epistemik cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle...

42

Upload: others

Post on 20-May-2020

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle
Page 2: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle
Page 3: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Epistemik Cemaat

Page 4: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Epistemik Cemaat/Bir Bilim Sosyolojisi DenemesiHüsamettin Arslan

Bu kitab›n yay›n haklar› mahfuzdur ve Paradigma Yay›nc›l›k’a aittir; hiçbirbölümü yay›nc›n›n izni olmaks›z›n fotokopi ve kompüter dahil hiçbir elektro-nik ya da mekanik araçla yeniden üretilemez, ço¤alt›lamaz ve yay›nlanamaz.

4. Bask›, Paradigma, ‹stanbul, Mart 2015

Dizgi-MizanpajHülya Aflk›n-Bilen

KapakMinyatür

Bask›Bahri Mutlu Matbaas›Davutpafla Cad. Güven San. Sitesi C Blok No: 256Topkap›-Zeytinburnu/‹stanbulSertifika No: 18569

ISBN: 978-975-7819-00-X

Paradigma Doktora Tezleri Serisi: 11. Bilgi Sosyolojisi; 2. Bilim Sosyolojisi; 3. Türk Modernleflmesi; 4. Türkiye’de Din ve Bilim; 5. Dil; 6. Bilgi; 7. Bilim; 8. Entelektüeller.

PARAD‹GMA YAYINCILIKAlemdar Mah. Ticarethane Sok. Üçp›nar Han› No: 21/1 – 34110Ca¤alo¤lu/‹STANBULTel: (0 212) 528 19 28Faks: (0 212) 526 81 52www. [email protected]

Page 5: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Epistemik CemaatBir Bilim Sosyolojisi Denemesi

Hüsamettin ARSLAN

‹stanbul 2015

Page 6: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle
Page 7: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

‹çindekiler

Teflekkür . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . IX

‹kinci Bask›ya Önsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XI

Önsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .XXV

Girifl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1

1. Bilim Sosyolojisine Giden Yol . . . . . . . . . . . . . . . . . 15

1.1. Bilginin Varolufl Temeli . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 161.2. Dil ve Kategoriler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 311.3. Bilgi Sosyolojisi ve Do¤a Bilimleri . . . . . . . . . . . 52

2. Epistemik Cemaat (Bilimsel Bilginin Sosyolojisi) 712.1. Bilimsel Epistemik Cemaat . . . . . . . . . . . . . . . . . . 772.2. Normlar Cemaati Olarak Bilimsel Epistemik

Cemaat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 962.3. Lingüistik Cemaat Olarak Bilimsel Epistemik

Cemaat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1002.4. Dogmalar Cemaati Olarak Bilimsel Epistemik

Cemaat . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1062.5. Bilimsel E¤itim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1102.6. Z›mnî Bilgi (Tacit Knowledge) . . . . . . . . . . . . . . . 1172.7. Epistemik Monopol . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 121

3. Sonuç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 157

Bibliyografya . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 179

Dizin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 197

Page 8: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle
Page 9: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Teflekkür

Bu kitap ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyo-loji Bölümü’nde 3 Ekim 1991 tarihinde Prof. Dr. Bay-

kan SEZER, Doç. Dr. Ümit Meriç YAZAN ve Mimar SinanÜniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Naci SOY-KAN’dan oluflan doktora jürisine sundu¤um ve kitap ha-linde yay›nlarken sadece önsözünü de¤ifltirdi¤im doktoratezimdir. Burada, tez çal›flmam s›ras›nda ilk müsveddele-rimi okuyarak bana de¤erli ikazlarda bulundu¤u ve çal›fl-mam› teflvik etti¤i için say›n SEZER’e teflekkür ederim. Tezçal›flmam› say›n Ümit Meriç YAZAN yönetti. Dört buçuky›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle bana rahatça çal›flabilece¤im bir “düflünce özgürlü-¤ü” ortam› sa¤lad›. Bu yüzden, onunla çal›fl›rken kendimihep “talihli” bir ö¤renci sayd›m. Bu kitaba o vesile olmufl-tur ve bütün bunlar için kendilerine minnettar›m. Jürimdeyer alan ve asl›nda bir “felsefeci” olan say›n Ö. N. SOY-KAN tez savunmam s›ras›nda de¤erlendiremedi¤im tavsi-yelerde bulundu; bu tavsiyeleri ve yapt›¤› de¤erlendirme-

Page 10: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

yi hiçbir zaman unutmayaca¤›m. Yine bölümdeki hocala-r›mdan Doç. Dr. Korkut TUNA’ya ve ö¤rencili¤im boyun-ca bana gösterdi¤i özel ilgiden dolay› Doç. dr. MahmutARSLAN’a çok teflekkür ederim.

Afla¤›da adlar›n› s›ralayaca¤›m insanlar olmasayd›, butezi veya kitab› haz›rlad›¤›m çal›flma süreci cehenneme dö-nüflebilirdi. Bu sebeple Zehra ve Muammer ARSLAN’aNesrin ve fiükrü KARACA’ya, Fatma Âdile ve Sait BA-fiER’e, Yusuf ÖZARSLAN’a, Ayflegül ve Can ‹K‹ZLER’e,Ifl›n ve Erkan MUMCU’ya, Tunç Hakan ÖZER’e Ayflegülve Ali TOPUZ’a, Atilla AKAR’a, Mustafa KUTLU’ya, çokteflekkür ederim. Ayr›ca çal›flmamdaki eme¤inden dolay›Necla ARI’ya, gösterdi¤i tolerans ve anlay›fltan müthifl fle-kilde etkilendi¤im ev sahibem Leyla U⁄URLU’ya minnet-tar›m. Bu insanlar, benim için “kara gün” dostlar›d›r; dörtbuçuk y›ll›k uzun bir süre boyunca bana maddi ve manevidestek sa¤lad›lar ve entellektüel kaprislerime katland›lar.Bu çal›flma benim oldu¤u kadar onlar›n da eseridir.

X • Epistemik Cemaat

Page 11: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

‹kinci Bask›ya Önsöz Yerine

Ifl›k Neredeyse Gölge de Oradad›r

Elinizdeki metin doktora tezim ve yay›nlanm›fl ilk ve tekkitab›m. Onbefl y›l sonra onu tekrar yay›nl›yorum.

Noktalama iflaretleri ve bir kaç mini fley d›fl›nda hiçbir de-¤ifliklik yapmad›m. “Tez” olarak yaz›lm›fl metinler de¤iflti-rilmemelidir. Sosyal bilimlerde, klasik fikirler ve kitaplard›fl›nda, fikirlerin ve kitaplar›n ömrü çok k›sad›r. Türki-ye’nin flartlar›n›, “Türkiye’de bilimi,” metnin içerdi¤i tezive fikirleri dikkate alarak, ikinci bir bask›y› haketti¤ini dü-flünüyorum. Epistemik Cemaat bence gündemini koruyor;çünkü at›fta bulundu¤u kontekst de¤iflmedi. Ayr›ca, biraz“ukalaca”da olsa, belirtmeliyim, ülkemizdeki üniversiteler-de yap›lm›fl ve kaleme al›nm›fl doktora tezleri dikkate al›-narak “tezli tezler” kategorisine rahatl›kla yerlefltirilebilir.

Üniversitelerimizde revaçta olan fley “tezsiz tezler”yazmakt›r. E¤er bir tezin içinde tezi yazan›n kendisi yoksao tez “tezsiz tez”dir; befl para etmez. Araflt›rmac›n›n tezin-de kendisi yoksa “tezi” de yoktur. Bir tezde tezi yazan›n

Page 12: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

kendisi yeralm›yorsa, bahis konusu tez hangi anlamda okiflinin tezi olabilir! Tezler problemlerin formülasyonlar›-d›r ve bir problemi formüle ederek teze dönüfltürmek ger-çekten zordur. E¤er bir tezin sat›r aralar›nda, birikimi, ön-yarg›lar›, dünya görüflü, de¤erleri, gelecek projeksiyonlar›,kendi disiplinine yönelik kabülleriyle birlikte yazar›n›nkendisini göremiyorsan›z, o tez “tez” de¤ildir. Fakat Tür-kiye’de akademik hayat “objektivizm” mitinden musda-riptir ve herkes sizden “objektif” bir tez yazman›z› bekler.Objektif tez, içinde yazar›n›n yer almad›¤› tezdir; çünküe¤er yazar metninde yeral›yorsa, dogma böyle ifller, tez“sübjektif” olacak ve “bilimsel” hiçbir de¤eri olmayacakt›r.Elinizdeki metnin, sahiden varsa, erdemi, yazar›n›n met-nin içinde yer al›yor olmas›d›r ya da elinizdeki metnin er-demlerinden biri budur.

Doktoram s›ras›nda, ilgili hocalar›ma ve di¤er muha-taplar›ma “bilim sosyolojisi” alan›nda çal›flmak istedi¤imisöyledi¤imde, bana “bilim sosyolojisi” diye bir alan olma-d›¤›n› söyleyerek karfl› ç›kt›lar. Türkiye’deki sosyoloji bö-lümlerinde “bilgi sosyolojisi” ad› alt›nda bir alt disiplinvard›, fakat bilim sosyolojisi yoktu ve bu bak›mdan hakl›y-d›lar. Ayr›ca, klasik sosyoloji gelene¤ini çok iyi biliyorlar-d›, ancak 1960’l› y›llardan sonra Bat› sosyolojilerindeki ge-liflmelerden haberleri yoktu. Buna, e¤itimleri s›ras›nda iç-sellefltirdikleri bir sosyoloji anlay›fl› da efllik ediyordu: kla-sik sosyoloji egemen pozitivist söylemin etkisiyle dini,folklorik, mitik vb. bilgi türlerinin sosyolojisinin yap›labi-lece¤ini, fakat bilimsel bilginin sosyolojisinin yap›lamaya-ca¤›n› söylemifl ve hem bilimi hem de bilimsel bilgiyi sos-yolojik incelemenin ve elefltirinin kapsam› d›fl›nda tutmufl-tu. Bu anlay›fla göre bilim objektif, evrensel ve nötrdü;nötr, objektif, evrensel ve dolay›s›yla “kesin” bilginin sos-yolojisi yap›lamazd›. Bilimsel bilgi bu özelikleri dolay›s›y-

XII • Epistemik Cemaat

Page 13: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

la zaten toplumdan, toplumun kütüründen, tarihinden,sosyal yap›lar›ndan, sosyal iliflkilerden ba¤›ms›zd› ve sos-yolojisi de yap›lamazd›. Bilimsel bilgi elefltiriden muaf tu-tulmal›yd›. (Günümüz dünyas›nda dinler bile kendileriiçin böyle bir talepte bulunmuyor, dinler için bile böyle birtalepte bulunulmuyor!) “‹ki kere iki dörttü” ve bunun to-pumla nas›l bir iliflkisi olabilirdi! Bilim “olgulara” dayan›-yordu ve olgular›n nas›l toplumla iliflkisi olabilirdi! Hoca-lar›m›n tez önerime karfl› ç›kmalar›n› anlayabiliyordum.Direndim. Bu yüzden, elinizdeki metnin her ayr›nt›s› birbak›ma, tezimin muhataplar›na, 1960’l› y›llardan bu yanaBat› sosyolojisinde bilimi ve bilimsel bilgiyi sosyolojikelefltirinin oda¤›na alan bir sosyoloji disiplininin varoldu-¤una ikna etme çabam› yans›t›r. Onbefl y›l sonra art›k böy-le bir sorun yok; standart ders kitaplar› olmasa da, modernsosyolojide bilim sosyolojisinin hiçbir flekilde ihmal edil-memesi gereken önemli bir yeri var. Bugün art›k, okuna-rak, incelenerek tüketilmesi neredeyse imkâns›z bir “bi-limsel bilginin sosyolojisi,” bir “bilim sosyolojisi” külliyat›var. Bilmedi¤imiz fleyleri yok sayamay›z; bilmedi¤i fleyikendisi bilmedi¤i için yok sayan kifli önyarg›lar›n›n kurba-n›d›r. Bilmedi¤imiz fleyler biz bilmiyoruz diye yok de¤il-dir; sadece onlar› bilmiyoruzdur ve sadece bilmiyoruzdur.

