diyanet cocuk

Upload: turd-ferguson

Post on 06-Jul-2018

247 views

Category:

Documents


6 download

TRANSCRIPT

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    1/52

     “Alla h'ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl, bizi Ramazan ayına kavu ştu r.”

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    2/52

    Merhaba ......................................................1

    Kutup Yıldızı ................................................2-3

    Şehitlerimizden Allah Razı Olsun...............4-5

    Kur’an Hazinesini Keşfe Çıkıyoruz ........6-7

    Zehra ...........................................................8-9

    Peygamberler Yolu ....................................10-11

    Kutü’l Amâre Zaferi .................................12-13

    Yarışan Damlalar .......................................14-15

    Kalp Aynası .................................................16-17

    Renkli Dünyamın Sesi ...............................18-19

    Gülce ............................................................20-21

    Kandil Simidi...............................................22-23

    Burçin ile Burhan .......................................24-25

    Kale Mahallesi Afacanları .......................26-27Bu Ay Ne Olmuş? ......................................28

    Bulmacayı Çöz Sureyi Bul ........................29

    Yeşilcan’ın Maceraları ..............................30-31

    Pencerenin Bir Günü .................................32-33

    Allame Nine ................................................34-35

    Raptiye.........................................................36-37

    Müezza ........................................................38

    Atölye ..........................................................39

    Gönlümüze Taht Kuranlar ........................40-41

    Kelime Yap-Boz ..........................................42

    Çözmece ......................................................43

    Çakıl Taşları................................................44

    Çengel Bulmaca ...........................................45

    Sizden Gelenler .........................................46-47

    Bulmaca Çözümleri ....................................48

    22-23

    2-3

    6-7

     14-15

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    3/52

    Merhaba

    Artık bahar geldi. Çiçekler tomurcuklandı, dağlar ovalar yeşile boyandı.

    Baharla birlikte ümitlerimiz artarak devam ediyor.

    Bu ay, üç aylar diye anılan Recep, Şaban ve Ramazan aylarından Recepayı başlıyor. Üç ayların rahmet ikliminde neşeli bir zaman dilimine giriyo-ruz. Bu güzel mevsimde huzur sokağında manevi şenlikleri izleyeceğiz.

    Bu mevsim en güzel kelebekler kozalardan çıkarak kanatlanıp uçacak.Uçarken hürriyetin tadını çıkaracak.

    Bu ay tüm çocuklar, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda geleceğinbüyükleri olduklarını hissetmenin gururunu yaşayacaklar.

    Bu ay müminler, Kutlu Doğum ilahileri okuyacak. Efendimizin doğumunu

    coşkuyla anacak.Bu sayımızda; üç aylar, Kutlu Doğum ve Osmanlı’nın son zaferi gibi çok

    önemli ve biribirinden güzel konular var. Yine düşündüren yazılar, baharrenkli çizgiler ve bulmacalar yer alıyor.

    Dergimizle birlikte verdiğimiz “Sorulu Cevaplı Dini Bilgiler” hediyekartlarımızı biriktiriyorsunuz değil mi? Hatırlatalım, istedik.

    Bir sonraki sayımızda buluşana kadar hayırlı okumalar.

     Abone ŞartlarıYurt içi yıllık: 48 TL, Yurtdışı yıllık: ABD için 25 ABD Doları,Avrupa Birliği ülkeleri için 24 Euro, Avustralya için 40Avustralya Doları, İsveç ve Danimarka için 200 Kron,İsviçre için 40 İsviçre Frangı. Abone kaydı için ücrenDöner Sermaye İşletme Müdürlüğü’nün T.C. Ziraat BankasıAnkara Kamu Girişimci Şubesi IBAN: TR 08 000 1 00 25 330599 4308-5019 no'lu hesabına yarılması ve makbuzunfotokopisi ile aboneliğin hangi sayıdan başlayacağını

    bildirir bir mektubun, "Diyanet İşleri Başkanlığı - DönerSermaye İşletme Müdürlüğü, Üniversiteler MahallesiDumlupınar Bulvarı No:147/A 06800 Çankaya/Ankara”adresine gönderilmesi gerekir.

    Yayın Türü: Aylık, Yerel, Süreli Yayın, Diyanet Çocuk Dergisi (Türkçe)

    Basım Tarihi: 18.03.2016

    Basım Yeri: Ankara

    İllüstrasyon: Orhan AkcanTasarım: Bedirhan Akcan

    BaskıKorza Yayıncılık Basım San. ve Tic. A.Ş.Tel: O 312 342 22 08Faks: 0 312 341 14 27www.korzabasim.com.tr

    Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel SalmanSorumlu Yazı İşleri MüdürüDr. Faruk GörgülüMali İşler ve Dağım SorumlusuMustafa BayraktarYayın Koordinatörleri Esma Güner - Hasan YıldırımTashihSaid Şan

    Kart Sorularını Hazırlayan:Zeynep Aknar

    İleşimDiyanet İşleri BaşkanlığıÜniversiteler Mahallesi DumlupınarBulvarı No: 147/D 06800 Çankaya / AnkaraTel: (0312) 295 86 01/71 48Faks: (0312) 295 61 92e- posta: [email protected]  facebook.com/diyanetcocukdergisi  twier.com/DiyanetCocuk

    Men ve çizgilerin sorumluluğu yazar ve çizerlerine air.

    Milli Eğim Temel Kanunu (16.6.1983 gün ve 28442 sayılı

    Kanunu'nun 15'inci Madde ile Değişik 55’inci maddesininikinci krası gereğince) Başkanlığımız yayınlarının öğrenci-lere tavsiyesinde bir sakınca yoktur.

     Abone İşleri Tel: (0312) 295 71 96-97Faks: (0312) 285 18 54e-posta:  [email protected]

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    4/52

    Musa Mert 

    P eygamber Efendimizin (s.a.s.) zamanında insanların bir kısmı yerleşik hayat

     yaşardı. Bunlara şehirli denirdi. Diğ er bir kısmı ise çölde göçebe hayatı yaşardı. Bunlara da bedevi denirdi. Şehirliler, çoğ unlukla ticaretle ve ekim dikime uygun yerlerde tarımla geçinirdi. Bedeviler ise ticaret yanında, hayvancılıkla geçimini sağ lardı.Ç ölde göçebe hayatı yaşayan 

    insanlardan biri de Z âhir bin Haram el-Eşcai adında bir adamdı. Bu adam Peygamberimizi çok severdi. Medine’ye her gelişinde, çölde yetiştirdiğ i hayvanların ürünlerinden Peygamberimize hediyeler getirirdi. Bundan dolayı Z âhir, 

    “Hediyeci” diye anılırdı. Şehirden çöle 

    döneceğ i zaman, Peygamber Efendimiz de onu boş göndermez, heybesini hediyelerle ağ zına kadar doldururdu. Sonra da, — Z âhir bizim çölümüz, biz de onun 

    şehriyiz, buyururdu.Kısa boylu olup görünüm itibariyle de 

    pek alımlı olmayan Z âhir’i Peygamber Efendimiz çok severdi. Ç ünkü o, dış görünüşe değ il, kalplere ve davranışlara değ er verirdi. Z âhir bin Haram’a duyduğ u yakınlık sebebiyle zaman zaman onunla 

    şakalaşırdı.Günlerden bir gün Z âhir, her zamanki gibi çölden getirdiklerini pazarda satmakla meşguldü. O sırada Peygamber Efendimiz de pazardaydı. Z âhir’i gördü. Arkasından sessizce yaklaştı. Aniden kucakladı.

