inþa edilen külliye. - .:: İslâm ansiklopedisi ::. ve külâhýnda kurþun kaplama mevcut-tur....

3
362 ZEYNEB bint MUÂVÝYE öðrettiði dualarla deva aramalarý gerekti- ðini belirtti ve ona Hz. Peygamber’in oku- duðu þu duayý öðretti: “Ey insanlarýn rab- bi, derdimi gider, bana þifa ver! Sen þifa vericisin, senden baþka hiç kimse þifa ve- remez. Bana öyle bir þifa ver ki derdimden eser kalmasýn” (Müsned, I, 381). Zeyneb’in vefat tarihi bilinmemekteyse de Abdul- lah b. Mes‘ûd’un vasiyetinde, kýzlarýný ve hanýmlarýný vaktiyle Hz. Peygamber tara- fýndan kendisiyle kardeþ ilân edilen Zü- beyr b. Avvâm ile onun oðlu Abdullah b. Zübeyr’e emanet ettiðini yazmasý (Ýbn Sa‘d, III, 159), ölümünden sonra Medine’- deki evinin muhacirlerden olan hanýmýna kaldýðýnýn bildirilmesi (Ebû Dâvûd, Pa- râc”, 37; ayrýca bk. Mizzî, Tu¼fetü’l-eþrâf, XI, 330), Zeyneb’in 32 (653) yýlýnda ölen kocasýndan sonra vefat ettiðini göster- mektedir. Zeyneb vakit namazlarýnda cemaate ka- týlýrdý. Muhtemelen kocasý gibi o da koku sürünmeyi seviyor ve gece karanlýðýnda kokusundan fark ediliyordu (DÝA, I, 115). Nitekim kendisinden rivayet edilen bir ha- dise göre Resûl-i Ekrem onu ve diðer ka- dýnlarý yatsý namazýna geldiklerinde ko- ku sürünmemeleri konusunda uyarmýþtýr (Müslim, Salât”, 142). Zeyneb’in Hayber seferine katýlýp ganimetten pay aldýðýna dair bilgilerde (Taberânî, XXIV, 287-288; Ahmed Halîl Cum‘a, I, 104) bir yanlýþlýk ol- malýdýr; zira bu gazveye katýlan kadýn sa- hâbîlerin yer aldýðý listelerde onun adý geç- memektedir (meselâ bk. Köksal, VII, 133). Zeyneb, Hz. Peygamber’den baþka Abdul- lah b. Mes‘ûd ile Hz. Ömer’den rivayette bulunmuþ, kendisinden de oðlu Ebû Ubey- de, adý bilinmeyen bir yeðeni, Büsr b. Saîd, Þakýk b. Seleme, Mesrûk b. Ecda‘, Amr b. Hâris el-Huzâî ile onun iki oðlundan biri (Abdullah yahut Muhammed) ve Ubeyd b. Seb- bâk hadis rivayet etmiþtir. BÝBLÝYOGRAFYA : Müsned, I, 381; Ýbn Sa‘d, e¹-ªabašåt, III, 159; VIII, 290; Taberânî, el-Mu£cemü’l-kebîr (nþr. Ham- dî Abdülmecîd es-Selefî), Beyrut, ts. (Dâru ih- yâi’t-türâsi’l-Arabî), XXIV, 283-288; Ýbn Abdülber, el-Ýstî£âb, IV, 317-318; Ýbnü’l-Esîr, Üsdü’l-³åbe, VII, 134-135; Mizzî, Teh×îbü’l-Kemâl, XXXV, 188; a.mlf., Tu¼fetü’l-eþrâf bi-ma£rifeti’l-e¹râf (nþr. Ab- düssamed Þerefeddin), Haydarâbâd 1400/1980, XI, 326-330; Ýbn Hacer, el-ݽâbe, IV, 310-319; a.mlf., Teh×îbü’t-Teh×îb, XII, 422-423; Kehhâle, A£lâmü’n-nisâß, Dýmaþk 1377/1958, II, 74, 115; Köksal, Ýslâm Tarihi (Medine), VII, 133; Ahmed Halîl Cum‘a, Nisâß min £a½ri’n-nübüvve, Beyrut 1412/1992, I, 101-110; Ýsmail Cerrahoðlu, “Ab- dullah b. Mes‘ûd”, DÝA, I, 115. ÿHalit Özkan ZEYNEB SULTAN KÜLLÝYESÝ Ýstanbul Eminönü’nde XVIII. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda inþa edilen külliye. ˜ Kitâbesine göre 1183 (1769) tarihli ca- mi merkezde olmak üzere sýbyan mekte- bi, türbe ve sebilden meydana gelen kü- çük bir külliyedir; Sultan III. Ahmed’in ký- zý Zeyneb Sultan tarafýndan yaptýrýlmýþ ve XIX. asýrda külliye sýnýrlarý içerisine bir medrese ilâve edilmiþtir. Mimar Mehmed Tâhir Aða’nýn inþa ettiði külliye yapýlarýn- dan sebil 1871’de atlý tramvay yolu çalýþ- malarý neticesinde ortadan kaldýrýlmýþtýr. Eski haritalardan anlaþýldýðýna göre sýbyan mektebinin devamýnda ihata duvarýnýn kö- þesini teþkil eden türbe ve hazîrenin bü- yük bir kýsmý da yol çalýþmalarýnda yok edilmiþtir. Arþiv kayýtlarýnda türbe ve se- bil duvarlarýnýn yenilenmesi, depremde za- rar gören mektebin tamiratý, vazifelilerin tayini ve maaþ tahsisi gibi konularda ya- zýþmalara rastlanmaktadýr. Sebilin yerine, IV. Vakýf Haný inþaatý sýrasýnda Eminönü Hamidiye Külliyesi’nin parçasý ve yine Mi- mar Tâhir Aða’nýn eseri olan 1191 (1777) tarihli sebil ve çeþme nakledilmiþtir. Ca- mi 1917, 1958, 1983 ve 1988 yýllarýnda ta- mir görmüþtür. Gülhane Parký karþýsýnda eðimli ve dar bir araziye yerleþen külliye binalarý ihata duvarýyla çevrili, doðu ve batý yönünde iki giriþi bulunan bir bahçe içerisinde yer alýr. Sýbyan mektebinin olduðu batý tarafýnda- ki kapý üzerine “Duâcýzâde” imzalý, 1183 (1769) tarihli, celî sülüsle Yâsîn sûresinin 58. âyeti yazýlmýþ, kitâbenin üstü mermer bir tepelikle taçlandýrýlmýþtýr. Külliye arsa- sýnýn eðimi ve yükseklik farký cami, sýbyan mektebi ve medresenin kat görünüþlerini dýr (Ýbn Abdülber, IV, 317). Ayrýca ismi ya- hut lakabý Reyta diye kaydedilmiþse de Reyta, Ýbn Mes‘ûd’un diðer hanýmýnýn adý- dýr (Ýbn Sa‘d, VIII, 290; Ýbn Hacer, Teh×î- bü’t-Teh×îb, XII, 422-423). Hz. Peygamber’e biat edenlerden ve muhacirler arasýnda yer alan Zeyneb önde gelen kadýn sahâbîler- dendi. Resûl-i Ekrem’in kadýn sahâbîlere hi- taben yaptýðý bir konuþma sonrasýnda ta- kýlarýný tasadduk etmek istemesinin onun dindarlýðýný gösterdiði belirtilmektedir. Bu konuþmanýn ardýndan Resûl-i Ekrem’e, geçim sýkýntýsý çeken kocasý Ýbn Mes‘ûd’a ve akrabalarýnýn yetim çocuklarýna sa- daka verip veremeyeceðini sormuþ ve olumlu cevap almýþtýr (Buhârî, “Zekât”, 44, 48; Müslim, “Zekât”, 45). Öte yandan Ýbn Mes‘ûd’un aslen ümmüveled olan hanýmý Reyta’nýn da kendi emeðiyle geçindiði, ka- zandýðý paradan kocasýna ve yakýnlarýna infakta bulunduðu rivayeti (Ýbn Sa‘d, VIII, 290) dikkate alýnýrsa ikisi hakkýndaki bazý rivayetlerin birbirine karýþtýrýldýðý düþünü- lebilir. Resûl-i Ekrem’le doðrudan görüþme fýr- satý bulamayan birçok kadýn sahâbî gibi Zeyneb de dinî eðitimini erkek akrabala- rýndan, özellikle de Ýslâm’a yeni girenleri eðiten kocasý Ýbn Mes‘ûd’dan aldý. Bir gün cildinde görülen bir hastalýðýn tedavisi için yaþlý bir kadýna birtakým ipliklerle rukye yaptýrýrken Ýbn Mes‘ûd âniden eve geldi, Zeyneb kadýný saklamaya çalýþtýysa da boy- nundaki iplikleri görünce durumu anladý ve bunlarýn þirk alâmeti kabul edildiðini ifade etti. Zeyneb, daha önceki hastalýk- larý sýrasýnda da bir yahudi kadýna rukye yaptýrýp iyileþtiðini söyleyince Ýbn Mes‘ûd aile fertlerinin câiz olmayan dua ve eþya- larla rukye yapmalarýna, muska ve nazar boncuðu takmalarýna gerek bulunmadýðý- ný, hastalandýklarý zaman Resûl-i Ekrem’in Zeyneb Sultan Camii – Eminönü / Ýstanbul

