folklor/edebiyat - bingol.edu.tr

16
folklor/edebiyat folklore/literature halkbilim • antropoloji • iletişim • sosyoloji • tarih • müzik• dil ve edebiyat dergisi ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİ / YILDA DÖRT SAYI ÇIKAR A Peer Reviewed Quarterly International Journal ISSN 1300-7491 CİLT: 22 SAYI: 88 2016/4 Sahibi ULUSLARARASI KIBRIS ÜNİVERSİTESİ adına Prof. Dr. Halil Nadiri (Rektör) Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Metin Karadağ ([email protected]) Yayın Koordinatörü Metin Turan Yönetim Yeri ve Yazışma Adresi [email protected] Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Haspolat-Lefkoşa Tel: 0392 671 11 11 Abone Koşulları Yurtiçi Yıllık (Postalama ücreti dahil): 100 TL Eski Aboneler ve Öğrencilere Sayısı: 15 TL * Yıllık (Postalama ücreti dahil) : 60 TL Avrupa için Sayısı: 15 EURO * Yıllık Abone Bedeli(Postalama ücreti dahil): 60 EURO Amerika için Sayısı: 20 $ * Yıllık Abone Bedeli (Postalama ücreti dahil): 80 $ Abone bedelinin folklor/edebiyat adına Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nin (New Island Education LTD.) Türkiye İş Bankası Lefkoşa Şubesi’ndeki TR49 0006 4000 0016 8180 1303 26 no’lu TL hesabına, TR27 0006 4000 0026 8020 0013 71 no’lu Euro hesabına veya TR70 0006 4000 0026 8020 0102 00 no’lu Dolar hesabına yatırılarak, dekontun adresimize gönderilmesi gereklidir. (Abonelerimiz yıl içindeki fiyat artışlarından etkilenmezler.) folklor/edebiyat’ta yayımlanan yazılar MLA Folklore Bibliyography, ULAKBİM ve Türkologischer Anzeiger Viyana tarafından taranmaktadır. Baskı: Sarıyıldız Matbaası, İVOKSANAğaç İşleri Sanayi Sitesi, 523. Sokak No: 31 Ostim / Ankara Tel: 0312- 395 99 94 yerel süreli yayın

Upload: others

Post on 31-Dec-2021

24 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

halkbilim • antropoloji • iletiim • sosyoloji • tarih • müzik• dil ve edebiyat dergisi
ULUSLARARASI HAKEML DERG / YILDA DÖRT SAYI ÇIKAR A Peer Reviewed Quarterly International Journal
ISSN 1300-7491 CLT: 22 SAYI: 88 2016/4
Sahibi
(Rektör)
([email protected])
Uluslararas Kbrs Üniversitesi, Haspolat-Lefkoa Tel: 0392 671 11 11
Abone Koullar Yurtiçi Yllk (Postalama ücreti dahil): 100 TL
Eski Aboneler ve Örencilere Says: 15 TL * Yllk (Postalama ücreti dahil) : 60 TL
Avrupa için Says: 15 EURO * Yllk Abone Bedeli(Postalama ücreti dahil): 60 EURO
Amerika için Says: 20 $ * Yllk Abone Bedeli (Postalama ücreti dahil): 80 $
Abone bedelinin folklor/edebiyat adna Uluslararas Kbrs Üniversitesi’nin (New Island Education LTD.) Türkiye Bankas Lefkoa ubesi’ndeki
TR49 0006 4000 0016 8180 1303 26 no’lu TL hesabna,
TR27 0006 4000 0026 8020 0013 71 no’lu Euro hesabna veya
TR70 0006 4000 0026 8020 0102 00 no’lu Dolar hesabna yatrlarak,
dekontun adresimize gönderilmesi gereklidir. (Abonelerimiz yl içindeki fiyat artlarndan etkilenmezler.)
folklor/edebiyat’ta yaymlanan yazlar MLA Folklore Bibliyography, ULAKBM ve
Türkologischer Anzeiger Viyana tarafndan taranmaktadr.
Bask: Saryldz Matbaas, VOKSANAaç leri Sanayi Sitesi, 523. Sokak No: 31 Ostim / Ankara Tel: 0312- 395 99 94
yerel süreli yayn
aratrmalar yaynlamak ve bu alanlardaki sorunlara bilimsel ölçütler içerisinde tartma ola- na salamak amacyla çkmaktadr. folklor/edebiyat halkbilim, antropoloji, eitim, tarih, dil ve edebiyat alanndaki özgün aratrma makalelerini, deneme ve derlemeleri yaymlayan hakem- li, akademik bir dergidir. Ylda dört kez yaymlanr.
folklor/edebiyat’ta yaymlanan yazlarn, bilim etii bata olmak üzere, her türlü içeriksel sorumluluu yazarlarna; telif hakk ise basl ve her türlü elektronik ortamda folklor/edebiyat’ a aittir. folklor/edebiyat’ta yaymlanan bir yaz, baka bir yerde yaymlanamaz. Daha önce baka bir yerde yaymlanm yazlar folklor/edebiyat’a gönderilemez. Yaymlanan yazlarn sahipleri- ne ve bu yazlar deerlendiren hakemlere herhangi bir ücret ödenmez.
Hakem Deerlendirmesi: folklor/edebiyat’a gönderilen yazlar, önce yayn kurulunca dergi ilkelerine uygunluk aç-
sndan incelenir. Uygun görülmeyenler düzeltilmesi için yazarna iade edilir. Yayn için teslim edilen makalelerin deerlendirilmesinde akademik tarafszlk ve bilimsel kaliteye dikkat edilir. Deerlendirme için uygun bulunanlar, ilgili alanda iki hakeme gönderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar iki yl süreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz, üçüncü bir hakeme gönderilebilir veya yayn kurulu, hakem raporlarn inceleyerek nihai karar verebilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun eletiri ve önerilerini dik- kate alrlar. Katlmadklar hususlar varsa, gerekçeleriyle birlikte itiraz etme hakkna sahiptirler. Yayna kabul edilmeyen yazlar, yazarlarna iade edilmez.
Yazm Dili folklor/edebiyat dergisinin yazm dili Türkiye Türkçesidir. Ancak her sayda derginin üçte
bir orann geçmeyecek ekilde baka dillerde yazlm yazlara da yer verilebilir.
Yazm ve Basm Koullar: Yazlar windows (Microsoft Word) uyumlu sözcük ilemci programyla yazlmal, e posta
yoluyla gönderilmi olsa da A4 boyutundaki kada 3 kopya çkts alnarak Word uyumlu CD ile birlikte yazma adresine gönderilmelidir.
Yazlarn uzunluu konusuda snrlama olmasa da tek bir sayda yaymlanabilmesi göz önüne alnarak 20 sayfay amamaldr.
lk sayfa yazm sras: 1)Yazar ad (sol üst köe, sola dayal) 2) MakaIe bal (sola dayal) 3) Çeviri makaleler için çevirmen ad (saa dayal) 4)Türkçe özgün makaleler için ABSTRACT, RESUME, ZUSAMMENFASSUNG balkla-
r altnda, 150 sözcükten az olmamak üzere Türkçe ve ngilizce özet. Makale balnn özet dilinde çevirisi özet balnn altnda verilmeli daha sonra özet metin yer almaldr. Türkçe dndaki makaleler için ÖZ bal altnda geniçe bir Türkçe özet verilmeli ve ayn kurallara uyulmaldr. Çeviri ve kitap tantm, deerlendirme yazlar hariç, özet bölümü olmayan yazlar, yaymlanmaz.
