mesele dergisi | sayı 3

16
BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR SAYI: 3 • PARA İLE SATILAMAZ • AYLIK YAYINDIR • ŞUBAT‘17 Hz. peygamberin (s.a.v) bize emrettiği istikamette bir elin parmakları gibi birbirimize kenetlenir ve kardeş olursak İslam aleminin içinde bulunduğu tüm sorunları aşarız. Bunun için yeterli güce, akla ve birikime sahibiz. Semerkand’ da, Bağdat’ ta, Kahire’ de, Şam’ da, Bosna’ da, Kudüs’ de, İstanbul’ da ve daha nice şehrimizde tarihte kurduğumuz o parlak medeniyetleri ve barış iklimini eğer kardeş olursak yediden inşa ederiz. Dillerimiz, rengimiz, örfümüz, adetimiz farklı olabilir. Lakin bizim birbirimizle anlaşmak için tercümana veya aracılara ihtiyacımız yok. Çünkü biz gönül diliyle zaten konuşuyoruz. Her gün beş vakit namazda aynı kıbleye yönelen, dara düştüğünde aynı Allah’ a sığınan ve aynı peygamberin ümmeti olan insanlarız. İşte bunun için biz gönül diliyle konuşup aramızdaki meselelere hatta yeryüzünde insanlığı ilgilendiren her meseleye ümit olabiliriz. ÜMİT; KARDEŞLİK, MÜJDE; ZAFER...

Upload: emresk8

Post on 20-Mar-2017

15 views

Category:

News & Politics


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Mesele Dergisi | Sayı 3

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIRSAYI: 3 • PARA İLE SATILAMAZ • AYLIK YAYINDIR • ŞUBAT‘17

Hz. peygamberin (s.a.v) bize emrettiği istikamette bir elin parmakları gibi birbirimize kenetlenir ve kardeş olursak İslam aleminin içinde bulunduğu tüm sorunları aşarız. Bunun için yeterli güce, akla ve birikime sahibiz. Semerkand’ da, Bağdat’ ta, Kahire’ de, Şam’ da, Bosna’ da, Kudüs’ de, İstanbul’ da ve

daha nice şehrimizde tarihte kurduğumuz o parlak medeniyetleri ve barış iklimini eğer kardeş olursak yediden inşa ederiz. Dillerimiz, rengimiz, örfümüz, adetimiz farklı olabilir. Lakin bizim birbirimizle anlaşmak için tercümana veya aracılara ihtiyacımız yok. Çünkü biz gönül diliyle zaten konuşuyoruz.

Her gün beş vakit namazda aynı kıbleye yönelen, dara düştüğünde aynı Allah’ a sığınan ve aynı peygamberin ümmeti olan insanlarız. İşte bunun için biz gönül diliyle konuşup aramızdaki meselelere

hatta yeryüzünde insanlığı ilgilendiren her meseleye ümit olabiliriz.

ÜMİT; KARDEŞLİK, MÜJDE; ZAFER...

Page 2: Mesele Dergisi | Sayı 3

MES

ELE

MESELE

2

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

SAYI: 3

Ey ölümden önce ölümü tadan kişi!

Ey sılanın yolunu gözleyen gurbetçi!

Nedir asıl mesele?

Asıl mesele;

Yağmurlar ne denli şiddetli olursa olsun,

Bir insanı bile ıslatmamaktır.

Yaprakların dökülmesine ağlamak değil,

Yeni ve daha güçlü fidanlar dikmektir.

Kin ve nefrete hüzünlenmek değil,

Her daim hüzünlere aşkı buyur edebilmektir.

Her gidiş bir terk ediştir, kaçmaktır,

Seni bırakanı bile sevmektir asıl mesele.

Tüm çaresizliklerden sonra aradığın mutluluksa eğer,

Tekrar, tekrar kendine dönebilmektir mesele.

Tamamen kabul, başta reddiye gerektirir,

Yargılamadan, sorgulamadan "Eşhedü" diyebilmektir

Asıl mesele...

Toki Aliya İzzetbegoviç Anadolu İmam Hatip Lisesi

Fatih DURĞUTOkul Müdürü

Genel Yayın YönetmeniAtakan ÇELİK

Yazı İnceleme KuruluErcan SARAÇOĞLUGülistan YILMAZ

Yayın KuruluSüleyman DULKARRecep KIRBAŞ

Grafik-Tasarım Coşkun KALE

Reklam SorumlusuNuriye Sultan AYCIN

FotoğrafAbdullah KOOJAN

Sosyal Medya Genel SorumlusuHasan DEMİRALP

İletişim Bilgileri:+90 212 801 55 55aliyaizzetbegovicaihl.meb.k12.traliyaizzetbegovicaihl@hotmail.comfacebook.com/tokialiyaizzetbegovicaihl

Adres:Kayabaşı Mah. Fenertepe Cad. No: 17 Başakşehir - Kayaşehir/İST

Yazıların sorumluluğu yazarlara aittir.

Page 3: Mesele Dergisi | Sayı 3

MESELE

3

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

SAYI: 3

İnsan, hayat yolculuğuna inanma ihtiyacı ve amacıyla başlar. O, kendi varlığının şuuruna erer ermez Allah’ı arar. İman değerine ulaşınca da, hep Allah inancı ve bilinciyle yaşar. Bunun için iman, dünya zorluklarına karşı, insanın tek güvencesi, umudu ve gönlünü dolduran sevincidir. İman, insanı sadakat ile Allah’a bağlayan ve yaşanan hayatı İslâm’a ayarlayan en üstün değerdir.

İnsana bahşedilen manevi zenginliklerden biri de ümittir. Ümit, insanın inancını hiçbir zaman yitirmemesi ve geleceğe güvenle bakabilmesidir. Ümitsizlik de, inancın zayıflaması ve eksilmesi demektir. Ümitsiz bir dünya hayatı mümkün değildir. Tokları çalıştıran aç kalma korkusudur; açları çalıştıran da doyma ümididir. Rabbimizin bizlere verdiği nimeti muhafaza etmek için hep ümit var olmanın yanında , İslam için çalışmamızda gereklidir.

Ümit etmek, sadece kendimiz için gelecek hayali beslemek değil, tam aksine tüm olumsuzlukların kararlı, bilgili ve sabırlı çabalarla aşılabileceğine inanmaktır. Bunun için ümit eden kimse, eksik şahsiyetlerin hatalarını merhametle karşılar, noksanın acısını içinde duyar ve bir gün daha iyiye erişilebileceği inancını taşır. İnsan ümitle yaşar, eksikliğin, olumsuzluğun ve yetmezliğin azabından, iman ve ümitle kurtulabilir. İşte bu yüzden Kur’an insanlara, hiçbir zaman ümit ve cesaretlerini yitirmemelerini; gerçekten inandıkları takdirde, mutlaka en üstün şahsiyetler durumuna gelebileceklerini belirterek, onlara iman ve umut aşılar. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyi ve karamsarlığa düşmeyi de, inkâr alâmetlerinden biri sayar. Ayrıca ümitsizlik, zamanla insanın şahsiyet krizi içine girmesine de yol açar. Ümit, hem bir inanış prensibi, hem de bir yaşayış biçimidir. Bu yüzden o, korunması gereken manevi bir değerdir. Ümitsizlik geleceği, umursamazlık da geçmişi unutturduğundan bu olguların, insanın manevi hayatında yer alması gerekir.