Upload: hoanghuong

Post on 11-Jun-2018

222 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: inþa edilen külliye. - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. ve külâhýnda kurþun kaplama mevcut-tur. Beþ birimli son cemaat yeri cephesi ve sivri kemerleriyle klasik görüntü verir-ken

362

ZEYNEB bint MUÂVÝYE

öðrettiði dualarla deva aramalarý gerekti-ðini belirtti ve ona Hz. Peygamber’in oku-duðu þu duayý öðretti: “Ey insanlarýn rab-bi, derdimi gider, bana þifa ver! Sen þifavericisin, senden baþka hiç kimse þifa ve-remez. Bana öyle bir þifa ver ki derdimdeneser kalmasýn” (Müsned, I, 381). Zeyneb’invefat tarihi bilinmemekteyse de Abdul-lah b. Mes‘ûd’un vasiyetinde, kýzlarýný vehanýmlarýný vaktiyle Hz. Peygamber tara-fýndan kendisiyle kardeþ ilân edilen Zü-beyr b. Avvâm ile onun oðlu Abdullah b.Zübeyr’e emanet ettiðini yazmasý (ÝbnSa‘d, III, 159), ölümünden sonra Medine’-deki evinin muhacirlerden olan hanýmýnakaldýðýnýn bildirilmesi (Ebû Dâvûd, “Pa-râc”, 37; ayrýca bk. Mizzî, Tu¼fetü’l-eþrâf,XI, 330), Zeyneb’in 32 (653) yýlýnda ölenkocasýndan sonra vefat ettiðini göster-mektedir.

Zeyneb vakit namazlarýnda cemaate ka-týlýrdý. Muhtemelen kocasý gibi o da kokusürünmeyi seviyor ve gece karanlýðýndakokusundan fark ediliyordu (DÝA, I, 115).Nitekim kendisinden rivayet edilen bir ha-dise göre Resûl-i Ekrem onu ve diðer ka-dýnlarý yatsý namazýna geldiklerinde ko-ku sürünmemeleri konusunda uyarmýþtýr(Müslim, “Salât”, 142). Zeyneb’in Hayberseferine katýlýp ganimetten pay aldýðýnadair bilgilerde (Taberânî, XXIV, 287-288;Ahmed Halîl Cum‘a, I, 104) bir yanlýþlýk ol-malýdýr; zira bu gazveye katýlan kadýn sa-hâbîlerin yer aldýðý listelerde onun adý geç-memektedir (meselâ bk. Köksal, VII, 133).Zeyneb, Hz. Peygamber’den baþka Abdul-lah b. Mes‘ûd ile Hz. Ömer’den rivayettebulunmuþ, kendisinden de oðlu Ebû Ubey-de, adý bilinmeyen bir yeðeni, Büsr b. Saîd,Þakýk b. Seleme, Mesrûk b. Ecda‘, Amr b.Hâris el-Huzâî ile onun iki oðlundan biri

(Abdullah yahut Muhammed) ve Ubeyd b. Seb-bâk hadis rivayet etmiþtir.

BÝBLÝYOGRAFYA :Müsned, I, 381; Ýbn Sa‘d, e¹-ªabašåt, III, 159;

VIII, 290; Taberânî, el-Mu£cemü’l-kebîr (nþr. Ham-dî Abdülmecîd es-Selefî), Beyrut, ts. (Dâru ih-yâi’t-türâsi’l-Arabî), XXIV, 283-288; Ýbn Abdülber,el-Ýstî£âb, IV, 317-318; Ýbnü’l-Esîr, Üsdü’l-³åbe,VII, 134-135; Mizzî, Teh×îbü’l-Kemâl, XXXV, 188;a.mlf., Tu¼fetü’l-eþrâf bi-ma£rifeti’l-e¹râf (nþr. Ab-düssamed Þerefeddin), Haydarâbâd 1400/1980,XI, 326-330; Ýbn Hacer, el-ݽâbe, IV, 310-319;a.mlf., Teh×îbü’t-Teh×îb, XII, 422-423; Kehhâle,A£lâmü’n-nisâß, Dýmaþk 1377/1958, II, 74, 115;Köksal, Ýslâm Tarihi (Medine), VII, 133; AhmedHalîl Cum‘a, Nisâß min £a½ri’n-nübüvve, Beyrut1412/1992, I, 101-110; Ýsmail Cerrahoðlu, “Ab-dullah b. Mes‘ûd”, DÝA, I, 115.

