dosya: e⁄‹t‹m ve teknoloj‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele...

13
DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹ Derleyen: Yrd. Doç. Dr. Çiğdem BOZDAĞ Khas öğretim üyesi Bilgi ve e¤itim teknolojilerinin h›zla yayg›nlaflmas›, ö¤renmeye aç›k herkesi zamandan ve mekandan ba¤›ms›z ö¤renciler haline getirirken, klasik e¤itim/ö¤retim anlay›fl›n›n da yeniden ele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon, aktif ö¤renme, dijital e¤itim araçlar› ve e¤itici robot oyuncaklar vb. yeni bir ö¤renme/ö¤retme deneyimine aç›k olanlar için ilginç alternatifler sunuyor. 27

Upload: others

Post on 14-Jan-2020

16 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹Derleyen: Yrd. Doç. Dr. Çiğdem BOZDAĞKhas öğretim üyesi

Bilgi ve e¤itim teknolojilerinin h›zla yayg›nlaflmas›, ö¤renmeye aç›k herkesi zamandan vemekandan ba¤›ms›z ö¤renciler haline getirirken, klasik e¤itim/ö¤retim anlay›fl›n›n da yenidenele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon, aktif ö¤renme, dijitale¤itim araçlar› ve e¤itici robot oyuncaklar vb. yeni bir ö¤renme/ö¤retme deneyimine aç›kolanlar için ilginç alternatifler sunuyor.

27

Page 2: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

28

Yrd. Doç. Dr. Orçun KEPEZ-Buse RODOPLUKhas Öğretim üyesi-Khas Lisans öğrencisi

Ö⁄RENME MEKANLARINDA MÜKEMMEL‹YET:STEELCASE AKT‹F Ö⁄RENME MERKEZ‹

Geçti¤imiz Temmuz ay›nda, bir seneyi aflk›n bir çabasonucunda Kadir Has Üniversitesi’nde, e¤itim, ofis vesa¤l›k alanlar›na özgü mobilya üretiminde global liderolan Steelcase firmas› ile beraber Türkiye’deki ilk AktifÖ¤renme Merkezi aç›ld›.

Steelcase ile başlayan uluslararası Ar-Ge ortaklığını takiben;projenin ilk yılında yazma, yansı ve magnetik yüzeylerini patentliseramik-çelik panel malzemesi ile birleştiren ve bu konudauluslararası pazarda rakipsiz olan Polyvision firması ile altyapıprojesini hayata geçirdik. Bu anlaşma çerçevesinde ülkemizdekiilk Duo-wall uygulamasını Steelcase Aktif Öğrenme Merkezi’ndekitüm duvar yüzeylerinde gerçekleştirip, derslerimizde deneyimlemeyebaşladık. Tüm bu uluslararası anlaşmalarla, ulusal olarak bufirmaları temsil eden Klassis ve Emko firmaları ile doğal olaraksektörel ortaklıklar kurduk. Bu ortaklıklarla, Steelcase AktifÖğrenme Merkezi Kadir Has Üniversitesi’nde tamamı yabancıhibe ile kurulan bir merkez oldu.

Aslında her şey 2015 yılının Şubat ayında, Steelcase üst yönetiminin

ülkemizi daha iyi tanımak için gerçekleştirdikleri ziyaretleri sırasındayapmak istedikleri bir dizi görüşmeye beni de davet etmeleri ilebaşladı. Steelcase benim ABD’de bulunduğum yıllardan beri takipettiğim, kullanıcı odaklı yaklaşımı ile tasarım araştırmalarını ürüngeliştirme sürecine dahil eden bir firma. İçerisinden tasarımaraştırması yapan ekibin ayrı bir şirket olarak (spin off) kurduğuIDEO, bugün dünyada neredeyse her ülkede, tasarımın bildiğimizfiziksel ürünlerin dışına çıkarak insan hayatına dokunması, yaşamkalitesinin artması için çalışıyor. Ben farklı ölçeklerde mekan vebileşenlerinin insan davranışı ve özellikle sağlık çıktıları üzerineçalışmaktayım. Farklı kullanıcı gruplarının özellikle sağlık ve eğitimmekanları üzerine deneyimim var. Dolayısıyla bir saat ile sınırlıolan Steelcase’in ilk kampüs ziyareti, ortak paylaşımların fazlalığıile neredeyse üç saate çıktı ve sonrasında bugünkü merkezintemelini atan süreç başlamış oldu. ABD’de sunarak yaptığımprojenin başvurusunda tabii ki sadece ortak yaklaşımlarımız değil,sunulan araştırma önerisi de etkili oldu.

Peki “Nedir bu Aktif Öğrenme?” derseniz, kısaca öğrencilerinders ile ilgili performansa yani dersi yapmaya dahil olduğu bireğitim anlayışıdır. Klasik eğitim, öğrencileri maalesef pasif

Page 3: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

29

dinleyiciler olarak değerlendirip, dersleri de bilginin tek kanaldan(hoca, öğretim üyesi, öğretmen) aktarıldığı bir süreç olarak tanımlar.Aktif öğrenme ise “öğrencilerin daha aktif geçirebileceği bir dersnasıl olmalıdır?” sorusunun yanıtlandığı ve bunun için yapılabilecekaktivitelerin sınırlanmadığı özgür bir yaklaşımdır. Aktif öğrenmede,geleneksel yaklaşımın aksine öğrenciler öğrenme sürecine dahiledilirler. Bu da öğrencilerin eylemde bulunduğu ve aynı zamandabulundukları eylemler hakkında düşündüğü açıkuçlu ve yaratıcılığıdestekleyen öğrenme sürecini beraberinde getiriyor. Tabii dersleribu şekilde yapmak için hocaların biraz kendilerini öğrencilerinyerine koymaları, bunu yaparken de gençlerin kendi kuşaklarındantamamen farklı olduklarını unutmamaları gerekiyor. Karşınızda2 saat hareketsiz sizi oturup dinleyecek bir kuşak yok artık.Öğrendiği şeyin ne işe yarayacağını dakikasında bilmek, hemenonu kullanarak test etmek, tüm bu süreçteki duygu ve deneyimlerinisosyal medya kanalları ile paylaşmak isteyen bir öğrenci grubuvar. Onları anlamaya çalışmalıyız. Biz internetin garip seslerlebağlanıldığı dönemlerini bilirken, onlar internetin içine doğdular.Büyük bir çoğunluğu mektup –edebiyat dersleri dışında- hiçyazmadı, fiziksel müzik arşivleri olmadı. Bu kuşak çok duygusalve hızlı vazgeçebilir, ama motive olduğu zaman da deviremeyeceğidağ yok. Sen leb demeden leblebiyi gugıllar ve sonucu paylaşırlar.Tüm bunları negatif özellikler olarak görmüyor, aksine, bununaktif öğrenme tekniklerini beslediğini düşünüyorum. Bilgiyeerişimin bu kadar kolay olduğu bir zamanda, aktif öğrenme hambilgiyi kişiselleştirip kullanarak öğrenmemize yarayan operasyonelbir araç.

