dinler tarihi araştırmaları-ii - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d075059/2000/2000_isikh.pdf ·...

21
YA YINLARI/2 Dinler Tarihi (Sempozyum: 20-21 1998, Konya) . Türkiye Diyanet Islam Merkezi Kütüphanesi Dem. No: Tas. No: ANKARA 2000

Upload: ngohuong

Post on 03-May-2019

225 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

DİNLER TARİHİ DERNEÖİ YA YINLARI/2

Dinler Tarihi Araştırmaları-II (Sempozyum: 20-21 Kasım 1998, Konya)

. Türkiye Diyanet Vakfı Islam Araştırmaları Merkezi

Kütüphanesi

Dem. No:

Tas. No:

ANKARA 2000

Page 2: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

GİRİŞ

FAHREDDİN RAZİ'NİN DİN ANLAYlŞI İÇERSİNDE

POTPERESTLİÖİN YERİ VE POTPERESTLİKLE İLGİLİ

VERDİÖİ BİLGİLER

Dr. Hidayet IŞIK1

Tarihin seyri içersinde insan hayatının en temel olgusunun ve en büyük

değerinin din olduğu bilinmektedir. Dinler Tarihi'nden elde ettiğimiz verilen

bize, insanoğlunun çeşitli görüşler altında her zaman bir dininin olduğunu, di­

nin insan hayatını kuşatarak ona yön verdiğini ve insanın din ile içiçe yaşa­

dığını göstermektedir.

Tarihten bugüne çok çeşitli dinler tarih sahnesinde görülmüşler, insan ve

toplum hayatı üzerinde değişik tesirlerde bulunmuşlardır. Bunların her birinin

insanı ve hayatı açıklayan bir dünya görüşleri ve insanlığa sundukları kendi­

lerine ait bir din anlayışları bulunmaktadır. Bunun yanında çeşitli dinlerin ön­

de gelen bilginleri de, hem genel olarak din kavramı ve dinin anlamı üzerin­

de fikir yürütmüşler, hem de bulundukları dini yapı içerisinde orjinal fikirler

ileri sürerek dini anlamlandırmada ve yorumlamada müstakil din anlayışları

ortaya koymuşlardır.

Vll./Xlll. yl.ın önde gelen filozof kelamcılarındanbiri olan ve muhtasar mi­

lel-nihal'inin yanında hacimli tefsirinde değişik dinlerle ilgili çok çeşitli mal­

zeme sunan Fahreddin Razi (ö.606/1209) de yukarıdaki özelliklere sahip ön­

de gelen bir müslüman bilgindir. Razi'nin çeşitli dinler ve bu arada Putperest­

likle ilgili verdiği bilgilerle birlikte din kelimesi, dinin anlamı, dinlerin menşei

ve sınıflandırılması hakkında değişik görüşleri bulunmakta ve O, bunlarla il­

gili günümüze ışık tutacak bilgiler vermektedir.

RAZİ'NİN DiN ANLA YIŞI İÇERİSİNDE PGTPERESTLİÖİN YERİ

Bizim buradaki amacımız bütün yönleriyle Razi'nin din anlayışını ortay

koymak değildir. Biz sadece Razi'nin dini ve dinleri nasıl algıladığını ve çeşit-

1 Selçuk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Araştırma Görevlisi.

35

Page 3: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

li dinler içerisinde Putperestliği nereye yerleştirdiğini tesbit edip, Putperestlik­

le ilgili verdiği bilgilere geçmek istiyoruz. Herşeyden önce Razi, Kur'an'da

"din" kelimesinin geçtiği çeşitli ayetleri yorumlarken, bu kelimenin hangi an­

lamlarda kullanıldığını söylemiştir? Bunun tesbit ederek başlamayı proble­

min çözümü için gerekli görüyoruz:

1. Din "hesap" manasınadır. Kur'an'daki "Sizin dininiz size, benim dinim

bana" (Kafirun 6) ayeti, "Sizin hesabınız size, benim hesabım banadır, hiç

kimseye diğerinin hesabı sorulmayacaktır" anlamındadır2 • Kur'an'da söz ko­

nusu edilen "din günü" de "hesap günü" anlamına gelmektedir.3

2. Din "ceza, karşılık" anlamındadır. Nitekim Kur' an' da, "Allah'ın dini, ya­

ni had cezasının uygulanması konusunda sizi bir acıma hissi sarmasın" (Nur

2) buyurulmaktadır4 •

3. Din "dua" anlamındadır. Kur' an' da, "Dini sırf Allah'a has kılarak Allah'a

dua edin" (Mümin 14) denilmiştir. Buna göre sadece inananların duası Al­

lah'a gitmekte, Putperestlerin kendi putlarına yaptıkları dualar yerini bulma­

maktadır. Üstelik Razi, putların kıyamet günü kendilerini Allah'a ortak ko­

şanları tanımayacaklarını ve bu ortaklığı kabul etmeyeceklerini söylemekte­dir5.

4. Din "Allah'a boyun eğmek, inkıyad etmek" demektir. Dine inanan kim­

se, tanrının emir ve yasaklarına da boyun eğmek durumundadır6 •

5. Din "adet, örf" anlamındadır. Bu kelimenin, İslam öncesi Arap şiirinde

bu manada kullanıldığı görülmüştür. Bir Arap şairi, bu anlamda şöyle de­

mektedir. "Heybemi devenin üzerine atınca, onun dini hep bu, benim dinim

de hep bu olacak", dedi7•

Razi, din kelimesinin geçtiği Kur'an ayetlerinde ilgili kelimelerin kullanım

1 Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Araştırma Görevlisi. 2 Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 147 1 tre. XXIII. 503.

'Razi, Tefsir, mtn. XXXI. 82/ tre. XXII. 551.

'Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 147 1 tre. XXII. 503, mtn. XXXI. 82/ tre. XXII. 551. 5 Razi, Tefsir, mtn. XXXI. 147 1 tre. XXII. 503.

'Razi, Tefsir, mtn. XXXII. I 12 1 tre. XXIII. 441. 7 Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 147 1 tre. XXII. 503.

36

Page 4: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

şekillerini vermesinin yanında, yine ilgili ayetlerden yola çıkarak dini anlam­

Iandırma yoluna da gitmektedir. O, Kur'an ıstılahına göre, mutlak manada

kullanılan din kelimesi ile İslam dininin kastedildiğini; nitekim Allah'ın da

Kur'anda, "Allah katında din İslam'dır" (Al-i imran 19) buyurduğunu söyle­

mektedir8. Aynı şekilde, "Dini yalan sayıyorsunuz" (İnfitar 9) ayetinde kaste­

dilen din ve İslam dinidir9• İslam dışındaki dinler ve inançlara gelince, Razi

Kur'an'da bunlardan, mutlak anlamdaki din kelimesi ile değil de, Hıristiyan­

lık, Yahudilik, Sabiilik şeklinde kayıtlı olarak dinin kendi adı ile sözedildiğini

söylemektedir10• Yani; "mutlak manada" din İslam, "mukayyed manada" da

diğerleri olmaktadır. Bu durumda İslam ve İslam dışı bütün dinler, Razi'nin

Kur'an'dan çıkarsadığı din tanımlaması içine girmektedir. Zaten, Kur'an'ın,

İslam dini ile birlikte diğer din ve inançlardan sözetmesinin bir mantaHtesi de

budur.

Buradan hareketle, Raziye göre mukayyed anlamda din kavramının içine

Hıristiyanlık, Yahudilik, Mecusilik ile birlikte Putperestlik de girmektedir. Gü­

nümüzde, samimi bir dini inanca sahip olup da, bilgi bazında dinin mantığın­

dan, dini yükümlülüklerden yeteri kadar haberi olmayan geniş müslüman

halk kitleleri arasında dolaşan bir çok putperest örf ve adetlerin sağlıklı bir

biçimde değerlendirilmesine yardımcı olması açısından, Razi'nin Putperest­

likle ilgili görüşlerine ve bu konuda verdiği bilgilere göz atmak faydalı ola­

caktır.