ÿHalit Özkan

– —ZEYNEB SULTAN KÜLLÝYESÝ

Ýstanbul Eminönü’ndeXVIII. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda

inþa edilen külliye.˜ ™

Kitâbesine göre 1183 (1769) tarihli ca-mi merkezde olmak üzere sýbyan mekte-bi, türbe ve sebilden meydana gelen kü-çük bir külliyedir; Sultan III. Ahmed’in ký-zý Zeyneb Sultan tarafýndan yaptýrýlmýþve XIX. asýrda külliye sýnýrlarý içerisine birmedrese ilâve edilmiþtir. Mimar MehmedTâhir Aða’nýn inþa ettiði külliye yapýlarýn-dan sebil 1871’de atlý tramvay yolu çalýþ-malarý neticesinde ortadan kaldýrýlmýþtýr.Eski haritalardan anlaþýldýðýna göre sýbyanmektebinin devamýnda ihata duvarýnýn kö-þesini teþkil eden türbe ve hazîrenin bü-yük bir kýsmý da yol çalýþmalarýnda yokedilmiþtir. Arþiv kayýtlarýnda türbe ve se-bil duvarlarýnýn yenilenmesi, depremde za-rar gören mektebin tamiratý, vazifelilerintayini ve maaþ tahsisi gibi konularda ya-zýþmalara rastlanmaktadýr. Sebilin yerine,IV. Vakýf Haný inþaatý sýrasýnda EminönüHamidiye Külliyesi’nin parçasý ve yine Mi-mar Tâhir Aða’nýn eseri olan 1191 (1777)tarihli sebil ve çeþme nakledilmiþtir. Ca-mi 1917, 1958, 1983 ve 1988 yýllarýnda ta-mir görmüþtür.

Gülhane Parký karþýsýnda eðimli ve darbir araziye yerleþen külliye binalarý ihataduvarýyla çevrili, doðu ve batý yönünde ikigiriþi bulunan bir bahçe içerisinde yer alýr.Sýbyan mektebinin olduðu batý tarafýnda-ki kapý üzerine “Duâcýzâde” imzalý, 1183(1769) tarihli, celî sülüsle Yâsîn sûresinin58. âyeti yazýlmýþ, kitâbenin üstü mermerbir tepelikle taçlandýrýlmýþtýr. Külliye arsa-sýnýn eðimi ve yükseklik farký cami, sýbyanmektebi ve medresenin kat görünüþlerini

dýr (Ýbn Abdülber, IV, 317). Ayrýca ismi ya-hut lakabý Reyta diye kaydedilmiþse deReyta, Ýbn Mes‘ûd’un diðer hanýmýnýn adý-dýr (Ýbn Sa‘d, VIII, 290; Ýbn Hacer, Teh×î-bü’t-Teh×îb, XII, 422-423). Hz. Peygamber’ebiat edenlerden ve muhacirler arasýnda yeralan Zeyneb önde gelen kadýn sahâbîler-dendi. Resûl-i Ekrem’in kadýn sahâbîlere hi-taben yaptýðý bir konuþma sonrasýnda ta-kýlarýný tasadduk etmek istemesinin onundindarlýðýný gösterdiði belirtilmektedir. Bukonuþmanýn ardýndan Resûl-i Ekrem’e,geçim sýkýntýsý çeken kocasý Ýbn Mes‘ûd’ave akrabalarýnýn yetim çocuklarýna sa-daka verip veremeyeceðini sormuþ veolumlu cevap almýþtýr (Buhârî, “Zekât”, 44,48; Müslim, “Zekât”, 45). Öte yandan ÝbnMes‘ûd’un aslen ümmüveled olan hanýmýReyta’nýn da kendi emeðiyle geçindiði, ka-zandýðý paradan kocasýna ve yakýnlarýnainfakta bulunduðu rivayeti (Ýbn Sa‘d, VIII,290) dikkate alýnýrsa ikisi hakkýndaki bazýrivayetlerin birbirine karýþtýrýldýðý düþünü-lebilir.

Resûl-i Ekrem’le doðrudan görüþme fýr-satý bulamayan birçok kadýn sahâbî gibiZeyneb de dinî eðitimini erkek akrabala-rýndan, özellikle de Ýslâm’a yeni girenlerieðiten kocasý Ýbn Mes‘ûd’dan aldý. Bir güncildinde görülen bir hastalýðýn tedavisi içinyaþlý bir kadýna birtakým ipliklerle rukyeyaptýrýrken Ýbn Mes‘ûd âniden eve geldi,Zeyneb kadýný saklamaya çalýþtýysa da boy-nundaki iplikleri görünce durumu anladýve bunlarýn þirk alâmeti kabul edildiðiniifade etti. Zeyneb, daha önceki hastalýk-larý sýrasýnda da bir yahudi kadýna rukyeyaptýrýp iyileþtiðini söyleyince Ýbn Mes‘ûdaile fertlerinin câiz olmayan dua ve eþya-larla rukye yapmalarýna, muska ve nazarboncuðu takmalarýna gerek bulunmadýðý-ný, hastalandýklarý zaman Resûl-i Ekrem’in

