haftal›k dergi / say›: 145 (kdv dahil) [email protected] coplar...

50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 145 30 Mart 2008 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] www.yuruyus.com Say›:145 [email protected] Coplar, Kurflunlar, Tutuklamalar Alt›nda Newroz! Oligarflinin Newroz Terörü: 2 ölü Kurflunlarla coplarla yüzlerce yaral› 800 gözalt› 70 tutuklama! Newroz syand›r ‹syan› B B üyütece¤iz! Newroz ‹syand›r ‹syan› Büyütece¤iz! I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4

Upload: others

Post on 17-Mar-2020

25 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 145

30 Mart 2008

Fiyat›: 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

www.yuruyus.com Say›:145 [email protected]

Coplar, Kurflunlar, TutuklamalarAlt›nda Newroz!

Oligarflinin Newroz Terörü:

�2 ölü�Kurflunlarla

coplarla yüzlerce yaral›�800 gözalt›

�70 tutuklama!

Newroz ‹‹syand›r ‹syan› BBüyütece¤iz!Newroz ‹syand›r ‹syan› Büyütece¤iz!

IISSSSNN 1133000055 -- 77994444

Page 2: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

BBiirrddee ççoo¤¤uuzz ççookkttaa bbiirriizzNNee eevvvveelliizz nnee aahhiirriizz

HHeeppiimmiizz bbiirreerr MMaahhiirr’’iizz

1959 do¤umluydu. 1970’lerin ikinci yar›s›ndakavgan›n içindeydi. Devrimci mücadelede h›zlageliflti. Dev-Genç’in yöneticilerinden biri oldu.Silahl› alanda görev ald›.

12 Eylül Cuntas› koflullar›nda da mücadeleyi vegörevlerini tereddütsüz sürdürdü.

7 Nisan 1981’de ‹stanbul Küçükköy’de bu-lundu¤u evin kuflat›lmas› sonucu polis taraf›ndan katledildi.

SSeellççuukk KKÜÜÇÇÜÜKKÇÇ‹‹FFTTÇÇ‹‹

Büyük Direnifl’te 2. Ölüm Orucu Ekibi içindeyer ald›. 19-22 Aral›k katliam›ndan sonra Kand›-ra F Tipi’ne götürüldü. Direniflini tereddütsüz sür-dürerek 7 Nisan 2001’de ölümsüzleflti.

Bülent, 18 Temmuz 1974, ‹stanbul-Kartal do-¤umluydu. ‘92’de mücadeleye kat›ld›. Liseli Dev-Genç ve mahallelerde sorumluluklar yapt›.

Birçok kez gözalt› ve tutsakl›klar yaflad›. Susurluk’a karfl› kitlesel eylem-lerin Kartal-Pendik bölgesinde örgütleyenlerinden oldu. ‘98 y›l›nda tut-sak düfltü.

BBüülleenntt ÇÇOOBBAANN

10 Nisan 1996’da ‹stan-bul Göztepe kavfla¤›ndakuflat›lan iki silahl› birlikkomutan›, teslim ol ça¤r›la-r›na atefl açarak cevap ver-diler. Muharrem Kara-kufl, Göztepe Köprüsü al-t›ndaki çat›flmada, son

mermisini kulland›ktan sonra sloganlar atarak flehit düfltü. Mustafa Bektaflise yaral› bir flekilde kuflatmay› yard›, ancak Üsküdar K›s›tl›’da baflka bir ku-flatmada çat›flarak flehit düfltü. ‹kisi de gecekondu halk›n›n mücadelesi içindeyetiflen kadrolard›. Muharrem Gazi ayaklanmas›n›n ön saflar›ndayd›.

MMuussttaaffaa BBEEKKTTAAfifiMMuuhhaarrrreemm KKAARRAAKKUUfifi

4 Nisan 1995’te Gazian-tep’te ölüm mangalar› tara-f›ndan katledildiler.

1962 Dersim do¤umlu Hü-seyin Coflkun, 1976’dadevrimci mücadeleye kat›l-d›. 1985 sonras› Ege’de gö-revler ald›. Tutsakl›klar ya-

flad›. 1993’te Gaziantep sorumlulu¤unun yan›nda, silahl› alanda görevler üstlendi.1971 Antep do¤umlu Demet Taner, ‹zmir’de üniversitede Dev-Genç’li oldu.1992’de Ege TÖDEF Temsilcili¤i yapt›. ‹lerleyen süreçte Antalya, Burdur, Isparta ille-rinin sorumlulu¤unu üstlendi.

HHüüsseeyyiinn CCOOfifiKKUUNN DDeemmeett TTAANNEERR

9 Nisan 1991’de ‹zmirKarfl›yaka’da kald›klar› üs-sün ölüm mangalar› tara-f›ndan kuflat›lmas› karfl›s›n-da direnerek flehit düfltüler.

Faruk devrimci mücadeleye‘87 sonlar›nda Liseli Dev-Genç saflar›nda kat›lm›flt›.

Olcay ise, ‘80 öncesinden beri mücadelenin içindeydi.

Bir süre Kad›köy Kültür Dayan›flma Derne¤i’nde görev yapm›flt›. ‹flkencelerden,tutsakl›klardan al›nlar›n›n ak›yla geçen iki devrimci, son olarak silahl› alanda gö-revliydiler.

FFaarruukk BBAAYYRRAAKKÇÇII OOllccaakk UUZZUUNN

8 Nisan 2007’de Der-sim’in Hozat ‹lçesi k›rsal ala-n›nda oligarflinin askeri güç-leriyle ç›kan çat›flmada flehitdüfltüler.

1981 Çorum-Dodurga-Meh-met Dede Obruk Köyü do-¤umlu olan Ergani Arslan,1999’da örgütlü mücadeleyekat›ld›. Dortmund ve Duis-burg’da demokratik faaliyet-lerde yer ald›. Son görevindeDersim da¤lar›nda gerillaolarak umudu büyütüyordu.

2 Nisan 1973 Çorum do-¤umlu olan Gülender

Çakmak, örgütlü mücadeleye 1995’te üniversite y›l-lar›nda bafllad›. Çeflitli alanlarda görev yapt›ktan sonra gerillaya kat›ld›.

5 Ocak 1980, Dersim, Çemiflkezek Gözlüçay›r do¤umlu olan Yunus Gündo¤dubir emekçiydi. 2002’de oligarflinin ordusunda askerlik yapt›. Ankara’da askerli¤is›ras›nda ölüm orucu direniflçileriyle tan›flt› ve devrimci olmaya karar verdi.2006’da gerillaya kat›ld›.

25 Nisan 1984, Dersim Hozat, Taçkirek Köyü do¤umlu olan Solmaz Demir, biremekçi olarak kad›n kuaföründe çal›fl›yordu. Devrimcileri yak›ndan tan›d›ktansonra devrimci olmaya karar verdi. 16 Eylül 2006’da gerillaya kat›ld›.

EErrggaannii AASSLLAANN

GGüülleennddeerr ÇÇAAKKMMAAKK

YYuunnuuss GGÜÜNNDDOO⁄⁄DDUU

SSoollmmaazz DDEEMM‹‹RR

Gülenderler'e...

Sinemizde büyüyen ateflin

umut deyip ad›na

y›ld›z ektik o da¤lara

kuflan›p hayat›n filintas›n›

zifiri bir gecenin ard›ndan

Seherin en kurfluni vaktinde

ölümsüz flark›m›z›n s›rr›n›

Gülden bir namlu ile

En sonsuz serüvenin

Dur durak bilmez yolcusuna

Söyledik ya¤murun müjdesini

Baharda Munzur'a söyledik

Kan k›z›l açt›kça Gülender

hayat›n da günü gelecektir...

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz4 NNisan-10 NNisan

Page 3: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

K›z›ldere, Türkiye Devrimidir 44

Türkiye Devriminin Kesintisiz Yürüyüflü:KIZILDERE 66

Onlar K›z›ldere yolunda ilerleyenmücadelemizde yafl›yor 99

K›z›ldere Ça¤r›s›; ba¤›ms›zl›k demokrasiyolunda birleflelim 1100

K›z›ldere ba¤›ms›zl›¤› savunmakt›r 1111

Tarihimizin marfllar›, marfllar›m›z›n tarihi-2 1144

Bask›nlar, gözalt›lar, iflkenceler, keyfitutuklamalar bu tablonunu.... 1177

Her yerde Newroz, her yerde sald›r›,gözalt›, tutuklama 1199

‹ktidar çat›flmas›nda sahte roller:Ulusalc›l›k, demokratl›k 2222

Dink cinayetinde bir itiraf daha:Üstlerimiz biliyordu 2244

AKP’nin Ergenekon masal›nda yeni perde 2255

Adalet Bakanl›¤›’n›n ‘Tecrit Yok’ yalan›ve gerçekler 2288

AKP iktidar› hapishaneler konusunda ... 3300

ÇHD SSGSS Sempozyumu düzenledi 3366

EEmmeekk: Emek Platformu kararl› olmal›d›r 3388

Topra¤a uzanan eller k›r›ls›n 3399

GGeennççlliikk:: Eskiflehirde faflist sald›r› 4400

Ergenekon Üniversiteleri 4411

Ortak Düflman Amerika’d›r 4422

Irak fiii direniflçilere karfl› sald›r› 4433

DDüünnyyaa:: Avrupa’da ›rkç›l›k yak›yor ve ... 4444

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:

Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBUL

Telefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen / Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Bask›: Ezgi Matbaac›l›k-Sanayi Cad.Altay Sokak No:10 Çobançeflme/Yenibosna / ‹ST. Tel: 0 212 452 23 02Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 3311Türkiye Devriminin Yolu - 2

BBiillggii 3355Alt yap› Üst yap›

SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 2211Sol olmak adaletli olmakt›r

DDee¤¤iinnmmeelleerr 4488BBG iflgali

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5500

HHaaff››zzaa 4466Dört tarihi toplant›

Emperyalizme ve

Oligarfliye Karfl›

Mücadelede fiEH‹T

Düflenleri An›yor

UMUDU

Selaml›yoruz

Tarih:19 Nisan

Cumartesi

Saat: 15.00

Yer:Le Palais

desCongres

TAR‹H: 5 Nisan C.tesi - SAAT: 18.30

YER: Sibel Yalç›n Direnifl Park›- Okmeydan›

HHeerrkkeessee SSaa¤¤ll››kkGGüüvveennllii GGeelleecceekkPPllaattffoorrmmuu’’nnddaann

SSSSGGSSSS YYaassaa TTaassaarr››ss››nn››nnGGeerrii ÇÇeekkiillmmeessii ‹‹ççiinn

M‹T‹NGE ÇA⁄RITTaarriihh:: 6 Nisan Pazar

SSaaaatt:: 1122..0000

TTooppllaannmmaa YYeerrii::Tepe Nautilus Önü KKaadd››kkööyy

TAYA D

Üreterek Direnen,Direnerek

Üretenlerin Sergisi

(Tutsak ürünleri sergisi)

TTaarriihh:: 30 Mart-6 NisanSSaaaatt:: 14.00YYeerr:: Demokrasi Park› -Harbiye-‹STANBUL

Aç›klamaya DDavet

TTeeccrriittee KKaarrflfl››SSaannaattçç››llaarr

W. Bush’a, hakk›ndaaç›lan davan›nsonucunu gönderecek.

TTaarriihh:: 31 Mart P.tesiSSaaaatt:: 13.00YYeerr:: G.saray Postanesi

YYoozzllaaflflmmaayyaa KKaarrflfl››MMüüccaaddeellee EEddeennlleerrii

YYaarrgg››llaammaakk ‹‹ssttiiyyoorrllaarr;;‹‹zziinn VVeerrmmeeyyeelliimm!!

Yozlaflmaya karfl› mücadele ettikleriiçin tutuklanan devrimcilerin

yarg›land›¤› davaya devam edilecek.

TTaarriihh:: 8 Nisan Sal› - SSaaaatt:: 10.00YYeerr:: ACM. Befliktafl/ ‹stanbul

Page 4: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

K›z›ldere, aradan ge-çen 36 y›la karfl›n, halâ

yanan bir meflaledir. Halâ,ba¤›ms›zl›k, demokrasi,sosyalizm yolunda yürü-yenlerin yolunu ayd›nlat-maya devam etmektedir. K›z›lde-re’yi bu kadar güçlü ve kal›c› ya-pan, onun ›fl›¤›n›n gücünü ald›¤›kaynak, bir yan›yla Marksist-Leni-nist ideolojisi, bir yan›yla vatan vehalk sevgisi ve bir di¤er yan›yla daiddias› ve kararl›l›¤›d›r.

Devrimci hareketin devrim yürü-yüflüne bafllamas›ndan bu yana,

nice badirelerle karfl›lafl›ld›. Her en-gel, devrimci hareketi yolundan al›-koymay›, hedefinden sapt›rmay›amaçl›yordu. Fakat hareket, hiçbirdönem, “ba¤›ms›z, demokratik, sos-yalist Türkiye” hedefinden, bu he-defe varmak için anti-emperyalist,anti-oligarflik savafl›ndan vazgeç-medi. Her türlü savaflta oldu¤u gibi,s›n›flar savafl›nda da hheeddeefftteenn ssaapp--mmaammaakk,, zzaaffeerriinn ggüüvveenncceessiiddiirr.. Herengel, her zorluk karfl›s›nda hedefi-ni de¤ifltirenlerin varabilecekleriyer, art›k yola ç›karken hedefledik-leri idealler de¤ildir.

K›z›ldere, bir mmaanniiffeessttoodduurr. Bumanifestoda, Türkiye halklar›-

na bir ça¤r› vard›r; emperyalizmeve oligarfliye karfl› savafl ça¤r›s›! Bumanifestoda emperyalizme ve oli-garfliye karfl› zaferin kazan›labilece-¤inin müjdesi vard›r. Manifesto, za-ferin nas›l kazan›labilece¤ini degösterir. Ki bu da K›z›ldere’nin stra-tejik yan›d›r. K›z›ldere bir stratejidirayn› zamanda. Mahir Çayan ve yol-dafllar›n›n K›z›ldere’ye gidiflleri de,K›z›ldere’deki teslim olmama tav›r-lar› da bireysel bir cesaret ve kahra-manl›k olman›n ötesinde, strate-jik bir tercihin ve bak›fl aç›s›n›nsonucudur.

K›z›ldere bir “an” de¤il, birsüreç, tekil bir tav›r de¤il,

bir “yol”dur. K›z›ldere TTüürrkkiiyyeeDDeevvrriimmiinniinn YYoolluu’’dur.

K›z›ldere, aannttii--eemmppeerryyaalliisstt,,aannttii--oolliiggaarrflfliikk devrim id-

dias› ve iktidar hedefidir. Onla-r›n orada teslim olmamas›n›n

politik muhtevas› iflte budur. O gün-den bu yana, oligarflinin militaristgüçleri taraf›ndan kuflat›lm›flkenteslim olmama tavr›n› gelenek-sellefltirenlerin direniflinin politikmuhtevas› da budur. Bu iktidarperspektifidir ki, kuflat›lan devrim-cilerin kendilerini kuflatan say›caçok üstün güçlere ““aass››ll ssiizz tteesslliimmoolluunn”” demesi gibi bir tavr› ortayaç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak ol-sa da bu ça¤r›y› yapmaktan geridurmam›fllard›r.

K›z›ldere ddaavvaa uu¤¤rruunnaa ölmektir.Baflka bir deyiflle, emperyalist

iflgal alt›nda faflizmle yönetilen birülkedeki devrimcili¤in tan›m›d›r.Böyle bir ülkede, cüreti, feday› veher alanda fedakarl›¤› içermeyen birdevrimcilik, eksik ve etkisiz kalma-ya mahkum bir devrimciliktir. K›-z›ldere devrim yolunda savaflmakt›r.Ad› üstünde savafl, insanlar›n “öl-dü¤ü ve öldürdü¤ü” bir tarihsel ey-lemdir. Devrim için savaflmayanlar,devrimin bu zorunlulu¤unu görme-yenler, bu ülkede devrimci kalamaz,sosyalist s›fat›n› lay›k›yla tafl›ya-mazlar.

Bu s›fat› tafl›yamayanlar, onlarcay›ld›r K›z›ldere’ye ideolojik po-

litik sald›r›lar yönelttiler. Oligarfli-nin “anarflistler, teröristler” sald›r›-s›n›n yan›na, bu kesimlerin “mace-rac›lar, goflistler” söylemleri eklen-di. Kimileri K›z›ldere’de flehit dü-flen devrimcilerin “kahramanl›¤›n›

teslim ederken”, ard› s›ra söyleme-diklerini b›rakmad›lar. Ki en yayg›nve sinsice olan› da buydu. Bir “inti-har” gördü K›z›ldere’de baz›lar›.Baz›lar› ise, bir “yenilgi”. Hangi in-tihar bir meflaleye dönüflmüfltür bu-güne dek ve “yenilen” bir hareket,nas›l olup da 30 y›ld›r ülkemiz dev-rim mücadelesini etkilemeye ve be-lirlemeye devam edebilmektedir?..Tarih bu sorular›n cevab›n› çoktanvermifltir. Biz burada sadece veril-mifl bir cevab› tekrar ediyoruz.

K›z›ldere bir iirraaddee savafl›d›r.Oligarfli onlarca y›ld›r devrim-

ci harekete karfl› infaz politikas›n›sürdürüyor. Evlerde, iflyerlerinde vehapishanelerde yüzlerce devrimcikatledildi. Oligarflinin bu kadar kandökerek amaçlad›¤›, sadece bir “im-ha” de¤ildir. Devrimi savunman›nbüyük bedeller ödemeyi gerektirdi-¤ini göstererek genifl kesimleri dev-rim yolundan döndürmeye çal›fl-maktad›rlar. K›z›ldereler’in ve Bü-yük Direnifller’in anlam› iflte bura-dad›r. Devrimin u¤runa bedel öde-necek kadar de¤erli oldu¤unu kan›t-laman›n yolu da, devrimin katliam-larla durdurulamayaca¤›n› göster-menin yolu da gerekti¤i anda canbedeli direnebilmekten geçer. K›z›l-dere bunun tarihimizdeki en gör-kemli ilk örne¤ini ortaya koymufl-tur. K›z›ldere’deki irade savafl›n›Mahirler kazanm›flt›r; iflte o zaferdirki, 1972’nin hemen ard›ndan büyükkitlelere Mahirler’in yolundan yü-

rüme güvenini vermifltir.

Oligarfli katliamlarla K›z›l-dere’yi tekrar tekrar yaflat-

mak isterken, K›z›ldere mani-festosu yolunda ilerleyen dev-rimciler de direnmekten aslageri durmad›lar. Bu, oligarfliyledevrim aras›ndaki irade savafl›-n›n ony›llara yay›larak sürme-siydi. Oligarfli K›z›ldere’dekigibi infazlardan, katliamlardan

4 GÜNDEM 30 MMart 22008

K›z›ldere, TürkiyeDevrimidir!

K›z›ldere, bbir mmanifestodur.

Bu mmanifestoda, TTürkiye

halklar›na bbir çça¤r› vvard›r;

emperyalizme vve ooligarfliye

karfl› ssavafl çça¤r›s›!

Page 5: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

asla vazgeçmiyor. S›n›f ç›karlar› bu-nu gerektiriyor çünkü. Halk›n cep-hesinden bakt›¤›m›zda da K›z›lde-re’deki direnifl tavr›, asla vazgeçil-mezdir. Çünkü emekçilerin ç›karlar›bunu gerektirir. E¤er ki, bu yoldayürüyenler, bir gün, K›z›ldere’dekigibi tarihsel hesaplaflma anlar›ndateslim olurlarsa, irade savafl›n› oli-garfli kazanm›fl demektir. Buna hiç-bir zaman izin vermedi devrimcihareket. Çok ölündü belki, çok bü-yük bedeller ödendi, ama bunaizin verilmedi. Çünkü K›z›lde-re’deki tarihsel tav›rdan vazgeç-mek, devrimden, sosyalizmden,iktidar hedefinden, k›sacas›, herfleyden vazgeçmektir. Çünkü,KK››zz››llddeerree,, ddeevvrriimm yyoolluunnddaakkiihheerr flfleeyyddiirr.

K›z›ldere’deki direnifle iiddee--oolloojjiikk,, ssttrraatteejjiikk bütünlü-

¤üyle bakamayanlar, bu ülkenintüm direnifl destanlar›nda niyeMahir’in yoldafllar›n›n damga-s›n›n oldu¤unu aç›klayamaz veanlayamazlar. 1980 öncesinde,önce sivil faflist terör, ard›ndanresmi devlet terörü karfl›s›nda encüretli çizgiyi izleyen devrimci ha-reketti. 12 Eylül sonras›nda direniflisürdürebildi¤i kadar sürdürme ira-desini gösteren yine devrimci hare-ketti. 1980 sonlar›nda 12 Eylül tes-limiyetinin bask›s› alt›nda legaliz-me savrulanlar›n karfl›s›nda devrim-ci çizgiyi gelifltiren de ayn›yd›.1990’lar›n bafllar›nda karfl›-devrimrüzgarlar› eserken sosyalizmi taviz-siz ve tereddütsüz savunanlar›n ba-fl›nda yine devrimci hareket geliyor-du... 2000’lerde bu kez “küresellefl-me” rüzgarlar› alt›nda savrulmalaryaflan›rken Marksizm-Leninizmbayra¤›n› yükselten yine devrimcihareketti... Bu, istikrard›r, kesinti-sizliktir, tutarl›l›kt›r ve bütün bunlarkayna¤›n› sa¤lam bir ideolojik, stra-tejik bütünlükten almaktad›r.

K›z›ldere, ddeevvrriimmddeenn bbaaflflkkaa kur-tulufl yolu olmad›¤›n›n ilan›d›r.

K›z›ldere’nin üzerinden 36 y›l geç-mesine ra¤men, ülkemizde ve ben-zer durumdaki ülkelerin hiçbirinde“halk›n devrimci iktidar›n›n bar›fl-ç›l, parlamenter yoldan kurulabile-

ce¤ine” dair en küçük bir ihtimal or-taya ç›km›fl m›d›r? Hay›r! K›z›ldereyolunda yürüyenler, devrimci kala-rak, devrim hedefine do¤ru ilerleye-rek mücadeleyi sürdürürken, lega-lizm bata¤›na saplananlar, devrimci-likten, sosyalizmden her gün birazdaha uzaklaflm›fl, biraz daha düze-nin, parlamentarizmin bata¤›na bat-m›fllard›r. K›z›ldere yolunda yürü-yenlerin ayaklar›nda o batakl›¤›n ça-murlar›na asla rastlanmaz.

Mahirler o günden “tek yolundevrim” oldu¤unu, tek kurtu-

lufl flans›n›n emperyalizme ve oli-garfliye karfl› savaflmak oldu¤unusöylerken, kuflkusuz nesnel bir te-melden hareket ediyorlard›. Legal,yasal, parlamenter yoldan devrimve sosyalizmin mümkün olamaya-ca¤› bu nesnelliklerin biridir. Ülke-mizdeki demokrasi ve faflizm iliflki-si de bu nesnelli¤in bir baflka boyu-tudur. Mahir ve yoldafllar›n›n, Tür-kiye devriminin yolunu netlefltirir-ken, en aç›k biçimde tahlil ettikleriunsurlardan biri de ülkemizdeki de-mokrasinin “göstermelik” niteli¤i-dir. 36 y›ld›r bu ülkede yaflanan herfley, Mahir’in ülkemizdeki demok-rasi ve faflizm üzerine söyledikleri-nin bir kan›t›d›r. Bunlar› bilerek ç›k-t›lar onlar kurtulufl yoluna, bunlar›bildikleri için K›z›ldere’ye varan odevrimci taktikleri savundular vebunlar› bildikleri için K›z›ldere’deteslim olmay› reddedip kanla birmanifesto yazd›lar.

K›z›ldere, aalltteerrnnaattiiffttiirr. K›z›lde-re ssoossyyaalliizzmmddiirr. Mahirler’in

dönemin hemen tüm sol gruplar›ylaideolojik mücadele içinde netlefltir-dikleri devrim yolu, “kesintisiz birflekilde sosyalizme geçmeyi” önerenbir stratejiye tekabül eder. K›z›lde-re’nin gösterdi¤i yolda, uulluussaall vveettoopplluummssaall kkuurrttuulluuflfl,, bir bütündür.Ayn› stratejinin içindedir. TKP, T‹Pgibi örneklerin varl›¤›na ra¤men,herhangi bir sosyalist ülkeye yedek-lenmeye daha o günden karfl› ç›kar-ken, sosyalizmi her koflulda savun-

ma tavr›n› da o günden alm›fl-lard›r. O yüzden, flu veya busosyalist ülkenin “flubesi” gibidavrananlar›n birço¤u zamaniçinde sosyalizmden uzaklafl›r-ken, “reel sosyalizm, özgürlük-çü sosyalizm” gibi kavramlaralt›nda sosyalizmle ilgisi olma-yan anlay›fllar savunmaya bafl-larken, Mahirler’in yoldafllar›,hala sosyalizmi savunmaya vesosyalizm yolunda ilerlemeyedevam ediyor. K›z›ldere’ninayd›nlatt›¤› yola bakt›¤›m›zdasonunda sosyalizmi görüyoruz.Varmam›z gereken yer de oras›-

d›r.

K›z›ldere, ideolojiyi, stratejiyibütünleyen bir ggeelleenneekkttiirr. Ma-

hirler, çok k›sa bir zaman dilimine,çok büyük fleyler s›¤d›rd›lar. Türki-ye solunun geleneklerinin birço¤u-nun tohumlar› da bu dönemde at›ld›.K›z›ldere’ye bakt›¤›m›zda gördü¤ü-müz on devrimcinin ölümü, kanlariçindeki cesetleri de¤il, ba¤›ms›z,demokratik, sosyalist bir Türki-ye’dir. Özledi¤imiz ve u¤runa sa-vaflt›¤›m›z gelece¤imizdir gördü¤ü-müz. K›z›ldere kararl›l›kt›r, halka,devrime inançt›r, güvendir, bir cofl-kudur K›z›ldere. Bir ruh halidir. K›-z›ldere gibi ideolojik, politik, moralbir de¤ere sahip olmak, bugün biz-leri emperyalizm ve oligarfli karfl›-s›nda güçlü k›lan en önemli etken-lerden biridir. Bunun için hiçbir sal-d›r›, hiçbir kuflatma bizi inançlar›-m›zdan vazgeçiremiyor, yolumuz-dan döndüremiyor. Yolumuz K›z›l-dere’nin yoludur. Bu yol Türkiyedevriminin tek zafer yoludur. K›z›l-dere Manifestosu’nun gösterdi¤iyolda birleflelim, zafere yürüyelim.

Say›: 145 5GÜNDEM

Mahirler oo ggünden ““tek

yolun ddevrim” ooldu¤unu, ttek

kurtulufl flflans›n›n eemperya-

lizme vve ooligarfliye kkarfl›

savaflmak ooldu¤unu ssöyler-

ken, kkuflkusuz nnesnel bbir tte-

melden hhareket eediyorlard›.

Page 6: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

6 30 MART 30 MMart 22008

-- ÖÖnncceekkii ssaayy››ddaann ddeevvaamm --

Partiyi yaratmak için yola koyu-lan hareketin ad› konmufltu. fiimdigörev, o ad›, ““uummuudduunn aadd››”” yap-makta ve K›z›ldere’den beri her ge-çen gün güçlenen, pekiflen ve o öl-çüde de sab›rs›zl›kla beklenir halegelen özlemi gerçeklefltirmekti.

Devrimci Sol ad›n› alan bu hare-ket, Mahirler’in “eski tüfeklere”karfl› mücadelesinde oldu¤u gibi,geçmiflte sahip olduklar› iliflkilerive konumlar› kullanarak THKP-Cpotansiyeline adeta “el koymak” is-teyenlere, “eski” olmalar›n› kulla-n›p Parti-Cephe çizgisini sinsicetasfiye etmek isteyenlere karfl› mü-

cadele içinde kurulmufltu.

“Eski”lerin içinde a¤-z› laf yapan çoktu. Fakat,Mahir’e, onun önderliketti¤i harekete yürektenba¤lanan gençli¤in duy-mak istedi¤i çok laf de-¤il, militanca mücadeley-di. A¤z› iyi laf yapanlar›nçok büyük bölümü, iyimücadele edenler de¤ildi.Gençlik bunu fark etmek-te gecikmedi.

Ülke çap›nda Cepheli-ler’i toparlayacak diye

bekledikleri kiflilerin inkarc›l›klar›,tasfiyecilikleri her gün biraz dahaa盤a ç›k›yordu. Ne kadar “sinsi”olurlarsa olsunlar, “aç›k” veriyor-lard›. Aç›k, prati¤in kendisiydi. As-l›nda Cepheli gençlik, hiç de flüp-heyle bakmam›flt› bafllang›çta onla-ra. Tam tersine geçmifllerinden do-lay› bir güven de duyuyordu. AmaParti-Cephe çizgisinde bir mücade-lenin gelifltirilmedi¤i, bu do¤rultudabir örgütlenme yap›lmad›¤› da gö-rülmeyecek bir fley de¤ildi. “Es-ki”lerle, genç Cepheli kadrolar›nkavgas› iflte orada bafllad›.

Bu kavga, ““DDeevvrriimmccii YYooll hhaarree--kkeettiinnddee ttaassffiiyyeecciillii¤¤ee kkaarrflfl›› ddeevvrriimm--ccii ççiizzggii””nin ilan›yla tarihsel anlam-da afl›ld›. ‹nkarc›l›¤a, tasfiyecili¤e,pasifizme karfl› mücadele içindepartileflme sürecini sonuca götür-mek, halk›n mücadelesine önderliketmek görevini omuzlayan Devrim-ci Sol hareketi oluflturuldu¤unda y›l1978’di. Asl›nda tamamen “yeni”oluflturulmufl bir hareket de de¤ildi;hareketi oluflturan önderlik edengenç kadrolar, 1970’li y›llar›nbafl›ndan beri, zaten hayat›n içinde,mücadelenin içindeydiler.

O güne kadar ço¤unlukla zamaniçinde erimeyle sonuçlanan ayr›l›k-lardan farkl› olarak, k›sa sürede,kimsenin beklemedi¤i kadar h›zlageliflti devrimci hareket. Türkiyeçap›nda yayg›nlaflt›.

Faflist sald›r›lar karfl›s›nda mili-tanca mücadelenin ad› oldu. Dev-rimci Solcular’›n oldu¤u yerde, fa-flist terör karfl›s›nda teslimiyet ol-

mazd›. Bunu herkes böyle bildi,böyle gördü.

Ad› adaletle an›lmaya da daha ozamandan baflland›. 12 Mart Cun-tans›’n›n balyozcu Baflbakan› NihatErim, Milliyetçi Cephe’nin faflistbakan›, iflkenceci flefler, tek kalem-de cümle “hak” sahipleri, pay›nadüfleni ald› devrimci hareketin ada-letinden. Emperyalist tekellerin veiflbirlikçi tekelci burjuvazinin hol-dinglerine, flirketlerine yönelik ey-lemlerde yeni bir ufuk aç›ld› solda.Hareket büyümeye ve yürümeyedevam etti.

Örgütlenmede, faflist teröre karfl›mücadelede, çal›flma tarz›nda, kad-rolaflmada sürecin ihtiyaçlar›na ce-vap veren politikalar gelifltirdi.

ÖÖnnccüülleerriinn ttaarriihh kkaarrflfl››ss››nnddaakkii ss››nnaavv››:: 1122 EEyyllüüll 11998800 vvee 11998844

Memleketin ba¤r›na hançer gibisokulmufl, sülük gibi yap›flm›fl kanemici yedi düvel, Anadolu’nun sa-vafl›yla sökülüp at›ld› vatan topra-¤›ndan. At›lm›flt› ve fakat, silahla,kazma ve kürekle kovulan düflman,bankalar›yla, tekelleriyle, ikili an-laflmalar›yla, NATO’suyla dönüpgeri gelmiflti iflte.

Ve onlar›n, Amerikal›lar’›n, ““bbii--zziimm ççooccuukkllaarr”” dedikleri, “Türk Si-lahl› Kuvvetleri” olarak yönetime elkoydu bir sabah. Sabahlardan 12Eylül! Zulmün kanl› ferman›n› oku-du paflalar. Ki paflalar›n atas›, Kuyu-cu Murat Paflalar’d›. Ne zaman kiAnadolu isyana dursa, ç›kar gelirdibatakl›¤›n karanl›¤›ndan.

1980’in Anadolusu’nda da isyanvard›. Devrim hemen bugün yar›nolacak gibi de¤ildi ama oligarflikdiktan›n patronlar›n›, generallerini“bugün burada biz olmasayd›k, on-lar olacakt›” dedirtecek kadar dakorkutmufltu ve bunun içinABD’nin teflviki ve deste¤iyle faflistcunta iktidara el koymufltu.

fiimdi ne olacakt›?.. Ya cuntayakarfl› savafl›lacakt›, ya kaç›lacakt›?Kaç›fl›n pek çok ad› vard› siyasette;kimi ricat demiflti buna o zaman, ki-

Türkiyedevrimininkesintisizyürüyüflü:

KIZILDERE

Türkiyedevrimininkesintisizyürüyüflü:

KIZILDERE

Afla¤›daki anlat›m, olaylar› ve belge-leri esas alan bir tarih anlat›m›d›r

Page 7: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

mi “dönemi en az kay›pla atlatma”politikas› olarak teorilefltirmiflti.fiöyle veya böyle, flu veya bu ad al-t›nda, saflaflma ayn›yd›; direnenlerve direniflten kaçanlar.

Ne yap›lacakt›? K›z›ldere 12Mart’ta bunun cevab›n› vermiflti.Mahirler 12 Mart’ta ne yapt›ysa, 12Eylül’de de ayn›s› yap›lacakt›. Dev-rim için yola ç›kanlar baflka türlüyapamazd›.

Devrimci hareketin yeri hep ay-n›yd›. Tarih, ne o günden önce, ne ogün, ne de o günden bu yana bir kezbile devrimci hareketin bu kritik dö-nemlerde, böylesi zor anlarda baflkabir yerde oldu¤unu yazmad›... Ha-reket, gücü yetti¤i kadar mücadele-yi en üst düzeyde sürdürdü. Darbe-ler yedi, önderli¤i, kadrolar› tutsakdüfltü, yine sürdürdü direnifli...

Direniflin bir de dört duvar ar-d›ndaki boyutu vard›. Yirminci yüz-y›lda kuyular› betondand› MuratPaflalar’›n. Canl› canl› gömüp, öl-mekten beter etmek içindi betondankuyular. ““PPiiflflmmaann”” etmek içindi is-yan›ndan. ‹syankar›, tteesslliimm almakiçindi.

‹flte bu yüzden, gö¤üs gö¤üsecenk etmenin meydan› hapishaneleroldu 1980’lerin bafl›nda.

Amerika’n›n “çocuklar›”, pifl-manl›k dayatt›lar devrimcilere.“Devrim”i hayk›rd›¤› ilk günü la-netlemelerini istediler. Ama miras›-n› Mahirler’den alanlar, K›z›lde-re’yi yollar› belleyenler, devrim di-ye hayk›rmaya devam edip, lanetle-rini yine cümle zorbalar›n üstüneya¤d›rmaya devam ettiler.

Bo¤un e¤menin ad›na Tek TipElbise denilip teslimiyeti giymekdayat›l›nca, devrimci tutsaklar aç-l›klar›yla bedenlerini sürdüler sava-fl›n ön mevzisine. 1984 y›l›n›nyaz›nda, 75 gün boyunca aç-l›kla çarp›fl›ld› bu cephede.fiafak 63 kez yüksel-miflken, savafl mey-dan›nda ilk karan-fil düfltü topra-¤a. 1984 Hazi-ran’›na yaz›ld› ilkflehit. Abdullah Me-

ral, Haydar Baflba¤, Hasan Telci veFatih Öktülmüfl, karanl›¤› yaranflimflek oldular.

Daha ilk günden, Apo’nun a¤-z›ndan söylenmiflti son söz: “Ma-dem ki flafaktan önce ç›kt›k yola, ilkbiz ölece¤iz, ne mutlu bu u¤urda.”

Devrimci hareket ve kadrolar›,savaflç›lar›, Mahirler’den bu yanaöncülük misyonunun sorumlulu¤u-na uygun davrand›lar. 1984 ÖlümOrucu’ndaki politika ve bu dönem-de flehitler verilmesi de bundan ayr›de¤ildi. Tarihin o kesitinde boyune¤meyen yine devrimci hareket ol-du. Kuyucu Murat Paflalar, Apola-r’›n direnifliyle ç›k›p geldikleri tari-hin batakl›¤›na yeniden gömüldüler.

En önemlisi, devrimci hareketödedi¤i büyük bedellere karfl›n, ogün ve o günden sonra da o tarihselanda ve yerde direnmenin onuru vegururunu tafl›d›.

YYaaflflaass››nn ssoossyyaalliizzmm!!O zor koflullarda direnmenin be-

deli de vard›, ödülü de. Bedel, flehit-ler, sakatlar, tutsakl›klar oldu. Ödülise, direnmenin onuru ve gururununyan›s›ra, devrimci hareketin fafliz-me karfl› direniflin simgesi olarakbüyük bir potansiyelin çekim mer-kezi olmas›yd›. 1980’lerin ikinciyar›s›ndan itibaren bu potansiyellebirlikte geliflip büyüdü devrimci

hareket. Ad›m ad›m mücadeleyibüyüttü, gençli¤in, memurla-

r›n, iflçilerin üzerlerindekiölüm topra¤›n› atarken

önlerinde hep dev-rimci hareket

vard›. 12 Ey-lül’ün pasifi-

kasyonu, örgüt-süzlefltirmesi birçok

alanda parçalan›p at›lmaktayd›.

‹flte bu süreçte dünyada da bü-yük alt üst olufllar yaflanmaktayd›.Bu alt üst olufl, halklardan de¤il,emperyalistlerden yanayd›. Reviz-yonizmin yönetti¤i sosyalist ülke-lerde yönetimler bir bir devrilirken,binbir çileyle y›k›lan alçak ve vahflikapitalizm restore edildi.

“Sosyalizm öldü” diye ilan etti-ler dünyaya. Silah›n› b›rakan, orakçekicini terk eden “sosyalizmin ce-nazesini kald›rmaya” kofltu.

Halklara inanc›n› kaybedenler,ideallerini ve tarihsel materyalizmireddedip gelecek düfllerini topra¤agömerken, emperyalizm Ortado-¤u’ya ya¤d›rd›¤› bombalar eflli¤in-de YYeennii DDüünnyyaa DDüüzzeennii’ni ilan edi-yordu.

Yine bir soruyla karfl› karfl›yayd›devrim ve sosyalizmi savunanlar:Bu, adeta “karfl› konulmaz” gibigörünen karfl›-devrim rüzgar› karfl›-s›nda ne yap›lacakt›? Cepheliler, ta-rihin önlerine getirip koydu¤u busoru karfl›s›nda hiç düflünmedilerdenilse yeridir. Tereddütsüz belliydiçünkü kararlar›. K›z›ldere’nin yo-lundan yürüyenlerin, Mahir’in ö¤-rencilerinin böyle bir anda tereddü-tü olabilir miydi?

K›z›ldere sosyalizm yolunda cü-retle ve tereddütsüz ilerlemekti.

Amerikan emperyalizmi, tümdünya halklar›na emperyalizmindevasa askeri güçleri ve politik he-gemonyas› önünde boyun e¤meyidayat›rken, ülkemizde bir güç, em-peryalizmin “dikensiz gül bahçesi”hayallerini ve planlar›na s›k›yordukurflunlar›n›. Emperyalizm, iflbirlik-çileri ve teslimiyetçiler, sosyalizmincenazesini kald›rmaya haz›rlan›r-ken, bir güç, dünyan›n Türkiyesi’n-de “Yaflas›n Sosyalizm” hayk›r›fl›n›yükseltiyordu. O güç, devrimci ha-reketti. KK››zz››llddeerree’’nniinn yyoolluunnddaaumudu büyüterek yürüyenlerdi.

Her dem Mahir, her dem Ceva-hir’di onlar kavgada. Ve gerekti¤in-de yeni K›z›ldereler’e gitmekten çe-kinmeyenlerdi. Ve yine iflte kanl› birkuflatmaya daha al›nm›flt› hareketinönder kadrolar›. Dünyan›n birçok

Say›: 145 730 MART

3030MartMart

- 17 Nisan- 17 NisanDevrim fiehitleriniAnma ve Umudun

KuruluflunuKutlamaGünleri

ÇÇiifftteehhaavvuuzzllaarr,, 11999922 NNiissaann

Page 8: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

8 30 MART 30 MMart 22008

ülkesinde silahl› mücadele sürdürenbirçok ulusal veya toplumsal kurtu-lufl hareketi, silah b›rak›rken dev-rimci hareketin tersine silahl› müca-deleyi gelifltirmesi, emperyalizminkesinlikle yok etmek isteyece¤i birgeliflmeydi. 12 Eylül koflullar›ndauzun y›llar kesintiye u¤rayan silahl›mücadele, 1980 sonundan itibarenyükselifle geçmiflti ülkemizde. Üste-lik her yap›lan eylem, büyük yank›yarat›yor, genifl kesimlerin sempati-sini topluyordu.

Emperyalizmin bekçileri, Ame-rikan Baflkan› Bush aflk›na sarm›fl-lard› bu kez dört bir yan›. Kahpe pu-sularda, bombalar ve kurflunlar ya¤-d›rd›lar devrimci hareketin 12 üye-sine. Aralar›nda Niyazi Ayd›n, ‹bra-him Erdo¤an gibi önder kadrolar davard›. 1991’in Temmuz’una yay›lankan, can›n› yak›yordu Türkiye dev-rimci hareketinin. Kan a¤l›yorduumuda gönül ba¤layanlar. Ve fakat,devrimci hareket, Niyazi’nin, ‹bra-him’in ve yoldafllar›n›n teslim ol-mayan tavr›yla gelece¤ini infla et-meyi sürdürüyordu.

Tarih, 12 Temmuz’la “bitti tü-kendi” beklentisi içine girenlere,“Bize Ölüm Yok” fliar›yla veriyorducevab›n›; ki bu umudun K›z›lde-re’den bu yana tafl›d›¤› miras›n öze-tiydi. Ve devrimci hareket, 12 Tem-muz flehitlerinin dilinden hayk›r›-yordu kendi yar›n›na: ““YYoollddaaflflllaarrbbiizzii aaflfl››nn..””

Mevsim K›z›ldere’ydi yine. Vemekan bu kez, Çiftehavuzlar. fia-faktan önce yola ç›kanlar›n düflleribayrak olmufl nazl› nazl› dalgalan›-yordu bir apartman›n penceresin-den. ‹stanbul semalar›nda yaflas›ndevrim, yaflas›n sosyalizm diyen birses yank›lan›yordu. Kürt k›z› Saboile Mahir tek beden olmufltu o gün;“Cesaretiniz varsa gelin” diyor-du.

Çiftehavuzlar, Üstbos-tanc›, Erenköy ve Sah-ray› Cedit'ten yükse-len ses, K›z›lde-re’den yükse-len sesin ayn›-s›yd›: “Biz burayadönmeye de¤il, ölme-

ye geldik”... ““YYaa ÖÖzzggüürr VVaattaann,, YYaaÖÖllüümm””dü sözün özü.

DDeevvrriimm iiddddiiaass››,, iikkttiiddaarr kkaarraarrll››ll››¤¤››

Devrimci hareket, bu yola ç›kal›nice kanl› k›y›mlardan geçti. Nicekahpenin kör b›ça¤› paraland› s›r-t›nda. Yine de “ah” demedi, dönme-di. Devrimin onurlu yolunda hare-keti yar› yolda b›rakanlar, ihanetedenler de olacakt› elbet ve oldu.Hareket devam etti yoluna.

12 Temmuz’un, 17 Nisan’›n ya-ralar›n› sararken, bir büyük yara da-ha açt› darbeci hainler hareketin s›r-t›nda. S›rt›ndan hançerlediler onu.Fakat ihanet de ezilip afl›larak,““ddeevvrriimm yyüürrüüyyüüflflüü”” sürdürüldü.

