isimli t,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d00064/1999_2/1999_2_yekhlefh.pdfbu kitap...

11
KA TIP ÇELEBI'NIN LLEMÜ'L-VUL ISIMLI ESERI ÜZERI NE i 1 1(atip Çefe6i'nin Süllemü'f-o/usUi isimli T,seri tüzerine Türkler, müslüman tarihten itibaren lslam'a önemli hizmetlerde ve boyunca bu dinin ve müslüman ve eserleriyle Islam kültür ve medeniyetine büyük pek çok alim, dirayetli yönetici, kahraman asker ve sanatkar Seçkin Türk yazar ve alimlerinden biri de Katip Çe- lebi'dir. Katip Çelebi, döneminde yazar ve ilim Türkçe, Arapça ve Farsça olarak eserleriyle Türk Islam kültürüne önemli hizmetlerde dünya ilim çevrelerinin de be- Birçok nadide eser veren Katip Çe- lebi ö.zellikle Cihannüma ve Sül/emü'I- Vusül isimli eserleriyle ün Ancak, konusunu eden Sül/emü'/- Türk Islam tarihinde istisnai bir yeri Tek olan ve hala el halinde bulunan biyografik Arapça eser, es-Sem'anl, lbnü'I-Esir ve es- Suyuti'nin biyografi !üründeki eserlerinin temel da haizdir. Bize kadar müsvedde halinde gelen bu kültür hazinesini temel özellikleriyle ve ilim aleminin istifadesine çok bir kabul ediyoruz. SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN ÖZELLIKLERI Sül/emü'I- Vusül, Katip Çelebi'nin biyografi ve bib- liyografi türterindeki eserlerinin en önemlilerindendir. Islam kültür medeniyetinin en ha- zinelerinden olan birlerce eseri ihtiva gibi, Sü/- /emü'/-Vusü/' da ve bilgileriyle boyunca müslüman toplumu tarihi, dini ve edebi olay- lara tutan binlerce alim ve ve Dr., Houria Yekhlef, DevletLisan Okulu Houria YEKHLEF* hal tercümelerini içermekle, yüzlerce ilim ve meslek isim, künye, nisbet ve mah - ve ölüm tarihlerini belirtmekte, bölgeler ve yerler güvenilir bilgiler sun - Bu sebeledir ki, Sül lemüi-Vusül bu yana ilim dikkatini ve kaynak olarak kul - Bir çok ondan iktibaslarda bu- ve istifade Katip Çelebi'nin da bu eserin Katip Çelebi'nin biyografi durumundaki Orhan Gökyay, Süllemü'/-Vusüfu ifadelerle ta- "A/fabe göre arapça bir biyografi eseridir. Iki ana bölüme Birinci bö- lümde, kendi isimleriyle adamlar, ikinci ktstmda nesep, künye ve /akap/anyla bilineri kimseler st - ralanmakta olup, her harf bir bab etmektedir. Ka tip Çelebi bu eserini, ktsmen geçen ki- tap/ann müe/liflerine ait bir indeks gibi meydana ge- Eserinin ikinci daha büyük gören mü- e/lif. buna ihtiyaç söylemektedir. Esas olarak, Suyüti'nin Tahrirü'/-Lübab adlt biyografik eserini fakat buna kendi bulduk/armt ekfemek ve baz1 eksik bilgiferi tamamlamak suretiyle, ilaveler Yine de Katip Çelebi'nin, bu eseri haztrfamak için fay- ve yeri geldikçe Kaynaklann saytsl, yüzden fazladtr. 1058 ylf1 Zilhiccesi sonlannda (1649 Ocak ortalan) Istanbul'da olan bu eserin yegane nüshas1, müsvedde halindedir. Baz1 sahifelerde isimler ve onlar öylece Son/ara artmaktadtr. sahifeler, muhtelif maddelere ait meydana gel- ki, bundanda Katip Çelebi'nin daha önce bu mad- delerin ayr1ca Eser- de baz1 ktsaltmalar da Mellifin ISLAMI DERGISI, CILT : 12, SA YI 2, 1999 149

Upload: others

Post on 02-Jun-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L-VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE

i 1 1(atip Çefe6i'nin Süllemü'f-o/usUi

isimli T,seri tüzerine

SUNUŞ

Türkler, müslüman oldukları tarihten itibaren lslam'a

önemli hizmetlerde bulunmuşlar ve yüzyıllar boyunca bu

dinin ve müslüman toplumların hamiliğini yapmışlardır. Düşünceleri ve eserleriyle Islam kültür ve medeniyetine

büyük katkılar sağlayan pek çok alim, dirayetli yönetici, kahraman asker ve değerli sanatkar yetiştirmişlerdir.

Seçkin Türk yazar ve alimlerinden biri de Katip Çe­

lebi'dir.

Katip Çelebi, Osmanlılar döneminde yetişen meşhur

yazar ve ilim adamlarındandır. Türkçe, Arapça ve Farsça

olarak yazdığı eserleriyle Türk Islam kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuş, dünya ilim çevrelerinin de be­

ğenisini kazanmıştır. Birçok nadide eser veren Katip Çe­

lebi ö.zellikle Keşfu'z-Zunün, Cihannüma ve Sül/emü'I­

Vusül isimli eserleriyle ün kazanmışt ı r.

Ancak, çalışmamızın konusunu teşkil eden Sül/emü'/­

Vusül\ın Türk Islam tarihinde istisnai bir yeri vard ır. Tek

nüshası olan ve hala el yazması halinde bulunan meşhur biyografik Arapça eser, es-Sem'anl, lbnü'I-Esir ve es­

Suyuti'nin biyografi !üründeki eserlerinin karakteristiğini

taşı masının yanında, Keşfu'z-Zunün\ın temel vasıflarını da haizdir. Bize kadar müsvedde halinde gelen bu kültür hazinesini temel özellikleriyle tanıtmayı ve ilim aleminin

istifadesine sunmayı çok yararlı bir iş kabul ediyoruz.

SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN ÖZELLIKLERI

Sül/emü'I-Vusül, Katip Çelebi'nin biyografi ve bib­liyografi türterindeki eserlerinin en önemlilerindendir.

Keşfu'z-Zunün, Islam kültür medeniyetinin en değerli ha­zinelerinden olan birlerce eseri ihtiva ettiği gibi, Sü/­

/emü'/-Vusü/' da görüş ve bilgileriyle yüzyı llar boyunca

müslüman toplumu aydınlatan, tarihi, dini ve edebi olay­lara ışık tutan binlerce alim ve yazarın, şair ve

• Dr., Houria Yekhlef, Başbakanlık DevletLisan Okulu Öğretmeni

Houria YEKHLEF*

edeblyatçının kısa hal tercümelerini içermekle, yüzlerce kitabı tanıtmaktadır. Ayrıca ilim adamlarının ve çeşitli

meslek mensuplarının isim, künye, nisbet ve mah­

laslarını , doğum ve ölüm tarihlerini belirtmekte, coğrafi bölgeler ve yerler hakkında güvenilir bilgiler sun­

maktadır.

Bu sebeledir ki, Süllemüi-Vusül yazılışından bu yana

ilim dünyasının dikkatini çekmiş ve kaynak olarak kul­'ıanı lmıştır. Bir çok araştırıcı ondan iktibaslarda bu­

lunmuş ve istifade etmiştir. Katip Çelebi'nin biyografları da bu kıymetli eserin değerini vurgulamışlardır.

Katip Çelebi'nin başlıca biyografi yazarı durumundaki

Orhan Şaik Gökyay, Süllemü'/-Vusüfu şu ifadelerle ta­nıtmaktadır: "A/fabe strasına göre tertipfenmiş arapça bir

biyografi eseridir. Iki ana bölüme aynfmtşttr. Birinci bö­

lümde, kendi isimleriyle tamnmtş meşhur adamlar, ikinci

ktstmda nesep, künye ve /akap/anyla bilineri kimseler st­

ralanmakta olup, her harf bir bab teşkil etmektedir. Ka tip

Çelebi bu eserini, ktsmen Keşfu'z-Zunün'da geçen ki­

tap/ann müe/liflerine ait bir indeks gibi meydana ge­

tirmiştir. Eserinin ikinci ktsmınt daha büyük gören mü­

e/lif. buna şiddetle ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Esas

olarak, Suyüti'nin Tahrirü'/-Lübab adlt biyografik eserini

almtş, fakat buna kendi bulduk/armt ekfemek ve baz1

eksik bilgiferi tamamlamak suretiyle, ilaveler yapmtşttr.

