ivkilicarslan lll şartıyla kendisini sultan olarak konya'ya davet ettiler. bu daveti kabul...

2
KILICARSLAN lll kendisini sultan olarak Konya'ya davet ettiler. Bu daveti kabul eden 1. seddin Keyhusrev, Konya'ya girip dokuz bir aradan sonra Anadolu Selçuklu Devleti ikinci defa oturdu (Receb 601/ Mart 205 ). Bir Tokat'a tayin etti, fakat daha Tokat'a gitmeden ya- birlikte bir süre Konya bulunan Gavele Kalesi'nde ikamet etmesini emretti. lll. bu kalede dair bir rivayet de (Receb 60 1 Mart 205 ). lll. süren döneminde Isparta ve çevresi : ibnü'I-Esir, el-Kamil, XII, 200 -201; ibn Bibi, el-Evamirü'l-'Ala'iyye, s. 75-76, 84-88; Aksara- yi, Müsameretü'l-aljbar, s. 32; Ah- med. Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 4518, s. 294; Osman Selçuklular Za- Türkiye, istanbul 1971, s. 265-267; a.mlf .• Arslan III .", iA, VI, 703. r L !iiji] ALi KIUCARSIAN IV (ö. 664/1266) Anadolu Selçuklu (1249-1254, 1257 -1266). 635 (1237) veya 638 (1240) du. ll. Keyhusrev, an- nesi Rum bir cariyedir. ölünce uygun olarak ll. izzed- din Keykavus, Vezir isfahanl ve ileri gelen beyler Selçuklu ortanca Rükned- din ile küçük ll . Alaed- din Keykubad iki kürsü- lere oturtuldu. 644 ( 1246) yük Han me- rasime davet edilen ll. izzeddin Keykavus yerine gönderdi. Bir heyetle Karakurum'a giden iki sonra Güyük kendisi için saltanat ile 2000 lik bir M askeri refakatinde Anadolu'ya döndü ve Sivas'ta hükümdar- ilan etti (646/1249). Si- Erzincan, Amid (Diyarbe- kir). Malatya, Harput ve Kayseri'de de hü- kümdar tan Bu esnada Keykavus'un veziri Celaleddin Karatay. Cemaleddin Hateni'- ye evkaf vererek onu ikna et- tikten sonra üç karde- birlikte tahta hutbenin üçü ve sikkenin üçü ke- silmesine gelen elçileri 404 etti. Ancak Seyfeddin To- rumtay, Seyfeddin Türkeri gibi emirlerin telkinleriyle ortak kabul etme- yip gerekirse kuwet kullanmak için Ak- saray'a geldi. Burada da Celaleddin Kara- elçiler üçlü ka- bul ertirmek için çok gayret gösterdiler- se de bir an- engel oldular ve ll. izzeddin Keykavus'un ordusuna hü- cuma geçerek yolunu Ak- Sultan Ham cereyan eden bir yenilgiye bir tepede yakala- narak 1 Reblülewel647'de (14 Haziran 1249) getirildi. Keyka- vus iyi bir- likte Konya'ya döndüler. beyi Keykavus ve Keykubad'la be- raber tahta oturtuldu. Böylece Selçuklu tarihinde "ortak saltanat devri" denilen bir dönem ( 1249- 254). Celaleddin Karatay ve ll. Alaeddin Key- ölümünden sonra Keykavus ile girdi. Develi ve Kayseri koruya- bildirince gizlice bu- Kayseri'de tahta (652/1254). ll. Keykavus'un yeni bir önlemek için Kayseri'ye Beylerbeyi ve sadakatyemi- ni ettirildi. kuwetlerini yeterli görüp Sultan Ham'na geldiler. Bu olaylar üzerine izzeddin Keykavus, Sadreddin Ko- nevi ile Hümameddin'i Aksaray'da bulunan göndererek Amid, Malatya, Harput, Sivas ile yetinmesini ve mücadeleyi istedi. da Kayseri Cela- leddin Habib'i Keykavus'a Kayseri ve de verilmesini talep ettiler. Bu teklifin kabul edilmemesi üzerine iki ordu Kayseri yöresindeki ya- Bu da izzed- din Keykavus'un zaferiyle ve Keykavus yine iyi ve onun Amasya'da otur- müsaade etti. Fakat yeni bir fesa- da alet Uluborlu Kalesi'ne konuldu (653/1 255). Sultan (23 Ramazan 654/14 Ekim 1256) Baycu'ya yenilen izzeddin Keykavus An- talya'ya, oradan da Ladik (Denizli) yöresi- ne Bunun üzerine tek Selçuklu geçirildi 6 Sa- fer 655 /5 Mart 257). Sultan Ham da olan Baycu ile bir Baycu '- IV. dönemine ait bir sikke (Halit Erkilet<>glu sikke koleksiyonu) nun Anadolu'yu terketmekte Konya'ya hareket et- mesi üzerine Konya'dan Kayseri'ye gitti. Halk ve bilhassa Türkmenler olan Keykavus'u istiyordu. ll. iz- zeddin Keykavus Konya'ya geldikten ( 14 Reblülahir 655 1 257) sonra ku- Ali üze- rine gönderdi. Ona bilen Mulnüddin Süleyman Pervane ile birlikte Tokat'a yöneldi. Ora- dan da HülagG'nun iran'a gitti. HülagG'dan Selçuklu Anadolu'ya dönen no- kumandanianna Anadolu'ya gelen Baycu, hü- Malatya ve vila- yetlerde kabul ettirmeye 656 ( 1258) M gelen bir buyrukSelçuklu ülkesinin iki bölünmesini gerektiri- yordu. Keykavus'un mecburen oldu- göre sundaki yerler carslan ve kendi devlet adamla- Tebriz'e gidip HülagG'nun Halep seferine giderken ve Keykavus'u da götüren Hüla- gG daha sonra ülkelerine dönmelerine izin verdi. Mulnüd- din Pervane üzerine Zeki ve bir olan Mulnüddin Pervane. Keyka- vus'u tasfiye edip devleti ve yönetmeyi HülagG'nun elçileri 659 (1261) vergileri ve tahsil etmek

