islam el ve yorum - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/du069488/2017/2017_3_oymaki.pdf · 2018. 3....
TRANSCRIPT
El
ISLAM VE YORUM Yorumun Tarihsel - Düşünsel Bağlamı ve
Güncel Toplumsal Hayata Yansıması
illa CİLT
Yayına Hazırlayan
Prof. Dr. Fikret KARAMAN
MALATYA İLAHİYAT VAKFI
MALATYA 2017
Malatya İlahiyat Vakfı İlmi Araştırmalar Serisi No: 1
Yayına Hazırlayan · Prof. Dr. Fikret KARAMAN
Takım Numarası
978-605-68015-0-1 (Tk)
ISBN 978-605-68015-3-2 (3.C)
1. Baskı Aralık 2017 Ankara 500 Adet
Editörler Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Doç. Dr. M. Korkut ÇEÇEN
Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir KIYAK Yrd. Doç. Dr. Tuncay AKGÜN Yrd. Doç. Dr. Serkan DEMİR
Arş. Grv. Mehmet Emin ŞAHİN
İsteme Adresi İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi _ __ 44280 Kampüs f MALATYA
Telefon: (0422) 3774999 '· e-posta: [email protected]
!
' • · ( j
- .-.. ~-~ . • • 1
' i · ı. __ :_]
Baskı
TDVumJ -~~G.m«ll
Serhat Mahallesi 1256 Sk. No: 11 Yenimahalle I Ankara
Tel.: 0312. 354 91 31 (pbx)
Faks: 0312. 354 91 32 e-posıa: [email protected].ır
Açıklama: Bu eserde " Kitaptan Bölüm" olarak yer alan metinlerin tüm sorumluluğu, yazarlarına aittir.
DİNLER TARİHİ PERSPEKTİFİNDE MEHDİ İNANCININ MENŞEİ İLE İLG_İLİ GÖRÜŞLERİN
GİRİŞ
. DEGERLENDİRİLMESİ
Prof. Dr. İskender OYMAK
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Ana Bilim Dalı [email protected]
Kurtarıcı Fenomeni, hemen hemen bütün din ve kültürlerde karşımıza
çıkan bir kurtuluş idealidir. İnsanlık tarihinde zaman zaman ortaya çıkan iç
çatışma ve zulümden dolayı çaresizlik içine düşen insanların bir kurtuluş yolu
aramaları insan psikolojisi ile izah edilebilir. Tanrının yaratılışta insanın
fıtratına yerleştirdiği donanımın bir · özelliği ofarak, maruz kaldıkları
problemleri mevcut imkanlarıyla çözemeyen,. çaresiz kalan insanlar hem reel
dünyada hem de metmzik alemde bir kurtuluş gayreti içerisine girerler.
Geçmişten günümüze birçok toplumda kurtuluş ve kurtarıcı fikrini görmek mümkündür. Bu kurtarıcı, İran kültüründe Saosyant veya Mehdi; Hinduizm'de
Kalki; Budizm'de Maytreya; Yahudilik ve Hristiyanlıkta Mesih; İslam dünyasında
·Mesih ahlayışıriıri ' yariıiida ·mehdi iiıanCı şeklinde varlığlriı sürdürı:nektedir.
Günümüzde gerek Avrupa ve Amerika' da gereks'e Asya ve Uzak Doğu' da ortaya çıkan yeni· dini hareketlerin tamamının kıyamet tasavvuru ve mesih-mehdi
inancını temel argüman olarak kullandıklarını görüyoruz. Mehdi kavramının
tarihi süreç içerisinde ·kazandığl anlamların yanında ilk olarak ifade edildiği . . dönem de önemlidir. Çeşitli din- ve kültürlerde mevcut olan kurtarıcı
anlayışlarından ·kısaca bahsettikten sonra Mehdi anlayışının menşei üzerinde
duracağlz.
1-Mehdi·Kavramı
Mehdi kelimesi. Arapça "hed<( "doğru yol!.!- bulmak, yol g9stermek" mastarından türeyen ismi ~efuldür. Heqa mastarından türeyen _huda keİimesi "dalaletin zıddı doğru yol, ·hfdayeti" gösterme" anlamındadır. Ayrıca başka bir'
56 İSLAM YE YORUM
~ol, metot anlamında da kullanılmıştır1 • Heda kelimesinin fiil olarak "Allah onu yola koydu, hidayete erdirdi. Yani o yolu bildirdi" gibi manaları ifade eder2 • Aynı
kökten türeyen el-Hadi kelimesi, Allah için isim olarak Kur'an-ı Kerim'de " ... De
ki doğru yol ancak Allah'ın yoludur ... " (Bakara 2/120) ayetin~~· ya da_" ... ateşin yanında· bir yol gösteren bulurum" (Taha 20/10) ayetinde olduğu gibi yol gösterme ve doğTu yol anlamlarında kullanılmıştır. Görüldüğü kadarıyla kelime, .
önde giden öncü, yolu bulan, Allah tarafından yol gösterilen ve başkalarına yol gösteren anlamlarını içermektedir.
Mehdi kelimesi İslam'ın ilk dönemlerinde, Kıyamete yakın gelmesi
beklenen kişi anlamında kullanılmadan önce ilk dört halife için isim olarak
kullanılmıştır. Peygamberin "Sizi' benim sünnetime sarılmaya, Raşid ve Mehdi halifelerin yolunda gitmeye teşvik ederim"3 sözü ile Hz. Peygamberin Ebu
Seleme için "Allah'ım Ebu Seleme'yi affet ve onu Mehdilerin derecesine yücelt"4
sözü buna örnek verilebilir. Özellikle Sünnilerin Hz. Ali için, O'nu diğer üç
halifeden ayırmak amacıyla çoğunlukla Mehdi sıfatını kullandıkları (O'na
hadiyan mehdiyan denildiği) ifade edilir5 . Mehdi ve hadi kelimeleri Abbasi
halifeleri döneminde de Musa el Abbasi ve Muhammed b. Abdullah için; kullanılmıştır. Arapçada Mehdi kelimesinin kökeni ile ilgili üç görüş ileri sürülür.
Birincisi el-Huda kelimesinden "kendisi hidayete ermiş, kendi yolunu bulmuş"
anlamında olduğu, "başkasına .yol gösteren . anlamında olmadığı şeklindedir. çünkü bu anlamda olsaydı Muhdi· diye okunması gerekirdi. İkincisi Heda'dan
ismi meful olduğu, bunun Mehdiviyun şeklinden Mehdiyyun halini aldığıdır.
Üçüncüsü ise, Hz. isa'nın beşikte konuşmasına binaen beşiğe nispet anlamında kullanıldığı ifade ediJir6. Bu görüşlerden ikincisinin mantıklı olduğunu söylemek
mümkündür. Hz. P~ygamber için zaman zaman ~llanılan Hadi ve mehdi kelimelerinin daha sonraki zamanlarda, ismi meful yerine ismi fail manasıyla,
Allah karşısında "mehdi" (hidayete ulaştırılmış); insanlar karşısın.da "hadi" (onları hidayete ulaştıran) olarak yorumlanmıştır. İlahi hidayete ulaşmış bir
kişinin, söz, davranış ve her türlü tutumu il~ insanl?ra örnek ve onların
hidayetine vesile olacağı düşünülerek, bu durumdaki kişjleri hadi olarak
İbn Manzur, Lisanu'l-Arap, Mısır 1991, XV/354; 0.8. Macdonald, "Mehdi" M.E.B., İslam
Ansi.l<lopedisi, İstanbul, 1993, VIl/474. 2 İbn Manzur, XV /354; Ahmed Asım, Kamus Tercemesi, İstanbul. trs. iV /1230.
3 Tinniıi, Sünen, V /44; Ebu Davud, Sünen, V /14; Ahmed b. Han bel, Müsned, iV /26.
4 Müslim, Sünen, Cenaiı, 11/634.
Macdonald, "Mehdi", İA., YJI/475,
6 Muhammed Murtaza el-Huseyni el-Yasıti eı-Zebidi, -Tacu'l·Arus min Cevahiri'l-Kamus, Beytut,
trs., X/408- 409. Ali İmran 3/46. ayette fi'! mehdi kavramı, İsa için beşikteyken anlamında kullanılmaktadır. ·
İSLAM VE YORUM 57
isimlendirmek mümkündür. İlk dönemlerde bu kelime, Hz. Ali'nin Fatıma'dan
başka bir eşinden olan oğlu Muhammed b. el-Hanefiyye (öl. 81/700) için
kullanılmıştır. Bu kelime şeref unvanı olarak Emevi halifeleri için de kullanılmış, ancak Ömer b. Abdulaziz için herkes tarafından kullanılırken galiba bir şeref
unvanından daha fazla bir manada kullanılmıştır. Çünkü Ömer'in, tam bir
müceddid olarak Allah'ın rehberliğine mazhar olduğu düşünülüyordu. Bir
düşünceye göre ya Peygamber neslinden Mehdi, ya da İsa (Mesihal Muhtedi) olacaktır7 • Mehdiyi bekleyen Sünniler için, Mehdi özellikle Peygamberin son
halifesidir. Onlara göre İsa, kendi resulluğu olan bir peygamber olarak
gelmeyecek; o zaman bu bir dönüş değil sadece bir iniş olacak ve Peygamberin
şeriatına göre insanları idare edecektir.
İslam'ın ilk dönemlerinde Muhammed b. el-Hanefiye'nin yeryüzüne
döneceği ileri sürülen Mehdi olduğu fikri, daha sonra da Şia' da birçok imam için
ölmedikleri ölümlerinin zahiri olduğu, yakında dönüp düşmanlardan intikam alacakları şeklinde devam etmiştir. Nitekim Ric'at inancı,8 Şii isyan ve
hareketlerinin çoğunda, başarısızlığa uğrayıp devlet tarafından tenkil edilmeleri
karşısında onları dağılmaktan kurtaran manevi bir güç haline gelmiştir.