Öte yandan, günümüzde üniversiteler belki en büyük sınavlarınıyaşıyor. Bu çağa damgasını vuran rol modeli olan kişilere bakalım.Hemen aklıma gelen Jobs, Gates, Zuckerberg…Hiçbiri üniversitemezunu değil, “college drop out” yani üniversite eğitimini bırakmışkişiler. Global olarak her yerde “projeni, fikrini al gel, crowd-

funding yapalım, melek yatırımcı bulalım” davulları çalıyor. Bufikirlerin çatlayana kadar ısıtıldığı yerlerde (kuluçka merkezidiyorlar), prototiplerin yapıldığı yaplab/fablablerde girişte kimseyediploma da sormuyorlar. Üniversite eğitiminin paralı olduğu veekonomik kriz yaşanan ABD’de şu anda devam eden seçimyarışında ele alınan konulardan biri de “üniversite eğitimininherkes için ulaşılabilir” olması. Çok kısa bir süre öncesine kadar,bu orada tartışılamazdı bile… Bu arada üniversitelerin içinebakalım. Üniversiteler kendi aralarındaki amansız rekabeti,akademik yayınlar, patentler ve bunların kendi kaynaklarını en azkullanacak şekilde olabilmesi için araştırma projelerine bağlamışdurumdalar. Yani bugün dünyanın farklı yerlerindekiakademisyenler, her sene evet her sene yayın yapmak, yapabilenlerbuluş yapmak, bunları patentlemek ve araştırma gruplarınısürdürebilmek için fon almak zorundalar. Bu doğrultuda, idealibelki araştırma ve eğitimi iç içe götürmenin yollarını aramak iken,tehlikeli bir çatallaşma var. Robotların işlerimizi devralacağıgelecekte, “eğitimcilik” kaybolma riski taşımayan yegane meslektenbiri olsa da üniversite hocalığı otomatik pilota bağlanma riskinde.Birkaç örnek verirsem: Sadece online ve hoca yüzü görünmeyendersler, grup çalışması ve birbirinden öğrenme deneyimi olmayandersler, kitabın içerisinden çıkan dijital soru bankaları ile hazırlananonline testler ile değerlendirme yapılan dersler…Peki bunlaröğrencilerin üniversiteden bekledikleri eğitim deneyimi midir? Yada bu deneyimlerin baskın olduğu programlardan mezun olanöğrenciler, mezun oldukları üniversiteyi ne kadar temsil edebilir?

Bu soruların yanıtları eğitimi/öğrenmeyi her iki taraf için de hevesduyulan bir deneyim kıldığı için aktif öğrenme pedagojilerindengeçiyor. Yani bu üniversiteye eğitimi tekrar getirebilen, doğruuygulanırsa da eğitimle araştırmayı buluşturabilen bir yaklaşım.

Page 4: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

30

Gelelim sınıfın kendisine…Bu özel sınıfın tasarımınıgerçekleştirirken, 2008’den bu yana verdiğim İnsan Davranışı veÇevresel Tasarım dersinde uyguladığım pedagoji, bu dersinçalıştaylar şeklinde kurgulanışı, derste mekanı kullanışımız etkilioldu. Beraber çalıştığım yetkililer, daha önce sınıftaki farklı ikimobilya grubundan yalnız birinin kullanıldığı Aktif ÖğrenmeMerkezi tipleri tasarlamış idi. Bu sınıf, gerek tekli ve ikili oturmayaizin veren hareketli mobilyaları, gerekse tüm yüzeylerinin yazılabilir,yansı ve magnetik yüzey olması ile farklılaşıyor. Sınıf, yapılacakaktiviteye göre sınırsız şekle girebiliyor. Sınıftaki klima ve aydınlatmaayarları da kullanıcıya verilmiş durumda, dış cephe camları daaçılabiliyor. Hızlı bir çevresel psikoloji dersi verecek olursam bazımekanlarda sadece orada olmaktan dolayı kontrolümüz azdır, budavranışlarımızı da etkiler. Sınıf örneğinde, geleneksel bir sınıfbize, “yerine otur”, “ayağa kalkma”, “sessiz dur”, “tahtaya bak”,“sana bir şey sorulursa cevapla”, “kürsü/otorite orada” der. Aktiföğrenme merkezinde ise işte bunların hiçbiri, kürsü dahi yok.Herkesin seçenekleri, seçme hakkı ve mekan üzerinde kontrolüvar. Hatta tüm oturma elemanlarında kahveni koyacağın yer var,cep telefonunun/diz üstü bigisayarını şarj edebileceğin, hattaöğrenci sayısından çok priz var. İşte böyle bir ortamda, geçtiğimizbir yıl boyunca farklı alanlardan öğrenci ve akademisyenlerin sınıfıdeneyimlediği deneme dersleri yapılmasını sağladık ve açık uçlugeri bildirimler aldık. Katılımcıların, aktardıkları anektodlarlaburada klasik ders işleme deneyiminin gerçekleşemediğini demutlulukla öğrendik. Hocalar ise, geleneksel bir sınıftayapamadıkları egzersizleri buradaki kaynaklarla kendi kendilerinekeşfettiklerini söylüyorlar. Ben de burada bir sene ders vererekunutulmaz bir deneyim yaşadım. Bu yazıda da görselinikullandığım, dersimdeki yaklaşık 2.5 saatlik bir çalıştaydan toplanangözlem verisi sonucu elde edilen davranış yoğunluk haritasındanda görülebileceği gibi, benim dersimde aktif öğrenme sınıfta bazıöğrenme alanlarının (setting) kendiliğinden oluşması ve bunlarınsürekliliği (birbirine bağlılığı) ile gerçekleşiyor. Aktif ÖğrenmeMerkezleri’nde genellikle mobilya yerleşimlerinin aktivitelerleeşleştirilerek kullanılmasını öngörülüyor. Benim dersimde ise,öğrencilere herhangi bir yerleşime göre çalışmaları söylenmediğindebile aktif öğrenme alanlarının oluştuğunu gözlemlendi. Bu ilkbulgular, geçtiğimiz Eylül ayında Grand Rapids’de ziyaret ettiğimSteelcase Eğitim araştırma grubu ve üst düzey yöneticileri tarafındanilgi ile karşılandı.

Projenin ikinci senesinde de Steelcase Aktif Öğrenme Merkezi’nifarklı fakültelerden gelen dersler ile tam program doldurarak,öğrencilerin bu sınıfta ve geleneksel sınıflardaki öğrenmedeneyimlerini karşılaştırdığımız araştırmamıza devam edeceğiz.Biz derken, bu merkezi kurduğumuz araştırma projeleriçerçevesinde İç Mimarlık, Bilgisayar Mühendisliği, YönetimBilişim, Eğitim Teknolojileri alanlarında saygın hocalarımız iledisiplinlerarası bir araştırma grubumuzu kastediyorum. Buradasistematik eğitim araştırmalarının yanı sıra, mobilya ve kullanıcıhareketlerinin ve vital verilerinin yeni nesil sensor ve giyilebilirteknolojiler ile otomatik algılanması, bunların büyük veri olarakanalizi gibi yenilikçi konularda da sürdürdüğümüz araştırmaserüvenimize, devam edeceğiz.

Eğer siz de Steelcase Araştırma Merkezi’ni ziyaret etmek isterseniz,bana bir e-posta göndermeniz yeterli.