Upload: others

Post on 19-Jul-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: IVKILICARSLAN lll şartıyla kendisini sultan olarak Konya'ya davet ettiler. Bu daveti kabul eden 1. Gıya seddin Keyhusrev, Konya'ya girip dokuz yıllık bir aradan sonra Anadolu

KILICARSLAN lll

şartıyla kendisini sultan olarak Konya'ya davet ettiler. Bu daveti kabul eden 1. Gıya­seddin Keyhusrev, Konya'ya girip dokuz yıllık bir aradan sonra Anadolu Selçuklu Devleti tahtına ikinci defa oturdu (Receb 601/ Mart ı 205 ). Bir menşurla Kılıcarslan 'ı Tokat'a tayin etti, fakat Kılıcarslan daha Tokat'a gitmeden kararını değiştirip ya­kınlarıyla birlikte bir süre Konya yakınla­rında bulunan Gavele Kalesi'nde ikamet etmesini emretti. lll. Kılıcarslan'ın bu kalede öldürüldüğüne dair bir rivayet de vardır (Receb 60 ı 1 Mart ı 205 ). lll. Kılıcars­lan'ın kısa süren hükümdarlığı döneminde Isparta şehri ve çevresi fethedilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

ibnü'I-Esir, el-Kamil, XII, 200-201; ibn Bibi, el-Evamirü'l-'Ala'iyye, s. 75-76, 84-88; Aksara­yi, Müsameretü'l-aljbar, s. 32; NiğdeliKadı Ah­med. el-Veledü'ş-şe{ik, Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 4518, s. 294; Osman 1\ıran, Selçuklular Za­manında Türkiye, istanbul 1971, s. 265-267; a.mlf .• "Kılıç Arslan III .", iA, VI, 703.

r

L

!iiji] ALi SEVİM

KIUCARSIAN IV (ö. 664/1266)

Anadolu Selçuklu sultanı (1249-1254, 1257-1266).

635 (1237) veya 638 (1240) yılında doğ­du. Babası ll. Gıyaseddin Keyhusrev, an­nesi Rum asıllı bir cariyedir. Babası ölünce geleneğe uygun olarak ağabeyi ll. izzed­din Keykavus, Vezir Şemseddin isfahanl ve ileri gelen beyler tarafından Selçuklu tahtına çıkarıldı; ortanca kardeşi Rükned­din Kılıcarslan ile küçük kardeşi ll . Alaed­din Keykubad tahtın iki yanındaki kürsü­lere oturtuldu.

