kurumlar vergİsİ notlari yılmaz sezer güncel&laviale … · 2016-01-21 · ii- kurumlar...
TRANSCRIPT
KURUMLAR VERGİSİ NOTLARI
Yılmaz SEZER
Güncel&Laviale Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
YMM
1
I- KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU
Kurumlar vergisi, kurumlar vergisine tabi tam mükellef kurumların kazançları ile merkezi yabancı ülkede bulanan ancak Türkiye’ de şube ve acente açan dar mükellef kurumların bu şube ve acenteler vasıtasıyla elde ettiği kazanç ve iratlar üzerinden alınır. Diğer taraftan döner sermayeler elde ettikleri kazançlar yönünden kurumlar vergisine tabidir.
Kurumların gelirleri GVK ‘ nın 2. Maddesinde düzenlenen gelir unsurlarından oluşmakla birlikte , kurumlar vergisi yönünden bu ayrıma bakılmaksızın kazanç ‘’ Kurum Kazancı’’ olarak nitelendirilir. (Md 6) ve KVK hükümlerine göre tespit edilir.
2
II- Kurumlar Vergisi Mükellefleri Kurum ifadesi genel olarak tüzel kişiliğe sahip ve sermaye tabanına dayanan ekonomik birimleri ifade eder. Bunların kuruluşları, yönetimleri ve tasfiyeleri TTK’ da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Vergi Kanunları açısından kurumları vergisi mükellefi olan kurumlar KVK’ 2. maddesinde sayılmış ve tanımlanmıştır. Tüzel kişiliğe sahip oldukları halde kollektif ve adi komandit şirketler bu verginin konusu dışında bırakılmıştır.
Kurumlar vergisine tabi kurumlar şunlardır.
• Sermaye Şirketleri (Anonim Şirketler, Eshamlı Komandit Şirketler, Limited Şirketler, SPK’ ya tabi olarak kurulan Fonlar)
• Kooperatifler
• İktisadi Kamu Kuruluşları
• Dernek, Sendika, Vakıf ve Cemaatlere Ait İktisadi İşletmeler
• İş Ortaklıkları
• Diğer Kurumlar (Mahiyeti itibariyle yukarıdakilere benzeyen yabancı Kurumlar, Özel Finans Kurumları)
•
3
III-Muaflıklar
Muaflık, doğrudan doğruya mükellefin vergilendirilmemesini veya bir gelir unsurunu tümüyle vergi dışı bırakılmasını öngörür. Dolayısıyla muaflık, bir kazanç unsurunun vergiye tabi olmasını gerektirdiğinden mükellefiyetin ortaya çıkmasını engeller. Vergiden muaf tutulan kurumlar, mükellefiyetinin devamı süresince kurumlar vergisini tesis ettirmeyecek ve kurumlar vergisi beyannamesi vermeyecektir.
Kurumlar vergisi muafiyeti, bu kurumların stopaja tabi ödemeleri nedeniyle stopaj sorumlusu olmalarını etkilemeyeceği gibi KDV’ den istisna edilmeyen işlemleri dolayısıyla KDV mükellefi olmalarına da engel değildir. Ayrıca kurumlar vergisi muafiyeti, VUK hükümleri uyarınca var olan vergisel sorumlulukları ortadan kaldırmaz.
Kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınacak muafiyetler KVK’ nın 4. maddesinde sayılmıştır.
4
IV-KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFİYET ŞEKİLLERİ
Kurum kazancı KVK hükümleri açısından tam mükellefiyet ve dar mükellefiyet esasında ayrı ayrı tespit edilir.
A-TAM MÜKELLEFİYET
KVK’ da kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılan kurumlardan kanuni veya iş merkezileri Türkiye’ de bulananlar tam mükellef olup; gerek Türkiye’ de gerekse yabancı ülkelerde elde ettikleri kurum kazançlarının toplamı üzerinden kurum vergisine tabidirler. (KVK Md. 3/1)
Kurumlar vergisi açısından bir kurumun mükellefiyet türü kanuni veya iş merkezinin Türkiye’de bulunup bulanmadığına bakılmak suretiyle tespit edilecektir.
5
1-Kanuni Merkez Kanuni merkez, kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statüde veya sözleşmelerinde merkez olarak gösterilen yerdir. (KVK Md. 3/5). TTK ve kooperatifler Kanunu’na göre sermaye şirketleri ile kooperatiflerin ana sözleşmelerinde kanuni merkezlerini göstermeleri zorunludur.
2- İş Merkezi İş merkezi, iş bakımından muamelelerin fiilen toplandığı ve idare edildiği yerdir ( KVK Md.3/6). Ancak, kurumların faaliyeti açısından işlemlerin bilfiil toplanıp idare edilmesinin tespitini sağlayan objektif bir ölçüt bulunmamaktadır. İş merkezinin objektif olarak tespit edilmediği durumda, kurumun kanuni merkezinin aynı zamanda iş merkezi olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mükellefiyet tespiti kanuni merkeze göre yapılmalıdır.
İş merkezi daha çok yabancı menşeli kurumlar için önem taşır. Bu kurumların iş merkezinin Türkiye’ de olduğu kabul edilirse tam mükellefiyet esasları uygulanacaktır. Bu nedenle iş merkezi belirlemeleri işletmeler bazında değerlendirilmelidir. İş merkezinin mükellefiyet tespitinde ölçü olarak alınmasında amaç, kurumların kanuni merkezlerini diledikleri ülkeye kaydırmak suretiyle vergiden kaçınmalarını önlenmesidir.
6
B- DAR MÜKELLEFİYET 1-Tanım Kanuni iş merkezinden her ikisi de Türkiye dışında bulanan fakat kazançlarının bir kısmını Türkiye’ de yaptığı faaliyetlerden elde eden kurumlar dar mükellefiyet statüsüne de olup, kazançlarının sadece Türkiye’ de elde edilen kısmı kurumlar vergisine konu edecektir. Bu kurumların Türkiye’ de elde ettikleri kazançları yurt dışına götürüp/götürmedikleri, kurumlar vergisinin alınmasını etkilememekte ancak, GVK 94/6-b/iii maddesince yapılacak stopajı etkilemektedir. (KVK Md. 3/2) Dar mükellefiyette vergileme Türkiye’ deki faaliyet ve kazançla sınırlı olup kazanç tespiti de tam mükellefte olduğundan farklıdır. Dar mükellef kurumlar için kazancın elde edildiğinin tespiti önem taşmaktadır. Dar mükellef kurum kazançlarında elde etme KVK’ nın 3/3-4. maddesine göre tespit edilecektir.