Eğer güneşin doğmasından ümit kesilmemişse, onun yeniden doğacağına inanılıyorsa, o takdirde umutla yaşanabilecek ve mutlu olunabilecek günler tamamen bitmemiş demektir. 15 Temmuz hain darbe girişimi güneşimizi söndürmek istedi ancak mevlam buna izin vermedi.

Çünkü; La Ğalibe İllallah.

Sağlıcakla kalınız...

Fatih DURĞUTOkul Müdürü

IMAN VE ÜMIT

Page 4: Mesele Dergisi | Sayı 3

MES

ELE

4SAYI: 3

“Ümitvar olunuz! Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslamiyet’in olacaktır.” der Bediüzzaman Said Nursi Şam hutbesinde.

Geçmişte yaşanılan ezanların yasaklanması, içinde Allah lafzının geçtiği konuşmaların suç sayılması, Kur’an-ı Kerim okumanın veya bulundurmanın ceza sebebi olması gibi hadiseleri düşündüğümüz zaman bu döneme baktığımızda Said Nursi’nin bu müjdesine adım adım yaklaşıldığını daha fazla idrak etmekteyiz. Tek dişi kalmış canavar olan Batı medeniyeti (!) her ne kadar Müslümanlara ve İslam dünyasına tahakküm sağlıyor gibi düşünülse de esasen Müslümanlar manen terakki halindeler. Manevi mücahede halinde bulunduğumuz şu dönemde ferdi bir şey yapmamız çok zor gibi görünse de “Zaman birlik olma ve kurtuluşa erme zamanıdır.” prensibiyle hareket etmeliyiz. Ferdi olarak bize düşen iman ve ahlak yönünden toparlanıp iyi bir kul olabilmek, günümüzde fazlasıyla tahrip edilmiş değerlerimize sahip çıkabilmek ve Rabbimizin rahmetinden ümidimizi kesmeden İslamı yaşama ve yaşatma gayesiyle dolu olmak ve “İ’la-yı kelimetullah”ı hayatımızın her anına tatbik edebilmektir.

Ümit etmek Kur’an-ı Kerim’de müminin önemli bir vasfı olarak belirtilir. Ümitvar olmak aslında bizim imanımızın gücünü ortaya koyan bir göstergedir. İnsan imanı nisbetinde ümit eder. Çünkü, O “OL!” deyince en olmazlar oluverir. Her şeyin Allah’ın dilemesiyle gerçekleşebileceğini bilen bizler hiçbir konuda üzüntüye, karamsarlığa veya ümitsizliğe kapılmamalıyız. En çetin şartlarda bile Allah’ın rahmetini yakınımızda hissetmeliyiz. Dua etmek bir ibadet olduğu gibi aslında Rabbimize karşı ümitvar tavrımızın da bir göstergesidir. El açmalı, dilemeli, yalvara yakara Rabbimizin bizi terk etmemesini istemeliyiz.

İslam dünyasının şu anda içinde bulunduğu durum zalim, cani, katil, vahşi devletlerin Müslümanları katli belki bizleri ye’se sürükleyebilir. Ancak, ye’sin ilacı bizim iman gücümüzdür. Mümin olmamız hasebiyle hayatımızın bütününde Allah’la irtibatımızı güçlü tutmalı, ümitsizliğin bizim imanımızı zayıflatmasına izin vermemeliyiz. İnsanlık elbet bir gün İslamın güneşine teslim olacaktır. Onun nuruyla aydınlanacaktır. Ancak, biz bu dünyada tüm insanlara İslamı anlatma konusunda kendimizi sorumlu ve görevli hissetmeliyiz.

Dünyanın dört bir tarafında Müslümanların yaşadığı zulümler karşısında “Rabbim halasa erdir bizi.” feryatları yükselirken biz Müslümanlara düşen durup seyretmek değildir. “Elimden ne gelir ki?” fikri ve zikriyle hareket edersek imanımızdan da şüphe edilir kulluğumuzdan da. Çünkü, İslam alemi düştüğü yerden ancak yek-vücut olursa kalkacaktır. Tüm Müslümanların acısı bizim acımızdır. Onlar zulüm gördüğünde, katledildiğinde bizim de içimiz yanmalı, el açıp Rabbimize sığınmalı, din kardeşlerimiz için kurtuluş vesilesi dilemeliyiz. İslam aleminimaruz kaldığı zulümlerden kurtarmanın acizliğinden uzaklaşmanın yegane kaynağı İslami uyanıştır. Biz Müslüman kardeşlerimizin elinden tutup birlik ve beraberlik içinde islam medeniyetini yüceltmeliyiz. Birlik olamazsak ne zulüm ne fitne bitecek ne de akan kanlar ve dökülen gözyaşları dinecektir. Üzerimizdeki miskinliği silkelenip atmalı tüm dünyaya meydan okuyabilecek kadar iman gücüyle dolu olmalıyız.

Dünya üzerinde zalimin zulmüne maruz kalan tüm müslümanların çektikleri eziyetlerin bitmesi dileğiyle… Allah, ümmetin yardımcısı olsun. Amin…

Gülüstan YILMAZ /Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

ÜMiT VE MÜJDE BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

Ümitle bakmalıyız her ne olursa,Ümit vardır elbet iman da varsa.Müjdelenir bir haber, ‘muştu’ misali,Kör kuyular aydınlanır, sabır mazharsa.

Çaresizlik ne acıdır; olmazsa deva,Bu yol ki çok muzdariptir; öksüz bir dava.Elbet bir gün bulursun sığınacak meva,Yitirme umûdunu, akıbeti sefa.

İnsanoğlu su gibidir, akar <<akmaktadır>>,Akmak pek mühim değil, marifet <<bakmaktadır>>.Ümitle kal, ümitle bak her meseleye,Bu iştahsızlık, bu suskunluk acaba niye?

Kehkeşanlı gök, dalgalanan bayrak,Biz de gayrı vazife, bizimledir Hâk.Oyalanmayı, esnemeyi artık bırak,Bak, tan ağarıyor, görünüyor ırak...

Süleyman DULKAR / 11-C

UMMAK

Page 5: Mesele Dergisi | Sayı 3

MESELE

5SAYI: 3

Ufuklarda ışık var.. Geleceğin nûru bu!Beklenen sabahların muştusu, uğuru bu!

Ölüden farksız olan insanlığın Sur’u bu!

Haydi artık koş yetiş, iller seni bekliyor!Hakîkate susamış diller seni bekliyor!

Artık yeter! Yıllardır gönüllerimiz hastaHer güzel haslet, bir bir boğuluyor bu yasta

Cezâyir’de, Yemen’de, Bosna-Hersek’te, Fas’ta

Kucak kucak açılmış kollar seni bekliyor!Issız karanlık dağlar, beller seni bekliyor!