Liderlerinin ölümü durumunda bir kısmı ölümlerin gerçekliğini red e~erek yakında döneceği ümidi ile intizara başlamışlardır9 . Bu fikri ilk defa ortaya atan
kişinin Hz. Ali'nin mevlası Keysan (v. 37 /657) olduğu ve daha sonra
İmamiye'nin kollarına geçtiği söylenmektedir. Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesinden sonra, Muhtar b. Ehi Ubeyd, Muhammed el-Hanefiye'i kendini
hilafete aday ilan etmeye teşvik etmiş ve ona "Vasinin oğlu Mehdi" ismini
vermiştir. -Buradaki Vasi, Hz. Peygamberin halkın ic:~aresini Hz. Ali'ye vasiyet
ettiğini kabul edenler için kullanılan bir tabirdir. Keysaniler fırkasının kurucusu Muhammed'in canlı olarak bulunduğu düşünülen Radva dağından geri gelmesi
taraftarlarca bekleniyordu. Böylece Muhammed el-Hanefiye, on iki imamlı
Şiiletjn gizli imamı gibi bir "Mehdi Muntazar" haline gelmiştir. Bu görüşün
kaynağı olarak İşaya XI/1-16 da ki Mesihi kehanet gösterilir. Burada İşaya'nın soyundan yeni bir fidanın meyve vereceği ve onun gelmesiyle kötülüklerle
7 Macdonald, "Mehdi", İ.A., VII/475.
s Mehdi anlayışında önemli bir yer. tutan ric'at inancı, Müslümanlar arsında ilk önce Şia
mensupları arasında görülmüş ve bununla ilgili rivayetin ilk defa Abdullah b. Sebe' vasıtasıyla yapıldığı ifade edilir. O, Hz. Peygamberin ric'at edeceğini "Garip şey! İnsanlar lsa'nın geleceğine inanıyor da Muhammed'in döneceğini kabul etmiyor. Halbuki Cenab-ı Hak: "Kur'an'ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir .. ." (Kassas: 28/85) buyunnaktadır. O halde Hz. Muhammed dönmeye İsa'dan daha layıktır. Bu görüş daha sonra Hz Ali'ye isnad edilmiş ve şehit edilmesinden sonra onun ric'atine inananlar olmuştur. Geniş bilgi için bkz: Kutluay, 291; ilhan, 51-52.
9 Kutluay, 290-292.
58 İSLAM VE YORUM
mücadele edeceği, adaleti hakim kılacağl, kurt ile kuzunun beraber yayılacağl ifade edilir. Benzer fikirler Muhammed b. el-Hanefiye için de söyle~mektedir10 • •
Bu Mehdi inaricı aynı zamanda Şii itikadına da yerleşmiştir. Buna göre Mehdi ahir zamanda, zulüm ve haksızlıkların hakim olduğu bir ortamda gelip yeryüzünü adaletle dolduracak ve huzuru sağlayacak kişidir.
Mehdiliğin karşılığl olarak Fransızcada "Messianisme"11 • Almancada .
"Mahdismus" kelimesi kullanılır12 • Osmanlı Türkçesinde ise mehdi, "doğru yola salik olan, tarik'i müstakimde bulunan, hidayete mahzar olan kimse" için
kullanılmıştır. Ayrıca din değiştirip Müslüman olanlara Muhtedi "doğru yolu
tutan"13 ifadesi kullanılır. Bu manayı yani doğru yolu bulan kimse anlamını ifade eden "Muhtedi" kelimesi Kur'an~ı Kerim'de pek çok ayette geçmektedir (Bkz.
B;ıkara 2/70, 157; En'am 6/82; A'raf 7 /30, 178). Mehdi kelimesi daha sonra
"Ahir zamanda" geleceği müjdelenen kişi için rivayetlerde yer allnışbr14 •
İslam'daki Mehdi tasavvurunun tamamen Yahudi ve Hristiyan kaynaklı
olduğu söyleyenler, Yahudilikteki "Mesih'i intizar" inancının Hristiyanlıktaki
"İsa'nın rucu'u" inancına dönüştürüldüğünü, bu inancın da İslam dünyasına bazı heretik mezhepler yoluyla "Mehdiyi intizar" şeklinde geçtiğini ifade ederler"ts.
Burada İlyas Peygamberin semaya kaldırıldığl ve onun yeryüzüne adaleti
getirmek için kıyamete yakın geri döneceğine inanan Yahudilerin ve Hz. İsa'nın
"kurtarıcı" olarak ahir zamanda döneceğine dair Hristiyanların inancı, Şia'daki gizli imamlar inancının tam bir örneğini oluşturmaktadır 1 6 . Macdonald'a göre
Ehl-i sünnet mensupları, kıyamet hakkındaki düşüncelerinin bir noktası olarak
dini yenid.en kuracak bir kimse o.lacağlnı kabul eder. Fakat buna Mehdi
denileceğini kabul etmez. Mehdi, Hz. Peygamberin son halifesidir17 • Fakat Ehl-'i
ıo Macdonald, "Mehdi", İ.A., VII/475; Kutluay, 288-289.
11 Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Ansiklopedisi, İstanbul 1993, iV /116.
12 Müjdat Kayayerli-Cilacı Osman, (Almanca Türkçe, Türkçe Almanca) Dini Terimler Sözlüğü,
Konya 1989, 166. 13 Şemseddin Sami, Kamus-ı Türki, İstanbul 1317, 1436; Ferit 0e1.(elioğlu, Osm~nlıca Türkçe
AnsiklopedikLugat, Ankara, 1970, 748; Macdonald, "Mehdi", l.A, Vll/475. 1~ Zebidi, X/408.
15 Yaşar Kutluay, İslam ve Yahudi Mezhepleri, Anı<ara, 2001, 187; Şii mezheplerin çoğunda
görülen "hulul ve "tenasüh~ anlayışı hiç değişikliğe uğramadan Sabatay Sevi'nin öğretilerinde bulunur. Onlara göre Mesih'in ruhu uluhiyyetin bir parçasıdır, o bedenen uluhiyyeti temsil eder. Me.sih'in bu ruhu kendisini İsa ve Muhammed'de temsil ve izhar ettikten sonra tam ifadesini Sabatay Sevi' de bulmuştur. Kutluay, 293.
16 O. S. Margolioutli, "Mehdi" Encyclopaedia of Religion and Ethic, (Ed. by J. Hastings), New York
. 1916, Vlll, 337-338; Avni İlhan, Mehdilik, İstanbul 1993, 45. 11 Macdonald, "Mehdi" İ.A., Vll/476.
İSLAM VE YORUM 59
Sünnette Mehdilik bir inanç esası olarak kabul edilmediği için ilk dönem akait
kitaplarında Mehdi meselesinden bahsedilmemektedir.
2-Mesih Kavramı
Mesih kavramı Arapçaya Aramice Meşiha veya İbranice Ha-Meşiha'dan
geçmiş18 bir kelime olup, beklenen kurtarıcıya verilen bir sıfat olarak kabul edilir. Ayrıca. Habeşçe'den alınmış olabileceği de ifade edilir. İslam alimleri
tarafından bu kelimenin İbranice veya Süryanice' den geldiği de ileri
sürülmektedir19 • Arapça m-s-h kökünden gelen ve kök itibariyle "beklenen
kurtarıcı" için bir sıfat olarak kullanılan "Mesih" kelimesi, "mesh edilmiş, günahlardan temizlenmiş, bir şey üzerinde. eli yürütmek, bir şeyde bulunan
izleri gidermek, üzerini yağ ile yağlamak, güzel yüzlü, pek doğru söyleyen kişi,
yalancı adam, ölçmek, silmek, tok gözlü ... "20 gibi anlamlarda kullanılmaktadır.
Yahudi geleneğinde Davud soyundan ahir zamanda geleceği beklenen kurtarıcı, yağlanmış ve takdis edilmiş olacağı düşüncesiyle Mesih olarak
isimlendirilmiştir21 • Türkçede bir sıfat .olarak Mesih, üzerine yağ sürülmüş
anlamında Hz İsa için özel isim olarak kullanılmakta ve Deccal'a da lakap olarak verilmektedir22 .
Mesih'in terim anlamına gelince, ahir zamanda yer yüzüne in'erek
Yahudileri kurtaracak, bozulmuş olan düzeni yeniden kuracak, yeryüzünü
hakimiyeti altına alacak, adaletle dolduracak ve insanlara doğru yolu gösterecek ilahi bir temsilci veya dini lider şeklinde tarif edilir23 • Kelimedeki mananın ahir
zamana izafesi Fohrer'e göre Babil esaretinden sonra; Rehm ve Zobel gibi
aı:aştırmac;,ılara göre Hristiyanlıktan birkaç asır önce; Gressmann ise
Hristiyanlıkla beraber ortaya çıktığını ileri sürmektedir24 •
Kur'an'd~ Mesih kelimesi, Medine'de nazil olan ayetlerde (Nisa, 4/172;
Tevbe, 9/30) olduğu gibi tek başına; Maide, 5/17, 75, 78'da olduğu gibi İbn
Meryem kelimesi ile birlikte; Ali İmran, 3/45 ve Nisa, 4/156 ayetlerinde ise İsa
ıs C.W. Emmet, ""Messiah", Encyclopaedia of Religion and Ethic, (Ed. by J. Hastings), New York
1916, VIII/571. 19 AJ. Wensinck "Mesih", İ.A, istanbul 1993, VIII/124.
20 Geniş bilgi için bkz: İbn Manzur, age, 11/492-493; Heyet, Müncid, Beyrut 1983, 760-761
21 Şinasi Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, Ankara 1998, 258.
22 Ahmed Asım, Kamus Tercemesi, İstanbul 1305, 1, 976; Ferit Develioğlu, Osmanlıca Türkçe
Ansiklopedik Lügat, Ankara 1970, 748.
23 Küçük, 113.
24 SankçıoğJu, age,15.
60 İSLAM VE YORUM
b. Meryem adından sonra gelmektedir25 . Mesih'in aslının İbranice "Meşiah" olduğu bunun da; "mesh edilmiş" "temizlenmiş", "yağ sürülmüş'', "Allah'm
tasfiye ettiği adam" manalarına geldiği ileri sürülmektedir26. Kur'an-ı Kerim' de
geçen Mesih tabiri, gerek tek olarak gerekse "İbn Meryem" ile beraber27 geçen ayetlerin hiçbirisinde Yahudilik ve Hristiyanlıktaki manasıyla "beklenen bir
kurtarıcıyı ifade etmemektedir. Fakat ayet ve hadislerde geç~n Mesih
kelimesinden İsa b. Meryem'in anlaşıldığı kesindir. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'in ifadeleri Yahudilerin beklediği bir "Yahudi Mesih"i ile Hristiyanların "ric'atine
inandıkları İsa b. Meryem" den tamamen farklıdır. Kur'an-ı Kerim Yahudi ve
Hristiyanların düşüncesine destekleyen açık bir işarete yer vermemiştir28 • Ayet
ve hadislerde Mesih sıddık, tasdik. edilmiş anlamıyla İsa için isim, lakab veya bir vasfı şeklinde yer alır. Bu kavram yalancı, karıştırıcı, hakkı batıl gibi göstermeye
çalışan, sahte Mesih ve Deccal için de aynı zamanda kullanılır. Ancak ikisi
birbirinden tamamen ayrılır29 • Bu manada kullanılan Mesih kavramı sadece Hz.
İsa'ya özgüdür. Kur'an-ı Kerim' de ismi çok geçen bir Peygamber olarak Hz. İsa için "Mesih", "kelime", "vecih" "Ruhullah" gibi farklı tabirler de kullanılmıştır (Ali İmran 39, 45; Nisa 156,172).