5) Önce makale dilinde, ardndan özet dilinde anahtar sözcükler. (3-5 sözcük) 6) Yazarla ilgili açklama (sayfa altna) (*) iareti ile 7) Varsa, makale ile ilgili açklama (sayfa altna); çeviri metinlerde kaynak metin ile ilgili
açklama (**) iareti ile 8) Varsa, çevirmenle ilgili açklama (sayfa altna) (***) iareti ile gösterilmelidir.
Dipnotlar ve Kaynakça Dipnot ve kaynaklar APA 5 (American Psychological Association) standartlarna uygun
olarak verilmeli, ikinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da belirtilmelidir.
folklor / edebiyat
Editorial Principals Folklor/Literature is published quarterly. Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/ October. The main goal is to publish original researches on folklore, antropology, education, history, language and literature and create a discussion platform on these subjects. Folklor/Literature is an academical journal which publishes original articles on folklore, antropology, education, history, language and literature.
The overall responsibility and writing preferences for the published articles belong to the author of the article, The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to Folklor/Literatu- re. In order for any article to be published in Folklor/Literature, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere.
Referees’ Evaluation of Papers Articles forwarded to Folklor/Literature are first reviewed by the Editorial Board in terms of journal’s publishing principles. Those which are found unsuitable are returned to their authors to be correc- ted. Academic objectivity and scientific quality are considered of paramount importance. Those considered acceptable are initially referred to two referees who are well-known for their works in relevant fields. Names of the referees are kept confidential and referee reports are safe-kept for two years. For publication of articles, two positive reports are required. In case one referee report is negative while the other is favorable, the article may be forwarded to a third referee for further eva- luation or alternatively the board, based on the contents of the reports may feel confident to make a final decision. The authors are to consider the criticism, suggestions and corrections offered by the referees and by the editorial board. If they disagree, they are entitled to counter present their views and justifications. Final decision rests with the editorial board. Articles which are not accepted for publication are not returned to their authors.
The Language
The language of the journal is Turkish. Articles in other languages may be published, not to exceed one third of an issue.
Writting and Edition Rules 1. Papers should be typed in MS Word program. 2. Papers should be prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in
three copies and one CD to Folklore/Literature at the correspondence adress. 3. The maximum length for the papers is 20 pages.
The first page should be written as follows: 1. Names and surnames are written in upper left hand corner (left aligned) 2. The Title (left aligned) 3. Translator name for translated papers (right aligned) 4. For original papers in Turkish, the paper should include an abstract in Turkish and English
briefly and laconically expressing the subject in minimum 150 words. The tranlation of paper’s title should be given under the title of abstract. After that, the abstract should be taken place. A detailed Turkish abstract should be given for the papers in the other langu- ages. The papers which do not have a abstract will not be published.
5. Leaving one line empty after the body of abstract, there should be key words, minimum 3 and maximum 5 words.
6. Explanation about the author (with *) 7. If there is, explanation about the paper (with **), for tranlation explanation about the so-
urce text (with **) 8. If there is, explanation about the tranlator (with ***)
Footnotes and Bibliography
The footnotes and bibliography should be gives according to APA 5 (American Pyschological Association) standarts. The original source should be indicated in the secondary quatations.
folklor / edebiyat
Yayn Kurulu / Editorial Boards Prof. Dr. Kubilay Aktulum (Hacettepe Üniversitesi)
Prof. Dr. N.Serpil Altuntek (Süleyman Demirel Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa Apaydn (Çukurova Üniversitesi)
Prof. Dr. Erman Artun (Çukurova Üniversitesi) Prof. Dr. Suavi Aydn (Hacettepe Üniversitesi)
Prof. Dr. lhan Bagöz (ODTÜ) Prof. Dr. Dilek Batislam (Çukurova Üniversitesi)
Prof. Dr. Oktay Belli (stanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Mutlu Binark (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Hande Birkalan (Yeditepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Fuat Bozkurt (Akdeniz Üniversitesi) Prof. Dr. Bernt Brendemon (Finlandiya)
Prof. Dr. Peyami Çelikcan (Ik Üniversitesi) Prof. Dr. Muharrem Caferli (Nahcivan Devlet Üniversitesi)
Prof. Dr. Erdal Cengiz (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Selma Köksal Çekiç (Batman Üniversitesi) Prof. Dr. Özkul Çobanolu (Hacettepe Üniversitesi)
Prof. Dr. Metin Ekici (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Nuran Elmac (Dicle Üniversitesi)
Prof. Dr. Ayten Er (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Tülay Er (Bakent Üniversitesi)
Prof. Dr. Yldray Erdener (ABD) Prof. Dr. Cengiz Ertem (Ufuk Üniversitesi) Prof. Dr. Tuna Ertem (Atlm Üniversitesi)
Prof. Dr. Celil Garibolu Nagiyev (Bakü Asya Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet Gökbel (Cumhuriyet Üniversitesi) Prof. Dr. Nevzat Gözaydn (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Bahadr Gülmez (Anadolu Üniversitesi)
Prof. Dr. V. Doan Günay (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Umay Günay (YÖDAK-KKTC)
Prof. Dr. Abdulkadir Gürer (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. sa Habibbeyli (Nahcivan Devlet Üniversitesi)
Prof. Dr. Maria Ivanics (Macaristan) Prof. Dr. Eva Csato Johanson (sveç)
Prof. Dr. Turul nal (Ufuk Üniversitesi) Prof Dr. Birsen Karaca (Ankara Üniversitesi)
Prof.Dr. Metin Karada (Uluslararas Kbrs Üniversitesi) Prof. Dr. Suat Karantay (Boaziçi Üniversitesi) Prof. Dr. ahin Karasar (Maltepe Üniversitesi) Prof. Dr. Haim Karpuz (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Ayla Kaolu (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Asker Kartar (Kadir Has Üniversitesi) Prof. Dr. Kurtulu Kayal (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. Aynur Koçak (Yldz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Jaklin Kornfilt (ABD)
Prof. Dr. Sabahattin Küçük (Uluslararas Kbrs Üniversitesi) Prof. Dr. Muhtar Kutlu (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. Frat Kutluk (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Ouz Makal (Beykent Üniversitesi)
Prof. Dr. Özkan Manav (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Prof. Dr. Eunkyung Oh (Güney Kore)
Prof. Dr. Bekir Onur (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa Oral (Giresun Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet Ölmez (Yldz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Zafer Önler (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)
Prof. Dr. smail Öztürk (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Osman Öztürk (Konya Üniversitesi)
Prof. Dr. Gülsün Parlar (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Hayrettin Rayman (Bozok Üniversitesi)
Prof. Dr. Musa Yaar Salam (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Nevzat Yusuf Sargöl (Bükre Üniversitesi, Romanya)
Prof. Dr. Hikmet Seçim (Uluslararas Kbrs Üniversitesi) Prof. Dr. Medine Sivri (Eskiehir Osman Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Babahan Muhammed erif (Özbekistan) Prof. Dr. Veysel Sönmez (Uluslararas Kbrs Üniversitesi)
Prof. Dr. Esma imek (Frat Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet Tan (Konya Üniversitesi)
Prof. Dr. Ümit Fafo Telatar (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Taner Timur (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Songül Ta (nönü Üniversitesi)
Prof. Dr. lhan Tomanbay (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Cengiz Tosun (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Hüseyin Türk (Ardahan Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali Yakc (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet Necmi Yaar (Çukurova Üniversitesi)
folklor/edebiyat, cilt:22, say:88, 2016/
Yaar Özkanda*
Giri Türkiye’de Ulusal Kurtulu Sava’n ve Lozan Bar Antlamas’n izleyen yllarda
birbirinden ayrlmaz bir bütün tekil eden köklü deiiklikler yaplr ( Timur, 2008: 63). Özellikle siyasal ve kültürel alanlarn her birinde tebarüz eden bu köklü deiikliklerden amaçlanan Türk ulusunun “ medeni bir heyet-i içtimaiye ” haline gelmesidir.** Burada “ medeni ” kavramndan kastedilen ise, siyasal ve sosyal yapnn dini ve geleneksel un-
surlardan arnm ve Bat’y Bat yapan deerler sistemini benimsemi profan bir nitelik kazanmasdr.*** Bu kapsamda Türk Devrimi’nin tayclar, Bat’nn ürettii deerler sis-
teminin topluma yerletirebilmesi adna bir yandan saltanatn kaldrlmas, cumhuriyetin ilan ve hilafetin ilgas gibi admlar atarak siyasal egemenlii topluma aktarrlar.**** Dier yandan da eitim ve kültür alannda radikal deiikliklere giderler. Buna göre, eitim birletirilerek laik snrlar içine çekilir, ders kitaplar modernize edilir, karma eitim sis-
temine geçilir, halk evleri gibi kurumlarla eitimin yaygn hale getirilmesine çallr (Hacibrahimolu, 2012: 30), Latin alfabesi kabul edilir, Türk dilinin, Arapça ve Farsça sözcüklerden temizlenmesine yönelik dil çalmalar balatlr ve Türk tarihinin aydnla-
* Bingöl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Aratrma Görevlisi, E-posta: [email protected] ** Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal, 30 Austos 1924 tarihinde Dumlupnar’da yapt bir konumada yaplmakta olan devrimlerden amaçlanan öyle ifade eder, “ Efendiler, milletimizin hedefi, milletimizin mefkûresi bütün ci- handa tam mânasile medeni bir heyeti içtimaiye olmaktr.” ( Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: II, 2006: 187). ***Mustafa Kemal’in, “ Medeniyete girmek arzu edip de, garba teveccüh etmemi millet hangisidir? ”, eklindeki ifadeleri, medeniyet kavram ile Bat arasnda mutlak bir özdelik kurulduunu gösterici niteliktedir. ( Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: III, 2006: 91). ****Türk Devrimi’nin siyasal yapy dönütürücü atlmlar için bkz ( Tanör, 2010).
