harİta ve kadastro mÜhendİslİĞİ - hkmo.org.tr...(uydu jeodezisi yardımıyla konum belirleme)...

31
HAR İ TA VE KADASTRO MÜHEND İ SL İĞİ TMMOB Harita ve Kadastro .Mühendisleri Odas ı taraf ı ndan her yı l ı n ilkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış dönemlerinde yayınlanır. SAHİ(Possessor) Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Adına Başkan M.CemaMŞLEYİCİ YAYIM YÖNETMENİ (Director of Publication) M. Nevzat DOZ AĞ YAYIM YERÎ Office Of Publication Sümer Sokak No: 12/2 Tel: 30 29 39 - 30 85 74 Yeni ş ehir-ANKARA YAYIM KURULU Committee Of Publication M, Nevzat DÜZAĞKoray FEYÎZ Meliha ÖZKAN Kazım ELÇİ AH -ÜYGAN Kapak Fotoğrafı: Erdal KURTTAŞ YA YIM KOŞULLARI Conditions of Publication — Yayımlanmak üzere gönderilecek yazı ları n 56 - 57 sayı l ı Dergide yer alan "YAYİN KURALLARI" m uygun olması gerekir. Dergide yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek aktarılabilir.

Upload: others

Post on 28-Jan-2021

20 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • HARİTA VEKADASTROMÜHENDİSLİĞİ

    TMMOB Harita ve Kadastro .Mühendisleri Odası tarafından her yılınilkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış dönemlerinde yayınlanır.

    SAHİBÎ(Possessor)

    Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Adına BaşkanM.CemaMŞLEYİCİ

    YAYIM YÖNETMENİ(Director of Publication)

    M. Nevzat DOZ AĞ AÇ

    YAYIM YERÎ OfficeOf Publication

    Sümer Sokak No: 12/2 Tel: 30 29 39 - 30 85 74Yenişehir-ANKARA

    YAYIM KURULUCommittee Of Publication

    M, Nevzat DÜZAĞAÇ

    Koray FEYÎZ Meliha ÖZKANKazım ELÇİ AH -ÜYGAN

    Kapak Fotoğrafı: Erdal KURTTAŞ

    YA YIM KOŞULLARIConditions of Publication

    — Yayımlanmak üzere gönderilecek yazıların 56 - 57 sayılı Dergide yeralan "YAYİN KURALLARI" m uygun olması gerekir.— Dergide yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek aktarılabilir.

  • HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLİĞİ

    YIL:22

    1987 SAYI:60

    İÇİNDEKİLERCONTENTS

    SAYFA NO.

    -DERGİDENsMEKTUP.................................................................................... 1

    -TÜRKİYE I. HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİKKURULTAY PROGRAMI...............................................................------------- 3

    -ÖNSÖZ..................... . ;_____........................................................................ 10

    -"İMAR YASASINDA YAPİLAN YENİ DÜZENLEMELERIŞIĞINDA KENTLEŞME VE

    HARİTACILIK PANELİ"......................................................................... 11

    - SANAT KÖŞESİ....................................................................................... 40

    BASIM GRAFİKMATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ ÇEVRE SOK. 6/02 FARABİ/ANKARA

  • DERGİDEN MEKTUPülkemizde, yıllardır izlenmekte olan sosyo-ekonomik, teknik, kültürel, politik

    süreçlerde gelişmişliğin önemli ölçütlerinden olan, alt-yapıya ilişkin gelişmeler vebunun sonucu ortaya çıkan veriler, çok yönlü ve değişik değerlendirmelerin yapılmasınayol açmaktadır. Alt yapının en önemli bileşenleri arasında yeralanSEKTÖRÜMÜZ'ünde, Dünya'daki bilimsel ve teknik gelişmelerin doğal sonucu olarakgerek kapsam ve gerekse içerik yönünden çağdaş yorumlar kazanması gerektiğiyinelenmektedir.

    Cumhuriyet döneminde, mesleğimize yönelik birçok yeniden düzenleme çalış-malarının yapıldığı bilinmektedir.

    Harita-Kadastro sektörüne ilişkin genelde bir dağınıklık gözlenmekte olup ül-kemizin ve mesleğimizin yararları doğrultusunda mutlaka bütüncül olarak, birlikte elealınıp çözümlenmesi ve yanı yönetsel ve teknik yapıda izlenmesi gereken hizmetler bu-lunmaktadır. Bunlar ; özetle kadastro, çok yönlü ve amaçlı proje hizmetlerinde altlıkolarak kullanılan topoğrafik harita, arsa ve arazi düzenlemeleri, taşınmazların değerlen-dirilmesi vb. olarak sayılabilir. Bunlarla birlikte, yasa, yönetmelik, tüzük vb. gibi tüzelaltlıklarda da bir homojenlik yoktur. Sektörümüzün, özel çalışan kesimine yönelik, yasave yönetleliklerle getirilen hükümler, genelde bu kesimin sorumluluk, hizmet içindeki iş-levi, beklentilerini vb. sorunlarını karşılayacak düzeyde değildir. Bununla birlikte Haritahizmetleri, kendisine yakın komşu disiplinlerdeki teknik elemanlarca yapılabilecek bo-yutta ve teknikte değildir ve olamazda. Ancak bu gerçeğe karşın, Harita-Kadastro ya daJeodezi ve Fotogrametri Mühendislerinin böylesi hizmetlerde tek yetkili ve sorumlu ol-ması gerektiği, yasalarımızda da net olarak dile getirilmemektedir. Odamız; üyelerininisteği olan, mesleğimizin ülkemizde alması gereken gerçek yeri ve işlevi doğrultusundayapılacak her türlü çalışmada, görev almayı mesleki sorumluluğunun ayrılmaz parçasıolarak değerlendirmektedir. Bilişim tekniğindeki olağanüstü gelişmeler, klasik haritayapım çalışmalarından sayısal çok amaçlı harita yapım çalışmalarına geçmek için önem-li bir avantajdır. Harita-Kadastro sektörünü ilgilendiren, yönetsel ve teknik düzenlemelerile çağdaş gelişmelerin zorunlu kıldığı çok yönlü çalışma ve tasarımların günümüzde yo-ğunlaşması boşuna değildir.

    Odamızın üye olduğu FIG (Federation of International Surveryors) in son yıl-larda yaptığı toplantı ve Genel Kurullarında alınan kararlar; ülkemizde halenvarolan durumla karşılaştırılmak bir yana, tasarım olarak bile kavranılmayacak birnoktaya gelindiğini göstermektedir.

  • Odamız; mesleğimizin, Dünya'da gözlenmekte olan çağdaş bilimsel ve teknikgelişmeler ışığında yeni düzenleme ve yorumlar kazanması gerektiğine inanarak bu ko-nuda kendisine düşen her türlü görevi yerine getirmenin bilinci içerisindedir.

    Bu amaçla; Ülkemizdeki toprağa ve doğal kaynaklara ilişkin her türlü çalışmala-rı üretici ve uygulayıcı meslek çevrelerine tanıtmak, ülke çapındaki çok amaçlı haritayapım çalışmalarına duyulan gereksinimi saptamak, çağdaş uygulamaları ülkemiz ko-şullarıyla, uyumlu bir şekilde irdelemek, uygulayıcı kurumların sorunlarını dile getirmekve çözüm yollarını aramak amacıyla, 23/27 Şubat 1987 tarihleri arasında TCK Konfe-rans salonunda düzenlenecek olan "TÜRKİYE I. HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİKKURULTAYI" na yönelik çalışmalarla ilgili son duyuru olan "KURULTAY PROĞ-RAMV'nı bu dergimizde yayınlıyoruz.

    Bu güne kadar yapılan 2 ayrı duyuru ile 600'e yakın çeşitli kurum ve kişilere,2400'e yakın üyelerimize olmak üzere ülke çapında geniş bir kitleye ulaşılmıştır.

    Kurultay'da sunulmak üzere 67 adet bildiri gönderilmiştir, 1 panel ve 2 açık-oturum ile Harita ve Kadastro Sektörünün çeşitli konuları irdelenecektir. Kurultay sı-rasında bilimsel ve teknik konulara ayrılan sürenin sınırlı olmasından dolayı 67 adetbildirinin özetlerinin kurultay sırasında basılı olarak dağıtılması, ancak, kurultay son-rası tüm açık oturum ve panel konuşmaları ile tüm bildirilerin bir kitap halinde bastı-rılması planlanmıştır.

    Programa alınan 27 bildiri ile mesleğimizin çeşitli Bilimsel ve Teknik sorunlarıtartışılacaktır.

    Kurultay süresince her günün akşamında çeşitli sosyal etkinlikler (yemek,tiyatro, konser ve kokteyl) düzenlenecektir.

    Kurultayın tüm üyelerimizin ve komşu disiplinlerdeki teknik elemanların des-tek ve katkılarıyla başarıya ulaşabileceği ve yukarıda belirtilen amaçların gerçekleşme-sinde önemli rol oynayacağı gerçeğinin unutulmaması dileğiyle...

    YÖNETİM KURULU

  • SAYIN DELEGE

    Çeşitli nedenlerle bugüne kadar yapılamayan ve yoğun çalışmalar sonucu ilkinigerçekleştirme aşamasına geldiğimiz TÜRKİYE I. HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİKKURULTAYI 23 - 2 7 Şubat 1987 tarihleri arasında yapılacaktır.

    Kurultaydan istenen sonuçların elde edilebilmesi için, Oda Yönetim Kurulu ileKurultay Yürütme Kurulunun elden gelen özveriyi gösterdikleri inancındayız. Kurul-taya beklenenin üzerinde ilgi gösterildiğini görmek sektör adına sevindiricidir. Yapılançalışmaların bundan sonra geleneksel olarak yapılmasını dilediğimiz Kurultaylara örnekolması bakımından da önemli olduğu kanısındayız.

    İlgi göstererek bildiri özeti gönderen herkese teşekkür ediyoruz. Sürenin sınırlıolması sunulacak bildiri sayışımda sınırladığından, değerli olmalarına rağmen çok sayıdabildirinin programa alınamaması sonucunu zorunlu olarak getirmiştir. Daha sonrabastıracağımız Kurultay kitabında panel, açıkoturum, sunulan ve sunulamayan tümbildirilere yer verilerek sektöre katkıları sağlanacaktır.

    Kurultayımızın gerçekleşmesinde katkıda bulunan tüm kişi ve kuruluşlara teşekkürediyor, sorunlarımıza sahip çıkmanın anlamlı bir örneğinin oluştuğuna inanıyoruz.

    SaygılarımızlaYÜRÜTME KURULU

  • DANIŞMANLAR

    Erdal AKDAĞYüksel AKIN TKGMd. Yrd.Doç. Dr. Ayhan ALKIŞ YüProf. Dr. Ahmet AKSOY İTÜŞevket ARISOY TKGM Fot. ve Geo. D.B.Nazmi ARSLAN ÎBGM Hrt. Dai. Bşk.Prof. Mustafa AYTAÇ İTÜDoç.AbbasBARIŞKANER SüAtalay COŞKUNOĞLU TCKGn.Md.Halim ÇORBALI Tk Gn. Md.Doç. Dr. Hüseyin DEMİREL YüDoç. Hüseyin ERKAN SüMüh. Alb. Özcan ERTUNK HGK Fot. Dai. Bşk.Tuğamiral Şevket GüÇLÜER Seyir, Hid. ve Oş. D.B.Doç. Dr. Onur GÜRKAN KÜAyhan KALYONCUDoç. Dr. Erdal KOÇAK KÜDoç. Dr. Erdoğan ÖRÜKLÜ YüDr. Haldun ÖZENProf. M. Gündoğdu ÖZGEN İTÜDoç. Dr. Ergün ÖZTÜRK KüProf. Dr. Muzaffer ŞERBETÇİ KüProf. Dr. Tahsin TOKMANOĞLU İÜBeşir TÜRKKAN İB Hrt. Dai. Bşk. Yrd.Prof. Dr. h.c. Ekrem ULSOY YüNusret UYSAL İB Hrt. Dai. Bşk. Yrd.Doç. Dr. Turgut UZEL YüTümgeneral Cevat ÜLKEKUL HGKMüh. Alb. Ahmet Emin YALIN HGK Jeo. Dai. Bşk.Doç. Dr. Ahmet YAŞAYAN KüProf. Dr. Nazmi YILDIZ YüDr. Ali Rıza YURDAKUL GÜNot: İsimler soyadı sırasında yazılmıştır.