Messie (Messiah) kelimesi "kutsal yağ" anlamına gelen İbranice Machiah kelimesinden alınmıştır. Yunanca karşılığı yağ anlamına gelen "christos"
kelimesidir3°. Bazılarına göre Hz İsa doğduğunda kendisine kurtarıcı anlamında
"Yesu" ismi verilmişti. Onlara göre bu ismi Hz. İsa'nın doğacağını müjdeleyen
melek getirmiştir3 1 • Kutsal anlamına gelen Mesih isminin Kitab-ı Mukaddes tarafından, genel manada Krallar ve Peygamberler için kullanıldığı, özel manada
ise Yahudileri esaretten ve sürgünden kurtarıp "Arz-ı Mev'ud"a ulaştırmak,
ı; Bu ayetlerden hiçbirinde bu kelime ile ne kastedildiğini ifade edecek · bir işaret
bulunmamaktadır. Ali İmran, ll/45'teki "Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime'yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu lsa Mesih'tir ... ". Bu ayete dayanarak Mesih kelimesinin özel bir isim olarak kullanıldığı söylenebilir. Ancak harfi tarifle beraber Arapça olmayan bir kelimenin Kur'an'da geçtiğine rastlanmamaktadır. Bkı: A. J. Wensinck, "Mesih" İA.,VIll, 124.
26 Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1993, 11/323; Sankçıoğlu Ekrem,
Dinlerde Mehdi Tasavvurlan, Samsun 1997, 15. 27 Mesih kelimesinin yalnız geçtiği ayetler; Nisa 172; Tevbe 30; İbn Meryem ile; Nisa 156; Konuyla
ilgili ayetler ve yorumlar için bkz. Muhammed Halil Herras, Faslü'l-Makal fi Refi İsa ve Nuzulihi ve Katlihi'd-Deccal, (Çev: Osman Cilacı, Hz. isa Gelecek mi?), Isparta 2002, 8-28.
28 Fığlalı Ethem Ruhi, Çağımızda İtikadi ve lslam Mezhepleri, lstanbul 1996; 250-251; Ayrıca bkı.,
A.J. Wensinck "Mesih", l.A, 111/124. 29 Abdurrahman Küçük, Dönmeler Tarihi, (5. Baslo) Ankara 2001., 161.
30 Mehmet Aydın, Din Fenomeni, Konya 1993, 126.
31 İrıcillerde İsa'ya, meleğin talimiıbyla "Yesu"' isminin verildiği İncillerde ifade edilir. Bkı: Matta,
1/21; Luka 1/31.
İSLAM VE YORUM 61
mabedi yeniden inşa etmek için gelecek bir kurtarıcıdır. Bir ümit haline gelen bu
kurtarıcı, Yahudilerin tek tesellisi, kurtuluş gününün müjdecisi Mesih'tir.
Yahudiler her sıkıntıya düştüklerinde vaat edilen kurtarıcıyı beklemişlerdir. Mesih, çoğu zaman Yahudilerin siyasi ve maddi zaferlerini sağlayacak büyük bir
kral olarak tasavvur edilmiş ve Musa İbn Meymun ile Yahudi inanç esasları
arasına girmiştir32 .
Kurtarıcı · Mesih konusunda Eski Ahit daha çok sembolik ifadeler
kullanmaktadır. "Mesihi Muntazır" için Eski Ahitte "Melik" Efendi anlamında
"Rab", "Tanrının oğlu" "Mesih", "İlah", yardımcı manasında "Menahem" gibi
tabirler kullanılır (Mezmurlar, 149/1-9, 110/1-7, 2/1-2, 145/1-17; İşaya 49/5,
9/17, 7 /14, 66/13-14). Tekvin'in birinci ve ikinci bölümü gelecekle ilgili ümitleri ortaya koymaktadır33 . Yahudilikte bir Mesih'in geleceği Tora'ya
dayandırılır (Sayılar, 24/17;Tesniye, 18/15 gibi). Buna göre sıfatı "Yaheb" veya
"Şaheb" (Yeniden nizam veren) olan bir Mesih gelecek, onun gelmesiyle İmran oğlu Musa'nın dini yeniden zafer kazanacaktır. Bu müstakbel peygamberin ismi
"M" harfi ile başlayacak; kendisi bin yıl yaşayacaktır, Gerizim dağı üzerinde bir
Mabet inşa edecek, bütün insanlar ona itaat edecekler. Bazı kaynaklar Hz.
Musa'nın ilahi nurun timsali olduğunu, müstakbel Mesih'in Musa olduğunu; hüküm gününden önce tövbe edenlere şefaat edeceği ve onları kurtaracağı ifade
edilir34. İsrailoğulları, Peygamberlerin verdikleri sözlere dayanarak, kendilerini
sürgünden kurtaracak, Mabedi yeniden inşa edecek ve kendilerinden
olmayanlara üstün gelecek bir Mesih'in geleceğine kesin olarak inanmışlardır.
Ancak Yahudiler, İsrail'i kurtaracak kavimlerini Filistin'de toplayacak ve
Tevrat'ın -hükümlerini tasdik edici olarak gelecek Mesihi bekleyişleri
gerçekleşmeyince, onun adil, dini ve sosyal hayatı düzene sokacak bir ıslahatçı
olarak geleceği inancı onların umut kaynağı olmuştur35 •
Hz. İsa henüz dünyaya gelmeden Yahudiler, Mesih'in Hz. Davud'un
soyundan geleceğine inanıyorlardı36 . Davud soyundan gelecek olan bu Mesih' in
adı "İmmanuel" (Tanrı bizimle) olacak, Beytlehem'de bir kızdan doğacaktır
32 Küçük, 120-123.
33 Sarıtoprak, Nuzul-i İsa Meselesi, 12.
34 Kutluay, 207-209; Talmud Sanhedrin 97a-97b'de Yahudi kültüründe dünyanın altı bin yıl
duracağl; iki bin yıl şaşkınlık, iki bin yıl yol gösterme, iki bin yıl da Mesih'in zamanı olduğu; ama Yahudilerin günahları yüzünden Mesh'in gelmesinin geciktiği belirtilmektedir. Bkz: Hayrullah Örs, Musa ve Yahudilik, lstanbul 1969, 43.
35 Küçük, 128-130; Bkz. lşaya 2/3-4, Mika 4/23; Daniel 6/26-27, 7 /13-28.
36 Aydın Mehmet, Hris tiyan Kaynaklarına Göre Hristiyanlık, Konya 1993, 45; Bu sebeple Matta ve
Luka İncillerinin başında Hz. isa'nın Hz. Davud soyundan olduğunu gösteren bir şecere yer alır (Matta 1/17; Luka 1/1-27).
62 İSLAM VE YORUM
(İşaya, VIl/14; Mika, V /2). Yahudi kavmi umutla İsrail tanrısının, kavmine büyüklük ve mutluluk vereceği çağı bekler. Mesih umudu ve Mesihi bekleyiş, _
Yahudiliğin en özgün ve en derin yönlerinden biridir. Söz konusu Mesih, ila.hi özelliklere sahip ve Tanrı Yahve'nin temsilcisi olarak görev yapacaktır. Mesih' in
ruhani ye cismani olmak üzere iki yönü vardır. İdeal alemin ortaya çılaşı ruhani
bir Mesih'in eseri olacaktır. Tanrı ruhunu onun benliğine yerleştirece_ktir. Bazen bu ulusal Mesih'in bütün insanlığa uygulandığı da görülmektedir. Cismani Mesih
ise Davud soyundan yüce bir kral olacaktır. Yahudilerde Mesih, Tanrının
yeryüzündeki vekilidir37 . İsrail kralları ve kahinleri anlamında "Mesih" sözcüğü
Eski Ahit'te otuz beş kez, Yeni Ahit'te dört kez geçmektedir.
Eski Ahitte Mesih tabiri ile başlangıçta İsrail Kralları veya büyük kahinler
ifade edilirken (1. Samuel, 24/6; 1. Krallar, I/39, 45), sonraları başrahip ve
rahipler için kullanılmaya başlanmıştır. Çünkü mesh işlemi, tanri ile ilişkisi olan herkese yapılmıştır38 • Tevrat'ta açıkça Mesih isminde bir kurtarıcı geleceğini
anlatan bir ifade yer almamakla birlikte bu tabir Yahudi kavmine vaat olunan bir
kurtarıcıya işaret etmektedir. Yahudiler bu kültürel altyapıya dayanarak tarihsel süreçte sık sık mesih ile ilgili kehanetler ileri sürmüşlerdir. Bu kültürü
kullananlardan biri de 1626 yılında İzmir'de doğan Sabatay Sevi' olup, 1648
yılında mesih olduğu iddiasında bulunarak Sabatayizm düşüncesini
geliştirmiştir. Bu dönemde izmir'de yaşayan bazı cahil Müslümanlar bile onun rnesih olduğuna inanmışlardır39 .
3- Mehdi İnancının Menşei ile ilgili Düşünceler
Dini öğretilerde felsefi öğretilerden farklı bir kurtar!Cl anlayışı
bulunmaktadır. Felsefi doktrinler, insanların kendi özel çabaları sonucu ~ .
kurtarıldıklarını öğretirken, dini öğretiler başkaları tarafın~an k.urtarılma
prensibini ileri sürerler. İnsanoğluna kendini hissettiren sonluluk, sınırlılık ve hiçlik tecrübesi dini tecrübeden uzak değildir. Bu da bizi dinlerdeki kurtuluş
ihtiyacına götürür. Söz konusu ihtiyaca benzer bir şekilde kurtarıcı şahsiyetler,
37 Challaye, 140-141; Küçük, 118; Ayrıca bkz: İşay;ı. 42/1-4, 65/17 vd.
38 Abdurrahman Küçük, C. Guigııebert'ten naklen: Mesih'in normal bir insan değil, semavi bir
insan olacağını, gönderilme vaktine kadar semada kalacağını; Allah onu gönderdiğinde kendi kuvvetiyle kuvvetlendireceğini "insanoğlu• lakabını taşıyacağını ve AJlah'la insan arasına bir tabiata sahip olacağmı belirtir. Bütün bu ifadelerden Mesih kelimesinin tann ile yakından ilgisi olan şahıslar için kullanıldığı sonucu çıkmaktadır. Bkz: Sarıkçı oğlu, age, 15; Küçük, 126-127.
39 .lbrahim AJaattin Gövsa, Sabatay Sevi, (Sad: Hikmet Soylu), lstanbul 2000, s. 17-41; ayrıca Sabatayism konusunda geniş bilgi için bkz: Küçük, Dönmeler Tarihi, 218-324.
İSLAM VE YORUM 63
aracılar ve ilahi varlıklarda kendini gösteren yardım isteme olgusu gündeme
gelmektedir4o .
Karmaşık bir yapıya sahip olan Mehdi ve Mesih inancı, tarihi süreçte bütün
dinlerin bünyelerinde farklı tezahürlerle bir kurtarıcı şeklinde ortaya çıkıpıştır.
Müslümanlar arasında "Mehdi" tabiriyle ifade edilen bu düşüncenin bütün din ve kültürlerde de karşılığı bulunmaktadır. Örneğin ilkel dine mensup olan Yeni
Gine halla bekledikleri kurtarıcıyı "Mensren/Manzren" olarak isimlendirirler.
