ecrin her zaman yaninda...bir varmı,bir yokmu. tarla faresi ve köpekvarmıú. bunlar sürekli...

4
Yıl: 2019-2020 Dönem: 1 Sayı: 11 1 Ela ŞAHİN DOLU DOLU YAŞAMAK Paylaşıp dayanışmaktır, Mutluluğa atılan bir adımdır, Hayatı dolu dolu yaşamaktır, İnsanları sevip saymaktır sevgi. Beraberliğin simgesidir, Mutluluğun olduğu yerdedir, Hayatın anlamıdır sevgi, Anlayıp düşünmektir sevgi. Kötülüğün, mutsuzluğun olmadığı, Kavganın olmadığı yerdedir sevgi, Sevgi akılda olmaz, Sadece kalpte olan bir şeydir sevgi. Ceyda SOMUNCUOĞLU HER ZAMAN YANINDA Gerçek dostlukların elde edilmesi çok zaman alır. Aylar belki yıllarca gerçek dostumuz hangisi, hangi arkadaşımız sır saklar, hangisi benim her anımda sevincimde, üzüntümde, hastalığımda, sağlığımda yanımda olur; bunları düşünmemiz gerekir. Düşünmekle de kalmayız onu seçeriz onunla zaman geçirir, sırlarımız paylaşırız bu süreçte onu tanımış oluruz. Sonra karar veririz ki dostumuz mu, sadece arkadaşımız olarak kalacak, ya da ikisi de değil. Eğer dostumuz olduğuna karar verirsek her anımızı onunla geçirir, sırlarımızı paylaşırız. Birlikte, el ele verip her şeyin üstesinden gelebiliriz. Eğer anlatılan gibi bir dostluk kurmak istiyorsanız acele etmeyin. Dostunuz olacak kişiye karar verirken çok düşününüz. Yoksa sizin söylediğiniz her şeyi başkalarına ileten, sizin sadece iyi zamanınızda yanınızda olup kötü zamanınızda hiç sizi tanımıyormuş gibi davranan birini karşınızda bulursunuz. Bunları yapan bir kişi artık sizin iyi zamanınızda bile yanınızda olmamaya başlar. Ve sizi tamamen bırakıp gider. Sonra olan size olur ve artık yeni bir dost seçmek istersiniz fakat seçmekte zorlanabilirsiniz. Çünkü daha önce de bir dost seçmişsinizdir ama sizi terk edip gitmiştir bu yüzden korkarsınız. Bir sürü kötü düşünceye kapılırsınız; acaba bu da beni bırakıp gider mi, acaba sırlarımı başkalarıyla paylaşır mı… Bu yüzden dost seçemeyip yalnız kalabilirsiniz. Bu çok normal bir şeydir. O zaman şunu aklımızdan çıkarmıyoruz, gerçek dostlar seçerken dikkatli oluyoruz. Bir de şunu söyleyeyim üç çeşit dost türü vardır: Her zaman yanında olanlar, sadece iyi zamanında yanında olanlar, bir de hiçbir zaman yanında olmayıp sadece yanında gibi görünenler. Buğlem KÜÇÜK KİNLER OLMASIN Dünyada sevgi, barış, huzur, mutluluk olduğu halde neden kinlenip böbürleniyoruz. Bir devlette insanlar sevgi, adalet, huzur altında barınırlarsa o devlet ayakta durur ama tam tersi devlet yöneticileri adil olmazsa ya da oradaki halkı huzurlu bir şekilde yaşatmazsa halk buna isyan eder. Bunun sonucunda devlet yıkılma noktasına bile gelebilir. Bu insanlar arasında da böyledir. Birbirimize saygı duyarsak, hak yemezsek ve kötü şeyler yapmazsak iyi geçiniriz ama birbirlerine saygı duymayan, kin besleyen, adil olmayan insanlar anlaşamaz. Bu yüzden kimseye kin beslemeyelim, sevelim, saygı duyalım eğer bunları yaparsak ortamda kargaşalar yaşanmaz ve mutlu mesut yaşarız. Şunu unutmayın; birini sevmek zorunda değilsinizdir, fakat saygı duymak zorundasınızdır Hatice BOSTAN GERGİN BİR GÜN Merhaba benim adım Hatice. Ben bugün diş doktoruna gideceğim. Gitmemize yarım saat kalmıştı. Yarım saat geçti ve doktora gittim. Orada sıra beklerken kalbim küt küt atıyordu. Sıra bize geldi içeriye girdik. Doktor amca, benim dişlerime baktı ve bana sen diş teli takmalısın, dedi. Ben neden, diye sordum. Doktor amca, bana dişlerimin yamuk olduğunu söyledi. Ben biraz kötü hissetmiştim. Annemle biraz konuştum ve ben isteksiz bir şekilde takmak istiyorum, dedim. Bana diş teli yapılıyordu. İki gün falan geçti. Doktor amca, bizi arayıp diş teli hazır gelip alabilirsiniz, dedi. Biz diş telini almaya gittik. Doktor benim ağzıma diş telini taktı. Zorla da olsa diş telini taktım. Takmak istemiyordum çünkü herkes benimle dalga geçer, diye korkuyordum. Uzun bir süre geçtikten sonra kontrole gittiğimde doktor bana diş telini çıkarabileceğimi söyledi. Hiçbir şey düşündüğüm gibi kötü olmamıştı. Kimse benimle dalga da geçmemişti. Aysu BÖL DÖRT MEVSİM Sonbahar ah ne güzeldir! Yapraklar dökülmüş yerlere, Kuşlar göç etmiş yeni evlerine, Sonbahar ah ne güzeldir! Kış ah ne güzeldir! Havada süzülen tatlı rüzgar, Yerler bembeyaz, etraf sessiz, Kış ah ne güzeldir! İlkbahar ah ne güzeldir! Kuşlar cıvıl cıvıl, Yeryüzü gökkuşağına bürünmüş, İlkbahar ah ne güzel! Yaz ah ne güzeldir! Denize giden insanlar, Oyun oynayan çocuklar, Yaz ah ne güzeldi! Ecrin EZANDEMİR

