diyanet hadisler

158
BURASI DİYE ARA Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları / 109 Kaynak Eserler / 15 2004.06.Y.0003.109 ISBN:975-19-0187-1 © Diyanet İşleri Başkanlığı YAKINLARI GÖZETMEK HAKKINDA HADİSLER Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Rızkının geniş, ömrünün uzun olmasını arzu eden (akrabalarını ziyaret etsin) onlarla olan bağlantısını devam ettirsin.” (Buhârî, Edep, 12, VII, 72) Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allâhu Teâlâ buyuruyor ki: “Allah” Ben’im, “Râhman” Ben’im, ‘rahim’i yarattım, onu kendi ismimden türettim. Bundan dolayı akrabâlık haklarını gözetenlere Ben de rahmet ederim. Bunu gözetmeyenlerden de rahmetimi keserim.” (Tirmizî, Birr, 9, Hadis no: 1908, IV, 315) Ebû Eyyûb (r.a.)’den; bir kişi, Resûlullah (s.a.s.)’a:

Upload: box

Post on 10-Dec-2015

329 views

Category:

Documents


16 download

DESCRIPTION

Diyanet Hadisler

TRANSCRIPT

Page 1: Diyanet Hadisler

BURASI DİYE ARA

Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları / 109

Kaynak Eserler / 15

2004.06.Y.0003.109

ISBN:975-19-0187-1

© Diyanet İşleri Başkanlığı

YAKINLARI GÖZETMEK HAKKINDA HADİSLER

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Rızkının geniş, ömrünün uzun olmasını arzu eden (akrabalarını ziyaret etsin) onlarla olan bağlantısını devam ettirsin.”

(Buhârî, Edep, 12, VII, 72)

Abdurrahman b. Avf (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Allâhu Teâlâ buyuruyor ki: “Allah” Ben’im, “Râhman” Ben’im, ‘rahim’i yarattım, onu kendi ismimden türettim. Bundan dolayı akrabâlık haklarını gözetenlere Ben de rahmet ederim. Bunu gözetmeyenlerden de rahmetimi keserim.”

(Tirmizî, Birr, 9, Hadis no: 1908, IV, 315)

Ebû Eyyûb (r.a.)’den; bir kişi, Resûlullah (s.a.s.)’a:

– Beni Cennet’e koyacak bir ameli bana haber ver, dedi. Orada bulunanlar:

– Buna ne oluyor, buna ne oluyor? di(ye taaccüblerini ifâde et)tiler. Resûlullah (s.a.s.):

– İhtiyâcı var ki soruyor, şaşıracak ne var (dedikten sonra:) Allâh’a ibadet eder, O’na hiçbir şey ortak koşmaz, namazı doğru kılar, zekâtı verir, yakınlarını ziyâret edersin.

Page 2: Diyanet Hadisler

Sanki devenin üstünde imiş gibi- Bırak onu,26 buyurdu.

(Buhârî, Kitabu’z-Zekât, 1, II, 109)

Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

– Rahm27, (sanki) arşa asılı (imiş gibi) Allah’ın rahmetine sığınmıştır. O (şöyle) söyler:

– Beni (sıla-i rahmi) gözeten kimseye Allah rahmet etsin. Beni (sıla-i rahmi) terk edenden de Allah, rahmetini kessin.

(Müslim, Birr, 6, Hadis no: 17, III, 1981)

26.

Sanki Peygamber Efendimiz deve üzerinde imiş, adam da devesinin yularından tutup bu suâli sormuş gibi Resûl-i Ekrem bu cevâbı verdikten sonra: Artık bırak deveyi (yoluna devam etsin), buyurmuştur.

27.

Rahm, sıla-i rahm, akrabâ ve yakınlarla ilgilenmek demektir. Aynı zamanda anne rahmini de ifade etmektedir.

Cübeyr b. Mut’im (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Sıla-i rahm etmeyen (yakınları ile ilgilerini kesen) kimse Cennet’e giremez.”

(Müslim, Birr, Hadis no: 19, III, 1989)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; bir kişi, Resûlullah (s.a.s.)’a:

– Yâ Resûlullah! Benim yakınlarım var. Ben onları ziyâret ederim, onlar bana gelmez. Ben onlara iyilik ederim, onlar bana kötülük eder. Ben onlara yumuşak

Page 3: Diyanet Hadisler

davranırım, onlar bana câhillik eder (kaba davranırlar). Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

– Eğer dediğin gibi isen, onlara kızgın kül yediriyor gibisin, (yâni senin yaptığın iyiliğe karşı) onların kötülüğü kendi aleyhlerinedir. Sen böyle davrandığın müddetçe, Allâhu Teâlâ sana yardımcı olur ve seni onlardan korur.

(Müslim, Birr, 6, Hadis no: 22, III, 1982)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Sıla-i rahmi ne ile (ve nasıl) yapacağınızı büyüklerinizden öğreniniz. Çünkü sıla-i rahm, akraba arasında sevgi, malda çokluk, ömürde ise berekettir.”

(Tirmizî, Birr, 49, Hadis no: 1979, IV, 351)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

– Allâhu Teâlâ, mahlûkâtı yaratıp yaratma işini bitirdiğinde; rahm (yakınlık, lisân-ı hâl ile) dedi ki:

– Bu (huzurunda duruşum), ayrılık firkatından sana sığınanların duruşudur. (Allahu Teâlâ:)

– Evet, seni ziyaret edene rahmet etmeme, seninle ilgisini kesenden rahmetimi kesmeme râzı olmaz mısın? buyurdu. (Rahm):

– Evet râzıyım yâ Rab, dedi. (Allâhu Teâlâ:)

– İşte bu senin (hakkın) dır, buyurdu. Resûlullah (s.a.s.):

– İsterseniz, “Nasıl, döner de yeryüzünde bozgunculuk çıkarır ve akrabâlık bağlarını keser misiniz? Böyle olanlar o kimselerdir ki, Allah onları lânetlemiş de duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir” (Muhammed, 47/22) âyetini okuyunuz, buyurdu.

(Buhârî, Edeb, 13, III, 72)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

Page 4: Diyanet Hadisler

“Kim Allah’a ve âhiret gününe iman etmiş ise misafirine ikram etsin (ağırlasın).

Kim Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş ise sıla-i rahm etsin (yakınları ile ilgilensin).

Kim Allah’a ve âhiret gününe iman etmiş ise, (ya) hayırlı söz söylesin veya sussun.”

(Müslim, İman, 19, IV, 68)

Ebû Zer (r.a.)’den:

Halîlim ve en çok sevdiğim Resûlullah (s.a.s.), bana iyilikten bâzı hasletler tavsiye etti:

1-(Dünyâlıkta) kendinden üstün olana bakmayıp benden daha aşağıda olana bakmayı,

2- Yoksulları sevip onlara yaklaşmayı,

3- Arka çevirseler bile yakınlarıma sıla-i rahm (ziyaret) yapmayı,

4-Allah rızâsı uğrunda yericilerin yermesine aldırmamayı,

5- Acı olsa da doğruyu ve hakikatı söylemeyi,

6- Cennet hazinelerinden bir hazine olduğu için, “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llâh” demeyi, tavsiye buyurmuştur.

(İbn-i Hibbân, Sahih, Hadis no: 449, II, 194)

Âişe (r.anhâ)’den; Resûlullah (s.a.s.), kendisine şöyle buyurmuştur:

(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 159)

Dürre bint-i Ebi Leheb (r.anhâ)’dan rivayete göre şöyle dedi:

Adamın biri Resûlullah (s.a.s.)'a geldi. (Bu esnada) Resûlullah (s.a.s.) minberde idi. Adam dedi ki:

– Ya Resûlullah! İnsanların en hayırlısı kimdir? Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdular:

Page 5: Diyanet Hadisler

– İnsanların hayırlısı; (Kur’an’ı) çok okuyan, en takvalı olan, iyiliği emreden ve kötülükten sakındıran ve sıla-i rahimde bulunan kişidir.

(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 432)

Ümmü Gülsüm bint-i Ukbe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Sadakanın en kıymetlisi, içinde düşmanlık hisleri taşı-

(Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, XXV, Hadis no: 204, 171)

Ebu Hüreyre (r.a.), Resûlullah (s.a.s)'tan işittim; buyurdular ki:

“Kim, rızkının genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.”

(Buhârî, Edeb, 12, VII, 72)

Rabbab, amcası Selman İbni Âmir (r.anhümâ)'den; Resûlullah (s.a.s) buyurdu ki:

“Sizden biriniz iftar ettiğinde hurma ile iftar etsin. Çünkü o berekettir. Eğer hurma bulamazsa su ile (iftar etsin) çünkü o temizdir.

Yoksula bir şey vermek sadakadır. Akrabaya bir şey vermenin ise iki sevabı vardır. Birisi sadaka sevabı, diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır.”

(Tirmizî, Zekât, 26, III, 46)

Ebu Hüreyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Rahim (akrabalık), Allah’ın rahmetinin eserlerindendir. Allah buyurdu: Kim bu bağı korursa, Allah ona merhamet eder. Kim onu koparırsa, Allah da ondan ihsan ve rahmetini keser.”

(Buhârî, Edeb, 13, VII, 73)

A’meş (r.a.)’den; şöyle anlatıyor:

İbn-i Mes’ud (r.a.), sabah namazını müteâkip bir (ilim) halkasında oturmuştu.

Page 6: Diyanet Hadisler

– Allah için and verdiririm ki, yakınları ile ilgilerini kesenler aramızda bulunmasınlar (gitsinler). Çünkü Rabbimize duâ etmek istiyoruz. Akrabâsı ile ilgisini kesenlere gök (rahmet) kapıları kapalıdır, dedi.

(Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, IX, Hadis no: 8793, 158)

“Akrabaları ile ilgisini kesenler Cennet’e giremez.”

(Buhârî, Edeb, 11, III, 72)

Ebû Mûsâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Üç kişi Cennet’e giremez:

1- İçkiye müptelâ olan,

2-Akrabaları ile alakasını kesen,

3- Sâhir (büyücü) leri tasdik edip onlara inanan.”

(İbn-i Hibbân, Sahih, Hadis no: 5346, XII, 165)

Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Mükâfatına en çabuk erişilecek hayırlar, iyilik ve sıla-i rahm (akrabayı ziyaret)dir. Cezâsı en sür’atli görülen fenalıklar da zulüm ve akrabâ ile alâkayı kesmektir.”

(İbn-i Mâce, Sünen, Zühd, 23, Hadis no: 4212, 2, 1408)

Abdullah bin Amr (r.a.)'dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Akrabadan gelen iyiliğe misliyle karşılık veren kimse, tam manasıyla akrabasıyla ilgi kurmuş değildir. Gerçek sıla (ilgilenme), kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir.”

