İlkçağ tarihi 1 - okumedya.com tarihi 1 - v. diakov, s. kovalev.pdf · marx ve engels,...

413

Upload: others

Post on 20-Jan-2020

24 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • Eserinilkbasımı:

    Mayıs1987,VYayınları,Ankara

  • YordamKitap:47•İlkçağTarihi-1•V.Diakov-S.Kovalev

    ISBN-978-9944-122-39-9/978-9944-122-38-2(takım)

    Çeviri:Özdemirİnce•Düzeltme:ÖzlemMaruf-GünnurAksakal

    KapakveİçTasarım:SavaşÇekiç•SayfaDüzeni:GönülGöner

    BirinciBasım:Haziran2008•İkinciBasım:Kasım2010

    ÜçüncüBasım:Ağustos2014

    YordamKitapBasınveYayınTic.Ltd.Şti.(SertifikaNo:10829)

    ÇatalçeşmeSokağıGendaşHanNo:19Kat:334110Cağaloğlu-İstanbul

    Tel:02125281910Faks:02125281909

    W:www.yordamkitap.com•E:[email protected]

    www.facebook.com/YordamKitap•www.twitter.com/YordamKitap

    http://www.%20yordamkitap.%20comhttp://info@yordamkitap.%20comhttp://www.facebook.com/YordamKitaphttp://www.twitter.com/YordamKitap

  • İLKELTOPLUM

  • BİRİNCİBÖLÜM

    GİRİŞ

    1. İlkel topluluk düzeni. Tarihin ilk bölümü ilkel topluluk düzeninindoğuşunu,gelişmesiniveortadankalkışınıinceler.Budeyimlebiz,ilkinsantoplumlarınınortaya çıkışından ilk devletlerin kuruluşunakadar geçenuzunbirzamandiliminiadlandırıyoruz.Sınıflı(köleci,feodal,kapitalist)toplumuntarihinin beş bin yıllık bir zaman dilimini biraz aşmasına karşılık, ilkeltoplulukdüzeniyüzbinlerceyılyaşamıştır.

    İlkel topluluk düzeninin belirleyici özellikleri nelerdir? İlkel toplumdaüretim ilişkileri, başta toprak olmak üzere, üretim araçlarının ortakmülkiyetine dayanmaktaydı. Bunun nedeni de gerekli varoluş olanaklarınıinsanların tek başlarına elde etmelerine izin vermeyen üretim güçlerinindüşükdüzeyiydi. İnsanlarbirlikteyaşamakveçalışmakzorundaydılarvebuortaklaşa çalışma da üretim araçlarının ve emeğin ürünlerinin ortaklaşamülkiyetineyolaçıyordu.İnsanlarınözelmülkiyeti, insanın insantarafındansömürülmesivesınıflaryönündehiçbirdüşüncesözkonusudeğildi.

    İlkel topluluk düzeni, insanlık tarihinin bir evrensel evresidir. Bununanlamı şudur:Her halk (ulus) bu evreden geçmek zorunda kalmıştır, sınıflıtoplum durumu bir başlangıç olmayıp ilkel topluluk düzeninin yıkıntılarıüzerinekurulmuşbirdüzendir.

    İlkeltoplumuntarihiçokeskizamanlarıiçerirvebudöneminincelenmesi,insanınkökeni,dinindoğuşu,sanatlarınvebilimlerinortayaçıkışı,sınıflarınve devletin oluşumu gibi çok önemli sorunların aydınlatılmasını sağlar.İnsanlığınaştığıogüçyolu,atalarımızındoğakarşısındaverdiğikahramancasavaşımıinceler.

    Her tarih gibi ilkel toplumun tarihi de bir bilimdir: Konusu ise ilkeltopluluk düzeninin evrim yasalarıdır. Ve biz, bu yasaları, diyalektik vetarihselmateryalizmsayesindeanlayabiliriz.

    Marksizminkurucularıbirçokyapıtlarında ilkel toplum tarihininsorunlarıüzerinde durmuşlardır. Marx ve Engels, toplumsal çalışmalarının dahabaşlarında,1845-1846yıllarındakalemealdıklarıAlmanİdeolojisi’nde,insan

  • toplumunun başlangıcında, insanlar avcılık, balıkçılık, tarım ve ilkelhayvancılıkla geçindikleri sırada, egemen düzenin [boy (tribü)] mülkiyeti,ortaklaşa mülkiyet olduğunu belirtirler. Kapital, Anti-Dühring ve ötekiyapıtları ile ayrıca Marx ve Engels’in mektupları, ilkel topluluk düzenininçeşitli sorunlarına ilişkin çok değerli açıklamalar içerirler. Engels 1876’yadoğru, insanın ortaya çıkışının karmaşık sürecinin bilimsel ve maddeciaçıklamasını veren Maymunun İnsana Dönüşümünde Emeğin Rolü adlıkitabınıyazdı.

    Burjuvabilimi1880yıllarınadoğrubolmiktardabelgetoplamıştı;MarxveEngels bu belgeleri tekrar gözden geçirerek, ilkel toplumun tarihi hakkındabirbireşim(sentez)yapıtıhazırlamayagiriştiler.Buişiilkin,Amerikalıbüyükbilgin L.H.Morgan’ın bir kitabının bölümlerini inceleyip yorumlayanMarxbaşlattı.Marx’ın ölümünden sonra, bu çalışmaları Engels sürdürdü ve sonaerdirdi;1884yılındaönemlibiryapıtyayınladı:Ailenin,ÖzelMülkiyetin veDevletin Kökeni. Engels bu kitabında, birçok olgulara dayanarak, ilkeltoplumunevriminintemelyasalarınıortayaçıkarırvebudönemineksiksizbirilktarihiniverir.

    Marx ve Engels, karşı-bilimsel kuramları eleştirmek ve ilkel toplumunevrim yasalarını açıklamakla yetinmezler; aynı zamanda, sınıflar gibi, özelmülkiyet ve devlet gibi kurumların kalıcı değil geçici özelliğe sahipolduklarınıgösterirler.

    İlkel toplumun bilim çalışmaları Lenin tarafından derinleştirildi. İlkeltopluluk düzeninin temel özelliklerine ilişkin önemli açıklamaları, “HalkınDostları” Kimdir ve Sosyal-Demokratlara Karşı Nasıl Mücadele Ederler;Tarım Sorunu ve “Marx’ın Eleştirileri” gibi kitapları ile Devlet Üzerinekonferansındayeralmaktadır.

    2. İlkel topluluk düzenine ilişkin bilgi kaynakları: İlkel toplumuincelemenin kendi özellikleri vardır. İnsanlık tarihinin bundan sonrakidönemlerinden birçok ve değişik metinler (yazmalar, yazıtlar, vb.) kalmışolmasınakarşın,ilkeltoplulukdüzenievresindeyazıbulunmadığıiçindeğişiktürdekalıntılararamakzorundayız.

    İlkel toplumla ilgilibellibaşlıbilgileribize iki tarihdalısağlar:Arkeolojive Etnografya. Bunlardan arkeoloji, insanlığın geçmişini maddi kültürünyapıtlarınagöreyenidentasarlarveyenidenkurar;amacı,bunlarıaraştırmak,tanımlamakvesınıflandırmaktır.Buyapıtlar,işaletlerini,silahları,kapkacağı,konut kalıntılarını, sanat yapıtlarını ve ayin eşyalarını kapsar. Arkeolojik

  • kalıntılar, küçük bir ölçekte bile olsa, geçmişin ideolojisinin belirginniteliklerini taşır. Arkeologlar eski yerleşim yerlerini (yerleşim merkezleri,köyler) ve mezarları ortaya çıkarırlar, incelerler; buralardaki arkeolojikkatmanlarda,yanibazenkalınlıklarıonlarcametreyibulan,hayatınve insanetkinliklerinin organik ve inorganik kalıntılarının üzerini örten toprakkatmanlarında kazılar yaparlar. Bu alanda, jeolojinin, paleozoolojinin vepaleobotanik’in verileri, uygarlıkların kalıtını oldukça tam olaraktanımlamamıza olanak sağlar. Son yıllarda, buluntuların yaşlarını saptamakiçin,geçmişbinyıllardaorganikkalıntılarıngeçirdiğideğişimleri incelemekilkesine dayalı fiziko-kimyasal yöntemler geliştirildi. Buna göre,araştırmacılar, kemiklerde, ağaç kalıntılarında, “karbon 14” adı verilen,karbonun radyoaktif izotopununmiktarınıortayaçıkararak (diyelimki5500yılları)mezarınyadayerleşimyerininyaşınısaptayabilirler.

    Etnografya,başta“gelişmemiş”denilen ilkel topluluklarınkiolmaküzere,boyların (tribülerin) ve halkların kültür ve geleneklerini inceler. XIX.yüzyıldavehattaXX.yüzyılınbaşlarında,Afrika,Amerika,Okyanusya’nınbirçok bölgesinde ve Rusya’nın bazı kesimlerinde, ilkel topluluk düzeninindirengen kalıntılarını koruyan ilkel topluluklar yaşamaktaydı. Bu ilkeltoplulukların sayıları, bundan iki bin yıl önce,Heredot, Strabon,Tacitus vekendikonularındailginçşeyleraktaranötekiilkçağyazarlarızamanındaçokdahafazlaydı.

    Etnografya;üretimi,maddikültürü, toplumsaldüzenivehalklarınmanevihayatlarını inceler ve kalıntılara göre ilkel toplumun özelliklerini yenidentasarlar; bu nedenle etnografik veriler, ilkel toplumda ailenin, yöneticikurumların, sözel ve hukuksal geleneğin tarihini aydınlatabilecek biricikkaynaktır. Zengin bir belge kaynağı toplamak için etnograflar şu ya da buboylar arasında uzun yıllar boyu yaşamak, dillerini öğrenmek vegeleneklerine alışmak zorundadırlar. Örneğin L.H. Morgan, Senekalarınİrokua boyunun konuğu oldu; seçkin Rus gezginiMikloukho-Maklai, YeniGine’de Papualar arasında uzun süre yaşadı, geleneklerini inceledi ve buinsanlarısömürgecibaskılarakarşıkorumakiçingayretgösterdi.

    Etnografikbelgelernekadardeğerliolurlarsaolsunlarikiönemlikusurlarıvardır.Bunlardanbirincisişudur:Etnograflarınhiçincelememişolduklarıengeri kalmış boylar bile uygar uluslarla kurulan ilişkiler sonucu pek çokdeğişime uğramışlar ve kapitalizmin bozucu etkisi altında kalmışlardır.Gelenek ve kültürleri çoğu zaman eski ve yeninin garip bir karışımınıiçerirler.

  • Nihayet,evrimindeğişikaşamalarındabulunanilkeltopluluklarıinceleyenbilginler, bunların genel özellikleri hakkında bilgi verirler. Hangi ekonomi,toplumsal ve ideolojik örgütlenme biçimlerinin daha eski olduğu nasılbilinebilir,aletlerin,konutların,takılarınbasitbirbetimlemesindentoplumuntarihine nasıl ulaşılabilir? Bu engel, arkeoloji ile etnografyanınmalzemelerininortaklaşadüzenlenmesiyleaşılabilir.

    3. İlkel toplumun tarihinin evreleri. Binlerce yıl boyunca, ilkel toplumçok önemli ekonomik ve toplumsal değişimler geçirdi. Bu nedenle, tarihinibirkaçevreyeayırmakgerekir.Bununhangiilkeyegöreyapıldığınıgörelim.

    19. yüzyılın ikinci çeyreğinde, Danimarkalı arkeolog Ch. Thomsen,buluntuların sınıflandırılması konusuna üç “çağ” düşüncesini getirmişti:Aletlerin yapımında kullanılan temel maddenin niteliğine göre Taş Çağı,BronzÇağıveDemirÇağı.Tarihöncesiniçağlaraayırmakiçinbuilkekabuledildi. Daha sonra, bu çağların her biri kendi içinde dönemlere ayrıldı:Örneğin,TaşÇağı,taşınişleniştarzıvealetinyapılışamacınagöre,Paleolitik(“eski taş”), Mezolitik (“orta taş”) ve Neolitik (“yeni taş”) dönemlerineayrıldı.Budönemlerdeevreler(erkenvegeçPaleolitik)vemaddikalıntılarıntoplamının özelliklerine göre aşamalar ya da uygarlıklar halinde tekrarbölünürler; aşama adını tipik nesnelerin (chelléen, acheulléen, moustérien)bulunduğuyerdenalır.

    Dünyanın bütün arkeolog ve tarihçilerinin kabul ettiği bu sınıflandırmayadsınmaz yararlar sunar. Ama tek yanlı olması bakımından kınanabilir,çünkü ilkel dönem tarihinin evreleri arasındaki farkı, aletlerin yapıldığımaddenin özelliğine ve işleniş tarzına indirgemektedir. Bu da bizi tarihinmekanikçiyorumvetekniğingelişmesiiletoplumungelişmesininbirbirindenayrılması tehlikesine götürür. Oysa, aynı arkeolojik evre, çoğu zaman,toplumsalevriminçeşitlidüzeyindebulunanhalklarlailgilidir:ÖrneğinBronzÇağı’nda, başka yerlerde ilkel düzen çökerken, bazı bölgelerde tarım vehayvancılıkdahaemeklemedönemindeveklandüzeniyürürlükteyken,dahabaşka bölgelerde sınıflara bölünmüş ve gelişmiş bir toplum oluşmuşdurumdaydı.Hiçkuşkusuzbuüçtiptoplumuaynıtarihseldönemebağlamakolanaksızdır.