    ODA YÖNETİM KURULU

    M.Cemal İŞLEYİCİ BaşkanErdal KöKTÜRK II. BaşkanZeki KARAHAN Sekreter ÜyeBülent ONAT Sayman Üyeİ. Önder ÇELİK üyeMustafa DÜZAĞAÇ üyeKazım ELÇİ üye

    KURULTAY BAŞ KANI

    Prof. Burhanettin TANSUĞ

  • 23 Şubat 1987, Pazartesi

    AÇILIŞ OTURUMUKurultay Başkam : Prof. Burhan TANSUĞKurultay Yürütme Kurulu Bşk. : Dr. Tevfik ATEŞKurultay Yazmanı : Zeki KARAHAN

    10.00 -12.00 Açılış KonuşmalarıKurultay BaşkanıKurultay Yürütme Kurulu BaşkamHarita ve Kadastro Mühendisleri Odası BaşkanıTMMOB BaşkanıKonuk Konuşmacılar

    12.00 SERGİNİN AÇILIŞI

    23 ŞUBAT 1987 PAZARTESİ ÖĞLEDEN SONRA

    I. BİLİMSEL VE TEKNİK OTURUMOturum Başkanı ; Erdal AKDAĞOturum II. Başkanı : Doç. Dr. Tevfik AYANOturum Yazmanı : Ferit ORBEY

    14.30-14.50 Harita ve Kadastro Çalışmaları ile İlgili ProjelerMk Tınaz TİTİZ (Devlet Bakanı) 14.50-15.00

    Tartışma 15.00-15.20 Tapu ve Kadastro Çalışmalarındaki sondurum ve

    eğitim çalışmalarıHalim ÇORBALI (Tapu ve Kadastro Genel Müdürü)

    15.20 -15.30 Tartışma15.30-15.50 Development of Modern Cadastral lan. Information

    Sistems in EUROPE (Avrupa'da Modern kadastralarazi bilgi sistemlerinin gelişimi)Prof. ir. J.L.G. Henssen (Hollanda - ITC FiG 7. Komis-yon Başkam

    15.50 - 16.00 Tartışma

    5

  • 6

    10.00-16.20 Harita-Kadastro Reform (HAKAIt) projesi I. aşama(ÖN ETÜD) ve II. aşama (çerçeve tasarım) çalışmaları-nın genelde getirdikleri Prof. Dr. Ahmet AKSOY (İTÜ)Doç. Dr. Hayrettin GÜRBÜZ (Hü) Doç. Dr. OnurGÜRKAN (Kü)

    16.20-16.30 Tartışma16.30 -16.50 "Positionsbestimmung mit Hilfe der Satellitengeadasie"

    (Uydu jeodezisi yardımıyla konum belirleme) Prof. Dr.Prof. Dr. Hermann Seeger (Bonn üniversitesi)

    16.50-17.00 Tartışma17.00-17.20 Türkiye Koşullarında Toprak Bilgi Sistemi üzerine

    düşünceler. Doç. Dr. Hüseyin ERKAN (Sü)17.20-17.30 Tartışma 17.30 -17.50 OrmanKadastrosu çıkmazı Doç. Dr. Kadir ERDİN (İÜ)17.50-18.00 Tartışma 19.30-21.00 Kokteyl(Dedeman Aynalı Salon)

    24 ŞUBAT 1987 SALÎ

    II. BİLİMSEL VE TEKNİK OTURUMOturum Başkanı : Doç. Dr. Hayrettin GÜRBÜZOturum II.Başkanı : Yrd. Doç. Dr. Atilla GÜLEROturum Yazmanı : Zeki TANRIVERE

    9.30 - 9.50 Uzaktan algılamanın Ekonomik-Sosyal açıdan önemi veuygulama olanakları

    Doç. Dr. Erdoğan ÖRÜKLÜ (Yü) 9.50-10.00 Tartışma 10.00 -10.20 Yeni bir uzaktanalgılama sistemi - SPOT

    Doç. Dr. Ahmet YAŞAYAN (Kü) 10.20-10.30Tartışma 10.30 -10.50 Türkiye'de 1/2000 ve daha büyük ölçekliKentsel-

    Kadastral harita ve planların fotogrametrik yöntemlerleüretimiDoç. Dr. Ayhan ALKIŞ (Yü)

    10.50-11.00 Tartışma 11.00-11.15 ARA11.15 - 11.35 Arazi-Bina ve İmar Uygulamaları konusunda bilgi sistem-

    leri ve sorunlarıDr. Nadir ÜNAL (TKGM Eğitim Dairesi Başkanı)

    11.35-11.45 Tartışma 11.45 -12.05 D.E.Ü. İzmir Meslek YüksekOkulu'ndaki Tapu-Kadastro

    programında "Tapu-Kadastro Teknikeri" EğitimiDoç. Dr. A. Naci OTMANBÖLÜK (DEü)Öğr. Gör. İbrahim ERİŞİR (DEü)

  • 12.05 -12.15 Tartışma12.15 -12.35 Arşivlemede mikrofilm sistemleri ve Kullanma olanakları

    Doç. Dr, Mehmet SELÇUK (Yü)12.35 -12.45 Tartışma

    24 ŞUBAT SALI ÖĞLEDEN SONRA

    14.30-17.30 PANELKONU: Harita ve Kadastro Mühendisliğinin ülkemizdekiyeri İşlevi ve potansiyeli

    Yürütücü Prof. Dr. Muzaffer ŞERBETÇİ (Kü)Konuşmacılar Yiğit ADtLOĞLU

    Doç. Dr. Onur GÜRKAN (Kü)Andaç KAYNAKDr. İlhan ÖZDÎLEK

    18.30 TİYATRO (Ankara Sanat Tiyatrosu)

    25 ŞUBAT 1987 ÇARŞAMBA

    10.00 -13.00 L AÇIK OTURUMKonusu Türkiye'de Harita-Kadastro FaaliyetleriYürütücü Prof. Dr, Ahmet ÂKSOY (İTÜ)Konuşmacılar AB Yüksel AKIN (Tapu ve Kadastro Gn. Md. Yrd.)

    Nazmi ARSLAN (ÎB Harita ve Dai. Bşk.)Halim ÇORBALÎ (Tapu ve Kadastro Genel Müdürü)Doç. Dr, Hayrettin GÜRBÜZ (Hü)Erkal KIZILAY (OGM Kadastro Dai. Bşk.)Dr, Haldun ÖZENProi Dr, Tahsin TOKMANOĞLU (îü)

    13.00 -14.30 ARA14.30 -18.30 L AÇIK OTURUMUN DEVAMI

    26 ŞUBAT 1987 PERŞEMBE

    III. BİLİMSEL VE TEKNİK OTURUMOturum Başkanı . ' : Arif DELİKANLIOturum II. Başkam : Doç. Dr. Hüseyin DEMİRELOturum Yazmanı : Hülya APAK

    9.30 - 9.50 Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde otomasyona geç-me çalışmalarıS. Gökşln SEYLAM (TKGM APK Dairesi Başkanı)Nihat ŞAHÎN TKGM Bilgisayar Destekli OtomatikÇizim Sistemi Şube Md.)

    7

  • 8

    9.50-10.00 Tartışma 10.00 -10.20 Türkiye'de yeraltı tesislerikadastrosunda 17 yıl (Tekno-

    loji-Düzenleme Koordinasyon)Özhan AYSEV (Serbest) 10.20 -10,30 Tartışma

    10.30 -10.50 Bir bilgi sistemi olarak kadastronun bilgi deposu(arşiv)

    birimlerinin ülke düzeyine dağılışıDoç. Dr. Onur GÜRKAN (Kü) 10.50 -11.00

    Tartışma 11.00 -11.15 ARA 11.15 -11.3 5 Türkiye'de arazitoplulaştırması çalışmalarına genel bakış

    Zerrin DEMİREL 11.35 -11.45Tartışma 11.45 -12.0 5 îmar planlarında haritakullanımı

    Baarl BEYAZ (Turizm Bankası)Ergun ERGANİ (Turizm

    Bankası) 12.05 -12.15 Tartışma 12.15 -12.35İmar Planlarında Karayolu geçişleri

    Atilla AYDIN(T.C.K) 12.35 -12.45 Tartışma2İ ŞUBAT PERŞEMBE ÖĞLEDEN SONRA14.30 -18.30 H. AÇIK OTURUM

    KONU: Kentsel ve Kırsal alan düzenlemesinde Harita veKadastro hizmetlerinin yeri ve işlevi

    Yürütücü M, Cemal İŞLEYİCİ (HKMOBaşkam)Konuşmacılar Doç» Hüseyin ERKÂN (Sü)

    öğr. Gör. Mehmet GÜRLERProf, Dr, Ruşen KELEŞ (SBF)

    Yılmaz YARAN (ÎZmir Büyükşehir Bel. îmar Dai. Bşk.)Prof. Dr, NazmI YILDIZ

    (Yü)» 20.00 - Hafif Müzik Konseri

    Alime EKE (ODTÜ Mimarlık Fakültesi Anfisi)

    27 ŞUBAT 1987 CUMAIV. BİLİMSEL VE TEKNİK OTURUMOturum Başkanı : Ayhan KALYONCUOturum II. Başkanı : Sema ÜLTANOturum Yazmanı : Nihat KANDAL :

    9.30 - 9.50 Akyazı Dokurcun vadisinde kurulan jeodezik ağdayatay

    kabuk hareketlerinin araştırılmasıArş. Gör. Veysel ATASOY (Kü)

    Arş. Gör. Sebahattln BEKTAŞ (Kü)Zeki KARAHAN (MTA)Doç. Dr. Ergim ÖZTÜRK (Kü)

    Kemal UYSAL (MTA) 9.50 - 10.00Tartışma 10.00 -10.20 Tünel Geçkilerinde eksenyönlendirilmesi

    Doç. Dr. Erdal KOÇAK (Kü)

  • 10.20 -10.30 Tartışma10.30 -10.50 Elektromagnetik uzaklık ölçerlerin kontrol ve kalibras-

    yanları için tesis edilen kalibrasyon bazları ve ilk ölçmesonuçlanProf. Dr. Ahmet AKSOY (ÎTü)Doç. Dr. TeYfık AYAN (İTü)Doç. Dr. t. Hakkı GÜNEŞ (İTÜ)Yrd. DOÇ. Dr. Raslm DENÎZ (ÎTü) 10.50 -11.00

    Tartışma 11.00 -11.15 ARA 11.15 -11.35 Hidrografikölçmelerdeki yeni gelişmeler ve deniz

    haritacılığının eğitim sorunlarıDoç. Dr. Kmirkm ALGÜL (ÎTü)

    11.35 -11.45 Tartışma 11.45 -12.05Jeodezik ağların birleştirilmesi

    Prof, Dr, Muzaffer ŞERBETÇİ (Kü) 12.05-12.15 Tartışma 12.15 -12.45 Nirengi sıklaştırılmasındagünümüz yaklaş imlan

    Prof. Dr. Ahmet AKSOY (ÎTü)12.35-12.45 Tartışma 12.45 -14.30 ARA

    V. BİLİMSEL VE TEKNİK OTURUM27 ŞUBAT 1987 CUMA ÖĞLEDEN SONRAOturum Başkam : Dr. İlhan OZDtLEKOturum II. Başkanı : Ziya SÖNMEZOturum Yazmanı : Namık GAZÎOĞLU

    14.30 -14.50 Bilineer yüzey elemanları ile sayısal yükseklik Model-lerinin oluşturulması Yrd, Doç, Dr4 Atilla GÜLER (KTü)

    14.50 -15.00 Tartışma15.00-15.20 Harita Mühendisliğinde bilgisayar uygulamaları ve

    Jeodezik veri tabanıKorfıan ÜLTAN (SEM Mühendislik ve Bilgisayar Hiz-metleri)

    15.20-15.30 Tartışma15.30 -15.50 Teknik altyapı kadastrosu ve İstanbul'da kurulabilme

    olanağı Arş. Gör. Enver ÜLGER (Yü)15.50 -16.00 Tartışma16.00 -16.20 Mal Müdürlüklerinin ve Defterdarların ve Orman İdarele-

    rinin Tapulama ve Kadastro Sonuçlandırma itirazlarıAziz ARSLAN (Ceyhan Kadastro Müdürü)

    16.20 -16.30 Tartışma16.30 -17.00 KURULTAY SONUÇ BİLDİRGESİNİN SUNULMASI17.00 - KAPANIŞ20.00 - KAPANIŞ YEMEĞİ

    9

  • ÖNSÖZDeğerli MeslektaşlarımızYönetim Kurulumuzun göreve geldiği günden bu yana mesleki açıdan düşündüğü

    etkinliklerin başında, bilgi iletişimine katkı sağlayacak güncel gelişmelere ilişkin top-lantıların, panellerin ve seminerlerin düzenlenmesi gelmekteydi.

    Şubemiz bu koşutta ilk olarak Yıldız üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühen-disliği Bölümü ile ortaklaşa 25.4.1986 tarihinde 3194 sayılı Yeni İmar Yasası'yla yapılandüzenlemelerin değerlendirildiği bir panel düzenlemişti. " İmar Yasasında Yapılan YeniDüzenlemeler Işığında Kentleşme ve Haritacılık Paneli" Yıldız Üniversitesi KonferansSalonu'nda yapılmıştır.

    Dr. Erol Köktürk yönetimindeki panele,Prof. Dr. Ruşen Keleş (Ankara Üniversitesi) Doç.Dr. Ahmet Açlar (Yıldız üniversitesi) Dr. HaldunÖzen (Serbest) Öğ. Gör. Nejdet Vidinlioğlu(Yıldız üniversitesi) Mehmet Demircan (BakırköyBelediyesi)

    konuşmacı olarak katılmışlardır. Odamız Merkezince yayını gerçekleştirilen panelin;tüm konuşmaları bu dergide yayımlanmaktadır. Yönetim Kurulumuz, panelin tümüyelere özel olarak duyurulamamış olmasındaki eksikliği hoşgörü ile karşıhyacağmızıummakta, Panel kayıtlarının bantlardan çözülmesi, konuşmacılarca yeniden gözdengeçirilmesi sonucu gerçekleştirilen bu yayının gecikmesi dolayısıyla sizlerden özür dile-mektedir.

    Mesleğimize etkili ve bilinçli olarak yön verecek bundan sonraki toplantı, panel veseminerlerde yeniden buluşmak inancıyla meslektaşlarımıza çalışmalarında başarılardiler, Saygılar sunarız.