Mahir’in sözü, bu yürüyüflün herad›m›nda tekrar tekrar kan›tlan›yor-du. Dedi¤i gibi, “devrim yolu enge-beli, dolambaçl› ve sarpt›.”

Dedi¤i gibi, “Her engebede dü-flen gerillalar›n gövdesi bir devrimf›rt›nas› yarat›yor, düflen gerillala-r›n kan› devrim yolunu k›z›llaflt›r›p,ayd›nlat›yor”du.

Bugüne kadar bu k›z›ll›k içinde,onlar›n ayd›nl›¤›yla yürüyüp geldik.Bu yol, her zorlu dönemeçte K›z›l-dereler’den geçiyordu. Her zorludönemeçte, iki irade çarp›fl›yordu.Devrimci hareket, yüzlerce kadro-sunu, savaflç›s›n› infazlarda, kaybet-me operasyonlar›nda flehit verdi¤ibir süreçte dahi, partileflme hedefin-den vazgeçmiyordu.

Ve nihayet devrimci hareketinönder kadrolar›n›n K›z›ldere’detopra¤a düflmesinden 32 y›l sonraumut yeniden partileflti. ‹htilal atefli,bir kez daha harland›. Abdullah Me-raller’in, Niyaziler’in, Sabolar’›n,

Sinanlar’›n ve binlerce DevrimciSol kadrosunun, militan›n›n,

taraftar›n›n onlarca y›ll›közlemi, müjde olup yan-

k›land› isyan co¤raf-yas›nda.

30 Mart1972’den 30

Mart 1994’e geçensüre, K›z›ldere’nin

ayd›nlatt›¤› yola ba¤l›l›¤›n ttaarriihhsseellaann››tt›› gibidir. Partili, Cepheli yol dayine ayn› zorluklarla doluydu elbet-te. Öyle ki, emperyalizmin ve iflbir-likçilerinin sald›rganl›¤›n›n iyiceartt›¤› bu dönemde, devrim yürüyü-flü atefl alt›nda, adeta kan gölü için-de sürdürülecektir.

Yüzlerce infazda, k›rsal alandagerçekleflen onlarca katliamda, BBuu--ccaa,, ÜÜmmrraanniiyyee,, UUlluuccaannllaarr hapisha-neleri katliamlar›nda dökülen kan,bunu anlat›yordu herkese. Çeflitlikesimlerin ülkemizin art›k “demok-ratikleflti¤i... art›k bu tür olaylar›nson bulaca¤›” bofl hayallerine kar-fl›n, tarih kanla yaz›lmaya devamedilecekti...

19 Aral›k 2000’de yaz›lan tarihde bunu kan›tlam›yor muydu? Ku-yucu Murat Paflalar, Dehaklar, Ev-renler, tüm sömürücü zalimler,Clintonlar’›n, Bushlar’›n deste¤iyleiflbafl›ndayd›lar. Y›kt›lar, yakt›lar,tarihin en büyük hapishane katliam-lar›ndan birini gerçeklefltirdiler.Ama yine Mahir’in yoldafllar›, ö¤-rencileri vard› karfl›lar›nda. Ma-hir’in K›z›ldere’deki hayk›r›fl› tamyedi y›l boyunca yank›lan›p durduzindanlarda ve meydanlarda.

Bu büyük direnifli gerçekleflti-renlerin de Mahir’in yoldafllar› ol-mas› tesadüf de¤ildi. Türkiye devri-minin kesintisiz yürüyüflünün ad›y-d› K›z›ldere. Devrimin önüne ç›ka-r›lan her engeli aflmakta mahirdiMahir’in yoldafllar›. Devrim yürü-yüflünü sürdürürken, ödeyecekleribedellerin hesab›n› yapmazlard›.Çünkü bu hesab› yapanlar›n, önüneç›kan engelleri afl›p bu yürüyüflü sonhedefine kadar sürdürmesi mümkünde¤ildir. ‹flte bu yüzden, kesintisizyürüyüflün ad› olan K›z›ldere, ayn›zamanda zaferin de ad›d›r.

Em-peryalizme

ve Oligarfliye Karfl› Mücadelede

fiehitlerimizi An›yorUmudu Selam-

l›yoruz!

Page 9: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Mahir ÇAYAN:Yaz›lar›yla, eylemle-riyle, yaflam›yla ve ölümsüzleflti¤i K›z›l-dere direnifliyle, çizdi¤i devrim yolu bu-gün de yolumuzu ayd›nlatmaya devameden THKP-C önderi. 15 Mart 1946 Sam-sun do¤umludur. 1963’te Haydarpafla Li-sesi ö¤rencisiyken mücadeleye bafllam›fl-t›r. 1964'te Ankara Siyasal Bilgiler Fakül-tesi ö¤rencisi oldu¤u dönem, onun geliflti-¤i, önderlik misyonunu üstlendi¤i dönem-dir. SBF Fikir Kulübü’nde, Dev-Genç’tehep önder bir devrimci olarak yer ald›.Türkiye devriminin yolunun netlefltirilme-sinin teorik aç›dan da önderidir. THKP-C’nin kurucusu, Merkez Komitesi üyesi-dir.

Sinan Kaz›m ÖZÜDO⁄RU: THKP-C'nin önder kadrolar›ndand›r. Genel Ko-mite üyesidir. 1947 Sivas-fiark›flla-Orta-köy do¤umlu olan Sinan Kaz›m, yüksekö¤renimi için geldi¤i Ankara'da devrimcigençlik mücadelesinin içinde yer ald›.Ekim 1970'deki Dev-Genç kurultay›ndaTDGF Genel Sekreterli¤i’ne getirildi. 12Mart faflizmi karfl›s›nda da, ihanet karfl›-s›nda da omuz omuzad›r Mahir'le; K›z›l-dere'de oldu¤u gibi.

Cihan ALPTEK‹N: 1947 Rize, Arde-flen do¤umludur. THKO yöneticilerinden-dir. Bir dönem TDGF ‹stanbul Bölge Yürüt-me Kurulu üyeli¤i yapt›. 1969 Temmu-z’unda, THKO'yu oluflturacak gençlik ön-derleriyle birlikte Filistin kamplar›na gitti.Ayr›flmalarda tercihini silahl› Kurtulufl Sa-vafl›’ndan yana koyarak THKO içinde yerald›.

Hüdai ARIKAN: 1946, Denizli-Çiv-ril do¤umludur. Ankara'da gençlik müca-delesinin ve Dev-Genç'in örgütlenmesininbirçok aflamas›nda vard›r. Partinin ilk ör-gütlenmelerinde yer alan kadrolardan veTHKP Genel Komitesi üyesidir.

Ömer AYNA: 1952 Diyarbak›r,

Dicle do¤umludur. THKO'ludur. 1960'la-

r›n geliflen mücadelesi içinde tercihini silahl› savafltan yana

yapm›flt›r. K›z›ldere'deki siper yoldafll›¤›na THKO cephesinden

kat›lan ikinci

savaflç›d›r.

Sabahattin KURT:1949, Van Gevafl do¤umlu-dur. Ankara'da devrimcigençlik hareketi içinde sa-vaflç› yanlar›yla öne ç›kt›.

Nihat YILMAZ: 1937,Fatsa-Bozda¤› Köyü do¤um-ludur. Karadeniz bölgesin-deki Parti-Cepheliler’dendir.F›nd›k mitinglerinden tütünmitinglerine kadar bölgehalk›n›n mücadelesinin için-dedir.

Ahmet ATASOY:1946 Ünye-Sar›halil Köyüdo¤umludur. Karadenizköylüleri içinde yürütülenmücadelelerde örgütlenmiflbir devrimcidir. T‹P içindeyaflanan ayr›flma sürecindereformizmden koparakTHKP-C önderli¤inde müca-deleye at›lm›flt›r.

Ertan SARUHAN:1942, Fatsa, Beyceli köyüdo¤umludur. Karade-niz'deki mücadelenin yerelönderlerindendir. Karade-niz'in çeflitli kesimlerindeyay›n faaliyetinden eylem-leri organize etmeye, geril-lan›n lojistik haz›rl›klar›nakadar sürekli aktif bir yerelönderdir.

Saffet ALP: THKP-C'nin ordu içindeki örgüt-lenmesini gerçeklefltirenkadrolardan biridir. 1949,Kayseri do¤umludur. Bafl-lang›çta askeri birliklerde“Hava Kuvvetleri ProleterDevrimci Örgütü” adl› bir

olufluma önderlik yapm›fl, giderek Parti-Cephe'nin kadrolar›n-dan biri olarak do¤rudan örgütlenmenin içinde yer alm›flt›r.

Say›: 145 9KIZILDERE

Onlar Onlar K›z›ldere Yolunda ‹lerleyen Mücadelemizde Yafl›yor!Yafl›yor!

DDeevvrriimmccii hhaarreekkeettiinn öönnddeerrlleerrii,,kkaaddrroollaarr›› vvee ttaarraaffttaarrllaarr››yydd››llaarr..OOlliiggaarrflflii DDeenniizz GGeezzmmiiflfllleerr’’ii iiddaammeettmmeekk iissttiiyyoorrdduu.. SSeeyyrreeddeemmeezzlleerrddii..DDeenniizzlleerr’’iinn iiddaamm›› ddeevvrriimmiinn pprreessttiijjiiyy-

ddii.. 1122 MMaarrtt CCuunnttaass››’’nnaa kkaarrflfl›› ssiillaahhll››mmüüccaaddeelleeyyii ssüürrddüürrmmeekk vvee ddeevvrriimmiinnpp rreessttiijjiinnii ssaavvuunnmmaakk iiççiinn ÜÜnnyyee RRaaddaarrÜÜssssüü’’nnddeenn üüçç ‹‹nnggiilliizz aajjaann››nn›› kkaaçç››rr aa-

rraakk,, kkaarrflfl››ll››¤¤››nnddaa DDeenniizzlleerr’’iinn sseerrbbeessttbb››rr aakk››llmmaass››nn›› iisstteeddiilleerr.. EEyylleemmii ggeerrççeekk-

lleeflflttiirreenn sseekkiizz TTHHKKPP--CC’’llii,, iikkii TTHHKKOO’’lluu ddeevvrriimmccii,, rreehhiinnlleerrllee bbiirrlliikkttee ggiittttiikk-

lleerrii TTookkaatt’’››nn NNiikkssaarr ‹‹llççeessii’’nnee bbaa¤¤ll››KK››zz››llddeerree KKööyyüü’’nnddee kkuuflflaatt››lldd››llaarr.. 1100öönnddeerr vvee ssaavvaaflflçç››,, ssoonn nneeffeesslleerriinnee

kkaaddaarr ssaavvaaflflaarraakk flfleehhiitt ddüüflflttüülleerr..

EEnnggeebbeellii,,ddoollaammbbaaççll›› vvee ssaarrppddeevvrriimm yyoolluunnuunn hheerraaflflaammaass››nnddaa kkuurrttuulluuflfl

bbaayyrraa¤¤››nn›› ttaaflfl››yyaannflfleehhiittlleerriimmiizzii ssaayygg››yyllaa,, bbaa¤¤ll››ll››kkllaa

aann››yyoorruuzz.. TTüürrkkiiyyee hhaallkkllaarr›› oonnllaarr››uunnuuttmmaayyaaccaakk!!

**VVaattaann››nn bbaa¤¤››mmss››zzll››¤¤››,, hhaallkk››mm››zz››nn

öözzggüürrllüü¤¤üü iiççiinn,, ssoossyyaalliizzmm iiççiinn ccaann--llaarr››nn›› vveerrmmiiflfl ttüümm flfleehhiittlleerriimmiizzii bbuurraaddaa

bbiirr kkeezz ddaahhaa aann››yyoorruuzz.. FFaarrkkll›› ssiiyyaassiihhaarreekkeettlleerriinn ssaaffllaarr››nnddaa oolluupp ddaa

bbaa¤¤››mmss››zzll››kk,, ddeemmookkrraassii vvee ssoossyyaalliizzmmiiççiinn ccaann vveerreenn ddeevvrriimmcciilleerrii,, iilleerriicciilleerrii,,vvaattaannsseevveerrlleerrii ddee ddeevvrriimmiimmiizziinn flfleehhiitt--

lleerrii oollaarraakk kkaabbuull eeddeerreekk aann››yyoorruuzz..MMüüccaaddeelleemmiizz hheeppssiinniinn uu¤¤rruunnaa ccaannvveerrddiikklleerrii iiddeeaalllleerriinnii ggeerrççeekk kk››llmmaa

mmüüccaaddeelleessiiddiirr.. BBiizz,, bbuuggüünnhhaayyaatt››nn hheerr aallaann››nnddaa mmüüccaaddee--llee eeddeennlleerr,, bbaayyrraa¤¤›› oonnllaarrddaann

ddeevvrraalldd››kk,, yyaarr››nn bbaaflflkkaayyoollddaaflflllaarr››mm››zzaaddeevvrreeddeeccee¤¤iizz..

Page 10: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

10 KIZILDERE 30 MMart 22008

K›z›ldere direniflininbizlere b›rakt›¤› en büyükmiraslardan birisi, ““TTaammbbaa¤¤››mmss››zz vvee ggeerrççeekktteenn ddee-mmookkrr aattiikk TTüürrkkiiyyee”” fliar›-d›r.

Bu anlamda K›z›ldere,halka, sol güçlere, ba¤›m-s›zl›k ve demokrasi yolun-da birleflme ça¤r›s›d›r.

Neden bu fliar tercihedilmifltir. Çünkü, ba¤›m-s›zl›k ve demokrasi fliar›,halk›n sistemden kaynakl› sorunla-r›n›n çözümünün anahtar› olman›nyan›nda, ayn› zamanda bir avuç ifl-birlikçi egemen d›fl›ndaki tüm halk›birlefltirebilecek fliard›r.

Düflünelim, ülkemizde bir avuçegemen d›fl›nda, kim ba¤›ms›zl›¤akarfl› ç›kabilir, kim demokrasi iste-mez? Bunun cevab›, halk içindenverilemez. Ancak, halk düflman› ke-simler bunlara karfl› olabilirler.

Ülkemiz emperyalizmle girilenyeni-sömürgecilik iliflkilerinden gü-nümüze sürekli krizler yaflanan birülkedir. Yeni sömürge ülkelerin tü-münde oldu¤u gibi, ülkemiz de eko-nomik, sosyal, siyasal krizler ülke-sidir.

Krizler, sol güçlere devrimcimücadelenin, iktidar mücadelesiningelifltirilmesi için en uygun koflulla-r› da sunmaktad›r. Krizler sistemealternatif güçler için bir örgütlenmezemini sunsa da, tek bafl›na bu ze-minin olmas› yeterli de¤ildir. Ayn›zamanda solun da, bu zemini de¤er-lendirebilecek politikalar›, örgüt-lenmeleri yaratabilmesi gerekmek-tedir. Bu olmad›¤›nda, egemen güç-ler geçici de olsa, krizlerini atlata-bilmektedirler. Oligarfli yaflad›¤›krizleri bir flekilde çözmeyi, düzeni-ni sürdürmeyi baflarmaktad›r.

Bugün de, süreç hemen hemenbu flekilde geliflmektedir. Sistemönemli bir kriz yafl›yor, oligarfli içi

iktidar kavgas›, bir yandan sisteminkrizini derinlefltirirken, di¤er yan-dan hem düzenin teflhirine hizmetetmekte ve hem de teflhir için önem-li olanaklar sunmaktad›r.

Fakat, sol bu gündeme adeta se-yirci durumundad›r. Solun görünü-mü herkesin kendi kabu¤una çekil-di¤i bir görünümdür. Herkes “ken-di” s›n›rl› gündemleriyle, sorunla-r›yla meflguldur.

Bu seyirci konumun önemli ne-denlerinden birisi, solun halk›n ta-leplerine, beklenti ve sorunlar›nacevap verebilecek politikalar üretip,bu politikalar›, güçlerini birlefltire-rek, halka tafl›ma, halk› bu politika-lar etraf›nda örgütleme kararl›l›¤›n›gösterememesindedir.

Sistem kriz yafl›yor. Burjuvazisistemin krizine çare ar›yor. Burju-vazi iktidar›n› süreklilefltirecek po-litikalar üretmeye çal›fl›yor. Çeflitlikesimleri birlefltiriyor, ortak ça¤r›-lar yay›nlat›yor. TÜS‹AD’›, TOBB’si, T‹SK’i s›n›fsal ç›karlar› etraf›ndaaralar›ndaki çeliflkileri geri planaiterek, sistemi kurtarmak için birle-fliyor. Öyle ki, burjuvazi sol güçle-rin kendi etraf›nda harekete geçire-ce¤i D‹SK gibi sendikal örgütleridahi kendi ekseninde hareketlendir-mek, kullanmak için politika üreti-yor.

Sol, böyle yapm›yor. Ya s›n›rl›hedefler için biraraya gelebiliyor,

ya da bir araya gelmiyor,gelemiyor. Birliktelik ze-minlerini büyütmenin po-litikas›n› de¤il, birbirinietkisizlefltirmenin politi-kas›n› üretiyor.

‹ktidara alternatif olufl-turacak politikalar üret-mek yerine, reklamc›l›k,grupçuluk, küçük hesaplarpeflinde kofluluyor. Birlikzeminleri gelifltirilemedenda¤›lmaya mahkum edili-yor.

Solun tablosu, birbiriyle iliflkile-rini, stratejik politikalar›n›n bir par-ças› olarak de¤il, günlük iliflkilerolarak gördü¤ünü gösteriyor. Bubak›fl aç›s›, solun büyümesini en-gelleyen bir bak›fl aç›s›d›r.

Oysa, alternatif sistemin alterna-tifini örgütlemek, kitlelere bu alter-natifi tafl›mak gerekir. Bu gerek so-la, gerek kitlelere devrimci bir cofl-ku tafl›yacakt›r. Kitleler, sola bakt›k-lar›nda, umudu kurtuluflu görecek-lerdir.

Sorun bunun için düflünmek, bu-nun için politika üretmektedir.

SSooll BBuuggüünn KKiittlleelleerreeNNeeyyii AAnnllaatt››yyoorr??

Günümüzün temel sorunlar›n-dan birisi budur. Kim, halka hangidüflünceyi, hangi hedefi göstermek-tedir. Solun halka birlikte anlataca¤›birfley yok mudur?

Vard›r. Sol halka ““bbaa¤¤››mmss››zzll››kkvvee ddeemmookkrr aassii””yyii anlatmal›d›r.

Düflünelim, bugün demokrasi sa-vunuculu¤u, Ergenekon operasyonuüzerinden yap›lmaktad›r. AKP ikti-dar› gibi, ülkemizde faflizmin uygu-lay›c›s› bir iktidar, halka kendisinidemokrasinin savunucusu gibi pa-zarlayabilmektedir. Demokrasi iste-yenlerin deste¤ini, kendi faflist ikti-dar›na deste¤e dönüfltürebilmektedir.

K›z›ldere’nin Ça¤r›s›; “Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Yolunda Birleflelim!”

Page 11: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Peki, sol bu iktidar›n faflist nite-li¤ini nas›l teflhir edecek, demokrasitalebini nas›l kendi iktidar mücade-lesi etraf›nda örgütleyecektir? Buyal›n soru, tüm solun cevap aramas›gereken soru durumundad›r.

Ayn› flekilde, halk›n anti-emper-yalist tepkisi, solun iktidar mücade-lesini güçlendirme zemini iken, buzemin de, flovenist, gerici güçler ta-raf›ndan kullan›lmaktad›r.

Bu durum, halka ba¤›ms›zl›¤›,demokrasiyi anlatacak, halk› ba-¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesi-ne katacak bir cephenin örgütlene-memesinin yaratt›¤› bofllu¤un birsonucudur.

Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi hede-fini kitlelere götürmeyen solun, kit-lelerin gözünde ne yaflad›klar› so-runlar›n nedenlerini, ne çözümlerininetlefltirmesi mümkün de¤ildir.

Emperyalist iflgal anlatmadan,bir yönetim biçimi olarak faflizmianlatmadan, sorunlar›n kayna¤› dagösterilemez.

Emperyalizmi, faflizmi anlatmakise, karfl›l›¤›nda ba¤›ms›zl›k ve de-mokrasiyi, bunun için yürütülecekmücadeleyi anlatmay› gerektirir.

Sol, tüm ilerici, demokrat, dev-rimci güçleri bu politika etraf›ndatoparlayabilir, birlefltirebilir, bu ba-flar›ld›¤›nda, görülecektir ki, solungücü sand›¤›ndan daha fazlad›r, da-ha büyüktür.

Böylesi bir zemin yarat›lmad›-¤›nda, sol güçlerin zemininde hare-ket edebilecek çeflitli kesimlerin,burjuvazinin etkisine de, sistem içidi¤er kesimlerin etkisine de girmesiflafl›rt›c› de¤ildir.

Sol kendi gücünü oluflturamad›-¤›nda, sistem içi güçler, kendi poli-tikalar›n› halk›n de¤iflik örgütlülük-leri üzerinde egemen k›lmay›, etki-leyip sistem içine çekmeyi baflara-bilmektedir.

Oligarfli içi çat›flman›n derinlefl-mesini, sol da örgütlenme ve müca-deleyi gelifltirmenin bir zemini ola-rak kullanmal›d›r.

De¤ilse, sistemin kendini yeni-den güçlendirmesini, solun güçleri-ni sald›rarak etkisizlefltirmesini en-gelleyemeyecektir.

Nitekim, sistem devrimcilere,sistem d›fl› güçlere karfl› her zamanbirleflme yetene¤ine sahiptir. ‹ç ça-t›flmalar›n›n en yo¤un oldu¤u za-

manlarda bile, sola yönelik sald›r›-lar› yo¤unlu¤undan birfley kaybet-miyor. Bu da tüm sol için tek bafl›naö¤retici bir olgudur.

Karfl› devrimin s›n›f bilincindenve K›z›ldere’nin devrim iddias›n-dan, kararl›l›¤›ndan, sorumlulu¤un-dan ö¤renebildi¤imiz noktada, birçok engelin afl›labilir oldu¤u aç›kt›r.K›z›ldere flehitleri can bedeli biryolda birleflerek ba¤›ms›zl›k, de-mokrasi ve sosyalizm için kavgada,devrimin kavgas›nda, devriminprestijini savunmakta, tüm di¤erkayg› ve hesaplar›n iikkiinncciill oldu¤u-nu göstermediler mi bize?

Ülkemizin devrimcileri,

Ülkemizin ilericileri, demokrat-lar›,

Ülkemizin vatanseverleri,

K›z›ldere flehitlerini anarken,onlar›n an›s›na lay›k olman›n enmümkün ve zorunlu yollar›ndan bi-rinin, ba¤›ms›zl›k demokrasi vesosyalizm için birleflmek oldu¤unusöylüyor ve birleflmeye ça¤›r›yoruz.

Onlar’›n an›s›n› yaflatal›m; K›-z›ldere’nin ça¤r›s›na cevap verelim.

Say›: 145 11KIZILDERE

30 Mart-17 Nisan tarihleri aras›n›,““DDeevvrriimm fifieehhiittlleerriimmiizzii AAnnmmaa vvee PPaarrttii--nniinn KKuurruulluuflfluunnuu KKuuttllaammaa GGüünnlleerrii”” ola-rak tan›mlayan Devrimci Halk KurtuluflPartisi, buna iliflkin olarak 25 Mart 2008tarihinde 38 No’lu bültenini yay›nlad›.

Bültende; ““PPaarrttii--CCeepphhee’’nniinn kkuurruulluuflfluuvvee ssiillaahhll›› ssaavvaaflflaa bbaaflflllaammaass››,, AAmmeerriikkaann eemmppeerryyaalliizzmmiinneekkaarrflfl›› AAnnaaddoolluu ttoopprraakkllaarr››nnddaann iillaann eeddiillmmiiflfl aaçç››kk bbiirr ssaa--vvaaflfltt››rr.. AAmmeerriikkaa’’yyaa kkaarrflfl›› iillkk mmeeyyddaann ookkuummaa,, iillkk ççaarrpp››flfl--mmaadd››rr..”” denilerek, THKP-C’nin düzene, oligarflik dev-lete ve emperyalizme karfl› gerçek anlamda ilk baflkald›-r›n›n temsilcisi ve öncüsü oldu¤u vurgulan›yor.

Bültende, THKP-C’den DHKP-C’ye ve günümüzeuzanan, 38 y›ll›k mücadele sürecinde, ““TTüürrkkiiyyee ddeevvrriimmiivvee ddeevvrriimmccii hhaarreekkeettii,, ssaayy››ss››zz ddöönnüümm nnookkttaass››nnddaa,, vvaarr--ll››kk--yyookklluukk ssoorruunnuuyyllaa kkaarrflfl›› kkaarrflfl››yyaa kkaallmm››flfltt››rr.. DDeeffaallaarr--ccaa tteesslliimmiiyyeett yyaa ddaa ööllüümm ddaayyaattmmaass›› kkaarrflfl››ss››nnddaa tteerrcciihhyyaappmmaakk dduurruummuunnddaa kkaallmm››flfltt››rr..”” deniliyor.

Tüm bu tarihsel dönüm noktalar›n›n, Marksist-Leni-

nistlerin önderli¤inde, büyük bedeller ödenme pahas›naafl›ld›¤› belirtilerek, ““TTHHKKPP--CC’’ddeenn DDHHKKPP--CC’’yyee uuzzaa--nn››pp ggeelleenn ttaarriihh,, TTüürrkkiiyyee ddeevvrriimmiinnddee ““iillkk””lleerriinn ttaarrii--hhiiddiirr..”” vurgusu yap›l›yor.

Bültenin, ““ZZAAFFEERR KKAAZZAANNMMAAKK ‹‹ÇÇ‹‹NN SSAAVVAAfifiII--YYOORRUUZZ!!”” bafll›¤›nda; DHKP-C’nin düzenin flu veya buyan›nda düzeltmeler, reformlar yapma amac›n›n olama-yaca¤›, Parti-Cephe’nin, s›n›flar mücadelesi arenas›nadevrim iddias›na, iktidar perspektifine sahip bir hareketolarak ç›kt›¤› ve bu konumundan hiç bir zaman sapma-d›¤› vurgulan›yor.

Bülten; ““AAnndd iiççeerriizz kkii,, eemmppeerryyaalliizzmmii kkoovvaaccaakk,, oollii--ggaarrflfliikk ddiikkttaattöörrllüü¤¤üü yy››kkaaccaa¤¤››zz..

ZZaaffeerrii bbiizz kkaazzaannaaccaa¤¤››zz.. BBuunnddaann eenn uuffaakk bbiirr kkuuflflkkuu--mmuuzz yyookkttuurr..

TTHHKKPP MMeerrkkeezz KKoommiitteessii’’nniinn ‹‹hhttiillaalliinn YYoolluu bbaaflflll››kkll››aaçç››kkllaammaass››nnddaakkii ssöözzlleerrii,, ttaarriihh iiççiinnddee kkaann››ttllaannmm››flfl ssöözz--lleerr oollaarraakk bbiirr kkeezz ddaahhaa tteekkrraarrll››yyoorruuzz:: TTüürrkkiiyyee iihhttiillaallii--nniinn yyoolluu,, ppaarrttiimmiizziinn yyoolluudduurr.. PPaarrttiimmiizziinn yyoolluu hhaallkk››mm››--zz››nn kkuurrttuulluuflfl yyoolluudduurr..”” sözleriyle bitiriliyor.

30 Mart -17 Nisan, Ba¤›ms›zl›k, Demokrasi ve SosyalizmMücadelesinde fiehitlerimizi Selaml›yor, Umudu Büyütüyoruz!

Page 12: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

12 KIZILDERE 30 MMart 22008

Amerikan ve di¤er emper-yalist güçlerin iflgali ve sömü-rüsü alt›nda bir ülkede, halkad›na yola ç›kanlar›n, ilk ad›m-lar› tereddütsüz ba¤›ms›zl›¤›nkazan›lmas› yolunda ilerlemekolmak zorundad›r.

Yine Mahir Çayan’›n dedi¤igibi, böylesi bir ülkede ba¤›m-s›zl›¤› kazanman›n tek bir yoluvard›r, o da ““ssiillaahhll›› kkuurrttuulluuflflssaavvaaflfl››dd››rr..””

‹flte Mahirler’i K›z›ldere’yeulaflt›ran yol, bu ba¤›ms›zl›kyoludur. Bu aç›dan denilebilirki; KK››zz››llddeerree bbaa¤¤››mmss››zzll››¤¤›› ssaavvuunn--mmaakktt››rr..

Ba¤›ms›zl›¤› savunmak demek,Mahir’in sözleriyle, ““AAmmeerriikkaanneemmppeerryyaalliizzmmiinniinn hhaakkiimmiiyyeettii vveeyyeerrllii uuflflaa¤¤›› ssöömmüürrüüccüü ss››nn››ffllaarr››nn iikk--ttiiddaarr››nn›› yy››kkmmaakk”” demektir. Bu ne-denledir ki, ba¤›ms›zl›k için yola ç›-kanlar›n, Amerika ve iflbirlikçileri-nin terörüyle karfl›laflmalar› kaç›n›l-maz oland›r.

Bu gerçek devrimcilerin önüneiki seçenek ç›karm›flt›r, bbuu sseeççeenneekk--lleerrddeenn bbiirriissii KK››zz››llddeerree’’ddiirr,, ddii¤¤eerrsseeççeenneekk eemmppeerryyaalliizzmmllee vvee iiflflbbiirr--lliikkççiilleerriiyyllee uuzzllaaflflmmaa ççiizzggiissiiddiirr.. Bunedenle K›z›ldere, Mahirler’in““TTaamm bbaa¤¤››mmss››zz vvee ggeerrççeekktteenn ddee--mmookkrraattiikk TTüürrkkiiyyee”” fliarlar›n› can-lar›n› vererek savunmalar›d›r.

Mahirler, daha mücadelenin bafl-lang›c›nda, devrimin yolu henüz ye-ni flekillenirken ““KKuurrttuulluuflfl SSaavvaaflfl››--nnaa”” vurgu yaparken, aannttii--eemmppeerr--yyaalliisstt zemini vurguluyorlard›. Evet,bu bir kurtulufl savafl›d›r; ayn› savafliçinde birleflmifl ulusal ve sosyalkurtulufl savafl›d›r. Ba¤›ms›zl›¤›nbaflka bir yolu da yoktur.

Halk›n kurtulmak istedi¤i, açl›kve yoksulluktur. Bunun sorumlusu,emperyalizm ve iflbirlikçisi oligarfli-dir. Halk›n kurtulmak istedi¤i, fa-flizmin bask› ve zulmüdür, ülkemiz-de faflizmin bir yönetim biçimi ol-mas›n›n nedeni de, emperyalizmle

kurulan yeni-sömürgecilik iliflkile-ridir. Dolay›s›yla, bir kurtulufltansöz etmek için emperyalizmi ülke-mizden atmak, iflbirlikçilerinin ikti-dar›na son vermek gerekir. Ulusalve sosyal kurtulufl savafl›n› birlikteyürütmek gerekir.

Ülkemizde, ilk defa bu gerçekle-ri Mahirler ortaya koymufllard›r. Ül-kemizin 1945’lerde sömürgelefltiril-mesinden itibaren, Anadolu’da ilkkez THKP-C ile birlikte, net olarakba¤›ms›zl›k fliar› yank›lanm›flt›r.

Bu nedenle, THKP-C’nin kuru-luflu, ülkemizde emperyalizmin is-tedi¤i gibi sömügecilik iliflkileriniyürütemeyece¤inin ilan›d›r. O günekadar ki, uzlaflmac›l›¤›n tersine, ilkdefa K›z›ldere’yi yaratan silahl›mücadele çizgisi, üüllkkeemmiizzddeenn eemm--ppeerryyaalliizzmmii ssaavvaaflflaarraakk aattaaccaa¤¤››nn››iillaann eettmmiiflfl,, bbuunnuunn ggeerrççeekklleeflflttiirriillee--bbiilliirr oolldduu¤¤uunnuu tteeoorriikk vvee pprraattiikkoollaarraakk oorrttaayyaa kkooyymmuuflflttuurr..

BBaa¤¤››mmss››zzll››kkttaann SSöözz EEddeennÇÇookkttuurr,, FFaakkaattDDeevvrriimmcciilleerr DD››flfl››nnddaa,,BBaa¤¤››mmss››zzll››kk ‹‹ççiinnBBeeddeell ÖÖddeeyyeennKKiimmssee YYookkttuurr

Bugün ülke-mizin ba¤›ms›zl›-¤›ndan söz eden çeflitlikesimler vard›r. Fakat,

ba¤›ms›zl›k için ne yap›yorlarsorusunun cevab› boflluktur.Çünkü, gerçekte ba¤›ms›zl›k içindevrimciler d›fl›ndaki kesimlerinyapt›klar› bir fley yoktur.

Bu durumda, bu kesimlerinba¤›ms›zl›¤›n savunucusu olduk-lar›ndan de¤il, ancak ba¤›ms›zl›kfliar›n› kendi politik hesaplar›için kulland›klar›ndan söz edile-bilir.

Ba¤›ms›zl›¤› lafta de¤il de,gerçekten savunmak, aannttii--eemm--ppeerryyaalliisstt vvee aannttii--oolliiggaarrflfliikk ol-may› gerektirir. ‹kisinden birisi-

nin eksik olmas›, ba¤›ms›zl›¤› sa-vunmay› da engeller.

Kimi kesimler, sözde emperya-lizme karfl›d›rlar, fakat emperyaliz-min iflbirlikçisi tekellere, orduya,düzen partilerine karfl› de¤iller. Do-lay›s›yla, emperyalizm karfl›tl›klar›da sözde kalmaktad›r.

Ülkemiz, emperyalizmin aç›kde¤il, gizli iflgali alt›ndaki bir ülke-dir. Gizli iflgalin esprisi, emperyalistiflgalin iflbirlikçi oligarfli ve onunaskeri gücü, iflbirlikçi ordu arac›l›-¤›yla iflgal edilmesidir. Bu gerçek,emperyalizme karfl› olanlar›n, oto-matik olarak oligarfliye de karfl› ol-mas›n› gerektirir.

Yine bu gerçek, ülkemizde ba-¤›ms›zl›¤› savunman›n k›stas›n›n,emperyalizme ve oligarfliye karfl›mücadele oldu¤unu gösterir.

Ba¤›ms›zl›¤› savunmadaki sami-miyetin göstergelerinden birisi de,ba¤›ms›zl›k mücadelesinde bedelödemeyi göze almakt›r.

Bedel ödemek göze al›nma-d›¤›nda ba¤›ms›zl›k düflün-

cesinin savunulmas› dalafta kalmaya mah-

kumdur. Ülkemiziiflgal edenler,

ba¤›ms›zl›¤›-m›z› yok

edenler, görüntüne olursa olsun, bu-

nu as›l olarak silah zo-

K›z›ldere Ba¤›ms›zl›¤› Savunmakt›r

3030MartMart

- 17 Nisan- 17 NisanDevrim fiehitleriniAnma ve Umudun

KuruluflunuKutlamaGünleri

Page 13: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

ruyla yapmaktad›rlar.

Kurduklar›, iflbirlikçi oligarflikdüzen, yönetim biçimi olarak fafliz-min seçilmesi, yarg›s›, iflbirlikçi or-dusu, yasalar› hepsi iflgalin halküzerindeki bask›s›n›n araçlar› duru-mundad›r.

Bu gerçekler ortada iken, ba¤›m-s›zl›¤›n, emperyalist iflgale karfl› zorkullan›lmadan baflar›labilece¤indensöz etmek, yan›lg› de¤ilse aldatma-cad›r.

Emperyalist iflgale karfl› zor kul-lanarak mücadele etmek ise, do¤alolarak bedelleri olan bir mücadele-ye at›lmak demektir. Yani, ““eennggee--bbeellii,, ddoollaammbbaaççll›› vvee ssaarrpp”” bir yoldayürümeyi seçmek demektir.

Ülkemizde, 38 y›ld›r bu yolu yü-rüyen sadece devrimciler vard›r. Sa-y›s›z bedel ödenerek, önder kadro-lar›, kadro, sempatizan ve taraftarla-r›yla, emperyalizmin ve oligarflininher türlü terörü alt›nda bu yolu yü-rümeyi sürdürenler sadece devrim-cilerdir.

Bu yolun, tarihsel dönemeçleri-nin bafl›nda geleni K›z›ldere Mani-festosu’dur. K›z›ldere, tarihin derin-liklerine gömülmek istendi¤i nokta-da, ba¤›ms›zl›k bayra¤›n›n hiçbirzaman yere düflmeyecek flekilde enyükseklerde dalgaland›r›lmas›d›r.

KK››zz››llddeerree BBaa¤¤››mmss››zzll››kk ‹‹ççiinnSSaavvaaflfl MMaanniiffeessttoossuudduurr

K›z›ldere emperyalizmin ve oli-garflinin bir katliam›d›r, ayn› za-manda K›z›ldere bir direnifltir. Fa-kat K›z›ldere’nin politik anlam› tekbafl›na bunlarla izah edilemez. Bun-lar›n yan›nda, K›z›ldere’yi mmaannii--ffeessttoollaaflfltt››rraann özelli¤i vard›r. Buözellik, K›z›ldere’de, Türkiye dev-riminin yolunun, ““TTaamm bbaa¤¤››mmss››zzvvee ggeerrççeekktteenn ddeemmookkrraattiikk TTüürrkkii--yyee”” hedefine giden yolun, kanla ya-z›lm›fl olmas›d›r.

Bu tarihsel bir olayd›r. K›z›lde-re’de emperyalizm ve iflbirlikçi oli-garflinin egemenli¤i alt›na ald›¤›,ya¤malad›¤›, talan etti¤i bir ülkeninhalk›na, kurtulufla giden yol göste-rilmifltir.

Evet, K›z›ldere’de Mahirler’ikatleden emperyalizm ve oligarflikatliamc›d›r. Mahirler’in katledil-diklerinde, daha çok genç yafllardaolduklar› da do¤rudur. Katliamatepki göstermek de, demokrat olma-n›n gere¤idir. Fakat, K›z›ldere’yigenç devrimcilerin katledilmesineindirgemek, olay› politik içeri¤in-den soyutlamak, K›z›ldere’nin ma-nifesto olma özelli¤ini gözlerdensaklamak anlam›na gelir. Ki, bu bi-linçli ya da bilinçsiz olarak, K›z›l-dere’nin mesajlar›n›n halka ulaflma-s›n›n engellenmesinde, politik anla-m›n›n gizlenmesinde, kanla yaz›lantarihin silinmesinde, oligarfliye yar-d›m etmek anlam› tafl›r.

Emperyalizm ve oligarflinin kat-liamc›l›¤›n›n hedefinde K›z›lde-re’nin olmas›n›n nedeni vad›r.THKP-C önder ve kadrolar›n›n he-def seçilmesinin nedeni, K›z›lderemanifestosunu yaratan çizginin, bbaa--¤¤››mmss››zzll››kk,, ddeemmookkrraassii vvee ssoossyyaalliizzmmiiççiinn,, aannttii--eemmppeerryyaalliisstt,, aannttii--oolliiggaarr--flfliikk ddeevvrriimm bbaayyrraa¤¤››nn›› ddaallggaallaanndd››rr--mmaass››dd››rr..

Nitekim, K›z›ldere’de salt katli-am de¤il, teslimiyet dayatmas› davard›r. K›z›ldere, ayn› zamanda ku-flatma alt›ndaki devrimcilerin, ““tteess--lliimm oolluunn”” ça¤r›lar›na ““bbiizz bbuurraayyaaddöönnmmeeyyee ddee¤¤iill,, ööllmmeeyyee ggeellddiikk”” ce-vab›n› verdikleri için manifestodur.

Teslim olmak, düflüncelerini,ideallerini, ba¤›ms›zl›k çizgisiniterk etmektir. Teslim olmak, emper-yalizmle, oligarfliyle, onlar›n iflgalve sömürü üzerine kurduklar› sis-temleriyle uzlaflmakt›r.

Ve, teslim olun ça¤r›lar›na elleri-ni yukar›ya kald›rarak cevap veren-lerin, katledilmesi için bir neden deyoktur. Bu yan›yla, emperyalizminve oligarflinin katliamc›l›¤›n›npolitik hedefleri vard›r. ‹flte,teslimiyet dayatmas› bupolitik hedefi ifadeeder. Yine, K›z›lde-re’de teslimiyetinr e d d e d i l m e s ide, teslimiyeti da-yatanlar›n bu politikhedeflerine ulaflamama-

lar›n›, ba¤›ms›zl›k bayra¤›n›n dal-galanmaya devam etti¤ini ifadeeder.

Bu nedenledir ki, gerçekten ba-¤›ms›zl›ktan yana olmayanlar, ba-¤›ms›zl›¤› savunman›n gerektirdi¤ibedelleri ödemekten kaç›nanlar, K›-z›ldere’nin ““bbiizz bbuurraayyaa ddöönnmmeeyyeeddee¤¤iill,, ööllmmeeyyee ggeellddiikk”” fliar›n› yoksaymak istediler. ““DDöönneerreekk ddee”” ba-¤›ms›zl›k, demokrasi, sosyalizm dü-flüncelerinin savunulabilece¤ini id-dia ettiler. Fakat, gerçekler onlar›her defas›nda yalanlad›. Savunama-d›lar. Giderek, ba¤›ms›zl›k, demok-rasi, sosyalizm söylemleri dillerin-de i¤reti durmaya bafllad›. Bu kav-ramlar›n içeri¤ini boflaltmaya çal›fl-t›lar.

Yaflanan pratik K›z›ldere’nin fli-arlar›n›, sloganlar›n› tekrar tekrardo¤rulad›. Emperyalizme ve oligar-fliye karfl› ba¤›ms›zl›k ancak, ““bbiizzbbuurraayyaa ddöönnmmeeyyee ddee¤¤iill,, ööllmmeeyyeeggeellddiikk”” denilerek savunulabildi.Halen ülkemizde ba¤›ms›zl›k bay-ra¤› yükseklerde dalgaland›r›labili-yorsa, bunun nedeni, Mahirler’dengünümüze yüzlerce devrimcinin deayn› bedeli ödemekte tereddütsüzolufludur, yüzlerce devrimcinin ku-flatmalarda, ““aass››ll ssiizz tteesslliimm oolluunn””diyebilmesindendir.

BBaa¤¤››mmss››zzll››¤¤››nn YYoolluu KK››zz››llddeerree’’ddeenn GGeeççeerr

Mahirler’i K›z›ldere’ye tafl›yanneden, ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› enyükseklerde dalgaland›rmak iken,Amerika’n›n ufla¤›, iflbirlikçi ordu-yu oraya tafl›yan neden, ba¤›ms›zl›kdüflüncesini öldürmekti.

Fakat ba¤›ms›zl›k düflüncesi K›-z›ldere’de öldürülemedi. K›z›ldere

ise, fiziksel olarak ölümken,ideolojik, politik olarak

ölümsüzleflmek oldu. Bunedenledir ki, ülke-

mizde ba¤›ms›zl›khedefinde ka-

rarl›l›kla iler-leyenlerin yolu,

mutlaka K›z›ldere-ler’den geçmifltir.

Say›: 145 13KIZILDERE

Em-peryalizme

ve OligarfliyeKarfl› Mücadelede

fiehitlerimizi An›yorUmudu Selam-

l›yoruz!

Page 14: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

12 Mart’ta, K›z›ldere’de devrim-ci hareketi bitirdiklerini sananlarakarfl› ““ssoonn ssöözzüümmüüzz ssööyylleennmmeeddii ddaa--hhaa”” diyordu marfl. Tam tersine, da-ha konuflmaya yeni bafll›yorduk.K›z›ldere’de o kerpiç evde savunu-lan vatan›n ba¤›ms›zl›¤›, halk›n öz-gürlü¤üydü. K›z›ldere’de yak›lanatefl, devrimin yolunu ayd›nlatan birmeflaleydi. O yoldan ilerlemeye de-vam etti devrim mücadelesi.

