e gazete sayı 152 19-25 mart 2013

10
Egemen Bağış’ın Çorlu’da yaptı konuşmanın satır başları: “Bizim, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere prim vermememiz lazım. Bizim kardeşlik dokumuzu her geçen gün daha da güçlendirmemiz lazım. Bu ülkede kimileri PKK`yı bir terör örgütü olarak tanıttı. Evet, bir terör örgütüdür ama sadece terör örgütü değildir. Bunu burada çok açık net sizlerle paylaşma ihtiyacım var. PKK terör örgütü olduğu kadar bir rant şebekesidir. Uyuşturucu kaçakçılığından, insan kaçakçılığından, taşeronluktan elde ettiği rantın haddi hesabı yoktur Bu ülkede kimileri PKK`yı bir terör örgütü olarak tanıttı…” “ (…) Maalesef geçmişte hatalar yapılmış, Güneydoğu’nun dağlarına marifetmiş gibi “Ne Mutlu Türk’üm diyene!” yazılmış ama oradaki insanlara Türkçe öğretilmemiş, okul yapılmamış, hastane yapılmamış, yol yapılmamış, baraj yapılmamış, havaalanı yapılmamış. Aslında oradaki insanlar da devletine bağlı olmak istiyor. 21 Mart`ta Diyarbakır’da bir mesaj okundu mesajı Kürtçe okudular çoğu anlamadı ama Türkçe okununca alkışlar koptu. Demek ki bölge insanı da aslında bu ülkenin diline sahip çıkmak istiyor, kültürüne sahip çıkmak istiyor ama kendi benliğine de saygı duyulsun istiyor.” “Millete rağmen yaptığımız tek bir çalışma var mı? Bu milletin kabullenemeyeceği attığımız tek bir adım var mı? Biz bu millete rağmen hiçbir şeyin içerisinde olmayız. Hele hele bir pazarlığın içerisine bugüne kadar girmedik, girmeyiz, girmeyeceğiz bundan emin olun. Çözüm süreci bu ülkede her bir vatandaşımızın eşitlik ilkesi altında devletin eşit vatandaşı olabilmesini sağlamaktır. YIL: 4 SAYI: 152 - BAĞIMSIZ HAFTALIK SİYASİ GAZETE 19-25 MART 2013 www.59haber.com 2.00 TL (KDV DAHİL) 59 HABER TEKİRDAĞ www.59haber.com www.59haber.com anlık gelişmeleri takip edeceğiniz tek adres www.guncelakaryakit.com 0282 261 26 96 / 263 82 19 Email: [email protected] Bahçelievler Mahallesi, İstanbul Yolu Üzeri, Beyazköy Mevkii TEKİRDAĞ 2009 Mahalli seçimlerinde 25 yaşında iken AK Parti belediye başkan aday adayı olan SARIKURT, O dönemde bölgede özellikle hitabet yeteneği ile ses getirerek, siyaset hayatına meclis üyesi olarak AK Parti’de devam ediyor. Çorluda faaliyette olan Uras Sürücü Kursu’ nun sahibesi olan Betül Sarıkurt evli ve 2 yaşında bir çocuk annesidir. Son dönemde AK Parti’nin çeşitli organizasyonları ve toplantılarında güzel konuşmasıyla dikkatleri çeken Sarıkurt siyasette ilk aranan hitabet yeteneği ile oldukça umut vaad ediyor. Marmara Ereğlisi Belediye başkanlığı için AK Parti’den aday adayı olacağını açıklayan ilk siyasetçi unvanını alan Sarıkurt, kararlılığı ve cesaretiyle çevresinden oldukça destek alıyor. Marmara Ereğlisi Belediye Başkanlığına Göz Koydu Yeniçiftlik Belediyesi Meclis Üyesi olan Betül Sarıkurt AK Parti’den Marmara Ereğlisi Belediye Başkanlığı aday adaylığını açıkladı. HABER: FATİH ERGE Programa NKÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek, Vete- riner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şefik Kurultay, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Boynukara, öğretim üye- leri ve öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını Fen Edebiyat Fakültesi Japon Dili ve Edebiyatı Bölüm Baş- kanı Yrd. Doç. Dr. Cahit Kahraman gerçekleştirdi. Yrd. Doç. Dr. Kahraman, “Etkinlilerimiz çerçevesin- de davet ettiğimiz ‘Güne- şin doğduğu ülke’nin değerli konuklarını ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi. Program öncesinde konu- şan Prof. Dr. Osman Şimşek, NKÜ’nün farklı kültürleri bir ara- ya getiren ortamlara sahne ol- duğunu belirterek, “Bu yıl 192 olan yabancı öğrenci sayımızı önümüzdeki yıl 500’e çıkart- mayı düşünüyoruz. Bu sayede kültürlerarası etkileşimlerin de artacağına inanıyoruz” dedi. Program kapsamında Japon geleneksel kültü- rünü yansıtan şarkılar söylenmesinin ardın- dan; Japon- Kore- Çin geleneksel kıyafetleri ile defile düzenlendi. Defile sonrasında koro, Japonya’nın sevilen şarkılarını söyledi. Japon kültürünün belirgin sanatları arasın- da yer alan Kado (çiçek düzenleme sanatı), Sado (çay sanatı), Furoshiki (bohça sanatı), shodo (kalig- rafi), origami (kâğıt katlama sanatı), İ-Go (Go oyunu), Shogi (Uzakdoğu Satrancı), Othello oyunları tanıtım haftası kapsamında programının ikinci bölümünde uygulamalı olarak katılımcılara tanıtıldı. Japon Kültürü NKÜ’de Tanıtıldı Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Edebiyatı Bölümü tara- fından Piramit Salon’da Uzakdoğu Asya Japon Kültürü Tanıtım Haftası programı düzenlendi FERHAT AKGÜN- İHA Ali TOSUN 09 sayfa Hasan ERGE Faruk DEMİREZEN Siyaset Kazanı Aydınlar Ocağı Banka Reklamı! Fatih ERGE 03 sayfa ÜÇgen HATTI 05 09 sayfa sayfa Diyarbakır Bursa ve Medya TÜRK ve TÜRKLER olmasın! Ekmek İsra Edebiya... Macaristan Dostluk Heyeti’nden Namık Kemal Üniversitesi Rektörüne Ziyaret AK Parti Belediye Meclis Üyesi Nevzat Bahar: Belediye Borç Çıkmazında Emiryakup Kırım Gecesi 03 02 09 06 07 03 AB Bakanı Egemen Bağış Çorlu’da Konuştu: “Bu ülkede kimileri PKK`yı bir terör örgütü olarak tanıttı…” İHA-TEKİRDAĞ 1 2 3 4 5 6 Egemen Bağış’ın Çorlu Siyaset Akademisi’nde yaptığı konuşma AK Parti felsefesini, dünya görüşünü ortaya koyan çok ilginç başlıklarla dolu... AK Parti’ nin en renkli siması olan Bağış’ın konuşmaları siyaset kulislerine malzeme olacak cinsten... Yeniçiftlik AK Parti Belediye Meclis Üyesi Betül Sarıkurt

Upload: irem-uener

Post on 24-Mar-2016

234 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

59haber gazetesi 152 sayı

TRANSCRIPT

Page 1: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

Egemen Bağış’ın Çorlu’da yaptı konuşmanın satır başları: “Bizim, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere prim vermememiz lazım. Bizim kardeşlik dokumuzu her geçen gün daha da güçlendirmemiz lazım. Bu ülkede kimileri PKK`yı bir terör örgütü olarak tanıttı. Evet, bir terör örgütüdür ama sadece terör örgütü değildir. Bunu burada çok açık net sizlerle paylaşma ihtiyacım var. PKK terör örgütü

olduğu kadar bir rant şebekesidir. Uyuşturucu kaçakçılığından, insan kaçakçılığından, taşeronluktan elde ettiği rantın haddi hesabı yoktur Bu ülkede kimileri PKK`yı bir terör örgütü olarak tanıttı…”

“ (…) Maalesef geçmişte hatalar yapılmış, Güneydoğu’nun dağlarına marifetmiş gibi “Ne Mutlu Türk’üm diyene!” yazılmış ama oradaki insanlara Türkçe öğretilmemiş, okul yapılmamış, hastane yapılmamış,

yol yapılmamış, baraj yapılmamış, havaalanı yapılmamış.

Aslında oradaki insanlar da devletine bağlı olmak istiyor. 21 Mart`ta Diyarbakır’da bir mesaj okundu mesajı Kürtçe okudular çoğu anlamadı ama Türkçe okununca alkışlar koptu. Demek ki bölge insanı da aslında bu ülkenin diline sahip çıkmak istiyor, kültürüne sahip çıkmak istiyor ama kendi benliğine de saygı duyulsun istiyor.”

“Millete rağmen yaptığımız tek bir çalışma var mı?

Bu milletin kabullenemeyeceği attığımız tek bir adım var mı? Biz bu millete rağmen hiçbir şeyin içerisinde olmayız. Hele hele bir pazarlığın içerisine bugüne kadar girmedik, girmeyiz, girmeyeceğiz bundan emin olun. Çözüm süreci bu ülkede her bir vatandaşımızın eşitlik ilkesi altında devletin eşit vatandaşı olabilmesini sağlamaktır.

YIL: 4 SAYI: 152 - BAĞIMSIZ HAFTALIK SİYASİ GAZETE 19-25 MART 2013www.59haber.com 2.00 TL (KDV DAHİL)

59 HABER TEKİ

RDAĞ

www.59haber.com

www.59haber.com anlık gelişmeleri takip edeceğiniz tek adres

www.guncelakaryakit.com

0282 261 26 96 / 263 82 19

Email: [email protected]çelievler Mahallesi, İstanbul Yolu Üzeri, Beyazköy Mevkii TEKİRDAĞ

2009 Mahalli seçimlerinde 25 yaşında iken AK Parti belediye başkan aday adayı olan SARIKURT, O dönemde bölgede özellikle hitabet yeteneği ile ses getirerek, siyaset hayatına meclis üyesi olarak AK Parti’de devam ediyor.

Çorluda faaliyette olan Uras Sürücü Kursu’ nun sahibesi olan Betül Sarıkurt evli ve 2 yaşında bir çocuk annesidir. Son dönemde AK Parti’nin çeşitli

organizasyonları ve toplantılarında güzel konuşmasıyla dikkatleri çeken Sarıkurt siyasette ilk aranan hitabet yeteneği ile oldukça umut vaad ediyor.

Marmara Ereğlisi Belediye başkanlığı için AK Parti’den aday adayı olacağını açıklayan ilk siyasetçi unvanını alan Sarıkurt, kararlılığı ve cesaretiyle çevresinden oldukça destek alıyor.

Marmara Ereğlisi Belediye Başkanlığına Göz KoyduYeniçiftlik Belediyesi Meclis Üyesi olan Betül Sarıkurt AK Parti’den Marmara Ereğlisi Belediye Başkanlığı aday adaylığını açıkladı.

HABER: FATİH ERGE

Programa NKÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek, Vete-riner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şefik Kurultay, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Boynukara, öğretim üye-leri ve öğrenciler katıldı.

Programın açılış konuşmasını Fen Edebiyat Fakültesi Japon Dili ve Edebiyatı Bölüm Baş-kanı Yrd. Doç. Dr. Cahit Kahraman gerçekleştirdi. Yrd. Doç. Dr. Kahraman, “Etkinlilerimiz çerçevesin-de davet ettiğimiz ‘Güne-şin doğduğu ülke’nin değerli konuklarını ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Program öncesinde konu-şan Prof. Dr. Osman Şimşek, NKÜ’nün farklı kültürleri bir

ara-ya getiren ortamlara sahne ol-

duğunu belirterek, “Bu yıl 192 olan yabancı öğrenci sayımızı önümüzdeki yıl 500’e çıkart-mayı düşünüyoruz. Bu sayede kültürlerarası etkileşimlerin de artacağına inanıyoruz” dedi.

Program kapsamında Japon geleneksel kültü-rünü yansıtan şarkılar söylenmesinin ardın-dan; Japon- Kore- Çin geleneksel kıyafetleri ile defile düzenlendi. Defile sonrasında koro, Japonya’nın sevilen şarkılarını söyledi.

Japon kültürünün belirgin sanatları arasın-da yer alan Kado (çiçek düzenleme sanatı), Sado (çay sanatı), Furoshiki (bohça sanatı), shodo (kalig-

rafi), origami (kâğıt katlama sanatı), İ-Go (Go oyunu), Shogi (Uzakdoğu Satrancı), Othello oyunları tanıtım haftası kapsamında programının ikinci bölümünde uygulamalı olarak katılımcılara tanıtıldı.

Japon Kültürü NKÜ’de TanıtıldıTekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Edebiyatı Bölümü tara-fından Piramit Salon’da Uzakdoğu Asya Japon Kültürü Tanıtım Haftası programı düzenlendi

FERHAT AKGÜN- İHA

Ali TOSUN

09sayfa Hasan ERGE Faruk DEMİREZEN

Siyaset Kazanı Aydınlar OcağıBanka Reklamı!

Fatih ERGE

03sayfa

ÜÇgen HATTI

05

09sayfa sayfa

DiyarbakırBursa ve Medya

TÜRK ve TÜRKLERolmasın!

Ekmek İsrafı Edebiyatı...

Macaristan Dostluk Heyeti’nden Namık Kemal Üniversitesi Rektörüne Ziyaret

AK Parti Belediye Meclis Üyesi Nevzat Bahar:Belediye Borç Çıkmazında

Emiryakup Kırım Gecesi

2.11

03

02

09

06

0703

AB Bakanı Egemen Bağış Çorlu’da Konuştu:

“Bu ülkede kimileri PKK`yı bir terör örgütü olarak tanıttı…”

İHA-TEKİRDAĞ

123456

Egemen Bağış’ın Çorlu Siyaset Akademisi’nde yaptığı konuşma AK Parti felsefesini, dünya görüşünü ortaya koyan çok ilginç başlıklarla dolu... AK Parti’ nin en renkli siması olan Bağış’ın konuşmaları siyaset kulislerine malzeme olacak cinsten...