RAZİ'NİN PUTPERESTLİKLE İLGİLİ VERDİÖİ BİLGİLER

1. Genel Özellikleriyle Putperestlik

Putperestlik, Razi'nin üzerinde en fazla kalem aynattığı ve fikir beyan et­

tiği dinlerden birisidir. Putperestliğin Kur'an'da, İslamiyet, Yahudilik, Hıristi­

yanlık, Mecusilik, Haniflik ve Sabiilik'Ie birlikte ayrı bir din olarak zikri geç­

mekte, eski kavimlerin hayatlarından örnekler verilerek, tarih boyunca Put­

perestliğin yaygın karakterine işaret edilmektedir1 1• Bu sebepten dolayı olsa

'Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 112 1 tre. XXIII. 441. 9 Razi, Tefsir, mtn. XXXI. 82 1 tre XXII. 551. 10 Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 112 1 tre. XXIII. 441. 11 Kuran'da putperestlikten bahseden ayetler çok fazladır. Örnek olarak bkz., A'raf 191-198,

Hac 73, Furkan 3, Fatır 40.

37

Page 5: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

gerektir ki, Razi de, belki de uroulanın aksine, Putperestlik konusunda bir çok

din hakkında vermediği ölçüde geniş bilgiler vermekte ve orijinal değerlen­

dirmelerde bulunmaktadır.

Razi, diğer ismi Camiu'l-Ulı1m olan "Hadaiku'l-Envar fi Hakaikı'l-Esrar"

adlı eserinde, "İnanç Yönünden İnsanların Sınıflandırılması" ile ilgili yaptığı

tasnifinde, Putperestlere de yer vermekte, onları peygamberliği kabul etme­

yenlerin sınıfına almakta12, ayın şeye tefsirinde de işaret etmektedir13

• Razi,

tefsirinin çeşitli yerlerinde ve "İtikadat" ile "Mealim Usuli'd-Din" adlı eserle­

rinde putperestliğin ortaya çıkışı ve çıkış sebepleri üzerinde uzun uzun dura­

rak bununla ilgili çeşitli görüşler ve ihtimalleri söz konusu etmektedir. Yazılı

kaynaklardan faydalanmakla birlikte, filozof kelamcı olarak akıl yüretme yo­

luyla da problemi çözmeye çalışmakta ve yine kelamcı olması özelliğine

bağlı olarak teknik anlamda Putperestliği şirk sebebleri arasında saymakta­

dır.

Burada, her dinin kendi içinde bir mantık silsilesi olduğu gibi, Putperestli­

ğin de bir mantığının olduğunu söylemek gereklidir. Yoksa, kültür seviyesi

her ne olursa olsun, hiç bir insan taşa taş olduğu için tapmamıştır. Mutlaka

ona kendisine göre bir takım anlamlar yüklemiş ve tanrısallıkla ilişkisini kur­

muştur. Şehristani'nin (ö.548/1153) de dediği gibi, hiç bir akıl sahibinin,

kendi eliyle yonttuğu şeylere tapınmasını, onu tanrı kabul etmesini kabul et­

mek mümkün değildir14 • Razi de meselenin bu yönüne işaret ederek, bu ko­

nuda Ebu Zeyd el-Belhi (ö.340/952)'nin "Abedetu'l-Esnam" adlı eserinden

şunu rivayet etmektedir: "O anda, yontutarak elde edilen bu kütüklerin, gök­

lerin, arzın, bitkilerin ve canlıların yaratıcısı olmadığını bilmek açıklığı her­

kesçe bilinen bedlhl bir bilgidir. Zaruri ve bedihi bilgiler hususunda ise, insan­

lar arasında ayrılığın bulunması caiz değildir" 15 • Razi, bundan sonra bu dinin,

yanlışlığı, bozukluğu ve fesadı aklın bedahati ile anlaşılmayacak bir manaya

hamledilmesi gerektiğini söyler. Aksi halde, bu dinininsanlar arasında bu ka-

12 Razi, Hadaiku'l-Envar, Süleymaniye, Ayasofya 168 ai Raşit Efendi 153 ai Esad Efendi

96 a. 13 Razi, Tefsir, mtn. XXIll. 18 i tre. XVI. 283. 14 Şehristani, el-JI1ilel ve'n-Nihal, ll. 259.

"Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157.

38

Page 6: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

dar yayılmaması ve şimdiye kadar devam etmemesi gerektiğini belirtir. Bu­

na binaen de, Putperestlik dinini benimseyenlerin, kendilerine göre bir takım

tevilleri ve izahları bulunması gerektiğini ifade eder. Bundan sonra da, Put­

perestliğin çıkış sebepleri üzerinde durur 16•

Razi'nin belirttiği kadarıyla putperestler, elbette alemde mevcut olan her

şeyin yaratıcısının Allah olduğunu biliyorlardı 17 • Bu putların yaratmaya, icad

etmeye ve var etmeye kadir olmadıklarını da itiraf ediyorlardı 18 • Ancak ne var

ki, bunların tanrısallıkta Allah'ın ortağı olduğunu söylüyorlar19, Allah'ın birli­

ğine inanırken putlara tanrısallık atfederek Allah katında kendilerine şefaatçı

olacaklarını söylüyorlardı20 • Razi, putperestlerin kendilerinin de, bu alemi ya­

ratanın taptıkları putlar oldukları manasında "bu putlar aleminin tanrılarıdır"

demediklerini, ancak daha ileriye gidip Allah'ın kendilerine bu putlara ibadet

etmelerini emrettiğine inandıklarını söylemekte, halbuki Allah'ın bunu emret­

tiğine dair hiç bir delilin bulunmadığını, tam tersine bunu yasakladığını ifade

etmektedir21• Yine Razi'ye göre bazıları da, Allah'a ibadet etmeye liyakatları­

nın olmadığını, bunun için kendilerine şefaatçı olmaları amacıyla putlara iba­

detle meşgul olduklarını ve bu yüzden putlara ibadet etmenin, Allah'a ibadet

etmekten dana önemli olduğunu söylediklerini, belirtmektedir22•

Razi'nin Putperestliğin mahiyeti ve mantığı ile ilgili yaptığı bu izahlar, gü­

nümüz çalışmalarını da meşgul etmiş ve insan eliyle yontulmuş bir putun, bir

taş ve heykelin nasıl olup da sonradan tanrılaştığı ve burada nasıl bir mantık

yürütüldüğü sorusuna cevap aranmıştır. Bu konudaki bir makalesi olan Ek­

rem Sarıkçıoğlu'na göre Putperestliği, İslam öncesi Arapların, diğer Sami ka­

vimlerin ve Kur'an'da ismi geçen eski milletierin bilgi ve kültür noksanlığına

vermek doğru değildir. Çünkü mesele, bir kültür problemi değildir. Bugün

16 Razi, Tefsir, mtn. XXX. 143/tre. XXII. 157. 17 Razi, Tefsir, mtn. XIV. 12/ tre. X. 268. 18 Razi, Tefsir, mtn. XIII. 112 1 tre. X. 69. 19 Razi, Tefsir, mtn. XIII. 112 1 tre. X. 69. 20 Razi, Tefsir, mtn. XVIII. 224/ tre. XIII. 362. 21 Razi, Tefsir, mtn. XVIII. 141 1 tre. XIII. 241. 22 Razi, Tefsir, mtn. XVII. 59 1 tre. XII. 332.

39

Page 7: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

dünyanın ileri uygar ülkelerinde de aynı problemler yaşanmaktadır. Hindu­

izm, Budizm ve hatta Hıristiyanlık günümüzde bir putlar ve ikenlar yığınıdır.