30

Page 5: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

31

Avrupa’daki Steelcase Aktif Ö¤renme MerkezleriKas›m 2013: Ohalo College, Israel

Kas›m 2013: Paris d.schoolEkim 2014: Humboldt University, Berlin

Kas›m 2014: Fondazion Mondo Digitale, Romefiubat 2015: Ponte, Rotterdam

Nisan 2015: University of LisbonNisan 2015: Centrale Lyon

Nisan 2015: EM LyonA¤ustos 2015: CpH Learning, CopenhagenEylül 2015: Kadir Has University., Istanbul

Kas›m 2015: UMPC, Parisfiubat 2016: Politecnico, Milan

Nisan 2016: HPI, Potsdam

Proje Ekibi• Yrd. Doç. Dr. Orçun Kepez -

‹ç Mimarl›k ve Çevre Tasar›m› Bölümü -Yürütücü

• Yrd. Doç. Dr. Taner Arsan -CE-Bilgisayar Mühendisli¤i - Araflt›rmac›

• Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ayd›n -Yönetim Biliflim Sistemleri - Dan›flman

• Ö¤r. Gör. Dr. Selin Üst - ‹ç Mimarl›k ve Çevre Tasar›m› - Araflt›rmac›

• ‹pek ‹li Erdo¤mufl -E¤itim Teknolojileri Destek Birimi -

ALC Blackboard Koordinatörü

Uluslararas› ve Ulusal Proje Ortaklar› Linkleri• https://www.steelcase.com

• https://polyvision.com• http://www.klassis.com• http://www.ee.com.tr

Page 6: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

32

E⁄‹T‹C‹ ROBOT OYUNCAKLARGürkan MIHÇIKhas Öğretim görevlisi

zenginleşiyor ve öğrenciler çok farklı yönlerden konuya entegreolup daha iyi kavrıyorlar. Peki öğrencilerin dokunmatik ekranasahip cihazlardaki soğuk cam plakalara dokunup 2 boyutlu birortamla etkileşim kurmaları ne kadar etkili bir yöntem? 3 ile 5yaş arası anaokulu çağındaki çocukların bu sanal dünya ile buşekilde bağlantı kurmasının ötesine geçilebilir mi? Yeni teknolojilereğitime nasıl entegre edilebilir? Yeni nesil eğitici oyuncak üreticileribu sorulara cevap vermek için uğraşıyor. Mikro-bilgisayarların,sensörlerin, yapay zekanın ve bulut teknolojisinin gelişmesi ileçocukların eğitimine ve gelişmesine yardımcı oyuncaklar ortayaçıkmaya başladı. Çocuklarla etkileşime giren robotlar ve çocuklarınkolayca programlayabilecekleri oyuncaklar hem eğitimi dahaeğlenceli hale getiriyor hem de eğitim aracı ile çocuk arasındakietkileşimi arttırıyor. Bu yazıda, bu oyuncaklara dair örneklerincelenip yeni oyuncakların analizi yapılacaktır.

Her sektörde oldu¤u gibi e¤itim sektörü de geliflenteknolojilerden nasibini al›yor. Bundan 10-15 seneönce anaokulu e¤itimde analog yöntemler kullan›l›rken,yeni teknolojilerle beraber dijital e¤itim araçlar› dae¤itime yard›mc› olarak kullan›lmaya bafllad›. Projektöreba¤l› bilgisayarlar, dokunmatik ekranl› tablet bilgisayarlarve ak›ll› telefonlar e¤itime birçok yönden katk›sa¤l›yorlar.

Tabletlerdeki etkileşimli eğitici oyunlar, öğrencilere hem ileridegünlük hayatlarında bolca kullanacakları dijital teknolojilerikullanma pratiği kazandırıyor hem de gerçek hayattasunulamayacak etkileşimi sağlıyor. Böylece eğitim daha renklenipeğlenceli hale geliyor. Temel konuları işlerken verilen egzersizler

Page 7: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

33

ve cevapları da doğru veya yanlış olarak değerlendirebiliyor.I-QUE’nun bir diğer özelliği de basitçe programlanabilirolması. Çocuk, uygulamaya yazdıklarını robota söyletebiliyorveya I-QUE’nun kütüphanesindeki farklı sesleri çıkartmasınıve yürümesi sağlayabiliyor. I-QUE’nun etkileşimi iyi çalışıyorve çocukların gelişiminde onlara yardım edebilecek özellikleresahip. I-QUE, internete bağlı olması ve bilgisayar veya tabletgibi 2 boyutlu ortamlardan çocuğu uzaklaştırıp daha fizikselbir etkileşim sağlaması açısından çok etkili. Fakat, I-QUE’nuntasarımı birçok açıdan başarısız. İlk olarak, robot formundakieller tasarıma iyi oturmuyor ve kullanılmadığı için bu kadarbüyük olması anlamsız. Ayrıca robotun rengi ve ucuz gözükenplastik malzemesi de soğuk duruyor.

İkinci örnek ise, bir diğer etkileşimli robot TROBO. Troboda I-QUE gibi mobil uygulama ile çalışıyor ve onun gibiuygulama üzerinden de etkileşime girebiliyor. Fakat,TROBO’nun en önemli özelliği çocuklara hikâye anlatabilmesi.Çocuğun ismini öğrenebilen TROBO, ismi kullanarak bilim,teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında çocuklarayönelik hikâyeler anlatabiliyor. Böylece, çocuk yanında birebeveyn veya öğretmen olmadan da bu konuları öğrenebiliyor.Ayrıca, mobil uygulama içinde de hikâyeler mevcut. Bu eğiticihikâyelerdeki karakterlerden biri TROBO diğeri ise çocukoluyor ve oyuncak robot ile dijital hikâyeyi okuyor, hem anlatıcıoluyor hem de aynı zamanda çocukla hikâyenin içindeetkileşime giriyor. Etkileşim arttıkça da hikâye daha iyi anlaşılırhale geliyor. TROBO’nun başarılı tasarımı ve yumuşak dışyüzeyi çocuklar için diğer robotlara oranla daha sevimli verahatlıkla kullanılabilir duruyor. Ayrıca birçok eğitici hikâyeanlatabilmesi de çok iyi bir özellik. Fakat, TROBO’yutasarlayanların en büyük hatası TROBO’yu “kız” ve “erkek”olarak tasarlamaları. Sanırım böylece TROBO’ya karakterverilmek istenmiş ama bu karakter verme çabası sadece“anlamsız” ve “gereksiz” bir cinsiyetçi ayrım yapıyor.TROBO’nun bir diğer eksiği ise robotun fiziksel olarak hiçhareket etmemesi. Bu hareketsizlik TROBO’dan çıkan sesiyabancılaştırıyor.

