bthaber sayı 1036

40
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr SAYI 31 Ağusutos - 6 Eylül 2015 1036 Sayfa 13 Sayfa 14 Sayfa 11 Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, ‘Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’ ile ilgili açıklama yaptı. Pegasystems, Pega 7 ile iş ve BT birimi ilişkilerini gerçek anlamda sadeleştiriyor, bunu ‘bilişimde bir sonraki büyük adım’ olarak tanımlıyor. Ardıl yönetmelikle sektör rahatlayabilir İş ekibi ve BT birimi aynı dili konuşuyor Metin Tarakçı Alan N. Trefler Fujitsu World Tour, 17 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde yerli ve yabancı katılımcılarını ağırlayacak. Küresel duraklarda sıra İstanbul’da Selda Bağdat Bahadır 2015 rölantide geçti, 2016 ‘temkinli iyimserlik’ yaratıyor Hedef, başarılı bilişim projelerini yurtdışına pazarlamak Türksat Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül, hedeflerinin Türkiye’nin yazılım ürünlerini tüm dünyaya ihraç etmek olduğuna dikkat çekerek Türksat’ı halka arz etme çalışmalarının devam ettiği haberini verdi. Sayfa 7 Özel Haber Sayfa 3-4 Handan Aybars Türkiye’de 2015 yılında bilişim yatırımları, 2014 yılına göre kaçınılmaz olarak daha yavaş başladı. Bunun en büyük nedeni Haziran genel seçimlerini bekleyiş oldu. Ama bu bekleyişe seçim derman olmadı. 2014 yılındaki daha yoğun seçim takviminde beklemeye alınan yatırımlar, 2015’in ilk yarısındaki bekle- gör stratejisinin ardından, ikinci yarıda da yenilenecek seçimler yüzünden bu stratejiyi devam ettirecek gibi gözüküyor.

Upload: bthaber

Post on 23-Jul-2016

247 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: BThaber Sayı 1036

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

31 Ağusutos - 6 Eylül 2015

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ASRACK_3.pdf 1 6.01.2015 15:55

1036

Sayfa

13

Sayfa

14

Sayfa

11

Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, ‘Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’ ile ilgili açıklama yaptı.

Pegasystems, Pega 7 ile iş ve BT birimi ilişkilerini gerçek anlamda sadeleştiriyor, bunu ‘bilişimde bir sonraki büyük adım’ olarak tanımlıyor.

Ardıl yönetmelikle sektör rahatlayabilir

İş ekibi ve BT birimi aynı dili konuşuyor

Metin Tarakçı

Alan N. Trefler

Fujitsu World Tour, 17 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde yerli ve yabancı katılımcılarını ağırlayacak.

Küresel duraklarda sıra İstanbul’da

Selda Bağdat Bahadır

2015 rölantide geçti, 2016 ‘temkinli iyimserlik’ yaratıyor

Hedef, başarılı bilişim projelerini yurtdışına pazarlamak

Türksat Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül, hedeflerinin Türkiye’nin yazılım ürünlerini tüm dünyaya ihraç etmek olduğuna dikkat çekerek Türksat’ı halka arz etme çalışmalarının devam ettiği haberini verdi. Sayfa 7

ÖzelHaberSayfa

3-4

Handan Aybars

Türkiye’de 2015 yılında bilişim yatırımları, 2014 yılına göre kaçınılmaz olarak daha yavaş başladı. Bunun en büyük nedeni Haziran genel seçimlerini bekleyiş oldu. Ama bu bekleyişe seçim derman olmadı. 2014 yılındaki daha yoğun seçim takviminde beklemeye alınan yatırımlar, 2015’in ilk yarısındaki bekle-gör stratejisinin ardından, ikinci yarıda da yenilenecek seçimler yüzünden bu stratejiyi devam ettirecek gibi gözüküyor.

Page 2: BThaber Sayı 1036
Page 3: BThaber Sayı 1036

GÜNDEM 3

minimuma indirebilir.

Yazılımda seçici yatırımlar öne çıkacak

“Müşterilerimiz geride bıraktığımız 8 aylık dönemde yatırımlarına devam etse de, oluşan bu baskı nedeniyle yatırım kararı alırken artık daha temkinli davranıyor” bilgisini paylaşan Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, gelecek 4 aylık dönemde ise geçen yıllarda olduğu gibi bir yılsonu hareketliliği beklentisi içinde olduğunu vurguluyor. Dış pazardaki gelişmeler, erken seçime kadarki süreç, seçim sonrası çıkacak siyasi tablo ve siyasi partilerin seçim sonrası süreci nasıl yöneteceği de pazarın hareketliliğini ve iş sonuçlarını etkileyecek. İş analitikleri alanında Ar-Ge yatırımlarında herhangi bir kesinti yapmadıklarını söyleyen Gökhan Arıksoy, yine de geçmişten ders aldıklarını şu sözlerle anlattı:

“Bütçemizi 2014 yılı sonunda planladığımız gibi değerlendirmeye devam ediyoruz. Ama geçmiş deneyimlerimiz, geleceğe yönelik kararları etkiliyor. Geçen son 20 yılda, kurun hareketli olduğu dönemler

2015 rölantide geçti, 2016 ‘temkinli iyimserlik’ yaratıyorSeçim sonrası dönemde de hükümetin kurulamaması, kurumlar üzerinde baskı yarattı. Üstüne bir de Amerika’da açıklanan ekonomik veriler ve bunların ışığında Amerika Merkez Bankası’nın (FED) dünyayı hop oturtup hop kaldıran toplantıları, tüm dünyayı diken üstünde tutan faiz artırımı olup olmayacağı yorumları yetmezmiş gibi, Avrupa ekonomisindeki istikrar arayışı ve son darbe olarak Çin ekonomisinde ekonomik yavaşlama geldi. Bu demirbaş dertler ve daha fazlası, şirketlerin döviz cinsinden de TL bazında da borçlanmasını zorlaştırırken, son çeyrek dönemlerde daralan ekonominin gölgesinde yatırımlarda isteksizlik ve öteleme ön plana çıkabiliyor. En azından sektör bazında bu değişimi görmek, bilişim yatırımları söz konusu olduğunda erteleme veya önceliklendirme yoluna gitmenin şirketlerin tercihi olduğunu söylesek yalan olmaz. Yeri gelmişken, söylemesi kolay ama yapması zor bir gerçeği de vurgulamamak olmaz: Türkiye’de, bütün sektörlerde faaliyet gösteren her ölçekte şirketin, bilişim yatırımlarını ‘zorunluluktan’ değil, şirket kültürüne katkı yapan, rekabet avantajı sunan, masraftan ziyade ek gelir yaratan bir destek olarak görmesi, iç ve dış ekonomi gündeminin etkilerini

hepimizde daha dikkatli olmamız gerektiği algısını öğretti. Bu bakış açısıyla, kurdaki hareketliliğin ve siyasal belirsizliğin kurumsal müşterilerimizde bazı yatırımların ötelenmesi sonucunu doğurduğunu söyleyebiliriz. Yazılım sektörü içindeyse iş analitikleri, veri bilimi/büyük veri, müşteri deneyimi yönetimi, bulut bilişim gibi bazı özel alanların diğerlerinden daha hızlı büyümeye devam etmesini bekliyoruz. IDC gibi bağımsız değerlendirme kuruluşlarının yaptığı araştırmaları incelediğimizde, bu özel alanlar dışında sektördeki büyüme hızının genel olarak yavaşlayacağını tahmin ediyoruz.”

Sadece tüketmesek de, bilişimde üretici olsak…

Ekonomik veya siyasi belirsizlikler, gerekli asgari yatırımları engelleyecek seviyeye ulaşmadı, ancak planlanan sektörel büyümeyi sağlamadığı da ortada. “Kur dalgalanmaları, bundan sonra sektörü daha fazla etkileyebilir” tahmininde bulunan NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç’a

31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Taş Gibi Sağlam...

Ağır Koşulların Endüstriyel Switch

Teknoloji Lideri

EtherWan Türkiye Genel Distribütörü

Bağlantınız Olsun!

www.erete.com.tr

Dış ortam -40o C - 75o C arası sıcaklıkta Güvenlik CCTV kamera altyapısı için Endüstriyel Hardened PoE Switch ve FiberOptik Dönüştürücüler ile Ses, Görüntü, Data ve Enerjiyi güvenle taşıyın.

Haber Merkezi

Devamı 4. sayfada

İç ve dış gündemle yatay seyrini terk eden dolar ve euro bir yandan, faiz yükü bir yandan şirketleri beklemeye itiyor. Bu bekleme de bilişim yatırım takvimlerinde

öteleme ve önceliklendirmeleri beraberinde getiriyor.

Page 4: BThaber Sayı 1036

E-TOPLUM4 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

BTK’da yeni dönem1 Haziran tarihinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer’in görev süresinin sona ermesi nedeniyle BTK Başkanlığı’na Kurul 2. Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan vekalet ediyordu. 25 Ağustos’ta Dr. Ömer Fatih Sayan’ın BTK Başkanlığı’na atanmasıyla BTK’da yeni dönem başladı. BTK, aynı zamanda 15. yılını kutluyor. Sayan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun kuruluşunun 15. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende bir konuşma gerçekleştirdi. Sayan, “Telekomünikasyon sektörünü düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Telekomünikasyon Kurumu, 15 Ağustos 2000 tarihinde faaliyetlerine başladı. 2008 yılında çıkarılan Elektronik Haberleşme Kanunu ile kurumun ismi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak değiştirildi. Sektörel düzenleyici kurum olarak oluşturulan BTK’nın kuruluş aşamasındaki

ve ilk yıllardaki görevleri daha çok elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme faaliyetlerine yönelik iken, daha sonra çıkarılan farklı kanunlarla kurumun görev alanı genişletildi. Kurumumuz 2000 yılından bu yana gerçekleştirilen düzenlemelerle, elektronik haberleşme sektörünün sağlıklı bir şekilde geliştirilerek ekonomik hayata ve bilgi toplumu hedefimize katkı sağlanması noktasında hayati bir rol üstlendi” şeklinde konuştu.

Kasım ayında tatbikat düzenlenecek

“Politika belirleyicisi olarak

Ulaştırma Bakanlığımızın belirlediği vizyon doğrultusunda yapılan çalışmalar sonucunda ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması yolunda BTK olarak üzerimize düşeni yerine getirmek için tüm birimlerimizle ‘sürekli gelişim’ anlayışıyla çalışıyoruz” ifadesini kullanan Sayan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sektörümüz, kendi gelişiminin yanı sıra diğer sektörlerin de büyümesi ve gelişmesinin lokomotifi haline geldi. Yaptığımız düzenleme, denetleme ve yetkilendirme faaliyetlerimizde serbest piyasa ve adil rekabet

ortamı oluşturma, tüketici hak ve menfaatlerini koruma gibi önemli ilkeleri esas alıyoruz. Düzenleyici kurum olarak en önem verdiğimiz konuların başında tüketicinin refahının artırılması geliyor. Bunun içinde de tüketicilerin elektronik haberleşme hizmetlerine ödediği ücret ve bunun karşılığında aldığı

hizmetin niteliği temel odak noktamızı oluşturuyor.” Sektörel, ulusal ve uluslararası siber güvenlik tatbikatları düzenlendiğini hatırlatan Sayan, kasım ayında da yeni bir tatbikat düzenlemeyi planladıklarını söyledi.

“Kendi bulut sistemimizi oluşturacağız”

Dr. Ömer Fatih Sayan, IMT-Advanced ( 4,5G ) ihalesiyle ilgili olarak “Bu ihale ile birlikte 5G’nin altyapısı oluşturulmuş olacak. 2023 vizyonumuzda telekomünikasyon sektörünün stratejik sektör olarak belirlenmesi, yerli şebeke altyapıları, yerli telefon, milli kripto ve kendi veri depomuzu yani bulut sistemimizi oluşturacağız. Buna ulaşmak için UDHB, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Savunma sanayi Müsteşarlığı, TÜBİTAK ve KOSGEB ile yakından çalışmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Haber Merkezi

Resmi Gazete’nin 25 Ağustos 2015 tarihli nüshasında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla BTK

Başkanlığı’na Dr. Ömer Fatih Sayan atandı.

Dr. Ömer Fatih Sayan

göre, bilişim sektörünün, ithalata dayalı bir sektör olduğunu da dikkate aldığımızda, kurumlar ve şirketler ihtiyaçları olandan daha azıyla yetinmesi gerektiği gerçeği ile karşı karşıya kalabilir.

Burak Koç, kamu ve özel sektörün 2015 yılı için Türkiye’de altyapı yatırımlarına devam ettiğinin görüldüğü kanısında. Ancak bunun ‘sürdürülebilir’ olmasının önünde temel engeller de var. Burak Koç’a göre dert de derman da açıkça ortada: “Ekonominin yaşadığı her belirsizlik döneminde bilişim yatırımlarının kesintiye uğramasının önünü, sadece bilişim tüketen değil aynı zamanda üreten bir ülke olduğumuz zaman görebileceğiz.”

Bulut servislerine talep arttı

2015’i iki yarıyıla bölerek değerlendirmek lazım. İlk yarıyılda konjonktür ve kur dengesi nedeniyle hemen hemen her alanda belirli büyümeler oldu. Bulut ise son yıllarda olduğu gibi en hızlı büyüyen yatırım alanı. Bu yorumu yapan Bulutistan kurucu ortaklarından Begim Başlıgil’e göre, ikinci yarıyılda ise hem yaz dönemi hem ardındaki belirsiz dönem

nedeniyle geçmişten alışık olduğumuz bir dondurma dönemi başladı. Yine de Başlıgil, bu durumun, bulut servislerinin getirdiği “kullandığın kadar öde”

modelinin çekiciliğini artırdığı kanısında. Yani bazı alanlarda durma ve gerileme olurken, bu dönem bulut servislerinin ivmesinin arttığı görüldü.

Öte yandan, şirket giderlerini düşürecek servisler, örneğin video konferans ile ulaşım giderlerini düşürmek ya da geliri arttıracak CRM servisleri de Başlıgil’e göre, popüler

yatırım başlıkları. Bu arada, son dönemlerde olduğu gibi veri merkezi ve felaket yönetimi alanına olan talep de pazardaki hareketliliği arttıran bir unsur.

Bulutistan kurucu ortağı Orçun M. Özalp: “Bu yılın son döneminde yatırımların belirli ölçüde dondurulmasına rağmen, genelde olduğu gibi, büyüyen ve hızlanan bir pazar bekliyoruz. Biz, insan kaynağı yatırımlarımızı arttırıyoruz ve geleceğe yatırım yapıyoruz. Öncelikli stratejiler konusunda, bulut bilişim ve nesnelerin interneti konularında 2016’ın da hareketli bir yıl olacağını düşünüyoruz.”

Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy: “2016’da bilişim sektöründeki hızlanma, siyasi tabloya göre şekillenecek. 2015 Nisan ayında Gartner tarafından yapılan araştırmaya göre, önümüzdeki 5 yıllık dönemde dünya genelinde CEO’ların gündeminde; ilk sırada müşteri deneyimi yönetimi yer alırken, bunu dijital pazarlama, iş analitikleri, bulut bilişim, veri bilimi/büyük veri ve akıllı süreçler takip ediyor. Kurumsal firmaların üst düzey yöneticileriyle yaptığımız görüşmelerden, Türkiye’de de benzer bir eğilim olduğunu görüyoruz.”

NetApp Ankara Bölge Müdürü Burak Koç: “Sadece 2015 değil, gelecek iki ila üç yılın, Türkiye’nin altyapısını iyileştirmek ve bilişim sektörü ile ilgili mevzuatı düzenlemekle geçeceğini düşünüyorum. 4.5G, bulut altyapıları gibi yatırımlar sürecek. Bulut bilişimde dünya ülkelerine göre geri kaldığımızı ve hızlı bir şekilde yatırımların devam etmesi gerektiğini söylemeliyim. Altyapıların tamamlanması ile başlayacak süreç, bilişiminin ithalata dayalı olmasından çıkıp, kendi içinde yaşayan bir ekonomiye dönüşmesini sağlayacak.”

Yarıyıldan yeni yıla bakış

Page 5: BThaber Sayı 1036
Page 6: BThaber Sayı 1036

E-TOPLUM6 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Ülkeyi uzun süre meşgul eden genel seçimlerin ardından yeni bir hükümet kurulamayınca, Türkiye gündemine yeniden ‘seçim’ konusu girdi. Genel seçim sürecinde www.anliksecim.com adresinden siyasal kampanyalar ve liderlerin sosyal medyadaki etkilerini canlı olarak aktaran Mantis Yazılım, genel seçimlerle ilgili olarak milyonlarca mesajı büyük veri işleme teknikleri kullanarak analiz etti ve sonuçları infografik olarak değerlendirdi. Sosyal Göz (www.sosyalgoz.com) altyapısı kullanılarak elde edilen seçim infografiği, yeni seçimlerin yaklaştığı bu günlerde sosyal medyadaki seçmenin nabzını daha iyi anlayabilmek adına, oldukça dikkat çekici sonuçlar içeriyor.

Sosyal Göz ile hedef kitleyle doğrudan iletişime geçiliyor

Mantis Yazılım Genel Müdürü Dr. Güven Köse, analizlerin 12 Mayıs – 12 Haziran aralığında gerçekleştirildiğini kaydederek şu bilgileri verdi: “Hem partilerin hem de parti genel başkanlarının en çok kullandıkları sosyal medya aracı Twitter olurken, en çok tweet atan lider Ahmet Davutoğlu, takipçi sayısını en fazla arttıran ve mesajları en çok RT edilen lider ise Selahattin Demirtaş oldu. Genel seçim

Türkiye’de e-fatura ve e-arşiv fatura izni alan ilk özel entegratör olan İdea Teknoloji Çözümleri, Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan (GİB) e-bilet ve e-yolcu listesi düzenlenmesi iznini aldı. Böylece kara ve deniz yolu taşımacılığı ile şehirlerarası veya uluslararası yolcu taşımacılığı yapan şirketler, İdea Teknoloji Çözümleri’nin e-bilet uygulamasını kullanarak, biletlerini e-bilet şeklinde düzenleyebilecek.

Uygulama ile otobüs şirketleri veya deniz taşımacılığı yapan şirketler e-biletleri müşterilerinin e-posta adreslerine veya mobil telefonlarına iletebiliyor. Bilet satın alan yolcuların elektronik ortamda düzenlenen bu biletin çıktısını almaları da mümkün.

Eski sistemde olduğu gibi, müşterilerin bu kâğıt çıktıyı merkez, şube veya acenteye imzalatıp kaşeletmelerine de gerek yok. İdea Teknoloji Çözümleri Yönetici Ortağı Bahadır Onay, “E-bilet uygulamalarımızla seyahat ve

turizm gibi sektörlere sayısal dönüşümü, verimi ve tasarrufu da getiren olanakları sunmuş oluyoruz” dedi.

Alınan e-bilet, Tebliğ’de belirtilen bilgileri içermek koşuluyla, uçak biletlerinde olduğu gibi, bir karekod şeklinde cep telefonuna mesaj olarak iletilebilecek. Bu elektronik belge, seyahat etmek için yeterli bir belge olacak. Yolcu istemediği takdirde, ayrıca kâğıt ortamında bir bilet taşımak zorunda kalmayacak, kağıt israfı önlendiği gibi, hız ve kolaylık sağlanacak. Biletin elektronik olması, bedelinin şirketlerce gider kaydedilmesine engel değil. E-biletin seyahat firması tarafından mali mühür veya e-imza ile imzalanmış olması yeterli olacak.

Seçmenin nabzıseçim infografiğinde!

Artık biletler de elektronik ortamda

sürecinde Ahmet Davutoğlu 3.3 saatte bir tweet atarken, Kılıçdaroğlu 8.3, Bahçeli 16.7 ve Demirtaş 33.3 saatte bir tweet attı. HDP, Twitter’da en fazla konuşulan, AKP ise en fazla RT edilen parti olurken, takipçi sayısını en fazla arttıran parti HDP oldu. Seçim günü partilerin sosyal medyada konuşulma oranı ise AKP’nin yüzde 38, HDP’nin yüzde 34, CHP’nin yüzde 18 ve MHP’nin ise yüzde 10 olarak tespit edildi.” Köse, bu tür analiz çalışmalarına önümüzdeki süreçte devam edeceklerinin altını çizip Sosyal Göz üzerinde geliştirme ve iyileştirme çalışmalarının da aralıksız olarak devam ettiklerini belirterek “Özellikte anliksecim.com çalışmasından sonra sağlık, e-Ticaret, pazarlama ve reklam sektörlerinden benzer içerikte portallar oluşturulması için çok sayıda talep geldi. Sosyal medya ve haber, sözlük, forum, blok gibi internet kaynakları üzerindeki önemli içeriklerin anlık ve tek bir pencereden sunulduğu bu portallar ile, markalar ya

da şirketler rakiplerini ve kendi durumlarını canlı olarak takip edebiliyor. Son dönemde Sosyal Göz üzerindeki çalışmalarımızda; reklam verenlerin hedef kitle analizleri üzerinde yoğunlaştık. Bu sayede marka ya da firma için sosyal medya üzerindeki hedef gruplar belirlenebiliyor ve Sosyal Göz üzerinden bu kitle ile doğrudan iletişime geçilebiliyor” açıklamasını yaptı. Köse, Sosyal Göz kullanılarak ülkemizde yoğun olarak kullanılan Twitter, Facebook, Instagram ve Youtube gibi mecralarda paylaşılan görseller üzerinde gerçekleştirilen analizlerle kampanyaların sosyal medyadaki yansımalarının çok daha etkili bir biçimde ortaya konulabildiğini ve görselleri paylaşan kullanıcıların ayrıntılı analizlerinin gerçekleştirilebildiğini belirtti. Sosyal medya analizi ve sosyal medya yönetimini tek bir yazılımla etkili bir biçimde gerçekleştirmeyi hedefleyen Sosyal Göz ekibi ses getirecek yeni özellikler için yoğun olarak çalışmaya devam ediyor.

Mantis Yazılım, genel seçimlerle ilgili olarak milyonlarca mesajı büyük veri

işleme teknikleri kullanarak analiz etti ve sonuçları infografik olarak BThaber

ile paylaştı.

sosyalgoz2015 Genel Seçimleri İnfografik

sosyalgoz.com

En çok hangi liderin tweetleri RT edildi?

127.492 defa RT edildi.1.

80.701 defa RT edildi.2.

74.002 defa RT edildi.3.

70.976 defa RT edildi.4.

1 ayda kaç tweet attı? Son takipçi sayıları Takipçi artış

Ahmet Davutoğlu

Kemal Kılıçdaroğlu

Devlet Bahçeli

Selahattin Demirtaş

3 milyon

2.97 milyon

800 bin

1.74 milyon

Liderlerin tweetlerinin, tweet başına ortlama RT sayıları.

5.543 defa RT edildi.1.

1.105 defa RT edildi.3

1.805 defa RT edildi.2.

845 defa RT edildi.4.

bir tweet atıyor?

8 16 24 32 40saat

Hangi lider kaç saatte

3,38,3

16,733,3

1.425 412 5637220,571,97 1,00 0,78

137 304 221 331

Atılan tweetlerin ortalama RT sayısıOrtalama saatlik tweet sayısıSon 1 ay içerisinde kaç tweet attı?

Partiler

LiderlerParti Genel Başkanları

Mecliste Sandalye Kazanan Siyasi Partiler

Kim ne kadar konuşuldu?** Tüm veriler 12.05. - 12.06.15 arasında toplanmıştır.

Takipçi Sayıları 148.443 279.133 226.929 248.637

Takipçi Artış Değerleri 25.962 27.010 25.589 54.313

Tweetlerin RT Edilme Sayıları 195.238 125.238 171.120 186.820

Tweetlerin Ortalama RT Sayıları 137 304 221 331

Son 1 Ayda Atılan RT Sayısı

Son 1 Ayda Atılan Tweet Sayısı

Saatlik Ortalama Tweet Sayısı

4.593.938 2.032.422 1.584.081 4.140.334

1.307.012 836.587 570.059 1.413.690

7.4657.931 3.856 2.895

akp davutoğlu

hdp chp

parti jeansbiri

mhp erdoğan

başbakan seçim ahmet

fuatavni yok

türkiye milletvekili

tek yeni pkk son

fuzuli

#hashtag akp sandığınasahipcık hdp chp mhp secim2015 davutoğlu akparti 1mayıs mittırlarındansilahçıktı lys güçlübitlisgüçlütürkiye milletcealkıslıyoruz protestoediyorum onlarkonusurakpartiyapar başkakapıya buseçiminsonucu sondakika yüzyılınprojesi erdoğan

chp kılıçdaroğlu

hdp mhp akp

seçim parti

jeansbiri kemal

türkiye yeni yok

aday genel

milletvekili erdoğan

kilicdarogluk son

melihgokcek iktidar

#hashtag chp mhp hdp milletcealkıslıyoruz akp chpdeönseçimdemokrasişöleni yaşanacakbirtürkiye milletçealkışlıyoruz akparti yüzyılınprojesi sandığınasahipcık secim2015 chpiktidara lys kılıçdaroğlu gökçekbombalıyor onlarkonusurakpartiyapar aof haber izmirdenbaşbakangeliyor

hdp demirtaş

chp akp

mhp barajı seçim

pkk parti

selahattin erdoğan

yok tek

kürt son

meclise oylar adayı

diyarbakır milletvekili

#hashtag hdp demitaş sandığınasahipcık chp secim2015 bizlermeclise akp mhp sesimiznefesimizhdp demirtaşcnntürkte bugüngünlerdenhdp barışkazanacak demirtaşfoxta oylarhdpye demirtaşbingölde islamdüşmanıhdp hdpicinartı1oy buseçiminsonucu kazlıçeşmedehalayvar geçmişolsunhdp

mhp chp hdp

bahçeli akp

devlet bilgi

seçim parti

türkiye koalisyon

erdoğan gundem

milletvekili aday bbp yok pkk tek son

#hashtag mhp bizimleyürütürkiye chp turan hdp başkabirsevdamızolmadi akp secim2015 mhpgeliyor devletsözü akparti bizimleyürüizmir mhpveseçimvaatleri hatırla erdoğan manisa sandığınasahipcık mhpneyapar koalisyontahminim bahçeli

akp · hdp · chp · mhp · davutoğlu · demirtaş · kılıçdaroğlu · parti · erdoğan · türkiye · milletvekili pkk · yok · başbakan · bahçeli · ahmet · adayı · barajı · fuatavni · yeni · tek · son · devlet · genel

Tüm Partilerin Tweetlerinde En Çok Kullanılan Kelimeler

En Fazla Kullanılan Kelimeler ve # Hashtagler

12Haziran

% 38 % 18 % 10 % 34

1 Ay Boyunca Konuşulma Oranları% 35 % 19 % 13 % 33

Seçim Günü Konuşulma Oranları

84

73

41

23

4,5%

3,6%

4,7%

16%

powered by sosyalgoz www.sosyalgoz.com · www.mantis.com.tr+90 (312) 299 25 05CALL VISIT

Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri Dağılımı

RT sayısına veya takipçi sayısına göre milletvekili dağılımı

Toplam paylaşım sayısına göre millletvekili dağılımı

% 46

% 24

% 15

% 15

% 37

% 17 % 13

% 33

% 36

%18 % 13

% 33

Uyarı: Tüm veriler referans amaçlıdır, izinsiz kullanılamaz.

EVET

12.06.2015 tarihli resmi website twitter hesap verileridir.