2-Dar Mükellef Kurum Kazançları ve Elde Etme KVK’ nın 3/3. maddesinde sayılan kazanç grupları itibariyle kazanç ve iradın dar mükellef kurum tarafından Türkiye’ de elde edilmesi, 7. maddesi uyarınca aşağıdaki esaslara göre belirlenecektir.
7
a-Ticari Kazançlar Kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye dışında bulanan yabancı kurumlar tarafından ticari kazancın Türkiye’ de elde edilmiş sayılabilmesi için; bu kurumların, Türkiye’ de, Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun bir iş yerinin olması veya daimi temsilci bulundurmaları ve kazançları bu yerlerde veya bu temsilciler kanalıyla yapılan işlerden sağlanmaları gerekir. İş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, imalathane, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri ve vapur büfeleri gibi ticari ve sınai faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerlerdir. (VUK Md.156) Daimi temsilci; hizmet veya vekalet akdi ile temsil edilene bağlı olup, onun nam ve hesabına sınırlı veya müteaddit ticari muameleler ifasına yetkili bulanan kimselerdir. (GVK Md. 8) Şunlar her halükarda kanuni temsilcidir; ticari mümessiller, tüccar vekilleri, acenteler, tüccar memurları, giderleri (reklam giderleri hariç) devamlı olarak kısmen veya tamamen temsil edilen tarafından ödenenler, mağaza ve depolarda temsil edilen hesaba devamlı olarak konsinye mal bulunduranlar. Bu şartları taşısalar dahi, kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye’ de satın aldıkları ve imal ettikleri malları, Türkiye’ de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye’ de elde edilmiş sayılmaz.( KVK Md. 3/3-a) Türkiye’ de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye’ de bulunması veya satış akdinin Türkiye’ de yapılmış olmasıdır. 8
b-Serbest Meslek Kazançları
Ücretlerde olduğu gibi kurumlar, serbest meslek kazancını ancak istihdam ettikleri elemanlar vasıtasıyla icra ettiği işler karşılığında sağlar. Serbest meslek kazancının Türkiye’ de ifa edilmiş veya ediliyor olması ya da Türkiye’ de değerlendirilmesi gerekir.
Türkiye’ de değerlendirmekten maksat, ödemenin Türkiye’ de yapılması veya ödeme yabancı memlekete yapılmışsa, Türkiye’ de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirmesi veya karından ayrılmasıdır.
c- Zirai Kazançlar
Dar Mükellefler kurumların Türkiye’ de icra ettikleri zirai faaliyet çerçevesinde elde ettikleri kazançlar zirai kazanç olarak değerlendirilecektir. Zirai kazancın Türkiye’ de elde edilmiş sayılması için zirai işletmenin Türkiye’ de bulunması, yani zirai faaliyetin Türkiye’ de icra edilmesi gerekir.
9
d-Gayri Menkul Sermaye İratları Gayri menkul sermaye iradı, gayrimenkul veya gayrimenkul niteliğindeki mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden sağlanan iratlardır. İradın Türkiye’ de elde edilmiş sayılması için ; • Gayrimenkullerin ve menkul malların Türkiye’ de bulunması gerekir. • Gayrimenkul niteliği taşıyan mal ve hakların Türkiye’ de kullanılması veya • Gayrimenkul veya bu nitelikte mal ve haklar karşılığı yapılan ödemenin Türkiye’ de
değerlendirilmesi gerekir. Değerlendirme, serbest meslek kazançlarında olduğu gibidir.
e- Menkul Sermaye İradı Menkul sermaye iradı, sahibinin sadece nakdi sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar olarak tanımlanabilir. Menkul sermaye iradının Türkiye’ de elde edilmiş sayılmaları için sermayenin Türkiye’ de yatırılmış olması yeterlidir.
f-Diğer Kazanç ve İratlar Diğer kazanç ve iratlar GVK’ nın üçüncü kısmının yedinci bölümünde düzenlenmiştir. Dar mükellef kurumların Türkiye’ de diğer kazanç ve irat elde etmiş sayılmaları için; bu kazanç ve iratları doğrudan işin veya muamelelerin Türkiye’ de ifa edilmesi veya değerlendirilmesi gerekmektedir. Değerlendirme, serbest meslek kazançlarında olduğu gibidir.
10
C-VERGİ ANLAŞMALARI Vergi anlaşmaları; birden çok ülkede faaliyet gösteren işletmelerin elde ettikleri kazancın vergilendirilmesinde ilgili (taraf) ülkelerce uygulanacak ortak vergileme prensiplerini ifade eder. Uluslararası faaliyet yürüten işletmelerin kazancının hiçbir taraf ülke açısından haksızlık doğurmayacak şekilde objektif esaslarda vergilendirilebilmesi global ekonominin en önemli sorunlarından birisidir. Her ülkenin vergileme yetkisini lehine yorumlayarak uygulaması, uluslararası iş yapan işletmeler bünyesinde bazen çok önemli vergi yüklerini ortaya çıkartmaktadır. Bu nedenle yabancı sermaye, girdiği ülkede öncelikle vergisel güvenceler istemektedir. Ülkemiz tarafından, son yıllarda çifte vergilemenin önlenmesi amacıyla bir çok devlette çiftte vergilemeyi önleme anlaşması yapılmıştır. Çifte vergilenmenin önlenmesi diğer bir ifade ile çok uluslu ticari işlerden doğan kazançların vergilendirilmesine çerçeve çizilmesi, taraf ülke dış ticaretin gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulunacaktır. Uluslararası vergi anlaşmaları, TBMM’ nin onayı ile ve kanunla yürürlüğe girmektedir. Bu kanunular vergi kanunları yanında daha spesifik kanunlardır. Bu nedenle uluslararası vergi anlaşmaları hükümlerinin vergi kanunları hükümlerine göre uygulama önceliği vardır.
11
Anlaşmalar uyarınca vergilendirme hakkının hangi devlette olduğu belirlendikten sonra vergilendirme hakkına sahip olan ülke söz konusu geliri kendi iç mevzuatına göre değerlendirecek ve vergilendirecektir. Oran sıralamasının yapıldığı durumda söz konusu oranlar kapsama giren işlemler için vergileme tavanını ifade eder.
Dar mükelleflerin, çiftte vergilemeyi önleme anlaşmaları uyarınca Türkiye’ de indirimli vergi oranından yararlanabilmeleri için, taraf devletin yetkili makamlarından o ülkede tam mükellef ve mukim olduklarına dair belge ibraz etmeleri gerekmektedir.