Yeniçiftlik AK Parti Belediye Meclis Üyesi Betül Sarıkurt

Page 2: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

2 ULUSALDAN SEÇMELER19-25 MART 2013

AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nın Swissotel

Grand Efes'te düzenlediği "Bal-kan-Rumeli Dernekleri Buluşma-sı" toplantısında konuşan Bakan Müezzinoğlu, birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.

Balkanlardan gelen birisi ola-rak Balkanlardan gelenlerin yaşa-dığı sıkıntıları yakından bildiğini ifade eden Mehmet Müezzinoğlu, "Bugün cebimizdeki diplomatik pasaportla bile ABD'ye veya İsviçre'ye, Danimarka'ya giderken acaba 'Kapıda bir sıkıntı olur mu-' diye düşündüğün koşullardan, 'Ben ceketimi aldım gidiyorum, burada anavatan var, burada benim milletim var' diye güçlü bir duyguyu bizlere balkanlara yaşatan bu millete teşekkür etmek istiyorum. 27 yıl Yunanistan, 4 yıl dünya vatandaşlığından sonra, 27 yıl da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı onurunu bana bu millet ve bu devlet bahşetti. Ne kadar teşekkür etsem azdır" diye konuştu.

Balkan göçmenleri olarak çok bedel ödediklerini vurgulayan

Mehmet Müezzinoğlu, şunları söyledi:

"Bugün yaşadığımız onuru, borçlu olduklarımızı unutmadan zenginleştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Birlik ve beraberliği-mizi, birbirimize destek olmamız-da, birbirimize sahip çıkmamızda ortak bir heyecana dönüştür-meliyiz. Çok basit nedenlerle ayrışıyoruz, çok basit nedenlerle birbirimize gönül zenginliğimizi yansıtmakta cimrilikler yapıyoruz. Buna hakkımız olmadığına inanı-yorum. Temsil ettiğimiz o Balkan medeniyeti adına da hakkımızın olmadığına inanıyorum.

Daha dün vatandaş olmuş demeden İstanbul gibi bir ilin il başkanlığını parti kuruluşunda bize tevdi eden, bugün en önemli icracı bakanlıklardan biri olan Sağlık Bakanlığı gibi bir bakan-lığı bizlere güvenerek tevdi eden Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sizler adına ve şahsım adana teşekkür ediyorum. Millet anlayışının güçlenmesinde, millet anlayışının bir medeniyet projesi-ne dönüşmesinde biz Balkanlar-

dan gelenler, bu milletin ödediği bedelleri daha farklı boyutuyla ödemiş insanlar olarak, bu millete farklı zenginlikleri katmalıyız. Farklı, farklı düşünmek, yaşamak bizim zenginliğimizdir. Bir bakı-ma hepimizin bu ülkeye teşekkür borcumuz var, teşekkür ediyoruz."

Bakan Müezzinoğlu, kürsüde

konuşurken, "Suya ihtiyacım var. Bir taraftan da diyorlar ki Boşnak böreğine de ihtiyacınız olabilir" deyince, kürsüye bir tepsi börek götürüldü.

AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait ise yaptığı konuşmada, Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı icra-atlara değindi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’danBalkan Göçmenlerine Birlik ve Beraberlik ÇağrısıSağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Balkan göçmenleri çok bedeller ödediklerini belirterek, bir-lik beraberlik içinde olmanın zamanının geldiğini belirtti.KIRCAALİHABER.COM

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu

"T.C. Hükümeti ile Bulgaristan

Hükümeti Arasında Kültür Varlığının Yasa Dışı İthal, İhraç ve Mülkiyet Dev-rinin Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin Anlaşma'nın Onaylanması Hak-kında Karar" Resmi Gazete'de yayımlan-dı. Buna göre, kültür

varlıklarının çalın-ması, kaçak arkeolo-jik kazı yoluyla elde edilmesi ve yasa dışı ithali, ihracı, mülki-yet devrinin insan-lığın kültürel mirası üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğu ve her iki tarafça bunun kanunsuz ola-rak kabul edilmesi dolayısıyla taraflar,

topraklarından yasa dışı biçimde çıkarı-lan kültür varlıkları-nın yasadışı ithali ve ihracı ve mülkiyet devrinin önlenmesi ve yasaklanmasını desteklemek; bu varlıkları köken ülkeye iade etmek ve göndermek için işbirliği yapacak.

Taraflar, kökeni

belli olmayan taşınır kültür varlığının topraklarına ve diğer devletlere yasa dışı ithalini ve ihracını önlemek amacıyla gümrük kapılarında gerekli tedbirleri alacak.

Kültür varlıkla-rının yasa dışı ithal ve ihracının tespit edilmesi durumun-

da taraflar, ilgili gümrük makamları veya yetkili diğer makamlar yoluyla, bu anlaşmada belirti-len, kültür varlığının ait olabileceği taraf makamlarını bilgi-lendirecek. Taraflar yasa dışı ithal, ihraç ve mülkiyet devrine maruz kalan kültür varlığının tespiti

halinde bunlara el koyacak ve mümkün olan en kısa sürede diğer tarafa bilgi iletecek. T

Mülkiyet devri sürecinde ciddi ola-rak şüphelenilen ve aşikar olan şahısların kendi ülkelerine girişlerini ve çıkış-larını gözetim altına alacak.

Bulgaristan İle Kültür Varlıklarında İşbirliği

KIRCAALİHABER.COM

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu ve ABTTF Brüksel Temsilciliği’nin katılımı ile Strazburg’ta gerçekleştirilen top-lantıda Sınır Tanımayan İnsan Hakları(HRWF) Direktörü Willy Fautre ile Batı Trakya Türk Azınlığı’na üye Dr. Ali Hüseyinoğ-lu, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın en önemli sorunlarından olan iki dilli azınlık anaokulları konusunda konuşma yaptılar. AP Milletvekili François Alfonsi(Fransa) ve AP Milletvekili Csaba Sandor Tabajdi(Macaristan)’nin eşbaşkanlığında yaklaşık elli kişinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda Willy Fautre, Yunanistan’da iki dilli eğitim alanında yaşanan sorunları Av-rupa Birliği’ne üye Belçika, Romanya ve Finlandiya örnekleri ile karşılaştırmalı olarak aktardı. Belçika Eğitim Bakanlığı’nda Fransızca ve Felemenkçe eğitim veren okulların eşleştirilmesi-ni desteklemek amacı ile kurulan heyette görev yapan Fautre, Belçika’da Fransızca ve Felemenkçe konuşan iki ulusun eğitim sistemlerinde küçük yaşlardan itibaren çift dilli eğitim veril-mesi yolu ile daha bütünleşik bir toplum oluşturulduğunu ifade etti. Finlandiya’daki İsveç azınlığı ile Romanya’daki Macar azınlıktan örnekler veren Fautre, Yunanistan’da 2006 yılında çıkarılan yasa ile Batı Trakya Türk Azınlığı’na üye çocukların eğitimde diğer çocuklar ile eşit haklardan yararlanamadıklarını söyledi. Fautre, Ekim 2012’de Batı Trakya’ya gerçekleştirdik-leri keşif ziyareti sırasında Şahin köyünde azınlık çocukları ve aileleri ile buluştuklarını, çocukların anadilde anaokullarının bulunmaması ve yetersiz eğitim koşulları nedeniyle toplumla bütünleşemediklerini söyledi. Fautre, bu açığın kapatılması için Yunanistan’ın azınlık okullarına çift dilli anaokulları entegre etmesi gerektiğini söyledi.

ABTTF, Avrupa Parlamentosu’nda

BALKANGÜNLÜĞÜ.COM

Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) lideri Lütfi Mestan basın önünde, “Ahmet Doğan milletvekili adayı olmayabilir. He-men hemen tüm il teşkilatlarından aday gösterileceğini tahmin ediyorum” diye yorum yaptı. Sayın Mestan, “Kendilerinin perde arkasından, yani benim arkamdan partiyi yönetmeye devam edeceğini düşünenler çok yanılıyorlar. Bu çok büyük bir delalettir” diye vurguladı. Prof. Mihail Konstantinov’un Üçlü Koalisyon hükümetinin tekrar iktidara gelmemesi için elinden geleni yapacağı şeklindeki konuşmasına gelince Sayın Mestan, büyük sorunun bunu söyleyenin bir seçmen olması değil de, Bi-lişim Hizmetleri Devlet Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Mihail Konstantinov’un yapmış olmasından ileri geldiğini belirtti.

HÖH lideri, “Bu profesörün oyuna muhtacız. Bize karşı oy kullanması bile çok iyi bir şey. Onun kendi görüşünü dile ge-tirme hakkını da reddetmiyoruz, fakat bunu Bilişim Hizmetleri Ajansı Başkanı olarak yapmasın” diye sözlerine ekledi.

HÖH lideri, “Dürüst olmamız gerekirse, Bilişim Hizmet-leri Ajansı, seçimin dürüstlüğüyle ilgili en büyük sorun değil. Oyların sayımı bölge seçim komisyonları tarafından yapılıyor. Seçimin dürüstlüğüyle ilgili en büyük sorun yürütme iktidarının kanunlar gereğince tüm yükümlülüklerini yerine getirip getir-memesidir. Artık valiler hakkındaki şüphelerimizi dile getirdik, çünkü onlar ayrı ayrı bölgelerde bir nevi başbakan rolünü oy-nuyorlar. Bizim için geçici hükümet bakan yardımcıları, devlet müşavirleri ve valilerden oluşuyor. İdarelerde görevden alınma-lardan yana değiliz, fakat Geçici Başbakan Marin Raykov’un son seçimlerde olduğu gibi devlet idare kurumlarında memurla-rın GERB partisinin propagandacıları olarak hareket etmelerine karşı önlem alınacağını söylemesinden memnunum. Boyko Borisov ile Tsvetan Tsvetanov bunu onaylıyorlardı, görevlilerin bunu yapmaya zorlandıkları bile aklıma geliyor.

Devlet kurumlarında çalışanların da siyasi tercihleri olma hakkına sahipler, fakat herhangi bir parti yararına propaganda yapma hakları yok, hele de iş başında bulundukları zaman” diye altını çizdi.

HÖH Başkanı Lütfi Mestan: “Ahmet Doğan, milletvekili adayı olmayabilir”KIRCAALİHABER.COM

Belediye Meclisinde 8 üyesiyle sıkı bir muhalefet

örneği sergileyen AK Parti, CHP’li belediyeyi adım adım takip ediyor. BAHAR’ın açıklamaları şöyle:

Belediye yeni borç peşinde:

“ Basın toplantılarında, geçen dönemden çok borç kaldığını ve bu borçlar üzerinden propaganda yapan belediye yönetimi 4.yılını daha doldurmadan hesapsız ve plansız şekilde devamlı borçlanmaktadır. Belediye Meclisinin 6 Mart 2013 tarihli toplantısında gündem maddelerinin arasında İş bankasından bir yıl vadeli %0.56 faizle 4.156 Milyon TL. Kredi almak için yetki istendi. Daha 2 ay önce toplu taşıma ihalesinden belediye kasasına yaklaşık 24 milyon TL. Para nakdi girmişti. Bu para nereye gitti?”

Belediye harcamaları hesapsız:

“(...) Belediyenin kasasına giren paralar geldiği gibi borçlara gidiyor. Kasa hep açık veriyor, bu nereye kadar gidecek? Borcu, borçla kapatmağa çalışıyorlar, bir gün bunların ödemeleri nasıl yapılacak merak ediliyor. Yapılan oylamada; CHP’li üyeler

kabul, AK Parti ret oyu kullandı. Belediye bir kez daha borçlanma yetkisini aldı.”

Önergelere cevap alamıyoruz: “Verdiğimiz önergelerer 3 ay geçmesine rağmen cevap verilmedi, borçları açıklamaktan herhalde çekiniyorlar. Son aldığımız bilgilere göre 31 Aralık 2012 itibariyle borçlar:

Bankalara...........24.693.781 R. Kurumlara.....67.761.573Ö Firmala ......... 5.600.000 Toplam..........98.055,354 TL

Bunlara faizleri eklendiğinde nereye çıkacağı belli değil.Bunlara birde emanetteki ödemeler 10 milyon TL. eklenirse 108 milyon ediyor. İller bankasına olan borçlar bunların dışında… 2012 yılının toplam gelirleri ise halk otobüsleri toplu taşımayı çıkartırlarsa Gelirler 85 milyon civarında, borçlar gelirlerin üzerinde, tabiri caiz ise borç çizmeyi aşmış.”

İki dönemin mukayesesi

Kasaya 7 yıllık toplu taşıma ihalesinin peşin ücreti 24 milyon yatırılmasına rağmen bu para da borçlara yatırılmış, bir türlü

borçlar azalmamış. Oysa AK Parti döneminin borçlarıYapılandırıldıktan sonra kalan 48 milyon TL idi. 4 yılda borçlar ki katını geçmiş hala borç almak için meclisten yetki istiyorlar. Hizmetleri ortada yok, yollar perişan vaziyette, Muratlı Caddesine 12 milyonun üzerinde para harcadılar, bir iki yağmurdan sonra bozulmalar başladı...”