    Başka bir sınıflamayı, Eski Toplum adlı kitabında, 1880’e doğru, L.H.Morgan önerdi. Bu sınıflama, birinciden farklı olarak, teknolojik ölçütleyetinmez ve her dönemin maddi kültürünün genel özelliği üzerine oturur.Morgan, ilkel toplum tarihini iki döneme ayırır: Vahşilik ve barbarlık.Birincisi ok ve yayın bulunmasıyla tamamlanır; ikincisi, çömlekçiliğin

  • bulunmasıylabaşlar,tarımvehayvancılığındoğuşuvegelişmesinikapsar.Buikidönemdeüçaşamayaayrılır:AşağıAşama,OrtaAşama,YukarıAşama.

    Engels, Morgan’ın bu sınıflandırmasını Ailenin, Özel Mülkiyetin veDevletin Kökeni adlı yapıtında kullanır. Ama bu sınıflamanın yetersizliğinikabul eder ve yeni belgelerin toplanmasının bir başka yöntemin busınıflandırmanınyerinialmasınayolaçacağınıilerisürer.

    Sovyetbilginleri,ilkeltoplumuntarihininMorgan’cıbölünüşününeskidiği,arkeoloji ile etnografyanın son uygulamalarını artık karşılamadığıdüşüncesindedirler; ne var ki herkesin kabul edebileceği bir çözüm yoluhenüzbulunmuşdeğil.

    Bütün tarihçiler, insanınbiyolojikoluşumunun tamamlandığı sürece, ilkeltoplum tarihinin başlangıcında ayrı bir yer vermek konusunda birleşiyorlar,bunuzorunlugörüyorlar;busüreceilkelsürüdönemiadıveriliyor.

    İlkel sürü döneminden sonra klanlar düzeni geliyor, bu düzenin doruknoktasındagenelanaerki“matriarcat”vekadın-erkekeşitliğiyaşanmıştır.

    Nihayet, üretim güçlerinin gelişimi, hayvancılığın, saban tarımının vemadenlerin (bronz, demir) işlenmesinin ortaya çıkışı, sömürünün ilktohumlarının ve özel mülkiyetin belirdiği yeni bir dönemin başlangıcınıbelirliyor;anaerki’ninyerinibabaerki“patriarcat”alıyorveklandemokrasiside devletin kuruluşu için gerekli ortamı hazırlayan askerî demokrasiyedönüşüyor.

    Hiçkuşkusuz,toplumsalilişkilerinniteliğinedayalıbusınıflamadaşuandabirvarsayımolarakelealınmalıdır.

    Evrelerebölünme, tarihsel sürecindüzenlenmesininaçıklanmasınaolanaksağlıyor. Bir başka zor iş de şu ya da bu dönemin mutlak kronolojisininyapılmasıdır.Çoğuzaman,tarihöncesininşuyadabuevresininbaşlangıçyada sonunu tam olarak saptamanın olanaksızlığıyla karşı karşıya kalıyoruz:Zamanın akışında geriye doğru gittiğiniz oranda kesin kronoloji giderekbelirsizleşiyor.

    4. Tarih yazıcılığına toplu bakış: İlk insanların yaşamına ilişkindüşünceleruzunsürebelirsizkaldı. İlkçağyazarları insanlığınbaşlangıcındavarolduğukabuledilenbir“altınçağ”efsanesinitekrarlıyorlar,yadaellerini,dişlerinivesopalarınısilaholarakkullananhayvanyaratıklarıanlatıyorlardı.Ortaçağ’da,kiliseninegemenliği,ilkelzamanlarailişkinbilimseldüşünceleringelişimini engelledi: Dinbilimciler, ilk insanlar olan Adem ve Havva’nın

  • Tanrı tarafındanyaratıldıklarınıöğretiyorlarvekilisedeyetkisiyle, bunlarıncennetten kovuluşlarını, tufanı ve İncil’in öteki safyürek öykülerinionaylıyordu. Gelişmemiş ulusların geleneklerine ilişkin bilgiler, uydurmaşeylerdi:Kimizamanbuinsanlarköpekbaşlı,hattabaşsız,gözlerigöğüsleriüzerindetasarlanıyordu.

    Ancak, Kolomb ve Magellan’dan başlayarak (özellikle Kracheninnikov,Pallass, Miller gibi kâşifler), gelişmemiş halkların hayatını Avrupalıbilginlere tanıtan,XV.yüzyıldanXVII.yüzyılakadaryapılanbüyükcoğrafikeşifler, etnografyayı başlatarak ve ilkel tarihin üzerine düşünmeye yolaçtılar. XVIII. yüzyılın başında, Kuzey Amerika Kızılderilileri arasındayaşayan misyoner Lafitau, bunların geleneklerinin Avrupalıların çok eskigeçmişini açıklayabileceği düşüncesini ortaya atan ilk insan oldu. Bununlabirlikte, XIX. yüzyılın ortalarına kadar, tarih öncesi döneme ilişkin keyfîvarsayımlarla yetindi bilim. Yazının bulunmasından önceki döneme aitgizeme kesinlikle nüfuz edemeyeceğimizi ileri süren birçok kuşkucu,incelemelerdenvazgeçmektensözediyordu.

    Dördüncü Zaman’ın başlarına ait hayvan fosilleri arasında (insan yapısı)aletleri ortaya çıkaran ilk arkeolojik kazılar (1830’lara doğru İngiltere’deMcEnery ve 1840’a doğru Fransa’da Bocuher de Perthes), ilkel dünyanınarkeoloji ve antropolojisinin temellerini atmalarına, nazari varsayımlardantarihöncesitoplumailişkinciddibelgeleregeçişisağlamalarınakarşın,içtenbir düşmanlık tavrıyla değilse bile inanmazlıkla karşılaştılar. AncakDarwin’in bulgularından sonradır ki, bilginler McEnery ile Boucher dePerthes’inçalışmalarınıngerçekdeğerinianladılar.

    XIX. yüzyılda burjuva tarih bilimi, ilkel topluma ilişkin bilgilerindizgeleştirilmesine (sistematize edilmesine) büyük katkılarda bulundu.İsviçrelihukukçuJ.J.Bachofen,anaerkildöneminvebununardındangelenataerkil dönemin varlığını kanıtlamak için İlkçağ yazarlara başvurdu. L.H.Morgan, kendiliğinden (spontane) birmateryalizmin yandaşı olarak, klanlardüzeninin özelliğini çözümledi; insanlığın evriminin bütünlüğü düşüncesinidestekliyor ve Kuzey Amerika Kızılderililerinin toplumsal örgütlenmesiincelemesine dayanarak Greklerin ve Romalıların tarihsel gelişimleriniaçıklamaya çalışıyordu. Fransız bilgini G. Mortillet ile İsveçli arkeolog O.Montelius,TaşveBronzÇağlarınınbelgelerininsınıflandırılmasınınilkelerinikoydular.RusbilginiM.Kovaleskiataerkiltoplululuğuincelediveanaerkiilegünümüztekeşliailesiarasındageçicibirbiçimolduğunukanıtladı.

    XX. yüzyılın burjuva etnograf ve arkeologları, ilkel toplumun tarihine

  • ilişkinçokzenginbelgelertopladılar,budaonlara,kendilerindenöncekilerinbilinen olgu eksikliği nedeniyle zorunlu olarak yaklaşık boyutlarda kalanbirçokkuramsalaçıklamalarınıaydınlığakavuşturmaolanağısağladı.Morganile Mortillet’nin, insan toplumunun evrimine ilişkin bir tek biçimgöstermelerinekarşın,XX.yüzyılbilginleri,insanınvehattaPaleolitikdöneminsanının gelişiminin birçok ve karmaşık biçimlerini göstermek olanağıbuldular.İngiliz tarihçisiG.ClarkkendisindenönceyapılançalışmalarınbirdökümünüçıkardıveMezolitikdönemdenbaşlayarakAvrupa’nınçeşitliilkeltopluluklarınınekonomisininvehayatınıngelişmesinigösterdi.

    Ama, XIX. yüzyıl bilginlerinin insanlığın evrimine ilişkin şematikdüşüncelerini geliştiren bazı emperyalizm dönemi burjuva tarihçileri, evrimilkesinikesinolarakinkârettiler.AlmanetnografıF.Graebner’inortayaattığıkültürelalanlarkuramınagöre, insankültürü,zaman içindegelişecekyerde,yalnızcamekândadeğişmektedirvebütüninsanlıkbirdonmuşkültürelalanlartoplamındanbaşkabirşeydeğildir.AlmanbilginiO.Menghin,karşı-devrimcidüşüncelerini açıklamak için arkeolojiye başvurdu. Verileri çarpıtmakpahasınadaolsa,ilkeltoplumuntarihini,çeşitlikültürelortamlaraaitboylarıngöçlerininsonucuolarakgösteriyordu.Bukuramlar,ilkeltoplumtarihini“ariırkın” sözde sefer ve fetihlerinin büyük başarısına dönüştüren G.Kossinna’nınaçıkçagericigörüşleriylesonuçlandı.

    Birçok burjuva etnografı, özel mülkiyetin, insanın insan tarafındansömürülmesinin, kadının ailede ve toplumdaki ast rolünün ve kapitalistdüzeninbirçokçirkinliklerininsüreklivedeğişmezniteliğini“ortayakoydu”;onlara göre, insan toplumunun en eski aşamalarında da sınıflar vardır.Burjuvaetnografyasıkimizamansömürgelerdekiemperyalistbaskılarınhaklıgösterilmesinehizmettebulundu.

    XX. yüzyılın A. Hrdlicka, J. Lips, F. Boas gibi ilerici arkeolog veetnografları bu gerici kuramlara karşı savaştılar ve geçmiş yüzyılın evrimcigeleneklerini savundular, G. Childe gibi ilerici bilginler bu yolda büyükçalışmalaryaptı.

    Sovyet tarihçileri, tarih öncesi dönemin incelenmesinde büyük başarılarelde etti. Arkeolog V. Gorodtsov, P. Efimenko, A. Brussov, T. Passek, B.Kouftine,S.Kisselev,V.Ravdonikasveötekilerinyapıtları, ilkel toplumunilk aşamalarından başlayarak sınıflı toplumların doğuşuna kadar geçenbinlerce yıl boyunca çeşitli bölgelerde tarihin izlenmesine olanak sağladı.Tarih öncesi dönemin temel süreçlerinin kuramsal yorumu için sayısızbelgelersundular.

  • I. Roguinski, V. Bounak, M. Nestourkh gibi antropologlar, insantoplumunun başlangıç evresinin ciddi incelenmesi için vazgeçilmez bir öğeolan insanın kökeninin aydınlatılmasına katkıda bulundular; ayrıca ırklarınoluşumu sorununu da incelediler ve ırkçı kuramın çürüklüğünü kanıtladılar.Kafatası kemiklerine göre insan yüzünün tasarımını yapan M.Guerassimov’un yöntemi tarih öncesi bilgisine yardımcı oldu.Guerassimovbinlerce yüzyıl önce yaşamış insanların yüzünü temsil eden birçok portreyarattı.

    S. Tolstov, M. Kosven, D. Olderogge, S. Tokarev gibi etnograflarınçalışmaları, ilkel topluluk düzeninin incelenmesine önemli katkılardabulundu:Tarımvehayvancılığınkökeni,dinlerindoğuşumaddecibiranlayışiçinde kavrandı; anaerkinin insanlık tarihinin evrensel bir evresi olduğukanıtlandı; klanlar düzeninin yıkılışının ve komşuluk topluluğunun vb.oluşumununsomutözellikleribiliniyorartık.

  • İKİNCİBÖLÜM

    İLKELSÜRÜKLANLARDÜZENİNİNORTAYAÇIKIŞI

    1. İnsanın ortaya çıkışı. İnsanlık tarihi, insanın ve insan toplumununortaya çıkmasıyla başlar. İdealist bilginler, insanla hayvan arasında aşılmazbirsınırbulunduğukuramınıdesteklediler.Bukuram,Tanrı’nıninsanı“kendigörünüşü”ne benzeterek yarattığını söyleyen İncil efsanesine dayanıyordu.Darwin buna insanın gelişmiş bir anthropomorphe maymunlar soyundangeldiği varsayımıyla karşı çıktı. Daha sonraki bulgular onun düşüncesinidoğruluyor ve Üçüncü Zaman’ın sonu ya da Dördüncü Zaman’ın başında,insanlarınatasıkabuledilebilecekbutürmaymunlarıngerçektenvarolduğunukanıtlıyor.

    Aynışekilde,Afrika’nıngüneyinde,Australopithéqueadınıalanüstünbirmaymun türünün kemikleri bulundu. Bu maymunlar ağaçlı ya da yarı çölbozkırlardayaşıyorlar,arkaüyeleri(ayakları)üzerindeyürüyorveherboydanhayvan avlıyorlardı; saldırı ve savunma için, sopa ya da iri kemiklerkullanıyorlardı; et yemek, ayakta duruş ve nesnelerden yararlanmak için önüyelerin(ellerin)kullanımıbeyinlerininbüyümesineyolaçtı.

    Australopithéque’nin doğrudan atamız mı yoksa insanın oluşumunda bir“yandalı”mı temsilettiği sorunuhenüzbirçözümebağlanmışdeğil.Kesinolanşu:KemiklerieskidünyanınbirçokyerindeveözellikledeKafkasya’dabulunan fosil insan bu tür maymunlardan geliyor. Dördüncü Zaman’ınbaşında (bir milyon yıl önce) ilkel insan sürüsü, bu insanımsılar(anthropoideler)sürüsününarkasındangeldi.

    Maymunun insana dönüşümünün gerçekleştiği yer ateşli tartışmalara yolaçtı: Bazı bilginler, söz konusu sürecin birbirine koşut olarak birçok yerdebirden meydana geldiğini ve insanların çeşitli maymun soyundantüreyebileceklerini ileri sürerekçokoluşçulukkuramınıortayaattılar.Sovyetbilginleri bu kanıda değiller, Asya’nın güneyini, Yakın Doğu’yu,Kafkasötesi’niveAfrika’nıngenişbirkesiminiiçinealançokgenişbiralandamaymununinsanadönüştüğükanısındalar;bilimleringünümüzdebulunduğudüzeybusürecedahabirbelirginlikkazandırıyor.