Bugün, tez haz›rlama sürecimde karfl› karfl›ya kald›-¤›m tepkileri çok daha “normal” buluyorum. Her metninmisyonu, aç›k ya da z›mnî müstakbel muhataplar›n› iknaetmektir. Bu yüzden bilimsel metinler dahil her metin re-toriktir. Bilim, retorik bir faliyettir ve baflka fleyler yan›ndaretori¤e de dayan›r. Tezler, müstakbel muhataplar›n› (da-n›flman, meslektafllar, muhtemel jüriler ve yay›nlanacaksaokuyucular) ikna etmelidir. Hiçbir yazar müstakbel muha-taplar›n› dikkate almaks›z›n tek sat›r yazamaz; yegânemuhatab›n›n kendisi oldu¤u durumlarda bile.

Önsöz Yerine • XIII

Page 14: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Aradan onbefl y›l gibi uzun say›labilecek bir zamangeçti; bu onbefl y›l zarf›nda, elinizdeki metni yazarken bil-medi¤im çok fley okudum; bu tezi yazarken sadece ad›n›duydu¤um düflünürleri, hatta ad›n› bile duymad›¤›m dü-flünce geleneklerini ve bu düflünce gelenekleri hakk›ndakimetinleri okudum. ‹pucu vermek isterim. Bu kitab› yazar-ken K›ta Avrupas› düflünce gelene¤ini, Nietzsche’yi, Hus-serl’i, Heidegger’i, Gadamer’i, Foucault’yu, bilim felsefesi,tarihi ve sosyolojisi alan›ndaki çok say›da yaklafl›m› ve bu-rada ad›n› belirtmeyi gerekli görmedi¤im birçok düflünürübilmiyordum. Çok daha önemlisi, “ö¤rencisi” oldu¤umBat› düflünce gelenekleri konusunda, bu gelenekleri anla-mam› kolaylaflt›racak bir “entelektüel çerçeve”den mah-rumdum. Bugün onbefl sene öncekinden çok daha geniflbir entelekttüel çerçevem var. Bunu, daha fazla bilginindaha fazla “cehalet” oldu¤unu bile bile söylüyorum. Bu-gün nispeten çok daha iyi durumday›m ve ayn› flekildeçok daha cahilim. Dolay›s›yla, Epistemik Cemaat’i flimdiyazsayd›m, temel entelektüel duruflunu de¤ifltirecek ölçü-de olmasa bile, çok farkl› yazard›m. Sözün gelifli, ad›n›“epistemik cemaat” de¤il, “yorum cemaatleri” koyard›m.

Fakat herhalde onu yazarken kulland›¤›m üslubu de-¤ifltiremezdim. “Üslubumuz kiflili¤imizdir” ve hiç kimse-nin üslubunu de¤ifltirme lüksü yoktur. Üslubumuz iç dün-yam›z›n cisimleflmesidir; insan›n d›fl dünyas›n› de¤ifltirmelüksü vard›r, ama iç dünyas›n› de¤ifltirme, planlayarakrasyonel flekilde düzenleme lüksü yoktur. Üslubum kes-kin, aforizmatik, ukâla ve dolay›s›yla rahats›z edici. For-mun keskinli¤i, zorunlu olarak içeri¤in kesinli¤ini do¤ur-maz. Okflayan bir üslupla da “kesinlik” imas›nda bulunu-labilir. Aforizma, “dogma”ya karfl› dogmatiktir, ‘dogma”de¤il. Ayn› flekilde, keskin bir üslupla “belirsiz” bir içerikde dile getirilebilir. Aforizmay› seviyorum; hepsi bundan

XIV • Epistemik Cemaat

Page 15: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

ibaret. Yazma tarz›m, i¤ne, f›rça kullanan bir üslup de¤il,çekiç kullanan bir üslup; i¤nelemiyor, tuval üzerinde yu-muflak darbelerle dolaflm›yor, çekiçliyor. ‹¤ne de¤il, f›rçade¤il, balta ya da k›l›ç de¤il, çekiç. Miniçekiç. Yazmak çe-kiçlemektir. Üslubum, rahats›z edici ölçüde protest; kiflili-¤im gibi. Yukardakilere “k›zg›n,” afla¤›dakilere müflfik.Hiç flüphesiz ben de baflka herkes gibi, tercihim olmayanbir kontekstte do¤dum ve yetifltim. Kontekst, içerik ve üs-lup metinle, metinde tecessüm eder. Yazar›n bireysel tari-hini, metninin içeri¤inden oldu¤u kadar üslubundan daokumak mümkündür.

fiimdi yazsayd›m, metnimin ad›n› “yorum cemaatleri”koyard›m; “epistemik cemaat” terimi “epistemik” kavra-m›ndan dolay› fazla Anglo-Sakson! Türkiye’de “resmî”müfredat programlar› gere¤inden fazla Anglo-Saksondur;böyle bir e¤itimin ürünüydüm ve tezi kaleme ald›¤›m y›l-larda ben de fazla Anglo-Saksondum. Bugün bir baflka Ba-t›l› gelene¤i, K›ta-Avrupas› gelene¤ini, Anglo-Sakson gele-ne¤in önemini ihmal etmeksizin tercih ediyorum. Okumakakmakt›r; akmak de¤iflmek. Hiçbir yazar eskiden yazd›¤›kitaplar› yeniden yazma lüksüne sahip de¤ildir. Ben deöyle. Fakat metnimi onbefl y›l sonra genel, k›sa bir de¤er-lendirmeye tâbi tutabilirim. Onbefl y›l sonra metnim hak-k›nda ne düflünüyorum? Yazar›n kendi kendisini kavray›fl›dahil her anlama bir eksik ya da yanl›fl anlamad›r. Yine de,onbefl y›l sonra metnimin “yanl›fl” anlafl›lmas›n› önleyecekne söyleyebilirim? Yazar›n yanl›fl anlafl›lmalar›n› önlemelüksü var m›d›r? Kendi kendimi kavray›fl›m›n ve anlamatarz›m›n, metnimin nihaî yorumu olabilece¤ini imâ etmelüksüm var m›d›r? Hiçbir yazar›n böyle bir lüksü olamaz.Nihaî anlama yoktur. Bir yazar›, onun kendisini anlad›¤›n-dan çok daha iyi anlayan baflka yazarlar ç›kabilir. Yorumudaha do¤ru, daha önemli ve anlaml› k›lan fley, entelektüel

Önsöz Yerine • XV

Page 16: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

okurunun anlama ve yorumlama kontekstidir. “‹lk söz ya-zar›n, son söz okuyucunundur” der Nietzsche. Demekoluyor ki, okuyucusu (yazar› de¤il) olarak, burada metnimiçin yapabilece¤im en iyi fley, ona, onbefl y›l sonran›n kon-tekstinden bakmak. Yorumlamak, söylenenden söylenme-yeni ç›karmakt›r. Burada yapabilece¤im en iyi fley, onbefly›l önce söylediklerimden yola ç›karak, söylemediklerimveya söyleyemediklerim konusunda ipuçlar› vermek ola-bilir.

Elinizdeki metin en iyi, karfl› ç›kt›¤› bak›fl aç›s› ve en-telektüel konum bilindi¤inde anlafl›labilir. Epistemik Cema-at’in sat›r aralar›ndan, Türkiye’deki egemen bilime bak›flaç›s›n›n veya egemen bilim ideolojisinin ya da daha an-laml› bir söyleyiflle “ortodoksi”nin elefltirisi oldu¤u kolay-ca anlafl›labilir. O bilimin ve bilimsel düflüncenin de¤il, bi-lim ve bilimsel düflünceyle ilgili bir ortodoksinin, bir “bi-limsel” ideolojinin, literatüre baflvurmak gerekirse Ayd›n-lanma gelene¤inin, “bilimizmin” (scientism), pozitivizmin,Türkiye’de müfredat programlar›na ve devletin resmî ide-olojisine içeri¤ini arma¤an eden bir bilim anlay›fl›n›n elefl-tirisidir. Elinizdeki metin bilime de¤il, onun egemen kav-ran›fl biçimine; bilime de¤il, bilimle ilgili egemen bilimideolojisine muhaliftir.