Örneğin; Hindu rahipler tanrı heykelini dua ve ayinlerle takdis ederler. Tan­

rısal ruhu, o takdis edilen heykeli mekan edinınesi için davet ederler. Bütün

bu işlemlerden sonra o heykel veya resmin manevi olarak ruhlandığı, hayat

bulduğu kabul edilir. İşte o andan itibaren o resim veya heykel artık put ol­

muştur. Artık o içinde yaşattığına inanılan ilahi gücün sembolü olarak gördü­

ğüne, işittiğine inanılır ve bir canlı varlık gibi sabahleyin uyandırılır, yıkanılır,

giydirilir. Bugün ileri ülkelerin dini olan Hıristiyanlıkta dahi durum bundan

pek farklı değildir. Ortodoks dünyası, ikenların tasvir ettiği azizierin ruhları­

nın ikon içinde hazır olduğunu kabul eder, İsa ikenasının ise uluhiyetine ina­

nır ve önlerinde dua eder. Katalik dünyasında ise kiliselerdeki aziz heykelle­

rinde, azizierin ruhlarının varlıkları kabul edilir ve önlerinde kurbanlar sunu­

lur, dua edilir. Hatta komünyon ayininde her iki mezhep de takdis vasıtasıy­

la ekmek ve şarabın tanrılaştığına, içinde ilahi ruhu muhafaza ettiğine inanır.

Bu tür inançlarda yorumlanır ne kadar değişik olsa da temel görüş ve düşün­

celer aynıdır22• 1 • Bu suretle Razi'nin söz konusu ettiği, Putperestlerdeki man­

tık ve yorum ile günümüz Putperestliğindeki yorum ve mantığın paralel oldu­

ğunu söylememiz mümkündür.

Görüldüğü gibi, Putperestler, doğru veya yanlış, kendi içlerinde bir man­

tık silsilesi kurmuşlar, yaptıkları işe kendilerine göre meşru bir zemin bulduk­

Iarına inanmışlar ve bu inanca bağlı olarak da bir takım put ve heykelleri tan­

rı yerine koymuşlardır.

l.a. Putperestliğin Menşei

Razi'ye göre Putperestlik, yeryüzünde tevhidden sonraki en eski dindir.

Dünyanın birçok bölgesine yayılmıştır. İlk çıkışı Hz. Nuh öncesine kadar uza­

nır. Hz. Nuh ve ondan sonraki peygamberler özellikle Putperestliği ortadan

kaldırmak için gelmişlerdir23 •

Razi, Putperestlik konusunda en geniş bilgiyi, Putperestliğin menşei ve or-

22-1 E. Sarıkçıoğlu, "Kur'an'a Göre f\1üşrikler ve Putperestler", S. 29-30.

23 Razi, Tefsir, mtn. IL 112 1 tre. IL 133, mtn. XIII. 35 1 tre. IX. 505, mtn. XXX. 143 1 tre. XXII. 157.

40

Page 8: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

taya çıkış sebebleri üzerinde vermektedir. O, bir yerde Putperestliğin çıkış

sebebi olarak yalnızca bir sebebi gösterirken diğer yerde birçok sebeb say­

makta ve bazen aynı şeyleri tekrar ederken, bazen değişik görüşleri dile ge­

tirmektedir. Bu konuda Razi'nin ilgili eserlerinde söylediği bu görüşleri bir

araya getirdiğimizde, onların şunlar olduğunu görmekteyiz:

1. Putperestliğin çıkış sebebi yıldızların durumlarıyla ilgilidir. Putlara tapan

bu insanlar, başlangıçta, dünyada olan bazı olayların değişmesinin yıldızların

durumlarının değişmesine bağlı olduğunu, örneğin; güneşin tepe noktasına

uzaklık ve yakınlığına göre dört mevsimin meydana gelmekte, dört mevsim

sebebiyle de dünyada farklı durumların oluşmakta olduğunu görmüşlerdir.

Sonra bu insanlar diğer yıldızların durumlarını da gözetlemişler, insanların

mutluluğunu veya mutsuzluğu üzerinde bu yıldızların tesiri olduğuna inan­

mışlardır. Buna inanınca da yıldızlara karşı saygı duymaya başlamışlardır.

Daha sonra insanların bazıları, bu yıldızların kendiliklerinden var olduğu­

na inanmışlar, diğerleri ise Yüce Allah'ın yaratıkları olduklarını söylemişler­

dir. Ancak her ne kadar bunlar, yıldızların mahluk olduklarına inansalar da,

"alemin durumlarını idare edenler bunlardır" diyerek, Allah'ın bu süfli alemin

idaresini bu yıldızlara havale ettiğini söylemişler ve Yüce Allah ile alemin çe­

şitli halleri arasında bu yıldızları vasıta kabul etmişlerdir. Bunlardan bazıları,

insanların yerdekiler sınıfından oldukları için göktekiler sınıfından olan yıldız­

lara ibadet etmeleri gerektiğini söylerken, diğer bazıları da Allah'ın, yerdeki

elementleri ve bileşimleri, yıldızların hareketleri, bir araya gelmeleri, doğup

batmaları sayesinde yarattığını söylemişlerdir. İşte hem yıldızların kendi zat­

ları gereği var olduğunu söyleyenler, hem onların Allah tarafından yaratıiclı­

ğına İnananlar, hem de diğer varlıkların yıldızların hareketlerine bağlı olarak

yaratıldıklarını söyleyenler, bu yıldızlara tazirnde bulunmaya ve Allah'a kul­

luk ehliyetinin yalnız onlarda bulunduğunu inanarak Allah'la aralarında vesi­

le edinmek gayesiyle onlara ibadet etmeye başlamışlardır. Bunlardan bazıla­

rı ise, Allah'ın insanın Allah'a ibadet etmeye layık olmadığını, ancak yüce

alemdeki yıldızların doğrudan doğruya Allah'a ibadet etmeye ehliyetli olduk­

larını söylemişlerdir.

Daha sonra bunlar, yıldızların çoğu zaman ve özellikle gündüzleri gözden

kaybodluklarını görünce, onları göremedikleri zamanlar da onlara ibadet

edebilme amacıyla onların putlarını ve heykellerini yapmaya başlamışlar, her

41

Page 9: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

yıldız için, o yıldıza mensup olduklarını söyledikleri cevherden bir put edin­

mişlerdir. Örneğin; güneş heykelini altından yaparak onu, güneş cevherine,

benzediklerini söyledikleri yakut ve elmaslarla süslemişlerdir. Yine onlar ay

putunu gümüşten yapmışlardır. Diğerleri de buna kıyas edilebilir. Bundan

sonra da bu kimseler, bu yıldızlara ibadet ve onlara yakiaşabilme gayesiyle

bunlara tapınmaya başlamışlardır. Böylelikle, putlara tapınaktaki asıl mak­

sat, yıldızlara tapmak olmaktadır24 •

Fahreddin Razi, Putperestliğin çıkış sebebini yıldızlara tapmaya bağlayan

bu görüşün en doğru görüş olduğunu söylemekte25 ve bunların Sabiiler oldu­

ğunu ifade ederek25 Hz. İbrahim'in bunlara gönderildiğini 27 belirtmektedir.

Razi'den önce Şehristani (ö. 548/1153) de Putperestliği, gök cisimlerine ta­

pan Harran Sabiilerine bağlamış ve benzer izahlar getirmiştir28 • Razi gibi Sa­

biilik-Putperestlik ilişkisini kuran bir diğer yazar İbn Hazm (ö.

456/1064)'dır29 • Ancak Razi'nin bu konuda kendisinden önceki bir çok İslam

bilgininin düştüğü yanılgıya düşerek adından başa Sabiilikle ilgisi bulunma­

yan Putperest Harraniılan Sabii olarak göstermesi günümüz çalışmalarında

da yanlışlığı kanıtlamış30 bir husustur.