Câhiliye devrinin korkunç karanlıklarıKarartırken gün be gün imanlı ufukları

Nerede Hak Nebî’nin Hamzâ’sı, Fâruklar’ı?!

Sağanak sağanak nûr ol gel, seller seni bekliyor!Şerhâ şerhâ yarılmış çöller seni bekliyor!

Gülmeye hasretlere burcu burcu sevgi ol!Yağmur yağmur rahmet ol; gönüllerimize dol!

Yıldızlarca ışık şaç!.. Aydınlansın sağ ve sol!

Nağmelerin duyulsun, teller seni bekliyor!Tomurcuğa susayan dallar seni bekliyor!

Her engel aşılmalı sevgi ile imanla..Pırıl pırıl nesiller filiz versin irfanla..Asırların pasını yıkayalım Kurân’la..

Varoluş mânâsında güller seni bekliyor!Duâ duâ açılmış eller seni bekliyor!

İnananlar güçlüğü elbet yener, bilirsin..Size ümit bağlayan gelecekler sevinsin..Peygamberimiz’e âşık, özlenen bir nesilsin..

Gel evlâdım, durma gel! Yollar seni bekliyor!Boşa geçmesin zaman, yıllar seni bekliyor!Ve Tuna’lar.. Dicle’ler.. Nil’ler seni bekliyor!Haydi artık koş yetiş!.. İller seni bekliyor!

Mukaddes ÇITLAK(Mukaddes ÇITLAK hanımefendiye teşekkür ediyoruz.)

Mukaddes Çıtlak

UFUKTAKİ IŞIKLAR(REİS-İ CUMHURUMUZA İTHÂFEN..)

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

27 yıllık öğretmenlik hayatında binlerce gence Kur’an-ı Kerim öğreten, yüzlerce hafız yetiştiren, 30 yılı aşkın süredir üniversite öğrencilerine rehberlik hizmeti yapan bir dernekte aktif çalışmalar yapan Mukaddes Çıtlak, o mümtaz şahsiyetlerden sadece biri. Kah bir salonda seminer veriyor, kah bir sınıfta fahri Kur’an öğretmenliğine devam ediyor. Bir yandan da yaşlı annesine bakıyor, torunlarının yetişmesine katkı sağlıyor. O aynı zamanda ülkemizin ünlü anneannelerinden biri. Torunu

Reyyan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal ile evlendiği zaman adını sıkça duymuştuk. Ancak, biz bu özelliğini bir kenara bırakıp kadın, anne, eş ve öğretmen sıfatlarını hakkıyla taşıyan Mukaddes Çıtlak ile yetiştiği yılları ve hizmetlerini konuşalım. Zamir olarak kullanmak zorunda kalışının haricinde ‘ben’ demeyi sevmeyen Mukaddes Hocahanım, toplumda gördüğü olumsuzluklar karşısında “Acaba bu durumu güzelleştirmek için ben ne yapabilirim?” sorusuna cevap arayarak, üzerine düşen vazifeleri hakkıyla yerine getirmeye çalışarak geçirmiş ömrünü. Bunun için mutlaka devletin üst kademelerinde, yönetici makamlarında olmanın da gerekmediğini düşünmüş. İnsan olarak başta güzel örnek olmak, yapıcı tavırlarda bulunmak, bütün insanlara sevgi, ilgi ve bilgi ile yaklaşmak gerektiğine inanmış. Allah Resulü’nün “Ya Rabbi yaptıklarımın şerrinden de yapamadıklarımın şerrinden de Sana sığınırım.” sözünü kendine şiar edinen Mukaddes Hoca, Resulullah için böyle bir şeyin varid olamayacağını, O’nun bizi eğitmek, terbiye ve irşad etmek için bunu söylediğini hatırlatıyor.

Page 6: Mesele Dergisi | Sayı 3

HOCALARIMIZDAN KiTAP TAVSiYELERi1) John Verdon Aklından Bir Sayı Tut (Burcu Yıldırım - Coğrafya Öğrt.)

2) Yahya Kemal Beyatlı Aziz İstanbul (Atıf Özkan - Beden Eğitimi Öğrt.)

3) İskender Pala Şah & Sultan (Hatice Çavuş – Coğrafya Öğrt.)

MES

ELE

6SAYI: 3

Yüce Allah bizleri zatına kulluk yapmak için yarattı. Bu dünyaya gönderiliş amacımız O’nu tanımaktır. Hayatımız ancak O’nun emirlerini yerine getirerek, yasaklarından kaçınarak, “Emr-i Bil Ma’ruf Neyh-i Anil Münker” yaparak anlam kazanır. Yüce Allah şöyle buyurur:

“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.”(Ali imran :110)

Aldığımız her nefes Rabbimizin bize tövbe edip, kendimize çeki düzen vermemiz için sunduğu bir fırsattır.

Alem-i İslam’ın durumu perişan. Suriye kan ağlıyor, Irak darmadağın, Filistin esir, Arakanlı kardeşlermiz esir, Yemen açlığın pençesinde, Doğu Türkistan’da Müslüman kardeşlerimiz Çin mezalimi altında inim inim inliyorlar. İslam dünyasının kalanı derin bir uykuda. Lüks ve tüketim çılgınlığının pençesinde emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmekteler. Kur’an-ı Kerim’in ahkamı unutulmuş. Müslümanlar amansız bir gaflete dalmışlar. Tağuti düzenlerin hegemonyasında zillet çukuruna saplanmışlar. Taklit bataklığında kıvranıp durmaktalar. Bu meyanda hepimize büyük görevler düşmektedir.

İ’layı Kelimetullah için peygamberimizin ve onun ashabının gayretleri bize örnek olmalıdır. Ebu Eyyub-

el Ensari Hazretleri 90 küsür yaşında İstanbul’un fethi için sefere çıktı. Evlatları ‘’Babacığım biz sefere çıkalım. Sen evde kal, dinlen yaşlısın, hastasın.’’ dediklerinde ‘’Evladım son nefesimize kadar cihatla mükellefiz.’’ buyurarak orduya katılmış ve İstanbul’da şehit olmuştur.

Sahabe, ilerleyen yaşlarına rağmen dünyayı karış karış dolaşarak son nefeslerine kadar Yüce Allah’ın dinine hizmet ettiler. Atalarımız asırlar boyu dünyaya hakkı ve adaleti hakim kılmak için yılmadan yorulmadan cihad ettiler.

Bizler de bu yola hizmet etmekle yükümlüyüz. Hâkk’ a giden yolda yürümek azim ve sebat ister. Son nefesimize ve son nefesimize kadar tıpkı bizden öncekiler gibi tevhid sancağını gidebileceğimiz en uzak yere kadar götürmeliyiz.

