bthaber sayı 1047

40

Upload: bthaber

Post on 24-Jul-2016

256 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: BThaber Sayı 1047
Page 2: BThaber Sayı 1047
Page 3: BThaber Sayı 1047

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

23 - 29 Kasım 2015

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ASRACK_3.pdf 1 6.01.2015 15:55

Gelişmiş tehditleriçin gelişmişgüvenlik* çözümü.

McAfee AdvancedThreat Defense

*AV-TEST raporuna göre imzasız gelişmiş inatçıtehditlerde (APT) %99,98 oranında tespit

1047

Sayfa

7

Sayfa

11

Sayfa

6

Dijital ortamda hizmet veya ürün geliştiren ana ve tedarikçi firmaları tek çatı altında toplamak amacıyla kurulan DSDER’in 10 kurucu üyesi bulunuyor.

Dijital Sistem Geliştiricileri Derneği açıldı

Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı, ürün ve hizmetlerin endüstri ile bütünleşik işlemesini merkezine alıyor.

CRM’de farkı ‘büyük verinin analizi’ yaratacak

Dr. Attila Bayrak

Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri powered by Türksat; MÜSİAD stratejik ortaklığında İstanbul’da gerçekleştirilecek.

1 milyar dolarlık uydu piyasası yerlileşiyor!

Hakan Kurt

G20’den “istikrar” kararı çıktı

ÖzelHaberSayfa

3Ekrem Uçman

Dünyanın en büyük 20 ekonomisini bir araya getiren G20 Zirvesi’nin onuncusuna bu yıl Türkiye ev sahipliği yaptı. Etkinlikte yatırımların artırılması ve büyüme ile birlikte elde edilen gelirlerin herkes tarafından paylaşılabilmesi için “istikrar” ve “sürdürülebilirlik” konularının yanı sıra siber güvenliğe de vurgu yapıldı.

Page 4: BThaber Sayı 1047
Page 5: BThaber Sayı 1047

GÜNDEM 3

ülkemizde olduğu gibi diğer G20 ülkelerinin de bu sorundan muzdarip olduğunu görüyoruz.

Halihazırda önemli bir dijitalleşme sürecinden geçen dünya, beraberinde yeni iş kollarını doğururken, insanların dijitalleşme konusunda

bilincinin artırılması gerekiyor. G20 Zirvesi’nde çıkan kararla birlikte önümüzdeki süreçte, “G20 Kaliteli İşlerin Geliştirilmesi Çerçeve Belgesi” ile uyumlu olarak daha fazla ve daha iyi kaliteli işlerin geliştirilmesine, “G20 Beceriler Stratejisi” ile becerilere yatırım yapmaya ve bunları geliştirmeye

G20’den“istikrar” kararı çıktı

Bu yıl onuncusu düzenlenen G20 Zirvesi Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Zirvede küresel çapta olan ekonomik dengesizlik ve istikrarsızlığın sürdürülebilirlik üzerindeki olumsuz etkisi masaya yatırılırken, toparlanmanın güçlendirilmesi ve potansiyelin artırılması konusunda ülkeler mutabakata vardı.

Zirve’nin temel gündem maddesi küresel çaptaki ekonomik dengesizlik oldu. Konuya bilişim dünyası özelinde bakacak olursak, özellikle son çeyrekte teknoloji şirketlerinin açıkladığı raporlar bu durumu doğrular nitelikte. Donanım üreticileri bir önceki yıla göre çok daha düşük sevkiyatlar gerçekleştirirken, taleplerin azalması ve tüketicilerin hali hazırdaki ürünler konusunda doyum noktasına ulaşmaları endişe verici olarak yorumlandı. Bunun yanı sıra, kayıt dışı ekonominin de aynı oranda sorun yarattığı konusunda hemfikir olunurken, bu noktada dijitalleşme ve e-dönüşüm konusunda yapılacak yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Kayıt dışı ekonomi, dijitalleşme ve girişimcilik

Kayıt dışı uygulamalar ve bunun doğurduğu ekonomi özelinde konuşacak olursak,

odaklanılması konusunda ülkeler fikir birliğine vardı.

Küresel çaptaki ekonomik belirsizlikler, şirketleri ve kurumları yeni girişimlere yatırım yapma konusunda “iki kere” düşündürürken, G20 temel maddelerinden biri de girişimcileri ekonomiye daha aktif bir şekilde dahil etmek oldu. Bu doğrultuda daha önce alınan kararları takip eden yeni bir politika belirlenirken, G20 ülkelerinde işgücü piyasasında daimi olarak geride kalma riskini en çok taşıyan gençlerin oranının 2025 yılına kadar yüzde 15 azaltılması yönünde karar alındı. Bunun yanı sıra, OECD ve ILO’ya bu hedefe ulaşılması yolunda destek çağrısında bulunuldu.

23 - 29 KASIM2015

BThaber

Ekrem Uçman

Ekonominin temel taşları arasında yer alan KOBİ’ler de G20’nin gündem maddeleri arasında yer aldı. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin daha esnek ve modernize edilmiş altyapılara kavuşması konusunda destek kararı çıkarken, KOBİ’lerin de ekonomiye dahil olmasıyla birlikte, ülke ekonomilerinin çok daha akıcı ve temelleri sağlam bir yapıya bürüneceğini öngörebiliriz. Ayrıca, altyapı yatırımları ve KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak şeffaf ve anlaşılır menkul

kıymetleştirme ile varlığa dayalı finansman dahil alternatif finansman yapılarını değerlendiren G20 ülkeleri, bu doğrultuda rehber niteliğinde hazırlanan ‘KOBİ Finansmanı Ortak Eylem Planı’ ile ‘G20/OECD KOBİ Finansmanı Üst Düzey İlkeleri’nin yanı sıra KOBİ’lerin büyüme ve istihdama katkısını kolaylaştıracak küresel bir platform niteliğinde yeni bir girişim olan ve özel sektör öncülüğünde kurulan Dünya KOBİ Forumu’ndan yana büyük umutlar besliyorlar.

KOBİ’lere manevra alanı yaratılacaK

Teknoloji ile birlikte iş dünyası değişirken, siber saldırganlar için de her geçen gün yeni manevra alanları oluşuyor. G20 Zirvesi’nde de bu konu için yeni bir yol haritası belirlenirken, ülkelerin bu konuda kararlı tutumu göze çarptı. Devletlere; istikrar, güvenlik ve ekonomik konularda olduğu gibi dijital ortamdaki güvenliği sağlama konusunda özel bir

sorumluluk yüklenirken, bu hedef doğrultusunda devletlerin sahip oldukları teknolojileri kullanarak ticari sırlar ya da siber saldırgan gruplara destek verme gibi faaliyetlerden kaçınması gerektiğine dikkat çekildi. Bunun yanı sıra zirvede, tüm ülkelerin internet iletişim teknolojilerinin güvenliğini sağlamak üzere, sayısal iletişim bağlamı da dahil olmak üzere, özel hayatın

gizliliğine yönelik kanunsuz ve keyfi müdahalelere karşı özgürlük ilkelerini korumalı ve saygı göstermesi gerektiği vurgulanırken, Birleşmiş Milletler’in bu bağlamda hazırladığı ‘BM Uluslararası Güvenlik Bağlamında Bilgi ve Telekomünikasyon Alanında Hükümet Uzmanlar Grubu 2015 Raporu’nun büyük önem taşıdığının altı çizildi.

Dİjİtal güvenlİK ön planDa

Page 6: BThaber Sayı 1047

E-TOPLUM4 23 - 29 KASIM2015

BThaber

ITP’15 Bilişim Profesyonelleri Semineri, 12-15 Kasım tarihinde ‘Nesnelerin İnterneti ve Giyilebilir

Teknolojiler’ temasıyla kamu ve özel sektörün yoğun katılımıyla Antalya’da düzenlendi. Seminerin açılış konuşmasını yapan Semor Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Kuleyin, 2006’da başlayan yolculuğun 2015’e geldiğini hatırlatarak bilişim sektörünün yaygın özel sektör birlikteliğini sağlamasını umduğunu kaydetti. Intel İş Geliştirme Müdürü Hişam Advan da; önümüzdeki 10 yıl içinde ‘IoT’nin (Nesnelerin İnterneti) yaratacağı katma değerin Türkiye’de 192 milyar dolar, kamuda ise 23 milyar dolar olacağını vurgulayarak “ ‘IoT’ sayesinde tasarruf sağlamak veya bir problemi adreslemek önemlidir. Çok önemli bir dönüşüm bizleri bekliyor ve bu dönüşüm çok ciddi bir iş birliği gerektiriyor. Sadece bir kurum, bir firma değil, kamu – özel sektör birlikteliği gerekli” dedi. Çağrılı konuşmacı TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Orkun Hasekioğlu, bilim ve teknoloji politikaları açısından makineler arası iletişim ve proje desteklerinin önemini anlattı. Nitelikli insan kaynağının önemine dikkat çeken Hasekioğlu, bu nedenle ilkokuldan itibaren yazılım eğitiminin müfredata konulması için BSTB ile çalışmalar yaptıklarının altını çizdi. Hasekioğlu, “TÜBİTAK olarak stratejilerimizi IoT, açık kaynak, bulut, büyük veri üzerine oluşturuyoruz. Önümüzdeki süreçte altyapıyı değerlendirerek iş süreçlerini yönetip servise dönüştüren firmalar kazanacak. TÜBİTAK’ta da bu tür iş modellerine sahip olanlara destek olmak için platform oluşturuyoruz. ‘Security as Service’, ‘Akıllı Şebekeler’ konularında da çalışmalarımız

Bilkent Cyberpark firmaları 11 Kasım tarihinde TAI’yi ziyaret ederek sürdürülebilir iş birlikleri kurmak için önemli bir attılar. Bilkent Cyberpark firmaları ve TAI arasında gerçekleştirilen etkinlikte, Bilkent Cyberpark Girişimcilik İşbirliği ve Teknoloji Transfer Birimi Yöneticisi Faruk İnaltekin, “TAI gibi büyük yapıda olan ve aynı zamanda entegratör rolü olan kuruluşlar için kalifiye

Bilişim profesyonelleri nesnelerin internetini tartıştı

TAI, alt yüklenici oluşturma misyonuyla çalışıyor

bulunuyor” açıklamasını yaptı. ‘Geleceği İnşa Etmek’ başlıklı sunumunu gerçekleştiren Intel’den Cem Işık, 2020’de 250 bin ayrı amaca hizmet eden ‘IoT’ uygulamasının yazılmış olacağına dikkat çekerek “Teknoloji artık küçülüyor. Sensörlere bile verileri depolayabiliriz. Küresel ısınma, tarım alanında verimliliği artırmaya yönelik çalışmalar yapmamızı gerektirecek. Alışılagelmişin dışında neler yapabiliriz? Bunu düşünme zamanı” yorumunu yaptı. Ide danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Benli, ‘Multimedya ve Nesnelerin Interneti’ ile ilgili vizyoner bir sunum gerçekleştirerek “Önce eğitim amaçlı çıkan Raspberry Pi önemli bir değişim yarattı. Daha sonra müthiş bir sektör oluştu. ‘IoT’ ile pek çok şeyi entegre edebiliyorsunuz. Türkiye’de üretim gerçekleştirilebilir. Değişim sürecini dikkate almazsanız başarılı olamıyorsunuz” dedi. ‘Akıllı Ulaşım Sistemleri’ni anlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi Trafik ve Denetim Şube Müdürü

alt yüklenici bulunması sürekli bir ihtiyaçtır. Diğer taraftan KOBİ’lerin güvenilir ve sürdürülebilir iş birlikleri kurmaları da gerek firmaların pazara tutulmaları gerekse ulusal anlamda başarının yakalanması açısından büyük önem taşımakta. Bugün gerçekleşen etkinlik bu iki amacın bir kesişim noktası olarak kurgulanmış ve TAI ile potansiyel alt yüklenici

Mehmet Ali Bodur, sistemin ülke genelinde kurulan en geniş kapsamlı akıllı ulaşım sistemi olduğunu kaydederek “Toplu ulaşımı İzmir’de özendirmeye, konforlaştırmaya, trafikte geçen zamanı azaltmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Kamu Güvenliği Veri Paylaşım Kriteri’ni çıkardıklarını söyleyen TSE Test ve Belgelendirme Daire Başkanı Mariye Umay Akkaya, “ Ortak Kriteler/Common Criteria belgesi 26 ülkede tanınıyor. Böylece yerli ürünlerimize

firmaların birbirlerini ve ihtiyaçların tanımalarına olanak sağlamıştır” açıklamasını yaptı.

TAI: Çok kültürlü bir üretim yapısı

TAI Strateji ve Teknoloji Yönetimi Başkanlığı Sektörel İşbirliği Şefi Yeşim Neftçi, bir teknopark ile bu çapta ilk kez bir iş birliği yaptıklarını söyledi. TAI Uçak Grup Başkanlığı Alt Sözleşme Şefi Halil Atilla da,

ihracat şansı tanıyoruz. Belgeler kağıt parçasıdır; önemli olan belgeyi kurmak ve uygulamak. 2016’da PARDUS Göç Uzmanı Belgelendirmesi de yapacağız” dedi.

‘IoT’ ile hepimiz internetin içinde yaşayacağız

Seminerin ikinci günü, BThaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe’nin ‘Nesnelerin İnternetinden Her Şeyin İnternetine’ başlıklı sunumuyla başladı. “ ‘IoT’ ile hepimiz

TAI’nin dünyanın en büyük 100 firması arasında 78. sırada olduğunu belirterek ‘çok kültürlü bir üretim altyapısı’ geliştirdiklerini kaydetti. Modernizasyon faaliyetleri yürüttüklerine, özgün ürün ve tasarımlar gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Atilla, “TUSAŞ Uçuş Okulu sadece askeri değil, sivillere de açık” diyerek herkesi uçuş okuluna davet etti. Atilla, alt yüklenici ve yerli sanayi

internetle değil, internetin içinde yaşayacağız” diyen Göçe, “Sosyal medya kullanımı dünyada son bir sene içinde yüzde 12 arttı. Artık dünya nüfusunun yüzde 29’u, yani 2.08 milyar insan sosyal medya kullanıyor. 7.2 milyar olan dünya nüfusunun 3.1 milyarı aktif olarak internete bağlı. Günümüzde hayata geçirilen ‘Akıllı Şehirler’ şimdiden su tüketimini yüzde 50 düşürdü, enerji tasarrufunu yüzde 30’a çıkardı ve trafiği yüzde 30 azalttı” şeklinde konuştu. Geleceği tehlikeli gördüğünün altını çizen Göçe, “İnternet tehlikelidir, eğitim gerektirir” vurgusunu yaptı. Microsoft Teknoloji Çözümleri Profesyoneli Atıl Gürcan, “Lisans satan değil, çözüm geliştiren bir firma olmak istiyoruz. Microsoft’un yapılanması, bulut ve tüm cihazlar üzerinde çalışacak tek bir işletim sistemi üzerine kuruluyor. Güvenlik tarafına çok fazla yatırım yapıyoruz. Hologram dünyasında birbirimizle fikir alışverişi için yeni yöntemler var. Bakış açımızı değiştirdiğinizde gördüğünüz dünyayı değiştirebilirsiniz” açıklamasını yaptı. Nesnelerin internetinde güvenlik sorunlarını anlatan Prolink Kıdemli Sistem Mühendisi Yavuz Özdemir, işletim sistemi yazılırken güvenlik ekipleriyle birlikte çalışılması gerekliliğini vurgulayarak “Veri analizi hep pazarlamada kullanılıyor. Oysa güvenlik için de çok önemli. Bir ‘kettle’dan da ‘local network’e bağlanılabilir!” dedi. Oracle Veri Çözümleri Yöneticisi Pelin Özbozkurt, nesnelerin internetinde ‘Büyük Veri’nin analizini değerlendirdiği sunumunda, büyük veri platformlarına ihtiyaç olduğunu belirterek “Nesnelerin analitiğini konuşuyoruz artık” dedi. Özbozkurt, “Öncelikli amacımız topladığımız veri üzerinde değer yaratmak. Verinin içindeki yapıları keşfediyoruz” açıklamasını yaptı.

oluşturma misyonları olduğuna vurgu yaparak “Yükleniciler, bugüne göre değil, 30-40 yıl sonrası düşünülerek seçilmeli” şeklinde konuştu. Etkinliğe, Bilkent Cyberpark firmalarından; Netcad, MET, Esri, Datamed, Bilişim, Polat Savunma, T2 Yazılım, Han Studios, OBSS Bilişim, DB Mars Bilişim, Ekinoks ve Ekin Software katılarak iş birliği için önemli bir adım attılar.

ITP’15 Bilişim Profesyonelleri Semineri’nin ana teması “Nesnelerin İnterneti ve Giyilebilir Teknolojiler” oldu.

Sedef özkan

Bthaber Şirketler grubu Başkanı murat göçe

Page 7: BThaber Sayı 1047

Türk otomotiv sektörünün ilk üretici kuruluşu olan Türk Traktör, 1954 yılında başladığı endüstriyel hayatına, yıllar içerisinde yükselen bir grafikle, başta ABD olmak üzere 130’dan fazla ülkeye yaptığı ihracatla Türkiye’nin üretim öncülerinden biri olarak devam etmektedir.

Hem devlet hem de yabancı iş ortağı CNHI tarafından tescillenmiş, sektöründe Türkiye’nin ilk AR-GE merkezine sahip olan Türk Traktör, AR-GE süreçlerindeki değişiklikler, iş ortaklarının artan talepleri ve gelişmekte olan teknolojiler doğrultusunda sanallaştırma ortamını büyütme kararı aldı. Yeni devreye girmiş Erenler fabrikasının son kullanıcı taleplerini uzaktan yönetmek, gerekli yetkilendirmeleri yapmak ve fabrikayı erişilmesi mümkün merkezi bir sistem ile desteklemek isteyen Türk Traktör, beş yıldır sorunsuz çalıştığı çözüm ortağı VMware’in masaüstü sanallaştırma ve GRID VGPU teknolojilerinde karar kıldı.

Platform-bağımsız erişimde esneklik

VMware’in Türk Traktör’ün taleplerine ve mevcut sistemlerine uygun çözümler sunması sayesinde VMware’in kullanıcı dostu arayüzleri ve uygulamalarıyla devam ettiklerini belirten Türk Traktör Bilgi Teknolojileri Müdürü Ergun Özdamar, “Bu çeşitlenen gereksinimler aynı zamanda güvenlik ihtiyaçlarımızı da farklı bir boyuta taşıdı ve alınan mevcut önlemlere ek olarak yeni güvenlik çözümleri ihtiyaçları ortaya çıktı. Bu kapsamda devreye alacağımız altyapı hem sistemlere platform-bağımsız erişimde esneklik sağlamalıydı, hem de güvenlik, merkezi yönetim, performans gibi sistemsel konularda taleplerimize en iyi şekilde yanıt verebilmeliydi. Bu süreçte yeni bir platforma alışma kaygısı yaşamak istemediğimiz ve VMware’e güvendiğimiz için bir kez daha VMware’i

tercih ettik. Destek ekibinin hızlı sorun çözme konusundaki yetkinliği ve Koç Sistem Ekibi’yle birlikte etkin bir çalışma yürütmesi, sanallaştırma konusunda işbirliğimizin devamlılığını sağladı” diyor.

Sanallaştırma için VMware’in sunduğu vCenter Server, VMware vSphere, ThinApp, vCenter Operations Manager for Horizon, vRealize Operations Manager, VMware Mirage, VMware Workspace, VMware Horizon 6, VMware Workstation çözümlerini kullanan Türk Traktör, önce kullanıcı profillerini, daha sonra bu profillere uygun havuzları ve makineleri belirledi ve tasarım uygulamaları için lisanslama modellerini değiştirdi.

Maliyetlerde yarı yarıya düşüş

Şu anda kesintisiz izleme ve iyileştirme çalışmalarının yanı sıra performans analizleri ve raporlamalarına devam ettiklerini belirten Ergun Özdamar, VMware’in sanallaştırma çözümleriyle Türk Traktör’ün elde ettiği kazanımları ve katma değeri şu şekilde açıklıyor: “Maliyet açısından değerlendirdiğimizde önemli kazanımlarımız oldu. Örneğin; enerji tüketimimize bağlı olarak masraflarımız %48 azaldı. Beş yıllık workstation maliyetlerinde %49 düşüş sağlarken, beş yıllık bakım maliyetlerini de %54 oranında aşağı çekmiş olduk. Teknik destek maliyetlerimizde ise %40 oranında düşüş kaydettik.”

Kolay erişim, yönetim ve yapılandırma süreçlerinde benzersiz bir esneklik sağlandığının altını çizen Ergun Özdamar, “Kaynakların optimizasyonu sayesinde son kullanıcıların yazılım ve donanım taleplerini daha hızlı karşılama imkânı bulduk ve kullanıcı taleplerine hızlı çözümler geliştirerek iş ortaklarımızın, müşterilerimizin ve çalışanlarımızın

memnuniyetini artırmayı başardık. AR-GE departmanımızın hızla büyümesi nedeniyle ortaya çıkan güvenlik açıklarını kapatarak, AR-GE tasarım otomasyonu için güvenli ve sağlıklı bir ortam yarattık. Bunu yaparken, AR- GE uygulamalarına şirket içi veya şirket dışındaki tüm cihazlardan güvenli erişim sağlayarak Türk Traktör’ün bulunduğu lider konumu pekiştirecek ve sektörümüze örnek olabilecek teknolojik altyapımızı sağlamlaştırdık” diyor.

Türk Traktör, entegre olarak veri koruma, yük devretme ve yük devralma süreçlerinin akışını yöneten ve sanal makinelerin veri kaybı olmaksızın hızla tekrar faaliyete geçmesini sağlayan VMware’in Saha Kurtarma Yöneticisi’ni yakın zamanda Ankara ve Erenler’deki üretim tesislerinde devreye almayı planlıyor.

“VMware’in sanallaştırma çözümleriyle maliyet

kalemlerimizin çoğunda neredeyse yarı yarıya tasarruf elde ettik. Enerji tüketimimize

bağlı masraflarımızda %48 düşüş gerçekleşirken teknik destek

maliyetlerimizde de %40 oranında azalma kaydettik.”

Ergun ÖzdamarTürk Traktör Bilgi Teknolojileri Müdürü

Adv

erto

rial

Türk Traktör’ün Masaüstü Sanallaştırma

tercihi VMware oldu.

Page 8: BThaber Sayı 1047

E-TOPLUM6 23 - 29 KASIM2015

BThaber

Havelsan, MÜSİAD ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı ortaklığıyla Katar’da düzenlenen High Tech Port Fuarı’na katıldı. Türkiye’de üretilen ileri teknoloji ürünlerinin Katar ve Körfez bölgesindeki ülkelere tanıtımının sağlandığı fuarda Havelsan, siber güvenlik çözümleriyle gündeme geldi. Fuar katılımına ilişkin yaptığı konuşmada, siber güvenliğin geleneksel yöntemlerden farklı olduğunu ve ancak milli, yerli çözümlerle sağlanabileceğini belirten Havelsan Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, siber güvenlik alanında mutlaka yerli, milli çözümlerin kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Havelsan’ın siber güvenliği stratejik alan olarak seçtiğini söyleyen Atalay, son iki yılda Havelsan’ın hem kendi elemanları hem de piyasada bu işi yapan irili ufaklı birçok firmayla bir ekosistem oluşturduğunu ve bu ekosistemle Türkiye’nin milli siber güvenlik çözümlerini geliştirmeye çalıştıklarının altını çizdi.

Atalay, “Katar’da yaklaşık 50 milyon dolarlık satışımız var ve bunların tamamına yakını yazılım temelli projeler. Birçok ülkeye yazılım temelli güvenlik ve savunma çözümleri

Digital Sistem Geliştiricileri Derneği’nin düzenlendiği “Dijital Sistem Geliştiricileri Buluşuyor” semineri 11 Kasım 2015 Çarşamba günü, İstanbul Levent Wyndham Grand Hotel’de gerçekleşti.

Dijital ortamda hizmet veya ürün geliştiren ana ve tedarikçi firmaları tek çatı altında toplamak amacıyla kurulan DSDER’in 10 kurucu üyesi bulunuyor. Sistem 9 Medya’dan Kaan Akın, gazeteci Kerem Köfteoğlu, SMG Multimedia’dan Gül Gürer Alimgil, Prokare’den Mete Özkan, Astel’den Tuğberk Büyükbay, Smg Multimedia’dan Moris Alhale, Solosis’den Alp Domaç, Fits İstanbul’dan Ünal Sondemir, Smg Multimedia’dan Serkan Polat, Zuhal Müzik’ten Ali Şimşeker’in yer aldığı 10 kurucu üye, derneği sektörün

Havelsan çözüme ekosistemiyle gidiyor

Dijital Sistem Geliştiricileri Derneği açıldı

satıyoruz. Bu noktaya gelmiş durumdayız. Yazılım yoğun teknolojik çözümler geliştiren bir firma olarak Havelsan’ın gömülü yazılımdan uygulama yazılımına kadar yapamayacağı hiçbir yazılım yok” dedi.