  • Bazı araştırıcılar insanın ortaya çıkışını rastlantısal ve dış nedenlerebağlıyorlar. Örneğin, akademi üyesi P. Souchkine belirleyici etken olarakormanlarınyokoluşunugösteriyor:Maymununyerdeyaşamakzorundakalışı,üyelerinin (kol ve bacaklarının) farklılaşmasında ve dikey durumdayürümesinde bir etken olabilir. Bu kuram, maymunun insana düzenli birşekildedönüşümükuramınıkabuletmemektedir.

    Olgunun gerçekten bilimsel bir açıklaması, Maymunun İnsanaDönüşümündeEmeğinRolüadlıyapıtında1Engelstarafındanyapıldı.Engels,“Emek insanı yarattı” diye yazar. Ama insanın bu işi nasıl başladı?Maymunlar tıpkı Australopithequé’in yaptığı gibi bir taşı ya da bir sopayıkullanabiliyorlardı, ama hiçbiri en ilkel aleti yapmayı başaramadı. İş, aletyapımıylabaşladı.

    İlkel aletlerin yapımı, ön ve arka üyelerin görevleri arasında birfarklılaşmayayolaçtı.Aletyapımıönüyelerinözelgörevidurumunageldivebudabunlarınyeteneklerinigeliştiripel’edönüşmelerineyolaçtı.Bunedenleel…“yalnızcaişorganıdeğil,oaynızamandaişinürünüdür”2

    İnsanın elleri işin işlevinde uzmanlaştıkça, dikey durumda yürümealışkanlığı giderek pekişti ve bu da iş için özgürleştirerek elin gelişiminekatkıda bulundu ve öte yandan gırtlağın ve ses tellerinin gelişiminikolaylaştırdı. Fosil insanların kemiklerinin incelenmesi, kol ve bacaklarınfarklılaşmasının kafatasının evriminden önce gerçekleştiğini göstermektedir;budaEngels’ininsanınortayaçıkışındaişinrolüneilişkindüşüncesiniçokiyikanıtlamaktadır.

    2.Fosilinsanlar.Pithécanthropeadıverileneneskifosilinsanınkalıntıları1891-1894 yıllarında Java’da bulundu. Daha sonra burada daha başkaörneklerin de kemikleri bulundu. 1925’e doğru, Çinli arkeolog Pei Ouen-tchoung, Pekin yakınlarındaki Chou Koutien mağarasında, Sinanthrope adıverilen fosil insanın 25 örnek dolaylarında kemik kalıntılarını keşfetti.Sinanthrope’ayakınvarlıklarınayrıayrıkemikleriveözellikleçenekemikleriiledişleriortaVietnam’da,Afrika’nıngüneyindeveAlmanya’daHeidelbergyakınlarındaortayaçıkartıldı.1954yılında,Fransızarkeologları,AtlanthropeadıverilenbirtarihöncesiinsantipininkalıntılarınıCezayir’debuldular.

    Fosil insanların doğrudan soyundan gelenler Neandertal insanın tipinesahip olan insanlardır. Bunlara bu adın verilmesinin nedeni, kalıntılarının1956 yılında, Düsseldorf yakınlarındaki aynı adlı bir vadide bulunmasıdır.Neandertaller eski dünyada yaşıyorlardı. Kalıntılarına Java’da, Afrika’da,

  • Yakın Doğu’da ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde de rastlanıyor. Bunlarınkalıntılarına SSCB topraklarında da rastlandı: 1924 yılında, arkeolog G.Bontch-Osmolovski iskelet kalıntılarını Kırım’da Kiik-Koba mağarasındabuldu; 1938-1939 yıllarında, A. Okladnikov, Özbekistan’ın güneyindekiDeşiktaşmağarasındabirçocuğunkemiklerinibuldu.

    Fosilinsanlarbugünküinsandanaçıkbiralınvebasıkbirkafatasıyapısıylaayırtedilir;gözlerininüzerindegürkaşlarvardı,yüzkemikleriçıkıktı,çenesiyok gibiydi. Çarpık bacaklarıyla yürüyordu ve öne doğru eğilerek hızlakoşuyordu; elleri ayak yapısına benziyordu, yani baş parmak günümüzinsanınkine göre daha az hareket yeteneğine sahipti. Bununla birlikte,yürüyüşleri ve kafataslarının oylumuyla üst maymunlardan ayrılıyordu.Oylum bakımından, Pithecanthrope’un beyni (900 cm3) dolaylarında)gorilinkini yadaAustralopitheque’inkini çokgeridebırakır;Sinanthrope’unbeyni daha da oylumlu (1.200 cm3’e kadar) ve Neandertal insanınkisi ise(1.400cm3 dolaylarında) günümüz insanının ortalamasına (1.400-1.500cm3arası)yakındır.

    Australopithéque’den farklı olarak, fosil insanlar yalnızca nesneleri (sopaya da kemik) kullanmakla kalmıyor, alet yapmasını da biliyorlardı. Bunedenle, Sinanthrope’ların ve Neandertal insanların kalıntılarının yanında,taştanyapılmışilkelaletlerdebulunur.Birçokyerde,arkeologlar,bualetleriinsankemikkalıntılarındanayrıdabuldular.

    Pithécanthrope’ların, Sinanthrope’ların yaşadığı döneme Erken Paleolitikdönemadıverilir.

    3.ErkenPaleolitikdönem.DördüncüZaman’ınbaşlarında,insantoplumuoluştuğusırada,yeryüzününiklimidahayumuşakvedahanemliydi.Avrupa,içindebugünsoyları tükenmişolanmachairodus’ların (1)proboscidien’lerin(2) ve gergedanların yaşadığı subtropikal ormanlarla kaplıydı.Ama giderekiklim sertleşti: Kuzeyden gelen buzullar ilerlemeye başladılar. Avrupa veKuzey Amerika’yı kalın bir buz katmanı kapladı. Buzullar Alpler’den veHimalaya’dan iniyorlardı. Buzulların hemen sınırında başlayan subtropikalormanlarınyerini,içindetüylümamutların,rengeyiklerininveyabanatlarınınotladığı tundra aldı. Erken Paleolitik dönem, Dördüncü Zaman’ın(Pléistocene)başındanbuzullarınmaximayayılımınınsonunakadar(yaklaşıkolarakkırkbinyılönce)olansüreyikapsar.

    Paleolitikdönemzanaatçılığıçokbasitti.Sopalarındışında,keskinkenarlıtaşparçalarıkullanılıyordu.Yavaşyavaş,çakmaktaşından,birkilodandaha

  • ağır çeken badem şeklinde muştalar yapmayı öğrendiler. Bunları başka birçakmak taşını kullanarak yapıyorlardı. Bu ilkel alet, ağaç kazık yapımında,kök çıkarmada, inleri yıkmada, yaralı hayvanları öldürmede kullanılıyordu;hiç kuşkusuz avda pek kullanmıyorlardı bunları, çünkü bir lobut ya da birsopa bu işe daha uygundu. Bundan başka, insanlar kesici çakmak taşılevhalarıdayapıyorlardı.

    Yavaş yavaş deneyimler birikti ve teknik gelişti: Değişik yerlerde vedeğişik şekillerde, insanlar daha küçük ve daha ince aletlerin yapımınageçtiler.Neandertal insanlarınbaşlıcaaletleriüçgen levhalaroldu:Sivriucukesmek ve delmek için, raspa kesimi vurulan hayvanı boğazlamak için.Avaletleriağaçtanyapılmışçatallarvemızraklardı.

    Pithecanthrope’ların büyük bir olasılıkla ne belli bir konutları, ne degiysileri vardı. Yırtıcı hayvanlara karşı uzun süre ağaçları sığınak olarakkullanmış olmalılar. Ama sonunda kötü havalardan korunmak için siperyerlerikullanmayıöğrendiler,sonraderileriniyatakuçlarıtutturulmuşbirtürpaltoya benzeyen giysilerinde kullandıkları yırtıcı hayvanlardan elegeçirdiklerimağaralarayerleştiler.

    Erken Paleolitik dönem insanları ateş kullanmayı öğrendiler. Belki ilkindoğalateşikoruyupyararlandılar, sonra ikiçakmak taşınıbirbirineçarparakyadaikisopayıbirbirinesürterekateşieldeettiler.İşingüçlüğüinsanlarıateşiözenlekorumayayöneltti.

    Ateşin kullanımı çok önemliydi: İnsanı soğuktan ve etobur hayvanlardankoruyor,yiyecekleripişirmeyeyarıyordu.Ateşineldeedilmesi“…insanailkkez bir doğa gücü karşısında egemenlik sağladı ve böylece onu hayvandünyasındankesinlikleayırdı.”3

    4. İlk insan topluluğunun gelenekleri ve toplumsal örgütlenme.Etnograflarıninceledikleriengelişmemişinsantoplulukları,ErkenPaleolitikdönemin fosil insanlarından çok daha gelişmiştir. Bu nedenle, ilk insantopluluklarının yaşamları ancak arkeolojik malzemelere göre bilinebilir vebunun sonucu olarak toplumsal örgütlenmelerine ilişkin düşüncelerimiz çokeksikvevarsayımsaldır.

    Erken Paleolitik dönemin insanı, toplayıcılık ve avcılıkla yaşıyordu.Meyveler, kökler ve tohumlarla besleniyor; küçük memeli hayvanları,kertenkele ve böcekleri yakalıyordu. Büyük hayvanları avlamaya erkenbaşladı:Arkeologlar,tarihöncesiyerleşimyerlerinde,ilkelaletlerinarasında,çoğu iliğini almak için yarılmış mamut, bizon, at ve geyik kemikleri

  • buluyorlarçoğuzaman.İlkelinsanhemetçilhemdeotçuldu,buözelliğionunhemenhemenheryerdeyaşayabilmesineolanaksağlamıştır.

    Hayatıçokzordu:DördüncüZaman’ınbaşlarında,nekoşuhızınedevücutgücü bakımından etobur hayvanlarla yarışacak durumda değildi. Her anaçlıkla ya da bir hayvanın pençesinde ölümle karşı karşıyaydı. Buzullarınilerlemesidoğayakarşıverdiğisavaşımıdahadayoğunlaştırdı.Fosilinsanlariki nedenden dolayı hayatta kalıp başarı kazandılar: İlkin, çoktan aletyapabilenvarlıklardıartık;sonra,dahabaşındanitibarentopluolarakhareketedebiliyorlardı.

    Bir aletin yapımı da ancak ortaklaşamümkündür; çünkü üretim alanındasonradan edinilen yetenekleri ve ilkel deneyimleri ancak topluluk koruyupgüçlendirebilir ve kalıtsal iletimi o sağlayabilir. Avda, özellikle büyükhayvanlarınavında,hayvanlarateşleürkütülüyorvetaşatarakbiruçurumayadabataklığasürülüyordu;bunuhepbirlikteyapıyorlardı.

    ErkenPaleolitikdöneminsanlarınıntopluluğunailkelsürüadıverilir.Hiçkuşkusuz bu topluluklar az sayıda ve değişkendi: Topluluk üyeleri başkasürülere geçebilirlerdi.Başlarında, erkek ya da kadın, bir kılavuz vardı.Butopluluktaözgürcinsel ilişkiegemendi,amabu,hiçkuşkusuz,azyadaçoksürekliçiftlerolasılığınıortadankaldırmaz.

    Aletlerin ilkel biçimi, ekonominin düzeyi, doğaya karşı verilen amansızsavaş, bütün bunlar, ilkel sürüde, bazen hayatta kalmak için girişilen kanlıkavgalarla sonuçlanan ve hayvan ataların kalıtı “hayvansal bireycilik”e yolaçıyordu.Ayrıcayamyamlıkdasözkonusuydu.

    Aşamalıolarak,insantopluluğununtoplumsalörgütlenmesigüçlendikçeveüretimolanaklarıçoğaldıkçahayvansaliçgüdülerzayıfladı.İlkelsürüveilkeltoplulukilkinsanların“hayvansalbireyciliği”ninönünegeçmiştir.

    5. Düşüncenin ve dilin doğuşu. Düşüncenin doğuşu, insanların üreticieyleminin sonucu olmuştur. Sopa ya da taşın içgüdüsel kullanımından, nekadar ilkel olurlarsa olsunlar, alet yapımına geçiş insanın düşünülmüşetkinliğine, bilince yol açmıştır. Kazanılmış üretim yetenekleri insanın ilkdeneyimlerinioluşturmuşveonunzihnindekalmıştır.

    Çalışmaortaklaşaolduğuiçin,ilkeldüşünceyetipiközelliğiniveren,üretimkazanımlarının bekçisi topluluk olmuştur: İlk zamanlar, insan kendinitopluluktanayırmıyordu.

    Dil,düşüncekadareskidir.“…Dil,aynışekildebaşkainsanlariçindevar

  • olanpratikbilinçtir,demekkibenimiçindevardır,benimiçindegerçektir.Ve dil de, tıpkı bilinç gibi, ancak gereksinimden, öteki insanlarla ilişkigerekliliğinden doğar.” diye yazar Marx ve Engels(4). Sesle saptanmamışolsalardı, ilk genel bilgiler toplulukta ortaya çıkmazdı. İnsanlar arasındakiilişkiveortaklaşaçalışma,dilolmasaydı,olanaksızolurdu.

    İlkel dillerin yapısına ilişkin hiçbir somut bilgimiz yok. Bilim adamı V.Bounak, üretimdeneyimleri toplandıkça, dikeyduruş ve alt çene kemiğininküçülmesi sayesinde gırtlak geliştikçe, bu dillerin oluşmaya başladığınıtahmin etmektedir. Bu diller, sayıları çok sınırlı bir sözcük dağarcığındandahadoğrusutekheceli,yalıtıkveçokanlamlıcümlelerdenoluşuyordu.İlkelinsan,dileyardımcıolarakel-kolhareketlerindenyararlanıyordu.