Bu ortodoksi formuna göre, bilim akla, deneye vegözleme, din inanca dayan›r; mit ve din insan›n korkula-r›nda temellenir. Mit, din ve metafizik pozitif-negatif ska-las›nda negatif (—), teknoloji ve bilim pozitiftir (+). Poziti-vizm versus Negativizm. Negativizm reddedilmelidir. Bil-me cesareti göster, çünkü insan akl›n›n bilemeyece¤i hiçbirfley yoktur. (Tanr›’n›n ya da tanr›lar›n öfkesini üzerine çe-kecek bir anlay›fl!) Bu ortodoksi formunun müttefiki tek-nolojik determinizmdir. Bilimle ilgili ortodoksi, daha kufla-

XVI • Epistemik Cemaat

Page 17: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

t›c› formülasyonuyla tekno-bilimizmdir (technologism+scientism). Tekno-bilim ça¤›nda yafl›yoruz. Bu ça¤›n sosyalaktörleri yurttafllar, bilim adamlar›, mühendisler ve uz-manlar. Bu ortodoksinin, bir tekno-teoloji, bir bilimsel-te-oloji oldu¤u kuflku götürmez. Bu tekno-bilimist teolojiyegöre bilim objektif, de¤erlerden-ba¤›ms›z ve uzmanlar›nkeflfetti¤i birfleydir; teknoloji teknik makinalar›n ve süreç-lerin do¤alar›n›n ürünüdür. Politik alan ve iktidar alan› ilebilimsel-teknik alan birbirinden ba¤›ms›z alanlard›r. ‹nsanve toplum hayat› tekno-bilime göre dizayn edilmelidir. Bi-limsel ve teknolojik geliflme lineer bir süreçtir. Pozitiviz-min John Stuart Mill ve Auguste Comte’dan Viyana Ekolüpozitivistlerine uzanan evriminde flu düflünce varl›¤›n› ko-rur: bilimin birli¤i (unity of science). Bu ortodoks ütopya-ya göre, insan bilimleri dahil bütün bilimlerin temelindematematik+mant›k, yani matematiksel mant›k vard›r vebu temelde bilim üniterlefltirilmelidir: “e¤er matemati¤indiliyle ifade edemiyorsan›z, bilim de yapm›yorsunuz de-mektir.” Bilimin garantörü, bilimsel yöntemdir; bu yöntemrasyonalizmle empirizmin sentezinde cisimleflir. Yaln›zcabilimin ve bilimadam›n›n hakikatine bel ba¤lanmal›d›r;bunun d›fl›ndaki her bilgi ideoloji, hurafe, gelenek ve din-dir. Bilim ve teknoloji toplumu belirler ve bunun tersi yan-l›flt›r. Vs. vs. Ve bu ortodoksinin tecessüm etti¤i kurum, buortodoksinin ikamet etti¤i “site” öncelikle üniversite vee¤itim kurumlar›d›r. Ayd›nlanma’n›n vurgusunu yapt›¤›“ayd›nlanma”n›n ya da “›fl›¤›n” kayna¤› büyük harflerleAk›l ve Bilim’dir.

Fakat bugün art›k biliyoruz ki, “›fl›k neredeyse gölge(karanl›k) de oradad›r.” Kendi kontekstinde her ça¤›n bir“ayd›nlanma”s› vard›r. Orataça¤’da ayd›nlaman›n ve ›fl›-¤›n kayna¤› Tanr›’yd›. Tanr›’n›n ›fl›¤› bile gölgeler ve ka-ranl›klar yarat›r: din savafllar›, engizisyon ve veba. Ayn›

Önsöz Yerine • XVII

Page 18: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

flekilde ›fl›k kaynaklar› olarak Ak›l ve Bilim de kendi göl-gelerini yaratm›flt›r: ‹ki dünya savafl›, Hiroflima ve Naga-zaki, Auschwitz ve Gulag, kanser ve AIDS, çevre kirlili¤ive gayet tabii açl›k. Ifl›k neredeyse gölge de oradad›r veher ça¤›n kendi kontekstinde ayd›nl›k ve karanl›k taraflar›vard›r. Ortaça¤›n bütünüyle “karanl›k” bir ça¤ oldu¤u fik-ri modernlerin kendini be¤enmiflli¤i, önyarg›s› ve hurafe-sidir. Uzak bir gelecekte çocuklar›m›z bir gün, modern ça-¤›m›z› toptan “karanl›k” bir ça¤ olarak görürlerse bu dahiç kuflkusuz onlar›n kendini be¤enmifllikleri, önyarg›lar›ve hurafeleri olacakt›r. Kald› ki, hurafesiz toplum müm-kün de¤ildir. Hurafeleri olmayan toplum hastad›r.

Bu kitab› flimdi yaz›yor olsayd›m, ad›n› “yorum cema-atleri” koyard›m. “Epistemik Cemaat” “homojoniteyi” ça¤-r›flt›r›yor. Oysa bu kitab› onbefl y›l önce kaleme al›rkenaç›kça dile getirmemifl olsam da, bir sosyal yap› olarak“cemaat”in tekil, yekpare ve homojen olmad›¤›n›n fark›n-dayd›m. T›pk› toplum gibi, cemaatler de tekil de¤il ço¤ul,tek renk kumafltan imal edilmifl bohçalar de¤il, farkl› renk-lerde kumafllardan imal edilmifl bohçalard›r. Bu kitaptagenel bir adland›rmayla iki ana cemaat oldu¤unu söylü-yorsam da, bu cemaatler homojen, birörnek cemaatler de-¤ildir. Cemaatler kendi temel önkabullerini, genel vaziyetal›fllar›n› ve normlar›n› paylaflan, ancak bir çok konudafarkl›l›klar sergileyen alt-cemaatlerden oluflurlar. Cemaat-lerin içinde cemaatler, onlar›n içinde daha mini cemaatler,mini cemaatlerin de içinde çok çok daha mini cemaatlervard›r.

Yine burada belirtmem gereken fleylerden biri, kitab›-m›n onbefl y›l önce yay›nland›¤›nda, “cemaat” teriminikulland›¤›m için, neredeyse aforoz edilmifl olmas›d›r. Ce-maat terimini kulland›¤›m için metnim “modern” yobazla-

XVIII • Epistemik Cemaat

Page 19: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

r›n h›flm›na u¤rad›. ‹flin asl› flundan ibarettir: “cemaat” te-rimi ‹ngilizcedeki “community” teriminin karfl›l›¤›d›r. Ce-maat “topluluk” de¤ildir. “Topluluk” terimi cemaatin ça¤-r›fl›mlar›na sahip de¤ildir. “Topluluk” gere¤inden fazlakuru, dolay›s›yla anlam aç›s›ndan gere¤inden fazla yüzey-sel ve yoksuldur. Cemaat “camia” da de¤ildir. Bir zaman-lar›n sosyolojisinde bir yasaym›flças›na kabul gördü¤üüzere, toplumlar›n “cemaatten” “cemiyete” do¤ru evrildi-¤i ve de¤iflti¤i tezi, bugün art›k savunulabilir bir tez de¤il-dir. Bu tez, tam bir Ayd›nlanmac› ortodoksi formudur;“ilerleme” kavram›nda ve “ak›l” ile gelenek” aras›nda ku-rulan karfl›tl›kta temellenir. Bu karfl›tl›k formuna göre, ak›lgelene¤in tersidir; cemaat “gelenek,” cemiyet “ak›l”d›r; ce-maat de t›pk› gelenek gibi irrasyoneldir. Gelenek ve dola-y›s›yla cemaat formu reddedilmelidir. Bu ortodoksi formu,art›k savunulabilir de¤ildir. Gelene¤in bu reddi de art›kbir gelene¤e dönüflmüfltür. Reddetti¤i geleneklerden fark›,gelene¤i reddeden bir gelenek olmas›d›r. Gelene¤in reddibile bir gelene¤e dayan›yor olmal›d›r.

Dünün toplumlar› “geleneksel” cemaatleri bar›nd›r›-yorlard›, bugünün toplumlar› “modern” cemaatleri bar›n-d›r›yorlar. Modernleflmenin sergiledi¤i de¤iflme istikameti,cemaatten cemiyete, cemaat yap›s›ndan cemiyet yap›s›nado¤ru de¤il, cemaatten cemaate do¤rudur. Cemiyet (top-lum) neredeyse cemaat (topluluk) orada, cemaat neredey-se cemiyet de oradad›r. Ve bu kitapta savunuldu¤u üzere,“modern epistemik cemaat” ortaça¤›n cemaatleri ne kadar“cemaatse” o kadar cemaattir. Cemaat terimini kulland›m,çünkü, bilimadamlar› toplumunun, kelimenin bütün an-lamlar›nda, bir “cemaat” yap›s› sergiledi¤ini söylemek isti-yordum. Üstelik bunu ilk söyleyen kifli de de¤ildim. Bat›l›sosyal bilimciler bunu zaten söylemifllerdi ve yapt›¤›m tekfley bunu Türkçe sosyal bilimler literatürüne tafl›makt›. Bi-

Önsöz Yerine • XIX

Page 20: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

lim tam da böyle bir cemaat yap›s› sergiledi¤i için günü-müzün egemen ve belirleyici kurumlar›ndan biridir vebunda bilim ve modernlik ad›na üzüntü yaratacak hiçbirfley yoktur.

Elinizdeki metinde Türkiye’de topluma fizyonomisiniarma¤an eden temel çat›flman›n klasik epistemik cemaat,bugünkü tercihlerimle klasik yorum cemaati ile modern yada bilimsel epistemik cemaat, yine bugünkü tercihlerimlemodern yorum cemaati aras›ndaki çat›flma oldu¤unu önesürdüm. Bugün de ayn› fikri savunuyorum. Her toplumiçin bir çat›flmalar hiyerarflisi formu öne sürmek mümkün-dür. Türkiye’deki çat›flmalar hiyerarflinin zirvesinde sözü-nü etti¤im iki cemaat aras›ndaki çat›flma vard›r. Bu öner-me ayn› zamanda toplumumuzu “temelde” s›n›f çat›flma-s›yla, etnik çat›flmayla aç›klayan tezlerin de reddidir. Top-lum için bir çat›flmalar hiyerarflisi tespitinde bulunmak, birönem hiyerarflisi, bir belirleyici unsurlar hiyerarflisi tespi-tinde bulunmakt›r. Türk toplumu için baflka çat›flma form-lar› da tespit edilebilir; benim fikrim, her ne olursa olsun,di¤er çat›flma formlar›n›n çat›flmalar hiyerarflisinde alt ba-samaklarda kald›klar› ve “temel belirleyici faktör” olma-d›klar›d›r. Sözünü etti¤im “temel” çat›flma formu, farkl›flekillerde dile getirilebilir ve “geleneklerin çat›flmas›” diyede ifade edilebilir. Baflka hiçbir kavram cemaat kavram›nagelenek kavram› kadar yak›n de¤ildir ve sözkonusu çat›fl-maya iki ana gelenek aras›ndaki çat›flma olarak da bak›la-bilir. Keza bu çat›flma, Nietzscheci bir yaklafl›mla, her ça-t›flman›n iktidar çat›flmas› oldu¤u gözönünde bulunduru-lursa, bir iktidar çat›flmas› olarak da görülebilir. Elinizdekimetni flimdi yazm›fl olsayd›m, “iktidar” kavram›n› ›srarlavurgulard›m. Elinizdeki metin, “iktidar” kavram›na yervermemesi ölçüsünde eksiktir, fakat ne talihlidir ki, bu ek-siklik temel tezini de¤ifltirmiyor. Türkiye’de modernleflme

XX • Epistemik Cemaat

Page 21: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

sürecine karakterini arma¤an eden fley bu çat›flmad›r. Tür-kiye’de toplumun karakteri bu çat›flman›n rahminde flekil-lenecektir.