Upload: others

Post on 28-Feb-2021

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ecrin HER ZAMAN YANINDA...Bir varmı,bir yokmu. Tarla faresi ve köpekvarmıú. Bunlar sürekli kavga ederlermiú. Bir de bahçıvanlarıvarmıú. Bahçıvanonlarıne kadar uyarsa

Yıl: 2019-2020Dönem: 1Sayı: 11

1

Ela ŞAHİN

DOLU DOLU YAŞAMAK

Paylaşıp dayanışmaktır,Mutluluğa atılan bir adımdır,Hayatı dolu dolu yaşamaktır,İnsanları sevip saymaktır sevgi.

Beraberliğin simgesidir,Mutluluğun olduğu yerdedir,Hayatın anlamıdır sevgi,Anlayıp düşünmektir sevgi.

Kötülüğün, mutsuzluğun olmadığı,Kavganın olmadığı yerdedir sevgi,Sevgi akılda olmaz,Sadece kalpte olan bir şeydir sevgi.

Ceyda SOMUNCUOĞLU

HER ZAMAN YANINDA

Gerçek dostlukların elde edilmesi çok zaman alır. Aylar belki yıllarcagerçek dostumuz hangisi, hangi arkadaşımız sır saklar, hangisi benim heranımda sevincimde, üzüntümde, hastalığımda, sağlığımda yanımda olur;bunları düşünmemiz gerekir.