2. Razi, Putperestlik itikadının gerçek yüzünü ve menşeini ortaya koyma

hususundaki bir diğer izahın Ebu Ma'şer Ca'fer b. Muhammed el-Müneccim

el-Belhi (ö. 272/886)'ye ait olduğunu söylemektedir. Buna göre, Çin ve Hit­

lilerin pek çoğu, tanrının ve meleklerin varlığını kabul etmişler, tanrının en

24 Razi, Tefsir, mtn. II. 112-113 1 tre. 11.134; mtn. XIII. 36 1 tre. IX.506; mtn. XXV. 254-255

1 tre. XVIII. 338-339; mtn. XVII.60 1 tre. XII.332; mtn. XX.83 1 tre. XIV. 283; mtn. XXV.120 1 tre.

XVIII.129; mtn. XXX.143 1 tre. XXII.157-158; Razi, İtikadat, Neşşar, S.90 1 Abdurauf, S.143

Bağdadi, S.126; Razi, Muallim Usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, S.59 1 İslam inancında Temel Ko­

nular adıyla tre. Nadim Macit, S.74. 25 Bkz. Razi, Tefsir, mtn. Xlll.36 1 tre. IX.506. 26 Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXII.157 -158; Razi, İtikadat, Neşşar, S.90 /Abdurrauf, S.

143 1 Bağdadi, S.126. 27 Bkz. Razi, MaaJim Usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, S.59 1 Tre. Nadim Macid, S.74. 26 Şehristani, el-Milel ve'n-Nihal, 1.231, II.50-51,II.259. 29 i. Hazm, K.el-Fasl, 1.34-35. 30 Geniş bilgi için bkz., Şinasi Gündüz, Sabiiler Son Gnostikler, S.2,8-9; Aynı yazar,

"Kur'an'daki Sabiilerin Kimliği Üzerine Bir Tahlil ve Değerlendirme", S.57-59.

42

Page 10: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

yüce ve en güzel nur, bu nurun mekanı olan arşın etrafında dolaşan melek­

lerin de bu büyük nura nisbetle küçük nurlar olduğuna inanmışlar, melekle­

rin çok güzel surette, tanrının da onlardan daha güzel bir surette bulunduğu­

nu kabul etmişlerdir. Ancak tanrının ve meleklerin gökler sebebiyle kendile­

rine görünmediği zannına kapılmışlardır. Bu yüzden tanrı için görünüşü son

derece güzel ve hoş, melekler için de güzellikte ondan daha aşağı derecede

olan bir takım putlar ve heykeller yapmışlar, bunları derecelerine göre çeşit­

li kıymetli taşlarla süslemişler, bunlar vasıtasıyla meleklere ve Allah'a yak­

laşınayı kastederek bunlara ibadeti sürdürmüşlerdir. Razi'ye göre, Ebu

Ma'şer (ö. 272/886)'in bu rivayeti doğru ise, putlara ibadet etmenin sebebi­

nin, Allah'ın bir cisim olduğuna ve bir mekanda bulunduğuna inanç olduğu­

nu savunan Mücessime ve Müşebbihe inancından kaynaklandığı ortaya çık­

maktadır. Nitekim Putperestlerin, büyük nurun mekanının arş olduğunu söy­

ledikleri gibi Müşebbihe de arşın üzerine oturmuş büyük bir cisim tasavvur

ediyor ve ona inanıyordu31 •

3. Putlara ibadet edenlerden bazıları, hulul inancını taşıyan kişilerdir. Bun­

lar Yüce Allah'ın, bazı yüce ve kıymetli cisimlere ve bunun sonucunda put­

lara ve heykellere hulul edeceğine ve onun içine gireceğine inanmışlardır.

Hulul fikri onlarda, büyüsel olarak veya cinlerin ve şeytanların bir oyunu so­

nucu ellerindeki putlarından enteresan bir halin sudur ettiğini gördüklerinde

oluşmuştur. Nitekim Razi'ye göre bazı aşırı Şii kollarında, Hz. Ali'nin, Hayber

kapısını kökünden söküp attığında, tanrının onun bedenine hulul ettiği ve do­

layısıyla onun da ilah olduğu fikri uyanmıştır32 •

4. Putperestlik, meleklere ibadet etme sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun da

çeşitJi,şekilleri vardır. Bazıları, kendilerini Allah'a ibadet etmeye layık görme­

diklerinden insanların Allah'a ibadet etme ehliyetinin olmadığını söylemişler,

melekleri bu işe layık ve ehliyetli gördüklerinden onlara tapmışlardır. Melek­

lerin de zaten Allah'a ibadet etmekte oldukları için, dolayısıyla kendilerinin

31 Razi, Tefsir, mtn. 11.112/ tre.II.134; mtn. Xlll.37 /tre.IX.507; XXX.l43 /tre. XXII.l57-158; mtn. XVIII. 141 1 tre. XIII.241; Razi, MaaJim usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, S.59 1 Tre. N.Ma­cit, S.74.

32 Razi, Tefsir, mtn. Il. 113 1 tre. II. 135; mtn. XVII.60 1 tre . XII.332; mtn. xXx. 144 1 tre. XXII.l59.

43

Page 11: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

de Allah'a ibadet etmiş sayılacağı zannına kapılmışlardır. Melekler görünmez

varlıklar oldukları için de zamanla onların heykelini yapmışlardır. Diğer bazı­

ları, kendilerine Allah katında şefaat etmeleri için melek şeklindeki putlara

taptıklarını söylemişlerdir. Bur kısmı da, Allah'ın, yeryüzünün her bir bölge­

sinin idaresini, belli bir meleğe bıraktığını söylemişlerdir. Buna göre denizie­

rin idarecisi bir melektir, dağların idarecisi de bir başka melektir. Bunun gibi

bulutların, yağmurların, rızıkların, savaşların idarecisi de başka başka melek­

lerdir. Onlar buna inanınca, o meleklerin her biri için, özel bir put ve heykel

yapıp, böylece her puttan, ona uygun düşen tesir ve tedbirleri talep etmişler­

dir. Diğer bir kısım ise, süfli alemde bulunan kimseler olan insanların, yüce

alemde bulunduklarından dolayı meleklere tapmaları gerektiğine inanmışlar,

onların kendilerinin, Allah'ın da onların tanrısı olduğunu söylemişlerdir33 .

5. Putlara tapanlar, alemdeki her bölgeyi idare edenin, gökler aleminin

ruhlarından belli bir ruh olduğu inancını taşıyorlardı. Bundan dolayı bu ruh­

lara tapmışlar ve daha sonra onların heykellerini yapıp bu putlara tapmışlar­

dır34. Buna göre Putperestliğin menşei ruh inancı olmaktadır.

6. Eski toplumlarda bazı kimseler, kendi peygamberlerinin ve aralarında

yaşamış olan bazı salih kimselerin ölümlerinden sonra, onları çok sevdikle­

rinden ve kendilerini unutamadıklarından, aslında yollarını devam ettirmek

için, hatıralarına hürmeten her birinin heykelini yapmışlar, onlar yerine bu

heykellere saygı göstermeye başlamışlardır. Bunu yaptıkça onların Allah ka­

tında kendilerine şefaat edeceğine inanmışlar, zamanla bu durum unutulup

bu put ve heykellerin kendilerine tapınmaya başlamışlardır. Razi, bunun gü­

nümüzdeki benzerinin, salih kişilerin mezariarına hürmet etmek ve onların

kabirierine tazirnde bulunmak, böylelikle Allah katında kendilerine şefaat

edeceklerine inanmak olduğunu söyler35.

7. Bazan büyük bir kral veya toplum üzerinde etki bırakan büyük bir şah­

siyet öldüğünde, insanlar yine onları unutmamak ve hatıralarını anmak için

33 Razi, Tefsir, mtn. XIII.37 /tre. IX.507-508, mtn. XXV.254-255 1 tre. XV!ll.338-339, mtn.

XXV!ll.232 1 tre. XX.395; Razi, MaaJim Usuli'd-Din, Tah.S.Duğaym, S.59 / Tre.N.Macit, S.74-75. 34 Razi, Tefsir, mtn. XV!l.60 1 tre. XII.332. 35 Razi, Tefsir, mtn. ll.113/tre. ll.135, mtn. XV!l.60/ tre. Xll.332, mtn. XXX.143 /tre.