    İstanbul ŞubesiYönetim Kurulu

  • "İMAR YASASINDA YAPILAN YENİ DÜZÜNLEMELERIŞIĞINDA KENTLEŞME VE HARİTACILIK PANELİ"

    PROF. BURHAN TANSUĞ'un Açış Konuşması

    Çok Sayın öğretim üyeleri, Saygıdeğer Konuklar ve Sevgili öğrencilerimiz,Üniversitemiz Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölüm Başkanlığı ile Harita ve Ka-dastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin müşterek meydana getirdikleri bu panele,hepinizi hoş geldiniz diyerek selamlarım. Biliyorsunuz Jeodezi, harita mühendisliği, yerve toprağa ilişkin her türlü faaliyetin temelidir ve altyapısıdır. Bu nedenle biz fonksiyo-nel olarak imarla ilgili her türlü çalışmada da görev almak isteriz. Bilindiği gibi Türkiye'de1956'dan bu yana, 1956 yılında kabul edilmiş ve ondan bu yana yürürlükte olan 6785sayılı îmar Yasası 9 Kasım 1985 gününden beri yürürlükten kalkmış ve yerine 3194sayılı yepyeni bir İmar Yasası yürürlüğe girmiştir. Bu imar yasası kendisiyle beraberbüyük yenilikler getirmiştir. Adeta bir reform niteliğindedir.ülkemizde kentsel alanlar özellikle planlı kalkınma döneminde özel bir önem kazanmış-tır. Mesleğimiz bu alanlardaki planlama süreçlerinde etkin görevleri olan bir uzmanlıkdalıdır. Ancak bu ilişki planlama sürecinin tüm aşamalarında olması gereken düzeydekurulamamaktadır. Harita - kadastro sektörü, toprakla ilgili tüm planlamalarda veri te-meli olduğu gibi planlama süreçlerinde de katkıları olan ve uygulamayı olduğu gibiüstlenen bir sektördür.İmar Yasası'nda yapılan yeni düzenlemelerin ele alınacağı bu panelde hem kentleşmeninhemde harita - kadastro sektörünün geçmişi öz olarak da olsa değerlendirilecektir. 3194sayılı yasanın ve ilgili yönetmeliklerin ele alınmasında ve tartışılmasında, geleceğe yöneliksaptamaların da yapılacağını umuyorum.Bu nedenlerle bu panele katılmak suretiyle katkıda bulunan değerli meslektaşlarıma,öğretim üyelerimize ve dinlemek lütfunda bulunan sizlere teşükkürlerimi arzederim.

    HARİTA ve KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKAN! CEMAL İŞLEYİCÎ'ninKonuşması

    Sayın Hocalarım, Sayın Konuklar, Değerli Meslektaşlarım,Odamız İstanbul Şubesi ile Yıldız üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri MühendisliğiBölümü'nün ortaklaşa düzenlediği bu panele hoş geldiniz der, hepinizi Harita ve KadastroMühendisleri Odası adma saygı ile selamlarım.9 Kasım 1985 tarihinde yürürlüğe giren yeni 3194 sayılı İmar Yasası'nın getirdiği en bü-yük yeniliklerden olan İmar planları ve hal-i hazır haritaların belediyelere ve valiliklereverilmesi keyfiyeti ilk nazarda merkeziyetçiliği önlemesi bakımından iyi gibi görünüyorise de, belediye ve valiliklerde bu işlemleri yapacak ve kontrol edecek personel bulunma-dıkça ve bu birimler kurulmadıkça sağlıklı olarak yürüyemeyeceği ve vatandaşlar arasındahuzursuzluklara neden olacağı hususunda Odamızca kuşku duyulmaktadır.

    11

  • Ayrıca belediye örgütü bulunan 1703 şehir ve kasabanın bugüne kadar imar planına alt-lık olacak hal-i hazır haritaları en az 1 en çok 10 kez yapılmış olmasına karşın, haritala-rın yapımı ve planlama aşamaları arasında geçen uzun süreler içinde oluşan düzensizyapılaşmalar imar planlarının uygulanmasını güçleştirmektedir.Bu güçlüklerin giderilmesinde yardımcı olacak bu tip panellerin sık sık yapılmasındaHarita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak büyük yararlar olacağı kanısındayız. Budüşünceden hareketle Odamız Ankara'da 18 Ekim 1986'da "Harita-Kadastro SektöründeTemel Sorunlar" konulu bir panel ile Şubat 1987 sonunda "Harita Teknik Kurultayı"düzenlemeyi kararlaştırmıştır.Düzenlenen bu panelin ve panelden elde edilecek sonuçların bundan sonraki çalışmalaraışık tutacağı inancıyla, panelin başarılı geçmesini diler, hepinize saygılar sunarım.

    YENİ DÜZENLEMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİKÖKTÜRK—Eski yasanın yürürlükte kaldığı 30 yıllık dönem ülkemizde kentleşmenin

    çok yönlü ve karmaşık bir gelişme gösterdiği dönem oldu. Bu süreçte kentleşmenin te-mel dinamikleri nelerdi? Yeni yasa nasıl bir sürecin sonucunda oluştu? Kentleşmeye yö-nelik birikimleri ne oranda gözetti? Kentleşmenin geleceğe uzanan yönlerini kucaklaya-bildi mi? Geçmiştekinden gerçekten farklı bir yaklaşımla mı ele almdı? Yeni düzenleme-lerin mantığının belirgin noktalar nelerdir?

    KELE Ş— Teşekkür ederim. Hem bana söz verdiğiniz için size, hem de bu seçkin toplu-luk karşısında konuşma fırsatı vermiş olduğu için Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasıİstanbul Şubesi temsilcilerine ve Yıldız üniversitesinin ilgili bölümünün temsilcilerineçok teşekkür ederim.Bu sorunuzu ayrıntılı biçimde ve bana ayrılan sürede cevaplandırmadan önce şunu be-lirtmek isterim ki, yasalar aslında sorunları çözmek için çıkarılır, ama hiçbir yasanınsorunları kökünden çözdüğü görülmemiştir. Çünkü çıkarıldıkları dönemdeki geçerli olanve toplumun bir takım beklentilerine cevap vermesi beklenen yasalar çoğu kez uygulan-ma olanağına kavuşamazlar. Şunu belirtmek istiyorum; 1933'den 1957'ye kadar Türki-ye'de bir imar yasası uygulanmıştı. Adı İmar Yasası değildi. 2290 sayılı Belediye Yapı veYollar Yasası'ydı. Bunun yetersizlikleri 1950'den sonra özellikle, Türkiye'de gecekondu-laşma süreci başladıktan sonra bütün ağırlığıyla hissedildiğiJçindir ki, 1957'de az öncesözü edilen 6785 sayılı İmar Yasası çıktı. Gördük ki, 6785 sayılı yasanın yürürlükte kal-dığı 25 yıl içinde de Türkiye'de kentleşme sorunları çözülmedi. Bu yasa 1972 tarihindenitibaren, karşılaşılan yeni ihtiyaçlar dikkate alınarak bir değişikliğe konu yapılmış ol-duğu halde soranları çözmeye yetmemiştir.Nerededir acaba soran ve neden bu yasalarla kentleşme sorunlarımızı çözemiyoruz?Tabii, buna teknik açılardan ve teknik olmayan açılardan yanıtlar verilebilir. HerhaldeTürkiye'nin çok hızlı bir kentleşme içersinde olmasının önemli bir payı vardır. 1950'yekadar çok yavaş bir kentleşmenin görüldüğü ülkede, 1950-1975 ve 1980 yılları arasındaher yıl 1.000.000 insan kentlere gelmiştir. Kentler daha dar ve daha küçük nüfuslara görepalnlanmış, düzenlenmiş oldukları için veya hiç planlanmamış olmadıkları için, yenigelen kitleleri kapsayamamışlardır. Kentlerin dışına taşmışlardır. Kentlerin kendisikentlerin dışına taşmış, kentlerin sınırları dışında yerleşmeler olmuştur. Çok doğaldır kibu gelişmeleri, kent dışındaki gelişmeleri karşılayabilmek, planlı gelişme gereksinmelerineyanıt verebilmek için bu işlerle görevli belediyelerin, gerekli mali, teknik ve öteki yet-

    12

  • kilerle donatılmış olması gerekirdi, Türk Belediyeleri böyle bir imkana sahip olmaktanyoksun bulunuyordu. Bu bakımdan kentleşmeye yön verme konusundaki yetkilerzaman-zaman belediyelere, zaman-zaman merkezi yönetime bırakılmıştır. Bazen de,topu birbirlerine atmışlardır. Kentleşmenin doğurduğu sorunların çözümüne yönelikyetkilerin bazen merkezle-yerel yönetimler, belediyeler arasında ortaklaşa kullanıldığınıgörüyoruz. Gecekondu konusunda olduğu gibi bazen tümüyle belediyelere bırakılmıştır.Bazen de, son zamanlarda toplu konut konusunda, tümüyle yetkiler ve kaynaklar göz-lemlediğimiz gibi merkezi yönetimin elinde olmuştur. Bu tür yetki anlaşmazlıkları diye-bileceğim, yetki ayrımında görmüş olduğumuz belirsizlikler dolayısıyla da sorunlar çö-zümsüz kalmıştır diyebiliriz.

    Ben şimdi burada tmar Yasalarımızın neden başarısız kaldığını çözümlemeye çalışırsamaltından çıkarılamayacak kadar büyük sorunları dile getirmek zorunda olurum. Fakatkentleşmenin hızı, yerel yönetimlerimizin özellikle belediyelerimizin kentleşme sorun-larını çözmeye hazırlıklı olmamalarının yanında, üçüncü bir neden, sizlerin yakından ta-nıdığınız ve çalışma konularınızı oluşturan toprak konusudur.Kent toprağına ne gibi kuralların hakim olması gereklidir, kent toprağından yararlanmakiçin biz bu kuralları gereği gibi koymamış, koysak bile gereği gibi uygulayamamışız-dır. Hiç kuşku yoktur ki; bu kurallar dünyanın başka yerlerinde de kolay kolay uygu-lanmıyor. En çarpıcı ve güncel örneği, İstanbul'da Boğaziçi Yasası'nın uygulanması do-layısıyla bir belediye başkanının yapmak istediği işlerde, karşılaştığı güçlüktür. Göz-lerimizin önündedir. Bununla belirtmek istediğim toprak konusuna değinmeye kararveren her yöneticinin karşılaşması kaçınılmaz olan güçlüklere dikkatinizi çekmektir.Bu genel açıklamayı yaptıktan sonra, belediyelerin yetki ve kaynak güçsüzlüğü, kent-leşmenin hızı, toprağın bizzat kent toprağının taşıdığı değer ve planlanmasındaki, onahakim olunmasındaki güçlük, konularını dile getirdikten sonra 3194 sayılı İmar Yasası6785 sayılı İmar Yasası'ndan ve onun değişik şekillerinden hangi noktalarda ayrılıyor?Birkaç söz söylemek istiyorum.

    Yalnız şunu belirteyim ki "Madem ki Türkiye'de bütün bu imar konularının düğümlen-diği nokta kentleşmedir, hızlı kentleşmedir, acaba kentleşmeyi durdurmak ya da ya-vaşlatmak mümkün müdür?" sorusu zaman zaman sorulmuştur. Yöneticiler sormuştur,politikacılar sormuştur, hatta bilim adamları sormuştur.Kentleşmenin aşırılığından yakınanlar ve onların etkilediği güçler 1982 Anayasa'smdabu soruna sözde bir çözüm getirmeye çalışmışlardır. 1982 Anayasa'smın bir maddesindeseyahat ve yerleşme özgürlüğü düzenlenir. Bildiğiniz gibi herkes seyahat yapma ve belirlibir yerde yerleşme özgürlüğüne sahiptir. Ama bütün özgürlüklerde olduğu gibi seyahat veyerleşme özgürlüğününde belirli sınırları olduğunu anayasamız göstermektedir. Bu sınırlarıçizerken geçen bir ifade şudur. "Düzenli ve sağlıklı kentleşmeyi sağlamak için, yasaçıkararak, insanların yerleşme özgürlüğüne sınır konabilir. Bunun somut anlatımı, bir-veraıek gerekirse, bugüne kadar olduğu gibi büyük kentlere gelen insanların orada yer-leşmelerini bazı kayıtlara bağlamak,sınırlandırmaktır. Türkiye'nin gelmiş olduğu bugünküdemokratik gelişme düzeyinde, insanların özgürlüklerine vermekte oldukları büyük önemide dikkate alırsanız, bu amaçla bir kanun çıkarmanın ve insanları köyünde tutmanın nekadar gekçekçi olabileceğini taktir edersiniz. Demek istiyorum ki, bir atılım ya-

    13

  • pılmıştır, bir girişim yapılmıştır, ama herhangi bir siyasal iktidarın bu siyasal iktidarsivil değil, askeri de olsa, böyle bir ağır tepki getirebilecek olan sorumluluk taşıyan,bir işi yapabileceğini sanmıyorum,

    3194 sayılı İmar Yasasının çıkmasını gerektiren nedenlerden iki tanesi şunlardır. Birisi,imar planlarının hazırlanması çok uzun zaman almaktadır. Bu arada kentlerimizde çokcanlı varlıklar oldukları ve hızlı geliştikleri için, yaşamı izlemekte geç kalmaktadır, imarplanlan. Bîr imar planının belediyece teknik elemanlarca hazırlanması, belediye meclisin-den geçmesi, merkezi yönetim tarafından onaylanması aylar almaktadır. îmar planlarıdeğişikliği de aynı süreçlerden geçmekte olduğu için, onlarda aylar almaktadır. Dolayı-sıyla zaten kentler planların dışında gelişiyor. O halde ne yapalım? Bu plan yapma süre-cini kısaltalım, işi merkezi yönetimin müdahalesinin dışına çekip belediyelerde sonuç-landıralım. Bu aynı zamanda yasayı çıkarmış olan siyasi iktidarın bürokrasiyi azaltmafelsefesine de taktir buyurursunuz ki, uygun düşmektedir. Bu politikacıların, plancı-ların bakış açılarıdır. Birde bizim meslektaşlarımızın meslektaşlarımız derken üniver-sitedeki hocaların çoğunluğunu kastediyorum, şöyle bir hava içine girmişizdir, son za-manlarda: İmar planları yapılıyor, fakat uygulanamıyor. O halde niye yapıyoruz bu plan-ları? Bu plan kavramları ve anlayışları yerine daha gerçekçi, uygulanabilir planlan ye-tirelim. Dolayısıyla, farklı gerekçelerle ve düşüncelerle kent planı yapma olayına bakançevreler, bu imar planlarının yürümeyeceği konusunda birleşmişlerdir. Onun içindir ki,3194 sayılı yasayı eski Yasası'nm yerine koymak büyük bir güçlük arzetmemiştir.Getirdiği en büyük değişiklik az önce belirttiğim gibi, sayın başkanın açış konuşmasındada söylediği gibi, merkezi yönetimin imar planlarını onaylama yetkisini kaldırmasıdır. Veimar planlarının, dolayısıylaharitaların,hal-i hazır haritaların, hazırlanması yetkilerini vegörevlerini belediyelere ve komşu alan sınırları dışındaki yerlerde ise valiliklere bırak-mıştır. Ama bu acaba gerçekte böyle midir?