Düşünmekle de kalmayız onu seçeriz onunla zaman geçirir, sırlarımızpaylaşırız bu süreçte onu tanımış oluruz. Sonra karar veririz ki dostumuzmu, sadece arkadaşımız olarak mı kalacak, ya da ikisi de değil. Eğerdostumuz olduğuna karar verirsek her anımızı onunla geçirir, sırlarımızıpaylaşırız. Birlikte, el ele verip her şeyin üstesinden gelebiliriz. Eğeranlatılan gibi bir dostluk kurmak istiyorsanız acele etmeyin. Dostunuzolacak kişiye karar verirken çok düşününüz. Yoksa sizin söylediğiniz herşeyi başkalarına ileten, sizin sadece iyi zamanınızda yanınızda olup kötüzamanınızda hiç sizi tanımıyormuş gibi davranan birini karşınızdabulursunuz. Bunları yapan bir kişi artık sizin iyi zamanınızda bile yanınızdaolmamaya başlar. Ve sizi tamamen bırakıp gider. Sonra olan size olur veartık yeni bir dost seçmek istersiniz fakat seçmekte zorlanabilirsiniz. Çünküdaha önce de bir dost seçmişsinizdir ama sizi terk edip gitmiştir bu yüzdenkorkarsınız. Bir sürü kötü düşünceye kapılırsınız; acaba bu da beni bırakıpgider mi, acaba sırlarımı başkalarıyla paylaşır mı… Bu yüzden dostseçemeyip yalnız kalabilirsiniz. Bu çok normal bir şeydir.

O zaman şunu aklımızdan çıkarmıyoruz, gerçek dostlar seçerkendikkatli oluyoruz. Bir de şunu söyleyeyim üç çeşit dost türü vardır: Herzaman yanında olanlar, sadece iyi zamanında yanında olanlar, bir de hiçbirzaman yanında olmayıp sadece yanında gibi görünenler.

Buğlem KÜÇÜK

KİNLER OLMASIN

Dünyada sevgi, barış, huzur, mutluluk olduğu halde neden kinlenipböbürleniyoruz.

Bir devlette insanlar sevgi, adalet, huzur altında barınırlarsa o devletayakta durur ama tam tersi devlet yöneticileri adil olmazsa ya da oradakihalkı huzurlu bir şekilde yaşatmazsa halk buna isyan eder. Bununsonucunda devlet yıkılma noktasına bile gelebilir. Bu insanlar arasında daböyledir. Birbirimize saygı duyarsak, hak yemezsek ve kötü şeyleryapmazsak iyi geçiniriz ama birbirlerine saygı duymayan, kin besleyen,adil olmayan insanlar anlaşamaz. Bu yüzden kimseye kin beslemeyelim,sevelim, saygı duyalım eğer bunları yaparsak ortamda kargaşalar yaşanmazve mutlu mesut yaşarız.

Şunu unutmayın; birini sevmek zorunda değilsinizdir, fakat saygıduymak zorundasınızdır

Hatice BOSTAN

GERGİN BİR GÜN

Merhaba benim adım Hatice. Ben bugün diş doktoruna gideceğim.Gitmemize yarım saat kalmıştı. Yarım saat geçti ve doktora gittim. Oradasıra beklerken kalbim küt küt atıyordu. Sıra bize geldi içeriye girdik.Doktor amca, benim dişlerime baktı ve bana sen diş teli takmalısın, dedi.Ben neden, diye sordum. Doktor amca, bana dişlerimin yamuk olduğunusöyledi. Ben biraz kötü hissetmiştim. Annemle biraz konuştum ve benisteksiz bir şekilde takmak istiyorum, dedim. Bana diş teli yapılıyordu. İkigün falan geçti. Doktor amca, bizi arayıp diş teli hazır gelip alabilirsiniz,dedi. Biz diş telini almaya gittik. Doktor benim ağzıma diş telini taktı. Zorlada olsa diş telini taktım. Takmak istemiyordum çünkü herkes benimle dalgageçer, diye korkuyordum. Uzun bir süre geçtikten sonra kontrole gittiğimdedoktor bana diş telini çıkarabileceğimi söyledi. Hiçbir şey düşündüğüm gibikötü olmamıştı. Kimse benimle dalga da geçmemişti.