“Çat›flma” kavram› metnimin ve entelektüel konumu-mun daha iyi anlafl›labilmesinin de anahtar›d›r. Toplumu,sosyal olaylar› ve dönüflümleri “çat›flma” kavram›ndanhareketle yorumlamak, genelde her toplumu motive edenfaktörün çat›flma oldu¤u önkabulüne bel ba¤lamakt›r. BuHeraklitosçu vaziyet al›fl, savafltan ekonomik rekabete vespor müsabakas›na uzanan bir skalada farkl› çat›flmaformlar›na imada bulunur. Sosyal teorisyenler uzun süre-dir, toplumu toplum yapan fleyin hem çat›flma hem dedenge (düzen) oldu¤unda hemfikirdir; buna göre, çat›flmave denge madeni bir paran›n iki yüzü gibidir ve birbirinitamamlar. Epistemik Cemaat’de bu temel fikri reddetmiyor,fakat çat›flma ile denge aras›nda bir önem hiyerarflisi kur-duktan sonra “çat›flma” kavram›n›n alt›n› çizerek vurgulu-yorum. Çünkü “denge” kavram›n›n tarihsel de¤iflim sü-reçlerini aç›klayamamak gibi bir kusuru vard›r. Toplum veinsan hayat› sözkonusu oldu¤unda, “çat›flma” daha iyi biryorum ve aç›klama anahtar›d›r. Sosyal problemler “çat›fl-ma”dan do¤arlar. Sosyal çat›flmalar›n olmad›¤› yerde sos-yal problemler de yoktur. Sosyal bilimci sosyal problemle-re yönelmelidir. Vs. vs.

Kald› ki, elinizdeki metinde de görülece¤i üzere, bi-limsel faaliyeti motive eden temel faktör de çat›flmad›r vebu çat›flma formu elinizeki metinde “bilimsel ihtilaf” kav-ram›yla dillendirilmifltir. Kavram›n bilim sosyolojisindekimucidi olmad›¤›m› itiraf etmeliyim. ‹htilaf “sosyal” bir fe-nomendir; en az iki kifliyi, iki grubu, iki taraf› gerektirir.‹htilaf, insan›n kendi kendisiyle ihtilafa düfltü¤ü yerde bile“sosyal”dir. Problemler ihtilaflardan do¤ar. Demek oluyor

Önsöz Yerine • XXI

Page 22: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

ki, ihtilaflardan do¤duklar› için, problemler de “sos-yal”dir. Her problem “sosyal” bir fenomendir. Problemlersosyal fenomenlerdir. Do¤a bilimadam›na haz›r problem-ler sunmaz. Do¤adaki problemler kendinde problemlerde¤il, bizim için problemlerdir. Bilimi sosyal hale getirentemel faktörlerden biri budur.

Epistemik Cemaat’in özgün yanlar›ndan biri, Türkiye’debilim, Türk modernleflmesi, Türkiye’de entelektüel gibi ko-nular aras›nda anlaml› iliflkiler kuran bir deneme olmas›-d›r. Varsa, erdemi, modern bilime Türkiye’nin sosyal prati-¤inden bakmas›d›r. Bilime Türkiye’den bakmak, Türki-ye’nin ve Türk toplumunun problemlerinden bakmak de-mektir. Bunun aç›kça dile getirilmedi¤i durumlarda, dik-katli bir göz bunu sat›r aralar›ndan okuyabilir. Türkiye’demodern bilim “Türk modernleflmesi”nin, modernleflme in-celemelerinin yeterince hakk›n› verememifl olsalar bile, te-mel ve hayatî unsurlar›ndan biri, belki de en önemlisidir.Bu Bat› toplumlar›n›n modernleflmesi için de geçerlidir. Fa-kat arada çok temel bir fark vard›r: Bat› toplumlar› (Bat›Avrupa demek daha yerinde olur) bilimin ve teknolojininüreticisi, sahibi, baflka Bat› d›fl› toplumlar ve biz al›c›s›y›z.Cumhuriyet rejiminin, ulus-devlet sisteminin ve baflka mo-dern kurumlar›n ne kadar al›c›s› isek o kadar al›c›s›y›z.

Bu tezde, bir sosyal de¤iflmenin, yani Türkiye’de top-lumun dönüflümünün istikameti konusunda bilim merke-ze al›narak flöyle bir ipucu veriliyor: geleneksel epistemikcemaatin erozyonu. Kitab›n son bölümündeki diyagramlarbunu gösteriyor. Geleneksel epistemik cemaat modern bi-limi, modern teknolojiyi içsellefltirdi¤i ve politik arenan›ngüçlü aktörlerinden biri haline geldi¤i ölçüde erozyonau¤ruyor. Türkiye’de insanlar gündelik hayatlar›nda bilimve teknolojinin otoritesine ne kadar baflvuruyorlarsa o ka-

XXII • Epistemik Cemaat

Page 23: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

dar moderndirler. Bilimin dinin ve geleneksel de¤erlerindo¤rulu¤unun tescilinde bir otorite olarak kullan›lmas›,bunun tipik örneklerinden biridir. Otorite otoriteler hiye-rarflisinde, üzerinde otorite kurdu¤u fleyden, otoriteye ihti-yaç duyan fleyden çok daha yukardad›r. Elinizdeki metin-de epistemik cemaat de¤iflimine yap›lan vurgu, asl›nda birotorite de¤iflimine imada bulunur: Tanr›’n›n, Peygam-ber’in ve dininin otoritesinin yerine bilimin, bilimadam›-n›n ve çok daha genelde teknobilimin otoritesi. Kutsal me-tinler bile, bilimin onlar› do¤rulad›¤› düflünüldü¤ü ölçüde“kutsal.”

Nihayet, Epistemik Cemaat’deki hatalar›mdan da sözet-meliyim. “Girifl” bölümünde flöyle bir cümle yer al›yor:“Teoriler yoksa olgular da varolamazlar.” (x›) fiimdi buönermeye k›smen kat›l›yorum. Do¤ru; “olgular” teori-yük-lüdür. Fakat bugün praksisin (marksist anlam›yla praksi-sin de¤il), teorileri önceledi¤ini düflünüyorum. Daha do¤-ru önerme flu olabilir: olgular teori-yüklü, teoriler praksis-yüklüdür. Praksis yaln›zca olgular› ve teorileri öncelemez,bilimsel faaliyetin tümünü önceler.

Yine “Girifl” bölümünde “konvansiyonalist” oldu¤u-mu söylüyorum (xii); konvansiyonalizmin bugün de de¤e-rini korudu¤unu düflünüyorum; bugün yazsayd›m, kendi-mi tan›mlamak için çok daha genel bir entelektüel ak›m›nad›n› kullan›rd›m. Fakat, biliyorum, bu kendi kendimizibaflka tarihsel ve sosyal pratiklerin ürünü entelektüelak›mlarla tan›mlama iflinin sonu yok; çünkü biz henüz“birfley” olamam›flken ça¤dafl Bat› bir yenisini üretiyor. Eniyisi Nietzsche’nin tavsiyesine uymak: “Kendin ol!” Fakat“kendisi olmak” ne demektir? Bu soruya cevap aray›fl›,bence, bir insan›n bütün bir entelektüel çabas›n›, bütün ha-yat›n› vakfetmeye de¤er!

Önsöz Yerine • XXIII

Page 24: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Burada de¤inmem gereken bir baflka fley, “Girifl” ve“Sonuç” bölümlerinde “rölativizme/görecili¤e” yapt›¤›mvurgudur. Bu vurguyu, bugün afl›r› buluyorum. fiimdi de,bilgi konusunda rölativist bak›fl aç›s›n› savunuyorum; fa-kat “etik rölativizm” konusunda derin flüphe ve endifleli-rim var. Levinas gibi düflünerek (etik ontolojiyi önceler),ontolojik rölativizmle uzlaflt›¤›m› söyleyebilir miyim? Bil-miyorum. Bunlar büyük sorular. Big Questions!

Marx ve Weber ile pozitivizm aras›ndaki iliflki konu-sunda da hata yapt›¤›m› düflünüyorum. “Özetle, klasiksosyolojinin kurucular›ndan Marx ve genelde Marksizmpozitivisttir. (S. 44). Asl›nda ortodoks marksizm pozitivist-tir demeliydim. Weber konusunda ilk bask›da öne sürdü-¤üm (ss. 47-48) bir fikrin de büyük ölçüde hatal› oldu¤unudüflünüyorum. Bugün Alman düflünce gelene¤i hakk›ndametinler okumufl biri olarak, Weber’in pozitivistler kamp›-na yerlefltirilemeyece¤ini düflünüyorum. Yine de hatala-r›m diye niteledi¤im fleyler, Epistemik Cemaat’in temel tez-lerine pek zarar vermiyor.

‹kinci bask›ya önsözümü, onbefly›l önceki çabam› an-laml› k›lacak bir sözle bitirmek isterim: “Bütün genç insan-lar gibi ben de dâhi olmak için yola ç›kt›m, ama ac› bir te-bessüm engelledi.” (Lawrence Durell).

Hüsamettin Arslan

Ekim 2007, ‹stanbu

XXIV • Epistemik Cemaat

Page 25: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Önsöz

Önsözler entelektüel itiraflard›r. Dürüst yazar metnininönsözünde kendi entellektüel konumu aç›kça ortaya

koymal›d›r. Ancak ben bunu yapmadan önce, okuyucu-nun veya elefltirmenin bu çal›flmay› de¤erlendirmesindekolayl›k sa¤layacak genel baz› de¤erlendirme kriterlerivermeyi düflünüyorum. Çok sevdi¤im bir yazar kitaplarlakad›nlar, kad›nlarla flehirler aras›nda analojiler kuruyor-du: kitaplar kad›nlara, kad›nlar flehirlere benzerler. Önem-li olan sat›r aralar› ve ara sokaklard›r; önemli olan fley, sa-t›r aralar›nda ve ara sokaklardad›r. “E¤er bir kitab› okur-ken sat›r aralar›ndan kulaklar›n›za metafizik f›s›lt›lar gel-miyorsa”, der Car, “bilin ki yazar ahmak bir yazard›r”. Ki-taplar metafizik f›s›lt›lar›yla kanatlan›rlar. Tersi entelektü-el sürüngenlik, dar ufukluluk ve muhteva yoksullu¤udur.