Halkın güveni kalmadı:

“CHP’li belediyeye artık güven kalmadı (...) seçimde vaat ettiklerinin birçoğunu yerine getiremediler, günlük işlerle tamiratlarla günlerini doldurmağa çalışıyorlar. “

4 yıl destek verdik, artık bitti:

“Muratlı Caddesine 12,5 milyon TL harcandı, güya Kolordu caddesi de ihalenin içinde idi… Hani nerede? AKOS Projesine 5 milyona yakın para harcadılar, astarı yüzünden pahalıya geldi. Her yıl bedelinin kat kat üstünde program güncelleme bakım ücreti ödeniyor. Zira asfalt ihalesi bir o kadar pahalıya ihale edildi. Kiraz festivali ihalesi 5000 TL sermayeyle 7 gün önce kurulan şirkete veriliyor, şirket ihaleyi almadan sanatçılarla anlaşma yapıyor. AK Parti Meclis üyeleri olarak 4 yıl hep destek verdik ama artık kredileri doldu.”

AK Parti Belediye Meclis Üyesi Nevzat Bahar:

Belediye Borç ÇıkmazındaDevraldığı borç, faaliyetleri esnasında edindiği borç ve en nihayet yeniden borçlanma girişimleri sebebiyle Tekirdağ Belediyesi AK Parti muhalefetinin sürekli gündeme taşıdığı açıklamalarla “ Borçlu belediye” imajından yakayı bir türlü kurtaramıyor.HABER MERKEZİ

Page 3: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

319-25 MART 2013TOPLUM

FATİH ERGE

ÜÇgen [email protected]

Namık Kemal Üniversi-tesinin 7 yılda gösterdiği

gelişmeye dikkat çeken Prof. Dr. Şimşek, “Gerek tarım ve sana-yinin gelişmiş olması, gerekse İstanbul’a yakınlığı açısından şanslı bir bölgede bulunuyoruz. 2006 yılında tek binaya sahipken bugün devletimizin desteği ile 10 binamız bulunuyor. Namık Kemal Üniversitesinin başarılı bir şekilde gelişme göstermesinin bir diğer nedeni de diğer kurumlarla işbirli-ği içerisinde çalışmamızdır” dedi.

Prof. Dr. Şimşek, “İlimiz 1400 civarında sanayi tesisine sahip ve son yıllarda bu tesisler ile işbirliği protokolleri imzalı-yoruz. İmzaladığımız anlaşmalar sayesinde öğrencilerimiz son sınıflarını fabrikalarda uygulamalı olarak değerlendirerek iş hayatına hazırlanıyorlar” sözleriyle öğren-cilere sunulan staj olanaklarını belirtti. Borsod Abauj Zemplen şehri Valisi Ervin Demeter ise iki üniversite arasında yapılması gerekenleri sıraladı. Vali Demeter,

“Valilik olarak en önemli kurum-larımızın başında gelen üniversi-teler için elimizden gelen desteği gösteriyoruz. Bizim Namık Kemal Üniversiteside ziraat fakülteleri-nin güçlendirilmesi gerekiyor. Bu aşamada işbirliğini geliştirerek fakültemizin gelişimine katkıda bulunabiliriz” dedi.

Dekan Dr. Torma Andras ise “Her işbirliği anlaşmasının bir başlangıcı var. İki üniversite arasında anlaşma yapıldı. İkinci yapmamız gereken ise imzalanan

bu sözleşmenin içini doldurmaktır. Bunun yolu da iki ülke üniversite-lerinin, birbirlerini ziyaret ederek neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişi yapmasından geçiyor. Namık Kemal Üniver-sitesiin yabancı dil eğitimi veren bölümleri var. Biz bu diller ara-sında Türkçe de olsun istiyoruz” diye konuştu. Ziyaret sonrasında Şeref Defterinin imzalanmasının ardından Rektör Prof. Dr. Osman Şimşek, heyete Namık Kemal Üniversitesini gezdirdi.

Macaristan Dostluk Heyeti’nden Namık Kemal Üniversitesi Rektörüne Ziyaret

Borsod Abauj Zemplen şehri Valisi Ervin Demeter, Milletvekili Sebestyen Laszlo, Belediye Başkan Yar-dımcısı Dr. Pfliegler Peter, Hukuk Fakültesi Dekanı Dr. Torma Andras, Macaristan'ın İstanbul Başkonso-losu Gabor Kiss, Tekirdağ İl Özel İdare Genel Sekreteri Mustafa Yel, Macaristan'ın Tekirdağ Fahri Kon-solosu Erdoğan Erken Macaristan Dostluk Derneği Başkanı Güneş Gürseler , Macarsitan’dan gelen bir heyet ile birlikte Türk- Macar Dostluğu kapsamında Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek’i makamında ziyaret etti.

HABER MERKEZİ

Trakya Roman Derneklerinden, Emre Köprülü’ye ZiyaretAKP’nin Roman açılımına tepki gösteren ve açılımın sadece

reklâm amaçlı olduğunu belirten Trakya Roman Dernekleri, CHP mil-letvekili Emre Köprülü’nün kapısını çaldı. Çözüm için Ankara’ya giden dernek temsilcileri, CHP’den destek isteyerek sorunlarının bir an evvel kamuoyu gündemine getirilmesini talep ettiler.

Tekirdağ, Çorlu, Babaeski, Lüle-burgaz, Havsa, Vize, Malkara, Kırkla-reli, İğneada, Lalapaşa ve İzmir'deki Roman derneklerinin temsilcilerinden oluşan bir heyet Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ile beraber CHP Genel

Merkezinde Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap ile bir araya geldi. Ge-nel merkezde gerçekleşen görüşme-nin ardından TBMM’ye giden heyet, burada CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve CHP milletvekilleriyle toplantı yaptı.

Görüşmede Roman Dernek temsilcileri sorunlarını dile getirirken bu sorunların çözümüyle ilgili olarak CHP’nin desteğini istedi. Görüşme-den ötürü ve şimdiye kadar verdiği desteğinden ötürü CHP’li Köprülü’ye teşekkür eden dernek temsilcileri Salı günü TBMM’de gerçekleşen CHP Grup Toplantısına da katıldı.

HABER MERKEZİ

BANKA REKLAMI

Bir bankanın dikkat çekici çizgi film reklamı;Bebek ağlıyor; Baba heyecanla: “ baba dedi!”Bebek ağlıyor; anne heyecanla:

“ Anne dedi!”

Bu kez bebek konuşuyor; üçüncü kelimesi “PARA”“Ama benim daha önemli ihtiyaçlarım var!”

Anne baba şaşkın;” Aa-aaa—aaa nedir o?!!!!”

Banka araya giriyor ve mesele tabi ucuz kredi müjdesiBuradan başka boyuta geçiyorum;Re Te konuşuyor;“ Millet” dedi…Hııı…

“Kürt” dedi…Ooooooo!!!!

“Ayaklarımın altına…” DediVaahhhh!!!!

“Karım arap kızı” DediYaaaa!!!!

“Gövdemizi koyduk” DediEeeeee!!!!

“Baldıran zehiri içerim” DediYooohhhh!!!!

“ İspat edemeyen şerefsizdir!” DediYuuuuu!!!

Başka, başka?

“Türk demedi mi?

Haaaaa! Ne gezer!

Bebek bu abi, demez!Ama, başka her şey dedi!Boşa beklersin,Neden?Kurgusunda Türk yok!

İkinci ağlamada der belki,Ya, bu reklamdı!umutlanma!

Bizde yalan yok!Eee, hıı, doğru var mı?Bizde doğru da yok.Sen kimsin be kardeş?Ben kimliksiz çizgi bebek,Dışarıdan kurulur, içerden öterimYani Ben çizgi bebek!Kimliğim yok…Sorumluluğum da yok.

Haydaaa!!!!!!!!!!!!!Bu ne yaaa???Şaşırma! Kimliksizim dedim ya.Tamam, tamam… Tanıyamamışım!

Amma yaptın abi, İsrail bile tanıdı!

O tanımışsa ben de sakatlık olmalı!APO’ da tanıdı abi, sen niye?Bırak kardeşim?Dağıtma kafamı!Sen kimi tanıtmak istiyorsun bana söyle!

Boş ver, unuttum, çünkü… Tanıtmak istediğimi ben de tanıyamamışım.

-Rusça-Ukraince-Tatarca

Yeminli Tercüme Hizmetleri

tekirdagdarusca.com

Bu yüzden attığımız adımlar konusunda son derece

temkinliyiz, dikkatliyiz ve biz bu süreci sizlerle birlikte ilerletmek istiyoruz. Biz hiçbir şehidimizin kemiğini sızlatacak bir hareket içerisinde olmayız.”

“Kıbrıs’taki çözümsüzlüğün bedelini iki taraf da ödedi ama bir tarafın arkasında KKTC’nin arkasında kapı gibi duran Türkiye Cumhuriyeti vardı, her geçen gün büyüyen bir Türkiye vardı. Diğer tarafın güvendiği dağlara kar yağdı. İki cami arasında beynamaz derler ya, bunlar da iki dağ arasında gidip geliyorlar, farklı farklı yerlere dolanıyorlar. Dün de İstanbul’da söyledim, eğer çok sıkışırlarsa Euro’dan çıkmak zorunda kalırlarsa hangi para birimini kullanalım diye bir ikilem içerisine girerlerse hemen yanı başlarındaki KKTC gibi Türk Lirası kullanmak isterlerse biz buna itiraz etmeyiz.”

“İstikrarın güvence altına alınmasının en önemli yöntemi başkanlık sistemidir. Kimileri bu başkanlık sistemini tutup da bunlar Tayyip Erdoğan`a bir

pozisyon yaratmak istiyorlar, AK Partililer kendileri için istiyor diye anlatıyor ya, çok gülüyorum ben zaten yüzde 54 oy alan bir partinin yöneticilerinden biriyim. Benim istikrarı güvence altına alma ihtiyacım yok ama ben bizden sonrasını hesaba katıyorum. Tayyip Erdoğan zaten bu milletin gönlünde taht kurmuş bir kahraman, onun daha güçlü olmaya ihtiyacı yok ama başkanlık sistemi Türkiye`de istikrarın kalıcı olmasını ileriye dönük olmasını sağlayacaktır”

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak da Bakan Bağış, şunları söyledi:

“2014ün Martında Allah’ın izniyle ak belediyeciliği Türkiye’nin her yerine yayacağız. Çorlu`da da Tekirdağ`da da inşallah ak belediyeciliğe olan hasretinizi dindireceğiz. Mart 2014 seçimleri belediyecilikten daha önemli bir seçim. Çünkü ondan hemen 4 ay sonra bu millet tarihinde ilk defa kendi liderini seçecek. Ne dediğimi bilerek söylüyorum. Bu millet Cumhurbaşkanı seçmeyecek

ilk defa kendi liderini kendisi seçecek. Neden öyle diyorum tarihte Türk hakanları bilek gücüyle gelmişler. Türk sultanları babadan oğla geçerek gelmişlerdi. Cumhurbaşkanlarını meclis seçmişti, bir de yutkunarak söylüyorum dikta ile gelen darbe ile gelen diktacılarımız olmuştu. İlk defa bu millet en üst düzeydeki temsilcisini kendisi direkt seçecek. Bu tarihi bir olaydır. O makama seçilecek kişi ile ilgili olarak sizin gönlünüzden kim geçiyorsa benim de gönlümden o kişi geçiyor hiç merak etmeyin. Ama o bir zamanlar kimilerini muhtar bile olamaz dediği, sizin verdiğiniz güçle dünya vicdanının sesi olan gerektiğinde one minute diyen, gerektiğinde eğilip yerden bayrağını alan o büyük lideri bu milletin direkt seçebilmesinin önündeki en önemli süreç bu genel seçimlerdeki ortaya konacak olan performanstır. Bu yüzden yerel seçimlere giderken o bilinçle gitmemiz lazım. Önce o cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yerel seçimde sandıklardan öyle güçlü çıkmalıyız ki, bu muhalefetin

püskevitçisi de çakma Gandisi de bizim genel başkanımızın karşısına aday dahi olamamalı.”

“Bir de referandum gelirse araya 4 seçimden bahsediyoruz. Çorlu demokrasi festivaline hazır mı? 1 yıl içerisindeki 4 seçimi Türkiye yüzünün akıyla atlatırsa 2023 değil 2071 hedeflerini de tutturur. Ama Allah korusun bir aksama olursa millet bir daha o koalisyon dönemlerine dönerse yeniden yasakçı zihniyetin yeniden yolsuzluk zihniyetinin, yeniden yoksulluk zihniyetinin eğer yeşermesine izin verirsek biz çocuklarımızın yüzüne bakamayız.”