İlk örnek, etkileşimli robot I-QUE. I-QUE, mobil uygulamasıolan bir robot. Robotu aldıktan sonra uygulaması indiriliyor.Robot, mobil cihaza yüklenen uygulamaya Bluetooth ile kolaycabağlanıyor. Robota bir soru sorulduğunda uygulama aracılığı ileinternetten sorunun cevabını arıyor, cevabı söylüyor ve İngilizce,Fransızca ve Almanca olmak üzere 3 farklı dilde konuşabiliyor.Yavaş ve hızlı hareket etmesi ayarlanabiliyor. Robotun üstündeçocuğun seslerini alan bir mikrofon ve sorulara cevap verirkenfarklı şekillerde yanıp sönen LED ışıklar var. I-QUE’nun mobiluygulaması sadece onun internete bağlanmasını sağlamıyor, ayrıcarobot ile birlikte oynayabileceği oyunlar ile farklı bir etkileşimsağlıyor. Ayrıca, istenildiğinde I-QUE da çocuğa sorular sorabiliyor

Page 8: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

34

ilgi alanlarını öğreniyor ve ona göre bir oyun ve eğitim deneyimisağlıyor. Ayrıca, COGNITOYS’un içinde eğitici oyunlar da var.Bu oyunlar ritim, heceleme, kelime bilgisi, matematik gibi konularıkapsıyor. Mesela, çocukların sorduğu matematik sorularını dakolayca cevaplayabiliyor. Etkileşim arttıkça oyunların zorlukderecesi de artıyor ve doğrusal bir öğrenme sağlıyor. COGNITOYSda diğer oyuncaklar gibi mobil uygulama üstünden çalışıyor,internete bağlanıyor ve çocuk onunla oynadıkça çocukla ilgilibilgileri yavaş yavaş öğrenip kişiselleşiyor. COGNITOYS’un birdiğer artısı ise, firma tarafından yapılan sürekli güncellemeler ileCOGNITOYS yeni oyunlar yeni beceriler kazanıyor ve ebeveynlerbu güncellemelerden istediklerini indirip kullanabiliyorlar. Çocuk,dinozorun göbeğindeki büyük tuşa basarak konuşuyor. Bu tuş sesianaliz ediyor ve ona göre cevap veriyor. COGNITOYS cevapverirken ağzının içindeki LED ışıklar yanıyor, böylece konuşuyorizlenimi yaratıyor. Bir diğer özelliği ise, diğer robotlardaki gibihikâye anlatabilmesi. COGNITOYS’un özellikleri diğer robotlarındaha üstünde fakat, ses kalitesi çok düşük. Söylediklerinin bazılarıanlaşılmıyor. Bir de plastik yerine daha yumuşak bir madde ilekaplanmış olsa daha sevimli olabilirmiş.

Bu 4 oyuncak ve Sphero, Ozobot, Dash&Dot, PLEO rb ve MiPgibi daha niceleri bize eğitici oyuncakların ne kadar geliştiğinigösteriyor. Kendi kendini geliştiren, kişiselleşebilen, hiçbir kimseninyardımı olmadan çocukla beraber oynayabilen, ona sorular sorupgelişimine katkı sağlayan ve farklı malzemeler ile yapılan buoyuncaklar dokunmatik teknolojilerin soğuk cam ekranlarınadokunularak kullanılmasından daha büyük bir etkileşim sağlıyor.Bu yönden hem başarılılar, hem de ileriye yönelik iyi örnekleroluşturuyorlar. Özyeğin Üniversitesi, Tasarım, Teknoloji ve ToplumDoktora programında üstünde uğraştığım konu da bu etkileşimlieğitici oyuncakların anaokul çağındaki çocukların eğitimine nasılkatkı sunduklarını incelemek , yeni ve daha gelişmiş bir teknolojiile etkileşimi ve eğiticiliği geliştirmek olduğu için bu oyuncaklarınaçtığı yol çok önemli. Ses, fiziksel hareket, görsel etkileşimliçalışmaları ve çocukların oyuncağı dijital dünyadan ayrı tutabilmesi,bu oyuncakları diğer eğitim teknolojilerinden daha farklı birkonuma getiriyor.

Üçüncü örnek, Lego Mindstorms. LEGOoyuncaklarının çocuk gelişimine etkisitartışılmaz bir gerçek. LEGOMINDSTORMS ise LEGO oyuncaklarınınyaptıklarını biraz daha ileri boyuta taşıyor.Temel olarak LEGO MINDSTORMS,LEGO parçalarından yapılan robotlar. Fakat,robotları yaparken içine kutudan çıkan küçükişlemciler de yerleştiriliyor. Yine diğer oyuncakrobot örneklerinde olduğu gibi LEGOMINDSTORMS’un da bir mobil uygulamasıvar ama bu uygulamanın diğerlerinden entemel farkı LEGO MINDSTORMS’un yapılışşemasının uygulamada olması ve robotyapılırken uygulamanın içindeki etkileşimliyapılış şeması kullanılıyor. LEGOMINDSTORMS’un iki önemli özelliği var.Birincisi, robot yapıldıktan sonra uygulamaiçindeki kolay bir programlama tekniği ilerobotun hareketleri programlanabiliyor.Robotun yapabileceği çeşitli hareketleruygulama içinde art arda dizilebiliyor ve robotsırasıyla o hareketleri yapıyor. Çocuklaratemel programlama öğretmek için güzel bir uygulama. Diğerözelliği ise, uygulamanın uzaktan kumanda gibi kullanılabiliyoroluşu. Böylece robotun tüm hareketleri kumanda ile uygulatılabiliyor.Mesela, ilerleme, tutma, bırakma gibi hareketler kolaycayapılabiliyor. Ayrıca, uygulamanın içinde ve web sitesinde birçokoyun var. LEGO MINDSTORMS birçok yönden başarılı birrobot oyuncak. Çocuklar hem robotu kendileri yapıyorlar hem dedaha sonra etkileşimi de kendileri sağlıyorlar. Ayrıca, programlamaöğretmesi de çok iyi bir özellik. Fakat, LEGO MINDSTORMS’unçocukla etkileşimi kısıtlı. İşitsel etkileşimin olmaması büyük birdezavantaj.

Dördüncü örnek ise, etkileşimli oyuncak dinozor COGNITOYS.COGNITOYS’un özelliklerini sıralayacak olursak; çocuğunsorularını cevaplayabiliyor, sesle verilen komutları yapabiliyor,hikâyeler yaratıyor ve bazı bilgileri öğrenebilme özelliğinden dolayıoynadıkça gelişen bir yapısı var. COGNITOYS internete bağlıçalışıyor ve böylece oyuncağın öğrenme sistemi gelişiyor. Her birCOGNITOYS, oynandıkça çocuğa göre özelleşebiliyor. Böyleceher seferinde oyuncak çocuğun kişisel ilgilerine göre etkileşimsağlıyor. COGNITOYS çocuğun sevdiği renkleri, oyuncakları,

Page 9: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

35

SOSYAL MÜLK‹YET OLARAKE⁄‹T‹M KAYNAKLARI: AEKİpek İli ERDOĞMUŞKhas Eğitim teknoloji leri destek birimi

Higher Education in Developing Countries” (Açık DersMalzemelerinin Gelişmekte Olan Ülkelerdeki YükseköğretimeEtkisi) başlıklı toplantıda kullanılmıştır. UNESCO’nun tanımınagöre AEK, herhangi bir ücret olmaksızın herkesin erişimine açıkolan, belli lisans koşullarıyla değiştirilip yeniden eğitim amacıylakullanılabilen kaynaklardır. AEK konusuna destek olan TheWilliam and Flora Hewlett Vakfı için 2007 yılında hazırlananraporda ise; AEK tanımına, öğrenme ve öğretme dışında araştırmakaynakları da eklenmiş ve bir dersi baştan sona yürütmek için

Arama motoruna “Open Educational Resources”yazd›¤›n›zda karfl›n›za yüzlerce kaynak dökülüyor. Bukonuyla ilgili yaz›lar, makaleler, kurulufllar, projeler...Gelin birlikte tan›m›na, baz› üniversitelerdeki projelere,konuyla ilgili baz› kurulufllara göz atal›m.