Mahirler’in mücadelesini sür-dürme iradesi gösteren tecrübesiz,genç ama cüretli kitlelerden gür, tokbir ses yükseliyordu eylemlerde:

vvuurr uullaann kkööppeekk ddööllüüvvuurrdduu¤¤uunn hheerr bbiirr ööllüü

ccaannllaann››rr ççiiççeekk aaççaarrhheerr ççiiççeekkttee bbiinn ttoohhuummhheerr ttoohhuummddaa vvuurrdduu¤¤uunn

bbiinn yyii¤¤iitt ddoo¤¤aarr yyaaflflaarr

...... iiflflttee bbaakk eenn öönnddeeyyiizz hhaallkk››zz bbiizz ttüükkeennmmeeyyiizz

ttaarriihhlleerr yyaazzaarr bbiizzii bbiizz ttaarriihh yyaazzaannllaarr››zz

Gerçekten de her tohumda binyi¤idin do¤mas›n›n canl›, somut birkan›t› gibiydi 12 Mart sonras›. Hiçkimsenin, ne oligarflinin, ne solunhesap edemeyece¤i kadar büyük birCepheli potansiyeli ç›km›flt› ortaya.Hesap sorma iste¤iyle, Mahirler’inbayra¤›n› daha yükseklere tafl›maiste¤iyle doluydu gençlik:

1122 MMaarrtt ppaaflflaallaarr››SSeerrmmaayyeenniinn uuflflaakkllaarr››KK››zz››llddeerree’’nniinn kkaannllaarr››YYaann››nn››zzaa kkaallmmaayyaaccaakk

Bunun için örgütlenmeliydiler.“Gündo¤du hep uyand›k”›n cofl-kusuyla yeniden büyük, bin-ler, onbinler, yüzbinlerolup yürüyen kortejleroluflturmal›yd›lar.“Yolumuz Ça-yanlar›n Yolu-dur” yazmal›yd›en önde.. K›z›lde-re’de fiziki olarak yok

edileni yeniden yaratmal›yd›lar.

‹nkarc›lara, tasfiyecilere ra¤menh›zla gelifliyordu mücadele. Karfl›-devrim de ayn› h›zla fliddetini art›r›-yordu.

Oligarflinin deste¤indeki sivil fa-flist hareket, kontrgerilla iflbirli¤iylekitlesel katliamlara yöneldi. 1 Ma-y›s 1977 katliam›, 16 Mart 1978katliam›, Marafl, Çorum katliamlar›birbirini izledi.

BBiinn ddookkuuzz yyüüzz yyeettmmiiflfl yyeeddii UUnnuuttuullmmaazz yy››ll››nn aadd›› BBiirr MMaayy››ss bbaayyrraamm›› iiddii SSoorraarrllaarr bbiirr ggüünn,, ssoorraarrllaarr

...... BBeeflfl yyüüzz bbiinn eemmeekkççii vvaarrdd››kk TTaakkssiimm MMeeyyddaann››''nnaa ggiirrddiikk ÖÖyyllee bbiirr ‹‹ssttaannbbuull ggöörrddüükk SSoorraarrllaarr bbiirr ggüünn,, ssoorraarrllaarr

A¤›tlar ve öfkeli hesap sorma is-te¤ini dile getiren marfllar, türkülervard› art›k halk›n dilinde. Belli kiçok büyük bedeller ödeyecekti halk.Belli ki var›lacak yere kan içindevar›lacakt›...

ÇÇiittlleerr kkeessiilliirr bbiirreerr bbiirreerrCCoopp vvee bboommbbaa aalltteeddiilliirrBBiizz kkii ggüürrlleeyyeenn bbiirreerr vvoollkkaann››zz BBeeyyaazz››tt ppaattllaayyaann kkrraatteerrMMaarrtt’’››nn oonnaalltt››ss››nnddaa yyeeddii ccaann

DDüüflflttüükk ggüünn oorrttaass››nnddaa yyeeddii ccaannBBiinn ddaallll›› yyaasseemmeenn oolluupp yyeeflfleerr--

ddiikk // ffaaflfliizzmmiinn kkaarrflfl››ss››nnddaa yyeeddii ccaann

Fakat, bunca kan katliamiçinde Anadolu halklar›n›n

binlerce y›ll›k ayaklan-malar tarihini ve Ma-

hirler’in miras›n›sahiplenen bir

hareket do¤du.Mayas›n› Ma-

hirler’den alm›flDevrimci Solcu kad-

rolar, partiyi yeniden yaratma karar-l›l›¤›yla, her türlü sapmayla aralar›-na kal›n bir çizgi koyarak mücade-leyi gelifltirmeye koyuldular:

KK››zz››llddeerree oonnbbeeflfllleerrBBeeddrreettttiinn’’lleerr yyaaflfl››yyoorr

aallnn›› kk››zz››ll bbaannttll››llaarrkkaavvggaayyaa ççaa¤¤››rr››yyoorr

......sseellaamm oollssuunn öözzggüürrllüü¤¤ee // bbaayyrraakkbbaayyrraakk kkooflflaannllaarraa

sseellaamm oollssuunn DDeevvrriimmccii SSoollssaavvaaflflçç››llaarr››nnaa bbiinn sseellaamm!!

...... flfleehhiirrlleerrddee kk››rrllaarrddaa ssaavvaaflfl››nn öönnccüüssüüyyüüzz

hhaallkk››mm››zz››nn öörrggüüttllüü bbaaflfl ee¤¤mmeeyyeenn ggüüccüüyyüüzz

ssöömmüürrüü zzoorrbbaall››kk ttuuttssaakkll››kk mmuuttllaakkaa yy››kk››llaaccaakk

öözzggüürrllüükk ggüünneeflfliimmiizz üüllkkeenniinn flflaaffaa¤¤››nnddaa ddoo¤¤aaccaakk

Dönemin marfllar›, türküleri,devrim hedefini göstermektedir te-reddütsüz biçimde.

Sonraki y›llarda kimilerinin“ssllooggaanncc››” olarak adland›raca¤›marfllar ve türküler yank›lanmakta-d›r ülkemizin her taraf›nda. ‹‹hhssaannii--lleerr,, EEmmeekkççiilleerr,, AAllii AAsskkeerrlleerr,, TTii--mmuurr SSeellççuukkllaarr,, CCeemm KKaarraaccaallaarr,,ZZüüllffüü LLiivvaanneelliilleerr,, farkl› anlay›fllar-la, farkl› tarzlarda da olsa, devrimintürkülerini, marfllar›n› seslendir-mektedirler. Coflkuludur, kararl›d›r,ve umutludur bu marfllar.

Devrimci mücadelenin enternas-yonalizminin en güzel ifadelerindenbiri de halklar›n marfllar›n› paylafl-mas›d›r. Ve bu dönemde yo¤un bi-çimde bu nitelikteki marfllar da tafl›-n›r kavgam›za. fiili halk›n›n direniflmarfl› “Venseremos” bunlar›n en bi-linenlerinden biridir.

vveennsseerreemmooss vveennsseerreemmoosskk››rraall››mm zziinncciirrlleerriimmiizziivveennsseerreemmooss vveennsseerreemmoosszzuullmmee vvee yyookkssuulllluu¤¤aa ppaayyddooss

Veya Avusturya ‹flçi Marfl›; Tür-kiye solunun en çok benimsedi¤i,her koflulda belki en çok söyledi¤imarfllardan biridir.

hhaayyaatt ddeenniilleenn kkaavvggaayyaa ggiirrddiikkççeelliikk aadd››mmllaarrllaa yyüürrüüyyoorruuzzbbiizz bbuu kkaarraannll››kk yyoolluunn ssoonnuunnddaa

14 MARfiLARIMIZ 30 MMart 22008

��Tarihimizin Marfllar›Marfllar›m›z›n Tarihi

2

3030MartMart

- 17 Nisan- 17 NisanDevrim fiehitleriniAnma ve Umudun

KuruluflunuKutlamaGünleri

Page 15: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

ddoo¤¤aaccaakk ggüünneeflflii ggöörrüüyyoorruuzz

ddaa¤¤llaarr›› aaflfl››yyoorr,, bbaakk yyaakk››nnllaaflfl››--yyoorr

kk››zz››ll yy››lldd››zzaa hheepp kkooflfluunn bbuu bbiirr rrüüyyaa ddee¤¤iill,,

bbuu bbiirr hhüüllyyaa ddee¤¤iill yy››lldd››zz››dd››rr kkuurrttuulluuflfluunn

Belki, kimileri “yak›n devrimhayali” görüyordu o günlerde. Amadevrim bir hayal de¤ildi. Bundanemindi devrimciler ve kitleler. Mü-cadeleyi bunun için büyütüyorlard›.

Marfllarda direnifl varKavga büyür, devrim mücadele-

si geliflir, kitleselleflir, devrimci ha-reket büyür... Böyle vakitlerde em-peryalizm ve iflbirlikçileri için ikti-dar koltu¤unu sa¤lama alman›n,baflka deyiflle düzenin bekas›n›n tekyolu vard›r: Aç›k faflizm.

12 Eylül 1980’de faflist bir cuntayönetime el koyar. 12 Eylül, marfl-lar ve türküler aç›s›ndan da bir dö-nüm noktas›d›r. 12 Eylül’ün “önce-si” ve “sonras›” diye bölünür tarih.Faflizm tüm terörüyle halka sald›r›r-ken, marfllar›n ve türkülerin sesi deyok edilir meydanlardan. Okullar-da, fabrikalarda en büyük suçlardanbiri haline gelir “o malum marfllar›,türküleri” söylemek. Cuntaya göre,onlardan tek bir yank› kalmamal›d›rAnadolu’nun semalar›nda.

Faflizmin bask›s›yla kaçanlar,göçenler, inançs›zlaflanlar olduysada döneme damgas›n› vuranlar dire-nenler oldu.

Marfllar susmad›, susturulamad›.Mahir’in deyifliyle, sadece adam›-z›n üzerinde yer de¤ifltirdi. Bazenbir marfl›n bir dizesini söylemek,bazen o makamda ›sl›k çalmak,cuntaya karfl› direnenlerin birbirinibulmas›n›n, dayan›flmas›n›n ifade-si oldu. Bazen, o marfllar, iflken-cehanelerde direniflin ad›yd›.

12 Eylül y›llar›ndadevrimci marfllar›naç›kça, en gür ses-lerle söylenebil-di¤i bir yer devard› elbette: Ha-pishaneler.

Marfl söylemek, askeri hapishane-lerin birço¤unda kkoo¤¤uuflfl bbaasskk››nnllaarr››--nnaa,, iiflflkkeenncceelleerree,, ffaallaakkaallaarraa nedenolan bir “eylem” olsa da, o marfllar,cuntan›n en karanl›k zamanlar›ndabile söylenmeye devam edildi. Ülke-mizin semalar›nda marfllar›m›z›nyank›s› hiç eksik olmad›.

Gündo¤du Hep Uyand›k’tanAvusturya ‹flçi Marfl›’na, fiark›fl-la’dan Enternasyonal’e kadar halk-lar›n direnifller içinde yazd›¤› dize-ler yank›land› hapishane maltalar›n-da. Ve direnifl içinde yenileri yaz›l-d›. Ki onlar, bu dönemin y›lg›nlar›-n›, döneklerini de¤il, direnenleri,kavgada bayraklaflanlar› anlatt›.

ssooyyuunn ddeeddii ddüüflflmmaann iinnaannççllaarr››nnddaann

ddöörrtt kk››zz››ll ookk ff››rrllaadd›› yyaayy››nnddaann.... iipp ddee ggeeççiirrsseenn bbooyyuunnllaarr››mm››zzaayyaa ddaa bbiirr kkuurrflfluunn aall››nnllaarr››mm››zzaaaassllaa ssooyyuunnmmaayy››zz iinnaanncc››mm››zzddaann

Cuntan›n hapishanelerinde dev-rimci tutsaklara teslimiyet dayat›l›-yordu. Teslim olan tutsaklar gösteri-lerek halka, “öncülerinin ne haledüfltü¤ü” gösterilip son darbe vuru-lacakt›. Devrimci inanç ve kararl›-l›k, cuntan›n bu hesaplar›n›n karfl›-s›nda bir direnifl oda¤› yarat›r ‹stan-

bul’un, kavgan›n baflflehrinin ortayerinde. Ad› MMeettrriiss’tir bu oda-

¤›n:

YYeeddii tteeppeellii flfleehhiirrddeeDDiirreenniiflfltteenn bbiirrkkaallee

YYeennii ddoo¤¤aannggüünnee mmeerrhhaabbaaDDiiyyoorr ddiirree--

nneennlleerree

YY››llllaarr bbooyyuunnccaa ddeessttaann yyaazz››lldd›› ‹‹flflttee MMeettrriiss’’ttee...... KKaann bbeeddeellii,, ccaann bbeeddeelliiyyaarr››nn››nn mmüüjjddeessiiyyllee....

Bedeli ölüm olsa da sosyalizminonuruna leke düflürmez MarksistLeninistler. Tutsakl›k koflullar›ndainançlar›n› savunmakta özgürdürler.Özgürlü¤ünü kullanman›n bedeliölümdür bazen. Cuntan›n hapisha-nelerde teslimiyetin simgesi olarakTek Tip Elbise’yi dayatmas› karfl›-s›nda, kimileri statükoculu¤un, uz-laflmac›l›¤›n yada teslimiyetin yolu-na düflerken, devrimciler ölüm oru-cuyla püskürtürler bu sald›r›y›. Dörtdevrimci flehit verildi bu direniflte.Onlar tarihi, tarih onlar› yazd›:

YYüürrüüddüülleerr eenn öönn ssaaffttaakkuuccaakkllaayyaarraakk ööllüümmüütteesslliimm oollmmaadd››llaarr,, ggeerrii dduurrmmaadd››llaarr‘‘kkaarraarr››mm››zz kkeessiinnddiirr!!’’ ddeeddiilleerr

KKaayydd›› ddöörrtt yy››lldd››zz aarrddaarrddaayyaarraarraakk yyoozz kkaarraannll››¤¤››ddiimmddiikkttii bbaaflflllaarr›› yyii¤¤iitt yyoollddaaflflllaarr››nn // ggüülleenn kk››zz››ll kkaarraannffiilllleerr iiççiinnddeeO dört y›ld›z, Apo, Fatih, Hasan,

Haydar’d›r. Zindanlarda direniflinad›d›r onlar. Ve onlarca türkü, marflonlar› anlatacakt›r. Mamak’ta faflist-lerle “kar›fl›p bar›flanlar›”, cuntan›naskerlerinin emri alt›nda uygunad›m yürüyenleri anlatacak de¤ildielbette...

D›flar›da yapra¤›n bile k›p›rda-mad›¤› günlerde içeride evlatlar› di-renirken, d›flar›da da tutsak yak›nla-r› bir tarih yaz›yordu. Y›llar sonrabestelenecek bir marfl onlar›n bu ta-rihini anlatacakt›:

KKuurraakktt›› ttoopprraakk ggöökkyyüüzzüü kkaarraannll››kkbbiizzlleerr ssuusskkuunn bbiirreerr aannaa bbaabbaayydd››kkeeyyllüüll zziinnddaannllaarr››nnddaakkii ççaa¤¤rr››yyllaauuyyaanndd››kk kkoorrkkuulluu ddüüflfltteenn uuyyaanndd››kk

DDiirreenniiflfl bbooyy aatttt››kkççaa zziinnddaannllaarrddaaddaayyaanndd››kk zzuullüümm kkaapp››ss››nnaa ddaayyaann--dd››kksseess vveerrddiikk eevvllaattllaarr››nn hhaayykk››rr››flfl››nnaa

yy››kktt››kk kkoorrkkuu kkaalleelleerriinnii yy››kktt››kk

Y›lg›nl›¤›n, karamsarl›¤›n dörtyan› sard›¤› günlerde Haydarlar’›n

Say›: 145 15MARfiLARIMIZ

iinnaattçç›› bbiittmmeezz bbiirr ggüüllüüflfl bbiirr ttüürrkküüddüürr ddiirreenniiflflzziinnddaannllaarrddaa aadd›› aappoo ffaattiihh hhaassaann hhaayyddaarr

Em-peryalizme

ve OligarfliyeKarfl› Mücadelede

fiehitlerimizi An›yorUmudu Selam-

l›yoruz!

Page 16: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

türküsü flöyle diyordu:

TTüürrkküümm bbiittmmeeddii

sseessiimm ddaahhaa yyiittmmeeddiibbeenn hhaallaa ttüürrkküü yyaakk››yyoorruumm

kkaavvggaaddaa ddiirreenniiflflççiilleerriinn aalleevv

ssoolluukkllaarr››nnddaa

Marfllarda yeniden büyüyen umut var!Onlar ölüm oruçlar›nda can ve-

rirken, gelecekten emindiler. Çokemindiler ölüm oruçlar›nda verimlidevrim tarlas›na ektikleri tohumla-r›n yeflerece¤inden... Tarih ve yol-dafllar› onlar› yan›ltmad›.

Gece döner, gün olur, hiçbir ka-ranl›k sonsuza kadar devam etmez-di. 80’lerin ikinci yar›s› karanl›¤›ngiderek parçaland›¤›, pusun da¤›ld›-¤›, meydanlar›n yeniden marfllar›n,türkülerin sesine kavufltu¤u y›llard›r.

Gençlik aya¤a kalkt› önce.Gençli¤in aya¤a kalk›fl›na önderlikedenler ise, elbette Dev-Genç’liler-di. “Ey Dev-Genç’li Ey Dev-Genç’li...” dizesi en çok duyulan di-zeydi yürüyüfllerde. Dev-Genç’lilertarihi miraslar›na sahip ç›k›yor, ta-rihlerine yeni direnifller ekliyorlard›.

BBaa¤¤››mmss››zzll››kk flfliiaarr››nn›› 66.. FFiilloo’’llaarr kkaarrflfl››ss››nnddaa hhaayykk››rraannflflaannll›› hhaazziirraann ggüünnlleerriinnddee

ss››nn››ffllaa kkaayynnaaflflaannbbiizz DDeevv--GGeennçç’’lliiyyiizz......

...... ddoo¤¤rruulluupp ggüürrlleeddiikk nniissaann ddiirreenniiflflii’’nnddee

kkaavvggaann››nn iizziinnddeeyyiizzöözzggüürr bbiirr ggeelleecceekk mmüüjjddeecciissii

yyüükksseelleenn sseessiimmiizzbbiizz DDeevv--GGeennçç’’lliiyyiizz...... ssaavvaaflfl››yyoorruuzz oolliiggaarrflfliiyyee kkaarrflfl››ssaavvaaflflaaccaa¤¤››zz hhaallkkllaa bbiirrlliikkttee

kkuurrttuulluuflflaa kkaaddaarr

Gençli¤in yan›s›ra iflçiler yürü-meye bafllad›lar caddelerde. Dev-rimci hareketin önderli¤inde 1 Ma-y›s meydanlar›n› yeniden kazanmakiçin büyük bir kavgaya giriflildi. fie-hitler pahas›na verilen bir kavgad›rbu. Mehmet Akif Dalc›, iflte bu kav-gada, 1 May›s günü Taksim Tarla-bafl› Bulvar›’nda vurularak katledil-

di. Onun için yaz›lan marfl, devrim-ci hareketin cunta mahkemelerindefaflizmi yarg›layan “Hakl›y›z Kaza-naca¤›z” bafll›kl› savunmas›yla bü-tünleflerek, yüzbinlere ulaflan, kitle-leri derinden etkileyen, iflçisi, köy-lüsü, kondulusu, emeklisi, kad›n›,genciyle milyonlar›n a¤z›nda birslogana dönüfltü:

kkuuflflaanndd››kk ggeennçç ööffkkeenniittaaflflllaarr››nn kkuuccaakkllaarr››mm››zzddaabbiizzlleerree öö¤¤rreettttii¤¤iinn kkaavvggaa

kkaavvggaamm››zzbbüüyyüüyyoorr uummuuzzllaarr››mm››zzddaa

zzaapptt eettttii¤¤iimmiizz aallaannllaarraasseessiinnii ttaaflfl››yyaaccaa¤¤››zzkkaann››mm››zzllaa yyaazz››yyoorruuzz ttaarriihhiihhaakkll››yy››zz kkaazzaannaaccaa¤¤››zz

hhaassrreettiinn oo bbüüyyüükk ggüünneessaavvaaflflaarraakk vvaarraaccaa¤¤››zzssiillaahh››mm››zz ssööyylleeyyeecceekk ssoonn ssöözzüühhaakkll››yy››zz kkaazzaannaaccaa¤¤››zz

Cunta y›llar›nda hapishanelerdebaflvurduklar› açl›k grevi silah›, hal-k›n elinde bir silaha, cuntan›n kür-sülerinde dile getirdikleri bir ger-çek, halk›n dilinde bir slogana dö-nüflmüfltü. Dönem Devrimci Solad›n›n hayat›n her alan›nda öneç›kt›¤› bir dönemdir... K›z›ldereler’-den geliyordur o.

...... hheerr bbiirr ttoohhuumm bbiinnlleerr vveerrddii nniiccee eennggeell aalltt eeddiillddii

ddaallggaa ddaallggaa ggeelliiyyoorruuzz aarrtt››kkff››rrtt››nnaallaarr bboorraannllaarrllaa

nnaass››rrllaaflfltt›› yyuummrruu¤¤uummuuzzkkoonndduullaarrddaann mmeeyyddaannllaarraa

vvoollkkaannllaaflfl››pp ggeelliiyyoorruuzzbbaayyrraa¤¤››mm››zz eellddeenn eellee

ddeessttaannllaaflfl››pp ggeelliiyyoorruuzz

Cesaret Var Marfllar›m›zda!Sosyalist sistemin y›k›lmas› ve

birçok ülkede kapitalizmin restoras-yonuyla rüzgarlar emperyalizmdenyana esmeye bafllar. Çeflitli kesim-

ler inançs›zlafl›r. Sosyalizminhayat verdi¤i marfllar, halkla-r›n tek kurtulufl yolunu anla-tan dizeler, art›k söylenmezolur.

“Sloganc›” diye mahkumedilir kavgan›n dizeleri. ‹mge-lerle dolu, mücadeleden uzak,

halka yabanc› yeni müzikler ise, do-¤al olarak mücadele alanlar›ndakikitleler taraf›ndan sahiplenilmez.Kavgan›n türküsüyle, devrimimizinmarfllar›yla “s›yr›l›p gelen” GGrruuppYYoorruumm, iflte bu dönemlerde, müca-dele edenlerin sesi solu¤u olur. Di-renenler, devrimi isteyenler, sosya-lizme inananlar, onda bulur sesini.

Kimileri, bayraklar›ndan orakçekiçleri ç›kar›rken, sosyalizminonuruna sahip ç›kmak için ileriyeat›lma vaktidir.

Böyle zor dönemlerde ideolojisi-ni savunma cüreti gösteremeyenle-rin, tarihsel hakl›l›¤›yla iddias›n›sürdüremeyenlerin devrimcili¤i,Marksist-Leninistli¤i sözden öteyegeçemezdi ve dünyan›n gerçekMarksist-Leninistler’in sözleriniduymaya ihtiyac› vard›.

Ülkemizin Marksist-Leninistleribu sözü söyleyebilecek cürete sahip-tiler. Dünyan›n birçok bölgesinde ya-flanan silah b›rakmalar›n, uzlaflmala-r›n, inkarc›l›¤›n tersine, ülkemizdedevrimci mücadelenin geliflmesininen önemli sebeplerinden biri de buy-du. fiartlar ne olursa olsun, inançla-r›ndan vazgeçmeyenler vard›.

Y›lg›nl›¤a, inkarc›l›¤a, inançs›z-l›¤a karfl›, mücadeleyi büyütme ira-desiyle, daha fazla cesaret ça¤r›s›yap›yordu devrimci hareket:

aatt››lldd››kk kkaavvggaayyaa yyüürrüüyyoorruuzz eennöönnddeeddeevvrriimm bbaayyrraa¤¤››mm››zz eelllleerriimmiizzddeeccooflflkkuunn sseell ggiibbii yy››kk››yyoorruuzz sseettlleerriiaakk››yyoorr aakk››yyoorr aakk››yyoorruuzz bbiizz

cceessaarreett cceessaarreett ddaahhaa ffaazzllaa cceessaarreettkkuurrttuulluuflfl mmuuttllaakkaa eelllleerriimmiizzddeekk››rr zziinncciirrlleerrii kkooppaarr ggeelleeccee¤¤iikkuurrttuulluuflfl mmuuttllaakkaa eelllleerriimmiizzddee

Marfllar›n ritmi yükselmektedir.Yükselen devrimin sesidir.

- devam edecek-

16 MARfiLARIMIZ 30 MMart 22008

Page 17: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

‹ s t a n b u l ’ d aOkmeydan› halk›24 Mart günü yinepolis terörüne maruz kald›. 24 Martgünü Saat 21.00 civar›nda GençlikFederasyonu çal›flanlar› Serkan OnurY›lmaz, Hasan Selim Gönen, OnurKaradirek ve Metin Bayram Okmey-dan›’nda polis taraf›ndan yaka paçazorla gözalt›na al›nd›lar.

Hiçbir gerekçe göstermeden poli-sin üst aramas› yapmak istemesinekarfl› ç›kan Gençlik Federasyonluö¤renciler yerlerde sürüklenerek gö-zalt›na al›nd›lar. Devrimci kimlikle-rinden dolay› sald›r›ya u¤rayanGençlik Federasyonlular› ve polisiiyi tan›yan Okmeydan› halk› olay›görünce hemen tepkisini ortaya ko-yarak devrimcileri sahiplendi. Hal-k›n sahiplenmesi karfl›s›nda polishalka da sald›rarak pervas›zl›¤›n›sürdürdü. Evlerinin balkonundantepki gösteren halka polis atefl açar-ken bir marangoz atölyesinin içinede gaz bombas› at›ld›.

GGöözzaalltt›› vvee SSaalldd››rr››yyaa PPrrootteessttoo

Gözalt›lar ve halka yap›lan sald›-

r›lar yürüyüflle protesto edildi. Saat22.00’de Okmeydan› Sa¤l›k Oca¤›önünde biraraya gelerek “KahrolsunFaflizm Yaflas›n Mücadelemiz, KatilPolis Okmeydan›’ndan Defol” slo-ganlar› atan Okmeydan› halk› sald›r›-y› protesto etti. Okmeydan› TemelHaklar önünde yap›lan aç›klamadagözalt›lar›n serbest b›rak›lmas› isten-di. Eyleme DHP, ‹flçi Köylü, Halkevi,DTP, ESP, SODAP, ÖDP ve KÖZ dedestek verdi.

GGöözzaalltt››nnddaa ‹‹flflkkeennccee

25 Mart’ta mahkemeye ç›kar›lanGençlik Federasyonu çal›flanlar›ndanOnur Karadirek ve Metin Bayramserbest b›rak›l›rken Serkan Onur Y›l-maz ve Hasan Selim Gönen 26Mart’ta serbest b›rak›ld›lar. Serbestb›rak›lan Gençlik Federasyonlu ö¤-rencilerin gözalt›nda yaflad›klar›Türkiye’de demokrasi vard›r diyenecevap niteli¤indedir. Ö¤renciler gö-türüldükleri Kulaks›z Polis Karako-lu’nda tekme tokat arabadan indiril-

dikten sonraelleri arkadankelepçeli bir

flekilde bir odaya kapat›l›p içeriyegaz s›karak sabaha kadar orada bek-letildiler. Hayalar› burularak ‹stiklalmarfl›n› söylemeleri dayat›ld›, a¤›zla-r›na çorap ve ayakkab› sokularak, ka-falar› duvara vurularak iflkenceyemaruz kald›lar. ‹flkenceler bunlarlabitmedi. Copla tecavüzle tehdidinede maruz kalan ö¤rencilere adliyeyegötürülürken de ‹stiklal marfl› söyle-meye zorland›. Gençlik Dernekli ö¤-rencilerin avukatlar›yla görüflmeleriengellendi. Zorla parmak izi al›n›r-ken slogan atmamalar› için a¤›zlar›bantla kapat›ld›, kafalar›na mont ge-çirildi.

Say›: 145 17POL‹S TERÖRÜ

Bask›nlar, Gözalt›lar, ‹flkenceler, Keyfi TutuklamalarBu Tablonun Yarat›c›s› ‘AKP Demokrasisi’dir!

Okmeydan›: Semtte PPolis TTerörüKulaks›z Karakolu’nda ‹flkenceAnkara: Keyfi TTutuklamaya DDevam

‹zmir: Gençlik DDerne¤i’ne BBask›nAnkara: Yeni BBir Gözalt› DDalgas›...

Darp.. hhayalar› bburma.. aa¤›za ççorapsokma.. kkafas›n› dduvara vvurma.. ccop-la ttecavüz ttehdidi.. zzorla ‹‹stiklal mmar-

fl› ssöyletme... BBunlar ‘‘1122 EEyyllüüll uuyygguullaammaallaarr››’’de¤il; bunlar geçen hhafta, 25-26 MMart2008’de AAKP ‹KT‹DARINDA yafland›!

OKMEYDANI’NDA POL‹S TERÖRÜ!

23 Mart’ta, ‹zmir Gençlik Der-ne¤i üyeleri dernek binas›nda sal-d›r›ya u¤rad›. Saat 14.30’da derne-¤e gelen sivil polisler, “siz buradane yap›yorsunuz, buras› yasal m›,yoksa çay m› sat›yorsunuz?” diye-rek Gençlik Derne¤i’ne girdiler.Neden geldiklerini, arama izinleriolup olmad›¤›n› bile söylemeden

Gençlik Dernekliö¤rencileri, öncekimlik sorup ar-

d›ndan ça¤›rd›klar› ekiplerle birlik-te biber gaz› s›karak sald›r›p gö-zalt›na ald›lar. Polisler sald›r›rken,çevrede toplanan insanlara, “Bun-lar terörist, bombac›, bunlar› öl-dürmek laz›m” diyerek sald›r›lar›n›meflru göstermeye çal›flt›lar.

Sald›r› sonucunda Ça¤r› Çevik,Burak Ergün, Ayd›n ‹flbilir ve Ser-

vet Ç›nar isimli Gençlik Dernekliö¤renciler gözalt›na al›nd›. Borno-va Merkez Karakolu’na götürülenö¤renciler gözalt› süresi boyuncaiflkenceye maruz kald›lar. Gözalt›-na al›nanlar, 24 Mart günü polisemukavemet gerekçesiyle Bayrakl›Adliyesi’ne ç›kar›larak savc›l›ktanserbest b›rak›ld›. Hak yok, hukukyok. Sadece polisin keyfili¤i var.Bu keyfilik en büyük yasa niteli-¤inde...

Polisin Keyfi En Büyük Yasa

Page 18: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

18 POL‹S TERÖRÜ 30 MMart 22008

Kevser M›rzak’›n katledilmesiniprotesto etmek için yap›lan bas›naç›klamas›na ve M›rzak’›n cenaze-sine kat›ld›klar› gerekçesi ile gözal-t›na al›n›p tutuklananlar›n ikinci du-ruflmas› da görüldü.

25 Mart günü 11. ACM’de yap›-lan duruflmaya tutuklu san›klar SESMYK üyesi Meryem Özsö¤üt, ErayDestegül, Utku Aykar, ‹brahimAk›n, Umut fiener getirildi. San›kavukatlar› Av. Selçuk Koza¤açl› veAv. Öztürk Türkdo¤an müvekkille-rinin tahliyelerini isterken, Savc›Özsö¤üt ve Aykar’›n 314. madde-den örgüt üyeli¤i ile di¤er san›klar›nörgüt propagandas› yapmaktan ce-zaland›r›lmalar›n› talep etti. Mahke-

me san›klar›n tutukluluk halleri-nin devam›na karar vererek du-ruflmay› 15 May›s 2008 tarihineerteledi.

KKEESSKK AAnnkkaarraa fifiuubbeelleerrPPllaattffoorrmmuu:: TTuuttuukkllaammaallaarr

yy››lldd››rrmmaa ppoolliittiikkaass››dd››rr

Mahkemeden sonra KESK An-kara fiubeler Platformu bir eylemyapt›. Eylemde tutuklaman›n hu-kuksuz oldu¤u vurgulanarak “SESGenel Örgütlenme Sekreteri Mer-yem Özsö¤üt’ün ve 25 Mart günüde E¤itim-Sen 1 Nolu fiube üyesiBünyamin Kelefl’in 8 Mart bahaneedilerek gözalt›na al›nmas›n›n emekve demokrasi mücadelesinde, hakgasplar›na karfl› yükselen tepkiyibast›rmaya yönelik bir y›ld›rma po-litikas› olarak alg›l›yoruz” denildive gözalt› ve tutuklamalar›n serbestb›rak›lmas› istendi.

AAnnkkaarraa HHÖÖCC TTeemmssiillcciillii¤¤ii::HHuukkuukkssuuzzlluukkllaarr aa ssoonn vveerriillmmeellii

Ayn› gün Ankara HÖC Temsilci-li¤i de bir aç›klama yapt›. “‹nfazlar›Protesto Edenler De¤il Katliamc›larYarg›lans›n” pankart›n›n aç›ld›¤›eylemde “Adalet ‹stiyoruz” slogan-lar› at›ld›. Eylemde yap›lan aç›kla-mada hak ve özgürlük mücadelesiverenlerin tutuklamalarla y›ld›r›l-maya çal›fl›ld›¤› ifade edildi.

“Ülkemizde hukukun olmad›¤›,en ufak bir hak talebine dahi taham-mülün olmad›¤›, bugün Ankara’dayaflanan ev bask›nlar› ile onlarca ki-flinin gö-z a l t › n aa l › n m a -s›yla birkez dahakan›tlan-m › fl t › r ”denildi.

Ankara’da polisin infaz etti¤i KevserM›rzak’›n cenazesine kat›ld›klar› içinoniki kiflinin evleri bas›larak gözalt›naal›nmas›n›n ard›ndan 25 Mart sabah› daonalt› kifli yine evleri bas›larak gözalt›naal›nd›. Gözalt› gerekçesi olarak ise An-kara’da 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlarGünü kutlamas›nda “yasad›fl› terör örgü-tü mensuplar›n›n” foto¤raflar›n› ve “ya-sad›fl› örgüt propagandas› yapan” pan-kartlar tafl›nmas› gösterildi.

25 Mart günü sabaha karfl› evleri ba-s›larak ve yolda yürürken gözalt›na al›-nan Ebru Gürler, Erdinç Ero¤lu, E¤itim-Sen Üyesi Bünyamin Kenefl, fiahan Uya-n›k, Mimarlar Odas› Ankara fiube Sekre-ter Yard›mc› ve SMGM Sorumlusu Alevfiahin, Meliha Kulu, Tuncer Gümüfl,Türk Telekom çal›flan› Gültaç Harmanc›,Didem Akman, Berna Y›lmaz, Özge K›r-m›z›tafl, Bilgehan Karpat, Bayram Dal-yan, Elif Atar, Funda Tosun, Ezgi fiahinve Murat Korkut Ankara TEM fiube’ye

götürüldüler. 28 Mart günü de mahkeme-ye ç›kar›lan devrimcilerden Erdinç Ero¤-lu, Tuncer Gümüfl, Ezgi fiahin, GültaçHarmanc›, Didem Akman, Funda Tosun,Alev fiahin, Bilgehan Karpat, MuratKorkut “örgüt üyesi olmak ve örgüt pro-pagandas› yapmak” gerekçesiyle tutuk-lanarak Sincan Hapishanesi’ne gönderil-diler.

GGöözzaalltt››llaarr SSeerrbbeesstt BB››rraakk››llss››nn!!

16 HÖC üyesinin serbest b›rak›lmas›talebiyle Ankara HÖC Temsilcili¤i tara-f›ndan 26 Mart günü Yüksel Caddesi ‹n-san Haklar› An›t› önünde yap›lan eylem-de “Türkiye’de Demokrasi Yok Demok-ratik Haklar›n› Kullananlar Gözalt›naAl›n›yor Tutuklan›yor” pankart› aç›ld›.Yap›lan aç›klamada ba¤›ms›z, demokra-tik Türkiye mücadelesinin her kofluldasürdürülece¤i dile getirilirken eylemeÇHD Genel Sekreteri Selçuk Koza¤açl›ve Halkevleri de destek verdi.

HUKUKSUZLUKDEVAM EEDİYOR!

Ankara’da TutuklamaTerörü Sürüyor!

DERS‹M’DE EYLEMSONRASI GÖZALTI

AKP iktidar›n›n tutukla-ma ve gözalt› terörü 26 Martgünü Dersim’de DTP’nin dü-zenledi¤i bas›n aç›klamas›n›nard›ndan yaflanan gözalt›larlakendini bir kez daha gösterdi.Aç›klama yerinden ayr›lanDersim Kültür Derne¤i çal›-flanlar› Taner Gökbafl, AliHaydar Çatakçin, Umut Ka-rabulut, Önal Bak›r, CihanBalc›, Semra Çatakçin ve is-mi ö¤renilenemeyen bir kiflipolis sald›r›s›yla gözalt›naal›nd›lar.

Dersim Kültür Derne¤iyaflanan gözalt›lar› protestoetmek için ayn› gün Sanat So-ka¤›’nda bir eylem yapt›. Ey-lemde dernek ad›na yap›lanaç›klamada polis terörü anla-t›larak teflhir edildi. “Bask›larBizi Y›ld›ramaz” sloganlar›-n›n at›ld›¤› eyleme HÖC dedestek verdi.

Page 19: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

� Yüksekova’da 20 ya-fl›ndaki ‹kbal Yaflar, Van’da35 yafl›ndaki Zeki Erinç kat-ledildi.

� Onlarca kifli polis kur-flunlar›yla, joplar ve sopa-larla yaraland›.

� Yaklafl›k 800 kifli gö-zalt›na al›n›rken, bunlar›n70’i tutukland›.

� Sald›r›, gözalt› ve tu-tuklama yaflanan yerler:fi›rnak Cizre, Samsun, ‹z-mir, Malatya, ‹stanbul Ar-mutlu, Urfa Viranflehir,Mardin Nusaybin, Sivas,Van, Hakkari, Siirt, Yükse-kova, ‹stanbul, Mersin,Adana, Kocaeli, Batman

Newroz, Ortado¤u halklar›n›nzulme karfl› mücadele günüdür. Ül-kemizde Newroz Kürt halk›n›n ta-leplerini alanlarda hayk›rd›¤› birgündür. Bu y›l da, Kürt halk› New-roz’da yüzbinlerle birçok ilde alan-lara ç›karak taleplerini hayk›rd›.

Fakat, birçok y›l oldu¤u gibi, buy›l da iktidar Kürt halk›n›n taleple-

rine karfl› tahammülsüzdü.

AKP’nin Newroz politi-kas›, sald›r›, katletme, gözal-t›, tutuklama oldu. Eylemlerprovoke edilmeye çal›fl›ld›,Diyarbak›r’daki kutlamalarakat›lan kitlenin üzerinden jet-ler uçuruldu. Birçok yerdekutlamalara yönelik sald›r›laryafland›. Polisin vahflice sal-d›r›s›nda, 2 kifli yaflam›n› yi-tirdi, onlarca kifli yaraland›,800 kadar kifli gözalt›na al›n-d› ve 70 kifli tutukland›.

Burjuva bas›n yay›n›n da yervermek zorunda kald›¤› görüntüler,Kürt halk›na yönelik zulmün de res-miydi. Yafll› kad›nlar yerlerde sü-rüklendi, jopland›, tahta sopalarladövüldü. Newroz günü, televizyonekranlar›nda, “kamera gördü¤üyerde çocuklara muz da¤›tan polis”görüntüleri de¤il, yüzlerindeki omaskeyi atm›fl polis görüntüleri var-d›. Yerlere düflmüfl yafll› kad›nlara,h›nçla sopa sallayan tüm de¤erler-den soyundurulmufl polislerdi onlar.

Ve bu görüntüler, k›yamet ko-parmad›. Çünkü bu görüntülerde ifl-kence gören yafll› analar, oligarfli içiiktidar çat›flmas›n›n taraf› de¤ildi.Onlar alanlarda taleplerini hayk›ranyoksul Kürt kad›nlar›yd›. Sanki ya-flanan vahflet çok normalmifl gibi, neiktidar, ne muhalefet, ne burjuva ba-s›n›n ““ddeemmookkrraatt””ll››¤¤›› kimseye kap-t›rmayan köfle yazarlar› sanki gör-mediler bu manzaralar›.

AKP’nin polisi, bu vahflete mec-liste tepki gösterilmesine bile ta-hammülsüzdü, DTP grubunun s›ra-lar›na da¤›t›lan resimleri engelle-meye çal›fl›yordu.

Bu tabloda Kürt halk›na düfl-manl›k vard›. Kürt sorununa AKPyaklafl›m› vard›: “Terörle sustur,sindir, taleplerini alanlara tafl›ya-maz hale getir. ”

Tüm bunlara ra¤men, Kürt halk›ulusal ve demokratik talepleriniNewroz alanlar›na tafl›d›. Bask› veterör Kürt halk›n› sindirip sustura-mad›. Newroz göstermifltir ki, AKPiktidar›, oligarfli, Kürt halk›n›n ta-leplerini bask› ve terörle bast›rama-yacakt›r. Kürt halk› ne pahas›naolursa olsun taleplerini hayk›rmayadevam edecektir.

KKaazzll››ççeeflflmmee’’ddee YYüüzzbbiinnlleerriinnNNeewwrroozz CCooflflkkuussuu

23 Mart günü Abdi ‹pekçi SporSaray› önünde biraraya gelen DTP,HÖC, ESP, EMEP, SDP, Halkevleri,EHP, SODAP, TÖP, Pir Sultan Ab-dal Kültür Derne¤i, Partizan, DHP,Kald›raç, Odak, D‹P Giriflimi,HKM, ÖMP, BDSP, Köz, DevrimciDurufl, Devrimci 78'liler ve May›staYaflam Kooperatifi üyeleri Kazl›-çeflme’ye yürüdü. “Newroz ‹syan-d›r Birleflelim, Ortak Düflman Ame-rika’d›r Kürt Halk›na Özgürlük”pankartlar›yla mitinge kat›lan HÖCkorteji s›k s›k “Kürt Halk›na Özgür-lük” sloganlar› att›.

Ayfer Düza¤aç ve Grup Afat’›nsahne ald›¤› kutlamada son olaraksahneye Grup Yorum ç›kt›. “Eeeyyemperyalistler… Eeeey Amerika!..Ve uflak ruhlu iflbirlikçiler!.. Bu top-raklarda Demirci Kawalar bitti mi

Say›: 145 19NEWROZ

Her Yerde Newroz, Her Yerde Sald›r›, Gözalt›, Tutuklama

Kazlݍeflme

Van

Page 20: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

sand›n›z!. Ve siz bugünün Dehakla-r› defolup gidene kadar Ortado¤usizin için cehennem olacakt›r” diye-rek yüzbinlere seslenen Grup Yo-rum üyelerinin sözleri alk›fllar ve ›s-l›klarla karfl›land›.

‹‹ssttaannbbuull’’uunn MMaahhaalllleelleerriinnddeeNNeewwrroozz AAtteeflfllleerrii

‹stanbul’un mahallelerinde deDemirci Kawalar'›n atefli yand›....Yanan atefllerin etraf›nda birlefltihalklar›n kollar›. Hep beraber hala-ya durdular...

Newroz gecesi 11 MMaayy››ss Mahal-lesi’nde, OOkkmmeeyyddaann›› Sibel Yalç›nDirenifl Park›’nda, NNuurrtteeppee’de Hü-seyin Aksoy Park›’nda, AAlliibbeeyy-kkööyy’de Saya Yokuflu Gülpa Marketönünde, GGaazzii MMaahhaalllleessii’nde Mu-harrem Tepesi ve Sekizevler’de,AArrmmuuttlluu Tepe’de ve GGüüllssuuyyuu’ndaPazar yolu üstü Dinler Sokak’tatoplanan HÖC’lüler atefller yakt›lar,halaylar çektiler. “Kurtulufl Kavga-da Zafer Cephede” sloganlar›ylahalka zulme karfl› direnme ça¤r›s›yapan HÖC’lüler yapt›klar›yürüyüfllerin ard›ndan da¤›ld›lar.

AArrmmuuttlluu’daki kutlamalarda polissald›r›s› vard›. Armutlu’daki kutlam-ada polis panzerlerle kitleye sald›ra-rak yak›lan atefli söndürdü. Ye-niden atefl yakarak toplanan kit-leye polis tekrar sald›r›rken kitle“Mahir Hüseyin Ulafl KurtuluflaKadar Savafl” sloganlar›yla po-lise cevap verdi.