644 ( 1246) yılında Gü yük Han 'ın kağan­

lık tahtına çıkışı dolayısıyla yapılacak me­rasime davet edilen ll. izzeddin Keykavus yerine kardeşi Kılıcarslan'ı gönderdi. Bir heyetle Karakurum'a giden Kılıcarslan, yaklaşık iki yıl sonra Güyük Han'ın kendisi için verdiği saltanat yarlığı ile 2000 kişi­lik bir M oğal askeri birliğinin refakatinde Anadolu'ya döndü ve Sivas'ta hükümdar­lığını ilan etti (646/1249). Kılıcarslan Si­vas'ın yanı sıra Erzincan, Amid ( Diyarbe­kir). Malatya, Harput ve Kayseri'de de hü­kümdar tan ındı. Bu esnada Keykavus'un veziri Celaleddin Karatay. J:(ılıcarslan'ın yakın adamlarından Cemaleddin Hateni'­ye evkaf nazırlığını vererek onu ikna et­tikten sonra yapılan toplantıda üç karde­şin birlikte tahta oturması. hutbenin üçü adına okunınası ve sikkenin üçü adına ke­silmesine Kılıcarslan'dan gelen elçileri

404

razı etti. Ancak Kılıcarslan Seyfeddin To­rumtay, Seyfeddin Türkeri gibi emirlerin telkinleriyle ortak sultaniiğı kabul etme­yip gerekirse kuwet kullanmak için Ak­saray'a geldi. Burada da Celaleddin Kara­tay'ın gönderdiği elçiler üçlü saltanatı ka­bul ertirmek için çok gayret gösterdiler­se de Kılıcarslan'ın kumandanları bir an­laşmaya vanlmasına engel oldular ve ll. izzeddin Keykavus'un ordusuna karşı hü­cuma geçerek barış yolunu kapadılar. Ak­saray'ın batısındaki Sultan Ham yakınla­rında cereyan eden savaşta Kılıcarslan beklemediği bir yenilgiye uğradı. Yakın adamlarıyla sığındığı bir tepede yakala­narak 1 Reblülewel647'de (14 Haziran 1249) ağabeyinin yanına getirildi. Keyka­vus kardeşini iyi karşıladı. İki kardeş bir­likte Konya'ya döndüler. Kılıcarslan ağa­beyi Keykavus ve kardeşi Keykubad'la be­raber tahta oturtuldu. Böylece Selçuklu tarihinde "ortak saltanat devri" denilen bir dönem başladı ( 1249- ı 254).

Celaleddin Karatay ve ll. Alaeddin Key­kubad'ın ölümünden sonra Keykavus ile Kılıcarslan arasına soğukluk girdi. Develi ve Kayseri subaşıları Kılıcarslan'ı koruya­caklarını bildirince gizlice subaşılarla bu­luşan Kılıcarslan Kayseri'de tahta çıktı (652/1254). ll. Keykavus'un yeni bir karı­şıklığın çıkmasını önlemek için Kayseri'ye gönderdiği Beylerbeyi Şemseddin Yavtaş tutuklandı ve Kılıcarslan'a sadakatyemi­ni ettirildi. Subaşılar kuwetlerini yeterli görüp Sultan Ham'na geldiler. Bu olaylar üzerine izzeddin Keykavus, Sadreddin Ko­nevi ile Şeyh Hümameddin'i Aksaray'da bulunan Kılıcarslan'a göndererek Amid, Malatya, Harput, Sivas ile yetinmesini ve mücadeleyi bırakmasını istedi. Kılıcars­lan'ın taraftarları da Kayseri kadısı Cela­leddin Habib'i Keykavus'a yollayıp Kayseri ve Kırşehir'in de verilmesini talep ettiler. Bu teklifin kabul edilmemesi üzerine iki ordu Kayseri yöresindeki Ahmedhisarı ya­kınlarında karşılaştı. Bu savaş da izzed­din Keykavus'un zaferiyle sonuçlandı ve Kılıcarslan yakalandı. Keykavus kardeşini yine iyi karşıladı ve onun Amasya'da otur­masına müsaade etti. Fakat yeni bir fesa­da alet olabileceği düşüncesiyle Uluborlu Kalesi'ne konuldu (653/1 255).