    ÇÖL V E ŞEHİR 

    2 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    5/52

    Pe ygamberimiz ona ö yle sıkı sarılmıştı 

    ki, Zâhir bir türlü geri dönemi yor, 

    kendisini kucakla yanın kim olduğunu 

    göremi yordu.

    — Kimsin sen? Bırak beni, di yerek 

    kurtulmak için çabalama ya başladı.

    Göz ucu yla bakınca, şaka yı  yapanın Pe ygamber Efendimiz olduğunu anladı. 

    Rahatladı. Efendimizin ona bu şekilde 

    takılması hoşuna gitmişti. Çabalama yı 

    bırakıp, sırtını Pe ygamber Efendimizin 

    göğsüne i yice yasladı.

    Zâhir’in bu dostane hareketinden 

    hoşlanan Pe ygamber Efendimiz bu 

    sefer,— Bu köle yi benden kim satın alır, 

    di ye seslendi.

    Bö yle sö ylemekle Pe ygamberimiz 

    a ynı zamanda onun, Allah’ın kulu, kölesi 

    olduğuna vurgu  yapı yor, Zâhir’e iltifat edi yordu.Pe ygamber Efendimizin bu sözü 

    üzerine Zâhir bo ynunu büktü. Hüzünlü 

    bir şekilde şö yle dedi:

    — Satılığa çıkardığınıza göre beni 

    değersiz bulu yorsunuz e y Allah’ın Resulü, dedi. Bunun üzerine 

    Pe ygamber Efendimiz,

    — Ha yır! Sen, Allah 

    katında çok kıymetlisin, bu yurdu.Allah’ın Pe ygamberinin 

    dilinden du yduğu bö ylesine bü yük bir mü jde karşısında Zâhir, çok mutlu oldu.

    3Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    6/52

    4 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    7/52

     5Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    8/52

    F atma Bayraktar Karahan

    Kur ’ an HazinesiniKeşfe Çıkıyoruz

    Rengârenk çiçeklerin kokuları baharın tatlı esintisine 

    karışı yor, yem yeşil dağlarda  ya yılan ko yunlar, keçiler,  yeni 

    doğan kuzularla kö y pek neşeli, coşkulu bir hâl alı yordu.Mehmet, taze otları  yi yebilsinler diye ahırlardakiha yvanları topla yıp okul sonrası kö ydeki diğer çocuklar 

    gibi dağlara gelmişti. Kö yün en güzel zamanları başlamıştı işte. Soğukların bitişi ve baharın gelişi 

    ile kö y a yrı bir güzelleşir, çocuklar geç saatlere kadar bir  yandan o yun o ynar,bir  yandan onlara düşen görevleri yaparlardı. Ha yvanlara çobanlık etmek 

    de kö yün çocuklarına dönüşümlü olarak 

    düşmekte ydi. Her çocuk birkaç arkadaşı ile bu görevi severek  yerine getirir, akşam evine görevini yerine getirmenin mutluluğu ile dönerdi. Yine bö yle bir gündü işte. Mehmet ve birkaç arkadaşı dağda  ya yılan ha yvanları kolaçan ediyor, özellikle kuzulardan ve oğlaklardan tehlikeli 

     yerlere gidenleri engelliyor, ama bir  yandan da o yun o ynu yorlardı. 

     E N  G Ü Z E L  Ö R N E K

    6 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    9/52

    Mehmet, dedesinden bazı pe ygamberlerin çobanlık 

     yaptığını du ymuştu. Bu işin önemli olduğu bundan belliydi işte, 

    di ye düşünü yordu ki oldukça kötü, tiz bir ses du ydu. Çığlıktan 

    zi yade ince sesli birinin alabildiğine kontrolsüzce bağırmasıydı bu. Bir an irkildi, şu güzelim tabiatta ne çirkin, ne sevimsiz bir 

    bağırma! Üstelik devam edi yordu ve sö yledikleri de bu sesin 

    tizliği kadar çirkindi. Mehmet’in sesin geldiği yönü anlaması

    ve olanları fark etmesi uzun sürmedi. Arkadaşlarından biri

    bir başkası yla kavga ya tutuşmuş, ona bağırıp duru yordu. 

    Mehmet bir şe yler yapması gerektiğini düşündü ve çocuklara 

    doğru koştu. Sesi çok çıkan ve kötü sözler sö yle yen, biraz 

    daha bü yüktü diğerinden ve Mehmet ne sö ylese kavga ya 

    onu da dâhil edecekti bu çocuk. Ne zor iş, insanların arasını 

    düzeltmek, onları barıştırıp sakinleştirmek diye düşündü Mehmet. Ahzâp Suresi’ndeki a yeti hatırladı bir an: “Andolsun, 

    Allah'ın Resulünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe 

    kavuşma yı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel 

    bir örnek vardır.” Ah keşke Pe ygamberimizin ha yatını daha 

    deta ylı öğrense ymişim diye düşündü Mehmet. Kavga edenlerin 

    arasını nasıl düzelttiğine dair bir şe yler öğrenirdi bö ylelikle 

    belki. Hem Allah, en güzel örnek olarak bize onu gösteri yordu.

    Mehmet düşüncelere dalmışken sesler azaldı, uzakta tehlikeli bir tarafa giden oğlağın peşine koştu hepsi. Mehmet gülümsedi kendi haline, daha kavga yı nasıl a yıracağını bilemeden çocuklar a yrılmıştı bile. Ama önemli bir şe y öğretmiş ve hatırlatmıştı bu ola y Mehmet’e. En güzel örnek olan Pe ygamberimizi yakından tanımalı ydı…

    7Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    10/52

    8 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    11/52

     9Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    12/52

    Macera dolu geçen kampın ilk gecesinde, kamp ateşini yakmıştı üçkafadar! Yıldızlar ne kadar parlak ve ateş ne kadar güçlüydü!Ateşe birkaç odun daha atmak isterken, elini yakan Serdar:

    "Ayy!" diyerek çekti elini hemen. "Çok dikkat etmeliyiz, en ufak birihmalimizde, şu ormanı bile yakıp küle çevirebilir bu ateş!" dedi acıyla yüzünü buruşturarak. "Evet ama, ateşin yakmadığı zamanlar da var!" dedidüşüncelere dalan Ömer. Anlatmaya başladı sonra, kendisine şaşkınlıklabakan arkadaşlarına:

    "İlk gençlik yıllarındaydı Hz. İbrahim. Çevresindeki insanlar Allah'ıunutmuş, yıldızların kutsallığına inanmış ve onları temsilen putlar yapmışlardı. Ülkenin kralı Nemrut ise, kendisini ilah ilan etmiş ve halkıda buna inandırmıştı. Bu inanışlardan uzak duran ve yanlış olduklarınainanan Hz. İbrahim, halkına doğruları anlatmak, onları uyarmakistiyordu. Halkın dinî bir bayram olarak kutladığı özel günlerinde,şehirden uzaklaşmalarını fırsat bilerek puthaneye gitti bir gün. Oradakibütün putları tek tek kırdıktan sonra, elindeki baltayı boynuna astı enbüyüğünün! Kutlamadan dönen halk, dehşete düştü gördükleri karşısında!Bunu yapabilecek tek bir isim geliyordu akıllarına, putlar hakkındasürekli olumsuz konuşan ‘İbrahim’. Arayıp buldular İbrahim’i

    ve hesap sordular ona. O ise, "Belki de, şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşurlarsa sorun bakalım onlara!”diye cevapladı, boynunda balta asılı putu göstererek.Putların konuşmalarının ve hareket etmelerinin mümkünolmadığını söylediklerinde, beklediği cevabı almışolmanın memnuniyetiyle: "Ben, size gönderilmiş İbrahimPeygamberim! Kendilerini bile koruyamayan putlar, ilaholamaz. Bizi yaratan Allah'ı bırakıp, bu taş parçalarına mı inanıyorsunuz?Allah birdir, O'na inanın!" diye hakkı anlattı onlara.