Aysu BÖL

DÖRT MEVSİM

Sonbahar ah ne güzeldir!Yapraklar dökülmüş yerlere,Kuşlar göç etmiş yeni evlerine,Sonbahar ah ne güzeldir!

Kış ah ne güzeldir!Havada süzülen tatlı rüzgar,Yerler bembeyaz, etraf sessiz,Kış ah ne güzeldir!

İlkbahar ah ne güzeldir!Kuşlar cıvıl cıvıl,Yeryüzü gökkuşağına bürünmüş,İlkbahar ah ne güzel!

Yaz ah ne güzeldir!Denize giden insanlar,Oyun oynayan çocuklar,Yaz ah ne güzeldi!

Ecrin EZANDEMİR

Page 2: Ecrin HER ZAMAN YANINDA...Bir varmı,bir yokmu. Tarla faresi ve köpekvarmıú. Bunlar sürekli kavga ederlermiú. Bir de bahçıvanlarıvarmıú. Bahçıvanonlarıne kadar uyarsa

2

Hira Nur DEMİRÖZ

DİLİMİZ GELECEĞİMİZ

Türkçemiz her geçen gün bozuluyor,

Dilimize yabancı kelimeler giriyor,

Babaanneler dizini dövüyor,

Dilimiz elimizden gidiyor.

Türkçe, İngilizce, Fransızcaya dönüyor,

Dilimiz elimizden gidiyor,

Atasözlerimizi, ninnilerimizi unutuyor,

Dilimiz elimizden gidiyor.

Düşmanlarımız dilimizi yok ediyor,

İnsanlarımız yabancı konuşuyor,

Türkçemiz yavaş yavaş kayboluyor,

Dilimiz elimizden gidiyor.

Selma DEMİRÖZ

KÜTÜPHANE

Ben 7 yaşımdayken daha önce hiç kütüphaneye gitmemiştim. Oranın nasıl bir

yer olduğunu bilmiyorum. Ablam her zaman kütüphaneye gider, oradan bir sürü

kitap alırdı. Bir gün ablama “Abla beni kütüphaneye götürür müsün?” dedim.

Ablam “Biraz büyü o zaman götüreyim.” dedi. Birkaç defa söyledim yine aynı

yanıt. Neden büyüyünce götürebilirdi ki. Ben de bu soruyu öğretmenime sordum,

“Kütüphaneye sadece büyükler mi gidebiliyor?” dedim. Öğretmenim bana o

zaman hiç unutmayacağım bir söz söyledi: “Kütüphane ne çocuklar için ne de

büyükler içindir. Eğer kitap okumayı seviyorsan ve tabi en önemlisi anlıyorsan

kütüphane o zaman sana açık olur. O zaman büyümüş olursun.” dedi. Ben de bu

sözü gidip ablama söyledim. “Abla ben artık okuduğumu anlıyorum.” dedim. Yine

beni kütüphaneye götürmedi belki ama artık 12 yaşındayım ve kedim hem şehir

hem de hayat kütüphaneme gidebiliyorum…

Elisa ERSÖZ

SEVGİLİ GEZEGENLER,

Ben sizin bildiğiniz sıradan bir çocuğum. Sizi yakından görmeyi çok isterim

fakat sadece uzaya çıkmam ya da teleskopla bakmam gerekir. Ben size hayranım.

Sizin her şeyden farklı ışıldayan renklerinizi görmek isterdim. Bir gün param

olursa uzaya çıkmak ve sizi görmek isterim.

İşte benim hayatım: Babamı iki yaşında iken kaybettim. Annem ile beraber

yaşıyoruz. Hiç de paramız yok. Ama biriktirmeye başladım. Halam, dayım,

amcam, her bayram bana para verirler. Acaba ne zaman sizi görebilirim. Şimdi de

biraz güneş ve yıldızlar hakkında kısa bir bilgi vereceğim;

Güneş seni zaten her gün görüyoruz. Fakat içindeki göz yakan ışınlarından

dolayı sana bakınca gözlerim yanıyor. Senin kokunu içime çeker tüm isteklerimi

karşılarım.