Açık Eğitim Kaynakları (AEK) (Open Educational Resources-OER) ifadesi ilk kez UNESCO tarafından 2002 yılındagerçekleştirilen “Forum on the Impact of Open Courseware for

Page 10: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

36

çeviri olmak üzere hazırlanan 69 ders 2011 yılı sonu itibariylewww.acikders.org.tr adresi üzerinden kullanıcılara açıldı. TÜBA’nınbu projesinin yanında Ankara, Gazi, İstanbul Teknik, Hacettepe,Orta Doğu Teknik, Bartın, Harran, Başkent üniversitelerinin deaçık eğitim kaynakları projeleri mevcut. Türkiye’de iki yüzdenfazla üniversiteyi göz önünde bulundurduğumuzda AEKkonusunda girişimde bulunan üniversitelerin sayıca azlığı dikkatçekiyor. Sevindirici bir haber, “Open Education Consortium”tarafından her yıl verilen “OE Awards”’un (Açık Eğitim Ödülleri)2016 yılı “site” kategorisinde ödül kazananlar arasında ODTÜ’nünde yer alması. Bu başarının diğer üniversitelere de örnek olmasınıve ülkemizde bu konudaki farkındalığın artmasını temenniediyorum.

Üretilen bunca kaynak açık olarak herkese sunulmasına rağmenbu konudaki farkındalık ne kadar? MIT’nin açık kaynaklarınısunduğu web sitesi ziyaretleri incelediğinde ziyaretçilerin büyükçoğunluğunun lisans veya yüksek lisans derecesine sahip olankişiler olduğu görülmüş. Bu kişileri öğrenciler ve ardındaneğitimciler izliyor. Kitlesel Açık Çevrimiçi Dersler’de olduğu gibiAEK’yi de hedef kitleden ziyade belli bir bilgi ve eğitim düzeyinesahip kişiler ilgi alanlarına göre daha fazla bilgi edinmek amacıylainceliyorlar. “OER Research Hub” tarafından hazırlanan 2013-2014 yılına ait “OER Evidence Report” kapsamında 6046 kişiyeyapılan ankette de benzer sonuçlar göze çarpıyor. Raporda AEK’yebakış açısı da çiziliyor. Anketi cevaplayan eğitimcilerin %37.6’sı,AEK’nin öğrenci memnuniyetini arttırdığını ileri sürüyor.Cevaplayanların %79.4’ü AEK’nin ihtiyaçlarını karşıladığınısöylüyor. AEK’yi kullanma tercihlerinin nedeni olarak kullanıcıların%88.4’ü ücretsiz olmasını işaret ediyor.

“AEK’yi kullanmak bu kadar faydalı ve bu kadar çok kaynak varsayükseköğretimde kullanım oranları neden bu kadar düşük?” diyedüşünebilirsiniz. Bu kısımda sorunlara da biraz değinelim. Dahaönce bahsettiğimiz “OER Evidence Report”da AEK’yikullanmadaki en büyük sorunlardan birinin kaynaklara neredenulaşılacağının bilinmemesi gösteriliyor. Buradan da henüz yeterinceyaygınlaşmadığı sonucuna ulaşabiliriz. Diğer bir soru işareti iseüretilen kaynakların kalitesinde. AEK için bazı kalite standartlarıgeliştirilmeye çalışılsa da henüz net bir standart oluşturulmuşdeğil. AEK kullanmak istediğinizde kaynakları tek tek inceleyipkalitesine kendiniz karar vermelisiniz. Telif hakları ile ilgili“Creative Commons” girişimi kolaylık sağlamış olsa da yasalolarak net düzenlemeler henüz mevcut değil. Kaynaklarınüretilmesi ve internet üzerinden sunulması için bazı maliyetlerekatlanmak gerekiyor. Bu sebeple AEK hizmetini sunan kurumlarınbunu devam ettirebilmesi, bu iş için fon bulmalarına bağlı. Budurum da sürekliliğini sorgulamamıza neden oluyor. Sorunlarınaşılması için girişimlerin daha fazla desteklenmesi ve uluslararasıdüzeyde kararlar alınması gerekiyor. Kaynaklar için standartlarve bilgi paylaşımında telif hakları en önemli sorunlar gibi görünüyor.Bunların aşılması hem daha fazla kişinin kullanmasını hem dekaynak üreten kişi ve kurumların artmasını sağlayacaktır.

27 – 31 Mart 2017 tarihleri arasında “Open Education Week”kapsamında etkinlikler gerçekleşecek. “Open EducationConsortium”un web sayfasını (www.oeconsortium.org) takipetmenizi öneririm.

Faydalanalım, faydalanmayanlara anlatalım, ürettiğimiz bilgileripaylaşalım. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır...

gerekli doküman, kullanılan yöntem, yazılım ve başka araçları dakapsayan daha geniş bir tanım elde edilmiştir.

AEK’nin çıkış amacı, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarakkaliteli bilgi kaynaklarını ve eğitim fırsatlarını dünya çapında tümbireylere, öğretim elemanlarına ve kurumlara ulaştırabilmektir.Açıklık kavramı; bilginin, toplum faydasına, sosyal bir mülkiyetolarak ve internet aracılığıyla herkese sunulmasını ifade etmekte.AEK öncesinde açık kaynak kodlu yazılımların ortaya çıkışıAEK’ye ilham veren gelişmelerden birisi. Açık kaynaklarla ilgiligelişmelerin tarihçesine baktığımızda 1990’ların sonunda açıkkaynak yazılım akımıyla birlikte oluşan organizasyonlar karşımızaçıkıyor. 1998 yılında “Open Source Initiative” ve “Open ContentInitiative”, 2001 yılında “Budapest Open Access Initiative (BOAI)”,2002 yılında “Creative Commons” bu organizasyonların enönemlilerinden. Özellikle “Creative Commons” açık eğitimkaynaklarını anlatırken bahsetmeden geçemeyeceğimiz birorganizasyon. Kaynakların açık olmasından söz ederken bukaynakların sahiplerini ve onlardan sonra bu kaynakları yenidenüretecek olan kişilerin emeklerini göz ardı etmekten bahsetmiyoruz.Kaynakların toplumsal fayda amacıyla kullanılmasında da telifhakkı söz konusu olmalı. İşte “Creative Commons (CC)” tam dabu görevi üstleniyor. CC lisansıyla üretilen kaynaklar kaynağınsahibinin belirlediği kurallara göre lisanslanıyor ve açık erişimebu lisansla çıkıyor.

AEK’ye damgasını vuran ilk geniş çaplı proje 2001 yılında MITtarafından sunulan “MIT Open Courseware”. Bu projekapsamında 1800 derse ait tüm materyaller, ödevler, videolarinternet üzerinden dünyanın kullanımına açılıyor. Tüm materyallerCC lisansına sahip. Büyüyerek devam eden proje bugün hemlisans hem de lisansüstü derslerle erişime açık. MIT’nin de üyesiolarak yer aldığı “Open Education Consortium” tüm dünyadan235 üye kuruluşla açık eğitim kaynakları ile ilgili çalışmalar yürütenönemli bir kuruluş. Web sayfasında AEK ile ilgili pek çok bilgiyeulaşabiliyorsunuz.

