minyatursanati

92
Cahide Keskiner 1931 yılında İstanbul’da doğdu. Tezhip ve minyatür çalışmalarına 1953 yılında hocası Ord. Prof. Dr. A. Süheyl ÜNVER ile başladı. 1965 yılında İstanbul Yıldız Porselen Fabrikasına Türk Süsleme Sanatları Uzmanı olarak atandı ve orada ilk olarak Türk Süsleme Atölyesini kurdu. 1980 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Topkapı Sarayı Müzesi’nde başlatılan “Uygulamalı Türk Süsleme Sanatları Kursları”nda eğitim ve yönetim kurulu başkanlığına getirildi. 1982 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmalarına başladı. 2000 yılında Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak Kadıköy Aziz Berker Halk Eğitim Kütüphanesi’nde başlatılan tezhip kursunda öğretim görevlisi olarak vazife aldı. Halen kendisine ait olan “Keskiner Tezhip ve Minyatür Atölyesi”nde çalışmalarına devam etmektedir. Yayımlanmış Eserleri: Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, Tercüman Yayınları 1978, Türkish Motifs. Turing Otomobil Kurumu. 1. Baskı 1989 (Turkish-English), 2. Baskı 1991 (English), 3. Baskı 1991 (Deutsch), 4. Baskı 1995 (English), 5. Baskı 2001 (English), Çocuklar İçin Türk Motifleri ile Çizim ve Boyama Kitabı, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Yayınları 1990, Türk Süsleme Sanatlarında Stilize Çiçekler (Hatai), T.C. Kültür Bakanlığı 2. Baskı 2000-2002.

Upload: aguelbag

Post on 02-Jul-2015

450 views

Category:

Documents


5 download

TRANSCRIPT

Page 1: MinyaturSanati

Cahide Keskiner

1931 yılında İstanbul’da doğdu. Tezhip ve minyatür çalışmalarına 1953 yılında hocası Ord. Prof. Dr. A. Süheyl ÜNVER ile başladı. 1965 yılında İstanbul Yıldız Porselen Fabrikasına Türk Süsleme Sanatları Uzmanı olarak atandı ve orada ilk olarak Türk Süsleme Atölyesini kurdu. 1980 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Topkapı Sarayı Müzesi’nde başlatılan “Uygulamalı Türk Süsleme Sanatları Kursları”nda eğitim ve yönetim kurulu başkanlığına getirildi. 1982 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Süsleme Sanatları Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmalarına başladı. 2000 yılında Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak Kadıköy Aziz Berker Halk Eğitim Kütüphanesi’nde başlatılan tezhip kursunda öğretim görevlisi olarak vazife aldı. Halen kendisine ait olan “Keskiner Tezhip ve Minyatür Atölyesi”nde çalışmalarına devam etmektedir.

Yayımlanmış Eserleri: Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, Tercüman Yayınları 1978, Türkish Motifs. Turing Otomobil Kurumu. 1. Baskı 1989 (Turkish-English), 2. Baskı 1991 (English), 3. Baskı 1991 (Deutsch), 4. Baskı 1995 (English), 5. Baskı 2001 (English), Çocuklar İçin Türk Motifleri ile Çizim ve Boyama Kitabı, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Yayınları 1990, Türk Süsleme Sanatlarında Stilize Çiçekler (Hatai), T.C. Kültür Bakanlığı 2. Baskı 2000-2002.

Page 2: MinyaturSanati

© T.C. KÜLTÜR VE TURÝZM BAKANLIÐI

KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜÐÜ

3001

SANAT ESERLERÝ DÝZÝSÝ

444

ISBN 975-17-3123-2

www.kulturturizm.gov.tr

e.posta: [email protected]

KAPAK RESMÝ

Tamamlanmamış minyatür örneği.T.S.M.H 762 no’lu Hamse

UYGULAMA

Suna GÜLER

RENK AYRIMI

Reprus

BASKI

DÖSÝMM Basýmevi(0.312) 223 62 58

BÝRÝNCÝ BASKI

1.500 Adet

BASIM YERÝ, TARÝHÝ

ANKARA - 2004

Keskiner, Cahide Minyatür sanatında doğa çizim ve boyama teknikleri / Cahide Keskiner._ Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlýðý, 2004.

74 s.: rnk. res.; 28 cm._ (Kültür ve Turizm Bakanlýðý yayýnlarý; 3001. Kütüphaneler ve Yayýmlar Genel Müdürlüðü sanat eserleri dizisi; 444) ISBN 975-17-3123-2

I. II. k.a. III. Seriler. 751.77

Page 3: MinyaturSanati

MÝNYATÜR SANATINDADOÐA ÇÝZÝM VE BOYAMA TEKNÝKLERÝ

Cahide Keskiner

T. C. KÜLTÜR VE TURÝZM BAKANLIÐI YAYINLARI

Page 4: MinyaturSanati
Page 5: MinyaturSanati

ÖNSÖZZ

5

Bilgi ve iletiþim teknolojilerinin yol açtýðý sorunlarý algýlamak kadar sunduðu imkân ve fýrsatlarý kavramak da son derece önemlidir. Çünkü gerek biliþim teknolojilerinin

tehdit ve fýrsatlarý gerekse de küresel kültür alanýnda yeni yöneliþleri kavramadan çaðdaþ ve etkin bir kültür siyaseti yürütmek mümkün deðildir.

Bu husus ülkemiz için, diðer ülkeler için olduðundan çok daha önemli, çok daha yaþamsaldýr. Zira Türkiye’nin,Türk insanýnýn çaðdaþ uygarlýða en özgün ve

zengin katkýsý kültürel potansiyelimizden kaynaklanacak, küreselleþmeye en yetkin katýlýmda bulunacaðýmýz alan kültür olacaktýr.

Kültür ve Turizm Bakanlýðý olarak dünyadaki geliþmeleri ve küreselleþmenin kültürel boyutunda olup bitenleri ve yeni yöneliþleri dikkatle izliyoruz.

Bakanlýk olarak bir yandan yurt içinde özellikle gençlerimizin kitaplarla daha çok buluþmalarýný saðlayacak faaliyetlere hýz veriyoruz,

diðer yandan da yabancý ülke kamuoyunu kapsayacak þekilde prestij yayýnlarýmýzý sürdürüyoruz.

Her alanda rekabetin arttýðý bugünkü koþullarda yurt dýþýna dönük faaliyetlere aðýrlýk vermek ve kültürel deðerlerimizin tanýnmasýný saðlayacak

politikalara yönelmek zorundayýz. Kültür ve Turizm Bakanlýðý olarak yayýn politikamýzý gözden geçirip bu yaklaþým çerçevesinde yeni bir politika açýlýmý gerçekleþtiriyoruz.

Hiç kuþkusuz kültürümüzün seçkin örneklerini yansýtan eserleri yayýnlamaya devam edeceðiz. Bugüne kadar üretilmiþ olan

kültür-sanat yayýnlarýmýzý çaðdaþ tanýtým mecralarýnda deðerlendirmeye öncelik vereceðiz.

Ayrýca yayýnlarýmýzýn yurt dýþýnda çok daha geniþ bir okuyucu ve izleyici kitlesiyle buluþmasý için yeni yayýn stratejileri geliþtirmiþ bulunuyoruz.

Ýnancýmýz odur ki, kültürel birikimimizin çaðdaþ kültür endüstrisinin gerekleriyle uyumlu bir yaklaþýmla deðerlendirilmesiyle,

ülkemizin uluslararasý saygýnlýðýna ve küresel rekabetteki konumuna önemli ve özgün bir katký ve destek saðlanmýþ olacaktýr.

