İnsanin kendİ dÜŞÜncelerİnİ karŞisindak bİlgİ …tez.sdu.edu.tr/tezler/ts00928.pdf ·...

100
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ESNTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI İNSANIN KENDİ ŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAKİ BİREYE AKTARMA; BİLGİ, BECERİ ve TUTUMUNU YÖNLENDİRME TEKNİKLERİNDE BEDEN DİLİNİN ROLÜ TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ Hazırlayan İlker BİLGİ 0930229282 Danışman Yrd. Doç. Dr. Adnan ERTAN ISPARTA–2011

Upload: others

Post on 31-Aug-2019

18 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ESNTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAKİ BİREYE AKTARMA; BİLGİ, BECERİ ve TUTUMUNU YÖNLENDİRME TEKNİKLERİNDE BEDEN DİLİNİN

ROLÜ

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ

Hazırlayan İlker BİLGİ 0930229282

Danışman Yrd. Doç. Dr. Adnan ERTAN

ISPARTA–2011

Page 2: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı
Page 3: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

i

TEŞEKKÜR

Bu bitirme projesi’nin her aşamasında desteğini gördüğüm değerli danışman

hocam Yrd. Doç. Dr. Adnan ERTAN’a, çalışmalarım sırasında hiçbir zaman

desteğini esirgemeyen sevgili eşim Dilek BİLGİ’ ye, baba ilgisine en çok ihtiyaç

duyduğu yaşta olan fakat bu çalışma sebebi ile biraz da olsa ilgi gösteremediğim

canım kızım Azra Ceren BİLGİ’ ye bana gösterdikleri destekten ve anlayıştan dolayı

teşekkür ederim.

İlker BİLGİ

Isparta, 2011

Page 4: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

ii

ÖZET

İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAKİ BİREYE AKTARMA; BİLGİ, BECERİ VE TUTUMUNU YÖNLENDİRME TEKNİKLERİNDE

BEDEN DİLİNİN ROLÜ

İlker BİLGİ

Süleyman Demirel Üniversitesi İşletme Bölümü

Yüksek Lisans Projesi, 88 Sayfa, Ocak 2011

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Adnan ERTAN

Bu çalışmanın amacı; insanın kendi duygu düşüncelerini karsısındaki bireye

aktarma, bireyin bu düşüncelerimiz karsısındaki davranışlarını yönlendirme

tekniklerini ve bu teknikleri kullanırken beden dilinin rolünü irdeleyeceğiz

Çalışma dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde iletişimin çeşitli

tanımları yapılıp ve tanımlardan yola çıkılarak iletişimin bir ya da birden fazla

bireyle yapılan, bir bağlam içinde gerçekleşen, bazı etkileri olan, gürültü tarafından

bozulmaya uğratılabilen ve geribildirime olanak tanıyan anlamlı mesajların alışverişi

olarak tanımlanabileceği bilgisi verilecektir.

İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

olduğunu, süreç içerisinde geribildirim ve gürültü faktörlerinin de bulunduğunu

incelenecektir.

Üçüncü bölümde sözlü iletişimin temeli olan dil, bir sembol ve anlam sistemi

olarak incelendikten sonra dilin, insan iletişimine etkileri konusu irdelenecektir.

Dördüncü bölümde ise sözsüz iletişimin bir bağlam içinde gerçekleştiği,

taşıdığı anlamların bireyden bireye ve kültürden kültüre farklılık gösterebileceğine

değinilecektir. Sözsüz iletişimin de kendine göre kuralları olduğu ve bu kuralların

toplum tarafından zamanla biçimlendirildiğinden söz edilecektir. Sözsüz iletişimin

diğer bir adının beden dili olduğu bilgisi verilecektir.

Anahtar Kelimeler: İletişim, İletişimin Öğeleri, Sözlü İletişim, Beden Dili

Page 5: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

iii

ABSTRACT

AGAİNST PERSON TRANSMISSION OF HUMAN OWN İDEAS; KNOWLEDGE, SKILLS AND TECHNIQUES STANCE DIRECTING THE

ROLE OF BODY LANGUAGE

İlker BİLGİ

Suleyman Demirel University Department of Business Administration

Master of Science Project, 88 Page, January 2011

Supervisor: Asst. Assoc. Dr. Adnan ERTAN

The purpose of this study, one's own feelings against the individual

transferring his thoughts, thoughts of the individual against the behavior of these

routing techniques and using these techniques will explore the role of body language

The study consists of four main sections. Various definitions and descriptions

made on the basis of communication with the first part of communication with one or

more individuals, took place within a context, some effects, uğratılabilen degradation

by noise and feedback information will be defined as allowing significant exchange

of messages.

The second section, the basic elements of communication process, source,

message, channel and receiver is in the process of feedback and noise factors will be

examined there.

The third section is the basis of verbal communication language, a symbol,

and after examining the meaning of the language as a system, examine the effects of

humancommunication.

In the fourth non-verbal communication takes place within a context, carries

the meanings vary from culture to culture and among individuals mentioned.

Nonverbal communication is the self according to the rules and that these rules will

be formatted by the society over time. Non-verbal communication is body language

and other information will be given a name

Key Words: Communication, Communication Components, Oral

Communication, Body Language

Page 6: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

iv

İÇİNDEKİLER

TEŞEKKÜR.................................................................................................................. i

ÖZET ........................................................................................................................... ii

ABSTRACT................................................................................................................ iii

İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... iv

KISALTMALAR DİZİNİ........................................................................................... ix

ŞEKİLLER DİZİNİ...................................................................................................... x

GİRİŞ ........................................................................................................................... 1

BİRİNCİ BÖLÜM

İLETİŞİM ve TEMEL ÖGELERİ

1.1. İletişimin Tanımı ............................................................................................... 3

1.2. İletişim Çalışmalarının İki Yaklaşımı ............................................................... 5

1.2.1. Süreç Yaklaşımı ......................................................................................... 5

1.2.2. Anlambilim Yaklaşımı ............................................................................... 6

1.3. İletişimin Temel Amacı..................................................................................... 6

1.4. İletişimin Temel Özellikleri .............................................................................. 8

1.4.1. İletişimde Başlangıç ( İlk Dakika ) Önemlidir........................................... 9

1.4.2. İletişim Bilgi Alışverişi Değildir.............................................................. 10

1.4.3. İletişim Kişiye Değil Kişiyle Yapılır ....................................................... 11

1.4.4 İletişim Bir Bütündür ................................................................................ 11

1.4.5 İletişim Değişik Katmanlarda Gerçekleşen Bir Etkinliktir ....................... 12

1.5. İletişim Bağlamı .............................................................................................. 15

1.6. İletişim Sınıflandırmaları ................................................................................ 16

İKİNCİ BÖLÜM

İLETİŞİM SÜRECİ

2.1. İletişim Sürecinin Temel Öğeleri .................................................................... 19

2.1.1. Kaynak ..................................................................................................... 19

2.1.2. Mesaj (İleti)............................................................................................. 21

2.1.3. Kanal ........................................................................................................ 25

2.1.3.1. Görsel Kanal ..................................................................................... 25

Page 7: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

v

2.1.3.2. İşitsel Kanal...................................................................................... 26

2.1.3.3. Dokunsal Kanal................................................................................ 26

2.1.3.4. Kokusal Kanal................................................................................... 27

2.1.3.5. Tatsal Kanal ...................................................................................... 28

2.1.4. Alıcı......................................................................................................... 29

2.1.4.1. Alıcı Mesajı Almalı ve Almaya İstekli Olmalıdır............................. 30

2.1.4.2. Alıcı Bilgili ve Geri Besleme Sistemine Sahip Olmalıdır ................ 30

2.1.4.3. Alıcı Mesajı Alma Konusunda Seçici Olmamalıdır.......................... 31

2.1.4.4. İletişim Sürecinde Alıcı Bulunduğu Düzlemi Ayırabilmelidir ......... 31

2.1.5. Geribildirim.............................................................................................. 31

2.1.6. Gürültü ..................................................................................................... 32

2.1.6.1. Fiziksel Gürültü................................................................................. 33

2.1.6.2. Psikolojik Gürültü ............................................................................. 33

2.1.6.3. Anlamsal Gürültü .............................................................................. 34

2.1.7. İletişimi Engelleyen Etkenler................................................................... 34

2.1.7.1. Kesintiler ........................................................................................... 35

2.1.7.2. Zaman Kısıtlaması ............................................................................ 36

2.1.7.3. Bilgi Eksikliği ................................................................................... 37

2.1.7.4. Geçmiş Deneyimler........................................................................... 37

2.1.7.5. Fiziksel Uzaklık ................................................................................ 37

2.1.7.6. Çok Az ya da Çok Fazla İlgi ............................................................. 37