XXII.158.

44

Page 12: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

onların heykellerini ve putlarını yapmışlar ve zamanla onlara tapmaya baş­

lamışlardır36.

8. Eski zamanlardaki topluluklar içerisinde bulunan müneccimler-astro­

loglar, dünyadaki mutluluk ve mutsuzlukları yıldızlara nisbet etme yolunu

tutmuşlardır. Buna binaen, örneğin; bir felekte, enteresan bir büyüye elveriş­

li enteresan bir şekil tesadüfen meydana geldiğinde, onlar bu büyüyü öğren­

miş ve bu büyü yoluyla enteresan haller ve büyük neticeler elde etmişlerdir.

Böylece de herr büyüyü özel bir yıldızt ve özel bir burca uygun bir şekilde öğ­

renmiş ve uygulamışlar ve bu büyüler için uygun zamanı kollamışlardır. Bu

zamanı yakaladıklarmda, anısına birr put dikip, putu kutsamış, bu putlarm ve

heykellerin üzerine belirli büyüleri koymuşlar ve çeşitli zamanlarda yararlan­

ma isteğiyle onlara müracaat etmişlerdir. Zamanla bu durum onutularak put­

ların kendilerine tapınılmaya başlanmıştır37 •

9. Putperestler, taptıkları putlarmı, Müslümanların Allah'a ibadet ederken

Kabe'yi kıble edinip ona doğru yöneldikleri gibi, tanrıya ibadette mihrab ve

kıble edinmiş olabilirler. Ancak daha sonraları bu durum unutulmuş ve bu

putların kendilerine ibadet edilmeye başlanmıştır38 .

36 Razi, Tefsir, mtn. XXX.143-144 1 tre. XXII.158. 37 Razi, Tefsir, mtn. 11.113 1 tre. II.134-135; mtn. XVII.60 1 tre. XII.332; Razi, fVIaalim Usuli'd­

Din, Tah.S.Duğaym, S.59-60 1 TRe.N.Maeit, S.75. 38 Razi, Tefsir, mtn. Il.l 131 tre. II.135, mtn. XXX.144 1 tre. XXII.159.

45

Page 13: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

Görüldüğü gibi Razi, Putperestliğin ortaya çıkış sebebi ile ilgili birçok ihti­

mal saymakta, ancak bu konuda - bilhassa Arap Putperestliği konusunda -

birinci elden kaynak olan İbn Kelbi (ö. 206/820)'deki rivayetlere9 anlatma­

maktadır. Bununla beraber O da, peygamberlerin ve salih kişilerin heykelle­

rinin yapılıp onlara tapınılmasından söz etmektedir. Aynı konu, meşhur bil­

gin Biruni ( ö. 453/1061) tarafından da dile getirilmiştir40 •

Razi, Putperestlikle ilgili verdiği bu bilgilerle birlikte, Ortadoğu'da çok

meşhur olan Ba'l adlı puttan ve Arapların önde gelen putlarından da sözet­

mektedir. Arapların taptıkları putlardan aşağıda ilgili bölümde bahsedeceği­

miz için burada Ba'l hakkında verdiği bilgilere göz atmak gerekmektedir.

39 İbn Kelbi, putperestliği Hz. Nuh, İdris ve Şit devirlerine kadar çıkarmaktadır. İbn Kelbi'ye

göre, başlangıçta putlara tapma şöyle olmuştur: Hz. Adem vefat ettiğinde, Adem'in oğlu Şit'in

oğulları onu Hindistan' da, yeryüzüne ilk indiği yerdeki bir mağaraya gömmüşlerdi. Şit oğulları,

Adem'in mağaradaki mezarına giderler, ona saygı dönüşünde bulunurlar ve rahmet dilerlerdi.

Bunun üzerine Adem'in oğlu Kabil oğullarından biri dedi ki: "Ey Kabil oğulları, Şit oğullarının bir

kutlu taşı var, onun etrafında dönüyor, ona saygı gösteriyorlar, sizin bir şeyiniz yok". Sonra on­

lara bir put yaptı. Böylece o put yapanların ilki oldu. İbn Kelbi'de bu konuda ikinci bir rivayet

vardır. Bu rivayete göre de Kur'an'da Hz. Nuh'un kavminin putları olarak geçen Vedd, Suva Ye­

ğus, Ye'uk ve Nesr, dindar ve salih kişilerdi. Hepsi de aynı anda öldüler, ölümlerine yakınları ve

akrabaları çok üzüldüler. Bunun üzerine Kabil oğullarından biri dedi ki: "Size onların şeklinde

beş put yapayım mı, yalnız ruhlarını veremem". Yapmasını söylediklerinde, onlar gibi beş put

yaptı. Artık herkes kardeşine, yeğenine, amcasına geliyor, ona saygı gösteriyor, etrafında dönü­

yordu. Bu, bir kuşak boyunca sürdü. Bunlar, Yarad b.Mahla'Il b.Kaynan b.Anüş b.Şit b.Adem

çağında yapıldı. Sonra gelen diğer bir kuşak, bunlara öncekilerden çok daha fazla saygı göster­

di. Onlardan sonra gelen üçüncü bir kuşak da, "Bizden öncekiler bunlara muhakkak kendileri­

ne Allah yanında şefaat etsinler diye saygı göstermişlerdir" diyerek onlara tapmaya başladı. Ni­

hayet Allah onlara Hz. İdris'i peygamber olarak gönderdi. Onu tanımadılar. Sonra Hz. Nuh'u

gönderdi. Onu da tanımayınca tufan hadisesi oldu. (İbn Kelbi, Kitabu'J-Esniım, Putlar Kitabı

adıyla tre., Meyza Düşüngen, mtn. 32-33 1 trc.7-48). 40 Biruni, peygamberlerin, salihlerin ve meleklerin heykellerinin yapılıp onlara tapınılmasını

sosyo-psikolojik sebeplere bağlar. Biruni'ye göre örneğin; avamdan birine, Hz. Muhammed'in

Ka'be'nin resimlerini göstersek, sevinçlerinden ağladıklarını ve bu resimleri yüzlerine gözlerine

sürdüklerini görürüz. Sanki bizzat Hz. Muhammed'i görmüş veya hac ve umre yapmış gibidir. İş­

te peygamberler, salihler ve melekler adına heykel yapılmasına sebep, halktaki bu psikolojik te­

mayüldür. Bu putlar ve heykeller, sahipleri gözden kaybolduklarında, onların sevgi ve saygısını

kalplerde devam ettirmek için yapılmışlardır. Aradan uzun zaman geçince de, burdaki asıl se­

bep unutularak bu durum, sosyolojik bir gelenek haline almıştır. Hatta bu durum sonları, idare­

ciler tarafından hukuki bir zorunluluk haline getirilmiştir. (Biruni, et- Tahkik, 1.85,94,96).