folklor / edebiyat
tlmas amacyla tarih çalmalarna arlk verilir.*
Türk aydn, Türkiye’nin siyasal ve sosyal bir devrimin içinden geçtii bu süreci, gazete ve dergi gibi çeitli yaym organlarnda, üniversite konferanslarda ve kitaplar- da tanmlamaya ve anlamaya yönelik bir çaba içine girer. Bu yöndeki ilk adm Kadro Hareketi’dir ( Yldz, 2011: 193). Kadro Dergisi’nin imtiyaz sahibi Yakup Kadri, Yayn Müdürü ise Vedat Nedim görünmesine karlk, Kadrocu ideoloji, evket Süreyya Ay-
demir tarafndan belirlenir. Kadrocular, Marksist düünceden uzaklama sonucu ortaya çkan ideolojik boluu yeni bir dünya görüüyle doldurmaya, Türk Kurtulu Savaa ile birlikte tüm ulusal kurtulu savalarn bilimsel olarak açklamaya ve Kemalizm’in bir taklit hareket olmadn kendine özgü bir ideoloji olarak biçimlendirilmesi gereken büyük bir tarihsel ve bilimsel olgu olduunu belirlemeye çalrlar. Bir baka ifadeyle ideolojisi ve doktrini olmadna ancak bir ideolojiye ve doktrine temel olabilecek un-
surlar içinde tadna inandklar Türk devriminin ideolojisini ortaya koymay amaç-
larlar. Bunu yaparken de tarihsel materyalizmi bir yöntem olarak kullanrlar. Bu yöntemi kullanmalarnn kendilerinin Marksist olduu anlamna gelmeyeceini ifade eden ev-
ket Süreyya Aydemir, dünyada iki temel çeliki olduunu öne sürer. Birincisi, üretim araçlarna sahip olan snf ile bu araçlardan mahrum braklan snf arasndaki çelikidir. Bu çeliki snf kavgas eklinde cereyan eder. kinci çeliki ise, büyük üretim araçlarn elinde biriktiren milletler ile bu üretim araçlarndan yoksun milletler arasndadr. Bu çeliki ise ulusal kurtulu savalar eklinde tezahür eder ( Ertan, 1994: 87-92).
Kadro’nun, Türk nklâb’n tarihsel materyalizmden esinlenerek yorumlamas karsnda Samed Aaolu, Hilmi Ziya Ülken ve smail Hakk Baltacolu gibi aydn-
larca temsil edilen cumhuriyetçi muhafazakârlk, felsefi açdan materyalizm, aklclk, pozitivizm ve hümanizm gibi kavramlar reddeden ruhçu ve romantik bir akm olarak ortaya çkar. Bu balamda Türk nklâbn, Bat’nn pozitivist, aklc ve rasyonalist ei- limlere dayanan aydnlanmac/ ilerlemeci geleneklerinden ziyade kar aydnlanmac yüzünü meydana getiren ruhçu romantik geleneklerle izah etmeye çalr. Cumhuriyetçi muhafazakârln gözünde, Bat, Kant felsefesinin içinden doar. Fakat özelikle Alman-
ya ve Fransa’da aklclk kart bir zeminde ilerler. Ruhçu ve romantik akmlarla bulu-
arak güçlenir ve 20. yüzyln banda Bergson felsefesi içinde en olgun biçimine ular ( rem, 2003: 108, 109).
Peyami Safa da, Türk nklâb’nn veya Kemalizm’in öncelikle ölçülülüe dayal ilevsel kapasitesini kefettikten sonra onun tarihsel ve geleneksel çerçevesini çizme-
ye çalmas nedeniyle, cumhuriyetçi muhafazakâr gelenein merkezi aydnlarn biri olarak kabul edilir. Ancak Safa’nn Türk nklâb algs bir yandan en genel anlamy-
la muhafazakâr düüncenin Cumhuriyet ideolojisi içinde tekabül ettii yeri gösterirken dier yandan da Türk muhafazakârl üst bal altnda yaplan tahlillerde birbirinin yerine rahatlkla kullanlabilen “ kültürel muhafazakârlk ”, “milliyetçi muhafazakârlk”, “cumhuriyetçi muhafazakârlk” gibi terimlere Safa özelinde daha dikkatli yaklalmas gerektiini ortaya koyar (Yldz, 2011: 192, 208). Çünkü Safa’nn Türk nklâb algs,
* Söz konusu modernletirici hamleler için bkz (Turan, 1996)
folklor / edebiyat
Kemalist devrimin merkezine yakn bir noktada durur. Kemalist devrimin paradigmasy-
la kimi noktalarda örtüme içindedir. Bir baka ifadeyle Safa, bir yandan muhafazakâr düünceye özgü, geçmi ve gelenek gibi kayglardan hareket ederken dier yandan ta-
vizsiz bir ilerlemeci ve tutkulu bir aklc olarak karmza çkar ( Durna, 2009: 33,35).
osmanl Reformizminden Bir Kopu ve Balangç Noktas olarak Türk nklâb Muhafazakârlk, Aydnlanma Ça olarak adlandrlan 18.yüzyldan ve bu yüzyl
izleyen büyük siyasi, iktisadi ve sosyal alt üst olularn eletirisinden balatlabilir. Bü-
tün bu alt üst olularn en somut sonuçlar arasnda özel bir yeri olan Fransz Devrimi, Aydnlanma döneminde belirginlik kazanan ve onun felsefi temellerine eletiri getiren birçok düünceyi, iç tutarll olan bir ideoloji olacak biçimde bir araya getirir. Bu kap-
samda Muhafazakârlk, Fransz Devrimi’ne ve bu devrimin felsefi temellerini hazrla-
makla itham edilen aydnlanma filozoflarna yöneltilen eletirilerin meydana getirdii bir düünce gelenei ve bir ideoloji olarak ortaya çkar (Özipek, 2003: 66).