2.1.7.7. Kişisel İhtiyaç ve Beklentiler ............................................................ 37

2.1.7.8. Seçici Algılama, Önyargı ve Varsayımlar ........................................ 38

3. BÖLÜM

SÖZLÜ İLETİŞİM (KONUŞMA DİLİ)

3.1. Bir Sembol Sistemi Olarak Dil ....................................................................... 41

3.2. Anlam Sembol Sistemi Olarak Dil.................................................................. 42

3.3. Nesnel Ve Öznel Anlamlar ............................................................................. 43

3.4. Grup İçi İletişim .............................................................................................. 43

3.5. Aşağı ve Yukarı Düzeylere Konuşmak........................................................... 44

3.5.1. Aşağı Düzeyde İletişim............................................................................ 44

Page 8: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

vi

3.5.2. Yukarı Düzey İletişim.............................................................................. 44

3.6. Eleştiri Ve Övgü.............................................................................................. 45

3.7. Yalan .............................................................................................................. 45

3.8. Dinleme ........................................................................................................... 46

3.9. Dinleme Biçimleri ........................................................................................... 47

3.9.1 Görünüşte Dinleme (Dinliyormuş gibi görünmek) ................................... 47

3.9.2. Savunmada Dinleme ................................................................................ 47

3.9.3. Seçerek Dinleme (Yarı yarıya dinlemek)................................................. 47

3.9.4. Tuzakçı Dinleme ...................................................................................... 47

3.9.5.Denetçi Dinleme ....................................................................................... 47

3.9.6. Nezaketen Dinleme .................................................................................. 48

3.9.7. Ürkek Dinleme......................................................................................... 48

3.9.8. Yaltaklanmacı Dinleme............................................................................ 48

3.10. Etkin (Etkili) Dinleme................................................................................... 48

3.11. Etkin Dinlemede Uyulması Gereken Kurallar .............................................. 49

4. BÖLÜM

SÖZSÜZ İLETİŞİM

4.1. Sözsüz İletişim Bağlamı.................................................................................. 50

4.2. Beden Dilinin Temel Özellikleri ..................................................................... 52

4.3. Beden Dilinin Temel Öğeleri .......................................................................... 52

4.3.1.Göz İlişkisi ................................................................................................ 52

4.3.2. Yüz İfadeleri ............................................................................................ 54

4.3.3. Jestler ....................................................................................................... 54

4.3.4. Baş Hareketleri......................................................................................... 55

4.3.5. Beden Duruşu........................................................................................... 57

4.3.5.1. Beden dilimizin topluluk karşısında duruşu...................................... 57

4.3.5.2. Elleri ve Bileği Bedenin Arkasında Tutma ve Kavuşturma.............. 58

4.3.5.3. İletişimde Ellerin Kullanılması Temel El Hareketleri ...................... 59

4.3.5.4. Avuç İçinin Yukarıya Bakması ......................................................... 59

4.3.5.5. Avuç İçinin Aşağıya Bakması........................................................... 60

4.3.6. Üstünlük Belirten Hareketler ................................................................... 64

Page 9: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

vii

4.3.6.1. Eller Kenetli ...................................................................................... 65

4.3.6.2. El Yüzde............................................................................................ 66

4.3.6.3. Başparmağın Verdiği Mesajlar ......................................................... 66

4.3.7. Yakınlık.................................................................................................... 67

4.3.7.1. Bölgeler ve Hakimiyet Alanları ........................................................ 67

4.3.7.2. Mahrem Alan (Özel Bölge)............................................................... 68

4.3.7.3.Kişisel Alan (Kişisel Alan) ................................................................ 69

4.3.7.4. Sosyal Alan ...................................................................................... 70

4.3.7.5. Genel Alan ........................................................................................ 70

4.3.8. Yöneliş ..................................................................................................... 70

4.3.8.1. Yön Belirleyiciler.............................................................................. 70

4.3.8.2. Duruş Açısı ....................................................................................... 71

4.3.9. Bedensel Temas ....................................................................................... 71

4.3.9.1. El Sıkma............................................................................................ 73

4.3.9.2. İnsanın Kendiyle Teması................................................................... 73

4.3.10. Dış Görünüş ........................................................................................... 74

4.3.10.1. Dış görünüşünüze bir de aksesuarlar eklenmelidir ......................... 74

4.3.10.2. Statü Göstergeleri............................................................................ 75

4.3.11. Konuşmanın Sözel Özellikleri ............................................................... 75

4.3.11.1. İnsanın karşısındakinden beklentileri.............................................. 75

4.3.11.2. Karşınızdakinin yansıttığı kişiliği kabul edin. ................................ 76

4.3.11.3. Karşınızdakine seçim hakkı tanıyın. ............................................... 76

4.3.11.4. Karşınızdakini asla utandırmayın.................................................... 77

4.3.11.5. Karşınızdaki kişiler övgü ve onay beklerler.................................... 77

4.3.11.6. Karşınızdakine size yardım etme fırsatı verin................................. 78

4.3.11.7. Karşınızdakine doğru bilgi verin..................................................... 78

4.3.11.8. Karşınızdakini iyi dinleyin.............................................................. 78

4.3.12. Makam Odaları ...................................................................................... 78

4.3.13. Masalar................................................................................................... 79

4.3.13.1. Yuvarlak Masalar ............................................................................ 80

4.3.13.2. Dikdörtgen Masalar......................................................................... 81

4.3.13.3. Kare Masalar ................................................................................... 81

Page 10: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

viii

4.3.14. Açılar ( Oturma Düzenleri ) .................................................................. 81

4.3.14.1.Karşı karşıya oturmak ...................................................................... 81

4.3.14.2. 90 derecelik açıyla oturmak ............................................................ 81

4.3.14.3. Yan yana oturmak ........................................................................... 81

4.3.14.4. Çapraz oturmak ............................................................................... 82

SONUÇ ...................................................................................................................... 83

KAYNAKÇA............................................................................................................. 86

ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................... 88

Page 11: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

ix

KISALTMALAR DİZİNİ

a.g.e. : Adı Geçen Eser

a.g.d. : Adı Geçen Dergi

a.g.y. : Adı Geçen Yayın

s. : Sayfa

vb. : Ve Benzeri

Page 12: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

x

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. Havayı Hassas Bir Şekilde Kavrama ............................................................ 60

Şekil 2. Havayı Güçlü Şekilde Kavrama.................................................................... 61

Şekil 3. İki Elin Makas Gibi Kişiden Yana Doğru Açılması ..................................... 61

Şekil 4. Elin Yumruk Olarak Kullanılması ................................................................ 62

Şekil 5. Parmağın Havaya Kalkması.......................................................................... 62

Şekil 6. Avuç İçinin Yukarı Bakması ........................................................................ 63

Şekil 7. Avuç İçinin Aşağı Bakması .......................................................................... 63

Şekil 8. İki Elin Avuç İçlerinin Karşıya Bakması...................................................... 63

Şekil 9. İki Elin Avuç İçlerinin Kendi Göğsüne Bakması ......................................... 64

Şekil 10. İki Elin Avuç İçinin Birbirine Bakar Şekilde Yanda Olması ..................... 64

Page 13: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

1

GİRİŞ

İnsan etkinliklerinin ilişkilerinin tümü iletişim ile ilgilidir. Kan dolaşım

sisteminin insan vücudunda oynadığı rol ve önemi ne ise iletişimin

organizasyonlardaki rol ve önemi aynıdır. İletişimin temeli, bireylerin duygularını,

düşüncelerini ve bilgilerini anlatmalarıdır.

İletişim, bir kişi ya da kişiler kümesinin başka bir kişiye veya kişiler

kümesine düşünce içeriğini aktarmasıdır. Bu düşünce içeriği doğruluk veya yanlışlık

bakımından bir tutumun, duygunun, dileğin soylu-soysuz, güzel-çirkin, iyi kötü gibi

çeşitli normatif kavramlar bakımından değerlendirme konusu olan semantik bütünün

dile getirilişi olabilir. Bu aktarımın doğal aracı dildir. Bu tanım ışığında iletişim;

bilgi, fikir, duygu ve düşünceleri kapsayan anlamların, semboller yardımıyla insanlar

arasında karşılıklı olarak aktarıldığı süreçtir.

İletişim, insanlar için yadsınamaz öneme sahip eylemler ağıdır. Her birey

çevresindeki diğer varlıklarla iletişim kurar. İletişimde kimi zaman ses, kimi zaman

yazı ya da resim, kimi zaman da sözel olmayan hareketler araç olarak kullanılır. En

iyi iletişim, farklı araçların bir arada ve birbiriyle tutarlı olarak kullanılmasıyla

sağlanabilir.