Sevgili Ay, sen parlıyorsun. Her gezegen birbirinden güzel işte son bir şey

söyleyeceğim sizi çok seviyorum. Sevgilerimle…

Zehra ÇAPRAK

BİZ KİMİZ

Uzun boynumla bilinirim,

Dört bacağım var benim ,

Kahverengidir beneklerim,

Acaba ben neyim?

Suda yaşayabilirim,

Farklı türlerim var benim,

Tatlı suda, tuzlu suda yaşayabilirim,

Acaba ben neyim?

Karada, suda yaşayabilirim.

Kimim zararlı kimim zararsız,

Küçükken balık sanmayın beni,

Acaba ben neyim?

Dokuz canım var benim ,

Dört ayak üzerine düşerim,

Yumakları çok severim,

Acaba ben neyim?

Zeynep ERGÜN

ARKADAŞINI DÜZGÜN SEÇ

Bazı arkadaşlar hayatı boyunca hep yanında olurlar senin, ama bazı arkadaş

sandığın insanlar vardır. Senin sadece mutlu olduğun zamanlar yanında olurlar.

Üzgün olduğunda ilk onlar seni terk ederler. Her zaman kendini mutlu hissettiğin

zamanlarda sen onları dost zannedersin fakat arkadaşlarını iyi seçmen gerek çünkü

senin dost zannettiklerin, senin üzgün olduğun zamanlarda seni ilk terk edip giden

oluyorlar. Ben hayatta hep yanlış arkadaşlar seçtim. Dost bildiklerim benden nefret

etti ve gitti. En iyisi hiç arkadaşının dostunun olmaması; çünkü hiçbiri bizim ne

zaman ağlayıp, ne zaman mutlu olduğumuzu bilmez. En iyi arkadaşın kendin ol ki;

seni en kötü zamanında bırakıp gitmesin.

Ecrin BOSTAN

EN GÜZEL MEVSİM

Geldi yine sonbahar,

Okullar bu mevsim başlar,

Sonbahar gelince,

İçimizi neşe kaplar,

Geldi yine sonbahar,

Hazırlandı kışlıklar,

Gelince sonbahar,

Kapandı kapılar.

Geldi yine sonbahar,

Döküldü yapraklar,

Bahar temizliği yapıldı,

Sobalar yakıldı.

Geldi yine sonbahar,

Kalpler hızlı çarpar,

Sobalarda kestaneler,

Afiyetle yenirler.

HiranurDEMİRÖZ

Page 3: Ecrin HER ZAMAN YANINDA...Bir varmı,bir yokmu. Tarla faresi ve köpekvarmıú. Bunlar sürekli kavga ederlermiú. Bir de bahçıvanlarıvarmıú. Bahçıvanonlarıne kadar uyarsa

3

Cemre TUTAR

YEMYEŞİL AĞAÇLAR

Rengi kokusu huzur verir insana,

Herkesin içini ferahlatır,

Çocukları sevindirir,

Yemyeşil ağaçlar

Üstlerinde uçan cik cik kuşlar,

En büyük neşe olur insana,

O ağaçların ormanın ışıltısı parlaklığı,

Bütün hüzünleri unutturur insana.

Ağaçlara bakmak bile yeter,

Bakınca insan neşelenir zaten,

Tek bir ağaç değil de bir sürü olsa,

Ne güzel olur hayat yemyeşil bir dünya ile.

Merve ARSLAN

KIŞ HAZIRLIKLARI

Kış hazırlıklarını biliyor musunuz? Çok

değişiktir. Mesela tarhana kış vakitlerinde çok

içilen çorbadır.