@akparti

@ahmet_davutoglu

@kilicdarogluk

@dbdevletbahceli

@hdbdemirtas

@herkesicinchp @mhp_bilgi @hdpgenelmerkezi

İdea Teknoloji Çözümleri Yönetici Ortağı Bahadır Onay

Page 7: BThaber Sayı 1036

Türksat’ın 3 ana faaliyet alanından bahseden Prof. Dr. Ensar Gül, uydu haberleşme, kablo yayıncılığı, e-Devlet Kapısı hakkında ayrıntılı bilgi paylaştı. Gül, şunları söyledi:

“Türksat 4A uydusunu fırlattık. Türksat 4B uydusu fırlatılmaya hazır; ekim 2015’te fırlatacağız. Daha çok veri hizmetleri için kullanılacak. Türksat olarak uydu kapasitemizi 2 katına çıkaracağız. Yerli uydu için geçen aralık ayında çalışmalara başlandı. Yerli uydu Türksat 6A da 42 derecede yerini alacak. TAİ ve ASELSAN bu projenin içindeler. Yetiştirdiğimiz mühendisleri görevlendiriyoruz. Uydunun tasarımı ve yazılımı tamamen yerli; yaklaşık 5 yıl sürecek. 2020’de uzaya fırlatılacak. Yazılımı TÜBİTAK UZAY gerçekleştiriyor. Türksat 5A uydusunun çalışmalarını sürdürüyoruz. TAI’deki USET’te (Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi) yapılacak. Ayrıca Türksat 6A’nın yapımı da bu merkezde gerçekleştirilecek.”

2023’e kadar tüm illere kablo hizmeti götürülecek

Prof. Dr. Gül, Türksat’ın DigitalGlobe’un Türkiye temsilcisi olduğunu söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu yıl gözlem uydusu tedarik etmek için şartname hazırlıkları sürüyor; uydu ihale ile temin edilecek. Böylece kendi gözlem uydumuz olacak. Gözlem uydusunda ticari olarak başarılı olursak uydu sayısını artıracağız. Türksat 4B ile internet hizmetleri ve hizmet ihracatı artacak.

Bir başka faaliyet alanımız da kablo operatörlüğü. Kablo TV altyapımız halihazırda 23 ilde kurulu olup 2023’e kadar tüm illere kablo hizmeti götürmeyi hedefliyoruz. Kablo deyince sadece TV hizmeti değil, internet hizmeti de veriliyor. Tamamen fiber optik kablolama ile

Türksat’ın hedefi: Başarılı bilişimprojelerini yurtdışına pazarlamak

gerçekleştiriliyor. Kabloda yerli, yabancı ve sinema kanalları olmak üzere 200’ün üzerinde kanalımız bulunuyor. Kablodaki hedefimiz, Teledünya platformlarını yurt dışına yaymak. Örneğin ilk aşamada, Almanya’da internet üzerinden müşterilerimize ulaşmayı planlıyoruz. Ayrıca kablo üzerinden sabit telefon hizmeti de vermeye başlıyoruz; bu hizmetin altyapısını hazırladık. Bunu kablo üzerinden kablo müşterilerimize vereceğiz. Müşteriye gittiğimiz zaman hem cep telefonu hem sabit telefon hem internet hem TV hizmeti verebileceğiz. Cep telefonu için sanal operatör kurma çalışmalarımız sürüyor.”

HGS ve OGS sorgulaması da e-Devlet Kapısı’nda

e-Devlet Kapısı’nın yazılımını Türksat’ın geliştirdiğine dikkat çeken Gül, bu konuda şu şekilde konuştu: “e-Devlet Kapısı’nı biz işletiyoruz. Kimliğinizi e-Devlet Kapısı’nda doğruluyoruz. Böylece

diğer devlet kurumlarının hizmetine erişiyorsunuz. Her gün yeni hizmetler açılıyor. Akıllı telefonlar için uygulama yazdık. Aynı hizmetleri cep telefonu üzerinden de alabileceksiniz. Şu anda 50 civarında mobil hizmet var ve hizmet sayısını artıyoruz. 190’in üzerinde kurum mevcut. Kurum, son kullanıcıyla karşı karşıya gelmiyor. Hizmeti güvenilir şekilde kullanıcıya getiriyoruz. Çünkü arada e-Devlet Kapısı bulunuyor. Biz M2M iletişimi de güvenli şekilde sağlıyoruz. e-Devlet Kapısı’nı yaklaşık 23,5 milyon kişi kullanıyor. Amacımız 25 milyon kullanıcıya çıkmak. e-Devlet Kapısı’nda son olarak HGS ce OGS sorgulama hizmetini açtık. Bu yıl 112 devlet üniversitesinde, 28 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında e-Kayıt sistemi uygulandı. Askerlik sevk işlemlerinin de e-Devlet Kapısı üzerinden gerçekleştirilmesi büyük kolaylık sağlıyor. Bankalarla irtibattayız. Denizbank ile anlaştık. Denizbank müşterisiyseniz ayrıca e-Devlet Kapısı şifresi almanıza gerek kalmıyor. Biz bunu tüm bankalarla yapmak

istiyoruz. İnternet bankacılığı hizmetlerini kullanıyorsanız, otomatik olarak e-Devlet Kapısı hizmetlerini kullanabiliyorsunuz.”

Bilişim projelerinde sistem entegratörlüğü yapıyoruz

Kamu kurumlarındaki bilişim projelerini Türksat’ta yapmadıklarının ancak söz konusu projeleri bir sistem entegratörü olarak gerçekleştirdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Gül, proje yönetimini üstlendiklerini ifade ederek “Firmaları inceliyoruz; ihaleye çıkarak yazılım ve donanımları yaptırıyoruz. Biz projeyi yönetiyoruz. Projelere Türksat içinden proje yöneticileri atıyoruz. Her anlamda projeyi takip ediyoruz. Bize iş veren kurumun işini takip ediyoruz. Sonuçta, sistem entegratörlüğü ve proje yönetimi yapıyoruz. Sorumluluğu üzerimize alıyoruz” dedi. KKTC’deki e-Devlet dönüşümünü de tamamıyla Türksat’ın yönettiğini kaydeden Gül, konuşmasına şöyle devam etti:

“KKTC’de elektronik kimlik

dağıtmaya başladık. Entegre Veri Merkezi’ni de de Türksat gerçekleştirecek. Projenin sahibi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı. Biz, altyüklenici, entegratör olarak projeyi yönetiyoruz. Kamu Sertifikasyon Merkezi kuruldu. Diğer yandan Türkiye’de çok başarılı bilişim projeleri bulunuyor. Biz başarılı bilişim projelerini de yurt dışına pazarlamak istiyoruz. Türkiye’nin yazılım ihraç etmesi gerekiyor. Türkiye yazılım ihraç eden bir ülke olacak; amacımız bu. Türkiye’deki başarılı bilişim sistemlerini yurt dışında da kurmak istiyoruz. Hedefimiz bu konuda öncülük yapmak ve Türkiye’nin yazılım ürünlerini tüm dünyaya ihraç etmek.”

Kamu kurumlarına veri merkezi ve barındırma hizmetleri sağladıklarını bildiren Gül, bu konuda şunları söyledi:

“Siber güvenlik konusunda da kurumlara, hizmet ve danışmanlık, test analizi, eğitim hizmeti sağlıyoruz. Kendi ürünümüz olan BELGENET, 20’ye yakın kurumda kullanılıyor. Biz sadece ürünü kurmuyoruz, ürün desteği de veriyoruz. Bu yüzden kurumlar bizden memnun. BELGENET yaygınlaştığı anda, yazışmalar tamamen elektronik ortamda olacak. BELGENET, Dışişleri Bakanlığı’nın da kullandığı EBYS ile uyum içinde. Belge alışverişi yapabiliyoruz. BELGENET’in mobil uygulaması da mevcut.”

Prof. Dr. Ensar Gül, Türksat’ta çalışan 300’ün üzerinde bilişim personeli olduğunu söyleyerek konuşmasını şöyle tamamladı:

“Biz bir teknoloji şirketiyiz. Yurt dışında da başarılı olmuş bir şirketiz. Uluslararası alanda Türksat’ın başarısını kanıtlamak istiyoruz. Yurt içindeki başarılarımızı yurt dışına da taşımak amacındayız. Türksat’ı aynı zamanda halka arz çalışmalarımız sürüyor. Halka arz için belli standartları gerçekleştiriyoruz. Bu yılın sonuna kadar çalışmalarımızı tamamlayacağız.”

Sedef Özkan Türksat Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül,

hedeflerinin Türkiye’nin

yazılım ürünlerini tüm dünyaya

ihraç etmek olduğuna dikkat çekerek Türksat’ı

halka arz etme çalışmalarının devam ettiği

haberini verdi.

Türksat Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül

BİLİŞİM DÜNYASI 731 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Page 8: BThaber Sayı 1036

8 GÖRÜŞ 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

“MÜZİK SUSMASIN!”ULUSAL

KENDİNİ AŞABİLEN BİREY DÖNEMİBİREYSEL

OSMAN COŞKUNOĞ[email protected] twitter.com/osmancoskunoglufacebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org

TEKNO-POLİTİK

Haklı Fazıl Say. İçinde bulunduğumuz ortamda sanat kenara çekilmemeli. Bilim ve teknoloji de… Amaç, ülke gündemindeki olağanüstü ve endişe verici olumsuzlukları ört bas etmek veya umursamamak değil. Amaç, ülke çapında yaşadığımız olumsuzlukların yaşamımızı ve gündemi tamamen esir almasına karşı çıkmak, diğer – ama gündeme gelemeyen – olumsuzluklara da odaklanabilmek.

OECD, Digital Economic Outlook 2015 (Dijital Ekonomi Görünümü 2015) raporunu yayımladı ve Edip Emil Öymen, BThaber’de Türkiye’nin durumunu yorum yapmadan özetledi (http://www.bthaber.com/oecd-dijital-ekonomi-2015). Dijital teknolojilerde ve ekonomide, dünyadaki göreceli

durumumuzun iyi olmadığını biliyoruz zaten. Buna rağmen, koltuklarımızın kabarması için ana akım medyada göz boyama haberleri eksik olmuyor (bu konuda 17 Ağustos’da BThaber’de çıkan Ruşen Göbel’in nefis yazısı okunmalı: http://www.bthaber.com/turkiyenin-interneti-ve-kacan-firsatlar).

Öymen’in özetinde yer almayan ve ülkemizin bilgi teknolojileri alanında geleceğini karartan önemli bir durum, ekteki “Bilgi Teknolojileri Alanında Patent Üretimi İçin İşbirliği Ağları” başlıklı şekilde görülüyor. Türkiye, diğer ülkelerden tamamen kopuk!

İnternet kullanımına ilişkin diğer bir göz açıcı istatistik de, yine OECD kaynaklı aşağıdaki tabloda görünüyor. İstatistiklere göre, internet kullananlar sayısı için verilen ortalama rakamların pek anlam taşımadığını bu tabloda görüyoruz. Az veya hiç eğitimi olmayanlar içinde internet kullananlar yüzde 20 bile değilken, iyi eğitimlilerde bu rakam yüzde 70’e varıyor. Ayrıca çarpıcı olan, aradaki fark bakımından OECD ülkelerinde

önde gelmemiz.

Ülkemizdeki vahim ortam için siyasiler eleştirilebilir. Yukarıdaki vahim durum için ise eleştirilmesi gerekenler sadece siyasiler değil.

Yapay zeka alanında ve dijital teknolojilerde önemli gelişmeler sonucu ortaya çıkan otomasyon ve robotlar dünyasında bireyin yeri ciddi bir tartışma konusu. İstihdamdan beynin plastitisesine (sinaps ve nöronların değişimine) kadar, bireyi ilgilendiren farklı boyutlarda bu tartışmalar devam ediyor. Yeni bulgu, iddia ve yayınlara bu köşede sık sık yer veriyorum.

Otomasyonun istihdama etkisi, Sanayi Devrimi’nden bu yana klasik bir tartışma konusu. Journal of Economic Perspectives’de çıkan üç yeni bilimsel makaleyi, The Economist dergisi, 15 Ağustos sayısında özetlemiş (http://bit.ly/1Nuay4S). MIT ekonomi profesörü David Autor, işlerini makinelere kaybedenlere yeni iş olanakları açıldığını

ve endişeye yer olmadığını iddia ediyor. Örneğin, bankamatiklere ve internet bankacılığına rağmen, banka çalışanlarının sayısının artıyor. Robot konusunda uzman Gill Pratt ise, teknolojideki evrim değil devrim nitelikteki gelişmeler nedeniyle pesimist. Özellikle, robotların “derin öğrenme” ve “bulut teknolojileri” nedeniyle, sadece insanın yapabileceği işleri de yapabilir olmaya, insanı gereksiz kılacak noktaya yaklaştığını iddia ediyor. Örneğin, Google sürücüsüz otomobil. Üç ekonomi tarihçisi imzalı üçüncü makale ise, Keynes’in 1930’da yayımlanan bir makalesine atıf yapıyor. Keynes, torunlarının çalışmak zorunda olmadığı, işlerin makinelere bırakıldığı tozpembe bir gelecek

öngörmüş ve bunun gelişme olduğunu ileri sürmüştü. Yazarlar, tarihsel gelişmelere bakarak, ilerisi hakkında iddialı bir öngörünün mümkün olmadığını ileri sürüyorlar.

İlk iki makaledeki iyimser ve kötümser iddialar, bunları destekleyen örnekler yeni değil ve bunları fazla ilginç bulamıyorum. Bu tartışmada, en önemli varsayım, bireyin şimdiki bilişsel kapasitesinin niteliksel ve niceliksel olarak sabit kalması veya radikal bir şekilde değişmemesi. Ayrıca, otomasyon teknolojilerinin ve robotların sahipleri ve

amaçları konusunda şimdiki durumun da radikal bir şekilde değişmeyeceği adeta aksiyomatik bir varsayım.

Bireyin, yeni teknolojilerle sinerjik olarak, kendini

aşabildiği bir geleceğin daha gerçekçi, yaratıcı ve devrimci olduğunu düşünüyorum. Kimi gelecek bilimciler de (fütüristler) benzer görüşte. Örneğin, başlangıç için, Gerd Leonhard’ın YouTube’daki

şu 3 dakikalık videosunu öneririm: http://gerd.fm/1JsflTE

Bu konular bizim için bir lüks, bir fantezi mi? Birçok nedenle hayır. Sadece ikisini belirteyim. Birincisi, yetişkinlerin kendilerinden dramatik farklı olan yeni neslin birey olabilmesine ve bilinmeyen ufuklara kanat açabilmesine engel olmaması gerektiğini kabullenmesi için. İkincisi, inovasyonda, Ar-Ge’de tamamen yetersiz kalan iş dünyamızın, ucuz işgücüyle rekabet ısrarıyla otomasyona, robotlara sarılması gibi sığ bir görüşten çıkması için. İşte, bu iki nedenle teknolojideki devrim niteliğindeki değişiklikler ile birey arasındaki etkileşim konusuna ilgi ve geniş bir bakış gereklidir diye düşünüyorum.

TV HEGEMONYASINDAN KURTULMAKKÜRESEL

Amerika’da, geçen senenin ortasından itibaren, Netflix gibi hizmetlere de erişim sağlayan genişbant kablo abone sayısı, kablo TV abone sayısını hızla geride

bırakmaya başladı. Darısı, ülkemizin başına… TV kanalları için bu kötü haber, toplumun özgür tercihlere kavuşması için çok iyi bir gelişme.

Page 9: BThaber Sayı 1036

ZyXEL Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Ömer Faruk Erünsal ile ZyXEL’in 2014 ve 2015 faaliyetlerini

değerlendiriyor. ZyXEL’in 2015’e iyi başladığını belirten Ömer Bey, şirket ağlarındaki güvenliğin sadece antivirüs programlarıyla sağlanamayacağını belirtiyor.

2015 yılı ZyXEL için nasıl geçiyor? İkinci yarısının nasıl geçeceğini düşünüyorsunuz?

2014 yılında, projelerimizde gerçekleştirdiğimiz başarı hikayeleri, üniversitelerde, hastanelerde ve otellerde gerçekleştirdiğimiz büyük ölçekli projeler, memnun müşteriler ve kanal tarafındaki ZyXEL ürünlerinin penetrasyonu ciddi anlamda artmasıyla birlikte beklentilerimizin üzerinde tamamladık. Özellikle 2014’ün ilk yarısı ile 2015’in ilk yarısını kıyasladığımızda kurumsal ürün segmentinde yüzde 70’ten fazla büyüme gerçekleştirdik. Şu anda hedeflerimizin ilerisinde gidiyoruz. Bunun en büyük nedeni, geçen seneki başarılımız ve kanaldaki çözüm ortaklarımızı, hem pazarı dinleyerek geliştirdiğimiz ya da ürünlerimize eklediğimiz özellikler sayesinde bir başarıya ulaştık. Bu başarıyı da 2015 yılında devam ettiriyoruz. 2015 yılının ikinci yarısında yaz aylarıyla beraber bilişim sektöründe bir durgunluk var. Bu durgunluğun Eylül ayında son bulacağını ve yeniden ivme kazanacağını düşünüyoruz. ZyXEL olarak hem çözüm ortaklarımıza hem son kullanıcılara ağ projelerinde gerekli destekleri vereceğimizi söylüyoruz ve veriyoruz. Şu anda pişirdiğimiz, hazırladığımız gelecek projeler göz önünde bulundurulduğunda yine bu projelerimizi özellikle son çeyrekte sonuçlandırıp hedeflerimizin ilerisinde, başarıyla tamamlayacağımızı düşünüyoruz.

n Kurumsal ürün tarafında pazar dinamikleri ve ZyXEL’in kurumsal ürün portföyü ve çözümlerinden kısaca bahseder misiniz?

Pazar dinamiklerini tetikleyen bazı trendler

Ağ güvenliğini es geçmeyin!

var. Kurumsal ürünler bu çerçevede pazara entegre edilip sunulmaya çalışılıyor. Peki bu trendler nelerdir? Özellikle son zamanlarda karşımıza çıkan kendi cihazını getir, büyük veri, bulut, mobilite ya da sürekli uygulamaların, büyük verinin ve bulutun tetiklediği geniş bant ihtiyacı, nesnelerin interneti gibi konular aslında network tarafında ürünlerin de özelliklerini etkileyen faktörler halinde geliyor. Pazar trendleri – dinamikler de bizim pazara sunduğumuz ürünleri etkilemiş oluyor. Biz de ZyXEL olarak bu çerçevede hem pazar trendlerini, hem müşterinin ihtiyaçlarını, hem pazar dinamiklerini göz önünde bulundurarak kurumsal ürünlerimizi sunmaya çalışıyoruz. ZyXEL’in kurumsal ürün portföyüne bakacak olursak öncelikle şunu belirtmeliyim ki ZyXEL network alanında uçtan uca çözümler sunabilen bir firma. Bu, özellikle son kullanıcı tarafında ve kurumsal taraftaki projelerde ciddi avantaj sağlayan bir özellik. Ayrıca ölçeklenebilirlik de mevcut. Ölçeklenebilirlikten kastımız, bir kafeden beş yıldızlı otele kadar, bir öğrenci yurdundan binlerce öğrenciye sahip üniversitelerin kablosuz alt yapısına kadar, bir hastanenin, belediye

kamu kurumlarının, yani network’ün girdiği her alanda çözümler sunabilecek ve her segmente uygun çözümler sunabilecek bir marka olmamız. Bu da bize ciddi rekabet avantajı sağlıyor. Diğer taraftan pazar dinamikleri ve trendler göz önünde bulundurularak tasarlanan ağ anahtarlarımız, ağ güvenlik ürünlerimiz, profesyonel kablosuz ağ ürünlerimiz, kafe, restoran, otel segmentine uygun geliştirilmiş hotspot cihazlarımız ve DSLAM ürünlerimiz bulunuyor. Bu portföyle A’dan Z’ye gerekli network ihtiyacını karşılayabilecek ürün ailelerine sahibiz.

n Kurumsal ürün segmentinde yer alan güvenlik çözümleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ağ güvenlik çözümleri, günümüzde hem küçük ve orta ölçekli firmalar hem de büyük ölçekli şirketler için olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Kurumlar tarafında biraz ikinci ve üçüncü plana atılsa da “Güvenlik artık bir ihytiyaç” sloganıyla pazarda iş yapmaya çalışıyoruz. Burada vurgulamak istediğimiz diğer bir nokta ise artık herkesin tehlikede olduğu. Siber saldırıların geçmişteki konseptleri incelendiğinde büyük firmalar, ünlü kişiler,

büyük kamu kuruluşlarına gerçekleştirilirken artık herhangi bir vatandaş veya küçük ölçekli firmalar da hedefteler. Özellikle son zamanlardaki fidye yazılımları, sosyal medyada karşımıza çıkan kimlik çalınmaları, büyük firmaları tehdit eden kredi kartı gibi verilerin çalınmaları ve bu çalınmaya yönelik saldırılar çok popüler durumda şu anda. Bu çerçevede biz de ZyXEL olarak çok katmanlı bir güvenlik oluşturulmasından yanayız. Her bir kurumun “Güvenlik artık bir ihtiyaç” sloganı çerçevesinde ağ güvenlik çözümlerini ağlarında barındırması gerektiğini düşünüyoruz.

Tehditler sürekli yenileniyor ve kötü amaçlı kişiler sürekli kendi tekniklerini, donanımlarını yeniliyorlar ve daha tehlikeli bir hale geliyorlar. Bu çerçevede müşteriler kendi tedbirlerini almalı. Müşterilerimizi korumak ve güvenli bir bağlantı hizmeti sunmak adına ZyXEL geçen yıl daha iyi ve daha hızlı ağ güvenlik özelliklerini barındıran Next Generation Firewall serisini duyurdu. Bu seriden genel olarak bahsedecek olursak, hem donanımsal, hem yazılımsal olarak müşterilerin güvende hissetmeleri ve işletmelerinin ihtiyacı olan ağ güvenlik çözümlerini sağlayacak özellikler

barındıran bir ürün ailesi olduğunu söyleyebiliriz. Daha kaliteli ve daha hızlı hizmet sunmak adına lisanslama servisleri (içerik filtreleme, saldırı tehdit ve önleme, antivirüs, antispam vb.) alanında öncü lisanslama firmaları tarafından ZyXEL’e sağlanıyor.

Sosyal medyanın günümüzün her anında karşımıza çıkar hale gelmesiyle birlikte şirketlerde bazı durumlarda çalışan verimliliği ön plana çıkıyor. Çalışan verimini ön plana almak adına Next Generation Firewall serisi ürünlerimizde sosyal medya yönetimi yapabiliyorsunuz. Örneğin “Çalışan Facebook’una girsin ama Facebook oyunları oynayamasın” şeklinde kurallar oluşturarak verimlilik artırma şansına sahip olabiliyorsunuz.

n Şirketlerin güvenlik için nelere dikkat etmesi gerekiyor?

Bu konuyu ikiye ayırmakta fayda var. Biz, BT yöneticileri, çalışanlar, son kullanıcılar genellikle bu konuyu hep dış tehdit olarak algılıyoruz ama içsel tehditler de var. Bu konuyu iç ve dış tehditler olarak ikiye ayırıyoruz. Öncelikle yüksek güvenlikli bir bağlantı sağlamak, şirketlerin ihtiyaçlarından biridir. Şirket ağlarında bulunan bütün akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar, e-posta sunucuları, ERP sunucuları tümüyle ele alındığında bütün ağ güvenliğini bir gateway üzerinden sağlamak gerekmekte. “Ben bütün bilgisayarlara antivirüs yükledim, yeterli” gibi bir algı da oluşuyor. Kaçırılan nokta ise herkesin elinde mobil cihazların bulunduğu ve bunların da ağ üzerinden zarar verebileceği gerçeği. Bu noktadan baktığımızda ise şirketlere çok katmanlı güvenliği şiddetle tavsiye ediyoruz. Her kurumda bir UTM cihazının, bir Next Generation Firewall cihazının bulunmasını öneriyoruz.

Şirketlerde bant genişliği yönetimi, sürekli internet bağlantısının sağlanması, çalışan verimliliği gibi konular ele alınıyor.

ZyXEL, “Güvenlik artık bir ihtiyaç”

sloganı ile kurumların

dikkatini ağ güvenliğine

çekiyor.

BİLİŞİM DÜNYASI 931 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Ruşen Göbel

ZyXEL Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Ömer

Faruk Erünsal

Page 10: BThaber Sayı 1036

BİLİŞİM DÜNYASI10 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

25 Ağustos 2015 tarihinde Sait Halim Paşa Yalısı’nda düzenlenen “Oracle Bulut Platform Hizmetleri” etkinliğinde kurumların ve şirketlerin bulut hizmetlerinden faydalanarak iş dönüşümlerini nasıl verimli şekilde dönüştürebilecekleri masaya yatırılırken, , Oracle’ın MEB ile FATİH Projesi kapsamında gerçekleştirdiği işbirliğine de değinildi.

Etkinliğin ilk konuşmasını MEB YEĞİTEK Sistem Yönetimi Daire Başkanı Dr. Yakup Yüksel gerçekleştirdi. Konuşmasına FATİH Projesi’ne dair rakamları ve verileri paylaşarak başlayan Yüksel, etkileşimli sınıf yönetimi yazılımlarının önemine vurgu yaptı. Proje kapsamındaki içeriklerle birlikte öğrenci-öğretmen ilişkisinin çok daha sağlam bir temel üzerine inşa edilmeye başladığı ifade eden Yüksel, bu noktada Oracle Academy ile yaptıkları işbirliğinin önemine vurgu yaptı. Oracle ile gerçekleştirdikleri işbirliği kapsamında

Oracle ve Yeğitek FATİH Projesi’ne ışık tutuyor

aldıkları hizmetlerle birlikte veri tabanı yönetimi, öğrenim kaynaklarının Türkçeleştirilmesi ve birçok konuda gerek öğrencilere gerekse de öğretmenlere önemli ölçüde avantaj sağlandığının altını çizdi.

Yeğitek ve Oracle Academy işbirliğinde “Alice Bireysel Öğrenim Kaynaklarının Türkçeleştirilmesi” konusuna parantez açan Yüksel, bu sayede öğrencilerin ve öğretmenlerin ders içeriklerine çok daha iyi bir şekilde hakim olduklarını söyledi.

Bunun yanı sıra işbirliği dahilinde Oracle tarafından sunulan Java Platformu’nun çok büyük önem taşıdığını söyleyen MEB YEĞİTEK Sistem Yönetimi Daire Başkanı Dr. Yakup Yüksel, bu platform için MEB Bakanlığı’nın ekstra bir yatırım yapmadığını dile getirdi. Bu platform ile birlikte öğrencilerin internet üzerinden yayın yapacak programlar geliştirebildiklerine vurgu yapan Yüksel, bu durumun öğrencilerin programlara hakim olması adına büyük önem taşıdığının altını çizdi.

“Şirketlerin ve kurumların bütün ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz”

Oracle Bulut Platform Hizmetleri etkinliğinin bir diğer önemli paneli olan “Oracle Bulut Platformu’na Genel Bir Bakış”ta Oracle’ın şirketlere ve kurumlara sunduğu bulut hizmetleri, katılımcılarla paylaşıldı. Panelde söz alan Türkiye ve Orta Asya Bölgelerinden Sorumlu Oracle Teknoloji Satış Danışmanlığı Direktörü Sedat Zencirci, bulut çözümlerini ve Oracle’ın bu konuda verdiği hizmetlerden söz etti. Saas, Iaas ve Paas alanında Oracle’ın şirketlere ve kurumlara sunduğu hizmetlerin, bu yapıların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak ölçekte olduğunu ifade eden Zencirci, bu noktada rakiplerine nazaran önemli avantajlara sahip olduklarını söyledi. Ellerinde olan “un, şeker ve yağ” ile kurumlara ve şirketlere kendi geliştirdikleri çözümleri sunduklarını ifade eden Zencirci, bu sayede bu çözümlerin çok daha rahat bir şekilde birbirleriyle etkileşime girebildiğini dile getirdi.