Zeyneb

Sultan

Camii –

Eminönü /

Ýstanbul

Page 2: inþa edilen külliye. - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. ve külâhýnda kurþun kaplama mevcut-tur. Beþ birimli son cemaat yeri cephesi ve sivri kemerleriyle klasik görüntü verir-ken

363

yetlenmektedir. Mihrap bölümü yuvarlakpencereli bir tonozla örtülmüþtür. Kürsüile pabucu kesme taþtan tuðla minare ba-tý tarafýna yerleþtirilmiþ, basamaklarýndandýþa akseden beyaz taþlarý helozonik birgörünümle minare yüzeyini hareketlendir-miþtir. Batý köþesinde yer alan minareninþerefesinde barok tezyinatlý demir korku-luk ve külâhýnda kurþun kaplama mevcut-tur. Beþ birimli son cemaat yeri cephesive sivri kemerleriyle klasik görüntü verir-ken porfir sütunlarýnýn baþlýklarýyla baroketkiyi hissettirir. Ortada bir kubbe ve yan-larda aynalý tonozla örtülü son cemaat ye-ri açýklýklarýndan giriþ ekseni ve dýþ kenar-dakiler geniþ, aradakiler daha dardýr. Sü-tunlardan beden duvarlarýna uzanan ke-merler yuvarlaktýr. Giriþin iki yanýnda mer-mer söveli, lokma parmaklýklý birer dik-dörtgen pencere ile yuvarlak kemerli bi-rer mihrap niþi vardýr. Harime geçiþi saðla-yan kapý mermer çerçeve içinde yuvarlakkemerlidir. Kapý üzerinde 15 Safer 1183(20 Haziran 1769) tarihli kitâbede “Ah-med-i Sâlis kýzý Zeyneb Sultan” adý geç-mekte, kitâbe üstündeki mermer tepe-likte dilimli ve basýk bir kubbe formu yeralmaktadýr. Son tamirlerde yapýlmýþ klasikkarakterli kalem iþi tezyinat son cemaatyeri duvarlarýný, kemerleri, tonozlarý vekubbe içini renklendirmiþtir.

Yapýnýn mihrabý kýrmýzý mermer, min-beri ise ahþaptýr. Barok motiflerle süslüyuvarlak kemerli mihrabýn üstünde mer-mer alýnlýkta Osmanlý mihraplarýnda sýkçatercih edilen âyet (Âl-i Ýmrân 3/37) yer al-maktadýr. Bol pencere ile aydýnlanan cami-de ince mermer sütunlarýn taþýdýðý ahþapbir mahfil mevcuttur. Ýçeride kuzey duva-rýna dayanan mahfil, harimin yan duvar-larýndan ileriye doðru küçük birer çýkýntý

yapacak þekilde tanzim edilmiþtir. Dýþ du-varlardaki kavisler, kubbe saçaðýnýn dal-galý hareketi, son cemaat yeri ve mahfilsütun baþlýklarý, mihrap, minber ve mah-filiyle daha çok barok bir anlatýmýn farke-dildiði camide duvar örgüsünde pencere-ler ve sivri kemerlerle klasik çizgi de his-sedilir. Harim hemen hemen kýble duvarý-nýn yarýsý kadar geniþlikte bir mihrap bö-lümüyle büyüme imkâný bulmuþtur. Ýçeri-de kubbenin duvarlara intikalini saðlayanyuvarlak kemerlerin yanýnda ana mekân-dan mihrap önüne açýlan büyük sivri ke-mer klasik karakteri baskýn kýlmýþtýr. Bü-tün camide ikinci sýradan itibaren pence-reler barok tezyinatla ölçülü þekilde renk-lendirilmiþtir. Mihrap sofasýnýn en üstün-deki revzende Sultan Mehmed Reþad’ýnkýrýk bir tuðrasý mevcuttur. Klasik karak-terli kalem iþlerine bilhassa kubbeye doð-ru yoðun biçimde yer verilmiþtir. Aslan gö-ðüslerinde celî sülüs, ism-i celâl, ism-i nebî,cehâr yâr ile Hz. Hasan ve Hüseyin isim-leri taþ kabartma kýrmýzý zemine altýn va-rakla düzenlenmiþtir. Kubbe merkezindeise Nûr sûresinin 35. âyeti Ýsmail HakkýAltunbezer’in celî sülüs hattýyla kalem iþiolarak yazýlmýþtýr.