Muhafazakâr ideolojinin kurucusu Edmund Burke, “ Fransa’daki Devrim Üstüne Düünceler ( Reflections on the Revolution in France ) ” adl yaptyla muhafazakâr düüncenin en üst referans metnini ortaya koyar. Burke için, Fransz Devrimi, tarihin baka hiçbir örneini sunmad garip bir olgudur, ilkeleri ve uygulamas bakmndan bozulmutur ve bir bütün olarak kötüdür. Fransz Devrimi’ni kötü bir olay haline getiren, tarihin zincirini krma iradesi, zamandan kopma arzusu, ülkesini düz ve beyaz bir kât olarak görme kibirlilii ve siyaseti çplak aklla kurma isteidir. Kopu, üphesiz ki ger- çek bir olgudur; ancak devrimcilerin iddia ettii gibi bir yenilenme deil bir alçalmadr ( Beneton, 2011: 15,18, 21).
1930’u yllarda Peyami Safa, Osmanl mparatorluu’nun son dönem tarihine dönük deerlendirmelerinde, muhafazakâr ideolojinin, toplumun tarihsel sürekliliinde oluan iddetli krlmalar ve devrimci kopular reddeden düünce sistematiine katlmaz ak-
sine Osmanl mparatorluu’nun son dönem tarihi ile Cumhuriyet dönemi arasndaki uçurumlar göstermeye çalr. Osmanl mparatorluu’ndaki reformcu çabalara kar reaksiyoner bir tutum sergiler. Tarihin bu kesitindeki reformist hamlelerin ilerici bir ni- telik tamadna tam tersine Tanzimat döneminden önceki slahat hareketlerinin ortaya çkard “ alaturka ve alafranga iki Türk ve iki Türkiye” nin toplumsal yap üzerinde iddetli travmalar yarattna inanr. Safa için, Tanzimat dönemi ile Jön Türk nklâb’nn da sürdürdüü bu iki Türkiye “ Türk düüncesinin en büyük meselesi ve Türk ruhunun en büyük ikencesi ” dir ( Safa, 1938f: 7).
Peyami Safa, aydn gruplarnn bir araya gelmesiyle ortaya çkan Batclk, slamc- lk ve Türkçülük gibi politik akmlara da olumsuz bir açdan yaklar. Safa, Batclk ve Türkçülük akmlarnn içinden “ Atatürk inklâbna kadar lâikle milliyetçiliin birbirine mâni akideler olmadn idrak eden tek bir fikir ” adamnn çkmadn belirterek her iki politik akm tarafndan öne sürülen siyasal ve toplumsal tezleri, birbiriyle çatma içinde olmakla ve bütünleememekle itham eder. Bu noktadan hareketle II. Meruiyet dönemi düün akmlarnn, toplumun yaad parçalanml ortadan kaldramayaca-
folklor / edebiyat
208
n düünür ( Safa, 1938ç: 5). Bunun yannda Safa için, Batclk, slamclk ve Türkçülük akmlar gelitirdikleri yorumlaryla ve gelecee dönük önermeleriyle bir bütünlük ser- gilemekten yoksun olmann yan sra Osmanl mparatorluu’nun içinde bulunduu ta-
rihsel koullar ve bu koullar karsnda izlenmesi gerekli olan stratejiyi de saptamaktan acizdir. Bu nedenledir ki, Birinci Dünya Sava’nn sonunda, slamclk, Msr’ yeniden elde etmenin hayalleri içinde Arabistan da verir. Garpçlarn idealize ettii Garp, “Mar- maradan stanbula toplarn diken tilaf donanmalarnn namlu” deliklerinden bir heyula gibi Türkleri izler. Türkçülük, elde kalan son toprak parçasn da müdafaa kaygsyla, Turan yolculuundan vazgeçer ve bir edebiyat hareketi halinde yaamaya devam eder ( Safa, 1938f: 75-77).
Safa’nn tahayyülünde, Türk nklâb “ Türk bünyesini hem ark hem garp hem de din ve milliyet arasnda” ikiye bölen Osmanl reformizminin lineer bir biçimde ilerle-
yen bu tarihinde iddetli bir krlmay ve hereyin yeni batan ina edilecei olumlu bir gelecein kalk noktasn simgeler. Zira Atatürk’ün, Türk bünyesinde yaamaya müsait gördüü Türkçülük ve Garpçlk akmlarnn “ Osmanllk mefhumuna yapan ölü taraf- larn kesip” atmasyla birlikte saltanat ve eriat otoritelerine boyun emeyen ve kendine özgü deerlerinden taviz vermeyen “ müstakil ” bir milliyetçilik doar. Bunun yannda Garp metodunu veya yeniça Avrupa’snn “ tekniini ve beynelmilel muaeretini, y- klm bir imparatorluun zaruri kld endielerden hiçbirile sakatlamadan eriat ve saltadan korkusundan temizlenmi bir bütünlükle ” yurda aktarmann yolu açlr ( Safa, 1938f: 88-89).
Tüm bu gelimelerin neticesinde Türk nklâb, Tanzimat’n kozmopolit batclna ve slamcln klerikalizmine kaplmadan iki ana temel üzerinde yükselir: Milliyetçilik ve Medeniyetçilik. Milliyetçilik, milli hâkimiyetin inas ve Büyük Millet Meclisi’nin kuruluu, saltanatn ve hilafetin ilgas, milli ekonomi, Osmanl çerçevesinden çkarlan Türk tarihinin, Orta Asya’daki köklerine uzanmas, öz Türkçe hareketi ve ezann Türk-
çeletirilmesi gibi inklâp hareketlerini yaratr. Medeniyetçilik, tekkelerin ve zaviyelerin kapatlmas, er’i mahkemelerin kaldrlmas, Latin harflerine geçilmesi, yalnz Bat mü-
ziinin öretilmesi ve Bat’nn muaereti ile kyafetlerinin resmilemesi gibi atlmlar dourur* ( Safa, 1938f: 97-99).
Kadim Gelenein Diriltilmesi Muhafazakâr politikann temeli, onun geçmiin rolü konusundaki düünceleridir.
* Safa’nn, bu noktada, gelitirdii formülasyonun, daha sonra Niyazi Berkes’in ve Atilla lhan’n kulland ça-
dalaarak uluslama kavraman anmsattn söylemek mümkündür. Örnein Berkes’e göre, Batclk, Bat uygar- ln alma, milliyetçilik de bunun karsnda bazen dini, bazen rki ve bazen de siyasi kavramlara sarlma anlamnda anlalr. Bu iki anlay, biri milliyetçilik dieri de Batclk eklinde sürekli birbirine zt iki eilim arasnda kalr. kisi arasndaki ballk ancak Kemalizm’in toplumsal devrimiyle kurulur ( Berkes, 2007: 148). Atilla lhan içinse, Atatürkçülük ne slam dümanl ne Bat hayranldr. Kültürel açdan Atatürkçülük, Türk kültürünün uluslaarak, evrensel boyutlara ulamann mücadelesidir. Buna göre Atatürk, bir taraftan üretim güçlerinin gelimesini salarken dier taraftan da Bat’da gelimi olan ulusal kapitalist toplumun üst yap kurumlarn ulusa alar. Anayasa, giyim- kuam deiiklii, takvim, saat, alfabe, tarih tezleri ve dil çalmalar bütünüyle bu ekilde ele alnmaldr ( lhan, 2012: 57).
folklor / edebiyat
de, hayal gücünün veya bir yenilik ruhunun dayatlabilecei kadar özgür deildir. Dev-
letin meruiyeti sadece zmni bir anlamaya deil her hangi bir neslin çok ilerisine giden tarihe ve geleneklere baldr. Ancak muhafazakârlarn, gelenee bavurular geçmiten gelen fikirlerin her birinin ve bütünün onaylanmas eklinde deildir. Muhafazakârlar da, bütün dier felsefelerde olduu gibi seçmecidir. Onlar için, geçmiten imdiki zamana aktarlacak olan gelenek faydal ve ayn zamanda da çekici olmaldr ( Nsbet, 2011: 51, 52, 55).
