lij · 2018-05-25 · daha çok kurs ve mescidler. araplar'ın da İslam kültür merkezleri...

3
DANiMARKA kabul etti; geri dö- nüp tekrar ele de bu dini benimsetti. Xl. ingiltere'yi zapteden ve veraset yoluyla Norveç'i de ele geçiren Danimar- ka büyük bir imparatorluk hali- ne geldiyse de sürede ve es- ki da ikiye bölündü. XIV. isveç. Norveç ve Dani- marka Kalmar tek bir devlet halinde 397) 1523'te Danimarka ile Nor- veç muhafaza ettiler ve özellikle XV-XVI. Kuzey Avrupa'da Da- nimarka güçlü bir devlet olarak 1536'da devlet dininin Protes- üzerine Katolik- ler'le Luterciler mezhep XVII. bölgede nü- fuz kurmak için isveç' le sa - olan Danimarka. an- cak XVIII. siyasi ve iktisadi ba- büyük bir devlet kazan- denetimini ele Beit ve Sun d ticaret büyük imkanlar XIX. da Fransa ile birlikte hareket eden Da- nimarka Napolyon'un yen ilmesi üzerine Kiel imzalamak zorunda 8J 4) ve Norveç'i kaybetti. Bu yüz- ilk bir yandan olan ekonominin önem verilirken bir yandan da di- Avrupa ülkelerinde gibi libe- ral 1834'te par- lamento kuruldu ve 1848'den sonra hü- kümette liberaller de yer 1849 mutlak son veren ve de- mokratik esaslara dayanan bir anayasa Danimarka 462 ilan edildi. 1864 ' te anayasada bir çift medisli ile Folketingl bir sistem benimsendi, 1915'- te de seçim XX. sol partiler ikti- dara geldiler ve önemli yenilikler yapa- rak bir demokrasi kurmaya ça- I. Dünya kal- Danimarka. Versailles Ant- halk la Schleswig'in kuzeyine sahip oldu. iz- Janda'ya önce özerklik 1 19 8). daha son- ra ( 1920) verilmekle birlikte Danimarka bu ülkenin de hüküm- dan olarak dünya ara- dönemde ekonomi. ve sos- yal alanlarda büyük bir ilerleme göste- ren ülke. 1939'da Almanya ile Ni- san 1940'ta Alman birlikleri edildi. 1941'de Anti- Komin- tern Pakt'a 1943'te Naziler'e kar- örgütlü mücadele 1945' te ülkeden çekilmeleri üzerine anayasal yönetimi yeniden ku- ruldu ve IX. Frederik kral oldu. Av- rupa ülkelerinin ekonomilerini için devreye sokulan Ma rshall kabul eden Da- nimarka Nisan 1949'da NATO'ya girdi. Milletler ve Avru- pa Konseyi'nin kurucu üyesi olan ülke- de 1953 yeni bir anayasa kab ul edildi ve bu anayasa ile tek meclisli (Fol - bir sisteme geçildi. Kral IX. Frede- rik'in ölümü 972) üzerine ll. Margareth tahta 1972'de Avrupa Ekonomik girip girmeme konusunda oylamada olumlu oy ül ke 1973'te bu üye oldu. 1978' de Grönland'a özerklik veril- di ve bir çerçeve yasa Selami Gözenç, Avrupa Üllceler ll: Kuzey Bati ve Orta Avrupa Ülkeleri, bul 1983, s. 59·65; Le Grand Roberts des noms propres, Paris 1987, ll, 816·819 ; Quid 7991 , Paris 1991, s. 937 ·938; L. D. Steefel, "Den- mark", EAm. , Vlll, 679·685 ; Sami Öngör. Dev· /etler ve Üllceler Ansildopedisi, Ankara 1967, s. 42·43; The 1//ustrated Encyclopedia of Man· kind (ed. R. Carlislel. London 1978, IV, 458· 461; Büyü/c Ansiklopedisi, istanbul 1981 , lll, 801·816 ; Büyük Larousse, 1986, V, 2870; EBr. 2 . XVll, 226·232. liJ lll. ÜLKEDE islam dini ve müslü- manlarla IX. kadar uzanmakta ve ilk olan Vikingler'in ticaret Kuzey Afrika ülkelerine seyahatler Bununla birlikte XX. kadar Dani- marka müslümanlar ve dini pek bir an- defa 1920'li Knud Holmboe bir gazetecinin Kuzey Afrika'ya seyahat da kabul ederek hac için Mek- ke'ye gitmesinin ve seyahati boyunca ülkesindeki gazeteler- de ve o bölgelerdeki müslümanlar bilgi sahibi hizmet bilin- mektedir. çok müs- lüman Dani- marka'ya gelmesi ise rudan etken ol- 1990 50.000 bulunan Danimarka'daki müslüman nüfusun bü- yük bu ülkenin olmayan ve buraya müslüman ül- kelerden gelen etmektedir. Ülke istatistiklerinde nüfusun dini özel- liklerine yer hem Dani- hem de bu du - objektif bilgi edinile- memekte. ancak ve göçmenlerin gel- dikleri ülkedeki en büyük din dikkate bir kanaate Buna göre. 1990 Danimar- ka'da göçmen statüsünde bulunan top- lam 150.644 27.929'unun Türki- ye. 8362'sinin 628S 'inin Pakistan. 2703'ünün Fas ve 684'ünün de Ürdün pasaportu bu 43.260 nin müslüman sonucu islam ülke- lerinden gelenlerle Rusya, Bulgaristan. Romanya, Yugoslavya. Yunanistan ve Ar- navutluk gibi ülkelerden gelen ara- da en az 5-6000 tahmin edilmektedir. evlenme ve ihtida yoluyla yet'i kabul eden 2500-3000 Danimar- da hesaba bu ülkedeki müslüman nüfusun SO.OOO'e söy- lenebilir. Bugün D animar ka ' da etnik grup- lara mensup olan müslümanlar da amaçlarla dernek. ve mer- kez pek çok kurul- Genellikle çocukla- ra dini ve milli kültür verilerek kimlik- lerinin ve ortak problemierin cemaat çö- zülmesi bu tür ku- Kopenhag ·da