Yine de Katip Çelebi'nin, bu eseri haztrfamak için fay­

dalandiği ve yeri geldikçe kaydetfiği Kaynaklann saytsl,

yüzden fazladtr. 1058 ylf1 Zilhiccesi sonlannda (1649

Ocak ortalan) Istanbul'da tamamlanmiŞ olan bu eserin

yegane nüshas1, müsvedde halindedir. Baz1 sahifelerde

isimler yaztlmtş ve onlar öylece btraktlmtşttr. Son/ara

doğru, boşluklar artmaktadtr. Bazı sahifeler, muhtelif

maddelere ait fişlerin yaptştmlmasmdan meydana gel­

miştir ki, bundanda Katip Çelebi'nin daha önce bu mad­

delerin fişlerini ayr1ca haztrladtğl anlaşılmaktadir. Eser­

de baz1 ktsaltmalar da kullamlmışttr. Mellifin çaltşma

ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, CIL T : 12, SA YI 2, 1999 149

Page 2: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

tarzı hakkında bilgi edinmek bakımından bunlar önem­

lidir. Eserin sonuna bir de, fevaid-i müteferrika'yı havi bir

h§.time konmuştur. Burada, çok eser yazmış olanlar,

bazı garip ve nadir şeyler, hafızalardan çok yaşayanlar, gençlerden ve ihtiyarlardan zekalarıyla şöhret bulanlar,

alimiere ait /afife/er i/h. gibi merakit birtaktm notlar top­

lanmıştır. Eserin çok mühim bir tarafı da Katip Çelebi'nin

otobiyoğrafisini vermesidir.

Katip Çelebi'nin, bazı e/kabı ilave ederek zamanma

kadar getirdiği, fakat tamamlayamadığı bu eseri, MOs­

takimzade Sadüddin Efendi, onun bıraktığı yerden baş­

liyarak, kitabına aldtğı kimselerin neseplerini, mah­

laslarmı ve fakap/arınıda göstermek suretiyle, zamanma

kadar (1762) yürütmüştür. •1

Orhan Ş. Gökyay, burada, bu meşhur eseri üslup ve muhteva yönünden de~erlendirip tanıtmaktadır. Eserin, sadece bir takım meşhur insanları kısa biyografisinden

ibaret olmadı~ını, tarihi, dini, tasawufı konularda çok de­~erli bilgiler ihtiva etti~ini de ifade etmektedir.

Burada, eserin teknik özelliklerini, muhtevasını, dilini ve bölümlerine göre konularını ayrıntılı şekilde ele ala­

ca~ız ve değerlendireceğiz.

A. SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN TEKNIK ÖZELLIKLERI

1 . Ad ı

Katip Çelebi, eserinin başında, adını şu şekilde yaz­maktadır: Kitabu Sül/emi'/-Vusuf ila Tabakatı'I-Fuhul, li­

katibihi'l-fakir ila inayeti Rabbi'I-Kadir Mustafa b. Ab­

dullah ei-Kostantiniyyi'l-mevlüd ve'd-dar.

Süllemü'/-VusOiun tam adı böyledir ve müellif ta­rafından Arapça yazılmıştır. Biyografik kaynaklarda da aynı şekilde tam olarak yazılmış ve kullanılmıştır. Ancak, bazı yazarlar onun adını kısaltarak 'SOI/emü'l-V usul' diye kullanmışlardır. Biz de onun tam adını uzunca kullanmak yerine, aynı kısaltmayı yaptık ve kullandık.

Kapak sayfasının alt sol köşesinde, kanaatımızca

sonradan birisi eserin yaprak sayısını (577 yapraktır

diye) yazmış ve Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki kayıt

numarasını (1877) belirtmiştir.

SOI/emü'/-Vusü/un y~ılış tarihi konusunda müellif şu

1. KAtip Çelebi'den Seçmeler, ı , s.43-44. A.Ü.IIahiyat Fakültesi ögretim elamanlanndan Ahmet Yılmaz, MüstakimzMe'nin bu eserini müstakil bir bölümde ele alarak "MüstakimzMe Süleyman Sadeddin Efendi Hayatı, Eserleri ve Mecelletii'n·Nisab'ı" baştıklı bir doklara çalışması yapmışlır. Mecelletu'n·Nisab\ çeşitli yön leri ve özellikleri itibariyle in· celeyen araştırıcı bu kıymetli eserin Süllemii'I-Vusü'la irtibatına da işaret etmiştir.

150

DR. HOURIA YEKHLEF

kaydı düşmektedir: " ... Bu kitap 1053 yılmm Kadir Ge­

cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle, SOI/emü'I-Vusülun -Hatime kısmı dışında- 1053/1643 ta­rihinde tamamladığını belirtmektedir.

Yazarın, eserin "Hatime" kısmının sonunda, 1058/ 1648 yılında yazılıp tamamlandığına dair ifadesi ise.

bize göre, iki anlama gelmektedir:

a. Halime kısmının yazılıp tamamlanması,

b. Kitabın bazı eksikliklerinin giderilmesi ve Hatime

kısmının ilave edilmesiyle tamamlanması.

Süllemü'J-VusOiun adı, adının yazılışı ve okunuşu konularında herhangi bir tartışma bulunmamaktadır.

Bu durumda eserin kimliği şöyledir:

Adı: Kitabu Süllemi'I-Vusül ila Tabakati'I-Fuhul.

Yazarı: Mustafa b. Abdullah (Katip Çelebi).

Yazıldığı tarih: 1058

Yazıldı~ı yer: Istanbul

Kütüphanesi: Şehid Ali Paşa (Süleymaniye Kü-tüphanesi)

Numarası: 1887

Ölçüsü: 262.100 (b.b-b.b.)

Yaprak sayısı: 578.4.14

Şirazesi: sökülüp yeniden hazırlanmıştır.

2. Konusu

Genel biyografi türünde yazılmış olan bu eserin ko­nusu künyeleri, nisbetleri, mahlasları, eserleri ve isimleri ile meşhur olan seçkin şahsiyetlerdir. Bir yandan müs­

lüman ve gayri müslim alimleri, düşünürleri, devlet adamlarını, yazarları ve çeşitli meslek erbabının kısa hal tercümelerini ihtiva etmekte, bir yandan da birtakım mü­ellifin meşhur eserlerini, yazarlarının adları ve ölüm ta­rihleriyle birlikte tanıtmaktadır. Birçok önemli şahsiyelin de künyelerini, lakablarını, nisbetlerini ve mahlaslarını vermektedir.

Ancak, O. Şaik Gökyay ve Şerafettin Yaltkaya gibi bi­yografları, müellifin bu eseri tamamlamadığını yaz­

maktadır. 'Y' harfinde biten SOI/emü'I-Vusül'un noksan olduğunu söylemektedir. Oysa Katip Çelebi, eserinin 'hatime'sinde eserini tamamlaması sebebiyle Allah'a hamd ve şükretmekte ve şu ifadeleri kullanmaktadır: "el­

hamdülillihi ale't-temam, ve's-selatü ve's-selamu ala

JOURNAL OF ISLAMIC RESEAACH VOL: 12, NO 2. 1999

ı

.1

Page 3: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L-VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE

hayri'l-enam. Temme fi evahiri zilhicce sene semanin ve

hamsin ve üllife bi medine/i kontantiniyye ... "

Kanaalımız odur ki, biyograflarının eserin ta­mfmlanmamış olduğuna dair sözleri, 'y' harfine ait bazı rı:ıaddeler ile, eserde boş bırakılmış, fakat daha sonra doldurulmuş olan kısımları ifade etmektedir. Yoksa, Katip Çelebi, eserin maddelerini alfebatik olarak ta­mamiyle yazmış, 'y' harfinde bitirmiş, 'Mtime' başlığını

kullanmış ve burada eserin muhtevasını tamamlayıcı ni­telikte birtakım faydalı malumat vermiştir.