Peyami Safa da, Kemalizm’e dönük deerlendirmelerinde muhafazakâr ideo-
lojinin gelenee dönük bu saygl ve seçmeci tutumunu benimser. Safa, Osmanl mparatorluu’nun son dönem tarihini topyekûn reddeden yaklamyla çeliir bir ekil- de, Türk nklâb’n kadim gelenei alt üst eden bir katastrof durumu olarak deil tam aksine gelenein yeni biçimler almaya müsait unsurlarn modern dünyaya tayan ve orada da gelitiren bir ina süreci olarak görür. Safa’ya göre, Türk nklâb, dini gelenek-
ler içinde “ yalnz medenî inkiafa engel olan âdetleri ve prejüjleri tasfiye” eder. Dier geleneklere müdahaleyi düünmez. Tam aksine bu gelenekler içinde “ resmî kymetlerini muhafaza edenler ” bulunur. Ramazan ve kurban bayramlarna ait merasimlerin devam etmesi, Kur’ann tercüme edilmesi ve ezann Türkçeletirilmesi, dinin, ayn zamanda milli bir müessese olarak Türk nklâb içinde ald yeri gösterir ( Safa, 1938f: 108).
Safa, Türk nklâb’nn, Osmanl mparatorluu’nun medeniyet dairesinde yerini alan yozlamam ve canl bir ileve sahip dinsel gelenekleri ulus devletin gereklerine göre yeniden düzenlemekle kalmadn bununla birlikte slam öncesi Türk tarihindeki gele-
nekleri de kurtaran hamlelerde bulunduunu düünür. Safa’ya göre, Türk nklâb’nn yaamaya müsait dini gelenekleri himaye eden nitelii, milliyetçilik ve medeniyetçilik prensiplerinden en ufak bir taviz vermi deildir. Türk nklâb, dini geleneklerin muha-
fazasnn yannda milli gelenekleri de daha geni bir kadroda zenginletirmeyi amaçlar. Osmanl mparatorluu çerçevesini aan daha uzak ve daha derin köklere uzanarak Türk tarihine ve diline ait geleneklerin tesir ve kudretlerini eskilikleri orannda arttrr ( Safa, 1938f: 108).
Peyami Safa, milli gelenee ait tözün ortaya çkarlmasnda ve kristalize edilme-
sinde önemli bir araç olarak gördüü tarih ve dili çalmalarn “ Atatürk inklâbnn en esasl temellerinden biri ” olarak kabul eder. Safa için, tarih ve dil çalmalar; Os-
manl Türkü’nün, Bosna-Hersek, Trablusgarp, Balkan ve Sevr facialarndan sonra milli uurunu tahrip eden kendi aa görme kompleksini parçalar. Türk milletine, Avrupa medeniyetine katlabileceini bir çrpda gösterdikten sonra “ insan kadar eski tarihinin zaman içindeki yekpare ve heybetli ” kitlesini sezdirir. Onun ruhuna “ koskoca ve ebedi Türkiye hakikatinin damgasn ” basar. Bu durum, Kemalizm’in yalnzca iktisadi, siyasi ve hukuki bir hareket olmad bunun yannda bir kültür ve medeniyet hamlesi de olduu
folklor / edebiyat
Akln ve Bilimin Mutlak Egemenlii Muhafazakârlk, Aydnlanmann iyimserliini ifade eden kusursuzluk anlaynn ve
akl sayesinde insann kendisini ve yaad toplumu mükemmel klabilecei düünce-
sinin tam tersine insann doas ve akl konusunda karamsar ve kötümser bir felsefenin içinden hareket eder. nsann doas gerei snrl bir varlk olduuna, bu nedenle de kilisenin temsil ettii vahiy araclyla sahip olunabilecek insanüstü bir gerçeklikten deil insann kendi zihninden gelen akln zayflna ve bu akln dünyay daha güzel k- lamayacana inanr. Söz konusu bu akl anlaynn, snrl bir kavray gücü olduunu ve hiyerarik olarak dier bütün beeri deerlerin üzerinde yer alan ve onlardan bam-
sz bir biçimde kendine bavurulmasn hakl çkartacak yanlmaz ve yüce bir otoriteyi temsil etmediini düünür. nsanln yaad ve yaayaca bütün aclardan sorumlu olduunu kabul eder ( Özipek, 2011: 46, 63, 64).
Peyami Safa, “ Türk nklâbna Baklar ” adl yaptnn hazrlk aamasna teka-
bül eden günlerde, aydnlanma aklna kar gelien bu muhafazakâr isyandan oldukça uzak bir noktadadr. Aydnlanma aklna veya rasyonalizme yaratc anlamlar yükleyen bir düünsel zeminden hareket eder. Safa, Avrupa’ya gerçekletirdii seyahatindeki (Ay-
vazolu, 1998: 259) gözlemlerinde “ Fisagorasn ve Öklidesin omuzlar üzerinde du-
ran riyaziye kafasnn bugünkü Avrupa’y vücuda ” getirdiini yazar (Safa, 1938b: 30). Türk nklâbna Baklar ” adl çalmasnda da bu düüncesini tekrarlayan Safa’ya göre, Rönesans’tan itibaren ilerleyen tabiat bilimleri, Renan’n Yunan mucizesi olarak adlan-
drd riyaziye metodunu gelitirir. Bu metot ise, zekây nafile hayallerin, fantezilerin, vehimlerin, hurafelerin ve “ mantk disiplininden mahrum faraziyelerin yankesiciliin-
den ” kurtararak bugünkü Avrupa’y yaratr. Yunanistan’n ve Avrupa’nn bütün ilim ve sanat eserlerindeki açkl, sadelii ve aydnl meydana getirir** ( Safa, 1938f: 120, 121).
Peyami Safa, buraya kadar muhafazakâr düüncenin insan aklna yönelik duyduu üphenin aksine rasyonel akla toplumu yeniden ina edebilme niteliini vermekle birlik-
te bu noktadan sonra geçmii, imdiyi açklayacak bir anahtar olarak gören muhafazakâr bir yöntemin içinden hareket eder. Türk nklâb’nn rasyonel toplum idealinin köklerini Türk- slam tarihinin erken dönemlerine balayama çalr. Bunun için de Ortaça’da “ Yunan düüncesini ilk yaayan ” fikir hareketinin “ Türk iskolâstii ” olduunu ifade eder. Türk-slam medeniyetinin bütün Ortaça boyunca Aristo’nun iaret ve tesiri altnda bulunduunu ve Farabi ile bni Sina’nn bu tesirden hareketle Ortaça’a aklc ve tabiatç bir düence sistematiini tanttklarn belirtir. Her iki felsefecinin de klasik düüncenin
* Dil ve tarih çalmalarnn, Kemalizm’e muhafazakâr bir nitelik kazandrd ve Türk Merkez sann ya da cum-
huriyetçi muhafazakâr çevrenin, bu sayede Kemalizm’le bütünleebildii öne sürülür.( rem, 2008: 11-32) Ancak Emre Kongar’a göre, tarih ve dil tezleri, ulusu dier uluslarla eit hale getirmek amacyla ulusal kimlii gelitiren muhafazakâr deil ilerici nitelikte eylemlerdir ( Kongar: 2011: 317). ** Peyami Safa’nn 1930’lu yllarda aydnlanma aklna duyduu mutlak inanç, 1960’larda büyük bir deiim geçirir. Artk Safa için, “ insan zekâs birçok sorunlarn karsnda be yanda çocuktur. ” Kudretin ve aczin bir simgesidir ( Safa, 1990: 35).
folklor / edebiyat
211
yatanda derin bir uykuya dalm görünen Aristo’yu uyandrarak “ ilahiyatç ve mistik bir görüten tabiatç ve dünyac bir görüe geçiin ilk prensiplerini ” ortaya koyduklarn söyler ( Safa, 1938f: 149, 154).