Okudu¤unuz bir metnin entelektüel de¤erini belirle-mek mi istiyorsunuz; hemen yazar›n kitab›nda kendi ceha-letinin fark›nda olup olmad›¤›na bak›n. E¤er yazar met-ninde cehaleti konusunda aç›k veya z›mnî bir k›s›m ip uç-

Page 26: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

lar› vermiyorsa, bilin ki o metin entelektüel de¤eri düflükbir metindir. Bir kitab›n de¤erini belirlemek mi istiyorsu-nuz; okuyucu veya elefltirmen olarak, kitab›n cehaletinizisurat›n›za çarp›p çarpmad›¤›na bak›n. E¤er metni okur-ken, afl›lmas› zor kendi cehalet duvar›n›za çarparak sars›n-t›lar geçirmiyorsan›z, bilin ki yazar ve metni pek okunma-ya de¤mez. Okudu¤unuz metnin de¤erini belirlemek miistiyorsunuz; yazar›n kitapta ele ald›¤› sorunlar› bütünüy-le çözdü¤ünü ima edip etmedi¤ine bak›n. E¤er yazar eleald›¤› sorunlar› bütünüyle çözdü¤ü imas›nda bulunuyor-sa, bilin ki o metin entelektüel seviyesi düflük bir metindir.

Gayet tabii yukardaki genel de¤erlendirme kriterleribu çal›flma için de geçerlidir. ‹nsan›n kendi metninin önsö-zünde bu tür bir de¤erlendirme yapmas› abes ve okuyucuhakk›na sald›r› olabilir. O sebeple bu de¤erlendirme ifliniokuyucu ve elefltirmene b›rakarak, burada, kitab›m›n nas›lanlafl›lmas› gerekti¤i konusunda ve kendi entelektüel ko-numunla ilgili baz› ip uçlar› vermekle yetinmeyi düflünü-yorum.

“Epistemik Cemaat” adl› bu çal›flma, genelde “bilgisosyolojisi”, özelde bilgi sosyolojisinin bir alt-dal› olarakdo¤an “bilim sosyolojisi” veya “bilimsel bilginin sosyoloji-si” disiplini çerçevesi içinde bir denemedir. “EpistemikCemaat” daha da genel bir söylefliyle, bir entelektüellersosyolojisi incelemesidir. Bir aç›dan bak›ld›¤›nda avantaj›,baflka bir aç›dan bak›ld›¤›nda dezavantaj› olabilecek birözelli¤i vard›r: bu onun, ülkemizde bilim sosyolojisi disip-lininde yap›lan ilk çal›flma olmas›d›r. Bütün “ilkler” zor-dur ve bu nedenle ne bir mükemmellik iddias› tafl›r ne deönsözünde kaydedilmeye de¤er baflka bir meziyeti vard›r.

Burada kaydedilmeye de¤er en önemli özelli¤i, “bi-lim” denilen devasa kurumun sosyolojik aç›dan nas›l ele

XXVI • Epistemik Cemaat

Page 27: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

al›nabilece¤i, bilime ülkemizden nas›l bak›lmas› gerekti¤ive bu bak›fl aç›s›yla ele al›nd›¤›nda ülkemizin ve toplumu-muzun pay›na düflenin ne oldu¤u konusunda varsay›mkabilinden ipuçlar› vermeyi denemesidir. Bu çal›flma birgirifl, bir bafllang›ç ve bir haz›rl›kt›r. Cevab›n› vermek iste-di¤i temel soru fludur: Bilim ve bilimsel bilgi nedir; bilim-sel bilgi nas›l infla edilmekte ve nas›l meflrulaflt›r›lmakta-d›r?

‹tiraf etmeliyim ki konuyla ilgili araflt›rma sürecininbafl›nda Türkiye ve Türk toplumuyla ilgili tarihi bir feno-menden ve bu fenomenle ilgili olarak öne sürdü¤üm birvarsay›mdan yola ç›km›flt›m. Çal›flmam› motive eden var-say›m fluydu: Türkiye’de Ondokuzuncu Yüzy›l’›n bafl›n-dan bu yana bir entelektüel veya epistemik kirlenme, buepistemik kirlenmenin yol açt›¤› bir epistemik kaos veyaepistemik bunal›m yaflanmaktad›r; entelektüel hayat›m›zafizyonomisini arma¤an eden temel fenomen bu epistemikbunal›md›r.

“Epistemik bunal›m” kavram›n›, Türk entelektüel ha-yat›n› aç›klamakta kilit bir kavram olarak tasarlam›flt›m; oçal›flmam için bir Arflimed noktas›yd›. Bununla birlikte ça-l›flman›n yürütülebilmesi “epistemik bunal›m”›n bir arafl-t›rma-inceleme nesnesi veya olgusu, bir sosyolojik olguolarak belirlenmesini gerektiriyordu. Bafllang›çta ortayakoydu¤um probleme, kuflbak›fl›, mermer bir da¤dan bak›-yordum; incelemelerim derinlefltikçe önceleri apaç›k gibigörünen fenomenler müphemleflmeye bafllad›. Sonuç herdurumda devasa bir baflar›s›zl›¤a dönüflüyordu. Bu nokta-da araflt›rman›n epistemik bunal›m› aç›klayabilecek bir te-orik çerçeveye ihtiyaç duydu¤unu gördüm.

Teoriler yoksa olgular da varolamazlar; bir fenomen-ler grubunun bir araflt›rma-inceleme olgusu (veya nesnesi)

Önsöz • XXVII

Page 28: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

haline gelebilmesi için teorik bir çerçevenin varl›¤› flartt›r.Hem do¤a bilimlerinde hem de sosyal bilimlerde olgularvarolufllar›n› teorilere borçludurlar. Yukarda belirtti¤imtemel varsay›m› bir araflt›rma-inceleme olgusuna dönüfltü-recek teorik çerçeve ihtiyac›n› gidermek üzere Bat›’daözellikle 1960’tan sonra yap›lan meta-bilim (bilim sosyolo-jisi, bilim felsefesi, bilim antoropolojisi ve bilim psikolojisi)incelemeleri üzerinde çal›flt›m. Bu yo¤un ve zahmetli çal›fl-ma sürecinin sonunda, Türkiye’de varoldu¤unu öne sür-dü¤üm epistemik bunal›m› bir olgu olarak infla etmemisa¤layacak teorik cihaz› keflfettim. Söz konusu teorik ci-haz, elinizdeki kitaba ad›n› arma¤an eden kavram olan“epistemik cemaat” (epistemic communitiy) kavram›d›r.E¤er Türkiye’de ondokuzuncu yüzy›l›n bafl›ndan bu yanabir epistemik bunal›m yafland›¤› yolundaki tezim do¤ruise, bu bunal›m› anlaman›n biricik flart›n›n ona “epistemikcemaat” kavram›yla bakmak oldu¤u da do¤ru demektir.Epistemik bunal›mlar› anlamak için epistemik cemaatlerebak›lmal›d›r. Elinizdeki çal›flma, “epistemik cemaat” dik-kate al›nmad›¤›nda içi bofl bir sözler y›¤›n›na dönüflür. Bu,benim kitab›n önsözünde kaydedebilece¤im biricik ikaz-d›r. Önce epistemik cemaat, sonra epistemik bunal›m.

Yine de “epistemik bunal›m” konusu bu çal›flmada,ilerde ele al›nmak üzere tesbit edilmifl varsay›mlar halin-dedir ve bu durum çal›flmam›n eksik kalan boyutudur.Onu tamamlayamad›m; çünkü bu ifli gerçeklefltirmemisa¤layacak zamandan ve lojistik destekten mahrumdum.

Benim kendi entelektüel konumum konvansiyona-lizm çerçevesi içinde yer al›r; ben bir konvansiyonalistim.

Konvansiyonalizm (conventionalism) kavram› Türk-çemizde bu güne kadar flu terimlerle karfl›lanm›flt›r: itiba-riyye, saymac›l›k veya uzlaflmac›l›k. Kavram›n kökü “kon-

XXVIII • Epistemik Cemaat

Page 29: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

vansiyon” (convention)dur ve kifliler, partiler, taraflararas›uzlaflma, anlaflma, uyuflma; üzerinde uzlafl›lan ilke, yayg›nkabul gören gelenek, teamül ve inanç anlamlar›na gelir.Entelektüel literatürde kabul gören anlam›yla konvansiyo-nalizm, bilimsel yasa, teori ve genellemelerin do¤adan ba-¤›ms›z seçime veya tercihe dayal› konvansiyonlar (team-müller, gelenekler, inançlar) olduklar› yolundaki entelek-tüel ak›m› dile getirir. Ben, zaman›m›za kadar bulunanTürkçe karfl›l›klar›n›n kavram› karfl›lamad›klar›n› düflüne-rek terimin ingilizcesini kullanmay› tercih ediyorum.

Ben bir konvansiyonalistim. Bir insan›n konvansiyo-nalist olup olmad›¤›n› anlaman›n pratik yollar›ndan biriona flu soruyu sormakt›r: Bilimin Do¤a’da bulundu¤unuöne sürdü¤ü yasalar Do¤a’da içkin yasalar m›d›r yoksatoplumun (veya insan›n) Do¤a’ya yükledi¤i yasalar m›d›r?Konvansiyonalist bu soruya, bilimin Do¤a’da bulundu¤u-nu öne sürdü¤ü yasalar toplumun Do¤a’ya yükledi¤i ya-salard›r, diye cevap verir. Konvansiyonaliste göre geneldebilginin, özel olarak da bilimsel bilginin nihai belirleyicisido¤a de¤ildir. Realistler, bilginin nihai belirleyicisinin, bi-zim onu kavray›fl›m›zdan ba¤›ms›z varolan reel bir dünyaoldu¤unu varsayarlar. Konvansiyonalist bu metafizik var-say›m›n alt›n› çizdi¤i reel dünyay› görmezlikten gelmez;fakat onu belirleyiciler hiyerarflisinde tali bir konuma yer-lefltirir. Pozitivistler bilginin nihai belirleyicisinin olgular,gözlemler ve deneyler oldu¤unu; rasyonalistler ak›l vemant›k oldu¤unu savunurlar. Konvansiyonalist tali bir ko-numa yerlefltirir. ‹ster bilimsel bilgi ister baflka türde bilgiolsun, bilginin nihai belirleyicisi, bilgiyi infla eden insanlarveya toplumdur. Konvansiyonalist olmak, insan›n belirle-yicili¤ine, daha yerinde bir söyleyiflle toplumun belirleyi-cili¤ine inanmakt›r. Bilimsel yasalar, teoriler ve genelleme-ler konvansiyonlard›r. Do¤a birbirine alternatif tarzlarda

Önsöz • XXIX

Page 30: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

anlafl›labilir ve aç›klanabilir; bu alternatif tarzlar›n birbirle-rine oranla daha do¤ru olabileceklerini söylememizi sa¤la-yabilecek hiçbir kriter yoktur. Birden fazla do¤ru vard›r;birbirlerine oranla daha kullan›fll› ve daha yararl› olabilendo¤rulardan sözedilebilir sadece.