Yaratılış amacımıza uygun bir yaşam sürdürmeliyiz. Kur’an davasından, onu temsil etmekten bir an geri durmamalıyız. Bu davanın ateşini yüreklerde tutuşturmak mefkûremiz olmalı. Davaya yakışır güzel bir ahlakla bezenmeli, ilim ve irfanla donanarak kutlu yürüyüşümüzü sürdürmeliyiz.

Bu bir tercih meselesidir. Dünyanın geçici lezzetleri mi, ahiretin sonsuzluğu mu? Nefsin arzu ve istekleri mi, Yüce Allah’ın rızası ve hoşnutluğu mu? Hayat görüşümüzü bu perspektifte ele almalıyız.

Yavuz İRENCİ / Meslek Dersleri Öğretmeni

MESELEMiZ...BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

Page 7: Mesele Dergisi | Sayı 3

MESELE

GEÇMiSTEN GÜNÜMÜZE...

HAYAT DERSi

7SAYI: 3

Kardeşlerim, biz Müslümanların başındaki belalar malumunuz. Hepimiz yapılan zülmü ve ülkemizin üzerinde dönen oyunları biliyoruz. Peki ne mi yapacağız? Umudumuzu kaybetmeyeceğiz ve Allah’tan ümidimizi kesmeyeceğiz.

Neden mi?

El cevap;

Kardeşlerim biz tren üretiyorduk ama pes ettik ve tren almak zorunda kaldık. İlk önce (sivil) uçağı biz ürettik ama biz gene pes ettik ve para ile almaya başladık. En önemlisi araba ürettik ama benzin koymayı unuttuk diye pes ettik veya ettirildik. Ümidimizi kaybettik. Eğer ki ümidimizi kaybetmemiş olsaydık şimdi tren, uçak, araba ve daha fazlasını üretiyor ve satıyor olurduk. Bunlar ümidimizi yitirdiğimizde kaybettiklerimiz. Şimdi ümidimizi kaybetmediğimiz yerlere gidelim.

Kardeşlerim, Ertuğrul Bey; Moğollar, Haçlılar, Bizanslılar ile karşı karşıya idi ama pes etmedi, ümidini yitirmedi ve 600 yıl yaşayacak bir devletin temelini attı. Fatih ümidini yitirmedi ve İstanbul’ u aldı. Uzağa gitmeyelim, Çanakkale’ de ordu umudunu kaybetmedi, ümitsizliğe kapılmadı ve bir destan yazdı. Daha da yakını 15 Temmuz, 15 Temmuz’ da millet ümidini kaybetmedi ve zafere ulaştı. Bunun gibi bir çok olay anlatırım, anlatırım ama sıkılırsınız, onun için burada bitirelim.

Dinle ey Küffar ordusu ve Şii ordusu, yenileceksiniz! Çünkü biz daha pes etmedik, inancımızı yitirmedik, Allah’tan ümidimizi kesmedik ve kesmeyeceğiz.

Ey Şehit aileleri, Ey gaziler, Ey Musul, Ey Kerkük, Ey Suriye, Ey Irak, Ey Filistin ve zorda olan kardeşlerim size bir müjdem var; “UMUT”.

Esselemü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Bereketüh.

Muhammed ÖZCAN / 11-C

Sence uyku neden tatlı gelir insana? Ölüm de bu kadar tatlı mı acaba? Rahat ve yumuşak bir yataktan kalkası gelmez insanın. Eğer rahat bir yatağınız varsa tabiki tatlı gelir uyku. Ölümün bu kadar tatlı gelip gelmeyeceğini ise Allah bilir.

Bir düşün lüks bir villada otururken küçük bir gecekonduya taşınır mısın? Mecbur kalırsan tabiki taşınırsın? Maddi veya manevi sorunlar yüzünden yapılmayacak şey yok. Aynen bu şekilde bir gün ölüm meleği gelse ve göçüp gitsen, toprağın altına girsen yumuşak yatağın kadar rahat olur mu orası? Rahat olması senin dünyadaki imtihanının sonucuna bağlı. İmtihanın iyi geçtiyse emin ol yattığın kabir sadece rahat olmakla kalmayacak, adeta bir saraya dönecek. Bunu da istemeyen yoktur herhalde, değil mi?

Bu imtihana o kadar çalış ki sonuç kötü çıkmasın. Emin ol girdiğin tüm imtihanlardan daha değerli ve hayırlı olacak bu imtihan. İmtihanı kazanamayanlara ne olacağını söylememe gerek bile yok ama çok istiyorsan söyleyeyim. Her zaman olduğu gibi sınıfta kalacaklar.

Mücahit UÇAR / 11-B

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

Page 8: Mesele Dergisi | Sayı 3

Okulumuzda yapılan ‘’Namazı Yaşamak’’ adlı kitap yarışmasını kazanan ilk beş kişi belli olmuştur.• HacıYusufSavcı9/I• MesutMelihTekeci10/B

• HalitÇabuk11/A• M.ZahitAktaş11/C• MuhammedSalman12/A

Bu kişilere Saafi dönerde yemek ikram edilecektir.

“GençVaizlerGençlerleBeraber” Adlı Salı Sohbetlerimiz tüm hızıyla devam etmektedir.

Okulumuzda “YetimKardeş” projesi kapsamında toplanan yardım kumbaralarını, Suriye sınırı ve civarındaki mülteci kamplarına gönderilmek üzere toplanan kıyafet-bakliyat yardımınıİHHİnsaniYardımVakfı’ na teslim ettik.

Bosna-Hersek’teki JUSSŠDžemalBijedićGoraždeLisesi ile kardeş okul protokolü imzalandı.

MES

ELE

8SAYI: 3

OKULUMUZDAN HABERLER

“DavaveŞuur” adlı konferaslarımızdagenç kardeşlerimizi bilinçlendiriyor sorularına cevap veriyoruz.

Gittiğimiz okullar sırasıyla:

• Ertuğrulgaziİ.H.Ortaokulu

• FenertepeOrtaokulu

• KayaşerhirOrtaokulu

• İBBMehmetAkifErsoyOtaokulu

• GüvercintepeOrtaokulu-Selahaddin

• Eyyubiİ.H.O

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

Bu ay düzenlenen sabah namazı buluşmalarımız da ŞehzadebaşıCamii ve DolmabahçeCamii’ ne gittik. Bu camilerimizde namazdan ve ikramdan önce şehitlerimize dua ettik.

Page 9: Mesele Dergisi | Sayı 3

MESELE

9SAYI: 3

II.ABDÜLHAMiD ve ABDESTII. Abdülhamid Han, İslamiyet’in emirlerini yapmakta

ve yasaklarından kaçınmakta son derece hassasiyet

gösterirdi. Abdestsiz yere basmazdı. İslam’a aykırı

yurt içinde ve dışında zararlı yayınların yapılmaması

Müslüman evlatlarımınızın dinlerini ziyana

uğratmamaları için mümkün olan her hizmet ve faaliyeti

yürütmüştür. Müslüman ülkelere hocalar göndermiştir.

Bu yüzden bazı İslam ülkelerinde hâlâ hutbelerde ismi

anılmaktadır.