46

Page 14: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

Razi, Kur'an'da Hz. İlyas'ın kavminin taptığı put olan Ba'l'den bahsedilen

Saffat suresi 123-126 ayetlerin41 tefsiri sırasında ilgili puttan sözetmiştir. Bu­

na göre Arap kavmi Menat ve Hübel gibi putları tanrı edindikleri gibi, Hz. İl­

yas'ın kavmi de Ba'l'i tanrı edinmişlerdi. Bu putun altından olduğu, yirmi zi­

ra' uzunluğunda, dört yüzlü bir put olduu söylenir. Bu puta 400 tane hizmet­

çi tayin etmişler ve bu hizmetçilerio her birini de peygamber kabul etmişler­

di. Şeytan'ın bu putun içine girerek bu hizmetçilerio kulağına çeşitli şeyler fı­

sıldayarak onları saptırdığı, onların da Şeytan'dan öğrendikleriyle insanları

saptırdıkları rivayet edilir. Bunlar, Şam diyarındaki Ba'lebek şehri sakinleri­

dir ve bu puttan dolayı bu şehir bu ismi almıştır42 •

Razi'nin Ba'l hakkında verdiği bilgiler bundan ibarettir. Kur'an'ın yanısıra

Eski Ahid'de de Ba'l'den bahsedilmektedir43• Bu yüzden batılı kaynaklarda

bu put hakkında çeşitli bilgiler bulunmaktadır44 • Ba'l'in, ataları Mezopotam­

ya'dan göçmüş olan Yemen halkının eski tanrıları arasında bulunduğu ve

41 "Doğrusu İlyas da peygamberlerdendiL Mililetine, "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mı­

sınız, yaradanların en iyisi olan, sizin de rabbiniz, önceki babalarınızın da rabbi bulunan Allah'ı

bırakıp da Ba'l putuna mı taparsınız", demişti. 42 Razi, Tefsir, mtn. XXV1.161 1 tre. XIX.8. 43 Tevrat, Sayılar 25; 1-5.: "Ve İsrail Şittim'de oturdu; ve kavm Moab kızları ile zina etmeye

başladı; ve kendi ilahlarının kurbaniarına kavmi çağırdılar; ve kavm yedi, ve onların ilahiarına eğildiler. Ve İsrail Baal-peora bağlandı; ve Rabbin öfkesi İsrail'e karşı alevlendi. Ve Rab Musa'ya

dedi: Kavmin bütün reisierini al, ve Rabbin kızgın öfkesi İsrail'den sönsün diye, onları güneşe

karşı, Rabbin önünde as. Ve Musa İsrail'in hakimlerine dedi: Her biriniz kendi adamlarınızı, Ba­

al-peor'a bağlanmış olanları öldürün". (Ayrıca bkz, Hakimler 6: 24-32,l.Krallar 18:21-40, Ho­

şea 2: 8,17). 44 Ancak bu bilgiler Razi'nin verdiği bilgilerden farklıdır. Bu bilgilere göre, sahip veya efendi

manasında ibranice bir kelimeden gelen Ba'l, Filistin'de hava ve bereket tanrısı idi. Tahıl tanrı­

sı Dago ile tanrıça El'in çocukları olan bu savaşçı tanrının eşi, bereket tanrıçası Astarte (Ashto­

reth-lshtar) ve en büyük düşmanı kuraklık ve ölüm tanrısı Mot idi. Baal'in Mot'u yok etmesi ile

yeryüzüne yeniden verimliliği getirdiği kabul edilir. Ba'l kültü bütün Akdeniz yöresine yayılmış­

tı, Kuzey samiriler arasında da çok yaygındı. Ba'l ismi diğer tannlara da ad olarak kullanılmış­

tır. Ba'l'ın evinin, Antakya'nın güneyinde Tsefon dağı olduğu söylenir. (William J. Fulco, "Ba­

al", Encyclopaedia of Religion, Ed. M.Eliade, 11.31; E.R.Pike, "Baal", Encyclopaedia of Religion

an Religions, $.41; S.G.F.Brandon, "Baal", Dictionary of Comparative Religion, S.124; A.R.Da­

vid, "Baal", Penguin Dictionary of Religion, S.59; G.E. Wright, "Baalism", an Encyclopaedia of

Religion, Ed.V.Firm, S.5; Allan Menzies, History of Religion, $.395).

47

Page 15: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

Araplar tarafından da bilindiği, meşhur "Hübel" putunun arapçada ismi işa­

retle "Ha Ba'l'' kelimesinin bozulmuş şekli olduğu da söylenir45 .

2. Arap Putperestliği

Razi, genel özellikleriyle Putperestlikten ve Putpesetliğin menşeinden söz

etmesinin yanında İslam öncesi Arap Putperestliğinden de yeteri kadar bah­

setmektedir.

Razi, Araplardan büyük bir kısmının putlara tapınakta olduğunu ve onla­

rın Allah katında kendilerine şefaatçı olduklarına inandıklarını zikretmekte­

dir46. Buna göre Arap Müşrikleri putlardan meded umuyor ve "bunlar Allah

katında bize şefaatçı olacaklardır", diyorlardı47 • Bu durumda Razi'ye göre de

putlara ibadet eden Araplar, aslında bir tanrının varlığını kabul etmekte, fa­

kat putları Allah'a ortak koşarak, onların Allah ile kendi aralarında vesile ve

şefaatçı olduklarını söylemekteydiler48•

Razi'nin zikrettiği, İslam öncesi Araplarındaki Allah inancına Kur'anh da

işaret etmektedir49• Ancak yine Kur'an, Araplardaki bu Allah inancının şirkle

karışık olduğunu da haber vermektedir50. Bununla beraber onlar, bir tehlike­

ye maruz kaldıklarında bütün putlarını unutmakta, "dinlerini tamamen Al­

lah'a has kılarak" ona yalvarmakta idiler5 ı. Toshihiko İzutsu, Araplardaki bu,

zor anlardaki bütün putları unutarak, hulus-u kalple Allah'a yalvarmaya, o

45 M.Şemseddin, "K.İ.Araplar ve Tedeyyünleri", S.151. 46 Razi, Tefsir, mtn. XIV.7 /tre. X.260. 47 Razi, Tefsir, mtn. X1.56 /tre. XIII.36, mtn. XXVII1,306 / tre. XX.528,mtn. XXVIII,308 6 tre.

XX.531. 48 Razi, Tefsir, mtn. XIV. 7 / tre. X,260, mtn. XI,56 / tre. VIII.36, mtn. XXVIII.306,308 /tre.

XX.528,531. 49 Ankebut 61 : "Onlara, gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren kim-

dir, dersen muhakkak Allah'tır, derler". (Ayrıca bkz, Zuhruf 87, Müminun 84-89.). 50 Yusuf 106 : "Orlardan çoğu Allah'a ortak koşmadan inanmazlar".

Zümer 3: "Biz bunlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye tapıyoruz". 51 Lokman 32 : "Dağlar gibi dalgalar insanları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kı­

larak ona yalvarırlar. Onları karaya çıkararak kurtardığında, içlerinden bir kısmı doğru yolda ka­

lır. Zaten ayetlerimizi bilerek ancak hain nankörler inkar eder". (Ayrıca bkz, Ankebut 65-66, Zü- · mer 8).

48

Page 16: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

anda yaşanan bir "geçici monoteizm" demektedir52.

Razi, Putperestliğin Arap yarımadasına girişini şöyle anlatmaktadır: Amr

b. Luhay kavminin başına geçip halkının yönetimini eline geçirdiğinde,

Ka'be'nin hizmetini de üzerine aldığı zaman, Suriye'deki Belka vadisine bir

yolculuk yapmıştır. Orada putlara ibadet eden bir topluluk görmüş, onlara bu

putlar hakkında sormuş, onlar da kendisine, "bunların yardım istenildiğinde

yardım eden, yağmur istenildiğinde yağmur veren tanrılar" olduğunu söyle­

mişlerdir. Amr, bu putlardan birini kendisine vermelerini istemiş, onlar da

kendisine Hübel isimli putu vermişlerdir. Amr da onu Mekke'ye getirip

Ka'be'ye koymuş, insanları ona ibadet etmeye çağırmıştır. Tarihçilere göre

bu olay İran kralı SabCır Zü'l-Ektat"3 zamanının başlarında olmuştur54 .

Razi'nin anlattığı bu olay, Arap Putperestliği konusunda birinci elden kay­

nak olan İbn Kelbi (ö. 206/820)'nin Kitabu'l-Esnam'ındaki bilgiyle uyuşmak­

tadır55. İbn Hişam (ö.b 218/833)56, Şehristani (ö. 548/1153?7 ve Biruni (ö.