    Acımasız Kral Nemrut, olanları öğrenmiş, yanına getirtmişti Hz.İbrahim'i! Ve emretmişti kendisine secde etmesini! "Ben, Allah'tanbaşkasına secde etmem" cümlesi yankılanınca sarayda, "Nasıl bir Allah'ainanıyorsun sen?" diye sormuştu Nemrut öfkeyle. "Benim Rabbimhayatı veren ve alandır." cevabını aldığında ise, bunu kendisinin de

     ATEŞİN YAKMADIĞI PEYGAMBER:HZ. İBRAHİM (A.S.)Derya Yöney

     10 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    13/52

     yapabileceğini iddia etti Nemrut.Zindandan iki kişi getirterekbirini öldürdü, diğerini ise serbestbıraktı ve "Bak! Ben de öldürdüm vedirilttim!" dedi kahkahalarla. "Benim

    Rabbim, Güneş'i doğudan doğdurur.Gücün yetiyorsa sen de batıdandoğdur!" deyince İbrahim Peygamber,iyice sinirlendi Nemrut! Hz. İbrahim'i yakarak cezalandırmaya karar verdi.Büyük bir ateş yaktırarak, metrelerce yükseklikten bir mancınıkla ateşefırlattılar İbrahim Peygamberi.

    "Allah'ım! Sen yerde de göktede teksin. Allah bana yeter."

    diyerek dualar ediyordu Hz.İbrahim. Bu esnada,"Ey ateş! İbrahim'e

    karşı serin ve selametli ol." buyurduAllah ve Hz. İbrahim'i yakmadı oalevli ateş! Ateşin İbrahim'i yakıp külettiğini görmek için günlerce beklediNemrut. Ancak nale bir bekleyişti

    bu..."Yıldızlar bir yandan, ateş bir

     yandan, karanlık geceyi aydınlatmayadevam ederken; dinledikleri kıssa dazihinlerini ve kalplerini aydınlatmıştıüç arkadaşın. İman etmek böyleydiişte, en karanlık zamanlarda bileinananları aydınlatan ve güvendehissettiren bir duyguydu.

     11Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    14/52

    Hasan  Y I LD I R IM G ö k k

     u şa ğ ı

    Dicle Nehri, her zamanki gibi kendi halinde akıpgidiyordu. Her akşam gün batımı, kenarında yaşayan çocukları selamlamayı unutmuyordu.

    Dicle kenarında Kutü’l Amâre denilen bir yervardı. Burası Bağdat'ın 170 km. güneyinde şirinbir Osmanlı kasabasıydı. Buranın çocukları ileDicle arasında derin dostluklar vardı. O yüzdenKutü’l Amâre’nin çocukları da her akşam Dicle’yiselamlamadan evlerine girmezlerdi.

    I. Dünya Savaşı’nın sürdüğü yıllardı. Düşmanlar,Osmanlı topraklarının her yanını işgal etmeyebaşlamışlardı. İngilizlerin gözünü Kutü’l Amâre’yediktiği söyleniyordu.

    1915 yılının Eylül ayıydı. Etrafta yabancı askerlergiderek çoğalmıştı. Bölgede düşman birliklerininburadan Bağdat’a ilerleyeceği söylentileridolaşıyordu. 23 Kasım günü İngiliz Tümeni Bağdat’agirmeye çalışırken Selmanpak denen yerdedurdurulmuş, geri çekilirken güvenli buldukları Diclekenarındaki bu kasabaya sığınmışlardı.

    100. YılındaKutü’l Amâre ZAFERİ

    Halil Paşa

     12 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    15/52

    Kutü’l Amâre kasabasının çocuklarışimdi daha da üzgündü. Kasabalarındadüşmanların gezmesinden rahatsızoluyorlardı. Bölgenin bir an evvelişgalcilerden temizlenmesi gerekiyordu.Kutü’l Amâreyi kuşatma görevi;Osmanlı’nın Irak ve Havalisi KomutanıMiralay (Albay) 'Sakallı' NurettinBey'e verildi. Nurettin Bey, birlikleriyle27 Aralık'ta kasabayı kuşattı. İngilizlerKutü’l Amâre kuşatmasını kırmak içinvar gücüyle saldırdı. Savaşta karşılıklıçok zayiat verildiğinden, taraar birara geri çekilme kararı aldı. MiralayNurettin Bey’den sonar görevi Mirliva

    Halil Paşa devraldı.Kuşatma sürdükçe İngilizler

    ve yanlarında yer alan İtilafaskerleri barınamaz oldu. Sonundadayanamayarak Osmanlı Kuvvetleri'neteslim oldular. Halil Paşa, Kutü’lAmâre Zaferi’nden sonra 6. Ordu'yaşöyle seslendi: “Arslanlar! BütünOsmanlılara şeref ve şan, İngilizlere

    kara meydan olan şu kızgın toprağın

    güneşli semasında, şehitlerimizinruhları sevinçle gülerek uçarken, bende hepinizin pak alınlarından öperekcümlenizi tebrik ediyorum.

    ... Tarih bu olayı yazmak için kelimebulmakta güçlük çekecektir. İşteOsmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığıbirinci zaferini Çanakkale'de, ikincizaferini de burada görüyoruz…”

    Kut kasabasının çocukları, Osmanlı’nınson zaferine şahit oldular.

    Savaş sonunda Halil Paşa, Kutü’lAmâre Zaferi nedeniyle Kut soyadınıaldı.

    Daha sonra, şehit olanlar içinkasabada Kut Türk Şehitliği yapıldı. Buzafer uzun yıllar kutlandı.

    Bu ay bu zaferin 100. yılı.Ecdadımızı dualarla yad edelim.

    Dicle kenarlarının huzur içindekalması için canını verenşehitlerimizi rahmetle analım.

     13Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    16/52

    Babasının sürprizi Ömer’i çoksevindirmişti. Yarın amcasınıziyarete gideceklerini söylemişti.Ömer, amcasıyla oğullarınıçok seviyordu. Nice zamandırözlediği amcaoğulları Ahmetve İsmail’i görecekti. Onlarlaoyunlar oynayacak, hoşça vakit

    geçirecekti. Yüzü gülüyordu. O,bu kıpır kıpır haliyle babasınateşekkür ediyordu. Hemen yarınolsa, diyordu içinden. Ertesi günolmuştu. Beklediği an gelmiş,arabalarına binmişti sonunda.

    Gidecekleri yere bir an evvelvarmak için sabırsızlanıyordu.

    Annesi de onun bu halini anlamışolmalı ki Ömer’e gülümsedi.Sonunda yolculuk başlamıştı.Kısa bir süre sonra arabanınpenceresinden dışarıyı seyredalmıştı. Ağaçlar, hayvanlar, yeni yollar, karşı taraftan gelenarabalar… Hızla geçip gidiyordu.

    Düşünceler içinde kaybolmuştu

    âdeta. Okulunu, arkadaşlarını,büyüyünce neler yapacağını hayalediyordu. Derin düşünceleredalmış bir halde iken, bir andaşiddetli bir yağmur başlamıştı.

    Öyle şiddetliydi ki küçücük yüreği korkuyla atıyordu. Yağmurdamlalarının sıklığından camdandışarısı görünmez olmuştu. Osırada bir şey dikkatini çekti.Cama çarpıp kayan ve birbiriyle yarışan damlalar. Aaa ne kadarilginç, dedi kendi kendine.