Kızı Şadiye Sultan Anlatıyor:

“Sıhhatli bir erkekti, sağlam bir bünyesi ve idmanlı

bir vücudu vardı. Küçüklüğümde, onun bir defa

hastalandığını hatırlarım. Çok az uyurdu. Şafaktan

önce kalkardı. Beş vakit namazını kılar, daima Kur’an-ı

Kerim ve Buhari-i Şerif’i okurdu. Dindar, Allah’ a bağlı,

büyük bir Müslüman idi. Abdestsiz yere basmazdı. Çok

çalışkandı.”

”Bu milletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım.”

Sultan Abdülhamid Han, acil iş zuhur edince, gecenin

herhangi bir vaktinde uyandınlmasını ister, ertesi güne

bırakılmasına rıza göstermezdi. Ve abdestli olmaya çok

dikkat eder, her ne vakit olursa olsun hemen abdestini

alırdı.

Bu hususta mabeyn (Saray) başkatibi Esad Bey’i

dinleyelim:

“Bir gece yarısı, çok mühim bir haberin imzası için

Sultan’ın kapısını çaldım. Fakat açılmadı. Bir müddet

bekledikten sonra tekrar çaldım, yine açılmadı. Acaba

Sultan’a bir ‘Emr-i Hâk mı vaki oldu ?’ diye endişelendim.

Biraz sonra tekrar çaldım, açıldı. Sultan, elinde havlu

ile yüzünü kuruluyordu. Tebessüm ederek ‘Evlad, bu

vakitte çok mühim bir iş için geldiğinizi anladım. Daha

ilk kapıyı vuruşunuzda uyandım. Abdest aldım. Onun

için geciktim. Kusura bakma. Ben bu kadar zamandır

bu milletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım.

Getir imzalıyayım.’ dedi. Besmele çekerek imzaladı.”

Abdestli-namazlı, Kur’ an-ı Kerim’ le meşgul, atasını

ceddini unutmayan, Sünnet-i Seniyye’ye bağlı nesiller

yetiştirebilmek temennisiyle…

Akif DOĞAN Haki ARAS AİHL Tarih Öğretmeni

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

ÜLKEMiZDE KiTAP OKUMA ORANI“İkra bismi-rabbikellezi halak.” (Oku!, Yaradan Rabbinin adıyla oku!)

“Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu” na göre Türkiye, okuma alışkanlığı konusunda Uganda, Tanzanya gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada yer alıyor. Türk öğrenciler okuma becerileri konusunda dünyada 35 ülke arasında 28. sırada. AB ülkelerinde yıllık kitap harcaması 500 dolarken bizim ülkemizde 2 dolar. Japonya’da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılırken Türkiye’de sadece 23 milyon basım gerçekleşiyor. Japonya’da halkın %14’ü, ABD’de %12’si, İngiltere ve Fransa’da %21’i düzenli kitap okurken Türkiye’de bu oran %0,01. Bizim ülkemizde öğretmenlerin sadece %33’ü düzenli kitap okuduğunu ifade ediyor. Türkiye’de dergi okuma oranı %4, gazete okuma oranı %22, radyo dinleme oranı %24 ve ne yazıktır ki televizyon izleme oranı %95…

Şimdi bu sayısal veriler ışığında gelelim ülkemizde okuma alışkanlığının yer edinememesinin analizine: Günümüz için bir durum değerlendirmesi yapacak olursak ülkemizde TV, bilgisayar, internet ve türlü teknolojik imkanlar büyük bir hızla gelişmekte ve yayılmakta. Artık, her şey makineleşiyor ve robotlaşıyor. Yani bir anlamda insan hayatında iş gücü azaldı, meşgaleler arttı. Çalışma, çabalama, düşünme, üretme, sorgulama, gelişme, geliştirme her alanda popülaritesini yitirmiş durumda. Sanal alemlerde yapılanlar, ekran başında geçirilen saatler yüzünden bu durum o kadar abartıldı ki TV kanallarında artık ciddi programlar rağbet görmüyor, günümüz ifadesiyle reyting almıyor. Gençlerimiz popçuların, topçuların tüm künyesini ezbere bilirken bir kitap adı sorulduğunda donup kalıyor. Kitap okumaya, araştırmaya, sorgulamaya ve hatta düşünmeye bile külfet olarak bakılıyor. Çocuklarımız sanal alemlerde kendilerine yeni yeni dünyalar kurarken gerçek dünyaları umurlarında değil. Kitap okuma alışkanlığı ile doldurulamayan zihinler sanal dünyalarında türlü şeylerle doldurularak uyuşturuluyor. İnsanımız okumadığı için insan hakları, özgürlük, saygı, sevgi, erdem, ahlak, vicdan gibi kavramları unuttular.

Page 10: Mesele Dergisi | Sayı 3

MES

ELE

10SAYI: 3

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

Ümitsizlik, değildir İslam’ dan,

Her derdin dermanını vermiştir Yaradan,

İmtihan olduğunu bildiğimiz şeylerden,

Şükür etmeden, mücadele etmeden,

Vaz geçilir mi hiç?

Asasıyla denize vurdu Musa,

Deniz ikiye yarıldı bir anda,

Böyle bir mucize sonrasında,

Ümit kesilir mi hiç?

Her sabrın sonu değil midir selamet?

Sen de biliyorsun, duanın içinde saklı keramet.

Ellerini açıp Hûda’ ya yalvarmak var iken,

İsyan edilir mi hiç?

Alnı secdeye koymak gerek,

Huzura ermek için,

Elleri semaya açmak gerek,

Müjdeli haber için,

Son nefes gelmeden,

Ümit yitirilir mi hiç?

Recep KIRBAŞ / 11-D

TÜKENMEYEN ÜMİTLER

Hakkı, Hukuku, var davası,

Müjdelenen yol, Müjdelenenin sevdası,

Mü’ minin ümidi, Rabb’ e duası.

Bu zafer bizimdir! Çalışan Müslümanın,

Zırhımız Hak’ tandır. Gücümüz imanın.

Bir tabut tahta kurusu,

Müslümanda olmaz ölüm korkusu,

Allah birdir! Yoktur sorgusu.

Şehadet yakındır Müslümanlar inanın,

Sancağı dalgalanacak ebediyen İslam’ ın.

Azad İbrahim POLAT / 9-H

ÜMİT MÜJDELER ZAFERİ

iNSAN NE iLE YASAR ?“İnsan ne ile yaşar?” sorusuna ‘umut’ diyebiliriz. Eğer umut olmasaydı, insan kendini büyük buhranlar içinde ve hedefinden uzak yerlerde bulurdu. Bu da o insanın hayata küsmesine ve pes etmesine yol açardı. Zaten bu durumda insanın imanından şüphe etmesi ve hatta imanından vazgeçmesi de umutsuzluktur ki bu bir uçurum demektir. Bu nedenden dolayı atalarımız bizlere bu konuyla ilgili hep “Allah’tan umut kesilmez“ demişlerdir. Eğer ll. Abdulhamid bu koskoca devletten umudunu kesseydi , 33 sene daha dimdik ayakta tutamazdı. Eğer Fatih Sultan Mehmet korksaydı İstanbul’un surlarından ve umudunu kırsaydı, yapamazdı koskoca surları yıkan Şahi Topunu. Eğer ecdat umut etmekten vazgeçseydi şu an Türkiyem dimdik ayakta durmazdı. İnsan Allah’tan umudunu kesmez ve yarını için umut ederse Allah umudunu boşa çıkarmaz. Diyeceğim o dur ki umut , yemek ve içmek gibi insan için gereken bir yaşam kaynağıdır.