Haber Merkezi

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da katılımıyla gerçekleşen “Oracle Bulut Platform Hizmetleri” etkinliğinde, Oracle’ın MEB’e bağlı Yeğitek ile yaptığı çalışmalara değinilirken, şirketin sunduğu bulut hizmetleri hakkında katılımcılara

bilgiler verildi.

İnternetin fırsatları KOBİ’ler için ders oldu KOBİ’lere yönelik re-KOBİ (Rekabetçi KOBİ) Uzaktan Eğitim Platformu ilk mezunlarını verdi. Eğitimi tamamlayan 7 firmanın temsilcileri, IAB Türkiye tarafından verilen katılım sertifikasını almaya hak kazandı. re-KOBİ Uzaktan Eğitim Platformu; 42 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun Türkiye merkezi IAB Türkiye tarafından, KOBİ’lerin internetin imkan ve araçlarını kullanarak markalaşmasına, hem yerel hem küresel pazarlarda güçlenmelerine destek vermek amacıyla geliştirildi. Katılımcılar; eğitim kapsamında markalaşmadan sayısal reklama, sosyal medyadan mobile, e-ticaretten müşteri sadakatine kadar birçok konuyu içeren 12 eğitim videosunu izleyerek, Haziran-Temmuz 2015 döneminde açılan ilk eğitimi tamamladı.

Eğitimin ardından, internet reklamcılığının firmanın vizyonunu, müşteri portföyünü ve ilişkilerini geliştirmede çok etkili olduğunu; ayrıca izledikleri içeriğin, internet üzerinden gerçekleştirilebilecek tüm pazarlama çalışmaları konusunda ciddi katkı sağlayacağını belirten katılımcılar, ilerleyen dönemlerde bu farkındalığı

ve internet reklamcılığı ile ilgili bilgilerini ekiplerine de aktaracaklarını vurguladılar. Re-KOBİ ile ilgili detaylı bilgi www.iabrekobi.org adresinde yer alırken, re-KOBİ Uzaktan Eğitim Platformu’ndan mezun olan katılımcılar ise şöyle sıralandı:

• Canay Gümüşlü Safi / Genel Müdür- Kurucu Ortak / PMS Teknik Mühendislik Dış Ticaret Sanayi

• Cem Çölkesen / Uluslararası Satış Müdürü / Novos Tıbbi Cihazlar

• Engin Karaman / Yönetim Danışmanı / Ayyıldız Danışmanlık

• Engin Önen / İşletme Sahibi / Engin Önen Sera İşletmeciliği

• İsa Akdoğan / Reklam Satış Uzmanı / Zaman Medya Grubu

• Merve Bor / Pazarlama Yöneticisi / Mondi Group

• Murat Özkılınç / İşletme Sahibi /GaziantepCicek.Com

Page 11: BThaber Sayı 1036

Dünyanın önde gelen şirketleri, özellikle finans, telekom ve sağlık kuruluşları ile çalışmalar yürüten

Pegasystems, kurumsal bilişimde hem BT ve iş birimlerini bir araya getiriyor hem de karar süreçlerinde hız sağlıyor. Türkiye’nin bu konudaki potansiyelini, bir banka ile yaptıkları çalışma ile örnekleyen, satranç ustası Pegasystems kurucusu ve CEO’su Alan N. Trefler, 30 yıl önce kurduğu şirketin kendisi için inanılmaz bir deneyim olduğu kanısında. Türkiye ekonomisine ve gücüne inandığını vurgulayan Trefler’a göre, buradaki kurumlar BT’ye yatırım yapmaya çok istekli. “Türkiye pazarında çalıştığımız büyük bir banka var. Bankanın bazı birim yöneticileri Boston merkezimizi ziyaret etti ve kendi dönüşümlerini anlattılar” bilgisini veren Trefler, hem bu dönüşümü hem de küresel gelişimi anlattı:

n Nasıl bir dönüşümden bahsediyoruz?

Otomasyondan çok daha fazlası, zekâ var bu çalışmalarda. Kurumların uçtan uca ihtiyacı olan şey net: Bir kanaldan diğerine, yani konu banka olduğunda şube, çağrı merkezi, ATM arasındaki tüm deneyim sistem tarafından net ve standart halde olmalı. Sistem tüm kanallarda rehberliği alabilmeli. Sistem ve banka çalışanı doğal bir koordinasyon içinde ilerlemeli. Uyum ve her birinin en iyi yeteneklerini kullanması önemli. Satrançta en usta isimlerden biriyle, Garri Kasparov ile oynama şansına sahip olmuştum 20 yıl önce. O, IBM Deep Blue bilgisayarına nasıl kaybettiğini de anlattı. İlk maçı o almıştı. İkinci maçı Deep Blue kazandı ve sonra IBM, üçüncü maçı oynamayı reddetti. Yani skor 1-1. Bunun sonucunda Kasparov, satranç ve bilgisayarlarla daha çok ilgilenmeye başladı. Bu konuda yazdığı makale, iyi bir satranç oyuncusunun nasıl bilgisayarla ekip olabileceği ve bunların, tek başına iyi bir satranç oyuncusunu yenebileceği üzerine.

İş ekibi ve BT birimi aynı dili konuşuyor

n Bu nasıl olabilir?İnsanlar ve akıllı otomasyon,

her biri bütünsel bir fayda getirir. Bilgisayar hızı, insan ise anlık karar alma becerisini sunar. Her biri de hizmet ettiğimiz sektörlere aynı faydayı getirir. Bu da analitik ve zekâyı buluşturup, bilgisayarın yapmaya haiz olduğu işi yapması adına bir vizyon demek. Herkesin hedefi müşteri, ancak bu bahsettiğim bakış açısıyla sihirli sonuçlar elde edersiniz. Dönüşüm vizyonuna sahip olmanız burada asıl belirleyici unsur.

n Bu vizyon nasıl bir yapıyı içeriyor?

Bu, yeni tüketici neslini ve beklentilerini anlamakla ilgili. Onlar iş dünyasının eski yöntemlerle yürüttüğü yapıya tolerans göstermez. Bu kitlenin sadakati sadece kendisine. Bir şeylerin onlara sunulmasına alışık bu kitle, doğru zamanda doğru sunumu yapmayan şirketlere kızıyor. Eskiden tüketici, böyle şirketleri yok sayardı. Ama bugün bu şirketlerin işleri eleştiriliyor, şirketler saldırıya uğruyor. Sonuçta çerezler (cookie’ler) kim olduğunuzu biliyor. Ama neden sizin ihtiyacınızı anlama zekâsını gösterecek kadar akıllı değiller? İnsanın hafızası, zekâ

ve karar verme yetisi var. Bu size yapmanız gereken doğru şeyi söylüyor. Bundan sonra ihtiyacınız olan, yapmanız gerekeni yapmanızı sağlayan unsur, yani süreç. Burada büyük veri işe yaramaz. Doğru zamanda doğru yanıtı verebilmek, bunu gerçek zamanlı yapmak asıl önemli konu.

n Yani kimsenin gecikme şansı yok.

Evet ve bizim teknolojimiz bunu sağlıyor, analitik ve iş zekâsını bir refleks olarak buluşturuyor. Dünyanın önde gelen şirketleri, özellikle finans, telekom ve sağlık sektörü ile bu başlıkta çalışıyoruz. Örneğin sağlık sektöründe odaklandığımız iki temel konu var. Birincisi sağlık yönetimi, yani hasta bireyleri nasıl bir sürecin içine alıyorsunuz ve daha sonra yeni hastalık sorunlarının önüne nasıl geçiyorsunuz. Birçok ülkede bu başlıkta çözümümüzü kullanıyorlar. Bu yapı, onların kamu harcamalarının azalmasını sağlıyor. Yani gerçek zamanlı kararlarla kişilerin gitmeleri gereken zamanda doktoru görmesini sağlar, kişinin doğru zamanda doğru ilacı almasını sağlarsanız, bu herkes için fayda demek.

n Bunun arka planında yatan unsur sistem, değil mi?

Kesinlikle. Doğru sistemleriniz varsa müşteri için en doğru olanı sağlar, anlık hizmeti sunarsınız. Kişiselleştirme burada önem kazanıyor ve uygulama bunu destekliyor. ‘Kişiselleştir ama sonrasını kağıt işi ile hallet’, bu devirde olmaz. Olması gereken; uçtan uca elektronik ve her adımda sistemin sunduğu bilgilerle ilerlemek. Ancak bu şekilde her şeyi tekilleştirirsiniz.

n Bu gelişimde çözümünüz Pega 7’yi farklı kılan özellikleri neler?

Pega 7; iş ve BT birimi ilişkilerini gerçek anlamda sadeleştiriyor. Bu, bizce bir sonraki büyük adım. Yazılımlar hep çok güçlü. Ama artık iş birimlerindeki tüm çalışanlar için onu daha kullanışlı ve erişilebilir kılmamız gerek. Pega 7 işte bunu başarıyor. En önemli özelliği, BT biriminin veri ile bütünleşmesinde iş yapan insanlara yardım etmesi, iş ekibi ve BT biriminin bir araya gelmesi, süreçleri bir model olarak birlikte izlemeleri, karar çerçevesini oluşturmaları. Bugün BT biriminden talebi

olan ofis kullanıcısı, uzun bir talep yazısı yazıyor. Bunu BT birimine gönderiyor, o bunu bilgisayar diline çeviriyor, yani gerçekten ‘istenen şey’e değil. Herkes farklı bir dil konuşuyor. Biz ise Pega 7 ile bilişimi, talep eden kitleye daha yakın bir hale getiriyoruz. Bir müşterinin hayat döngüsünü çok daha net ve kendileri oluşturabiliyor, süreçlerini ve karar alma kurallarını belirliyorlar, her şey organize hale geliyor ve herkes aynı dili konuşuyor. Bu tarz ‘model odaklı mimari’ umarım yaygınlık kazanır. Böylece yazılım, modelin gücünü garanti eder. Bu bakış açısıyla yazılım geliştirmenin sonucunda iş hayatındaki insanlar yaratım sürecinde daha güçlü konumlanır.

n Bu, kurumsal BT kullanımında da değişim demek.

Evet, bugün bilgisayar sistemlerini değiştirmek zor bir iş. Bunların iş ihtiyaçları ile nasıl bağ kurduğunu bilmiyoruz. Ama merkezde tek bir model olduğu zaman, bilgisayar sistemi de kolayca değişir. Zaten bu nedenle kurumsal mottomuz ‘Build for change’. Çünkü bize göre önemli olan, sistemleri hızlı biçimde inşa etmek ve bu süreçte iş birimi ve BT’nin birlikte çalışması. Çeviklik ve müşterilerin sürekli değişen beklentilerine uyum sağlayarak bu çevikliği ayakta tutmak önemli. Bugün tahmin etmediğiniz, aklınızda olmayan değişiklikler, yarın gereklilik olabilir ve bunu bilerek çevik yapı kurgulamalısınız. ‘Build for change’ bu nedenle önemli bir konsept. Bu konuda kitap yazdım, ‘Build for Change’ isminde. Sonuçta bilgisayar yazılımları, imalat sektörünün iş yapış şeklini tamamen değiştirdi. Bilgisayar destekli üretim geleneksel yapıdan, el yardımıyla iş yapmaktan tamamen farklı. Bilgisayar yazılımının kendisi, diğer tüm programlar elle yazılıyor, satır satır kodlar birbirini izliyor. Pega’nın yaptığı ise analitik ve veriyi süreç katmanına getirmek. Bunu da öyle bir sistemde yapıyoruz ki, iş ve BT grupları da bir araya geliyor. Bu da uçtan uca verim demek.

Analitik ve iş zekâsını bir refleks olarak model çatısı altında buluşturan Pegasystems, Pega 7 ile iş ve BT birimi ilişkilerini gerçek anlamda sadeleştiriyor, bunu ‘bilişimde

bir sonraki büyük adım’ olarak tanımlıyor.

BİLİŞİM DÜNYASI 1131 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Handan Aybars

Pegasystems kurucusu ve CEO’su Alan N. Trefler

Page 12: BThaber Sayı 1036

BİLİŞİM DÜNYASI12 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Son beş yıl içinde kurulmuş olan ve bulut üzerinde enerji, sağlık, ulaşım, e-devlet hizmetleri gibi temel alanlarda karşı karşıya olduğu sorunlara çözümler sunan startup’ların danışmanlar ve yatırımcılarla biraraya geldiği, İstanbul’un da aralarında yer aldığı dünya çapında 30 şehirde gerçekleştirilen IBM SmartCamp 2015 etkinliğine başvurularda son tarih 2 Eylül.

ODTÜ TEKNOKENT ve Etohum ortaklığı ile düzenlenen etkinliğin yarı finalleri 7 Eylül’de Ankara ODTÜ TEKNOKENT ve 9 Eylül’de Startershub’da gerçekleştirilirken, İstanbul finali de 16 Eylül tarihinde F.M.V. Işık Üniversitesi ev sahipliğinde yapılacak. 30 şehir birincilerinin ilk 10’a girmek için

yarışacağı IBM SmartCamp’in final etkinliği ise Şubat 2016’da ABD’de düzenlenecek LAUNCH organizasyonunda yapılacak.

IBM SmartCamp yeni girişimcilerin uluslararası düzeyde bir araya geldiği bir etkileşim ve gelişim ortamı yaratıyor. IBM SmartCamp, finaline katılma hakkı kazanan girişimciler ise, şirketlerini uluslararası yatırımcı ekosistemine tanıtma imkanına kavuşuyor. Bu yıl SmartCamp finalistlerine Silikon Vadisi deneyimi yaşatmak için melek yatırımcı ve seri girişimci Jason Calacanis ve LAUNCH organizasyonuyla işbirliği yapan IBM, finallerin gerçekleşeceği 16 Eylül tarihinde katılımcılara gün boyunca mentorlardan tavsiyeler alma imkanı da sunacak.

Türkiye’de TÜBİTAK ve British Council işbirliği ile yürütülen Newton – Katip Çelebi Fonu; doktora öğrencileri ve araştırmacıların ardından “Kurumlar Arası Bilimsel İşbirlikleri”ni destekleyen programı ile devam ediyor. TÜBİTAK-British Council bilimsel işbirliği çerçevesinde yürütülen programın amacı İngiltere ve Türkiye arasında, Türkiye’nin toplumsal refahı ve ekonomik kalkınması ile doğrudan ilgili olan konularda, araştırma ve yenilik paylaşımına dayanan işbirlikleri kurulması.

TÜBİTAK ve British Council, kendilerine iletilen proje önerilerini kendi iç süreçlerine göre inceleyip değerlendiriyor, tüm bunlar bilimsel yeterlilik esasına göre yapılıyor. İki kuruluş da incelenen

proje önerileri hakkındaki kararlarını birbirlerine bildiriyor ve iki tarafın uygun bulduğu projeler destekleniyor. 28 Eylül’e kadar alınması planlanan başvurular için iki kuruluş tarafından belirlenen ortak araştırma alanları ise şöyle sıralanıyor: • Yaşam boyu sağlık ve refah • Tarım ve gıda güvenliği • Afet ve acil durum yönetimi • Enerji ve iklim değişikliği • Bilgi ve iletişim teknolojileri • Ulaşım • Eğitim ve beceriler; genç yenilikçiler • Değişen küresel jeopolitik: kriz ve risk yönetimi• Demokratik söylem ve hukukun üstünlüğü• Küreselleşme ve endüstri ilişkileri • Ekonomik krizlerde politika: Karşılaştırmalı çalışmalar

Küresel enerji şirketlerinin dijital dönüşüme uyum sağlama sürecinde yaşayabildikleri sorunları hedef alan Huawei, bunlara çözüm bulmak amacıyla, Global Enerji Sektörü Zirvesi 2015’i “İnovatif Bilişimle Akıllı Enerji” temasıyla, 19 – 20 Ağustos tarihlerinde Kazakistan’ın Almatı şehrinde gerçekleştirdi.

200’den fazla katılımcıyla gerçekleştirilen zirvede; enerji sektöründe inovatif bilişim teknolojilerinin kullanımıyla verimliliğin artması ve bilimsel yönetimle operasyonel güvenlik konuları ele alındı. Çin Halk Cumhuriyeti Başkonsolosu, KazEnergy Birliği, Huawei’nin Çin, Mısır, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan’dan gelen enerji alanındaki müşterileri, CNPC Richfit, Çin Petrol Hattı, Engineering Corporation (CPPE), Honeywell ve ABB gibi küresel iş ortakları, uzmanlar ve sektör medyası da zirvenin katılımcıları arasında yer aldı.

Huawei zirvede dijital boru hattı, dijital üretim, bulut veri merkezi ve mobil ofisten oluşan yeni nesil enerji çözümlerini sergiledi. Katılımcılar aynı zamanda Almatı merkezde yer alan,

Akıllı enerji, tehditlere karşı

Silikon Vadisi, Türk girişimcileri bekliyor

TÜBİTAK-British Council işbirliği büyüyor

‘Huawei ve Asya Gaz Boru Hattı Almatı Kontrol Merkezi’ prototipini de ziyaret etme fırsatı buldular. Ziyaret esnasında Huawei ayrıca, Gözetimsel Kontrol ve Veri Yönetim (SCADA) sistemleri ile birlikte, boru hattına ait video ve uydu görüntülerinden de örnekler sundu.

Şirketler güvenlik ve verimliliğe odaklanmalı

Zirvede bir konuşma yapan Forrester Başkan Yardımcısı Bobby Cameron, “Sabit boru hatlarının güvenliği, gerçek zamanlı veri sondajının yetersizliği, düşük operasyonel verimlilik ve ürünlerdeki düşük olgunluk seviyesi, bu zorluklardan bazıları. Bu temel sorunlar, petrol ve gaz şirketlerini olumsuz etkiliyor” dedi. Honeywell Kıdemli Danışmanlarından Phil Millette ise; “Petrol ve gaz şirketleri güvenlik ve verimliliğe odaklanmalı. Ürün süreç optimizasyonunun temelinde, çalışanların güvenliği ve çevrenin korunmasına dayalı çalışmalar yatıyor. Gerçek zamanlı video ile gözlem ve uzaktan izleme teknolojileri, güvenlik operasyonları açısından

önem kazanmaktadır” yorumunu yaptı. Huawei Kurumsal İş Grubu Enerji Sektörü Başkanı Jerry Ji de ‘İnovatif Bilgi Teknolojileri Akıllı Enerjinin Yolunu Aydınlatıyor’ başlıklı sunumunda şu yorumları yaptı:

“İnovatif Bilgi Teknolojileri, enerji sektöründeki büyümenin itici gücü olacak. 2025 yılına kadar dünyada sektörler arasında 100 milyar veri bağlantısı olacağını öngörüyoruz. Petrol ve gaz endüstrisi bugüne kadar görülmemiş ölçüdeki bir büyüklükle, akıllı cihazların yükselişine ve veri artışına tanıklık edecek. Bu veriler mutlaka depolanmalı ve analiz edilmeli. Huawei, gelişmekte olan eğilimler çerçevesinde ‘yenilikçi bulut-boru hattı-cihaz’ mimarisini bilgi teknolojileri çözümleriyle hayata geçiriyor. Bu mimari, bulut veri merkezi, büyük veri, esnek ağ sistemleri, LTE, nesnelerin interneti ve açık kaynak nesnelerin interneti işletim sistemi ‘LiteOS’’u içeriyor. Bu teknolojileri, petrol ve gaz üretim süreçlerinde uygulayarak, sektörün dönüşümüne önemli oranda katkı sağlanabilir.”

Page 13: BThaber Sayı 1036

Fujitsu World Tour’u, Türkiye’de yapılan sayılı teknoloji etkinliklerinden biri olarak tanımlayan Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Selda Bağdat Bahadır, iş ortakları ve çözüm sağlayıcılar da dahil olmak üzere tüm ekosistemin bu zirvede bir arada olacağını vurguladı. Hedefse, bir teknoloji platformu yaratmak. Fujitsu’nun sadece ev sahibi olduğunu ve herkesi biraraya getirme görevi üstlendiklerini vurgulayan Bahadır, ekledi: “Standart çözüm ve önerilerin anlatıldığı bir etkinlikten ziyade, daha hayata dokunan örnekler bu etkinlikte olacak. İnsanların yeni teknolojilerin net faydalarını, yine kullanıcıların anlatımıyla görmesini sağlamak istiyoruz.”

Küresel iş ortakları ile çok yakın hareket eden Fujitsu, böylece diğer küresel etkinliklerinde olduğu gibi İstanbul’daki buluşmada da Intel, Microsoft, Citrix, Symantec gibi iş ortakları ile bir arada olacak ve onlar da kendi teknolojilerini Fujitsu iş ortaklığı boyutunda anlatma fırsatı yakalayacaklar. “Zincirin tüm halkaları bir arada olacak” diyen Selda Bağdat Bahadır, bu nedenle büyük ilgi ve katılım beklediklerini söyledi. Müşterileri çağırıp, çözümlerini ve kendilerini anlatacakları bir etkinlikten ziyade, Bahadır’ın tabiriyle, ‘vizyon, strateji, gelecek, burada nasıl bir dönüşüm olduğu ile ilgili çok sesli tartışma platformu’ hayat bulacak.

Farklı deneyimler panelde buluşacak

Bu çok sesli yapının zirveyi farklı kılacağı üzerinde duran Bahadır, şu detayları paylaştı:

“Ankara’daki etkinliğimizde de içeriği ile zengin ve katılımcı ilgisini çeken bir panelimiz olmuştu. Ayağı yere basan vizyon tartışmaları, uygulama konusunda ipuçları ve rehberlik İstanbul etkinliğimizde de öne çıkacak. Güçlü bir bağlantı ortamı da yaratılmış olacak. Örneğin dijital dönüşümü tartışacağımız bir panelimiz var. Fujitsu küreselden yabancı yöneticilerimiz de

Küresel duraklarda sıra İstanbul’da

etkinliğimize gelecekler. Onlar da Türkiye pazarına inanıyor ve bize bu etkinlikte desteklerini gösteriyorlar. Farklı sektörlerin önde gelen şirketlerinin CIO’ları gerek panelde gerek oturumlarda katılımcılarla bilgiler paylaşacak. Etkinlik kapsamında bazı sürprizlerimiz de olacak.”

Dikey sektörler için sayısız fırsat var

Panelin yanı sıra, çözüm ortakları 6 paralel oturumla Fujitsu ile yürüttükleri çözümlerini katılımcılarla paylaşacakları gibi, Fujitsu da kendisini ve yeni çözümlerini anlatacak. Bu başlıklardan biri ‘high performance computing’ olacak ve

otomotiv sektörünün önde gelen bir şirketi deneyimini katılımcılara anlatacak. Felaket kurtarma konusunda pazarın genel bilgilendirme isteğine de yanıt verileceği gibi, Fujitsu’nun özel tableti de katılımcılara tanıtılacak. Duyulara seslenen ekranıyla bu tablette, örneğin ekranda gördüğünüz yünlü kumaşa

dokunabiliyorsunuz ve etkinlik katılımcıları, bu ürünü test etme imkanı bulacak. Bu tablet merkezinde farklı ve dikey sektörlere seslenen çözümler ışığında, “E- ticaret sitesinden bir giyim alışverişi yapmadan önce, bu tabletle ona dokunabildiğinizi bir düşünün” örneğini veren Bahadır, Türkçe konuşan robot ve daha birçok yeni, farklı ve enteresan ürün ve çözümle etkinlikte konumlanacaklarını ifade etti.

Handan Aybars Fujitsu World Tour, 17 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde yerli ve yabancı katılımcılarını ağırlayacak.

BİLİŞİM DÜNYASI 1331 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Yaz başında Fujitsu Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başlayan Selda Bağdat Bahadır’a göre, Fujitsu insan odaklı bir şirket, insan hayatını ve yaşam kalitesini iyileştirmek ise tüm ürün ve çözümlerde esas. Bahadır, pazarın yönü ve hedefleri ile ilgili bilgiler de paylaştı:

n 2015 yılı nasıl geçiyor? 25 yıldır sektördeyim ve

çok farklı dönemler gördüm gerek dünya gerekse Türkiye ekonomisi adına. Belirsizlikler hep var. Bizim işimiz de bu belirsizliklere göre işimizi doğru yönetmek. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın dinamiği de böyle. Fujitsu merkezde ise Türkiye’ye özel bir önem veriliyor. Mali yılımız Nisan sonunda bitiyor. Şu an itibariyle bütün hedeflerimizi tutturarak ilerliyoruz. Yılın son çeyreği bizim için önemli ve bu da Fujitsu World Tour etkinliğini bizim için daha özel kılıyor. Hedeflerimize ulaşacağımızı düşünüyor, yüzde 10’un üzerinde büyüme öngörüyoruz. Hatta pazarın genelde durumuna bakınca, kendimize daha agresif büyüme hedefleri koymak taraftarıyım.

n Neden? Çünkü pazarda ciddi bir

fırsat olduğuna inanıyorum. Entegratör kimliği ile çalışmak, bu başlıkta küresel birikimi ve yerel uzmanlığı kullanmak söz konusu olduğu zaman pazarda bence ciddi açık var. Hizmetler başlığında tecrübeniz ve esnekliğiniz olması lazım. Fujitsu işte tam bu tanıma uygun, küresel olduğu kadar,

esnek ve yerel hareket edebilen bir şirket. Bu büyük avantaj. Bizim hem ürünlerimiz hem çözüm entegrasyon becerimiz var. Kompleks entegrasyon gerektiren işlerde ve projelerde direkt olarak yerimizi alıyor, ama bunun yanında kanal stratejimize de çok önem veriyoruz. Kanal, büyüme stratejimizin önemli bir parçası.

n KOBİ’ler çalışmalarınızda nasıl bir yere sahip?

Sadece büyük müşteriler odaklı değiliz. KOBİ’lere büyük önem veriyor, kanalımızın bu

konuda desteği ile kendimizi belli bölge veya illerle sınırlamıyoruz. Hatta tersine, bu yıl çok ciddi anlamda odağımızda Anadolu’daki KOBİ’ler var. Panelimizin de konusu olan dijital dönüşümle ilgili KOBİ’lere rehberlik yapacak, onlara bu dönüşüm sürecinde fayda sağlayacak yol arkadaşı fazla yok. Bize göre ise orada bize düşen bir sorumluluk var. Ekosistemimizle, yani partnerler, yerel iş ortaklarımız, çözüm ortaklarımız ile büyük bir aileyiz ve ilerlemede, KOBİ’lerin dijital dünyaya

geçişinde, bir takım yeni hizmet ve teknolojilerden faydalanarak daha rekabetçi olmalarını sağlamada bize büyük görevler düşüyor.

n Yani benzer etkinlikler Anadolu’da KOBİ’ler için de hayata geçecek mi?