(Buhârî, Edep, 15, VII, 73)

Ukbe b. Amir (r.a.)’den; şöyle anlatıyor:

Page 7: Diyanet Hadisler

.... Sonra Resûlullah (s.a.s.) ile karşılaştım, (mübârek) elinden tuttum da kendisine:

– Yâ Resûlallah, bana amellerin faziletlilerinden haber ver,

dedim. Resûlullah (s.a.s.) bana:

– Ey Ukbe! Seni ziyâret etmeyeni sen ziyâret et, sana vermeyene sen ver, sana zulmedenden uzaklaş.28

Diğer bir rivâyette: “Sana zulmedeni affet”, buyurmuşlardır.

(Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 82)

28. Burada “Sana zulmedenden uzaklaş” demek, onun zulmüne karşılık verme, sen doğru yolda ol, sabret, demektir.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Üç (haslet) kimde bulunursa, Allah Teâlâ onun hesâbını kolayca yapar ve rahmeti ile onu Cennetine kor.” Ashab:

– Anamız, babamız sana fedâ olsun, onlar nedir yâ Resûlullah? diye sordular. Resûlullah (s.a.s.):

– Seni mahrum edene senin vermen, sana gelmeyene senin gitmen, sana zulmedeni de affetmendir. Bunları yaptığın vakit Allah seni Cennet’e kor, buyurmuşlardır.

(Hakîm, 2/518)

BURASI

عنه�

عن�

النب�

ىص; 21&#

ا; 19&#

علي�

Page 8: Diyanet Hadisler

� وسل ه

أن مهقال�

إن:

�����������من

أر�� الر بى

اال باس�

� عر تطالة

ضالم�س�

لم�� � بغحق�

وإن ،هذه�

الر

حمج�

� الر من نة

ن عز�

وجلفمن ،

� حر قطعها

ا; 19&# م

علي�

Page 9: Diyanet Hadisler

� الج ه

نة�

.Saîd b. Zeyd (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Haksız olarak müslümanın ırzına, nâmus ve şerefine dil uzatmak en büyük günahlardandır. Ve şu rahm (akraba ile ilgilenmek kelimesi), Aziz ve Celil olan Rahmân’dan türemiştir. Kim ki, akrabasıyla ilgisini keserse (sıla-i rahm yapmazsa) Aziz ve Celil olan Allah, Cennet’i ona haram eder.”29

(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 190)

29. Rahm kelimesi, Allâh’ın Rahmân sıfatından türemiş bir kelimedir. Akrabâlar ile ilgi, birbirlerine karşı sevgi ve merhametin bir sonucudur. Yakınlarına merhamet etmeyeni Allâhu Teâlâ, –ancak Allâh’ın rahmeti ile girilecek olan– Cennet’e sokmaz.

عن .291

� بك أبى� رض رة

ا ;#19&� ى

عنه�

� رس: قال قال

ول�

ا ;#19&�

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

مما:

�6

من

ذن�

بأج�

Page 10: Diyanet Hadisler

� أن در

ي�

عج�

ا; 19&# ل

� الع لصاحبه

ق�

� الد وبةن� م مع ياا

.

يد

خرله�

اال�

� الب من خرة

غ�

� الر وقطيعة ى

حم�

Ebû Bekre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Ahiretteki cezasından başka, dünyada da günah sahibine acele olarak cezâsını Allâhu Teâlâ’nın vereceği günahlardan, zulüm ve sıla-i rahmi kesmekten (akraba ile ilgilenmemekten) daha büyüğü yoktur.”30

(Tirmizî, Kıyâmet, 57, Hadis no: 2511, IV, 664)

Page 11: Diyanet Hadisler

30. Taberânî, rivâyetinde; “Sıla-i rahmi kesmekten, hıyânetten ve yalandan daha büyüğü yoktur. Sevâbı peşin verilen iyiliklerden birisi de sıla-i rahmdir. Hattâ bir ev halkı fâcir oldukları hâlde sıla-i rahm sâyesinde mal ve sayıları çoğalır” şeklindedir.

XVI

MÜSLÜMANLARIN BİRBİRİNE KARfiI

GÖREVLERİ HAKKINDA

HADİSLER

İbn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona ne zulmeder, ne de onu yalnız bırakır. Kim, kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da o kimsenin ihtiyacını giderir. Kim, bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allâhu Teâlâ da o kimsenin kıyâmet sıkıntılarından birini giderir. Kim, bir müslümanın (ayıbını) örterse, kıyâmet gününde Allâhu Teâlâ da onun ayıplarını örter.”

(Buhârî, Mezalim, 3, IV, 159)

عن .292

ابن�

ع�

ا ;#19&� رضى مر

عنه�

� 29أن &# ;

رسا; 19ص &# ;#21&� ول

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م :

المس�

Page 12: Diyanet Hadisler

لم�أخ�

� الم وس�

لم�� يظ ال

لم�ه�

� ي وال

س�

لم�ه�

�، من

� أخيه حاجة كان

ا ;#19& كان

� ومن حاجته

فر�

عن جم�س�

لم�ك�6

ر�

بة�

فر�

ا; 19&# ج

عنه�

ا�

ك

ر�

بة�

Page 13: Diyanet Hadisler

من�

ك�

ربيو�م�الق�

� ومن يامة،

س�

مس�

ل�

س�

ه

ا ;#19&�

يو�� الق م

يامة�

.

قيامة

ك

يوم

Page 14: Diyanet Hadisler

ال

عن .293

� ه أبى

ري�

� رض رة

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

النب�

ى� ص; 21&#

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م من:

نف

سعن م�س�

لم�ك�6

ر�

بة�

من�

ك�

Page 15: Diyanet Hadisler

ربالد�

ن� نف يا

ا; 19&# س

عنه�

ك�

ر�

بة�

من�

رب

�6

، ومن�µ ي

م ع�

ع

ه

Page 16: Diyanet Hadisler

الد

ن� ي يا

ا; 19&#

عل�

ي

الد

ن� واال يا

� ومن خرة،

س�

م عس�

لم�الد�6

ن� س يا

ا ;#19&

عليه�

الد�

ني�

ا

.

Page 17: Diyanet Hadisler

واال

� الع &# وا; 19عون خرة،

� الع كان ما بد

� أخ عون بدهي

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kim, bir müslümanın dünya sıkıntılarından birisini giderirse, Allâhu Teâlâ da onun kıyâmet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Kim, dünyada darda (güçlükte) kalmışa kolaylık gösterirse, Allahu Teâlâ da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir. Kim, bir müslümanın dünyada bir ayıbını örterse, Allahu Teâlâ da dünya ve ahirette onun kusurlarını örter. Kul, mü’min kardeşinin yardımında bulundukça, Allah da onun yardımcısıdır.”

(Müslim, Zikr, 11, III, 2074)

�6

النع .294 عن

بش &# بن 29ن ;

ا; 19عنه &# رضى

أن�

ا; 19ص&# رسول

وسل &# ا; 19عليه

قال م:

مثل

الم�ؤ�

� من تواد

هم�� � وتراهم�

Page 18: Diyanet Hadisler

وتعاطف�

هم�مثل�

الج�

� إذا سد

U ا

� منه تكى

ع�

ض�

� له تداعى و

سائر�

الج�

� بالس سد

والح هرم�.ى

Nu’man İbn-i Beşîr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Mü’minler, birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğunda, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”31

(Müslim, Birr, 18, VI, 1999)

31. Herhangi bir uzva gelen bir hastalığın ızdırâbı, o uzuvda kalmayıp vücûdun diğer uzuvlarında da tesiri olduğu gibi, bir müslümana gelen sıkıntının da diğer müslümanlarda te’sîri görülür.

عن .295

� م أبى� رض وسى

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

Page 19: Diyanet Hadisler

النب�

ىVص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال مالم:ؤ�

م�ن�

لل

م�ؤ�

من�

كالب�

ن�

ي�

� يش اند�

بعض�

ه�

بع�

ض�

� بك و ا

بأصابعه�

.

Ebû Mûsâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz, parmaklarını birbirine geçirerek:

Page 20: Diyanet Hadisler

“Mü’min, mü’min için bir binâ gibidir.32 Biri diğerini des- tekler (kuvvetlendirir).” buyurdular ve parmaklarını birbirine geçirdiler (ellerini kenetlediler).

(Müslim, Birr, 18, VI, 1999)

عن .296

� ه أبى

ري�

ا ;#19&� رضى رة

عنه�

� سمع: قال

ت�رس�

ا; 19ص &# ;#21&� ول

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

م�6

يق

ول�

ا ;#19&:� جعل

الر�

ج مائة ة ز�

� فأم ء� عند سك

ه�

تس�

عة�

وتس�

ع�

ج

Page 21: Diyanet Hadisler

ز�

ء�

� وأن ا

زل�

الأ�رض�

ج�

ز�

ء�

� واح ا

د�

� فم ان�

ذل�

� الج ك

ز�

ء�

� ي احم

الخ�ل�

ق�

حت�ى�

تر

� الف فع

رس�

� عن حافرها

� خش ولدها� أن ية

ت�صيبه�

�.

Page 22: Diyanet Hadisler

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’ı şöyle söylerken işittim:

“Allâhu Teâlâ, rahmeti yüz parçaya böldü de doksan dokuzunu kendisinde bıraktı, bir parçasını yere indirdi. İşte o bir parça ile, yaratıklar birbirlerine karşı merhametli olurlar. Hatta kısrak at da yavrusuna değer (de eziyet verir) korkusu ile tırnağını kaldırarak (onu ezmemeye) dikkat eder.”

(Müslim, Tevbe, 4, 6, 2108)

32. Binânın ayakta durabilmesi için, bütün parçalarının sıkı sıkıya birbirine bağlan- ması gerektiği gibi topyekûn İslâmiyet’in de pâyidâr olması için müslüman fertlere düşen, vazîfelerini hakkıyla yapmaları ve samîmî olarak birbirlerine destek olmaları gerekir. Aksi hâlde İslâmiyet, bağlantısı olmayan binâlar gibi çökmeye mahkûmdur.

�6

عن .297

عبد�

� ا; 19بن &#

عم�ا ;#19&� رضى رو

عنه�

� النب عن

ىص ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م:

��

الر

ا � � ير ون

ه�

م�

Page 23: Diyanet Hadisler

الر�

ن ار�

� أه وا

� الأ لر�

ضير�

ك�

م�من�

ء الس

.

Abdullâh b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:

“Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Yerdekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsinler.”

(Tirmizî, Birr, 16, Hadis no: 1924, IV, 324)

عن .298

جرير�

بن�

عبد�

ا ;#19&�

رض�

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

النب�

ىص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

Page 24: Diyanet Hadisler

ه�

وسل�

قال م :

من

� ير ال

حم�� ي ال

ر�

حم��.