Siber güvenlikte temel kontrollerin ve ana yönetim sisteminin yüzde yüz milli olması gerektiğini yineleyen Atalay, “Temel fonksiyonların ve kontrol mekanizmalarının size ait olması lazım. Kilidin ne zaman ve hangi şartlarda açılacağına sizin karar vermeniz gerekir. Bir kurum, kişi hatta devlet için

güçlü, güvenilir, etik ilkelere dayalı bir sivil kuruluş haline getirmeyi hedefliyor.

Tiyatro oyuncusu Volkan Semerci’nin moderatörlüğünde gerçekleşen seminerin açılış konuşmasını Sistem 9 Medya CEO’su ve DSDER Başkanı Kaan Akın yaptı. Derneğin, dijital sistemler alanında hizmet ve ürün geliştiren kuruluşları kamuoyu önünde temsil edeceğini belirten Akın sözlerine şöyle devam etti: “ Hep beraber keyifli bir işe adım atacağımızı düşünerek yola çıktık. Birlik olup, başarılı olmak adına kurduğumuz dernek, umarım başarıya ulaşır.”

Ard arda sunumlar şeklinde gerçekleşen etkinliğe Eski Philips Genel Müdürü Atilla Tüfekçi, GfK Türkiye Perakende Panel Araştırmaları Genel Müdürü

siber güvenlik çerçevesini oluşturmaya ve o çerçevenin içindeki ana unsurları milli olarak yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Ülkeler arasında insanlara yansımayan siber savaşların yaşandığının altını çizen Atalay, bazı ülkelerin bu savaşın farkında olduğunu, birbirlerine bilerek saldırdıklarını ancak Türkiye’nin de içinde olduğu bazı ülkelerin bu savaşın içinde olduklarının yeterince farkında olmadığını ifade ederek “Türkiye’deki bilgisayarların yaklaşık yüzde 50’si ele geçirilmiş vaziyette, buna

Mete Üstünkılınç, NBK Capital Partners Başkan Yardımcısı İrtek Uraz ve Dijital Ekran Medya Derneği (DSA) ile Dijital Yer Merkezli Reklamcılar Derneği (DPAA) Eski Yönetim Kurulu Üyesi olan, sektörle alakalı çeşit rapor ve makaleler

cep telefonlarımız da dahil. Bunlar, birileri tarafından bir yerlere saldırı için kullanılıyor, biz farkında bile değiliz. Bizim makinalarımız köle bilgisayar ve kötü niyetli bir ağın parçası haline getirilmiş” yorumunu yaptı.

‘secmen.ysk.gov.tr’ye TBD İstanbul’dan ödül

Diğer yandan ‘Agile (Çevik) Yazılım Geliştirme’ metodolojileri hakkında çözüm iş birlikleri sağlama, güncel konular üzerine tartışma ve alandaki başarı öykülerini dinleme fırsatı sağlayan

kaleme alan Stephen Nesbit konuşmacı olarak katıldı.

Mevcut dijital pazar trendleri ve geleceği, dünyada dijital medya sektörü, yatırım fonlarının dijital sektöre bakışı gibi konuların ele alındığı seminerde, derneğin

Agile Turkey Summit, 5 – 11 Ekim 2015 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlendi. Ulusal ve uluslararası çapta, alanında uzman eğitimci ve konuşmacıların seminer, eğitim ve konuşmalarıyla geçen etkinliğe, Havelsan Yazılım Geliştirme Otomasyon Birimi Sistem Baş Mühendisi Dr. Eray Tüzün de konuşmacı olarak katıldı. Havelsan’ın 2012 yılında başlatmış olduğu Yazılım Geliştirme Ortamı (YGO) dönüşümü, yazılım geliştirme ortamı verimliliğini artırma ve altyapı maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyor. Havelsan, Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘2015 Bilişim Yıldızları e-Dönüşüm Yarışması’nda da gündemdeydi. Finale kalan siteler, düzenlenen etkinlikte ödüllerini aldı. 2006 yılında Havelsan ve YSK uzman personelleriyle birlikte geliştirilen ve halen Havelsan’ın bakım hizmetini sürdürdüğü SEÇSİS (Seçim Bilişim Sistemi) hizmetleri içerisinde yer alan ‘Seçmen Portalı’, ‘secmen.ysk.gov.tr’, alanında uzman 30 bağımsız jüri üyesi ve halkın oylarıyla ‘e-hizmet kategorisi’ altında birincilik ödülüne layık görüldü.

temel hedefinin üyelerine destek verip, dijital sistemler sektörünü bir bütün olarak geliştirerek; Türkiye’yi dünya dijital sistemler pazarının önde gelen üretim ve tedarik merkezlerinden biri haline getirmek olduğu belirtildi.

Havelsan, siber güvenlik alanında oluşturduğu ekosistem ve gerçekleştirdiği ihracat rakamları ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Page 9: BThaber Sayı 1047

E-TOPLUM 723 - 29 KASIM2015

BThaber

Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri powered by Türksat; uydu, uzay ve bilişim teknolojileri sektöründe verimli iş geliştirmenin adresi olmayı hedefliyor. Etkinliğin koordinatörlüğünü üstlenen High Tech Port by MÜSİAD Genel Koordinatörü Hakan Kurt etkinlikle ilgili “Türkiye’nin stratejik sektörlerinde uzun zamandır pazar ve iş geliştirme faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Daha kısa süre önce Katar’da gerçekleştirdiğimiz High Tech Port by MÜSİAD, bu açıdan çok stratejikti. Şimdi önümüzde yeni bir vizyon ile yola çıkıyoruz. Önümüzdeki 5 yılda 1 milyar doları aşan uydu ekosisteminin yerlileştirilmesi ve milli uydu ekosisteminin önemine dikkat çekeceğimiz etkinlikte, uzay teknolojileri ve bilişim teknolojilerinin geleceğini konuşacağız ve sergileyeceğiz” dedi.

Uydu ekosistemi yerlileşecek

Türkiye’nin uydu operatörü Türksat, fırlattığı 4-B uydusunun ardından, yüzde 25 yerlilik oranı ile 5-A ve 5-B uydularını, yüzde yüz yerlilik oranı ile de 6-A uydusunu fırlatacak. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde gerçekleştirilecek bu fırlatmalar 1 milyar doların üzerinde bir ekosistem oluşturacak. Özellikle 6-A uydusunun yüzde yüz yerli katkısı Türkiye’nin iktisadi ve stratejik alanlarındaki çıktılarını yükseltecek. Uydu yapabilen sayılı ülkeler

1 milyar dolarlık uydu piyasası yerlileşiyor!

arasına girecek Türkiye; bu anlamda diğer birçok ülkeden pozitif anlamda ayrışacak. Türksat’ın gerçekleştireceği 5-A ve 5-B uydu ihalelerine talip olan global firmaların eşit bir şekilde know-how paylaşımı yapıp, Türkiye’deki ekosistemle iş geliştirme yapacağı etkinlikte MÜSİAD; yurtiçi ve yurtdışındaki network ağı ile oluşturulacak ekosistemin en büyük parçası olacak.

11-12 Aralık 2015

tarihlerinde gerçekleştirilecek etkinlikte bir başka önemli alan ise TÜRKSAT merkezli bir çağrı ile bir araya gelecek olan Kamu Bilişim Direktörleri. TÜRKSAT Bilişim Direktörlüğü’nün organize ettiği etkinlikle iş dünyası ile Kamu Bilişim Direktörleri iş geliştirme köprüsü kuracak. 500’ü aşkın Kamu Bilişim yöneticisinin katılım göstereceği etkinlikte reel sektör, bilişim alanında kamu kurumlarıyla nasıl iş

geliştirebileceğini tartışırken bir yandan da sergileme alanlarında direk networking çalışmaları gerçekleştirilecek.

E-Devlet Kapısı küresel marka olma yolunda

Başbakanlık tarafından yönetilen ve Türksat tarafından işletilen e-devlet projesi ilk ihracatını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirmişti. Türkiye’nin en önemli bilişim projelerinin başında gelen e-devlet

uygulamasının marka değerinin artırılarak bölge ülkelere ihracatının gerçekleştirilmesi için pazar geliştirme çalışmaları yapılacak.

4,5 G’ciler 5G vizyonunu tartışacak

11-12 Aralık 2015 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek etkinlikte eş zamanlı olarak 18 toplantı salonunda 50’yi aşkın panel, seminer ve konferans gerçekleştirilecek. Öne çıkan tartışma ve vizyon konuları ise şu şekilde sıralanıyor; 4,5 G Uygulamaları ve 5G Vizyonu, KA Band ve Uydu İnternetinin Konumlandırılması, Uydu-Uzay Standartlarının Geleceği, 4K Uygulamaları.

Start-Up Vadisi Türkiye’ye yeni ekonomik model sunacak

Büyük ekonomilerin hareket kabiliyetlerinin zayıflaması gerçekliği ile özellikle yeni kalkınma modellerinde start-up firmalarının önemi bu etkinlikte de ağırlığını hissettirecek. Özel olarak kurulacak alanda; uydu, uzay ve bilişim teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren start-up firmalar Türkiye’nin kalkınmasında yeni bir rol-model oluşturacak. Konularında uzman yatırımcılarla bir araya gelme fırsatı yakalayacak start-up firmalar etkinliğin en gözde parçası olacak.

Haber Merkezi

Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri

powered by Türksat; Müstakil

Sanayici ve İş Adamları Derneği

(MÜSİAD) stratejik ortaklığında 11-

12 Aralık 2015 tarihlerinde

İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde

gerçekleştirilecek.

High tech port by müSİaD genel Koordinatörü Hakan Kurt

KAK – Kamuda Açık Kaynak Konferansı, 9-13 Kasım tarihinde TOBB ETÜ’de düzenlendi. Konferansın açılış konuşmasında TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Orkun Hasekioğlu, açık kaynak konusunda farkındalık yaratmak istediklerinin altını çizerek “Amacımız; ilgili kurumları bir araya getirip ortak akıl ve yol haritası oluşturmak” dedi. Hasekioğlu, “Dünyadaki bilimsel sistemler açık kaynak sistemiyle kontrol ediliyor. AB en kompleks projelerde açık kaynak yazılımları kullanıyor. Devlet destekli çalışmaların tamamı açık kaynak olmalı. Açık kaynak; sadece destekleyici değil, temel teknolojileri şekillendiren ve belirleyici bir rol oynuyor. PARDUS’u ve açık kaynak çalışmalarını yürütüp bu konferansı da her yıl

Bilişimde üretici olmak için ‘açık kaynak’ destekleniyor

düzenleyerek geleneksel hale getirmek istiyoruz” açıklamasını yaptı. Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Başkanı Furkan Civelek, Bilgi Toplumu ve Stratejisi Eylem Planı’nda açık kaynak kodlu yazılımın desteklendiğini kaydederek “Bu ekosistemin kurulmasını teşvik edeceğiz ve destekleyeceğiz. Açık kaynak kodlu bilgilendirme portalı kurulması da gündemimizde” dedi.

Kamu açık kaynak ve özgür yazılıma öncülük etmelidir!

Kamunun Türkiye’de açık kaynak ve özgür yazılıma önderlik etmesi gerektiğini

vurgulayan Doç. Dr. Mustafa Akgül, “Biz bu konferansla açık-kaynak/özgür yazılım ekosistemiyle, kamu bilişim yöneticilerini ve uzmanlarını bir araya getirerek kamuda açık kaynak/özgür yazılımların yaygınlaşmasını hızlandırmak, gelişmesine yardımcı olmak istiyoruz. Özgür yazılımlar ile internet arasında sembiyotik bir ilişki söz konusu. Özgür yazılımlar, internet sayesinde bu kadar gelişti ve gelişiyor. Yazılımda güvenlik karmaşık bir iştir. Özgür yazılımlarda güvenliği doğrulamak, kontrol etmek mümkündür. Yazılımda yüzde 100 güvenlik söz konusu değil ama özgür

yazılım daha güvenlidir” değerlendirmesini yaptı. TBD Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak, “TÜBİTAK her zaman ikinci adresimiz olmuştur, yine öyle olacaktır. Türkiye’nin bilişim toplumuna dönüşebilmesi, bilişim hizmetlerinden eşit şekilde yararlanmasıyla olur. Devletimizin, bilişim sektörünü stratejik sektör olarak belirlemesi gerekiyor” ifadesini kullandı. Açık Kaynak Danışma Komitesi’ni kurduklarını söyleyen TÜBİTAK ULAKBİM Müdürü Mehmet Mirat Satoğlu, komitenin ilk işinin PARDUS ile ilgili deklarasyon yayınlamak olduğunu kaydederek “Böylece kamuda yaygınlaştırmayı deklare

etmiş olduk. Yol haritamız taslak olarak hazırlandı. Türkiye’de stratejik anlamda yazılımın açık olması çok önemli. Böylece bilişimde üretici olma imkânımız oluyor ve çok önemli fırsatlar açılıyor. Açık çalışma prensipleriyle yeni inovatif ürünler ortaya çıkacağını ümit ediyoruz” açıklamasını yaptı. PARDUS Proje Yürütücüsü Abdullah Erol “PARDUS nereye koşuyor, koşuyor mu?” sorusunu gündeme taşıyarak kamu kurumlarının artık açık kaynağa güvenmeye başladığını belirtti. Erol, “2016, bizim için ‘Libre Ofis’ yılı olacak” diyerek tüm özgür yazılımlar için Türkçeleştirme yaptıklarını söyledi ve tüm kurumları özgür yazılım kullanmaya teşvik ettiklerini ifade etti. Erol, “Açık Kaynak Danışma Komitesi’nin alt komiteleri de olacak. Proje hepimizin, sahip çıkın!” çağrısını yaptı.

Page 10: BThaber Sayı 1047

8 E-TOPLUM Edip Emil Öymen [email protected]

Şeffaflık, yolsuzluğu çözer mi?

Facianın iletişimi

New York Columbia Üniversitesi hocası Jeffrey Sachs, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDNS) Başkanı sıfatıyla, “17 Sürdürülebilir Küresel Kalkınma Hedefi” konusunda 34 OECD ülkesinin durumunu (G20 vesilesiyle) İstanbul’da açıkladı: Türkiye, uygulama başarısında ancak 33’üncü sırada yer alıyor. Bir altımızda Meksika var. Türkiye’nin puanı 5.19. Birinci sıradaki İsveç’in puanı 7.86. En yüksek puan 10, ama İsveç “bile” oraya henüz erişememiş.

BM, 2000 yılında Binyıl Kalkınma Hedefleri’ni açıklamıştı. Bunun için başlatılan çalışma 2015’te bitti. Bir sonraki dönem şimdi başlıyor, 2030’a kadar sürecek. 17 maddede (ve 169 alt hedefte) sıralanan yeni liste OECD tarafından kabul edildi. Türkiye de bu hedeflere ulaşma yönünde vaadde

bulundu.2030 yolculuğuna

çıkarken ülkemizin, 17 hedefte 34 OECD ülkesi arasında durumu:

1-Yoksulluk: 32’inciyiz.2-Tarım ve beslenme: 153-Sağlıklı vatandaş: 334-Kaliteli eğitim: 345-Cinsiyet eşitliği: 326-Temiz su, sağlıklı

altyapı: 227-Erişilebilir temiz enerji:

138-Kapsayıcı ekonomi ve

istihdam: 339-Sanayi alt yapısı ve

inovasyon: 2410-Eşitsizlik: 3211-Şehirleşme ve yaşam

alanları: 2412-Sorumlu üretim ve

tüketim: 1113-İklim (zararlı

salımlar): 2 (Meksika, İsveç, Portekiz’le en az kirleteniz?)

14-Deniz ve su kaynaklarının korunması: 28

15-Biyo çeşitlilik: 3316-Kurumlaşma: 3317-Hedefler için küresel

ortaklık: 10 (Almanya ile aynı sıradayız)

Sürdürülebilir Kalkınma İndeksi

23 - 29 KASIM2015

BThaber

Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International-TI), G20 ülkelerinin; yolsuzluk, rüşvet, kara para, vergi kaçakçılığı gibi karanlık işlere karşı almayı vaad ettiği 10 önlemi alamadıklarını İstanbul’da açıkladı. “Sadece Gösterişten mi İbaret?” başlıklı 70 sayfalık raporda G20 liderlerinin geçen yıl Avustralya Zirvesi’nde kabul ettikleri 10 ilkede en hızlı adımı İngiltere’nin attığı yazıldı. Geri kalan G’ler hep geride kalmış. Türkiye en geride kalmış.

TI, G20’yi bu konuda iknaya çalışıyor. Çünkü G20, dünya ekonomisinin % 90’ı, nüfusunun % 75’i... TI, dünyada her yıl 800 milyar ilâ 2 trilyon USD kara para aklandığını tahmin ediyor. Rüşvetin belgesi yok. Bu karanlık dünya hakkında veri kıt. Mevcut veriler güncel değil. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yeni yayınladığı “Yasadışı Ekonomide Durum” (State of the Illicit Economy) raporunda, bu konulardaki “en yeni” raporun tarihi 2010. Geri kalan bir düzine rapor 6-13 yıllık. Yolsuzlukla mücadele gerçek bir hedefse, mümkün olduğu kadar doğru verinin hızla toplanıp analiz edilmesi gerekiyor. Açık Veri ve Büyük Veri Analizi işte tam burada önemli.

Ödemelerin nakitten karta kayması, temassız ödemenin mümkün hale gelmesi, “normal” para hareketlerinin izini sürmek için pratik. Ama bu, karanlık dünyanın işine gelmez. Onlar, gizliliğin daha da artmasını ister. Oysa dünyadaki trend, açıklığa doğru gitmek zorunda. Çünkü veri hep büyüyecek. Analizini sadece

Paris’te 13 Kasım Cuma gecesi terör eylemi ardından, 16 Kasım Pazartesi sabahına kadar atılan tweet sayısı 15.4 milyona ulaşmıştı. (İçinde “Paris” geçen tam sayı: 15,399,763). Bu satırları okurken, bu sayı daha artmış olacak.

Twitter’ın Periscope’u, Paris’i aktarmakta yetersiz kaldı. Siteye fazla malzeme gelince “olmadı.” Twitter Moments daha çok haber, daha çok görsel yayınladı.

Facebook, “Safety Check” (Güvenlik Kontrolü) uygulamasını açtı. Face’den haberleşenler,

durumlarını buradan duyurdular. İlk 24 saatte kullananlar 4 milyonu aşmış. Dünya çapında 78 milyon kişi, saldırı sırasında 183 milyon kez bu yolla haberleşmiş.

#prayforparis (Paris için dua edin), 10 saat içinde 6.7 milyon ileti aldı. #RechercheParis (Paris’te arayın) 24 saatte 1 milyon ileti aldı. #UneBougiePourParis (Paris için bir mum) ve benzerlerine dair rakamsal analizi bilimciler yapsın diye bekleyeceğiz.

Bu bir kaç örnek, iletişimin hızını, çeşitliliğini gösteriyor. İletişim kaynaklarının çoğalması,

bir doğrulama denetiminden geçmeden “vatandaş haberi” olarak dünyaya yayılması sorun da yaratıyor. Buzzfeed, 13 Kasım gecesi bazı yayınların “doğru olmadığını” listeledi. (Buzzfeed de kendi başına ne kadar güvenilir, ayrı konu...)

Örneğin, Eyfel Kulesi’nin ışıkları karartıldı görüntüsü Ocak 2015’teki Charlie Hebdo’dan sonraki görüntüymüş. Kulenin ışıkları zaten gece 1’de kapatılıyormuş... Almanya’da sokaklara dökülerek olayı protesto edenlerin görüntüsü Ocak ayına ait bir göçmenlik karşıtı yürüyüşmüş aslında...

Sabah 2.43’te Paris’te caddelere sığmayan kalabalıkların görüntüsü de yine Ocak

ayından kalmaymış... Ve Über, “o” gece taksi fiyatlarına zam

yaptı haberi uydurmaymış, v.b...

hükümetler yapamayacak. İyi de, bunun için yeterli uzman var mı? RJMetrics, 236 milyon LinkedIn hesabına bakarak, kendisine “veri analisti, bilimcisi” diyenleri saydı. Ortaya çıka çıka koca dünyada 11 bin 400 kişi çıktı. Mutlaka, LinkedIn’de olmayan, oraya bu sıfatını yazmayan matematikçiler, istatistikçiler, bilimciler vardır. Ne olursa olsun, veri analisti sayısı şimdilik sıfıra yakın aslında.

Demokrasisi güçlü ve açık, katılımcılığı ve şeffaflığı daha yüksek, yönetişimin ne olduğunu anlayan ve önemseyen bazı ülkeler, kamu verilerini vatandaşına açarak, vatandaşın da bu verilerin

analizine ortak olmasına fırsat veriyor. Bunu yapmayan, yapamayan ülkeler daha çok. Oysa çözüm belli: TI’nın G20’ye önerdiği 10 ilke uyarınca ülkelerin, kamu verilerini açmaları, büyük veri analizine para ve insan kaynağı ayırmaları. Bizim Bilgi Toplumu Stratejisi’nin 67’inci maddesinde bile şöyle diyor: “Kamu verisinin paylaşımı ve yeniden kullanımına ilişkin politikalar geliştirilecek; buna dayalı olarak kamu verisinin üçüncü taraflarca yeni katma değerli ürün ve hizmetler için yeniden kullanılmasına ilişkin yasal ve idari düzenlemeler yapılacak, ayrıca gerekli teknik altyapı oluşturulacaktır.” Süre: 2018 sonuna kadar.

Page 11: BThaber Sayı 1047

IDC “Finans Teknoloji Konferansı” İstanbul Wyndham Grand Levent’te gerçekleşti.

Etkinlikte finans sektöründeki kıdemli karar vericilere yönelik, müşteri deneyimini güçlendiren sektördeki yenilikler ve stratejiler paylaşıldı.

Türkiye’deki yoğun rekabet ortamında finans kuruluşlarının teknolojideki son gelişmelerle gelen yenilikçi çözümler ile müşteri odaklı stratejilere odaklandığını belirten IDC Türkiye Ülke Müdürü Nevin Çizmecioğulları sözlerine şunları ekledi:

“Çevrimiçi ve mobil dağıtım kanallarını akıllıca kullanan bankalar rakiplerine göre ciddi avantaj sağlıyor ve müşteri

IDC Türkiye Finans Teknoloji Konferansı gerçekleşti

deneyimini güçlendiriyor. Bu kanallardaki devam eden yatırımlar çok önemli; fakat kurumlar bir yandan da bu çok sofistike kurulumların artan oranda karmaşıklaşan güvenlik boyutuna ciddi şekilde odaklanmaya da devam etmeli.”

IDC Türkiye Ülke Müdürü Nevin Çizmecioğulları’nın açılış konuşmasını yaptığı konferans programında

deneyim paylaşımları, paneller, interaktif yuvarlak masa toplantıları, IDC Finans Sektörü ve Yatırım Araştırma Bölümü Direktörü Cyrus Daruwala’nın gerçekleştirdiği “Çoklu Kanal Deneyimi ile Müşteri Memnuniyeti” konulu bir workshop(çalıştay) yapıldı. Yapılan workshopta tedarikçilerin satış kadrolarının finans sektöründeki CxO ve iş birimlerinin yaşadığı zorluklara

dikkat çekilerek; dönüşüm ihtiyaçlarına uygun olarak, sektörün ihtiyaçlarını doğru şekilde nasıl adresleyecekleri ve sektöre uygun kendi ürün portföyleri ile onlara nasıl yardımcı olabilecekleri hakkında bilgiler paylaşıldı.

KoçSistem, Intel, Citrix, Juniper Networks, CSC, Fortinet-RZK, A10 Newtorks, QlikView, Websense, Lexmark, Natek, Veeam,

CyberArk, ITWay-Check Point, Prolink-Red Hat, Platin Bilişim, Veripark, Logitech, Logsign, Tesan, VMware gibi birçok üretici ve kanal tedarikçileri sponsor olduğu “Finans Teknoloji Konferansı” etkinliğinde, müşteri tercihlerini anlamlandırmak, yeni gelir kaynakları yaratmak, inovasyon süreci risklerini dengelemek gibi birçok konuya ışık tutuldu.

Etkinlikte finans sektöründeki kıdemli karar vericilere yönelik, müşteri deneyimini güçlendiren sektördeki yenilikler ve stratejiler paylaşıldı.

BİLİŞİM DÜNYASI 923 - 29 KASIM2015

BThaber

IDC Finans Teknoloji Konferansı’nın konuşmacıları arasında IDC Finans Sektörü ve Yatırım Araştırma Bölümü Genel Müdürü Cyrus Daruwala da yer aldı. Daruwala ile etkinlikten ve sektördeki genel durum üzerine konuştuk.

n Etkinlikte verdiğiniz mesajlar konusunda bilgi verebilir misiniz?

IDC olarak Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz ilk Finans Teknoloji Zirvesi. Önemli bir değişim sürecinden geçen Türkiye’yi bu Zirve için doğru adres olarak gördük ve Zirve’yi gerçekletirmeye karar verdik. Yeni nesil iletişim araçları, e-ticaret ve benzeri yeni nesil teknolojiler, şirketleri ve kurumları kendi aralarında önemli bir rekabet ortamına sokarken, bu rekabet önemli bir inovasyon da yaratıyor. Etkinliğe katılan 400’e yakın katılımcı, Zirve’de birbirleriyle etkileşim kurarken, gerçekleştirilen paneller ve çalıştaylarla birçok konuda bilgi sahibi olma imkanı yakaladılar.

n 2016 yılı için beklentileriniz neler? Türkiye ve dünyadaki olası gelişmelerden bahsedebilir misiniz?