Ancak Batılı araştırmacılar, mehdi inancını ve mehdilik hareketlerini ifade
etmek için Yeni Gine yerlileri için "Kargo Kültü" olan ilkel mesihcilik kavramını kullanmışlardır41 • Aynı şekilde Tlingitler, Algonkinler, Polinezyalılar gibi bazı
topluluklarda da bu tür kurtarıcı figürleri mevcuttur'2 • Max Weber'e göre, ilkel
çağlarda kişi, kötülüklerden, hastalıklardan korunabilmek için kabilenin putuna değil de büyücüsüne "manevi danışmanlarına" sığınıyordu. Büyücüler bunları
dert ve tehlikelerden, sefaletten, hastalıktan korumayı vaat ediyordu. Onlar da
bu sılantılardan kurtulacağına inanıyordu. Yani sığınmanın sebebi büyücünün
sahip olduğu karizma idi. O, büyücünün kendisini sılantılardan kurtaracağına
inanıyordu. İşte bu inanç zaman içinde büyücülerin kutsallaştınlmalarına yol açmıştır'3 • Buna göre kutsallaştırma, onların sihirli güçlerinin halk tarafın.dan
kurtuluş için ilgi görmesiyle başlamıştır.
Wach, Dinler Tarihi araştırmalarını·n, ilkel dinlerde.büyük oranda benzerlik
taşıyan kurtarıcı anlayışlarının varlığını ortaya koyduğunu ileri sürmektedir.
Kurtarıcı ilkel toplumlarda yoksunluktan ve talihsizlikten kurtaran, ferahlatıcı,
yardım edici ve ölümsüzlük getiren biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Genellikle
kurtarıcı ya bir hayvan, ya bir insan, ya da bir tanrı olarak görünebilir. Ayrıca
tamamen mitolojik özellikte olmak üzere başka kurtarıcı şahsiyetlerin yalan
· 40 Joahim Wach "Diriler Tarihinde Kurtarıcı" (Çev: Ali Çoşkun), Dinler Tarihi, Fuat Aydın
tarafından yayınlanan kitap içerisinde makale yayımlanmışnr, İstanbul 2004, 273. 4 ı Sarıkçıoğlu, age, 13; Kargo, gemi yükü anlamında kullanılır. Bölgedeki sömürge
hakimiyetlerine karşı ayaklanan yerlilerde görülen hareketler de cennetin ve ata ruhlarının doğuda olduğu, !çi zenginlikl~rle . dolu saadet gemileriyle bir gün geri gelecekleri; refah ve manevi kurtuluş getirecekleri düşüncesi vardır. Cennet tasavvurları, ahir zaman ve atalar kültleriyle de birleşmiş, gemilerin ve refah getiren yüklerinin dini yorumları "saadet ve kurtuluş gemilerine" dönüşmüştür. Bu gemilerin beklentisi ve yükleri olan pahalı Avrupa mallarının yerlilere parasız, karşılıksız sunulacağı tasavvurları yaygınlaşmışnr. Yeni Gine halkı tarafından Manzren olarak isimlendirilen ahir zaman mehdisi, gemiyle gelecek, zenginlik ve bereket getirecek, inancı ve dindarlığı güçlendirecek ve yabancıları kovacqknr. Manzren'in gemiyle gelecek olması düşüncesinden dolayı banlılar bunu Kargo Kültü şeklinde isimlendirmişler. Bkz: Gündüz, age, 246-247; http://www.ilimdunyasi-com/djnler-tarjhi-984/kargo-kultu/?wap2 (28.05.2017)
42 Günay, 453; Ayrıca bkz. Max Weber, Sosyoloji Yazıları, (Çev: Taha Parla), İstanbul 1993, 347,
vd. 43 Max Weber, 346, 349.
64 İSLAM VE YORUM
doğu dinlerinde bulunduğu, Mısırlıların Oziris'i, Babillilerin Marduk ve Temmuz'u, Mandeanların Manda d'Hajje ve Hibil-Ziwa'sı vb. örnekler verilir, ·
Wach, üçüncü bir kurtarıcı tipinden söz eder ki o da bir kurtuluş mesajıyla gelen yahut arzusu dışında veya öldükten sonra saliklerince kendilerine ku~rıcı ismi
verilen şahsiyetlerdir. Bu tür şahsiyetlere Mani, Zerdüşt ve Hz. Muhammed'i de
dahil etmiştir. Bu anlamda yardımlarıyla kurtuluş ve özgürlüğe kavuşan . kimseler için Buda ve Jina, en derin anlamıyla ilahi kurtarıcıdırlar. Hatta bu
liderler zulüm ve haksızlıktan kurtaran ilahi bir lütuf sayılmışlardır45 • Bu
noktada Max Weber de Peygamberlerin bir kurtarıcı olduğunu ifade eder.
Burada sıkıntı çeken ya da ezilen, en azından böyle bir tehdit altında olanların bir kurtarıcıya ihtiyaç duyduklarını belirtir6. Wach, kurtarıcının hem (Elijah,
Y!Jsufve Davut soyundan gelen Mesihler gibi) seleflere hem de (Ehrimen, Deccal
ve Sahte Mesih gibi) muhaliflere ve düşmanlara sahip olabileceğini
belirtmektedir7 . ·
Dinlerdeki kurtuluş düşüncesi her dinde aynı ölçüde gelişmemiştir. Bunda
tarihi şartların yanında fiziki durum ve ruhani yeteneğin önemli bir rolü vardır.
Mesela Hristiyanlıkta bu fikir çok etkin ve yaygın olduğu halde buna karşılık
diğer dinlerde o kadar gelişmemiştir. Bir başka önemli nokta da kurtarıcı fikri her zaman Mesih, Mehdi gibi bir karizmatik şahsın etrafında sistemleşmemiştir.
Kurtuluş düşüncesi sosyal yapıyı yeniden inşaya yönelik veya onu korumaya
yönelik de olabilir. Böylece bu düşünce şartlara göre, "gelenekçi, ıslahatçı
devrimci, reformist, ihyacı, mesiyanik" vs. diye adlandırılır. Bu bakımdan dini kurtuluş hareketlerini çeşitli şekillerde ele almak mümkündür. Bazıları şiddet
unsuruna yer verip vermemelerine göre, şidde~i, p~sif diye sınıflandırılır'S.
Kültürlerin ve dinlerin sürekli bir etkileşim içinde oldukları gerçeğinden
hareket ettiğimizde, insanlık tarihinde "Mehdi" tasavvurunun dinlerde ortak bazı noktalar taşıdığını görürüz. Dolayısıyla bu durumda yapılması gereken şey,
bu tür inançların insanın dini hayatına nasıl yön verdiği hususunun tespitidir.
Bu inanç özellikle İslamiyet, Hristiyanlık ve Yahudilikte ortak bir zeminde
değerlendirmeye tabi tutulabilir. Burada İlk kurtarıcı fikrinin ortaya çıkışını M. ö. yaklaşık 2000-1800 senelerinde Hz. İbrahim'e kadar götürenler
bulunmaktadır. Bu görüşe göre fikir Tevrat'ın Tekvin bölümünde İbrahim ile
44 Wach, "Dinler Tarihinde Kurtancı", 274-275; Ayrıca bkz. Ünver, Günay, Din Sosyolojisi, İstanbul
1998, 452,453.
45 Günay, 253.
46 Max Weber, 348
47 . Wach, "Dinler Tarihinde Kurt.ancı", 277.
48 Günay, 454, 455.
İSLAM VE YORUM 65
ilgili geçen "mübarek" tabirine dayandırılır49 • Hı. İbrahim'in mübarek kılınması
insanları Allah yoluna davet edecek, şeriatla amel etmeye sevk edecek hak ve
adaletle Allah'ın kanunlarını icra edecek büyük insanların yetişmesine vesile olması sebebiyledir. Bu hakikat Hı. İsmail ve İshak'ın soyundan gelen
Peygamberlerle gerçekleşmiştir. Burada Hı. İbrahim'in gelecekte düşmanlarına
galip gelmesinin ifade edilmesi kurtarıcı Mesih inancına işaret olarak ileri sürülmüştürso.
Mehdi inancı Hristiyan dininin temelini oluşturduğu için bunun menşei ve
gelişmesi batılı araştırmacıların büyük ilgisini çekmiştir. Ekrem Sarıkçıoğlu, konuyla ilgili çalışmasında şu iki ana görüşü belirtmiştir. Bu görüşlerden biri,
mehdi inancının ilk defa Sümerlilerde ortaya çıktığı, Babillerde ve Mısırlılarda
gelişmeye devam ettiği ve bu iki yoldan dünyaya yayıldığı teorisidir. Bu görüşün
tek temsilcisi Alfred Jeremios'dur. O, mehdi inancının izlerini Sümerlilerde görmüş ve diğer dinlerdeki mehdi inançlarının doğuşuyla bağlantılar
kurmuştur. Jeremias'a göre, zamanın günden güne kötüleşeceği, günahların
dünyayı saracağı, halkın beklediği kurtuluşu ise Tanrı'nın kendisi veya
göndereceği bir hükümdarın gerçekleştireceği, dünyayı tekrar düzelteceği
inancı Mezopotamya' da yaygındı. Bundan dolayı da Kral 1. Sargon (M. ö. 2~50) kendisini beklenen hükümdar ilan etmiş ve hakkında efsaneler söyletmiştir.
Aynı şekilde Hamurabi de-(M. Ö. 1728-1686) beklenen kurtarıcının kendisi
olduğunu ve Tanrı Samaşın oğlu olarak dünyaya geldiğini açıklamış, ülkede adaleti hakim kılmanın, kötüleri ve zalimleri yok etmenin kendi vazifesi
olduğuna inanmıştı. Taraftarları onun ölümünden sonra geri dönmesini
beklemişlerdir5 1 •
Mezopotamya'daki bu inanç M. Ö. 2000 yıllarında Mısır'ı etkilemiştir.
Jeremias'a göre bu inanç Mısır'dan İsrailoğullarına, Babil'den İran'a oradan da
Hristiyanlığa geçmiştir. Daha önce Çin'de bir hidayetçi görüş yok iken Budizm' in
Çin' de yayılmasıyla birlikte Konfüçyonizm'de bir mehdi tasavvuru görülmüştür. Ancak W. Straek "Mesih inancının Yahudiliğe Mısır'dan değil, Mecusilikten
geçtiğini iddia eder". O'na göre bu tesir, Yahudilerin Mecusilikteki mehdi
inancını aynen benimseyerek değil ancak inancın temel unsurlarını alarak ve
kendi bünyesinde geliştirerek olmuştur. Bu tesir Mecusi halk inançlarının
49 Sarıtoprak, lslam İnancı Açısından Nuzulü lsa Meselesi, lzmir 1997, 6; Tevrat'ta bu şöyle ifade
edilir: "Ve Rabbin Meleği ikinci defa göklerden lbrahim'e seslendi: Rab diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yapbğın için, biricik oğlunu esirgemediğin için seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu, göklerin yıldızlan, Joyılann kumu kadar çoğaltacağım. Senin soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecekler• (Tekvin 22/15-18).