Upload: others

Post on 27-Jul-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: liJ · 2018-05-25 · daha çok kurs ve mescidler. Araplar'ın da İslam kültür merkezleri açtıkları gö rülmektedir. Etnik bakımdan en kala balık grubu oluşturan Türkler

DANiMARKA

ğiyle Hıristiyanlığı kabul etti; geri dö­nüp tahtı tekrar ele geçirdiğinde de bu dini halkına benimsetti. Xl. yüzyılın baş­larında ingiltere'yi zapteden ve veraset yoluyla Norveç'i de ele geçiren Danimar­ka Krallığı büyük bir imparatorluk hali­ne geldiyse de kısa sürede dağıldı ve es­ki krallık da ikiye bölündü. XIV. yüzyılın sonlarına doğru isveç. Norveç ve Dani­marka Kalmar Birliği adıyla tek bir devlet halinde birleştiler (ı 397) İsveç'in 1 523'te ayrı lmasına rağmen Danimarka ile Nor­veç birliğ i muhafaza ettiler ve özellikle XV-XVI. yüzyıllarda Kuzey Avrupa'da Da­nimarka adıyla güçlü bir devlet olarak kaldılar. 1 536'da devlet dininin Protes­tanlığa dönüştürülmesi üzerine Katolik­ler'le Luterciler arasında mezhep çatış­maları çıktı. XVII. yüzyılda bölgede nü­fuz kurmak için isveç'le sürdürdüğü sa­vaşlarda başarısız olan Danimarka. an­cak XVIII. yüzyılda siyasi ve iktisadi ba­kımdan büyük bir devlet niteliği kazan­dı; denetimini ele geçirdiği Beit ve Sun d boğazlarındaki ticaret yollarından büyük imkanlar sağladı. XIX. yüzyılın başların­da Fransa ile birlikte hareket eden Da­nimarka Napolyon'un yenilmesi üzerine Kiel Antiaşması'nı imzalamak zorunda kaldı (ı 8J 4) ve Norveç'i kaybetti. Bu yüz­yılın ilk yarısında. bir yandan savaşlarda çökmüş olan ekonominin kalkınd ırılma­

sına önem verilirken bir yandan da di­ğer Avrupa ülkelerinde o lduğu gibi libe­ral gelişmeye fırsat tanındı. 1834'te par­lamento kuruldu ve 1848'den sonra hü­kümette liberaller de yer -aldı. 1849 yı­lında mutlak monarşiye son veren ve de­mokratik esaslara dayanan bir anayasa