Tarhanayı hiç içmeyen var mı bence yoktur

değil mi? Ben fazla sevmiyorum ama içiyorum

hem sağlıklı hem iç ısıtıcı. Siz sevmiyorsanız bir

kere bile olsa için ya da arkadaşlarınızla buluşup

anneniz yaparsa içebilirsiniz. Bunu unutmayın

hastaysanız her zaman için tek tarhana değil her

çorba güzel. Bir de erişte diye bir makarna var. O

da çok güzel ve yine o da çok sağlıklı. Peyniri

sevmeyenler var ama eriştenin içinde çok güzel

oluyor. Kış hazırlıklarını unutmayın.

Yaşasın kış hazırlıkları, yok olmasın hiçbir

zaman.

Ela Nur ÜNAL

AĞAÇLARIN ÖNEMİ

Ağaçlar can verir toprağa. Nefes verir insanı rahatlatır. Dağlar, ırmaklar,

kuşların cıvıltısı, sincaplar ve yeşillikler hepsi çok güzel. Ama insanlar bunların

kıymetini bilmiyor. Mangal külünü, cam şişeleri, sigara izmaritlerini, doğaya

atıyor ve orada yangın çıkmasına neden oluyorlar. Doğaya zarar veriyor ve doğayı

yok ediyorlar. Hayvanların yuvasını dağıtıyor ve onları yok olma tehlikesiyle karşı

karşıya bırakıyorlar. Siz siz olun doğayı kirletmeyin!

Azra Nur SOMUNCUOĞLU

KÜÇÜK YAVRU KUŞ

Bir gün dışarıda kardeşimle oyun oynuyordum. Ağaçtaki kuş yuvasının

düştüğünü gördüm. İçinde üç tane yavru vardı. Yavrulardan ikisi kendini

kurtarmıştı ama bir tanesinin kanadı kırılmış olduğunu gördüm. Hemen babama

söyledim. Babam geldi, baktı. Kuşu veterinere götürdük. Veteriner kuşun kanadını

sardı. Kuşların annesi yoktu. Biz de onları beslemeye karar verdik. Kuşlara yuva

aldık. Yaralı kuşun ilacını he gün sürüyorduk. Yaralı kuşun kanadı, iyileşmişti.

Artık kuşları salma vakti gelmişti. Babama sordum:- Baba bu yavrular bir daha hiç

gelir mi? diye. Babam eminim ki bir gün gelecektir, dedi ve babamın dediği gibi

oldu. O yavrular geldi ve ben onları besledim. Günler aylar geçti ve o üç yavru

büyüdü, yaşlandı ve öldüler. Ben de onları son yolculuklarına uğurladım. Bundan

sonra da gördüğüm hayvanlara yardım ettim.

Ahmet İLHAN

KORKAK TAVŞAN

Memleketin birinde güzel bir orman

varmış. Ağaçları yeşil, meyveleri çokmuş.

İçinde binlerce hayvan mutlu bir şekilde

yaşarmış. Yalnız içlerinde bir hayvan

mutsuzmuş. Bu korkak tavşanmış, tavşan çok

korkakmış. Yuvasından hiç çıkmazmış. Gece

gündüz bir saldırıya uğrayacağından korkarak

yaşarmış. Uyurken bile korkudan gözleri açık

uyurmuş. Dostları tavşana cesaret vermek

isterlermiş. Ne var korkacak bak biz de

dışarıdayız. Bize bir şey olmuyor, demiş

arkadaşları. En sonunda tavşan demiş ki :

-Ben yiğit biriymişim de haberim yokmuş.

Artık tavşan da avlanmaya başlamış. Hayat

onun düşündüğü gibi korkunç değilmiş.

Ormanda özürce koşmak, zıplamak çok hoşuna

gitmiş. Kendine yeni arkadaşlar edinmiş.

Ömrünün sonuna kadar, ormanda mutlu

yaşamış.

Zeynep OSLU

BENİM KÜÇÜK KARDEŞİM

Elleriydi minicik ,

Ayakları küçücük,

Sürekli ağlar durur,

Benim küçük kardeşim.