Avrupa’da 2007 yılında başlayan “Open E-Learning ContentObservatory Services (OLCOS)” projesi Avrupa Birliği’nin e-öğrenme programı kapsamında açık eğitim kaynaklarının üretilmesive kullanımıyla ilgili çalışmaları yürütmekte. Bünyesindeoluşturduğu konsorsiyum konuyla ilgili farklı kuruluşları bir arayagetirerek ortak çalışmalarla Avrupa’da açık eğitim kaynaklarınıngelişimine katkı sağlamakta. Bu projenin yanında tüm dünyadahem üniversitelerde hem de kâr amacı gütmeyen kuruluşlarlafarklı projeler yürütülüyor. İngiltere’de The Open Universitytarafından başlatılan “OpenLearn” projesi, Hollanda’da OpenUniversiteit Nederland’de OpenER projesi, Japonya’da kurulan“Japan Open Courseware Consortium”, Güney Afrika’da “SouthAfrican Institute for Distance Education” tarafından başlatılan“Sofia (Sharing of Free Intellectual Assets)” projesi bunlardanbazıları. Açık eğitim kaynaklarına ilgi dünyanın dört bir yanındaartarken Türkiye’de neler olduğuna bir bakalım.

Türkiye’de AEK konusundaki gelişmelere baktığımızda TürkiyeBilimler Akademisi’nin (TÜBA) girişimini ilk sırada saymamızgerekiyor. TÜBA, 2007 yılında Ulusal Açık Ders Malzemeleriprojesi kapsamında konuya ilgi gösteren 24 üniversite, YÖK, DPTile TÜBİTAK-ULAKBİM temsilcilerini buluşturdu. 2010 yılındatemel bilimler, 2011 yılında da sosyal bilimler alanlarındayoğunlaşmaya karar verildi ve sonrasında 25’i yabancı dilden

Page 11: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

37

OKULA ‹NOVASYONUNASIL GET‹R‹RS‹N‹Z?

Burcu AYBATRobert Kolej eğitim teknoloji leri koordinatörü

Günümüzde işlerin dörtte üçü artık servis sektöründe yer alıyor.Gerçek hayatta iletişim, problem çözme ve eleştirel düşünme,yaratıcılık, iş birliği içinde çalışma gibi becerileri kullanmak artıkelzem. Bu becerileri kullanarak yaptıkları işleri farklılaştıran,organizasyonları, süreçleri ve ürünleri günümüze adapte edebilenlerkazanıyor. Peki eğitim sistemimiz yeni nesli 21. yüzyılın gerekliliklerinehazırlıyor mu?

21. yüzyıl becerilerinin eğitim ortamımızın olmazsa olmaz, temelbir parçası haline gelmesi gerektiğini biliyoruz. Ancak okullarda bubeceriler ne yazık ki, “olsa iyi olur” kategorisinden öteye gidemiyor.Buradaki en vahim nokta ise belli sayıda öğrencinin bu becerileresahip olması gerektiğini varsaymamız. Ne büyük bir yanılgı! Çünkübu becerilere sahip olmayanlar oyun dışı kalacak.

Yeni Bir Nesil, Yeni Bir Ö¤renme DeneyimiFinans, ekonomi, iş ve girişimcilik okuryazarlığı son dönemde en çoksözünü ettiğimiz beceriler arasında. Ekonomik güçler ve sıkıntılarhayat kalitemizi belirliyor. Büyük kurumlar ve organizasyonlar

Okulda iyi notlar almak, yüksek ortalama getirmek ves›navlarda baflar› elde etmek ö¤rencilerimizin hayattadaha iyi yerlere gelmelerinin garantisini veriyor mu?Daha çok bilgiyi iflleme ve inovasyonun ön plandaoldu¤u yeni ifl alanlar›na ö¤rencilerimiz uyumsa¤layabilecek mi?

Page 12: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

38

adına çalışırken oraya ne kadar uygun olduğumuzu bilmek verollerimizi belirlemek gerekiyor. Artık hayatımıza girişimci kafayapısı daha fazla girmeli. Fırsatları, riskleri ve ödülleri tanımalı,çalışma hayatındaki üretkenliğimizi arttırmalı, kariyer seçeneklerimizigenişletmeli ve değişen şartlar üzerinde sıçrayış yapmalıyız. Sonyıllarda daha çok genç girişimci ile karşılaşıyor ve gelecek içinumutlanıyorum. Daha lise çağlarında kurdukları “startup”larla farkyaratmak isteyen, yaratıcı ve inovatif fikirlerine TÜBİTAK’tan,Sanayi Bakanlığı’ndan destek alan yüzlerce genç var.

21. yüzyılın hedeflerine, elbette 21. yüzyıl müfredat tasarımıyla ve21. yüzyıl öğrenme kültürü ile ulaşmak mümkün. Son teknolojileriöğrencilerin ellerine teslim etmek, eksiksiz bir planlama yapmakbazen yeterli olmayacaktır. Teknoloji öğretmen ve öğrencilere yönverebilir ve öğrenme ortamına yeni bir soluk getirebilir. Öğretmenlerve öğrenciler başlarını döndürecek bir zaman yolculuğuna çıkmakdurumunda kalabiliyorlar. Hologramlar, arttırılmış gerçeklik,kodlama, 3 boyutlu tasarımlar ve yazıcılar, robotlar ve daha fazlasıçok değil sadece 5 sene önce vizyona giren bilim kurgu filmlerindekisenaryoları anımsatıyor. Ancak sınıflarımızda son teknolojileri dekullansak yine bu yeterli olmayacaktır. Bu ortam 21. yüzyılın ruhuyladönüştürülmeli. 21. yüzyıl sınıfında, kütüphanesinde, kantininde,koridorlarında başka bir hava esmeli. Merak, sorgulama, heyecan,eğlenme öğrenmenin parçası olmalı ki öğrenme süreci kendi kendinedönen bir çarka dönüşsün.

Okullarda ‹novasyon Kültürünü OluflturmakOkullarda inovasyon kültürünü oluşturmak artık hiç de zor değil.Buradaki anahtar nokta, öğrencileri işin içine dahil etmek ve onlarıninovasyonu sahiplenmelerini sağlamak. En son teknolojileri sınıfayığmak bu kültürü oluşturmak için tek başına asla yeterliolmayacaktır. Değişen dünyaya ve düşünme şekillerine adapteolabilmek, bu kültürün oluşması için gerekli en temel nokta.Yaratıcılığa, risk almaya ve girişimciliğe gereken önem verilmediğindeteknolojilerin inovasyonu beraberinde getirmesini beklemek elbettehayalcilik olur.

Her dönüşümde olduğu gibi yeni bir öğrenme deneyimi için de birdeğişim söz konusu. Değişim için de iyi bir liderlik. 2011 yılındaRobert Koleji’nde kurulan Student Tech Crew okulda teknoloji veinovasyon konusunda liderlik potansiyeli olan öğrencileri bir arayatopluyor ve bu liderlerin profesyonel gelişimlerini sağlıyor. Buliderler çeşitli kulüp ve etkinliklerde aktif rol alarak okulun teknolojiyeve inovasyona dair politikalarının oluşmasında görev alıyorlar,öğrenmeyi modelliyorlar, yeni öğrenme fırsatları yakalıyorlar,profesyonel hayattan kişi ve kurumlarla çalışma fırsatı yakalıyorlar.