Danimarka

462

ilan edildi. 1864 'te anayasada yapılan bir değişiklikle çift medisli (Landstiııg ile Folketingl bir sistem benimsendi, 1915'­te de kadınlara seçim hakkı tanındı.

XX. yüzyı lın başında sol partiler ikti­dara geldiler ve önemli yenilikler yapa­rak gelişmiş bir demokrasi kurmaya ça­lıştılar. I. Dünya Savaşı'nda tarafsız kal­mayı başaran Danimarka. Versailles Ant­Iaşması uyarınca yapılan halk oylamasıy­la Schleswig'in kuzeyine sahip oldu. iz­Janda'ya önce özerklik 1 19 ı 8). daha son­ra bağımsızlık ( 1920) verilmekle birlikte Danimarka kralı bu ülkenin de hüküm­dan olarak kaldı. İki dünya savaşı ara­sındaki dönemde ekonomi. eğitim ve sos­yal alanlarda büyük bir ilerleme göste­ren ülke. 1939'da Almanya ile saldırmaz­lık paktı imzalamış olmasına rağmen Ni­san 1940'ta Alman birlikleri tarafından işgal edildi. Kasım 1941'de Anti- Komin­tern Pakt'a katıldı. 1943'te Naziler'e kar­şı örgütlü mücadele başlatıldı. 1945'te Almanlar'ın ülkeden çekilmeleri üzerine anayasal monarşi yönetimi yeniden ku­ruldu ve IX. Frederik kral oldu. Batı Av­rupa ülkelerinin yıkılan ekonomilerini ayağa kaldırmak için devreye sokulan Marshall planı yardımını kabul eden Da­nimarka Nisan 1949'da NATO'ya girdi. Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın ve Avru­pa Konseyi'nin kurucu üyesi olan ülke­de 1953 yılında yeni bir anayasa kabul edildi ve bu anayasa ile tek meclisli (Fol­ketiııg) bir sisteme geçildi. Kral IX. Frede­rik'in ölümü (ı 972) üzerine ll. Margareth tahta çıktı. 1972'de Avrupa Ekonomik Topluluğu 'na girip girmeme konusunda yapılan oylamada halkın çoğu olumlu oy kullanınca ülke 1973'te bu teşkilata üye oldu. 1978'de Grönland'a özerklik veril­di ve bir çerçeve yasa yapıldı.

BİBLİYOGRAFYA:

Selami Gözenç, Avrupa Üllceler Coğrafyası ll: Kuzey Bati ve Orta Avrupa Ülkeleri, İ stan· bul 1983, s. 59·65; Le Grand Roberts des noms propres, Paris 1987, ll, 816 ·819 ; Quid 7991 , Paris 1991, s. 937 ·938; L. D. Steefel, "Den­mark", EAm. , Vlll, 679·685 ; Sami Öngör. Dev· /etler ve Üllceler Ansildopedisi, Ankara 1967, s. 42·43; The 1//ustrated Encyclopedia of Man· kind (ed. R. Carlislel. London 1978, IV, 458· 461; Gelişim Büyü/c Coğrafya Ansiklopedisi, istanbul 1981 , lll, 801·816 ; Büyük Larousse, İstanbul 1986, V, 2870; EBr. 2. XVll, 226·232.

liJ DİA

lll. ÜLKEDE İSLAMiYET

Danimarkalılar'ın islam dini ve müslü­manlarla tanışmaları IX. yüzyıla kadar uzanmakta ve ilk karşılaşmanın, ataları

olan Vikingler'in ticaret amacıyla Kuzey Afrika ülkelerine yaptıkları seyahatler sırasında gerçekleştiği sanılmaktadır.

