kurumsal yönetim ve temsil sorunu

23
KURUMSAL YÖNETİM VE TEMSİL SORUNU 1001070265 FUNDA GÜLİZ EROL 1001070267 AHMET EMRE HIZLI

Upload: ilker-serdar

Post on 14-Jun-2015

2.646 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

KURUMSAL YÖNETİMVE TEMSİL SORUNU

1001070265 FUNDA GÜLİZ EROL1001070267 AHMET EMRE HIZLI

Page 2: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

1. ÇATIŞAN ÇIKARLARIN DENGELENMESİ VE KURUMSAL YÖNETİM  1.1. YÖNETİCİ – HİSSEDAR ÇIKAR ÇATIŞMASI

  1.2. KONTROL ERKİNE SAHİP HİSSEDAR-AZINLIK HİSSEDAR ÇIKAR

ÇATIŞMASI

  1.3. ŞİRKET VE DİĞER HAK SAHİPLERİ ARASINDAKİ ÇIKAR DENGELERİ

2. YÖNETİM KURULUNUN HESAP VERİLEBİLİRLİĞİNİN VE ETKİNLİĞİNİN SAĞLANMASI BAKIMINDAN ÖNEM ARZ EDEN HUSUSLAR ARASINDA YER ALAN TEMSİL SORUNU

KAYNAKÇA

İÇİNDEKİLER KURUMSAL YÖNETİM VE TEMSİL SORUNU

Page 3: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Kurumsal yönetim kavramının ortaya çıkmasına neden olan en önemli etken, ortaklığı yönetenler ile bunlar dışında kalanlar arasındaki, özellikle mülkiyet-kontrol ayrımının ortaya çıkardığı temsil sorunudur.

1. ÇATIŞAN ÇIKARLARIN DENGELENMESİ VE KURUMSAL

YÖNETİM

Page 4: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Bu duruma ilk kez 1776 yılında, başkalarının parasını yönetenlerden, kendi paralarını yönetmekte gösterdikleri özenin beklenemeyeceği, dolayısıyla sermayenin sahibi ile sermayeyi yönetenlerin farklı kişiler olmasının, bu kişiler arasında menfaat çatışmalarına neden olacağına işaret eden Adam Smith tarafından dikkat çekilmiştir.

Page 5: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

1998 yılında yayınladıkları “Kurumsal Yönetim ve Yönetim Kurulunun Etkinliği” adlı çalışmalarında John Kose ve Lemma W. Senbet, Kurumsal Yönetimi “Şirket ile çıkar ilişkisi içerisinde olan tüm tarafların haklarını korumak için şirket yönetimi ve çalışanları üzerinde denetim kurma çabası” olarak tanımlamışlardır.

Page 6: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Çıkar grupları listesinin en başında hissedarlar gelmekle birlikte, bu kapsamda şirketin alacaklılarının, çalışanlarının, tedarikçilerin, devletin ve şirket müşterilerinin de listeye dahil edilmeleri gerektiği, yine aynı çalışmada işaret edilmiştir.

Page 7: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Temsil sorunu asimetrik bilgi sorunu ile birlikte ortaya çıkar.

Temsil sorunundan söz edilebilmesi için; mülkiyet ve kontrol ayrımına dayanan bir

temsil ilişkisinin varlığı, temsil ilişkisinin tarafları arasında bilginin

asimetrik olarak dağılması, tarafların menfaatlerinin çatışması

gerekmektedir.

Page 8: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Kurumsal Yönetim anlayışının değiştirip düzeltmeye çalıştığı en temel sorun yönetici-hissedar çıkar uyuşmazlığıdır.

Hissedarların, şirketi kontrol eden profesyonel yöneticilerin şirket değerini kendilerine aktarmaları şeklindeki sömürü ile karşı karşıya olmaları, yönetici-hissedar çıkar çatışmalarını ortaya çıkarır.

1.1. YÖNETİCİ – HİSSEDAR ÇIKAR ÇATIŞMASI

Page 9: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Kurumsal Yönetim kavramını literatüre sokan 1976 tarihli makalelerinde Jensen ve Meckling, şirketi, kişiler arasında sözleşme ilişkileri yumağı olarak betimlemişler ve temsilci ilişkisini de şu şekilde ifade etmişlerdir: “Bir ya da daha fazla kişinin bir diğer kişiyi (temsilci) hizmet icrası için karar verme yetkisini de vererek yetkilendirdikleri sözleşme.”

Bahsedilen bu sözleşme sonucunda, temsilci, eylemlerinde kendi çıkarları için yetki verenin çıkarlarından sapma gösterebilir.