12
I-DAR MÜKELLEF KURUMLARDA KURUM KAZANCININ TESPİTİ Dar mükellefiyete tabi kurumların vergiye tabi ticari ve zirai kazançları, tam mükellefiyete tabi olan kurumlar hakkındaki esaslara göre tespit edilecektir. Dar mükellef kurumların, Türkiye’ de elde ettikleri kazançlar ticari ve zirai kazançlar dışında kalan gelir unsurlarından (ticari kazanç gibi tespit edilmesi gereken kazanç ve iratlar dahil) ibaret bulanması halinde, vergiye tabi kurum safi kurum kazancı, Gelir Vergisi Kanunu’ nun; ücret, serbest meslek kazancı, gayri menkul sermaye iradı, diğer kazanç ve iratlar hakkındaki hükümlerine göre tespit edilir. ( KVK Md.22/1-2) Kurum kazançlarının dar mükellefiyet esasında tespitinde ayrıca aşağıdaki indirimlerin yapılması kabul edilemez. • Hesabına yaptıkları alım satımlar için ana merkeze veya Türkiye dışında ki şubelere
verilen faizler, komisyonlar ve benzerleri. • Türkiye’deki kurumun kazancının elde edilmesi ve idame edilmesiyle ilgili olan ve
emsallere uygunluk ilkesi uyarınca belirlenecek dağıtım anahtarlarına göre ayrılan paylar ile Türkiye’ deki kurumunun denetimi için yabancı ülkelerden gönderilen yetkili kişililerin seyahat giderleri hariç olmak üzere, ana merkezin veya Türkiye dışında ki şubelerin genel yönetim giderlerine veya zararlarına katılmak üzere ayrılan paylar.
13
A-YABANCI ULAŞTIRMA KURUMLARINDA KAZANÇ TESPİTİ Dar mükellef durumunda olan kurumların vergiye tabi ticari kazançların, tam mükellefiyete tabi olan kurumlar hakkındaki esaslara göre tespit edileceği belirtilmişti. Niteliği itibariyle ticari kazanç olan, ulaştırma işlerinden elde edilen kazanç da bu esaslar çerçevesinde ticari kazanç hakkındaki hükümlere göre belirlenecektir. Ancak, kanuni iş merkezleri Türkiye’ de bulanmayan kurumların ulaştırma işlerinden elde ettikleri vergiye tabi kazancın tespiti birtakım güçlükler arz ettiğinden, ulaştırma işleri ile uğraşan yabancı kurumların vergiye tabi kazancının tespiti vergi kanunlarında ayrı esaslara başlanmıştır. ( KVK Md.23)
14
1-Arızi Olarak Yapılan Taşıma İşleri Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında diğer kazanç ve iratlar için daimi temsilci ve işyeri koşulu aranmamıştır. Bu işlere ilişkin ( her taşıma için ayrı) beyanname yabancı kurum veya Türkiye’de namına hareket eden kimse tarafından verilecektir. Özet olarak denilebilir ki; yabancı ulaştırma kurumlarının ( deniz, kara, hava) arızi olarak yaptıkları taşımalardan sağladıkları kazançlar, KVK’nın 3, 23; GVK’nın 82, 104/4. maddesinde vergi mevzuuna alınmış; vergileme için, arızi kazanç doğuran faaliyetin (işyeri ve daimi temsilci bulundurma veya taşınan yükün Türk menşeili olması gibi başkaca koşullar aranmaksızın) Türkiye’de ifası veya Türkiye’de değerlendirilmesi yeterli sayılmıştır. ( GVK Md. 7/7) Yabancı ulaştırma kurumlarında faaliyetin Türkiye’de ifası deniz ve hava ulaşımında yolcu veya yükün Türkiye’deki limandan alınması, kara taşımacılığında ise yolcu veya yükün Türkiye hudutları içinde bir yere boşaltılması veya bir yerden taşıta yüklenmesini içerir. (KVK Md. 23/3) Türkiye’de değerlendirme ise bedelin Türkiye’de tahakkuk ettirilerek ödenmesini veya bedel yabancı memlekette ödenmekle birlikte Türkiye’deki kurumun giderlerine intikal ettirilmesini veya karından ayrılmasını ifade eder. Taşıtların yabancı olması, taşıma sözleşmesinin yurtdışında akdedilmiş bulunması veya ödemenin yurtdışında yapılmış olmasının vergilemeye hiçbir etkisi bulunmamaktadır.
15
2- Devamlı Olarak Yapılan Taşıma İşleri
Türkiye’de VUK hükümlerine uygun işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran
yabancı ulaştırma kurumlarının bu yerlerde veya bu temsilciler tarafından KVK’nın 23. maddesinde belirtilen ulaştırma işlerini yapmaları halinde sağladıkları kazançlar anılan maddenin ikinci bendinde öngörüldüğü şekilde götürü usulünde vergilendirilecektir.
KVK’nın 23. maddesi uyarınca yolcu, yük ve bağış taşımalarına ilişkin sözleşmelerin Türkiye’deki işyerinde veya daimi temsilci tarafından yapılmış olması veya taşıma bedellerinin Türkiye’de ödenmiş bulunması ticari kazancın oluşması için yeterli sayılmaktadır.
3- Kurum Kazancının Hesaplanması
Vergiye tabi safi kurum kazancı, Türkiye’de elde edilen hasılata ortalama emsal kar oranlarının uygulanması suretiyle hesaplanacaktır. Taşımacılık işini arızi veya devamlı olarak yapan kurumun vergiye tabi kazançları bu suretle hesaplanacaktır.
16
a- Türkiye’de Elde Edilen Hasılat
aa- Kara Ulaştırmalarında Yolcu, Yük ve Bagaj Taşıma Ücreti
Türkiye sınırları içinde yapılan kara ulaştırmalarında bilet bedeli ile birlikte
yolcu, yük ve bagaj ücreti gider karşılıkları vb. adlarla alınan paraların tamamı Türkiye’de elde edilmiş hasılat sayılır. Bilet, Türkiye’de satılmış olmasa dahi yolculuğun Türkiye’de sınırları içinde geçen kısmına ilişkin hasılat Türkiye’de elde edilmiş sayılır.
ab- Deniz ve Hava Ulaştırmalarında Yolcu, Yük ve Bagaj Taşıma Ücreti
Türkiye’deki yükleme limanlarında yabancı ülkelerdeki varış limanlarına veya diğer bir kurumun gemisine aktarma yapılacak yabancı limana kadar cereyan eden deniz ve hava ulaştırmalarında yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti olarak her türlü ad altında alınan paralar Türkiye’de elde edilmiş hasılat sayılır. Taşıma ücretleriyle alınan gider karşılıkları da hasılata dahildir.