Bununla birlikte XX. yüzyıla kadar Dani­marka halkının müslümanlar ve İslam dini hakkında pek bir şey bilmediği an­laşılmaktadı r. İlk defa 1920'li yıllarda Knud Holmboe adındaki bir gazetecinin Kuzey Afrika'ya yaptığı seyahat sırasın ­

da İslamiyet'i kabul ederek hac için Mek­ke'ye gitmesinin ve seyahati boyunca tuttuğu notların ülkesindeki gazeteler­de yayımlanmasının. halkın İslamiyet ve o bölgelerdeki müslümanlar hakkında bilgi sahibi olması,na hizmet ettiği bilin­mektedir. 1960'lı yıllarda çok sayıda müs­lüman işçinin çalışmak amacıyla Dani­marka'ya gelmesi ise İslamiyet'in doğ­rudan tanınmasında başlıca etken ol­muştur.

1990 yılında 50.000 civarında bulunan Danimarka'daki müslüman nüfusun bü­yük çoğunluğunu. bu ülkenin vatandaşı olmayan ve buraya çeşitli müslüman ül­kelerden gelen işçiler teşkil etmektedir. Ülke istatistiklerinde nüfusun dini özel­liklerine yer verilmediğinden hem Dani­markalılar'ın hem de yabancıların bu du­rumları hakkında objektif bilg i edinile­memekte. ancak işçi ve göçmenlerin gel­dikleri ülkedeki en büyük din dikkate alınarak bir kanaate varılabilmektedir. Buna göre. 1990 rakamlarıyla Danimar­ka'da göçmen statüsünde bulunan top­lam 150.644 kişiden 27.929'unun Türki­ye. 8362'sinin İran . 628S 'inin Pakistan. 2703'ünün Fas ve 684'ünün de Ürdün pasaportu taşımasından bu 43.260 kişi­nin müslüman olduğu sonucu çıkarılmak­tadır. Bunların dışında diğer islam ülke­lerinden gelenlerle Rusya, Bulgaristan. Romanya, Yugoslavya. Yunanistan ve Ar­navutluk gibi ülkelerden gelen işçiler ara­sındaki müslümanların da en az 5-6000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca evlenme ve ihtida yoluyla İslami­yet'i kabul eden 2500-3000 Danimar­kalı da hesaba katıldığında bu ülkedeki müslüman nüfusun SO.OOO'e ulaştığı söy­lenebilir.

Bugün Danimarka'da farklı etnik grup­lara mensup olan müslümanlar arasın­da çeşitli amaçlarla dernek. vakıf ve mer­kez adı altında pek çok teşkilat kurul­muş bulunmaktadır. Genellikle çocukla­ra dini ve milli kültür verilerek kimlik­lerinin korunması ve karşılaşılan ortak problemierin cemaat dayanışmasıyla çö­zülmesi ihtiyacından doğan bu tür ku­ruluşların çoğu başşehir Kopenhag ·da

Page 2: liJ · 2018-05-25 · daha çok kurs ve mescidler. Araplar'ın da İslam kültür merkezleri açtıkları gö rülmektedir. Etnik bakımdan en kala balık grubu oluşturan Türkler

Kocatepe Camii - Kopenhag 1 Danimarka

toplanmıştır. Bu arada Pakistanlılar'ın

daha çok kurs ve mescidler. Araplar'ın da İslam kültür merkezleri açtıkları gö­rülmektedir. Etnik bakımdan en kala­balık grubu oluşturan Türkler arasında. 1984 yılında Türkiye Büyükelçiliği bün­yesinde yer alan din hizmetleri müşavir­

liğinin çalışmaya başlamasına kadar bir düzensizlik vardı. Bu tarihten sonra teş­

kilatıanma yarışına giren Türkler' in en önemli kuruluşu Danimarka Türk Diya­net Vakfı olmuştur. Ülkedeki müslüman Türkler' e hizmet vermek amacıyla ku­rulan vakıf. din hizmetleri müşavirliği ile iş birliği yaparak Kopenhag ve diğer şe­hirlerde toplam otuz altı adet Türk kül­tür merkeziyle birçok cami. Kur'an kur­su. kütüphane ve lokal açmış, bu mer­keziere Türkiye'den din görevlilerinin ta­yin edilmesiyle dini hizmetlerde bir iyi­leşme sağlanmıştır. Ayrıca Danimarka Türk Diyanet Vakfı'na bağlı olarak faali­yet gösteren cenaze nakli yardımlaşma fonu, Türkler'in bu alandaki ihtiyaçları­na cevap vermektedir.

Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı İslam ülkeleri Kopenhag büyükel­çilerinin üyesi olduğu lslamic Cultural Center Scandinavia. çalışmalarıyla İslam ' ın temsi l ve tanıtılmasında önemli bir rol oynamaktadır. ibadet yerleri açıp görev­lilerini tayin etmek. kültür merkezleri kurmak, İslami usuller le hayvan kesimi yaptırmak ve dini yayınlar temin etmek gibi amaçları bulunan bu merkezin en önemli faaliyeti. Kopenhag'da İslam kül­tür merkezi sitesinin kuruluşuyla ilgili çalışmalardıL Halen arsası satın alına­

rak projetendirilmesi yapılmış olan site­nin inşaatıyla ilgili hazırlıklar sürdürül­mektedir. 1992 yılında Kur'an-ı Kerim'in Danca'ya sağlıklı biçimde tercümesi. is­lam'ın doğru olarak tanıtımı . dini bayram günlerinin resmi tatiller arasına aldın !-

ması . İslamiyet'in hükümete resmi din olarak kabul ettirilmesi ve İsl ami usul­lerle kesim yapacak bir mezbahanın te­sisi gibi meseleleri halletmek amacıyla Dansk Islamisk Rad (Danimarka islam Kon­seyi) adında başka bir teşkilat daha ku­rulmuş bulunmaktadır.

İslamiyat Çalışmaları. Danimarka'da is­lam'la ilgili çalışmalar, şarkiyat konusun­da olduğu gibi diğer Avrupa ülkelerine nisbetfe hem geç başlamış hem de za­yıf kalmıştı r. İlk defa F. Kall (ö 1775) Ko­penhag Üniversitesi'nde İslamiyet üze­rine ders verirken Kral V. Frederik'in is­lam dünyasına gönderdiği ilim heyetin­de görevli Danimarka asıll ı Alman coğ­rafyacısı C. Niebuhr da 1761-1767 yılla­rı arasında Mısır . Arabistan, Hindistan. İran, Suriye. Kıbrıs ve Anadolu'yu içine alan bir geziye katıldı. Niebuhr İstanbul üzerinden Danimarka'ya dönünce seya­hat gözlem ve hatıralarını Beschreibung von Arabien (K0benhavn 1772) ve Reise­beschreibung nach Arabien und ande­ren umliegenden Landem (1-11. l<yJben­havn 1774-1778) adlı iki kitapta yayım­tadı. Aynı dönemde Almanya'da yetişen Danimarkatı müsteşrik J . Adler ise XVIII. yüzyı l sonu ve XIX. yüzyıl başlarında yap­tığı önemli çalışmalarla dikkati çekti. Önce Kopenhag'daki Kraliyet Kütüphane­si 'nde bulunan küfi yazmaları n kata logu­nu hazırlayarak bastıra n Adler (Descrip­

tio codicum quorundam Cu(icorum in Bibl.

reg ia Ha(niensi, KyJbenhavn 1780), daha sonra ı. cildi J . J . Reiske tarafından neş­redilmiş olan (Leipzig 1754) Ebü'l- Fida tarihinin geri kalan kısmını Latince'ye tercüme ederek beş cilt halinde yayım­ladı (Anna/es mos/emici, Leipzig 1754. KyJ­benhavn ı 789- ı 794 ). XIX. yüzyılda Dani­marka'da şarkiyat ve dolayısıyla İslamiyat çalışmalarında önemli bir ilerleme kay­dedildi. Hindistan- İran uzmanı R. Rask. S. de Sacy'nin yanında yetişen J. L. Ras­mussen ve L. N. Boisen. Doğ u dilleri ve tarihi alanında önemli eserler verdiler. Kopenhag Kraliyet Kütüphanesi'nde bu­lunan Arapça, Farsça, Türkçe ve Hintçe yazmaların katalogunu hazırlayan A. F. van Mehren. bunun arkasından Hay b. Yakzô.n risalesini (L'allegorie mystique