Ayrıca, selefieri lbnu'I-Esir'in ei-Lübab ve es­Suyüti'nin Tahrirü'I-Lübab isimlerindeki eserleriyle Sü/­

lemü'I-Vusülun mukayese edildiğinde maddelerde bir ek­siklik görülmemektedir. Tersine örnek alınan ve ihtisar

edilen bu iki eserde olanlara birtakım ilave ve istidrakte bulunulmuştur. Zaten eser, es-Suyüti'nin Lübbü'/­

Lübaliının Zeyl'i vasfını haizdir.

Müellifimizin, eserin hatimesinde, Süllemü'I-VusU/ hakkındaki değerfendirmesi şöyledir: •es-Suyüti'nin ei­

Lübab'mm tahriri üzere fakab/ar ve nesebler, ekieri ve il· haklanyla birlikte, bitti. Bil ki, Imam Sem'anii 8 cilt ha­

linde çok büyük bir kitap yazdt; orada insanlarm ne­

seblerini belli bir terlib üzere topladt. Daha sonra ei­

Kamil'in yazan lbnu'I-Esir bu eseri 3 cilt halinde ihtisar

etti ve önceki eserlerde bulunmayanlan ona istidrak etti

ve onu e/-Lübab diye adlandtrdt. ... Sonra es-Suyüti

geldi ve e/-Lübab'm ensabtnt alfabetik olarak yazdt ve

lbnu'I-Esir ve es-Sem'anii'nin eserlerinde bulunmayan

birçok nesebi ona ekledi, çoğunluğu Mu'cemu'I­

Buldan'dan almma birçok nesebi de ona istidrak etti.

Eserini de Tahrirü 'I-Lübab diye isimlendirdi.

Ben de, es-Suyüti'nin TahrirüHübab'mdaki terlib

üzere, nesepler ve /akaplan, hal tercümelerini yazdtm ve

d~ğerlendirdim. Sonra lbnu'I-Esir ve es-Suyüti'nin eser­

lerindekilere ilavelerde bulundum ve bu iki kitaba yap­

ltğtm ilavelerimi belirltim. Bu eser Ka dir Gecesi, 1 OSB yt­

lmda tamamlandt'2 .

Yazarın bu açıklama ve değerlendirmeleri çer­çevesinde Süllemü'/-VusOI'un konularını kaynakları iti­bariyle şöyle sıralayabiliriz:

a. lbnu'I-Esir'in Lübab ve es-Suyüti'nin Tahrirü'I­

Lübab ismindeki eserlerinde yer alan bazı maddeler,

b. Keşfu'z-Zunun'da zikredilen eserlerin müellifleriyle alakalı malumat ve bu kitabdan aktarma bibliyografik ve biyografik maddeler,

2. Süllemü'I-Vusül, 563. yaprak.

c. Müellifin bu eserlerde bulunan bilgilere yaptığı ila­veler, ek bilgiler, istidrakler, ilhaklar, yeni bilgiler ve mad­

deler.

d. ei-LübSb ve Tahrirü'/-Lübab'daki eksik bilgiler ve noksan bırakılan maddeleri tamamlayıcı maddeler.

e. Kutbuddin ei-Mekki'nin e/-A'Iam isimli eserinde ver­

diği bilgileri aktaran, çok nadir ve garip konularda oku­yucuyu bilgilendiren kısa açıklamaları ihtiva eden

halime.

Süllemü'/-Vusül'un konusu tamamiyle hal ter­

cümeleridir. Ese~n 350. yaprağa kadarki bölümü gerek kendi isimleri gerekse lakap, künye ve nisbetleriyle meş­hur olan müellifleri, alimleri, fakihleri, tarihçileri, şairleri,

edipleri, dilcileri, suıtanları, emirleri ve düşünurleri içe­rirken, 351. yapraktan başlayan ve 563. yaprağa kadar olan kısım nisbetleri, eserleri ve mahlasları ile tanınan ki­şiler ve eserleri hakkında bilgi vermektedir.

Bu bağlamda, eserin bablarında değişik vasıfları haiz

şahsiyetlerin kısa hal tercümelerinin harf sırasıyla ve­rildiği, malumatın uzunluk ve kısalık bakımından farklı ol­du!;ju görülmektedir.

Müstekimzade'nin Mecelletü'n-Nisab't, Süllemü'I­

VusUI\.ın zeyli sayıhrken, Süllemü'/-VusU/ da Tahrirü'/­

Lübab'ın zeyli mütalaa edilmektedir. Müellifin yukarıda aktardığımız ifadeleri de bu doğrultudadır.

3. Yazılış Sebebi ve Özellikl~ri

Katip Çelebi, Süllemü'I-Vusül\.ın telif sebebini açık­lamamıştır. Bu eseri, herhangi bir devlet adamının isteği doğrultusunda yazmamıştır. Tarihe olan ilgisi, müellifleri musannıfları, şarihleri, ünlü devlet ve fikir adamlarını, mezhep ve meşreb erbabını, şeyhleri ve sulileri tanıma

ve tanıtma arzusu, bir ganimet olarak telakki ettiği tarih mirasını yeni nesillere ulaştırma düŞüncesi onu böyle bir müstakil teracim ve tabakat kitabı yazmaya sevketmiş olabilir.

Nitekim, Süllemü'I-Vusül\.ın Halime kısmında, eserini tamamlamış olmaktan dolayı Allah'a hamd, Resülü'ne selam ettikten sonra "Peygamberin varisieri olan ilim

adamianna ve salih/ere hizmet o/mast için (yazdtm)" ifa­desini kullanmaktadır.

Bununla birlikte, onun, Keşfu'z-Zunün gibi geniş ha­cimli bibliyografik eser ile birtakım hal tercümesi ki­tabından sonra, yine hacimli bir biyografik eser yazma, böylece daha önce kullanarnayıp elinde kalan fişleri ve

)SLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12,.SAYI2, 1999 151

Page 4: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

biyografi bilgisini değerlendirme ihtiyacı duymuş olması, bize bu eserin yazılışında başlıca sebep olarak gö­rünmektedir.

Şerafetlin Yaltkaya, Keşfu'z-Zunun'a yazdığı "mu­

kaddime"de, Süllemü'I-Vusulun Arapça telif edilmesine, mevzusunu sebep göstererek şöyle demektedir:

"Müelliflerin hal tercümelerini bildiren ve bunun da

yüzde doksan beşi arapça membalardan altnmiŞ olan

Süllemü'I-Vusu/'unu arapça yazmiŞ olmasi, aym sebebe

(r:nevzu) mebni olmakla beraber o zamanlarda arapçamn

ilim /isam olmasi da bu hususta müessir olmuştur'3.

Süllemü'l-V usul hece harflerine göre tertib edilmiş,

bablara ve fasıliara ayrılmıştır. Binlerce seçkin alim ve yazarın künyesi4, lakabı5, nisbeti6 ve mahlasını7 işte bu

uslub ve anlayışla tanıtılmaktadır.

Eser, yazarın da ifade ettiği gibi, es-Suyütl'nin Tah­

rirü'I-Lübab,nın tertibi üzere telif edilmiştir. Ancak, hangi yılda telif işine başlandığı ve kaç yıl sürdüğü konusunda bilgi bulunmamaktadır. Keşfu'z-Zunun'dan sonra telif

edildiği kesin olan eserin, 1053-1058 yılları arasında telif edilmiş olabileceğini sanıyoruz. Halime kısmındaki farklı

"tamamlanma tar ihleri"ni de bu anlamda uzlaştırıyoruz.

Eser, büyük ölçüde derleme bilgilerden oluşmaktadır.

Tahrirü'I-Lübab'daki maddelerin önemli kısmı ile Keşfu'z­Zun'On'daki bibliyografik malumatın bir kısmı buraya ak­

tanimıştır. Ayrıca eser, birçok yeni madde, yeni bilgi ve açıklama ihtiva etmektedir.