    Sayın Başkan açış konuşmasında bunun böyle olmadığını ima etti. Şundan dolayı buböyle değil; her ne kadar biz îmar. planı, hazırlama ve onaylama yetkilerini belediyelerebırakıyorsak da, belediyeler hangi teknik kadrolarla bunları yapacaklardır. Türkiye'deki1750 belediyenin verilen resmi rakamlara göre % 92'sinin ya bir tek teknik eleman, fenelemanı vardır, veyahut hiç yoktur. Taktir buyurursunuz ki imar planları herhangi birteknik elemanın yapabileceği işlerde değildir. O da ayrı bir konu. Dolayısıyla 1700 bele-diyenin en az 1400 tanesi, 1500 tanesi yine başka kuruluşların plan hazırlama, planyapma yardımlarına muhtaç durumda kalacaklardır. Bu işi en yakın gördükleri, çokmuhtemeldir ki İller Bankasından onun teknik hizmetlerinden yararlanma biçimindeelde edeceklerdir. Veya merkezi yönetime el açacaklardır. Halbuki, eski imar ve îskanBakanlığı'mn planlama konusunda oda kayıt üzerinde, sözde yetkileri kaldırılmıştır.Fakat şunu hemen belirteyim ki, teknik kadro yetersizliğine ilave olarak, İmarYasa-sı'nın ya 8. ya da 9. maddesi, madde numarası önemli değil, merkezi yönetime planlamakonusunda önemli görevler vermiştir. Bu eski İmar Yasamızda da vardı. "6785 sayılı yasamerkeziyetçiydi, bu değildir" demek, o açıdan hiç mümkün değildir. Çünkü gecekonduyasalarının uygulanması dolayısıyla, Afetler Yasası'nın uygulanması dolayısıyla, birdençok belediyeyi içine alan yerlerde yapılması gereken metropoliten planlar dolayısıyla,birde içinden kenarından demiryolu, karayolu geçen, limanlara sahip olan büyük yerleşimmerkezlerinde belediyelere sadece haber vererek belediyelerin yerel özelliklerini

    14

  • yok farz ederek, plan yapma yetkisi Bayandırlık ve îskan Bakanlığı'na 3194 sayılı ya-sayla ilk kez bugün verilmektedir. Dolayısıyla "yerel özerkliğe daha çok mu saygılıdavranmıştır, 3194 sayılı yasa, 6785 ile eski îmar Yasası ile kıyaslanırsa?14 sorusunusor-duğumuz zaman buna olumlu bir yanıt vermeye herhalde, olanak yoktur.

    öyle zannediyorum bir kaç dakika kaldı. Belirtmek istediğim bir kaç nokta var.Planlama kademelerini açık-seçik bir şekilde 6785'e nazaran çizmiştir. 3194 sayılı yasa,imar planlarını "nazım planlar" ve "uygulama planları" diye ayırmıştır. Ayrıca "çevredüzeni" jpjanını eklemiştir.! Bölge planı eski yasada hiç geçmezken, bundan sözetmek-tedir. Bunu DPT'ye bırakıyor, gerekli görüldüğü taktirde yapılması zorunluluğunu.Ve sizleri belki çok yakından ilgilendiren 42., bugünkü 18. madde var, hamur maddesi.Kentlerde imar planı uyarınca yemden düzenlemeler yapma ve mülkiyet hakkı üzerindeoynama yetkisini belediyelere veren ve karşılık ödemeksizin özel mülkiyetteki taşınmazmalların belli bir oranını alma yetkisini veren çok önemli bir madde... Belediyeler içinyaşamsal önem taşıyan bir maddedir bu. Eskiden de öyleydi. % 25'e kadar belediyelerkarşılıksız olabilirken, bugün bu yasa% 35'e çıkarmıştır, bunu. Benim kanımca, yasanınen olumlu yanlarından bir tanesidir. Bununla ilgili düzenleme yönetmelikle getirilmiştir.Onun teknik yanlarım arkadaşlarımız zannediyorum açıklayacaklardır. Gerekirse o tar-tışmaya bende katılırım. Yeni imar Yasası'nda bir kent planı yapılırken bu planm bir ta-kım sosyal ve ekonomik araştırmalara dayanması gerektiğini belirten hiçbir açıklık yok-tur» Eski yasalarımızda da olmamıştır. Ama beklenirdi ki bugüne kadarfri bilgi birikimininışığı altında buna yer verilsin. Ancak yönetmeliklerle bu konu düzenlenebiliyor. Birbaşka konu, yapı izni, yapı ruhsatiyesi alma zorunluluğu konusudur» Eski îmarYasamızda belediye sınırları ve komşu alanlar içindeki her türlü yapı belediyelerden imarruhsatı inşaat ruhsatı almadan yapılamazdı. Yeni yasa bazı yapılar için ruhsat alma zo-runluluğunu kaldırmıştır. Bir kısmı için kaldırmıştır. Bir kısmı için alıkoymuştur. Bun-ların hangileri olduğunu söylemiyorum; iki kata kadar olan 1000 m2 'yi geçmeyen,saçak yüksekliği695 m'ye kadar olan yapıları ruhsat alma yükümlüğünün dışında tutmaklaiyi mi etmiştir, kötü mü etmiştir? Bu tartışma konusudur. Arkadaşlarımız başka türlüdüşünebilir. Ben Diyarbakır'daki Hicret Apartmanı olayını gözlerimizle gördükten sonraruhsat mecburiyeti olduğu zamanlarda bile böylü büyük faciaların ortaya çıktığı bir ül-kede, ruhsat zorunluluğunu yapı sahiplerinden kaldırmanın büyük sakıncaları doğuracağıkanısındayım. Tabii, ruhsat zorunluluğunu gerçi kaldırıyor yasa ama "Ruhsat almayanyapılar kullanma izni alacaklardır" diyor. Ve dolayısıyla bir denetim sürecine onlarındabağlı tutulacağına ilişkin hükümler vardır. Fakat bunların uygulamada ne kadar olumlusonuç vereceğinden bu konuları yakından bilen plancılar ve arkadaşlarımız herhaldehaklı bir kuşku duyacaklardır.

    Şimdiye kadar Türkiye'de imar işleriyle kamu kuruluşları meşgul olmuşlardır. Be-lediyeler meşgul olmuyorlar. Ruhsat almak zorunda olan yapılara ruhsatiyelerini, yapıizinlerini belediyeler vermiştir. Gerçi belediyeler bu işi aksatmışlardır, çok vakit almış-tır. Tatbikatta birçok güçlükler yapı sahiplerini mağdur durumda bırakmıştır. Bundakimsenin kuşkusu yoktur. Fakat, yeni îmar Yasamız 3194 sayılı yasa, Serbest Mühendis-lik Büroları adıyla, kamu kuruluşlarının yanında kamu görevi icra edecek olan yeni birkurum yaratmıştır. Bende bu konuda size anayasamızın bir maddesini okuyarak açıkla-ma yapmak isterim. Bu Anayasa maddesi kamu görevlerinin ve kamu hizmetlerinin Tür-kiye'de kimler tarafından görüleceğine ilişkindir. Bu madde Anayasanın 128. madde-

    15

  • sidir. Diyor ki, "Devletin kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişileriningenel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli vesürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür."

    Bu çok açık bir maddesidir 1982 Anayasasının. Bu madde "asli ve sürekligörevler"-in altını özellikle çizmek isterim. Ruhsat verme işleri, plan yapma işleri,belediyelerin yani kamu örgütlerinin, belediyelerde çalışan kimselerin yapmaya yükümlüoldukları, onlardan başkasının yapmasına anayasanın imkan vermediği asli ve sürekligörevlerdendir. Çok korkarım ki, bu yasa Anayasa Mahkemesi'ne götürifldüp zamanSMMB'larımn varlık nedeni ortadan kaldırılacaktır. Ve bunu hukukçular göreceklerdir.

    Yeni İmar Yasamız, imar planı yapılması zorunlu olan belediyeleri nüfus sayımlarını10000 olarak göstermiştir. Bu gerçekçi bir yorum. Hatta belki biraz yükseltmek gere-kirdi. Yıllardan beri söylemekte yazmakta olduğumuz meslektaşlarımızın iyi bildikleribir konudur. Gerçi 6785 sayılı îmar Yasası'nda da 10000 ve daha yukam nüfusu olanyerlerde il merkezleri îmar ve kanalizasyon planlarını yaptırıyorlardı. Tabii, hepsi hal-ihazır haritalarını yaptırmak zorundadırlar. Onuda ilave edeyim. Hal-i hazır haritaları dabelediyeler yaptıracaklar. Yani "îmar planı yaptırma bakımından yerel yönetimlerigüçlendiriyoruz," gerekçesiyle imar planı işini belediyelere bırakırken haritaları dabırakmış oluyoruz. Şimdi hangi kadrolarla bu işleri yapacakları konusu açıktır.

    Yeni İmar Yasası, eskilerinde olduğu gibi, vatandaşın planların yapılması sürecindekatılması gibi çok önemli bir konuyu gözardı etmiştir. Eski imar yasalarımızda da yok-tu. Fakat eski yasalarda olmaması, eski yasaların eksik yanlış olması, yeniden 1985'tebir yasa düzenlenirken 20 - 25 yıllık fikir birikiminin dikkate alınmaması gerektiğinigöstermez. Dünyanın her tarafta imar planlarının daha gerçekçi biçimde hazırlanmasıve uygulanması için, plan hazırlama sürecine bir yerinde yurttaş toplulukları, sivil top-lum kuruluşları ve demekler, federasyonlar, meslek kuruluşları belli şekillerde, kendibeğenilerini, isteklerim katmaktadırlar. Sadece, bir noktada, imar programlarının ha-zırlanmasına ilişkin maddesinde İmar Yasasının şundan söz ediliyor; Belediye meclisleriimar programlarını görüşecekleri zaman ilgili yatırıma kuruluşların temsilcileri gelir be-lediye meclisine katılırlar. Bu da zannederim hukuk sistemimiz, düzenimiz bakımındanyasallığı üzerinde durulabilecek bir noktadır. Amaç çok önemli de olsa, çeşitli toplu-lukları imar programlarının hazırlanması sürecine katmak yararlı da olsa, bunları beledi-ye meclisine çağırarak değil, çünkü o anayasaya göre seçilmiş, oluşturulmuş bir organ-dır, o organ dışında başka bir kurul içerisinde onların görüşlerini alıp planlama sürecinekatmak daha doğru olurdu.

    Sözlerime son verirken, şunu söylemek isterim; planlama süreciyle kentleşme konu-sunda karşılaştığımız sorunların düğümlendiği nokta toprak konusu. Toprağı nasılkullanacağımız konusu sanki kentleşmeyle doğrudan doğruya ilgili değilmiş gibi görünü-yorsa da, şunu belirtmek isterim ki, her toprağı düzenleyebilmek için, toprağı rasyonelkullanabilmek için her şeyden önce toprağa sahip olmak gerekir. Bu bakımdan dün ya-sallaşmış olan yabancı uyruklu kişilere toprak satılması yasasının da bizim ketleşme ko-nularımızın çerçevesi içerisinde son derece de zararlı sonuçlar doğurması olasılığıvardır. Teşekkür ederim»

    E. KÖKTÜRKı Geride kalan 30 yıl Harita-Kadastro sektörü açısından önemli birzaman dilimi, Çünkü bu zaman içinde sektörde birçok arayışa tanık olunuyor. Bubağlamda Sayın ÖZEN'e sormak istiyorum» Acaba bu arayışlar ne oranda çok boyutluve sonuçtaetkili oldu? Gelişmenin uluslararası boyutları ve ülkedeki toplumsal yapınıngerçekleri ne düzeyde gözetildi? Büyüyen kentsel sorunların çözümüyle sektör can alı-cı noktalarda ne derece gerçekçi bağlar kurabildi. Yeni düzenlemelerde sektörün etkisine düzeyde gerçekleşti. Bu konularda bir değerlendirme yaparmısmız?