Konuyu ilk olarak Türkiye özelinde değerlendirecek olursam, Türkiye’nin henüz

yolun yarısında olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’deki bankalar ve finans kurumları dünya genelinde tanınıyor olsalar da, küresel çapta hizmet veren önemli finans kurumlarının ve bankaların henüz gerisindeler. Özellikle teknolojik açıdan bankalar, müşteri deneyimi üzerine yeni yeni yoğunlaşmaya başladılar. Bu noktada müşterilerin de biraz ısrarcı olmaları gerekiyor. P2P ödeme metodu ve gerçek zamanlı veri analitiği gibi gelişmeler bankalar ve finans kurumları için henüz

“şart” durumuna gelmedi. Bu noktada müşterilerin

de biraz bastırması gerekiyor. Müşteri-banka etkileşimiyle birlikte hali hazırdaki gelişim ivmesi çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebilir. Bu sayede Orta Doğu ve Afrika gibi bölgelerden çok daha iyi durumda olan Türkiye, Almanya, İngiltere gibi ülkeleri bu konuda yakalayabilecektir.

Dünyadaki durumdan söz edersek, her bankanın birbirinden çok farklı stratejisi olduğunu

görüyoruz. Sürekli kendisini ve sunduğu hizmetleri müşterileri için yetersiz gören ve özeleştiri yapmaktan çekinmeyen bu yapılar, kabuk değiştirme konusunda tereddüt etmiyorlar. Bu motivasyonun özellikle 2016 yılından itibaren önemli gelişmeler için önayak olacağını ifade edebilirim. 2017 yılında hayata geçmesini beklediğim bu değişimler “Nesnelerin İnterneti” konsepti ile gelişecek ve birçok sektör yeniden şekillenecek.

n Nesnelerin İnterneti konusunu biraz açabilir miyiz? Özellikle iş dünyası üzerinde nasıl bir etki yaratacak?

İçerisinde bulunduğumuz süreçte kişiler kendi ekonomilerini yaratıyorlar. Önceleri kurumlar ve şirketler kişilere “segment” olarak bakmazken, Nesnelerin İnterneti ve 3 Boyutlu Baskı gibi teknolojiler ile beraber kişiler kendi kendilerinin “segment”leri haline geldi.

Nesnelerin İnterneti ile birlikte daha önce kişiler, kurumlar ve şirketler onlarca evrak ve belgenin içerisinde kaybolurken, bir iş sürecinin tamamlanması çok uzun sürebiliyordu. Nesnelerin İnterneti ile birlikte bu durum değişirken, birçok konuda çok daha kaliteli veri analizi yapılabilir hale geldi. Bu durum da müşteri-kurum arasındaki ilişki çok daha kaliteli hale getirirken, kurumlar ve şirketler tarafından sunulan hizmetler “kişiye özel” bir hal almaya başladı.

Dijital bireysel ekonomi olarak adlandırabileceğimiz bu süreçte Türkiye’nin önemli bir avantajı var. Ülkedeki genç nüfusun, genel nüfusa oranı oldukça yüksek ve bu durum iş gücüne dönüştüğünde birçok alanda önemli değişimleri görebileceğimizi ifade edebilirim.

eKOnOmİDe ‘Dİjİtal BİreySellİK’ Dönemİ BaŞlıyOr

ıDc Finans Sektörü ve yatırım araştırma Bölümü genel müdürü cyrus Daruwala

Ekrem Uçman

Page 12: BThaber Sayı 1047

BİLİŞİM DÜNYASI10 23 - 29 KASIM2015

BThaber

Paylaşım ekonomisi dünya genelinde oldukça gözde bir konu olsa da, ülkemiz için oldukça yeni bir konu başlığı. Garajyeri.com, şehir içi ve şehir dışı taşımacılıkta yeni bir dönemi başlatarak, Türkiye’ye paylaşım ekonomisi kavramını getirmek istiyor. Garajyeri.com Operasyon Müdürü Nil Gizem Alpar ve Satış Müdürü Alptuğ Bektaş ile Garajyeri.com’un verdiği hizmetlerden ve gelecek planlarından söz ettik.

n İlk etapta Garajyeri.com’un nasıl ortaya çıktığından ve verdiği hizmetlerden söz eder misiniz?

Garajyeri.com’un kurucuları daha önce “Yolyola” adlı bir girişimle yola çıktılar. Geçen sürede evrilen Yolyola projesi, Garajyeri.com haline gelerek paylaşım ekonomisini Türkiye’ye daha net bir şekilde tanıtmayı amaçlıyor. Kullanıcıların kullanmadıkları araçları, aynı AirBnB modelinde olduğu gibi kiralama imkanı sunan Garajyeri.com, bu sayede insanlara kullanmadıkları araçlar üzerinden ek gelir elde etme imkanı sunuyor. Garajyeri.com, Android ve Apple cihazlar üzerinden de kullanılabiliyor.

Garajyeri.com ile birlikte özellikle araç kiralama şirketlerine önemli bir alternatif getiriyoruz. Araç kiralama şirketlerinin yapılarına kıyasla çok daha hesaplı ve güvenli bir model geliştiren Garajyeri.com, aracını kiralamak isteyenler ile araç kiralamak isteyen kişiler arasında aracı görevi görüyor.

Garajyeri.com Türkiye’yepaylaşım ekonomisini getiriyor

n Peki sistem nasıl çalışıyor? Biraz detay verebilir misiniz?

Öncelikle araç sahiplerinin araçlarını Garajyeri.com üzerinde kiralayabilmeleri için TC kimlik numarası, telefon numarası, IBAN, e-posta ve araç bilgilerini sisteme girmeleri gerekiyor. Daha sonra araç sahipleri ile iletişime geçerek, bu bilgiler onaylıyoruz. Kiracılar, kira süreleri boyunca 7 gün 24 saat teknik destek alabildikleri gibi, olası durumlarda çekici hizmeti de alabiliyorlar.

Araç kiralayacak kişiler ise konum ve tarih bilgilerini girerek diledikleri araca ulaşabiliyorlar. Araç sahibi tarafından belirlenen saat dilimi ve ücret doğrultusunda seçimini yapan kiracılar, araç sahibinden gelen onayla birlikte ön ödemeyi gerçekleştirerek araçlarını

Araştırma şirketi BAREM, Türkiye’de hızla yaygınlaşan mobil çalışma konusunu araştırdı. Ağustos 2015’te CAWI (Bilgisayar Destekli Web Görüşmesi) yöntemiyle yapılan araştırmaya, çeşitli sektörlerde çalışan 70 üst düzey, 95 orta düzey ve 41 ilk kademe olmak üzere toplam 206 yönetici katıldı. Bu yöneticilerin 82’si kadın, 124’ü erkek. Çalışmada 35 yaşın altında 67, 35-50 yaş arasında 116 ve 50 yaş üstünde 23 kişi yer aldı. Görüşülen 137 kişi için şirketleri mobil çalışma olanağı sağlıyor, 69 kişi için

ise sağlamıyor. Yöneticilere ‘mobil

çalışmayı en iyi ifade eden ilk üç kavram’ sorulduğunda ilk sırayı yüzde 57 ile esneklik aldı. Bunu yüzde 38’le sorumluluk ve yüzde 30 ile etkin teknoloji kullanımı, yüzde 25 ile de özgürlük izliyor. Araştırmaya katılan 4 yöneticiden 3’ü işyeri dışında çalışan bireylerin zaman planlaması yapabilmesini önemli görüyor. Mobil çalışmanın, yüzde 66 oranıyla aile ile daha çok zaman geçirme olanağı vermesi ve yüzde 58 ile iş stresini

azaltıyor olması ile çalışanlar için önemli birer avantaj. Ancak, bu konudaki sorun; her saat ulaşılır olmaktan duyulan rahatsızlık.

Firmasının mobil çalışma olanağı sağlamadığını söyleyen yöneticiler, bu olanağa sahip yöneticilerle hemen hemen aynı yüksek oranlarda iş saatleri dışında müşterilerinden veya yöneticilerinden gelen telefonlara, e-postalara bakıp cevap veriyor. Yöneticiler mesai saatleri dışında veya tatilde de iş telefonlarını asla kapatmıyor.

teslim alıyorlar. Bu noktada araç kiralama

şirketlerine nazaran, kiracılara “tam olarak istedikleri aracı” imkanı sunduğumuzu da belirtmek gerekiyor. Araç kiralama şirketleri, istediğiniz aracı belirtmenize karşın, ellerinde olmayan araç yerine size “benzeri” bir araç önerebiliyorlar. Kullanıcılarımızın Garajyeri.com üzerinde böyle bir durumla karşılaşmaları söz konusu değil.

Bunun yanı sıra araç kiralama şirketlerinden araç kiralandığında şehrin ters noktalarından araç teslim edilebiliyor. Garajyeri.com’da ise kiracılar aracı kiraladıkları zaman, bulundukları konumun bilgisini bildiriyorlar. Devamında Garajyeri.com, kiracılara kapıya servis şeklinde araçlarını teslim ediyor. Tabi bu

sürecin ilerleyen süreçteki planlarımız arasında olduğunu belirtmemiz lazım.

n İnsanlar araçlarıyla duygusal bir bağ kurabiliyor. Bu noktada araçlarının güvenliği konusunda onlara ne sunuyorsunuz?

Araçlar kiralama süresince araç Doğa Sigorta tarafından sigortalanıyor. Aracın bütün bedelini karşılayan bu sigorta modeli “Kişiden Kişiye Araç Kiralama Sigortası” olarak adlandırılıyor. Garajyeri.com ile başlayan bu sigorta modelinde, aracın tam bedeli sigorta şirketi tarafından karşılansa da, ilk 1000 liralık hasarlar kiracılar tarafından ödeniyor. Yani kiracıların araçlarını biraz daha dikkatli kullanmaları gerekiyor. İlerleyen dönemde de daha farklı sigorta paketleri ve araçların segmentlerine

has sigorta paketleri üzerinde çalışabiliriz.

n Gelir modelinizden ve gelecekteki planlarınızdan söz edebilir misiniz?

Araç sahiplerinden yüzde 15 oranında komisyon alıyoruz. Bu gelir modeli ile ayda yüzde 100 gibi önemli bir büyüme oranına sahibiz. Özellikle reklam ve pazarlama konusuna ağırlık vererek bu büyümesini korumayı hedefliyoruz. İlerleyen süreçte de bu büyüme ivmesini artırarak Türkiye’de alanımızda ilk tercih edilen marka olmayı hedefliyoruz.

Büyük şehirleri baz alarak planladığımız büyümeyi, yaz aylarında tatil yörelerine doğru genişleterek Türkiye’deki büyümemizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’den sonra Orta Doğu ve Doğu Avrupa bölgelerinde de tercih edilen bir uygulama olmak istiyoruz.

AirBnB modelini

benimseyen Garajyeri.

com, kişilere araçlarını

kullanmadıkları dönemlerde

kiralama imkanı tanıyor.

Mobil işin artı ve eksileri

Ekrem Uçman

Page 13: BThaber Sayı 1047

Akbank Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) Bölüm Başkanı Dr. Attila Bayrak yönetimindeki Akbank CRM

ekibi bu çerçevede çalışmaları üstleniyor. Laboratuvar bünyesinde analitik ürün ve hizmetlerin endüstri ile entegre bir şekilde işlendiğine dikkat çeken Akbank CRM Bölüm Başkanı Dr. Attila Bayrak’a göre, laboratuvarda yapılacak davranışsal analitik çalışmalar, akademi ve endüstri işbirliği ile sektörde önem taşıyor. Laboratuvar bünyesinde üniversitelerden 10’a yakın akademisyen görev alacak. Diğer taraftan, Bayrak’ın verdiği bilgiye göre, yürütülen çalışmalarda MIT tarafından da konu bazlı akademisyen ve araştırmacılar projelere dahil olacaklar. Bu merkez ve sağlayacağı faydalarla ilgili olarak Dr. Attila Bayrak sorularımızı yanıtladı:

n Böyle bir merkezi oluşturma fikri nasıl ortaya çıktı? Öncelikle hangi alanlarda, nasıl bir süreç ve sistem yapısında kullanılıyor?

Akbank olarak 10 yıldır müşteri analitiği alanında çalışmalar sürdürüyoruz. Müşterilerimizi daha yüksek kalitede analiz ederek ihtiyaçlarına daha hızlı ve uygun çözümler sunabilmemizi sağlayacak tüm teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Analitik konusunda sürekli bir gelişim ihtiyacı var. Benzer problemleri farklı metodolojilerle çözümleyebilmek, kalite açısından temel ihtiyaçlardan bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı bu anlamda gelişmeleri deneysel bir ortamda tecrübe ederek,

Garanti Bankası’nın kredi kartı Bonus, BonusFlaş uygulamasını kullanıma sundu. iOS ve Android işletim sistemine sahip cep telefonlarında kullanılabilen uygulamayla kampanya takibi, kart bilgileri sorgulama, limit artırım talebi, borç ödeme ve mobil ödeme gibi işlemler tek bir platform üzerinden

CRM’de farkı ‘büyükverinin analizi’ yaratacak

Cepteki cüzdanın işlevleri daha da artıyor

akademi ile endüstrinin bilgi birikimlerini harmanlayan iş sonuçlarını oluşturmak amacıyla oluşturuldu.

n Bu merkez, geleneksel CRM yapısında nasıl bir değişimi ortaya koyuyor?

Günümüz koşullarında gelişen teknoloji ve değişen tüketim ihtiyaçları kurumların sunduğu ürün ve hizmetleri geliştiriyor. Bu kapsamda dünyada öne çıkan trendler arasında Büyük Veri Analitiği konusu da yer alıyor. Artan veri yoğunluğu ve hızı, kurumları daha yüksek hızda ve doğruya daha yakın karar verebilme ihtiyacı ile yüz yüze getiriyor. CRM yapısındaki en öncelikli konulardan birisi de müşteriyi tanımak ve ihtiyaçlarını algılayabilmek. Gelişen yeni teknolojiler ile yapılabilecek yeni nesil analiz çalışmalarının tanıma ve anlama yetkinliklerini üst seviyelere çıkartabileceğine inanıyoruz. Büyük verinin anlamlandırılmasıyla müşteriye özel ihtiyaçların daha hızlı ve daha doğru karşılandığı, hem müşteri faydası hem kurumsal faydanın optimum seviyeye getirildiği bir yapı kurulabiliyor.

n Artık CRM yapısına, gelişen teknoloji

gerçekleştirilebiliyor. Uygulama ile kullanıcılar, sahip oldukları tüm Garanti banka ve kredi kartlarını aynı platformda kontrol edebiliyor. Kredi kartıyla yapılan hemen hemen tüm işlemleri sunan uygulama bir taraftan da harcama alışkanlıklarını analiz ederek, müşteriler için en uygun kampanyaları öneriyor.

BonusFlaş’ın lansman toplantısında Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil, “BonusFlaş’ın kısa sürede, tüm akıllı cihazların vazgeçilmez uygulamalarından biri haline geleceğine inanıyoruz” derken, Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü ve Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı

ve uygulamaların desteğiyle, nasıl bakmak, bu verileri nasıl ele almak ve kurumsal fayda sağlamak gerekiyor?

Akbank olarak CRM konusundaki organizasyonumuz, teknolojiyi yorumlamadaki öncü yapımızla müşterilerimize ve çalışanlarımıza değer katan çalışmalarla sektörümüzde farklılaşıyoruz. Hızlı değişen teknolojilerin takibi, stratejik önceliklere uygun uygulamaların hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. CRM çalışmalarının bankanın performans göstergelerine rakamsal anlamda yansıdığını söyleyebiliriz. CRM çalışma ve altyapıları; çapraz satış, müşteri aktifliği, ürün penetrasyonu ve hacimleri, müşteri memnuniyeti ile verimlilik konularında çok etkin bir şekilde kullanılıyor. Verimlilik odaklılık ve verimliliğin artırılması her geçen gün daha da büyük bir önem kazanıyor. Bu konuda teknolojik gelişmelerin şüphesiz önemli bir rolü var. Kurumsal yapılarda hayata geçirilmesi oldukça zor olan verimlilik çalışmalarının matematiksel ve rasyonel bir şekilde ele alınabilmesi

BonusFlaş uygulaması yüklü Garanti Bankası kart kullanıcıları, internet alışverişlerinde cep telefonları üzerinden sadece şifre girerek alışveriş yapabilirken, belirli özelliklere sahip cep telefonu kullanıcıları, temassız POS özelliği olan üye işyerlerinde cep telefonlarıyla ödemelerini gerçekleştirebiliyor.

Onur Genç de, “Uygulamayla müşterilerimiz, Garanti banka ve kredi kartlarını tek platform üzerinden kolaylıkla yönetebilme, mobil ödemeler dahil, kredi kartıyla gerçekleştirilen hemen her işlemi telefonları aracılığıyla çok daha hızlı yapabilme imkânına sahip olacak” bilgisini verdi.

bankacılık sektöründe de artan bir öneme sahip. CRM müşteri analitiğinin bu tip konularda da yeni ve önemli bir kullanım alanı bulduğunu görüyoruz. Ürün ve hizmetlerin kişiselleştirilebilmesi başta olmak üzere müşteri temelli pazarlama stratejilerinin kurumların kalıcı ve sürdürülebilir müşteri ilişkilerini kurmalarında önemli faydalar sağlayacağına inanıyoruz.

n Analitik konusunda oluşturduğunuz bu ekosistemde Sabancı Üniversitesi ve MIT’nin desteği hangi başlıklarda olacak?

Burada yaratılacak araştırma ortamında

metodolojik zenginliğin öne çıkması ve akademik perspektifte kalitenin en yüksek seviyede olması temel amaçlarımız arasında yer alıyor. Big data dünyasında, verinin hem toplanması hem anlamlandırılması kritik noktalar. İleri seviyede matematiksel modelleme yetkinliklerine sahip akademik kadronun bilgi birikimini en doğru şekilde güncel çalışmalara aktarmasıyla dünya çapında yenilikçi çözümlerin ortaya çıkmasında önemli rol alınacağına inanıyoruz.

n Bu yapıda hedefleriniz, strateji ve öncelikleriniz neler?

Türkiye’de yeni teknolojilere hızla adapte olan, teknolojiyi kullanan genç bir nüfus bulunuyor. Akbank olarak biz de teknolojik altyapımızı bu genç nüfusun finansal ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaya yönelik olarak oluşturduk. Özellikle analitik ve görselleştirme gibi ileri teknoloji ve bilgi birikimine dayalı konularda güncel iş problemlerinin yeni nesil çözüm metodolojileri ile buluşabilmesi temel stratejimiz. Büyük veri analitiği farklı veri tiplerinde ve yapılandırılmamış verilerde analizler yapabilme imkanı sağlıyor. Böylece bir iş probleminin farklı farklı yöntemler ile birbirleriyle mukayese edilerek çözülmesinin yolu açılıyor. Yeni nesil analitik uygulamalar ve teknolojik yatırımlarla, kurumlar müşterileriyle doğru anlarda, daha yakın ilişkiler kurabilme fırsatı buluyor ve bu yolla rekabet güçlerinde de önemli kazanımlar ediniyorlar. Yapılan stratejik işbirliği ile müşteri odaklı kazanımlarımızı çeşitlendirmek ve teknolojiyi etkin kullanmak önceliklerimiz arasında bulunuyor.

Akbank, Sabancı Üniversitesi ve Massachusetts Institute of

Technology’nin (MIT) birlikte kurduğu Büyük Veri Davranışsal Analiz ve

Görselleştirme Laboratuvarı, ürün ve hizmetlerin endüstri ile bütünleşik

işlemesini merkezine alıyor.

akbank crm Bölüm Başkanı Dr. attila Bayrak

BİLİŞİM DÜNYASI 1123 - 29 KASIM2015

BThaber

Handan aybars

Page 14: BThaber Sayı 1047

BİLİŞİM DÜNYASI12 23 - 29 KASIM2015

BThaber

Elektronik tasarım otomasyonu çözümleri ve danışmanlık hizmetleri ile otomotiv sektöründe çözümler sunan CDT, araç içi bilgi ve eğlence sistemlerinin gelişimini de izliyor. Android’in araç içi bilgi ve eğlence sistemlerinde etkisinin artacağına işaret eden CDT Genel Müdürü Alpay Göğüş’e göre, Android tabanlı akıllı telefonların ‘üst düzey bir bilgi sistemi’ olarak kabul edilmesi halinde, araç ile bağlantılı olması da aynı şekilde mümkün olabilir. Bu yaklaşımı benimseyen şirketlerin oluşturduğu “Car Connectivity Consorsium” yapısının, telefon ekranlarının konsol ekranında görünmesi amacıyla yoğun çalışmalar yaptığı bilgisini veren Göğüş, ekledi: “Temsilcisi olduğumuz Mentor Graphics gibi pek çok bilgi sistemi platform sağlayıcısı da konsol ekranının ince istemci monitörü gibi davrandığı ama uygulamaların doğrudan akıllı telefon üzerinde çalıştığı bu yapıyı destekleyici çözümler

üretiyor.”Bu gelişmelerin en büyük

avantajı; araç yaşlansa bile telefon bağlantı teknolojisinin geçersiz kalmaması, ayrıca kalıcı olarak sabitlenmiş sistemlerde tasarım ve bakım hizmetlerinin sağladığı uygun fiyat imkânı ve ortak kullanılan ya da kiralanan araçlar. Yani, Göğüş’ün de belirttiği gibi, akıllı telefon, bağlandığı aracı anında kişiselleştireceği için her seferinde yeni bir arayüz öğrenmek durumunda kalınmayacak. “Akıllı telefonu bilgi sistemine entegre etmenin diğer avantajı da Android araç modu” diyen Göğüş, şu eklemeyi yaptı:

“Bu Android telefonu GPS navigasyon, sesli kontrollü komutlar ve araç bağlantı listesi gibi özel uygulamalara çabuk erişim sağlayacağı için daha iyi bir yol arkadaşı haline dönüşür. Akıllı telefonlar ile araç içi bilgi sistemleri arasındaki bu uyumlu gelişmeler, kullanıcıları rahatlatacak.”

Uluslararası BT hizmetleri şirketi Atos, entegre iletişim çözümlerinde tüm dünyada üçüncü sırada olan Unify’ı satın alıyor. Merkezi Münih’de olmak üzere Siemens Enterprise Communication adı altında 2008 yılında kurulan, Gores Grup (%51) ile Siemens’in (%49) ortaklığında, daha çok Avrupa ve Amerika’da etkin olan Unify, 5 bin 600 çalışanı ile 60’tan fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Kurumsal telefon hizmeti ve tümleşik iletişim vizyonunda öne çıkan Unify, sahip olduğu 3 binin üzerinde patent ile Atos’un dijital dönüşüm çözümlerini de

genişletecek.Atos, Unify’ın tamamını satın

alarak iletişim ile BT hizmetleri arasındaki boşluğu doldurmayı, sosyal işbirliğini arttırmanın yanı sıra dijital dönüşüme odaklanıp müşterilerinin iş performansını geliştirerek iletişimde benzersiz bir entegre çözüm oluşturmayı amaçlıyor.

Unify’ı, müşteri ihtiyaçlarını uçtan uca karşılayabilecek, güvenilir bir iş ortağı olarak gördüklerini belirten Atos Yönetim Kurulu Başkan ve CEO’su Thierry Breton; “Unify alımıyla portföy ve müşteri tabanı, Atos’un mevcut dijital

kapasitesini tam anlamıyla tamamlayacak” dedi. Atos Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Ahmet Doğan da, “Bu satın alma ile dijital dönüşüm odaklı vizyonumuzun temellerini kuvvetlendirmiş olacağız” dedi.

Tam donanımlı teknoloji merkezi açıldı

Araç, mobil cihazla buluşuyor

Atos, Unify’ı satın alıyor

Penta Teknoloji, iş ortaklarına sunduğu katma değerler zincirine yeni bir halka daha ekledi ve Penta Teknoloji Merkezi’ni (PTM) hizmete açtı. Uçtan uca çözümlerin simülasyonu için hazırlanan merkez ile ürün demoları, kavram kanıtlama çalışmaları, ürünlerle ilgili farklı senaryolar sergilenebiliyor. Geliştirilen donanım ve yazılım birlikteliği çözümleri ile Penta iş ortaklarına ve son kullanıcılara tam bir iş çözümü sunulması hedefleniyor.

Merkezle ilgili bilgi veren Penta Satış ve Pazarlama Direktörü Necmi Ön, “Penta Teknoloji Merkezi’nin üstlendiği eğitim tesisi fonksiyonu sayesinde iş ortaklarımız, uçtan uca çözümlerin gerçek dünyadaki simülasyonunun yanı sıra B2B portalımızı kullanarak webinar’lara da katılım gerçekleştirebilirler” dedi. Aynı anda bağımsız üç oturuma ev sahipliği yapabilecek üç farklı demo odasını bünyesinde barındıran merkezde, odalardaki havalandırma, aydınlatma ve perdeler, akıllı ev/ofis sistemi ile yönetiliyor. LED ekranlar ve video duvar ekranları gibi sistemlerin içeriklerinin kontrolü de Penta’nın dağıtımını yaptığı akıllı ev/ofis sistemi Control4 ile gerçekleştiriliyor. Merkezde bulunan güvenli video konferans sistemi de iş ortaklarının ve onların müşterilerinin video

konferans ekipmanlarını, web tarayıcılarını (WebRTC) ya da Lync/Skype hesaplarını kullanarak demolara ve sunumlara katılabilmelerini sağlıyor.