Cerir b. Abdullâh (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”

(Tirmizî, Birr, 12, Hadis no: 1911, IV, 318)

�6

ا; 19عنه &# .299 عباسرضى ابن عن

� ا; 19ص&# رسول أن

وسل &# ا; 19عليه

قال مليس:

� �����::::من منا

صغ يرحم

ويوق نا

� كب ر بالم ويأمر نا

� ع عروفوينه

ن

Page 25: Diyanet Hadisler

الم :::نكر�

�.

İbn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize ta’zimde (saygıda) bulunmayan ve iyilikle emredip, kötülükten men’etmeyen (alıkoymayan) bizden değildir.”

(Tirmizî, Birr, 15, Hadis no: 1919, IV, 321)

عن .300

أنس�

رض�6

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

النب�

ىV� ص

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م : أك ما

رم��

اب

يخ�� لسنه ا

إال�

قي

Page 26: Diyanet Hadisler

ا; 19&# ض

له�

من�

ي�

ك�

رم�ه�

عند�

سنه�

�.

Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Genç bir kimse bir ihtiyara -yaşlılığından dolayı-ikrâm ederse, Allah da ihtiyarlığında (mükâfat olarak) ona ikrâm edecek bir kimse ihsân eder.”

(Tirmizî, Birr, 75, Hadis no: 2022, IV, 372)

عن .301

زي�

د�

بن�

ثابت�رض�6

ا ;#19&� ى

عنه�

�، عن

رس�

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

عليه�

وسل�

قال م

Page 27: Diyanet Hadisler

ال:

يزال

ا ;#19&�

� الع حاجة

بد�

� أخيه حاجة مادام

.

Zeyd b. Sâbit (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kul, mü’min kardeşinin ihtiyacını gidermeye devam ettikçe, Allâhu Teâlâ da onun ihtiyâcını giderir.”

(Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, V, Hadis no: 4801, 118)

عن .302

ابن�

ع�

ا ;#19&� رضى مر

عنه�

� رس: قال قال

ول�

ا; 19ص &# ;#21&�

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

مإن:

�������

خل جل و� خلقه ا

م�

Page 28: Diyanet Hadisler

لحوائ�الن�

يفزع�

الناس�

إلي�

هم��

عز

اس ج ق��������@

حوائجهم �، من االمنون أولئك

ا ;#19&� عذاب

.

İbn-i Ömer, (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Allahu Teâlâ’nın (insanlar arasında) bir kısım yaratıkları vardır ki, onları insanların ihtiyaçları (nı gidermek) için yaratmıştır. İnsanlar ihtiyaçlarında onlara müracaat ederler. İşte Allâh’ın azâbından emin olanlar onlardır.”

(Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, XII, Hadis no: 13334, 274)

عن .303

� ه أبى

ري�

ا ;#19&� رضى رة

عنه�

أن�

رس� ا; 19ص&# ول

ا; 19&#

Page 29: Diyanet Hadisler

علي�

� وسل ه

قال مت:ف�

تح�

�6

أبواب�

الج�

نة�

يو� اال م

ث�

ن�

يو� و� الخ مميسفي�

غ�

فر�

لك�

ل�

Vعبد�

� ي ال

ك�

با; 19ي &#

ئ�� إال ا

رج

Page 30: Diyanet Hadisler

ال�

كانت�بي�

نه�

وب�

أخيه�

ناء�

�، في

قال�

أن�

ظر�

وا�

هذي

� ي حتى ن،

ص� أن ا، طل

ظر�

� هذي وا

� حت نيص ى

� أن ا، طل

ظر�

� هذي وا

ن�

حتيص ى

� ا .طل

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Pazartesi ve perşembe günleri Cennet kapıları açılır. Allâh’a şirk koşmayan her

Page 31: Diyanet Hadisler

kulun günâhı bağışlanır. Ancak kendisiyle (mü’min) kardeşi arasında düşmanlık bulunan kişi (nin günâhı) bağışlanmaz ve şöyle denir: “Onlar, barı- şıncaya kadar bağışlanmalarını bekletiniz, onlar barışınca- ya kadar bağışlanmalarını bekletiniz, onlar barışıncaya ka- dar bağışlanmalarını bekletiniz.”

(Müslim, Birr, 11, VI, 1987)

عن .304

عائش� � رض ة

ا ;#19&� ى

عنه�

� قالت ارس :� قال

ول�

ا ;#19&�

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

مما:

�6

عظ

متنعمة�

� إال &# عبد ع وجل ا; 19عز

ا� مؤنة تدتإليه

الناس�

،

��������� @

Page 32: Diyanet Hadisler

ومن

� تل مل

� الم كؤ�

� فقد للناس، نة

عر�

تل ض � النع ك

� للزوال مة

.

�K

Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Bir kulun üzerinde Allah’ın nimeti çoğaldıkça, o kimseye karşı insanların külfeti de artar. İnsanların o külfetlerine katlanmayan kimse, o nimeti yok olmaya sunmuş olur.”

(Tergib, 3/391, No: 6; Kenz, 6/347, No: 15994)

عن .305

� ه أبى

ري�

ا ;#19&� رضى رة

عنه�

� رس: قال قال

ول�

� ا; 19ص&#

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

مك:

Page 33: Diyanet Hadisler

ل�

�����

س

� الن من المى

علي� ك صدقة ه

� تط مل�

ع�

� الشم فيهيع :�

دل�

يو ل اسس�6�

ب

اال�

ث�

ن�

� وي صدقة

ع�

الر�

ج� دابت ل

في ه،مل�

ه�

علي�

� أو ها،

Page 34: Diyanet Hadisler

ير�

فع�

له�

�6

علي

� متاعه ها

� والك صدقة،

لمة�

الط�يبة�

� وبك صدقة،

ل�

� خط� يم وة� إ شيهاالص�

الة� وي صدقة،

ميط�الأ�� عن ذى

الط�ريقصدقة�

.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“İnsanın her bir eklemi için her Allah’ın günü bir sadaka vermek gerekir: İki kişinin arasını bulman, (haklarında adaletle hükmetmen) bir sadakadır. Bir kimseye bineğine binerken yardımcı olman veya yükünü hayvanına yüklemesine yardım etmen bir sadakadır.

Güzel bir söz söylemek sadakadır.

Page 35: Diyanet Hadisler

Namaza giderken attığın her adıma bir sadaka sevabı vardır.

Gelip geçenleri rahatsız eden bir şeyi yoldan alıp atman bir sadakadır.”33

(Müslim, Zekât, 16, I, 699)

عن .306

� ه أبى

ري�

ا ;#19&� رضى رة

عنه�

قال�

سمع:

ت�� الق أبا

اسم�ص�

ا; 19&#

علي

� وسل ه

الص م الم ادقص�

د�

� الح صاحبهذه وق

ج�

� يق رة

ول�

� ت : لانز�

ع�

الر

Page 36: Diyanet Hadisler

ة إال�

منقى�

�6.

33.

İnsanın vücûdunda pek çok ek yeri vardır. Onun hareket etmesi bu eklere bağlıdır. Bu eklemler hareket etmezse, insan hiçbir şey yapamaz; onun için de her gün onların şükrünü edâ etmek îcâb eder. Her iyi hareket Allâh’a bir şükür olacağından, eklemleri sayısınca sadaka vermesi gerektir, denilerek yapacağı iyi işleri her gün yapması, dâima iyi işlerle uğraşması bildirilmektedir.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den:

Doğru olan ve doğruluğu kabûl edilen (Ravza-i fierife’ye işâret ederek): fiu odanın sâhibi Ebü’l-Kâsım (Resûlullah (s.a.s.)'ı şöyle söylerken işittim:

“Rahmet, ancak (her türlü fenâlığı yapan) şakîden çekip alınır.”

(Tirmizî, Edeb, 58, IV, 136)

عن .307

عبد�

� ا; 19بن &#

ع�

ا ;#19&� رضى مر

عنه�

� 29قال &# ;

: رس قال

ول�

� ا; 19ص&#

ا; 19&#

Page 37: Diyanet Hadisler

عليه

وسل�

مإن:

أقوام�� اخ اتص�

هم�بالنع�

م�لمنافع�

الع�

� ي باد

قر�

هم�� فإ بذلوها، ما فيها� منع ذا

� م نزعها وهانه�

م�� و فإ اه�

م��.غ�

Abdullah b. Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Allâhu Teâlâ’nın, kullarının faydalanmaları için özel nimetler verdiği birtakım

Page 38: Diyanet Hadisler

kulları vardır. Onlar bu nimetleri gereği gibi sarfettikleri müddetçe, Allah bu nimeti onlarda devam ettirir. Onlar, bu nimetleri (gerekli yerlerde sarftan) uzaklaştıklarında Allâhu Teâlâ da bu nimetleri onlardan alarak başkalarına verir.”

(Silsile-i Ahadis, Sahiha, No: 1692, IV, 264)

أص .308 كان

اب�

النب�

ىص�

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

سفر ممعه�6

فاخذ�

بع

ض�

ه�

م�من�

� حبال أخيه

وه�

� فاس نائم و

تيق�

� ففز ظ

� رس فقال ع

ول�

Page 39: Diyanet Hadisler

ا

ص

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

ل: ال ملمس�

لم�أن�6

ي�

رو�م عس�

ل�

�.

Ashab-ı Kiram, Peygamber (s.a.s.) ile birlikte bir seferde idiler. Onlardan birisi uyuyan bir kardeşinin ipini (şaka için) çekip alırken

o uyanıverdi. Korku ve heyecâna düştü. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.):

(Tirmizî, Fiten, 3, IV, 462)

عن .309

ابن�

ع�

� رض مر

ا ;#19&� ى

عنه�

� 29أن &# ;

نبى� ا; 19&#

ص ;#21&�

Page 40: Diyanet Hadisler

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م من:

تز &# يوم مقامه ا; 19له ثبت حاجته ا عبد أعان

ول�

اال�

ق�

دام�.

� ::::

İbn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kim, bir kula ihtiyâcı anında yardım ederse, ayakların kaydığı (kıyâmet) gün (ün) de Allâhu Teâlâ onun makâmını sâbit kılar.”

(Tergib, 3/392, No: 10)

�6

عن .310

ا ;#19&� أنسرضى

عنه�

� رس: قال قال

ول�

� ا; 19ص&#

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

م�

Page 41: Diyanet Hadisler

من:

مشى�

�6

الم أخيه حاجةس�

لم�كتبا ;#19&�

له�

بك�

ل�

خط� سبع وة

� � حسنة�،

عنه ا و

سبع�

� � سيئة� أن إ

ير�

� من جع

حي�

ث�

فارقه�

�، فإن

ق�

ضيت��

حاجته�

� يدي ع

Page 42: Diyanet Hadisler

� من خرج ه

ذن�

� كيو وبه � ولدت مه�

أم�ه

�، وإن

ب ;#29&� في هلك

ذل�

� الج كدخل

نة�

بغح�

ساب�

�6.