Erkan MUMCUKültür ve Turizm Bakaný

Page 6: MinyaturSanati

SUNUŞMİNYATÜR SANATINDA DOĞA

ÇİZİM VE BOYAMA TEKNİKLERİ

Bugüne kadar Türk minyatür sanatý hakkýnda deðerli pek çok kitap ve makale yazýlmýþtýr. An-cak bu sanatýn uygulanmasýna yönelik herhangi bir çalýþmanýn olmadýðý ne yazýk ki bir gerçek.

Bu boþluðu ve ihtiyacý doldurmak amacý ile dene-me niteliðinde hazýrladýðýmýz bu kitabýmýz konu-nun geniþliði nedeniyle iki bölümde ele alýnmýþ ve birinci bölüm “Minyatür Sanatýnda Doða Çizim ve Boyama Teknikleri”ne ayrýlmýþtýr. Ýkinci bö-lümde ise insan figürleri ve kompozisyon özellikle-ri ayrýntýlý çizimleriyle gösterilmeye çalýþýlacaktýr.

Cahide Keskiner

Rahmetli hocam Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver bu sanatýn tekniðini, bizlere en saðlýklý olarak gös-teren þeyin, müze ve kütüphanelerimizde bulunan her ne sebeple tamamlanmamýþ, yarým kalan min-yatürler olduðunu her zaman söylerdi.

Çalýþmalarýmýz kendisinin bu önerisinden yola çýkýlarak yaptýðýmýz gözlemlere dayanmaktadýr. Minyatür sanatýna gönül veren, onu öðrenmek isteyen gençlerin faydalanmasý için hazýrlanan, eðitime yönelik bu tarz kitaplarýn çoðalmasý en büyük dileðimizdir.

6

Page 7: MinyaturSanati

GÝRÝÞ / 9

MÝNYATÜR NEDÝR / 10

MÝNYATÜR NASIL YAPILIR / 12

Altın Varak Ýþlemi / 14Altın Ezilmesi / 15

Altın Yapıþtırma / 15Zerefþan Yapımı / 18

Kaðıt Boyaması / 19

DOÐA ELEMANLARININ AYRINTILI ÇÝZÝMLERÝ / 21

BOYAMA TEKNÝKLERÝNÝ GÖSTEREN RENKLÝ RESÝMLER / 53

TERÝMLER / 89

KAYNAKÇA / 92

ÝÇÝNDEKÝLER

7

Page 8: MinyaturSanati
Page 9: MinyaturSanati

GİRİŞ

Page 10: MinyaturSanati

MÝNYATÜR NEDÝR?

Ýslam dünyasýnda resim sanatýnýn temsilcisi olan minyatür, süsleyiciliði yanýnda kuvvetli bir anlatým gücüne ve kendisine has estetik bir yapýya sahip olarak, asýrlar boyu deðiþik ve çok çeþitli üs-luplar altýnda daima geliþimini sürdürmüþtür.

Genelde bir kitap resimleme sanatý olarak kabul edilerek, metni açýklayýcý ve destekleyici olarak yapýlmaktadýr.

Minyatürün en büyük özelliði konuyu tam olarak göstermesidir. Bu resim tekniðinin tek buutlu olmasý, yapýlan eserlerde genellikle derinlik kavramýnýn bulunmamasý, minyatür sanatýnýn estetik yapýsýna uygun olmasýndandýr.

Minyatür sanatýndaki düzenlemelerde kullanýlan bakýþ açýsý, tepe ve cephe noktalarýnýn tam orta kýsmýna rastlar. Bunun gereði olarak da bütün figürler birbirlerini tümü ile kapatmayacak bir þekilde yerleþtirilir.

Uzaklýk görünümü ne boylar, ne de renk ve gölge-lerle belirtilir. Ancak insan figürlerinde boy oran-ları bazen kiþinin önemine göre artar veya eksilir.

Yapýlan eserlerde mesafe farký gözetmeksizin bü-tün detaylar en ince ayrýntýsýna kadar iþlenir.

Rengin çoðu kez bir soyutlama aracý olarak, gerçeðe baðlý olmaksýzýn kullanýldýðý görülmek-tedir.

Minyatürlerde, atlarýn mavi veya pembeye, daðlarýn, tepelerin sarý, eflatun, mercan gibi doða üstü renklerle bezendiði pek çok eser vardýr.

Doða düzenlemelerinde, tepeler birbirleri arkasýndan çýkar ve genellikle ayrý paftalar halin-de, farklý renklerde boyanýr.

Osmanlý minyatürlerinde ufuk hattýnýn da olduk-ça yüksek olarak tutulduðu gözlenmektedir.

Ýlk bakýþta resmin konusundan da evvel canlý ve sýcak renklerin çarpýcý hakimiyeti dikkati çeker.

Çoðunlukla mimarî unsurlarýn yer aldýðý düzen-lemelerde, ayný çerçeve içinde üç veya dört ayrý yönden bakýlarak çizilmiþ örneklere de oldukça sýk rastlanmaktadýr.

Minyatürde, doða düzenlemelerinde genellikle iki ayrý amaç vardýr. Birincisi topoðratif tarzda, aslýna olduðunca uygun olarak yapýlanlardýr. Burada ana unsurlar yani aðaç, bitki, dere veya tepelerin tüm detaylarý ön plana çýkar ve oldukça gerçeði yansýtýr.

Diðeri ise kompozisyona yardýmcý bir unsur olarak yapýlýr. Örneðin hükümdar ve çevresindekilerini gösteren bir tören sahnesinde doða ikinci plan-da olduðu için burada bir iki aðaç veya bitkinin kullanýlmasý ile yetinilmiþtir. Zira konunun ana unsuru hükümdar ve onun yanýnda olan kiþilerin giyim ve kuþamlarý olduðu kadar, sahnenin içeriðidir.

Kompozisyonda vurgulanacak olan ana nokta bir olayýn anlatýmýdýr. Bu nedenle doða ikinci planda kalýr.

16. y.y. nakkaþý Matrakçý Nasuh’ta ilk defa olarak manzara resminin baþka bir konunun yardýmcýsý olarak kullanýlmadýðýný görürüz. Doða ön plandadýr ve minyatürün ana konusudur. Þehirlerin ve doðanýn en çarpýcý yanlarý büyük bir gözlemcilikle belirtilmiþtir. Renkler tasvir ettiði manzara ile büyük bir uyum saðlar.

Çoðu Osmanlý minyatürlerinde, zemin renkleri-nin deðiþik tonlarda kullanýldýðýný görürüz. Bun-lar doðadan oldukça uzak olarak pembe, mavi, eflatun ve altýn kullanýlarak yapýlmýþtýr.

Türk minyatür sanatýnda gözlem ön plandadýr. Fantazi ve soyutlamanýn büyük bir uyum içinde

10

Page 11: MinyaturSanati

kullanýldýðý dikkati çeker. Sanatçý genellikle doðayý aynen resmetmekten kaçýnmýþ, bu neden-le de Türk Ýslam minyatürleri kendine özgü bir üsluba sahip olmuþtur.

Her ne kadar renkler doðanýn özgün renk den-gesine uyum saðlayacak bir tarzda kullanýlsa da, sanatçýnýn engin hayal gücüne paralel bir yorum-lama getirilmiþtir. Örneðin belirli formlar içinde çizilmiþ olan aðaçlarýn zemin nakýþlarý geometrik bir düzende olabilmektedir.

Doðada kullanýlan bitkiler, kontürlü olduðu kadar kontürsüz olarak da yapýlmýþ, vurgulama, renkle-rin tonu veya boyanýn kývamý ile gösterilmiþtir. Özellikle aðaçlarda ilk önce zemin renginin atýldýðýný, sonra degrade, tarama veya noktalama ile koyudan açýða gidecek tarzda tonlanmasýnýn yapýldýðýný görmekteyiz. Ancak bu alt yapý iþleminden sonra üst detaylar iþlenmektedir.