Page 10: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Yetki veren bu olasılığı ortadan kaldırmak için temsilciyi kontrol etmek ve buna ek olarak temsilcinin kendi çıkarlarına zarar verecek bir eylemde bulunmayacağını, bulunursa da olası zararı telâfi edeceğini kabul ve taahhüt edeceği bir sözleşme yapma yolunu seçebilir.

Diğer bir yol ise, yetki verenin temsilciye uygun teşvikleri sağlayarak, temsil edilen-temsilci çıkarlarını kesiştirmektir.

Page 11: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Benzer görüşleri savunan çalışmalarında Shleifer ve Vishny temsilci sorununun özünün ortaklık ve kontrolün ayrımı olduğunu ifade etmişlerdir.

Page 12: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Yönetici-hissedar çıkar çatışmalarına neden olan başlıca konular şu şekilde

sıralanmaktadır;  Hissedar açısından değerli riskli projelerden zorlukları ve başarısızlık

durumunda yöneticinin işini kaybetmesi riskini de taşımaları nedeni ile kaçınma.

Net bugünkü degeri pozitif olan projelerin tamamlanmasından sonra şirkette kalan fonların atıl tutulması ya da bu fonların ücret dışı ödemelerle yöneticilere aktarılması.

Şirket yönetiminde söz sahibi olan kişilerin başarısız ya da konumu için yetersiz olmaları durumunda, bu yetersizlikleri kabul etmeyerek pozisyonlarını devam ettirme çabaları.

Şirketin atıl fonlarının değerlendirilmeleri sırasında yöneticilerden beklenen akılcı tutumun gösterilememesi, dahası bu fonların negatif bugünkü değerli projelere aktarılmaları.

Ücret ve iş devamı sağlayan, güvenilir ancak daha az fayda üreten projelerin seçilmesi.

Page 13: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Yöneticilerin, fonları sömürme olasılığı her zaman vardır. Bu sömürü;

doğrudan para kaçırma şeklinde tunneling, transfer fiyatlama şeklinde daha gelişmiş

yöntemlerle , ürün satışı yerine düşük fiyatla varlık satışı

şeklinde gerçekleştirilebilir.

Page 14: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Tunneling, Çekoslovakya’da özelleştirmenin ardından büyük hissedar grupları ya da yöneticiler, şirket varlıklarını, bazıları yurtdışında olan sahip oldukları şirketlere çok ucuza satarak, ya da bu şirketlerden çok pahalı hizmetler alarak bu şirketlere aktarmışlar ve bu sırada gerekli tüm yasal prosedürü de gerçeklestirmişlerdir. Terim Türkçe’de “hortumlama” olarak kullanılmış, özellikle birbiri ardına bankaların “battığı” dönemde medyada sıklıkla yer bulmustur.

Transfer fiyatlaması, bir grubun tüm şirketlerini, çok uluslu şirketleri, şubesi bulunan kurumları, kurum iştiraklerini, kurum

ortaklarını, kurum ortaklarının eşlerini alt ve üst soyların, kan ve sıhrî akrabalarını, ilişkili taraflar olarak sıralayabilecegimiz transfer fiyatlama işlemlerini ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel ya da fiyat üzerinden mal veya hizmet alım satımı yaparak, kazancın tamamının veya bir kısmının transfer fiyatlandırması yolu ile, örtülü olarak dağıtılması işlemleridir.

Page 15: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

80’lerden sonra yönetici hissedarlar ile azınlık

hissedarlar arasındaki çatışma boyutu da kurumsal yönetim açısından önemli bir araştırma konusu olmuştur.

Önemli miktarda blok hisseye, dolayısı ile kontrol erkine sahip büyük hissedarların ister yönetimde bizzat yer alarak olsun, ister büyük ve etkili sermayedar olarak fiilen yönetimde yer almaksızın yönetim kararlarını kendi lehlerine (azınlık hissedarların aleyhine) etkileyerek, azınlık hissedarların mülksüzleştirilmelerinde etkili olmaları sıkça gözlenen bir durumdur.

1.2. KONTROL ERKİNE SAHİP HİSSEDAR-AZINLIK HİSSEDAR ÇIKAR ÇATIŞMASI

Page 16: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Claessens ve diğerlerinin 1999 yılında Doğu Asya şirketleri üzerinde yaptıkları araştırmalar, bir kurumsal yönetim sorunu olarak, azınlık hissedarlarının kontrol erkine sahip hissedarlarca sömürüsüne işaret etmektedir.

Tüm bu veriler ışığında diyebiliriz ki, çıkar çatışmaları temelde kontrol gücüne sahip büyük hissedarlar (blok hissedarlar), yöneticiler ve azınlık hissedarların oluşturdukları üçgende cereyan etmektedir.