Enes (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Müslüman kardeşinin ihtiyâcını gidermek maksadı ile giden bir kimse için, Allâhu Teâlâ, onun ayrıldığı yere dönünceye kadar, her bir adımına yetmiş sevab yazar ve yetmiş (küçük) günâhını yok eder. Onun vâsıtasıyla iş görülürse, anasından doğduğu gün gibi günahından çıkmış olur. (fiayet) o esnada ölecek olursa, hesab görmeden Cennet’e girer.”

(Ebu Ya’lâ, Müsned, 5/175, No: 2789)

عن .311

عائش�� رض ة

ا ;#19&� ى

عنه�

� : رس قال قالت ا

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

Page 43: Diyanet Hadisler

علي�

ه�

وسل�

ممن:

�66

و كانص�

لة�

� الم لأخيهس�

لم�� ذىس إ

ل�

� مبل طان

غ�

بر�

� ، أوتي�

س� ��

عس� أعانه�6

ا ;#19&�

� � ال &# ع; 21إجازة

اطيو � الق م

� عند يامة

دح�

� الأ ضق�

دام�

Page 44: Diyanet Hadisler

�.

Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Müslüman kardeşinin, hayırlı bir işe muvaffak olabilmesi veya zor bir işini kolaylaştırmak için selâhiyetli kimselere aracılıkta bulunan kişiye, Allâhu Teâlâ, ayakların kaydığı kıyâmet gününde sırâtı geçmek için yardım eder.”

(İbn-i Hibbân, Sahih, II, Hadis no: 530, 287)

عن .312

� ى أب

ي�

ح�

6�، أن

النبىص

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م: ي &# وا; 19ال

ؤ�

من�

� ، وا�

ي ال

ؤ�

من�

� ي &# وا; 19ال ،

ؤ�

من�

ومن .� قيل

Page 45: Diyanet Hadisler

� رس يا

� قال « &# ا; 19الذ ول

لايأم ىن�

جار�

ه�

بوايق�

ه�

�.»

Ebu fiureyh (r.a.)'dan; Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Vallahi iman etmiş olamaz, vallahi iman etmiş olamaz, vallahi iman etmiş olamaz” sahabilerden biri de; “Kim iman etmiş olmaz ey Allah’ın Resûlü?” diye sorunca, Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz:

“Kötülüğünden, komşusunun emin olmadığı kimse”

cevabını vermişlerdir.

(Buhârî, Edeb, 29, VII, 78)

عن .313

� م أبىا ;#19&� رضى وسى

عنه�

أن�

النبىص

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م : ك ع

ل�

Page 46: Diyanet Hadisler

مس�

لم�6� قالو. صدقة� أرأي: ا

تإن�

د�

قال ?�

يع:

تمل�

بيدي�

� فينف ه

ع�

ف

سه�

ويتصد�

ق�

يف

Page 47: Diyanet Hadisler

ن

ن

عل

� ي او

س

اجة

الم�ل�

ه�

� : فإ. قال وفن�

ق .

� إ: الوا

حلا �

Page 48: Diyanet Hadisler

خلا

، فإ: قالواتط��

تطع�

او�يف�

عل�

ي: ?� قال

م�سك�

� � ال عن

فإ

تطع

�? ي: قال

� � عذ�ا

يف

عل�

قال ?�

يأم:�

Page 49: Diyanet Hadisler

ب

ي

س

ع

او��

ر

ن

ي

س

Page 50: Diyanet Hadisler

نه

ا

صدقة

.

Ebû Musâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

Her müslüman, sadaka vermelidir. Denildi ki:

Ya bulamazsa? (Ne yapar Yâ Resûlullah?) Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:

Elleriyle çalışır; hem kendine bakar hem de tasadduk eder. (O şahıs):

Ya (çalışmaya) muktedir değil ise? (Ne yapar?) dedi. Resûlullah (s.a.s.):

Yardıma muhtâç olan mazlûma yardım eder, buyurdu. Ebu Mûsâ diyor ki: Resûlullah (s.a.s.)’a:

Ya (buna da) muktedir değil ise? (Ne yapar?) diye sorul-duğunda, Resûlullah

Page 51: Diyanet Hadisler

(s.a.s.):

İyilikle yâhud hayır ile emreder, buyurdu (O şahıs):

Ya (buna da) gücü yetmezse? dedi. Resûlullah (s.a.s.):

Kendisini kötülükten alıkor, zirâ o da sadakadır, buyurdu.

(Müslim, Kitabu’z-Zekât, 16, I, 699)

عن .314

� ه أبى

ري�

� النب كان قال رة،

ىص; 21&#

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

يق م ول�

نساء :� « يا

�6

الم

Page 52: Diyanet Hadisler

س�

� تح ال ت ل

قرن�

لجار جارةولو افر�

سن�

ةا

Ebu Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyuruyordu:

“Ey müslüman hanımlar! Tırnak ucu kadar da olsa, sakın ha, komşu komşuyu hakir görmesin!”

(Buhârî, Edeb, 30, VII, 78)

عن .315

عياضبن�

ار�

الم�ج�

ا Uع�

ا ;#19&� رضى

عنه�

أن:�

رس� ا; 19ص&# ول

ا; 19&#

�6

علي

Page 53: Diyanet Hadisler

� وسل ه

: وأه قال م ل�

الج�

نة�

ذ: ثلاثة� س و

ل�

� م طانق�

� م سطتصد�

ق�

موف�

ورج ق،� رقيق رحيم ل

الق�

ل�

ب�

لك�

ل�

V� ق ذى

ر�

� وم بىس�

لم� 6�، ،وعفيف�6

م� أ عيال تعففذوالن�

Page 54: Diyanet Hadisler

الضعيفال: سةبرله�

ار . � وهل قال

� ز ال ذى @�

الذه ين م�فيك�

م�تبع�

� يبت لا اغ�

� أه ون

ال�

� ماال وال

والخ .�ائن�

الذ�ال ى فى�

له

� وإن طمع

دق�

إالخانه

�، ورج

� ي ال ل

Page 55: Diyanet Hadisler

ص�

بح�

� ي وال

م�� إال سى

وه�

و

ادع�

� عن ك

أه�

� الب وذكر ومالك لك

خ�� الك أو ل

ذبوالش�نظ�

� �الف�

اش��.

Iyaz b. Hımâru’l- Mücâşiî (r.a.)’ın rivâyetine göre; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:

“Cennet ehli, üç kimsedir:

1- Âdil olup, sadaka veren ve muvaffak olan kudret ve sulta sâhibi insan,

2- Her müslümana ve yakınlarına karşı yumuşak kalpli olan kimse,

3-Kalabalık aile sahibi olduğu hâlde durumundan

şikâyet etmeyen fakirdir.

Cehennem’e girecekler de beş sınıftır. (Bunlar:)

1- fiunun bunun peşinden takılıp giden, dünya ve ahire

Page 56: Diyanet Hadisler

te yarayacak işlerde bulunmayan zayıf ve hafif akıllı kimseler,

2- Az da olsa, gördüğü her şeye göz diken hâinler,

3- Akşam, sabah (gece-gündüz) başkasının mal ve canına hile düşünenler,

4- Cimrilik edip yalan konuşanlar,

(Müslim, Cennet, 116, Hadis no: 63, III, 2197)

».

Câbir b. Abdullah ve Ebû Talha b. Sehl el-Ensârî’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

“Bir kimse, Müslüman bir kardeşine, iffetinin noksan-laşacağı ve hürmetinin yok olacağı bir yerde (şekilde ve mevzuda) yardımını keserse, Allâhu Teâlâ ona, kendi yardımını arzu ettiği bir yerde yardım elini uzatmaz. Bir kimse müslüman bir insana namusunun zedeleneceği, iffet ve şerefinin yok olacağı bir yerde yardım ederse, Allâhu Teâlâ da ona, yardımını arzu ettiği bir yer (ve zaman) da muhakkak yardım eder.”

(Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 30; Ebu Davud, Edeb, 41, Hadis no: 9884, V, 197)

�6

سمع .316

ت�� بن جابر

عبد�

� طل &# ا; 19وأبا

� بن ة

سه�

� اال ل

ن�

� يق صارى

� رس: قال والن

ول�

�66

Page 57: Diyanet Hadisler

ا; 19ص &# ;#21&

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

مام : من « مار�

ذل�

ام�� م رأس�

ل ;#29&�

عند�

مو�� ت طننت�هك�

فيه�

ح�

ر�

مت�ه�

وي�

نت�قص�

فيه�

م�ن�

ع�

ر�

ض�

Page 58: Diyanet Hadisler

ه�

إ�ال�

خذلها ;#19&�

مو�ط�ن�

�6

ب

ر

�6

ن

ام�

Page 59: Diyanet Hadisler

ي

ن

ل

مو�ضع�

ي�6

نت�قص�

ف�

هي

مس�

ن

فيه

� من وما ته،

�6

من

Page 60: Diyanet Hadisler

عر�

� وي ضه

نت�هك�

من�

ح�

ر�

� إال مته

ن �ه

ا ;#19&�

مو�طن�

ب�

ته

تعا 9

ع

عن .317

م�عاذ�بن�

أسد�

الج�

� عن هنى

النب�

Page 61: Diyanet Hadisler

ىص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م « من :

ى�

م�ؤ�

م�� م نان�

م�ناف�

ق�

« اراه�6

قال « : ;#19&� ا بعث

ملك�

� ا لح مى

مه�

يو� � الق م

يامة�

�6

من

� جهنم نارومن ،

� م رمى

Page 62: Diyanet Hadisler

س�

� ي بشىء ل

ريد�

ي�

نه�

� حبسه به

ا ;#19&�

ج�

جهنمحت

º ى

ر

مم جقال ا

».

Muâz b. Esed el-Cühenî’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

Bir kimse, bir mü’mini bir münâfıktan korursa, onu [Resûlullah (s.a.s.)'ı] bizzat

Page 63: Diyanet Hadisler

gördüm. Buyurdular ki:

“Allâhu Teâlâ, kıyâmet gününde Cehennem ateşinden onun etlerini korumak için bir melek gönderir. Ve bir kimse bir müslümana herhangi bir şeyle atar (söz söyler) ve o şey ile ayıplanmasını isterse, Allâhu Teâlâ onu dediği şeylerden çıkıp (temizleninceye) kadar Cehennem köprüsü üzerinde bırakır (hapseder).”

(Ebû Dâvud, Edeb, 41, Had.no: 4883, V, 196)

عن .318

� بن واثلة

الأ�س�

قع�

� رس: قال قال

ول�

ا; 19ص &# ;#21&�

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

م: ت لاظ�

هر�

الشألخيكف تةه�

ا ;#19&�

ويبت�ليك�

.

Vâsile b. el-Eska‘ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

Page 64: Diyanet Hadisler

“Kardeşin için (kötülük günlerinde) sevinç gösterme, yoksa Allâhu Teâlâ ona rahmet eder, seni de (ondaki belâya) uğratır.”