Ýç ve dýþ mekanlarýn bir arada gösterildiði çi-zimler, günümüzde yapýlan mimarî kesitlerin usul ve kaidelerine oldukça uygun bir benzerlik taþýmaktadýr. Türk minyatürlerinde, genellikle hayal ürünü þekil ve manzaralar yoktur. Bu ince sanatýmýzýn en büyük özelliklerinden biri de sayfa kenarlarýnda, Ýran minyatürlerinde olduðu gibi, aðýr bir tezhibe yer verilmemesidir.

Türk sanatkârý gerektiðinde minyatürün dýþýnda kalan sayfa boþluklarýna yalnýzca halkâri denilen sade ve zarif bir süsleme tarzýný uygulamakla yetinmiþtir. Bunun yanýnda varak altýn ile yapýlan zerefþan tekniðinin de oldukça sýk kullanýldýðý gö-rülür.

Genellikle tarihî, edebî ve ilmî konularýn iþlendiði Türk minyatür sanatýnda, Türkler çoðu kez tarihi yansýtmayý tercih etmiþlerdir.

Yapýlan eserler arasýnda Osmanlýlar’ýn savaþlarýný, seferlerini ve sosyal hayatýný gösteren düðün ve þenliklerini anlatan resimli yazmalar, diðer Ýslam ülkelerinde yapýlan örneklerinden apayrý bir gerçekçi üslubun meydana getirilmesine neden olmuþtur.

Minyatürlü yazma eserlerimizin pek çoğu bugün kıymetli birer tarihî belge özelliği taşır.

Zamanýn örf ve âdetlerini, giyim ve kuþamýný, gelenek ve göreneklerini olduðu kadar, Osmanlý Türk tarihini de bu eserlere bakarak takip etme-miz mümkün olmaktadýr.

Minyatür yapýmýnda kullanýlan boyalar, tezhib sanatýnda olduðu gibi, madeni oksitler, renk ve-rici taþlar, kök ve toprak boyalardan hazýrlanarak elde edilmektedir.

Bu renklerin yanýnda ana madde olarak altýn ve gümüþ varaklarýn da ezilerek bolca kullanýldýðý görülür.

Ýnsan figürlerinin giyim ve kuþamýnda olduðu kadar, kapkacak gibi her türlü eþyanýn, altýn veya gümüþle iþlenmesi, minyatür sanatýnýn özellikleri-nin baþýnda gelmektedir.

Altýn ve gümüþ, zemin rengi olarak da oldukça sýk kullanýlmýþtýr. Pek çok minyatürde, gökyüzü tamamen altýn olduðu gibi, deniz ve akarsular gümüþtendir. Yazmalarýn resimlendirilmesinde, olaylarýn ve gösterilen sahnelerin gerçeðe uy-gun olmalarý için, yazar ve baþnakkaþýn çoðu kez konuyu iyi bilen kiþilerle ortak bir çalýþmayý sürdürdüðü, onlardan daima gerekli bilgileri alarak en doðru ve gerçekçi bir þekilde eserlerini tamamladýklarý bilinmektedir. Bunun yanýnda ayný amaçla pek çok nakkaþ ve þahnâmecinin de hünkar ile birlikte seferlere katýldýðý görülür.

11

Page 12: MinyaturSanati

MÝNYATÜR NASIL YAPILIR?

Minyatür iþlemine baþlarken ilk önce resimlendirilecek olan eserin konusu tespit edilir. Manzara, portre veya herhangi bir olayýn anlatýmý isteniyorsa, bunun hakkýnda gerekli olan araþtýrma yapýlarak bilgi toplanýr.

Bu hazýrlýk safhasýndan sonra, iþlenecek olan konu bir eskiz kaðýdýna çizilir. Hatalarý varsa düzeltilerek, noksanlarý tamamlanýr. Aharlý bir kaðýt üzerine alýnýr. Eðer ayný kompozisyondan bir kaç adet yapýlmasý isteniyorsa, ince ve oldukça mukavim bir kaðýdýn üzerine çizilen desen çok ince uçlu bir iðne ile, sert bir mukavva üzerinde sýk aralýklarla iðnelenerek kalýbý çýkarýlýr. Söðüt aðacý kömürü toz haline gelene kadar ezilir. Bir tülbent içinde topak halinde sýkýþtýrýlýr. Ýþlenecek olan kaðýdýn üzerine konan iðnelenmiþ kalýp üzerinden kömür tozu ile geçilerek, desenin boyanacak kýsma çýkmasý saðlanýr. Kurþun kalem ile hatlar sabitleþtirilir. Altta kalan kömür tozlarý bir kürk parçasý ile temizlenir. Eskiden kurþun kalem yerine, çok sulu olarak boya kullanýlýrdý. Minyatürde boyamaya zemin renklerinin vurulmasý ile baþlanýr. Eðer zemin olarak altýn veya gümüþ kullanýlacaksa, ilk önce bunlar sürülür, zermühre denilen bir cins akik taþý ile üzerinden geçilerek parlatýlýr. Minyatür sanatýnda, renklerin

birbirleri ile uyum saðlayacak tarzda daðýlmasýna özellikle dikkat etmek gerekmektedir.

Figürlerin dýþ kenarlarý genellikle kendi renginin oldukça koyusu olan bir tonda çizilerek ayrýntýlarý belirlenir. Yalnýz, altýn veya gümüþ kullanýldýðýnda, kontür olarak siyah renk tercih edilmiþtir.

Bundan sonraki safha, sanatçýnýn bütün sabýr ve hünerini gösteren bir uðraþ kýsmýdýr. Elbise üstü nakýþlarý, iç ve dýþ mekanda bulunan bütün unsurlarýn detay ve süslemeleri, doðada görülen çiçek, bitki, kaya, aðaç gibi, diðer elemanlar en ince ayrýntýlarýna kadar iþlenir.

Minyatür sanatýnda en ustalýk isteyen çalýþmalarýn arasýnda, portreler önde gelir. Erkeklerin sakal ve býyýklarý, kadýnlarýn saçlarý, kaþlarý, varsa giysilerindeki kürkler, büyük bir sabýr ile ele alýnarak, tel tel diyebileceðimiz bir incelikle belirtilir.

Minyatürde, tarama, akýtma, noktalama ve tonlama gibi her türlü boyama tekniði kullanýlmýþtýr.

Özellikle portre çalýþmalarýnda yüz renklerinin vurulup tamamlanmasýndan sonra su rötuju

12

Page 13: MinyaturSanati

denilen bir iþlemle arzu edilen renkte bir su, fýrça ile yüzün üzerinden geçirilerek bütün çizgi ve noktalarýn birbirleri ile kaynaþmasý saðlanýr.

Minyatüre baþlamadan evvel aharsýz bir kaðýt kullanýlacaksa arap zamký karýþtýrýlmýþ ince bir üstübeç tabakasýnýn astar mahiyetinde zemine sürülmesinde yarar vardýr.

Bazý hallerde, astar olarak sulu altýn da sürüldüðü görülür. Bu sayede üste sürülen boya çok daha canlý ve net bir görünüm kazanacaktýr.

Eski ustalar, boyalarýný olduðu gibi, kullandýklarý bütün aletlerini de kendileri yaparlardý.

Özellikle yerine göre, muhtelif incelikte olan fýrçalarýný hazýrlamak da büyük maharet isteyen bir iþti.