STC düzenli bir araya gelen bir liderlik topluluğu. Bu topluluk yılboyunca çeşitli profesyonel gelişmelere katılan, yeniliklere açık, buyenilikleri pilot olarak deneyimleyen ve deneyimlerini okul topluluğuile paylaşan bir bakış açısına sahip. STC’de yer alan öğrencilerçeşitli sertifika programlarına katılıyorlar, Udemy ve Coursea,EdX’den online kurslar alıyorlar, çeşitli konferanslara hem izleyicihem de sunum ve çalıştay yapmak üzere katılıyorlar. STC’yi güçlüyapan en önemli yönü ise bu deneyimlerini ve öğrendiklerini sürekliokul topluluğu ile paylaşıyor olmaları. Özellikle son teknolojilerive yaklaşımları öğrenci ve öğretmenlerin deneyimleyebileceği “digitalplayground”lar organize ediyorlar. Robert Koleji’nde öğretmen veöğrencilerin yeni teknolojilerin yeni deneyimlere dönüşmesinisağlamak amacıyla her ay Genius Bar, Aralık ayında

Hour of Code haftası ve Mayıs ayında RCMakers gibi büyüketkinlikler düzenliyor.

Öğrencilere bir amaç vermek ise bu yeni öğrenme deneyimininkalbidir diyebiliriz. Bu amacı kendilerinin bulmalarını sağlamakise altın değerinde. Öğrencilerin buluş yapmalarını istiyorsak bunauygun ortamı da yaratmak gerekiyor hiç şüphesiz. Onlara toplulukoldukları hissini vermek gerekiyor. Sadece sınıf içinde değil küreselbir perspektif kazanmaları için çok kültürlü ve daha büyüktoplulukların parçası olmalarını sağlanabilir. Bu anlamda yarışmalar,inovasyon kampları, hackathonlar ve sosyal sorumluluk projeleriöğrencilerin amaçlarını bulmalarında onlara yardımcı olacaktır.RCMakers bu anlamda öğrencilere “outreach” yapmaları konusundafırsat tanıyor. Eğer eğitimciler, aileler ve öğrenciler “maker” ruhunasahip olmak için nereden başlayacağını bilemiyorsa RCMakersonlar için büyük bir fırsat. İlgisi olup nasıl ilerleyeceğini bilemeyenya da ilgi ve yeteneğinin o zamana kadar farkına varamayan pekçok Robert Koleji öğrencisi okulda yürütülen kulüpler ve Hour ofCode gibi farkındalığı arttıran etkinlikler sayesinde “maker”hareketinin bir parçası oluyorlar. Tüm yıl süren çalışmalarını veöğrenmelerini maker fuarı olarak tasarlanan RCMakers etkinliğindekutluyorlar. Bu kutlamaya sadece kendi okulundaki arkadaşlarınıve öğretmenlerini değil başka okullardan öğretmenleri ve öğrencileride davet ediyorlar. Kısaca RCMakers buluşu, yaratıcılığı ve hünerikutlamak ve Maker hareketini yaygınlaştırmak için Robert Koleji’ndeher Mayıs ayında düzenlenen bir festival.

100’den farklı okuldan gelen 700+ öğrenci, öğretmen, veli veuzman, 3 boyutlu yazıcılardan robotlara, giyilebilir teknolojilerdenkodlamaya, oyun programlamadan uydu yapımına kadar pek çokkonuda 50’den fazla atölye çalışmasında eğlenerek öğreniyorlar.Katılımcılar gün boyunca temel düzeyden ileri düzeye kadarhazırlanmış 3’er saat süren atölye çalışmalarına ücretsizkatılabiliyorlar. RCMakers’da öğrencilerin yönettiği atölyelerderobotlar yapılıyor, legolar bir araya getiriliyor, 3 boyutlu tasarımlaryapılıyor, dronelar, tanklar, sumorobotlar yarıştırılıyor ve heykelleryapılıyor. 7’den 70’e herkesin keyifle katıldığı etkinliklerde üretimyapılıyor. Bu etkinliğin en önemli yönü ise sahnede öğrencilerinolması. Öğrenciler pek çok etkinliği yönetiyorlar ve katılımcılarıhünerleriyle etkiliyorlar.

Robert Koleji’nde düzenlenen bir başka etkinlik ise Remixopolisinovasyon kampı. Farklı okullardan gelen 200’e yakın öğrenci 5gün süren inovasyon kampında girişimcilik ve iş dünyası ile ilgilikonularda uzman kişilerden eğitimler alıyor; sağlık, eğitim, üretim,teknoloji, bankacılık, gıda sektöründen firmaların temsilcileritarafından verilen gerçek problemlere yaratıcı çözümler üretiyorlar.Ekip çalışmasıyla ortaklaşa koydukları çözümlerini çeşitli reklamkampanyaları ve ürettikleri prototiplerle destekliyorlar. Birinci olangruplar firmalar tarafından stajyerlik imkanları ve başka ödüllerleödüllendiriliyorlar.

RCMakers ve Remixopolis gibi etkinliklerin sayesinde pek çoköğrenci Tony Wagner’ın da sözünü ettiği “tutku”larını bulma fırsatıyakalıyorlar. Bunlardan birisi hazırlık sınıfı öğrencisi olan Can.Can, 15 yaşından sonra kodlamaya ve robotlara olan ilgisininfarkına varıyor. Makers kulübüne lisenin ilk yılında kayıt olduktansonra ikinci ayında buz kalıbından arabasını, üçüncü ayında dakendi drone’unu tasarlıyor. Can’a bunları nasıl yapıldığını öğretenyine Makers kulübü öğrencileri. Merakı ve ilgisi ona her gün yeniicatlarla okula gelmesini ve kendi gibi meraklı başka arkadaşlarını

Page 13: DOSYA: E⁄‹T‹M VE TEKNOLOJ‹panorama.khas.edu.tr/uploads/pdf/egitim-ve-teknoloji2.pdfele al›nmas›n› zorunlu k›l›yor. Aç›k e¤itim kaynaklar›, e¤itimde inovasyon,

39

yaratıcılığın teşvik edilmesi için yapılabilecekler şu şekildesıralanabilir:• Bir öğrenci teknoloji liderlik ekibi oluşturun. Bu öğrencilereakranlarına teknoloji kullanımı konusunda destek vermeleri içinsorumluluk verin. Onları yetkilendirin.• Teknoloji kulüpleri kurun ve bu kulüplerde öğrencilerinizin liderliketmelerine izin verin.• Okul çapında Hour of Code ve Maker fuarı benzeri teknolojietkinlikleri ve yarışmalar düzenleyin.• Öğrencilerinizin başka öğrencilere öğretmelerine ve böylece sosyalsorumluluk projelerine katılmalarına izin verin.• Öğrencilerinizin merakları ve ilgileri dahilinde online içeriklereulaşmalarını ve kursları takip etmelerini sağlayın.• Teknoloji firmalarıyla iletişime geçin. Ücretsiz eğitimler talepedin.• Öğrencileriniz için stajyerlik fırsatlarını takip edin ve onlarıyönlendirin.• Uzmanlarla çalışabilecekleri projeler kurgulayın. Okulunuzauzmanları davet edin ya da bu kişilerle Skype/Hangout görüşmeleriayarlayın.• Ulusal ve uluslararası teknolojiyle ilgili yarışmalara (First RoboticsCompetition gibi) katılmalarını sağlayın.• Öğrenme yolculuklarını anlatacakları blog, kişisel web siteleri,Youtube kanalları oluşturmaları için onları teşvik edin.• Sertifikalar almaları konusunda onları cesaretlendirin.

