olması gerekiyor. Bu konu-da farklı ülkelerdeki farklı meslek tanımları ve yetkinlik seviyeleri tanımlarındaki uyumsuzluklardan, eşgüdümsüzlükten kaynaklanan konsolidasyon sorunları AB ge-nelinde sadece BT alanında değil bütün iş alanlarında ortak bir stan-dart meslek tanımları ve yetkinlik dereceleri sınıflandırması yapma gerekliliği de doğuruyor.

Avrupa Birliği’nde Durum

AB’de BT alanında meslek tanım-ları, yetkinlik seviyelendirmesi, iş tanımları ve piyasanın ihtiyaç duyduğu niteliklerin belirlenmesi gibi konularda yapılan çalışmalar artarak devam ediyor.

Hizmetlerin serbest dolaşımı kav-ramını gerçekçi boyutuyla yaşama geçirmek ve çalışanların iş değiştir-me ve iş bulma yeteneğiyle doğru-dan ilgili olan işgücü hareketliliğini artırmak amacıyla BT alanında eğitimle kazanılmış yetkinliğin ve bunun karşısında iş piyasasının ihtiyaç duyduğu işgücünün nite-liklerinin tanımlanması, AB’ye üye ülkeler arasında eğitim sistemle-rindeki ve işgücü vasıf nitelendir-mesindeki farklılıkları gidererek

birbiriyle uyumlu ve geçişe imkan veren bir standart yapının oluş-turulmasının yanı sıra, BT meslek standartlarının oluşturulması ve uluslararası diplomaların ve mes-leklerin karşılıklı olarak tanın-ması mekanizmasının kurulması da gerekiyor. Ayrıca, iş yaşamının ihtiyaçlarına duyarlı bir eğitim sis-temi tasarlanması ve istatistiklerle desteklenen planlar kapsamında eğitim sisteminin düzenli olarak gözden geçirilmesi, Avrupa’nın bilgi toplumu olma yönünde geliş-mesi ve bilgi ekonomisi konusunda çekici bir çalışma pazarı haline gelmesi ve Mart 2000, Lizbon Avru-pa Konseyi hedeflerinden biri olan tam istihdamın sağlanması ve bu konuda politikaların belirlenmesi de gerekiyor.

Ömür Boyu Öğrenimin Sağlanması

Piyasanın ihtiyaç duyduğu bir işin gerekliliklerini uygun bir şekil-de yerine getirebilmek için kişi-nin sahip olması gereken bilgi ve beceri birikimini elde etmenin farklı yolları ayrı ayrı veya beraber izlenerek elde edilebiliyor. Doğal olarak gereksinim duyulan bilgi ve beceri birikimini elde eden kişinin edindiği birikimin derinliği ve çok boyutluluğu, bu yollardan hangisi veya hangilerinden geçildiği ile ilgili oluyor.

İyi bir iş tanımı yapılmışsa han-gi arka plandan gelen bir kişinin seçileceği daha net belirlenebiliyor. Yani gereksinimler ile nitelikler doğru eşleştirilmiş oluyor. Bir iş tanımında o işin kapsadığı iş adım-ları, teknolojiler, gerektirdiği bilgi birikimi doğru tespit edildiğinde istihdam edilecek kişinin vasıfları ve seviyesi de netleştirilmiş oluyor. Bu, şirketlerin ücretlendirme poli-tikası oluşturmada da kullanılan bir sistem.

Türkiye’de Çalışmalar SürüyorSadece bilişim teknolojileri alanın-da değil genel olarak bütün meslek kollarında ulusal mesleki yeterlilik sistemi; gerek Türkiye’de çalış-ma hayatını düzenlemek, gerekse Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde mevzuat uyumu ve hizmetlerin serbest dolaşımı kapsamında vatan-daşların AB ülkelerinde çalışma im-kanı bulabilmesi için kaçınılmaz bir gereklilik haline geldi. Bu sebeple Ulusal Meslek Standartları Kuru-mu’nun kurulmasına dair yasanın çıkarılması ve çalışmalara başlan-ması büyük önem taşıyor.

Ülkemizde meslek standartları ve belgelendirmeye ilişkin en ge-niş kapsamlı girişim, İstihdam ve Eğitim Projesi kapsamında, devlet, işçi ve işveren kesimini temsil eden kuruluşların oluşturduğu Meslek Standartları Komisyonu (MSK) tarafından yürütülüyor. Bu komis-yonda: Milli Eğitim Bakanlığı, Çalış-ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederas-yonu (TESK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyo-nu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikala-rı Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ile gözlemci üye olarak Mesleki Eğitim ve Küçük Sanayi Destekleme Vakfı (MEKSA) temsilcileri bulunuyor. Teknik çalışmalar MSK’nun kararla-rı doğrultusunda, uygulama birimi olan Araştırma ve Teknik Hizmetler Birimi (ATHB) tarafından, Alman-ya’da faaliyet gösteren Federal Mesleki Eğitim Kurumu (BIBB)’nun teknik yardımları ile yürütülüyor. Bu proje kapsamında hazırlanan meslek standartları genel olarak üç ayrı seviye göz önüne alınarak hazırlanıyor.

Birinci seviyede çalışan kişi, mesle-ğin gerektirdiği rutin ve basit görev

Page 48: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

48 49

Avşar Ö[email protected]

ve işlemleri yapabiliyor.

İkinci seviyede çalışan kişi, ge-niş veya dar bir meslek alanında, o mesleğin gerektirdiği bir kısmı rutin olmayan ve kompleks nitelikli görev ve işlemleri yapabiliyor. Bu görev ve işlemleri yerine getirirken bireysel sorumluluk alabiliyor ya da başkaları ile işbirliği içinde çalışa-biliyor.

Üçüncü ve son seviyede çalışan kişi ise geniş veya dar bir meslek alanında, o mesleğin gerektirdi-ği çoğunlukla rutin olmayan ve kompleks nitelikli görev ve işlemle-ri değişik koşullarda yapabiliyor. Bu görev ve işlemleri yerine getirirken önemli ölçüde sorumluluk alabili-yor ve kendi başına karar verebili-yor. Çoğunlukla yanında çalışanları yönlendiriyor ve denetliyor.

Meslek Tanımları Henüz Yer Almıyor

İstihdam ve Eğitim Projesi kapsa-mında yapılan çalışmalarda bili-şim sektörüne ait profesyonelleri tanımlayan meslek tanımları henüz yer almıyor. Türkiye’de bugüne kadar bilişim sektörü profesyonel-

lerine yönelik meslek tanımları konusunda yapılmış olan çalışmalar gözden geçirildiğinde Türkiye İş Kurumu, Türk Standartları Ensti-tüsü ve EMO bünyesinde Bilgisayar Mühendisliği Komisyonu tarafından yapılan çeşitli çalışmaların mevcut olduğu görülüyor.

Türkiye İş Kurumu profesyonel bi-lişim meslekleri konusunda mevcut üniversitelerin ilgili bölümleri-nin mezunlarına verilen unvanlar çerçevesinde bir çalışma yürütüyor. Bu çalışma iş piyasası ile bağlan-tısız bir nitelik taşıdığı için sadece Türkiye’deki üniversitelerde bölüm tercih edecek öğrencilere sunulan bir bilgi niteliği taşıyor. Bunun dışında ISCO-68’den çevrilmiş olan Türk Meslekler Sözlüğü mevcut. Diğer sektörlerde iş tanımları çok fazla değişmemekle birlikte bilişim sektörü için 35-40 yıllık bir zaman ISCO-68’de yapılmış iş tanımlarını tamamen geçersiz kılıyor.

Türkiye İş Kurumu’nun İstihdam ve Eğitim Projesi kapsamında BT profesyonellerine yönelik iş tanım-ları bulunmamakla birlikte projede kullanılan meslek profili şablonu, CEDEFOP (Avrupa Mesleki Eğiti-

mi Geliştirme Merkezi) tarafından hazırlanan şablonla büyük ölçü-de örtüşüyor. Bilişim sektörünün yapısal farklılıkları, süreçlerinin karmaşıklığı, metodolojilerinin çeşitliliği ve içeriğinin dinamikliği gibi sebeplerle diğer mesleklere uygulanan şablonlara ek birkaç bilgi daha içermesi gerektiği CEDEFOP tarafından da belirlendi ve bilişime özel şablonlar hazırlandı.

CEDEFOP bu şablonları 6 seviyede önerdi. Bunlardan beşinci seviye, konuyla ilgili lisans derecesine, altıncı seviye ise yüksek lisans derecelerine sahip kişilere yönelik profillerden oluşuyor.

TSE bünyesinde henüz standart-laşmamış ve taslak aşamasında olan Bilgisayar Yazılım Mühendisi, Donanım Mühendisi, Sistem Prog-ramcı, Uç Destek Uzmanı, Bilgisayar Eğitim Uzmanı, Ağ İşletmeni, Uy-gulama Programcısı, Teknisyen gibi başlıklar altında meslek standardı taslakları bulunuyor.

EMO’da bilgisayar mühendisle-ri tarafından başlatılan ve halen devam eden “Bilişim Sektöründe Meslek Tanımları” çalışması genel olarak profesyonel bir araştırma ve değerlendirme sürecinden sonra başlatılmış bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Bu projede ilk adım olarak bilişim sektörünü kapsayan temel bilgi kümesi oluşturuldu. İkinci adımda Türkiye bilişim sektöründe mevcut bulunan çalışma alanları belirlendi.