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış`ın Çorlu programına İstanbul Milletvekili Harun Karaca, Tekirdağ Milletvekilleri Ziyaeddin Akbulut, Özlem Yemişçi, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, AK Parti İl Başkanı İl Başkanı Ahmet Kambur, Çorlu İlçe Başkanı Adnan Volkan. Sultanköy Belediye Başkanı Ersin Çolpan da katıldılar.(İHA)

AB Bakanı Egemen Bağış Çorlu’da Konuştu:

“Bu ülkede kimileri PKK`yı bir terör örgütü olarak tanıttı…”Egemen Bağış’ın Çorlu Siyaset Akademisi’nde yaptığı konuşma AK Parti felsefesini, dünya görüşünü ortaya koyan çok ilginç başlıklarla dolu... AK Parti’ nin en renkli siması olan Bağış’ın konuşmaları siyaset kulislerine malzeme olacak cinsten... 1. SAYFANIN DEVAMI

Page 4: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

4 19-25 MART 2013 GÜNDEM

Baskı: Cem Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.0282 685 40 76 ÇORLU

59 Haber Tekirdağ Gazetesi Basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir, kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

Yıllık abonelik: 100 TL (Yüz Türk Lirası) Posta Ücreti Dahil

E-POSTA: [email protected]

ERGE BİLGİSAYARLI TASARIM VE REKLAM ADINA

İMTİYAZ SAHİBİ FATİH ERGE

KURULUŞ: 10 AĞUSTOS 2009

GENEL YAYIN YÖNETMENİ: HASAN ERGE

Sayı: 152 / 19-25 MART 2013

MUHABİRLER:RUHAN YALÇIN

FAHRİ SPOR MÜDÜRÜERDOĞAN BARKAK

FAHRİ DANIŞMANLAR: HAKKI DENKLEŞTİRİCİ, H. GÜLRİZ ERGE, SERDAR ERZEREN

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ:İREM ÜNER

İbrahim BİRELMAYeminli Mali Müşavir

üçBOYut

Fahri Yazarlar: İBRAHİM BİRELMA, MUSTAFA ÜSTBAŞ, ALİ TOSUN

Haber MerkeziMEdya TAkip

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98’inci yıldönümü kutlamaları ve Şehitleri Anma Günü’nü içeren ‘Zafer Haftası’nın başla-dığı bu günlerde, şehitlerimizi rahmetle, saygıyla anarken; 8 ay 14 gün süren ve iki taraftan en az 700.000’e varan insanın iştirakiyle yürütülüp, 500.000 insanın ölümüne yaralanmasına ve kaybına mal olan Çanakkale Muharebeleri konusunda bazı bilgileri paylaşmak, o günleri anımsatmak istiyoruz…

- “Çanakkale Muharebeleri”, 28 Temmuz 1914’te başlayan ve 1918 Ekim sonunda biten Birinci Dünya Harbinin özel ve önemli bir faslıdır. Bu muharebeler, 19 Şubat 1915’te ve Ça-nakkale Boğazı’nın, Ege Denizine açılan ağzına karşı İngiliz ve Fransız filolarına ait 12 büyük zırhlı ve diğer refakat gemileri-nin saldırısıyla başladı.

- 18 Mart’ta İngiliz ve Fransız filoları bütün kuvvetleriy-le ve Boğaz’ı geçmek için en büyük saldırılarını yaptılar. 18 büyük zırhlı, birçok muhripler, denizaltıları hulâsa 506 topluk bir kudret, Kara istihkâmlarına ateş kustu. Fakat netice düşman için tam bir mağlubiyet oldu. 6 saat 45 dakika süren harbin sonunda, bir Fransız, iki İngiliz zırhlısı çok ağır hasara uğramış-lardı. Diğer üç gemi torpil isabetiyle karaya oturmuştu. İşte bu deniz yenilgisinden sonradır ki İngilizler ve Fransızlar Boğaz’ın geçilemeyeceğine karar verdiler.

- Düşman 25 Nisan’da, boğazdan geçilemeyeceğini anla-yınca Saros körfezine, 26 Nisan’da Seddülbahir, Kabatepe ve Arıburnu’na çıkartma yapar, o günden itibaren kara harpleri başlar.

- Mustafa Kemal bu savaşların tam içinde Arıburnu cep-hesindedir. 25 Nisan 1915’te Mustafa Kemal emrindeki 57’nci alayı Kocaçimen tepesine sürer. Oradan Conkbayırı’na geçer, harekâtı buradan idare eder. Mustafa Kemal’in etrafına topla-dığı subaylara verdiği emirler şudur: “Size ben taarruz emret-miyorum; ölmeyi emrediyorum… Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandalar alabilir.” Bu emri alanlar, öldürmeyi ve ölmeyi bilen insanlar-dı. Netice şu oldu. Düşmana saldırıldı. Düşman dayanamadı, geri çekildi… Ya 57. Alay? Çanakkale Harbinde 57’nci Alay, tamamen şehit oldu.

- 25/26 Nisan’da Arıburnu’na 5 İngiliz tümeni daha çıkar. Mustafa Kemal, çarıkları dökülen, yiyeceği kıt olan erlerine, elde ne varsa bütün kuvvetlerle gene bir taarruz emri verir. 27 Nisan’daki harekâtı yönettiği tepeye daha sonra “Kemalyeri” adı verilmiştir.

- 30 Nisan’da yapılan kumandanlar toplantısında Mustafa Kemal’in bildirisi kısa ve kesindir: “Bire kadar hepimiz ölerek düşmanı mutlaka denize dökmek lâzımdır. İçimizde ve asker-lerimizde, Balkan Harbi’nin utancını bir daha görmektense ölmeyecek yoktur. Böyleleri varsa onları kendi ellerimizle kurşuna dizelim!..”

- 8/9 Ağustos akşamı Ordu karargâhından gelen bir emirle M. Kemal, aynı zamanda Anafartalar Cephe Komutanlığı’na tayin edilir. Ve emir: ertesi sabah açılırken, derhal taarruza geçilecektir. Çanakkale Harbi’nin en büyük, en kanlı taarru-zunu yönetecektir. Mustafa Kemal, bu muharebelerde hücuma kalkarken, askerlerden okuma bilenlerin, Kur’an-ı Kerimi gö-ğüslerine basarak, bilmeyenlerin Kelime-i şehadet getirerek ve hemen hepsinin de, iki üç dakika sonra öleceklerini bilerek nasıl titremeden, irkilmeden ileriye atıldıklarını anlatır.

- 10 Ağustos Conkbayır savaşı, Mustafa Kemal’in askerle-rinin galibiyetiyle bitmiştir. Bu savaş sırasında O’nun göğsüne bir şarapnel misketi çarpmıştı. Misket, O’nun saatine çarparak parçalanmış, kendi ifadesine göre “büyükçe bir kan çukuru bırakarak” başka bir zarar vermemişti.

- Çanakkale muharebeleri, Mustafa Kemal’in hem orduda bir yıldız olarak parlamasına imkân verdi. Hem onun, daha sonraki hayat ve mücadele saflarında, desteği, şöhret dayanağı oldu.

- Mustafa Kemal, 27 Kasım 1915’te hastalığı dolayısıyla Komutanlıktan ayrılır. İngilizler 20 Aralık 1915’de Çanakkale cephesinden çekilmeye başlarlar.

- 19/20 Aralık 1915’te düşman kumandanlığı, sessizce ve önce Arıburnu – Anafartalar cephelerini boşalttı, topraklarımızı terketti. 3/9 Ocak 1916 tarihlerinde de Seddülbahir cephesini bırakıp, bütün Gelibolu hareketini tasfiye etti. Macera, Britanya İmparatorluğu ve müttefiklerinin yenilgisi ile bitti.

- Batılı müttefikleri İngiltere, Fransa ve ABD’nin silah ve gıda malzemelerini Rusya’ya ulaştıracak yol açılamadı. Ondan sonra Rus cephesinin tarihi, hep ümitsiz saldırılar veya savun-malar, ama devamlı felâketler, firarlar, cephe gerisinin gevşe-mesi, milli ekonominin çöküşü ve milli yapının çatırdayışı ile doludur. Bu çatırtı, 7 Şubat 1917 ihtilâli ile çarlığın yıkılışı ve 7 Kasım 1917 ihtilalinde Bolşevik hâkimiyeti ile sonuçlanmıştır.

(Yukarıdaki bilgiler Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal 1881 – 1919, Cilt I, Remzi Kitabevi, 32.Basım, Mart 2011, 382 sh. Kitabından seçilmiştir.)

ÇANAKKALE MUHAREBELERİ

FOTO MUHABİRİ MURAT ÖZCAN

“Tekirdağ AK Parti AR-GE Birim Başkanlığının organize ettiği

“Başkanlık Sistemi” konulu konferans Tekirdağ Köprübaşı mevkiinde bir düğün salonunda gerçekleştirildi. (…) Düzenlenen “ Başkanlık Sistemi” Konulu Konferansa 19 Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdal Abdulhakimoğulları konuşmacı olarak katıldı.” Haberin özü böyle… Oysa Burhan Kuzu da “Başkanlık modelinde bir başkan var. Başkanı halk seçiyor. O sistemde başbakan yok. Tabii o başkanın bir de partisi var. Ama bilesiniz ki, oradaki başkan, parlamenter

sistemdeki başbakandan 3 kat daha az yetkilidir. Benim Başbakanım Obama’ dan 3 kat daha yetkilidir. Obama zavallı, Başbakan çok güçlü… Hakikaten zavallı...” Şeklinde konuşarak tam tersi yönde halkı bilgilendiriyor.

Yorum: KUZU’ nun da açıklamalarına bakılırsa AK

Parti çok yetkili Başbakanlıktan az yetkili Başkanlık sistemini geçmek istiyor. Ortada bir çelişki var ama yine de parti içi mesele deyip geçelim.

MHP Milletvekili Bülent Belen Tekirdağ Polisinin Rotasyonuna Bakan İncelemesi İstedi ( Yeni İnan / 22 Mart 2013)

Şarköy’de işlenen cinayet sonrasında halkın failleri linç etmek üzere Polis

karakoluna saldırması olayları üzerine Tekirdağ Valiliği il içi yer değiştirmelere karar vermesi MHP milletvekili Bülent Belen’ i harekete geçirdi ve İçişleri Bakanının inceleme yapmasını istedi. Milletvekili Belen’ in

Bakana sorduğu soru şöyle: “ Bin 900 polisin olduğu bir ilde 500’e yakın bir polis tayininin çıkması polislerin moralini bozmuş iş verimlerini düşürmüştür. Şarköy’deki polislerin yerine il genelindeki polislerin cezalandırılması adil midir, vicdani midir?”

Yorum: Evet, Şarköy olayı

büyüktü ama bu il içi rotasyonlar ondan da büyük. Adil olmak ise hepsinden daha önemlidir. 1080’lerin başında Kapıkule Gümrüğünde Altın kaçakçılığı olayı patlamıştı. Müfettişler Kapıkule’nin bağlantı birimi olan İpsala Gümrüğünde de inceleme yapmış, sonuçları ulusal basında Kapıkule

Gümrükler Başmüdürlüğü’nde büyük tasfiye” şeklinde haberler çıkmıştı. Yani Edirne ile hiç ilgisi olmadığı halde İpsala Gümrük müdürlüğü memurları da teftiş kurulu kararıyla hem de karakış mevsiminde gönderilmişti. Bülent Belen’in sorgu şekli bize biraz da Kapıkule’yi hatırlatmış oldu.

Köftede marka haline gelen Özcanlar, şimdi de üzüm suyunu marka haline

getirmeye çalışıyor, Yeni İnan Gazetesini ziyaret eden Şirket Genel Müdürü Mestan ÖZCAN’ ın konuya dair açıklaması şöyle: “ İlimizin yerel tadı olarak bilinen Tekirdağ köftesine yaptığımız katkılardan sonra

yepyeni bir ürün ile Tekirdağ üzümünü, ÜZÜM SUYU olarak köfte sevenlerin ve Tekirdağ’dan başlayarak tüm Türkiye’nin beğenisine sunmaya hazırlanıyoruz.” ( M. Özcan açıklamasına devam ederek) “… Şu anda ise Bağcılık Araştırma’nın bilimsel çalışma amaçlı kapasitesi bizim

taliplerimizi karşılayamaz hale geldi.” dedi.

Yorum: Tekirdağ üzüm bağlarıyla tarihten beri ünlüdür. Üzümden sadece “ Rakı” üretilmesi ve bunun için “ Rakı, şarap” fabrikasının kurulması halkımızı pek memnun etmiyordu. Tekirdağ’ın rakı ile özdeş olarak anılmasından

rahatsızlık duyulmaktaydı, ancak alternatif üretim üniteleri kurulmadığı için kimi bağcı bağını bozuyor, kimi de kerhen devam ediyordu. ÖZCAN’ lar şimdi bu girişimiyle bağcılara yeni bir umut kapısı olmaktadır. Tekirdağ sayede belki bağlarıyla yeniden eski şöhretine geri dönme fırsatını bulacaktır.

“Tekirdağ üzüm suyu Özcanlar’ la markalaşıyor” ( Yeni İnan / 21 Mart 2013)

Tekirdağ AK Parti İl Başkanlığı “Başkanlık Sistemi”ni anlatmak için sahaya indi. ( Haber Trak / 19 Mart 2013)

Yunus EmreKÜP Yerden göğe KÜP dizseler / Birbirine bend etseler

En alttakini berkitseler / Seyreyle sen gümbürtüyü

Ocak ayı başlarında tüm yerel ve ulusal medya

Tekirdağlı kızımız Refiye Yılmaz’ ı için seferber olmuştu. Tedavisi için 1 milyon dolar gerekiyordu. Sonra işe Bakanlık el koymuş, Valiliğimiz görevi devralmış, Sağlık Müdürlüğümüzün kontrolüne bırakılmıştı. Aradan 3 ay geçti; akıbeti hakkında bilgimiz yok. Böyle Kafkas çalısı gibi birden parlayıp aniden sönen durumumuz var. Biz hastamızın kurutuluşu için manşet yapmıştık. Şimdi sadece soruyoruz: N’ oldu?

İŞGAL EDİLEN TÜRK ADALARI!

Tekirdağlı AKP’lilerin son olayları nasıl değerlendirdiklerini bir AKP’li yöneticiyle konuşuyoruz. Görseniz, endişeli oluşunu siz de fark ederdiniz. BDP’ nin arkasındaki halk desteğini almaya yönelik bir süreç diyebildi sadece... Ona,

bana inanma hemen şimdi google gir kendi gözlerinle gör, evet, “İşgal edilen Türk adaları” yaz ve haberi oku, dedim; sayfayı açtı, okudukça nefesi kesilir gibi oldu, titrek sesle “olamaz! Doğru mu? “ Diyebildi evet, maalesef tüm yüzünüzü Genel başkana çevirdiğiniz için ondan başkasına önem ve değer vermediğiniz için sizin dünyadan haberiniz yok, bak neler oluyormuş, Partinizde, var mı herhangi bir ses? Yorumu sen kendin yap, deyip ayrıldım. Hani, memleket satılsa böyle bir Particilik taassubuyla tepkileri en fazla, “ Kaça gitmiş?” şeklinde olacak o kadar.