Ben bir konvansiyonalistim. Bilimsel yasalar›, teorilerive genellemeleri gelenekler, teamüller, konvansiyonlarolarak görmek, akl› ve mant›¤›, gözlem ve deneyi (yanipozitivizm ve empirizmin alt›n› çizdi¤i Do¤a’y›) nihai be-lirleyicilik taht›ndan indirmek, “irrasyonel” olana davetiyeç›karmakt›r. Bu nedenle konvansiyonalist tutum irrasyo-nalist bir tutumdur. Konvansiyonalist ak›l, mant›k, gözlemve deneyden sözetmez, insanî ve toplumsal olandan, yanigeleneklerden, teamüllerden ve konvansiyonlardan söze-der. Bilginin nihai belirleyicisi insanî kararlard›r. Konvan-siyonalist bilginin oluflumunda insanî kararlar›, bu oluflumsürecinin temeline yerlefltirir. Konvansiyonalist böyleceher türlü “evrensellik” ve “üniversalism”e karfl›d›r. Üni-versalist söylem, befleri varl›¤›n (bilim adamlar›n›n, dinadamlar›n›n, büyücülerin vb.) söylemi olamaz; olsa olsamutlak varl›¤›n, Tanr›’n›n söylemi olabilir. Böylece kon-vansiyonalist ayn› zamanda rölativisttir de.

Bu çal›flma konvansiyonalist bir söylemi savundu¤uiçin bir pozitivizm elefltirisidir. Ben bir antipozitivistim.Pozitivist gelenek, bilginin nihai belirleyicisinin, gözlemve deney oldu¤unu savunur. Gözlem ve deneyde dile ge-len Do¤a’d›r ve dolay›s›yla bilginin nihai belirleyicisinin,gözlem ve deney oldu¤unu savunur. Gözlem ve deneydedile gelen Do¤a’d›r ve dolay›s›yla bilginin nihai belirleyici-si Do¤a’d›r. Biricik “do¤ru” bilgi do¤a bilimlerinin deneyve gözlem yoluyla ortaya koyduklar› bilgidir. Konvansiyo-nalist gelenek, teamül ve konvansiyonlardan söz ederken,

XXX • Epistemik Cemaat

Page 31: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

pozitivist gelenek “evrensellik”, “üniversalism” ve “objek-tif (nesnel) bilgi”den söz eder. Bilgi söz konusu oldu¤unda“yasa”dan sözeden söylem pozitivist bir söylemdir. Bili-min Do¤a’da bulundu¤unu öne sürdü¤ü yasalar Do¤a’daiçkin ve evrensel yasalard›r. Evrensel do¤rular› tekelindebulunduran kurum bilim oldu¤una göre, hakikatin sözcü-leri de bilim adamlar›d›r. ‹deal veya evrensel durum, bilimadam›n›n öne sürdü¤ü durumdur.

Böylece, pozitivist söylem bilim adam›n› “peygam-ber” konumuna yükseltir ve buradan da bir”do¤al ahlâk”do¤ar. Bilim adamlar›n›n Do¤a’da içkin olduklar›n› söyle-dikleri evrensel yasalara uymas› gereken fleyler sadece do-¤al fenomenler de¤ildir; insan, toplum ve toplumsal feno-menler de bu yasalara boyun e¤melidirler. ilgili yasalaraboyun e¤meyen oluflumlar “do¤al evrim süreci”nin do¤ruçizgisinden sapmay› dile getirirler; yanl›flt›rlar, arkaiktirlerve kabul edilemezler. ‹deal veya evrensel durum, bilimadamlar›n›n öne sürdükleri durumdur. Pozitivist bilimideolojisinin en temel normu budur; insan ve toplum bü-tün boyutlar›yla bu norma göre dizayn edilmelidir.

Pozitivist bilim ideolojisi, bilimsel bilgide bulundu¤u-nu öne sürdü¤ü “yasa” ve “evrensellik” kodlar› aç›s›ndanbak›ld›¤›nda bir mecburiyet ve zorunluluk unsuru içerir:evrensel olana ve yasa durumundaki fleye boyun e¤ilmeli-dir. Bu ideolojide “olmas› gereken”i buyuran biricik otori-te bilim veya daha yerinde bir söyleyiflle bilim adamlar›cemaatidir. Bu anlay›fla bilimperestlik veya bilimizm (sci-entism) diyoruz. Bilimi, bilim adamlar› cemaatini biriciknihai otorite sayan her anlay›fl pozitivist veya bilimperest-tir. Gayet tabii, monoteismle büyük benzerlik içinde bulu-nan pozitivist bilim ideolojisi veye bilimperestlik, yukar›-da sözünü etti¤imiz normdan dolay› antidemokratt›r; fark-

Önsöz • XXXI

Page 32: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

l› olana varolma hakk› tan›maz. Demokratik tutum farkl›olana da yaflama hakk› tan›yan rölativist tutumda yatar.Bir yöntem olarak pozitivist, “evrensel” ve “üniversal”olan› yakalamak için farkl›l›klar› görmezlikten gelerek,benzerliklerin alt›n› çizer; tam tersine relativist, rölativistmant›k farkl› olana varolma hakk› tan›d›¤› için farkl›l›kla-r›n alt›n› çizmekten yanad›r. Pozitivist mant›k “tekdüzeli-¤in”, “ayn›l›¤›n” mant›¤›, rölativist mant›k “çeflitlili¤in” ve“renklerin” mant›¤›d›r. Rölativist, bilimsel bilgiyi ve bilimireddetmez; dünyam›zdaki biricik bilgi kayna¤›n›n bilimolmad›¤›n› öne sürer. Baflka bilgi kaynaklar› ve baflka bilgisistemlerinin do¤rular› da vard›r. Tek do¤ru yoktur; do¤-rular vard›r. Farkl› bilgi kaynaklar›, farkl› bilgi sistemlerive farkl› do¤rular aras›nda bir tercihte bulunmam›z› sa¤la-yacak, kaynaklarüstü ve sistemler üstü hakem konumun-da bir otoritenin bulunmad›¤›na, bu tür bir üst-karar mer-ciinin varolmad›¤›na inan›r. tek bir do¤ru yoktur; do¤rularvard›r.

Bu çal›flma antipozitivist bir entelektüel tutumu yans›-t›r ve bu ülkemiz ve toplumumuz aç›s›ndan önemlidir;çünkü pozitivizm veya pozitivist bilim ideolojisi, tarihîaç›dan ülkemize giren ilk “Bat›l›” ideoloji, ilk “modern”ideolojidir. Pozitivist bilim ideolojisinin ülkemize giren ilkmodern ideoloji olmas› aç›klanmas› zor bir fley de¤ildir.Osmanl› toplumunun Bat›’ya aç›ld›¤› dönemde Bat›’da po-zitivizm=bilim’di. Bat›’ya aç›lmak pozitivizme aç›lmakt›.Bu noktadan bak›ld›¤›nda, günümüzde Türkiye’de öncemodern sonra pozitivist, önce materyalist veya sosyalistsonra pozitivist, önce ‹slâmc› sonra pozitivist, önce milli-yetçi sonra pozitivist olunmaz; tam tersine önce pozitivistsonra “modern”, önce pozitivist sonra “materyalist”, öncepozitivist sonra “milliyetçi”, “bat›c›” olunur. Çünkü pozi-tivizm gelenekten kopman›n biricik arac›d›r. Tarihî süreç

XXXII • Epistemik Cemaat

Page 33: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

de göstermektedir ki ülkemizde Bat›’ya ilk aç›lanlar kenditoplumlar›ndan devrald›klar› gelene¤e pozitivist bilimideolojisiyle karfl› ç›km›fllard›r. Pozitivist bilim ideolojisinibenimsemek, gelenekten kopman›n ön flart›d›r. Fakat bukopuflta veya gelene¤e bu karfl› ç›k›flta ya da bu köklü de-¤iflim sürecinde, de¤iflmeyi belirleyen fley rasyonel unsur-lar de¤ildir. Söz konusu de¤iflme elinizdeki çal›flmada “al-g› kal›b› de¤iflimi” (gestalt switch) diye adland›r›lm›flt›r.Bu de¤iflmede vukû bulan fley, gelene¤in veya “imam›n”otoritesinin yerine bir baflka gelene¤in (bilimin veya pozi-tivist ideolojinin öngördü¤ü flekliyle bilim adam›n›n) oto-ritesinin geçmesidir. Gelenek reddedildi¤inde, toplumdandevral›nan gelenekten ç›k›larak, gelene¤in bulunmad›¤›bir ortama geçilmemifltir; bir gelenekten baflka bir gelene-¤e geçilmifltir.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda devletin ve toplumun res-mi ideolojisi Sünni ‹slâm’d›; e¤itim kurumlar›na ve toplu-mun dünya görüflüne fizyonomisini arma¤an eden fleySünni ‹slâm’d›. Yukar›da sözünü etti¤imiz alg› kal›b› de¤i-flimi süreci sonunda modern Cumhuriyetimizin kurucular›bu klasik resmi ideolojiyi reddettiler ve pozitivizmi benim-sediler. Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi ideolojisi onedenle pozitivist bilim ideolojisidir. Modern e¤itim siste-mimizin temelinde pozitivist bilim ideolojisi bulunmakta-d›r. Türk e¤itim sistemi Cumhuriyet tarihi boyunca e¤itimkurumlar›nda pozitivist ideolojiye uygun bir insan tipi, birhomo-pozitivismus yetifltirmeyi ideal olarak benimsemifltir.Türkiye’de ortalama insan klasik gelene¤in göbe¤inde dün-yaya gelir (aile) ve sonra pozitivist ideolojiye gönüllü birgeçifl yapar (okul). Böylece klasik gelenekten kopman›n yo-lu “okula” gitmektir. Yine burada da önce modern, mater-yalist, idealist, islâmc›, milliyetçi olunmaz; önce pozitivistideolojiyle gelenekten kopulur, yani önce pozitivist sonra

Önsöz • XXXIII

Page 34: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

materyalist, idealist, modern vb. olunur. Okumufllarla top-lum aras›ndaki kopukluk veya çat›flma (bu güne kadar yan-l›fl flekilde “kuflak çat›flmas›” ve “ayd›n-halk kopuklu¤u di-ye isimlendirilmifltir) klasik gelenekle pozitivist ideolojiaras›ndaki çat›flmad›r. Okumufllarla halk aras›ndaki uçu-rum, pozitivizmle klasik gelenek aras›ndaki uçurumdur.