50 Sarıtoprak, 6.
51 Sarıkçıoğlu, Dinlerde Mehdi..,. 16-17; Sarıkçıoğlu, "Mehdi" DİA, XXVIII/ 269; Santoprak, 7.
66 İSLAM VE YORUM
Yahudiliğe tesiri olarak da görülebilir. H. Gressmann, Yahudilerin bu görüşü Mısırlılardan değil "Amurrilerden" almış olabileceğini belirtmektedir. O'na göre . Yahudiler, Amurrilerden ilk hükümdar tasavvurunu almışlar ve Melchizedek'i ilk Kudüs hükümdarı· olarak kabul etmişler. Söz konusu- bu ilk hükümdar
tasavvuru son hükümdar tasavvurunu meydana getirmiş ve bu tasavvurdan da
Yahudilik içindeki Mesih inancı ortaya çıkmıştır52 •
Mehdi inancının kökeni hakkındaki ikinci görüşe göre ise, mehdi inancı her
dinin kendi içinde tarihi, psikolojik ve sosyolojik şartlarına göre doğmuş ve
gelişmiştir. Mehdi tasavvuru Konfüçyanizm ve Taoizm'de de büyük bir aziz,
kutsal bir kimse olmakla beraber ismi belli değildir. Hinduizm'de mehdi kavramı çok gelişmemiştir. Hindulara göre ahir zamanda geleceğine inanılan muhteşem
h~mdar mehdi "Kalki"dir. Hindologlara göre bu kelimenin Arya dilinde "kir,
leke" veya herhangi bir şeyi kirletmek anlamında "kalka" kelimesinden türemiş olması muhtemeldir. Bu kirletme "günah işleme, günah" manasındadır. Eğer
başlangıçtan beri bu kelime kullanılmışsa, dünyamn kirlerini günahlarını
(kalkayı) temizleyecek kişi anlamındadır53 . G. Mensching ise, Kral-Mesih
fikrinin, antik doğudaki krallık fikrinden kaynaklandığını ileri sürmüştür. O, benzer görüşlerin İran'da da görüldüğünü, İran'da Saosyantlar'ın gelmesi
beklenirken, Hint'de koruyucu Tanrı Vişnu'nun son bedenleşmesi olarak Kalki
bekleniyordu54 • Hinduizm, Budizm ve Zerdüştlükteki mehdi inançları üzerinde çalışan Abegg'e göre, Hinduizm'deki mehdi inancının menşei, Tanrı Vişnu'nun
müstakbel avatara inancıdır. Budizm' de ise Buda Sakyamuni'den önce Buda'lar
dünyaya geldiği gibi istikbalde de bir Buda'nın geleceği tasavvuru bu inancı doğurmuştur. Bunda Bodhisattva inancının da rolü olmuşturss.
Budizm' deki mehdi düşüncesinin Mezopotamya, İran ve Hindistan yoluyla
Budizm'e geçtiği iddia · edilmekle birlikte bu inancın sosyal ve psikolojik
sebeplerle dinin kendi içinde doğup geliştiği ihtimali de belirtilmektedir. Budizm'in gelmesini beklediği ıslahatçısı olarak düşünülen hidayetçinin ismi
Sanskritçe "Maytri" kelimesinden türemiştir. Maytreya kelimesi ise merhametli,
sevimli anlamında kullanılır. Ayrıca "takdis olunmuş, hamt eden, mesut"
manalarını da içermektedir. Bu manaları sebebiyle bazı Müslümanların
"Maytreya"nın "Hz. Muhammed" olduğunu kabul ettiği belirtilir. Budistlere göre
dünya günden güne kötüye doğru gidecek, ahlak tamamen yo~laşacak, ~üny~~·
52 Sarıkçıoğlu, Dinlerde Mehdi .... 17-18.
53 Sarıkçıoğlu,, Dinlerde MehdL .. 14.
54 Gustav Mensching. Dini Sosyoloji, (Çev: Mehmet Aydın), Konya 1993, 36.
55 .EmiU Abegg. Der Messiasglaube in lndien und lran, Berlin 1928, 145, 197; Sarıkçıoğlu, Dinlerde
Mehdi ... , 18.
İSLAM VE YORUM 67
hırs, öfke, cehalet ve sapıklık dolduracaktır. İnsanlar anne babalarına ve din adamlarına hürmet etmeyeceklerdir. Nihayet sosyal ve dini hayata uygun olarak tabiatın düzeni bozulacaktır. Maytreya'nın gelişiyle dünyanın bolluk ve bereketi artacak, yağmurlar yağacak, sular ve nimetler artacak, şifa olacaktır56 • Budizm'in inançlarına göre mehdi "Maytreya" halen Tusita göğünde yaşamakta ve 'oranın sakinlerine Budizm'i öğretmektedir. O, zamanı gelince kamil bir aydınlatıcı, bütün ilimleri ve doğru yolları bilen yüksek bir Buda olarak tanrıların v~ insanların kurtarıcısıdır57 •
Zerdüştlük, kurtarıcı inancına sahip olan ve bu inancı teferruatlı bir şekilde izah eden dinlerden biridir. Zerdüştlükte Kurtarıcı için "Saoşyant" kavramı kullanılır. Bu kelime yardımcı, yardım edici ·anlamlarındadır. Terim olarak ise, ahir zamanda Zerdüşt soyundan kurtarıcı olarak gelip yeryüzünde ilahi adaleti hakim kılacağına inanılan bir hükümd~rı ifade etmektedirss . Saoşyant, ilahi vasıflara sahip olup Ahura Mazda'nın ilk yaratıkları olan kutsal ölümsüzler grubu içinde mütalaa edilir. Zerdüştiler, Saoşyant için, Zerdüşt'ün bir gölün (Kansava/Kasaoya) dibinde mucizevi olarak muhafaza edilen kendi tohumundan doğacağına inanırlar. Rivayete göre, kıyamet günü yaklaştığı zaman bakire bir kız bu gölde yıkanac.ak ve peygamberin tohumuyla h~mile kalacak ve Astvaereta olarak isimlendirilen bir çocuk (Saoşyant) doğuracaktır. Ahir zaman.diyebileceğimiz üçüncü bin yılın sonunda dünyaya gelecek Mehdi Saoşyant, bin yıllık hükümdarlığından sonra hakimiyet Ahura Mazda'ya teslim edilecek ve ahret _hayatı başlamış olacaktır. Bu üç kurtarıcı, beşeriyetin kötü davranışlarını ıslah etmek ve mükemmel bir duruma getirmek için çaba sarf edecek ve- kainatı yeniden canlandıracaktır59 • Görüldüğü gibi Zerdüştlükte de kurtarıcının doğumunda olağanüstülükler yer almaktadır.
56 Ekrem Sankçıoğlu, "Buda Dininde Mehdi İnancı ve Buda'dan Bir Rivayet", İ.İ.F.D, S. 4, Ankara
1980, 77-79.
57 Sankçıoğlu, agın, 80-82; Aynca Maytreya, Buda Sakyamuni'nin bir açıklamasının tercümesi . . ' için. Bkz. agın. 82-90.
5s AV. Williams )ackson, Zoroastrian Studies, The lranian Religion and Various Monographs, New
York, 1928, 149-150; Mary Boyce, The Zoroastrians, Their Religious Beliefs and Practices, Landon 1979, 42; Sankçıoğlu, Dinlerde Mehdi Tasavvurlan, 15.
59 )ackson, Zoroastrian ... , 23-24; Boyce, Zoroastrians, 42, 74-75; Schimmel, 93; Ekrem Sankçıoğlu,
"Mecusi Dininde Mehdi İnancı" Atatürk Üniversitesi İ_lahiyat Fakültesi Dergisi, İstanbul, 1986, 3. Zerdüştlükte dünyanın ömrü 12. 000 yıl olup dört eşit parçaya bölünmüştür. Zerdüşt son üç bin yılın ilk müjdecisidir. Kendisinden sonra her bin yılda oğullarından biri dünyaya gelecek ve öğretiyi yenileyecektir. Boyce, bu kurtarıcıların her birinin bakire bir anneden dünyaya geleceklerini belirtmektedir. Geniş Bilgi için bkz: Boyce, Zoroastrians, 74-75; Bundahishn "Creation", or Knowledge from the Zand, Translated by E. W. West, from Sacred Books of the East, V, Oxford University Press, 1897, 1; Nigosian, 92; Sarıkçıoğlu, Dinlerde Mehdi Tasavvurları, 20
68 İSLAM VE YORUM
İran dinlerinden Maniheizm taraftarlarının göğe yükselme fikrine istinaden
Maninin, Sasani İmparatoru Behram tarafından öldürülmesinde, onun
ölmediğine, göklere yükselip kaybolduğuna, yeryüzünde adaleti gerçekleştirmek üzere·yeniden geleceğine inanmışlardır. Mazdekler'de nüzul
inancına sahip olup Mazdek'in yeryüzünü kötülüklerden temizlemek üzere
geleceği şeklindedir. Budistlere göre Buda, Brahmanlara göre Brahma hala hayattadır ve bir gün gelecektir. E. Darme, Asur ve Babil dinleri ile ilgili yaptığı
araştırmalarda, bu toplulukların kurtarıcı Mesih'ten beklenen şeyin aynısını
kendi liderlerinden beklediklerini ortaya çıkarmıştır6°.
İslamiyet, Yahudilik ve Hristiyanlıkta bir fenomen olarak Mesih, kıyametten
önce bozulan düzeni ıslah etmek, hak ve adaleti kurmak üzere gelen bir
teı:nsilcidir. Yahudilere göre bu şahıs Hz. Davud soyundan olup yalnız Yahudileri
kurtaracaktır. Hristiyanlara göre Hz. İsa, Mesih olarak ikinci defa gelecek_ve Tanrı'nın Krallığını yeniden kuracaktır. İslam kültüründe ise bu Mehdi
şeklindedir; belirli bir kimse değildir ve Hz. İsa sadece ona yardımcı olacaktır61 •
Sarıkçıoğlu, Yahudilikteki Mesih inancının Yahudiliğin kendi bünyesinden
çıktığını, bunun Kral Davud özleminden ve Tanrının ona hükümdarlığının ebedi
olacağı vaadinin gerçekleşeceği ümidinden doğduğunu, dışardan bir tesirin söz
konusu olmadığı belirtir62 . Bununla beraber Yahudilikteki Mesih inancının Zerdüştlükten geldiğini söyleyenler, MÖ 587 yılında başlayan il. Babil esaretinin
538 yılında İranlılar vasıtasıyla sona ermesi ve Yahudilerin yaklaşık iki yüz yıl
İran hakimiyetinde kalmasından hareket etmektedirler. Yahudilere bu inancın
zerdüştlükten aynen değil ancak ilk unsurlarını alarak kendi içlerinde geliştirdikleri ifade edilir63 . Bazı yazarlar Babil esaretinin Hz. Musa şeraitinden
çok sonra olduğunu ifade eder ve olsa olsa Zerdüştlükteki bu inanç sistemi
onların düşüncelerini hızlandırır diyerek Mesih düşüncesinin İran'dan daha
öncede var olduğu fikrine katılırlar. Ancak kaynakların büyük çoğunluğu Yahudilikteki Mesih inancının oluşmasında İran'ın dini inancı olan Zerdüştlüğün
etkisine yer vermektedirle~. Yukarıdaki görüşlerin her biri bir takım verilere
dayanmakla birlikte kesin ispatlanmış değildir.