Sultan Hanı savaşında (23 Ramazan 654/14 Ekim 1256) Moğol Kumandanı Baycu'ya yenilen izzeddin Keykavus An­talya'ya, oradan da Ladik (Denizli) yöresi­ne kaçtı. Bunun üzerine Kılıcarslan tek başına Selçuklu tahtına geçirildi (ı 6 Sa­fer 655 / 5 Mart ı 257). Sultan Ham civarın­da karargahını kurmuş olan Baycu ile bir antlaşma imzalandı. Kılıcarslan, Baycu '-

IV. Kılıcarslan dönemine ait bir sikke (Halit Erkilet<>glu sikke

koleksiyonu)

nun Anadolu'yu terketmekte olduğunu öğrenen ağabeyinin Konya'ya hareket et­mesi üzerine Konya'dan ayrılıp Kayseri'ye gitti. Halk ve bilhassa Türkmenler Moğol düşmanı olan Keykavus'u istiyordu. ll. iz­zeddin Keykavus Konya'ya geldikten ( 14 Reblülahir 655 1 ı Mayıs ı 257) sonra ku­mandanı Ali Bahadır'ı Kılıcarslan'ın üze­rine gönderdi. Ona karşı kayamayacağını bilen Kılıcarslan, Mulnüddin Süleyman Pervane ile birlikte Tokat'a yöneldi. Ora­dan da HülagG'nun katına iran'a gitti. HülagG'dan Selçuklu sultanlığını alınca Anadolu'ya dönen Kılıcarslan, Moğol no­yanlarının yardımına rağmen ağabeyinin

kumandanianna karşı başarılı olamadı. Anadolu'ya gelen Baycu, Kılıcarslan'ın hü­kümdarlığını Malatya ve diğer bazı vila­yetlerde kabul ettirmeye çalıştı.

656 ( 1258) yılında M oğal hakanından gelen bir buyrukSelçuklu ülkesinin iki kardeş arasında bölünmesini gerektiri­yordu. Keykavus'un mecburen razı oldu­ğu antlaşmaya göre Kızılırmak'ın doğu­sundaki yerler Kılıcarslan'ın olacaktı. Kılt­carslan ve ağabeyi kendi devlet adamla­rıyla Tebriz' e gidip HülagG'nun katına çık­tılar. Halep seferine giderken Kılıcarslan ve Keykavus'u da yanında götüren Hüla­gG daha sonra ülkelerine dönmelerine izin verdi. Kılıcarslan'ın vezirliğini Mulnüd­din Pervane üzerine aldı. Zeki ve ihtiraslı bir kişi olan Mulnüddin Pervane. Keyka­vus'u tasfiye edip devleti Kılıcarslan'ın adı altında birleştirmeyi ve istediği şekilde

yönetmeyi düşünüyordu.

HülagG'nun elçileri 659 (1261) yılında vergileri ve borçları tahsil etmek amacıy-

Page 2: IVKILICARSLAN lll şartıyla kendisini sultan olarak Konya'ya davet ettiler. Bu daveti kabul eden 1. Gıya seddin Keyhusrev, Konya'ya girip dokuz yıllık bir aradan sonra Anadolu

la Anadolu'ya geldiler. Mulnüddin Perva­ne onları Keykavus'un isyan hazırlığı için­de olduğuna, bu sebeple Antalya'da otur­duğuna, dolayısıyla tahsilata oradan baş­lanması gerektiğine ikna etti. Antalya'ya giden elçilere bu defa Keykavus'un önce Sultan Kılıcarslan'dan tahsilata başlama­larını söylemesi Tebriz'de tepkiyle karşı­landı. Keykavus durumu d üzeltmek mak­sadıyla Konya'ya geçti, oradan da Tebriz' e ilhanın katına gitmek için yola çıkmak üzere iken Alıncak Noyan'ın yanında Kılı­carslan. Mulnüddin Pervane ve çok sayı­da Moğol askeriyle Aksaray'a yaklaşmak­ta olduğunu haber aldı. Keykavus müna­sebetleri düzeltmesi için veziri Fahreddin Ali'yi görevlendirdi. Fakat Mulnüddin Per­vane, Fahreddin Ali'yi Kılıcarslan'ın veziri olmaya ikna etti. Bunun üzerine Keyka­vus Antalya'ya döndü; daha sonra da ya­kınlarıyla birlikte gemiyle İstanbul'a gi­dip Bizans imparatoru Mihail Palaiolo­gos'a sığındı (660/1262) . Böylece Selçuklu ülkesi Kılıcarslan'a kaldı. İbn Blbl'ye göre Kılıcarslan ağabeyine mensup emirleri sa­raya topladıktan sonra Alıncak Noyan'a göndermiş, Alıncak da onları öldürtmüş­tür.