TİCARET BORSASI İÇİN YENİ ADAY VAR!

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına yeni adayın çıkması gibi Ticaret Borsası Başkanı Osman Sarı’nın karşısına da yeni bir adayın

çıkacağı konuşuluyor. Malum, Odalar STK’ lar zincirinden birisi ama en önemlisidir. Mustafa ÖGE, Cengiz Günay’ a karşı adaylığını açıkladığı zaman - Kendi payıma- Pek fazla heyecan duyamadım. Hazırlıklı geleceksin, gümbür / gümbür olacaksın, aydın açık net gerekçeler sunacaksın, çünkü “Klasik aday” dönemi çoktan kapandı. Klasik adaylığın son modeli Cengiz Günay, Yerel gazetelerden uzak durmanın sancılarını yaşıyor, farkındayız ama bizim de yapacağımız bir şey yok! Gazetelere yaklaşmasını beceremediği için ÖGE de – Yazık ki- “ umut” vermekten şimdilik uzak… İkisi arasındaki farkı düşünüyorum da neyse, şimdilik söze nokta koyalım.

GÜNDEM DEĞİŞTİ, ERDOĞAN “KAHRAMAN” İLAN EDİLDİ!İsrail’in özrü üzerine yandaş

medyaya ait haber siteleri “Erdoğan’ın istediği oldu” “Mavi Marmara’da kazanan Davutoğlu-Erdoğan ikilisi” başlıkları atmaya başladılar.Ve adeta bu manşetlerle Türk halkına; dün Diyarbakır’da yaşanan Öcalan posterli, PKK paçavralı bölünme mitingini unutturmak istiyorlar...Erdoğan’ı ve AKP iktidarını yaptıkları haberlerle “kahraman” ilan eden yandaş medya bir kez daha AKP için “ gündem değiştirme operasyonu” nu başarıyla uyguluyorlar.İsrail’in Mavi Marmara ve ölen vatandaşlarımız için özür dilemesi çoktan yapılması gereken bir davranıştı.Ama neden şimdi?Neden bugüne bırakıldı?Haber Fedai olarak siz okuyucularımıza yukarıdaki bilgiler ışığında çok basit bir soru soruyoruz:Sizce bunlar tesadüf mü? HABER FEDAİ (23.03.2013)

REFİYE YILMAZ NE OLDU?

Page 5: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

519-25 MART 2013SiYASET

Sİyaset KazanıHasan ERGE0533 7482002

DOĞALGAZLI TUĞLA NEDİR?

Fabrikamızda tuğla kömürle değil, 8 senedir doğalgazla pişer ve AB’ye uyumludur. Ve şu özellikleri taşır:

—Rutubet almaz, soğuk ve sıcağa izolasyonludur, —Kokuyu emmez, odanızın duvarları kokulara karşı korumalıdır, —Tuğlada toz yoktur. Şantiyede, duvar örmede, çevrede tuğla tozu olmaz,

—Her tuğla aynı düzeyde piştiği için tuğlayı taşıyanın, duvar ören ustanın eli yıpranmaz, —Fabrika bacasından duman çıkmaz, —Tuğla atıkları dönüşümlüdür, yeniden fırına girer, tuğla

olur, —Tuğlada renk birliği vardır; az pişti çok pişti, renk değişti alacalığı yoktur, —Tuğlalar paletli ve ambalajlı olup, nakliyesi çok kolaydır,

—Yüksek ısıda piştiğinden dolayı tuğlamız seramik, fayans ayarındadır, —Çevreci tuğla sizin ve modern dünyanın gerçek malıdır, alın ve gönül rahatlığıyla kullanın.

Kömürlü tuğla ile doğal gazlı tuğlaArasındaki fark sadece 1 Kuruş

Fabrika: Naip Köyü Yolu Üzeri Barbaros/TEKİRDAĞTel: +90 (282) 283 40 76

21 Mart günlü Diyarbakır tablosu,İhanetin açık resmidir.

Şehir büyüklüğünde bir alan,Toplanan 1 milyona yakın insan,İki dille okunan mesaj,Meydanda tek bir Türk Bayrağı yok,TV programlarında (Altan TAN) meydan okuyor,Coşma, hezeyan, tehdit!“ Hangi dille isterseniz sizinle öyle konuşmaya hazırız!”Ve “geçmiş olsun” makarası.Dehşet, “ Çözüm” kılıfına sığmadı,Baldıran zehriyle dolu kadehler 75

milyona sunuldu:

Bu olayın sonucu ne olur derseniz,Misal İslam tarihinden;

Tevbe süresi münafıklarla müminleri ayıran bir süreydi.Ayetler geldi, münafıklar net olarak açığa düştü.Ve hemen ardından Müslümanların Mekke Fethi gerçekleşti.Anlıyoruz ki; hak ile batılın mümessilleri, temsilcileri, grupları… Birbirinden ayrılmayınca zafer

gelmiyor, nasip olmuyor!Diyarbakır olayı bir ayraçtır.Büyük görüntüdür.Artık Türk düşmanları, Türk sevmezler bir tarafta…Türkler yani gerçek müminler bir tarafta.O halde büyük zafer çok yakın...Hiç endişe duymayalım, Allahın vaadine güvenelim,“İza cae nasrullahi vel feth…” (Allah’ın nusreti – yardımı- ve fethi gelince…) Devamını siz bulup okuyun.

Ulusal gazetelerin neredeyse tamamına

yakın kısmı; PKK- BDP- KCK tarafından düzenlenen, ( 21 Mart tarihli) DİYARBAKIR mitingini evire çevire manşetlerden tebessümler saçarak verdiler.

Ulusal gazetelerin neredeyse tamamına yakın kısmı MHP tarafından düzenlenen, 23 Mart tarihli BURSA mitingine hiç ama hiç yer vermek tenezzülünde bulunmadılar.

Hemen her hafta, İbraam’ ın dükkânına uğrar, kafamı dinlemeye çalışırım. Kadim dostumdur. Biraz köyden, biraz siyasetten, biraz piyasalardan konuşuruz. Birlikte geçen çocukluğumuz, çobanlığımız yani 60 yılımızın ortak yanları sayılamayacak kadar çoktur.

Bu hafta yine aynısını yaptım, uğradım, sohbetimizi

yapmakta iken bir komşusu geldi, tezgâhına bir gazete bırakıp gitti. Baktım Türkiye gazetesi… O esnada İbraam bana “ Ya, MHP miting yapacaktı ne oldu, yaptılar mı?” Sualini sormuştu; evet yapıldı dedim, Allah Allah hiç duymadım, farkında değilim, gazeteler de yazmadı deyince bu defa ben şaşırdım. Çünkü bir gün önce Bengütürk’ ten canlı yayın olarak seyretmiştim, büyük bir kalabalık toplamıştı MHP ve çok hiddetliydi.

Türkiye gazetesinin ön sayfasını açtım, mitingden tek satır yok, ikinci ve diğer sayfaları hızla çevirdim yine yok, son sayfada haber kırıntısı aradım; yok, yok! İbraam’ a dönerek gazete satan bayiden şimdi sana bir gazete alıp geleceğim orada görürsün MHP’nin Bursa mitingini dedim. Ya

gerek yok gitmene, burada Sabah gazetesi var, orada göremeyince yapılmadı mı acaba diye merak edip sana sordum, gerek yok, boş ver, bu gazeteler o haberi yapmazlar dedi, benim nazarımda gerçek akil adam, İbraam gibileridir. Dayanamayıp 5-10 adım ötede bayiye gittim, Ortadoğu veya Yeniçağ almak istedim, ama gazete yoktu. Diğer gazetelerin manşetlerine göz gezdirdim; Hürriyet, Milliyet, Sabah, Aydınlık, Zaman, Birgün, Bugün… Hayret! Onlarda da tek satırlık miting haberi yok.

Bir kez daha yüreğim burkularak anladım ve iman ettim ki, Türkiye aleyhine, Türklük aleyhine ittifak çok büyük, kurulan kumpas az-buz değil! Oysa MHP, barış süreci denilen bir dayatmanın karşısında tek başına duran

yegâne parti konumunda olan bir partidir. Planları bozarsa o bozacaktır. MHP’nin adımları, mitingleri, söylemleri en çok takip edilmesi gerekirken, binlerce insanı Bursa’da toplayan MHP’ nin haberine neden yer verilmiyor acaba derin, derin düşündüm. Evet, tuzak pek çok büyük!

Bırakınız İsrail’in özür dilemesini, her biri PKK, APO hayranı olan “akil adamlar” safsatasını da geçiniz! Türkiye Gazetesi gibi milli ve manevi değerleri esas alan bir gazete, bir satırlık haberini MHP’den esirgiyorsa Enver Abi’lerinin kemiklerini o yeni konulan makberde sızım sızım sızlatmaktan öte bir iş yapmıyorlar demektir. Ticaret için, uyumlu olmak için, iktidar ile ters düşmemek için belirli, makul bir strateji takip edilebilir ama yandaş görünmede bu derece onur

kırıcı bir teslimiyetçiliğin de tarifini yapmak ve anlamak hiç mümkün değil. Her şeye rağmen, tüm olup bitenler karşısında gerçek müminlerin zerre miskal endişeleri olmaması gerekir. Türk milletine tuzak kuranların tuzakları kendi başlarına –Bi iznillah- geçecektir. Çünkü Yüce Allah, Enfal suresi, 30. Ayetinde şöyle buyurmaktadır:

Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. ... Ve onlar, bu tuzağı kuruyorlarken; Allah da tuzak kuruyordu. ... Onlar plan kuruyorlarsa ALLAH da plan kuruyor.”

AKP’ li dostlara bir de aşağıda zikredeceğim ayet üzerinde durmalarını tavsiye edeceğim; Parti içinde çok değerli insanlar var,

şimdilik değil ama kısa süre içinde o dostların içindeki isyan patlama noktasına gelecektir. İşte izzet ve şerefi yabancıların pışpışlamasında arayanlara Yüce Allah’ın kutsal kitabından Nisa süresi 139. Ayetini hatırlatıyorum:

“Onlar, mü’ minleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.”

Akil adamlara da bakar mısınız? Çoğu Marksist, bir kısmı artist, bir kısmı Türk değil! Obama’ nın iltifatları da hemen erkenden imdada yetişiverdi; ne şerefli, ne izzetliler (!) değil mi? Müslülan ahalinin oyuyla yaşayan AKP, kendine gel, bu helal oyları harama tebdil eyleme!

DİYARBAKIR-BURSA VE MEDYA

Diyarbakır Nevruzu Nedir? EDİTÖRDEN

Page 6: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

6 19-25 MART 2013

Kredi Kartına Taksit İmkanları

HER ARACA UYGUN LASTİK VE JANT

ÇEŞİTLERİMİZ MEVCUTTUR.

MOTOSİKLET BALANS HİZMETİ VERİLMEKTEDİR

Federasyon çatısı altında faaliyetlerini sürdüren

Emiryakuplular Derneği’ne Bursa, İzmit, İstanbul’dan yoğun katılım olurken Emiryakup’tan gelenlerin az sayıda olması manidar karşılandı. Kırım folklorundan ve Kırım şarkılarından örneklerin sergilendiği geceye

Emiryakup Köyü Muhtarı Adil Kaya da iştirak etti. Programın sunuculuğunu her zamanki gibi Belediye Meclis üyesi Hüseyin Uysal yaparken ve misafirleri tek tek tanıtırken mikrofona yabancı olmadığını da göstermiş oldu.Emiryakuplu olan CHP’nin aktif siyasetçisi Şerafettin

Kurt da gecede yerini alanlar arasındaydı. Üst protokolü temsil eden Tekirdağ Belediye Başkan Yardımcısı Ali Kılıç’ ın yanı sıra Kumbağ Belediye Başkanı Hüseyin UZUNLAR da dostlarını yalnız bırakmadı.Yemekli geceye CHP İl Başkanı Recep Palabıyık başta

olmak üzere çok sayıda CHP yöneticisinin katıldığı görülürken, gecede tam kadro yer alan Kırım Türkleri Derneği Başkanı Osman KURT’ un ekibiyle beraber protokol yerine arkalarda olması (?) dikkat çekti.Türk ve Kırım bayraklarıyla süslenmiş salonda en önemli

misafirlerinden biri de Tekirdağ Vergi Dairesi Başkanı Abdülkayyum Karayel idi. Gecede misafir sanatçıların duygulu şarkıları, Kırım’a has oyunların sergilenmesi salonda milli bir hava estirdi. Yıldan yıla daha anlamlı daha mesajlı toplantı düzenleyen

Emiryakuplular Derneği, Başkan Burhan Çınar’ın açılışta yaptığı hoş geldiniz konuşmasıyla başlamıştı. Gecede eyin Uysal Kırım ile ilgili programdan sonra ince sazlar eşliğinde çekiliş yaparak misafirlerin hoşça vakit geçirmesini sağladı.

Emiryakupluların Geleneksel YemeğiHer yıl geleneksel olarak yemekli bir gece düzenleyen Emiryakuplular Derneği bu sene de ( 25 Mart) Tarsal turistik tesislerinde 150 kişilik yemekli bir gece düzenledi.

Protokol Sol Baştan: Kumbağ Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar, CHP İl Başkanı Recep Palabıyık, Belediye Başkan Vekili Ali Kılıç, Belediye Meclis Üyesi Hasan Önbey, Ayakta Arif Yılmaz

Sol Başta: Vergi Dairesi Başkanı Abdülkayyum Karayel, Köy Muhtarı Adil Kaya Kırımdan Gelen sanatçılar Ses Sanatçısı Rüstem Memet ve oyun ekibi

23 Mart 2013 Tarsal Turistik Tesisleri gece programı

Tekirdağ Kırım Türkleri Derneği Yönetim Kurulu: Sol Başta Başkan Osman Kurt, Erkan Özer, Nuri Özer, Arif Yılmaz ve Atılgan Alkıran

HABER MERKEZİ

Page 7: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

719-25 MART 2013POLİTİKA

Ali [email protected]

HABER MERKEZİ

Başbakan bir ekmek israfından söz etti, ortalık ekmek israfının kötülüklerini anlatandan geçilmiyor.