NNeewwrroozz ‹‹ssyyaanndd››rrBBiirrlleeflfleelliimm!!

AAnnkkaarr aa’da DTP, ÖDP,EMEP, BDSP, SDP, ESP, KÖZ,

78’liler Derne¤i, KESK fiubelerPlatformu, Kald›raç, Al›nteri, Halk-levleri ve HÖC’ün düzenledi¤iNewroz, kitlesel bir kat›l›mla cofl-kuyla kutland›. 23 Mart’ta TorosSokak’ta toplanan yaklafl›k 3000 ki-fli yürüyüfl ve aç›klama yapt›ktansonra da¤›ld›.

Ankara Mamak’ta da Newrozcoflkuyla kutland›. Natoyolu Tek-mezar Park›’nda biraraya gelenaralar›ndan HÖC’ün de oldu¤u çoksay›da demokratik kurum üyeleriyürüyüfl yapt›. 400 kiflinin kat›ld›¤›yürüyüfl aç›klamayla bitirildi.

HÖC’ün Newroz kutlamalar›n-dan biri de AAnnttaallyyaa’n›n Alt›novaSinan Mahallesi’nde gerçekleflti.Yunus Emre Caddesi’nde toplananHÖC’lüler mahalle içinde k›sa biryürüyüfl yapt›lar, atefller yakt›lar.

HHaattaayy HÖC’lüler de Newroz’daalanlardayd›. Pankartlar›, k›z›l bay-raklar› ve Cengiz Soydafl’›n resim-leriyle Ulus Alan›’nda toplan›pArapça ve Türkçe “Newroz ‹syan-d›r” ça¤r›s› yapt›lar.

‹‹zzmmiirr’de gerçekleflen New-roz’da polis terörü vard›. DTP,ÖDP, EMEP, ESP, KÖZ, KALDI-RAÇ, PART‹ZAN, ÇHD, ‹HD,DHP’nin Alsancak Meydan›’ndayapmak istedi¤i Newroz kutlamas›-na valilik taraf›ndan izin verilmedi.23 Mart günü DTP ‹l Baflkanl›¤›önünde sabah saatlerinde bafllayanve 4000 kiflinin kat›ld›¤› kutlamasonras› yürüyüfl yapmak isteyen350 kiflilik gruba ise polis coplar vegaz bombalar›yla sald›rd›. Polis 250kifliyi de gözalt›na ald›.

‹zmir’de yap›lan bir baflka New-roz kutlamas› da HÖC’ün YamanlarMahallesi’nde yapt›¤› kutlamayd›.HÖC’lüler halka mücadele ça¤r›s›yapt›lar.

MMaallaattyyaa’da da engellemelervard›. Miting çal›flmas› içinde yer a-lan Tertip Komitesi’nde yer alantoplam 17 kifli gözalt›na al›nd›. Bu-na ra¤men 1200 kiflinin kat›l›m›ylagerçekleflti miting. HÖC’de mitingekat›larak destek verdi. Polis mitingsonras› da 8 kifliyi gözalt›na ald›.

Malatya’daki di¤er Newroz kut-lamas› ise HÖC, DHP ve Partizantaraf›ndan düzenlendi. Cemal Gür-sel Mahallesi’nde yap›lacak eylemiengellemek için 7 kifliyi gözalt›naalmakla kalmayan polis bütün günmahalleyi ablukaya ald›, mahalledeterör estirdi. Sald›r›lara ra¤men Ce-mal Gürsel Sa¤l›k Oca¤› önündetoplanan kitle sloganlarla yürüyüflegeçti. Ve yakt›klar› ateflin bafl›ndakutlad›lar Newroz’u.

Gözalt›na al›nan HÖC’lü AdemY›ld›z, Sevcan Göktafl, MehmetTürker, Bahtiyar Özdemir, DHP’lifiadiye Yalç›n, Partizan’dan Ali R›-za Kaya ise ertesi gün ç›kar›ld›klar›mahkemede tutukland›lar.

SSaammssuunn’da da polis terörü var-d›. 19 Mart gecesi evlere bas-k›n düzenleyen polis 20 ö¤-renciyi gözalt›na ald›.

20 Mart günü SüleymaniyeGeçidi’nde biraraya gelenDKÖ’ler “Gözalt›lar SerbestB›rak›ls›n” pankart›yla gözal-t›lar› protesto eden kitle, New-roz’un engellenemeyece¤inihayk›rd›.

21 Mart günü de Newroz19 May›s Üniversitesi’nde

20 NEWROZ 30 MMart 22008

‹stanbul-1 May›s Dersim

Ankara

Page 21: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

kutland›. Ö¤renciler yakt›klar›Newroz ateflinin üzerinden atlaya-rak zulme isyan gününü kutlad›lar.

AAddaannaa’da HÖC’lüler DenizliMahallesi’nde pazar giriflinde top-land›lar. Meflaleli yürüyüflte okunanaç›klamada “Newroz ateflleriylehalklar›m›z özgür gelece¤ini kaza-nacakt›r” denildi.

EEllaazz››¤¤ HÖC’lüler Newroz’uFevzi Çakmak Mahallesi’nde yakt›-¤› ateflle kutlad›lar. Yaklafl›k 1000kiflinin kat›ld›¤› kutlamada GrupArjen ve Umuda Türkü türküleriyleve halaylar›yla kitleyi coflturdu.

Elaz›¤’da ayn› gün ‹stasyonMeydan›’nda da EMEP, ÖDP veKESK fiubeler Platformu’nun dadestek verdi¤i DTP’nin düzenledi¤iNewroz mitingi vard›.

Newroz DDeerrssiimm’de de coflkuylakutland›. HÖC, HKM, DHP, DTP,

EMEP, KESK, TUDEF, Partizan ta-raf›ndan 22 Mart günü K›flla Mey-dan›’nda düzenlenen mitingle New-roz kutlamas› yapan Dersimliler“Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” slo-ganlar›n› hayk›rd›lar.

BBuurrssaa’da Newroz 23 Mart gü-nü Gökdere Bulvar›’nda yap›lan birmitingle kutland›.

DTP, SDP, ESP, Partizan, BDSPve HÖC’ün düzenledi¤i kutlamaya1000 kifli kat›ld›.

MMeerrssiinn HÖC’lüler de Tafl Binaönünde yapt›klar› eylemle New-roz’u kutlad›lar.

SSiivvaass’’ta da polis terörü vard›.Kutlamalara kat›lmak için Newrozalan›na giden Sivas Gençlik Derne-¤i Giriflimi'nden ‹brahim Karatafl,Mustafa Do¤an, ‹lker Ekiz, U¤urAyd›n, Aliekber Kalender, OsmanMinik isimli ö¤renciler hiçbir ge-

rekçe gösterilmeden yakapaça gözalt›na al›nd›. Busald›r› alanda toplanan

devrimci-demokrat ö¤renciler tara-f›ndan protesto edildi. Gözalt›lardaha sonra serbest b›rak›ld›.

NNeewwrroozz’’ddaa YYaapp››llaannSSaalldd››rr››llaarr PP rrootteessttoo EEddiillddii

25 Mart günü ‹stanbul DTP ilbinas› önünde yap›lan aç›klamadaTürkiye, ‹ran ve Suriye’de yap›lanNewrozlar’da 5 kiflinin hayat›n›kaybetmesi DTP’liler taraf›ndanprotesto edildi. Ödenen bedellerle,verilen flehitlerle Newroz ateflininbüyütüldü¤ü dile getirildi.

Say›: 145 21‹LKE

2008 Newroz’u önceki y›llardanfarkl› olarak, ‹stanbul’da hementüm sol güçlerin birlikte kutlad›¤›bir Newroz oldu. Bu yan› olumluy-du. Fakat, herkesin birbirinin hakla-r›na sayg› gösterdi¤i bir Newroz ol-mad›.

Birlikte bir eylem örgütlemekdemek, eyleme kat›lan tüm güçlerinkendi iradelerini, kendi politikalar›-n› adaletli bir flekilde o alana yans›t-mas›n› sa¤lamak demektir. HerkesDTP’nin kendi politikalar›n› yans›t-mas›na anlay›flla yaklaflt›. FakatDTP’nin kendi d›fl›ndaki güçleriniradelerini hiçe sayd›¤› örnekler ya-fland›.

Mitingin her fleyi ayarlanm›fl-

ken, mitingden bir günönce DTP konuflma liste-sine ÖDP’li Ufuk Uras ileEMEP’li Levent Tüzel’ineklenmesini dayatt›. Mi-tingten bir gün önce yap›-lan bu dayatma, DTP’nin

mitinge kat›lan solun ira-desini yok saymas›ndanbaflka bir anlam tafl›m›yor-du. Solun iradesini yok sa-yarak, ÖDP ve EMEP’e

yönelik kendi politikalar›n› örgütle-re dayatm›flt›r.

Newroz’da her fley kararlaflt›r›l-m›flken, DTP, sonradan iki konufl-mac›y› dayatma hakk›n› ne haklakendinde görebildi? Konuflmac›la-r›n ayr›cal›¤› neydi, niye baflkalar›da ayn› flekilde konuflmas›n? Bu so-rulara verilebilecek ikna edici bircevap yoktur. DTP’nin de ikna edi-ci bir cevab› olmad›¤› için, HÖC’ünbu dayatmaya karfl› hakl› olarakyapt›¤› itiraza, “Ufuk Uras’›n her-kesin milletvekili oldu¤u, kendisininUras’›n seçilmesi için s›rt›ndan terç›kana kadar çal›flt›¤›” gibi cevap-lar verilmifltir.

DTP’liler, Uras’› herkesin vekendilerinin de milletvekili olarakgörebilirler, fakat herkes Uras’›kendi milletvekili olarak kabul et-mek zorunda de¤ildir. Bu tamamenpolitik bir tercihtir. DTP, kendi poli-tikalar›na göre iki isim belirliyor,bunlar› dayat›yor ve uyguluyor.

DTP’nin son gün bu dayatmaylagelebilme cesaretini bulmas›nda,toplant›daki di¤er sol güçlerin tav›r-s›zl›¤›n›n da pay› vard›r. Dayatma-lara boyun e¤mek, birlikleri geliflti-rici bir politika de¤ildir. Dayatmalarengellenmedi¤inde, birlikler de ya-ra alacakt›r.

DTP’nin dayatmas› aç›k bir ada-letsizli¤i de içermektedir. Çok say›-da sol gücün kitlesiyle kat›ld›¤› birmitingde, DTP’nin politikalar›nagöre birilerine ayr›cal›k tan›makaç›k adaletsizliktir. Bu tav›r ““kkeennddiiiiççiinnddee bbiillee aaddaalleettllii oollmmaayyaann bbiirrssooll,, iikkttiiddaarr oolldduu¤¤uunnddaa nnee oolluurr??””sorusunu sordurtmaz m›?

Solun birlikte eylemler örgütle-mesi önemlidir, fakat bu ancak so-lun birbirine karfl› sayg›l› ve adalet-li olmas›yla süreklilefltirilebilir.

Siyasette

‹LKESSooll OOllmmaakk

AAddaalleettllii OOllmmaakktt››rr

Samsun

Page 22: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

22 ‹KT‹DAR ÇATIfiMASI 30 MMart 22008

Sömürücü kesimler veya varolansömürücü düzeni savunan kesimler,siyasi arenaya genellikle kitleleri al-datmaya, aldatarak kendi yanlar›naçekmeye yönelik s›fatlar ve görü-nümlerle ç›karlar. Bugün AKP veGenelkurmay’da somutlanan, fleri-atç›l›k-laiklik fleklinde süren çat›fl-man›n taraflar› da halk›n karfl›s›namaskelerle, riyakar s›fatlarla ç›k-maktad›rlar.

AKP’ye kapatma davas› aç›lma-s›, AKP’nin de laikçi cephenin ta-n›nm›fl isimlerine yönelik bir gözal-t› operasyonu yapt›rmas›, bu kesim-ler aras›ndaki iktidar çat›flmas›n›nsürece¤ini gösteriyor. Bu çat›flma-n›n düzeniçi bir iktidar çat›flmas› ol-du¤u, her iki kesimin de, mevcutsömürü ve zulüm düzenini sürdür-mekte birbirinden fark›n›n olmad›¤›aç›kt›r. Her iki kesim de, halk›n kar-fl›s›nda, oligarflinin, tekellerin ç›kar-lar›n›n savunucusudur. Fakat, bu-nunla birlikte, halen halk›n önemlibir kesimi taraf›ndan çat›flman›ngerçek boyutlar›n›n görülemedi¤i,bu kesimlerin yüzlerindeki sahterollere kan›labildi¤i de bir gerçektir.

Bu durum, her iki kesimin iktidarçat›flmas›nda, halk› kullanmas›n›kolaylaflt›r›yor, gerçek kimliklerini,niyetlerini gizlemelerine hizmet edi-yor. Bu nedenle, her iki kesimin ger-çek yüzlerini kitlelere gösterebilmekiçin, teflhiri sürdürmeye ihtiyaç var-d›r. Art›k yüzlerindeki maskeler iyi-ce y›pranm›fl olsa da, önemli olanbunun kitleler taraf›ndan görülebil-mesi, kavranabilmesidir.

DDiinn ddee,, BBaa¤¤››mmss››zzll››kk ddaa‹‹kkttiiddaarr ÇÇaatt››flflmmaass››nnddaaKKuullllaanndd››kkllaarr›› MMaallzzeemmeelleerrddiirr

Bir kesim “ulusalc›”, bir kesimise “‹slamc›”, fakat ne birinin ulusalde¤erlerle ilgisi var, ne di¤erinin di-ni inanc› var. Bunlar, her ikisinin deyüzlerine takt›klar› maskelerdir.

Maskelerin alt›nda gerçek yüzlerivard›r. Gerçek yüzlerinde, herhangibir inanc›n, ulusal onurun izlerinigörmek mümkün de¤ildir. Bugün‹slamc›, Müslüman, ulusalc› görü-nürler, ihtiyaç olursa yar›n bu kim-liklerini de¤ifltirip, baflka bir kimliktafl›maya bafllayabilirler.

Hangi kal›p onlara iktidar›n yo-lunu açarsa, o kal›ba herhangi bir s›-k›nt› duymadan girebilirler. Politikayapma tarzlar› da, kiflilikleri de böy-le flekillenmifltir.

Örne¤in, AAKKPP’’nniinn kkaaddrroollaarr››,,ggeeççmmiiflfliinn AAmmeerriikkaa’’yyaa eemmppeerryyaalliissttddiiyyeenn MMiillllii GGöörrüüflfl’’ççüülleerriiddiirr.. ““DDee--¤¤iiflflttiilleerr””,, bbuuggüünn AAmmeerriikkaa’’nn››nn iiflfl--bbiirrlliikkççiillii¤¤iinnii,, BBOOPP’’ttaakkii ttaaflfleerroonnlluu--¤¤uunnuu yyaapp››yyoorrllaarr.. Asl›nda, de¤ifl-mediler demek de, yanl›fl de¤ildir.Dün yüzlerinde baflka bir maske ilehalk›n karfl›s›na ç›k›yorlard›, bugünyüzlerindeki maskeyi de¤ifltirdiler.Fakat, özleri geçmiflte de ayn› idi.Onlar›n ‹slamc›l›¤› geçmiflte de,fleytanla bile iflbirli¤i yapabilecekbir ‹slamc›l›kt›. ‹slamc›l›klar›, geç-miflte de, en yak›nlar›ndakileri bilefleytana satabilecek türdendi.

‹flte AKP’yi oluflturan kadrolar;hem halk›n oylar›n› almak, hemAmerika ve di¤er emperyalistlerindeste¤ini almak onlara iktidar olma-n›n yolunu açacakt›, 28 fiubat’›n ar-d›ndan bunu sa¤lamak için yeni birkal›ba girdiler. Kand›rd›klar› yinehalkt›.

Befl y›ll›k iktidarlar› süresince,üniversitelerde türban›n yasaklan-mas›na karfl› bir fley yapmad›lar.Halk› oyalad›lar, halk›n dini inanç-lar›n› iktidarlar›n› güçlendirmekiçin kulland›lar. Çeflitli konuflmala-r›nda, kendilerine ““ttüürrbbaann ssoorruunnuu--nnuu ççöözzmmeekk iiççiinn vveerriilleenn ddeessttee¤¤iinn yyee--tteerrssiizz oolldduu¤¤uunnuu”” söylediler. Diniinançlar› olan halk, AKP’den türbansorununu çözmesini istedikçe onlar,““bbiizzee ddaahhaa ffaazzllaa ooyy vveerriinn”” dediler.Denilebilir ki, AKP’nin iktidar ol-

mas›n›n anahtarlar›ndan biri, halk›ndini inançlar›n›n istismar›d›r.

Yak›n süreçte, iktidar çat›flma-s›nda yeni bir mevzi kazanman›nad›m› olarak yine türban› kulland›-lar. Üniversitelerde türban› serbestb›rakan ad›m› atarak, hem halk›ndemokratik taleplerini, hem de diniinançlar›n› sahiplenmifl olacaklard›.

Bu politika AKP’ye salt belli birkitle deste¤i sa¤lamakla kalmad›,demokratik taleplerin savunulmas›ad›na, çeflitli ayd›n kesimlerin dedeste¤ini sa¤lad›. Sözde, AKP ya-saklar› kald›r›yordu. Oysa, tersinetürban› üniversitelerde serbest b›ra-k›yor, fakat di¤er yandan bask› veyasaklar› üniversiteler de dahil ol-mak üzere hayat›n tüm alanlar›ndasürdürüyordu.

Kendini Amerikan emperyaliz-mine kulland›ran AKP, kendisi dehalk›n çeflitli kesimlerini kulland›.

Kullanma salt dini kullanmaklas›n›rl› olmad›. Halk›n yolsuzluklara,devletin kontrgerilla örgütlenmele-rine duydu¤u tepki de kullan›ld›.""DDeevvlleettii ççeetteelleerrddeenn tteemmiizzlleemmee,, yyooll--ssuuzzlluukkllaarrddaann aarr››nndd››rrmmaa"" yalan› dabu amaçla üretildi.

Yarat›lan görüntü, AKP yolsuz-luk operasyonlar› yap›yor, ““ççeetteelleerriiggöözzaalltt››nnaa aall››yyoorr”” görüntüsü idi.Devletin yap›s›n› çözümleyemeyenkitleler ve çeflitli kesimler için yara-t›lan görüntü kand›r›c›d›r. Gerçek-ten büyük operasyonlar›n yap›ld›¤›san›labilmektedir. Oysa, ne kontrgerilla örgütlenmeleri, ne de yolsuz-luklar belli say›daki kiflinin gözalt›-na al›n›p tasfiye edilmesi ile bitirile-cek boyutta de¤ildir.

Gelmifl geçmifl ne kadar baflba-kan, bakan varsa hepsi bu suçlar›niçindedir. Keza, bürokratlar›ndan,milletvekillerine bu suçlar›n içindesay›s›z isim vard›r. Peki, AKP ikti-

‹ktidar Çat›flmas›nda Sahte Roller:

Ulusalc›l›k, Demokratl›k

Page 23: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

dar›n›n gözalt›na ald›rd›¤›, yar-g›lad›¤› kaç tane baflbakan, ba-kan, milletvekili, bürokrat, ge-neral vard›r ki, bunun ad› ““ttee--mmiizzlliikk”” konulabilsin? Böylebir fley yoktur. AKP’nin iktidar ça-t›flmas›na girdi¤i laikçi kesime yö-nelik gözda¤›, flantaj, tehdit operas-yonlar› ve bunun halka propagandamalzemesi olarak kullan›lmas› var-d›r.

Dahas›, AKP iktidar›n›n yolsuz-luklarla, çetelerle mücadele etmeside sözkonusu olamaz. AKP iktidar›içinde, baflbakan›ndan bakanlar›nakaç tanesi böyle bir suça bulaflm›flde¤ildir ki, yolsuzluklara karfl› mü-cadele edebilsinler.

HHaallkk›› kkaanndd››rrmmaa ppoolliittiikkaass››,, aayy--nn›› flfleekkiillddee,, uulluussaallcc›› ggeeççiinneenn kkeessiimmiiççiinn ddee ggeeççeerrlliiddiirr.. OOnnllaarr››nn ddaa uulluu--ssaallcc››ll››kkllaarr›› ssaahhtteeddiirr.. Bu kesiminbafl›n› çeken CHP de, Genelkurmayda, Amerika’n›n iflbirlikçileridirler.Ba¤›ms›zl›kç› de¤il, emperyalizmekarfl› ba¤›ms›zl›k mücadelesi verendevrimcilere karfl› savaflan durum-dad›rlar.

Bu konumlar›na karfl›n, iktidarçat›flmas›nda AKP’ye yönelttiklerisuçlamalar içinde, Amerika’n›n“ kkaappssaamm››nnddaakkii üüllkkeelleerrii ››ll››mmll›› ‹‹ssllaa--mmii rreejjiimmlleerrllee yyöönneettmmeeyyii aammaaçç eeddii--nneenn BBOOPP pprroojjeessiinniinn ttaaflfleerroonnlluu¤¤uu--nnuu yyaappmmaakk”” vard›r. Evet, AKP içinbu suçlama do¤ru olmakla birlikte,suçlamay› getiren kesimlerin, ken-dilerini Amerika’n›n projelerinin d›-fl›nda göstermeleri sahtekarl›kt›r.

Emperyalizme karfl› olan, saltAKP’ye tav›r almakla yetinemez.Amerika ile kurulan yeni-sömürge-cilik iliflkilerinin tarihi 1945’lerekadar dayanmaktad›r. Bu iflbirlikçi-lik tarihinin içinde CHP’nin de, Ge-nelkurmay’›n da yeri vard›r, ki or-dunun bu iflbirlikçilik iliflkilerininyürütülmesindeki yeri belirleyicidir.Emperyalizme karfl› olan bu tarihte-ki iflbirlikçilikle hesaplafl›r. Örne-¤in, bugün ulusalc› geçinen kesim-ler bu tarihle hesaplaflmaktan yanam›d›r? Elbette ki, hay›r.

Tersine, herkes emin olabilir ki,yar›n CHP iktidar olsa, bu iflbirlik-

çilik iliflkisi yine sürdürülecektir.Dolay›s›yla rahats›zl›klar›, Amerikaile kurulan ba¤›ml›l›k iliflkilerindendolay› de¤il, bugün bu iliflkilerinAKP taraf›ndan yürütülüyor oluflu-nad›r. AKP’nin yerinde kendilerininolabilmesi için, ““AAmmeerriikkaanncc›› ‹‹ss--llaamm”” yerine Amerikanc› laiklik is-temektedirler. Dikkat edilirse, Ame-rika’y› ülkemizi sömürgelefltirdi¤iiçin hedef almazlar, emperyalist po-litikalar› elefltirmezler, tepki göster-mezler, “Türkiye’yi bölmek istiyor-lar” söylemleriyle, flovenizmi ge-lifltirmek, milliyetçili¤i büyütmek ozeminde kitle desteklerini art›rmakisterler. Amerika’n›n Türkiye’yibölmeden sömürgelefltirmesinde birsak›nca yok onlara göre! Zaten, sah-te ulusalc›l›klar›n›n göstergelerin-den birisi de budur.

LLaaiikkççiissii vvee ‹‹ssllaammcc››ss››,,AAmmeerriikkaa’’nn››nn vvee EEnn ZZeennggiinn1177 AAiilleenniinn HHiizzmmeettiinnddeeddiirr

Dergimizin bir önceki say›s›nda,AKP ve laikçi kesimlerin aras›ndakiçeliflkilerin uzlaflmaz olmad›¤›n›,her iki kesimin de “oolliiggaarrflfliiyyee ddaahhiillolmas›, eemmppeerryyaalliizzmm iiflflbbiirrlliikkççiissiiolmas›, ffaaflfliisstt ppoolliittiikkaallaarr››nn sürdü-rücüsü olmas›”, uzlaflabilirliklerinintemelidir diye belirtmifltik.

Bu durum, halk›n bu çat›flmayanas›l yaklaflmas› gerekti¤ini belirle-yen temel noktad›r. Bugün, laikçi veAmerikan ‹slamc›lar›n›n aras›ndakikavga, halk›n kavgas› de¤ildir.

Halk›n kavgas›, her iki kesimekarfl› yürütece¤i kavgad›r. Gerçeksaflaflma, halk›n, emperyalizm veoligarfliye karfl› saflaflmas›d›r. Halk-la, emperyalizm ve oligarfli aras›n-daki çeliflkiler uzlaflmaz çeliflkiler-dir. Laikçisi, ulusalc›s› bu saflaflma-da, halk›n karfl›s›nda ayn› saftad›r-lar. Onlar›n saflar› emperyalizm veoligarflinin saf›d›r. Çünkü her iki ke-sim de, AAmmeerriikkaa’’nn››nn vvee eenn zzeennggiinn1177 aaiilleenniinn hhiizzmmeettiinnddeeddiirr..

Örne¤in, ‹slamc› kesimsanmaktad›r ki, AKP oligar-flik düzene ve emperyalizmekarfl› takiyye yapmakta veonlar› iktidar olmak ve ‹sla-

m› gelifltirmek için kullanmaktad›r.“AKP’nin Amerikay›, iflbirlikçi oli-garfliyi iktidar olmak için kulland›-¤›” ve “‹slam devleti kurma hede-finde ilerledi¤i” düflüncesi, sürdü-rülen iliflkide emperyalizmin belir-leyicili¤ini gözard› etti¤i için eksikbir düflüncedir. AKP’nin ilerledi¤ihedef, AAmmeerriikkaann ‹‹ssllaammcc››ll››¤¤››’’nnddaannbbaaflflkkaa bbiirr flfleeyy ddee¤¤iillddiirr.. Kuflkusuz,yürütülen iflbirlikçilik iliflkisinde,her iki taraf›n da ç›karlar› sözkonu-sudur. Farkl› olamaz. Fakat, bu ç›-karlardan belirleyici olan, AAmmeerrii--kkaa’’nn››nn ç›karlar›d›r. AKP iktidar›,Amerika’ya ve oligarfliye takiyyeyapabilecek bir güce ve konuma sa-hip de¤ildir. ‹flbirlikçilik iliflkisinde,as›l hizmet edilen, Amerikan em-peryalizminin ç›karlar›d›r. AKP ik-tidar›, Amerika’n›n istedi¤i ve izinverdi¤i oranda ‹slamc›d›r.

Görülmelidir ki, AKP’nin as›ltakiyyesi Amerika’ya ve iflbirlikçitekellere karfl› de¤il, halka karfl›d›r.Amerika’ya olabildi¤ince samimi-dirler, fakat halk› aldatmaktad›rlar.

Bugün Amerika’n›n ç›karlar›naen iyi hizmet edebilecek kesim,AKP oldu¤u için, Amerika’n›nAKP’yi tercih etmesi, laikçi kesim-lerin, dengeleri de gözeten bir ulu-salc›l›k propagandas› yapmalar›naolanak tan›maktad›r. Fakat, belirtti-¤imiz gibi, bu durum, sürecin laik-çilere yükledi¤i bir rolden ibarettir.

Gerekti¤inde, onlar da üzerlerin-deki bu maskeyi atmakta, AKP’lile-rin ““MMiillllii GGöörrüüflfl”” gömle¤ini ç›kar-maktaki tereddütsüzlükleri kadar te-reddütsüz davran›rlar.

Aralar›ndaki çeliflki, çat›flman›nboyutlar›n› sistemi y›prat›c› nokta-lara ister istemez götürmektedir, fa-kat dikkat edilirse, her iki kesiminortak kayg›lar› da yine bu Amerikaniflbirlikçisi, oligarflik düzenin y›p-ranmamas›ndan yanad›r. Bu yan›ylaemperyalizmin ve oligarflinin kay-g›lar›n› paylaflmaktad›rlar.

Say›: 145 23‹KT‹DAR ÇATIfiMASI

Page 24: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

24 HABER/YORUM 30 MMart 22008

““ HH rr aa nn ttDDiinnkk’’iinn KKaattiillii

DDeevvlleettttiirr”” slogan›n› do¤rulayan hergün yeni bir geliflme yaflan›yor. Fa-kat, her yeni geliflme ayn› zamandaHrant Dink’in katillerini sahiplen-me konusundaki pervas›zl›¤›n› dagösteriyor.

Son yaflanan geliflme, HrantDink’in katledilece¤inden, döneminTrabzon Jandarma Komutan› AlbayAli Öz ve ‹stihbarat fiube MüdürüYüzbafl› Metin Y›ld›z’›n da haberle-rinin oldu¤unun mahkeme tutanak-lar›na yans›mas›d›r.

Hrant Dink cinayetine iliflkinbilgileri, Dink cinayeti san›klar›n-dan Yasin Hayal’in enifltesi Coflkun‹¤ci’den ö¤rendikleri halde hiçbirifllem yapmad›klar› iddias› ile yarg›-lanan JJaannddaarrmmaa BBaaflflççaavvuuflfl OOkkaannfifiiimmflfleekk ile JJaannddaarrmmaa UUzzmmaann ÇÇaa--vvuuflfl VVeeyysseell fifiaahhiinn mahkemede;““......AAllbbaayy AAllii ÖÖzz vvee ...... YYüüzzbbaaflfl›› MMee--ttiinn YY››lldd››zz’’››nn oolldduu¤¤uu ttooppllaanntt››ddaa iihh--bbaarr›› aannllaatttt››kk.. AAllbbaayy AAllii ÖÖzz ‘‘bbuunnuussoonnrraa öözzeell ggöörrüüflflüürrüüzz’’ ddeeddii vvee kkoo--nnuu kkaappaanndd››”” fleklinde ifade verdi-ler. fiimflek ve fiahin ayr›ca;Hrant’›n katledilmesinden sonra da,albay ve yüzbafl›n›n kendilerindenCoflkun ‹¤ci’yi ““iihhbbaarr›› bbiillddiirrddii¤¤iinnii

kkiimmsseeyyee aannllaattmmaammaass››”” için uyar-malar›n› istedi¤ini söylediler.

fiimflek ve fiahin’in mahkemeyeverdikleri bu ifadeler üzerine, albayve yüzbafl›n›n hemen gözalt›na al›n-d›klar› ve sorguland›klar› düflünül-mesin. Çünkü böyle bir fley yaflan-mad›. Bas›na, albay›n a盤a al›nd›¤›haberleri yans›d›. Böylesi bir gelifl-meye ra¤men, halk ““aaçç››¤¤aa aall››nndd››,,ggöörreevvddeenn aall››nndd››”” haberleri ile oya-lanmak isteniyor. Ne görevden al-mas›, hheemmeenn ttuuttuukkllaannmmaass›› ggeerreekkiirr..

Elbette, niyet Hrant’›n katledil-mesinin arkas›ndaki gerçekleri aç›-¤a ç›karmak olmad›¤›nda, niyet kat-liamda sorumlulu¤u olanlar› ceza-land›rmak olmay›nca katliamda so-rumlulu¤u a盤a ç›kanlar da tutuk-lanm›yorlar, sorgulanm›yorlar.

AKP iktidar›, ““EErrggeenneekkoonn ççeettee--ssiinnii ççöökkeerrttttiikklleerrii”” propagandas›yap›yor. ‹flte, albay›n ismi ç›km›fl,neden gözalt›na ald›r›p tutuklatm›-yorsun, Hrant’› katlettirenler “Erge-nekon” de¤il mi?

Hay›r tersine, AKP de, Genel-kurmay da Hrant Dink cinayetininarkas›ndaki gerçekleri saklamak ko-nusunda hemfikirler. Ortaya ç›kangerçeklerin üzerini örtmek için, el

birli¤iyle çal›-fl›yorlar.

Hrant Dinkcinayeti dava-s›n›n özü, yar-g›lama de¤il,u y u t m a d › r .

Mahkeme, halk› uyutmak için aç›l-m›flt›r, gözalt›na al›nanlar, tutukla-nanlar hepsi katliam›n üzerini ört-mek içindir.

Dün dönemin Trabzon EmniyetMüdürü Ramazan Akyürek’in, ‹s-tanbul Valili¤i ve Emniyet Müdür-lü¤ü’nün cinayetteki sorumluluklar›a盤a ç›km›flt›, bugün bu a盤a ç›-kan isimlere, Albay Ali Öz’ün ismide eklendi. Fakat, bu isimler de enüstteki isimler de¤ildir. En üsttekiisimler gizli de de¤ildir, a盤a ç›kanisimleri hiyerarflik olarak takip et-mek, en üstteki isimlere ulaflmakiçin yeterlidir.

Bugün bu hiyerarflinin en üstün-de Genelkurmay ve AKP bulun-maktad›r. Dolay›s›yla, Genelkur-may ve AKP Hrant’›n ortak katille-ridir. Halk olarak bu katillerdenaç›klama bekliyoruz.

Aç›klay›n: Hrant’› nas›l katletti-niz? Nas›l Ermeni düflmanl›¤›n› ge-lifltirdiniz, nas›l katliam çeteleri ör-gütlediniz, nas›l Hrant Dink’i kat-letme karar› ald›n›z, nas›l Valilik bi-nas›nda tehdit ettiniz? Ve tehditlerlesindirmeyi baflaramad›¤›n›zda nas›lkatlettirdiniz?

Dink Cinayetinde Bir ‹tiraf Daha:

ÜSTLER‹M‹Z BB‹L‹YORDU!

Marmara Üniversitesi Sosyal Bi-limler Enstitüsü Ö¤retim ÜyesiDoç. Dr. ‹brahim Öztürk derste,““bbeenniimm aaiilleemmiinn ddüüflflüünncceessiinnee ggöörreeAAlleevvii kkaadd››nnllaarr›› oo......dduurr”” dedi.

Böylesi sokak serserisi kiflili¤in,ö¤retim üyesi olarak üniversitelerdeders veren konuma gelebilmesi, e¤i-tim sistemi için de bir göstergedir.

Fakat bundan önemlisi, bir ö¤re-tim üyesinin bu sözü söyleyebilmecesareti bulabilmesidir. Bu cesareti

buldu¤u zemin AKP iktidar›n›n onasundu¤u zemindir. AKP iktidar›ndaAlevi halka küfür etmek prim yap-maktad›r. Bu gerçeklik de, halkaküfür etme düflkünlü¤ünü göstere-bilecek kiflilikleri ortaya ç›karmak-tad›r.

Ö¤retim üyesi s›fatl› sokak ser-serisine, Alevi Bektafli Federasyonu(ABF), Pir Sultan Abdal KültürDerne¤i (PSAKD), Hubyar SultanAlevi Kültür Derne¤i tepki göstere-

rek, bu kiflinin ünvan›n›n geri al›n-mas›n› istediler.

Öncelikli olarak tepki gösterme-si gereken, yapt›r›m uygulamas› ge-reken YÖK’ün henüz sesi ç›km›flde¤il. AKP iktidar›n›n sesi ç›km›flde¤il. Bu ö¤retim üyesi, AKP’lile-rin kad›nlar›na küfür etmifl olsayd›,yine bu kadar sessiz olurlar m›yd›?Soruyoruz; halka, özellikle de Alevihalka küfür etmek, bu ülkede ser-best midir?

Alevi Halka Küfür Etmek Serbest Mi?

Page 25: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

21 Mart günü, ülkemizin birçokyerinde Newroz kutlamalar› yap›l›r-ken, ‹flçi Partisi Genel Baflkan› Do-¤u Perinçek, Cumhuriyet Gazetesibaflyazar› ‹lhan Selçuk, eski ‹stan-bul Üniversitesi Rektörü KemalAlemdaro¤lu’nun “Ergenekon so-ruflturmas› kapsam›nda” gözalt›naal›nmas›yla, AKP ve sahte laikçi ke-sim aras›ndaki oligarfli içi kavga ye-ni bir biçime büründü.

Gözalt›lardan, çok de¤il, birkaçgün sonra a盤a ç›kt›¤› gibi, bu gö-zalt›lar “Ergenekon çetesi”nin “üze-rine gitme” aç›s›ndan bir fley ifadeetmemektedir. Ama bu üç isim üze-rinden toplumun çeflitli kesimlerinebir gözda¤› verilmeye çal›fl›lm›flt›r.

Yayg›n kan›, Ergenekon sorufl-turmas›n›n, türban için anayasa de-¤iflikli¤inin, ard›ndan AKP’ye karfl›aç›lan “parti kapatma” davas›n›n, ‹l-han Selçuklar’›n gözalt›na al›nma-s›n›n oligarfli içi kavgadaki ““mmiissiill-lleemmeelleerr”” oldu¤udur.

Spekülasyonlar› bir yana b›rak›r-sak, AKP’ye kapatma davas› aç›l-mas›n›n ddeemmookkrr aassiiyyii,, llaaiikkllii¤¤ii kkoo-rr uummaakkllaa,, son gözalt›lar›n da ““ççeettee-lleerree kkaarrflfl›› mmüüccaaddeelleeyyllee”” ilgisi yok-tur. Taraflar, iktidar kavgas›nda hu-kuku, hukukçular› birbirlerine karfl›kullanmaktad›rlar. Bu da asl›ndadüzenin çürümüfllü¤ünün, faflizminyarg›s›n›n ne kadar göstermelik, hu-kukçular›n›n da ne kadar hukuk veadaletten uzak olduklar›n›n bir gös-tergesidir. Yarg›n›n hukuktan, ada-letten yana de¤il, oligarfli içi kavga-daki çeflitli kesimlerden yana tarafoldu¤u bir tablo var herkesin karfl›-s›nda. Davalar, hukuka göre de¤il,oligarfli içi çat›flmada taraflar›n ihti-yaçlar›na göre aç›l›yor, dolay›s›ylakararlar da, ayn› flekilde hukuka gö-re de¤il, oligarfli içi güç dengelerinegöre veriliyor.

Genifl yank› yaratan gözalt› ope-rasyonunda da özellikle ‹lhan Sel-

çuk nezdinde yo¤unlaflan tepkilerinard›ndan Selçuk ve Alemdaro¤luserbest b›rak›l›rken, Perinçek (vebaflka baz› ‹P yöneticileri) tutuklan-d›lar.

DDeemmookkrr aassiiyyii,, iinnssaann hhaakkllaarr››nn›› yyaallnn››zz kkeennddiilleerrii iiççiinn iissttiiyyoorrllaarrAKP’ye kapatma davas› aç›l›-

yor, bir taraf “demokrasilerde partikapat›l›r m›?!” diye aya¤a kalk›yor,daha k›sa süre önce baflka bir parti-nin kapat›lmas› için aç›lan davay›desteklediklerini unutarak... Laikkesime yönelik gözalt›lar oluyor, bukez karfl› taraf “o saatte ev bas›l›rm›” diye aya¤a kalk›p insan hakla-r›ndan dem vuruyor; vursunlar, in-san haklar›n›n ihlaline karfl› ç›ks›n-lar; ama onlar bunu, ayn› günlerdebu ülkede insanlar›n Newroz’u kut-lad›¤› için meydanlarda kurflunlan-d›¤›n› görmezden gelerek yap›yor-lar. Bu kavgan›n her aflamas› ve herbiçimi oligarflinin “iki taraf›”n›n dademokrasi, hukuk diye bir dertleri

olmad›¤›n› gösteriyor. Onlar, ddee-mmookkrr aassiiyyii ddee,, hhuukkuukkuu ddaa,, iinnssaannhhaakkllaarr››nn›› ddaa ssaaddeeccee kendilerine is-tiyorlar. Ve fakat halka, devrimcile-re, yurtseverlere karfl› demokrasi,hukuk, insan haklar› rafa kald›r›ld›-¤›nda iki taraf›n da ggöözzüü kköörr.

AAKKPP’’nniinn hhaallkk››,, kküüççüükk--bbuurrjjuuvvaa kkeessiimmlleerrii aallddaattmmaa mmaanneevvrr aass››AKP, hemen hemen iktidar kol-

tu¤una oturdu¤undan bu yana çat›fl-ma içinde oldu¤u sahte laikçi kesi-me güç verenleri çeflitli biçimlerdeve çeflitli vesilelerle tasfiye etmekistiyor. Ergenekon soruflturmas›n›da bunun için kullan›yor.

AKP, bu soruflturmay› kullana-rak, bir gözda¤› operasyonunu, “çe-telere karfl› mücadele!” diye pazar-lamaya çal›fl›yor.

“Çeteleri temizliyoruz”, “derindevletle mücadele ediyoruz” görü-nümü veren AKP, bununla “demok-ratl›k” payesini tafl›maya ve çeflitlikesimlerin deste¤ini almaya devametmek istiyor.

E¤er gerçekten “derin devlet”inüzerine gidilecekse yap›lacak fleybellidir. Ergenekon’un “GLAD‹-O”nun Türkiye’deki uzant›s› oldu-¤u söyleniyor. Ülkemizde NA-TO’ya, CIA’ya ba¤l› olarak olufltu-rulan kontrgerilla örgütlenmesininyar›m as›r› aflk›n süredir katliamla-r›n, sabotajlar›n, komplolar›n, in-fazlar›n, kaybetmelerin uygulay›c›s›oldu¤u biliniyor. Peki bunlar›n hep-sini Veli Küçük’le son gözalt› ope-rasyonundan tutuklad›klar› Do¤uPerinçek mi yapt›?!

Bu iflin, birkaç y›l›n, birkaç kifli-nin ifli olmad›¤›n› dünya alem bili-yor.

Çeteleri temizlemek isteyen, “te-miz eller” operasyonu yapmak iste-yen bir iktidar; kontrgerillan›n eko-nomik, siyasi tüm köklerine uzan›r;binlerce katliam›n, 1 May›s1977’lerin, Atatürk Kültür Merke-zi’nin yak›lmas›n›n, 16 Mart1978’in, Gazi katliam›n›n, binlerceinfaz›n, faili meçhulün, kay›plar›n

Say›: 145 25ERGENEKON

AKP’nin Ergenekon Masal›nda

Yeni Perde

EErrggeenneekkoonn yyaannii kkoosskkooccaa GGllaa--diio,, 6600 yy›llll››k kkoonntrrgeeriillla öör-

ggüüttlleennmmeessii,, AAKKPP’’yyee bbaakk››ll››rrssaa,,bbuu iikii ““küüçüük”” aaddaamma kkallmm››flfl...VVeellii KKüüççüükk,, SSuussuurrlluukk’’ttaann bbuuyyaana kkoonttrrgeerriillllaa kkoonuusuunndaa

tteesscciilllliiddiirr.. BBuu ttaammaamm;; ppeekkiinneerreeddee KKüüççüükk’’üünn öötteessii??

NNeerreeddee KKüüççüükk’’üünn ‘‘bbüüyyüükklleerrii’’??BBüüyyüükklleerrii AAKKPP’’nniinn EErrggeenneekkoonn

mmaassaall››nnddaa yyookk!!

Page 26: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

dosyalar›n› açar.

Ama AKP ne yap›yor? “Susur-luk soruflturmas›”n›n bir kumarha-necinin öldürülmesine indirgenmesigibi, AKP’nin “çete temizli¤i” deÜmraniye bombalar›ndan, Dan›fltayBask›n›’ndan öteye geçmiyor.

1950’lerden bu yana bütün ikti-darlar, bütün özel harp daireleri, bü-tün M‹T yöneticileri, bütün Genel-kurmaylar, bütün MGK’lar, hepsibu soruflturman›n bir parças› olmaz-sa, kimse ortaya “derin devletle he-saplafl›yoruz” diye ç›kamaz.

Bu sayd›klar›m›z da yetmez:ABD’den, CIA’dan NATO yöneti-minden bafllanmal› soruflturmaya.Anti-emperyalist olmayan bir yöne-tim yapabilir mi bunu?.. AKP gibibir iflbirlikçi, Amerikanc› yapabilirmi?

Ama iflte oyun burada zaten.Bunu yapm›yor AKP. Bu yönde enküçük bir giriflimi bile yok. Bunlar›yapmadan “çetelerle mücadeleeden hükümet” görünümüyle biryandan faflizmin, Susurluk’un sür-

dürücüsü oldu¤unu gizlerken, biryandan da AB’cilerin, tatl› su de-mokratlar›n›n deste¤ini al›yor.Kendini kitlelere özgürlüklerden,demokrasiden yana diye yutturu-yor.