Belirlenen çalışma alanları GAHFA, SFIA, Career-Space gibi modeller-deki çalışma alanı sınıflandırmaları ile paralellik gösteriyor. Her çalışma alanı tanımında, “İlgili meslekler, Tanım, Süreç, Yeterlilik, şu anki durum ve gelecek” başlıkları yer alıyor. Üçüncü adım olarak meslek tanımları şablonu belirleniyor. Her

Page 49: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

48 49

meslek tanımına ilişkin; ilgili çalış-ma alanları ve görevleri (2. adımda önceden tanımlanmış olan çalışma alanlarına referanslar vererek), mesleği icra edebilmek için gerekli temel bilgiler (1. adımda üretilen temel bilgi kümesine referanslar verilerek) Türkiye’deki çalışma ko-şulları başlıkları yer alıyor. Bu mo-delin mevcut sürümünde herhangi bir seviyelendirme öngörülmüyor. Bilişim sektöründeki tüm meslek-leri seviyelendirecek bir kurumun Türkiye’de henüz kurulmamış olması, modelde seviyelendirmeye yer verilmemesinin gerçekçi bir sebebi olarak görülüyor. Öz itibariy-le tasarlanan model Cedefop 2004 Final Synthesis Report’da Avru-pa’da geliştirilen çeşitli modellerin genellenmesi ile elde edilmiş olan meslek profili şablonlarına benzer-lik gösteriyor.

Türkiye Meslek Standartları Çalışmalarında Yapılabilecekler

Cedefop 2004 ile sunulan şablon-ların çeşitli modellemelerin değer-lendirilmesinin ardından üretildiği göz önüne alındığında Türkiye’de yapılacak çalışmalarda bu şablon-ların kullanılması AB uyumunu

kolaylaştırıyor. Bu modellemede her meslek tanımı için 6 seviye belirleni-yor ve her biri ayrı ayrı tanımlanıyor. Bu standart profillerin Türkiye’ye adaptasyonu sırasında, uygun seviye-lendirme sistemi kurulana kadar dört seviyeli bir sistemin tercih edilmesi öngörülüyor. Dördüncü seviyede, alanında yüksek lisans derecesine sahip olanlar, üçüncü seviyede ala-nında lisans derecesine sahip olanlar, ikinci seviyede alanında yüksekokul mezunları (2 yıllık), bir başka ana dal ile beraber BT karma eğitimi veren bölümlerden lisans derecesi almış olan kişiler, firmaların yazılımlarına özel eğitimler almış veya bu yazılım-lara sertifikalara sahip olan kişiler ve birinci seviyede de alanında bir aka-demik eğitim almadığı halde kişisel ilgi ile alanında iş tecrübesi edinmiş kişiler yer alıyor.

Bu seviyeler GAHFA modelinden alınan temel çalışma alanlarının her biri için ayrı ayrı tanımlanabiliyor. Bu alanlar da BT pazarlama, satış ve danışmanlık, BT iş ve proje yönetimi, BT sistem ve uygulama geliştirme, BT entegrasyon ve yönetim, BT kurulum ve yapı, BT destek ve sistem hizmet-leri gibi alanlardan oluşuyor. Eğer model olarak GAHFA yerine SFIA

alınacak olursa her birinden dörder seviye tanımlanacak olan çalışma alanları ise BT satış ve pazarlama, BT yönetim, BT strateji ve planlama, BT geliştirme ve implementasyon ve BT servis dağıtımından meydana geliyor. Örnek olarak alınan GAHFA ve SFIA modellerinden de görüldüğü gibi birbirinden farklı olmakla birlikte çalışma alanları konusunda benzer içerikte sınıflandırmalara gidiyor-lar. Bunlar ve benzeri modellerden Türkiye bilişim sektörünün yapısına en uygun olan seçilebileceği gibi, içeriksel paralellik içinde tamamen Türkiye’ye özgün bir model de yara-tılabiliyor. Aslında seçilen modelden bağımsız olarak yapılması gereken çalışma her bir iş alanına giren mes-lek tanımlarını belirleyip seviyeleri ile detaylı tanımlarının yapılmasın-dan oluşuyor.

Uzmanlar Uyarıyor

Uzmanlar, Türkiye’nin bilişim tek-nolojileri meslek standartları konu-sunda Avrupa Birliği ile entegras-yonunu en çok kolaylaştıracak olan ve Türkiye BT sektörünün yapısı ile en uyumlu olacak modeli seçilmesi ve BT profesyonel meslek profilleri oluşturulması konusunda uyarıda bulunuyorlar. Bu süreçte Ulusal Mes-lek Standartları Kurumu’nu kuracak yasanın biran önce çıkartılması bü-yük önem taşıyor. EMO bünyesinde başlatılmış olan “Bilişim Sektöründe Meslek Tanımları” projesi bu yolda AB standartlarına en yakın çalışma olarak görülüyor. Türkiye’de bilişim profesyonellerini seviyelendirme ve yetkilendirme sisteminin kurulması ile mevcut modelin geliştirilmesi ve bu projedeki eksik olan seviyelendir-me ayağının tamamlanması gereki-yor. BT sektörü profesyonellerinin, BT alanında eğitim veren üniversi-telerin, bilişim şirketlerinin ve ilgili kamu kuruluşlarının ortak çalışma-ları ile bu sürecin tamamlanması bekleniyor.

Page 50: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

50 51

Oyun tasarımı zor fakat kazanımları oldukça fazla olan bir yol. Oyun endüstrisi günümüzdeki en büyük eğlence endüstrilerinden biri haline

gelmiş durumda. Dolayısıyla dünyanın her yerinde, her gün yeni bir oyun stüdyosu kuruluyor. Eğer bugüne kadar “oynamayı sevdiğiniz türde” bir oyun

yapmak hep hayalinizde olduysa, şimdi harekete geçmenin tam zamanı.

Bu makale, iyi bir oyun tasarımcısı olmanın neler gerektirdiğini, hangi adımları atmanın önemli olduğunu, oyun tasarımının sizin için doğru seçim olup olmadığını da göste-rerek, durumu daha iyi anlamanıza yardım-

cı olacak.

Tasarımcı ile Sanatçı Aynı mı?

Oyun tasarımcıları ile oyunlar için tasarımlar üreten sanatçıların birbirinden tamamen farklı yollar takip ettiğini belirtmek çok önemli. Evet, her iki grup da oyun stüdyoları için vazgeçilmez, fakat yaptıkları şeyler genellikle oldukça farklı.Bir oyun tasarımcısı genellikle daha teknik bir yolu takip ederken, sanatçılar işin sanat kısmına odaklanı-yor. Oyun tasarımının oldukça farklı açıları var ama, bir oyun tasarımcısı genellikle kodlama, oyun sistemleri ve oyunun genel bütünlüğünü yaratmak için çalışıyor. Oyun sanatçıları ise genelde çevresel etmenleri, ka-rakter modellerini, animasyonları, konsept tasarımları,

özel etkileri (efekt) yaratıyor. Bu nedenle sanatçılar üretim süreçlerini fazla değiştirmeden bir filmde ya da oyunda çalışabilir. Fakat oyun tasarımcıları için takip etmeleri gereken yol daha kendine özgü.

Oyun Tasarımcısı Ne Yapar?

Bir oyun tasarımcısı sıklıkla kodları test eder, oyun karakterlerini geliştirir, oyun mekaniklerini düzenler, oyunun hikâyesinin oluşmasını sağlarken animasyon, modelleme vb. departmanlarla yakın çalışır. Yani oyun tasarımcısı bir oyunun “yöneticisi” olarak kabul edile-bilir. Tabii bu makalenin devamında da paylaşacağımız üzere, oyun tasarımcılığı için de bireysel disiplinler söz konusudur.

Tasarımcının Özellikleri Nelerdir?

Oyun tasarımcıları oyunları sever. Bir oyun tasarım-cısının en karakteristik özelliği, muhtemelen en bariz olanıdır; oyunlara duyulan aşk. Eğer bu yazıyı okuyor-

Avşar Özgen [email protected]

Nasıl Oyun Tasarımcısı Olunur?

Emel Ç[email protected]

Page 51: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

50 51

sanız, bu muhtemelen sizde de vardır zaten. İstekli bir oyun tasarımcısı için oyun oynamak öğrenmenin bir yolu olarak düşünülebilir; çok severek ödev yapmak gibi. Bir oyun tasarımcısı oyunları sadece “sevmekle” kalmamalıdır; onları seçmeli, zevkle incelemeli, hatta oyunlar sıkıcı olsa bile bunu yapabilmeli ve böylece o oyunlardan neden hoşlanmadığını anlayarak, kendi projesinde aynı hataları yapmaktan kaçınabilmelidir.Oyun tasarımcıları hayatları boyunca öğrenir.Oyun tasarımcıları, diğer yaratıcı alanlarda olduğu gibi bilgiye açtır. Onlar genellikle erken yaşlarda kod yazmaya ve hatta kendi oyunlarını tasarlamaya baş-larlar. Bir okula ihtiyaçları yoktur, kendi kendilerini eğitiler. Ayrıca kendi fikirlerini, hikayelerini başkala-rıyla paylaşmak için yanıp tutuşur. Onlar için oyunlar hikayelerini anlatabilecekleri oldukça özel, etkileşimli bir mecradır.

Oyun tasarımcıları sorun çözer. Sorun çözebilme be-cerisi yine bir oyun tasarımcısının temel karakteristik özelliklerindendir. Bu konuda çok yetenekli olmak, iyi bir oyun tasarımcısı olmanın anahtarıdır; ister oyunda-ki ne idüğü belirsiz bir hata (bug) olsun, ister oynanış mekanikleri istendiği gibi çalışmasın fark etmez. Sorun ne olursa olsun, bir oyun tasarımcısı çözüm üretebil-melidir.

Nereden Başlamalı?

Daha önce bahsettiğimiz gibi, öğrenmeye aç olmanız gerekiyor. Bu nedenle size bilmek isteyeceğiniz her-şeyi öğretecek bir okulun açılmasını beklememelisi-niz. Oyun tasarımı hakkında bulabileceğiniz bir sürü kaynak var. Durmaksızın bu kitapları okuyup, bir oyun yapabilmek için gerekli olan bilgileri öğrenmeye başla-yabilirsiniz.

Ya da kendi oyun modlarınızı yaratarak işe başlaya-bilirsiniz. Counter Strike, The Elder Scroll oyunları gibi oldukça güçlü mod toplulukları olan oyunlar var. Kendi modlarınızı yaratarak kodlama, tasarım ve genel anlamda oyun tasarım süreci hakkında çok şey öğrene-bilirsiniz.