17
ac- Diğer kurumlar hesabına satılan biletler ve yapılan navlun sözleşmesi için alınan komisyon ve ücretler
Yabancı ulaştırma kurumlarının, Türkiye dışında cereyan eden ulaştırma işleri için başka kurumlar hesabına Türkiye’de sattıkları yolcu ve bagaj biletleri ile Türkiye’de yaptıkları navlun sözleşmeleri karşılığında aldıkları komisyon ve ücretler de Türkiye’de elde edilmiş sayılır.
Diğer taraftan bu işleri yapanlar bilet ve navlun bedelleri ile birlikte, Türkiye’deki bazı kurumlar adına aidat veya hisseler tahsil ederler ve bunlar için bir komisyon alırlarsa bu komisyon da Türkiye’de elde edilmiş hasılat kapsamında değerlendirilir.
18
b-Ortalama Emsal Oranları Ortalamama emsal kar oranları KVK’ nın 23. maddesinde belirtilmiştir. Söz konusu maddede düzenlenen oranlar aşağıdaki gibidir. • Kara ulaştırmaları için %12 • Deniz ulaştırmaları için %15 • Hava ulaştırmaları için % 5
C- Kazancın Hesaplanması Yabancı ulaştırma kurumları ile bunları Türkiye’ de temsil eden şube veya acenteler bir ‘’Hasılat Defteri’’ tutmak ve bu deftere Türkiye’ de elde ettikleri hasılat tarih sırasıyla ve ayrıntılı olarak kaydetmek zorundadırlar. Bu mükelleflerin bunlar dışında ayrıca defter tutmalarına gerek bulunmamaktadır. hasılat defterinde yer alan hasılat toplamına o yıl için tespit edilen ortalama emsal kar oranı uygulanarak dar mükellef kurum kazancı bulunur. Örneğin, bir yabancı kurumun Türkiye’ de mevcut acentesi aracılığıyla 90.000 TL hava taşıma hasılatı, 240.000 TL kara taşıma hasılatı ve 980.000 TL deniz taşıma hasılatı elde ettiğini varsayalım. Bu kurumun vergiye tabi kazancı aşağıdaki şekilde hesaplanır. 900.000X 0,005 = 45.000 TL 240.000X 0,12 = 28.800 TL 980.000X0,15 = 220.800 TL
19
d- Hesaplanacak Vergiler Hesaplanacak kazanç tutarlarına kurumlar vergisi oranın uygulanması suretiyle, tarh edilecek kurumlar vergisi tutarına ulaşacaktır.
Çeşitli ülkelerle imzalanmış olan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında ulaştırma faaliyetlerinden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin farklı düzenlemeler yer almaktadır. Yabancı ulaştırma kurumlarının vergilendirilmesinde; öncelikle ilgili ülkeyle imzalanmış çiftte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları hükümleri dikkate alınır.
20
B- YABANCI FON KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ KVK’ nın 2. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yabancı fonların, SPK tarafından verilen portföy yöneticiliği yetki belgesine sahip tam mükellef şirketler aracılığıyla, organize bir borsada işlem görsün veya görmesin her türlü menkul kıymet ve sermaye piyasa aracı, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, kredi ve benzeri finansal varlıklar ve kıymetli maden borsalarında yapılan emtia işlemlerinden elde ettikleri kazançları nedeniyle portföy yöneticiliği yapanlar, KVK’ nın 5/A maddesinde belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi kaydıyla; söz konusu fonlar için daimi temsilci, bunların işyerleri de bu fonların işyeri veya iş merkezi sayılmaz. Bu kazançlar beyannameye dahil edilmez. İlgili kurumların bu kapsama giren kazançları dışında başka kazançları bulunması halinde bunlar genel esaslara göre verilecektir. Bu kapsamdaki kazanç istisnalarının, söz konusu fonların Türkiye kaynaklı gelirleri üzerinden yapılacak vergi kesintilerine şümulu yoktur.
21
KVK’ nın 5/A maddesinde belirtilen şartlar şunlardır;
Fon adına tesis edilen işlemlerin portföy yöneticiliği yapan şirketlerin mutat
faaliyetleri arasında yer alan işlemlerden yapılması,
Portföy yöneticiliği yapan şirketin, emsale uygun koşullarda yabancı fonla
birbirlerinden bağımsız olması,
Portföy yöneticisi şirketin ücretinin emsallere uygun olması ve transfer
fiyatlandırması raporunun süresinde verilmesi,
Portföy yöneticiliği yapan şirketin ve ilişkili olduğu kişilerin yabancı fonun
kazançları üzerinde, (sağladığı hizmet mukabilinde her ne ad altında olursa olsun
hesaplanan bedeller düşüldükten sonra) doğrudan veya dolaylı olarak %20’ den fazla hak
sahibi olmaması.
22
Yukarıda belirtilen şartların ihlal edilmesi durumunda ilgili hesap dönemi için
porföy yöneticiliği yapan şirket, fonun Türkiye’ deki daimi temsilcisi sayılır. Ancak, sadece
hizmet bedelinin emsaline nazaran daha düşük olası nedeniyle şartların ihlal edilmesi
durumunda, sadece portföy yöneticiliği yapan şirket adına transfer fiyatlandırmasına
yönelik olarak gerekli tarhiyat yapılmakla yetinilir.
Portföy yöneticiliği yapan şirketin, yukarıda belirtilen şartları sağlamak
kaydıyla yabancı fondaki pay sahipliğinden doğan kazançları da kurumlar vergisinden
müstesnadır. Fon kazancından portföy yöneticiliği yapan şirkete düşen kısmın hesabına
da, bu şirkete yönetim ücreti, teşvik, prim, performans ücreti gibi her ne nam adı altında
olursa olsun ödenen ücretler dikkate alınmaz.
Türkiye’ de bulanan taşınmazlar, aktif büyüklüğünün %51’ den fazlası
taşınmazlardan oluşan şirketlere ait hisse senetleri veya ortaklık payları veya bunlara
ilişkin vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri , nakti uzlaşmayla sonuçlananlar dışında
emtiaya dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri, sigorta sözleşmeleri ve bunlara
ilişkin vadeli işlem opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazançlar bu uygulama
kapsamına girmez.
23
Portföy yöneticiliği yapan şirketin, yukarıda belirtilen şartları sağlamak
kaydıyla yabancı fondaki pay sahipliğinden doğan kazançları da kurumlar vergisinden
müstesnadır. Fon kazancından portföy yöneticiliği yapan şirkete düşen kısmın hesabına
da, bu şirkete yönetim ücreti, teşvik, prim, performans ücreti gibi her ne nam adı altında
olursa olsun ödenen ücretler dikkate alınmaz.
