dimitrov fasizm uzerine

53
DMTROV FAŞZM ÜZERNE ÇEVRENN NOTU: Georgi Dimitrov, üç ciltte seçilmiş eserler, Sofya, 1976 Al- manca baskısında, bir dizi yanlış, çarpıtma, çıkarma —örneğin Stalin— bulunduğundan dolağı; Komünist Enternasyonal, Ye- dinci Kongre'sinin Almanca tutanaklarından çevrildi [Kaynak]. 1 2

Upload: alihaydar-erdem

Post on 04-Jan-2016

55 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dimitrov Fasizm Uzerine

D M TROV

FAŞ ZM ÜZER NE

ÇEV REN N NOTU:Georgi Dimitrov, üç ciltte seçilmiş eserler, Sofya, 1976 Al-

manca baskısında, bir dizi yanlış, çarpıtma, çıkarma —örneğinStalin— bulunduğundan dolağı; Komünist Enternasyonal, Ye-dinci Kongre'sinin Almanca tutanaklarından çevrildi [Kaynak].

1 2

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 2: Dimitrov Fasizm Uzerine

D M TROV

FAŞ ZM ÜZER NE

3 4

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 3: Dimitrov Fasizm Uzerine

Ç NDEK LER

5 6

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 4: Dimitrov Fasizm Uzerine

FAŞ ZM N SALDIRISI VE ŞÇ SINIFININ FAŞ ZME KARŞI B RL Ğ Ç N

MÜCADELEDE KOMÜN ST ENTERNASYONAL' N GÖREVLER

KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt EEEEnnnntttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaallll''''iiiinnnn VVVVIIIIIIII.... DDDDüüüünnnnyyyyaaaa KKKKoooonnnnggggrrrreeeessssiiii''''nnnneeee [1]

SSSSuuuunnnnuuuullllaaaannnn RRRRaaaappppoooorrrr2 Ağustos 1935

1111———— FFFFAAAAŞ ZZZZMMMM VVVVEEEE ŞÇÇÇÇ SSSSIIIINNNNIIIIFFFFIIII

Yoldaşlar! Komünist Enternasyonal daha VI. Kongresi'n-de, dünya proletaryasını yeni bir faşist saldırının olgunlaşmaktaolduğu konusunda uyarmış ve faşizme karşı mücadeleyeçağırmıştı. Kongre, "faşist eğilimlerin ve faşist hareketintohumlarının az veya çok gelişmiş şekillerine hemen her yerderastlanabileceğine" işaret etmişti.

Çok derin bir iktisadi buhranın patlaması, kapitalizmin ge-nel buhranının daha da şiddetlenmesi ve emekçi kitlelerinindevrimcileşmesi koşullarında, faşizm geniş bir saldırıya girişti.Egemen burjuvazi emekçilere karşı en azgın soygun tedbirleriniyürürlüğe koymak, emperyalist bir yağma savaşınahazırlanmak, Sovyetler Birliği'ne saldırmak, Çin'i köleleştirmekve paylaşmak ve bütün bu önlemler sayesinde devrimi önlemek

için, kurtuluşunu gittikçe daha çokça faşizmde aramaktadır.Emperyalist çevreler, buhranın bütün yükünü emekçilerin

omuzlarına yüklemeye çalışmaktadırlar. ştttteeee bbbbuuuu yyyyüüüüzzzzddddeeeennnnffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee iiiihhhhttttiiiiyyyyaaaaççççllllaaaarrrrıııı vvvvaaaarrrrddddıııırrrr....

Onlar, pazarlar meselesini zayıf halkları köleleştirerek, sö-mürgeler üzerindeki baskıyı artırarak ve dünyayı savaş yoluylayeniden paylaşarak halletmeye çalışmaktadırlar. ştttteeee bbbbuuuu yyyyüüüüzzzz----ddddeeeennnn ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee iiiihhhhttttiiiiyyyyaaaaççççllllaaaarrrrıııı vvvvaaaarrrrddddıııırrrr....

Onlar, işçilerin ve köylülerin devrimci hareketini bastırarakve dünya proletaryasının kalesi Sovyetler Birliği'ne karşı askeribir saldırıya girişerek devrim güçlerinin gelişmesini öööönnnnlllleeeemmmmeeeeyyyyeeeeçalışmaktadırlar. ştttteeee bbbbuuuu yyyyüüüüzzzzddddeeeennnn ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee iiiihhhhttttiiiiyyyyaaaaççççllllaaaarrrrıııı vvvvaaaarrrrddddıııırrrr....

Bu emperyalist çevreler, bir dizi ülkede ve özellikle Al-manya'da kitlelerin devrime kesin yönelmesinden öööönnnncccceeee,proletaryayı yenilgiye uğratmayı ve faşist diktatörlüğü kurmayıbaşardılar.

Fakat faşizmin bu başarısı, bir yandan sosyal-demokrasininbölücü siyaseti ve burjuvaziyle yaptığı işbirliği yüzünden de-zorganize olan ve ffffeeeellllcccceeee uuuuğrrrraaaayyyyaaaannnn proletaryanın zayıflığını gös-termektedir. Diğer yandan, işçi sınıfının mücadele birliğininkurulmasından, devrimden korkan ve kitleler üzerindekidiktatörlüğünü artık burjuva demokrasisinin ve parlamentariz-min eski metodlarıyla sürdüremeyecek bir durumda olan burju-vazinin zayıflığını ortaya koymaktadır.

Stalin yoldaş, Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin(Bolşevik) XVII. Parti Kongresi'nde şöyle diyordu:

"Almanya'da faşizmin zaferi sadece, işçi sınıfınınzayıflığının bir işareti ve sosyal-demokrasinin, faşizmin işinikolaylaştıran, işçi sınıfına ihanetinin bir sonucu olarak görül-memelidir. Bu zafer aynı zamanda burjuvazinin zayıflığınınişareti olarak, burjuvazinin artık parlamentarizmin ve burjuvademokrasisinin eski metodlarıyla hakimiyetini sürdürememesi-

7 8

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 5: Dimitrov Fasizm Uzerine

nin ve bu yüzden iç siyasette terörcü hükümet tedbirlerinebaşvurmak zorunda kalmasının işareti olarak, artık şimdiki du-rumdan barışçı bir dış politika temelinde bir çıkış yolu bulacakdurumda olmamasının ve bundan dolayı savaş siyasetinesarılmak zorunda olmasının işareti olarak görülmekzorundadır." (J. V. Stalin, Eserleri, Cilt 13, s. 261-262) ((((KKKKoooommmmüüüü----nnnniiiisssstttt EEEEnnnntttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaallll 7777.... KKKKoooonnnnggggrrrreeee TTTTuuuuttttaaaannnnaaaağıııınnnn''''ddddaaaa yyyyooookkkk))))

FFFFaaaaşiiiizzzzmmmmiiiinnnn SSSSıııınnnnııııffff NNNNiiiitttteeeelllliiiiğiiii

Yoldaşlar, Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi'nin13. Plenumu'nda doğru olarak tanımladığı gibi iktidardakifaşizm, ffffiiiinnnnaaaannnnssss kkkkaaaappppiiiittttaaaalllliiiinnnn eeeennnn ggggeeeerrrriiiicccciiii,,,, eeeennnn şoooovvvveeeennnn vvvveeee eeeennnn eeeemmmmppppeeeerrrryyyyaaaa----lllliiiisssstttt uuuunnnnssssuuuurrrrllllaaaarrrrıııınnnnıııınnnn aaaaççççııııkkkk tttteeeerrrröööörrrrccccüüüü ddddiiiikkkkttttaaaattttöööörrrrllllüüüüğüüüüddddüüüürrrr....

Faşizmin en gerici çeşidi, AAAAllllmmmmaaaannnn ttttiiiippppiiii faşizmdir. Almanfaşizmi, sosyalizm ile hiç bir ortak yanı olmadığı halde, kendi-sine nasyonal-sosyalizm adını verecek kadar yüzsüzdür. Hitlerfaşizmi, sadece burjuva milliyetçiliği değil, aynı zamandagaddar şovenizm demektir. O, siyasi haydutluğun yönetimsistemidir. şçi sınıfı, köylülüğün, küçük burjuvazi veaydınların devrimci unsurları üzerinde bir provokasyonlar veişkenceler sistemidir. O, Ortaçağ barbarlığı ve canavarlığıdır,diğer halklara karşı dizginsiz saldırıdır.

Alman faşizmi, uuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssıııı kkkkaaaarrrrşıııı----ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmiiiinnnn hhhhüüüüccccuuuummmmkkkkııııttttaaaassssıııı,,,, eeeemmmmppppeeeerrrryyyyaaaalllliiiisssstttt ssssaaaavvvvaaaaşıııınnnn bbbbaaaaş kkkkuuuunnnnddddaaaakkkkççççııııssssıııı vvvveeee bbbbüüüüttttüüüünnnn ddddüüüünnnnyyyyaaaaeeeemmmmeeeekkkkççççiiiilllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn bbbbüüüüyyyyüüüükkkk aaaannnnaaaayyyyuuuurrrrdddduuuu SSSSoooovvvvyyyyeeeettttlllleeeerrrr BBBBiiiirrrrlllliiiiğiiii''''nnnneeee kkkkaaaarrrrşııııhhhhaaaaççççllllıııı sssseeeeffffeeeerrrriiiinnnniiiinnnn ggggiiiirrrriiiişiiiimmmmcccciiiissssiiii rolünü oynamaktadır.

Faşizm örneğin, Otto Bauer'in ileri sürdüğü gibi, sözümo-na "her iki sınıfının, proletarya ve burjuvazinin üzerinde duranbir devlet iktidarı biçimi" değildir. ngiliz sosyalisti Brails-ford'un açıkladığı gibi, "devlet cihazını ele geçiren,başkaldırmış küçük burjuvazi"de değildir. Hayır, faşizm, ne

sınıflar üstünde yer alan bir iktidar, ne de küçük burjuvazininveya lumpen proletaryanın finans kapital üzerindeki iktidarıdır.Faşizm, finans kapitalin iktidarının ta kendisidir. Bu, işçisınıfının, köylülüğün ve aydınların devrimci kesimi ile terörist-çe hesaplaşmanın örgütlenmesidir. Faşizm, dış siyasette, diğerhalklara karşı hayvanca nefreti körükleyen şovenizmin envahşi biçimidir.

Faşizmin bu gerçek karakterinin özellikle altını çizmek ge-rekir. Çünkü sosyal demagoji maskesi, faşizme bir dizi ülkeler-de buhrandan dolayı ne yapacağını şaşıran küçük burjuva kitle-lerini ve hatta proletaryanın en geri tabakalarının bazıkesimlerini peşinden sürükleme imkanı vermiştir. Oysa bunlar,gerçek sınıf niteliğini ve gerçek özünü kavrasalardı, faşizminpeşine takılmazlardı.

Faşizmin gelişmesi ve bizzat faşist diktatörlük, ilgili ülke-nin tarihi, sosyal ve iktisadi şartlarında, milli özelliklerine veuluslararası durumuna göre, çok çeşitli ülkelerde ççççeeeeşiiiittttlllliiii bbbbiiiiççççiiiimmmm----lllleeeerrrreeee bürünür. Bazı ülkelerde, öncelikle faşizmin geniş bir kitletemeline sahip olmadığı ve faşist burjuva kamp içindeki gruplararasındaki mücadelenin epeyi güçlü olduğu ülkelerde, faşizmparlamentoyu hemen tasfiye etmez, diğer burjuva partilere vebu arada sosyal-demokrasiye de belirli bir meşruluk tanır.ktidardaki burjuvazinin devrimin yyyyaaaakkkkıııınnnn bir zamanda

patlamasından korktuğu diğer ülkelerde faşizm, ya hemensınırsız tekelci siyasi hakimiyetini kurar veya bütün rakip parti-lere ve gruplara karşı terör ve hesaplaşmayı gittikçe arttırır.

Bu, faşizmin durumunun öööözzzzeeeelllllllliiiikkkklllleeee zorlaştığı zamanlardatabanını genişletmek ve sınıfsal özünü değiştirmeksizin, açıkterörcü diktatörlüğünü kabaca sahteleştirilmiş bir parlamenta-rizmle bbbbiiiirrrrlllleeeeşttttiiiirrrrmmmmeeeessssiiii için çaba harcamasını dıştalamaz.

Faşizmin iktidara gelmesi, bir burjuva hükümetinin yerinibir diğerinin aaaallllmmmmaaaassssıııı ggggiiiibbbbiiii bbbbaaaassssiiiitttt bir değiştirme değildir. Bilakis

9 10

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 6: Dimitrov Fasizm Uzerine

burjuvazinin sınıf hakimiyetinin bir devlet biçiminin —burjuvademokrasisinin—, başka bir devlet biçimi ile, —burjuvazininaçık terörcü diktatörlüğü ile— ddddeeeeğiiiişttttiiiirrrriiiillllmmmmeeeessssiiiiddddiiiirrrr.... Bu farkıngörmezlikten gelinmesi ciddi bir hata olurdu. Faşistlerin iktidarıele geçirme tehlikesine karşı, devrimci proletaryanın şehir veköylerdeki en geniş emekçi tabakalarını mücadeleye seferberetmesini ve burjuva kampı içindeki mevcut çelişmelerdenyararlanmasını önleyen ciddi bir hata olurdu. Aynı şekildefaşist diktatörlüğün kurulması için burjuvazinin şimdi bbbbuuuurrrrjjjjuuuuvvvvaaaaddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaattttiiiikkkk üüüüllllkkkkeeeelllleeeerrrrddddeeee aaaallllddddıııığıııı vvvveeee ggggiiiittttttttiiiikkkkççççeeee kkkkeeeesssskkkkiiiinnnnlllleeeeşeeeennnn ggggeeeerrrriiiicccciiiitttteeeeddddbbbbiiiirrrrlllleeeerrrriiiinnnn önemini kkkküüüüççççüüüümmmmsssseeeemmmmeeeekkkk de, en azından bunun kadarciddi ve tehlikeli bir hatadır. Bu tedbirler, emekçilerin demokra-tik hürriyetlerini baskı altına almak, parlementer hakları tahrifetmek, kısıtlamak ve devrimci harekete karşı baskı önlemlerinikeskinleştirmektir.

Yoldaşlar, faşizmin iktidara gelmesi, finans kapitalin her-hangi bir komitesinin belli bir günde, faşist diktatörlüğünü kur-ma kararı alması gibi düz ve basit bir şekildedüşünülmemelidir. Gerçekte faşizmle eski burjuva partileri ve-ya bu partilerin belli kesimleri arasında normal olarak karşılıklıve zaman zaman da şiddetlenen bir mücadele sonucu, hatta Al-manya'da, Avusturya'da ve diğer ülkelerde gördüğümüz gibi,bizzat faşist kamp içinde bile bazen silahlı çatışmalara kadarvaran bir mücadele sonucu iktidara gelir. Fakat bütün bunlar,faşist bir diktatörlük kurulmadan önce burjuva hükümetlerinin,kural olarak bir dizi hazırlık aşamalarından geçmesi vefaşizmin iktidara gelişini doğrudan teşvik eden bir dizi gericitedbirler alması olgusunun önemini azaltmaz. Bu hazırlıkaşamalarında, burjuvazinin gerici tedbirlerine karşı, gelişenfaşizme karşı mücadele etmeyen bir kimse, ffffaaaaşiiiizzzzmmmmiiiinnnn zzzzaaaaffffeeeerrrriiiinnnniiiiöööönnnnlllleeeeyyyyeeeemmmmeeeezzzz,,,, aaaakkkkssssiiiinnnneeee kkkkoooollllaaaayyyyllllaaaaşttttıııırrrrıııırrrr....

Sosyal-demokrasinin önderleri faşizmin gerçek sınıf

niteliğini örtbas ettiler. Kitlelerden gizlediler, burjuvaziningittikçe şiddetlenen gerici tedbirlerine karşı mücadele çağrısıyapmadılar. Faşist saldırının belirleyici anında, Almanya'nın vefaşist diğer bir dizi ülkenin emekçi kitelelerinin önemli bir ke-siminin faşizmde kendisinin en azılı düşmanını, kan emici vesoyguncu finans kapitali görmemesinde ve bu kitlelerin karşıkoymaya hazır olmamasında büyük ttttaaaarrrriiiihhhhiiii ssssoooorrrruuuummmmlllluuuulllluuuuğuuuu sosyal-demokrat önderler taşımaktadır.

Faşizmin kitleler üzerindeki etkisinin kaynağı nerededir?Faşizmin, en acil ihtiyaçlarını ve taleplerini demagoji yoluylaistismar ettiği için kitleleri kazanmayı başarmaktadır. Faşizm,kitleler içinde derin kökleri olan önyargıları körüklemekle kal-mamakta, aynı zamanda kitlelerin en iyi duygularını, adaletduygularını ve hatta bunların yanısıra devrimci geleneklerini is-tismar etmektedir. Büyük burjuvazinin uşakları ve sosyalizmincan düşmanı olan Alman faşistleri, kendilerini kitlelere niçin"sosyalist" olarak tanıtmakta ve iktidara gelişlerini "devrim"olarak göstermektedirler? Çünkü devrime olan inancı ve Al-manya'daki geniş emekçi kitlelerin kalbinde yatan sosyalizmözlemini istismar etmeye çalışmaktadır.

Faşizm, aşırı emperyalistlerin menfaatlerini temsil eder, fa-kat kitlelerin karşısına hor görülen bir milletin koruyucusu mas-kesi ile çıkar ve mesela "Versay'a hayır" sloganıyla küçük bur-juva kitleleri peşinden sürükleyen Alman faşizminin yaptığıgibi, yaralanmış milli duygularına hitap eder.

Faşizm, kitlelerin en azgın bir şekilde sömürülmesi hedefi-ni güder, fakat ustaca bir anti-kapitalist demagojiyle kitlelereyaklaşır. Emekçilerin soyguncu burjuvaziye, bankalara, tröstle-re ve büyük mali sermayedarlara karşı duyduğu derin nefrettenfaydalanır ve uygun anda siyasi bakımdan olgunlaşmamış kitle-ler için en çekici sloganlar atar. Almanya'da "Toplumsal refah,bireysel refahtan önce gelir", talya'da: "Bizim devletimiz kapi-

11 12

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 7: Dimitrov Fasizm Uzerine

talist değil, korporatif bir devlettir", Japonya'da: "Sömürününolmadığı bir Japonya", Amerika Birleşik Devletleri'nde: "Zen-ginlikler paylaşılmalıdır", vs.

Faşizm, halkı en rüşvetçi ve en satılık unsurların en kötüsömürüsüne teslim eder. Fakat halkın karşısına "dürüst ve satınalınmaz bir hükümet" talebiyle çıkar. Kitlelerin burjuva demok-ratik hükümetlerden duyduğu derin hayal kırıklığını istismareden faşizm, ikiyüzlü bir şekilde rüşvetçiliğe karşı çıkar (me-sela Almanya'da Barmak ve Sklarek, Fransa'da Staviskiskandalları ve bir dizi diğerleri).

Faşizmin burjuvazinin en gerici çevrelerinin menfaatlerine,hayal kırıklığına uğrayan, eski burjuva partilere sırt çeviren kit-leleri kendi ağına düşürür. Burjuva hükümetlere karşı şiiiiddddddddeeeettttlllliiiissssaaaallllddddıııırrrrııııllllaaaarrrrıııı ve burjuvazinin eski partilerine karşı uzlaşmaz tavrısayesinde kitlelere kendini kabul ettirir.

Ve ikiyüzlülüğüyle burjuva gericiliğinin bütün diğerçeşitlerini gölgede bırakan ffffaaaaşiiiizzzzmmmm, demagojisini her ülkeninmilli öööözzzzeeeelllllllliiiikkkklllleeeerrrriiiinnnneeee, hatta aynı ülkedeki çeşitli toplumsaltabakaların özelliklerine uuuuyyyydddduuuurrrruuuurrrr. Ve küçük burjuva kitleler,hatta yokluktan, işsizlikten ve can güvenliği olmayışındanumutsuzluğa sürüklenen işçilerin bir kesimi, faşizmin sosyal veşoven demagojisinin kurbanı olur.

Faşizm, proletaryanının devrimci hareketine, kaynayanhalk kitlelerine ssssaaaallllddddıııırrrraaaannnn bbbbiiiirrrr ppppaaaarrrrttttiiii olarak iktidara gelir. Fakat ik-tidara gelişini, "bütün milletin" adına ve milletin "kurtuluşu"için burjuvaziye karşı "devrimci" bir hareket olarak gösterir.(Mussolini'nin Roma üzerine "yürüyüşü"nü, Pilsudski'nin[2]

Varşova üzerine "yürüyüşü"nü, Hitler'in Almanya'daki Nasyo-nal-Sosyalist "devrim"ini vs. yi hatırlayalım.)

Fakat faşizm hangi maskeye bürünürse bürünsün, hangi bi-çimde ortaya çıkarsa çıksın, iktadara hangi yoldan gelirse gel-sin:

FFFFaaaaşiiiizzzzmmmm,,,, sssseeeerrrrmmmmaaaayyyyeeeennnniiiinnnn eeeemmmmeeeekkkkççççiiii kkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrriiiinnnneeee eeeennnn ggggaaaaddddddddaaaarrrrccccaaaa

ssssaaaallllddddıııırrrrııııssssııııddddıııırrrr;;;;FFFFaaaaşiiiizzzzmmmm,,,, eeeennnn ssssıııınnnnıııırrrrssssıııızzzz şoooovvvveeeennnniiiizzzzmmmm vvvveeee yyyyaaaağmmmmaaaa ssssaaaavvvvaaaaşııııddddıııırrrr;;;;FFFFaaaaşiiiizzzzmmmm,,,, kkkkuuuudddduuuurrrrmmmmuuuuş ggggeeeerrrriiiicccciiiilllliiiikkkk vvvveeee kkkkaaaarrrrşıııı----ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmddddiiiirrrr;;;;FFFFaaaaşiiiizzzzmmmm,,,, iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn vvvveeee bbbbüüüüttttüüüünnnn eeeemmmmeeeekkkkççççiiiilllleeeerrrriiiinnnn eeeennnn aaaazzzzggggıııınnnn

ddddüüüüşmmmmaaaannnnııııddddıııırrrr!!!!

MMMMuuuuzzzzaaaaffffffffeeeerrrr FFFFaaaaşiiiizzzzmmmm KKKKiiiittttlllleeeelllleeeerrrreeee NNNNeeee SSSSaaaağllllaaaarrrr????

Faşizm, işçilere "adil bir ücret" vaadetti, fakat gerçekte on-lara daha düşük, yoksul bir hayat seviyesi getirdi. Faşizm,işsizlere iş vaadetti fakat gerçekte onlara daha da büyük açlıksıkıntısı, kölece çalışma, mecburi çalışma getirdi. Faşizm, ger-çekte işçileri ve işsizleri kapitalist toplumun bütün haklardanyoksun paryaları haline dönüştürür. Onların sendikalarını orta-dan kaldırır. Grev hakkını gasbeder ve işçi basınını yasaklar.Onları faşist örgütlere girmeye zorlar. Sosyal sigorta fonlarınıyağmalar. şletmeleri ve fabrikaları, kapitalistlerin sınırsız keyfihakimiyetinin hüküm sürdüğü kışlalar haline getirir.

Faşizm, emekçi ggggeeeennnnççççlllliiiiğeeee, parlak ve geleceğe uzanangeniş bir yol açacağını vaat etti. Gerçekte gençliği kitle halindefabrikalardan çıkarttı. Onlara mecburi çalışma kampları, biryağma savaşı için, ardı arkası kesilmeyen çok sıkı askeri talim-ler getirdi.

Faşizm, hizmetlilere, kkkküüüüççççüüüükkkk mmmmeeeemmmmuuuurrrrllllaaaarrrraaaa vvvveeee aaaayyyyddddıııınnnnllllaaaarrrraaaa,hayatlarını garanti edeceğini, tröstlerin bütün hakimiyetine vebanka sermayesinin vurgunculuğuna son vereceğini vaadetti.Gerçekte ise, onları daha bir ümitsizliğe ve güvensizliğe sev-ketti. Faşizm, onları en sadık taraftarlarından oluşan yeni birbürokrasinin boyunduruğuna soktu. Faşizm, tröstlerin taham-mül edilmez diktatörlüğünü kurmakta, rüşveti ve yozlaşmayışimdiye kadar görülmemiş ölçüde yaymaktadır.

Faşizm, perişan ve yoksul kkkkööööyyyyllllüüüülllleeeerrrreeee, borç köleliğine son

13 14

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 8: Dimitrov Fasizm Uzerine

vereceğini, yarıcılık kirasını kaldıracağını, hatta asillerintopraklarına, topraksız köylülerin yararına, tazminatsız elkoyacağını vaadetti. Gerçekte ise, emekçi köylülerin şimdiyekadar eşi görülmemiş bir şekilde tröstler ve faşist devletvasıtasıyla köleleştirilmesini yaratır ve temel kitlelerinin büyükbankalar ve tefeciler tarafından sömürülmesini son haddinevardırır.

Hitler, "Almanya, ya bir köylü ülkesi olacak, ya da hiç birşey olmayacak" şeklinde resmi bir açıklamada bulunmuştu. Pe-ki, Hitler yönetimi altında bulunan Almanya'daki köylülerin eli-ne ne geçti? Artık yürürlükten kaldırılmış olan Moratoryum[3]

mu? Yoksa milyonlarca köylünün erkek ve kız çocuğunu köy-lerinden süren, onları dilencilere dönüştüren köylü mülkiyetininveraseti kanunu mu? Tarım işçileri yarı serf durumuna getirildi-ler, hatta istedikleri yerde yerleşme gibi temel haklarından bileyoksun bırakıldılar. Emekçi köylülerin ürünlerini pazarda satmaimkanı ortadan kaldırıldı.

Ya Polanya'da?Polonya gazetesi "Czas" şöyle yazıyordu: "Polonya köylü-

sü, ancak Ortaçağda uygulanan metod ve araçlarıkullanmaktadır. Ateşi sobasında muhafaza etmekte, komşusunaödünç vermektedir, kibriti birçok parçaya bölmektedir. Kirli sa-bunlu su kullanıldıktan sonra başkalarına ödünç verilmektedir.Tuzlu su elde etmek için ringa balığı fıçıları kaynatılmaktadır.Bu masal değildir. Doğruluğuna herkesin inanabileceği köyde-ki gerçek durumdur."

Ve yoldaşlar, bunu Komünistler değil, gerici bir Polonyagazetesi yazıyor!

Fakat bununla da bitmiyor.şçi sınıfının en iyi evlatları, devrimci köylüler ve

insanlığın daha güzel geleceği uğrunda savaşanlar, faşistAlmanya'nın toplama kamplarında, Gestapo (Alman Gizli Poli-

si) mahzenlerinde, Polonya'da hücrelerde, Bulgar ve Fin gizlipolisinde, Belgrad'da "Glavnyaça"da, Romanya'da "Siguran-sa"da ve talya adalarında, Çarlık gizli polisi Okhrana[4] eniğrenç ve alçakça hareketlerinin bunların yanında sönük kaldığıişkence hareketlerine maruz kalmaktadılar. Cani Almanfaşizmi, erkekleri, kadınların gözü önünde kanlı külçe halinegetirmek, öldürdükleri oğullarının küllerini paketleyip postaylaannelerine göndermektedirler. Kısırlaştırmak, bir siyasi müca-dele aracı haline getirilmiştir. Tutuklu anti-faşistlere işkenceodalarında zorla zehirli iğneler yapılmaktadır. Onların kollarıkırılmakta, gözleri oyulmakta, asılmakta, vücutlarına su pompa-lanmakta, derilerine gamalı haç kazınmaktadır.

Uluslararası Kızıl Yardım Teşkilatı'nın hazırladığı elimde-ki belgede, Almanya, Polonya, talya, Avusturya, Bulgaristan veYugoslavya'da öldürülenler, yaralananlar, tutuklananlar, sakatbırakılanlar ve işkence edilerek öldürülenler hakkında istatistikibilgiler vardır. Yalnızca Almanya'da Nasyonal-Sosyalistlerinhakimiyeti sırasında 4. 200 kişi öldürülmüş, 317. 800 kişitutuklanmış ve işçi, köylü, hizmetli, aydın, komünist, sosyal-demokrat ve muhalif hristiyan örgütlerinin üyesi olan 218. 600anti-faşist yaralanmış ve vahşice işkenceye uğratılmıştır.Avusturya'da geçen yılki Şubat çatışmalarından bu yana "Hris-tiyan" faşist hükümet 1. 900 kişiyi öldürmüş, 10. 000 kişiyiyaralamış ve sakat bırakmış ve 40. 000 devrimci işçiyitutuklamıştır. Ve yoldaşlar, bu liste bir hayli eksiktir.

Şu anda bir dizi faşist ülkede emekçilerin uğradığıişkenceleri düşündükçe, duyduğumuz tüm öfkeyi dile getireceksöz bulmakta güçlük çekiyorum. Açıkladığımız rakamlar ve ol-gular çeşitli kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfının günlük hayatınıdolduran, beyaz muhafızcı terörün uyguladığı sömürü veişkencelerin yyyyüüüüzzzzddddeeee bbbbiiiirrrriiiinnnniiii bbbbiiiilllleeee yyyyaaaannnnssssııııttttmmmmaaaammmmaaaakkkkttttaaaaddddıııırrrr. Faşizminemekçilere uyguladığı sayısız vahşetin eksiksiz bir manzarası

15 16

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 9: Dimitrov Fasizm Uzerine

ciltlere sığmaz.Hayatlarını faşizme karşı mücadelede feda eden unutulmaz

yoldaşlarımız, Almanya'da Con Şer'in (Jonh Scherr) (5), FiteŞultze'nin (Fritz Schultze)[6] ve Lütgens'in[7], Avusturya'da Ko-loman Valiş'in (Koloman Wallisch) ve Münihrayter'in (Mü-nichreiter), Macaristan'da Salay'ın (Sallai)[8] ve Fürst'ün (Fu-erst)[9], Bulgaristan'da Kofarçiev'in[10], Lütibrodski'nin[11] veVoykov'un[12] anısına ve binlerce ve binlerce Komünistin,sosyal-demokratın ve partisiz işçinin, köylülerin ve ilericiaydınların temsilcilerinin anısına, yürüklerimiz faşist cellatlarakarşı derin bir kin ve nefretle dolu olarak Komünist Enternas-yonal'in bayrağını yarıya indiririz.

Bu kürsüden, Alman proletaryasının önderi ve Kongremi-zin fahri başkanı Telman (Thaelman) yoldaşı selamlarız.(Şiddetli alkışlar. Herkes yerinden kalkar.) Rakosi, Gramşi(Gramsicl) (şiddetli alkışlar herkes yerinden kalkar ), Antikal-nen ve Yanko Panov yoldaşları selamlarız. Karşı-devrimcilertarafından hapse atılan spanyol sosyalistlerinin önderi Kaballa-ro'yu (Caballero), on sekiz yıldır hapishanede yatan TomMunly'i (Tom Mooney) ve sermayenin ve faşizmin esaretialtında binlerce insanı selamlarız. (Şiddetli alkışlar) Ve onlaraşöyle sesleniyoruz: "Mücadele arkadaşlarımız! Silaharkadaşlarımız! Sizleri unutmadık! Sizinle beraberiz!Hayatımızın her saatini, kanımızın her damlasını sizinkurtuluşunuz uğrunda, bütün emekçilerin bu rezil faşist rejim-den kurtuluşu uğrunda vermek istiyoruz." ((((Şiddetli alkışlar,herkes ayağa kalkar.)

Yoldaşlar! Lenin, burjuvazinin emekçilerin üzerine envahşi terörle saldırabileceği ve gelişen devrim güçlerine buveya şu daha kısa bir süre karşı koymayı başarabileceği, fakatbuna rağmen yok olmaktan kurtulamayacağı konusunda biziuyarmıştı.

Lenin şöyle yazmıştı:"Hayat kendini kabul ettirecektir. bırakın burjuvazi tepin-

sin, öfkesinden kudursun, boyundan büyük işlere kalkışsın,aptallıklar yapsın, bolşeviklerden peşinen intikam alsın ve dünbolşevik olmuş, yarın bolşevik olacak (Hindistan'da, Macaris-tan'da, Almanya'da vb.) daha yüzlerce, binlerce, yüzbinlerceinsanı öldürmek için çabalasın. Burjuvazi böyle yapmakla, tari-hin yok olmaya mahkum ettiği bütün sınıflar gibi davranıyor.Komünistler, ne olursa olsun, geleceğin kendilerine aitolduğunu bilmelidirler. Bu yüzden, muazzam devrimci müca-dele içinde, burjuvazinin çılgınlıklarının en serinkanlı ve ensoğukkanlı bir değerlendirmesini, en büyük heyecanlabirleştirebiliriz ve birleştirmeliyiz." (V. . Lenin, Bütün Eser-ler, cilt 25, S. 291.)

Evet, biz ve bütün dünya proletaryası Lenin'in bizegösterdiği yoldan şaşmaz bir şekilde yürürsek, ne olursa ol-sun, burjuvazi yok olacaktır. (Alkışlar)

FFFFaaaaşiiiizzzzmmmmiiiinnnn ZZZZaaaaffffeeeerrrriiii KKKKaaaaççççıııınnnnııııllllmmmmaaaazzzz mmmmııııddddıııırrrr????

Faşizm, niçin ve nasıl zafere ulaştı?Faşizm, işçi sınıfı ve emekçilerin en amansız düşmanıdır.

Faşizm, Alman halkının, Avusturya halkının ve diğer faşist ül-kelerin halklarının onda dokuzunun düşmanıdır. Öyleyse, bu enamansız düşman nasıl oldu da başarı kazanabildi?

Faşizm, hhhheeeerrrr şeeeeyyyyddddeeeennnn öööönnnncccceeee, sosyal-demokrat önderlerinizlediği burjuvazi ile işbirliği siyasetinin bir sonucu olarak, işçisınıfı bbbbööööllllüüüünnnnddddüüüüğüüüü için, ve saldıran burjuvazi karşısında ssssiiiiyyyyaaaassssiiiivvvveeee öööörrrrggggüüüüttttsssseeeellll bbbbaaaakkkkıııımmmmllllaaaarrrrddddaaaannnn ssssiiiillllaaaahhhhssssıııızzzz kkkkaaaallllddddıııığıııı iiiiççççiiiinnnn iktidara gelebil-di. Fakat Komünist partileri, sosyal-demokratlar olmadan ve on-lara karşı, kitleleri harekete geçirecek ve faşizme karşı kesinbir mücadelede kitleleri yönetecek ggggüüüüççççtttteeee ddddeeeeğiiiillllddddiiii....

Durum gerçekten böyledir! Bugün Komünist kardeşleriylebirlikte faşist barbarlık altında acı çeken milyonlarca sosyal-de-mokrat işçi ciddi olarak şunları düşünmelidir: Eğer 1918'de

17 18

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 10: Dimitrov Fasizm Uzerine

Almanya'da ve Avusturya'da devrim patlak verdiği zamanAvustarya ve Alman proletaryası, Avusturya'da Otto Bauer'inFridrih Adler'in (Friedrich Adler), ve Karl Renner'in[13] Alman-ya'da Ebert'in[14] ve Şaydeman'ın (Schiedemann)[15] sosyal-de-mokrat önderliklerini izleyecekleri yerde, Rus bolşeviklerininyolunu, Lenin ve Stalin'in yolunu izlemiş olsalardı, bugün neAvusturya'da , ne Almanya'da, ne talya'da, ne Macaristan'da, nePolonya'da ve ne de Balkanlar'da faşizm olmazdı. Avrupa'daburjuvazi değil, uzun zamandır işçi sınıfı egemen olurdu.(Alkışlar)

Mesela, AAAAvvvvuuuussssttttuuuurrrryyyyaaaa, sosyal-demokrasisini ele alalım. 1918Devrimi bunların muazzam bir şekilde gelişmesine yol açtı.ktidarı ele geçirdiler. Orduda ve devlet mekanizmasında güçlü

mevziler elde ettiler. Avusturya Sosyal-Demokrat Partisi bumevzilere dayanarak, faşizmi daha başlangıçta yok edebilirdi.Fakat işçi sınıfının mevzilerini hiç bir direnme göstermeden bir-biri ardına teslim etti. Burjuvazinin iktidarınısağlamlaştırmasına, anayasayı kaldırmasına, devletmekanizmasını, orduyu ve polisi sosyal-demokrat fonksiyoner-lerden temizlemesini ve işçilerin elindeki silah depolarınınalınmasına müsaade etti. Faşist haydutların sosyal-demokratişçileri cezasızca öldürmesine izin verdi ve faşist unsurlarlafabrika kapılarını açan Hüttenberg ittifakının[16] şartlarını kabuletti. Aynı zamanda, sosyal-demokrat önderler Lintprogramıyla[17] işçileri kandırdılar. Bu program, burjuvaziyekarşı şiddete başvurma alternatifini ve proletaryadiktatörlüğünün kurulmasını öngörüyordu. Hakim sınıfların işçisınıfına karşı şiddete başvurması halinde partinin, buna genelgrev çağrısı ve silahlı mücadele ile cevap vereceği şeklinde,işçilere teminat veriliyordu. Sanki işçi sınıfının üzerine faşistsaldırının bütün hazırlık siyaseti, anayasaya uygun bir şeklebüründürülen şiddet hareketleri aynı zincirin halkaları değildi!