Yazar, bir maddeyi yazarken önce künye, lakab veya nisbeti zikretmekte, sonra ismi tam olarak vermekte,

daha sonra da ölüm tarihini belirtip kısa hal tercümesi sunmaktadır.

Eser müsvedde halindedir. Hattı okunakli ve güzel değildir. Birçok madde üzerinde silintiler, karalamalar ve eklemeler mevcuttur. Bazı maddeler ise fişlerden aynen alınıp yapıştırılmıştır. Bazı fişler de ters yapıştırılmıştır.

Bu sonuncu hususlar, eserin ihtiva ettiği ·maddelerin beyaz edilmeden, müsvedde olarak nasıl yazılmış ise

3. Keşfu'z-Zunün, Mukaddime kısmı , s.1 5. 4. Künye, kişinin asıl isminin yanında, bir başka isimle tanınmasını

sağlayan ısimlendirme şeklidir. Ebu lshak. Ommü Ayşe, lbn ömer gibi. Bu tür isimlendirmeıerde kişi, asıl adı ve lakabı ile değilde, bi· risinin babası, anası ve oğlu olmakla anılmakla ve tanınmaktadır.

5. Lakab, kişinin asıl isminden başka, tarif etmek, övmek ve yerrnek amaçıanyla, bir başka adla anılmasıdır. Topal Tımur, Uzun Hasan, Karakeçili, Seyfulluh, Kaimbiemrillah gibi.

6. Nisbet, akrabalık bağı, aidiyet Uadesldir. Kişinin soyu ile anılmasıdır. Bölge, yer ve mesleğe de nisbet edilebilir.

7. Mahlas, bir şairinasıl adından başka, edebiyatta ve şiir de kullandığı isimdir.

152

DR. HOURIA YEKHLEF

öylece derlenip tasnif edildiğini, üzerinde çal ışma ya­pılmadığını göstermektedir.

Ayrıca, telif yapılırken sadece, 1 ,2,3,4,5 diye numara verilmiş, yapraklar a ve b diye harflerle işa­

retlenmemiştir. Ancak, mevcut nüsha üzerinde daha sonra, muhtemelen Şehid Ali Paşa Kütüphanesi yet­kililerince, latince rakamlarla yeni bir sahife nu­maralaması yapılmıştır. Bu yeni numaralamaya göre, mesela, eski numaralamadaki yaprak 4, yaprak 5 ol­makta, dolayısıyla numaralar bir ileri kaymaktadır.

Süllemü'I-Vusul\.m bazı yaprakları mükerrer nu­maralandığı gibi, mükerrer yazılan yapraklar da vardır.

27, 48, 136, 175, 224, 226, 230, 232, 242, 262 ve 503 nolu yapraklar iki defa yazılmıştır ve numaralanmıştır.

Numaralama ve telifteki bu aksaklık gözönünde bu­lundurulursa eserin toplam yaprak sayısı 589 ol­maktadır.

Her yapraktaki satır sayısı 34, 22, 54, 47, 56, 62, 67 şeklinde farklı farkl ı olan eserin iç yapraklarının ölçüsü de farklıdır. Bunlar, 32.11, 32.11.5, 30.11.5, 31.5.1 0.5

şeklindedir.

Eserin yazılış özelliklerinden biri de, ilk ikiyüz yap­rakta verilen bilgilerin ayrıntılı ve geniş hacimli oluşu,

daha sonraki kısımlardaki maddelerin ise çok kısa ya­zılışıdır. Öyle ki, bazı maddeler sadece isim ve künye zikredilerek geçilmiş, bazan da lakab veya mahlas ifade edilmekte yetinilmiştir. Bunu şu iki maddede ör­nerlendirelim:

a. Ebu lshak maddesi:

bab: 'elif' harfi,

künye: Ebulshak

lakab: Kulbeddin ei-Mısri

ismi: lbrahim b. Ali b. Muhammed eş-ŞafT'i

nisbet: es-Selmi

yaprak no: 5a

hal tercümesi: Mogol Fitnesi sırasında genç yaşta şehid edildi. Mağrib (Fas)'de yaşadı, sonra Mısır'a geçti. Burada bir müddet kaldıktan sonra Doğu'ya yolculuk etti. Imam Fahreddin'den ders aldı ve onun en seçkin tilmizlerinden biri oldu. Çeşitli ilimlerde alimdi ve çok sa­yıda .kitap tasnif etti. Şerhu Kül/iyan-Kanun onlardandır.

el-Mesih'i ve Imam Fahreddin'i Ali b. Sina'ya üstün tu­tardı. Çünkü bunların anlatım uslubu daha açıktır. Şam kadısı Şemseddin el-Hüli ondan (Ebu lshak) ilim tahsil etti. Es-Sübki ve es-SuyütT onu eserlerinde zikrettiler.

JOURNAL OF ISLAMI C RESEARCH VOL: 12, NO 2. 1999

Page 5: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'l-VUSÜLISIMU ESERI ÜZERINE

b. Muhammed maddesi

künye: ....

nisbet: et-Tahiri ei-Halidi

) isim: Muhammed b. Muhammed b. Hasan b. Ali

hal tercümesi: 0000000

yaprak no: 224

Süllemü'I-Vusütun yazı karakteri birtek değildir, farklı

şekillerde yazı lm ı ştır. Hatt ı okunakl ı değilse de, dili sade ve an laşılabilir niteliktedir.

4. Bölümleri ve Hacmi

Süllemü'I-Vusül, iki ana bölüm ve halime'den mey­

dana gelmektedir. Birinci bölümde isimleri ve künyeleri ile meşhur olan kimselerin biyografileri yer almaktadır. Ikinci bölümde ise, nisbetleri ve lakaplarıyla meşhur olan

ilim ve fikir adamları, şairler, edebiyatçılar ve yazarlar

zikredilmektedir. Ancak, bölümler arasında tertip ve uslüp bütünlüğü görülmemektedir.

Birinci bölüm 271. yaprakta yazarın kendi kısa hal tercümesi ile "hatimetü'l-kJsmJ'/-evvel" kısmı ile son bul­

maktadır. Ikinci bölüm 272. yapraktan başlayıp 563. yap­rağa kadar olan kısmı kapsamaktadır. Yazar eserinin

ikinci bölümüne şu ifadelerle başlamaktadır. "el-ktsmu's­

sani mine'I-kitabi fi tertibi'l-ensab ve'l-kuna ve'l-alkab. Ve

huve eydan ale'J-hurüf likü/li harfin bab. •

Yazar, 272. yaprağın başındaki bu ibarelerin ya­n ında, eserin ikinci bölümü için şöyle bir açıklama yapma ihtiyacı duymuştur:

"ve haza ktsmun azimun nefsuhu ve yeşteddü'J ha­

cetü ileyhi"

Daha sonra bu bölümü de "harf düzeni"ne göre yaz­

dığını ifade eden yazar, "babu'l-elif" başlığı ile ikinci bö­lümü telif etmeye başlar. Katip Çelebi'nin bu kısımda

yazdığı ilk madde "el-ibahati" maddesi olup, haramları mübah sayan bir topluluğa nisbetle böyle isimlendirildiği belirtilmektedir.

Eserde, harf sıralamasına göre har tercümeleri ve­rilirken 'e/if' harfinden başlanmış, nesepler ile lakaplar esas alınmıştır. Birinci bölümdeki maddeler 272. yaprağa kadar devam etmektedir.

Sül/emü'I-Vusül, harf esasına göre bablara ayrılmış

ise de, künye, lakab, nisbet temelinde isimlendirilerek düzen lenmiş değildir. Bu yönden bakıldığında eser, hem Tahrirü'I-Lüb§b'dan hem de kendisinin zeyli du-

rumundakl Mecelletü'n-Nisab'dan tertib farkl ıl ığına sa­hiptir. Çünkü bu iki eser hem alfabetik olarak bablara ay­

rılmış hem de künye, lakap ve nisbet temelinde tertip

edilmiştir.