Hülagfı, Keykavus taraftarı olan Türk­men beylerinin başbuğu Mehmed Bey'­den huzuruna gelmesini istediyse de Mehmed Bey Moğol hanının buyruğunu dinlemedi. HülagQ da Kılıcarslan'a ve Anadolu'daki Moğol kumandanına Meh­med Bey'in üzerine yürümelerini emret­ti. Dalaman ovasında yapılan savaşta ye­nilip dağlara kaçan Mehmed Bey bağış­lanırsa itaat edeceğini bildirdi. Mehmed Bey'in isteği kabul edildi, fakat Ulubor­lu'da Kılıcarslan'ın emriyle öldürüldü. Kı­lıcarslan'ın hükümdarlığının ilkyıllarında

çeşitli yerlerde çıkan isyanlar ancak Moğol kuwetlerinin yardımıyla bastırılabildi.

Selçuklular devrinde Karadeniz'in en önemli limanı haline gelen Sinop'a göz diken Trabzon Rum İmparatorluğu , Sel-

çuklular arasındaki saltanat mücadelele­rini ve Moğollar'ın müdahalelerini fırsat bilerek Frenkler'in de yardımıyla burayı ele geçirmişti (657/ 1259). 663 (1265) yı­lında Kılıcarslan ve Mulnüddin Pervane Tebriz' e gidip yeni hanAbaka'dan Sinop'u geri almak için izin istediler. Kılıcarslan Sinop seferine katılınayıp Konya'da kaldı. Pervane Selçuklu ordusuyla Sinop'u ku­şattı ve uzun süren bir kuşatmadan son­ra şehir teslim oldu (664/1266).

Sinop'un fethiyle gücü daha da artan Mulnüddin Pervane, Kılıcarslan'dan şeh­rin mülk olarak kendisine verilmesini is­tedi. Kılıcarslan, böyle bir gelenek olma­dığı halde onunla mücadele edemeyece­ğini anlayınca Pervane'nin istediği tem­liknameyi kendisine gönderdi. Ancak Mu­lnüddin Pervane Kılıcarslan'ı da ortadan kaldırmaya karar vermişti. Bu amaçla Moğollar'a Kılıcarslan'ın Memlük sulta­nıyla bir ittifak kurmaya çalıştığını. her yerden asker toplayarak kendilerine sal­dıracağını, bunu önlemeye çalıştığı için de kendisini öldürmek istediğini söyledi ve onları buna inandırdı. Kılıcarslan'ın Ak­saray'da öldürülmesi kararlaştırıldı. Kon­ya'da bulunan Kılıcarslan ilhanla ilgili bir meselenin görüşüleceği söylenerek Ak­saray'a çağrıldı ve burada verilen bir zi­yafetten sonra öldürüldü. Olay halktan gizlendi ve sultanın içkiden hastalanarak öldüğü ilan edildi. Mulnüddin Pervane Kılıcarslan'ın atını , silahlarını zengin he­diyelerle birlikte Tebriz' e Abaka Han'a gönderdi. Kılıcarslan'ın küçükyaştaki oğ­lunu (lll. Gıyaseddin Keyhusrev) tahta çı­kararak devleti istediği gibi yönetmeye başladı.

IV. Kılıcarslan içki ve eğlenceye düşkün bir hükümdardı. Dirayetsiz yönetimi se­bebiyle idareye Mulnüddin Pervane ha­kim olmuştu. Türkmenler'in Moğollar'la mücadele etmesinin önemini aniayama­dığı için kendisine sığınan Türkmen bey­lerini öldürten Kılıcarslan zamanında Sel-

.. "' "" F t ' .