Ağzında emzikle,

Altında bezi ile,

Çamur, toprak dinlemez ,

Emekler durur kardeşim.

Akşamları uyumaz,

Yattığı yerde durmaz,

Ağzına alır her şeyi,

Benim tatlı kardeşim.

Zeynep Yarensu YILMAZ

OYUN

Oyun ne de güzel,

Oyundan iyisi yoktur,

Oyunla doldu bahçeler,

Oyundan iyisi yoktur.

Yakar top, futbol ya da seksek,

Bunlardan iyisi nere bulunur,

Çocuklar koşun koşun oyuna,

Oyundan iyisi yoktur.

Bahçemizde oyun,

Okulumuzda oyun,

Dışarıda oyun,

Her yerde oyun.

Ceylin ARSLAN

Rukiyesu DEMİRCİ

Page 4: Ecrin HER ZAMAN YANINDA...Bir varmı,bir yokmu. Tarla faresi ve köpekvarmıú. Bunlar sürekli kavga ederlermiú. Bir de bahçıvanlarıvarmıú. Bahçıvanonlarıne kadar uyarsa

4

İMTİYAZ SAHİBİÖmer PEKER

GENEL YAYIN YÖNETMENİMehtap ÖZLÜ

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜNurcan AKKUŞ PEKTAŞ

OKUL ADRES TELEFONSABİHA ŞAŞMAZ İLKÖĞRETİM KURUMLARI

Esenboğa Mahallesi Fatih Sultan Mehmet Caddesi No:1 PK: 06760 Çubuk/ANKARA 0 312 827 11 68

YAYIN KURULUKübra ASLAN

Seyhan YILMAZGÖRSEL DANIŞMANRabia YILDIZ

Eyşan SOMUNCU

DÖRT İŞLEM

Artıdır benim adım,

Toplamada kullanılırım,

Matematiğin ilk adımıyım,

İşlemleri tamamlarım.

Eksidir benim adım,

Sayıları çıkartırım,

Bir çizgi atın,

Ve beni kullanın.

Eşittir benim adım,

Tüm işlemlerde kullanılırım,

Sayıların olmazsa olmazıyım,

Bir işlem varsa orada ben de varım.

Bölüdür benim adım,

Bölme işlemi yaparım,

İki ise elemanım,

Sonuç sayının yarısıdır.

Çarpıdır benim adım,

Sayıları çarparım,

Kaç ise elemanım,

O sayıyı katlarım.

Seda KÜÇÜK

TARLA FARESİ İLE KÖPEK

Bir varmış, bir yokmuş. Tarla faresi ve köpek varmış. Bunlar sürekli

kavga ederlermiş. Bir de bahçıvanları varmış. Bahçıvan onları ne kadar

uyarsa da onlar yine söz dinlemezlermiş. Bu yüzden bir gün çok kötü

kızmış. Onlar da çok korkmuşlar bundan sonra bir daha kavga

etmemeye söz vermişler. Bir daha da kavga etmemişler, iyi bir dost

olmuşlar.

Sonra bahçıvan bunlardan ayrı bir eve taşınmış ama fare ve köpeğin

de haberi yokmuş. Fare ve köpek bahçıvanı aramaya başlamış. Bir de

onların yardımcıları varmış. Onun adı da Minnoş imiş. Bu Minnoş

onlara çok yardımda bulunurmuş. Bu yüzden onu çok severlermiş. O da

çok mutluymuş. Yine bahçıvanı ararken onlara çok yardım etmiş. Bu

yüzden onu ödüllendirmeye karar vermişler. Ona bir kese dolusu altın

vermeyi düşünüyorlarmış. Ama sonra vazgeçmiş köpek. Ona altın

vermeyelim, demiş. Belki biz ona altını verince kaçarsa, demiş köpek.