Hacim itibariyle Keşfu'z-Zunün'dan çok büyük bir

eser olan Süllemü'I-Vusül, Osmanlı devleti tarihinde ya­zılan en hacimli biyografık eserdir diyebiliriz. Toplam 578

yapraktır, ama, yapraklar a ve b olarak hesap edilirse bu

sayı iki katına çıkmakta, 1146 yaprağa ulaşmaktadır.

Eserde zikredilen maddeler uzun ve kısa olarak her

yaprağa serpiştirilmişti r. Yapraklardaki satır ve m_adde

sayısı çok değişkendir. Yaprak satır sayıs ı bazan 70'e

ulaşmakta, bazan da 15, hatta 3 düşmektedir. Buna bağlı olarak yaprak başına düşen madde sayısı zaman

zaman 25'i bulmakta, bazan da 5,3,2 ve 1 'e kadar in­

mektedir.

Maddelere ayrılan satır sayısının belli bir ölçüsü yok­

tur. Bazı maddeler bir iki cümle ile geçişliril irken bazı

maddeler bir yaprak, yarım yaprak ya da dörttebir yap­

rakta ele alınmaktadır. Bu geniş hacimli eserin ilk ikiyüz yaprağında yer alan maddeler genellikle uzun, daha

sonraki yapraklardakiler ise çoğunlukla kısadıfl.

Yazar, genelde yazdığı her maddenin sonunda onu

zikreden kaynaklara işaret etmektedir. "zekerrehu es­Sübki, zekerehu es- Suyüti, zekerehu Takiyyüddin,

zekerehu sahibu'ş-Şakaik ve gayruhuoo" gibi kaynak

bilgisini maddenin sonunda vermektedir. Bazen de "onu

ashab-ı tarih zikretti" (zekerehu ashabu't-tarih) şek­

linde genel ifade kullanmaktadır.

Katip Çelebi, gerekli gördüğünde, hem zikredilen mü­

ellifin eseri veya eserleri hem de kaynakları hakkında ay­rıntılı bilgi vermekte, onlardan tanrtılması gerekenleri de

temel özellikleriyle kısaca tanıtmaktadır.

Aynı uslubu, mezkur alim, müellif, devlet adamı ve

herhangi bir meslek sahibi için de uygulamaktadır. Bu ki­

şilerin genelde bildiği ilimler ile uzmanlık alanların ı be­

lirttiği gibi, ilmi seyahatlerinden, tahsil düzeyine, ho­calarının kimlik ve kişiliğine varıncaya kadar çok ayrıntı lı

bilgiler vermektedir. Bazı Osmanlı sultanları ile, Aristo,

Anaksogoros, Eflatun gibi yunan filozofları ve Şey­

hulislam Lütfi gibi çok meşhur müslüman alimler, tarikat

şeyhleri ve mezhep imamlanna dair maddeler buna örnek teşkil etmektedir.

8. Uzun yıllar maddeler için mesela bkz: 3,5,6,7 ,8,11,27,33,44,124,167; kısa maddeler ve yaprak salır sayı sı az olanlar için de bkz: 222, 224, 234, 390, 504, 530, 534. yapraklar.

ISLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12. SAYI2, 1999 153

Page 6: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

B. SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN KAYNAKLARI

Süllemü'I-Vusul'un kaynakları esas ilirabiyle ikidir:

1. Müellifin kendi eserleri; yazar daha önceden yaz­

mış olduğu Keşfu'z-Zunün ve benzeri eserlerini kaynak

olarak kullanmış ve zikretmiştir. Zaten eserin ikinci kıs­

m ındaki maddelerin önemli bölümü Keşfu'z-Zunün'da

zikredilen eserlerin müelliflerine ait hal tercümeleridir ve

buralarda Keşfu'z-Zunün sıkça kaynak olarak zik­

redilmişti r.

2. Selefierin tabakiH, ensab, teracim ve biyografi tür­

lerinde yazmış oldukları eserleri ile klasik Islam tarihi ki­

taplarıd ır. Yazar, Vefayat kitapları ile mahalli tarih ki­

taplarından da yeterince istifade etmiştir. Çağdaşı olan

ilim ve fikir adamının, şai r ve edibin, yazar ve alimlerini

gözden geçirmeyi de ihmal etmemiştir.

Katip Çelebi'nin Sül/emü'I-Vusülda kaynak olarak

fayda landığ ı ve isimlerini zikrettiği kitap sayısı yüz do­

layındadır. Ancak bunlardan en çok kullandığı ve zik­

rettiği ise şu dört eserdir:

1. ei-Ensab; Ebu Sa'd Abdülkerim b. Muhammed b.

Mansur et-Temini es-Sem'ani (ö. 562)'nin telif ettiğ i bu

eser Abdullah Ömer ei-Barudi tarafından tahkik ve talik

edilerek 5 cil! halinde 1408-1988 tarihinde Beyrut'ta neş­

redilmiştir. Arap harflerine göre bablara ayrılan eserin

her harfi de kendi içinde "babu'l-elif ve'/-ayn, babu'cim

ve'l-kaf" diye fasıliara bölündüğü, zikredilen maddeler ve

isimler üzerinde okunuş ve yazılış açı klamalarına geniş

yer verild iği, hal tercümelerinin kısa tutulduğu gö­

rülmektedir.

es-Sem'ani'nin en meşhur eseri kabul edilen bu kitap

hakkinda Katip Çelebi'nin Keşfu'z-Zunün'daki de­

ğerlendirmesi şöyledir: "E nsa b sahastnda büyük bir eser­

dir. Tamam1 8 cilt olabilir ama, dünyada ondan az1 kal­

miŞtir. Eser çok büyük hacim/i olduğu için lzzeddin Ebu'I­

Hasan Ali b. Muhammed b. el-Esir ei-Cezeri (ö. 360)

onu k1safttl. Ve ona baz1 ilaveler ve istidrakler yaparak 3 cilt halinde ei-Lübab isimli eserini telif etti. •9 .

2. ei-Lübab; lbnu'I-Esir'in bu değerli eseri Sem'ani'nin

eserinin muhtasarı ve zeyli mahiyetindedir.

3. Lübbü'I-Lübab; Celaleddin Abdurrahman es-Seyüti

(ö. 911 ), lbnu'I-Esir'in zikredilen eserini kısailarak ve ona

zeyl yazarak bunu meydana getirmiştir. Katip Çelebi,

Lübbü'I-Lübab'ın ikinci kısmının muhtevasinı Sül/emü'I­

Vusüla, selefierinin metodu üzere kısailarak aktarmış,

9. Keşfu'z·Zunün. ı. 179.

154

DR. HOUAIA YEKHLEF

buna birtakım ziyadelerde ve istidraklarda bulunmak su­

retiyle eserini zamanına kadar getirmişti r. Katip Çe­lebi'nin değerlendirmesi de aynı doğrultudadır: "Katip

Çelebi,. bu eserini, k1smen Keşfu'z-Zunün'da geçen ki­tap/ann müelliflerine ait bir indeks gibi meydana ge­tirmiştir. Eserinin ikinci k1smm1 daha büyük gören mü­

elli!, buna şiddetle ihtiyaç olduğunu aç1kça söylemektedir. Esas olarak, Suyüti'nin Tahrirü'/-Lübab adli biyografik eserini alm1ş, fakat buna kendi bul­

duklanm eklemek ve baz1 eksik bilgileri tamamlamak su­

retiyle, ilaveler yapm1şt". Yine de Katip Çelebi'nin, bu eseri haz1rlamak için faydalandiği ve yeri geldikçe kay­

dettiği kaynaklann say1S1 yüzden fazladir. Bunlann çoğu biyografik mahiyette eserlerdir. "10

Suyüti'nin bu meşhur eseri, Muhammed Ahmet Ab­dulaziz ve Eşref Ahmed Abdülaziz tarafından tahrik edi­

lerek 141 1/1991 'de Beyrut'ta 3 ci lt halinde bası l mıştır.