Baş müsrif diyebilece-ğimiz Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası bile afiş yaptır-mış, Cumhuriyet Meydanına astırmış...

Başbakanın sözlerinin biraz değişik kombinasyonla-rı, yeni, dikkat çekici, farklı bir şey yok, ne beklersin ki, Ticaret ve Sanayi Odası işte.

Bu ülkede asıl israfı eğitim sistemi yapıyor ve yeryüzünün ve yeraltının en değerli, en pahalı, en kıy-metli, gelişmeye ve geliştir-meye en açık kaynağı oolan çocuklarımızı israf ediyor, buna kimse bir şey demi-yor... Çocuklarımıza verilen bilgilerin ne halta yaradığı-nı, çocuklarımızın sosyal, kültürel ve entelektüel açıdan nasıl insanlar olarak yetişti-rildiğini sorgulamıyoruz bile! Kimin umurunda çocuklar?

Ama size söyleyeyim, insan israfını durdurmadan hiç bir israfı durduramaz-sınız. Çünkü israf edilmiş zihinler israf üretirler. Görü-nen ve içinde yaşanan köy kılavuz istemez, ülkenin du-rumu ortada zaten... Dahası, insanlığın durumu ortada.

Eğitim sistemi güya dogmalardan uzak durmak için Allah'ın dininden, pey-gamberinin sünneti seniyye-sinden (ve çoğunlukla sünnet

nedir, din ne diyor, niye diyor bilmeden) köşe bucak kaçarken, bir sürü dogmaya bağlanmış durumda ve zi-hinleri bomboş saçmalıklarla doldurmaya devam ediyor.

İnsanların yetenek ve potansiyellerini keşfedip, bunları yetenek ve potan-siyellerini ortaya çıkara-bilecekleri ortamlara sevk etmek, yardım etmek ve her insanın potansiyelinden sonuna kadar yararlanmak varken, kimin, hangi akla hizmetle hazırladığı şüpheli ders kitaplarındaki bilgileri zihinlere zerk etmeye odak-lanmışlar.

Birileri ekmek israfına dikkatlerin çekilmesini son derece isabetli buılup, "evet çok önemli" diyebilirler, ben ise insanın israf edilmesinin yanında bunun ufak şeyler-den olduğunu düşünürüm! Ekmek eşrefi mahlukat değildir! Eğer nesillerimiz, cinsel dürtülerinden, heva ve heveslerinden başka şey tak-maz halde iseler ve "nerede o eşrafi mahlukat insanlar, bunlar olsa olsa belhum adal olabilir" diyenlere de "Bu sözlerinizle kendinizi avu-tabilirsiniz, vicdanınızı rahat-latabiilirsiniz ama Allah'a hesap vermekten yakanızı kurtaramazsınız" demek istiyorum.

Klavye mücahidi diye dalga geçenlere de şunu söylemek istiyorum; Ben

klavye ile de olsa cihadımı gerçekleştiriyorum. Ya siz ne yapıyorsunuz?

Gençliğin nereye gittiği, kalp ve kafalarının ne ile doldurulduğu hepimizin ortak sorunudur ve en büyük derdimizdir.

Bırakın ekmek israfı edebiyatını, çocuklarımız ve gençlerimiz israf ediliyor, bunun için uykularımız kaç-sa, iştahımız kapansa yeridir.

Ama dertsizlik derdine müptela olmuşuz bir kere, evin yanıyor denince ayağa kalkan insanlar, evladının istikbali yanıyor deyince boş boş bakıyorlar!

Herkes vatan kurtarma derdine düşmüş, asıl büyük kayıp evimizde yaşanıyor haberimiz yok!

Ekmek israfıymış!

Türkiye'de israf edilen gençlikle sekiz Japonya, beş ABD, dört İngiltere inşa edilebilirdi. Ama biz onları cinsel organlarına bağımlı hâle getirdik, bütün dünyayı ondan ibaret sanıyorlar... İçki, eğlence ve seks...

Ar-ge, bilimsel araş-tırma, kitap okuma, hayatı okuma, kâinatı okuma bunlar gençlerimize yabancı kav-ramlar. Avrupa ve Amerika üretir biz tüketiriz.

Haksız mıyım arkadaş-lar? Biri bir şey söylesin.

Ekmek İsrafı Edebiyatı...

Neden aday adayı olmak istediğini şu sözlerle

açıklayan SARIKURT,

‘’AK Parti’ nin siyaset anlayışının temelinde her zaman aile ve çocuk vardır. Elbette ki bizim yerel yönetim anlayışımızın temelinde de aile ve çocuklar olacaktır. AK Partili belediyelerini diğerlerinden ayıran en temel en kutsal özellik budur. Son yıllarda, Partimizin geliştirdiği siyaset anlayışı sebebiyle kadınlarımız daha etkin olarak siyasette yer almaya başlamışlardır. Bu memnuniyet verici oluşumda Partim adına Ben de yerel siyasette olmak istiyorum. Ayrıca kadınların doğasında belediye hizmetlerini anlayabilecek ruh ve duygu zenginliği vardır, mesela; çevre, temizlik, park, bahçe, el sanatları bunlardan sadece bir kaçıdır.”

Adaylık için SARIKURT:“ Ben, 2009 yerel seçimlerinde

aktif çalışarak 25 yaşında iken siyasette ilk tecrübemi yaşamış oldum. Kendime güvenim güçlüdür. Bu seçimlerde de iddialı olduğumu ifade etmek isterim. Ancak benim siyaset anlayışımda, “Birlik- Beraberlik- Dayanışma- Bütünlük” anlayışı daima her şeyin üzerinde olmuştur, olacaktır. Bu benim ilkemdir. Aday adaylığı mücadelem sırasında parti içerisinde senlik / benlik çekişmesine asla girmem. Bu yolda yürüyen herkese büyük saygım olacaktır. Aday adayı her arkadaşımızın, omuzlarımıza yüklenen emaneti taşıma sorumluluğu bilincinde olacağına inanıyorum. Köy, mahalle temsilcilerimiz, il- ilçe, belde teşkilatlarımız, yönetim kadrolarımız… AK Parti’nin hücrelerini oluşturan birimlerde görev alan herkes bu ekibin

birer parçasıdır. Partimize gönül veren her partiliyle bu süreçte; küsmeden, darılmadan, kırılmadan kapı kapı dolaşarak usanmadan yürüyeceğiz ve böyle hareket edildiği takdirde bölgemizde tüm belediyeleri kazanabiliriz. Görevimiz, halkımızın özlemini duyduğu gerçek belediyecilikle yani, “Marka belediyecilik” anlayışıyla buluşturmak olacaktır.” Dedi

Genç ve atılımcı ruha sahip SARIKURT, siyasetle ilk kez daha çocuk yaşta iken baba evinde tanışan, Yeniçiftlik belediye başkanı ( Merhum ) Lütfü KURT’ un kızıdır.

Babası Lütfü KURT, Anavatan Partisi ikitidarı döneminde Başbakanlık Özel Kalem Müdürü ve Danışmanlık kadrosunda görev yapmıştı. KURT bu görevinden sonra memleketine dönerek Yeniçiftlik Belediye başkanlığına 1999’da aday oldu ve kazandı. KURT 2008 yılında vefat etti.

Marmara Ereğlisi Belediye Başkanlığına Göz Koydu

Yeniçiftlik AK Parti Belediye Meclis Üyesi Betül Sarıkurt

1. SAYFANIN DEVAMI

Faik Öztrak Edirne İl Baş-kanlığında düzenlediği basın

açıklamasının satır başları ise şu şekilde:

Her hafta Ankara’da güncel eko-nomik gelişmeleri değerlendirmek üzere yaptığım basın toplantısını bugün Edirne İl Başkanlığımızda yapıyorum.

Türkiye’nin dış borcu 2013’ün ilk ayında 7 milyar dolar artarak 107,6 milyar dolara çıktı. Toplam borç 150 milyar dolar. Yine buna 67 milyar dolarlık 2013 cari açığı ekleyin, ekonomide çarkların dö-nebilmesi için 217 milyar dolarlık finansmana ihtiyaç var…

Merkez Bankası kasası 28,3 mil-yar dolar rezervle, 2002’de, AKP iktidarına emanet edildi. Aynı dönemde ülkenin kısa vadeli dış borcu 16,4 milyar dolar, cari açığı ise sadece 626 milyon dolardı.

Bu yılın Ocak ayında Merkez Bankası kasasında 125 milyar dolar rezerv, buna karşılık 107,5 milyar dolarlık kısa vadeli dış borç ve 46,8 milyar dolarlık cari açık var.

Rezerv, borç ve cari açık denge-sinin, hükümetin devletin kasa-sını devir aldığı gündeki sağlıklı dengeye gelmesi için rezervlerin ikiye katlanması gerek. Yani aynı dengeye gelmek için Merkez Ban-kası kasasındaki rezervlerin 256 milyar dolara çıkması gerekiyor. Bu gerçekleşmeden Başbakan’ın döviz rezervleriyle övünmeye hakkı yoktur. Türkiye’nin yurtdışına yüküm-

lülükleri tek bir ayda 16 milyar dolar artmış ve Ocak ayında 643

milyar dolara ulaşmış.

Yurtdışından alacak ve rezerv-lerimizin toplamı ise aynı ayda sadece 3 milyar dolarlık artış ile 217 milyar dolar olmuş.

Böylece Türkiye’nin net finan-sal yükümlülüğü yani döviz açık pozisyonu Ocak’ta, 13 milyar dolar artarak, 426 dolara ulaşmış. Ekonomide 10 yıldır el para-

sıyla sürdürülen balayı artık sona doğru yaklaşmaktadır.

Bakın Birleşmiş Milletler daha birkaç gün önce her yıl yayım-ladığı İnsani Gelişmişlik Endek-sinin 2012 sonuçlarını dünya kamuoyu ile paylaştı.

Tablo gerçekten hazmedilir gibi değil. Türkiye, 186 ülke içinde, insani gelişmişlik bakımından 90. Sırada.

Son veriler 2011’de neredeysek, 2012’de de aynı yerde kaldığımızı gösteriyor. İlerleme yok. Son 5 yıllık dönem diye baktığımızda ise insani gelişmişlik sıralamasın-da ilerlemek bir yana, bir basamak gerilemişiz.

32 yıl önce vatandaşın cebine giren para göreli olarak daha yüksek. Bakın bunu muhalefet değil, Hükümetin Merkez Bankası Başkanı söylüyor.

784 milyar dolarlık gelire sahip Türkiye’deki dolar milyarderleri-nin sayısı, 6 trilyon dolarlık gelire sahip Japonya’nın iki katı ise bu ülkedeki sosyal adaletin durumu-nu bir düşünmek gerekir. Son 10 yılda Türkiye’nin dış

borcu 197 milyar dolar, kamunun iç borcu ise 133 milyar dolar artmış. Borçlar 2002 deki seviye-sinin iki buçuk katına çıkmış. Yani bu iktidar son 10 yılda kendinden önceki hükümetlerin 80 yılda aldı-ğı borcun bir buçuk katını almış. Yetmemiş bu dönemde devlete ait 38 milyar dolarlık mal varlığı satılmış.

197 milyar dolar dış borç, 133 milyar dolar iç borç kullanımı ve 38 milyar dolarlık özelleştirme ge-lirini alt alta toplayın 368 milyar dolar eder. Sanayi tabanımız hızla aşındı.

1990’da imalat sanayii üretiminde dünyanın en büyük 13. 2000’de en büyük 15. Ekonomisi konumunda olan Türkiye; 2010’a geldiğimiz-de ilk 15’de yok. Buna karşılık

Cumhuriyetin 100. Yılında dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmek için yarıştığımız ülkeler imalat sanayi liginde hep yukarı tırmanıyor.

Tarımda kendi kendine yeten Türkiye, artık karnını doyur-mak için Arjantin’den mısır, Ukrayna’dan buğday, Şili’den Angus ithal ediyor.

En son Gürcistan’dan saman ithal edip, bir de törenle besici-ye dağıttık. AKP elinde Türkiye kendi samanını bile üretemez hale düştü. Bakın daha bu yılın Ocak ayında

içme sütü üretimi, bir önceki yılın aynı ayına göre, % 7,3 geriledi. Türk çiftçisi üretimden çe-

kiliyor, ekilebilir alanlar hızla daralıyor. Son 10 yılda kaybedilen tarım alanı 2,8 milyon hektar. 10 yılda kaybedilen tarımsal alan neredeyse Ardahan, Artvin, Aydın, Bartın, Düzce, Kocaeli illerimizin yüzölçümüne eşit.

TÜİK açıkladı. Şu anda 65 yaş üzeri nüfusun toplam nüfus için-deki payı % 7,5. Yani yaşlı nüfu-sumuz nispeten az. Ama Cumhu-riyetin 100. yılında aynı oran % 10,2’ye çıkacak ve Türkiye % 10 sınırını aşarak artık yaşlı nüfusa sahip ülkeler arasına girecek.

Bakın yine daha geçen hafta açıklandı. 2012’nin Aralık ayı iti-bariyle gençler arasındaki işsizlik, yüzde olarak, 1,7 puan arttı ve % 19,8’e ulaştı. Yani Türkiye’deki her 5 gençten birisi işsiz.