    Damlalara baak! Ömer için işteşimdi eğlence vaktiydi. Onlarıdaha bir ilgiyle takip etmeyebaşladı. Her seferinde gözüylebirini tutuyordu. Kazananın,tuttuğu yağmur damlasıolmasını istiyordu. Tuttuğudamlalar bazen kazanıyorbazen yeniliyordu. Şu tarafa

    git şu tarafa, diyerek onları yönlendirmeye çalışıyordu.Arada bir kendisini dinlemeyendamlalara kızıyordu: “Haydi!Haydi! İlerlesene, hızlansana…”Oyuna öyle kaptırmıştı kikendini, damlaların her birinebir isim vermişti. Artık onlarıisimleriyle yarıştırıyordu. Buarada buharlaşan camı silmeyi

    de ihmal etmiyordu. Bu yarışçok zevkli bir oyun olsa gerektiki mutluluktan yüzü gülüyordu.Yağmur damlalarıyla arkadaşolmuştu âdeta.

    Yarışan Damlalarİbrahim Ethem Özer

     14 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    17/52

    Yolculuk bitmişti. Düşünceler içinde derinleşmişken annesinin, “Ömeeergeldik!” diye seslenişiyle irkildi. Tatlı bir rüyadan uyanırcasına annesinegülümsüyordu. Kendince bulduğu bu hayalî oyunu, hissettikleriniheyecanla annesine anlattı. Annesine damlaların hikâyesini anlatırken,

    onlara isim koymayı da unutmadı: Yarışan Damlalar…

     15Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    18/52

    Hilal MertoğluBayır

    Kalp Aynası

     KA RA G Ö Z  İ L E 

     HA C İ VA T

    HACİVAT: “EDEPBİR TAC İMİŞ NUR UHÜDADAANNN

    GİY O TACI,

    EMİN OL HERBELADAANNN”

    KARAGÖZ: Taca topmu kaçmış be!HACİVAT: Hayır

    Karagözüm hayır, edepdiyorum edep…

    KARAGÖZ: Ne pidesi ya Ramazan mı geldi yoksa.

    HACİVAT:Ne pidesi Karagözüm… Edep yaHu…

    KARAGÖZ: Ha anladım şimdi Hu, yalnız neydişimdi bu?

     16 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    19/52

    HACİVAT: Karagözüm, edep, iyiahlak, incelik, terbiye olarak bilinir.İslam’da, hayatın her yönünü kapsayangörgü ve ahlak kurallarıdır. Edep,

    güzel ahlaktır.KARAGÖZ: Neyi neyi ifade eder.Güzelce anlatsana be ya hu….

    HACİVAT: Karagözüm mesela,güzel konuşmak, güzel yürümek,güzel yemek yemek, güzel su içmek,insanlara güzel selam vermek, hürmetetmek, anne babaya, büyüklere saygıile muamele etmek, vakur olmak, yani ağırbaşlı olmak, yaptığın her işinezaketle letafetle yapmak…KARAGÖZ: Ha ben çok güzel yemek

     yerim Hacı Cavcav, ayranı da çok iyiiçerim bu da sayılır mı yani…

    HACİVAT: Karagözüm her şeyin biredebi var, edebine göre yaparsan sayılırtabii..

    KARAGÖZ: Nasıl nasıl yani…HACİVAT: Şöyle yani, uyarsan

    Peygambere, olursun edepli biri yani.

    KARAGÖZ: Nasıl nasıl yani…

    HACİVAT:Karagözüm bize herdavranışın en güzelini en doğrusunuSevgili Peygamberimiz HazretiMuhammed Mustafa (s.a.s.)

    öğretmiyor mu?KARAGÖZ: Öğretiyor.

    HACİVAT: O zaman yemek nasıl yenir, su nasıl içilir, nasıl konuşmalıyız,nasıl yürümeliyiz, büyüklerimize

    küçüklerimize, hayvanlara nasıldavranmalıyız en iyi kimden öğreniriz?

    KARAGÖZ: Bunu bilmeyecek ne varcanım. Tabii ki Peygamber Efendimiz

    (s.a.s.)’den.HACİVAT: Öyle olunca Karagözüm

     yaptığımız bir iş güzel olsun diyorsakeğer, her şeyi bırakıp o güzelPeygambere uymaya değer…

    KARAGÖZ: Ne güzel dedin HacıCavcav, eee bir de taç diyordun hani…HACİVAT: Evet Karagözüm ama bu taç

    senin bildiklerin gibi değil. Özel bir taç.İnsanı hem bu dünyada hem de ahirettebahtiyar kılar.

    KARAGÖZ: Ne kılar ne kılar?

    HACİVAT: İşte bundandolayı Karagözüm,edep, AllahTeâlâ’nıninsanlaraverdiği şanlıbir taç gibidir.Kim o tacı, yaniedep tacını takarsabütün kötülüklerdenkendini korumuşolur. Hem de çokkârlı bir iş yapmış

    olur.

     17Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    20/52

    Yazan: Derya YöneyÇizen: İlknur Salman

    O gün arkadaşlarıyla uçurtmauçurmak için izin almıştıannesinden. Gökyüzünün çok güzelve özel bir geceye hazırlandığındanhabersizdi. Güneş, Dünya ve Ay,her zamanki gibi görevlerini yerinegetirmek için belli bir düzen içinde

    hareket ediyorlardı. Ama busefer gökyüzü daha heyecanlı vecoşkuluydu sanki...

    Uçurtmanın heyecanına dalmışve zamanın nasıl geçtiğinianlamamıştı. Hava karardığındaise, başını kaldırıp gökyüzünebaktı ve ışıl ışıl parlayan Ay’ı işteo zaman fark etti. "Diğerlerinden

    daha parlak! Belli ki bizebir şeyanlatmak istiyor" diye düşündü.Ay, göz kırptı çocuğa ve: "Evet,doğru tahmin ettin! Ben üçayların geldiğinin habercisiyim!Adım Recep!" dedi parlayarak.Şaşkınlığını gizleyemedi çocuk."Ben de Furkan!" diyebildi vemerakla sordu: "Bir yılda on iki ay yok muydu? Ben seni hiç duymadım,takvime yeni aylar mı eklendi? Üçay daha mı var artık?!" GülümsediAy: "Olur mu hiç?!, dedi, biz, hicritakvimin aylarıyız!”

    -Nedir peki farkınız?

    -Hicri takvim, Ay; miladi takvim,Güneş yılını esas aldığı için

    aralarındaonbir günfark vardırve başlangıçtarihlerifarklıdır...

    -Peki ama bütünhicri aylar seninkadar parlak mı?Neden bu kadarparlaksın sen?

    -Evet, hepsi de ışıl ışıl, amabenimle birlikte diğerlerindendaha farklı parlayan iki ay dahavar. Arkadaşlarım ‘Şaban’ ve‘Ramazan’. Onlar da beraberlerindeçok güzel müjdelerle gelecek vecoşkuyla parlayacaklar! İnsanlarasunulmuş çok zengin birerhazinenin habercileri gibi düşünbizleri!

    -Hazine mi dedin sen? Para mıkazanacağız yani bu aylarda? Çokiyiymiş!

    -Sen yanlış anladın beni! Haniinsanlar, normal günlerde bellialışkanlıklarıyla hayatlarınıdevam ettirirler ya! Sonra,alışkanlıklarının dışında farklıdurumlarla karşılaştıklarındada, kendilerine ve hayatlarınaçekidüzen vermeleri gerektiğini

     18 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    21/52

    P AR LAY A N  ÜÇ  AR MAĞA N 

    hatırlarlar... İşte, üç aylar dabize alışkanlıklarımızın dışınaçıkarak iyiliklerle, ibadetlerledaha çok meşgul olmamız

    gerektiğini; kendimize, tüminsanlığa ve Allah'a karşısorumluluklarımızı hatırlatıyorve bize fırsatlar sunuyor âdeta!