Hepimiz pozitivizmi ideoloji olarak benimsemifl bire¤itim sisteminin ürünleriyiz. Tarihî geliflim noktas›ndanbak›ld›¤›nda, bu süreçten geçmek zorundayd›k. Bu gerçe¤ireddetmek bir fleydir; tesbit etmek baflka bir fley. Ben bugerçe¤i reddetmiyorum; bu çal›flmada, dolayl› olarak ya-p›ld›¤› üzere, pozitivist entelektüel cetlerimizi elefltirme-nin yap›lmas› gereken en do¤ru entelektüel tutum oldu¤u-nu öne sürüyorum. Pozitivist bilim ideolojisi gayet tabiîgönüllü de¤iflmeyi hedef olarak benimsemifl bir yönetimsistemi için en uygun zemini oluflturuyordu. Cumhuriye-tin önderleri, pozitivizm, toplum mühendisli¤ine kap› ara-layan elveriflli bir mant›k sergiledi¤i için onu klasik gele-ne¤i reddetmenin biricik arac› olarak gördüler. Toplumpozitivizmin çizdi¤i do¤ru evrim flemas›n›n d›fl›ndayd›,yanl›fl yafl›yordu ve de¤ifltirilmeliydi. Böylece devlet, pozi-tivist bilim ideolojisini, toplumu de¤ifltirmek için bir silaholarak kulland›.

Ben bir konvansiyonalistim. Pozitivizm, dünyam›zdamevcut bir y›¤›n entelektüel gelenekten biridir yanl›zca.Bu çal›flmada “gelenek” bir anahtar terim olarak kullan›l-m›fl ve “strateji” ile aynilefltirilmifltir. Gelenekler, evreniaç›klamak üzere baflvurdu¤umuz entelektüel stratejilerdir.Gelenek süreklilik kazanm›fl stratejidir. Bilgi yöntemlerleinfla edilmez; geleneklerin veya stratejilerin yön verdi¤isüreçlerle üretilir. Bilimsel yöntemler yoktur bilimsel stra-tejiler ve taktikler vard›r.

XXXIV • Epistemik Cemaat

Page 35: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Elinizdeki çal›flma gelene¤i stratejiyle aynilefltirmesid›fl›nda, entelektüellerimizin birço¤unun hofluna git-meyecek bir “olgu”yu da gündeme getiriyor. Bu olgu, ül-kemizde iki ana entelektüel cemaatin bir arada yaflamayadevam etti¤idir: klasik epistemik cemaat ve bilimsel epis-temik cemaat. Tezim, ister materyalist ister idealist kamptayer al›yor olsunlar, kendilerini “modern”, “‹slâmc›”, “mil-liyetçi”, “bat›c›”, “kemalist”, “sosyalist” gibi etiketlerleisimlendiren bütün entelektüellerin bilimsel epistemik ce-maat içinde yer ald›klar›d›r. Toplumumuzdaki en temelay›r›m, klasik epistemik cemaatle bilimsel epistemik ce-maat aras›ndaki ay›r›md›r; günümüzde kabul etti¤imizdi¤er bütün ay›r›mlar ya tali ya da sahte ay›r›mlard›r.

Ana hatlar›yla vermeye çal›flt›¤›m›z bu “olgu”yu gör-mek, entelektüel tarihimizi aç›klamakta ve önümüzü gör-mekte bize büyük faydalar sa¤layabilir. Birçok entelektüel,akademisyen ve ayd›n bu temel olguyu görmezlikten gel-meyi tercih edebilir. Fakat apaç›k olgular› görmezliktengelmek olsa olsa bir tür entelektüel alçakl›kt›r. Unut-mamak gerekir ki en dehflet verici alçalma entelektüel al-çalmad›r.

Nihayet bu çal›flma flu önemli soruyu gündeme ge-tiriyor: Kim nerede, ne zaman, hangi epistemik cemaateba¤l›? Entelektüel tarihimizi aç›klamakta bize k›lavuzlukedebilecek bu soruyu kendime de yöneltmeyi bir dürüst-lük say›yorum; ben modern bilimsel epistemik cemaatiçinde e¤itildim ve onun içinde yer al›yorum.

Hüsamettin ARSLAN

‹stanbul, 1991

Önsöz • XXXV

Page 36: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle
Page 37: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Girifl

Bu kitap, “bilimsel bilgi” örne¤inden yola ç›k›larak ya-p›lm›fl bir bilgi sosyolojisi incelemesidir. Ele ald›¤› ko-

nudan dolay› “meta-bilim (meta-science)” veya “biliminbilimi” çat›s› alt›nda yer alan “bilimsel bilginin sosyolojisi”veya “bilim sosyolojisi” disiplininin s›n›rlar› içinde de¤er-lendirilmelidir. ‹ncelemenin alt›n› çizdi¤i ve mâkul biraç›klamas›n› yapmak istedi¤i ana varsay›m fludur: Bilimselbilgi dahil, bütün bilgi türlerinin varolufl temeli epistemikcemaattir. E¤er epistemik cemaat varl›k kazanamam›flsa,bilgi de varolamaz; epistemik cemaat genelde bütün bilgi-nin, özel olarak da bilimsel bilginin sine qua non’udur.

Çal›flman›n girifl bölümünde söylenmesi gereken fley-lerin ilki, kitab›n, haz›rlama sürecinin bafllang›c›nda tasar-lanm›fl bulunan daha kapsaml› bir inceleme projesinin yal-n›zca bir bölümü oldu¤udur. Çal›flmaya bafllarken, Türkentelektüel hayat›n›n mevcut aç›klamalar› d›fl›nda, mevcutaç›klamalar›ndan daha bütüncü, daha nüfuz edici ve dahateorik bir yorumuna ihtiyaç duyuldu¤unu düflünmüfl ve

Page 38: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

entelektüel hayat›m›z›n sergiledi¤i kaousu gözönünde bu-lundurarak kitab›m› bir “entelektüel bunal›m” kitab› ola-rak tasarlam›flt›m.* ‹lk projemin ad› “Türkiye’de Epistemik

2 • Epistemik Cemaat

* Tez çal›flmam›n bafllang›c›nda her yeni bafllayan araflt›rmac› gibi ben dearaflt›rma olguma (Türkiyede Epistemik Bunal›m) kuflbak›fl›, mermerbir da¤dan bak›yordum. Afla¤›daki her fley yerli yerinde ve muntazam-d›. ‹ncelemek istedi¤im konuya daha yak›ndan bakma f›rsat› buldu-¤umda, göz korkutucu zorluklarla yüzyüze geldim. Bu zorluklar›n enbaflta geleni, “teorik çerveve” problemiydi. Teori olmad›¤›nda, olgula-r›n “olgu” olamayacaklar›n›n ve dolay›s›yla insana hiçbir fley söyleye-meyeceklerinin bilincindeydim. Dahas›, bir olgu olarak “Türkiye’deEpistemik Bunal›m”›n bizatihi kendisinin neden bir “olgu” özelli¤i tafl›-d›¤›n›n aç›klanmas› için de teori flartt›. Olgular teorilerle infla edilirler;teoriler yoksa olgular da yoktur. Teoriler yoksa yorum veya aç›klamada olamaz. Yine apaç›k bir hakikattir ki teoriler olgulardan önce gelir-ler. Teorik çerçeve probleminin üstesinden gelebilmek için Bat›’da ya-p›lm›fl meta-bilim incelemelerine (bilim sosyolojisi ve bilim felsefesi in-celemelerine) baflvurdum. Bu konuda bat›l›lar çok uzun bir yolu arkala-r›nda b›rakm›fllard› ve söz konusu incelemeler devasa bir külliyat olufl-turuyordu. Tez sürem boyunca bu külliyatla u¤raflt›m. Bir bilimsel di-siplinin dilini ö¤renmek, insan›n ana dilini ö¤renmesinden neredeysedaha zordu. Bu çal›flmadan da anlafl›laca¤› üzere, teorik çerçeve soru-nunu enformasyon düzeyinde k›smen halletti¤im halde, yaz›ya dökmeveya kaleme alma düzeyinde halletmeyi baflaramad›m. Dolay›s›yla eli-nizdeki çal›flmada, ilk projemde yer alan “Teoriler ve Olgular”, “Bilim-perestlik (Scientism) ya da Pozitivizm” (“Scientism”) kavram›n›n “bi-limperestlik” kavram›yla karfl›lanabilece¤i düflüncesinin sayg›de¤er ho-cam Doç. Dr. Ümit Meriç YAZAN’a ait oldu¤unu ve bu düflüncenin te-zim süresince çok zihin aç›c› bir fonksiyon icra etti¤ini burada belirtme-yi dürüstlük say›yorum. “Bilimperestlik” terimi yerine benim önerdi-¤im “bilimizm” kavram›n› kullanmak daha mutedil bir tutum olabilir.Yine de “Modern Bilimlerin Türkiye’ye Girifli” ve “Türkiye’de Episte-mik Bunal›m” bafll›klar› alt›nda vermeyi düflündü¤üm bölümler yer al-mad›lar. E¤er bir eksiklik say›lacaksa, herbiri ayr› bir kitap hacmindekibu konular›n çal›flmada yer almamas›n›n, böylesine kapsaml› bir çal›fl-may› yürütebilecek lojistik destekten mahrumiyetime atfedilerek anla-y›flla karfl›lanaca¤›n› ümit ediyorum.‹laveten, bafllang›çtaki genifl kap-saml› projeme göre kaleme alm›fl oldu¤um ve kitab›n “Bilim Sosyoloji-sine Giden Yol” bölümünde yer alan Durkheimci bilim anlay›fl›n›n sonzamanlarda bilim sosyolojisinde gerçeklefltirilmifl bulunan baz› örnek

Page 39: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

Bunal›m”d› ve flöyle bir varsay›mdan yola ç›k›yordu: Tür-kiye’de ondokuzuncu yüzy›l›n bafl›ndan günümüze epis-temik bir bunal›m yaflanmaktad›r. Bu bunal›m›n kayna¤›n-da, bütünüyle toplumun de¤il, ondokucunu yüzy›l›n bafl-lar›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Bat› ülkelerinde, Bat›l›Devletler’in de Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda tesis etti¤i el-çilikler ve yine Bat›l› Devletler’in Osmanl› topraklar› üze-rinde tesis etti¤i “yabanc›” okullar ekseni etraf›nda do¤a-rak büyümüfl entelektüel bir zümrenin, bir epistemik az›n-l›¤›n, bir epistemik cemaatin bunal›m›d›r.**

Bu varsay›m› öne sürerken, genelde bunal›m ve özelolarak da epistemik bunal›m konusunda zihnimde baz›ön bilgiler vard›. “Bunal›m”›n bir olaydan çok bir süreçoldu¤unu düflünüyordum. Türk entelektüel hayat› sözkonusu oldu¤unda bu süreç ondokuzuncu yüzy›l›n bafl›n-dan beri devam ediyordu. Toplumsal bir süreç olarak bu-nal›m “birey”e at›fta bulunmaz. Epistemik bunal›m daböyledir. Epistemik bunal›m hiçbir flekilde, toplumsalba¤lar›ndan tecrit edilmifl do¤a durumunda bir amipe, birHomo Sapiens’e, bir birey’e imada bulunmaz. Do¤a duru-munda birey, Bat› düflüncesinin tarihî geliflimi içinde inflaedilmifl bir kurgu veya daha yerinde bir söyleyiflle birmit’tir. Yeryüzünde günümüze kadar “do¤a durumunda

Girifl • 3

aç›klamalar›na, bu konuda gerekli malzemeyi temin etti¤im halde onla-r› yaz›ya dökemedi¤im için yer veremedi¤imi belirtmek ve ilgili du-rumdan dolay› mahcubiyetimi dile getirmek isterim.