Sýbyan mektebi külliyenin batý giriþi biti-þiðinde yer almaktadýr. Cami zeminindenyüksek bir merdivenle ulaþýlan mektebingiriþi kuzeydendir. Yuvarlak kemerli üçaçýklýða sahip revakýn batý tarafýnda dýþa-rýya gelen yan kýsmý kapalý tutulmuþtur.Cephelerde birinci sýrada dikdörtgen, lok-ma parmaklýklý açýklýklar, üstünde ise yu-varlak kemerli filgözü dýþlýklý alçý pencere-ler görülür. Mektebin kare planlý dersha-nesi alçý þebekeleri ve tavaný dahil olmaküzere 1980’li yýllarda yeniden yapýlmýþtýr.Külliyeye sonradan ilâve edilen Hamidiye

etkilemiþ, batý tarafýnda bodrum katý açýk-lýklarýna yer verilememiþtir. Sebilin bulun-duðu doðu tarafýndaki alt kapýdan girilin-ce saðda abdesthane mevcuttur. Fevkanîele alýnan cami zeminine dokuz basamak-lý bir merdivenle çýkýlýr. Mermer cepheyleçerçevelenmiþ yuvarlak kemerli kapýnýnüstü Zümer sûresinin 10. âyeti, altýndaZeyneb Sultan’ýn adý ve inþa tarihinin yeraldýðý celî sülüs müsennâ yazý geçmelerleve dendanlarla çevrilmiþtir. Ýmzasýz olanbu kitâbenin Lâleli sebil ve çeþmelerinde-ki yazýlarla üslûp benzerliði görülmekte-dir. Bu giriþin tam simetriði kitâbesiz ola-rak batý tarafýnda tekrarlanýr. Giriþlerincami ile birleþen yan duvarlarýna camininbirinci sýra pencereleriyle ayný olan lokmademir parmaklýklý, dikdörtgen söveli ve siv-ri kemerli alýnlýða sahip birer açýklýk yer-leþtirilmiþtir. Ýki giriþle küçük bir iç avluyageçilir.

Barok dönem eserlerinden sayýlan mer-kezî tek kubbeli, kare planlý cami taþ vetuðla örgülü olarak inþa edilmiþtir. Dik-dörtgen planlý mihrap bölümü öne çýkmayapar. Alt kat pencereleri dikdörtgendir vedýþarýda sivri kemerli alýnlýklarla hareket-lendirilmiþtir. Ýkinci sýra sivri kemerli pen-cereler, mihrap bölümü dýþýnda bir düðümformuyla üstündeki yuvarlak açýklýklara bi-tiþtirilmiþtir. Alt sýra pencerelerin dýþýndabütün açýklýklarda alçý þebekeler ve filgö-zü dýþlýklar kullanýlmýþtýr. Çapý 12 metre-yi aþan ana kubbe dört köþede tromplarüzerinde yükselen tuðla kasnaða oturmuþ-tur. Dýþarýda desteklerin üstüne denk ge-lecek þekilde dört yönden ikiþer uçan pa-yandanýn bitiþtiði kubbenin yuvarlak ke-merli pencereleri ve kubbe eteðiyle dalga-lý bir hareketlilik saðlanmýþtýr. Kubbe hilâltepeliði olan klasik tarzda bir alemle niha-

ZEYNEB SULTAN KÜLLÝYESÝ

Zeyneb Sultan Külliyesi’nin planý

Zeyneb

Sultan

Camii’nin

harim

kýsmýndan

bir görünüþ

Page 3: inþa edilen külliye. - .:: İslâm Ansiklopedisi ::. ve külâhýnda kurþun kaplama mevcut-tur. Beþ birimli son cemaat yeri cephesi ve sivri kemerleriyle klasik görüntü verir-ken

364

ZEYNEB SULTAN KÜLLÝYESÝ

Baþ Mimarý Mehmed Tahir Aða: Hayatý ve Mes-lekî Faaliyetleri”, TD, VII/10 (1954), s. 157-180;Aygül Aðýr, “Mehmed Tahir Aða”, DBÝst.A, V,367-368; Gülbin Gültekin, “Zeynep Sultan Cami-si ve Sýbyan Mektebi”, a.e., VII, 550-551; Ah-met Vefa Çobanoðlu, “Mehmed Tâhir Aða”,DÝA, XXVIII, 535-536.

ÿAhmet Sacit Açýkgözoðlu

– —ZEYNEL BEY TÜRBESÝ

Hasankeyf’teXV. yüzyýlda inþa edilen türbe.˜ ™

Dicle nehrinin kuzey sahilinde yer alýr.Kitâbesinde türbenin Akkoyunlu Hüküm-darý Uzun Hasan’ýn oðlu Zeynel Bey içinyaptýrýldýðý yazýlýdýr. Diðer kitâbede tarihvarsa da dökülmüþtür. Zeynel Mirza Bey1473’te Otlukbeli Savaþý’nda öldüðüne gö-re türbe bu yýllarda inþa edilmiþ olmalý-dýr. Mimarý Ýran asýllý Abdurrahman oðluPîr Hüseyin’dir. Çevresinde geliþen külliyeyapýlarý zamanla yýkýlmýþ, türbe bazý kýsým-larý dýþýnda ana özellikleriyle günümüzekadar gelmiþtir. Silindirik bir kaide üzerin-de yükselen gövde dýþtan daire, içten se-kizgen planlýdýr. Altýnda mezar odasý bulu-nan yapýnýn zeminden 4,50 m. yüksekliðekadar olan kýsmý taþ, üzeri tuðlayla örül-müþtür. Türbenin gövdesine çýkan merdi-venleri, mumyalýk bölümünün örtüsü vealt kýsýmlardaki kaplama taþlarý dökülmüþ-tür. Kaidenin doðusundan küçük bir ka-pýyla mezar odasýna geçilmektedir. Ýçinde-ki kalýntýlarla duvardaki yataklardan bu bö-lümün ahþap kiriþlerle desteklenen basýkbir tonozla kapatýldýðý anlaþýlmaktadýr. Üstörtüde çok sayýda çömlek ve testi kullanýl-mýþtýr. Mumyalýkta mezar bulunmamak-tadýr. Gövdeye kuzeyden bir kapýyla giril-mektedir. Tam karþýsýnda ayný boyutlar-da bir pencere açýklýðý vardýr. Sekizgen içmekânýn her kenarýna kubbe geçiþine ka-dar uzanan sivri kemerli niþler açýlmýþtýr.Dikdörtgen niþlerin arasýnda kalan sekiz-genin köþeleri kemer seviyesinde tromp-larý hatýrlatan mukarnaslý hücrelerle teþ-kilâtlandýrýlmýþtýr. Pandantif biçimli bak-lava motifleriyle süslenen geçiþ üstündemukarnas dolgulu kubbe kasnaðý yer alýr.Çapý gövdeden daha dar olan çift cidar-lý kubbe içten yarým küre, dýþtan miðferþeklindedir. Ýç kubbede dört, dýþ kubbedeüç pencere vardýr.

Türbenin mimarisi kadar fîrûze, mor,kahverengi, siyah ve beyaz renkli mozaikçinileriyle ve sýrlý tuðlalardan oluþan süs-lemeleri de ilginçtir. Silindirik dýþ yüzeyintamamý sýrlý tuðlayla kaplanmýþtýr. Düz at-ký taþlý kapý ve pencere açýklýklarý yüksek

sivri kemerlerle kuþatýlarak eyvan türün-de birer taçkapý görünümü verilmiþtir. Niþ-leri çeviren altýgen geçme motifli kalýn dik-dörtgen çerçeve alttan birleþerek bütüngövdeyi dolaþmaktadýr. Atký taþý üzerin-deki örgülü çiçekli kûfî kitâbelerle kavsa-radaki geometrik desenli mozaik çinili süs-lemeler dökülmüþtür. Ayný teknikle iþle-nen kapý kemeri içinde yýldýz formlarý ara-sýna kelime kelime serpiþtirilmiþ usta kitâ-besi yer almaktadýr. Kemer alýnlýðýnda isegirift sülüsle iki deðiþik renkte ve karak-terde yazýlmýþ asýl kitâbe mevcuttur. Üç-gen boþluklar kývrýk dal, rûmî ve palmet-lerden oluþan bitki motifleriyle doldurul-muþtur. Güneydeki pencere süslemeleriarasýnda tekrarlanan kitâbeler okunama-yacak derecede bozulmuþtur. Gövde, zik-zak biçiminde dizilmiþ fîrûze sýrlý tuðlaçerçeveler arasýnda yukarýdan aþaðýya doð-ru Allah, Muhammed, Ahmed ve Ali adla-rýnýn tekrarlandýðý, dört sýra satrançlý kûfîyazý örneðiyle bezenmiþ, ancak alt ve üstkýsýmlarý dökülmüþtür. Kasnaðýndaki kö-þeleri baklava dizileriyle biten zikzak mo-tiflerden baþka kubbenin süslemeleri degünümüze ulaþmamýþtýr. Ýçteki sekizgenduvarlar, 1,5 m. yüksekliðe kadar yeþil sýr-lý ve perdah tekniðiyle iþlenmiþ altýgen çini-lerle kaplanmýþtýr. Ýç kubbenin tamamý-nýn beþ ve altý köþeli yýldýzlarla süslendiðikalan izlerinden anlaþýlmaktadýr. Gövde-nin diðer kýsýmlarý harçla sývanmýþtýr.