Bireyin dil gelişimi incelendiğinde ilk aşamanın bedensel hareketlerin

egemenliğinde olduğu görülür. Bebeklerin yüzünü asması bir sıkıntının, gülücükler

atması memnuniyetin ifadesidir. İnsanlığın gelişiminde de beden dilinin yeri aynıdır.

İnsanlar konuşarak anlaşmayı geliştirmeden önce, beden dilleri ile anlaşırlardı.

Beden dili insanın ilk anlaşma aracı ve ilk dili olmuştur. Bedenlerinin dili aracılığıyla

insanlar duygularını, düşüncelerini, isteklerini, ihtiyaçlarını ve ruhsal zenginliklerini

başka insanlarla paylaşmışlardır.

Bedensel tepkiler kendiliğindendir, kullanılan kelimeler gibi değişken

değildir. İç dünyayı doğrudan yansıtma özelliğine sahiptir. Bu yüzden kontrolü de

güçtür. Her insan çevresine duruşu ya da hareketleri ile tepki ya da refleksleri ile etki

eder. Esas itibarı ile insan, birincil olarak beden dili ile iletişime geçer. Daha sonra da

bu dili sözel dilini desteklemek amacıyla kullanır. Bu dil onun ifadelerini

vurgulamada, somutlaştırmada yardımcıdır

Page 14: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

2

Çalışma dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde iletişimin çeşitli

tanımları yapılıp ve tanımlardan yola çıkılarak iletişimin bir ya da birden fazla

bireyle yapılan, bir bağlam içinde gerçekleşen, bazı etkileri olan, gürültü tarafından

bozulmaya uğratılabilen ve geribildirime olanak tanıyan anlamlı mesajların alışverişi

olarak tanımlanabileceği bilgisi verilecektir.

İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

olduğunu, süreç içerisinde geribildirim ve gürültü faktörlerinin de bulunduğunu

incelenecektir.

Üçüncü bölümde sözlü iletişimin temeli olan dil, bir sembol ve anlam sistemi

olarak incelendikten sonra dilin, insan iletişimine etkileri konusu irdelenecektir.

Dördüncü bölümde ise sözsüz iletişimin bir bağlam içinde gerçekleştiği,

taşıdığı anlamların bireyden bireye ve kültürden kültüre farklılık gösterebileceğine

değinilecektir. Sözsüz iletişimin de kendine göre kuralları olduğu ve bu kuralların

toplum tarafından zamanla biçimlendirildiğinden söz edilecektir. Sözsüz iletişimin

diğer bir adının beden dili olduğu bilgisi verilecektir.

Sonuç bölümünde ise iletişim, nerede nasıl yaşıyor, hangi işi yapıyor olursak

olalım, kendimizle ve başkalarıyla anlaşmamızı sağlayan, bizi içinde yaşadığımız

toplumun üyesi kılan, son derece önemli bir olay olduğu, bu nedenle iletişim,

işimizle ilgili olduğu kadar, insan olarak başta ailemiz olmak üzere yakın ve uzak

çevremizle olan tüm ilişkilerimizde yaşadığımız bir süreçtir. İletişim olgusu bu

bağlamda toplumsal ve kişisel yaşantımızda temel bir öğe olarak yerini alacağı

anlatılacaktır.

Page 15: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

3

BİRİNCİ BÖLÜM

İLETİŞİM ve TEMEL ÖGELERİ

1.1. İletişimin Tanımı

“Benim gördüğümü sen de görüyor musun? Sorusuna her zaman ve hep bir

ağızdan “EVET” diyebilseydik, belki de beğenide, düşüncede, beklentide, yargıda,

sevinçte, hüzünde ve benzerlerinde çeşitlilikleri yapamayan yaratıklar olurduk. Aynı

resme, tabloya bakar farklı duygular yaşarız. Aynı şiiri okur farklı duygu

zenginliklerine; belki de farklı hazlara, farklı hüzünlere kapılırız. Aynı polisiye

olayda kimi polise alkış tutar kiminin yüreği zanlılar için burkulur. Böylesine duygu

düşünce görüş çeşitliliğindeki insanların bir olguyu başka başka yönleriyle

önemsemesi doğal karşılanabiliyorsa, bu olguyu başka başka biçimlerde açıklamaları

ve tanımlamaları da aynı ölçüde doğal olacaktır.

İnsanın toplumsal çevresi ile etkileşiminin bir sonucu olarak insan ilişkileri

artık iletişim ilişkilerine dönüşmüştür.

Farklı alanlarda farklı anlamlarda kullanılan iletişim teriminin Türkçe Güncel

sözlükteki anlamı, “Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla

başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon” şeklindedir.1 İletişim

genel olarak insanlar arasındaki düşünce ve duygu alışverişidir.2

Latince kökenli bir kavram olan “COMMUNICATİON” dan esinlenerek

uzun süre haberleşme terimi kullanılmıştır. Ancak bu terim ifade etmek istediğimiz

duygu ve düşüncelerimizi yansıtmamaktadır. Haberleşme teriminin sözlük anlamına

baktığımızda, “nakletmek” “tebliğ etmek” “haber vermek” “temas” “mektup” vb.

anlamlara geldiğini görmekteyiz.3 Hâlbuki insanlar arası iletişim dediğimizde, bu

kavram üzerinde yapılan çalışmaların üç ana noktada yoğunlaştığını görmekteyiz. Bu

noktalar

1 www.tdk.gov.tr. 2 CÜCELOĞLU, Doğan “Yeniden İnsan İnsana” Remzi Kitabevi, İstanbul 2002 s:67. 3 ZILLIOĞLU, Merih “İletişim Nedir?,” Cem Yayınevi, İstanbul 2003 s:3.

Page 16: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

4

― İNSAN iletişim eyleminin anlaşılması, çözülmesi insanların birbirlerini

anlamalarına bağlıdır.4 Bu nedenle iletişim bilimciler insanın algılaması,

tutumu, davranışları, konuşma becerileri vb üzerinde yoğunlaşıyorlar.

― ANLAM iletişim eyleminin gerçekleşmesi için gönderici ve alıcı

arasında paylaşılmak istenen anlamlar konusunda yoğunlaşıyorlar.5

(Örneğin; hiç Türkçe bilmeyenlerin olduğu bir grubun bulunduğu yere

“Yüksek sesle konuşmayınız” yazısı yazmamız bir anlam ifade

etmeyecektir.

― SEMBOLLER iletişim eyleminin gerçekleşmesi jestlere mimiklere-

harflere-rakamlara gönderici ve alıcının aynı anlamı vermesine bağlıdır6.

Bunun üzerinde yoğunlaşıyorlar.

Hoben; iletişimi konuşma ve sözel semboller olarak görmüş; “Düşünce ve

görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir” şeklinde tanımlamıştır.7

Anderson; iletişimi anlama olarak görmüş, “iletişim bizim başkalarını

başkalarının da bizi anlamalarına yarayan bir süreçtir, şeklinde açıklamıştır.

Barnlund; iletişimin etkili olabilmek benliği savunabilmek ve güçlü

kılabilmek için belirsizliklerin azaltılması ihtiyacını giderme çabasından

kaynaklandığını dile getirmiştir.

Berelso ve Steiner; iletişimin bir süreç olduğunu vurgulamışlardır.

Sözcüklerin, resimlerin, figürlerin vb sembollerin kullanılarak bilgi düşünce

duygu ve becerilerin aktarılması süreci olarak tanımlamışlardır.

Fringes; iletişimi algılamanın bir uyarana verdiği ayrımcı bir tepki olarak

tanımlamıştır.

Newcomb ise; gücün gösterilmesine yarayan bir mekanizma olarak

görmektedir.

4 OSKAY Ünsal, İletişimin ABC’ si, 4. Basım, İstanbul, Der Yayınları, 2005 s:7. 5 GEVGİLİLİ Ali, Türk Basın Tarihi Dergisi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim dalı, 1998-1999 Öğretim yılı Yüksek Lisans Ders notu s:5. 6 GEVGİLİLİ Ali, A.g.d., s:5. 7 NURDOĞAN Rigel, Haber -Çocuk-Şiddet, Der Yayınları, İstanbul,1995, s:140.

Page 17: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

5

Miller; Davranış yönü ile ilgilenerek iletişimin “Bir kaynağın, davranışlarını

kasıtlı biçimde etkilemek üzere bir alıcıya mesajlar iletmesi olduğunu söylemiştir”

Gode; iletişimin bir kişinin ya da grubun tekelindeki bilgi ve becerilerin

başka bir kişi ya da gruplarla ortak kullanılmasını sağlayan bir süreç olduğunu

belirtmektedir.