Beklenen kurtarıcı fikri Yahudilik ve Hıristiyanhk dışında da birçok din ve
kültürde görülen bir ümit ve kurtuluş idealidir. Dünyanın her.yerinde sıkıntı ve
60 Heilmer Ringgren, Messianism, ERE, agmd, IX/469; Santoprak, 5.
6ı Küçük, 113.
62 Sarıkçıoğlu, age, 17-18
63 Örs, 428; Felicien Challaye, DinlerTarihi,(Çev: Samih Tiryakioğlu) İstanbul 1998, 101-105.
6-1 Küçük, 116-118.
İSLAM VE YORUM 69
çaresizlikler içerisinde yaşayan topluluklar, kendilerini bu olumsuz şartlardan kurtararak huzur ve rahata kavuşturacak bir kurtarıcıyı, yani "Mehdi"yi hep
beklemişlerdir65 • Nitekim Habeşistan Hıristiyanları kralları Theodor'u Ahir
Zaman Mehdisi olarak dönüşünü beklerler. Moğullar, Cengiz Han'ın -ölmeden önce- dokuz asır sonra dünyaya tekrar dönüp milletini Çin'in egemenli'ğinden
kurtarmayı vadettiğini iddia edereler. Eski Mısırda da buna benzer inanışlar
bulunmaktadır. Eski Çin kaynaklarında "Kurtarıcı" temasının işlendiğini
görüyoruz. Aynı şekilde Eski İran ve Hin dini düşüncesinde de bu inancı görmek mümkündür66.
Hıristiyanlıktaki Docetism67 doktrinine göre İsa Mesih sadece gözden
kaybolmuş ve yarım kalan görevini tamamlaması ve Hıristiyanlann zafere
ulaşmaları onun geri dönüşüne bağlıdır. Hristiyan inancında Mesih'in iki defa
gelişi söz konusudur. Birinci gelişinde hakarete uğramış ve başarısız olmuş,
ancak dünyanın sonunda ikinci gelişi ile zafere ulaşacak ve görevini tamamlayacaktır. Hıristiyanlar Mesih olarak İsa'nın yakında yeryüzüne inerek
bin yıllık "Tanrı Krallığını kuracağını inanmaktadırlar68 . Bu ve benzeri fikirler,
İslam'ın ilk dönemlerinde bazı Hıristiyan fırkalar tarafından yayılmıştır. Bu
kurtarıcı fikrinin köken olarak Yahudilikten kaynaklandığını söyleyeb,iliriz. Ancak Müslümanlar arasında Yahudilik ve Hıristiyanhktaki gibi beklenen bir
kurtarıcı fikri olmakla birlikte Mesih ve mehdi fikri üstlendikleri misyon
açısından birbirinden farklılık göstermektedir. Gerek Yahudilik gerekse
Hıristiyanlığa mensup kişiler ric'at inanışıyla, kurtarıcı olduklarına inandıkları şahısların ölümlerini "muvakkat" kabul etmekte ve onların ahir zamanda
dünyaya ·tekrar dönerek kendilerini zulüm ve esaretten kurtarıp zafere
ulaştıracağına inanmakta ve bu inançlarını sürekli büyük bir ümitle canlı
tutmaktadırlar69.
Mehdi inancı, İslam düşünce tarihinin karmaşık ve tartışmalı konularından biri olduğu için menşei konusunda da net bir şey söylemek zordur. Hz.
65 E. Ruhi Fığlalı, Çağımızda İtikadi İslam Mezhepleri, iV. Baskı, Ankara 1990, 267.
66 İlhan, 46; lsa'yi ilk şakirtleri yalnız tarihi bir insan olarak değil, ölen ve mezardan çıkan ve
göklere yükselen Rab (kyrlos) olarak tasvir etmişlerdir. Burada kyrlos kelimesi, Hıristiyan teolojisine göre bütün şeref isimlerini kapsar. Buna göre O, Hem muallim, hem ilahi Rab, hem de kral manasındadır. Litürjide, kyrie eleson "Ya Rab merhamet et" diyen niyaz tekrar tekrar dünyanın bütün ldliselerinde kullanılmaktadır. Kyrlos lakabı, isa'yı teveccüh eden dualarda büyük öneme sahiptir. Bkz: Annamarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, İstanbul 1999, 173.
67 Bu doktrin lsa Mesih'in çektiği ıstıraplar ve ölümünün gerçekte vaki olmadığını, sadece göze
öyle görünen bir hayal olduğunu öğretir. Buna göre onun ölümü geçici bir kesinti ve gözden kaybolmadır. Bkz: Kutluay, 291.
68 Küçük, Dönmeler Tarihi, 148-149.
69 Fığlalı, ltikadi lslam Mez, 270.
70 İSLAM VE YORUM
Peygamberden yapılan bazı rivayetlere baktığımız zaman, Mehdi ile ilgili hadislerin Buhari, Müslim ve Nesai'de yer almadığı, diğer hadis kaynaklarında
yer aldığı ve bli hadislerin ise senet ve metin yönünden tenkide uğradığı ifade ediJir7o . Burada Mehdi fikrini geleceğe hitap etmesi, kıyamete yakın bütün
insanlığı -ilgilendirmesi ve bazı sahih hadis kaynaklannda yer alması sebebiyle
iki açıdan değerlendirebiliriz. Birincisi; İslam'ın doğup geliştiği çevrede mevcut dini kültürlerde yaygın olan Mehdi ve Mesih düşüncelerine sahip kitlelerin
Müslüman olmaları sonucu, kültürel olarak sahip oldukları bu düşüncelerini
yaşatmaları ve İslam'dan da kendi düşüncelerine bir kaynak bulma gayretleri
olarak izah edilebilir. Hatta bu düşüncelerini güçlendirmek için de Hz Peygamber adına hadis uydurma yoluna da gitmiş olabilirler. Dolayısıyla
bunların İslami düşünceyle gerçek anlamda bir ilgilerinin olmadığı ileri
sü~ülebilir. İkincisi; Mehdi konusu Kur'an'da geçmemekle birlikte ikinci derecede İslam'ın ana kaynağını oluşturan hadis kitaplarından Buhari, Müslim
ve Nesai dışındaki bir çok kaynakta yer alması, Hz. Muhammed'in konuyla ilgili
sözlerinin bulunduğuna işaret olarak ifade edilir. Dinler Tarihi perspektifinde konuyu irdelediğimizde, mevcut bir düşüncenin diğer dinlerle ilişkisini
kurarken ya da diğer dinlerdeki bilgilerle karşılaştırmasını yaparken önyargılı
genellemelerden kaçınmamız gerekir.
İslam toplumunda bunalım ve kriz durumlarında Mehdi fikri, toplumsal hayatın merkezinde yer almıştır. Ancak bu kadar önemli görülen Mehdi fikrine,
İslam'ın temel kaynağı Kur'an' da hiçbir şekilde işaret edilmemesi manidardır. Kur'an, Hz. İsa'nın mucizelerine, Hz. Meryem'in iffetine yüzlere~· ayette yer
verirken, kıyamete yakın bütün insanlığı ilgilendiren bu kadar önemli bir
konuda bilgi vermemektedir. Hatta Şiiler mehdi konusunu itikatlarının bir
parçası olarak görürken, Sünni itikadında böyle bir düşünce görülmemektedir.
Her Sünni Müslüman, kıyamet hakkındaki düşüncelerinin bir parçası olarak, dini yeniden kuracak bir kimsenin olacağını kabul eder, fakat bunu mehdi olarak
ifade etmez. Kelam alimleri de mehdi konusuna pek yer vermezler. İmam-ı
Azam'ın Fıkhu'l Ekber'inde, Maturidi ve Eş'ari'nin eserlerinde bu hususa temas
edilmemektedir. Kelam alimleri mehdiliği imametle ilgili bir mesele olarak görmüşler. İmamet konusu da daha sonraki dönemlerde kelam kitaplarına
10 Mehdi ile ilgili hadislere bilimsel eleştirileri teferruatlı bir şekilde Mukaddime'de görmek
mümkündür. Geniş bilgi için bkz: İbni Haldun, Mukaddime, (Çev: Turan Dursun) Aİlkara 1989, 11/254-288; Kütüb-il Sitte'de Mehdi ile ilgi yer alan hadislerin değerlendirilmesi konusunda bkz: Mehmet Atay.. "Kütüb-ü Sitte'deki Mehdi Hadislerinin Dinler Tarihi Açısından incelenmesi", ·Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel, O. S.B. E, Isparta 2003, s. 65-110. . .
İSLAM VE YORUM 71
girmiştir7 1 • Günümüzde Türkiye' de Dinler Tarihinin yanı sıra İslam Mezhepler
Tarihi, Kelam, Hadis ve Tefsir gibi bilim dallarının Mehdi ve Mesih konularında
çalışmalara yer verdiklerini görmek mümkündür72 ..
İnsanlar her dönemde maruz kaldıkları sıkıntıların üstesinden gelemediği
için ve çevrelerinde cereyan eden olaylar arasında sebep sonuç ilişkisi kuracak
düşünce düzeyinde olmadıklarından, kendilerinin maruz kaldıkları bütün bu sıkıntıları bertaraf edecek bir kurtarıcı düşünerek rahatlamaya çalışmışlar.
Gerçek şu ki, yeniden hayata dönecek böyle bir kimsenin fiziki olarak
düşünülmesi, dini ve siyasi anlamda çok güçlü bir liderin mevcut olmasına bağlıdır. Aşırı sevgi ile bağlanılan liderin diğer insanlardan farklı olduğu
düşünülür ve onun da diğerleri gibi Allah'ın değişmez kanunlarına boyun eğme
mecburiyetinde olduğunu unuturlar. Onun ölümünün bile diğer canlılar gibi
olmayacağını tasavvur ederler. Ancak ölüm onun da yakasına yapışınca, taraftarlarında bir panik ve yakınma başlar. Öyle ki efendilerinin ölürriünden
şüphe etmeye başlayarak onun ölmediğini düşünürler. Bir süre sonra da onun
ölmediğine inanmaya başlarlar. Neticede ölmediğine ve kaybolduğuna
inandıkları efendilerinin bir süre sonra ortaya çıkacağına inanır ve iddia ederler. Bu düşünce onları teselli eder ve kapıldıkları derin üzüntü ve ümitsizlikten
kurtarır. Hayatlarını bu kimsenin tekrar ortaya çıkması emeliyle doldu;arak
yaşarlar. İlk düşüncelerine göre hayal ettikleri- kurtarıcının dönüşünün hemen
gerçekleşmemesi biraz kendilerini sarssa da hemen hayal güçlerini kullanarak gaybet süresini tevil ederler. Sevdikleri efendilerinin dönmesi inançları haline
dönüşür ve ciddi bir akide olarak nesilden nesile intikal eder73 .• Bunun
örneklerini çeşitli din ve kültürlere mensup toplumlarda görmek mümkündür.