Kontürler ve en ince süslemeler tüy kalem denilen ve kedi tüyünden yapýlan gayet ince bir fýrça ile iþlenmekte olup, bunlar eski kaynaklarýn yazdýðýna göre, üç aylýk kedinin ense tüylerinin güvercin kanadý kamýþýna geçirilerek hazýrlanýrdý. Günümüzde bunun yerine ithal malý samur fýrçalar kullanýlmaktadýr.

Selçuklu Ýmparatorluðu döneminden itibaren hükümdar saraylarýnýn daima bir nakýþhanesi olduðu bilinir. Bu gelenek Osmanlý Ýmparatorluðu döneminde de devam etmiþ, ilk merkezimiz olan Bursa’dan Edirne Sarayý’na, Ýstanbul’un fethinden sonra da Ýstanbul Sarayý’nda faaliyetini sürdürmüþtür.

Nakkaþhanelerde yalnýzca hattat ve nakkaþlarýn meydana getirdiði tezhib ve minyatürlü eserler yapýlmaz, her türlü süsleme alanlarýnda kullanýlmak üzere belli bir esasa baðlý olarak muhtelif desenler de çizilip hazýrlanýrdý. Bu, saray nakkaþhanelerinde tutulan en doðru yollardan biri de talebenin usta-çýrak usulüne göre yetiþtirilmesidir.

Bir minyatürlü eserin hazýrlanmasý þüphesiz kollektif bir çalýþmayý gerektirmektedir. Bu nedenle de genellikle yazar, hattat, katipler, baþnakkaþ ve nakkaþlar, cetvelkeþler, altýn ezen ve kullananlar, tahrir çekenler, cilt ustalarý, müzehhibler ve bunlarýn usta ve çýraklarý gibi hayli geniþ bir kadro içinde her sanatkar kendi maharet alaný içinde elinden geleni bütün gayret ve hünerini göstermektedir.

13

Page 14: MinyaturSanati

ALTIN VARAK ÝÞLEMÝ

Altýn varak, saf altýn parçacýðýnýn, iki güderi arasýnda çekiçle dövüle dövüle, gayet ince taba-kalar haline getirilmesidir.

Bu tabakalar ezilme iþleminden sonra yazma eserlerimizde, fýrça ile sürülerek kullanýlabilecek bir hal alýr.

Tezhib ve minyatür sanatlarýmýzda kullanýlan altýn varaklar çok çeþitlidir. Bunlarýn en iyisi 24 ayar olanlardýr. Ayarý düþük olanlar az parlar, yeþil altýn, belirli bir oranda saf altýna gümüþ katarak elde edildiði için rengi daha açýk ve yeþilimtraktýr. Rutubetli bir yerde býrakýldýðýnda esmer bir renk alýr ve zamanla kararýr. Kýrmýzý altýn ise, altýna bakýr katýlarak elde edilir. Ancak katýlan bakýr oraný fazla olduðu zaman sürüldüðü zemini yer, kaðýdýn zamanla parçalanmasýna neden olur.

Minyatür sanatýnda gümüþ varaklarýn da

kullanýldýðý görülmektedir. Gümüþ çok çabuk

okside olan bir madde olduðu için bir zaman son-

ra kararýr ve ilk sürüldüðü zamanki parlaklýðýný

kaybeder.

Yazma eserlerimizde altýn ve gümüþ, çeþitli

tekniklerde kullanýlmýþtýr. Ezilip sürülerek

olaný en çok tercih edilenidir. Bunun dýþýnda,

yapýþtýrýlarak, serperek veya elekten geçirilerek

yapýlanlarý da vardýr.

Altýn varaklar çok ince kaðýtlar arasýnda muhafa-

za edilir. On tane altýn varaðýn bir arada olanýna

deste, on destesine tefe denilmektedir.

14

Page 15: MinyaturSanati

ALTIN EZÝLMESÝ

Altýn varaklar mutlaka arap zamký ile ezilmelidir. Bu, toz veya likit halinde olabilir. Nefeszade Ýbrahim Efendi Gülzar-ý Savab adlý eserinde altýnýn süzülmüþ saf bal ile de ezilebileceðini söylemektedir.

Altýn ezmeye baþlamadan evvel ellerin sabunla iyice yýkanýp temizlenmesi gerekir. Altýn ezilecek olan tabaðýn hemen yanýnda bir bardak klorsuz iyi su bulunmalýdýr. Toz halinde olan arap zamkýndan silme bir çay kaþýðý kadar alýnarak çok temiz, yayvan ve ateþe mukavim porselen bir tabak ortasýna konur. Bir iki damla su ile, çevire çevire ezilerek hamur haline getirilir. Sonra sað elin orta parmak memesine biraz zamktan dokunarak yaprak arasýndaki altýndan bir varak kaldýrýlarak tabaða alýnýr. Parlaklýðý tamamen kaybolup hamur haline gelene kadar tabaðýn tam ortasýnda tek parmak ile ezilir. Ayný þekilde bu iþlemi diðer varaklar takip eder. Altýn varaklarý tam ezilmeden üst üste tabaða doldurulmamalý, yavaþ yavaþ almalýdýr. Ezilecek altýnýn hepsi tabaða alýndýktan sonra, hamur haline gelen altýn, tabaðýn büyüklüðüne göre bir veya diðer

parmaklarýn da yardýmý ile ezilmeye devam edilir. Bu iþlemi yaparken zamk, parmaklarýn hareketine mani olacak bir koyuluk alýrsa, birkaç damla su ilave edilir ve gerektiðinde bu iþlem her sefer tekrarlanýr.

Altýn ne kadar iyi ezilirse o kadar rengi açýlýr ve harelenmeye baþlar. Ezilip inceldiðine emin olmak için, tabaðýn altýnlý olan bir kenarýna üç, dört damla su koyup hafifçe karýþtýrýlmalý, tabaðý eðerek bunun akýþýna bakmalý. Eðer kumlu gibi birbirlerinden ayrýlarak akýyorsa henüz ezilmemiþtir. Ýyi ezilen altýn damlasýnda zerreler görülmez.

Altýn varaklarýn iyice ezildiðine emin olduktan sonra, temiz su ile altýnlý olan parmaklar ayný tabak içinde suyu akýtýlarak yýkanýr. Tabak içindeki altýn ve su iyice karýþtýrýlarak daha küçük bir çanaða ince bir tülbentten süzülerek aktarýlýr. Bu iþlemi ince bir mendil kullanarak da yapabiliriz. Ufak çanaða alýnan sulu altýnýn üzerine kabýn alabileceði kadar su konur,

15

Page 16: MinyaturSanati

karýþtýrýlýr ve suyun durularak altýnýn dibe çökmesine kadar üzeri kapalý olarak bekletilir.

Ýyi ezilmeyen altýn, çanaða yayýlmýþ olarak deðil, ortada birikmiþ halde toplanýr. Altýnýn su seviyesine kadar tutunmasý makbuldür.

Ezilmiþ olan altýn en az 24 saat kadar bekletildikten sonra, süzülür ve hafif bir ýsýya tutularak kurutulur. El sürüldüðü zaman çýkmamasý için jelatinli su ile kullanýlýr.

Eski ustalar altýnýn, çanakta sulu haldeyken, ateþ üzerinde kaynatýlmasýnda yarar olduðunu, bu taktirde altýnýn her türlü kirden arýnarak çok daha parlak olacaðýný söylemektedirler.

Kaðýda sürülen altýný parlatmaya gelince, bu iki þekilde olur. Ya doðrudan doðruya Süleymani taþýndan yapýlmýþ zermühre denen mührelerle, altýnýn üzerine sürülerek yapýlýr, ya da sürülmüþ altýn üzerine ince bir saman kaðýdý koyarak bunun üzerinden parlatýlýr.

Kaðýt üzerinden yapýlan bu iþlem, altýna mat bir görünüm verir ve direk parlatýlan altýn ile arasýnda ton farký yapar.