(Tirmizî, 54, IV, Hadis no: 2506, 662)

عن .319

م�عاذ�بن�

جبل�

6� رس: قال قال

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

ممن:

ع�

أخاه�

يمت�حت�

يع ىلمه�

ذن�

ب�

�6

Page 65: Diyanet Hadisler

ب

.

Muâz İbn-i Cebel (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

“Bir kimse kardeşini bir kusur ile ayıplarsa, o kusuru işlemeden, o kimse ölmez.”

(Tirmizî, 53, IV, Hadis no: 2505, 661)

عن .320

� ه أبى

ري�

� : رس قال قال رة،

ول�

ا ;#19&�

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

م«ك :

ل�

المس�

ل�

م��

ع; 21الم &#

س�

Page 66: Diyanet Hadisler

ل�

م�� ماله حرام

وع�

ر�

ض�

ه�

ودمه�

الت�ق� هه وى

� ب نا،

س�

ب�

ام�ر�

�6

� ال من

أن� أخاه قر

الم�س�

لم�».

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

“Her müslümanın diğer müslümana malı, ırzı ve kanı haramdır. İşte takva buradadır (diyerek kalbini gösterdi). İnsana, kötülük bakımından, müslüman kardeşini küçük görmesi yeter.”

(Müslim, Birr, 18, Hadis no: 1927, IV, 325)

XVII

GIYBET HAKKINDA

HADİSLER

Page 67: Diyanet Hadisler

عن .321

� م أبى� قال وسى

س:

� رس ئل

ول�

ا; 19ص &# ;#21&�

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

أى م���������

المس�

لم�أف

ضل�

من ?� قال

� الم سلمس�

لم� � من ون

� ويده لسانه

.

Ebû Mûsa (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’dan şöyle soruldu:

– Müslümanların en faziletlisi kimdir? Buyurdular ki:

– Elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.

(Müslim, İman, 14, Hadis no: 66, I, 66)

Page 68: Diyanet Hadisler

عن .322

عائش� � قالت ةرس :� قال

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

م: أح ما

ب�

أنى�

حكي

ت�ان�

سان�

� وأن ا

وكذا .كذا

Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

“Ben herhangi bir insana benim de şuyum, buyum var- dır, demeyi sevmem.”34

(Ebu Davud, Edeb, Bab 40, Hadis no: 4875, V, 192)

Page 69: Diyanet Hadisler

عن .323

ج�

ند�

ب�

6�، قال

: أع جاء

� راحلته فأناخ رابى

ث�

م�ث عقلهام�دخل

المس�

فص ;#21&� جد

خل � فرس

ا; 19ص; &#21ا &# ;#19&� ول

علي�

� وسل ه

فل; 29&# م،

سلم

34. İnsanlar kendi fazîletlerini başkalarının noksanlarıyla kıyaslamak sûretiyle belirtmek isterler. Kendi iyiliğini anlatabilmek için başkalarından bahsetmek gıybettir.

Page 70: Diyanet Hadisler

رس

ول�

� ا; 19ص &#

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

راحلته أتى م،فأط�� ث لقها،

م�ث ركب،م���

الل: نادى

ه�

م�ار� و نىم�د� ت ولا اك�

ر�

� أحد تنا

�، رس فقال

ول�

ص ;#21&

ا; 19&#

علي�

Page 71: Diyanet Hadisler

� وسلم « ه ه أتقولون� أ وأم� � بع

�، أتس�

مع�

وا�

ا ;#19&

ه ضل ::�

قال «? ما إ قالو

� ب: ا

.

Cündüb (r.a.)’den; dedi ki:

Bir A’râbi (köylü) geldi, devesini çökertti, sonra bağladı, mes-cide girdi ve Resûlullah (s.a.s.)’ın arkasında namaz kıldı. Resûlullah (s.a.s.) selâm verince, devesine geldi ve onu çözdü, sonra bindi ve sonra da;

Yâ Rab, bana ve Muhammed’e rahmet eyle ve bizim rah

metimize (başka) bir kimseyi ortak etme, diye nidâ etti. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

– O mu, yoksa, devesi mi daha çok dalâlettedir (yolunu şaşırmıştır), söyler misiniz? Onun dediklerini duymadınız mı?

Page 72: Diyanet Hadisler

– Evet, duyduk, dediler.35 (Müslim, Kihac, 47, I, 935)

عن .324

� بر أبى

� الأ زةس�

� : رس قال قال لمى،

ول�

ا ;#19&�

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

ممع « : يا

� من�� بل آمن

سان�

ه�

و�يد�

خ�ل�

الإ� � ي; 29ن&#

قل�

به�

� ، تغ ال

تابو�� الم اس�

ل�

Page 73: Diyanet Hadisler

م�تت ولابع� عو وا� � رام�

�، فإن�

همن�

ات�عو بع� � رام�يت�بعا ;#19&�

عو�رته�

�، ومن

يتبعا ;#19&�

عو�رته�

يف�

ض�

ه�

بي�

ته�

Page 74: Diyanet Hadisler

».

Ebû Berze el-Eslemî (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

35. Burada, geniş ve şümûllü olan Allâh’ın rahmetini daraltmış olması bakımından, Resûl-i Ekrem, bu adamı hayvandan daha aşağı derekeye (en aşağı kat) düştü- ğünü bildirmekle bu gibi insanların hatalı olduğunu anlatmış oldu.

“Ey dili ile iman edip, hakiki iman kalbine girmemiş olan kişilerin topluluğu! Sakın müslümanları gıybet etmeyiniz ve onların ayıplarının peşine düşmeyiniz. Zira bir kimse onların ayıpları peşine düşerse, Allâhu Teâlâ da onun ayıbını ortaya kor. Allâhu Teâlâ bir kimsenin ayıbını ortaya koymak isterse, onu evinde de rezil, (perişan) eder.”

(Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4879, V, 194)

�6

ابن .325 عن

� ا; 19عنه; &#29قال &# عباسرضى

ا; 19ص &# ;#21&: رسول مر

ا; 19عليه &#

� ::: ::�6

وسل

ع; 21ق &# م

ي�

ن�

� إنه فقال

لي &# @29 ;

عذ�ي وما بانعذ�� كب بان أم

هذا ا

Page 75: Diyanet Hadisler

يست لا فكان بالنم يمشى فكان هذا وأما بوله منث يمة� دع م

ا

� �

بع

سيب�

رط�6ب�

فشق�6

هباث�

ن�

� واحد هذا ع فغرس

� واحد هذا وع ا

ا

ث

م�لعل قال

ه

Page 76: Diyanet Hadisler

ف

ف

عنه�

�t ما

يي�

بس�

ا.

İbn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; dedi ki:

Resûlullah (s.a.s.), iki mezara uğradı. Buyurdular ki:

“Bu iki kabir (içinde olanlar) gerçekten azâb ediliyorlar. Bu, büyük bir günah içinde oldukları için değil; şu (kabirdeki) idrardan sakınmazdı. fiu (kabirdeki) ise koğuculuk yapıp gezerdi.” Sonra yaş bir hurma dalı istedi. Onu ikiye böldü. Birini bir kabre, diğerini öteki kabre dikti. Ve:

“Bunlar kuruyuncaya kadar azabları hafişeyeceği umulur.”36 buyurdular.

(Buhârî, Vudu‘, 1055, I, 61)

عن .326

أنس�

بن�

مال�

ك�

6�، رس: قال قال

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

Page 77: Diyanet Hadisler

م« ل ;#29& :

عر�

ج�

36. Gıybetten ve idrârın bulaşmasından sakınmamanın büyük günah sayılmaları, halkın bunlara aldırış etmemelerine göredir. Dolayısıyla, gıybet büyük günahlardan olduğu gibi, dirhemden fazla olan idrârın beden veya elbiseye bulaşması da namaza mânîdir.

Yaş ağacın azâbı hafişetmesi, Kur’ân-ı Kerîm’de beyan buyurulduğu gibi, her şeyin Allâh’ı tesbih etmesi sebebiyledir.

� 6

بىمرر

ت�بقو�م�م�6أظف�

� من ار

ن�

اس�

مش� � و ونج�

وهه�

م��

وص

د�

وره�

م�

Page 78: Diyanet Hadisler

�، فق

ل�

ت�من :�

هؤال�

ج `� يا ء

يل�

هؤال: ?� قال

� الذ ءين�

يأك

ل�

� لح ون

� الن وم

ويقع� أع ون

راضهم��».

اس

Enes b. Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

“Ben Mi’râca çıkarılınca birtakım insanlara uğradım. Onların bakırdan tırnakları vardı. (Onunla) yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı. Dedim ki:

Ey Cibril, kimdir bu insanlar! (Cebrail) dedi ki:

Bunlar insanların etlerini yiyen37 ve ırzları (namusları) peşine düşen kimselerdir.

Page 79: Diyanet Hadisler

(Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4878, V, 194)

عن .327

ابن�

ه�

ري�

� : رس قال قال رة

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

م«إ :ن�

من�

أك�

�6

الك

� اس بائر

تطالة�

الم�ر�

� عر ء

ضرج�

ل�

م�6س�

لم�

Page 80: Diyanet Hadisler

بغ�6

حق�

�، الك ومن

بائر�

بالسبة السبتان

».

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

“Muhakkak kebâirin (büyük günahların) en büyüklerinden birisi de, kişinin, müslüman bir adamın ırzına haksız yere dil uzatmasıdır. Bir sövmeye karşılık iki kere (ard arda) sövmek de büyük günahlardandır.”

(Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4877, V, 193)

عن .328

سعيد�

بن�

زي�

د�

6�، عن

النب�

ىص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

م« إن :

م�ن�

أر�

� الر بى

Page 81: Diyanet Hadisler

با

الإس�

� عر تطالة

ضالم�س�

لم�بغ�

حق�

».

37. Burada, (insanların etlerini yiyen) sözüyle, Kur’ân-ı Kerîm’deki, “Bir kısmınız diğerlerini gıybet etmesin, sizin herhangi biriniz ölü olarak kardeşinin etini yemeyi sever mi?” âyetinde gıybetin insanların etlerini yemeye benzetildiğine işâret edilmektedir. Böylece gıybet edenlerin azablarının şiddeti belirtilmektedir.

Saîd b. Zeyd (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

“Azâbı en çok arttıran günahlardan birisi de müslümanın ırzına (namus, onur ve haysiyetine) haksız yere dil uzatmaktır.”

(Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4876, V, 193)

عن .329

� قالت عائشة،ق:�

ل�

ت�للنب�

ىص

Page 82: Diyanet Hadisler

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

حس: مبك�

من�

صفي

غ قال وكذا، كذا ةم�سد�

دتع :�

� قص نى ة

� فقال « : ، لقد

ق�

ل�

ت��

كل

مة�

لو�م�ز�

جت�ب�

� الب ء

ر�

Page 83: Diyanet Hadisler

لمزجت�ه�

« قالت.�وحكي :�

ت�له�

إ�نس�

ان�

� فقال « : أح ما ا،

ب�

أن� حكي ى

ت�إ�ن�

سان�

� وأن ا

وكذا«. كذا

Âişe (r.anhâ)’dan; şöyle anlatıyor; Resûlullah (s.a.s.)’a:

– Safiyye’nin şu şu kusurları (ve hele) boyunun kısa olması sana yeter, dedi. Resûlullah (s.a.s.):

Öyle bir söz konuştun ki, (onun günahı cisimlenip) denize atılsa, denizi bulandırır ve kokuturdu, buyurdu. Âişe (r.anhâ):

Yine Resûlullah (s.a.s.)’a bir insandan bahsetmiştim. Resûlullah (s.a.s.):

Page 84: Diyanet Hadisler

Bana dünyâlıktan birçok şey verilse de kimseyi kötülük- le anmayı sevmem, buyurdular.38

(Ebû Dâvud, Edeb, 40, Hadis no: 4875, V, 192)

عن .330

� ه أبى

ري�

� أن رة

رسول�

ا ;#19&�

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م أتد:

ر�

� ما ون

الغ

ي�

بة�

قال�

ا ;#19&� وا

ورس�

وله�

أع�

لم�� ذك قال

Page 85: Diyanet Hadisler

ر�

� ب; 29يك &# أخاك ك

ره�

ق�

لي

38. Bu hadîs-i şerîfte, başka insanların yaratılışlarındaki noksanlıklardan bahsetmenin uygun olmayacağı ifâde ediliyor.

أفرأي

تإن�

� أق ما أخى كان

ول�

� إن قال

� تق ما فيه كان

ول�

فق�

د

إ

تبته�

و

ن

Page 86: Diyanet Hadisler

ف

هي

يك

ن

فقد

ت�ه�

اغ

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

– Gıybet nedir, biliyor musunuz? diye sordular. Ashâb:

– Allah ve Resûlü bilir, dediler. (Resûlullah:)

– Kardeşini hoşuna gitmeyen şeylerle anmandır, buyurdu. Birisi:

– Dediğim şeyler kardeşimde varsa ne buyurursunuz? dedi. Resûlullah (s.a.s.):

– Söylediğin eğer onda varsa, onu gıybet etmiş olursun; ve eğer yoksa iftira etmiş olursun, buyurdular.

(Müslim, Birr, 20, III, 2001)

.

Page 87: Diyanet Hadisler

عن .331

� ه أبى

ري�

� رض رة

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

النب�

ىVص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال مإ:� قال ذا

الر

ج� الناس هلك ل

فه�

� أه و

لك�

ه�

م��

�.

Page 88: Diyanet Hadisler

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Bir adam, insanlar helâk oldu, dediği vakit, o, onların en çok helâk olanıdır.”39

(Müslim, Birr, Bab 41, VI, 2024)

ا; 19تعا &#9عنه .332 رضى عائشة عن

� رسول قالتقال ا

ا; 19ص &# ;#21&�

وسل &# ا; 19عليه

م:

صاحبك مات إذا

م�فدع�

وه�

� تقع وال

� ف وا

هي

.

Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

39. Bu sözü, acınmak sûretiyle söylemekte beis yoktur; fakat kendini beğenmek ve insanları küçük görmek sûretiyle söylerse, helâk olanların başında geleni kendisi olduğunda şüphe yoktur.

(Ebû Dâvud, 50, Hadis no: 4899, V, 206)

Page 89: Diyanet Hadisler

عن .333

� ه أبى

ري�

ا ;#19&� رضى رة

عنه�

أن�

النبىص�

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م إي:

اكم��

وس

� ذاتالب وء

فإنه�

الح االقة�

�.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“İki kişi arasını bozmaktan son derece sakının, çünkü böyle hareket eden, dini yok eder.”

(Tirmizî, Kıyamet, 56, Hadis no: 2508, IV, 663)

عن .334

عبد�

Page 90: Diyanet Hadisler

ا &# ;#19&� ا; 19رضى

عنه�

عن�

النب�

ىص ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م : ي ال

بل�

غ�

نى�

�6

من أحد

أص�

� عن ابى

� ي أحد

ئ�� فإن ا

� أح ى

ب�

أخ أنر�

� إليك ج

م�� سليم وأناالص�

د

Page 91: Diyanet Hadisler

ر�

�.

Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Ashâbımdan bir kimse, herhangi bir kimseden aleyhimde söylenmiş sözü bana getirmesin; zirâ ben sizin karşınıza sâlim kalbli olarak çıkmayı severim.”

(Ebû Dâvud, Edeb, 33, Hadis no: 4860, V, 183)

عن .335

م�� بن عاذ

جبل�

ا ;#19&�6 رضى

عنه�

قال�

ق:

ل�

ت�� رس يا

� ا; 19أخ &# ول

�`

نى�

بعمل

ي�6

د�

خ�� الج نى

� وي نة،

باعد�

� عن نى

الن�

Page 92: Diyanet Hadisler

قال « : ? لقد� عن سألت

ل

ارعظيم�

6�، وإن�

هليس�

ع; 21من &#

ي�

ها ;#19&�

� تعا 9علي

ه�

تع :�

بد�

� ت &# ا; 19لا

ك�

40. Hayatta olanları gıybet ettikten sonra onlardan helâllık almak mümkündür; ölü için böyle şey düşünülmez. Aynı zamanda hayattaki akrabaları da müteessir olur. Bunun için ölünün kötülüklerini değil, iyiliklerini anmak, hem insânî ve hem de İslâmî bir vazîfedir.

ي به

ئ�� وت ا،قيم�الص�

وت لاة،ؤ�

Page 93: Diyanet Hadisler

� الزك تى

وتص اة،وم�� وتح رمضان

ج�

البي�

ت��

اس إن

طع�

تإلي�

� سبيال ه

�، ثمقال « : أد أال

لك�

أبو عابالخ�الص ?�

وم��

الصدقة. ، جنة

تط�� الخ فىء� ك; 29يط &# طيئة

� الم فىء� وصال النار، اء

ة

���::::::

Page 94: Diyanet Hadisler

الر

ج� من ل

فاللي�

� ل « ثم

تالتتجا + ( : ج

� � نوم��(

جو�المضاج عن �::

ع

حت� يع ( بلغ ى

مل�

ون�

الس] )

جدة�

ث ]. ١٦ :�

م�قالأخ : « ألا�`

� بر ك

أس�

Page 95: Diyanet Hadisler

الأم� وع ر،

م�� وذر وده،

� سنامه « قلت

� رس يا ب

� ا; 19أس &# ول

وة�

� قال« : : ر

الأم�� الإ رس�

لام�� عم وود�

ه�

الص�

الةوذر .�

وة�

� الج سنامه

هاد�

« ث�

م�قال « : أال

أخ

Page 96: Diyanet Hadisler

�`

� ك ذلك بمالك ك

ل�

ه?« ق�

ل�

ت�رس :� يا ب

ا; 19فأخ &# .� ول

� بلسانه ذ

قال

«ك :

ف�

علي � هذا « ك ق

ل�

ت�رس :� يا

� ا; 19وإن &# ول

لمؤ ااخذ�ون�

ب

ن

مبه�

ثك: ?� فقال

� أم كب @الناسالن�

Page 97: Diyanet Hadisler

ع �ـ

لت تكل� يك وهل ك،

ار�

وج�

وههم�إال�

حصائدألس�

نتهم��.»?

Muâz İbn Cebel (r.a.) şöyle dedi:

– Ya Resûlullah! Bana, beni cennete girdirecek, cehennemden uzaklaştıracak bir iş (amel) söyle, dedim. Resûlullah (s.a.s.):

– Çok büyük bir şey istiyorsun. Ancak bu, Allah'ın kolay kıldığı kişi için pek kolaydır: Hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca Allah'a kulluk edersin. Namazı dosdoğru kılarsın. Zekâtı verirsin. Ramazan orucunu tutarsın. Gücün yeter, imkân bulabilirsen haccedersin” buyurdu. Sonra sözüne devamla:

“fiimdi sana hayır kapılarını haber vereyim mi?: Oruç kalkandır. Sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi günahın azâ-

“Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk ettikleri için vücutları yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” [Secde sûresi (32), 16, 17] âyetini okudu. Daha sonra Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:

– Sana bütün işlerin başını, ana direğini ve doruk noktasını bildireyim mi? Ben:

– Evet, bildiriniz Ya Resûlallah! dedim.

İşin başı İslâm, direği namaz, doruğu cihaddır, buyurdu. Sonra:

Page 98: Diyanet Hadisler

Sana bütün bunların kıvamının kendisine bağlı olduğu şeyi (can damarını) bildireyim mi? dedi. Ben:

Evet, bildir Ya Resûlallah! dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber dilini tuttu ve:

fiunu koru! buyurdu. Ben:

– Ya Resûlallah! Biz konuştuklarımızdan da sorgulanacak mıyız? dedim.

– Annen yokluğuna yansın ey Muaz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir! buyurdu.

(Tirmizî, İman, 8; İbni Mâce, Fiten, 12, II, 1314, 3973)

عن .336

� الد أبى

رداء�

رض�

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

النب�

ىVص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

Page 99: Diyanet Hadisler

قال م من:

رد�

عن

عر�

� رد ضأخيه،

ا; 19&#

عن�

وج�

� النار هه

يو� الق م

يام�ة

.

Ebû’d-Derdâ

(r.a.), Resûlullah (s.a.s.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet

etmiştir:

“Kim, kardeşinin ırz ve namusunu savunursa, Allah da kıyamet günü onu cehennemden muhafaza eder.”

(Tirmizî, Birr, 20, IV, 327)

XVIII

KOMfiULUK

HAKKINDA HADİSLER

عن .337

Page 100: Diyanet Hadisler

� ه أبى

ري�

� ; رس قال قال رة،

ول�

ا ;#19&�

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

م« من :

� ي كان

ؤ�

م�ن�

با ;#19&�

والي�

و�م�اال�

خ�ر�

� ي فال

ؤ�

ذ�جاره�

�، ومن

� ي كان

ؤ�

م�ن�

با ;#19&�

Page 101: Diyanet Hadisler

والي�

و�م�اال�

خ�ر�

فل�

ي�

ك�

رم�ضي�

فه�

�، ومن

� ي كان

ؤ�

م�ن�

با ;#19&�

والي�

و�م�اال�

خ�ر�

فل�

يق�

ل�

خليصمت أو ا

Page 102: Diyanet Hadisler

Ebu Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna eziyet etmesin; Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna iyilik etsin; Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin, yahut sussun!”

(Buhârî, Edeb, 31, VII, 79)

عن .338

� ه أبى

ري�

� أن رة،

رسا ;#19&� ول

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م: يد ال

خ�ل�

الج�

نة�

من

� يأمن ال

جار�

ه�

بوائقه�

�.