Bir başka ilk adım, basit bir başlangıç yapmak olabilir. Oldukça karmaşık bir yeni nesil oyun yapmaya çalı-şıp, sinir olmanın alemi yok. Basit bir 2D (iki boyutlu) oyunla başlayabilir ve UDK, Unity, CryEngine gibi çeşit-li oyun motorlarını deneyebilirsiniz.

Farklı oyun motorlarını denemek, bilgi edinmenin en iyi yollarından birisidir. Böylece bölüm tasarımı, oyna-

nış mekanikleri, programlama gibi oyun yapmanın en temel noktaları üzerinde deneyim sahibi olabilirsiniz.

Odak Ne Olmalı?

Bir oyun tasarımcısı olmak geniş bir kavramdır. Oyun tasarımcıları, bir oyunun belli açılarına odaklanabilir-ler. Örneğin sistem tasarımı, oynanış, dünya tasarımı, hikaye tasarımı vs. Ayrıca tüm bu farklı alanlara farklı düzeyde katkıları da olabilir. Bu, projenin ihtiyaçlarına göre değişir.

Hangi yolu seçmek istediğinizi bilmelisiniz. Eğer bir oyun tasarımı sanatçısı olmak istiyorsanız farklı oyun motorlarını öğrenmek, kod yazmak, mod yapmak sizin için en iyi yol olmayabilir. Örneğin yapmak istediğiniz şey karakterler yaratmak, bir dünya oluşturmak, ani-masyon üretmek ise bu tamamen farklı bir yolculuktur. O nedenle var gücünüzle dalmadan önce, alacağınız yolun oyun tasarımı olduğuna emin olmanız gerekir.

Nereden Başlamalı?

Bazen, bir kapıyı aralayıp işe girmenin yolu en dipten başlamaktır; çünkü oyun tasarımı oldukça rekabetçi bir kariyer yoludur. Girmek istediğiniz bir stüdyoda müşte-ri ilişkileri departmanında başlamak, ya da şanslıysanız test ekibinde olmak yükselmek için iyi bir yoldur. Oyun stüdyoları genellikle ekipten birilerini terfi ettirirler; bu nedenle hali hazırda orada olmak, başkalarından bir şeyler öğrenmek ve ne kadar bilgili, tutkulu olduğunu-zu göstermek için iyi bir yoldur.

Bir kere stüdyoya girdikten sonra, oldukça güçlü ileti-şim kabiliyetinizin olması çok önemlidir. Oyun yarat-mak oldukça iş birliği gerektiren bir süreçtir; bu neden-le farklı departmanlarla oldukça iyi iletişim kurmanız gerekir. İyi bir dinleyici olmalı, istenenleri iyi anlamalı ve bir oyunu en iyi şekilde yapabilmek için kendi fikir-lerinizi en doğru şekilde paylaşabilmelisiniz.

Ayrıca takım oyuncusu olmanız şarttır; öğrenirken muhtemelen tek kişilik bir süreci yürüttünüz ama artık işler değişti. Büyük bir stüdyoda, aynı proje üstünde yüzlerce kişi çalışıyor olabilir. Bu artık sadece sizin pro-jeniz değil, o herkesin. Bu nedenle bir takım içeresinde iyi çalışabilmelisiniz; bu da bazen sizin fikirlerinizin tercih edilmeyeceği anlamına gelebilir. Artık temel de olsa bir oyun tasarımcısı olmanın ne anlama geldiğini ve işe nereden başlayabileceğinizi biliyorsunuz. Oyun geliştirme derslerini takip ederek, yeteneklerinizi ve bilginizi daha da artırabilirsiniz.

Page 52: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

50 51

Yapılan araştırmaya göre tüketiciler mağazadan mobil cihazlar ve bilgisayara, tüm kanallardan yapacakları satın almayı artırmayı planlıyor. Türkiye’deki

tüketiciler ise, dünya ortalamasının 10 puan üzerinde bir farkla, akıllı telefonlar üzerinden alışverişlerini arttırmayı düşünüyor…

Accenture; ABD, Almanya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Çin, Fransa, Güney Afrika, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika ve Türkiye’de son üç ay içerisinde internet üzerinden ve fiziksel mağazalardan alışveriş yapmış 13 bin 133 kişinin katılımıyla hayata geçirdiği ‘Dijital Tüketici Eğilimleri Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmada hazır giyim, tüketici elektroniği, çok katlı mağazalar, indirim/toptan/hipermarketler, gıda perakendecileri, ilaç satan süpermarketler ve ev dekorasyonu kategorilerinde satış yapan mağazalara yönelik memnuniyet ve beklenti sevi-yeleri değerlendirildi.

Türkiye’deki Tüketicilerin Tercihi Mobil

Araştırmanın global ortalaması, perakende alışverişlerin-de mobil cihazların öneminin arttığını gösteriyor. Tüke-ticilerin yüzde 45’i, aradıkları ürünü bulmak için mobil kanalları kullandıklarını belirtirken yüzde 52’lik bir kesim mobil cihazlar üzerinden alışveriş yapmanın yeterince kolay olduğu görüşünde. Türkiye’deki tüketiciler için ise mobil cihazlar online alışverişin anahtarı… Araştırmaya

göre; Türkiye’deki tüketiciler, son 2 yılda diğer ülkelere göre mobil cihazlar üzerinden alışverişlerini artırdılar. Türkiye’deki tüketicilerin mobil cihazlar üzerinden alış-veriş yapma tercihi yüzde 52 oranı ile dünya ortalaması-nın 4 puan üzerinde yer alıyor. Ayrıca, dünya genelinde tüketiciler mağazadan mobil cihazlar ve bilgisayara, tüm kanallardan yapacakları satın almalarını artırmayı plan-larken, Türkiye’dekiler yüzde 37 ile, dünya ortalamasının 10 puan üzerinde bir farkla, akıllı telefonlar üzerinden alışverişlerini artırmayı planlıyor.

Tüketicilerin mobilden beklentilerinin başında ise; ger-çek zamanlı promosyon önerisi, ödeme sırasında ken-dilerine özel otomatik olarak kullanabilecekleri sadakat programı puanlarının varlığı veya indirimlerin otomatik olarak anında alışveriş sepetine uygulanması, vb. kişi-selleştirilmiş hizmetler geliyor. Diğer yandan araştırma; Türkiye’deki tüketicilerin, birkaç başlık dışında, dünya genelindeki tüketicilere benzer beklentilerde olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’dekiler, ihtiyaçlarına en doğru yanıtı veren, taleplerini dikkate alan ve kişisel alışveriş deneyimlerine özelleştirilmiş hizmetler sunan peraken-

Dünya’nın Dijital Tüketici Haritası

Süleyman [email protected]

Page 53: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

50 51

deciyi aramaya devam ediyor.

Geçen Yıla Göre Mağaza Ziyaretleri Arttı

Online ve mobil kanallar alışveriş-te önemli bir yer tutuyor olsa da Türkiye’deki tüketiciler satın almak istedikleri ürünü bulmak için mağa-zaya gitmekten vazgeçmiyor. Dünya genelinde, geçen yıla göre mağaza ziyaretlerini artırdıklarını söyleyen-lerin oranı yüzde 34 olurken, Tür-kiye’de bu oran yüzde 46… Mağaza içi alışveriş deneyiminde gelişme bekleyen Türkiye’deki tüketicilerin oranı yüzde 27’de kalırken, global tüketiciler için bu beklenti, önceki yıllara kıyasla artış göstererek yüzde 36 olarak kaydediliyor. Araştırmaya göre; hayatın her alanında giderek dijitalleşen tüketiciler, perakende-cilerin de alışveriş deneyimini daha iyiye götürecek adımları attığını gör-mek istiyor. Tüketiciler, tüm kanal-larda tutarlı ve benzer bir deneyim yaşamayı tercih ediyor. Katılımcıların yüzde 35’ine göre, bağlantılı alışveriş deneyimi en çok gelişme göstermesi beklenen alanların başında geliyor. Geçtiğimiz yıl katılımcıların yüzde 90’dan fazlası, mağazadan satın almak istediği ürünü ilk önce online olarak araştırdığını ya da internet üzerinden ürün satın almadan önce mağazada görmek istediğini be-lirtirken bu yıl, tüketicilerin yüzde 52’si alışveriş deneyimini en fazla geliştirecek özelliğin ürün stoğunun mağazaya gitmeksizin sorgulanabil-mesi olduğunu ifade ediyor.

Tüketiciler, mağaza içi alışveriş de-neyiminin mobil uygulamalar ile des-teklenmesi gerektiğini belirtirken; perakendecilerden en önemli bek-lentilerini kişiye özel gerçek zamanlı promosyonlar sunulması, indirimle-rin otomatik olarak anında alışveriş sepetine uygulanması ve mağaza içerisinde ürün bulmayı kolaylaştıra-cak uygulamaların yaygınlaştırılması olarak özetliyor. İnternetten alışveriş

yapma oranının geçtiğimiz yıllara göre arttığının vurgulandığı araştır-mada, gıda harici ürün alışverişle-rinde en az yüzde 87’lik bir kesimin interneti kullandığı anlaşılıyor. Gıda ürünlerinde ise, interneti kullanma oranı yüzde 53 olarak belirtiliyor.Bilgi güvenliği konusunda tüketici-lerin farkındalığı artarken Türkiye’de tüketiciler, kişisel bilgilerini paylaş-maya daha sıcak bakıyor. Araştır-ma sonuçlarına göre, Türkiye’deki tüketiciler kendilerine özel hizmetler sunulması karşılığında kişisel bilgi-lerini perakendeciler ile paylaşmaya sıcak bakıyor. Katılımcıların yüzde 57’si kişisel bilgilerini paylaşmaları karşılığında kendilerine sunulacak promosyon ve indirimlerden fayda-lanmak istiyor. İlgilendikleri ürüne yönelik özel teklifler sunulması, yüzde 40 ile tüketicilerin kişisel bil-gilerini paylaşmaları karşılığında en çok talep ettikleri ikinci başlık olarak öne çıkıyor.