Genç işsizlerin sayısı, son bir yılda eklenen 95 bin gencimizle beraber, 875 bin kişiye çıktı.

Bu ülkenin en önemli kaynağı ve gücü gençleri iken AKP iktidarı ve onun politikaları bu kaynağı ve gücü kullanamıyor.

Aslında iyi yönetilse bu ülkenin muazzam bir potansiyeli var. İşte hem bu konulardaki görüşlerimizi ve çözüm önerilerimizi anlata-bilmek için, hem de sorunları yerinde dinlemek için Anadolu ve Trakya’yı dolaşıyor, toplumun çe-şitli kesimlerini ziyaret ediyoruz.

Basın açıklaması basın mensupla-rının sorularıyla son buldu.

Faik Öztrak: “217 milyar dolara ihtiyaç var...”CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak haftalık basın açıklamasını CHP Edirne İl Başkanlığında yaptı. Öztrak açıklama-sında: “Ekonomide çarkların dönebilmesi için 217 milyar dolarlık finansmana ihtiyaç var…” dedi

Page 8: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

8 19-25 MART 2013 TÜRK - İSLAM TARİHİ TÜRK - İSLAM TARİHİ

İSLAM medeniyetiİlahi ente maksudi ve rizaike madlubi

“Allahım! Benim maksadım sensin, aradığım ise senin rızandır.”

Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki: Her sorulana cevap veren, her

gördüğünden mânâ çıkaran ve her yerde bilgi satan, cahilliğini ortaya koyar. “Bilmiyorum, öğrenip de söylerim” diyen kimsenin, gerçek âlim olduğu anlaşılır. Kendine sual sorulan kimse bilmiyorsa, “Bilmiyorum, kitaplara bakayım, bulursam söylerim” demelidir. (Berika)

Bir zata, “İşittiğimize göre, siz âlimmişsiniz” derler. O zat şaşırır, “Hiç öyle bir iddiada bulunmadım” der. Bunun üzerine, “Bir şey sorulunca bazen ‘bilmiyorum’ diyormuşsunuz. Cahil olan, bilmese de, söyler. Ancak âlim olan, bilmiyorsa ‘bilmiyorum’ der. Bu sizin âlim olduğunuzu gösterir” derler.

SUSMANIN MÜKAFATI...

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Üzeyr’in ve Zülkarneyn’in Peygamber olup olmadığını bilmiyorum. Cebrail aleyhisselam gelinceye kadar, oturulacak yerlerin en iyisi ve en kötüsünün ne olduğunu soranlara, “bilmiyorum” dedim. Cebrail de “bilmiyorum” dedi. Nihayet Allahü teâlâ bildirdi ki, oturulacak yerlerin en iyisi camiler, en kötüsü de sokaklardır.) [Ebu Davud]

İmam-ı Şabi buyurdu ki: “Bilmiyorum demek ilmin yarısıdır. Allah rızası için, bilmediği bir hususta susanın aldığı mükâfat, bildiği hususta konuşanın aldığı mükâfattan az değildir, çünkü cehaleti kabul etmek, nefse çok ağır gelir.”

İbrahim Edhem hazretleri de şöyle buyurdu: “Şeytanı en çok kahreden şey, âlimin ‘bilmiyorum’ demesidir. Şeytan,

‘Bunun susması, benim için, konuşmasından daha zararlı’ der.”

İmam-ı Zehebi, İmam-ı Malik’i şöyle anlatır: “Uzun bir ömür, yüksek bir mertebe, parlak bir zihin, çok geniş bir ilim, keskin anlayış, sahih rivayet, diyanet, adalet sahibi, sünnet-i seniyyeye tâbi, fıkıhta, fetvada kaidelerin sıhhatinde önde gelen bir zat idi. Fetva vermede aceleciliği sevmez, çok kere ‘bilmiyorum’ derdi. İlmin kalkanı ‘bilmiyorum’ demektir, buyururdu.” (Tabakat-ül Huffaz)

İmam-ı Ebu Yusuf hazretleri, bir suale “bilmiyorum” deyince, “Hem beyt-ül-maldan (hazineden) maaş alıyorsun, hem de cevap vermiyorsun” dediler. Onlara şu cevabı verdi: “Beyt-ül-maldan, bildiklerim kadar ücret alıyorum. Bilmediklerim için alsaydım, beyt-ül-malın hazineleri bana yetmezdi!”Şu da var ki; bilenler, elbette dinini öğrenmek için sual soranlara, cevap vermeye çalışacak. Çünkü böyle suallere cevap vermemenin vebali büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Sual sorulan kimse, bildiği halde cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace]

(Âlimin bildiğini söylememesi, cahilin de bilmediğini sormaması helal değildir. Çünkü Allahü teâlâ, “Bilmiyorsanız, ilim ehline sorun” buyuruyor.) [Taberani]

Eshab-ı kiramın büyüklerinden Hazret-i Cabir anlatır:

Yolculukta, arkadaşlarımdan birinin başı yaralandı. Oradakilere sordu:

- Muska yapmak caiz olur mu?

Oradakiler dedi ki:- Caiz olmaz, başını yıka!

O da başını yıkayınca öldü. Medine’ye gelince, Resulullah efendimize haber verdik. Buyurdu ki:

“Allahü teâlâ, onun ölümüne sebep olanları öldürsün! Bilmediklerini niçin sorup

öğrenmediler? Cehlin ilacı, sorup öğrenmektir!” [Mişkat]

Üç nasihat!..

Ebû Zeyd anlatır:

Şa’bî’ye “rahmetullahi aleyh” bir şey sordum. Bunun üzerine bana kızdı ve onu söylemeyeceğine yemin etti.

O zaman gidip, kapısının önüne oturdum. Bana dedi ki:

-”Ey Ebû Zeyd! Ben, sorunun cevâbını söylemeyeceğime yemin ettim. Fakat, sana üç şey söyleyeceğim, iyi dinle! Bunları da aklından çıkarma!

Birincisi, Allahü teâlânın yarattığı bir şey hakkında, ‘bunu niçin yarattı, bundaki murâd ve hikmet nedir’ deme!

İkincisi, bilmediğin bir şey için, ‘ben onu biliyorum’ deme!

Üçüncüsü, dînî meselelerde kendi aklına göre, mukâyese yapma! Bakarsın, bir helâli harâm, harâmı da helâl yapabilirsin. Neticede, ayağın sürçüp, tökezler, mahvolup gidersin...”

Faideli Bilgiler Evliyaların HayatıCüneyt KARACADerleyen

“Bilmiyorum” Demek İlmin Yarısıdır!..Ubeydullah Hayderî rahmetullahi aleyh, Bağdâd’da yetişen büyük velîlerden olup, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin ilk hilâfet

verdiği talebesidir. Bağdâd’da doğdu ve orada vefât etti. On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında vefat ettiği tahmin edilmektedir.

Küçük yaştan îtibâren aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Ubeydullah Hayderî büyük âlim oldu. Silsile-i aliyye büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazret-leri, sohbetlerine Ubeydullah Hayderî’yi de kabûl etti. Ubeydullah Hayderî yüksek ilmine rağmen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin önünde diz çöktü. Kısa bir müddet içinde Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinden istifâde ederek tasavvuf yolunda ilerledi. Bağdâd müftü-lüğünden ayrılarak hocasının hizmetinden ve sohbetle-rinden ayrılmadı. Mevlânâ Hâlid hazretleri ona:

“Ubeydullah su kırbasını yüklen. Bağdâd sokakla-rında ve pazarlarda ‘Sebîl’ diyerek insanlara su dağıt” buyurdu. Önceki makâm ve şöhretini düşünmeden ho-casının emrini yerine getiren Ubeydullah Hayderî, yirmi gün müddetle sırtına yüklendiği su kırbasıyla sokak sokak dolaşarak insanlara su dağıttı. Sonra hocasının huzûruna geldi. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri bu sefer:

“Ubeydullah on gün de para ile su sat” buyurdu. Bu emre de îtirazsız uyan Ubeydullah Hayderî, on gün müddetle su sattı. Ubeydullah Hayderî’nin evliyâlık yolunda yüksek derecelere ulaştığını gören Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, ona bütün talebeleri arasında ilk olarak hilâfet verdi. Bağdâd’da bulunduğu sırada Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini çekemedikleri için karşı çıkanlara reddiye yazarak, tarîkatların hak olduğunu açıkladı...

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri Ubeydullah Hayderî ve diğer halîfeleriyle ve talebeleriyle birlik-te Bağdâd’dan Şam’a gidiyorlardı. Şam hudutlarına geldikleri zaman Şemmen kabîlesinden Safvak bin Fâris adlı eşkıya, adamlarıyla birlikte kâfileyi bastı. Safvak’ın anlattığına göre pekçok yardımcılarıyla Mevlânâ Hâlid hazretlerinin kâfilesine hücûm ettikleri zaman, kâfileden beyaz elbiseli, ata binmiş çok heybetli bir zat göründü. Soygunculara bir korku, bir titreme geldi, mızrakları ellerinden kendileri de hayvanlardan düştü. Bu hâdise-den sonra kâfilede Allahü teâlânın sevdiği velî kulları olduğunu anlayan soyguncular, hep bir ağızdan; “Aman, aman! Affedin!” diye bağrıştılar. Bunun üzerine kâfile eskisi gibi normal görünmeye başladı. Soyguncular kâfilede Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini görün-ce, hepsi kusurlarının affını istediler. El ve ayaklarına sarılarak tövbe ve istigfâr ettiler...

Ubeydullah Hayderî

TASAVVUF DÜNYASIFahreddin ARSLAN

ESMA-ÜL HÜSNA 7

EL-KUDDÜSHatadan gafletten, acizden

ve her türlü eksiklikten çok uzak pek temiz Allahu Teala mahlükata benzemekten münezzehtir. Allah yaratılmışların zatlarından, hallerinden ve sıfatlarından hiç birine benzemez mesela cisimlerin zahiri hislerimizle bilebildiğimiz lezzet, renk, koku, soğukluk, sıcaklık, sertlik, yumuşaklık gibi bütün hallerden dert, tasa, sevinç, korku, hüzün, ıstırap, infal tagayyür gibi nefsanî keyfiyetlerden veya her hangi bir şekilden, suretten, miktardan, zamandan, mekandan, terkipten, tecezziden, tenahiden ve bunlar gibi diğer bütün mahlukatın şanından olan her hangi bir hal ve vasıftan bir şeye benzemekten çok yüksek çok uzaktır. Bu ismi şerif temiz ve pak olmak manasına Kudüs mastarından mübalağa sığasıdır her türlü ayıptan, kirden, pastan, lekeden, eksiklikten son derece temiz demektir ülühiyyete mahsus sıfatlardan muhale fetün

lil havadis sıfatına raci dir.İnsanoğlunda iki türlü sıfat

insanoğlunda bir takım haller ve sıfatlar var ki onlar yüzünden sevilir, hürmet edilir yine bir takım haller ve sıfatlar vardır ki o yüzden yerilir nefret edilir. Mesela vücutlarında çirkinlik, çarpıklık, körlük, sağırlık bulunan halleri ve sıfatları kusurlu ve ayıplı olan bilgisiz ve aciz insan sevilmez herkes onlardan uzak kalmak ister bazı insanlarda yaradılışı itibariyle boy, pos, endam güzelliğine sahiptir sözü sohbeti bellidir bir şeyler bilir, bir şeyler yapar evvelkilere nakis insanlar ikincilere kamil insanlar denirse de kamil insanlarında yine bir çok eksik tarafları bulunur mahlukun kusursuzluğu izafidir. Mahlukat içinde her türlü ayıplardan kusurlardan tam ve mutlak surette tertemiz bir varlık sahibi bulunması imkansızdır. Mahlûkun kusursuzluğu kendi aralarında ve birbirlerine nispetle izafi ve mahduttur.

Bu itibarla en kıymetli insanlar hiç noksanı bulunmayan değil pek az noksanın olandır böyle insanların bulunmayan değil pek az noksanı olandır. Böyle insanların fazileti kemali daha çok olur ve bunlar mensup oldukları aileler, memleketler, milletler ve hatta bazen bütün insanlar için iftihar kaynağı olurlar. Allahu Teala insanlardaki kemal sıfatlarından da mukaddestir insanlarda bulunup ta nefret ve istikrah edilen sıfatlardan başka insanların birbirlerine karşı üstünlüğünü ve kıymetini ifade eden ve insanlar tarafından kemal sıfatlar diye adlandırılan sıfatlardan da Allahu Teala münezzehtir.

Gerçi bu sıfatların kemal sıfatlar diye adlandırılması insanların kendi aralarında ve kendi hallerine göre doğru olabilirse de Allahu Teala hakkında bunlar hep noksan sıfattır. Mesela ilim, kudret birer kemaldir fakat muhakkak surette Allahu Teala insanların

bildiği gibi bilmekten insanların yapabildiği kadar yapmakta çok üstündür. Çünkü o kayıtsız, şartsız her şeyi bilir ve her şeye gücü yeter işte hakiki kemal sıfat budur insanlar ise bir şeyi bilir fakat bilmediği namütenahidir bir şey yapar fakat isteyip de yapamadığı namütenahidir daha doğrusu Allahu Teala’nın müsaade ettiği sınıra kadar bilir ve tayin ettiği hududa kadar yapar ondan ileri kati bir aciz kati bir hiçliktir.