Safa için, Türk-slam medeniyetinin bu aydnlk nitelii “ mistik düünceyi ve ahlâk en büyük salâhiyetle ve kudretle ” temsil eden Gazali’yle birlikte kaybolmaya balar. Gazali, bütün mesaisini “ akln bilgi vastas olarak beceriksizliini ve kifayetsizliini ” ispat etmeye ayrr. Gazali’nin Ortodoks bir iman anlayn kurmaya dönük bu çalma-
lar, Muhiddini Arabî ve Mevlana ile kuvvetlenerek devam eder ve slam medeniyetinde modern bilim düüncesinin domasn bugüne kadar geciktirir. Ancak Türk nklâb’nn balamasyla birlikte, sezi ve faraziyeden; müahedeye, tecrübeye ve aklc metoda doru, yani mistik görüten ilmi görüe doru bir tekâmül yeniden balar ( Safa, 1938f: 161,162, 193).
Demokrasi ve Eitlik Bir siyaset felsefesi olan modern muhafazakârlk, Aydnlanma’nn liberal felsefi dü-
ünce eklini, doal hukuk/ doal haklar fikrini ve burjuva devrimci düünce ve davran kalplarn reddeder. Özgürlük, eitlik ve halk egemenlii ilkelerine kar çkar. Siyasetin kendinden bir devlet ileyi yöntemi çkartabilecek bir bilimi ve evrensel ölçekte pratie dökülebilecek siyasal bir ideal ve soyut insan haklar bütünü olduuna inanmad için yasalar önünde eitlik ve yurtta haklar gibi kavramlara olumsuz bir tepkiyle yaklar. Sözlemeye ve soyut haklara dayal rasyonel toplum tasavvuruna kar Ortaça kökleri- ni, bu dönemde varlk kazanm kadim toplumsal düzeni, kurumlar, yaanty, hukuku, felsefeyi, aile ve din örgütlenmesini yani Fransz devrimi öncesi ve eski rejimi savunur ( Güler, 2010: 122, 125).
Peyami Safa, bu noktada da Kemalist devrimin aydnlanmac dinamikleri ile muhafazakâr düünce sistemi arasnda bir medcezir durumu yaamaya devam eder. Safa, bir taraftan Cumhuriyet’in egemenliin kaynan ulusa aktaran niteliini ve ya-
salar önünde eit ve bütünlemi bir kitle idealini içtenlikle benimserken dier taraftan benimsedii bu ideali merulatrmak adna muhafazakâr bir kaygyla slam tarihinin derinlerinde bir cumhuriyet icat eder. Safa’ya göre, ranllar, slamiyet’ten en az bin be yüz sene önce ilahi hukuk nazariyeleri ortaya koyarlar. Bu nazariyelere göre “ hü-
kümdar kudret ve salâhiyetini dorudan doruya Allahtan alr, bu sfatla mukaddes ve gayrimes’ul olur.” Zerdütlerin mukaddes kitab Zendavesta’da yerini alan bu nazariye, ran geleneinin hameti ve gücü sayesinde bütün ark kavimlerine yaylr ve onlar etkisi altna alr ( Safa, 1938e: 5).
Tarihin bu noktasnda, slamiyet, böylesi bir siyasal örgütlenmeyi reddeden bir özle sahneye çkar. Allah ile insan arasnda almaz bir mesafe koyan Müslümanlk, hüküm-
dara bir gök ve tanr otoritesi bahetmez. Safa için “ peygamberleri bile günahtan mü-
nezzeh ” saymayan slâmiyet, bir hükümdara mes’uliyetsizlik veremez. Tam aksine s-
lamiyet, hükümetin kaynan cemaatte arar. Hükümdar icmai ümmetin seçmesini ön görür. Hükümdar seçildikten sonra da sorumsuz deil iki kat daha fazla sorumlu sayar.
folklor / edebiyat
Ancak slamiyet’tin kurduu bu siyasal yap, Muaviye ile birlikte sarslmaya balar ve zaman içinde tamamen bir enkaza dönüür. “Artk halifelerin ve padiahlarn kendilerini yeryüzünde Allahn gölgesi farzettikleri ” teokratik bir mutlakyetin karanlk tarihi ba-
lar ( Safa, 1938e: 5). Safa’ya göre, Türk nklâb bu teokratik bir mutlakyetin karartt cumhuriyetçi tözü
dinin paternalizminden arndrarak yeniden ortaya çkaran güçlü bir katalisttir. Safa’ya göre, inklâbn cumhuriyetçilik vasf hem halkçlk hem de lâiklik vasfyla bütünleerek sarayn elinden ald hâkimiyet telakkisini klerikalizmden soyutlanm bir biçimde halka aktarr. Türk nklâb bu aktarm yaparken “ antiklerikaldr, fakat antirölijyö (din düma-
n) deildir.” nklâp, din ve devlet otoritelerini birbirinden ayrrken onlar birbirine kar düman deil sadece nötralize eder. Türk nklâb’yla devlet “ dinin millet üstünde yalnz derunî planda kalan ruhanî prestijine müdahale etmedii gibi, dinde devletin sosyal ve siyasi iine ” karamayaca bir statü içine yerletirilir (Safa, 1938c: 5).
Realite, deoloji ve Tarihsel Materyalizm Muhafazakâr düünce için, Fransz devriminde ortaya çkan devrimci fikir veya ye-
niletirici bir kopu fikri bir skandal ve bir anlamszlktr. Milletler korumalar gereken bir mirasa ve savunmalar gereken bir mal varlna sahiptirler. Geçmiin bu deerli miras, bütün erdemlerinin yan sra asrlar boyunca biriken tecrübenin bir meyvesi olan büyük bir bilge pratiinde damgasn tar. Siyaset, ince bir olgudur, tarihsel artlara bal olarak ayarlama, uyarlama ve onarmdr. Özgür bir hükümet mekanizmas kurmak, yani özgürlüklerle zorunlu olan birbiriyle dengelemek ve uyumlu bir bütün meydana getirmek, olabilecek en zor ilerden biridir. Siyaset, a priori deil pratik bir bilimdir, temkinliliin erdemi ile tarihin bilgeliine dayanan, deneysel bir bilimdir ( Beneton, 2011: 20 ).
Muhafazakâr düüncenin bu kaygs, Peyami Safa’nn Türk nklâb okumasn do-
rudan doruya etkiler. Safa da, tarihin tecrübesinden soyutlanm bir politik dizaynn, baarszla mahkûm olacana inanr. Safa için, kitaplardan ve ideallerden doan naza-
riyeci ihtilâller “ hayatla temasa geldikçe srtsrta uradklar hayal inkisarlarile, ancak büyük prensiplerine kyarak, ilk hedeflerine aykr istihaleler içinde ” gerçekleirler. Oy-
saki hayattan ve realiteden meydana gelen ihtilâller, daha önceden çizilmi ve tesadüfle-
rin gizli amillerini hesaba katmam bir programn çerçevesine hapis olmadklar için ve “ kendilerine yalnz müahedeyi ve tecrübeyi rehber ” edindikleri için büyük bir imkân dairesi içinde gerçekleirler ( Safa, 1938f: 198).