Türkiye’ de bulanan taşınmazlar, aktif büyüklüğünün %51’ den fazlası
taşınmazlardan oluşan şirketlere ait hisse senetleri veya ortaklık payları veya bunlara
ilişkin vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri , nakti uzlaşmayla sonuçlananlar dışında
emtiaya dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri, sigorta sözleşmeleri ve bunlara
ilişkin vadeli işlem opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazançlar bu uygulama
kapsamına girmez.
24
II- TAM MÜKELLEF KURUMLARDA KURUM KAZANCININ TESPİTİ A- KURUM KAZANCININ NİTELİĞİ Kurumlar vergisi, KVK’ nın 6. maddesi uyarınca kurumların ilgili dönem safi
kurum kazançları üzerinden hesaplanacaktır. KVK’ nın anılan maddesinde GVK’ nın ticari
kazanç hakkındaki hükümlerine gönderme yapmış olup; tam mükellef kurum kazancının
tespitinde GVK’ nın ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacaktır.
Ticari kazancın tespitine ilişkin GVK’ nın 38. maddesi hükmü şöyledir.
‘’ Bilanço esasına göre ticari kazanç teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve
başındaki değerler arasındaki müspet farktır.
Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;
İşletmeye ilave olunan değer bu farktan indirilir,
İşletmeden çekilen değerler ise bu farka ilave olunur.
Ticari kazanç bu suretle tespit edilmesinde VUK’ un değerlemeye ait hükümleri
ile bu Kanun’ un 40 ve 41. madde hükümleri uygulanır. ‘’
Bu çerçevede kurum ticari kazancının tespitinde KVK’ da yer alan hükümlerle
birlikte ve öncelikle GVK’ nın 38,40 ve 41. madde hükümlerinin göz önünde
bulundurulması gerekmektedir.
25
II- TAM MÜKELLEF KURUMLARDA KURUM KAZANCININ TESPİTİ A- KURUM KAZANCININ NİTELİĞİ GVK’ nın 2. maddesinde sayılan kazanç ve iratlar şunlardır; ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlar. KVK’ NIN 6. maddesi uyarınca kurumların yukarıda sayılan gelir kaynaklarından elde ettiği bütün kazançlar ‘’ kurum kazancı’’ adı altında birleştirilir ve kurum ticari kazancı olarak değerlendirilir. Bu bakımdan, kurum kazancı meydana getiren gelir unsurları ne olursa olsun tamamına GVK’ nın ticari kazancın tespitine ilişkin hükümleri uygulanır. GVK uyarınca ticari kazanç öz sermaye kıyaslaması yoluyla tespit edilmektedir. Tekdüzen Hesap Planı’ nda ön görülen kazanç tespiti sistemi farklıdır. Bu sistemde ticari kazanç gelir tablosu hesaplarının (gelir ve gider unsurlarının izlediği hesapların) karşılaştırması suretiyle bulanmakta, daha sonra KKEG niteliğindeki giderler (ki bunlar genellikle ilgili gider hesabının detayında izlenmektedir) bulanan ticari kazanca eklenerek mali kazanca ulaşılmaktadır. Diğer taraftan THP uyarınca gelir hesaplarına kaydedilen bazı tutarların mükerrer vergilenmenin önlenmesi amacıyla ticari kardan düşülmesi gerekir. Bunların en belirgin özelliği KKEG olarak dikkate alınmış reeskont giderin izleyen dönemde hasılat yazılmasıdır.
26
II- TAM MÜKELLEF KURUMLARDA KURUM KAZANCININ TESPİTİ A- KURUM KAZANCININ NİTELİĞİ Gelir tablosu hesaplarının karşılaştırılması suretiyle 690 no.lu hesapta tespit edilen kazanç veya kayıplar ticari kar veya zarardır. Ticari kar/ zarardan, mali kar/zarara ulaşabilmek için dönem sonu itibariyle mali kanunların öngördüğü düzeltme işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Sonuç olarak mali karın tespitinde; THP’ de hangi hesaba kaydedilmiş olursa olsun KVK’ nın 8 ve GVK’ nın 41. maddesinde düzenlenen indirilmeyecek giderlere ilişkin hükümler göz önünde bulundurulacaktır. Bunu sağlamak amacıyla, THP gelir tablosu hesaplarının kapatılmasında, gider ve gelir unsurlarının mali mevzuat açısından nasıl nitelendiği dikkatle irdelenmektedir. 5520 sayılı KVK’ nın 10. maddesinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden dönem karıdan indirim konusu yapılabilecek unsurlar düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca dönem kurum kazancından, istisnalar uygulanmadan önce, maddede düzenlenen indirimlerin uygulanması gerekmektedir. GVK, KVK ve VUK’ ta düzenlenen son konusu gider ve indirimlerin uygulanmasında sonra kalan kazanç kısmından, KVK’ nın 5. maddesinde sayılan istisnalar ve kurumların kendi kanunlarında yer alan diğer istisnalar mahsup edilecektir.
27
II- TAM MÜKELLEF KURUMLARDA KURUM KAZANCININ TESPİTİ A- KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANÇLARI 5520 sayılı KVK ile kontrol edilen kurum tanımı yapılmış ve bu kapsama giren (yabancı) kurumların kazancının da Türkiye’ deki ilgili tam mükellef kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi öngörülmüştür. 5520 sayılı Kanunla getirilen bu vergi güvenlik müessesesi KVK’ nın 7. maddesinde düzenlenmiştir. 1- Kontrol Edilen Yabancı Kurum Yurt dışındaki bir kurumun kontrol edilen yabancı kurum sayılabilmesi için bu kurumun sermayesinin, kar payının veya oy kullanma hakkının en az %50’ sinin doğrudan veya dolaylı olarak, ayrı ya da birlikte tam olarak mükellef gerçek kişi veya kurumlara ait olması gerekmektedir. Yurt dışı iştirakin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığının tespitinde, kontrol oranı olarak ilgili hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınacaktır. Yurt dışı iştirake payının (sermaye, kar, payı veya oy kullanma hakkının) tamamının, yurt dışı iştirakin hesap döneminin kapsamından önce herhangi bir tarihte muvazaa olmaksızın elden çıkarılmış olması halinde ilgili yurt dışı iştirak hakkında 7. madde hükümleri uygulanacaktır. Madde metninde geçen ‘’doğrudan veya dolaylı’’ ve ‘’ ayrı ayrı ya da birlikte’’ ifadeleri ile yurt dışındaki iştirakin ortaklık paylarının grup şirketleri veya gerçek kişiler arasında paylaştırılarak, maddede belirtilen kontrol oranın altında kalınmak suretiyle vergileme kapsamı dışına çıkarılmasının engellenmesi amaçlanmaktadır.