Hat›rlay›n, “Ergenekon” operas-yonunun bafllat›ld›¤›, Veli Kü-çük’ün gözalt›na al›nd›¤› günlerdeburjuva bas›nda birçok haber ve yo-rumda “AKP’nin Ergenekon ope-rasyonu için ABD’den yeflil ›fl›k al-d›¤›” yaz›l›yordu. Düflünebiliyormusunuz, kendi ülkesinde yapaca¤›bir operasyon için bile iktidarlarABD’den izin al›yorlar ve bu hiçabes karfl›lanmadan gazetelerde ya-z›labiliyor. Ve düflünebiliyor musu-nuz, “çetelere karfl› temizlik” diyeortaya ç›k›yorsunuz ama, küçük bir“çete”ye operasyon yapmak için enbüyük çeteden, Gladio’nun, Erge-nekonlar’›n a¤ababas›ndan izin al›-yorsunuz!

Hepsinin büyük bir aldatmaca-dan ibaret oldu¤unu bu tablo yete-rince göstermiyor mu?

HHiiçç kkiimmssee,, hhiiççbbiirr flfleeyyee flflaaflfl››rrmmaass››nn!!Gerek AKP’ye kapatma davas›

aç›lmas›, gerekse de ‹lhan Selçuk-lar’›n “cunta dönemlerini and›r›rca-s›na” gözalt›na al›nmas›nda, her ikikesim de bunlar›n “demokrasiyeyak›flmad›¤›n›” yaz›p çizdiler. Buolaylar› “geliflmekte olan demokra-sideki yol kazalar›” olarak adland›r-d› baz›lar›.

Cunta benzetmelerini bir yanab›rak›yoruz; çünkü asl›nda bu ben-zetmeleri yapanlar görmek istemesede, o uygulamalar zaten hiç bitme-miflti ülkemizde. Devrimcilerin ev-leri, devrimcilerin ç›kard›¤› yay›norganlar›, devrimcilerin faaliyet yü-rüttü¤ü demokratik kitle örgütleri,y›llard›r hiç kesintisiz bu tür bask›n-lar›n hedefidir ve öyle zamanlardadüzeniçi hiçbir kesimin akl›na “12Mart, 12 Eylül benzetmeleri” yap-mak gelmemektedir. Bunu da bir ya-na b›rak›yor ve bu uygulamalar kar-fl›s›nda flafl›ranlara diyoruz ki: Hiçflafl›rmay›n; ddeemmookkrr aassiinniinn oollmmaadd››-

26 ERGENEKON 30 MMart 22008

Son gözalt›lar,hukuk aç›s›ndan tam bir mizah ola-rak de¤erlendirilmeyi hak eden birgörünüm sunuyor.

Gözalt›na al›nanlar, me¤er Tun-cay Güney adl› bir kiflinin verdi¤iifadeler üzerine al›nm›fllar.

Peki Tuncay Güney bu ifadeyi nezaman vermifl?

22000011’’ddee!! Evet yanl›fl duymad›-n›z, tam 7 y›l önce verilmifl bu ifade.

Peki AKP’nin savc›s›, polisi, 7y›ld›r niye beklemifl?

Buna cevap yok.

*Yine o zamanlar, yani y›llar önce,

bu kiflinin evin-deki bilgisayarda,“Ergenekon LobiÖrgüt lenmes i -Gizli” adl› bir ra-por bulunmufl.

E r g e n e k o noperasyonu da orapordan hareket-

le bafllam›fl!!!Evet, anlat›lan bir mizah de¤il,

resmi aç›klama. *Bu kifli –Tuncay Güney– Fethul-

lah Gülen’e ait bir televizyon kanal›n-da “talk show” program› yap›yormufl.

Asl›nda “Museviyim, Sabetayis-tim” diyormufl ve fakat, SamanyoluTV'de çal›flt›¤› dönemde Müslümanoldu¤unu söylemifl.

Sonra Kanada’ya gitmifl. fiu andaorada, Toronto'da bir sinagogta hhaa-hhaamm’’m›fl.

‹flte Türkiye Cumhuriyeti’nin“ba¤›ms›z yarg›”s›n›n büyük Erge-nekon operasyonunu dayand›rd›¤›

“sa¤lam kaynak”!

*

Bu kaynak, Ergenekon’unPKK’ye silah götürdü¤ünden VeliKüçük’ün DHKP-C’yle iliflkili oldu-¤una kadar ifadesinde daha neler ne-ler saçmalam›fl. Normal koflullardaak›l sa¤l›¤›n›n yerinde olup olmad›-¤›n›n tespiti için psikiyatriye sevke-dilmesi gerekirken, AKP’nin savc›-lar›, onun ifadesini güvenilir kaynakkabul edip, ona dayanarak onlarcakifliyi gözalt›na alm›fllar.

Ama belki de Tuncay Güney’inak›l sa¤l›¤›nda da bir problem yok.Her fley, polisin daha önce defalarcayapt›¤› gibi, baflkalar›n› suçlamakiçin onun ad›na bir senaryoyu ifadehaline getirmesinden ibarettir.

*

Falan dedi ki, diye itirafç›lar, uy-duruk tan›kl›klar üzerinden yüzlercekifliye yüzlerce y›l hapis cezas› verenbir mekanizma için, bu da vakayi ad-liyeden say›l›r art›k.

Oligarflinin polisinin, savc›s›n›n en iyi bildi¤i,en tecrübeli oldu¤u konu:

KKOOMMPPLLOO

Page 27: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

¤¤›› üüllkkeelleerrddee partiler keyfi olarak ka-pat›l›r, geceyar›lar› evler bas›l›r, in-sanlar derdest edilip iflkencehanele-re tafl›n›rlar... Ve bu flekilde gözalt›-na al›nanlardan ço¤u, ‹lhan Selçukya da Kemal Alemdaro¤lu kadar“flansl›” olmazlar; kan›ts›z belgesiztutuklan›rlar. Kan›ts›z belgesiz ay-larca, y›llarca F Tipi hapishanelerinhücrelerinde tecrit edilirler.

Hiç flafl›rmay›n bu olaylar karfl›-s›nda; siz, baflka zamanlarda da ül-kemizdeki hapishane katliamlar›na,halka karfl› savafl anlam›na gelenMGK kararlar›na da “yol kazas›”demifltiniz. Hay›r, ortada istisna-i olarak gerçekleflen kazalar yok.Türkiye demokrasisinin tarihi ““yyoollkkaazzaallaarr››””nnddaann ibarettir. Demokrasiaç›s›ndan oligarflik yönetimin hericraat› bir “kaza” anlam›na gelir. Vebu faflizmin do¤al halidir.

Anlafl›lan, Ergenekon operasyo-nunu haz›rlayanlar, ‹lhan Selçuk’adair komploda gedikler b›rakm›fllar.Ama AKP esas olarak gözda¤› ama-c›yla Selçuk’u gözalt›na alma kara-r› verince, ona da bir k›l›f bulunmuflve ““ffiikkrrii ddeesstteekk”” diye bir suç isna-d› uydurulmufl. Böyle bir iddiaylaherkesi gözalt›na alabilir, tutuklaya-bilir, zan alt›na sokabilirsiniz elbet-te. AKP’nin gözda¤› sald›r›s›na hu-kuk da kat›lm›fl ve bak›n hukuk ad›-na “cinayet” say›labilecek bir ge-rekçe uydurulmufl Selçuk için: “Ör-güte üye olmaks›z›n örgütün amaç-lar›n› bilerek örgüt ad›na vazifeyüklenmek”!

Gerekçe bir kara mizah, fakat ül-kemizde yaflananlar mizah de¤il.

Oligarfli içi kesimler, bir yandanbirbirlerini yerken, bir yandan dahalka karfl› tam ittifak halinde dav-ranmay› sürdürüyorlar. ‹flte, kendideyimleriyle “karfl›l›kl› k›l›çlar›çektikleri” bu süreçte, ülkenin dörtbir yan›nda halka kurflun s›k›ld›,dört bir yanda yine devrimcilerekarfl› gözalt›lar, tutuklamalar ger-çeklefltirildi! Birbirlerine karfl› çek-tikleri k›l›çlar›, halk›n mücadelesikarfl›s›nda halka döndürmekte hiçtereddüt etmiyorlar. Halk›n ve ay-d›nlar›n as›l görmesi gereken budur.

Say›: 145 27ERGENEKON

Kapatma davas›, ard›ndan key-fili¤i her yan›ndan belli olan gö-zalt›lar, oligarfli içi çeliflki ve çat›fl-malarda bir “t›rmanmay›”, baflkabir deyiflle yeni bir “krizi!” ifadeediyordu ve bunun üzerine, oligar-flinin birçok kesimi “krizi sona er-dirmek” için aya¤a kalkt›lar.

En baflta harekete geçenler, bek-lenece¤i gibi, düzenin as›l sahiple-riydi. TÜS‹AD üyesi patronlar ad›-na yap›lan aç›klamada hükümeteve laikçi kesime, üstenci ve üstüörtülü tehdit de içeren bir uyar›dabulunuldu. TÜS‹AD AKP’ye “sen,rreeffaahh vvee hhuuzzuurraa ooddaakkllaann,, ddeemmookk-rr aassiiyyii ddaarr ssiiyyaassii bbaakk››flflllaa yyoorruummllaa-mmaayy››nn”” derken, di¤er tarafa da“sen, iiççee kkaappaall›› bbiirr TTüürrkkiiyyee aannllaa-yy››flfl››nnddaann çç››kk”” diyordu.

TÜS‹AD uyar›s›n› ““YYaaflflaadd››¤¤››-mm››zz ssüürreeccee sseeyyiirrccii kkaallaammaayy››zz......rreejjiimm kkrriizzii çç››kkaarrmmaayy››nn,, hhuukkuukk vveeddeemmookkrr aassiiyyllee kkuuttuuppllaaflflmmaayy›› aaflflaa-ll››mm......”” sözleriyle somutlad›.

Yine TÜS‹AD’›n giriflimiyle,“TOBB, Kamu-Sen, Türk-‹fl,TESK, T‹SK, Hak-‹fl, TZOB” tümkesimlere “Sa¤duyu” ça¤r›s› yapt›-lar. DD‹‹SSKK, ça¤r›l› oldu¤u haldeoolluummlluu bbiirr ttaavv››rr tak›narak bu“sa¤duyu” ça¤r›s›nda kendi deyi-fliyle “konu mankeni” olmay› red-detti.

Krize müdahalede yukar›da sö-zü edilen kesimlerden daha acelecidavranan biri daha vard›. ÖDP Ge-nel Baflkan›, ‹stanbul MilletvekiliUfuk Uras, daha geçen hafta hep-sinden önce “krize çare bulma”aray›fllar›na girmiflti.

Burada iki soru gündeme geli-yor: BBiirr;; bir sosyalist olarak UfukUras krizden niye kayg›lan›yor?‹‹kkii:: Uras’›n krize karfl› “çare” ola-rak gösterdi¤i nedir?

TTeekkeellccii bbuurrjjuuvvaazzii,, kkaayygg››ss››nn››“ülkemizin ad›m ad›m rejim krizineyol açabilecek bir aayyrr››flflmmaa vvee kkuu-

ttuuppllaaflflmmaa içine girme-sinden endifle duymaktay›z” diyeifade ediyordu. Burada kendi s›n›f-sal ç›karlar› cephesinden bir bak›flaç›s› ve buna denk düflen bir müda-hale sözkonusudur. Burjuvazi, ge-rek oligarfliyle halk aras›ndaki, ge-rekse de oligarflinin kendi içindekiçeliflkilerin keskinleflmesini iste-mez. Çeliflki, çat›flma demektir; çe-liflkinin keskinleflmesi çat›flman›nda fliddetlenmesini getirir. Ve çat›fl-ma sistemi zay›flat›r. Oligarfli içiçat›flmalar da ço¤unlukla, halk ha-reketi için bir avantaj oluflturur.Bunlar gözönüne getirildi¤indeTÜS‹AD’›n müdahalesi anlafl›l›r-d›r.

Peki, Ufuk Uras, hangi bak›flaç›s›yla bak›yor ve neye göre mü-dahalede bulunuyor?

Uras, çare olarak da sand›¤› ad-res gösteriyor.

Tayyip Erdo¤an, Bay Uras’›nönerisini kabul etti diyelim ki veerken seçimi gündeme getirdi.. Neolacak? Ne, nas›l çözülecek? Hiç!

Önerdi¤i çözümün sonucunun“hiç” oldu¤unu Uras da biliyor ol-mal›. Fakat “Parlamenter mücade-leye ne kadar ba¤l› olduklar›n›”kan›tlayacak ya burjuvaziye... So-runlara düzen içinden bak›yor. Birsosyalistin görevinin sistemin kri-zini durdurmak de¤il, derinlefltir-mek oldu¤unu unutuyor. Demokra-siyi, oligarflinin demokrasisi olaraktan›ml›yor ve onu sand›¤a indirgi-yor.

Öyle ki, bu krize karfl› demok-ratik bir halk hareketi bile öneremi-yor. Oysa sosyalistler, ilericiler vehatta demokratlar bu aç›dan bak-mal›d›rlar. Krizlere devrimci, de-mokratik müdahaleler olmazsa,kitlelerin müdahalesi olmazsa,krizler gelir ve geçer... Krizler, bunoktada ba¤›ms›zl›k, demokrasimücadelesi için uygun zeminlerolarak de¤erlendirilememifl olur.

Krize Burjuva Müdahalesive Bay Uras’›n Çözümü!

Page 28: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

28 TECR‹T 30 MMart 22008

Geçti¤imiz ay, Adalet Bakanl›¤›yetkilileri, milletvekillerine hapis-hanelerin durumuna iliflkin brifingverdiler. Brifingte, daha aç›l›fl›ndanitibaren bir ““iiflflkkeennccee vvee ööllüümm eevvii””haline gelen F Tipi hapishanelereiliflkin yalanlarla bezenmifl övgülerdizilmesi, Adalet Bakanl›¤›’n›n tec-rit uygulamas›ndan memnun oldu-¤unu da gösterdi.

HHaaffttaaddaa 1100 SSaaaatt SSoohhbbeettHHaakkkk›› UUyygguullaannmmaadd››

F Tipi hapishanelerde, tutsaklarayönelik “teslim alma” sald›r›s›n›ntemelini tecrit uygulamas› olufltur-makta idi. Nitekim, 7 y›l sürdürülenölüm orucu direniflinde, tutsaklar›ndirenifllerinin temel talebi tecritinkald›r›lmas› idi. Bakanl›k 22 Ocak2007’de tecriti hafifleten, tutsaklarahhaaffttaaddaa 1100 ssaaaatt 1100’’aarr kkiiflflii oollaarraakk,,ssoohhbbeett aammaaççll›› bbiirraarraayyaa ggeellmmeehhaakkkk›› ttaann››yyaann genelge yay›nlad›.Fakat genelge uygulanmad›.

Bakanl›k yetkilileri ise brifingtebu gerçe¤i inkar ediyor ve ayr›ms›ztüm tutuklu ve hükümlülerin, ““1100kkiiflfliilliikk ggrruuppllaarr hhaalliinnddee hhaaffttaaddaa 1100ssaaaattee kkaaddaarr ssoohhbbeett eettmmeelleerriinnee iimm--kkaann ttaann››nnmm››flfltt››rr”” diyor.

YYAALLAANNDDIIRR.. Genelgenin ya-y›nland›¤› tarihten itibaren tutsakla-r›n bu hakk› uygulanmam›flt›r. Tut-sak yak›nlar› bu hakk›n uygulanma-s›na iliflkin Adalet Bakanl›¤› nez-dinde giriflimlerde bulunmufllar, fa-kat tutsak yak›nlar›na verilen sözlerde tutulmam›flt›r.

Tutsaklar›n mektuplar›nda anlat-t›klar› gerçekler de bakanl›¤› yalan-lamaktad›r: Kocaeli 1 No’lu F Ti-pi’nden Taner Korkmaz’›n 27 Ma-y›s 2007 tarihli mektubundan akta-r›yoruz; ““BBiizziimm bbuurraaddaa AAddaalleettBBaakkaannll››¤¤››’’nn››nn 4455//11 ssaayy››ll›› ggeenneellggeessiihhaalleenn uuyygguullaannmm››yyoorr.. fifiuu aannaa kkaa--

ddaarr aarrkkaaddaaflflllaarr››mm››zzllaa bbiirraarraayyaaggeelliipp ssoohhbbeett eeddeemmeeddiikk..””

Tekirda¤ 2 No’lu F Tipi’ndenKenan Günyel’in 15 Nisan 2007 ta-rihli mektubundan aktar›yoruz;““hhaaffttaaddaa iikkii ssaaaatt oollaann ssüürreeyyii üüççssaaaattee çç››kkaarrdd››kkllaarr››nn›› iiffaaddee eettttiilleerr..AAnnccaakk ggeenneellggee ççookk aaçç››kk.. 1100 kkiiflflii,,1100 ssaaaatt flfleekklliinnddee uuyygguullaannmmaall››.. BBuunneeddeennllee ssoohhbbeettee çç››kkmmaammaayyaa ddee--vvaamm eeddiiyyoorruuzz......””

Bunlar, genelgenin yay›nland›¤›fiubat ay›n›n hemen ard›ndan Nisanve May›s 2007 tarihlerindeki duru-mu anlatan mektup örnekleridir.Sonras›nda da ayn› durum devametmifltir.

SSiinnccaann FF TTiippii’’nnddeenn RRaabbbbeennaaHHaanneeddaarr’’››nn 5 Eylül 2007 tarihlimektubundan aktar›yoruz; “sohbetgenelgesi uygulanmad›¤› gibi, sankiböyle bir genelge yokmufl, hiç yay›n-lanmam›fl gibi davranmaya devamediliyor. Hala ““hhaaffttaaddaa 22,,55 ssaaaatt,,bbuunnddaann ffaazzllaa yyaapptt››rraammaayy››zz,, ççüünnkküüppeerrssoonneell yyookk”” noktas›ndalar.”

SSiinnccaann KKaadd››nn HHaappiisshhaannee--ssii’’nnddeenn MMeelleekk SSeerriinn ‘‘iinn 16 Eylül2007 tarihli mektubundan aktara-l›m; “GGeenneellggee uuyygguullaannmm››yyoorr.. ‘‘EEtt--kkiinnlliikklleerree kkaatt››llmm››yyoorr,, oorrttaakk aallaannaaçç››kkmm››yyoorrssuunnuuzz’’...... Uygulamama ge-rekçeleri bu.”

Anada Kürkçüler hapishanesin-de ise, tutsaklar›n avukatlar›na, ha-pishane idaresi taraf›ndan; ““BBeenn bbuuggeenneellggeeyyii uuyygguullaammaayyaaccaa¤¤››mm.. GGee--nneellggeeyyii uuyygguullaammaayyaaccaa¤¤››mm›› AAddaalleettBBaakkaannll››¤¤›› ddaa iiyyii bbiilliiyyoorr.. ÇÇüünnkküüflflaarrttllaarr,, kkooflfluullllaarr vvee mmeekkaann uuyygguunnddee¤¤iill.. PPeerrssoonneell ddee yyeetteerrssiizz”” sözle-riyle aç›kça tecritin sürdürülece¤isöylenmiflti.

Gerçekler bunlard›r, sohbet hak-k› tan›nm›flt›r demek ise, aç›kça ya-lan söylemektir. Ve tutsaklar›n mek-tuplar›ndan yapt›¤›m›z al›nt›lar, ba-

kanl›¤›n ““oorrttaakk eettkkiinnlliikklleerree kkaatt››ll--mmaayy›› ‘‘bbiilliinnççllii’’ oollaarraakk rreeddddeettmmeekkttee,,kkaammuuooyyuunnaa ‘‘tteeccrriitt’’ eeddiillddiikklleerrii kkaann››--ss››nn›› vveerrmmeekk iisstteemmeekktteeddiirrlleerr..”” yalan›-n› da tekzip ediyor. Tersine, tutsaklar10 saatlik sohbet haklar›n›n gaspedi-lerek 2-3 saate indirilmeye çal›fl›ld›-¤› için görüflmeye ç›kmamaktad›rlar.

HHeerr TTüürrllüü HHaakk,, VVeerriilleennCCeezzaallaarrllaa ‹‹flfllleevvssiizzlleeflflttiirriillddii

Di¤er bir yalan tutsaklar›n mek-tup, görüfl gibi haklar›n› rahatl›klakullanabildiklerine iliflkin yaland›r.Brifingte, tutsaklar›n ““hhaaffttaaddaa bbiirrkkeezz 1100 ddaakkiikkaa ssüürree iillee tteelleeffoonn ggöö--rrüüflflmmeessii...... üüçç kkiiflfliiyyllee aayyddaa üüçç kkeezzkkaappaall›› ggöörrüüflfl vvee aayyddaa bbiirr kkeezz ddeeaannnnee,, bbaabbaa,, eeflfl vvee ççooccuukkllaarr››yyllaaaaçç››kk ggöörrüüflfl yyaappmmaallaarr››nnaa”” olanaktan›nd›¤› söylenmektedir. Fakat buhaklar da, pratikte ““cceezzaallaarrllaa”” ya-rarlan›lamaz hale getirilmifltir.

Yine tutsaklar›n kendi anlat›mla-r›na bakal›m;

Tekirda¤ 2 No'lu F Tipi’ndenSerdar Karaçelik'in 16 Kas›m 2007tarihli mektubundan; “ 33 aayyll››kk mmeekk--ttuupp yyaassaa¤¤›› ssoonnrraass››...... kimi arkadafl-lara aç›lan son soruflturma netice-sinde 55++2200 ggüünn hhüüccrree cceezzaallaarr›› yyiinneezziiyyaarreett yyaassaakkllaarr›› verildi.”

Yine TTaanneerr KKoorrkkmmaazz’’››nn 15Ekim 2007’deki mektubundan;““Hak gasplar› ve keyfiyetler de de-vam ediyor... fifiiimmddiiddeenn öönnüümmüüzz--ddeekkii bbiirrkkaaçç yy››llll››kk yyaassaakkllaarr››mm››zzbbiirr kkeennaarrddaa bbeekklliiyyoorr..””

Kocaeli 1 No'lu F Tipi’ndenEdip Tarhan’›n, 26 Eylül 2007 ta-rihli mektubundan; “Hak gasplar›ve keyfi tutumlara iliflkin... onlarg›rla gitmeye devam ediyor. fifiuu aanniittiibbaarr››yyllaa cceezzaass››zz hhiiçç kkiimmssee yyookkbbuurraaddaa.. Örne¤in benim k›rk beflgünlük ziyaret yasa¤›m biter bitmez

Adalet Bakanl›¤›’n›n ‘Tecrit Yok’ Yalan› ve Gerçekler

Page 29: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

ard›ndan bir ayl›k mektup yasa¤›n›bafllatt›lar.”

TBMM ‹nsan Haklar›n› ‹ncele-me Komisyonu’na hapishanelerdenyap›lan bbaaflflvvuurruullaarr ddaa AAddaalleett BBaa--kkaannll››¤¤››nn›› yyaallaannllaammaakkttaadd››rr.. Baflvu-rular, 2007 y›l› içinde yüzde 100’ünüzerinde artm›flt›r. Ço¤unlu¤unu FTipi hapishanelerdeki ““kkööttüü mmuu--aammeellee vvee iiflflkkeennccee”” ile ““kkeeyyffii ttuuttuummvvee iiflfllleemmlleerr””in oluflturdu¤u baflvu-rular›n say›s›, 2006’da 87 iken,2007’de 225 oldu.

Adalet Bakanl›¤› 22 Ocak2007’de kabul etti¤i tecrit gerçe¤i-ni, aradan geçen zaman içinde tek-rar inkar etmeye bafllam›flt›r. Tecritgerçe¤ini inkar etmenin anlam›aç›kt›r. ‹nkar tecriti, iflkenceyi sür-dürmek içindir. Baflörtüsü sorunun-da demokrat kesilen AKP iktadar›-n›n gerçekte nas›l Nazi art›¤› gibidavrand›¤›n›n göstergelerinden biri-si de, F tipi hapishanelerde sürdürü-len tecrit ve iflkencedir.

EEnn BBüüyyüükk BBaaflflaarr››llaarr››TTuuttuukklluu SSaayy››ss››nn›› 9944..000000’’eeÇÇ››kkaarrttmmaakk!!

Bir ülke, hapishanelere doldur-du¤u insanlar›n say›s›ndaki fazla ol-mas›yla m›, yoksa tersine az olma-s›yla m› övünmelidir. AKP’nin Ada-let Bakan› Mehmet Ali fiahin, hapis-hanelerin kapasitesini art›rmaklaövünmektedir. Deniyor ki; “13 adetF tipi, 2 adet de D Tipi yüksek gü-venlikli cezaevi faaliyete geçirilmifl-tir... ‘‘cceezzaaeevvii ssoorruunnuunnuu ççöözzeeccee¤¤iizz’’söylemine uygun olarak, AnkaraSincan'da 7 cezaevinin yer ald›¤›ddüünnyyaayyaa öörrnneekk oollaaccaakk kkaammppuuss biti-rilmifl ve hizmete aç›lm›flt›r. ‹stanbulve çevresinde 2211 cceezzaaeevvii iihhaallee edil-mifltir. Bununla ‹stanbul ve çevresi-ne 20.000 kapasite yarat›lm›fl ola-cakt›r... BBuuggüünn iittiibbaarriiyyllee 338899 kkuurruu--mmuummuuzzddaa 9944..220000 cciivvaarr››nnddaa hhüü--kküümmllüü--ttuuttuukklluu bbuulluunnmmaakkttaadd››rr..””

Eminiz ki, Adalet Bakanl›¤›’n›nbu çal›flma h›z›na 94 bin tutuklu-hü-kümlü yetmez. Bakanl›k yüzbinleri,hatta milyonlar› nas›l içeriye atabi-lece¤ini hesaplamal›, hapishane

ihalelerini haz›rlamal› flimdiden.

Öyle ya, nas›l olsa emek sömü-rücüsü adaletsiz Adalet Bakanl›¤›,tüm bu hapishanelerin maaliyetinide tutuklu-hükümlülerin eme¤indenkarfl›l›yormufl. Brifingte bunada de-¤iniliyor. Deniyor ki; “‹‹flflyyuurrttllaarr››KKaannuunnuu iillee genel bütçe d›fl›ndaöönneemmllii kkaayynnaakk ssaa¤¤llaannmm››flfltt››rr.. Bukaynak ile sadece cezaevleri de¤il,adalet hizmetlerinin di¤er alanlar›nada her türlü yat›r›m yap›labilmifltir.”

Adeta Adalet Bakanl›¤›, tutukluhükümlü say›s›n› de¤il, ücretsiz kö-lelerin say›s›n› art›r›yor. Yok paha-s›na çal›flmaya zorlad›¤› tutuklu-hü-kümlülerin emeklerini de alabildi¤i-ne sömürüyor. Hapishanelerindekitutuklu-hükümlülerin devlete gelirgetirdi¤i bir sistemde adaletten sözedilemeyece¤i aç›kt›r. Böylesi birsistem, suçu ve suçluyu azaltmakiçin de¤il, art›rmak için çal›flacakt›r.

Brifingten ö¤reniyoruz ki, ülke-mizin dünyadaki ünü, Susurluklar›ve 1000 operasyonlar›, yoksullukve yolsuzluklar›, ucuz emek gücüvb ile s›n›rl› de¤ilmifl, bunun yan›n-da hapishaneleriyle de ünlü ve dün-yaya örnekmifl. Maliye Bakan› Ke-mal Unat›kan sevinmelidir, ihraçkalemlerine bir tane daha eklenmiflolmal›d›r.

KKaattlliiaamm vvee TTeeccrriittllee SSaa¤¤llaannaann““DDeevvlleett HHaakkiimmiiyyeettii””

28 tutsa¤›n katledilmesi ve yüz-lercesinin yaralanmas›, pervas›zcauygulanan iflkenceler ve teslimiyetdayatmalar› ile aç›lan F tiplerinimeflrulaflt›rmak için kulland›klar›demagojilerden birisi hapishaneler-de devletin hakimiyetini kurma de-magojisidir. Adalet Bakanl›¤› bri-fingde de bu demagojiyi sürdür-mektedir.

Denilmektedir ki; ““YYaakkllaaflfl››kk 1100yy››ll öönnccee cceezzaaeevvlleerriimmiizzddee iissyyaann,,yyaanngg››nn,, aaddaamm ööllddüürrmmee,, rreehhiinn aall--mmaa,, hhaarraaçç aallmmaa,, ttüünneell,, ffiirraarr ggiibbiihheemmeenn hheerr ggüünn bbiirrççookk oollaayy››nnmmeeyyddaannaa ggeellddii¤¤ii hhaatt››rrllaannmmaall››--dd››rr...... ÇÇaall››flflmmaallaarr ssoonnuuccuu bbuuggüünniittiibbaarriiyyllee kkuurruummllaarr››mm››zzddaa DDeevvlleett

hhaakkiimmiiyyeettii ssaa¤¤llaannmm››flfltt››rr.. ””

F Tipi hapishaneleri 122 devrim-ciyi katlederek hayata geçirmekte›srar eden devletin, 10 y›l önce ha-pishanelerde adam ölüyordu deme-sindeki kaba demagojiyi bir yanab›rak›rsak, yukar›daki al›nt› bize,AKP’nin hapishaneler politikas›n›da anlatmaktad›r.

Kendisinde önceki iktidarda ol-du¤u gibi, AKP iktidar› da hapisha-nelerde istedi¤i gibi, iflkence yap-mak, tecrit uygulamak, hak gaspla-r›na gitmek fakat bunun karfl›s›ndatutsaklar›n sesinin ç›kmamas›n› is-temektedir.

Devletin F tipi hapishanelerdenönce de fiziki olarak “hapishanelerehakim olma” sorunu yoktu, bugünde yoktur. Tutsaklar›n isyanlar› isesorun, o bugün de yaflanmaktad›r.‹syanlar›n nedeni, dün de bugün dedevletin tutsaklar›n siyasi kimlikle-rine, en temel haklar›na yönelik sal-d›r›lar›d›r. Dolay›s›yla, isyanlar›ndurmas›n›n yolu, sald›r›lar›n durdu-rulmas›d›r, de¤ilse, sald›r›lar sürdü-¤ü sürece tutsaklar›n isyanlar› dade¤iflik biçimlerde sürmektedir.

AKP iktidar› bu gerçe¤i yok sa-yarak, halen devletin hapishanelerehakim olma demagojisini sürdür-mektedir. Hapishanelerin temel so-rununu tutsaklar›n direniflleri imiflgibi göstermektedir. AKP iktidar›böylece 122 ölümü, tecriti, iflkence-yi savunmaktad›r.

Savundu¤u içindir ki, F tipi ha-pishaneleri güllük gülistanl›k göste-rirken, o hapishanelerde kendi ikti-darlar› öncesinde ve kendi iktidarla-r› döneminde yaflanan ölümleri, tut-saklar üzerinde F tipi hapishanelerinsa¤l›k boyutuyla, psikolojik olarakyaratt›¤› etkileri yok saymaktad›r.

AKP iktidar›, demagojiyi b›ra-k›p, söz verdi¤i gibi tecriti kald›rmasözünü tutmal›d›r.

Say›: 145 29TECR‹T

Page 30: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

AKP ‹ktidar› HapishanelerKonusunda Nas›l Yalan SöylüyorAdalet Bakanl›¤› yetkilileri,

geçen ay milletvekillerine ha-pishaneler konusunda bir bri-fing verdiler. Brifing, iki keli-meyle “yyaallaannllaarr mmaannzzuummee--ssii”nden ibaretti.

YALAN 1: Yaz›l› olarakda iki ayr› rapor halinde sunu-lan brifingin ilk iddias› fluydu:

““ FF TTiippii YYüükksseekk ggüüvveennlliikklliicceezzaa iinnffaazz kkuurruummllaarr››nnddaa 1100 kkii--flfliilliikk ggrruuppllaarr hhaalliinnddee hhaaffttaaddaa1100 ssaaaattee kkaaddaarr ssoohhbbeett eettmmeelleerrii--nnee iimmkkaann ttaann››nnmm››flfltt››rr..””

Bakanl›k bunu iddia ediyor. Biz diyoruz ki YALAN!Hiçbir F Tipi hapishanede

“10 Saatlik Sohbet Hakk›” UUYY--GGUULLAANNMMAAMMAAKKTTAADDIIRR!!

“Güvenlik”, ya da “personeleksikli¤i” gibi bahanelerle, biry›l› aflk›n süredir tutuklular›nbu hakk› gasbedilmifltir.

Hat›rlat›r›z ki, bu hak, dire-niflle kazan›lm›flt›. 2000 y›l›ndaF Tipi Hapishanelere ve TEC-R‹T politikas›na karfl› ölümorucu eylemi bafllat›lm›fl ve buBüyük Direnifl 77 yy››ll sürmüfltü.Hapishanelerde ve d›flar›da 122insan›m›z›n can verdi¤i direnifl,2222 OOccaakk 22000077’de Adalet Ba-kanl›¤›’n›n 45/1 Say›l› Genel-gesi’nde tecriti k›smen ortadankald›racak 10 saatlik sohbethakk›n›n tan›nmas› üzerine so-na erdirildi.

Adalet Bakan› Cemil Çiçek,bizzat telefonla TTB Baflkan›n›arayarak “flimdilik 10 saate ç›-kar›yoruz, daha sonra 20 saate

ç›kma olana¤› da var” demifl,BBaaflflbbaakkaannll››kk MMüüsstteeflflaarr›› tara-f›ndan DKÖ temsilcilerine ya-p›lan aç›klamada da, 10 saatin2200 ssaaaattee çç››kkaarr››llaaccaa¤¤›› teyidedilmiflti.

B›rak›n 20 saati, o gündenbu yana, 10 saatlik uygulamabile hayata geçirilmedi. Tutuk-lular ve biz tutuklu yak›nlar›, ogünden beri 45/1 Say›l› Genel-ge’nin içerdi¤i 10 saatlik sohbethakk›n›n uygulanmas› için çabasarfediyoruz. Adalet Bakanl›-¤›’n›n yalanlar›na karfl› hheerrkkeessbbiillssiinn kkii;; haklar kulland›r›lm›-yor, tecrit sürüyor.

YALAN 2: Adalet Bakan›yalana doymuyor. ‹flte biri daha:

“Halen ceza infaz kurumlar›-m›zda bulunan ttüümm terör örgüt-lerine mensup hükümlü ve tu-tuklular sohbet ve di¤er etkin-liklerden ayr›m gözetmeksizinfaydalanmaktad›rlar.”

Bu da yalan! O kadar perva-s›z ki, ““ttüümm”” tutuklular diyor.

Oysa, devrimci tutuklular vehükümlüler, F Tipi hapishaneleraç›ld›¤›ndan bu yana, a¤›r tecritalt›ndalar. 7 y›l› aflk›n süredir,mmeekkttuupp,, zziiyyaarreett,, aavvuukkaatt yyaa--ssaakkllaarr››nnddaann nefes alam›yorlar.

13 F Tipi’nin hiçbirinde budenilenler uygulanmamaktad›r.

YALAN 3: 10 saatlik soh-bet hakk›n›n uygulanmad›¤›n›iyi bilen Adalet Bakanl›¤›, buyalan›n› ortaya seren herkesisuçluyor. Bak›n ne diyor:

“Ancak, baz› hükümlü ve tu-tuklular... ortak etkinliklere kat›l-may› ‘bilinçli’ olarak reddetmek-te, kamuoyuna ‘tecrit’ edildiklerikan›s›n› vermek istemektedirler.Ayr›ca, örgütlerin yönlendirme-siyle tecrit iddias›n›n kamuoyun-da canl› tutulmas› amac›yla...sözde ayd›nlar, gazeteciler, mes-lek kurulufllar›, sivil toplum ku-rulufllar› ve hükümlü aileleriarac›l›¤›yla çeflitli iddialar orta-ya at›lmakta suni gündemleroluflturulmaya çal›fl›lmaktad›r.”

NEDEN?: AKP bu yalan-lar› niye söylüyor? Çünkü, tec-rit politikas›n› sürdürmek isti-yor. Söz verip yapm›yor, yalan-c›l›¤›n› gizlemek istiyor.

AKP’nin Adalet Bakan›, “Ge-nelge uygulanm›yor, tecrit var”diyen herkesi suçlayarak ssiinn--ddiirrmmeekk vvee ssuussttuurrmmaakk istiyor.Herkes yalanc›; bir tekAKP’nin Adalet Bakan› do¤ru!

ÇA⁄RIMIZ: GGeerrççeekkçç››ppllaakktt››rr.. Gerçe¤i tutuklular-dan, tutuklu yak›nlar›ndan yaz›-flarak, bizzat görüflerek ö¤rene-bilir herkes. Demokratik örgüt-ler, heyetler oluflturup gerçe¤igözleriyle görmek için AdaletBakanl›¤› nezdinde giriflimdebulunabilirler.

‹‹llggiillii ttüümm kkeessiimmlleerrii, tutuk-lulara uygulanan tteeccrriittee ssoonnvveerriillmmeessii,, ““kkooflfluullssuuzz 1100 ssaaaattlliikkssoohhbbeett hhaakkkk››””nn››nn uuyygguullaannmmaa--ss›› iiççiinn mmüüccaaddeelleeyyee ççaa¤¤››rr››yyoo--rruuzz.. Sesimizi duyun!

TAYAD’l› AilelerTTeell//FFaakkss:: 00 ((221122)) 223311 5577 7733 WWeebb:: wwwwww..ttaayyaadd..oorrgg

EE--MMAA‹‹LL::tteeccrriittiisskkeenncceeddiirr@@yyaahhoooo..ccoomm

Yalanlara SSon! DDaha GGenifl BBilgi ‹‹çin:

Page 31: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Say›: 145 31TEOR‹

Tüm okurlar›m›z› selamlaya-rak bafll›yoruz sohbetimize. ‹lkbölümün sonunda Mahir Çayanve yoldafllar›n›n aç›klad›¤› AAyy-dd››nnll››kk SSoossyyaalliisstt DDeerrggii’’yyee AAçç››kkMMeekkttuupp’tan söz etmifltik. Söz-konusu mektup, devrimin yolu-nun netleflmesi sürecinde temelayr›m noktalar›n› özetliyordu.DDeevvrriimm aannllaayy››flfl››,, ççaall››flflmmaa ttaarrzz››,,öörrggüütt aannllaayy››flfl››nnddaa somutlanan fark-l›l›klar, kayna¤›n› ülkemizinsosyo-ekonomik yap›s›nailiflkin tahlillerden al›yordu.Bu tart›flma, devrimci birstratejinin flekillendirilmesiy-le tamamlanm›flt›r. fiimdi bustratejiyi ele alal›m.

MMaazzlluumm:: ‹ktidar› hedefleyenher siyasal hareketin belirlenmifl birssttrraatteejjiissii olmak durumundad›r. Birstrateji as›l olarak iki fleyi içerir:NNEERREEYYEE ggiiddeeccee¤¤iizz,, NNAASSIILL ggiiddee--ccee¤¤iizz?? Böyle bir strateji olmaks›z›niktidara hangi biçimde, hangi yol-lardan ve kimlerle ittifak içinde yü-rünece¤i belirsiz kalacakt›r.

Devrimin yolunun netlefltirilme-si sürecinin en temel tart›flma konu-lar›ndan biri önümüzdeki devrimaflamas›n›n ne oldu¤udur. SosyalistDevrim mi? Milli Demokratik Dev-rim mi? Demokratik Halk Devrimimi?. Yoksa baflka bir fley mi?.. YaniNEREYE gidece¤iz.

Stratejinin di¤er yan›, bizi bu he-defe götürecek olan yolun, yönte-min, araçlar›n tan›m›d›r. Bu anlam-da öncelikle içinde bulundu¤umuzdevrim aflamas›n›, öönnüümmüüzzddeekkii hhee--ddeeffii somutlayal›m.

Bizim önümüzdeki hedef, aannttii--eemmppeerryyaalliisstt,, aannttii--oolliiggaarrflfliikk ddeevv--rriimm’dir. Neden böyledir? Çünkü:

BBiirr;; ülkemiz burjuva demokra-tik devrimini yapamam›fl bir ülke-dir. Dolay›s›yla “demokratik dev-rim”in görevleri önümüzdedir. Fa-kat bu tek görev de de¤ildir.

‹‹kkii;; ülkemiz emperyalizme ba-¤›ml› bir ülkedir. Bu anlamda ulusalkurtulufl görevi önümüzdedir. Fakatbu da tek görev de¤ildir.

ÜÜçç;; emperyalizm ve devrimler

ça¤›nda, burjuvazi devrimci, ilericibarutunu tümden yitirmifl oldu¤uiçin bu görevler, proletarya ve di¤erezilen, sömürülen s›n›flar taraf›ndanüstlenilecektir ve bu anlamda da sö-mürücülerin iktidar›n› alafla¤› ediphalk›n iktidar›n› kurmak görevi busürecin do¤al bir sonucudur.

DDöörrtt;; ba¤›ms›zl›¤›n, demokrasi-nin ve halk›n iktidar›n›n önündekiengel ise, tam bir iflbirli¤i içinde veasl›nda içiçe geçmifl olan emperya-lizm-oligarfli blokudur.

‹flte k›saca özetledi¤imiz bu ne-denlerden dolay›, önümüzdeki dev-rim aflamas›, anti-emperyalist, anti-oligarflik devrimdir.

Bu devrim, demokratik muhte-val› bir devrimdir. Ve fakat demok-ratik devrimden farkl› olarak sosya-lizme kkeessiinnttiissiizz bbiirr ggeeççiiflflii içerir.Baflka bir deyiflle, demokratik devri-min ve sosyalist devrimin görevleri,tteekk bbiirr ddeevvrriimm ssüürreecciinnddee birlefl-mifltir.

KKeemmaall:: Peki bu hedefe nas›lulaflaca¤›z? Kuflku yok ki, öncekibölümde de de¤indi¤imiz gibi, dün-yan›n çeflitli ülkelerinde bu hedefeulaflm›fl olan halklar›n deneyimleriönemlidir, yol göstericidir. Fakatayn› yolu ülkemize kopya etmeyekalk›fl›rsak, mesela Rusya’da,Çin’de, Küba’da halk› iktidara götü-ren yollar›n dünyan›n Türkiyesi’ndebizi iktidara götürebilece¤i flüpheli-

dir. Hakl›y›z Kazanaca¤›z’daflöyle denilmifltir bu yüzden:

"... her devrimin bir stratejisiolmak zorundad›r. Ve bu stratejiülke özgülünden kaynaklanmal›-d›r. Ülkenin ekonomik, politik vesosyal çeliflkilerinin tahlilindenkaynaklanmayan, bu çeliflkilerinçözüm yollar›n› göstermeyenstratejiler, baflka yerlerden al›n-m›fl flablonlard›r. Ve ülke prati-

¤inde iflas etmeye mahkum-durlar. Bunlar, her fley içinbenzer çözüm yollar› öne-ren, hayattan kopuk ütopya-lard›r. Oysa hiçbir devrimbir di¤erinin kopyas› de¤il-dir ve olmayacakt›r." (Hak-l›y›z Kazanaca¤›z, Cilt 2,

sayfa 753)

fiimdi bunu da gözönünde bu-lundurarak, devrimi nas›l gerçeklefl-tirece¤imiz sorusuna geçelim.

ÖÖzzlleemm:: Mahirler, devrimler ta-rihi aç›s›ndan bak›ld›¤›nda oldukçak›sa say›labilecek bir süreye s›¤d›r-d›klar› ideolojik mücadelenin ve bu-na paralel olarak cüretle gerçeklefl-tirdikleri kopufllar›n sonucunda flusonuca ulaflm›fllard›r:

"Partimiz Marksizm-Leninizminklavuzlu¤u alt›nda emperyalizminIII. Bunal›m döneminin çeliflki veiliflkileri ile, bu çeliflki ve iliflkilerinTürkiye'ye yans›mas›n›n (ülkemizintarihi, sosyal, politik, ekonomik,psikolojik niteliklerinin) devrimcitespitinden hareketle ppoolliittiikklleeflflmmiiflflaasskkeerrii ssaavvaaflfl ssttrraatteejjiissiinnii,, ddeevvrriimmssttrraatteejjiissii olarak saptam›flt›r.