Ebu Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:

Page 103: Diyanet Hadisler

“Kötülüğünden komşusunun emin olmadığı kimse cennete giremez.”

(Müslim, İman, 73, I, 68)

XIX

HAYVAN HAKLARI

HAKKINDA HADİSLER

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

– Bir adam, bir yolda giderken çok susamıştı. Bir kuyu buldu. Oraya indi ve suyunu içti, sonra çıktı. Bir de (dilini çıkarmış) soluyan ve susuzluktan çamur yalayan bir köpek gördü. Adam (kendi kendine), “fiu köpek de benim gibi son derece susamıştır” dedi ve kuyuya indi. Mestini doldurdu. Ve ağzına tutarak köpeğe içirdi. Allâhu Teâlâ, onun bu işini kâbul etti. Bundan dolayı da o adamı affetti. Dediler ki:

– Yâ Resûlallah, hayvanlarda da bizim için ecir var mıdır?

Resûlullah (s.a.s.):

عن .339

� ه أبى

ري�

� رض رة

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

النب�

ىV� ص

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م

Page 104: Diyanet Hadisler

بي:

ن�

رج

� يم ل� بط شىريق�

�6U ا

تد�

عليه�

الع�

طش�� بئ فوجدر�

� فيه فنزل ا

ا

بث ف

م�كل فإذا خرج

بيل�

هث�

يأك�

ل�

الث�

الع من رى� فق طش،

ال

Page 105: Diyanet Hadisler

الر

جل�

لقد�

� الك هذا بلغ

ل�

� الع من ب

طشمث�

ل�

الذ�الب فنزل بى بلغ كان ى

ئ� � خ فملأ رف�

هث�

م�أمسكه�

بف�

يه�

� الك فسقى

ل�

� ا ;#19& فشكر ب

له�

فغفر�

له

قالو .�� رس يا ا

� ا; 19وإن &# ول

ا لنالب�

Page 106: Diyanet Hadisler

هائم�أج�

ر�

� نعم فقال اك�

ل�

Vذات��66

رط كبد� أج بة

ر�

.

– Evet, her yaş ciğer sâhibi olanda (diri olanda bizim için) ecir vardır, buyurdular.

(Müslim, Selam, 41, II, 1761)

عبد�

ا &# ;#19&� ا; 19رضى

عنه�

ن�

ص &# ا; 19@ ول

ا; 19&#

علي�

ه�

عن .340

قال�

: رس مع ا ك

�6

وسل

فان سفر مطلق�

ت�

Page 107: Diyanet Hadisler

� فرأي لحاجتى

ت�رة�� فر معها

� فأخذ خانت�فر�

خي�

� فجائت هاالح�

م�رةفجعلت�ت�عر�

ش �، النب فجاء

ىص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل

: من فقال م � ر بولدها هذه فجع

د�

إلي ولدها وا� قر ورأى ها،

ية�

نمل�

Page 108: Diyanet Hadisler

قد�6

حر�

ق� من فقال ناها،

حر�

? ق هذه ق ل�

� ن نا

ن�

�، إن: قال

ه� ينب ال

� أن غى

يعذ�ببالنار�

�إال�

ربالنار�.�Abdullâh (r.a.)’dan; şöyle anlatıyor:

Resûlullah (s.a.s.) ile bir seferde bulunuyorduk. Bir ihtiyâcım için ayrılmıştım. (Orada) iki yavrusu olan bir serçe kuşu gördüm ve yavrularını aldım. Serçe, gelerek, yana yakıla yavruları için çırpınmaya (bağırmaya) başladı. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) gelerek:

Bu kuşu yavru acısı ile sızlandıran kimdir? Yavrusunu kendisine iâde edin, buyurdu. Yine (Resûlullah s.a.s.), yaktığımız bir karınca yuvasını görünce:

Bunu kim yaktı? diye sordu. Biz:

Page 109: Diyanet Hadisler

Biz yaktık, dedik. Resûlullah (s.a.s.):

Ateş ile azap, ancak ateşin Rabbi olan Allah’a mahsus- tur (böyle yapmayın), buyurdu.

(Ebû Dâvud, Cihad, 122, Hadis no: 2675, III, 126)

ابن .341 عن

ع�

ا ;#19&� رضى مر

عنه�

� 29أن &# ;

رسا; 19ص &# ;#21&� ول

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م :

�6

«ع

ذ�� حبست هرة بتامرأة� النار فدخلتفيها ماتت، حتى ها

، ال

Page 110: Diyanet Hadisler

� K�

أط هىعمت�� وسقت ها� إذ ها،� حبست هى� تركت هى ولا ها� تأك ها

ل�

من�

الأ حشاشر�

ض

İbni Ömer (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Bir kadın ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden azâb edildi ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvanı hap-settiğinde ona bir şey yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşereleri yemesine bile izin ve imkân vermemişti.”

(Buhârî, Enbiyâ, II, 54; Müslim, Selâm, 151, 152, Birr, 133, 134)

عن .342

عبد�

ا ;#19&�

بن�

Page 111: Diyanet Hadisler

عم�ر�

6� ; رس قال قال و

ول�

ا ;#19&�

ص ;#21&�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

ممن:

قتل�

ع

صف�

� بغ &# ف; 29فوقها ورا

حق

� ا; 19عز &# سأل ها

وجلعنه� الق يوم ا

يام�ة

حق ف

حق قال هاأن ها

Page 112: Diyanet Hadisler

تذ�� فتأك ها ب

� تق وال لها

طع�

.

رسول يا قيل

ا

رأس

� ف ها

� مى�

ا.

Abdullah İbn Amr (r.a.)'dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Cenâb-ı Hakk, haksız olarak bir serçeyi öldürenden kıyamet gününde hesap soracaktır.” Ona;

-Ya Resûlullah hakkı nedir? diye sorulunca; Hz. Peygamber:

– Hakkı, başını koparıp atmak değil, kesip yemendir, buyurdu.

(Nesâî, Dahaya, 42, VII, 239)

XX

YETİMLERE İYİ MUÂMELE EDİLMESİ

Page 113: Diyanet Hadisler

HAKKINDA HADİSLER

عن .343

� ه أبى

ري�

� ; رس قال قال رة،

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

م« كافل :

الي�

تيم��

له

أو�لغ�

� وه أنا ه

� كهات والج�

نة�

الر ار « وأوه اوى � مالك و

بن�

�6

أنسبالس

Page 114: Diyanet Hadisler

بابوالو ةس�

.طى�

Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himâye eden kimseyle ben, cennette şöyle yanyana bulunacağız.”

Hadisin râvisi Mâlik İbni Enes; –Peygamber (s.a.s.)'in yaptığı gibi– işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi.

(Müslim, Zühd, 42, III, 2287)

عن .344

� ه أبى

ري�

� أن رة،

رس� ا; 19ص &# ول

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

قال م« اج :

تنبو�� الس ا

بع�

الموبقات « رس يا قيل� ه &# ا; 19وما ول

ن�

قال « الش

Page 115: Diyanet Hadisler

ر�

ك�

� با; 19والس &#

ر �

وقتل�

النف�

سالتحر ى

ا; 19&# م

إال�

بالحق�

وأكل�

� الي مال

تيم�وأك�

ل�

الر�

با

والتول� يو ى

� الز م

حفوقذ�ف�

الم�

Page 116: Diyanet Hadisler

صناتالغ�

افلاتالم�ؤ�

منات�.»

Ebû Hureyre (r.a.)'den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“İnsanı mahveden yedi günahtan kaçının: Ey Allah’ın el

çisi, bu yedi günah nedir? diye sorduklarında, Peygamberimiz: “Allah’a ortak koşmak, efsun (sihir, büyü) yapmak, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, riba (faiz) yemek, düşmana hücum anında savaştan kaçmak, namuslu, kendi hâlinde mü’min kadınlara zina iftirası yapmaktır.”

(Buhârî, Vesâya, 23, III, 195, Tıb 48; Müslim, İman, 38)

عن .345

� ه أبى

ري�

� رض رة

ا ;#19&� ى

عنه�

عن�

النب�

ىVص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م خ:�66

بي

Page 117: Diyanet Hadisler

ت�الم�س�

لم�بي

� يتيم فيه تسن�

إلي�

� و ه،بيت�الم�س�

لم��

بي

� ي يتيم تفيه

ساء�

إلي�

ه�

.

Ebu Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Müslüman toplum içinde en hayırlı aile yuvası, içinde bir yetimin barındırıldığı ve ona iyi davranıldığı yuvadır. Müslüman toplum içinde en kötü aile yuvası, bir yetimin barındırıldığı esnada ona kötü davranıldığı yuvadır.”

(İbn-i Mâce, Edeb, 6, Hadis no: 3679, II, 1213)

عن .346

ابن�

ع�

ا ;#19&� رضى مر

عنه�

Page 118: Diyanet Hadisler

� رس: قال قال

ول�

ا; 19ص &# ;#21&�

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

مإن:

����

أحب

البي�

� ا; 19بي &# إ وت

� م يتيم تفيهك�

رم�.

İbn-i Ömer (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Allah katında en sevimli ev, içinde yetime ikrâm olunan evdir.”

(Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, XII, Hadis no: 13434, 296)

عن .347

� ه أبى

ري�

ا ;#19&� رضى رة

عنه�

أن:�

رجال�

� رس إ كا

Page 119: Diyanet Hadisler

� ا; 19ص&# ول

ا

علي�

� : قس وسلم ه

� : ام فقال قلبه وةسح�

� الي رأس

تيم�وأطعم��

الم� سك

.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den;

Bir adam, Resûlullah (s.a.s.)’a, kalbinin katılığından şikâyet etti. Resûlullah (s.a.s.) da:

“Yetimin başını okşa, zavallı fakirleri yedir” buyurdu.

(Ahmet b. Hanbel, Müsned, II, 263)

صف .348 عن

� سليم بن وان6� النب &# ا; 19عن رضى

ىص; 21&#

وسل &# ا; 19عليه

مقال:

Page 120: Diyanet Hadisler

الس

الأ ع اعىر�

� والم ملةس�

ك�

كالم� ا; 19أو &# سبيل جاهد

كالذ�النه يصوم ىويق ار

� الل وم

يل.

Safvân b. Süleym (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Dul ve yetimlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihâd eden veya gündüzleri oruç, geceleri ibâdetle geçiren kimse gibidir.”