    Şimdi daha iyi anlamıştıFurkan. Bir uçurtma yarışıheyecanıyla başlamıştıAy’la sohbeti ve ne çok

    şey öğrenmişti! ‘Şaban’ ve‘Ramazan’ aylarını da görmekve böylece üç güzel armağanlada tanışmak istiyordu. Bundan

    sonra uçurtma uçurmak kadargökyüzünü seyretmek de çokanlamlı olacaktı.

    Recep, Şaban, Ramazan

    Sevincimize sevinç katan

    Kutlu birer armağan

     19Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    22/52

    20 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    23/52

    21Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    24/52

      Karlı bir Mart akşamında ailecek, babamın

    hatıralarını dinliyorduk. Babam ağır ağır anlatıyordu:-Hiç unutamam, lise yıllarındaydım. Sınıfçaöğretmenimizle birlikte, Ege’de bir köye geziyegitmiştik. Tepeler hep ardıçlarla kaplıydı...

    Birden beklenmedik bir şekilde kar ve tipibastırdı. Yol kapanmıştı. Bacası tüten, buğulucamlarından haf bir ışık sızan güzel bir Ege evine yaklaştık. Ev sahibi güleryüzlü bir amcaydı. Ev sankibir müze gibiydi. Arkadaşlarla bize gösterilen yereoturmuştuk. Meğer buraların müzeci amcasının evinekonuk olmuşuz. Dili baldan tatlı olan ev sahibi MillîMücadele yıllarının izlerini taşıyan eşyaları bizegösterirken, söz bu şanlı diyarın efesine; “CesurEfe”ye gelmişti.

      -Cesur Efe bu köyde şehit düşmüştür.Şu yamaçlar hep Efe ve arkadaşlarınınkahramanlıklarının izlerini taşır.

      Hepimizin merakı artmıştı:  -Cesur Efe’yi bize anlatır mısınız? demiştik.

    Yazan-Çizen: Hafsa Boynukalın

    Yazan-Çizen:Hafsa Boynukalın

    22 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    25/52

      -Çocuklar, Cesur Efe yani GördesliMakbule Efe, buraların saygınailelerindenmiş… İstiklal Harbi’nin çileli

    günlerinde ahaliye zulmeden düşmankarşısında, yiğitler kahramanca çarpışmakiçin yola koyulmuşlar. Gözü pek HalilEfe’nin hanımı olan Makbule Efe, babasını,ağabeyini şehit vermişti. Millî Mücadele’yemuhakkak katılmak istiyordu. Gizlice yiğitlerin peşlerine düştü. “Herkes düşmanlasavaşırken evde oturmak bana yaraşmaz”diyordu.

      Efeleri takip eden Makbule Hanım,

    çalıların ardına gizlenmişti. Bir çıtırtı duyanefeler:“Her kimsen ortaya çık, yoksa ateş ederiz”

    dediler. Makbule Efe karanlıkların içindenortaya çıkarak:

    -Ateş etmeyin, ben Makbule’yim, dedi.“Seni hemen eve götürelim” dedilersede dinlemedi. Düşmanın yerini öncedenöğrenen Makbule Efe bir gece kimseleresezdirmeden düşman karargâhına baskın yaparak mühimmatı yükleyip birliğine döndü.

    Onun bu yürekliliği karşısında kimselerdiyecek bir söz bulamıyordu. Bir gün birçatışma esnasında, ileride cesurca çarpışan

    Makbule Efe şehit düşmüş… Bu diyarlardaha nice böyle kahraman Türk kadınlarını,Efelerini bağrında saklar. Memleketimizinher köşesinde nice hazineler mevcuttur…

      Sabah hava açmıştı. Karlar içinde Ege’ninmor yıldız çiçekleri parlıyordu. Yol kenarındahazırlanmış olan danlar, dikkatimiziçekti. Meğer Makbule Efe’yi anmak içinhazırlık yapılmış, kar bastırınca da danlarıdikememişler… O gün arkadaşlarla dan

    dikimine yardım ettik.  Yamaçlardaki karlı danlar vatanperverMakbule Efe’yi hepimizin zihninenakşediyordu…

    Bizim mahalle pek sevimlidir. Köşebaşında küçücük ama içindetatlı dil ve sıcacık bir güleryüz bulduğumuz bir pastanesivardır: “Nezaket Pastanesi”. Bu pastane bize hep güzel

    günleri hatırlatır. Okula başladık mı sabah erkenden burayauğrarız. İçerideki yumuşacık, çeşit çeşit çörekler hepimize cazipgelir doğrusu.

    Babamın anlattığına göre burası uzun yıllardır açıktır.Mahalleliye hizmet verir. Kışın buğulu camlarına caminin ışıklarıvurur. Pastanenin sahibi Nezaket Hanım teyze bizleri daima birmisar gibi karşılar. Bizi yolda gördüğünde bir işaretle çağırır,mutlaka bir ikram yapar. Faydalı şeyler anlatırken fırından henüzçıkardığı yumuşacık çöreklerden ikram eder.

    Kandil günlerinde mahallemiz ve bahçesi, sümbül, nergis kokulucami iyice bir güzelleşir, pırıl pırıl olur. Bazı akşamlar pastanenin

    ışıkları geç saatlere kadar yandı ise ertesi gün bir kandil günüdemektir. Annemin söylediğine göre Nezaket teyze meşhur kandilsimitlerini hazırlamakla meşguldür. Üç ayların gelişini buradanmahlep kokuları yayılan kandil simitlerinden anlarız. Bir hazırlık birhazırlık…

    Eski zamanlarda kandil günlerinde civarın köklü ailelerininbüyükanneleri simitlerini kendi elleri ile pişirirerek herkese ikramederlermiş. Nezaket teyze, anneme “Bu tatlı bir paylaşma, manevibir güzellik” diyormuş.

     Yarın Regaip Kandili. Regaib Gecesi'nde yapılan dua kabulolurmuş. Recep ayı girdiğinde Sevgili Peygamberimizin “ Allah'ım!Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır."duasını çokça yaptığını öğrendim. Kandillerde ailecek büyüklerimiziziyaret ederiz. Evlerimiz pırıl pırıl olur. Mahallemizdeki ağaçlarbile neşelidir sanki. Kuşlar, çiçekler bize Ramazan’ın gelişinimüjdeler.

    Bugün annemle beraber Nezaket teyzeye yardıma gideceğiz.Çıtır çıtır, gevrek mi gevrek kandil simitlerinden pişirilecek.Mahallenin çocuklarıyla elbirliği edip yonklarla bir güzel

    paketleyeceğiz. Çünkü akşam, cami bahçesinde kandil simitleri ilesevincimizi herkese dağıtacağız. Kandiller yanacak, içimiz dışımızsevinç dolacak.

    Arkadaşlarımla Kandil Gecesi’ni iple çekiyoruz. Dualarımızıedeceğiz. Babalarımızın ellerinden tutup çiçekli cami bahçemizdebiz çocuklar kandil sevinci içinde küçük, tatlı mı tatlı kandilsimitlerini ikram edeceğiz. Kendimiz de en sonunda küçüksimitçiklerden yiyeceğiz. Herkese bir pay sevinç…

    İyi ki kandil sevinçlerimiz var…

    23Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    26/52

    24 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    27/52

    25Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    28/52

     Ka l e  Maha l l e si 

    A fa ca n la rıFatma Balcı  Yürür Küçük Şeyler 

    -Tam ayağımın altında, işte ayakkabımı yiyecek, diye çığlık attı Zeynep.