Safa’ya göre, Kemalizm de, dogmatik ve kuralc baz izahlar temelinde ele alnsa da ve “ Avrupa’nn yllanm materyalist akidelerine, yahud « ferd yok, cemiyet var » gibi Gökalp art, fakat gene Avrupa milliyetçilii temellerine yahut da istihsal vastalarnn devletletirilmesi ilâh… gibi sosyalist ” ideolojilere göre izah edilmeye çallsa da, onu Avrupa ideolojilerinden teekkül eden kapal sistemler içinde hapis etmek imkanszdr. Kemalizm, kendinden önceki baz dank fikir akmlarnn tekâmülü olsa bile bir ide-
oloji olarak hiçbir ön yargl düünceye mal edilemez. Kemalizm’in hiçbir kitapta yeri
folklor / edebiyat
213
yoktur. “ Türk nklâbnn bir tek kitab varsa canl bir tarihtir ve hayatn ta kendisidir ” ( Safa, 1938f: 199, 200).
Türk nklâb’n, Garp düünce akmlarnn,“ diyalektik tekâmülünden doma nazarî bir ideoloji deil, sosyal vâkalarn toplu tekâmülünden doma hayatî ( vital ) bir ham-
le ” olarak tanmlayan Safa, bu tezini, “ Kemalist Türk Milliyetçilii ”, bal altnda somutlatrmaya çalr. Safa’ya göre, Osmanl milliyetçilii, Türk Oca ile Türk Yur- du arasnda bir kürsü ve yaz cokunluu arasnda bocalarken Atatürk gibi bir öndere kavutuktan sonra dört bir yana baknma ve aratrma döneminden yapma ve yaratma dönemine geçer. Osmanl milliyetçilii yalnzca bir itiyakken mütareke devrinin fela-
ketlerinden doan “ Kemalist Türk milliyetçilii batan baa bir gerçekletirme ” irade-
sini ifade eder ( Safa, 1938d: 5). Türk nklâb’nn,“ diyalektik tekâmülünden doma nazarî bir ideoloji ” olmadna
inanan Safa, bu inanc dorultusunda, Kemalist Türk milliyetçiliinin materyalist bir yaklamla ele alnmasna da itiraz eder. Safa için, Kemalist Türk milliyetçiliini “ yal- nz iktisadi bünyeye ehemmiyet ” veren sosyalist bir anlayla talyan emperyalizmiyle mücadele eden bir Habeistan ya da Japon emperyalizmine kar mücadele veren Çin milliyetçilii ile bir tutmak ve Kemalizm’i yar müstemleke bir milletin kurtulu hareketi gibi göstermek “ Türkleri o milletlerden ayran büyük tarih ve kültür farkna ” tamamen yabanc olmann neticesidir. Oysaki söz konusu corafyalar ile Türkiye arasnda “ iktisa-
di faktörlerin ehemmiyetini kat kat aan koskoca bir kültür ve medeniyet fark ” bulunur ( Safa, 1938d: 5).
Safa’nn bak açsnda, Kemalist Türk milliyetçiliin antikapitalist ve antikomünist Avrupa milliyetçiliinden de ayrmak gereklidir. Çünkü Türkiye’de, talya da olduu gibi büyük bir sermaye hareketi ve Almanya’da olduu gibi büyük bir endüstri hareketi ve her iki ülkede olduu gibi bir içi kesafeti yoktur. Türkiye’de had safhaya ulam s- nf tezatlar ve mücadelesi de yoktur. Almanya’nn ve talya’nn sosyalist milliyetçiliini yaratan artlar Türkiye’de olmad için Kemalist Türk milliyetçilii, sosyalist görüe yaklamad gibi faist milliyetçilie de yabancdr ( Safa, 1938a: 5).
Sonuç
Osmanl mparatorluu’ndan kalma siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin mümkün olduunca kararl bir biçimde tasfiye edildii bir vetireyi bu vetirenin içinden kavra-
maya ve anlamlandrmaya çalan Peyami Safa, ortaya koyduu tahlillerinde ikili bir karakter sergiler. Peyami Safa “ Türk nklâbna Baklar ” adl çalmasn oluturduu dönemde bir taraftan Kemalist devrimin politik kopularn ve aydnlanmac bir felse-
feyle ekillendirdii siyasal ve toplumsal yapy samimiyetle benimserken dier taraftan da muhafazakâr bir hassasiyetle Kemalist devrimin deerlerini geçmile buluturmaya çalr.
Buna göre Peyami Safa, muhafazakâr düüncenin tedrici deiim vurgusunun ak-
sine Osmanl mparatorluu’ndan Cumhuriyet dönemine uzanan süreçteki devrimci atlmlara olumlu yaklar. Kemalist devrimin Osmanl mparatorluu’nun son dönem
folklor / edebiyat
tarihine dönük kuvvetli tepkisinin Tanzimat’tan önce balayan Osmanl reformizminin Türk milletinin fertleri arasnda yaratt kültürel uçurumu ortadan kaldrdn vurgular. Fakat Safa, Cumhuriyet dönemini Osmanl mparatorluu’ndaki reformcu çabalardan bir kopuun simgesi olarak görse de muhafazakâr bir kaygyla Türk nklâb’nn tarihsel bir süreklilii de simgelediini öne sürer. Kemalizm’in dil ve tarih etütleriyle slam ve Osmanl öncesi geçmie diriltici dokunular yaptn vurgular.
1930’lu yllardaki Peyami Safa, muhafazakâr düüncenin, aydnlanma aklna yönelt- tii eletiriye katlmaz aksine aydnlanmac düünürlerin yapt gibi rasyonel/ aklc bir toplumsal düzeni idealize eder. Bat’nn eritii gücün arka plannda salt rasyonel/ aklc bir metot olduunu düünür. Bat’nn Yunan düüncesinin temeli olan riyaziye metoduy-
la tanmasnn ardndan sihirli bir yükseli yaadn uzun uzadya izah eder. Bu de-
erlendirmeleriyle Kemalist devrimin bilimci ve aklc niteliiyle ayn evrende buluur. Ancak daha sonra aknsallatrd rasyonel/ aklc düüncenin köklerini muhafazakâr bir hassasiyetle Ortaça Türk-slam tarihine balar. Türk- slam medeniyetinin, Bat’nn mistik bir uykuda olduu dönemde, Yunan düüncesinin tözünü meydana getiren rasyo-
nel bak açsyla tantn ve bu düünce sistematiini Ortaçadaki Bat dünyasna ak-
tardn öne sürer. Ancak Gazali’nin Ortodoks bir iman anlayn telkin eden tezlerinin, Türk- slam medeniyetindeki bu aydnl karattna inanr. Türk nklâb’nn aklc ve bilimci niteliiyle uzun asrlara yaylan bu karanl ortadan kaldrdn düünür.
Peyami Safa, muhafazakâr düüncenin yurtta haklar, yasalar önünde eitlik ve de-
mokrasi gibi olgular reddeden tutumunun aksine Kemalist devrimin siyasal hâkimiyeti ulusa aktaran ideolojik ve politik tavrn içtenlikle benimser. Ancak Kemalist devrimin deerlerini geçmile buluturmaya çalan muhafazakâr hassasiyetini bu noktada da sür- dürerek bir yönetim biçimi olan cumhuriyetin izlerini slam tarihinin erken dönemlerin-
de arar. Bir siyasal rejim olarak cumhuriyetçi erdemin slam devletinde ve toplumunda Emevi halifesi Muaviye’ye kadar varln koruduunu belirtir ve Muaviye’nin halifeli- iyle birlikte teokratik mutlakyetin baladn düünür. Kemalizm’in halkçlk ve laik-
lik umdelerinin bu teokratik mutlakyeti ortadan kaldrdn ve kaybolan cumhuriyetçi erdemi yeniden ortaya çkardn savunur.