Hatta Şubat çatışmaları arifesinde ve esnasında Avusturyalı sos-yal-demokrat önderlik yiğitçe savaşan Şutsbund'un (Schutz-bund)[18] geniş kitlelerden kopuk bir şekilde mücadele etmesineve Avusturya proletaryasının yenilgisine yol açtılar.

AAAAllllmmmmaaaannnnyyyyaaaa'da faşizmin zaferi kaçınılmaz mıydı? Hayır, Al-man işçi sınıfı faşizmi önleyebilirdi.

Fakat Almanya işçi sınıfının faşizmi önleyebilmesi içinfaşizme karşı proletaryanın birleşik cephesini kurması, sosyal-demokrat önderlerini Komünistlere karşı giriştikleri kampanya-dan vazgeçmeye ve Komünist partinin defalarca tekrarladığıfaşizme karşı eylem birliği tekliflerini kabule zorlaması gere-kirdi.

Faşizm, saldıya geçtiği zaman ve burjuvazi, burjuva de-mokratik hürriyetleri tedricen tasfiyeye başladığı zaman, Al-man işçi sınıfı sosyal-demokrasinin güzel kararlarıyla yetinme-meliydi. Bilakis, Alman burjuvazisinin faşist planlarınıgerçekleştirmesini güçleştirecek gerçek kitle mücadelesiylekarşılık vermeliydi.

Alman işçi sınıfı, Kızıl Cephe Savaşçıları Birliği'nin Bra-un-Severing[19] hükümeti tarafından yasaklanmasına müsaadeetmemeliydi. Bilakis Kızıl Cephe Savaşçıları Birliği ile bir mil-yona yakın üyesi olan Rayssbanner (Reichsbanner)[20] arasındamücadele bağları kurmalıydı. Braun ve Severing'i, bu örgütlerifaşist çetelere karşı direnmek ve onları ezmek içinsilahlandırmaya zorlamalıydı.

Alman işçi sınıfı, Prusya hükümetinin başındaki sosyal-de-mokrat önderleri faşizme karşı savunma tedbirleri almaya,faşist önderleri tutuklamaya, faşist basını yasaklamaya,faşistlerin maddi kaynaklarına ve faşist hareketi paraca destek-leyen kapitalistlerin kaynaklarına el koymaya, faşist örgütleridağıtmaya ve ellerinden silahlarını almaya vs. zorlamalıydı.

19 20

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 11: Dimitrov Fasizm Uzerine

Alman işçi sınıfı bütün bunların yanı sıra bankaları vetröstleri vergilemeye tabi tutarak bütün sosyal hizmet biçimleri-nin yeniden kurulmasını ve yaygınlaşmasını, buhran dolayısıylaperişan olan köylülere borçlarını erteleme hakkının tanınmasınıve buhran tazminatı verilmesini sağlamalı ve böylece emekçiköylülerin desteğini kazanmalıydı. Alman sosyal demokrasisi-nin hatası yüzünden bunlar yapılamadı ve faşizmin zaferi müm-kün oldu.

Ayaklanan proletarya güçlerinin, bir köylü savaşıyla böyle-sine elverişli bir şekilde birleştiği ssssppppaaaannnnyyyyaaaa'da[21] burjuvazininve aristokrasinin zafere ulaşması kaçınılmaz mıydı?

spanyol sosyalistleri, Devrimin ilk günlerinden itibaren hü-kümette yer alıyorlardı. Komünistler ve anarşistler dahi, her si-yasi yönelimden işçi sınıfı örgütleri arasında mücadele bağlarıkurdular mı? şçi sınıfını tek bir sendika örgütünde birleştirdilermi? Köylüleri devrime kazanmak için çiftlik sahiplerinin, kilise-nin ve manastırların bütün topraklarına köylülerin yararına elkonulmasını talep ettiler mi? Katalonyalıların ve Baskların ulu-sal kendi kaderlerini tayini için ve Fas'ın kurtuluşu için müca-deleye giriştiler mi? Orduyu monarşist ve faşist unsurlardan te-mizleyip, ordunun işçilerin ve köylülerin saflarına geçişinihazırladılar mı? Bütün halk hareketlerinin celladı olan ve halkınnefret ettiği Sivil Muhafızları dağıttılar mı? Gil Robles'in[22]

faşist partisinin ve katolik kilisesinin nüfuzuna darbe indirdilermi? Hayır, bunların hiç birini yapmadılar. Komünistlerin burju-vazi-junker gericiliğinin ve faşizmin saldırısına karşı eylembirliğini kurmak için tekrarladıkları tekliflerini geri çevirdiler.Gericilerin Kortez'de (Cortes: spanyol parlamentosu) çoğunluksağlamasını mümkün kılan seçim kanunları çıkardılar. Halk ha-reketlerini cezalandırmayı öngören kanunlar çıkardılar. Bu ka-nunlara dayanılarak Avusturyalı yiğit maden işçileri muhkumedilmektedir. Toprak için mücadele eden köylüleri Sivil

Muhafızlara vurdurdular, vb. Yoldaşlar, böylece sosyal-demokrasi, işçi sınıfının saflarını

dezorganize ederek ve bölerek Almanya'da, Avusturya'da vespanya'da faşizmin iktidara gelmesine yol açtı.

Yoldaşlar, faşizmin zafer kazanmasının bir sebebi de,proletaryanın kendi tabii müttefiklerinden tecrit olmasıdır.Faşizm, sosyal-demokratların, işçi sınıfı adına, esas itibariyleköylü düşmanı bir siyaset izlemesi olgusu sayesinde ggggeeeennnniiiişkkkkööööyyyyllllüüüü kkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrriiiinnnniiii peşinden sürüklemeyi başardığındandolayıdır ki, zafer kazandı. Köylü, bir dizi sosyal-demokrat hü-kümetleri iktidarda görüyordu. Bu hükümetler, köylülerin gö-zünde işçi sınıfı iktidarının bir ifadesiydi. Fakat bunlardan hiçbiri köylülerin perişan durumuna son vermedi. Bir tanesi bile,köylülere toprak vermedi. Almanya'da sosyal-demokrasi büyüktoprak sahiplerinin kılına bile dokunmadı.Tarım işçileriningrevlerine karşı mücadele açtılar. Bunun sonucundaAlmanya'nın tarım işçileri Hitler iktidara gelmeden çok önce re-formcu sendikaları terkettiler ve büyük kısmı Ştalhelm'in (Stahl-helm)[23] ve Nasyonal-Sosyalistlerin tarafına geçtiler.

Faşizmin zafer kazanmasının diğer bir sebebi de, faşizminggggeeeennnnççççlllliiiikkkk saflarına sızmasıdır. Bu sırada sosyal-demokratlar, işçigençliği sınıf mücadelesinden uzaklaştırıyordu. Devrimci pro-letarya ise, gençlik arasında gerekli eğitim çalışmasınıgeliştirmiyor ve gençliğin özel menfaatleri ve talepleri için mü-cadeleye yeterince özen göstermiyordu. Faşizm, gençliğin mili-tan faaliyeti olan özellikle keskin belirli dürtüsünü kavradı vegençliğin geniş bir kesimini kendi savaş müfrezelerine çekti.Kadın ve erkek gençliğin yeni nesili savaşın dehşetiniyaşamamıştı. Bu nesil iktisadi buhranın, işsizliğin ve burjuvademokrasisinin çöküşünün bütün yükünü omuzlarında hissedi-yordu. Gençliğin gelecekte bir perspektif görmeyen önemli birkesimi, faşizm zafer kazandığı taktirde kendilerine parlak bir

21 22

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 12: Dimitrov Fasizm Uzerine

gelecek vaad eden faşist demagoji karşısında özellikleduyarlıydılar.

Bununla ilgili olarak, faşizme karşı mücadelemizi köstek-leyen KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt PPPPaaaarrrrttttiiiilllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn bir dizi hhhhaaaattttaaaallllaaaarrrrıııınnnnıııı görmezliktengelemeyiz.

Saflarımızda, affedilmez bir şekilde, bugün bile henüz heryerde yok edilememiş olan faşizm tehlikesini küçümsemevardı. Önceleri partilerimizde, "Almanya, talya değildir";faşizm talya'da zafer kazanmış olabilir, ama Almanya gibi sa-nayi ve kültür alanlarında çok gelişmiş ve kırk yıllık bir işçisınıfı hareketi geleneğine sahip bir ülkede faşizm imkansızdır,faşizmin zafer kazanması söz konusu olamaz gibi anlamındagörüş vardı. Veya şimdi "klasik" burjuva demokrasisinin hakimolduğu ülkelerde faşizmin ortam bulamayacağı şeklindekigörüşe rastlanmaktadır. Böyle görüşler, faşizm tehlikesinekarşı uyanıklığın azalmasına ve proletaryanın faşizme karşımücadele için seferber edilmesinin daha da güçleşmesine yolaçabilmiştir ve yol açabilmektedir.

Faşist darbelerin komünistleri gafil avlaması konusunda daörnekler az değildir. Bulgaristan'ı hatırlayacak olursak, Partimi-zin yönetimi 9 Haziran 1923'teki hükümet darbesi karşısında"tarafsız", ama özünde oportünist bir tavır takınmıştı. Polon-ya'da Mayıs 1926'da, Komünist Partisi yönetimi, Polonya devri-minin itici güçlerini yanlış hesapladığı için, Pilsudaki'nin dar-besinin faşist niteliğini farketmemiş ve olayların gerisindekalmıştı. Finlandiya'da Partimiz, faşizm yavaş ve tedricen gelirgibi yanlış bir düşünceyle hareket etmiş, burjuvazinin öndergurubu tarafından hazırlanan faşist darbe hazırlığını gözdenkaçırmış ve bu darbe Partiyi ve işçi sınıfını hazırlıksızyakalamıştı.

Almanya'da Nasyonal-Sosyalizm artık tehdid edici bir kitlehareketi haline geldiği sıralarda, Bruening hükümetini bile

faşist diktatörlüğün bir hükümeti olarak gören ve böbürlenerek"Hitler'in Üçüncü Reich'ı eğer olaki gelebilirlerse, ancak yerinaltından bir buçuk metreye kadar çıkabilir, fakat yerin üzerindeise biz işçilerin muzaffer iktidarına sahip olacağız" diyen HeinzNeumann gibi yoldaşlar vardı.

Almanya'daki yoldaşlarımız, kitlelerin zedelenen milli his-lerini ve Versay Barış Anlaşması'na karşı duydukları öfkeyiuzun bir zaman yeterince dikkate almadılar. Köylülüğün ve kü-çük burjuvazinin yalpalamalarını küçümsediler. Sosyal ve millikurtuluş programlarını ortaya koymakta geç kaldılar. Ortayakoydukları programlarını kitlelerin somut ihtiyaçlarına ve sevi-yesine uygun olarak tatbik edemediler. Hatta programlarını kit-lelere geniş ölçüde mal etmeyi bile başaramadılar.

Birçok ülkede faşizme karşı geliştirilmesi zorunlu olan kit-le mücadelesinin yerine faşizmin, "genel" niteliği üzerine boş(verimsiz) ttttaaaarrrrttttıııışmmmmaaaallllaaaarrrraaaa girişildi ve Partinin günlük siyasi gö-revlerini ortaya koyma ve çözmede sssseeeekkkktttteeeerrrr bbbbiiiirrrr ddddaaaarrrr ggggöööörrrrüüüüşllllüüüüllllüüüükkkkgösteriliyordu.

Yoldaşlar! Faşizmin zaferinin sebeplerinden söz ederkenSosyal-Demokrasinin, işçi sınıfının yenilgisinde taşıdığı tarihisorumluluğa işaret ederken ve aynı zamanda faşizme karşımücadelede kendi hatalarımızı da ortaya koyarken, niyetimizsadece geçmişi deşmek değildir. Biz hayattan kopuk tarihçilerdeğiliz; biz, milyonlarca işçinin kafasını meşgul eden ffffaaaaşiiiizzzzmmmmiiiinnnnzzzzaaaaffffeeeerrrriiii öööönnnnlllleeeennnneeeebbbbiiiilllliiiirrrr mmmmiiii,,,, öööönnnnlllleeeennnneeeebbbbiiiilllliiiirrrrsssseeee nnnnaaaassssııııllll öööönnnnlllleeeennnneeeebbbbiiiilllliiiirrrr sorusu-nun cevabını vermekle görevli olan işçi sınıfının mücadele edenönderliğiyiz. Ve işte bu milyonlarca işçiye cevap veriyoruz:Evet yoldaşlar, faşizmin yolu kapatılabilir. Bu, tamamen müm-kündür. Bu, bize bağlıdır, işçilere, köylülere, bütün emekçilerebağlıdır!

Faşizmin zaferinin önlenmesi, hhhheeeerrrr şeeeeyyyyddddeeeennnn öööönnnncccceeee işçisınıfının militan faaliyetine, işçi sınıfı kuvvetlerinin sermaye ve

23 24

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 13: Dimitrov Fasizm Uzerine

faşizmin saldırısına karşı yekvücut bir orduda birleştirilmesinebağlıdır. Mücadele birliğini kuran proletarya, faşizminköylülük, şehir küçük burjuvazisi, gençlik ve aydınlar üzerinde-ki etkisini kırabilir, bunların bir kısmını tarafsızlaştırabilir vediğerlerini kendi saflarına kazanabilir.

Faşizmin zaferinin önlenmesi, iiiikkkkiiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk, emekçilerinfaşizme karşı mücadelesini doğru bir şekilde yöneten güçlü birdevrimci partinin varlığına bağlıdır. şçileri, sistemli olarak,faşizm karşısında geri çekilmeye çağıran ve faşist burjuvazininmevzilerini sağlamlaştırmasına izin veren bir parti, işçilerikaçınılmaz olarak yenilgiye sürükler.

Faşizmin zaferinin önlenmesi, üüüüççççüüüünnnnccccüüüü oooollllaaaarrrraaaakkkk, işçisınıfının köylülüğe ve şehirlerdeki küçük burjuva kitlelerinekarşı doğru bir siyaset izlemesine bağlıdır. Bu kitleler,olmalarını istediğimiz şekilde değil, oldukları gibi elealınmalıdır. Onlar kararsızlık ve yalpalamalarını, ancak ve an-cak mücadele içerisinde alt edeceklerdir. Ancak onlarınkaçınılmaz yalpalamaları karşısında sabırlı davranılırsa ve pro-letarya onları siyasi olarak desteklerse, daha yüksek bir devrim-ci bilinç ve faaliyet seviyesine yükseleceklerdir.

Faşizmin zaferinin önlenmesi, ddddöööörrrrddddüüüünnnnccccüüüü oooollllaaaarrrraaaakkkk, devrimciproletaryanın uyanıklığına ve zamanında hareket etmesinebağlıdır. Faşizme gafil avlanılmamalıdır. nisiyatif faşizme ter-kedilmemelidir. Daha kuvvetlerini toplamaya fırsat bulamadanfaşizme kesin darbeler indirilmelidir. Faşizmin durumunusağlamlaştırmasına izin verilmemelidir. Her nerede ve ne za-man ortaya çıkarsa çıksın, faşizme karşı direnilmelidir. şteFransa proletaryasının başarıyla yapmaya çalıştığı budur.(Alkışlar)

Zalim Faşizm, Fakat Sürekli Olmayan Bir ktidarBurjuvazinin faşist diktatörlüğü zalim, fakat sürekli olma-

yan bir iktidardır.Faşist diktatörlüğün sürekli olmayan bir diktatörlük

olmasının başlıca sebepleri nelerdir?Burjuva kampı içerisindeki fikir ayrılıklarını ve zıtlıkları

ortadan kaldırmaya çalışan faşizm, onları daha dakeskinleştirir. Faşizm, kendi siyasi tekelini kurmaya çalışıyorve diğer siyasi partileri zor yoluyla ortadan kaldırır. Fakat kapi-talist sistemin ve çeşitli sınıfların varlığı ve sınıf çelişmelerininşiddetlenmesi, faşizmin siyasi tekelinin kaçınılmaz olaraksarsılmasına ve parçalanmasına yol açar. Bir Sovyet ülkesindeproletarya diktatörlüğü, gene siyasi tekelini kuran bir partitarafından gerçekleştirildiği halde, bu siyasi tekel, milyonlarcaemekçinin menfaatine uygun olduğu ve gittikçe daha çoksınıfsız bir toplumun kurulmasına dayandığı için bu, bir Sov-yet ülkesi değildir. Faşist bir ülkede faşistlerin partisi tekeliniuzun süre koruyamaz. Çünkü o, sınıfları ve sınıf çelişmeleriniortadan kaldırmayı kendisine görev olarak koyamaz. Burjuvapartilerinin legal varlıklarına son verir; fakat bu burjuva partile-rin bir kısmı illegal olarak da varlıklarını sürdürürler. KomünistPartisi ise illegal şartlarda bile ileriye doğru yol alır, çelikleşirve proletaryanının faşist diktatörlüğe karşı mücadelesini yöne-tir. Bu tarzla, faşizmin siyasi tekeli, sınıf çelişmelerinin darbe-leri altında parçalanmak zorundadır.

Faşist diktatörlüğün sağlam olmayışının bir başka sebebide, faşizmin anti-kapitalist demagoji ile tekelci burjuvaziyi enhaydutça yollardan zenginleştirme siyaseti arasındaki zıtlığın,faşizmin sınıf niteliğinin açığa çıkmasını kolaylaştırması vefaşizmin kitle temelini sarsmaya ve zayıflatmaya götürür.

Faşizmin zaferi, bunlardan başka, kitlelerin derin nefret veöfkesini uyandırır, kitlelerin devrimcileşmesine yol açar veproletaryanın faşizme karşı birleşik cephesini güçlü birşekilde teşvik eder.

Faşizmin, iktisadi milliyetçilik (otarşi) siyasetiyle ve savaşhazırlığı için milli gelirin en büyük bir kısmına el koymasıyla

25 26

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 14: Dimitrov Fasizm Uzerine

ülkenin bütün iktisadını batırır ve kapitalist devletler arasındakiiktisadi savaşı şiddetlendirir. Faşizm, burjuvazi içinde ortayaçıkan çatışmaları şiddetlendirir ve bu çatışmaları seyrek olma-yan kanlı çarpışmalara kadar vardırır ve bu da halkın gözündefaşist devlet iktidarının sağlamlığı fikrini yıkar. Geçen yılın30 Haziranında[24] Almanya'daki olayda olduğu gibi, kenditaraftarlarını katleden bir devlet iktidarı, faşist burjuvazinindiğer bir kesiminin silahlı mücadelesiyle karşı karşıya bulunan(Avusturya'daki Nasyonal-Sosyalist darbe ve Polonya'da, Bul-garistan'da, Finlandiya'da ve diğer ülkelerde tek tek faşistgrupların faşist hükümete keskince karşı çıkmaları) böylesi birdevlet iktidarı, geniş küçük burjuva kitlelerinin gözünde otorite-sini uzun zaman sürdüremez.

şçi sınıfı, burjuva kamp içerisindeki çelişmelerden veçatışmalardan yararlanmasını bilmeli, fakat faşizmin kendi ken-dini yok edeceği hayaline kapılmamalıdır. Faşizm(kendiliğinden) (otomatikman) yıkılmayacaktır. Ancak işçisınıfının devrimci faaliyeti, burjuva kampında kaçınılmaz olarakortaya çıkan çatışmalardan, faşist diktatörlüğü zayıflatmak veyıkmak için faydalanmaya yardım edecektir.

Faşizm, burjuva demokrasisinin kalıntılarını ortadankaldırmakla ve açık şiddeti bir hükümet sistemi haline getir-mekle, demokrasi hayallerini ve emekçi halkın gözündemeşruiyet otoritesini temelinden sarsar. Bu, özellikle Avusturyave spanya gibi işçilerin faşizme karşı elde silah savaştığı ül-kelerde gerçekleşmektedir. Uğradıkları yenilgiye rağmen,Şutzbund'un ve Komünistlerin kahramanca mücadeleleri, Avus-turya'da faşist diktatörlüğün sağlamlığını daha başlangıçtasarsmıştır. spanya'da burjuvazi, emekçi halkın ağzını faşizmyoluyla kapatmayı başaramadı. Avusturya ve spanya'dakisilahlı mücadeleler gittikçe daha geniş işçi sınıfı kitlelerinindevrimci sınıf mücadelesinin gerekliliğini kavramalarına yol

açtı.Ancak kinci Enternasyonal'in en eski teorisyeni Karl Ka-

utsky[25] gibi öylesi darkafalılar ve burjuva uşakları, işçilerinAvusturya'da ve spanya'da silaha sarılmamaları gerektiğiniaçıklayarak onları suçlayabilir. Bu ülkelerin işçi sınıfları Kauts-kilerin haince öğütlerine kulak asmış olsaydı, acaba şimdiAvusturya ve spanya'daki işçi sınıfı hareketi ne durumda olur-du? Hiç şüphe yok ki, işçi sınıfı saflarında derin bir moralbozukluğu hüküm sürerdi.

Lenin şöyle der:"Halklar iç savaş okulundan boşuna geçmiyorlar. Bu, zorlu

bir okuldur ve bütün programında kkkkaaaaççççıııınnnnııııllllmmmmaaaazzzz oooollllaaaarrrraaaakkkk karşı-devrimin zaferleri, kudurgan gericilerin çılgınlıkları ve eskiiktidarın isyancılara vahşi intikam eylemleri vb. de vardır. Fa-kat halkların bu çetin okula girmelerinden olsa olsa ukalalar veeli ayağı tutmaz bunaklar sızlanabilir. Bu okul ezilen sınıflaraiç savaşı nasıl yürüteceklerini öğretir. Onlara, devrimde zaferkazanmayı öğretir. Bu okul, modern köle kitlelerinde ezilmiş,uyuşuk ve cahil kölelerin ezelden beri içlerinde taşıdıkları veköleliklerinin zilletini kavradıklarında onları en büyük tarihselkahramanlıklarına ilerleten nefreti yoğunlaştırır." (V. . Lenin,Toplu Eserler, Cilt 12, s. 380.)

Almaya'da faşizmin zaferi, bilindiği gibi, yeni bir faşistsaldırı dalgasını da beraberinde getirdi. Avustarya'da Dollfussprovokasyonuna, spanya'da karşı-devrimin kitlelerin devrimcikazanımlarına karşı yeni saldırılara geçmesine, Polonya'daanayanın faşist reforma tabi tutulmasına yol açtı. AmaFransa'da Şubat 1934'de faşistlere silahlı müfrezeleriyle bir hü-kümet darbesine teşebbüs cesaretini verdi. Fakat bu zafer vefaşist diktatörlüğün bu kudurganlığı, faşizme karşıproletaryanın birleşik cephesinin uluslararası çapta bir karşıhareketini ortaya çıkardı. Faşizmin işçi sınıfına karşı genel birsaldırıya geçmesi için işaret olan Rayştag'ın (Reichstag)kundaklanması, sendikaların ve diğer işçi örgütlerinin yağmave talanı, işkence altındaki anti-faşistlerin faşist kışlaların

27 28

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 15: Dimitrov Fasizm Uzerine

zindanlarından ve temerküz kamplarından yükselen feryatları,saldıran faşizme karşı Komünistlerin ortak mücadele teklifleri-ni redden Alman Sosyal-Demokrat önderlerin gerici böl.... faa-liyetlerinin vardığı noktayı kitlelere açıkça göstermektedir; vekitleleri faşizmi yıkmak için işçi sınıfının bütün güçlerinibirleştirmesi gerektiğine ikna etmektedir.

Hitler'in zaferi, Fransa'da faşizme karşı işçi sınıfınınbirleşik cephesinin kurulmasını da büyük ölçüde hızlandırdı.Hitler'in zaferi, işçilerde, sadece Alman işçilerinin kaderikarşısında bir korku yaratmakla, sadece Alman sınıfkardeşlerinin cellatlarına karşı bir kin uyandırmakla kalmadı,aynı zamanda, Almanya'da işçi sınıfının başına gelenlere kendiülkelerinde hiçbir şekilde izin vermemekteki kararlılıklarını da-ha da artırdı.

Bütün kapitalist ülkelerde birleşik cephe için atılan güçlüadımlar yenilgiden çıkarılan derslerin hiç de boşa gitmediğinigösterir. şçi sınıfı yyyyeeeennnniiii bbbbiiiirrrr ttttaaaarrrrzzzzddddaaaa davranmaya başlamaktadır.Birleşik cephenin teşkilatlanmasında Komünist Partinin inisi-yatifi, faşizme karşı mücadelede Komünistlerin ve devrimciişçilerin sınırsız fedakarlıkları, Komünist Enternasyonal'initibarını görülmemiş derecede arttırdı. Bu arada, kinci Enter-nasyonal'in içinde, derin bir buhran gelişmektedir. AlmanyaSosyal-Demokrat Komünist Partisi'nin iflası buna sinyalolmuştu. Sosyal-Demokrat işçiler, olanca vahşeti vebarbarlığıyla faşist Almanya'nın, son tahlilde, SSSSoooossssyyyyaaaallll----DDDDeeeemmmmooookkkk----rrrraaaattttllllaaaarrrrıııınnnn bbbbuuuurrrrjjjjuuuuvvvvaaaazzzziiiiyyyylllleeee iiiişbbbbiiiirrrrlllliiiiğiiii ssssiiiiyyyyaaaasssseeeettttiiiinnnniiiinnnn bbbbiiiirrrr ssssoooonnnnuuuuccccuuuuoooolllldddduuuuğuuuunnnnuuuu gittikçe daha da açık olarak kavrayabilirler. Bu kit-leler Alman Sosyal-Demokrat önderlerin proletaryayısürüklediği yolun bir daha izlenmemesi gerektiğini gittikçe da-ha açık bir şekilde kavramaktadırlar. kinci Enternasyonalsaflarında hiçbir zaman şimdiki gibi büyük bir fikri kargaşalıkgörülmemiştir. Bütün sosyal-Demokrat Partilerde bir

ayrımlaşma meydana gelmektedir. Sosyal-Demokrat Partilerinsaflarında iiiikkkkiiii eeeessssaaaassss kkkkaaaammmmpppp ortaya çıkmaktadır: Sosyal-Demokrat-ların burjuvaziyle kurdukları bloku bütün imkanlarıyla koruma-ya çalışan ve Komünistlerle bir birleşik cephe kurulmasını hid-detli reddeden gerici unsurların mevcut kampının yanısıra, bbbbuuuurrrr----jjjjuuuuvvvvaaaazzzziiiiyyyylllleeee iiiişbbbbiiiirrrrlllliiiiğiiii ssssiiiiyyyyaaaasssseeeettttiiiinnnniiiinnnn ddddooooğrrrruuuulllluuuuğuuuunnnnddddaaaannnn şüüüüpppphhhheeee eeeeddddeeeennnn,,,,KKKKoooommmmüüüünnnniiiissssttttlllleeeerrrrlllleeee bbbbiiiirrrr bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeennnniiiinnnn kkkkuuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııınnnnddddaaaannnn yyyyaaaannnnaaaaoooollllaaaannnn vvvveeee ggggiiiittttttttiiiikkkkççççeeee ddddaaaahhhhaaaa kkkkuuuuvvvvvvvveeeettttlllliiii ööööllllççççüüüüddddeeee ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii ssssıııınnnnııııffff mmmmüüüüccccaaaa----ddddeeeelllleeeessssiiiinnnniiii bbbbeeeennnniiiimmmmsssseeeemmmmeeeeyyyyeeee bbbbaaaaşllllaaaayyyyaaaannnn ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii uuuunnnnssssuuuurrrrllllaaaarrrrıııınnnn kkkkaaaammmmppppıııımmmmeeeeyyyyddddaaaannnnaaaa ggggeeeellllmmmmeeeeyyyyeeee bbbbaaaaşllllaaaammmmaaaakkkkttttaaaaddddıııırrrr....

Böylece, kapitalist sistemin çöküşünün bir sonucu olarakortaya çıkan faşizm, sonunda kkkkeeeennnnddddiiiissssiiiinnnniiiinnnn ggggiiiittttttttiiiikkkkççççeeeeppppaaaarrrrççççaaaallllaaaannnnmmmmaaaassssıııınnnnddddaaaa etken olur. Böylece, Marksizmi ve devrimciişçi hareketini ortadan kaldırma görevini üstlenen faşizm,hayatın ve sınıf mücadelesinin diyalektiğinin bir sonucu ola-rak kkkkeeeennnnddddiiii mmmmeeeezzzzaaaarrrr kkkkaaaazzzzııııccccııııllllaaaarrrrıııınnnnıııınnnn,,,, yyyyaaaannnniiii kkkkaaaappppiiiittttaaaalllliiiizzzzmmmmiiiinnnn mmmmeeeezzzzaaaarrrrkkkkaaaazzzzııııccccııııllllaaaarrrrıııı oooollllmmmmaaaassssıııı zzzzoooorrrruuuunnnnlllluuuu ggggüüüüççççlllleeeerrrriiiinnnn ddddaaaahhhhaaaa ddddaaaa ggggeeeelllliiiişmmmmeeeessssiiiinnnneeee yyyyoooollllaaaaççççaaaarrrr (Alkışlar.)

IIIIIIII———— ŞÇÇÇÇ SSSSIIIINNNNIIIIFFFFIIIINNNNIIIINNNN FFFFAAAAŞ ZZZZMMMMEEEE KKKKAAAARRRRŞIIIIBBBB RRRRLLLLEEEEŞ KKKK CCCCEEEEPPPPHHHHEEEESSSS

Yoldaşlar! Kapitalist ülkelerdeki milyonlarca işçi veemekçi şu soruyu sormaktadır! Faşizmin iktidara gelmesi nasılönlenebilir ve iktidara geldikten sonra faşizm nasıl altedilebilir?Komünist Enternasyonal'in cevabı şudur: BBBBiiiirrrriiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkkyyyyaaaappppııııllllmmmmaaaassssıııı ggggeeeerrrreeeekkkkeeeennnn iiiiş,,,, bbbbaaaaşllllaaaannnnmmmmaaaassssıııı ggggeeeerrrreeeekkkkeeeennnn iiiillllkkkk iiiiş,,,, bbbbiiiirrrrbbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeee kkkkuuuurrrrmmmmaaaakkkk vvvveeee hhhheeeerrrr ffffaaaabbbbrrrriiiikkkkaaaaddddaaaa,,,, hhhheeeerrrr mmmmaaaahhhhaaaalllllllleeeeddddeeee,,,, hhhheeeerrrrbbbbööööllllggggeeeeddddeeee,,,, hhhheeeerrrr üüüüllllkkkkeeeeddddeeee vvvveeee bbbbüüüüttttüüüünnnn ddddüüüünnnnyyyyaaaaddddaaaa iiiişççççiiiilllleeeerrrriiiinnnn eeeeyyyylllleeeemmmmbbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnniiii ssssaaaağllllaaaammmmaaaakkkkttttıııırrrr.... PPPPrrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaannnnıııınnnn mmmmiiiilllllllliiii vvvveeee uuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssııııaaaallllaaaannnnddddaaaa eeeeyyyylllleeeemmmm bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiii,,,, iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııı ssssaaaaddddeeeecccceeee bbbbaaaaşaaaarrrrııııllllıııı bbbbiiiirrrr ssssaaaavvvvuuuunnnn----mmmmaaaa iiiiççççiiiinnnn ddddeeeeğiiiillll,,,, aaaayyyynnnnıııı zzzzaaaammmmaaaannnnddddaaaa ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee,,,, ssssıııınnnnııııffff ddddüüüüşmmmmaaaannnnıııınnnnaaaa

29 30

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 16: Dimitrov Fasizm Uzerine

kkkkaaaarrrrşıııı bbbbaaaaşaaaarrrrııııllllıııı bbbbiiiirrrr kkkkaaaarrrrşıııı----ssssaaaallllddddıııırrrrıııı iiiiççççiiiinnnn ddddeeee yyyyeeeettttkkkkiiiinnnn kkkkııııllllaaaannnn ggggüüüüççççllllüüüü bbbbiiiirrrrssssiiiillllaaaahhhhttttıııırrrr....

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeeennnniiiinnnn ÖÖÖÖnnnneeeemmmmiiii

ki Enternasyonal'in, yani Komünist Enternasyonal vekinci Enternasyonal'in parti ve örgüt taraftarlarının ortak ey-

lemlerinin kitlelerin faşist saldırıyı geri püskürtmesinikolaylaştıracağı ve işçi sınıfının siyasi ağırlığını artıracağıaçık değil midir?

Ne var ki, her iki Enternasyonal partilerinin faşizme karşıortak eylemleri, sadece bu partilerin bugünkü taraftarlarını, yanisadece komünistleri ve sosyal-demokratları etkilemeklekalmayacaktır; aynı zamanda hristiyan aaaannnnaaaarrrrşiiiisssstttt vvvveeee öööörrrrggggüüüüttttssssüüüüzzzziiiişççççiiiilllleeeerrrr .................................................... üüüüzzzzeeeerrrriiiinnnnddddeeee,,,, hhhhaaaattttttttaaaa ffffaaaaşiiiisssstttt ddddeeeemmmmaaaaggggoooojjjjiiiinnnniiiinnnn ggggeeeeççççiiiicccciiiioooollllaaaarrrraaaakkkk ttttuuuuzzzzaaaağıııınnnnaaaa ddddüüüüşeeeennnnlllleeeerrrr üüüüzzzzeeeerrrriiiinnnnddddeeee ddddeeee kkkkoooorrrrkkkkuuuunnnnçççç bir etkisağlayacaktır.

Ayrıca şunlar da vardır: Proletaryanın güçlü birleşik cep-hesi, eeeemmmmeeeekkkkççççiiii hhhhaaaallllkkkkıııınnnn bbbbüüüüttttüüüünnnn ddddiiiiğeeeerrrr ttttaaaabbbbaaaakkkkaaaallllaaaarrrrıııı üüüüzzzzeeeerrrriiiinnnnddddeeee,köylülük, şehir küçük burjuvazisi ve aydınlar üzerinde güçlü biretki sağlar. Birleşik cephe, bocalayan tabakaları işçi sınıfınıngücüne inandırırdı.

Fakat mesele bu kadarla da kalmaz. Emperyalist ülkelerinproletaryasının, sadece kendi ülkesinin emekçileri değil aynızamanda sömürgeler ve yarı-sömürgelerde ezilen halklarda po-tansiyel müttefikleri vardır. Proletaryanın milli ve uluslararasıalanda bölünmüş olduğu, proletaryanın bir kısmının burjuva-ziyle işbirliği siyaseti, özellikle bunların burjuvazinin sömürgeve yarı-sömürge ülkelerdeki baskı rejimini desteklemesigerçeği, sömürge ve yarı-sömürgelerin ezilen halklarını prole-taryadan uzaklaştırmakta ve uluslararası anti-emperyalist cep-heyi zayıflatmaktadır. Ana emperyalist ülkelerin

proletaryasının, sömürge halklarının kurtuluş mücadelesini des-teklemeyi amaçlayan eylem birliği yolunda atacağı her adım,sömürge ve yarı-sömürgelerin, dünya proletaryasının esas ye-deklerinden biri haline getirilmesi demektir.

Son olarak, proletaryanın uluslararası eylem birliğinin,proletaryanın devletinin, sosyalizm ülkesinin, yani SovyetlerBirliği'nin durmadan büyüyen gücüne dayandığını düşünecekolursak, proletaryanın eylem birliğinin sağlanmasıyla milli veuluslararası çapta ne kadar geniş perspektifler açılacağını görü-rüz.