İletişim bir zihnin diğer zihinleri etkileme yollarının tümüdür. Ve sadece

sözlü konuşmaları değil müzik, resim, heykel, tiyatro, bale, dans gibi bütün insan

davranışlarını içine alır.

Berlo; insanların anlam verdiği her şey iletişimde olabilir iletişimde de

kullanılabilir demektedir.

Mead; iletişim kavramını daha da geniş almaktadır. İletişimin bir

etkileşmenin bir ilişki ve bir toplumsal süreç olduğunu; biyolojik düzeydeki bir

etkileşimin bile bir iletişim olduğunu belirtmektedir.

Bu açıklamalardan sonra, Evrim merdivenlinin en üst basamağında bulunan

insanın jest ve mimiklerini en iyi kullanan, gelişmiş refleks ve iç güdülerinin yanı

sıra dili de içine alan çok karmaşık öğrenilmiş davranışlarla iletişim yapan yegane

varlık olduğunu söylenebilir.

1.2. İletişim Çalışmalarının İki Yaklaşımı

İletişim ile ilgili çalışmalarda iki yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlardan

birincisi Süreç Yaklaşımı (ki iletişimi “mesajın aktarılışı” olarak görür). Diğeri ise

Anlambilim Yaklaşımıdır.

1.2.1. Süreç Yaklaşımı

Bir iletişim eyleminde kaynak ve alıcının mesajı nasıl kodlayıp, kodu nasıl

açtığıyla; aktarıcıların iletişim ortamlarını ve kanallarını nasıl kullandığıyla ilgilenir.

İletişimin etkiliğiyle, doğru olup olmadığıyla ilgilenir. İletişimi bir bireyin, başka bir

bireyin davranışlarını ya da zihinsel durumunu etkileyen bir süreç olarak görür.8

8 GÜNEY Salih, “Davranış Bilimleri” Kara Harp Okulu Basımevi, Ankara 2004, s:17.

Page 18: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

6

1.2.2. Anlambilim Yaklaşımı

Bu yaklaşım iletişimi “anlamların üretimi ve karşılıklı değişimi” olarak

görür. Mesajların yada metinlerin anlamlar üretmek için, insanlarla nasıl

etkileştiğiyle, yani metinlerin o kültürdeki rolü ile ilgilenir. Bu yaklaşımın taraftarları

iletişim olgusunda ortaya çıkabilen “Anlamama” ları ya da “yanlış anlamaları”

doğrudan iletişimin başarısızlığı olarak görmezler. Bu yaklaşıma göre “anlamama”

yada “yanlış anlama” kaynak ve alıcının kültürel farklılıkları nedeniyle ortaya

çıkabilir. Anlambilim yaklaşımı için anlaşma işaretlerin ve anlamların çakışmasıdır.9

1.3. İletişimin Temel Amacı

Kuşkusuz bütün insanların her iletişim eyleminde bilgilenmek, ikna etmek,

bilgilendirmek, yönetmek, eğlenmek vb neden ve amacı vardır. Bu amaçların bir

kısmı, karşılığını/ödülünü hemen elde etmek istediğimiz amaçlardır. Bir kısmı uzun

vadeli beklentilere dayanır. İletişimde bulunanlar bazı iletileri daha üretirken ya da

aktarırken ödüllenmiş olurlar. Örneğin ozanın şiir yazarken, müzisyenin beste

yaparken ya da konser verirken, öğretmenin ders aktarırken, yönetmenin bir

toplantıda yeni iş projelerini açıklarken aldıkları keyif ve bunun hedef aldıkları

kişilerce de paylaşılacağını ummaları gecikmeden ödüllendirilme beklentisi ile

ilgilidir.

Buna karşılık ozanın ya da yayınevi yetkilerinin şiirlerin beğenilip satışı

artıracağını, öğretmenin mesleki becerisinden ötürü ileride övgü ile anılacağını ya da

meslektaşları tarafından takdir edileceğini, yönetmenin yeni projeleri kabul ettirip

işinde daha üst bir konuma yada gelire kavuşacağını umması iletişimde geleceğe

yönelik bir yatırımın başka bir deyişle sonradan ödüllendirilme beklentisinin

örneklerini oluştururlar.

Böylece iletişimin amacı karşılığı hemen beklendiğinde “tüketime” yönelik

daha sonraki ödüllendirmeler hedeflendiğinde “araçsal” olarak ayırt edilebilir.10

Beklentilerin zamansal boyutu ne olursa olsun bireylere göre amaçları çok

çeşitli olan iletişimin temel bir amacından söz edilebilir mi? Bu soruya yanıt

9 GÜNEY Salih, A.g.e., s:17. 10 NURDOĞAN Rigel, A.g.e., s:139.

Page 19: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

7

verebilmek için, insanın doğumundan başlayan yaşantılarına kısaca değinmek yararlı

olacaktır.

Yeni doğan bir bebek kendi başına hiçbir şeyi yapamaz. Ne kendi, ne de

başkalarının davranışları, ne de fizik çevresi üzerinde herhangi bir denetimi, amaçlı

olarak etkileme gücü yoktur. Kısa bir süre sonra fizyolojik bazı becerileri gelişir.

Başını, kollarını ve ayaklarını isteyerek oynatmaya başlar. Sonra çıkardığı seslerle

çevresinde istendik davranışlar yaratabileceğini gözler ve bunu kullanır. Bir yaş

arasında istediği şeylere ulaşır, istemediklerinden uzaklaşır. Böylece çevresini

belirlemeye ve etkilemeye başlar. Yürüme becerisini kazanması bu yönde temel bir

adımdır.

Daha sonra konuşmayı öğrenir. Önce sözcüklerle sonra tümcelerle derdini

anlatmayı, istediklerini belirtmeyi becerir. Bu aynı zamanda konuşma yoluyla

çevresinde daha fazla etkin olabildiğinin bilincine varması demektir. Başka bir

deyişle, deneme yanılma ve taklit yoluyla çıkardığı ve başkalarınca anlamı olan

seslerin önceki sesli ve sessiz davranışlarından daha etkili olduğunu kavrar. Bir kez

konuştuktan sonra durmadan soru sorar, bu sorulara aldığı yanıtlarla canlı ve cansız

çevresini tanımlamayı ve anlamlandırmayı sürdürür. Okulda yeni bilgilerle birlikte

belli bir biçimde akıl yürütmeyi öğrenir. Genişleyen çevresinde diğer insanları tanır,

değerlendirir, yargılar. Fizik çevresi ile ilgili görüşleri genişler, biçimlenir. Bu arada

kendisi hakkındaki düşünceleri ve değerlendirmeleri de önem ve yoğunluk kazanır.

Gençlik ve yetişkinlik çağlarında yaşadığı ortama, koşullara ve içine girdiği

ilişkilerine göre belirlenen çevresiyle etkileşimde bulunur ve bu durum yaşamı

boyunca sürüp gider.11

Bütün bunlar iletişim yaşantılarıdır. Bu yaşantılarla birey emir vermeyi/

almayı, başkalarından istemeyi/onların isteklerine yanıt vermeyi öğrenir, olgular ve

olaylar hakkında ve bunların nasıl gerçekleştikleri, bozuldukları/geliştikleri,

değiştikleri hakkında az/çok bilgilenir.

Berlo “amaçlı olarak etkilemek, değiştirmek için iletişim kurarız” demiştir.12

Böylece birey için iletişimin temel amacı, kendisi ile çevre arasında başlangıçta

11 SİLAH, Mehmet, Sosyal Psikoloji, Gazi Kitabevi, Mart, 2000,1. Baskı. s: 27 12 SCOOT, Martin, Zaman Yönetimi, Çeviren: Aslı Çılgın Çelik, 2. Baskı, İstanbul, Rota Yayıncılık, Ağustos 1997 s:56

Page 20: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

8

kendisi yönünden olumsuz olan ilişkiyi etkileyebilmek, yönlendirebilmek, eş

değişiyle dış güçlerin hedefi olmak yerine kendisini güçlü kılabilmeyi

sağlayabilmektir. Bu bağlamda iletişim insanın çevresi ve kendi yaşamı üzerinde

etkin ve belirleyici olabilme çabasını yansıtır. Bireyin bu çabasının ardında

başkalarından hemen ya da sonraki bir zamanda isteklerine uygun yanıtlar, tepkiler

alabilme beklentisi yatar. Bu beklentimizin bilincinde olup olmamamız ya da

geçmişte kurduğumuz iletişimlerdeki temel amacımızı anımsayıp anımsamamız

önemli değildir. Çocukluğumuzdan beri gözlemlerimiz ve uygulamalarımız bize

sözel ve sözel olmayan iletişim kodlarını kullanarak çevre üzerinde etkili

olunabileceğini öğrettiği için bu konuda alışkanlık kazanırız.