4. el-lktisab; Kad ı Kudbeddin Muhammed b. Mu­

hammed ei-Haydari (ö. 894)'nin telif ettiği bu eser. Sem'ani'nin ei-Ensab'ın ı n ihtisarı mahiyetinde olup, ona

lbnu'J-Esir, er-Reşati ve diğerlerinin eserlerinden yapılan derlemelerden meydana gelmiştir.

Katip Çelebi'nin Süllemü'l-V usul'un telifinde istifade ettiği ve maddelerin kaynakları olarak zikrettiği diğer

eserler de, tesbit edebildiğimiz kadarıyla , şunlardır:

1. eş-Şehristani, Tarihu'J-Hükema11

2. Muhyiddin b. Sarec en-Nevevi, Tehzibü'I-Esma ve'I-Lugat12

3. lbn Hallikan, Vefeyatu'I-Ayan ve Enbaü Ebnai'z­Zaman13

4. Abdulkadir, ei-Cevahir (Keşf'de , ei-Cevahir bir kaç­tanedir, metinde yazar adı ya da kitap adı kontrol edil­

melidir.)

5. Kadı Ebu'J-Hüseyn, Tabakatu'I-Hanbeliyye14

6. Zeylu'ş-Şakaik, 15

7. Takiyeddin ei-Makrizi, ei-Hitat el-Haber ani'/­Beşer . .

8. Taşköprü-zade, Miftahu's-Saade ve Misb8.hu's­Siy8.de,16

10. Gökyay, Katip Çelebi'den Seçmeler ı, s. 43·44. 11. Keşfu'z·Zunün, ı, 291; ei-Variıi'nin aynı ismi taşıyan hir diğer eser

için bkz. Keşfu'z·Zunün, ı, 291 . 12. Keşfu'z·Zunün, ll, 514. 13. Kahire, 1957, 1961; Keşfu'z·Zunun. ıı , 2017. 14. Keşfu'z·Zunün, ll. 1097. 15. Bir kaçtane Şekaik zeyli vardır; bunlardan hangisidır? A.S. Levent.

Türk Edebiyatı Tarihi, 355 vd. 16. Keşfu'z·Zunün, ll. 1762.

JOURNAL OF ISLAMI C AESEARCH VOL: 12. NO 2. 1999

Page 7: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L-VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE

9. Taşköprü-zade, Neva.dirü'I-Ahbar fi Menakibü'I­Ahyar17

1 O. Cemaleddin, ei-Menhal es-Safi ve'/-Müstevfi

Bt)'dei-Vefa18

· 11 . el-Cami, Nefahatü'I-Üns Min Hadarati'/-Kuds19. . 12. Yakut, Mu'cemü'/-Buldarf0

13. lbnu'I-Hatib, el-/hata fi Ahbari'I-Granata (Tarih-I

Granata, 1-ııı.f1 .

14. lbn. Hacer, Tehzibu't-Tehzitf2

15. lbn. Ebi Usaybia, Uyünu'I-Enba fi Tabakati'l­

~tlbba23

16. ei-Kıfti, ei-Enba e/-Müstetabe fi Fedaili's-Sahabe

ve'/-Karabe24

17. Ali Şir Nevai, Meca/isu'n-Nefais25

18. Suyüti, Buğyetu'l-Vuat fi Tabakati'I-Lugaviyyin

ve'n-Nuhaf6

19. SuyCıti, Hüsnü'/ Muhadara fi Ahban M1sr ve'I-

Kahire'27

20. Suyüti, Tabakatu'/-Haffaz

21. ei-Yafiri,

22. lbn Reşik, en-Numüzec

23. Zehebi, Siyer-i 'Aiamu'n-Nubela

24. es-Sahavi, ed-Dava

25. lbn ei-Dıhne, ed-Dürrü'/-Müntehab ff Tarihi Ha/eb,

neşr. Yusuf llyas Serkis28

26. lbn Nedim, ei-Fihrisf9

27. Ecnedi,

28. Subki, Tabakatü'ş-Şafiiyyeti't-Kübra3°

17. Keşfu'z-Zunün,ll. 1978. 18. Keşfu'z-ZunıJn,ıı. 1884. 19. Anadoluda Lami Çelebi tercümesi ile tanınır. Bir yeni baskısı için,

Marifet yayınları, Isı. 1980'i zikredebiliriz. A.S. Levent age, 440 vd. 20. Leipzig, 1866; Tahran, 1965; Keşfu'z-Zunün, ll . 1733; A.S. Levent.

a.g.e. 195. 21. Keşfu'z-Zunün. 1. 299: bu kitab da, ünlü seyyah lbn Cübeyr, Rihletü

lbn Cübeyr, Leyden, 1852 hakkında bilgileriyle önem kazanmıştır, bkz. H. 1. Hasan, Siyasi-Dini-KıJ/türe/-Sosyallslam Tarihi, VI, 290.

22. Keşfu'z-Zunün. 1. 514. 23. Keşfu'z-Zunon, ll . 1185. 24. Keşfu'z-Zunün.l . 171. 25. Keşfu'z-Zunün. ll . 1591: A.S. Levent, age, 249 vd., H. lpekten, Türk

Edebiyatmda Şuara Tezkirefer. 26. Kahire, 1326; Kahlre, 1964-65. 27. Kahire, 1365/1946 Keşfu'z-Zunün, 1. 667; A.S. Levent, a.g.e, 195. 28. Beyrut, 1913. 29. Beyrut, 1980. 30. Mısır, 1324.

29. lbn Abdi-Rabbih, e/-lkdu'I-Ferid, I-IX,31

30. lbn Tulun,

32. el-ldrisi, Zikru'I-Endülüs (Nüzhetü'l-müştak'ın

muhtasarı)

33. lbn ei-Kaliinisi, Zey/ü Tarihi Dimeş~2

34. ei-Mecdi,

35. el-Burhan, ei-Muktefa

36. Ebu Ali Ahmed b. Ebu Fadl. ei-Fevaid.

37. Cemaleddin, Necümu'z-Zahire.

38. lbnu'I-Esir, Camiu'I-Usül.

39. lbn Bessam, ed-Dahran.

40. lbnu'l Adim, Tarihu'I-Haleb.

41 . Ebu'I-Hayr, Eş-Şakay1k.

42. Emin Ahmed, Men 'at-u Iklim.

43. ei-Beydavi, Nizamu't-Tevarih.

44. lbn Asakir, Tarih-i D1meşk.

· 45. Faslu'I-Hıtab ve'I-Cami.

46. Ruhu't Tevarih.

47.Kitab-l Muluki'I-Furs.

48. Kitabu'/-Mübtede.

49. et-Tae fi Tabakat.

50. EI-Emali ti Hadis.

51. Kurretu'I-Ayn.

52. Şerhu't-Teshil.

53. es-Si yer fi'l Farisiyye.

54. lnayetü'l Meram.

55. Ashabu'I-Edyan.

56. lbn Aeceb,

57. lbn Aiifii

58. ei-Mecdi.

59. lbn Hakim,

Katip Çelebi, bu listede zikredilen kaynaklara çeşitli

şekillerde atıfta bulunmaktadır. Bazan eseri tam adıyla

vermekte, bazanda, "el-lktisab onu zikretti veya o, el­

lktisab'da zikredildi", şeklinde kısaltma yapmakta; bazan

31. Beyrul, 1983. 32. Nşr. H.F. Amedroz, Leyden-Bril, Beyrul, 1908.

ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12, SAYI2,1999 155

Page 8: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

da eseri zikretmeyip, müellifinin adını belirtmekte, me-

sela • ... Kutbuddin onu zikreNi", "Subki ve Suyüti onu zik-

rettiler ... " ifadelerini kullanmaktadır. Ancak o, bazı mad-

delerde verdi~i malumatın, hal tercümesi bilgisinin

kaynağını belirtmemekte, doğrudan kendi bilgisi gibi ver­mektedir.

Katip Çelebi, tenkitçi ve tahkikçi bir yazar olarak, ge­

rekti!;)inde eserinin kaynakları nı tenkit etmektedir. Ni­

tekim o, zaman zaman maddelerin tesbitinde müracaat

ettiği bazı kaynakların ilmi nitelikleri hakkında okuyucuyu aydınlatmaktadır.