Bu stratejik çizgi, k›r ve flehiri,silahl› propaganda ve öteki politikkitlevi mücadele biçimlerini diya-lektik bir bütün olarak ele alan çiz-gidir." (Bütün Yaz›lar)

Ayaklanma yoluyla gerçekleflenRusya devriminin ard›ndan devrim-lerin merkezi “do¤u”ya kayarken,dünyan›n sömürge ve yeni-sömür-gelerinde güçlü bir iflçi s›n›f›, otur-mufl bir burjuva demokrasisi, kendiiç dinami¤iyle geliflmifl bir kapita-lizm gibi koflullar olmad›¤› için, vebirço¤unda emperyalizmin aç›k ifl-

Konu: Türkiye DevrimininYolu - 2

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Devrimci ÇizgininAna Hatlar›

Page 32: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

galleri sözkonusu oldu¤u için, dev-rimler de ancak farkl› bir yoldangerçekleflebilirdi. Bu yol, hhaallkk ssaa--vvaaflfl›› olarak flekillendi. Ve ilk olarakda en görkemli bir flekilde Çin’deuyguland›.

Bu yoldan devrimi gerçeklefltir-menin iki örne¤i olan Çin, Vietnamdevrimleri, halk savafl› teorisininpratikte somutland›¤› iki ülkedir. ‹lkbölümde de k›saca söz etmifltik. ‹ki-si de emperyalizmin aç›k iflgali al-t›ndayd›lar. Emperyalist iflgale veonlarla iflbirli¤i içindeki feodal yö-netimlere -iflgale, toprak a¤alar›na,savafl a¤alar›na- karfl› yer yer ken-dili¤inden ayaklanmalar sözkonusu-dur. Aç›k iflgalin yap›s› gere¤i, em-peryalizmin denetimi flehirlerde yo-¤unlaflm›flt›r. Hem bu neden, hemde iflçi s›n›f›n›n zay›fl›¤› flehirleri ta-li b›rakm›fl, ulusal ve toplumsal kur-tulufl savafl›, esas olarak k›rsal alan-da, nüfusun büyük bölümünü olufl-turan köylülü¤e dayanarak gelifl-mifltir.

Çin Vietnam devrimlerini izle-yen Küba ve Nikaragua’da da ulusalve toplumsal kurtulufl, halk savafl›stratejisiyle gerçekleflti. Ancak bu-radaki savafl, Çin, Vietnam halk sa-vafllar›ndan farkl›l›klar içeren birstratejisiydi. ‹flte Mahir’den yukar›-da aktard›¤›m›z PPoolliittiikklleeflflmmiiflfl AAss--kkeerrii SSaavvaaflfl SSttrraatteejjiissii (PASS) tan›-m›, bu ülkelerde de görülen, halksavafllar›n›n 3. bunal›m dönemleri-ne özgü biçimidir.

3. bunal›m dönemine özgü bu bi-çimi tam olarak kavramak için ssuunniiddeennggee,, mmiillllii kkrriizz,, eevvrriimm vvee ddeevvrriimmaaflflaammaallaarr››nn››nn iiççiiççee ggeeççmmeessii,, hhaallkkssaavvaaflfl››,, öönnccüü ssaavvaaflfl››,, PPAASSSS gibi ta-n›mlar› belli bir sistematik içindeortaya koymal›y›z.. diyerek sözü si-ze b›rakay›m ben.

MMaazzlluumm:: En baflta flunu vurgu-layal›m. Emperyalizmle birliktetüm dünyada devrimlerin nesnel(objektif) koflullar› oluflmufltur. So-run ssuubbjjeekkttiiff koflullar›n yarat›lmas›sorunudur. Kitle hareketlerinde, ül-kelerin devrimci durumlar›nda, iler-lemeler, gerilemeler olabilir her dö-nem, fakat bu, sözünü etti¤imiz nes-

nelli¤i de¤ifltirmez. Devrimin ssuubb--jjeekkttiiff kkooflfluullllaarr›› dedi¤imiz ise,, k›sa-ca hhaallkk››nn bbiilliinnçç vvee öörrggüüttlleennmmee ddüü--zzeeyyiiddiirr.. Bu da kendini iktidar alter-natifi bir öncü örgütte ve her düzey-de kitlesellikte ifade eder.

O halde bu noktada, stratejininçözece¤i ikinci sorun ortaya ç›k›-yor: Devrim kitlelerin eseri olaca¤›-na, devrimin subjektif koflullar›n›yaratmak demek, kitleleri bilinçlen-dirmek, örgütlemek ve devrime se-ferber etmek demek oldu¤una göre,bu nas›l sa¤lanacakt›r?

Her farkl› ülkede, her devrim, busorunun çözümü için de¤iflik yol veyöntemler gelifltirmifltir.

Sovyet devriminde ve genel ola-rak burjuva demokratik devriminiyapm›fl ülkelerdeki devrimci faali-yette, kitleleri devrim saf›na çek-mek, esas olarak çeflitli bar›flç›l mü-cadele yöntemleriyle sa¤lan›r. Buülkelerde devrim öncesi, uzun bireevvrriimm ssüürreeccii, baflka bir deyiflle ha-z›rl›k süreci yaflan›r. Evrim döne-minde temel mücadele biçimi, ba-r›flç›l (Mahir’in deyimiyle “ama uz-lafl›c› olmayan”) mücadeledir.

Çin ve Vietnam gibi ülkelerdeise, kitlelerin emperyalizmin aç›kiflgaline ve feodal zulme karfl› tepki-leri vard›r. Baflka deyiflle, bu ülke-lerde düflman aç›kt›r ve bu düflmanakarfl› kitlelerin kendili¤inden tepki-leri, ayaklanmalar› sözkonusudur.Dolay›s›yla, bu ülkelerde de dev-rimci çal›flma, kitlelerin varolan tep-kilerini örgütleyip silahl› savaflasokmak ve ulusal, toplumsal kurtu-lufl hedefine yöneltmektir.

Ülkemizde ve bizim gibi ülkeler-

de ise, bu sorunun daha farkl› ve öz-gün yanlar› vard›r. Ülkemizde em-peryalizmin iflgali gizlidir. Baflkadeyiflle, genifl kitleler düflman› aç›k-ça görmemektedir.

‹kincisi, “halk kitlelerinin düze-ne karfl› tepkisi ile oligarfli aras›ndasuni bir denge kurulmufltur."

PASS (Politikleflmifl Askeri Sa-vafl Stratejisi) iflte bu koflullar›n söz-konusu oldu¤u ülkelerde kitlelerindevrim saflar›na nas›l çekilece¤inecevap veren bir stratejidir.

Bu strateji, silahl› propagandatemelinde flekillenen ÖÖnnccüü SSaavvaaflfl››ile emekçi kitleleri devrim saflar›naçekmeyi hedefleyen bir stratejidir.Mahir Çayan, PASS'yi en özlü biçi-miyle flöyle tan›mlamaktad›r;

"... silahl› propaganday› temel,öteki politik, ekonomik ve demokra-tik mücadele biçimlerini, bu temelmücadele biçimine tabi olarak elealan devrimci stratejiye, politiklefl-mifl askeri savafl stratejisi denir."(Bütün Yaz›lar)

Stratejinin bu flekillenifli, emper-yalizmin II. bunal›m dönemindekihalk savafllar›yla III. bunal›m döne-minde yeni-sömürge ülkelerdekihalk savafllar› aras›ndaki farkl›l›¤›ortaya koyar. Yani bizim gibi ülke-lerde halk savafl›, Silahl› Propagan-da'n›n temel oldu¤u bir Öncü Sava-fl›’n› içerir.

Neden böyle bir farkl›l›k ortayaç›k›yor; bunun en temel ay›rdedicinedenlerinden biri, biraz önce sözü-nü etti¤imiz ““ssuunnii ddeennggee”” kavra-m›ndad›r.

MMaazzlluumm:: Suni dengeyi de benanlatay›m isterseniz. Önce bir al›n-t›yla söz edece¤imiz olguyu tan›m-lam›fl olal›m.

"[toplumsal üretim ve nispi refa-h›n artmas›n›n] sonucu olarak, gerib›rakt›r›lm›fl ülke içindeki çeliflkilergörünüflte yumuflam›fl (feodal döne-me k›yasla) hhaallkk kkiittlleelleerriinniinn ddüüzzee--nnee kkaarrflfl›› tteeppkkiissii iillee oolliiggaarrflflii aarraass››nn--ddaa ssuunnii bbiirr ddeennggee kkuurruullmmuuflflttuurr.. ""(Bütün Yaz›lar)

Suni denge “nesnel” bir olgudur.

32 TEOR‹ 30 Mart 2008

‹ktidar›hedefleyenher siyasalhareketin

belirlenmifl bir ssttrraatteejjii--ssii olmak durumunda-d›r. Bir strateji as›lolarak iki fleyi içerir:NNEERREEYYEE ggiiddeeccee¤¤iizz,,NNAASSIILL ggiiddeeccee¤¤iizz??

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 33: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Say›: 145 33TEOR‹

Yeni-sömürge ülkelerde ssüürreekklliimmiillllii kkrriizziinn varl›¤›na ra¤men, halkkitlelerinin içinde bulundu¤u politikpasifli¤in izah›n› yapabilmek içinbu durumu do¤ru tespit etmek gere-kir. Sürekli milli kriz var, kitlelerinhemen her dönem büyük ölçüdememnuniyetsizli¤i var ve fakat bu-na denk düflen büyük tepkiler, ayak-lanmalar yok; bu ilk bak›flta kuflkuyok ki çeliflkili bir durumdur. "...Milli krizin varl›¤› koflullar›ndahalk, memnuniyetsizli¤ini flu veyabu biçimde dile getirir ve mevcut si-yasal yap› üzerinde etkide bulunur.Ancak gerçekte bu k›p›rdan›fllarhalk›n içinde bulundu¤u memnuni-yetsizli¤e ve yeni-sömürge ülkelerdeyaflanan milli krize denk düflen dü-zeyde de¤ildir. Yani gerçekte olmas›gereken düzeyde de¤ildir ve devletekarfl› yönelmemektedir...." (Hakl›y›zKazanaca¤›z)

Bu çeliflki kendini güncel olarakda birçok durumda somutlar; genelkonuflmalarda halk›n bu kadar “fle-ye” (siyasi veya ekonomik) karfl›tepkisizli¤ine hayret edilir... Asl›ndahayret edilecek bir fley yoktur. Sunidenge bu bak›mdan kitlelerin dü-zenden memnuniyetsizli¤iyle bumemnuniyetsizli¤ine denk düflen birpratik içinde olmamas›n›n izah›d›r.Bu durum esas olarak emperyaliz-min 3. bunal›m dönemine ve yeni-sömürge ülkelere özgüdür.

MMaazzlluumm:: Arada bir ek yapa-y›m; elbette Kemal arkadafl›m›z›nsözünü etti¤i bu durum tespiti, halk›ntamemen tepkisiz, eylemsiz oldu¤uanlam›na gelmiyor. Nitekim ülkemizde 12 Eylül öncesinin kitlesel eylem-lerinden 3 Ocak genel grevine, Gaziayaklanmas›na, Susurluk eylemleri-ne kadar çok önemli kitlesellikler or-taya ç›kabilmektedir. Suni denge kit-lelerin bu tür tepkilerini, hareketleri-ni yads›maz. Veya tersinden ifadeedersek, bunlar›n olmas›, suni denge-nin olmad›¤›, ortadan kalkt›¤› anla-m›na gelmez. Burada esas olanmemnuniyetsizli¤in, tepkilerin dü-zen de¤iflikli¤i talebine denk düflenbir eyleme dönüflmemesidir. Sunidenge bu durumu dile getirir.

KKeemmaall:: Evet, devam edelim.Suni dengeyi flekillendiren ekono-mik, sosyal ve siyasal etkenleri flöy-le s›ralayabiliriz:

‹‹llkk eettkkeenn,, emperyalizmin 3. bu-nal›m döneminde gelifltirdi¤i iflgalbiçimidir (gizli iflgal). 2. bunal›mdöneminde emperyalizmin aç›k ifl-gali özellikle k›rlarda halk›n emper-yalizme, iflbirlikçilerine karfl› silahasar›lmas›n› kolaylaflt›r›c› bir rol oy-nam›flt›r. Aç›k iflgalin yaratt›¤› busonuç nedeniyle, emperyalistler, sö-mürgeleri “aç›k olarak iflgal etmek”yerine, bu ülkelerin egemen s›n›fla-r›n› iflbirlikçilefltirerek, onlar›n or-dular›n› “kendi” iflgal ordusu halinegetirerek, ülkeyi ekonomik, siyasalve askeri aç›dan tamamen kendineba¤›ml› k›larak sömürüsünü sürdür-me metodunu gelifltirdiler. Bu, Ma-hir Çayan’›n “gizli iflgal” olarak ad-land›rd›¤› politikad›r ki; bunun so-nucu olarak genifl halk kitleleri düfl-man› aç›k biçimde görememekte,emperyalizm iflbirlikçisi ve millilik-le ilgisi kalmam›fl kurumlar› (orduda içinde olmak üzere) kendi “mil-li” kurumlar› ve “milli” ordusu gibigörme yan›lg›s›na düflmektedir. Ya-ni bu durumun sonucudur ki; kitle-ler, emperyalistlerin aç›k iflgalineald›¤› tavr›, emperyalizmin gizli ifl-galini gerçeklefltiren ordu ve devle-te karfl› alamamaktad›r. ‹flgalin giz-lenmesi, yeni-sömürge yönetiminin“ulusal” görünümü, halk›n emper-yalizme karfl› tepkisini nötralize et-mekte, yumuflatmaktad›r.

‹‹kkiinnccii eettkkeenn;; 2. bunal›m döne-mindeki sömürge ve yar›-sömürgeülkelere k›yasla, merkezi devlet oto-ritesinin güçlenmifl olmas›d›r. Kapi-

talizmin geliflmesine paralel olarakdevlet yap›s›n›n güçlenmesi, ülke-nin en ücra köflelerine kadar devletdenetiminin uzanabilmesi demektir.Gerek bu olgu, gerekse de iç savaflkoflullar›na göre örgütlenmifl ve ola-¤anüstü büyütülmüfl –NATO’nunikinci büyük ordusu!– ordu, halk›ngözünde devletin "güçlü" ve "yenil-mez" oldu¤u imaj›n› pekifltirmifltir.(Bu flekillenmede Osmanl›’dan ge-len “kerim devlet” düflüncesinin,“devlete karfl› gelinmez” yarg›s›n›nda etkisi vard›r.)

ÜÜççüünnccüü eettkkeenn;; kapitalizminçarp›k da olsa geliflmesi sonucu ya-flanan nniissppii rreeffaahh olay›d›r. Nisbi re-fah, iktidar›n sömürücü niteli¤inde,kitlelerin toplumsal gelirden ald›¤›payda gerçek bir de¤ifliklik olma-mas›na karfl›n, sanki daha ileri birrefah düzeyine geçilmifl gibi bir du-rumun ortaya ç›kmas›d›r. Nispi re-fah, tan›mdan da anlafl›laca¤› üzeregörece bir refaht›r. Nispi refah› be-lirleyen bafll›ca iki nokta vard›r; bi-rincisi, pazar›n genifllemesi ve top-lumsal üretimin artmas›, ikincisi,eski dönemle yeni koflullar›n k›yas-lanmas›d›r.

'50'li y›llardan itibaren kapitaliz-min h›zla geliflmesi sonucunda ge-nifl kitleler kapitalizmin "nimetle-riyle" tan›flm›fllard›r. Kara sabandantraktöre, çar›ktan ayakkab›ya geçifl,nispi refah›n en s›k kullan›lan anla-t›m›d›r. Halk›n gerçek gelirinde birfarkl›l›k olmaks›z›n, geçim s›k›nt›-s›nda bir de¤ifliklik olmaks›z›n, da-ha öncesinde lüks say›lan radyo,TV, buzdolab› gibi tüketim madde-lerine zor da olsa sahip olabilmeyebafllamas›, bu nispi refah›n somutgörünümüdür. Asl›nda olan fludur;Kapitalizmin üretimi ve dolay›s›ylakâr›n› artt›rabilmesi, ürettiklerinisatabilmesi için pazar›n› genifllete-bilmesi gerekir. Bunu sa¤lamak içinelektrik, yol gibi alt yap› hizmetleri-ni köylere do¤ru yayg›nlaflt›r›r. Vebunun sonucunda kandilden, gazya-¤›yla ayd›nlanmadan kapitalizminsanayi ürünlerine geçifl yaflan›r. Bude¤iflimle birlikte halk yine geçims›k›nt›s› içinde olmakla birlikte“geçmifl yaflamlar›na bakt›klar›nda

PASS, silahl›propagandatemelindeflekillenen

ÖÖnnccüü SSaavvaaflfl›› ile emek-çi kitleleri devrim saf-lar›na çekmeyi hedef-leyen bir stratejidir.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 34: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

durumlar›n›n flimdi daha iyi oldu-¤u” düflüncesini tafl›r. ‹flte, halk›ndüzene karfl› tepkilerinde görecelibir yumuflama yaratan bu durum dasuni dengenin bir aya¤›n› oluflturur.

Suni dengeyi flekillendiren ddöörr--ddüünnccüü bbiirr eettkkeenn olarak da, emper-yalizmin ve oligarflinin güçlü kültü-rel, sosyal yönlendirme araçlar›n› vepolitikalar›n› sayabiliriz. Emperya-lizm ve iflbirlikçileri, iletiflim araçla-r› üzerindeki tekelci konumlar›yla,kültürel alandaki hakimiyetleriyle,e¤itimden dini kurumlara kadar s›-n›rs›z kulland›klar› propaganda veyönlendirme araçlar›yla, kitleleriburjuva kültürün bombard›man› al-t›nda etkiler, flekillendirirler. Burju-vazi, insanlar› kendine ve toplumayabanc›laflt›rma, yozlaflt›rma, deje-nerasyonu yayma ve kitleleri pasifi-ze etmede sahip olduklar› genifl tec-rübeyle ve imkanlarla, halk›n zihni-ni buland›rabilmekte, gerçek düfl-man›n› görmesini engelleyebilmek-te ve baflka kanallara yönlendirebil-mekte ve bütün bunlar da suni den-geyi güçlendiren baflka bir etken ol-maktad›r.

ÖÖzzlleemm:: Peki bu kadar güçlü da-yanaklar› olan suni denge karfl›s›ndane yap›lacak? Bu denge nas›l k›r›la-cak?.

MMaazzlluumm:: Dedi¤imiz gibi, PASS,daha özel olarak da Öncü Savafl›,bunun cevab›d›r. Mahir oldukça öz-lü bir biçimde, silahl› propaganda-n›n ne olup olmad›¤› tart›flmas›na dagirerek, bu soruyu flöyle cevapl›yor:

"Oligarfli ile halk›n düzene karfl›memnuniyetsizlik ve genellikle bi-linçsiz tepkileri aras›nda kurulmuflolan suni dengeyi bozman›n, kitlele-ri devrim saflar›na çekmenin temelmücadele metodu silahl› propagan-dad›r.

Emekçi kitlelerin ekonomik vedemokratik mücadelelerinin, oli-garflik diktatörlük -isterse temsiligörünüm içinde olsun- taraf›ndanterörle bast›r›ld›¤›, merkezi otorite-nin ordusu, polisi vs. ile 'dev' gibigüçlü olarak halk kitlelerine gözük-tü¤ü, gizli iflgalin varoldu¤u bu ül-

kelerde, kitlelerle temas kurman›n;onlar› genifl bir siyasi gerçekleriaç›klama kampanyas› ile ddeevvrriimmssaaffllaarr››nnaa kkaazzaannmmaann››nn tteemmeell mmüüccaa--ddeellee mmeettoodduu silahl› propagandad›r.

Silahl› propaganda, aasskkeerrii ddee¤¤iillppoolliittiikk mmüüccaaddeelleeddiirr.. FFeerrddii ddee¤¤iill kkiitt--lleevvii mücadele biçimidir. Yani silahl›propaganda, pasifistlerin iddia etti-¤i gibi kesin olarak terörizm de¤il-dir. Bireysel terörizmden amaç vebiçim olarak farkl›d›r." (Bütün Yaz›-lar)

Bu noktada biraz daha somutlar-sak; silahl› propagandan›n temel ol-du¤u öncü savafl›,

- kitleleri oligarflinin ideolojik,siyasi etki alan›ndan çekip alarak,

- oligarfliyi do¤rudan hedefleyipdüzenin tüm gücünün demagoji veyaygaradan ibaret oldu¤unu ortayakoyarak,

- kitleleri günlük geçim derdinindar s›n›rlar›ndan kurtar›p, köklüçözümler aramaya yönelterek

- oligarflinin karfl›s›nda güçlü birdevrimci alternatifin varl›¤›n› gös-tererek,

kitlelere hedef gösterip bilinç-lendirerek” suni dengeyi k›rma iflle-vini yerine getirir.

Klasik reformist kitle çal›flma-s›yla, baflka deyiflle “evrimci çal›fl-ma tarz›yla”, bu sonuçlar›n yarat›la-mayaca¤› aç›kt›r. Halk›n düzendenmemnuniyetsizli¤ini a盤a ç›kara-cak, düzen de¤iflikli¤i talebine ce-vap verecek ve bu de¤iflikli¤inmümkün oldu¤unu gösterecek birmücadele çizgisi olmaks›z›n halk›nkitlesel olarak mücadeleye kat›l›m›-

n› sa¤lamak ve giderek bir halk or-dusunu yaratmak mümkün olmaz.

KKeemmaall:: Sohbetimizin önümüz-deki haftaki bölümünde evrim dev-rim aflamalar›n›, silahl› mücadele,silahl› propaganda üzerine çeflitligörüflleri ele alarak devam edece¤iz.Ancak bu bölümü toparlarken, birnoktan›n alt›n› çizmek isterim. Bü-tün bunlar, temel stratejik bir hat ol-makla birlikte, kendi içinde kuflkuyok ki, koflullardaki de¤iflimlereba¤l› olarak yeniden biçimlenirler.

Marksizm-Leninizm’in ““bbiirrddooggmmaa ddee¤¤iill eeyylleemm kkllaavvuuzzuu”” olma-s›, elbette Mahir Çayan’›n BütünYaz›lar’›nda ortaya konulan görüfl-ler için de geçerlidir. Mahir Ça-yan’›n ortaya koydu¤u görüfller dedogmalaflt›r›lamaz elbette. Bu, ide-olojik mücadelesinin her aflamas›n-da flablonculu¤a, dogmatizme karfl›mücadele etmifl Mahir’i de hiç anla-mamak olur. 1983’te yay›nlanan“Hareketimizin Geliflimi ve Dev-rimci Mücadele” bafll›kl› broflürdede çok aç›k belirtildi¤i gibi, devrim-ci hareket, sorunlara, Türkiye devri-minin ihtiyaçlar›na, genel olarakteori ve politikaya, “bu Mahir’devar m›, yok mu” gibi bilimsel olma-yan bir dar görüfllülük içinde bak-mam›flt›r. Bakmad›¤› içindir ki, ge-rek 1980 öncesi, gerekse de sonra-s›nda sürecin ihtiyaçlar›na cevapveren politikalar üretilebilmifltir.

Keza, 12 Eylül Cuntas›’n›n mah-kemelerinde devrimi savunmak içinhaz›rlanan “Hakl›y›z Kazanaca¤›z”bafll›kl› savunmada, Mahirler’den ogüne kadarki geliflmeleri de içere-cek flekilde, ülkemizin mevcut duru-mu ayr›nt›l› olarak analiz edilmifltir.Bu ideolojik olarak kendine güve-nin de sonucudur. ‹deolojik olarakkendine güvenmeyenler, ideolojiyibir noktada dondururlar. Mahirle-r’in ortaya koydu¤u Türkiye devri-minin yolu ise, onlarca y›ld›r Türki-ye’nin her dönüm noktas›nda kan›t-lanm›fl, yaflayan ve kendini geliflti-ren bir teoridir.

Sevgili Yürüyüfl okurlar›, önü-müzdeki hafta buluflmak üzere, flim-dilik hoflçakal›n.

34 TEOR‹ 30 Mart 2008

Marksizm-Leninizm’in““bbiirr ddooggmmaaddee¤¤iill eeyylleemm

kkllaavvuuzzuu”” olmas›,elbette Mahir Çayan’›nBütün Yaz›lar’›ndaortaya konulan görüfl-ler için de geçerlidir.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 35: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Gazetelerden okur, TV’lerdenizleriz; kimileri sistemin yarg›s›n›,polisini halka yönelik bask› politi-kalar›n›n uygulay›c›lar› olmalar›n-dan dolay› elefltirirler, “demokra-tik” yasalar isterler. Kimileri, ulu-salc› görünürler ve emperyalizmleiliflkilerden çeflitli nedenlerle ra-hats›zl›klar›n› ifade ederler.

Fakat, yine görürüz ki, her ikikesim de, bu söylemleri için tutar-l› bir mücadele yürütmezler, yürü-temezler, ne demokratl›klar› neulusalc›l›klar› tutarl›d›r.

Neden tutars›zd›rlar?Çünkü, sistemi bilimsel bir ba-

k›fl aç›s›yla, do¤ru çözümleme-mifllerdir. Karfl› ç›kt›klar› sonuçla-r›n nedenlerini göremez ya da gör-mek istemezler. Sonuçta, sisteminüüsstt yyaapp››s›n› oluflturan kurumlara,iliflkilere itiraz ederken, gerçektebunlar›n flekillenmesinde belirleyi-ci olan, aalltt yyaapp››ya, yani ekonomiksisteme bir itirazlar› olmaz. Orta-ya, yeni-sömürgecilik iliflkilerininyaratt›¤› çarp›k kapitalist ekono-mik iliflkileri savunup, bunun hu-kuksal, siyasal, askeri güçleriyleüst yap›da örgütlenmesine ve izle-di¤i politikalara karfl› ç›kmak gibibir çeliflki ç›kar.

PPeekkii,, aalltt yyaapp›› vvee üüsstt yyaapp›› nneeddiirr,,ssiisstteemm üüzzeerriinnddee nnaass››ll bbiirr eettkkiilleerriivvaarrdd››rr??

‹nsanlar yaflayabilmek için üre-tirler. Bu üretim sürecinde insanlararas›nda zorunlu iliflkiler kurulur.AAlltt yyaapp››,, bbuu üürreettiimm iilliiflflkkiilleerriinniinn ttüü--mmüüddüürr.. Üretim iliflkileri, toplumunekonomik yap›s›n› meydana getir-di¤ine göre, alt yap›, ekonomiksistemdir.

ÜÜssttyyaapp›› iissee,, hhuukkuukk,, aahhllaakk,, ddiinn,,ssiiyyaasseett,, ffeellsseeffee ggiibbii kkuurruummllaarrddaannoolluuflfluurr..

TTüümm ttoopplluummssaall yyaapp››llaarrddaa,, aalltt--yyaapp››,, üüssttyyaapp››yy›› flfleekkiilllleennddiirriirr.. Köleciüretim iliflkilerinin (alt yap›) hakimoldu¤u bir sistemde, siyaset, hu-kuk, ahlak gibi üst yap› kurumlar›da o üretim iliflkilerinin gereklerinegöre flekillenir. Ayn› flekilde feodal,kapitalist, sosyalist üretim iliflkile-rinin de kendi gerekliliklerine göre

üst yap› kurumlar› oluflur.Örne¤in, köleci toplumun hu-

kuku, köleci üretim sistemini ko-rumak içindir. Kölelerin al›n›p sa-t›lmas›n›, cezaland›r›lmas›n›, kölesahiplerinin özel mülkiyetlerininkorunmas›n› içerir. Fakat bu hu-kuk, örne¤in feodal, kapitalist vesosyalist sistemlerde de¤iflir. Kapi-talist sistemin hukuku burjuvazinindüzeninin ve mülkiyetinin korun-mas›n›, iflçi ve emekçilerin köleceçal›flt›r›lma koflullar›n›n hukuklameflrulaflt›r›lmas›n› esas al›r. Sos-yalist sistemin hukuku ise bunlar›ntersine, emekçilerin haklar›n›n ko-runmas›n›, emek sömürüsününyasaklanmas›n› esas al›r.

Ayn› flekilde, kültür de maddiyaflam koflullar›na uygun olarakflekillenir. Köleci toplumda yafla-yan insanlar›n kültürü farkl› iken,bugün kapitalist sistemde yaflayaninsanlar›n kültürü farkl›d›r. Yine,ayn› sistem içinde olup da, üretimsisteminde yer al›fllar› farkl› olans›n›flar›n, örne¤in köle sahibiylekölenin, burjuva ile emekçinin kül-türü de farkl› flekillenmektedir.

Bunu siyasete, felsefeye, dü-flünce yap›s›n›n flekillenmesine deuyarlayabiliriz. Köleci toplumunkendi koflullar›na uygun bir yöne-tim biçimi varken, feodalizm, ka-pitalizm ve sosyalizm de kendi ko-flullar›na uygun bir yönetim biçimioluflturur. Her toplumun ya da s›n›-f›n kendi koflullar›na uygun ideolo-jisi oluflur.

TTüümm bbuunnllaarr››nn tteemmeelliinnddee yyaattaannnneeddeenn,, aalltt yyaapp››nn››nn üüsstt yyaapp››yy›› flfleekkiill--lleennddiirreenn öözzeellllii¤¤iiddiirr..

FFaakkaatt bbuu ddeemmeekk ddee¤¤iillddiirr kkii,, aalltt

yyaapp›› üüsstt yyaapp›› bbeelliirrlleerrkkeenn,, aayynn›› zzaa--mmaannddaa üüsstt yyaapp››ddaann eettkkiilleennmmeezz..Nihayetinde belirleyici olan altyap› olmas›na karfl›n, alt yap›n›nflekillenmesinde de üst yap›n›n et-kisi vard›r. Her ikisi birbirini etkilerve gelifltirir.

EEnnggeellss bunu, bir mektubundaflöyle ifade eder; ““EEkkoonnoommiikk aallttyyaapp›› eettkkeennddiirr aammaa iiddeeoolloojjiikk üüssttyyaapp›› ddaa eettkkeennddiirr.. BBüüttüünn bbuu eettkkeenn--lleerr,, kkaarrflfl››ll››kkll›› eettkkii hhaalliinnddeeddiirr...... KKeenn--ddii ttaarriihhiimmiizzii kkeennddiimmiizz yyaapp››yyoorruuzzaammaa bbuunnuu bbeelliirrlleennmmiiflfl öönnccüülllleerr vveekkooflfluullllaarr iiççiinnddee yyaapp››yyoorruuzz.. BBüüttüünnbbuu öönnccüülllleerr vvee kkooflfluullllaarr iiççiinnddee,, ssoonnççöözzüümmlleemmeeddee,, bbeelliirrlleeyyiiccii oollaannllaarreekkoonnoommiikk kkooflfluullllaarrdd››rr.. AAmmaa ssiiyyaa--ssaall vvbb.. kkooflfluullllaarr,, hhaattttaa iinnssaann bbeeyyiinn--lleerriinnee yyaapp››flflaann ggeelleenneekklleerr bbiillee,, ttee--mmeell oollmmaammaakkllaa bbeerraabbeerr bbuunnddaa rroollooyynnaarrllaarr..””

Toplumlar›n tarihsel geliflimin-de, alt yap› ve üst yap› aras›ndakiiliflki, birbirini gelifltiren, daha ileri-ye iten iliflkilerdir. Bu birlikte geli-flim içinde, belirleyici olan alt yap›-daki geliflmedir. Köleci toplum-dan, feodal topluma, feodal top-lumdan kapitalist topluma geçiflte,bir önceki toplum içinde, öncelik-le bir sonraki topluma ait üretimiliflkisi (ekonomik alt yap›) geliflir,giderek bu üretim tarz›, toplumunüst yap›s›nda da hakim hale gelir.

Fakat bu genel geliflim süreci,kapitalist toplumdan sosyalist top-luma geçiflte farkl› olur. Sömürücütoplumlar›n tersine, proletaryadiktatörlü¤ü koflullar›nda sosyalistinflaa tamamlanana kadar, politikaekonomiyi, üst yap› alt yap›y›, üre-tim iliflkileri üretim güçlerini belir-ler ve yönlendirir.

Fakat, sosyalist topluma geçiflsürecinde, toplumlar›n genel geli-flim yasas›na ayk›r› bir istisna ola-rak ortaya ç›kan, üst yap›n›n bubelirleyicili¤i ve yönlendiricili¤i,sosyalist üretim iliflkilerinin yerlefl-mesine ba¤l› olarak azal›r ve gide-rek sosyalist inflaan›n tamamlan-mas›yla sosyalist toplumda da,ekonomik alt yap›, üst yap›n›n fle-killenmesinde belirleyici durumageçer.

B‹LG‹

ALT YYAPIÜST YYAPI

Page 36: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

36 EMEK 30 MMart 22008

Emek Platformu bileflenleri, Ça-l›flma ve Güvenlik Bakan› Faruk Çe-lik ile SSGSS yasa tasar›s›n› görü-flürken SSGSS yasa tasar›s›na karfl›ülkenin her yerinde protesto sesleriyükseldi.

‹‹SSTTAANNBBUULL- Herkese Sa¤l›k Gü-venli Gelecek Platformu, 24 Martgünü ‹stanbul’da Aksaray ve Kad›-köy’de oturma eylemleri gerçeklefl-tirdi.

Kad›köy ‹skele Meydan›’nda ya-p›lan eyleme 300 kifli kat›l›rken kitlesürekli “Genel Grev Genel Direnifl”ça¤r›lar› yapt›. ‹skele Meydan›’ndaoturma eylemi yapan emekçiler slo-ganlarla tasar›y› protesto ettiler.

Ayn› gün ve saatte Aksaray Met-ro önünde biraraya gelen 300 emek-çi de ayn› talebi hayk›rd›: GenelGrev Genel Direnifl. Eylemde emek-çiler “Sa¤l›¤›m›z› Eme¤imizi Gele-ce¤imizi IMF’nin Vekillerine Yedir-meyece¤iz” pankart› açt›lar.

UUzzllaaflflmmaa YYaallaann MMüüccaaddeelleeyyee DDeevvaamm!!

Herkese Sa¤l›k Güvenli GelecekPlatformu 27 Mart günü yapt›¤› ey-lemle SSGSS yasa tasar›s›nda tadila-t› kabul etmeyeceklerini aç›klad›.Bak›rköy Ruh ve Sinir Hastal›klar›Hastanesi Psikiyatri Acil Servisiönünde toplanan emekçiler Bak›rköyE¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nekadar yürüdüler. Hastaneden Bak›r-köy Meydan›’na kadar bildiriler da-¤›t›lan eyleme 120 kifli kat›ld›.

D‹SK üyeleri de 27 Mart günü,Genel-‹fl 2 No’lu fiube önündetoplan›p Çal›flma ve Sosyal Güven-lik Bakanl›¤› ‹stanbul Bölge Müdür-lü¤ü'ne yürüdüler. Yaklafl›k 500kiflilik eylemciler 1 Nisan’da meclis

önünde olacaklar›n› duyurdular.

AANNKKAARRAA- 24 Mart’ta ‹bn-iSina Hastanesi önünde SES An-kara fiubesi üyeleri oturma eyle-mi yapt›. HÖC’lülerin de

kat›ld›¤› eylemde emekçiler olarakmeclisin önünde olunaca¤› ifade edil-di. Eyleme yaklafl›k 60 kifli kat›ld›.

27 Mart günü de Emek Platformubileflenleri yine alanlardayd›. G‹MAönünde yap›lan aç›klamada mücade-leye devam edilece¤i vurgulan›rkenSES MYK Üyesi Meryem Özsö-¤üt’ün tutuklulu¤unun devam etmesive E¤itim-Sen üyesi Bünyamin Ke-nefl’in gözalt›na al›nmas› da protestoedildi. 200 kiflinin kat›ld›¤› eylem“AKP Sa¤l›¤a Zararl›d›r” slogan›ylasona erdi.

‹‹ZZMM‹‹RR- KESK ‹zmir fiubelerPlatformu, TMMOB ‹zmir ‹l Koor-dinasyon Kurulu, D‹SK Ege BölgeTemsilcili¤i ve Herkese Sa¤l›k Gü-venli Gelecek Platformu, Konak Ke-meralt› giriflinde bas›n aç›klamas›yapt›. Yap›lan aç›klamada “hükümetemek örgütlerinin taleplerini karfl›la-madan toplumsal bir mutabakat sa¤-lanmadan, bu yasay› genel kurulagetirmemelidir" denildi.

AADDAANNAA- Herkese Sa¤l›k Güven-li Gelecek Platformu taraf›ndan 27Mart’ta E¤itim-Sen Adana fiubesiönünden ‹nönü Park›’na yürüyüfl dü-zenlendi. Yap›lan aç›klamada müca-delenin sürece¤i belirtildi. 150 kifli-nin kat›ld›¤› eylemde 5 dakikal›k daoturma eylemi yap›ld›.

MMEERRSS‹‹NN- Mersin Emek Platfor-mu bileflenleri, SSGSS yasas›n› pro-testo etmek için AK Parti ‹l binas›nayürüdü. 27 Mart günü yap›lan eyle-me kat›lan 200 emekçi IMF’yi veAKP’yi protesto eden sloganlar att›-lar.

HHAATTAAYY- Hatay SSGSS Platfor-mu da 27 Mart’ta E¤itim-Sen Bina-

s›’nda bas›n toplant›s› düzenledi.E¤itim Sen Hatay fiube Baflkan› Ser-vet Kavuko¤lu yapt›¤› aç›klamadayasa tasar›s›n›n IMF ve Dünya Ban-kas›’n›n iste¤iyle gündeme geldi¤inibelirtti

EEDD‹‹RRNNEE- 27 Mart günü AntikPark’ta biraraya gelen Emek Platfor-mu bileflenleri de “''Herkese Sa¤l›kVe Güvenli Gelecek ‹çin Ssgss'yeHay›r-Edirne Emek Platformu” pan-kart›n› açarak aç›klama yapt›lar.Aç›klamada “uzlaflmaya var›ld›”söylemlerinin yalan oldu¤u belirtile-rek yasa tasar›s›n›n kabul edilemeye-ce¤i belirtildi. Edirne Gençlik Der-ne¤i ve Trakya Üniversitesi ö¤renci-lerinin de destek verdi¤i eyleme yak-lafl›k 120 kifli kat›ld›.

BBUURRSSAA- 27 Mart günü meclistegörüflülen SSGSS yasa tasar›s›n›protesto etmek amac›yla, çok say›-daki demokratik kurum taraf›ndan

ÇHD, SSGSS Sempozyumu DüzenlediÇHD ‹stanbul fiubesi 22 Mart’ta

SSGSS ile ilgili Elektrik Mühen-disleri Odas›’nda bir sempozyumdüzenledi. 3 oturumdan oluflansempozyumda sendikac›lar veö¤retim üyelerinden oluflankonuflmac›lar Sosyal GüvenlikYasalar›nda Neler De¤ifliyor veTasar›ya karfl› Nas›l MücadeleEdilecek konular›n› tart›flt›lar.

SSGSS’ye Karfl› Örgütlenme Ça¤r›s›Emek Platformu, 22 Mart günü

Kars Sanat Merkezi’nde SSGSS ya-sa tasar›s›yla ilgili bir panel düzen-ledi. Yasa tasar›s›na karfl› örgütlene-rek mücadele etme ça¤r›s› yap›lanpanele aralar›nda Gençlik Federas-yonlu ö¤rencilerin de bulundu¤u 60kifli kat›ld›.

SSGSS’ye Karfl› Mücadele Kararl›l›¤›: “UZLAfiMA DE⁄‹L D‹REN‹fi!”

Page 37: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Say›: 145 37EMEK

1 Ocak 2008 tarihinde gelirvergisinde yap›lan de¤ifliklikleuygulamaya konulan asgari ge-çim indiriminin uygulanmama-s› ile ilgili Lüleburgaz'da faali-yet yürüten Tekstil ‹flçileri ‹leYard›mlaflma ve Dayan›flmaDerne¤i, “Asgari Geçim ‹ndiri-mi Veriliyor mu?” bafll›¤›yla

y a z › l ›b i raç›kla-

ma yapt›. Aç›klamada bölgede-ki birçok fabrikada asgari ge-çim indiriminin verilmedi¤inede¤inildi.

Ayr›ca Lüleburgaz’da ekme-¤e yap›lan zamla ilgili de aç›k-lama yap›larak “halk›m›z›n ek-me¤ine de göz diktiler” denildi.

HÖC, Partizan, DHP, BDSP,HKM, PDD, Ça¤r›, Kald›raç, TU-DEF’den oluflan Devrimci 1 May›sPlatformu, 24 Mart’ta TMMOB Ma-kina Mühendisleri Odas›’nda yapt›¤›bas›n toplant›s›yla bir y›l önce devle-tin estirdi¤i teröre ra¤men iflçilerin,emekçilerin ve 1 May›s’› örgütleyentüm güçlerin 1 May›s alan›na ç›karak30 y›ll›k Taksim yasa¤›na fiili olarakson verdiklerini bu y›lda ayn› kararl›-l›kla Taksim’de olacaklar›n› duyur-du.

2008 1 May›s’›n›n birleflik, kitle-sel ve devrimci bir temelde Tak-sim’de kutlanmas› gerekti¤inin dilegetirildi¤i aç›klamada en k›sa zaman-da 1 May›s’› örgütleyecek ortak birkomitenin kurulmas› ça¤r›s› yap›ld›.

Platform ad›na HÖC temsilcisi

Eyüp Bafl taraf›ndan okunan aç›kla-mada, “2007 1 May›s’›nda Taksimalan›na ç›kanlar, 2008 1 May›s’›ndada Taksim’de olacaklard›r” sözlerineyer verildi.

Taksim’e birlikte hareket etme-nin, inanc›n ve iradenin gücüyle ç›-k›ld›¤›n› vurgulayan Bafl aç›klama-s›nda "Sorun 1 May›s’›n Taksim’dekutlan›p kutlanmama sorunu de¤ildirart›k. Yer tart›flmas› yoktur. Sorunemekten ve halktan yana tüm dev-rimci, ilerici güçlerin biraraya gelipTaksim 2008 1 May›s’›n birlikte ör-gütlemesi sorunudur. Bu sorumlulukhepimizindir. Sendikalar, meslekodalar›, DKÖ’ler, siyasi partiler, dev-rimci güçler, k›sacas› tüm emek güç-leri bu sorumlulu¤un alt›na girip2008 Taksim 1 May›s’›n› bir an önce

örgütleme çabas›na bafllamal›d›r” di-ye konufltu.

SSGSS yasas›yla emekçilere sal-d›r›lar›n, Kürt halk›na yönelik sald›-r›lar›n da 1 May›s’›n gündemine ta-fl›nmas› gerekti¤ini vurgulayan Bafl“Taksim’de 1 May›s yasa¤›na sonverilmesi, 1 May›s’›n resmi tatil ilanedilmesi, '77 katliamc›lar›n›n yarg›-lanmas›, SSGSS Yasa Tasar›s›'n›n ge-ri çekilmesi” fleklinde talepleriniaç›klad›.

Aç›klamada konuflan Melek Al-t›ntafl ise D‹SK Genel Baflkan› Sü-leyman Çelebi'nin 2007 1 May›s’›n›nard›ndan 2008 1 May›s'›n›n da Tak-sim'de kutlanaca¤›n› aç›klad›¤›n› ha-t›rlatarak, "SSGSS'ye karfl› emekgüçlerinin yükseltti¤i bir mücadelevar. Mücadelenin daha da yükseltil-mesini amaçl›yoruz" diye konufltu.

1 May›s’ta Taksim’de olacaklar›-n› vurguland›¤› aç›klamada 2008 1May›s’›n› birlikte örgütleme ve sen-dikalar›n 1 May›s günü ifl b›rakmaça¤r›s›nda bulunmas› istendi.

Gaziosmanpafla’da bulunan‹LBEK Tekstil Fabrikas›’ndaki520 tekstil iflçisinin direnifli pat-ronun tüm oyunlar›na ra¤mensürüyor.