'

cesitli kılıç

tipleri <soldan sağal:

Düz . eğri,

burmalı

<yılankavil,

meç<miğvell

KILIÇ

çuklu Devleti Moğollar'a hizmet eder hale geldi. İlhan ın hazinesine her yıl vergi yatı­rılmasında, aynı hazineden alınan borçla­rın ödenmesinde ve Anadolu'daki Moğol işgal kuwetlerinin masraflarının karşılan­masında güçlük çekildiğinden sipahiler­den bilhassa Erzincan, Malatya, Daniş­mend ili ve Kayseri'de yaşayanların çoğu­nun dirlikleri ellerinden alınarak iltizama verildi. Mulnüddin Pervane'nin Mevlana Celaleddin-i Rumi için verdiği bir ziyafete IV. Kılıcarslan'ın da katıldığı , sultanın bu­rada Mevlana'ya intisap ettiği, alimler ve şeyhlerle de münasebetlerinin iyi olduğu kaydedilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA :

ibn Bibi. el-Euamirü'l-'Ala'iyye, s. 473, 64ı-650, 687, 688; Ebü' l-Ferec, Tarih, ll , 545-549, 559-565, 573 , 582, 587, 600; a.mlf., Taril)u mutıtaşari 'd-düuel (nşr. AntOn Sa lihani el-Ye­sOl). Beyrut ı890 , s. 256-257, 263-264, 267-268, 274, 278; Aksarayi, Müsameretü 'l-al)bar, s. 7ı -74, 8ı -84, 87; Tarih-i Al-i Selçuk (nşr. ve tre. Feridun Nafiz Uzluk). Ankara ı 952, s. 55; Ef­laki. Ariflerin Menkıbeleri, 1, ı 54, ı 59- ı 60, 369, 37ı, 373, 382, 420; İsmail Galib. Takvim-i Mes­kükat-ı Selçükiyye, istanbul ı309, s. 8ı; Niğ­deliKadı Ahmed, el-Veledü 'ş-şe(ik, Süleymani­ye Ktp., Fatih, nr. 4518, s. 297-298; Nejat Kay­maz, Peruane Muinüddin Süleyman, Ankara ı 970, b k . indeks; Osman Turan. Selçuklular Za­manında Türkiye, istanbul 1971, b k . indeks; a.mlf .. Türkiy e Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar, Ankara 1988, bk. indeks; a.mlf., "Kı­lıç Arslan IV.", iA, VI, 703-707; R. P. Lindner, "The Challenge of Qilich Arslan IV", Near Eastern Numismatics lconography, Epigraphy and History -Studies in Honor of George C.

Miles (ed . O. K. Kovymjioon). Beyrut 1974, s. 411-4 ı 7; Cl. Cahen, Osmanlılar'dan Önce Ana­dolu'da Türkler(trc. Yıldız Moran). istanbul 1979,s.264-266,270-275,320, 322,335;Fa­ruk S ümer." Anadolu'da Moğollar", Selçuklu . Araştırmaları Dergisi, 1, Ankara 1969, s. 32-38; G. S. P. Freeman- Grenville. "~ilidj Arslan IV", EP (Ing) . V, 104 - ı05 . fAJ

iM FARUK SüMER

ı

L KILIÇ

-, _j

Kelime bütün Türk lehçelerinde hemen daima kılıç. nadiren de kılınç ve kilic, ki­lis, kiliş gibi şekillerde görülür (Doerfer. lll, 496-498, nr. 1510; Clauson. s. 618) . Arapça'da genellikle kök itibariyle "helak etmek" anlamını taşıyan seyf, Farsça'da ise -kılıcın yanı sıra tı'smanlıca'da da- şem­şlr kelimesi kullanılır.

Arkeolojide kılıçla kama ve hançeri ayı­ran uzunluk 40 santimetredir; yalnız bu ölçünün üstündeki ince uzun kesici silah­Iara kılıç denir. Eskiden beri kahramanlı­ğın. bağımsızlığın ve gücün temsilcisi sa­yılan kılıç. Doğu'da da Batı 'da da umu-

405