Kişisel bilgilerin bir güvenlik ih-laline maruz kalması durumunda, perakendecilerin oluşabilecek zararı karşılayacağını ve durumu telafi edeceğini düşünen tüketicilerin oranı Türkiye’de yüzde 45 iken, dünya ortalamasında bu oran yüzde 39’da kalıyor. Türkiye’deki tüketiciler, globalle karşılaştırıldığında, peraken-decisine daha fazla güvenen bir profil çiziyor. Mağaza içi alışveriş dene-yimi değerlendirildiğinde ise, satış danışmanının ilgisi ve müşteriye son satın aldığı üründen memnun kalıp kalmadığını sorması, müşterilerin yüzde 62 oranında memnun kaldığı bir yaklaşım olarak ortaya çıkarken; satış danışmanının müşterinin onli-ne sepetindeki ürünleri biliyor olması ise yüzde 26’lık bir katılımcı grubu tarafından rahatsız edici olarak de-ğerlendiriliyor.

Türk Tüketiciler Teslimat Hızını Önemsiyor

Global araştırma sonuçlarına göre

Türkiye teslimat hızına en fazla önem veren ülke… Türkiye’deki tü-keticilere teslimat süresi seçenekleri sunulduğunda, tüketicilerin yüzde 34’ü aynı gün içinde, yüzde 15’i ise yarım günde teslimat opsiyonunu seçeceğini ifade ediyor. Türkiye’deki tüketicilerin fiyat hassasiyeti tes-limat hızı konusunda da karşımıza çıkıyor. Teslimat hızı online alışveriş-lerdeki önemini korumakla beraber, katılımcıların yüzde 21’i ücretsiz kargo seçeneği sunulması durumun-da, perakendecinin öngöreceği süreyi beklemeye hazır olduklarını belirti-yor.

Türkiye’deki tüketicilerin ön plana çıkan davranışları: Tüketicilerin yüz-de 93’ü hazır giyim ve tüketici elekt-roniği alışverişlerinde interneti kul-lanıyor. Tüketicilerin beklentilerinin en fazla karşılandığı alanlar yüzde 70 ile ürünler ve yüzde 69 ile mağaza atmosferi olarak karşımıza çıkıyor. Tüketicilerin yüzde 57’si mağazadaki satış danışmanları ile iletişimlerinin ve internet ortamının beklentilerini karşıladığını, yüzde 14’ü ise karşıla-madığını düşünüyor. Tüketi-cilerin yüzde 53’ü tercih ettikleri perakendeci tarafından kendilerine sunulan fiyat ve promosyonların bek-lentilerini karşıladığı, yüzde 18’i ise karşılamadığı görüşünde. Tüketicile-rin yüzde 71’i güvendikleri peraken-deciler tarafından sunulan sadakat programlarına ilgi göstereceklerini belirtiyor. Tüketicilerin yüzde 21’i, teslimatın ücretsiz olması durumun-da perakendecinin uygun göreceği süreyi beklemeye hazır olduğunu ifade ediyor. Tüketicilerin yüzde 83’ü teslimat için randevulaşma sistemi uygulandığı takdirde bunu kullana-cağını söylüyor. Türkiye’de tüketi-cilerin yüzde 51’i perakendecilerin sosyal medya hesaplarına erişim yoluyla ürün önerisinde bulunmasına olumlu yaklaşıyor. Google ve Facebo-ok Türkiye’deki tüketicilerin yaşam tarzını en çok etkileyen şirketlerin başında geliyor.

Page 54: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

54 55

Dijital Medya ile İş Dünyasının Kuralları Yeniden TanımlanıyorWillis Towers Watson ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından gerçekleştirilen araştırma, dijital medyanın profesyonel yaşam üzerinde birçok olumlu etkisi

bulunduğunu ortaya koyuyor.

Dijital medyanın çarpıcı şekilde büyümesi, iş yapış şekillerini de-ğiştirirken, iş bulma, profesyonel becerileri

öğrenme ve geliştirme, iş ve özel hayat dengesi gibi konularda da birçok olumlu etkiyi beraberinde getiriyor. Ancak dijital medya bazı durumlarda üretkenliği azaltırken, eşitsizliği de artırabiliyor. Bunlar, global danışmanlık, brokerlik ve

iş çözümleri şirketi Willis Towers Watson’ın Dünya Ekonomik Fo-rumu işbirliği ile gerçekleştirdiği dijital medya araştırmasından elde edilen temel bulgulardan birkaçı.

Geçtiğimi Üç Yılda Önemli Oranda Artış Var

Toplum için Dijital Medyanın Gelecekteki Etkilerinin Şekillendi-rilmesi başlıklı ve sonuçları Da-

vos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda paylaşılan, 5 bini aşkın kullanıcının katıldığı çalışmaya göre, dijital medyanın iş amacıyla kullanımı geçtiğimiz üç yıl içinde önemli oranda artarken, bu duru-mun gelecekte de sürmesi bekleni-yor.

Kullanıcılar, çevrimiçi zamanlarının büyük bir kısmını iş, bilgi toplama veya öğrenme amaçlarıyla geçiri-

Mustafa [email protected]

Page 55: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

54 55

yor. Katılımcıların yüzde 32’sinin iş amacıyla çevrimiçi geçirdikleri gün-lük süre üç saatin üzerine çıkıyor. Dijital medyanın profesyonel yaşam üzerindeki etkilerine ilişkin bulgu-lar şöyle sıralanıyor:

Katılımcıların yarısından çoğu (yüz-de 56), dijital medyanın çalışma şekillerini değiştirdiğini belirtiyor.

Yüzde 41’lik bir kesim, sosyal med-yanın iş verimliliklerini artırdığını belirtiyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 14’ü iş verimliliğinin düştü-ğünü söylüyor.

Katılımcıların yarısı, dijital med-yanın profesyonel yaşamlarının kalitesini yükselttiğini belirtiyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 14’ü bu fikre katılmıyor.

Bunlara ek olarak, katılımcılar dijital medyanın işlerini ve hayatla-rının profesyonel yönlerini etkileyiş şekli konusunda son derece pozi-tifler:

Katılımcıların üçte ikisi, dijital medyanın profesyonel olarak çalış-ma, öğrenme ve geliştirme becerile-ri ile çalışma arkadaşlarıyla işbirliği yaratma yetkinliklerini geliştirdiği-ni belirtiyor.

Yaklaşık 10 kişiden altısı, dijital medyanın iş ve kişisel yaşamları arasındaki dengeyi sağlama, pro-fesyonel kontaklarla ilişki kurma ve iş bulma becerilerini geliştirdiğini söylüyor.

İş Hayatı Değişiyor

“Dijital medyanın artan kullanımı, insanların günlük hayatlarının yanı sıra iletişim kurma ve özellikle iş hayatında işbirliği yapma şekillerini

değiştiriyor” diye açıklamada bulu-nan Willis Towers Watson üst düzey yöneticilerinden Ravin Jesuthasan: “İçerik ve verinin dijitalleşmesinin yanı sıra yeni dijital iletişim tekno-lojileri; işlerin nerede, ne zaman, nasıl ve kimler tarafından yapıla-cağına ilişkin çok önemli fırsatlar da ortaya çıkardı. Bu aynı zamanda çalışma prensipleri ve koşullarının doğasını da değiştiriyor.”

Willis Towers Watson Türkiye ofisi danışmanlarından Elif Er, Türki-ye’deki uygulamalarla ilgili şunları belirtiyor: “Türkiye’de yaptığımız araştırmalar da bu yönde değişim-lere işaret ediyor. Bugün şirketlerin yüzde otuzunda esnek çalışma saati uygulamasının olduğunu görmek-teyiz. Şirketlerin yüzde onyedisi ise, çalışanlarına evden çalışma imkanı sunmakta. Bu oranların, özellikle yeni neslin beklenti ve alışkanlıkları doğrultusunda çok yakın bir gele-cekte artış göstereceğini öngörmek-teyiz.”

Dijital Medyadan Yararlanmak İçin Çalışmalar Sürüyor

Dünya Ekonomik Forumu, ABD Yönetici Direktörü Sarita Nayyar ise, “Dijital teknolojinin profesyo-nel hayatlarımızda sebep olduğu sonuçları ve iş hayatı üzerindeki etkisini anlamak için çalışmalar sürüyor. Konuyu daha iyi kavradı-ğımız anda iş hayatı, dijital med-yanın tüm olanaklarından hem ku-rumlar hem de çalışanlar için tam anlamıyla yararlanabilecek duruma gelecek” diyor. Tüm bu olumlu tabloya karşın dijital medyanın iş yaşamında olumsuzluklara da yol açabilece-ğini söyleyen Jesuthasan’a göre, dijital medyanın iş verimliliğini

ve üretkenliği azaltma potansiyeli de bulunuyor: “Dijital medyanın sağladığı verimlilik artışı ve fır-satların ekonomik uçurumlara bir köprü görevi görmesi ve eşitsizliği azaltmasına rağmen, muhtemel olumsuzlukları da hâlâ mevcut. Dijital medya ve ilgili teknolojiler, yetenek platformlarının verimliliği artırması ve nitelikli çalışanı ödül-lendirirken düşük vasıflı işlerin maliyetini de eş zamanlı olarak düşürmesi gibi yenilikler, kısa vadede eşitsizlik yaratabilir. Birçok platformun ve bilgi ile içeriğin parmak uçlarında olması, çalışan-ların ilgisini dağıtabilir ve çalış-maları sekteye uğratabilir. Bunun yanı sıra, daha fazla insan uzaktan çalışmaya başladıkça, çok değer-li olan yüz yüze iletişim süreleri azalmakta. Bu da karşılıklı anlayış ve işbirliğini azaltarak inovasyonu da engelleme potansiyeli taşımak-ta.