Kısaca iletişimin tipi açısından özel amaçları ne olursa olsun temeldeki amacı

çevre üzerinde etkin olmak, başkalarında davranış, tutum geliştirmek ve

değiştirmektir.

1.4. İletişimin Temel Özellikleri

İnsanlar arası iletişimin temelinde bireylerin duygu ve düşüncelerini

“anlatmaları” vardır. Bireylerin anlatma eylemlerinin iletişim açısından amacı da

“anlaşılmak”tır. İletişimle ilgilenen birçok kişinin iletişim konusunda şu ortak

nitelikleri kabul ettiklerini söylemek mümkündür.

a. İletişim toplumsal üniteler arasında bir bilgi, anlam, duygu ve düşünce

alışverişi sağlar.

b. İletişim toplumsal birimler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasını ve

toplumsal hayatın sürekliliğini sağlayan sosyal bir olgudur.

c. İletişim hem mesajı gönderen hem de mesajı alan açısından insan

davranışlarını ifade eden psikolojik bir olgudur.

d. İletişim kaynak, alıcı, mesaj, iletişim kanalları ve araçları gibi birbirlerine

sıkı sıkıya bağlı unsurların oluşturduğu bir sistemdir.

Page 21: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

9

e. İletişim bir defada olup biten tek bir eylem olmayıp kesintisiz devam

eden çok yönlü bir süreçtir.13

İletişimde Anlaşmaya zemin hazırlayacak ve anlaşmayı kolaylaştıracak bazı

özellikler vardır. Bu özellikler:

1.4.1. İletişimde Başlangıç ( İlk Dakika ) Önemlidir

Karşı karşıya gelen iki kişi arasındaki ilk etkileşim iletişim sürecinin önemli

bir belirleyicisidir. Bu etkiyi yaratan faktörler, karşılaşılan kişinin beden dilinden,

kullandığı kelimelere ve kişinin taşıdığı bütün aksesuarlardan içinde bulunduğu fiziki

ortam nesnelerine kadar geniş bir dağılım gösterir. İşte bu faktörlerin “bileşkesi”

algılayan kişinin değerlerinde bir yer bulur. Ve o çerçeve içerisinde yorumlanır.

Algılayanın kişisel özellikleri ve toplumsal normları ile kalıplaşmış olan yargılar,

etkileşim verilerine bağlı olarak iletişimin ilk anında bir karar verdirir. Ve insan

karşısındaki kişiye zihninde bir etiket yapıştırır. Bu karar olumlu veya olumsuz

olabilir. “Duruşundan hiç hoşlanmadım” “Bakışını sevmedim” “Bir görüşte kanım

ısındı” “ilk gördüğümde vuruldum” “Ben onu gördüğüm an işe yaramaz olduğunu

anlamıştım” gibi değerlendirmeler o kişi ile gelişecek iletişimin temelini oluşturur.

Yalnız bu kararlarımız her zaman böylesine açık ve bilinçli olmayabilir. Kişi bunları

bilinç düzeyine çıkarsa da çıkarmasa da, ilk algılarımızın oluşturduğu yargının,

iletişim biçimimizde ve o kişiye atfettiğimiz değerde önemli bir rol oynadığı bilinir.

Dışarıdaki olay ile algılanan şey farklı olabilir. Algılanan şeye “Fenomen”

adını veriyoruz.14 Biz insanlar yalnız algıladığımız kadarını biliriz, yani ancak

fenomen dünyasının farkındayız.

Verilen örnekte kurabiye paketinin iki kişinin arasında olması fiziksel bir

olaydır. Bu fiziksel olayı algılayan iki insan iki farklı fenomeni temsil etmektedir.

Algılama niçin önemlidir? Çünkü insanoğlu ancak algıladığı olaylara anlam

verebilir, yani fenomenlerin anlamı vardır. Olayların değil.

13 MISIRLI, İrfan, Genel ve Teknik İletişim, 2. Baskı, Ankara, Detay Yayıncılık, Ekim, 2004 s:12. 14 http://www.tdkterım.gov.tr/karsılık/kelıme=fenomen.

Page 22: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

10

Algılama alanında gözden kaçırılmaması gereken en önemli bulgulardan biri

algılamamızı belirlediği halde, biz insanların zeminin farkında olmayışımızdır; yani

algıladığımız şeyin farkındayız ama o algıyı belirleyen etkenin farkında değiliz.

1.4.2. İletişim Bilgi Alışverişi Değildir

İnsanlar arası iletişim sadece bilgi alışverişi değildir. Duygu ve düşüncelerin

bilgi olarak aktarılmasındaki eylemler ve bu eylemlerin biçimi iletişimin özünü

yapılandırır. Bu iletişimin evrensel yönüdür. Bilgi veriş biçimi, bir başka deyişle

sözlerin bedendeki karşılıkları, iletişimi değerlendirmemiz de ikinci önemli noktadır.

İletişimde bilgilenmek ve öğrenmek “anlamak” değildir. Örneğin çocuğunuz veya

arkadaşınızla yapacağınız bir konuşmada –doğru iletişim kurmaya yardımcı

öğelerden olan- beden dilini (sözsüz iletişimi) değerlendirmezseniz onun o gün ne

yaptığını öğrenebilirsiniz, ama neler yaşadığını anlayamazsınız iletişimin ana amacı

anlayarak kavramaktır15.

Kelimelerin sözlük anlamlarını ya da sizde çağrıştırdıkları anlamları,

karşımızdaki kişinin eylem biçimleri ile birlikte değerlendirmek doğru iletişime

imkan verir. Kendimizden farklı olabilecek bir dünyanın anlamlarını tanımaya açık

olabildiğimiz oranda karşımızdaki insanın dünyasını kavramaya yönelebiliriz. Bu

konuda en önemli yardımcımız karşımızdakinin kavramlara yüklediği anlamı, onun

eylemleri ile anlamaya hazır olmamızdır. Algılamamızdır. Nasıl zemin algılamaya

bir anlam veriyorsa, algı da davranışlara anlam verir. Suratımızı asmamızın nedeni

kızmamız gülümsememizin nedeni mutlu olmamızdır.

Karşımızdakinin algılamasını anlayabildiğimiz zaman iletişimin arzu edilen

seviyede olduğunu söyleyebiliriz.16 Örneğin eşiniz sorduğunuz soruya kapıdan

çıkarken cevap veriyorsa onun bu soruyla ilgili enerjisinin, seni dinlemek ve bir

sohbete başlamak yönünde olmadığından emin olabilirsiniz. Ya da “Bu ceketin başka

rengi yok (mu) diye soran bir müşterinin sırtı satıcıya yönü kapıya dönükse, o büyük

bir olasılıkla artık alışveriş yapacak potansiyel bir müşteri olmaktan çıkmaktadır.

15 TUTAR, Hasan ve YILMAZ, Kemal “Genel İletişim, Kavramlar ve Modeller” Nobel Yayın Dağıtım Ankara 2003 s:42-44. 16 TUTAR, H. Örgütsel İletişim, 1. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, Haziran 2003: 18.

Page 23: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

11

1.4.3. İletişim Kişiye Değil Kişiyle Yapılır

İletişim başka bir kişiyle birlikte yapılandırılan bir süreçtir. İletişim, onu

oluşturan bireylerden birinin aktif oluşu, diğerinin ise bu eylemi seyredişi ile

kurulmaz. Eğer alıcı kişi hazır değilse iletişim yolu tıkanır.17 Böyle bir ilişki

düşündüğümüz anlamda doğru ve sağlıklı bir anlama ve anlaşma doğurmaz.

Örneğin sekreterine veya yardımcısına kızan ve geçmiş hataları gündeme

getiren bir yönetici, karşısındaki kişiden cevap alamıyorsa büyük bir ihtimalle

karşısındaki kişi, yöneticinin haksız olduğunu öfkesinin yersiz olduğunu

düşünmektedir. Buna karşılık yönetici düşüncesini ve öfkesini ortaya koyduğu için,

bundan böyle benzeri bir hata ile karşılaşmayacağını düşünmektedir. Bu tür olaylar

öğretmenle öğrenciler arasında anne-baba ile çocuklar arasında sık sık

gerçekleşmektedir.