    16

  • H.ÖZEN: Teşekkür ederim saym başkan. Nasıl bir değerlendirme yapayım? 1950'liyıllara döndüğüm zaman, o zaman kentleşme sorunlarına ve meslek sorunlarına değin-diğimiz çerçevelerde neler söyledik? Şimdi onların bir iki cümlesini anım satsam bunlarbugün de var diyeceksiniz. Şimdi aslında, ben sizin bu sorularınızı da aklımda tutmayaçalışarak ve saym Keleş'in tümüyle ilginç değerlendirmelerine katıldığımı belirterekonunla da bazı bağlantılar kurmaya da çalışacağımı söyleyerek sözlerime başlarken ken-dime bir soru sormak istiyorum. Bana da soru kağıdı verdiler. Ben o soru kağıdının üze-rine bir soru yazdım, kendime yönelik. Şöyle bir şey; "Demokratik katılım ile imar yasasıve kentsel hizmetler, teknik hizmetler arasında nasıl bir ilişki var? var mı? bir ilişki ku-ruyormusunuz? kurulmalı mı? " Aslında aklımdaki çerçeveyi size yansıtmak için, kağıt-tan yararlanarak soruya dönüştürmüş oluyorum. Bence 30 yıldır şöyle veya böyle içindeolduğumuz fakat bir türlü çözemediğimiz teknik sorunları çözmek için böyle bir sorudanyola çıkmamız gerekiyor. Değişik yerlerden yola çıktık. Yeterli çözümlere ulaşamadık.

    Sözü edilen imar yasasının genel gerekçesinden bir bölüm okuyorum size. Diyor ki"Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de şehirlerin ve yerleşim alanlarının planlıve düzenli oluşu toplumun sosyoekonomik ve kültürel yaşantısının aynasıdır. Son yıllardaülkemizin her alanda yapısal bir değişikliğe uğradığı aşikardır. Süratli nüfus artışı,köyden şehire akımın kontrol edilememesi sonucu olarak ortaya çıkan düzensiz şehir-leşme, gecekondulaşma ve bunların uğrattığı sorunlar ile bu sorunların temelden çözü-mü için, gerekli her türlü tedbirin alınması ihtiyacı imar kanununda bugünün ve hattayarının ihtiyaçlarına cevap verebilecek köklü değişikliklerle hızla artan nüfusumuzasüratli gelişme hareketleri ve gelişen günümüz teknolojisine ayak uyduracak tarzda sağ-lıklı bir hizmet vermiş olacağız." Sevindim, bakıyorum, ben önce kendi ilgilendiğimyerden bakıyorum, Harita-Kadastro hizmetleri, ölçme hizmetleri konusu nasıl ele alın-mış? 30 yıl önceki gibi mi? 30 yıl sonra bugün vardığımız noktadaki gibimi? "Halihazır Haritalar" diye başlamış, bitti. Bence bu terim, yaklaşım da hiçbir değişim ol-madığını, 30 yıllık çalışmalardan sonra bizim bu den^ybri bu yasa metnine aktardığı-mızı gösteriyor.

    Aslında tasarı üzerindeki çalışmalar TBMM'ne yansıdığında, bu noktanın yanısırabir de başka bir noktayı sürekli izleme ihtiyacı duymuştum. O da tasarının 4'üncü mad-desiydi. 4'üncü madde; Turizmi teşvik yasasının, Kültür ve Tabiat varlıklarını korumayasasının, İstanbul Boğaziçi yasasının özellikle bu noktadan bakıyordum, Toplu Konutyasasının ve Büyük Kentler Belediyelerinin yönetimi hakkında yasanın hükümlerinin ko-runacağını söylüyordu. Birgün yasa tasarısı komisyondan geriye alındı. Boğaziçi yasasıylailgili bir değişiklik önerisi getirildi ve adet olmadığı halde imar yasası gibi bir metniniçinde daha önce çıkmış özel bir yasanın, Boğaziçi yasasının hükümlerini değiştirenmetinler geldi. Bir yasa tasarısı ki, sorulduğunda korunacak dediği bir yasanın hüküm-lerini TBMM'den çıkarırken değiştirerek çıktı. Bu nokta ilginç bir noktadır. Bu nokta-larda, deminki soruma zaman zaman dönerek bazı şeyler söylemek istiyorum.

    Mesleğimiz açısından şunu belirtmem gerekir ki, son yıllarda dünyada kentselalanlardaki ölçme hizmetleri, harita-kadastro hizmetleri artık özel bir uzmanlık alanıolarak görülüyor. Her ne kadar biz ülkemizde çeşitli nedenlerle, bunu bu ölçekte hemuygulamaya hem de eğitime, öğretime yansıtabilmiş değiliz. Ama bu yolda çalışmalarvar. Onları takdirle izliyorum, ki birçok meslekte de aynı şekilde kentsel yaşama yö-nelik özel uzmanlık alanları geliştiriyorlar.

    Tabii konu yalnızca eğitim-öğretim açısından anlamlı değil, özellikle uygulamaaçısından, hizmetin fiilen yapılabilmesi açısından anlamlı. Daha önce konuşan arka-

    17

  • daşlarımızın, bu arada sayın Keleş'in değindiği gibi belediyelerde ve kentsel alanlardazaman zaman çeşitli alanlardaki teknik uzman eksikliğiyle karşılaşıyoruz. Harita Mü-hendislerinin (Harita Mühendisi terimi çok genel bir terim olarak anlayın lütfen Jeodezimühendisi, Fotogrametri Mühendisi, Kadastro Mühendisi, hepsini içinde sayıyorum.),bu tür personelin eksikliği hala büyük ölçüde hissediliyor. Ama sorun sadece uzmanmühendis, harita mühendisi eksikliği değildir. Bunların örgütlü olarak kullanılması me-selesidir. Hem özel sektörde, hem kamu sektöründe.

    Aslında bu noktada son yıllarda anayasal düzeyde bazı düzenlemeler olduğunu dabelirtmek istiyorum. Anayasal düzeyde yapılan düzenlemelerden sadece bir tanesine,kamuda ve özel meslek alanında çalışan meslektaşlarımızı kapsayan TBMM'ne ve özelolarak Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının kuruluş ve görevleriyle ilgili maddeyedeğinmek istiyorum. Bildiğiniz gibi bu kuruluşlar Anayasada kamu kurumu niteliğindemeslek kuruluş olarak düzenlenmiştir. 1961 Anayasasında da, 1982 Anayasasında da.Ama 1982 Anayasasında bunun demokratik içeriği ile ilgili bazı sınırlandırmalar getiril-diğini görüyoruz. Bu noktayı belirtmeyi önemli buluyorum.

    Ayrıca bugünkü uygulamada 1982 anayasasına göre çıkarılan yeni yasa değişikliğinede bağlı olarak, kamu sektöründe çalışan meslektaşlarımız arzu ederlerse Oda'ya üyeolabiliyorlar. Askeri hizmetlerde çalışan meslektaşlarımız ki (bizim açımızdan askeriharita hizmetleri önemli bir alandır) onların .Oda'ya üye olma olanağı yoktur. Oysaeskiden hiçbir ayırım gözetilmeksizin bütün meslektaşlarımız, Harita ve KadastroMühendisleri Odası içinde örgütlü olarak çalışma olanağı bulabiliyorlardı.

    Bir iki rakamı tekrar etmek için izninizi rica edeceğim. Çünkü ben gerek ülkeölçeğinde, gerekse kentsel ölçekte Türkiye'de büyüklerin çok iyi algılanmadığını düşü-nüyorum. Bu algılamayaniar içine kendimi de zaman zaman koyuyorum.

    Türkiye'de nüfus artışı hala % 3 dolaylarında, % 2,8 dolaylarında. îl veya ilçe mer-kezleri nüfusu 22 milyondan 28 milyona çıkmış son 5 yıl içinde. Yılda 1 milyondanfazla artış var. Bucak ve köyler nüfusu 5 yıl önce 23 milyonmuş, 24 milyon olmuş.Bu da yılda 200 000 artıyor. Yalnız İstanbul'da yıllık nüfus artışı 200 000 dolayında.Başka sorunlara değinmiyorum. Bu kadarı bile bazı belirleyici özellikler taşıyor. Benimçok önem verdiğim bir özellik, Türkiye nüfusu çok genç bir nüfus. Yaklaşık olarak Tür-kiye nüfusunun 1/3 'ü de olgunluk çağındakiler. Burada değinilecek nokta, bence isterAnayasa çerçevesinde düşünün, ister TMMOB Yasası çerçevesinde değerlendirin isteryeni bir imar yasası ya da Boğaziçi yasası düşünürken değerlendirin, ister öğretim ala-nında, ister mesleğimizi yaparken değerlendirin, bence Türkiye nüfusunun bu özellik-leri ülkede demokratik katılıma yansımıyor. Yansımalıdır. Bu yansıdığı zaman ben sizekentleşme ve Harita Kadastro hizmetleri konusunda daha farklı şeyler anlatma olanağıbulabilirim. Ben derken, yani herkes. Bu genç nüfus katılım olanaklarının sağlanmasıülkede sorunların hem belirlenmesine hemde çözümlenmesine önemli katkılar getire-bilir. Çünkü yasanın gerekçesinde değinilen yapısal değişiklik, o zaman demokratikkatılımla da bütünleşme olanağı bulabilecektir. Onun için sayın başkanın sorusununHarita-Kadastro sektörü ile kentleşme arasındaki ilişkiler ve yeni düzenlemelerin buaçıdan değerlendirilmesi sorusunun cevabını ilgisiz gibi görünen bir noktadan veriyorum.Hem genel seçimler için hem yerel seçimler için 18 yaşa seçme ve seçilme hakkındangeçiyor bu iş. Bu kadar değinmekle geçiyorum.

    Gelelim mesleğimizle ilgili imar konusunda son 30 yılda ortaya çıkan değişmelerekısaca. 1960'larda, 1962'de Türkiye Kadastrosu hakkında bir rapor yazıldığını anımsı-yorum. İçindeki bazı bilgilerin, bazı sorunların hala geçerli olduğunu anımsıyorum.1968'lerde îmar ve îskan Bakanlığı içinde kentleşme hizmetlerinin yeniden düzenlenmesikonusunda hazırlanmış raporları anımsıyorum. Onlara bağlı olarak kurulan Belediye-

    18

  • ler Teknik Hizmetleri Gene! Müdürlüğü artık yok. Kaldırıldı. Son yıllarda o genel müdür-lüğün bağlı olduğu îmar ve İskan Bakanlığı da Bayındırlık ve İskan Bakanlığıbünyesinealındı. O bakanlığın hizmetleri bugün Uygulama ve Araştırma Genel Müdürlüğü adı ve-rilen bir tek genel müdürlükte toplanmaya çalışıldı. Sayın Keleş'in, merkezi yönetiminbazı yetkilerinin Belediyelere yansıması ve bunlarla ilgili soranlar hakkında belirttik-lerini tekrarlamadan sadece değiniyorum.

    Son zamanlarda özellikle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü içindeki hizmetleridüzenlemek amacı güden bir çalışma var. Bu çalışmayla henüz yürürlüğe girmiş olan,geçen yıl yürürlüğe girmiş olan imar yasası arasında da herhangi bir uyum ve bağlantıgöremediğimi de burada belirtmeliyim. Aslında galiba, kentsel alanlar"sözkonusu oldu-ğunda da Harita ve Kadastro hizmetleri o kadar önemsenmiyor, önemli değil veya bukonuda yeterli bir bilinç düzeyine varabilmiş değiliz. Rahmetli hocam Macit ERBU-DAK'ı saygıyla anıyorum, bir yazısında şöyle diyorduı "Eski Mısır'da Nil nehrinin tas-masıyla arpa tarlalarının sular altında kalması ve sular çekildikten sonra tarla sınırlarınınyeniden tesbitinde zorluklar ortaya çıkması, sınırların tıpkı bugünkü gibi ölçülüp işaret-lenmesine yol açmıştır» Böylece hukuki kadastronun temelinin eski Mısır'da atılmış ol-duğu söylenebilir. "Devam ediyor, biraz sonra:"Çünkü insan yaradılışı bakımından gö-renekleriyle yetinen ve alışkanlıklarına sıkıca bağlı bir varlıktır» Güçlüklerle karşılaşma-dıkça, kendi düşünce ve alışkanlıklarını gözden geçirmeye yanaşmaz." Aslında güçlük-leri de bütün boyutlarıyla sonuna kadar yaşadıktan sonra önlem almak gerekmiyor.Bazılarını düşünerek, bazıları üzerinde önceden tartışıp, analizler yapıp görüş birliklerinevararak önlemler almak olanağı doğabiliyor.

    Genel olarak ölçme tekniğinin işlevlerine değinmeden mesleğimizin Harita-Kadast-ro sektörü kapsamında bîr özelliğine değinmek istiyorum. O da çevreyi, doğal çevreyi,yukarıdaki ve aşağıdaki, toprağın altındaki yakm çevreleriyle ve gereksinmelerimizinbelirlediği boyutlarda çok kolayca inceleyebilecek biçimde önümüze koyabilmesidir.Şöyle derdi hocalarımız; "Bu meslek öyle bir meslektir ki, gösterdiği gayretleri yaptığıişleri binlerce kez küçülterek insanların önüne koyar." Plancının önüne koyar, mimarınönüne koyar. Yaptıklarından fazla bir şey beklememelidir. Küçülterek sunmaktadırzaten sonuçlarını. Tabii mesleğin sonuçlan sadece haritalar olarak sunulmuyor. Genel-likle harita türü, en çok kullanılan biçimlerinden bir tanesidir. Koordinatlar olarak,başka değerler olarak, kayıtlar olarak,(vergi kaydı* tapu kaydı türünden kayıtlar olarak)da ortaya sunuluyor.