Altýn, yeter derecede zamklý olursa parlatýrken mühreye bulaþmaz. Fazla zamklý olduðu taktirde mühreyi tutar ve iyi parlamaz.

Bazen altýn üzerinde mühre iyi kaymaz, takýlýr gibi olur. O zaman mühreyi saçýmýza sürerek saçýn yaðýndan istifade edebiliriz. Yalnýz bunda da ifrata gitmemek gerekir. Zira altýnýn üzerini bir yað tabakasý ile kaplar ve bu halde altýn üzerinde boya ile çalýþmak zor olur.

Altýnda kullandýðýmýz jelatin eritildiði zaman çok çabuk bozulduðu için, her seferinde az miktarda yapýlmasýnda fayda vardýr. Jelatinli su çok koyu olarak kullanýlmamalý, bu taktirde altýn kararýr ve parlamaz.

Ayrýca altýn çok iyi ezilmiþ olsa dahi, her kullanýþtan sonra temiz su ile çalkalayýp süzmekte yararlýdýr.

Eski müzehhibler, sýk sýk altýn ezmemek için uzun zaman kendilerine yetecek miktarda altýný ezip bir hokkada saklar, gerektiðinde bundan bir býçak ucu ile alýnarak kullanýlýrdý.

16

Page 17: MinyaturSanati

ALTIN YAPIÞTIRMA

Altýn yapýþtýrmada kullanýlan en kuvvetli madde yumurta akıdır. Çok taze tercihen günlük olan ve döllenmemiş bir yumurtanýn aký sarýsýndan ayrýlýr. Bir çanak içinde ceviz büyüklüðünde bir þap parçasý ile akýn uzamasý bitip sulanana kadar çýrpýlýr. Üzerinde biriken köpükler alýndýktan sonra buna birebir oranýnda su ilave edilerek karýþtýrýlýr. Altýnýn yapýþtýrýlacaðý yere bir fýrça ile bol miktarda sürülür.

Bu iþlem baþlamadan önce, altýn varaktan bir santim kadar daha büyük olan ince ve yumuþak bir kaðýda sarý balmumu sürülür. Altýn yapraðýnýn üzerine konup sývazlanarak, altýnýn bu kaðýt üze-rine alýnmasý saðlanýr. Altýný üzerine aldýðýmýz kaðýt, kesici kenarlarý iyice tebeþirlenmiþ bir ma-kas ile yapýþtýrýlacak ebatlarda kesilerek yumurta aký sürülen yere ak henüz kurumadan yavaþça konur. Makasýn tebeþirlenmesi, altýnýn makasa yapýþmamasý içindir. Yapýþtýrýlan altýn varaklar arasýnda aralýklar kaldýðý taktirde, ayný iþlem burada da tekrarlanýr.

Altýnla kaplanan zeminin iyice kurumasýndan

sonra, hepsinin üzerinden kalýn bir fýrça ile bolca

yumurta aký geçirilir. Bu iþlem altýnýn bir ton daha

matlaþmasýna neden olursa da saðlamlaþmasý

açýsýndan çok gereklidir. Altýn, ayný þekilde mik-

siyon veya çok koyu olarak hazýrlanmýþ jelatinli

su ile de yapýþtýrýlabilir. Ancak yapýþtýrma altýnýn

üzeri kolay boya tutmaz. Bunun için yapýþtýrýlan

altýnýn üzerinden tekrar jelatinli bir suyun geçi-

rilmesinde fayda vardýr.

Her ne þekilde olursa olsun, altýn yapýþtýrýldýktan

sonra en az bir hafta tamamen kuruyup kendini

çekmesi için bekletilir. Ancak bundan sonra üze-

rinin iþlenmesine baþlanýr.

Minyatür sanatýmýzýn eski örneklerine baktý-

ðýmýzda, sanatkarlarýn yapýþtýrma altýna pek

raðbet etmedikleri, genellikle ezip, sürme

tekniðini tercih ettikleri görülmektedir.

17

Page 18: MinyaturSanati

ZEREFÞAN YAPIMI

Zerefþan yapmak için oldukça koyu bir kývamda jelatinli su hazýrlanýr. Bu sývý, bir iki saat bekletildiðinde pelteleþecek þekilde olmalýdýr. Bir çay fincaný suya, jelatin tabakasýndan beþ, altý kare konarak hafif ateþte jelatin tamamen eriyene kadar kaynatýlýr. Baþ ve iþaret parmaklarýmýzý ýslattýðýmýzda, birbirlerine deðdirdiðimiz zaman hafifçe yapýþýyorsa istenilen kývamdadýr. Sonra soðumasý beklenir ve zerefþanlanacak olan yere kalýn bir fýrça ile sürülür. Bu kývamdaki jelatini beklettiðimiz taktirde, pelteleþecek, ertesi gün kullanma olanaðý olmayacaktýr. Onun için her seferinde taze olarak yapýlmasý gerekmektedir.

Ýri delikli bir tel süzgeç içine altýn yapraðýndan bir kaç tane konur. Çok sert ve nispeten uzun tüylü bir fýrça ile eleðin üzerinden hafifçe geçirilir. Fýrçayý çok bastýrdýðýmýzda altýn toplanýr, parça parça düþmez. Jelatinli su sürülmüþ olan yüzeye serpilen altýn, tamamen kuruduktan sonra üzerinden sýkýca mührelenir. Altýnýn sabitleþmesi saðlanýr. Bu tarzda yapýlan zerefþan, çok kaygan zeminler üzerinde iyi netice vermez. Emiciliði

az olan kaðýtlar üzerinde mühre kayar ve altýn toplanýr. Kaðýda gerektiði kadar yapýþmaz.

Zerefþan yapýmýnýn bir baþka þekli de fýrça ile olanýdýr. Buna serpme de denir. Görünümü elekten geçen parça altýndan farklýdýr. Genellikle eski eserlerde, yazý zemini olduðu kadar, yazý üstüne de yapýlýr. Bu tarzda zerefþan yapýlmasý istendiðinde, kâsede ezilmiþ olan altýn, kalýn bir fýrça ile alýnýr. Bunun ne çok koyu ne de çok sulu olmamasýna dikkat edilmelidir. Altýnlý fýrça bir çubuða vurularak altýnýn zemine noktalar halinde düþmesi saðlanýr. Serpilen altýnýn ayný büyüklükte olmasý el maharetine baðlýdýr. Aksi taktirde kimi büyük, kimi küçük olacaðýndan güzel bir görünüm vermez. Serpme iþlemi bitip, altýn kuruduktan sonra üzerinden mühre geçilerek parlatýlýr.

Serpme altýn tekniði, gümüþ kullanarak da yapýlmaktadýr. Ancak gümüþ, zamanla okside olup karardýðýndan, parlaklýðý kaybolur ve boya görünümü alýr.

18

Page 19: MinyaturSanati

KAÐIT VE BOYAMASI

Minyatür sanatýmýzda kullanýlan kaðýdýn da büyük bir önemi vardýr. Gelibolulu Ali Menakib-i Hünerverân adlý eserinde, en iyi cins kaðýdýn ‘Devlet-abadi’ olduðunu ve Semerkant kaðýdýndan aþaðýsýna itibar edilmemesini söylemektedir.

Ancak bunlarýn yanýnda 15. y.y. da Kaðýthane’deki kaðýt fabrikasýnda imal edilen, Ýstanbuli adlý olanlar da tercih edilenler arasýndadýr. Kullanýlacak olan kaðýtlar, daima aharlý ve mührelidirler. Genellikle þeker beyazý, açýk krem, toz pembe ve süt mavisi renklerinde olanlar benimsenerek kullanýlmýþtýr. Nispeten daha koyu tonlarda olan kaðýtlarýn, minyatürü çevreleyen pervaz süslemelerinde bulunduðu, bir genelleme olmasa dahi dikkati çeker.