Ecdadımızı örnek alarak yolumuza devam edersek yolda kalmayız. Çünkü ecdadımız Peygamber Efendimiz’i örnek alarak yürüdüğü yolda başarılı oldu. Bizler de Peygamberimizi örnek alırsak ve Allah’tan umudumuzu kesmezsek biz de hak yolumuzda başarılı oluruz aynı ecdat gibi. Kur’an-ı Kerim’ de Yusuf suresinin 87. ayetinde şöyle buyrulmuştur: “Ey oğullarım! Gidin Yusuf’u ve kardeşini arayın. Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden umudunu kesmez. “( Yusuf suresi/87). Bu ayetle de Allah’tan umut kesmemenin ne kadar mühim olduğunu görmekteyiz. Her durum karşısında Allah’tan umudumuzu kesmezsek Allah’ın izni ile umduğumuzu buluruz.

Salih Ensar Şimşek / 10-A

Page 11: Mesele Dergisi | Sayı 3

MESELE

11SAYI: 3

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

• 1 Temmuz 1940’ ta Ankara’ da dünyaya geldi.

• Çocukluğu Siverek, Maraş ve Ankara’da geçti.

• İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatını bitirdi. Diriliş dergisinde şiirleri yayımlandı.

• Arvasilerden, Seyyid Kasım Arvasi’nin kızı Berat Hanım’la evlendi ve bu evlilikten üç kız, bir erkek evladı oldu. Nikahında şahitliğiniyse Necip Fazıl Kısakürek yapmıştır.

• 1976 yılında Mavera dergisinin kuruluş çalışmalarında yer aldı. 7 Haziran 1987 tarihinde kanser hastalığından İstanbul’da vefat etti.

• 2003 yılından bu yana Şiir ve Edebiyat Girişimi tarafından her yıl ölüm yıl dönümüne yakın tarihlerde Cahit Zarifoğlu ödülü verilmektedir.

• Abdurrahman Cahit Zarifoğlu’ nun genelde şiir ağırlıklı olmak üzere bazı eserleri şunlardır: Şiirler, İşaret Çocukları, Yedi Güzel Adam, Mahalle Kavgası, Küçük Şehzade, Gülücük, Ağaçkakanlar, Ana, Bir Değirmendir Bu Dünya, Sütçü İmam.

Seçkin bir kimse değilim ismimin baş harfleri acz tutuyor

Bağışlamanı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgeme

Hayat bir boş rüyaymış Geçen ibadetler özürlü Eski günahlar dipdiri

Seçkin bir kimse değilim

İsmimin baş harflerinde kimliğim Bağışlanmamı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım Kolaysa esirgeme

Hayat boş geçti Geri kalan korkulu

Her adımım dolu olsa İşe yaramaz katında

Biliyorum Bağışlanmamı diliyorum

Bu insanlar dev midir?Yatak görmemiş gövde midir?

Bir yara açar boyunlarındaKol kola durup bağırdıklarında.

Yar kurbanın olam Dağlar önümde durmuş ki dağlanam.

Çekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden,Durdular ite, çakala karşı yârin kapısında.

Yedi adam biri bir gün bir bela gördü gereğini belledi,Yalvarsa evleri harap kadınlar ve ağlayan birkaç çocuk,

kamalar salınsa karnınaAyrılmaz belalı yanından.

Haberlerime kulak asmayıp,Duymadık demeyesiniz kardeşlerim

YEDI GÜZEL ADAM:A. Cahit Zarifoğlu

Sultan

A. Cahit ZARİFOĞLU A. Cahit ZARİFOĞLU

Page 12: Mesele Dergisi | Sayı 3

MES

ELE

12SAYI: 3

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

“Dert bitmez, adı değişir..” derler bizim oralarda... “Dert bitmez, adı değişir..” Ne kadar doğru! İnsanlık tarihi boyunca dert bitmedi, adı değişti.. Kâbil’in Hâbil’i katletmesinden bu yana insan insanı katletti.. Âdetâ bu, bir gelenekti.. Âdemoğlu hem çekti, hem çektirdi.. “Allah ölümü dağlara taşlara vermiş, dayanamamışlar; insana vermiş, dayanmış..” derler.. Dayandık; çünkü acı ile birlikte ‘unutmak’ da verildi bizlere.. “Unutmak” olmasaydı, hiçbir kadın birden fazla doğum yapar mıydı?!..

Fakat bazen de haddinden fazla mı unutuyoruz ne?!... Âkif der ki meselâ;

“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?!

‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye târif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”

Öyle ya!.. İbret alsaydık, unutmasaydık, tekerrür eder miydi?!

Izdırâbın adı 100 yıldır Filistin.. Ulu hâkan 2. Abdulhamid Hân’ın siyonizmin kurucusu Theodor Herzl’e ısrarlı talepleri ve maddî destek vaatlerini arttırması üzerine: “Ben bir karış toprak dahi satmam. Çünkü bu vatan bana değil, milletime âittir. Dünyanın bütün devletleri ayağıma gelse ve bütün hazinelerini kucağıma dökseler, size bir karış yer vermem. Ecdâdımızın ve milletimizin kanıyla elde edilen bir vatan para ile satılamaz… Derhal burayı terk edin. Defolun!” tarihi cevâbını verdiği Filistin.. O zamandan bu zamana onurlu, şerefli mücâdelesini hiç bırakmayan, Üstad Necip Fâzıl’a “Sapan taşlarının yanında füze.. Başka âlemlerle farkımız bizim..” dizelerini yazdıran, mel’ûn İsrâiloğullarının tanklarına sapanlarla karşılık veren çocukları Filistin’in.. Şerefiyle Hakk’a yürüyen Filistin.. Seyretmekte dünyanın melek yüzlü şeytanları.. Seyr ü seferde insan hakları (?!)…

Bir diğer kanayan yarası Irak, İslâm âleminin.. Çocukluğum, ajansta İran-Irak Savaşı’nı seyretmekle geçti.. Lise çağlarımda Körfez

Savaşı.. Derken ABD ve İngiltere, Irak halkını Saddam’dan kurtarmak için (?!) Irak’a girdi.. Neredeyse yarım asırdır Irak’da kan, gözyaşı, zulüm dinmedi.. Seyretmekte dünyanın melek yüzlü şeytanları.. Seyr ü seferde insan hakları (?!)…