28
II- TAM MÜKELLEF KURUMLARDA KURUM KAZANCININ TESPİTİ A- KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANÇLARI
Tam mükellef kurumlar ile birlikte tam mükellef gerçek kişilerin kontrol edilen yabancı kuruma ortak olmaları halinde, gerçek kişilerin elinde bulanan hisse senetleri de yurt dışında kurulu şirketin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığı tespitinde dikkate alınacaktır. Örneğin, Türkiye’deki tam mükellef olan (A) Kurumu, (S) ülkesinde kurulu (B) Kurumunun sermayesine %60 oranında iştirak etmektedir. (T) ülkesinde kurulu (C) Kurumunun ise %50 hissesi (B) Kurumuna aittir. (C) Kurumunun %20 hissesi ise yine Türkiye’ de tam mükellef olan gerçek kişi (D)’ ye aittir. Bu durumda, (A) Kurumu, (C) Kurumuna dolaylı olarak (%60 X %50) %30 oranında iştirak etmektedir. Diğer taraftan, gerçek kişi (D)’ nin de (C) Kurumuna doğrudan % 20 oranında iştirak ettiği dikkate alındığında, (A) Kurumu ve gerçek kişi (D)’nin, (C) Kurumuna iştirak oranı %50 olduğundan (C) Kurumu ile tam mükellef (A)’nın ortaklık payı nedeniyle (B) Kurumu diğer şartların da gerçekleşmesi halinde Türkiye’de kontrol edilen yabancı kurum olarak değerlendirilecektir.
29
Diğer taraftan, Türkiye’de tam mükellef olan (A) Kurumu ile gerçek kişi (D)’nin ilişkili olup olmamasının kontrol edilen yabancı kurum uygulanmasında herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Kontrol edilen yabancı kurum tespiti yapılırken dolaylı iştirak ilişkisinin birkaç kademeli olması halinde, en sondaki dolaylı iştirake kadar ortaklık ilişkileri dikkate alınacaktır.
Örneğin; Türkiye’de mükellef olan (A) Kurumu, (S) ülkesinde kurulu (B) Kurumunun sermayesine %100 oranında iştirak etmektedir. (T) ülkesinde kurulu (C) Kurumunun ise %50 hissesi (B) Kurumuna aittir. Bu durumda, (A) kurumu (C) Kurumuna dolaylı olarak (%100 x %50 =) %50 oranında iştirak ettiğinden (C) Kurumu diğer şartların da gerçekleşmesi halinde kontrol edilen yabancı kurum olarak değerlendirilecektir.
30
2-Yurt dışı İştirak Kazancının Türkiye’de Vergilendirilmesine İlişkin Şartlar
KVK’nın 7. Maddesinde belirtilen kontrol oranının sağlandığı yurt dışı
iştiraklerin, KVK uygulamasında “kontrol edilen yabancı kurum” olarak kabul edilmesi ve dolayısıyla kontrol edilen yurt dışı iştiraklerin kurum kazançlarının, dağıtılsın veya dağıtılmasın Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için aşağıda sayılan şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Yurt dışı iştirakin ilgili yıldaki toplam gayri safi hasılatının %25 veya daha fazlasının pasif nitelikli gelirlerden oluşması. Pasif nitelikli gelirler; yurt dışı iştirakin, faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticari, zirai veya serbest meslek faaliyetlerinden elde edilen gelirler dışındaki faiz, kar payı, kira lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi gelirlerdir. Yurt dışı iştirakin faaliyeti ile orantılı olmayan sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle elde edilen ticari, zirai veya serbest meslek faaliyetlerinden elde edilen gelirler de pasif nitelikli gelir sayılacaktır.
Kontrol edilen yabancı kurumun iştiraklerinden elde edeceği kar payları,
iştirakleri aktif ticaretle uğraşsalar dahi pasif niteliklidir.
31
2-Yurt dışı İştirak Kazancının Türkiye’de Vergilendirilmesine İlişkin Şartlar
Yurt dışı iştirakin kazancının(mahallinde) %10’dan daha az oranda gelir ve
kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması. Vergi yükü, kanuni veya iş merkezinin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden ve kar payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil olmak üzere toplam gelir ve kurumlar vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir.
Yurt dışındaki iştirakin ilgili yıldaki gayrisafi hasılat tutarının 100.000 TL karşılığı yabancı paranın üzerinde olması. İlgili yıldaki toplam gayrisafi hasılatı 100.000 TL’nin altında kalan iştirakler, diğer tüm koşullar bulunsa dahi kontrol edilen yabancı kurum olarak değerlendirilmeyecektir. Yabancı kurum hasılatının TL karşılığının tespitinde, ilgili kurumun hesap döneminin son gününde geçerli, T.C. Merkez Bankasınca açıklanan döviz alış kuru esas alınacaktır.
32
3-Tam Mükellef Kurumların Kurumlar Vergisi Matrahına Dahil Edilecek Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı Madde kapsamına giren kontrol edilen yabancı kurumların Türkiye’de vergiye
tabi tutulacak kazancı, zarar mahsubu dâhil giderler düşüldükten istisnalar düşülmeden önceki, vergi öncesi kurum kazançları olacaktır.
Kontrol edilen yabancı kurumun geçmiş yıl zararları nedeniyle dağıtılabilir karının olmaması durumunda Türkiye’de vergilendirilecek bir kazançtan söz edilmeyecektir.
Yurt dışı iştirakten elde edilmiş sayılan kazancın hesaplanmasında, yurt dışı iştirakin ilgili hesap döneminin kapandığı tarihte sahip olunan iştirak oranı(sermaye, kar payı veya oy kullanma hakkı oranı) dikkate alınacaktır
Kontrol edilen yabancı kurumun karının sermayeye eklenmesi durumunda da
söz konusu kazanç 7.madde hükümleri çerçevesinde vergilendirilecektir.
Tam mükellef kurumlar ile birlikte tam mükellef gerçek kişilerin kontrol edilen yabancı kuruma ortak olmaları halinde sadece tam mükellef kurum tarafından elde edilen kazançlar bu madde kapsamında kurumlar vergisine tabi tutulacaktır
33
3-Tam Mükellef Kurumların Kurumlar Vergisi Matrahına Dahil Edilecek Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı Kontrol edilen yabancı kurum şartlarının gerçekleşmesi halinde yurt dışında
kurulu iştirakin elde etmiş olduğu kar, söz konusu iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren hesap dönemi itibarıyla tam mükellef kurumların kurumlar vergisi matrahlarına hisseleri oranında dahil edilecektir. Kontrol edilen yabancı kurumun bulunduğu ülkede on iki ayı aşan bir hesap döneminin bulunması durumunda, kazancın elde edilme tarihinin belirlenmesinde yurt dışındaki şirketin hesap dönemi takvim yılı olarak dikkate alınacaktır.