    Aslında bu noktada söylemek istediğim işin demokratik katılım boyutunun yanı-sıra mesleğimizin kentsel alanda ve günümüzde yönelmesi gereken bir doğrultudur.Bunu kısaca kentsel arazi bilgi sistemi olarak belirtmek istiyorum. Kentsel arazi bilgisistemini üstelik çağdaş teknolojiden yararlanacakta oluşturmak söz konusudur, ülke-mizde yeni yeni küçük deneyler var. Henüz yeterli ve başarılı bir deneye dönüşmüşdeğildir. Ama bu aşamada kentsel arazi bilgi sistemini sağlıklı oluşturabildiğimiz ölçüdeçağdaş teknolojileri bu konuda uygulayabildiğimiz ölçüde bilgisayar destekli jeodezik veFotogrametrik otomasyonu gerçekleştirebildiğimiz ölçüde sanıyorum gelecek dönemler-de kentsel alanlardaki meslek etkinliğimiz ve sorunlara yaklaşımımız başarılı olabile-cektir.

    Yalnız, hali birkaç sınırlandırma var. Bunlardan bir tanesi Türkiye'de bazı harita-ların ve genellikle hava ftoğraflarınm gizliliği konusudur. Artık bunların kalkmasıgerekiyor. Bir tanesi 1960larda yürürlüğe konmuş olan 203 sayılı yasayla yapılan biryasa değişikliğidir. Hava fotogrametrisini kullanma yetkisini yalnız Harita Genel Müd-dürlüğünde ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde tatmaktadır. Halbuki kentselalanlarımız özellikle fotogrametri yöntemi, orto-foto uygulamaları, hava fotoğrafı kul-

    19

  • lanımlarıyla soranlarına çok zengin yaklaşabilecek çok ayrıntılı ve süratli çözümlerbulabilecektir. Bu noktaya da değinerek sözlerimi kesiyorum. Teşekkür ederim.

    EJCÖKTÜRKİ Şimdi de hem kuramın nemde uygulamanın içinde yer alan bir kişiolarak VÎDÎNLÎOĞLU'na bir soru sormak istiyorum. Planlama kuramı ve pratiği açısın-dan bakıldığında yeni durumla eski durum arasında nasıl bir farklılaşmadan söz edile-bilir, yasalj düzenlemeler açısından? Birde yeni yasa ile yönetmelikleri gerçekçi bir plan-lama ve uygulama sürecinde kullanmak acaba olanaklı olabilir mi? Bu konularda bilgiverebilirmisiniz?

    N.VÎDÎNLÎOĞLU: Teşekkür ederim KÖKTÜRK. Efendim diğer arkadaşlarımızın de,ğindiği gibi yasanın geçmişinde, yani imar konulan oldukça hızlanmış olduğu 1955-60 yıllarında bunu görüyoruz; îmar kanununun kabulü, îmar îskan Bakanlığının kurulu-şu, mesken genel müdürlüğü^ gecekondu mevzuatı gibi birçok mevzuat vardı. Bundansonra bunların uygulaması sonucu 1980lerde yeni bir hareket başladı. Bugün için sade-ce yeni çıkan 3194 sayılı îmar Kanunu değil. Bu imar kanununu tamamlayan, belMdedanada tamamlaması gereken bazı yasal düzenlemelerle adeta bir kentleşme, arazi kul-lanma, toprak kullanımına doğru büyük bir yasal sistem ortaya çıkmaya başladı. Bu sis-tem oluşursa, bu sistem birbirleriyle tutarlı olursa belki toprağı kullanma düzenimizdetopraktan yararlanma düzenimizde bir düzene kavuşur. Şöyleki: Ben burada değinirkensadece ■ 3194 sayılı kanun değiî bunun yanında Belediyeler kanununda yapılan değişik-lik , büyük şehir yönetimi,. Belediye gelirleriyle ilgili yeni vergi kanunları, Boğaziçi kanu-nu, Toplu konut kanunu, Kuyu kanunu (durumu ortada olmakla beraber tabii buda ge-çerli bir kanun). Kamulaştırma, Çevre kanunu, Kültür ve Tabiat varlıklarını korama ka-nunu ve özelikle îmar ve Gecekondu Mevzuatına aykırı yapılar hakkında getirilen ka-nunlar imar faaliyetlerini ve imar düzeni üzerinde çalışanları oldukça harekete getir-miş yasalardır. Bunların getirdiği çerçeve içerisinde bakıyoruz ki bugüne kadar 6785't©mevcut olmayan ve sayın KELEŞ İn de değindiği yeni yeni deyimler, imar planı de-yimlerij planlama deyimleri ortaya çıktı. Yasada Bölge Planı, Çevre Düzeni Planı,İmar Planı değişikliği, Parselasyon Planı, bir de şunu eklersek imar Islah planı. Demek-ki planların türleri çoğaldıkça değişmekte. Bu kadar çok deyimin kullanılması esasındaimar faaliyetlerinin de bu birbirinden çok farklı olduğunu ortaya koyuyor. Bu gün de-mek ki bu imar planının yapılıp bitirilmesi yetmiyor. Ortaya çıkan şudur ki zanne-dersem bütün Belediyelerimizin pek çoğunda imar planı mevcuttur, Demekki bundansonra yapılacaklar bu yönetmelikte ortaya çıkan Revizyon îmar Planı v.s. gibi adlandı-nlan planlama türleri. Bunlar tamamıyla teknik. Fakat bu tekniğin altmdada pek tabi-ki toprak yatıyor. Toprak ta bize toprağın biçimini getiren, toprağın yapısını getiren,mülkiyetini getiren harita tekniği ve hizmetleri oluyor. Onun için Haritacılık hizmetle-rinin de bu ölçeklere göre yeniden plancıya yardımcı olarak bazı yöntemlerle geliştiril-mesi gerekecek. Çünkü bugün ele aldığımızda yasa da bunu öneriyor. Planlama içeri-sinde bir kademelenme var. Bu kademelenmeyi ele aldığımızda 1 milyondan başlıyor,bize lazım olan plancıya lazım olan haritalar 1/1.000.000'dan başlıyor, işte 1/800.000,1/500.000, 1/200.000, 1/100.000, 1/50.000, 1/25.000, 1/10.000, 1/5.000, 1/1000,1/5 00'e kadar İniyor, yani amortiye kadar inen bir sistem gibi büyük ikramiyeden.Ve bunların herbirlnin birbiriyle tutarlı olması lazım. Bizim elimizde 1/500.000 likharitayla 1/5000 lik haritadaki yöntemleri belirleyen sistemler önümüze geldikçe bizebölge planlamada nazım planı ayıramayız. 5000'den 500'e inemeyiz o kadar zordur.'Yani demekki sayın ÖZEN'in de dediği gibi bir dizi sistem gerekiyor halihazır haritadeyiminden kurtulup yeni bîr sistem gerekiyor, yeni bir haritacılık anlayışı gelişiyorve bu da zannediyorum duyduğumuz kadarıyla bu sistemler bugün artık gelişen tekno-loji karşısında elde edilmesi mümkün sistemler. Demekki o zaman bu vakit geçirmeden

    20

  • alınacak tedbir özelikle Oda'nın girişimiyle ve üniversitemizin geEşimiyîe haritacılıksistemini bir raya oturtmak, belrii bir düzene oturtmak ve bunun artık teknik olanak-lardan yani yasal bir değişiklik getiriyor, ademi merkeziyet dediğimiz yerel yönetim-lere yönelik bir durum getiriyor. Şimdi bu çerçeveden alınca zannedersem birde yeniyasa ayrıca ne getirdi dediğimiz zaman 6785 biliyoruz M belediye hudutları için gereklibir yasa,- Gerçi bunda mücavir alan deyimiyle biraz genişletilmişsede 1605 sayiı ka-nunla şimdi 6785 sayın hocamız Euşen KELEŞ'in de belirttiği gibi Belediye hudutlarıiçinde geçerli bir yasaydı. Ancak ortaya çıkan gelişimler sonunda Ek-7 ve Ek-8*ncimaddeîerle Bakanlar Kurulu kararına bağımlı olarak genişletildi. Yeni gelen yasada' enbüyük özelikte tüm yapılaşma planlı yapılacaktı ve tüm yapılar plana bağlanacaktır.Şimdi o zaman tabi Türkiye'nin büyüklüğünü, kırsal kesimi düşünürseniz, burada Be-lediye- huduttan dışında valilerin yetkisi geçerli. Valiiğin merkezle ilişkisi de çok belir-1 olarak yasada verilmemiş. Şimdi Belediye hudutları içinde belki mücavir olanlandabuna katarsak planların hukuklaşmasmı gösteren bir prosedür mevcut. Halkın seçtiğimecîlSj hemşehrilerin seçtiği meclis belde planını kabul ederse bu hukukilik kazanıyorama belediye huduttan- dışındaki durumu aynı rahatlıkla söylememiz mümkün değilbunun dışında buradakiprosedürde bir örgütleşme getirilmemiş yanma, bu örgütü ne-rede bulacaktır vilayet? Bunları nasıl yapacaktır? nasıl elde edecektir? Bu örgütlenmehenüz ortaya çıkmamıştır, öyleki Belediye huduttan içersinde Polis teşMlatımızvardır, Belediye Zabıtası vardır. Plana aykırı bir yapıyı yıkmaya yetkimiz vardır. Pekikırsal kesimde, valinin Anayasayı da korama görevi olduğuna göre birinci sınıf tarımtopraklanın iyi kuianma göievide verildiği için örgütlere, Anayasaya bağımlı olarakşo zaman çok verimli bir arazi üzerine konulan bir yapıyı biz nasıl yıkacağız «Jandarmay-la mı yıkacak Vali, neyle yıkacak? Bu örgüt ortaya çıkmış'değiî Yal haklılığını ispatedeceks makamlara ne şekilde hesap verecek, bu da örgütleşmiş durumda değil. Demektiyine tüm konuşmalarda da belirttiği gibi biz imar yasasını hala şehir içerisinde görü-yoruz, belkiie bir miktar da mücavir alan içinde zannedersem yasa koyucuda bunubu şekilde görmüş, yasa koyucuda aynı şekilde düşünmüş, fakat belediye hudutlarıdışındakilerde kontrolsüz kalmasın diye valilik diyerek bu işi çözümlemeye çalışmış.Bu zannedersem yasanın getirdiği en büyük eksikliklerden biri. Bir tüzük çıkarma te-şebbüsüde yok. Belki bu hususlar diğer yasalarla ve yönetmeliklerle düzenlenebilir. Şim-di genelde burada zannedersem yönetmelikle ilgili bazı bir soruda mevcut. Yönetmelik-leri ele aldığımızda 5 yönetmelik yayınlanmış vaziyette, ayrıcada İstanbul'un ve diğerbüyük şehirlerin özel yönetmelikleri mevcut. Bunlann hepsini tabi incelemek kolayolmuyor. Bunlarında en önemlilerinden biri planlamayı kapsamakta plan nasıl yapıla-caktır diye bir yönetmelik çıkmış. Bu yönetmelikte tanımlar yanı plan tanımlan ve butanımların hudutları belirtilmiş ayrıca da çizim normları getirilmiş. Bunlara baktığımızzaman demekki bir endişe mevcut, yönetmeliklerde bir endişe mevcut. Belediyeler planıyapacaklar ama' gider ayak biz bazı kısıtlamalar getirelim. Biz onlanda çok serbest bı-rakmıyalim, yönetmeliklerle bu işi halledelim yolu düşünülmüş olabilir. Yoğunlukartırmayacaksınız, plan değişikliklerinde bu çizim normlarına uyacaksınız, getirilen kat-sayılar yeni yeşi alan katsayısı, okul için gerekli alanlar, donatı alanlan üzerine verilenkatsayiarla da hem meclisler hem de plancılar bağlanmış dununda. BIÎ yerine göre deği-şebilir, farklı olabilir, bunu da yönetmelikler pek dikkate almamış, fakat herhalde buyönetmeliklere de reaksiyonlar beldelerden gelecek. Sayın konuşmacılar söz etti bazı.tekrarlar oluyor ama ben de üzerine vurgulamak istediğim bir husus var. Bu değerlen-dirmeler getirilirken buna karşı Belediye Meclisine sunulacak planlarda, hatta buniarmevzi lmar_Planında. olsun revizyon planında olsun, getirilen değişiklikler neye dayan-maktadır, hangi araştırmalara dayanmaktadır, coğrafi verilere dayanmaktadır, hangi sos-

    21

  • yal verilere dayanmaktadır, hangi iktisadi verilere dayanmaktadır, bunlar için geçerliiddianız nedir? diye bir araştırmalar plancıları ve meclisi bağlayacak bir araştırma sis-temi, plan öncesi sistem belirlenmemiştir. . Aynı şekilde de belki plan öncesinde(halihazır haritadeyimini yine kullanıyoruz) haritalarda aranacak niteliklerin yine biryönetmelikle düzenlenmesi gerekir zannediyorum.