Her Süreçte Kendini Gösteriyor

Dijital medya, yeteneğin nereden doğup yayıldığından işlerin nasıl yapıldığına, belli bir işin çalışan ile müşteriyi nasıl birbirine bağladı-ğına kadar artık tipik bir kurumun her sürecinde kendini gösteriyor. Bu değişimler hesaba katıldığında, işverenlerin dijital medyayı yal-nızca alışılagelmiş işler gibi değil, kişisel yetenekleri belli bir işin ihtiyaçlarını karşılamak için daha doğru bir şekilde kullanma, işin sürdürülmesi için daha incelikli bir yaklaşım edinme, sosyal medya araçlarını kurum içerisinde ileti-şimi ve bağlantıyı sağlamak için kullanma, dijital becerilere kaynak bulma ve geliştirme, dijital lider-lik oluşturma gibi belli girişimler dahilinde ele almaları gerektiğine inanıyoruz.”

Mustafa [email protected]

Page 56: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

56 57

telekom

Savunma Yöntemlerine Güven Azalırken, Bir “Sektör” Haline

Gelen Siber Saldırıların Etkisi ArtıyorCisco Yıllık Güvenlik Raporu’na göre şirketleri sadece yüzde 45’i, eskimiş altyapılar ve

tarayıcı uzantılarından sızan veri kaynaklı saldırılar karşısında kendine güveniyor.

Tehdit istihbaratı ve siber güvenlik trend-lerini inceleyen Cisco 2016 Yıllık Güvenlik Raporu’na göre, sal-

dırganların daha sofistike, cesur ve dirençli yöntemler kullanması ne-deniyle dünya genelindeki kurum-ların sadece yüzde 45’i güvenlik ile ilgili pozisyonlarından ‘emin’ durumda.

Yöneticiler şirket güvenliği konu-sunda emin olmamakla birlikte,

yüzde 92’si düzenleyicilerin ve yatırımcıların şirketlerin siber güvenlik riskler konusunda kendi-lerinden etkin yönetim beklediğini düşünüyor. Bu nedenle de yöne-ticiler -özellikle operasyonlarını dijitalleştirme sürecinde- ku-rumlarının geleceğini güvenli bir hale getirmek için yeni önlemler alıyorlar.

Raporu değerlendiren Cisco MEAR (Ortadoğu- Afrika-Rusya) Siber Güvenlik Sistem Mühendisliği

Müdürü Hakan Tağmaç “ Güven-lik, yapısı itibariyle dayanıklılık, mahremiyet ve şeffaf bir şekilde görülen itimattır.

Nesnelerin interneti ve dijitalleş-me tüm sektörleri etkisi altına alır-ken, şirketler bu kavramları akılda tutarak teknoloji kapasitelerini geliştirmeli ve gerekli yatırımları yapmalılar. Daha faza teknik borç yaratamayız, bunun yerine sorun-larla bugün yüzleşmeli ve çözüm yolunda adım atmalıyız” diyor.

Süleyman [email protected]

Page 57: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

56 57

Hackerlar Yılda 34 Milyon Dolar Kazanıyor

Rapor aynı zamanda işletmelerin hızla gelişen saldırılar karşısında yaşadıkları zorlukları da ortaya koyuyor. Hacker’lar kar getirecek etkin ataklar için meşru kaynak-lardan faydalanıyor. Ayrıca siber suçlular gerçekleştirdikleri direkt saldırılarla -sadece fidye yazılımlar sayesinde- yılda 34 milyon dolar kazanıyorlar. Bu kötü niyetli ki-şiler herhangi bir mevzuata takıl-madan saldırılarına devam edebi-liyorlar.

Şirketler bu profesyonel siber sal-dırıları tespit etmelerini, mücadele etmelerini ve sonuçlarını telafi etmelerini engelleyen güvenlik zorlukları ile karşı karşıya kalı-yorlar. Eskimiş altyapılar, süresi dolmuş organizasyon yapıları ve uygulamalar kuruluşları tehlikeye atıyor.

Çalışma, bu yasadışı bir sektör haline gelmiş düşmanlara kar-şı korunmak için tüm süreçler, teknolojiler ve çalışanlara yatırım yapılması ve daha fazla işbirliği gerekliliğinin altını çiziyor. Araş-tırmada önce çıkan bulgular:

Azalan Güven, Artan Şeffaflık

Görüşülen şirketlerin yarısından azı ağdaki açıkların kapsamını belirlemek ve zararı telafi etmek konusunda kendilerinden emin. Ancak finans ve regülasyon yöneti-cilerinin büyük çoğunluğu yatırım-cıların ve düzenleyicilerin şirket-lerden beklentilerinin gelecekteki siber güvenlik riskleri konusunda daha fazla şeffaflık beklediği konu-sunda hem fikir. Bu da güvenliğin artık yönetim kurulu seviyesinde bir endişe haline geldiğini göste-riyor.

Eski Altyapılar

Güvenlik altyapılarının güncel ol-duğunu belirten işletmelerin sayısı yüzde 2014 ve 2015 yılları arasın-da 10 azaldı. Araştırma internet cihazlarının yüzde 92’sinin bilinen zafiyetlere sahip olduğunu ortaya çıkardı. Analiz edilen tüm cihaz-ların yüzde 31’i satıcı tarafından artık desteklenmiyor ya da bakımı yapılmıyor.

Potansiyel Zayıf Halka; KOBİ’ler

Gün geçtikçe daha fazla şirket teda-rik zincirlerinin ve küçük iş ortak-lıklarının daha az güvenlik aracı ve süreci kullandıklarını fark ediyorlar. Örneğin 2014- 2015 yılları arasında web güvenliği kullanan KOBİ’lerin oranı yüzde 10’dan fazla azaldı. Bu, şirketlerin yapısal zayıflıklardan kaynaklanan potansiyel risklerini gösteriyor.

Artan Dış Kaynak Kullanımı

Kalifiye işgücü eksikliği hemen her ölçekteki şirketin güvenlik portföy-lerini dengelemek için dış kaynak kullanımının değerini fark etmesini sağlıyor. Bu danışmanlık, güvenlik denetimi ve saldırılara karşı mü-dahaleyi de içeriyor. 2015 yılında özellikle etkin bir güvenlik için yeterli kaynağı olmayan KOBİ’lerin yüzde 23’ü güvenlik yaklaşımlarını geliştirmek için dış kaynak kullan-mayı tercih etti. Bir önceki yıl bu oran sadece yüzde 14’tü.

Sunucu Aktiviteleri Yer Değiştiriyor

Online suçlular aktivitelerini des-teklemek ve kötü niyetli amaçlarını gerçekleştirmek amacıyla sosyal medya üzerinden WordPress sunu-cuları gibi riskli sunuculara kayma-ya başladı. Örneğin siber suçlular

tarafından kullanılan alan adları geçen yıl Şubat ve Ekim ayları ara-sında yüzde 221 arttı.

Tarayıcı Temelli Veri Sızıntısı

Kötü amaçlı tarayıcı uzantıları ço-ğunlukla güvenlik ekipleri tarafın-dan düşük seviye bir tehdit olarak görülmesine rağmen, şirketlerin yüzde 85’ini etkileyen büyük veri sızıntıları için potansiyel bir kay-nak oluşturdu. Reklam yazılımları, kötü amaçlı reklamlar ve hatta ka-muya açık web siteleri ya da ölüm ilanları sütunları yazılımlarını düzenli olarak güncellemeyenlerin açık vermesine neden oldu.

DNS Kör Noktaları

Kötü olarak bilinen yazılımların yüzde 92’ye yakınının DNS’i kul-landığı ortaya çıktı. Güvenlik ekip-leri ve DNS uzmanları genellikle bir şirkette farklı BT gruplarında çalıştıkları ve işbirliği yapmadık-ları için bu sıklıkla güvenlikte ‘kör nokta’ yaratıyor.

Daha Hızlı Tespit

Sektör siber suçların tespit edil-me zamanını kabul edilemeyecek şekilde 100-200 gün arası olarak tahmin ediyor. Cisco 2015 Yarı Yıl Güvenlik raporu açıklandığından bu yana bu süreyi 46 saatten 17,5 saate indirdi. Daha hızlı tespit etmenin siber saldırının zararı-nı minimize ettiği, zararı ve riski azalttığı görüldü.

Güven Önemli

Şirketlerin gittikçe daha fazla diji-talleşme stratejilerini benimseme-siyle oluşan veri, cihaz, sensör ve hizmet hacmi daha gazla şeffaflık, güven ve hesap verilebilirlik ihti-yacı doğuruyor.

Page 58: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

58 59

telekom

Önümüzdeki Günlerde Karşılaşacağımız Mobil Teknolojiler

Ünlü araştırma şirketi Gartner, önümüzdeki günlerde hayatımızı derinden etkileyecek 10 mobil teknolojiye dair bir araştırma yayınladı. Araştırmaya göre, geleceği bugünden

çok farklı yaşayacağız ve cebimizdeki telefonların, tabletlerin çok farklı yetenekleri olacak. İşte o araştırma ve bir sene sonra bizi bekleyen büyük mobil sürprizler...

Teknoloji artık hayatımı-zın vazgeçilmez bir par-çası. Zamanı durdurama-dığımız gibi teknolojinin gelişmesi ve bizlere daha

iyi hizmet edecek ürünler sunması-na engel olamıyoruz. Hızla gelişen teknolojiyi yakalamak ise imkan-sız. Tam yakalık işte budur derken yeni bir ürün veya hizmet çıkıyor ve bizlerin yaşamına etki ediyor. Mobil teknolojilerin son yıllarda hızla gelişim göstermesi teknolojinin ne durumda olduğunun bir gösterge-si. Yanımızdan hiç ayırmadığımız mobil cihazlarımız üzerinde gelecek

yıl neler değişecek veya hangi yeni teknolojileri kullanacağız. Hepsi ve daha fazlası sizin için hazırladığımız yazımızda.