Öte yandan, kontrol edilen yabancı kurumun zararların söz konusu kuruma iştirak eden tam mükellef kurumların kazançlarının tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Tam mükellef kurumların dolaylı iştirak ettiği kontrol edilen yabancı kurum kazançları da doğrudan iştirak ettiği yabancı kurum kazançları gibi tespit edilecektir.
Örneğin, yurt dışındaki(D) şirketinin 25/04/2013 tarihi itibarıyla ortaklık yapısı aşağıdaki gibidir.
Tam mükellef gerçek kişi (A)……………………………….%40
Tam mükellef kurum (B) ……………………………………. %15
Dar mükellef gerçek kişi (C)………………………………….%45
34
3-Tam Mükellef Kurumların Kurumlar Vergisi Matrahına Dahil Edilecek Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı Anılan şirketin bulunduğu ülkede 1 Temmuz-30 Haziran hesap dönemi olarak
kullanılmaktadır. Şirketin hesap dönemi sonu itibarıyla kurum kazancı 220.000 ABD $ olup, bu kazanç üzerinden, bulunduğu ülkede ödemiş olduğu kurumlar vergisi ise 13.200 ABD $’dır. Şirketin gayrisafi hasılatının tamamı pasif nitelikli gelirlerden oluşmaktadır.
30 Haziran 2013 tarihi itibarıyla tam mükellef kurum (B)’nin aktifinde söz konusu (D) şirketinin %5 hissesi bulunmaktadır.
Bu durumda, tam mükellef gerçek kişi (A)’nın elinde bulunan %40 ‘lık ortaklık payı ile tam mükellef kurum (B)’nin %15’lik ortaklık payı, (D) Şirketinin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığı hususunda birlikte değerlendirilecek, bunların anılan şirkete toplam iştirak oranı 25.04.2013 itibarıyla %55 olduğundan (D) şirketinin 01.07.2012-30.06.2013 hesap dönemi için kontrol edilen yabancı kurum olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
35
3-Tam Mükellef Kurumların Kurumlar Vergisi Matrahına Dahil Edilecek Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı (D) Şirketinin tabi olduğu hesap döneminin kapandığı 30.06.2012 tarihi itibarıyla
tam mükellef kurum (B)’nin aktifinde, anılan şirketin %5 hissesi bulunduğundan, bu tarih itibarıyla şirketin kazancının %5’i, dağıtılsın veya dağıtılmasın tam mükellef kurum (B) tarafından elde edilmiş kazanç sayılacaktır.
Bu oran dahilinde hesaplanan(220.000 x %5=) 11.000 ABD Doları, tam mükellef kurum (B) tarafından 30/06/2013 tarihi itibarıyla elde edilmiş kar sayılacak ve 2013 yılı ikinci geçici vergilendirme döneminin ve ilgili yılın kurumlar vergisi matrahına dahil edilecektir. Kazanç 30/06/2013 tarihli TC MB döviz alış kuruyla TL’ye çevrilecektir.
36
4-İştirakin Yurt Dışında Ödediği Vergilerin Mahsubu Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33. Maddesine göre, yurt dışındaki iştirakin bulunduğu ülkede ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye’de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir.
Örneğin, yukarıdaki örnekte Türkiye’de vergilendirilen söz konusu kazanca isabet eden[yurt dışı iştirakin faaliyette bulunduğu ülkede ödenmiş olan (13.200 x %5=) 660 ABD $] vergi, KVK’nın anılan maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hükümler çerçevesinde tam mükellef B ‘nin Türkiye’de hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir. Vergi, kontrol edilen yabancı kurum kazancının TL’ye çevrildiği döviz kuru ile TL’ye çevrilecektir.
Diğer taraftan, kontrol edilen yabancı kurumun bulunduğu ülke dışındaki ülkelerde ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin, söz konusu kurumun Türkiye’de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
37
A- KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ Kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin (normal veya özel hesap
dönemi) kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir (KVK Md. 14/3)
Dar mükelleflerin yıllık kurumlar vergisi beyannamesi, Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisinin bulunduğu yerin, Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisinin bulunmaması halinde, yabancı kuruma kazanç sağlayanların bağlı olduğu vergi dairesine verilir. (KVK Md.25/4)
Dar mükellefiyette, vergi muhatabının Türkiye’yi terk etmesi halinde, beyanname memleketi terk tarihinden önceki son onbeş gün içinde verilir. Verginin muhatabı, yabancı kurumun Türkiye’deki müdür ve temsilcileri, bunlar yoksa kazanç ve iratları yabancı kuruma sağlayandır. (KVK Md. 25/5, 28/1)
38
A- KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ Kurumlar vergisi, beyannamenin verileceği ayın sonuna kadar ödenir. (KVK Md.
21/1, 29/1-a)
Tasfiye, devir ve birleşme halinde; tasfiye olan veya birleşen kurum adına tasfiye ve birleşme karı üzerinden salınan vergiler beyanname verme süresi içinde ödenir. Tasfiye beyannamesi Kanunun 14. Maddesinde belirlenen sürelerde, tasfiyenin tamamlanması halinde tasfiyenin kapandığı tarihten itibaren 30 gün içinde verilir. (KVK Md. 17/2) Kurumlar vergisi de beyanname verme süresi içinde ödenir. Tasfiye ve devir olan kurumun (vergisiz devirler hariç) tahakkuk etmiş ancak henüz ödeme vadesi gelmemiş vergileri de aynı süre içinde ödenir. (KVK Md. 21/1-2).