Peyami Safa, bir yandan aydnlanmann rasyonel/ aklc metodunu içtenlikle benim-
serken dier yandan muhafazakâr düüncenin temel donelerinden biri olan siyasetin ve toplumun yüksek bir rasyonaliteyle planlanamayaca ve böyle bir planlamann mutlaka realitenin duvarlarna çarpaca iddiasn da benimser. Buna göre Safa, Kemalizm’in realiteden doma hayati ve kendine özgü bir hamle olduunu ve materyalist akidelerin eliinde nazari bir ideoloji olarak açklanamayacan öne sürer. Safa, bu inancndan hareketle Kemalist Türk milliyetçiliinin, sosyalizmden esinlenerek yar müstemleke bir milletin kurtulu hareketi ya da Avrupa milliyetçiliklerini yaratan antikomünist ve anti- kapitalist bir hareket olarak izah edilemeyeceini ifade eder.
KAYNAKÇA
215
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri. (2006). Cilt: II, Ankara: Atatürk Aratrma Merkezi Yayn-
lar. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri. (2006). Cilt: III, Ankara: Atatürk Aratrma Merkezi Ya-
ynlar. Ayvazolu, Beir. (1998). Peyami: Hayat Sanat Felsefesi Dram. stanbul: Ötüken Yayn-
lar. Beneton, Phlppe. (2011). Muhafazakârlk. Cüneyt Akaln (Çev.). stanbul: letiim Yayn-
lar. Berkes, Niyazi. ( 2007). Batclk, Ulusçuluk ve Toplumsal Devrimler. stanbul: Kaynak Ya-
ynlar, 3.Bask. Durna, Tezcan. (2009). Kemalist Modernleme ve Seçkincilik Peyami Safa ve Falih Rfk
Atay’da Halkn nas. Ankara: Dipnot Yaynlar. Ertan, Temuçin Faik. (1994). Kadrocular ve Kadro Hareketi. Ankara: T.C. Kültür Bakanl
Yaynlar. Güler, E.Zeynep. (2010). “ Muhafazakârlk, Kadim Gelenein Savunusundan Faydacla
”, 19. Yüzyldan 20. Yüzyla, Modern Siyasal deolojiler. H.Birsen Örs (Der.) stanbul: stanbul Bilgi Üniversitesi Yaynlar.
Hacibrahimolu, Il Çakan. ( 2012). Cumhuriyet ve Hümanizma Algs. stanbul: Türkiye Bankas Yaynlar.
lhan, Attila. ( 2012). Hangi Atatürk. stanbul: Türkiye Bankas Kültür Yaynlar, 10. Bask.
rem, Nazm.( 2003). “ Bir Deiim Siyaseti Olarak Türkiye’de Cumhuriyetçi Muhafazakârlk: Temel Kavramlar Üzerine Deerlendirmeler ”, Modern Türkiye’de Siyasi Düünce, Muhafazakârlk. Cilt:5, stanbul: letiim Yaynlar.
rem, Nazm.( 2008).“ Cumhuriyet Modernlemesinin Snrlar ve Bir Snr Dili Olarak Muhafazakâr Modernite ”, Muhafazakâr Düünce. Say: 18. Kongar, Emre.(2011). Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açsndan Atatürk. stanbul: Remzi Ki-
tabevi, 14.Bask. Nsbet, Robert.( 2011). Muhafazakârlk Dü ve Gerçek. Kudret Bülbül (Çev.) stanbul: Ka-
dim Yaynlar, 2.Bask. Özipek, Bekir Berat.(2003). “ Muhafazakârlk, Devrim ve Türkiye”, Modern
Türkiye’de Siyasi Düünce, Muhafazakârlk. Cilt: 5, stanbul: letiim Yaynlar. Özipek, Bekir Berat.(2011).Muhafazakârlk Akl, Toplum, Siyaset. stanbul Tima Yaynlar,
4.Bask. Safa, Peyami.(1990). 20.Asr Avrupa ve Biz. Ötüken Yaynlar: stanbul. Safa, Peyami.(1938a). “ Avrupa ve Türk milliyetçileri ”, Cumhuriyet, 17 Eylül. Safa, Peyami.(1938b). Büyük Avrupa Anketi. Kanaat Kitabevi: stanbul. Safa, Peyami (1938c). “ Halk Partisi ve alt prensibi ”, Cumhuriyet, 18 Eylül. Safa, Peyami.(1938ç). “ nklâbdan Evvelki Cereyanlar ”, Cumhuriyet, 8 Austos. Safa, Peyami.( 1938d) “ Kemalist Türk Milliyetçilii ”, Cumhuriyet, 16 Eylül. Safa, Peyami.(1938e) “ Roma ile ran Arasnda ”, Cumhuriyet, 7 Eylül. Safa, Peyami.(1938f). Türk nklâbna Baklar. Kanaat Kitabevi: stanbul. Safa, Peyami.(1938g).“ Yeni tarih ve dil anlaymzn geni manas ”, Cumhuriyet, 20 Eylül.
folklor / edebiyat
Öz MuHAfAZAKâRLN KYSNDABR KEMALZM DEERLENDRMES:
“ TÜRK NKLâBNA BAKLAR ” Peyami Safa, Türk düüncesinde derin bir iz brakm düünürlerin banda gelir. Safa,
Kemalist devrimin toplumu siyasal, ekonomik ve sosyal yönlerden köklü deiimlere tabii tuttuu 1930’lu yllarda, bu deiimlerin temelinde yatan felsefeyi anlamaya ve tanmlamaya dönük youn bir çaba içindedir. Safa’nn Kemalist devrime kendi bak açsyla bir anlam kazandrmaya çalt bu süreçteki yaklam düalist bir nitelikte gösterir. Peyami Safa, bir yandan Kemalist devrimin ulusu siyasal meruluun temeline yerletirmesini ve bilimci bir metotla aratran, sorgulayan ve eletiren bireyler yetitirmeye dönük aydnlanmac niteliini içtenlikle benimser dier yandan da Kemalist devrimin varlk kazandrd bu yeni siyasal ve toplumsal yapnn köklerini muhafazakâr bir kaygyla tarihin derinliklerinde arar.
Anahtar Kelimeler: Atatürk, Aydnlanma, Batllama, Cumhuriyetçi Muhafazakârlk, Devrim, Gelenek, Kemalizm, Türk nklâb.
AbctrAct oN THE EDGE of CoNSERvATSM A KEMALST ASSESSMENT:
“VIEWs INtO tUrKIsH rEVOLUtION”
Peyami Safa is the leading philosopher who left greatmarks on Turkish idea. In 1930’s when Kemalist revolution changed the society radically in the political, economic and social aspects; Safa was in struggle for understanding and describing the philosophy that rested on the basis of those changes. His approach in this period, in which he tried to make sense of Kemalist revolution with his own point of view is dualist. Peyami Safa both sincerely adopted Kemalist revolution’s fitting the nation into the basis of political legitimacy and its enlightened quality for raising individuals that do research with a scientific method, question and criticise, and, in the depht of history, looked, with a conservative concern, for the roots of this new political and social structure that Kemalist revolution vivified.
Keywords: Atatürk, Enlightenment, Westernization, Republican Conservatism, Revolu-
tion, Tradition, Kemalism, Turkish Revolution.