El kuddüs ismi şerifinin biricik sahibi El kuddüs ismi şerifinin tek ve eşsiz olarak biricik sahibi Allahu Teala’dır her bakımdan mutlak kemal ona mahsustur. Allahu Teala zatında, sıfatında, ef alinde, ahkamında, esmasında her türlü lekeden eksiklikten uzak ve çok temizdir o zatında ve herhangi bir sıfatında veya fiilide veya hükmünde veya isminde mahlukundan birine benzemekten veya mahlukatından biri ona

benzemekten mukaddestir. O’nun zatı kadimdir, bakidir sıfatları kâmildir, ezelidir hiçbir fiilinde maddeye, müddete, yardımcıya ihtiyacı yoktur bütün hükümleri hikmetlidir. Kullar için baştanbaşa hayır, menfaat ve inayettir o’nun isimleri de namütenahi kemalatını bildirdiği için en yüce en güzel kelimelerdir. İnsanların zatları, sıfatları, fiilleri, hükümleri, isimleri hep ayıplı ve kusurludur.

Bir kere varlıkları mahduttur halleri sıfatları da mahduttur işleri ivazlı ve garazlıdır hükümlerinin doğrusu olduğu gibi hatası da çoktur. İnsanlara müteallik manalar ifade eden isimlerin ve kelimelerin nihayet taşıdıkları manalardan fazla bir güzelliği olmaz. El melik ismi şerifinden sonra El kuddüs ismi şerifi Allahu Teala’nın hakim bir saltanat sahibi bulunduğu bildiren el melik ismi şerifinden sonra el kuddüs ismi şerifinin getirilmesi fikirleri yanlış yollara sapmaktan koruduğu

için ne kadar uygun düşmüştür. Evet nice insanlar vardır ki Allahu Teala’yı hakkıyla bilmediklerinden o’nu kendi aralındaki hükümdarlara benzetiyorlar O’nun haşa arş üzerinde ikametgahı olduğunu ve mahlukatı içinde bir takım şahıslar seçerek onlara tasarruf salahiyeti verdiği i ve onların eliyle ahkamını yürüttüğünü ve güya onların vereceği raporlarla işlere muttali olacağını ve daha bunun gibi uluhiyet şanına uymayan batıl zanlara düşüyorlar.

Bütün bunlar düzeltilmesi vacip bozuk akidelerdir ve bu bozuk akideler yüzünden insanların başına gelmedik bela kalmamıştır. Allahu Teala cisim sahipleri gibi bir yerde oturmaktan, bir yerde bulunmaktan, bir işi başkasına gördürmekten münezzehtir. O’nun her zerreye yakınlığı birdir.

(Devamı Gelecek Sayıda)

Page 9: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

919-25 MART 2013

Türkün TURANÜlküsü

“EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN!” BİLGE KAĞAN“Demez taş, kaya, / Yürürüz yaya / Türk’üz gideriz / Kızılelma’ya”

TÜRK BİRLİĞİ KURULACAKTIR!

TÜRK - İSLAM TARİHİ TÜRK - İSLAM TARİHİ

Bu yeni moda… Ben Balkanlardan çekilirken

toprak kaybederken kazananlar, Türkleri yendik diye sevinirlerdi. Kimseyi gel yurdumu çiğne diye çağırmadım. Fransız’ ı, İtalyan’ ı, Moskof’u, İngiliz ‘i Yunan ‘ı Ermeni’ si, Bulgar ‘ı geldiler yağmaladılar; benden çoluk, çocuk, genç, ihtiyar… Binlerce insanımı yok edip gittiler.

Bugün öyle milletvekilleri çıkıyor ki, Yunan ‘ı vatan topraklarından def ettiğimiz için katliam yaptığımızı söyleme cesaretini buluyorlar.

Sayelerinde, “Hepimiz Ermeni’yiz!” Olduk. Bir kişiyi koruyalım derken fırsatçılar, tehciri katliama çevirmek için ellerinden geleni yapıp durmaktalar.

Kendine özgü ırki özelliği gereğidir ki, Büyük Türk Milleti; düşeni kaldırır, mazlumu korur, aman dileyene vurmaz, sabırlıdır. Bunun içindir ki Ordusu Peygamberimizce övülmüştür.

Daha dün Saddam tarafından kimyasal katliama maruz bırakıldığı için Güney sınırımıza

kaçıp gelen 500 bin insana kol kanat germemiş miydik? Yine bugün Suriye’den kaçıp canını kurtarmaya gelen 200 bin insana kapılarımızı ve bağrımızı açmıyor muyuz?

Değerli hemşerilerim! Üç değerimizi yıkmak için tam gaz çalışılıyor; “Ulus”, “Türklük” ve “Ordu” Toplumun çimentosu “Türk” silinip açıkça yok edilmek isteniyor. Daha dün Çanakkale gününde; mozaik dedikleri milletin mensubu olan unsurlar sayılarak, Türk kelimesi yutularak zaferlerimiz

anlatılmaya çalışılıyor. Ve bunun komutanı dâhil anılmayıp diğer uluslar, Balkanlardaki uluslar sayılıp bunun galibi tek bir etnik köken değildir denebiliyor.

Türksüz Müslümanlık, Türksüz zaferler, Türksüz millet, Türksüz hatıralar… Dayatılan bu mudur millete?

Mozaik deyip sıralamak adet haline geldi, arkasından ılımlı İslam, Arkasındanda bütün bunları ümmet çimentosu ile birleştirmek. Buraya nasıl gelinecek? Sporcu Hakan Şükür Arnavut’um diyerek,

ötekileştirerek mi? Lefter de milli takımımızın elemanıydı, böyle laflar etmeden kendini Türk hissedip bu millete hizmet etti. Türk milletinin mensubu olmak işte böyle bir şeydir. Fuzuli, Yunus Emre Türk olduğu için anılmamalı mı? Musikide, sinemada, tiyatroda, edebiyatta Türk kelimesi kullanmak ne kadar zor hale geldi... Nerede güzel bir şey varsa, Türk’ün eseri ise onu yok say!

Türk’ün yönetiminde Rum’un Yahudi’nin, Ermeni’ nin, Arap’ın burnu kanamış

mı? Diline, inancına, kültürüne müdahale edilmiş mi? Şimdi bunları silme vakti... Kozmik odalar milli sırlarımızın odalarıydı. NATO, ABD, AB rahatsızlar diyelim; ya bizimkiler? Maalesef, tarihi seyirde, içinden en çok hain çıkaran millet de Biziz. İki birleştirici yolumuz var; biri Peygamberimiz Hz. Muhammed (as)’ ın “ Veda Hutbesi” diğeri, Mustafa Kemal Atatürk ‘ün “Gençliğe Hitabeti” si.

Ne yapalım ki bunlarda Türk ‘süz olmuyor!

Faruk DEMİREZENTekirdağ Aydınlar Ocağı Bşk

Türk ve Türkler Olmasın

2.11

59 HABER TEKİRDAĞ

Milli ve manevi değerlerimizi yıkıcı ve bozucu akımlara karşı, Türk Ahlâk ve geleneklerini, Türk dilini ve san’atını müdafaa eder. Memleket meselelerine ve millî davâlara Türk Milliyetçiliği açısın-

dan bakarak millî menfaatlerimize en uygun çözüm yollarını araştırıp bulur ve yayar.

Fikirde ve davranışta milli ideale bağlı nesiller yeliştirmeye çalışır. Partiler üstü ve merkezi dışarıda olmayan, dolayısıyla dışarıya bağ-

lı olarak faaliyet göstermeyen yerli, milli bir sivil toplum kuruluşudur. Gayesi, bizi biz yapan değerleri korumak, yaymak ve geliştirmektir.

Aydınlar Ocağı...

Page 10: E Gazete Sayı 152 19-25 Mart 2013

YIL: 4 SAYI: 152 - BAĞIMSIZ HAFTALIK SİYASİ GAZETE 19-25 MART 2013

www.59haber.com 2.00 TL (KDV DAHİL)

59 HABER TEKİRDAĞwww.59haber.com

www.59haber.com anlık gelişmeleri takip edeceğiniz tek adres

Tekirdağ Gençlik Spor İl Müdürlüğü tarafından

düzenlenen ve İsmet İnönü Spor Salonunda yapılan maç-lar sonunda Final maçında Çorlu Avrasya Spor’u yenen Tekirdağ Belediyesi Gençlik Spor Kulübü Küçük Kızlar Basketbol takımı İl Birincisi

olarak 27-30 Mart tarihlerinde Kocaeli’de yapılacak Marmara Grup maçlarında Tekirdağ’ı temsil etme hakkı kazandılar.

Tekirdağ Belediye Genç-lik Spor Kulübü Başkanı Ali Kılıç’ın da izlediği maçlar sonunda Çorlu Avrasya Spor ikinci, Enerji Spor Kulübü

üçüncü, Marmara Ereğlisi Spor Kulübü de dördüncü oldu. Dereceye giren takımlara madalya ve kupaları yetkililer tarafından verildi. Ali Kılıç kendilerine her türlü desteği veren Tekirdağ Belediye Baş-kanı Op. Dr. Adem Dalgıç’a teşekkür etti.

Belediye Gençlik Spor Kulübü Basketbol Küçük Kızlarda Şampiyon

Tekirdağ Belediyesi Gençlik Spor Kulübü sporcuları yeni bir başarıya daha imza attılar. Belediyemiz adını spor alanında sıkça duyurmaya devam ediyor.

HABER MERKEZİ

Tekirdağ Belediye Başkan Vekili ve Gençlik Spor Kulübü Başkanı Ali Kılıç,

başarılı sporculara madalya taktı

Tekirdağ İmam Hatip Lisesi Halı Saha Tesisi’nde gerçek-

leşen müsabakalarda ilk gün iki maça sahne oldu. AK Parti Mer-kez İlçe Başkanı Emrah Tunca’nın sembolik başlama vuruşu ile başlayan turnuvanın ilk maçında, Karadeniz Mahallesi ile Çınarlı Mahallesi karşı karşıya geldi. Müsabaka boyunca etkili bir oyun sergileyen Karadeniz Mahallesi rakibini, oynadığı üstün futbolla 17-6 yenerek rahat bir galibiyete imza attı.

Turnuvanın ikinci maçı 100. Yıl Mahallesi ile Merkez İlçe Başkanlığı takımları arasında gerçekleşti. Ak Parti Tekirdağ Merkez İlçe Takımının kadrosu, Teşkilat Başkanı Sezayi Çetin, Seçim İşleri Başkanı Ahmet Ku-şoğlu, Tanıtım ve Medya Başkanı Ramazan Baran, Dış İlişkiler Baş-kanı Bülent Değirmenci, Ekonomi İşleri Başkanı Hakan Kıran ve İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Özcan’dan oluştu. Maçın ilk yarısı iki takım için daha çok orta alan mücadelesi şeklinde geçerken

karşılıklı gollerle ilk devre 2-2 beraberlikle sonuçlandı. İkinci yarı tempoyu artıran ve üst üste ataklar gerçekleştiren Merkez İlçe takımı ilerleyen dakikalarda rakibine kar-şı skor üstünlüğü elde ederek maçı

8-3 kazanıp finale yükseldi. Maç sonunda açıklamada bu-

lunan Merkez İlçe Başkanı Emrah Tunca, İl Başkanlığı öncülüğün-de Tekirdağ’daki tüm ilçelerin birim başkanlıklarını kapsayan

organizasyonun, sosyal ilişkileri artırmak ve spora özendirmek için ‘AK Turnuva’ adıyla hayata geçi-rildiğini aktardı. Tunca, İlçelerin birimleriyle maç yapacaklarını ardından her ilçenin galip takımla-rının kendi aralarında yapacakları müsabakaların sonucunda AK Parti Tekirdağ Teşkilatı’nın şam-piyonunun ilan edileceğini belirtti. Başkan Emrah Tunca, “Merkez İlçe olarak turnuvaya ağırlığı-mızı koyarak il şampiyonluğunu birimlerimizden birine kazandıra-cağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.

Tekirdağ Merkez İlçe bünye-sinde Çınarlı Mahallesi, Karadeniz Mahallesi, Yavuz Mahallesi, Er-tuğrul Mahallesi, 100.Yıl Mahal-lesi ve Merkez İlçe Başkanlığı takımları olmak üzere 6 takımın mücadele edeceğini söyleyen Tunca, önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek final maçının ardından İlçe şampiyonunun İl genelindeki ilçe şampiyonlarıyla müsabaka yapmaya hak kazanaca-ğını söyledi.

AK Futbol Turnuvası’nda Favoriler KazandıTekirdağ AK Parti İl Başkanlığı öncülüğünde başlatılan ‘Ak Futbol Turnuvası’ Merkez İlçe Başkanlığı bünyesinde birimler arası dün yapılan iki maçla başladı. İlk günkü maçlarda sürpriz gerçekleşmez-ken favori takımlardan Karadeniz Mahallesi ile Merkez İlçe Başkanlığı takımları galip geldi.

HABER MERKEZİ

Beko Basketbol Ligi'nde 22.hafta maçında Anadolu

Efes, Olin Edirne'yi çok zorlan-masına rağmen 83-82 yenerek 18.galibiyetini aldı.

Maça iki takımda karşılıklı basketlerle başlarken ilk peri-yodu 24-21 Anadolu Efes önde tamamladı. İkinci periyotta da devam eden başa baş mücadele-de Berkay Candan ve Mehmet Yağmur ile etkili olan Olin Edirne soyunma odasına 40-41 önde gitti. Üçüncü periyotta Doğuş Balbay ile tekrar skor

avantajını ele geçiren İstanbul temsilcisi, son periyoda 62-55 önde girdi. Artsiom Parakhous-ki ile pota altında etkili olarak bir kez daha skorda dengeyi kuran takımımız, Kerem Tunçe-ri ve Kerem Gönlüm ikilisinin sayılarına engel olamadı ve Anadolu Efes maçtan 83-82 galip ayrıldı.

1.Çeyrek: 24-21 2.Çeyrek: 16-20 (40-41)3.Çeyrek: 22-14 (62-55)4.Çeyrek: 21-27 (83-82)

Olin Edirne, Efes'i Elinden Kaçırdı

HABER MERKEZİ