Mesajları verenin duygu ve düşünceleri, iletişim sürecinin herhangi bir

yerinde sözü edilen konunun tamamen dışındaki duygu ve düşüncelerle kesilebilir.18

Örneğin çocuğun aklı oyuncaklarında olduğu ya da onlarla oynadığı bir

sırada ona yemek yeminin veya ders çalışmanın yararlarından söz etmeye başlarsanız

sizi dinliyormuş gibi gözükebilir. Ancak bir süre sonra sizin anlattıklarınızla hiç

ilgisi olmayan ve çoğunlukla oynadığı oyunla ilgili bambaşka bir soru sorabilir. Bu

durumda anne-baba büyük bir ihtimalle gerginlik yaşar. Kızgınlığını dile getirir ve

iletişim kesilir. Çocuğu ile konuşmaya gayret eden anne veya babanın iletişimin

kesilmesini önlemek için kızgınlığını kontrol edebilmesi konuşmayı farklı bir açıdan

sürdürmeyi ve iletişimi yeniden başlatmayı denemesi yararlı olur.

1.4.4 İletişim Bir Bütündür

İletişimi kelimeler eller gözler gibi bütünlüğünden soyutlayarak ve süreçteki

bir kesite bakarak değerlendirmeye çalışmak bizi yanıltabilir. Sözsüz iletişim

işaretlerini veya sözlü iletişim içeriğini tek tek değerlendirerek sonuçlara varmak

yanıltıcı olabilir.

17 GÜNEY Salih, A.g.e., s:47. 18 TUTAR, H. A.g.e., s: 26.

Page 24: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

12

Örneğin ellerin bir masaya dayanması veya bir sandalyeye ters oturmak

sözsüz iletişimimiz açısından bir destek aramak ve güvencesizlik işareti olarak

yorumlanır.19 Ama bu durum bazen bedenimizi dinlendirmek ihtiyacından da

kaynaklanabilir.

Benzer şekilde ayakta duran birinin bacaklarını birbirine dolaması

güvensizlik ve gerginlik işareti olabileceği gibi, soğukta üşümek veya çok sıkı

tuvalet arayışı içinde olmak anlamına da gelebilir.20 Bu durumların göz ardı

edilmeleri iletişim değerlendirmelerinde bizi yanılgıya götürür.

İletişim biçimindeki bütün özellikler ve iletişim süreci iletişimin birbirinden

ayrılmayan parçalarıdır.

1.4.5 İletişim Değişik Katmanlarda Gerçekleşen Bir Etkinliktir

Şimdi deniz kıyısında bir tatil köyünde olduğunuzu hayal edin. Güneşin

doğuşunu görmek için saban erken kalktınız ve deniz kıyısında yürüyüşe çıktınız.

Sahilde yürürken başka birinin size doğru gelmekte olduğunu gördünüz bu kişi

yaklaştıkça onun karşı cinsten tanımadığınız biri olduğunun farkına vardınız.

İçinde yetiştiğiniz aile ve yörenin gereği siz karşıdan gelen bu insana hiç bir

şey söylemediniz, hatta rahatsız olmasın diye yüzüne bile bakmadan geçip gittiniz.

Önemli soru: Karşıdan gelen bu kişiyle aranızda iletişim var mıydı?

Bu soruyu sorduğumuz çoğu kişi “Hayır iletişim yoktu” diyor. Niçin? Çünkü

onlar farkında olmadan kafalarında söze dayalı bir iletişim tanımı yapmışlar “iki

insan konuşursa, iletişim vardır” diye düşünüyorlar.

Halbuki iki kişi arasında mesaj alışverişinin olduğu her zaman iletişim vardır.

Peki mesaj nedir?

Anlamı olan her şey mesajdır.21

İki insanın birbirine bir şey dememesinin, birbirinin yüzüne bakmamasının

bir anlamı yok mu?

19 TAYFUN, Recep “Etkili İletişim ve Beden Dili” Nobel Yayıncılık, Ankara 2007 s:76. 20 TAYFUN, Recep A.g.e., s:76. 21 TUTAR, Hasan ve YILMAZ, A.g.e., s:54.

Page 25: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

13

Tabii ki var. Anlam alışverişinin olduğu her durumda iletişim gerçekleşir.

İletişimi anlam alışverişi olarak tanımlayabiliriz.22

Evet sahilde yürüyen bu iki kişi arasında iletişim vardı!

İki insan birbirlerinin farkına vardığı andan itibaren iletişim başlar.

İki insan birbirlerinin farkına vardığı andan itibaren;

• Söylediği

• Söylemediği

• Yaptığı

• Yapmadığı

her şeyin anlamı vardır.

• Yüz ifadesinin

• Beden duruşunun

• Sesin

• Bakışın

anlamı vardır.

Konuşmayan birbirinin yüzüne bakmayan insanlar birbirlerine ne gibi

mesajlar göndermiş olabilirler?

Bu iki insan birbirinin yüzüne bakmamak ve birbirlerine bir şey

söylememekle birçok anlam ifade etmiş olabilir. Örneğin aşağıdaki şu mesajlar ve

benzerleri deniz kıyısında birbirini gören ve selamlaşmayan insanlar için geçerli

olabilir.

“Sen benim için selam verilecek değerde bir insan değilsin.”

“Ben tanımadığım kadınla/erkekle konuşacak tip değilim, benden uzak dur.”

“Sabah güneşini görmek üzere sahile çıkmışsınız.”

“Selam vererek sizin iç dünyanızdaki sükûneti bozmamaya özen gösteriyorum.”

22 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 16.

Page 26: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

14

“Konuşmak için canım gidiyor, ama birileri görürse laf eder diye korktuğum için yüzünüze dahi bakmaya cesaret edemiyorum.”

İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar ve her iletişim durumunda

iki düzey vardır.

1. Olayların algılandığı, yorumlanıp anlamlandırıldığı bireylerin öznel iç

dünyası ve;

2. Bireylerin o durumda göstermek veya söylemek istediği mesajlardan

oluşan “sosyal dış dünya”sı

Birey kendi öznel iç dünyasının doğrudan farkındadır. Öznel iç dünya, benim

mahrem dünyamdır, ancak benim tarafımdan gözlenebilir. İletişim anlamını ve

anlamsızlığını bu iç dünyadaki algı ve yorumlarda bulur.

Türkçe’nin zenginliğini kullanarak öznel iç dünyaya can dersek, can bizim

özümüzdür. Yaşamımızla ilgili her şey anlamını orada bulur. Birisi bizi çok sarsan

bir kötülük yapınca “Beni canevimden vurdu” deriz. İstediğimiz iştahımızı kabartan

yiyeceği “canımız çeker” En yakın arkadaşımız “can dostumuzdur”.

Her iletişimde can başka bir cana sosyal yüzler aracılığı ile ulaşmaya çalışır.

Yaşamın içinden can bazen gerçekten başka bir candan saklanmaya da çalışabilir.

İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar ve can otomatik bir biçimde

iletişim ortamında beş soruya yanıt arar. Bu sorular bizim insan oluşumuzdan

kaynaklanan, her biri bir gereksinmeye karşılık olan sorulardır. Başka bir deyişle

insanoğlu varoluşunu bu beş soruyla ilişkiler içinde tanımlar.

Bu sorular bilinçli olarak değil, sezgisel olarak varlığını hissettirir; kişi bu

soruların yanıtını aradığını bilinçli olarak değil, ancak sezgi yoluyla hisseder.

İletişim ortamında can’ın sezgisel olarak sorduğu beş soru şunlardır.23

1. Kaaile alınıyor muyum? Beni umursuyorlar mı?

2. Kabul ediliyor muyum? Beni olduğum gibi yargılamadan kabul ediyorlar

mı?

3. Değerli miyim? Beni vazgeçilmez ve eşsiz olarak görüyorlar mı?

23 CÜCELOĞLU Doğan A.g.e., s: 86.

Page 27: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

15

4. Yeterli miyim? Beni becerikli, bir şeyler yapabilecek güçte görüp

yapabileceğime güveniyorlar mı?

5. Sevilmeye layık mıyım? Beni ben olduğum için özleyip benimle zaman

geçirmek istiyorlar mı?

Her bir soru varoluşun bir boyutunu belirtir. İletişim ortamında birey, beş

varoluş boyutunda kendi varoluşunu tanımlar.

Değişik ortamlarda ve zamanlarda varoluş boyutlarından bazıları daha çok

önem kazanabilir. Örneğin; yeni tanıştığımız kişiler arasında “kaaile alınma

“umursanma” daha baskın iken, çalıştığımız iş yerinde “güçlü ve güvenilir” olarak

algılanmak daha önemli olabilir. Genel olarak yaşamda, bu boyutların hepsi bizim iç

dünyamızı, kendimizi ve diğerlerini algılamamızı etkiler.24

1.5. İletişim Bağlamı

Bütün buraya kadar konuştuklarımız bir bağlam içinde gerçekleşir. İletişim

bağlamı; iletişimin gerçekleştiği fiziksel, toplumsal-psikolojik ve zamansal çevre

olarak tanımlanabilir25. Zaman zaman bu bağlam gizli ya da açık olabilir.