39
B- ÖZEL BEYANNAME Dar mükellefiyet esasında vergilendirilen yabancı kurumlarca elde edilen, GVK’da
yazılı diğer kazanç ve iratlar (telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında alınan bedeller hariç) ile ulaştırma işi kazancı özel beyanname ile beyan edilir. Söz konusu beyanname, kurumun kendisi veya Türkiye’de adına hareket eden kişi tarafından, kazançların iktisap tarihinden itibaren 15 gün içinde, KVK’nın 27. Maddesinde belirtilen ilgili vergi dairelerine verilir. Beyan edilen kazançların vergisi aynı süre içinde ilgili vergi dairesine ödenir. (KVK Md.29/1-c)
40
C- MUHTASAR BEYANNAME
Dar mükellef kurumlara KVK’nın 30. Maddesinde belirtilen kazanç ve iratları
sağlayan gerçek veya tüzel kişiler, bu kurumlara nakden veya hesaben ödedikleri veya tahakkuk ettirdikleri kazanç ve iratları ile bu kazançlar üzerinden kesilen kurumlar vergisi beyannamesi ile söz konusu ödeme veya tahakkukun yapıldığı ayı takip eden 20. Günü akşamına kadar, kurumlar verisi açısından bağlı bulundukları vergi dairesine bildirmek zorundadır. Bu vergiler beyannamenin verildiği ayın 26. Günü akşamına kadar ödenir. (KVK md. 21/4, 29/1-b, 31)
Hükümetin müsaadesiyle açılan sergi ve panayırlarda dar mükelleflerin yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar (Türkiye’de başkaca bir işyeri veya daimi temsilcileri bulunmamak şartıyla) üzerinden yapılacak kurumlar vergisi tevkifatı oranı halen %0’dır. Bu nedenle bu kazançlar için beyanname verilmeyecektir. (5422 s. KVK, 31 Seri no.lu Genel Tebliği)
41
C- MUHTASAR BEYANNAME
Tam mükellef kurumlarda KVK’ nın 15. Maddesi uyarınca yapılacak vergi kesintileri, kesintiyi yapmak zorunda olanlarca, ödeme veya kesintiyi yapmak zorunda olanlarca, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibariyle bağlı bulundukları vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan edilir. Muhtasar beyanname, vergilendirme dönemini izleyen ayın 20. Günü akşamına kadar verilir ve 26. Günü akşamına kadar ödenir. (KVK md. 15/5, 21/4)
42
D- “E-BEYANNAME”
VUK’un 5228 sayılı Kanunla değişik mükrer 257. Maddesinin birinci fıkrasının (4)
numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannameleri ve bildirimlerinin internet ve diğer elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında doğrudan mükellefler tarafından gönderilmesine izin verilebileceği veya zorunluluk getirebileceği gibi, bunların yetki verilmiş gerçek ve tüzel kişiler aracılığıyla gönderilmesine izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.
Anılan yetkiye istinaden yayımlanan 340 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile;
43
D- “E-BEYANNAME”
3568 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlere göre, aktif büyüklükleri ve net satış hasılatları belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle beyannamelerini meslek mensubuna imzalatmak zorunda bulunmayan mükelleflerin, tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine verilecek beyannamelerini elektronik ortamda kendileri veya yetki verdikleri meslek mensupları aracılığı ile gönderebilecekleri,
Aktif büyüklükleri veya net satış hasılatları nedeniyle, beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatmak zorunluluğu bulunan mükelleflerin de tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine verilecek beyannamelerini yetki verecekleri meslek mensupları vasıtasıyla gönderebilecekleri yönünde düzeltme yapılmıştır.
Konuya ilişkin olarak 340, 346, 357, 367, 373, 376, 386, 403, 405, 407 Seri Numaralı VUK Genel Tebliğleri ile E-Beyanname 1,2,3,4,5,6,7,8,9 ve 10 nu.lu Sirkülerlerde yapılan açıklamalara bakılmalıdır
44
45
TİCARİ KÂR (690 DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI HESABININ ALACAK BAKİYESİ)
(+) KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER 1- GVK md. 41 ve KVK md. 11’de yer alan giderler, 2- VUK’a göre oluşan kabul edilmeyen giderler, 3- Diğer kabul edilmeyen giderler.
(+) TİCARİ KÂRA YAPILACAK DİĞER İLAVELER 1- Emisyon primleri , 2- Gider yazılan sponsorluk harcamaları, 3- Gider yazılan bağış ve yardımlar.
(-) TİCARİ KÂRDAN YAPILACAK İNDİRİMLER 1- Senetsiz borçlar için hesaplanan reeskont faiz gelirleri, 2- Önceki dönemde, senetsiz alacaklar için hesaplanan reeskont faiz giderleri, 3- Karşılık ayrılmış kıdem tazminatlarından yıl içinde ödenen tutarlar, 4- Personele dağıtılan temettü tutarı, 5- VUK’da öngörülmeyen karşılık giderlerinden dönem içinde 644-Konusu Kalmayan Karşılıklar Hesabına kaydedilen tutarlar
Ticari kârdan hareketle kurumlar vergisi matrahı olan mali kârın hesaplanması aşağıda tablo halinde gösterilmiştir.
46
1. Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılma nedeniyle elde edilen kazançlar,
2. Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkanı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde edilen kâr payları,
3. Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları.
4. Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri ve öngörülen şartları taşıyan iştirak kazançları,
47
5. Tam mükellef anonim şirketlerin, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar,
6. Anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların
bedelinin itibari değeri aşan kısmı, 7. Menkul kıymet yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,
8. Portföyü Türkiye’de kurulu borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım
fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,
9. Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı
süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan
kazançların % 75’lik kısmı,
48
10. Bankalara veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna borçlu durumda olan kurumların sahip
oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının
satış kazancı,
11. Kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimî temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri
kurum kazançları,
12. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de
genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlar,
13. Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okulları ile Bakanlar
Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan derneklere bağlı
rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar,
49
14. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde elde edilen kazançlar (4691 sayılı Kanun geçici md. 2),
15. Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden ve devrinden elde edilen
kazançlar (4490 sayılı Kanun md. 12),
16. Serbest bölgelerden elde edilen kazançlar (3218 sayılı Kanun md. 3/a),
17. 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün
senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar (GVK geçici md. 76).
(=)
(Bu aşamada ulaşılan sonuç negatif olursa, bu tutar gelecek yıla
geçmiş yıl zararı olarak devreder.)
ZARAR MAHSUBU
1- Kurumun faaliyetinden doğan geçmiş yıl zararları,
2- Devir veya tam bölünme yoluyla devralınan kurum zararları,
3- Yurt dışı zararları.
(-)
KAZANCIN BULUNMASI HALİNDE İNDİRİLECEK İSTİSNA KAZANÇLAR
1- Risturn İstisnası
50
(-)
KAZANCIN BULUNMASI HALİNDE
UYGULANACAK DİĞER İNDİRİMLER
1- Ar-Ge İndirimi,
2- Sponsorluk Harcamaları,
3- Bağış ve Yardımlar,
4- Girişim Sermayesi Fonu,
5- Yurt Dışında Mukim Kişi ve Kurumlara Verilen Hizmet Kazançlarına İlişkin İndirim
(-)
YATIRIM İNDİRİMİ
(=)
KURUMLAR VERGİSİ MATRAHI (MALİ KÂR)
51
52