İslam toplumunda da çeşitli tarikat ve cemaat liderlerinin bu motiflerle ifade edildiğini müşahede ediyoruz . .
Nitekim Hz. Peygamberin ölümü esnasında da sahabe arasında bir süre
şaşkınlık yaşandığı kaynaklarda nakledilir. Hz. Peygamberin, ölümünün
yaklaştığı noktasında çevresini hazırlamasına rağmen, vefatı karşısında Hz.
71 Teftazani, Makasıd şerhinde Mehdi'nin geleceğine dair ahat haber olmakla beraber sahih
rivayetlerin olduğunu bildirdikten sonra bu hadislerinden bazılarını nakleder. Sonra da alimlerin, söz konusu Mehdi'nin Fatıma evladından adil bir imam olduğuna ve Allah Teala'nın dininin kurtuluşu için dileyeceği bir zamanda onu yaratacağı inancına vardıklarını bildirir. Bunun yanında, Bakillani, Cüveyni, Nesefi ve Gazzali gibi alimler Mehdi isminde gelecek bir kurtarıcıdan bahsetmezler. Bkz: İlhan, 141-142; Macdonald, "Mehdi", İ.A. VII/476.
72 Bu çalışmalardan bazıları için bkz: Ethem Ruhi Fığlah, "Mesih ve Mehdi Üzerine". A.Ü.İ.F.D., XXV,
Ankara,1981; Emrullah Fatiş, Kur'an'da Hz İsa, Kayseri 2000; Yusuf Şevki Yavuz, "İslam İnancında Mehdi" Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ankara 2003, 28/371-374; Mehmet Atay, agtez; Mehmet Akben, "Hz isa'nın Nüzulü Meselesi: Dini ve Politik Yaklaşımlar" Gazi Ün. S. B. E., Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007
73 İlhan, 49·50.
72 İSLAM VE YORUM
Ömer'in üzüntüsünü, ayağa kalkarak "münafıklardan bir takım kişiler Tanrı
elçisinin öldüğünü iddia ediyorlar, Tanrı elçisi ölmedi. Musa bin İmran kavmi · arasında kırk ·gün kaybolduktan sonra kavminin yanına döndüğü gibi, Tanrı
elçisi de yanımıza dönecek, kendisinin öldüğü haberini yayanların ellerini ve ayaklarını kesecektir" diyordu. Hz. Ömer halka benzer sözlerle hitap ederken,
Hz Ebubekir ona acele etme, sözünü kes demesine rağmen sözlerine devam . etmiştir. Bunun üzerine Hz. Ebubekir topluluğa dönerek "Ey ahali Muhammed'e
tapan varsa Muhammed ölmüştür. Tanrıya ibadet edenler için ise Tanrı her
zaman bakidir, O ölmez" dedikten sonra şu ayeti okumuştur: "Muhammed kendisinden önce gelen peygamberler gibi ancak bir peygamberdir, eğer ölürse
veya öldürülürse yüz çevirip dönecek misiniz ... ". Ali İmran 3/144). Halk ile
beraber Hz Ömer bu ayeti, işittiğinde şu sözleri söylemiştir: Ben Ebubekir'in bu
ayeti okuduğunu işittiğimde ayaklarım güçten kesilerek yere düş'tüm, ayaklarım üzerinde duramadım ve bundan sonra Tanrı elçisinin ölmüş olduğunu
anladım"74 • Hz. Ömer'in bu sözleri, Peygambere olan aşırı sevgisi ve
üzüntüsündendir.
Daha sonraki süreçte de Müslüman topluluğun kendi içinde ortaya çıkan siyasi çekişmeler ve kavgalar, mehdi anlayışının ortaya çıkmasında önemli rol
oynamıştır. Nitekim Hz. Peygamberin vefatı sonrasında devlet başkanlığı seçimi
ile başlayan çekişme, Hz. Osman döneminde sergilenen yönetimsel zaaflarla
tehlikeli bir konuma çıkmıştır. Hz. Osman'ın şehit edilmesi ve Hz Ali'nin yönetime geçmesi ile iç çekişmeler, sıffin ve Cemel gibi savaşlarla tırmanmıştır.
Netice olarak Hz. Ali'nin şehit edilmesi ile siyasi çekişme zirveye ulaşmıştır.
Daha sonra Emevi hanedanlığının kurulması, Hz Hüseyin ve efradının
Kerbela'da şehit edilmesiyle Müslümanlar arasındaki siyasi çekişme artık asırlarca sürdürülecek bir kan davasına dönüşmüştür. Netice olarak İslam
tarihinde sosyal ve siyasi sebeplerle ortaya çıkan bazı fikirlerin zamanla
ideolojiye dönüştürüldüğünü bir süre sonra da itikada dönüştürüldüğünü
görmek mümkündür. Mehdi konusu da bunun bir örneğini teşkil etmektedir.
Kurtarıcı beklentisi ve ideali, eski din ve kültürlerin yanı sıra, insanın
yaratılışı ile ilgili olduğu için benzer şartlarda her zaman ve her toplumda ortaya
çıkabilecek bir durumdur. Tepkisel halk hareketlerinde bu tür motifler pozitif
etki yapmıştır. Nitekim Cemaleddin Afgani, Sudan' da ortaya çıkan Muhammed Ahmed'in kendisini mehdi olarak nitelendirip İngiliz ordusunu yenmesinin
Avrupa' da tedirginlik yaratmasında, mehdilik algısında ana unsurlardan birinin
toplumsal ihtiyaç olduğunu vurgulamıştır. Afgani'ye göre, Müslüman toplumlar
74 -Geniş bilgi için bkz: Muhammed b. Cerir et· Taberi, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, (Çev: Z.
Kadiri Ugan-A. Temir), lstanbul 1992, V /896-899.
İSLAM VE YORUM 73
sıkıntılı süreçlerde, dini yönden tehlikeye uğradıklarında, yabancı bir devlet
tarafından istila edildiklerinde, içinde bulundukları kötü durumdan toplumu kurtaracak mehdi beklentisi önem arz eder. Afgani'nin bu değerlendirmeleri
ışığında mehdi hareketlerini dini ve akidevi olmaktan çok, tarihi ve sosyal bir
vakıa olarak kabul etmemiz gerel;<tiğini, bu kavramların itikadi açıdan' dinin aslında var olup olmaması, onların toplum içerisinde var olması gerçeğini
ortadan kaldırmadığını ileri sürmektedir75 • Bazı durumlarda Mehdi anlayışının
sosyal ve siyasi misyonu vurgulanmaktadır. Benzer şekilde ülkemizde yakın
tarihimizde terör ve ekonomik zorluklar karşısında insanların dualarında bu
kurtarıcı beklentisini ifade ettiklerini söyleyebiliriz. Özellikle gençliğimizde 12 Eylül ihtilali öncesinde halkın içine düştüğü sıkıntı ve ümitsizlik durumu, bu
kurtarıcı beklentisini alevlendirmişti. Hatta ihtilalin olduğu gün bazı yaşlıların,
ihtilal ekibine bunları Allah gönderdi gibi sözler sarf ettiklerine şahit
olunmuştur.
Araştırmacılar, dinlerdeki mehdi düşüncesinin doğuşu veya gelişimi
üzerinde yaptıkları çalışmalarda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Kurtarıcı
veya mehdi anlayışı gibi düşünceler evrensel nitelikler taşıdığından, ilahi
dinlerde görülen benzer hususları kesin olarak dinlerin birbirinden etkile~imi
ile izah etmeye çalışmak bir anlam ifade etmez. Bazı ilim adamları ise diğer
dinlerin müjdelediği ve halkına beklemelerini tavsiye ettiği mehdinin peygamberimiz olduğunu, onun gelişiyle de bu konunun kapandığını
savunmuşlardır. Dolayısıyla dinlerde kurtarıcı fikri ele alındığında aralarından
bir takım benzerlikler ve etkileşimler olsa da öncelikle fikrin kaynağını o
toplumun siyasi, iktisadi, sosyal ve psikolojik yapısında aramak daha doğru
olacaktır .
.. SONUÇ
Dinler Tarihi araştırmalarında kurtarıcı fenomeni önemli bir yer tutmaktadır. Bu çerçevede konuyu irdelediğimizde insanlık tarihinde "kurtarıcı"
tasavvurunun dinlerde müşterek bir fenomen olduğu görülür. Yapıları
çalışmalarda ilk~!, milli ve evrensel_ dinlerde kurtarıcının farklı isimlerle ifade
dildiğini görüyoruz. Yahudilik ve Hristiyanlık gibi dinlerde kurtarıcı, ortak bir
fenomen şeklinde, kıyametten önce bozulan düzeni ıslah edecek, hak ve adaleti yeniden sağlayacak belirgin bir şahsiyettir. Bu kurtarıcı Yahudilikte Davud
soyundan İmmanuel, Hristiyanlıkta Hz. İsa'dır. Yahudilikteki Mesih, seçilmiş
millet fikriyle Tanrının Krallığını kuracak ve Yahudilerin dünya hakimiyetini
75 İsmail Işık-Tuğrul Yörük, "Bir Osmanlı Arşiv Belgesi. Işığında Cemaleddin Afgiinl'de Mehdilik
Anlayışı" F. Ü. İlahiyat Fak Dergisi, 17 /1, Elazığ 2012, 42-44.
74 İSLAM VE YORUM
sağlayacaktır. Hristiyanlıkta Mesih, İsa merkezli olup gelişi gerçekleşmiş ve onunla ilahi krallık başlamıştır. Ancak Hz. İsa yarım kalan görevini tamamlamak .
ve dünya hakimiyetini kurmak için ikinci kez gelecektir. Hristiyanlıkta loyamet gününün belirleyicisi ve öbµr dünyada hükümranlığı sağlayacak Mesih anlayışı
Yahudilikte, dünya hakimiyeti şeklindedir. Bu inanç Yahudi geleneğinde önemli
bir yer tutmaktadır. Özellikle Eski Abid'in Daniel, İşaya kitapları ve Talmud . konuyu işleyerek bir doktrin haline getirmiş ve iman esasları arasına girmiştir.