C. SÜLLEMÜ'L.VUSÜL'UN MUHTEVASI

Süllemü'/-Vusül ila Tabak<lti'I-Fuhül (Seçkinlerin Bi­

yografisine Ulaşma Merdiveni) ismindeki bu eser, muh­

teva itibariyle "tabakat" türünde yazılması düşünülmüş

bir eser görünümü vermektedir. Ancak, alfabetik olarak

tertib edilen ve bu usluba göre telif edilen eser, ihtiva et­

tiği maddelerin genel mahiyetine bakılırsa, birçok madde

tamamlanamamış ve eldeki malzeme çerçevesinde oluş­

muştur. Zira yazar, Hz. Adam'den başlayarak çeşitli alan­

larda meşhur olmuş çok sayıda kişinin isim veya kün­

yesini tesbit etmişse de bunları tamamlayamamış ve

vesikalandıramamıştır. Dana sonra· da birçok maddeyi

yazmaktan vazgeçerek üzerierini çizmiştir. Zaten kitabını

da, belki bu sebeple olsa gerek, mesleklere ve ilim dal­

Iarına göre tertip ve tasnif etmemiş , biyografi veya ensab uslübu ile telif etmiştir.

Bununla birlikte eserin ihtiva maddeler sadece Islam

tarihi veye: Türk islam tarihi ile alakah dönemlerle sınırlı kalmamış, Hz. lbrahim'den, Hz. Muhammed'e, Aris­

totales, Anaksagoras ve lbn Sina gibi düşünürlere, sa­

habilerden islam alimleri ve evliyasına, amiriere ve sul­

tanlara varıncaya kadar her tabakadaki meşhur

şahsiyetlerden sözetmiştir.

Süllemü'I-Vusü/'un muhtevası iki ana bölüm ile

halime kısmından meydana gelmektedir. Daha önce

ifade ettiğimiz üzere, birinci bölümde kendi isimleri ve

künyeleri ile meşhur olmuş şahsiyetler ele alınm ış , ikinci

bölümde ise eserleri, lakapları, neseb ve mahlasları ile tanınmış kişiler zikredilmiştir.

Eserin muhtevası , haberlerinin kaynağına göre, şu özellikleri taşımaktadır:

1. es-Suyüti'nin Tahrirü'I-Lübab'ında zikredilen mad­

deler. Tertip bakımından bu eseri esas alan müellif, Süt-

156

DR. HOURiA YEKHLEF

temü'/-Vusül'un son maddesini de Tahrirü'l-LübBb'ın son

madesi olan 'ei-Yeysai' maddesiyle bitirmiştir.

2. Keşfu'z-Zunün'da zikredilen eserlerin müellifleri,

musannıfları ve şarihleri ile ilgili maddeler.

3. es-Subki, lbnu'I-Esir gibi selefi olan biyografi ya­

zarlarının eserlerinden derlenen maddeler.

4. Katip Çelebi'nin bizzat bulup tesbit ettiği maddeler

ile, birtakım eksik maddeleri ve na tamam malumatı ta­

mamlayıcı nitelikteki ilave maddeler.

5. Katip Çelebi'nin telif ettiği ve orijinal nitelikleri mad­

deler. O, bazı lakabları ve nisbetleri tesbit edip yazarak

eseri zamanına kadar getirmiştir.

Müstakimzade Sadedin ise, Süllemü'/-Vusül'un zeyli

mahiyetindaki Mece/letü 'n-Nisatiında onun bıraktığı yer­

den başlayarak, birtakım lakab, neseb ve mahlas ila­

velerinde bulunarak eserini zamanına (1762) kadar ge­

tirmiş, bir yüzyıla yakın bir dönemde ilgili biyografileri .. d k t . ı· 33 ıstı ra e mış ır.

Bu durumda, Süllemü'I-Vusül'un muhtevası , ya ya­

zarın çeşitli kaynaklarda görüp tesbit etti!;)i künyeler ve

isimler ile LübBb, Tahrirü'I-Lübab gibi selefierince yazılan

Ensab ve Tabakat kitabiarından derlenen maddeler ve

isimler ya da doğrudan Katip Çelebi'nin çeşitli kay­

naklardan yararlanarak telif edip bunlara ekiediği isimler

ve şahsiyetlerden teşekkül etmektedir.

Yazarın çeşitli seteriere katılması ve farklı coğrafi

bölgeleri gezip görmesi, çeşitli kütüphanelerde çalışma

imkanına sahip olması hem daha çok madde top­

lamasına hem de ilmi araştırmalarını biyografi ve bib­

liyografi alanlarına teksit etmesine önemli ölçüde etki et­

miştir.

Katib Çelebi, eserine aldığı maddelerin mevsuk ve

mutemed olmasına özen göstermektedir. Bu sebeple,

her maddede değilse de, genellikle malumatının kay­

naklarını vermektedir. Bu kaynakların başlıcaları ve en

önemlilerini Suyüti, Sübki, Takiyyuddin, lbnu'I-Esir,

Ebu'I-Hayr, lbn Hallikan, Sahavi, gibi tabakat ve teracim

türünde eser veren tarihçiler ve yazarlar teşkil et­

mektedir.

Eserde, çeşitli maddelerin tesbitinde ve yazılışında

ufak tefek hatalara rastlanmakta, bazı maddelerin de

boş bırakıldı!;)ı veya silindiği görülmektedir. Bu yönden

bakıldığında, Sü/lemü'I-Vusül'daki maddelerin önemli bir

kısmının boş bırakılmış olduğu söylenebilir. Aynı şekilde,

bazı yapraklarda (mesela, 242 ve 401. yapraklarda birer

JOURNAL OF ISLAMI C RESEARCH VOL: 12, NO 2, 1999

Page 9: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

KA TIP ÇELEBI'NIN SÜLLEMÜ'L·VUSÜL ISIMLI ESERI ÜZERINE

madde, 242. yaprakta 2 madde, 94, 183, 223 ve 230.

yapraklarda ise 3'er madde) çok az madde bu­

lunmaktadır.

) Ancak bunlar eserin muhtevasının mevsuk ve mu­

femed oluşuna zarar verici nitelikte d;ğildir. Zaten müellif

de, eserinin dikensiz gül bahçesine benzemediğini, ha­

talardan korunmuş olmadığını belirtmektedir.

O, Süllemü'I·Vusül\.m muhtevasının özelliklerinin şu

ifadelerle ortaya koymaktadır: "AIIah'a hamd ü senalar

ve insanlarm en haytr/ISI olan Peygamberimize se/at ü

selam olsun. Eser 1058 y111 zi/hiccesinin sonunda (1648

ocak orta/an) Jstanbul'da, Peygamberlerin varisieri olan

bilgin/ere, salih/ere bir hizmet olsun diye yazl11p ta­

mamlandi. Ve Allah'a hamd olsun, bu eserin şam büyük

oldu ve as1k suratli zamanm yüzünde bir çiçeğin gü­

lümsememesi gibi içindeki bilgiler parladi. Buna başka

kitaplar gibi iyi, kötü ne varsa girmedi. Bununla birlikte

ben ne kendimi, ne de eserimi şüpheden ve tereddütten

annm1ş saymworum. Ve onu başkalarmm mallanm sa­

tarkan söyledikleri gibi hiç kusursuz olarak ortaya Çl­

karmworum. Zaten tabakat kelimesinin çoğu/u da salim

çoğul değildir. Bundan dolayi bu benim yazd1ğ1m tabakat

da tam doğruluk iddia edilemez. Bunun için sen ey zey­

rek bilgin ve ey keskin zeka/i, erdemli kişi, bu kitapta bü­

yük/erin hal tercümelerine dair sana verdiğim bilgileri de

benden başka bir yerde bulamazs1n. Onun için itirazdan

vazgeç, yazarm1 küçük görmeye kalklşma, büyük ve de­

ğerli taraflarmdan yararlanmaya bak ve büyük fay­

dalanm hor görme. Sen sade bu ganimetieri almaya

bak; zahmeti başkalanna ait, onu ben çektim. Eğer bu ki­

tapta biri bir yanllŞ bulursa ve kendisi de doğrusunu bi­

liyorsa bu yoldan sevap kazanmasi için ben onun bu

yanlış! düzelimesine izin verdim. Al/ah1m, günlerimizin

sonuncusunu en haytr/ı günümüz kll ve en hayırli iş­

lerimiz de son yaptıklanmız olsun. Sana yaklaşttracak

olan şeyde bize başan ver. Huzuruna çıkt1ğ1m1z zaman

biri utandırma. Bize, anamıza, babam1za, ululanmtza ve

dostlanm1za ve bütün müslümanlara, ey tahmet eder­

/erin en tahmet/isi olan Allahtm, mağfiret ihsan edip on­

lan yarl1ga.a4

Katip Çelebi'nin, eserinin genel bir tanıtımı ve de-

33. MüstakimzAde Sadeddin Efendi'nin Mecel/erü'n·Nisab isimli bu zey· linin muhtevası hakkında geniş bilgi için bkz: Ahmet Yılmaz age, lll. Bölüm s. 174·250.