    Elif, ablasının ayağının altında hiçbir şey göremedi. Tahtaların altındangeliyordu ses ve gittikçe yükseliyordu. Aynı sese bir ses daha eklendi.Bütün tavan arasında çınlıyordu.

    -Hasan, bize ilginç seslerden bahsetmemiştin, diye çıkıştı Elif.-Sincap veya fare değil bu, dedi Hasan. Tahtaya kulağını dayadı. Tam

    tahmin ettiği gibiydi.-Bak şu delikten çıkana! Küçücük bir güve…Apartmanın tüm çocukları deliğe yaklaştılar.

    - Buncağız şeyden mi o korkutucu ses çıkıyor? Korktuğumuz şeye bak! Ne yapabilir ki, diye Hüseyin sordu.Eymen gözlerini yukarı dikti. Kendinden emin bir şekilde diyaloğa katıldı:-Kendi küçük, marifetleri büyük…Okuduğu peygamber kıssaları aklına gelmişti. Arkadaşlarının meraklı

    bakışlarıyla karşılaşınca konuşmayı sürdürdü:-Hani rüzgâra, cinlere, kuşlara hükmeden Süleyman

    Peygamber vardı ya… Asasına dayalıyken vefat etmiş,mucize olarak öyle kalmış. Onu ayakta gören insanlar

    ve cinler çalışmaya devam etmiş, ta ki dayandığıasasını küçük bir güve kemirene kadar. Asa düşmüş,Hazreti Süleyman’ın vefat ettiği ancak o zamananlaşılmış.

    Hüseyin geçen ay sakladığı sandığı yerindençıkardı. İçinden Yunus Emre’nin, NasihatlerKitabı’nı çıkardı ve okumaya başladı:

    -Süleyman gibi malik olamazsın,Şu bir gerçektir, burda kalamazsın.

    Tutalım sendin mülkün Süleyman’ı,Bu mülk temelsizdir Süleyman hani?-Ben anlamadım. Ne demek istemiş

    Yunus Emre, diye sordu Zeynep.-Rabbimiz, Hazreti Süleyman’a

    verdiği gibi bir zenginliğikimseye vermemiştir. SüleymanPeygamber de vakti gelinceruhunu teslim etmiştir.

    26 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    29/52

    Malı mülkü, onun bu dünyadangöçmesine mani olamamıştır. Şudurumda kimse malına mülkünegüvenmemelidir.

    Elif sandığa eğildi, merakla sordu:-A, o sandıkta başka neler var?

    -Bir bir çıkaracağım, sabredin, diyekonuştu Hüseyin.

    Arkadaşlarının merakını arttırmakiçin yavaş yavaş sandığı boşalttı.İçinden oyuncak kılıçlar ve kalkanlarçıktı. Apartmanın çocukları hayretleriçindeydi. Hasan ile Hüseyin’insürprizi ortaya çıkmıştı. İkisi debirer kılıç alıp oynamaya başladılar.

    Hasan’ın hamlelerini Hüseyinhemen durduruyordu. İkisi de kalekomutanıymış gibi kılıç sallıyorlardı.

    Arkadaşları da kaledeki askerler gibionların arkasında destek veriyorlardı.Çocuklar oyuna öyle dalmışlardıki Mehmet amcanın girdiğini farketmediler.

    -Ne oynuyorsunuz, diye sordu usulca

    Mehmet amca.-Babamın sandığının içinden

    Nasihatler Kitabı ile kılıç-kalkan çıktı.Biz de oynamaya başladık, dedi Hasan.

    Mehmet amca biraz düşündü. Heveslikonuştu:

    -Bir dahaki tavan arası buluşmanızda,bu kitapta geçen kaleleri, komutanlarıve düşmanlarını anlatacağım. Hadi

    şimdi çıkalım, ben de kiremitlerikontrol edeyim.

    27Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    30/52

    Selman Tuna

    Bu Ay Ne Olmuş

     İ S İ M L E R D E Ğ İ Ş İ R  V A Z İ F E  A S L A…

    Arkadaşlar merhaba…Size bir soru sormak istiyorum. Hiç tatil yapmadan,

    bütün kötülüklere karşı bizi koruyanlar kimdir?Şehirde, sokakta, okulda kısacası hayatımızın içindebu görevi yapanlar kimdir? Elbette polisler. İçindebulunduğumuz ayın 10’una denk gelen hafta PolisHaftası olarak kutlanmaktadır.

    Osmanlı Devleti’nin ilk Polis Amiri Gündüz Beyismindeki, Osmanlı beyidir. Eskiden; Yeniçeriler,

    Bostancılar, Cebeciler gibi askerî ocaklar güvenlikişlerini yürütürken, sonraları Asesbaşılar, Subaşılar,Bekçiler, Kollukçular gibi bize şimdi yabancı gelenbu isimleri taşıyan görevliler, hep aynı vazifeyi yapmışlardır. Subaşı deyince kim bilir aklınızaneler geliyor, ama eskiden karşılığı Polis Amiridemekti. Her dönemde üniformaları değişmiş,isimleri farklılaşmış, hatta yetkialanları değişmiş olsa bile; PolisTeşkilatı’nın yılmaz görevlileri,ülkemiz içinde çıkan her türlükarışıklıkta en önde koşanlarolmuştur. Onları her zamangörmek mümkün, üstelik nezaman başımız sıkışsa onlaraulaşmak en kolay iş. Hepimiz155 numaralı telefonun,Polis İmdat hattı olduğunubiliyoruz. Kim bilir

    belki onları o kadar çokseviyoruz ki, bugün bu yazıyıokuyanlardan bir kısmı, ileridepolis olacaktır.

    28 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    31/52

    Arkadaşlar, resimde gördüğ ünüz nesnelerin ismini, yukarıdan aşağ ı doğ ru kutulara yazarak, surenin adını bulalım!

    BULMACAYI ÇÖZ, SUREYİ BULŞerife Nihal Ze ybek

    - - - - - - -  Suresi, müminlerin kurtuluşa ereceklerini bize mü jdele yerek

     başlı yor.

    Devamında ise müminlerin namazlarını güzelce kıldıkları; kendilerini ilgilendirme yen, fa ydasız işlerle zamanlarını boşa harcamadıkları an

    latılı yor. Müminlerin kendilerine 

    emanet olarak verilenleri korudukları, verdikleri sözü tuttukları belirtili yor. - - - - - - - 

    Suresi’nde geçen bir özellik de Müslümanların zekât vermeleri gerektiği. İnşallah biz 

    de bü yüdüğümüzde, ha yırlı ve bol para kazanır; bunu Allah’ın bizden istediği şekilde 

    kullanırız. Zekât vermek çok güzel bir du ygu olmalı değil mi? 

    Sıra geldi yeni bir özelliğe, az önce demiştik  ya; müminler namaz kılarlar di ye, namaz 

    konusu tekrar vurgulanı yor ilerle yen a yetlerde. Müminler namazlarını aksatmadan 

    kılma ya çalışır, hep kılma ya devam ederler denili yor. Demek ki namaz kılarken dikkat 

    edilmesi gereken, namazı düzenli kılmaktır. Arkadaşlar inşallah biz de - - - - - - - 

    Suresi’nde anlatıldığı gibi i yi birer mümin oluruz!

    Arkadaşlar, - - - - - - - 

    Suresi, adından da anlaşıldığı 

    gibi müminlerin özelliklerin 

    bahsedi yor. Mümin, Allah’a iman 

    eden kişi demektir. Bizler de 

    birer müminiz değil mi? Ö yle yse - - - - - - -  Suresi’ni dikkatle 

    incele yelim ve bir mümin olarak 

    hangi özelliklere sahip olmamız 

    gerektiğini öğrenelim.