Aslýnda beyaz renkte olan kaðýtlar, cinsleri ne olursa olsun, bitkisel veya madeni boyalarla boyanmaktadýr. Boyama iþlemi üstten sürerek olduðu gibi, banyo usulü ile de yapýlýr. Buna daldýrma denir. Kaðýtlar ne þekilde boyanýrsa

boyansýn, ilk önce, kaðýdý þaplý bir suya daldýrýp, kurutmakta fayda vardýr.

Sürme usulü ile kaðýt boyamasýnda, toz boya, mermer üzerinde, bir miktar sirke ile ve destezenk yardýmý ile ezilir. Buna niþasta muhallebisi yapýlarak karýþtýrýlýr. El ile veya bir sünger ile kaðýdýn üzerine yedire yedire iyice sürülür. Gölgede kurumaya býrakýlýr. Suyunu iyice çekip kurumaya baþladýðýnda, bir aðýrlýk altýna konarak kaðýdýn kırýþmamasý saðlanýr. Ancak kaðýt boyamada en güzel tarz banyo usulü olanýdýr. Burada ton farký olmaz. Yapýmýna baþlarken, ilk önce, renk veren bitkiler zevke göre seçilir. Ihlamur, çay, safran, kýna ve gelincik gibi bitkiler suda iyice kaynatýlýr. Rengi iyice çýktýktan sonra, bu suya bir miktar þap ilave edilerek tekrar kaynatýlýr. Kenarlý bir tepsiye alýnan bu renkli suyun içine kaðýtlar daldýrýlarak banyo yaptýrýlýr. Suyun süzülmesi için kaðýdýn bir köþesinden asýlarak kurumasý beklenir. Boyama iþlemi özellikle aharlanmamýþ olan kaðýtlar kullanarak yapýlmalýdýr. Zira aharlý kaðýt boya tutmaz.

19

Page 20: MinyaturSanati

Kaðýt boyamasýnýn deðiþik bir tarzý da, genellikle eski eserlerde kullanýlan Akkâse’dir. Burada, kaðýdýn metin kýsmý ile kenarda kalan bölümü farklý renklerdedir. Bu iþlemde ilk önce, kaðýt istenilen renkte tümü ile boyanýr. Sonra, metin kýsmý sývý arap zamký ile kapatýlýr ve daha farklý bir renkte daldýrma usulü ile ikinci defa boyanýr. Arap zamký sürülen yer boya tutmayacaðý için, bir sayfada iki deðiþik rengin yer almasý saðlanmýþ olur. Boyalý bir kaðýdýn orta kýsmýný þaplý su sürerek de açabiliriz. Ancak þap kývamýný çok iyi ayarlamak ve sürerken ayný homojenlikte olmasýna dikkat etmek gerekir. Aksi halde dalgalý olur ve istenilen neticeyi vermez. Gülzar-ý Savab adlý eserden alýnan bilgilere göre renkler þöyle elde edilir.

Badem yapraðý : Altýn sarýsý.

Susam çiçeði : Çimen yeþil.

Nohut unu : Nohudi.

Susam çiçeði : Güneþte kurutulursa mavi.

Gelincik çiçeði : Ýçine bir miktar þap konursa

mavi.

Cehri : Sarý.

Soðan kabuðu : Samani

Asfur : Bir beze çýkýnlayýp su içinde iken

sýkýlýrsa, önce sarý, devam edildiðinde kýrmýzý

renk çýkar.

Mürver yemiþi : Mor.

Ceviz yapraðý : Kahverengi.

Bakkamaðacý odunu : Kaynatýlýp içine meþe kü-

lünün süzülmüþ olan suyu ilave edildiðinde,

kýrmýzý renk elde edilir.

Menekþe yapraðý ve Mürver çiçeði tohumu :

Açýk mavi.

20

Page 21: MinyaturSanati

DOÐA ELEMANLARININAYRINTILI ÇÝZÝMLERÝ

Page 22: MinyaturSanati

Belirli formlar içinde deðiþik aðaç çizimleri

22

Page 23: MinyaturSanati

Belirli formlardaki aðaçlar ve bunlarýn üst detaylarý

23

Page 24: MinyaturSanati

24

Page 25: MinyaturSanati

Osmanlý dönemi minyatürlerinde kullanýlan çeþitli aðaçlar

25

Page 26: MinyaturSanati

Aðaç üzerinde kümelemeyi gösteren deðiþik ayrýntýlar

26

Page 27: MinyaturSanati

Aðaç üzerinde kümeleme ve bunlarýn boyanmaya uygun çizimleri

27

Page 28: MinyaturSanati

Aðaç çizimi ve ayrýntýlarý

28

Page 29: MinyaturSanati

Kuru aðaçlarýn deðiþik çizimleri

29

Page 30: MinyaturSanati

Aþamalý olarak bahar aðacý çizimi

30

Page 31: MinyaturSanati

Dallar üzerinde yaprak kümelerinin yerleþtirilmesi

31

Page 32: MinyaturSanati

Kuru dallarýn deðiþik formlar içinde düzenlenmesi

32

Page 33: MinyaturSanati

Muhtelif aðaç çizimleri

33

Page 34: MinyaturSanati

Aðaç gövdeleri ve dallandýrýlmasý

34

Page 35: MinyaturSanati

Aðaç çizimlerinde ilk aþama

35

Page 36: MinyaturSanati

Çeþitli yaprak çizimleri

36

Page 37: MinyaturSanati

Ufuk hattýný belirleyen deðiþik çizimler

37

Page 38: MinyaturSanati

Bitkilerin þematik düzenlenmesi

38

Page 39: MinyaturSanati

Yer bitkileri ve ayrýntýlarý

39

Page 40: MinyaturSanati

Siyer-i Nebi’den detay çizim. Boyama tekniðini gösteren renkli resim (5)

40

Page 41: MinyaturSanati

Selçuklu dönemi, Varka ve Gülþah adlý yazma eserden toplanan çeþitli aðaç çizimleri ve yer bitkileri.

41

Page 42: MinyaturSanati

Selçuklu dönemi aðaçlarýnýn dal ayrýntýlarý

42

Page 43: MinyaturSanati

Selçuklu dönemi minyatürlerinde aðaç çizimlerinin aþamalý olarak gösterilmesiGövdeden çýkan dallarýn gidiþi ve ikinci aþamada yapraklandýrýlmasý

43

Page 44: MinyaturSanati

Selçuklu aðaç ve bitkileri

44

Page 45: MinyaturSanati

Selçuklu aðaç ve bitkileri

45

Page 46: MinyaturSanati

Selçuklu aðaç ve bitkileri

46

Page 47: MinyaturSanati

Selçuklu aðaç ve bitkileri

47

Page 48: MinyaturSanati

Minyatürde kullanýlan çeþitli bulut çizimleri

48

Page 49: MinyaturSanati

Bulutlar

49

Page 50: MinyaturSanati

Deniz ve akarsular

50

Page 51: MinyaturSanati

Kayalar

51

Page 52: MinyaturSanati
Page 53: MinyaturSanati

BOYAMA TEKNİKLERİNİGÖSTEREN RENKLİ RESİMLER

Page 54: MinyaturSanati

Osm

anlý

döne

mi i

ki a

ðaç

54

Page 55: MinyaturSanati

Zeminleri tonlama olarak yapýlan aðaçlarýn aþamalý olarak boyanmasýný gösteren iki örnek