Bulut tabanlı çözümler platformu

Öte yandan, Penta Teknoloji, çeşitli tedarikçi ve hizmet sağlayıcıların bulut tabanlı çözümlerinin bayiler ve kullanıcılar ile buluştuğu Penta Bulut platformunu duyurdu. Sanal bir pazar yeri olarak tasarlanan Penta Bulut, Penta Teknoloji’nin 5 bini aşkın bayisine, yazılım ve donanım pazarında olduğu gibi uçtan uca çözüm sunmayı hedefliyor. Bayiler bu pazar yerinde, müşterilerinin gereksinimi olan bulut ve servis hizmetlerini tek bir noktadan karşılayabilecek.

Penta Bulut’un KOBİ ölçeğindeki işletmelerin ihtiyacı olabilecek pek çok hizmeti bayileri aracılığıyla, büyük yatırımlar yapmadan, aylık ve yıllık dönemlerde küçük ödemeler yaparak kullanabilmelerini sağlayan bir platform olma yolunda ilerleyeceğini belirten Penta Teknoloji Satış ve Pazarlama Direktörü Necmi Ön, “Penta Bulut ile çözüm ortaklarımızın müşterilerine sunduğu ürün ve hizmet seçeneklerini artırarak, iş alanlarını ve kazançlarını büyütmeleri, global tedarikçilerin dünyasında yerli tedarikçilere de yer

verilmesi hedefleniyor” bilgisini verdi.

Çözümler zenginleşecek

Penta çözüm ortaklarına yönelik Bayinet portali üzerinden kullanıma sunulan Penta Bulut ile çözüm ortaklarına ‘Bulut’ ve ‘Servis’ hizmetleri olmak üzere iki ana kategoride hizmet sunuluyor. Bulut Hizmetleri kapsamında sanal sunucu-altyapı, uygulamalar ve yedekleme çözümleri yer alırken; Servis Hizmetleri başlığı altında ise çözüm ortaklarının Penta’dan satın aldıkları kurulum gerektiren her türlü donanım ve yazılım ürünlerinin kurulu ve teknik ekip desteği sağlanıyor.

Penta Bulut hizmetlerinde; Altyapı, Platform ve Uygulama kategorilerinde değişik konfigürasyonda belirlenip paket haline getirilmiş çözümler, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) tüm teknik gerekliliklerini sağlayan e-dönüşüm çözümleri, T.C. Maliye Bakanlığı ve GİB standartlarına uygun geliştirilen e-fatura sistemleri, içerikleri ile farklılaşan üç ayrı web sitesi yazılım uygulaması ve üç ayrı paket e-ticaret uygulaması yer alıyor. ERP, CRM, doküman yönetimi ve zengin seçenekli sektörel temelli çözümler gibi pek çok ürün ve hizmet de önümüzdeki dönemde Penta Bulut Market’te yerini alacak.

ahmet Doğan

Page 15: BThaber Sayı 1047

Sitesiz KOBİ kalmasınVeri tabanında 840 binden fazla şirket verisi bulunduran çevrimiçi firma rehberi Yellow Pages, KOBİ’lerin kendilerini anlatan bir web sitesi ihtiyacına karşılık olarak da yeni bir işbirliğine imza attı. Şirket, Kuzey Amerika ve Avrupa’da KOBİ’lere özel web sitesi çözümleri sunan Duda ile anlaştı. Palo Alto-Silikon Vadisi’nde konumlanan Duda, 2010 yılında bütçesi sınırlı ve teknoloji konusunda geniş ekiplere ve imkanlara sahip olmayan küçük ve orta ölçekli firmalara hizmet vermek üzere kuruldu ve halen 5 milyonun üzerinde siteyi barındırıyor. Duda, işbirliği kapsamında altyapısını, Türkiye pazarının özelliklerine göre yerelleştirdi. İşbirliği kapsamında Yellow Pages bünyesinde kurulan, proje yöneticileri, tasarımcılar ve yazılımcılardan oluşan özel ekipse web sitesi hizmeti alan KOBİ’lere dijital pazarlama danışmanlığı yapacak ve web sitelerini yönetecek.

Zor veya pahalı değilKOBİ’lerin dijital varlıklarını

gösterebilmeleri için en yeni teknolojiye ve kullanımı kolay araçlara ulaşabilmelerini sağlayabilecekleri bir pazara ulaşmanın önemine dikkat çeken Duda CEO’su Itai Sadan’a ek olarak, Yellow Pages Genel Müdürü Semin Özmoralı da şu bilgileri paylaştı:

“Hedefimiz, Türkiye’de mobil uyumlu, güvenilir bir web sitesi olmayan KOBİ bırakmamak. Başta akıllı telefonlar ve tabletler olmak üzere tüm ekranlarla uyumlu, profesyonel bir web sitesine sahip olmak, esnaf için, küçük ve orta ölçekli işletmeler için artık hayal ya da ulaşılmaz bütçeler demek değil.”

Mobilite işverene de çalışana da yarıyorİş dünyasını yeniden şekillendiren mobil devrim, iş yapış süreçlerinde yarattığı değişim ile tümleşik iletişim anlayışında, “Her yerden iletişim, her yer ofis” modelinde buluşuyor. Bu yapı, çalışanlar için daha esnek çalışma, işveren içinse daha az masraf ve fazla verim anlamını taşıyor. İş süreçlerini en ideal seviyeye getirmek üzere kurgulanan tümleşik iletişim ile ses, görüntü, konferans, durum bilgisi, anlık mesaj, sesli mesaj, faks, e-posta gibi iletişim kanalları tek ekranda birleşiyor. Tümleşik iletişim çözümleri sunan

Unify tarafından geliştirilen Circuit de, özellikle sık seyahat eden, trafikte zaman kaybeden çalışanlar ve ulaşım giderlerinden tasarruf etmek isteyen kurumlar için öne çıkıyor. Geleceğin iş modellerini öngörerek tasarlanan Circuit, tüm iletişim kanallarının tek ekrana sığdırıldığı, tüm işletim sistemlerinde çalışan bir çözüm.

Tümleşik ve kesintisiz iletişim

Circuit’ı geliştirirken iş dünyasının beklentilerinin yanı sıra, kurumların kültüründeki

değişimleri de dikkate aldıklarını söyleyen Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, “Çalışanlar, BYOD eğilimi doğrultusunda kendi cihazlarıyla, her yerden ve işletim sistemi bağımsız her cihazdan çalışmak ve iletişim kurmak istiyorlar. Tümleşik iletişim; kurum içi, ekipler, bayiler ve çalışanlar arası iletişimi kolaylaştırıyor, önemli tasarruflar sağlıyor. Çalışan kendi iş saatlerini kendine göre ayarlayabiliyor, seyahatlerde kaybettiği zamanı telafi edebiliyor, kendine daha fazla zaman ayırabiliyor” bilgisini verdi.

BİLİŞİM DÜNYASI 1323 - 29 KASIM2015

BThaber

Page 16: BThaber Sayı 1047

14 GÖRÜŞ 23 - 29 KASIM2015

BThaber

Tesla ve Edison’un hikayesiNikola Tesla’nın hikayesini her hatırladığımda biraz duraksıyorum.. Tesla gibi büyük bir dehanın insanlık için yapmak istediklerinin, sermaye sahiplerinin endişeleri ile engellendiğini düşünüyor ve acaba o dönem Edison için destek olan sermayedarlar, insanlık için Tesla’ya destek olsaydı nasıl bir dünyada yaşayacağımızı hayal edip duruyorum.. Diğer yetenekler olmadan teknik bir bilgi yeterli değil miydi? Yüz yıl sonra neden Tesla anılmaya ve Edison’a tabiri yerinde ise tepki duyulmaya başlandı? Tesla kimdi ve Edison ile yolları nerede buluşup, nerede ayrılmıştı? Bu yazı Tesla ile Edison’un hikayesi olsun…

9 Temmuz 1856 sabahında Hırvatistan’ın Smiljan köyünde Sırp kökenli bir ailenin ikinci erkek çocuğu olarak dünyaya gelmişti Tesla. Daha çocukken mayıs böceklerinin kanatlarını dönen çarklara yapıştırarak dünyadaki ilk mayıs böceği gücüyle çalışan motoru icat etmişti. Babası oğlunun kesinlikle kendisi gibi rahip olmasını istiyordu ama Tesla mühendis olmakla ilgileniyordu. Daha onyedi yaşındayken o dönem ölümcül olan kolera salgınına yakalanmıştı. Durumu çok ağırdı. Babası duruma çok üzülmüştü, ağzından eğer iyileşirsen mühendis olmana izin vereceğim demişti. Tesla bunu duyunca hasta yatağında gözlerini açabilmiş ve hayata sırf bu yüzden tutunmayı başarmıştı.

Okulu tamamlayamadan abisinin ölümü ile uzunca bir süre depresyona giren Tesla, Avrupa’da hayallerini gerçekleştiremeyeceğini anlayınca asosyal bir kişilik olarak Amerika’ya gidip fikirlerini orada hayata geçirmek ister. Zaman içerisinde Amerika’da bilime değer veren insanlarla tanışır ve fikirlerini sunma fırsatı yakalar. O dönem bu insanlar Tesla’yı Edison’un şirketine götürüp Edison ile tanıştırırlar. Alternatif akım ile yapabileceklerini anlattıktan sonra Edison’un teori ile vakit kaybediyorsun sözlerine içerlenir. Ancak Edison’un doğru akım santrallerinde büyük bir verimsizlik problemi vardır. Bu problemi çözmesi karşılığında kendisine çok yüksek bir ücret önerilir. Tesla kendi labaratuvarını kurmak için bu teklifi kabul eder ve gece gündüz çalışarak tüm problemleri giderir. Hakettiği ücreti istediğinde ise Edison,

sen hiç Amerikan şakalarından anlamıyorsun der ve Tesla’ya ücretini ödemez. Tesla şirketten ayrılır, uzunca bir süre Edison’un elektriğini transfer edecek kabloların geçeceği çukurları kazmak için çalışır. Bu sürede çevresinde Tesla’nın fikirlerine inanan birkaç küçük yatırımcı ile tanışır ve ilk şirketi olan Tesla Işık Şirketi’ni kurar.

Kısa bir süre sonra, bir başka yatırımcı, Tesla’nın hayalindeki alternatif akım ile çalışan motor fikri üzerine yatırım yapmayı kabul eder. Kısa bir zamanda, Tesla motorun üretimini tamamlar ve tam hayal ettiği gibi çalıştığını büyük bir memnuniyetle izler.

Edison ise bu sırada tüm bu gelişmeleri takip eder ve Tesla’nın fikirlerinin ilerlememesi için elinden geleni yapar. Hatta bu konuda o kadar ileri giderki Tesla’nın savunduğu alternatif akım ile çalışan ve idam için kullanılacak olan elektrikli sandalyeyi keşfeder. İlk olarak

1890 yılının ağustos ayında bir hükümlü için kullanılır. Sandalye, ani kalp durmasına neden olacağına inanılan 1000 Volt’a ayarlanmıştır. Bu ayar, bir gün önce bir at üzerinde denenmiş, ve ani ve temiz bir ölüme yol açacağına kanaat getirilmiştir. Elektrik verilen mahkum ölmemiştir ve doktorların, mahkumun yaşadığını teyit etmesi üzerine, bu defa 2000 volt akım verilir. Toplam sekiz dakika süren infaz adeta bir korku filmine dönüşür, mahkumun damarları patlar ve vücudu alev

alır. İzleyenler, dehşet içinde hapishaneden kaçarlar. Amaç alternatif akımın ne kadar riskli ve kötü olduğunu göstermek ve Tesla’nın fikrinin insanlık için zararlı olduğu algısı oluşturmaktır. Başarısız

olunan bu idam denemesi sonrasında

Edison biraz daha ileri giderek yeni bir plan

daha yapar. Dünyaca ünlü bir sirkte birkaç hafta önce

ürkerek birkaç insanın ölümüne neden olan file idam cezası verdirtir ve herkesin gözü önünde bu fil alternatif akıma maruz bırakılır ve öldürülür…

Tesla bu kampanyalara aldırmaz, çalışmalarına devam eder ve çok daha az maliyet ile çok daha fazla elektrik üretebileceğini düşünür. Edison ile bu kez dünyanın en büyük fuarlarından bir tanesinin ışıklandırma projesinde karşı karşıya kalır. Edison’un vermiş olduğu teklifin üçte biri bir fiyat verir ve ihaleyi kazanır. O gün Tesla, Edison’a karşı büyük bir zafer kazanmıştır. Fuar Tesla’nın ucuz elektriği ile günlerce aydınlatılmıştır.

Tesla aradan geçen onca zaman sonra elektriğin ücretsiz olabileceğini düşünür ve bu doğrultuda çalışmaya başlar. Atmosferdeki iyonosfer tabakasını iletken olarak kullanacak ve elektriği tüm dünyaya ücretsiz bir şekilde yayacaktır. Bu durum sermayedarları rahatsız eder ve tüm yatırımcıları destek olmaktan vazgeçer. Tesla tüm varlığını bu fikir uğruna harcar. Parası bitince fikir için yapabileceği bir şey kalmamıştır. Bir otel odasında büyük bir ihtimalle aç bir şekilde hayata gözlerini yumar… FBI odasındaki tüm notlarına el koyar ve bugüne kadar kimseyle paylaşmaz.

Bundan yüz yıl önce kablosuz ses ve görüntü taşımanın mümkün olduğunu savunan Tesla, aynı zamanda bir kahin miydi soruları tartışıla dursun.. Eğer kablosuz olarak sesim sana ulaşabiliyorsa… Teşekkür ederim insanlığa kattıkların için…

Para bilimi nasıl ve ne kadar geliştiriyor sorusu ise hala aklımda…

Tesla kimdi ve Edison ile yolları nerede buluşup, nerede ayrılmıştı? Bu yazı Tesla ile Edison’un hikayesi olsun…

Ünal Sezer

[email protected]

Page 17: BThaber Sayı 1047

BThaber

DOSYA 23 - 29KASIM 2015www.bthaber.com

Kamuda Verimlilikve Bulut

15

Bulut, kamuda verimlilik kapısını aralıyor

Sedef özkan

Zor bir yılı geride bırakmaya hazırlanırken e-dönüşüm çerçevesindeki gelişmelerin 2016’da daha etkili şekilde yaygınlaşacağını söylemek mümkün. Kamu, bekleyen ve planladığı projeleri hayata geçirmeye çalışırken özel sektör de yeni atılımlar sağlayacak esnelikte, maliyetleri azaltan tümleşik çözümler sunmaya devam ediyor. Büyümenin kalitesi ve performansı; teknolojik gelişmeye ve verimliliğin ivme kazanmasına bağlı olduğundan, verimlilik de kalkınmanın ve

ilerlemenin anahtarı olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde kamu kurumlarının da, özel sektörün de hizmet kalitesini sürekli arttırıp teknolojik altyapıyı genişleterek faaliyet alanlarında verimliliklerini yükseltmeleri gerekmekte. Bu noktada kurumların ihtiyaç analizini tamamlayıp analiz sonrasında gerekli teknolojik araçlar ve uygulamalar tesis etmesi büyük önem taşıyor. Dolayısıyla ancak bu şekilde kamuda; iş süreçlerinin iyileşmesi, şeffaflaşması, gerçek zamanlı kolektif zekâdan

yararlanılabilmesi mümkün olabilir, e-Devlet vizyonuna ve vatandaş memnuniyetine katkı sağlanırken operasyonel verimlilik artırılıp kamu kaynaklarının kullanımı optimize edilebilir. Peki ‘bulut bilişim’, verimlilik yolunda ne kadar etkili olabilir? Kamunun bulut farkındalığı yüksek ama kamu kurumlarının ve özel sektörün ne tür çalışmalar yaptıklarını, ne tür çözümler sunduklarını, birbirlerinden beklentilerini masaya yatırmamız gerekiyor. “Güven sorunu nasıl aşılabilir?” “Üniversite,

ne tür katkılar sağlayabilir?” sorularına da hassasiyetle yanıt aramalıyız. 2016’da bulutu daha çok konuşacağımız kesin ama önce “Giden gelmiyor, acep nedendir?” dememek için ‘kaliteli iletişim’ ile birbirimizi daha iyi anlamamız ve tüm paydaşlarla yol haritasının oluşturulması kritik önem taşıyor. Dosyamızda farklı bakış açılarını, beklentileri, çözümleri, aktarmaya gayret ettik. Ama daha yolun başındayız! Tüm paydaşlar için verimli bir yolculuk dileğiyle…

Page 18: BThaber Sayı 1047

16 23 - 29 KASIM2015

BThaberKamuda VerimliliKVe BulutDOSYA

VERİMLİLİK; KALKINMANIN VE İLERLEMENİN ANAHTARI

BULUTA GEÇİŞ BİR ZORUNLULUK

Bir ülkede büyümenin kalitesi ve performansı teknolojik gelişmeye ve verimliliğin ivme kazanmasına bağlıdır. Bu açıdan bakıldığında verimlilik; kalkınmanın ve ilerlemenin anahtarıdır. Ülkemizde kamu kurumlarının ve özel sektörün, hizmet kalitesini sürekli arttırıp teknolojik altyapıyı genişleterek faaliyet alanlarında verimliliklerini yükseltmeleri gerekmekte. Bu nedenlerle, biz kamu kurumlarında verimliliği; maliyet açısından verimli hale getirilebilecek hususlar ve bulunabilirliği zor olan kaynakların kullanılması açısından verimlilik olmak üzere iki ana başlıkta değerlendiriyoruz.

Maliyet açısından verimli hale getirilebilecek hususların başında; elektronik dönüşüm ve donanım yatırımları, fiziksel altyapıların kurulması, iklimlendirme, enerji tasarrufu gibi konular geliyor. Bu konularda yapılan yatırımların yeni teknolojilerin kullanıldığı uzun ömürlü yapılar olmasını amaçlıyoruz. Son dönemde gelişen bulut altyapıları sayesinde ortaya çıkan faydalardan kurumların daha aktif şekilde yararlanılabileceğini düşünüyoruz. Bu altyapıyı oluştururken nitelikli personel ve zamanın etkin kullanılması için proje planlarını geliştiriyor, yapıyı daha etkin ve güvenli hale getirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle yaptığımız veya planladığımız bütün projelerde öncelikli amacımız projelerin verimli, kullanılabilir ve yürütülebilir olması. Bu anlamda bütün çalışmalara proje bazlı yaklaşımlar geliştirdik. Her iş sürecini bir proje olarak değerlendiriyoruz. Proje analizleriyle çalışmalara başlıyor, kabul görmüş yöntemlerle süreçleri takip ediyoruz. Süreç sona erdiğinde maliyet, performans ve verimlilik analizlerine devam ederek sürecin kalitesini artırmaya çalışıyoruz. Bu yöntemler

sayesinde maddi kaynakları, insan kaynaklarımızı ve zamanı daha etkili olarak kullanabildiğimizi tespit ettik. Kamu kurumlarının bu platformu daha yaygın kullanmaya başladığında, tüm kaynakların verimli kullanıldığı, işleyişin hızlandığı, maliyetlerin optimum düzeyde, uygun projelerle desteklendiğinde hedeflenen verimliliği en azami seviyede yakalayacağını düşünüyoruz.

Bulut için özel sektörden yeterli destek alamıyoruz

Bulut bilişimle ilgili süreç başlangıcında sektör temsilcileri, bulut bilişim yaklaşımlarını, sundukları ürün ve hizmetleri esas alarak anlattılar. Bu nedenle karar verici merciler bulut altyapısını ürün olarak değerlendirmeye başladılar. Hal böyle olunca, kurumlarımız tam olarak ne olduğunu anlayamadıkları

bir altyapıya mesafeli yaklaştılar. Ancak ilerleyen süreçlerde konunun farklı avantajları ortaya çıktıkça özel sektör bulut bilişim sisteminin, kamu kurumlarında da kaynakların etkin olarak kullanılabileceğini kanıtladı. Toplumda; kamu kurumlarında kaynakların verimsiz kullanıldığına dair genel bir algı olduğu aşikâr. Bu nedenle Gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı olarak, kamu kurumlarında, kaynakların etkin kullanılabildiği ve maliyetlerin azaltıldığı özel bulut yapılarının oluşturulmasını destekliyoruz. Bu sayede mükerrer projelerin ve yatırımların önüne geçileceği, daha düşük maliyetlerle verimliliği yüksek projeler gerçekleştirebileceğine inanıyoruz. Bu düşünceyi desteklemek için de tüm projelerimizi bulut bilişim altyapılarına uygun olarak gerçekleştiriyoruz. Mevcutta

sunduğumuz tüm hizmetlerin buluta uygun olarak sağlandığını söylemek sanırım yanlış olmaz. Bulut hizmetlerinin özel firmalara münhasır bir yapı olmadığını, kamu kurumlarının da kendi bulut yapılarını oluşturabileceğini (Kamu Ortak Veri Merkezi), kurumların bulut hizmetlerine tam olarak entegre olabilmesi için, elinde bulunan verilerin sınıflandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Veri güvenliği endişelerinin taşındığı süreçler için; bu endişeleri ortadan kaldıran, kamunun kendi oluşturduğu özel bulut yapılarının, veri güvenliği endişesi taşımayan hizmetlerde ise herkese açık bulut sisteminin kullanılması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu davranış şekli, temelinde güçlü bir bilgi güvenliği altyapısı oluşturulması ve verinin sınıflandırılmasının çok iyi yapılması gerekliliğini doğuracaktır. Özel sektörden bu konuda yeterli desteği alamadığımızı belirtmek isterim. Kamu, özel sektör gibi hizmet alarak hizmet üretmekte esnek olamayabiliyor. Bu noktada özel sektörden daha farklı hassasiyetler ve ihtiyaçlar bulunuyor. Sonuçta buluta geçiş idari bir karardır. Bizlerin üzerine düşen görev ise bu karar alındığında süreci bulut üstüne taşıyabileceğimiz, bulut destekli altyapılar hazırlamak olmalıdır. Özel sektör temsilcilerinin son dönemde bulut alanında yaptıkları çalışmaları dikkatlice izliyoruz. Burada yapılan çalışmalar neticesinde kamunun bazı hizmetleri bulut üzerinde taşıdığını gözlemliyoruz. Özel sektörün bu alanda yaptığı başarılı çalışmaların kumuya iyi bir referans olabileceğini, kamunun da kendi bulut altyapısını oluşturmak için özel sektör temsilcilerinin birikiminden faydalanabileceğini düşünüyoruz.

Üniversiteler verimlilik için hemen her alanda yazılım ve bilişim çözümleri kullanıyor. TOBB ETÜ olarak biz de kullanıyoruz. Bunlar arasında; öğrenci işleri, kayıtlar, ders programlarının çıkarılması, insan kaynakları yönetimi, web sitesi yönetimi sayılabilir. Tüm öğrencilere web sayfası açma imkanı sunuyoruz, ayrıca sanal sunucu kullanma (PaaS) hizmetleri de yakın zamanda sunulmaya başlandı. Bu hizmetleri henüz üniversite sistemleri üzerinden sunuyoruz ve buluta geçiş de uzun vadeli planlar içinde yer alıyor. Bulut bilişim ile ilgili en önemli sorun bilgi güvenliği. Bu konuda henüz etkin çözümler olmadığı düşünüldüğü için kurumlar açısından özel bulut bilişim hizmetlerinin (private cloud) sunulması gündemde. Gelecekte hem özel hem de genel bulut hizmetleri birlikte

kullanıyor olacaklar görüşündeyim.

Özel sektör bulutta bilgi güvenliği konusunda üniversitelere yetkin çözümler üretmeli

Günümüzde giderek bulut hizmetlerine ilgi artıyor. Bilişim hizmetlerinin verimli ve sürdürülebilir olması için buluta geçiş bir zorunluluk ve üniversiteler de bu konularda çözüm arayışı içindeler. Örneğin Amerika’da en iyi 100 üniversitenin büyük çoğunluğu e-posta hizmetlerini buluta taşımış durumda. Türkiye’de de az da olsa örnekleri var. Burada en önemli kriter bilgi güvenliği. Henüz buluta güvenmiyoruz. Ancak zamanla bu güven problemi de aşılacak. Verimli, etkin ve sürdürülebilir hizmetler, bir süre sonra hangi alanda olursa olsun mutlaka

buluta taşınmak zorunda kalacak. Bu nedenle erken başlayanlar daha hızlı yol alacaklar. Diğer yandan üniversitelerin sunduğu ve kullandığı pek çok bilişim servisi; öğrenci ve ders kayıtları, ders programı çıkarılması, insan kaynakları yazılımları, rahatlıkla buluta taşınabilir. Üstelik bu tür yazılım hizmetlerinin önemli bir kısmı tüm üniversiteler için oldukça standart. Bu yazılımların tekrar tekrar üretilmesi oldukça zor ve sürdürülebilirlikleri oldukça zayıf. O yüzden bunların mutlaka bulut bilişim çözümleriyle sunulması gerekmekte. Uzun vadede bunun mutlaka olacağını göreceğiz. Yine burada bilgi güvenliği en önemli problem; güvenilir çözümler olmadıkça bu geçiş yavaş olacaktır. Özel sektör, üniversitelere bu alanda daha nitelikli, bilgi güvenliği konusunda yetkin çözümler üretmelidir.

gençlik ve Spor Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Huzeyfe yılmaz

tOBB etü Bilgisayar mühendisliği Bölüm Başkanı prof.Dr. erdoğan Doğdu

Page 19: BThaber Sayı 1047
Page 20: BThaber Sayı 1047

TüRKSAT GENEL MüDüRü PROf. DR. ENSAR GüL:

Son dönemlerde uydu alanında önemli çalışmalara imza atan

Türkiye, dünyada uydusu olan 30 ülkeden biri konumunda

bulunuyor. Yerli uydu projeleriyle bu çalışmaları bir adım daha

öteye taşıyan Türksat’ın hedefinde 2023 yılında 10 uydudan oluşan

bir filoya sahip olmak var. Türksat Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül,

bu konuda yaptıkları çalışmalar konusunda sorularımızı yanıtladı:

•Türksat’ın gündeminde neler var biraz bahsedebilir misiniz?Bildiğiniz gibi Türksat A.Ş. olarak geçtiğimiz ay Türksat 4B

uydumuzu başarıyla uzaya gönderdik. 4B yörüngesine ulaştı ve de şu

anda testleri devam ediyor. Gündemimizde de uydu alanında 4B’nin

devreye alınması ile birlikte Türksat 5A ve Türksat 5B uydularımız için

ihaleye çıkılması konuları var. Kablo TV’de yenilenen servislerimizin

yanında e-Devlet Kapısı’na da yeni hizmetler eklemeye devam

ediyoruz. Bunlara ilave olarak 11-12 Aralık 2015 tarihlerinde İstanbul

Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştireceğimiz Uydu Uzay ve

Teknoloji Günleri etkinliği için çalışmalarımız devam ediyor.

•4B uydusu fırlatıldı. Ne zaman hayatımıza etki edecek ve ne gibi farklılıkları olacak?Türksat 4B uydusu 17 Ekim tarihinde Kazakistan / Baykonur’dan fır-

latıldı. Akla hemen 4A uydusu fırlatıldıktan sonra yapılan televizyon

frekans değişiklikleri 4B uydumuz faaliyetine başlayınca da yapılacak

mı diye bir soru gelebilir. Hayır böyle bir durum yaşanmayacak, 4B uy-

dumuzu ağırlıklı olarak internet hizmetlerinde kullanacağız.

4B uydumuzun üzerinde Ku, Ka ve C frekans bantlarında transpon-

derlar bulunmaktadır. Ku bantta, diğer uydularımıza benzer şekilde

Avrupa, Asya ve Türkiye kapsama alanlarında hizmet verilecektir. Ku

frekans bandının canlı yayın geçişleri için de kullanılması beklenmek-

tedir.

KA band ile ekonomik ve yüksek hızlı internet erişim imkanı sağ-

lanabilecektir. Ka band ile 10 Mbps uplink, 50Mbps hızlarına kadar

downlink hizmet verilebilecek. Toplamda mecvut 5 bin VSAT termi-

nalimize ilave olarak 20 bin terminale daha VSAT hizmeti verebilecek

imkana sahip olmaktayız.

“2023’te 10 uydudan oluşan bir filoya sahip olma hedefi var”Türksat, hedefleri doğrultusunda hem yeni yörünge hakları elde etmek hem de yeni uyduları ülkemize kazandırmak için çalışmalarına hızla devam ediyor.

Page 21: BThaber Sayı 1047

türksat genel müdürü prof. Dr. ensar gül

•Türkiye dünya uydu piyasasında nasıl bir yere sa-hip? Türkiye’nin sektördeki hedefleri neler?Dünyada uydusu olan 30 ülkeden biriyiz ve yerli uydu projelerimizle

birlikte kendi uydusunu yapan 10 ülkeden biri olmak için çalışıyoruz. Türksat A.Ş. olarak, 2023 vizyonumuzda 10 uydudan oluşan bir filoya sahip olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda hem yeni yörünge hakları elde etmek için hem de yeni uyduları ülkemize kazandırmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

•Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri powered by Türksat etkinliği”nden bahseder misiniz? Etkinlik fikri nasıl doğdu? Şu anda üzerinde çalıştığımız uydu projelerimiz Türksat 5A, Türksat

5B ve Türksat 6A uydularıdır. Bu projelerle ilgili yaklaşık 1 milyar dolar-lık bir bütçe söz konusu. Uydu Uzay ve Teknoloji günleri ile amaçlanan uydu üretimi alanında bilgi birikimine sahip kurum, firma, akademis-yen, mesleki uzmanları bir araya getirip, know-how paylaşımına ka-pı aralayacak şekilde, start-up firmalarla yatırımcı firma buluşmalarını sağlayarak uydu ekosisteminin yerlileştirilmesine yönelik adımlar atmak. Bu gibi amaçlar dolayısıyla Uydu Uzay ve Teknoloji Günleri etkinliğini önemsiyoruz.

•Etkinlikte nasıl bir program olacak? Kimler katılacak?Etkinlikte uydu uzay ve bilişim teknolojileri ağırlıklı fuar, seminer ve

çalıştaylar hepsi bir arada olacak. Uydu ve uzay teknolojileri alanında tüm paydaşları bir araya getiren ve başka bir etkinlik daha önce yapıl-mamıştı, bu alanda Türkiye’deki ilk ve tek etkinlik olması nedeniyle bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz. İş dünyası ile Kamu Bilişim Direk-törleri arasında İş Geliştirme köprüsü kurulacak. 500’ü aşkın Kamu Bili-şim yöneticisinin katılımının beklendiği etkinlikte reel sektörden temsil-ciler, bilişim alanında kamu kurumlarıyla iş geliştirme fırsatı bulacaklar. Etkinliğe 100’e yakın uydu, kablo, bilişim firması ile ilgili kamu kurum-larının katılım sağlamasını bekliyoruz.

•Etkinlikte üzerinde durulacak konular neler olacak?Etkinlik boyunca eş zamanlı olarak 8 toplantı salonunda 20’yi aşkın

panel, seminer ve konferans gerçekleştirilecek. Bu kapsamda, 4,5 G uy-gulamaları, 5 G vizyonu, bulut bilişim, dijital dönüşüm, Ka-Bant ile uydu internetin konumlandırılması, uydu - uzay teknolojilerinin geleceği ve daha bir çok konu tartışılacak. Türkiye’nin en önemli bilişim projelerinin başında gelen e-devlet uygulamasının marka değerinin artırılarak bölge ülkelere ihracatının gerçekleştiril¬mesi için pazar geliştirme çalışmaları yapılacak.

•“Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri powered by Türksat etkinliği” ile neyi hedefliyorsunuz?Başta da ifade ettiğimiz gibi Türkiye’deki uyduyla alakalı tüm

kurum ve kişileri bu ortak milli hedeflerimiz doğrultusunda bir araya getirerek bir si-nerji ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Bu büyüklükte bir etkinliği dü-zenlerken uluslararası Hi-gh Tech Port fuarlarını düzenleyen MÜSİAD’ı partner olarak seçtik. Böylece MÜSİAD’ın uluslararası ya-tırımcı portföyünden de istifade et-meyi umuyoruz.

adve

rtoria

l

Page 22: BThaber Sayı 1047

20 23 - 29 KASIM2015

BThaberKamuda VerimliliKVe BulutDOSYA

BULUTUN KAMUDAKİ SORU İŞARETLERİNE CEVAP BULMASI GEREKİYOR

TüRKSAT’IN HİZMETLERİ BULUTUNMANTIĞINA UYGUN ESNEKLİKTE

Bakanlık bünyesinde bulunan merkez ve bağlı birimlerin mevcut sistemlerini ve ihtiyaçlarını inceleme çalışmalarını, proje olarak verimlilik hedefiyle başlatmış bulunuyoruz. Bu doğrultuda aynı amaçlar için geliştirilmiş yazılımlar ve temin edilmiş sistemlerin tespiti neticesinde merkezileştirme çalışmalarına başlayacağız. Bu inceleme çalışmalarında kurumumuzdaki envanteri çıkarırken iş süreçleri üzerinde de çalışmalar yaparak verimliliği sadece fark edilir aşamada değil analizlerle tespit edilecek seviyelerde de artırmaya çalışıyoruz. Öyle ki birçok iş sürecinde zamana bağlı değişiklikler artık gereksiz süre ve kaynak harcamasına neden oluyor. Bu iş süreçleri çalışmasında ayrıca işlerin sürdürülebilirliği ve vatandaş memnuniyeti açısından güncellenerek kaynak tasarrufu haricinde fayda-maliyet dengesi gözetilerek verimlilik sağlanmış olacak. Detayda ise aynı amaca hizmet eden yazılımlar dışında

kullanılmayan kapasitelere sahip makinelerin ve gereksinim duyulan diğer cihazların merkezileştirilmesiyle verimlilik için bu sistemlerin sanallaştırma, bulut bilişim ve ortak konumlandırma planlarını hazırlayacağız.

Özel sektör mevzuat çalışmalarını tetiklemeli

Gelişen teknoloji ve artan ihtiyaçlar sebebiyle ‘Bulut Bilişim’ çözümlerini, yakın vadede planlama gerekliliği durumunu görmezden gelmiyoruz. Geçen günlerde incelediğim ‘Global 2015 IT Trends’ raporuna göre de toplam bütçedeki yüzde 12 pay ile bulut çözümler kurumların en fazla yatırım yaptığı alan olarak ‘İş Zekası’, ‘Yazılım Geliştirme’ ve ‘Veri Merkezi’ çalışmalarından sonra 4. sırada. Fakat bulut bilişim çözümlerinin bazı yönleri sebebiyle, kamu bakış açısıyla oluşan soru işaretlerine cevap bulunması gerekiyor. Kamunun güvenlik endişesiyle verilerine fiziksel

sahip olma duygusu ve erişilebilir sistemlere hızlı müdahale talebi şimdilik ilk akla gelen soru işaretleri. Bu soru işaretlerine rağmen hibrit ve ‘native’ birçok uygulama için adı telaffuz edilmese de bulut bilişim ile kullanılan sistemler yönetimimizi ve kaynaklarımızı da rahat ettirmekte. Öyle ki belki fark etmeden, soru işaretlerini giderdikçe daha fazla kullanmaya başlayacağımız bu çözümlerle verimliliği amaç olmaktan araç konumuna da çekmiş olacağız. Kamu için alınacak mevzuat önlemleriyle soru işaretleri de giderilir ve temin için sağlıklı mekanizmalar tanımlanırsa diğer ağ altyapılarının da güçleneceği gelecekteki planlarımızda bulut çözümleri ağırlıklı göreceğimiz aşikârdır. Özel sektörün kamunun hassasiyetlerine göre bu konuda stratejisini geliştirmesini, mevzuat çalışmalarını tetiklemesini ve güven duygusu için farkındalık ve bilgilendirme çalışmalarını artırması gerektiğini düşünüyorum.

Teknolojinin gelişmesiyle günümüzde hizmet standart hale geldi ve bu durum hizmet sürekliliğine yönelmemizi sağladı. Bu kapsamda kurumumuz hayati öneme sahip veritabanlarını Türksat

veri merkezine anlık yedeklemek suretiyle iş sürekliliğini sağlamayı hedefledi. Türksat, uzun süredir kamu kurumlarına bilişim altyapısı sağlama gibi önemli bir misyona sahip. Türkiye standartlarının üstünde teknik kadrosu ve hızlı çözüm üretme kabiliyetiyle Türksat, bu konudaki ihtiyaçlarımızı karşıladı. İş sürekliliği kapsamında bizim kuracağımız ‘FKM’ altyapısının maliyeti çok yüksek olacağından kamu kaynaklarının verimli kullanılması adına bu hizmeti Türksat’tan satın aldık. Şu anda veritabanlarımızın kopyaları Türksat bulut ortamında bulunmakta.

Bulut bilişimin tanımı gereği talebe dayalı olması gerekir

‘Bulut Bilişim’ bir kavram; değişik bilişim hizmetlerinin birbirinden bağımsız veya birbirleriyle bağlantılı halde kullanımını ifade ediyor. Bilişim hizmetleri devamlı değişmekte ve gelişmekte. Bilişim hizmetlerinin bulut kavramıyla birlikte kullanılması için bilişim kaynaklarının, istediğin zaman alıp istediğin zaman geri

verebileceğin şekilde talebe dayalı, internet merkezli ve paylaşımlı olması gerekir. Ülkemizde bilişim teknolojileri henüz emekleme aşamasında. Bulut bilişimin tanımı gereği talebe dayalı olması gerekir. Maalesef talebe dayalı hizmet sunumu, kamu bürokrasisinin ve hukuk sistemimizin sınırlandırmalarına takılmakta. Buna rağmen Türksat’ın vermiş olduğu bilişim hizmetleri, herhangi bir hukuki soruna yol açmaksızın bulut bilişimin mantığına uygun esneklikte. Özel sektörden beklentilerimiz dünyayı daha iyi takip etmeleri ve fiyatlandırmalarını ülkemizin satın alma gücünü göz önünde bulundurarak gerçekleştirmeleridir. Özel sektörün gayesi ürün satmak değil, nihayetinde çalışan ve insanlara hizmet eden servis satmak olmalıdır. Bulut bilişim, birbiriyle bağlantılı birçok hizmetin kullanımıyla oluştuğundan, özel sektörün, bir ürün alınırken verilecek hizmetin gereğine uygun, uyumlu ve ihtiyaç kadar ürün verme konusunda bizi bilgilendirmesi, bu danışmanlığı verecek teknik

ve analitik yeteneğe sahip olması gerekmekte. Bu doğrultuda her ne kadar kamu kuruluşu olsa da Türksat beklentilerimizi fazlasıyla karşılamakta.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı proje yöneticisi emre alıç

Çalışma Sosyal güvenlik Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanı muhammed Bozkurt

Page 23: BThaber Sayı 1047

2123 - 29 KASIM2015

BThaber Kamuda VerimliliKVe Bulut DOSYA

VERİ EN YüKSEK fAYDAYI üRETECEK ÇÖZüMLERE DÖNüŞMELİ

KAMU, YAZILIM SEKTÖRüNü ÇALIŞTIRMALI

ARŞİV VE KEŞİf HİZMETLERİNDE VERİMLİLİK

BULUT BİLİŞİME GEÇİŞ İÇİN BİR YOL HARİTASI OLUŞTURULMALI

Kamu kurumları için hayati önem taşıyan veriler için son derece güvenli bir barınak sağladıklarını kaydeden Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Yaser Aras, şunları kaydetti:

“Veri merkezimiz Türkiye’de PCI DSS (Ödeme Kartı Endüstrisi Veri Güvenlik Standardı) sertifikasının sahibi olan bir veri merkezi. Ayrıca, tüm operasyonlarda geçerli olan ISO 9001 Kalite Yönetimi Sistemi, ISO 20000 BT Hizmet Yönetim Sistemi ve ISO

27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikaları ile dünya standartlarında denetlenebilir ve ölçümlenebilir bir hizmet ortamı sunuyoruz. Uluslararası Tier-III standartlarıyla uyumlu merkezimizde üç ayrı noktadan ve üç ayrı operatörden fiber optik kablo ve uydu bağlantısıyla desteklediğimiz erişim altyapımız, 7 gün 24 saat boyunca kesintisiz, yüksek performanslı ve güvenli bir şekilde çalışmayı garanti altına alıyor. ‘Anadolu Bilişim Data Center’da hem fiziksel güvenlik hem

de veri güvenliğini taahhüt ediyoruz ve her ölçekten müşterimize iş sürekliliği ilkemizle hizmet veriyoruz. Kamunun da, vatandaşlara daha kaliteli hizmet ulaştırabilmesi için, bu yoğun iletişimde üretilen veriyi analiz ederek en yüksek faydayı üretecek çözümlere dönüştürmeleri gerekiyor. Bu da ancak bulut bilişimin sağladığı veri saklama ve işleme gücüyle mümkün. Kamudaki dönüşüme paralel olarak e-Fatura ve e-Defter gibi regülasyonlarla, özel sektörün de iş verimliliğini artırması

yolunda kritik birçok karar alındı ve uygulanmasına başlandı. Biz de, bu alanda da Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan onaylı e-Fatura ve e-Defter çözümlerimizle hizmet sunuyoruz. e-Dönüşüm yarışına e-Fatura ile katılan kurumlar, bu uygulamanın arkasından daha fazla rekabet gücü için daha fazla dijitalleşme yatırımı yapmak istiyor. Bu sayede iş analitiği konusunda ilgi ve talep de artmaya başlıyor.”

Kamuda işler ağırlıklı olarak yerel idareler ve taşra teşkilatınca veya özel sektöre ihale edilerek yaptırılıyor. Merkezde ise taşrada oluşan veriler genelleştirilerek kullanılmakta ve paylaşıma açılmakta. “Deneyimlerimiz ve gözlemlerimiz uygulamaların ve yatırımların bu şeklide devam edeceği yönünde” diyen Netcad Yazılım Kurumsal Temsilcisi, Coğrafi Bilgi Sistemleri Uzmanı Dr. Emin Bank, şunları kaydetti:

“Merkez birimlerdeki verimliliğin yerel idareler, taşra teşkilatı ve özel sektöre kıyasla daha az olduğunu görüyorum bunun da sistem konusunda eğitilmiş personel sirkülasyonun azaltılması ve kurumların yazılım işlerini kendi başlarına yapma girişimleri yerine

özel sektörle beraber çalışma kültürünün gelişmesiyle iyileşeceğine inanıyorum.

Kamunun bulut bilişime yaklaşımı ‘tüm yazılım işlerinin kamu eliyle yapılması, bunun buluttan tüm kullanıcılarla ücretsiz olarak paylaşılması ve böylece kamuya önemli ölçüde ekonomik tasarruf sağlanması’ şeklinde geliştiğini gözlemliyorum. Bu yaklaşımın ve girişimin bazı sorunlar yaratacağını düşünüyorum. Kişisel olarak düşüncem; bulut bilişimin sadece altyapı, donanım ve yazılım maliyetini düşürme işi olarak ele alınmaması. Bu işin eğitimi, sürdürülebilmesi için gerekli teknik destek ve bakım maliyetlerinin de göz önünde tutulması gerekir.”

Günümüzde bilgi/veri kurumlar açısından entelektüel mülk sayılıyor. Aynı şekilde bu meta kurumun bilgi tabanını da teşkil ediyor. Platin Bilişim Genel Müdürü Ayhan Bamyacı, şu bilgileri verdi: “Bu sebepten koruyucu birtakım stratejiler izlemek ve politikalar saptamak hem bilgi tabanındaki yozlaşmayı engeller hem de fikri ve sınai hakların korunmasına yardımcı olur. Yine en önemli BT güvenlik açıkları insan sebebiyle oluşanlardır. İnsan kaynaklı iç tehditlere karşı ise DLP gibi ürünlerle hassas veri tanımı yapılıp istenmeyen veri sızıntılarının önüne geçmekteyiz. Bulut açısından özel ve genel bulut bizim açımızdan

aynı biçimde değerlendiriliyor. Arşiv ve keşif hizmetlerimizle veriye ayrılan yer bakımından bir verimlilik sağlamaktayız. Tüm bunlara ek olarak önleyici güvenlik sistemlerimizle kurumu felaket ve krizlerden kurtararak 360 derece koruyucu ve önleyici bir güvenlik seviyesi sağlamaktayız. Bulut bilişim açısından kamu ile özel sektör açısından ölçek bazlı bir ayrım yapmamız mümkün değil. Ancak uygulamalar anlamında devlete ait gizli/ özel olarak kabul edeceğimiz bilgilerin sızması ve bu sebepten istihbarat ve güvenlik açıkları oluşması bulut uygulamalara olan güven konusunda kamunun biraz daha temkinli davranmasına sebep olmakta.”

Dünyada ve ülkemizde kamu verimliliği konusunda her gün yeni bir adım atılıyor. Ankaref olarak ‘Nesnelerin İnterneti’ (IoT) ve bulut teknolojisi başta olmak üzere farklı alanlarda önemli çözümler ürettiklerini belirten Ankaref Genel Müdürü Erhan Binici, şu bilgileri verdi:

Ülkemizde kamu, bulut teknolojisinde istekli ama özellikle sunulacak hizmetin devamlılığı, maliyeti gibi etmenlerin yanında verilerin ve altyapının güvenliği gibi konularda oldukça temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Biz de, kurulduğumuz günden bu yana gerek kamuya gerekse özel sektöre sunduğumuz çözümlerde işletme maliyetlerini düşürecek, sahip olunan insan kaynağının katma

değeri yüksek alanlara yöneltilmesini sağlayacak yenilikler getirmeyi hedefliyoruz. Bir Ar-Ge firması olarak en önemli amaçlarımızdan biri de; çözümlerimizle paydaşlarımıza maliyet, esneklik, yönetim ve verimlilik alanlarında ciddi ilerlemeler sağlayabilmek. Kamu sektöründeki hizmet kalitesinin artırılması, vatandaşa sunulan hizmetin ölçülebilir ve sürdürülebilir olarak iyileştirmesi, küresel olduğu kadar Türkiye’nin de hedefleri arasında. Akıllı nesneler; üretme, takip etme, sahadan alınan verinin anlık raporlanması, merkezi uygulamalar ve burada biriken büyük verinin doğru yorumlanarak karar destek mekanizmalarını beslemesi, proaktif iş ve yönetişim kararlarının alınması sağlayabiliyor.”

Kamunun bulut bilişimi iki ana amaçla yaygınlaştırması gerektiğini düşündüklerini belirten Asseco SEE Yeni Ürünler Yöneticisi Osman Özdemir, şunları kaydetti: “Birincisi yatırım ve operasyonel maliyetleri aşağıya çekebilmek ve verimli olabilmek. İkincisi ise aslında çok

daha önemli olan dijital dönüşüm, e-devlet ve e-sağlık alanında yapılması gereken çok fazla iş var. Alışılagelmiş olan metotlarla

yapılması durumunda çok uzun zaman alacak bu çalışmaların bulut bilişim kullanımını artırarak daha kısa sürede hayata geçmesi

mümkün olacak. Genelde tek bir bütün olarak düşünülen kamunun aslında çok fazla bölümlere ayrılmış yapısı, bulut bilişim yaklaşımıyla, planlama süreçlerinde tahminlerin ötesinde bir hız kazanabilir ve yine tahminlerin ötesinde verimlilik artışı sağlanabilir.”

VERİMLİLİK ARTIŞI BULUTTA

Page 24: BThaber Sayı 1047

22 23 - 29 KASIM2015

BThaberKamuda VerimliliKVe BulutDOSYA

BULUT İLE İŞ SüREÇLERİKONTROL ALTINDA

SAĞLIKTA İL BAZLI ÇÖZüMLER VERİMLİLİĞİ ARTTIRIYOR

TELEKOM ŞİRKETLERİ fARKINDALIĞI ARTIRMADA ÖNCü OLACAK

VERİLERİN DOĞRU YÖNETİMİ, İŞ SüREÇLERİNİ HIZLANDIRIYOR

Ortak kullanılan kaynaklar üzerinden verilen bilişim ve haberleşme hizmetlerini ifade eden ‘Bulut Bilişim’, bazı fikirler geliştirip sunulmasını sağladı. “Geliştirdiğimiz yazılımları bulut servisi üzerinden ortak bir donanımla çalıştırabiliyor, böylece iş süreçlerini kontrol altında tutup, iş sürekliliğini sağlayabiliyoruz” diyen Netaş Kamu ve Savunma Sektörü Genel Müdürü Kamil Orman, şunları kaydetti:

“Netaş olarak Türkiye’den çıkan küresel bilişim markası olmak amacıyla faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz. FATİH Proje’sinde; 110 adet hizmet içi uzaktan eğitim sınıfının entegrasyonunu başarıyla tamamladık. SEGBİS’de 2.870 mahkeme salonunda ve cezaevlerinde toplam 3.413 adet video konferans sistemini hizmete sunduk. Proje tamamlandığında, Türkiye’deki tüm mahkeme

salonlarının ve cezaevlerinin dahil olduğu 4 bine yakın noktada, SEGBİS sisteminin kullanılması hedefleniyor. Polatlı-Konya Yüksek Hızlı Tren Hattı projesinde de görev aldık ve hat entegre haberleşme çözümü sağladık. TCDD’nin Bandırma-Balıkesir-Manisa-Menemen hattındaki sinyalizasyon ve telekomünikasyon sistemleri projesi kapsamında, GSM-R iletişim sisteminin kurulumunu üstlendik. Öte yandan, Irmak-Zonguldak tren hattının modernizasyonu projesinde haberleşme altsistemi tedarikçisi olarak, SDH transmiyon, telefon, yolcu bilgilendirme ve anons sistemlerini temin ve tesis ediyoruz. İşletmeye sunduğumuz ve kurmakta olduğumuz projelerdeki hat uzunluğu bin km’ye ulaşmış bulunuyor. AYDES projesi kapsamında da, afet yönetiminin tüm aşamalarını elektronik ortamda takip eden coğrafi bilgi tabanlı bir karar destek sistemi oluşturuldu. Bu projeyle, acil durum yönetiminde ihtiyaç duyulan kurumların ürettiği verilere entegrasyon sağlanarak sürdürülebilir afet yönetimi ve bilgi sistemi oluşturuluyor. Diğer yandan KKTC’nin e-Devlet yapısının ilk ve en önemli modülü olan e-Nüfus Sistemi, UDHB adına Türksat’ın sistem entegratörlüğünde, Netaş ve TÜBİTAK’ın ortak çalışmalarıyla oluşturuldu. Vatandaşların e-Devlet kapısı hizmetlerine erişimini artırmak için havaalanları, postaneler, otobüs ve tren garları gibi lokasyonlar başta olmak üzere, Türkiye genelinde 86 noktaya kiosklar konumlandırılarak vatandaşların e-Devlet kapısı hizmetlerine erişim oranı artırıldı.”

Sağlık bilişimi uygulamaları uluslararası düzeyde incelendiğinde, ‘bulut bilişim’ uygulamalarının giderek yaygınlaştığı görülmekte. Bu alandaki uzmanlar da sağlık bilişiminin geleceğinin bulut bilişiminde olduğunu göstermekte. Bulut bilişim; güvenlik, güvenilirlik, sürdürülebilirlik ve izlenebilirlik gibi en temel gereksinimlerin tümüne karşılık vermekte. Sisoft Genel Müdürü Ömer Siso, konuyla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı:

“Ayrıca radyoloji görüntülerinin (PACS) arşivleme ve iletişim sistemlerinde depolanma gereksinimi de bulut bilişimi zorunlu hale getirdi. Inovatif bakış açımız ve sürekli geliştirme prensibimiz doğrultusunda çalıştığımız kamu kurumlarında bulut üzerinden çözümler ürettik. Kamuda verimliliği artırmaya yönelik

sunduğumuz en etkili çözümümüz il bazlı merkezi yapı çözümüdür. İllerde bulunan tüm hastaneleri merkezi bir veritabanı üzerinden yönetmek BT masraflarını büyük oranda azalttığı gibi aynı zamanda kontrol edilebilirliği ve izlenebilirliği de artırmakta. Hastane veya il bazlı istatistiksel raporlamalarda dağıtık yapıya göre çok daha kolay ve etkili sonuçlar elde edilebilmekte. Kamuda verimliliği arttıracak olan en büyük etken, merkezi yapıda bulut üzerinden il bazlı çözümlerimizin olmasıdır. Yazılımlarımız bulut üzerinde çalıştığından, işletim sistemi, veri tabanı ve web tarayıcı bağımsızlığına sahip. Teknoloji olarak her platformda çalışma özelliğine sahip olan ürünümüzün en büyük avantajının merkezi olarak birden fazla sağlık tesisini tek bir merkezden yönetebilmesi olarak görüyoruz.”

Bulut bilişim gün geçtikçe kamuda daha fazla anılmaya başladı. “Bu konuda, telekomünikasyon şirketleri, tüm dünyada olduğu gibi farkındalığı arttırma ve başarılı uygulamaları hayata geçirme noktasında öncülük yapacaktır” diyen Huawei Kıdemli IT Çözümleri Müdürü Cüneyt Gürses, şu bilgileri verdi:

“Günümüzde korumacı bilişim politikaları, yerini yavaş yavaş daha saydam yapılara bırakmakta. Güvenlik zafiyetleri ne kadar fazla giderilebilirse, kamunun bu konudaki isteği de o kadar artacaktır. Bu noktada, özendirici olabilmek için, var olan uygulamaların başarı oranlarını arttırmak ve nihai faydalarını daha net görülebilir şekilde ortaya koymak gerekiyor.

Huawei veri merkezlerinde, enerji, zaman ve mekân verimliliğine yönelik çözümleri hayata geçiriyor. Enerji verimliliği için, ‘Akıllı Veri Merkezleri’ kurarak, müşterilerimiz için PUE değeri 1,5’un altında olan IDS serisi konteyner veya modüler veri merkezi çözümlerini hayata geçiriyoruz. Bu tür veri merkezlerimizdeki tüm ‘komponenet’ler, çip üreticisi olmanın getirdiği olanaklar sayesinde birer ‘IoT’ aygıtına dönüşmekte ve gelişmiş

veri merkezi yönetim olanakları sayesinde, uzak bölgelerdeki kıtalara yayılmış veri merkezlerini yönetmek de dahil olmak üzere, sadece bir konsola indirgenebilmekte. Ayrıca verimliliğe ön planda yer veren, yüksek yoğunluklu veya ‘Rack yoğun’ olarak adlandırılabilen sunucularımız, internet devleri tarafından kullanılan veri merkezleri için tercih edilmekte. Kamuya bulut bilişim çözümlerimizi sunduğumuzda olumlu tepkiler almaktayız. Kendi ürünümüz ve aynı zamanda bir ‘HyperVisor’ olan ‘FusionSphere bulut bilişim işletim sistemi’, ‘FusionSphere Veri Merkezi’ teknolojisi sayesinde, bulut bilişim imkânlarını kamuda sunmaya başladık. Ayrıca, bulut bilişime servis vermeye hazır, BT ürünlerimizle ‘CloudEngine’ anahtarlarımızı da kamuda tanıtmaktayız.”

Tayvan kökenli Synology’nin sunduğu kapsamlı ürün ve servis portföyü, büyük kurumsal şirketlerin yanında KOBİ’lerin ve ev tipi kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap veriyor. Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit, yaptıkları çalışmalar konusunda şu bilgileri verdi:

“2004 yılında geliştirdiği NAS işletim sistemi DiskStation Manager’ın (DSM) tanıtımını yapan Synology, sezgisel ve kullanıcı dostu arayüze sahip bu işletim sistemiyle birlikte, NAS sistemlerinin karmaşık ve yönetilmesi zor sistemler olduğu yönündeki algının da kırılmasını sağlayarak kişisel bulut hizmetlerinden daha fazla kişinin yararlanmasına ön ayak oldu. Synology, aynı zamanda Ağa Bağlı Depolama (NAS) sistemini yüksek performanslı ve tüm servislerin bir arada barındırdığı bir sunucuya dönüştüren Package Center (Paket Merkezi) yaklaşımının da mimarıdır. Synology’nin yenilikçi ve hibrit bulut konsepti, daha daha güçlü bir veri koruması ve mükemmel erişilebilirlik

özelliklerini bir araya getirmekte.Ürünlerimiz, kamunun can damarı

olan verileri güvenli bir şekilde kayıt altında tutuyor, dünyanın neresinde olunursa olunsun, verilere istenilen cihazdan kolayca erişebilme olanağı sunuyor. Kurumlar geleneksel iş yapış şekillerinden yenilikçi ve zamana uyum sağlayan bir yapıya doğru evriliyorlar. Kurum bünyesinde konumlandıracak doğru teknolojik çözüm ve altyapılar, iş süreçlerinin hızlı, verimli ve tasarruflu olmasını sağlıyor. Bulut teknolojilerinin önemi bu noktada ortaya çıkıyor. İhtiyaçlar doğrultusunda atılan her adım kurumlara rekabette öne geçme fırsatı tanırken, kamu kurumlarına da katma değer sağlıyor. Verilerini doğru yöneten kamu kurumları, iş süreçlerini daha verimli hale getiriyorlar. Tüm bu gelişmeler ışığında kamunun da yeni teknolojilere ve eğilimlere kayıtsız kalmayacağını söyleyebilirim. Kısa vade de olmasa bile, gerek kullanım gerekse de yatırım bağlamında özel sektör ile olan makasın süratle kapanacağını söylemek mümkün.”

Page 25: BThaber Sayı 1047

2323 - 29 KASIM2015

BThaber Kamuda VerimliliKVe Bulut DOSYA

PROJE AŞAMASINDA KURUMLARLA BİRLİKTE ÇALIŞMAK ÇOK ÖNEMLİ

fİRMALAR, TüRKİYE’DESUNUCU TARLASI OLUŞTURMALI

BULUT YATIRIMLARI ARTACAK

HDS Türkiye olarak uzun yıllardır kamu kurumlarının bilgi işlem teknolojilerine yapmayı planladıkları yatırımları takip ettikleri bilgisini veren Hitachi Data Systems Ankara Bölge Satış Müdürü Mehmet Güner, şunları kaydetti:

“Kalkınma Bakanlığı tarafından paylaşılan yatırım projeleri özellikle e-devlet hizmet ve uygulamalarıyla zenginleşmekte. Verinin hızlı büyümesine paralel olarak mevcut sistemle entegrasyonu, kolay yönetilebilir olması ve sürekli erişilebilir durumda olan bir altyapının uçtan uca her noktasında hizmet verebilmeyi sağlıyoruz. Yapılan yatırımlarla altyapılar gittikçe büyüyor, buna paralel olarak da veri boyutları inanılmaz şekilde çoğalıyor. Bir taraftan altyapının yönetilebilmesi, gittikçe büyüyen verinin etkin bir şekilde kullanılması ve verinin sürekli olarak erişilebilir olması da paralelde sağlanabilir durumda olmalıdır. Tüm bunların sonucu olarak da bulut bilişim teknolojileri kritik bir öneme sahip oluyor. Birbirinden farklı uygulamalar ve her bir platformun ortak olarak çalışabilmesi aynı zamanda kaçınılmaz

hale geldi. HDS olarak bütün bu ihtiyaçları tüm dünyada farklı Ar-Ge merkezlerimizde hassasiyetle inceliyor, bünyemizde farklı endüstri tecrübelerimizi kullanıp bilgi teknolojileri Ar-Ge merkezlerimizde harmanlıyor, verinin doğmasından son kullanıcıya dokunduğu noktaya kadar bütün geçen süreçte belirlenen ihtiyaçlara uygun çözümler geliştiriyoruz.

Türkiye’de gerçekleştirilmeye çalışılan birçok kamu projeleri mevcut. En büyük beklentimiz, vermeye çalıştığımız çözümün kurumların ihtiyaçlarına hem bugün hem de gelecek için sonuna kadar uyum sağlaması. Bütün proje aşamasında kurumlarla beraber çalışarak, ihtiyaçları tam olarak anlamak ve sonucunda opsiyonlarıyla beraber çözümleri sunmak böylece projelerin hedeflerine daha rahat ve kolay şekilde varmasını sağlayarak başarılı sonuçlar alınması amacımız. Artıları ve eksileriyle beraber kurumlarımızın istediği en uygun çözümleri verebilecek portföyümüz ve konusunda uzman satış ve destek ekiplerimiz bulunmakta.”

“BTBurada olarak VMware tarafında yedekleme ‘Nakivo Backup & Replication’ ürünümüz bulunmakta” diyen BTBurada Satış Mühendisi Naci Volkan Yağcı, şu bilgileri verdi:

“Bu ürün ‘Network Acceleration’ özelliğiyle ayrıca elektrik sarfiyatı tarafında daha çevreci bir çözüm sunuyor. ‘Nakivo Backup & Replication’ın şu anda ‘Amazon Cloud’ ile bir anlaşması bulunuyor ve bu şekilde herhangi bir ekstra işlem yapmadan

‘Amazon Cloud’ şifrenizle önemli verilerinizi ‘Bulut’ ortamına taşımanıza olanak veriyor. Diğer bulut çözümlerine de ‘Transporter’ servisini kurarak entegre etmeniz mümkün. Şu anda genel olarak Türkiye bulut bilişime biraz tereddütle yaklaşmakta. Bunun en büyük sebebi şu anda birçok bulut servisi sağlayan firmanın sunucu tarlalarının yurt

dışında olması. Bu sürecin firmaların Türkiye’de bir sunucu tarlası

oluşturması ile aşılacağını düşünüyorum.”

Bulut bilişim eğiliminin pazara hakim olmaya başladığı andan itibaren, Türkiye’de de bulut bilişim kamu sektörünü de şekillendiren bir eğilim haline geldi. Citrix Türkiye Ülke Lideri Altan Cengiztekin, şunları kaydetti: “Birçok teknolojide olduğu gibi bu alanda da Türkiye’de yatırımların başını finansla birlikte kamu sektörü çekti diyebiliriz. Kamunun buluta dair farkındalığı, etkin kullanımı devam ediyor. Türkiye’de kamu sektörünün buluta bakış açısının olumlu olduğunu düşünüyoruz ve önümüzdeki dönemde de buluta dair yatırımların, bulut tabanlı çözümlerin kullanımının artacağını düşünüyoruz. Türkiye’de bulut bilişim sektöründe yetişmiş personel açığı bulunduğu bir gerçek. Bu eksikliğin giderilmesine yönelik tüm girişimler tüm bulut endüstrisiyle birlikte bulutu etkin kullanan kamu gibi sektörleri de olumlu etkileyecektir.

Citrix’in sunduğu XenApp ve XenDesktop çözümleri Türkiye’de de kamu sektöründe etkin şekilde kullanılıyor ve verimliliği artırma doğrultusunda müşterimiz olan kurumlara önemli faydalar sağlıyor. Citrix XenApp, mobilite ve bulut için yeni nesil bir uygulama hizmeti. XenApp ile kamu sektöründe de uygulamaların sanallaştırma maliyetleri ve karmaşıklıklığı önemli ölçüde azalıyor. Müşteriler Citrix teknolojisindeki en son gelişmelerin bir sonucu olarak Windows uygulamalarını mobilize etmek ve doğal, yüksek performanslı, çoklu dokunmatik bir deneyim sağlamak için XenApp kullanabiliyor. Bu çözümle, herhangi bir ağ üzerindeki herhangi bir cihaz kullanıcısına güvenli ve sorunsuz bir şekilde uygulama, masaüstü, dosya ve hizmetler sunması için mobil çalışma alanı sağlıyoruz.”

Güvenli Mobil Sosyal Medya hesaplarınıziçin ödüllü GDATA kullanın!

G DATA Internet Security for AndroidAndroid tabanlı akıllı telefon ve tabletleriniz için ödüllü ve kapsamlı korumaG DATA Internet Security for Android ödüllü Alman koruma teknolojisi ile virüs,

keylogger, trojan, spam ve casus yazılımlar gibi tüm tehlikelere karşı kapsamlı korur.Kayıp cihazları, yetkisiz erişimleri önlemek için uzaktan erişim ve içerik silme

işlevlerine sahip olan bu üstün güvenlik paketi, sezgisel arayüzü ile hızlıalgılama ve en güncel tehditleri yok etmek için son bulut teknolojisini kullanır.

orporate

2013 GDATA, 2015 Temmuz Avtest Testlerinde

Android platformunda %100 Güvenli ürün seçildi.

Page 26: BThaber Sayı 1047

24 23 - 29 KASIM2015

BThaberKamuda VerimliliKVe BulutDOSYA

KAMU, BULUT İLE ZAMAN VE MALİYET AVANTAJI SAĞLAYABİLİRCAK

KESİNTİSİZ ERİŞİM KRİTİK HALE GELDİ

Türkiye’de işletmelerin, mobil teknolojinin gücüyle verimliliklerini ve rekabetçiliklerini artırırken, vatandaşlara doğrudan hizmet ulaştıran kamu kurumlarının da verimlilik artışı hedeflerine doğru hız kazanması gerekiyor. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, konuyla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı:

“Dijital teknoloji ve mobil iletişim sayesinde kamuda; iş süreçleri iyileşiyor ve şeffaflaşıyor, gerçek zamanlı kolektif zekadan yararlanılıyor, e-devlet vizyonuna ve vatandaş memnuniyetine katkı sağlanıyor, operasyonel verimlilik artırılıyor ve kamu kaynaklarının kullanımı optimize edilebiliyor. Vodafone olarak, mobil ve sabit hizmetler, bulut bilişim, makinelerarası iletişim ve iş çözümlerimizle kamuda verimlilik artışını sağlıyoruz. Vatandaşlarımızın yaşamına değer katmak için sağlık, sosyal güvenlik, eğitim, savunma, ulaşım, çevre ve istihdam alanlarında çözümler geliştiriyoruz. Kamu kuruluşlarında dijitalleşmenin öncüsü olma hedefiyle bugüne kadar pek çok önemli kamu projesini hayata geçirdik. Bu projelerle, Adalet Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, SGK, TCDD ve TÜİK gibi kurumların, dijital dönüşümle verimlilik ve vatandaş memnuniyetini artırma hedeflerine

katkı sağlıyoruz. Kurumların ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve özel çözümler geliştirmek amacıyla ‘Yarına Hazırım Platformu’ kapsamında Kamu Dijitalleşme Endeksi’ni de hayata geçirdik. Kamu kurum ve kuruluşları, hiçbir ücret ödemeden dijitalleşme endekslerini www.yarinahazirim.com üzerinden ölçebilir, ihtiyaçlarını belirleyebilir. Bugüne kadar toplam 116 adet farklı kamu kurumunun endeksini hesapladık. Böylece kamu kaynaklarının doğru yönetimine, kamu kuruluşlarına verimlilik katma ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine katkı sağlıyoruz.

2000’lerin ikinci yarısından itibaren hayatımıza giren bulut bilişim, mobilite, makineler arası iletişim, sosyal medya ve büyük veri teknolojileri bireylere ve toplumlara olduğu gibi kamuya da pozitif dönüşüm yaşatıyor. Bulut için yüksek kapasiteli ve güvenilir veri merkezi yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Dijital stratejiler, kamu hizmetlerinin daha az maliyetle daha verimli gerçekleşmesine öncülük ediyor. Kamunun, özel sektöre örnek olup, dijital dönüşümde ortalamayı aşması gerektiğini düşünüyoruz. Mobil teknolojide bir sonraki basamak olan 4.5G, kamuda da iş süreçlerinde de büyük bir sıçramayı beraberinde getirecek.”

Tüm şirketlerde olduğu gibi kamu da artan veri miktarı yanında 7 gün 24 saat boyunca çalışmaya ihtiyaç duyuyor. Ek olarak verilere her zaman ve her yerden erişmek isteniyor. Mobil cihaz teknolojileri de bu eğilimin hızla yükselmesine neden oldu. e-Posta ve iş kritik uygulamaların mobil uygulamalarına sorunsuzca erişim, veri merkezi hizmetlerine olan talebi artırıyor. Sanallaştırma, kamu dairelerinin de 7 gün 24 saat erişilebilirlik sağlamasında rol oynuyor. Veeam Solutions Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Murat Açıncı’nın verdiği bilgilere göre, özellikle e-devletin yoğun olarak kullanılması, kesintisiz erişimin kamu için önemini daha da kritik hale getirdi. Günümüzde yüksek düzeyli erişilebilirlik veri merkezlerinin yüksek oranda sanallaşmış olmasından, modern depolama sistemlerine yatırım yapmasından ve bir bulut stratejisine sahip olmasından kaynaklanıyor. Kamu kurumlarında hassas verilerin korunması her geçen gün daha fazla önem kazanırken geleneksel yedekleme kesintisiz çalışmanın ihtiyaçlarını karşılamakta

yetersiz kalıyor. Bu yüzden de kamu dairelerinin bu tür çözümlere talepleri her geçen gün artıyor.

Kamu kurumlarının yedeklenmiş ve kopyalanmış verilerini bulutta güvenle saklayabileceklerini kaydeden Murat Açıncı, “BT’nin hızlı kurtarmadan beklediği her şeyi tam BT’nin istediği gibi yapan çözümlerimiz, aynı zamanda hiç durmadan verileri koruyor ve devamlı felaket kurtarma hizmeti de veriyor. Bulut yatırımı da daha çok kamu dairesinin hedefleriyle ilgili. Veri merkezini kesintisiz çalışmak için kullanılabilir ya da genel veya özel bulut teknolojilerine yönelik uygulamalar da olabilir. Şu anda Türkiye’de SGK gibi dev kurumlar bile buluta güvenerek verilerini orada saklıyor. Hâlâ bazı kurumlar temkinli yaklaşsa da diğer kamu kuruluşlarının memnuniyetlerini gördükçe buluta olan yatırımlarını ve projelerini artırıyorlar. Veeam olarak ayrıca yedekleme konusunda da tüm kamu kurum ve kuruluşlarına 3-2-1 kuralını öneriyoruz: Verinin üç kopyasının iki farklı mecrada saklayın ve bu mecralardan biri de şirketin dışında olsun.”

ORTAK BULUT BİRÇOKKURUMUN GüNDEMİNDE

KAMU, BULUT HİZMETLERİNİ DENEYİMLEMEYE YENİ BAŞLIYOR

Kurumlar sanallaştırma ile başladıkları verimlilik yolculuğuna bulut bilişim ve otomasyon çözümlerimizle devam ediyor, mobilite çözümlerimizle verimliliği kullanıcılara da taşıyor. Bu sayede hem altyapıda hem yönetim katmanında hem de son kullanıcılarda bütüncül bir yaklaşımla verimlilik artışının sağlandığını belirten VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler, şunları söyledi:

“Kamuya sunduğumuz BT çözümlerinde bulut bilişim önemli bir yer tutuyor. Kamu kurumlarının bulut bilişime verdiği önem ise her geçen gün daha da artıyor. Kurumlar hem kendi iş akışlarını daha verimli hale getirmek hem de kamuya sundukları hizmetleri çeşitlendirmek ve bu hizmetlere erişimi kolaylaştırmak amacıyla sürekli yeni uygulamalar

geliştiriyorlar. Bu uygulamalar için gereken kurum içi kaynakların kullanımı gerekse kurum içi ve kurum dışından bu uygulamalara erişim sağlanması, kamuda bulut kullanımını daha gerekli ve daha önemli bir hale getiriyor. Kamunun bulut bilişim yaklaşımını olumlu buluyorum. Hemen hemen tüm kamu kurumlarında bulut bilişimle ilgili çalışmaların yapıldığını, birçok kurumda bu konuda ciddi mesafe kat edildiğini gözlemliyoruz. Birçok kurum ortak bulut konusunu da gündemine almış bulunuyor. Bu da olumlu bir gelişme. Bulut konusunda iyi planlama çok önemli. Kurumlar arası ve kurum – özel sektör arasındaki sağlıklı iletişim ve doğru bir yatırım planı, bulut bilişim yatırımının geri dönüşünü sağlayacak en temel unsurlardan birkaçı.”

Bulut hizmetleri internet altyapıları üzerinden sağlanan hizmetler olduğu için kamunun bu hizmetleri kullanımdaki en büyük çekincesinin güvenlik olduğu görülüyor. Bu nedenle öncelikli olarak kamunun iletişim altyapısını daha hızlı ve güvenli hale getirmek için çalıştıklarını ifade eden Turkcell Kurumsal Satış Grup Başkanı Tuğrul Cora, şunları kaydetti:

“Güvenli ve hızlı iletişim altyapılarıyla sağlanan bulut hizmetleri de kamu tarafından daha hızlı kabul görüyor ve kullanımı genişliyor. Bilginin çok hızlı büyümesi, e-devlet projeleri ve vatandaşların elektronik hizmetlere olan talebinin artması kamuda bilgi teknolojileri altyapı ihtiyaçlarını arttırıyor. Bu talebi de en düşük maliyetle, esnek olarak ve güvenli biçimde karşılamanın yolu da bulut hizmetleri kullanımından geçiyor. Bu nokta da bulut hizmetleri kamu sektörünün gelecekteki en önemli kullanım kaynaklarından biri olmaya aday. Turkcell olarak biz de hazırlıklarımızı ve yeni yatırımlarımızı bulut bilişimde artacak bu ihtiyaca paralel olarak planlıyoruz. Kamuda gerçekleştirdiğimiz erişim ve altyapı yedekleme projeleriyle, kamu

kurumlarının kendi çalışanlarının yanı sıra diğer kamu kurumlarına ve vatandaşa elektronik ortamda sağladıkları hizmetlerin ulaşılabilirlik seviyelerini arttırıyoruz. İhtiyaç duyulan bant genişliklerini kendi altyapımız üzerinden ekonomik bir şekilde karşılayıp gerekli ve acil durumlarda esnek operasyon yapımızla kamu müşterilerimizin her zaman yanında yer alıyoruz. Yine mevcut veri merkezlerimizde, merkezi güvenlik yönetimi, sanal sunucu, uzaktan sunucu yedekleme gibi kamuya verimliliklerini artıracak özel hizmetler sunuyoruz. Sunucu barındırma hizmetlerimizle de kamu kurumlarının sunucularına özel bir alan ayırarak verilerinin güvenli bir yerde tutulmasına ve diledikleri an veriye sorunsuz ulaşmalarına imkan tanıyoruz. Böylece kamuya herhangi bir altyapı maliyeti olmadan anahtar teslimi çözümler sunuyoruz. Ayrıca Ankara’da bulunan ‘Olağanüstü Durum Merkezimiz’le de hizmet verdiğimiz kamu kurumlarının verilerinin deprem, sel gibi felaketlerden etkilenmeksizin korunması konusunda bir çözümümüz bulunuyor.”

Page 27: BThaber Sayı 1047
Page 28: BThaber Sayı 1047

26 23 - 29 KASIM2015

BThaberKamuda VerimliliKVe BulutDOSYA

VERİMLİLİK ARTIŞINI EN fAZLA SAĞLAYACAK METODLAR TERCİH EDİLMELİ

ESNEK YAPILARLA E-DÖNüŞüM

KAMU KURUMLARI YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLERLE BULUŞUYOR

BELLİ GüVENLİK SEVİYELERİ ŞART KOŞULMALI

Kamu verimliliği açısından en önemli konulardan birinin bulut bilişim olduğunu vurgulayan Oracle Türkiye Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Cem Şatana, şunları kaydetti:

“Verimliliği sağlarken kurumların mevcut veri merkezlerinden tasarruf sağlama imkanımız olduğu gibi, ayrıca kendi ortamlarımızdan servis olarak sunduğumuz bulut hizmetlerinden de faydalandırma imkanımız var. Bugün, normal çalışma koşullarında, kamu kuruluşları, nasıl kendi elektriğini ve suyunu üretmiyor, merkezi bir şebeke yardımıyla bu hizmeti alıyorsa, yakın bir tarihte bilişim hizmetlerini

de ‘dış kaynak’ kullanımıyla alarak ve tahminlerin ötesinde maddi, manevi tasarruf sağlayacaktır. Kamuya, hibrid model dediğimiz; hem kurumun kendi veri merkezlerinde hem de kendi veri merkezlerimizdeki sistemlerden kaynaklar ayırarak karma model bilişim hizmeti sunmak mümkün. Birkaç projeyle şu anda hizmet vermeye başladığımız kamu kurumları oldu. Yakın zamanda bunun sayısının oldukça artacağına inanıyorum. Yapılan işin kritiğine göre, test, geliştirme ve uzak yedeklilik alanlarında bulut hizmetlerini vermeye başladık, buna

ilave olarak birçok portal uygulaması ve kurumsal kaynak modüllerini de buluttan sunma imkanımız var. ‘Özel Bulut Ortamı’ olarak nitelendirilen ortamlarda birçok kamu kurumları verimlilik açısından konuya oldukça sıcak bakıyor. ‘Genel Bulut Ortamı’ için de, karşılıklı öğrenme safhasında olduğumuz için biraz temkinli bir yaklaşım var, biz neleri nasıl, sunabileceğimizi anlatıyoruz, kamu da doğal olarak bazı endişelerini bizlerle paylaşıyor. Kamu kurumlarının kendi envanterleri içersinde yapacağı önceliklendirmelerle ve zamanla sistemlerin standartları anlaşılıp,

özellikle güvenlik sertifikaları kendini ispatlayınca buna daha da sıcak bakılacağını ve hibrid modellerle bulutun daha yaygın olacağını düşünüyorum. Yapılması gerekenlerin başında, bilgi kirliliğiyle oluşan önyargıyı yıkmak ve kamu yönetiminin en üst seviyesinden bu tür tasarruf sağlayacak metodların geleneksel hale gelmesini talep etmek gerekecek. Verimlilik artışını en fazla sağlayacak olan metod bulut bilişimdir, bulut bilişimle mevcutta yapılan satın almaların parasal ve diğer kaynak yatırımın misli misli fazlasını kazandıracaktır.”

Vatandaşlara daha hızlı ve verimli hizmet gerçekleştirebilmenin tek yolu artık yüksek teknolojiden geçiyor. Bu nedenle kamu kurumlarında uçtan uça süreç mükemmelliğinin, kurumsal görünürlüğün ve verimliligin sağlanmasının kendilerinin de öncelikli hedefi olduğunu belirten Software AG Türkiye Genel Müdürü Nil Bağdan, şunları kaydetti:

“e-Hizmetlerini geliştirmeyi hedefleyen kamu kurumları için, e-devlet ve dijital dönüşüm sürecinde

yeni atılımlar gerçekleştirmelerini sağlayacak esneklikte altyapılar sunuyoruz. Bu kurumlarda ağırlıklı olarak süreç otomasyonu ve entegrasyona yönelik çalışmalara odaklanıyoruz. Aynı zamanda kamu emeklilik fonu, savunma, sağlık, gümrük ve gelir idaresi gibi pek çok farklı alanda devreye giriyoruz. Uygulama modernizasyonundan kurumsal mimari yönetimine, şikâyet yönetiminden kurumlar arası bilgi paylaşımına kadar pek çok

farklı konuda kamu kurumlarının dönüşümüne katkıda bulunuyoruz. Tüm bu adımlar, hem vatandaşların devlet dairelerindeki işlerini uzaktan çevrimiçi olarak takip edilmesini sağlıyor hem de kamu kurumlarının vatandaş bilgilerine ve işlemlerine en hızlı şekilde erişerek hizmette verimliliği getiriyor. Geliştirdiğimiz çözümlerle, veri merkezlerinin daha verimli bir şekilde çalışmasını hedefliyoruz.

Kamu kurumları, sunduğumuz bulut bilişim teknolojilerinin sağladığı imkânlar

sayesinde, hizmetlerimizden kiralama yoluyla faydalanabiliyorlar. Software AG olarak BT’yi uçtan uca dönüştürme ve bulut, büyük veri, mantıksal analiz gibi gelişmekte olan teknolojiler için entegrasyon yazılımları geliştirme misyonunu üstleniyoruz. Aynı zamanda müşterilerimizin kendileri için en uygun hibrid BT mimarisini oluşturabilmesi ve AWS bulutu üzerinde gerekli süreçleri, etki alanlarını, sistemleri ve uygulamaları hayata geçirebilmesi için bulut hizmet portföyü sunuyoruz.”

Bulut bilişim, hayatımıza girdiğinden bu yana şirketlere sağladığı somut avantajlarla günümüzün en büyük değerleri arasında yer alıyor. Esnek ve ölçeklenebilen ürün aileleri ile özel ve genel bulut yapısı veya ‘kullandıkça öde’ gibi müşterinin ihtiyacına göre şekillenen farklı modeller sunduklarını belirten Unify Türkiye Satış Müdürü Müge Aydın İncecik, şunları kaydetti:

“Başta verimlilik, maliyet, zaman tasarrufu, doğanın korunması ve kaynakların en verimli şekilde kullanılması gibi önemli yararlar sağlayan bulut bilişim teknolojileriyle bütünleşen altyapıların öne çıktığı bir konjonktürde, kamu kurumlarının da farklılaşan ihtiyaçlarını en üst seviyede karşılıyoruz. Unify olarak, donanım ihtiyacını minimuma indiren, çalışan verimliliğini artıran ve maliyetleri azaltan tümleşik iletişim çözümleri sunuyoruz. Özellikle dağıtık yapılardaki kamu kuruluşları için merkezden yönetilebilen, sanal, çok kullanıcılı, birden fazla kurum tarafından kullanılmaya uygun çözümler üretiyoruz. Hizmetlerimiz, kamu kurum ve kuruluşlarına büyük avantajlar sağlıyor. Bir örnekle açıklamak gerekirse; toplam 1.500 adet haberleşme sistemi

ve 160 bin kullanıcısıyla Almanya İş ve İşçi Bulma Kurumu ile gerçekleştirdiğimiz proje sonrasında toplam haberleşme sistemi sayısı 1.500 adetten 11’e düştü ve yüzde 97’lik bir kaynak tasarrufu sağlandı. Sadece enerji değil, karbon ayak izinde de ciddi tasarruf sağlandı. Elektrik kullanımında yıllık yaklaşık 2,5 milyon avro tasarruf elde edildi, karbon ayak izinde yüzde 80 azalma görüldü. Yenilikçiliğin adresi Oxford Üniversitesi ile Unify olarak, mevcut iletişim altyapısını dönüştürmek, personel ve öğrencilerinin artan iletişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerçekleştirdiğimiz proje ise aynı şekilde ciddi boyutlarda tasarruf ve verimlilik sağladı. Oxford Üniversitesi bünyesinde yer alan tüm fakülte ve enstitüler, kendi aralarında merkezi tümleşik iletişim altyapısına sahip olmanın yanı sıra, 40 bin öğrenci ve personel, tümleşik iletişimin avantajlarından faydalanmaya başladılar. Bu dönüşüm sayesinde kendi aralarında daha etkili ve kullanıcı odaklı bir iletişim sağladılar. Yakın bir gelecekte Türkiye’deki kamu kurumlarının ve KOBİ’lerin bulut bilişime daha fazla yatırım yapacaklarını öngörüyoruz.”

Kamuda verimliliği artırmanın en önemli aşaması süreçlerin en iyi şekilde tanımlanmasıdır. Süreçler tanımlandıktan sonra bu süreçlerin hızlandırılmasına yönelik elektronik ortamda çözümler kullanılabilir. Süreçlerin düzgün ve efektif şekilde tanımlanması; verimliliğin en iyi şekilde optimize edilmesine katkı sağlarken güvenliğin de en üst düzeyde oluşturulabilmesine olanak sağlar. “Kurumların verimliliğini ve güvenlik seviyesini üst düzeye çıkarabilecek danışmanlık çözümlerimizle hedefimiz; sunulan hizmetlerin verimli hale getirilmesini, BT altyapılarının optimize edilmesini ve kurumun güvenlik politikalarının oluşturulmasını sağlayarak olası güvenlik tehditlerini minimize etmektir” diyen Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal, şunları kaydetti:

“Süreçlerin tanımlanması sonrasında performans iyileştirmesine yönelik oluşturduğumuz yeni mimari yapı, benzer çözümlere göre yüzde 30 ila yüzde 50 arasında daha yüksek performanslı çalışmasını

sağlarken kendi geliştirdiğimiz güvenlik katmanlarıyla da sistemin sürekliliğini tehdit edebilecek saldırıların durdurulması sağlanmakta. Kurumlara özel olarak geliştirilen büyük veri işleme, özel donanım çözümleri, yüksek başarım hesaplama, sanallaştırma ve tekilleştirme, veri güvenliği çözümlerimizle, onların geleceğe daha güvenle yol almalarını sağlıyoruz.

Bulut bilişim; sunulan hizmetlerin kesintisiz devam edebilmesi, alınacak önlemlerle güvenlik tehditlerinin minimize edilmesi açısından büyük önem arz etmekte. Kurumların, bant genişliklerini artırma ya da ihtiyaçlara hızlı bir şekilde cevap verebilmeleri, iletişimin artmasıyla oluşabilecek tehditlere karşı alması gereken önlemleri en uygun maliyetle sisteme dahil edebilmeleri ancak bulut mimari yapılarında mümkün. Kurumların ya da servis sağlayıcı şirketlerin bulut mimari yapısında performans ve güvenlik kriterleri ön planda olduğundan bu alanda sunduğumuz çözümler son yıllarda daha fazla ilgi görmekte.”

Page 29: BThaber Sayı 1047

BTnet com tr 2723 - 29 KASIM2015

BThaber. .

için oldukça karlı bir hale getiriyor. Bunun yanı sıra Türkiye’deki elektrik fiyatlarının yine Avrupa’ya kıyasla neredeyse yarı yarıya olması da Tesla’nın Türkiye pazarında kendisine bir hayli müşteri bulabileceğinin göstergesi olarak öne çıkıyor.

de, kısa vadede bu ünitelerin açılacağını söyleyebiliriz.

Son olarak Tesla’nın satış politikasından söz edersek, şirketin daha önce girdiği pazarlarda izlediği politikanın benzerini takip etmesine kesin gözüyle bakılıyor. Müşterilerin elektrikli

Tesla Motors Türkiye’de

Microsoft insan duygularını analiz eden bir servis yayınladı

Rusya’nın sosyal ağlar üzerindeki baskısı artıyor

Tesla Motors, Türkiye ofisini açtı. Şirket Türkiye’deki faaliyetlerini Tesla Motorları Satış ve Hizmetleri Ltd Şirketi adındaki şirket üzerinden yürütecek.

Otomotiv dünyası elektrikli otomobiller ile birlikte önemli bir kabuk değişimi yaşıyor Otomobil üreticileri ürettikleri elektrikli araçlarla pazardaki yoğun rekabeti ateşlerken, elektrikli otomobil denildiğinde akla gelen ilk şirketler arasında yer alan Tesla Motors, Türkiye ofisini açtı. Tesla Motorları Satış ve Hizmetleri Ltd Şirketi adıyla Türkiye’deki çalışmalarını yürütecek olan şirket, merkez ofisini Levent’te konumlandırdı.

Tesla Motors’un Türkiye hamlesinin hem şirket hem de kullanıcılar için olumlu sonuçlar doğuracağını kestirmek çok da zor değil. Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarını göz önüne aldığımızda, elektrikli araçların pazarda rahatlık kendine manevra alanı bulacağını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra Türkiye’deki benzin fiyatlarının Avrupa Birliği’ne kıyasla oldukça yüksek oluşu durumu hem Tesla hem de Türkiye

Tesla’nın Türkiye pazarına girmesiyle birlikte yol kenarlarında elektrikli otomobiller için hazırlanmış şarj üniteleri görmeye hazırlanabiliriz. Her ne kadar bu ünitelerin ne zaman hizmete gireceği konusunda Tesla’dan bir bilgi verilmese

kullanılan servis, fotoğraftaki 8 ayrı duygunun fotoğraftaki gerçek oranlarını gösteriyor.

Henüz demo aşamasındaki servis, Microsoft’un sitesinde yer alan Emotion Recognition sayfası üzerinden denenebiliyor. Boyutu 4 MB’dan küçük

Son yıllarda ülkedeki internet politikasını sıkılaştıran Rusya’nın hedefinde şimdi de mikroblog sitesi Twitter var.

Son yıllarda ülkede iş yürüten teknoloji şirketleri üzerinde büyük bir baskı oluşturan Rusya, bu politikasına devam ediyor. Özellikle sosyal ağlar üzerine yoğunlaşan Rus Hükümeti, şirketleri kullanıcı bilgilerini ülke içerisine taşımaları konusunda uyarıyor. Hali hazırda Reddit, Wikipedia ve Google, Rus Hükümeti’nin bu politikasından etkilenirken, Rusya Federal Bilgi Teknolojileri ve Kitle İletişimi Denetleme Kurumu Roskomnadzor, sosyal ağların Rus vatandaşları tarafından yoğunlukla kullanıldığını, bu yüzden olası veri ihlallerine

Microsoft, makine öğrenme ve yapay zeka üzerine bir dizi araştırma gerçekleştiriyor. Sizce bir makine insan duygularını okuyabilir mi?

Yazılım devi Microsoft öyle düşünüyor. Nisan ayında yayınladığı “ How do I look?” algoritmasıyla görseller üzerinden bireylerin yaşını tahmin etmeyi deneyen bir araç yayınlayan Microsoft, bir aşama daha ileri giderek; fotoğraflardaki kişilerin gerçekte ne hissettiğini ortaya çıkaran bir duygu tanıma sisteminin demosunu yayınladı.

Microsoft’un yapay zekâ deneylerini yürüttüğü Project Oxford altında yayınlanan aracı “Duygu Tespiti” (Emotion Detection) görsel üzerindeki kişi sayısını ve ruh halini ölçümlüyor. Kendi bilgisayarınızdaki bir fotoğrafı yükleyerek ya da internette bulunan bir fotoğrafın linkini vererek

olan ve JPEG, PNG, GIF uzantısındaki tüm fotoğraflar için kullanılan serviste, fotoğraftaki kişinin hisleri mutlu, doğal, sinirli, kibirli, bıkmış, korkmuş, üzgün ve şaşırmış olarak 8 duygu kategorisindeki oranıyla gösteriliyor.

karşı izledikleri politikayı sürdüreceklerini söylüyor.

Özellikle internet hizmeti veren şirketlere odaklandıklarının altını çizen Roskomnadzor, Eylül ayında yürürlüğe giren yeni yasayı hatırlatarak, ülkede hizmet veren sosyal ağları ve internet şirketleri kullanıcı verilerini Rusya içerisinde tutmaya davet etti.

Geçtiğimiz günlerde kullanıcı sözleşmelerinde yenilik yapan Twitter, bu konuda Rusya’nın politikasıyla ters düşüyor. Mikroblog sitesinden Rus Hükümeti’nin açıklamaları ile bir cevap gelmese de, Twitter’ın da Google gibi şirketlerin yaptığı gibi Rusya’ya has bir kullanıcı sözleşmesine gidebileceği konuşuluyor. İlerleyen günler bu konuyla ilgili çok daha belirleyici olacak.

araç konseptine halen alışamadığını ifade eden Tesla yetkilileri, AVM, işlek cadde ve şihr merkezlerine açtığı mağazalarını ziyaret eden müşterilerine yeni nesil araçları detaylı şekilde anlatarak, onları konu hakkında bilgilendiriyor.

Page 30: BThaber Sayı 1047

BTnet com tr28 23 - 29 KASIM2015

BThaber. .

yerleşerek ağ güvenliği ve uç nokta güvenliği ürünleri arasında sürekli ve düzenli olarak şüpheli davranışlara veya zararlı etkinliklere dair bilgileri paylaşıyor. Bu yaklaşım, geleneksel koşullarda bağımsız olarak çalışan bu çözümlerin olası bir tehdit veya saldırı karşısında veri kaybını önlemek amacıyla en iyi tepkiyi birlikte vermelerini sağlıyor. Ayrıca gelişmiş tehdit yönetimi için gereken karmaşık yönetim katmanları, analiz araçları ve diğer ek araçlara dair ihtiyaç da ortadan kalkıyor. Böylece yeni nesil tehditlere karşı güvenliği güçlendirmenin yanı sıra, saldırının tespiti ve olası etkilerin ortadan kaldırılması için harcanan para ve zamandan da önemli miktarda tasarruf edilmesine yardımcı oluyor.

Security Heartbeat teknolojisi nasıl çalışıyor?

Sophos tarafından korunan bir uç nokta cihazı ağa dahil edildiğinde, üzerindeki Security

Sophos’tan yeni senkronize ağ güvenlik çözümü

Yazılımcı havuzu desteğe hazır olacak

Sophos’un yeni güvenlik çözümleri, Security Heartbeat teknolojisi sayesinde yeni nesil firewall ve UTM ürünlerinin doğrudan uç nokta güvenlik ürünleriyle bağlantı kurabilmesini ve algılanan tehditlere dair anlık bilgi paylaşımında bulunabilmesini sağlıyor. Böylece herhangi bir noktada tehdit algılandığında hızla çözüm geliştirme ve tehdide neden olan cihazın anında sistemden izolasyonu mümkün hale geliyor. Örneğin sisteme takılan bir USB sürücü nedeniyle kullanıcı cihazında bir tehdit algılandığında uç nokta güvenliği tehdide anında müdahale ederken, ağ güvenliği altyapısı diğer sistemlere bulaşmayı önlemek için temizleme gerçekleşene kadar cihazı ağdan otomatik olarak izole edebiliyor.

Security HeartbeatSophos tarafından

geliştirilen Security Heartbeat teknolojisi, ağın merkezine

Yazılım devi Microsoft’un çiçeği burnunda işletim sistemi Windows 10’a nihayet büyük güncelleme geldi. Güncelleme, yeni özelliklerin yanı sıra pek çok kolaylığı ve hata düzeltmesini beraberinde getiriyor.

Gelelim güncellemenin içeriğine. İlk önemli yenilik Başlat Menüsü’nde. Bundan böyle Başlat Menüsü’nde uygulamaları 8 küçük, 4 orta veya 2 geniş canlı kutucuk olarak sıralayabiliyoruz. Bu değişimle beraber Başlat Menüsü’ne yerleştirebileceğimiz maksimum uygulama sayısı 512’den 2048’e yükseltildi.

Canlı kutucuklara sağ tıkladığımızda açılan menüde de çeşitli geliştirmeler mevcut.

Menülerin renklerini Windows 10 arayüzüne daha uygun hale getiren Microsoft, Windows 10 logosu dahil pek çok yerde artık direkt olarak temamızın rengini kullanıyor olacak. Özellikle pencerelerin üst kısımlarının renginin tema rengine uygun olarak ayarlanması güzel olmuş. Ayrıca kilit ekranındaki arka plan resminin artık perdiyodik olarak değişmesi mümkün hale getirilmiş.

Windows 10’un yeni güncellemesiyle beraber gelen en güzel yenilik ise aktivasyon bölümünde. Bundan böyle direkt olarak

Windows 7, Windows 8 veya Windows 8.1 anahtarımızı girerek Windows 10’umuzu aktifleştirebileceğiz. Bildiğiniz gibi Windows 10’a geçiş yapan pek çok kullanıcı, önce eski Windows sürümünün yüklenip sonra Windows 10’a yükseltme yapılması zorunluluğundan şikayetçiydi. Böylece sıfırdan, tertemiz bir Windows kurup eski orijinal ürün anahtarımızla aktifleştirebileceğiz.

Microsoft Edge, bundan böyle cihazlar arasında şifreleri, yer imlerini ve okuma listesi öğelerini senkronize edebilecek. Tüm bunların yanında tümleşik uygulamalarda da çeşitli yenilkler yapıldı.

Yeni güncellemeyi

yüklemek için Windows 10’un güncellemeler kısmına gidip, “Güncellemeleri denetle” tuşuna basmanız yeterli. Şimdiden uyaralım; yükleme biraz uzun sürüyor. İşinizin arasında “2 dakika kurayım şunu” diye düşünmeyin.

Software AG’nin Dijital Dönüşüm Platformu’nun bir parçası olarak 2016 yılının ilk çeyreğinde piyasaya çıkarılması planlanan webMethods Agile Process Platform (webMethods Çevik İş Süreçleri Platformu), “yurttaş yazılım geliştiriciler” ile işletmelerin bilişim teknolojileri departmanlarında çalışan kurumsal ve profesyonel yazılım geliştiricileri tek bir çatı altında buluşturmayı hedefliyor. “Yurttaş yazılım geliştirici”, bir şirketin BT departmanı dışında çalışan, fakat yazılım geliştirme bilgisine sahip bir çalışan olabileceği gibi, bir şirket ile bağı olmayan, fakat yazılım geliştirdiği şirketin güvenlik protokollerine uyma zorunluluğu olan bağımsız bir son kullanıcı da olabiliyor.

İş hedefleri ile tam uyum

İş ihtiyaçları paralelinde daha küçük ölçekli işletmeler için hızlı ve esnek yazılım geliştirebilen

yurttaş yazılım geliştiriciler, 2016’dan itibaren, karmaşık kurumsal BT sistemleri konusunda uzmanlaşan BT profesyonelleriyle webMethods Agile Process Platform üzerinden birlikte çalışma imkanı bulacak.

webMethods Agile Process Platform; entegrasyon, süreç, karar, olay ve programlama mantığı geliştirme süreçlerinde, kullanıma hazır, sofistike mikro servisleriyle işletmelere destek olan, API ve bulut kabiliyetli, hizmet ve olay odaklı, mobil cihazlarla uyumlu bir geliştirme ortamı olan Dijital Dönüşüm Platformu’nun bir parçası. Süreç, iş akışı ve vaka yönetimi kabiliyetlerini bünyesinde barındıran platform, vaka odaklı dinamik süreç yapısı ve sabit iş süreçleri seçeneklerini sunabiliyor. Platformun bu özelliği, iş hedefleriyle BT stratejilerinin uyumlu hale getirilmesine ve aynı hedef doğrultusunda tasarlanmasına yardımcı oluyor.

Heartbeat teknolojisi otomatik olarak Sophos XG Firewall cihazına bağlanarak tehdit durumunu raporlamaya başlıyor.

Firewall tarafından şüpheli bir ağ trafiği algılandığında veya uç nokta güvenliği tarafından zararlı yazılım tespit edildiğinde, Security Heartbeat sayesinde bu bilgi iki cihaz arasında sayesinde anında paylaşılıyor. Uç nokta güvenlik çözümü bilgisayarın adı, kullanıcı adı ve tehdide dair raporların yer aldığı detaylı bir bilgi paketini firewall cihazına gönderiyor.

Firewall, tehdidin algılandığı uç noktayı yerel ve uzak ağ üzerinden izole ederek uç nokta güvenliğiyle birlikte tehdidin neden olabileceği olası zararların en aza indirilmesi ve veri kaybının önlenmesi için ek protokolleri devreye sokuyor.

Tehdit ortadan kaldırıldığında uç nokta güvenlik çözümü Security Heartbeat ile bu durumu raporlayarak ağ erişiminin ve servislerin tekrar normale döndürülmesini sağlıyor.

Windows 10’a ilk büyük güncelleme geldiRuşen Göbel

Page 31: BThaber Sayı 1047
Page 32: BThaber Sayı 1047

30 KARİYER 23 - 29 KASIM2015

BThaber

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Decol Kooperatif, dijital ortamda prodüksiyon yapılan işlerde bireyleri sektöre hazırlamak için Decol Academy’i hayata geçirdi. İçeriğe ve pratiğe dayalı eğitimler veren Decol Academy, özellikle Hollywood’da büyük bütçeli prodüksiyonlarda sıkça kullanılan yazılım “Özel Efekt ve Dijital Montaja Giriş: NUKE Studio” sertifika programını açıyor.