Multiplatform Uygulama Geliştirme Araçları

Mobil uygulama pazarı, farklı plat-formlar ve farklı mimariler nedeniy-le son derece karmaşık bir hal aldı. Artık bir yazılım geliştirici, hem iOS, hem Android, hem Windows platformları için aynı projeyi üç kere baştan sona yeniden yazmak zorunda kalıyor. Bu da maliyetle-

ri artırdığı gibi, yazılım ekibinin uygulamadaki açıklara ve sorunla hızı müdahale etmesini de engel-liyor. 2016’da ise tek bir yazılım geliştirme aracı üzerinden, üç farklı platformda da çalışacak uygula-malar geliştirmek mümkün ola-cak. Microsoft bu amaçla Window Bridge isimli bir yazılımı geçtiğimiz günlerde tanıttı. Windows Bridge sadece iOS yazılımlarını Windows ortamına dönüştürmeyi kolaylaştı-rıyor ama 2016’da çok daha gelişmiş araçlarla karşılaşacağız. Böylece bir uygulama aynı anda üç platforma birden çıkacak.

Mustafa [email protected]

Page 59: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

58 59

HTML 5

HTML 5, web sayfalarının her cihaz-da çalışmasını sağlayan, hem mobil, hem masa üstü, hem tablet, hem PC, hem Mac için ayrı ayrı tasarımlar yapma gerekliliğini ortadan kaldıran yeni standart olarak uzun zaman-dır büyük ilgi görüyordu. 2015’te yaygınlaşma sürecine giren HTML 5 artık 2016’da vazgeçilemez bir stan-dart halini alacak.

Gelişmiş Mobil Kullanıcı Arayüz Tasarımı

Mobil cihazlarda, farklı ve geliş-miş arayüzler görmeye hazır olun. Sayısız tasarımcı ve mobil geliştirici, uygulamalarının daha farklı ve daha gelişkin görünmesi, kullanıcılara daha kolay deneyimler sunabilmek için arayüzler üzerinden çalışıyor. 2016’da, artırılmış gerçeklik gibi farklı teknolojiler üzerine geliştiril-miş yeni arayüzlerle karşılaşacağız.

Yüksek İsabetli Lokasyon Tahmini

Bir kullanıcının lokasyonunu sadece bir iki metrelik yanılma payı ile tahmin edebilmek, mobil pazarlama stratejileri için büyük önem taşı-yor. Böylece artık onay verdiğimiz mağazalar, alışveriş merkezleri, tam olarak hangi mağazanın önünde bulunduğumuzu görebilecek ve yine izin verdiğimiz taktirde, o mağazada bize özel indirimlere dair teklifle-ri anında alabileceğiz. Ya da, Uber benzeri ulaşım servisleri, tam olarak hangi noktada durduğumuzu göre-rek, taksiyi tam önümüze getirebi-lecekler.

Giyilebilir Cihazlar

Akıllı telefonlarımız 2016’da, giyi-lebilir cihazlarımız için bir bağlantı istasyonuna dönüşecek. Akıllı saat,

akıllı mücevherler, akıllı gözlükler, akıllı giysiler piyasada yaygınlaşacak ve bu cihazlar sürekli akıllı telefo-numuzla bağlantı halinde olacak. Kalp ritmimizi, sağlık verilerimizi bu cihazlar üzerinden akıllı telefo-numuza gönderilen verilerden takip edeceğiz, mücevherlerimiz, takıla-rımız, bilekliklerimiz, kolyelerimiz, gözlüklerimiz farklı işlevleri yerine getirirken, cep telefonumuzu cebi-mizden çıkarma ihtiyacımız giderek azalacak.

Yeni Wi-Fi Standartları

802.11ac, 11ad, 11aq ve 11ah, Wi-Fİ ağlarının kapasitesini artırırken, Wi-Fi’ye olan talep giderek artacak. Ticari işletmeler ve yerel yönetimler, daha fazla Wi-Fi ağı kurmak duru-munda kalacak. Wi-Fi üzerinden lokasyon belirleyen uygulamaların da etkinliği artacak. Böylece ticari işletmeler, müşterilerini kolaylıkla takip edip teklifler gönderebilecek-ler.

Kurumsal Mobil Yönetim

“Enterprise mobile management” veya kısaca EMM kavramı, 2016’da hayatımızın bir parçası olacak. Kurumlar, çalışanlarına dağıttıkları mobil cihazların yönetimi için özel uygulamalar ve organizasyonlar geliştirmek zorunda olacaklar. Bu alanda hizmet verecek yeni uygula-malar, büyük bir pazar payı bulacak-lar.

İnternete Bağlı Mobil Akıllı Cihazlar

Nesnelerin interneti kavramı gide-rek ağırlık kazanacak ve evimizde, iş yerimizde, hayatımızın her alanında, internete bağlı olarak çalışan, mobil küçük eşyalarımız olacak. Kapı kili-dimizden, evdeki ampullere kadar, tost makinemizden, çay cihazımıza

kadar pek çok nesne internete bağlı olarak çalışacak. Otomobilimizle iş-ten dönerken, cep telefonumuzdaki uygulamadan evdeki çay makinesine çalışmasını emredeceğiz ve birkaç metre yaklaştığımızı görünce oto-matik olarak açılacak olan kapımız-dan geçip ısısı önceden istediğimiz değere yükseltilmiş evimize girdiği-mizde çayımız hazır olacak. Birkaç sene sonra, yemeğimizi de hazır-layıp biz gelmeden kısa süre önce fırına verecek robotların varlığını da görecek olursak şaşırmayalım.

LTE ve LTE-A

Saniyede 1 Gbps veri indirme hızına ulaşacak olan mobil bağlantı tek-nolojisi LTE ve gelişmiş versiyonu LTE-A, dünya çapında yaygınlaşacak ve bununla bağlantılı olarak, mobil servislerde çok daha gelişmiş hiz-metler mümkün olacak.

Ölçüm Araçları

Mobil teknolojilerde ölçüm araçları ağırlık kazanacak. Mobil kullanıcı-ların alışkanlıklarını ortaya çıkara-cak ölçüm ve istatistik araçları, iş dünyasının büyük talebiyle karşıla-şacak. Bu analiz araçlarının kulla-nıcılara ulaşabilmesini kolaylaş-tırmak içinse çok sayıda etkileyici promasyon ve ücretsiz uygulama karşımıza çıkacak.

Mustafa [email protected]

Page 60: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

60 61

BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz [email protected].

donanım

Page 61: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

60 61

5.5 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip olan Mate S, 1920x1080 piksel çözünürlüğüne ulaşıyor. Gorilla Glass 4 teknolojisini üzerinde barındıran bu ekran, yüksek kontrast değeri sayesinde oldukça doygun bir renk paletine ulaşabiliyor. İsteyen kullanıcılar ekranın renk değerleri ile oynayabilmeleri önemli bir özellik. 426 cd/m²’lik parlaklık değeri gayet başarılı, fakat güneşli ortamlarda daha yüksek bir parlaklık değerinin olması çok daha büyük bir avantaj olurdu.

Mate S’in önemli bir özelliği Touch Control tekno-lojisini desteklemesi. Bu teknoloji sayesinde yüksek bir verimlilik ile çalışan parmak izi sensorundan, parmağınızla resim albümüne anında ulaşabilmeniz ve resimler arasında gezebilmeniz. Bununla birlikte bildirimleri kontrol edebildiğiniz gibi, gelen çağrıları da yanıtlayabiliyorsunuz.

Performans ve Kamera

Huawei Mate S, ev yapımı 64 bit HiSilicon Kirin 935 işlemcisine sahip. Sekiz çekirdekli olan bu işlemcinin dört çekirdeği 2.2 diğer dört çekirdeği 1.5 Ghz hızında çalışıyor. 3 GByte bellek ve 128 GByte’a kadar yükse-lebilen 32 GByte’lık kapasite fazlasıyla yeterli. Mate S, günlük kullanımda yüksek bir hıza ulaşıyor. Ben-chmark testlerinde de iyi sonuçlar elde eden bu ürün, LG G4 ve Samsung Galaxy S6’dan aşağı kalır bir yanı yok. Ürünün belki en zayıf yanı 2620 mAh’lik batarya-sı. Bu ürünün batarya kapastesinin daha iyi olmasını beklerdik. Yine de yoğun kullanımda yaklaşık 8 saatlik bir kullanım sunan Mate S, günlük kullanımda 24 saat dayanabiliyor.

Kamera performansına gelince. Mate S, 13 MP’lik

RGBW sensörü ile donatıldı. Bu sensorun RGB sen-sorlarla farkı, oluşturulan görüntüde ekstra bir beyaz piksel oluşturması. Bunun avantajı özellikle loş or-tamlarda benzer ürünlerle kıyasla daha kalitesi yüksek fotoğraflar çekebilmesi.

Optik görüntü sabitleyicisinin yanı sıra Pro moduna da sahip olan Mate S, profesyonel kameralarda bildi-ğiniz tüm kamera ayarlarını yapabiliyor. Yaptığımız testlerde RGBW sensorunun çok büyük bir avantaj sağlayamadığını gördük. Özellikle düşük ışıklı ortam-larda bu hemen belli oluyor. Parlaklık değerinin ve renk doygunluğunun zaman zaman doğru olmadığını ne yazık ki fark ettik. Buna karşın hareketli objelerde ortalamanın üzerinde bir çekim performansı sergiledi-ğini söylemeliyiz.

Uzun Lafın Kısası

Huawei, Mate S ile üst sınıf kategorisine iyi bir giriş yaptı. Gerek tasarımı gerekse de performansı ile göz dolduran Huawei Mate S, piyasaya iyi bir giriş yaptığı-nı söylemeliyiz.

Tasarımı ile Fark Yaratmak İstiyor Huawei Mate S

Huawei Mate S, Android işletim sisteminden vazgeçmek istemeyen fakat iPhone’un ergonomisi ve tasarımına sahip olmak isteyen kullanıcılar için geliştirilmiş.