55

Page 56: MinyaturSanati

Servi ve Bahar aðacý

56

Page 57: MinyaturSanati

Mat

rakç

ý’dan

det

ayBe

yân-ı M

ehâz

il-i S

efer

-i Ir

âkey

nİÜ

K.T

. 596

4

57

Page 58: MinyaturSanati

Siyer-i Nebi’den, aþamalý olarak bir aðacýn boyanmasýTSM. H. 1222

58

Page 59: MinyaturSanati

59

Page 60: MinyaturSanati

Selç

uklu

dön

emi b

itkile

rinin

aþa

mal

ý ola

rak

boya

nmas

ý

60

Page 61: MinyaturSanati

Yer

bitk

ilerin

in a

þam

alý o

lara

k bo

yanm

asý

61

Page 62: MinyaturSanati

62

Page 63: MinyaturSanati

Osmanlý dönemi bir aðaç, zemin renginin sürülüþü ve üst detaylarýnýn iþlenmesi

63

Page 64: MinyaturSanati

Hünernâme’den alýnan bir aðaç örneðinin aþamalý olarakrenklendirilmesi

TSM. H. 1523-24

64

Page 65: MinyaturSanati

Deniz ve akarsu boyamasý

65

Page 66: MinyaturSanati

Hünernâme’den deðiþik aðaçlarýn boyanmasýTSM. H. 1523-24

66

Page 67: MinyaturSanati

Deðiþik þekillerde aðaç boyamalarý

67

Page 68: MinyaturSanati

Hünernâme’den detayTSM. H. 1523-24

68

Page 69: MinyaturSanati

Matrakçý’dan detayBeyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn

İÜK.T. 5964

69

Page 70: MinyaturSanati

Mat

rakç

ý’dan

det

ayBe

yân-ı M

enâz

il-i S

efer

-i Ir

âkey

n

70

Page 71: MinyaturSanati

Bulut boyamasý

71

Page 72: MinyaturSanati

Tarama tekniðinde boyanan iki servi ve kayalar

72

Page 73: MinyaturSanati

Nok

tala

ma

tekn

iði i

le a

ðaç

boya

nmas

ý

73

Page 74: MinyaturSanati

Tar

ama

ve to

nlam

a ile

yap

ýlan

serv

i çeþ

itler

i

74

Page 75: MinyaturSanati

Matrakçý’dan, detayBeyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn

İ.Ü.K.T. 5964

75

Page 76: MinyaturSanati

Hünernâme’den, detay(TSM.H. 1523-24)

76

Page 77: MinyaturSanati

Mat

rakç

ý’dan

det

ayBe

yân-ı M

enâz

il-i S

efer

-i Ir

âkey

nİÜ

K.T

. 596

4

77

Page 78: MinyaturSanati

Mat

rakç

ý’dan

det

ayBe

yân-ı M

enâz

il-i S

efer

-i Ir

âkey

nİÜ

K.T

. 596

4

78

Page 79: MinyaturSanati

Mat

rakç

ý’dan

det

ayBe

yân-ı M

enâz

il-i S

efer

-i Ir

âkey

nİÜ

K.T

. 596

4

79

Page 80: MinyaturSanati

Mat

rakç

ý’dan

det

ayBe

yân-ı M

enâz

il-i S

efer

-i Ir

âkey

nİÜ

K.T

. 596

4

80

Page 81: MinyaturSanati

Matrakçý’dan detaylarBeyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn

İÜK.T. 5964

81

Page 82: MinyaturSanati

Matrakçý’dan detaylarBeyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn

İÜK.T. 5964

82

Page 83: MinyaturSanati

Matrakçý’dan detayBeyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn

İÜK.T. 5964

83

Page 84: MinyaturSanati

Manzara etüdü. T.S.M. H. 2153 no. lu albüm

84

Page 85: MinyaturSanati

Tamamlanmamýþ bir minyatür örneði. T.S.M. H. 762 no. lu Hamse

85

Page 86: MinyaturSanati

Ýðneli kalýp kullanarak yapýlan bir çalýþma. T.S.M. H. 2152 no. lu albüm.

86

Page 87: MinyaturSanati

Yarým kalan minyatürlerden. T.S.M. H. 2153 no. lu albüm.

87

Page 88: MinyaturSanati

Yarým kalan minyatürlerden. T.S.M. H. 2152 no. lu albüm.

88

Page 89: MinyaturSanati

TERÝMLER

Âbâdî : Eskiden kullanýlan bir kaðýt adý. Buna Hind âbâdîsi de de-nir. Hindistan’da Devlet-âbâd þehrinde yapýldýðý için bu ad verilmiþtir. Çok kaliteli güzel ve parlak bir kaðýttýr.

Âhar : Niþasta, yumurta aký, niþadýr, kitre, arap zamký, þap, pirinç gibi maddelerden yapýlan bir sývý. Ham kaðýtlarýn terbi-yesinde kullanýlýr. Kaðýdýn emiciliðini alýr ve ona parlak bir görünüm verir.

Akkâse : Bir kaðýdýn orta ve kenar kýsýmlarýnýn deðiþik renkte boyanmasý.

Altýn cetvel : Yazma eserlerin metinlerinin çevresine çekilen altýn cetvel.

Altýn tabaðý : Altýn varaklarýn ezildiði büyük boy tabak. Bunlara Mertabanî tabak da denir. Ayrýca altýnýn kullanýldýðý ateþe dayanýklý küçük tabaklara da bu ad ve-rilir.

Altýn tozu : Altýn tozundan yapýlmýþ rýh. Çoðunlukla fermanlarda yazı

altý süslemesi olarak da kullanýlýr.

Altýn varak : Altýn levhalarýn çekiçle dövülerek çok ince bir hale getirilmiþ þekli. Bunlar ezilerek

kullanýldýðý gibi, yapýþtýrýlarak ve eleklerden serpilerek de kullanýlýr.

Battal : Bir kaðýt cinsi.

Bezeme : Süsleme.

Billûr mühre : Camdan yapýlan mühre. Genellikle kaðýtlarýn cilalan-masýnda kullanýlýr.

Cetvel : Yazma kitaplarda ve levha-larda orta bölümle kenarý ayýrmak için kullanýlan çizgi-ler. Bunlar altýn olduðu gibi deðiþik renklerden de olabil-mektedir.

Cetvelkeþ : Cetvel çeken sanatçý. Bunlara Kalemkeþ de denir.

Cilbend : Yazma eserlerin korunmasý için kullanýlan kutu.

Cild : Yazma eserlerin korunmasý için dýþ kýsýmlarýna yapýlan kaplar.

Cönk : Dikdörtgen þeklinde uzunla-masýna açýlan genellikle þiir mecmualarýna verilen ad.

Çakmak mühre : Her iki tarafýndan tutularak kullanýlan aðaçtan yapýlmýþ merdane biçiminde mühre. Ellerin arasýnda kalan kýsma sert bir taþ yerleþtirilmiþtir.

89

Page 90: MinyaturSanati

Çekmek : Âharlanacak kaðýdý þaplý suya batýrýp çýkarma iþlemi.

Çift âharlý : Üzerine birkaç kat âhar sürülmüþ kaðýt.

Defe : Yüz adetlik altýn varak paketi.

Destezenk : Boya ezmek için kullanýlan alet.

Devlet âbadi : Ýpekten yapýlan kaðýtlarýn bir çeþidi.

Dip taþý : Altýn varak yapanlarýn üstün-de altýn dövdükleri mermer taþ.

Ebrû : Su yüzeyine serpilen boyalarýn, kaðýda alýnarak boyama þekli.

El yazmasý : Elle yazýlan kitaplara verilen ad.

Filigran : Eski kaðýtlarýn dokusunda bu-lunan ancak ýþýða tutulduðu zaman görülen yazý veya þekiller.