    EJKÖKTÜRK* Değerli açıklamalar için Sayın ÖZEN'e teşekkür ediyoruz. Sanıyo-rum konuşulacak ve tartışılacak gerçekten pek çok sorun var. Ancak diğer görüşlerinde tartışma bölümünde dile getirileceğine inanıyorum. Sayın konuşmacılardan süre ba-kımından biraz daha anlayış bekleyerek Sayın AÇLAR'a sora yöneltmek istiyorum.Kentleşme ile ilgili her tasarının en önemli yanlarından bir tanesi arsa üretimine yaklaşmabiçimidir. Bu da imar planlan uygulamasında somutlaşıyor. Yeni dönemdeki imar uy-gulamalarında geçmiş dönemdeki tıkanıkları gözetmişler midir? Yeni döneme geçiştefarklı kolaylıklar getiriyor mu? Uygulamanın yaygınlaşmasını sağlayacak tüm verilerideğerlendiren bir kurallar demeti nasıl sağlanabilir?

    A, AÇLARı Teşekkürler Sayın KÖKTÜRK. Sayın davetliler, meslektaşlarım, sev-gili öğrenciler, konuyu fazla dağıtmamak için öncelikle kentlerimizin bugünkü, özellikleson 30 yıldan beri yapılan yasal düzenlemelerle tam çözümlenemeyen imar uygulamalarıkonusuna değinmek istiyorum. Bu özde toprak düzenlemesi diyebileceğimiz konununülkemizde yeterince önem kazanamamağından ileri gelmektedir. Toprak düzenlenmesinibiz kentsel toprak düzenlemesinin amacını topraklarımızın ülke ekonomisi yararınaoptimum olarak kullanılmasını sağlamak şeklinde özetleyebiliriz.. Kentsel topraklarındüzenlenmesi konusunda, 1930 ve daha eskilere gidersek 1848lere varan birçok hüküm-ler Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde sorunların yoğunlaştığı dönemlerde çıkarıl-mıştır» Son yasa çıkmadan önce de bu konuda bazı katkılarda bulunabilirim umuduylaben tesadüfen meclis imar komisyonunda görevli bazı talebemiz sayılabilecek kişilerleilişki kurdum ve onlara bir öneri paketi götürdüm. Bu^ arada dedim ki; "salt imar tüzesini(imar mevzuatını) düzenlemekle yenilemekle fazla bir şey elde edemeyiz. Bu işi yaparkenbütüncül, kısacası imar tüzesiyle ilgili olan diğer tüzeleri de düzenlemek gerekir. Onuniçin bu işi lütfen aceleye getirmeyin. Bakarsınız, arartınrsmız ve bütüncül bir düzenlemeyaparsınız" dedim. Bu konuyu birçok kereler tartıştık. Şüpheli konuları ilgili yerlere du-yurduk ama bu, tüzede yine ortaya eskiden farklılıklarını Saym Keleş, Sayın özen'dedile getirdilers genelde kentleşme soranlarım kökten çözecek hükümler içermiyor.Bugün 3091 saygı yasa ile ilgili yönetmelikler de çıktı. Kent topraklarının düzenleme-nin yasalı teknik finansman boyuttan var. Kent topraklarım düzenleme olanakları var.Bu tür olanaklar eski yasalarda, yani 6785 ve 1605'e göre yeni yasa arasında birazdaha hareketlilik kazanmış olanaklar olarak önümüze geldi. Sayın Keleşin de değindiğigibi işte kamusal tesisler için Düzenleme Ortaklık Fayı, oranının % 35'e çıkarılması yerelidareciler, uygulayıcı mercilere bir avantaj sağlayacak. Genelde bir planın uygulanmasın-dan ne anlıyoruz?

    Bunu, kısaca plan yapılmadan önce var olan mülkiyet deseninin plan yapıldıktan,sonra plan uygun şekle dönüştürülmesi ya da kadastral, desenin plana uygun şeklegetirilmesi şeklinde yanıtlayabiliriz. Bunun için eski ve yeni yasada üç tane yol var.Birincisi kamulaştırma yolu, ikincisi isteğe bağlı düzenlemeler, bunları sınır düzenle-mesi, ayırma, birleştirme işlemleri olarak söyleyebiliriz. Bu isteğe bağlı düzenlemeyizamana terkedilmiş düzenleme olarak da tanımlamak mümkündür. Zamana terke-'dilmiş düzenlemelerde, belediyeler kamusal alanlarda kalan parsellerin iyelerine bukesimlerini terk ettiriyorlar, küçük te olsa kamusal alanlara yer kazanıyorlar, üçüncü

    22

  • olanak ta 6785 ve 1605*in 42.nci maddesinde yeni 3194 ün 18.ci maddesindeki arazive arsa düzenlemesi hükümleridir.

    Bunlardan birincisinin pahalı bir yol olduğu ve bir kent bütününde hatta bellikent kesimlerinde sosyo kültürel yapı, teknik altyapı gibi tesislerin ihtiyacı olan alan-ların kamuya maî edilmesinde yeterli olmadığını tartışmasız kabul ederiz. TürkiyeBelediyeleri finans gücü son düzenlemelere rağmen genelde söylüyorum zayıf belediyelerkamulaştırma ile yer kazanıp bunları düzenleyip derleyip tekrar kamuya açmaları olasıdeğil. İkinci yol da ise çok kısmi uygulamalar oluyor ve bu hiçbir zaman kent toprak-lannmın optimum kullanılmasını ve kent alanlarının ülke yararına kullanılmasını hiç-bir zaman sağlamıyor. Kala kala üçüncü bir olanak kalıyor. Bu kentsel toprak düzen-lemesi ya da arazi, arsa düzenlemesi. Yeni kanunda bu konuda kamusal alanlara % 35 'ekadar düzenleme ortaklık payı oranı olarak kesinti yapmak mümkün. Bunu somutolarak şöyle söyleyebiliriz, bugün tabi ki düzenleme yapmak valilik ya da belediyelerebir gioler yükü getirecek. Bir arsanın şu anda 3194 sayılı yasanın 18 jıci maddesine göredüzenlenmesinin 1 m2 maliyeti 25 lira ile 100 lira arasında hektar maliyeti de 250.000lira ile 1 milyon lira arasında değişiyor. Kuşkusuz düzenlenen alanlardaki koşullarabağlı olan fîat farklılıkları nedeniyle bu kadar büyük bir diferans var. 1 hektar arazinindüzenlenmesinde düzenleyen merciler, kamusal alan olarak % 35'e kadar alan kazanabi-liyorlar dedik. Bir milyon liralık bir masraf karşılığı, eğer arazi bedelini 5 bin lira kabuledersek % 35'den 3500 m2 lik bir yeri kamuya mal edebileceklerine göre 17.5 milyonlira, eğer 50.000 lira kabul ederseniz 175 milyon lira, yani 1/175 oranında çok büyükkamusal kazanç bulunur. O halde düzenlemeden kaçınmamak zorunludur. Ama tarihikent kesiminde, yoğun meskun alanlarda yapı alanlarda bu düzenleme nasıl olur?Sayın Keleş diyorlar ki, Türkiye'de Belediyelerin % 92'si de aşağı yukarı 1500 Belediyede teknik eleman yok. Teknik olanak imar, kadastro, tapu ve belediye mevzuatı ile il-giîi bilgileri özümlemiş çok iyi kavramış, elemanlar gerektiriyor. Birçok belediyelerde dehaftada bir gün iki gün gelip giden teknik elemanlarla bu iş yürütülüyor. Bu koşullar,Türkiye'nin bu şartlan göz önünde tutulursa; acaba planların bütüncül olarak uygulanma-sına imkan var mı? Ayrıca şunu da söyleyeyim, çok iyi bir teknik kadro senede maksi-mum 250.000 belki 400 hektar bir uygulama yapılabilir. Bunun ötesinde bir ekibe dahafazlasını yüklerseniz bir takım eksiklikler, iyi sonuç alınamayacak düzenlemeler yapılmasıkaçınılmaz olur. Belediyeler 5 yıllık imar programlarını, haritalarını kendileri yapacaklarplanlarını kendileri yapacaklar, 5 senelik imar programlarına göre de imar uygulamalarınıkendileri yapacaklar. Ancak daha sonraki arkadaşlar da özellikle Sayın Demircanherhalde bu konuya değinecekler, bu nedenle fazla girmeyeyim. 18. madde uygulama-sını vurguladığım gibi kaç belediye Türkiye'de yapabilir? Mühendis sayısının Türkiye'de2300 olduğunu sayın oda başkanı söylediler. Bunlardan galiba % 30'u kamu sektöründeçalışıyor. Geriye 1600 civarında bir kadro kalıyor, bunun çoğu teknik yönetici kadro-dur. Bu kadro bu işin üstesinden nasıl gelecek. Zaten büyük kentlerimizin metropolle-rimizin % 60 - 70'i düzensiz olan yapılaşmalar, hisseli parseller şeklindedir. Ayrıcabelediyeler büyük bir faaliyet içinde 2981 sayılı imar affı yasası ile uğraşıyorlar. Birnevi imar uygulamasını yapıyorlar imar ıslah planı mı yapıyorlar, yoksa süratli birkadastro mu yapıyorlar, o da belli değil, bir hercümerçtir gidiyor. Nedeni ise belirli,bütüncül bîr tüzel düzenlemenin düşünülmemiş olması. Toparlarsak yeni imâr yasasındakuşkusuz kamu yararına pek çok faydalı hükümler getirildi. Ancak politikacılarla bilimadamlarının uyuşması, politikacılarla bilim adamlarının paralelliği dünyada demokratikülkelerin hemen hemen tümünde çok az sorunlarda oluyor. Yani ancak bıçak kemiğedayanınca, herhalde Türkiye'de daha bıçak kemiğe dayanmadı, esasında dayandı amabiz onu politikacıların kafasına sokamıyoruz. Son yasa pek çok yararlı hükümler içe-

    23

  • riyor, dedim. Fakat yasada bir takını kat mülkiyetine göre de düzenlenmeye olanakvar. Düzenlemede kalıntıların değere dönüştürülmesi gibi hükümler var. Bir defa kat mül-kiyeti hükümlerinin çalışacağını zannetmiyorum. Çünkü diğer yasalarda ona bağlı birdeğişiklik yapılmış değil. Meslek yönünden de gerek kadastra! çalışmalarda, gerek tapuçalışmalarında, gerek harita revizyonlarında, harita alımında meslektaşlarımıza çok bü-yük sorumluluklar düşüyor. Ben 2981 sayılı yasa içinde burada bir seminer düzenlediği-mizde de özellikle vurgulamıştım. "Meslek dışı elemanların yaptıklarının yükü sonrabizim üzerimize yıkılıverir. Çamurun içinde biz kalırız. " dedimJBugjinkü uygulamalardaarkadaşlarıma şunu bilhassa vurgulayarak, önereceğim;.kamu yararını vatandaş yaranile bağdaştırarak bir çalışma yapacak, hiçbir zaman kamu yararını gözardı etmeyeceğiz.Mesleki bilincimizde hizmet vererek, mesleğin gereklerini de politikacıların baskısıylaayaklar altına almayacağız. Genelde birçok sorunlara yasa çözüm getirmiştir. Amabütüncül bir düzenleme maalesef olamamıştır. Ayrıntıya daha fazla giremiyoruz, affınızırica ederim. Hepinize teşekkür ederim.

    EJCÖKTÜRK: Teşekkürler Sayın Açlar. Kuram yönüne ağırlıklı yaklaşımlardansonra uygulamadaki durumu görebilmek açısından en yakm bir kişi olarak Sayın Demir-can'a bir soru yöneltmek istiyorum. Getirilen kurallar ve uygulamalar arasındaki ilişkilerinasıl yaşıyorsunuz? Geçmiş dönemde îmar Yasası ve Yönetmeliklerindeki kurallaraçısından pratikte ne gibi kolaylıklar veya zorlanmalarla karşılaştınız, uygulamadaki tı-kanıklıklar genelde nereden kaynaklanıyordu, yeni kuralların pratiğe yansıma biçimlerineler olabilirdi? bir değerlendirme yapabilirmisiniz?

    M. DEMÎRCAN: Sayın Başkan ve değerli meslektaşlarım. İmar Yasasındaki yenidüzenlemeler ışığında kentleşim ve Haritacılık konusunu inceleyen panelimizde:

    a)İmar planlarının uygulanmasında geçmişteki sorunlar,b)Uygulamadaki tıkanıklıkların nereden kaynaklandığı,c)Uygulama açısından yeni düzenlemelerin getirdiği değişiklikler,

    konuları konuşmamızın özetini teşkil etmektedir. Benden önce konuşan saygıdeğerkonuşmacılar konuya daha ziyade nazari olarak temas ettiler, bendeniz uzun seneler de-vamlı İstanbul Belediye'sinde uygulama işlerinde çalışmam dolayısı ile uygulamadakidurumları arz etmeğe çalışacağım. Bu arada Odamız İstanbul Şube Başkanlığınınböylesine önemli ve uzun zaman güncelliğini yitirmiyecek özellikte bir konuyu gündemegetirerek panelimizi oluşturmasını her türlü övgünün üstünde tutuyor ve yönetim kurulunuhuzurunuzda içten kutluyorum. Yasalar ilk çıktıklarında belki bekleneni eksiksizvermiyebilirler, ancak şu anda birlikte idrak ettiğimiz paneller ve bu konuşmalar saye-sinde zamanla günümüze ışık tutar duruma gelinecektir. Dolayısı ile bu tür toplantılarındevamını diliyor kıymetli topluluğunuzu saygı ile selamlıyorum.