İnovasyon, sınıfa ve okula kendiliğinden gelmez. Buradaöğretmenlerin rolü elbette çok önemli. Öğrencilerle süreklietkileşimde olmanın ve onları yönlendirmenin değeri büyük. Ancakunutulmaması gereken, inovasyonda sürekliliği sağlamak içinöğrencilerin onu sahiplenmesi gerekir. Öğrencilerimizin eylemodaklı, iletişim kuran, risk alan, ileri görüşlü, sorunların üstesindengelen ve iyi fikirleri ortaya atan bir karaktere bürünmeleri gerek.Bunu yapabilmeleri için de önlerinde bir rol model olması lazım.

Öğretmenler bu özelliklere ne kadar sahip? Öğretmenler ne kadarinovatif ? Girişimci olmayan bir öğretmenin girişimci öğrencilerinasıl olabilir? Eğer öğrencilerin inovatif olmalarını istiyorsak bunuönce öğretmenlerin deneyimlemesi çok önemli. İnovasyon deyinceaklımıza en popüler yaklaşımlardan biri olan tasarım odaklı düşünmegeliyor. Henry Ford, Learning Institute ve IDEO’yla birliktehazırladıkları tasarım odaklı düşünme çalıştayında iki önemli sorusoruyor eğitimcilere: “Tekrar hayal etseydiniz okul neye benzerdi?”“21. yüzyılda mezun olan bir öğrenci neyi bilmeli ve yapabilmeli?”Bu açık uçlu sorulardan yola çıkarak ve tasarım odaklı düşünmeninadımlarını uygulayarak öğretmenler de okullarında inovasyonagiriş yapabilirler.

Eğer sınıflarımızda öğrencilerinizin tasarım odaklı düşünmeyikullanarak inovasyon yapmalarını istiyorsak onların açık uçlu sorularüzerinde çalışmalarına fırsat vermemiz gerekir. Risk almalarına,problem çözmelerine ve birden fazla bakış açısına ve çözüme izinvermeliyiz. İnovasyonun olduğu yer fiziksel olarak da önem arzeder. Öğrencilerimizin rahatlıkla çalışabilecekleri, dağıtabilecekleri,kaynaklara ulaşabilecekleri, diğerleriyle etkileşime geçebilecekleriortak alanlar yaratmamız faydalı olacaktır. Makerspace’ler buanlamda okullarda inovasyonu körükleyen alanlardır. Ayrıca sadeceyer değil zaman olarak da onlara fırsatlar sunulmalıdır.

da ateşlemesini sağlıyor. Can kendi deneyimlerini Youtube kanalıaracılığıyla tüm dünyayla paylaşmanın heyecanını yaşıyor. RCMakers2016’da ilk atölyesini yaparak maker hareketine ilgi duyan diğerçocuklara rol model oluyor.

Bir ‹novasyon Ekosistemi Yaratmak21. yüzyılın okulunda öğrenciler gerçek hayattan problemlerüzerinde işbirliği içinde çalışmalı. Üreten ve tasarlayan bireylerolmalı, öğretmenler de onları yönlendiren mentorlar olacak hiçşüphesiz. İşte böyle bir okulun bir çıktısı varsa eğer, bu da kesininovasyondur. Steve Jobs liderleri onları takip edenlerden ayıranıninovasyon olduğunu söylemişti. İnovasyon ise çok kullandığımızama hepimizin tam olarak da tanımını yapamadığı bir kavram.İnovasyonu eğitimciler yenilikçilik, yaratıcılık, öncülük, orijinallikve girişimcilik kelimeleri ile eşleştiriyorlar. Zorluk, problem çözme,güç verme, devrimsellik, farklı fikirleri birleştirme, idealleştirme,kaynaklar yaratma, dönüştürme, gelişim gibi kelimeler ise akıllarınagelen ilk kelimeler. Eğer bir okul bu kelimeleri bir senaryoda biraraya getirebiliyorsa okula inovasyonu da getirebilir. Bu çok büyükdeğişimler yapmak gerekliliğini akla getirmesin. Küçük dokunuşlarbile bazen büyük etkiler yaratabilir.

Robert Koleji öğrencileri teknoloji, inovasyon ve girişimcilikle ilgili6 farklı kulübe katılabiliyor. Bu kulüpler IOS Programming, AndroidStudio Academy, RC Makers, Robotics, Media Design ve JuniorAchievement olarak tasarlandı. Kodlamaya ilgi duyan öğrencilerIOS Programming ve Android Studio Academy kulüplerine, maker,3 boyutlu tasarım ve robotics konularına ilgili duyan öğrencilerRCMakers ve Robotics kulüplerine, tasarıma ilgi duyan öğrencilerde Media Design kulübüne yönlendiriliyor. Bu kulüplerde yer alanöğrenciler Junior Achievement kulübü ile iş birliği yaparakürünlerinin satışa hazırlanmasında, pazarlanmasında ve satışındabirlikte çalışıyorlar. Oluşturulan bu ekosistem içinde öğrenciler fikiraşamasından, üretime ve sonrasında satış ve pazarlamaya kadarolan süreci deneyimliyorlar.

“Charger Aid” bu ekosistemin ortaya çıkardığı ürünlerden birtanesi. Junior Achievement (Girişimcilik) öğrencileri sürekliyaşadıkları, kırılan şarj aletlerinden dolayı ortaya çıkan bu büyüksoruna tasarım odaklı düşünmenin adımlarını kullanarak basit birtasarımla çözüm buldular. 50 dolara yakın bir fiyatı olan bu şarjcihazları öğrenciler sürekli çantalarında taşıdıkları için bir süresonra deforme oluyorlar. Şarj aletinin koruyucu kısmı soyulmayave kablolar ortaya çıkmaya başlıyor. Bu sorundan yola çıkan JAöğrencileri RCMakers öğrencileriyle bir araya geldiler.RCMakers’dan 3 boyutlu tasarım konusunda uzman öğrenciler veJA öğrencileri bir araya gelerek kablonun kırılan yerine takılabilecekbir aparat geliştirdiler. Geliştirilen bu aparat 3 boyutlu yazıcıdanbasılarak üretilmeye başlandı. Farklı renklerde ve boyutlardatasarlanan bu aparat farklı temalar kullanılarak da üretildi. JAöğrencileri üçüncü prototipten sonra bu ürünü satışa çıkardı. SatışlarJunior Achievement Europe’un Belçika, Letonya ve Litvanya’dadüzenlediği ticaret fuarlarında yapıldı. Büyük ilgi gören ChargerAidLitvanya’daki ticaret fuarında yaratıcılık ödülüne layık görüldü.Ürünün patent alma süreci devam ediyor.

Okula ‹novasyon Getirmek ‹çinRobert Koleji son iki senedir deneyimlediği teknolojik inovasyonsürecinin tüm okula yayılması için pek çok çalışma yapıyor. Budeneyimden yola çıkarak diğer okullarda da inovasyonun ve