    6. Erken Paleolitik dönem insanlarının dinsizliği. Burjuva bilginleri,insanınortayaçıkışınındahabaşlarındadoğaüstügüçlereinandığınıveYüceBirVarlık’a yaniTanrı’ya saygı gösterip onukutsal saydığını ileri sürerler.Avusturyalı papaz ve etnograf P.W. Schmidt ve çırakları promonothéismekuramını, yani tek Tanrı’ya ilkel inanç kuramını savunurlar ve bu inançta,ilkel insanın ruhuna kutsal birlik düşüncesini esinlendirmiş olan Tanrı’nınvarlığının kanıtını görmek isterler. Oysa, bu kuram, insan psikolojisininevrimiyle ilgili olarak bilinen her şeyle çelişmektedir. Birey, dünyanınaçıklamasınıtasarlamakyerinegünlükbesininieldeetmekleuğraştığı,bütünvaktini bu işe harcadığı için, insanın ilk düşünceleri ancak iş yöntemlerinebağlıydı. Ayrıca, beynin ağır gelişiminin bu denli soyut kavramlarıkavramasına engel olacağını da dikkate bile almıyoruz. O insanın, dinselinançları, kendi kişiliğine ilişkin, çevresindeki doğaya ilişkin tuhafdüşünceleri yoktu. Fosil insanın, hiç değilse Pithécanthrope veSinanthrope’undinsizliğindensözedebiliriz.

    Neandertalinsanınınherhangibirşeyetapıptapmadığınıbilmeksonderecekarmaşık bir sorun olup bilim adamları arasında bir tartışma konusudur.Arkeolog A. Okladkinov’a göre, Erken Paleolitik dönem sonu mezarları,Neandertalinsanlardailkeldindüşüncelerinindoğuşunukanıtlamaktadır.Bumezarlar konut olarak kullanılan mağaralarda düzenleniyordu; ceset içinkazılan çukurlarda et için de yer vardı. Görünüşe göre, ölüler içintasalanıyorlarveonlarıcanlılargibiyerleştiriyorlardı.Amadüşünceleribununötesine geçmiyordu veNeandertal insanlar ölümlerini hiçbir doğaüstü gücebağlamıyorlardı.

    Hayvana tapınmanın ilk kavramları bu sırada ortaya çıktı. Deşiktaşmezarının çevresinde dağ keçisi boynuzları vardır; bazı mağaralarda,

  • çevresinetaşdizilmişayıkafataslarıbulunmuştur.

    Zaten, dinlerin kökenine ilişkin veriler son derece az ve belirsizdir.Tapınmanınortayaçıkışınınilkyadsınmaztanıklarıbirsonrakidöneme,GeçPaleolitikdönemeaittir.

    7.GeçPaleolitikdönemegeçiş.Arkeolojidekabuledilensınıflandırmayagöre Erken Paleolitik dönemden sonra Geç Paleolitik dönem gelir(çağımızdan40-12binyılönce).

    Bu dönem boyunca, iklim koşulları birçok kez değişti. Buzullar geriçekildiler, Avrupa ile Güney Sibirya’nın iklimi ılımanlaştı. Daha sonrabuzullar tekrargeldi,budördüncüveson,ötekilereoranladahagüçsüzolansaldırıiklimigenesertleştirdi.RengeyikleriAkdeniz,KırımveKafkasya’dagenişalanlaradağılırkenmamutlaryokoldular.

    Geç Paleolitik döneme geçişte, üretimin ve toplumsal örgütlenmeninniteliğinde olduğu kadar insanın fiziksel yapısında da önemli ilerlemelergerçekleşti.ÇağdaşbiyolojiktipHomoSapiensoluşumunu tamamladı; insantopluluğunun teknikleri ve ekonomisi gelişti. Bu dönemde, özellikle aletyapmayayarayanaletler, tahtavekemiktenyada tahtaveçakmak taşındanbileşikaletlerortayaçıktı; insanlar,yapayve ısıtılmışbarınaklardayaşamakiçin mağaraları terk ettiler; yeni bir toplumsal örgütlenme biçimi kuruldu:İlkelklanlar;venihayetsanatlarınortayaçıkışı.Nevarki,İ.RoguinskiveV.Iakimovgibibilimadamlarınagöre,GeçPaleolitikdönemegeçiş,NeandertalinsandanHomoSapiens’egeçiş, tarihselönembakımındanAustralopithequetipimaymundan Pithecanthrope tipi fosil insanlara geçişten daha az önemlibir nitel sıçramadır.Yeni nitelikli geçiş, Erken Paleolitik dönemin sonundainsantoplumununevrimiylehazırlanmıştı.

    DoğuveBatıAvrupa’nınGeçPaleolitikdönemkalıntılarıüreticigüçleringelişimini kanıtlamaktadır. Bu dönemin teknikleri kendisinden öncekidöneminkileriçokaşmıştır;yüzeyiartıkperdahlanarakdüzeltilençakmaktaşıaletlerinyapımıgelişti:Keskinvesağlamkenarlısimetrikbiraleteldeetmekiçinbirkemikçubukyardımıylaçakmak taşıparçaları ince levhalarhalindeçıkartılıyordu.Taşındışındakemikveboynuzdaişleniyordu.

    Yiyecek sağlamak için kullanılan aletler çok çeşitliydi: Temreni mamutdişindenyadaçakmaktaşındanmızraklar,boynuzdanhançerler,avvebalıkavı için zıpkınlar, öldürülen hayvanların derisini yüzmek ve deriyi işlemekiçin raspalar ve levhalar yapılıyordu; kemik iğnelerle hayvan derisi giysilerdikiliyordu. Çakmak taşından kalemler boynuz ya da kemik işlemek için

  • kullanılıyordu.

    Büyükav sürülerindeavlanmaolağanüstübirboyutkazandı:Arkeologlaryerleşim yerlerinde bolmiktarda ganimet kalıntıları keşfettiler. Predmost’ta(Çekoslovakya)binmamutlukbirkemikyığınıbulundu.Budöneminsonunadoğru balık avı da geniş boyutlarda yapılıyordu.Üretimdeki bu ilerlemeler,Erken Paleolitik dönemin zengin katmanında eşsiz bir tanığına sahipolduğumuzdahayerleşikbiryaşamtarzınıgöstermektedir.

    İnsan, sundurma, kulübe ve toprağa kazınmış barınaklar gibi yapaybarınaklara yerleşmeye başladı. Sovyet arkeologları (P. Efimenko, S.Zamiatnine ve ötekiler) Don kıyılarında ve başka yerlerde Geç Paleolitikdöneme ait kulübeler buldular.Düz zeminli, oval biçimli konutlardı bunlar.Üzeritoprakkaplıbirdamımamutuylukkemikleritaşıyordu.Evinortasında,hayvankemiklerininyakıldığı bir yadabirkaçocakvardı.Evlerin yanında,Rengeyiğietiniveötekiyiyeceklerisaklamakiçinçukurlarkazıyorlardı.

    SSCB topraklarında, Geç Paleolitik dönem kalıntıları Kafkasötesi’nde,Kırım’da,DinyeprveDonhavzalarında,Sibirya’dabulundu.

    Buzul bölgelerinden uzakta yaşayan boyların kültürü özel niteliklergösteriyor. Kuzey Afrika’da, Capsa uygarlığı adı verilen bir uygarlıkgelişiyordu(Tunus’tabugünküGafsa);kuzeyinavcıvebalıkçılarının tersineCapsa insanları özellikle toplamayla yaşıyorlardı; aslan, leopar gibi yırtıcıhayvanlarasaldırmaktankorkmuyorlardı,amaekonomilerindeenönemliyeriyenilebilir yumuşakçaların, kaplumbağaların, devekuşu yumurtalarının vb.toplanması tutuyordu. O dönemde, Akdeniz’in doğusunda, Kırım’da veKafkasya’dabenzerekonomikkoşullarvardı.

    8.Klanınkuruluşu.Üretici güçlerin aşamalı gelişimi ve yerleşik hayatageçiş insan topluluğunu pekiştirdi ve bu da “hayvansal bireycilik”e engeloldu.İlkelsürüyerinidahagelişmişbirtoplumsalörgütlenmeyebıraktı.

    Sürünün yapısı başlıca üç yönde gelişti. İlkin, emeğin üretkenliğiningelişimi insanlara, sayıları daha az topluluklar halinde birleşme olanağısağladı, bunlar ilkel sürüden kopmuşlardı ama onunla olan ekonomikilişkilerini sürdürüyorlardı. Bu topluluklar birbirlerini akraba gibi kabulediyorlar, yardımlaşıyorlar ve birbirlerini karşılıklı olarak kendi avbölgelerinedavetedebiliyorlardı.

    Nihayet, ilkel insanlar söz konusu topluluk içinde evlilik ilişkileriniyasaklayacak noktaya geldiler. Dıştan evlenme (exogamie) adı verilen buönlem ekonomik gelişmeye sıkı sıkıya bağlıdır. Evlilik artık yalnızca bir

  • biyolojikolgudeğil,kurallarıtoplumcasaptananbirkurumdur.

    Dıştanevlenmeancakbellibirevredeyerleşebildi,çünküilkelsürübaşkailkelsürülerleilişkisiolmayankapalıbirtopluluktu.Dıştanevlenme,anneveoğul topluluklarıbirbirleriniakrabasaymayabaşladıktanvebutopluluklarınüyeleri kendi aralarında evlenmeyi sürdürdükten sonra mümkün olabildi.Demek ki, olumsuz ilkenin, yani bir topluluğun içinden evliliğinyasaklanmasınındışında,dıştanevlilikbirolumluilkeyiiçermektedir:Başkaama belirli bir topluluğun üyeleri ile evlenmek zorunluluğu. İki akrabatopluluğu artık karşılıklı evlenme geleneğiyle bağlanıyorlardı: Ancak kabuledilmiş bir topluluğun temsilcisiyle evlenilebiliyordu.Büyük bir topluluğunsınırlarıiçindeevlenmeyizorunlukılangeleneğeiçtenevlenme(endogamie)adıverilir.

    Böylece dıştan evlenmeci klanla birlikte, iki akraba topluluktan oluşaniçtenevlenmecisoy(tribü)meydanaçıktı.Engelsbuçiftörgütlenmeyi,klanadayalı dıştan evlenmeci toplumun ilkel biçimi olarak görür. Bunun çokyüksek gelişmişlik düzeyindeki kalıntılarına rastlanıyor: Etnograflar bukalıntıları, Türkmenler, Evenkler, Kırgızlar, Karakalpaklar gibi çağdaşhalklarda gözlemlediler. Boy’un dıştan evlenmeci toplulukları azar azarçoğaldı.

    Bu evrede evlilik bir grup halinde evlilik’tir, yani bir topluluğun bütünkadınları, soyun başka bir topluluğunun erkeklerinin gerçek ya da olabilireşidir. Bu düzenin, az ya da çok sürekli, geçici çiftlerin oluşumuna engelolmamasınakarşın,kimsenineşiüzerindeözelbirayrıcalıkhakkıyoktu.

    Etnografların incelediği gelişmemiş topluluklarda, örneğinAvustralya’da,grupevliliğininkalıntılarısaptandı,evlilikyoluylabirbirlerinebağlanmışvebunun sonucu ikiye (ya da dörde) bölünmüş boylara rastlandı; bu durumaRusya’da XIX. yüzyılın sonunda, “Narodnaia Volia” saflarındaki eylemleriyüzündenUzakDoğu’yaÇarhükümetitarafındansürülmüşolanL.SternbergNivkhe’lerde(Guiliak’lar)gözlemledi.

    Sonunda, ilkel sürünün yapısı doğal işbölümünün gelişmesi sonucukarmaşıklaştı. Yaşa göre işbölümünün insan toplumunun ortaya çıkışındanitibaren var olması mümkündür, ama erkekler ve kadınlar ekonomide aynırolü yüklenmişlerdi. İşin cinsiyete göre bölünmesi ancak Erken Paleolitikdönemin sonunda gerçekleşti: Erkekler, toplamayı kadın ve çocuklarabırakarak ava yöneldiler. Arkeolog P. Efimenko, Neandertal insanlarınaletlerininikideğişikcinseaitolduğunuvarsaymaktadır:Kesiciçakmaktaşını

  • erkekler bıçak olarak kullanıyorlardı, çakmak taşı levhaları ise kadınlarınaletiydi.

    Etnograflar, yaş ve cinsiyete göre işbölümünün çeşitli gelişmemiştoplumlardabulunduğunuilerisürüyorlar.Örneğin,Avustralya’dakadınlarveçocuklar doğanın nimetlerini toplar ve balık tutarken erkekler avcılıklauğraşıyorlardı.Bununsonucuolarakboyunkadınveerkekleriarasındabellibir ayrım ortaya çıktı: Erkekler ayrı yerde oturuyorlar, aynı yemekleriyemiyorlar ve değişik bir lehçe konuşuyorlardı. Bunun dışında, işbölümüilkesi,toplumsaldeneyimlerinaktarıcılarıolanbirbölükyaşlıyıboyunbaşınageçiriyordu.

    GeçPaleolitikdöneminbaşındainsantopluluğuilkelsürüyapısınıyitirdi:Üretici güçlerin ve işin bölünmesi geliştikçe sürü yerini daha gelişmiş birörgütlenmeyebıraktı:Klana(sop’a)dayalıtopluluğunilkelbiçimi’ne.

    9.Çağdaşinsanınbiyolojiktipininoluşumu.GeçPaleolitikdöneminsanıfiziksel olarakNeandertal insandan ayrılır. İskeletinin yapısı tam anlamıyladik durumda yürümeye uygundur; beyninin oylumu (1.400 cm2) atasınınkafatasının oylumunu pek geçmez, ama biçimi değişmiştir; kafatasının yan,alın ve şakak bölümleri, yani toplumsal bir varlık olarak insanın ayırt ediciözelliğiolankonuşmayeteneğiningelişimiyle ilgilibölümlerönemliorandabüyüdüler.Bunun sonucuolarak, kafatası dolikosefal (uzunkafalı) biçiminialdı, alın genişledi, kaşlar azaldı. Nihayet, alt çene kemiği küçüldü, çenebiçimlendivebununsonucuolarakkonuşmadiligelişti.