** “Epistemik Az›nl›klar” terimini, Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Ondoku-zuncu yüzy›lda ortaya ç›km›fl bulunan modern epistemik cemaatlereat›fta bulunmak için ilk kez, kitab›m›n kafamda flekillenmeye bafllad›¤›s›rada kaleme ald›¤›m flu iki yaz›mda kulland›m: Arslan, Hüsamettin,“Türk Düflüncesinde Epistemolojik Bunal›m”, ‹lim ve Sanat, Say›: 18,Mart-Nisan 1988, ss. 10-18.; Arslan, Hüsamettin, “Neojöntürkler,” Türki-ye Günlü¤ü, Say›: 6, Eylül 1989, ss. 40-44.

Page 40: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

bir insan›n” yaflad›¤›na tan›k olunmam›flt›r. Epistemik bu-nal›m daha çok, entelektüel bir zümrenin veya epistemikbir cemaatin ya da epistemik cemaatlerin bunal›m›na at›f-ta bulunur. Ayr›ca, düflünceler, teoriler, bilgi sistemleri vedünya görüflleri de bunalmazlar. Bunalan ve epistemikbunal›m› yaflayanlar, sözkonusu düflünceleri, teorileri, bil-gi sistemleri ve dünya görüfllerini infla eden, iflleyen, uy-gulayan, gelifltiren ve daha sonraki kuflaklara intikal etti-ren insanlard›r. Bunalan ve epistemik bunal›m› yaflayan-lar hemen her durumda varoluflunun anlam›n› tarihî sos-yal bir epistemik grup, bir epistemik cemaat içinde bulaninsanlard›r. Düflünsel veya epistemik statükonun gerçek-leflmedi¤i yerdedir. Bunal›m; çünkü istikrars›zl›¤› ve ku-rals›zl›¤› dile getirir. Çünkü, hayat›n di¤er alanlar›nda ol-du¤u gibi bilgi alan›nda da bilginin tafl›y›c›s› olan insanla-r›n bel ba¤layabilecekleri kurallar›n infla edilemedi¤i yer-de istikrar ve dolay›s›yla statüko da yok demektir. Episte-mik bunal›m bir epistemik otorite bofllu¤udur. Baflka birdüzeyde, farkl› epistemik otoritelerin çat›flt›¤› yerde orta-ya ç›kan fleydir.

Yine kitaba bafllarken, yukar›da alt›n› çizdi¤im varsa-y›m› anlaml› k›lacak ilave varsay›mlar öne sürdüm. Bu ila-ve varsay›mlardan biri fluydu: Türkiye’de ondokuzuncuyüzy›l›n bafl›ndan beri devam edegelen epistemik bunal›-m›n bafll›ca nedeni (çünkü baflka nedenleri de bulunabilir),modern bilimlerin Türkiye’ye giriflidir. Türkiye’de III. Se-lim döneminde vuku bulan etkileflim sürecinin göbe¤inde,Osmanl› toplumundaki klasik epistemik cemaatin yan› ba-fl›nda yeni ve farkl› bir epistemik cemaat do¤mufltur. Os-manl› toplumu içindeki konumu dikkate al›nd›¤›nda buyeni ve farkl› oluflum bir epistemik az›nl›kt›r. Sözkonusuepistemik az›nl›¤›n veya epistemik cemaatin flahs›nda ger-

4 • Epistemik Cemaat

Page 41: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

çekleflen fley, Kuhniyen terimlerle1 bir “alg› kal›b› de¤ifl-mesi” (gestalt switch), bu çal›flmada tercih etti¤im dille“epistemik merkez” de¤iflimi, bir “epistemik cemaat” de-¤iflimidir. Bu de¤iflim sürecinin geliflme e¤ilimleri dikkateal›nd›¤›nda, kelimenin en genifl ve kapsay›c› anlam›ndaTürkiye’de “entelektüel”mürted’dir.

Yukar›da dile getirdi¤im varsay›mlara makul aç›kla-malar getirebilmem için elimde, ekseni etraf›nda hareketedebilece¤im bir Arflimed noktas› gerekiyordu. Türk ente-lektüel hayat›n› aç›klayabilmenin temel flart›, tarihsel olgu-lar deposunun kap›s›n› açabilecek bir sihirli anahtard›. Ki-tap haz›rlama sürecinin belirli bir aflamas›nda ortaya ç›kt›-¤› üzere bu sihirli anahtar, içinde yaflayan insanlar›n özel-liklerine göre tan›mlanabilen, içinde insanlar›n bir birlikhissine ya da bilincine ulaflt›klar› bir yaflama alan› ve kol-lektivite olarak2 “epistemik cemaat” (epistemic commu-nity)ti,. “Epistemik cemaat, bilimsel bilgi dahil bütün bilgi-nin varoluflunun sine qua non’udur fleklindeki varsay›m›m›bu noktada öne sürdüm. Üstelik, “epistemik cemaat” kav-ram›, entelektüel tarihimizin makul bir yorumunu sa¤la-yan sihirli bir anahtar de¤ildi yaln›zca, en genelde bilgiyi

Girifl • 5

1 Kuhn, T. S., The Structure of Scientific Revolutions, Second Edition, Enlar-ged, The University of Chicaga Press, New York and London 1970, ss. 6-8,66-67, 85-86, 89-91, 103, 111-112, 115, 129-130, 135, 148-150. Benim burada“alg› kal›b› de¤iflimi” kavram›n› kullan›fl tarz›m, Kuhn’un kullan›fl tarz›n-dan önemli ölçüde farkl›d›r. Kuhn kavram›, ayn› toplum ve ayn› mekândagerçekleflen paradigma de¤iflikli¤ine veya bilimsel devrime at›fla kullan›r-ken ben ayn› kavram›, farkl› iki toplum aras›nda ve farkl› mekânlarda or-taya ç›kan yo¤un etkileflim sonucu gerçekleflen bir de¤iflim süreci için kul-lan›yorum. Benim kullan›m tarz›m, paradigma de¤iflikli¤inden çok, dün-ya görüflü de¤iflikli¤ine ve kurumsal bir de¤iflmeye at›fta bulunuyor.

2 Zadrozny, John T., Dictionary of Social Science, Public Affairs Press, Was-hington D.C., 1959.; Gould, Julius and Kolb William L. (Eds.), Dictionaryof the Social Sciences, The Free Press, New York 1964.

Page 42: Epistemik Cemaat · 2017-08-23 · y›l süren tez görüflmelerimizde beni sab›r ve ilgiyle dinle-di, benimle tart›flt› ve daha da önemlisi s›n›rs›z hoflgörü-süyle

aç›klamak için de sihirli bir anahtard›. Bilgiyi “bilimsel bil-gi” örne¤inde ele almay› düflünüyordum ve bu çal›flmadao nedenle incelememi “bilimsel epistemik cemaat” temeliüzerinde sürdürdüm.

Bu kitap bir sosyoloji çal›flmas›d›r ve burada, bir sos-yolojik incelemede “epistemik” (epistemic) kavram›n›n neanlama geldi¤i aç›klanmal›d›r. “Cemaat”›n nas›l veya netür bir cemaat oldu¤unu dile getirmek için kulland›¤›m“epistemik” s›fat›, bir felsefe branfl› olan “epistemoloji3”denal›nm›flt›r ve kökü Grekçe “epistémé”dir. Epistémé en ge-nel anlamda bilgi, kavrama, bilme, felsefe disiplininde ka-bul gördü¤ü flekliyle “bir aç›klamas› bulunan do¤ru inanç(true belief) demektir. “Epistemik” s›fat› ise bilgi özelli¤inesahip, bilgiyle ilgili, bilme, kavrama, anlamayla ilgili de-mektir.4 Bu durumda, kavramsal düzeyde epistemik cema-at, bir bilme, bilgi, kavrama, anlama cemaatidir ve bilgiyiinfla eden, iflleyen, gelifltiren ve daha sonraki kuflaklara inti-kal ettiren, bilgiyi tafl›yan insanlar toplulu¤unu ima eder.

Bir felsefe disiplini olarak epistemoloji bilgiyi “birey”temelinde ele al›r. Ona göre, e¤er gerçekten bir öznesi var-sa, bilginin öznesi “birey”dir. Epistemolog, izole edilerek

6 • Epistemik Cemaat

3 Epistemoloji bilgi hakk›nda bilgidir. “Epistemoloji veya bilgi teorisi, bil-ginin do¤as› ve faaliyet alan›, ön varsay›mlar›, temeli ve güvenilirli¤i ilemeflgul felsefe branfl›d›r”. Bu tan›m ve disiplinin tarihçesi için, Hamlyn,D. W., “Epistemology, History of,” The Encyclopedia of Philosopy, Ed.: Pa-ul Edwars, Cilt: 3-4, Macmillan Publishing Co., Inc. and The Free Press,New York 1967, ss. 8-38

4 Webster’s Third New International Dictionary, Merriam Webster Inc.,Springfield, Massachusetts, U.S.A. 1968. Ayr›ca, Everson, Stephen (Ed.),“Introduction,” Epistemology, Cambridge University Press, Cambridge1990, ss. 4-8; Krings, H. and Baumgartner, H. M., “Bilgi Kuram› Tar›hçe-si”, Günümüzün Felsefe Disiplinleri, Türkçesi: Do¤an Özlem, Ara Yay›nc›-l›k, ‹stanbul 1990, ss. 193-212; Deimer, Alvin, “Bilgi Kuram›,” Günümü-zün Felsefe Disiplinleri, ss. 153-169.