1992-1995 yılları arasında Bosna oldu gönül yangınımızın adı.. O ne yangındı Yâ Rabb!.. Sırp ve Hırvat canavarları, akla, hayâle gelmeyecek; içinde insanlık kırıntısı bulunan hiçbir vicdânın kabul edemeyeceği asırlık kinlerini kustular Boşnak din kardeşlerimizin üzerlerine.. Açık açık “Avrupa’ nın ortasında İslâm’ı, müslümanı barındırmayız” deyip soykırıma girişti canavarlar.. Yeryüzünün gördüğü en zâlim sırtlanlar.. Hınçlarını öldürmekle bile alamadılar.. Cesetleri parçalayıp her bir parçasını muhtelif yerlere savurdular.. Yok etmek, izlerini tamamen silmek istediler; ama başaramadılar.. Zîrâ bir şeyi hesaplayamadılar, o da; ilahlık taslayan Nemrud’un hakkından bir topal sivrisinek mağrifetiyle gelen Mevlâmızın azâmetiydi.. Rabbimizin mavi kelebekleri buldu din kardeşlerimizi.. Seyretti dünyanın melek yüzlü şeytanları.. Seyr ü seferdeydi insan hakları (?!)…

Afganistan, Pakistan, Somali, Çeçenistan, Mısır, Arakan, Doğu Türkistan… İsimleri farklı, kaderleri aynı İslam coğrafyası.. Seyretmekte dünyanın melek yüzlü şeytanları.. Seyr ü seferde insan hakları (?!)…

Ve son 5 yıldır Sûriye, mezâlimin adı.. Ve Halep.. Kalplerimizi, ciğerlerimizi lîme lîme eden Halep.. Tarihi M.Ö. 3000’li yıllara dayanan, Roma ve Bizans imparatorlukları, Arap hâkimiyeti ile Emevîler ve Abbasîler, Büyük Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları dönemlerine şâhitlik etmiş, zamanda yolculuğun adıydı Halep.. Şimdi ise, harâbe, enkaz, virâne, metrûk Halep.. Hiç sınırı olmaz mıymış gaddarlığın?! Sonu gelmez miymiş bu amansız ızdırâbın?! Dinmez miymiş gözyaşları, evlat acısı ile kavrulan anaların, babaların, öksüz&yetim kalan çocukların?! Ne menem bir sükûtmuş sahip olduğu, insanlığın?! 3 yaşında küçücük bir çocuk kıyılara mı vururmuş?! İlkokul çağında bir kız çocuğu acımasız bombaların yaraladığı

Seyretmekte dünyanın melek yüzlü seytanları.. Seyr ü seferde insan hakları (?!)…

Page 13: Mesele Dergisi | Sayı 3

MESELE

13SAYI: 3

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

bacağından evvel, yeni almış olduğu, ilk defâ giymiş bulunduğu pijamasının kaygısını mı duyarmış?! Bir diğeri kaybettiği anne ve ablasının ardından “ümmî, uhktî” diye feryâd figan mı ağlarmış?! 5 yaşında bir çocuk hastane, ameliyathâne, yatak, sedye, anestezi olmasızın bıçak altına yatıp, Tebbet sûresi ile mi dindirirmiş acısını?! Dehşet.. Vahşet.. Ölüm.. Zulüm.. Kan.. Gözyaşı.. Yâ Rabb! Koyamıyorum adını…

Ancak şunu adım gibi biliyorum ki; bütün bu İslâm coğrafyasında yaşananlar; kâfirin kâfirliğinden, münâfığın münâfıklığından ziyâde biz Müslümanların tembelliğimizden, bir türlü uyanamadığımız gafletimizden, üretmeyip ha bire tüketmemizden, Rabbimizin bize verdiği nîmetleri tahfîf eden (küçümseyen) müsrifliğimizden, şükürsüzlüğümüzden, hiç vazgeçmediğimiz müştekî hâlimizden (şikâyetçiliğimizden) ve en çok da bir olmak yerine birbirimizi yememizden kaynaklanmaktadır. O tarîkat senin, bu cemaat benim, benim mezhebim hak, seninki bâtıl.. Dînî, dünyevî, siyâsî görüş ayrılıklarımız, bizi birbirimize düşürürken, akbabanın açlıktan bütün kemikleri sayılan Afrikalı çocuğun ölümünü beklemesi gibi bekliyor, irili ufaklı şeytanlarıyla Batı ve Avrupa.. Hayır hayır.. Bu tesbit, akbabaya haksızlık oldu.. Akbaba doğasının gereğini yapıp o çocuğu ölümünden sonra yiyecek.. Çocuğa acı çektirmeyecek, zulmetmeyecek.. Oysa Batı ve Avrupa’nın şeytanları bizi Afrikalı çocuğu kucaklayıp, akbabanın elinden kurtarmak yerine, o fotoğrafı çekip ödül alan National Geographic fotoğrafcısı gibi bekliyorlar.. İsrâiloğullarının siyon yıldızı ile ve Haçlıların kutsal haçı avuçlarını ovuşturuyor, hilâlin batışını seyr için.. Ve sonra…

Seyretmekte dünyanın melek yüzlü şeytanları.. Seyr ü seferde insan hakları (?!)…

Adına “evangelizm ile Tanrı’nın elini hızlandırmak” mı dersiniz? “emperyalizm&kapitalizm vs. ile dünyanın bütün zenginliklerine sâhip olma ihtirâsı” mı dersiniz? Ne derseniz deyin.. Kadın, erkek, ihtiyar, genç, çocuk, bebek ayrımı yapmadan insanlar ölüyor, ağalar beyler!.. Keşke sâdece ölüm olsa.. Ölüm, nimettir kadın için, altın tabakta sunulan.. Irzının, nâmusunun,

evlâdının, sevdiklerinin paramparça edildiğini görmektense ölmeyi diler bir kadın.. Öldürülmekten beter fiziksel&ruhsal işkencelerle insanlık ölüyor.. Lâkin bilir misiniz işin en dehşet verici yanı nedir? Bu dünyâ fâni.. Herşey gelip geçecek.. Bir gün ölümün kendisi de ölecek.. Ebedî hayata göçüp gittiğimizde ise bizi, ümmet-i Muhammed’i; suskunluğumuzu Allahu Teâlâ’ya şikâyet eden Filistin’li Şeyh Ahmed Yâsin ile, ve dahi Haleb’in mazlumlarıyla karşı kaşıya kalacağız.. Ayvayı koçanıyla yuttuğumuzun resmidir hanımlar beyler.. Mübârek ola.. Bu sözlerim yanlış anlaşılmasın.. Rabbim onu Kur’an’dan, îmandan ve bizlerden ayırmasın.. Benim sözüm asıl Arap ülkelerinin Batı ve Avrupa uşağı satılık liderlerine.. Din günü geldiğinde onlara bu şerefli dâvâda yalnız bıraktıkları mazlumların yanında, yapayalnız bıraktıkları Reis-i Cumhurumuzun hesabı da sorulacak inşaAllah..