‹lbek Tekstil iflçisi “ihbar vek›dem tazminat”lar›n›n öden-mesi talebiyle fabrika önüne ça-d›r kurmufl direniyor.

22 Mart’ta Gazi Temel Hak-lar, Grup Yorum ve Herkese

Sa¤l›k Gü-venli Gele-

cek Platformu direniflteki ‹lbekiflçilerine bir dayan›flma ziyare-tinde bulundu. Gazi Temel Hak-lar ve Grup Yorum üyeleri 23Mart günü de iflçilerle birliktegece nöbeti tuttular.

‹lbek tekstil iflçileri patronla-r›n tüm oyunlar›na ra¤men kaza-nacaklar›na olan inançlar›yla di-renifllerinin 50’li günlerinde di-renmeye devam ediyorlar.

Asgari Geçim ‹ndirimi Veriliyor mu?

‹LBEK Tekstil’de D‹REN‹fi Sürüyor

bir yürüyüfl düzenlendi. Setbafl› Mah-fel’in önünden bafllayan yürüyüflte“SSGSS Yasas› Geri Çekilsin, UzlaflmaYalan Mücadeleye Devam” pankart› aç›l-d›. Yolun tek yönlü kapat›ld›¤› yürüyüflOrhangazi Park›’nda sona erdi. Buradayap›lan aç›klamada yasa tasar›s›na karfl›,“halk›n› ve ülkesini seven herkesi bu mü-cadeleye omuz vermeye ça¤›r›yoruz” de-nildi. 500 kiflinin kat›ld›¤› eylemde 15 da-kikal›k bir oturma eylemi gerçeklefltirildi.

11 NNiissaann’’ddaa DDiirreenniiflfl!!Hükümetin yasay› oldu bittiye getir-

me, emekçilerin taleplerini gözard› etme-tutumuna karfl›l›k D‹SK, KESK,TMMOB, TTB ve Türk Difl HekimleriBirli¤i, Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›kSigortas› (SSGSS) Yasa Tasar›s›'na karfl› 1Nisan Sal› günü saat 14.00'te tümTürkiye'de ifl b›rakarak, kitlesel eylemlergerçeklefltirece¤ini aç›klad›.

Emekçiler 1 Nisan günü yapacaklar›eylemle AKP’yi bir kez daha uyararakemekçilerin taleplerine kulak vermesiça¤r›s› yapacak.

Devrimci 1 May›s Platformu:TTAAKKSSIIMM 22000088 11 MMAAYYIISS’’II

BB‹‹RRLL‹‹KKTTEE ÖÖRRGGÜÜTTLLEENN‹‹LLMMEELL‹‹DD‹‹RR

Page 38: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

38 EMEK 30 MMart 22008

SSGSS’ye karfl› mücadelede, 14Mart’ta Emek Platformu’nun kara-r›yla yap›lan iki saatlik ifl b›rakmaeylemiyle olumlu bir ad›m at›lm›flve AKP iktidar›, bir manevra yapa-rak SSGSS Yasa Tasar›s›’n› “yeni-den de¤erlendirme” karar› alm›flt›.

Bu karar do¤rultusunda da geçenhafta Emek Plaftormu temsilcileriyleÇal›flma Bakanl›¤› aras›nda görüfl-meler yap›ld›. Bu görüflmelerde AKPhükümeti, Emek Platformu’nun primgün say›s›n›n 9000 günden 7000’eindirilmesi fleklindeki önerisini bü-yük ölçüde kabul ederken, bafltaemeklilik yafl› olmak üzere di¤er ko-nularda fazla geri ad›m atmad›.

Bir yandan laikçi kesimle iktidarçat›flmas› yürüten AKP iktidar›n›n,bir yandan da emekçilerin direniflle-riyle u¤raflmak istememesi normal-dir ve baz› tavizler vermesinin birnedeni de budur.

Fakat bu tavize ra¤men AKP hü-kümeti, tasar›y› TBMM Genel Ku-rulu’na sevketti. Bunun karfl›s›ndaise Emek Platformu ciddi bir tepkigöstermek yerine, Genel Kurul’dayap›lacak görüflmelerde baz› iyilefl-tirmeler beklediklerini aç›klad›.

‹ktidar manevralarla, tasar›y›,içeri¤ine en az dokunarak geçirmekistemektedir. Emek Platformu, ka-rarl› olmazsa hükümetin bu yasay›ç›kartaca¤› kesindir.

Çal›flma Bakan›’n›n kameralar›nkarfl›s›nda bol bol “mutabakat, diya-log” sözleri etmesine karfl›n, AKPHükümeti, Emek Platformu’yla birçok noktada uzlaflmazl›k oldu¤uhalde, yasa tasar›s›n› meclise sev-ketmekte duraksamad›. Çünkü, hü-kümet, Emek Platformu’nda bir ka-rars›zl›k görmüfltür.

Bu nabz› veren ise, en bafltaTTüürrkk--‹‹flfl’tir. O kadar ki, Türk-‹fl, sonbas›n toplant›s›nda o kadar hak gas-b›na ra¤men “kendi taban›nda birs›k›nt› olmad›¤›”n› söyleyebilmek-tedir. Hükümet iflte bu tav›rdan ce-

saret al›yor.

Türk-‹fl hiç kuflku yok ki, iflçile-rin gerçek düflüncelerini yans›tma-maktad›r. Mevcut yasay› kendi taba-n›na ne kadar anlatt›¤› da tart›flmal›-d›r zaten. Bugüne kadar hiçbir fabri-kada, iflyerinde iflçileri bu yasayakarfl› direnifle haz›rlad›¤›na dair birçal›flmas›na rastlanmam›flt›r.

Emek Platformu, son yap›lanaç›klamalardan ç›kan sonuç odur ki,umudunu Meclise ba¤lam›flt›r. Mec-liste göstermelik birkaç de¤ifliklikyap›l›rsa, bu de¤iflikliklere direnme-menin gerekçesi olarak sar›lmayahaz›rd›r.

Hükümetin tavr› aç›kt›r; yasay›h›zla geçirmek istemektedir ki te-kelci burjuvazinin, emperyalistlerinde ondan istedi¤i budur.

Emek Platformu, 14 Mart’tandaha ileriye gitmeyi hedeflemelidir.Umudunu sadece görüflmelere,Meclisin yapaca¤› de¤iflikliklereba¤lam›fl bir Plaftormu, kimseninciddiye almayaca¤› aç›kt›r. 14 Mart-taki iki saatlik ifl b›rakma eylemi,moraldir, güçtür, iflçilerin, memurla-r›n mücadele potansiyelini asgaridüzeyde ortaya koymufltur.

14 Mart’ta Herkese Sa¤l›k Gü-venli Gelecek Platformu’nun, EmekPlatformu’nun bir rolü olmufltur, fa-kat sonuçta bu biçimi ortaya ç›karanen önemle etkenlerden biri Türk-‹fl’in kat›l›m›d›r. Türk-‹fl ise ayn› za-manda SSGSS’ye karfl› direniflin eennzzaayy››ff hhaallkkaass››dd››rr ve her an uzlaflabi-lir; iflte bu noktada tüm di¤er iflçi,memur sendikalar›, direnifli sürdüre-bilmelidir. Gerekirse radikal direniflbiçimlerine baflvurma inisiyatif vecüretini gösterebilmelidirler. Bunugösteremezlerse, her zaman Türk-‹fl’e mahkum olurlar. Türk-‹fl nabz›-n›, yaklafl›m›n› ortaya koymufltur.‹ktidar buna karfl› kendi insiyatifinigelifltirmifltir. Emek Plaftormu, bafl-ta Türk-‹fl olmak üzere, iktidarla uz-laflmaya yak›n güçleri direnifle kat-

may› hedeflerke-n, bunlar›n mut-lak bir engele dö-nüfltü¤ü noktadaonlar› aflma ira-desini de göste-

rebilmelidir. ‹ktidar›n, ilerici, de-mokrat emekçi örgütlenmelerin,böyle bir irade gösterebilece¤inigörmesi bile, sürecin gidiflat›n› de-¤ifltirebilir.

D‹SK, KESK, TMMOB ve TTB,27 Mart’ta Emek Platformu’nda “ay-r› eylem karar›” ald›klar›n› aç›klad›-lar. Hemen h›zla, radikal bir mücade-le gelifltiremezlerse, bu karar kendibafl›na sonuç yarat›c› olmayacakt›r.

Herkese Sa¤l›k Güvenli GelecekPlatformu’nun 14 Mart’la ilgili de-¤erlendirme toplant›s›nda da ortayaç›kt›¤› gibi, hemen tüm kitle örgüt-leri, kat›l›m›n bu kadar olaca¤›n›beklemediklerini ifade ediyorlard›.Bu, gerçekte, uzun direniflsizlik sü-recinde kitlelerin nabz›n› yakala-maktan da uzaklafl›ld›¤›n› gösterir.Uzun süredir orada burada iriliufakl› süren onlarca direnifl asl›ndabu potansiyelin ipuçlar›n› vermekte-dir elbette. Fakat zaten konfederas-yonlar›n bu direnifllere de ciddi birkatk›s› ve müdahalesi de yoktur. Buda e¤er emekçilerin ç›karlar›n› sa-vunma iddias›ndaysa, Emek Platfor-mu’nun üstlenmesi gereken görev-lerden biridir, ama Emek Platfor-mu’nun bugünkü yap›s›yla bundanuzak oldu¤u da aflikard›r.

Bugün için esas olan, birincisiemekçilerde SSGSS’ya karfl› varo-lan tepkiyi a盤a ç›karmakt›r. Amaikinci ad›m, bununla yetinmeyerek,emekçilere SSGSS’yi iyi anlatmakve buna paralel olarak SSGSS’yekarfl› tepki oluflturmak ve bu tepkiyiörgütleyip harekete geçirmektir.

Yak›n dönem hat›rlan›rsa, EmekPlatformu’nun en önemli açmazla-r›ndan biri bu olmufltur. Türk-‹fl’i ey-lemlere çekme ad›na birçok sendika-n›n, odan›n Türk-‹fl’e yedeklendi¤i,ona tabi oldu¤u bir pratik ortaya ç›k-m›flt›r. Türk-‹fl’in insiyatifinin ve ira-desinin d›fl›na ç›kamayan bir EmekPlatformu ise, emekçilere karfl› so-rumluluklar›n› yerine getiremez.

Emek Platformu Kararl› Olmal›d›r!

Page 39: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Say›: 145 39HABER

Antakya Belediyesi’ne ba¤l›Do¤anköy, Kisecik, Günyaz› ve Sa-rayc›k köylüleri arazilerinin istim-lak edlimesini topra¤a uzanan ellerk›r›ls›n diyerek protesto ettiler.

Antakya Belediyesi taraf›ndan700 hektarl›k bir alana yeni bir imarprojesi haz›rlanm›fl ve bu alandakiaraziler, Kamu Ortakl›k Pay› veDevlet Ortakl›k Pay› kesintilerikapsam›nda istimlak edilmiflti. 20Mart günü Vali Ülgen Alan›’ndatoplanarak ellerinde “Topra¤a Uza-nan Eller K›r›ls›n, Sadaka De¤il

Topra¤›m›z› ‹stiyoruz,Toprak Bizim Hakk›-m›z Söke Söke Al›r›z”pankartlar›yla AtatürkAn›t›’n›n önüne kadaryürüdüler. Sarayc›k

köylülerinden olan ‹hsan Y›lmazbelediyeye tepki göstererek “adilolmayan bu uygulamay› derhal ip-tal edin. Dedelerimizden kalan veyüzy›ll›k gelir kayna¤›m›z olanzeytin a¤açlar›m›z›n yok edilmesi-ne asla müsade etmeyece¤iz” dedi.

Kisecik Köyü’nden olan NimetTuncer ise “topraklar›m›zda do¤-duk topraklar›m›zda ölece¤iz” söz-leriyle kararl›l›klar›n› dile getirdi.

Aç›klamalar›n ard›ndan Antak-ya Belediyesi’ne siyah çelenk b›ra-kan köylüler haklar›n› arayacakla-r›n› vurgulayarak eylemlerine sonverdiler. Belediye Baflkan› MehmetYelo¤lu ise köylülerin topraklar›nasahip ç›kan eylemlerini “provokatifeylem” olarak de¤erlendirdi. Zatenhakk›n› kim ararsa ya ‘teröristtir’ya da provakatördür... Düzenin sa-hipleri için hakk›n› aramak en teh-likeli teröristliktir.

Topra¤a Uzanan Eller K›r›ls›n!

Yine ihmal!Yine ölüm!

Ordu'nun Gölköy ‹lçesi’nde, 23Mart günü inflaat halindeki okulunbahçesine su borusu döflenirken, top-rak kaymas› meydana geldi. ‹hmalinneden oldu¤u toprak kaymas› topra¤›nalt›nda kalan 2 iflçinin yaflam›na maloldu.

Mahalle halk› hemen kazma küre¤esar›larak iflçileri toprak alt›ndan kurtar-maya bafllad›. ‹flçilerden Abdurrahmanfiahinkaya ise yaral› kurtar›l›rken 1 saatsonra Ramazan fiahinkaya ve BayramHüsamettin Mecit’in cesetlerine ulafl›l-d›. ‹flçilerin aileleri ve mahalle halk› ih-mal sonucu yaflanan ölümlerden dolay›öfkeli. Ramazan fiahinkaya'n›n a¤abeyiMehmet fiahinkaya da, “ifl ve iflçi gü-venli¤i al›nabilirdi. Tedbir al›nmadanindirilmemesi laz›md›. ‹hmalkarl›k, ca-hillikti. Y›¤ma toprak oras›. Ucuza yap-t›mak için ellerinden geleni yap›yorlar.Kim geri verecek flimdi Ramazan'›?Onun 3 çocu¤una biz ne diyece¤iz flim-di?” diyerek tepki gösterdi.

Maltepe Bafl›büyük Mahalle-si’nde y›k›m karar›n› protesto edenmahalle halk› 21 Mart’ta bir yürüyüflyaparak y›k›mlara karfl› direnece¤inidile getirdi. 25 gündür y›k›ma karfl›direnen mahalle halk› TOK‹'nin kur-mak istedi¤i flantiye önünde birarayagelerek yürüyüfle geçti. Binlerce kifli-nin kat›ld›¤› yürüyüflte s›k s›k “Evi-

miz Kefenimiz, Evi-mizi Terketmeyece-¤iz” sloganlar› at›ld›.

“Buradaki as›l ifly›k›m de¤il rant me-

selesidir” diyen Bafl›büyük halk›, ta-pular›n kendilerine verilmesini, po-lis ablukas›n›n kad›r›lmas›n› istedik-lerini ifade etti.

Temel Haklar Federasyonu’ndanBafl›büyük Halk›na Destek

19 Mart’ta TOK‹’nin çocuk par-k›n› gasbedip flantiye haline getirme-ye çal›flt›¤›, polis bariyerleriyle çev-rili alana malzeme tafl›mak istemesi-ne karfl› ç›kan ve TOK‹’ye ait ifl araç-lar›n› tafllay›p mahalleye sokmayanBafl›büyük halk›na polis yine sald›r-m›fl birçok insan yaralan›rken 10 kifligözalt›na al›nm›flt›.

Bu sald›r›y› protesto etmek veBafl›büyük halk›n›n direnifline des-

tek vermek için 25 Mart’ta halk›kald›klar› çad›rlarda ziyaret edenFederasyon üyeleri bir aç›klamayapt›lar. 30 gündür çad›rlarda nöbettutan ço¤unlu¤unu yafll›lar ve ka-d›nlar›n oluflturdu¤u 100’den fazlakifli de eyleme kat›l›p destek verdi.Eylemde “Y›k›mlara Karfl› Gücü-müz Birli¤imizdir” pankart› aç›l›r-ken “Bafl›büyük Halk› Yaln›z De¤il-dir” sloganlar› at›ld›. Federasyonad›na yap›lan aç›klamada zenginle-rin halk›n ac›s›n›, yoksullu¤unu, aç-l›¤›n› anlayamayaca¤›, halk›n ancakbirlik olursa ac›lar›n› dindirebilece-¤i söylendi. Yaklafl›k 200 kiflinin ka-t›ld›¤› eylemde gücümüz birli¤imiz-dir denildi.

Bafl›büyük Halk›Y›k›ma Karfl› Direniyor

Page 40: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

EEsskkiiflfleehhiirr’’ddee FFaaflfliisstt SSaalldd››rr››Anadolu Üniversitesi'nde 18

Mart günü Beyaz›t katliam›n› pro--testo eylemi sonras› da¤›lan ö¤ren--cilerden biri Sakarya Caddesi üze--rinde faflistlerin sald›r›s›na u¤rad›.Sald›r› sonucu ö¤rencinin kolu k›r›--l›rken sald›r›lar 19 Mart günü de de--vam etti. Yunus Emre Kampüsü içe--risindeki EMYO (Eskiflehir MeslekYüksek Okulu) kantininde demok--rat bir ö¤renci yine faflistler taraf›n--dan tehdit edildi.

Sald›r›lar üzerine devrimci-de--mokrat ö¤renciler ‹letiflim Bilimlerikantininde toplanarak faflistlerintehdit etti¤i ö¤renciyi sahiplendiler.Kantinde devrimci-demokrat ö¤ren--cilerle karfl› karfl›ya gelen faflistleryüksekokulun içine kaçarken faflist--leri kovalayan devrimci-demokratö¤rencileri ÖGB ve Terörle Müca--dele polisleri engelledi.

Yaklafl›k 150 ö¤renci rektörlükönünde toplan›p rektörle görüflmekistedi. Ö¤rencilerin kararl› bekle--yiflleri sonras›nda üç ö¤renci rektöryard›mc›s›yla görüfltü. Ö¤renciler

rektörlü¤e yaflan›lacaklardan kendi--lerinin sorumlu olmayaca¤›n› anlat--t›lar. Polis okullar›ndan gitmedenda¤›lmayacaklar›n› da söyleyen ö¤--renciler polisin okuldan gitmesiyleeylemlerini okuldan toplu ç›karakbitirdiler. 20 Mart günü kantindegörülen bir faflistin cezaland›r›lmakistenmesi ise yine idare ve polislertaraf›ndan engellendi.

FFaaflfliisstt SSaalldd››rr››llaarrPP rrootteessttoo EEddiillddii

Eskisehir Anadolu Üniversite--si’nde son bir haftad›r yaflanan fa--flist sald›r› ve olaylarla ilgili bir yü--rüyüfl gerçeklefltirildi. 25 Mart’taYunus Emre Yurdu önünde toplanandevrimci-demokrat ö¤renciler “Fa--flist Sald›r›lara Geçit Vermeyece¤izÇeteler D›flar› Bilim ‹çeri, AnadoluÜniversitesi Ö¤rencileri” pankart›açarak Migros önüne do¤ru yürüyü--fle geçtiler. Yürüyüfle 130 ö¤rencikat›ld›.

BBiillddiikk SSeennaarryyoo::FFaaflfliisstt--‹‹ddaarree--PPoolliiss ‹‹flflbbiirrllii¤¤ii

Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCo¤rafya Fakültesi’nde (DTCF) fa--flistler devrimci-demokrat ö¤renci--lere sald›rd›lar.

24 Mart günü Taner fiak›r isimliö¤renciyi sat›rla yaralayan faflistler25 Mart günü de devrimci-demok--rat ö¤rencilere sald›r›lar›n› sürdür--dü. Yaralanan ö¤renciler ‹bn-i SinaHastanesi’nde tedavi alt›na al›nd›.Faflist sald›r›lar› protesto etmek is--teyen ö¤renciler bu kez de polisinsald›r›s›na maruz kald›. Ç›kan çat›fl--mada 4 ö¤renci gözalt›na al›nd›. Fa--flistler okuldan polis korumas› eflli--¤inde ç›kt›lar.

Ayn› gün devrimci-demokrat ö¤--renciler Yüksel Caddesi’ne “Türke--flin ‹tleri Y›ld›ramaz Bizleri, Dil Ta--rih Faflizme Mezar Olacak” slogan--lar›yla yürüdüler.

DTCF Rektörlü¤üyaflanan çat›flmalarüzerine 25-28 Mart ta--rihleri aras›nda tatililan etti.

SSaatt››rrll›› FFaaflfliissttlleerr‹‹flflbbaaflfl››nnddaa

Faflist sald›r›lar›nyafland›¤› bir baflka yer de ‹stanbulÜniversitesi Hukuk Fakültesi oldu.24 Mart günü fakülte yemekhane--sinde bildiri da¤›tan devrimci-de--mokrat ö¤rencilere 15 kiflilik faflistgüruh b›çak ve sat›rlarla sald›rd›. 1ö¤renci bafl›ndan yaraland›. Faflist--leri koruyan polis 5 devrimci-de--mokrat ö¤renciyi de gözalt›na ald›.

Sald›r›lara sessiz kalmayan ö¤--renciler Beyaz›t Meydan›’nda 100kiflinin kat›ld›¤› bir eylem yapt›.Gözalt›na al›nan 5 ö¤renci de ayn›gün serbest b›rak›ld›.

VVeerrddii¤¤iimmiizz MMüüccaaddeelleeBBaa¤¤››mmss››zz TTüü rrkkiiyyee MMüüccaaddeelleessiiddiirr

Zonguldak Karaelmas Üniversi--tesi’nde 25 Mart günü Ali Kurtisimli demokrat ö¤renciye faflistlersald›rd›. 6 kiflilik faflist grup taraf›n--dan kald›¤› yurdun önünde sald›r›yau¤rayan ö¤rencinin burnu k›r›ld›.ZKÜ ö¤rencileri bu sald›r›y› ayn›gün ZKÜ rektörlü¤ü önünde yapt›k--lar› eylemle protesto ettiler. “Fafliz--me Karfl› Omuz Omuza ”sloganla--r›yla bafllayan eylemde yap›lanaç›klamada "Bizler ilerici, yurtse--ver, devrimci ö¤renciler olarak üni--versiteyi savafl alan›na çevirmeyeçal›flan faflistlere karfl› üniversiteleriemperyalist, faflist, gerici, liberal,iflbrlikçi politikalara karfl› savuna--rak cevap verece¤iz. Verdi¤imizmücadele ayd›nl›k, ba¤›ms›z Türki--ye mücadelesidir" denildi.

40 GENÇL‹K 30 MMart 22008

Gençlik Faflist Sald›r›laraSessiz Kalmad›!

� Eskiflehir’de, Ankara’da,

‹stanbul’da, ‹zmir’de yine

faflist sald›r›lar vard›.

Faflistler, ellerinde sat›rlar

ve bݍaklar, polis ve idare

gözetimi ve

koruyuculu¤unda devrimci-

demokrat ö¤rencilere

sald›rd›, yaralad›...

� Gençlik faflistlere boyun

e¤medi. Gereken cevab›

verdi. Faflistlerden hesap

sordular.

� Yine bildik senaryo:

Faflist-polis-idare iflbirli¤i...

Faflist sald›r›lar›n yetmedi¤i

yerde polis sald›rd›,

gözalt›na ald›.

Page 41: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Say›: 145 41GENÇL‹K

G ü n l e r d i roligarflinin iççat›flmas›ndandolay› gündem

“AKP’yi kapatma davas›” ve “Ergenekon Operasyo-nu”na kilitlenmifl durumda. AKP’nin polisi ve savc›la-r›, yeni bir hamleyle “Ergenekon” soruflturmas› ad›naçeflitli kesimlere yönelik gözalt›lar gerçeklefltirdi.Hat›rlanaca¤› gibi “Ergenekon” soruflturmas›nda da-ha önce, Susurluk döneminde ad› s›kça an›lan emek-li Tu¤general Veli Küçük, Sami Hofltan, flovenist pro-vokatör Avukat Kemal Kerinçsiz, uyuflturucu kaçak-ç›s› “Drej Ali” lakapl› Ali Yasak gibi isimler vard›.

Kuflkusuz bu say›lan kiflilerin hepsi halka karfl›suçlar ifllemifl ve yarg›lan›p cezaland›r›lmas› gereklikiflilerdir. Fakat bafltan beri söyledi¤imiz gibi bunuyapacak olan AKP hükümeti olamaz. Kendi iç çat›fl-malar›ndan dolay› göstermelik bir soruflturma aç›l-m›fl olabilir, fakat AKP gibi bir düzen iktidar›, hiçbirzaman suçlular›n ve suçlar›n›n gerçek cezas›n› vere-mez.

Bu yaflananlar, oligarfli içinde yaflanan bir çat›fl-madan baflka bir fley de¤ildir. Kimse birini demokrat,ötekini vatansever zannetmesin, ç›karlar› için karfl›karfl›ya gelmifl gericilerin geçici bir yönetme krizidir.Emekçiler kendi ç›karlar› için biraraya gelirse, bu ça-t›flma an›nda halka karfl› bir ittifaka dönüflebilir.

Ergenekon’a bakt›¤›m›zda askerinden avukat›namafyas›ndan gazetecisine kadar yay›lm›fl bir görün-tü ortaya ç›k›yor. Son gözalt›na al›nanlardan biri de‹stanbul Üniversitesi Rektörlü¤ü yapm›fl olan KemalAlemdaro¤lu’dur.

Alemdaro¤lu, “Ergenekon”un üyesi midir, de¤ilmidir, bizim tart›flmam›z bu de¤il. Alemdaro¤lu’nungözalt›na al›nmas›nda AKP’nin çeflitli kesimlere yö-nelik gözda¤› amac› da esas etken olmufl olabilir. Fa-kat Alemdaro¤lu’nun zihniyet olarak Ergenekoncu-lara pek de uzak olmad›¤›n› biliyoruz. Bizim ele ala-ca¤›m›z da as›l olarak bu yan›. Susurluk da böyle birfleydi zaten; askerleri, faflist avukatlar›, uyuflturucukaçakç›s› mafyac›lar› biraraya getiriyor.

Devrimci ö¤rencilere düflmanl›¤›n› rektör oldu¤usenelerde açt›¤› soruflturmalar ve okuldan atmalarlakan›tlam›fl bir kifli flimdi “terör örgütü üyeli¤i”iddias›yla gözalt›na al›n›yor!

Oysa o Alemdaro¤lu, y›llarca ö¤rencilerine karfl›terör uygulam›flt›r da, hiçbir iktidar, hiçbir savc› ç›k›pona nas›l böyle bir terör uygulars›n diyesormam›flt›r. Adana’da devrimcilik yapt›¤› için ö¤-

rencisini tehdit edip “ya o yolu seçersin ya da bunu”diyerek, ö¤rencisinin devrimci görüflleri yüzündennotlar›n› düflüren ö¤retim görevlisinin Alemdaro¤-lu’ndan ne fark› var? Ya da bütün üniversitelerin pa-ral› olmas› gerekti¤ini savunan yeni YÖK Baflkan›Yusuf Ziya Özcan’›n? Bu YÖK Baflkan› döneminde dedevrimci ö¤renciler hem sald›r›ya u¤ray›p, hem desoruflturmaya maruz kalm›yor mu?

Birileri Kemalist, milliyetçi, birileri dinci, muhafa-zakar. Fakat hepsinin ortak noktas› halk çocuklar›nave devrimcilere düflmanlar. Çünkü hepsinin sonuçtahizmet ettikleri ve savunduklar› düzen ayn›.

Daha yeni ‹stanbul Üniversitesi ve Ankara Üni-versitesi DTCF’de faflistler sat›r ve b›çaklarla devrim-ci ö¤rencilerin üzerine sald›rd›lar. Birçok devrimcidemokrat ö¤renci yaraland›, gözalt›na al›nd›. Vemuhtemelen okul taraf›ndan soruflturma sald›r›s›ylakarfl› karfl›ya kalacak olan da devrimci demokrat ö¤-renciler olacakt›r. Bu Alemdaro¤lu zaman›nda daböyleydi, flimdi de böyle, eski YÖK Baflkanlar› zama-n›nda da böyleydi, flimdiki ‘muhafazakar’ YÖK Bafl-kan› zaman›nda da böyle.

Kemal Alemdaro¤lu da halk çocuklar›n›n, devrim-cilerin düflman›d›r. Mafyalarla, Susurluk davas› hü-kümlüleriyle ad›n›n birarada an›lmas› bizim için fla-fl›rt›c› bir durumda de¤ildir. Fakat onu yarg›layacakolan da bu iktidar olamaz. Çünkü as›l halka karfl› ifl-lenen suçlarda bu iktidarla suç orta¤›d›rlar.

fiimdi Alemdaro¤lu da “terör örgütü üyeli¤i”ndenyarg›lan›yor. Peki, Alemdaro¤lu döneminde siyasigörüfllerinden dolay› soruflturma aç›lan ve cezalaralan ö¤rencilerin durumu ne olacak dersiniz? Alem-daro¤lu’nun bu cezalar› onaylarken “objektif” oldu-¤unu kim iddia edebilir? fiimdi bu ö¤rencilerin ma¤-duriyetleri telafi edilecek mi?

Bütün sorular›n cevab› hay›r elbette.

Gençlik Federasyonu olarak Susurluk’ta dedi¤imi-zi flimdi Ergenekon’da da söylüyoruz. Susurluk’ta, Er-genekon’da karfl›m›za ç›kan devlet içindeki birkaççetecik de¤il, devletin kendisidir. Ve bu sistem, buiktidar var oldu¤u sürece hiçbir çeteci, iflbirlikçi, ih-barc›, katil, h›rs›z cezaland›r›lmaz.

Fakat ba¤›ms›z demokratik Türkiye isteyen, eflitbilimsel e¤itim isteyen, herkesin okuma hakk› olma-l› diyen ö¤renciler okullar›ndan at›l›r, cezalar al›r, tu-tuklan›r, katledilir.

16 Mart’ta, Sivas’ta, Marafl’ta, katledenler onlard›ve hiçbiri cezaland›r›lmad›. Ergenekon’da karfl›m›zaç›kan yine onlard›r ve devletin içindeki birkaç mün-ferit olay de¤il devletin ta kendisidirler. AKP iktidar›da bunlar› tasfiye edemez. Çünkü bu iktidar halk›nde¤il emperyalizmin ve oligarflinin iktidar›d›r, halkiçin de¤il iflbirlikçi burjuvazinin ç›karlar› için vard›r.

Gençlik Federasyonu

ERGENEKON ÜN‹VERS‹TELER‹

Page 42: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

HÖC’ün “Ortak DüflmanAmerika’d›r” kampanyas› ‹stan-bul’un emekçi mahallelerinde aç›-lan standlarla halka ulaflmaya de-vam ediyor.

26 Mart’ta GGüüllssuuyyuu halk paza-r›nda aç›lan standda “Ortak Düfl-man Amerika’d›r” afiflleri as›ld›. 2saat aç›k kalan standda halka bildi-riler da¤›t›ld›, kampanya anlat›ld›.

27 Mart günü ‹‹kkiitteellllii’de AtatürkMahallesi 1. Sokak Perflembe Paza-r›n›n giriflinde aç›lan stand yaklafl›k5 saat aç›k kald›, ziyaret edip sorusoranlar, resimleri ilgiyle izleyenleroldu.

28 Mart’ta BBaa¤¤cc››llaarr’da aç›lanstandda ise polis terörü hakimdi.“Size ne Amerika’dan” diyen AKPpolisi standa sald›rarak Necdet Der-nek, Bahar Kaya, Muhammet Kara-tafl, Süleyman ve Hikmet adl›HÖC’lüleri gözalt›na ald›. Sald›r›-n›n ard›ndan HÖC’lüler yine stand-lar›n› kurarak daha gür hayk›rmayabafllad›lar. Ancak AKP polisi yar›msaat sonra tekrar standa ve bu anti-emperyalist sese sald›r›ya geçti.Songül Demir, Birkan Y›ld›r›m,Hatun Aygün ve Fatma Aygünbu sald›r›da gözalt›na al›nd›.Ayn› gün saat 19.00’da bas›naç›klamas› yapan HÖC’lülerYeni Mahalle Ahmet Kabakl›Caddesi’nde biraraya geldiler.Ersin Kip taraf›ndan yap›lanaç›klamada sald›r›lar protesto

edilirken sald›r›larla gerçekleringizlenilemeyece¤ine vurgu yap›ld›.

“Ayn› gün NNuurrtteeppee’de de birsald›r› yafland›. Saat 12.00’de Ha-san Erdost Park›’nda Amerika’n›nsuçlar›n›n sergilendi¤i bir sergi açanHÖC’lülere polis rahats›zl›¤›n› gös-termekte gecikmedi. Polis, HÖC’lüUmut Kocaeli ile HKM’den Elifisimli bir bayan› gözalt›na ald›. Po-lisin sald›r›s›na Nurtepe gençleri depolise tafllarla karfl›l›k vererek ve“Ortak Düflman Amerika’d›r, Bas-k›lar Bizi Y›ld›ramaz” sloganlar›atarak sergiyi ve HÖC’lüleri sahip-lendiler.

Ba¤c›lar’da 9, Nurtepe’de 2 kifli-yi gözalt›na alan polis Amerika’n›nsuçlar›n›n ortaya serilmesinden ra-hats›zl›¤›n› sald›r›larla ortaya koy-du.

Temel Haklar Federasyonu 28Mart’ta yapt›¤› yaz›l› aç›klamaylasald›r›lar› protesto etti.

Türküler, Horonlar, OyunlarAmerika’ya Karfl›

Tecrite Karfl› Sanatç›lar taraf›n-dan düzenlenen “Amerikay› nas›l bi-lirdiniz- Suç dosyas›” isimli sergimüzik dinletisi ve film gösterimle-riyle sürüyor. 24 Mart günü sergininaç›k oldu¤u Makina MühendisleriOdas› ‹stanbul fiubesi’nde Ercan Ay-d›n, Nurettin Güleç ve Bayar fiahinmüzik dinletisi verdi.

Serginin 26 Mart’taki progra-

m›nda ise Cahit Berkay, Birol Topa-lo¤lu türküleri ve Simurg'un oyun-lar› vard›.

Etkinlik boyunca yap›lan konufl-malarda ABD'nin katliamlar›na vebask›c› yüzüne karfl› bu ülkede dire-nenlerin de oldu¤u vurguland›.

Tiyatro Simurg ise "Cindy Shee-han'›n Bush'a mektubu" ve "Hava-na" isimli oyunlar›n› sergiledi.

28 Mart’ta Grup Yorum, ‹lkayAkkaya, Ercan Ayd›n türküleriylekat›ld›lar. ‹dil Tiyatro Atölyesi de“Amerika’ya Çüfl De” oyunuyla ye-rini ald›. 200 kiflinin kat›ld›¤› sergi-de hep bir a¤›zdan Amerika’ya kar-fl› türküler yükseldi.

Yap›lan konuflmalarda serginin30 Mart’ta sona erece¤i ve 31Mart’ta Bush’a bir mektup gönderi-lece¤i duyuruldu, eyleme kat›l›mça¤r›s› yap›ld›.

42 ORTAK DÜfiMAN 30 MMart 22008

Halklar›n Katili Cheney Ülkemizden Defol

Afganistan ve Irak iflgallerinin plan-lay›c›s› ve uygulay›c›s› ABD BaflkanYard›mc›s› Cheney’in ülkemize gelifliprotesto edildi.

24 Mart günü Yüksel Caddesi’ndebiraraya gelen Ankara HÖC’lüler “KatilDick Cheney Ülkemizden Defol” pan-kart› açarak protesto gösterisi yapt›. Ey-leme 30 kifli kat›ld›. Dick Cheney’le ilgi-li ikinci protesto gösterisi de yine ayn›gün Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t›önünde PSAKD, KESK, TMMOB,TTB, D‹SK ve HÖC’ün de aralar›ndabulundu¤u demokratik kitle örgütleritaraf›ndan yap›ld›. Eyleme 100 kifli ka-t›ld›.

CChheenneeyy’’ee ‹‹ssttaannbbuull’’ddaa ddaa PPrrootteessttoo

Dick Cheney’in ‹stanbul’a gelifli 25Mart günü devrimci demokratik güçler-ce Galatasaray Postanesi önünde yap›langösteriyle de protesto edildi.

Sald›r›lar GerçekleriGizlemek ‹çindir...

‹‹kkiitteellllii

BBaa¤¤cc››llaarr

Page 43: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Kukla Irak ordusu, 25 Mart’ta,Basra’da fiii lider Sadr’a ba¤l›Mehdi Ordusu’na karfl› operasyonbafllatt›. Operasyonun amac›, MehdiOrdusu’nu silahs›zland›rmak.

Nitekim, kukla hükümetin bafl-bakan› Nuri El Maliki, sald›r›larakarfl› direnen Sadr güçlerinden si-lahlar›n› b›rakmas›n› istedi. Kuklaordunun sald›r›lar›na karfl› MehdiOrdusu’nun direnifli üzerine çat›fl-malar, Basra’dan sonra Ba¤dat’ta dayaflanmaya bafllad›. Çat›flmalardayüzlerce kifli yaflam›n› yitirdi.

Operasyon karar›n›, iflbirlikçihükümet alm›fl gibi görünse de, as›lpolitikan›n belirleyicisi kuflkusuzki, iflgalci emperyalist güçlerdir.

Amerika ve ‹ngiltere, iflbirlikçiordu d›fl›nda silahl› bir güç b›rak-mak istemiyor. Biliyorlar ki, ne ya-parlarsa yaps›nlar, Irak’ta iflgalcilik-lerini halka kabul ettiremeyecekler-dir. Halk›n elinde olan her silah bu-gün ya da yar›n kendilerine çevrile-cektir.

Irak’ta direnenler bitmez. Sonuçolarak Amerikan emperyalizmiIrak’ta iflgalci olarak bulunmakta-d›r. Kimi afliret liderleri, dini önder-ler iflbirlikçili¤i kabul ettirseler de,halka iflgalciliklerini kabul ettire-mezler. Kürt gruplar›n d›fl›nda kalanhalk, Sünni olsun fiii olsun esas ola-rak iflgalciye karfl›d›r. Zaman za-man, iflbirlikçiler yöneticilerinin pe-

flinde sistem içindeyer alan konumda ol-salar da, iflgalciyi ka-bul etmiyorlar.

‹flgalciye karfl› teslimiyetinönündeki en büyük engel, yine Irakhalk›d›r. Nitekim, Sadr, fiubat2008’de ateflkesi uzatt›¤›nda en bü-yük tepkiyi kendi taban›ndan gör-müfltü.

Emperyalizm, as›l olarak Irak’tayenilmifltir. Yenilgisi askeri baflar›-s›zl›¤›n ötesindedir. Bugün aç›kla-nan rakamlar, iflgalcinin her dört ai-leden birisinde, bir Irakl›’y› katletti-¤ini göstermektedir. ‹flgalin bafl›n-dan bu yana, iflgalcinin Irak halk›nayaflatmad›¤› zulüm kalmam›flt›r. Butablo bile bafll› bafl›na iflgalcilerinIrak’taki yenilgisini göstermek içinyeterlidir. Irak halk› iflgalciye bo-yun e¤meyecektir.

Say›: 145 43IRAK ‹fiGAL‹

fiii Direniflçilere Karfl› Sald›r›

Irak iflgalinin 5. y›l›ndaABD’ye yönelik eylemlersürerken, bu eylemlerdevatan› ve gelece¤i için di-renen Irak halk› selamland›ve sonuna kadar direnenIrak halk›n›n yan›nda olun-du¤u vurguland›.

AAnnkkaarr aa’da 19 Mart’ta ABDKonsoloslu¤u’na yürüyen HÖC’lü-ler konsolosluk önünde ABD’ninIrak’ta gerçeklefltirdi¤i katliamlar›nfoto¤raflar›n› tafl›yarak Amerika’y›protesto ettiler.

“Kahrolsun ABD Emperyalizmi,Ortado¤u Halklar› Teslim Al›namaz”sloganlar› atan HÖC’lüler ad›naaç›klama yapan Evrim Yücel emper-yalizmin direnen halklar› alt edecekbüyüklükte bir gücünün ve silah›n›nolmad›¤›n›, halklar› asla teslim ala-mayaca¤›n› vurgulad›. EylemdeABD ve AB bayraklar› yak›ld›.

AAnnttaallyyaa’da KESK fiubeler Plat-formu, HÖC, EMEP, ÖDP, ESM,ÇGD, Halkevi, Yeniden SosyalistKurulufl Meclisi, 78’liler ve DHPüyeleri iflgali protesto ederek direnenIrak halk›n› selamlad›lar. 20 Mart’taK›fllahan Meydan›’nda 120 kiflininkat›ld›¤› protesto eylemindeaç›klama yapan Nurettin Sönmez

“‹flgalin, sömürünün olmad›¤› birdünya için taleplerimizi daha güçlüdile getirmeliyiz” dedi.

ÇHKM, ESP, HÖC, ‹HD Adanafiubesi ve Partizan üyeleri de AAddaannaa‹nönü Park’›nda 22 Mart’ta bir arayagelerek Irak’ta iflgalin sona erdiril-mesini istediler. Akil Nergüztaraf›ndan yap›lan aç›klamada Irakiflgaliyle Amerikan demokrasisiningerçek yüzünün bir kez daha ortayaç›kt›¤›n› vurgulayarak, bu demokra-sinin bask›, iflkence, katliam oldu¤u-nu belirtti. Halkevleri ve YenidenSosyalist Kurulufl Meclisi’nin destekverdi¤i eylem Amerikan bayra¤›n›nyak›lmas›yla sona erdi.

*IIrraakk ‹‹flflggaalliinneePP rrootteessttoollaarr SSüürrüüyyoorr

Nürnberg’de gelenek-sel olarak yap›lan Oster-marsch (Bar›fl Yürüyüsü)

24 Mart 2008’de yap›ld›. Friedens-forum’un düzenledi¤i yürüyüfle Al-man Anti-faflistleri ve Türkiyeli Solgruplar›n yan›s›ra Nürnberg HalkKültür Evi e.V.’da kat›ld›. NürnbergHalk Kültür Evi, Anadolu Federas-yonu imzal› “Her gün yeni sald›r›lar-la karfl› karfl›yay›z” bildirileri da¤›-t›rken Halk Kültür Evi’de ›rkç›l›¤›konu alan dövizler tafl›nd›. Yürüyüfleyaklafl›k 1000 kifli kat›ld›.

Almanya’n›n Hamburg flehrinde24 Mart günü Paskalya Yürüyüflügerçeklefltirildi. Yaklafl›k 1000 kifli-nin kat›ld›¤› yürüyüflte Anadolu Fe-derasyonu, HÖC ve di¤er Türkiyelikurumlar da yer ald›. HÖC “OrtakDüflman Ameri-ka” dövizleri ilekat›l›rken eylemboyunca “Em-peryalist Sald›-r›lara, ‹flgallereSon” sloganlar›at›ld›.

Irak

‹flgalin 5. Y›l›nda Protestolar...

EMPERYAL‹ZM IRAK’TA VETÜM DÜNYADA YEN‹LECEK

Ankara

Page 44: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

44 DÜNYA 30 MMart 22008

Almanya’da özellikle göçmenle-ri hedefleyen ›rkç› sald›r›lara hergün bir yenisi eklenerek devam edi-yor.

DDaanniimmaarrkkaa:: 2211 MMaarrtt’’ttaa DDeenniizzÖÖzzggüürr UUzzuunn ››rrkkçç››llaarr››nn ssaalldd››rr››llaarr››ssoonnuuccuunnddaa kkaattlleeddiillddii..

Özgür Deniz, kendisine ''kkaarraakkaaffaa'' diyerek hakaret eden üç ›rkç›Danimarkal› genç taraf›ndan, beyz-bol sopas›yla hastanelik edilene ka-dar dövüldü ve hastanede tedavi al-t›na al›nan Özgür yaflam›n› yitirdi.

Deniz Özgür’ün katilleri diye,Nazi özentili ›rkç› gençler lanseedildiler. Fiili olarak sald›ran ve öl-düren onlard›, fakat, herkes biliyorki, ›rkç› fikirler o genç beyinlerdenç›kmad›, ›rkç› fikirler o genç beyin-lerin içine, as›l Nazi düflüncesininsavunucular› taraf›ndan sokuldu.