    Burjuva bilimi, Homo Sapiens’in Neandertal insanla aynı zamandayaşadığını, çok eski dönemlerde ortaya çıktığını birkaç kez kanıtlamayagirişti.Burjuvatarihçileribugirişimleriyleçağdaşinsanıatalarındanayırmakveortayaçıkışınıbirmucizeolarakgöstermekistiyorlardı.Oysa“akıllıinsan”doğrudan doğruya, Erken Paleolitik dönemin Neandertal insanındangelmektedir. Günümüzde, değişik geçici özellikleri olan birçok Neandertaliskeleti biliyoruz. Bunlardan biri, arkeolog A. Formozov tarafından 1953yılındaKırım’daStaroselie’debulundu.

    Birçoketken,moderninsanınbiyolojiktürününgelişiminiaçıklamaktadır.Avın yoğunlaşması ve et yiyeceklerin oranındaki artış, atalarımızın fizikselgelişimini kolaylaştırmış olmalı; üretici etkinliğin karmaşıklığı düşünme vekonuşmayı geliştiriyordu; “hayvansal içgüdü”nün aşamalı gerileyişi vesürünün içinde cinsel ilişkilerin sınırlanması da insan varlığının evriminekatkıdabulunuyordu.Busüreç,HomoSapiens’inortayaçıkışıylatamamlandı.

  • Geç Paleolitik dönem insanının birçok ırksal tipi vardı. Avrupa’da, Cro-Magnon (Güney Fransa’da bulunan bir mağaranın adı) adı da verilen“Europoide” tipi yaşıyordu; bu tipin kalıntıları SSCB topraklarında dabulundu. Cro-Magnon insan uzun boyluydu, geniş bir yüzü, kartalsı burnu,belirgin bir çenesi vardı. Afrika’da (Güney Sahra’da) veGüneyAvrupa’da(İtalya), günümüz négroide ırka çok yakın tipte insan isketletleri bulundu.Geç Paleolitik dönemin Négroide’leri, aralarında yukarı Don havzası daolmaküzereDoğuAvrupa’dabelirlibirsüreyaşadılar.Çin’de,yukarıChouKou-tien mağarasında ve Sibirya’da mongoloide tipi insanın kalıntılarıbulundu.

    Irklar sorunu çok derin bir ideolojik ve politik sorundur. Kapitalistdünyanıngericibilginleri,ötekiuluslarakarşıyapılansaldırıveuyruklaştırmaeylemlerini haklı göstermek için ırk kuramına başvurdular. Aşağı ve üstünırkların varlığını ileri süren sözde bilimsel kuramlarını savundular. Burjuvatarihçilerbukuramıdüzmeceanlayışlarla“açıklamaya”kalkıştılar.Kimileri,ırkların her zaman var olduğunu ve Avrupa’da her zaman çağdaş tipteinsanlarınyaşadığınıilerisürdülerveNegroide’lerinveöteki“aşağı”ırklarınPithecanthrope, Sinanthrope ve Neandertal insan gibi daha az gelişmiştürlerdentürediklerinisavundular.

    İlerici bilimadamları, üç büyük insan ırkının (negro’ide, europo’ide vemongolo’ide)ancakdışveikincil(derininrengi,gözlerinbiçimi,saçlar,vb.)özelliklerle birbirinden ayrıldıklarını ortaya koydular. Kafatasının oylumu,ellerin yapısı, zihinsel ve fiziksel yetenekler üçünde de aynıdır. Hiçbir ırkötekindenüstündeğildir.

    İlerici bilginler ırkların tarihsel evrimin sonucunda oluştuğunu ortayaçıkardılar. Eski Dünya’nın çeşitli yerlerinde bulunan Neandertal insanlarkendi aralarında, bu bölgelerde daha sonra ortaya çıkan ırkların birbirlerinebenzerliklerinden daha çok benzemektedirler. Bunun sonucu olarak, ırktiplerininGeçPaleolitikdönemdeortayaçıktığıanlaşılıyor.

    Irkların oluşumu nasıl açıklanabilir? Bazı bölgeler arasında, ErkenPaleolitikdönemdenitibaren,doğalkoşullarınözelliklerindenveözelliklealetyapımında kullandıkları malzemeden ileri gelen maddi kültür farklılıklarıgözlemleniyor. Bu farklılıklar, bir ortaklaşa ekonomik düzende, GeçPaleolitik dönemde çoğaldı. Sovyet arkeologu S. Zamiatnin, bu dönemsüresince, maddi kültürlerinin özel nitelikleriyle üç büyük bölgeninsivrildiğini belirtiyor: Afrika; Akdeniz, Buzulaltı Avrupa ve Çin-Sibiryabölgeleri.Bubölgeler,şuyadabunedenle,GeçPaleolitikdöneminbaşında

  • birbirlerindenyalıtılmışdurumdaydılar, buda aralarındakikültürel farklılığıkanıtlamaktadır. Bu bölge insanlarının birbirlerinden yalıtık durumları,zorunluolarak,şuyadabubölgenindoğalkoşullarınabellibirölçüdebağlı,dışveikincilfarklılıklarınınaşamalıolarakbirikmesineyolaçtı.

    Bu nedenle, çağdaş insanın biyolojik türünün oluşumu bundan sonrakiarkeolojik dönemlerde doruk noktasına ulaşacak olan klana dayalı insantopluluğununortayaçıkışınadenkdüşmektedir.1F.Engels,DialectiquedelaNature,Ed.Sociales,Paris1955,s.171.

    2F.Engels,agy,s.173.

    3F.Engels,Anti-Dühring,Ed.Sociaels,Paris1956,s.147.

    4K.Marx,Oeuvresphilosophiques,t.VI,Paris1937,AlfredCosteséditeur,s.168-169.

  • ÜÇÜNCÜBÖLÜM

    İLKELTOPLULUKDÜZENİNİNENYÜKSEKAŞAMASI

    1. Anaerkil topluluğun temel özellikleri. İlkel toplumun en yüksekaşamasında,başlıcatoplumsalbiçim,klanadayalıtopluluktu,yaniekonomikvetinselçıkarlar,aynıkökendengelişveakrabalık ilişkileriylebirleşmişbirtopluluktu.Dıştanevliliktemelyasaolduğuiçin,içtenevlilikcilboyunötekiklanlarıylailişkiolmaksızınvarolamazdıklan.

    Grup evliliği düzeninde ortaya çıkan ilkel klan topluluğu ancak anaerkil,yanianayönündenakrabalıkilişkilerinedayalıbirtoplulukolabilirdi.Birçokkadınınbirçokerkeklecinselilişkikurduğugrupevliliğindebabalıkkonumubelirsizdi. Çocuk annesini tanıyor ama babasını bilmiyordu. Dıştan evlilikgereği, akrabalar zorunlu olarak değişik klanlara ait olduğu için, çocuk herzamananneninklanındansayılıyorduvebabanınakrabasısayılmıyordu.

    Ana tarafının klanı, klan topluluğunun çıkış noktasıdır ve sonuç olarak,insan toplumunun evriminin kaçınılmaz bir evresidir. Anaerkil dönemde,kadınekonomikvetoplumsalyaşamdaerkeğeeşittir.

    Burjuva tarihçiler, Engels’in desteklediği bu görüşü çürütmeye çalışırlar.Örneğin, Alman etnografı H. Schurtz, “etkin ve yaratıcı ilkenin sahibi”erkeğin her zaman ailenin reisi olduğunu, anaerki’nin bir sapaklıktan başkabir şey olmadığını kanıtlamak istedi. Kadının ast konumunun sürekli birdurum olduğunu “kanıtlamayı” amaçlayan bu gerici savlar olgulara tersdüşmektedir.

    KlanlardüzenininenyüksekaşamasıMezolitikdönemdegerçekleşmişveNeolitikdönemdesürmüştür.

    2. Üretim güçlerinin gelişimi. Mezolitik dönem ve Erken Neolitikdönem. Geç Paleolitik dönemin sonundan itibaren, buzullar geri çekilmeyebaşladıveozamanakadarsteplervetundralarlakaplıgenişAvrupaveAsyatopraklarıgürbirormanörtüsüyleörtüldü.GeçPaleolitikdönemavcılarınınyararlandığı büyük otobur sürüleri ya yok oldular ya da kuzeye çekildiler.Buzul Çağının sonu (çağımızdan yaklaşık olarak on iki bin yıl önce) ve

  • ormanların genişlemesi, sürek avının alışılmış koşullarını ortadan kaldırdı:İnsan, ufak av hayvanı ve geyik gibi sürücül olmayan hayvanları avlamakzorundakaldı.Buolumsuzkoşullar,zenginmamutavcılığıdönemindekabuledilmiş olan yerleşik yaşam tarzını olanaksızlaştırdı: Av peşinde göçebelikyenidenzorunluhalegeldi.

    Budaenbaştaavaletleriningeliştirilmesinizorunlukılıyordu.Bunedenle,Geç Paleolitik dönemden itibaren Capsa insanlarında ve onlara yakın olanboylarda ortaya çıkan ok ve yay, Mezolitik dönemde (M.Ö. XII-VI binyıllarında)zıpkınınayağınıkaydırarakhertarafayayıldı.Yay,mızraktandahayetkin bir alettir. Fırlatılan ok hedefe daha emin ulaşır, ulaşmamasıdurumunda bir başka ok fırlatmak olanağı vardır. Yay ve ok kuş avındabaşarılıolur.

    Mezolitikdönemyerleşimyerlerinde,çoksayıda,ağaçyadaboynuzsaplıüçgen,yamukyadaçemberparçasıbiçimliküçüktaşlarbulunmuştur;bunlarhiçkuşkusuzokucuolarakkullanılıyordu.

    Bu evrede avcılığın önemli bir başarısı köpeğin evcilleştirilmesi’dir.Bulunan en eski evcil köpek kemikleri Geç Paleolitik döneme (AfontovaGora,Krasnoiarskyakınlarında)ulaşmaktadır.Kırım’dakiMezolitikyerleşimyerlerinde sık sık köpek kemiklerine rastlanır. İnsanın kendine alıştırıpevcilleştirdiğiilkhayvanköpektir.

    Avınazalmasıinsanıyenibesinkaynaklarıaramayazorladı.Toplamacılıktekrar önem kazandı:Yenilebilir yumuşakçalar,meyveler, ceviz, yabanarısıbalı vb. toplanmaya başlandı. Kıyı bölgesi klanlarında, “mutfak artığı” adıverilen çeşitli yerlerde ortaya çıkartılan büyük kabuk yığınlarının tanıklıkettiğigibi,yumuşakçatoplamacılığıenönemliekonomiketkinlikti.

    Erken Neolitik dönemin başlangıcında (M. Ö. V. bin yıla doğru) balıkavcılığı büyük bir önem kazandı. Kara ve deniz avcıları, deniz ve ırmakkıyılarına, göllerdeki adalara yerleştiler ve barınaklarını kıyı yakınlarındakazıkların üzerine kurdular. İnsanlar ağacın işlenmesini bu dönemdegeliştirdiler:Sallar,tekneler,kütüktenbarınaklaryaptılar.

    Buzullar geri çekildikçe, avcılar ve balıkçılar yeni bölgelere yerleştiler:Avustralya’nın veAmerika’nın (Behring boğazından geçerek) nüfuslanmasıMezolitikdönemdegerçekleşti;kuzeyedoğruilerleyeninsanlar,MourmanskyakınlarındaKuzeyBuzDenizi’neulaştılar.

    Etnografyanınverileri,MezolitikveErkenNeolitikdönemilkeltoplumlarıdaha somut bir biçimde tasarlamamıza olanak sağlıyorlar, çünkü incelenen

  • gelişmemiş topluluklarda bunların kalıntıları bulunmaktadır. Hiç kuşkusuzbunlar uzun bir tarihsel yol aştılar; toplumsal ilişkileri ve ideolojileri,toplumun ilkel biçimlerinden ve anaerki’nin en yüksek aşamasında oluşanideolojidenönemliölçüdefarklıdır.Amaolumsuzdoğalkoşullarda,ilkelbirteknikveekonomiyikorudularvekimizamandaPaleolitikdönemaletlerinedönüşyaptılar.

    Engelişmemişetniktopluluklar,1880yıllarınadoğruİngilizsömürgecilertarafından kökü kazınan Tasmanyalılar, Avustralya yerlileri, Fuegienler,GüneyAfrika’nınzencilerivebunlarınbenzeriötekiboylarıninsanlarıydılar.Bazılarıbalıkçılıkolmaküzere,devşirmeveavcılıklageçiniyorlarveolumsuzkoşulların değişime uğrattığı klanlar olan küçük topluluklar halindeyaşıyorlardı.

    BunlarıneniyitanınanıAvustralyalılardır.

    Avda bumerang kullanıyorlardı. Bu aleti fırlatmak için, vuruşun gücünüartıranözelbiralettenyararlanıyorlardı.Ayrıcataşbaltadakullanıyorlardı.

    Bu insanlar, avcılık dışında, kuğu yumurtası, salyangoz, kurbağa ve köktopluyorlardı; bir etnografın dediğine göre, üç yüze yakın yenilebilir bitkitanıyorlardı.

    Yaşvecinsiyetegöreişbölümüyürürlükteydi:Erkekleravlanıyor,kadınlarve çocuklar ellerindeki sopayla toprağın üstünde ve altında yiyecekarıyorlardı.Balıkavıvekaraavıgenellikletopluyapılıyordu.