Evet. Etkinliği büyük şehirden Anadolu’ya çekme sürecinde yapmamız gerekenler konusunda kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Yine paydaşlarımızla yol alacağız. Böylece dijital dönüşüm konusunda liderlik yapmak istiyoruz. Önceliğimiz; ara teknolojilerimizle insan hayatını kolaylaştırmak, tüm taraflar için fayda yaratmak. ‘İnsan odaklı inovasyon’ kurumsal mottomuz. Hem içinde bulunduğumuz topluma verdiğimiz faydayı artıralım hem de ara teknolojimizi getirelim ve ekosistem de bu teknoloji üstüne son kullanıcıya gidecek, faydayı sağlayacak ürünü, yazılımı veya donanımı geliştirsin, bir entegrasyon yapsın, ara teknolojimizle bir toplam çözüm oluştursunlar. Bu çözüm o ülkenin o şirketine ait olsun ve ülkede hizmet ve fayda sunulsun, katma değer bu ülkede kalsın. Hatta benim iş ortağım sonra bu katma değeri kendisi yurtdışına sunabilsin, ben de desteğini vereyim. İşte biz, toplam faydanın burada olacağını düşünüyor, sektörün de bu şekilde gelişeceğine inanıyoruz. Katma değeri ülkede yaratmaya çalışıyor, ekosistemimizle hareket ederek hem kurumsal büyük müşterileri hem de KOBİ’leri kapsama hedefiyle ilerliyoruz.

Hedef, daha da yoğun biçimde KOBİ’ler

Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Selda Bağdat Bahadır

Page 14: BThaber Sayı 1036

BİLİŞİM DÜNYASI14 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Çağrı Merkezleri Derneği; çağrı merkezlerinin faaliyet alanlarını kamuoyuna

daha iyi tanıtmayı, sunulabilecek katma değerleri iş dünyasına anlatmayı, mesleki sorunları paylaşmayı, değişik paydaşlar arasında iletişim, uzlaşı platformu olmayı ve sektör problemlerine çözüm getirmeyi amaçlıyor. Metin Tarakçı, ‘Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’un, 5 Kasım 2014 tarihli, 29166 Sayılı Resmi Gazete’de, 1 Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe girecek şekilde 16 madde ile yayımlandığını hatırlatarak “Uygulama esaslarını belirleyen, Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik ise, 19 madde ile 15.07.2015 tarihli ve 29417 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. e-Ticaret, tüm dünyada olduğu gibi son yıllarda Türkiye’de de önemli gelişme gösteren ve büyüyen sektörler arasında. Dolayısıyla bu konuda bir regülasyona, hem sektörler hem de tüketici açısından ihtiyaç vardı. Çağrı Merkezleri Derneği olarak bizler de tüketici haklarının korunması ve tüketici bilgilerinin güvenliğinin sağlanması adına bu tip düzenlemelerin gerekli olduğuna inanıyoruz. Ancak eş zamanlı olarak bu tip yasal düzenlemeler hayata geçirilirken ilgili sektörlerin ticari faaliyetlerinin de aynı bakış açısıyla korunması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

İstihdamda negatif etkilenmeler olacak

Düzenlemenin avantajlı ve dezavantajlı yönlerini ele alan Tarakçı, şu değerlendirmeyi yaptı: “Her şeyden önce vatandaş artık izni olmadan satış ve pazarlama maksatlı herhangi bir elektronik iletişim aracıyla rahatsız edilemeyecek. Firmalar da doğru hedef kitleye doğru ürün ve hizmet satışı-pazarlaması gerçekleştiriyor olacaklar. Konuyu çağrı merkezi açısından ele aldığımızda da orta ve uzun vadede sektörümüzün kamuoyu nezdindeki algısının pozitif yönde gelişeceğini

Ardıl yönetmelikle sektör rahatlayabilir

düşünüyoruz. Diğer yandan düzenlemenin dezavantajlı olabilecek sonuçlarından en önemlisi; ana işi telefonda satış-pazarlama faaliyeti olan firmaların iş hacminde yaşayacağı küçülmenin, istihdamı da negatif yönde etkilemesi olacaktır. 2014 yılında 80 bin kişilik istihdamın sağlandığı çağrı merkezi sektöründe de yaklaşık yüzde 30’luk iş hacminde bu küçülmenin yaşanması ve 5 bin-10 bin çalışanımızın işini kaybetmesi söz konusu olabilir. Kanun, 1 Mayıs’ta yürürlüğe girmiş olmasına rağmen uygulama usul ve esaslarını belirleyen yönetmeliklerin yaklaşık 7 ay sonra resmiyet kazanmış olması, sektörler tarafında karmaşaya ve farklı yorumlara neden oldu. İzin alma yöntemi, 1 Mayıs öncesi müşteri verisinin izinli sayılıp sayılmaması, aracı hizmet

sağlayıcı konumundakilerin sorumlulukları gibi birçok önemli konu ancak 15.07.2015 tarihinde yayımlanan yönetmelikle netliğe kavuştu. Düzenlemenin ticari hayatı negatif etkileyeceğine inandığımız bir diğer sonucu da; CRM uygulamaları ve Müşteri Sadakati Programları’nın olumsuz etkilenmesi. Günümüzde yeni müşteri kazanmanın, müşteriyi elde tutmanın maliyetinin ne kadar yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu açıdan tüm sektörlerin özellikle de yeni girişimcilerin işinin oldukça zorlaştıran bir düzenleme hayata geçti diyebiliriz.”

e-Devlet hizmetlerinin gelişmesi negatif etkileri azaltır

“Çağrı Merkezleri Derneği olarak kanuna ve yönetmelik taslağına ilişkin

değerlendirmelerimizi, önerilerimizle birlikte Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yetkilileriyle sektörümüzü temsilen paylaşmıştık. Çok yeni resmiyet kazanan yönetmeliğe baktığımızda bazı önerilerimizin dikkate alındığını görmek bizleri memnun etse de uygulamada hâlâ sıkıntı yaratacağına inandığımız bazı maddeler mevcut. Bu konularla ilgili olarak da yetkilileri en kısa zamanda tekrar ziyaret ederek önerilerimizi paylaşacağız” açıklamasını yapan Tarakçı, planlanan çalışmaları şöyle kaydetti: “Ana işi telefonda satış-pazarlama faaliyeti olan firmaların yaşayacağı küçülme, istihdamı da negatif yönde etkileyecek. Söz konusu kanunla ilgili ardıl yönetmelik yoluyla önerdiğimiz şekilde bir takım iyileştirmeler ve düzenlemeler yapılması

halinde sektörümüz az da olsa rahatlayacaktır. Bunun dışında, e-Devlet hizmetlerinin gelişmesi, sosyal medya gibi iletişim kanallarının çeşitlenmesi ve tahsilat gibi farklı konularda da çağrı merkezlerinin yoğun olarak hizmet vermeye başlaması sektörümüzün önünü açacak, yasadan kaynaklı istihdam üzerindeki negatif etkileri orta ve uzun vadede azaltabilecek.”

Çağrı merkezi sektörü Türkiye’nin stratejik iş alanlarından

Tarakçı, çağrı merkezi sektörünün bugün itibarıyla ekonomik büyüklüğü hakkında da bilgi vererek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son yıllarda gerçekleştirdiği yatırım ve istihdam hamleleriyle Türkiye’nin stratejik iş alanlarından birisi haline gelen çağrı merkezi sektörü, 2014 yılında 3,4 Milyar TL’lik bir pazar büyüklüğüne ulaştı. 50’ye yakın ile yapılan çağrı merkezi yatırımlarıyla 80 bin kişiye iş imkânı sağlandı. Yatırım yapılan bölge ekonomisi ve yan sektörler de hareket kazandı. İstihdamın azalması doğrudan bir etki olmakla birlikte o istihdam için hizmet aldığımız eğitim, ulaşım, yemek gibi yan sektörlerin dolaylı olarak negatif etkilenmesi söz konusu olacak. Yönetmelikte; sektör bağımsız olarak aracı hizmet sağlayıcı konumunda olan firmaların da alıcıya kendilerine ait bilgi vermek, kayıtları saklamak ve ispat ile ilgili konulardan sorumlu tutulduğunu görüyoruz. Dış kaynak çağrı merkezleri olarak aracı hizmet sağlayıcı olduğumuzdan bu husus bizim sektörümüz açısından uygulamada vatandaşa ya da firmalara fayda sağlamayacağından sadece zaman ve kaynak israfı olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü zaten tüm kayıtlar ve bilgiler hizmet sağlayıcı tarafından tutuluyor. Hizmet sağlayıcının sorumlu olduğu konulardan mükerrer olarak aracı hizmet sağlayıcın da sorumlu tutulmasını doğru bulmuyoruz. Bu anlamdaki negatif etkileri ve uygulamada karşımıza çıkacak sıkıntıları yetkililerle en kısa zamanda tekrar paylaşıyor olacağız.”

Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim

Kurulu Başkanı Metin Tarakçı,

‘Elektronik Ticaretin

Düzenlenmesi Hakkındaki

Kanun’ ile ilgili açıklama yapıp

ilgili sektörlerin de aynı bakış

açısıyla korunması gerektiğine dikkat

çekti.

Sedef Özkan

ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı

Page 15: BThaber Sayı 1036

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Yonetim20_Dergi_ilan_Bthaber.pdf 1 18/08/15 17:31

Page 16: BThaber Sayı 1036

BİLİŞİM DÜNYASI14 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Türkiye’de çağrı merkezlerinde ses teknolojisi kullanımı dünya ortalamalarının oldukça altında. Bunun temel sebebi ise geliştirilen ses teknolojilerinde Türkçe dil desteği sağlanması için geçen zaman, buna karşılık ses teknolojisi kullanımının ve potansiyelinin artması. Bu soruna karşılık, firmaların teknoloji gelişim trendine Türkçe dil desteğini daha erken süreçte eklemesi önem kazanan bir çözüm. Ses teknolojileri alanında Türkiye’deki çağrı merkezi sektöründe öncelikli adımları atan Turkcell Global Bilgi de burada çözümleri ile öne çıkıyor.

2010 yılında hayata geçirdiği “Ses Tanıma” ve 2011 yılında kullanımına sunduğu “Laftan Anlayan Sesli Yanıt Sistemi”yle sektöre ses teknolojileri konusunda yön veren Turkcell Global Bilgi, son olarak “Uçtan Uca Laftan Anlayan Sesli Yanıt Sistemi” ile bir yeniliğe imza attı.

Ar-Ge ekibi yetkinGerek iş ortağı firmalarla

olan proje çalışmaları sırasında edinilen deneyim, gerekse şirket içi araştırma faaliyetleri sayesinde bu konuda oldukça donanımlı

Herkes aynı dili konuşuyor

olduklarını vurgulayan Turkcell Global Bilgi Bilgi Teknolojiler Genel Müdür Yardımcısı Fahri Arkan, “İş geliştirme ve teknik ekiplerimiz ses teknolojisi uygulama tasarımı, geliştirmesi ve yönetimi konusunda gerekli her türlü donanıma sahip. İş ihtiyaçlarını ve teknolojiyi doğru konumlandırmayı da iyi bildiğimiz için, teknik bilgi birikimimizi, yapacağımız Ar-Ge çalışmalarıyla birleştirerek

kendi ses teknolojilerimizi oluşturabiliyoruz” bilgisini verdi.

“Uçtan Uca Laftan Anlayan Sesli Yanıt Sistemi”, tüm çağrı boyunca tuşlama yapmadan, müşteri temsilcisiyle konuşuyormuş gibi ilerleme imkanı veren, rahat ve doğal bir deneyim sunan yeni bir sesli yanıt sistemi. Bu çalışmasıyla yakın bir zamanda Turkcell Global Bilgi, çağrı merkezi sektörünün küresel bazda en

büyük organizasyonu olan ContactCenterWorld.com’un Londra’da gerçekleştirdiği EMEA bölge finallerinde de “En İyi Self Servis” kategorisinde birincilik aldı ve Kasım ayında Las Vegas’ta düzenlenecek dünya finallerine katılmaya hak kazandı. “Uçtan Uca Laftan Anlayan Sesli Yanıt Sistemi”nin ses teknolojileri evrim sürecinin en yeni üyesi olduğunu belirten Fahri

Arkan da, bu sistemin şu an yaklaşık 24 bin farklı söylemi anlayabildiğini ve arayanlara 570 farklı şekilde cevap verip, doğru yönlendirme yapabildiğini, 250 farklı işlem seçeneği de barındırdığını vurguladı.

Kullanıcılar da sürece dahil edildi

Bu yeni ses teknolojisi, Türkiye’de ve Türkçe dilinde ilk uçtan uca doğal konuşma – anlama teknolojisi olmasıyla önem taşıyor. Dünyada bu denli büyük çağrı ve servis hacmi olan, uçtan uca sesli yanıt sistemi sunan bir çağrı merkezi de yok. Bu proje boyunca kullanıcı deneyimi (UX) çalışmalarını tüm sürece paralel yürüten Turkcell Global Bilgi birebir görüşmeler, kullanıcı testleri, derinlemesine görüşmeler ile müşterilerini de çalışmalarına dahil etti. Böylece müşterilerin sistem hakkında ne düşündüklerini, sistemde nasıl ilerlediklerini, izledikleri yolları, sunulan hizmetlerle ilgili kullandıkları kelimeleri çok yakından analiz edebilme imkanı bulduklarını vurgulayan Fahri Arkan’a göre, bu çalışmalar, diyalogların oluşturulmasını, doğru jargonun kullanılmasını ve müşterilerle başarılı bir şekilde temasın kurulmasını sağladı.

Haber Merkezi Şiveleri de anlayabilecek bir gramer altyapısına sahip olan “Uçtan Uca Laftan Anlayan Sesli Yanıt Sistemi”nin tüm

süreçleri üzerinde titizlikle duruldu.

Fahri Arkan

Enocta Genel Müdürü Tijen Armağan

Turkcell Global Bilgi Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Fahri Arkan, dünyadaki tüm ses teknolojilerini yakından takip ettiklerini, yeni teknolojiler ve inovasyon yatırımları yaptıklarını vurguladı. Bu yatırımları yaparken kullanıcıların öncelikli ihtiyaçlarını göz önünde bulundurduklarını belirten Arkan, “Araştırmaların sonucunda insanlara artık ses teknolojilerinin yetmediğini, bu teknolojilerin doğal konuşmayı da desteklemesi gerektiğini gördük. Bundan yola çıkarak Ar-Ge çalışmalarımız sonucunda “Uçtan Uca Laftan Anlayan Sesli Yanıt

Sistemi”ni geliştirdik” dedi. Ses ile yapılabilecek yapının en gelişmişini ve en doğalını sunan bu sistemle müşterilere uçtan uca doğal bir konuşma sistemi sunuluyor. Tamamen şirket içi Ar-ge çalışmalarıyla ortaya çıkan bu ürün ile yurtdışından da talebin kendini göstermesi ve Londra’da ContactCenterWorld.com’un gerçekleştirdiği EMEA bölge finallerinde birincilik alması da önemli bir gelişme oldu. “Şimdi bu ürünümüzle aynı organizasyonun önümüzdeki aylarda yapacağı dünya finallerinde yarışacağız” diyen Arkan, ekledi: “Ülkemize dünya birinciliğini getireceğimize yürekten inanıyorum.”

Hedef, birincilik

Akademik Eğitim Kataloğu yenilendiE-öğrenme şirketi Enocta, yenilenen Akademik Eğitim Kataloğu ve Akademik Eğitim Platformu (EAEP) ile yeni öğretim yılında üniversite yönetimi, öğrenciler ve öğretim üyeleri için mekânsal ve zamansal sınırları ortadan kaldırıyor. Enocta Akademik Eğitim Kataloğu ile üniversitelerin açtığı uzaktan eğitim programlarına kayıt yaptıran herkes, dünyanın her yerinden 7/24 derslere katılabiliyor. Lisans, ön lisans ve yüksek lisans düzeyindeki zorunlu dersler ve popüler bölüm derslerini bir araya toplayan katalog, hâlihazırda yaklaşık 50 binden fazla öğrenci tarafından kullanılıyor.

Üniversiteler; Türkçe ve Tarih gibi ortak zorunlu (5i) dersleri ve İşletme, İş Sağlığı ve Güvenliği gibi bölüm derslerini Enocta

Akademik Eğitim Kataloğu’ndaki her biri 14 haftalık bölümlere ayrılmış içeriklerle çevrimiçi olarak sunabiliyor. Eğitimler, HTML5 formatında mobil cihaz uyumlu olarak hazırlandığı için öğrenciler bu eğitimlere masaüstü bilgisayarlardan, tabletlerden ve akıllı telefonlardan erişebiliyorlar. Eğitimler etkileşimli, animasyonlu ve sesli eğitimler olarak edinilebiliyor.

Farklı üniversitelerde kullanılıyor

Enocta Genel Müdürü Tijen Armağan, akademik eğitim çözümlerinde en kritik noktanın erişim kolaylığı ve fırsat eşitliği olduğunu vurgulayarak, “İş hayatının yoğun temposundan yüksek lisansa vakit bulamayanlar da bu sistemle mesai saatleri

dışında sanal sınıflarda derslere katılabiliyor, katılamadıkları dersleri arşivden takip edebiliyorlar” dedi. Armağan’ın verdiği bilgiye göre, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Gediz Üniversitesi’ne, Acıbadem Üniversitesi’nden Bursa Orhan Gazi ve Siirt Üniversitesi’ne kadar Türkiye’nin farklı bölgelerindeki üniversitelerde, 50 binden fazla öğrenci, Enocta Eğitim Kataloğu’nun sunduğu avantajlardan faydalanıyor.

Çevrimiçi bir kampüsEnocta’nın Akademik

Çözümleri arasında, Enocta Akademik Eğitim Platformu (EAEP) da yer alıyor. EAEP; öğrenci işleri yazılımı gibi üniversitelerin diğer sistemleriyle entegre edilebiliyor, Akademik Eğitim Kataloğu ile birlikte

üniversite öğrencileri ve kadrolarına yönelik bir çözüm olarak derslerin, akademik faaliyetlerin ve idari süreçlerin zaman ve mekândan bağımsız olarak yönetimini sağlıyor. EAEP, çevrimiçi soru bankasından sınav sistemine kadar her alanda hızlı ve etkin ölçümleme olanakları sunan çevrimiçi bir kampüs gibi işliyor.

TÜBİTAK tarafından Ar-Ge kapsamında değerlendirilen platform, sürekli güncellenebiliyor. Platform, üniversitelerin uzaktan eğitime geçişte ihtiyaç duydukları tüm fonksiyon ve özellikleri tek çatı altında sunabiliyor. Uzaktan eğitim programı açmak isteyen üniversiteler veya örgün eğitimin ortak derslerini online sunmayı planlayan üniversiteler, EAEP ile tüm asenkron eğitim faaliyetlerini yönetebiliyor.

Page 17: BThaber Sayı 1036

BThaber

DOSYA 31 AĞUSTOS6 EYLÜL 2015

www.bthaber.com

Kesintisiz GüçKaynakları

Kesintisiz iş

süreçleri için

KGK’lar büyük önem

taşıyorTeknolojinin gelişmesi, internetin iş hayatının vazgeçilmez bir hale gelmesi ile birlikte şirketlerin öncelikleri de değişmeye başladı. Artık birçok şirket internette ya da kullanılan BT sistemlerinde herhangi bir sorun çıktığında çalışamaz hale geliyor. Bu sistemlerin herhangi bir elektrik kesintisi esnasında kesintisiz bir şekilde çalışabilmesi için kesintisiz güç kaynakları büyük bir önem taşıyor ve birçok şirketin öncelikli planları arasında yer alıyor. Kesintisiz güç kaynakları sadece iş süreçlerini elektrik kesintilerine karşı korumakla kalmıyor. Aynı zamanda şebekelerden gelen enerjinin düşük kalitesinin yol açtığı zararlı etkilere karşı da koruyor. KGK’lar yüksek kaliteli, temiz ve düzenli enerji sağlayarak şirketlerin güven içerisinde çalışabilmelerini sağlıyor.Kesintisiz güç kaynakları önem kazanıp yaygınlaşırken daha çevre dostu teknolojiler için de Ar-Ge çalışmaları yapılıyor. Güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak melez KGK teknolojileri geliştiriliyor. Üretimde kullanılan malzemelerin küçültülmesi, metal ve kimyasal kullanımının azaltılması da hem çevreyi koruyor hem de daha ekonomik ürünler çıkarılmasını sağlıyor.

17

Ayhan Sevgi

Page 18: BThaber Sayı 1036

18 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaberKESintiSiz GüçKAynAKlArıDOSYA

SİSTEmLErİn SAĞLıKLı çALışmASı İçİn TEmİz EnErjİKurumların kritik iş süreçlerinin devamlılığını sağlamak ya da kesinti durumunda yeniden çalışır hale getirmek için gerçekleştirilen iş sürekliliği çalışmaları, sürekli değişen iş gereksinimlerini anlamaya yönelik bir anlayışla, planlama ve tasarımdan uygulama ve yönetime kadar her aşamada yol göstermektedir. İş sürekliliğinin temelinde kurum tarafından belirlenen politikalar, standartlar ve prosedürler yer almaktadır. Sonrasında ise tüm sistemin tasarımı, uygulaması, desteği ve bakımı bu temellere bağlı olarak yapılandırılmalıdır. Ancak bu şekilde bir kurum için iş sürekliliği sağlanabilmektedir.

Kurumlar bir KGK aldığında daha çok bağlı olduğu cihazın çalışmasını devam ettirmeye yarayan bir ürün aldığını düşünür. Aslında KGK bundan daha fazlasıdır. Eğer tesisatınıza ya da cihazlarınıza bir KGK üzerinden elektrik veriyorsanız her şeyden önce cihazınızı şebeke etkilerine karşı korumuş oluyorsunuz. Yani KGK, daha temiz elektrik vererek cihazın sağlıklı çalışmasına katkı sağlıyor. Bir diğer faydası ise verimlilik; KGK’lar kullanıldıkları noktalarda verim artıyor.Verim attıkçada enerji tüketimi dolayısı ile enerji maliyetleri azalıyor.

Kesintisiz güç kaynaklarının en önemli diğer özelliği kurumların kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlaması. Kesintisiz güç kaynakları, elektrik gücüne dayalı bilişim altyapısı gibi kritik ve hassas sistemleri şehir şebekesinden kaynaklanabilecek kesintiler, voltaj dalgalanmaları gibi olumsuz durumlara karşı korur. Bu sayede şirketler kesintisiz güç kaynaklarının sayesinde işlerinin kesintisiz bir şekilde yürüyeceğinden emin olur.

Geçmişte birçok şirketin lüks olarak gördüğü kesintisiz güç kaynakların artık vazgeçilmez bir gereksinim haline gelmiştir. Kalitesiz ve yetersiz ürünleri tecrübe edenlerin eninde sonunda

kaliteli ürünlere yöneleceklerine inanmış durumdalar.

Belki de isimlerinden dolayı ilk akla gelen elbette kesintisiz elektrik sağlamak, ancak bu tek özelliği değil. En az bunun kadar önemli olan kaliteli ve temiz enerji sunması da var. Ülkemizde elektrik altyapı ve dağıtım şebekesi hızla yenileniyor, gelişiyor olsa da halen önemli sıkıntılar yaşanabiliyor. Bölgesel ve mevsimsel nedenlerle çok sık elektrik kesintileri ve ondan daha çok gerilim dalgalanmaları yaşanıyor. Dalgalanmalar bizim göremeyeceğimiz ve o sırada algılayamayacağımız arızalara sebep olabilir. KGK’lar bu tür riskleri ortadan kaldırmak içinde ideal ekipmanlardır.

APTEC an Ingram Micro Company Grup Satış Müdürü Arden Demirci

Geçmişte birçok şirketin lüks olarak gördüğü kesintisiz

güç kaynakları artık vazgeçilmez bir

gereksinim haline geldi. KGK’lar için

belki de isimlerinden dolayı ilk akla gelen

elbette kesintisiz elektrik sağlamak.

Ancak bu tek özelliği değil. En az bunun

kadar önemli olan kaliteli ve

temiz enerji sunması da var.

Türkiye, KGK sektörü açısından bakıldığında EMEA bölgesinin altıncı büyük pazarı konumunda. Bu da uluslararası firmaların Türkiye’ye olan ilgisini artırıyor. KGK alınırken dikkat edilmesi gereken noktalar; ürünleri verim, tasarruf, performans gibi kriterleri ile değerlendirmektir. Eğer sadece fiyat odaklı giderseniz yanılabilirsiniz. Ürünü kullanırken yaptığınız masraf yani işletme maliyeti, bir süre sonra satın alma maliyetini geçebilir ve işte o zaman toplam satın alma maliyeti dediğimiz rakamla karşılaşırsınız. Unutmamak gerekir ki, ürünü satın alırken bir defa para ödüyorsunuz ancak onu kullanırken, işletirken her gün harcamaya devam ediyorsunuz. KGK seçimlerinde kalite, performans ve verimlilik her zaman seçim kıstası olurken, uzun kullanım ömrü olan bu cihazlar için işletme maliyetinin, bakım, servis gibi harcamalarla çok yüksek seviyelere çıkabileceği gözönünde bulundurulmalı.

Uluslararası firmaların Türkiye’ye ilgisi artıyor

Page 19: BThaber Sayı 1036

2015 Tescom için büyüme yılı oldu

www.tescom-ups.com

Tavukçuyolu Cad. Demirtürk Sok. No:6/A Yukarı Dudullu Ümraniye / İSTANBULTel: 0850 277 88 77 • Faks: 0216 527 28 18 • [email protected]

Fabrika: 10009 Sok. No:1, Sanayi Sitesi Ulukent – Menemen / İZMİRTel: 0232 833 36 00 • Faks: 0232 833 37 87

Gerek 2015 yılı

gerekse orta vadeye

yönelik plan, hedef ve

stratejileriniz hakkında

bilgi verir misiniz?

Tescom yerli üretim

yapan firmalar arasında

ilk 3 sırada yer almaktadır.

Tescom olarak 2015

yılında hedeflerimiz büyük.

2014 yılına göre %40

büyüme gerçekleştirme

çabasındayız. 2015’in ilk

yarısında hedeflerimizi

başarıyla gerçekleşirdik.

Gerek yurtiçi gerekse

yurtdışı piyasalarda Pazar

payımızı yükseltemeye

başladık.

Bunları gerçekleştirmek

adına ürün çeşitliliğimizi

arttırdık. Modüler UPS’leri

müşterilerimize sunmaya

başladık. Ürünlerimizi

tek modülde 500 kVA’ya

kadar çıkarttık. Daha

büyük güçler için de ithal

ürünler ile müşterilerimize

çözüm sunmaktayız.

2016 yılında kendi

üretimimiz olan modüler

tip UPS’leri ve 3Level

ürünleri müşterilerimize

sunabilmek adına AR-GE

çalışmalarımız tüm hızıyla

devam etmektedir.

Elektrik kesintileri gibi

sıkıntılar, KGK çözümleri

başta olmak üzere tüm

çözümlerinize yönelik ilgiyi

nasıl etkiledi?

Elektrik kesintileri bir nebze

satışları arttırdı tabii ki. Fakat

asıl bilinmesi gereken ve bizim

de anlatmaya çalıştığımız

UPS’ler sadece elektrik

kesintisinde değil temiz enerji

için olmazsa olmaz bir üründür.

Enerjinin temiz ve sürekli

olması kullanılan elektronik

aletlerin verimli çalışması için

çok önemli bir unsurdur.

Çözümlerinize yönelik

ilgide büyük ölçekli

şirketler ve KOBİ’ler nasıl

bir dağılım sergiliyor?