Teknik Özellikler:

İşlemci: HiSilicon Kirin 935 Ekran: 5.5 inç (1920x1080)Bellek: 3GByteKamera: Ön 8 MP, arka 13 MPBoyut: 149.8 x 75.3 x 7.2 mmAğırlık: 156 gr

Page 62: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

62 63

donanım

Dell Inspiron 15-5558, orta sınıf bir dizüstü sistemi. Bunun anlamı genel kullanım için ortalamanın üzerin-de bir performans ve sınırlı bir oyun seçeneği sunması.Orta sınıf çift çekirdekli Intel Core i5 5200U (Broa-dwell) işlemcisine sahip olan Dell Inspiron 15-5558, 15 Watt’lık güç tüketimi ile ilgi çekiyor. 2.2 GHz sistem frekansında çalışan bu işlemci, TurboBoost sayesin-de 2.7 GHz’e kadar çıkabiliyor. Bu da bir önceki nesil Haswell işlemcilerle kıyasla %10’luk bir performans artışı sağlıyor. Yaptığımız testlerde Dell Inspiron 15-5558’in hızlı ve sorunsuzca çalıştığını gördük. Sistem performansı gayet başarılı. Birçok uygulamayı takıl-madan çalıştığına şahit olduk. Üründe beğendiğimiz bir özellik bellek ve sistem kapasitelerinde tasarrufa gidilmemesi. 8 GByte’lik bellek ve 1 TByte’lık sabit disk ürüne ciddi bir güç katıyor. Benzer bir durum kullanılan Geforce 920M grafik yongası için de geçerli. Kepler mi-marisine sahip olan bu grafik yongası bir önceki nesil olan Geforce 900M ile kıyasla %20 daha performanslı.

Zaten ürün ile oyun oynadığımızda bu hemen belli oluyor. Birçok yeni nesil oyunu düşük ayarlarda rahat-lıkla oynadık. Sistemi fazla yormayan oyunlarda daha iyi ayarlarda da oynadığımız oldu. Uzun lafın kısası. Dell Inspiron 15-5558 birçok işi rahatlıkla yapabilen orta seviye bir dizüstü sistemi. Arada bir oyun oynayan kişilere de hitap eden Dell, uygun fiyatı ve ortalamanın üzerindeki performansı ile kendisini sevdirmek istiyor.

Dakikada 22 sayfa siyah/beyaz belge basabilen HP DeskJet Ink Advanta-ge 5575, 21 sayfa/dakika değeri ile renkli baskılar da alabiliyor. Mürekkep kartuş teknolojisi sayesinde çok yüksek çözünürlükte baskılar verebilen bu ürün, ilk baskı için 19 saniyede hazır oluyor. Küçük ve orta ölçekli ofis ile ev kullanımı için tasarlanmış olan bu ürün için bunlar gerçekten çok iyi değer-ler. Aylık baskı kapasiteniz 1000 sayfayı geçmiyorsa, HP DeskJet Ink Advan-tage 5575 sizi fazlasıyla mutlu edeceğini söylemeliyiz. Üründe beğendiğimiz bir özellik. USB bağlantı ile birlikte 802 bgn WLAN teknolojileri de üzerinde barındırması. Bunun avantajı Web üzerinden ve Mobil cihazlar üzerinden direkt bağlantı kurarak baskı işlerini alması. HP ePrint ve Apple AirPrint desteği sunan HP DeskJet Ink Advantage 5575, Android, iOS, Blackberry, Windows 8, Windows RT ve Windows 10 işletim sistemi yüklü olan cihazlar-dan baskı görevlerini yerine getiriyor. Sahip olduğu 525 MHz’lik işlemci ve 128 GByte’lık bellek sayesinde kullanıcıyı bekletmeden seri baskılar alabilen HP 5575, üzerinde bulunan 5.5 cm büyüklüğündeki renkli dokunmatik ekranı sayesinde kontrol edilebiliyor. HP DeskJet Ink Advantage 5575 çok başarılı bir hepsi bir arada çözümü. Hızlı ve kaliteli baskılar yanı sıra, baskı maliyeti-ni de ciddi anlamda düşüren bu ürün Lazer yazıcılara ciddi bir rakip olacak.

Uygun Fiyatlı DizüstüDell Inspiron 15-5558

Hepsi Bir Arada Baskı ÇözümüHP DeskJet Ink Advantage 5575

Teknik Özellikler

İşlemci: Intel Core i5 5200UEkran: 15.6 inç 1920x1080Bellek: 8 GbyteKapasite: 1 TByteBoyut: 23.35 x 345 x 243 mmAğırlık: 2 kg

Teknik Özellikler

Baskı Hızı siyah: dakikada 22 sayfaBaskı Hızı renkli: dakikada 21 sayfaEkran: 2,2" tek renkli Dokunmatik LCDTarama çöz: 1200 dpiBoyut: 454 x 156 x 410 mmAğırlık: 6.82 kg

Page 63: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

62 63

Lenovo, akıllı telefon piyasasını altına üstüne getir-meye kararlı. Satın aldığı Motorola markası ile herke-si şaşırtan Lenovo, kendi markası ile de çift kulvarda yarışıyor. İşin daha da ilginç yanı ise, her kesime uygun ürünler geliştirmesi. Bunlardan biri kuşkusuz Vibe serisinin önemli temsilcisi Vibe P1.

Lenovo Vibe P1’e yakınan baktığınızda birçok farklı telefon modelinin tasarımlarını almış. Belli ki Leno-vo, farklı üreticilerin tasarımlarından esinlenmiş. Bu esasında kötü bir şey değil. Hatta Vibe P1 için önemli bir avantaj. Öyle ki ürünün arka kısmına baktığı-mızda, 5000 mAh’lik pilin altında saklandığı plastik yüzey tasarımı Huawei Mate 7’ye benzese de düğme konumu ve kameranın yerleşimi One cihazına çok benziyor. Ürünün alt kenar kısmında, tıpkı iPhone’da olduğu gibi hoparlörler bulunuyor. Ön taraf tasarıma baktığımızda, parmak izi sensörünün bulunduğu bö-lümde Samsung havası seziliyor. Tüm bunlara rağ-men Magnezyum kasa sistemi, kullanılan malzeme ve işçilik çok başarılı. Belli ki Lenovo, Vibe P1’de epey bir uğraşmış.

Performans

5.5 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip olan Vibe P1, 1080 x 1920 (Full HD) çözünürlüğüne ulaşıyor. 64 bit 8 çekirdekli 1.5 Ghz hızına sahip Snapdragon 615 işlemcisi ve Adreno 405 grafik yongası birçok işle-mi rahatlıkla yapmanızı sağlıyor. Öyle ki yaptığımız denemelerde Vibe P1’in performansını beğendiğimizi söylemeliyiz.

Yeni nesil uygulamaları ve oyunları sorunsuzca açabilen Vibe P1, kendi arayüzünde de oldukça hızlı. Menüler arası geçişlerde bu hızı hemen fark ediyor-sunuz. Bununla birlikte İnternette gezinmek veya bir film izlemek herhangi bir takılma olmadan yapılıyor. 3 GByte büyüklüğündeki sistem belleğin bu alandaki rolü oldukça büyük. Yalnız 32 GByte büyüklüğündeki kapasite günümüzde ne yazık ki yetersiz kalıyor. Mic-roSD kart yardımıyla bu kapasite 128 Gbyte ek olarak arttırılabiliyor.

Sonuç

Lenovo Vibe P1’in önemli bir özelliği 5000 mAh’lik yüksek kapasiteli bataryayı paylaşabilmeniz. Daha doğrusu, Vibe P1, USB girişli cihazları şarj edebiliyor. İster kamera olsun, isterse de Tablet ya da başka bir telefon. Vibe P1, bu ürünleri şarj edebiliyor.

Vibe P1’in ön kamerası, 5 MP çözünürlüğünde ve Selfie çekimler için yeterli. Arka kamerası ise 13 MP çözünürlüğünde ve ortalama performans değerinin üzerine ne yazık ki çıkamıyor. Lenovo bu alanda çok fazla ağırlık vermemiş. Yine de bu kameralar günlük kullanım için yeterli olduğunu söylemeliyiz.

5000 mAh Pil Kapasiteli TelefonLenovo Vibe P1

Akıllı telefon sektöründe büyük bir atak yakalayan Lenovo, iddialı modelleri peş peşe piyasaya çıkartıyor. Bunlardan biri yüksek pil kapasitesi ile kendisinden söz ettirmeyi başaran Vibe P1.

Teknik Özellikler:

İşlemci: Snapdragon 615Ekran: 5.5 inç (1080x1920)Bellek: 3 GByteKamera: Ön 5 MP, arka 13 MPKapasite: 32 GbyteAğırlık: 189 gr

Page 64: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

64 65

donanım

Ekranı büyük bir dizüstü sistemi olsun ve performans-tan geri kalmasın. Fiyatı uygun olsun ama oyun oynama zevkinden de kullanıcıyı maruz bırakması. Bunlar her ne kadar hayal gibi görünse de HP bu hayali gerçekleş-tirdi. Oyuncuların en önemli olmazsa olmazı, Intel ve Nvidia teknolojilerinin tek çatı altında toplanması. Dört çekirdekli Intel Core i7-6700HQ işlemcisine sahip olan HP Pavillon Gaming 15, işlemci çekirdeklerini 2.6 ile 3.5 GHz hızında çalıştırabiliyor. Bu işlemci oldukça perfor-manslı. Öyle ki bu işlemci ile sadece oyun oynamıyorsu-nuz, Aynı zamanda da Video işleme uygulamalarını da rahatlıkla çalıştırabiliyor. Ekran yongası, 4 GByte bellekli Nvidia GTX950M. Bu yonga Skylake ile birleştiğinde Battlefield, Metal Gear Solid 5 ve GTA 5 gibi oyunlar rahatlıkla oynanabiliyor. Tabi burada kullanılan ve 16 Gbyte’a kadar yükseltilebilen 8 Gbyte bellek kapasitesini unutmamak lazım. Bununla birlikte 1 TByte + 8 Gbyte kapasiteli Hibrid diskin de önemi büyük. Üründe beğen-diğimiz bir özellik, bu ürüne M.2 SSD disk takabiliyor olması. HP Pavillon Gaming 15, tam performansta bile neredeyse ısınmıyor olması çok büyük bir avantaj. Fan-ların çalıştığını elbette hissedebiliyorsunuz. Ama bura-

daki gürültü oranı çok düşük ve kesinlikle rahatsız edici değil. Kullanılan 15.6 inç ekranın IPS olması da önemli bir avantaj. Dokunmatik olan bu ekran 1920x1080 piksel çözünürlüğüne ulaşıyor. Bundan da önemlisi ise, ekranın mat olmasından dolayı yansımaması ve oyun zevkini yarıda bırakmaması. Bu ekranın diğer bir özelliği ortala-manın üzerinde bir parlaklık ve kontrast değerine sahip olması. Yani bu ürünü, çok güneşli olmazsa da az güneşli ortamlarda rahatlıkla kullanabilmeniz.