Page 17: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

OECD kurumsal yönetim uygulamaları ışığında hazırlanan SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri’nde de konu, “Azınlık Hakları” başlığı altında ele alınarak incelenmiştir ;

Azınlık haklarının kullandırılmasında azami özen gösterilir.

Azınlık pay sahiplerinin yönetim kuruluna temsilci göndermelerini teminen esas sözleşmede birikimli oy kullanma yöntemine yer verilir.

Azınlık hakları sermayenin yirmide birinden daha düşük bir miktara sahip olan veya olanlara esas sözleşme ile tanınır. Azınlık haklarının kapsamının esas sözleşmede düzenlenerek genişletilmesi sağlanır.

Page 18: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Temsil sorununun, maddi boyutunun yanında, karar almada etkin büyük hisse sahibi ortakların şirket kaynaklarını israf etmeleri boyutu da vardır. Böylesi bir durumda, büyük ortakların zayıf yatırım seçeneklerini, risksiz ve net bugünkü değeri düşük (ya da negatif) projeleri desteklemeleri, iyi yöneticilerin önünü tıkayarak mevcut rant dengelerini koruyarak şirketi zarara uğratmaları da engellenmesi gereken diğer konulardır.

Page 19: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Aile şirketlerinde sorun, ailenin ve üçüncü kişilerin çıkarlarının çatışmasıdır, bu tür şirketlerde sık rastlanılan durum, tutucu yönetimin değişimden kaçınması ve değişimin getirdiği fırsatları değerlendiremeyerek başarısız olmalarıdır.

Bu başarısızlığın önlenmesi için geliştirilecek, başarılı bir kurumsal yönetim modeli, kurumsal yönetimin geçerli küresel kriterleri ışığında ama şirketin kendi dinamikleri ile de uyumlu bir model olmalıdır.

Page 20: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Kurumsal Yönetim artık yalnızca yönetim kurulunun hissedarların çıkarlarına ne şekilde en iyi hizmeti vereceği anlayışından çıkmış, “Tüm yarardaşların haklarını nasıl korur ve onlara en iyi hizmeti nasıl sağlar ? ” sorusu çerçevesinde şekillenmeye başlamıstır.

John ve Senbet Kurumsal Yönetimin, şirketin yarardaşlarının, şirketin kontrol edici hissedarları ve yönetimi üzerine çıkarlarını koruyacak şekilde kontrol uyguladıkları mekanizmalar olduğunu belirtmiştir.

1.3. ŞİRKET VE DİĞER HAK SAHİPLERİ ARASINDAKİ ÇIKAR DENGELERİ

Page 21: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Kurumsal Yönetim kapsamında yapılan önemli çalışmalardan biri olan Cadbury Raporu’nda Kurumsal Yönetim uygulamalarının ekonomik-sosyal amaçlar ve kişisel toplumsal amaçlar arasında denge sağlamayı hedeflediği ifade edilir. Etkin kaynak kullanımı ve faaliyetlerde hesap verilebilirlik temelleri üzerine kurulu bu yöntem, kişiler, şirket ve toplum çıkarları arasında dengeyi odaklar.

Page 22: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Ortaklığa finansman sağlayan pay sahipleri ile ortaklık yöneticilerinin menfaatleri her zaman aynı olmayabilir.

Yönetim kurulu yapısında bağımsız ve icrada görevli olmayan üyelerin bulunması gerekliliği kabul edilmektedir.

Bu şekilde menfaat çatışmalarının önlenebileceği ve yönetim kurulu kararlarının objektifliğinin sağlanabileceği düşünülmektedir.

2. YÖNETİM KURULUNUN HESAP VERİLEBİLİRLİĞİNİN VE ETKİNLİĞİNİN SAĞLANMASI BAKIMINDAN ÖNEM ARZ EDEN HUSUSLAR ARASINDA YER ALAN TEMSİL SORUNU

Page 23: Kurumsal yönetim ve temsil sorunu

Barış AKGÜL, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Enstitüsü Doktora Tezi, Kurumsal Yönetim İlkeleri Uyarınca Banka Yönetim Kurulunun Yapısı ve İşleyişi

Can Mert SIVACIOGLU, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kurumsal Yönetim, Sermaye Piyasalarındaki Ölçülebilir Etkileri ve Bir Uygulama

spk.gov.tr Azınlık Hakları tkyd.org Kübra ŞEHİRLİ, SERMAYE PİYASASI KURULU DENETLEME

DAİRESİ, KURUMSAL YÖNETİM ARAŞTIRMA RAPORU http://www.denetimnet.net Engin DİNÇ ve Hasan ABDİOĞLU, İŞLETMELERDE

KURUMSAL YÖNETİM ANLAYIŞI VE MUHASEBE BİLGİ SİSTEMİ İLİŞKİSİ

KAYNAKÇA