    Avustralyaanakarasınınolumsuzdoğalkoşulları, insanları, suveyiyecekpeşinde sürekli olarak yer değiştirmeye zorluyordu; soğuk ve rüzgârdankorunmak için, ağaç dallarından ve okaliptüs kabuklarından daha sağlamkulübeler yapacak yetenekleri olmasına karşın siperlik ya da derme çatmakulübe yapmakla yetiniyorlardı. Çok ilkel giysileri, çoğu zaman, bellerinetutturduklarıbirotdemetiydi.

    Avustralyalılar, “yabancılar”a yasak olan belli bir “besin bölgesi”nde yerdeğiştirenkırkdolaylarındainsandanoluşantopluluklarhalindeyaşıyorlardı.Topluluğunbaşındayaşlılardanbiribulunuyordu.

    3.GeçNeolitikdönem.GeçNeolitikdönemeözelliğinitaşınyeniişlenmetekniğiverir.Cilalama,delmevebiçme(doğrama).Cilalamaişiüzerineıslakkum dökülen kapak taşları üzerinde yapılıyordu. Delme işi ilkin elle, dahasonrayaykirişiyleçevrilerekçakmaktaşındanmatkapyadaborular(dirençlikamışyadaoyukkemik)yardımıylayapılıyordu;matkabınucunaıslakkum

  • dökülüyordu.Cilalamavedelmeçokuzunzamangerektirenbirsüreçtir: İyibir baltanın bu yöntemle yapımı birkaç yılı alabilirdi. Ayrıca o döneminaletlerininçoğueskiyontmayöntemiyleyapılıyordu.

    GeçNeolitikdönemboylarınınçoğunluğuav,balıkçılıkvetoplamayoluylayaşamayısürdürüyorlardı.

    Yeryüzününbirçokbölgesinde,uzunsüre,maddikültürleriNeolitikdönemniteliğinisürdürenboylaryaşadılar.Örneğin,XVII.yüzyılınsonunda,KazakgezginiV.Atlassov,düzenleribütünayrıntısıyladahasonratanınmışkâşifK.Kraçeninkov tarafından aktarılacak olan İtelmen’lere rastladı. İtelmen’lerbalta yapıyor ve balıkçılık, avcılık ve toplamacılıkla geçiniyorlardı. Çoksayıda sağmal köpek yetiştiriyor ve tahkim edilmiş yerleşim yerlerindegöçebebiryaşamsürüyorlardı.

    Etnografik belgeler, ilkel boyların avcılık, balıkçılık ve toplamacılığıylailgili eksiksiz bir bilgi vermektedir. Av büyük bir çaba, ustalık vesoğukkanlılık gerektiriyordu. Uzun süre pusuda bekleniyor ve uzunmesafelerdeavınizisürülüyordu.Avcılarhertürlütuzakyapıyorlardı:Üzeritopraklaörtülükapançukurları,ufakbirsürtünmeyleavınüzerinedüşüpezenkütüklerle düzenlenen aygıtlar; kuşlar ve geyikler için ağlar. Hayvan postugiyerek ava gizlice yaklaşmayı ve sesine öykünmeyi biliyorlardı. Kuzeyliavcılarınönemlibaşarıları,avlarınıkarlıbölgelerdeizlemelerinikolaylaştırankayağınbulunuşudur.

    Balık avı için, akarsular üzerine kurulan bendlerden, ağ ve oltaiğnelerinden (Mezolitik dönemden itibaren) yararlanıyorlardı; balığı, balıksepeti,sopavezıpkınlayakalıyorlardı.

    Toplamanın gelişimi, J. Lips’in “toplamalar” adını verdiği boylarınoluşumuyla sonuçlandı, Mezolitik dönemin başından itibaren Akdeniz’indoğuhavzasında, yabanıl tahıl başaklarını toplayan “natufienne” adı verilenbiruygarlığa(M.Ö.VI.binyıl)mensup topluluklaroturuyordu;buboylarınsayısıNeolitikdönemdedahadaçoğaldı.

    Etnografya bize, düzenli olarak yaban çeltiği hasadı yapan ya da sedirfıstığı,meşepalamudutoplayan“toplamalar”ıngelenekleriniçokiyitanıtıyor.Meşepalamutlarınınolgunlaşmadöneminde,KaliforniyaKızılderilileribütünköycek meşe ağaçlarına gidiyorlardı: Erkekler palamutları sopalarladüşürüyorlar, kadınlar sepetlerle taşıyıp kabuklarını çıkartıyorlar, azıkyapmak için kurutuyorlardı; bu kuruttukları palamutları, ağaçların ya dakazıkların üzerine yaptıkları kulübelerde saklıyorlardı. Dövülmüş meşe

  • palamutundan peksimet yapıyor ya da sepetlerde kaynatıyorlardı.Toplayıcılar, başta mayalandırma olmak üzere taneleri korumanın çeşitliyöntemini biliyorlardı. Hiç kuşkusuz, av önemli bir besin kaynağı oluşunusürdürüyordu.

    Öteyandan,GeçNeolitikdönemdetarımveilkelhayvancılıkbaşladı.

    Alman coğrafyacı ve etnografı E. Hahn, tarım ve hayvancılığın ortayaçıkışıyla ilgili olarak, bu ilerlemeyi dinsel düşüncelerle açıklamak amacıylabir idealist kuram çıkardı. Ona göre, hayvancılığın kaynağı hayvanatapınmaydıvekutsalhayvanınevcilleştirilmesiylebaşlamışolmalıydı.Tarımagelince, besleyici toprağa tapınmadan çıkmıştı, toprağı sürme ise verimlitoprağatapınmayöntemiydi.

    Toplayıcıların “yabanıl hasat”ının yerini giderek ilkel tarıma ve bitkiyetiştirmeye nasıl bıraktığını anlamak için dinsel törenlere başvurmayagereksinimimiz yok bizim; insanlar, yapay-seçim, melezleme ve elverişlikoşulların yaratılması (toprağı kabartıp yumuşatma, sulama, ıslah) yoluylatürleriyavaşyavaş iyileştiriyorlardı.Başlangıçta, çiftçiler toprağı toplamadakullanılansivrisopaylasürüyorlardı;dahasonraçapaicatedildi.Toplayıcılarbiçmebıçağınıvehavanelinibuldular.

    Mil bakımından zengin, taşkın sularının altında kalan bataklık topraklarıekiyorlardıçoğuzaman.Bolsuiçmişverimlitoprakiyiürünveriyordu.Başkayerlerde,bu amaçla, ormanlara el atıyorlardı:Çalılar vekorular taşbaltaylakesiliyordu ama büyük ağaçları bununla kesmek olanaksızdı; ağaçlarınkabuklarınıyüzüyorlarve tarlaların içindeölenağaçgövdelerinidaha sonrayakıyor ve küllerini gübre olarak kullanıyorlardı. Birkaç yıl sonra, toprakyorulunca bir başka yerde tarla açıyorlardı. Buna orman açma tarımı adıverilir.

    Hayvancılığın kaynakları daha az belirgin.Her halde, yerleşik bir yaşamtarzı gerektirir ve büyük bir olasılıkla toplamacılarda ortaya çıkmış olmalı.Başlangıçta yakalanan hayvanlar canlı bir yiyecek yedeği oluşturuyorlardı:Bu hayvanları kapalı tuttukları yerlerde bir ikisi beklenmedik bir biçimdealışmış olmalı. İnsanların tutsak hayvanları çoğaltmaya başlamalarına kadarçok zaman geçti. Bununla birlikte, yabanıl hayvanların alıştırılmasının peköyleekonomikdeğeriyoktu;gerçekhayvancılık,hayvanlarınevcilleştirildiği,yeniveevcilırklarınüretilmesiylebaşladı.İnsanınbilinçlietkinliğininsonucuolanbirgeçişçokağırgerçekleşti.

    Toplamacılıktan doğan ilkel tarım özellikle kadının payına düştü. Avdan

  • kaynaklanan hayvancılığa gelince, niteliği gereği erkeğin işi oldu. Böylece,ekonominin iki dalının gelişmesi, cinsiyete göre işbölümünü daha dahızlandırdı.

    Tarım ve hayvancılık başlangıçta tohum halindeydi. Ekonomik evrim veüstünlükleri Neolitik dönemde pek ender gözlemleniyor. Ama ne olursaolsun,tarihinyenibirevresininbaşlangıcıdır.

    “Ekonomikalan”ınyandaşları,örneğinAlmanetnografO.Menghin,tarımvehayvancılığınaynıyerdeoluştuğunuveburadanbaşkayerleredağıldığınıilerisürerler.Oysa,toprağınişlenmesivehayvanlarınevcilleştirilmesiEskiveYeniDünya’dadeğişikyerlerdebaşladı.

    Tarım ve hayvancılığın ilk merkezleri Kuzeydoğu Afrika’da, İran’ınbatısında ve İndus vadisindeydi. Nil vadisindeki, çağımızdan beş bin yılönceyeçıkanGeçNeolitikdönemkalıntıları,KuzeydoğuAfrika’nınyerleşikinsanlarının koyun, inek, domuzyetiştirdiklerini, arpa ve buğday ektiklerinikanıtlamaktadır.Bununlabirlikte,avcılıkvebalıkçılıköneminisürdürdü.

    SSCBtopraklarında,tarımvehayvancılığıneneskiizleriTürkmenistan’da,Anaou tepesinin katmanlarında (M.Ö IV. bin yılı) keşfedildi, burada inek,domuzvekoyunkemikleriilearpavebuğdaykalıntılarıbulundu.IV.veIII.bin yılların sınırlarında, tarım Kafkasötesi’nde ve Urallar’da ortaya çıktı:“Ok” adlı (Urallarda Nijni–Teguil yakınlarında) Neolitik yerleşim yerindebulunan kemik ve boynuzdan yapılmış kazmalar, tarih öncesinin eskidönemlerindeburadatarımyapıldığınıkanıtlamaktadır.

    Çağımızdanüçbinyıl önce,Avrupa’nınbazı boyları, buğday, arpa, darı,mercimek, bezelye, havuç ve hiç kuşkusuz patates yetiştiriyorlardı. YakınDoğu halkları da o dönemde birçok sebze ve meyve tanıyorlardı: Hurma,zeytin,asma,incir,balkabağı,soğan,sarımsak,marul,susam.

    Orman bölgelerinde yaygın ilk evcil hayvanlar domuz ve inekti; koyunyetiştirmekdahasonrabaşladı.

    Amerika ve Okyanusya’nın gelişmemiş halkları uzun süre ilkel tarımyaptılaramaalıştırılmayauygunhayvanbulunmamasıveötekiolumsuzdoğaletkenler nedeniyle hayvancılığa girişemediler. Örneğin, değerli bilginMikloukho–Maklai’nin incelediği Yeni Gine’nin Papou’ları sebze tarımıylauğraştıkları için İtelmen’lerden daha gelişmiş durumdaydılar. Brezilya’nınbirçok avcı boylarında tarım belirtileri vardı; Kuzey Amerika’nın bazıKızılderililerinegelince,fasulye,mısır,balkabağıvetütünübiliyorlardı.

  • 4. Klanlar düzeninin en yüksek aşamasında aletler ve silahlar.Arkeolojikveetnografikveriler,klanlardüzenindeinsantoplumununbellibirnoktasına kadar bize bilgi veriyor. Bu çağın insanı, kabaca yontulmuşmuştadanbaşkaaletiolmayanfosilatalarınagörekesinlikleüstündür.Birçokkuşağındeneyimiçeşitlivekarmaşıkaletlerinyaratılmasınayolaçtı.

    Aletvesilahlarbaştaçakmaktaşıolmaküzereçeşitlitaşlardan,ayrıcaağaç,boynuz,kemik,denizkabuğu, lif, deri, vb. şeylerdenyapılıyordu.Avdahertürlü alet kullanılıyordu. Mızrak ve kargıların sivri uçları taş ya dakemiktendi; vuruşun şiddet ve uzaklığını güçlendirmek içinAvustralyalılarınkinebenzerfırlatmatahtalarıkullanılıyordu.İlginçbirbuluşda Avustralyalıların ve bazı Hindistan ve Kuzey Amerika halklarınınkullandığıbumerang’dı:Bumeranghavadadönerekgidenvekurbanabirdendarbe indiren kıvrık bir ağaç parçasıdır; atış boşa gittiği zaman avcıya geridönenleridevardır.

    Ok ve yay bu dönemin en çok kullanılan silahlarıdır. Tek parça ağaçtanbasityaylarolduğugibi,kemik,ağaçveboynuzağızlıdahakarmaşıklarıdavardı.Çokdeğişikolanboyutlarıbazeninsanboyunadaulaşıyordu.Kirişlerihayvan lif ve bağırsaklarından yapılıyordu; genellikle ağaç ya da kamıştanyapılan okların ucunda havada uçuşu düzenleyen tüyleri ve taş ya dakemiktentemrenlerivardı.Değişikatışşekillerivardı.Örneğinkuşlaranişanalmak için avcılar sırtüstü yatıp yayı bacaklarının arasına alıyor ve kirişielleriyle geriyorlardı. Birçok boy oklarını zehirliyordu, Kuzey AmerikaKızılderilileriyangınokukullanıyordu.

    Av ve savaş silahları arasında henüz bir ayrım yoktu: Kızılderililer“tomahawk”larınıevbaltasıolarakdakullanıyorlardı.Özellikleaskerîniteliksavunma silahlarında görülüyor: Ağaçtan, örme dalardan, deriden, hurmayapraklarındanvekamıştandeğişikbiçimveboydayapılankalkanlarınamacısavunmaydı.

    Tarım araçlarının çeşidi daha azdı. Toprağı kazmayla kazıyorlardı, bukazmalarbudaklıağaçlardanyapılanbasitaletlerolabileceğigibi,ağaçsaplı,taşyadageyikkemiğindenyapılmışağızlıolanlarıdavardı.Hasattabıçak,ağaç ve kilden yapılmış oraklar kullanıyorlardı. Oraklara kesici bir ağıztakıyorlardı. Buğdayı sopalarla dövüyor ve tohumu öğütmek için havan(dibek)kullanıyorlardı.