Zeynel Bey Türbesi plan, mimari ve süs-lemeleriyle Anadolu’daki türbe ve küm-betler arasýnda tek örnektir. Akkoyunludöneminde Anadolu ile Ýran ve Azerbaycankültürleri arasýndaki yakýn alýþveriþin can-lý bir hâtýrasý olan yapý mimarisiyle Azer-baycan, sýrlý tuðla ve mozaik çinili süsle-meleriyle Ýran ve Timurlu, baklava motiflipandantiflere benzeyen kubbe geçiþleriyleCelâyirli ve Osmanlý dönemi Irak yapýlarý-ný hatýrlatmaktadýr. XV. yüzyýl Türk-Ýslâmsanatýnýn deðiþik yörelerindeki üslûp özel-liklerini bir araya getiren bu eser Ilýsu Ba-rajý’nýn tehdidi altýndadýr ve özgün yerin-den taþýnmasý planlanmaktadýr.

BÝBLÝYOGRAFYA :Gabriel, Voyages, s. 80-81; L. A. Mayer, Isla-

mic Architects and Their Works, Genève 1956,s. 64-65; Þerare Yetkin, Anadolu’da Türk ÇiniSanatýnýn Geliþmesi, Ýstanbul 1972, s. 140-141;Oktay Aslanapa, Türk Sanatý II: Anadolu Selçuk-lularýndan Beylikler Devrinin Sonuna Kadar,Ýstanbul 1973, s. 194; Metin Sözen, Anadolu’daAkkoyunlu Mimarisi, Ýstanbul 1981, s. 148-151;a.mlf., “Akkoyunlular Sanatý”, Cumhuriyet An-siklopedisi, Ýstanbul 1968, I, 131; Ali Kýlýcý, “Ha-sankeyf Vakýf Eserleri”, V. Vakýf Haftasý: 7-13Aralýk 1987, Ankara 1987, s. 163.

ÿAbdüsselâm Uluçam

Çeþme ve Sebili külliyenin doðu-alt giriþi-nin yanýna yerleþtirilmiþtir. Külliye arsa-sý içinde yer alan, millî mimarlýk dönemiyapýlarýndan sayýlabilecek medresenin adý1914 tarihli Ders Vekâleti Defteri’nde,“Vâlide Sultan, nâm-ý dîger Vânî EfendiMedresesi” adýyla geçmektedir. Cami ileuyumlu olarak tuðla ve taþ örgüyle inþaedilen fevkanî medresenin bodrum katý ba-tý cephesindeki zeminin yüksekliði sebe-biyle algýlanamaz. Sokak tarafýnda tek kat-lý gibi görünen binanýn içeride zemin sevi-yesinde beþ, üstte on odasý bulunmakta-dýr. Hazîre caminin batý tarafýnda yer al-mýþ, doðu tarafýndaki bahçeye de sonra-dan üç adet mezar ilâve edilmiþ, son ça-lýþmalarda mezar sayýsý 113 olarak tesbitedilmiþtir. Hazîrede Zeyneb Sultan’ýn tür-besinden nakledilen mezarý, kocasý Sadra-zam Melek Mehmed Paþa ve 1911’de Ye-dikule surlarý yanýndan nakledilen Alem-dar Mustafa Paþa’nýn mezar taþlarý ya-nýnda Zeyneb Sultan’ýn akraba ve ahfadýile birçok saray vazifelisinin kabri bulun-maktadýr. Çeþitli sebeplerle müdahalele-re mâruz kalan külliye, yok olan ve ilâveedilen yapýlarýyla Osmanlý mimarisinin birdönemini temsil kabiliyetiyle önem arzet-mektedir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Zeynep Sultan Camii Vakfiyesi ve Zeyilleri,VGMA, Defter nr. 743, sýra 80, s. 215, sýra 81, s.222, sýra 82, s. 224; BA, Ý.ÞD, Dosya nr. 117,Gömlek nr. 7006; BA, MF. MKT, Dosya nr. 549,Gömlek nr. 59; Hüseyin Ayvansarâyî, Hadîkatü’l-cevâmi‘: Ýstanbul Câmileri ve Diðer Dînî-SivilMi‘mârî Yapýlar (haz. Ahmed Nezih Galitekin),Ýstanbul 2001, s. 173-174; Halil Ethem [Eldem],Camilerimiz, Ýstanbul 1932, s. 96-97; Tahsin Öz,Ýstanbul Camileri, Ankara 1962, I, 158; HikmetÜlgen, Ýstanbul Camileri, Ýstanbul 1966, s. 111-112; Eminönü Camileri (nþr. Eminönü Müftülü-ðü), Ýstanbul 1987, s. 221-222; Mübahat S. Kü-tükoðlu, XX. Asra Eriþen Ýstanbul Medreseleri,Ankara 2000, s. 57-59; Ýshak Güven Güvelioðlu,Osmanlý Mezar Taþlarý ve Zeynep Sultan Hazire-si, Ýstanbul 2008; Muzaffer Erdoðan, “Onseki-zinci Asýr Sonlarýnda Bir Türk San’atkârý, Hassa

Zeynel Bey

Türbesi –

Hasankeyf