İslam'da Hz. İsa'ya Mesih denmekle beraber Yahudi ve Hristiyanların
kullandığı manadan farklı olarak bazı hadis kaynaklarında ahir zamanda ortaya çıkacak kurtarıcı "Mehdi" olarak ifade edilir. İslam' da diğer dinlerde olduğu gibi,
gelecek bir din tamamlayıcısı anlayışı bulunmamaktad1r. Çünkü son peygamber
ol.arak Hz. Muhammed ile din tekamül ettiği için, bozulan düzeni ıslah etmek, insanları doğru yola sevk etmek üzere bir kurtarıcının geleceği anlayışı İslam ile
kapanmıştır. Mehdi düşüncesinin İslam'daki yansımalarına gelince her şeyden
önce Kur'an-ı Kerim, gaybi konuları bilme sıfatının sadece Allah'a ait olduğunu (Maide, 109; En'am, 73; Tevbe, 94; Ra'd, 9; Sebe, 48 v.d!.) ifade eder. Allah, gaybi
konularda resullerinden dilediğini bilgilendirebileceğini de (Ali-İmran, 179; Cin
26-27) belirtir. Dolaysısıyla bu durum, Allah Resulünün kendisinden asırlar
sonra meydana gelecek olaylar hakkındaki rivayetleri konusunda titiz davranmamız gerekir. Konuyla ilgili rivayet edilen hadislerin bir kısmı, Yahudi,
Hristiyan yahut diğer din mensuplarıyla kültürel etkileşim sonucu bazı
unsurların karışmış olabileceği şeklinde değerlendirilebilir. Ayrıca Hz.
Peygamberin vefatından sonra ortaya çıkan siyasi çalkantılar, bir takım grupların kendi görüşlerini destekleyecek şekilde hadis uydurmalarına sebep
olmuş olabilir. Bazı rivayetler Şii sempatizanlarına dayandırılabilir. Beşer
kimliğiyle bazı kişi veya grupların bu konudaki rivayetleri kendi çıkarları için kullanma ihtimalleri de göz ardı edilmemelidir. Ayrıca mehdi hadislerinin
birçoğunun senet açısından sılantılı olduğu ifade edilir.
Mehdi inancı Şia'da temel bir esas olup Şii fırkalarındaki devlet başkam
(masum imam) anlayışına uygun şekilde oluşmuştur. Şia'da ric'at ve gaybet düşüncesi mehdi düşüncesinin merkezindedir. Ancak Müslüman'ın hayatını
mehdi inancına göre değil, Cenab-ı Allah'ın verdiği akıl ve gönderdiği vahiyle
yönlendirmesi gerekir. Nitekim M. Akif, milli mücadele yıllarında ümitsizlik içine düşen Müslümanları "bıralon ağlamayı, bıralon matemi yahu, eğer ağlamak
fayda verseydi babam kalkardı, iki el bir baş içindir, el de senin baş da,
davransana" sözleriyle kaderci ve mehdici anlayışlara eleştiri getirmektedir.
İslam, insanı toplumsal değişim ve gelişimin merkezine koymuştur. İslam'ın dünya ve ahiret dengesini sağlamaya yönelik emirlerini unutİnamak gerekir. Bu
noktada mehdi bekleyerek alemin düzeleceğini hayal etmek yerine, İslam
İS LAM VE YORUM 75
toplumunun her ferdi basiretli olmalı, hakikati görebilmeli ve kendisinin
insanlık için neler yapabileceğini düşünmelidir.
Peygamberlerin geldiği dönemlerdeki sosyal bunalım, ahlaki çöküntü ve
inanç noktasında ortaya çıkan dejenerasyon ile mücadeleleri neticesinde
toplumu ulaştırdıkları hedefler değerlendirildiğinde, mehdi ve mesih anlayışı ile
peygamber motifinin anlatıldığı görülür. Bu anlamda Tevrat'ın müjdelediği Mesih, Hz. · İsa'dır. Hz. İsa'nın İncillerde müjdelediği Mesih de Hz.
Muhammed'dir. Çünkü Kur'an'da Hz. isa'nın hayatı ve mucizelerini anlatan
yüzlerce ayet; Hı. Meryem'in iffetini anlatan sure olduğu halde; ifade edildiği gibi kıyamet gününe yakın bütün insanlığı ilgilendiren bir kurtarıcının gelmesi
konusunda bir ibarenin yer almaması bizi bu kanaate götürmektedir. Ancak dar
anlamda mehdi, siyasi açıdan bazı yöneticilerin basiretsizliği veya kötü yönetim
sergilemeleri sonucu toplumun maruz kaldığı sosyal, kültürel ve ekonomik zorluklarla mücadele edecek idarecileri ifade etmektedir. Bu çerçevede
baktığımızda, tarihte sıkıntı ve çaresizliklere maruz kalan her toplum siyasi,
sosyal ve psikolojik durumlarına göre kendi kurtarıcılarını çeşitli misyonlarla
tanımlamışlardır. Bunun da dini anlamda bir kurtarıcıyla ilgisi bulunmamaktadır. Netice olarak toplumların bu gibi dini motifleri kullanarak
kabile reisi, cemaat lideri veya yönetici gibi kişilere mutlak itaati sağlama yoluna
gittikleri kanaati ortaya çılanaktadır.
KAYNAKÇA ABEGG, Emjll; Der Messiasglaube in Indien und Iran, Berlin 1928.
AHMED Asım, Kamus Tercemesi, 1, IV, İstanbul 1305.
AHMED b. Hanbel, Müsned, (Talık: Ahmed Muhammed Şakir), 1-XX, Mısır, 1956.
AKBEN, Mehmet; "Hz İsa'nın Nüzulü Meselesi: Dini ve Politik Yaklaşımlar" Gazi Ün. S. B. E., Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007.
ATAY, Mehmet; "Kütüb-İ Sitte'deki Mehdi Hadislerinin Dinler Tarihi Açısından İncelenmesi", Basılmamış Y. Lisans Tezi, Süleyman Demirel, Ü. S.B. E, Isparta 2003.
AYDIN, Mehmet, Din Fenomeni, Konya 1993.
AYDIN, Mehmet; Hristiyan Kaynaklarına Göre Hristiyanlık, Konya 1993.
BOYCE, Mary, The Zoroastrians, Their Religious Beliefs and Practices, London 1979.
Bundahishn "Creation", or Knowledge from the Zand, Translated by E. W. West, from Sacred Books ofı/ıe East, V, Oxford University Press, 1897.
CHALLAYE, Felicien; DinlerTarihi,(Çev: Samih Tiryakioğlu) İstanbul 1998.
DEVELIOGLU, Ferit; Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara, 1970.
EBU DAVUD; Süleyman b. el-Eş' as es-Sicistani, es-Sünen, 1-V, İstanbul, _1981.
ELMALILI, M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, il, İstanbul 1993.
. ,
76 İSLAM VE YORUM
EMMET, C.W.; "Messiah", Encyclopaedia ofReligion and Ethic, (Ed. by J. Hastings), VIII, 570-581, NewYork 1916.
FATİŞ, Emrullah; Kur'an'da Hz İsa, Kayseri 2000.
FIGLALI, Ethem ~uhi; Çağımızda İtikadi İslam Mezhepleri, IV. Baskı, Ankara 1990.
--------------------------; Mesih ve Mehdi Üzerine. A.Ü.İ.F.D., XXV, Ankara,1981.
GÖVSA, İbrahim Alaattin; Sabatay Sevi, (Sad: Hikmet Soylu), İstanbul 2000
GÜNAY, Ünver, Din Sosyolojisi, İstanbul 1998.
GÜNDÜZ, Şinasi; Din ve İnanç Sözlüğü, Ankara 1998, 258 .
HANÇERLİOGLU, Orhan, Felsefe Ansiklopedisi, IV, İstanbul 1993.
HERRAS, Muhammed Halil, Faslü'l-Makal fi Refi İsa ve Nuzulihi ve Katlihi'd-Deccal, (Çev: Osman Cilacı), Hz. İsa Gelecek mi? Isparta 2002.
HEYET, Müncid, Beyrut 1983.
IŞIK, İsmail-Tuğrul Yörük; "Bir Osmanlı Arşiv Belgesi Işığında Cemaleddin Afganl'de Mehdilik Anlayışı" F. Ü. İlahiyat Fak Dergisi, 17 /1, Elazığ 2012.
İBNİ HALDUN, Mukaddime, (Çev: Turan Dursun) II, Ankara 1989.
İBN MANZUR, Lisanu'l-Arap, XV, Mısır 1991.
İLHAN, Avni; Mehdilik, İstanbul 1993.
JACKSON, A. V. Williams; Zoroastrian Studies, The lranian Religion and Various Monographs. NewYork, 1928.
KİTAB-I MUKADDES, İstanbul 2001.
KAYA YERLİ, Müjdat -O, Cilacı, (Almanca Türkçe-Türkçe Almanca) Dini Terimler Sözlüğü, Konya 1989.
KUTLUAY, Yaşar, İslam ve Yahudi Mezhepleri, Ankara, 2001.
KÜÇÜK, Abdurrahman, Dönmeler Tarihi, (5. Baskı) Ankara 2001.
MACDONALD, D.8.; "Mehdi" İslam Ansiklopedisi, Vll, M.E.B .. İstanbul, 1993.
MARGOLIOUTH, D. S. "Mehdi" Encyclopaedia of Religion and Ethic, (Ed. by J. Hastings), VIII, New York 1916.
MENSCHİNG, Gustav, Dini Sosyoloji, (Çev: Mehmet Aydın), Konya 1993.
MÜSLİM, Ebu'l-Huseyn b. Haccac el-Kuşeyri, Sahihu Müslim, 1-III, İstanbul, 1981.
ÖRS, Hayrullah, Musa ve Yahudilik, İstanbul 1969.
RİNGGREN, Heilmer; "Messianism", Encyclopaedia ofReligion and Ethic, (Ed. by J. Hastings), IX, NewYork 1916.
SARIKÇIOGLU, Ekrem; Dinlerde Mehdi Tasavvurları, Samsun 1997.
----------------------------;"Buda Dininde Mehdi İnancı ve Buda' dan Bir Rivayet", İ.İ.F.D., S. 4, Ankara, 1980.
----------------------------; "Mecusi Dininde Mehdi İnancı" Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 7, İstanbul, 1986.
---------------------------;"Mehdi" DİA, XXVIII, Ankara, 2003.
SARITOPRAK, Zeki, İslam İnancı Açısından Nuzulü İsa Meselesi, İzmir 1997.
SCHİMMEL, Annamarie; Dinler Tarihine Giriş, İstanbul 1999.
ŞEMSEDDİN Sami; Kamus-ı Türki, İstanbul 1317.
TABERİ, Muhammed b. Cerir; Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, (Çev: Z. Kadiri Ugan-A. Temir), C. I-V, İstanbul ~992.
TİRMİZİ, Ebu İsa Muhammed b. İsa b. Sevre, es-Sünen, l-V, İstanbul,1981.
İSLAM VE YORUM 77
YAVUZ, Yusuf Şevki, "İslam İnancında Mehdi" Diyanet İslam Ansiklopedisi, 28/371-37 4, Ankara 2003.
WACH, Joahim; "Dinler Tarihinde Kurtarıcı" (Çev: Ali Çoşkun), Dinler Tarihi, (Çev: Fuat Aydın), (kitapta s.273-279) 2004 İstanbul.
WEBER, Max; Sosyoloji Yazıları, (Çev: Taha Parla), İstanbul 1998.
WENSİNCK, A.J., "Mesih", İ.A., V111, İstanbul 1993.
ZEBİDİ, Muhammed Murtaza el-Huseyni el-Vasıti,, Tacu'l-Arus min Cevahiri'l-Kamus, X, Beyrut, trs.,