Hangi parti ya da örgütten olursa olsun, işçi sınıfının bütünkesimlerinin eylem birliğinin sağlanması, iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnnççççooooğuuuunnnnlllluuuuğuuuu ddddaaaahhhhaaaa kkkkaaaappppiiiittttaaaalllliiiizzzzmmmmiiiinnnn yyyyııııkkkkııııllllmmmmaaaassssıııı vvvveeee pppprrrroooolllleeeetttteeeerrrr ddddeeeevvvvrrrriiii----mmmmiiiinnnniiiinnnn zzzzaaaaffffeeeerrrriiii uuuuğrrrruuuunnnnddddaaaakkkkiiii mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeeeddddeeee bbbbiiiirrrrlllleeeeşmmmmeeeemmmmiiiiş oooollllssssaaaa bbbbiiiilllleeeezzzzoooorrrruuuunnnnlllluuuudddduuuurrrr....

Proletaryanın bu eylem birliğini tek tek ülkelerde ve bütündünyada gerçekleştirmek mümkün müdür? Evet mümkündür.Hemen şu anda mümkündür. Komünist Enternasyonal, eeeeyyyylllleeeemmmmbbbbiiiirrrrlllliiiiğiiii iiiiççççiiiinnnn,,,, bbbbüüüüttttüüüünnnn iiiişççççiiiilllleeeerrrriiiinnnn kkkkaaaabbbbuuuullll eeeeddddeeeebbbbiiiilllleeeecccceeeeğiiii ggggiiiibbbbiiii tttteeeemmmmeeeellll vvvveeeetttteeeekkkk şaaaarrrrttttıııınnnn ddddıııışıııınnnnddddaaaa hhhhiiiiççççbbbbiiiirrrr şaaaarrrrtttt iiiilllleeeerrrriiii ssssüüüürrrrmmmmeeeemmmmeeeekkkktttteeeeddddiiiirrrr.... BBBBuuuu şaaaarrrrttttddddaaaa,,,, eeeeyyyylllleeeemmmm bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnniiiinnnn ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee,,,, sssseeeerrrrmmmmaaaayyyyeeeennnniiiinnnn ssssaaaallllddddıııırrrrııııssssıııınnnnaaaa,,,, ssssaaaavvvvaaaaştttteeeehhhhlllliiiikkkkeeeessssiiiinnnneeee vvvveeee ssssıııınnnnııııffff ddddüüüüşmmmmaaaannnnıııınnnnaaaa kkkkaaaarrrrşıııı yyyyöööönnnneeeellllttttiiiillllmmmmeeeessssiiiiddddiiiirrrr.... Bizimşartımız budur.

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeeeyyyyeeee KKKKaaaarrrrşıııı OOOOllllaaaannnnllllaaaarrrrıııınnnn BBBBaaaaşllllııııccccaaaa GGGGeeeerrrreeeekkkkççççeeeelllleeeerrrriiii

Birleşik cephe karşıtlarının itirazları ne olabilir ve ne gibiitirazlarda bulunmaktadırlar?

Bazıları şöyle demektedir: "Komünistler için birleşik cep-he sloganı sadece bir manevradır." Biz de diyoruz ki, eğer me-sele böyle ise, niçin birleşik cepheye dürüst bir şekildekatılarak bu "komünist manevra"yı teşhir etmiyorsunuz?

31 32

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 17: Dimitrov Fasizm Uzerine

Açıkça şunu söylüyoruz: Biz, işçi sınıfının eylem birliğini,proletaryanın burjuvaziye karşı mücadelesinde güçlenmesi,böylece saldırgan sermayeye ve faşizme karşı bugün günlükmenfaatlerini savunan proletaryanın yarın nihai kurtuluşununşartlarını yaratabilmesi için istiyoruz.

Bazıları da, "Komünistler bize saldırıyor" demektedir. yidinleyin, şunu defalarca açıkladık: Biz, işçi sınıfının birleşikcephesinden yana ve sınıf düşmanına karşı olan, ne şahıslara,ne bir örgüt ya da partiye, hiç kimseye saldırmayacağız. Bunakarşılık, işçilerin eylem birliğini köstekleyen şahısları, örgütle-ri ve partileri eleştirmek, proletaryanın ve onun davasının men-faati icabıdır, görevimizdir.

Üçüncü bir grup ise şöyle demektedir: "Farklı birprogramları olduğu için Komünistlerle birleşik cephekuramayız". Halbuki siz burjuva partilerin programlarındanfarklı bir programınız olduğunu söylediğiniz halde, bu durum,sizin bu partilerle koalisyon kurmanıza engel teşkil etmedi veetmiyor da.

Birleşik cepheye karşı olan ve burjuvaziyle koalisyonu sa-vunanlar ise, "Burjuva demokratik partiler, faşizm karşısındaKomünistlerden daha iyi müttefiklerdir" demektedir. Peki Al-manya tecrübesi neyi göstermektedir? Sosyal-Demokratlar bu"daha iyi" müttefikler bir blok kurdular. Ve bunun sonucu ne ol-du?

Ayrıca sık sık şunları işitiyoruz: "Eğer Komünisterlebirleşik cephe kurarsak, küçük burjuvazi 'kızıl tehlike'den ürke-cek ve faşistlerin safına geçecektir." Birleşik cephe, köylüleri,küçük tüccarları, zanaatkarları ve emekçi aydınları tehdit edi-yor mu? Hayır, birleşik cephe büyük burjuvaziyi, malikodamanları, junkerleri ve diğer sömürücüleri tehdit etmekte-dir; bu sömürücülerin rejimi bütün bu tabakaları toptan felaketesürüklemektedir.

Bazı Sosyal-Demokrat önderler de, "Sosyal-Demokrasi de-mokrasiden yanadır, Komünistler ise diktatörlükten yana; buyüzden Komünistlerle birleşik cephe kuramayız" demekteler.Peki, biz bugün size proletarya diktatörlüğünü ilan etmek içinbu bir birleşik cephe teklifinde bulunuyoruz?

Hayır, şimdilik böyle bir teklifte bulunmuyoruz."Komünistler demokrasiyi tanısın, onun savunucusu olarak

ortaya çıksın, ancak bundan sonra birleşik cephe için hazırız."Buna da cevabımız şudur: Biz Sovyet demokrasisinin, yaniemekçilerin demokrasisinin, dünyanın en tutarlı demokrasininintaraftarlarıyız. Fakat biz, kapitalist ülkelerde faşizm ve burjuvagericiliği tarafından burjuva demokratik özgürlüklerin her kat-resini savunuruz ve savunacağız da. Çünkü proletaryanın sınıfmücadelesinin menfaatleri bunu emretmektedir.

Mesela, ngiltere'deki şçi Partisinin önderleri şöyle de-mektedirler: "Pekala, küçük Komünist partilerin şçi Partisininkurduğu birleşik cepheye katılmakla hiçbir katkıları olamaz."Fakat hatırlarsanız, Avusturyalı Sosyal-Demokrat önderler deküçük Avusturya Komünist Partisi için aynı şeyi iddiaetmişlerdi. Olaylar ise neyi gösterdi? Otto Bauer'in ve KarlRenner'in başında bulunduğu Avusturya Sosyal-Demokrat Par-tisi haklı çıkmadı. Bilakis Avusturya'da faşist tehlikeye tamzamanında işaret eden ve işçileri mücadeleye çağıran küçükAvusturya Komünist Partisi oldu. şçi hareketinin bütün tecrü-beleri göstermiştir ki, Komünistler sayıca nisbi azlıklarınarağmen, proletaryanının mücadele faaliyetinin motorudur.Ayrıca şu husus unutulmamalıdır: Avusturya veya ngiltere Ko-münist Partisi, sadece bu partilerin taraftarı olan, bu partilertarafından temsil edilen on binlerce işçi demek değildir. Aynızamanda uluslararası komünist hareketin birer ppppaaaarrrrççççaaaallllaaaarrrrıııı;dünyanın altıda birinde şimdiden zafer kazanmış ve iktidarıelinde tutan bir proletarya partisinin öööönnnnddddeeeerrrrlllliiiiğiiiinnnnddddeeeekkkkiiii KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt

33 34

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 18: Dimitrov Fasizm Uzerine

EEEEnnnntttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaallll''''iiiinnnn sssseeeekkkkssssiiiiyyyyoooonnnnllllaaaarrrrııııddddıııırrrrllllaaaarrrr.... Gene birleşik cepheye karşı olanlar, şu itirazlarını öne sü-

rüyorlar: "Fakat birleşik cephe faşizmin Saar Bölgesi'nde zaferkazanmasını önleyemedi." Bu bayların garip bir mantığı var! lkönce faşizmin zaferini güven altına almak için her türlü çabayıgösteriyorlar, sonra da ancak en son anda lütfen katıldıklarıbirleşik cephe işçileri zafere ulaştıramadı diye memnunluklaellerini oğuşturuyorlar.

Bazı ülkelerin hükümetlerinde yer alan sosyal-demokratönderler ise, "Komünistlerle birleşik cephe kurmak isteseydik,koalisyondan çekilmek zorunda kalacaktık ve böylece hüküme-te gerici ve faşist partiler girecekti" diyorlar. Peki, Alman Sos-yal-Demokrasisi koalisyon hükümetinde değil miydi? Evet!Avusturya Sosyal-Demokrasisi hükümette değil miydi? Evet!spanyol Sosyalistleri burjuvazi ile aynı hükümette değil miydi?

Tabii ki, evet! Bu ülkelerde Sosyal-Demokrat Partilerin burjuvakoalisyon hükümetlerine katılmaları faşizmin proletaryayasaldırmasını önledi mi? Hayır, önlemedi. O halde Sosyal-De-mokrat bakanların burjuva hükümetlere katılmalarının, faşizmiçin bir eeeennnnggggeeeellll tttteeeeşkkkkiiiillll eeeettttmmmmeeeeddddiiiiğiiii gün ışığı kadar açıktır.

"Komünistler diktatörce davranıyor, her şeyde bize talimatvermek ve emretmek istiyorlar." Hayır. Biz ne talimat veriyo-ruz, ne de emrediyoruz. Biz sadece gerçekleştirilmesinin emek-çi halkın menfaatine olduğuna inandığımız tekliflerimiziyapıyoruz. Bu, işçiler adına hareket eden herkesin sadece hakkıdeğil, aynı zamanda yükümlülüğüdür de. Siz komünistlerin"diktatörlüğü"nden mi korkuyorsunuz? Öyleyse gelin hem si-zin hem de bizim tekliflerimizi işçilere ortak olarak sunalım,hepsini bütün işçilerle birlikte tartışalım ve işçi sınıfının davasıiçin en yararlı olan teklifleri seçelim.

Görülüyor ki, birleşik cepheye karşı olan bütün bu gerek-çeler eeeennnn kkkküüüüççççüüüükkkk bbbbiiiirrrr eeeelllleeeeşttttiiiirrrriiii kkkkaaaarrrrşııııssssıııınnnnddddaaaa bbbbiiiilllleeee aaaayyyyaaaakkkkttttaaaa

dddduuuurrrraaaammmmaaaammmmaaaakkkkttttaaaaddddıııırrrr. Aslında bunlar, burjuvaziyle olan birleşikcephelerini proletarya birleşik cephesine tercih eden gerici Sos-yal-Demokrat önderlerin sudan bahanelerinden başka bir şeydeğildir.

Hayır, bu bahanelerin hiçbir geçerliliği yoktur! Uluslararasıproletarya, işçi hareketindeki bölünmenin sonuçlarınıyaşamıştır vvvveeee bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeennnniiiinnnn,,,, hhhheeeemmmm üüüüllllkkkkeeeeddddeeee uuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssııııççççaaaappppttttaaaa hhhheeeemmmm ddddeeee eeeeyyyylllleeeemmmm bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnniiiinnnn kkkkuuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııınnnnıııınnnn aaaacccciiiillll bbbbiiiirrrr şeeeekkkkiiiillllddddeeeezzzzoooorrrruuuunnnnlllluuuu vvvveeee ttttaaaammmmaaaammmmeeeennnn mmmmüüüümmmmkkkküüüünnnn oooolllldddduuuuğuuuunnnnuuuu ggggiiiittttttttiiiikkkkççççeeee ddddaaaahhhhaaaa ffffaaaazzzzllllaaaakkkkaaaavvvvrrrraaaammmmaaaakkkkttttaaaaddddıııırrrr....

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeeennnniiiinnnn MMMMuuuuhhhhtttteeeevvvvaaaassssıııı vvvveeee BBBBiiiiççççiiiimmmmlllleeeerrrriiii!!!!

Bugünkü aşamada birleşik cephenin esas muhtevası nedirve ne olmalıdır? şçi sınıfının acil siyasi ve iktisadi menfaatleri-nin savunulması, işçi sınıfının faşizme karşı savunulması, bü-tün kapitalist ülkelerdeki birleşik cephenin ççççııııkkkkıııış nnnnooookkkkttttaaaassssıııınnnnıııı vvvveeeeeeeessssaaaassss mmmmuuuuhhhhtttteeeevvvvaaaassssıııınnnnıııı meydana getirmelidir.

Biz sadece proletarya diktatörlüğü uğrunda mücadele içinçağrılar yapmakla yetinmemeliyiz. Bilakis kitlelerin hayatiihtiyaçlarına ve ilgili gelişme aşamasında kitlelerin mücadeleyetenek derecesine uygun sloganlar atmalı ve mücadele biçim-leri bulmalıyız.

Kitlelere, kendilerini kapitalist yağmacılık ve faşistbarbarlık karşısında korumaları için, bbbbuuuuggggüüüünnnn ne yapmalarıgerektiğini göstermeliyiz.

Emekçi kitlelerin hayati menfaatlerinin korunması için,farklı eğilimlerdeki işçi örgütlerinin ortak eylemleriyle engeniş birleşik cephenin kurulması uğruna çaba göstermeliyiz.

Bu bbbbiiiirrrriiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk buhranın sonuçlarının hakim sınıflarınsırtına, kapitalistlerin ve toprak ağalarının, tek kelimeyle, zen-ginlerin ssssıııırrrrttttıııınnnnaaaa ggggeeeerrrrççççeeeekkkktttteeeennnn yyyyüüüükkkklllleeeemmmmeeeekkkk iiiiççççiiiinnnn oooorrrrttttaaaakkkk mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee

35 36

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 19: Dimitrov Fasizm Uzerine

ddddeeeemmmmeeeekkkkttttiiiirrrr....kkkkiiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk,,,, bu, emekçilerin bütün kazanımlarını ve

haklarını savunmak için faşist saldırının her türlüsüne ve burju-va-demokratik özgürlüklerin kaldırılmasına karşı ortak mücade-le demektir.

ÜÜÜÜççççüüüünnnnccccüüüü oooollllaaaarrrraaaakkkk, bu, yaklaşan emperyalist savaş tehlikesinekarşı ortak mücadelede, böyle bir savaşın tezgahlanmasınıgüçleştirecek bir mücadele demektir.

Şartlarda bir değişiklik olduğu zaman, işçi sınıfını mmmmüüüüccccaaaa----ddddeeeelllleeee bbbbiiiiççççiiiimmmm vvvveeee mmmmeeeettttooooddddllllaaaarrrrıııınnnnıııı ssssüüüürrrraaaattttlllleeee ddddeeeeğiiiişttttiiiirrrrmmmmeeeekkkk için bıkmadanusanmadan hazırlamalıyız. Hareketin geliştiği ve işçi sınıfınınbirliği güçlendiği ölçüde daha da ileri gitmeli, ssssaaaavvvvuuuunnnnmmmmaaaa dddduuuurrrruuuu----mmmmuuuunnnnddddaaaannnn sssseeeerrrrmmmmaaaayyyyeeeeyyyyeeee kkkkaaaarrrrşıııı ssssaaaallllddddıııırrrrıııı dddduuuurrrruuuummmmuuuunnnnaaaa geçişi hazırlamalıve ssssiiiiyyyyaaaassssiiii kkkkiiiittttlllleeee ggggrrrreeeevvvviiiinnnniiiinnnn öööörrrrggggüüüüttttlllleeeennnnmmmmeeeessssiiiinnnneeee yönelmeliyiz. Söz ko-nusu ülkelerin belirleyici sendikaların bu greve katılmaları, böy-le bir grevin zorunlu şartı olmalıdır.

Hiç şüphesiz, Komünistler, kitlelerin komünistaydınlatılması, örgütlenmesi ve seferber edilmesi için yürüttük-leri bbbbaaaağıııımmmmssssıııızzzz ççççaaaallllıııışmmmmaaaallllaaaarrrrıııınnnnddddaaaannnn bir an bile vazgeçemezler vevazgeçmemelidirler. Ne var ki, işçileri eylem birliğine yönelt-mek için aynı zamanda SSSSoooossssyyyyaaaallll----DDDDeeeemmmmooookkkkrrrraaaatttt PPPPaaaarrrrttttiiiilllleeeerrrrlllleeee,,,, rrrreeeeffffoooorrrrmmmmiiiissssttttsssseeeennnnddddiiiikkkkaaaallllaaaarrrrllllaaaa vvvveeee eeeemmmmeeeekkkkççççiiiilllleeeerrrriiiinnnn ddddiiiiğeeeerrrr öööörrrrggggüüüüttttlllleeeerrrriiiiyyyylllleeee proletaryanınsınıf düşmanlarına karşı oooorrrrttttaaaakkkk eeeeyyyylllleeeemmmm için gerek kısa vadeli ge-rekse uzun vadeli anlaşmalar yapmaya çalışmak gerekir. Bura-da esas dikkat, mahalli anlaşmalar temelinde aaaalllltttt öööörrrrggggüüüüttttlllleeeerrrrttttaaaarrrraaaaffffıııınnnnddddaaaannnn yyyyüüüürrrrüüüüttttüüüülllleeeecccceeeekkkk tek tek bölgelerde kkkkiiiittttlllleeee eeeeyyyymmmmeeeelllleeeerrrriiiinnnniiiinnnngeliştirilmesine verilmelidir.

Onlarla yapılan bütün anlaşmaların şartlarını sadık birşekilde yerine getireceğiz. Fakat aynı zamanda birleşik cephe-ye katılan bütün kişi ve örgütlerin ortak eylemlerini, her türlüsabotajlarını amansızca teşhir edeceğiz. Anlaşmaları bozmaküzere girişilecek her türlü çabaya —ki böyle çabaların olması

mümkündür— bozulan eylem birliğinin yeniden sağlanmasıiçin mücadeleyi yılmadan sürdürerek ve kitlelere başvurarak ce-vap vereceğiz.

Tabii ki, birleşik cephenin somut olarak gerçekleşmesiçeşitli ülkelerde ffffaaaarrrrkkkkllllıııı bbbbiiiiççççiiiimmmmlllleeeerrrrddddeeee olacaktır. Bu cephe işçiörgütlerinin durumuna, niteliğine ve siyasi seviyesine göre, sözkonusu ülkenin somut durumuna göre ve uluslararası işçihareketindeki değişikliklere vs. göre çeşitli şekiller alacaktır.

Bu biçimler örneğin şunlar olabilir: şçilerin tek tek talep-ler için veya ortak bir platform temelinde somut nedenlerdenhareket ederek kararlaştırılan ortak eylemleri: tttteeeekkkk tttteeeekkkkiiiişlllleeeettttmmmmeeeelllleeeerrrrddddeeee vvvveeeeyyyyaaaa ssssaaaannnnaaaayyyyiiii kkkkoooollllllllaaaarrrrıııınnnnddddaaaa kararlaştırılan eylemler;şaaaarrrrttttllllaaaarrrr gerektirdikçe mmmmaaaahhhhaaaalllllllliiii,,,, bbbbööööllllggggeeeesssseeeellll,,,, üüüüllllkkkkeeee vvvveeeeyyyyaaaauuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssıııı ççççaaaappppttttaaaa düzenlenen eylemler; işçilerin iiiikkkkttttiiiissssaaaaddddiiii mü-cadelesinin örgütlenmesi, siyasi kitle eylemlerinin yapılması vefaşist saldırılara karşı ortak ssssaaaavvvvuuuunnnnmmmmaaaannnnıııınnnn teşkilatlanmasıkararlaştırılan eylemler; ttttuuuuttttuuuukkkklllluuuullllaaaarrrr vvvveeee aaaaiiiilllleeeelllleeeerrrriiiinnnneeee ddddeeeesssstttteeeekkkksağlamak için, soooossssyyyyaaaallll ggggeeeerrrriiiicccciiiilllliiiiğeeee karşı mücadele içinkararlaştırılan eylemler; ggggeeeennnnççççlllliiiiğiiiinnnn vvvveeee kkkkaaaaddddıııınnnnllllaaaarrrrıııınnnn mmmmeeeennnnffffaaaaaaaattttlllleeeerrrriiii----nnnniiiinnnn savunulması; kkkkooooooooppppeeeerrrraaaattttiiiiffffççççiiiilllliiiikkkk,,,, kkkküüüüllllttttüüüürrrr vvvveeee ssssppppoooorrrr alanlarındaortak eylemler vb.

Ortak eylem için bir anlaşma yapmakla ve mesela Fran-sa'da olduğu gibi, birleşik cepheye katılan partilerden ve örgüt-lerden temas komisyonları kurmakla yetinmek yetersizkalacaktır. Bu sadece birinci adımdır. Anlaşma ortak eylemingerçekleştirilmesi için yardımcı bir araçtır, ama henüz birleşikcephenin bizzat kendisi değildir. Komünist ve Sosyalist Partile-rin yönetimleri arasında ortak eylemlerin gerçekleşmesinikolaylaştırmak için bir temas komisyonu gereklidir. Fakat bu daaslında birleşik cepheyi gerçekten geliştirmeye, en genişkitleleri faşizme karşı mücadeleye sokmaya yeterli değildir.

Komünistler ve bütün devrimci işçiler, ffffaaaabbbbrrrriiiikkkkaaaallllaaaarrrrddddaaaa,,,,

37 38

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 20: Dimitrov Fasizm Uzerine

iiiişssssiiiizzzzlllleeeerrrr arasında, iiiişççççiiii mmmmaaaahhhhaaaalllllllleeeelllleeeerrrriiiinnnnddddeeee,,,, şeeeehhhhiiiirrrrlllleeeerrrrddddeeeekkkkiiii aaaalllltttt ttttaaaabbbbaaaa----kkkkaaaallllaaaarrrr arasında ve kırda seçilebilen (faşist diktatörlüğün mevcutolduğu ülkelerde birleşik cephe hareketinin en saygıdeğerunsurlarından meydana gelen) bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeennnniiiinnnn ppppaaaarrrrttttiiiilllleeeerrrrüüüüssssttttüüüüssssıııınnnnııııffff oooorrrrggggaaaannnnllllaaaarrrrıııınnnnıııınnnn kurulması için çalışmalıdırlar. Ancak böyleorganlar vasıtasıyla örgütsüz muazzam emekçi kitlelerininbirleşik cephe hareketince kucaklanması mümkün olabilir. An-cak böyle organlar sermayenin saldırısına, faşizme ve gericiliğekarşı mücadelede kitlelerin inisiyasitifini geliştirmeyi teşvikedebilir ve bu temel üzerinde, bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeennnniiiinnnn iiiişççççiiiiyyyyöööönnnneeeettttiiiicccciiiilllleeeerrrriiii,,,, ffffoooonnnnkkkkssssiiiiyyyyoooonnnneeeerrrr oooorrrrggggaaaannnnllllaaaarrrrıııınnnnıııınnnn ggggeeeerrrreeeekkkklllliiii ggggeeeennnniiiişbbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnniiii yaratmaya ve kapitalist ülkelerdeki yüzlerce, binlercePartili olmayan Bolşeviği eğitmeye kkkkaaaattttkkkkııııddddaaaa bbbbuuuulllluuuunnnnaaaabbbbiiiilllliiiirrrr....

AAAAnnnnttttiiii----FFFFaaaaşiiiisssstttt HHHHaaaallllkkkk CCCCeeeepppphhhheeeessssiiii ÜÜÜÜzzzzeeeerrrriiiinnnneeee

Emekçi halk kitlelerinin faşizme karşı mücadeleye seferberedilmesinde, pppprrrroooolllleeeetttteeeerrrr bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeee temeli üzerinde ggggeeeennnniiiiş bbbbiiiirrrraaaannnnttttiiii----ffffaaaaşiiiisssstttt hhhhaaaallllkkkk cccceeeepppphhhheeeessssiiiinnnniiiinnnn kurulması, özellikle önemli bir gö-revdir. Proletayanın bütün mücadelesinin başarısı, proletaryanıngelişmiş sanayi ülkelerinde nüfusun büyük çoğunluğunu mey-dana getiren emekçi köylülükle ve şehir küçük-burjuvazisininana kütlesi ile mücadele ittifakının kurulmasına sıkı sıkıyabağlıdır.

Bu kitleleri kazanmak isteyen faşizm, ajitasyonunda, kentve kırdaki emekçi kitleleri devrimci proletaryanın karşısınaçıkarmaya ve küçük-burjuvaziyi "kızıl tehlike" hayaletiyle kor-kutmaya çalışır. Biz, bbbbuuuu ssssiiiillllaaaahhhhıııı ggggeeeerrrriiii ççççeeeevvvviiiirrrrmmmmeeeelllliiii ve emekçi köylü-lere, zanaatkarlara ve emekçi aydınlara kendilerini tehdit edengerçek tehlikenin nereden geldiğini göstermeliyiz. Köylününsırtına vergi ve harçları kimin yüklediğini ve faizcilik yoluylakkkkööööyyyyllllüüüünnnnüüüünnnn ssssıııırrrrttttıııınnnnddddaaaannnn kkkkiiiimmmmlllleeeerrrriiiinnnn fahiş kârlar elde ettiğini; en iyi

toprağa ve her türlü zenginliğe sahipken, köylüyü ve ailesinitoprağından sürenin ve onları işsizliğe ve sefalete mahkumedenin kim olduğunu ssssoooommmmuuuutttt oooollllaaaarrrraaaakkkk ggggöööösssstttteeeerrrrmmmmeeeelllliiiiyyyyiiiizzzz.... Zanaatkârıve esnafı vergilerle, haçlarla, yüksek toprak kiralarıyla vedayanılması imkansız bir rekabetle felakete sürükleyenin kimolduğunu; kimin geniş emekçi aydın kitlelerini sokağa attığınıve işsiz bıraktığını somut olarak göstermeli ve sabırlaanlatmalıyız.

Fakat bu yyyyeeeettttmmmmeeeezzzz....Anti-faşist halk cephesinin kurulması için temel olan, en

belirleyici olan, ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii pppprrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaannnnıııınnnn, bu halk kesimlerininözellikle emekçi köylülüğün taleplerinin savunulması uğrunayürüttüğü kkkkaaaarrrraaaarrrrllllıııı eeeeyyyylllleeeemmmmiiiiddddiiiirrrr. Proletaryanın temel çıkarlarınauygun olan bu talepler, mücadele süreci içinde, işçi sınıfının ta-lepleri ile birleştirilmelidir.

Anti-faşist halk cephesinin kurulmasında, üyelerinin büyükçoğunluğu emekçi köylülükten ve şehir küçük-burjuvazisindenmeydana gelen örgütlere ve partilere doğru bir şekildeyaklaşmak büyük önem taşır.

Kapitalist ülkelerde bu partilerin ve örgütlerin çoğunluğu,gerek siyasi gerekse de iktisadi bakımdan hâlâ burjuvazinin et-kisi altındadır ve onun peşinden gitmektedir. Bu partilerin veörgütlerin sosyal bileşimi homojen değildir. çlerinde zenginbüyük köylülerin yanısıra topraksız köylüleri, büyükişadamlarının yanısıra küçük bakkalları barındırırlar; fakat ön-derlik, birincilerin, yani büyük sermayenin ajanlarının elindedir.Bu bizi, bu örgütlere ççççeeeeşiiiittttlllliiii şeeeekkkkiiiilllllllleeeerrrrddddeeee yaklaşmak, üye kitlesi-nin çoğu zaman kendi önderlerinin gerçek siyasi çehresinitanımadıklarını göz önüne almakla yükümlendirir. Bu partilerive örgütleri veya bunların bazı kesimlerini burjuva önderlikleri-ne rağmen belli şartlar altında anti-faşist halk cephesi saflarınakazanmaya yöneltebiliriz ve yöneltmek zorundayız. Örneğin,

39 40

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 21: Dimitrov Fasizm Uzerine

şu sırada Fransa'da Radikal Partide Birleşik Amerika'da çeşitliçiftçi örgütlerinde, Polonya'da Stronistvo Ludove'de,[26] Yugos-lavya'da Hırvat Köylü Partisi'nde, Bulgaristan'da ÇiftçiBirliği'nde ve Yunanistan'da Tarımcılarda vb. durum böyledir.Fakat bu partileri ve örgütleri halk cephesine kazanma şansıolsun olmasın her şaaaarrrrtttt aaaallllttttıııınnnnddddaaaa taktiklerimizi bunlara üye olanküçük köylüyü, zanaatkârı, esnafı vb. anti-faşist halk cephesinekazanmaya yönelik olmalıdır.

Gördüğünüz gibi, pratiğimizde sık sık ortaya çıkan, köylü-lerin, zanaatkârların ve şehir küçük-burjuva kitlelerinin çeşitliörgütlerine ve partilerine değer vermemeye ve aşağılayıcı birtavır takınmaya artık son vermek zorundayız.

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeeennnniiiinnnn TTTTeeeekkkk TTTTeeeekkkk ÜÜÜÜllllkkkkeeeelllleeeerrrrddddeeeekkkkiiii MMMMeeeerrrrkkkkeeeezzzziiii SSSSoooorrrruuuunnnnllllaaaarrrrıııı

Her ülkede, belli bir aşamada en geniş kitleleri hareket ge-çiren ve birleşik cephenin kurulması uğrunda mücadeleyigeliştiren mmmmeeeerrrrkkkkeeeezzzziiii ssssoooorrrruuuunnnnllllaaaarrrr vardır. Bu merkezi noktaları, bumerkezi sorunları doğru kavramak, birleşik cepheninkurulmasını güvence altına almak ve hızlandırmak demektir.

aaaa)))) AAAAmmmmeeeerrrriiiikkkkaaaa BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk DDDDeeeevvvvlllleeeettttlllleeeerrrriiiiÖrneğin, kapitalist dünyada çok önemli bir ülke olan AAAAmmmmeeee----

rrrriiiikkkkaaaa BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk DDDDeeeevvvvlllleeeettttlllleeeerrrriiii'ni alalım. Bu ülkedeki buhran milyon-larca kitleyi harekete geçirmiştir. Kapitalizmi reorganize etmeprogramı karaya oturmuştur. Çok geniş kitleler, burjuva partile-rine sırt çevirmeye başlamışlardır ve şu anda bir yol ayrımındabulunmaktadırlar.

Henüz doğmakta olan Amerikan faşizmi, bu kitlelerin ha-yal kırıklığını ve hoşnutsuzluğunu, gerici faşist bir yola yönel-meye çalışmaktadır. Amerikan faşizminin gelişmesinin

özelliği, bugünkü aşamada öncelikle faşizme karşı muhalefetşeklinde ortaya çıkması ve faşizmi "Amerikan olmayan",dışardan ithal edilmiş bir akım olmakla suçlamasıdır. Anayasadüşmanı sloganlarla ortaya çıkan Alman faşizminden farklı ola-rak Amerikan faşizmi, kendini Anayasanın ve "Amerikan de-mokrasisi"nin savaşçısı olarak göstermeye çalışmaktadır. O,henüz doğrudan bir tehlike oluşturan bir güç değildir. Fakateski burjuva partiler tarafından hayal kırıklığına uğratılan genişkitlelere nüfuz etmeyi başarırsa, çok yakın bir gelecekte ciddibir tehlike haline gelebilir.

Faşizmin Birleşik Amerika'da zafere ulaşması ne anlamagelecektir? Emekçi kitleler için elbette sömürü rejiminingörülmemiş derecede şiddetlendirilmesi ve işçi hareketinin pa-ramparça edilmesi anlamına gelecektir. Peki, faşizmin bu zafe-rinin uluslararası anlamı ne olacaktır? Birleşik Amerika tabii kine bir Macaristan'dır, ne bir Finlandiya, ne bir Bulgaristan, nede bir Letonya. Faşizmin Birleşik Amerika'da zafer kazanmasıbütün uluslararası durumu çok önemli ölçüde değiştirecektir.

Bu şartlar altında Amerikan proletaryası, sadece devrimciyolu izlemeye hazır sınıf bilinçli öncüsünü örgütlemekle yetine-bilir mi? Hayır.

Çok açıktır ki, Amerikan proletaryasının çıkarları,proletaryanın bütün güçlerinin kapitalist partilerden bir an öncekoparılmasını gerektirmektedir. Faşizmin, hoşnutsuzluk içinde-ki geniş emekçi kitleleri pençesine almasını zamanında önle-mek için yollar ve uygun biçimler bulunmalıdır. Ve buradaşunu söylemeliyiz: Emekçilerin bir kitle partisinin şççççiiii vvvveeee ÇÇÇÇiiiifffftttt----ççççiiii PPPPaaaarrrrttttiiiissssiiii''''nnnniiiinnnn kurulması, Amerika'nın şartlarında uygun bir bi-çimde olabilir. BBBBööööyyyylllleeee bbbbiiiirrrr ppppaaaarrrrttttiiii AAAAmmmmeeeerrrriiiikkkkaaaa''''ddddaaaa kkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrriiiinnnn hhhhaaaallllkkkkcccceeeepppphhhheeeessssiiiinnnniiiinnnn öööözzzzggggüüüüllll bbbbiiiirrrr bbbbiiiiççççiiiimmmmiiii oooolllldddduuuurrrrdddduuuu, tröstlerin ve bankalarınpartilerine ve gelişen faşizme karşı çıkarılacak bir cephe. Hiçşüphesiz, böyle bir parti nnnneeee sosyalist nnnneeee ddddeeee komünist bir parti-

41 42

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 22: Dimitrov Fasizm Uzerine

dir. Ama faşizme karşı bir parti oooollllmmmmaaaallllıııı, komünizme karşı birparti oooollllmmmmaaaammmmaaaallllııııddddıııırrrr.... Bu partinin programı, bankalara, tröstlere vetekellere, halkın acılarını istismar eden halkın başdüşmanlarınakarşı yönelmelidir. Böyle bir parti, ancak işçi sınıfının acil ta-leplerini savunursa, gerçek sosyal haklar ve işsizlik sigortasıuğrunda mücadele ederse, beyaz ve siyah ortakçıların toprağakavuşmaları ve sırtlarındaki borç yükünden kurtulmaları içinsavaşırsa, çiftçilerin borçlarının kaldırılmasını sağlamayaçalışırsa, zencilerin hak eşitliği için, harp malüllerinin talepleri-nin ve serbest meslek sahiplerinin, küçük işadamlarının vezanaatkârların çıkarlarının korunması için mücadele ederse gö-revlerini yerine getirebilir. Vesaire.

Böyle bir partinin, kendi adaylarını mahalli özyönetimkurullarına, tek tek federal devletlerin temsili organlarına vekongre ve senatoya seçtirmek için mücadele edeceğikendiliğinden anlaşılırdır.

Birleşik Amerika'daki yoldaşlarımız böyle bir partininkurulması için inisiyatifi ele almakla doğru hareket ettiler. Fa-kat böyle bir partinin kurulmasını kitlelerin kendi davası halinegetirmek için daha etkili tedbirler almak zorundadırlar. Bir " şçive Çiftçi Partisi"nin kurulması sorunu ve onun programı, kitletoplantılarında tartışılmalıdır. Bu partinin kurulması için genişbir hareket geliştirmek ve bu hareketin başına geçmek gerekli-dir. Partinin örgütlenmesinde inisiyatifin hiçbir durumda,Birleşik Amerika'da bir "üçüncü parti", devrimci harekete karşıyönelen anti-komünist bir parti kurmak amacıyla, DemokratParti olsun, Cumhuriyetçi Parti olsun, her iki burjuva partisitarafından da hayal kırıklığına uğratılan milyonlarca kitleninhoşnutsuzluğunu istismar etmek isteyen unsurlarakaptırılmasına hiçbir şekilde izin verilmemelidir.

bbbb)))) nnnnggggiiiilllltttteeeerrrreeee

nnnnggggiiiilllltttteeeerrrreeee'de ngiliz işçilerinin kitle eylemleri sonucundaMosley'in faşist örgütü geçici olarak arka plana itilmiştir. Fakatsözde "Milli Hükümet"in işçi sınıfına karşı yönelen çeşitli geri-ci tedbirler aldığını, bunun sonucu olarak da ngiltere'de burju-vazinin gerekirse faşist bir rejime geçmesini kolaylaştıracakşartları yarattığını asla gözden kaçırmamalıyız.

Bugünkü aşamada, ngiltere'de faşizm tehlikesine karşısavaşmak, herşeyden önce "Milli Hükümet"e, onun gerici ted-birlerine karşı savaşmak, sermayenin saldırısına karşısavaşmak, işsizlerin taleplerini savunmak, ücretlerindüşürülmesine karşı savaşmak ve ngiliz burjuvazisinin onlaryardımıyla kitlelerin hayat düzeyini düşürdüğü bütün yasalarıniptal edilmesi uğruna savaşmak demektir.

Fakat işçi sınıfının "Milli Hükümet"e karşı gittikçe artannefreti, geniş kitleyi ngiltere'de yyyyeeeennnniiii bbbbiiiirrrr şççççiiii (Partisi-ÇN) hhhhüüüü----kkkküüüümmmmeeeettttiiiinnnniiiinnnn kkkkuuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııı sloganı altında birleştirmektedir.Komünistler, şççççiiii (Partisi-ÇN) hükümetine olan inancını hâlâkoruyan geniş kitlelerin bu eğilimini gözardı edebilir mi? Hayıryoldaşlar! Bu kitlelere yaklaşmanın bir yolunu bulmalıyız. n-giltere Komünist Partisi'nin 13. Kongresi'nin söylediği gibi, on-lara açıkça şunu söylüyoruz: Biz Komünistler, işçileri sermaye-nin boyunduruğundan kurtarabilecek tek güç olan Sovyetiktidarından yanayız. Fakat siz bir şçi Hükümeti miistiyorsunuz? yi. "Milli Hükümet"in yenilgisi için sizinle omuzomuza mücadele ettik ve ediyoruz. Daha önce işbaşına gelenher iki işçi hükümeti de şçi Partisi'nin işçi sınıfına yaptığıvaatleri yerine getirmedikleri halde, yeni bir şçi Hükümetininkurulması için verdiğiniz mücadeleyi desteklemeye hazırız. Buhükümetten, sosyalist tedbirler almasını beklemiyoruz. Fakat buhhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiiinnnn kkkkaaaarrrrşııııssssıııınnnnaaaa, milyonlarca işçi adına işçi sınıfının vebütün emekçilerin en acil iktisadi ve siyasi çıkarlarını korumasıttttaaaalllleeeebbbbiiiiyyyylllleeee ççççııııkkkkaaaaccccaaaağıııızzzz. Bu taleplerin yer aldığı ortak programı

43 44

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 23: Dimitrov Fasizm Uzerine

birlikte tartışmak istiyoruz. "Milli Hükümet"in gericisaldırısına, sermayenin ve faşizmin saldırısına ve yeni bir savaşiçin yapılan hazırlıklara karşı direnebilmek için proletaryanınihtiyaç duyduğu eylem birliğini birlikte gerçekleştirmekistiyoruz. ngiliz yoldaşlar, bu esas üzerinde, önümüzdeki parla-mento seçimlerinde "Milli Hükümet"e ve aynı zamanda ngilizburjuvazisinin çıkarları uğruna kitleleri işçi sınıfının davasınakarşı kendi peşine takmaya çalışan Lloyd George'a[27] karşışçi Partisi örgütleriyle işbirliği yapmaya hazırdırlar.

ngiliz komünistlerinin bu tavrı doğrudur. Bu tavır onların,ngiliz sendikalarının ve şçi Partisi'nin milyonlarca üyesiyle

birleşik mücadele cephe kurmasını kolaylaştıracaktır. Her za-man, savaşan proletaryanın en ön saflarında yer alan ve kitlele-re tek doğru yolu, yani burjuvazinin hakimiyetinin devrimleyıkılması ve bir Sovyet iktidarının kurulması için mücadele yo-lunu gösteren komünistler, günlük siyasi görevlerinin tespitindekitle hareketinin zorunlu aşamalarını atlamamalıdırlar. şçikitlesi, bu gelişme içinde kendi tecrübeleri temelinde hayalleri-ni yenecek ve komünizm saflarına geçecektir.

cccc)))) FFFFrrrraaaannnnssssaaaaFFFFrrrraaaannnnssssaaaa, bilindiği gibi, faşizme karşı nasıl savaşılması

gerektiği konusunda işçi sınıfının bütün uluslararası proletarya-ya örnek olduğu ülkedir. Fransa Komünist Partisi, birleşik cep-he taktiğinin nasıl uygulanması gerektiği konusunda KomünistEnternasyonal'in bütün seksiyonlarına örnek olmaktadır. Sosya-list işçiler, diğer kapitalist ülkelerin sosyal-demokrat işçilerininşimdi faşizme karşı mücadelede ne yapmaları gerektiği konu-sunda örnek olmaktadırlar.

Bu yılın 14 Temmuz'unda Paris'te yapılan ve yarım milyonkişinin katıldığı anti-faşist gösterinin ve Fransa'nın diğerşehirlerinde yapılan çok sayıdaki gösterinin önemi büyüktür.

Bu, sadece işçilerin bir birleşik cephe hareketi değil, aynızamanda Fransa'da faşizme karşı geniş bir genel halk cephesi-nin başlangıcıdır. Bu birleşik cephe hareketi, işçi sınıfının ken-di gücüne olan güvenini artırmakta; işçi sınıfının, köylülük, şe-hir küçük-burjuvazisi ve aydınlar karşısındaki önder rolünün bi-lincine daha fazla varmasını sağlamaktadır. Komünist Partisininişçi kitleleri üzerindeki etkisini genişletmekte ve böylecefaşizme karşı savaşta proletaryayı güçlendirmektedir. Bu, kitle-lerin faşizm tehlikesine karşı uyanıklığını zamanında seferberetmektedir. Birleşik cephe hareketi, faşizme karşı mücadelenindiğer kapitalist ülkelerde gelişmesi için harekete geçirici bir ör-nek olacak ve faşist diktatörlüğün baskısı altındaki Alman pro-leterleri üzerinde cesaretlendirici bir etki yapacaktır.

Bu şüphesiz büyük bir zaferdir; fakat henüz anti-faşist mü-cadelenin sonucunu belirlemez. Fransa halkının büyük birçoğunluğu hiç şüphesiz faşizme karşıdır. Fakat burjuvazi,silahlı gücün yardımıyla halkların iradesinin ırzına geçmeyi bil-mektedir. Tekelci sermayenin, burjuva devlet aygıtının, Fransızordusu genelkurmayının ve bütün gericiliğin kalesi Katolik kili-sesinin gerici yöneticilerinin faal desteğiyle faşist hareket tama-men serbestçe gelişmektedir. En güçlü faşist örgüt olanAAAAtttteeeeştttteeeennnn HHHHaaaaçççç''''ın (Croix de Feu) emrinde şu sırada 300 binsilahlı adam vardır ve bunun bel kemiğini 60 bin ihtiyat subayımeydana getirmektedir. Bu örgüt poliste, jandarmada, orduda,hava kuvvetlerinde ve bütün devlet aygıtında güçlü mevkileresahiptir. Son komünal seçimler, Fransa'da sadece devrimci güç-lerin değil, aynı zamanda faşist güçlerin de gelişmekteolduğunu göstermektedir. Eğer faşizm geniş köylü kitlelerinenüfuz etmeyi ve bir kesimi tarafsız kalan ordunun diğer kesimi-nin de desteğini kazanmayı başarırsa, Fransız emekçi kitlelerifaşistlerin iktidara gelmesini önleyemeyecektir. Yoldaşlar,faşist saldırının başarısını kolaylaştıran Fransız işçi hareketinin

45 46

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 24: Dimitrov Fasizm Uzerine

örgütsel zayıflığını akıldan çıkarmayın. Fransa'daki işçisınıfının ve bütün anti-faşistlerin elde edilen sonuçlardan mem-nun kalması için hiçbir sebep yoktur.

Fransa işçi sınıfının önündeki görevler nelerdir?BBBBiiiirrrriiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk, sermayenin saldırısına karşı mücadelenin

örgütlenmesinde birleşik cepheyi sadece siyasi alanda değil, ik-tisadi alanda da kurmayı başarmak ve bunun sağlayacağıbaskıyla reformcu Sendika Konfederasyonu'nun (CGT) yöneti-cilerinin birleşik cepheye karşı direnişini kırmak.

kkkkiiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk, Fransa'da sendikal birliğin kurulmasınıbaşarmak: Sınıf mücadelesi temeli üzerinde birleşik sendikalar.

ÜÜÜÜççççüüüünnnnccccüüüü oooollllaaaarrrraaaakkkk, anti-faşist halk cephesinin programındageniş köylü ve küçük-burjuva kitlelerinin acil taleplerine özelbir yer vererek bu kitleleri anti-faşist harekete kazanmak.

DDDDöööörrrrddddüüüünnnnccccüüüü oooollllaaaarrrraaaakkkk, Fransa'daki emekçilerin mevcut parti veörgütleriyle etkilediklerinden daha geniş kitleleri etkisi altınaalacak olan anti-faşist halk cephesinin partilerüstü, seçimleişbaşına gelen organlarını geniş çapta kurarak, gelişen anti-faşist hareketi örgütsel bakımdan sağlamlaştırmak vegenişletmek.

BBBBeeeeşiiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk, birleşik cephenin baskısıyla Cumhuriyetinyeminli düşmanı ve Hitler'in Fransa'daki ajanları olan faşist ör-gütlerin dağıtılmasını ve silahsızlandırılmasını sağlamak.

AAAAllllttttıııınnnnccccıııı oooollllaaaarrrraaaakkkk, devlet aygıtının, ordunun ve polisin faşistbir darbe hazırlayan komploculardan temizlenmesini sağlamak.

YYYYeeeeddddiiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk, Fransız faşizminin en önemli kalelerindenbiri olan Katolik kilisesinin gerici kliklerinin önderlerine karşımücadeleyi geliştirmek.

SSSSeeeekkkkiiiizzzziiiinnnncccciiii oooollllaaaarrrraaaakkkk, anayasaya karşı bir hükümet darbesi içinorduyu kullanmak isteyenlere karşı orduda Cumhuriyeti veanayasayı korumak için komiteler kurarak, orduyu anti-faşist

hareketle birleştirmek. Fransa'daki gerici güçlerin, Almanfaşizminin saldırısına karşı barış davasını savunan Fransız-Sovyet anlaşmasını yıkmasına izin vermemek.

Ve eğer Fransa'daki anti-faşist hareket, Fransız faşizminekarşı lafta değil, fiiliyatta gerçek bir mücadele yürütecek veanti-faşist halk cephesi programının taleplerini gerçekleştirecekbir hükümetin kurulmasına yol açarsa, komünistler, bütün bur-juva hükümetlerinin uzlaşmaz düşmanları ve Sovyet iktidarınıntaraftarları olarak kalmakla birlikte, büyüyen faşizm tehlikesikarşısında, yine de böyle bir hükümeti desteklemeye hazırolacaklardır.

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeee vvvveeee FFFFaaaaşiiiisssstttt KKKKiiiittttlllleeee ÖÖÖÖrrrrggggüüüüttttlllleeeerrrriiii

Önümüzdeki meselelerin belki de en önemlisi, faşizmin ik-tidarda olduğu ülkelerde birleşik cephenin kurulması için mü-cadeledir. Bu ülkelerde mücadele, hiç şüphesiz, legal işçihareketinin olduğu ülkelerden çok daha zor şartlar altında yürü-mektedir. Halbuki faşist ülkelerde, faşist diktatörlüğe karşımücadele içinde gerçek bir anti-faşist Halk Cephesiningeliştirilmesi için bütün şartlar vardır. Çünkü örneğin, Alman-ya'da sosyal-demokrat, Katolik ve diğer işçiler faşistdiktatörlüğe karşı komünistlerle birlikte bir mücadelenin yürü-tülmesinin zorunlu olduğunu daha kolay kavrayabilirler. Faşistyönetimin acı meyvalarını tatmış olan küçük-burjuvazinin veköylülüğün geniş tabakaları arasında hoşnutsuzluk ve hayalkırıklığı her geçen gün daha fazla artmakta ve bu da onlarınanti-faşist halk cephesine kazanılmasını kolaylaştırmaktadır.

Faşist ülkelerde, özellikle faşizmin bir kitle temelisağladığı, işçileri ve diğer emekçileri kendi örgütlerinde zorlabaskı altında tuttuğu Almanya'da ve talya'da başlıca görev,faşist diktatörlüğe karşı dışarıdan mücadeleyi faşist kitle ör-

47 48

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 25: Dimitrov Fasizm Uzerine

gütlerini ve organlarını içerden baltalama faaliyeti ile ustacabirleştirmektir. Faşizmin kitle temeli en çabuk bir şekilde par-çalamaya ve faşist diktatörlüğün yıkılışını hazırlamaya hizmetedecek, bu ülkelerin somut şartlarına uygun özel yöntem ve bi-çimler incelenmeli, benimsenmeli ve uygulanmalıdır. Bütünbunları incelemeli, benimsemeli ve uygulamalıyız. Sadece"Kahrolsun Hitler" ve "Kahrolsun Mussolini" diye bağırmaklayetinmemeliyiz. Evet incelemeli, benimsemeli veuygulamalıyız!

Bu, güç ve karmaşık bir görevdir. Faşist diktatörlüğe karşıbaşarıyla savaşmadaki tecrübemizin çok sınırlı olması, bu göre-vi daha da güçleştirmektedir. Örneğin talyan yoldaşlarımız,aşağı yukarı on üç yıldır faşist diktatörlük şartlarında mücadeleetmektedirler. Fakat faşizme karşı gerçek bir kitle mücadelesinigeliştirmeyi hâlâ başaramamışlar ve bu yüzden faşist ülkeler-deki diğer komünist partilerine ne yazık ki, bu konuda çok azolumlu tecrübeyle yardımcı olabilmişlerdir.

Alman ve talyan komünistleri ve diğer faşist ülkelerin ko-münistleri ve Komünist Gençlik Birlikleri'nin üyelerikahramanlık destanları yarattılar. Onlar her gün sayısız kurbanverdiler ve veriyorlar. Bu kahramanlık ve fedakarlıklarkarşısında saygıyla eğiliyoruz. Fakat sadece kahramanlık yet-mez. Bu kahramanlık, kitleler arasındaki her günkü çalışma ile,faşizme karşı elle tutulur sonuçlara ulaşacak bir somut mücade-le ile birleştirilmelidir. Faşist diktatörlüğe karşımücadelemizde isteklerimizi gerçeklerin yerine koymak özellik-le tehlikelidir. Gerçeklerden, gerçek somut durumlardan hareketetmeliyiz.

Örneğin bugün Almanya'da gerçek durum nedir?Faşist diktatörlüğün siyasetinden dolayı kitleler içinde ar-

tan hoşnutsuzluk ve hayal kırıklığı, kısmi grevlere, hatta dahabaşka eylemlere dönüşmektedir. Faşizm, bütün çabalarına

rağmen işçi sınıfının ana kitlelerini siyasi bakımdankazanamamıştır. Üstelik eski taraftarlarını bile kaybetmektedirve gittikçe daha fazla kaybedecektir. Gene de, faşistdiktatörlüğü yıkmanın mümkün olduğuna inanmış ve bugün buuğurda faal olarak mücadele etmeye hazır işçilerin hâlâazınlıkta olduğunu akıldan çıkarmamalıyız.

Bunlar, biz komünistlerden ve sosyal-demokrat işçilerindevrimci kesiminden meydana gelmektedir. Buna karşılıkemekçilerin çoğunluğu bu diktatörlüğü yıkmanın gerçek ve so-mut imkanlarını ve yollarını henüz kavramamıştır ve hâlâ birbekleyiş içerisindedir. Bu noktayı Almanya'da faşizme karşımücadelede görevlerimizin tespitinde gözönündebulundurmalıyız. Aynı şekilde, Almanya'daki faşistdiktatörlüğü sarsmak ve yıkmak için özel yöntemleriaraştırırken, incelerken ve uygularken, bunu bir an olsunaklımızdan çıkarmamalıyız.

Faşist diktatörlüğe etkin bir darbe indirmek için onun enzayıf yanını tanımalıyız. Faşist diktatörlüğün en zayıf yeri nere-sidir? Olağanüstü ölçüde çeşitlilik gösteren toplumsal temeli-dir. Bu temel, toplumun çeşitli sınıflarını ve çeşitli tabakalarınıkapsamaktadır. Faşizm, kendisini, fabrikatörün ve işçinin, mil-yonerin ve işsizin, toprak aristokratının (junker) ve küçük köy-lünün, büyük kapitalistin ve zanaakârın, halkın bütün sınıf vetabakalarının tek temsilcisi ilan etmiştir. BBBBüüüüttttüüüünnnn bu tabakalarınçıkarlarını, milletin çıkarlarını savunuyormuş gibi görünmekte-dir. Fakat faşizm büyük burjuvazinin diktatörlüğü olduğundanve daha da önemlisi, büyük parababaları takımı ile halkın ezilençoğunluğu arasındaki sınıf çelişmeleri faşist diktatörlük altındaen açık bir şekilde ortaya çıktığından faşizm, toplumsal kitletemeliyle kaçınılmaz olarak çatışmak zorundadır.

Kitleleri faşist diktatörlüğün yıkılması için kesin mücade-leye kazanmamız, ancak ve ancak, faşist örgütlere zorla sokulanveya yetersiz sınıf bilincinden dolayı üye olan işçilerin kendi ik-

49 50

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 26: Dimitrov Fasizm Uzerine

tisadi, siyasi ve kültürel çıkarlarının korunması uğruna eeeennnn ssssıııırrrraaaaddddaaaannnn hhhhaaaa----

rrrreeeekkkkeeeettttlllleeeerrrreeee katılmalarını sağlamakla mümkündür. şte bu yüzden, ko-münistler, bu örgütlerdeki üye kitlelerinin günlük çıkarlarının en iyisavunucuları olarak çalışmalı ve bu örgütlerdeki işçilerin, kendileriiçin her geçen gün daha fazla hak telep ettikleri ve çıkarlarınısavundukları ölçüde faşist diktatörlükle kaçınılmaz olarakçatışacaklarını bir an bile akıldan çıkarmamalıdırlar.

Şehirlerdeki ve köylerdeki emekçi kitlelerin en acil ve ilkbaşlarda en temel çıkarlarını savunurken, sadece bilinçli anti-faşistlerle değil, aynı zamanda hâlâ faşizm taraftarı olan, fakatfaşizmin siyaseti karşısında hayal kırıklığına uğrayan, umduğunu bu-lamayan ve hoşnutsuzluklarını dile getirmek için homurdanarak uy-gun bir fırsat arayan emekçilerle de ortak bir dil bulmak nispeten dahakolaydır. Genel olarak, faşist diktatörlük ülkelerindeki bütüntaktiğimizin, faşizmin sıradan taraftarlarını kendimizden itmemeye,onları tekrar faşizmin kollarına terk etmemeye, aksine faşist yönetici-ler ile hayal kırıklığına uğramış faşizmin emekçi taraftarlarındanmeydana gelen kitle arasındaki uçurumu derinleştirmeye yönelmesigerektiğini kavramalıyız.

Yoldaşlar, eğer günlük çıkarları uğrunda seferber edilen bu kim-seler, kendilerinin siyaset dışı ve hatta faşizm taraftarı olduğunainanıyorlarsa, umutsuzluğa kapılmamalıyız. Bizim için önemli olan,onları harekete katmaktır; bu hareket başlangıçta açıktan açığa henüzfaşizme karşı mücadele şiarlarıyla yürümese bile, sırf bu kitelerifaşist diktatörlüğe karşı çıkardığı için nesnel olarak faşizme karşı birharekettir.

Tecrübeler bize, faşist diktatörlük ülkelerinde legal ya da yarı-legal bir şekilde ortaya çıkmanın kkkkeeeessssiiiinnnnlllliiiikkkklllleeee mmmmüüüümmmmkkkküüüünnnn oooollllmmmmaaaaddddıııığııııgörüşünün zararlı ve yanlış olduğunu öğretiyor. Böyle bir görüşte di-retmek, pasifizme saplanmak ve gerçek kitle çalışmasından tamamenvazgeçmek demektir. Şüphesiz faşist diktatörlük şartları altında legalveya yarı-legal olarak ortaya çıkmak için yöntem ve biçimler bulmak

güç ve karmaşık bir görevdir. Fakat diğer birçok meselede olduğu gi-bi bu meselede de hayatın kendisi ve kitlelerin inisiyatifi, izlenecekyolu göstermektedir. Bunun, öğretilerini genelleştirmek, örgütlü veamaca uygun olarak hayata geçirmek zorunda olduğumuz birçokörneği vardır.

Faşist kitle örgütlerinde çalışmayı küçümsemeye kesinlikle sonverilmelidir. Yoldaşlarımız talya'da, Almanya'da ve diğer bir dizifaşist ülkede, faşist kitle örgütlerinde çalışmanın karşısına fabrikalar-da çalışmayı çıkararak, pasifliklerini ve hatta faşist kitle örgütlerindeçalışmayı açıkça reddettiklerini örtbas etmeye çalıştılar. Fakat aslında,bu şematik ayrım hem faşist kitle örgütlerindeki, hem de fabrikalarda-ki çalışmanın fevkalade güçsüz olmasına ve hatta bazen hiçyapılmamasına yol açtı.

Oysa faşist ülkelerdeki komünistler için, kitlelerin bulunduğu heryerde olmak son derece önemlidir. Faşizm, işçileri legal örgütlerindenyoksun bırakmıştır. şçileri faşist örgütlere girmeye zorlamıştır veişte kitleler, ister zorla veya ister kısmen gönüllü olsun, orada bbbbuuuulllluuuunnnnuuuu----yyyyoooorrrrllllaaaarrrr. Bu faşist kitle örgütleri, bizim kitlelerle ilişkiye geçtiğimiz le-gal veya yarı-legal etki alanımız olabilir ve olmalıdır. Bu örgütler, bi-zim tarafımızdan kitlelerin günlük çıkarlarını savunmak için legal ve-ya yarı-legal hareket noktaları haline getirilebilir ve getirilmelidir. Ko-münistler, bu olanaklardan yararlanmak için, kitlelerle bağ kurmaküzere faşist kitle örgütlerinde seçim yoluyla kazanılabilir mevkileriele geçirmelidirler. Ve böyle bir faaliyetin bir devrimci işçi içinyakışık almadığı ve ona yaraşmadığı önyargısını kafalarından tama-men söküp atmalıdırlar.

Örneğin, Almanya'da "işletme temsilciler konseyi" denilen birsistem vardır. Fakat bu örgütlerin tekelini faşistlere bırakmamızgerektiği nerede yazılıdır? " şletme temsilciler konseyi" seçimlerindeişverenlerin açık ajanlarının isimlerinin listeden silinmesi ve işçileringüvenine sahip olan diğer adayların onların yerine seçilmesi için fab-rikalardaki komünist, sosyal-demokrat, katolik ve diğer anti-faşistişçileri birleştirmeyi deneyemez miyiz? Pratik, bunun mümkün

51 52

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 27: Dimitrov Fasizm Uzerine

olduğunu göstermiştir. Ve gene pratik, sosyal-demokrat ve diğer hoşnut olmayan

işçilerle birlikte "işletme temsilciler konseyi"nin işçilerin çıkarlarınıgerçekten savunmasını talep etmenin mümkün olduğunu öğretmiyormu?

Almanya'daki "EEEEmmmmeeeekkkk CCCCeeeepppphhhheeeessssiiii""""ni ya da talya'daki faşistsendikaları alalım. "Emek Cephesi" fonksiyonerlerinin atanması değil,seçilmesi talep edilemez mi? Mahalli grupların yönetici organlarının,üye toplantılarında rapor vermesi için diretilemez mi? Grubunkararıyla birlikte bu talepleri patrona, "Emek Yediemini"ne, "EmekCephesi"nin üst mercilerine sunmak mümkün değil midir? Bu, dev-rimci işçilerin gerçekten "Emek Cephesi"nde çalışması ve orada mev-kiler elde etmesi şartıyla mümkündür.

Hitler Gençlik Birliği içinde, spor örgütleri ve "Kraft durch Freu-de"[28] örgütünde, talya'daki "Dopo Lavoro"[29] ve kooperatiflervb. gibi diğer faşist kitle örgütlerinde de aynı çalışma yöntemlerimümkün ve zorunludur.

Yoldaşlar, Truva'nın ele geçirilmesi hakkındaki eski destanıanımsarsınız. Truva, aşılmaz duvarları sayesinde saldırgan ordularakarşı kendini koruyordu. Saldırgan ordu birçok kayıp vermesinerağmen, ünlü Truva Atı'nın yardımıyla şehrin içine, düşmanın kalbinegirinceye kadar zafere ulaşamadı.

Bana öyle geliyor ki biz devrimci işçiler de, kendisini halka karşıkiralık katillerden meydana gelen canlı bir duvar ile koruyan faşistdüşmanımızın karşısında aynı taktikleri kullanmaktan çekinmemeli-yiz.

Faşizm karşısında bu taktiğin kullanılmasının gerekliliğini kav-ramayan, böyle bir tavrı "aşağılık" bir tavır olarak gören bir kişi, enmükemmel bir yoldaş bile olsa, söylememe izin veriniz, bir devrimcideğil, bir gevezedir ve faşist diktatörlüğü yıkma yolunda kitlelere ön-derlik edemez.

Almanya'daki, talya'daki ve faşizmin kitle temeline sahip

olduğu diğer ülkelerdeki faşist örgütlerin iiiiççççiiiinnnnddddeeee vvvveeee ddddıııışıııınnnnddddaaaa,,,, ensıradan taleplerin savunulmasından hareket eden, mücadele biçimleri-ni ve sloganlarını, yaygınlaşan ve gelişen mücadeleye göre değiştirenkitlesel bir birleşik cephe hareketi doğmaktadır. Bu kitle hareketi,faşist diktatörlüğün, bugün birçok kimseye yıkılmaz görünen kalesiniparamparça eden bir şahmerdan olacaktır.

ÖÖÖÖrrrrggggüüüüttttllllüüüü işçilerin ortak eylemi başlangıçtır, temeldir. Fakatişçilerin büyük çoğunluğunu örgütsüz kitlelerin meydana getirdiğiniaklımızdan çıkarmamalıyız. FFFFrrrraaaannnnssssaaaa''''ddddaaaa örgütlü işçilerin Komünistler,Sosyalistler ve farklı akımlardan sendikaların üyeleri sayısı yyyyaaaakkkkllllaaaaşııııkkkkoooollllaaaarrrraaaakkkk bbbbiiiirrrr mmmmiiiillllyyyyoooonnnndddduuuurrrr, buna karşılık bütün işçilerin sayısı on birmilyondur. nnnnggggiiiilllltttteeeerrrreeee''''ddddeeee, sendikaların ve farklı çizgilerdeki bütün par-tilerin aşağı yukarı bbbbeeeeş mmmmiiiillllyyyyoooonnnn üyesi vardır. Buna karşılık işçilerintoplam sayısı oooonnnn ddddöööörrrrtttt mmmmiiiillllyyyyoooonnnndddduuuurrrr. AAAAmmmmeeeerrrriiiikkkkaaaa BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk DDDDeeeevvvvlllleeeettttlllleeeerrrriiii''''nnnnddddeeee,yaklaşık olarak beş milyon örgütlü işçi vardır, oysa bu ülkede toplamişçi sayısı otuz sekiz milyondur. Aşağı yukarı aynı oran daha birçokülke için geçerlidir. "Normal" zamanlarda bu kitle, esas olarak, siyasihayatın dışında kalır. Fakat şimdi bu dev kitle gittikçe daha fazla ha-rekete geçmekte, siyasi hayata girmekte ve siyaset sahnesineçıkmaktadır.

Birleşik cephenin en geniş kitlelerin derinliklerindegerçekleşmesi, genişletilmesi ve güçlendirilmesi için eeeennnn iiiiyyyyiiii bbbbiiiiççççiiiimmmm,partiler üstü sınıf organlarının kurulmasıdır. Bu organlar, işçi sınıfınınoluşan eylembirliğini baltalayacak birleşik cepheye karşı olanlarınbütün çabalarına karşı en iyi kale de olacaktır.

SSSSoooossssyyyyaaaallll----DDDDeeeemmmmooookkkkrrrraaaattttllllaaaarrrrıııınnnn HHHHüüüükkkküüüümmmmeeeetttttttteeee BBBBuuuulllluuuunnnndddduuuuğuuuu ÜÜÜÜllllkkkkeeeelllleeeerrrrddddeeee BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeee

Birleşik Cephenin kurulması için mücadele, ortaya çok önemlibaşka bir meseleyi, sosyal-demokrat hükümetlerin ya da sosyalistlerinkatıldığı koalisyon hükümetlerinin iktidarda olduğu Danimarka, s-veç, Norveç, Çekoslovakya ve Belçika gibi ülkelerde birleşik cephemeselesini çıkarmaktadır.

53 54

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 28: Dimitrov Fasizm Uzerine

Burjuvazi ile uzlaşma hükümetleri olan sosyal-demokrat hükü-metlere karşı reddedici kesin tavrımız bilinmektedir. Fakat bununlabirlikte, biz, ssssoooossssyyyyaaaallll----ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaatttt bbbbiiiirrrr hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiiinnnn veya sosyal-demokrat-ların burjuva partileriyle bir koalisyon hükümetinin mevcudiyetini,sosyal-demokratlarla belli meselelerde bir birleşik cephe kurulmasıiçin aaaaşııııllllmmmmaaaazzzz bir engel olarak düşünmüyoruz. Böyle bir durumda da,emekçi halkın hayati menfaatlerini korumak için ve faşizme karşımücadele birleşik cephenin tamamen mmmmüüüümmmmkkkküüüünnnn vvvveeee ggggeeeerrrreeeekkkklllliiii olduğugörüşündeyiz. Sosyal-demokrat parti temsilcilerinin hükümette yeraldığı ülkelerde, sosyal-demokrat önderliğin proleter birleşik cephesi-ne karşı en güçlü ddddiiiirrrreeeennnnmmmmeeeeyyyyiiii göstermesi anlaşılırdır. Bu, tamamenanlaşılabilir bir husustur. Çünkü, hoşnut olmayan işçi kitlelerini kont-rol altında tutmayı ve onları komünizmin etkisinden korumayı herkes-ten daha iyi ve daha ustaca bildiklerini burjuvaziye göstermek iste-mektedirler. Yalnızca sosyal-demokrat bakanların proletarya birleşikcephesi karşısında tavır almaları olgusu, kkkkoooommmmüüüünnnniiiissssttttlllleeeerrrriiiinnnn,,,, pppprrrroooolllleeeetttteeeerrrr

bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeessssiiiinnnniiii kkkkuuuurrrrmmmmaaaakkkk iiiiççççiiiinnnn hhhhiiiiççççbbbbiiiirrrr ççççaaaabbbbaaaa hhhhaaaarrrrccccaaaammmmaaaammmmaaaallllaaaarrrrıııınnnnıııı aslahaklı gösteremez.

skandinav ülkelerindeki yoldaşlarımız, kendilerini ssssoooossssyyyyaaaallll----ddddeeee----

mmmmooookkkkrrrraaaatttt hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttlllleeeerrrriiii tttteeeeşhhhhiiiirrrr pppprrrrooooppppaaaaggggaaaannnnddddaaaassssııııyyyyllllaaaa ssssıııınnnnıııırrrrllllaaaayyyyaaaarrrraaaakkkk çoğu za-man en asgari direnme yolunu izliyorlar. Bu bir hatadır. Mesela DDDDaaaannnniiii----

mmmmaaaarrrrkkkkaaaa'da, sosyal-demokrat önderler on yıldan beri hükümette bulunu-yorlar ve Komünistler de bunun burjuva, kapitalist bir hükümetolduğunu on yıldan beri her gün tekrarlıyorlar. Danimarkalı işçilerinbu propagandaya alışık oldukları kabul edilmelidir. Buna rağmenönemli bir çoğunluğun sosyal-demokrat hükümet partisine oy verme-si, Komünistlerin hükümeti sadece propaganda yoluyla teşhirinin yyyyeeee----

tttteeeerrrrssssiiiizzzz kkkkaaaallllddddıııığıııınnnnıııı gösterir. Fakat bu, yüzbinlerce işçinin sosyal-demok-rat bakanların katıldığı, hükümetin bütün önlemlerinden memnunolduğunu ggggöööösssstttteeeerrrrmmmmeeeezzzz. Hayır, onlar sözle "buhran anlaşması"ylaişçilere ve yoksul köylülere değil, bbbbüüüüyyyyüüüükkkk kkkkaaaappppiiiittttaaaalllliiiissssttttlllleeeerrrreeee vvvveeee bbbbüüüüyyyyüüüükkkk

ttttoooopppprrrraaaakkkk aaaağaaaallllaaaarrrrıııınnnnaaaa hizmet eden sosyal-demokrat hükümetten mmmmeeeemmmmnnnnuuuunnnn

ddddeeeeğiiiillllddddiiiirrrrlllleeeerrrr. Hükümetin Ocak 1933'deki kararnamesiyle ggggrrrreeeevvvv hhhhaaaakkkkkkkkıııınnnnıııı

kaldırmasından işçiler memnun değildirler. Onlar sosyal-demokratönderliğin (milletvekillerinin sayısını önemli ölçüde azaltan) tehlikelibir aaaannnnttttiiii----ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaattttiiiikkkk sssseeeeççççiiiimmmm rrrreeeeffffoooorrrrmmmmuuuu tasarısından memnun değildirler.Danimarkalı işçilerin yüzde doksan dokuzunun sosyal-demokrat ön-derler ve bakanlarca alınan bu siyasi tedbirleri oooonnnnaaaayyyyllllaaaammmmaaaaddddıııığıııınnnnıııı iddiaedersem, herhalde hiç de yanılmış olmam.

Komünistlerin, Danimarka'daki sendikaları ve sosyal-demokratörgütleri bu aktüel meselelerin bazılarını tartışmaya, bu meselelereilişkin fikirlerini açıklamaya ve işçi taleplerinin gerçekleşmesiamacıyla birlikte proletarya birleşik cephesini kurmaya çağırmalarımümkün değil midir? Danimarkalı yoldaşlarımız, geçen yılın Ekimayında, sendikaları işsizlik yardımının indirilmesine karşı vesendikaların demokratik hakları çağırdığı zaman, yüz kadar mahallisendika örgütü birleşik cepheye katılmıştı.

ssssvvvveeeeçççç'te bir sosyal-demokrat hükümet üçüncü defa iktidardadır,fakat sveç Komünistleri pratikte uzun bir süredir birleşik cephe tak-tiklerini uygulamaktan kaçınmışlardır. Niçin? Birleşik cepheye karşıoldukları için mi? Tabii ki hayır; onlar esas olarak ggggeeeennnneeeellll aaaannnnllllaaaammmmddddaaaa

birleşik cepheden yanaydılar, fakat bir proletarya birleşik cephesininhangi sebepten, hangi meseleler etrafında, hangi talepleri savunarakbaşarıyla kurulabileceğini, yani işin neresinden ve nasıl tutacaklarınıkavrayamamışlardı. Sosyal-demokrat hükümetin kurulmasından bir-kaç ay önce seçim mücadelesi sırasında Sosyal-Demokrat Parti tam daproletarya birleşik cephesinin platformuna kabul edilebilecek bir dizitalepleri ihtiva eden bir platformla ortaya çıktı. Mesela, şöyle slogan-lar vardı: """"GGGGüüüümmmmrrrrüüüükkkk vvvveeeerrrrggggiiiissssiiiinnnneeee kkkkaaaarrrrşııııyyyyıııızzzz"""",,,, """"MMMMiiiilllliiiittttaaaarrrriiiizzzzmmmmeeee hhhhaaaayyyyıııırrrr"""",,,,

"""" şssssiiiizzzzlllliiiikkkk ssssiiiiggggoooorrrrttttaaaassssıııınnnnıııınnnn ssssüüüürrrrüüüünnnncccceeeemmmmeeeeddddeeee bbbbıııırrrraaaakkkkııııllllmmmmaaaassssıııınnnnaaaa ssssoooonnnn"""",,,,

""""YYYYaaaaşaaaammmmaaaayyyyaaaa yyyyeeeetttteeeerrrrlllliiii bbbbiiiirrrr eeeemmmmeeeekkkklllliiii mmmmaaaaaaaaşıııınnnnıııınnnn ggggaaaarrrraaaannnnttttiiii eeeeddddiiiillllmmmmeeeessssiiii"""",,,,

""""MMMMuuuunnnncccchhhh KKKKoooorrrrppppssss'''' ((((ffffaaaaşiiiisssstttt bbbbiiiirrrr öööörrrrggggüüüütttt)))) ggggiiiibbbbiiii öööörrrrggggüüüüttttlllleeeerrrreeee iiiizzzziiiinnnn vvvveeeerrrriiiillllmmmmeeeemmmmeeeelllliiii----

ddddiiiirrrr"""",,,, """"KKKKaaaahhhhrrrroooollllssssuuuunnnn bbbbuuuurrrrjjjjuuuuvvvvaaaa ppppaaaarrrrttttiiiinnnniiiinnnniiiinnnn ttttaaaalllleeeepppp eeeettttttttiiiiğiiii sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaallllaaaarrrraaaa kkkkaaaarrrrşııııssssıııınnnnııııffff kkkkaaaannnnuuuunnnnllllaaaarrrrıııı""""....

55 56

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 29: Dimitrov Fasizm Uzerine

1932 yılında sveç'te bir milyonu aşkın emekçi, Sosyal-Demok-ratlar tarafından öne sürülen bu taleplere oy verdi ve artık bu telepleringerçekleştirileceği umuduyla,1933'de sosyal-demokrat bir hükümetinkurulmasını sevinçle karşıladı. Böyle bir durumda, Komünist Partisi-nin bütün sosyal-demokrat ve sendika örgütlerini, SSSSoooossssyyyyaaaallll----DDDDeeeemmmmooookkkkrrrraaaatttt

PPPPaaaarrrrttttiiii ttttaaaarrrraaaaffffıııınnnnddddaaaannnn öööönnnneeee ssssüüüürrrrüüüülllleeeennnn bbbbuuuu ttttaaaalllleeeepppplllleeeerrrriiiinnnn ggggeeeerrrrççççeeeekkkklllleeeeşmmmmeeeessssiiii için ortakeylemler yapmaya çağırmasından daha tabii ve işçi kitlesinin istekle-rine daha büyük oranda uygun düşen ne olabilirdi?

Eğer sosyal-demokratların kendilerinin talep ettikleri böyle ted-birlerin gerçekleşmesi için geniş kitlelerin gerçekten seferber edilme-si, sosyal-demokrat ve komünist işçi örgütlerinin bir birleşik cephedetoplanması başarılsaydı, hiç şüphesiz ssssvvvveeeeçççç iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııı bundan sadecekazançlı çıkacaktı. Tabii, sveç'in Sosyal-Demokrat bakanları bundanhiç de memnun kalmayacaklardı. Zira bu durumda hükümet bu talep-lerin en azından bir kısmını yerine getirmek zorunda kalacaktı. Fakatne olursa olsun, hükümet bugün olduğu gibi, gümrük vergisinikaldıracağı yerde, yyyyüüüükkkksssseeeellllttttmmmmeeeeyyyyeeeecccceeeekkkk, militarizmi kısıtlayacağı yerde,askeri bütçeyi artırmayacak ve sendikalara karşı yöneltilmiş her kanu-nu reddeceği yerde, parlamentoya bizzat kkkkeeeennnnddddiiiissssiiii böyle bir kanuntasarısı getirmeyecekti. Doğrusu, sveç Komünist Partisi, son meseleile ilgili olarak, proletarya birleşik cephesi ruhuna uygun bir kitlekampanyası yürüttü ve bunun sonucunda parlamentodaki Sosyal-De-mokrat grup bile hükümet karar tasarısına karşı oy kullanmak zorundakaldı. Tasarı geçici olarak kabul edilmedi.

NNNNoooorrrrvvvveeeeççççlllliiii komünistler 1 Mayısta, şçi Partisi örgütlerini ortakyürüyüşler düzenlemeye çağırmakla ve Norveç şçi Partisi'nin seçimplatformunda mevcut olan taleplere esas olarak uygun düşen bir dizitalepler ileri sürmekle doğru hareket ettiler. Birleşik cephe yolundaatılan bu adım çok hazırlıksız olmasına ve Norveç şçi Partisi yöneti-minin buna karşı çıkmasına rağmen, oooottttuuuuzzzz aaaayyyyrrrrıııı yyyyeeeerrrrddddeeee bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkkcccceeeepppphhhheeee yyyyüüüürrrrüüüüyyyyüüüüşlllleeeerrrriiii yapıldı.

Bir zamanlar birçok Komünist, sosyal-demokratların hhhheeeerrrr

kısmi talebine iki misli daha radikal taleplerle karşıçıkmadıkları takdirde bunun oportünizmin bir ifadesiolacağından korkardı. Bu, safça bir hataydı. Mesela, sosyal-de-mokratlar faşist örgütlerin feshedilmesini isteselerdi bizimkalkıp da, "Devlet polisi de dağıtılsın" diye eklememize hiç degerek yoktur. (Çünkü bu talep ancak başka bir durumda ortayaatıldığı takdirde amaca uygundur.) Bunun yerine biz, sosyal-de-mokrat işçilere şunu söylemeliyiz: Sizin partinizin bu talebiniproletarya birleşik cephesinin talebi olarak kabul etmeye ve bu-nun gerçekleşmesi için sonuna kadar mücadele etmeye hazırız.Mücadele için el ele verelim!

ÇÇÇÇeeeekkkkoooossssllllaaaavvvvaaaakkkkyyyyaaaa'da da işçi sınıfı birleşik cephesininkurulması için Çek ve Alman sosyal-demokratları ve reformistsendikların öne sürdükleri belli taleplerden yararlanabilir veyararlanılmalıdır. Sosyal-demokratlar, örneğin işsizlere iş veya(1927'den bu yana yaptıkları gibi) belediyelerin kendi kendiniyönetmesini kısıtlayan kanunların kaldırılmasını talep ettikleritakdirde, bu talepler her yörede, her mahallede somut bir halegetirilmeli ve bunların praktikde gerçekleşmesi için sosyal-de-mokrat örgütlerle omuz omuza mücadele edilmelidir. Veya sos-yal-demokrat partiler devlet cihazındaki faşizm ajanlarına karşı"genel" bir teşhire geçtikleri zaman, her yerdeki bbbbeeeelllllllliiii faşistsözcüleri ortaya çıkarmak ve sosyal-demokrat örgütlerle birliktebunların devlet kurumlarından uzaklaştırılmalarınaçalışmalıdır.

BBBBeeeellllççççiiiikkkkaaaa''''da, başlarında Emil Vandervelde olmak üzere Sos-yalist Partisi önderleri koalisyon hükümetine girdiler. Bu"başarı"ya, şu iki temel talep için yürüttükleri uzun yaygınkampanya sayesinde ulaştılar: 1111)))) SSSSııııkkkkııııyyyyöööönnnneeeettttiiiimmmm kkkkaaaarrrraaaarrrrnnnnaaaammmmaaaalllleeeerrrriiii----nnnniiiinnnn kkkkaaaallllddddıııırrrrııııllllmmmmaaaassssıııı,,,, 2222)))) ddddeeee MMMMaaaannnn PPPPllllaaaannnnıııınnnnıııınnnn[[[[33330000]]]] ggggeeeerrrrççççeeeekkkklllleeeeşttttiiiirrrriiiillllmmmmeeeessssiiii....Birinci mesele çok önemlidir. Bundan önceki hükümet, emekçihalkın belini büken150 gerici sıkıyönetim kararnamesi

57 58

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 30: Dimitrov Fasizm Uzerine

çıkarmıştı. Bunlar bir an önce kaldırılmalıydı. Bu, sosyalist birpartinin talebiydi. Fakat yeni hükümet bu sıkıyönetim kararna-melerinin birçoğunu kaldırdı mı? Hayır, bunların bir tekini bilekaldırmadı. Belçikalı sosyalist önderlerin cömert vaadlerini ye-rine getirmek üzere bir çeşit "göstermelik ödeme"de bulunmakiçin sadece bazı sıkıyönetim kararnamelerini yumuşatmıştır(tıpkı bazı Avrupa devletlerinin Amerika Birleşik Devletlerinemilyonlarca dolarlık savaş borçlarının karşılığı olarak teklif et-tikleri "göstermelik dolar" gibi).

Geniş ölçüde reklamı yapılan de Man Planı'nıngerçekleşmesine gelince, bu mesele emekçi kitleler için beklen-medik bir yönde gelişti: Sosyalist bakanlar, iiiillllkkkk öööönnnncccceeee iiiikkkkttttiiiissssaaaaddddiiiibbbbuuuuhhhhrrrraaaannnnıııınnnn aaaalllltttteeeeddddiiiillllmmmmeeeessssiiii ggggeeeerrrreeeekkkkttttiiiiğiiiinnnniiii ve de Man Planı'nın sadecesanayicilerin ve bankaların durumunu düzeltecek kısımlarınıngerçekleştirilmesi gerektiğini, işçilerin durumunu düzeltecektedbirlerin alınmasının ise ancak bundan sonra mümkünolabileceğini açıkladılar. şçiler de Man Planı'nda vaadedilen"refah"tan kkkkeeeennnnddddiiii paylarını almak için daha nnnneeee kkkkaaaaddddaaaarrrr bekleye-cektir? Belçikalı bbbbaaaannnnkkkkeeeerrrrlllleeeerrrr gerçek bir aaaallllttttıııınnnn yyyyaaaağmmmmuuuurrrruuuunnnnaaaatutulmuştur. Belçika frangının değeri yüzde yirmi sekizoranında düşürülmüştür. Bankerler bu dalavere sayesinde üc-retlilerin ve bankalarda az miktarda parası bulunanlarınsırtından 4,5 milyar frank vurmuşlardır. Bu de Man Planı'nınmuhtevasına ne derece uygun düşmektedir? Planda yazılanlarainanacak olursak, plan, "tekelci suistimallere ve spekülatif dale-verelere karşı zecri tedbirler" vaaddetmektedir.

Hükümet, de Man planı gereğince, bankaların denetlenme-si için bir komisyon tayin etmiştir. Fakat bu komiyon şimdikendi kendilerini sevinç ve huzur içersinde denetleyecek olanbbbbaaaannnnkkkkeeeerrrrlllleeeerrrrddddeeeennnn mmmmeeeeyyyyddddaaaannnnaaaa ggggeeeellllmmmmeeeekkkktttteeeeddddiiiirrrr!!!!

De Man Planı, """"iiiişggggüüüünnnnüüüünnnn kkkkııııssssaaaallllttttııııllllmmmmaaaassssıııı"""",,,, """"üüüüccccrrrreeeettttlllleeeerrrriiiinnnnaaaayyyyaaaarrrrllllaaaannnnmmmmaaaassssıııı"""",,,, """"aaaassssggggaaaarrrrıııı üüüüccccrrrreeeetttt"""",,,, "herkesi kapsayan bir ssssoooossssyyyyaaaallll ssssiiii----

ggggoooorrrrttttaaaa sisteminin kurulması", "yeni kkkkoooonnnnuuuutttt yyyyaaaappppıııımmmmıııı sayesindeyaşama şartlarının düzeltilmesi" gibi daha başka iyi şeylerdevaat etmektedir. Bütün bunlar, biz Komünistlerindestekleyebileceği taleplerdir. Belçika'daki işçi örgütlerine git-meli ve onlara şöyle demeliyiz: Kapitalistler yeterince, hattafazlasıyla kazanmışlardır. Sosyal-demokrat bakanların işçilereyaptıkları vaadleri yerine getirmelerini talep edelim. Kendimenfaatlerimizi bbbbaaaaşaaaarrrrııııyyyyllllaaaa ssssaaaavvvvuuuunnnnmmmmaaaakkkk için bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeeddddeeeetoplanalım. Bakan Vandervelde! Sizin platformunuzdaki işçitaleplerini destekliyoruz. Fakat açıkca şunu ilan ederiz: Bu ta-lepleri ciddiye alıyoruz, boş laf değil, eylem istiyoruz ve bun-dan dolayı biz yüz binlerce işçi bu talepler uğrunda mücadeleiçin birleşiyoruz!

Komünistler, sosyal-demokrat hükümetlerin iktidardaolduğu ülkelerde, bizzat sosyal-demokrat partilerinplatformlarındaki tek tek uygun talepleri ve sosyal-demokratbakanların seçim vaadlerini sosyal-demokrat parti ve örgütlerleortak eyleme girişmek için çıkış noktası olarak kullanıyorlar.Böylece onlar sermayenin saldırısına, faşizme ve savaştehlikesine karşı mücadele içinde ve kitlelerin bir dizi diğer ta-lepleri temeli üzerinde bir birleşik cephe kurulması içinkampanyayı daha kolay yürüteceklerdir.

Bundan başka şunlara dikkat edilmelidir: Genelde sosyal-demokrat partiler ve örgütlerle girişilen ortak eylemler, Komü-nistlerden, burjuvazi ile işbirliğinin pratiği ve ideolojisi olaraksosyal-demokrasiyi ciddi bir şekilde ve gerekçeli bir şekildeeleştirmek ve sosyal-demokrat işçileri bıkmadan usanmadan,komünizmin program ve saloganları hakkında dostçaaydınlatmak görevini talep ettiğinde; bu görev, sosyal-demokrathükümetlerin iktidarda olduğu ülkelerde, birleşik cepheuğrunda mücadele açısından özellikle önem taşımaktadır.

59 60

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 31: Dimitrov Fasizm Uzerine

SSSSeeeennnnddddiiiikkkkaaaallllaaaarrrrıııınnnn BBBBiiiirrrrlllliiiiğiiii ççççiiiinnnn MMMMüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee

Yoldaşlar! Hem ülkesel, hemde uluslararası alandasendikaların birliğinin gerçekleşmesi birleşik cepheninsağlamlaştırılması için en önemli aşamalardan biri olmalıdır.

Bilindiği gibi, reformist önderlerin bölücü taktikleri sendi-kalarda en keskin bir şekilde uygulandı. Bu anlaşılabilir de: Butemel üzerinde reformist önderlerin burjuvazi ile işbirliği siya-seti, doğrudan doğruya fabrikalarda işçi kitlelerinin hayatimenfaatleri pahasına pratikte tam ifadesini buldu. Tabii ki, Ko-münistlerin önderliğindeki devrimci işçilerin bu uygulamayakarşı keskin eleştirisine ve direnmesine yol açtı. Bundandolayıdır ki; komünizm ile reformizm arasında en şiddetli mü-cadele sendikal alanda ortaya çıktı.

Kapitalizmin durumu daha da güç ve daha karmaşık halegeldikçe, Amsterdam sendikalarının yöneticilerinin izlediklerisiyaset daha da gerici bir niteliğe büründü, sendikalar içerisin-deki bütün muhalif unsurlara karşı aldıkları tedbirler daha dasaldırganlaştı. Hatta Almanya'da faşist diktatörlüğün kurulmasıve sermayenin saldırısının bütün kapitalist ülkelerde artması bi-le bu saldırganlığı azaltmadı. Salt 1933'de ngiltere'de, Hollan-da'da, Belçika'da ve sveç'te Komünistlerin ve devrimci işçilerinsendikalardan ihracı için yayınlanan utanç verici genelgeler bi-le göstermiyor mu?

1933'de ngiltere'de mahalli sendikal grupların savaşaleyhtarı örgütlere ve diğer devrimci örgütlere girmesini yasak-layan bir genelge yayınlandı. Bu, Sendikalar Genel Konseyi'nin"komünist örgütlerle şu veya bu şekilde ilişkisi bulunan" kim-seleri delege kabul eden bütün sendika birliklerini kanun-dışıilan eden ünlü "Kara Genelge"sinin başlangıcıydı. Ya sendika-lardaki devrimci unsurlara karşı sürekli baskı tedbirleri uygula-yan Alman sendika yöneticileri için ne demeli!

Bizim taktiğimiz, bu tavır sınıf mücadelesi için ne kadarbüyük zorluklar yaratırsa yaratsın, Amsterdam sendikalarınıntek tek yöneticilerinin davranışlarına göre değil, aksine iiiişççççiiiikkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn bbbbuuuulllluuuunnnndddduuuuğuuuu yyyyeeeerrrreeee göre, herşeyden önce bu olguyagöre düzenlenmelidir. Ve burada şunu açıkça ilan etmeliyiz:Sendikalarda çalışmak, bütün Komünist Partilerinin en canalıcımeselesidir. Sendika çalışmasında gerçek bir atılım yapmalı vesendika birliği için mücadele meselesini merkeze koymalıyız.

Stalin Yoldaş bundan on yıl önce bize şunları söylüyordu:"Batıda sosyal-demokrasisinin gücü nerede yatmaktadır?Sendikalara dayanmasında.Batıda bizim komünist partilerimizin zayıflığı nerede

yatmaktadır?Daha hâlâ sendikalarla sıkı bir bağ kurmamış olmalarında

ve bu komünist partilerin belli unsurlarının, sendikalarla sıkıbağ kurmayı hiç istememelerinde.

Bu yüzden, içinde bulunduğumuz anda Batıdaki komünistpartilerin baş görevi, sendikal hareketin birliği uğrunakampanyayı geliştirmek ve sonuna kadar götürmek, sendikalaragirmeyi, orada işçi sınıfının sermayeye karşı birliğinin çıkarlarıdoğrultusunda sistemli, sabırlı bir çalışma yapmayı ve böylecekomünist partilerin sendikalara dayanabilmesini sağlamayıistisnasız tüm komünistler şart koşmaktır.

çinde bulunduğumuz anda Batının komünist partilerininen yakın görevleri üzerine Komintern'in genişletilmiş plenumu-nun aldığı kararların anlamı budur." (J. V. Stalin, EEEEsssseeeerrrrlllleeeerrrr, Cilt7, s. 93. nter Yayınları)

Stalin Yoldaşın bu talimatı yerine getirildi mi? Hayıryoldaşlar, yerine getirilmedi.

Birçok yoldaşımız, işçilerin sendikalara girme isteğini gör-mezden geldiler ve Amsterdam sendikalarında çalışmanın güç-lükleri karşısında bu karmaşık görevden yan çizmeyi tercih etti-

61 62

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 32: Dimitrov Fasizm Uzerine

ler. Onlar durmadan Amsterdam sendikalarının örgütselbuhranından, işçilerin sendikaları terkedişinden sözettiler vebelli bir düşüşten sonra dünya iktisadi buhranınınbaşlangıcında sendikaların yeniden gelişmeye başladığını göz-den kaçırdılar. Sendika hareketinin özelliği, burjuvazinin sendi-ka haklarına saldırısının, bir dizi ülkelerde (Polonya, Macaristanvb.) sendikaları "düzene sokma" (gleichalten) çabalarının, sos-yal sigortanın kırpılması, ücretlerin düşürülmesinin işçileri, re-formist sendika yöneticilerinin bu saldırılara karşı direniş gös-termemelerine rağmen, daha da sıkı bir şekilde bu sendikalarınetrafında birleşmeye zorlamasıydı. Çünkü işçiler kendi enönemli sınıf menfaatlerinin mücadeleye hayır savunucularınısendikalarda görmek istiyorlardı ve hâlâ da görmek istemekte-dirler. Amsterdam sendikalarının çoğunluğunun —Fransa'da,Çekovlovakya'da, Belçika'da, Hollanda'da, sviçre'de, sveç'tevb— üye sayısının son birkaç yıl içinde artması olgusununaçıklaması budur. Amerikan Sendikalar Birliği de son iki yıliçinde üye sayısını önemli ölçüde artırmıştır.

Alman yoldaşlar, Thaelmann Yoldaşın defalarca anlattığısendikalarda çalışma görevini daha iyi kavrasalardı, hiçşüphesiz sendikalarda faşist diktatörlüğün iktidara geldiği an-daki durumdan daha müsait bir duruma sahip olurduk, Komin-tern'in Altıncı Kongresi'nden sonra Komünistler birçok greveönderlik ettikleri halde, 1932 yılı sonunda Parti üyelerinin sade-ce yaklaşık yüzde onu sendikalara üyeydi.Yoldaşlarımız güçle-rimizin yüzde doksanının sendikalarda çalışmaya ayrılmasıgerektiğini basında yazıyorlardı, fakat pratikte her şey gerçektesendikaların yerini almayı amaçlayan devrimci sendika muhale-feti üzerinde yoğunlaştırıldı. Ya Hitler iktidarı ele geçirdiktensonra ne oldu? Yoldaşlarımızdan birçoğu, iki yıl boyunca hürsendikaların yeniden kurulması için mücadele gibi doğru birsloganı kabul etmemekte inatla ve sistemli bir şekilde direndi-

ler. Hemen hemen bütün diğer kapitalist ülkelerden buna ben-

zer örnekler verebilirim.Fakat Avrupa ülkelerinde, sendika hareketinin birliği için

mücadelede şimdiden ilk ciddi başarıyı elde etmişbulunuyoruz. Bundan Komünist Partinin inisiyatifi ile illegal birsendika hareketi için bir temelin yaratıldığı küçük Avusturya'yıkastediyorum. Şubat mücadelelerinden sonra, başlarında OttoBauer'in bulunduğu Sosyal-Demokratlar şu sloganı ortayaattılar: "Hür sendikalar ancak faşizm yıkıldıktan sonra yenidenkurulabilir." Komünistler, sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaallllaaaarrrrıııınnnn yyyyeeeennnniiiiddddeeeennnn kkkkuuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııı ffffaaaa----aaaalllliiiiyyyyeeeettttiiiinnnneeee bbbbaaaaşllllaaaaddddııııllllaaaarrrr.... Bu çalışmanın her aşaması Avusturyaproletaryasının canlı yaşayan birleşik cephesinin bir parçasıydı.Gizli çalışma şartlarında hür sendikaların başarılı bir şekildeyeniden kurulması faşizm için ciddi bir yenilgi oldu. Sosyal-Demokratlar bir yol ayrımında bulunuyorlardı. Bazıları hükü-metle görüşmeleri sürdürmeyi denedi. Diğer bir kısmı da bizimbaşarılarımız karşısında aynı şekilde kendi illegal sendikalarınıkurdular. Fakat sadece bir tek yol olabilirdi: YYYYaaaa ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee tttteeeesssslllliiii----mmmmiiiiyyyyeeeetttt;;;; yyyyaaaa ddddaaaa sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiii iiiiççççiiiinnnn ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee kkkkaaaarrrrşıııı oooorrrrttttaaaakkkk mmmmüüüüccccaaaa----ddddeeeelllleeee. Eski sendika yöneticileri tarafından kurulan aynı çizgidekisendikaların bocalayan yönetimi, kitlelerin baskısı karşısında,birleşmeyi kabul etmeye karar verdiler. Bu birleşmenin temeli,sermayenin saldırısına ve faşizme karşı uzlaşmaz mücadele vesendikalarda demokrasinin teminat altına alınmasıdır.Yoldaşlar, sendikaların birleşmesini memnunlukla karşılıyoruz.Savaştan sonra resmen bölünen sendika hareketi bu türde ilkdefa birleşmektedir ve bu nedenle uuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssıııı bbbbiiiirrrr öööönnnneeeemmmmttttaaaaşıııımmmmaaaakkkkttttaaaaddddıııırrrr....

FFFFrrrraaaannnnssssaaaa'da birleşik cephe, hiç şüphesiz, sendika birliğiningerçekleşmesinde büyük bir itici güç oldu. Genel şKonfederasyonu'nun yöneticileri esas mesele olan sendikaların

63 64

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 33: Dimitrov Fasizm Uzerine

sınıf siyaseti meselesine karşı bu meseleye bağlı ikinci derece-deki, tali veya biçimsel önemdeki meseleleri öne çıkartarak,birliğin gerçekleştirilmesini her yolla kösteklediler ve köstekli-yorlar. Sendika birliği için mücadelenin su götürmez birbaşarısı da mahalli çapta sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa bbbbiiiirrrrlllliiiikkkklllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn kurulmasıolmuştur. Bunlar demiryolu işçileri örneğinde olduğu gibi heriki sendikanın üye kitlesinin hemen hemen dörtte üçünükapsıyordu.

Biz kararlı bir şekilde hhhheeeerrrr üüüüllllkkkkeeeeddddeeee vvvveeee uuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssıııı ççççaaaappppttttaaaasssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnniiiinnnn yeniden kurulmasından yanayız. BBBBiiiizzzz hhhheeeerrrrüüüürrrreeeettttiiiimmmm kkkkoooolllluuuunnnnddddaaaa bbbbiiiirrrr bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaaddddaaaannnn yyyyaaaannnnaaaayyyyıııızzzz....

BBBBiiiizzzz hhhheeeerrrr üüüüllllkkkkeeeeddddeeee bbbbiiiirrrr sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnnddddeeeennnn yyyyaaaannnnaaaayyyyıııızzzz.... BBBBiiiizzzz hhhheeeerrrr üüüürrrreeeettttiiiimmmm kkkkoooolllluuuu iiiiççççiiiinnnn bbbbiiiirrrr uuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssıııı sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa ffffeeeeddddaaaa----

rrrraaaassssyyyyoooonnnnuuuunnnnddddaaaannnn yyyyaaaannnnaaaayyyyıııızzzz.... BBBBiiiizzzz ssssıııınnnnııııffff mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeeessssiiii eeeessssaaaassssıııınnnnaaaa ddddaaaayyyyaaaannnnaaaannnnbbbbiiiirrrr sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa eeeennnntttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaalllliiiinnnniiii ddddeeeesssstttteeeekkkklllliiiiyyyyoooorrrruuuuzzzz.... BBBBiiiizzzz sssseeeerrrrmmmmaaaayyyyeeeennnniiiinnnnssssaaaallllddddıııırrrrııııssssıııınnnnaaaa vvvveeee ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee kkkkaaaarrrrşıııı iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn eeeennnn öööönnnneeeemmmmlllliiii kkkkaaaalllleeeelllleeee----rrrriiiinnnnddddeeeennnn bbbbiiiirrrriiii oooollllaaaannnn bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk ssssıııınnnnııııffff sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaallllaaaarrrrıııınnnnddddaaaannnn yyyyaaaannnnaaaayyyyıııızzzz....Sendikaları birleştirmek için öne sürdüğümüz tek şart şudur:SSSSeeeerrrrmmmmaaaayyyyeeeeyyyyeeee kkkkaaaarrrrşıııı,,,, ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee kkkkaaaarrrrşıııı mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee vvvveeee sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa iiiiççççiiiiddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaassssiiii....

Zaman beklemiyor. Gerek ülkesel gerekse uluslararası çap-ta sendika hareketinin birliği meselesi, bizim için, sınıfdüşmanına karşı sınıfımızı birleşik güçlü sendika örgütlerindebirleştirmek gibi büyük bir davadır.

Bu yılın 1 Mayısı arifesinde Kızıl Sendikalar Enternasyo-nali'nin Amsterdam Enternasyonali'ne yaptığı enternasyonalsendika hareketinin birleştirilmesinin şartları, metotları vebiçimleri meselesini ortak bir şekilde ele alma tekliflerini mem-nunlukla karşılıyoruz. Amsterdam Enternasyonali yöneticileri,sendika hareketinin birliğinin ancak Amsterdam Enternasyonalisaflarında mümkün olacağı gibi eskimiş /klişe bir gerekçeylebu teklifi reddettiler. Oysa Amsterdam Enternasyonali sadece

bir kısmının sendika teşkilatlarını içinde barındırmaktadır.

Sendikalarda çalışan Komünistler, sendika hareketininbirliği için mücadeleyi yorulmadan sürdürmelidirler. KızılSendikaların ve Kızıl Sendika Enternasyonali'nin (KSE) görevi,sermayenin saldırısına ve faşizme karşı bütün sendikaların or-tak mücadele saatinin mümkün olduğu kadar çabuk gelmesiiçin ve Amsterdam Sendikalar Enternasyonali'nin gerici önder-lerinin inatçı direnişine rağmen sendika hareketinin birliğiningerçekleştirilmesi için ellerinden gelen herşeyi yapmaktır. Kızılsendikalar ve KSE bu konuda bütünlüklü desteğimizi almalıdır.

Küçük kızıl sendikaların mevcut olduğu ülkelerde busendikaların büyük reformist sendikalara girmeleri içinçalışmayı, fakat öte yandan da kendi görüşlerini serbestçeaçıklama hakkını ve ihraç edilen üyelerin yeniden alınmasını ta-lep etmelerini salık veririz. Hem büyük kızıl, hem de büyük re-formist sendikaların bulunduğu ülkelerde, sermayeninsaldırısına karşı mücadele, sssseeeennnnddddiiiikkkkaaaa ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaassssiiiinnnniiiinnnn teminataltına alınması platformu temelinde bbbbiiiirrrrlllleeeeşmmmmeeee kkkkoooonnnnggggrrrreeeelllleeeerrrriiiinnnniiiinnnndüzenlenmesini salık veririz.

Kendi mesleği ile ilgili kitle sendikasına üye olmayan, re-formist sendikayı gerçek bir sınıf sendikası örgütünedönüştürmek için mücadele etmeyen, sınıf mücadelesi temeliüzerinde, sendika hareketinin birliği için mücadele etmeyen birKomünist işçinin, bir devrimci işçinin en önemli proleter göre-vini yerine getirmediği kesin bir şekilde vurgulanmalıdır.(Alkışlar.)

65 66

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 34: Dimitrov Fasizm Uzerine

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeee vvvveeee GGGGeeeennnnççççlllliiiikkkk

Yoldaşlar! Gençliğin faşist örgütlere çekilmesininfaşizmin zaferinde oynadığı rolü daha önce belirtmiştim. Genç-likten söz ederken şunu açıkça ortaya koymalıyız. Biz emekçigençlik kitlelerini sermayenin saldırısına, faşizme ve savaştehlikesine karşı mücadeleye kazanma görevimizi ihmal ettik.Biz bu görevimizi birçok ülkede ihmal ettik. Faşizme karşımücadelede gençliğin muazzam önemini küçümsedik.Gençliğin kendine has iktisadi, siyasi ve kültürel menfaatlerinidaima gözönünde bulundurmadık. Gençliğin devrimcieğitimine de gerekli dikkati göstermedik.

Faşizm bütün bunlardan çok ustaca yararlandı. Birtakım ül-kelerde, özellikle Almanya'da gençliğin geniş kesimlerinikandırarak işçi sınıfı aleyhtarı yola yöneltti. Faşizmin gençliğisadece askeri romantizmle elde etmediğini akıldançıkarmamalıyız. Faşizm, bazı gençleri askeri müfrezelerde bes-ler ve giydirir, bazısına iş temin eder. Hatta gençlik için sözdekültür kurumları kurar ve emekçi gençlik kitlelerine ekmek veelbise verecek, onları okutacak ve iş bulacak güçte olduğunu vebunları gerçekten yapmak istediğini onların kafalarınayerleştirmeye çalışır.

Çoğu kapitalist ülkelerdeki Komünist Gençlik Birliklerimizdaha hâlâ genellikle sekter ve kitlelerden kopuk örgütlerdir.Onların esas zayıflığı, daha hâlâ Komünist Partilerini onlarınfaaliyetlerinin biçim ve metotlarını kopya etmeyeçalışmalarıdır. Onlar Komünist Gençlik Birliğinin ggggeeeennnnççççlllliiiiğiiiinnnnkkkkoooommmmüüüünnnniiiisssstttt ppppaaaarrrrttttiiiissssiiii oooollllmmmmaaaaddddıııığıııınnnnıııı unutuyorlar. Komünist GençlikBirliği'nin (KGB) kkkkeeeennnnddddiiii öööözzzzeeeellll ggggöööörrrreeeevvvvlllleeeerrrriiii olan bir örgüt olduğugerçeğini yeterince gözönüne almıyorlar. Komünist GençlikBirliği'nin çalışma tarzı ve metodları, eğitime ve mücadelesigençliğin somut taleplerine ve seviyesine uygun olmalıdır.

65 66

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 35: Dimitrov Fasizm Uzerine

KGB'li yoldaşlarımız faşist şiddete ve burjuva gericiliğinekarşı mücadelede unutulmaz kahramanlık örnekleri verdiler.Fakat onlar, gençlik kitlelerini düşman etkilerden kurtarmakiçin inatçı ve somut bir şekilde mücadele yetenekleri, hâlâ ek-siktir. Faşist kitle örgütlerinde çalışmaya karşı çıkan ve sosya-list ve komünist olmayan diğer gençliğe karşı her zamandoğru, direncin hâlâ altedilememiş oluşu tavır takınmama bunugöstermektedir.

Tabii ki, bütün bunlardan Komünist Gençlik Birliği'ninçalışmasını yönetmek ve onu desteklemek zorunda olan Komü-nist Partileri de büyük ölçüde sorumludur. Çünkü gençlik mese-lesi, sadece Komünist Gençlik Birliği'nin meselesi değildir.MMMMeeeesssseeeelllleeee,,,, bbbbüüüüttttüüüünnnn oooollllaaaarrrraaaakkkk kkkkoooommmmüüüünnnniiiisssstttt hhhhaaaarrrreeeekkkkeeeettttiiiinnnn bbbbiiiirrrr mmmmeeeesssseeeelllleeeessssiiiiddddiiiirrrr....Komünist Partiler ve KGB örgütleri, gençlik uğruna mücadelealanında gerçek ve kararlı bir atılım yapmalıdırlar. Kapitalist ül-kelerdeki komünist gençlik hareketinin temel görevi, emekçigenç neslin birleşme ve örgütlenmeleri, bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeennnniiiinnnngerçekleşmesi yolunda korkusuzca yürümektir. Bu görevin sonzamanlardaki, FFFFrrrraaaannnnssssaaaa ve AAAAmmmmeeeerrrriiiikkkkaaaa BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk DDDDeeeevvvvlllleeeettttlllleeeerrrriiii örnek-leri göstermektedir. Bu ülkelerde, birleşik cephenin kurulmasımeselesinin ele alınmasından hemen sonra önemli başarılar el-de edilmesine yeterli kıldı. Uluslararası birleşik cephe alanındaParis'deki Savaş ve Faşizm Aleyhtarı Komite'nin, ffffaaaaşiiiisssstttt oooollllmmmmaaaa----yyyyaaaannnn bütün gençlik örgütlerinin uluslararası işbirliğinisağlamadaki başarılı teşebbüslerini de belirtmeden geçmemekgerekir.

Gençliğin birleşik cephe hareketinin son zamanlardakibaşarılı gelişimi, gençlik birleşik cephesi biçimlerininbasmakalıp olmaması ve Komünist Partilerin uygulamasındaalışılan biçimleri aynen ve kopye etmemesi gerektiğinide gös-termektedir. Komünist Gençlik Birlikleri, faşizme, gençliğingörülmemiş bir şekilde bütün haklardan yoksun kılınmasına,

gençliğin militaristleşterilmesine karşı ve genç kuşağın iktisa-di ve kültürel hakları uğrunda, fabrikalarda, mecburi çalışmakamplarında, bürolarda, kışlalarda, donanmada, okullarda veyaçeşitli spor ve kültür örgütlerinde ve diğer örgütlerde neredeolursa olsunlar, bu gençliğin anti-faşist cephe için kazanılmasıuğruna, çeşitli ortak örgütler kuruncaya kadar, faşist olmayanbütün gençlik kitle örgütlerini her durumda birleştirmeyeçalışmalıdırlar. Yoldaşlarımız aynı zamanda, Komünist Genç-lik Birliği'ni geliştirmek ve kuvvetlendirmek için, sınıf müca-delesi temeli üzerinde, komünist ve sosyalist gençlik birlikleri-nin anti-faşist asoziyasyonlarını (dernekler, birleşik örgütler)ortaklığının kurulması için çalışmalıdırlar.

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeee vvvveeee KKKKaaaaddddıııınnnnllllaaaarrrr

Yoldaşlar! Emekçi kadınlar arasında, işçi kadınlar, işsizkadınlar ve ev kadınları arasında çalışma, gençlik arasındaçalışma gibi küçümsendi. Faşizm, gençliği herkesten daha faz-la istismar ederken, yarınlarından emin olmayan anaların, evkadınlarının yalnız kalmış işçi kadınların en derin duygularınıistismar ederek kadınları hayasızca ve küstahça köleleştirir. Birvelinimet kisvesine bürünen faşizm, açlıktan ölen ailelerin önü-ne birkaç kırıntı atar. Böylece faşizmin bilhassa emekçikadınlara getirdiği görülmemiş köleliğin yarattığı sefaleti ha-fifletmeye çalışır. ‹şçi kadınları fabrikalardan sürer. Yoksulgenç kızları zorla köylere gönderir ve onları, zengin çiftçilere vebüyük toprak sahiplerine boğaz tokluğuna çalışan hizmetçilerolarak peşkeş çeker. Kadınlara mutlu bir yuva vaadetmesinerağmen, kadınları herhangi bir kapitalist rejimden çok daha faz-la fuhuşa sürükler.

Komünistler ve öncelikle partili kadın yoldaşlarımız,kadınların geniş kitleleri mücadeleye kazanılmadıkça, faşizme

67 68

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 36: Dimitrov Fasizm Uzerine

ve savaşa karşı başarılı bir mücadele verilemeyeceğini hiçbirzaman unutmamalıdırlar. Bu sadece ajitasyonla olmaz. Her so-mut durumu gözönüne alarak ve emekçi kadın kitlelerinin haya-ti menfaatleri ve talepleri uğruna mücadele içinde, pahalılığakarşı, "eşit işe eşit ücret" ilkesi temeli üzerinde daha yüksekücret için, toplu işten çıkarmalara karşı, kadınların haklarınıngaspedilmesinin her biçimine ve faşist köleleştirmeye karşıkadınları seferber etmenin yollarını bulmalıyız.

Emekçi kadınları devrimci harekete kazanma mücadele-mizde, bu amacı gerçekleştirmek için gereken yerlerde özelkadın örgütleri kurmaktan kaçınmamalıyız.

‹şçi hareketi içinde "kadınların ayrı tutulması"na karşımücadelede ortaya çıkan ve kapitalist ülkelerde Komünist Partiyönetimindeki kadın örgütlerinin tasfiye edilmesinin zorunluolduğunu ileri süren önyargı, sık sık büyük zararlara yolaçmaktadır.

Kadınların devrimci, sosyal-demokrat ve ilerici, faşizm vesavaş aleyhtarı örgütleriyle temas ve mücadele ortaklığınınkurulmasını sağlamak için, en basit ve en esnek biçimlerbulunmalıdır. Kadın işçilerin ve emekçi kadınların işçi sınıfınınbirleşik cephesi ve faşizm aleyhtarı halk cephesi saflarında sınıfkardeşleriyle omuz omuza savaşmalarını sağlamak için hiçbirfedakarlıktan kaçınmamalıyız.

AAAAnnnnttttiiii----EEEEmmmmppppeeeerrrryyyyaaaalllliiiisssstttt BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeee

Bütün sömürge ve yarı-sömürge ülkelerde değişenuluslararası ve iç durumla ilgili olarak aaaannnnttttiiii----eeeemmmmppppeeeerrrryyyyaaaalllliiiissssttttbbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeee meselesi son derece büyük bir önemkazanmaktadır.

Sömürge ve yarı-sömürgelerde geniş bir anti-emperyalistbirleşik mücadele cephesi kurulmasında öncelikle kitlelerin an-ti-emperyalist mücadelelerinin gelişme şartlarının çeşitliliğini,

milli kurtuluş hareketinin farklı olgunluk derecelerini veproletaryanın milli kurtuluş hareketindeki rolünü, komünist par-tisinin geniş kitleler üzerindeki etkisini dikkate almak gerekir.

Bu mesele Brezilya'da, Hindistan, Çin ve diğer ülkelerde-kinden farklıdır.

BBBBrrrreeeezzzziiiillllyyyyaaaa'da, Milli Kurtuluş Birliği'nin[31] kurulmasıyla an-ti-emperyalist birleşik cephenin gelişmesi için doğru bir temelyaratan Komünist Parti, öncelikle milyonlarca köylü kitlelerinikazanarak bu cepheyi genişletmek için bütün gücünü seferberetmelidir. Komünist Parti kendini devrime tamamen adamışdevrimci halk ordusu birliklerinin kurulmasına çalışmalıdır. VeMilli Kurtuluş Birliği iktidarını gerçekleştirmek için bütün gü-cünü harekete geçirmelidir.

HHHHiiiinnnnddddiiiissssttttaaaannnn'da, Komünistler, milli reformistlerinönderliğindeki eylemler dahil, bütün anti-emperyalist kitle ey-lemlerini desteklemeli, genişletmeli ve onlara katılmalıdır. Si-yasi ve örgütsel bağımsızlıklarını koruyarak, Hindistanhalklarının ‹ngiliz emperyalizmine karşı, milli kurtuluş hareke-tini daha da geliştirmek amacıyla, Hindistan Milli Kongresi'ndeyer alan örgütler için faal bir çalışma yürütmeli ve böylece buörgütler arasında milli devrimci kanadın ortaya çıkmasını teşviketmelidir.

Halk hareketinin ülkenin önemli bir kısmında Sovyet böl-gelerinin kurulmasına ve güçlü bir Kızıl Ordunun örgütlenmesi-ne kadar vardığı ÇÇÇÇiiiinnnn'de, Japon emperyalizminin yağmacısaldırısı ve Nanking hükümetinin ihaneti büyük Çin halkınınmilli varlığını tehlikeye düşürmüştür. Çin'in emperyalistlertarafından köleleştirilmesine ve bölünmesine karşımücadelede, Çin Sovyetleri, Çin halkının milli kurtuluş savaşıiçin bütün anti-emperyalist güçleri bir araya toplayan birleştiricimerkezler olarak ortaya çıkmaktadırlar.

Bu yüzden, kardeş kahraman Çin Komünist Partisi'nin, ül-

69 70

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 37: Dimitrov Fasizm Uzerine

kesinin ve halkının kurtuluşu için gerçek bir mücadele yürütme-ye hazır, Çin toprakları üzerinde var olan bütün örgütlü güçlerlebirleşik cephe, Japon emperyalizmine ve onun Çinli ajanlarınakarşı en geniş bir anti-emperyalist cephenin kurulması için ini-siyatifini onaylıyoruz. Bütün dünyanın devrimci proletaryasıadına, Çin'deki bütün Sovyetleri, devrimci Çin halkını hararetleve kardeşçe selamladığımızı söylersem, Kongre'mizin duygu vedüşüncelerini dile getirmiş olacağımdan eminim. (Şiddetlialkışlar. Herkes ayağa kalkar.) Çin'in binlerce savaştadenenmiş kahraman Kızıl Ordusunu hararetle ve kardeşçeselamlarız. (Şiddetli alkışlar.) Çin halkına, bütün emperyalistsoygunculardan ve onların Çinli uşaklarından tamamen kurtul-mak için verdikleri mücadeleyi tam bir kararlılıkladesteklediğimizi açıklarız. (Şiddetli alkışlar, herkes ayağa kal-kar. Dakikalarca süren tezahürat, delegelerin selamlamabağırışları.)

BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk CCCCeeeepppphhhheeee HHHHüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiii ÜÜÜÜzzzzeeeerrrriiiinnnneeee

‹şçi sınıfı birleşik cephesinin kurulması yolunda sağlam vekararlı adımlar attık ve bunu tam bir tutarlılıkla sürdürmeyehazırız.

Biz Komünistlere, ssssaaaaddddeeeecccceeee kısmi talepler için mi bileşikcephe temeli üzerinde durduğumuz, yoksa birleşik cephe temeliüzerinde bir hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeetttt kurulması söz konusu olursasorumluluğu paylaşmaya hazır olup olmadığımız sorulursa, on-lara bütün sorumluluğumuzun bilincinde olarak şu karşılığı ve-ririz: Evet, bir pppprrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaa bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeessssiiii hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiiinnnniiiinnnn veyabbbbiiiirrrr ffffaaaaşiiiizzzzmmmm aaaalllleeeeyyyyhhhhttttaaaarrrrıııı hhhhaaaallllkkkk cccceeeepppphhhheeeessssiiiinnnniiiinnnn kurulması proletaryanınmenfaatleri açısından sadece mümkün değil, aynı zamanda ge-rekli olacak bir durumun ortaya çıkabileceğini dikkate alıyoruz.(Alkışlar) Böyle bir durumda, hiç tereddüt etmeden böyle bir

hükümetin kurulmasından yana olacağız. Burada, proleter devrimin zaferinden ssssoooonnnnrrrraaaa kurulabilecek

bir hükümetten söz etmiyorum. Hiç şüphesiz, herhangi bir ülke-de burjuvazinin devrimle yıkılmasından hemen sonra, KomünistPartisi ile devrime katılan başka bir parti (veya onun solkanadıyla) Komünist Partisinin bir hükümet bloku temeli üze-rinde bir Sovyet hükümetinin kurulması tabii ki mümkündür.Bildiğimiz gibi, Ekim Devrimi'nden sonra Rus Bolşeviklerininmuzaffer partisi Sovyet hükümetine sol Sosyalist-Devrimcile-rin[32] temsilcilerini de almıştı. Bu, Ekim Devrimi zaferindensonra kurulan birinci Sovyet hükümetinin bir özelliğiydi.

Söz konusu olan böyle bir durum değil, bilakis Sovyet dev-riminin arifesinde ve onun zaferinden önce bir birleşik cephehükümeti kurulmasının mümkün oluşudur.

Bu, nasıl bir hükümettir? Ve böyle bir hükümet hangi du-rumda söz konusu olabilir?

Bu, her şeyden önce ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee vvvveeee ggggeeeerrrriiiicccciiiilllliiiiğeeee kkkkaaaarrrrşıııımmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiiiddddiiiirrrr.... Bu hükümet, birleşik cephe hareketi-nin bir sonucu olarak ortaya çıkan, Komünist Partisinin ve işçisınıfı kitle örgütlerinin faaliyetini hiçbir şekilde kısıtlamayan,aksine karşı-devrimci mali kodamanlara ve onların faşistajanlarına karşı kesin tedbirler alan bir hükümet olmalıdır.

Belli bir ülkedeki Komünist Partisi gittikçe büyüyenbirleşik cephe hareketine dayanarak, uygun bir zamanda belirlibir anti-faşist platform temeli üzerinde böyle bir hükümetinkurulmasından yana olacaktır.

Böyle bir hükümetin kurulması hangi objektif şartlaraltında mümkün olacaktır? Bu soruya en geniş anlamıyla şöylecevap verilebilir: Böyle bir hükümet, ssssiiiiyyyyaaaassssiiii bbbbuuuuhhhhrrrraaaannnn şartlarında,yyyyaaaannnniiii hhhhaaaakkkkiiiimmmm ssssıııınnnnııııffffllllaaaarrrrıııınnnn ffffaaaaşiiiizzzzmmmm aaaalllleeeeyyyyhhhhttttaaaarrrrıııı kkkkiiiittttlllleeee hareketinin güçlüyükselişiyle artık başa çıkamadıkları zaman kurulabilir. Bu, ge-nel bir perspektifdir ve bu olmadan bir birleşik cephe hükümeti-

71 72

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 38: Dimitrov Fasizm Uzerine

nin kurulması pratikte hemen hemen mümkün olmayacaktır. Sa-dece belli öööözzzzeeeellll öööönnnn şaaaarrrrttttllllaaaarrrrıııınnnn varlığı böyle bir hükümetinkurulması meselesini siyasi bakımdan zzzzoooorrrruuuunnnnlllluuuu bir görev olarakgündeme getirebilir. Kanımca, bu konuda en fazla dikkat edil-mesi gereken ön şartlar şunlardır:

Birincisi, burjuvazinin devlet cihazının artık yeterinceddddaaaağııııllllmmmmıııış vvvveeee iiiişlllleeeemmmmeeeezzzz bbbbiiiirrrr hhhhaaaalllleeee ggggeeeellllmmmmiiiiş olması sonucu, burjuva-zinin faşizme ve gericiliğe karşı bir mücadele hükümetininkurulmasını önleyecek durumda olmaması;

‹kincisi, emekçilerin en geniş kitlelerinin, özellikle kitlesendikalarının, KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt PPPPaaaarrrrttttiiiissssiiii öööönnnnddddeeeerrrrlllliiiiğiiiinnnnddddeeee SSSSoooovvvvyyyyeeeettttiiiikkkkttttiiiiddddaaaarrrrıııınnnnıııınnnn kkkkuuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııı uuuuğrrrruuuunnnnddddaaaa ssssaaaavvvvaaaaşmmmmaaaakkkk üüüüzzzzeeeerrrreeee hhhheeeennnnüüüüzzzz hhhhaaaazzzzıııırrrroooollllmmmmaaaaddddııııkkkkllllaaaarrrrıııı hhhhaaaallllddddeeee,,,, ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee ve gericiliğe şiddetle (atılganca)karşı çıkmaları;

Üçüncüsü, birleşik cepheye katılan sosyal-demokrasinin vediğer partilerin saflarındaki farklılaşma ve radikalleşme,bunların önemli bir kkkkııııssssmmmmıııınnnnıııınnnn ffffaaaaşiiiissssttttlllleeeerrrreeee vvvveeee ddddiiiiğeeeerrrr ggggeeeerrrriiiicccciiiilllleeeerrrreeeekkkkaaaarrrrşıııı sssseeeerrrrtttt tttteeeeddddbbbbiiiirrrrlllleeeerrrr alınmasını talep etmesine, Komünistlerlebirlikte faşizme karşı mücadele etmesine ve kendi partilerininkomünizme düşman olan gerici kesimine açıkça karşıçıkmasına yol açmalıdır.

Bu ön şartların, yeterli ölçüde mevcut olduğu böyle bir du-rumun ne zaman ve hangi ülkelerde gerçekten ortaya çıkacağınıönceden kestirmek mümkün değildir. Fakat böyle bir perspekti-fin ortaya çıkması hiçbir kkkkaaaappppiiiittttaaaalllliiiisssstttt üüüüllllkkkkeeeeddddeeeedıştalanamayacağına göre bunu hesaba katmalı ve sadece ken-dimizi değil, işçi sınıfını da uygun bir şekilde bu ihtimale karşıhazırlamalıyız.

Bu meseleyi bugün burada tartışmamızın sebebi, bir diziülkede birleşik cephe hareketinin son zamanlardaki gerçekgelişmesi ve tabiatıyla durumu ve gelişmenin en yakın perspek-tifini değerlendirmemize bağlıdır. On yıldan fazla bir zamandır

kapitalist ülkelerdeki durum, Komünist Enternasyonal'in böylebir meseleyi tartışmasını gerektirmemişti.

Yoldaşlar, hatırlarsınız, 1922'daki Dördüncü Kongre'mizdeve daha sonra 1924'deki Beşinci Kongre'mizde, iiiişççççiiii hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiiisloganı mı, yoksa iiiişççççiiii----kkkkööööyyyyllllüüüü hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiii sloganı mı, tartışmasıyapılmıştı. Aslında bu mesele, bugün bizim ortayakoyduğumuz meseleye özü bakımından benzemektedir. Osıralarda Komünist Enternasyonal'de bu mesele etrafındayapılan tartışmalar ve özellikle buna ilişkin olarak işlenen siya-si hhhhaaaattttaaaallllaaaarrrr, bu meselede, BBBBoooollllşeeeevvvviiiikkkk ççççiiiizzzzggggiiiiddddeeeennnn ssssaaaağ vvvveeee """"ssssoooollll"""" ssssaaaapppp----mmmmaaaa tttteeeehhhhlllliiiikkkkeeeessssiiii kkkkaaaarrrrşııııssssıııınnnnddddaaaa uuuuyyyyaaaannnnııııkkkkllllıııığıııımmmmıııızzzzıııı aaaarrrrttttıııırrrrmmmmaaaassssıııı iiiiççççiiiinnnn,,,, bugünde önemlidirler. Bundan dolayı partilerimizin bugünkü siyasetiiçin gerekli dersleri çıkarmak amacıyla bu hatalardan birkaçınıkısaca belirteceğim.

BBBBiiiirrrriiiinnnncccciiii hatalar dizisi, işçi hükümeti meselesi ile siyasi birbuhranın mevcudiyeti arasındaki bağın açık seçik ve sağlam birşekilde kurulamamasından doğdu. Bu yüzden, ssssaaaağooooppppoooorrrrttttüüüünnnniiiissssttttlllleeeerrrr meseleyi, Komünist Partisinin desteklediği birişçi hükümetinin, istenilen her "normal" durumda kurulmasınaçaba sarfedilmesi gerektiği şeklinde yorumlayabildiler. Bunakarşılık aaaaşıııırrrrıııı----ssssoooollllllllaaaarrrr, sadece burjuvazinin yıkılmasından sonrabir silahlı ayaklanmayla kurulacak bir işçi hükümetinitanıyorlardı. Her iki görüş de yanlıştı. Bu yüzden bugün, bu gi-bi hataların tekrarlanmasını önlemek için, bir birleşik cephe hü-kümeti kurulmasını mümkün ve siyasi bakımdan gereklikılabilecek kitle hareketinin yükselişinin ve siyasi buhranınözel ve somut şartlarının ttttaaaammmm oooollllaaaarrrraaaakkkk ggggöööözzzz öööönnnnüüüünnnnddddeeeebbbbuuuulllluuuunnnndddduuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııınnnnıııı ııııssssrrrraaaarrrrllllaaaa vvvvuuuurrrrgggguuuulllluuuuyyyyoooorrrruuuuzzzz....

‹‹‹‹kkkkiiiinnnncccciiii hatalar dizisinin kaynağı, işçi hükümeti meselesi-nin, birleşik cephenin militan kitle hareketinin gelişmesiylebağının kurulmamasıdır. Bu yüzden, sağ oportünistler, bu me-seleyi sosyal-demokrat partiler ile tamamen parlamenter

73 74

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 39: Dimitrov Fasizm Uzerine

bileşimler temeli üzerinde blok kurma gibi ilkesiz taktik halinesokarak meseleyi çarpıtma imkanına sahip oldular. Buna karşıaaaaşıııırrrrıııı----ssssoooollllllllaaaarrrr esas itibarıyle bütün sosyal-demokratları karşı-devrimci kabul ederek şöyle haykırıyorlardı: "Karşı-devrimcisosyal-demokrasiyle koalisyona hayır!"

Her iki görüş de yanlıştı. Biz şimdi bir taraftangenişletilmiş bir sosyal-demokrat hükümetin aynısı olan bir"işçi hükümeti"nden yana olmadığımızı açıkça belirtiyoruz.Hatta "işçi hükümeti" sözünden vazgeçmeyi ve bir bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkkcccceeeepppphhhheeee hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiiinnnnddddeeeennnn ssssöööözzzz eeeettttmmmmeeeeyyyyiiii tercih ediyoruz. Çünkübirleşik cephe hükümeti, siyasi niteliği bakımından kendineçoğu zaman "işçi hükümetleri" adını veren bütün sosyal-demo-kat hükümetlerden tamamen farklı, yani iiiillllkkkkeeee oooollllaaaarrrraaaakkkk ffffaaaarrrrkkkkllllııııddddıııırrrr.Sosyal-demokrat hükümet, kapitalist sistemin korunmasına hiz-met eden burjuvazi ile işbirliğinin bir aracı olmasına karşılık,bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeee hhhhüüüükkkküüüümmmmeeeettttiiii, proletaryanın devrimci öncüsünündiğer anti-faşist partilerle bütün emekçi halkın menfaati içinyaptığı işbirliğinin bir organıdır, faşizme ve gericiliğe karşımücadele eden bir hükümettir. Bu ikisinin tttteeeemmmmeeeellllddddeeeennnn ffffaaaarrrrkkkkllllıııışeyler olduğu açıktır.

Öte yandan, ssssoooossssyyyyaaaallll----ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaassssiiii iiiiççççiiiinnnnddddeeee iiiikkkkiiii aaaayyyyrrrrıııı kkkkaaaammmmppppaaaarrrraaaassssıııınnnnddddaaaakkkkiiii ffffaaaarrrrkkkkıııı da gözden kaçırmamak gerektiğinin üzerindeönemle duruyoruz. Daha önce de işaret ettiğim gibi, sosyal-de-mokrasinin bir gerici kampı vardır, fakat bunun yanı sıra dev-rimci olmaya başlayan işçiler kampı, yani, bir sol sosyal-de-mokratlar kampı da vardır. Ve bunlar gittikçe gelişmektedir. Buikisi arasında tayin edici fark, işçi sınıfı birleşik cephesine karşıpratikte takındıkları tavırda görülür. Gerici sosyal-demokratlarbirleşik cepheye kkkkaaaarrrrşııııddddıııırrrrllllaaaarrrr. Birleşik cephe hareketi onlarıngerici burjuvaziyle uzlaşma siyasetini baltaladığı için, birleşikcephe hareketine kara çalmakta, hareketi baltalamakta ve böl-mektedirler. Sol sosyal-demokratlar ise bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeeeddddeeeennnn

yyyyaaaannnnaaaaddddıııırrrr.... Bunlar, birleşik cephe hareketini savunuyor,geliştiriyor ve güçleniyorlar. Bu birleşik cephe hareketi,faşizme ve gericiliğe karşı mücadele hareketi olduğu için,birleşik cephe hükümetini gerici burjuvaziye karşı sürekli mü-cadeleye iten bir motor olacaktır. Bu kitle hareketi ne kadargüçlü bir şekilde gelişirse, hükümetin gericilere karşımücadelesine o kadar büyük güç katacaktır. Ve bbbbuuuu birleşik cep-he hareketi ttttaaaabbbbaaaannnnddddaaaannnn ne kadar iyi örgütlenirse, bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeee----nnnniiiinnnn ppppaaaarrrrttttiiiilllleeeerrrrüüüüssssttttüüüü ssssıııınnnnııııffff oooorrrrggggaaaannnnllllaaaarrrrıııınnnnıııınnnn ffffaaaabbbbrrrriiiikkkkaaaallllaaaarrrrddddaaaa,,,, iiiişssssiiiizzzzlllleeeerrrraaaarrrraaaassssıııınnnnddddaaaa,,,, iiiişççççiiii mmmmaaaahhhhaaaalllllllleeeelllleeeerrrriiiinnnnddddeeee,,,, şeeeehhhhiiiirrrr vvvveeee kkkkıııırrrrıııınnnn aaaalllltttt ttttaaaabbbbaaaakkkkaaaallllaaaarrrrııııaaaarrrraaaassssıııınnnnddddaaaa meydana getirdiği ağ ne kadar yaygın olursa, birleşikcephe hükümetinin siyasetinde söz konusu olabilecekyozlaşmaya karşı teminatlarda o kadar büyük olacaktır.

ÜÜÜÜççççüüüünnnnccccüüüü hatalar dizisi, daha önceki tartışmalarımızsırasında ortaya çıktı. Bunlar tamamen "işçi hükümeti"nin pra-tikteki siyasetine ilişkindi. SSSSaaaağ ooooppppoooorrrrttttüüüünnnniiiissssttttlllleeeerrrr, bir "işçihükümeti"nin "burjuva demokrasisinin sınırları içinde" kalmasıve bu sınırları aşacak hiç bir adım atmaması gerektiğini önesürdüler. Öte yandan, aaaaşıııırrrrıııı----ssssoooollllllllaaaarrrr, bir birleşik cephe hükümetikurulması yolunda her türlü siyasetten pratikte kaçındılar.

1923'de Saksonya'da ve Thuringen'de işbaşında bulunan"işçi hükümeti"nin sağ oportünist pratiği açıkça görülebildi.Komünistlerin sol sosyal-demokratlarla (Zeigner grubuyla) be-raber Saksonya Hükümetine[33] girmeleri aslında hatalıdeğildi.Tam tersine, Almanya'daki devrimci durum bu adımıtamamen konumlarından doğruladı. Fakat hükümete katılanKomünistler, bu konumlarından her şeyden önce pppprrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaayyyyııııssssiiiillllaaaahhhhllllaaaannnnddddıııırrrrmmmmaaaakkkk için faydalanmalıydılar. Oysa bunu yapmadılar.‹şçilerin konut sıkıntısı birçoklarının karıları ve çocuklarıylaevsiz barksız kalmaları noktasına varmışken, onlar, zenginlerintek bir dairesine bile el koymadılar. Onlar, işçilerin devrimcikitle hareketini örgütlemek için de hhhhiiiiççççbbbbiiiirrrr şeeeeyyyy yapmadılar.

75 76

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 40: Dimitrov Fasizm Uzerine

Çoğu zaman "burjuva demokrasisinin sınırları içinde" kalanssssıııırrrraaaaddddaaaannnn parlamenter bakanlar gibi hareket ettiler. Bildiğiniz gi-bi bu, Brandlers [34] ve taraftarlarının oportünist siyasetinin birsonucuydu. Sonunda bu siyaset o derece iflas etti ki, biz bugünSaksonya hükümetini, devrimcilerin işbaşındayken nnnnaaaassssııııllllddddaaaavvvvrrrraaaannnnmmmmaaaammmmaaaallllaaaarrrrıııı ggggeeeerrrreeeekkkkttttiiiiğiiiinnnneeee klasik bir örnek olarak göster-mek zorundayız.

Yoldaşlar! Biz her birleşik cephe hükümetinde tamamenfarklı bir siyaset izliyoruz. Biz, birleşik cephe hükümetindenduruma uygun, belirli ve tttteeeemmmmeeeellll ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii ttttaaaalllleeeepppplllleeeerrrriiiigerçekleştirmesini istiyoruz. Mesela, üretimin ve bankaların de-netim altına alınması, polisin dağıtılması ve onun yerine silahlıbir işçi milisinin kurulması, vb.

On beş yıl önce Lenin, bütün dikkatlerimizi "proletaryadevrimine ggggeeeeççççiiiiş veya yyyyaaaakkkkllllaaaaşıııımmmm biçimlerini araştırma"ya (tek-sif etmemizi) yoğunlaştırmamızı istemişti. BBBBiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk cccceeeepppphhhheeee hhhhüüüü----kkkküüüümmmmeeeettttiiii ihtimalen bir dizi ülkelerde en önemli geçişbiçimlerinden biri olduğunu ispat edecektir. "Sol" doktrinerlerLenin'in bu uyarısını daima gözardı ettiler. Onlar darkafalıpropagandacılar olarak "geçiş biçimleri"ni hiç umursamadansadece "hedef"ten söz ettiler. Bu nedenle onlar, "işçi hükümeti"sloganını boş bir kelime oyunu, ploreter diktatörlüğün bir "si-nonim"ine anlamdaşı yapmaya çalıştılar. Buna karşılık, sağoportünistler burjuva diktatörlüğü ile proletarya diktatörlüğüarasında özel bir """"ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaattttiiiikkkk aaaarrrraaaa aaaaşaaaammmmaaaa"""" kurmaya çalıştılar.Bunu yapmaktaki amaçları, işçiler arasında, bir dikatörlüktendiğerine barışçı parlamenter gezinti ile geçileceğini yaymaktı.Bu sahte "ara aşama"ya "geçiş biçimi" adını da veriyorlar vehatta Lenin'den sözler aktarıyorlardı! Fakat bu sahtekarlığıaçığa çıkarmak hiç de güç değildi. Çünkü, Lenin, burjuvadiktatörlüğü ile proletarya diktatörlüğü arasındaki herhangi birgeçiş biçiminden ddddeeeeğiiiillll, """"pppprrrroooolllleeeetttteeeerrrr ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmiiii""""nden, yani burjuva

diktatörlüğünün yıkılmasına geçiş ve yaklaşım biçiminden sözediyordu.

Acaba Lenin proleter devrimine geçiş biçimine niçin bukadar büyük bir önem veriyordu? Çünkü Lenin """"bbbbüüüüttttüüüünnnn bbbbüüüüyyyyüüüükkkkddddeeeevvvvrrrriiiimmmmlllleeeerrrriiiinnnn tttteeeemmmmeeeellll kkkkaaaannnnuuuunnnnuuuu""""nu göz önünde tutuyordu. Bu, sade-ce propaganda ve ajitayonun, kkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrriiiinnnn kkkkeeeennnnddddiiii ssssiiiiyyyyaaaassssiiii tttteeeeccccrrrrüüüübbbbeeee----lllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn yerini alamayacağı kanunu idi. Çünkü mesele iktidarmücadelesinde zafere ulaştırmak için vazgeçilmez olan genişemekçi kitlelerini, devrimci öncünün saflarına kazanmaktır. Si-yasi (veya devrimci) bir buhran doğunca Komünist önderliğingeniş kitlelerin kendilerini izlemesi için her zamanki gibi dev-rimci ayaklanma sloganı atmasının yeteceğini sanmak, "sol"türden basit bir hatadır. Hayır, böyle bir buhran sırasında bilekitleler çoğunlukla buna hazır değildirler. Bunu ‹‹‹‹ssssppppaaaannnnyyyyaaaaörneğinde gördük. MMMMiiiillllyyyyoooonnnnllllaaaarrrrccccaaaa iiiinnnnssssaaaannnnıııınnnn ne yapmalarıgerektiği, nasıl belirleyici çözüm yolu bulacakları ve hangi par-tiye güvenecekleri konusunda en kısa zamanda kendi deneyim-lerinden öğrenmelerinde onlara yardımcı olmak için geçişsloganları ve "proleter devrimine" özel "geçiş veya yaklaşımbiçimleri" gereklidir. Aksi takdirde, küçük burjuva demokratikhayallerin ve geleneklerin etkisinde olan geniş halk kitleleri, birdevrimci durum anında bile bocalayabilir, tereddüt edebilir veyanılabilir, devrim yolunu bulmaktan yoksun kalabilir ve so-nunda faşist cellatların darbeleri altına düşebilirler.

‹şte bu yüzden siyasi buhran şartlarında, faşizm aleyhtarıbir birleşik cephe hükümeti kurulması ihtimalini göz önünde tu-tuyoruz. Böyle bir hükümet, halk düşmanlarına karşı gerçektenmücadele açtığı, işçi sınıfına ve Komünist Partisine eylem ser-bestisi tanıdığı sürece, biz Komünistler, onu her tarzda destek-leyecek ve devrim neferleri olarak aaaatttteeeeş hhhhaaaattttttttıııınnnnıııınnnn eeeennnn öööönnnn ssssaaaaffffıııınnnnddddaaaamücadele edeceğiz. Fakat kitlelere içtenlikle şunu bildiririz:

Bu hükümet nnnniiiihhhhaaaaiiii kkkkuuuurrrrttttuuuulllluuuuşuuuu ggggeeeerrrrççççeeeekkkklllleeeeşttttiiiirrrreeeemmmmeeeezzzz.... Bu hükü-

77 78

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 41: Dimitrov Fasizm Uzerine

met, sömürücülerin sınıf hakimiyetini yıkacak durumda değildirve dolayısıyla faşist karşı-devrim tehlikesini kesin olarak orta-dan kaldıramaz. Sonuç olarak, ssssoooossssyyyyaaaalllliiiisssstttt ddddeeeevvvvrrrriiiimmmm içinsilahlanılmalıdır. Kurtuluşu ancak ve yalnızca SSSSoooovvvvyyyyeeeetttt iiiikkkkttttiiiiddddaaaarrrrııııgetirecektir!

Uluslararası durumun günümüzdeki gelişmesinideğerlendirecek olursak, bir dizi ülkede bir ssssiiiiyyyyaaaassssiiii bbbbuuuuhhhhrrrraaaannnnıııınnnnolgunlaşmakta olduğunu görürüz. Bu da, Kongre'mizin, açıkbir karara varmasını gerektiren çok güncel meseleyi, birleşikcephe hükümeti meselesini ve bunun büyük önemini ortayakoymaktadır.

Partilerimiz bir birleşik cephe hükümeti kurmakimkanından ve böylece hükümetin kurulması ve iktidarını icraetmesi için verilecek mücadeleden, kkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrriiiinnnn ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii bbbbiiiirrrrşeeeekkkkiiiillllddddeeee hhhhaaaazzzzıııırrrrllllaaaannnnmmmmaaaassssıııı iiiiççççiiiinnnn faydalanabilirlerse, birleşik cephehükümetinin kurulması yolundaki çizgimiz, ssssiiiiyyyyaaaassssiiii bbbbaaaakkkkıııımmmmddddaaaannnneeeennnn iiiiyyyyiiii bbbbiiiirrrr şeeeekkkkiiiillllddddeeee ddddooooğrrrruuuullllaaaannnnmmmmıııış oooollllaaaaccccaaaakkkkttttıııırrrr....

FFFFaaaaşiiiizzzzmmmmeeee KKKKaaaarrrrşıııı ‹‹‹‹ddddeeeeoooolllloooojjjjiiiikkkk MMMMüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee ÜÜÜÜzzzzeeeerrrriiiinnnneeee

Partilerimizin faşizme karşı mücadelelerinde en zayıfyanlarından biri de, faşizmin demagojisi karşısında yyyyeeeetttteeeerrrrssssiiiizzzzkalması ve zzzzaaaammmmaaaannnnıııınnnnddddaaaa tttteeeeppppkkkkiiii ggggöööösssstttteeeerrrrmmmmeeeemmmmeeeessssiiii ve faşist ideolojiyekarşı mücadele meselelerini bugüne kadar küçümseyerek ele al-maya devam etmesidir. Birçok yoldaş, saçmalığı çoğu zamançılgınlığa kadar varan faşizmin ideolojisi gibi bir burjuva ideo-lojisinin böylesine gerici bir çeşidinin, kitleleri etkisi altınaalabileceğine inanmıyorlardı. Bu büyük bir hataydı. Kapitaliz-min epeyi ilerleyen çürümesi, onun ideolojisinin ve kültürününta içlerine kadar nüfus eder ve umutsuz bir durumda bulunangeniş halk kitlelerinin belli kesimlerini bu çürümenin ideolojiksüprüntülerinin etkisine açık hale getirir.

Faşizmin ideolojik sirayet gücünü hiç bir zaman küçümse-memeliyiz. Tam tersine, geniş bir ideolojik mücadele açmalı,bu mücadelede berrak, herkesin anlayacağı kanıtlar ileri sürmelive halk kitlelerinin milli psikolojisinin özelliklerine doğru veiyi düşünülmüş yaklaşımı geliştirmeliyiz.

Faşistler, geçmişte yüce ve yiğit olan her şeyin mirasçısıve takipçisi kisvesine bürünmek için halkların bütün ttttaaaarrrriiiihhhhiiiinnnniiiinnnnaltından girip üstünden çıkmakta ve halkın milli hislerini incitenveya alçaltan her şeyi faşizmin düşmanlarına karşı bir silaholarak kullanmaktadırlar. Almanya'da sadece, Alman halkınıntarihini faşist bir tazda çarpıtmak amacını güden yüzlerce kitapyayınlanmaktadır.

Yeni türeyen nasyonal sosyalist tarihçiler, Almanya tarihiaçıklarken, tarihi herhangi bir kanun sayesinde, son iki binyıldır kırmızı bir şerit gibi gelişen bir çizginin tarih sahnesinemilli bir "kurtarıcı"yı, AAAAllllmmmmaaaannnn halkının "mesih"ini, AAAAvvvvuuuussssttttuuuurrrryyyyaaaaasıllı meşhur "onbaşı"yı[35] çıkardığını iddia etmektedirler! Bukitaplarda Alman halkının geçmişteki en büyük simaları birerfaşist olarak ve büyük köylü hareketleri de faşist hareketindoğrudan doğruya habercileri olarak gösterilmektedir.

Mussolini, Garibaldi'nin kahraman kişiliğinden mümkünolduğu kadar faydalanmak için olağanüstü çaba harcamaktadır.Fransız faşistleri, Orleans'ın genç kadınını, Jean D'Arc'ı, kendikahramanları gibi göstertermektedirler. Amerikan faşistleriAmerikan bağımsızlık savaşının geleneklerine, Washington veLincoln geleneklerine sahip çıkmaktadırlar. Bulgar faşistleri1870'lerin milli kurtuluş hareketini ve bu hareketin halkın sev-gisini kazanmış Vasll Levsk[36] ve Stefan Karaca[37] gibikahramanlarını istismar etmektedir.

Bütün bunların işçi sınıfı davasını hiç ilgilendirmediğinisanan ve emekçi kitleleri kendi halkının geçmişi konusunda ta-rihe sadık ve gerçekten Marksist-Leninist ve Stalinist bir ruhlaaydınlatmak için ve bbbbuuuuggggüüüünnnnkkkküüüü mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeeeyyyyiiii kkkkeeeennnnddddiiii hhhhaaaallllkkkkıııınnnnıııınnnn

79 80

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 42: Dimitrov Fasizm Uzerine

ggggeeeeççççmmmmiiiiştttteeeekkkkiiii ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii ggggeeeelllleeeennnneeeekkkklllleeeerrrriiii iiiilllleeee bbbbiiiirrrrlllleeeeşttttiiiirrrrmmmmeeeekkkk iiiiççççiiiinnnn hhhhiiiiççççbbbbiiiirrrrşeeeeyyyy yyyyaaaappppmmmmaaaayyyyaaaannnn kkkkoooommmmüüüünnnniiiissssttttlllleeeerrrr,,,, milletin tarihi geçmişindekideğerli olan her şeyi, kitleleri aptallaştırmaları için faşist sahte-karlara kendi elleriyle teslim etmiş olurlar. (Alkışlar)

Hayır, yoldaşlar! BBBBiiiizzzziiii ssssaaaaddddeeeecccceeee bbbbuuuuggggüüüünnnnüüüünnnn vvvveeee ggggeeeelllleeeecccceeeeğiiiinnnnöööönnnneeeemmmmlllliiii mmmmeeeesssseeeelllleeeelllleeeerrrriiii ddddeeeeğiiiillll,,,, aaaayyyynnnnıııı zzzzaaaammmmaaaannnnddddaaaa kkkkeeeennnnddddiiii hhhhaaaallllkkkkıııımmmmıııızzzzıııınnnnggggeeeeççççmmmmiiiişiiii ddddeeee iiiillllggggiiiilllleeeennnnddddiiiirrrriiiirrrr.... Biz Komünistler, işçilerin meslekimenfaaletlerine dayanan dar görüşlü bir siyaset izlemeyelim.Biz veya Ortaçağın el zanaatkarları ve kalfa loncalarınının,sendikaların darkafalı yöneticileri değiliz. Biz, insanlığı kapita-list sistemin acılarından kurtaracak olan sınıfın, dünyanın altıdabirinde kapitalizmin boyunduruğunu parçalamış ve buradakiyönetici sınıfın, modern toplumun en önemli ve en büyüksınıfının, yani işçi sınıfının sınıf menfaatlerinin temsilcisiyiz.Biz, bütün sömürülen emekçi tabakaların, yani her kapitalist ül-kedeki halkın ezici çoğunluğunun hayati menfaatlerini savunu-ruz.

Biz, Komünistler, burjuva milliyetçiliğinin bütün biçimleri-nin iiiillllkkkkeeeelllleeeerrrreeee bbbbaaaağllllıııı vvvveeee uuuuzzzzllllaaaaşmmmmaaaazzzz ddddüüüüşmmmmaaaannnnllllaaaarrrrııııyyyyıııızzzz.... Fakat biz,mmmmiiiilllllllliiii nnnniiiihhhhiiiilllliiiizzzzmmmmiiiinnnn ttttaaaarrrraaaaffffttttaaaarrrrllllaaaarrrrıııı ddddeeeeğiiiilllliiiizzzz ve hiçbir zaman buşekilde ortaya çıkmamalıyız. ‹şçileri ve bütün emekçileri prole-ter enternasyonalizmin ruhu ile eğitmek, her Komünist Partinintemel görevlerinden biridir. Fakat bunun, kendisine genişemekçi kitlelerinin bütün milli hislerini hor görme hakkıtanıdığını veya hatta hor görmeye zoladığını bile sanan bir kim-se, gerçek bolşevizmden çok uzaklardadır. Lenin ve Stalin'inmilli mesele öğretisinden hiçbir şey anlamamıştır. (Alkışlar)

Burjuva milliyetçiliği ile daima kararlı ve tutarlı bir şekildemücadele etmiş olan Lenin 1914'te yayınlanan "Büyük RuslarınMilli Gururu Üzerine" adlı makalesinde, milli hisler meselesinindoğru olarak nasıl ele alınacağının bir örneğini vermiştir.Lenin şöyle yazıyordu:

"Bize, sınıf bilincine varmış Büyük Rus proleterlerine milligurur duygusu yabancı mıdır? Tabii ki, hayır! Biz, dilimizi veanayurdumuzu severiz, anayurdumuzun onun emekçi kitleleri-nin (yani nüfusun onda dokuzunun) bilinçli demokratik ve sos-yalist bir hayata yükselmeleri, için en ffffaaaazzzzllllaaaa bbbbiiiizzzz ççççaaaallllıııışııııyyyyoooorrrruuuuzzzz....

Güzel yurdumuzun nasıl bir şiddetin, nasıl bir baskınınaltında olduğunu, Çarlık cellatları, toprak sahipleri ve kapita-listler tarafından nasıl boyunduruk altına alındığını görmeninve hissetmenin acısını en fazla biz çekiyoruz. Bu şiddet hare-ketlerinin aramızda, Büyük Rus kampında mukavemetlekarşılanmasından; bbbbuuuu kamptan Radişçev'i, Dekabristle-ri,1870'lerde ortaya çıkan küçük burjuva devrimcileriniçıkarmış olmaktan; Büyük Rus işçi sınıfının 1905'te kitleleringüçlü bir devrimci partisini yaratmış olmasından gurur duyu-yoruz...

"Biz milli gurur duygusuyla doluyuz. Zira Büyük Rus mil-leti aynı zamanda devrimci bir sınıf yaratmış, insanlığayalnızca büyük pogromlar (Yahudi katliamları —ÇN), biryığın darağacı, işkence odaları, korkunç kıtlıklar, papazlara,çarlara, toprak sahiplerine ve kapitalistlere uşaklık değil, aynızamanda hürriyet ve sosyalizm uğruna mücadelede güçlü ör-nekler verebileceğini ispatlamıştır...

"Biz, milli gurur duygularıyla doluyuz. Ve işte bu yüzdenöööözzzzeeeelllllllliiiikkkklllleeee tamamen kölece yaşadığımız geçmişimizden.... vekapitalisterin yardımıyla aynı toprak sahiplerinin bizi, Polonyave Ukrayna'yı baskı altına almak; ‹ran'daki ve Çin'deki demok-ratik hareketi ezmek ve büyük Rus milli gururumuza leke sürenRomanovlar, Bobrinskiler ve Puriskeviçler çetesini güçlendir-mek amacıyla savaşa süreklendikleri kölece yaşadığımız bugünümüzden nefret ediyoruz." (V. ‹. Lenin, TTTToooopppplllluuuu EEEEsssseeeerrrrlllleeeerrrr,,,, Cilt21, s. 85-86, Rus bas.) BE, 18. cilt, s.104

Lenin, milli gurur üzerine işte böyle yazıyordu.Yoldaşlar, öyle sanıyorum ki, faşistler Leipzig

81 82

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 43: Dimitrov Fasizm Uzerine

Duruşması'nda Bulgar halkına barbar bir halk diyerek hakaretetmeye teşebbüs ettikleri zaman, gerçek barbarlar ve vahşilerolan faşist işgalcilere karşı fedakarca savaşan Bulgar halkınınemekçi kitlelerinin milli şerefini savunmakla (şiddetli ve sürek-li alkışlar) ve bir Bulgar olmaktan utanmam için hiçbir sebepolmadığını, aksine kahraman Bulgar işçi sınıfının bir evladıolmaktan şeref duyduğumu ilan etmekle doğru hareketettiğime inanıyorum. (Alkışlar)

Yoldaşlar! Proleter Enternasyonalizmin kendi ülkesindederin kökler salabilmek için, söz yerindeyse, kendini her ülke-nin "iklimine alıştırmak" zorundadır. Tek tek ülkelerdekiproletaryanın sınıf mücadelesinin ve işçi hareketinin mmmmiiiilllllllliiii bbbbiiii----ççççiiiimmmmlllleeeerrrriiii,,,, proleter enternasyonalizmi ile çelişmez. Tersine,pppprrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaannnnıııınnnn uuuulllluuuussssllllaaaarrrraaaarrrraaaassssıııı mmmmeeeennnnffffaaaaaaaattttlllleeeerrrriiii ancak bu biçimler sa-yesinde başarıyla savunulabilir.

Faşist burjuvazinin genel milli menfaatleri savunma kisvesialtında, kendi halkını ezme ve sömürme, diğer halkları soymave köleleştirme bencil siyasetini yürüttüğünü kitleler önündeteşhir etmek ve somut olarak ispatlamak, hhhheeeerrrr yyyyeeeerrrrddddeeee vvvveeee hhhheeeerrrr şaaaarrrrttttaaaallllttttıııınnnnddddaaaa ddddooooğaaaallll oooollllaaaarrrraaaakkkk gereklidir. Fakat sadece bununla yetinme-meliyiz. Aynı zamanda, işçi sınıfı mücadelesiyle ve KomünistPartilerin eylemleriyle her türlü köleliği ve milli baskıyı redde-den proletaryanın, halkın milli hüviyeti ve bağımsızlığının tttteeeekkkkgerçek savaşçısı olduğu gösterilmelidir.

Proletaryanın yerli sömürücülere ve zorbalara karşıyöneltiği sınıf mücadelesinin menfaatleri, milletin hür ve mutlugeleceğinin menfaatleriyle çelişmez. Aksine, sosyalist devrimmmmmiiiilllllllleeeettttiiiinnnn kkkkuuuurrrrttttuuuulllluuuuşuuuu olacak ve onu daha da ileriye götürecekolan yolu açacaktır. Bugün işçi sınıfı, sınıf örgütlerini inşaederken ve durumunu kuvvetlendirirken, faşizme karşıdemokratik hak ve hürriyetleri savunurken, kapitalizminyıkılması için mücadele ederken, aynı zamanda milletin

geleceği uğrunda savaşmaktadır. Devrimci proletarya, halkın kültürünün kurtuluşu için,

halkın kültürünün çürümüş tekelci kapitalizmin zincirlerinden,barbar faşizmin zorbalıklarından kurtuluşu için mücadele et-mektedir. Kültürün yok olmasını aaaannnnccccaaaakkkk proleter devrimi önle-yebilir. Kültürü gerçekten halk kültürü, yani bbbbiiiiççççiiiimmmmddddeeee mmmmiiiilllllllliiii vvvveeeemmmmuuuuhhhhtttteeeevvvvaaaaddddaaaa ssssoooossssyyyyaaaalllliiiisssstttt olarak en yüksek aşamasına ancak prole-ter devrimi ulaştırabilir. Bunun SSSSttttaaaalllliiiinnnn önderliğindeki SovyetlerBirliği'nde gerçekleştirilmekte olduğunu gözlerimizle görmek-teyiz. (Alkışlar)

PPPPrrrroooolllleeeetttteeeerrrr enternayonalizmi, tek tek ülkelerdeki emekçilerinmilli, sosyal ve kültürel hürriyetleri uğrundaki bu mücadeleleriile çelişmediği gibi, uluslararası proleter dayanışması ve müca-dele birliği sayesinde, bu mücadelenin zafere ulaşması için ge-rekli olan ddddeeeesssstttteeeeğiiii sağlar. Kapitalist ülkelerin işçi sınıfı ancakbüyük Sovyetler Birliği'nin muzaffer proletaryası ile eeeennnn ssssııııkkkkııııiiiittttttttiiiiffffaaaakkkkıııı kkkkuuuurrrraaaarrrraaaakkkk,,,, zafere ulaşabilir. Sömürge halkları ve ezilenmilli azınlıklar kurtuluşlarını aaaannnnccccaaaakkkk emperyalist ülkelerinproletaryası ile ortak mücadele ederek kazanabilirler. Emperya-list ülkelerde proleter devrimin zaferine götüren yol, yalnızca buülkelerin işçi sınıfının, sömürgelerdeki ve bağımlı ülkelerdekimilli kurtuluş hareketleriyle kuracağı devrimci ittifaktan geçer,çünkü Marx'ın bize öğrettiği gibi "başka halkları ezen bir halkhür olamaz".

Ezilen, bağımlı bir milletin Komünistleri, aaaayyyynnnnıııı zzzzaaaammmmaaaannnnddddaaaa,,,,kendi, milletlerinin yabancı boyunduruğundan kurtuluşu içingerçekten mücadele ettiklerini kitle hareketinin pratiğinde ggggöööössss----tttteeeerrrrmmmmeeeezzzzlllleeeerrrrsssseeee, kendi milletlerinin saflarındaki şovenizme karşıbaşarıyla mücadele edemezler. Öte yandan, ezen bir milletinKomünistleri, "kendi" burjuvazilerinin baskı siyasetine karşı veonun boyunduruk altında tuttuğu milletlerin tam olarak kendikaderlerini tayin hakkı için kkkkaaaarrrraaaarrrrllllıııı bbbbiiiirrrr mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee ssssüüüürrrrddddüüüürrrrmmmmeeeezzzz----

83 84

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 44: Dimitrov Fasizm Uzerine

lllleeeerrrrsssseeee,,,, kendi milletlerinin emekçi kitlelerini enternasyonalistruhla gerektiği gibi eğitemezler. Eğer bunu yapmazlarsa, ezilenmilletin milliyetçi önyargılarını aşmasını kolaylaştırırlar.

Eğer bu ruhla hareket eder, bütün kitle çalışmamızda millinihilizmden olduğu kadar burjuva milliyetçiliğinden de aynıölçüde uzak olduğumuzu ikna edici bir şekilde ispat edersek,ancak o zaman faşistlerin şoven demagojilerine karşı, gerçek-ten başarılı bir mücadele yürütebiliriz.

Lenin ve Stalin'in milliyetler siyasetinin, doğru ve somutuygulanmasının taşıdığı büyük önemin sebebi budur. Busiyaset, şovenizme, faşistlerin kitleler üzerindeki ideolojik etki-sinin bu temel aracına karşı başarılı bir mücadelenin kkkkaaaayyyyııııttttssssıııızzzzşaaaarrrrttttssssıııızzzz zzzzoooorrrruuuunnnnlllluuuu bir ön şartıdır. (Alkışlar)

IIIIIIIIIIII———— KKKKOOOOMMMMÜÜÜÜNNNN‹‹‹‹SSSSTTTT PPPPAAAARRRRTTTT‹‹‹‹LLLLEEEERRRR‹‹‹‹NNNN‹‹‹‹NNNN SSSSAAAA⁄⁄⁄⁄LLLLAAAAMMMMLLLLAAAAŞTTTTIIIIRRRRIIIILLLLMMMMAAAASSSSIIII VVVVEEEE PPPPRRRROOOOLLLLEEEETTTTAAAARRRRYYYYAAAANNNNIIIINNNN SSSS‹‹‹‹----

YYYYAAAASSSS‹‹‹‹ BBBB‹‹‹‹RRRRLLLL‹‹‹‹⁄⁄⁄⁄‹‹‹‹ ‹‹‹‹ÇÇÇÇ‹‹‹‹NNNN MMMMÜÜÜÜCCCCAAAADDDDEEEELLLLEEEE

Yoldaşlar! Birleşik cephenin kurulması mücadelesinde,Komünist Partisinin öncü rolünün önemi olağanüstü ölçüdeartmaktadır. ‹şçi sınıfı birleşik cephesinin girişimcisi, örgütle-yicisi ve itici gücü esas itibarıyla sadece Komünist Partisidir.

Komünist Partileri, kkkkeeeennnnddddiiii ssssaaaaffffllllaaaarrrrıııınnnnıııı hhhheeeerrrr bbbbaaaakkkkıııımmmmddddaaaannnn kkkkuuuuvvvv----vvvveeeennnnlllleeeennnnddddiiiirrrriiiirrrrlllleeeerrrrsssseeee,,,, kendi inisiyatiflerini geliştirirlerse, Marksist-Leninist bir siyaset izlerse ve somut durumu ve sınıf güçlerininmevzilenişini hesaba katan doğru ve esnek taktikler uygularlar-sa, aaaannnnccccaaaakkkk bbbbuuuunnnnddddaaaannnn ssssoooonnnnrrrraaaa en geniş emekçi kitlelerini faşizme vesermayenin saldırısına karşı birleşik bir mücadele için hareketegeçirmeyi güvence altına alabilir.

KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt PPPPaaaarrrrttttiiiilllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn SSSSaaaağllllaaaammmmllllaaaaşttttıııırrrrııııllllmmmmaaaassssıııı

Altıncı Kongre ile Yedinci Kongre arasındaki dönemde,kapitalist ülkelerdeki partilerimiz, hiç şüphesiz, bbbbüüüüyyyyüüüüddddüüüülllleeeerrrr vvvveeeeöööönnnneeeemmmmlllliiii ööööllllççççüüüüddddeeee ççççeeeelllliiiikkkklllleeeeşttttiiiilllleeeerrrr.... Ama sadece bu başarıyla yetin-mek son derece tehlikeli bir hata olurdu. ‹şçi sınıfının birleşikcephesi genişlediği ölçüde karşımıza o kadar fazla yeni vekarmaşık görevler çıkacak. Partilerimizin siyasi ve örgütselbakımlardan sağlamlaştırılması için o kadar daha fazlaçalışmaya mecbur olacağız. Proletarya birleşik cephesi bir işçiordusu meydana getirmektedir. Bu ordu, eğer başında anaamacı ve izlemesi gereken yolu gösterecek bir öncü güç varsa,tarihi görevini yerine getirebilir. Bu öncü güç, aaaannnnccccaaaakkkk ggggüüüüççççllllüüüü bbbbiiiirrrrpppprrrroooolllleeeetttteeeerrrr ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii ppppaaaarrrrttttiiii olabilir.

Biz Komünistler, birleşik cephe kurmak için canla başlaçalışıyorsak, bunu Komünist Partilerine yeni üyeler kazanmakgibi dar bir görüş noktasından yapmıyoruz. Biz birleşik cepheyiciddi olarak kuvvetlendirmek istediğimiz için Komünist Partile-rini her bakımdan sağlamlaştırmalı ve üye sayısınıarttırmalıyız. Komünist Partilerini her bakımdansağlamlaştırmalı ve üye sayısını arttırmalıyız. Komünist Parti-lerin sağlamlaştırılması dar bir parti menfaati için değil, bütünişçi sınıfının menfaati içindir.

KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt PPPPaaaarrrrttttiiiilllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiii,,,, ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii kkkkaaaarrrraaaarrrrllllııııllllıııığıııı vvvveeeessssaaaavvvvaaaaşmmmmaaaayyyyaaaa hhhhaaaazzzzıııırrrr oooolllluuuuşuuuu,,,, sadece bizim için değil, aynı zamandabütün işçi sınıfına ait en yüksek değerde bir hazinedir. Sosyal-demokrat partiler ve örgütlerle ortak bir şekilde faşizme karşımücadeleye hazır oluşumuzu sosyal-demokrasinin burjuvaziyleuzlaşma ideolojisi ve pratiğine karşı, giderek bu ideolojininsaflarımıza da hhhheeeerrrr ttttüüüürrrrllllüüüü nnnnüüüüffffuuuuzzzzuuuunnnnaaaa karşı uzlaşmaz mücadeleylebirleştiriyoruz ve birleştireceğiz.

Birleşik cephe taktiklerini cesaretle ve kararlılıkla uygular-ken, saflarımızda, ne pahasına olursa olsun, en kısa zamanda or-tadan kaldırmamız gereken engellerle karşılaşıyoruz.

Komünist Enternasyonal'in Altıncı Kongresi'nden sonra,

85 86

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 45: Dimitrov Fasizm Uzerine

kapitalist ülkelerdeki bütün Komünist Partilerinde, kkkkaaaappppiiiittttaaaalllliiiizzzz----mmmmiiiinnnn iiiissssttttiiiikkkkrrrraaaarrrrıııı şaaaarrrrttttllllaaaarrrrıııınnnnaaaa ooooppppoooorrrrttttüüüünnnniiiissssttttççççeeee uuuuyyyymmmmaaaa eeeeğiiiilllliiiimmmmiiiinnnneeee,,,, rrrreeeeffffoooorrrr----mmmmiiiizzzzmmmm vvvveeee lllleeeeggggaaaalllliiiizzzzmmmm hhhhaaaayyyyaaaalllllllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn bbbbuuuullllaaaaşmmmmaaaassssıııınnnnaaaa kkkkaaaarrrrşıııı bbbbaaaaşaaaarrrrııııllllııııbbbbiiiirrrr mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee yürütüldü. Partilerimiz, saflarını her türlü sağoportünistten temizledi ve böylece bolşevik birliğini ve müca-dele yeteneğini sağlamlaştırdı. SSSSeeeekkkktttteeeerrrrlllliiiiğeeee kkkkaaaarrrrşıııı verilen müca-dele ise, daha az başarılı oldu, hatta bazen hiç yürütülmedi bile.Sekterlik, Komünist Enternasyonal'in ilk yıllarında olduğu gibiartık kendisini ilkel ve açık biçimlerde göstermiyordu. Bilakis,bolşevik tezleri şeklen kabul ediyormuş gibi görünerekbolşevik bir kitle siyasetinin gelişmesini frenliyordu.Zamanımızda bu, artık Lenin'in yazdığı gibi, sadece """"BBBBiiiirrrr ççççoooo----ccccuuuukkkklllluuuukkkk hhhhaaaassssttttaaaallllıııığıııı"""" olmaktan ziyade, ddddeeeerrrriiiinnnnlllleeeerrrreeee kkkköööökkkk ssssaaaallllmmmmıııış bbbbiiiirrrrkkkkööööttttüüüüllllüüüükkkkttttüüüürrrr;;;; kendimizi bundan kurtarmadığımız takdirde, prole-ter birleşik cephesini kurmak ve kitleleri reformizmin mevzile-rinden kurtarıp devrime yöneltmek görevini yerine getiremeyiz.

Simdiki durumda karar taslağında belirttiğimiz gibi, öööönnnncccceeee----lllliiiikkkklllleeee kkkkeeeennnnddddiiiinnnniiii bbbbeeeeğeeeennnnmmmmiiiiş sekterlik, birleşik cepheningerçekleştilmesi mücadelemizi kösteklemektedir. SSSSıııığddddooookkkkttttrrrriiiinnnniiiinnnnddddeeeennnn ve kitlelerin gerçek hayatından kopuk olmaktan,bbbbaaaassssiiiittttlllleeeeşttttiiiirrrriiiillllmmmmiiiiş mmmmeeeettttooooddddllllaaaarrrrddddaaaannnn mmmmeeeemmmmnnnnuuuunnnn olan sekterlik işçihareketinin en karmaşık meselelerini basmakalıp şemalarlaçözmekten hoşlanmaktadır. Herşeyi bildiğini iddia eden sekter-lik, kitlelerden öğrenmeyi, işçi hareketinden çıkarılan deslerdenöğrenmeyi boş bir şey olarak görmektedir. Kısacası, sekterliğegöre, söylendiği gibi her şey çocuk oyunudur.

Kendini beğenmiş sekterlik, Komünist Partisinin işçi sınıfıüzerindeki önderliğinin kendiliğinden elde edilmeyeceğinikkkkaaaavvvvrrrraaaammmmaaaakkkk iiiisssstttteeeemmmmeeeemmmmeeeekkkktttteeeeddddiiiirrrr vvvveeee kkkkaaaavvvvrrrraaaayyyyaaaammmmaaaazzzz. Komünist Partisi-nin işçi sınıfı mücadelelerindeki öncü rolü mücadeleylekazanılmalıdır. Bunun için Komünistlerin öncü rolü üzerinelafazanlık etmenin hiç bir faydası yoktur. Bunun için her gün

kitle çalışması yaparak ve doğru bir siyaset izleyerek iiiişççççiiiikkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn ggggüüüüvvvveeeennnniiiinnnniiii kkkkaaaazzzzaaaannnnmmmmaaaakkkk,,,, ffffeeeetttthhhheeeettttmmmmeeeekkkk ggggeeeerrrreeeekkkkiiiirrrr.... Bu daancak, biz Komünistler siyasi çalışmamızda kitlelerin sınıf bi-lincinin gerçek seviyesini ve onların ne ölçüde devrimcileşmişolduklarını ciddiyetle gözönünde bulundurursak, somut durumukendi isteklerimize dayanarak değil, gerçek temelinde doğrudeğerlendirirsek mümkün olacaktır. Geniş kitlelerin komüniz-min pozisyonlarına geçmelerini sabırla ve adım adımkolaylaştırmalıyız. Bizi bütün önemiyle uyaran Lenin'in sözleri-ni hiç bir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız:

"...Bizim için eskimiz olanı, ssssıııınnnnııııffff iiiiççççiiiinnnn,,,, kkkkiiiittttlllleeeelllleeeerrrr iiiiççççiiiinnnn deeskimiş olarak görmemeliyiz, bütün mesele budur". [(V. ‹. Le-nin, "Sol" Komünizm Bir Çocukluk Hastalığı) Lenin, TE,15.cilt, s. 224.]

Yoldaşlar, birleşik cephe siyaseti için daima ve her yerdesadece bir tehlike teşkil eden saflarımızdaki böyle doktrinerunsurların sayısı az mıdır? Birleşik cephenin tümü buyoldaşların gözünde tek tehlikedir. Ama bu sekter "ilkelerebağlılık", kitlelerin mücadelesine doğrudan doğruya önderliketmenin güçlükleri karşısında siyasi çaresizlikten başka bir şeydeğildir.

Sekterlik, öööözzzzeeeelllllllliiiikkkklllleeee kitlelerin devrimcileşmesiniolduğundan fazla, kitlelerin reformizmin saflarını terkedişleriniolduğundan hızlı görür ve hareketin zor aşamalarını vekarmaşık görevlerini geçiştirmeye kalkışır. Pratikte, kitleleriyönetme metodları konulmuştur. Kitleler ile onların örgütleri veyönetimleri arasındaki geleneksel bağların gücü küçümsenmişve kitleler bu bağları hemen koparmadıkları zaman da onlarakarşı onların gerici önderliğine takınıldığı kadar sert bir tavırtakınılmıştır. HHHHeeeerrrr üüüüllllkkkkeeeeddddeeeekkkkiiii ssssoooommmmuuuutttt dddduuuurrrruuuummmmuuuunnnn kkkkeeeennnnddddiiiinnnneeee hhhhaaaassssöööözzzzeeeelllllllliiiikkkklllleeeerrrriiii dikkate alınmamış, taktik ve sloganlar bütün ülkeleriçin basmakalıp bir hale getirilmiştir. Güvenlerini kazanmak

87 88

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 46: Dimitrov Fasizm Uzerine

için kitlelerin içinde verilmesi gereken inatçı mücadeleküçümsenmiştir. ‹şçilerin kısmi talepleri uğrundaki mücadeleve reformist sendikalar ve faşist kitle örgütleri içinde çalışmaihmal edilmiştir. Birleşik cephe siyasetinin yerini, çoğu zamanyavan çağrılar ve soyut propaganda almıştır.

Gene sekter tavırlar, uygun kimselerin seçilmesini, kitleler-le bbbbaaaağ kkkkuuuurrrrmmmmuuuuş,,,, kitlelerin ggggüüüüvvvveeeennnniiiinnnniiii kkkkaaaazzzzaaaannnnmmmmıııış,,,, ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii bbbbiiiirrrrşeeeekkkkiiiillllddddeeee ççççeeeelllliiiikkkklllleeeeşmmmmiiiiş ve sınıf mücadeleleri içinde ssssıııınnnnaaaannnnmmmmıııış,,,,kkkkiiiittttlllleeee ççççaaaallllıııışmmmmaaaassssıııınnnnıııınnnn pppprrrraaaattttiiiikkkk tttteeeeccccrrrrüüüübbbbeeeelllleeeerrrriiii iiiilllleeee bbbboooollllşeeeevvvviiiikkkklllleeeerrrriiiinnnn iiiillllkkkkeeee----lllleeeerrrreeee bbbbaaaağllllıııı ssssaaaağllllaaaammmmllllıııığıııınnnnıııı bbbbiiiirrrrlllleeeeşttttiiiirrrreeeennnn kkkkaaaaddddrrrroooollllaaaarrrrıııınnnn eğitilmesindeve geliştirilmesinde de köstekleyici olmuşlardır.

Sekterlik, bu şekilde Komünist Partilerinin gelişmesiniönemli ölçüde engellemiş, gerçek bir kitle siyasetinin sürdürül-mesini güçleştirmiş, sınıf düşmanının karşılaştığı güçlükler-den devrimci hareketin mevzilerini kuvvetlendirmek içinfaydalanılmasını önlemiş, geniş proleter kitlelerinin KomünistPartiler kazanılmasını engellemiştir.

Kendini beğenmişlik olan sekterliğin son kalıntılarının kö-künü kazımak ve alt etmek için en kararlı bir şekilde mücadeleederken, aynı zamanda ssssaaaağ ooooppppoooorrrrttttüüüünnnniiiizzzzmmmm vvvveeee oooonnnnuuuunnnn hhhheeeerrrr ttttüüüürrrrllllüüüü ssssoooo----mmmmuuuutttt ggggöööörrrrüüüünnnnüüüüşüüüünnnneeee kkkkaaaarrrrşıııı uyanıklığımızı ve mücadeleyi her tarz-da kuvvetlendirmeliyiz. Birleşik cephe genişledikçe, sağoportünizm tehlikesinin de artacağını asla akıldançıkarmamalıyız. Komünist Partisinin birleşik cephe saflarındakirolünün önemini azaltmak ve sosyal-demokrat ideolojiyleuzlaşmak yolunda bir takım eğilimler daha şimdiden vardır.Birleşik cephe taktiği, sosyal demokrat işçileri Komünist siya-setin doğruluğuna ve reformist siyasetin yanlışlığına gerçektenikna etmenin bir metodu olduğu gözardı edilmemelidir. Fakatbu, ssssoooossssyyyyaaaallll----ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaatttt iiiiddddeeeeoooolllloooojjjjiiii vvvveeee pppprrrraaaattttiiiikkkk iiiilllleeee uuuuzzzzllllaaaaşmmmmaaaakkkkddddeeeeğiiiillllddddiiiirrrr....

Birleşik cephenin kurulması için başarılı bir mücadele,

ppppaaaarrrrttttiiiinnnniiiinnnn rrrroooollllüüüünnnnüüüü kkkküüüüççççüüüümmmmsssseeeeyyyyeeeennnn eğilimlere karşı, lllleeeeggggaaaalllliiiizzzzmmmm hhhhaaaa----yyyyaaaalllllllleeeerrrriiiinnnneeee karşı, gerek faşizmin tasfiyesinde, gerekse birleşikcephenin uygulanmasında kkkkeeeennnnddddiiiilllliiiiğiiiinnnnddddeeeennnncccciiiilllliiiiğeeee vvvveeee oooottttoooommmmaaaattttiiiikkkkççççiiii----lllliiiikkkk ttttaaaavvvvrrrrıııınnnnaaaa kkkkaaaarrrrşıııı,,,, ttttaaaayyyyiiiinnnn eeeeddddiiiicccciiii eeeeyyyylllleeeemmmm aaaannnnıııınnnnddddaaaakkkkiiii eeeennnn uuuuffffaaaakkkk bbbbiiiirrrr bbbboooo----ccccaaaallllaaaammmmaaaayyyyaaaa karşı saflarımızda sürekli bir mücadele verilmesinizorunlu kılar.

Stalin Yoldaş, bize şunu öğretiyor:"Parti, kendi faaliyeti içinde en yüksek ilkelerde sağlamlığı

(ilkelerde sağlamlık, sekterlikle karıştırılmasın!), kitlelerle enazami bağ ve temas kurmakla (kuyrukçulukla karıştırılmasın["şvestizm"]!) birleştirmeyi bilmelidir. Çünkü bunsuz partininkitlelere öğretmesi ve onlardan öğrenmesi, kitlelere önderlikederek onları partinin seviyesine yükseltmesi ve onların sesinekulak vererek en acil taleplerini bilmesi imkansızdır." (J. V. Sta-lin. Eserler, "AKP'nin Perspektifleri ve onunbolşevikleştirilmesi üzerine" 8. Şubat 1935 tarihli Pravda)

‹‹‹‹şççççiiii SSSSıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn SSSSiiiiyyyyaaaassssiiii BBBBiiiirrrrlllliiiiğiiii

Yoldaşlar! Komünist ve sosyal-demokrat işçilerin faşizmeve sermayenin saldırısına karşı ortak mücadelesinin birleşikcephesinin gelişmesi aynı zamanda ortaya, ssssiiiiyyyyaaaassssiiii bbbbiiiirrrrlllliiiikkkk mese-lesini, iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn bbbbiiiirrrrlllleeeeşiiiikkkk vvvveeee ssssiiiiyyyyaaaassssiiii kkkkiiiittttlllleeee ppppaaaarrrrttttiiiissssiiii meselesiniçıkarır. Sosyal-demokrat işçiler, sınıf düşmanına karşımücadelenin tek birleşik bir siyasi önderliği gerektirdiğini, bu-na karşılık iiiikkkkiiiilllliiii öööönnnnddddeeeerrrrlllliiiiğiiiinnnn işçi sınıfının birleşik mücadelesi-nin gelişmesini ve kuvvetlendirmesini zorlaştırdığına,kazanılan tecrübeler sayesinde her geçen gün daha fazla iknaolmaktadır.

Proletaryanın sınıf mücadelesinin menfaatleri ve proleterdevriminin zafere ulaşması, her ülkede tttteeeekkkk bbbbiiiirrrr pppprrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaa ppppaaaarrrr----ttttiiiissssiiii olmasını zorunlu kılmaktadır. Hiç şüphesiz, bunu başarmakkolay ve basit değildir. Bu, çetin bir çalışma ve mücadeleyi ge-

89 90

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 47: Dimitrov Fasizm Uzerine

rektirmektedir ve zorunlu olarak az veya çok uzunca bir süreçiçerisinde olacaktır. ‹şçilerin, sosyal-demokrat partiler veya tektek örgütlerle Komünist Partilerin birleştirilmesi yolundaki ar-tan baskılarına dayanarak, Komünist Partiler bu birleşmeningerçekleşmesi için inisiyatifi sağlam ve kararlı bir şekilde elle-rine almalıdırlar. Uluslararası işçi hareketinin saflarındaki bö-lünmeyi aşma dönemine girdiği bir zamanda, işçi sınıfının güç-lerinin birleşik bir devrimci proleter partisinde birleştirmekdavası bbbbiiiizzzziiiimmmm ddddaaaavvvvaaaammmmıııızzzzddddıııırrrr, Komünist Enternasyonal'indavasıdır.

Fakat, Komünist ve sosyal-demokrat partilerin birleşik cep-hesinin kurulması için faşizme, sermayenin saldırısına vesavaşa karşı mücadele üzerinde bir anlaşma yapmak yeterliolduğu halde, siyasi birliğin sağlanması ancak, ilke niteliğindeolan bir dizi belli şartlar temeli üzerinde mümkündür.

Bu birleşme ancak, şu şartlarda mümkündür:BBBBiiiirrrriiiinnnncccciiiissssiiii,,,, bbbbuuuurrrrjjjjuuuuvvvvaaaazzzziiiiddddeeeennnn ttttaaaammmmaaaammmmeeeennnn bbbbaaaağıııımmmmssssıııızzzz oooollllmmmmaaaassssıııı vvvveeee

ssssoooossssyyyyaaaallll----ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaassssiiiinnnniiiinnnn bbbbuuuurrrrjjjjuuuuvvvvaaaazzzziiiiyyyylllleeee yyyyaaaappppttttıııığıııı bbbbllllooookkkkttttaaaannnn ttttaaaammmmaaaammmmeeeennnnvvvvaaaazzzzggggeeeeççççmmmmeeeessssiiii şaaaarrrrttttıııı;;;;

‹‹‹‹kkkkiiiinnnncccciiiissssiiii,,,, eeeeyyyylllleeeemmmm bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnniiiinnnn öööönnnncccceeeeddddeeeennnn kkkkuuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııı şaaaarrrrttttıııı;;;;ÜÜÜÜççççüüüünnnnccccüüüüssssüüüü,,,, bbbbuuuurrrrjjjjuuuuvvvvaaaazzzziiiinnnniiiinnnn hhhhaaaakkkkiiiimmmmiiiiyyyyeeeettttiiiinnnniiiinnnn ddddeeeevvvvrrrriiiimmmm yyyyoooolllluuuuyyyyaaaa

yyyyııııkkkkııııllllmmmmaaaassssıııı vvvveeee pppprrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaa ddddiiiikkkkttttaaaattttöööörrrrllllüüüüğüüüünnnnüüüünnnn ssssoooovvvvyyyyeeeettttlllleeeerrrr şeeeekkkklllliiiinnnnddddeeeekurulması zorunluluğunun kabulü şartı;

DDDDöööörrrrddddüüüünnnnccccüüüüssssüüüü,,,, eeeemmmmppppeeeerrrryyyyaaaalllliiiisssstttt ssssaaaavvvvaaaaşttttaaaa kendi burjuvazilerinidesteklemekten vazgeçilmesi şartı;

BBBBeeeeşiiiinnnncccciiiissssiiii,,,, partinin, irade ve eylem birliğini sağlayan veRRRRuuuussss BBBBoooollllşeeeevvvviiiikkkklllleeeerrrriiiinnnniiiinnnn tttteeeeccccrrrrüüüübbbbeeeelllleeeerrrriiiiyyyylllleeee ssssıııınnnnaaaannnnmmmmıııış olan ddddeeeemmmmooookkkkrrrraaaa----ttttiiiikkkk mmmmeeeerrrrkkkkeeeezzzziiiiyyyyeeeettttççççiiiilllliiiikkkk temelinde inşa edilmesi şartı.

Bu şartlar olmaksızın işçi sınıfının siyasi birliğinin niçinmümkün olmadığını sosyal-demokrat işçilere sabırla ve dostçaizah etmeliyiz. Bu şartların anlam ve önemini onlarla birliktetartışmalıyız.