Ha yy ben Yagzan, Leiden 1 886) ve İbn Si­na ile Ebü · ı- Hasan el- Eş' ari üzerine, baş­lıcaları Prov., Islams Reform ved Ab u 'I­Hasan el-Ashari ... (KjyJbenhavn 1877) ve Avicenna's Forhold til Islam og Hans Anskuelser om .. . !K jpbenhavn 1 883) olan bazı çalışmalarını yayımladı.

DANiMARKA

XX. yüzyılda O. R. Besthorn. F. Buhl , J. Ostrup. A. Christensen ve J . Pedersen gibi şarkiyatçılar önemli çalışma lar ger­çekleştirdiler . Hem gazeteci hem bir ilim adamı olan Besthorn. Ortaçağ Endülüs Arapçası üzerinde ça lışarak bu alana kat­kılarda bulundu. Danimarka'da yetişen meşhur şa rkiyatçılardan F. Buhl, Kopen­hag Üniversitesi Sami diller kürsüsünde görev yaparken İslam dini ve coğrafyasıy­la ilgili çalışmalarının yanı sıra Eneyelo­pedie de 1 'Islam 'a yazdığı çeşitli maka­lelerıe· de dikkat çekti. Özellikle Muham­meds Liv (KyJbenhavn 1903), Alidernes stilling til de Shi 'itiske Bevaegalser un der Umajjaderne ( KyJbenhavn 191 O­l 91 1) ve A li sam praetendent og Kalif (Kpbenhavn ı 921 ı gibi çalışma larıyla tanı­

nan Buhl 'ün ayrıca Filistin coğrafyasıyla

ilgili çeşitli eserleri bulunmaktadır. Fars dili ve edebiyatı üzerine yaptığı çalışma­larla dikkat çeken J. üstrup'un Profelen Muhammed ( KyJbenhavn 19 1 1) ve Islam : Den Muhammedanske Religion og dens historiske Udvidling i Kartfattel Fremstilling (KyJbenhavn 19 14) adlı eser­leri bulunmaktadır . Bunların dışında A. Christensen Arap ve Fars edebiyatıyla

yakından ilgilenerek Muhammedanske Digtere og Ta enkere (Ky)benhavn 1 906) ve Om Laegekunts has Perseme (Ky)ben­havn ı 9 ı 7 ı adlı eserleri telif etti : ayrıca Ebü'l -Meali'den Abü'l -Maô.li: Fremstil­ling af Religionerne adını verdiği bir ter­cüme yayımiadı (l<y)benhavn 19 16). İslam kültürüne dair çalışmalarıyla ismini du­yuran J. Pedersen Al-Azhar. Et Muham­medansk Universitet (KyJbenhavn 1922),

Islams Kultur (l<pbenhavn 19281. Den arabiske Bag ( KyJbenhavn 19461, Islam og dens farhistari e (1 - lll. KyJbenhavn 1968) adlı kitaplarının yanında bir de Kur'an tercümesi hazırladı (Koranen, KyJ­benhavn 1919) E. L. Pedersen ise Ali and Mu 'awiya in Early Ara bi c Traditian !Copenhagen 19641, Litteratur om Islam (Ky)benhavn 1 968) ve Islam. Faellesska­bog Livsvej 1 Danmark 1984) adındaki

önemli eserlerin sahibidir.