    29Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    32/52

    Oğlum gitsene hemYeşilcan‛ın

    arkadaşlarıyla datanışmış olursun!

    Arkadaşları yok mu? Onunsosyalleşmesi

    lazım...

     

    GünaydınArda! Yine miuyuyamadın

    oğlum?..

    Arda‛nın

    durumuna çok üzülüyorum,sürekli mutsuz ve yorgunbir hâli var.

     

    Haklısın

    hayatım, bu araçok kilo daaldı!..

    Evde Yeşilcan,girsene!..

    Merhaba Volkanamca! Arda evde mi?

    Eee...Teklifin için

    teşekkür ederimYeşilcan, ama ben

    evde oturuptelevizyon izlemeyi

    düşünüyorum..

    Merhaba Arda,bugün maçımız

    var ama

    kadroda bir kişieksik. Bizimleoynar mısın?

    Hazırlayan: Yeşilay

     

    Yeşilcan’ın MaceralarıSpor; güç, sağlık ve mutluluk verir!

    30 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    33/52

    Yaa!..Anne?..

    Peki peki, tamamYeşilcan geleyim bari!

    Helal sana!

    Haydigidiyoruzo zaman!..

    Eşyalarımıalayım...

    Arkadaşlar sizi Ardaile tanıştırayım!

    MerhabaBen Cenk!

    Merhaba!

    Ardageldi

    galiba!

    31Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    34/52

     Merhaba ben bir pencereyim. Hani her binada gördüğünüz hatta arabalarda bile olan

    pencereler var ya, işte onlardanbiriyim. Ben bir evin oturma odası penceresiyim. Belki uzaktan bakınca 

    günlerimi hareketsiz geçiyor zannedebilirsiniz. Ama tam tersi,günlerim dolu dolu geçer! Merak mı ettiniz? Durun anlatayım. Sabahın ilk ışıklarının bana vurmasıyla gün başlar, sabahları biraz sessiz olur ortalık, sonra işine, okuluna erkenden gidenleri görürüm sokakta bir bir. Bu arada bizim ev halkı da çoktan kalkmış; banyoya, mutfağa girip çıkmaya başlamıştır bile. Sabahın erken saatinde benim odama uğrayan olmaz tabii. Dedim ya, oturma odasıyım diye! Herkes hazırlanıp 

    okuluna, işine gitme telaşına düşer benim bulunduğum evde de. 

    Öğlene doğru hava biraz daha ısınır. Hava durumunu an be an bana sorabilirsiniz! Yazın en sıcağını da yaşarım, kışın en soğuğunu da… Kimi zaman yağmurlar hızlı hızlıçarpar üzerime, kimi zaman şiddetlirüzgârlara karşı dururum. Hele kar yağması yok mu? Önümde karbirikmesine bayılırım! T ertemiz,bembeyaz karlar… Bazen üşürüm 

    elbet ben de, bazen ise sıcaktan bunalırım. Ama asla şikâyet etmem hâlimden! Allah’ın yarattığı bu değişik hava koşullarının her biri ayrı güzeldir çünkü! Önemli olan şikâyet etmek değil, o anki hâlin güzelliklerini görmektir.

    Akşamları benim için çok önemlidir.Çünkü bütün ev halkı benim odamda

     toplanır, sohbet ederler. O gün neler yaşadıklarını anlatırlar birbirlerine. Ben de merakla dinlerim onları,dışarıdaki hayat hakkında çok şeyler öğrenirim. Hareketli bir akşamınsonunda herkes yavaş yavaş odasına çekilir. İşte böylece bir gün daha sona ermiş olur. En son ışıklarıkapatırlar. Ben de bana göz 

    kırpan yıldızlarla ve ayla baş başa kalırım.

    Şerife Nihal ZEYBEK

    PENCERENİN

    BİR GÜNÜ

    32 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    35/52

    33Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    36/52

    34 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    37/52

    35Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    38/52

    36 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    39/52

    37Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    40/52

    MüezzaMüezza benim kedimYassı patilerineMavi balıklı patiklerÖrdü ninem

    Uzun ve sarıcaKuyruğundaİp atlatır bizeMüezzaTombul yanakBıyıkları parlak

    Dili pembe çilekTüyleri şeker bulutuElma dersen çıkarArmut dersen mırlar

    Oynar zıplarİplikten yumaklaMüezza benim kedimMutluluktanSevgi konar burnuna

    Ayşegül Sözen Dağ

    38 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    41/52

     1

    Malzemeler

    2

    Bahar ile birlikte içimizde bir kıpırtı... ritim 

    tutuyor sanki içimizde bir şe yler. Birkaç 

    basit malzeme ile içimizdeki bu ritme a yak 

    u ydurma ya ne dersiniz?

    Son Ki Üç Dör t!

    Balonunağız kısmınıkesiyoruz.

    Pınar Melike Demiralay

     n 1 adet konserve kutusu n 1 adet balon n 2 adet çubuk

     n Şönil ya da kalın ip n Makas 

    Kesilen balonu konservekutusunun açık kısmına

    gerdirerek geçiriyoruz.

    Baharın ritmine eşliketmek için son ki üçdört.

    4

    3

    Konserve kutusuna

    geçirilen balonunkenarlarına vekutunun alt köşesi-ne şölin ya da kalınipimizi bağlıyoruz.

    39Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    42/52

    Suzan Çataloluk

    40 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

    Tuğrul Bey merhametliydi çok.Hoşlanmazdı dökmekten kan.Kusurları, hataları bağışlayandı her zaman.Sabırlıydı, cömertti, sevmezdi kibir.

    Gül bahçesiydi zamanının.İsterdi hakla, adaletle geçmesini her anın,Yaşamalıydı insanlar mutlulukla, iyilikle.

    Hac yolu da olmalıydı güvende.Zamanı geçerdi at üstünde savaşlarla.İbadet eder, yalvarırdı içten gelen yaşlarla.Çok severdi eğitimi, ilmi, irfanı,Süsledi Nişabur’u, Rey’i, Bağdat’ı, İsfahan’ıYaptırdı büyük medreseler, güzel camiler.Şairler, edipler övdüler onu, yazdılar neler neler.

    Dandanakan muzafferi Selçuklular,

    Toplandılar: Çağrı ve Tuğrul Beyler,Amcaları Musa Yabgu, amcaoğulları,Akrabanın büyükleri, ordunun pehlivanları…Söz verdiler, karar kıldılar uymaya birbirine,İhanet etmeyecekti yekdiğerine.Dediler: “Aramızda bir ihtilafın çıkmasından sığınırız Allah’a. Şaşkın düşmanlar o zaman,Tepemizde olur kahramanMeşakkatle sahibi olduğumuz mülk, elimizden gider çabucak.

     O zaman pişmanlık fayda etmez bak!”Tuğrul Bey kardeşine verdi tek bir ok.Dedi ki, kır onu istediğin gibi.Parçalanınca ok, uzattı ikisini.Kırılınca çifti de, tekrar üç tane verdi.Bu defa güçlükle kırdı kardeşi üç oku.Dört olunca, parçalanması imkânsızdı artık.

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    43/52

    SELÇUKLU SULT ANI

    T u ğ ru l  Bey

    41Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

    Konuştu Tuğrul Bey o zaman,“İşte bu oklara benzeriz biz.Girerse içimize, tne, ayrılık,Düşmanlarımız galip olur,

    Biraz kuvvetli olan düşman,Bizi kırmağa, yenmeğe eyler niyet;Ama…Birlikte vardır pek çok hikmet,Diyerek devam etti özlü sözlerine.Bir arada olursak, yenemez kimse bizi.Susturamaz sesimizi,Kesemez nefesimizi.Anlar gücümüzü,Dinler özlü sözümüzü.