    İmar planı yapımı ve uygulaması denince ilk akla gelen unsur hiç şüphesiz Haritaolmaktadır. Bu nedenle kısa da olsa önce biraz harita konusuna değinmek zorunluolacaktır. Geçmişteki plan ve planlama bakımından aksamalar büyük ölçüde plan yapımıve uygulanmasında altlık olarak kullanılan haritaların tekniğine uygun nitelikte olmama-larından kaynaklanmıştır. Sizlerin de gayet iyi bildiğiniz gibi sağlıklı plan, altlık olarakson durumu gösterir, topoğrafik, kadastral haritalar üzerine yapılan planlardır. Plan yapı-mında hali hazırı gösterir haritalar ile mülkiyeti gösteren Kadastro haritaları aynı ölçektebirleştirilip tek pafta haline getirildiklerinde plan için elverişli altlığı oluştururlar. Nevarki bu iki haritanın birbirlerine uyum sağlaması her zaman kolayca mümkün olmıya-bilmektedir. Genellikle uygulamada görülen, hali hazır topoğrafik haritaların ölçek,içerik, tersim malzemesi ve pafta boyutları îtibarile günümüz harita tekniğine uygun ol-

    24

  • masına karşılık, Kadastro haritalarının yapım tarihlerinin eskiliği, dolayısı ile son durumugöstermemeleri, ölçek çeşitliliği ve kullanılan malzeme farklılıkları nedenleri ile uyumsağlamada güçlükler yaratmaktadır. Kentlerin Yerel Yönetimleri zaman zaman haritayaolan ihtiyacı hissetmişler, ancak bu gayretler devamlı ve bilinçli olmadığından sonuçalınamamıştır, örneğin İstanbul'da haritaya olan gereksinim daha 1909 yıllarındaduyulmuş ve büyük paralar harcanarak yabancı firmalara çeşitli haritalar yaptırılmıştır.Haritalar yaptırılmış fakat bir türlü planlamaya altlık olarak verilememiştir. Bir nevidolaplarda, kapalı yerlerde adeta eskimeye terkedilmişlerdir. Diğer bir deyişle planlamayapanlar harita kullanım alışkanlığına bir türlü alışamamışlardır. Günümüzde bu haritalararşivlerde birer tarihi eser niteliğinde muhafaza altına alınmış ve ömürlerini tamamlamış-lardır. Yerel yönetimler harita yaptırma konusundaki çabalarını aynı zamanda yaşatım vekullanım hususunda gösterememişlerdir. Ancak 1960 yılından sonra bilinçli ve planaltlığına elverişli haritalar üretilmeye başlanmıştır. 1960 yılma kadar İmar Planlanparça parça, çoğu tek parsel ölçüsünde, harita tekniğinden yoksun krokiler üzerindeyapılmıştır. Böyle olunca da uygulamada olumlu sonuçlar alınamamışta» GenellikleBelediye arşivlerinde mevcut binlerce plan uygulanamamanm çaresizliği içinde kader-lerine terkedilmişlerdir. Daha az hatalara yol açan bölge planlan yapımı yerme küçükalanları içeren ve çoğu zaman kişisel çıkarları ön planda tutan mevzii planların yapımıtercih edilmiştir. Biraz daha geniş alan ve bir kat daha fazla yükseklik için yapılangerekli gereksiz plan tadilleri plan bütünlüğü ilkesine esaslı darbe indirmişlerdir. Uygu-lamada harita kadar önemli olan sabit tesislerden de söz etmek yerinde olacaktır. Bun-larda Nirengi, Poligon, Niveiman şebekesi gibi tesislerdir, özellikle yerleşim bölgelerindebu tesislere istinaden uygulama yapılmaktadır.

    Sayın Başkan değerli meslektaşlarım kıymetli konuklar uygulamadaki sorun ve tıka-nıklıkların ana nedeni biraz önceki konuşmamda da belirtmeğe çalıştığım gibi üzerindesabit tesisleri de bulunan haritanın planlama hizmetine arzedilememesidir. özelliklebüyük kentlerde nüfus patlamaları genellikle kırsal bölümde çarpık yapılaşmalara nedenolmuştur. Bu, ister gecekondu isterse kaçak şekilde olsun sonuçta çekirdek kentin etra-fında yoğun bir plansız yapılaşma oluşmuştur. Çevreye pratik ve hızlı planlama yapıla-mayışı devamlı ve sürekli olarak artan taleplerin karşılanamaması sonucunu doğurmuş-tur. Kırsal kesimde de en hassas plan ilkelerinin uygulanması yöntemi üretimi kısır birdevreye sokmuştur. Arz ve talep dengeienememiştir. Bunun sonucu olarak da vatandaşınplan ve Yasalara karşı da olsa kendi fikir ve düşünceleri doğrultusunda kendisine birkonut yapma azmi devam edip gelmiştir. Diğer taraftan mülkiyet sorunu kontrol altınaalınamamış kentin hemen civarında bulunan tarlalar hisseli özel perselasyonlu, halkarasında kafa parseli denen yöntemle parçalanmış ve bu her parçaya kamu alanlarıdüşünülmeden gelişi güzel yerleşim yapılmıştır. İmar planlarının süratle üretilmemesiplanlı ifraz yerine özel parselasyona imkan ve teşvik sağlamıştır. Yargı organlarınımeşgul eden bir çok dava bu bölgelerdeki taşkın ve tecavüzlü inşaatlardan kaynaklan-maktadır. Zaman zaman Yerel yönetimlerdeki politik görüşlerin genellikle hoşgörülütutumları, buna bağlı olarak vatandaş inanışında nasıl olsa bir gün affedilir peşin yargısıdevamlı şekilde çarpık yapılaşmayı besllyen zararlı tutumlar olmuştur. Kentlerinetrafında plana göre yapılaşma yerine yapılaşmaya göre planlama yadırganamaz halegelmiştir. Çeşitli zamanlarda çıkarılan af yasaları sorunu çözüme ulaştıracak yerde, dahada içinden çıkılamaz duruma getirmiş ve adeta birer teşvik yasası olmaktan ileri gideme-mişlerdir.

    Değerli konuklar imar uygulamalarının geçmişteki tıkanıklıkları başta teknikeleman azlığı, harita ve sabit tesis yetersizliği, plan yapımında pratik olunmaması,mülkiyet karmaşası, politik tutumlar, hızlı nüfus artışı gibi hususlardan kaynaklanmıştır.

    25

  • îükte kaldılar, yada hiç yürürlüğe sokulamadılar. Bir arkadaşımız, imzası yok "Belediyeyasasındaki örgütsel düzenlemeye yaklaşımda imar yasasındaki yetki aktarımı birbirinibütünleyecek midir?" diyor. "Acaba büyük sorunlar çıkmayacak mıdır bundan ve imaryasasını dikkate alarak acaba, devlet, merkezi yönetim bir kısım görevlerim Belediyelerüzerine yıkmaktamıdır bu 3194 sayılı yasa ile?" diyor. Burada bence bir görevi başındanatmak görüşü yok olsa, zaten demin konuşmamda sözünü ettiğim imar yasasının devletebu konuda yetkiler veren maddesine gerek görmezdi. Baştan atmak gibi bir şey sözkonusu olamaz sanıyorum. Benim yorumuma göre olsa olsa yerel yönetimlere,Belediyelere verilmekte olan bir sembolik bir önem var. Bunun altını çizmek için,öyle bir görünüm vermek için yerel yönetimlere daha fazla yetkiler bıraktığını söylemekiçin çıkarılmıştır. Tabii, tek amacı da budur denilemez şüphesiz. Çünkü, uzun süredirTürkiye'de merkeziyeçiliğin yalnız imar planlama konularında değil, her konudaki aşı-rılığından şikayetçiyiz.

    Bir başka soraj *'3194 sayılı yasanın eksikliklerinin giderilmesi hali hazır halitalarınimar planlarına en uygun şekilde altlık olması ve kentleşme olgusunun ülkemizde yer-leşmesi için siyasi açıdan nasıl bir yol izlenmeli?" diyor. Bunu tabii, siyaset biliminasıl bakıyor bu konulara bakar o şekilde anlamayı tercih ediyorum ben. Bu konulardayol gösterici kavramın "kamu yararı" ve "toplum yararı" kavramları olması gerektiğimdüşünüyorum. Bu kavramları, kamu yöneticileri, idareciler, politikacılar, devlet adam-ları, attıkları her adımda gözlerinin önünde bulundururlarsa soranlardan bir çoğu çö-zülmüş olur diye düşünüyorum. Bu bir eğitim sorunudur. Eğitimci olarak bunun altımçizmek isterim. Bununla bağlantılı olarak bir başka dinleyici, "Boğaziçi kanununun uy-gulamasında gecekonduların yıkılmasıyla bunlara karşılık sahildeki yalıların yıkılmama-sını" diye başlıyor ve soruyu şöyle bitiriyor. " bir politikacı olarak nasıl değerlendiri-yorsunuz?" Arkadaşımdan özür dileyerek söyleyeyim ki, ben bütün ömrüm boyuncapolitikacı olmaktan kaçındım, hala da kaçmıyorum. Fakat sorudan anladığım şudur;Niye onlar yıkılıyor da berikiler yıkılmıyor? Bunu herkes biliyor. Demokrasilerdesesini duyuranlar işlerini yürütür; ve siyasal iktidarlarla ekonomik iktidarlar arasında birbütünleşme her zaman vardır. Ekonomik bakımdan kim güçlüyse, siyasal bakımdan dao güçlüdür. Eğer gecekondulu sesini duyuramıyorsa, gecekondusu yıkılır. Bir başka ar-kadaşımız şunu sormaktadır; "özel Mühendislik ve Mimarlık Büroları kaldırılacaktır,dediniz*8 diyor. Ben böyle bir şey demedim, yalnız Anayasa Mahkemesine götümlür de buyasanın bu hükümlerinin Anayasaya uygun olup olmadığının incelenmesi istenirse, oradagörev yapan yargıçlar o okuduğum 128. maddeye dayanarak diyebilirler ki, "bubüroların yasada bulunması bu yasayı Anayasaya aykırı duruma getirmektedir",ve ona dayanarak iptal edebilirler dedim. "Öyle olursa, diyor iptal edilirse bunların ye-rini ne alabilir?" kamu yapabilir mi bu işleri? Onu bilemem, yapar mı, yapamaz mı. Fakatherhalde yapması gerekmektedir. Çünkü Türkiye'nin teknik kadroları bellidir. Yakamudadır, ya özeldedir, ama bellidir. Bu arttırılamayacağına göre bu işleri kim yapa-caktır? Sorun daha çok İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de dir ve belki bir kaç büyük kent-tedir. Yani altından kalkılamayacak yük buralardadır. Bu kentler için özeî düzenlemeleryapılır, 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Affı Yasasındaki "Yeminli Özel Teknik Büro-larla", 3194 sayılı İmar Yasasındaki "serbest Mühendislik ve Mimarlık Bürolan" ayrıayrı kurumlardır, ayrı ayrı amaçlarla oluşturulmuşlardır. Fakat her ikisine de kamu görevi,kamunun az önce belirttiğim asli ve sürekli görevlerini yapmak işi verilmiştir. Benikaygılandıran budur. Birine ıslah imar planlarım yapma işini valilikler verebilmektedirler,verebileceklerdir; ötekine doğrudan doğruya ruhsat verme görevi verilmektedir. Birbaşka sora: "Bilindiği gibi, sanayileşme ile birlikte kentleşme hızla büyüdü, kentlere akınbaşladı. Planlarıda köylü plancılar ve spekülatörler yönlendirmeye başladı. Kent

  • Günümüzde bu dar boğazların birçoğu atîatıimıştır. Yerel yönetimlerin bir çoğunda ha-ritacı mimar ve şehirci teknik elemanların elbirliği ile çözüme kavuşturulmaktadır.Bazı mahalli idareler bölgesi Tapu ve Kadastro teşkilatının da katkıları ile örnek sayıla-bilecek ürünler vermeğe başlamışlardır. 2981 sayılı yasanın 10-b maddesinin hisseliözel parsellerde uygulanarak müstakil tapuya dönüştürülmesi işlemlerinin sonuçlandırıl-ması böylesine müşterek bir çalışmanın semeresidir. Mensubu olduğum BakırköyBelediye Başkanlığının bu alandaki faaliyetleri buna örnek olarak gösterilebilir. Büyükbir alanı hisseli teşekkül etmiş olan Bakırköy ilçesi Türkiye'nin en büyük belediyesiolmasının bilincinde olarak bu karmaşık problemi çözümlemeğe başlamıştır.

    Kıymetli arkadaşlarım zamanın daraldığının farkındayım. Sayın Başkanın ba-kışları da bunu ifade ediyor. Ancak ben müsaade buyurursanız İstanbul'da 16 Belediye-nin temsilcisi olarak bu hususta müsamahanıza sığınarak biraz süremi taşacağım.

    E. KOKTÜRK:Buyuiun Sayın Demircan.MB DEMÎRCANı Teşekkür ederim Sayın Başkan.Efendim şimdi de uygulama açısından yeni düzenlemelerin getirdiği değişikliklere

    temas etmek istiyorum. 3/5/1985 tarihli 3194 sayılı yeni imar yasası 6785 sayılı yasayısevabı ve günahı ile rafa kaldırmıştır. Bu yeni yasanın en büyük özelliği merkeziyetçiliğien asgariye indirip meselelerin mahallinde çözümlenme ilkesini getirm