    Neolitik dönem insanları, hemen hemen hepsi cilalanmış özel araçlaryapıyorlardı: Çapalar, baltalar, bıçaklar, keserler, vb.; cila baltası taşı

  • kavrayan kıvrık bir ağaç sapa uyarlanıyor, sonra bir kolan ya da ziftletutturuluyordu. Kesici balta düz bir sapa takılıyordu. Büyük ağaç kesiminisağlayanbuaraçlarınortayaçıkışı,konutyapımınınevriminiveağaçişlemesanatınıkolaylaştırdı.

    Kumaş yapımı önce kirmenin, sonra da dokuma tezgâhının bulunmasıylabaşladı; Nil vadisinde bulunan Neolitik dönem kalıntıları bunukanıtlamaktadır;giysilerkemiktenyapılaniğnelerledikiliyordu.

    Göçler sırasında insanlaryüklerini sırtlarında taşıyorlardı; enbasitulaşımaracı köpeklerin çektiği kızaklardı, bunların üzerinde çadırlarını, ilkel kapkacaklarınıtaşıyorlardı.M.Ö.IV.bindenitibarenyükhayvanıolarakeşeklerkullanılmaya başlandı. Irmak ve göllerde kullanmak için, Mezolitikdönemden itibaren, ağaç gövdeleri oyularak yapılmış ya da tahta ve ağaçkabuğundanteknelerivardı.

    5. Konut, kap kacak, giysiler. Paleolitik dönemde kullanılan toprağaoyulmuşkulübe,iklimiılımlıbölgelerde,Neolitikdönemdedebaşlıcakonutbiçimiolarakkaldı.

    Bundanbaşka,deriyadakayınağacıkabuğuyla,tropikbölgelerdepalmiyeyapraklarıylaörtülençadırlarvardı.Dahasonra,duvarlı,çatılı,dikdörtgenyada oval biçimli evler yapılmaya başlandı. Avrupa’nın ılıman bölgelerindeoturanlar evlerini genellikle kütükten yapıyorlardı; kimi zaman duvarlarınıkatılaşmış bir kil ve gübre karışımından yapıyorlardı. Evlerini, ekin sapı,kamış, kayın ağacı kabuğu ve ot yığınlarıyla örtüyorlardı, suların akmasınısağlamak için çatılar eğik yapılıyordu. Balkan yarımadasında evlerinikerpiçtenyapıyorlardı;Girit’tekalkerbloklarındanyapılanevlerindamlarısutoplamakamacıyladüzdü.Sıkıştırılmıştopraktanyapılanzeminekayınağacıkabuklarıyadahasırseriliyordu.

    Yırtıcı hayvanlardan ve düşmanlardan korunmak amacıyla evlerinigenelliklebataklıkbölgelerde,göllerde,bazendekurukesimlerdedireklerinüzerine kuruyorlardı. Kazıkların üzerine ağaçtan bir taban oturtup bununüzerinekulübeleriniyapıyorlardı.İsviçre’deyapılankazılar,sakinleriNeolitikdönem aletleri yapan, tarım ve hayvancılıkla yaşayan “gölevleri”ninkalıntılarınıgünışığınaçıkardı.

    İlk barınakların ne kapısı, ne de pencereleri vardı: Giriş yerini basit birhasır örtüyordu. Ama Neolitik dönemden itibaren, Yakın Doğu boyları taşyuvalardadönentahtakapılarkullanmayabaşladılar.Ocakkonutuniçindeysedumanın çıkması için bir çıkış deliği yapıyorlardı yukarıya. Lamba (yağ

  • kabına batırılmış bir fitil) ya da ağaç yongası kullanıyorlardı aydınlanmakiçin.

    İnsanlar yerde, ağaç dalları, hayvan derileri, hasırlar üzerinde ya dahamaklardayatıyorlardı.Yastıkyerinebaşınaltınabirağaçdestekvebazenuygunbirbiçimdeyapılmışpeykekoyuyorlardı.KuzeybölgeleryatağıancakNeolitik dönemde tanıdılar. Hasırların ya da hayvan derilerinin üzerineoturuyorlardı;peykelerdeoldukçaeskidir.

    Kapkacak,bakırdan,ağaçtan,örülmüşdallardanyadaağaçkabuğundandı;oyulmuşbambugövdeleriveasmakabağıdakapolarakkullanılıyordu.Amaancak çömlekçiliğin (seramik) keşfi düzenli olarakyemekpişirmeyeolanaksağladı; bu da yemek çeşitlerini çoğalttı ve yiyecekleri daha sindirilebilirdurumagetirdi.Çömlekçiliğineneskiyöntemlerindenbiri,halkahalkayadasarmal biçimde üst üste konan, kumla karışık kili işlemekti. Bu yöntemleyapılan kaplar ateşte pişiriliyordu. Bunların dibi sivri ya da yuvarlakoluyordu.

    Çömlekçiliksanatınıkadınlaryapıyordu.Bazıuluslarda,kadınlarınmutlakbirsessizlikiçindekaplarınıyaptıklarıkulübeyeerkeklerinyaklaşmalarıbileyasaktı.Demekkiçömlekçilik,işincinsiyetegörebölünmesindeyeralıyordu.

    Kilden kap kacağın ortaya çıkışı daha yerleşik bir yaşam tarzınıgöstermektedir,çünkübuağırvekırılgankaplarısıksıktaşımakolanaksızdı.

    Giysilerinsanlarısoğukveyağıştankoruyordu.Bunlarıneneskibiçimindekemer, kolsuz palto, önlük ve etek yer alıyordu; öte yandan bu kılık bütünuluslararasındayaygındeğildi.Örneğin,Fuegien’lerönlerinebirönlüktakıpomuzlarına fok derisi atıyorlardı.Daha sonra –ve yalnızca bazı bölgelerde–mintan kolları ve pantolon ortaya çıktı. Ama pantolonun paçaları ayrı ayrıhazırlanıyor ve özel bir tutturucuyla tutturuluyorlardı. Ceket ve tek parçapantolon tarih olarak daha yenidir. Çok değişik giysi malzemeleri doğalkoşullara bağlıydı: Deri, ağaç yaprağı, ağaç kabuğu, saz kullanılıyordu;iplikçilik ve dokumacılığın bulunmasından sonra, giysiler yün ve ısırgan,keten,kenevir,pamukgibibitkiliflerindendokunanmalzemelerleyapılmayabaşlandı.

    Kullanıma giysiden sonra giren ve bazı bölgelerde kullanılan ayakkabıköselevederiden,bazendeağaçvekenevirkabuğundanyapılıyordu.

    6.Üretiminörgütlenmesi.Klanlar düzeninin doruk noktasında, üretimintemel biçimi ilkel elbirliği (kooperasyon, ortaklaşa çalışma), yani klanüyelerinin ortaklaşa çalışmasıydı. Sürek avı, ağla balık avlama, örgütlü

  • toplamagibiişlerancaktoplucayapılanişlerdi.

    İlkeltarımıngüçlenmesi,çalışmanınortaklaşaözelliğiniortadankaldırmakşöyledursun,onudahadagüçlendirdi.İlkelaraçlarla(tarlaaçmakiçinbalta,toprağı kabartmak için ağaçtan çapaya da basit bir sopa) toprağı işlemeninzorluğugüçbirliğinigerektiriyordu.

    Toprağın ortaklaşa işlenmesi yöntemi tarımla uğraşan bütün halklardayürürlükteydi; Yeni-Gine Papou’ları önce toprağı sivri sopalarlakabartıyorlar, bu işi yapan erkeklerin arkasından ilkel bel kullanan kadınlargeliyor, bunların arkasından gelen çocuklar toprak keseklerini elleriyleufalıyor ve taşları ayıklıyorlardı. Bundan sonraki bütün çalışmalar (ekim,çapalama, örtme, parazitlere, kuşlara ve kemirgenlere karşı koruyuculuk vehasat)genelliklekadınlaradüşüyorduvebudakadınlar tarafındanortaklaşayapılıyordu.

    Ortaklaşa üretim ortaklaşa mülkiyeti koşullandırıyordu.İnsanlar avalanlarınıklanınortakmülküolarakkabulediyorveburayıçağrısızkonutlarakarşı kesinlikle yasaklıyorlardı. Konutlar klana (ya da klanın bir kesimine)aitti,bazenbazıaraçlar(büyüktekneler,balıkağları)daklanındı;başlangıçta,sürü hayvanları da ortak mülkiyetti. Nihayet, etnografik belgeler, kimihalkların(örneğinNivkheler,Evenkler)ateşiklanınmülküsaydığınıveancakhısımlarınaverdiklerinikanıtlıyor.

    Ama araçların birçoğu kişisel mülkiyetteydi. Yay ve oklar, kazmalar,baltalar, vb. bu araçları yapıp kullananlara aitti. Takıların durumu daböyleydi.Bir süre sonrahayvanlardabukapsamagirdi.Bununlabirlikte işaraçlarının,hayvanlarınvetakılarınkişiselmülkiyeti,temelüretimaracıolantoprağın ortak mülkiyetine bağımlıydı. Kişisel eşyalar istenildiği gibiaktarılamazdı:Miras genellikle klanın içinde kalırdı; domuzunu boğazlayanbiri akrabalarınaetvermekzorundaydı;kimsebir şeybiriktiremezdi, çünkükamuoyufazlaolanınklanüyeleriarasındapaylaştırılmasınıisterdi.

    Ev işlerinin de ortaklaşa bir özelliği vardı. Genellikle yüz kadar insanınbarındığı evlerde oturuluyordu. Büyük konutun ilk biçimine örnek, S.Tolstov’un rökonstitüsyonunu yaptığı, Amou-Daria’nın aşağı kesimlerindebulunan Kelteminar uygarlığının konutlarıdır; yuvarlak biçimli büyük birkulübeydi, ortasında sürekli olarak ateş yanıyordu. İki-başlı aileler5 çevrekesimlerdekiocaklardayemeklerinipişiripbunlarınyanındayatıyorlardı.

    Aynıdönemde,TunaveRennehirlerininormanlıkbölgelerindeyaşayanvetoprağı kazma ile işleyen, Orta Avrupa Neolitik boyları uzunlukları 35

  • metreye kadar evler yapıyorlardı. M.Ö. III. bin öncesinden başlayarakkonutlarınboyutlarıaşamalıolarakküçüldüveNeolitikdöneminsonundaençokrastlanantiptekonutkilyığınlarındanyapılanküçükkulübelerdi.

    “Uzun evler”in sakinlerinin gelenek ve ev yaşamlarını etnografyadanöğreniyoruz. Morgan, İrokuaların, sayıları 5-20 arasında iki-başlı aileleringruplar halinde, ağaç kütüklerinden yapılmış büyük evlerde yaşadıklarınıanlatır. Her aile, üzerinde ocakların bulunduğu bir merkezî koridora bakanbölmelerde yaşıyordu. Büyük topluluk ev işlerini ortaklaşa yapıyordu; av,balık avı ve tarım ürünleri ortaklığın yararlanmasına sunuluyordu. Amaİrokualarda üretimin kişiselleşmesinin başlangıcı gözlemleniyordu, yayavcılığı insana tek başına besin sağlama olanağı veriyordu. Sebze tarımıkısmen bireyseldi, bu nedenle aileler arasında pay dağıtımı yapılıyordu.Bununla birlikte klan, toprak mülkiyeti üzerindeki haklarını koruyordu;evlenenheryerligenç,ortak topraktanayrılanamabaşkasınaaktarılamayanbirpayalıyordu.

    Demek oluyor ki, klanlar düzeninin en yüksek aşamasında egemen olanortaklaşa üretim ve ev işlerinin ortaklaşa yapılmasıydı; ama üretim güçlerigeliştikçe üretim bireyselleşti, bu da iki-başlı ailelerin birbirlerindenayrılmalarına yol açtı. Geç Neolitik dönem Tuna tarımcılarının küçükkulübeleri bunu kanıtlamaktadır. Bununla birlikte, temel üretim araçlarınınmülkiyetiklanınelindekaldı.

    Başlangıcı Paleolitik döneme dayanan cinsiyete göre iş bölümü, yeniekonomi biçimlerinin gelişmesiyle giderek daha da güçlendi. Av vehayvancılık işleri erkeğin payına düşüyordu; kadın, toplama, toprağınişlenmesi,ev işleriveçömlekyapımıylauğraşıyordu.Bununsonucuolarak,yerleriveşenlikleriayrıolanerkekvekadınortaklıklarıoluştu.

    7. Anaerkil klan. Toplumun temel birliği anaerkil klandı. Tarım veçömlekçilikkadınınekonomikrolünedahadaönemkazandırıyorduveklanlardüzeninenüstaşamasında,kadınınkimizamanerkeğeoranladahaönemlibiryerivardı.

    Morgan’ın gösterdiği gibi, İrokuaların gelenekleri kesinlikle anaerkilözelliklere sahipti; evlilikten sonra, koca karısının klanına geçiyor ve onun“uzun ev”ine yerleşiyordu.Eğer erkek yiyecek payını sağlamakta tembellikederse, kalabalık bir ailenin babası olsa bile, etkili bir teyze ya da bir yaşlıonun lehinde şefaatta bulunmazsa klandan atılabiliyordu. İrokualarınçocuklarıanneninklanınaaitti.