Danimarka 'da 1960'lara kadar yalnız

akademik seviyede yapılan İslam'la ilgili yayınların bu tarihten itibaren daha çok popüler alanda arttığ ı görülmekte ve bunda müslüman işçilerin etkili olduğu anlaşılmaktadır. Bir yandan İslamiyet'i ve müslümanları iş çilerin şahsında tanı­ma imkanı bulan Danimarkalılar'ın ilgi ve merakı . öte yandan işçi çocuklarının

din eğitimi ihtiyacı popüler nitelikte ya­yınların artışını sağlamıştır. Popüler ça-

463

Page 3: liJ · 2018-05-25 · daha çok kurs ve mescidler. Araplar'ın da İslam kültür merkezleri açtıkları gö rülmektedir. Etnik bakımdan en kala balık grubu oluşturan Türkler

DANiMARKA

lışmalara H. H. Hansen'in Islam (K0ben­havn ı 964) ve Islams Kvinder i den na­ere Orient (Kdbenhavn ı 967). F. R. J. Ver­hoeven'in Islam (K0benhavn ı 962). K

Barr'ın Islam, Verdens Religioner (K0-benhavn ı 964. ı 980), A. S. Madsen'in Mu­hammed Liv og La ere (K0benhavn ı 967)

ve Koranen (1-ıl l, K0benhavn ı 980). M. V. Tronholm'un Islam (K0benhavn ı970). F. Lokkegaard ' ın Muhammed (K0ben­havn ı 972) ve J. Jorgen'in Islam Verden

( Danmark ı 983) adlı eserleri örnek ola­rak verilebilir. Ayrıca 1989'da müslüman yazar Aminah Echammari'nin Islam Na­turens Religion adlı kitabı ve 1991'de Danimarkah müslümanların lideri duru­munda olan Abdülvahid Pedersen tara­fından hazırlanan İslam dini ve Hz. Pey­gamber'le ilgili on iki ayrı eser yayımlan­mıştır. Akademik seviyedeki çalışmalar ise Kopenhag Üniversitesi'nin bünyesin­de bulunan Doğu Dilleri Enstitüsü ile Or­ta Asya Enstitüsü'nde ve İran Filolojisi, Sami Diller ve Doğu Asya Dilleri bölüm­lerince sürdürülmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Denmark: An O{{icial Handboolc, Copenha· gen 1970, s. 201-216; M_ Ali Kettani. Muslim fvlinorities in the World Taday, London 1986, s. 47; Necib ei-Akiki. e l -fvlüsteşrilcün, Kah i re 1985, ll , 513-529; Data on Denmark: 1990, K<jlbenhavn 1990, s. 122 ; J. Pedersen. "ed-Dü­rı1sü'ş - şar!ayye fi 'd-Danrnerk" (tre M_ Kürd Ali), fvlfvliADm., IV/4 (1924), s_ 170-175; V. B. Metta. "Carsten Niebuhr- 1733-1815", /C, VII ( 1933), s_ 502-505; Türk Kültürüne Hizmet Et­miş Danimarkalılar", TK, sy_ 8 (1963). s. 40-43; sy. 9 ( 19631. s_ 48-53; "Muslim in Denmark", MW, Xlll/51 (19761. s. 2, 7 ; S. J. Nielsen. "Musli­m iin", E/2 (ing.). VII, 702; Mecdüddin KeyvanT. "Adler, J. G. C.", DMBi, 1, 171-172.

r

L

r

L

r

L

li] HASAN UYSAL

DANiş, Mirza Hüseyin

(bk. HÜSEYiN DANiŞ).

DANİŞGAH

(bk. ÜNİVERSİTE) .

DANiŞMEND (~IJ)

Genellikle icazet alma seviyesine gelmiş,

medresede oda sahibi talebeler için kullanılan terim.

_j

ı

_j

ı

_j

"Bilgili, ilim sah ibi " anlamına gelen Farsça bir kelime (daniş - mend) olup baş­ta Sahn-ı Sernan (Fatih) ve Süleymaniye medreseleri olmak üzere büyük medre-

464

selerin özellikle icazet alma seviyesine gelmiş talebelerine bu isim verilirdi. Bun­lar medresede oda sahibi idiler ve mali durumu iyi olanların, hizmetlerini görmek üzere yanlarına çömez* alma yetkileri de vardı . Fatih Külliyesi'ne ait muhase­be defterinde danişmend yerine "tale­be" kelimesinin yer alması. bu iki kelime­nin o dönemlerde eş anlamlı olarak kul­lanıldığını göstermektedir. Ayrıca med­rese talebeler i dışında, bazı kaynaklar­da kadılık, müderrislik mesleğinde bu­lunan ilim erbabı da danişmend sıfatıy­la anılmıştır.