453/1061 )58 de aynı olayı anlatmakta ve Arabistan'a Putperestliği getirenin

aynı kişi olduğunu belirtmektedirler.

Putperestliğin Arabistan'a girişinden bahseden Razi, Araplar arasındaki

belli başlı putlardan da söz etmektedir. Razi, bu putların isimlerini şöyle sıra­

lamaktadır:

Lat, Sakif kabilesinin Taif'te bulunan putu; Menat, Hüzeyl ve Huzaa kabi­

lelerinin Safa'daki putu; Uzza, Kinane oğullarının Mekke yakınlarında bulu­

nan putu; Vedd, Kelb kabilesinin DCımetu'l-Cendel'de bulunan putu; Suva',

Hüzeyl oğullarının ve Hemedan'ın putu; YeğCıs, Mazhic'ın putu; Ye'Cık, Mu-

52 Toshihiko İzutsu, Kur'an'da Allah ve İnsan, Çev. Süleyman Ateş, S.96-97. 53 İran krallarından olan Zü'l-Ektaf, M.310-379 yılları arasında yaşamış, Hıristiyanlara işken-

ce etmiş ve Bizans'la çeşitli savaşlar yapmıştır. (Bkz., Razi, Tefsir, tre. 11.137). 54 Razi, Tefsir, mtn. 11.1141 tre. 11.136-137. 55 İ.Kelbi, E.Esnam, mtn. S.7 1 tre. S.28. 56 Bkz., İbn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye, 1.77. 57 Bkz., Şehristani, el-Milel ve'n-Nihal, 11.233. 58 Bkz., G.Tümer, Biruni'ye Göre Dinler ve İslam Dini, $.228-229.

49

Page 17: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

rad'ın ve Mazhic oğullarının Hemedan'daki putu; Nesr, Himyer'deki Zü'l-Kila

boyunun putu; Hübel, Kureyş'in, Amr b. Luheyy'in Belka'dan getirdiği putu;

İsaf ve Naile, Arapların Safa ve Merve tepelerindeki putu idi59.

Razi'nin verdiği bilgilere göre Putperest Araplar putlarını dişi isimleri ile

adlandırırlardı. Nitekim Lat, Menat ve Uzza müennes (dişi!) kelimelerdir. Lat,

Allah kelimesinin müennesidir. Uzza ise Aziz kelimesinin müennesidir. Bu

açıklamalarına ilaveten Razi; Hasan Basri'nin, "Araplardan her kabilenin,

kendisine taptığı bir putu olduğunu, o putlarına falanca oğullarının dişisi, de­

diklerini" söylediğini ifade etmektedir60. Kur'an'da da Arapların, putlarının Al­

lah'ın kızları olduğunu söylediklerini ifade etmiş ve bunu şiddetle eleştirmiş~

tir61 .

Razi, Lat'ın Allah kelimesinin müennesi olmasından başka Sakif kabilesi­

nin Taif'te bulunan putunun adı olduğunu 62 ve insan şeklinde tasvir edildi­

ğini63, Menat'ın hazrec'lilerin Yesrib'deki putu olduğunu söylemektedir64. Ay­

nı zamanda bu put Razi'ye göre Hüzeyl ve Huza'a kabilelerinin de putuydu,

onların bu putu bir kaya parçası şeklinde idi ve Safa'da bulunmaktaydı65 .

Razi, Uzza'nın, Kinane oğullarının Mekke yakınlarında bulunan putu oldu­

ğunu66 belirtmekte ve kendisine tapınılan bir ağaç olduğunu ifade etmekte­

dir67. Razi devamla bu putun yıkılışından da bahsetmektedir. Hz. Muhammed

Halid b. Velid'i göndermiş, o da o ağacı kesmiştir. Derken içinden başı açık,

saçı başı dağınık, başına vuran ve çığlıklar koparan ve lanetler savuran bir

59 Razi, Tefsir, mtn. 11.114 1 tre. 11.137, mtn. XI.46 1 tre. VIII.319, mtn.XXXVIII.295-296 1 tre. XX.509-510; mtn.XXX.144 1 tre. XXI1.159.

60 Razi, Tefsir, mtn. XI.46 1 tre. VIII.319. 61 Necm, 19-22 : "Ey inkarcılari Şimd La., Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın

ne olduğunu söyler misiniz? Demek erkekler sizin, dişiler Allah'ın öyle mi? Öyleyse bu haksız bir paylaşma".

62 Razi, Tefsir, mtn. 11.114 1 tre. 11.137, mtn. XXVIII.295 1 tre. XX509 .. 63 Razi, Tefsir, mtn. X:VIII.296 1 tre. XX.510. 64 Razi, Tefsir, mtn. 11.114 1 tre. 11.137. 65 Razi, Tefsir, mtn. XXVIII.296 1 tre. XX.510. 66 Razi, Tefsir, mtn. 11.1141 tre. 11.137. 67 Razi, Tefsir, mtn. XXVIII.296 1 tre. XX.510.

so

Page 18: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

dişi şeytan çıkmıştır. Halid onu öldürmüş ve öldürürken şu şiiri okumuştur:

"Ey Uzza, terkoluodun ve sana aman yok.

Muhakkak ki ben, Yüce Allah'ın seni hor ve hakir kıldığını gördüm".

Sonra Halid Hz. Muhammed'in yanına dönmüş ve ona gördüğünü anlat-

mıştır. Bunun üzerine Hz. Muhammed "O Uzza'dır, artık bir daha ona tapınıl­

mayacaktır" buyurmuştur68 • Aynı olay, daha geniş bir anlatımla İbn Kelbi (ö.

206/820)'de de geçmektedir69•

Razi yukarıda geçtiği üzere Hübel'in, Kureyş'in Amr b.Lühey'in Belka'dan

getirdiği putu olduğunu söylemekle yetinmiş, İsaf ve Naile'nin de Safa ve

Merve tepelerinde bulunduğunu söylemekle yetinmiş, bunun ötesinde fazla

bilgi vermemiştir.

Razi, Necm suresi 19-20 ayetlerinde70 geçen Lat, Uzza ve Menat'ın yanın­

da Nuh 23 ayetlerinde71 geçen ve aslında Nuh kavminin putları olan Vedd,

Suva, Yeğüs, Ye'ük ve Nesr'i de söz konusu etmekte, onların nasıl olup da

Araplara intikal ettiğini sormakta ve bu konuda bir problem olduğunu söyle­

mektedir. Çünkü tufan zamanında dünya harab olmuş, her şey tahribata uğ­

ramıştır. Bu putların tufandan geri kalıp Araplara intikali nasıl olmuştur? Tu­

fandan zarar görmemeleri için Hz. Nuh'un bunları gemiye alması lazımdır ki,

bu da mümkün değildir72 • Razi, bu problemi söz konusu etmekle beraber7\

yukarıda geçtiği üzere bu putların ait oldukları kabileleri söylemekte ve on-

56 Razi, Tefsir, mtn. XXVIII.296 1 tre. XX.510. 69 İbn Kelbi, K.Esnam, mtn. 16-17 1 trc.35. 70 "Ey inkarcılari Şimdi Lat, Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın ne olduğunu

söyler misiniz?". 71 "İnsanlara, "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Vedd, Suva', YeğCts, Ye'Ctk ve Nesr putlarından

asla vazgeçmeyin", dediler. 72 Razi, Tefsir, mtn. XXX.144 1 tre. XX11.159. 73 İbn Kelbi'nin Razi'nin söz konusu ettiği bu probleme açıklık getirmeye çalıştığını görüyo­

ruz. Buna göre tufan yükselip bütün yeryüzünü kapladıktan sonra sular bu putları Navz dağın­

dan aşağı atmıştır. Akıntı, dalgalar ve suların yükselmesi bölgeden bölgeye artarak sonuçta bu

putları Cudda bölgesinde karaya fırlatmıştır. Sonra sular çekilmiş, bunlar da karada kalmışlar­

dır. Rüzgar kumları sürüklemiş ve kumlar da bu putların üzerierini örtmüştür. Daha sonra Arap­

lar bunları bulmuş ve benimsemiş olmalılar. (İbn Kelbi, K.Esnam, mtn. 33 1 tre. 48).