İletişim bağlamı iletişimin biçimini ve içeriğini etkiler.26 Örneğin; Cenaze

olan evdeki iletişim ile futbol stadyumundaki iletişim, iletişim bağlamı açısından

farklı nitelikte olacaktır.

Bir odada, bir salonda, bir sınıfta ya da futbol stadyumunda gerçekleşen

iletişim, iletişimin fiziksel bağlamını göstermektedir. Fiziksel bağlam, iletişimin

gerçekleştiği fiziksel çevre olarak tanımlanabilir.27 Fiziksel çevre aynı zamanda

mesajın içeriğini etkileyici bir rol de sergiler.

İletişim bağlamının toplumsal-psikolojik boyutunu iletişimde bulunan

kişilerin statüleri, üstlendikleri ve oynadıkları roller, toplumun kendisine özgü

24 SABUNCUOĞLU Z, TÜZ M, Örgütsel Psikoloji, 3.Baskı, Yayın No: 464, Alfa Yayınları, Bursa,1998 s:57. 25 http://www.irfanerdogan.com/uydurular/baglam.htm. 26 http://www.irfanerdogan.com/uydurular/baglam.htm. 27 http://www.irfanerdogan.com/uydurular/baglam.htm.

Page 28: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

16

gelenek ve görenekleri, bireylerin arkadaşlık seviyeleri, ciddiyetleri ya da espri

anlayışları oluşturur.28

İletişim bağlamını oluşturan üçüncü boyut ise zamansal çevredir. Zamansal

çevre, iletişimin gerçekleştiği zamandır. Zaman boyutu geçmişi de kapsayabileceği

gibi, şimdiki zaman olarak da tanımlanabilir. İletişimin zaman boyutu bireyler arası

ilişkilerde önemli yer tutar. Geçmişte yapılan bir davranış ya da iletişim biçimi

bireyler arasındaki ilişkinin, boyutlarını da belirler. Arkadaşına övgüler yağdıran bir

bireyin bu durumun hemen arkasından kendisine bir iyilik yapmasını istemesi ya da

tam tersi aynı iyiliğin bir tartışmadan sonra istenmesi ile elde edilebilecek sonuç,

iletişim bağlamında zaman boyutunun önemini belirtmektedir.

İletişim bağlamının üç boyutu birbiriyle iç içedir ve etkileşim halindedir.29

Örneğin; Söz verdiği halde zamanında arkadaşıyla buluşmaya gelmeyen bir

bireyin (zamansal çevre boyutu) arkadaşıyla olan ilişkilerinin boyutu değişecektir.

(toplumsal-psikolojik çevre boyutu) Bu durumun etkileri iletişim kuracakları fiziksel

ortamların (fiziksel çevre boyutu) seçimini de etkileyecek, bir sonraki buluşma için

bir restoranda akşam yemeği yerine kalabalık ve iletişimin daha genel olduğu bir

mekânı (okul, ofis, vb.) bir yer seçeceklerdir.

Örnekten de anlaşılabileceği gibi iletişimde birbirini etkileyen olaylar zinciri

devam etmektedir. Bu durumun bir sonucu olarak da iletişim devam eder ve asla

durağan olmayan bir süreçtir denilebilir.

1.6. İletişim Sınıflandırmaları

Günlük yaşantı içinde insanlar sabah uyandıkları andan itibaren iletişime

başlarlar.

• İnsanın kendi kendine iletişimi (Sabah banyoda tıraş olurken o gün

yapacakları hakkında düşündükleri)

• Bireyler arası iletişim (Kahvaltıda eş ve çocukların yaptıkları

konuşmalar)

28 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 43. 29 http://www.irfanerdogan.com/uydurular/baglam.htm.

Page 29: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

17

• Küçük grup iletişimi (İş yerinde arkadaşlar ile yapılan konuşmalar)

• Kültürler arası iletişim (iş yerine gelecek misafirlerle görüşmeler)

• İnformal (biçimsel olmayan) iletimi (Eş ve çocuklar ile şakalaşma)

• Sözel iletişim (İnsanlarla konuşulması)

• Görsel iletişim

• Sözel-görsel iletişim

Page 30: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

18

İKİNCİ BÖLÜM

İLETİŞİM SÜRECİ

Zamanımızdan iki bin dört yüz yıl kadar önce büyük düşünür Aristoteles

(M.Ö. 384-322), Konuşma sanatından (ehetoric) söz ederken iletişimin “olmazsa

olmaz” üç temel ögesini: 1.Konuşmacı, 2.Konuşma, 3.Dinleyiciler olarak belirlemiş

ve çağdaş yaklaşımlara ipucu vermiştir.30

İşte birbirleriyle süreklilik ve etkileşim ilişkisi içinde olan iletişim

durumlarını inceleyebilmek için ise, hepsine ortak temel ögeleri belirlemek

zorundadır. Bu nedenle iletişimin bir süreç olarak düşünülmesi gerekir.

Süreç: “Bir olayın düzenli olarak ve birbirini izleyen değişmelerle gelişmesi,

başka bir olaya dönüşmesidir.”31

M.Ö. 5.yüzyılda Heraklitos, insanın aynı ırmakta iki kez yıkanamayacağını,

ne insanın, ne de ırmağın geçen zaman içinde aynı kalmadıklarını belirtirken doğal

ve kültürel olaylardaki sürekli değişimi vurgulamıştı. Doğal süreçler organizmanın

büyüyüp değişip gelişmesinde, kültürel süreçler kültürün süreklilik içinde değişip

gelişmesinde rol oynarlar32. Böylece sürecin hem sürekliliği hem de değişim ve

gelişimi içeren bir kavram olduğu söylenebilir.

İletişim kuramcıları iletişim sürecinin temel öğelerinin belirlenebileceğini ve

bu öğeler arasındaki ilişkilerin ve etkileşimlerin incelenerek sürecin işleyiş düzeninin

kavranabileceğini var saymaktadır.

Böylesi sürekliliği olan bir olgu incelenebilir mi? Nasıl? Dilbilimciler,

semiologlar (hastalıkların belirti ve işaretleriyle ilgilenen hekimler, Gösterge bilimi

ile ilgilenenler), psikologlar, filozoflar, sosyal psikologlar, toplumbilimciler,

antropologlar, teknologlar iletişim konusuna değişik açılardan yaklaşıp, değişik

yönlerini vurgularlar.

Dilbilim ve semiyolojide İletiler ve kodlar,

30 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 93. 31 http://www.toplumbilimlerisozlugu.com/surec.doc. 32 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 93.

Page 31: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

19

Felsefe ve psikolojide Bilinç ve öğrenme

Sosyal psikolojide Grup etkileşimi

Toplum biliminde Toplumsal işlemler ve etkiler

Antropolojide İnsanın ve kültürün evrimi ile ilişkili

Reklamcılıkta Amaçlar ve etkiler

Enformatikte Bilgilerin stoklanması ve kullanımı

sorunları, bu yaklaşımlara örnek verilebilir.

Her bilim dalında ve özgül yaklaşımda bu öğelerden biri ya da birkaçı göz

ardı edilerek diğer(ler)inin üzerinde yoğunlaşılması değişik iletişim kuramlarının ve

modellerinin önerilmesine yol açmaktadır.

Burada bizi ilgilendiren, soruna genel bir yaklaşımdır. Bu nedenle, her

alandaki incelemelerin katkılarından da yararlanarak iletişim sürecinin en temel ve

genel öğeleri üzerinde duracağız. Bunlar; kaynak, mesaj (ileti), kanal ve alıcı (hedef)

olarak tanımlanabilir. Bu süreç içerisinde geribildirim ve gürültü faktörleri de

bulunmaktadır.

2.1. İletişim Sürecinin Temel Öğeleri

2.1.1. Kaynak

Mesajları (iletileri) yaratan kişi, küme, örgüt ya da aygıt olarak tanımlanan

kaynak, iletişim sürecinin başlangıcında bulunmaktadır. İletişim sürecinde kaynak

olarak tanımlanan birey ya da gruplar konuşarak, yazarak, yüz ve vücut hareketleri

ile ya da gülerek mesajlarını iletir.33 Mesajlar alıcı olarak adlandıran ögeye göre

kodlanır. Alıcı olan birey ya da gruplar ise farklı biçimlerde kodlanmış mesajları

dinleyerek, okuyarak, görerek algılarlar. Bireyler ve küçük gruplar arasında

gerçekleşen iletişimde bu durum geçerlidir. Kitle iletişiminde ise kaynak olarak

nitelendiren radyo, televizyon ve gazete gibi araçların taşıdığı mesajlar belirli birey

ve gruplar tarafından üretilmektedir. Bu durumda alıcı ve kaynak yüz yüze karşılıklı

33 http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/2/.