Danişmendterin statüleri, genellikle okudukları medreseleri de içine alan vak­fiyelerde belirlenmiştir. Fatih vakfiyesi­ne göre Sahn-ı Sernan medreselerinin her birinde on beş danişmend bulunuyor ve kendilerine 2'şer akçe yevmiye ile ima­retten ekmek ve çorba veriliyordu. Aynı şekilde Süleymaniye vakfiyesinde, her medresede derslerinde başarılı on beş öğrencinin danişmend olması ve bunla­ra vakıftan 2'şer akçe yevmiye öden­mesi şart koşulmuştu. Tıp Medresesi'nde

Adana Darülhadisi'ne danişmend olarak tayin edilen iki kişi ha kkınd a ı_ Abdülhamid'in 1190 11776! tarihli beratı (M. fpşirll özel koleksiyonu)

ise tıp tahsili için kabiliyeti olan sekiz danişmendin okuması öngörü lmüştü

(Süleymaniye Vak(iyesi, s_ 84-85, 87)_ Da­nişmendlere orta öğretim seviyesindeki talebelere ders verme yetkisi de tanın­mıştı. Böylece kendileri bir taraftan mü­derrislerden ders alırken bir taraftan da ders vermek suretiyle öğretim kabi­liyetlerini geliştirmiş oluyorlardı.

Danişmendlikle ilgili olarak zaman za­man bazı önemli problemierin ortaya çık­ması , nizarnının korunması amacıyla bir­takım düzenlemelere gidilmesi ne yol aç­mıştır. Konu ile ilgili bazı ferman ve kay­naklardan anlaşıldığına göre biri icazet öncesi. diğeri icazet sonrası olmak üze­re iki önemli problem baş göstermiştir. Tahsil döneminde bazı bilgisiz kişiler hi­maye veya rüşvet yoluyla, ulema çocuk­ları da aileden sahip oldukları imtiyaz­tarla medresede danişmend olarak ica­zet seviyesine kadar geliyorlardı. Bu du­rum hamisi bulunmayan çalışkan tale­benin şevkini kırdığı gibi resmi makam­lara şikayetlerine de yol açıyordu. Bu sebeple danişmendlik nizarnının korun­ması için hemen her dönemde kanun mahiyetinde fermanlar çıkarılmıştır. Ni­tekim lll. Murad'ın İstanbul kadısına gön­derdiği 29 Şewal 983 (31 Ocak 1576) ta­rihli fermanda, birçok kimsenin hak et­mediği halde danişmendlik seviyesine ulaştığı , bunun kanun-ı kadim*e aykı­rı olduğu ve ilmiye mesleğinde karışıklı­ğa yol açtığı belirtilmiştir. Aynı ferman­da, medrese talebelerinin bir medrese­yi bitirmeden bir üst seviyedeki medre­senin müderrisine çeşitli aracıtarla gidip kısa zamanda hak etmeden yükselmesi hususundaki şikayetlere de yer verilmiş ve bu konudaki usul yeniden tesbit edil­miştir. Buna göre bir talebe. medrese­de üç yıl eksiksiz ilim tahsiliyle uğraştt­ğı sabit olmadıkça danişmendliğe kabul edilmemelidir. Danişmendliğe aday olan talebelerio "haşiye-i tecrid", "miftah", "kırklı'' , "hariç elli". "mQsıle-i Sahn" de­recelerindeki medreselerde belirlenen sürelerde okumadan bir yükseğine ka­bul edilmeleri halinde bunlar medrese­den atılacak ve gerekirse İstanbul dışına sürülecek, onları kabul eden müderris­ler ise görevden alınmak suretiyle ceza­landırılacaktır. Ancak daha sonra da bu­na benzer fermaniara rastlanması. da­nişmendliğin statüsü ile ilgili problem­Ierin sürdüğünü göstermektedir.

Medreseden icazet alan danişmend­lerio başlıca meselesi ise müderrisliğe tayin edilebilmek için tanınmış bir ali-