Fare de ona uyarak o da vazgeçmiş. Sonra hayır, sakın vazgeçme yoksa

bizi terk eder bence demiş, fare. Sonra Minnoş’a altın vermeye karar

vermişler. Altınlarını biriktirip Minnoş’un yanına gitmişler. Minnoş’la

konuşmuşlar. Sen bize çok yardım ettin, biz de sana bu yardımlarının

karşılığında altın vermeye karar verdik, demişler. Minnoş ise ben bunu

kabul edemem çünkü siz bana zaten yardımlarımın karşılığını beni

severek, bana saygı duyarak veriyorsunuz bu yüzden bu altınları kabul

edemem, demiş. Köpek ile farenin ısrarlarına rağmen Minnoş o altınları

almamakta kararlıymış ve öyle de yapmış. Köpek ile fare bu altınları ne

yapsak diye düşünürken yeni bir ev alalım, demişler. Zaten evleri de

artık eskimişti. Kısa süre içinde yeni bir ev bulmuşlar ve eşyalarını

toplamaya başlamışlar. Her zaman olduğu gibi Minnoş yine çok yardım

etmiş. Ev aldıkları altınların birazı artmıştı. O altınlarla da Minnoş için

bir şeyler yapmaya karar vermişler. Ne yapsak diye düşünürken

akıllarına Minnoş’ a yeni kıyafetler almaya karar vermişler. Yeni

kıyafetler almak için Minnoş’ u ikna edip alışverişe çıkmışlar.

Yeni kıyafetler aldıktan sonra Minnoş, köpek ile fareye çok teşekkür

etmiş. Minnoş bundan çok kısa bir süre sonra ölmüş. Köpek ve fare çok

üzülmüş. Minnoş ile yaşadıkları güzel anıları akıllarına getirerek

acılarını dindirmeye çalışmışlar.

Zeynep OSLU

MERYEM VE MOLİ

Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Adı Meryem’miş. Meryem ailenin tek

çocuğuymuş. Annesi ile babası tek çocukları olduğu için onun her

istediklerini yaparmış.

Bir gün Meryem’in arkadaşının köpeği varmış. Meryem de köpeği çok

sevmiş. Eve gidince de annesine ben bir köpek istiyorum, demiş. Annesi

kıramamış hemen barınağa gidip oradaki köpeklere bakmış. Sonra çok tatlı

küçük bir köpek varmış. Köpek korkak ve masum duruyormuş. Meryem

köpeğe biraz baktıktan sonra ben bunu almak istiyorum, demiş. Annesi emin

misin? Bu çok korkak demiş. Meryem de eminim bunu alalım, demiş.

Köpeği alıp eve gitmişler. Köpek biraz korkuyormuş. Sürekli Meryem ‘ in

yatağının altına giriyormuş ama Meryem ona sevgi dolu sözler söylediğini

duyunca biraz kafasını çıkartmış. Meryem elini uzatınca köpek biraz ürkmüş

ama şansını denemek için geri çekilmemiş. Meryem, parmaklarını tüylerinin

arasında gezdirince çok rahatlamış. Meryem’ e güvenebileceğimi anlamış.

Dışarı çıkmış. Meryem köpeğin adını Moli koymuş. Moli ve Meryem

beraber kırlarda dolaşmışlar, oyun oynamışlar beraber büyümüşler.

En sonunda Meryem 17 yaşına girmiş. Moli de epey büyümüş. Moli ile

Meryem de beraber parkta yürürken hasta bir köpeğin yanından geçmişler.

Eve dönünce Moli hasta olmuş. Günler geçmiş ama iyileşmemiş. En

sonunda Moli ölmüş. Meryem, günler boyu üzülmüş. Hep anılarını

hatırlayıp onu yaşatmış.

Aysu BÖLÜK

Dergimizin yayınlanması için katkıda bulunan Esenboğa Sosyal Yardımlaşma Eğitim Ve Kültür Derneği’ ne teşekkür ederiz.