TP-Link Archer C8 modelini Archer C9 ile yeniledi. 802.11ac standardına sahip olan bu yeni yönlendirici, özellikle yüksek veri aktarım hızı ile göz dolduruyor. TP-Link’in yeni ürünü olan Archer C9 AC1900, Archer C8’in bir üst sürümü ola-rak konumlandırılıyor. Archer D serisinin birçok özelliğini de üzerinde barın-dıran Archer C9, AC1900 isminden de anlaşılacağı üzere 802.11 ac standardını destekliyor. TP-Link’in bu modelinin benzer ürünlerle farkı ise hem 2.4 hem de 5 GHz frekans bandını desteklemesi ve bu sayede de teorik olarak 1900Mbit/sa-niyelik bir transfer oranına ulaşabilmesi. TP-Link Archer C9, elbette fiyat/perfor-mans oranı ile de büyük bir avantaj sağlıyor. Ama bundan da önemlisi ise sahip oduğu 3 MIMO anteni sayesinde ağ ortamında HD videoları ve online oyunları takılmadan istemcilere aktarabilmesi. Archer C9’un üzerinde üç adet anten yer alıyor. Bunun anlamı 5 GHz bandında teorik olarak 1300 MBit/sn (3 x 433 Mbit/sn ) veri transfer hızına ulaşması. Bu hıza ulaşabilmek için dizüstü sistemi veya PC sisteminizin WLAN yongası üç adet antene bağlı olması gerekiyor. Teoride bu değer anten başına 433 Mbit/sn, gerçekte ise %40’lık kayıp oluşuyor. Bu kayıp, başka WLAN cihazların yakında olması, aktarım hataları veya protokol deği-şikliğinden meydana gelebiliyor. Dolaysıyla yaptığımız testlerde yaklaşık 300 Mbit’sn’lik bir değere ulaşmamız gayet başarılı olduğunu söylemeliyiz.

Oyuncuların Yeni Dostu HP Pavillon Gaming 15

Yeni Nesil İnternet KeyfiTP-Link Archer C9 AC1900

Teknik Özellikler

İşlemci: Intel Core i7-6700HQEkran: 15.6 inç 1920x1080Bellek: 8 GbyteKapasite: 1 TByte + 8 Gbyte Grafik birimi: NVIDIA GeForce GTX 950MAğırlık: 2.32 kg

Teknik Özellikler

Kablosuz standart: 802.11ac/n/aArabirim: 4 x1000Mbps LAN, 1x Gigabit WAN, USB 3.0, USB 2.0 PortuFrekans: 2.4GHz ve 5GHzAnten: 3 adetGüvenlik: 64/128-bit WEP, WPA/WPA2, WPA-PSK/WPA-PSK2 şifrelemeBoyut: 221 x 86 x 168.5 mm

Page 65: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

64 65

Samsung gizliden Apple’a savaş açtı ve farklı alter-natifli ürünler üretmek için düğmeye bastı. Dizüstü sistemlerle kıyasladığında çok daha büyük bir ekrana sahip olan Galaxy View: 18.5, video izlemeyi seven kişiler için mükemmel bir seçim oluşturuyor. Öyle ki, 16:9 görüntü formatı desteği sayesinde sinema keyfi-ni kat kat arttırıyor. Bunlar elbette çok güzel avantaj-lar. Yine de böyle bir üründe daha keskin bir görüntü paneli ve 120 ppi piksel yoğunluğundan daha yüksek bir değer beklerdik. Bununla birlikte üründe kullanı-lan hoparlörlere çok önem verilmediği hemen belli oluyor.

Ergonomi

Bu tarz büyük ürünlerin en büyük sorunu kuşkusuz esneklik. Samsung Galaxy View’ın ayakları sadece 2 pozisyona göre ayarlanabiliyor. Bunun en büyük dezavantajı dizüstü sistemlerde bildiğimiz ekran açısını ayarlayamamak. Samsung Galaxy View, 2.65 kg ağırlığı ile kucakta uzun süreli kullanım için pek uygun kaçmıyor. Üründe beğendiğimiz bir özellik ise, ayak kısmını ters katladığınızda taşınabilir özelliği kazanması.

Android 6 yerine Android 5.1.1 işletim sistemi ile çalışan Samsung Galaxy View’e Bluetooth üzerin-de klavye ve fare bağlanabiliyor. Bu sayede örneğin Office uygulamalarını oldukça hızlı ve seri şeklinde çalıştırabilirsiniz. İşin içine video ve resim işleme girdiğinde, 1.6 GHz’lik sekiz çekirdekli işlemcinin daha iyi olmasını isterdik. Benzer bir durum 2 GBy-te’lık bellek için de geçerli. Günümüzde orta sınıf akıllı telefonlarda 2 GByte bellek kullanılıyor. Böyle bir üründe bu pek kabul edilemez. Neyse ki Samsung 32 GByte’lık kapasitenin yanında, kapasiteyi arttıran SD kart girişinden vazgeçmedi.

4G Desteği Yok

802.11ac WLAN ve Bluetooth 4.1 bağlantılarını kul-lanan Samsung Galaxy View, ne yazık ki 4G teknolo-jisini desteklemiyor. Bu teknoloji opsiyonel olarak da sunulmaması gerçekten düşündürücü. Buna karşın özelleştirilmiş bir ana ekranın olması iyi düşünülmüş bir özellik. Kullanıcı, çok hızlı bir şekilde Netflix ve Youtube gibi servislere zahmetsizce ulaşıyor. Kurulu gelen Family Square uygulaması ise Samsung akıllı telefonlardaki multimedya içerikleri paylaşabiliyor. Samsung Galaxy View bunun dışında pek bir numa-rası yok.

Uzun lafın kısası. Samsungs Galaxy View, sağlam bir işçiliğe sahip fakat fazlasıyla büyük ve esneklikten yoksun. Bu ürünü seyahatte kullanmak zor olabilir. Buna karşın mutfakta iyi bir televizyon alternatifi olabilir.

18.5 inç Büyüklüğünde Dev TabletSamsung Galaxy View

Samsung Galaxy View olarak adlandırılan 18.5 inç büyüklüğündeki bu tablet, oldukça büyük sükse toplayan Apple iPad Pro’dan hemen sonra piyasaya sürülmesi oldukça düşünceli.

Teknik Özellikler:

İşlemci: Snapdragon 615Ekran: 5.5 inç (1080x1920)Bellek: 3 GByteKamera: Ön 5 MP, arka 13 MPKapasite: 32 GbyteAğırlık: 189 gr

Page 66: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

66 PB

editör

Kariyerinin başında olan Y kuşağı ile iş tecrübesi daha fazla olan X kuşa-ğının, işyerinde eğlenerek çalışma, çalışma ortamının rahat olması ve hız-lı kariyer fırsatı elde gibi konulara bakış açıları birbirlerinden farklılaşı-yor. X ve Y kuşağının kariyer beklentisi konusuna yaklaşımları farklılaşsa da, iş hayatındaki kişilik özellikleri genel yargıların aksine çok benzerlik gösteriyor.

Türkiye’nin en önemli ölçme ve değerlendirme firmalarından biri olan Assessment Systems, sorumluluk bilinci, uyumluluk, deneyime açıklık, dışadönüklük ve duygusal dengesizlik gibi “Beş Faktör Modeli’’ni esas alarak Türk kültürüne uygun olarak geliştirilmiş, 29 kişilik özelliğinin değerlendirildiği ve bugüne kadar on binlerce kişiye uygulanan PERI Kişilik Envanteri ile iş hayatında yer alan X ve Y kuşağının kişilik özellik-lerini analiz etti. Araştırma sonuçlarına göre, X ve Y kuşağının kişilikleri arasında anlamı bir fark yok.

Genel yargılar, Y kuşağının X kuşağına göre daha az düzenli oldukları, disiplinden hoşlanmadıkları veya kuralları sevmedikleri şeklinde. Sorum-luluk Bilinci ana boyutu altında değerlendirilen Y kuşağı, X kuşağı gibi kendini yeterli gören, düzenli, disiplinli, kurallara bağlı, başarı odaklı ve ayrıntılı düşünen olarak tanımlıyor. Bir başka öne çıkan ilginç sonuç ise, X ve Y kuşağının başkalarına güvenme, açık sözlü olma, merhametli olma ve işbirliği yapma gibi kişilik özelliklerinin benzerlik göstermesi.

PERI Kişilik Envanteri sonuçlarına göre, her iki kuşağın da deneyime açık olduğu ortaya çıkıyor. Yaratıcı, sanata düşkün, duygusal, değişim yanlısı, fikir üreten, açık fikirli gibi özelliklerin analiz edildiği testte X ve Y kuşa-ğının aynı ölçüde deneyime açık olduğu görülüyor. Ayrıca dışadönüklük ve duygusal dengesizlik boyutlarında benzerlikler söz konusu.

X ve Y Kuşağının Kişilik Özellikleri İş Hayatında AynıPERI Kişilik Envanteri sonuçlarına göre, 1965-1979 arası doğan X kuşağı ile 1980-1999 arası doğan Y kuşağının tüm kişilik özellikleri arasında anlamlı bir fark olmadığı ortaya çıktı.

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı[email protected]

Page 67: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

BTGunlugu.com

Page 68: BT Günlüğü Mart - Nisan 2016