51

Page 19: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

lar hakkında diğerleri gibi açıklayıcı bilgi verme yoluna gitmemektedir.

Razi, Arapların taptıkları putların önde gelenlerini zikretmekle birlikte bel­

li başlı iki puthaneden de söz etmektedir. Razi'ye göre, Dahhak'ın San'a şeh­

rinde Zühre yıldızı adına inşa ettiği "Öumdan" mabedi, puthanelerin meşhur­

larındandır. Hz. Osman tarafından yıkılmıştır. İran hükümdan Menuşehr'in ay

adına inşa ettiği "l'levbahar-ı Belh" isimli puthane de, dünyaca meşhur put­

hanelerdendir74. Razi'nin zikrettiği bu pathaneler aynen Şehristani ( ö.

548/1153)'nin el-Meli'l-ve'n-nihal'inde de yer almaktadır75 . Daha sonraki

geç devir çalışmalarına da aynı şekilde yansıdığı görülüyor76.

Sonuç

Görüldüğü üzere Razi, Putperestliği "mutlak din - mukayyed din" ayırımı

içerisinde mukayyed manada din olarak kabul etmiş ve hem genel Putpe­

restlik, hem de Arap Putperestliği hakkında etraflı bilgiler vermiştir.

Razi'nin verdiği bilgiler, bizzat isimlerini zikrettiği Ebu Zeyd el-Belhl ( ö.

340/952) ve Ebu Ma'şer Ca'fer b. Muhammed el-Müneccim el-Belhl (ö.

272/886) gibi önde gelen İslam bilgilenlerinin eserlerine dayandığı gibi, özel­

likle İbn Kelbi (ö. 206/820), Şehristani (ö. 548/1153) ve Biruni (ö.

453/1061) gibi bilginlerle de uyuşmaktadır. Bunun yanında Razi, filozof-ke­

lamcı özelliğine bağlı olarak akıl yürütme yoluyla da bilhassa Putperestliğin

menşei problemini çözmeye çalışmaktadır.

Bununla birlikte, puta tapıcılığın kaynağını yıldızlara ibadete bağlayan gö­

rüşü izah ederken bunların Harran Sabiileri olduğunu söyleyerek, Putperest

Harraniılan Sabii olarak gösterme noktasında kendisinden önceki İslam bil­

ginlerinin yanılgısına düşmüştür.

Razi'nin, Putperestlik ile ilgili bilgileri ve değerlendirmeleri günümüz araş­

tırıcıları için de belli bir değeri ifade etmektedir. Bunların, günümüzde geniş

halk kitleleri arasında dolaşan Putperest kaynaklı örf ve adetlerin sağlıklı bir

zeminde değerlendirilmesine yardımcı olacağını ümid etmekteyiz.

74 Razi, Tefsir, mtn. 11.114/ tre. 11.137. 75 Şehristani, el-Milel ve'n-Nihal, 11.234. 76 Feyyumi, Fi'l-Fikri'd-Dini'l-Cahili, S.226.

52

Page 20: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

KAYNAKLAR

Kur'an-ı Kerim

Kitab-ı Mukaddes

Biruni, Ebu Reyhan, Kitabu't-Tahkik ma li'l-Hind, Alemu'l-Kütüb, Beyrut

1377/1985.

Brandon, S.G.F., Dictionary of Comparative Religion, Great Britain 1970.

David, A.R., "Baal", The Penguin Dictionary of Religions, Ed. John R. Hin­

nels, Penguin Books, New York 1984.

Feyyumi, Muhammed İbrahim, Fi'l-Fikri'd-Dini'l-Cahili, Daru'l-Maarif,

Kahire trz., 1406/1982.

Fulco, William J., "Baal", Encydopaedia of Religion, Ed. M. Eliade, New

York 1987.

Günaltay, M. Şemseddin, "Kable'l-İslam Araplar ve Tedeyyünleri", Daru'l­

Fünun İlahiyat Fakültesi Mecmuası, Sayı: 3, İstanbul 1026.

Gündüz, Şinasi, "Kur'an'daki Sabiilerin Kimliği Üzerine Bir Tahlil ve De­

ğerlendirme", Türkiye 1. Dinler Tarihi Araştırmaları Sempozyumu, 24-25

Eylük 1992, Samsun 1992.

Gündüz, Şinasi, Sabiiler Son Gnostikler İnanç Esaslan ve ibadet/eri, Vadi

Yayınları, Ankara 199 5.

İbn Hazm, Ali b. Ahmed, Kitabu'l-Fasl fi'l-Milet ve'l-Ahva ve'n-Nihal, Da­

ru'l-Ma'rife, Beyrut 1395/1975.

İbn Hişam, es-Siretu'n-Nebeviyye, Tah. M.es-Sekka-İ.el-Ebyari-A.eş-Şel­

bi, Mısır 1375/1955.

İbn Kelbi, Kitabu'J-Esnam, Putlar Kitabı adıyla çev. Beyza Düşüngen,

Ank. Ünv. ilahiyat Fakültesi Yayınları, Ankara 1969.

İzutsu, Toshihiko, Kur'an'da Allah ve İnsan, Çev. Süleyman Ateş, Kevser

Yayınları, Ankara trz.

Menzies, Allan, History of Religion, London 1911.

Pike, E. Royston Encyclopaedia of Religion and Religions, London 1951.

Razi, Fahruddin, ltikadatu Fırakı'l-Müslümin ve'l-Müşrikun, Neşr. Ali Sa-

mi en-Neşşar, Daru'l-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 1402/1982 / Neşr. Taha Ab-

53

Page 21: Dinler Tarihi Araştırmaları-II - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D075059/2000/2000_ISIKH.pdf · "Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157. 38 . dar yayılmaması ve şimdiye

durrauf Sa'd-Mustafa Hıvarl, Mektebetü'l-Külliyati'l-Ezheriyye, Kahire

1398/1978 1 Neşr. Muhammed el-Mutasım Bilah el-Bağdadi, Daru'l-Kütü­

bi'l-Arabi, Beyrut 1407/1986.

Razi, Fahruddin, Hadaiku'l-Envar fı Hakakı'l-Esrar, Süleymaniye; Ayasaf­

ya 1753, 168-169 a 1 Raşit Efendi 1131, 153-154 a 1 Es'ad Efendi 2559, 96

a- 97 a.

Rfız'l Fahruddin, Ma'alim Usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, Daru'l-Fikri'l-Lub­

nani, Beyrut 1992 1 İslam İnanemın Temel Konuları adıyla tre. Nadim Macit,

İhtar Yayıncılık, Erzurum 1996.

Razi, Fahruddin, Mefiitlhu'l-Gayb (et Tefsiru'J-Kebir), el-matbaatu'l-Be­

hiyye, Kahire trz. /Tre. S. Yıldırım-L.Cebeci-S.Kılıç-S.Doğru, Akçağ Yayın­

ları, Ankara 1988-1995.

Sarıkçıoğlu, Ekrem, "Kur'an'a Göre Müşrikler ve Putperestler", İslami

Araştırmalar Ankara Temmuz 1996.

Şeyristani, Muhammed b. Abdilkerim, eJ-MjJ]eJ ve'n-Nihal, Tah. Muham­

med Seyyid Geylani, Kahire 1386/1976.

Tümer, Günay, Biruni'ye Göre Dinler ve İslam Dini, DİB Yayınları, Anka­

ra 1986.

Wright, G. Ernest, "Baalism", An Encyclopaedia of Religion, Ed. V. Firm,

Patterson New Jersey .1959.

54