Frenk kaðýdý : Avrupadan gelen kaðýtlara verilen ad.

Gümüþ : Altýn gibi varak haline ge-tirilir. Özellikle minyatürler de nehir veya denizlerin boyanmasýnda kullanýlýr.

Halkâr : Yalnýz altýnla yapýlan bir süsle-me tarzý.

Hattat : Hat yazan sanatçý.

Hurde nakýþ : Minyatür.

Ýbda : Yaratma. Çýðýr açma. O zama-na kadar yapýlmamýþ olan bir þeyi yapma.

Ýcâzetnâme : Ýlimde ve yazýda öðrenimini bitirenlere verilen belge.

Kalem fýrça : Müzehhiplerin kullandýðý tek tüylü ince fýrça.

Kýl kalem : Minyatür sanatkarlarýnýn ince çizgiler çizmek için kullandýklarý fýrça.

Kontür : Bir rengin etrafýna çekilen çizgi. Buna tahrir de denir.

Kuzu : Ana cetvelin kenarýna çekilen ince çizgi.

Kuzulu cetvel : Kalýn cetvelin kenarlarýna çekilen ince çizgi. Bu iç ve dýþ kenarlarýna çekilirse çift kuzulu cetvel denir.

Lâl : Kýrmýzý mürekkep

Minyatür : El yazmasý kitaplarý süslemek için metindeki olaylarý anla-tan bir tür resimlere verilen ad.

Motif : Bir tablonun, bir figürün veyahut herhangi bir resmin esasýný teþkil eden þekil ve unsur.

Murakka : Birçok kaðýt tabakalarýný üst üste yapýþtýrarak elde edilen mukavva.

Mühre : Kaðýtlar aherlendikten sonra cilalamak amacý ile kullanýlan veya ezilerek sürülen altýný parlatmaya yarayan taþ.

Müzehhib : Tezhip yapan sanatçý. Kadýn olursa müzehhibe denir.

Nakýþ : Eskiden boyalý resimlere veri-len isim.

Nakýþhâne : Nakýþ yapýlan yer. Resim atöl-yesi.

Nakkaþ : Yazmalara nakýþ ve resim ya-pan sanatkar.

Nigâr : Eskiden insan resmi yerine kullanýlan Farsçca bir kelime.

Nigârhane : Resim yapanlarýn çalýþtýklarý yer.

90

Page 91: MinyaturSanati

Nakýþ resim : Minyatür.

Ressam : Resim yapan sanatkar.

Sývama altýn : Kat kat sürülen altýn.

Silkme : Bir yazý veya resmi kaðýda çiz-dikten sonra bunu iðneleyerek kalýbýný çýkarýp üzerinden kö-mür tozu ile geçmek.

Silkme kalýbý : Ýðne ile delinerek hazýrlanmýþ desen kaðýdý.

Silkme tozu : Silkme iþinde kullanýlan söðüt kömürünün tozu.

Saz yolu : Fýrça maharetini gösteren bir betimleme tarzý.

Sultanî kaðýt : Eskiden ipekten yapýlan çok iyi bir cins kaðýt.

Þebih : Ýnsan resmi.

Þebih yazmak : Ýnsan resmi yapmak.

Þükûfe : Farsça çiçek demektir.

Þikâf : Altýn boya ile birlikte kullanýlarak yapýlan bir süsle-me.

Tahrir : Bir motifin veya objenin kenarýna çekilen çizgi.

Tasvir : Resim

Temellük kaydý : Bir yazma eserin kime ait olduðunu veya kitaplýðý bildi-ren yazý.

Tezhib : Yazma eserlerin süsleme iþi.

Tezyinat : Süsleme, bezeme.

Týrnak mühre : Sivri uçlu kalem þeklindeki mühreye verilen ad. Buna Damar mühresi de denilmek-tedir.

Toz varak : Altýn tozundan yapýlma va-rak.

Uhra : Minyatürde desen çizerken kullanýlan kiremit rengi boya.

Varak : Yaprak, tabaka.

Varak altýn : Altýn varak.

Varakçý : Altýn varak hazýrlayan usta.

Vassal : Daðýlmýþ el yazmasý kitaplarý

tamir eden usta.

Yastýk : Yaprak halindeki altýnýn

býçakla üstünde kesildiði

altlýk.

Yeþil altýn : Altýnýn gümüþle karýþýmýndan

oluþan þekli.

Zerdûzan : Altýn iþleyenler.

Zerefþan : Altýn serpme ile yapýlan süsle-

me.

Zerender-zer : Sarý altýn üzerine yeþil altýn ile

yapýlan süsleme tarzý.

Zerendûd : Sývama altýn sürülmesine veri-

len ad.

Zerniþan : Ýrili ufaklý altýn parçacýklarýyla

süslenmiþ kaðýt.

Zernüvis : Altýn ile nakýþ yapan usta.

Zervarak : Âharlý kaðýtlarýn üzerine serp-

me altýn yapýlmýþ olanlar.

Zýrnýk : Sarý mürekkep.

91

Page 92: MinyaturSanati

SEÇME KAYNAKÇA

ALİ, GELİBOLULU, Menakib-i Hünerverân, Ýstanbul 1926.

AND, METİN, Osmanlý Tasvir Sanatlarý. I Minyatür, Ýstanbul 2002.

AND, METİN, Osmanlý Þenliklerinde Türk Sanatlarý, Ankara 1982.

AND, METİN, Minyatürlerle Osmanlý-Ýslâm Mitologyasý, Ýstanbul 1998.

ARSEVEN, CELAL ESAD, Sanat Ansiklopedisi I-5, Ýstanbul 1943-1952.

ATASOY, NURHAN - ÇAÐMAN, FİLİZ, Turkish Miniature Painting, Ýstanbul 1974.

ATASOY, NURHAN, 1582 Surname-i Hümayun - Düðün Kitabý, Ýstanbul 1997.

ATASOY, NURHAN, Otaðý-Hümayun, Osmanlý Çadýrlarý, Ýstanbul 2000.

ATÝL, ESİN, Levni ve Surnamesi, Bir Osmanlý Þenliðinin Öyküsü, Koçbank, Ýstanbul 1999.

ÇAÐMAN, FİLİZ - TANINDI, ZEREN, Topkapý Saray Museum - Islamic miniature Painting, Ýstanbul 1979.

ÝREPOÐLU, GÜL, LEVNİ: Nakýþ-Þiir-Renk, Ýstanbul 1999.

NEFES-ZADE, SEYYİD ÝBRAHİM, Gülzâr-ý Savab, Ýstanbul 1939.

ÖZEN, MİNE ESİNER, Yazma Kitap Sanatlarý Sözlüðü, Ýstanbul 1985.

PAKALÝN, M. ZEKİ, Osmanlý Tarih Deyimleri Sözlüðü, 1-3 Ýstanbul 1946-1955.

RENDA, GÜNSEL, Osmanlý Minyatür Sanatý, Promete Kültür Dizisi, Ýstanbul 2001.

RENDA, GÜNSEL, Batýlýlaþma Dönemi Türk Resim Sanatý (1700-1859) Ankara 1977.

ÜNVER, SÜHEYL, Ressam Levnî: Hayatý ve Eserleri, Ýstanbul 1940.

ÜNVER, SÜHEYL, Ressam Nigâri: Hayatý ve Eserleri, Ýstanbul 1946.

ÜNVER, SÜHEYL, Ressam Nakþî: Hayatý ve Eserleri, Ýstanbul 1949.

ÜNVER, SÜHEYL, Geçmiþ Yüzyýllarda Kýyafet Resimlerimiz, Ankara 1958.

YAZÝR, MAHMUD BEDREDDİN, Medeniyet Aleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli, Ankara 1981.

92