(Müslim, Kitabu’z-Zühd, 2, VI, 2286)

�6

عن .349

ابن�

� ا; 19عنه &# عباسرضى

� رسول: &# قال 29قال ;

ا; 19ص &# ;#21&�

وسل &# ا; 19عليه

م:

Page 121: Diyanet Hadisler

� �::::

من

� ثالثة عال

� الأ مني�

تام�� كمن كان

� لي قام

له�

�، نهاره وصام

�، وغد

ا

ها

� سي ا

فه�

�، ا; 19وكن &# سبيل

� وه أنا

� الجن و

إ� ك ا

خوان ة ت ر وراح

أن

هاتأخ�� وألص تان

� أص ق

بع�

Page 122: Diyanet Hadisler

ي�

� الس ه

بابوالو ةس�

.طى�

İbn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Yetimlerden üç kişiye yardımda bulunan kimse, gündüzünü oruçlu, gecesini ibâdetle geçiren, sabah erkenden kılıcını çekerek Allah yolunda (savaşa) giden kimse gibidir.”

Resûlullah (s.a.s.) orta ve işâret parmaklarını bitiştirerek:

“fiu ikisi (bir arada) kardeş oldukları gibi, ben ve o, Cennet’te (aynı şekilde bir arada bulunan) iki kardeş gibiyiz.” buyurmuştur.

(İbn-i Mâce, Edeb, 6, Hadis no: 3680, II, 1213)

عن .350

أبىأم�� رض امة

ا ;#19&� ى

عنه�

أن�

رسا ;#19&� ول

ص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

قال م من:

�6

Page 123: Diyanet Hadisler

رأسيتيم ع مسحيم�6س�

ه�

إال�

له كانك�

ل�

� ع

� مر رة

ت�6

ك عنده يتيم أو يتيمة إ أحسن ومن حسنات، يده عليها

نتأنا�

�6

وه

� الج و

نة�

كهات �، وفر

ب قأص�

بع�

ي�

� الس: ه

بابوالو ةس�

.طى�

Page 124: Diyanet Hadisler

Ebû Ümâme (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kim ki, yalnız Allah rızâsı için bir yetimin başını okşarsa, kendisine elinin değdiği saçlar sayısınca sevab verilir. Kim yanında bulunan yetime iyi davranırsa, onunla ben Cennet’te şöyle yanyana bulunacağız”, diyerek parmakları arasından şahâdet parmağı ile orta parmağını işâret ederek göstermiştir.

(Ahmed b. Hanbel, V, 250)

عن .351

� ى أب

ي�

ح�

خ�6وي�

ل�

د�

بن�

عم�ر�

6� الخ وزاع�

ى�

رض�

� ا; 19عنه &# ى

قال�

; النب قال

ى�}��

ص

ا; 19&#

Page 125: Diyanet Hadisler

علي�

� وسل ه

مالل:

ه�

م�إن� ا ى

حر�

ج�

حق�

الضعيفالي

تيم�والم�ر�

أة�

.

Ebû fiüreyh Huveylid İbni Amr el-Huzâ’î (r.a.)'den; Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu:

(Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, ‘İşretü’n-Nisâ, 64, V, 363; İbni Mâce, Edeb, 6)

�6

ابن .352 عن

� ا; 19عنه; &#29عن &# عباسرضى

النبى�

ص ;#21&�

وسل &# ا; 19عليه

قال م من:

�} :K ::�

Page 126: Diyanet Hadisler

م

لمإ� ابه و طعامه

يت قبضي

إال

يغ ال ذنبا يعمل أنف�

ر

ن

ب

Page 127: Diyanet Hadisler

المس�

أد

خله�

ا

الج

نة

ألبت�ة

.

İbn-i Abbas (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Müslümanlar arasından bir yetimi alıp da yemeğine ve içmesine iştirak ettireni Allah muhakkak Cennet’e kor. Ancak afvı mümkün olmayan günah işlemiş olmasın.”

(Tirmizí, Birr, 14, Hadis no: 1918, IV, 320)

XXI

Page 128: Diyanet Hadisler

ARABULUCULUK HAKKINDA

HADİSLER

أم�كل�� بن وم

ع�

� بن بة

� م أبىعي�

ا ;#19&� طرضى

� ان عنها،

النبىص ا; 19&#

وعن .353� ق ت ث

علي

ه�

وسل�

قال م: يك

ذ�ب�

من�

� ب نمى

اث�

ن�

ل�

Page 129: Diyanet Hadisler

ي�

ص�

ل�

ح�

.

ر و

واية�

:

ليسبالك

� ب أصلح اذبمن

خ نمى أو ا الناس

ا.

خ فقال

Ümmü Gülsüm bint-i Ukbe b. Ebi Muayt (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“İki kişi arasını bulmak (düzeltmek) için söz götüren, yalancı değildir (yâni yalancı sayılmaz).”

Diğer bir rivâyette:

“İnsanlar arasını bulan, yalancı değildir. (Zirâ o) ya hayır söyledi veyâhut da hayırı ulaştırdı.”

(Ebû Dâvud, Kitabu’l-Edeb, 58, V, 218, Hadis no: 4920)

عن .354

� الد أبى

ر

Page 130: Diyanet Hadisler

داء�

رض�

ا ;#19&� ى

عنه�

� رس: قال قال

ول�

ا ;#19&�

ص�

ا; 19&#

علي�

ه�

وسل�

مأال:

أ

ح

ك�

م�

Page 131: Diyanet Hadisler

ب

اف

� من ضل

� الص درجة

ياموالص�

قالو? دقة � قال: . ب ا

: إ

ص

الح�

الب ذات

�، فإن

ذاتالب فساد� الح هى

القة�

�.

Ebu’d-Derdâ (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

Size oruç ve sadakadan sevap bakımından daha üstün bir şeyi haber vereyim mi?

Page 132: Diyanet Hadisler

Evet (buyur yâ Resûlallah!) dediler. Resûlullah (s.a.s.):

İki kişi arasını düzeltmek (dir). Zirâ, iki kişi arasının bozulması, (dinî meziyetleri) kökünden kazır. (Yâni dini meziyetleri kaybettirir.) buyurmuştur.

(Ebû Dâvud, Edeb, 58, V, 218, Hadis no: 4919)

أم .355 عنك�

ل�

� بن ثوم

� ا; 19عن &# رضى عقبة

� الم منه�

� الأ اجل�

تى

Æ@ت�� وكانت: ها� و راتالال

بايع

� النب ن

Page 133: Diyanet Hadisler

ىص; 21&#

ا; 19&#

علي�

� وسل ه

مأنه:

سمعت ارس�

ا; 19ص &# ;#21&� ول

ا; 19&#

علي�

ه�

وه وسلم

� لس يقول و

الكذابال�

ص @ح�

ب�

الن�

خ يقول و

ا

ي ::� اس ل ي ذى�

�6

Page 134: Diyanet Hadisler

خ وينمى قالتو ام ;#29& ىء يرخص أسمعيق� الن ول

سا

�@::

�6

: الح ثالث إال

ر�

واالص�

الح�

ب�

الناس�

ج�ل�

كذب

بوحديثالر��

امرأته�

وحديث�

الم�ر�

� زو أة.جها�

Resûlullah (s.a.s.)’a ilk biat edenlerden Ümmü Gülsüm bint-i Ukbe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyuruyordu:

Page 135: Diyanet Hadisler

“Hayra niyet ederek ve hayır söyleyerek insanların arasını düzelten (ve bunun için icâbında yalan da söyleyen) kimse yalancı değildir.”

(Ümmü Gülsüm:) İnsanların, üç şeyden başka hiçbir şeyde yalan söylemelerine Resûlullah (s.a.s.)’ın müsâade ettiğini işitmedim. (Bunlar:) Harp, insanların arasını bulmak ve kişinin karısıyla konuşması ve kadının kocasıyla konuşmasıdır, dedi.41

(Müslim, Birr, 27, VI, 2011)

41. Muhârebe esnâsında harekâtını gizlemek ve harp hîlelerine başvurmak gibi fertler, âileler, kabîle ve milletler arasını bulmakta konuşulan yalanlar, karının kocasına, sen çok iyisin, kocanın karısına seni çok seviyorum, gibi iltifatları bu kabildendir.

Ordu, bir milletin kalesidir. Yıkıldığı vakit millet mahvolur. Karı koca ise, cemiyet kendilerinden teşekkül eden ilk toplumdur. Bunların aralarında samîmiyet bulunursa, kendilerinden, hayırlı ve cemiyete fâideli evlâtlar yetişir. Binâenaleyh amme menfaati nazara alınarak bu hususlarda bazen gerçekleri gizlemeye cevâz verilmiştir.

KAYNAKÇA

1.

Beyhakî, Ebu Bekir Ahmed b. Hüseyin (v. 458 /1066), es-Sünenü’l-Kübrâ, I-XI, Beyrut-1994.

2.

Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail (v.256/870), el-Camiu’s-Sahîh, I-VIII, Çağrı Yayınları, İstanbul-1981.

3.

Ebû Dâvûd, Süleyman b. el-Eş’as-es-Sicistânî (v.275/889) es-Sünen, I-V Çağrı Yayınları, İstanbul-1981.

4.

Ebû Ya’lâ, Ahmed b. Ali b. el-Müsenna et-Temimi (v.

307/919), Müsned Dımeşk-1973.

Page 136: Diyanet Hadisler

5.

Hâkim, Ebû Abdullah en-Neysabûrî (v.405/1014), el-

Müstedrek alâ’s-Sahîhayn, I-II, Beyrut ts.

6.

İbn Hanbel, Ahmed b. Muhammed (v. 241/855), Müs-

ned, I-VI, Çağrı Yayınları, İstanbul-1982.

7.

İbn Hibban, Muhammed b. Ahmed Ebu Hâtim el-Bustî

(v.354/965), es-Sahîh, I-XVIII, Beyrut-1993.

8.

İbn Mâce, Muhammed b. Yezîd el-Kazvinî (v. 273/887),

es-Sünen, I-II, Çağrı Yayınları, İstanbul-1981

9.

Malik b. Enes (v.179/795), el-Muvatta’, tah. M. Fuad Abdulbâkî, İstanbul-1981.

10.

Müslim, Ebû’l-Hüseyn Müslim b. Haccâc (v. 261/875), el- Câmiu’s-Sahîh, I-VI, Çağrı Yayınları, İstanbul-1981.

11.

Page 137: Diyanet Hadisler

Nesâî, Ebu Abdurrahman Ahmed b. fiuayb (v.303/915), es-Sünen, I-VIII, Çağrı Yayınları, İstanbul-1981.

12.

Elbanî, Muhammed Nasırüddin, Silsiletü’l- Ehadisi’a- Sahiha, I-VIII, Riyad-1995.

13.

Taberânî, Ebû’l-Kasım Süleyman b. Ahmed (v. 360/971), el-Mu’cemû’s-Sağîr, Kahire ts.

14.

________ el-Mu’cemû’l-Evsat, I-XI, Riyad-1985.

15.

________ el-Mu’cemû’l-Kebîr, I-XXVI, Beyrut-1993.

16.

Tirmizî, Ebu İsâ Muhammed b. İsâ (v. 279/892), es-Sünen, I-V, Çağrı Yayınları, İstanbul-1981.