UPS artık her işletmede

kullanılan bir IT bileşeni

konumunu almış

bulunmaktadır. Marketlerden

tutun hastanelere kadar her

ortamda UPS kullanmamız

gerekli. Biz de her güç

grubuna hitap edebilmek

adına ürün çeşitliliğimizi

arttırdık. Ev kullanıcılarından

başlayıp, restaurantlara, Data

Centre’lara, hastanelere,

stadyumlara, akıllı ev

inşaatlarına dek çok geniş bir

ürün yelpazesi sunmaktayız.

Yeni bayilikler vermek

gündeminizde mi? Bu

bayileri hangi kriterlere

göre seçiyorsunuz?

Tescom olarak Türkiye

çapında ve Kıbrıs’ta 23 ilde

bayiliklerimiz var. Bayilerimiz

hem ürün satışı yapmakta

hem de tüm ürünlere en

iyi şekilde servis hizmeti

sunmaktadır. Bayilerimizde

aradığımız en önemli

özellik ürünlere hakim

olmaları ve servis hizmeti

verebilecek deneyime sahip

olmalarıdır. Müşterilerimizin

ihtiyaçlarını en iyi şekilde

analiz edebilmeleri ve ürün

seçimi yaparken bu analizler

ışığında en doğru seçime

yönlendirebilmelerini arzu

ediyoruz. Tescom ailesi

olarak biz de gerekli eğitim ve

malzeme desteği sağlamak

için her zaman bayilerimize

birlikte hareket etmekteyiz.

Güç kaynakları

konusunda gerek

bireysel gerek kurumsal

farkındalık ne seviyede?

Siz bunu geliştirmek

için neler yapıyorsunuz,

yapacaksınız?

Son birkaç yıldır UPS

konusundaki farkındalık

bir hayli artmış durumda.

Birçok bireysel kullanıcı

evlerinde UPS kullanmya

başladı. Kurumsal firmalarda

ise zaten olmazsa olmaz

bir ürün haline geldi. IT

firmaları, mimarlık firmaları,

inşaat firmaları projelerinde

UPS’i dahil ediyorlar. Biz de

çeşitli fuarlara katılıyoruz.

Bu yıl 2 büyük kongre

sponsorluğu gerçekleştirdik.

Sanal medyada kendimizi

tanıtmak adına ilanlarımız

ve paylaşımlarımız

oluyor. UPS’in önemini

her mecrada anlatmaya

çalışıyoruz.

UPS’ler sadece elektrik kesintisinde değil temiz enerji için olmazsa olmaz bir üründür. Enerjinin temiz ve sürekli olması kullanılan elektronik aletlerin verimli çalışması için çok önemli bir unsurdur.

Page 20: BThaber Sayı 1036

SÜrEKLİLİK İçİn EnErjİnİn dEvAmLıLıĞı şArTOlası bir olumsuzluk durumunda; kaybedilen zamanın, iş gücünün, prestijin ve maddi kayıpların minimize edilmesi hatta önlenmesi tüm kamu ve özel kurumlar için önem arz etmektedir. İş Sürekliliği Yönetimi (Business Continuity Management), kurumların kritik fonksiyon ve süreçlerini etkileyecek olaylara karşı hazırlıklı olmasının ve herhangi bir olaya, önceden planlandığı ve test edildiği şekilde yanıt verilebilmesinin sağlayan bir sistemler bütünüdür.

Veri merkezi uygulamaları çerçevesinde baktığımızda ise günümüzde sürdürülebilirlik en önemli kavramların başında gelmektedir. Bu uygulamalar için Uptime Institude tarafından oluşturulan standartlar ve güvenlik seviyeleri sürdürülebilirlik ve yedekleme konusunda çalışma şekillerini ortaya koymaktadır.

Veri merkezi kavramı ve iş sürekliliği birlikte telaffuz edildiğinde süreklilik için enerjinin devamlılığı şarttır. Bunun için uygulamalarda kesintisiz güç kaynakları (KGK); veri iletişiminin, verilerin depolanmasının, bir veri merkezinde nelerin gerçeklenmesi gerekiyorsa tüm bu işlemlerin kesintisiz olarak gerçekleşmesine olanak sağlar. Yaygın olan kanının aksine KGK’lar yalnızca enerji kesintisi esnasında devreye girerek kesintisiz geçişi sağlamaz. KGK’lar sürekli devrededir ve aktif ya da pasif tüm veri merkezi elemanlarının kaliteli bir enerji ile beslenmesine olanak sağlar.

Teknolojinin özellikle son 15-20 yılda gösterdiği gelişmeler, mikroişlemciler ile donatılmış, yazılım kontrollü elektronik cihazları daha hassas bir yapıya büründürmüştür.

Bu ekipmanların kaliteli enerji ile beslenmeleri gerekir. Yukarıda bahsedildiği üzere KGK birimleri yalnızca kesintiyi önleyici ekipmanlar değil aynı zamanda kaliteli enerjinin sürekliliğini de sağlayan cihazlardır. Enerji kalitesi, KGK çıkışında, KGK tarafından üretilen gerilim harmoniği şeklinde ölçülebilirken, şebeke tarafında ise akım harmoniği şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle veri merkezi tasarlanırken enerji kalitesini maksimum seviyede karşılayacak KGK birimlerinin seçilmesi büyük önem arz etmektedir.

Tasarımı yapılan veri merkezinin hangi standarda uygun olarak tasarlandığına, hangi güvenlik

seviyesine göre kurgulandığı dikkate alınırsa KGK yapılarının da buna göre oluşturulması gerekir. KGK uygulamalarında, beslenecek yükün durumuna göre de yedekleme seviyesi belirlenebilir. Yedekleme sistemlerin paralel çalışması ile gerçekleştirilebilmektedir. Toplamda beslenmesi gereken gücün, güvenlik seviyesine göre, yüzde 25, yüzde 50 ya da yüzde 75 oranında yedeklenebilmesi mümkündür. Bu sayede KGK birimlerinden herhangi birinde bir sorun olması durumunda ya da ilgili birimde yapılması planlanan bakım çalışması esnasında diğer KGK birimleri kalan yükü üzerlerine alarak iş sürekliliği sağlanabilmektedir.

Inform Pazarlama Müdürü Serkan Saracoglu

Veri merkezi kavramı ve iş sürekliliği birlikte

telaffuz edildiğinde süreklilik için

enerjinin devamlılığı şarttır. Bunun için

uygulamalarda kesintisiz güç

kaynakları (KGK); veri iletişiminin, verilerin

depolanmasının, bir veri merkezinde

nelerin gerçeklenmesi gerekiyorsa tüm bu işlemlerin kesintisiz

olarak gerçekleşmesine olanak sağlar.

KGK seçiminde veri merkezinin bulunduğu konum da önemlidir. Veri merkezinin bulunduğu konumda uzun süreli enerji kesintileri yaşanıyorsa, buna göre uzun besleme süresi sağlayacak akü grupları tercih edilmelidir. Enerji dalgalanmalarının sıklıkla yaşandığı bir bölge üzerinde çalışılıyorsa KGK giriş gerilim toleransı ayrı önem kazanmaktadır. Toleransın geniş olması, akü kullanım sıklığını belirlemektedir. Akülerin kullanım sıklığı akü ömrünü etkilemektedir. Akülerin sıklıkla değiştirilmesi ise işletme maliyetini artırmaktadır. Bu nedenle KGK seçimi yapılırken veri merkezinin kurulacağı bölgenin enerji kalitesi durumu öncelikle incelenmelidir.Teknoloji ve endüstrinin gelişmesi insan hayatını kolaylaştırmakla birlikte çevrenin yaşanabilirliği açısından tehdit oluşturmaya başlamıştır. Gerek çevreye duyarlılık bağlamında, gerekse dünyada kısıtlı olan enerjinin doğru tüketilebilmesi, kullanılan ürünlerin verimlilikleri ile doğru orantılıdır. KGK birimlerinin verimliliklerinin yüksek olması daha az enerji sarfiyatı demektir. Enerjinin daha düşük seviyelerde kullanılması ise öncelikli olarak yatırım maliyetinin düşmesine neden olmaktadır. KGK girişinde kullanılacak olan jeneratörlerin daha düşük güçte seçilmesine, altyapıda kullanılacak olan enerji kablolarının kesitlerinin daha düşük kesitte seçilebilmesine olanak sağlar. Düşük enerji tüketimi nedeniyle ortaya çıkacak olan ısının soğutulması için gerekli olan klima altyapısının da görece daha düşük seviyelerde seçilmesi mümkün olmaktadır. Diğer taraftan enerjinin düşük seviyelerde tüketilmesi işletme maliyetini de artırmaktadır. Bir diğer husus da veri merkezlerinin güvenliği hakkında bilgi sahibi olmak için KGK ile sürekli olarak haberleşebilmektir. KGK ile haberleşme ara birimleri kullanılarak; ortamın ısısı, nemi, depolanan verilerin transferi, enerji yönetimi gibi bilgiler tek bir merkezden izlenerek sistemin güvenliği ve devamlılığı sağlanabilir.

Seçim için veri merkezinin konumu önemli

20 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaberKESintiSiz GüçKAynAKlArıDOSYA

Page 21: BThaber Sayı 1036

“KEşKE”LErİn SıKçA SÖYLEndİĞİ AnLAr YAşAmAK İSTEmİYOrSAnız…

İş sürekliliği, kuruluşun olaylara karşılık verme ve bunun planlamasını yapma konusunda stratejik ve taktiksel becerisi ve iş kesintileri için önceden tanımlanmış kabul edilebilir seviyede iş uygulamalarına devam etme becerisi olarak tanımlanır. İş sürekliliği işler yolunda giderken, genelde organizasyonların üzerinde çok fazla durmadıkları bir konudur. Ancak geriye dönülüp bakıldığında, bir değer elde etmek adına verilen emeklerin, uğraşların, çabaların, önceden öngöremediğimiz nedenlerden ötürü çoğu zaman bir çırpıda son bulduğu, geriye “keşke”lerin sıkça söylendiği anları bize yaşattığı görülmektedir. Bu tür iş kesintileri çoğu zaman kuruluşların altından kalkamayacağı ticari kayıplarla, saygınlık kaybıyla veya imaj kaybıyla sonuçlanmaktadır.

KGK iş sürekliliği açısından işletmenizin sigortası diyebiliriz. Ülkemizde her ne kadar enerji kesintileri minimize edilse de, maalesef aldığımız enerji kaliteli değildir. Bu durum makinelerin kart arızalarına, üretilen ürünlerin zarar görmesine, işletmelerdeki cihazların ömrünün azalmasına vb. gibi arıza sebepleriyle sadece üretim değil iş kaybına da sebep olmaktadır. KGK şebekeden gelen zararlı etkenleri tamamen yok ederek size şebekeden

bağımsız yüksek kaliteli ve temiz bir enerji vermektedir. Böylelikle şebekeden gelen tüm zararlı etkenler kaybolmakta ve bununla beraber hassas giriş gerilimleri ile çalışan cihazlardan maksimum performans alınarak üretim kalitesi yükseltilmektedir. Elektrik kesintisinde makinelerinizi düzgün bir şekilde kapatmak veya herhangi

bir kesinti olmaksızın üretiminizin devam etmesine destek olması KGK’nın önemi adına göze batan diğer bir özelliğidir. KGK başlangıçta bir yüksek bir maliyet gibi gözükse de iş sürekliliği açışından avantajları ve üretim kayıplarını engellemesi düşünüldüğünde bu maliyet günümüz endüstrisinde göz ardı edilebilecek duruma gelmekte.

Tescom Müşteri İlişkileri Yöneticisi Melis Değerli

KGK iş sürekliliği açısından işletmenizin

sigortası diyebiliriz. Bu tür iş kesintileri çoğu

zaman kuruluşların altından kalkamayacağı

ticari kayıplarla, saygınlık kaybıyla

veya imaj kaybıyla sonuçlanmaktadır.

KGK’lar sadece enerji kesintisi durumunda hatırlanıyor ve bu yanlış bir düşünce. Bizim hep müşterilerimize anlatmaya çalıştığımız da bu nokta. Şebekede bizim zaman zaman fark edemediğimiz dalgalanmalar olabiliyor. Bunlar anlık kesintilere neden olabiliyor. KGK kullanıldığı zaman sistemlerimiz sürekli ve temiz bir enerji ile beslenmiş oluyor. Şebekeden bağımsız bir enerji sistemi kullanmış oluyorsunuz.KGK seçimi yapılırken beslenecek cihazların türleri, cihazların güç hesaplanması gibi bazı hesaplar yapılmalıdır. Beslenecek cihaz türü, seçilecek KGK’nın trafolu veya trafosuz tercihi yapmamıza yardımcı olur. Yük üzerinde motor veya endüktif anlık peak akımı çekebilecek yükler var ise trafolu cihazlar, bilgi işlem gibi veya lineer artış gösteren yükler var ise trafosuz cihazlar idealdir diyebiliriz. Güç hesaplanırken cihazların kurulu güçleri toplanarak toplam güç bulunur. Toplam gücün yüzde 20 fazlası olacak şekilde KGK tercih edilir. Güç analizörü ile ölçüm yaparak KGK önermek ve seçmek en doğru seçimdir. Çünkü büyük seçilen KGK fazla maliyet, yetersiz verilen KGK’ler ise enerji ve verim kaybı konusunda sıkıntı yaşatacaktır.

KGK’lar sadece enerji kesintisi olduğunda hatırlanmamalı

2131 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber KESintiSiz GüçKAynAKlArı DOSYA

Page 22: BThaber Sayı 1036

İş SÜrEKLİLİĞİndE KGK HEr GEçEn GÜn ÖnEm KAzAnıYOr

Günümüzde şehirlerin artan enerji ihtiyacı karşısında sadece elektrik şebekesine güveniyor olmak, sanırım yatırımlarımıza ve işletmemize karşı yapacağımız en büyük kötülüklerden biri olur. Her geçen gün artan talebe karşılık aynı hızda gelişemeyen enerji altyapısı, özellikle kritik yüklerimizi yedeklemek ve iş sürekliliğimiz için KGK kullanımı ihtiyacını her geçen gün artırmaktadır. Burada kritik yük dediğimiz noktada aklınıza büyük fabrikalar veya en az 300 kabinlik veri merkezleri canlanmasın. Bir veri merkezinde olabilecek bir kesinti sonucu yaşanacak kayıp ile bilgisayarınızda hazırladığınız bir raporun kesinti sonucu silinmesi arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü kaybedilen aslında aynıdır, zaman! KGK‘lar bu noktada aslında sadece enerji yedeklemesi sağlamıyor, zamanınızı ve iş gücünüzü de koruyor.

Türkiye’nin hızlı gelişimi ve buna bağlı olarak teknolojinin yakından takip edilişi kesintisiz güç kaynaklarının kullanımını olmazsa olmaz hale getirmiştir. Her geçen gün artan talebe karşılık aynı hızda gelişemeyen enerji altyapısı, düzenli ve kesintisiz enerji sağlamak ve kritik yük olarak adlandırılan bu teknolojik sistemleri beslemek için kullanılmaktadır. Hızla gelişen teknoloji doğrultusunda piyasanın talep ettiği

minimum güç gereksinimi her geçen gün artmaktadır. Bu hızlı gelişim sadece işyerleri ve üretime yönelik işletmelerin iş sürekliliği için değil, ev kullanıcılarını da potansiyel kullanıcı haline getirmektedir. Türkiye’deki KGK sektörü her geçen gün büyüyerek (yaklaşık yıllık artış oranı yüzde 10-20 arasındadır) bölgesinde ciddi bir potansiyel, dünya için ise gözardı edilemeyecek, dikkat çekecek bir hal almıştır.

Zaman ve iş gücünden bahsettiğimiz bir konuda aslında konuşulması gereken tek bir nokta kalıyor; sahip olma maliyeti ve yatırımlarımızın kısa-orta-uzun vadede bizlere olan ekonomik katma değeridir.

Kurum ve şirketler KGK ihtiyaçlarını bağlanacak yüklerine ve yük çeşitlerine, iş sürekliliği ve kritikliğine, risk edilebilir yüklerine, yedekli mimari ihtiyaçları bulunup bulunmamasına ve işletme, sahip olma maliyetlerine bağlı olarak uygun model ve gücü belirleyerek

seçmelidirler.Verimlilik de burada hem sahip

olma hem de işletme maliyetlerimizi etkileyecek en önemli noktadır. Bir örnekle açıklamak gerekirse; verim değeri yüzde 94 ve yüzde 96 olan iki adet yüzde 80 yükte çalışan 200 kVA KGK cihazınıkarşılaştırdığımızda, sadece yüzde 2 verim farkından bile 1 yılda yaklaşık 4 bin dolar maliyet tasarrufu sağlanmaktadır, bu uzun vadede sahip olma maliyetlerimizi çok ciddi anlamda etkiler.

Sistem sürekliliğinde hizmetin de tek muhatap, tek marka üzerinden takip edilebilmesi de kurumlar açısından önemlidir. Biz ARTronic olarak KGK çözümleri distribütörü olduğumuz Huawei markası ile komple çözüm sunabiliyor, tek marka tek muhatap ile servis sağlayabiliyoruz. Veri merkezi projelerinde sadece KGK ile ilgili çözüm sunmakla kalmıyor, projenin karakteristiğine göre Huawei ile komple çözüm sağlayabiliyoruz.

Artronic Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yüksel Erdoğan

Hızla gelişen teknoloji doğrultusunda piyasanın talep ettiği minimum güç gereksinimi her geçen gün artmaktadır. Bu hızlı gelişim sadece işyerleri ve üretime yönelik işletmelerin iş sürekliliği için değil, ev kullanıcılarını da potansiyel kullanıcı

haline getiriyor.

22 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaberKESintiSiz GüçKAynAKlArıDOSYA

Bu noktada modüler sistemlerin bize getirdiği iki büyük avantaj var. Bunlardan biri, KGK gövdesinde hot-swap (yük altında değiştirilebilir) iki adet kontrol kartı bulunmaktadır. Bu sayede kontrol kartları yedekli çalışarak birinde oluşacak bir arıza sonucunda diğeri tüm yükü üzerine alarak kesintisiz bir şekilde yönetimin devamını sağlamakta, hem de yük altında değişime olanak sağlayarak arızaya müdahale süresini minimuma indirgemektedir. Huawei modüler KGK sistemlerinde bütün yönetim ve kontrol kartları opsiyonel değil standart olarak sunulmaktadır, çünkü yukarıda belirtildiği üzere yönetilemeyen bir sisteme asla tam anlamıyla sahip olamazsınız. KGK denince akla genelde ilk şebekeden kaynaklı kesinti halinde sistemin beslenmesi gelse de aslında UPS siteminizi enerji kesintilerinden korur, şebekedeki her türlü dalgalanmalardan korur ve enerji yönetimini sağlar. Dolayısı ile KGK’yı sadece enerji kesilmesi halinde değil yukarıdaki gibi her koşulda düşünmelidir.

Yönetemediğimiz bir sisteme asla tam anlamıyla sahip olamayız

Page 23: BThaber Sayı 1036
Page 24: BThaber Sayı 1036

24 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaberKESintiSiz GüçKAynAKlArıDOSYA

jEnErATÖr KULLAnımının YETErLİ OLdUĞU dÜşÜncESİ dOĞrU dEĞİLdİr

Elektrik - elektronik sektöründe meydana gelen hızlı gelişmelerin paralelinde teknolojik ürünlerin de kullanımı yaygınlaşmış ve bu ürünlerin hemen hemen her sektörde ve iş kolunda kullanım oranları artmıştır. Bununla birlikte teknolojik cihazlar için gerekli olan elektrik enerjisi de günlük yaşamın her alanında işlerin sürekliliğini sağlamak açısından oldukça önem kazanmıştır. Özellikle enerji üretim, iletim ve dağıtım hatlarındaki sorunlar, şebekeye bağlı olarak çalışan elektronik cihazlar için büyük bir risk oluşturmaktadır. Bu risklerden kullanıcılar tarafından da en iyi bilineni şüphesiz ki enerji kesintileridir.

Hayatımızı kolaylaştıran teknolojik ürünleri enerji olmadan kullanamayız ve enerji kesintilerinde sistemlerde aksaklıklar meydana gelir. Sağlık, güvenlik, ulaşım, haberleşme gibi sektörler; enerjinin en önem arz ettiği kritik yüklerin kullanıldığı sektörlerdir ve yaşanılan aksaklıklar hayati ve geri dönüşü olmayan sorunlara neden olur. Geçtiğimiz Mart ayında Türkiye genelinde yaşadığımız kesinti, günlük yaşantımızı devam ettirebilmek için elektrik enerjisinin ne kadar da önemli olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir. Sorun düzeltilene kadar geçen sürede elektrik kesintilerine karşı tedbir almayan kurum ve kuruluşlarda iş kaybı

nedeniyle çok büyük maddi kayıplar meydana gelmiştir. Bunlara ilaveten kullanıcının doğrudan hissetmesinin mümkün olmadığı diğer şebeke problemleri de göz ardı edilmemelidir. Enerji kesintileriyle birlikte, bu göz ardı edilen şebeke problemlerinden kaynaklanan veri kayıplarını ve sistem sorunlarını tamamen ortadan kaldırarak iş sürekliliğini ve devamlılığı sağlamak için kesintisiz güç kaynakları kullanılmalıdır.

Teknolojinin ilerlemesi ile elektrik enerjisinin hayatımızın her alanında geniş yer alması, kesintisiz güç kaynaklarını ev ve iş yerlerinden kişisel bilgisayarlara, hayati önem taşıyan kuruluşlara, küçük ve orta ölçekli işletmelere, basın ve yayın kuruluşlarına, havacılık ve askeri sistemlere, fabrikalara, spor tesislerine, otomasyon sistemlerine ve endüstriyel uygulamalara kadar her alanda ihtiyaç haline getirmiştir. Elektrik kesintilerinin ya da şebekeden kaynaklanan sorunların iş sürekliliğini aksatabileceği tüm alanlarda kesintisiz güç kaynakları önemli rol almaktadır. Genellikle elektrik kesintilerine karşı jeneratör kullanımının yeterli olduğu düşüncesi doğru değildir. Jeneratörler elektrik kesintisi yaşandığı durumda çalışmaya başlar ve sistemler jeneratörler devreye girene kadar kesintiye uğramış olur. Kesintisiz güç

kaynakları şebeke ile beslediği yükler arasında sürekli devrede çalıştığı için enerji kesintisi yaşandığı zaman aküler üzerinden enerji vermeye devam edecek kullanıcılar elektrik kesintilerini hissetmeden işlerine devam edecektir. Anlık enerji kayıplarının bile önemli olduğu durumlarda kesintisiz güç kaynakları hayat kurtarmaktadır.

Makelsan Pazarlama ve Satış Müdürü Hakan Akan

Elektrik kesintilerinin ya da şebekeden kaynaklanan sorunların iş sürekliliğini

aksatabileceği tüm alanlarda kesintisiz güç kaynakları önemli rol alıyor. Kesintisiz güç kaynakları

enerji kesintilerinde elektrik enerjisi sağlamanın dışında şebekeden kaynaklanan gerilim dalgalanmalarından hassas yüklerin korunmasını sağlayacaktır. KGK sistemleri tam şebeke izolasyonu sağladığı için şebekedeki elektriksel gürültülerin cihazlara yansımasını engelleyecektir, özellikle sanayi bölgelerinde şebekede yüksek veya düşük gerilim, ani voltaj sıçramaları ve frekans değişimleri meydana gelmektedir, kullanılacak kesintisiz güç kaynağı ile yaşanması muhtemel sorunların önüne geçebilir ve elektronik cihazlarınız için koruma sağlayabilirsiniz.Kurumların ve şirketlerin ihtiyaçlarına cevap verecek kesintisiz güç kaynağı seçiminde güç kaynağını bağlayacakları görünür güce, kullandıkları şebekeye göre (monofaze ya da trifaze), elektrik kesintilerinde kullanacakları akü besleme süresine, güç kaynağındaki haberleşme ve izleme seçeneklerine, şebeke gerilim değişim aralığına dikkat ederek seçim yapmaları gerekmektedir. KGK teknolojik bir cihaz olduğu için firmanın temin ettiği ve kurulumu sağlanan cihazın belirli aralıklarla kontrolünün ve bakımının yapılması cihazın performans kaybetmeden çalışmasını sağlayacaktır. Kullanılan akülerin ömür beklentisinin uzun süreli olması, gelecekte kullanıcının karşısına ek maliyet çıkarmayacaktır. Kesintisiz güç kaynağının bağladığı kritik yükün durumuna ya da oluşabilecek yük artışına göre cihazların paralelleme özelliğine sahip olması da oldukça önemlidir. Kesintisiz güç kaynağı tercihi konusunda ürün kadar firmanın da önemi vardır. Firmanın koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışı, çevreye duyarlı, yüksek kaliteli ve son teknoloji ürünleri, ulusal ve uluslararası sertifikaları, satış sonrasında sağlayacağı yaygın servis ağı ile sorunsuz çalışma imkanı sunacaktır. Makelsan kesintisiz güç kaynakları olarak ücretsiz güç ölçümü ve danışmanlık hizmeti sağlamaktayız.

Tüm cihazlar için koruma

Page 25: BThaber Sayı 1036

Günümüzde artan iş hacmi, oluşan yeni iş modelleri ve kurumsal dünyadaki yeni oyuncuların artması, iş sürekliliğini şirketler için her zamandakinden daha önemli hale getirdi. İş sürekliliğinde verim yakalamayan şirketler, yoğun rekabetin yaşandığı pazarlarda geri kalırken, bu noktada teknolojiden faydalanan yapılar rakiplerinden birkaç adım öne geçmeyi başarıyor. Veeam Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Murat Açıncı, bu yoğun rekabet ortamında sistem kesintilerinin her ne kadar planlı ve önceden duyurularak yapılsa da gittikçe daha fazla kabul edilemez hale geldiğini vurguluyor.

Açıncı, 2015’te çevrimiçi içeriğe sahip herhangi bir şirketin müşterileri, çalışanları ve tedarikçilerinin devamlı ve kesintiye uğramadan erişim talep etmelerini kabullenmesi gerektiğini belirtirken, şunları söylüyor: “Pazartesi sabahının erken saatlerinde bile biri satın alma işlemi yapmak, bir hesabı kontrol etmek ya da sisteme bağlanmak isteyebilir. Bazı özel durumlarda tüm

Kesintileri seyrek yaparak acıyı azaltın

Yürüme engelliler için 3D çözüm

şirketi birkaç saatliğine offline durumda tutmaktan başka çare kalmayabilir ama bunun çok çok seyrek olması gerekir. Bir CIO’nun görevi müşterilerin ve diğer kilit paydaşların talep ettikleri her an erişilebilir olmayı sağlamaktır.”

“Modern veri merkezleri korunmuş veri ve yedekli sistemlerle tasarlanmalı”

Günümüzde hızla değişen ekonomik faktörler, kurumların ve kullanıcıların değişen ticari pazarı yakalayabilmek için kesintisiz olarak aktif olmalarını gerektiriyor. Açıncı, geçtiğimiz 10 yılda sanallaştırmanın gelişmesi sayesinde kesintisiz çalışmaya ulaşmanın çok zor olmadığını ifade ederken, şunları ekliyor: “Modern veri merkezi daha en başından düzgün korunmuş veri ve yedekli sistemlerle tasarlanmalı.