  • Klanlar düzeninin doruklarında, iki-başlı aile güçlenmişti ama bununlabirliktetoplumunyöneticibirimideğildi.Dıştanevlilikgereğibabalardeğişikklanlardan geldiği için ailenin dağılmasından sonra mallar iki toplulukarasında paylaşılıyordu. İki-başlı ailenin genellikle besin sağlayacak toprağıyoktu.Buailedemallar ayrı kalıyordu;koca ekonomik çıkarlar bakımındançoğu zaman kendi klanının üyelerine bağımlıydı ve onların üretimetkinliklerinekatılıyordu.Bunedenleailesallantılıvegeçicibirevlilikbirliğioluşturuyordu; evlilik özel bir işlem gerektirmeden yapılıyor ve çiftlerdenbirinin isteği üzerine kolayca bozulabiliyordu. Grup evliliğinin kalıntıları,yasal zina, levirat (dul kadının ölü kocanın erkek kardeşiyle evlenmezorunluluğu) ya da sororat (dul erkeğe karısının ölümünden sonra onunkızkardeşiyleevlenmesiiçintanınanhak)şeklindedevamediyordu.

    Klanüyeleribirlikteoturuyorlaryada“anaerkilbüyükaileler”adıverilenbirçok çift oluşturuyorlardı. Hepsinin belirlenmiş hakları vardı. Kadın veerkeklerinhepsikendişefleriniseçiyorvegerektiğindegörevdenalıyorlardı.Askerî komutan savaş süresi için seçiliyordu. Klan üyeleri yardımlaşma vebirbirlerinikorumaklayükümlüydüler.Klanındinselbayramları,kendiyeraltımezarlıklarıvardı.

    Dahayaygınbirörgütlenmebiçimi,birçokklandan(başlangıçtaçiftsayılı)oluşan fratri (kabile) idi. Fratri bölünmüş büyük bir klan biçimiydi. Genelkurullarda ve ortak bayramlarda fratri üyeleri arasında dayanışma sözkonusuydu; savaş sırasında, fratri bir savaş birliğine dönüşüyordu. İlkeltoplumzincirinegörebundansonragelenhalka,komşubölgelerden tarafsızbirbölgeyle(genellikleorman)ayrılanbirtoprağı,kendidiliveayrıbirdiniolan tribü (boy) geliyordu. Klan başkanlarını, askerî şefleri kapsayan tribümeclisi savaş ilan ediyor ve barış yapıyordu ama kararların her zaman oybirliğiyle alınması gerekiyordu. Genel olarak bir klan başkanı olan tribübaşkanınınbüyükyetkileriyoktu.

    Başkanınsaygınlığıkişiselniteliklerinebağlıydı:Avcılıkyeteneği,savaştayiğitlik, bilgelik, konukseverlik, vb. Yetkileri kalıtsal değildi; bu yetkilermaddigücedeğil,genelonamayadayanıyordu:Başkanherzamangörevindenalınabilirdi.Başkalarındandahavarlıklıolmayanbaşkan,avganimetlerinivetarım ürünlerini klanın öteki üyeleriyle paylaşmak zorundaydı, bu da onunotoritesinigüçlendirmeyekatkıdabulunuyordu.

    Evişlerininyönetiminiüstlenen,anaerkilbüyükaileninüretimetkinliğiningerçekörgütçüsüdurumundaolankadınakarşıbüyükbirsaygıgösteriliyordu;başkanlarbilekadınlarıdikkatealmakzorundaydılar.

  • Klanörgütütamamendemokratikti:Herkesklandaözgürvebirbirineeşitti.İlkel insanlar, haklar ve ödevler arasında bir ayrım yapmazlardı. Üretim,toplantılara ve sefere katılmak bir hak olduğu kadar ödevdi. Bu etkinlikgönüllübiretkinlikolmasınakarşın,katılmayıreddedişbireyi toplumdışınaatan bir küçülmeyle sonuçlanırdı. Ama bu dönemi ülküselleştirmek yanlışolur. Üretim güçlerinin yetersizliği, doğaya karşı girişilen savaşta kişiliğinezilmesi, zayıf doğan çocukların öldürülmesi gibi acımasız geleneklereyansıyordu.

    Klan ve tribü kapalı kurumlardı. İç uyuşmazlıkların, klan üyelerininoluşturduğu meclis tarafından çözümlenmesine karşın, bir başka klanınüyesinekarşıyapılanbirhakaretöcalmayayolaçıyordu:Bütünklanhakareteuğrayanın savunmasınıüstleniyordu.Tribüdahadakapalıydı.Onundışındakalanherşeyyasadışıydı.

    İlkel toplumda savaştan söz ederken, gerici burjuva yazarları, kafa derisiyüzme,kafatası avcılığı,yamyamlık, işkence,vb.hikâyeleriöne sürüp“kandökücülük”ünaltınıçizmeyebayılırlar.Oysa,başlangıçtaçokenderolanbutür olaylar, tribüleri birbirlerine karşı kışkırtmayı amaçlayan Avrupalısömürgecilerin etkisiyle çoğalmıştı. Papou’ların barışçı mizaçlarından sözedenMikloukho-Maklaihaksızdeğildir.

    Burjuva bilginleri ilkel toplumda savaşların rolünü abartıyorlarsa, bununamacı,busavaşlarınherzamanvarolduğunukanıtlamakveböyleceinsanlıkdışıkışkırtıcılıkideolojisinihaklıgöstermekiçindir.Gerçekte,savaşdoğalbirolgu değildir. Örneğin, Avustralyalılar hemen hemen hiç döğüşmezlerdi vekavgaları, işinkötüyegideceğinianlaranlamazarayagirenyaşlılarıngözleriönündeolurdu.Bunedenle,bu“savaşlar”dapekenderkandökülürdü.Klandüzeninin doruk noktasına ulaştığı dönemin sonuna doğru silahlı çatışmalarçoğaldı ve daha acımasızlaştı. Yerleşik yaşam tarzı belirginleştikçe veyiyecekler yığıldıkça, kendi toprağına kapalı tribü komşularına karşı dahadüşmanca davranmaya başladı. Savaşları çoğu zaman yakıp yıkmalar vekıyımlar izliyordu.Klanköylerininartıkkazık tablayalarla çevrilmesiyadaerişilmesigüçyerlerdekurulmalarıboşunadeğildir.

    Bazen,yenilenler,zaferkazanantribününbirklanınakatılıyorlardı.Törensırasında, tutsaklardan biri, anaerkil soydan akrabalığı simgelemek içindudaklarınıyaşlıbirkadınıngöğsünehafifçedokunduruyordu.

    Klan düzeninin darlığı, nihayet, geleneklerin bireyin çıkarlarınıbastırmasında, özgürlük ve girişim ruhuna engel olmasında kendini

  • gösteriyordu. Bundan sonraki evrimin ilkel topluluk düzeninin yıkılmasınayolaçmasızorunluydu.

    8.Klanlardüzeninindoruknoktasındatinselkültür.Üretimgüçleriningelişmesi insanın tinsel (manevi) güçlerini geliştiriyordu.Kara ve balık avıgereçlerinin yetkinleşmesi, hayvanların alıştırılması ve bitki yetiştirme, taşdelgi,bıçkıvecilaişlerininilerlemesi,evyapımı,çömlekçilik,dokumacılık;bütün bunlar, insanın teknik deneyimini genişletiyor ve zihin gücünüzenginleştiriyordu.

    İnsan düşüncesinin gelişmesi kendini özellikle soyut düşüncelerinoluşmayabaşlamasıylabelli etti vebunahesap sanatınınöğrenilmesibüyükkatkıdabulundu.Tarihinilkdönemlerindeinsanlarancakikiyadaüçekadarsayabiliyorlardı,dahafazlasıpekenderdi.Üstünbirbellekhesabınyerinibiryere kadar tutuyordu: Sürüdeki her koyunu, her meyve ağacınıanımsıyorlardı, ama henüz koyunların ya da ağaçların sayısıyla ilgili soyutkavramları yoktu. Hesap ancak düşüncenin evriminin oldukça ileri birevresindegelişebildi.

    Üretimalanındakazanılandeneyimindilüzerindedoğrudanbiretkisioldu.Bilimadamları, dilin bir toplumsal olgu olarak doğuşunu ve özelliğiniaçıkladılarvegelişimininkarmaşıkgüçlüğünüortayakoydular.Hiçkuşkusuzinsanınüretimetkinliğinesıkısıkıyabağlıolmasınedeniyle,üretimalanındameydana gelen değişikliklerin etkisinde kaldı dil. Başlangıçta, dil, soyutdüşünce gelişmediği için somut özelliğiyle belli oluyordu. Etnograflargelişmemiş çağdaş ulusların dillerinin soyut kavramlar bakımından yoksulolduklarını belirtiyorlar: Ağaç, hayvan, kuş vb. türleri (ve aynı zamandaörnekleri)tanımlayanbirçoksözcükleriolduğuhalde,budillerdeçoğuzaman“balık”, “ağaç”, “hayvan”gibi sözcükler eksiktir.Bubetimleyici özellik dilbilgisel yapılarında, örneğin, çekimlerde ikil ve üçüllerin kullanılmasında,nesnetürlerinin(sınıflarının)çokluğundagörülür.İşkazanımlarınıngelişmesisözcük dağarcığını çoğalttı ve dil bilgisel yapıyı yetkinleştirdi. Düşünceninevrimigidereksoyutkavramlarıgetirdi.

    Kuşaklarboyutoplanandeneyim,ilkelinsanaçevreortamdayönünüdoğrusaptamasına olanak sağladı: Avcı bıraktıkları ize bakarak hangi hayvanagereksinimiolduğunuanlıyordu.Erkekmiyoksadişimi,gençvesakınımsızmı, yoksa yaşlı ve kurnaz mı? Avın bütün alışkanlıklarını bilen avcı,tuzaklarını uygun yerlere büyük bir beceriyle kuruyordu. Hayvanlarındavranışları ona ilkbaharın yaklaştığını haber veriyordu. Belleğin saptadığıolgular arasındaki birçok ilişki ve ortaklıklar ilkel insanın deneyimlerini

  • oluşturuyordu.

    İnsanındeneyselbilgileri,kendivarlığınailişkindüşünceleri,çevresindekidünyaya ilişkin düşünceleri işte böyle gelişti. Steplerde, ormanlarda yaptığıuzun yürüyüşler onu yıldızlara yönelmek ve bunun sonucu olarak “yıldızharitası”nı, yıldızların gökyüzündeki konumunu bellemek ve belleğindetutmakzorundabıraktı.Kumunyadaağaçkabuğununüzerineilkelcoğrafyaharitalarıçizmeyioldukçaçabuköğrendi.

    Tarım, insanı, işlerini tamzamanındayapabilmesi için,örneğinekim içindikkatealmasıgerekenmevsimlerealıştırdı;mevsimleringözlemlenmesiilkelbirtakviminyapılmasınayolaçtı,hiçkuşkusuz,bunlargenellikleaytakvimiolduklarındanaylarbirbirineeşitdeğildi.

    Hastalıkları iyileştirmek için bitkilere ve masajlara başvurdular. Ama builkel,yalnızcagöreneğedayalıilaçlarhenüzinsanvücudununsomutbilgisinedayanmıyordu.

    Bu kuşaktan öteki kuşağa deneyim biriktirerek, insanlar yavaş yavaş birbireşimeulaşmayıbaşardılar:Etkilerininnedeninianlamadankeskinzehirleryapmayıöğrendiler.

    Klanlar düzeni boyunca yazının ilk biçimi yavaş yavaş biçimlendi:Piktografi(resim-yazı).

    İlkel insanlar siyah lekelerle kaplı bir at çizerek hayvanlardaki şarbonhastalığını dile getirmek istiyorlardı. Başka yazı biçimleri de vardı: Küçüklevhalar,düğümlüipler.Herişaretinbellivebilinenbiranlamıvardı.İlkyazıbiçimlerinin ortaya çıkışı soyut düşüncenin önemli bir gelişiminikanıtlamaktadır.

    Üretim alanındaki deneyim ve klanın ya da tribünün bilimsel bilgitohumları yeni kuşaklara eğitim yoluyla aktarılıyordu. Klanlar düzenidönemindeeğitimindegenelözelliğivardır:Kızveerkekçocuklaryaşlılarıngözetimialtındaydı.Çocuklarçabucakbağımsızlaşıyorlarvebaştaavolmaküzere klanın üretim etkinliğine erkenden katılıyorlardı. Av çocuklarınolağanüstü sabır vebeceri gösterdikleri bir sınavgibiydi.Kongolu çocuklarellerindeki yemlerle saatlerce kımıldamadan pusuda bekleyebilirler: Amaellerinekuşkonuncaçevikbirhareketleonututabilirler.

    Kazanılmışişyetenekleri,bedeneğitimi,sağlıkbilgisi,ilkbilimselbilgilerve klanın töreleri, ilkel toplumda eğitimi oluşturan konulardı.Yeniyetmelikçağagelinceerkeklervebazendekızlar“giriş”adıverilenbirdizisınavdan

  • geçiyorlardı.Busınavlarşenliklerdöneminerastlıyorve…

    Bir türayindibunlar.Butörenlersırasındadelikanlılarınklanve tribününtörelerini bildiklerini kanıtlamalarının dışında acıya karşı dayanıklıolduklarını da göstermeleri gerekiyordu: Kamçılanıyorlar, dizleri kırılıyor,vücutlarında derin yaralar açılıyor, bazen de üzeri yaş dallarla kaplıyakmalığın üzerinde, ısı ve dumana karşın, yaşlılar bu işkenceyidurduruncayakadaryatmakzorundakalıyorlardı.Yalnızca,girişibaşaranlarklanın yüzde yüz üyesi oluyorlar, giriş sınavında başaramayan zayıflar isetoplumtarafındanküçükgörülüyordu.

    İlkel toplumda plastik sanatların ilkel örnekleri ortaya çıktı. Karanlıkmağara köşelerinde, ölgün ateş ışığında, sanatçılar çok renkli resimleryaptılar: Öldürülmüş atlar, koşan ya da rahatça yatan bizonlar, büyük avsahneleri…Aynıdönemde,fildişiveboynuzdan,sonhızlakoşangeyikyadatuhaf saçlı, arkadan kuyruk gibi sarkan kemerli insan (özellikle kadın)heykelcikleri yapıldı. Mezolitik dönemden itibar