Ve seyretmekte dünyanın maskesi düşen şeytan yüzlü şeytanları.. Seyr ü seferden dönmüyor insan hakları (?!)…

Meraklısına not: “evanjelizm” , “emperyalizm” , “kapitalizm” ne mi demek? Araştırın çocuklar! Öyle ‘armut piş, ağzıma düş’ yok!.. Bakın!.. Elin gâvuru bir yandan uzaya çıkıp bir yandan yerleştirdiği uydularla tesbit ettiği İslam coğrafyasındaki okulları, hastaneleri vururken; sizi ninnilerle değil, selfielerle uyutuyorlar.. Uyanın artık! Ölüm size gelmeden, ölmeden uyanın!

Son söz: “İnsan öyle bir varlıktır ki; bâzen hâlimize Melek’ ler imrenir, bâzen de hâlimizden Şeytan bile iğrenir”

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Melekleri imrendiren insanlar olmak duâsı ile…

Zeynep Ayça KESKİNTOKİ CELALETTİN ÖKTEN KIZ AİHL ARAPÇA ÖĞRETMENİ

Seyretmekte dünyanın melek yüzlü seytanları.. Seyr ü seferde insan hakları (?!)…

Page 14: Mesele Dergisi | Sayı 3

MES

ELE

14SAYI: 3

BULMACA

14

BULMACA

SOLDAN SAĞA 1. Mescid-i Haram'ın doğusunda, Safa ve Merve tepelerinde 4'ü gidiş 3'ü dönüş olmak üzere 7 defa gidip gelme. 3. İslam tarihinde önemli bir değeri olan El- Gunye isimli eser kime aittir? 7. Önceki sayımızın konu başlığı. 9. Kur'an-ı Kerim Hz. Ebubekir halifeliği zamanında hangi sahabe efendimizin başkanlığında Mushaf haline

getirilmiştir? 16. İlk Türk-İslam devletinin adı nedir? 17. Yüce Rabbimiz' in gizli-açık, geçmiş-gelecek, her şeyi en ince deraylarına kadar bilen manasındaki İsm-i Şerif' i

nedir? 18. Anadolu'da yapılmış ilk medresenin adı nedir? 19. Esrarname kitabının yazarı kimdir?

YUKARIDAN AŞAĞA 2. Bosna-Hersek' in ilk bağımsız seçilen cumhurbaşkanı. 3. Kilise hukukuna göre yetkili dinî şahsiyetler tarafından suçlu görülen bir Hristiyanın kendi topluluklarından

uzaklaştırılmasıdır. 4. Kur'an-ı Kerim 'den sonra, İslam dininin ikinci kaynağı olan hadis-i şerifleri ihtiva eden ve doğruluğu İslam alimleri

tarafından 6 hadis kitabının hepsine verilen isim? 5. Yaklaşık 250 yıl önce kaleme alınan Marifetname kitabının yazarı kimdir? 6. Dinî bir terim olarak bir Müslümanın dinini terk etmesi. 8. Ülkemizin gerek 20. Yüzyılın gerekse şuan ki gençliğin üzerinde de önemli etkisi olan 98 eseri bulunan özellikle Çöle

İnen Nur ve Çile isimli eseriyle bilinen yazarın adı nedir? 10. Dört ciltten oluşan yaklaşık dokuz yüzyıl önce yazılmış yazarının en önemli eseri olan İhya-u Ulumuddin eserinin

yazarı kimdir? 11. Camilerin çevresinde yapılmış, medrese, kütüphane, hamam, sebil, hastane gibi kuruluşların tamamı. 12. Alimlerin güvenirliliği konusunda tam ittifak ettiği El-Ebedü'l Müfred isimli hadis kitabı kime aittir? 13. Türklerin bilinen ilk düzenli askeri birliğini/ordusunu kim kurmuştur? 14. Kur'an-ı Kerim’de geçen tek hanım ismi. 15. Haram aylardan biri. JDÜŞÜNELİMJ

Almanya’dabirotobüsşoförüsün1.Durakta10kadınalıyorsun,2.Durakta5taneindiriyorsun,3.Durakta5öğrencialıyorsunbunların4’üerkek1’ikız4.Duraktaysahepsiniindiriyorsunbunagöreşoförünyaşıveayakkabınumarasıkaçtır?J

SORULARSOLDAN SAĞA1) Mescid-i Haram’ın doğusunda, Safa ve Merve tepelerinde 4’ü gidiş 3’ü dönüş olmak üzere 7 defa gidip gelme.3) İslam tarihinde önemli bir değeri olan El- Gunye isimli eser kime aittir?7) Önceki sayımızın konu başlığı.9) Kur’an-ı Kerim Hz. Ebubekir halifeliği zamanında hangi sahabe efendimizin başkanlığında Mushaf haline getirilmiştir?16) İlk Türk-İslam devletinin adı nedir?17) Yüce Rabbimiz’ in gizli-açık, geçmiş-gelecek, her şeyi en ince deraylarına kadar bilen manasındaki İsm-i Şerif’ i nedir?18) Anadolu’da yapılmış ilk medresenin adı nedir?19) Esrarname kitabının yazarı kimdir?

SAĞDAN SOLA2) Bosna-Hersek’ in ilk bağımsız seçilen cumhurbaşkanı.3) Kilise hukukuna göre yetkili dinî şahsiyetler tarafından suçlu görülen bir Hristiyanın kendi topluluklarından uzaklaştırılmasıdır.

4) Kur’an-ı Kerim ‘den sonra, İslam dininin ikinci kaynağı olan hadis-i şerifleri ihtiva eden ve doğruluğu İslam alimleri tarafından 6 hadis kitabının hepsine verilen isim?5) Yaklaşık 250 yıl önce kaleme alınan Marifetname kitabının yazarı kimdir?6) Dinî bir terim olarak bir Müslümanın dinini terk etmesi.8) Ülkemizin gerek 20. Yüzyılın gerekse şuan ki gençliğin üzerinde de önemli etkisi olan 98 eseri bulunan özellikle Çöle İnen Nur ve Çile isimli eseriyle bilinen yazarın adı nedir?10) Dört ciltten oluşan yaklaşık dokuz yüzyıl önce yazılmış yazarının en önemli eseri olan İhya-u Ulumuddin eserinin yazarı kimdir?11) Camilerin çevresinde yapılmış, medrese, kütüphane, hamam, sebil, hastane gibi kuruluşların tamamı.12) Alimlerin güvenirliliği konusunda tam ittifak ettiği El-Ebedü’l Müfred isimli hadis kitabı kime aittir?13) Türklerin bilinen ilk düzenli askeri birliğini/ordusunu kim kurmuştur?14) Kur’an-ı Kerim’de geçen tek hanım ismi.15) Haram aylardan biri.

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

2. S

AYIN

IN C

EVAP

AN

AHTA

RI

Page 15: Mesele Dergisi | Sayı 3

MESELE

15SAYI: 3

BAŞAKŞEHİR TOKİ ALİYA İZZETBEGOVİÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ SÜRELİ YAYINIDIR

Page 16: Mesele Dergisi | Sayı 3

Aliyaizzetbegovicaihl