Yürüme engelli bir hastanın hayatını kolaylaştırmak ve hastayı sosyalleştirmek amacını taşıyan TEK Robotik Mobilizasyon Cihazı,

bir uzaktan kumanda sayesinde hastanın

yanına kadar geliyor, belli kavrama

noktalarından hastayı kavrayarak hastanın kalkmasına ve hareket etmesine yardımcı oluyor. Cihaz, kompakt yapısı ve hareket kabiliyeti sayesinde, tekerlekli sandalyeye kıyasla daha fazla - ayağa kalkma, ayakta kalabilme ve hareket edebilme,

oturma - hareket özgürlüğü kazandırıyor.

Farklı üniversiteler

Bunun yanında olabildiğince eksiksiz garantili hızlı kurtarmaya da sahip olmalı. En kötü felaket senaryosunda dahi kurtarma zamanı ve nokta hedefleri 15 dakikadan fazla olmamalı.”

Kesintilerin bir şirkete verdiği zararın sadece müşteri beklentilerini karşılamada değil aynı zamanda ciroya da doğrudan etkisi olduğunu belirten Açıncı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Veri Merkezi Erişilebilirlik Raporu’na göre küresel olarak şirketler yılda ortalama 13 kez planlanmayan kesintiyle karşılaşıyor, bu da toplamda 51 saate kadar uzayabiliyor. Kesintinin iş kritik uygulamaları etkileyip etkilememesine bağlı olarak bir yılda ciroda 1,4 – 2,2 milyon dolar arasında zarara yol açıyor, üretkenliği düşürüyor ve birçok fırsatın kaçırılmasına sebep oluyor.”

Murat Açıncı, kesintisiz hizmet ve devamlı korunmayı

tarafından desteklenen bu Ar-Ge projesini hayata geçirmek için ilk adımlar, Matia Robotics’in 2013 Mart’ında +90 3B Dijital Fabrika ile tanışması ile atıldı. 2014 yılı sonuna kadar tasarımdan üretime her aşamada ortak çalışmaların sonucunda bugün TÜV ve FDA gibi otoritelerin sertifikalarına hak kazanan olan cihazın bugün pek çok ülkede kullanıcısı bulunuyor. Projenin hayata geçirilmesinde ilk etap olan prototipleme süreci, 9-10 aylık bir zaman dilimini kapsadı. +90 3B Dijital Fabrika’da üretilen parçalarla testlere giren cihaz, 3B baskının gerçek mühendislik malzemelerini kullanabilme avantajından faydalanmış oldu.

3B baskı parçalar, alev almazlık gibi, testlerde karşılanması beklenen belirli şartlara uygun, gerçek mühendislik malzemeleri ile aynı tepkileri veren malzemeler ile +90 3B

sağlamanın geleneksel anlık yük devreden sistemler için çok büyük yatırım ihtiyacı doğurduğunu belirtiyor: “Sadece çok büyük şirketler bunu karşılayabiliyor ve bunları da sadece en önemli uygulamaları için yapıyorlar. Ama yeni bulut, sanallaştırma, depolama ve diğer etkinleştirme teknolojileri kesintisiz çalışma becerisini çok daha geniş bir şekilde erişilebilir kılıyor.”

Dijital Fabrika’da üretildi. Test sonuçlarına göre yapılan revizyonlarla cihaz, belirtilen sertifikaları almaya hak kazandı. Bu, hem ürün geliştirmedeki tasarım revizyonları hem de zaman ve yatırım maliyetleri açısından 3B baskı avantajlarının net olarak deneyimlendiği bir süreç oldu.

Projenin ilerleyen aşaması ise ön seri imalat oldu. Fikrin nihai kullanıcıyla ticari olarak buluşması ve ilk kullanıcıların geri bildirimleri için ihtiyaç duyulan 20 adet son kullanıcı

Doğru yedeklenmiş bir sanal makine saniyeler içinde yeniden kurulabilir

Açıncı, doğru araçları kullanarak şirketlerin kesintisiz çalışmanın ihtiyaçları ve BT’nin yapabilecekleri arasındaki farkı kapatarak iş devamlılığı ve veri merkezi erişilebilirliğini sağlayacaklarını öngörürken, ayrıca doğru şekilde yedeklenmiş bir sanal makineyi istediğiniz yerde saniyeler içinde yeniden kurmanın mümkün olduğunu söylüyor. “Şirketler bu yedeklemeleri ana üretim sistemlerini çalıştırmaya devam edebilecekleri, gerçeğinin aynısı bir ortam yaratmada kullanabilirler. Böylece öncelikli ortam güncellenirken ya da bakıma alındığında herhangi bir kesinti de yaşanmayacaktır.”

Açıncı sözlerini şöyle tamamlıyor: “Hepimiz öngörülmeyen kesintilerin kendimizi korumamız gereken önemli bir risk olduğunun farkındayız. Ama planlı kesintiler de eşit miktarda kabul edilemez olmalı çünkü bunların önüne tamamen geçilebilir.”

ürünündeki hazır ekipmanlar hariç görsel ve fonksiyonel modellerin neredeyse tamamı +90 3B Dijital Fabrika’da üretildi. Farklı ülkelerdeki sahiplerine ulaştırılan bu cihazların sağladığı geri bildirimlerle TEK Robotik Mobilizasyon Cihazı, kullanıcısı için daha mükemmel hale getirilmiş durumda.

+90 3B Dijital Fabrika’nın sahip olduğu FDM teknolojisinin ağırlıklı olarak kullanıldığı aşamalar üstün yüzey pürüzsüzlüğü ile görselliği mükemmelleştiren ve kumanda paneli gibi esnek-sert malzemelerin beraber üretimine olanak sağlayan PolyJet, tırnaklı-geçmeli ve hareketli parçaların üretimini sağlayan SLS (Lazer Sinterleme) ve ön seri ve düşük adetli seri imalatta ekonomik ve kaliteli çözüm olan silikon kalıplama gibi diğer 3 boyutlu üretim çözümleri ile destekleniyor.

Sistem kesintileri her ne kadar planlı ve önceden duyurularak yapılsa da gittikçe daha fazla kabul edilemez hale geliyor.

Veeam Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi

Murat Açıncı

BİLİŞİM DÜNYASI 2531 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Page 26: BThaber Sayı 1036

BİLİŞİM DÜNYASI26 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Bilgi teknolojileri alanında sistem entegrasyonu, bankacılık, güvenli e-ödeme çözümleri, mobil ödeme, mobil bankacılık ve kart çözümleri gibi alanlarda çözüm ve hizmetler sunan Asseco SEE Grup Yöneticisi Burak Kutlu, Haziran ayının sonunda yürürlüğe giren 6493 sayılı e-ticaret kanunu ile birlikte sektörü nelerin beklediğini, ne gibi yenilik ve fırsatların gündeme geldiği konusunda sorularımızı yanıtladı.

n 6493 sayılı kanun öncesi ve sonrasını e-ticaret açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

e-Ticaret yapmak için şirketlerin sanal POS alması yeterli. Bu, işin doğal sürecinde olan bir aşama. Sanal POS’lar artık neredeyse her bankada mevcut. Sanal POS’la birlikte “virtual aggregator” diye adlandırılan yapılar ortaya çıktı. Bunlar da sanal POS’u alamayan firmalara sanal POS vermeye başladılar. Bu firmalar şöyle çalışıyor: Normalde e-ticaret yapmak isteyen firmalar bankaya başvuruyor, talepleri bankadan geri çevrilebiliyor. Yeni kurulmuş, güven sorunu olan veya küçük firmalar bu sorunu yaşayabilir. ‘Bu kurum ileride çalışmayı bırakırsa’ gibi endişeler ve riskler de mevcut. Bu riskler olduğu için sanal POS alamıyorlardı. Yeni yapıda ise riski alıp, sanal POS verebilen aracı kurumlar var; bunlar şirketlere sanal POS vermeye başladılar. Bu işin birinci fazıydı.

Ayrıca, pazar yeri adı verilen iş modeli de gündeme geldi. Bu platformlarda, şirketler, dükkânlarını açmaya başladılar. Pazar yeri platformlarında dükkân açan şirketlerin risklerini bu platformlar üstlenmiş oldu. Tabii ki bu üstlenilen riskin bir garantisinin olması gerekiyor. Bu durumun farkına varan kanun koyucular, buradaki riski ortadan kaldırmak adına regülasyon ile bu boşluğu düzenlediler. Bütün bu riskleri ve karışıklığı önlemek adına 6493 sayılı kanun çıkarılarak, düzenleme gerçekleştirildi. İşte bu sebeplerden dolayı bankalar

Ödeme sistemleri kanunu hayatımızda neleri değiştirdi?

sanal POS kullanımına yönelik şartları artırdılar. Bu sektörün bir regülasyonu olması gerektiği ortadaydı ve bunu da kanunda BDDK’nın verdiği bir lisansa bağladılar. Buradaki lisans, güvenlik standardını kapsıyor. Bu kanunla gelen lisans, BDDK’nın verdiği ödeme kuruluşu lisansıdır. Hem PCI bunu zorunlu tutuyor hem de bunun üzerine başka ve yeni güvenlik önlemleri getiriyor. Ayrıca, güvenlikle ilgili denetimden geçiliyor.

n Bu kapsamda siz nasıl bir çözüm ve hizmet sunumu yapacaksınız?

Asseco SEE olarak, güvenli e-ödeme çözümleri alanında Türkiye’de geniş bilgi birikimi ve deneyime sahibiz. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında içlerinde birçok büyük bankanın da yer aldığı, bankalara hizmet, ürün satış, bakım ve operasyonel teknik destek hizmeti sağlıyoruz. Türkiye’deki “PCI Level 1 Certified” birkaç teknoloji firmasından biriyiz ve sunduğumuz ödeme altyapısı yeni yasal düzenlemelere tam uyumlu. Hizmet sunduğumuz bankaların ve iş yerlerinin güvenliğini garanti altına almak için İstanbul’daki veri merkezimize ek olarak, bu yıl İzmir’de ikinci veri merkezimizi de devreye aldık. Bu merkez, iş sürekliliği, felaket kurtarma amaçlı hizmet veriyor. Dolayısıyla, bu alanda önemli bir deneyime ve uzmanlığa sahibiz.

n 6493 sayılı kanun, bireysel ve kurumsal anlamda ne tür değişikliklere yol açıyor?

Bu kanun sayesinde, küçük firmaların daha sıkı kontroller ile sanal POS kullanabilmesi sağlanacak. Bireysel tarafta ise son kullanıcılar, şikâyet etme, bilgi edinme ve bilgilerinin güvenliklerini daha kolay kontrol etme haklarına sahip olacaklar. Kanundan önce tüketiciler, yaptıkları harcamalarla ilgili olumsuz bir durumla karşılaştıklarında, kimden ve

nasıl karşılık bulabileceklerini bilemiyorlardı. Karşılık bulunsa bile, alınan cevapta sadece firmaların inisiyatifine kalmış durumdalardı. Kanun, ödeme kuruluşunun bir tane şikâyet hattı olmasını söylüyor. Tüketiciler bu çağrı merkezlerinden diledikleri bilgilere ulaşabilecek ve muhatap bulabilecekler. Bireysel tarafta kart sahibinin tarafında böyle bir farklılık var, bu bilgi edinme ve doğru bilgiye ulaşma adına önemli bir nokta. Bunlar kanunda belirtilmiş süreçler.

Kurumsal tarafta da sadece ödeme kuruluşunun değil, BDDK’nın verdiği bir güven ortamı söz konusu. Kart bilgilerine, kart numaralarına bu ödeme kuruluşu kullanıldığı için ve onların kart numaraları da her siteye girilmediği, sadece bu ödeme kuruluşlarında girildiği bir yapıdan söz ediyoruz. Firmalar sahtecilikle uğraşmak yerine, ödeme kuruluşu “Antifraud” (Sahtekârlık Önleme) yazılımlarını çalıştıracaklar ve şüpheli gördükleri işlemleri belki reddedecekler. Ödeme kuruluşlarının bu sayede bir avantajları olacak.

n Yeni düzenlemenin e-ticarete yansımalarının nasıl olacağını ve güvenilirliğin nasıl sağlanacağını düşünüyorsunuz?

Yeni düzenlemeler ile e-ticarete olan güvenin artacağını düşünüyorum. e-Ticaret alanında işlem hacimlerinin de artmasını bekliyoruz. Böylece, ödeme hizmeti sağlayacak kuruluşlar katma değerli servisler verebilecek. Tüm bunların e-ticaretin gelişmesine katkıda bulunacağını söyleyebiliriz.

Alışveriş sitelerinin SSL sertifikaları mevcut. Bu, güvenliğin birinci aşamasıdır. İkinci olarak ise alışveriş yapılan yerin iyi incelenmesi ve takip edilmesi gerekiyor. Yeni yasa ile artık bu güveni ödeme kuruluşları sağlayacak, çünkü ödeme kuruluşları örneğin bir

alışveriş sonucunda onlara bir e-posta gönderecek; gönderilen e-posta içerisinde, şikâyetin bildirilebileceği bir link olacak. “Siparişinizin durumunu şuradan görebilirsiniz” gibi firmanın normalde vermesi gereken bilgileri, ödeme kuruluşları standart olarak verecek. Bu hizmetler standart olarak verildiği zaman, son kullanıcı açısından bir güven ortamı oluşuyor.

Regülasyondan sonra da dilerseniz sanal POS’u bankadan alabileceksiniz, çünkü doğal olarak bankalar bu işi yapabilme yetkisine sahipler. Fakat bankalardan alamayacak durumda olan kurumlar, kanuna uygun olarak ödeme kuruluşlarından sanal POS hizmeti alabiliyorlar.

n Kurumlara sağlayacağınız avantajlar nelerdir?

Sağlayacağımız avantajlardan ilki, tek bir sanal POS üzerinden birçok karta taksit ve mutabakatların tek noktadan yapılabilmesi. Her bankadan ayrı ayrı işlem yapmak yerine, tek noktadan hizmet alınacak. Bunlar ödeme kuruluşunun iş yerlerine sağlayacağı avantajlardan biri olacak.

Toplama baktığınız zaman, tabii ki sanal POS verilemeyecek firmalar da var, ama aynı zamanda riski bulunmayan birçok şirket de bulunuyor. Asseco SEE olarak, bu kuruluşları ayırt etmek için üye iş yeri ekibi kurduk. Ekibimiz firmayı inceledikten sonra, belli kriterler sonucunda bir karara varılacak.

n Riski değerlendirirken hangi yöntemleri izleyeceksiniz?

Kredi riski değerlendirmesini yaptıktan sonra firmayı şu kriterler ışığında yönlendireceğiz: Kuruma ilk giriş aşamasında belirli bir limit hakkı tanınacak ve bir ay boyunca değerlendirilecek. Mevcutta sahip olduğumuz yazılımlar sayesinde de takip işlemlerimiz gerçekleştirilecek. İncelemelerde problem olmadığı görüldüğünde limitler artırılıyor olacak. Tabii ki arka planda bankalarla çalışacağız.

n Herhangi bir dolandırıcılık olayında yasal müeyyideler kime uygulanacak?

Herhangi bir firma dolandırıcılık yaptığında ilk sorumluluk, firmadadır. Bizim altyapımızı kullanarak o firma böyle bir şey yaptı diyelim; o zaman ödeme kuruluşu firmayla çalışmayı anında kesmek durumunda. Ama mağduriyeti karşılayacak olan taraf biziz. O yüzden bankalara kurduğumuz “Anti-fraud” yazılımını burada çalıştıracağız. BDDK; risk yöneticisi, iç kontrol birimi, genel raporlamalar, yönetim kurulu raporlamaları gibi o kadar ciddi kriterlere dayanan bir organizasyon yapısını zorunlu kılıyor ki, hizmet sağlayan ödeme kuruluşunun neredeyse küçük bir banka gibi çalışması gerekiyor. Tek bir firmayla çalışmadığımız için kullanılan kartın başka banka POS’larından geçmiş mi geçmemiş mi, para isteği girilmiş mi girilmemiş mi gibi kontrolleri yapma şansı var. Sonuçta şu da olabilir, yurt dışından bir firmadan kullanılmış, aynı dakikada ya da aynı 10 dakika arayla Türkiye’den kullanılmış, bu, şüpheli işlemdir. Bu işlemi durdurup, gün sonu geçmeden önce iptal edebilirsiniz. Mesela o kart normalde 100, 200 TL. aralığında alışveriş yaparken 1.000 TL. de yapmış olabilir. İşte bu durumda müşteriye bu işlemin doğru olup olmadığını soruyorsunuz, çünkü bu şüpheli bir işlemdir. Güçlü altyapımız, güvenlik konusundaki yaklaşımlarımız ve bu alanda sahip olduğumuz deneyimle bu anlamda hiçbir güvenlik sorunu ile karşılaşmayacağımızı söyleyebilirim.

Haber Merkezi Haziran ayında yürürlüğü giren e-6493 sayılı kanun ile birlikte ödeme alanında

yeni uygulamalar gündeme geldi.

Asseco SEE Grup Yöneticisi Burak Kutlu

Page 27: BThaber Sayı 1036

Odak noktası robotteknolojileri Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Intel işbirliği ile mucitler Türkiye İnovasyon Haftası’nda robotlarıyla yarışacak. Son başvuru tarihi 16 Ekim olan yarışmadan geçer not alan 50 robot, Aralık ayının ilk haftası düzenlenecek Türkiye İnovasyon Haftası’nda sergilenecek. Başvuruları robotyarismasi.inovatim.org adresinden yapılabilen, TİM ve Intel işbirliği ile gerçekleşecek “Robot Yarışması”na ekip halinde veya bireysel olarak her yaştan mucit katılabiliyor. Yenilik, çözüm yaratma ve teknik kalite kriterleri göz önüne alınarak seçilen projeler, İstanbul ve Ankara’daki Demo Günleri’ne çağırılacak. Ardından robotik alanında uzman kişilerden oluşan jüri tarafından değerlendirilen projeler arasından ilk 50 proje belirlenecek. Bunlar da 3-4-5 Aralık’ta gerçekleşecek Türkiye İnovasyon Haftası’nda sergilenerek, yatırımcı, girişimci ve teknoloji dünyasının önemli isimleriyle buluşma fırsatı bulacak.

23 Nisan 2016’da açılacak olan EXPO 2016 Antalya için tanıtım çalışmaları devam ediyor. EXPO Gönüllüleri çalışmalara internet ve sosyal medya ayağında da destek verecek. Bu kapsamda eğitim alan gönüllüler, sosyal medya üzerinde EXPO 2016 Antalya’nın tanıtımını yapacak. Akdeniz Üniversitesi EXPO 2016 Antalya Gönüllü Merkezi’nde gerçekleşen eğitime 10 gönüllü katıldı. Gönüllülere, EXPO 2016 Ajansı

Tanıtım ve Halkla İlişkiler Direktörlüğü Sosyal Medya Uzmanı Bekir Şahin tarafından sosyal medya eğitimi verildi.

Etkileşimli iletişim sağlanacakProjenin ilk aşamasında

verilen eğitimle EXPO 2016 Antalya’ya ait; özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının internet sitelerinde yer alan içeriklerin tespit edilmesi, EXPO 2016 Antalya’ya dair doğru bilgi alışverişinin sağlanması ve etkinliğe dair tüm görüşlerin bir veri tabanında toplanması

amaçlanıyor.Eğitimi tamamlayan

gönüllüler, EXPO 2016 Antalya hakkında internet portalında özellikle de sosyal medya kullanıcılarının paylaşımlarına etkileşimli yanıt verecek. Bir aylık eğitim süresi boyunca EXPO 2016 Antalya’nın daha bilinir hale getirilmesi temel amaç olacak. Çalışmanın sonucunda elde edilecek geri dönüşlerin diğer kurum ve kuruluşlara da örnek teşkil etmesi de hedefleniyor.

EXPO 2016’dan sosyal medya atağı

BİLİŞİM DÜNYASI 2731 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Page 28: BThaber Sayı 1036

BİLİŞİM DÜNYASI28 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Türkiye’nin yüzyıllık markaları ‘Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nda buluştu. İstanbul Kalkınma Ajansının desteği ile hayata geçirilen proje ile yerli ve yabancı turistlere mobil rehber niteliğinde hizmet sunulurken, araştırmacı ve akademisyenler içinde başvuru kaynağı olacak yeni bir ‘arşiv’ oluşturuldu.

Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu şöyle konuştu: “Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nun çıkış noktası İstanbul ve Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak ve tarihi markalarımızın geniş hedef kitleleriyle buluşturmak oldu. Günümüzde yerli ve yabancı turistler seyahate çıkmadan önce, ziyaret edecekleri şehirlerin hikayelerini öğrenmek ve köklerini keşfedebilmek için; tarih, kültür, mekan, gelenek, marka ve benzeri tüm konuları öncelikle dijital platformlardan araştırıyorlar. Doğru kurgulanmış dijital platformlar ise bu araştırma sürecinde köprü görevi görerek kişilerin ziyaretçiye dönüşmesine vesile olarak dijital ve interaktif pazarlamanın önemini ve gerekliliğini ortaya

Xerox PARC bilim insanlarının uluslararası bir kongrede açıkladıkları konsept projelerine göre, basılı elektronik devreler içeren giyilebilir sağlık çipleri insan vücuduna bir yara bandı gibi yapıştırılarak kullanılacak. Giyilebilir sağlık çipleri tedavi sürecinde kişinin yaşamsal verilerini mekandan bağımsız her ortamda kontrol edecek. Çipler, hasta kişilerin sağlık verilerini anlık olarak doktoruna iletecek, acil durumları önceden sezerek kişiyi uyaracak, istenirse düzenli kullandığı ilaçları vücuduna enjekte edecek.

Geliştirilen bu teknolojinin yakın gelecekte nasıl hayata geçirileceğini örneklerle anlatan Xerox PARC bilim insanları, doktorların içeriğini belirlediği ve programladığı basılı elektronik devre reçetelerini, eczanelerin 3D yazıcılarıyla basarak hastanın vücutlarına yerleştireceğini söylüyor. Eczanelere de yeni bir işlev kazandıracak olan bu teknoloji, ilaç kullanımlarındaki insan hatasını da minimuma indirecek. Özellikle antibiyotikler gibi doğru zamanlama ile alınması gereken ilaçların

kullanımında ortaya çıkan sorunlar da çözülecek.

Xerox PARC bilim insanlarının üzerinde çalıştığı giyilebilir sağlık çiplerini hastaların kendisi bile vücutlarına yerleştirebilecek. Akıllı sağlık çipleri, örneğin kalp ritim bozukluğu (Aritmi) olan bir hastanın kalp atış hızını ve EKG’sini doktorların anlık olarak uzaktan takip etmesini sağlayacak. Kişi hastaneye yatmadan evinden takip edilirken, anlık meydana gelen bir sağlık bozukluğunun ilk belirtileri de basılı elektronik çip tarafından anında hastanın doktoruna uyarı olarak gönderilecek. Günümüz şartlarında, böyle bir hastanın hastane ortamından ayrıldıktan sonra gözlemlenebilmesi ve sağlık verilerinin takip edilebilmesi mümkün olmuyor.

Xerox PARC bilim insanlarına göre basılı elektronik çipler, hastanın yaşamsal verilerini anlık olarak kontrol ederken, tele tıbbı ve uzaktan tedaviyi yeni bir boyuta taşıyacak. Ayrıca kamu sağlık harcamalarında da çok önemli tasarrufların yapılmasını sağlayacak.

Kaspersky Lab tarafından B2B International ile işbirliği içinde gerçekleştirilen ve 5 bin 500’den fazla şirketin katıldığı, dünya çapında bir anketi temel alan rapor Sanal Altyapı Güvenliği konusunda şirketlere ve kurumlara yol gösteriyor.

Hazırlanan rapora göre KOBİ’lerin deneyimi kurumsal şirketlerle aynı. Ortalama olarak KOBİ’ler, fiziksel altyapılarına yapılan bir saldırı için 26 bin dolar değerinde hasar bildiriyor. Bununla birlikte sanal altyapıya yapılan güvenlik ihlali maliyeti 60 bin dolar eşiğine yaklaştırıyor.

Sanal ortamları etkileyen bir güvenlik ihlalinde maliyetin artmasının ana nedeni, şirketlerin çoğunun en önemli işleri için sanal altyapıları kullanıyor olması. Sanal platformları hali hazırda benimsemiş olan şirketlerin yüzde 62’si en kritik iş süreçlerini sanal altyapıya emanet etmeye çekinmiyor.

Fiziksel düğümlere yapılan saldırılar bildirilen vakaların

yüzde 36’sında iş açısından kritik bilgilere geçici erişim kaybıyla sonuçlanırken bu rakam, bir ihlal sanal sunucular ve masaüstlerini etkilediğinde yüzde 66’ya yükseliyor. Sanal ortamları etkileyen saldırılar ayrıca, üçüncü şahıs uzmanlığına daha sık ek bütçe ayrılmasına neden oluyor. Şirketler sadece BT danışmanlarından değil, aynı zamanda avukatlar, risk yönetimi uzmanları ve diğerlerinden yardım talep etmek zorunda kalıyor.

Sanal bir ortamda güvenlik

ölçümlerinin karmaşıklığı ve tehdit ortamının yanlış algılanması, sanal ortamda kurtarma maliyetini artıran iki ek unsur. Kaspersky Lab’ın raporu şirketlerin yüzde 42’sinin sanal ortamdaki güvenlik risklerinin ‘fiziksel’ ortamlardan çok daha düşük olduğuna inandıklarını göstermekte. Şirketlerin yüzde 45’i sanal ortamlarda güvenlik yönetimini bir sorun olarak gördüklerini belirtmiş. Dahası şirketlerin sadece yüzde 27’si, özel olarak sanal ortam için tasarlanmış bir güvenlik çözümü uyguluyor.

Yüzyıllık markaların hikayeleri Dijital Platform’da

Giyilebilir sağlık çipleri sağlık alanında devrim yapacakSanal altyapıda oluşan hasarlar

milyon dolarla ölçülüyor

koymaktadır. İşte Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nu da tam da bu amaçlara hizmet etmek üzere hayata geçirdik.”

Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nu ziyaret edenleri İstanbul’un sembolü olan tarihi mekanlar, şehir haritası üzerinde konumlandırılmış hali ile Yüzyıllık Markalar Derneği’ne üye markaların tarihçeleri karşılıyor. Mobil rehber özelliği taşıyan uygulama akıllı telefonlara yüklenebiliyor, markaların sunduğu hizmet ve deneyimler, şehir haritası üzerinde gösterilerek kullanıcılara sunuluyor.

Dijital ortama meşakkatli yolculuk

‘Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’ büyük bir titizlikle ve yoğun emek vererek sürdürülen bir araştırma sonunda ortaya çıktığını vurgulayan Cemiloğlu sözlerine şöyle devam

etti: “Projemizi 3 temel stratejiden yola çıkarak geliştirdik. Bu stratejilerden ilki tarih, kültür, arşiv, bilgi ve içerik kavramlarını tek bir platform altında buluşturmak oldu. İkinci stratejimiz tüm

bu içeriğin yerli/yabancı turistlerin ve herkesin hizmetine sunmak. Son olarak üçüncü stratejimiz ise projenin sürdürülebilirliği... Bu bağlamda; yapılan araştırma sürecinin çıktıları,

üye markalarımızın arşivleri ve tüm içerikleri toplayarak bir dijital arşiv programı üzerinden bu içeriği herkes ile buluşturuyoruz. Öte yandan bu içeriği kullanıcının istediği kadar ulaşabileceği şekilde www.yuzyillikhikayeler.com websitesi üzerinden yine ziyaretçilerimize sunuyoruz.”