34. SOI/emO'I·Vusül', yaprak, 577, halimenin sonu.

ğertandirmesi mahiyetindaki bu açıklaması şu noktaları

kapsamaktadır:

1. Yazar hem mütevazi hem de kendini öven bir

kimse görüntüsü vermektedir. Eserini de, hem eksiksiz olmayan bir kitap, hem de başka hiçbir kitapta bu­lunmayan bilgileri ihtiva eden, sadece iyi olanları sunan bir eser şeklinde tanıtmaktadır. Nitekim o, eserin ikinci

bölümünün başında da "bu klSim büyük bir k1smıdtr ve

insanlarm ona şiddetle ihtiyaci vard1r" ifadesini kul­

lanmaktadır.

2. Yazar, eserini büyük zahmetler çekerek meydana getirdiğini belirtmekte, okuyucuyu ondaki ganimetieri al­maya ve başka yerlerde bulunmayan hal tercümeleri

malumatından istifade etmeye çağırmaktadır.

3. Eserde, yanlışlar ve eksik bilgiler bulunabileceğini

itiraf etmekte, doğrusunu bilenlerin bunları düzelimesini istemekte, böyle bir iş yapanın sevap kazanacağını ,

fakat aşırı tenkitlerde bulunmaması gerektiğini be­

lirtmektedir.

4. Yüce Allah'tan kendisi ve yakınları, dostları ve bütün müslümanlar için hayırtar ve yargılama dilemekte, kitap okuyucularına da bazı önemli tavsiyelerde bu­

lunmaktadır.

Sü/lemü'I-Vusü/\.ın muhteva özelliklerinden biri de,

isimlerin doğru, maddelerin de ilmi olarak yazılmasıdır. Belki de yazar, "başka bir yerde bulunmayan hal ter­

cümesi bilgileri ... " ifadesiyle bu hususa işaret etmektedir. Eserin bu özelliği, önceki tabaka!, ensab ve biyografi eserlerinde zikredilen ve fakat okunması zor olan bir çok

ismin okunmasını kolaylaştırmaktadır. Ne var ki, yazarın hattı karışık ve farklı karakterde olduğu ve eser müs­vedde halinde bırakılıp beyaz edilmediği için maddenin ve ismin okunuşu zorlaşmaktadır. Bizzat Katip Çelebi'nin

de .aynı sıkıntı ile karşılaştığı düşüncesindeyiz, çeşitli

maddeler üzerindeki silintiler ve genel ifadeler bunu gös­

termektedir.

Ancak, Katip Çelebi, tıpkı selefieri gibi, bazı isimleri ve maddeleri harekelemek. harfleri ve okunuşlarını be­lirtmek suretiyle bu zortuğu aşmaya veya asgariye in­dirmeye gayret etmiştir. Bu amaçla, bazan da, birtakım

isimlerin manalarını açıklama yoluna gitmiş; "bu, farsça

bir kelimedir ve şu anlama gelmektedir, bu bir yer ismidir

ve manasi şudur ... " şeklinde açıklamalar getirmiştir. Bu

türden açıklamalara ve ilave bilgilere ikinci bölümde sıkca yer vermiştir.

Bu uslub, bize, yazarın ilmi ciddiyetini ve zihniyetini

ISLAMI ARAŞTIRMALAR DERGISI, ClLT: 12, SAYI2, 1999 157

Page 10: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

sergilemektedir ki, biyografi ve bibliyografi türünde eser

meydana getiren kimseler için çok önemli bir vasıftır.

Tabakat türünde yazılan eserlenden biri olduğu biz­zat müellifi tarafından ifade edilen Süllemü'l-V usul'un

muhtevası, daha önce belirttiğimiz gibi, önceden ha­

zırlanan ve kısa notlar halinde fişlerde toplanan ma­

lumattan meydana gelmektedir.

D. SÜLLEMÜ'L-VUSÜL'UN TÜRK-ISLAM

KÜL TÜ RÜNDEKI YERI

Süllemü'/-Vusü/, genel kaynak literatürümüz ve Türk Islam kültür tarihinde önemli ve hayranlık duygusu uyan­

dıran bir eserdir. Çok sayıda meşhur adam ve yazar ile,

siret, vefayat, tezkire, velayet-name, menakıb-name, şiir, edebiyat, tarih, coğrafya ve riyazatla ilgili eserlerin kay­

nağını teşkil etmektedir. Şairler, edipler, hatipler, alimler, arifler, fakihler, filozoflar, dilciler ve devlet adamları hak­

kında mevsuk ve mutemed malumat ihtiva eden bu bi­yografik eser, araştırmacılar için de çok değerli bir kay­

naktır. Yaşadığı döneme kadar bilim ve kültür tarihimize

ışık tutmuş ve katkıda bulunmuş şahsiyetler ve meslek

DR. HOURIA YEKHLEF

erbabı hakkında verdiği bilgiler araştırmacıya yeni ufuk

ve malzeme kazandırmaktadır. Bu özellikleri sebebiyle olacaktır ki, basılmamış olmasına rağmen birçok yazar ve araştırmacı ondan taydalanmış ve iktibasta bu­lunmuştur.

Süllemü'/-Vusül, uslubu ve muhtevası itibariyle de­

ğerlendirildiğinde, hem ilmi bir kaynak hem de bir genel kültür ansiklopedisidir. Dolayısıyla hem ilim dünyasını hem de çeşitli toplum kesimlerini ilgilendirmektedir. Bu yönleriyle o, yazarının ifadesiyle, okuyucular için bir ga­

nimettir, iyi bilgiler kaynağıdır. Araştırmacıların yakından ilgilendikleri ve başka kaynaklarda bulamadıkları pekçok isim, künye, lakap, mahlas, nisbet ve bibliyografik ma­lumat eserde yer almakta ve alfabetik düzene göre su­

nulmaktadır. Böylece, gerek Islam aleminin maddi ve manevi kalkınmasında hizmet eden seçkin insanlar,

bilim ve gönül adamları, ~erekse insanlık tarihini dü­şüncesi, eserleri ve faaliyetleri ile pariatan binlerce meş­hur kişi bu eserde okuyucuya tanıtılmaktadır.

Belirtilen bu özellikleri onu hem XVII. yüzyıl Osmanlı

tarihinin en önemli eserlerinden hem de Türk Islam kül­tür tarihinin pek kıymetli hazinelerinden biri yapmaktadır.

islami Araşttrmalar. Dergisi'nin önceki saytlartna ulaşmak için bizi

arayabilirsiniz.

158

Tel: -0.312.363 7714 Fax : 0.312.363 77 15

e.mail : [email protected]

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH VOL: 12, NO 2. 1999

Page 11: isimli T,seri tüzerine - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1999_2/1999_2_YEKHLEFH.pdfBu kitap 1053 yılmm Kadir Ge cesi (8 Ocak 1643) tamam oldu. • Müellif, bu ifadeleriyle,

. . { ....

.. . . .. ~ .

. -~;.i'F;:;;; ; , ..

....: