jennifer echols - sarhoştum hatırlamıyorum

311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 1/311        r   -    i _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _   :   •  .   r    ?    j  „   a    i _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _   —

Upload: serahsi-jr

Post on 06-Jul-2018

229 views

Category:

Documents


13 download

TRANSCRIPT

Page 1: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 1/311

       r

  -   i_____________

  :

  • .

  r   ?

   j

 „

  a

   i__________

__

  —

Page 2: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 2/311

Page 3: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 3/311

Page 4: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 4/311

1

Her iyi yüzücünün boğulma tehlikesi atlattığı bir hikâ-

yesi vardır.

Bu da benimki:

Bir haziran akşamı telefonum çaldığında ve ekranında

Brandon’ın ismi çıktığında, babamın sahibi olduğu Clyde’ın

Eğlence Parkı’ndaki yazlık işimden çıkmış, arabamla evime

doğru gidiyordum. Araba kullanırken telefona asla cevap

vermediğimi bilirdi. Ayrıca bugün, Clyde’ın Eğlence Parkı’nda çalışanların tümü yirmi dört yaşındaki insan kaynakla-

rı müdiresi Ashley’nin babamdan hamile kaldığını öğren-

mişti. Bu aynı zamanda benim bütün arkadaşlarımın da bu

durumu öğrenmesi demekti. Çünkü Brandon’a da cankurta-

ran olarak iş bulduğum tüm yüzme ekibi, Doug Fox hari-

cinde bizim gibi on yedi yaşındaydı.Babam tahminimce annem başka yerlerden duymadan

ona durumu anlatmak için işten biraz erken çıkmıştı. Bran

Page 5: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 5/311

 Jennifer Echols

don benimle şimdi konuşmak istediğine göre önemli bir konu

olmalıydı. Belki de ailemle ilgili bir durum olabilirdi.

Klasik Vosvos’umu evimizin önüne, babamın Merce-

des’iyle annemin çevreci hibrit arabasının arasına park edip

motoru durdurdum.

Vosvos’umun kliması yoktu. Florida’nın sıcağına, vü-

cudum yüzmeden sonra nemliyken ve araba hareket halin-

deyken katlanılabiliyordu. Ama şortum ve tişörtümün altın-daki bikinim artık kurumuştu. Güneş vuruyordu ve sıcak, in-

sandan korkmayan vahşi bir hayvan gibi arabanın açık pen-

cerelerinden içeri girip göğsümün üzerine çöküyordu.

Telefonumu elime aldım ve Brandon’ı geri aramak için

düğmeye bastım.“Zoey,” dedi.

“Selam canım. Bir sorun mu var?”

“Var, hem de çok büyük!” diye bağırdı. “Öldürecek mi-

sin sen beni. Öğle yemeğinde sana bahsettiğim Clarissa’yı

 biliyorsun.”

“Kim?” Öğle yemeğinde onunla konuşurken kafam ol-dukça karışıktı. Ashley konusunu daha yeni öğrenmiştim.

“Clarissa. Tropikal Havuz’da çalışan esmer kız. Üniver-

sitede okuyor. Hani ona çıkma teklif etmemi söylemiştin.”

“Tamam tamam, hatırladım.” Beni bu konuyla ilgili ara-

dığına inanamıyordum. İyi bir dinleyici olduğum ve ona kız-larla ilgili tavsiyeler verdiğim için arkadaş olmuştuk ama

 bunun hiç zamanı olmadığını eminim o da biliyordu.

“Çıkma teklif ettim ve kabul etti. Ama onu işten almaya

Page 6: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 6/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ablası geldi ve  Zoey, hatun çok seksiydi. Benden kaç yaş

 büyük olduğunu bilmiyorum. Çoktan üniversiteden mezun

olmuştur herhalde. Benim için bile ulaşılması zor biri gibi.

Ama bu seferlik Clarissa’yla çıkmalıyım ve birkaç hafta son-

ra, ortalık durulunca ablasını denemeliyim. Ne dersin?”

“Henüz reşit olmadığını düşünüyorum.”

Brandon hafifçe güldü.

Sonrasında bir sessizlik oldu, yorumumu anlamıştı. Acıama gerçek. Şu anda dostça bir konuşma yapamayacaktım.

“Bu konuyu daha sonra konuşabilir miyiz Brandon?”

diye sordum. “Şu anda evimin önünde oturuyorum ve muh-

temelen içeride babam anneme Ashley meselesini anlatıyor.”

“Oo,” dedi Brandon. Sesi bugün işyerindeki dedikodu-ları gerçekten unutmuş gibiydi. “Endişeli misin?”

“Ben...” gözüm evin kapısındaydı. “Hayır, biliyordum

zaten. Herkes, mayısta tesis açıldığından beri babam ve Ash-

ley hakkında konuşuyor. Hatta anneme bu durumu ben söy-

lemek zorunda kalmadığım için mutluyum bile diyebilirim.”

Elimi açtım ve manikürümün antika direksiyon yzerinde nekadar mükemmel ve kibar durduğuna hayran hayran baktım.

“Rezil oldum, değil mi?”

“Zoey, sen asla rezil olmazsın.”

Tek bir cümleyle Brandon yine kalbimi fethetmişti.

Oyuncuydu ama iyi niyetliydi. Özünde çok tatlı biriydi veiyi bir arkadaştı, ayrıca beni nasıl iyi hissettireceğini de bili-

yordu.

Telefonu kapatıp evin bahçesinde beklemeye başladım.

Page 7: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 7/311

 Jennifer Echols

Bizimkilerin sesi buraya kadar geliyordu. Anneme destek

olabilmek için aceleyle eve gelmiştim. Şimdiyse karşılıklı

ihanet ve boşanma bağırışlarını duymamayı diliyordum. En

önde oturmuş filmin en önemli sahnesini izliyordum, ama

artık bu filmin mutlu bir sonu olmadığını biliyor ve bunu gör-

mek istemiyordum.

İçeri girmek yerine, bikinimin üzerindeki tişörtümü ve

şortumu çıkardım, ayağımdaki terlikleri fırlattım ve saçım-daki tokayı da çıkararak evin arkasına dolandım. Koşarak

kumsala doğru indim.

Ufukta fırtına habercisi kara bulutlar toplanmıştı. Flo

rida, Panhandle kumsallan genelde sakin olur ve denizin de-

rinlerine yerleştirilmiş olan kum süzgeçleri sayesinde keskindeniz kabuklarından arınmış, yumuşak ve beyaz kumlan var-

dır. Bugünse rüzgâr öyle sert esiyordu ki, rüzgârla havalanan

kumlardan bacaklanm acıyordu. Kumsal boyunca otellerin

önündeki şiddetli dalga ve akıntı uyarısı yapan kırmızı bay-

rakları seçebiliyordum. Bu bayraklar turistler içindi, benim

için değil.

Okyanusa atladım. Su, havadan daha sıcaktı. Bacakla

nma çarpıp geçerken beni gerçekten rahatlatıyordu. Yaklaşan

fırtınanın etkisiyle dalgalar çok güçlüydü ama ben onlardan

daha güçlüydüm. Bir an önce yorulmak için dalgalann üze-

rinden yüzerek açılmaya başladım. Bu gece ancak bu şekildeuyuyabilirdim. Kıyıdan oldukça uzaklaşmıştım. Zihnimde

yarattığım bir duvardan dönüş yapıp kıyıya doğru yüzmeye

 başladım.

8

Page 8: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 8/311

Beklemediğim bir anda kafama şiddetli bir dalga çarptı

ve ağzımı tuzlu suyla doldurarak beni suya batırdı. Akıntı bi-

leklerimden beni aşağıya doğru çekiyordu. Dizlerim okya-

nusun kumlu tabanında kayıyordu.

Birkaç kere şiddetli şekilde zemine çarptım ve bu tüm

kuvvetimi bitirdi. Zemine ulaşıp orada kalabilsem dalgaların

şiddetinden sıyrılıp kıyıya paralel bir şekilde yüzecek, beni

sürükleyen akıntıdan kurtulabilecektim.Birden kendimi soğuk havanın içinde buldum. Tam ne-

fes alırken başka bir dalga beni tekrar suya batırdı. Öksürme-

ye başladım. Biraz daha nefes alabilmek için çabalarken ken-

dimi dipte buldum.

Kalan son gücümle dipten güç alarak suyun yüzeyineulaşmaya çalıştım. Böylece tekrar yüzeye çıkabilecek ve o

özlemini duyduğum nefesi alabilecektim.

Fakat su yüzeyi, olmasını düşündüğüm yerde değildi.

 Nefesimi daha fazla tutamadım ve okyanusun suyunu solu-

dum. O an, öleceğimi zannettim. Derken, okyanus beni bir

çöp gibi havaya fırlattı.

Tekrar suya düşmeden önce derin ve uzun bir nefes

aldım. Akıntının beni çok yakında tekrar alacağını biliyor-

dum. Nefesimi çığlık atmak için harcamadım. Kumsal bom-

 boştu. Bu bölgede hiçbir cankurtaran görevli değildi. Tabe-

lalarda YÜZMEK KENDİ SORUMLULUĞ UNUZDADIR ya-zıyordu. Beni kurtarmaya biri gelse bile muhtemelen can ye-

leği bile olmayan sıradan biri olacaktı. İkimiz de suya bata-

cak ve bunun sorumlusu ben olacaktım. Çünkü cankurtaran

I

Sarhoştum Hatırlamıyorum

9

Page 9: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 9/311

 Jennifer Echols

olan bendim.

Artık yüzemeyecek hale gelene kadar yüzdüm ve sonra

yüzmeyi bıraktım.

Sonunda akıntıdan kurtuldum, ayağa kalktım, suyun

içinde kıyıya doğru yürüdüm ve üzerimden fırtına geçerken

kumsala yığıldım. Yağmur taneleri kum ve yosunların ara-

sında vücuduma çarpıyordu.

Orada, yağmur damlalarına karşı gözlerim sıkıca kapalı bir şekilde uzun uzun yatıp soluklandım. Bitmişti. Az önce

olanları düşündüm ve hayatta olduğum için şükrettim. Sonra

soğuk yağmur altında eve doğru yürüdüm.

Üç ay sonra annem intihara teşebbüs ettiğinde, o akşama

tekrar döndüm. O akşam eve gelip bizimkilerin tartışmasınıduyduğumda, sorunlu bir ergen gibi kaçıp suya atlayacağıma,

orada kalıp anneme destek olmalıydım. Eğer bana ihtiyaç

duyduğunda onunla daha fazla ilgilenmiş olsaydım her şeyi

engelleyebilirdim.

Pembe ojeli işaretparmağımın ucunda, hem de en dikkat

çekici yerinde, küçük bir çatlak oluşmuştu. Hiç kimse fark

etmeden, başparmağımla ovarak çatlağı düzeltmeye çalıştım.

Annem bana her zaman dış görünüşün önemini anlatırdı.

Güçlü kişilikler her ne olursa olsun seninle yarışacaklardır,ama sana çatan daha zayıf kişileri zengin ve şık görünerek

 püskürtebilirsin.

Acil servisin bekleme odasından geçerken tanıdık bir 

/

10

Page 10: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 10/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ses duydum; zor anlaşılsa da okuldan birinin sesiydi. Başımı

tırnağımdan kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Doug Fox,

arkasında simsiyah gece fonuyla hastanenin girişinde bekli-

yordu.

Doug, klor, tuz ve güneşten hiç etkilenmemiş siyah saç-

ları ve okyanus renginde maviyeşil gözleri olan yakışıklı bi-

riydi. Gözleri, bronzlaşmış yüzünde, etrafındaki uzun siyah

kirpiklerle büyüleyici duruyorlardı. Gözlerinin okuldaki kız-lar arasında neden bu kadar ünlü olduğunu anlayabiliyordum.

Doug gibi kocaman egosu olan biri bu gözleri hak etmiyordu.

Bu sene onunla ortak çok dersimiz oldu. Yıldızlar yüz-

me takımında beraberdik. Benden nefret ederdi. Doug, dok-

torlardan annemin yaşayacağını öğrendiğim ama sırada neolduğunu bilmediğim, şu anda görmek istediğim son kişiydi.

Eğer bana bakıyorsa pek hoş olmayacaktı ama içgüdüsel

olarak başımı önüme eğdim. Saçım, yüzümü kapatacak şe-

kilde öne düşmedi. Bitkin bir şekilde işten dönüp ürpertici

 bir sessizlik içindeki evimizde annemi bulduğumdan beri at-

kuyruğu şeklinde toplu duruyordu. Zaten Doug ye ben uzun

zamandır tanışıyorduk ve saçımın yüzümü kapatması bile

 beni kurtarmayacak, beni tanıyacaktı.

 Neyse ki bana doğru bakmıyordu. 911 ’i aradığımda çağ-

rıyı ilk cevaplayan, sonrasında da annemin yatağında, onun

elini tutarak ambulansın gelmesini beklerken beni evde yal-nız bırakmayıp bana eşlik eden polis memuruyla konuşu-

yordu. Babam buraya yarım saat uzaklıktaki Destin’de

Ashley’le beraber indirimli bebek mobilyası alışverişi yap-

ı l

Page 11: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 11/311

 Jenrıifer Echols

maya gitmişti. On beş dakika önce hastane kapısından hızla

içeri dalarak, henüz reşit olmadığım için benim giremediğimkoridorlara doğru ilerlemişti. Bütün bu süre boyunca aynı

 polis memuru boş bekleme odasında benimle birlikte otur-

muştu. Aslında benimle birlikte demek yerine benim etra-

fımda demek daha doğru olabilir. Sohbet edecek ya da bir

arkadaşım gibi beni rahatlatacak kadar yaklaşmasa da bir ko-

ruyucu gibi hep yakınlarımda olmuştu.Şu anda hastanenin girişinde, Doug’un yanındaydı.

Doug ona, üzerinde yerel bir deniz ürünleri restoranı olan

“Jamaika Joe’nun Yeri” yazan bir poşet verdi. O anda bu po-

lisin, soyadı sebebiyle okuldaki kızlar tarafından da tanınan

Doug’un ağabeyi Memur Fox olduğunu anladım. Doug bü-tün akşam benimle olmak zorunda kaldığından henüz akşam

yemeği yiyememiş olan ağabeyine yemek getirmişti.

Kafa kafaya vermiş konuşurlarken Doug bana döndü.

Ağabeyi ona annemin yaptıklarını anlatıyordu.

Tekrar gözümü kaçırdım. Acil servisteki kapılar be-

yazdı, bekleme salonunun duvarları da. Zeminse üzerinde gri

lekeler olan beyaz karolarla kaplıydı.

Daha fazla dayanamadım. Giriş kapısına doğru baktım.

Gece oldukça karanlıktı, Memur Fox da üniformasının içinde

neredeyse gece kadar karanlıktı. O sırada Doug, bu mesafe-

den bile göz kamaştıran gözlerinin önündeki saçlarını eliylearkaya attı. Ağabeyine bir şeyler söyleyip bana doğru yürü-

meye başladı.

Aman Tanrım! Bir bu eksikti. Kalbim hızla, canımı acı-

12

Page 12: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 12/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

tarak çarpıyordu. Doug’un içinde bulunduğum durumu daha

da kötüleştirecek neler söyleyeceğini tahmin etmeye çalışı-

yordum.

Acil servis kapısı hızla açıldı ve duvara çarparak tekrar

kapandı. Kırk yedi yaşındaki, yapılı ve fit vücuduyla babam

öfke içinde, ağır ağır bana yaklaşıyordu. Bana sinirlendiğini

düşünerek, korku içinde tekrar bekleme salonundaki sandal-

yelerden birine oturdum.Ama belki de eski karısını bu hale getirdiği için dünyaya

ya da daha mantıklı olan, kendine öfkeliydi. Bebek mağaza-

sından buraya gelirken arabada bizi ihmal ettiğini fark etmişti

ve şimdi bizi kurtarmaya gelmişti. Evet, Ashley’nin dört

aylık hamile olduğu bir gerçek ama babam annemle tekrar bir araya gelmeli ve ailemiz eski günlerine dönmeli.

Hemen yanımdaki sandalyeye oturdu. Kaşlarını öfkeyle

çatmıştı, ama o ince dudaklarını açtığında bütün yaz duymayı

 beklediğim cümleleri söyleyeceğinden emindim.

“Bu olay gizli kalacak,” diye homurdandı.

Çok şaşkındım. Kafamda babamı kahraman gibi gördü-

ğüm senaryolar kuruyordum ama artık bitmişti. İlk sözleri

 bunu gizli tutmamıza dair komut vermek olan birinin bizim

kahramanımız olmasının imkânı yoktu. Kekeledim.

“Gizli... Nasıl?”

Sözümü, “Anneni Fort Walton’daki akıl hastanesine kal-dırıyorlar,” diyerek kesti. “En iyi ihtimalle işe dönmesi altı

hafta sürecek. Eğer tüm kasabanın anneni deli olarak görme-

sini istiyor ve annenin kariyerini mahvetmeyi göze alıyorsan

13

Page 13: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 13/311

 Jenrıifer Echols

devam et.”

Sesinde bir hüzün, annemin başına gelenlerle ilgili bir

üzüntü, onu bu duruma sürüklemiş olmasıyla ilgili bir vicdan

azabı aradım. Bu duygulan herhalde sert sözlerinin arkasın-

dan gelecekti.

Ama benim tek duyduğum kızgınlıktı. Arkadaşları, iş

ortaklan ve çalışanlannın onu ve özel hayatını yıpratma ola

sılıklanndan endişe ediyordu. Annemin işini kaybetmesindenve sahibi olduğu su parkının gelirlerinin tek bir aile yerine

iki aileye bölünmesinden korkuyordu.

“O küçük ikizlere bile söylemeyeceksin, anladın mı

 beni?” Bunlan bana doğru eğilip, gözlerimin içine bakarak

söylemişti. Bizi bırakıp gittiğinden beri vücudu vücuduma

 bu kadar yaklaşmamıştı. Bana sarılmayacaktı. Üstüme gele-rek, sımmızı en iyi arkadaşlanma söylememem gerektiğini

vurguluyordu.

Cevap vermemi beklemeden doğruldu. “Olduğun yerde

kal,” diye bağırdı. Bana bakmıyordu ama bekleme odasında

 bir tek ben olduğum için üstüme alındım. Çoktan giriş kapı-

sına doğru yönelmişti.

Aman Tannm. Memur Fox’u sessiz kalması için korku-

tabilirdi ama Doug’un kim olduğunu bilmiyordu ve hayatta

hiç kimseyi umursamadığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Do-

ug’un, bu haberi yaymasının beni inciteceğini öğrenmesin-

den sonra babamın onu durdurabilmesine imkân yoktu. Doug benim hayatımı mahvettiğini düşünecekti ama aslında mah-

volacak olan annemin hayatıydı. Çünkü annem ruh sağlığını

Page 14: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 14/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

tekrar kazansa bile, eğer işini ve itibarını kaybederse bunları

geri alamayacaktı.Giriş kapısı açıldı, babam, Memur Fox’a doğru yanaştı.

Bütün bunlar gözümün önünde gerçekleşiyordu ve ben bunu

durdurmak için hiçbir şey yapamıyordum. Babam Memur

Fox’a bir şeyler söyledikçe Doug’un yeşil gözleri büyüyor-

du. Babamın söylediklerini tam olarak duyamıyordum ama

“işine elveda edebilirsin” cümlesini duymuştum. Gözlerimi

gecenin karanlığından acil servisin beyaz kapılarına çevir-

dim. Başparmağımla tırnağımdaki ojenin çatlağını buldum

ve ileri geri ovmaya başladım. Orada ne olduğunu bilmem

için görmem gerekmiyordu.

Giriş kapısı açıldı. Babam “Zoey,” diye seslendi. “Hadi,

gidiyoruz.” Kapı eşiğinde yalnız başına duruyordu. Doug ve

Memur Fox’u göndermiş olmalıydı.

Ellerimle acil servis kapısını işaret ettim. Ne demek is-

tediğimi anladığını düşünmüştüm. Ama kaşlarını bir beklenti

içinde kaldırdığında, annemi bırakmak istemediğimi ona dasöylemem gerektiğini anladım. Ağzımı açtım.ama hiçbir şey

söyleyemedim.

“Ne olursa olsun onunla görüşmene izin vermeyecek-

ler,” dedi. “Akıl hastanesi de onu görmene izin vermeyecek.

Bunun seni annenden, anneni de senden korumak için gerekliolduğunu söylüyorlar. Onu çevresinden uzak tutmak için. Se-

ninle görüşmeye hazır olduğunda seni aramasına izin vere-

ceklermiş.”

Benim düşündüğüm şeyleri söylüyordu. Kendimi suç

Page 15: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 15/311

 Jennifer Echols

luyordum ve böyle bir durumda kendimi suçlamanın doğal

olmasını umuyordum. Akıl hastanesindekiler bile annemin

 bu yaptığından benim sorumlu olduğumu düşünüyorlardı. Bu

duyduklarımın hiçbirine inanmak istemiyordum. Sanki bir

rampadan aşağı hızla yuvarlanıyordum ve etrafımda tutuna-

cak hiçbir şey yoktu, bunun dışında:

“Buraya ilk geldiğimizde bana istersem hastane psiki-

yatrisiyle olanlar hakkında konuşabilirsin demişlerdi.” diyefısıldadım.

“Annene koyacağın teşhise ihtiyaçlarryoktur,” diye ho-

murdandı babam.

“Annemle ilgili değil,” dedim yutkunarak. “Kendimle

ilgili.”

Burnundan soluyarak bir omzunu girişteki cam duvara

yasladı. ”Ne yani, sen de mi delirdin? Psikiyatra falan gitmi-

yorsun. Anneni ne hale getirdiklerini gördün. Sadece, seni

ileride yüksek doza götürecek bir sürü ilaç verecekler. Bu

yüzden onlara deli doktoru deriz. Gidiyoruz, hadi.”

Ayağa kalktım. Uzun zamandır oturarak kapalı acil ser-vis kapısından gözümü ayırmadığım için sırtım ağrımıştı.

Babamın arkasından, hastane koridorundan gecenin karanlı-

ğına doğru ilerledim.

Fazla yürümek zorunda kalmadık. Mercedes’ini hemen

giriş kapısının yakınındaki engelli park yerlerinden birineçekmişti. Arka koltuk, üzerlerinde gülen bebek fotoğrafları

olan büyük kutularla doluydu. Bir mama sandalyesi ve beşik

de vardı. Ön koltuğa oturup kafamın içinde kendimle tartış-

16

Page 16: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 16/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

maya başladım.

Babamın söylediklerinin doğru olduğuna inanmak iste-

miyordum. Annem bir deli doktorunun verdiği ilaçtan yüksek

doz almamıştı. Normal doktorunun ona verdiği uyku hapla-

rından yüksek dozda almıştı. Muhtemelen babamın bu dü-

şünceleri yüzünden hayatı boyunca psikiyatra gitmemişti.

Geçtiğimiz sonbaharda kavgalarının birinde babamın anne-

me buna benzer şeyler söylediğini duymuştum.Bu konuyla ilgili babamla konuşmuştum ama annemi

dinlemediği gibi beni de dinlememişti. Aslında bu konuyu

kafama takmıştım. Babamın anlayabileceği ve kabul edeceği

 bir dil bulup ona bu durumu anlatmaya çalışacaktım ama

sanki bu düşüncelerim de akıntıya kapılıp kafamdan gitmiş-lerdi.

Kafamda, evimizdeydim ve annemin yatak odasmda her

şeyi düzeltmeye çalışıyordum. Ben cankurtarandım ama ne-

fes alabildiği için anneme suni solunum yapmadım, kalp ma-

sajı da yapmadım çünkü zayıf da olsa kalbi atıyordu. Peki

nasıl yardım edebilirdim? İlkyardım ekibi geldiğinde onlara

tam olarak hangi ilaçtan yüksek dozda aldığını söyleyebilir-

dim. Bir elimle cep telefonumu kulağıma tutuyordum çünkü

911 hattında konuştuğum kişi bana telefonu kapatmamam

gerektiğini söylemişti. Banyoya gidip çöp kutusunda reçeteli

ilacının kutusunu buldum. Boştu.“İçeri girmeyecek misin?” diye sordu babam.

Sürücü koltuğunda oturan babama baktım. Cep telefo-

nundaki mesajı okumakla meşguldü. Mercedes’ini apartma-

17

Page 17: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 17/311

 Jenrıifer Echols

nın önüne, annemin Hibrit’iyle benim Vosvos’umun arasına

 park etmişti. Ashley’ye daha yeni, üstü açık bir Beamer satınalmıştı. Benim bu eski Vosvos’u kullanıyor olmamın sebebi

de babamın bana arabamın parasını, sigortasını ve benzin

masrafını Clyde’ın Eğlence Parkı’nda çalışarak kazandığım

 paradan ödetmiş olmasıydı. Bana daha önce, şımarık bir

çocuk olarak yetişmemin annemin suçu olduğunu söylemişti.

“Bunu düşün,” dedi gözü hâlâ telefonda, “Sana yardım

etmek zorundayım. Her şeyini almalısın. Annen hastaneden

çıktıktan sonra da hâkim onunla birlikte yaşamana izin ver-

meyecektir. Uzun bir süre buraya dönemeyeceksin gibi görü-

nüyor.” Bu sırada arabanın bagajını eşyalarımı koymak için

içeriden açtı. Mercedes’inden aşağıya indi.Park yeri boyunca onu takip ettim. Evimizin olduğu

 bina kasabadaki en güzel binalardan biriydi. Parası yetenler

müstakil evlerde yaşıyorlardı. Apartmanlar kiracılara kalmış-

tı. Ahşap binanın yıpranmış görüntüsünü bahçedeki doğal

 palmiyeler güzelleştiriyordu. Büyük havalandırma motoru-

nun sesi bu sıcak yaz gecesini dolduruyordu. Bir yandan da

çöp konteynerinden rahatsız edici bir koku geliyordu.

Kokuyu babam da almıştı, arabanın önünde beni bek-

lerken burun delikleri kötü kokunun etkisiyle şişmişti. Neden

doğrudan binaya gitmeyip beni beklediğini anlamamıştım.

Sonra anahtarı olmadığını hatırladım. Cebimden anahtarlı-ğımı çıkardım. Yine hareket etmedi. Bu evde üç aydır yaşıyor

olmasına rağmen hangi evin bizimki olduğunu bilmiyordu.

Öfkeyle önüne geçip kaldırımda ilerlemeye başladım.

18

Page 18: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 18/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Anahtarı deliğe soktum. Şimdi de anahtarı çevirip içeri gir-

meliydim.Babamın gözü benim üzerimdeydi, endişeli olduğumu

görmemeliydi. Aksi halde durum daha da kötüye gidebilir,

 babam annem hakkındaki olumsuz düşüncelerinde haklı çı-

kabilirdi. İçeri girip ışığı açtım.

Evimiz, aynen bıraktığım gibi tertemiz duruyordu. Hiç

de evde bir deli yaşıyormuş gibi değildi. Fakat evin standart

mobilyaları annemi babamın gözünde daha da düşürmüştü.

Daha fazla evin içine girmesini istemiyordum.

Önüne geçtim. “Beni beklerken televizyon izlemeye ne

dersin? Hemen hazırlanırım. Bu sırada bir şeyler içmek ister

misin?”Homurdanarak dışarıya çıktı ve sigara paketini çıkar-

mak için elini cebine attı. Bu garip alışkanlığı geçen mayıs

ayında, su parkı sezonunu açtığında ve Ashley’yi işe aldı-

ğında edinmişti.

Arkasından kapı kapanana kadar bekleyip evin içinedoğru ilerledim. Oturma odasından geçerken annemin ça-

lışma masasının üzerinde ortada duran intihar mektubu gö-

züme çarptı: “Zoey, bir gün daha katlanamayacağını. Seni 

 seviyorum. Annen. ”  Eğer mektubu masanın çekmecesine ko-

yarsam annemi ortadan kaldırmış olacaktım. Mektubu tekrar

masanm köşesine dikkatlice bıraktım.

Mutfağa gidip buzdolabını açtım. Annem döndüğünde

 bozulmuş yiyeceklerle karşılaşmasın diye bözulabilecek yi-

yecekleri çıkarıp çöpe atmalıydım. Dolapta şaşırtıcı bir bi-

Page 19: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 19/311

 Jennifer Echols

çimde ne meyve vardı ne de süt. Annem zaten dolabı boşalt-

mıştı.

Banyodan kendi eşyalarımı alıp anneminkileri bıraktım.

Dolabımdan bir kucak dolusu kıyafet alıp bavuluma koydum.

Önce sadece yazlık kıyafetlerimi aldım. Sonra, akşamları

serin olduğunda hâlâ babamın yanında kalıyor olma ihtima-

lime karşılık ince bir ceketi de ekledim. Yatağımın altında

duran, içinde kazaklarımın bulunduğu kutuyu çıkardığımda

kalp atışlarım hızlandı, annemi ne kadar süre göremeyeceği-

mi düşündüm. Bu süre içinde akıl hastanesinde neler yapaca-

ğını, ona neler yapacaklarını, onu serbest bırakıp bırakma-

yacaklarını ve bir hâkimin beni lise hayatımın son senesinde

annemin yanında kalmaktan men edip etmeyeceğini çok

merak ediyordum.Burnuma gelen sigara dumanı kokusuyla kendime gel-

dim. Umarım babam evin içinde sigara içmiyordur. Çünkü

annemin alerjisi vardı. Kazak kutusunu yatağımın altına geri

ittim, bavullarımı kapattım ve odanın dışına çıkardım.

Evin kapısı ardına kadar açıktı. Evin içindeki serin hava

olduğu gibi dışarı çıkıyor, yerine dışarıdan sıcak ve sigarakokulu hava giriyordu. Babam annemin çalışma masasmın

 başmda, yine burun delikleri şişmiş bir şekilde annemin mek-

tubunu okuyordu.

“Ben hazırım.” Bavullarımdan birini ona bırakıp birini

 ben aldım ve önünden geçerek kapıya doğru ilerledim. Oku-

duklarının aklından çıkmış olmasını umuyordum. Beni takip

etti. Kapıyı kapatıp kilitledim. Arkamı döndüğümde babamın

20

Page 20: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 20/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

elini açmış, beklediğini gördüm.

Şaşkın gözlerle ona baktım. “Anahtar mı? Neden?”“Çünkü sen genç bir kızsın,” dedi. “Ben de senin baba-

nım.”

Son kısmı hoşuma gitmemişti. Ona göre ben asi bir ço-

cuktum ve boş bir dairenin anahtarının bende bulunması sa-

kıncalıydı. Diğer yandan babamın benim sorumluluğumu

alması hoşuma gitmişti. Anahtarlığımdan evin anahtarını çı-

karıp ona uzattım. Fark etmedi. Gözü telefonunun ekranın

daydı.

“Baba.”

Anahtarımı cebine attı ama bavulumu bagaja koymak

için arabanın arkasına doğru giderken bile cep telefonunu

elinden bırakmadı. Her iki bavulu da bagaja yerleştirdikten

sonra bagajı kapatıp şoför kapısını açtı. Başıyla benim Vos

vos’umu gösterdi. “Arabanı da alıyorsun, değil mi? Evde gö-

rüşürüz.”

Ev. Sahildeki villadan bahsediyordu. Annemle o evdenayrıldığımızdan beri oraya gitmemiştim. Beıy himayesi al-

tına almıştı, ama bana göre birbirimizi işte her gün yeterince

görüyorduk zaten. Aynca Ashley bana kibarca, eğer eve gel-

mek istersem evin çok dağınık olduğunu söylemişti. Mutfağı

yeniletiyordu.Şu anda babamın arkasından o eve gitmek istemiyor-

dum. Eski odamda kendimi hayal ettim, simsiyah gecede ok-

yanusa bakan penceremden dışarı bakıyor, annemi düşünü-

yordum. Bugün saatlerce acil servisin beyaz kapısına bak-

21

Page 21: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 21/311

 Jennifer Echols

mıştım. Yaşadığım panik, soğuk kış gecelerinde, donmuş

 parmak uçlarım ısınırken hissettiğim acıya benziyordu. Bu

gece o odada kalamazdım. Bu kadarı da fazla olacaktı.

“Aslında,” dedim, ”eğer kasabada kimsenin annemin

durumunu öğrenmesini istemiyorsan, bu geceki sezonun son

 plaj partisine katılmam gerekir. Eğer orada olmazsam bütün

arkadaşlarım sebebini öğrenmek isteyeceklerdir.” Clyde’ın

Eğlence Parkı çalışanları yaz boyunca plaj partileri düzenle-mişlerdi. Bu geceki partinin özelliği, bugünün hem İşçi Günü

hem de son çalışma günümüz olmasıydı. Clyde’ın Eğlence

Parkı bu sene sezonu kapatmıştı. Buraya kadar söyledikleri-

min hepsi doğruydu.

Doğru olmayan, arkadaşlanmm beni partiye bekleme-

leriydi. Evde annemle birlikte olacağımı tahmin ediyorlardı.

Bazı günle,r işten eve geldiğimde annemi enerjik bulurdum.

Hatta bazı günlerden de nadir diyebilirim. Çoğu zaman zorla

akşam yemeğini yer, erkenden yatağına giderdi. Son hafta-

larda uykusuzluk çektiğini söylüyordu. Ben de ona, ihtiyacı

olan uykunun on iki saat olmadığını söylüyordum. Buna ver-diği karşılık doktorundan uyku hapları almak oldu. Şimdi an-

lıyorum ki annem intihan çoktan kafasına koymuştu. Bütün

yaz boyunca evde onunla ilgilenmiş, arkadaşlanmla dışan

çıkmaktansa onun yanında kalmıştım ama hiçbir işe yarama-

mıştı.Bu gece dışan çıkmalıydım.

Babam arabasının koltuğuna otururken umarsızca ba-

şıyla onayladı.

22

Page 22: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 22/311

“Geç kalabilirim,” diye uyardım. “Sorun yok değil mi?

Yarın okulum olduğunu biliyorum.”

Arabanın kapısını kapatıp motoru çalıştırdı, çoktan

 başka birini düşünmeye başlamıştı.

Sarhoştum Hatırlamıyorum

23

Page 23: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 23/311

2

Arkadaşlarımın partileri, televizyonda ve filmlerde gör-

düklerimiz kadar romantik ve şaşaalı olurdu. Bir tek ateş ya

kılmazdı. Kumsalda, koruma altındaki su kaplumbağalarınıyanılttığı için her türlü ateş ve parlak ışık yasaktı. Düzine-

lerce genç plaja akın etmişti. Kumsalda bira içip park yerinde

oynaşıyorlardı; kaplumbağalara bulaşmadıkları sürece kimse

onlara karışmıyordu.

Bu partilerin bir kaçma daha çömezken arkadaşlarım

Keke ve Lila’yla katılmıştık. Ama hepsinde, üst dönemlerinarasında çok fazla kalmamış, parti bitmeden çıkmıştık. Şimdi

 biz üst dönemdik. Vosvos’umu kalabalık park yerinde, Keke

ve Lila’nın paslı Datsun’ıyla Brandon’ın büyük 1980 model

Buick’inin yanına park ettim. Merak etmeme rağmen camlan

 buğulanmış tanıdık arabaların içine bakmamaya çalıştım.

Kum tepelerinin ve çalılıklann üzerindeki ahşap köprüden

geçip kumsala ulaştım.

25

Page 24: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 24/311

 Jennifer Echols

Plajdaki tek parti bizimki değildi. Kumsalın üzerinde

halkalar halinde toplanmış gençler ayakta ya da havluların

üzerinde oturarak biralarını yudumluyorlardı. Clyde’ın Eğ-

lence Parkı partisinin yerini, Keke ve Lila’nın, okyanusun ve

radyodan yükselen müzik grubunun gürültüsünü bastıran

seslerinden tespit ettim. Parmak arası terliklerimi köprünün

son basamağında bıraktım, yıldızların altında parlayan bem-

 beyaz kumların üzerinden geçtim ve kıyıya vuran dalgalarınüzerinde her iki elimle ikisinin de sırtına dokundum.

Şaşkınlıktan sonuna kadar açılmış gözlerle arkalarını

döndüler. İkisi de aynı anda “Zoey!” diye çığlık attı ve üze-

rimi ıslatarak sürekli yukarı aşağı zıplayıp bana sarıldılar.

 Neyse ki Lila bir süre sonra durdu da nefes alabildim. Ama

Keke, ben “Yeter,” deyip zıplamayı kesmesi için omuzların-

dan tutana kadar devam etti. Hangisinin bu gece içki içtiği

ve hangisinin şoförlük yapacağı için içmediği çok net anla-

şılıyordu. İkizlerdi, tek yumurta ikizi değillerdi ama sanki

öyleymiş gibi birbirlerinin cümlelerini tamamlayabiliyor-

lardı. Birbirlerine benziyorlardı, ikisi de minyon tipliydi ve parlak kızıl saçları vardı, ama onun dışında pek de ortak yan-

lan yoktu.

Keke, yatak odasında yerde bulduğu ilk kıyafeti üzerine

geçirirdi. Lila’nın ya da kendinin olması, kirli veya temiz ol-

ması fark etmezdi. Bunu yaptığını kendi gözlerimle görmüş-tüm. Lila ise çok daha bakımlıydı, hatta o kadar bakımlıydı

ki bazen bunu gülünç olacak derecede abartırdı. Bu gece saç

lan maşayla dalgalandırılmış ve rüzgârlı bir plaj partisi için

Page 25: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 25/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

tokayla toplanmıştı. İkisine de ayrı ayrı oldukça sıra dışı gö-

ründüklerini söylemiştim çünkü birbirlerinden farklı görün-

meye çalışıyorlardı. Rahat olduklarında ve kendilerini iyi

hissettiklerinde, ki bu birbirlerine benzemediklerinde olu-

yordu, erkekler onlarla daha fazla ilgileniyorlardı. Beni hiç

dinlemediler. Yalnız olduklarında beni daha fazla ciddiye alı-

yorlardı. İki kişi olduklarında onlara öğüt vermek zordu,

hemen itiraz ediyorlardı. Asla benim kadar güzel olamaya-caklarını söylüyorlardı ki bu da tavsiyelerimi geçersiz kılı-

yordu. Benim bu duruma gelmek için çok çabaladığımı ve

annemin zaman içinde bunları bana öğrettiğini anlatmaya ça-

lışmıştım ama beni susturmuşlardı.

Bu gece sanki daha önce aramızda hiç gerginlik olma-mış gibiydi. “Burada olduğuna inanamıyorum!” diye bağırdı

Keke. “Koca bir yaz geçti ve sonunda Clyde’ın Eğlence

Parkı partisinde tüm yüzme takımı bir arada!”

Arkasında halka biçiminde toplanmış, ayakta duran

grubu gösterdi. Yüzme takımından Stephanie Wetzel ve diğer

üç çömez kızla onların etrafında birçok erkek oradaydı. Hep-

si bana doğru el sallıyor ve “Zoey burada!” diye bağırıyor-

lardı.

“Bekle,” dedi Keke. ”Seni tam yeni kazanmışken kay-

 betm ek...”

Uzaktan gelen bir tekne sireni lafını kesti. Karanlık gök-yüzü ve okyanusu, bir balıkçı teknesinin ışıklan ve o ışıklann

yansıması bölüyordu.

Yüzme takımının erkekleri “Doooooug!” diye bağırdılar 

27

Page 26: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 26/311

 Jennifer Echols

ve karanlıktan alkış sesleri geldi.

“Vaaay,” dedi Lila, “Doug’un bedeni değil ama ruhu bu-

rada bizimle.”

“O Doug mı gerçekten?” diye sordum. Annemi düşün-

mekten bir buçuk saat önce onunla acil serviste karşılaşmış

olduğumu tamamen unutmuştum. Çarpıntım tekrar başlıyor-

du. En azından, babasının teknesinde sıkışıp kaldığına göre

 bu gece buraya gelemezdi.“Evet,” dedi Lila. “Babasının seferleri yüzünden kaçır-

dığı her partide bizi böyle selamlar.”

“Bir süre önce buradaydı,” dedi Keke, “Seni sordu, Zo

ey.” Göğüskafesimden beni dürttü. “Doug senden neden bu

kadar nefret ediyor?”Okyanus havasından derin bir nefes aldım. Doug’un

 benden intikam alma fırsatını kaçırmayacağını biliyordum.

“Doug ondan nefret falan etmiyor,” diye Keke’yi azar-

ladı Lila. “Sinirlendirme Zoey’i.” Bana döndü. “Senden hiç

kimse nefret etmiyor Zoey. Kim edebilir ki? Sen çok güzel-

sin.”

“Ve sarışın,” diye ekledi Keke.

“Ve hepimize çok iyi davranıyorsun.” Lila dudaklarını

 büzüp bir bebekmişim gibi yanağımı sıkmak için uzandı.

“Ayrıca, Doug herkesten nefret eder.” Lila, Keke’nin karış-

tırdığı işleri toparlamaya çalışıyordu.Keke, sarhoş olan, konunun üstüne gitmeye devam edi-

yordu. “Hayır, çok hareketliydi, altüst olmuş bir hali vardı

ve çok telaşlıydı,” diye ısrar etti Keke. “Aranızda mutlaka

28

Page 27: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 27/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 bir şey olmalı. Ne oldu?”

“Doug her zaman telaşlı, her zaman hareketli ve karma-şıktır.” dedi Lila, Keke’ye.

Lila’nın açıklamalarının Keke’yi ikna etmesini umdum.

Konuyu belki önümüzdeki cumartesi günü yapılacak olan

yüzme yarışlarından bahsederek değiştirebilirdim.

O sırada bizi ıslatarak yanımızdan, çalıların arasındaki

 bira zulasma ulaşmaya çalışan Gabriel geçti. “Zoooey!”

Bana sarhoş bir halde sarıldı. “Biraz önce Doug buradaydı.

Sizin aranızda neler oluyor böyle?”

“Hiçbir şey!” diye cevapladı kızlar aynı anda.

“Tabii tabii.” Hepimize tek tek bize inanmadığını söy-

leyen gözlerle baktı ama o kadar sarhoştu ki bu konuşmayıertesi sabah hatırlamayacaktı. Sonra beni bıraktı ve sulan sıç-

ratarak yoluna devam etti.

İkizlerin gözleri benim üzerimdeydi. Bu durumdan daha

iyi bir açıklama yapmadan kurtulamayacağımı biliyordum.

Kafamda annemin yatak odasında her şeyi düzeltmeye

çalışıyordum. İlk yardım ekibi geldiğinde onlara daha güzel

görünmesi için iki parmağımla, kapalı gözlerinin üzerine

düşmüş saçlarını arkaya taradım.

Bu karanlık düşüncelerden sıynlıp gerçeklere, okyanus

sesleri içindeki plaja ve benden cevap bekleyen Keke ve Li

la’nın siluetine dönmeye çalıştım. Tabii ki onlara annemin

 boşanma sonrası bazı sorunlar yaşadığını söylemiştim ve

Clyde’ın Eğlence Parkı partilerine gelerek annemi evde yal-

nız bırakmak istememiştim. Bundan fazlasını söyleyemez-

29

Page 28: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 28/311

 Jennifer Echols

dim onlara. Babam beni hastanede, annemin yaptığını “o kü-

çük ikizlere” söylememem konusunda uyarmıştı ve hisle-

rinde haklıydı da. Keke ve Lila’yı severdim ama kesinlikle

sır tutamazlardı.

 Neyse ki Doug’un beni hastanede görmesi dışında açık-

layabileceğim başka sırlar da vardı. Doug’un benden nefret

etmesi için birçok sebep var. Clyde’ın Eğlence Parkı’nda ça-

lışanlarla ilgili konuların gizliliği sebebiyle, şimdiye kadarikizler de dahil olmak üzere kimseye bahsetmek istemediğim

 bir konuydu. Ama şu anda beni çok zorluyorlardı ve annemin

sırrının gizli kalması Doug’un sırrının gizli kalmasından

daha önemliydi. Geçen mayıs ayında bütün yüzme takımıyla

 birlikte Doug da Clyde’ın Eğlence Parkı’nda çalışmak üzere başvuru yapmıştı. Ama ben Ashley’ye onu çağırmamasını,

çünkü onun bir ara ıslahevine girdiğini söylemiştim. Bu ka-

yıtlar gizli olduğundan Ashley bunu benim ona söylemem

dışında bir yerden öğrenemezdi. Doug da muhtemelen onun

dışında herkes işe alınınca bunu anlamıştır.

Doug dokuzuncu sınıftayken bir süre ıslahevine girmiş-

ti. Bizim kasabamızda insanlar ıslahevine girmezler. Daha

önce oraya giren hiç kimseyi duymamıştım. Hatta ıslahevinin

nerede olduğunu bile bilmem. Doug iki hafta okula gelmeyip

oraya girene kadar, kasabada bir ıslahevi olup olmadığından

 bile emin değildim. O günden beri sınıfta olmak yerine dahaçok müdür odasında oluyor.

“Onu Ashley’ye nedeö ihbar ettin ki?” diye sordu Lila.

“Dalga havuzunda boğulan yüz kırk kiloluk o adamı benim

30

Page 29: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 29/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

yerime o kurtarabilirdi.”

Keke başıyla onayladı. “Ayrıca onu bütün yaz yan çıp-lak görebilirdik. Ne kann kaslan ama!”

Bütün yaz boyunca Doug’u görmüş olmayı düşünmek

 bile istemiyordum. Ayrıca artık bu konuyu konuşmak iste-

miyordum. Yüzümü okyanusa döndüm. Doug’un balıkçı tek-

nesi gitmişti ve siyah gökyüzü siyah denizden ayırt edilemi-

yordu.

Gözümün kenarından, Keke ve Lila’nm bana baktığını

görüyordum. Bütün yaz boyunca her gün Doug’un yapılı ve

 bronzlaşmış yüzücü göğüslerini izleme fırsatı vermek iste-

mememin sebebini öğrenmeyi bekliyorlardı. Açıkça, mantı-

ğımın genç kızlık dürtülerimin önüne geçtiğini söyledim:“Islahevine girdi. O bir suçlu. Ailemi, bir sabıkalıyı işe alma

malan için uyarmalıydım.”

“Ne yapabileceğini düşündün ki?” diye sordu Keke.

“Zimmetine para mı geçirecekti? Zimmetine para geçirmek-

ten mi içeri girmiş?”

“Neden ıslahevine girmiş?” diye sordu Lila. .“Daha do-

kuzuncu sınıftaydı. Ne yapmış olabilirdi ki?”

Gittikçe daha çok mahcup oluyordum. Söylediğime piş-

man olmuştum. Keşke partiye de gelmeseydim. “Bakın, ka-

sabadaki tek iş bizimki değildi.” diye savundum kendimi.

“Bütün kasabayı dolaşıp Doug’u işe almayın demedim ya.”

Ufuk çizgisinin önünde, Doug’un turistlere yardım ettiği

 balıkçı teknesinin dalgada sallanan ışığına bakarken “Evet,

ama Doug’un bu yaz babasından kurtulabilmesinin tek yolu

31

Page 30: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 30/311

Page 31: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 31/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

den ıslahevinde olduğunu duydum. Birkaç hafta sonra okula

döndüğündeyse balo çoktan geçmişti.”

“Seni baloya götürmek için ıslahevinden izin alamamış

mı?” diye sordu Keke.

“Hiç komik değil!” dedi Lila, Keke’ye.

“Bir daha da o konuyu konuşmadı benimle,” dedim.

“Baloya başka birisiyle gittim. Doug ıslahevinden geri dön-

düğünde bana çok sinirliydi. Siniri belki de tüm dünyayaydıama ben üstüme alınıyordum. Belki hatırlamazsınız ama Do-

ug ıslahevine girmeden önce bu kadar aksi biri değildi. Is-

lahevi onu aksileştirmiş.”

“Ben de hep annesinin ölümünün onu aksileştirdiğini

düşünmüşümdür.” dedi Lila.Biz sekizinci sınıftayken, Doug’un annesinin bir trafik

kazasında öldüğünü unutmamıştım. Etrafındaki kızlan ters-

lemesine rağmen kızların ona hayran olmalarının bir sebebi

de buydu. Geçmişindeki bu trajediler onu çok hassaslaştırmış

olmalı, diye düşünüyorlardı.

Aslında düşündüm de... Doug belki de benden nefret

etmesine yol açan bütün sebeplere rağmen kendini benim ye-

rime koyarak babamın, annemle ilgili bildiklerini kendine

saklamasını istemesini anlayışla karşılamış olabilir. Belki de

acil servisteki hareketlerini yanlış yorumlamıştım. Benim ruh

halimi anlamış olabilirdi. Karşılaştığımız zaman küçümse-yici sözler söylememişti. Durumu anlamıştı. Bu durum Do-

ug’un geçtiğimiz birkaç yıldaki davranışlanyla hiç uyuşmu-

yordu. Ama dokuzuncu sınıftaki halini düşününce mantıklı

33

Page 32: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 32/311

 Jennifer Echols

gelmişti. Yıldız yüzme takımının antrenmanında, yan yana

havuzun duvarına tutunmuş mayolarımızın ve üzerlerindeki

köpek maskotunun ne kadar çirkin olduğundan konuşurken

 beni yıl sonu balosuna davet etmişti. Sesi çok kibardı ve gü-

lüşü çok samimiydi.

“Hayır,” dedim Keke’ye, “ıslahevine girmeden önce hiç

de aksi biri değildi.”

“Bunun altında bir şey var,” dedi Keke Lila’ya. “Dougherkese bakış atar ama Zoey ağzını açtığında bakışları daha

 bir farklı oluyor. Bunun gibi.”

Taklidi çok gerçekçiydi. Güldüm ve korkuyla ağzımı

kapattım.

“Bu çok doğru!” diye bağırdı Lila. “Ama ben bunu Zo

ey’in şirinliğine bağlıyordum.” Bana döndü. ”Doug’un şirin-

liğine değil.”

Lila haklıydı. Doug, zengin kızlarla beraber olma şansı

varken benimle ilgileniyordu; böyle olmasını diliyordum

ama şimdiye kadar hiçbir peri dileğimi yerine getirmemişti.

Muhtemelen onları başka yerlerde kullanmıştım.“Beni aramak için neden buraya geldiğini anlamadım.

Eğer yaz boyunca partilere katıldıysa benim bu partilerin bi-

rine bile gelmediğimi biliyor olmalı.”

Lila omuzlarını kaldırarak “Kesinlikle burada olduğunu

düşünüyordu.” dedi. “Sahiden, neden buradasın sen? Annen

nasıl?”

“Annem,” dedim yavaşça, ”iyi bu gece.” Kafamda yine

annemin yatak odasına dönmüştüm. Yatağm örtüsünü düzel-

34

Page 33: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 33/311

Page 34: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 34/311

 Jennifer Echols

lazım.”

Lila bana doğru eğildi ve “Onu başından almamızı ister

misin?” diye fısıldadı. “Çok alkollü ve elinde o sigarayla çok

tehlikeli. Her an havaya uçabilirsiniz.”

“Sağ ol, sorun yok.” diye fısıldayarak cevap verdim.

Bozulan planlarıyla ilgili bir teselliye ihtiyacı olduğundan

emindim. Ayrıca ona yardım edebilirsem bugün en azından

 birine yardım edebilmiş olacaktım.Suyun içinden çıkarken kollarımı ona doğru açtım. Ona

sarılırken “Tabii ki,” dedim. “Yalnız konuşabiliriz. Hadi gi-

delim...”

Dönüp suya baktım. Suyun içindeyken daha iyi hisse-

diyordum. Kimse kalmamıştı. Lila ve Keke de yüzme takı-

mının geri kalanının yanına, biraların olduğu tarafa gitmiş-

lerdi. Brandon’la suyun içinde konuşabilirdik artık. Okyanus

 bize aitti.

Kaslı kollarıyla belime sarılmıştı.

Ona doğru baktım. Ciddiyetle bana doğru bakıyordu ve

yakışıklı, çizgi roman kahramanlarına benzeyen sert simasıyıldızların altında biraz yumuşamıştı.

Eliyle sırtımı okşuyordu. Benimle oynaştığını düşün-

müyordum. Dengesinin bozulduğunu ve bu yüzden sendele-

diğini düşündüm.

Ama benimle oynaşmasını istiyordum. Kaslı bir vücuduvardı, çapkın bir futbolcuydu. Ben onun bu görüntüsünün al-

tındaki yufka yüreğini biliyordum ama şu anda daha fazlasmı

istiyordum. Çılgınlıktı bu. Brandon’ı her zaman çekici bul

36

Page 35: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 35/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

muşumdur. Kim bulmazdı ki. Bu dürtülerimi daha önce hiç-

 bir zaman dinlememiştim. Ama bu kez kafamdaki annemle

ilgili düşünceler ve Doug’dan gelen baskı beni Brandon’ın

geniş göğsüne doğru itmişti. Bu partiye, ismini koyamadığım

 bir şeyler umarak gelmiştim. Şu anda artık ne olduğunu bi-

liyordum.

Elini tuttum. “Senin Buick’ine gidebilir miyiz?”

Önceki yıllarda birçok yakışıklı çocukla çıkmıştım. Ama

hiçbiriyle ciddi bir ilişkim olmamıştı. Daha on yedi yaşın-

daydım. Kendimi, önüme çıkacak daha iyi bir fırsat için sak-

lıyordum.Ama haziran ayında, babam anneme Ashley’den bah-

settikten sonra bana bir şeyler oldu. Seks aklımdan çıkmı-

yordu; babam seks yapıyordu, Ashley seks yapıyordu, tüm

Clyde’ın Eğlence Parkı seks yapıyordu, annem ve benim dı-

şında herkes seks yapıyordu.

Cankurtaranlığın seksi bir meslek olduğunu .düşünebi-

lirsiniz. Ama zamanımın çoğu bir platform üzerinde, gö-

zümde güneş gözlüğü, ağzımda bir düdük, tehlikeli bir du-

rum olmasın diye beklemekle geçiyordu. Turistlerin gözünde

 ben de, içine döşenmiş su borularından şelale yaptığımız be-

ton dağlar gibi dekorun bir parçasıydım.Turistler beni fark etmiyorlardı, onları haberleri olma-

dan gözetliyordum. Çocukları fıskiyelerle oynarken ya da

havuza çişini yaparken onlar cilveleşip birbirlerinin vücu-

37

Page 36: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 36/311

 Jennifer Echols

duna yağ sürüyorlardı. Odalarında, çocukları uyuduktan son-

ra ne yaptıklarını sormaya bile gerek yok.

Genç turistler için bunu yapabilecekleri bir yer yoktu.

Buralılar dışmda hiçbiri plajın otoparkından haberdar değildi.

Ama ne istedikleri apaçık ortadaydı. Panama City’deki gece

kulüpleri Clyde’ın Eğlence Parkı’yla karşılaştırıldığında dini

okul gibi kalırlardı. Üniversite öğrencileri tarafından alınıp,

yaşı tutmayan çocuklara verilen pinacoladalar. Her taraftansıçrayan serin sular. Ateşli çıplak tenler ve daha fazlası. Alır-

sınız ya da almazsınız, Clyde’ın Eğlence Parkı seks satıyor-

du.

Çalışanlar bunu değerlendiriyorlardı. Duyduğum kada-

rıyla her hafta, benim evde annemle olduğum için kaçırdığım plaj partilerinde istediklerini yapıyorlardı. Arkadaşlarım için

kaygılanıyordum. Ya da kendimi dışlanmış hissediyordum.

Ya da annem her geçen gün daha fazla uyurken ve yavaş ya-

vaş sona yaklaşırken, babama insan kaynakları müdiresini

hamile bıraktığı için çok kızgındım. Babam beni en son Cly

de’ın Eğlence Parkı için kâğıt havlu ve pipet satın almaya

gönderdiğinde ben dünyanın en büyük prezervatif kutusun-

dan da satın aldım. Babam hiçbir zaman faturayı kontrol et-

mezdi. Tek istediği benim kucağımda tuvalet kâğıtlarıyla

etrafta görünmemdi. Prezervatifleri, isteyen herkese verdim.

Hatta istemeyenlere de dağıttım. Almak istemeyenlerin so-yunma dolaplarının içine bıraktım.

Brandon bir akşam onun dolabına bir prezervatif bıra-

kırken beni yakaladı. Yerin dibine girmiştim. Okuldan arka-

38

Page 37: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 37/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

daştık ve onu burada işe ben aldırtmıştım ama dolabına pre-

zervatif bırakacak kadar sıkı bir dostluğumuz yoktu. Neyseki anlayışla karşıladı. Benden beraber takıldığı kızla ilgili

tavsiye istedi. Ona yardımcı olmak istedim. Dostluğumuz bu

şekilde başlamıştı.

O günden sonra tüm yaz boyunca kızlar bana göz kır-

 parak “Tabii, sen ve Brandon sadece arkadaşsınız,” derken,

aslında “Böyle bir vücutla nasıl sadece arkadaş olabilirsin

ki?” diyorlardı. Ama biz gerçekten sadece arkadaştık. Her

hafta bana gelip başka bir kız için tavsiye istiyordu.

Bütün kızlar Brandon’m peşindeydi. Kendilerini onun

üzerine atıyorlardı. Buick’inin açılır tavanından içeri kızlar

yağıyordu. Dertlerinin çoğu beraber olduğu kızların, dahaönce beraber olduğu kızlardan duyduğu rahatsızlıklarla ilgi-

liydi. Böyle bir erkek arkadaş istemiyordum. O da benim gibi

 bir kız arkadaş istemiyordu. Okuldaki bütün erkekler beni

‘herkesin arkadaşı Zoey’ olarak bilirlerdi, ben de bozmaz-

dım. Bugüne kadar.“Bir dakika,” dedim otoparkta benim Vosvos’umun ar-

kasından geçerken. “Arabadan bir şey almam lazım.” Siga-

rasını söndürürken arabamın bagajını açtım ve dev prezer-

vatif kutusuna doğru eğildim. Brandon’ın fark etmemesini

umarak kutunun içinden bir tane alarak cebime attım. Fark

etmemişti. Yanına döndüm.

Cebime doğru baktı. Sonra bakışlarını yüzüme çevirdi.

Onu çok iyi tanımıyor olsam, mavi gözlerinin bir bebeğin

gözleri kadar masum göründüklerine yemin edebilirdim. Ba-

39

Page 38: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 38/311

Page 39: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 39/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

rine koydum; tırnağındaki ojede çatlak olmayan elimi.

Çoğu erkek bu durumda bana, ne yaptığını zannediyor-sun diye sorardı. Brandon sormadı. Ya kolay bir erkek oldu-

ğundan ya da ne yaptığımı tam olarak bildiğinden. Bu yüz-

den Brandon’ın hayatına bu kadar çok kız giriyordu. Bir kez

de ben basit kız olmak istedim.

“Sana soracağım şey bu değildi.” Elimi bronzlaşmış ba-

cağının üzerindeki san tüylerin arasından aşağı doğru kay-

dırdım. “Biz neden hiç beraber takılmadık?”

Güldü. “Çünkü işimi kaybetmek istemiyordum.”

“Babam için önemli bir konu değil ki.” Söylerken içim

acımıştı. Gülümsemeye devam ettim.

Omuzlannı silkti. “Seni sadece işte görüyorum. Yaz bo-

yunca bir kere bile iş dışındaki buluşmalarımıza gelmedin.”

“Şu an buradayım,” dedim.

Kaşları çatılmıştı. Yakalanmıştım. Benimle ilgili bir

sorun olduğunu anlamıştı ve durumu daha da berbat etme-

mem için bana engel olacaktı.

Ama hayır. Elini direksiyonun üzerinden .kaldınp kafa-

mın arkasına uzattı ve saçlanmın arasına soktu. “Bilmiyorum

Zoey. Muhtemelen senin hayır diyeceğini düşündüm. Sen

çok güzel bir kızsın.” Bana doğru eğilip beni öptü.

Vücudum arabanın içinde onunla sevişiyordu. Aklımsa

hayatım boyunca duyduğum seks hakkındaki uyanlardaydı.

Bu geceye kadar, seks yapmayı bir süre daha ertelemeye

karar vermiştim. Çok fazla sorumluluğum vardı. Mezuniyet,

üniversite, iş, seyahat. Bütün bunlan hormonlanm yüzünden

Page 40: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 40/311

 Jennifer Echols

riske atamazdım.

Ama şortumu çıkardığı zaman bu dertlerin hiçbir anlamı

kalmamıştı. Risk neredeydi ki? Sadece yapıyorduk. Bu kadar

 basit. Cebimdeki prezervatifi bulup çıkardı. Boynunu öp-

meye devam ediyordum. Derken beni hafifçe uzaklaştırıp

koltuğun üzerine yavaşça yatırdı.

Tam sınırda durdu, içeri itmiyordu ama baskı yapıyor,

tehdit ediyordu. Önüne, aşması zor engeller koyuyordum.Ona yardımcı olmak için rahatlamaya çalıştım. Tüm engel-

leri kaldırıp onun içime girmesine izin verdiğimi hayal ettim.

İçimden bir şey bağırdı:  Hayııur, delilik bu.  İçimden

 başka bir şey de tek eliyle uzanarak ağzımı kapattı. Beni aşa-

ğı doğru bastırdı ki olay gerçekleşene kadar yerimden kal

kamayayım. Brandon tamamen içime girdi, dönüş yoktu ar-

tık. Öyle hızlı ve derindi ki nefesim kesilmişti. Midemde

hafif bir ağrı hissettim, tüylerim diken diken olmuş batıyor-

lardı. Sanki garip bir hastalığa yakalanmış gibi hissediyor-

dum.

“İşte bu.” diye fısıldadım, daha da derine iterken. Ne kadar içeri girdiğini anlayamamıştım ama en iyisi

ona güvenmekti. Bunu daha önce çok yapmıştı ve ne yapaca-

ğını çok iyi biliyordu. İçime girdi, çıktı, tekrar girdi, sonunda

 bir ritim tutturdu ve yaptığımız, Clyde’m Eğlence Parkı’nın

mola odasındaki bilgisayarlarda erkeklerin sürekli izlediği

 pomo filmlerin herhangi bir sahnesine dönüştü. Bu çok ta-

nıdıktı. Rahat değildi ama sonunda kabullendim. Başkaları-

nın çoktan yaptığı bir şeyi yapıyordum ve bu beni normal

42

Page 41: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 41/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

leştiriyordu. Tüylerim hâlâ diken dikendi ama vücudum so-

ğuktan sıcağa dönmüştü. Hayvansal içgüdüyü, bunu üremekiçin yaptığımızı anlamıştım. Brandon kendi türünün en haş-

metli örneklerinden biriydi ve onu elde etmiş olmanın hay-

vansal gururunu hissediyordum.

Sonra elele tutuşarak, kum tepelerinin üzerindeki köp-

rüden geçtik ve partiyi gören bir yerde ahşap merdivenlere

oturduk. Bu harikaydı. Partinin bir parçasıydık ama aynı za-

manda az önce paylaştığımız şey sebebiyle partiden ayrıydık

da.

“Bira ister misin?” diye sordu.Soru bana çok komik gelmişti. Hiçbir zaman içki içmem

 ben. Kontrolümü kaybetmekten korkmuşumdur. Bunu bütün

arkadaşlarım bilirdi, henüz bekâretimi verdiğim arkadaşım

hariç.

“Neden gülüyorsun?” dedi dili sürçerek. “Bunu evet

olarak mı kabul etmeliyim?”

“Hayır, teşekkür ederim. Antrenman döneminde içki iç-

miyorum.” Elimi kamımın üzerine koydum ve reddetmemin

sebebini Brandon’a göstermeye çalıştım. Bir sporcu olarak,

her ne kadar kendi uygulamasa da, antrenman döneminde iç-

kiden uzak durmanın önemini biliyor olmalıydı.“Benim bir tane almamın bir mahsuru var mı?” diye

sordu. Çoktan bir elini benim omzuma dayamış, ayağa kalk-

maya başlamıştı. Eğer ayık olsaydı omzuma uyguladığı kuv-

43

Page 42: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 42/311

 Jentıifer Echols

vetin beni yaralayabileceğim fark edebilirdi.

Sesimi çıkarmadım ve dişimi sıktım. “Burada bekliyo-

rum.” Kumsalda, hafif sendeleyerek kum tepelerinin önün-

deki bira zulasına doğru gidişini izledim.

Birkaç saniye sonra bana doğru gelen bir karaltı gör-

düm. Çok çabuk gelmişti. Ama karaltının boyutu Brandon

olamayacak kadar küçüktü ve bana yaklaştıkça saçlarındaki

 buklelerden bir kız olduğunu anlamıştım. Lila. Sanki onu biryıldır görmemiştim. Merdivenleri çıktı ve yanıma otururken

kumlan üzerime sıçrattı. Dalga seslerinin arasında yüksek

sesle fısıldadı, “Brandon Moore’la takıldığını duydum!”

“Evet,” dedim.

“Hayır, Brandon Moore’la birlikte olduğunu duydum

demek istedim.”

Dönüp köprünün arkasındaki otoparka bakmak istedim

ama şüphe çekmemek için vazgeçtim. İlk geldiğimde araba

lann buğulu camlarını görmüştüm. Brandon ile beni de gör-

müş olabilirlerdi. Dikkatlice sordum, “Nereden duydun bu-

nu?”“Brandon Moore’dan!”

“Hımm.” Ne diyeceğimi bilemiyordum. Brandon’m ya-

şadıklarımızı hemen başkalarına anlatmasını beklemiyor-

dum. Ama sarhoştu ve bu yüzden onu affedebilirdim. Yaşa

dığımızdan memnun kalmıştı ki hemen bunu arkadaşlarına

anlatmıştı. “Evet, olduk,” dedim tekrar.

Lila devam etti, “Bu senin için ilkti, değil mi?”

“Evet. Gerçekten çok tatlıydı.”

44

Page 43: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 43/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Lila kaşlarını çatıp dudağını ısırdı. Yavaş yavaş Lila’ya

kızmaya başlamıştım. Brandon’la yaptığımız şey beni rahat-

sız etmiyordu ama Lila’nın tepkisi bana başka şeyler düşün-

dürmeye başlamıştı. Başka düşünceler istemiyordum. Ona

hatırlattım, “Brandon ve ben iyi arkadaşız.”

“Tabii,” dedi.

“Clyde’ın Eğlence Parkı’ndaki herkes bütün yaz bo-

yunca bana beraber olmamız gerektiğini söyledi.”“Evet,” dedi başını hafifçe sallayarak. “Bu çok güzel,

Zoey.”

“Ben mutluyum.” Kollarımı dizlerimin etrafına dolaya-

rak bacaklarıma sarıldım. Okyanus esintisi artmamıştı ama

ortam birden soğumuştu. “Keke nerede?”“Utanıyorum,” dedi Lila acıyla. “Ben asla biriyle bir-

likte olamayacağım.”

Bir kolumu bacağımdan ayırıp kızıl buklelerini elime

aldım. “Biraz zaman ver. Mutlaka olacak.”

“Bakıyorum beş dakikada bu konuda uzman kesildin.”

Elim saçlarında kaldı. Karanlıkta fark edilmiyordu muh-

temelen ama bana söylediklerine sinirimden, vücudumdan

yüzüme doğru pompalanan kanı hissedebiliyordum. Aynı za-

manda sanki ortaokuldan beri seks yapan biriymişim gibi ko-

nuştuğum için utanıyordum da.

“Özür dilerim,” dedi hemen. “Yanlış anlama. Öyle de-mek istemedim.”

“Ne demek istediğini biliyorum.” İstemeyerek de olsa,

 bir sorun olmadığını göstermek için saçını birkaç kez daha

45

Page 44: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 44/311

Page 45: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 45/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

etmişti. O gece partiden döndüğümde evde, Ashley’nin bana

yazdığı, odamın yerini değiştirdiklerini söyleyen bir not bul-

muştum. Önceden üst katta annemle babamın odasının ya-

nındaki oda benim odamdı. Şimdiyse Ashley benim odamı

giriş katma, önceden misafir odası olarak kullandığımız oda-

ya taşımıştı. Bebek odasının üst katta onların odasının ya-

nında olmasını istediğini söyledi. Misafir odasındaki yatağı

 benim için hazırlamıştı.Haftanın geri kalan günleri, annemin evinden getirdiğim

eşyaları paketlerinden çıkarmakla ve yerleştirmekle geçti.

Sonra, Ashley ve babamın Destin’den satın aldıkları mama

sandalyesi ve bebek beşiğini monte etmekle görevlendiril-

dim. Bütün bunların yanında evin içinde sürekli işçiler dola-şıyordu. Ashley mutfaktaki tadilatın bu cumartesiden, Ha

waii’ye babamla evlenmeye gitmeden önce bitmesi konu-

sunda ısrarcıydı. Babam da evin içine kameralar taktırıyordu.

Hawaii’ye kaçma planını haftalar öncesinden yapmış-

lardı. Ama evde reşit olmayan birinin olacağını planlama

mışlardı. Babamın bulduğu çözüm, bütün evi kameralarla

donatmak ve kaydedilen görüntüleri internet üzerinden takip

etmekti. Bir kedimiz vardı ve her seyahate gidişimizde an-

nem kedimizi veterinere bırakmak isterdi. Babam da kaplara

kedi maması doldurup onu eve kapatıp öylece  bırakmamızı

isterdi. Merak etmeyin, idare eder derdi. Ne olabilirdi ki? O

 bir kediydi ve veteriner de tadilatta olduğu için kapalıydı.

Kesinlikle onlarla birlikte Hawaii’ye gitmek istemiyor-

dum. Benim yüzümden seyahatlerinden vazgeçmelerini de

47

Page 46: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 46/311

 Jennifer Echols

istemiyordum. Yaptıkları tüm hazırlıklara değer veriyordı

Cenazelerin öncesinde insanların neden çiçekler, yemekl

ve bunun gibi şeylerle uğraştıklarını şimdi anlayabiliyordum*

Cenazenin kederinden bu şekilde biraz olsun uzaklaşabili-

yorlardı. Yatağıma yatıp uyku için dua etmeye başlayana ka-

dar kafamda annemin yatak odasına gidiyor ve her şeyi dü-

zeltmeye çalışıyordum.

Bu haftanın bir başka flaş konusu Brandon’dı. Onunlaalakası yoktu ama bütün hafta birbirimizi görmemiştik. Ak-

şamları futbol antrenmanı benim yüzmS' antrenmanımdan

daha geç bitiyordu. Derslerimizin ve öğle aralarımızın za-

manlan da birbirini tutmuyordu. İkinci ve üçüncü dersler ara-

sındaki aralanmız aynı zamandaydı fakat ben bu arada tarih

sınıfından matematik sınıfına koşturuyordum. Onun nerede

olduğunu hiç sormamış, gidip aramamıştım da. Çünkü bun

lan, yazın arabasının açılır tavanından içeri kızlar yağarken

onlar bana sorarlardı. Bizim ilişkimizse farklıydı çünkü biz

öncelikle sıkı dostlardık. Benimle olmak istediğini sürekli

teyit etmek zorunda değildi.Ayrıca arkadaşlarımdan, beraber olduğumuz için çok

mutlu ve şaşkın olduğunu duyuyordum. Sanki her derste ya-

nımda oturuyormuş gibiydi. Günde en az bir kere minik ya-

zım hatalarıyla dolu bir telefon mesajı gönderirdi. Gerçi bu.

mesajlar beni mutlu etmekten çok sinirlendiriyordu çünkütelefonumun ışığı her yandığında annemden bir haber geldi-

ğini umuyordum. Perşembe akşamı telefonum çaldığında,

Ashley’nin ve babamın beraber hazırlamış olduklan spaget-

48

Page 47: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 47/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

tiyi yerken birden çatalımı fırlattım ve telefonumu bulmak

için misafir odasına koştum. Yine annem değil, Brandon’dı.

Cuma akşamı beraber olamayacağımızı, futbol takımındaki

arkadaşlarıyla erkek erkeğe bir plaj partisi yapacaklarım söy-

lemek için aramıştı. Sorun yoktu. Anlayışla karşıladım.

Hafta boyunca başıma gelen tek kötü şey Doug’un an-

nemle ilgili beni rahatsız etmeye başlaması oldu. Beklediğim

gibi oldu sonunda. Okulun ilk iki haftasında o da herkes gibiyüzme antrenmanına vaktinde gelmişti. Antrenmanlarımızı

son derste yaptığımız için geç kalması için herhangi bir sebep

yoktu zaten. Tüm yapması gereken sanat bölümünden çıkıp

okulun bahçesini geçmekti. Fakat bu hafta tüm antrenman-

lara geç katıldı. Zamanında havuzda olup üstümüzü değiş-tirdikten sonra, takım koçumuz yıldız yüzme takımının an-

trenmanından kalanları toparlarken, havuza girip ısınma ha-

reketlerini yapmamız gerekiyordu. Takım kaptanı olarak tüm

takımı toparlamak benim görevimdi.

Bu durum beni korkutuyordu. Etraftan annem hakkında

hiçbir şey duymamıştım. Tahminimce Doug bu kozu elindetutuyordu. Benimle bu konuyla ilgili konuşmaya çalışma-

mıştı bile. Pazartesi gecesindeki partide beni aramıştı ama

herhalde daha sonra konunun bekleyebileceğini düşünmüştü.

Ben yine de onu kızdırarak şansımı zorlamak istemiyordum.

Her gün onu nazikçe geç kalmaması için uyardım. Ama herseferinde yine geç kaldı.

Takımdaki arkadaşlanm üzerime geliyorlardı. Keke ve

Lila, Doug’a neden iltimas geçtiğimi soruyorlardı. Takım-

49

Page 48: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 48/311

daki erkekler artık Doug’un kıçına bir tekme atmamın ge

rektiğini söylüyorlardı. Umanm Doug başka seçeneğim ol

madiğini anlar ve benden öç almaya kalkmazdı.

Artık başka şansım kalmamıştı.

 Jennifer Echols

50

Page 49: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 49/311

3

“Çok sağ ol, Zoey.”

Doug’un sesini duyduğumda şaşırdım. Kendimi tutama-yıp dönüp baktım. Onu takım koçuna şikâyet ettiğimde ve

koç onunla odada konuşurken, bu akşam bana söyleyecek bir

şeyleri olacağını biliyordum. Ama bu durum benim Bran

don’ı desteklemek için futbol stadyumuna gelmeme ve yüz-

me takımının geri kalanıyla beraber takılmama kesinlikle en-

gel değildi. Maçta devreler geçiyordu ve Doug hâlâ ortada

yoktu. Bu beni biraz olsun rahatlatıyordu. Ama sonunda dör-

düncü çeyrekte gelmişti. Her zamanki gibi geç kalmıştı, tabii

ki içeri para vermeden girmek için gişelerin kapanmasını

 beklemişti.

“Koç seni takımdan atmadı, değil mi?” Doug’un üzgünolmasına şaşırmıştım. Takımın en iyi yüzücüsüydü ve böyle

küçük bir sebepten ötürü koç onu takımdan çıkaramazdı. Ba-

şı büyük dertte değildi. Bunu söylediğimde bana olan siniri

51

Page 50: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 50/311

 Jenrıifer Echols

nin biraz olsun azalmasını umut ediyordum.

Gözümü bakışlarından kaçırarak hemen aşağımızda,

ışıklı sahada oynanan maça çevirdim. Brandon’ın üzerinde

 beyaz 24 numara olan kırmızı Bulldogs formasını bulmaya

çalıştım. Topu yakalayıp karşı sahaya doğru koşmaya baş-

ladı. “Hadi Brandon!” diye bağırdım. “Hadi, hadi, hadi. Of!”

Kendinden daha iri bir rakip oyuncuya çarpıp durdu. Islıklar

yükseldi, hakemler rakip alanda bir yerlerde faul çaldılar veoyun durakladı. Tribün bandosu dördüncü çeyrekte üçüncü

kez “Who Let the Dogs Out?” çalmaya başladı. Doug’u gör-

mezden gelmek için bahanem kalmamıştı.

Bana doğru bakıyor ve sorumu cevaplamadan önce tüm

dikkatimi ona vermemi bekliyordu. “Hayır, koç beni takım-

dan atmadı,” dedi alaycı bir şekilde. “Ama sen bunu istiyor-

dun Zoey. Sevimli kız rollerin bana sökmez.”

Bu alaycı tavrı beni tedirgin etmişti. Annemin sırrının

hâlâ gizli kalmış olmasını umuyordum. Doug’un bakışları

karşısında ne cevap vereceğimi unutmuştum.

Sonunda toparladım, “Sana karşı hiçbir kastım yok,Doug. Bütün hafta antrenmanlara geç kalman dışında seninle

ilgili hiçbir sorunum yok. Seni orada zamanında hazır bu-

lundurmak benim görevim.”

“Koça şikâyet etmek de mi görevin? Ona söylemesen .

 benim geç kaldığımdan asla haberi olmazdı.” Doug’un sesigittikçe yükseliyordu. Önümüzdeki sırada oturan Mike ve

lan, stadyumda yankılanan “Who Let the Dogs Out” melodi-

sine rağmen onu duymuşlardı. Bize doğru döndüler. Mike’m

52

Page 51: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 51/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

yüzü kızarmıştı. Mike için alışık olmadığımız bu durum onun

Doug’u net bir şekilde duyduğunu gösteriyordu. Ian’la da bir

an göz göze geldik. Doug’la aramızdaki bu tartışma, aramız-

da bir şeyler olduğu hakkındaki konuşmaları tekrar canlan-

dıracaktı.

Kalp atışlarım hızlandı. Göğsümde kalp atışımı hisse-

debiliyordum ve kan pompalamasının sesini kulaklarımla du-

yabiliyordum. Belki bana karşı neden sesini yükselttiğinitekrar düşünür diye tekrar açıkladım, “Koça her durumu tü-

müyle rapor etmek zorundayım. Ben söylemesem bile an-

trenmana geç başladığımız için kendisi fark edecekti.”

“Tümüyle,” diye taklit etti beni. “Şimdi koçun gözü be-

nim üzerimde. Sayende artık bana ayrıcalık tanımaması ge-rektiğini düşünüyor.”

“Tabii ki sana ayrıcalık tanımamalı,” diye tepki verdim.

“Bu senin karar vereceğin bir konu değil. Bana Florida

State’te yüzme bursu almam için referans verecekti. Anlıyor

musun? Konunun senin aptal takımınla ilgisi yok.”

Mike ve lan birbirlerine baktılar. îkisi de bu aptal takım-

daydılar.

Doug ne onlara baktı ne de sakinleşti. “Bu takımda ol-

madan ve koçun desteğini almadan Florida State Üniversi-

tesi’nden burs almak gibi bir şansım yok. Olimpiyat sporcusu

 bir aileden gelmiyorum, Zoey. Babam lanet bir balıkçı.”Of. Ona ne yaptığımı galiba sonunda anlamıştım. Daha

 büyük bir şehirde yaşıyor olsaydık etrafımızda ilkokuldan

itibaren devam edebileceğimiz ve iyi eğitim alabileceğimiz

53

Page 52: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 52/311

Page 53: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 53/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

nıydı. Ama çoğu zaman sınıfın benden uzak bir köşesine otu-

rurdu. İngilizce dersindeyse tam önümde oturuyordu. Bu

yüzden bronzlaşmış ensesi ve siyah saçının buklelerini bili-

yordum. Yüzüneyse, kafasında bone ve gözünde gözlük ol-

madan, hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Komik olan şu ki do-

kuzuncu sınıftan beri benimle göz göze gelmekten kaçman

Doug’la, başını derde soktuğum gün yüz yüze gelmiştik. Si-

yah saçının her teli ve yüzündeki kirli sakalı en ince ayrıntı-sına kadar karşımdaydı.

Sesi çok yumuşamıştı. Söylediği kelimeleri saymazsak

 benimle flört ettiğini bile düşünebilirdim. Geçtiğimiz seneki

yüzme takımından bu ses tonu bana çok tanıdıktı. “Hayır Zo-

ey. Fark tam olarak şu, benim o bursa ihtiyacım var, sense

şımarık bir hanımefendisin.” Kolunu elimin altından, sadece

dokunuyor olmama rağmen, sanki canını yakmışım gibi çek-

ti. “Ayrıca, Brandon Moore’un umurunda olduğunu düşüne-

cek kadar ahmaksan, senin de akademik bursun konusunda

şüpheliyim.”

Doug’un arkasından bakakaldım. Oturma yerlerininüzerinden atlayarak, yüzme takımının ilerisinde duran diğer

çocukların yanma gitti. Onlara bir şeyler söyledi ve gülmeye

 başladılar. İnsanlar yalnızken bana Doug’dan yakınıyorlardı

ama etrafta o olduğu zaman tüm ilgi onun üzerinde oluyordu.

Oradaki kalabalık gittikçe büyüyordu. lan da benim altımda-ki sıradan kalkıp onlara katılmıştı. Hatta Doug’dan nefret

eden Mike bile onlara doğru yaklaşmıştı. Umarım benim

hakkımda konuşmuyorlardır. Konuşuyorlarsa da umarım

55

Page 54: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 54/311

Page 55: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 55/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Boynundaki tiril tiril fularla, tokayla toplanmış kızıl kâkülü

ve omuzlarına dökülen lüle lüle saçlarıyla asıl kendisi oyun-

cak bebeklere benziyordu.

Onlara, “Brandon maçtan sonra futbol takımıyla plaja,

 partiye gidiyor,” dedim. “Erkek erkeğe.”

“Yüzme takımı da partiye katılmalı,” dedi Keke.

“Evet!” Lila, takımdaki çömez kızlarla bu fikri paylaş-

mak için birkaç basamak aşağıya inmeye yeltendi.“Hayır!” Lila’yı kolundan yakalayıp geri çektim.

Keke’yle birlikte benden bir açıklama bekliyorlardı. Herke-

sin bana bakmaktan vazgeçmesini diledim. Hayır diye çok

mu yüksek sesle bağırmıştım ve de Lila’yı çok mu sert çek-

miştim acaba? Delirdiğimi düşünecekler. Elimden geldiğincesakin bir biçimde, “Yarın gece yüzme yarışlarından sonra ona

gitmeyi planlıyordum,” dedim.

“Oooo,” diye yorumladı Lila.

“Bu çok saçma,” dedi Keke. “Senin plajda eğlenmene

engel olamaz. Plaj ona ait değil ya.”

“Doğru.” Lila, ben ona engel olamadan soluğu kızların

yanında aldı. Onlara bir şeyler söyledi ve kızlar bağrışmaya

 başladı.

Gerçek olamayacak kadar güzel ve kolay olmuştu. Planı

 ben yapmamıştım. Ben teklif etmemiştim. Brandon’ı takip

ediyor gibi olmayacaktım, çünkü partiye katılmak yüzme ta-kımının kararıydı. Bütün gün, ben onu pazartesi gününden

 beri görmemişken, Brandon’ın benim yerime takım arkadaş-

larıyla dışan çıkıyor olmasının kızgınlığıyla mücadele etmiş-

57

Page 56: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 56/311

 Jennifer Echols

tim. Sorun olmadığını düşünüyordum ve ona da öyle söyle-

miştim. Fakat üzerine biraz daha düşününce aslında içim pek

de rahat değildi. Şimdiyse sorun birden, ben hiçbir şey yap-

madan, kendiliğinden çözülmüştü. Bu durum biraz ürkütü-

cüydü. İnanamıyordum.

Beni onaylar gibi, misafir tribününün arkasındaki çam

ve manolya ağaçları sert bir rüzgârla sallandılar. Keke’nin

 patlamış mısır kutusunun üzerinden birkaç mısır tanesi rüz-gârla beraber uçtu. Saçlanm dağılıp gözüme girdi. Saçımı

toplarken “Peki ya fırtına?” diye homurdandım.

“Mississippi üzerinden dönüyor,” dedi Keke. “Gece geç

vakitte gök gürültüsü olacak sadece. Hadiiiiiiiii...” Bulldogs

 başlama vuruşu yaparken, benim dışımda stadyumdaki her-kesin yaptığı gibi bağırıyor ve yumruğunu havada sallıyordu.

Top havalandı. Bizim takımın oyuncuları çizgi halinde koş-

maya başlayıp rakip takımla birbirlerine girdiler. Derken

Brandon yanında diğer hücum oyuncularıyla birlikte sahanın

yan çizgisine doğru koşmaya başladı. Boyu uzun olduğu için,

üzerinde beyaz 24 yazan kırmızı kaskını hemen tespit etmiş-

tim.

Akşamı düşündükçe kamım bir hoş oluyordu çünkü o

 benimdi ve tekrar onunla olmama az kalmıştı. Bir tarafım,

onunla bir daha seks yapmamam gerektiğini söylüyordu; ge-

çen hafta sonu kendini kötü hisseden ve onunla sevişmek is-temeyen tarafım. Her şeyin yerli yerinde olması gerektiğini

düşünürüm. Brandon Moore’un benim içimde yeri yoktu.

Ama bu tamamen psikolojikti. Daha önce yaptığım gibi bir 

58

Page 57: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 57/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

kez daha o tarafımı görmezden gelebilirdim. Madem ki dü-

şündüğümüz kadar sık görüşemiyorduk, bulduğumuz her fır-

satı elimizden geldiği kadar iyi değerlendirmemiz gerekirdi.

Ayrıca bu akşam yüzme takımı futbolcuların partisine

katılırsa Doug da beni Brandon’la birlikte görecekti. Haya-

tımda bunca şey olurken bu konuyu bu kadar kafama takıyor

olmak çok garipti ama Doug’un beni aşağılamasından sonra

arzulanan biri olarak görünmek benim için gerçekten önem-liydi. Benim Brandon’m ne kadar umurunda olduğumu göre-

cekti. Ayrıca annemin bana her zaman söylediği gibi her

şeyin benim kontrolümde olduğunu insanlara ne kadar göste-

rebilirsem, Doug gibi insanlar benden o kadar çekinecekler-

di. “Savunma! Tanrım!” diye bağırdı Keke patlamış mısır

kutusunu koluna sıkıştırmış, ellerini kavuşturmuş biçimde.

Onun üzerinden Lila’nm ne yaptığına baktım. Kızlarla ko-

nuşmasını bitirmiş, takımın erkeklerinin yanına geçmişti.

Sonra etrafı görebilmek için parmak ucuna kalktı. Bana göz

kırptı. Parti işi tamamdı.

Kalabalıktan bir uğultu yükseldiği anda yüzü gülmeye

 başladı. Bu Mike’tı. Bu sezon Lila ve Keke’nin yüzme takımı

minibüsüne CD’sini getirdikleri ince sesli bir erkek müzik

grubunun taklidini yapıyordu. Mike normalde aşırı utangaç-

tır. Yüzüne doğrudan baktığınız anda yüzü kızarır. Ama ta-kımda bu taklidi onun kadar komik yapan başka biri yoktu.

Diğer çocuklar da ağızlarıyla tempo tutuyorlardı. Takımdaki

kızlar bu performansa katılmıyorlardı. Çünkü minibüste Mi

59

Page 58: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 58/311

 Jennifer Echols

ke’ın ve çocukların uğultusunun kesilip birbirimizi duyabi-

leceğimiz ve sohbet edebileceğimiz anın gelmesini bekliyor-duk.

Ama şimdi minibüsün içinde sıkışıp kalmadığımız için

o kadar rahatsız edici değildi. Lila gülüyordu ve gözleriyle

Mike’la oynaşıyordu. Keke “Aman Tanrım!” dedi ve gülerek

Mike’ı işaret etti. Çömez kızlar Mike’ın ve çocukların yaptığı

müzikle dans etmeye başladılar. Bizim biraz üstümüzdeki tri- bün bandosundan birkaç davul tempo tutmaya ve trompetler

melodiye eşlik etmeye başladılar. Dans gittikçe yayılıyordu.

Bando başının aklı karışmıştı.

Bir tek Doug yüzme takımından ayrı hareketsiz duru-

yordu. Kalabalığın ortasında kollarını tişörtünün üzerinde birbirine dolamış duruyordu. Islahevine girmişti, bu yüzden

okulda hiçbir kız onunla çıkmak istemiyordu. Siyah saçları,

muhteşem gözleri olan neşeli bir çocuktu. Kızlar ona mesa-

feli yaklaşıyordu çünkü her an onlara dönüp onları parçalara

ayırabilirdi. Geçen sene Destin’de liseye giden bir kızla çık-

tığı hakkında bir söylenti olmuştu. Kızın ıslahevinden haber-

dar olması sadece birkaç gün almıştı. Ona haberi uçuran da

Mike’tı. Bu yüzden Doug ve Mike birbirlerinden nefret eder-

ler. Bu olay geçen yıl takım minibüsünde kulağıma gelmişti

ve gürültü yüzünden tamamını duyamamıştım. Kimseye de

soramamıştım çünkü insanların, benim Doug’un aşk hayatınımerak ettiğim izlenimine kapılmalarını istemiyordum.

Doug’la ilgili şeyler düşünüyordum ama onunla göz gö-

ze gelene kadar ona baktığımın farkında değildim. Çok sert

60

Page 59: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 59/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 bakıyordu. Beni korkutup bakışlarımı kaçırmamı istiyordu.

Kalp atışlarım tekrar hızlandı ve kollarımdaki tüyler diken

diken oldu. Aslanla karşı karşıya kalmış, kavga ya da kaçma

kararım vermek durumunda olan o antiloptum. Gözlerimi ka-

çırmadım. Mike sözleri, kalbini kıran bir kızın arkasından

söylediği nefret dolu laflardan oluşan şarkısını söylerken ben

de Doug’un gözlerinin içine baktım. Bu stadyum Doug Fox’a

ait değildi. Karşısında zayıflık gösterecek ve annemi incit-mesi için ona fırsat verecek değildim. Benim partimi, Bran-

don’la geçireceğim gecemi mahvedemeyecekti.

Ve en son hatırladığım şey bu oldu.

“ZOEY.”

“Kalktım!” îçine gömüldüğüm yerden doğruldum. Bir

tabanı ve yüksek bir arkalığı vardı, bir koltuk olmalıydı. Ama

kimin koltuğu? Umarım kimse beni orta yerde uyurken gör-

memiştir. Yüzme takımının kaptanıydım, aynı zamanda okul

 birincisi. Öyle orta yerde uyuyakalamazdım. Sarhoş da de-ğildim. Bugüne kadar hiç o yüzden kontrolümü kaybetme-

dim.

“Bir kaza geçirdin.” Bu yumuşak sesin sahibini hatırla-

mak birkaç saniyemi aldı: Doug. Sesinde en ufak kızgınlık

yoktu, sanki kazayı görmüş ve biraz korkmuş ama sakin kal-maya çalışıyor gibiydi. “Arabadan dışarı çıkmalısın.”

Bu şekilde komutlar vermek pek Doug’un tarzı değildi.

Verilen komutlara karşılık verme konusunda uzmandı ama

61

Page 60: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 60/311

 Jennifer Echols

kendisinin komut verdiğini pek duymamıştım. Şu anda bana

ne yapmam gerektiğini söylüyordu ve bu beni korkutuyordu.

Arabanın sürücü koltuğundaydım. Onun olduğu tarafa,

yolcu koltuğuna doğru kaydım. Arabanın yanında yatıyor,

yolcu kapısından içeri uzanmış vücudunun yansı arabanın

içinde, yansı dışındaydı. Dışandaki arabadan vuran ışıklar

yüzünden yüzü çok parlak bir fotoğraf karesi gibi görünü-

yordu. Siyah saçları yüzünü kapatmış, gözleri siyah birerdüğme gibiydi. Bu işte çok büyük bir terslik vardı.

“Vosvos’umu çarptım,” diye inledim.

“Evet, çarptın,” dedi acımasızca.

“Senin cipine mi?”

“Arabanın dışına çık.” Başıyla kapı tarafındaki boşluğugösterdi. “Hadi Zoey. Çık arabadan.”

Kendimi ona doğru kaydırdım. Yolcu tarafına ulaştı-

ğımda arabanın ön konsolu yolumu kapattı. Bacaklanmı kol-

tuğun üzerinden çektim ve dışan, Doug’un yanma bırakarak

ayağa kalktım.

Sonrasında çamurun içine yığıldım.

“Ben de bundan korkuyordum,” dedi Doug birkaç adım

ileriden. “Ayağa kalkamıyor musun?”

“Kalkabiliyorum,” diye cevapladım. Ama uzanmak

daha iyi gelmişti. Sadece, keşke vurduğum arabanın gözümü

alan ışıklan bu kadar parlak olmasaydı. Yeşil, uzun çimenleretrafımızı sarmıştı ve üzerimize beyaz yağmur damlalan dü-

şüyordu. Uzandığımız küçük alan dışında her yer çok karan-

lıktı, hiçbir şey seçemiyordum.

62

Page 61: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 61/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Doug’un sadece yüzünü görebiliyordum ama süründü-

ğünü hissediyordum. Yanı başımda yükseldi. Kolunu vücu-

duma sardı. Soğuk ve ıslak çimenden sonra sıcacık gelmişti.

Beni havaya kaldırdı ve acıyla inledi.

“O kadar şişman değilim,” dedim.

“Tabii ki şişman değilsin.” Şimdi de sesi dişlerini sıkmış

gibi çıkıyordu.

“Brandon bana yazdan beri biraz kilo almış gibi görün-düğümü söyledi.” Bunu söylerken ciddi değildi. Sadece bana

takılıyordu. Aslında yüzme sezonu başladığından beri kilo

vermiştim. Ama Brandon’m bana o mesajı gönderdiği salı

gününden beri ne olur ne olmaz diye kahvaltı etmiyordum.

“Brandon,” dedi Doug büyük bir adım atıp beni ileridoğru savururken. “Gelsin.” Bir adım daha atıp yine inledi.

“Benim. Kırık. Kıçımı. Öpsün.” Beni kollarından yere bıra-

karak yanıma yığıldı.

Bu mesafeden, karanlıkta parlayan yağmur damlaları

arasından, ileride iki arabanın motorlarından buharlar yük-

selerek kafa kafaya durduklarını görebiliyordum. Biri benimVosvos’umdu da diğeri kesinlikle Doug’un cipi değildi. “Bu

kimin arabası?”

“Mike’rn Miata’sı.”

“Mike Abrams?” Tüm yüzme takımına birden çarpmış-

tım.“Bir şeyi yok, merak etme. Sadece içeride sıkışmış.

911 ’i arıyor şimdi. Yakında yardım gelir. Kaygılanma.”

Kaygılanmıyordum. Ama söylediklerinden sonra duru-

63

Page 62: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 62/311

 Jennifer Echols

mun ciddiyetinin farkına varmıştım. Geceydi. Yağmur yağı-

yordu. Kafa kafaya çarpışmıştık. Doug da bu yağmurda yer-

de çimenlerin üzerinde yattığına göre o da mutlaka yaralı

olmalıydı. “Özür dilerim Doug.”

“Ne özrü! Senin bir hatan yok. Neler olduğunu hatırla-

mıyor musun? Sen de Mike da yolda birden karşınıza çıkan

geyiğe çarpmamak için kaçtınız.”

Hayır, geyiği hatırlamıyordum. “Geyik nasıl? İyi mi?”“Boş ver geyiği falan. Sus şimdi hadi.” Beni yavaşça

kendine doğru çekip başımı göğsüne koyana kadar boynu-

mun arkasından bastırdı.

Tamamen masum bir durumdu. Beraber bir enkazdan

çıktıktan sonra Doug beni sakinleştiriyordu. Brandon yinede bu durumu kabullenmeyecekti, ama yapabileceğim bir şey

yoktu çünkü kendimde değildim. Elime Doug’un tişörtü

geldi ve dünyanın kenarından aşağı düşmemek için sıkıca bu

tişörte tutundum. Göğsüne doğru iyice sokuldum. Belli be-

lirsiz klor kokuyordu.

Tokam düştüğü için serbest kalmış saçlarımı okşadı. İki

eliyle saçlarımın köklerinden başlayıp omuzlarımın üzerine,

saçlarımın bittiği yere kadar kesintisizce okşuyordu. Şimdiye

kadar Brandon’dan böyle bir dokunuş hissetmemiştim. Şim-

şek çaktı, rüzgâr hızlandı ve yağmur daha da şiddetlendi.

Doug dişlerinin arasından hafif bir nefes aldı ve yine ha-fifçe geri verdi. İlk olarak bana, yüzme antrenmanında öğren-

diğimiz derin nefes egzersizini yapıyormuş gibi geldi, ben

de bu kadar yağmura rağmen etrafımızda henüz yeterli su

64

Page 63: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 63/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

yok diye bir espri yapacaktım. Kafam göğsünde tam ağzımı

açacakken nefes verişindeki titremeyi hissettim. O da benim

gibi kendinde değildi ve ayık kalmaya çalışıyordu. Onun da

 benim gibi rahata ihtiyacı vardı. Bir elimi başının üzerine

koydum. Saçları sırılsıklam olmuştu. Eliyle boynuma masaj

yapıyordu. Göğsü başımın altına, okyanusta üzerinde yüz-

düğüm dalgalar gibi yükselip alçalıyordu.

Biraz zaman geçmiş olmalıydı. Polis arabası puslu ha-vadan görünmüyordu. Bir kulağımda polisin siren sesi yan-

kılanıyordu. Diğer kulağımdaysa Doug’un kalbi çarpıyor ve

göğsünün içinde konuşma sesi dolaşıyordu. Yukarı tarafı-

mızda bir yerlerde duran polis memuruyla konuşuyordu. Ba-

şımı kaldırıp bakamadım. Polis arabasından gelen mavi ışıkçok parlaktı. Karşılık olarak gözümü sıkıca kapattım.

Doug’un “Başını çarptı,” dediğini duydum.

“Başımı falan çarpmadım,” diye düzelttim. Hiçbir şeye

çarptığımı hatırlamıyordum.

“Başını çarptı. Benim de bacağım kırık.” diye tekrarladı

Doug.

“Ooo.” Üzerinden kalkmaya çalıştım. Yaralı olduğunu

 bile bile önemli bir şeyim olmamasına rağmen şımartılmak

isteyen kızlar gibi onun üzerine yatıyordum. Ama kollarıyla

 beni sardığı için kıpırdayamadım. Neyse. Zaten hâlâ kendim-

de değildim ve Doug da sıcacık bir battaniye gibiydi.“Peki buraya kadar nasıl geldin?” diye sordu polis me-

muru. Bir gözümü açtım. Arkasından parlayan araba farları

ve dönüp duran mavi ışık yüzünden yüzünü göremedim.

65

Page 64: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 64/311

 Jennifer Echols

“Onu buraya kadar kırık bacakla mı taşıdın?”

“Aşağı yukarı,” diye mırıldandı Doug. Parmaklarıyla

ıslak saçlarımı okşadı.

Polis “Ne için peki?” diye sorduğunda uyandım. Ses to-

nu ve kullandığı kelimeler normal bir polis memuru gibi de-

ğildi. Bu Doug’un abisi, Memur Fox’tu. “Yapma Doug,” de-

di, “bir hiç için muhtemelen bacağını mahvettin.”

“Onu araba patlamadan oradan uzaklaştırmam gereki-yordu,” diye cevap verdi Doug. “Şimdi susup görevini yapar

ve Mike’ı patlamadan önce arabasından çıkarır mısın? Te-

şekkürler.”

“Seni salak,” dedi Memur Fox. “Arabalar çarpıştıkla-

rında patlamazlar.”Kıkırdayarak, “Doug, sen benim kahramanımsın,” de-

dim. Sonra, gücenmemiş olmasını umarak, ona sıkıca sarıl-

dım ve kulağına, “benim gözümde,” diye fısıldadım. Benim-

le beraber gülüyor muydu emin değildim ama o da bana sa-

rıldı ve ellerini saçlarımdan ayırmadı. Gülerek uykuya dal-

dım.

66

Page 65: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 65/311

4

“Zoey.”

“Uyandım!” Pencereden giren güneş ışığından ve başı-mın ağrısından gözümü kısmış, yatağımın üzerinde oturu-

yordum.

“Erkek arkadaşın burada,” dedi Ashley kısık sesle ve

anaç bir tavırla. Benden sadece yedi yaş büyük bir çıtır ne

kadar anaç olabilirse. “İyi misin?”

Başımı salladım. Beynim çalkalanınca sancı başladı ve

kazayı hatırladım. Doug’un dediği gibi başımı bir yerlere

çarpmış olmalıydım. Ağrı kesici alabilir miyim lütfen! Ko-

modinin üzerinde hiçbir ilaç kutusu yoktu. “Ashley?” diye

seslendim, ama çok geçti. Sadece odamın kapısından çıkan

uzun ve bronzlaşmış bir bacak görebildim.Peki. Ağrı kesiciler biraz daha bekleyebilir. Brandon

 beni görmek için buradaydı! Bu akşamki yüzme yarışların-

dan önce onun ilgisine ve sevgisine ihtiyacım vardı.

67

Page 66: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 66/311

 Jennifer Echols

Başım acıyarak, gözlerim yaşlı, yataktan kalktım. Lens-

lerim gözümde uyumuştum. Havalandırmadan gelen havayla

vücuduma yapıştıklarında dünkü kıyafetlerimin de hâlâ üze-

rimde olduğunu anladım. Hepsi hâlâ nemliydi: kot pantolo-

num, iç çamaşırım, sutyenim, tişörtüm. Tamam, babam ebe

veynlikten elini çoktan çekmişti, Ashley de evimizde yaşa-

yan yirmi yedi yaşında bir yabancıydı. Ama en azından beni

lenslerim ve ıslak kıyafetlerimle yatağa yatırıp komaya gir-meme engel olacak biri olur diye düşünmüştüm.

Yalpalayarak, lenslerimi gözlerimden kazımaya ve

Brandon’ı sabah nefes kokumdan korumak için dişlerimi fır-

çalamaya banyoya girdim. Ahumdaki çürüğü görünce diş fır-

çalamayı yarıda bıraktım. Ağzımdan köpükler sarkarkençekmeceden gözlüğümü buldum ve incelemek için aynaya

doğru yaklaştım. Çürüğün şekli bir dikdörtgenin üç kenarı

gibiydi: üst, yan ve alt kenarlan. Çizgilerin ortaları yeşilken

kenarlara doğru kahverenginden mora doğru gidiyordu. Ga-

liba Vosvos’umun dikiz aynasına kafa atmıştım.

Gözlerim ahumdaki çürükten kulaklanma doğru kaydı.

Elimle boş kulak deliklerimi yokladım. Geçen ocak ayında

on yedinci yaş günümde annemle babamın bana hediye etmiş

olduklan pırlanta küpelerimi çıkardığımı hatırlamıyordum.

Aslında maçın sonundan kazaya kadar neler yaptığımı

hatırlamıyordum.Hatta kazadan sonra yatağıma nasıl geldiğimi bile.

Ama Brandon beni bekliyordu ve o biliyordu.

Ağzımı çalkaladım, yüzümü yıkadım ve kâküllerimi al

68

Page 67: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 67/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

nımdaki çürüğü kapatmak için umutsuzca öne doğru taradım

ama maalesef kapatamıyordum. Geçirdiğim kayıp geceninetkisiyle dış görünümüme çok da önem vermedim. Bran-

don’m karşısına gözlüklü olarak çıkmayı bile umursamıyor-

dum. Üzerimde buz gibi kot, ayaklarım çıplak salona daldım.

Koltukta Doug oturuyordu.

Kısa bir süre duraklayıp parlak cilalı parkeli büyük sa-

lonu gözlerimle taradım. Brandon yoktu. Sadece Doug. Ashley’nin, Doug’u erkek arkadaşım zannetmesi de mümkün

değildi. Brandon’ı Clyde’m Eğlence Parkı’nda işe alan ken

disiydi. Geçen salı günü ona Brandon’la beraber olduğumu

söylemiştim, o da bana Brandon’ı hatırladığını söylemişti ve

hatta yakışıklılığını da onaylamıştı. Bunu da yanlış hatırlıyorolamazdım. O kadar da delirmemiştim.

Doug, kubbe biçimindeki cam tavana bakıyordu. Bu,

son dönemde sahilde yapılan evlerin hemen hepsinde ortak

 bir özellikti ama okuldaki çoğu arkadaşım gibi Doug da ev-

lerin daha ucuz olduğu iç kesimlerde oturuyorsa ona muhte-

melen etkileyici gelmiştir.

Sonra, evin içindeki loş ışıkta yemyeşil parlayan gözle-

rini bana çevirdi. Kibar Güneyli beyefendiler gibi koltuk değ-

neğiyle ayağa kalkmaya çalıştı. Sargılı bacağıyla. Denge-

sini kaybetti, öne doğru yalpaladı ama neyse ki tam zama-

nında koltuk değneklerine dayanarak dengesini sağladı.“Otur yerine!” diye bağırdım, ona doğru koşarken. İlk

olarak onu yakalamak ve omuzlarından tutarak yerine oturt-

mak istedim ama bir an tereddüt ettim. Sargıdaki bacağının

69

Page 68: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 68/311

Page 69: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 69/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

kamda kalması için kalçamı kaldırırken göğsümü onun göğ-

süne yaslıyordum. Boynuma daha rahat ulaşabilmesi için ba-

şımı yukarı kaldırdım. Bu çocuk geçen gece benim hayatımı

kurtarmıştı ya da en azından kurtarmaya yeltenmişti.

, Aynı zamanda bu çocuk, kazadan birkaç saat önce futbol

stadyumunda bana şımarık hanımefendi diye bağırıp erkek

arkadaşımın beni umursamadığını söylerken soğuk yeşil göz-

leriyle dik dik bakan çocuktu. Beni neyin inciteceğini kesin-likle biliyordu.

Dudakları boynuma değip tüm vücuduma elektrik dal-

gası verdiği anda kendimi geri çektim. Elleri belime doğru

yukan çıktı. Beni tutmasına izin veriyor ve devamında neler

yapacağını merak ediyordum. Bu çok garip ve saçmaydı.

“Babam bizi görebilir,” diye homurdandım. Doug bana bak-

tığında başımla tavanın köşesindeki kamerayı gösterdim.

“Görüş açısından çıkalım hadi,” dedi kameraya doğru.

Yeni tıraş olmuş çenesine doğru bakarken onu boynun-

dan öpmek istedim. Bu Brandon’ı aldatmak demekti. İçimde

 bir türlü bastıramadığım, her şeyi bir kenara bırakıp Doug’la birlikte olma arzusu varken, Brandon’ı düşündüğümde sanki

kafamın içinden bir golf topu vuruyordu. “Oturalım hadi,”

diye tekrarladım.

“Özür dilerim.” Ellerini üzerimden çekip yavaşça kol-

tuğa oturdu. Ben de yanına oturdum. Tek elini gözlükleriminüzerine alnıma uzattı, saçlarımı arkaya attı ve başparmağını

alnımdaki çürüğün etrafında dolaştırdı.

Belki de kameranın görüş açısından çıkmak için koltuğa

71

Page 70: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 70/311

 Jennifer Echols

oturmak istediğimi düşünmüştü. Bana dokunmak konusunda

çok ısrarlı görünüyordu. Bu çok acayip bir durumdu ve golf

topu kafamın içinde vurmaya başlamıştı. “Evin her yerinde

kameralar var,” dedim başımla mutfak girişinin üzerindeki

kamerayı gösterirken. “Bu sabah babam bir haftalığına Ha

waii’ye gidiyor. Henüz reşit olmadığım için beni evde yalnız

 bırakmanın doğru olmadığını düşündüğünden eve bebek ba-

kıcılarını izlemek için kurulan kamera sisteminden taktırdı.”Doug vücudumun sınırlarında dolaşmaya devam edi-

yordu. Parmaklan kâküllerimden kulaklarıma oradan da sa-

çımın arkasına doğru ilerledi. Her zaman yumuşak ve taran-

mış olan saçım şu anda dünkü yağmurun ve uykunun etki-

siyle karmakarışıktı ama Doug bunu hiç umursamadı. Saçımı

okşarken “Peki ya yatak odan?” diye fısıldadı.

“Hayır, odamın içinde kamera yok. Babam odama be-

nim dışımda giren olup olmadığını görebilsin diye odamın

kapısında var bir tane.” Babam sapık değildi. Gerçi yirmi

dört yaşındaki bir kızla beraber olduğu için belki biraz sayı-

labilirdi ama bana karşı sapık değildi. Doug’un nereye ulaş-maya çalıştığını anlamıştım. Benimle birlikte yatak odama

girmek istiyordu.

Şaşkın ve öfkeli olmam gerekirdi ama değildim. Göz-

lerimi yüzüne dikmiş, ona bakarken bir yandan onu bu de-

rece arzuluyor olmamın sebebini bulmaya çalışıyordum vekafamın içinde dolaşan golf topu kafatasıma her seferinde

daha sert çarpıyordu.

“Kahretsin,” dedi sanki odama gizlice giremeyecek ol-

72

Page 71: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 71/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

mamız çok üzücü bir olaymış gibi. “Ablan oldukça hoş gö-

rünüyor,” dedi. “Baban seyahate gittiğinde o seninle beraber

kalmayacak mı?”

Güldüm. Bu başımın ağrısını artırmıştı. “Ashley? O be-

nim babamın kız arkadaşı. Burada yaşıyor.”

“Oo.” Doug’un eli saçımı okşamayı bıraktı.

“Ama babam o kızı namuslu bir kadın yapacak. Önü-

müzdeki çarşamba akşamı saat sekiz gibi benim üvey annemolacak. Ashley nikâh saatini, ben onları düşünebileyim ve

anında kutlayabileyim diye benim için değiştirdi. Çok etki-

lendim.”

Doug tek kaşım kaldırdı. "İğneleme miydi bu? Sen iğ-

neleyici konuşmazsın ama.” Elini saçlarımın arasından çıka-rıp dizimin üzerine, nemli kot pantolonuma koydu. Elinin sı-

caklığı pantolonun kumaşından tenime geçti ve yine tüm vü-

cudum karıncalanmaya başladı. “Buraya gelerek seni uyan-

dırmadım, değil mi? İyi olduğundan emin olmak istedim.

İyisin değil mi?” dedi gözlerimin içine bakarak.

Bu soruyu tam olarak nasıl cevaplayacağımı bilmiyor-

dum. Karşılık olarak, “Sen nasılsın?” diye sordum.

Sargılı bacağını uzatıp kederli bir şekilde bacağına bak-

tı. “Kınlan sadece fibulaymış, ince olan kemik. Vücut ağır-

lığının sadece yüzde onunu taşıyormuş.”

“Şanslıymışsın,” dedim. Artık kendimi daha az suçluhissediyordum. “Bu yüzden de alçı yerine bandaj var baca-

ğında.”

“Hayır, bandaj şişlik inene kadar duracak. Sonrasında

73

Page 72: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 72/311

 Jenrıifer Echols

alçıya alacaklar ve bacağım altı hafta alçıda kalacak.”

Kafamda bir takvim açtım. “Altı hafta mı! Bu eyalet

yüzme yarışlarından sadece birkaç gün önce demek.” Bu ya-

rışlarda iyi derece yapması Doug’un FSÜ’ye (Florida State

Üniversitesi) burs kazanabilmesi için tek şansıydı.

Umursamazca omuzlarını silkti ama ben omuzlarındaki

 baskıyı gördüm. Kolundan eline, oradan da bacağıma geç-

mişti.“Bacağının daha kötü olmasının beni arabadan uzaklaş-

tırmaya çalışmanla bir bağlantısı var mı?” 3ıye sordum.

Bana doğru bakmadan başını hayır manasında salladı,

ama ben bunun evet demek olduğunu anlamıştım. “Mike da

iyi. Hastaneye bile gitmesine gerek kalmadı.”

“Peki ya geyik?”

Gülerek bacağımı sıktı. Tekrar bana bu şekilde dokunu-

yor olmasının ne kadar garip olduğunu düşündüm. Ama gü-

lerken kıstığı yeşil gözlerinin içinde kaybolmuştum. “Sen ve

o kahrolası geyik. Mike da sen de geyiği ıskalayıp birbirinize

çarptınız.”Bana doğru eğilerek bacağımı eliyle ovmaya başladı.

Sertçe. Masaj yapar gibi. Kalçalarıma doğru bir sıcaklık ya-

yıldı. “Sahil şeridinde olduğumuz sürece katil geyiklerden

uzağız demektir,” dedi. “Bu sabah birbirimize çarpabiliriz.”

Şu anda daha önce hiç görmediğim bir şey görüyordum:Doug sinirlenmişti. Her zaman şaka yapardı ama hiçbir za-

man onun sinirliyken şaka yaptığını görmemiştim. “Sonra

da, eğer iyi hissediyorsan, bir akşam yemeği yiyebilir ya da

74

Page 73: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 73/311

Page 74: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 74/311

 Jennifer Echols

“Araba kullanamıyorsan buraya nasıl gelebildin?”

Doug’un benim hayatımı kurtararak eyalet yarışmasın-

daki şansını harcamış olması sebebiyle çok kötü hissediyor-

dum. Araba kullanamamasından da sorumlu olduğumu düşü-

nüyordum. Bu kasabada yapabileceğiniz her şey, turistler ya-

zın kolay erişebilsinler diye sahil şeridindedir. Sahilde evler

çok pahalı olduğu için kasabada yerleşim, arazi fiyatlarının

sahilden çok daha ucuz olduğu birkaç kilometre içeriye ku-ruludur. Okulumuz da şehir merkezindeydi. Yazın kasabamı

zın nüfusu turistlerin etkisiyle artar fakat şu anda eylül ayında

olduğumuz için kasabamız boşalıp küçüldü. O kadar küçük

ki toplu ulaşım yok. Ne bir otobüs, ne bir metro hatta ne bir

ticari taksi var. Doug’un araba kullanamaması demek mahsurkalması demekti.

“Beni ağabeyim getirdi,” dedi Doug.

Yerimden sıçrayarak bacağımı elinin altından çektim.

Ayağa kalkarak ön kapıya doğru ilerledim ve ağır giriş kapı-

sını açtım.

Evimizin girişi, annemin bir bahçıvan tutarak, doğal çim

ve sıcak yaz günlerine dayanıklı çiçeklerle donattığı bahçe-

mize bakıyordu. Bizimki gibi altı ev daha vardı ve bütün bu

evlerin bahçeleri de doğal taş döşemesiyle yapılmış bir ortak

avluya bakıyordu. Avlunun ortasında kasabadan tanıdığım

 bir kamyonet duruyordu. Yolcu tarafındaki penceresinden dı-şarı bir çıplak ayak çıkmıştı. Beklediğim polis arabası değil-

di, Memur Fox kazalar ve bütün gece süren devriyelerle dolu

yoğun bir geceden sonra izinli olmalıydı.

76

Page 75: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 75/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Birden, o kamyonete bakarken, kafamın içine golf topu

fırlatıp duran tüm problemleri anladım. Doug dün gece beni

araba enkazından kurtarıp kahramanım oldu. Fırtınanın al-

tında üzerine uzanmış, ona sokulmuş ve saçlarımı okşama-

sına izin vermiştim, o da bunları ciddiye almıştı. Muhtemelen

de bütün bunlar ben Brandon’la ikinci kez seviştikten birkaç

saat sonra gerçekleşmişti.

Bir diğer ihtimalse ki umarım durum böyle değildirDoug’un bana yaptığı çıkma teklifinin bir tür şantaj olma-

sıydı. Babamın ağabeyini uyarmasından sonra bana kesin-

likle çok iyi davranıyordu. Ağabeyi de şu anda evimizin

avlusunun ortasında bir kamyonette oturuyordu. Evimizin

önüne gelip sanki annen hakkında her şeyi biliyorum der gibi

ayağım okyanus esintisine uzatmıştı.

Evin kapısı arkamdan çarptığında açık bırakmış oldu-

ğumu anladım. Doug ve ben evin dışında bu sıcak havada,

evin içinden kaçmış bir parça serin havanın ortasındaydık.

Sıcak parmağıyla tişörtümün üzerinden sırtıma bir “Z” çizdi.

Her dokunuşu, vücudumun beklemediğim bir noktasına de-ğen ince bir tüy gibi geliyordu. Ama bu sefer soğukkanlılı-

ğımı koruyabilmiştim.

Ona doğru döndüm. Ben arkaya döndüğümde o sırtım-

daki parmağını çekmemiş, omzumdan geçen parmak, tüyle-

rimi diken diken ederek göğsümün üzerine denk gelmişti.Ona döndüğümde parmak ucu tam kalbimin üzerindeydi.

Artık çok ileri gitmişti. Brandon’la yeni başladığım ve

mahvetmek istemediğim bir ilişkim vardı. Eğer Doug’un ka-

Page 76: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 76/311

 Jenrıifer Echols

fasında bir şantaj senaryosu varsa Brandon’la olan ilişkimi

ona hatırlatmak bir daha düşünmesini sağlayabilirdi.

Elini tuttum, belimin seviyesine kadar indirip sıktım.

“Doug, hislerini incitmek istemem ama benim bir erkek arka-

daşım var. Brandon.” Onu reddederek Doug’a benden nefret

etmesi için bir sebep daha vermiş oluyordum ve benden,

 bütün kasabaya anneme olanları anlatarak intikam alabilirdi.

Bakışlarım birleşmiş ellerimizi geçerek evimizin sundurma-sının eskitilmiş ahşap döşemesine döndü.

Annem bana, bir duruma hâkim olabilmek için insanla-

rın gözünün içine bakmalısın, özellikle de erkeklerin, de-

mişti.

Doug’un yüzündeki tepkiyi görmekten korkuyordum.Ama yavaş yavaş gözlerimi yukarı doğru kaldırdım. Koltuk

değneklerinin lastik uçlarını geçtikten sonra biri terlik içinde

diğeri sargılı, yerden bir miktar yüksekte duran iki ayak gör-

düm. Şortu belinden düşmek üzereydi. O da antrenmanlar

 başladığından beri benim gibi kilo vermişti. İç çamaşırının

gri lastiği, düşük şortunun üzerinden görünüyordu. Üzerinde-

ki FSÜ Yüzme Takımı tişörtü eskimişti ve rengi koyu kırmı-

zıdan solgun mora doğru dönmüştü.

Sonunda bakışlarım yeni tıraşlı, sinirden kitlenmiş çe-

nesine, oradan da ateş saçan gözlerine ulaştı. Bana tam olarak

dün akşam stadyumda baktığı gibi bakıyordu.Hızlıca elini bıraktım.

Yavaşça nefes aldı. Göğsü şişip omuzları yükseldi. Ne-

fesi burnundan geri verdi. Gözlerindeki ateş söndü. Hafifçe

78

Page 77: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 77/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 başım salladı. “Brandon’la resmi olarak ayrılman gerektiğini

mi söylüyorsun? Bitirmek istediğini yüzüne mi söylemek is-

tiyorsun? Anlıyorum ama onunla bu akşam buluşmuyorsun,

değil mi? Onunla ayrılmak için birlikte dışarı çıkmanız ge-

rekmiyor.”

“Ondan ayrıldığım falan yok benim.” Üzerinde durdu-

ğumuz sundurma gölgelikti fakat avlu güneş ışığından o

kadar parlaktı ki başımdaki zonklama katlanıyordu. “Doug,Brandon benim erkek arkadaşım. İyi olduğuna çok sevindim.

Mike’ın da iyi olmasına çok sevindim. Beni arabadan çekip

çıkardığın için sana minnettarım, fakat ben Brandon’la be-

raberim.”

“Anlamıyorum,” dedi Doug soğuk bir şekilde.“Daha açık nasıl söyleyebileceğimi bilmiyorum.” Kafa-

mın içindeki golf topu bilardo topu boyutuna çıkmıştı. “Dün

gece, senin benden dokuzuncu sınıftan beri nefret ettiğin ger-

çeğini değiştirmedi.”

Biraz geriye çekilerek koltuk değneklerini koltukaltına

yerleştirdi. “Nefret etmiyordum ki,” dedi masum bir şekilde.

Alışık olduğum kinayelerinden biriydi muhtemelen. Kafam-

daki bilardo topu artık bovling topuna dönüştüğü için bunu

ona söyleyemedim.

“Maç akşamı yüzme takımındaki erkeklere beni göste-

rip dalga geçtin,” diye hatırlattım.“Ne zaman? Öyle bir şey yapmadım.”

Çok kararlı görünüyordu, acaba yanlış yorumlamış ola

 bilir miyim? diye düşündüm. Aslında yüzme takımındaki er-

79

Page 78: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 78/311

 Jennifer Echols

keklerin benimle dalga geçtiklerini kulaklarımla duymamış-

tım. Ama bundan emindim. “Bana şımarık hanımefendi diye bağırdın!”

Ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. “Bunun için çok-

tan özür diledim ya Zoey.”

Ben özrünü hatırlamıyordum. Kafamın içindeki bovling

topu şiddetle bir o yana bir bu yana çarpıyordu. “Bak, ger-çekten çok ciddi bir baş ağrım var. Beni merak edip geldiğin

için teşekkür ederim.” Avluya doğru, ağabeyinin kamyone-

tine gidebilmesi için biraz geri çekilerek yolunu açtım.

Güzel gözleriyle bana bir süre daha boş boş baktı. Son-

ra, “Eğer hastaneden verdikleri ağrı kesicilerin etkisi devamediyor olmasaydı muhtemelen şu anda sana çok kızgın olur-

dum,” dedi.

“Ne oldu ki?” Bunu sormamla beraber aslında ne oldu-

ğunu daha net anladım. Dün geceki yanlış anlaşılma, Do

ug’la aramızın bozulmasından daha başka sorunlara da yol

açabilirdi. Brandon’la olan ilişkimi de mahvedebilirdi. “Dün

gece aramızda geçenlerden kimseye bahsetmedin, değil mi?”

“Zamanım olmadı.”

“İyi. Bahsetme zaten!” diye bağırdım. “Doug, Bran

don’a hiçbir şey anlatmamalısın. Ayrıca ağabeyine ve Mike’a

da hiç kimseyle konuşmamalarını söylemen gerekiyor. Söz

ver bana.” Brandon rahat biriydi ama dün gece çimenlerin

üzerinde Doug’la yaşadıklarımı ben bile anlayamamışken

onun anlamasını beklemiyordum. Sırf Doug beni araba en-

kazından kurtardı diye onu kaybedemezdim.

Page 79: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 79/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Peki.” Doug avluya doğru ilk basamaktan aşağı indi.

Uzun olmasına rağmen şimdiye kadar gördüğüm en çevik

çocuklardan biriydi. Merdivenin bir sonraki basamağını tut

turamayıp sendeledi.

Tutmak için ona doğru hamle yaptım.

Son anda koltuk değneğine dayanabilmiş, kendini kur-

tarmıştı. Dirseğindeki elimin hiçbir önemi yoktu. Bana göre

çok fazla ağırdı ve otların üzerine düşmesine engel olmammümkün değildi. Çıplak güneşin altında parmaklarımın ara-

sından taşlık avluya doğru arkasına bakmadan ilerledi.

Tek koltuk değneğine dayanarak kamyonetin kapısını

açmaya çalışırken yine ona yardım etmek için atıldım. Pen-

ceredeki çıplak ayak ortadan kayboldu ve Memur Fox içeri-

den uzanarak ona kapıyı açtı. Koltuk değneklerini kamyone-tin arkasına attı ve birkaç kez zıpladıktan sonra kendini kam-

yonetin koltuğuna bıraktı. Sargılı bacağını içeri çekerken yü-

zünü acıyla buruşturdu. Bana bir kere bile bakmadı. Memur

Fox başını salladı. Arkasına bakarak kamyoneti çevirip bir

 polis memurundan beklenmeyecek bir şekilde hızla yola

çıktı.

Kamyonetin arkasından giriş kapısı kapanır kapanmaz

eve döndüm ve ağrı kesici bulmak için rafları ve çekmeceleri

tekrar kontrol etmek üzere banyoya doğru koştum. Yoktu.

Ortadan kaybolmuş olamazlardı. Annemin evine toplanmak

için döndüğümde odamdaki ve banyodaki her şeyi alıp bu-raya getirmiştim.

Yatağıma döndüm. Komodinin üzerindeki cep telefonu-

81

Page 80: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 80/311

 Jennifer Echols

mu elime aldım ve ters çevirerek birkaç saniyeliğine bacağı-

mın üzerine koydum. Şu anda anneme çok ihtiyacım vardı.

Eğer futbol maçından bu yana telefonumu kontrol etmediy

sem bu şimdiye kadar annemden bir mesaj olup olmadığın-

dan emin olmadığım en uzun süreydi. Telefonu elime alıp

çevirdim.

Hiçbir şey yok. Hâlâ yapayalnızdım.

 Neler olduğunu anlamak için havuza döndüm. Birkaçyıl önce annemle babam bu evi yaptırırlarken okyanusun ke-

narındaki bir eve havuz yaptırmanın çok saçma olduğunu

söylemiştim, annem de bana katılmıştı. Okyanus yeterli değil

miydi? İnsanların Florida’ya gelme sebeplerinin başında bu

gelmiyor muydu? Okyanus kenarına bir yüzme havuzu yap-tırmak şehirdeki temalı restoranların yapacağı türden bir işti.

Jamaika Joe’nun Yeri, Tahiti Cuisine, Califomia Eatin gibi.

Hepsi de sanki bizim bulunduğumuz yer diğerlerinden daha

kötü bir yermiş gibi okyanustaki başka yerleri kendilerine

konu olarak almışlardı. Muhtemelen Jamaika, Tahiti ve Ka-

liforniya’da da “Florida Foodie” isimli restoranlar vardır. Bu

durum, Emerald Kumsalı’nda bir sahil evinde yaşayan ba-

 bam ile Ashley’nin evlenmek için Hawaii’ye gitmelerine

 benziyordu.

Annem, para içinde büyümüş insanların, annem ve be-

nim gibi, çok paralan olduğunu göstermeyi umursamadıklanm, paraya sonradan ulaşmış insanlannsa, babam gibi, sahip

olduklan parayı dışandakilere göstermeyi çok önemsedikle-

rini söylerdi. Evimizin etrafındaki bütün evlerin okyanusa

82

Page 81: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 81/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 bakan havuzlan vardı, yani babamın da bir havuza ihtiyacı

vardı. Aynı zamanda bir Mercedes’e, Rolex’e, neredeyse tümyatak odası duvarını kaplayan dev ekran bir televizyona, bir

metrese, bir yasak aşk çocuğuna ve bir boşanmaya da ihtiyacı

vardı. Şimdi de Hawaii’de bir düğüne ve bir miras avcısına.

Arka kapıdan çıktığım anda Ashley canlı bir şekilde

“Günaydın!” dedi. Babamla birlikte, üzerlerinde birbirinin

aynısı bomozlanyla tik ağacından yapılma rahat şezlonglann

üzerinde, palmiye ağacının gölgesinin altında uzanmışlardı.

Babamın buraya taşınmak için gösterdiği sebeplerin başında

gelen okyanusun sesi, havuzu çevreleyen duvarlann arkasın-

dan zorlukla duyuluyordu. Babam elindeki sigarayı söndür-

dü.Ben de daha canlı bir şekilde karşılık verdim, “Günay-

dın!” Normalde Ashley’den uzak durmaya çalışırım. Ama

daha yeni araba kazası yapmış birini bu canlılıkta selamladığı

için saygıyı hak ediyordu. Doug haklıydı, dün geceden beri

alaycı biri olmuştum. Sadece başım ağndığı için böyleydim.

Babamın yanındaki şezlongun kenarına oturdum.

Bana doğru smtarak babamın eline uzandı. Babam da

onun ellerine başparmağıyla masaj yaparak karşılık verdi.

Sanki ben ilişkileri için bir tehditmişim gibi bana karşı bir

dayanışma gösteriyorlardı.

Umursamadım. Kafam neredeyse yerinden düşmek üze-reydi. “Benim ağn kesicilerim nerede?”

Birbirlerine baktılar. Aslında birbirlerine doğru döndü-

ler, güneş gözlükleri yüzünden nereye baktıklarını göremi

83

Page 82: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 82/311

 Jennifer Echols

yordum. Sonra bana doğru döndüler. Babam, “Hastaneden

sana hiçbir ilaç vermediler. Başınla ilgili önemli olabilecek

 bazı belirtileri fark etmemizi engelleyebilir diye Tylenol’den

daha güçlü bir ilaç kullanmana izin yok. Dün gece bunu sana

tam dört kere söylediler!” dedi. Sesi bana kızmış gibi çıkı-

yordu ki hemen sonra nedenini anlamıştım. Ashley’ye döne-

rek, “Hawaii planını erteliyoruz. Onu hastaneye geri

götürmemiz gerekiyor. Bu arada körfez üzerinden başka birfırtına daha geliyormuş. Bu uçakla gidemezsek bir sonraki

uçuş kim bilir ne zaman olur.”

Onun ne kadar yakışıklı, uzun ve erkeksi olduğunu dü-

şünüyordum ki bana dönüp, “Kesin hafıza kaybı yaşıyorsun

dur,” dedi. Ne demek istediğini tam olarak anlamamıştım. Başımın

ağrısından artık gözümden yaş geliyordu. Bu zonklamaların

arasında babamla başımın büyük dertte olduğunu anlamış-

tım. “Ne dedin?”

Ashley’nin elini bıraktı ve şezlongu gıcırdatarak yerindedoğruldu. Parmaklarını sallayarak bana doğru yaklaştı. “Ash-ley ve ben bu seyahati planladık.” İlk parmak, “Ve annensinir krizi geçirmek için bu haftayı buldu.” İkinci parmak,“Yola çıkacağımız günün önceki gecesinde sen arabanı çarp-tın.” Üçüncü parmak, “Ve şimdi de hafıza kaybı mı yaşıyor-sun?” Küçük parmağı açık bir şekilde elini yüzüme doğru

uzattı. “Madem durum böyle, seni hastaneye geri götürece-ğim.” Elini yumruk yaptı. “Ama yemin ederim, seni de an-nenin yanma, tımarhaneye kapatmaları için elimden geleniyapacağım.”

84

Page 83: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 83/311

5

Zihnimde yine annemin yatak odasındaydım ve her şeyi

düzeltmeye çalışıyordum. Ama bu sefer bir elim zonklayan başımda oturmuş, çaresiz bir şekilde annemin sessizce ölü-

münü izliyordum.

Ashley başını sallayıp babamın saçmaladığını ima eder

 bir şekilde gözlerini çevirdi. Planlanmış bir Hawaii seyaha-

tinin baskısı altındayken babamın kendi kızına az önce söy-

lediği kelimeler için aptalca ve aceleyle söylenmiş deni-

lebilirdi.

Daha sonra babamın eline doğru uzanıp o hiç sevmedi-

ğim anaç ve rahatlatıcı ses tonuyla konuşmaya başladı.

“Clyde, çarpmanın etkisiyle bazı şeyleri karıştırabileceğini

ve bunun da normal olduğunu söylediler. Dün geceyi de ha-tırlamayabileceğim söylediler. Eğer böyle bir durum varsa

maalesef yapılabilecek bir şey yok.” Bana doğru döndü.

“Dün geceyi hatırlamıyor musun?”

85

Page 84: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 84/311

 Jennifer Echols

“Hatırlıyorum, tabii ki,” diye yalan söyledim. Sesim

kısık çıkmıştı. Boğazımı temizledim. “Başım gerçekten çok

acıyor. Bir hemşirenin, biz hastaneden çıkarken halime acı-

yıp size ağrı kesici vermiş olmasını umuyordum.”

“Maalesef,” dedi Ashley suratında abartılı bir ifadeyle

altdudağım dışarı çıkarıp. “Hemşireler erkek arkadaşınla il-

gilenmekle meşguldüler.”

“Doug?” kafamın içindeki canavar gittikçe büyüyentoplarla oynamayı bırakıp şimdi de eline bir beyzbol sopası

alarak bir o yana bir bu yana vuruyordu. “Benim erkek arka-

daşım Brandon’ı tanıyorsun. Bütün yaz Clyde’ın Eğlence

Parkı’nda bizimle çalıştı. Hatta onu işe sen aldın.”

“Oooooo.” Babamla tekrar güneş gözlüklerinin üzerin-den karşılıklı bakıştılar. “Dün geceki halinizi görünce, Do

ug’la beraber olmaya başladığını düşünmüştük.” dedi Ashley.

“Doğru. Hepsi kazanın yüzünden. Hayatta olduğumuz

için ikimiz de çok sevinçliydik.” Umarım sesim utanmış gibi

değil utandırmak ister gibi çıkmıştır. Doug’un da beraber ol-

duğumuzdan ve onun için Brandon’ı terk edeceğimden şüp-hesi yoktu. Ne yapmıştım ben böyle? Acil serviste Doug’un

üzerine mi çıkmıştım?

“Geçen pazartesi akşamı acil servisin kapısında polis

memurunun yanındaki çocuk değil miydi o?” diye sordu ba-

 bam. “Ve enkazdan seninle beraber çıkıyor?”“Okulda Doug’la hemen hemen aynı dersleri alıyoruz

ve ikimiz de yüzme takımındayız.” Az önce Doug hakkında

komplo teorileri üretirken şimdi aynı şeyleri babam söylü-

86

Page 85: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 85/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

yordu. Çok garip.

“Tatlım!” Ashley pırlanta saatine bakarak babamın eline

hafifçe vurdu. “Havaalanına doğru hemen yola çıkmamız ge-

rekiyor ve biz henüz ne bavullarımızı toplamayı bitirdik ne

de duş aldık.”

Babam ayağa kalktı ve nişanlısına yardımcı olmak için

güçlü elini ona uzattı. Ashley evin içine girene kadar kulak-

larımı tırmalayan sesiyle konuşmaya devam etti. Havuzun başında şezlongun kenarında oturuyordum ve yalnız kalmış-

tım.

Halsizdim ve başım dönüyordu. Banyoda bir kutu reçe-

tesiz ağrı kesici buldum. İki tane aldım. Etiketini okudum.

Bir seferde iki taneden fazla almamam gerektiği yazıyordu.Bir tane daha çıkarıp onu da yuttum. Etiketi tekrar okudum

ve bunları kimin yazdığını ve yazarken ne kadar ciddi oldu-

ğunu düşündüm. Sonra kutuyu çekmeceye kaldırdım.

Küveti doldurdum. Bu yaptığım şey muhtemelen bütün

sıcak suyu bitirecek, babama ve Ashley’ye duş almaları için

sıcak su kalmayacaktı. Gerçi onlar büyük ihtimalle beraber

duş alıyorlardır. Nemli kıyafetlerimi üzerimden çıkardım.

Kendimi aynada gördüğümde bir kez daha şoka girdim.

Sol omzumdan başlayan bir morluk göğsümün üzerin-

den belimin sağma doğru ilerliyor, orada kayboluyordu.

Aynaya doğru yaklaşıp enkazı hatırlamaya çalıştım. Ka-ranlıktı. Yağmur yağıyordu. Yolda bir geyik belirdi. Direk-

siyonu kırıp freni kökledim. Arabam yolda kaydı ve Mike’ın

Miata’sına çarptım. İleri doğru fırladım ve emniyet kemeri

87

Page 86: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 86/311

 Jennifer Echols

kilitlendi. Kafam dikiz aynasına çarptı. Oturduğum yerden,

Miata’nın hasarlı kaportasının önünden geçen çocukları gö-

rüyordum. Ön koltukta, lastiğin arkasında Mike vardı. Sıkış-

mıştı. Eliyle cep telefonunu bulmaya çalışıyordu. Doug da

yanında, acı içinde yolcu tarafının kapısını açmaya çalışı-

yordu.

Bunların en ufak bir kısmını bile hatırlamıyordum.

Başımı salladım hata, tekrar zonklamaya başladı veküvetin içine daldım. Böylece kim bilir kimlerden ve nere-

lerden vücudumun üzerine gelmiş olan kirden ve mikroplar-

dan arınacak, kendimi daha iyi hissedecektim. Temiz ve kuru

kıyafetler istiyordum. Yumuşak, düz, taranmış, açık bir saç.

Ama ilk olarak rahatlamaktan öte ıslanmak istiyordum.Zaten babam ve Ashley odalarında oradan oraya koşuşturur

larken ya .da babam yatağına uzanmış televizyon izlerken

ve Ashley koşuştururken pek mümkün değildi. Kafamın

üzerinde hissettiğim bir gümbürtüyle yerimden sıçradım.

Sular küvetin yanlarından taştı. Sanki bir daha hayatım bo-

yunca rahatlayamayacakmışım gibi geliyordu. Tek isteğim,

virüs yüzünden yavaşlamış bir bilgisayarı hızlandırmak için

yeniden başlatır gibi beynimi yeniden başlatmaktı. Böylece

olanlar hakkında belki bir fikrim olabilirdi.

Beynimi sıfırlayamıyordum. Hep aynı pencere açılıp

duruyordu. Son on iki saatten hatırlayabildiğim tek şey: Doug arabamın kapısını açıyor ve enkazın içinden beni çekip

çıkarıyor. Beyin sarsıntısının etkisiyle olsa gerek, Doug’un

 beni arabadan çıkardığı sahnede ne bir acı, ne bir şok, ne de

88

Page 87: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 87/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 bir korku anımsıyordum. Aksine aklımda kalan his sadece

hoş bir sersemlikti. Eğer doğru şeyler hatırlıyorsam tam bir

aptal gibi davranmışım demekti ve benim ona âşık olduğumu

düşünüp aramızda bir ilişki olduğunu düşünmesi gayet nor-

maldi.

Islak siyah saçları farlardan bembeyaz parlayan cildinin

üzerine yayılmıştı. Sesini duyuyordum. Klor kokuyordu.

Yirmi kere tekrar ettikten sonra bilinçaltımın bana bir şeylersöylemeye çalıştığını anladım. Kötü bir kaza olmuştu. Hatır-

ladıklarımın çoğu doğru olmalıydı, belki az bir farklılık ola-

 bilirdi. Geçen pazartesi günü Brandon’la seviştim ve o gün-

den sonra bütün çabalarıma rağmen onu bir daha görmedim,

gördüysem de hatırlamıyordum. Diğer arabada Mike ve Do-ug’un yerine o olsaydı ne olurdu sanki? Ne olurdu benim

kahramanım o olsaydı?

“Zoey,” dedi Brandon. Onun da Doug gibi bacağı kırıl-

mış mıydı? Hayır, yaralanmamıştı, en azından şimdilik. Ara-

 bamın içine girdi, beni dışanya çıkardı ve çimenlerin üzerine

doğru taşıdı. Arkamızdan araba patladı. Geyik, patlamanın

etki alanının dışındaydı. Şok dalgası her ne kadar iri ve güç-

lü bir vücudu olsa da Brandon’ı da savurdu. Havada dönerek

uygun bir düşme pozisyonu aldı ve böylece ben de yumu-

şakça onun üzerine düştüm.

“Özür dilerim, Brandon,” diye mırıldandım.“Ne özrü!” diye inledi yapmış olduğu kahramanlığın

sebep olduğu acıyla. “Senin bir hatan yok. Sus şimdi hadi.”

Parmaklarımı başımın arkasına getirdi. Saçlarım karışma-

89

Page 88: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 88/311

 Jenrıifer Echols

mıştı. Yağmur yağmıyordu.

Bu yeni geliştirdiğim senaryo pek inandırıcı değildi.

Belki de Brandon’la daha erken saatlerde beraber olmuştum.

Onunla plaj partisinde sevişip ardından onu kasabanın için-

deki evine bıraktıktan sonra, evime dönerken kaza geçirmiş

olabilirdim.

Düşündüklerim, yüzümü sıcak küvetin içinde kızart-

mıştı. Eğer seviştiysek bunu anlamam mümkün müydü? İlksevişmemizden sonraki gün hissetmiştim. İkincisinden sonra

da hisseder miydim acaba?

Banyonun tavanının bütün köşelerini kamera var mı

diye kontrol ettim. Parmaklarımı içime soktum, çıkardım.

Parmak uçlarımla daireler çizerek kendimi yokladım. Her-

hangi bir ağrı yoktu.

Gerçi bu pek bir şey ifade etmiyordu. Başımın ağrısı için

ağrı kesici almıştım. Ağrıyı kesmiş olabilirlerdi. Yine de

Brandon’la sevişmiş olabilirdik.

Eğer yaptıysak? Doğum kontrol hapımı içmiş miydim?

Küvete yakın olan çekmeceyi açıp doğum kontrol haplarımıkontrol ettim. İyi bir kız gibi dün akşam içmem gereken hapı

içmiştim. On yedi yaş doğum günümden sonra annem do-

ğum kontrol hapı kullanmaya başlamamı tavsiye etmişti. O

günlerde, şüphe edecek bir durum olmadığı için ona söyle-

memiştim.

Şimdi vardı. Tanrı doğum kontrol hapından razı olsun.

Ama hap beni cinsel hastalıklardan koruyamazdı. Brandon

kesinlikle yine prezervatif kullanmıştır. Aksi halde yapma-

90

Page 89: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 89/311

Page 90: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 90/311

Page 91: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 91/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

sunda rahatsız olmama gerek yoktu. Babam dışında hiç kim-

se o görüntüleri izlemeyecekti. Bana dediği gibi, evin içinde benimle birlikteymiş gibi olacaktı sadece. Şimdiye kadar an-

nemle babamı endişelendirecek hiçbir şey yapmamıştım.

Brandon’la sevişmem hariç.

Ama şu anda kameraların takibinde olduğum için olsa

gerek daha önce yapmadığım her şeyi yapmak istiyordum.

Babamın beni bir hafta evde yalnız bırakıyor olmasını sonu-

na kadar değerlendirmek istiyordum. Evde çılgın bir parti

vermek, mutfak tezgâhının üzerinde esrar sarmak, babamın

yatağında Brandon’la sevişmek. Yapılmaması gereken ne

varsa. Doug’la bir saat önce yan yana oturduğumuz koltuğun

üzerinde sevişmek. Vücudundaki klor ve deniz kokusu hâlâ burnuma geliyordu.

Sonunda merdivenlerden aşağı indiler. Babam kuca-

ğında Ashley’nin bavulları söylenerek geliyordu, yine de ona

seslendim. Başkasının umurunda olmadığım için kendi ihti-

yaçlarım ve isteklerimle benim ilgilenmem gerekiyordu.“Baba, eğer sen burada değilken sigorta şirketinden ödeme

gelirse o parayla kendime yeni bir araba alabilir miyim?”

“O paranın içinden bana ödemen gereken bir kısım var,”

dedi. “Arabanı, kazayı yaptığın kasabaya giden yoldan mer-

kezdeki otoparka çektirmek için ben ödeme yaptım.”Bu bilgiyi hemen depoladım: Bana kazanın nerede ol-

duğunu söylemişti. Başımla, ani hareketler yapmamaya ça-

lışarak onayladım. “O paranın önceki gibi bir klasik Vösvos

almaya yeteceğini düşünüyorum.”

93

Page 92: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 92/311

 Jentıifer Echols

“Kesinlikle hayır,” dedi. “Vösvos olmaz.”

Ashley’ye baktım. Denize bakıyordu. Salonun duvar

yüzünden deniz görünmüyordu ama o tarafa doğru bakıyor-

du.

“Neden?” diye sordum.

“Bir külüstür daha almayacaksın,” dedi. “Vosvos’unun

hava yastığı yok. Emniyet kemeri kazada kırılmış. Bu yüz-

den en çok sen hasar görmüşsün.” Alnımı göstererek, “Birdahakine ölürsün.” ^

Alnımı ovuşturduğumu fark ettim. Elimi indirdim, derin

 bir nefes aldım ve mantıklı bir şekilde sordum, “Arabamı

kendi paramla almamı istiyorsun ama eski bir araba almama

izin vermiyorsun, peki ne yapmamı öneriyorsun?”

Omuzlarını silkti. “Bu hafta ben yokken benim Merce-

des’imi kullanırsın. Önümüzdeki yaz da yine çalışarak kaza-

nacağın parayı şimdikinin üzerine eklersin.”

“Peki bu haftadan sonra ne yapacağım? Gitmem gere-

ken yerlere nasıl gideceğim? Beni okula Ashley mi bıraka-

cak?” Jürinin sinirlendiğini fark etmesine asla izin verme.Annem böyle söylerdi. Asla sakinliğini kaybettiğini görme-

lerine izin verme. Ama gel gör ki annem kafasına taşla vursa

lar bile kimseyle tartışmazdı.

Ashley güldü. “Eminim hepsi hallolur,” dedi dışarı çık-

ması için babamın kalçasına vururken. Bavullarının devamı-

nı getirmesi için bir tur daha yukarı çıkması gerekiyordu.Tüm eşyalarını BMW’sine sığdırabildikleri için şanslılardı.

Babam bana beyin sarsıntısı geçirerek onu merak içinde bı-

94

Page 93: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 93/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

raktığım ve seyahatlerini mahvettiğim için ben suçluymuşum

gibi bakarken Ashley şimdiye kadar ondan görmediğim birtutkuyla bana sarıldı. Birkaç hafta önce okula başladığımda

 babamı rahatsız etmemek için acil durumda aranacaklar lis-

tesine onu değil, sadece annemi yazmıştım. Yani okulda

düşüp ölsem babama ulaşabilecekleri bir telefon numarası

yoktu ellerinde.

Bunu ona söylememeye karar verdim. Kendime sakla-

dım. Ashley arabayla avluda manevra yapıp çıkış kapısına

doğru ilerlerken onlara el sallayıp mutluluklar diledim. Sonra

evin girişindeki tikağacından yapılma banka oturup Keke’yle

Lila’yı aradım.

“Onlara çarptığında Mike ve Doug nereye doğru gidi-

yorlardı?” diye sordu Lila arka koltuktan. Keke bu sabah sı-

cağında arabayı biraz daha hızlandırdı. Dün gecenin eksik

kalan taraflarını tamamlayabilmek için bulduğum en iyi fikironlarla bir araba seyahati yapmak olmuştu. Beni durum de-

ğerlendirmesi yapmak ve ziyaret için Brandon’m evine bıra-

kabilirlerdi. Sonra da beraber yüzme yarışlarına gidip takı-

mın geri kalanını eksik kalan bilgiler için yoklayacaktım.

Hem yalnız başıma araba kullanmamın doğru olmadığını dü-şünüyordum. Başım hâlâ tuğla düşmüş gibi ağrıyordu, aynı

zamanda ayaklarımın da altında bir tuğla vardı sanki. Her an

dengemi kaybedebilecekmişim gibi hissediyordum.

Bilmem gerekmediğini umarak, “Nereye doğru gittik-

95

Page 94: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 94/311

 Jennifer Echols

lerini bilmiyorum,” dedim. Beni aldıklarından beri Lila ve

Keke’den dün gece neler olduğunu öğrenmeye çalışıyordum.

Tahmin ettiğimden daha zor oluyordu. Onlara da Doug’a

söylediğimin aynını söylemiştim. Sadece kazayı hatırlamı-

yordum. Bundan fazlasını söylemiş olsaydım bundan anne-

lerine bahsetmelerinden, annelerinin benim anneme ulaşma-

ya çalışmasından, ulaşamayınca babamı aramasından ve ba-

 bamın da tehdit ettiği gibi beni tımarhaneye kapattırmasındankorkuyordum.

İkizler dün yaşananları kendiliğinden anlatmıyorlardı.

Boşa ümitlenmiştim. Onları bir şeyler anlatmaları için yön-

lendirirken de kelimelerimi çok dikkatli seçmeliydim. Aksi

halde bazı şeyleri hatırlamadığımı anlayabilirlerdi. Onlara Dün geceki parti harikaydı ya da Dün geceki parti ne kadar 

 sıkıcıydı  diyemiyordüm mesela. Söylediğimin aksi olmuş

olma ihtimali vardı. CD çalardan gelen birkaç saniyelik kötü

erkek sesinden sonra, tasarladığım gibi, “Vay, ne partiydi

ama. Hayatım boyunca unutamayacağım.” dedim.

İkisi de aynı anda “Neden?” diye sordular bana.

 Nasıl anlamazsınız der gibi ellerimi açtım. “Olanlar yü-

zünden. Biliyorsunuz.”

“Hayır,” dedi Keke, “bilmiyoruz. Bize Brandon’ı bula-

madığını söyleyip ortadan kayboldun. Sonra yağmur başladı,

Lila’yla ben de eve döndük. Neler oldu?”“Her zamanki şeyler,“ dedim.

“Hayatın boyunca unutamayacağın kadar güzel olan

neydi?” diye ısrar etti Lila. “Belki de zannettiğimden daha

96

Page 95: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 95/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

sarhoştum, çünkü pek aynı partiden söz ediyormuşuz gibi

gelmedi bana.”

Açık pencereden dışarı bakarken, “Başım ağrıyor de-

dim, Babamın kazayı yaptığımı söylediği kasabaya doğru

giden düz yola gelmiştik. Kesinlikle burasıydı. Yolda siyah

lastik izleri, çimenlerin üzerinde parıldayan cam parçaları

duruyordu. Ağaçların arasında da bir geyik geviş getirerek

yolu izliyordu. Ona karşı öfkeyle yumruğumu savurdum.“Kafayı yemişsin sen,” dedi Keke.

Merkeze ulaştık. Okul ve stadyum. Konser salonu. Polis

karakolu. Annemin çalıştığı hükümet binası. Dükkânların

çizgili güneşlikleriyle çevrili eski bir meydan. Annemin ofi-

sinin penceresindeki saksılarda sulayacak kimse olmadığıiçin kurumuş petunyalar duruyordu. Tüm diğer küçük kasa-

 balar gibi bizim kasabamız da turistlerin sahili önemsemediği

yıllarda kurulmuş şirin bir kasabaydı. Tek fark bizim kasa-

 bamızın kumların üzerine kurulmuş olmasıydı.

Keke meydanın etrafında döndükten sonra yeni binala-

rın olduğu yoldan devam etti. Keke ve Lila da burada oturu-

yorlardı. Birkaç kilometre sonra karşımıza Brandon’ların

mahallesinin etkileyici girişi çıktı. Karşımızda, üzerinde sar-

maşık desenleri olan sütunlarla bezeli kocaman bir malikâne

duruyordu. Mahalledeki diğer evler kahverengi tuğladan,

yeni yapılmış, birbirine benzeyen evlerdi. Evlerin giriş kapı-lan, iki arabalık garaj lann kapılarının arkasında kalmıştı.

“Ben de bizim sokaktaki evler birbirine çok benziyor

sanırdım,” dedi Lila. “Onu nasıl bulacaksın?”

97

Page 96: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 96/311

 Jennifer Echols

“Üç sokak geçtikten sonra altıncı ev,” dedim. Çok sık

geldiğimden biliyor değildim. Daha bir haftadır beraberdik

ve bu süre içinde zaten çok meşguldü. Birkaç yüzme antren-manından sonra eve dönerken belki dışarıda ona rastlarım

diye buradan geçmiştim. Ailecek dışarıda oturmayı pek sev-

miyorlardı. Evlerinin kapı pencereleri daima kapalıydı.

Bugün saymak zorunda kalmadık. Bulutlar dağıldı. Me-

lekler trompetlerini çalmaya başladılar, güçlü spot ışıklan birsağa bir sola dönüyor, evi işaret ediyorlardı. Sanki sahilde

turistlere havadan broşür atan reklam uçaklarından biri arka-

sında BRANDON BURADA YAŞIYOR yazılı pankartla üstü-

müzden geçti. Tişörtünü çıkarmış, garajın önüne çıkardığı

Buick’ini yumuşak hareketlerle sabunluyordu.

“Tekrar edebilirsin,” dedi Lila gözünü Brandon’m sır-

tındaki kaslardan ayırmadan. Artık nasıl bir ses çıkardıysam

 beni onaylıyordu.

“Stephanie Wetzel tekrar edebilir,” dedi Keke başıyla

Brandon’m evinin karşısındaki evi işaret ederek. Kapıdaki

 perde yeni kapandığı için sallanıyordu.“Acaba onu okula götürmemizi istiyor olabilir mi?” diye

sordum.

“Asıl Brandon’ı o götürüyor,”  dedi Keke.

Lila, Keke’ye hafifçe vurdu.

“Bir tane de benim için vur,” diye söylendim.“O şekilde götürmekten bahsetmiyorum,” dedi Keke.

“Brandon’ı Buick’i bozulduğundan beri okula o getiriyor de-

mek istedim. Bunu bilmiyor muydun?”

98

Page 97: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 97/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Bilmiyordum. Buick’in bozulduğunu da bilmiyordum.

Bu Brandon’ın bu hafta neden hiç bana uğramadığını açıklı-

yordu. Ama okula götürmem için neden beni aramadığını

açıklamıyordu.

“Madem Buick’i bozuk, onu garajdan dışarı nasıl çıkar-

mış ki?” diye sordu Lila.

Oturduğum koltukta ona doğru döndüm. “Hani biz

Brandon’la müthiş ve rüya gibi bir çifttik?”“Beraber olmaya devam ettiğiniz sürece,” dedi Keke.

Datsun’ım yolun kenarına park etti çünkü Brandon’ın garaj

yolu iki araba için çok dardı. “Saldır.”

Doğrulaması için Lila’ya döndüm. Omuzlarını kaldırdı.

“Bizden söylemesi.”İhtiyacım olan moral konuşması tam olarak bu değildi.

Brandon arabasını sabunlamayı bırakmış, kaslı gövdesini

 bize doğru çevirmiş, bu Datsun 280Z’nin içinden acaba kim

inecek diye merakla buraya doğru bakıyordu. Yan aynada bir

kez daha yüzümü kontrol ettim. Makyajım hâlâ alnımdaki

çürüğü tam olarak kapatıyor gibi görünüyordu. Ama sadece

kısaca baktım. Brandon’ın beni aynada kendime bakarken

görmesini ve kendimle çok ilgilendiğimi düşünmesini iste-

miyordum. Arabadan dışarı çıkarken benim açımdan ayna-

daki yansımamın çoğu AYNADAKİ CİSİMLER GÖRÜNDÜK-

LERİNDEN DAHA YAKINDADIRLAR yazısının arkasındakalmıştı.

“Selam bebeğim!” diye seslendim.

“Selam!” diye karşılık verdi ve kısacık bile olsa Step

99

Page 98: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 98/311

 Jennifer Echols

hanie Wetzel’in evine doğru bakmadı. Ben görmedim. Zaten

 bu saçma fikri aklıma Keke sokmuştu.

Ona doğru ilerledim. Elindeki sabunlu süngeri arabanın

kaportasının üzerine fırlattı, tam da olması gerektiği gibi o

da bana doğru geldi ve ortada buluştuk. Kaslı kollarıyla beni

sardı, okşadı ve sonra bıraktı. Büyük elleri kollarımın üze-

rinde duruyorlardı.

“Biz de okula, yüzme yarışlarına gidiyorduk,” dedim ro-tamızdan birkaç kilometre saparak, “ki sana uğrayıp dün

gece kaza geçirdiğimi söyleyeyim dedim!”

Kaşları çatıldı. “Doug’la mı?”

Birileri ona Doug ve benim acil serviste beraber oldu-

ğumuzu söylemişti! Ama... eğer öyle olsaydı hâlâ başpar-mağıyla kolumu bir aşağı bir yukarı okşuyor olmazdı. Belki

de hikâyenin masum kısmını duymuştur, hikâyenin tamamı

için savunmam hazırdı zaten: Beyin hasarıyla tetiklenen şeh-

vet hissi. Şaka yollu omzuna vurdum. “Olanları duydun ve

 beni hiç aramadın!”

Ağzı açık bir süre bana baktı. “Senin kaza yaptığmı duy-madım. Doug yaptı diye duydum.” Şimdi benim üzerimden

Stephanie Wetzel’in evine doğru baktı. Uydurmuyordum.

Bir yerlerde yalan söylüyor diye aklımdan geçirdim.

Yalan söylediğini biliyordum. Bütün yaz boyunca, seviştiği

her kıza yalan söyledi. Ama ben o yalanları anlattığı kişiy-dim. Yalan söylenen kişi değildim. Bu yüzden, kızlara yalan

söylerken nasıl bir tavır takındığını bilmiyordum. Şu anda

gayet yalan söylüyor olabilirdi.

100

Page 99: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 99/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Hayır, bugün olur olmaz her şeyden şüpheleniyordum.

Geçmişimiz yüzünden Brandon’m benimle olan ilişkisi fark-

lıydı. Biz iyi arkadaşlardık ve birbirimize güvenebilirdik.

Ona baktığımda seksi bir yüz ve iri bir vücuttan fazlasını gö-

rüyordum. Ona geyiğe çarpmamak için direksiyonu kırdı-

ğımı ve Mike’la Doug’un arabasına vurduğumu anlattım.

Ben konuşurken Stephanie’nin evine doğru bakmaya

devam ediyordu. Dikkatini bana vermediğini düşündüm.“Yani, dün gece için kızgın değilsin?” diye sorarak bunu doğ-

ruladı.

Geçirdiğim kazayı pek umursamış gibi görünmüyordu.

Kâküllerimi kaldırıp alnıma bakmamıştı bile. Herhalde, kötü

durumda olsaydım buraya gelip onunla konuşuyor olamaz-dım diye düşünüyordu. Değil mi?

Derken, bilmeden bana dün gece olanları anlatmaya

 başladığını fark ettim. Dikkatlice sordum, “Kızgın mı? Ol-

malı mıyım?”

“Kesinlikle hayır.” Kaşlarını çatarak mavi gözlerini göz-

lerimin içine dikti. “Sana partiye gelmemeni söylemiştim.”

“Söylemiştin,” diye onayladım. Tüm hatırladığım buy-

du.

“Seni özledim.”

Tatmin olmuş bir şekilde iç çektim. Dün gece ne oldu-

ğunu anlatmamıştı ama ne olmadığını anlatıyordu. Beni özle-diğine göre dün gece fazla zaman geçilmemiştik. Muhteme-

len onun erkek erkeğe partisini bozduğum için tartışmıştık.

“Özlemini hemen giderebilirsin,” dedim ona doğru yak-

101

Page 100: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 100/311

Page 101: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 101/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

matik sınavından kaldım bile.”

Aslında bana, bu akşam bozuk arabasını yıkayacağına

ders çalışsa yarın benimle dışarı çıkabilir gibi geliyordu. Ama

ebeveynlerin ne kadar garip olduklarını biliyordum. Bran

don’ın ailesinin benim baskıcı ve ısrarcı biri olduğumu dü-

şünmelerini istemiyordum. “O zaman belki çarşamba günü,

saat altıdaki yüzme antrenmanıma gelirsin?”

“Mmmm,” dedi.“Okul günü?” diye sordum. Acıyla çıktı ağzımdan.

“Okul günü,” diye tekrarladı.

“Derslerini o akşama kadar bitirsen. Ayarlaman için çok

zaman yok mu önünde?”

“Mmmm,” dedi.Tam o anda neredeyse kes şunu diye bağıracaktım. Ama

 bu doğru olmazdı. Brandon benim arkadaşımdı. Benimle gö-

rüşmekle ilgili geçerli sebepleri vardı. Beni başından savmı-

yordu. Bunu bana yapmazdı.

“Evet. Bunu yapabilirim belki,” dedi sonunda. “Senin

için önemli olduğunu biliyorum.”

“Hem belki sonrasında da dışarı çıkarız. Babamın Mer

cedes’ini kullanmana izin veririm.” Babamın, Mercedes’ini

kesinlikle kimseye kullandırtmamam hakkındaki talimatını

yıkmıştım. Bu çok kötüydü. Arabasına da bir kamera taktır-

mış olmalıydı. Bu çok önemliydi.“Elimden geleni yapacağım.” Güçlü kollarını bana do-

ladı. Vücudu güneş yüzünden ısınmıştı. Bütün yaz boyunca

kollarını vücuduma dolamıştı. O zamanlar erkek arkadaşım

103

Page 102: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 102/311

 Jennifer Echols

olma ihtimalini bile düşünmezken bana dokunması çok ho-

şuma giderdi. Şimdi benim erkek arkadaşımdı ve vücudunun

 bana temas etmesi beni tahrik ediyor olmalıydı.Tam aksine, pazartesi gecesi olduğu gibi tiksindim. Bu-

nun sebebi ilişkimizin henüz çok taze olması ve benim seksle

daha yeni tanışmış olmamdı. Bunun üzerine çalışacaktım.

 Neyse. Elimi kocaman elinin içine alıp bütün parmak-

larımı sırayla tek tek çıtlatmaya başladı. Bunu yazın yap-maya çalıştığında çığlık atıp elimi hemen çekerdim. Şim

diyse hassas bir dönemde olduğum için ondan gelen her türlü

ilgiye olumlu karşılık vermek istediğimden yapmasına izin

verdim. Ama halsizlik ve baş ağrısı yüzünden parmaklanmı

daha fazla çıtlatmasına izin veremedim. Elimi çektim ve bu

kadar kolay bir şekilde elinin içinden kurtulmasına çok şa-şırdım.

104

Page 103: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 103/311

6

“Geç kaldın!” diye seslendi lan yüzme takımı minibü-

sünden içeri adımımı attığımda. Diğer çocuklar da ona eşliketti, “Geç kaldın!”

“Bir dakika.” Saatime baktım, sonra da umurumda de-

ğilmiş gibi güldüm. Takım kaptanı olarak kızlar soyunma

odasmı gözden geçirip kilitlemek benim görevimin bir parça-

sıydı. Keke bugünlük bu görevi benden almayı teklif etmiştiama bu durumda hem koç hem de takım arkadaşlarım benim

iyi olmadığımı düşünebilir bu da takımın moralini olumsuz

etkilerdi. Muslukların kapalı olduğunu ve dolap kapaklarının

kilitlendiğini kontrol ettikten sonra içeriden doğal olarak en

son ben çıkmıştım.Bütün takım Doug’un sürekli gecikiyor olmasından şi-

kâyetçiyken, ben bu durumu dün koça söylemişken, Doug

 beni stadyumda aşağılamışken, bu sabah Doug’un çıkma tek-

lifini reddetmişken, buralarda her gün yaşamadığımız şeyler 

105

Page 104: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 104/311

 Jennifer Echols

yaşamışken her ortaya çıkışımda, bilgisayarımda sürekli oto-

matik açılan uyarı penceresi gibi geç kaldm şakası yapılma-sından sıkılmıştım. Zoey burada = geç kaldın şakası. Geç

kalmayla ilgili yapılan her şaka Doug’a bana olan kızgınlı-

ğını hatırlatıyordu. Şu anda minibüste olmasını beklemiyor-

dum tabii ama birkaç gün boyunca okulda bu şakalara şahit

olmuştu. İçimi delen yeşil gözlerini düşündükçe içim ürpe

riyordu.

Bu düşünceleri kafamdan çıkarıp minibüsün sürgülü ka-

 pısını arkamdan çektim. Tek istediğim takımın arasına karış-

mak, boş bir koltuğa oturmak ve kırk dakikalık Panama City

yolu boyunca elektronik sudokumu oynamaktı. Nerede boş

yer var diye minibüsü bir gözden geçirdim. Genelde hepi-mize yetecek kadar boş koltuk olurdu. Takımdaki herkesle

aram iyi olduğu için Stephanie Wetzel’in yanına oturmak zo-

runda kalmadığım sürece minibüse son binen olmak sorun

değildi. Aslında Stephanie’den hoşlanmamam için hiçbir ge-

çerli sebebim de yoktu. Brandon’ın evinin karşısında oturu-

yordu. Bu da onu arabasıyla okula getirmesi için yeterli bir

sebepti.

On yedi kişilik takım ve şoför koltuğunda koçumuz, mi-

nibüsü doldurduk. İkinci ya da üçüncü sırada bana ayrılmış

 bir koltuk olmalıydı. Ama bugün üç sıra da dolmuştu. Hatta

dolmaktan da öte, kızlar erkeklerin kucağına oturmuş kıkır-dıyorlardı. Arka sıra boştu. Koltuklarda herkesi öne doğru

gönderen ters bir durum olmalıydı. Sorunun ne olduğunu an-

lamak için üçüncü sıranın üzerinden uzanarak arkaya bak

106

Page 105: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 105/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

tim.

Doug.

Bütün koltukları işgal ederek uzanmış, uyukluyordu.

Sakat ayağını sırt çantasının üzerine yerleştirmişti. Koltuk

değnekleri de uzandığı sıranın önünde yerde duruyordu. Bü-

tün takımın, minibüsün arka sırasını tamamen Doug’a bırak-

mış olması, onun yanşamayacak olmasına rağmen sakat

haliyle bugün okula gelmiş olmasına karşılıktı. Doug’dabuderece bir takım ruhu olduğunu görmek de onları şoka sok-

muş olabilirdi.

Ya da onun için endişeleniyorlardı. Mike onu gıdıkla-

yınca Lila bir çığlık attı. Doug sesten hiç etkilenmedi. Göz-

leri ağır gözkapaklannın ve siyah uzun kirpiklerinin arkasına

gizlenmişti.Yaşayıp yaşamadığını kontrol etmişler midir acaba?

Yaşıyordu. Aşırı dozda ilaç da almamıştı. Öyle olmuş

olsaydı ilaç şişesini elinde tutabilmek için kaslarını yönete-

mezdi. Tüm bunlan kendi kendime düşünüyordum ve takım

arkadaşlanmın kalbimin sıkışmasından haberleri yoktu. An-nemin yatak odasına dönerek her şeyi düzeltmeye çalışıyor-

dum. Çantamı sırtımdan çıkardım, Doug’un yanına doğru

çömeldim ve ilaç şişesinin etiketini okumak için başımı uzat-

tım.

“İlacıma dokunursan ölürsün.”

Parlayan gözleri beni minibüsün tavanına çivilemişti. Neyse ki bacaklarımı bulup minibüsün koridoruna

doğru kaçtım. Koç motoru çalıştırmadan ona yetişmem ge-

107

Page 106: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 106/311

 Jennifer Echols

rekiyordu. Doug’la bu sabahki tartışmam henüz çok tazeydi.

Aynı konuyu bütün Panama City yolu boyunca tartışmak zo-

runda kalmak istemiyordum.

Koltuğa yayılmış olan Gabriel’m etrafından dolanıp

şoför koltuğundaki koça ulaştım. Koç, burada doğmuş olma-

sına ve Panama City’ye belki bin kez gitmiş olmasına rağ-

men elindeki haritayı inceliyordu. lan koçun yanındaki kol-

tukta oturuyordu ama kulağında kulaklıklar olduğu için beniduyamazdı. Koça yaklaştım ve kulağına, “Doug’un burada

olmaması gerekiyor,” diye fısıldadım.

“Burada olması gerek. Sakat olmaması gerekiyordu. Bir

dahaki sefere geyiğe çarp.” Koç bana dönerek tek parmağıyla

kâküllerimi alnımın üzerinden yana çekti. Galiba makyajımdüşündüğüm kadar başanlı değildi. Ya da Brandon’ın göre-

mediği şeyleri görebiliyordu. “Senin de burada olmaman ge-

rekiyor.”

“Hayır, olmalıyım.” Dün gece nerelerde olduğumu bul-

mam gerekiyordu. Hem sağlıklı bile olsam benim takıma en

 büyük katkım onlara amigoluk yapmak ve kayıt tutmaktı.Bunu beyin sarsıntısı geçirmiş olarak da yapabilirdim. Muh-

temelen.

Omuzlarını silkti. “Yola çıkmamız gerekiyor. İstersen

Fox’u minibüsten aşağı at, ama sorumluluk tamamen sana

ait. Limanın çevresinde, karanlık bir sokakta babasıyla kar-şılaşmak istemem.” Haritayı Ian’a fırlatmasıyla lan elindeki

sporcu içeceğini etrafa saçarak yerinden sıçradı. Koç minibü-

sü çalıştırdı.

108

Page 107: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 107/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Başka şansım yoktu. Koçun nasıl araba kullandığını bi-

liyordum. Orada öylece kalırsam ön cama yapışıp kafama bir

dikiz aynası daha yiyecektim. “Hazır buradayken arkadaşla-

rıma dünkü partiyle ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Ben

konuşmamı bitirmeden hareket etmeyin tamam mı?” Öne

doğru eğilip beni duyduğundan emin olmak için koçun göz-

lerinin içine baktım.

O da bana baktı. “Nasıl bir partiymiş bu? Kötü şeylermi oldu partide?”

“Sanırım.”

“Neler olduğunu duymak istemiyorum.”

“Kulaklarınızı kapatın.” Koç şaka yollu kulaklarım ka-

 patıp önüne döndüğünde minibüsün içine doğru seslendim,“Beni dinleyebilir misiniz lütfen?”

“Konuşmaaa,” dedi bazı erkekler.

“Evet,” dedim. “Dün gece benimle birlikte partiye gel-

diğiniz için hepinize teşekkür etmek istedim.”

Çocukların kendi aralarındaki konuşmalarından dün ge-

ceye dair bazı ipuçları edinebilirim diye bir süre durakladım.İlk kez minibüste sessizlik vardı. Takımın bütün elemanları

Doug hariç dönmüş bana bakıyor, devam etmemi bekli-

yorlardı.

“Unutulmaz bir partiydi,” diyerek risk aldım.

Geviş getirir gibi çenelerini oynatarak, gözlerini kırp-madan bana bakıyorlardı.

“Ama sonu güzel bitmedi,” diye bitirdim.

“Minibüs çarpmak üzere!” diye bağırdı Connor. “Çabuk 

109

Page 108: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 108/311

 Jennifer Echols

ol Doug, kurtar beni!”

“Minibüs patlıyor Doug! Çıkar beniiii!” diye başka ço

cuklar da katıldı. En son koltuğun arkasından ortaparmağı 

kalkık şekilde Doug’un eli göründü.

Dikkatleri dağılmıştı. “Neyse, partiye katıldığınız için  

hepinize teşekkür ederim.” Gece neler olduğu hakkında bir 

ipucu bulamamıştım. Koçun kulaklarını kapattığı ellerinden 

birini çektim. “İşlem tamam.” Minibüsün koridoruna doğru koltukların arkalarına sıkıca tutunarak ilerlemeye başladım. 

Koçun şoförlüğü bana pek güven vermiyordu. Bunu kanıt- 

larcasına, okulun etrafından hızlı bir şekilde döndü ve ana

yola çıkmak üzereyken sert bir fren yaptı. Ben de dahil ol

mak üzere minibüsteki her şey öne doğru fırladı. Elim tutunduğum koltuğun arkasından kaydı ve zaten çürük olan göğ

sümün çarpmasıyla beraber koltukların arkasının ne kadar 

sert olduğunu anladım. “Siktir!”

“Ne dedin sen?” diye bağırdı Keke ve Lila.

“Zoey!” diye ciyakladı çömez kızlar.

“Önce geç kaldın, şimdi de bu,” diye homurdandı er

kekler.

“Özür dilerim.” Son koltuğa geldiğimde Doug’la yüz 

yüzeydik.

“Bu laflar,” dedi bir kaşı havada. “Senden daha önce hiç 

duymadığım laflar.”“Senin yüzünden oldu.”

“Siktir.”

Tüm yolculuk boyunca yanında oturmak zorunda kal

110

Page 109: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 109/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

mış olmamın verdiği endişeyle ortamı biraz yumuşatmaya 

çalıştım. “Beyin sarsıntısı yüzünden olmalı.”

“Bunu bana sabah neden söylemedin ki? Şimdi her şey  

açıklığa kavuştu.” Karşılık olarak bana imalı bir cümleyle  

saldıracağını bilmeliydim ya da iki. “Ayrıca, bence beynin

deki hasar aslında pazartesi gecesi oluştu, Brandon’la birlikte 

olduğunda.”

Acı çektiğini biliyordum ama bu kadarı da fazlaydı artık. Brandon’la yaşadığım şeyi bu kadar aşağılayamazdı. 

Sinirle ayağımı kaldırmaya çalıştım ama terliğim seneler 

önce dökülmüş kola yüzünden yere yapışmıştı.

“Oooooo,” dedi Connor ve Nate. Koltukların üzerinden 

bize dönmüş kafalarıyla, yolu izleyen bir çift geyik gibi du

ruyorlardı. Yavaşça gözden kaybolduklarında tekrar Doug’la 

yalnız kalmıştık. Diğerlerine nazaran.

Ama Doug gözlerini kapatmıştı. Ben yokmuşum gibi 

davranıyordu.

Ona birkaç saniye daha baktım. Sonra gözlerimi mini

büsün tabanına çevirdim. Oraya oturabilecek kadar cesur muydum? Yerdeki buruşmuş, kaydırmaz plastik kaplamanın 

üzerindeki kâğıt parçaları ve kum taneleri zeminin iki kat 

daha fazla yapışkan olduğunu gösteriyordu. Yere dökülmüş 

kola hafif kalıyordu. Ama beni rahatsız eden şey yerin ya

pışkan olması değil, takım arkadaşlarımın beni o yerde otururken görecek olmalarıydı. Yerde, onların altında, bir çöp  

gibi. Biliyordum ki Doug Fox bana yer açmayacaktı.

“Doug,” dedim. “Kenara kay. Tüm koltuğu böyle kap-

111

Page 110: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 110/311

 Jennifer EchoLs

!

layamazsın.”

“Evet kaplarım,” dedi gözlerini açmadan. “Bacağım şiş 

ve bu yüzden havada tutmak zorundayım. Başım ya da aya

ğım? Seç birini.”

Tereddütle bacağındaki sargıya ve çıplak ayağına bak

tım, ikisi de temiz görünüyorlardı. Yıpranmış terlikleri kol

tuğun altında bir yerlerde olmalıydı. Onun ayağının kucağı

mın üzerinde durması umurumda değildi. Umurumda olan 

yine takım arkadaşlarımın beni o şekilde görmesiydi. Man

tıklı, kendine saygılı hiçbir genç kız böyle bir şeye izin ver

mezdi.

Brandon’ın, Doug’un kaza geçirdiğini duyduğundaki 

tepkisini unutmamıştım. Bizim, acil serviste aşk yaşadığımızı falan mı düşünmüştü? Kıskanmış mıydı? Eğer Doug’un ka

fasını yetmiş kilometre boyunca kucağıma koymasına izin 

verirsem bu Brandon’m kulağına giderdi.

Minibüs çok sert bir fren yaptı.

Kızlar çığlık attılar. İki elimle önümdeki koltuklara tu

tunabildiğim için koridora fırlamamıştım. Doug benim kadar 

şanslı değildi. Bütün vücuduyla koltukların arkasına çarptı 

ve koltuk değneklerinin üzerine, yere düştü.

“Koç!” diye bağırdı herkes.

Koç da “Kahrolası geyik,” diye bağırdı. Aslında kırmızı 

ışıktaydık.“Mesaj alındı,” diye seslendim. “Bu kadar yeter.” Do

ug ’ın doğrulmasına yardım etmek için elimi uzattım. “İyi mi

sin?”

112

Page 111: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 111/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Allahtan ağrı kesici diye bir şey var.” Elimi geri çevirdi 

ama, “Sen iyi misin?” diye sordu.

“Bu sefer iyiyim.”

“Otobana çıkmak üzereyiz. Koç seni öldürmeden otur- 

san iyi edersin.” Doug tekrar koltuğa uzandı. Tamı tamına 

yere düşmeden önceki pozisyonunu almıştı. Geçebilmem  

için çok dar bir aralık vardı.

Yerdeki koltuk değneklerine basmamaya çalışarak baştaki koltuğa doğru ilerledim. Başının olduğu yere ulaştığım

da yavaşça omuzlarından tutarak kaldırdım. Bana direnmedi 

ama yardım da etmedi. Oldukça ağırdı. Koltuğa oturdum, ba

caklarımı altıma aldım ve başını kucağıma koydum.

Şu anda çok ince bir çizgideydim. Brandon’a güvenim  tamdı ama ya gerçekten Stephanie Wetzel onun peşindeyse? 

Brandon’la beni ayırması için onun eline bir koz vermek is

temiyordum.

Diğer yandan da Doug’un beni sevmesini istiyordum. 

Son on iki saatte onu önce baştan çıkarıp sonra başımdan at

mışken artık ne kadar sevebilirse. Benimle ve sorunlarımla 

ilgili çok şey biliyordu. Bana karşı kin besleyerek etrafta do

laşmasına izin veremeyeceğim bir serseri mayın gibiydi. 

Onunla yaralıyken ilgileniyor olmamı herkes anlayışla kar

şılardı. Amacım buydu. Bizim sırrımızı sakladığı sürece hiç 

kimse kaza sonrası veya hastanede yaşadıklarımızı bilemezdi.

Kucağımın üzerindeki başına doğru baktım. Acı çeker 

gibi gözlerini sıkıca kapattı. Bana pek ağrı kesici gibi gel

113

Page 112: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 112/311

 Jennifer Echols

medi bu. “Doug.”

“Zoey,” diye karşılık verdi aynı tonda. Aynı tonda kar

şılık vermesinin altında biraz kinaye vardı.

“İyi misin? Pek iyi görünmüyorsun.”

Küçük iki hareketle dudaklarını yaladı. “O ilaçları al

mak istemedim çünkü bağımlılık yapıyorlar. Bütün bu olan

lardan sonra yüzme bursu almam zaten çok zor. İhtiyacım 

olan son şey ağrı kesici bağımlılığı. Hastaneden de eğer ağrım dayanılmaz olana kadar beklersem ilaçların ağrımı azalt

mayacağını söylemişlerdi.”

“Of.” Bendeki hasar yeterince kötüydü. Doug’un ağrı 

kesici almadan kırık bacakla neler çektiğini sadece hayal 

edebiliyordum.Ellerimi başının iki tarafına yerleştirip şakaklarını ov

maya başladım. Elime ters bir pozisyonda uzanmış olsa da 

tepkileri yerindeydi. Parmaklarıma doğru meyil almış, her 

bastırışımda geriliyor, bırakmamda rahatlıyordu. Sakinleşti. 

Uzun süre masaj yapmaya devam ettim. Cildi çok sıcaktı.

Sonunda yerde duran sırt çantama uzanarak içinden  

elektronik sudokumu aldım. Ciddi sorunlarım vardı fakat şu 

anda hiçbir şey dokuzun tabloda nerede olması gerektiğini 

bulmaktan daha önemli değildi. Dakikalar geçti. Minibüsteki 

konuşmalar yerini sessizliğe bırakmıştı. Otobana ulaşmıştık.

Yatay kutulardaki seçeneklerimi belirlediğimde Doug  içini çekti. Gözlerini açmadan başını bacağımın diğer tarafı

na çevirdi. Sudokuma geri döndüm. Sayıların bulunduğu alan 

boş sayılırdı, beyaz odacıklar içinde beyaz çizgilerle sütun

114

Page 113: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 113/311

lara ayrılmıştı. Tanıdık ve tahmin edilebilir gelmişti. Rahat

ladım ve kumlu ayak parmaklarımı oynattım.

Henüz dikey kutular için tahminlerimi belirlememişken 

tekrar iç çekti. Bu sefer başını çevirirken, uzun siyah saçlarını 

başıyla sert bacak kemiğim arasına yerleştirmek için biraz 

salladı.

Minibüs buz gibiydi. Koç klimayı çalıştırdıktan sonra 

bir daha dokunmamıştı. Yine de, Doug’u uyandırmamak için dikkatli bir şekilde, üzerimdeki yüzme takımı eşofmanını çı

karıp dörde katladım.

Bir elimde eşofman üstü, diğer elim Doug’un kafasının 

arkasında havada kalmış bir şekilde bir an durakladım. Zaten 

minibüsün arka koltuğunu paylaşıyorduk. Kucağıma uzan

mış yatıyordu. Başının altına eşofmanımı koymak onu rahat

latmak adına bir adım daha atmak olurdu. Dün gece yaşadık

larımızın yanında bu yaptığım çok az kalırdı. Yine de kolla

rım karıncalandı ve yüzüm kızardı. İlk kez minibüsteyken  

üzerimde takım eşofmanı olmamasına rağmen mutluydum. 

Beni izleyen birileri var mı diye başımı kaldırıp baktım. Sebepsiz yere bu şekilde kızarmış olmam mümkün değildi.

On dört koltuk yatar durumdaydı. On beş ve on altı da 

benimle ilgilenmiyordu. Mike ve Lila da benim anlamadığım 

bir şekilde, dirseklerini önlerindeki matematik ders kitabına 

dayamışlardı. Matematik ödevlerini yanlarında getirmişlerdi. 

Ben matematik ödevlerimi genelde okulda bitirirdim, hatta 

bazen sırf eğlenmek için ekstra problemler de çözerdim. As

lında Mike, Lila’yla konuşuyordu. Mike asla konuşmazdı ki.

Sarhoştum H atırlamıyorum

115

Page 114: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 114/311

 Jen nifer Echols1

Sonuç olarak hiç kimse bana bakmıyordu.

Doug’un başını yavaşça kaldırıp altına eşofmanımı yer

leştirdim.

Başını bıraktığımda gözleri açıldı. Batan güneşin ışıklan 

minibüsün arka penceresinden yüzümüze vururken etkileyici 

yeşil gözleriyle bana baktı.

Hemen sonra tekrar gitti, başı eşofman yastığın üzerinde 

döndü.Sudokuyu tekrar elime aldım ve devam etmek için ek

ranına dokundum. Şimdi de elimde sert tnr şeyle Doug’un 

yüzüne bu kadar yakın olmak beni rahatsız etmişti. Üzerinde 

olduğumuz US 98 otobanının asfaltı yer yer bozuktu ve daha 

yeni V osvos’umla bacağını yaralamışken bir de elimdeki su- dokuyla burnuna vurmak istemiyordum. Aynı zamanda ona 

dokunuyor olmak da rahatsız ediyordu. Ellerimi koyacak 

başka yer yoktu. Kalçamın altına koydum.

Tekrar Doug’a baktım, uyuşmuş, derin uykudaydı. Yü

zündeki kirli sakal üstdudağmı, çenesini ve yanaklarını kap

lamıştı. Gözleri kapalı, kirpikleri uzun, dudakları uykudan 

yumuşamıştı. Çok yakışıklı bir çocuktu. Dokuzuncu sınıfta 

ıslahevine girmiş olduğuna inanmak zordu ya da onuncu sı

nıfta tarih sınıfının dışında yaptığı kavgadan dolayı ceza al

dığına veya dün akşam stadyumda bana şımarık hanımefen

di diye bağırdığına.Üzerinde kendi takım eşofmanı olmasına rağmen üşü- 

müştü. Kollarını birbirine sıkıca dolamıştı. Eşofmanı belinin 

üzerinde toplanmıştı ve bronzlaşmış, dümdüz kamı ve güzel

116

Page 115: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 115/311

!

göbek deliğinin etrafından başlayıp aşağı doğru inen siyah  

tüyleri ortaya çıkmıştı.Brandon’ın göbek deliğini ve o bölgede sarı tüyleri olup 

olmadığını düşündüm. Onu birçok kez üzerinde tişört olma

dan görmüştüm. Clyde’m Eğlence Parkı’nda standın arka

sında çalışırken sıcak günlerde bazen üzerini çıkarırdı. Bunu 

yapmasına babam izin veriyordu çünkü bu şekilde daha fazla 

dondurma satışı oluyordu. Brandon’ın çıplak göğsüne doku

nalı daha yarım saat bile olmamıştı. Tek aklımda kalan ne 

kadar kaslı, büyük ve bronz olduğuydu. Göbek tüyleri ve de

liği gibi küçük ayrıntıları hatırlamıyordum. Bana özel şeyler  

hissettirmeyen biriyle cinselliğin en uç noktasını yaşamış 

olmam gerçekten garipti.Geçen pazartesi günü seviştiğimizde de üzerinden tişör

tünü çıkarmamıştı. Her zaman, ilk sevişmemin alelade bir an 

olmaması gerektiğini düşünürdüm. Brandon farklı farklı kız

larla o kadar çok seks yapmıştı ki bizim yaşadığımız şey sı

radan statüsüne bile girmemişti.

Ama istediğim seviyeye ulaşacağımızı biliyordum. Da

ha önce bizi hiç sevgili olarak hayal etmemiştim ama bu ya

şadıklarımızdan sonra liseden mezun olana kadar beraber 

olacağımızı hatta FSÜ’den futbol bursunu kazanırsa üniver

sitede de beraberliğimizin devam edeceğini düşünüyordum.

Doug kimseyle beraber değildi. D estin’de okuyan o kız dışında şimdiye kadar kimseye çıkma teklif ettiğini de duy

madım, benim dışımda tabii. Hiç seks yapmış mıdır ondan 

bile şüpheliydim.

Sarhoştum Hatırlamıyorum

117

Page 116: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 116/311

Kontrolüm dışında gözlerim tüylü, düz kamına doğru 

indi. Şortunun altından içindeki iç çamaşırın gri lastiği görünüyordu. Acaba bol çamaşırlardan mı yoksa dar olanlardan 

mıydı diye düşündüm. Ama lastiğinden gerisi karanlıktaydı.

Şu anda kızaran tek yerim yüzüm, karıncalanan tek ye

rim de kollarım değildi. Doug’un çok yakınlarında olduğu 

yerlerim de karıncalanmaya başlamıştı. Peki neden kendimi suçlu hissediyordum? Bunun D oug’la hiçbir ilgisi yoktu. İlk 

kez seks yaptın, sonra beyin sarsıntısı geçildin, tekrar seviş

tiğini düşündüğün sevgilinle aslında sevişmem işsin ve en az 

birkaç gün daha onunla yalnız kalamayacaksın. Bu yersiz ka

rıncalanmanın sebebi bunlar olmalıydı. Kesinlikle, beyin sar

sıntısı.

Nefesim daralarak minibüse döndüm. Minibüs, otoban 

asfaltındaki yamaların üzerinden zıplayarak ilerliyordu. 

Doug yanağını kucağımdaki eşofmanıma doğru bastırdı ama 

uyanmadı.

Bu sırada ikinci sırada arkasını dönmüş bana doğru bakan Stephanie Wetzel’i gördüm. Acaba beni Doug’un ka

sıklarına doğru bakarken ne zamandır izliyordu ve acaba bu 

haber Brandon’m kulağına ne kadar hızlı gidecekti.

 Bakmak, aldatm ak değildir. Brandon bunu bana Clyde’ 

m Eğlence Parkı’ndaki öğle molalarında belki binlerce kez 

söylemişti. Gerçekten beğendiği en son kız arkadaşıyla ilgili 

yaşadığı sorunları anlatmaya gelirdi. Biz konuşurken gözü 

yemek bölümündeki başka bir kızın kalçasına takılırdı ve onu 

dürterek ikiyüzlülük yapmamasını söylerdim. Karşılık olarak

 Jennifer Echols

118

Page 117: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 117/311

Page 118: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 118/311

 Jennifer Echols

lı okulun öğrencileri ve velileri arasında bağırıyor olmamdı. 

Ya da önümdeki havuza konsantre olmak yerine aklımın arkamda yarı uyuklar biçimde uzanmış Doug’da olmasıydı. 

Şimdi iyice başım dönmeye başlamıştı. Diğer kategoriler için 

tezahüratlarıma oturarak devam etmeye karar verdim.

Kaslarımı gerdim. Vücudumu açmak için esnettim. Ya

rışan arkadaşlarımı ben de havuzun içinde onlarla birliktey

mişim gibi yakından izlemeye başladım. Kaslarının çalışma

sını, sonra yanmasını ve yorulmasını, vücutlarının etrafından 

geçen suyu hissedebiliyordum. Yaptıkları süreyi görmeden 

ne kadar hızlı olduklarını söyleyebilirdim. Süreleri not etmi

yordum çünkü ev sahibi okul koça tüm müsabakalardaki ya

rışmacıların sürelerini bir bilgisayar çıktısı olarak verecekti.Saate bakmasam bile hangi turun kişisel rekor olduğunu 

bilirdim. Bunun çok fazla antrenman yaptığım için içimde 

otomatik olarak ortaya çıkan kronometreyle ilgisi yoktu. 

Takım arkadaşlarımın vücutlarını tanıyordum ve ne zaman 

hazır, ne zaman yorgun ya da kafalarının yarışmada olmadı

ğını anlardım. Bu Doug için de geçerliydi. Erkeklerin, 200  

serbestte bitişe ulaşmadan önce Doug’un bu sezon her yarış

mada daha da geliştirdiği kişisel süresinden daha yavaş ol

duğunu biliyordum.

Doug’un bunların hiçbirini izlemediğine bahse girer

dim. Yarışmalar bittiğinde başımın ağrısı tekrar başlamıştı. Aslında çok komikti. Connor ve lan son müsabakada yarı

şırlarken ilk turda başıma bir sancı saplandı. İkinci tura geç

tiklerinde sancının sebebinin, uzun süre gözümü kırpmadan

120

Page 119: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 119/311

onları izlemem  değil   başımın ağrısı olduğunu anladım. 

Üçüncü tura geçtiklerinde golf topu geri gelmişti ve kafatasımın içinde bir o yana bir bu yana çarpıp duruyordu. Dör

düncü tura geçtiklerindeyse gözüm saatimde, buraya geldik

ten sonra içtiğim en son ağrı kesicinin üzerinden dört saat 

geçip geçmediğini hesaplamaya çalışıyordum. Kaç saat geç

tiğini hesaplamak için saatime uzun süre bakmam gerek

mişti. Beyin sarsıntısı geçirenler kesinlikle dijital saat 

kullanmalıydı.

Müsabaka bitti. Puanlar açıklanmadan önce herkes so

nucu biliyordu. Ev sahibi takımın taraftarları tribünlerden at

layıp kazanan takımlarını kutluyorlardı. Biz beş takım ara

sında üçüncü olmuştuk. Normalde takım arkadaşlarımla birlikte soyunma odasına gidip hakemden ve sanki Black Lago- 

on’dan çıkmış bir canavar gibi olan Apalachicola’lı kızdan 

dert yanar, eğer Doug takımda olsaydı yarışmayı kazanaca

ğımızı ya da en azından ikinci olacağımızı söylerdim.

Baş ağrısı beni tribüne çivilemişti. Soyunma odasındaki 

kızların bağrışlarını kaldıramayabilirdim. Bir de üzerine mi

nibüste Mike o müzik grubunun taklidini yapmaya başlarsa 

onu öldürebilirdim.

Diğer okullardan dört uzun çocuk Doug’a seslendi. Ba

na sürtünerek yanımdan geçti ve onlarla konuşmak üzere tri

bünden havuz seviyesine indi. Bacağındaki bandajı işaret 

ettiler. Onlara göstermek için havaya kaldırdı, başını salladı 

ve güldü. Doug’a yenileceklerini düşünerek yarışmaya gel

mişlerdi. Şanslarına inanamıyorlardı. Sakatlığının ne kadar

Sarhoştum H atırlamıyorum

121

Page 120: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 120/311

 Jennifer Echols

süreceğini -aslında bu şanslarının daha ne kadar süreceğini- 

öğrenmek istiyorlardı. Onları duymasam da böyle olduğundan emindim. Sesleri binadaki diğer seslere karışıyordu. Bü

tün kelimeler beş kere yankılanıyordu.

Birden çenemde Doug’un parmağını hissettim. Gözleri

mi görmek için başımı kaldırıyordu. Ne zamandır koltuk 

değneklerine dayanmış bir biçimde önümde durduğu hakkında bir fikrim yoktu. “Bunun için geldim,” dedi. “Sabah, 

adrenalinin etkisiyle iyi hissettiğini ama akşam yıkılacağını 

tahmin etmiştim. Ayrıca tam bir salak olduğun için yarışmaya 

da geleceğinden emindim.”

“Kötü konuşman hoşuma gidiyor.” Söylenmesi gereken 

şey bu değildi. Doug bana benimle ilgilendiğini söylüyordu. 

Beni takip etmek için yarışmaya gelmişti. Doğru cümleleri 

söylemeliydim ve sonra ufak ufak sohbet etmeye başlardık. 

Böylece küçük dünyasında bir insanla iletişim kurabilmiş ol

manın verdiği rahatlıkla minibüsün arkasına uzanıp uykuya 

dalabilirdi. Doğru cümlenin ne olduğunu düşünemedim. “Git ve ağrı kesici al,” dedi bana.

“Yapamam,” diye fısıldadım. “Dört saatin dolmasına 

daha bir saat var.”

“Git-ağrı-kesici-al,” dedi, anneme cevap verdiğimde 

bana karşı kullandığı haşin ses tonuyla.Çeşmenin başında sırt çantamdan ağrı kesici kutusunu 

çıkarıp üç tane aldım. Binanın boyalı dış cephesinin karşı

sında rahatlamıştım. Bir süre önümdeki boşluğa doğru bak

tım. Sonra minibüse doğru giden arkadaşlarımı takip ettim.

122

Page 121: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 121/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Koltuklara dayanarak arkaya doğru ilerledim. Şükürler olsun 

ki arka sıra boştu. Doug’la koltuk için yine tartışacaktık ama neyse ki bu sefer tartışırken koltukta uzanan ben olacaktım. 

Koltuğu benimle paylaşabilirdi. Birkaç yerinin daha ağrıması 

onun için önemli olmamalıydı. Aldığı ağrı kesicinin etkisiyle 

bir rock konserinde bile uyuyabilirdi.

123

Page 122: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 122/311

7

“Zoey! Doug!”

“Ne var?” diye söylendim koltuktan. Başımı hareket et

tirmeden yattığım için koltuğun izi yüzümde çıkmıştı.“Captain Anderson’s!” dedi Keke. Panama City’deki 

Captain Anderson’s benim favori yol üstü restoranlarım- 

dandı. Ama şu anda minibüsten inmemin imkânı yoktu. Baş 

ağrım hafiflemişti ama uykuluydum. Gitmişti bile.

“Siktir,” dedi Doug. Sesi tam arkamdan geliyordu. Ben 

midemin üzerine doğru yatıyordum. O da muhtemelen koltuğun arkasına dönük yatıyordu.

Minibüsün ön kapıları çarptı, yan kapı kayarak kapandı.

İçeriyi bir sessizlik kapladı. Gece olmasına rağmen mi

nibüsün içi klima çalışmıyorken çok sıcak oluyordu. Flo- 

rida’ya hoş geldiniz.

Doug koltuğun birinin arkasına tutunarak beni rahatsız 

etmeden vücudumun üzerinden atladı. Koltuklar boşalmıştı

125

Page 123: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 123/311

 Jenrıifer Echols

ve kendisine ait bir koltuk kapmak istiyordu. Peki. Eriyen 

bir buz kalıbı gibi bütün koltuğa yayıldım. Doug’dan henüz 

boşalan kısmın sıcaklığı erimemi hızlandırıyordu. Rüyaları 

gerçeklerden daha güzeldi.

Önce bir gıcırtı sonrasında da gümleme sesi geldi. Pen

cereleri açıyordu.

Yan tarafıma tekrar yerleştiğinde koltuğun dolgu mal

zemesi çöktü. Bu da ona dönmesi için fırsat verdi. Takım minibüse döndüğünde yine benim yanıma yatmak zorunda 

kalacaktı. Eğer o da benim kadar kötüyse rfTuhtemelen müm

kün olduğu kadar az yer değiştirmek istiyordu.

Onunla ilgili rüyalarıma tekrar döndüm. Dizinin baldır

larıma değmesine engel olamıyordu muhtemelen.

“Zoey,” dedi Vosvos’un içine doğru uzanırken. Beni dı

şarıya çıkarıp çimenlerin üzerine doğru taşıdı. Arkamızdan 

araba patladı. Geyik uzaklara kaçmış, ağaçların arasından 

bize doğru bakıyordu. Şok dalgası her ne kadar iri ve güçlü  

bir vücudu olsa da Doug’u da savurdu. Havada dönerek uy

gun bir düşme pozisyonu aldı ve böylece ben de yumuşakça onun üzerine düştüm.

“Özür dilerim Doug,” diye mırıldandım.

“Senin bir hatan yok,” diye fısıldadı. “Sus şimdi hadi.” 

Dizini kaşıklanma doğru bastırdı. Diliyle dudaklarımı ara

larken diziyle de bacaklarımı araladı. Hafifçe yağan yağmu

run altında beni sertçe öptü. Titredim.

Page 124: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 124/311

Page 125: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 125/311

 Jennifer Echols

koltuk değneklerinin uçlarını dikkatlice kaldırıma yerleştire

rek kendini dışarı aldı. Düştüğünü görmedim ama bağırışını 

duydum, “Siktir!”

“Zoey, arkadaşım,” diye seslendi Keke. “Geceyi Lila ve 

benimle geçiriyorsun ki gözümüz üzerinde olsun.”

Gabriel üçlü lezbiyen ilişkiyle ilgili bir şeyler söyledi. 

Lila ona tokat atmak için iki sıra arkaya uzandı. Minibüste 

kalan herkes onları izliyordu. Mike dışında herkes. Tam önümde eşyalarını çantasına koyup kapıya yöneldi.

Arkasını döndüğünde doğruca bana "baktı. Minibüsten 

çıkarken öylesine etrafa baktığını düşünmem için gözlerini 

hemen başka yere çevirdi.

Ama onu yakalamıştım. Yüzü kızarmıştı. Kaza sonrası 

Doug’a yaptıklarıma şahit olmuştu. Brandon’la bir ilişkim  

varken böyle bir şey yapmış olmam onu utandırmış olabilir

di.

Ya da Doug ona gelip, olanlar hakkında Brandon da da

hil olmak üzere herkese yalan söylemesi gerektiğini söyle

diği için kızgındı.Ya da... ona kazayla ilgili bir şeyler sormama izin ver

meden benden önce minibüsten çıkmak istemişti. Benim bil

mediğim bir şeyler biliyormuş gibiydi.

“Hadii.” Kolumdan çekti Lila.

“Sizinle kalamam,” diye homurdandım. “Babam evde 

beni bekliyor.”

“Doug, babanın gittiğini, annenin de şehir dışında oldu

ğunu söyledi. Gözümüz üzerinde olmalı,” diye ısrar etti.

128

Page 126: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 126/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 Annenin şehir dışında olduğunu. Bu tabire gülmüştüm. 

En azından Doug ağzındaki baklayı çıkarmamıştı. Okuldan 

başka kimse bilmediği sürece hiç olmamış gibi davranabilir

dim.

“Babam benim evde olmamı bekliyor,” diye tekrarla

dım. “Beni denetlemek için çeşitli yöntemleri var.”

“Ara onu,” dedi Lila. “Eğer sana inanmazsa anneme onu 

arattırırız.”İki elimi kaldırarak bu fikri geri çevirdim. Eğer anneleri 

annemin de babamın da burada olmadığını öğrenirse beni 

Çocuk Koruma Servisi’ne teslim ederdi.

“O zaman ona sadece bir e-posta atıp ne yaptığını ve ne

den yaptığını anlat,” dedi Lila. “Al benim telefonumdan yaz. Bir de nasıl göründüğünü anlaması için fotoğrafım çeke

riz...”

“Kullanılmış,” dedi Keke.

Lila’nın telefonunu elime aldım, babamın e-posta adre

sinin mesaj kısmına,  Boku yedim ! yazıp ona geri verdim.

“Zoey!” diye çığlık attı.

Keke, Lila’nın elinden telefonu alarak ekrana baktı. 

“Kendi kendini cezalandırtacaksın. Bir daha Brandon’la ara

ba parkına gitmek yok.” Bu arada başparmağıyla sürekli bir 

tuşa basıyordu. Silme tuşu.

“Yeri gelmişken,” diye mırıldandım. “Sizce kimse Doug ve benimle ilgili yanlış şeyler düşünmüş müdür?”

Bana boş boş baktılar. Lila hızla, “Ne gibi?” diye sordu.

“Stephanie Wetzel’in Brandon’a yetiştireceği bir şey

129

Page 127: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 127/311

 Jennifer Echols

gibi.”

Keke hızla, “Yani...?” dedi.

“Yani Doug ve benim seviştiğimizi falan.”

“Seviştiniz mi?” diye çığlık attı Lila.

“Hayır!” diye karşılık verdim ben de kulaklarımı kapa

tarak.

Lila gülme krizine girdi. “Sen ve Doug? Bu çok alaka

sız!”Keke sevgiyle dirseğimi dürttü. “Hayır, hiç kimse ar

kada D oug’la bir şeyler karıştırdığını düşünmedi. Sen başını 

bizim düşündüğümüzden de sert çarpmışsın.”

Ben hep sahilde yaşamıştım. Yani sahilde derken tele

vizyonu kapatıp pencereyi açtığım zaman dalga seslerini du

yabileceğim mesafede. Bütün arkadaşlarım, Keke ve Lila da 

dahil olmak üzere herkes çoğunlukla şehir merkezinde otu

ruyordu ama ben asla buralardan ayrılmayı düşünmedim.Normal uyanma saatimde koltuktaki yatağımdan kalk

tım. Saat biraz erkendi. Hafta sonu öğlene kadar uyuduklarını 

söyleyen diğer gençlere göre oldukça erkendi. Bunu hiç an

layamamıştım. Yapmam gereken ödevler, okumam gereken 

kitaplar ve işlemem gereken bilgiler vardı. Keke ve Lila’mn küçük kardeşleri bile çizgi film izlemeye kalkmamıştı.

Başımın ağrısı ağrı kesici almam için yeterli seviyedey

di ama dikkatlice hareket ettirdiğimde idare edebiliyordum.

130

Page 128: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 128/311

I

Yavaş yavaş normale dönüyordum. Yani normal rutinime 

yaklaşmıştım. Rutin önemliydi. Annem kendini öldürmeye 

çalıştığında hayatımdaki rutin bana hâlâ çok normal bir ha

yatım olduğunu hatırlatıyordu. Babamın evinde yataktan kal

kar kalkmaz yaptığım ilk şey balkon kapısını açmak ve ok

yanusu izleyerek havayı içime çekmek oluyordu. Burada, yü

zümdeki Lego parçalarını aldıktan sonra odanın kapısını aça

rak arka bahçeye çıkmıştım.Buraya çok gelmiştim. Evlerinin hangi yöne baktığını 

biliyor olmalıydım. Fakat burası da Brandon’ların mahalle

sinden daha sakin ama orası gibi karmaşıktı. Yollar dik git

mek yerine kıvrılarak gidiyordu. Buraya gelirken hep kafam 

karışırdı. Ayrıca bu sabah gökyüzünü kış gelmiş gibi alçak gri bulutlar kaplamıştı. Doğunun ne taraf olduğunu anlaya

bilmem için güneş de yoktu ortalarda. Güney ve dolayısıyla 

okyanus ne taraftaydı hiçbir fikrim yoktu.

Hızla evin önündeki bahçeye dolandığımda tam çığlık 

atacaktım ki elimle ağzımı kapattım. Ne tarafta olduğum  

hakkında hiçbir fikrim yoktu. Paniklememek için nefesimi 

tuttum. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Gözümden yaş

lar süzüldü.

Sonunda eve döndüm. Keke ve Lila’nın küçük kardeş

lerinden biri evin girişinde üzerinde Süpermen tulumu, ko

lunun altında pembe bir fil bana doğru bakıyordu. Bir Büyük İnsan’m delirdiğini izlerken ne hissettiğini tahmin edebili

yordum.

Burnumu çektim ve gözlerimi kurulamak için elimle

Sarhoştum Hatırlamıyorum

131

Page 129: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 129/311

 Jennifer Echols

hızlıca ovdum. “Günaydın!” diye seslendim. “Bir şeyimi 

kaybettiğimi fark ettim de. Ama meraklanma bulacağım.”

Süpermen temkinli gözlerle bana bakıyordu.

“Ben kahvaltı hazırlarken yardım etmek ister misin?” 

dedim Keke’nin coşkusunu taklit etmeye çalışarak.

Bu değişken halim aklını başından almıştı. Derken mut

fakta aramıza bir prenses tulumlu katıldı. Sonunda sanki on, 

on beş çocuk gibi duran minikler için kahvaltıyı hazırladım. Çocukları severdim.

Clyde’m Eğlence Parkı’nda doğum günü partileri dü

zenlerdim ve tabii ki bir cankurtaran olarak bütün gün ço

cukları izlerdim. Ama Clyde’ın Eğlence Parkı’nda dikkatle

rini çekmek istediğimde bir düdük çalmam yeterli oluyordu. 

Onlara başımla işaret ederdim ve beni dinlerlerdi. Çünkü yü

zümdeki sert ifade ve gözlüğün arkasına saklanmış gözlerim  

onlara ürkütücü gelirdi.

Buna karşılık bu çocuklar “Yapma,” demenin ne anlama 

geldiğini bilmiyorlardı. Mutfağın zemininden yere dökülen 

unları temizlerken bir yandan da kaygıyla yakın zamanda doğacak olan üvey kardeşimi düşündüm. Doğum tarihi Sevgili

ler Günü’ne denk geliyordu.

Sonra çocuklara kısık sesimle biraz kitap okudum. Ama 

daha fazla devam edemeyecektim. Eve dönmek istedim. Tu

valet malzemelerim yanımda değildi ve Keke ile Lila’nm kıyafetlerini giyemeyecek kadar uzundum.

Bundan da öte, bana ne olduğunu bulmak istiyordum. 

Bunun için de kaza yaptığım yere gitmem gerekiyordu.

132

Page 130: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 130/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Annen, M ike’a dava açacak mı?” diye sordu Keke. Ar

kadaşlarım bütün avukatları aynı kefeye koyar ve onların 

üzerinden espri yaparlardı. Sürekli annemin insanları dava 

edip etmeyeceğini sorup dururlardı. Annem sadece bir avukat 

değil kamu avukatıydı. Şimdiye kadar hiç kimseye dava aç

mamıştı, ancak şımarık kızların senelerce okula gidip sonra

sında bu kadar az paraya çalışmayı seçeceğini söyleyen ba

bam hariç. Keke’nin bu sorusu hoşuma gitmişti. Annemin 

hâlâ çalıştığını düşünüyor demekti. Haberler henüz yayılma

mıştı.

“Hayır, kazada Mike’ın hatası yoktu,” dedim. “Ya da benim. Annem hazır izler hâlâ oradayken gidip bazı ölçümler 

yapmamı istedi. Sigortadan daha fazla para alabilme ihtima

limiz var.” Dün bana göz kulak olan ve şu anda da bana yar

dım etmeye çalışan arkadaşlarıma yalan söylüyor olmaktan 

nefret ediyordum. Ama çaresizdim.

Yoldaki lastik izlerini gördüğümde Lila ve Keke’nin 

Datsun’ım yolun kenarına park ettim. Eczaneden aldığımız, 

üzerinde LİSE YÜZME TAKIMI BAĞIŞ TOPLAMA ETKİNLİ

Ğİ yazan kartonları çıkardık. Para toplamak gibi bir amacım 

yoktu. Bu işaretler arabaları yavaşlatacak, ben araştırmamı 

yaparken beni ezmelerini engelleyecekti. Keke’yi Datsun’ın 

yanında bıraktık. Lila bu taraftaki trafiği kesmek için yüz 

metre kadar aşağı fırladı.

Ben de arkasından, sarsılmış olan beynimi daha fazla

133

Page 131: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 131/311

;

yerinden oynatmamak için daha yavaş gidiyordum. Şimdiye 

kadar milyon kez üzerinden arabayla geçtiğim bir yolda yürüyor olmak çok garip bir duyguydu. Kokular çok farklıydı, 

erimiş asfalt ve kuru ot. Sesler de çok farklıydı: Uzun çimen

ler içinde ilerleyen terliğimin hışırtısı, kuşların cıvıltısı, bö

ceklerin vızıltısı, rüzgârın uğultusu ve bir çatırtı. Aşağı bak

tım. Ayağımın altında benim Vosvos’umun kırılan farlarının 

camları vardı. Ya da Mike’ın Miata’smm. Soru buydu. Yolda

ki lastik izlerine ulaştım. ^

Yola çıkmadan önce sağımı ve solumu kontrol ettim. 

Lila elinde tabelayla yerindeydi. Keke bir kamyoneti durdur

muştu bile. Lastik izlerini, kesiştikleri yere kadar takip ettim. 

İzler çok uzun değillerdi. Mike da ben de şaşırmıştık. Karanlıkta ve yoğun yağmurda yolu pek iyi göremiyorduk ve bir

den önümüzde nereden çıktığım anlayamadığımız bir geyik 

görmüştük.

Bu şekilde olmuş olmalıydı. Kafamda kurduklarım bun

lardı. Hafızamsa dün sabah uyandığımdaki gibi boştu. Do

ug’la başlıyor Doug’la bitiyordu.

Arkamdan esmeye başlayan serin rüzgar atkuyruğu sa

çımı omzumun üstünden savurdu. Hava her zamanki gibi sı

caktı ama bu serin rüzgâr içimi ürpertmişti. Gri bulutları bir

birine karıştırarak türbülansa sebep oldu ve kasabadaki ma

sum havanın bozulacağı izlenimini veriyordu. Büyücü filmlerinde karışan bulutlar sonucunda pek hayırlı şeyler olmu

yordu.

Yine kendi kendimi korkutuyordum.

 Jennifer Echols

134

Page 132: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 132/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Cebimden Keke’nin babasının demir metresini çıkar

dım. Metrenin bir ucunu fren izlerinin birinin başlangıcına 

koydum, iz boyunca ilerledim ve sona erdiği noktada metreyi 

yere indirdim. Tam yüz elli üç santimetreydi. Bu Brandon’ın 

evinin tarafından gelen arabanın iziydi. Eve döndüğümde 

yüz elli üç santimetre olan araba benim Vosvos’um mu yoksa 

Miata mı diye internetten bakacaktım. Sonucunda da hangi 

yönden geldiğimi bulacaktım. Bu kadar basit.

Verileri kesinleştirmek için metrenin ucunu bu sefer 

diğer fren izinin bittiği yere koydum ve izin başladığı nok

taya kadar ölçtüm. Bu da sahil tarafından gelen arabaydı.

Yüz elli üç santimetre. Her iki araba da aynı uzunluk

taydı.“Lanet olsun.” İçimi bir panik kapladı ve kalbim göğüs 

kafesimden dışarı fırlayacak gibi çarpmaya başladı. Kendi 

kendime  sakin ol  dedim, sakin ol. Lila ve Keke’nin önünde 

şalterim atamazdı. Bana o gece neler olduğunu anlamam için 

farklı bir yol bulmalıydım, hayatım ancak o zaman tekrar dü

zene girecekti. Kendi kendime bunları söylüyordum fakat 

kalbim yavaşlamak yerine gittikçe hızlanıyordu. Hava hâlâ 

kapalıydı, yolun kuzeyi de güneyi de aynı görünüyordu ve 

ben kafayı yemek üzereydim ki dikkatim Keke’nin kamyo

nete doğru bağırmasıyla dağıldı. Kalp atışlarım yavaşlıyordu.

Bu mesafeden Keke’nin kamyonetin içindekilere ne söylediğini duyamıyordum ama elindeki pankartı ve kutuyu 

kamyonete doğru salladığını görebiliyordum. Sonra pankart

la para toplama kutusunu bagaja fırlattı ve arkasından kendisi

135

Page 133: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 133/311

 Jennifer Echols

atladı. O anda Lila ve Keke’nin kardeşleriyle ortak yanlarını 

gördüm, irsi bir durumdu ve yapabilecekleri bir şey yoktu. 

Verilen talimatlara uymakta pek iyi değillerdi, ben size söy

leyene kadar ellerinizdeki pankartları ve kutuları sakın bırak

mayın dediğim gibi. Kamyonet muhtemelen yakışıklı çocuk

larla doluydu.

Beklediğim gibi, kamyonet yaklaştıkça içeridekilerin 

Memur Fox ve yolcu koltuğunda da Doug’un olduğunu gördüm. Kalp atışlarım tekrar hızlandı.

Metal metreyi toplamaya başladım. Bacağıma çarparak 

yerine geri sarıldı. Sonra sanki yakalanmamışım gibi arka 

cebime koydum.

“Basıldık!” diye bağırdı Keke kamyonet Datsun’m önü

ne park ederken. Doug yolcu kapısını açtı ve önden koltuk 

değneklerini çıkararak dışarı çıktı.

Üzerinden kamyonetin içindeki Memur Fox’a “Sokakta 

bağış toplamak yasalara aykırı değil,” diye bağırdım.

“Ama bunu otoyolda yapmak güvenli değil,” diye cevap 

verdi Memur Fox. “Ama haklısın, aptallık suç değil. Eğer suç olsaydı bu kasabanın yarısı hapiste olurdu. Özellikle de 

Doug ölüm cezası alırdı. Fley...” Memur kendisine doğru 

uzanan Doug’dan kurtulmak için kamyoneti çalışır halde bı

rakıp kendini kapıdan dışarı, yolun ortasına attı.

Doug vazgeçti, yolcu kapısını çarptı ve hafif zıplayarak 

koltuk değneklerine yerleşti. “Ne yapıyorsunuz burada?” di

ye sordu tatlı ve alaycı bir ses tonuyla sanki metreyi görme

miş gibi.

136

Page 134: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 134/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Biraz temiz hava alıyoruz,” dedim. Arkamdan esen  

rüzgar saçımı önüme attı. Elimle düzelttim. “Keke ve Li- 

la’nın evindeydik. On, on beş kadar kardeşleri var.”

“Üç kardeşimiz var bizim,” diye bağırdı Keke kamyo

netin bagajından Lila’yı almaya giderlerken.

“Daha fazlaymış gibi duruyor,” diye geri bağırdım. Geri 

geri giden kamyonete ve Keke’nin Memur Fox’un camına 

vuruşuna baktığım için D oug’la göz göze gelmemiştik. Ona 

Keke’ye beni dün gece evlerine götürmeleri konusunda ısrar 

ettiği için teşekkür etmeliydim. Ona teşekkür etmedim çünkü 

son zamanlarım ona teşekkür etmek, ondan özür dilemek ve  

benim arkamdan annemin hayatını mahvetmiyor olmasını 

ummakla geçiyordu. Birbirimizden köşe bucak kaçtığımız o okulun ilk günlerine dönebilmeyi çok isterdim. Bana stad

yumda şımarık hanımefendi diye bağırmadan önceye. Çi

menlerin üzerinde ona sarılmaktan hoşlandığımı öğrenmeden 

önceye. Onun nasıl koktuğunu öğrenmemden önceye.

Çünkü şimdi rüzgâr etrafımızda bir tur attı ve vücudun

dan gelen klor ve okyanus kokusu beni benden aldı.

Dudaklarıma doğru uzandı. Ne amaçladığını anlamadı

ğım için pozisyonumu bozmadan sabit durdum ve yanağımın 

yanında görüş alanımın biraz dışında ağır ağır hareket eden 

eline tepki vermedim. Serçeparmağıyla, az önce rüzgârın ağ

zımın içine uçurduğu saçlarımı kenara çekti. Parmağı, do

kunduğu yerlerin arkasında ateşten bir iz bırakıyordu.

Sonra elini çekti ve beni ne hale getirdiğine bakıp sırıttı. 

En azından öyle görünüyordu. Sıcağı altında, serin rüzgâr

137

Page 135: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 135/311

 Jennifer Echols

eserken koltuk değnekleriyle her zamankinden daha uzun du

ruyordu. Etkileyici yeşil gözleriyle yukarıdan aşağıya beni 

süzdü. “Biraz cila ister misin?”

“Cila mı? Nerede?” diyerek etrafa bakındım. Keke ve 

Lila artık yolu tutmuyorlardı ve her an bir araba yoldan çıkıp 

bizi ezebilirdi.

Doug ıslık çaldı ve dikkatimi çekmek için elini gözü

mün önüne getirdi. “Cila. Tüm gece içtiklerinin üzerine bir Bloody Mary. Tekrar aynını yaparsan benim üzerimden ge

çebilirsin.”

Gözlerimle, koltuk değneği düşmesin diye eliyle yaka

lamasını izledim. Gece içki içtiğimizi mi söylemek istiyor

du? Ben içmedim. Doug da yarışma öncesi olduğu için iç

medi. Mike içti. O da kazadan önce içmiş olamazdı, öyle olsa  

Mike’ın Miata’sım Doug kullanıyor olurdu.

Doug parmaklarıyla, kullanılmış koltuk değneğinin 

tutma yerini sıvazladı. Gözlerim büyük ellerinden geniş bi

leklerine, oradan da bu vücudu suyun üzerinde çekmek için 

ihtiyaç duyduğu güçlü koluna çıktı. Sonunda mecazi konuştuğunu anladım.

Tepkiyle, “Senin üzerinden geçmek gibi bir niyetim  

yok,” diye bağırdım. Söylemek istediğimden daha sert çık

mıştı sesim çünkü yalan söylüyordum. Aman Tanrım, yine 

yalan söylüyordum. Şu anda kafam çok karışık ama buna bir son vermeliyim artık. “Brandon’la birlikte olmaktan mutlu

yum. Ben buradayken senin de bu yoldan geçeceğini bilmi

yordum. Nereden bilebilirdim ki?”

138

Page 136: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 136/311

Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Kafasını yavaşça 

yana yatırdı. “Kazanın üzerinden geçmeni kastetmiştim.” 

“Doğru!” Yüzümün kızarıklığını gizlemek için yoldaki 

fren izlerine doğru döndüm. Bunu arkadaşlarımızın içinde 

beni utandırmak için kullanabilirdi. Yalnızken bile yeterince 

utanmıştım. Zoey aksi için yemin etse de benden hoşlanıyor. 

Zoey kasıklarındaki dizimle ilgili fantezi kuruyor.

Mucizevi bir şekilde konunun üzerine gitmek yerine bana bir kaçış noktası sundu. “Biz de ağabeyimle birlikte araba 

hurdalığına Vosvos’un ve Miata’nın enkazına bakmaya gidi

yorduk.” Arkama doğru dolandı. Arka cebime bakarak, “Ya

nıma metre almadım ama.”

Omzunun üzerinden yola doğru baktım. Uzakta Lila, pankartla kutuyu yere bırakmış elleri belinde kamyonetin 

içindeki Memur Fox’la tartışıyordu. Bir an önce tartışmayı 

kesip buraya gelmesini, beni bu konuşmadan ve bu yakışıklı, 

rahatsız edici, zeki çocuktan kurtarmasını diliyordum. Rüz

gâr pankartı yamaçtan aşağıya uçurdu. Lila, Memur Fox’la 

tartışmayı keserek pankartın arkasından koşmaya başladı. 

Oradan yardım gelmiyordu.

“Ben...” dedim hızlıca düşünürken.

Doug bir kaşını havaya kaldırdı.

“Benim aklım, olanlar hakkında hâlâ biraz karışık. Kaza 

saat kaçta olmuştu?”Bunu sormamam gerektiğini şüpheli bakışlarından an

lamıştım. “İki buçuk gibi,” dedi.

Bunu sormakla hem onu şüphelendirmiştim hem de hiç

Sarhoştum Hatırlamıyorum

139

Page 137: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 137/311

 Jennifer Echols

bir bilgi edinememiştim. Annemle birlikte yaşarken her dı

şarı çıkışımda detaylı şekilde konuşurduk, ne yapacağım, nerede olacağım, hangi arkadaşlarla olacağım gibi. Hatta bazen 

şaka yollu bütün bunları bir kâğıda yazar, kontrat gibi imza

layıp anneme verirdim.

Ama eve saat kaçta geldiğim babamın umurunda de

ğildi. Saat iki buçukta burada kaza yaptığımda eve doğru da 

gidiyor olabilirdim, Brandon’ın evine doğru da. Ya da başka 

bir yere. ^

Nereye?

Memur Fox, Lila’yı da alıp bize doğru geliyordu. Hız

lıca bir soru daha sorup eğer yine Doug’un kaşı havaya kal

karsa kaçabilirdim. Ona sürtünerek yanından geçtim ve fren izlerinin birine doğru yürüdüm. Omzumun üzerinden, “Yani, 

bu yöne doğru gidiyordum. Derken, aniden...” Kollarımı 

açtım. “Geyik faciası. Doğru mu?” Sırıtarak ona doğru dön

düm.

Ah. Kaşı kalkmıştı. “Hangi yöne doğru gittiğini hatır

lamıyor musun?”

Böylece tekrar şüphelenmesini sağlamıştım. En azından 

artık ne yöne doğru gittiğimi biliyordum. Kuzeye, Bran

don’ın evine doğru.

Ya da? Belki de Doug hatalı olduğumu söylemek iste

memişti. Sadece sorumun ne kadar garip olduğunu kastetmişti. Gecenin tamamını hatırlamadığımı anlamasına az kal

mıştı.

Kamyonet yanımıza gelip biraz ileriye park etti. Rüzgâ

140

Page 138: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 138/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

rıyla havaya kalkan kumlardan korunmak için gözlerimi ka

pattım.

Kamyonetin arkasından Lila’nın sesi yükseldi, “Şimdi 

yüzme takımının District seyahati için hiç para toplama şan

sımız kalmadı!”

“Burada kandırabileceğin kimse yok,” dedi Doug Li- 

la’ya.

“Oh, evet.” Lila ve Keke kamyonetten aşağı inerek ellerindeki pankartlar ve kutularla bu rüzgârda zor da olsa Da- 

tun’a doğru koştular.

Ben de onlara katıldım. Keke sürücü koltuğuna oturma

dan önce koltuğunu öne doğru ittim ve yoğun bir şekilde ya

pıştırıcı kokan arka koltuğa kendimi attım. Doug’a bir veda borçluydum ama belki bu sürpriz kaçışımla saçma sorularım 

aklından çıkardı.

Şansım yoktu. Bize yetişti ve Keke penceresini açana 

kadar cama vurdu. Oldukça eski bir Datsun’dı. “Zoey,” dedi 

Keke’nin yanından kafasını uzatıp direkt bana bakarak. 

“Hangi yöne doğru gittiğini hatırlamıyor musun?”Onun görüş açısından çıkarak Lila ve Keke’nin koltuk

larının arasına doğru eğildim ve “Memur Fox bizi tutuklama

dan bas gaza Keke,” dedim.

“Hani bu yaptığımız yasadışı değildi?!” diye inledi. 

“Annen bir avukat!”“Belki biraz yasadışı olabilir,” diye itiraf ettim. Keke  

çoktan yola fırlamak için gazı köklemişti.

Doug akıllıca yolumuzdan çekilmişti. Keke ve Lila baş

141

Page 139: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 139/311

 Jennifer Echols

larını belaya soktuğum için bana saydırırlarken bir yandan 

da kazanın benim beynime gerçekten hasar verdiğini söylü

yorlardı. Onlar bağırırken ben arabanın arka camından Do- 

ug’ın bizim gidişimizi izlemesine bakıyordum.

Yarın okulda bunu bana tekrar sorarsa her şeyi uygun 

bir dille reddetmeliydim ve arkadaşlığımızın mesafesini ko

rumalıydım ki bana bozulup kazadan sonra yaşadıklarımızı 

saklamaya devam etsin. Ya da annemin hikâyesini.Bu arada babamın evine dönmeliydim ve okyanusta 

uzun uzun yüzmeliydim. Akıntıya karşı yüzmek gücümü ye

rine getirip daha iyi düşünmeme yardım edecekti. Neler ya

şadığımı bulmaya dair planımın bir sonraki parçası kumsal

dan denize girmek ve babamın evi küçülerek gözden kaybolana kadar açılmaktı. Tıpkı şimdi otoyolda Doug’un, elinde 

koltuk değnekleriyle yeşil gözleri görünmez oluncaya kadar 

küçülmesi gibi.

142

Page 140: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 140/311

Takımımdaki üç çıtır “Zoey!” diye hep bir ağızdan çığ

lık attı, aynı anda da koç “Kaptan!” diye bağırdı. Sonra suya daldım.

Atlamam gereken zamandan önce atladığımı biliyor

dum. Suya atlama, takım yarışında çok büyük bir öneme sa

hipti. Hızlı yüzmek ve kondisyon da önemliydi ama kesinlik

le benden önceki yüzücü benim üzerinde beklediğim bloğa  

dokunmadan önce suya atlamamam gerekiyordu. Eğer atlar

sam sadece kendimi değil, benimle birlikte takımdaki diğer 

üç yüzücüyü de harcamış olurdum.

Hızla suyun üzerine çıktım, böylece benim hakkımda 

kötü şeyler söylemek için takımın az zamanı kalmıştı. Step- 

hanie’yi “Bir daha asla!” derken yakalamıştım. Hızlıca havuzun kenarına kadar yüzdüm ve tutunarak koçun söylen

mesini bekledim.

Ne söylendi ne de benimle konuşmak için aşağı eğildi.

143

Page 141: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 141/311

 Jennifer Echols

“Kurulan, Kaptan,” diye bağırdı. Sanki tartışmamız bitmiş 

gibi.

“Koç!” diye inledim. “İyiyim ben. Bir daha yapamaya

cağım.”

“Peş peşe üç kez yaptın,” diye lafa girdi Stephanie. 

Bone ve yüzme gözlükleri hiç kimseyi daha güzel göstermi

yordu ama havuzdan çıkıp akşam güneşinde kurumak için 

tribüne otururken ben Stephanie’nin tam bir dört göz ve 

deniz mahlukatı olduğunu düşündüm.

Yüzme antrenmanı okulun son dersinde başlayıp okul 

dağıldıktan bir buçuk saat sonra bitiyordu. Başlarda çok iyiy

dim. Başım da beni rahatsız etmiyordu. Önlem olarak her 

dört saatte bir ağrı kesici alıyordum, önerilen dozaj da buydu zaten. Belki koç birkaç dakika sonra beni tekrar suya sokardı.

Çünkü ancak şu anda odaklanabilmiştim. Doug’un an

trenmana gelmeyeceği şimdi kesinleşmişti. Bu sabah İngi

lizce dersinde yoktu. Bir saat boyunca, acaba okula bugün 

hiç gelmeyecek ve kazayla ilgili karanlık bir gün daha geçir

mek durumunda kalacağım diye çok korktum. Bacağına mı 

bir şey olmuştu acaba? Kangren?

Biyoloji dersinde ortaya çıktı. Doktora gitmiş, bacağın

daki bandajı çıkartıp alçıya almışlardı. Sınıfa girdiğini fark 

etmemek imkânsızdı. Güçlü çocuğun çöküşüyle yükselen 

zayıf çocuklar ıslıklar çalarak sarmalamışlardı etrafını. Bunun için hepsini yumrukladığı düşüncesi geçti aklımdan, on

ların da geçmiş midir diye düşündüm. İki sene önce tarih 

sınıfının dışında o çocuğu neden dövdüğü ve ceza aldığı hak

144

Page 142: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 142/311

Page 143: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 143/311

 Jennifer Echols

“Zoey!” diye bağırdı telefonda. Yerimden sıçradım. “İyi 

misin?”

“Evet evet, iyiyim,” dedim. “İyi olmadığımı mı düşün

dün?” Benim onun için kaygılandığım kadar o da benim için  

kaygılanmış gibiydi. Doug hiç kimseyi bu kadar umursa

mazdı.

Telefondan, dışarı verdiği uzun nefes yüzünden statik 

bir ses çıktı. “Aramanı beklemiyordum.”“İyi olduğundan emin olmak istedim,” dedim. “Antren

mana gelmedin.”

“Ah, yüzme antrenmanı.” Alaycı ses tekrar dönmüştü. 

“Beni bilirsin. Normalde takım arkadaşlarıma destek olmamı 

hiçbir şey engelleyemez. Ama babamın bu akşam bir grubu 

var ve benim de paraya ihtiyacım var. Bir gün üniversiteye 

gitme hayallerim tamamen sona ermedi. Bekle bir saniye.” 

Statik ses artmıştı. Elini telefonun üzerine kapatmış, bir şey

ler homurdanıyordu. Geri döndü. “Kapatmalıyım şimdi. Bir 

kılıçbalığmı tekneye almaya çalışıyoruz.”

“Seni kötü halde görmeyelim diye bu sezon antrenmanlara gelmeyecek misin artık?”

Arka planda bir adamın bağırma sesi geldi, “Doug! 

Biraz yardım!”

Doug bana cevap vermeyince, telefonu kapatmasına izin 

vermeden devam ettim. “Aşırı tepki gösteriyorsun. Tamam, bacağının altı hafta alçıda kalacak olması seni geri düşürecek 

ama sen zaten takımın çok ilerisindeydin. Üniversitenin göz

lemcileri senin sakat olduğunu ve iyileşeceğini biliyorlar.

146

Page 144: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 144/311

Sarhoştum H atırlamıyorum

Balık yakalamaya gitmek ve kendine acımak yerine antren

manlara gelerek bu işi ne kadar çok istediğini koça göster

melisin. Bacağın kırık, bir gün izin yaptın, peki. Şimdi işinin  

başına dön.” Sesim tahmin ettiğimden daha yüksek çıkmıştı 

ve heyecanlanmıştım. Koç havuzun başından bana bakıp 

beni tebrik etti.

“Doug!” diye bağırdı teknedeki adam.

Doug bu sefer elini telefonun üzerine kapatmadan cevap 

verdi, “Ne var be? Koltuk değnekleri var elimde görmüyor 

musun?” Sonra benim için sesini alçalttı. “Galiba birinin ba

na bunları söylemesini bekliyordum. Koç bunları söyleme

mişti bana.

“Nasıl söyleyebilirdi ki? Antrenmana gelmedin!”Sessizlik oldu. Sadece Doug’un teknesinin üzerinde dö

nenler mi yoksa buradakiler mi olduğunu anlamadığım martı 

sesleri vardı.

Sonunda, “Yarın geleceğim,” dedi Doug. “Aradığın için 

teşekkür ederim Zoey. İngilizce dersinde görüşürüz.”“Bekle. Seni esas bunun için aramadım ben,” dedim hız

lıca elimi telefonun etrafına kapatarak. Bu arada Stephanie 

ve diğerleri tekrar sıralanmak üzere havuzdan dışarı çıkıyor

lardı. Doug’u görmek istiyor oluşumu bir sır olarak tutmaya 

gerek yoktu. Cuma akşamı neler yaşadığımı anlayabilmem  

için ona ihtiyacım vardı. Ama onunla birlikte olmak istemi

yordum. Brandon’m kaygılanmasını gerektirecek bir durum 

yoktu ortada. Takımdakiler dudaklarımı okuyamasın diye 

elim hâlâ telefonun etrafındaydı. “Saat kaçta kıyıya yanaşı

147

Page 145: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 145/311

 Jennifer Echols

yorsunuz? Seni karşılayabilir miyim? Belki beraber akşam 

yemeği yeriz. Sadece arkadaş olarak. Sadece konuşmak için.” 

Sesi tehlikeli bir tatlılığa bürünmüştü. “Hangi konuda 

konuşmak istiyorsun? Bizim hakkımızda mı?”

“Hayır,” dedim. Kesinlikle konuşmak istediğim konu 

bu değildi. “Kaza hakkında. Hâlâ neler olduğunu tam olarak 

hatırlamıyorum. ’ ’

“Annen hakkında mı konuşmak istiyorsun?”Bir an nefesim kesildi, diyecek bir şey bulmaya çalıştım. 

Bütün hafta annemden hiç bahsetmemişti. Hatta bir daha da 

bahsetmeyecekmiş gibi hissettirmişti bana.

“Geçen hafta bu yüzden yüzme antrenmanlarına geç 

geldim ,” dedi. “İnsanların arasında bu konuyu konuşmak istemediğini biliyordum. Ayrıca seni arayıp babanı sinirlendir

mek ve ağabeyimin kovulmasına sebep olmak da istemedim. 

Beni aramanı sağlamaya çalışıyordum.”

“Doug!” Teknedeki adam artık sövmeye başlamıştı. 

“Cumartesi günü Panama City’ye giderken yanma otur

mayı planlamıştım,” dedi ve devam etti. “Ama cuma günü 

beni koça geç kalıyorum diye gammazladın. Beni arkamdan 

bıçaklamamıştın aslında. Arkadaş bile değilken nasıl arkam

dan bıçaklayabilirdin ki? Ama ben öyle hissetmiştim. Bran

don’ı izlemek için futbol maçına gideceğini tahmin ettim. Oto

parkta bir süre sana tam olarak ne söyleyeceğimi düşündüm. Sonra yanma gelip yanlış şeyler söyledim. Sen de Bran

don’dan bahsetmeye başladın ve benim göt olduğumu söy

ledin.”

148

Page 146: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 146/311

Sarhoştum H atırlamıyorum

“Sen de bana...”

“Şımarık hanımefendi,” dedik beraberce.

“Ve ben bunun için senden özür diledim,” dedi. “Onu 

hatırlıyorsundur umarım.”

Bir elimle oturduğum sıranın altını tutuyor, her şeyi dü

zeltmek için annemin odasına dönmeye karşı koymaya ve 

normal nefes almaya çalışıyordum. Onu o şekilde bulalı bir 

hafta olmuştu. Ondan her bahsettiklerinde böyle eriyemez- 

dim.

“Peki,” dedi Doug içten bir şekilde. “Tamam Zoey, kıyı

ya yanaştıktan sonra seninle buluşmak, akşam yemeği yemek 

ve kaza hakkında konuşmak isterim. Başka bir şey olmaya

cak.”

Arbayı park ettim, cilalı yatlar ve eskimiş balıkçı tek

nelerinin arasından geçtikten sonra bir boşluk buldum ve 

üzerinde Hemingway yazan büyük ahşap tabelayı gördüm. 

Tabelaya, üzerinde balıkçılık turlarının fiyatlarının yazdığı 

yeşil bir kâğıt yapıştırılmıştı. Bu akşamki tur için ayrı bir ku- 

tucuk açılmıştı. İçinde de ÖZEL İSTEK ÜZERİNE SİZİ 

TAHTA BACAK DOUG AĞIRLIYOR yazıyordu.

Saatime baktım. Turun bitiş saati gelmişti aslında ama 

henüz dönmemişlerdi. Belki de bir fırtınaya yakalanıp ala

bora oldular. Ya Doug tek bacakla yüzemediyse? Ya baca

ğındaki alçı onu denizin dibine çektiyse?

Saçmalama, dedim kendi kendime. Sıcak bir sonbahar

149

Page 147: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 147/311

 Jennifer Echols

akşamıydı ve gökyüzü beyaz pofuduk bulutlarla kaplıydı. 

Hemingway sadece biraz gecikmişti. Neden acele etsinler ki 

zaten? Onları bekleyen hiç kimse yok sonuçta. Benim dışım

da.

Hemingway tabelasının altından geçip biraz yürüdüm. 

Denizin sığlaştığı yerlere geldim. Belki benim iskeleden 

uzaklaşmam Hemingway’in dönüşünü hızlandırabilirdi. 

Suyun içinde yengeçler kayaların ve midyelerin üzerinde toplanmışlardı. Ben daha beşini sayabilmişken dalgayla sa

hilden gelen kum, suyu karıştırıp bulanıklaştırdı. Şu anda beş  

yengeç de ayrı ayrı yerlere doğru hızla hareket ediyorlardı. 

Amaçlarını ve hangi tarafa giderlerse bu amaçlarına ulaşa

bileceklerini bilseydim onları düzenli bir şekilde o tarafa 

yönlendirebilirdim. Doug bunları duysa kesin benimle dalga 

geçerdi.

Çok saçma ama benimle dalga geçmesini istiyordum. 

Onu elde edemediğim için bana çekici geliyordu. Şu anda 

Brandon’la birlikteydim. Eğer Doug için Brandon’dan ayrı

lırsam, Doug beni istese bile artık ben onu istemeyecektim  

ve Brandon’m özlemini çekecektim. Bu işin kuralı buydu. 

Aldatmak. Umarım Ashley, Hawaii’de güzel zaman geçiri - 

yordur, çünkü babamla olan günleri sayılıydı.

Biliyordum bunu. Bu sırada Hemingway tabelası beni 

tekrar dökük iskeleye döndürdü. Su hortumunu, plastik kovaları inceledim ve Doug’un bunlara dokunup dokunmadı

ğını düşündüm. Hemingway tabelasının üzerine TAHTA BA

CAK DOUG yazısını kendisi mi asmıştı acaba? Onu, tek

150

Page 148: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 148/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ayaküstünde, koltuk değnekleri yerde, bir eliyle tabeladan 

destek alırken diğer elinde bantla hayal ettim. Bugün okulda 

onu gördüğümde koltuk değneklerine artık alışmış ve bir yü

rüyüş ritmi tutturmuştu. Kendini öne doğru atıyor, dengesini 

kaybetmeden koltuk değneklerini önüne alıyor ve bir sonraki 

hamleye geçiyor. Bu hareketleri evde kendi kendime dans 

ederken uyguluyordum zaten.

Ve işte Doug Hemingway’in baş kısmındaki demir parmaklıklara dayanmış, bana doğru yaklaşıyordu. Tekne li

mana çok hızlı bir şekilde giriş yaptı, o kadar yakındı ki 

kontrolümde olmadan geriye doğru kaçtım. Daha sonra da 

Doug babasıyla tartıştığı için uzaklaşmaya devam ettim. Ya

kındaki bir bankın, kurumuş martı pisliklerinin arasında bulduğum temiz bir kısmına oturdum.

Bay Fox’u tanımıyordum. Şimdiye kadar hiçbir yüzme 

yarışına gelmemişti. Ama şu anda Doug onunla tartıştığı için 

kim olduğunu anlayabiliyordum. Sarışın, sakallı, uzun atkuy

ruğu şeklinde toplanmış saçları vardı. Memur Fox’a benzi

yordu. Doug’dan biraz daha kısa ve zayıftı. Doug yanından 

çalışmak için ayrıldıktan sonra Bay Fox gözleriyle sahili ta

radı. Gözleri benim üzerimde hiç beklemeden geçti gitti.

Tekne yavaşça iskeleye yanaştı, biraz geri gitti. Motoru 

çalışıyor, arkasındaki su kabarıyordu. Bu gürültüde Bay Fox’ 

un teknenin kaptanına sövdüğünü duydum. Bir süre Doug’un 

çabalamasını izledikten sonra ona, “Ağırlığını ver. Nesin sen, 

bir ibne mi?” dedi. Arkasını döndü, kabine girdi ve dışarı el

lerinde bir kutu bira ve yanan bir sigarayla çıktı. Elindeki bi

151

Page 149: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 149/311

 Jennifer Echols

radan bir damla bile dökmeden tekneden iskeleye atladı ve 

yolculara ya da çalışanlara hiçbir şey söylemeden doğrudan benim arkamdaki küçük ofise yöneldi. Yanımdan geçerken 

bana bakmadı bile.

Birkaç saniyede bir demir parmaklıkların arkasından 

Doug’un kafası ortaya çıkıyordu. Hâlâ çalışıyordu.

Telefonda bana önce onu almaya buraya gelmemi iste

mediğini söylemişti. Önce köşedeki Jamaika Joe’nun Ye- 

ri’nde buluşmayı teklif etmişti. Sonra, bence blöf yaparak, 

şehrin içindeki evinde buluşmayı teklif etti. İkisi de bana 

mantıksız geldi. Ben araba kullanabiliyorken Doug’un bu 

halde yürümek zorunda kalmasına gerek yoktu. Onu tekneye 

mümkün olan en yakın yerden almak için ısrar ettim. Şimdi sorunu anlamıştım. Herkes manyak ebeveynlerinden utanır

dı.

Tayfa, balıkçılar ve yakaladıkları balıklar iskeleye çık

mışlardı. Doug önündeki fıçıyı iterek arkalarından geliyordu. 

Yuvarlanmamak için de teknenin korkuluklarından destek 

alıyordu. Koltuk değneklerini kenara bıraktı ve sekerek kabi

ne girdi. Çıktığında üzerinde farklı bir tişört ve şort vardı. Kol

tuk değnekleriyle birlikte teknenin kenarına geldi, bir süre 

bekledi ve teknenin yükselip alçalmasını izledi. Daha sonra 

sanki hayatı boyunca koltuk değneği kullanmışçasma rahat 

bir şekilde iskeleye çıktı. Tayfalardan birinin açtığı musluğa bağlı hortumu alıp ayaklarıyla terliklerine su tuttu.

Sonra bana doğru gelmeye başladı. “Selam,” dedi gü

lümsemeden. Tam önümde durduğunda serin rüzgâr etrafın

152

Page 150: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 150/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

dan dolandı ve kokusunu bana taşıdı. Bugün klor kokusu  

yoktu. Sabun ve okyanus kokuyordu.Ayağa kalktım. Sanki babasının ona söylediklerini duy

mamış gibi, elimden geldiğince normal bir şekilde “Merha

ba,” dedim. Kötü bir oyuncu olduğumu söylercesine bir ba

kış fırlattı.

Gırtlağımı temizledim. “Kılıç balığını yakalayamadmız

mı?”“Yakaladık. Ama fotoğrafını çektikten sonra geri bırak

tık. Balıkçılar ellerinde iki metrelik bir balıkla eve gittikle

rinde eşleri bir daha bizimle balığa gelmelerini istemiyorlar. 

Hemingway’de olan Hemingway’de kalır.” Kelimeleri ko

mikti ama sesi ciddiydi.Güldüm. “Eminim Hemingway’de çok şeye şahit ol-  

muşsundur.”

Siyah kaşlarından biri havaya kalkıp aşağı indi. Ağzını 

sıkıca kapatmıştı. Bu ciddi duruşu beni kaygılandırıyordu. 

Doug çok çabuk sinirlenir, zor sakinleşirdi. Siniri, mutlu

luğu gibi aniden patlardı. Sadece bir ebeveynin sebep olabileceği bir tür depresyon yaşıyordu.

“Peki,” başıyla otoparkı işaret etti. “Biraz daha cila.”

“Geyik cilası.” Kendini fazla zorlamaması için yanında 

yavaş yavaş yürüyordum. Bir metre seksen yedi santimetre 

uzunluğunda ve seksen dört kilo ağırlığında -bunları yüzme takımının istatistiklerinden biliyordum- bir vücudu koltuk 

değnekleri üzerinde taşımak kolay değildi. Koltuk değnek

lerine dayanarak sağlam ayağım ileri doğru her atışında FSÜ

153

Page 151: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 151/311

 Jennifer E chols

tişörtünün altındaki karın kasları ortaya çıkıyordu. Bu seferki 

tişörtü soluk kırmızı değil, soluk altın sarısıydı.

Kumandayla arabanın kapılarını açtıktan sonra koltuk 

değneklerini tutmak, kapıyı açmak ya da neye ihtiyacı varsa 

yapmak için yanma gittim. Ama ona yardım etmeme izin ver

miyordu. Birkaç hamlede koltuğa oturup koltuk değneklerini 

arka koltuğa yerleştirdi. Başını sallayarak gözünün önüne 

gelmiş olan saçlarını savurdu. Kapısını kapatmak için uzandım ama kapıyı benden önce yakaladı.

Arabanın etrafından dolanıp sürücü koltuğuna oturdum. 

Motoru çalıştırdıktan sonra içerideki sıcak havanın çıkması 

için dört pencereyi de açtım. Bir süre durakladım ve son 

kontrollerimi yaptım. Bugün üçüncü kez arabaya biniyordum 

ve kazanın şokuyla bağlantılı kalp çarpıntısı veya ellerimin 

terlemesini bekliyordum. Hiçbiri yoktu. Kazayı hatırlamadı

ğım için geçmişe dayalı bir travma da yoktu. Bana ne oldu

ğunu bulmak üzere yola çıkıyorduk.

“Güzel araba,” dedi.

“Sağ ol. Babamın,” dedim Jamaika Joe’nun Yeri’nin önünden geçerken. “Önümüzdeki cumartesi günü Hawa- 

ii ’den dönene kadar kullanabileceğim ancak.”

“Sonra ne kullanacaksın peki?”

Ona, kendine ve sevgilisine lüks arabalar satın alıp kızı

na almayan ve hatta kızının ucuz araba almasına da izin ver

meyen babamdan bahsettim biraz.

“O da benim babam kadar manyakmış,” dedi şaşırarak. 

“Madem senin güvenliğin için bu kadar endişeleniyor o za

154

Page 152: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 152/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

man sana neden bir araba almıyor ki?”

“Benim şımarık bir kız olmamı istemediğini söylüyor.” 

Birkaç saniye sonra sahil yolunda ilerlerken karşı şerit

ten geçen arabaların vızıltıları altında ne yaptığımı fark ettim. 

Doug’u yemeğe cuma akşamı neler yaşadığımı öğrenmek  

için çağırmıştım, onu stadyumda bana söylediği şeyler için 

kötü hissettirmek için değil. Ayrıca onunla kesinlikle tartış

mak istemiyordum.“Eğer kendini daha iyi hissedeceksen bana ibne diyebi

lirsin.” Oturduğu koltuğu en geriye alacak kadar bir düğmeye 

bastı. Sonra da koltuğun arkasını yatırmak için farklı bir düğ

meye bastı. Şimdi alçılı ayağını uzatabiliyordu. Arabadaki 

sessizliği yavaş çalışan koltuk motorunun sesi bozuyordu. “O konuyla ilgili konuşmak ister misin?” diye sordum. 

“Hayır.”

“Birine hakaret etmek için ibne demek doksanlarda kal

dı,” dedim. “Artık kimse bunu umursamıyor. Ian’m anne ve 

babası onun eşcinsel olmasını umursamıyorlar.”

“Babam onu hakaret olarak kullanıyor ama. Başka bir 

şekilde yorumlamak saflık olur.”

Başımla onayladım. Bir keresinde babam bana şımarık 

hanımefendi diye bağırdığında ona karşılık vermiştim. Bu 

yüzden beni ayrıca azarlamıştı. Eğer babam kızgınsa kızgın

dır. Gençler arasında kullanılan argodan da haberi yoktu. Ne demek istediğini anlıyordum.

İçinde Califomia Eatin’in de olduğu restoranların ve he

diye dükkânlarının önündeki otoparka park ettim. “İyi mi bu

155

Page 153: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 153/311

 Jennifer Echols

rası?” diye sordum arabadan indikten sonra yanında yavaşça 

ilerlerken.“Gayet iyi ama hazır buraya gelmişken...” Kaldırımın 

karşısını gösterdi. “Karşı tarafta suşi yemeye ne dersin? Eğer 

çiğ balıktan hoşlanmıyorsan suşi dışında başka şeyler de var. 

Bacağım alçıda olduğu için tatami masasında rahat rahat uza

tabilirim.”

“Tatami masaları altı ve daha kalabalık gruplara verili

yor yalnız.” Biliyordum çünkü annemle kız kıza çıktığımız 

bir akşam bunu denemiştik.

Önüme geçerek restoran kapısının açılması için kapının 

önünde durdu. “Sen onu bana bırak. Yaşlı hanımlar koltuk 

değnekli bir çocuğa dayanamazlar. Bugün okulda bunu yeterince test ettim. Çok etkileyici olabilirim.”

“Hangisi?” diye sordum tişörtünün önüne dokunurken. 

“Etkileyici mi, aksi mi?”

Başını arkaya atarak kahkaha attı, öyle bir melodik kah

kahaydı ki az önceki aksi Doug’u hayal etmek bile zordu. 

“Tahmin et bakalım,” dedi. Beni geçerek seke seke müşteri

lerin karşılandığı bölüme doğru gitti.

Bana tahmin et bakalım derken etkileyici rolünün bir 

parçasını mı oynuyordu yoksa bana kur mu yapıyordu acaba?

Bana kur yapmasını istiyordum.

Bu hiç doğru değildi, çünkü bir erkek arkadaşım vardı.Doug koltuk değneklerine dayanmış, Japon hostesle  

karşılıklı ellerini kollarını kullanarak konuşuyorlardı. Doug 

başını arkaya atıp yine bir kahkaha attı. Okuldaki kızlar bu

156

Page 154: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 154/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Doug’u görseler tanıyamazlardı. Ben şahsen tanıyamıyor- 

dum.Sonunda hostes bizi kalabalık yemek salonunun içinden 

geçirdi ve iki basamak yukarıda kâğıttan duvarların içindeki 

alçak masalı odaya götürdü. Terliklerimizi odanın girişinde 

çıkardık. Doug’un koltuk değneklerini tutmak ve oturmasına 

yardım etmek üzere yanma giderken hostes benim yerime  

yardım etti. Ona Japonca bir şeyler söyledi, Doug da anlamış 

gibi görünüyordu. Ortada kalmıştım. Masanın diğer tarafına 

dolanıp bir minderin üzerine oturdum. Hostes bana göz kır

pıp uzaklaştı.

Doug masanın ucunda duran kâğıt mönüyü ve ince ka

lemi almak üzere iki parmağıyla uzandı. “Buraya sık gelir misin? İçinde hiç çiğ  balık olmayan bir suşi söylememi ister 

misin sana? Bana burada en taze şeyleri getirirler hep.” Ben  

cevap vermeyince başını mönüden kaldırıp bana baktı. “Ta

mam, tamam. O kadar da etkileyici değilim. Hostesle annem 

arkadaşlardı.”

Tekrar mönüyü incelemeye başladı ya da inceler gibi 

yaptı. Sözlerini tamamlamasını bekliyordum.

Sonunda, başım mönü kâğıdından kaldırmadan çözme

ye çalıştığım bulmacayı açıklığa kavuşturdu: “Benim annem 

Japondu.”

Bundan haberim olmadığı için kendimi çok yabancı ve aptal hissettim. Ama daha önce bu konu hiç açılmamıştı. 

Hem okulumuzda da hiç Asyalı yoktu. Ya da ben öyle düşü

nüyordum.

157

Page 155: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 155/311

 Jennifer Echols

“Babam onunla Pearl Harbor’da görevliyken tanışmış,” 

dedi Doug. “Cody aslında Honolulu doğumlu.”

O mönüyü incelerken ben de onu inceledim. Tabii ki, 

Asyalıydı ve beyazdı. Bu deniz yeşili gözlerini, bronz tenini 

ve siyah saçlarını açıklıyordu. Bugüne kadar bu durumu nasıl 

fark etmemiştim. Yüzüne baktıkça ışıklar saçarak iki farklı 

yüz birbirine girip çıkıyordu; biri tanıdığım diğeri hiç gör

mediğim bir yüzdü.“Senin yarı Japon olduğunu bilmiyordum,” dedim.

“Söyleyebilirdim.”

Kâğıt duvarın arkasından bir garson belirdi. Doug mö

nünün üzerinde bir şeyler işaret etti ve garsona teslim etti. 

Garson selam verip gittikten sonra, “Senin için sade pirinç, karides ve avokado söyledim. Califomia Eatin’de de yiyebi

leceğin şeyler,” dedi Doug.

“İnsanlardan... etnik kökenini gizliyor musun?” Do

ug’un bir Asyalı’ya dönüşmüş olması beni bu kadar etkile- 

memeliydi ama onun hakkında bu kadar temel bir şeyi bile 

bilmiyor oluşumu kafamdan bir türlü çıkaramıyordum.

Bu soruma Doug bizi aşağılayarak cevap verdi. “Ben 

hiçbir şey saklamaya çalışmıyorum. Herkes benim ne yaptı

ğımı biliyor ya da bildiklerini zannediyorlar. Sadece yete

rince dikkat etmiyorsunuz.”

Cesaretimi toplayıp onu tam sırtından vurdum. “Kimsenin senin neden ıslahevine girdiğin konusunda bir fikri yok 

ama.”

158

Page 156: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 156/311

IV .

9

Kâğıt duvarın arkasından yükselen bir kahkaha ikimizi 

de zıplattı. Etrafımızda başka insanlar olduğunu unutmuş, kendimizi bize özel bir odada zannetmiştik. Acaba çok mu 

yüksek sesle konuşmuştum ve diğer insanlar söylediklerimi 

duymuş muydu?

Minderdeki oturma pozisyonumu değiştirdim. Doug ha

reket etmedi. Sırtını duvara dayalı minderlere yaslamış ve 

ayağını uzatmış, rahat olduğunu söylüyordu. Dizinin üzerin

deki parmakları kıpır kıpırdı ve insanların bana bunu sorma

ları gerekmiyor diyorlardı. Ya da kâğıt duvarlar yüzünden 

artık herkes bunu biliyor.

Kan kaybetmiyordu. Ama bir kılıç balığını yakalayıp 

sonrasında serbest bırakmalarını şimdi anlamaya başlamış

tım. Gerçekten, bir kılıçbalığıyla ne yapacaktınız ki? Suyun 

dışında, bir metre seksen yedi santimlik bir kılıç balığı min

yatür bir yemek masasının yanında. Kambur durmasına rağ-

159

Page 157: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 157/311

 Jennifer Echols

men omuzları çok genişti, kafası hemen hemen benimki ka

dardı, bacakları da önündeki tüm alanı kaplıyordu. Kazada 

bacağının kırılmasına şaşmamalı. Tatami masasına büyük 

geldiğine göre M ike’ın Miata’sına da büyük gelmesi çok do

ğaldı.

“Yok mu?” dedi garip bir sesle, sonra gırtlağını temizle

di.

“Her şeyden haberi olan Lila ve Keke bile bilmediğine göre.”

Acı acı güldü. “Oraya ait biri değilim eğer sorduğun 

buysa. Ama birkaç şey öğrendim. Eğer bir gün uyuşturucu 

satmak istersen sana saklayabileceğin envai çeşit yer göste

rebilirim.”

Sindim. “Hayır, neden içeri girdiğini soruyorum.”

“Bildiğini sanıyordum,” dedi kesin bir dille.

“Nereden bilebilirdim ki?”

“Beni annen savundu.”

Garson tekrar gelerek önümüze dikdörtgen tabakları

mızı ve küçük kapları yerleştirdi. Gittikten sonra ben de D oug’un yaptığı gibi küçük kabın içine soya sosu koydum.

Doug çubuklarla ustaca tuttuğu bir parça çiğ tonbalığını 

bana doğru uzattı. “Denemek ister misin?”

Kafamı sallayıp çubuklarla tuttuğum bir parça suşiyi dü

şürmemek için odaklandım. Bunda pek iyi değildim. Ayrıca birbirine eşit dilimlenmiş suşileri ve tabağın müthiş ahengini 

bozmaktan nefret ediyordum. Sonunda birini soya sosuna ba

tırdım, yavaşça çiğneyip yuttum. Bu arada düşünmüştüm.

160

Page 158: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 158/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Annemin seni savunduğunu bilmiyordum.”

“Tabii annen savundu. O kamu avukatı. Babam hayatta 

beni savunması için bir avukata para vermezdi. Benim ıslah- 

evine girmemi isteyen oydu zaten.”

“Ne için?” Yemek yediğimiz için mutluydum. Birbiri

mize bakmak yerine yediklerimize bakıyorduk. Doug’la ile

tişim kurmamızın kilit noktası bu gibi görünüyordu. Sohbet 

çok heyecanlı olduğu için yediğimden pek bir şey anlamıyordum ama senelerdir meraktan öldüğüm şeyi öğrenmeme 

çok az kalmıştı.

“Kaçtığım için ıslahevine girdim,” dedi.

Yanlış anladığımı düşündüm. “Evden mi?” diye netleş

tirmeye çalıştım soya sosuna doğru kaşlarımı çatarak.“Evet, evden kaçtım. Altı yaşındayken baban Scooby- 

Doo’yu kapattığı için sinirlenip senin de yaptığın gibi.”

Bu hikâye bana pek anlamlı gelmedi. Doug’un şimdiye 

kadar çoğu şeyi içine attığını fark ettim. Aramızdaki bu kısa 

ve özlü sohbeti bir açılma fırsatı olarak görüyordu muhteme

len. Her ayrıntıyı içinden çekip almalıydım. “Sadece bu se

bepten neden ıslahevine gönderildin ki?”

“Beni göndermesini hâkimden babam istedi. Bilirsin 

işte, beni hizaya sokmak için.” Sesi, babasının ona ibne diye 

bağırdığı acı tonda çıkıyordu. Bir taşı kaldırmıştım ve altın

dan solucanlar çıkmıştı.“Hizaya sokmak mı? Yapmaman gereken ne yapıyordun 

ki?” Onu hırsızlık yaparken, ot içerken hayal ettim. Onu uzun 

zamandır tanımayan birisi onu bu tip şeylerle suçlayabilirdi.

161

Page 159: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 159/311

 Jennifer Echols

Tedirgin bir kişiliği vardı. Ama yüzme hayatım riske atacak 

bir şey kesinlikle yapmazdı. Hem dokuzuncu sınıfta... hatır

ladığım kadarıyla, çok daha az serseriye benziyordu. Neşeli  

ve cahildi, alaycılık yeteneği henüz gelişmemişti. Doug’un 

okula hastalık yüzünden değil, ıslahevine girdiği için gelme

diğini öğrendiğimde çok şaşırdığımı hatırlıyorum.

“Of!..” Elindeki çubukları sallayarak, yine babasının ses 

tonuna çıktı. “Yapmamam gereken ne yapıyordum? Çok okuyordum. Futbol gibi sert erkek sporları yerine yüzmek istiyor

dum. Ayrıca babam beni orduya katılmaya ikna edememişti.”

“Ordu! Sen mi?”

“Kesinlikle.” Elleri havadaydı. “On sekiz yaşıma geldi

ğimde beni orduya yazdıracak, ama ben biliyorum ki bana ne yapacağımı söyleyen insanlara dayanamam.” Çubukları 

yüzük ve serçeparmaklarıyla tutuyor, işaret ve başparmakla

rıyla da sanki hayali bir gırtlağı sıkıyordu. Derken elleri ye

nilmiş, batmış gibi masanın üzerine düştü.

Güldüm, çünkü küçük bir parçam hâlâ şaka yapıyor o l

duğuna inanıyordu.

Ama yapmıyordu. Sinirli bakışıyla beni çiviledi. “Ağa

beyim ordudan eve döndüğünde yarı ölü gibi yaşıyordu, lo- 

botomi yapılmış gibi sanki.”

Sonra sinirli ifadesi yumuşadı. Ne söylediğini fark et

mişti. Lobotomi ve diğer ruhsal hastalık tedavileri konuşmak 

istemediğimiz konu başlıklarıydı.

Kilit nokta birbirimize bakmaktan kaçınmaktı. Tekrar 

tabağıma döndüm, soya sosuna bir dilim suşi daha batırdım

162

Page 160: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 160/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ve anlatmaya devam etmesini umdum.

Suşiyi ağzıma götürürken, “Neden kaçmıştın?” diye sor

dum.

“Beni dövdü.” Fonda çalan Japon rock müzik parçasına 

dizinin üzerindeki parmaklarıyla iki kat hızlı tempo tutu

yordu. “Bunlarla kafanı şişirdiğim için özür dilerim. Şimdiye 

kadar hiç kimse bunları sormamıştı.”

 Kim se cesaret edememiştir, diye düşündüm. Çubuklarımı tabağıma bıraktım. Okul hayatım boyunca hep iyi bir 

dinleyici ve sorun çözücü olmuşumdur. Ama bu çektiğim kı- 

lıçbalığıyla baş edebileceğimden emin değildim. “Hâlâ dö

vüyor mu?” diye homurdandım.

“Hayır. Hiç olmadığım kadar büyüğüm artık.” Sesi oldukça gergindi. Dizinin üzerindeki parmakları durmuştu. 

“Neyse, acayip günlerdi. Annem öldüğünde, Cody hâlâ bu

ralardaydı ve üçümüz çok iyiydik. Cody Körfez Donanma- 

sı’na katıldıktan sonra babamla aramızda hiçbir ortak şey  

olmadığını anladık. Hiçbir şey.” Çubuklarının uçlarını taba

ğına koyuyor, çeviriyor, sonra tekrar birleştiriyor, son suşi 

dilimini değerlendiriyordu. Dilimi ağzına atıp yavaş yavaş 

çiğnedi. “Mezun olmama sekiz ay kaldı.”

Su bardağımı havaya kaldırdım. “Mezuniyete.” 

Bardaklarımızı tokuşturduk ve birbirimize bakarak içtik. 

“Annemin senin avukatın olduğu ya da ıslahevine neden girdiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu. Avukat-müvekkil g iz

liliğine çok önem verirdi. Eminim kasabanın yarısının pisli

ğini biliyordur ama ondan bunlarla ilgili bir kelime bile

163

Page 161: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 161/311

 Jennifer Echols

duymadım şimdiye kadar.”

“Mezuniyet balosu kavalyeni savunduğunu söyleme- 

meli miydi sana?”

Göz göze geldik. Yüzündeki ifade tanıdıktı. Keke’nin 

çok güzel taklit ettiği ifadeydi bu.

“Annene mezuniyet balosuna beraber gideceğimizi söy

lememiştin değil mi?” İç çekti.

Oturduğum minderde yönümü değiştirdim. “Tam olarak hatırlamıyorum. Üç yıl önceydi.”

Beni alt etme sırası ondaydı. İtiraf edene kadar o tek 

siyah kaş kalkık duracaktı.

“Ona söylemedim,” dedim hızlıca, “ama bunun sebebi 

sen değildin. Sırık kadar olmuştum. Zorunda olmadıkça ebeveynlerimi özel hayatıma dahil etmezdim. Bu konuları ko

nuşmaktan utanırdım.” Hâlâ da öyleydi, geçen pazartesi 

gecesine kadar. Okula döndüğünde ben ortada yokmuşum  

gibi davrandığında, çok samimi olmadığımız için gelip de 

sana ne olduğunu sormamıştım.”

“Sana kızgındım çünkü baloya Carey LevvisTe birlikte 

gitmiştin.”

Bir düşündüm. Çocuğun ismini bile hatırlamıyordum. 

Bir süre sonra ailesi Alabama’ya taşınmıştı. Kasırgalardan 

korkuyorlarmış.

“Ortadan kaybolmuştun,” dedim. “Bana hiçbir şey söylemedin. Ben de bittiğini düşünmüştüm. Aramızda hiçbir şey 

geçmemişti zaten.”

Çubuklarını masanın üzerine bıraktı, arkasına yaslandı

164

Page 162: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 162/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ve somurtarak bana baktı. Söylediklerim yüzünden çok in

cinmişti. Düşününce az önce ağzımdan çıkanların cumartesi 

günü söylediklerimden pek de farkı yoktu.

“Eğer sana söylemiş olsaydım,” dedi yavaşça, “seni ara

yıp ‘Zoey, selam, hapiste olacağım için seni baloya götüre- 

meyeceğim maalesef,’ demiş olsaydım sonrasında benimle 

beraber olmaya devam edecek miydin?”

İçimden verdiğim cevabım, hayırdı. “Bana bu şansı hiç 

vermedin,” dedim.

“Doğru, vermedim. Çünkü çok iyi karakter tahlili ya

pardım. Baksana, üç yıl sonra bile hâlâ bunu yüzüme vuru

yorsun ve babanın iş yerinde cankurtaran olarak çalışmama 

bu yüzden engel oluyorsun.” İki kaşını birden kaldırıp inkâr etmemi bekledi.

Annemin yaptığından sonra geçirdiğim bir hafta içinde 

hiç bu kadar ağlamaklı olmamıştım. Yutkunarak masaya 

doğru eğildim. “Doug,” diye fısıldadım, “bana kızgın olmak 

için çok fazla sebebin var biliyorum. Ama lütfen anneme 

olanlardan kimseye bahsetme.”

Gözlerini kırptı. “Bahsetmem.”

“Benim için değilse bile onun için yap bunu. Avukatın

mış senin. Islahevine girmene engel olamamış olsa da...“ 

“Cezamı hafifletti,” diye sözümü kesti. “Çok daha kötü 

olabilirdi.”

“Lütfen.”

“Bahsetmeyeceğim dedim,” diye tekrarladı, hüzünlü bir 

şekilde bana bakarken.

165

Page 163: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 163/311

 Jennifer Echols

Dudaklarımı ıslatıp teşekkür etmek için bir nefes aldım. 

“Yani!” diye devam etti ben konuşmaya başlayamadan. 

“Konuşmayacağız dememize rağmen annenden konuştuk. 

Kesinlikle konuşmayacağız dememize rağmen bizden ko

nuştuk. Bana kazayla ilgili bir şey bile sormadın. Ayrıca bu 

yaptığımızın ne demek olduğunu biliyorsun. Beni yemeğe  

çıkardın. Brandon bundan hoşlanmayacak, çünkü hepimizin 

bildiği gibi, Brandon senin erkek arkadaşın.”Neden birden bu konuya dönmüştük i? Yana doğru kay

kıldım ve beklemediğim bu durum karşısında burnumdan so

ludum. “Seni anlamıyorum.”

Bir yudum su içti. “Ben de seni anlamıyorum,” dedi yü

züme bakmadan.

“Sonsuza kadar burada oturacak mıyız? Hesabı nasıl is

teyebilirim?” Aralıktan bulunduğumuz bölmenin dışına doğ

ru baktım. Gerçekten yemeğe çıkmış çiftler gayet mutlu gö

rünüyorlardı.

“Hesap yok. Hostes sever beni.”

“Hayır, ödemek istiyorum.” Kredi kartımı çıkarmak için 

cüzdanımı açtım. “Seni yemeğe çıkartacağımı söyledim ve 

ben ödüyorum.”

Doug masanın köşesinde duran koltuk değneklerini alıp 

ayağa kalkmaya çalıştı. Şu anda gözlerindeki acıyı görmüş

tüm.Garson için masaya bir beşlik bıraktım ve Doug’a yar

dım etmek için masanın diğer tarafına koştum. “Geldim.” El

lerimi ona doğru uzattım.

166

Page 164: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 164/311

Sarhoştum H atırlamıyorum

“Senin yardımına ihtiyacım yok.” Omzunu duvara da

yadı ve yukarı doğru kalktı ama şimdi de koltuk değneğinin 

tekini düşürdü. Almak için uzandı ve onun yerine benim bile

ğimi tuttu.

İkimiz de durup birbirimize baktık. Bileğimi saran eli 

kocaman, sıcacık ve sertti. Yüzü kızardı. Mike’a sadece 

dönüp bakmak bile yüzünü kızartmaya yeterdi ama Doug he

men hemen hiçbir şey karşısında kızarmazdı.

Şu anda, Doug benim erkek arkadaşımdı.

“Tamam.” Bileğimi elinden kurtarmak için çevirdim ve 

yerdeki koltuk değneğini almak için eğildim. Daha yeni bir 

sevgilim olmuştu -Brandon- ve başkasına ihtiyacım yoktu. 

Ben öyle biri değildim.Doug’un odadan çıkıp basamaklardan dikkatlice salona 

inişini takip ettim. Yarım yamalak Japoncasıyla kapıda hos

tesle vedalaşırken yanında bekledim. Arabaya giderken de 

yanında yürüdüm. Yanımızdan kahkahalar atarak geçen çifte 

yol vermek için ona daha da yanaştım.Brandon’la devam etmeliydim. Etmek zorundaydım. 

Brandon hayatımdaki tek düzgün giden şeydi ve beni iyi his

settiriyordu. Eğer Doug Fox beni etkiledi diye ve arada kıs

kançlık lafları etti diye ondan ayrılırsam bu benim onu al

dattığım, sevmediği adamla yatan bir fahişe ve deli olduğum 

anlamına gelirdi.

Sorun da buydu zaten, ben deliydim. Yavaş yavaş bunu 

görmeye başlıyordum. Çünkü Doug onun yerine Brandon’la 

beraber olduğum için bana her takıldığında ona katılmak is

167

Page 165: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 165/311

tiyorum. Bu aynı zamanda acı veriyordu.

Arabada otoyoldan sapıp kasabaya giden anayola gire

ne kadar hiçbir şey konuşmadık. “Her şey çok iyi gidiyordu,” 

diye mırıldandı Doug.

Onu duymazdan gelip sürmeye devam ettim. Yaz bo

yunca arka sokakları, koylardaki köprüleri keşfettim ve bu 

değişken, kocaman okyanusta ve dünyada kasabamızın ne 

kadar narin olduğunu fark ettim. Sağlı sollu labirent gibi sokaklarda önlerinde müthiş kokan, açmış çiçekler olan iki katlı 

evler vardı. Kasabanın anacaddesinde, turistler buradayken, 

Tahiti Cuisine’de yemek yerken, Beach Reads’de kitaplara 

bakarlarken, Clyde’ın Eğlence Parkı’nda yüzde elli akşam 

indiriminden faydalanırlarken sadece duraklayarak ilerleyebilirdiniz. Turistler artık gitmişlerdi, dükkânlar erken kapa

nıyordu, Clyde’in Eğlence Parkı sezonu kapatmıştı, kaldı

rımlar boştu, yollar tertemizdi. Doug’u bundan hızlı götüre

mezdim.

“Nasıl oldu bilmiyorum,” dedi Doug.

“Özür dilerim Zoey mi demek istiyorsun?”

“Özür dilerim Zoey,” dedi hemen.

İskeleye giden yola saptım, o anda onu belki de yanlış 

yere bırakıyor olabileceğimi düşündüm. “Seni evine mi bı

rakmamı isterdi yoksa .. .”

“Hayır, iskele iyi. İşle ilgili yapmam gereken hesaplar vardı. Babamın matematiği iyi değildir.”

“Senin de matematiğin iyi değildir ki.” Matematik, Do- 

ug’la ortak almadığım derslerden birisiydi. Bir alt sınıftaydı

 Jennifer Echols

168

Page 166: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 166/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ve hâlâ National Honor Society derecesi yapamamıştı. Bu  

yüzden de spor bursu kazanmak son çaresiydi.

“Üstesinden gelebiliyorum,” dedi ben arabayı park eder

ken.

Bekledim.

Bekledi.

Araba çalışıyordu. Dışarı çıkıp onun kapısını açmamı 

mı bekliyordu? Gözlerimi sulanana kadar bir sokak lambasına diktim.

Derken bana sarıldı. Aslında yarım sarılmak desek daha 

doğru olur çünkü ben karşılık vermemiştim. Çenesini om

zuma dayadı ve kolu diğer taraftan göğsüme kadar uzandı. 

“Peki o zaman. Harika vakit geçirdim,” dedi tatlı ve alaycı bir şekilde. Beni sertçe sıkıp bıraktı. Sonra koltuktan indi ve  

kapıyı çarparak kapattı.

Hemen eve doğru hareket etmem gerekiyordu, yoksa  

geri gelip neden hâlâ burada beklediğimi sorabilirdi. Ama bir 

süre, yazın karanlıkta parlayan ateş böcekleri gibi vücu

dumda dalga dalga yayılan karıncalanmadan kalan izlerin ta

dını çıkardım. Sokak lambasına doğru koltuk değnekleriyle 

gidişini izledim. Işığın içinde kayboldu.

Benim ruh sağlığımı ve mutluluğumu tehdit eden bir 

çocuk bu kadar uzun olmamalıydı.

Ertesi sabah İngilizce dersinde zil çaldığında sınıfa  

geldi. Gözlerini benden kaçırıyordu. Bu beni şaşırtmıştı. Dün

169

Page 167: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 167/311

 Jennifer Echols

geceden sonra üstünlüğümü ele geçirdiğimi düşünüyordum 

ve sabah erkenden yanıma gelip bana yalakalık yapmasını 

bekliyordum. Bana yalakalık yapmasına ihtiyacım vardı. Ka

zayla ilgili hiçbir şey öğrenememiştim. Tekrar denemeliy

dim. Hurdalıkta Vosvos’umu görmeye gitmeliydim ve o da 

benimle birlikte gelmeliydi. Eğer bu da tutmazsa başka türlü 

konuşturamazdım onu.

Beni izleyen casus var mı diye kontrol etmek için üst sıralara bir göz attım. Keke ve Lila sınıfın öteki uçundaydılar. 

Stephanie bizden küçüktü ve o yüzden bu derste yoktu. Ve 

Brandon, İngilizce dersi için yolun ortasındaki bir geyik gibi 

felaket demekti. Bir bütün sayfaya notumu yazdım ve dışarıdan 

görenlere sanki bir şey gizliyormuşuz gibi görünmesin diye 

katlamadan Doug’a verdim. Yüzme takımıyla ilgiliymiş gibi.

 Bugün antrenmandan sonra sana yine ihtiyacım var.

Bir lütfen ya da gülen surat eklemeyi düşündüm ama 

sonra vazgeçtim. Bu, dün akşam fazla tepki gösterdiğimi kabul ettiğim anlamına gelebilirdi. Özellikle de iskele üze

rinde yatan bir kılıçbalığı gibi ailesiyle ilgili hikâyeyi anlat

tıktan sonra.

Benim notumun altına bir şeyler yazıp kâğıdı bana gön

derdi.

 Hayır.

170

Page 168: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 168/311

Sarhoştum H atırlamıyorum

Yüzüm, insanların ortasında bana şımarık diye bağırdı

ğındaki gibi kızarmıştı. Ama etrafımızdaki insanlar bu sefer 

elleriyle ağızlarını kapatıp kıkırdamıyorlardı. Sadece Bayan 

Northam, İngiliz yazar E. M. Forster’dan bahsediyordu.

Doug önümde hareket etti. Saçının siyah bukleleri ense

sinde oynuyordu ve yanağı gümüş gibi parlıyordu. Adrenali

nim yükselmişti. Belki de başını yana doğru çevirip bana as

lında gelmek istediğini ama antrenmandan hemen sonra katılması gereken bir ahtapot avı olduğunu fısıldayacaktı. Baş

ka bir zaman olmaz mıydı?

Bana doğru dönmedi. Boynu ağrıyana kadar başı yatık 

biçimde durdu ve sonra omuzlarını kaldırarak boynunu ra

hatlattı. Dirseğini sırasına dayayıp çenesini ellerinin arasına 

aldı ve Bayan Northam’ın anlattıklarını dinlemeye başladı.

Acele etmeden kâğıda yine bir şeyler karalayıp tekrar 

ona uzattım. Bu sefer omzunun üzerindeki kâğıdı almadı, 

ben de kâğıdı ileri doğru fırlattım. Umarım yere değil sırası

nın üzerine düşmüştür.

 Doğru cevap bu değil.

Elini kaldırdı. Bayan Northam’m söz vermesini bekle

meden lafa girdi. “Bayan Northam, Zoey beni rahatsız edi

yor.”Sınıflan bir kahkaha yükseldi. Bu hikâyenin Brandon’m 

kulağına gidene dek ne kadar abartılacağını hesaplamaya ça

lıştım.

171

Page 169: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 169/311

 Jennifer Echols

“Zoey,” dedi Bayan Northan, “sorun ne bilmiyorum 

ama başka bir yerde daha rahat edeceğini düşünüyorum. Aslında Doug’un yerini değiştirirdim ama o şimdi bir saat sü

rer.”

Bazı çocuklardan “Ooooo,” diye bir ses yükseldi. Bunun 

Bayan Northan’la direkt ilgisi olduğunu düşünmüyordum. 

Bizim çocuklar her şeye “Oooo” çekerlerdi.

Ayağa kalktığımda kâğıdı, yanlış ellere düşme ihtima

line karşı Doug’dan geri aldım ve burnumdan soluduğumu 

kimse fark etmeden sakinleşmeye çalıştım. İnsanlar muhte

melen Doug ve benim aramda yüzme takımıyla ilgili yeni bir 

anlaşmazlık olduğunu düşünüyorlardı. Hiç kimse futbol ta

kımı yıldızının kız arkadaşının ıslahevine girmiş bir çocuğun peşinde olduğundan şüphelenmezdi. Ayrıca ıslahevine girmiş 

olan çocuk yapılan iyiliği karşılıksız bırakıyordu.

Kızların soyunma odasından çıkıp çalışmak için havu

zun başına geldim. Doug da orada koltuk değneklerine da

yanmış, bana bakıyordu. “Bırak senin yerine ben yapayım.”

Elimdeki klasöre baktım. “Neden?” Her gece evde, 

okulda dikkatlice tuttuğum süreleri inceler, hepsinin altını 

çizip bilgisayarıma girdikten sonra, her seferinde unuttuğu 

için nasıl indirebileceğini de anlatarak e-posta gönderirdim.

“Takımın bir üyesiyim,” dedi donuk bir ifadeyle. “Senin 

yarın katılacağın bir yarış var ve çalışman gerekiyor. Bense 

burada öylece oturuyorum. Bana güvenmiyor musun?”

172

Page 170: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 170/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 Hayır, diye düşündüm klasörü ona uzatırken.

Klasörü şortunun beline sıkıştırdı.

Bir yandan koltuk değneklerini sıkıca tutarken bir eliyle 

de şortunun belini çekti. İç çamaşırının kırmızı gri lastiği, 

klasörü yerleştirince gözden kayboldu.

Yarım tur dönüp tribüne doğru ilerlerken klasörü neden  

bu şekilde taşıdığını anladım. Sırt çantası yanında değildi. 

İki eli de koltuk değnekleri için gerekliydi. Hareket etmek için sağlam bacağını ileri atarken klasörü düşürmemek için 

kalçasını oynatmıyordu.

Etrafım mayolu erkeklerle doluydu. Dokuz mayolu er

kek ve ben. Ama Doug F ox’un iç çamaşırını görmek mi beni 

azdırmıştı? Bu Brandon’la olan seks hayatımın ne kadar kötü 

gittiğinin bir kanıtıydı.

Doug benim neredeyse çıplak vücuduma bakmamıştı 

bile ama benim gözlerim onun iç çamaşırındaydı. Bir ihtimal 

klasör görevlisi benimle biraz daha fazla ilgilenir diye onu 

tribüne kadar takip edip yanına oturdum.

“Hayır,” dedi kâğıdın üzerindeki sayıları incelermiş gibi yaparken.

“Vosvos’uma veda etmek için hurdalığa gitmek istiyo

rum ama nerede olduğunu bilmiyorum.”

“Telefon rehberine bak.” İkinci sayfada yazan sürelere 

bakmak için sayfayı çevirdi. “Mercedes’in GPS’i yok mu?”

Havuza doğru baktım. Stephanie de dahil herkes ora

daydı. Kendisi gibi çömez bir başka kızla derin bir sohbet  

ediyormuş gibi yapıyordu. D oug’un dizine dokunma riskini

173

Page 171: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 171/311

alamazdım. Cuma gecesi onu kendi tarafıma çekmek için do

kunmuştum ama bu kurduğum hayallerden pişman olmadan 

önceydi.

Yüzünü yandan inceliyordum, bronz teninde henüz yeni 

çıkan sakallarının gölgesi vardı. Saçının siyah lüleleri kulak

larının etrafında kıvrılıyordu.

“Lütfen,” dedim.

Dönüp bana baktı. Yeşil gözleri beni içine çekti. Dostça  

bakıyorlardı. Biraz sonra kuracağı cümlenin pek arkadaşça 

olmayacağını bile bile gözlerinin içine dalmak istiyordum.

“Dün gece beni bırakırken zorla konuşuyordun,” diye 

hatırlattı.

“Bir kez daha düşündüm,” dedim. Tam olarak olan bu değildi ama benzerdi. Uykum kaçmıştı. “Değişimden bahse

diyorsak şen de dün gece çok konuşkanken şimdi benimle 

zorla konuşuyorsun. Bu kadar sessizlik senin için hiç normal 

değil. Ne oldu?”

Koç kapıdan göründü ve düdüğünü bir kere kısaca çaldı. 

İstemeye istemeye kalkıp havuza doğru ilerledim.

“Bir kez daha düşündüm,” diye arkamdan bağırdı.

Antrenman oldukça uzun sürecekti. Doug’u benimle 

birlikte gelmeye ikna etmenin bir yolunu bulmalıydım. Aynı 

zamanda bugün, dünkü rezaletten sonra çok iyi bir perfor

mans gösterme konusunda kararlıydım. Ağrı kesicimi önerilen dozda aldığım sürece başım ağrımıyordu. Bu bahane ola

mazdı.

400 metre bireysel karışık stil çalışmasının ortalarında,

 Jennifer Echols

174

Page 172: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 172/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Stephanie’yle kafa kafaya çekişirken, bir yerlerden gelecek  

ekstra bir güce ihtiyaç duydum. İçime döndüm ve tam bir 

hafta bir gündür beni mahveden şeyi bulup yakaladım. Anne

me olan sinirimi tutup dışarı çıkardım. Ortaya çıkan bu güç 

beni kelebeklemede ileri itti. Babama, annemden daha fazla 

sinirliydim. O da beni sırtüstünde hızlandırdı.

Brandon kurbağalamada işe yaradı. Yeni kız arkadaşıyla 

seks yapmak yerine ailesinin sözünü dinleyen bir genç erkek duyulmuş şey değil. Bu çok olgun ve sorumlu bir davranış, 

tamam ama gerçekçi olursak böyle bir tercih yok.

Son sırada ama kızgınlık seviyesi olarak değil, hayatımı 

mahveden Doug var. Eğer Doug benim aklımı sadakat ve ön

celik konularında karıştırmamış olsaydı listenin en başında 

Brandon olmayacaktı. Doug benim Brandon’dan soğumama 

sebep oldu. Bunun bedelini ödemeli. Bu kızgınlığın verdiği 

kuvvet de beni serbest stilde hızlandırdı. Kontrolü kaybettim, 

bir hız treninde son hızla gidiyor gibiydim. Müthiş bir duy

guydu. Final turundan sonra duvara dokunduğumda yarışın 

bitmiş olduğuna neredeyse üzülüyordum.

“Bravo, Kaptan!” diye bağırdı koç, yumruğunu havada 

sallayarak. Birkaç saniye sonra diğer kızlar bitiş noktasına 

gelip kafalarını sudan çıkardıklarında ne yaptığımı anlamış

tım. “Müthiş zaman!” diye bağırdılar. Doug bile tribünden, 

yaptığım zamanı klasöre işlemeden önce başparmağı havada, beni tebrik ediyordu.

“Harikasın,” dedi Lila nefes nefese yanımdaki kulvar

dan. “Sırrın ne?”

175

Page 173: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 173/311

“Eğer Lila’ya söylersen o artık bir sır olmayacaktır,” di

ye tavsiye verdi Keke diğer taraftan. Keke ve Lila bütün gün kavga etmişlerdi. Nedeni hakkında hiçbir fikrim yoktu. Nor

mal bir durumda şu anda aralarındaki sorunu tespit edip çöz

müştüm.

“Eğer Keke çenesini kapatırsa nasıl cadalozluk yapabilir 

ki?” dedi Lila.Keke, Lila’ya vurmak için suya dalarak benim kulvarı

mın altından Lila’nmkine doğru yüzdü. Koç düdüğünü çaldı 

ve erkekler havuzun başında toplandı. lan kızların kapışma

sını bir süre izledikten onra “İki numaralı kulvarı boşaltın,” 

diye bağırdı.

Rüzgâra karşı kendimi hazırlayarak -son birkaç gün 

kadar soğuk esmese de yine de ıslakken her esinti üşütüyor

du- yavaş yavaş Doug’un yanma geldim ve “Benimle hur

dalığa gelmeni istiyorum. Senden nazikçe bir şey istedim ve 

yerine getirmemen için aslında bir bahanen de yok.”

Ben ayakta, üzerimden sular damlayarak beklerken o 

elindeki klasöre bir şeyler yazmaya devam etti. Tribünün di

ğer ucunda oturan kızlar Doug’u izliyorlardı. Şu anda Doug’ 

la yalnız konuşabilmek istiyordum.

Sonunda sessizce, “Beraber olma ihtimalimiz yoksa  

daha fazla birlikte zaman geçirmemiz doğru olmaz bence,” dedi.

Öyle şiddetli titredim ki Doug bile gördü. Göz göze gel

dik. Sonra tekrar başını klasördeki rakamlara çevirdi.

“Brandon’la beraberim ben,” dedim.

 Jennifer Echols

Page 174: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 174/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Öyle mi?” diye sordu kafasını kaldırmadan.

“Evet!”

“Böyle durumlarda çıkarıp vermen için bir kartvizit bas- 

tırtacağım sana. Sesini yormamış olursun böylece.”

“Mat kâğıda bastırtabilir misin?”

Sonunda başını bana çevirip tek kaşını havaya kaldırdı. 

“Şansını zorlama.”

Koç düdüğünü çaldı. Anlaşılan erkekler yavaşlıklarıyla koçu çıldırtmışlardı -y a da cumartesi günkü Doug’suz kötü 

performanslarıyla da olabilir- çünkü herkes ellerinde yüzme 

tahtalarıyla havuzdaydı. Doug’un yanından ayrıldım ve bir 

yüzme tahtası alarak suya atladım. Beni hırslandıracak kadar 

sinir vardı içimde. Ayrıca gerçekleri öğrenme planımı yeni

den gözden geçirmem gerekiyordu.Sonunda antrenman bitti. Koç durumumuzun kötü ol

duğunu -Doug takımda olmadığı için-, bu halimizle yarın 

bizi mahvedeceklerini söyledi. Yüzme tahtamı peşimde sü

rükleyerek kulvarları ayıran dubaların altından geçtim ve üç 

sıra ilerideki Mike havuzdan çıkmadan yetiştim. Eğer 

Doug’u benimle hurdalığa gelmeye ikna edemezsem o gece 

olanları Mike’a sormaya karar vermiştim.

Suyun yüzeyine çıktığımda hafifçe bana doğru döndü, 

göz ucuyla baktı ve benim olduğumu anladı. Başka bir yere 

doğru gidiyorum zannetti. “Selam Mike,” diye seslenince ye

rinden sıçradı.“Özür dilerim,” dedim sıçramasının normal olduğunu 

göstermek için gülümserken. Ona suyun altından sinsi sinsi

177

Page 175: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 175/311

 Jennifer Echols

yaklaşmıştım. “Kazadan beri konuşmak için bir türlü fırsat 

bulamadık. Üstümüzü değiştirdikten sonra Vosvos’uma bak

maya hurdalığa gideceğim. Sen de benimle gelir misin? Ka

zadan sonra çekici, iki arabayı birbirinden ayıramayıp tek  

parça halinde mi götürdü acaba onu merak ediyorum.”

Ben ona baktıkça kızardı. “Gelemem,” diye cevapladı. 

Bu şekilde kızaracağını önceden tahmin ettiğim için ona 

mümkün olduğunca sakin yaklaşmıştım. Onu bırakmaya niyetim yoktu. Önüne geçip havuzun duvarına dayandım. Çık

mak için benim üstümden tırmanması gerekiyordu ki bu 

Mike’ın kesinlikle yapabileceği bir şey değildi. “Hadi ama,” 

diyerek ikna etmeye çalıştım. “Doug Ta dün akşam kazayı 

konuşmak için yemeğe çıktık ama hiçbir şey çıkmadı.” Ya

lan.

“Mike’ın randevusu var,” diye seslendi Lila tribünlerin 

oradan saçını kurulayarak bize doğru gelirken. “Benimle.” 

“Peki,” dedim Mike’ın biriyle çıkmasının, Lila’nın bi

riyle çıkmasının, Mike’ın ve Lila’nın beraber çıkıyor olma

larının şokunu gizlemeye çalışarak. “İyi eğlenceler...”“Hadi Mike, neye ihtiyacın varsa iste Zoey’den,” diye 

bağırdı Keke soyunma odasından içeri girerken. “Koca bir 

kutu prezervatif var onda.” Arkasından soyunma odasının 

kapısı çarparak kapandı.

Havuzun etrafındaki arkadaşlarımız anladı mı bilmiyo

rum ama ben Keke’nin kötü şakasını gayet iyi anlamıştım. 

Mike da anlamıştı. Yüzündeki kızarıklık ıstakoz rengine dön

müştü. Lila da anlamıştı. İlk buluşması olması -MikeTa ilk

178

Page 176: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 176/311

!t

buluşması değil, tüm hayatı boyunca yaşadığı ilk buluşma-  

yeterince utandırıcıydı. Ama ikiz kardeşinin şakayla karışık, 

ilk buluşmanda seks yapacağın için prezervatife ihtiyacın ol

duğunu söylemesi çok aşağılayıcıydı.

Bir dakika. Ben de Brandon’la ilk buluşmamda seviş

miştim. Ama en azından erkek arkadaşımın yanında bunun 

şakasını yapan bir kardeşim yoktu! Lila bakışlarımızdan ka

çarak başını gökyüzündeki pofuduk bulutlara çevirdi. “Özür 

dilerim,” diye homurdandı ve ayaklan çıplak, omzunda hav

luyla soyunma odasına doğru gitti. Bir saniye sonra okulun 

kasırgaya dayanıklı duvarlarının arkasından çığlık sesleri gel

diğini duyduk.

“Size prezervatif veremem,” dedim Mike’a. “Prezervatif  kutusu arabamda kaldı.” Kendimi havuzun dışına çektim, bo

nemi ve gözlüklerimi çıkardıktan sonra Doug’a doğru yönel

dim.

Onu yakaladım. Beni izlerken ona doğru döndüğümde 

bakışlarını yeterince hızlı kaçıramadı. Tribüne giderek tam yanma oturdum. Ona doğru uzandığımda saçımdan damla

yan sular soluk kırmızı tişörtünde parlak kırmızı lekeler bı

raktı.

En üstteki sayfaya bir şeyler yazmakla meşguldü. Pislik 

yapmak istedim ve ne karaladığına bakmak için ıslak saçla

rımla omzunun üzerinden uzandım. İçinde B. M. + Z. C. ya

zan bir kalp.

“Kavga çıkartmamaksın” dedi. “Takım motivasyonu 

için iyi olmaz.”

Sarhoştum Hatırlamıyorum

179

Page 177: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 177/311

 Jen nifer Echols

“Ver şunu bana,” diye homurdandım klasörü elinden 

alırken. Nefes alırken ne kadar yorgun ve gergin olduğumu 

fark ettim. Burnumdan alabildiğim kadar derin bir soluk  

aldım ve gözlerimi kapatarak ağır ağır bıraktım. “Gerçekten 

benimle hurdalığa gelmeni istiyorum,” dedim.

“Ben de gerçekten artık beraber vakit geçirmememiz ge

rektiğini düşünüyorum.”

Ne yapacağımı bilmiyordum. Kazayla ilgili ayrıntıları 

öğrenebilmem için benimle gelmesi gerekiyordu. Ayrıca 

kabul etmeliyim ki kazayla ilgili tüm ayrıntıları biliyor olsam  

bile, D oug’la baş başa zaman geçirebilmek için başka bir ba

hane bulurdum.

Gözlerimi açıp ona doğruyu söyledim. “Brandon’la çı

kıyorum...”Cebinden cüzdanını çıkardı ve içinden hayali bir kart

vizit çıkarıp bana doğru uzattı.

Parmaklarına kendi parmaklarımla vurdum. “Ama ile

ride bir gün, Brandon’la işler yolunda gitmezse... benimle  

ilgili bir şansın olabilir demek istemiyorum, çünkü o zaman 

kulağa lunaparkta bir buçuk dolar verip kazanmak için atış 

yaptığın pembe, turuncu oyuncaklardan bahsediyormuşum 

gibi geliyor.”

Gözlerini devirdi. Sonra bana doğru uzandı. Tüm takım 

soyunma odalarına gitmişti. Havuz bomboştu. Ortaparma- 

ğıyla alnımdaki çürüğün ne durumda olduğunu kontrol ettiğini hiç kimse görmedi. Bir tutam ıslak saçımı kulağımın  

arkasına atarken, “Bu bile yeterli,” diye fısıldaması tüm tüy-

180

Page 178: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 178/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum  

lerimi diken diken etmişti.

Page 179: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 179/311

10

Vosvos’un etrafında tekrar yavaşça dolandım, sonra 

Miata’nın etrafında bir başka daire çizdim. Klasöre çizdiğim  

kaza yeri krokisini incelerken sırtımı Miata’ya dayadım. Gıcırdaması ve altımdan kaymasıyla birlikte tekrar sıçradım. 

“Yani geyiği gördüm ve direksiyonu aniden sola kırdım.” 

Önümdeki klasörü tutup bir dümen gibi sola çevirdim.

Otlarla kaplı hurdalıkta koltuk değneklerine dayanmış 

bekleyen Doug omuzlarını silkti. Eliyle bir sivrisinek öl

dürdü.

“Mike’m başı diğer tarafa dönüktü. Aniden adı geçen, 

geviş getiren hayvanı algılayıp direksiyonu sola çevirdi.” 

Doug, “Dinliyorum,” diyerek devam etmem için ısrar

etti.

Ellerimi nazikçe Miata’nm çarpık ön paneline koydum. 

“Görünen o ki ikimiz de otomatik olarak sağa dönmüşüz. 

Arabayı kullanan kişi olarak, sorumluluk sende olduğu için,

183

Page 180: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 180/311

 Jenrıifer Echols

yolcu tarafını çarpmaktansa kendi tarafını çarpmayı tercih 

edersin.”Doug kafasını sallayarak “Oraya gitmeyelim,” dedi. 

“Karanlıktı, yağmur yağıyordu, yollar kaygandı. Lanet olası 

bir geyik vardı, Tanrı aşkına. Kazayı hatırlamadığın için bana 

güvenmek zorundasın. Ben kazayı hatırlamama rağmen di

reksiyonu kimin hangi tarafa çevirdiğini söyleyemiyorum. 

Çok hızlı oldu. Geyik, bam ve bitmişti.”

Kederli bir şekildeki elimdeki klasörü aşağı indirdim. 

Sadece Doug’un bana kazayla ilgili ayrıntı verememesinden 

dolayı üzüntülü değildim. Aynı zamanda onun hakkında da 

ayrıntılar istiyordum ama o her seferinde bana engel olu

yordu. Onunla ilgili emin olduğum birkaç şeyden biri, o ve Mike’ın birbirlerinden nefret ettikleriydi. Ne zaman takım 

minibüsünde yan yana denk gelecek olsalar, birbirlerinden 

uzaklaşmak için başkalarıyla yer değiştirirlerdi. Ama şimdi 

anlattıklarıyla sanki Mike’ı savunuyor gibiydi.

Vosvos’un yanında bir branda ile kaplı olan arabaya 

doğru ilerlerken, “Bu ne?” diye sordu. Arabanın bir köşesin

den brandayı çıkarmasıyla altındaki parlak kırmızı metalik 

boya ortaya çıktı. “Vay anasını, bu 1987 model bir Porsche 

944.”

Cesaret edip yaklaştım. “Arabalar hakkında hiçbir şey 

bilmediğini sanıyordum.”“Ama ben bir erkeğim ve bir 1987 model Porsche 944’ü 

nerede görsem tanırım.”

Sesindeki huşudan, bu arabanın çok özel bir şey olduğu

Page 181: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 181/311

anlaşılıyordu. Oysa çok da matah bir şeye benzemiyordu. 

“Biraz boya işi var.”

“Evet, sanırım bu bir Porsche’un hurdalıkta olmasının 

sebeplerinden biridir. Bu rengin doğada kesinlikle bir eşi 

yok.” Sonra bana sırıtarak “Park etmek ister misin?” diye 

sordu.

Gergin bir şekilde “Ha-ha-ha,” diye karşılık verdim.

Parmaklarını şaklattı. “Mike’a prezervatifleri arabada bıraktığını söyledin. Bunları da istedin mi?”

Vosvos’un önüne doğru -m otor bagajdaydı- ilerlerken 

“Evet, doğru,” dedim. Anahtarımı kilidin içinde çevirdim  

ama kapak açılmıyordu; ön sağ çamurluk tahrip olduğu için 

bu şaşırtıcı değildi. Kapağı itip levyeyle kaldırdım, mücadele 

verirken “Prezervatiflerimi hatırladığın için teşekkürler,” 

dedim. “Bir fikrin var mı?”

Cevap olarak, koltuk değneklerini bırakıp beni itti ve  

tüm ağırlığını kapağı zorlamak için kullandı.

“Ona zarar verme!” diye yalvardım.

Bana baktı.“Tamam haklısın,” diyerek izin verdim. Arabam zaten 

tost olmuştu.

Hem Doug’dan hem de arabadan çıkan bir figanla kapak 

açıldı. Birkaç hafta önce parça kumaş dükkânından aldığım  

temiz halılarla kapladığım el değmemiş bagajımı görmemle 

gözlerim doldu. Olduğu gibi içeri göçmüştü. Zavallı Vösvos. 

Prezervatif kutusu bagajın en dibine kaymıştı. Ona uzanmaya 

çalışırken vücudumun yarısıyla bagajın içine düşmek üze-

Sarhoştum Hatırlamıyorum

185

Page 182: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 182/311

 Jennifer Echols

reydim. Doug düşmemem için eliyle belimi tuttu.

Prezervatif kutusu uzanabileceğim yerden daha da uza-

ğa kaydı ve garip bir şekilde kutuyu kavrayamadım. Doug’un

ılık eli belimin üzerinden tenimi yakıyordu.

Artık buna daha fazla tahammül edemeyeceğimi anla-

yınca kutuyu kaptım ve bagajdan dışarı çıktım. Çok yavaşça.

Doug’un eli tişörtümün altından sutyenime doğru sırtımı ok-

şuyordu.Ona döndüm.

Parmaklarını sırtımdan aşağı doğru kaydırarak tişörtüm-

den dışarı çıkarırken yüzünde herhangi bir ifade olmaksızın

 bana baktı. Benim tekrar Brandon’dan bahsetmeme meydan

okurcasına, masumca “Ne?” diye sordu.

“Sanırım, arabam bir metal küpe dönüştürülüp sonsuza

kadar yok olmadan önce, içinden her şeyi çıkarmam gerek.”

Prezervatif kutusunu ayaklarının yanına bırakıp ondan sıvı-

şarak şoför kapısına doğru koştum, kapı kolaylıkla açıldı.

Yerde ve şoför koltuğunun altında hiçbir şey yoktu. Haşat

olan yolcu tarafındaki ön konsol ile koltuk arasına başımıuzatmakta sıkıntı yaşadım ama başardığımda orada da hiçbir

şey olmadığını gördüm. Çarpmanın şiddetiyle açık kalan tor-

 pido gözü de boştu. Bunların hiçbirine şaşırmadım. İçinde

diz boyu şeker ambalajı bulunan Keke ve Lila’nın Datsun’

ımn aksine, oldukça temiz bir arabam vardı. Koltuğu öne çe-kip arkaya yöneldim.

Doug, şoför koltuğunu yerine itip, alçısını arabanın içine

doğru kaldırarak biraz homurtuyla oturdu. “Bir şey mi arı-

186

Page 183: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 183/311

Page 184: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 184/311

 Jen nifer Echols

“Tabii ki gerçekler.” Üzerinden atayıp kumlu zemini ta-

ramaya koyuldum. Şansıma Porsche’un altında yok olma-

mışlardı. Küpeleri kumun içinden alıp döndüm.

Kapısı açık duran şoför koltuğuna tekrar oturdu, ayağı

ve alçısı arabanın dışındaydı. Solgun ve hasta görünüyordu.

“Hayalet görmüşe benziyorsun. Ağrı kesici sana yara-

mıyor mu? Neyse işte, buldum onları.” Küpeleri kaybettiği

için bana parasını ödemesi gerektiğini düşündüğünü sanarak,küpeleri çıkarıp ona gösterdim. Kimseyi böyle bir şey yap-

maya asla zorlamazdım.

Başının ağrıdığını anlatırcasına ortaparmağını kaşının

üzerinde bastırarak gezdirdi. “Aklıma bir fikir geldi. Sence

 bunlar birkaç bin dolar eder mi? Çünkü bunları satıp parayı

 babanın uygun bulacağı daha yeni bir arabaya harcayabilir-

sin.”

“Bu müthiş bir fikir,” diyerek onayladım. “Ama yapa-

mam, bana bu küpeleri annem ve babam verdi.” Onları ce-

 bime attım.

“Satmana izin vermezler mi? Daha çok ihtiyacın olan bir şeyi alabilmen için bile mi? Ben kendi babama böyle bir

şey söyleyemem ama sen söyleyebilirsin.”

“Demek istediğim, bunlar annem ve babamın, geçen yaz

ayrılmadan önce, bana birlikte verdikleri son şeydi.” Kulak

memelerimi çekiştiriyordum, bu midemi bulandırdı. Ellerimi

indirdim.Kaşlarını çattı. “Peki neden küpelerini bulmak için dün-

yanın altını üstüne getirmedin?”

188

Page 185: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 185/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Omuzlarımı silktim. “Bir daha geri gelmeyeceklerini

düşündüm. Aynı bekâretim gibi.”

Güldü. Ben de onunla birlikte güldüm ama daha çok onu

gülerken izlemek istiyordum. Bir oğlan çocuğu gibi kızardı

ve gerçek bir insan gibi gözlerinin köşelerinden gözyaşlarını

döktü. Ona daha fazla yakınlaşamıyordum çünkü Brandon

 benim erkek arkadaşımdı. Ama Doug’la gülmek, ona sarıl-

mak istiyordum. Küçük bir parçam Doug olmak istiyordu.Gülüşünün üstüne “Şeninkini nasıl kaybettiğini bana an

latsana. O Destin’li kızla mı oldu?”

Güneş gözlerinin içine doğru parlayınca, gözlerinin ye-

şili şeffaflaştı, sığ suda kumların yer değiştirmesini izlemek

gibiydi. Omzumun üzerinden Porsche’a baktı ama biliyor-dum ki orada Destin’li kızı görüyordu. Kızın elini tutmuştu

ve birlikte okyanusa atlamışlardı. Kollarıyla kızın vücudunu

sarmış ve gelgitin gelmesiyle onu gevşekçe ılık suyun için-

de tutmuştu. Öğleden sonraya doğru kuruyunca şehre dönüp

turistler için hediyelik eşya satan dükkânlarda başıboş gez-

mişler ve hindistancevizi kabuklarından yapılan gizemli kor-

san heykellerine hayretle bakmışlardı. Izgara Denizkızı’nda

kıza bir hamburger ısmarlamıştı ve birlikte bir milkshake

 paylaşmışlardı. Kız tasasız ve rahat davranmaya çalışmış,

sıcak kaldırımlarda çıplak ayakla yürüyerek oldukça çılgın

davranmıştı. Kaldırımdaki bir kabukla ayak başparmağınıkesmişti. Akşam karanlığında onu sırtına alarak cipine taşı-

mıştı. Arabayla plaja gidip sevişmişlerdi. Her ikisi için de ilk

kezdi, birbirlerini seviyorlardı ve bunun bir anlamı vardı.

189

Page 186: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 186/311

 Jennifer Echols

Gözünü kırpıp bana doğru baktı.

Yutkundum ve ona yumuşak bir sesle, “Ne oldu ona?”

diye sordum.

“Mike ona benim ıslahevine girdiğimi söyledi.”

Başımı salladım. “Ben de böyle duydum, ama hiçbir

zaman bunu neden yaptığını duymadım.”

Omzunu silkerek, “Sanırım ondan hoşlanıyordu ya da

öyle bir saçmalık. Kendi başına bir kızla ilişki kuramadığıiçin başkasınınkini çalıyor.”

İyi bir dinleyici olduğumu anlatırcasına tekrar başımı

salladım. Bilgi edinmek için ona baskı yapan çok meraklı bir

dinleyici olduğumu belli etmeksizin “O zamana kadar sen ve

Mike yakın arkadaştınız, değil mi?”

Doug sakince cevap verdi, “Doğru”. Nereye ulaşmayaçalıştığımı biliyordu.

“Ve bu olaydan sonra birbirinizle konuşmadınız?”

“Kazaya kadar, evet.”

Cuma akşamı ne olduğuna bağlı olarak, bir sonraki so-

rumu sorarsam hafızamı kaybettiğimi anlayabilirdi. Gerçeği

 bulabilmek için ihtimaller üzerinden konuşup duruyordum.

Ona güvenmeyi seçtim. “Peki, neden Mike’ın arabasına bin-

din?”

Bana uzun uzun baktı. Kafamda bir delik açacak türden

yakıcı bir bakış veya omzunun üstünden boş bir bakış de-

ğildi, gözlerini kocaman açarak şaşırmış bir bakıştı. Derinyeşil gözleriyle ve siyah uzun kirpikleriyle bundan daha seksi

görünemezdi. Ve ben ona daha fazlasını yapamazdım çünkü

190

Page 187: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 187/311

Sarhoştum H atırlamıyorum

 beni fark etmişti.

Ya da etmedi. “Kaza yaptığımızda mı?” diye hayretle

değil, sanki aklı karışmış gibi sordu.

Ayağımı yere vurdum. Terliğimin etrafından bir kum

 bulutu yükseldi. “Evet kaza yaptığımızda.”

Kalçasına ellerini sürterek hurdalığa baktı, birden rahat-

sızca “Bilirsin, Gabriel hep sarhoş olmayacağını söyler ve

 partiye arabayla gider ama sonra sarhoş olur.”

Başımı salladım.

Cipimi okula bırakıp Gabriel’in arabasıyla partiye git-

tim, böylece parti sonrasında Gabriel’i Honda’sıyla eve bı-

rakabilecektim. Oradan da cipime yürüyerek gidebilirdim.”

Bu her şeyi açıklıyordu. Doug antrenman yaparken aslaiçmezdi. Hep insanlara şoför gibi hizmet ederdi. Onu dürttüm

“Ama?”

“Ama başkası erkenden gelip Gabriel’i aldı ve Mike da

cipimi alabilmem için beni okula bırakabilecek tek kişiydi.”

“Yani sen ve Mike, Kuzey’e doğru gidiyordunuz,” di-yerek düşüncelere daldım. “Yani çarpıştığımızda ben güneye

gidiyordum, plaja doğru. Eve doğru. Ama Brandon onunla

 birlikte olmadığımı söyledi. Peki neredeydim?”

“Kim bilir.”

Doug’a dik dik baktım. Bu alaycı yorumun tek bir anla-mı vardı. Şimdiye kadar bu alaycı laflarına tahammül etmiş-

tim. Ama onun benimle bu konuda dalga geçmesi... Bu ka-

darı çok fazlaydı.

Mega prezervatif kutumu kaldırıp kollarımla sardım.

191

Page 188: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 188/311

 Jennifer Echols

Ağır adımlarla hurdalığın diğer tarafına Benz’e doğru ilerle-

dim.Arkamda Vosvos’un hızla çarpan kapısını duydum. Me-

tal ve küt sesinden kapının menteşelerinden çıkarak düştü-

ğünü sanmama rağmen dönüp arkaya bakmadım.

”Zoey” diye seslendi.

TV’lerden oluşan bir kuleyle tekerlekli sandalye yığını

arasında durdum. Doug’a güveniyormuş gibi yapmamın al-

tında onun suyuna gitmek ve sözünü tutmayıp annemle ilgili

 bildiklerini herkese anlatmasına engel olmak yatıyordu. Ona

doğru geri yürümedim ama önümde bir kalkan gibi tuttuğum

 prezervatif kutusuyla arkamı döndüm. Hurdaların arasından

dönerek ilerleyen dar yoldan gelmesini bekledim.Bu akşam hava normalde Florida’da olduğu kadar sıcak

değildi ama koltuk değnekleriyle yanıma geldiğinde alnından

çenesine doğru iki damla ter aktı. “Ben hafıza kaybının bu

kadar derin olduğunu bilmiyordum Zoey. Bunu neden bana

söylemedin?”“Çünkü hafızanı kaybetmek kulağa delilik gibi geliyor!

Tıpkı annem gibi.”

Sanki bana farklı bir açıdan bakmasının yardımı ola-

cakmış gibi başını bir yana doğru eğdi. “Bu durum annenin

kinden farklı.”

“Ama ben aynıymış gibi hissediyorum.” Kutuyu koltuk-

altıma alıp tırnağımı kemirmeye başladım; normalde yapma-

dığım bir şeydi çünkü annem zayıflık göstergesi olduğunu

söylerdi; ayrıca manikürümü mahvediyordu.

192

Page 189: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 189/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Sonunda bu konuyu birisiyle konuşuyordum.

Konuştuğum kişi Doug Fox olsa da.

“Babam aynı şey olduğunu söyledi. Eğer Hawaii seya-

hatlerini mahvedersem beni onun yanma kapattıracağını söy-

lemişti.”

Doug gözlerini kapattı. Ağrısı var gibiydi. Başını salladı.

Koltuk değneklerinin birine yaslandı ve diğerini yerdeki las-

tik ucunun üzerinde döndürmeye başladı. Son günlerde keş-fettiği oyunlardan biriydi bu da. Bana bakmak yerine dönen

koltuk değneğine bakarak, “Kazayı hatırlamadığını söyledin

ama benim seni enkazdan çıkardığımı hatırlıyorsun. Ayrıca

sana stadyumda şımarık dediğimi de hatırlıyorsun.”

Güldüm. “Bütün güzel şeyleri hatırlıyorum.”

Koltuk değneğini çevirmeyi kesip bana baktı.

“Cumartesi günü gelip sanki berabermişiz gibi davran-

dığında bu yüzden aklım karışmıştı,” diye açıkladım. “Acil

serviste ne olduğunu hiç hatırlamıyorum.”

Gözlerini ayırmadan bana bakıyordu.

“Evet...?” diye dürttüm onu.Bir şey söylemedi.

“Evet, neler oldu?” diye ısrar ettim.

“O konuda kaygılanma,” dedi tersleyerek ve hafifçe dir-

sek atarak yanımdan geçip Mercedes’e doğru gitti.

Beni bu şekilde ortada bıraktığı için yüzüm ve göğsüm

öfkeden yanarken gidişini izledim.

Arabanın diğer tarafına geçti ve beş adımda koltuk değ-

neğiyle arabaya binme kurallarına uygun bir şekilde koltuğa

193

Page 190: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 190/311

 Jennifer Echols

oturdu.

Arkasından koştum. Sanki kelebekleme yüzüyormuşum

gibi öfkeyle katlanan tüm gücümü kullanarak koştum. Sü-

rücü tarafının kapısını açtım ve kutuyu koltuk başlığının üze-

rinden arka koltuğa fırlattım. Kutu yan cama çarptı ve önce

koltuğa, oradan da yere yuvarlanırken içinden birkaç paket

 prezervatif yere düştü. “Kaygılanma!” diye bağırdım. “Ne

 bok yedik, Doug?”Kollarını kavuşturmuş, başı pencereye doğru dönük,

gözleri kapalıydı. “Peki...” diye başladı.

Yapabildiğim kadar çabuk bir şekilde sürücü koltuğuna

oturup kapımı kapattım. “Sana daha önce de dediğim gibi...”

“Tamam...” dedi gözlerini açmadan.“Bu benim için çok önemli...”

“Evet...”

“ Ve senin de bana bu konuda bilgi vermemen hiç adil

değil!”

“Olan şuydu, sana seni sevdiğimi söyledim.” Vücudunu

ve kafasını hiç oynatmadan gözlerini açtı ve “işte öğrendin”

diyen gözlerle bana baktı.

Arabayı çalıştırdım ve hurdalığın otoparkından dikkat-

lice dışarı çıkardm. Ya da aralarına park ettiğim hurda ara-

 baların da arasından çıkarmış olabilirdim. Ofise yakın yerde

duran arabaların çalışıp çalışmadığı hakkında bir şey söyle-yemezdim ama aralarındaki Mercedes’in oraya ait olmadı-

ğını söyleyebilirdim.

Doug omuzlarını benden uzaklaştırıp pencereden dışa

Page 191: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 191/311

Page 192: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 192/311

 Jennifer Echols

madiğimi biliyorum ama bu şansımı kaybetmek istemiyo-

rum. Senin dediğin gibi, bana bir şans vermeni istiyorum.”

“İstiyor musun?”

“Evet,” dedim, “ama hemen şu anda değil. Çünkü Bran

don ’ la çıkıyorum...”

“Tanrım!”

“Ve aldatan kız olmak istemiyorum.”

“Evli değilsiniz Zoey!” diye bağırdı Doug. “Henüz.Bekle. Bu salak düşüncelerin yüzünden bir gün kendini

Brandon Moore’la evlenmiş bulacaksın.”

Gülmeye çalıştım ama daha çok öksürme sesi gibi çıktı.

“Daha  on yedi yaşındayım!”

“Ben de tam olarak onu diyorum.”Bana baktığını hissediyordum ama bir daha yoldan çı-

karım korkusuyla dönüp bakmadım.

Arabayı iskeleye park ettim ve bu şartlar altında olabil-

diğim kadar hoş bir şekilde, ”Tamam mı? İstersen seni eve

de bırakabilirim. Hesap işin var mı?”

“Evet.” Kapısını açtı ve arabaya tutunarak kendini dışarı

çekti.

“Bekle. Vakit henüz erken. Bir yerde hamburger yiyip

 biraz daha konuşabiliriz. Hesap kitap işlerin çok mu fazla?”

“Yığınla, sonra da güverteyi paspaslamam ve teknenin

altındaki midyeleri temizlemem gerekiyor.” Ön kapıyı kapa-tıp koltuk değneklerini almak için arka kapıyı açtı.

“Ciddiyim,” dedim omzumun üzerinden. “Bu konuyu

konuşmalıyız yoksa gittikçe büyüyecek.”

196

Page 193: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 193/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Konuşacak neyimiz kaldı ki?” diye sordu. “ Neden şitf1̂1

de ‘Ben Brandon’la çıkıyorum’ demiyorsun? Bu durum de"

ğiştiği zaman haber ver, sende telefon numaram var.” Kap1)1

çarptı.

Eve gitmeliydim, donmuş yemeklerden birini ıs ıtm ak'

dım, ödevlerimi bitirmeliydim, İngilizce dersi için kitap ok11'

malıydım ve televizyon izleyerek uykuya dalmalıydım.

Kendimle baş başa geçireceğim bu geceyi düşününce

kamıma ağrılar girdi. Son günlerde ödevlerime, kitaplara ve

hatta televizyona bile gittikçe daha zor odaklanıyordum.

yalnız kalmamıştım. Bütün odaların kapısında Doug ve 0ran'don, kollarını kavuşturmuş, kaşlarını çatmış bana bakıy°r'

lardı. Ve tabii ki babam tarafından kameralar üzerinden ger”

çekten izleniyordum.

Bunun yerine sahil yolunda yarım saat boyunca ileHe"

dim, Destin’deki alışveriş merkezine gittim. Açık havada r*13'

tematik ödevimi yaparken bir yandan akşam yemeğimi Ye”

dim. Madem yalnız kalamıyordum, o zaman kendimi ne ^e'

diye alacağı ya da üzerine neyin yakışacağı gibi derin kayS1'

lan olan bir kalabalığın içine atmak en güzeliydi. Bol b0*

kola içerek kitabın arkasındaki ekstra problemleri çözrrteye

dalmıştım. Yanımdan artık üçüncü kez geçen müşteriler bır' birlerine beni işaret edip fısıldaşıyorlardı. Çok uzun süfe^ır

aynı masada oturup matematik problemi çözüyordum.

Alışveriş yapmak için kalktım. Hiçbir şeye ihtiy^cirn

197

Page 194: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 194/311

Page 195: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 195/311

mediğini öğrenmek için dersin bitmesini beklemek zorunda

kalmayacaktım. Derslerde telefonlarımızı kapatıyorduk. Aksi

halde telefonları elimizden alıyorlardı. Okul girişindeki ban-

konun üzerinde duran akvaryum fanusunun içinde titreşen

cep telefonları yüzüyordu.

Ayrıca Doug’un arkasından da bu kadar sert bakmama

lıydım. Her nasılsa cumartesi gününden beri Brandon’dan

haber alamadığımı biliyordu. Bu sabah Brandon’a ümitsizcemesaj gönderdiğimi biliyordu. Ama Brandon beni umursu

yordu. Yemin ederim.

Zil çaldığında çantama uzanıp telefonumu açtım. Mesaj

yoktu.

Doug arkasını dönmedi. Omzunun üzerinden, çaktırma-dan bakmaya çalışıyordu. Biraz olsun oyunculuğu becerebil

seydim telefonumun üzerinde parmaklarımı dolaştırır, Bran

don’ın gönderdiği yalan mesaja yalandan cevap yazardım.

Tarih dersine kadar bunları düşünmedim.

Sonunda, ders arasında, Brandon’ın mesajını aldım. Do-

ug çoktan sınıftan çıktığı için artık pek önemi yoktu.

 Hatırlattığın iyi oldu. Stepane 'ye bir sorayım.

“Götürmesi için,” diye tamamladım Brandon’ın yerine.

Onunla sadece okula götürmesi için konuştuğundan emin-dim.

Sarhoştum Hatırlamıyorum

199

Page 196: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 196/311

 Jen tıifer Echols

Başlama yerinden suya atladım ve ayaklarımı çırpma-

mın beni en iyi hızlandıracağı yere kadar hareketsizce suyuniçinde kaydım. Sonra bütün gücümle ve anneme, babama,

Brandon’a ve Doug’a olan sinirimin etkisiyle yüzmeye baş-

ladım.

Brandon’a olan sinirim çok tazeydi. Stephanie Wetzel

onu yarışmaya getirmişti, tamam. Ama sürekli yanına gidip

geliyordu. Havuzdan onu selamlamak için baktığımda onu

Stephanie’nin kolasından bir yudum alıp geri verirken yaka-

lamıştım.

400 Metre Bireysel Karışık Stil Yarışı’nı kazanmaya ye-

min ettim. Daha önce hiç olmamıştı bu. Genelde altıncılık

ya da daha kötü dereceler alırdım. Brandon’m ilgisini tekrarçekmeliydim. Ona, futbol maçında o sayı yaptığında benim

duyduğum gururu tattıracaktım. Aslında o anda Doug beni

oyaladığı için tam olarak görememiştim ama bu cuma göre-

ceğimden emindim.

Doug’a da sinirlenmek için taze bir sebebim vardı, sanki

yeterli sebebim yokmuş gibi. Dün akşam gösterdiği takım

ruhundan bugün eser yoktu. Zamanının çoğunu telefonda

mesaj yazarak geçiriyordu. Destin’den, onun ıslahevine gir-

diğini bilmeyen bir kızla mesaj laşıyordu muhtemelen ve ben

neler yazdığını çok merak ediyordum. Benim, beklemeye

değmediğime karar vermiş olmalıydı.

Bu beni ilk turda rekor zamana ulaştırmıştı. Kulaç ara-

larında başımı duvardaki saate bakabilecek kadar kaldıramı

yordum. Ama suyun vücudumdan hiç olmadığı kadar hızlı

200

Page 197: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 197/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

geçtiğini hissediyordum ve yan kulvardaki Crestvievv ve Nic

eville’den gelen kızlar ortada yoklardı. Öfke müthiş bir şey-di.

Duvarı hızla ittim. Her nefes alışımda Doug’un ismimi

 bağırdığını duyuyordum. Tribündeki yüzlerce kişinin ve ha-

vuzun kenarındakilerin sesleri arasından onun sesini ayırt

edebiliyor olmam çok garipti. Özellikle de kulaklarım suyla

dolu olmasına rağmen. Eğer bana tezahürat yapmasının ona

olan sinirimi artırdığını ve benim daha hızlı yüzmemi sağla-

dığını düşünüyorsa gerçekten işe yarıyordu. Bu arada Bran

don’ın Doug kadar bana tezahürat yapmadığını fark ettim.

Brandon’ın zannettiğim kadar kıskanç olmadığına karar ver-

dim. Brandon, Stephanie’yle kola paylaşmıştı. Aslında Bran-don’m umurunda bile değildim. Kulacım çok güçlüydü ve

 bütün vücudum uyum içindeydi. Öfkeli, daha öfkeli, bu ya-

rışı kazanabilirim. Bir sonraki tur için takla atarak duvardan

döndüm.

Bir şey beni okyanusta dip akıntısının çektiği gibi, aşağı

çekiyordu. Beni çekiyor ve bırakmıyordu. Suyun altında çığ-

lık attım, su yuttum ve hangi yönün yukarısı olduğunu bilme-

den çıkmak için çırpındım. Bu şey beni aşağı çekiyor, ha-

vuzun içinden çıkmamam için üzerime bastırıyordu. Ama şu

anda tepemdeki güneşin sıcaklığından anladığım kadarıyla

 başım suyun üstündeydi. Hava yuttum, gözlüklerimi çıkar-dım ve annemle yüz yüze geldim.

201

Page 198: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 198/311

Page 199: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 199/311

 Jennifer Echols

sessizce söylemiştim. Belki sesimi alçak tutarsam kimse deli

annemin havuzun kenarına uzanıp bana yapıştığını fark et-mezdi. Crestview’dan ve Niceville’den gelen kızlar çoktan

duvara ulaşmış, ellerini kaldırarak bizi izliyorlardı. “Anne,

 beni bırak.”

Beni rahat bıraktı ama yine de tek bir eliyle bileğimi

sımsıkı tutmaya devam edip beni çekti. Tek kolumla havuz-

dan dışarıya tırmandım ve onunla aynı boyda ayakta durdum.

Koç hemen arkasındaydı, soru soran gözlemle bana bakıyor-

du. Onun arkasında ise bir hakem vardı. Yarışı durdurmuş

olmalıydı ama düdüğü duymamıştım. Üç yüzme takımının

farklı renklerdeki yüzücüleri kollarını aniden çıkan rüzgâra

karşı kavuşturarak bir araya toplandı. Herkes bize bakıyordu.

Brandon, Stephanie’nin kulağına bir şeyler fısıldadı. Doug

ise telefonla konuşuyordu.

Koça, “Ben onunla ilgilenirim,” dedim. Sonra hakeme

döndüm ve ona da “Ceza olarak kaybediyorum, her neyse,”

dedim. Sonra kolumu annemin beline doladım. Belini ıslat-tığım halde bunu fark ettiğini bile sanmıyordum. Onu okulun

önündeki kapıya doğru götürdüm. Tuhaf bir görüntümüz ol-

duğunu biliyordum çünkü annem hâlâ bileğimi bırakmamıştı.

Arkamızdan kalabalığın içindeki fısıltılar yükseliyordu. Göz-

lerim savaş vermekte olduğum yaşlardan yanıyordu.İkinci kapı da kapandıktan sonra kalabalık artık bizi gö-

remezdi. Bileğimi annemin elinden çekip onu kendime çe-

virdim. “Sen ne halt ettiğini sanıyorsun?”

Annem bana göz kırpıp bir adım geri gitti. “Rüyamda

Page 200: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 200/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

senin boğulduğunu gördüm.”

Ellerimi kalçama koydum. “Kötü bir rüya gördüğün için

 bir akıl hastanesinden çıkmana izin mi verdiler?”

Annem boğazını temizledi. “Sanırım ben kaçtım.”

“Akıl hastanesinden mi kaçtın?” Sesim birkaç araba ve

otobüsün bulunduğu okulun açık otoparkında eko yaptı.

Annem omuz silkti. “Beyin ameliyatı değildi ya!”

“Kırk beş dakika uzakta. Kahrolası Fort Walton’dan bu-raya nasıl geldin?”

Annem bu kez kahrolası kelimesi için gözlerini kırp-

madı bile ve bu kötü bir işaretti. “Taksiye bindim.”

Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim ya da en azından

 bunu yapmayı denedim ve plastik boneyle gözlüklere takıl-

dım. Seninle ne yapacağım?  diye sordum kendi kendime. Bu

annemin beni yedinci sınıftayken, Keke ve Lila’yla Beach

Reads’te buluşmak için baklava desenli çoraplarım ve jim-

nastik şortumla kaçmaya çalışırken yakaladığı sırada sorduğu

sorunun aynısıydı. Şimdi ne yapacaktım? Otoparka baktım

ve bir polis arabasının bize doğru geldiğini gördüm.Memur Fox bir kez daha yardımıma koşmuştu.

Hemen yanımıza park edip dışarı çıktı. “Merhaba, avu-

kat hanım!”

Annem gülümsemeden, “Merhaba Cody,” diye karşılık

verdi.

Cody park engelini dolanıp sanki yıllık mezunlar top-

lantısında bir araya gelen üç eski dostmuşuz gibi bize katıldı.

“Hastanedekilerin sizin için endişelendiklerini duydum. İs-

205

Page 201: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 201/311

 Jenrıifer Echols

terseniz sizi bırakabilirim ya da.. ,”Doğruca bana bakıp sonra

yeniden anneme odaklandı. “Sizi Zoey de bırakabilir.”

Annem başıyla onayladı. Tartışmadı. Bu kötü bir işa-

retti, çok kötü bir işaret.

Memur Fox, parmağıyla havuzu işaret etti. “Zoey, sen

neden gidip kuru bir şeyler giymiyorsun, sonra bizimle bu-

rada buluşabilirsin. Doug’a burada olduğumuzu haber vere-

 bilirsin.”“Pekâlâ,” dedim ve annemi ilk seferinde olduğu gibi

Memur Fox’a bıraktım.

Doug giriş kapısının hemen yanında koltuk değnekleri-

ne yaslanmıştı. Annemi geri götürmesi için ağabeyini ara-

mıştı. Ya da ağabeyi annemin kaçtığını haber vermek içinona mesaj atmıştı. Ne olup bittiğini en son öğrenecek kişi ben-

dim.

Doug’un yanından geçtim, başka bir eleme yarışı baş-

lamıştı. Benim mahvettiğimi tekrar etmiş ve yeni bir tane

 başlatmış olmalıydılar. Çünkü panoda BENNETT yazıyordu.

Keke mi yoksa Lila mı olduğuna karar veremedim. Elemele-

rin sıralamasını ya da kimin hangi yarışta yüzdüğünü hatır-

layamadım. Kontrolümü kaybediyordum.

Kalabalık umurumda değildi. Sudaki yarışmacılar için

tezahürat yapıyorlardı. Sadece birkaç izleyici arkadaşlarını

dürtüp başlarıyla beni işaret etti. Brandon olağandışı hiçbirşey olmamış gibi Stephanie’yle oturmaya devam ediyordu.

Belki de tuhaf hiçbir şey olmamıştı.

“Ne oldu?”,diye sordu Doug ve kaçabileceğimi düşüne-

206

Page 202: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 202/311

Sarhoştum Hatırlamiyonun

rek önüme geçip yolumu kesti.

Arkamda kalan dünyayı elimle işaret ederek “Ağabe-

yinle birlikte,” dedim.

“İyi mi?”

“İyi değilse de artık arabası bana kalır,” diye dalga geç-

tim.

Doug’dan birkaç adım uzaklaşmıştım ki, şiddetli bir

mide bulantısıyla sarsıldım. Arabası bana kalır, cümlesi bo-ğazıma takılmıştı. Annem hayatının geri kalanını bir akıl has-

tanesinde geçirebilirdi ve benim ağzımdan çıkan, arabasının

 bana kalabileceği miydi?

Giysilerim kızların soyunma odasındaydı ama ben doğ-

ruca havuzun kenarında izleyiciler için olan tek kişilik tuva-

lete yöneldim. Eğer içeride biri olsaydı ve ben kapıda kalsay

dım, ne yapardım bilmiyorum. Olan biten her şeyden sonra

 bir de yüz elli kişinin önünde kusamazdım. Neyse ki tuvalet

açıktı, soğuk ve boştu. Sakin bir şekilde kapıyı arkamdan ka-

 pattım, kilidi çevirip hızla tuvalete koştum.

Midemde korkunç bir ağrıyla iki büklüm halde defalarca

sadece öğürdüm. Sanki öğürme yeterince kötü değilmiş gibi

 bir de titreme baş göstermişti. Ağlıyordum ve yüzüm halka

açık bir tuvaletin içine gömülmüş haldeydi. İşte tam o an

kendimi aynada gördüm. Odanın diğer ucundaki aynada hal-

ka açık bir tuvalette aile sorunları içinde kaybolmuş bir kızvardı. Ve o kız ben olamazdım.

Makineli tüfeği andıran bir ses tuvaletin kapısında yan-

kılandı. Başımı kaldırdığımda, birilerinin metal kapıya vur-

207

Page 203: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 203/311

 Jenrıifer Echols

duğunu fark ettim. “Ben iyiyim,” diye seslendim ve ayağa

kalktım. Kendimi daha iyi hissedebilmek için kusmuş olmayı

isterdim ama artık hiçbir şeyin bana kendimi daha iyi hisset-

tirmeyeceğini biliyordum.

îyi, kapıya vurmayı bırakmışlardı. “Ben iyiyim,” dedim

 bir kez daha. Sonra birden alnımda ve yanaklarımda soğuk

 bir şey hissettim. Yerde yatıyordum. Bayılmış olmalıydım.

İslak bir mayoyla halka açık bir tuvaletin zemininde öyleceyatıyordum. Ne harika!

Yavaşça ayağa kalkmaya çabaladım. Ellerimle yere bas-

tırarak hafifçe kendimi kaldırdım, iğrenç bir şeydi ama en

azından yüzümün yere değmesinden iyiydi. Sırtımı duvara

yaslamadan önce iki derin nefes aldım; ayağa kalkmayı ko-

laylaştırmaya çalışıyordum. İçimden bir ses kapıdaki ısrarlı

kişinin er ya da geç içeri dalacağını ve benim en azından o

 bunu yaptığında ayakta olmam gerektiğini söylüyordu.

Gerçekten de kilit kendi kendine döndü. Büyük bir ola-

sılıkla yanaklarıma yer zeminin izleri çıkmış olmalıydı. Hızla

lavaboya koştum ve yüzüme su vurup, düşmemek için diğerelimle duvara tutunmaya devam ettim.

Kapı hızla açıldı. Okulun yaşlı temizlik görevlisi içeri

 başını uzattı. “Zoey?”

Yüzümü kurulamak için kâğıt havluya uzanırken “Mer-

haba Bayan Roberts,” diyerek adeta şakıdım. “Beni kontrolettiğiniz için teşekkür ederim.”

Yüzü kapı aralığından kayboldu. Doug içeri girerek om-

zuyla kapıyı itti. “Ne yapıyorsun?”diye sordu.

208

Page 204: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 204/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

O kadar yüksek sesle, “Biraz yalnız kalmaya çalışıyo-

rum,” diye bağırdım ki başım yeniden döndü. “Kahretsin,

 biraz yalnız kalamaz mıyım?”

Doug da “Hayır,” diyerek bana karşılık verdi. “Ortadan

kaybolup kendini tuvalete kilitleyemezsin, hem de annen.”

Kâğıt havluyu sıkıp küçük bir top haline getirdim ve ona

fırlattım. Top göğsünden sekti. Birlikte yere düşmesini izle-

dik. Delirmediğimi biliyordum. Son derece normaldim çün-kü içimdeki topu alıp hızla çöpe atma isteğini bastırmıştım.

Yere çöp atmayı sevmezdim.

“Bayıldın, öyle değil mi?”

“Hayır.”

“Buraya gel,” dedi ve değneklerini bir kolunun altına

alıp diğer koluyla bana sarıldı.

“Hayır,” diye bağırdım. “Bana dokunma. Ve çekil yo-

lumdan.”

O kadar şaşırmıştı ki kenara çekildi. Dışarı çıktım.

Ve yüzme takımının havuzda olmayan neredeyse tüm

ekibiyle yüz yüze geldim. Çevremi sarmışlardı.

Gözlerine bakmadan yanlarından geçip soyunma oda-

sına gittim.

Doug usulca, “Onunla birlikte git,” dedi.

Kiminle konuştuğunu görmek için arkama bakmadım.

 Ne de olsa hiçbir anlamı yoktu. Soyunma odasında anidengelen bir üşüme sonucu titreyen parmaklarla kilide şifremi

girdim. Giysilerimle birlikte arkamı döndüğümde Lila orada

dikilmiş duruyordu. Kollarını bir havluyla sarmıştı, bana ba-

209

Page 205: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 205/311

 Jennifer Echols

kıyor ve tek kelime etmiyordu. Lila, Keke ya da Stephanie

olması fark etmiyordu. Artık hepsi annemle ilgili gerçeği bi-

liyordu.

İkimiz de başımızı dışarıdan gelen gürültüye çevirdik.

Doug kızlarla erkeklerin soyunma odasının arasındaki kori-

dorda birilerine bağırıyordu. “Brandon, git kendini becer!

Harika zamanlama aşağılık herif!”

Doktorlar beyin ölümü gerçekleşmiş hastaları, makine-lere bağlı bir biçimde hayatta tutabiliyorlardı. Eğer beyin

ölümü gerçekleşmiş insanları yürütebiliyor, konuşturabiliyor

ve ananaslı buzlu içecek standına doğru gitme isteğini uyan

dırabiliyorlarsa buna en iyi örnek sanırım ben olabilirdim.

Etrafımda olup biten her şeyin farkındaydım ve zombi Zoey,

Doug Fox’un onun erkek arkadaşına aşağılık herif diye ba-

ğırmasına herhangi bir tepki göstermemişti. Gözlüklerimi ve

 bonemi çıkardım, dolabımdaki askıya astım. Hızla ıslak ve

karmakarışık haldeki saçlarımı taradım. Giyinip hâlâ bana

 bakmakta olan Lila’nın yanından geçip gittim.

Bu kez kapıda beni Brandon karşıladı. Gerçek şu ki,onun da bana herhangi bir şekilde sarılmasını istemiyordum.

Ama adeta tüm kapıyı kaplamıştı ve onu geçmeye çalışmak

gereksiz bir karmaşaya neden olabilirdi. Doğruca ona yürü-

düm. Büyük kollarıyla beni sardı.

Omzunun üzerinden baktığımda Doug’un, değneklerineyaslanıp beni izlediğini gördüm. Ya da Brandon’ı izliyor ve

 benden kaçmadığından emin olmaya çalışıyordu. Brandon’a

destek olmuş ve yaz boyunca yaşadığı sayısız aşk ilişkisini

210

Page 206: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 206/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

atlatmasına yardımcı olmuştum. Onu her zaman dinlemiş ve

asla şikâyet etmemiştim. Bir seferinde sarhoş bir şekilde ge-

cenin bir yarısı uyanmış ve sızlanmak için beni aramıştı. Onu

konuşarak sakinleştirmiştim ve bunun nedeni ondan hoşla-

nıyor olmam değildi. O zamanlar sadece onu önemsediğim için

 bunu yapmıştım.

Ve şimdi Brandon’ın gelip bana sarılması için görünen

o ki Doug’un ona bağırıp çağırması gerekiyordu.Artık insanlar anneme ne olduğunu bildikleri için her

şey böyle olacaktı.

Bana yeterince uzun bir kucaklaşma gibi geldiği için

ona kadar saydım, daha sonra kendimi geri çekip Brandon’a

gülümsedim. “Geldiğin için çok teşekkür ederim. Belki sonragörüşürüz.”

İri ellerinden biriyle altın sarısı saçlarını karıştırdı. “Ne

zaman istersen beni arayabilirsin,” dedi. Sanki bu kız arka-

daşı olmanın verdiği otomatik bir ayrıcalık değilmiş gibi.

Sanki bana bir iyilik yapıyormuş gibi.

Yürüyerek yanından geçip havuza ve tribünlere doğru

ilerledim. Bu yolu son bir kez daha geçecektim. Keke’nin

elemesi bitmişti ve şimdi takımın geri kalanıyla birlikte titre-

yerek kenarda dikiliyordu. O ve Lila tıpatıp ikizler olmaya-

 bilirlerdi ancak öfkeli bakışları kesinlikle aynıydı. Gözlerimi

ilerideki kapıdan ayırmadım.Kapının dışında ilk kez güneşin battığını gördüm. An-

nem ve Memur Fox, okulun hemen önünde, otoparkın ışık-

landırmasının altında bir palmiye ağacının çevresindeki alçak 

211

Page 207: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 207/311

 Jennifer Echols

1

duvara oturmuşlardı. Bu mesafeden ne konuştuklarını duya

mıyordum ama sıradan bir sohbet yapıyormuş gibi görünü-

yorlardı. Memur Fox’un bacakları ayrıydı ve elleri dizlerinin

üzerindeydi. Tam da Memur Fox’tan bekleyebileceğiniz bir

oturma şekliydi bu. Oysa annem bacaklarını zar if bir şekilde

çapraz yapmış ya da beton bir duvara oturmayı reddetmiş ol-

malıydı. Ama dizlerini göğsüne doğru çekmiş, cenin pozis-

yonu almıştı. Ona ulaşmadan öne ve arkaya doğru sallanma-ya başlarsa, banyoya dönüp bu kez gerçekten kusacaktım.

Arkamdaki kapı bir hapishanenin demir parmaklıkları-

nın kapanma sesi gibi gürültülü bir şekilde kapandı. Doug,

“Zoey,” diye seslendi.

Durdum ve ona döndüm.“Annenle birlikte polis arabasında gidebilirsin,” dedi.

“Ağabeyim seni eve bırakacak.”

Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Plan bu de-

ğil. Onu ben götüreceğim. Ağabeyin onu götürebileceğimi

söyledi.”

“Daha yeni tuvalette bayılmışken onu Fort Walton’a

kadar sen götürmeyeceksin,” diye karşılık verdi Doug.

“Kendimi kötü hissetseydim araba kullanmazdım. Beni

ne zannediyorsun, deli mi?” Çiçekliğin oraya doğru yürürken

annemin dikkatli bir şekilde sallanmaya başladığını gördüm.

“Hadi gidelim.”Beni takip edip etmediğini görmek için arkama bakma-

dım. Karşı koyduğu takdirde Memur Fox şok tabancasıyla

ona müdahale edebilirdi. Ama annemin adımlarının otopark 

212

Page 208: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 208/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

da dahil her yeri kaplayan kumda çıkardığı sesleri duydum.

Adımları Benz’in arkasında durdu. “Araban nerede?” diyesordu.

“Parçaladım.”

Tepki yok. Hem de hiç. Ardından monoton bir ses to-

nuyla, “Baban nerede?” diye sordu. Tabii ki babamın Ha

waii’ de hamile sevgilisiyle evlenmek üzere olduğunu hatır-

lamıyordu. Annem delirmişti.

“İş için seyahate gitti.” Benz’in kapılarını açmak için

düğmeye basıp arabaya bindim. Otoparktan yola çıktığımda

dikiz aynasına baktım ve Memur Fox’un arabasının yolcu

koltuğunda oturan Doug’la birlikte beni yakından takip etti-

ğini gördüm.Kuzey’e doğru yol aldım ve körfezi dolanan karayolun-

dan devam ederek en hızlı şekilde Fort Walton’a ulaşmaya

karar verdim. Görülebilecek hiçbir şey yoktu, sadece farların

ışığında aydınlanan yol kenarındaki bitkileri fark edebiliyor-

dum. Doğuya, Panama City’ye doğru dönmüş olsaydım ara-

daki farkı anlamayabilirdim. Tüm yollar birbirine benziyor-

du.

Birden “Neye dönüştüğünün farkında mısın?” diye pat-

ladım.

Annem tepki vermedi. Tüm yol boyunca camdan dışarı

 bakarak ve sanırım elleri terlediği için onları kalçalarına sür-

tüp kurulayarak geçirdi. Sanki mahkemedeki başka bir avu-

katın elini sıkmadan önce onları kurulaması gerekiyordu.

“O tımarhaneden kaçtın,” dedim. “Bundan sonra yapı-

213

Page 209: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 209/311

 Jennifer Echols

lan tüm şakaların konusu sen olacaksın. Hatta yoldan geçen

tavuk şakasındaki tavuk bile artık sensin!”

“Bu kimyasal bir dengesizlik,” diye fısıldadı cama doğ-

ru.

“Evet, doğru. Ve sen o kimyasal dengesizliğini bir er

lenmayer şişesine doldurup bir güzel karıştırdın.” Göstere-

 bilmek için elimi vahşi bir şekilde savurup konuşmaya

devam ettim. “Ve hepsini okulumun üzerine döktün!” Kol-larımı patlamanın şiddetini göstermek istercesine iki yana

açtım. Bir yanım ona bunları söylediğim için kendimi çok

suçlu hissediyordu. Ama kendimi durduramıyordum. Öfke,

 panikten milyon kat daha iyiydi.

Annem hareket etmedi. Konuşmadı. Ama göz ucuyla

ona baktığımda Benz’in panelinden yansıyan ışıkta yanağın-

dan süzülen yaşları görebiliyordum.

Az da olsa, annemin akıl hastanesinin çevresindeki or-

mana doğru kaçmasını ve palmiye ağaçlarının arasında kay- bolmasını beklemiştim. Ardından Memur Fox peşine düşe-

cekti. Annem şaşırtıcı bir şekilde birkaç gün sonra yolun ke-

narında, dizleri Florida ağaçlarının affetmeyen dalları tara-

fından çizilmiş bir halde bulunacaktı. Sanki son modaymış-

çasına üzerine geçirdiği çöp torbasına açtığı deliklere ellerini

geçirmiş, gözleri boş bakıyor olacaktı. Ve bu kez fotoğrafıçekilip gazete sayfalarında basılacaktı.

Ama bunların hiçbiri olmadı. Annem benimle birlikte,

214

Page 210: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 210/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ayakkabılarından tıraş bıçağı çıkarmadan ya da herhangi bir

krize girmeden sessizce hastaneye doğru yürüdü. Danışma-daki görevliye kim olduğumuzu söylediğimde, dört güvenlik

görevlisi yanımızda bitti. Annemin kollarına girdiler ve kori-

dorda gözden kayboldular. Çevredeki herkese parlak bir deli

ellerinden kaçtığı zaman onu nasıl toparladıklarını göstermek

ister gibi bir halleri vardı.Danışmadaki görevli beklememi istedi. Sonunda bir deli

doktoru beni avludaki bahçeye çıkardı. Baloncuklar çıkaran

fıskiyenin çıkardığı sesler ve büyük olasılıkla lobotomi gör-

müş adamların tırnak makasıyla budadıkları zakkumların

güçlü kokuları eşliğinde; doktor bana en azından karşıdan

karşıya geçen tavuk hikâyesinden daha iyi, ironik ve bir o

kadar da can alıcı şeyler anlattı. Can alıcı noktaları kafamda

tekrar gözden geçirirken hastanenin çıkışına doğru yürüdüm;

 böylelikle onları Doug’a doğru şekilde anlatabilirdim.

Benim otoparka doğru yaklaştığımı görünce polis ara-

 basından indi. Önce kapı açıldı, ardından değnekler ve sağ-

lam ayağı göründü ve sonunda kendini yukarı kaldırarak

dışarı çıktı. Açık kapıdan destek aldı ve kalçasıyla iterek ka-

 pattı. Daha sonra arabanın önüne doğru ilerledi, kaputun üze-

rine zıpladı ve eminim ki ağabeyini daha iyi kızdırabilmek

için rahat bir yer arandı. Eliyle yanındaki yeri işaret etti. Polis

arabasının içinde oturmakta olan Memur Fox’tan onay almak

için yüzüne baktım ama o güç bulmak için dua edercesine

tavana bakıyordu.

Doug’un yanma kaputun üstüne tırmandım. Her ne

Page 211: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 211/311

 Jennifer Echols

kadar gece çökmüş olsa da, ıslak mayoyla dolaşmadığım için

hava beni ısıtmıştı. Ve hastanenin koridorları sanki içeridekiinsan örneklerini korumak istiyorlarmışçasına buz gibiydi.

Popomu ısıtmakta olan motor kapağının sıcağıyla gevşedim.

Doug beni seyrediyordu.

Hatırladığım can alıcı cümleleri ona aktardım. “Doktor

en başta annemin depresyonda olduğunu düşündüklerini söy-

ledi. Ne de olsa intihara kalkışmıştı. Bu nedenle ona antidep

resan verdiler ama bu onu manik nöbetg sürükledi. Bu da

insanların akıl hastanesinden kaçıp kızlarım tam da bir ele-

meyi kazanmak üzereyken havuzdan çekip çıkarmalarına se-

 bep olurmuş. Ve ilacın onu neden bir manik nöbete soktu-

ğunu bilmek ister misin?”

Hayır, neden? Doug’un kuru bir sesle böyle söylemesi

gerekiyordu, böylece beni bir sonraki can alıcı cümleye ha-

zırlayacaktı. Ama onun yerine iri yosun yeşili gözleriyle beni

izleyip hayır anlamında başını iki yana salladı.

Ben de ağzımdaki baklayı çıkardım. “Çünkü annem sa-dece depresyonda değil. Annem de aynı zamanda bipolar bo-

zukluk var. Bunu anlamaları için bir buçuk hafta geçmesi ve

annemin hastaneden kaçması gerekmiş. Oysa ben onlara en

 başından söyleyebilirdim. Demek istediğim neyi olduğunu

 bilmiyordum ama onlara birkaç haftadır depresyonda oldu-ğunu anlatabilirdim. Onlara bunun bazı haftalar doktordan

uyku ilaçlan alacak kadar arttığını ve böylece yeniden dep-

resyona girip sonunda intihara kalkıştığını söyleyebilirdim.

Ve böylelikle çoktan ona ne olduğunu anlamış olurlardı.”

216

Page 212: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 212/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Bu kez Doug söylemesi gerekeni biliyordu. “Peki, ne-

den daha önce anlatmadın?”

“Çünkü bana sormadılar. Onu görmeme izin vermediler.

Babama insanlar intihara kalkıştıklarında ailelerinin sorunun

 bir parçası olduğunu ve bu yüzden de delilerin tedavi olurken

ailelerini görmelerine izin vermediklerini söylemişlerdi.”

Doug gülmedi ya da bana ağzı açık bir şekilde bakakal-

madı. Sadece bana bakmaya devam etti. Her İngilizce sına-vında sınıftaki en yüksek notu almış olmasına karşın; yine

de bu durumla ilgili yaptığım ince alayı anlamamıştı. Bunu,

“Senin onun delirmesine yardımcı olduğunu söylemediler.

Demek istedikleri baban bir çalışanını becerdi. Ama bir hasta

onlara geldiğinde ilk başlarda böyle şeyleri bilmezler. Her ih-

timale karşı herkesi hastalardan uzak tutmak zorundalar,”

diye karşılık vermesinden anlamıştım.

“Anlamıyorsun,” dedim. “Eğer onunla birlikte acile gel-

diğimde doktorlar beni sorun çıkaran bir çocuk olarak gör-

mek yerine bana biraz itibar etselerdi, olan biten tüm bu so-

runları engellemiş olabilirdim!”Şimdi Doug ağzı açık bir halde beni bir kütüphane m e-

muru ya da çift odaklı gözlüklerinin arkasından bakan belalı

 bir bakıcı gibi bana bakıyordu. Daha da kötüsü, ağzı açık bir

haldeyken bana uzun siyah kirpikleriyle bakıyor olmasıydı.

Bunun farkında olmadığı halde son derece seksi bir şekilde

 beni yargılıyordu. Ve benim ancak hatırlatıldığı zaman bana

sarılabilen bir erkek arkadaşım vardı.

Motorun üzerinden aşağıya kayıp, “Sana hiçbir şey an

217

Page 213: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 213/311

 Jennifer Echols

latmamalıydım,” diye homurdandım.

Ben daha ondan uzaklaşamadan, “Hey,” diyerek elimi

yakaladı. “Senin benden beklediğin gibi davranmıyorum. Ne

yapmamı istiyordun ki?” Öne doğru eğildi, elimi çok sıkı

kavramıştı. Eğer onu yanlış anlamıyorsam son derece cid-

diydi.

Bırakması için elimi sallayıp kollarımı göğsümde ka-

vuşturdum. “Benimle birlikte gülmeni, öfkelenmeni ve bu-rada oturmak, bana bakmak ve benim için üzülmenin dışında

 bir şey yapmanı bekliyorum.”

Hâlâ bana bakıyor ve anlamıyordu.

“Bu kalıtımsal.” Hızlı bir şekilde konuşmaya devam

ettim. “Doktor bana uyarı belirtilerinin neler olduğunu anlat-

tı. Depresyon...Bu zaten apaçık. Sonra bu insanlar birden

delirebilirmiş. İşkolik olurlarmış. Her şeyle ilgilenmek ister-

lermiş.”

“Ama bu senin doğal halin.”

“Düşüncesiz olurlarmış,” diye ekledim.

Doug başını kaldırdı. “Ne gibi? İlk buluşmada sevişmek

gibi mi?”Adeta cırladım, “Brandon ve ben birbirimize âşık...”

Doug uzandı ve iki parmağını dudaklarıma bastırdı. “An-nenin bir şişe uyku ilacı yuttuğu gece Brandon’la seviştin.

Bana göre bu senin bipolar bozukluğun varmış anlamına gel-

miyor. Bu senin perişan bir halde saçma sapan davrandığını

gösteriyor. Deli olduğunu değil.”Memur Fox polis arabasının içinden “Bu kız deli,” diye

homurdandı.

218

Page 214: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 214/311

V  

12

Memur Fox’a kısık gözlerle baktım ama hastanenin ışık-

ları ön camdan yansıdığı için arabanın içini tam olarak göre-medim. Sanırım dördüncü kez onun bir şey söylediğini duyu-

yordum. Bir polis memuruna küfür etmeden önce onu doğru

duyup duymadığımı kontrol etmek istedim.

Görünen o ki, onu doğru anlamıştım. Doug gülümsedi.

“Ağabeyim senin deli olduğunu ve kendine gelmen gerekti-

ğini düşünüyor.”

Gözlerimi kapadım, derin bir nefes alıp gözlerimi açtım.

“Neden?”

Doug her zamanki alaycı ses tonuyla konuştu. Eğer yü-

züne bakmadan onu dinliyor olsaydım, bir şeylerin ters git-

tiğini asla anlamazdım. Ama konuştukça başı gergin bir ipinüzerindeki top gibi sallanıp duruyordu. “O gün anneni bul-

duğunda oldukça sakindin. Ağlamadın.”

Bunu hiç düşünmemiştim. Ama şimdi olanları değerlen

219

Page 215: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 215/311

 Jennifer Echols

dirmek için kendime izin veriyordum... On yedi yaşındaki

 bir kız annesini intihar girişiminden hemen sonra bulup hiçağlamaz mı? İşte bu gerçekten de kulağa çılgınca geliyordu.

Doug’un yeşil gözlerine konsantre oldum. “Evde oldu-

ğunu biliyordum çünkü arabası otoparktaydı. Ama içeri gir-

diğimde ışıklar kapalıydı ve hava soğuktu.” O kavurucu ak-

şamüzeri buz gibi, karanlık odaya girdiğim ana ait hatıralarla

 birlikte tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.

Doug motorun üzerinden kayarak indi ve tek bir değ-

nekle dengede durarak bana doğru geldi.

“Onu yatağında buldum ve öldüğünü biliyordum. Ne

yaptığını tam olarak biliyordum. Günün ortasında bile sürekli

uyuyordu ama elini yastığa koymak gibi bir tuhaflık vardı.”

Parmaklarımı o pozisyonu göstermek için uzatarak, bir ölü-

nün bana nasıl göründüğünü, parmaklarının nasıl gevşedi-

ğini, avucunun açıklığını ve zayıflığını ona göstermeye

çalıştım.

Doug’un eli avucumu kavradı.“Ve sonra ona dokunduğumda yaşadığını anladım.” El-

lerimize bakarak anlatmaya devam ettim. “O kadar rahatla-

mıştım ki. Ne kadar rahatladığımı ve mutlu olduğumu hayal

 bile edemezsin. Büyük ihtimalle 911 kayıtlarında kahkahalar

 bile attığımı duyabilirsin. Kendimi yaşayan en şanslı insangibi hissettim. Ağabeyin geldiğinde ve onunla birlikte am-

 bulansın arkasında hastaneye gittiğimizde bile hâlâ böyle his-

sediyordum. Ancak, hastanenin bekleme odasında otururken

annemin böyle kalabileceğini düşünüp korkmaya başladım.

220

Page 216: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 216/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Oh, Tanrım.”

Ben yıkılmadan Doug öne gelmiş ve bana yüzümü sak-

lamam için bir yer vermişti. Florida Eyalet Üniversitesi ti-şörtünde hıçkırıklara boğuldum. Bir kez başladıktan sonra

kendimi durduramadım ve boğuluyormuş gibi bir ses çıkar-

dım. Bu öyle güçlü bir sesti ki, annem hastanenin bahçesin-

deki yollan süpürüyorsa beni duyabilirdi, aynı taşı tekrar

tekrar anlamsızca süpürüyor olsa bile.

“Şişşt,” dedi Doug. Parmak uçları kalın saçlarımın ara-

sından geçip enseme dokunana dek başımı okşadı. Diğer ko-

lunu değneğini de tutabilecek tuhaf bir açıyla bana sarmıştı.

Ve başımı öptü.

Bu daha çok ağlamama neden oldu. Kendimi akıntıya

kapılmış, okyanusun dibine çekiliyor gibi hissediyordum.“Bunu bana neden yapıyorsun?”

“Şişşt. Sadece iyi olduğundan emin olmak istiyorum.”

Uzun süre ağladım. Birkaç dakikada bir ondan uzakla-

şıyor, burnumu çekiyor ve kendime gelmeye çalışıyordum.

Ama yüzüne bakıp gözlerindeki yaşlan gördüğümde kendimi

yeniden kaybediyordum. En azından çevremizde bana göz-

lerini dikip bakan kimse yoktu. Otoparkta bizim ve Memur

Fox’un dışında kimse yoktu. Ve herhalde hıçkırarak ağlayan

 biri, hastanenin dışında sık sık rastlanan bir durumdu. Tüm

 bu zaman boyunca Doug parmaklarıyla boynumda daireler

çizmeye devam etti.Son bir kez burnumu çekip derin bir nefes aldım, yorgun

düşmüştüm ama iyiydim. Yeniden Memur Fox’un arabasının

221

Page 217: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 217/311

 Jennifer Echols

üstüne tünedik. “Şimdi ne yapacağım?”

“Bekleyeceksin,” dedi Doug.

“Onu zaten yaptım,” diye iç geçirdim. “Onu ziyaret et-

meme izin vermiyorlar. Buraya geldiğinden beri kendini ha-

zır hissettiğinde beni arayabileceğini biliyordum. Ama beni

hiç aramadı. Onun yerine yüzme yarışıma geldi ve Grendel

canavarının annesi gibi beni çılgınca havuzun içinden çekip

çıkardı.”“Hımm.” Doug söylediklerime az da olsa gülmüştü.

“Artık sorunun ne olduğunu bildiklerine göre her şey daha

farklı olacaktır.” Elimi sıktı.

Hangi hastane camının ona ait olduğunu merak ettim.

Eğer ön tarafa bakan bir camı varsa belki de şimdi beni gö-

rebiliyordu. Tabii bir camı varsa. “Yüzme elemesindeki in-

sanlar onunla ilgili ne söyledi?”

“Tahmin ettiğin şeyler.” İki eliyle beni omuzlarımdan

kavrayarak kendine çevirdi ve biraz sarstı. “Zoey, birçok in-

san ne olduğunu bilmiyordu. Yüzme takımındaki kimse bil-

miyordu. O nlar.. Keyifsiz bir şekilde kıkırdadı. “Şaşırdılar.

Ama annen bir kamu avukatı. Elli kişiyle birlikte mahkeme

 binasında çalışıyor. Bir haftadan fazla süredir ortalarda gö-

rünmüyordu. İnsanlar er geç bunu öğrenecekti. Baban Cody’

yi kovdurtmakla tehdit etmiş olabilir ama bunu asla tahmin

edemezdi. Artık insanların her şeyi öğrendiğini biliyorsun.Tek farkı bu. Ne sen ne de babanın bu bilgiler üzerinde bir

kontrolü vardı. Sadece her şeyi kontrol edebileceğini sandın.

Ve eğer sen böyle bir kandırmacaya inanmak istiyorsan, işte

Page 218: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 218/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

o zaman gerçekten deli olabilirsin.”

Alnımı ovuşturdum, başım zonklamaya başlamıştı. Ağrı

kesicilerimi almayı unutmuştum.

“Bu dünyanın sonu değil, Zoey. Evet, kasabadaki herkes

olanları bilirken işe dönmesi zor olacak, peki ama başka ne

yapabilir ki? Ve inan bana annen bunun üstesinden gelecek.

Üç yıl sonra tüm bunlar hiç yaşanmamış gibi gelecek.”

“Gerçekten mi?” Bunu sordum çünkü artık annemdensöz ediyormuş gibi gelmiyordu. Islahevinden çıkıp gelmesini

anlatıyordu.

Sonra saatime baktım. “Ah, bak. Babam tam da şu an

evlendi.” Memur Fox’u görevinden yeterince alıkoymuştum.

Doug’a “Kasabaya ağabeyinle birlikte mi döneceksin?” diye

sordum. “İstersen seni ben bırakabilirim.”

Başparmakları omuzlarıma doğru kaydı. “Tabii ki. Ama

 beni hemen eve götürmek zorunda değilsin. Biraz takılabili-

riz.”

Derin bir nefes aldım, bunu nasıl doğru şekilde ifade

edebileceğimi düşündüm. Bu gece benim için yaptığı onca

şeyden sonra onu kızdırmak istemiyordum.

Ben daha ağzımı açamadan Doug atıldı. “Sen Brandon’a

gideceksin, öyle değil mi?”

Bunun Doug için bir anlamı olmadığını biliyordum.

Benim için de pek bir anlamı yoktu. Sadece tüm bunlar olma-dan önce Brandon benim en iyi arkadaşımdı. “Hâlâ birlikte

miyiz yoksa dehşete mi kapıldı bilmek zorundayım.”

Doug, “Sadece onu arayamaz ya da mesaj atamaz mı-

223

Page 219: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 219/311

 Jen nifer Echols

sın?” diye homurdandı.

“Hayır, öyle bir şey anlayamam.”

Doug bir an için güldü. “Böyle de anlayamıyorsun.”Göğsüne hafifçe vurdum. “Bu da ne demek oluyor?”

Beni, “Sen sadece onunla park alanına gitmek istiyor-

sun,” diye suçladı.

“Pekâlâ, öyle yaparsam ne olur?”

Öyle yapsam ne olurdu?

Doug kolunu Benz’e doğru uzattı; nasıl istersen.

“Benimle geliyor musun?” diye sorclum. Benimle gel-

mesini, kasabaya onunla birlikte dönmeyi ve böylece konu-

şup işleri yoluna koyabilmeyi diledim.

Başını hayır anlamında iki yana salladı.

Kaputun üzerinde kaydım ve sağlam dizine hafifçe kal-çamla dokundum.

“Bana kızma.”

Doug omuz silkti ve hastanenin üzerinden yükselmekte

olan aya baktı. Neredeyse dolunay olmak üzereydi.

Polis arabasının diğer tarafına dolaştım ve Memur Fox’a

teşekkür etmek için camının yanma gittim. Ama o horluyor

du.

Başka bir şey olmasını diledim. Doug’un fikrini değiş-

tirmesi, biraz daha kalabilmem için bana hakaret etmesi gibi

herhangi bir şey. Yavaşça Benz’e doğru yürüyüp arabaya bin-

dim. Annem parfüm sıkmamıştı ama yine de onun kokusunualabiliyordum. Her zaman kullandığı ve büyük olasılıkla has-

tanede bulamayacağı sabun ve şampuanın dışında bir şeydi

224

Page 220: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 220/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 bu. Annemin kendi kokuşuydu. Kontağı çevirdim.

Hiçbir şey olmadı.

Herhalde iyice kafayı yemiştim. Büyük bir olasılıkla

artık kendi ayakkabılarımı bile bağlayamayacak bir haldey-

dim. Anahtarı çektim, tekrar yerine taktım ve kontağı çevir-

dim.

Yine bir şey olmadı. Ne farlar, ne radyo, ne de motor

çalışmıyordu.

Bana bakmakta olan Doug polis arabasının önünden

inip ağabeyini uyandırmaya gitti.

On beş dakika sonra Memur Fox başını motordan kal-

dırıp Benz’in motor kapağını indirdi. “Sana tek bir şey söy-

leyebilirim, köşede arkadaşıma ait bir tamirhane var. Geç

saatlere kadar çalışır. Onu arayacağım ve senin için çekiciyle

gelmesini söyleyeceğim. Belki de basit bir şeydir.” Onu ba-

şımla onaylayınca Memur Fox polis arabasına dönerek tel-sizle konuşmaya başladı.

Doug ağabeyi için el fenerini tutmuştu. Şimdi de feneri

 bana çevirmişti. “Biraz oturmam lazım. Bacağım yeniden

şişmeye başladı.”

Ondan çekiniyordum.“Benimle birlikte uzanabilirsin.” O kadar yaklaşmıştı

ki, fenerin ışığını yanaklarımda hissedebiliyordum. “Sen de

yorgunsun.”

Birden kendimi çok yorgun ve bitkin hissetmiştim. San-

Page 221: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 221/311

 Jennifer Echols

ki yüzlerce kulaç atmış gibiydim. Yoksa bu Doug’un teklifi-

nin çekiciliğinden mi kaynaklanıyordu?Yine de onunla uzanamazdım. Erkek arkadaşımla park

alanına gidemediğim için bir polis arabasının arkasında Do

ug’la birlikte uzanmak benim teselli ödülüm olmamalıydı.

İşte o zaman tam bir fahişe olurdum.

Tek eliyle koltuk değneğini dengede tutmaya çalışırken

feneri tutan elini omzuma koydu. Otoparkın loş ışığında artık

yüzünü çok net göremiyordum ama diğer duyularım devreye

girmişti. Tişörtümün üzerinden hissettiğim elleri sıcacıktı ve

alçak sesi boğazımı yakıyordu. “Hadi ama Zoey. Ölü gibi gö-

rünüyorsun. Benimle birlikte uzan. Bir şeye kalkışmayaca-

ğım.”Anahtarları Benz’in üzerinde bıraktım ve Doug’la bir-

likte polis arabasına yürüdüm. Doug ağabeyine birkaç şey

söyledi, o da ön koltukla arka arasındaki cam bölmeden bize

 birkaç yastık verdi. Anlaşılan Doug polis arabasını arada sı-

rada uyumak için kullanıyordu. Gerekli tüm malzemeye sa-hipti. Yastıklardan birini başımızın altına koydu, diğerini ise

 bacağım yukarı kaldırmak için kullandı ve uzun bedeniyle

kıvrıldı.

Yüzme takımının minibüsünde olduğu gibi ben de onun

önüne uzandım. Aradaki tek fark polis arabasının koltuğunun

diğerine göre daha küçük olmasıydı. Yani birbirimize dokun-

madan uzanmamız mümkün olmuyordu. Ve birbirimize do-

kunuyorduk. Elleriyle bana dokunmuyor ya da belirgin bir

şey yapmıyordu. Ama dizlerimin onun dizlerine değdiğini

226

Page 222: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 222/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

hissedebiliyordum. Kalçaları kalçalarıma değiyordu. Popom

leğen kemiğini hissediyordu. Göğsünden sırtıma doğru bir

sıcaklık yayılıyor ve sıcak nefesi saçlarıma değip geçiyordu.

Baş ağrım yavaşça hafiflemeye başlamıştı. Memur Fox rad-

yodaki sert metal şarkının sesini açıp yola koyuldu.

Yumuşak bir ses tonuyla, “Doug,” dedim.

“Zoey,” diye fısıldadı.

“Evden kaçtığında nereye gittin?”Aldığı derin nefesi saçlarıma bıraktı. Boynum ürperdi.

Sonunda, “Seattle,” diye cevap verdi.

“Orası çok uzak.” Doug’u on dört yaşındayken, benim

o yaşlarda olduğum kadar masum bir şekilde, Seattle’da tek

 başına hayal ettim. Şimdiki halinden çok daha küçük bir ço-

cuktu. Florida havasına uygun ince montu Pasifik’in nemli

rüzgârlarına göre değildi ve cüzdanı bomboştu.

“Elimden geldiğince uzağa gittim.” Boynumun arkasını

 burnuyla dürttü. Bunu kasıtsızca yaptığından emindim. Sa-

dece yastıkta kafası için daha büyük bir yer açmaya çalışı-

yordu.Başka bir şey konuşmadık. Araba gürültüyle ilerledi, bi-

naların ışıkları üzerimizden geçti. Fort Walton ve Destin’den

geçmek için sahil boyunca devam eden uzun kuzey yolunu

seçmiştik. Sokak lambaları arabanın içini arada aydınlatıyor-

du. Ve Doug’un ensemdeki nefesi derin bir ritme dönüştü.

Elleri vücudumun herhangi bir yerine dokunmuyor olsada, tüm bedeniyle bana değiyordu. Ve bunu bana dokunmak

istediği için yapmıyordu. Ben de ona dokunmamalıydım.

Page 223: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 223/311

 Jennifer Echols

Çünkü bir erkek arkadaşım vardı ve Doug’u ayartmak iste-

miyordum, ama elim kalçamın üzerinde durmaya devam etti.

Doug’un gerçekten de dokunmamam gereken bir yerine ulaş-

mam için çok fazla hareket etmem gerekmiyordu.

Eve yaklaştıkça içimdeki istek de artmıştı. Yanından

geçtiğimiz her araba daha fazla arzu yaratıyordu. Yap hadi, 

 yap hadi, yap hadi. Ona dokunursam ve uyanıksa utancım-

dan ölebilirdim. Ona dokunursam ve uyuyorsa, bu neredeyse

 bir suç sayılabilirdi. Sanki en savunmasız olduğu an ondan

faydalanmak gibi olurdu.

Yapamadım. Ama sadece bunu düşünerek bile arzula-

rım, Brandon’la birlikte bunu gerçekten yaptığımız andan

çok daha fazla artmıştı.Clyde’ın Eğlence Parkı ve Izgara Deniz Kızı gibi tanıdık

tabelaları.görmeye başlamıştım. Eve az kalmıştı. Doug çok

geçmeden uyanacaktı. Ve ben bu fırsatı elimden kaçırmış ola-

caktım.

Yavaşça, her seferinde neredeyse bir milimetre ilerleye-

rek elimi kalçamla aramızdaki yere kaydırdım. Onun uyudu-

ğunu düşündüm ve elim aşağıya kaydı. Onu şaşırtabilirdim.

Hayır. Buna cesaret edemezdim.

Ve birden Jamaika Joe’nun Yeri ışıklarının arabanın ca-

mından süzülüp geçmesini izlerken, Doug ağzıyla ensemi

sanki ağzımı, kulağımı ya da göğsümü öpüyormuş gibi öptü.

Bu fikrin aklına nereden geldiğini bilmiyordum. Daha önce

hiçbir erkek ağzıyla göğüslerime dokunmamıştı. Bu düşünce

 beni korkuttu ve bir o kadar da hoşuma gitti. Dili boynumda

228

Page 224: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 224/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

daireler çizerek masaj yapıyordu; beni kendine daha çok çek-

ti. Ve ben de tıpkı hayal ettiğim gibi ona dokunarak sertleş-

mesine neden oldum.

Arabanın motoru ve radyodaki metal müzik aynı anda

sustu.

İkimiz birden fırladık, arabanın ışığının altında daha en

 başında birlikte uzanmamamız gerekiyormuş gibi birbirimize

 baktık. Suçluluk duygusu eğlenceli bir şey. Eğer suçlu olma-saydık beni öpmekten dudaklarının ne kadar kızardığını ve

şiştiğini fark etmezdim. Ya da cam gibi yeşil gözlerinin ona

dokunduğum yere nasıl baktığını.

“Dışarı çıkmana gerek yok,” dedim. “Yarın görüşürüz.”

Koltuktan tırmandım, Memur Fox’un camının yanında dur-

dum. “Çok teşekkür ederim, her şey için teşekkürler.”

Memur Fox iki parmağıyla alnına dokunarak tam bir ah-

mak gibi selam verdi. “Sadece işimi yapıyorum hanımefen-

di.”

“Hı hı.” Doug’la birbirimize yaptığımız ve yapmadığı-

mız tüm o şeylerden sonra hâlâ başımın döndüğünü ve ser-sem gibi olduğumu fark etmemesini umdum. Babamın evine

doğru koştum, kameraları geçtim ve doğruca odama gidip

 başladığımız şeyi bitirdim.

“ZOEY.”

“Mmmm.”

Doug’un sesiyle yatağımdan fırladım.

229

Page 225: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 225/311

 Jerınifer Echols

Gece boyunca rüyalarımda dolanıp durmuştu ama on-

ların sadece rüya olduklarını biliyordum. Gerçekler o kadar

güzel değildi. Sonra birden cep telefonumu kulağıma bastır-

dığımı fark ettim. “Tamam, uyandım.”

“Okula gelecek misin?”

Kendimi yatağa geri bıraktım ve komodinin üzerindeki

saate baktım. “Geç kalmadım.”

“Sadece bir araban olduğunu bilmeni istedim. Belki bakmak aklına gelmez ama ağabeyimin arkadaşı Benz’i ta-

mir etti. Evin önünde duruyor.”

Yatağımdan uzandım ve evin önüne bakmaya çalıştım.

Ama odamın camı o yöne bakmıyordu ve duvarlardan evin

önünü görmem mümkün değildi. “Şaka yapıyorsun. Pekisorun neymiş?”

“Hani insanların Japonca konuştuklarını anlarsın ama

ne söylediklerine dair en ufak bir fikrin olmaz ve kesinlikle

söylediklerini tekrar edemezsin...”

“Yani arabalarla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun, öyle mi?”

Doug güldü. Onu, başını geriye atıp gülerken hayal et-

tim.

“Vay canına,” dedim. “Ağabeyine minnettarım. Sanı-

rım. Ne kadar tuttuğunu biliyor musun? Kredi kartım var.”

Tamirhane faturasının yüksek olmamasını diledim, öyleyse

 bile babam yokken kesme tahtasında esrarlı sigara sarmış de-ğildim ya. Tabii böyle bir şey babamdan çok annemi ilgilen-

dirirdi.

“Borcun yok,” dedi Doug. “Tabii ağabeyim ve arkadaşı

230

Page 226: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 226/311

!Sarhoştum Hatırlamıyorum

Benz’le polis arabasını yarıştırmış olabilirler. “

“Ne?” Yeniden yattığım yerden fırlamıştım. “Ama bu

yasadışı! Otobanda kovayla yardım toplamaktan çok daha

yasadışı!”

“Ağabeyim çok kötü bir polis. Pekâlâ... O halde okula

geliyorsun, değil mi?”

Doug’u görmek için ölüyordum. Telefondaki alçak ses

tonu tekrar tüylerimi diken diken yapmıştı. Ama boştaki eli-mi yıkamadığım için klordan sertleşmiş saçlarımdan geçir-

meye çalıştığımda, Brandon’ın bana dün geceki sarılışını

hatırladım. Ve hemen onun arkasında adeta hayvanat bahçe-

sindeki bir gösteriyi izler gibi bakan yüzme takımını. “Ha

yıııırrrr.”Doug “Gel ve çevrende biraz insan olsun,” diyerek beni

kandırmaya çalıştı. “Bence bugün yalnız kalmamalısın.”

“Bence kesinlikle kalmalıyım.”

“Gelirsen senin için endişelenmek zorunda kalmayaca-

ğım.”

Beni ikna edebilecek yegâne gerekçeyi sunmuştu. Ona

zaman ayırmalıydım. En azından bu kadarım borçluydum.

Gün boyunca birlikte takıldık, matematik dersi hariç

tabii. Ve bu çok zevkliydi. Sanki çıkıyor gibiydik. Ya da, pe-kâlâ, onu polis arabasının arkasında hissetmem gibiydi.

Gerçekten de bana göz kulak olan en yakın arkadaşım

gibi davranıyordu. Olağandışı hiçbir şey yapmıyorduk. Okul

231

Page 227: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 227/311

 Jenrıifer Echols

 başladığından beri İngilizceden tarihe, biyolojiden öğle ye-

meğine kadar zaten bir şekilde birbirimizi takip ediyorduk.

Bugünün tek farkı birlikte yürüyor olmamızdı. İnsanlar bana

 bakmaktan kaçınıyor mu yoksa sadece bana bakmıyorlar mı

anlayamamıştım. Annem ve benimle ilgili fısıldaşarak konu-

şup konuşmadıklarını merak ediyordum. Doug, ona anlat-

mama gerek kalmaksızın nasıl hissettiğimi çok iyi biliyordu.

Kendimi yalnız hissetmemem için bana birlikte yürüyüp ko-

nuşabileceğim bir arkadaş olmuştu.

Okul açıldığından beri öğlenleri aynı yemek masasında

ama farklı uçlarda otururduk. Bugün her zamanki masamızda

yüzme takımının büyük bir kısmıyla birlikte yan yana otur-

duk. Yani onun arkadaşları ve şimdi sanki onları ısıracakmı-şım gibi davranan benim eski arkadaşlarımla. Salı günü Keke

ile Lila’yı en son kavgalı bir halde bırakmıştım ama şimdi

görünen o ki onları çaba dahi göstermeden yeniden bir araya

getirmiştim. Hiçbir şey iki kişiyi, üçüncü bir şahısa duyulan

öfke kadar güçlü bir duyguyla birbirine bağlayamazdı. Lila,

Mike ile Keke’nin arasında oturuyordu ve kendi aralarında

konuşuyorlardı. Keke’yle her konuştuğunda, onun donmuş

yoğurdundan bir kaşık alıyor ve sonra ikisi birden soru soran

gözlerle bana bakıp başlarım çeviriyorlardı. Onlar herkesle

ilgili her şeyi biliyor olmakla gururlanırlardı. Oysa şimdi en

yakın arkadaşlarının annesiyle ilgili bilgilerden uzak tutul-dukları için öfkeliydiler. Bunu kimsenin öğrenmesini iste-

memiş olmayı anlatmaya çalışmam faydasız olacaktı.

Doug bana bir şeyler yapmam için “Hadi şu klasöre bir 

232

Page 228: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 228/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 bakalım, Kaptan,” dedi.

Çatalımı bırakıp sırt çantamdan onun için klasörümü çı-

kardım. Gerçekten de ilgili bir şekilde kendi elyazısıyla yaz-

dığı sayılara bakıyordu. “Son birkaç günkü rakamların

gerçekten de inanılmaz. Yoksa peşinden kovalayan mı

vardı?”

“Belki de.” Yemek salonunun diğer ucunda Stephanie

Wetzel abartılı hareketlerle arkadaşları için bir şeyler taklit

ediyordu. Bu annemin beni havuzdan çıkarmasıydı. Daha

çok bir balıkçının bir kılıçbalığım tekneye alması da diyebi-

lirdik.

“Önemli olan senin her zaman böyle yüzebilmeni sağ-

lamak,” diye devam etti Doug. “Kafanda bir şeyler dönüpdurmadığı zamanlarda bile.”

Ona doğru döndüm. “Bunun en azından bir süre sorun

olacağını pek sanmıyorum.” Elimle başımın üzerinde bir da-

ire çizdim. “Burası artık çok kalabalık bir hava sahası oldu.

Böyle devam ederse eyalette bile devam edebilirim.” Keke

ve Lila bana baktı. Elimi indirdim.

Doug, “Bugünkü yüzme egzersizinden sonra beni ba-

 bam alacak,” dedi. “Perşembe günleri günbatımı gezintimiz

olur ve ardından da mürettebat toplantısı.”

“Mürettebat toplantısı mı? ”diye tekrarladım. Bu He

mingway’de gördüğüm kabadayı adamlar düşünülünce ku-lağa çok fazla yenilikçi gelmişti.

“Ama yüzme takımının yarın akşamki futbol maçından

sonra kumsalda bir parti planladığını duydum,” dedi. “Ve ka-

233

Page 229: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 229/311

 Jenrıifer Echols

tılmaları için futbol takımını da ikna etmeye çalışıyorlarmış.

Gelmek ister misin?”

Göz ucuyla Keke ve Lila’ya bakmaktan geri durama-

dım. Keke bana bakarken aralarında fısıldayarak bir şeyler

konuşuyorlardı. Doug’a dönüp, “Ben davet edilmedim,” de-

dim.

“Tabii ki davetlisin, sen yüzme takımının kaptanısın,

ama bu konuyu geçelim. Davetlisin çünkü seni ben davet edi-

yorum.”

“Randevu gibi mi?” Etrafımızdakilerin kahkaha ve çatal

 bıçak seslerinden duyamayacağı kadar alçak bir sesle sor-

muştum.

“Tabii ki randevu gibi değil, çünkü aksi halde gün bo-yunca sana tek bir mesaj bile atmamış olan muhteşem erkek

arkadaşından ayrılman gerekir.” Doug bunu nasıl bilebilirdi?

Beni, gösterdiğinden çok daha dikkatli bir biçimde izliyordu.

“O halde arkadaş olarak mı?” diye sordum.

Başını hafifçe öne eğdi ve uzun siyah kirpikleriyle bana

o seksi bakışlarından birini attı. “Her neysek.”

Yüzme egzersizi boyunca Gabriel’i havuzun kenarına

katlanabilir bir sandalye getirmesi için ikna etmeyi bile ba-

şardı. Böylelikle bana daha yakın oturup beni koruyabilecek-

ti. Ama egzersizin sonunda aynen söylediği gibi bana el sal-

ladı ve babasıyla buluşmak için çıkıp gitti. Beni kızların so-yunma odasında koruması zaten pek mümkün değildi.

Bunun er geç olacağını biliyordum. Duş alıp kurulanır-

ken ve giyinirken Keke’nin beni izlediğini hissedebiliyor-

234

Page 230: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 230/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

dum.

Hızlanıp kalabalıktan önce dışarı çıkabilir, benimle yal-

nız kalma fırsatını onun elinden alabilirdim. Ama aksine ya-

vaşladım. Onun ve Lila’mn buz gibi bakışlarını yeterince

çekmiştim. Lila, Mike’la buluşmak için aceleyle soyunma

odasından çıkmıştı. Yine de Keke’yle barışmak, ikisiyle bir-

den barışmak anlamına gelebilirdi. Son alt sınıftaki kız grubu

da kıkırdayarak dışarı çıktıktan sonra kapıyı kapatıp Ke-ke’yle yüz yüze geldim. Bana “ne var?” bakışıyla bakıyordu.

“Ne var?” diye sordum. “Söyle!”

İlk saldıran olamadığı için şaşkınlığa uğrayan Keke

önce gözlerini kırpıştırdı ve bombayı patlatmadan önce derin

 bir nefes aldı. “Sen patinaj izlerini sigortadan daha fazla para

alabilmek için ölçmedin. Onları ölçtün çünkü neler olduğunu

anlamaya çalışıyordun. Görünen o ki, o geceyle ilgili hiçbir

şey hatırlamıyorsun. Hatırlasaydın, kesinlikle çılgına döner-

din. Ve tabii Lila’yla bana yalan söylememiş olurdun.”

Evet, bu doğruydu ama tek nedeni babamın beni tehdit

etmiş olmasıydı. Bunu söylemek için ağzımı açtım. Ama ke-limeler bir türlü çıkmak bilmedi. Beynim söylediği bir şeye

takılmıştı. O geceyle ilgili neden çılgına dönecektim ki? Ben

ne yapmıştım?

“Evine git ve kaza raporunu bul,” dedi Keke. “Son iki

haftadır bana söylediğin tüm o yalanlara rağmen, gerçekte

ne olduğunu bilmen gerekiyor.”

235

Page 231: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 231/311

“Bana hemen anlat!” diye bağırdım. Eğer evde kaza ra-

 porunun bir kopyası varsa, onun nerede olabileceğini tahmin

ediyordum. Ve benim o odaya girmem yasaktı. “Madem bu

 büyük sırrı biliyorsun, o halde peşinde koşturtmak yerine ba-

na ne olduğunu anlat!”

“Ah, ben insanların sırlarını ortaya dökmem!” Eğer Do

ug’un sözleri alaycıysa, Keke’ninkiler üzerime Clyde’ın Eğ-

lence Parkı’ndaki şelale gibi inivermişti. “İşte bu yüzden ba-

na annenin...” Keke, benimle tartışırken bile bunu kelimesi

kelimesine söyleyememişti. Annenin bir deli olduğunu söy-

lemedin. “İşte bu yüzden bana hafızam kaybettiğini söyle-

medin. Çünkü bu kadar önemli bir konuda bana güvenmiyor-sun. Artık herkes en yakın arkadaşımın bana güvenmediğini

 biliyor. Beni tam bir aptal yerine koydun..

“Bana neler olduğunu anlat!” diye çığlık attım. Sesim

dolapların üzerindeki kilitlerin ötmesine neden oldu. “Nasıl

237

Page 232: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 232/311

 Jennifer Echols

öğrendin? Başka kim biliyor?” Kelimeler ağzımdan dökülür

dökülmez, ona bağırmamam gerektiğini fark ettim. Aslında

 başka kimin bildiğini ve onun nasıl öğrendiğini biliyordum.

Sırt çantamı toplayıp kapıya yöneldim.

Kapıya ulaştığım sırada Keke elini omzuma koyup beni

geri çekti. Gözlerinde korku vardı. “Onlara bunu benden

duyduğunu söyleyemezsin. Yoksa Doug, Mike’ı öldürür. Mi

ke bir daha asla Lila’yla konuşmaz. Ve Lila da... benimlekonuşmaz.

“O halde bana neler olduğunu an la t”

Keke dudaklarını birbirine bastırdı.

Keke beni durduramadan hızla kapıyı açıp dışarı çıktım.

Doğruca havuzun kenarına gittim; katlanır sandalyede

 birbirine yakın bir şekilde oturan Lila ve Mike dışında orta-

lıkta kimse yoktu. Lila beni görünce ayağa kalktı. Klasörüm

elindeydi ve benimle barışmak üzereymiş gibi duruyordu.

“Bunu unuttuğuna inanamıyorum!” Yüzümdeki ifadeyi gör-

ünce donup kaldı.

Hızla aramızdaki mesafeyi kapatarak klasörümü elindenaldım. “Bana cuma akşamı neler olduğunu anlat.”

Ağzı açık bir halde bana baktı ve omzumun üzerinden

Keke’ye “Ona söylemişsin!” diye bağırdı.

“Ona neler olduğunu anlatmadım,” diye düzeltti Keke.

“Sadece ne olduğunu öğrenmesi gerektiğini söyledim. Ne ol-

duğunu bilmeden ortalıkta dolaşamaz Lila. Ve eğer bu yüz-

den erkek arkadaşından ayrılırsan umurumda olmayacak.”

Lila, “Benim bir erkek arkadaşımın olmasını istemiyor-

Page 233: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 233/311

ISarhoştum Hatırlamıyorum

sun,” diye bağırdı.

“Kendine bir sevgili bulamıyorsun ve bu yüzden benim

 bir erkek arkadaşım olmasını da istemiyorsun!”

“Her neyse!” diye homurdandım ve Lila’nın yanından

geçip havuzun kenarına doğru ilerlemiş olan Mike’ın yanına

gittim. Sanki tüm bu olup bitenle hiçbir ilgisi yokmuş gibi

sessizce ikizleri seyrediyordu. Doğruca yanına gittim ve beni

duymazdan gelmesini engellemek için tam karşısında dikil-dim. Bu, cevap vermemek için kullandığı her zamanki tak-

tiklerinden biriydi. “Michael.” Gülümsedim. “Bebeğim, bana

neler olduğunu anlat.”

Bir trafik lambası kadar kızardı ve başını iki yana sal-

ladı.“Doug seni öldürmeyecek.” Mike’ın gözleri büyürken

 benim de sesim yükseliyordu. “Seni dövmeyecek ya da her

neyle tehdit ettiyse onu yapmayacak.” Mike’ın gerçekten gü-

vende olup olmadığından emin değildim ama çaresizdim.

“Doug sadece saçmalıyor, belki fark etmemişsindir. Şimdison kez soruyorum, lanet olsun, o gece ne oldu?”

İlgimi başka tarafa çekmek için Mike kolumun altındaki

klasörü çekip havuza savurdu.

Arkamdaki ikizlerin soluğu kesilmişti.

Plastik klasör birkaç saniye suyun üzerinde yüzdü. Rüz-

gâr sayfaları ıslatan küçük dalgacıklar yaratıyordu. Ardından,

klasör suyun içine gömüldü.

Dibe oturduğunu görmek için beklemedim. Yine de kol-

larım sanki uzanıp onu kurtarabilecekmişim gibi uzanmıştı.

239

Page 234: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 234/311

Onları indirdim. Otoparka doğru giderken omzumun üzerin-

den, “Gerçek dostlar olduğunuz için teşekkür ederim,” de-

dim.

İkizlerle asla ağız dalaşma girilmezdi. Benz’e doğru

ilerlerken hâlâ arkamdan bağırmaya devam ediyorlardı. Ken

di yaptığına bak! Sanki sen bizden farklısın! Bir de gerçek  

dosttan söz ediyor!

Kaltak!

Son kurşun o kadar canımı yakmıştı ki, arabanın kapı-

sına doğru uzanırken anahtarlar elimden düştü. Onları almak

için eğildim ve geçen cumartesi gününden beri tırnaklarıma

oje sürmediğimi fark ettim. Ve bu hiç bana göre bir şey değil-

di. Başparmağımın tırnağında büyük bir kırık vardı.Araba kullanırken cep telefonuyla konuşmak da bana

göre değildi. Bu hiç güvenli değildi. Otoparktan yola çıkınca,

Doug’u aramak için tuşlara bastım. Karşıma alaycı sesli me-

sajı çıktı.

Kazaya yaptığım yere doğru yol alırken, parmağım ba-

 bamın cep telefonunu tuşlamak üzereyken duraksadı. Bu ne

işime yarardı ki? Eğer kaza raporu ondaysa, ofisinde olma-

lıydı ve benim oraya girmem yasaktı. Bana hayır diyecek ve

raporu almak için ofise giremeyecektim. İzin isteyebilir, red-

dedilebilir ve yine de o ofise girebilirdim. Ya da doğrudan

gidip bu işi bitirebilirdim. Veya babama raporda yazan veeski arkadaşlarımın bilmemi istemediği şeyin ne olduğunu

sorabilirdim. Ama bu kez de hafızamın bir kısmının kayıp

olduğunu kabul etmiş olacaktım. Ve tabii babamın uzun za-

 Jenrıifer Echols

240

Page 235: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 235/311

Page 236: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 236/311

Page 237: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 237/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Başıyla onayladı ve yanımdan geçip merkeze doğru yü-

rüdü. “Babanla birlikte çalışma saatleri içinde gelmeli ve birde Motorlu Taşıtlar Departmanı için iki dolar getirmelisin.”

Binanın girişinde gözden kaybolmuştu.

Birkaç saniye olduğum yerde donup kaldım. Sonra ar-

kasından koştum ve ofisin onu yakalayamayacağım odala-

rından birinden kaybolmadan önce camlı kapıyı savurarak

içeri girdim. Ön gişeden geçebilmek için bir bölmenin man-

dalını açıp havaya kaldırıyordu.

Arkasından “Neden?” diye seslendim. “Florida eyale-

tinde geçerli bir ehliyetim var. Sürücü benim, kazayı yapan

 benim ve bu benim kaza raporum. Vereceğim iki dolar da ba

 bamınkinden farklı olmayacak.”

“Merhaba Zoey!” Arkamdan derin bir ses geldi. Polis

şefi arkamdaki cam kapıyı kapattı, elinde Kızarmış Deniz

Kızı’na ait kâğıt bir torba vardı.

Yardımcısına bağırdığımı duymadığını ümit ederek gü-

lümsedim ve “Merhaba efendim,” diye karşılık verdim. Bü-yürken annem beni polis müdürüyle tanıştırmıştı. Kumsalda

yapılan geçit törenleri ve festivallerde her zaman atıyla kala •

 balığın içinde gezinirdi. Annemle birlikte çalışıyorlardı. Ya

da annem onun tutukladığı insanları savunduğu için artık bir-

 birlerine karşı çalıştıkları da söylenebilirdi. Ama daha öncehiç polis merkezine gelmemiştim ve hayatımı geri almak için

 buraya dalarken müdür hiç aklıma gelmemişti.

“Fox,” diye seslendi. “Hemen Bayan Commander’a is-

tediği şeyi ver.”

243

Page 238: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 238/311

Memur Fox ofisin arkasına doğru gözden kayboldu.

Müdür bana dönüp samimi bir şekilde gülümsedi. “Kazayaptığını duydum.”

Aslında bundan çok daha fazlası vardı. “Evet efendim,

korkutucuydu.”

“Annenin dün firar ettiğini de duydum.”

İşte bu nedenle kimsenin annemle ilgili olanları öğren-

memesini dilemiştim. Yeniden gülümsedim ve buna onunla

 birlikte gülebilirmişim gibi yaptım. Yardımına ihtiyacım var-

dı. O raporu almalıydım.

“Geçen haftalarda birkaç kez hastaneye gittim,” dedi.

“Hâlâ ziyaretçiye izin vermiyorlar, öyle değil mi?”

Konuşmak için ağzımı açtım. Ağlamaktan korktuğumiçin ancak başımı hayır anlamında iki yana sallayabilmişim.

Annemi görmeye mi gitmiştim? Yalnız olduğumu zannedi-

yordum.

“Sen ya da annen için yapabileceğim bir şey olursa bana

haber ver.” Omzumu okşadı ve Memur Fox’un yaptığı gibi

diğer bölmeye yöneldi. “Fox!” diye içeri bağırdı.

Müdürle Memur Fox koridorda birbirinin yanından

geçti, Memur Fox değerli evrakı bankonun üzerinden uzattı.

“İki dolar,” diye homurdandı.

Cüzdanımı açtım, iki doları bankoya bıraktım ve geri

çekmeden önce elimi kâğıdın üzerine koydum.Aynı hızla eliyle elimi kavradı. “Doug’un evine gitme,”

dedi.

Ya da, Pandora ’nın kutusunu açma, demiş de olabilirdi.

 Jennifer Echols

244

Page 239: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 239/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Pekâlâ,” dedim ve raporu alıp kapıya yöneldim.

Arkamdan, “Ben ciddiyim Zoey!” diye bağırdı.

Kapıya geldiğimde arkamı döndüm ve “Neden oraya gi-

demezmişim?” diye sordum.

“Çünkü bugün perşembe,” diye karşılık verdi.

 Her neyse, diye düşündüm. Batmakta olan güneşin tu-

runcu ışıkları altında Memur Fox’un kazaya ait çizimini in-

celedim. Geyikle ilgili tuhaf anlatımını ve beceriksiz hukukdilini geçtikten sonra aradığım şeyi buldum.

Doug, Mike’ın arabasındaki yolcu değildi. Doug benim

arabamdaydı.

Yüzme takımının telefonumda kayıtlı eposta listesin-

den Doug’un adresini buldum ve bilgileri arabadaki GPS’e

girdim. İlk başta beni doğru yönlendirdiğini düşünmüştüm.

Rıhtıma doğru yol alıyordum, ardından sola döndüm.

Ama arabanın yolu adeta kuşatan bir ağaçlığın içine dal-

masıyla birlikte endişelenmeye başladım. Palmiyeler sıklaş-

mış, gece kelebekleri ön cama çarpmaya başlamıştı. Uydular

da hata yapabilirdi.

Ağaçlığın yıldızlı bir gökyüzüne ve okyanusa yansı-

yan dolunaya çıkmasıyla gerçekten merak etmeye başlamış-

tım. Birilerinin ilerdeki adada yaşayabilmesi için yapılmışolan geçit yoldan geçtim. Yani zengin birilerinin. Ve bu Doug

olmazdı. Ancak yolun diğer tarafına ulaşıncaya dek geri

dönme şansım yoktu. Benz’in gazına bastım ve dar geçit yol-

245

Page 240: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 240/311

Page 241: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 241/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

olmazsa sadece gülümse ve başınla onayla,” diye fısıldadı.

Benden uzaklaştı ve arkasından gelmem için tek değneğinin

üzerinde büyük bir daire çizerek bana yol gösterdi.

Sadece kafası güzel değildi, zil zuma sarhoştu.

Onu yakaladım ve “Sizin mürettebat toplantınız bu

mu?” diye fısıldadım.

“Ha. Öyle mi demiştim? Her perşembe babamın tekne-

sindeki tayfa istiridye ve bira için burada takılır. Aynı zaman-da babamın işçi arkadaşları, onların bedava bira sözünü

duyan kuzenleri ve rıhtımda dolaşan herhangi biri de buraya

gelebilir.” Aşina olduğum rahatsız edici espri anlayışı Doug’

un oralarda bir yerde olduğunu gösteriyordu, sadece tepkileri

yavaş ve alkol nedeniyle hareketleri hızla ileri oynatılıyor gi- biydi. “Hepsi bedava bira, çiğ istiridye ve genç Fox’la uğraş-

ma fırsatına sahip olur.”

“Nasıl bir uğraşma?” endişelenmeye başladığım için

sormuştum.

Doug, boğuk bir sesle, “Bira içmediği için aşağılanır,”

diye karşılık verdi. “Çünkü bu senin ibne olduğun anlamına

gelir. İçki içmemek ve homoseksüellik şeytanın birbirine

geçmiş güçleridir; yani aynı anlama gelir.”

“Ama sen içki içiyorsun.”

Kahkahalar atan adamlara gelmeden durup bana baktı.

“Çünkü babam artık bacağımı da kırdığım için o ibne yüz-me takımında hiçbir şansım kalmadığını söylüyor. Ve sana

aynı şeyi tekrarlayıp duran on denizciyle tek bir gece bile ge-

çirirsen, sen de içmeye başlarsın. Sarhoşluktan kaçınmak 

247

Page 242: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 242/311

 Jennifer Echols

korkaklara göredir.”

Onu, “Deneyimli denizciler sarhoşluktan kaçınmak gibi

şeyler söylemezler,” diye düzelttim. “Onlar kafayı çekmek,

demeyi tercih ederler.”

“Hey millet, bakın burada kim var! Zoey!”

Adamlar, “Zoeey!” diye neşeyle karşılık verdiler. Beni

 biliyorlardı. Sadece Doug’un gözlerini bana dikmiş sigara-

sından bir nefes çekmekte olan babası suskundu.“Merhaba,” diye seslendim ve birden üzerimde çok kısa

 bir jimnastik şortu ve dekoltemi göstererfson derece açık, V

yakalı, uzun kollu bir tişört olduğunu fark ettim. Bunu ge-

nellikle yüzme egzersizinden sonra giyerdim. Mike’a çatar-

ken, Memur Fox’u kovalarken, polis müdürüyle konuşurken

üzerimdeki giysileri bir an için bile düşünmemiştim. Oysa

şimdi aklım başıma gelmişti. Doug’un arkasına saklanabil-

mek için yana kaydım.

Omzunun üzerinden “Çiğ istiridye sever misin?” diye

sordu.

“Hiç denemedim.”

On adamdan yedisi bana selam verdi ve yanlarına otur-

mamı işaret ettiler. Bir adım daha geri gitmemek için kendi-

mi zor tuttum.

Doug adamlara, “Çok kibarsınız,” dedi. “Zoey ve benim

ilgilenmemiz gereken konular var.”İki imalı ıslık duyuldu.

“Frank, Barry, Zoey’in kendini daha iyi hissetmesini

sağladığınız için teşekkürler,” dedi Doug. “Zoey’le özel bir 

248

Page 243: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 243/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

şey konuşacağız.”

İki adam homurdandı, “Özel ne?” Bu arada iki iskemle

 bulup dairenin yanına koymuş ve bir kova istiridye bırakma-

yı da ihmal etmemişlerdi.

Rahatlayarak iskemleye çöktüm. Doug’un dengesini

 bulmasına yardım ederken, “Burası milyon dolar ediyor ol-

malı,” diye fısıldadım.

“Neredeyse,” diye karşılık verdi Doug ve dengede du-rabilmek için bana daha sıkı tutunarak oturdu.

“Baban seni üniversiteye göndermek için kredi alamıyor

mu?”

“Ah Tanrım! Bu ev babamın değil.” Değneklerini kena-

ra bıraktı, eline adamların bırakmış olduğu eldivenlerden bi-

rini geçirdi, tek bir hareketle istiridyeyi açtı. “Burada beda-

vadan kalıyor. Ordudayken bir amiralle arası çok iyiymiş.

Amiral emekli olup evini inşa edene dek buraya göz kulak

oluyor.” Doug üstteki midyeyi kenara bıraktı. Gözlerim artık

karanlığa alıştığı için araba yolunun bu deniz kabuklarıyla

kaplı olduğunu görebiliyordum.“Babam amiralin balıkçı teknesini işletiyor,” diye

devam Etti Doug. “Amiral de kârdan pay alıyor. Anlıyor

musun? İşte bu yüzden babam benim orduya katılmamı isti-

yor. Otlakçılık yapabileyim diye, kendime ait bir amiral bu-

labilmem için. Fox’ların başarı anlayışı bu.” Becerikli birşekilde bıçağı midye kabuğunun arasından geçirdi ve tek bir

hareketle istiridyeyi çıkarıp bana uzattı.

Dairenin çevresindeki adamların çoğu izlemek için bana

249

Page 244: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 244/311

 Jennifer Echols

doğru döndüler. Parıldayan istiridyeye baktım, kendimi sa-

kinleştirmeye çalışıyordum. Milyonlarca kez insanların bunu

yapmasını izlemiştim. Babam çiğ istiridyeyi neredeyse kiloy-

la yerdi.

Doug’un dirseği sağlam dizindeydi, çenesini eline yas

lamıştı ve beni izliyordu. “Bunu yapmak zorunda değilsin.”

Ona baktım, sonra istiridyeyi boğazımdan içeri gönderip

üst üste yutkundum. Tadını almaması için dilimi ondan uzaktutmaya çalışıyordum. Beni sakinleştiren bir şişe bira oldu.

Öfkeli olduğum zamanlarda her şeyi yapabiliyordum.

Birkaç adam beni alkışladı.

Doug “Etkileyici,” dedi. “Ayrıca istiridyenin daha ko-

lay yutulmasını sağlayan soslara da ihtiyacın olmadı. Kraker,

acı biber, limon. Ya da biraz medeniyet. Bana bir iyilik yap!”

Bir kez daha yutkundum ve istiridyenin ağzıma gelme-

diğinden emin oldum. “Ne?” diye kurbağa gibi bir ses çıkar-

dım.

“Bir daha asla buraya perşembe akşamı gelmeyeceğine

söz ver. Hem burada ne işin var?”

Başımla kovayı işaret ettim. “Bir tane daha alabilir mi-

yim?”

Doug tek kaşını kaldırdı. “O... oh. Ne oldu? O kadar

kötü mü?”

“Biraz önce polis merkezindeydim,” diye karşılık ver-dim. “Senin benim arabamda olduğunu öğrendim.”

Adamlar birden neşeyle bağırıştı ve Doug henüz bana yeni

 bir istiridye vermemişti bile. Midye kabuklarıyla dolu araba

Page 245: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 245/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

yoluna bir polis arabası yanaşıp Benz’in arkasına park etti.

Memur Fox arabadan çıkarak bize doğru geldi. Adamlara el

salladı, seslenmelerine karşılık verdi. Ancak doğruca onların

yanına gitmek yerine kestirmeden alkollü haliyle bile gözle-

rini ondan ayırmayan Doug’la yanımıza geldi.

“Cep telefonun nerede?” diye Doug’u tersledi.

Doug öne doğru eğildi, arka cebinden cep telefonunu

çıkarıp Memur Fox’a verdi.Memur Fox telefona dikkatlice baktı. “Bu telefon kapalı

seni sersem! Seni ZoeyTe ilgili uyarmak için defalarca ara-

dım. Neden telefonunu kapattın?” Telefonun düğmesine bas

tıp Doug’a geri verdi.

Doug kendini bilmiş bir şekilde “Sarhoşken Zoey’in

 beni aramasını istemedim, çünkü bu çok utanç verici olurdu,”

dedi ve telefonu cebine geri koydu.

Memur Fox ellerini kalçasına koydu. “Sen tam bir za-

vallısın. Bira içmeden önce Percocet almadın, değil mi?”

“Hadi ama Cody, ben asla öyle aptalca şeyler yapmam.”

Ağabeyi öfkeli bir şekilde yanımızdan ayrılıp ateşin etrafın-

daki diğer adamların yanma gidene kadar bekledi.

Sonra kovadan başka bir istiridye alıp açtı. “Evet, ben

de Benz’deydim.”

Onu Vosvos diye düzeltmek için ağzımı açtım, babamın

arabasından değil, kaza yaptığım arabadan söz ediyorduk.Ama ağzımı kapadım, Benz’le ilgili neler olduğunu da öğ-

renmek zorundaydım. Her zamanki gibi Doug’la ilgili hayal

ettiğimin daha fazlası vardı.

251

Page 246: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 246/311

 Jenrıifer Echols

“Aslında bunu benim için ağabeyim yaptı,”diye devam

etti. “Resmi polis kapı açma aletini kullandı. Sonra motorun

çalışmasını engellemek için fünyelerden birini çıkardı. Bana

 bunun güvenli olduğu ve asla kalıcı bir zarar vermeyeceğine

dair söz verdi. Hatta bunu düşündüğüm için benimle dalga

 bile geçti.” Doug bana bir istiridye daha uzattı.

O şeyi hızla yutup çenemden akan suyu elimle sildim.

Konuşmadan önce sakinleşmem ve kendime gelmem gerek-tiğini düşündüm. Konuşmaya çalıştım ama hâlâ dilim dola-

şıyordu. “Sen! Sen arabama mı girdin Doug? Arabamı

sabotaj mı ettin?”

“Şey, bunu benim için bir polis yaptığına göre her iki

kelimeyi de kullanmazdım. Ağabeyimin arkadaşı arabanı as-

la garaja çekmedi, çünkü arabanda hiçbir sorun yoktu. Ağa-

 beyim sadece fünyeyi yerine geri taktı. Ama sanırım senin

evine doğru gelirken gerçekten de yarışmış olabilirler. Ama

 bunu zaten sana söylemiştim.”

“Ama Doug, neden arabamı bozdun?” Öfkeli sesim o

kadar yüksek çıkmıştı ki, evin duvarlarında yankılandı veadamlar ne olduğunu anlamak için bize döndü.

“Senin Brandon’la birlikte park alanına gitmeni engel-

lemek için.” Gözleri kısıldı ve saldırgan bakışlarla alçak ses-

le “Gideceğini biliyordum,” dedi.

“Tüm bunlar benim için yeni haber,” diye karşılık ver-dim. “Ben aslında polis merkezinden kaza raporunu aldığımı

söylemeye çalışıyordum. Kaza yaptığım sırada sen de be-

nimle birlikteydin.”

252

Page 247: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 247/311

Doug gözlerini kırpıştırdı.

Bana bir istiridye daha uzattı.

Onu da yuttum.

“Ş imdi, bunu gözlerden uzak konuşabileceğimiz bir yer

var mı? Tüm şu mürettebat toplantısı biraz...”

“Pedofılik mi?”

“Fazla kalabalık,” diye karşılık verdim.

Başıyla onaylayarak eldiven ve bıçağı kovaya fırlattı,

değneklerine tutunup yavaşça kendini kaldırdı. Onunla bir-

likte eve doğru yürüdüm. Ona o kadar yakındım ki, birkaç

kez neredeyse takılmasına neden oluyordum. Onu daire ha-

lindeki adamlarla aramızda tuttum.

İçlerinden biri “İşlerini mi halledeceksin, Doug?” diye bağırdı.

Memur Fox, “Barry, kapa çeneni!” diye araya girdi.

Sarhoştum Hatırlamıyorum

253

Page 248: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 248/311

14

Doug’un odası evin bütün bodrum katını kaplıyordu. İlk

 bakışta duvarlardaki el yapımı kitaplıklara, çimento blokların

üzerine yapıştırılmış üzerleri kâğıtlarla dolu panolara ve yer-deki kitap yığınlarına rastlamak mümkündü. Kitaplarla dolu

olmayan duvarlarda yabancı film posterleri vardı. Japon

adam ve kadınlar kucaklaşıyor, başka Japon adamlar savaş-

çılarla dövüşüp onların kıçlarını tekmeliyordu.

Doug diğer uçtaki yatağına doğru aksayarak yürüdü.

“Sabaha karşı iki buçukta senin arabanda nereye gittiğimiziöğrenmek istiyorsun,” dedi. “Sadece dolambaçlı bir yoldan

 beni eve bırakıyordun.” Yatağa oturdu ve bana eliyle yanına

gelmemi işaret etti.

“Ah, pekâlâ. Bu her şeyi açıklıyor!” Bunu onun alaycı

ses tonuyla söylemiştim. Yatağa oturdum ve onu dürtüp doğ-

ruca gözlerine baktım. “Doug, sabaha karşı iki buçukta sen

 benim arabamdaydm, hem de bana maçta şımarık bir hamm

255

Page 249: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 249/311

 Jennifer Echols

efendi dedikten sonra. Bana neler olduğunu anlatır mısın?”

Yeşil gözleri büyümüştü, şaşkın ve aynı zamanda ciddi bir şekilde bakıyorlardı. Kapıya doğru baktı, yukarıdakilerin

 bizi dinlediğim düşünür gibiydi. Yatağın hemen yanındaki

teybe uzandı. Ve acı bir sesle yataktan düştü.

“Yüce Tanrım!” Yanma oturmak için yere kaydım. “İyi

misin?”

Kendini koltuk değneklerinden kurtarıp dikildi. “İyi-

yim.” Sendeleyerek en yakın raftan bir CD alıp CD çalara

yerleştirdi. Odanın her köşesindeki hoparlörlerden gürültülü

 bir rock müziği gelmeye başladı.

Bas seslerinin midemde yankılandığını hissedebiliyor-

dum.Alçısını öne doğru uzattı ve sağlam bacağını göğsüne

çekip onu müziğe rağmen duyabilmem için bana doğru eğil-

di. “Gabriel’in her zaman sarhoş olmayacağını söyleyip par-

tiye gittikten sonra sarhoş olduğunu bilirsin. Bunu yine ya-

 pacağını biliyordum.” Tek elini not defteri gibi kaldırdı ve

diğer parmağını şekilleri çizmek için adeta bir kalem gibi

kullanmaya başladı. Bu pek de ona göre bir davranış değildi.

“Arabamı okulda bıraktım (parmak ucuyla gösterdi) ve Con

nor’la birlikte kumsaldaki partiye gittim (elinin ortası). Parti

 bittiğinde Gabriel’in Honda’sını eve kadar götürecek, onu

eve bırakacak (başparmak) ve sonra arabamı almak için yü-rüyerek okula dönecektim; (bu kez de işaretparmağımn ucu).

Partide seninle biraz takıldık, bu nedenle Gabriel’i ve araba-

sını lan Ta Connor aldılar. Ve sen arabamı alabilmem için

Page 250: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 250/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 beni okula bırakmak zorunda kaldın.”

“Takılmamız bittiğinde...” diye tekrar ettim. Sanki bu

çok anlamlıymış gibi başımı sallıyor, cildim karıncalanmıyor

ve oda etrafımda dönmüyor gibi davranmaya çalışıyordum.

“Bana nasıl takıldığımızı anlatır mısın?”

Doug omuz silkti. “Partiden ayrılıp Brandon’la birlikte

 park alanına gitmek istedin. Ben de seni bundan vazgeçir

dim.”Sabrımın sonuna gelmiştim. Öne doğru eğildim, onu

sağlam baldırından yakaladım ve iki elimle birden sıktım.

“Douglas. Bana bir iyilik yap ve bir daha tüm bunlar orta-

daymış ya da çok önemli değilmiş gibi omuz silkme, çünkü

omuzlarını silktiğin zaman bu beni gerçekten de çok öfke-

lendiriyor.”

Bana bakan derin gözlerinden mi yoksa baldırını çok

sıkı tutuyor olmamdan mı bilmiyorum ama başlarımız birbi-

rine çok yaklaşmıştı. O kadar yakındık ki, dudaklarının üs-

tündeki sakalının her bir siyah tüyünü görebiliyordum. Ama

aramızda adeta bir enerji dalgası esiyordu. Hâlâ ikimiz de

hareket etmemiştik. Tişörtündeki Florida Eyalet Üniversitesi

yazısı o nefes aldıkça kıpırdıyordu. Dilinin ucu, dudaklarını

ıslatmak için dışarı çıktı.

“Ben Brandon’la birlikte araba parkına gitmek istedim,”

diyerek onu kışkırttım. “Ve sen bunun yerine benimle konu-şup beni vazgeçirdin, öyle mi?”

 Neredeyse gözlerini gözlerimden ayırmadan başını ha-

yır anlamında iki yana salladı. “Tam da böyle oldu. Konuş-

257

Page 251: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 251/311

 Jennifer Echols

tuğumuz gibi.”

“Peki ama neden beni Brandon’la araba parkına gitmek-

ten vazgeçirdin?” diye sordum. “Brandon benim erkek arka-

daşım.”

Ve aramızdaki büyü bozuldu. Doug kendini yatağa doğ-

ru geri bıraktı. “Brandon senin erkek arkadaşın, evet bu doğ-

ru. Sürekli ‘Brandon benim erkek arkadaşım,’ deyip duruyor-

sun.” Parmaklarıyla alıntı işareti yaptı. “Ve bu ancak, ‘Plütongezegeninin dengesini ayak başparmağımla sağlıyorum’ de-

mek kadar anlamsız!”

El kol hareketlerinin büyümesinden sinirlerinin de git-

gide bozulduğunu anlayabiliyordum. Parmaklarıyla yaptığı

alıntı işaretlerinin her birinin sonunda ünlem vardı.

Her ne kadar bu çocuğa kızgın olursam olayım, baca-

ğındaki ellerimi gevşettim. “Tamam, tamam. Sadece bana

neler olduğunu anlat.”

“Olan şu ki; Brandon seni Stephanie Wetzel’la aldatı-

yor.” İri elleriyle ellerimi yakaladı, bir araya getirdi ve res-

men el sıkıştı. “Sana bunu söylememe gerek yok. Çünkükalbinde Brandon’ın seni tüm bu çalkantılı ve yarım yamalak

aşk ilişkili hafta boyunca aldattığım zaten biliyorsun. Ama

görmezden gelmeye çalışıyorsun. Onunla sadece bir kez se-

viştin ama şimdi sonsuza kadar onunla kalacaksın, çünkü

zihninde ancak böyle bir anlamı olacak. Seni hamile bıraka-

cak...”

Mantığımla, “İlaç kullanıyorum,” diye sözünü kestim.

Doug bir şey ima ederek, “Biliyorum,” dedi. “Ama seni

258

Page 252: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 252/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 bir şekilde hamile bırakacak, çünkü başına hep bela açıyor-

sun, Zoey. Ve seni aldatmaya devam edecek. Sen de, kendin

de dahil olmak üzere, her şeyin iyi olduğunu tekrar ederek

kendini kandıracaksın. O senin hayatının aşkıymış gibi dav-

ranacaksın. Burada, kasabada kalacaksın ve o Florida Eyalet

Üniversitesi’nde parti yaparken sen bebeği büyüteceksin.

Düşük not ortalamasından dolayı takımdan atıldığında sürü-

nerek sana geri gelecek ve sen de onunla evleneceksin. Ne-den olmasın? Nasıl olsa karın Stephanie Wetzel’i becermene

 bir şey demiyor!”

Devam etmek için derin bir nefes aldığında, mantıklı bir

şekilde araya girdim. “Tüm bunları sen uydurdun. Bunun far

kmdasm, değil mi?”Dosdoğru bana bakmasıyla nabzım hızlandı; adeta

kanım dondu, yeşil gözleri bana odaklanmıştı ve son derece

korkunç bir ifadeyle bana bakıyorlardı. “Geleceği görebili-

yorum.”

Bana yoğunlaşmaya bir son verdikten sonra yine deli

gibi konuşmaya devam etti: “Ondan daha fazla çocuk yapa-

caksın. Kasabada üniversite diploması gerektirmeyen bir işe

girecek ve kendisinden beklenen en az çabayı harcayacak:

Sigortacı! Tam da Brandon gibi büyük ve boş bir iş. Ve senin

de bir işin olacak. Belki sonunda onu terk edeceksin. Ama

kendin kadar parlak ve güzel bir şeyler yapabilme fırsatınıkaçırmış olacaksın.”

Babamın evindeki gibi bir kamera sallanıyormuşçasına

tavanının köşesindeki hoparlörlerden birine baktı. Ben de çe-

259

Page 253: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 253/311

 Jennifer Echols

nesinin altındaki kirli sakallara gözlerimi diktim. Kendimi

toparlamaya çalışıyor, rahat yüzme giysilerimle Doug

Fox’un yatak odasında ve dışarıda on deneyimli denizci var-

ken gözyaşlarına boğulmamaya çalışıyordum. “Hayattan is-

tediğin tek şey anneni güvenli bir şekilde eve getirmek ve

kafayı yememek olduktan sonra kulağa o kadar da korkunç

gelmiyor,” diye karşılık verdim. Ama ağzımdan dökülenleri

ancak kulaklarımla duyduktan sonra kavrayabilmiştim.Doug, sanki bu düşüncemi en başından beri biliyormuş

gibi fırsatı kaçırmadı. Ve tiradına devam etti. “İşte tam da bu

nedenle Brandon’dan ayrılman gerekiyor. Sorunlarınla ken-

din başa çıkmak istiyorsun. Onlarla başa çıktığını zannedi-

yorsun ama yapamıyorsun. Sen Brandon’a yaslanıyorsun. Oyaslanmak için zayıf bir seçim. Sana ihanet etmeyecek, sağ-

lam bir adama ihtiyacın var. Ya da ağabeyimin söylediği gibi

 bir psikologa g it...”

“Babam böyle bir şeye izin vermez.”

“Ya da, Yüce İsa, Zoey, okuldan birileriyle konuş ya da

 başka bir şey yap. Evrendeki diğer tüm kızların böyle şeyleri

konuşabilecekleri iyi arkadaşları var. Ama normal bir kız ar-

kadaş Keke’yle Lila’nm bir araya gelmesinden çok daha an-

lamlı olurdu.”

“Yani benim bu sorunlu günlerimde kendime yaslanmak

için sağlam bir adam bulmam senin için bir zorunluluk, öylemi?” diye onunla dalga geçtim. “Ama çeşitli gizli ve apaçık

yasadışı eylemlerle beni yönlendiren kişi sensin! Islahevine

gitmiş biri!”

260

Page 254: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 254/311

Sarhoştum H atırlamıyorum

Bana parmağını salladı. “O üç yıl önceydi. Ve o kayıtlar

mühürlü! Kimsenin o bilgilere ulaşması mümkün değil, tabii

 beni tanıyanların dışında.”

Onu sakinleştirmek ve kendime çevirmek için elimi sağ-

lam dizine koydum. Bu bağı kurmamla birlikte geçen cuma

akşamı futbol maçında aramızda neler geçtiğini kaçırdığımı

hatırladım. “Ne kadar ileri gittik?”

Diğer elimi eline aldı. Gevşekçe tuttu. Dudaklarına bas-tırıp beni izledi.

Bu pek de hayra alamet değildi.

“Ne kadar?” sesim çatlamaya başlamıştı. “Doug, biz ne

yaptık? Üçüncü aşamaya geçtik mi?”

Elimi ağzından uzaklaştırdı. “Üçüncü aşama ne?” diyesorup tekrar ağzına bastırdı.

Başımı geriye doğru attım. “Pantolonuma inmek. Bu

 benim için önemli, Doug. Senin için de bir önemi var mı?”

“Evet,” diye fısıldadı.

Birden her şeyi anlamıştım. “Ah, Tanrım, her şeyi yap-

tık. Sanki bana bir sakinleştirici ilaç vermişsin gibi rahatlıkla

hem de!”

Doug’un gözleri birden sanki ona tokat atmışım gibi

yaşlarla doldu. “Öyle değildi,” diye bağırdı. “Ve sakın, bir

daha asla beni seni istemediğin bir şeyi yapman için zorla-

makla suçlama. Bunu sen istedin. İstediğini söyledin. Bunudiledin. O yüzden sakın beni suçlamaya kalkışma!” Birkaç

kez hızla soluk aldı. “Ben hapishaneye ait değilim, Zoey.

Orada bulundum ve oraya ait olmadığımı biliyorum. Eğer 

261

Page 255: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 255/311

w

cuma gecesini hatırlıyor olsaydın bunların hiçbiri başına gel-

mezdi. Benim de başıma gelmezdi. Beni anlıyor musun?”Elleriyle dizini sarstı.

Arkama yaslandım ve onu anlamaya çalıştım. Kırık ba-

cağını uzatmıştı, vücudunun geri kalanı bir top gibi mutsuz

halde kıvrılmış duruyordu. Artık doğruyu söylüyordu. “O

halde neden bana daha önce söylemedin?” diye ısrar ettim.

“Çünkü bilmediğini bilmiyordum! Kaza dışında her şeyi

hatırlıyormuş gibi davranıyordun!”

“Ama salı günü küpelerimi benim arabamda buldu-

ğunda öyle olmadığını anlamıştın,”dedim. “Küpelerimden

 biri cuma günü arabada bir yere takılmış olmalı ve sen onları

çıkarıp saklamak için küllüğe koymamı izledin.”“Pantolonumun fermuarına takıldı.”

 Ne yapmış olabileceğimizi düşünürken ona ağzım açık

 bir halde bakakaldım.

Doug burnunu çekip başka yöne baktı. “Özür dilerim.

Bu çok kabaydı.”

Usulca, “Doug, kırk sekiz saat önce öğrendin...” diye

söze başladım. “Bana ne zaman söyleyecektin?”

Doug tekrar bana doğru döndü; bitkin ve korkunç görü-

nüyordu. “Düzgün bir şekilde düşünmeye başlar başlamaz.

Percocet denen şu ilaçtan kurtulunca.”

Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Kötü birmazeret. Bir daha dene.”

Yutkundu. “Acil serviste birbirimizi istemiş olmamız

düşüncesinde bile beni ne kadar kendinden uzaklaştırdığın

 Jennifer Echols

262

Page 256: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 256/311

Page 257: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 257/311

 Jennifer E chols

 bir şey söylememelerini tembih ettin!”

“Zaten benden onlara birlikte olduğumuzu söylememe-

leri için tembih etmemi istemiştin. Böylece Brandon olan bi-

teni öğrenemeyecekti,” dedi Doug. “Yalan söylemek senin

umurunda değil. Sen sadece onları kontrol eden kişi olmak

istiyorsun.”

Beni kötü yakalamıştı.

“Ve asıl en büyük yalanı bana söyleyen sensin. Bana

 beni sevdiğini söyledin.”

Sanki bana tokat atmış gibi donup kalma sırası ben-

deydi. “Böyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum.”

“Gerçek olsaydı hatırlardın. En azından bir şeyler his-

sederdin.”“Bir şeyler hissediyorum,” diye karşı çıktım.

“Umurunda değil.”

“Umurumda,” diye ısrar ettim. “Doug, seninle ne kadar

çok ilgilenmek istediğimi anlamıyorsun. Ama son birkaç

gündür, attığım her adımı kontrol ettin.”

“Tabii ki de etmedim,” dedi. “Senin kim olduğunu iyi

 biliyorum. Birinin sana yapabileceği en kötü şey bu.”

Onu izledim, bana yaptıklarının derinliğini kavrayabil-

mesini istedim. Doug tanıdığım en zeki insanlardan biriydi.

Alkollü olsa bile bunu anlayabilirdi. Yeniden konuşması için

on saniye kadar geçmesi gerekti, dudakları aralandı. Ve işteşimdi pişmanlığıyla ilgili bir şey söyleyecekti ama ben onun

 bu özrünü kabul etmeyecektim. Hem de asla.

“Seni seviyorum,” dedi.

264

Page 258: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 258/311

Page 259: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 259/311

Evinden ayrılırken kendimi salı gecesi onu rıhtıma bı-

raktığım zaman hissettiğim kaybolmuşluk duygusunun on

yedi katı kadar kötü hissettim. Eve gidemedim. Vardığım za-

man kapanmak üzere olacağı için Destin’deki alışveriş mer-

kezine de gidemedim. Ve Benz elimin altındayken sonuna

kadar tadını çıkarmalıydım. Babam bir gün sonra arabasını

geri almak için eve gelecek ve ben de uzun bir süre arabasız

kalacaktım. Tabii bir de ofisini karıştırdığım için cezalı ola-

caktım.

GPS sistemini açıp Seattle yazdım.

Yol uzun, karanlık ve ıssızdı. Ve Mobile’a kadar 10.Oto-

yol boyunca en az on mil hiç çıkış yoktu. Vücudum yorgun-luktan ölü gibiydi ama beynim Doug’un söyledikleri yüzün-

den öfkeyle enerji doluydu.

Doug bir yalancı mıydı?

Tekrar düşündüğümde, bana söylediği geçerli bir yalan

Page 260: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 260/311

 Jennifer Echols

 bulamıyordum. Pekâlâ, o ve Mike’ın kaza yaptığımız sırada

nereye gittikleri konusunu biraz saptırmıştı ama o zaman bile

elinden geldiğince gerçeğe yakın bir yalanı tercih etmişti.

Elinde tuttuğu bilgiler konusunda o kadar da yalancı biri ol-

duğu söylenemezdi. Ağzı laf yapan biri olarak fikirlerini ken-

dine saklamıştı.

Tabii Brandon Ta ilgili konular dışında. Gerçekten de

içten içe Brandon’ın beni Stephanie WetzelTe aldattığını bi-

liyor muydum?

Stephanie’ye yaklaştığı ve beni kendinden uzaklaştırdı-

ğına dair kanıtlar gitgide artıyordu. Ama kalbime ne hisset-

tiğini sorduğumda, kalbim bana karşılık vermiyordu. Beni

aldattığı düşüncesiyle hızlanmıyordu bile. Kalbim ancak ge-leceği düşünüp, kaderim onun da söylediği gibi Brandon’la

yazıldıysa,.Doug’un kiminle birlikte olacağını hayal ettiğim-

de hızlanıyordu. Doug’un başını geriye atıp başka bir kızla

kahkahalar attığı düşüncesine dayanamıyordum.

Doug’la birlikte olurken prezervatif kullanmış mıydık?

Kesinlikle kullanmış olmalıydık. Aynen Memur Fox’a

asla aptalca şeyler yapmayacağını söylediği gibi. Tabii ki bu-

nu şaka yollu söylemişti. Kahretsin!

Ve bu zihnimde yaptığımız şeyle ilgili sayısız soru işa-

retinin oluşmasına neden olmuştu. İlk hareket kimden gel-

mişti? Nasıl o kadar ileri gidebilmiştik? Hey, küpem nasılolup da fermuarına takılabilmişti? Hoşuma gitmiş miydi?

Peki ya onun? Son iki sorunun cevabını kaza yaptığımız sı-

radaki davranışlarımıza göre verebilirdim. Kesinlikle hoşu-

268

Page 261: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 261/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

muza gitmiş olmalıydı. Ama geri kalan ı... Ben hafızamı kay-

 betmiştim. Ve o da olan biteni sonsuza kadar kendine sakla-

yacaktı. Bu haksızlıktı.

Mobile’la Hattiesburg arasında bir yerdeki, zifiri karan-

lık otoyolda yediğim istiridyelerin mideme oturduğunu ve

kanıma ağzımı alev alev yakacak kadar afrodizyak pompa-

ladığını fark ettim. Parmak uçlarımla dudaklarımı ovuyor ve

yanlış yöne doğru gidiyordum. Çoktan Doug’dan iki buçuksaat kadar uzaklaşmıştım.

Gecenin karanlığında arabamı Doug’un araba yolunun

gerisine yanaştırdım, caddede durdum ve farları söndürdüm.

Denizcilerin hâlâ orada olmasından ve beni yakalamaların-

dan korkuyordum. Ama grup çoktan dağılmıştı.

Doug’un cep telefonunu tuşlayıp dinledim. Ya telefonu

açmazsa? Telefonunu yeniden mi kapattı yoksa ekrandan

 benim aradığımı görüp konuşmayı ret mi ediyor diye merak

ederek çıldırabilirdim. Ne olursa olsun, onu bu gece görme-diğim takdirde her an çılgına dönebilirdim, biliyordum. Üze-

rimdeki baskıyı hissedebiliyordum. Aynı zamanda vücudum-

da yoğun bir elektrik dolaşıyordu. Kafamdaki her düşünce

evin bodrum katının camlarında yoğunlaşıyordu. Bu düşün-

celerden kurtulmam gerekti. Bu şekilde devam edemezdim.“Zoey! Neredesin?” Telefondaki yumuşak sesi bana ka-

za anını hatırlattı. Başımın dertte olduğunu sanmıştı.

Onu aradığım zaman korkutabileceğim hiç aklıma gel-

269

Page 262: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 262/311

 Jennifer Echols

memişti. İlk kez bu planla ilgili şüphe duymaya başladım.

Baskı ve üzerimdeki elektrik beni mahvediyordu. “Araba yo

lunuzdayım.”

“Bana iki dakika ver,” dedi ve telefon kapandı.

Bodrumun camında bir ışık parladı. Sonra oda yeniden

karanlığa büründü.

Evin hemen yanında daha önce fark etmediğim bir bod-

rum kapısı yavaşça açıldı. Doug koltuk değnekleriyle dışarıçıktı ve aynı yavaşlıkla kapıyı arkasından kapattı. Eski ağaç-

ların altından yürüyerek açıklığı geçti ve bana doğru geldi.

Sonra caddeye çıktı. Hemen arkasında uzakta okyanus sim-

siyahtı ve bize doğru beyaz köpüklü dalgalar yaratıyordu.

Gökyüzü simsiyahtı ve sadece beyaz dolunayın verdiği ma-

vimsi bir ışık vardı.

Yolcu tarafına ulaşabilmek için dar yoldan yürüdü. Üze-

rinde yüzme takımının eşofman üstü ve kenarından iç çama-

şırının bel kısmı görünen bir jimnastik şortu giymişti. Çıkar-

mak kolay olacaktı. Aynı zamanda gözlük de takmıştı. Göz-

lük taktığını bilmiyordum. Büyük bir olasılıkla hayran kaldı-ğım o yeşil gözlerin arkasındaki sır buydu; renkli lensler. O

güzel gözlerin sahte olduğunu bilmek nasıl da büyük bir ra-

hatlamaydı!

Benz’in kapısını açmayı denedi. Kilitliydi. Düş kırıklı-

ğıyla kapıya vurdu.Kapımdaki düğmeye basarak kilidi açtım ve kapısını

açmak için uzandım. Tek ayak üzerinde sörf yapmaya çalı-

şırken dengesini kaybedip düşmesi hiç iyi olmazdı.

270

Page 263: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 263/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Önce içeri meltem ve okyanusun sesi girdi. Ardından da

kafamı neredeyse sıyırıp geçen değnekleri. Onları koltuk

 başlığının üzerinden arka koltuğa fırlattı. Diş macunu koku-

yordu. Bu, geçen cumartesi sabahı beni uyandırmaya geldi-

ğindeki kokunun aynısıydı. Ve ben onu Brandon zannetmiş-

tim.

Arabanın kapısını kapatıp bana döndü. Ay ışığında göz-

lüklerinin arkasından gözlerinin her zamanki gibi yeşillimavili olduğunu görebiliyordum. Gözleri gerçekten de deniz

rengiydi. Kuru bir sesle, “Neden aradın?” diye sordu.

“Prezervatif kullandık mı?”

Tiksinmiş bir halde “Hepsi bu mu?” diye isyan etti. Elini

açmak için kapı koluna koydu.

“Bu önemli Doug.”

Sabırsızca iç çekti. “Tabii ki önemli. Bu yüzden araba-

nın arkasında korkutucu bir prezervatif kasası var. Tabii ki

 prezervatif kullandık. Eğer hepsi buysa kâbuslarıma dönmek

istiyorum.” Eli tekrar kapı koluna gitti.

Hızla “Hepsi bu değil,” diye itiraz ettim. “O geceye ait

hafızamın asla geri geleceğini sanmıyorum.”

“Bir hindistanceviziyle kafana vurmamı ister misin?

Gilligan’ın Adası’nda işe yarıyor.”

“O geceyi benim için yeniden canlandırmanı istiyo-

rum.”Gözlüklerinin arkasından bana baktı. Bu herhalde onun

en seksi ifadesi olmalıydı. Çene aşağıya doğru ve kirpikler

uzun.

271

Page 264: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 264/311

 Jen nifer Echols

“Tekrar sevişmek mi istiyorsun?”

“Evet.”

“Hayır,” dedi ve bu kez kapıyı açtı.

Dalgaların sesinin arasından “Daha önce yaptığımıza

göre, neden olmasın?” diye seslendim.

“Çünkü bütün hafta boyunca Brandon’ı sayıkladın. Bir

anda parmaklarım şaklatıp” elini uzattı ve çırp tı “senin is-

tediklerini yapmamı bekleyemezsin.”“Bunu bana borçlusun,” dedim. “Bana yalan söyledin

ve beni idare ettin. Bu seferlik sana ne söylersem onu yapa-

caksın.”

Beş saniye kadar eli kapının kolunda durdu. Sonra ka-

 pıyı hızla kapatıp arkasına yaslandı. “Pekâlâ.”“Pekâlâ, ne?”

“Eh, kendi başıma sevişmedim herhalde.”

Yani ilk hareketi ben mi yapmıştım? Kendimi ona doğru

uzanırken hayal etmeye çalıştım. Aynı koçun bize yüzme ele-

melerini kazandığımızı hayal etmemizi söylediği gibi. Ama

Doug çok mesafeli duruyordu. Arabanın bir ucundan bana

seksi gözleri ve kolları kavuşturulmuş bir şekilde bakıyordu.

“Belki sahneyi sen hazırlayabilirsin,” diye öneride bu-

lundum. “Ay bu kadar parlak mıydı?”

Başım hayır anlamında iki yana salladı. “Şiddetli bir

yağmur vardı. Biraz endişelenmiştim.”“O halde neden partiden ayrıldık?”

“Herhangi bir kasırga uyarısı yapılmamıştı. Belki de ol-

malıydı ama yoktu işte. Güvenli olduğunu düşünmüştüm. Ya-

272

Page 265: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 265/311

Page 266: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 266/311

 Jennifer Echols

larda dudaklarımı dişliyordu. Vücutlarımız yavaşça birbirine

yaklaşırken dakikalarca öpüşmeye devam ettik. Elim şortu-

nun içine doğru kaydı. Onun eli de şortumu ve iç çamaşırımı

geçip tenime ulaşmıştı. Sonunda nefessiz kaldım. Birkaç san-

tim uzaklaşıp soluklandım.

Beni bırakmıyordu. Alnını alnıma dayayıp kıkırdadı.

“İşte daha önce tam da böyle yapmıştık.”

Burnumun ucunu onun burnuna sürttüm. “Küpem nasıloldu da fermuarına takıldı?”

“Hımm,” dedi ve güldü. “Onu sadece seni kızdırmak

için söylemiştim. Öyle bir şey yapmadık. Onu sonraya sak-

lamayı tercih ettik. Küpen, ellerimi saçlarına koyduğum za-

man düştü. Aynen böyle.” İki elinin parmaklarıyla saçlarımadokundu ve beni sıkıca tutup yeniden öptü.

Uzun bir süre geçtikten sonra ağzıyla ağzıma yapabile-

ceği her şeyi yapmıştı, hem de iki kez. Ellerim yerinde dura-

mıyordu. “O halde bu aralar arka koltuğa geçtik, öyle mi?”

diye fısıldadım.

Hızla burnundan soluyup bana göz kırptı. Bana odak-

lanmakta zorlanıyor gibi duruyordu ama belki de bu gözlük-

leri gözünde olmadığı içindi. “Evet, ama...”

“Ama ne?” Arkaya doğru kayıp onun için arka kapıyı

açtım. Doug, arabaya yaslanıp ön kapıdan arkaya zıplarken

 bir taraftan da onu tutmaya çalıştım. Onu içeri çektim ve“Burası benim arabamın arka koltuğundan çok daha konforlu

olmalı,” dedim.

Kapıyı kapatırken “Daha geniş,” dedi. “Ama daha önce

274

Page 267: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 267/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

kırık bir bacağım yoktu. Tuhaf bir şekilde durum eşit.”

Koltukta uzanana kadar onu geriye itip üzerine uzan-

dım. Yüzme takımının minibüsünde ve polis arabasının ar-

kasında uzandığımız anlardan çok da farklı bir pozisyonda

değildik ama bu kez kontrol bendeydi. Dudaklarını ve boy-

nunu öptüm, her inlemesinde içimde yeni bir heyecan dalgası

hissediyordum.

Eşofman üstünü çekiştirdim ve o da çıkarmam için banayardım etti. Ellerimi ince göğsünde ve güçlü kollarında gez-

dirdim. Boynundan başlayıp göğüskafesine ve oradan da mi-

nibüste çok ilgi çekici bulduğum göbek deliğine doğru her

yerini öptüm. Göbek deliği bu gece için benimdi. Dilimi içi-

ne soktum, çevresini yaladım. Küpemin fermuarına takılma-sıyla ilgili yaptığı şakanın intikamını almak için dilimle onu

gıdıkladım.

Dilim şortunun bel kısmına ulaştığında nefesi kesildi.

“Peki,” dedi.

“Peki.” Güldüm ve tişörtümü çıkarabilmek için dikleş-

tim. “Sutyenimi bundan sonra mı çıkardın?”

Gözleri kısık bir şekilde bana baktı. “Evet, ama...”

“Aynı sutyen mi?”

Dirseklerinin üzerinde doğruldu. “Hayır, o üzerinde

 beyaz puantiyeleri olan mavi bir sutyendi ve şurada da mavi

 bir fiyonk vardı.” Göğüslerimin arasım dürttü. “Yani hâlâ bunu yaptığımıza inanmıyorsun, öyle değil mi?”

“Sana inanıyorum.” Öncesinde aklımda bazı şüpheler

olmasına rağmen, sutyeni tam olarak tarif ettiği için artık ona

275

Page 268: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 268/311

 Jennifer Echols

inanıyordum. “Sadece ben Brandon’la araba parkına gitmek

isterken nasıl oldu da seninle bu noktaya geldik onu anlaya-mıyorum. Ama bir kez burada olduktan sonra her şeyin nasıl

çığ gibi büyüyerek kontrolden çıktığını kavrayabiliyorum.

Oysa hayatım boyunca Florida’da yaşadım ve karla hiç de-

neyimim olmadı.”

Doug, “Benim de öyle,” diye cevap verdi. Tekrar arka-

sına yaslandı, sonra iki eliyle birden uzanıp parmaklarını sut-

yenimde gezdirdi. “Zoey, eğer bunu yaparsak ne anlama

gelecek?”

“Bunu yapacağız ve senin bana bu anıyı borçlu olduğun

anlamına geliyor.”

Ellerini çekti. “Eğer bundan fazlası olmayacaksa, benyapmak istemiyorum.”

Dört ayaküstünde kalacak kadar öne doğru eğildim ve

yüzümü yüzüne yaklaştırdım. “Bunu yapacaksın.”

Gözleri yeniden kısıldı. Ne yapacağını söyleyerek çok

üstüne gitmiştim. Uzandı ve yerdeki eşofman üstünü arandı.

Elimi hızla iç çamaşırından içeri sokup, “Böyle yaptım

mı?” diye sordum.

“Mımmmm,” diyerek karşılık verdi, iki eliyle bana ye-

niden uzandı ve öpüşmeye başladık. O kadar güçlü bir şe-

kilde öpüşüyorduk ki, sutyenimin arkasına uzanıp onu açtığı-

nı ancak omuzlarımdan aşağıya kayarken fark edebildim.Çok geçmeden koltuktan aşağıya doğru kaydı ve göğ-

sümü ağzına aldı. Elimin her hareketinin aynısını ağzıyla ya-

 pıyordu, ta ki kendimi kaybedip ona her şeyi sunmak isteyin

276

Page 269: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 269/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ceye kadar.

Dakikalar boyunca bu şekilde devam ettik. Ben dahafazlasını yapmak istiyordum. Yaptığımız şeye bir son verir-

sek her şeyi kaybetmekten korkuyordum. Ama göğsümün

üzerindeki dilinin beni inletmesiyle koltuğun arasına sıkışmış

 bir prezervatif buldum. Salı günü onu oraya fırlattığımdan

 beri devasa prezervatif kutusunu arabanın zemininde bırak-

mış ve birkaç prezervatifin etrafa dağılmış olmasına aldırma-

mıştım. Aklı başında olsaydı annem bile çarşamba akşamı

arabaya bindiğinde onları rahatlıkla fark edebilirdi.

Daha önce hayatımda hiçbir prezervatif paketini açma-

mıştım. Doug’un kalçalarına oturup yırtmak için paketi ışığa

doğru tuttum.“Zoey.”

“Ne? Yanlış mı yapıyorum?”

Güçlükle nefes alan Doug tek eliyle uzanıp paketi elim-

den aldı. “Nerdeyse gecenin iki buçuğu. Bir geyikten son

anda kaçıp M ike’a çarpmak için randevun var.”

Tatlı dil daha önce de işe yaramıştı, bir kez daha yaraya-

 bilirdi. Üzerine uzandım. Çıplak göğüslerim sıcak çıplak

göğsüne değdi, bu tuhaf bir duyguydu. Sakallı yanaklarına

elimin arkasıyla dokundum, başparmağımı yumuşak dudak-

larının üzerinde dolaştırdım. Bu hafta boyunca bana gösterdi-

ği ilginin karşılığını veriyordum. Büyük ihtimalle cuma ak-şamı o da bana böyle davranmıştı ama şu ana dek fark ede-

memiştim. Yeniden fısıldadım, “Bana borçlusun.”

“Sana borçlu değilim, Zoey,” diye karşılık verdi üzgün

277

Page 270: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 270/311

 Jennifer Echols

 bir sesle. “Bunu sadece belki bu geceden sonra daha fazlası

olabilir diye düşünerek yapmayı kabul ettim. Ama senin iste-diğin tek şey bu. Ben bunu yapamam. Olduğundan daha kötü

 bir hale getiremem. Hafızanı yeniden canlandırabilmek için

 bu tek geceye ihtiyacın olduğunu biliyorum ve seni gerçekten

önemsiyorum. Ama kendimi de önemsiyorum ve bunu daha

fazla yapamam.” Oturdu, bacağını ve alçısını yere doğru sal-

landırdı, yüzüme bakmadan bana sutyenimi ve tişörtümü

uzattı.

Sevişmesek bile benimle birlikte orada kalması için ona

 bir şeyler söylemek istedim. Biraz daha ilgi, konuşma, her

ne olursa. Durmamam gerektiğini biliyordum. Ama haklıydı.

Yalanlan, aramızdaki her neyse onu mahvetmişti. Ondan bugecenin dışında hiçbir şey istemiyordum. Ve her ne kadar bu

geceyi yaşamayı çok istesem de, bunu elde etmek için ona

yalan söyleyecek değildim. Yalanlarla işim bitmişti.

Eşofman üstünü giydi, değneklerini aldı ve eli kapı ko

lundayken durdu. “Cep telefonu numaramı biliyorsun. Üni-

versiteye gittiğimde de numaramı değiştirmeyeceğim.” Göz-

lerini devirdi. “Tabii eğer Üniversiteye gidebilirsem. Her ne-

reye gidersem gideyim numaram aynı kalacak.” Doğruca

gözlerime baktı. “Annenin yaptığı şeyi yapacağını hisseder-

sen, beni ara.”

İrkildim, “Hissetmeyeceğim,” dedim.“Lütfen.” İlk kez Doug’un birisine bu kelimeyi söyle-

diğini duyuyordum.

Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Demek is-

278

Page 271: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 271/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

tediğim, öyle hissetmeyeceğim.”

“Eğer hissedersen, beni ara. Söz ver.”O şekilde hissetmeyi hayal etmeye çalıştım. Ve böyle

 bir durumda Doug’u arayıp arayamayacağımı düşündüm.

Ama öyle bir duyguyu hayal edemiyordum. Bu da iyiye işa-

retti. “Söz veriyorum,” dedim.

Elini dizime koydu ve başparmağıyla hafifçe vurdu.

“Sana sahip olamayacağımı anlıyorum. Ama benim dünyam-

da sana yer olduğunu bilmeni istiyorum.” Değnekleriyle öne

doğru uzanıp beni alnımdan öptü. Son bir kez klor ve okya-

nus kokusunu içime çektim. Arabadan yavaş ve tuhaf bir şe-

kilde çıktı. Yolda iki kez değneklerini düşürdü; neredeyse

kendisi de düşüyordu. Onu durdurmak ve eve girmeden öncegeri çağırmak için yeterli zamanım vardı.

Ve sonunda gözden kayboldu.

Hayatımda ilk kez okula geç kaldım. Ebeveynlerimden

herhangi bir izin kâğıdı olmaksızın dört saatlik uykuyla ken-

dimi ana ofise sürükledim. Müdür yardımcısının beni Çocuk

Koruma Servisi’ne teslim etmemesini umuyordum. Ama

Bayan Northam’ın İngilizce dersini bölerek sınıfa girdiğimde

tüm bunları unutmuştum. Herkesin bana baktığını bile fark

etmemiştim. Doug’a odaklanmıştım. Belki de akşamdan kal-maydı. Erken saatlerde aldığı alkolden kurtulması için yeterli

zamanı olmuştu. Ama ağrı kesicilerinden birini atladığını bi-

liyordum.

279

Page 272: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 272/311

 Jennifer Echols

Sahiden de başı  Hindistan ’a Bir Geçit  kitabının ciltli

sayfalarına bizde okulun eski cilt kapaklı kitapları vardı

gömülmüştü. Geçen gece arabamın ön panelinde unuttuğu

gözlüklerini vermeyi ve bunu onunla konuşup iyi olup olma-

dığını görmek için bir bahane olarak kullanmayı planlıyor-

dum.

Ama Keke hemen arkasındaki yerimi kapmıştı. Genel-

likle sınıfın diğer köşesinde Lila’yla birlikte otururdu. Görü-len o ki, Lila ona hâlâ kızgınken orada oturmak pek mümkün

olmamıştı.

Gözlüklerini kitabının yanına bıraktım ve Connor’ın ar-

kasındaki sıraya oturdum. Buradan Keke’nin elinin Doug’un

sırtında olduğunu görebiliyordum.Keke’nin dünkü davranışım hatırlayınca yeniden içer-

ledim ama kıskançlık ve korku daha ağır bastı. Öne doğru

eğilip ona “O iyi mi?” diye fısıldadım.

Bayan Northam, “Doug?” diyerek araya girdi. Duyma-

dığım bir soru sormuştu. Ve sınıfın gerisindeki gürültüyü ki-

min çıkardığını pek seçememişti.

Keke, Doug’a sanki onu korumak ve bugün beladan

uzak tutmak için görevlendirilmiş bir arkadaş gibi fısıldadı.

“Sabit karakter.”

“Roman Sanatı’ndaki eksen karakterler.” Bunu sıra-

sında, başım kitabından kaldırmadan, ancak Bayan Northam’ın duyabileceği kadar yüksek bir sesle söylemişti.

“Bu doğru,” diye karşılık verdi Bayan Northam. Doug’u

görebilmek için bir adım yana kaydı. “Bacağın seni rahatsız

280

Page 273: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 273/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ediyor mu?”

Doug sırasından kıpırdamadan, “Evet efendim,” diye

karşılık verdi. “Ağrı kesici ilacım her an etkisini gösterebilir.”

“Peki, istersen beklerken gidip hemşirenin ofisinde uza-

nabilirsin,” dedi Bayan Northam.

Keke hiç soru sormadan gözlüklerini ve kitaplarını Do-

ug’un sırt çantasına koyup ona uzattı. Doug değneklerine tu-

tundu ve yavaşça ayağa kalkıp sınıfa yukarıdan baktı.

Ona, “Seninle birlikte gelmemi ister misin?” diye fısıl-

dadım.

Bana döndü ve nemli gözlerle düşmanca baktı. Keke

önce bana, sonra yeniden ona baktı.

Connor, “Yoksa avlıyov musun?” diye sordu. “Mendileihtiyacın vav mı?”

Doug bir an için Connor’a doğru bir hamle yaptı ve

Connor da sırasından arkaüstü düştü. Sınıftaki erkeklerden

kaygı verici bir kıkırdama yükseldi.

Doug arkasını dönüp koridordan kapıya doğru yöneldi.

Çok geçmeden dolapların oradan sanki düşmüş gibi metalik

 bir çarpma sesi geldi. Keke hafifçe ayağa kalktı. Bayan Nort-

ham başıyla ona onay verdi. Keke’yi durdurup ya da Doug’a

yardım etmesi gereken kişinin ben olduğumu bile açıklaya-

madan Keke, Doug’un arkasından gitti.

Doug’un bana ihtiyacı yoktu.

281

Page 274: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 274/311

16

Sınıftaki diğer çocuklar onunla dalga geçerken Connor

da yerden kalkıp sırasına tekrar oturdu. Sınıfın ilgisinin ye-

niden Bayan Northam’ın dersine dönmesini bekledikten son-ra omzunun üzerinden Connor’a fısıldadım. “Onuncu sınıf-

tayken Doug’un Aaron Spears’la kavga başlatmaktan dolayı

tarih dersinin dışında uzaklaştırma aldığını hatırlıyor musu-

nuz?”

Önümde oturan Connor, yanındaki Nate’le birlikte

onayladılar.

“Doug’u kızdıran şey neydi?”

“Aaron bir kung fu şakası yapmıştı,” dedi Connor. “Dur

 biraz, bu Japonca değildi ki. Bu bir karate şakasıydı.”

 Nate de başıyla onayladı. “Bu tamamen başka bir kav-

gaydı. Geçen sene Jimmy Gillespie’yle Jamaika Joe’nun Ye-

ri’nde yapmıştı. Doug uzaklaştırma aldığında, Aaron gözleri-

ni şöyle yapmıştı.” Nate parmaklarını gözlerinin ucuna

283

Page 275: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 275/311

 Jennif er Echols

koyup onları iki yana çekti.

“Evet, bu doğru,” diye karşılık verdi Connor. “Eğer Do-

ug’un okuldan uzaklaştırılmasını istiyorsan tek yapman ge-

reken Asyalılarla ilgili bir şaka yapmak ve sana vurana dek

orada beklemek.”

 Nate, “Güçten başım dönüyor,” dedi. O ve Connor bir-

likte dalga geçip şeytani bir şekilde ellerini birbirine vurdu-

lar.“Zoey!” Bayan Northam elleri kalçasında bana sesleni-

yordu. “Lütfen sınıf arkadaşlarını rahatsız etmemek için sı-

nıfın diğer köşesine geç. Bunu bir alışkanlığa dönüştürme-

menizi umuyorum.”

Hayır, günlük alışkanlığımız İngilizcenin dışında İngi-

lizce olan her şeyi düşünmekti. Kitabımı kapatıp odanın di-

ğer köşesindeki sıraya geçtikten sonra iyi bir kız olmaya ça-

 baladım ve derse dikkatimi verdim. Bunu gerçekten yaptım.

Bu arada gözlerim Bayan Northam’dan kapıya doğru merak-

la kaymaya devam ediyordu. Keke’nin yeniden görünmesi

için sabırsızlanıyordum.

Tarih dersinin yarısına kadar geri gelmedi. Sınıfın diğer

ucundaki sırasına parmak uçlarında ilerlerken bana sadece

ağız hareketleriyle seninle konuşmam gerek, dedi. Benim dı-

şımda başka biriyle konuşup konuşmadığını anlamak için ar-

kama bile baktım ama duvara dayalı bir sırada oturuyordum.Bu, Boston Çay Partisi’ne olan tüm ilgimi yok etmişti.

Son yarım saati Doug Ta birlikte geçirmişti. Her ne söyleye-

cekse bu Doug ve benimle ilgili olmalıydı. Ve bu ister iyi

Page 276: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 276/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

ister kötü olsun, duymak için sabırsızlanıyordum. Teneffüs

zili çalmadan önce saatime neredeyse beş yüz kez baktım.

Sırt çantalarımızı alıp sakin bir şekilde matematik sını-

fına doğru yürümeye başladık. Bu çok tuhaftı çünkü nor-

malde ben kampusa zamanında ulaşmak için hızlı yürürdüm.

Ve Keke de hem enerji kazanmak hem de kaçırdığı şakaları

yakalamak üzere sınıfa doğru koşardı.

“Uzun bir süre Doug’la konuştum,” dedi.Başımla onayladım, heyecanımı ve bildiklerini benimle

daha hızlı paylaşması için onu sarsma isteğimi bastırmaya

çalışıyordum.

“Ona dünkü büyük kavgamızı anlattım. Bana gerçekten

çok kızdı. Bacağının ağrısıyla birlikte sana yemin ederim şal-teri fena atıyordu.”

Güldüm. Anlamsızca, “Arabalarla ilgili hiçbir şey bil-

mez ki o,” dedim.

“Senin beni her zaman dinlediğini ve bana her zaman

katlandığını söyledi,” diye devam etti Keke. “Ve senin tek

ihtiyacın olan zamanda sana sırtımı çevirmişim. Bana ken-

dimi bok gibi hissettirdi. Yani, ben çok üzgünüm.” Durdu ve

kollarını bana doğru uzattı.

Bana sarılmak istediğini kavrayamadan önce üç dört sa-

niye boş boş Keke’ye baktım. Sonra ben de onu kucakladım.

“Sorun değil.”

Keke kulağıma doğru, “Ben gerçekten de iyi dost oldu-

ğumuzu sanıyordum,” diye devam etti. Bana bakmak için

geri çekildi. “Başına bu kadar büyük bir şey gelmişken bun-

285

Page 277: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 277/311

 Jennif er Echols

dan haberdar olmadığıma inanamadım. İnsanlar bana gelip

nasıl oluyor da annenle ilgili sorundan haberim olmadığımsoruyorlardı. Sanki benim bir hatam varmış gibi. Bu utanç

vericiydi. Ama sen bunu benden saklamayı tercih ettin.”

Doğruca gözlerime baktı, bunu pek sık yapmazdı ve bir

cevap bekliyordu.

Yavaşça, “Berbat haldeydim. Keke, özür dilerim.” Bunu

söylememle birlikte heyecanımın gözyaşlarına dönüştüğünü

hissettim. Özür dilerim, derken koridorun ortasında, hem de

ikinci sınıf öğrencileri yanımızdan geçip giderken, ağlıyor-

dum. Keke kollarıyla beni sıkıca sardı ve bu daha çok ağla-

mama neden oldu. “Gördün mü?” diye burnumu çektim. “İş-

te bu yüzden kimseye anlatmadım.”Keke, “Sorun değil,” dedi ve sırtımı sıvazladı. Ve tuhaf

 bir şekilde,işte olmuştu. Nasıl yüzme havuzunun halka açık  

tuvaletinde kusmaya çalıştıysam, kendimi koridorun ortasın-

da ağlarken bulabilmiştim. İkinci sınıfların sonrasında arka-

daşlarının kulaklarına neler fısıldayacaklarını tahmin ede-

 biliyordum: “Zoey Commander koridordun ortasında kendini

kaybetti. Bilirsin, hani kendini öldürmeye çalışan ve son yüz-

me elemesinde çılgına dönen şu kadının son sınıf öğrencisi

kızı.” Ama bu sorun değildi, çünkü o son sınıf öğrencisinin

arkadaşları vardı. En azından Keke vardı.

Matematik sınıfı hâlâ çok uzaktaydı. Ellerimin tersiylegözlerimi silerken derse yetişebilmek için koridor boyunca

koşmamız gerekti. Ben de bu arada annemle olan her şeyi

anlatmaya başladım. Matematikten biyolojiye geçerken ve

286

Page 278: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 278/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

öğle yemeğinde yüzme takımının masasında oturduğumuzda

geri kalanları parça parça anlattım. Biraz yalnız kalabilmek

için masanın ucuna geçmeyi isterdim ama birileri bizden

önce davranmıştı. Masanın diğer ucunda başlan birbirine yakın

 bir şekilde Doug her zamanki gibi çok çekiciydi ve Lila

oturuyordu.

Keke önce onlara, sonra bana baktı. Alt sınıftan kızların

duyamayacağı kadar yumuşak bir ses tonuyla K eke bugünsürprizlerle doluydu konuşmaya başladı. “Bu sabah Do-

ug’la konuştuğumda bana aynı zamanda dün gece aranızda

 büyük bir kavga geçtiğini de anlattı. Dün geceki amacın

yüzme takımındaki herkesle kavga mı etmekti?”

Sindim, “Doug’la yaptığımız kavga daha özeldi.” Sala-

tamdan bir çatal aldım.

“O da böyle söyledi. Onu tekrar kazanmayı deneyecek

misin?”

Ona baktım ve yutkundum. “Doug çok çekici.”

Keke sırıtarak söylediğimi onayladı.

“Ama aynı zamanda çıkarcı ve insanları kontrol etmeyiseviyor,” dedim.

Keke kaşlarını çattı. “Benden bugün sana göz kulak ol-

mamı istedi. Sanırım bunun da çıkarcı ve kontrolcü bir dav-

ranış olduğunu söyleyebilirsin. Ama bu aynı zamanda senin

için endişelendiği ve seni düşündüğü anlamına da gelir. Kız-lar böyle bir çocuğa sahip olmak için ölüyor.” Sesindeki is-

tekliliği fark edebiliyordum. Lila, Mike’la çıkıyordu. “Bana

 bir hafta önce bu suçluyla takılacağını söylesen.. .”

287

Page 279: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 279/311

 Jennif er Echols

“O suçlu değil,” diye iç geçirdim.

“Sana gülerdim.”“Zaten gülüyorsun!”

“Ama senden söz etme şeklini gördükten sonra...” Ba-

şım iki yana salladı. “Vay canına!”

“Önce Brandon’dan ayrılmam lazım.” Gün boyunca

Brandon’la ilgili düşündüğüm ilk şeyin bu olması beni biraz

utandırmıştı. Sırt çantamdan cep telefonumu çıkarıp ondan

 bir mesaj gelip gelmediğini görmek için kontrol ettim. Ya da

daha da iyisi, annemden. Ne annemden ne de Brandon’dan

mesaj gelmişti. Çarşamba akşamı toplantıdaki görüşmemizin

üzerinden iki gün geçmişti ve ben Brandon’dan hiç haber al-

mamıştım.Keke masaya biraz daha yaklaşarak daha da alçak bir

sesle konuştu. “Bunu söylemen çok komik. Bu gece yüzme

takımının futbol maçından sonra bir parti vereceğini biliyor-

sun. En azından bizim orada olmamız gerekiyor. Lila sosisli

sandviçleri getirmezse bu benim sorunum değil. Her neyse,

önemli olan şu ki, Stephanie, Brandon’ı getireceğine yemin

ediyor.”

Şaşkınlıkla dikildim, sonra yeniden salatama eğildim.

“Peki Brandon, Stephanie’niyle çıkacaklarını biliyor mu?”

“Kız arkadaşı olduğuna göre, bence bunu kesinlikle ona

sormalısın,” dedi Keke.

Egzersizin başlangıcında, dolabımın önünde durmuş tam

288

Page 280: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 280/311

Sarhoştum H atırlamıyorum

mayomu çıkarıp tişörtümü giyeceğim sırada havuz tarafın-

daki kapı açıldı. Doug, “Hanımlar,” diye içeri seslendi.Altı kız birden aynı anda çığlık attı. Bana sadece biraz

sıcak bastı.

Çığlıkların azalmasıyla, “Erkek takımı binadan ayrıldı,”

dedi. “Ve koç üstünüzü değiştirmemenizi söyledi, çünkü bu-

gün havuzun üzerini kapatacakmışız.

Altı kız birden başını bana doğru çevirdi.

Yüzümün kızardığım hissettim. Olabildiğince normal

 bir ses tonuyla, “Doug,” diye seslendim.

“Koç havuz kapatma sisteminin talimatlarım yine kay-

 betmiş,” dedi ve kapı hızla kapandı.

Havuzun talimatlarını koçun ofisinde geçen sene “H”harfinde bıraktığım yerde buldum. Onları dışarı çıkardığımda

Doug’un, “Biz havuzun üzerini kapatacağız,” dediğini anım-

sadım. Bacağını uzatarak havuzun kenarında, sırtını tuvalete

vererek oturdu; kızların oraya girip bayılmasını önlemeye

çalışıyordu. Geri kalanımız suyun üzerinden devasa plastik

tenteyi katlamaya çalışırken o da Howard’ın Sonu adlı kitabı

okudu. Erkeklerin geri kalanı ve koç da kubbeyle soyunma

odaları arasına yerleştirilecek plastik kabloyu en iyi nasıl

monte edebileceklerini tartıştılar. Doug burnunu kitabından

kaldırmadı. Kabloyu onun etrafından geçirdiler.

Geçen sezon sonuna doğru havalandırma bizi biraz en-dişelendirmişti. Bir gün okula geldiğimizde havuz kapama

sistemindeki kubbenin hafif bel verdiği, neredeye söndüğünü

gördük. Bu nedenle Doug’un çaprazındaki köşeye gidip yere

289

Page 281: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 281/311

 Je nnifer Echols

çömeldim ve yüksek ses çıkaran motorun düzgün çalışıp ça-

lışmadığını kontrol ettim. Kubbe yeterince hava dolmamıştıama yinede tavan beli oldukça yüksekti. Bu nedenle Lila ya-

nıma gelene kadar plastikle kimin nasıl bir savaş verdiğini

anlayamadım.

“Öğle yemeğinde Doug’la konuştum,” dedi.

“Fark ettim,” dedim. Hissettiğim kıskançlığın sesime

yansımamasına çalışıyordum.

“Mike’ı öldürmemesi için onu ikna_etmeye çalıştım;

 böylece Mike da benimle yeniden konuşacak. Ama Keke,

Doug’a dün havuzda aramızda geçen o büyük kavgadan bah-

setti. Doug bana gerçekten çok kızdı! Mike’a klasörünü ha-

vuza attığı için neler söylediğini duymalıydın!”“İyi,” diye güldüm. “Doug o klasörün benim için ne

kadar önemli olduğunu biliyordu.”

“Eğer hâlâ istiyorsan, sen gittikten sonra Mike onu ağla

çıkardı.”

“Sorun değil,” diye iç geçirdim. “Hayatıma devam ede-

 bilirim.”

“Sonra Doug senin her zaman beni dinlediğini ve bana

katlandığını söyledi. Ve senin tek ihtiyacın olan zamanda ben

orada olmamışım. Bana kendimi bok gibi hissettirdi. Yani,

 ben çok üzgünüm Zoey.” Havuz kenarından yanıma gelip ba-

na sarıldı.“Sorun değil,” diyerek ben de ona sarıldım. Havalandır-

manın gürültüsünün arkasından kıkırdamaları duydum. An-

nemin bir deli olduğunu öğrendikten sonra ikizlerin neredey-

290

Page 282: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 282/311

Sarhoştum Ha tırlamıyorum

se aynı kelimeleri kullanarak benden özür dilemesi acımasız

 bir şaka olmalıydı. Düşene bir tekme daha atmak gibiydi.Ama yüzme takımının geri kalanı bizimle ilgilenmiyordu.

Plastik kabloyu başlarının üzerinde taşımaya çalışıyorlardı.

Onların hemen altındaki Doug kitabım okumaya devam edi-

yordu. Kendimi geri çekip Lila’nın gözlerine baktım. “Bugün

Keke’yle saatlerinizi falan mı ayarladınız?”

“Hayır, biz konuşmuyoruz. Babam yarın sabaha kadar

 barışmamız gerektiğini söylüyor; aksi halde bir ay boyunca

erkek kardeşimizin bezini biz değiştireceğiz. Neden sordun?”

“Sadece merak etmiştim.” Görünen o ki her şeyi iki kez

yaşamak üzere lanetlenmiştim, şimdi bile her şeyi iki kez ha-

tırlıyordum.Lila elimi tutup sıktı. “Ben gerçekten de iyi dost oldu-

ğumuzu sanıyordum. Başına bu kadar büyük bir şey gelmiş-

ken bundan haberdar olmadığıma inanamadım. İnsanlar bana

gelip nasıl oluyor da annenle ilgili sorundan haberim olma-

dığını soruyorlardı. Sanki benim bir hatam varmış gibi. Bu

utanç vericiydi. Ama sen bunu benden saklamayı tercih et-

tin.”

Hissetmeye başladığım şey tam bir dejavuydu. Gözle-

rimin dolmasını bekledim.

Lila’nın gözleri irileşti. “Oh,” dedi ve neyin gelmekte

olduğunu gölmüşçesine elimi yeniden sıktı.“Berbat haldeydim,” diye hıçkırdım. “Lila, gerçekten

özür dilerim.”

Bana sarılmak için öne doğru eğildi ve ben onun om-

291

Page 283: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 283/311

 Jennifer Echols

zunda ağlarken, “Sorun değil, sorun değil,” diye mırıldandı.

Bir süre sonra yeniden konuşmaya başladım ve ona annemle

ilgili olup biten her şeyi anlattım. Bitirdiğimde gözlerinde

yaşlarla, “Keşke bana daha önce anlatsaydın,” dedi.

“Keşke.”

Havalandırmanın sesini delip geçen çığlıklar yükselerek

kubbede yankılandı. Havuzun diğer ucundaki çatının plastik

kablosunun yüzme takımının üzerine kapandığını gördük.Onlara kendi başlarının çaresine bakmaları için beş dakika

vermeyi düşündüm, sonra gidip onlara yardım edebilirdim.

Ve sonra Doug’un bana baktığını fark ettim. Başını

hemen kitabına eğdi.

Lila da bunu görmüştü. “Doug bana öğle yemeğinde birşey daha söyledi,” dedi. “Dün gece ikiniz kavga etmişsiniz.

Ve sonra ,..” Kaşlan anlayışla çatıldı. “ .. .başka şeyler de yap-

mışsınız. Gerçekten iyi şeyler. Ve sonra biraz daha kavga et-

mişsiniz.”

Adeta sindim. “Özeti bu diyebiliriz.”

Tekrar Doug’a baktım. Çevresinde olup biten tüm o kar-

maşanın ortasında sakin bir şekilde kitabını okumaya devam

ediyordu, sonra bir sayfa daha çevirdi. “Doug çok çekici,”

diye iç çektim. “ Ama aynı zamanda çıkarcı ve insanlan kontrol

etmeyi seviyor.”

Lila, “Sen delirmiş olmalısın,” dedi. Ağzım açık birhalde ona bakınca, “Alınma ama Doug senin için endişeleni-

yor ve seni önemsiyor. Seni patlamak üzere olan bir arabadan

kurtardı!”

292

Page 284: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 284/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

“Patlamıyordu. Doug arabalarla ilgili hiçbir şey bilmi-

yor.”

“Ben de bilmiyorum. Ama yine de bu mükemmel ve ro-

mantik!”

“Lila, bir haftadan kısa bir süre Önce Brandon için de

aynı şeyleri söylemiştin!”

“Oh!” Bana parmağını salladı. “Neredeyse unutuyor-

dum. Bu gece futbol maçından sonraki yüzme takımı partisi-ne geliyorsun, değil mi? Stephanie Wetzel partiye erkek ar-

kadaşı olarak Brandon’ı getireceğini söylüyor! Bu da ne de-

mek oluyor peki?”

“Sanırım partiye gelip öğrenmem gerekecek.” Ve bu ko-

nuyu hallettikten sonra Doug’la yeniden konuşabilirdim.Konuşmak... ya da başka şeyler. Yeniden dudaklarıma

dokunuyor, bana yapabileceklerini, daha sonraya sakladık-

larımızı ne zaman yaşayabileceğimi düşünüyordum.

Lila, “Maça gelecek misin?” diye sordu.

Gerinip esnedim. “Hayır, dün gece pek uyuyamadım.”

Lila bana göz kırptı.

“Evet,” dedim. “Yeniden konsantre olmak için partiden

önce biraz zamana ihtiyacım var.”

Yeniden konsantre olmak için dört saatlik bir uyku çek-tim. Tırnaklarıma yeniden oje sürdüm. Dikkatlice kumsal-

daki partide giyeceklerimi seçtim. Bu seçime, beyaz nok-

taları ve aynı renkteki kurdelesiyle mavi sutyenim de dahildi.

293

Page 285: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 285/311

 Jennifer Echols

Babamın arabasındaki büyük prezervatif kutusunu çıkardım.

Ve Brandon’a söyleyeceklerimi düşünürken sakinleşmek içinsudoku oynadım.

Brandon çok tatlı ve bir o kadar da olanlardan haber-

sizdi. Partide Stephanie’nin erkek arkadaşı olacağını bildi-

ğinden şüpheliydim. Onu tanımayan biri bu duruma tarafsız

 baktığında, beni annemin olayından beri görmeye çalışma-

mış olmasını benimle ilgilenmediği şeklinde yorumlayabi-

lirdi. Ama Brandon’la biz dosttuk. Bir geçmişimiz vardı.

Ondan ayrılmak istediğimi söylediğimde üzülmesinden kor-

kuyordum. Bunu düşünürken bile midem düğümleniyordu

ve söyleyeceklerimin üzerinden geçip duruyordum.

Ben kumsala doğru giderken, araba parkı okuldan tanı-dığım tiplerle doluydu. Boş yer bulabilmek için içeriden do-

laşmak zorunda kaldım ve birden kendimi geçen cuma olan-

ların aynen şimdi olduğu gibi gelişip gelişmediğini merak

ettim. Körfezde başka bir fırtına daha vardı, her ne kadar bize

ulaşmayacak ve yarma kadar yağmur beklenmiyor olsa da,

rüzgâr palmiye ağaçlarının siyah gölgelerini savurup duru-

yordu. Kumlara uzanan tahta yoldaki uyarı bayrakları hızla

sallanıyordu. Neredeyse kumsaldaki radyoda çalan bir erkek

grubunun sesini bastıracaktı.

Ay ışığında bile daireler halinde düzinelerce kahkaha

atan insanın yüzünü seçmek zordu. İlk fark ettiğim kişi, birgrup irikıyım futbol oyuncularıyla birlikte duran Brandon ol-

du. Kolu Stephanie Wetzel’in belindeydi, plastik bir bardağı

yudumluyordu.

294

Page 286: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 286/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

Keke onun hemen yakınındaki bir grupla birlikteydi.

Beni patikada görüp telaşlı bir şekilde Brandon’la Stepha

nie’yi işaret etti.

Lila diğer tarafta Mike’ın tam karşısındaydı ve el ele tu-

tuşmuşlardı. Beni gördüğünde Keke’yle aynı şekilde Bran-

don’a baktı. Her konuşmayı iki kez yaşamamak için bir an

önce barışmalarını diledim.

Midemdeki düğümlenmenin üzerine, kumda ilerledikçe

sinirlerim de gerilmeye başlamıştı. Futbol oyuncularının ara-

şma girerek Stephanie’nin karşı tarafından Brandon’m dir-

seğine dokundum. “Hey, biraz konuşabilir miyiz?”

Stephanie öfkeyle önce bana, sonra Brandon’a baktı.

Brandon’ın belindeki kolunu itip bir hışımla kumsala doğ-ru gitti.

Futbol oyuncuları, “Vaaaooooooov!” diye bağırdı.

Kesinlikle Brandon’ı kendi erkek arkadaşı sanıyordu.

“Tabii Zoey,” diye karşılık veren Brandon bir yandan da

Stephanie’nin arkasından bakıyordu.

Yine de neler olduğunu anladığını pek sanmıyordum.

Kum tepeciklerinin karşısındaki merdivenlere yürüdükten

sonra oturduk. Bir sigara yaktı ve artmakta olan rüzgârın sön-

dürmemesi için iki eliyle birden kavradı.

“Ben...” ikimiz de aynı anda konuşmaya başlayıp gül-

dük.“İlk önce sen tatlım,” dedim.

“Peki.” Birasından büyük bir yudum aldı. “Geçen cu-

martesi Stephanie’yle yatmamın seni rahatsız etmeyeceğini

295

Page 287: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 287/311

 Jen nifer Echols

söylemiştin, hatırlıyor musun?”

Hâlâ gözlerimle kumsalı tararken sonunda tüm bu za-man boyunca gözlerimin kimi aradığını bulmuştum. Doug,

Stephanie’i ve yüzme takımının geri kalan kızları için değne-

ğinin bir ucuyla kuma bir resim çiziyordu. Onu izlemeye ça-

lışırken Brandon’m söylediklerini kaçırdığımı hissettim. Bran-

don’ ın bana biraz önce Stephanie Wetzel’le seks yaptıklarını

söylediğine yemin edebilirdim. “Özür dilerim. Ne dedin?”

“Bilirsin işte, geçen cuma akşamı sen ve Doug, Stepha-

nie’yle bizi Buick’in arkasında sevişirken görmüştünüz ya

ve hani sen üzülmüştün? Sonra cumartesi sabahı evime gel-

din ve kızgın olmadığım ve sorun olmadığını söyledin. Değil

mi?”“Evet,” diye karşılık verdim. Çünkü eğer Lanet olsun, 

sen neden bahsediyorsun! demiş olsaydım bana hikayenin

sonunu anlatmayabilirdi. Bilirsin işte, diye başlayan cümleler

genellikle şey ... diye biterdi.

“Şey,” dedi. “Stephanie, seninle yatmamı umursuyor.”

Gerçekten de umursuyordu. Karanlıkta bile belli olan

çelik gibi bakışlarından bunu anlayabiliyordum.

“Ya da bilirsin, seninle bir kez yapmış olmamızı,” diye

sınırladı. “İşte bu yüzden Buick’in tamire ihtiyacı olduğunu

söyledim, çünkü böylelikle okula Stephanie’yle birlikte gide-

 bilirdim. Ve geçen hafta boyunca senin evine bu yüzden ge-lemedim. Sana yalan söylediğim için kendimi gerçekten çok

kötü hissediyorum Zoey. Çarşamba akşamı yüzme toplantı-

sında sana olanları anlatmaya çalıştım. Yüzme toplantısına

296

Page 288: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 288/311

Sarhoştum H atırlam ıyorum

 bunları söylemek için gelmiştim. Ama Doug tam bir pislik

gibi davrandı.”

Başımla onayladım. “Annem akıl hastanesinden kaçtık-

tan sonra benden ayrılmanı istemedi. Evet, o tam bir pislik.”

Brandon sanki beni ilk kez görüyormuşçasına dönüp

 bana baktı. Sanki bir şeyin farkına varıyordu. Aferin sana!

Safça sordum, “Ne var?”

“Senin daha önce hiç küfür ettiğini duymamıştım,” dedi.“Her neyse, sen ve ben yaz boyunca benim kız arkadaşlarım-

dan söz ettik. Benim nasıl biri olduğumu biliyordun ve Step

hanie’yle yatmamın senin için bir sakıncası yoktu. Senden

söz edince Stephanie küplere bindi. Ve ben sanırım ona âşık

olabilirim. Bu daha önce hiç olmamıştı. Beni anlamanı umu-

yorum.”

Canlı bir şekilde, “Anlıyorum,” dedim. “Ben de Doug’a

âşığım.”

Brandon bir yudum daha aldı. “Doug kim?”

“Doug Fox!” Okulda Doug isimli başka biri olduğunu

sanmıyordum.Brandon’la aynı şeylerden söz etmediğimiz için biraz

sinirlenmeye başlıyordum. “Evet. Biz bir haftadır birlikteyiz.

Çözmemiz gereken şeyler va rdı..

Brandon sözümü kesti, “Doug bana birlikte olmadığı-

nızı söylemişti!”Bıkkınlıkla iç geçirdim. “Doug neden sana o ve benimle

ilgili herhangi bir şey söylesin ki?”

Brandon sigarasından derin bir nefes çekti, sönmemesi

297

Page 289: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 289/311

 Jennifer Echols

için diğer eliyle korumaya devam ediyordu. “Geçen cuma

 partide birkaç çocukla sohbet ediyordum. Biraz bira içmiştim

ve seninle yatmış olmamızla ilgili övünüyordum. Sakın alın-

ma, erkekler nasıl konuşur bilirsin. Kimse senin hukuk fa-

kültesine gidene kadar birileriyle yatacağını düşünmüyordu;

o yüzden bayağı etkilenmişlerdi. Neyse, birkaç dakika sonra

Doug Fox beni köşeye sıkıştırdı. Bunun benimle hiçbir ilgisi

olmadığını, o yüzden övünmeyi bırakmam gerektiğini söyle-di. Herhangi biri bile seni yatağa atabilirmiş. Senden nefret

ettiğini ama yine de iki saatte seni yatağa atabileceğini söy-

ledi. Tek yapmam gereken senin beni başka bir kızla yakala-

mana izin vermekti. İşte bu yüzden Stephanie’yle birliktey-

dim.”

Başımla söylediklerini onayladım. “Ve sen de, ‘Pekâlâ

Doug, bakalım kız arkadaşımla sevişebilecek misin? Ben de

gidip diğer kızla sevişeyim. Sorun değil,’ dedin.”

“Şey,” diye dumanını üfledi. “Bizim birlikte olduğumu-

zu düşünmemiştim. Demek istediğim, birlikteydik ama ger-

çek anlamıyla birlikte değildik. Biz sadece takılan iki arka-daştık. Ve Doug Fox karşıma geçip bana meydan okuyordu.

Başka ne yapabilirdim ki?”

Bir kez daha onu başımla onayladım. Brandon’ın gü-

neşli sahte dünyasında bu gayet normaldi, bunu biliyordum

çünkü bütün yaz o dünyayı gözlemleme fırsatım olmuştu.“Ertesi sabah sen geldin, Stephanie ve benimle ilgili kız-

gın olmadığını düşündüm.” Yüzünde olağanüstü bir gülüm-

seme belirdi, sonra birden hayatımı mahvetmenin ortasında

298

Page 290: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 290/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

olduğunu hatırladı. “Ama Doug cumartesi sabahı beni arayıp

sizin birlikte olmadığınızı ve kimseye bu konudan bahset-

memem gerektiğini söyledi.”

Hâlâ söylediklerine inanmıyor olsam da, “Ve sen de

kalkmış şimdi bana olan biten her şeyi anlatıyorsun,” diye

dikkatini çektim. Ya da inanmak istemiyordum, çünkü söyle-

dikleri gayet mantıklıydı ama öyle olmamasını dilerdim.

“Seni onunla ilgili daha önce de uyarabilirdim ama okazadan birlikte çıktınız. Kırık bir bacakla seni sıkıştırmaya-

cağını düşünmüştüm. Ama... Zoey... Ondan uzak durmalı-

sın. O adamdan daha az öfkeli tiplerin bile nasıl savunma

yaptıklarını gördüm. Hem biliyorsun, adam ıslahevine bile

girdi.”“Doug Fox’un öfkenin ne olduğuna dair hiçbir fikri

yok!” Göz ucuyla Brandon’ın elinin beni yakalamak üzere

uzandığını gördüm ama ben daha hızlı davranmıştım. Mer-

divenlerden atlayıp kumsala doğru hızla ilerledim. Stephanie

Wetzel’i geçtim ve ayağımla Doug’un kumda çizdiği resmi

savurdum. “İki saat mi?” diye bağırdım. “Sadece iki saate

mi ihtiyacın vardı?”

Yarım saniye kadar ağzı açık bir halde bana baktı, sonra

 başını arkamdan gelmekte olan Brandon’a çevirdi. “Adi he-

rif!” Koltuk değnekleriyle merdivenlerde dikilen Brandon’a

doğru gitmeye çalıştı.“Ona söyledin mi?” Doug, Brandon’a bağırıyordu. “Dos-

tum, sen tahmin ettiğimden daha da salaksın. Hadi ama!”

Değneğinin kumlu ucuyla Brandon’m göğsüne vurdu.

299

Page 291: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 291/311

 Jennifer Echols

Yüzme takımından birkaç erkek etraflarını sarmıştı. Her

 biri Doug’u tişörtünden geri çekmeyi deniyordu. Ama ben

orada dikilerek olanları izliyordum. Neredeyse eğlendiğimi

 bile söyleyebilirdim.

Doug, Brandon’a “Korktun mu?” diye sordu.

Brandon merdivenlerden Doug’un olduğu yere atladı.

Yüzme takımı yoldan çekildi. Brandon ve Doug birlikte kum-

ların üzerine düştüler. Doug’un değnekleri adeta uçtu ve düş-tükleri yerden bir kum bulutu yükseldi. Yüzme ve futbol ta-

kımının geri kalanı da koşarak gelip etraflarım sarmıştı. Bran-

don Ta Doug’u ayırıp Doug’a değneklerini verdiler.

“Brandon, seni kahrolası!” diye bağırdı lan. “Adamın

 bacağı alçıda!”“Ve aynı  zaman da Percocet kullanıyor!” diye ekledi

Gabriel.

Ayakta durmaya çalışan Doug, “Sadece daha az canım

yanıyor!” diye bağırdı. Bir yandan değneklerine dayanıp di-

ğer yandan Brandon’a bağırmaya devam etti. “Ve senin ca-

nına okumak için üç hafta sonra bu alçının çıkmasını bekle-

meyeceğim. Benimle birlikte denizin içine gel de ayakta du-

rup sana gününü göstereyim.”

Kalabalık Doug’un geçmesi için çekildi. Doug aksaya-

rak okyanusa doğru yürüdü ve değneklerden birinin ıslak ku-

ma batmasıyla az kalsın yeniden düşüyordu. Omzunun üze-rinden geriye baktı. “Geliyor musun korkak tavuk?”

Brandon etrafına bakındı. Onu durduran kimse yoktu.

Gelgite doğru Doug’u takip etti. Geri kalanımız arkalarından

300

Page 292: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 292/311

Sarhoştum Ha tırlamıyorum

 bakakaldık.

 Nate, “İkisinin de matematiği iyi değil,” dedi.

“Bu fizik kanunlarına aykırı. Dalgalar çok yüksek. Do-

ug’un değnekler olmadan ayakta durabileceği derinliğe gi

delerse, bu aynı zamanda birbirlerine yumruk atamayacakları

 bir derinlik olacaktır.”

“Ben paramı Fox’a yatırıyorum,” dedi futbol oyuncula-

rından biri. “Bu herif tam bir deli.”Connor, “Para mı?” diye tekrarladı.

Erkekler kuma diz çöktü ve cüzdanlarını çıkarıp kural-

ları koymaya başladı. Okyanusa baktığımda Doug ve Bran-

don görünmüyordu. Bulutlar artmış ve dolunayı örtmüştü.

Okyanus da gece kadar simsiyah görünüyordu.“Zoey.”

Erkek arkadaşlarım birbirlerini haklamak üzereydi. Ve

 ben keyifle bunu izlemek isterken biri bunu bölmeye cesaret

etmişti. Kim olduğunu görmek için arkamı döndüm. Kar-

şımda Stephanie Wetzel vardı. “Evet, Stephanie?” diye sor-

dum. “Brandon ilk başta benimdi ama şimdi onu gönül ra-

hatlığıyla alabilirsin. Yani bana söyleyeceğin her neyse, ar-

tık o konuşmayı yapmak zorunda değiliz.”

Stephanie bir adım daha yaklaşıp nefes nefese, “Bran

don’ı durduramam. Tüm futbol takımı onu izlerken asla dur-

mayacaktır. Bu yüzden Doug’u durdurmak zorundasın.”“İkisi de her ne olacaksa bunu hak ediyor,” diye karşılık

verdim.

“Anlamıyorsun!” diye bağırdı. “Evimde bir havuzum

301

Page 293: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 293/311

 Jennif er Echols

var. Çarşamba akşamı yüzme toplantınızdan sonra Brandon

 bana geldi.”“Sorun değil,” dedim. Ama aslında öyleydi. O ve Bran-

don beni aldatmıştı. Ama ben de aldatmıştım. Her neyse, Do

ug’a o kadar kızgındım ki, Stephanie Wetzel’e karşı hissede-

 bileceğim pek bir duygu kalmamıştı. “Brandon bana birlikte

olduğunuzu söyledi.”

“Hayır, anlamıyorsun. Brandon’m yüzme bilmediğini

öğrendim.”

Derin bir nefes aldım. “Ah Tanrım!” Demek bu yüzden

Brandon, Clyde’ın Eğlence Parkı’nda terfi alıp cankurtaran

olmayı reddetmişti. Ve bu yüzden onu ve Doug’u ne duya-

 biliyor ne de görebiliyordum. Şiddetli dalgalar Brandon’ı de-virmişti. Doug onu yakalamayı denemiş ama su dolmuş olan

alçısı onu aşağıya çekmişti. İkisi de neredeyse gözden kay-

 bolmak üzereydi.

Ve ben de tam her ne olursa hak ettiklerini sayıklayıp

duruyordum!

Ayakkabılarımı fırlattım, kot pantolonumu çıkardım ve

karanlık sulara dalmadan önce arkamdan her kim geliyorsa,

“Brandon yüzme bilmiyor!” diye bağırdım.

302

Page 294: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 294/311

\

17

Sanki peşimden birileri kovalıyormuş, erkek arkadaşım

önümde boğuluyormuş gibi yüzdüm. Olduklarım düşündü-ğüm yere varınca karanlığın içine bağırdım, “Doug!”

“Zoey!” Okyanusun sesinden güçlükle duyulsa da, akın-

tının onları kumsala doğru attığı yerden karşılık vermişti.

O yöne doğru yüzdüm. Sonra birden akıntının beni de

yakaladığını hissettim. Birden beni o kadar ileri itmişti ki,

 bu sayede neyse ki soğuk suyun içinde sıcak bir vücuda çarp-

tım ve yakalamak için ona uzandım.

Bana tutunmak yerine elimi gevşekçe sarsıp kendi ba-

şına yüzeye ulaşmaya çalıştı. Doug hızla soluyordu, “Bran-

don yüzme bilmiyor. Onu yakaladım. Bana yardım et,” dedi

ve yeniden suyun altına daldı. Brandon’ı bırakmayacaktı ve ben de Doug’u bırakmayacaktım. Üçümüz birlikte boğula-

caktık. Son bir kez daha nefes aldım.

“Zoey, Brandon’ı biz alacağız,” diyen Stephanie yüze

303

Page 295: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 295/311

 Jennifer Echols

rek yanımdan geçti. Alt sınıflardan bir başka kız daha arka-

sından gidiyordu, birlikte suya daldılar.

Bir dalga üzerime gelip beni suya batırdı. Karanlığın

içinde Doug’u aradım ve hiç beklemediğim halde kumlu dip-

le karşılaştım. Baş aşağıya döndüğümün farkında bile değil-

dim.

Ve sonra onu yakaladım. Kollarımı ona doladım. Olanca

gücümle, nefessiz kalana dek denizin dibinden yukarı doğru

ayaklarımı çırptım. O kadar çok çırpıyordum ki, nefes almış

olmam gereken sınırı bile geçmiştim.

Soğuk geceye çıktık ve ikimiz birden hızla soluk aldık.

Doug, “Ben iyiyim,” diye inledi. “Brandon’ı bul.”

Arkamızdan bir kız, “Biz onu yakaladık,” diye seslendi.Yanıma doğru gelen Mike, “Doug’u ben alırım,” dedi.

“Zoey, sadece kıyıya yüz.”

Keke ve Lila da gelmişti ve “Zoey’i biz alıyoruz,” de-

diler. Biri kolunu göğsüme doğru sardı ve cankurtaranların

her zamanki cümlesini kurdu. “Mücadele etmeyi bırak ve

gevşe.”

Mücadele etmek ve onları da batırmak istemiyordum;

 bu yüzden kendimi suyun üzerine bıraktım ve beni çekme-

lerine izin verdim. Bunun nasıl yapılacağını biliyordum. Ay-

larca süren cankurtaran eğitimlerinde kurban rolünü üstlendi-

ğim de olmuştu. Suyun yüzeyinde kaymaya başladım. Su,soğuk havayla karşılaştırıldığında ılık bile sayılabilirdi. Gök-

yüzüne baktım ve evrenin yıldızlarla dolu olduğunu gördüm.

Kıyıya yaklaşınca beni bir başkasına devrettiler. Bir er-

304

Page 296: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 296/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

keğin güçlü kolu beni sardı. Bağırışlardan Doug ve Bran

don’ın da birilerine aktarıldığını anlayabiliyordum, bu can-

kurtaran aktarmasıydı.

Sırtım kuma değdi ve güçlü kol beni bıraktı. Ters dön-

düm ve geri kalan yolu kumsalda emekleyerek kendimi buz

gibi esen rüzgârla diğer paralel yatan vücutların yanına bırak-

tım. Toparlanabilmek için üç derin nefes aldım, sonra etrafı-

ma bakınmak için oturdum. Kumun içinden Brandon’ın vü-cudunu seçebilmiştim. “Brandon,” dedim. “Brandon iyi mi?”

Alt sınıftan kızlar, “O iyi,” diye karşılık verdiler.

Yanımda yatan Doug’un düz kamına yapışmış ıslak ti-

şörtüne dokundum. “Bir,” dedim. Yüzme takımında on yedi

kişi vardı ve herkesin iyi olduğundan emin olmalıydım. “İki.”

On altıya kadar yüksek sesle saymaya devam ettim. “On yedi

nerede? Kim eksik?” Ayağa kalktım ve kalbim deli gibi atar-

ken karanlık kumsalı gözlerimle taradım. “Ah Tanrım, on ye-

di numara nerede?”

Doug, “On yedi numara sensin,” dedi.

“Ah!” Hemen yanma dizlerimin üzerine çöktüm. “Birazuyumaya ihtiyacım var.”

“Benim de bir biraya,” diye bağırdı Gabriel. Erkekler

neşeyle ona katıldı.

“Benim de yeni bir alçıya,” dedi Doug. “Ve tabii yeni

değneklere. Babam beni öldürecek.”

Elimi tekrar karnına koydum. Ona hâlâ kızgındım. Göz-

lerimin önünde neredeyse ölüyor olması bunu değiştirme-

mişti. Ama elim karnının üzerindeyken kendimi daha iyi

305

Page 297: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 297/311

 Jennif er Echols

hissediyordum. “Seni acile götüreceğim.”

“Gelip beni alması için ağabeyimi arayacağım,” dedi.

“Seni ben götürmek istiyorum,” diye ısrar ettim.

“Babanın arabasını ıslatacağım,” dedi.

“Bunu hak etti. Şehir dışına gidip arabanın anahtarlarını

kızma verirsen olacağı budur. Herkes on yedi yaşındakilerin

sorumsuz olduğunu bilir.” Dik oturdum ve diğerlerine ses-

lendim. “Orada hepimiz ölebilirdik. Okulun yüzme takımınıntamamı ve bir de geri koşucu boğulabilirdi. Ve kumsaldaki

insanlar arkamızdan ne derdi, biliyor musunuz? ‘Her şey çok

hızlı oldu,’ derlerdi.”

Lila araya girdi ve, “Aptallık konusunda bu kadar hızlı

olabilmemiz gerçekten inanılmaz!” dedi.

Mike kahkahalarla karşılık verdi ve Keke de kıkırdadı.

“Lila, seni seviyorum.”

Yanımızdan geçen bir futbol oyuncusu, “Eğer ne halde

olduğunuzu görseydiniz, birbirinize şu an bunları söylüyor

olmazdınız,” dedi. “Nasıl oldu da hepiniz birden pantolon-

larınızı çıkarabildiniz? Yüzme takımı gerçekten de nasıl partiverileceğini iyi biliyor!”

Keke güldü, “İnan bana hiç fikrin yok,” dedi.

Pembe doktor önlüğünün üzerine beyaz bir gömlek giy-

miş bir doktor, “Muhabbet kuşları geri gelmiş!” dedi. Islak

 perçemlerimi kenara itti. “Başın nasıl oldu?” diye sordu.

Göz ucuyla formları doldurmakta olan Doug’a baktım.

306

Page 298: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 298/311

Sarhoştum Ha tırlamıyorum

Omuzlarında bir battaniye vardı ve tekerlekli iskemlede otu-

ruyordu. İkimiz de boğulmaktan son anda kurtulmuş gibi gö-

rünüyorduk. Doktorun bizi hatırlaması bir mucizeydi. Geçen

hafta oldukça ilgi çekmiş olmalıydık. Tabii ki, o zaman da

yağmurdan sırılsıklam olduğumuz için aslında şu anki hali-

mizden pek de farklı değildik.

Doug doktora bir şeyler söylemeye çalıştı ama konuşa

madan öksürmeye başladı. Kumsaldan buraya gelene dek tekkelime bile etmemişti. Ş imdi arka arkaya öksürdü ve sonun-

da, “Zoey hâlâ o geceyle ilgili pek bir şey hatırlamıyor. Bu

normal mi?” diye sordu.

“Ah, tabii ki,” dedi doktor. “Ortaokuldayken bir öğleden

sonra patenlerle break dans yapmaya çalışıyordum ve nasıl

son bulduğunu tahmin edersiniz. Düşüp başımı çarptım. En

azından arkadaşlarımın daha sonra bana anlattığı buydu. Aynı

zamanda o gün erken saatlerde kendime yeni bir tozluk aldı-

ğımı da söylemişlerdi. Benim tek hatırladığım ise paten sa-

hasının ortasında doğrulup, ‘Tozluklarım nerede? Bunlar

 benim tozluklarım değil!’ diye bağırmamdı.”

Doug’la birbirimize baktık. Doug tek bir kaşını kaldırdı.

“O güne ait anılarım asla geri gelmedi,” dedi. “Ama on

iki yıl sonra tıp okulundan mezun olabildiğime göre, iyi ol-

malıyım.”

Doktora, “Bunu bana daha önce söyleyebilirdin,” diye bağırdım. “En azından kendimi daha az deli hissederdim.”

“Bunu sana zaten daha önce söyledim,” dedi ve banko-

dan bir dosya alıp muayene odasına giden kapıdan geçip göz-

307

Page 299: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 299/311

 Jennifer Echols

den kayboldu.

Doug son forma da bir şeyler karaladı, üzerine ıslak bir

sigorta kartı iliştirip hemşireye uzattı. Onu, bana oldukça ta-

nıdık gelen beyaz bekleme odasına doğru götürdüm. Onu ye-

niden o kapılara bakmayacağım bir yere bıraktım ve ben de

yanma oturdum.

Yumuşak bir ses tonuyla, “Sanırım nedenini öğrenmek

istemeyeceksin,” dedi.Beyaz zemindeki gri beneklerden gözlerimi kaldırma-

dan, “Buradayım, öyle değil mi?” dedim.

Doug, karşımızdaki boş beyaz duvara bakarak monoton

 bir ses tonuyla konuşmaya devam etti. “Seni burada gördük-

ten sonraki o pazartesi gecesi senin için çok endişelenmiştim.

Seni aramaya çekindim çünkü ağabeyimin babanla başının

derde girmesini istemiyordum. Kumsaldaki partide seni ara-

dım. Sonraki gün okulda bu büyük olayı duymayı bekledim.

Tüm yüzme takımının seni destekleyeceğini düşünmüştüm.

Oysa kimse bir şey duymamıştı. Ama futbol takımıyla yüzme

takımı aynı zamanda giyiniyor. Ve soyunma odasına gitti-ğimde Brandon Moore’un seni nasıl becerdiğiyle ilgili atıp

tuttuğunu duydum.”

Ona vuracağımdan korkarcasma elleriyle yüzünü ka-

 pattı. Ona sadece baktığımı görünce ellerini indirdi.

“Bunlar Brandon’ın kelimeleri, benim değil. Senin kim-

seyle yatmamak üzerine bir ünün var, işte bu yüzden bir şey-

lerin ters gittiğinin farkındaydım. Tam olarak ne yaptığını

 biliyordum. O duyguyu iyi bilirim. Bir şeyler yapmak zorun

308

Page 300: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 300/311

Page 301: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 301/311

 Jennifer Echols

şansım olmayacağım biliyordum ama yine de seni düşün-

mekten kendimi alamamıştım.” Parmağını avucumun içinekaydırdı. “Bunlar açıklama, ama bahane değil. Islahevi bu

ayrımı iyi yapabilmeni sağlıyor.” Parmağıyla bu kez başpar-

mağıma dokundu. “Ya da durup senin başına kötü bir şey

gelmesini izleyemezdim de diyebiliriz, çünkü bu aynı şeyin

 benim başıma gelmesi gibiydi. Bu aşk mı?” Eli elimi kavradı

ve sıktı.

Yutkundum, “Olabilir,” dedim. ^

Elimi öptü. “Her neyse, bunu yapmamalıydık. Senin ne

kadar savunmasız olduğunu bile bile o kadar ileri gitmeme-

liydim. Sana karşı tam anlamıyla dürüst davranmadım. Şimdi

anlıyorum ve gerçekten çok üzgünüm.” Elimi bir kez dahasıkıp sonra bıraktı.

Birden Doug’la aramızdakilerin burada sonlandığı dü-

şüncesi gözüme son derece yanlış göründü. Buraya gelmek

için hangi yollardan geçmiş olursak olalım, şimdi acilde yan

yana oturuyorduk. Bir kez daha. “Bu kadar erken yapmama-

lıydık,” diye fısıldadım.

Karşıdaki duvara bakmaya devam etti. Ama neredeyse

hiç kımıldamıyordu. Nefes bile almadı.

Yoksa nefes alamayan ben miydim?

“Bir kez daha denemek isterim,” dedim. “Bu kez daha

yavaştan alarak.”

Bana döndü. Uzun uzun birbirimize baktık, sonra elini

ağzımın kenarına koydu. Bir an için yine benimle alay ede-

ceğine dair şüphe ettim. Ama sonra öne doğru uzanıp beni

310

Page 302: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 302/311

Sarhoştum H atırlamıyo rum

öptü.

Bu yumuşak ve son derece seksi, ağzımın içini keşfeden bir öpücüktü. Yüzme çalışmalarında bazen nabzımızı tutup

kalp atışlarımızı uzun bir süre belirli bir seviyenin üstünde

tutmayı deneriz. Bu öpüşme tam da bu egzersize göreydi.

Doug hâlâ alçıdayken bunu iyileşmesi için her gün yapmayı

önerebilirdim.

Birisi koridora doğru koşturdu. Biz öpüşmeye devam

ettik. Kapıların açılıp kapanmasıyla doktor, “Acil serviste

uluorta sevişmek yok. Bunu size daha önce de söylemiştim,”

dedi.

Öpüşmeyi bırakıp Doug’a baktım. “Söyledi mi?”

Başıyla onayladı.“Bana ne yaptığımızı göster.”

Ellerimi battaniyesinin altına çekti. Şimdi biraz daha

ısınmıştı. Dudakları boynumdaki en hassas noktayı buldu.

 Nefes nefese, “Sanırım o geceye ait bazı anılar geri ge-

liyor,” dedim. “Bu çok tanıdık geliyor. Mutlu olduğumu ha-

tırlıyorum.”

Ve tam o sırada telefonum çaldı. Çantamdan çıkardım

ve ekranda hastanenin numarasının yanıp söndüğünü gör-

düm. “Annem,” diye fısıldadım.

Büyük olasılıkla arayan annem değildi. Boşuna ümit

lenmemeliydim. Arayan, annemin daha da kötüleştiğini bil-dirmek isteyen bir doktor olmalıydı. Annem delirmişti, an-

nem ölmüştü. Telefon çalmaya devam etti. Derin bir nefes

alıp elimde tutmaya devam ettim. Kimin neden aradığını bi-

311

Page 303: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 303/311

 Jennifer Ech ols

lemeden biraz daha beklemek zorundaydım.

 Doug,  “Aç  şunu yoksa ben yapacağım,” dedi.

 Nefes alıp vererek telefonu açtım, “Efendim?”

“Zoey, iyi misin?”

Annem herhalde benim ölümümle ilgili başka bir rüya

daha görmüştü. Hastane güvenliği daha dikkatli olduğu için

 bu kez ziyaret etmek yerine telefonla aramayı tercih etmişti.

“Ben iyiyim anne.”“Ben de öyle olduğunu düşünmüştüm. Ne yapıyorsun?”

Gözlerim Doug’un dudaklarına kaydı. “Doug Fox’u acil

servise getirdim. Denize düştü ve alçısı ıslandı.”

Annem kuru bir sesle, “Hımm,” dedi. “Doug Fox’u tanı-

yorum. Eminim söylediğinden daha fazlası vardır.” Bu nor-

malde vereceği bir tepkiydi. Normal olsaydı böyle bir şey

söylerdi. Ama yine de umutlanmak istemiyordum.

Konuşmaya devam etti. “Baban Los Angeles havaala-

nından çıldırmış bir halde beni aradı, Hawaii’den dönüyor.

Evlenirken seni gözetlemek için eve kameralar yerleştirmiş.

Bu sahte ebeveynlik planı işe yaramadığı takdirde yedek pla-nı, aklı hastanesindeki eski karısını aramakmış.”

“Evet,” diye onayladım. “Gitmek konusunda çok istekli

olduğu için onu bu sorunla ilgili sıkıştırmadım. En azından

 bir hafta beladan uzak durabileceğimi düşünmüştüm. Nere-

deyse başarıyordum.”

Annem bir kez daha, “Hı hı,” diye karşılık verdi.

“Ama anne, yemin ederim dün gece geç saate kadar dı-

şarıda kalmanın başına iş açabileceğini düşünmedim. Eve

312

Page 304: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 304/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

aynı birkaç hafta önce geldiğim saatte döndüm . Yani babam

 buradayken olduğu gibi. Ve o zaman hiç sorun olmamıştı.”“Ah, başın eve geç geldiğin için dertte değil.” Manikür-

lü ortaparmağım sarı saçlarının arasından geçirdiğini nere-

deyse hayal edebiliyordum. “Başın dertte çünkü babanın ofi-

sine girmişsin.”

“Bir şeye ihtiyacım vardı,” diye hom urdandım.

Annem iç geçirdi. “Bu tamamen sana bağlı Zoey. Eğer

 bunu istiyorsan, elimden geldiğince kısa bir sürede senin ve-

layetini yeniden alacağım. Tamam mı?”

“Tamam.” Normale döndüğü takdirde deliler gibi onun

yanma taşınmayı istiyordum. Tabii eğer normale döndüyse.

“Sadece kendini hazırla,” dedi. “Benimle birlikte yaşa-maya başladığında, bana yoldan geçen tavuk dediğin için c e-

zalı olacaksın!”

O kadar sesli ve güçlü bir kahkaha attım ki, canım yan-

dı.

Doug yeşil gözleri açılmış bir halde, “Ne var?” diye sor-

du. Sonunda kafayı yediğimi düşünüyordu.

Kıkırdamalarımın arasında, “Annem y ine kendi gibi his-

sediyor,” dedim.

Beş cuma geçmişti ve ben, Doug’un a lçısı çıkana kadarödünç aldığım cipiyle denize sıfır yolda gidiyordum. Camları

 plastik kaplamaydı; bu nedenle arabanın içinde değerli b ir

şeyler bırakıp kilitleme şansım olmuyordu. Bu üstü kapalı

3)3

Page 305: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 305/311

 Jennif er Echols

 bir havuzu andırıyordu. Ve bu arabayı sürmek çok eğlence-

liydi. Rüzgârı sadece saçımda değil, tüm vücudumda hisse-

debiliyordum. Özetle cip tuhaftı ve çok bakım gerektiriyordu

ama yine de tüm bu zahmetlere değerdi. Tıpkı Doug gibi.

Annem rüzgârı önemsiyordu çünkü saçı bozuluyordu,

yine de buna dayandı. Bir saat kadar ev arayıp Izgara Deniz

kızı’nda erken bir akşam yemeği yedikten sonra onu dairesi-

ne geri götürüyordum. Sonra Doug’u futbol maçı için ala-caktım ve maçtan sonra Lila, Mike, Keke ve K eke’nin kum-

salda tanıştığı ve futbol takımında oynayan erkek arkadaşıyla

pantolonlarımızla ilgili meraklanan şu çocuk buluşacaktık.

Yaklaşmakta olan fırtınaya rağmen çok güzel ve ılık bir ekim

akşamıydı. Son zamanlarda üzerimden o kadar çok yük kalk-

mıştı ki, adeta sersemlemiştim. Bu gece için sabırsızlanıyor-

dum. Tam kuzeydeki otobana dönmek üzereyken arkamızdan

mavi ışıklar yanıp söndü.

Annem, “Dur işaretini mi geçtin?”diye sordu.

Dikiz aynamdan baktığımda polis arabasını tanıdım.

“Bu Cody. Benimle kafa bulmak için beni kenara çekiyor.”Annem, “Zoey!” diye irkildi. “Kullandığın kelimelere

dikkat et! Normal davran yoksa ikimizi birden akıl hastane-

sine tıkar! İyi akşamlar Memur!” diyerek normal bir arabada

cam diyebileceğimiz tarafa döndü.

Memur Fox annemi başıyla selamladı. “Avukat Hanım.

Sizi merkeze götürmek için şeften emir aldım. Sizi şu da-

vayla ilgili acil olarak görmesi gerekiyormuş. Ve Zoey, Doug

onunla araba mezarlığında buluşmanı istiyor,” dedi ve ara

314

Page 306: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 306/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

 basma geri yürüdü.

Annem, “Ah, şu dava,” dedi ve beni alnımdan öpüp yol-cu ‘kapısını’ açarak aşağıya atladı. Ayağında geçen hafta

Destin’den aldığımız o harika bağcıksız gece ayakkabıları

vardı. Bana açık ‘camdan’, “Yarın akşam biraz daha ev ara-

mak ister misin?” diye seslendi.

“Teorik olarak, evet. Ama arabayı senin kullanman ge-

rekecek. Eminim tüm bu olanlar Cody’nin Doug Ta buluş-

mam ve onu alçısız görmem için tezgâhladığı bir şey. Bugün

röntgen sonuçlarına göre alçısını çıkartması gerekiyordu. Ve

 bu da cipini ona geri vereceğim anlamına geliyor.”

Annem sanki o da tezgâhın bir parçasıymış gibi, “Ta-

mam o zaman. Seni sabah ararım,” dedi. Polis arabasına yü-rüdü, yolcu koltuğuna kuruldu ve Cody’nin dikiz aynasında

rujunu tazeledi. Evet, o ve polis şefinin arasında bir şeyler

döndüğünden şüphelenmeye başlıyordum. Yarın onu bu ko-

nuda sıkıştıracaktım.

Milyonlarca kez araba kullandığım anayol bugün sarı

ve kırmızı renklere bürünen ağaçlarla bir kartpostalı andırı-

yordu. Cipin içinden asfalt ve saman kokusunu alabiliyor-

dum. Kasabanın merkezindeki mahkeme binasını geçtim ve

diğer anayoldan devam edip sonunda araba mezarlığına ulaş-

tım. Porsche ofisin önüne çekilmişti, muşambası üzerinde ol-

madığı için göz alıcı kırmızı rengi parlıyordu. Ben cipi parkederken Doug, Porsche’un içinden indi ve kumlu araba yo-

lunda yüzünde büyük bir gülümseme ve koltuk değnekleri

olmadan yanıma geldi.

315

Page 307: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 307/311

Page 308: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 308/311

Page 309: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 309/311

numu ovdu.

“Yorgun musun?”

Yorgun muydum? Annem işine ve hayatıma döndüğü

için çok mutluydum. Yeniden yanına taşınmak için sabırsız-

lanıyordum. Ve onun desteğiyle, Ashley evde yokken oturup

 babamla konuşmuştum. Ona benim yanımdayken artık an-

nemi aşağılamasını, kameralar tarafından izlenmeyi isteme-

diğimi ve bir psikiyatrla görüşmeye ihtiyacım olduğunu söy-lemiştim. Sadece konuşmak istiyordum. İlk görüşmem gele-

cek haftaydı.

İşler yoluna giriyor gibiydi ama tüm enerjimi almıştı.

Doug beni kendine çektiğinde başımı göğsüne yasladım.

“Evet, yorgunum,” dedim.

Alçak sesi göğsünden titreyerek beni ısıttı. “Annenle

aranızdaki şu şey. Artık her şey çok daha iyi ama üstesinden

gelmeniz için biraz daha zamana ihtiyacınız var. Bu konuda

konuşmak ister misin?”

Derin bir nefes alıp iç geçirdim. Göğsüne doğru, “Seni

seviyorum,” dedim.i 

“Ben de seni seviyorum.” Bir elini saçlarımın arasından

geçirdi. Kafa derim adeta karıncalandı.

“Bunu daha sonra akşam konuşabilir miyiz?” diye sor-

dum. “Bu, çok güzel bir gün.” Başım Doug’un göğsündey

ken bu güzel günü göremiyordum. Demek istediğim güneş ' omuzlarımı ısıtırken günün bana hissettirdiğiydi.

“O halde bu yardımımı kabul et,” dedi. “Senin için bir

araba buldum. Araba mezarlığının oğlu üniversiteye gittiğin (I

 Jennifer Echols

318

I

Page 310: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 310/311

Sarhoştum Hatırlamıyorum

den beri burada öylece duruyormuş, yaklaşık on yıldan beri.

Sadece biraz tamire ve hava... işte öyle bir şeye ihtiyacı var.”

Ona baktım, “Hava girişine mi?”

“Ya da havayı dışarı çıkaran bir şeylere. Havayla ilgili

olduğunu biliyorum. Ya da su. Her neyse, ağabeyimin arka-

daşı senin için gerekli tamirleri yaptı; tüm o hortumları ve

 başka ne varsa kontrol etti. Araba tam senin karşılayabilece-

ğin fiyat aralığında. Ve bir de hava yastığı var.”“Doug, çok tatlısın,” diyerek belini sıktım. “Ama yine

şu kontrol olayını yapıyorsun.”

Beni kendinden uzaklaştırdı. “Bunun kontrol etmekle

ne ilgisi var?”

“Öncelikle, ağabeyinden beni buraya göndermesini is-

tedin.”

“Hımm,” diyerek güldü. “Pekâlâ, bu arabayı satın almak

zorunda değilsin. Ama eğer satın alırsan, sonsuza kadar tut-

mak zorunda değilsin. Sadece sıkılıp bir yenisini isteyene

dek kullanabilirsin.” Sürücü koltuğunun kapısını açtı, bana

yol verip kapıyı kapattı.Arabanın diğer tarafını dolaşırken büyük bir esinti oldu

ama burnuma sigara, esrar ya da bagajdaki cesede ait her-

hangi bir koku gelmedi. Doug haklıydı. Hayatımda birçok

şey olmuştu ve o sadece benim için bir iyilik yapıyordu. Bu

arabayı satın almamam için bir neden yoktu, tek sorun buişin her bir adımında kontrol bende değildi. Derin bir nefes

daha alıp yavaşça verdim.

Doug uzun gövdesini yolcu koltuğuna beklediğimden

319

Page 311: Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum

http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 311/311