Web sitesinin yanı sıra geliştirilen mobil uygulama ile ziyaretçiler bilgi ve markaların da içinde bulunduğu rota önerileri ile güncel bir rehbere ulaşabilecek. Mobil rehber özelliği taşıyan uygulama akıllı telefonlara yüklenebilecek ve markaların sunduğu hizmet ve deneyimler şehir haritası üzerinde gösterilerek kullanıcılara basit ama oldukça zengin bir içerik sunulacak. Proje kapsamında aynı zamanda markaların işaretlendiği bir rehber harita broşürü hazırlandı. İki dilde hazırlanan bu basılı broşürün dağıtımı derneğin iş ortakları tarafından yapılacak. Tüm bu çalışmalarla birlikte proje kapsamında marka hikayelerinin anlatıldığı bir de kitap hazırlandı. “Yüzyıllık Hikayeler” isimli bu kitap, Tarih Vakfı’nın araştırmalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Page 29: BThaber Sayı 1036

BTnet com tr 2931 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber. .

PUMA ve BMW’denBluetooth yarış kıyafeti

Groupon Türkiye’den çekildi

Tasarlanan kıyafetin üzerindeki LED ışıkları, sürücünün eldiveni direksiyona dokunduğu sürece parlıyor ve otomobille kıyafet arasındaki kablosuz bilgi akışını temsil ediyor. Kıyafet ve onu tamamlayan ayakkabı, motor sporlarında ilk kez kullanılan PUMA ProKnit ve PUMA Disc yeniliklerini içeriyor.

PUMA Global Kreatif Direktör Torsten Hochstetter şöyle konuştu: “Yeni performans teknolojileri geliştirmek her zaman öncelikli hedefimiz. BMW ile gerçekleştirdiğimiz bu proje, başarabileceklerimizin mükemmel bir örneği. CSL 3.0 Hommage R Konsept Yarışçı kıyafeti projesi, gelecekte büyük katkı sağlayacak yenilikleri araştırmamıza yardımcı oldu. Konsept araba kavramını bu tasarıma uyguladık ve inovasyon ekibimizin sınırlarını zorladık. Önümüzdeki günlerde performans bölümünde yapılan yeniliklerin motor sporları ürünlerine entegrasyonu üzerine çalışmaya devam edeceğiz.”

Yarış kıyafetinin arkasında, sürüş deneyimini iyileştiren ve performansı artıran yenilikçi tasarım vizyonu yatıyor. Karın kısmındaki dokuma panel, konforu iyileştiren PUMA ProKnit teknolojisi içeriyor. Beli tamamen saran, dikişsiz ve rahat nefes alan panel, sürücünün oturuş

pozisyonuna uyum ve destek sağlıyor. Konsept yarış ayakkabıları ise her sürücünün ayağına ideal uyum sağlayan PUMA Disc bağlama sistemi içeriyor. Bu teknoloji, PUMA Motor Sporları ürünlerinde ilk kez kullanılıyor. Ayakkabı, aynı zamanda pedal temasını ve hassasiyeti iyileştiren karbon fiber ayakkabı tabanı ve topuk desteği ile dikkat çekiyor.

Yarış kıyafeti, hem PUMA, hem de BMW’nin ikonik tasarım öğelerini bir araya getiriyor. PUMA’nın klasik T7 ceketini

temel alan sürücü ceketi, T7’nin meşhur desenini BMW’nin üç renkli karakter çizgisi ve LED ışıklarıyla buluşturuyor. Kıyafet, BMW Welt binasının mimarisinden ve CSL koltuklarının kaplama dokusundan ilham alan özel deseni ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Tasarımın çift fermuarlı yapısı, emniyet kemerinin daha iyi yerleşmesini mümkün kılıyor. Ayakkabılarda tasarım detayı olarak aynı kaplama dokusu ve dış topuktaki BMW karakter çizgisi yer alıyor.

Türkiye’de “Şehir Fırsatı” markasıyla yaklaşık 5 yıldır hizmet veren Groupon, Türkiye’deki faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı.

2010 yılında Almanya merkezli CityDeal’ı satın alarak Türkiye pazarına giriş yapan Groupon, Şehir Fırsatı markası ile uzunca bir süre fırsat siteleri pazarının önemli oyuncuları arasında yer almıştı. Son dönemde ülkedeki ekonomik belirsizlikler ve dalgalanmalar sebebiyle satışlarında önemli düşüşler yaşadığı belirtilen Groupon, bu noktada daha fazla riske girmekten kaçınarak Türkiye pazarından çekildiğini açıkladı.

Sehirfirsati.com sitesine giren kullanıcılar, “Üzülerek belirtmek isteriz

ki, 24 Ağustos 2015 tarihi itibariyle Groupon, Türkiye’deki faaliyetlerine son vermiştir ve artık sizlere yeni fırsatlar sunamıyoruz” mesajı ile karşılaştı. Şirketin Türkiye’den çıkacağını yatırımcılarından Cem Sertoğlu da Twitter’dan duyurdu. Groupon tarafından yayınlanan açıklamanın tam metni ise şu şekilde;

“Sayın Müşterilerimiz,Groupon Türkiye’nin sayfasına

girmeye çalıştığınız için buraya yönlendirildiniz.

Üzülerek belirtmek isteriz ki, 24 Ağustos 2015 tarihi itibariyle Groupon, Türkiye’deki faaliyetlerine son vermiştir ve artık sizlere yeni fırsatlar sunamıyoruz.

Mevcut geçerli bir kuponu olan ve bununla ilgili herhangi bir soru sormak isteyen müşterilerimiz veya iş ortaklarımız detaylı bilgi almak için,[email protected]

adresine e-posta göndererek veya 0850 2225477 danışma hattımızı arayarak müşteri hizmetlerimize ulaşabilirler.

Sizlere yeni fırsatlar sunamadığımız için üzgünüz, ancak şimdiye kadar Groupon’a olan ilginizden dolayı teşekkür ederiz.”

PUMA, özel konseptli bir yarış kıyafeti yaratmak için BMW ile güçlerini

birleştiriyor. BMW’nin geçtiğimiz hafta tanıttığı CSL 3.0 Hommage R modeli için hazırlanan tasarım, otomobil, kıyafet ve

sürücü kaskı arasındaki bağlantıyı kontrol etmek için Bluetooth teknolojisi kullanıyor.

Page 30: BThaber Sayı 1036

BTnet com tr30 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber. .

GAAP (Genel Kabul Görmüş Muhasebe Prensipleri Dışı) temelinde, bu satın alma 2016 mali yılında hisse başına düşen kazanca olumlu etkide bulunacak. Ek olarak, yapılan ön hesaplamalara uyarınca, Qualcomm bu işlemin satın alma prosedürleri nedeniyle 2016 mali yılındaki GAAP kazancını düşürücü yönde hafif bir etkisi olmasını bekliyor.

Qualcomm CSR’ın satın alma işlemini tamamladı

Twitter Bot’larıMeksika’da görev başında

Cambridge Silicon Radio Limited, ortaklarıyla birlikte, CSR’ın tüm mühendislik, araştırma ve geliştirme işlevleri olmak üzere tüm ürün ve hizmetlerini gerçekleştiren CSR şirketinin dolaylı ve yüzde yüz iştiraki olarak faaliyet gösteriyor. Cambridge Silicon Radio Limited’in ismi Qualcomm Technologies International, Ltd. olarak değiştirilecek ve Qualcomm Technologies’in iştiraki olacak.

Qualcomm Inc. CEO’su Steve Mollenkopf şu açıklamayı yaptı: “Amacımız Nesnelerin İnterneti çerçevesinde milyarlarca cihazı, otomobili ve insanı birbirine bağlamak olduğu için bu birleşmenin yaratacağı gelişme bizlere büyük heyecan veriyor. CSR’ın tamamlayıcı ses teknolojileri ve yonga sistemleri konularındaki birleştirici gücü, Qualcomm Technologies’in Nesnelerin İnterneti ve otomotiv endüstrisindeki yerini güçlendirecek, geniş ve gelişmiş bir portföy ekleyecek.”

Muhasebesel anlamda satın alma işlemi henüz sonlanmamış olmasına rağmen, Non-

Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte insanlar neredeyse her konudaki tepkilerini ve eleştirilerini bu platformlar üzerinden gerçekleştirmeye başladı. Çıkan muhalif seslerden rahatsız olan hükümetler de farklı yöntemlerle halkın ve muhalefetin sesini kısmaya gayret ediyor.

Son dönemde aktivistlerin seslerini duyurmak için tercih ettiği platformların başında Twitter geliyor. Bu durumdan

rahatsız olan hükümetler ise aktivistlerin daha fazla insanı “aydınlatmasının” önüne geçmek için neredeyse her yolu deniyorlar. Bu durumun son örneği Meksika’dan geliyor. Meksika’da geçtiğimiz dönemde hükümet kanadında artan yolsuzluk ve buna bağlı olarak halka uygulanan şiddet olaylarına karşı toplanan aktivistler seslerini duyurmak için özellikle Twitter’ı kullanmışlardı. Gazetecilerin konuyla ilgili yaptığı araştırma sonucunda, hükümetin

aktivistlerin tepkilerini susturmak ve engellemek için Twitter Bot’larından faydalandığı ortaya çıktı.

Bahsi geçen “hayalet” Twitter hesaplarının Başkan Enrique Pena Nieto’nun seçim sürecinden beri aktif olduğu fakat özellikle 2014 yılında yaşanan ve 43 öğrencinin ortadan kaybolmasıyla başlayan süreçte önemli ölçüde arttığı gözlemleniyor. Hesapların doğrudan hükümetle bir bağlantısı olduğu konusunda somut bir kanıt olmasa da, ülkedeki Twitter yasaları ve mevcut süreç göz önüne alındığında muhalefetin, hesapları Başkan Nieto’nun yönettiği iddiaları kulağa çok da mantıksız gelmiyor.

Twitter tarafından konuyla ilgili net ve doyurucu bir açıklama gelmese de ülkemizde yaşanan süreçlerden de hatırlayacağımız üzere Twitter, hükümetten gelen talepleri geri çevirme konusunda cömert davranabiliyor.

Elektrikli otomobilin ciddi bir alternatif haline geldiği bu günler için, elektrikli otomobilin ilk çağlarını yaşadığımızı söyleyebiliriz. İngiltere’de yıl sonunda başlayacak elektrikli arabalar için şarj yolları uygulaması ile elektrikli arabaların yaygınlığının arttırılması planlanıyor.

Elektrikli arabaların yaygınlaşmasını engelleyen faktörler arasında şarj istasyonlarının eksikliği ve kısıtlı menzil sebebiyle sürücülerin hedeflerine varamadan bataryalarının tükenip yolda kalacakları şeklindeki endişeleri söz konusuyken, İngiltere Karayolları’nın yaptığı açıklamaya göre; elektrikli araçlar için şarj şeritleri uygulaması artık deneme aşamasına geçecek. 1,5 yıl sürecek denemenin ardından sistem trafiğe açık yollarda da denenecek.

İngiltere hükumeti elektrikli araç şarj şeritleri teknolojisi için 500 milyon poundluk yatırım yaparak, bu teknoloji ile tüm

dünyaya yol gösterici olacak. Kablosuz bağlantı teknolojisiyle donatılacak araçlar, denemeler sırasında yolun altına döşenecek özel ekipmanlar ile bağlantı kurarak plana uygun hareket etmesi edecek. Yolun altına döşenecek elektrik kabloları elektromanyetik bir alan üretecek ve bobinler tarafından toplanacak bu enerji elektriğe dönüştürülecek.

Elektrikli araç ve batarya teknolojisindeki gelişmeleri destekleyen İngiltere Hükumeti bu projeyle, fosil yakıtlı araçları tarihe karıştıracak. Elektrikli yol teknolojisinin geliştirme aşaması devam ederken maliyetlerin yüksekliği hakkında endişelerini belirten Cardiff İşletme Okulu Elektrikli Araç Mükemmellik Merkezi Yöneticisi Dr. Paul Nieuwenhuis, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Proje bana oldukça iddialı geliyor. Maliyetler oldukça yüksek ve karşılığında alınacak sonucun bu maliyetlere değecek bir araştırma olmayacak” dedi.

Apple ve Samsung başta olmak üzere birçok önemli akıllı telefon üreticisini geride bırakarak Çin pazarını ele geçiren Xiaomi, Afrika kıtasında da benzer bir başarıyı hedefliyor.

Çin, Hong Kong, Tayvan, Singapur, Hindistan, Malezya, Filipinler, Endonezya ve Brezilya’da ürün satışı gerçekleştiren Xiaomi, önümüzdeki aylarda Vietnam, Rusya, Türkiye ve Meksika pazarlarına da giriş yapacak. Fakat Xiaomi’nin öncelikli hedefi bu ülkeler değil. Çinli şirket, Afrika kıtasına yapacağı yatırımla, bu kıtadaki mobil cihaz ekosisteminin zirvesine çıkmayı amaçlıyor. Bu doğrultuda kıtada yer alan 50 ülkede akıllı telefon ve diğer mobil cihaz satışlarına başlayacak Xiaomi, “Pan-Africa” distribütörlüğü ve “Mobile in Africa Limited” işbirlikleri ile beraber 14

ülkede online satış da yaparak hedefine ulaşmayı amaçlıyor.

Son dönemde açıklanan verilere göre özellikle Kuzey Afrika’nın güneyindeki Sahra Altı Afrika ülkelerinde geçen 5 yıl içinde önemli bir büyüme gözlemlendi. Bu bölgede 329 milyon akıllı telefon kullanıcısı bulunurken, IDC’nin açıklandığı ilk çeyrek verilerine Afrika’nın tamamında yüzde 66 büyüme kaydedildiği görülüyor. Bunun yanı sıra yılın kalan döneminde Orta Doğu ve Afrika’da 155 milyon akıllı telefon satışının gerçekleşmesi beklenirken, Xiaomi’nin de özellikle Afrika’daki büyümeden payını almak istediği ifade ediliyor.

Xiaomi’nin Afrika pazarına iki cihazla girmeye hazırlanıyor. Redmi 2 ve Mi 4 modelleriyle önemli bir rekabetin yaşandığı Afrika’ya giriş yapacak şirket, Redmi 2’yi 160 dolar, Mi 4’ü ise 320 dolar fiyat etiketiyle tüketicilerle buluşturacak.

İngiltere’den elektrikli otomobilleri şarj eden yol

Xiaomi gözünü Afrika’ya dikti

CSR Yönetim Kurulu Başkanı Joep van Beurden ise şu açıklamayı yaptı:

“Tüketicilerin ‘akıllı’ ev, ofis ve arabalarındaki cihazları sorunsuz bir şekilde birbirine bağlama yönündeki taleplerini karşılamak için yarışan müşterilerimiz adına Qualcomm Technologies gibi tanınmış bir lidere katılmaktan çok memnunuz.”

Qualcomm, Nesnelerin İnterneti ve otomotiv sektörü için işlemci ve yazılım

çözümleri üreten CSR’ın satın alımını tamamladığını duyurdu.

Page 31: BThaber Sayı 1036

BTnet com tr 3131 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber. .

Yeniden çift arka kamera

HTC One M9+’ın arka tarafında, M8’deki gibi çift kamera yer alıyor. M7’de Ultrapixel kamera, M8’de Ultrapixel + 2. kamera, M9’da 20 megapiksel tek kamera derken sıra 20 megapiksel + 2. kameraya gelmiş sanırım. M9+’un arka tarafında yer alan ikinci kamera sayesinde yapay bokeh ve 3D efekti gibi farklı efektler elde

Bir “Plus” telefonumuz daha olduHer ne kadar Android akıllı telefon üreticileri her fırsatta Apple ile dalga geçiyor olsalar da hala daha bazı konularda Apple’ın yarattığı trendleri takip etmekten de geri kalmıyorlar. Geçtiğimiz sene Apple bir iPhone 6+ çıkardı, tüm üreticiler peşinden Plus modellerini hazırlayarak piyasaya sürme kararı aldı. HTC de bu furyadan nasiplenerek One M9+ modeliyle karşımıza çıkıyor.

İrice bir telefonHTC One M9+’ın ekranı,

M9’dan 0,2 inç daha büyük; 5,2 inç. HTC’nin üst seviye modellerinde kullandığı ekstra kaliteli dış hoparlör teknolojisi BoomSound, bu cihazda da yer alıyor. Tabii bu hoparlörler, telefonun üst ve alt kısmında biraz yer tutuyor. Dolayısıyla M9+’ın uzunlamasına bir şekilde büyük olduğunu söyleyebiliriz. HTC’nin One M8 ile yakaladığı mükemmel ergonomi, M9’la beraber geriye gitmişti. M9+ da M9 ile hemen hemen aynı tasarımı taşıdığı için bu ürünün de yeterince ergonomik olduğunu söyleyemeyeceğim maalesef. Cihazın alt tarafına, istendiği takdirde Home tuşu olarak da kullanılabilen bir parmak izi okuyucu sensörü yerleştirilmiş.

edilebiliyor. Fotoğraf ve video kalitesi iyi seviyede olan M9+, ön kamerasıyla da iyi işler çıkarıyor.

Ürünün içerisinde 8 çekirdekli işlemciye sahip MediaTek çipseti yer alıyor. PowerVR G6200 GPU’su ve 3 GB RAM ile birlikte cihaz, hem oyunlarda hem de uygulamalarda yüksek performans sergileyebiliyor. Ekran çözünürlüğü 2560 x 1440 piksel olan cihazın 1080p’de daha iyi

performans verebileceğini düşünüyorum. Üstelik görsel anlamda bir kayıp yaşamadan. 32 GB hafızası bulunan ürün, microSD kart yuvasıyla 128 GB ek hafızaya sahip olabiliyor.

M9 ile aynı bataryaM9+, M9’dan daha iri bir

telefon olmasına rağmen aynı büyüklükte bir batarya kullanıyor: 2840 mAh. Bu batarya ile M9+’ı 1 tam gün kadar kullanmanız mümkün.

e tt sBTnet

Page 32: BThaber Sayı 1036

Hem evde, hem dışarıda kablosuz

müzik keyfi

BTnet com tr32 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber. .

yüksek seviyede olan UX305F, tasarımının güzelliğiyle de dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Ürünün sol tarafında 2, sağ tarafında 1 tane USB 3.0 bağlantı noktası bulunuyor.

Ürünün kendisi ince olduğu için elbette ki klavye tuşları da ince olmak durumunda. Tuşların alçak olmasına rağmen kullanımının bir hayli kolay olduğunu söyleyebilirim. Aydınlatması bulunmayan klavyenin hemen altında irice bir touchpad yer alıyor.

ZenBook UX305F’in en dikkat çekici noktası ise ekranı. 13 inçlik ekran, 3200 x 1800 pikselden oluşuyor. Bu büyüklükteki bir ekranda bu kadar yüksek çözünürlüklü ekran kullanılmış olması, cam gibi görüntü elde edilmesini sağlıyor.

Kağıt gibi dizüstübilgisayar arayanlara

Her ne kadar fiyatları normal dizüstü bilgisayar fiyatlarına inmemiş olmasa da Intel’in teknoloji meraklılarına sunmuş olduğu Ultrabook konsepti, birbirinden çekici ürünlerle aklımızı almaya devam ediyor. Ofise geldiğinde aklımı alan bir Ultrabook da Asus’un ZenBook UX305F model ürünü. Çok ince, çok zarif. Şimdi bu ürünü biraz daha yakından tanıyalım.

İnce ve sağlamAsus UX305F, kutusundan

çıktığı ilk anda sahibini büyülemeyi başaracak bir zariflikte. 13 inç boyutundaki ekranın yer aldığı 1,2 cm kalınlığındaki kasa, defter gibi kolun altına sıkıştırıp taşınmasına olanak sağlıyor. Malzeme kalitesi oldukça

5+1 sinema sistemlerinin ve mobil cihazların yaygınlaşmasıyla beraber eski müzik setleri, yerlerini daha az işleve sahip cihazlara bırakmaya başladı. Eskiden müziğimizi Sony’nin, Philips’in, Pioneer’ın devasa müzik setleriyle dinlerken, şimdilerde akıllı telefonumuzu neredeyse tek işlevi ses çıkarmak olan hoparlörlere bağlayıp diniyoruz. Müzik telefonda, işlev telefonda, kontrol telefonda… Ne gerek var ki ekstra işleve? Philips’in BT3000W ürünü de akıllı telefonlar üzerine kurulu, hesaplı bir masaüstü hoparlör. Üstelik taşınabiliyor da.

Basit bir tasarım37 x 14 x 17 cm

boyutlarında ve 1,2 kilogram ağırlığında olan Philips BT3000W, biraz büyük bir ürün. Tabii konu hoparlör olunca boyutları çok da yadırgamamak gerek. Zira özellikle bas seslerin düzgün bir şekilde dinleyiciye ulaştırılabilmesi için akustik bir düzende yerleştirilmiş olması gerekiyor. 5+1’lerin +1’lerinin (woofer) diğerlerine oranla dev gibi olmasının sebebi de bu.

BT3000W’nin üst kısmında güç, ses ve arama cevaplama

tuşları bulunuyor. Bluetooth destekli ses çıkışı sağlayan tüm cihazlarla uyumlu olan BT3000W, istendiği takdirde 3,5 mm kulaklık bağlantısıyla da kullanılabiliyor. Hoparlör bağlıyken aramalara kolayca cevap verilebilmesi için üzerine bir de mikrofon konumlandırılmış.

Ürün, içerisinde 2 tane 2.75 inçlik hoparlör taşıyor. Toplam 5 watt gücündeki bu hoparlörler, boyutlarına göre oldukça başarılı ses performansı sağlayabiliyor.

Bir de şarj edilebilseydi…

Philips BT3000W, mikro USB bağlantılı bir güç adaptörüyle kullanılıyor. Yani adaptöre bir şey olması halinde cep telefonunuzun (iPhone değilse tabii) şarj cihazını takarak kullanabilirsiniz. Dışarıya çıkmak istediğimizde ise alt tarafından 4 tane AA batarya takarak 8 saat müzik dinleyebiliyoruz. Maalesef ürünün şarj edilebilir bataryası bulunmuyor. Yine de evde, masanın üzerinde kullanmak için başarılı bir ürün olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle 200 TL’lik fiyatı ve “kaplamadığı alan”, BT3000W’yu cazip kılıyor.

Samsung Galaxy’nizin uzantısı kolunuzdaAkıllı saatler… Akıllı telefonlar ve tabletlerin ardından gelen yeni teknoloji trendi olan akıllı saatler, yavaş yavaş gelişiyorlar ve çok yavaş da olsa yaygınlaşıyorlar. İlk etapta adımlarımızı sayan, telefon

çalınca kolumuzda titreyen akıllı bantlar yaygınlaşma aşamasında. Akıllı saatler de teknik olarak belli bir aşamayı geçtikten sonra yaygınlaşmaya başlayacaklar. Biz de ofisimizde Samsung’un

akıllı telefonlarıyla beraber kullanılmak için hazırlanan Gear S’i ağırladık.

Rahat olmasına rahat…

Samsung Gear S, biraz kalın olmasına rağmen gayet ergonomik.

Bileğinizi rahatsız edecek bir yapıda değil. Kauçuk malzeme kullanılan kayışıyla kolayca genişlik ayarı yapılabiliyor. Saatin arka tarafında sim kart girişi ile nabız ölçme sensörü yer alıyor. Bu sensör sayesinde saat kolumuzda takılıyken, nabız ölçümü üzerinden yola çıkılarak farklı farklı testlerin yapılmasını sağlayabiliyoruz.

Ürünün ön tarafında 2 inçlik bir Super AMOLED ekran bulunuyor. 360 x 480 piksel çözünürlüklü bu ekran, son derece net bir görüntü elde edilmesine imkan sağlıyor.

Sadece Galaxy telefonlarla kullanılabilen Gear S, telefona bağlanmak için Bluetooth’u kullanıyor.

Neler yapılabiliyor?Samsung Gear S’i kullandığım

süre içerisinde cihazı en çok medya kontrolleri için kullandığımı söyleyebilirim. Telefonunuz cebinizdeyse ve müzik dinliyorsanız, Gear S ile sesi açıp kısabilir veya şarkı değiştirebilirsiniz. Diğer güzel kullanım alanı ise direkt olarak saatten konuşabiliyor olmak. Özellikle evde bazı durumlarda

bir hayli iş görebiliyor. Ayrıca adım sayar ve nabız ölçer özellikleri de dikkat çekici. Sim kart taktığınız takdirde haritalar gibi ekstra özelliklerden de faydalanabiliyorsunuz. Tüm bildirimlerin Gear S’in ekranına düştüğünü de belirtmeden geçmeyelim. Ürünün şarjı –sim kartsız kullanıldığında- yaklaşık 1 buçuk gün kadar gidiyor. Bataryasını şarjı etmek için muhakkak kullanılması gereken minik aparat, Gear S’in en büyük eksisi diyebiliriz. Standart bir micro USB kablosuyla şarj edemiyoruz maalesef.

İnce ama oyun oynanabiliyor

Asus Ultrabook’un içerisinde Intel’in Core M-5Y10 işlemcisi yer alıyor. Çift çekirdekli bu işlemci, 2 GHz hızında çalışabiliyor. İşlemcinin içerisinde Intel’in HD Graphics 5300 IGP’si (entegre GPU) bulunuyor. Hearthstone, hatta Heroes of the Storm bile oynanmasına imkan sağlayan bu ikiliye 256 GB’lik bir SSD eşlik ediyor. Üründe kullanılan RAM miktarı ise 4 GB. 8 GB olsaydı tadından yenmezdi.

Ürün, içerisinde Windows 8.1 kurulu olarak geliyor. UX305F elime ulaşır ulaşmaz Windows 10’a güncelleyip kullanmaya başladım. Gayet güzel bir şekilde, yüksek bir performansla çalıştığını rahatlıkla söyleyebilirim.

e tt sBTnet

e tt sBTnet

e tt sBTnet

Page 33: BThaber Sayı 1036
Page 34: BThaber Sayı 1036

34 KARİYER 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

2013 Mayıs’ında SadeceHosting’i bünyesine katan Avrupa veri merkezi pazarı şirketi TelecityGroup, deneyimli isimleri bünyesine katmaya devam ediyor. Son olarak şirkette Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevine, sektörde 15 yılın üzerinde deneyime sahip Mustafa Ünal getirildi. 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan

Ünal, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Telekomünikasyon Mühendisliği dalında yüksek lisans çalışmasını tamamladı. Doğuş Üniversitesi’nde İşletme dalında MBA yapan Mustafa Ünal, kariyerine Elkotek’te başladı, 2005 yılında da Gisad Telekom’da 2 yıla yakın süre Satış Müdürü olarak görev yaptı. Ünal, Yıldız Holding bünyesindeki Global İletişim’in veri merkezi alanında büyüyerek Turkcell Grubu’na satışı döneminde şirketin ürün pazarlama ve iş geliştirme müdürü olarak çalıştı. Daha sonra Elkotek’e geri dönen Ünal, 2012 yılında şirketin Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Ünal, 2014 yılından bu yana da Erlab Yazılım ve Turkcell gibi şirketlere strateji, iş geliştirme, satış ve pazarlama alanlarında danışmanlık yapıyordu.