Proletaryanın siyasi birliğinin gerçekleştirilmesi için, bur-

juvaziden tamamen bağımsız olunması ve sosyal-demokratlarınburjuvaziyle yaptığı bloktan vazgeçilmesi niçin gereklidir?

Çünkü işçi hareketinin bütün tecrübeleri, özellikle Alman-ya'da on beş yıllık koalisyon siyaseti tecrübesi, işbirliği siyase-tinin, burjuvaziye bağımlılık siyasetinin işçi sınıfının yenilgisi-ne ve faşizmin zaferine yol açtığını göstermiştir. Sadece burju-vaziye karşı uzlaşmaz sınıf mücadelesi yolu, bolşeviklerin yo-lu, zafere giden tek güvenilir, yoldur.

Eylem birliğinin önceden kurulması niçin siyasi birliğin önşartıdır?

Çünkü sermayenin ve faşizmin saldırısını geri püskürtmekiçin eylem birliği, işçilerin çoğunluğu kapitalizmin yıkılmasıiçin ortak bir siyasi platform üzerinde birleşmeden önce müm-kün ve zorunludur. Buna karşı proletaryanın mücadelesinin te-mel yolu ve hedefleri üzerinde görüşler birliğinin ortayakonulması az veya çok uzun bir zaman meseledir. Bu olmadanpartilerin birliği imkansızdır. Ve görüş birliği sınıf düşmanınakarşı mücadelenin ddddaaaahhhhaaaa bbbbuuuuggggüüüünnnnddddeeeennnn ortak yürütülmesiyle en iyişekilde hazırlanır. Bir birleşik cephe yerine, hemen birleşmeyiönermek, atı arabanın arkasına bağladıktan sonra arabanın önedoğru gideceğini hayal etmektir. (Gülüşmeler) Bizim için siya-si birlik meselesi, birçok sosyal-demokrat önder için olduğu gi-bi, bir manevra değildir. Bundan dolayı siyasi birlik uğrunamücadelenin en önemli aşamalarından biri olarak, eylembirliğinin gerçekleştirilmesinde ısrar ediyoruz.

Burjuvazinin devrim yoluyla yıkılması ve proletaryadiktatörlüğünün Sovyet hükümeti şeklinde kurulmasızorunluluğu niçin kabul edilmelidir?

Çünkü bir yandan, Büyük Sosyalist Ekim Devrimi zaferin-den kazanılan tecrübeler, öte yandan bütün bir savaş sonrası dö-nem sırasında Almanya'dan, Avusturya'dan ve ‹spanya'dançıkarılan acı dersler bir defa daha ispat etmiştir ki, proletaryanın

91 92

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 48: Dimitrov Fasizm Uzerine

zaferi ancak burjuvazinin devrim yoluyla yıkılmasıyla müm-kündür ve burjuvazi, proletaryanın sosyalizmi barışçı yollardankurmasına müsaade etmektense işçi hareketini kan denizindeboğmayı tercih eder. Ekim Devrimi tecrübesi açıkçagöstermiştir ki, proleter devriminin temel muhtevası proletaryadiktatörlüğü meselesidir. Proletarya diktatörlüğünün görevi,yıkılan sömürücülerin direnmesini kırmak, emperyalizme karşımücadele için devrimi silahlandırmak ve devrimi sosyalizmintam zaferine ilerletmektir. Büyük çoğunluğun kaybolan birazınlık üzerindeki, yani sömürücüler üzerindeki diktatörlüğüolarak proletarya diktatörlüğünü gerçekleştirmek (ancak buşekilde gerçekleşebilir) için Sovyetler gereklidir. Bu Sovyetler,işçi sınıfının bütün kesimlerini, köylülüğün temel kitlelerini vediğer emekçileri kapsar. Bu sözü edilenler uyandırılmadan vedevrimci mücadele cephesine kazanılmadan proletaryanın zafe-rini sağlamlaştırması imkansızdır.

Bir empeyalist savaşta burjuvazinin desteklenmesindenvazgeçilmesi niçin siyasi birliğin bir ön şartıdır?

Çünkü burjuvazi, hangi kisve altında yürütülürse yürütül-sün, emperyalist savaşı halkların ezici çoğunluğunun menfaat-lerine aykırı olarak, kendi yağmacı amaçları için yapar. Çünkübütün emperyalistler, ülkelerindeki emekçilerin üzerindeki sö-mürü ve baskıyı had safhada şiddetlendirmekle, savaş içinhummalı silahlanmayı bir arada yürütür. Böyle bir savaşta bur-juvaziyi desteklemek, ülkenin menfaatlerine ve uluslararası işçisınıfına ihanet etmek demektir.

Son olarak, partinin demokratik merkeziyetçilik temeli üze-rinde inşası niçin birliğin bir ön şartıdır?

Çünkü ancak demokratik merkeziyetçilik temeli üzerindeinşa edilmiş bir parti irade ve eylem birliğini sağlayabilir veemrinde merkezi devlet mekanizması gibi güçlü bir silah bulu-nan burjuvazi karşısında proletaryayı zafere ilerletebilir. De-

mokratik merkeziyetçilik ilkesinin uygulanması Rus BolşevikPartisi'nin, Lenin ve Stalin'in partisinin tecrübeleri ile parlak birtarihi sınavdan geçmiştir.

Evet yoldaşlar, biz işçi sınıfının birleşik /bütünleşmiş bir siyasi kitle partisinden yanayız. Stalinyoldaşın söylediği gibi:

"Proleteryaya iktidar mücadelesinde önderlik etmek için ye-terli cesareti olan, devrimci durumun karmaşık şartlarında yönvermek için yeterli tecrübesi olan ve hedefe giden yolda hertürlü sarp kayalardan sakınmak için yeterli esnekliğe sahip mü-cadeleci bir parti, devrimci bir parti"!! (J. V. Stalin [Eserler I,cilt 6, s.150]) Leninizmin Sorunları s. 96-‹nter?

zorunludur.Bundan dolayı yukarda belirtilen şartlar temelinde siyasi

birleşmenin sağlanması için çaba sarfetmek gereklidir. Biz işçi sınıfının siyasi birliğinden yanayız! Bu yüzden,

birleşik cepheden yana olan ve yukarda belirtilen ilkelere görebirleşmeyi samimiyetle destekleyen bütün sosyal-demokratlarlaen sıkı bir işbirliğine girmeye hazırız. Fakat sırf birlikten yanaolduğumuz için sosyal-demokrat işçilerin uğradığı hayalkırıklığını komünist harekete karşı yönelen yeni sosyalist parti-ler veya enternasyonaller kurmak için istismar etmek ve böyleceişçi sınıfının bölünmesini derinleştirmek isteyen bütün "sol" de-magoglara karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz. Sosyal-demok-rat işçilerin komünistlerle bir birleşik cephe kurulması için git-tikçe artan çabalarını selamlıyoruz. Bu olguda onların devrimcibilinçlerinin kuvvetlendiğini ve işçi sınıfı içindeki bölünmeninaşılmaya başlandığını görmekteyiz. Eylem birliğinin acil birzorunluluk ve proletaryanın siyasi birliğinin kurulması için deen emin yol olduğu görüşünü taşıdığımız için, KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt EEEEnnnn----tttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaallll''''iiiinnnn vvvveeee oooonnnnuuuunnnn sssseeeekkkkssssiiiiyyyyoooonnnnllllaaaarrrrıııınnnnıııınnnn sssseeeerrrrmmmmaaaayyyyeeeennnniiiinnnnssssaaaallllddddıııırrrrııııssssıııınnnnaaaa kkkkaaaarrrrşıııı,,,, ffffaaaaşiiiizzzzmmmmeeee kkkkaaaarrrrşıııı vvvveeee eeeemmmmppppeeeerrrryyyyaaaalllliiiisssstttt ssssaaaavvvvaaaaştttteeeehhhhlllliiiikkkkeeeessssiiiinnnneeee kkkkaaaarrrrşıııı mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeeeddddeeee iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn bbbbiiiirrrrlllliiiiğiiiinnnniiiinnnn

93 94

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 49: Dimitrov Fasizm Uzerine

kkkkuuuurrrruuuullllmmmmaaaassssıııı hhhhaaaakkkkkkkkıııınnnnddddaaaa ‹‹‹‹kkkkiiiinnnncccciiii EEEEnnnntttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaallll vvvveeee oooonnnnuuuunnnnsssseeeekkkkssssiiiiyyyyoooonnnnllllaaaarrrrııııyyyyllllaaaa ggggöööörrrrüüüüşmmmmeeeelllleeeerrrreeee ggggiiiirrrriiiişmmmmeeeeyyyyeeee hhhhaaaazzzzıııırrrr oooolllldddduuuuğuuuunnnnuuuuaaaaççççııııkkkkllllaaaarrrrıııızzzz........ (Alkışlar)

SSSSoooonnnnuuuuçççç

Yoldaşlar!Raporumu bitiriyorum. Gördüğünüz gibi, Altıncı Konge-

re'den bu yana değişen durumları ve mücadelemizdençıkardığımız dersleri hesaba katıyoruz. Ve şu anda, partilerimi-zin daha şimdiden eriştiği sağlamlaşma derecesine dayanarakbir dizi meseleyi ve öncelikle birleşik cephe meselesini ve sos-yal-demokrasiye, reformist sendikalara ve diğer kitle örgütleri-ne karşı takınılacak tavır meselesini yeni bir şekilde elealıyoruz.

Bütün bunlara bakarak, ilkeli konumlarımızdan bir sapmave bolşevizm çizgisinden sağa doğru bir kayma kokusunu alanbbbbaaaazzzzıııı aaaakkkkııııllllllllııııllllaaaarrrr vvvvaaaarrrrddddıııırrrr.... BBBBiiiizzzzddddeeee,,,, BBBBuuuullllggggaaaarrrriiiissssttttaaaannnn''''ddddaaaa "aç tavuk kendinidarı ambarında sanır" derler. (Gülüşmeler ve şiddetli alkışlar)

Bu siyasi tavuklar, varsın öyle zannetsinler. (Gülüşmelerve şiddetli alkışlar.)

Bu bizi çok az ilgilendirir. Bizim için önemli olan, partileri-mizin ve bütün dünyadaki geniş kitlelerin, bizim neyin uğrunaçaba gösterdiğimizi doğru olarak kavramalarıdır.

Eğer siyaset ve taktiklerimizi değişen duruma veuluslararası işçi hareketinde meydana gelen değişikliklere uy-gun olarak yyyyeeeennnniiiiddddeeeennnn ddddüüüüzzzzeeeennnnlllleeeemmmmeeeesssseeeeyyyyddddiiiikkkk, devrimci Marksistler-Leninistler olmazdık. Marks'a, Engels'e ve Lenin'e, Stalin'elayık öğrenciler olmazdık.

Kendi tecrübelerimizden ve kitlelerin tecrübelerinden ders-ler çıkarmasaydık, gerçek devrimciler olmazdık.

Kapitalist ülkelerdeki partilerimizin, iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn ggggeeeerrrrççççeeeekkkkssssiiiiyyyyaaaassssiiii partileri olarak hareket etmelerini, kendi ülkelerinin

hayatında gerçekten ssssiiiiyyyyaaaassssiiii bbbbiiiirrrr eeeettttkkkkeeeennnn rrrroooollllüüüü ooooyyyynnnnaaaammmmaaaallllaaaarrrrıııınnnnıııı,,,, ddddaaaaiiii----mmmmaaaa aaaakkkkttttiiiiffff bbbbiiiirrrr bbbboooollllşeeeevvvviiiikkkk kkkkiiiittttlllleeee ssssiiiiyyyyaaaasssseeeettttiiii iiiizzzzlllleeeemmmmeeeelllleeeerrrriiiinnnniiii vvvveeee kkkkeeeennnnddddiiiilllleeee----rrrriiiinnnniiii ssssaaaaddddeeeecccceeee pppprrrrooooppppaaaaggggaaaannnnddddaaaa,,,, eeeelllleeeeşttttiiiirrrriiii vvvveeee pppprrrroooolllleeeettttaaaarrrryyyyaaaa ddddiiiikkkkttttaaaattttöööörrrrllllüüüüğüüüüuuuuğrrrruuuunnnnaaaa mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee iiiiççççiiiinnnn mmmmüüüüccccaaaaddddeeeelllleeee ççççaaaağrrrrııııllllaaaarrrrııııyyyyllllaaaassssıııınnnnıııırrrrllllaaaannnnddddıııırrrrmmmmaaaammmmaaaallllaaaarrrrıııınnnnıııı istiyoruz.

BBBBiiiizzzz,,,, hhhheeeerrrr şeeeemmmmaaaattttiiiizzzzmmmmiiiinnnn ddddüüüüşmmmmaaaannnnııııyyyyıııızzzz.... Her an ve her yerde so-mut durumu göz önüne almak, hiç bir yerde bbbbeeeelllllllliiii bbbbiiiirrrrbbbbaaaassssmmmmaaaakkkkaaaallllııııpppp şekle göre hareket etmek istemiyoruz. DDDDeeeeğiiiişiiiikkkkşartlar karşısında komünistlerin tavrının aaaayyyynnnnıııı olamayacağınıakıldan çıkarmamak istiyoruz.

Biz sınıf mücadelesinin gelişmesindeki ve kitlelerin sınıfbilincinin artmasındaki bütün aşamaları soğukkanlılıkla gözönüne almak ve her aşamada devrimci hareketin o aşamaya uuuuyyyy----gggguuuunnnn ssssoooommmmuuuutttt görevlerini tesbit etmek ve bunları çözmeyi bilmekistiyoruz.

Sınıf düşmanına karşı mücadele etmek için en genişkitlelerle oooorrrrttttaaaakkkk bbbbiiiirrrr ddddiiiillll bulmak istiyoruz. DDDDeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii öööönnnnccccüüüünnnnüüüünnnn,proletarya kitlelerinden ve bütün emekçilerden tttteeeeccccrrrriiiitttt oooollllmmmmaaaassssıııınnnnııııkesinlikle alt etmek için gerekli araçlar ve yollar bulmak istiyo-ruz. Aynı şekilde, burjuvaziye ve faşizme karşı mücadelede,iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn kkkkeeeennnnddddiiii tabii müttefiklerinden vahim bir şekildetttteeeeccccrrrriiiitttt oooollllmmmmaaaassssıııınnnnaaaa bir son vermek için gerekli araç ve yolları bul-mak istiyoruz.

Daima daha geniş kitleleri devrimci sınıf mücadelesininiçine çekmek, aaaacccciiiillll mmmmeeeennnnffffaaaaaaaattttlllleeeerrrriiiinnnnddddeeeennnn vvvveeee iiiihhhhttttiiiiyyyyaaaaççççllllaaaarrrrıııınnnnddddaaaannnn yyyyoooollllaaaaççççııııkkkkaaaarrrraaaakkkk vvvveeee kkkkeeeennnnddddiiii tttteeeeccccrrrrüüüübbbbeeeelllleeeerrrriiiinnnniiii tttteeeemmmmeeeellll aaaallllaaaarrrraaaakkkk kitleleri proleterdevrime doğru ilerletmek istiyoruz.

Şanlı Rus Bolşeviklerimizin örneğini, yani Komünist En-ternasyonal'in önder partisinin, Sovyetler Birliği KomünistPartisi örneğini izleyerek Alman, ‹spanyol, Avusturyalı vediğer komünistlerin ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii kkkkaaaahhhhrrrraaaammmmaaaannnnllllıııığıııınnnnıııı,,,, hhhhaaaakkkkiiiikkkkiiii ddddeeeevvvv----rrrriiiimmmmcccciiii ggggeeeerrrrççççeeeekkkkççççiiiilllliiiikkkklllleeee birleştirmek ve ciddi siyasi meseleleri

95 96

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 50: Dimitrov Fasizm Uzerine

medrese kafasıyla ele alma eğiliminin son kalıntılarını temizle-mek istiyoruz.

Karşılarına çıkan son derece karmaşık siyasi görevleri çö-zebilmeleri için partilerimizi her bakımdan silahlandırmak isti-yoruz. Bunun için, partilerimizin ssssiiiiyyyyaaaassssiiii sssseeeevvvviiiiyyyyeeeessssiiiinnnniiii daima dahayükseltmek, onları ölü doktrincilikle değil, yaşayan Marksizm-Leninizm ruhuyla eğitmek istiyoruz.

Öncelikle kitlelerle bağ kurmamızı engelleyen ve gerçek-ten bolşevik bir kitle siyaseti yürütmemize set çeken kkkkeeeennnnddddiiiinnnniiiibbbbeeeeğeeeennnnmmmmiiiiş sssseeeekkkktttteeeerrrrlllliiiiğiiiinnnn kökünü saflarımızdan kazımak istiyo-ruz. Sağ oportünizmin bütün somut belirtilerine karşımücadeleyi her bakımdan kuvvetlendirmek istiyoruz; çünkü butaraftan gelecek olan tehlike, kitle siyasetimizi ve kitle mücade-lemizi yürütme pratiği içerisinde artacaktır.

Her ülke Komünistlerinin, proletaryanın devrimci öncüsüolarak, kendi tecrübelerinden gerekli bbbbüüüüttttüüüünnnn ddddeeeerrrrsssslllleeeerrrriiii zamanındaçıkarmalarını ve değerlendirmelerini istiyoruz. SSSSıııınnnnııııffff mmmmüüüüccccaaaaddddeeee----lllleeeessssiiiinnnniiiinnnn ffffıııırrrrttttıııınnnnaaaallllıııı ddddeeeennnniiiizzzzlllleeeerrrriiiinnnnddddeeee yyyyüüüüzzzzmmmmeeeeyyyyiiii eeeennnn kkkkııııssssaaaa zzzzaaaammmmaaaannnnddddaaaaööööğrrrreeeennnnmmmmeeeelllleeeerrrriiiinnnniiii ve kıyıda kabaran dalgaları kaydeden vehavanın düzelmesini bekleyen gözlemciler olarakkalmamalarını istiyoruz. (Alkışlar)

‹şte istediğimiz budur!BBBBüüüüttttüüüünnnn bbbbuuuunnnnllllaaaarrrrıııı şuuuunnnnddddaaaannnn ddddoooollllaaaayyyyıııı iiiissssttttiiiiyyyyoooorrrruuuuzzzz:::: BBBBüüüüttttüüüünnnn eeeemmmmeeeekkkkççççiiii----

lllleeeerrrriiiinnnn eeeennnn öööönnnnüüüünnnnddddeeee yyyyüüüürrrrüüüüyyyyeeeennnn,,,, KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt EEEEnnnntttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaallll''''iiiinnnn öööönnnnddddeeeerrrr----lllliiiikkkk eeeettttttttiiiiğiiii ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii mmmmiiiillllyyyyoooonnnnlllluuuukkkk oooorrrrdddduuuuddddaaaa bbbbiiiirrrrlllleeeeşeeeennnn iiiişççççiiii ssssıııınnnnııııffffıııınnnnıııınnnn,,,,öööönnnnddddeeeerrrriiiimmmmiiiizzzz SSSSttttaaaalllliiiinnnn yyyyoooollllddddaaaaş ggggiiiibbbbiiii,,,, yyyyüüüücccceeee,,,, bbbbiiiillllggggeeee bbbbiiiirrrr yyyyoooollll ggggöööösssstttteeeerrrriiiicccciiii((((sssstttteeeeiiiieeeerrrrmmmmaaaannnnnnnn)))) iiiilllleeee (şiddetli alkışlar) ffffaaaaşiiiizzzzmmmmiiii vvvveeee oooonnnnuuuunnnnllllaaaa bbbbiiiirrrrlllliiiikkkktttteeeekkkkaaaappppiiiittttaaaalllliiiizzzzmmmmiiii yyyyeeeerrrryyyyüüüüzzzzüüüünnnnddddeeeennnn ssssüüüüppppüüüürrrrüüüüpppp aaaattttmmmmaaaa ttttaaaarrrriiiihhhhiiii ggggöööörrrreeeevvvviiiinnnniiii ggggeeeerrrr----ççççeeeekkkktttteeeennnn yyyyeeeerrrriiiinnnneeee ggggeeeettttiiiirrrreeeebbbbiiiillllmmmmeeeessssiiii aaaannnnccccaaaakkkk bbbbuuuu yyyyoooollllllllaaaa mmmmüüüümmmmkkkküüüünnnnoooollllaaaaccccaaaakkkkttttıııırrrr....

(Herkes yerinden kalkar ve Dimitrov Yoldaş'a şiddetli birtezahürata girişir. Delegelerin her taraftan çeşitli dillerden

bağırışları işitilir: "Yaşasın Dimitrov Yoldaş!" "Enternasyo-nal" ddddüüüünnnnyyyyaaaannnnıııınnnn bbbbüüüüttttüüüünnnn ddddiiiilllllllleeeerrrriiiinnnnddddeeeennnn ggggüüüüççççllllüüüü bbbbiiiirrrr şeeeekkkkiiiillllddddeeee ssssööööyyyylllleeeennnn----mmmmeeeeyyyyeeee bbbbaaaaşllllaaaarrrr.... YYYYeeeennnniiii bbbbiiiirrrr tttteeeezzzzaaaahhhhüüüürrrraaaatttt ttttuuuuffffaaaannnnıııı hhhheeeerrrr yyyyaaaannnnıııı kkkkaaaappppllllaaaarrrr....BBBBaaaağıııırrrrıııışmmmmaaaallllaaaarrrr:::: "Yaşasın Stalin Yoldaş, Yaşasın DimitrovYoldaş!", "Komintern'in Bayrağını Yüksekte Tutan DimitrovYoldaş'a Bolşevikçe Selam!" BBBBuuuullllggggaaaarrrrccccaaaa:::: "Komünist Enternas-yonal'in Faşizme Karşı Yiğit Savaşçısı Dimitrov Yoldaş'a Se-lam!" DDDDeeeelllleeeeggggeeeelllleeeerrrr kkkkeeeennnnddddiiii ddddeeeevvvvrrrriiiimmmmcccciiii şaaaarrrrkkkkııııllllaaaarrrrıııınnnnıııı ssssööööyyyylllleeeemmmmeeeeyyyyeeeebbbbaaaaşllllaaaarrrrllllaaaarrrr:::: ‹‹‹‹ttttaaaallllyyyyaaaannnnllllaaaarrrr "Baniera Rossa"yı, FFFFrrrraaaannnnssssıııızzzzllllaaaarrrr "Carmag-nole"yi, AAAAllllmmmmaaaannnnllllaaaarrrr "Roter Wedding"i, ÇÇÇÇiiiinnnnlllliiiilllleeeerrrr "Çin Kızıl Ordu-su'nun Yürüyüşü"nü söylerler.)

97 98

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 51: Dimitrov Fasizm Uzerine

NOTLAR

[1] KKKKoooommmmüüüünnnniiiisssstttt EEEEnnnntttteeeerrrrnnnnaaaassssyyyyoooonnnnaaaallll VVVVIIIIIIII.... KKKKoooonnnnggggrrrreeeessssiiii,,,, (25 Temmuz-20Ağustos 1935) Bu Kongre, SSCB'de sosyalizmin zaferi vefaşizme ve savaşa karşı işçi birleşik cephesi ve geniş bir halkcephesi uğruna mücadele kongresi olarak tarihe geçti. Dimitrov,Kongrede esas raporu okudu. Palmiro Togliatti, "EmpeyarlistSavaş Hazırlığı ve Komintern'in Görevleri" adlı bir başka raporokudu. Kongre'de aynı zamanda SSCB'de sosyalist inşanınbaşarıları hakkında bilgi verildi.

Bu kongrede Dimitrov, Komintern'in Genel Sekreteri seçildi.

[2] JJJJoooozzzzeeeeffff PPPPiiiillllssssuuuuddddsssskkkkiiii (1867-1935): Polonyalı burjuva milliyetçisi.1926'da bir hükümet darbesi yaparak faşist bir diktatörlük kur-du.

[3] MMMMoooorrrraaaattttoooorrrryyyyuuuummmm:::: Genellikle savaş, salgın, tabii afet ve benzeri gibiolağanüstü durumlarda borç ödemelerinin ertelenmesi ya dadurdurulmasıdır. Hitler, orta halli ve yoksul köylü kitlelerini ka-zanmak için, iktidarının hemen ilk günlerinde, onların devleteolan borçları için moratoryum ilan etti, ancak daha sonra bu sö-zü tutmadı.

[4] OOOOkkkkhhhhrrrraaaannnnaaaa:::: 1881'de Çarlık Rusyası Polis Dairesi'nde devrimci ha-reketi bastırmak üzere kurulan bir jandarma örgütü; 1917Şubatındaki Burjuva Demokratik Devrimi'nden sonra dağıtıldı.

[5] JJJJoooohhhhnnnn SSSScccchhhheeeeeeeerrrr (1896-1934): Almanya Komünist Partisi Merkez

Komitesi üyesi ve Ernest Thaelmann'ın yakın arkadaşı;Thaelmann'ın tutuklanmasından sonra Parti önderliğini üstlen-di.1933 Kasımında, Gestapo tarafından tutuklanan ve ağırişkencelere maruz kalan Scheer, eşi görülmemiş bir dayanıklılıkgösterdi. 2 Şubat 1934'te Naziler tarafından öldürüldü.

[6] FFFFrrrriiiittttzzzz SSSScccchhhhhhhhuuuullllttttzzzzeeee:::: Almanya Komünist Partisi militanı; 6 Haziran1935'te idam edildi.

[7] AAAAuuuugggguuuusssstttt LLLLüüüüttttggggeeeennnnssss:::: Almanya Komünist Partisi militanı; Nazilertarafından 1 Ağustos 1933'te ölüme mahkum edildi ve öldürül-dü.

[8] IIIImmmmrrrreeee SSSSaaaallllllllaaaaiiii (1897-1932): Macar Komünist Partisi Merkez Ko-mitesi üyesi;1932'de ölüme mahkum edildi ve asıldı.

[9] SSSSaaaannnnddddoooorrrr FFFFuuuueeeerrrrsssstttt (1903-1932): Macar Komünist Partisi MerkezKomitesi üyesi; 1932'de ölüme mahkum edildi ve asıldı.

[10] NNNNiiiikkkkoooollllaaaa KKKKooooffffaaaarrrrççççiiiieeeevvvv (1904-1931): Bulgar Komünist Partisi Mer-kez Komitesi sekreteri; faşistler tarafından öldürüldü.

[11] YYYYoooorrrrddddaaaannnn LLLLüüüüttttiiiibbbbrrrrooooddddsssskkkkiiii (1911-1935): Bulgar Komünist Partisimilitanı ve Genç Komünistler Birliği Merkez Komitesi'ndeeğitmen; 9 Mayıs 1935'te ölüme mahkum edildi ve asıldı.

[12] AAAAlllleeeekkkkssssaaaannnnddddeeeerrrr VVVVooooyyyykkkkoooovvvv (1912-1935): Bulgaristan'daki Genç Ko-münist Hareketi militanı; ordu içindeki gizli faaliyeti yüzündenmahkemeye çıkarıldı ve 25 Haziran 1935'te asıldı.

[13] DDDDrrrr.... KKKKaaaarrrrllll RRRReeeennnnnnnneeeerrrr (1870-1950): Avusturya Sosyal-Demokrat Par-tisi önderlerinden: 1918 Devrimi'nden sonra ilan edilen Cumhu-riyet'in başbakanı; 1945'te başbakan, 1945'ten 1950'ye kadarcumhurbaşkanı.

[14] FFFFrrrriiiieeeeddddrrrriiiicccchhhh EEEEbbbbeeeerrrrtttt (1871-1925): Alman Sosyal-Demokrat Partisiönderi; Cumhuriyet'in ilk cumhurbaşkanı (1919-1925); Denizci-lerin ‹syanının (Aralık 1918) ve Berlin Ayaklanmasının (Ocak1919) bastırılmasının düzenleyicisi.

99 100

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 52: Dimitrov Fasizm Uzerine

[15] PPPPhhhhiiiilllliiiipppp SSSScccchhhheeeeiiiiddddeeeemmmmaaaannnnnnnn (1863-1939): Alman Sosyal-DemokratPartisi önderi; 1918'de başbakan; Berlin'deki OcakAyaklanmasının (1919) bastırılmasına faal olarak katıldı.

[16] HHHHüüüütttttttteeeennnnbbbbeeeerrrrgggg ‹‹‹‹ttttttttiiiiffffaaaakkkkıııı:::: Selples'in (Hristiyan Sosyal Parti'ninbaşkanı ve Avusturyalı büyük kapitalistlerin ve büyük toprak sa-hiplerinin ve Vatikan'ın güvenilir adamı) gerici hükümeti. BüyükAlman Halk Partisi ile, sözümona Marksizm aleyhtarı bir cephehükümeti kurmak amacıyla yaptığı ittifak. Bu cephe hükümeti-nin görevi bütün gerici güçleri işçi sınıfına karşı mücadele içinbirleştirmekti.

[17] LLLLiiiinnnnzzzz PPPPrrrrooooggggrrrraaaammmmıııı:::: Avusturya Sosyal-Demokrat Partisi'nin buprogramı Partinin 1926'da Linz'de yapılan Kongresi'nde kabuledildi.

[18] SSSScccchhhhuuuuttttzzzzbbbbuuuunnnndddd:::: Avusturya Sosyal-Demokrat Partisi'nin anti-militerörgütü; 1 Nisan 1933'de Dollfuss Hükümeti tarafından kaldırıldı.

[19] Braun ve Severing'in Prusya'daki Sosyal-Demokrat Hükümeti1920'den 1932'ye kadar iktidarda kaldı. Prusya'da çeşitli halkaleyhtarı ve komünizm aleyhtarı hareketlerden sonra, von Papentarafından düzenlenen faşist hükümet darbesine hiç direnmedenteslim oldu.

[20] RRRRaaaayyyyhhhhssssbbbbaaaannnnnnnneeeerrrr (Reichsbaner): "‹mparatorluk Bayrağı Birliği",Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin yarı-askeri kitle örgütü.

[21] 1931'de ‹spanya'da krallık yıkıldı ve burjuva cumhuriyetçilerin-den ve sosyalistlerden meydana gelen bir hükümet kuruldu. Hü-kümet, kitlelerin baskısıyla Kortes'i (‹spanya Milli Meclisi)toplantıya çağırdı ve burada kilisenin devletten ayrılması, feodalbazı zorunlulukların kaldırılması vs. gibi bir dizi radikal tedbirlerkabul edildi. Fakat bu tedbirler gerçekleştirilmediği için kitlele-rin güvenini kaybetti. Gerici partiler Alman faşizminden de ce-saret alarak 1934 genel seçimlerini hile ve rüşvet yoluylakazandılar ve Löru (Lerroux) hükümetini kurdular. Assturya'nın,

Madrit'in, Biskaya'nın ve Katalonya'nın işçileri Komünist Partisiönderliğinde buna karşı mücadeleye girişti. Assturya'dagirişilen başarısız bir ayaklanmada üç binden fazla işçi öldü.

[22] GGGGiiiillll RRRRoooobbbblllleeeessss:::: Gerici bir ‹spanyol siyaset adamı, faşizm taraftarıLöru hükümetinde bakan.

[23] SSSSttttaaaahhhhllllhhhheeeellllmmmm:::: Hitler öncesi Almanyasında karşı-devrimci yarı-askeri bir örgüt.

[24] Hitler'i devirmek için bir "ikinci devrim" hazırlandığı bahanesiy-le 29-30 Haziran 1934 gecesi, faşist hücum kıtaları olan SAteşkilatının bütün önderleri tutuklandı. Aralarında aynı zamandabakan olan SSSSAAAA''''llllaaaarrrrıııınnnn bbbbaaaaşıııı RRRRööööhhhhmmmm''''üüüünnnn ddddeeee bbbbuuuulllluuuunnnndddduuuuğuuuu kkkkoooommmmuuuuttttaaaannnnllllaaaarrrrderhal kurşuna dizildiler. Harekatı, Münih'te bizzat Hitler, Ber-lin'de Göring yönetti. Birkaç bin komutan tutuklandı. SAteşkilatı köklü bir şekilde temizlenip, yeniden örgütlenmek üze-re geçici olarak dağıtıldı. Hitler, bu tedbire büyük iş çevrelerinindoğrudan baskısı altında başvurmak zorunda kaldı. Harekatınamacı, demagojik bir "ikinci devrim" propagandasına son ver-mek ve SA saflarındaki küçük burjuvazi taraftarlarını yok et-mekti.

[25] KKKKaaaarrrrllll KKKKaaaauuuuttttsssskkkkyyyy (1854-1938): ‹kinci Enternasyonal'in önde gelenSosyal Demokrat teorisyeni; Birinci Dünya Savaşı sırasında dö-neklik etti ve SSCB'nin bir düşmanı haline geldi. Lenin, Kauts-ki'nin dönekliğini "Proletarya ‹htilali ve Dönek Kautski" adlıeserde gözler önüne serdi....

[26] SSSSttttrrrroooonnnnnnnniiiiccccttttwwwwoooo LLLLuuuuddddoooovvvveeee (Halk Partisi): Yoksul köylü kitlelerininbaskısıyla Polonya'da Ağustos 1937'deki köylü kitlelerinin ge-nel grevine önderlik etti. Orta halli köylülerin menfaatlerini tem-sil etmektedir.

[27] DDDDaaaavvvviiiidddd GGGGeeeeoooorrrrggggeeee LLLLIIIIooooyyyydddd (1863-1945): ‹ngiliz devlet adamı vebaşbakanı; Versailles Barış Antlaşması'nı kaleme alanlardan bi-ri.

101 102

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)

Page 53: Dimitrov Fasizm Uzerine

[28] KKKKrrrraaaafffftttt dddduuuurrrrcccchhhh FFFFrrrreeeeuuuuddddeeee:::: Almanya'da eğlenceler düzenleyen faşistörgüt; Nazizm'in emekçi halk arasındaki kitle haberleşme aracı.

[29] PPPPooooppppoooo LLLLaaaavvvvoooorrrroooo:::: Emekçi halkın faşist endoktrinasyonu ve askerieğitimini sağlayan ‹talyan faşist örgütü.

[30] ddddeeee MMMMaaaannnn PPPPllllaaaannnnıııı:::: de Man Planı 1933 yılı sonunda "sosyalizmebarış içinde geçiş" için Parti programı olarak kabul edilmiştir.

[31] MMMMiiiilllllllliiii KKKKuuuurrrrttttuuuulllluuuuş BBBBiiiirrrrlllliiiiğiiii:::: Brezilya'da faşizm aleyhtarı bir kitleörgütü; 1935'te Komünist Parti önderliğindeki ilerici partilertarafından kuruldu; Kasım 1935'te gericilere karşı verdiği silahlıbir mücadelede yenilgiye uğradı.

[32] EEEEsssseeeerrrr''''lllleeeerrrr:::: Çarlık Rusyasında bir küçük burjuva partisi olan Sos-yalist Devrimcilerin baş harflerinden meydana gelen ve halkarasında kullanılan adı.

[33] 11 Ekim 1932'te kurulan ve içersinde beş sosyalist ve iki Komü-nist bulunan Saksonya ‹şçi Hükümeti'nin başında Sosyal-De-mokrat Zeigner vardı. Bu hükümet 30 Ekim'de Merkezi Hükü-met'in birlikleri tarafından devrildi.

[34] HHHHeeeeiiiinnnnrrrrrrrriiiicccchhhh BBBBrrrraaaannnnddddlllleeeerrrr:::: Alman komünist Partisi'ndeki oportünistgrubun önderi; Sosyal-Demokrat Parti'nin başındakilerleişbirliği yaptı ve Alman proletaryasının 1923'teki yenilgisinderol oynadı. 1929'da bölücü faaliyetinden dolayı Alman Komü-nist Partisi'nden ihraç edildi.

[35] Burada eski onbaşı Aoalf Hitler'e değiniliyor.

[36] VVVVaaaassssiiiillll LLLLeeeevvvvsssskkkkiiii (1837-1873): Bulgar devrimcisi ve demokratı,Osmanlı baskısına karşı milli kurtuluş mücadelesinin önderi veideologu; Yurtiçi Devrimci Örgütü'nün kurucusu. 6 Şubat1873'teasıldı.

[37] SSSStttteeeeffffaaaannnn KKKKaaaarrrraaaaccccaaaa (1844-1868): Bulgar milli devrimcisi,1868'dekibir isyan müfrezesinin önderi. Osmanlı birlikleriyle yapılan birsavaşta ağır yaralandı ve Rousse hapishanesinde müebbet hapse

mahkum edildi.

103 104

© 2006 RagTime GmbHPrinted with RagTime 6 (Demo)