Kalabalık bir ekip tarafından geliştirilen projelere uygun olan “NUKE: Studio” yazılımı yüksek seviyeli işler için kullanılıyor. Senaryo temelli olması ise farklı alternatifler üretmek ve yazılımı esnek kullanmak için önem kazanıyor. Büyük görsel efekt firmaları yazılımı kendi isteklerine göre değiştirip, ihtiyaçları

doğrultusunda geliştirebiliyor.Video çekim işi ile uğraşan,

sinema, TV, web, dijital yayın alanında başarılı videolar ya da reklam projeleri hazırlamak isteyen ve kariyerine yeni bir yön çizmek isteyen herkes “Özel Efekt ve Dijital Montaja Giriş: NUKE Studio” sertifika programına

katılabiliyor. Eğitimler, NUKE’un geliştiricisi The Foundry firmasında Türkiye’de tek onaylı eğitimci Ergin Şanal tarafından gerçekleştirecek.

84 saat (1,5 ay) süren eğitimin sonunda katılımcılar, sektörde çalışmak amacıyla sahneler oluşturup portfolyo yaratabiliyor, rotoskopi, rig removal (dijital giydirme), dijital boyama ve hazırlık teknikleri, keying, renk düzeltmeleri (color correction) ve Nuke 3D sistemi konularında bilgi sahibi olacak. İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde 10 Aralık 2015 – 16 Ocak 2016 tarihleri arasında düzenlenecek eğitimle ilgili detaylar ve kayıt için http://academy.decol.tv/index.php/ders-secimi/ adresi ziyaret edilebiliyor.

Global yönetim danışmanlığı şirketi Hay Group tarafından Ağustos-Kasım ayları arasında Türkiye’deki bin 387 şirketteki 713 bin 126 çalışana ilişkin toplanan veriler baz alınarak gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de özel sektörde 2016 yılında ücret artış oranı ortalama yüzde 9 olacak. Bu rakam geçtiğimiz yıl da yüzde 9 olarak açıklanmıştı. Hay Group Türkiye 2016 Yılı Ücret Artış Araştırması’nda 51 farklı sektör incelenirken, bu sektörler içinde en yüksek zammı yüzde 10’luk oranla yazılım sektörünün yapacağı belirlenirken, bunu

metal ve otomotiv yan sanayi sektörleri izliyor. En düşük zammı ise yüzde 7.3’lük oranla yatırım sektörü çalışanları alacak.

Araştırma, Hay Group tarafından diğer ülkelerde yapılan benzer araştırmalarla kıyaslandığında, ücret artışı oranlarına göre Türkiye’nin 10’uncu sırada olduğu görülüyor. 2016 yılında gelişmiş ülkelerden ABD’de yüzde 3, İngiltere’de yüzde 2.5, Almanya’da yüzde 2.9, Japonya’da yüzde 2.1, Hollanda’da ise yüzde 2.5 oranında ücret artışı olacak. Gelişmekte olan ülkelerden ise Brezilya’nın yüzde 7.1, Çin’in

yüzde 8 oranında ücret zammı yapacağı öngörülürken; Türkiye Avrupa’da 2’nci sırada bulunuyor.

Hay Group Türkiye Genel Müdürü Gökhan Toğrul, bölgeler arasındaki ücret farklılıklarındaki değişimin, Türkiye’deki birçok şirketin ücret politikalarına doğrudan bir yansıması olduğunu belirtti. Toğrul, şu detayları paylaştı:

“Şirketlerin önümüzdeki dönemde en fazla kaynak ayıracağı alanlar arasında da “çalışan motivasyonu”, “performans yönetimi”, “yetenek yönetimi” ve “liderlik gelişim programları” var.”

E-ticaret sektörünü büyütme hedefiyle çalışmalar yapan Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD), 4’üncü genel kurulunu gerçekleştirdi. İki dönemdir başkanlık görevini sürdüren Hakan Orhun, yeni dönemde de bu görevi üstlendi. Derneğin yönetim kurulunda başkan yardımcılığı görevini Oktay Yılmaz alırken, kuruldaki diğer isimler Evmanya.com Genel Müdürü Aslı Yaşasın, Sahibinden.com Genel Müdür

Yardımcısı Bora Biçer ve Doğan Online İş Geliştirme Bölüm Başkanı Emre Ekmekçi oldu. E-ticaret sektörünün gelişiminde yasal düzenlemeler ve altyapı çalışmalarının önemine işaret eden ETİD Genel Başkanı Hakan Orhun, “E-ticaretin gelişimi için yasal süreçler ve altyapı çalışmaların hız kazanması yönünde tüketicilerin haklı beklentileri mevcut. Sektörün gelişiminin hızlanması yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

BIC Angel Investments, Türkiye’deki girişimcileri daha iyi anlamak için çevrimiçi bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmanın sonuçlarına göre, girişimcilerin yüzde 88’i erkeklerden oluşuyor, 25-35 arası en fazla girişimcinin yer aldığı yaş aralığı oluyor. Girişimcilerin yüzde 56’sı, ağırlıklı olarak iş anlamında daha tecrübeli ve cesur kararlar alabildikleri 25-35 yaş aralığında girişimlerini kuruyorlar. Üçte biri 30 bin ve üzeri ciro rakamına ulaşan girişimciler, belli bir iş deneyimi edinip girişimciliğe yöneliyor. Araştırma ile ilgili değerlendirmeler yapan BIC Angel Investments kurucusu Dr. Joachim Behrendt’e göre, yeni fikirler ile iş deneyimini bir araya getiren girişimcilerin daha başarılı olması önemli bir gösterge. Araştırmaya göre, girişimcilerin yüzde 33’ü henüz ciro rakamına ulaşmadığını ifade ederken, ortalama ciro yapanların oranı ise yüzde 68’lerde. Aylık 30 bin TL ve

üzeri ciro yapan girişimcilerin oranı yüzde 30’un üzerinde yer alıyor.

Araştırmada ‘kendi işini kurmak için en az yarı zamanlı olarak projesine vakit harcayan veya kendi kurduğu işte tam zamanlı olarak çalışan, bu işten para kazanan veya kazanmayı hedefleyen kişiler’ girişimci olarak tanımlandı. Girişimcilerin yüzde 63’ü lisans düzeyinde eğitim alırken, yüksek lisans ve doktora yapanların oranı yüzde 27. Araştırmaya katılan girişimcilerin yüzde 54’ü mühendislik, yüzde 21’i ise idari bilimler eğitimi aldığı bilgisini veriyor.

Bir girişimin fikir aşamasından hayata geçiş süresi, ortalama bir yıl alırken, girişimcilerin kendilerine yaptıkları yatırım tutarı da yüzde 54’lük bir oran ile 50 bin TL’nin altında. Girişimlerin yüzde 95’i beş kişinin altında kurucu ortağa sahipken, iki kurucu ortağa sahip girişimler yüzde 44 ile en yüksek orana sahip.

Bilgi’de özel efekt ve 3D/2D dijital sanat eğitimleri başlıyor

En yüksek zam yazılımcıyaKazandıran formül

yaratıcılık ve deneyim

Linux sağlayıcısı ve açık kaynak yazılım ürünleri şirketi Red Hat, Haluk Tekin’i Red Hat Türkiye Genel Müdürü olarak atadı. Şirketin Türkiye’deki operasyonlarından ve bölgedeki stratejik büyümesinden sorumlu olacak olan Tekin, bundan önce Dell’de satış direktörlüğü ve üst düzey yöneticilik yaptı, SAP ve Nokia’da satış ve pazarlama alanında farklı pozisyonlarda görev aldı. Red Hat’in Türkiye’deki satış, iş geliştirme ve destek operasyonlarının yönetiminden

sorumlu olacak Tekin, partner ekosistemini geliştirme ve toplam müşteri deneyimini iyileştirme konusunda da görev üstlenecek.

Haluk Tekin

red Hat türkiye genel müdürü tekin oldu

E T K İ N L İ K L E R Y U R T D I Ş I

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

1 – 3 Aralık 2015

HPE Discover 2015 ExCel LondraAYRINTILI BİLGİ: www.hpe.com/events/discover/

2 - 5 Aralık 2015

Bakutel /Bakü, AzerbaycanAYRINTILI BİLGİ: www.bakutel.az/2015/

E T K İ N L İ K L E R

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Y U R T İ Ç İ

1- 3 Aralık 2015

20. Türkiye’de İnternet Konferansı İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi/ Beyazıt AYRINTILI BİLGİ: http://inet-tr.org.tr

3-5 Aralık 2015

Bilişim 2015 (TBD 32. Ulusal Bilişim Kurultayı) ve CITEX 2015 (2. Ankara Bilişim Fuarı) / AnkaraAYRINTILI BİLGİ: www.tbd.org.tr

10 Aralık 2015

BTvizyon Toplantıları / GirneAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr/www.btvizyon.com.tr

11-13 Aralık 2015

Code The Bank 2 / Deniz KuleAYRINTILI BİLGİ: http://www.intertech.com.tr/tr/CodeTheBank.aspx

3-4 Mart 2016

7. BT Yönetişim ve Denetim Konferansı / İstanbulAYRINTILI BİLGİ: www.btyd.org.tr

19-20 Mart 2016

III. Ulusal Yönetim Bilişim ZirvesiBeykent Üniversitesi- Ayazağa KampüsüAYRINTILI BİLGİ: http://ybzirvesi.com

ETİD yönetimi

yeni döneme

hazır

Page 33: BThaber Sayı 1047
Page 34: BThaber Sayı 1047

‘Yazılım ve Hizmet Endüstrisi’ kategorisinde en yüksek puanı toplayarak, ilk kez endüstri grubunda liderliği elde etmiş. Bu gibi başarılar dilerim tüm şirketlere örnek olur.

Datacore, 12 Kasım’da Kartal’da Monumento Plaza’da yeni ofisinin açılışı için kokteyl düzenlemiş, sektör temsilcilerini de bir araya getirmiş. Bir yılı tamamlarken, yeni yıl için de hazırlıkları ele almak adına iyi bir fırsat olmuştur. Bu arada Arena, dünyanın önemli veri depolama çözümleri üreticisi Seagate tarafından, 2015 yılında dahili sabit sürücü kategorisindeki ürün gamı çeşitliliği ve gösterdiği büyüme ışığında “Yılı En İyi Distribütörü Ödülü”ne layık görülmüş. Dış kaynak CRM ve çağrı merkezi hizmet sağlayıcısı Teleperformance Türkiye ise çağrı merkezi sektöründe dünyanın en iyi uygulamalarının ödüllendirildiği Contact Center World Awards yarışmasında, Samsung ile birlikte yürüttüğü çalışma ile “En İyi Outbound Kampanyası” kategorisinde birincilik ödülüne layık görülmüş.

Gurur veren bu ödüllerin ardından haftaya noktayı bir kitapla koyuyorum. Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY), Bilim kategorisinde ‘Kralın Yeni Aklı: Bilgisayar, Zekâ ve Fizik Yasaları’ isimli kitabı yayımlamış. Sir Roger Penrose’un kaleme aldığı ve Koç Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin Dereli’nin Türkçeye kazandırdığı kitap, zihin ve beden etkileşimini felsefecilerin ‘us-beden problemi’ olarak adlandırdıkları teoriden yola çıkarak sorduğu sorularla inceliyor, matematik, fizik ve felsefeye ilgi duyanlara yeni bir perspektif sunuyormuş. Edinelim ve yorumlarımızı da paylaşalım.

Bu haftalık bu kadar, yeniliklerle haftaya buradayım,

32 MEKTUPYeni bir haftadan merhaba,

Pastırma sıcakları tamam, ama sonumuz kış ve beraberinde artma ihtimali ile öne çıkan hastalıklar. Soğuk kış günlerinde artan hastalıklara karşı vücut direncini arttırmak için daha sağlıklı beslenmek şart. Meal Box’ın bu yolda önerisi, kandaki kolestrol düzeyini düşürmesiyle kalp dostu yemekler arasında bulunan tereyağlı mercimek çorbası. Ekmek bandırarak, sıcak sıcak içelim.

2015’in de sonuna yaklaştığımız şu dönemde Facebook, yılbaşı alışverişi odaklı bir araştırma yapmış. 34 ülkenin verilerine yer verilen araştırma kapsamında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 21 pazarda ilgili anketler gerçekleştirilmiş. Katılımcıların yüzde 59’u bu yıl farklı bir şekilde alışveriş yapmayı planlıyor, bunu söyleyenlerin yüzde 53’ü de farklı kanalları kullanacaklarını söylüyormuş. Türkiye’de de farklı bir şekilde alışveriş yapmayı planlayanların oranı yüzde 79, online kanallara daha fazla yöneleceğini dile getirenlerin oranı ise yüzde 55. Farklı kanallarda alışveriş ile keyifli bir yılbaşı temennisini paylaşayım.

Gelelim haftanın çevresel başlıklarına… Doğaya en çok karbon ayak izi bırakan sektörler arasında yer alan turizm sektöründe Prontotour, hazırlattığı 30 bin adet bagaj etiketiyle, seyahatler sırasında oluşan karbon ayak izlerini en aza indirmeyi amaçlıyormuş. Bugüne kadar 10 bin adet dağıtılan etiketlerin içerisinde, mevsimine göre açan 12 çeşit kır çiçeği ve mavi ladin ağacı tohumu var. Yolculuktan sonra bagaj etiketlerini atmayıp, toprağa ekmek de karbon ayak izini azaltmak için yeterli. Bu yaratıcılığı destekleyen detaylı bilgiler www.

karbonayakiziniziazaltin.com sitesinde.

Elektromekanik mühendislik odaklı projelere imza atan Anel Grup da kış aylarında sıcak havasıyla sığınma noktası olan AVM’lerde iklimlendirme sistemleri ile, özellikle soğutma yapılmasının yanı sıra yeterli taze hava da sağlanması gerektiğine işaret

ediyor. Böylece AVM’lerde insanların soludukları havanın kalitesi artırılarak daha hijyenik, konforlu ve daha temiz ortamlar oluşturulması mümkün. Yurtdışındaki AVM’lerde yaygın olarak kullanılan su kaynaklı ısı pompaları Türkiye’de pek tercih edilmiyor. Oysa ısı pompası, basit ve enerji tasarrufu

sağlayan bir sistem ve daha düşük karbon ayak izi oluşumu sağlayabilir. İlgililere duyurulur. Bu arada Fujitsu, dünyanın en önemli sosyal sorumluluk endekslerinin başında gelen Dow Jones Sürdürülebilirlik Dünya Endeksi’ne (DJSI World) seçilmiş. Ayrıca şirket, değerlendirmenin yapıldığı 24 sanayi grubundan biri olan

23 - 29 KASIM2015

BThaber

Karbon ayak izini en aza indirin

YIL 21SAYI 104723 - 29 KASIM2015

www.bthaber.com

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBULTel 0216- 291 13 90

ISSN 1300-6495

Satış GrubuEvrim Koç [email protected] Kıtay Ö[email protected]Özge Karataş[email protected] Ş[email protected]

REKLAM SATIŞ GRUBU

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına SahibiAyhan Sevgi

[email protected]

www.linkedin.com/groups/BThaber

twitter.com/bthaber

www.facebook.com/BThaber

Bültenlerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz

Abone ve Dağıtım SorumlusuKutay Göç[email protected]

BThaber GrubuYayın KoordinatörüAyhan [email protected]

Yazı İşleri Müdürü(Sorumlu)Bülent [email protected]

EditörlerHandan Aybars [email protected] Özkan (Ankara) [email protected]

Haber MerkeziEkrem Uç[email protected] Yaylacı[email protected]şen Gö[email protected]

Okur TemsilcisiBehçet Envarlı

[email protected]

Görsel Tasarım Nevzat Karataş [email protected]

Mukadder Keskingö[email protected]

Page 35: BThaber Sayı 1047

G20’s decision “Stability”Bringing together the world’s 20 largest economies, 10th G20 Summit was hosted by Turkey this year. The event highlighted issues such as “stability” and “sustainability” in order to increase investments and make the income gained by growth to be shared by everyone and the cyber security issue. This year, the 10th G20 Summit was held in Turkey, this year. Negative impacts of global economic imbalances and instability on the sustainability were discussed in the summit; the countries had agreed on strengthening recovery and increasing the potential.

The main agenda item of the summit was the global economic imbalance. If we are to look at the topic from the informatics view in particular, especially reports released in the last quarter by technology companies confirm this situation. While hardware manufacturers are performing much lower shipments compared to the previous year, reduction in demands and reaching the saturation point for consumers on products are interpreted as a concern. The countries agreed that the unregistered economy creates the same amount of problems, at this point the agreed solution seemed that the investment to be made in digitization and e-transformation should be increased.

Unregistered practices and the economy created upon is a problem in our country, as well

G20 Improving Quality Jobs Framework Certification” and to focus on investing in skills and improving those with “the G20 Skills Strategy”.

The global economic uncertainty makes companies and institutions to think “twice” while investing in new ventures, one of the fundamental aims of the G20 was to involve entrepreneurs in the economy

in a more active way. In this context, a new policy is decided upon while following the decisions taken before; it has been decided that the rate of the young people with the highest risk of being left behind permanently in the labor market should be decreased 15% by 2025. Besides, the OECD and the ILO were called to support achieving this goal.

Havelsan reaches towards the solution with its ecosystemHAVELSAN took part in the Port High Tech Fair, organized by the partnership of the Undersecretariat for Defense Industries and MÜSİAD held in Qatar. The advanced technology products produced in Turkey were introduced to countries in the Gulf Area; HAVELSAN came up with its cyber security solutions. In his speech for the exhibition participation, HAVELSAN General Manager Ahmet Hamdi Atalay said that the cyber security is different from traditional methods and

it can only be achieved with

national and local solutions

while drawing attention

to the need of national

solutions in this matter.

Atalay said that HAVELSAN

chose cyber security as a

strategic area and for the

last two years; HAVELSAN

created an ecosystem with

its own partners and many

companies in the market and

they try to develop Turkey’s national cyber security solutions with this ecosystem.

Atalay expressed that: “We have about 50 million USD sales in Qatar and almost all of the sales are based on software projects. We sell software-based security and defense solutions to many countries. We have reached this point. As a company that develops technological solutions, there is no software that HAVELSAN cannot develop from embedded to application types.”

as other G20 countries. The world has already been going through a major digitalization process and giving birth to new business branches; we need to increase people’s awareness about digitalization. With the decision taken in the G20 Summit, in the upcoming period, it is agreed upon to improve the quality works complying with “the

ICT NEWS 3323 - 29 KASIM2015

BThaber

SMEs, being among the cornerstones of economy, were on the agenda of the G20 Summit. The decision on supporting small and medium-sized enterprises to reach a more flexible and modernized infrastructure was taken; upon foreseeing that the economy of the countries will have a much

more streamlined and solid construction with SMEs being included in the economy.In addition to that; the G20 countries have high hopes towards the World SME Forum; a new global initiative and a global platform to facilitate SMEs contribution to growth and employment, established

with the support of the private sector; as well as ‘SME Finance Joint Action Plan’ and ‘G20 / OECD SME Finance Senior Policies’ while evaluating alternative finance structures including the asset-based securitization which will facilitate SMEs access to finance.

maneuverıng Space wıll Be createD FOr SmeS

While the business world is changing with technology, cyber attackers gain new chances every day. At the G20 Summit, a new roadmap has been drawn for this issue and the countries were undoubtedly decisive on the issue. As states have responsibilities for stability, security and economy; providing security in digital environment is also a special responsibility. The attention was drawn to the importance of avoiding activities such as supporting cyber attacker groups with the technology states have in hand At the summit, it was expressed that the principles of freedom should be respected and protected against unlawful and arbitrary interference towards right to privacy and all countries should ensure the security of internet communications technology, including digital communications context. At this point, ‘the UN International Security Information and Telecommunications Area Group of Governmental Experts 2015 Report’ has been highlighted as having a great importance.

Dıgıtal Securıty ıS prıOrıtızeD

Page 36: BThaber Sayı 1047

34 ICT NEWS 23 - 29 KASIM2015

BThaber

‘Big data analysis’ creates the difference in CRM

Mobility works for both the employees and the employers

Functionality of the mobile wallet increases

The mobile revolution, reshaping the business world, agrees upon the “communication everywhere, office everywhere” model in its integrated communication and the new business process. This structure means more flexible working environment for employees, and less cost and greater efficiency for employers. In order to bring business processes up to an ideal level, all integrated communication media such as voice, video, conferencing, instant messaging, voicemail, fax, and e-mail communication channels are combined on one screen.

Developed by Unify - offering integrated communication solutions-; Circuit steps up for especially frequent travelers and employees who lose time in traffic; as well as for organizations that want to save on transportation costs. Designed by anticipating future business models; Circuit is a solution in which all the communication channels fit on one screen and work on all operating systems.

Unify Country Manager for Turkey Erda Tütüncüoğlu stating that while developing Circuit, in addition to the expectations of the business

world; they take into account the changes in the culture of the institutions. Tütüncüoğlu continued: “Employees would like to work and create communication anywhere they want thanks to BYOD trend with their own devices regardless of the operating system. Integrated communication facilitates the communication within the institution or among teams, retailers and employees, providing substantial savings. Employees can self-adjust their work hours and they can make up for the lost time of travelling, while sparing more time for him/her.”

Garanti Bank’s credit card Bonus brings BonusFlaş application into use. The application can be used on mobile phones with iOS and Android operating systems; and transactions such as campaign tracking, card information inquiry, card limit increase demand, debt payment and mobile

payment can be carried out over a single platform. Application users will be able to check all their Garanti debit and credit cards over the same platform. The application offering almost all transactions related to the credit cards; also analyzes the spending habits of the users and recommends the

most suitable campaigns for customers.

Garanti Bank card users with BonusFlaş application are able to shop online only by entering the password through mobile phones; customers with certain smart phone features can make their payments with their mobile phones at shops with

contactless POS devices.In BonusFlaş launching

meeting; Garanti Bank General Manager Fuat Erbil stated that “We believe BonusFlaş will become an indispensable application in all the smart devices in a short time. Garanti Bank Payment Systems General Manager and Garanti Bank

Vice President Onur Genç expressed: “Thanks to the application, our customers will be able to manage their Garanti credit and debit cards easily on a single platform, and carry out almost every transaction made with credit cards including mobile payments, much more quickly.”

Big Data Behavioral Analysis and Visualization Laboratory, established by Akbank, Sabancı University and Massachusetts Institute of Technology (MIT) is placing the products and services industry and integrated processing department in its center.

Akbank Customer Relationship Management (CRM) Department Head Dr. Atilla Bayrak leading the Akbank CRM team undertakes the work in this context. Akbank CRM Department Head Dr. Atilla Bayrak stating that the analytical products and services are processed with the industry in an integrated manner in the laboratory; said that the behavioral analytical studies conducted in the laboratory is important in the sector in terms of collaboration

between universities and the industry. Nearly 10 academicians from universities will work in the laboratory. On the other hand, according to information provided by Bayrak, some faculty members and researchers will be included in the projects from MIT side as well. Dr. Atilla Bayrak informed us on the advantages provided by the

center: “As Akbank, we continue to

work in the customer analytics field for 10 years. We closely monitor all technological developments in order to be able to offer appropriate solutions for customers by analyzing their needs faster and with higher quality. A continuous development is needed in the field of analytics. Resolving similar problems with different methodologies emerges as a fundamental need in terms of quality. Big Data Behavioral Analysis and Visualization Laboratory was created with the aim of providing business outcomes blending academic and industrial experience together and experiencing the developments in the field in an empirical environment.”

Digital System Developers Association is establishedOrganized by the Digital System Developers Association; “Digital System Developers are Meeting” seminar was held in Istanbul Levent Wyndham Grand Hotel on Wednesday, November 11, 2015.

DSDER, established with the aim of gathering main and supplier companied that develop products or services in digital environment under one roof has 10 founding members. Those 10 members including Kaan Akın from Sistem 9 Medya, journalist Kerem Köfteoğlu, Gül Gürer Alimgil from SGM Multimedia, Mete Özkan from Prokare, Tuğberk Büyükbay from Astel, Moris Alhale from SMG Multimedia, Alp Domaç from Solosis, Ünal Sondemir from Fits İstanbul, Serkan Polat from SMG Multimedia, Ali Şimşeker from Zuhal Müzik aim at making the association a strong and reliable NGO with a strategy based on ethical principles.

Actor Volkan Semerci being the moderator of the seminar’s opening speech was given by System 9 Medya CEO and DSDER Chairman Kaan Akın. Stating that the association will represent organizations that develop products and services in digital

systems area in front of the public; Akın said: “Together, we started the journey thinking what a pleasant job we are trying to do. We established the association to get united and to reach success.”

Successive presentations took place in the event. Philips Former General Manager Atilla Tüfekçi, GfK Turkey Retail Panel Research General Manager Mete Üstünkılınç, NBK Capital Partners Vice President İrtek URAZ and Digital Screen Media Association (DSA) and Digital Location Based Advertising Association (DPAA) Former Board Member and writer of various reports and articles on the sector Stephen Nesbit were among speakers.

In the seminar, topics such as existing digital market trends, the future of the digital media industry in the world and investment funds approach towards digital sector were discussed. The main aim of the association was expressed as giving support to the members of the association, developing digital systems industry as a whole and making Turkey one of the leading manufacturing and sourcing center of digital systems market in the world.

Page 37: BThaber Sayı 1047

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 38: BThaber Sayı 1047
Page 39: BThaber Sayı 1047
Page 40: BThaber Sayı 1047