    Baki olur adaletimiz, hükümdarlığımız…”

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    44/52

    Muhammed 

    Kâmil  Ya ykan

    Merhaba Arkadaşlar;Eğlenceli, bir o kadar da zevkli bir bulmaca hazırladık bu ay sizlere.Aşağıdaki yap-boz parçalarını renklerine dikkat ederek tabloya yerleştirin.Tabloyu tamamladığınız zaman kelimeleri okumaya başlayın. Sizler için tabloya

    sakladığımız sürpriz cümlemizi bulacaksınız.Hepinize iyi eğlenceler…

     KELİME YAP-BOZHazırla yan:

    42 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    45/52

    Puzzle’ın eksik parçalarını bulalım.

    ÇözmeceHasan Yıldırım

     7 Farkı Bulalım!

    43Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    46/52

    44 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    47/52

    1. Askerlikte alba y anlamında bir rütbe.2. Bir  yerin dışarısı ile olan bağlantısını kesmek 

    için etrafını çevirme.

    3. Bir anlamı olan sanat niteliğinde  yapılmış  yapı.

    4. Mesleği bilgi öğretmek olan kimse, hoca.

    5. Çaba, bir işteki engelleri yenme kararlılığı.

    6. Pe ygamberimiz: “Aranızda .........’ı ya yınız”

    buyurmuştur.

    7. A ynı topraklarda  yaşa yan; dil, tarih, du ygu,

    ülkü, gelenek ve görenek birliği bulunan insan 

    topluluğu.

    8. Osmanlı Devleti’nin I. Dün ya Savaşı’nda ka-zandığı son zafer.

    9. U yum, karşılıklı anla yış ve hoşgörü ile oluştu-

    rulan ortam. 

    10. Pe ygamberimizin (s.a.s.) Medine’de katıldığı 

    ve dişinin kırıldığı savaş.

    11. Uçak kelimesinin Arapçası.

    12. Evin dışa açılan camlı, genellikle perde ile 

    kapatılan bölümü.

    13. Yurdumuzdan Irak’a doğru akan bir nehir.

    14. Pe ygamb

    erimizin (s.a.s.)  hicret ettiği ve 

    kabrinin bulunduğu şehir.

    15. Bir asker topluluğunun başı.

    1. Peygamberimizin ( s.a.s.)  mescidi.2. Recep ayının ilk cuma gecesi kutladığ ımız kandil.3.  Peygamberimizin ( s.a.s.)  babasının adı.4. Bir kimsenin karşılaştığ ı kö tü duruma üzülme, şefkat.5. Yemeklere baharat olarak da katılan, yeşil yapraklı, güzel kokulu bir bitki.6. I . Dünya Sav aşı’nda Osmanlı Dev leti’nin de içinde yer aldığ ı dev letler grubu.7. K ış mev siminden sonra gelen mev sim. 8. T ürkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıl

    ışı anısına çocuklara armağ an edilen mill î  bayramın adı; “Ulusal .......... v e Ç ocuk Bayramı” dır.9. Nisan ayının 14’ü ile 20’si arasında Peygamberimizin ( s.a.s.) doğ umunu andığ ımız hafta.10. Saatin gö stergelerinden biri.11. Bir kimseye karşı yakın ilgi v e bağ lılık duygusu.12. Sav aşma, kav ga etme, karşılıklı saldırı.13. Bir dev letin silahlı kuv v etlerinin tümü.14. K ur’an-ı K erim’in 23. suresi.15. I rak’ın başkenti.16. Güzel sesi ile ünlü bir peygamb

    er.

    Soldan SağaYukarıdan Aşağı

    Nisanur YILDIRIM

    45Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    48/52

    S İ ZDE N 

    GELE NLERAli Em

    in Arlı

    Be tül Doğru

    Dilanur Özdemir

    Eli f Rana Acar

    Gökçe Mollaoğlu

    Hatice Arslan

    Hilal Y aman

    E lmas Ç eçen Eren Sertka ya

    Elif Nisa T ulğar

    Fatma Zühal İnceDer ya T ürk

    Bey zanur Özkurt  Büşra Se ymen

    Asım Özarslandan

    46 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    49/52

    Mekt ubu Gel enl er

    •  Burcunaz Özmen•  E lif Özmen•  E lif Ümran Ç oban•  F .Serra Sert •  Burcu K aradaş•  Hilal Bodur•  Ömer F aruk Aksen•  Şev v al T u

    ran

    Hatice Yaman

    Mery em Doğ ru

    Melih Abbas

    Sinan İ leli

    Muhammed Çalış

    Ümran Er

    Mustafa A ydın

    Süve ybe Doğru

    Ümmügülsüm Kılınç

    Samet Ka ya

    Ş ef k a  S ev i n ç 

    Yunus Emre T utgun

    Hilal K aradeniz

    Kerime Kömürcü

    Mehmet  Yaman

    47Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    50/52

    Sayfa: 43

    Sayfa: 43

    Sayfa: 42

    Sayfa: 45

    BulmacaÇözümleri

    Ben Nevin Hançer,Bulgaristan Kırcaali

    doğumlu yum. 1994‘de 

    Fransa’ya göç ettim.

    Derginizi çok beğenerek 

    takip ediyorum. Çok eğitici,

    öğretici ve eğlendirici

    buluyorum. T amamını

    okumadan elimden 

    bırakmıyorum. Kutlu Doğum 

    ve 23 Nisan konusunda 

     yazdığım şiiri sizinle

    paylaşmak isti yorum.

    Muhammed (s.a.s)

    T ertemizsin özünde

    Güvenilirsin sözünde

    Muhammedü’l Emin’sin sen

    Güven verirsin herkese.

    Bir Güneş DoğduCahili ye devrinde karanlığın 

    eşiğindeZulüm vahşet kol gezerken.

    Kız çocukları diri diri

    toprağa girerkenDün ya yı a ydınlatacak,

    insanlığı kurtaracak

    Arap yarımadasında 

    Mekke’de bir güneş doğdu.

    Alemler nura gark oldu.Gönüller huzur buldu.

    23 NisanKenetler elleri sevgi çemberinde.T ebessüm eder çocuklarRenk renk açar çiçeklerYeşerir yepyeni dostluklarKutlu olsun 23 Nisan.

    GEL ARTIK YA RESULALLAHSevginle yanar yüreğim,Aşkınla kül olur kalbim,Bir ömür boyu seni bekledim,Gel artık ya Resulallah.

    Kalbim hep seni söyledi,Gönlüm hep seni istedi,Senden başkası bu kalbe girmedi,Gel artık ya Resulallah.

    Bülbüller seni söylerKuşlar senin için öterBütün âlem seni beklerGel artık ya Resulallah.

    Ece Daldal (9. sınıf, Ankara)

     O k u y u c u 

     M e k t u p l a r ı

    48 Diyanet Çocuk Dergisi Sayı: 429 Nisan 

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    51/52

  • 8/18/2019 Diyanet Cocuk

    52/52

    TEKBİREy dilim söyleAllahu ekber!

    Hakk’ı zikreyle

    Allahu ekber!

     Var eden O’dur Yâr eden O’dur Yaradan O’durAllahu ekber!

    Dildeki heceLezzeti nice

    Tektir, tek yüce

    Allahu ekber!

    Gönülde sestirCanda nefestirSonsuz kafestirAllahu ekber!

    Kalpteyken imanNe “Ah!” ne “Aman!”Her an, her zaman

    Allahu ekber!

    Kenan Çarboğa