Yeni nesil BT servis ve çözümlerinde faaliyet gösteren CSC’de, Dietmar Kotras Avusturya ve Doğu Avrupa Genel Müdürü olarak atandı. Dietmar Kotras, CSC’nin bölgesel ve küresel pazarlara yönelik stratejileri doğrultusunda, tüm yerel satış aktivitelerinin sürdürülmesinden sorumlu olacak. Dietmar Kotras, CSC’ye katılmadan önce tanınmış danışmanlık şirketlerinde ve

sistem entegratörlerinde çeşitli yönetim pozisyonlarında bulundu. SAS Institute’de Avusturya Ülke Müdürlüğü de yapan Kotras, T-Systems Avusturya’da farklı yönetim ve satış pozisyonlarında görev aldı.

VMware, Jean-Pierre Brulard’ı Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Genel Müdürü olarak atadı. Daha önce Güney EMEA Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Brulard, bundan böyle Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’daki (EMEA) VMware müşterilerine, şirketin ‘Yazılım Tanımlı Gelecek’ vizyonu kapsamındaki strateji ve çözümlerini aktarmaktan sorumlu olacak. VMware Başkanı ve

Operasyon Direktörü Carl Eschenbach’a bağlı çalışacak olan Brulard, Yazılım Tanımlı Veri Merkezi, Kurumsal Mobilite ve Bulut Hizmetleri gibi VMware’in çalışma alanlarında büyüme ve kârlılığı sürdürürken, strateji uyumu ve uzun vadeli kurumsal planlamayı yürütecek. Bu görevlendirme ile Brulard, halen VMware Amerika Kıtası Genel Müdürü olarak görev yapan Maurizio Carli’nin yerine geçmiş olacak. Business Objects/SAP, IBM, Sun Microsystems ve Unisys gibi şirketlerde edindiği tecrübenin ardından, 2009’da VMware’e katılan Brulard, VMware’in Güney EMEA bölgesindeki büyümesine son altı yılda ivme kazandırdı.

Mustafa Ünal

Dietmar Kotras

Jean-Pierre Brulard

TelecityGroup Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Ünal oldu

CSC Avusturya ve Doğu Avrupa Genel Müdürlüğü görevine Kotras atandı

VMware’in Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Genel Müdürü Brulard

Çalışma şartları iyi olmazsa olmaz… Eleman.net mavi yaka çalışanların işten ayrılma sebeplerini araştırdı. Araştırmada çalışanlara, “Bir önceki işinizden ayrılma nedeniniz neydi?” sorusu yöneltildi. Ankete katılan 12 bin 535 aday arasında gerçekleştirilen çalışmaya göre, işten ayrılma gerekçelerinin başında çalışma şartları geliyor. Mavi yaka çalışanların yüzde 30’unun çalışma koşullarından dolayı işten ayrıldığını ortaya koyan çalışmaya göre, yüzde 24,58’lik pay ise

maaş politikasında. Bunu yüzde 15,44 ‘patronum’, yüzde 15,31 ‘kariyer planlarım’, yüzde 9,61 ‘iş yerimin uzak olması’, yüzde 5,06 ‘iş arkadaşlarım’ yanıtları izliyor. Genelde mal veya hizmet üretimi yapan bir işletmede, sahada veya üretim tezgahı başında birebir emek sarf eden ve zihin gücüne oranla daha fazla beden gücüne dayalı işlerde çalışan mavi yaka adaylar, çalışma koşullarından muzdarip ve iş değişikliklerinin sebeplerinin başında çalışma

koşullarının kötü olması geliyor. Mavi yaka ve orta kademenin beklentileri ile sunulan imkanlar arasındaki uyumsuzluklar ve aidiyet duygularındaki eksiklik, iyileştirilmeye gidilmediği taktirde yeni iş arayışına dönüşebiliyor. Mavi yaka ve orta kademe için mesai saatleri ve çalışma günlerini içeren çalışma koşulları önemli bir etken olarak ortaya çıkarken; ücret, yan haklar ya da şirketin kurumsallığı, çalışma koşullarından sonra geliyor.

E T K İ N L İ K L E R

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Y U R T İ Ç İ

E T K İ N L İ K L E R Y U R T D I Ş I

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

4-9 Eylül 2015

IFA / BerlinAYRINTILI BİLGİ: http://b2b.ifa-berlin.com/

9-13 Eylül 2015

1st International Conference on Environmental Science and Technology (ICOEST) Bosna HersekAYRINTILI BİLGİ: www.icoest2015.com

6-8 Ekim 2015

International Test Conference Anaheim, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.itctestweek.org

7-10 Kasım 2015

26th ISF Annual World Congress Atlanta, ABD

AYRINTILI BİLGİ: www.securityforum.org/events/isf-annual-world-congress/

8-12 Kasım 2015

Gartner Symposium/ITxpo 2015 BarselonaAYRINTILI BİLGİ: www.gartner.com/events/emea/barcelona-symposium

24-29 Ağustos 2015

Siber Güvenlik Yaz Kampı '15 / AnkaraAYRINTILI BİLGİ: www.siberkamp.org

10-13 Eylül 2015

SIGN İstanbul 2015Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.signistanbul.com

17-20 Eylül 2015

ISAF Fuarı ve Güvenlik Konferansıİstanbul Fuar MerkeziAYRINTILI BİLGİ: www.isaffuari.com/

1 Ekim 2015

Teknoloji Platformu / Gömülü Sistemler ve IoT / Gayrettepe Dedeman Otel, İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.teknolojiplatformlari.com

1 Ekim 2015

Teknoloji Platformu / Büyük Veri Stratejileri / Gayrettepe Dedeman Otel, İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.teknolojiplatformlari.com

2 Ekim 2015

7. Bilişim Yıldızları e-Dönüşüm Yarışması / Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimyildizlari.org

3-4 Ekim 2015

Security For You Bilgi Güvenliği KonferansıKoç Üniversitesi Kuluçka Merkezi, Şişli, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.sec4u.org

8 Ekim 2015

ISC Secure TurkeyDeloitte Values House, İstanbulAYRINTILI BİLGİ: http://www.cvent.com/events/-isc-secureturkey-conference-2015/event-summary-6e9ed179315240a6a57175212285fd3f.aspx olmalı ama biraz uzun :/

12 -14 Ekim 2015

ADVED’15- International Conference On Advances In Education, And Social SciencesNippon Otel - İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.ocerint.org/adved15/

27 Ekim 2015

PMI Summit / TOBB ETÜ Sosyal Tesisler AnkaraAYRINTILI BİLGİ: www.pmiturkey/summit/ankara

22 Ekim 2015

BTvizyon ToplantılarıSwissotel AnkaraAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/ www.btvizyon.com.tr

30 – 31 Ekim 2015

8. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı (ISCTurkey2015)ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi AnkaraAYRINTILI BİLGİ: http://www.iscturkey.org/

5 Kasım 2015

BT Vizyon ToplantılarıTrabzonAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/www.btvizyon.com.tr

19 Kasım 2015

BTvizyon ToplantılarıKonyaAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/www.btvizyon.com.tr

2 - 5 Aralık 2015

BakutelBakü, AzerbaycanAYRINTILI BİLGİ: www.bakutel.az/2015/

3 Aralık 2015

Design Awards Zirve Ödülleri Töreni / İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/www.btvizyon.com.tr

10 Aralık 2015

BTvizyon Toplantıları/GirneAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/www.btvizyon.com.tr

Page 35: BThaber Sayı 1036
Page 36: BThaber Sayı 1036

turunu sürdürüyor. Başarılar, ödüllerini de alıyor.

İşte bu haftanın örnekleri. Sony’nin portföyünde yer alan altı ürün, Avrupa’nın önde gelen tüketici elektroniği derneği Avrupa Görüntüleme ve Ses Birliği (EISA) tarafından ödüllendirilmiş. Avrupa’da Yılın Tasarım TV’si Sony BRAVIA KD-65X9005C, Yılın Profesyonel Kompakt Sistem Fotoğraf Makinesi α7 II, Cyber-shot DSC-HX90/V, Avrupa’da Yılın Seyahat Kompakt Fotoğraf Makinesi Sony Cyber-shot™ DSC-HX90/V, Avrupa’da Yılın Kompakt Sistem Lensi Sony FE 90mm F2.8 Macro G OSS, Avrupa’da Yılın Multimedya Akıllı Telefonu Sony Xperia™ Z3+, Yılın Hoparlörü de Sony HT-XT3 olarak seçilmiş.

Bu arada, Android TV ile çalışan 139 cm (55 inç) ekrana sahip Philips 55PUS7600 da EISA’da ödül kazandı. EISA jürisi, Philips 55PUS7600’ü 2015-2016’da Avrupa’nın En Yüksek Değer Sunan TV’si olarak değerlendirmiş.

Bankacılık, sigorta ve emeklilik sektörlerine yönelik yazılım çözümleriyle Türkiye’de ve EMEA bölgesinde öne çıkan VeriPark ise Microsoft tarafından Orta Doğu ve Afrika bölgesinin “Yılın İş Ortakları” ve “Yılın Microsoft Dynamics Bağımsız Yazılım Üreticisi” finalistlerinden biri olarak seçilmiş.

Gelelim haftaya noktayı koyacağım Stevie Awards ödüllerine. Bu yıl 12’incisi düzenlenen Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde Hurriyetemlak.com, Yılın En İyi Yeni Ürünü kategorisinde Akıllı Arama ürünü ile gümüş madalya, Yılın En İyi Yeni Hizmeti kategorisinde ise Akıllı Öneri hizmeti ile bronz madalyaya layık görülmüş. Bu gibi zeki adımların yine ödülleri getirmesi dileğiyle.

Bu hafta da bu kadar olsun, yeniler haftaya kalsın…

36 MEKTUPYaz finalinden merhaba,

Haftaya tadından yenmez bir haberle başlıyorum. Seyahat arama sitesi momondo, bizim gibi ağzının tadının bilenler için “mutlaka gidilmesi gereken yerler, tadılması gereken lezzetler” rehberi hazırlamış. Sokak yiyecekleri için Vietnam’da Hanoi, sıra dışı yiyecekler için Tokyo, bizim gibi tatlısız yapamayanlar için Paris, siesta kültürünü ‘yavaş yapılıp yavaş yenen’ yemek olarak yaşatanlar için İtalya’nın Floransa kenti, türlü yiyecek festivalleri için New York öne çıkan noktalar. Gidip de görmemek, görüp de yememek olmaz…

Hazır yemekten bahsettik, popüler bir kavram halini alan organik ürünlerle ilgili bir etkinlik bilgisi vermek isterim sana. Hem İstanbul’a gelirsen birlikte ziyaret ederiz. Maçka Demokrasi Parkı’nda 5-6 Eylül’de düzenlenecek Organik Yaşam Festivali’nde tüketiciler, organikle ilgili bilgi edinme imkanı bulacakmış. Organik bebek mamaları üreticisi HİPP’in ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek festivalde, kamu kurumlarından yetkililer, üreticiler, satıcılar, sivil toplum kuruluşları ve bilim adamları yer alacakmış. Festival süresince paneller, seminerler, yarışma ve eğitimlerle de tüketicilere ‘organik yaşam’ anlatılacakmış.

Bu doyurucu haberlerden sonra sıra biraz oyunda… Türk oyun stüdyosu Atom Games tarafından geliştirilen ve Android uygulaması yoğun ilgi gören ‘Metrobüs: Race in Istanbul’ oyunu AppStore’da da yerini almış. Öyle ya da böyle, İstanbulluların hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelen metrobüslerin başrolde olduğu ve ücretsiz indirilebilen oyunda aracın şoförü, araçta bir bomba olduğunu öğrenince kalp krizi geçiriyor. Yolcuları kurtarmak için şoför koltuğuna oturan oyuncu,

heyecan dolu bir maceraya atılmış oluyor. Çünkü metrobüs 50km/h hızın altına düşerse bomba patlayacak. Oyuna www.atomgames.net adresinden ulaşabilir, İstanbul’a gelip metrobüse bindiğinde apayrı bir aksiyon yaşayabilirsin.

Sıra, haftanın çevreci haberinde. Üniversite öğrencilerinden oluşan ve 11 yılda yaptığı 7 arabayla 19 kupa kazanan İTÜ Güneş Arabası Ekibi, Türkiye’nin güneş enerjisi ile çalışan, ilk 4 kişilik aile arabasını üretmenin gururunu yaşıyor: Aruna. Mitolojide ‘güneşin doğuşunu temsil eden kızıllık’ anlamına gelen Aruna, yerli otomobil üretimine destek vermek ve alternatif enerjinin günlük hayata uygulanabilir

olduğunu göstermek amacıyla tasarlanmış. İTÜ’nün çeşitli fakültelerinde okuyan 25 kişilik ekip, üniversitenin imkanlarını kullanarak ürettiği ilk aile arabası ile önce Türkiye turuna çıkacak, ardından Ekim ayında “World Solar Challenge” yarışmasına katılmak üzere Avustralya’ya gidecek. Ekibin başarı haberini de burada seninle paylaşmak dileğiyle…

Gelelim haftanın farklı başlıklardaki başarı hikayelerine… Mimar Alper Derinboğaz tarafından disiplinlerarası yaklaşımlarla ele alınarak tasarlanan ve mimariyi hem ses hem de görsel sanatlarla birleştiren Aktif Strüktürler (Augmented Structures), dünyaca ünlü

mimarlık, iç mimarlık ve tasarım portalı Architizer’ın üçüncü kez düzenlediği Architizer A+ Awards’da mansiyon ödülüne layık görülmüş.

Öte yandan, Tolga Karaçelik’in son filmi “Sarmaşık” da uluslararası film festivalleriyle dünyayı geziyor. Dünya prömiyeri Sundance Film Festivali’nde yapılan ve İngiltere’nin East End Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülünü alan “Sarmaşık”; bu kez, 10-20 Eylül arasında Toronto Uluslararası Film Festivali’nde (TIFF) Dünya Sineması kategorisinde gösterilecekmiş. Sansür protestoları sebebiyle İstanbul Film Festivali’nden çekildiği için Türkiye galası yapılamayan film, ödüller ve övgülerle dünya

31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Güneş enerjisi ile çalışan aile arabası İTÜ’den

YIL 21SAYI 103631 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

www.bthaber.com

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBULTel 0216- 291 13 90

ISSN 1300-6495

Satış GrubuEvrim Koç [email protected] Kıtay Ö[email protected]Özge Karataş[email protected] Ş[email protected] Toksö[email protected]

REKLAM SATIŞ GRUBU

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına SahibiAyhan Sevgi

[email protected]

www.linkedin.com/groups/BThaber

twitter.com/bthaber

www.facebook.com/BThaber

Bültenlerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz

Abone ve Dağıtım SorumlusuKutay Göç[email protected]

BThaber GrubuYayın KoordinatörüAyhan [email protected]

Yazı İşleri Müdürü(Sorumlu)Bülent [email protected]

EditörlerHandan Aybars [email protected] Özkan (Ankara) [email protected]

Haber MerkeziEkrem Uç[email protected] Yaylacı[email protected]şen Gö[email protected]

Okur TemsilcisiBehçet Envarlı

[email protected]

Görsel Tasarım Nevzat Karataş [email protected]

Mukadder Keskingö[email protected]

Page 37: BThaber Sayı 1036

2015 is in idle mode, 2016 creates ‘cautious optimism’ An un-formed government as

a result of the post-election period has put pressure on institutions. On top of it; Federal Reserve Bank meetings worry the whole world in the light of the economic data released in USA, comments are made on whether there will be an interest rate hike or not, European economy searches for stability and last but not least Chinese economy slows down. These fundamental troubles and many more make it difficult for companies to borrow in both foreign currency and in TL, in the shadow of the shrinking economy of the last quarter, reluctance in investments and postponing processes come to the fore. It would not be a lie to at least say that it is the companies’ choice whether to see this industrial change; whether to postpone or prioritize investments. By the way, we should emphasize a simple to say but difficult to take action reality: In Turkey, companies of all sizes operating in all sectors do not see IT investments as a ‘necessity’; but as a contribution to the company’s culture, a path offering a competitive advantage, and a support creating cost efficiency and additional income; thus this approach can minimize the effects of internal and external economic agenda.

Selective investments step up in software

“Our customers continued to invest in the last 8-month period; even though they act more cautiously now while taking investment decisions due to the pressure created.” says Metric General

our future decisions. During the past 20 years, we learnt to be more careful in the period when the exchange rates were instable. From this perspective, we can say that the instability in exchange rates and political uncertainty result in postponing some investments of our corporate customers. What we expect for software sector is a faster growth in business analytics, data science / big data, customer experience management and some other special areas such as cloud computing relatively to others. When we examine the researches done by independent rating agencies such as IDC; our estimation is that the growth rate will slow down in sectors other than these specific areas in general.“

Wish we do not only consume, but also produce in informatics…

Economic or political uncertainty, did not reach the minimum level necessary to prevent investment, but it sure did not provide a possible environment for the planned sectorial growth; as well. “Currency fluctuations may affect the sector more heavily from now on.” forecasts NetApp Ankara Regional Manager Burak Koç. According to him, when we consider that the IT is an import-based sector, institutions and companies may face the fact that they might have to be content with less than they need.

Burak Koç thinks it is visible that public and private

sectors continue investing in infrastructure in Turkey for year 2015. However, there are fundamental barriers in front of these efforts’ way to become sustainable. According to Burak Koç; both the problem and the solution are obvious: “We may only overcome the interruption problem of the IT investments whenever an uncertainty faced by the economy when we do not only consume informatics but also produce in our own country.”

Demand increased in cloud services

2015 should be considered by dividing into two semesters. In the first half, there has been some growth in almost all areas due to the conjuncture and the exchange rate stability. Cloud, however, has been the fastest growing area of investment in recent years. According to Bulutistan’s founding partner Begim Başlıgil, in the second half we faced a same-old freeze period due to the summer and afterwards uncertainty season in Turkey. Despite all the facts, Başlıgil thinks that this situation increases the attractiveness of “pay per use” model brought by cloud services. Although there are some areas almost standing still, the cloud services are increasing the momentum in this period. On the other hand, according to Başlıgil; the popular investment categories are services reducing the company costs, such as reducing travel costs by video conferencing or CRM services increasing the company income. Meanwhile, the demand for data center and disaster management areas has been enhancing the dynamism of the market recently.

Idea Technology receives permission for e-TicketIdea Technology Solutions receives permission for establishing e-tickets and e-passenger lists from the Presidency of Revenue Administration. Thus, companies of land and sea transport carrying intercity and international passengers can organize e-tickets via Idea Technology Solutions’ e-ticket application.

Via this application, sea transport and bus

companies are able to forward e-tickets to the customers’ e-mail addresses or mobile phones. The passengers may print out the tickets issued in electronic environment, as well. As it was in the old system, customers do not need to get these print outs signed and authorized by travel agencies or branches. Idea Technology Solutions Managing Partner

Bahadır Onay says; “Via our e-ticketing application, we offer digital transformation and cost efficiency to travel and tourism sectors.”

The e-tickets, provided that they contain the information specified in the official statement, can be sent to the mobile phones as a QR code, same as flight tickets. This electronic document will be sufficient documentation for travelling.

The passenger does not even have to have it as a print-out paper unless s/he desires, this will prevent paper wastes and speed and convenience will be provided. The ticket being electronic is not an obstacle for it to be recorded as an expense for the companies. The e-tickets only should be signed with a financial seal or e-signature by the travel agency.

ICT NEWS 3731 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Manager Gökhan Arıksoy and emphasized that they expect an end-of-the-year dynamism similar to past years in the next 4 months. Developments in the foreign markets, the process until the early elections, the political landscape after the elections and how political parties will be managing the post-election period will also affect the dynamism of the market and business results. Business Gökhan Arıksoy, stating that they did not make any cuts in R&D investments in the business analytics field however, says that they take lessons from the past with his own words:

“We continue evaluating our budget as planned at the end of 2014. However, our past experiences influence

Page 38: BThaber Sayı 1036

38 ICT NEWS 31 AĞUSTOS - 6 EYLÜL2015

BThaber

Türksat’s goal: Selling successful informatics projects to foreign markets

Türksat General Manager Prof. Dr. Ensar Gül gives the news of that their main goal is to export all software product of Turkey to all over the world and they continue working on opening Türksat for the public. Prof. Dr. Ensar Gül talks about the 3 main fields of activity in Türksat; satellite communications, cable broadcasting and e-Government Portal. Gül says:

“We launched the satellite Türksat 4. Türksat 4B satellite is ready to launch in October 2015. It will mainly be used for data services. Türksat satellite capacity will be doubled. Studies began for a domestic satellite last December. Domestic satellite will take a place in Türksat 6 at 42 degrees. TAI and Aselsan are involved in this project. We work with our trained engineers. The satellite’s design and software are completely domestic; it will take about 5 years. In 2020, it will be launched into space. Software is actualized by TÜBITAK SPACE. We continue

the works of the satellite Türksat 5A. It will be done in the Space Systems Integration and Testing Centre within TAI. In addition, the construction of the Türksat 6A will be held at this center, as well. “

Noting that the e-Government Portal software was developed by Türksat; Gül gives more details: “We operate the e-Government Portal. We verify your identity

in e-Government Portal. So, you are accessing the service of other state institutions. Every day brings new services. We created an application for smartphones. You will be able to receive the same services via your mobile phones. We are currently increasing the number of mobile services which there is around 50 mobile services now. There are over 190 institutions. The institutions

do not face with the end user. We bring reliable service to users; it is sensitive since the e-Government’s Portal is your correspondent. We provide the M2M communication in the safest way. e-Government Portal is used by approximately 23.5 million people. Our goal is to increase it to 25 million users. We opened HGS and OGS inquiry service in the e-Government Portal, recently. This year, e-enrolling system was used by 112 state universities in the dates between 28.06.2015 – 05.08.2015. The dispatch operations of the military are carried out via the e-Government Portal and that provides a great convenience. We are in contact with the banks. We made an agreement with Denizbank. If you are a customer of DenizBank, you do not need to get a password for the e-Government Portal. We want to do this agreement with all banks. If you are using Internet banking services, automatically you can use e-Government Portal services.“

It does in the Türksat but underlined that these projects are realized as a system integrator Prof. Dr. Gül states that IT projects in the public sector are not created in Türksat however they actualize those projects as a system integrator. He informs us; “We undertake the project management. There are many successful IT projects in Turkey. We want to market the successful IT projects abroad. Turkey should export the software. Turkey will become a country exporting software; that’s our goal. We want to build successful Turkish informatics systems abroad. Our goal is to lead on this issue and export Turkey’s software products to all over the world.

We are a technology company. Our company has been successful abroad. We want to prove Türksat’s success in the international arena. Türksat also continues working on our public offering process. We carry out specific standards for it. We will complete our work by the end of this year. “

Do not disregard network security!Next global stop: İstanbulZyXEL attracts the attention

of corporations to network security with its “Security is a need” slogan. ZyXEL Product & Business Development Manager Ömer Faruk Erünsal assesses ZyXEL’s 2014 and 2015 activities, Ömer Faruk Erünsal states that ZyXEL has had a good start to 2015, also adds the security of the corporate networks can not only be ensured by antivirus software. Erünsal continues as:

“Network security solutions, today, is a sine qua non for small, medium or large-scale companies. Even though companies think it as a secondary issue, we try to work with the slogan of: “Security is a need” in the market. Another point we want to emphasize is that everyone is in danger now. The concept of cyber-attacks in the past was only the concern of large companies, celebrities and large public institutions. It is not the issue nowadays. Small scale

companies or even a regular citizen are in danger. Lately, ransom software, identity theft in social media and credit card theft threatening big companies are becoming very popular. In this context, we support the creation of a multi-layered security, as ZyXEL. Each institution; with the slogan of “Security is a need”; should include network security solutions within their

network.Threats are constantly

renewing and malicious people are constantly refreshing their technology and equipment and are becoming more and more dangerous. Customers should take their own measures in this context. In order to protect our customers and provide a secure connection, ZyXEL announced the Next Generation Firewall series as a better and faster network security service last year. If we are to talk about this series overall, both hardware, software as well as the security needs of customers and businesses, we feel confident saying that the new network security solution we have meets all those needs at a highest level. In order to offer a better quality and faster service, licensing services (content filtering, intrusion and threat prevention, antivirus, anti-spam, etc.) are provided to ZyXEL by leading companies in the field of licensing. “

Fujitsu World Tour will be hosting local and foreign participants in Istanbul Haliç Congress Center on 17.09.2015. Fujitsu Turkey General Manager Selda Bağdat Bahadır defines Fujitsu World Tour as one of the most important technology event in Turkey, and expresses that the entire ecosystem, including partners and solution providers will be gathered at this summit. The goal is to create a technology platform. Fujitsu is only the host says Bahadır; adding that: “Rather than the standard solutions and suggestions, there will be examples touching life in the event. We would like people to see the net benefits of the new technology by the users’ experiences and stories. “

Acting along its global business partners; Fujitsu will together with its partners such as Intel, Microsoft, Citrix, Symantec as they are always together in global events and the partners will have

the opportunity to tell their own technology in dimension of their Fujitsu partnership. “All rings of the chain will be present,” says Selda Bağdat Bahadır, stating that they expect great interest and participation. It is not going to be a customers’ being called for a solution telling event; rather they will tell themselves and the event will be a discussion platform where ‘vision, strategies, future, transformation’ will be discussed, according to Bahadır. Being a polyphonic discussion platform will differentiate the event, says Bahadır; she shares the following details:

“Our event in Ankara had been a panel attracting the participants with its rich content. Foot-earth discussions of vision, tips and guidance in implementing process will stand out in the Istanbul event, as well. A strong connection environment will be created.“

Page 39: BThaber Sayı 1036
Page 40: BThaber Sayı 1036

- Ayarlanabilir RJ 45 sensör girişleri , kuru kontak sensör bağlantı girişleri ve dahili röle çıkışları- Elektrik kesintilerine karşı dahili back-up battery- RJ 45 portuna bağlanan sensörler utp kablo ile 300 metreye kadar uzatılabilir.- E-MAIL, SNMP, SMS ile uyarı gönderme desteği- 3G Modem bağlantısı ile sms atma özelliği- 16 - 64 adet cihaza ping atma ve cihazlara ulaşılamadığında uyarı verme özelliği- USB girişi üzerinden logları USB bellek vasıtası ile kaydetme özelliği- IP Kamera ile görüntü gösterme özelliği- HTTP/HTTPS, SNMP V1/V2c/V3, SMTP, TCP/IP, Syslog, SNTP, DHCP, SSHv2, SSLv3, LDAPv3, AES 256-bit, 3DES, Blowfish, RSA, EDH-RSA, Arcfour, IPV6, WAP 2.0,, TELNET desteği

- Her bütçeye / projeye göre geniş ürün portfoyü- Dahili dial-up modem & 3G modem yedek bağlantı seçenekleri- 4 – 16GB dahili hafıza - Sıcaklık & nem sensörü desteği- Dahili FTP / TFTP server - Çevrimiçi / çevrimdışı log tutabilme özelliği- Merkezi Yazılım Desteği- Gelişmiş yönetim ve uyarı seçenekleri- HTTP, HTTPS, ARP- RING, SSH V2 & V3, FIPS140, TACACS+, RADIUS, KERBEROS, LDAP, IPsec, TELNET, TCP, DCHP, NAT, PPP, SECURE NTP, RFC2217 desteği

OPENGEAR tamamen konsol yönetimi üzerine uzmanlaşmış ve tecrübesini ürünlerine yansıtmış önemli bir üreticidir. OPENGEAR IP KONSOL SERVER ürünleri cihazlarınıza uzaktan konsol bağlantısı ( RS232 ) yapmanıza olanak sağlamaktadır.

ortamizlemeürünleri

ip konsolserverürünleri

www.ctsbilisim.net

ilan_28x40_cts.indd 1 4/8/15 4:40 PM