Avrupa’da ›rkç›l›k devlet politi-kas› olarak t›rmand›r›larak öyle birnoktaya getirildi ki, bugün art›k bel-li kesimlerin ›rkç› eylemleri örgüt-leme ihtiyac› yoktur. Irkç› politika-lar›n etkisi alt›nda kalan herkes,göçmenler için tehdit oluflturmakta-d›r. Irkç› sald›r›lar›n yayg›nl›¤› daböylesi bir sonucun ortaya ç›kt›¤›n›göstermektedir.

AAllmmaannyyaa:: Korunmak için girdi-¤i polis karakolundan ölüsü ç›kanAdem Özdamar’›n cesedi Türki-ye’ye gönderilirken, beyninin de,ailesinin bilgisi d›fl›nda Almanyadevleti taraf›ndan, otopsi gerekçe-siyle al›nd›¤› anlafl›ld›.

Irkç›l›k, katletti¤i kiflinin cesedi-ne bile sayg› göstermedi.

AAvvuussttuurryyaa:: 8 Mart’ta Niederös-terreich eyaleti Leobersdorf kasaba-s›nda göçmen bir ailenin 11,15 ve17 yafllar›ndaki çocuklar› al›flverifliçin gittikleri yerden eve dönerken›rkç› Nazi grubunun sald›r›s›na u¤-ram›fl, ““BBuurraass›› TTüürrkklleerr ggiibbii ppiiss

kkookkuuyyoorr vvee kkookkmmuuflfl TTüürrkklleerr”” di-yerek sald›ran Nazi grubu, 17 yafl›n-daki Hasip K›vrakdal’› a¤›r yarala-m›flt›. Bir süre yo¤un bak›mda kalanK›vrakdal 20 Mart’ta taburcu oldu.Avusturya Anadolu Federasyonu(AFA) çal›flanlar› da, K›vrakdal ai-lesine geçmifl olsun ziyaretine gitti.

AAllmmaannyyaa:: 2222 MMaarrtt’’ttaa GGrroossssGGeerraauu kkeennttiinnddee,, Türkiye’li iki ai-lenin oturdu¤u binan›n yak›n›ndakiçöp bidonlar› saat 22.00 s›ralar›ndayak›ld›. Bu olay›n arkas›ndan bina-n›n giriflinde bebek arabas› atefle ve-rildi, aileler uyudu¤u s›rada ç›kanyang›n büyüdü, evdekileri itfaiyekurtard›. Sald›r›n›n yafland›¤› yerde,çevredeki tabelalara da Nazi iflaret-lerinin çizilmifl oldu¤u görüldü. Al-man emniyet yetkilileri, kundakla-ma ihtimalinin yüksek oldu¤unusöylediler.

AAllmmaannyyaa:: HHaallllee--SSaaaallee kkeennttiinn--ddee bbiirr TTüürrkkiiyyeellii aaiilleenniinn eevvii,, oottuurr--mmaa ooddaass››nn››nn ppeenncceerreessiinnddeenn mmoolloo--ttooff aatt››llaarraakk yyaakk››llmmaakk iisstteennddii.. 24Mart akflam 23.00 s›ralar›nda mey-dana gelen olayda, polis ekibi, oda-da içinde yan›c› madde bulunan k›-r›k bir flifle buldu. Ancak bu fliflenintutanaklara geçmedi¤i belirtildi.

AAllmmaannyyaa:: Gaildorf kentinde ikiTürkiyeli ailenin yaflad›¤› bina, 1188,,2233 vvee 2255 MMaarrtt ggüünnlleerriinnddee üüçç kkeezzkkuunnddaakkllaanndd››.. Yang›nlar erken far-kedildi ve söndürüldü.

Yaflananlar, Avrupa’da yaflayangöçmen halklar›n can güvenlikleri-nin giderek daha fazla tehdit alt›nagirdi¤ini göstermektedir.

Ludwigshafen’de insanlar›m›z›ncan›na mal olan yang›n›n üzerindengeçen zamanda, Avrupa’da ›rkç›l›¤›engelleyecek politikalar gelifltiril-medi¤i gibi, art›k kundaklamalar,sald›r›lar s›radanlaflt›r›lmak, do¤alkabul ettirilmek isteniyor.

AAnnaaddoolluu FFeeddeerraassyyoonnuu““IIrrkkçç›› SSaalldd››rr››llaarraa SSoonn””KKaammppaannyyaass››nn›› SSüürrddüürrüüyyoorr

Anadolu Federasyonu, bir süre-dir sürdürdü¤ü ““IIrrkkçç›› SSaalldd››rr››llaarraaSSoonn”” kampanyas›na, Berlin’deAdem Özdamar’a iliflkin ç›kard›¤›afiflleri asarak ve bildirileri da¤›ta-rak devam etti.

AAvvuussttuurryyaa AAnnaaddoolluu FFeeddeerraass--yyoonnuu (AFA) Hasip K›vrakdal’a ya-p›lan ›rkç› sald›r›ya iliflkin bir aç›k-lama yaparak, K›vrakdal ailesininve genel olarak göçmen ailelerinsald›r›lar nedeniyle tedirginlik yafla-d›klar›n› anlatarak, Avrupa genelin-de ›rkç› sald›r›lar›n t›rmand›r›ld›¤›n›belirtti ve bunlara karfl› birleflme vemücadele etme ça¤r›s› yapt›.

Federasyon yapt›¤› aç›klamada;““DDaahhaa ppoolliissee ss››¤¤››nn››pp ppoolliiss iiflflkkeennccee--ssiinnddee yyaaflflaamm››nn›› yyiittiirreenn AAddeemm ÖÖzz--ddaammaarr`̀››nn aacc››ss›› hhaaffiifflleemmeemmiiflflkkeennbbuu sseeffeerr DDaanniimmaarrkkaa’’ddaa 1177 yyaaflfl››nn--ddaakkii ggaazzeettee ddaagg››tt››cc››ss›› DDeenniizz ÖÖzz--ggüürr UUzzuunn´́uunn ››rrkkçç›› bbiirr ssaalldd››rr››yyllaakkaattlleeddiillddii¤¤iinnii dduuyyuuyyoorruuzz vvee ssoorruu--yyoorruuzz,, ddaahhaa kkaaçç ccaann››mm››zz›› vveerreeccee--¤¤iizz??”” dedi.

***

DDuuiissbbuurrgg''ddaa PPaanneellFederasyonun “Irkç› Sald›r›lara

Son!” kampanyas›nda çerçevesindeyapt›¤› faaliyetlerden birisi de 22Mart’ta Duisburg Anadolu E¤itimve Kültür Merkezinde panel düzen-lemek oldu. Ayr›ca Duisburg, Essenve çevresinde afifller as›ld› ve bildi-ri da¤›t›m› yap›ld›.

Avrupa’da Irkç›l›kYak›yor ve Katlediyor

Adem ÖZDAMAR

Deniz Özgür UZUN

Page 45: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Yunanistan’da 19 Mart’ta, birmilyon emekçinin kat›l›m›yla, sony›llar›n en genifl kat›l›ml› grevi,emeklilik fonunu tek elde toplayanve hakgasp› içeren ““ssoossyyaall ggüüvveennlliikkyyaassaa ttaassaarr››ss››””na karfl› gerçekleflti-rildi. Grevin talepleri içinde ayr›caücret art›fl› ve çal›flma koflullar›n›n

iyilefltirilmesi de vard›.

Yunanistan ‹flçi Sendikalar› Konfe-derasyonu (GSEE), Yunanistan KamuÇal›flanlar› Konfederasyonunun(ADEDY) ve Tüm ‹lerici ‹flçiler Cep-hesi (PAME)’nin ça¤r›s›yla gerçeklefl-tirilen greve, kara ve hava tafl›mac›l›¤›çal›flanlar›n›n büyük oranda kat›l›m›sonucu özellikle büyük kentlerde ula-fl›m zaman zaman durma noktas›nageldi, iç ve d›fl hat uçufllar›nda seferleriptal edildi. Grev, kimi ifl kollar›nda24, kiminde 48 sürdü.

Eyleme ulafl›mda çal›flanlar d›fl›n-

da, kamu bankalar›, elektrik ve su ifl-leri daireleri, PTT çal›flanlar›, doktor-lar, eczac›lar, ö¤retmenler, ö¤rencilerkat›ld›.

Sosyal güvenlik ad› alt›nda ç›kar›-lan yasa ile, Yunanistan’da da, Türki-ye’de oldu¤u gibi, kad›n ve erkekemeklilik yafl› 65’e ç›kar›lmak isteni-yor.

Yine yasa ile, esnek çal›flma, geçi-ci iflçilik, saatlik ifller uygulamas› ge-tirilmek ve patronlara s›n›rs›z emeksömürüsü uygulayabilecekleri koflul-lar haz›rlanmak isteniyor.

Yunanistan: Bir Milyon Emekçi Grevde

‹sviçre Parlamentosu ““iiflflkkeennccee ssii--llaahh››”” olarak da adland›r›lan Taser ad-l› elektro flok silah›n›n ““ss››nn››rr dd››flfl››eeddiilleenn yyaabbaanncc››llaarraa kkaarrflfl››”” kullan›l-mas›na karar verdi. Böylece ‹sviçre,hem iflkenceyi meflru gören ve hemde ›rkç›l›k yapan bir karara imza at-m›fl oldu.

Tabanca, 160 km h›zla 50 bin voltak›m yollay›p kifliyi geçici olarakfelce u¤rat›yor. Birleflmifl Milletler,daha önce bilimsel inceleme sonu-cunda sözkonusu silah› ““ööllüümmllee ssoo--nnuuççllaannaabbiilleenn bbiirr iiflflkkeennccee ttüürrüü”” ola-

rak nitelendirmiflti. Ki, bu silah›nkullan›lmas› sonucu birçok kiflininde öldü¤ü belirtiliyor.

Kararda ayr›ca polise, s›n›r d›fl›edilecek kifliye kelepçe takma veözel e¤itilmifl köpeklerin ““hhiizzmmeettiinn--ddeenn yyaarraarrllaannmmaa””((!!)) izni de verildi.Uluslararas› Af Örgütü, ‹sviçre Par-lamentosu’nun karar›n› ““sskkaannddaall””olarak adland›r›p, ““‹‹ssvviiççrree’’yyee yyaakk››flfl--mmaadd››¤¤››”” belirtti. Uluslararas› Af Ör-gütü yak›flt›ramasa da, iflkence ve›rkç›l›¤›n Avrupa’da h›zla geliflti¤iortadad›r.

Almanya devleti bir dönem kabuletti¤i iltica taleplerini “Türkiye’yedemokrasi geldi” diyerek, geçersizsaymak istiyor.

Almanya’da geçti¤imiz birkaç y›liçinde, ilticas› kabul olmufl Türkiye’li-lerin hepsine, Alman devleti taraf›ndanmektup gönderilerek, kendi ülkelerin-de yaflayabilecekleri söyleniyor.

Elbette, Almanya devletinin soru-nu Türkiye’ye demokrasinin gelipgelmemesi ile ilgili de¤il, Almanya

devleti her yolu, göçmenleri kendi ül-kelerine göndermenin, ›rkç› politika-lar›n›n arac› haline getiriyor.

Evine mektup gönderilenlerdenbiri de, 14 y›ld›r Almanya’da yafla-yan, Nürnberg Halk Kültür Evi üyesiAhmet De¤er oldu.

HHaallkk KKüüllttüürr EEvvii,, konuya iliflkinyapt›¤› aç›klamada, derneklerininüyesi olan Ahmet De¤er’in yaklafl›kiki buçuk y›l önce Avrupa Komisyo-nunun 3 May›s 2005 tarihli ““TTüürrkkii--

yyee’’yyee DDeemmookkrraassii GGeellddii”” karar›na da-yanarak, Nürnberg ‹ltica Dairesi’nin24 A¤ustos 2005 tarihli, ““TTüürrkkiiyyee’’ddeeyyaassaayyaabbiilliirrssiinn”” karar› ile s›n›r d›fl›edilmek istendi¤i bilgisini verdi.

Halk Kültür Evi aç›klamas›nda,Ahmet De¤er’in 11 NNiissaann 22000088’’ddeekonuya iliflkin görüflülecek mahke-mesine ça¤r› yaparak, “Ahmet De-¤er’in itiraz› sonucu Bavyera ‹dariMahkemesi-Ansbach üyemizi mah-kemeye ça¤›rm›flt›r. Bu mahkeme bü-tün göçmenleri yak›ndan ilgilendirenbir mahkemedir. Ahmet De¤er’imahkemede destekleyelim yaln›z b›-rakmayal›m” denildi.

Almanya’da Ülkene Dön Dayatmas›

Onlar Yürüyüfl’ü, Yürüyüflonlar› anlat›yor

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosya-lizm için Yürüyüfl okurlar› her haftaBerlin’de yaflayan Türkiye’lilere der-gilerini tan›tmak için sokaklardalar.Dergilerinin yazd›¤› vatan gerçekli-¤ini ev ev, sokak sokak, dükkan dük-kan gezerek anlat›yorlar. Dergilerinitan›tarak yeni okurlar kazan›yorlar.

Okurlar›m›z, Berlin’in Moabit,Neuköln, Kreuzberg ve Wedink’tekurulan Türk pazarlar›nda dergi tan›-t›m ve da¤›t›mlar›n› sürdürdüler.

‹sviçre’de “iflkence silah›”na onay!

Say›: 145 45DÜNYA

Page 46: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Öyle yerler vard›r ki, s›radan birev, s›radan bir sokakt›rlar; ama öyleolaylara ev sahipli¤i yaparlar ki, ta-rihin bir parças› haline gelirler. Öy-le anlar vard›r ki, tüm zamanlariçinde belirleyicidirler; tarih merke-zine onlar› koyar ve her fley onlaragöre, onlardan önce, onlardan sonradiye yaz›l›r. ‹flte Haf›za köflemizdebu hafta dört toplant›dan söz edece-¤iz.

‹lki 1970’de, ikincisi ve üçüncü-sü 1978’de ve dördüncüsü de1994’te yap›ld› bu toplant›lar›n. ‹lkiAnkara’da, ikincisi ve üçüncüsü ‹s-tanbul’da, dördüncüsü ise aç›klan-mayan bir yerde...

HH1970 Aral›k’›nda Ankara Küçü-

kesat'ta toplanan bir grup insan,Türkiye devrimi aç›s›ndan tarihi birad›ma karar veriyorlard›.

Evde Mahir Çayan, Yusuf Küpe-li, Münir Ramazan Aktolga, Ertu¤-rul Kürkçü, Hv. Ulfl. Yzb. OrhanSavaflç›, Ulafl Bardakç›, Bingöl Er-dumlu ve Ziya Y›lmaz vard›.

Devrimin yolunu netlefltirme ko-nusunda belirleyici ad›mlar at›lm›fl-t› o güne kadar. Nas›l bir örgüt ko-nusunda da say›s›z kez konuflmufl-lar, yazm›fllard›. Belki burada flimdiyapacaklar› bir do¤umu sa¤lamakt›.Parlamenterizme, cuntac›l›¤a reviz-yonizme darbeler vura vura flekille-nen devrimci bir oluflumun ad›n›koymakt› tarihi görevleri... Küçüke-sat semtindeki bu ev, büyük bir tari-hi olaya tan›kl›k edecekti yani.

Örgütlenmenin ad› TTüürrkkiiyyeeHHaallkk KKuurrttuulluuflfl PPaarrttiissii ve CCeepphheessiiolarak konuldu. Parti ve Cephe ilkaflamada büyük ölçüde içiçe olacak-t›. Örgütsel hiyerarflinin en üstündeMerkez Komitesi ve Genel Komitebulunacakt›.

Bu tarihsel toplant›da ilk komi-teler de belirlendi.

Genel Komite’ye Mahir Çayan,

Yusuf Küpeli, Münir Ra-mazan Aktolga, Ertu¤rulKürkçü, Hv. Yzb. OrhanSavaflç›, Bingöl Erdumlu,Ziya Y›lmaz, Ulafl Bar-

dakç›, Sina Cilad›r ve ‹rfan Uçar se-çildiler. (Baz› kaynaklarda isimfarkl›l›klar› vard›r ancak bu toplan-t›n›n tarihi anlam› aç›s›ndan bir fleyde¤ifltirmemektedir.)

Bu Genel Komite geçici nitelik-te olacakt›. Ayn› toplant›da örgütün

Merkez Komitesi’ne ise Mahir Ça-yan, Yusuf Küpeli ve Münir Rama-zan Aktolga seçildiler. Geçici GenelKomite yetkilerini Merkez Komi-te’ye devretti.

Genel Komite'de yap›lan iflbölü-müne göre Merkez Komite hareke-tin genel gidiflat›ndan ve KKuurrttuulluuflflDDeerrggiissii’nin yay›n›ndan sorumluolurken, Mahir Çayan ve Münir Ak-tolga, ideolojik, politik görüfllerinayr›nt›l› olarak haz›rlanmas›, YusufKüpeli bu görüfllerin kitle toplant›-lar›nda sözcülü¤ünün yap›lmas› gö-revini yüklendiler. Genel Komiteise zaten her biri belli bir alandangelen ve alan›n iliflkilerini fiilentemsil eden kiflilerden olufluyorduve alanlar›na iliflkin sorumluluklar›-n› sürdüreceklerdi. Ziya Y›lmazKKaarraaddeenniizz''ddee,, Ertu¤rul Kürkçüggeennççlliikk içerisinde, Hüseyin CevahirKKüürrddiissttaann’’ddaa,, ‹rfan Uçar GGüünneeyyAAnnaaddoolluu''ddaa,, Bingöl Erdumlu bafl-kan› bulundu¤u ‹zmir Yap› ‹flçileriSendikas› ve genel olarak iiflflççiilleerraras›nda, Sina Ç›lad›r EE rree¤¤llii''ddee ma-den iflçileri aras›nda, Orhan Savaflç›aasskkeerrii kkeessiimm içinde, ideolojik e¤iti-min yürütülmesi, kadrolar›n haz›r-lanmas› görevlerini üstlendiler. UlaflBardakç› ise esas olarak flehir geril-las› haz›rl›klar›yla görevlendirildi...

HHO ilk toplant›ya kat›lanlardan

orada ald›klar› kararlara ihanetedenler de oldu; fakat o toplant›bir kez yap›lm›fl, o kararlar al›n-

m›fl ve Partili, Cepheli büyük yü-rüyüfl o zaman bafllat›lm›flt›.

Bugün art›k, devrimci hareke-tin tarihi 1970 Aral›k’›ndan, otoplant›n›n yap›ld›¤› tarihten iti-baren hesaplan›r... Tarih böylebir fleydir; ihaneti, dönekleri,safralar› atar, tarihin ihtilalci özükal›r.

HH11997788’’ee ddaaiirr,, birbirini tamam-

layan iki toplant›dan söz edece-¤iz. 12 Mart sonras›nda Cepheli-ler çeflitli flehirlerde kendili¤in-den veya k›smi müdahalelerleörgütlenmifllerdi. En yayg›n ör-gütlülükler ‹stanbul ve Anka-ra’dayd›. Ve bu iki ildeki Cephe-liler aras›nda teoride olsun, pra-tikte olsun bir uyuflmazl›k vard›.

‹stanbul’daki kadrolar, bir anönce THKP-C görüfllerinin yay›norganlar›nda ortaya konulmas›n›,militan bir mücadele çizgisi iz-lenmesini ve h›zla siyasal, askerianlamda ciddi bir örgütlenmeyegidilmesini savunuyorlar; bunakarfl›l›k “eski”lerin bulundu¤uAnkara, kelimenin gerçek anla-m›yla ifli yokufla sürüyordu.

1978’in fiubat ay›yd›. Ankarahizbi ile yap›lan tart›flmalardanbir sonuç alamayan ‹stanbul’da-ki önder kadrolar, “görevleriniask›ya ald›klar›n›” aç›klayarak‹stanbul’a döndüler.

Döner dönmez de, ‹‹TTÜÜ--DDEERR

46 TAR‹H 30 MMart 22008

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

Dört Tarihi Toplant›!

Tarihi bbir yürüyüfl bbu. 11970Aral›k’›nda bbafllay›p, hher tarihiu¤rak nnoktas›nda ddestanlaryazarak ssüren bbir yürüyüfl

Page 47: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

llookkaalliinnddee ö¤renci gençlik, ma-halleler, iflçi kesimi ve di¤eralanlardan 40 kadronun kat›l›-m›yla bir toplant› düzenlediler.

Toplant›da kadrolara Anka-ra’daki tart›flmalar ve geliflmeleranlat›ld›.

Önder kadrolar, ayr›l›k nokta-lar›n› tek tek aç›klayarak görev-lerini ask›ya ald›klar›n› da bura-da kadrolara ilk kez bildirdiler.

Bu toplant›ya kat›lan kadrola-r›n tamam›, ayn› konularda ken-dilerinin de elefltirilerinin oldu-¤unu, görevlerini ask›ya alaraktasfiyecili¤e karfl› bayrak açanönder kadrolarla birlikte olduk-lar›n›, onlara güven duyduklar›-n›, ve onlar› yaln›z b›rakmaya-caklar›n› aç›klad›lar. Kadrolar›n,kendilerinin de görevlerini ask›-ya alacaklar›n› bildirmesi üzeri-ne, hareketin önderleri, kadrola-r›n görevlerini b›rakmalar›n›ndo¤ru olmayaca¤›n›, faflizmekarfl› mücadelede her alandaboflluklar›n do¤aca¤›n›, kald› kibunun soruna çözüm getirmeye-ce¤ini söylediler. Toplant› sonu-cunda Devrimci Yol Ankara hiz-binin dergide temel teorik tezleriaçmas›n›n beklenmesi karar›al›nd›.

Toplant›da ad› konulan birfley yoktu, fakat tarihi olarakbesbelli ki yeni bir hareket flekil-leniyordu asl›nda. Devrimci ha-reketin önderli¤i ve kadrolar›aras›nda, Parti-Cephe çizgisi te-melinde, güven temelinde biriliflki do¤uyordu.

Çok beklenmesi gerekmedi.Geçen her gün DY hizbinin tasfi-yecili¤ini a盤a ç›kard›. Ayr›l›k1978 1 May›s’›nda alenileflti, birbak›ma Türkiye halklar›na ilanedildi. 1 May›s’ta DY’nin slo-ganlar›n› reddeden –ki reddedil-en bir slogan de¤il, DY tasfiye-cili¤iydi– onbinlerce genç, iflçi,memur, sar›-k›rm›z› zemine ya-z›lm›fl birbiri ard›na s›ralanm›flonlarca “Yolumuz Çayanlar›nYoludur” pankart›n› tafl›d›lar.

Henüz ad› konulmam›flt› ha-

reketin... Ama bir hareketin s›-n›flar mücadelesi arenas›na ç›k›-fl›n›n gümbür gümbür gelifli his-sediliyordu. “‘78 1 May›s mi-tingi ve yürüyüflü, henüz Dev-rimci Sol ad› konmamas›nakarfl›n, halklar›m›za tasfiyecili-¤i bofla ç›kard›¤›m›z, THKP-Cmiras›n› savundu¤umuz ve ar-t›k DY’li olmad›¤›m›z mesaj›n›çok çarp›c› biçimde verebildi-¤imiz bir olayd›r. BöyleceDY’nin gizlemeye çal›flt›¤› ‘ha-reket içerisinde bir sorun yok,sorunlu olan birkaç insand›r,onlar da ayr›lm›flt›r.’ yalan vesahtekarl›¤› ortaya ç›kart›lm›fl-t›r.” (Dursun Karatafl)

HHTarih, 2200 AArraall››kk 11997788’di. Bu ta-

rih, Devrimci Sol Organizasyon Ko-mitesi üyelerinin toplant›s›n›n tari-hidir. Ayr›flma gerçekleflmifl, ülkenindört bir yan›nda Dev-Gençliler,Devrimci Sol saflar›nda yer alm›fl-lard›r. Fakat bu henüz bir bafllang›ç-t›r ve as›l yap›lmas› gerekenler flim-di bafllam›flt›r. Devrimci Sol Organi-zasyon Komitesi, iflte bu tarihi soru-na çözüm üretecektir.

‹çinde bulunulan koflullar, so-mut, aç›k ve hiçbir abartmaya yervermeden de¤erlendirilir. Önderlikgerçekçidir ve tarihsel misyonununfark›ndad›r.

“THKP-C’nin bir dizi gruba bö-lündü¤ü bir ortamda, siyasi hareke-tin örgütlenmesi sorunuyla bafl ba-flay›z. Gerçek bir Parti’nin oluflmas›öncelikle kadro sorunudur. Önü-müzde, ne kadar M-L teori olursaolsun, siyasi hareketin tüm alanla-r›nda örgütlenmesini sa¤layacak vesiyasi gereklerini yerine getirecekkadrolar olmad›kça, hiçbir fley ifadeetmez. O halde acil sorun, kadro so-runudur....”

Toplant›n›n sonucunda devrimcihareketin tarihine “20 Aral›k ‘78Kararlar›” olarak geçen kararlar al›-n›r. Yukar›dan afla¤› asgari de olsamerkezi bir örgütlenmenin olufltu-rulmas› ve ideolojik birli¤in sa¤lan-mas› bu kararlar›n en önemlilerin-

dendir.

Denilebilir ki, devrimci hareket,bu kararlarla, merkezileflerek, dev-rim yürüyüflünü yeniden rotas›naoturtmufl, partiyi, halklar›n umudu-nu yeniden yaratma yolunda ilerle-yifl, planl› olarak yeniden bafllam›fl-t›r...

HHDevrimci Sol’un tarih sahnesine

ç›karken Türkiye halklar›na verdi¤ien önemli sözlerden biriydi “Parti-leflme”! Bu K›z›ldere’ye vefayd›.Bu iktidar alternatifi bir devrim ha-reketi için olmazsa olmazd›...

Söz, yerine getirilecekti. Aradanuzun y›llar geçmiflti, say›s›z kuflat-malardan geçilmiflti, ama iflte o tari-hi an gelmiflti.

Tarih, 1994’ün Mart’›yd›. Yer,dünyan›n herhangi bir köflesi...

Bir Kongre düzenleniyordu, birkurulufl kongresi. O, sözü verilenkongreydi iflte bu.

Kürsüde, 20 y›ld›r bu hareketinönderli¤ini üstlenmifl, hareketi say›-s›z kuflatmalardan ç›kar›p bugünleregetirmifl biri vard›.

1978 fiubat’›ndaki toplant›da da,1978 Aral›k’›ndaki OrganizasyonKomitesi toplant›s›nda da O vard›.Yoldafllar› “Day›” diyorlard› O’na ozamanlardan beri. Kongrenin sonun-da Devrimci Halk Kurtulufl Partisi-Cephesi Genel Sekreteri s›fat›n› üst-lenecekti. Dursun Karatafl, kuruluflkongresini flu sözlerle açm›flt›:

“Yoldafllar! Bu kongreyi düzenle-yebilmemiz için çok uzun zaman geç-ti. Bu uzun zaman, bu kongrenin ta-rihi oluflumudur. Bu tarihte, ac›lar›-m›z, sevinçlerimiz, flehitlerimiz, iha-netler ve kahramanl›klar vard›r.”

1994 Mart’›ndaki bu toplant›, K›-z›ldere yolundan hiç sapmayanlar›ntoplant›s›yd›. Bu toplant› çok uzuny›llard›r hareketin gündemindeydi.Ama darbeler, ihanetler, kuflatmalaralt›nda atefl alt›nda yürünüyordu veiflte ancak flimdi mümkün olabilmifl-ti. Partileflme süreci nihayet tamam-lanm›flt›, Türkiye halklar›n›n art›kbir partisi ve cephesi vard›.

Say›: 1145 47TAR‹H

Page 48: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

48 DE⁄‹NMELER 30 MMart 22008

BAM TELİ çizgiler

Çürük ssak›z!Sabah’›n yay›n yönetmeni ve AKP’nin yeni yalakas› Er-

gun Babahan da 26 Mart günü köflesinde “Sabanc› SU‹K-ASTI” üzerine yazm›fl.

Eksik kalsayd› flaflard›k. Fehriye Erdal’›n Hüseyin Kocada¤’›n referans›yla ifle

al›nd›¤›ndan Mustafa Duyar’›n öldürülmesine kadarçi¤nene çi¤nene çürük sak›za dönmüfl fleyleri tekrarlam›fl.Üzerinde durmaya de¤mez. Ama yazd›klar›nda bir tek soncümle do¤ru. Diyor ki:

“Bu suikast, üzerinde durulsa yak›n tarihe ›fl›k tutacaknitelikteydi...”

Evet, Sabanc› eylemini araflt›rsan›z, ülkemizin1945’lerden bu yana ki emperyalizm iflbirlikçili¤i tablosuç›kard› ortaya... Halk›n nas›l sömürüldü¤ü, nas›l yoksul-laflt›r›ld›¤› ç›kard›... Sabanc›lar’›n, Türkefl’in faflist katille-rini nas›l besledikleri ç›kard›. Hükümetleri ve burjuvamedyay› nas›l yönetip yönlendirdikleri ç›kard›..

Bu yüzden kimse Sabanc›’n›n öldürülmesinin gerçeknedenlerini tart›flmaz, bu yüzden kimse eylemigerçeklefltirenlerin aç›klamalar›na itibar etmez; ve ZATENBU YÜZDEN BUNCA KOMPLO TEOR‹S‹ÜRET‹L‹YOR ve Babahanlar da bunlar›n borazanl›¤›n›yap›yor ya...

Dön ha dön!24 Mart 2008 günkü Milliyet’te

Hasan Pulur’un köflesinden:

““YY››ll 11999911,, günlerden 30 Ocak,Refah Partisi ‹stanbul ‹l Baflkan›, RRee--cceepp TTaayyyyiipp EErrddoo¤¤aann,, il binas›ndaflöyle diyordu: ““KKöörrffeezz SSaavvaaflfl››,,AABBDD’’nniinn eemmppeerryyaalliizzmmii vvee ssiiyyoonniizzmmii ddüünnyyaayyaa hhaakkiimmkk››llmmaakk iiççiinn yyaapptt››¤¤›› bbiirr ssaavvaaflfltt››rr.. AABBDD,, RRuussyyaa ssoorruunnuunnuuççöözzddüükktteenn ssoonnrraa,, bbüüttüünn ddüünnyyaayyaa kkeennddii eemmrriinnddee tteekk bbiirrddeevvlleett yyaappmmaa kkaarraarr›› aalldd››.. BBööyylleeccee ssiiyyoonniizzmmiinn eeggeemmeennlliikkppllaann›› yyüürrüürrllüü¤¤ee kkoonnuulldduu..””

Pulur’un aktard›klar›ndan bir al›nt› daha: AAbbdduullllaahhGGüüll,, Refah Partisi sözcüsü olarak 1992’de Meclis kürsü-sünde konufluyor:

““KKöörrffeezz SSaavvaaflfl››’’nn››nn,, AAmmeerriikkaa’’nn››nn öönnddeerrllii¤¤iinnddee vveeeeggeemmeennllii¤¤iinnddee ddüünnyyaaddaa yyeennii bbiirr ddüüzzeenn kkuurrmmaakk iiççiinn nnaa--ss››ll tteezzggaahhllaanndd››¤¤››nn›› ddüünnyyaa ggöörrddüü.. OOrrttaaddoo¤¤uu’’nnuunn MMüüssllüü--mmaann hhaallkk››,, bbiirr yyaannddaann üüllkkeessiinnddeekkii zzaalliimm yyöönneettiimmlleerr ttaa--rraaff››nnddaann iinnlleettiilliirrkkeenn,, ddii¤¤eerr yyaannddaann ddaa oo zzaalliimm kkuukkllaallaa--rr››nn kkuukkllaacc››ss›› eemmppeerryyaalliisstt ggüüççlleerr ttaarraaff››nnddaann kkaattlleeddiill--mmeekktteeddiirr..””

Döner koltuklarda oturuyorlar ama dönen yaln›z koltukde¤il; o koltukta oturabilmek için insanlar koltuklardan dah›zl› ve çok dönüyorlar... Kim daha h›zl› dönüyor, koltuklarm›, koltuklarda oturanlar m›, belli de¤il.

Koltuk böyle yap›yor iflte insan›!

değin elerm

Çal›flmaBakan›Faruk Çelik;SSGSS konusundayapaca¤› görüflmelerdenne ç›kaca¤›n› bu hareketiyle gayet aç›k anlat›yor.

BBG iiflgali!Maliye Bakan› Kemal Unak›tan flirketleri ‘BBG evi gi-

bi’ gözetleyecekmifl. Generalinden bakan›na kadar beyinlerini BBG evinden

kurtaram›yorlar anlafl›lan. BBG iflgal etmifl sanki beyinle-rini. Ne kadar da merakl›larm›fl flu BBG evine..

Page 49: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Say›: 145 49DE⁄‹NMELER

““ZZaaffeerr oonnaaggeerrççeekktteenn

iinnaannaann››nn oolluurr......VVee eenn uuzzuunn ssüürree

iinnaannaann››nn..””

Pearl Harborjummaen

SSIINNIIFF BB‹‹LL‹‹NNCC‹‹!!Maliye Bakan› Kemal Unak›tan, kat›ld›¤› ‹stanbul Sa-

nayi Odas› toplant›s›nda patronlara flöyle diyor:

“Türkiye’nin üzerine öyle yükler gelmifl ki biz bunla-r› yaparken, sendikalar yürüyor, bilmem ne yap›yor, siz-den fazla bir fley ç›kmad›. Ses ç›kmas› laz›m ses.”

Unak›tan saf›n› biliyor.

Aç›kça da ortaya koyuyor.

“Diyalog, uzlaflma, ayn› gemideyiz” laflar›na itibaretmiyor. Onun gemisinde yaln›z patronlar var, ayn› ko-nuflmas›nda bunu da söylüyor. K›sacas› o burjuvazininpolitikac›s›. Görevinin, saf›n›n, s›n›f›n›n fark›nda.

Dar›s›, emekçiler ad›na siyaset yapt›¤›n› iddia edenle-rin bafl›na...

26 Mart 2003‘de 330 gün direnerek,gün gün eriyerek Büyük Direnifl’te flehit düflen YusufArac›, yoldafllar›, sevenleri ve ailesi taraf›ndan ‹skende-run Asri Mezarl›¤›’ndaki mezar› bafl›nda an›ld›.

26 Mart’ta yap›laln anmada Edirne F Tipi’ndeki tutsak-lar ad›na mezara k›r çiçe¤i konuldu. Ayn› yolda yürümek,ayn› idealler için mücadeleyi sürdürmek flehitleri anman›nen anlaml› halidir. Devrim mücadelesi tutsakl›klarla, flehit-liklerle büyürken, flehitler bu mücadelede ›fl›k olmayadadevam ediyor. Bize Ölüm Yok marfl›n›n söylendi¤i anmadaYusuf’un mezar›na, bahur yak›p mezara reyhan b›rak›ld›.

Uçtu uçtuKKK’nin bbombalar› uuçtu‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›, bir yaz›yla Kara

Kuvvetleri Komutanl›¤› ve Jandarma Komutanl›¤›’ndanÜmraniye’de bulunan el bombalar›yla ilgili bilgi istedi.

Her iki komutanl›k da ““eennvvaanntteerriimmiizzddee eekkssiikk yyookk””cevab›n› vermifller.

FAKAT... Makine Kimya Endüstrisi (MEK), Ümrani-ye’de bulunan bombalardan 18 tanesinin MKE yap›m›oldu¤unu belirtmifl ve bu bombalar›n Kara KuvvetleriKomutanl›¤› ve Jandarma Komutanl›¤›’na tteesslliimm ttaarriihh--lleerriinnii,, bbeellggeessiiyyllee aç›klam›flt›.

Buna ra¤men diyorlar ki, envanterde eksik bombayok!

Zaten Susurluk diye bir fley de yok.Ergenekon da yok.. Zaten oraya buraya bomba att›ran komutanlar da

TSK’n›n envanterinde hiç olmad›! Hatta belki 12 Mart, 12 Eylül, 28 fiubat da görünmüy-

ordur TSK envanterlerinde... Olur mu olur!

Ölüm Orucu fiehidi Yusuf Arac› An›ld›...

Biga Halk-Bilim Toplulu¤u’ndanfilm gösterimi

Biga Halk-Bilim Toplulu¤u, dayan›flma ve kaynaflmaduygular›n› gelifltirmek amac›yla her hafta yap›lan filmgösteriminin ikincisini düzenledi. 26 Mart günü uzun sü-ren sanc›l› bir dönemin ard›ndan demokratik bir düzeningelece¤ine inanan ‹ranl›lar’›n geçti¤i karanl›k dönemi an-latan “Persepolis” filminin gösterimine 50 kifli kat›ld›.

‹zmir Gençlik Derne¤i’nde 16 Mart Anmas›

‹zmir Gençlik Derne¤i üyeleri, Beyaz›t katliam›n›n 30.y›ldönümünde dernek binas›nda düzenledi¤i seminerle 16Mart flehitlerini and›lar. 16 Mart günü Nurhan Y›lmaz veÇa¤r› Çevik’in 16 Mart dönemi anlatt›¤› seminerde katli-amlar›n bir devlet politikas› oldu¤unun alt› çizildi. Gün›-fl›¤› Müzik Grubu’nun türküleriyle kat›ld¤› seminere 30kifli kat›ld›.

Mektup: Duruflmaya Ça¤r›Temel Haklar Dernekleri, TAYAD ve Yürüyüfl Dergi-

si'nin de aralar›nda bulundu¤u kurumlara 7 Aral›k 2006tarihinde "Fuhufla, Kumara, Uyuflturucuya ve Yozlaflma-ya Hay›r" kampanyas› çerçevesinde bask›nlar düzenlen-mifl ve 95 kiflinin yarg›lanmas›na bafllanm›flt›. Yozlaflma-ya ve fuhufla karfl› ç›kt›klar› için Tekirda¤ F Tipi’nde tu-tuklu bulunan san›klar 8 Nisan’da görülecek davalar›için tüm duyarl› bas›n ve kiflilere davetiye gönderdi:“Yozlaflmaya Hay›r dedi¤imiz, yozlaflmaya karfl› müca-dele etti¤imiz, çürümenin önünde engel oldu¤umuz içintutukland›k... Yozlaflmaya Hay›r diyen, temiz bir gelecekisteyen halk›m›z›, duruflmam›za, tutuklulu¤umuz protes-to etmeye, yozlaflmaya hay›r diyen tutuklular› sahiplen-meye ve deste¤e ça¤›r›yoruz.”

Page 50: Haftal›k Dergi / Say›: 145 (kdv dahil) info@yuruyus.com Coplar ...yuruyus.biz/pdf/pdf/145.pdf · ç›karm›flt›r. Bu bilince sahip dev-rimcilerdir ki, ölecekleri mutlak

Devrimcihareketiniflçi örgüt-lülü¤üiçinde yeral›yordu.Eczac›bafl›ilaç fabri-

kas›ndaki grevin önderlerindendi.4 Nisan 1977 gecesi, grev nö-beti s›ras›nda faflistler taraf›ndankatledildi.

HHaassaann AATTEEfifi

Amasya Ayd›nca Beldesi Karsan Köyü do¤umluydu.Lise y›llar›nda ‹stanbul Üsküdar’da mücadeleye ka-t›ld›. Amasya E¤itim Fakültesi’ndeyken TÖDEF çal›fl-malar›nda yer ald›. 6 Nisan 2005’te Amasya’dageçirdi¤i trafik kazas› sonucu aram›zdan ayr›ld›.

SSeerrvveett DDEELL‹‹CCEE

‹zmir’de 9 Nisan 1992’de halk düflmanlar›nayönelik bir eylem s›ras›nda çat›flarak flehit düfltü.

1969 Adapazar› Kaynarca do¤umluydu. ‹.Ü. Bas›nYay›n Yüksek Okulu’nda Dev-Genç’li olarak çal›flt›.1 Aral›k direniflinin yarat›c›s› oldu. Hamiyet, önderve örnek bir Dev-Genç’liydi.

HHaammiiyyeett YYIILLDDIIZZ

F Tiplerine karfl› direniflte d›flar›da ölüme yatarak,TAYAD’l›larla birlikte bir tarih yazd›. Dünyada bir‹LK olma onurunu tafl›yarak, 9 Nisan 2001’deölüm orucunun 147. gününde flehit düfltü.

Gülsüman, 28 May›s 1964 Tokat Karaoluk Kö-yü’nde do¤du. Yoksulluktan dolay› okula gideme-di. Amelelik yaparak büyüdü. 17 yafl›nda evlendi.1985’ten sonra ‹stanbul’a tafl›nd›. Çocuk bak›c›l›¤›,

temizlikçilik, hizmetçilik yapt›. 1994’te Küçükarmutlu’ya tafl›nd›. Devrimci-lerle burada tan›flt›. Devrimcilerin ablas›, anas› oldu. Zulme karfl› direnmeninonurunu ve güzelli¤ini reddeden kocas›n› reddederek, kavgan›n içinde ölüm-süzleflti.

GGüüllssüümmaann DDÖÖNNMMEEZZ

K›rklareli’nin Pehlivanköy ‹lçesi’nde do¤du. Ba-baeski Demokratik Kültür Derne¤í’nin kurucula-r›ndand›r. Mücadelesini ‹stanbul’da sürdürüyordu.

4 Nisan 1977’de bir sol grup taraf›ndan pusu-da katledildi.

KKeemmaall KKAARRAACCAA

Gazi hal-k›n›nmücade-lesininiçindebiriydi.HÖC'lüy-dü.

8 Nisan 2005’de ‹stanbul Ga-zi’de polis iflbirlikçisi mafyac› fa-flistler taraf›ndan b›çaklanarakkatledildi.

EEssaatt AATTMMAACCAA

Ordu Ünye da¤lar›nda teslim olmama gelene¤inisürdürerek 20 Mart 2002’de oligarflinin güçleri ileCephe gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada flehit düflenGökçe fiahin, fiengül Gülsoy, Turan fiahin ölüm y›ldö-nümlerinin 6. y›l›nda, Ankara HÖC’lüler taraf›ndanan›ld›. 20 Mart günü Gökçe fiahin’in mezar› bafl›ndayap›lan anmada HÖC’lüler ellerinde, flehit düflen geril-lalar›n resimleri ve k›z›l bayraklar› ile mezarl›k giriflin-den Gökçe fiahin’in mezar›na kadar “Gökçe fiahin,fiengül Gülsoy, Turan fiahin Ölümsüzdür, KurtuluflKavgada Zafer Cephede” sloganlar›yla yürüdüler.

fiehitlerin hayatlar›n›n anlat›ld›¤›, fliirlerin okundu-¤u anmaya kat›lan Gökçe’nin babas› Bayram fiahinyapt›¤› konuflmada “Kevser’in selamlar› ile geldik”dedi. fiahin, anmaya kat›lanlar›n aras›nda bulunanGökçe isimli bebe¤i kuca¤›na alarak “biz bir gider bingeliriz bizi öldürmekle tüketemezler” sözleriyle dev-rimcilerin katletmekle tükenmeyece¤ini hayk›rd›. fie-hitlerin sevdi¤i türkülerin söylendi¤i anman›n ard›n-dan flehitler an›s›na verilen yeme¤e kat›l›nd›.

Ba¤›ms›zl›k, DDemokrasiSosyalizm ‹‹çin

YÜRÜYORUZOkurlar›m›z Hatay, Antalya,

‹zmir ve Bursa’da yapt›klar›dergi sat›fllar›yla halka ba¤›m-s›zl›k, demokrasi ve sosyalizmyürüyüflümüzü anlat›yor, halk›bu yürüyüfle ça¤›r›yor.

Umudun sesiyle Antakya’daHarbiye halk›na seslenen okurlar›m›z, 21 Mart’ta Har-biye Beldesi Hürriyet Mahallesi’nde toplu sat›flyapt›lar.

22 Mart’ta ise Antalya K›fllahan Meydan›’nda ya-p›ld› dergi sat›fl›. Anonslar›n yap›ld›¤› sat›flta 32 dergi-nin da¤›t›ld›.

Ayn› gün ‹zmir Bornova ‹lçesi’ne ba¤l› NaldökenKöyü’ndeydi okurlar›m›z. Okurlar›m›z 45 derginin da-¤›t›m›n› gerçeklefltirdiler.

Bursa’da okurlar›m›z bu hafta Vatan ve Teleferikmahallelerinde 45 derginin da¤›t›m›n› yapt›lar.

Ordu fifiehitleri AAn›ld›