Page 32: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

20

iletişimde bulunmayabilir. Kitle iletişiminde taşınan mesajlar yine belirli gruplar

tarafından üretilmiştir ancak ileten araçlar kaynak olarak tanımlanır.

O halde kaynağın tanımını şöyle yapabiliriz;

Algılama, seçme, düşünme, yorumlama süreçlerinde ürettiği anlamlı

mesajlar, simgeler aracılığı ile gönderen kişi ya da kişiler olarak tanımlanır.34

İnsanlar iletişim kurmaya çalıştıkları zaman aynı zamanda kendileri de alıcı

durumundadır. Kendi konuştuklarını dinlerler, kendi vücut hareketlerini izlerler.

Kendi vücutlarından aldıkları geribildirim ile söylediklerini ya da ilettiklerini

düzenlerler. İnsanlar konuştukları zaman, aynı zamanda karşılarında bulunanlardan

da geribildirim beklerler. Eğer alıcı herhangi bir geribildirim vermez ise kaynak zor

duruma düşer ya da iletişim kurmanın başka yollarını arar.

Sınıf içi iletişimde, genel olarak, kaynak öğretmendir. Öğretmen ve öğrenci

arasındaki ilişkiler, iletişimde kaynak-alıcı arasındaki ilişkilerle benzerdir.

Bilgiye sahip olan her insan, bu bilgisini karşısındakilere aktarırken aynı

oranda başarılı olamamaktadır. Öğretme-öğrenme sürecinde bilgi kaynağı olarak

görev yapan öğretmenin iletişim kurma çabasında etkili olan faktörleri şu şekilde

sıralayabiliriz:

a. Kendisi, alıcısı ve ileteceği konu hakkındaki bilgi ve becerileri.

b. Kendisine, alıcısına ve ileteceği konuya karşı tutumu.

c. Yetişmiş olduğu ve halen içinde bulunduğu toplumsal ve kültürel ortamın

etkileri.

d. İletişim becerisi.

e. Kaynağın güvenirliği.

f. Çekicilik.

Tutum: Bir bireye atfedilen ve onun psikolojik bir obje ile ilgili duygu,

düşünce ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir.35

Tutum gözlenebilen bir davranış değil, davranışa hazırlayan bir eğilimdir.36 34 İrfan Erdoğan, Korkmaz Alemdar, İletişim ve Toplum, Ankara: Bilgi Kitabevi 1990 S:91. 35 Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı. 3. Basım İstanbul Remzi kitabevi 1992 s:26.

Page 33: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

21

― Ahmet A partisine oy verdiği halde kardeşi Ayşe niçin B partisine oy

vermektedir?

― Mehmet ömründe hiçbir Arapla tanışmadığı halde, nedense Arapları

sevmez; buna karşılık hiçbir Pakistanlı ile tanışmadığı halde

Pakistanlıları sever. Bu sevme-sevmeme nasıl ortaya çıkmıştır.

― Aynı ilçede oturan Ali kızını ortaokula yollarken, Veli kızını Kur’an

kursuna yollamaktadır. Neden? Hep Puro sabunu kullanan Ayşegül,

televizyonda sinema artistinin Lux sabunu reklamını seyrettikten sonra,

Lux sabunu kullanmaya başlamış ve Puro sabunundan daha iyi olduğuna

inanmıştır.

Bu örneklerin hepsinde tutumlardan söz edilmekte, çoğunda tutum davranışa

dönüşmekte, bazılarında da tutum değişimi görülmektedir.

Tutumlar, kendileri gözlenemeyen, fakat gözlenebilen bazı davranışlara yol

açtığı varsayılan bazı eğilimlerdir.37 Böylece olayları incelemede ara değişken olarak

kullanılabilirler. Tutumların her bir öğesinin bazı gözlenebilen ve ölçülebilen

tepkilere yol açtığı ve bu tepkilerin gözlenmesi sonucu bu öğelerin de varsayıldığını

düşünecek olursak, öğeler de ara değişken olarak ortaya çıkmaktadır.

2.1.2. Mesaj (İleti)

Mesaj, kaynaktan alıcıya gönderilen bilgilerin, fikirlerin, duyguların,

tutumların kodlanmış halidir.38 Başka bir deyişle mesaj, kaynağın iletişim sürecinden

beklediklerini ifade biçimidir.

Diğer bir tanımını yapacak olursak; Bir alıcı için bir uyaran olarak işlev gören

sinyal ya da sinyaller bileşimi ve iletişim sürecinde iletilen şey olarak

tanımlayabiliriz39. Mesaj çok farklı biçimlerde olabilir.

Konuşulan veya yazılan kelimeler, grafik ve çizimler ile jest ve mimikler

örneğin; yüzün aldığı bir ifade biçimi, kol ve elin bir hareketi kodlanmış ve alıcıya

36 Doğan Cüceloğlu A.g.e., s:26. 37 Doğan Cüceloğlu A.g.e., s:27. 38 http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/. 39 USLUATA Ayseli, İletişim, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995, s:140.

Page 34: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

22

gönderilecek bir mesajı oluşturur. Başka bir deyişle; Her ne kadar iletiyi yazılı ya da

sözlü olarak algılasak da değişik biçimlerde karşımıza çıkabilir. Örneğin;

― Giyilen giysi ve o giysi için seçilen renkler,

― Kişinin saç tarama biçimi, taradığı yön değişik ortamlar için değişik

anlamlar taşımaktadır.

İnsanların seçimleri kendileri için belirli anlamlar taşımakla birlikte, alıcı için

de anlam taşımaktadır.40 Tanıştırılırken yapılan anlamlı bir bakış, el sıkma şekli,

gülümseme ya da hiddetli bir bakış değişen anlamlar taşımaktadır.

Sınıf içi iletişimde kaynağın diğer bir deyişle öğretmenin iletmeye çalıştığı

mesajlar programda belirtilen ve öğrencilerin kazanması istenilen yeterliklerdir. Bu

yeterlikler bilgi, beceri ve tutum düzeyinde olabilir. Öğrencilerin kazanması

amaçlanan bu yeterlikler, mesajların üretilişi, aktarılışı ve alınışındaki başarı

oranında geliştirilebilecektir.

“Siz ne bilirseniz bilin, sizin bildiğiniz ancak, karşınızdakinin anlayabileceği kadardır.”

Öğretmen kaynak olarak mesajları öğrencilerin anlayabileceği biçimde

harmanlar ve onlara iletmeye çalışır. İletmeye çalıştığı mesajlar öğretmenin istediği

biçimde algılanmayabilir. Bu durumda iletişim tam olarak gerçekleşmiş olmaz.

Öğretmenin, sınıf içi iletişimi gerçekleştirebilmesi için, kaynak olarak öğrencisini

diğer bir deyişle alıcıyı çok iyi tanıması gerekir.

Mesajın iki önemli öğesi vardır: İçerik ve Yapı41. İçerik anlamla, yapı simge

ve kodlarla ilgilidir. İletişimi tanımaya ve tanımlamaya çalışırken onun anlamların

paylaşımı olduğunu belirtmiştik. Bunu gerçekleştirebilmek için mesajın üretilişinde,

verilişinde ve tüketiminde öncelikle anlamlı olması gerekir. Değişik iletişim

amaçlarına ulaşmanın ilk ilkesi budur. Bu nedenle önce mesajın anlam boyutu

üzerinde, sonra da anlamın belirlenip aktarılmasında alt yapıyı oluşturan simge ve

kodlar üzerinde duralım.

40 USLUATA Ayseli A.g.e., s:141. 41 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 98.

Page 35: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

23

Anlam: İletişimin anahtarı, iletişim sürecinin odak noktasıdır42.

Dinleyicilerimize “Anladınız mı?” ya da “Anlatabildim mi?” diye sorduğumuzda

anlamın üretimi ve tüketimi ile ilgili kaygılarımızı dile getirmiş oluyoruz.

Başkalarının mesajlarındaki saklı anlamları (varolabilir diye) anlamaya,

bizimkinde ise istediğimiz dışında bir anlamın oluşmasına engel olmaya çalışırız.

Kişiler arasındaki iletişimde sorunlar önce anlam uzlaşmazlığından kaynaklanır. Biz

anlatmak istediğimizi biliriz, karşı taraf anlamak istediğini duyar.

Her mesajın ileten için bir anlamı vardır.43 Bir film, yönetmeninin anlatmak

istediklerinin; bir resim, bir ressamın bakış açısının; bir şiir ozanın duygu ve

düşüncelerinin anlamını taşır. Yaşamın anlamını kavramak, dünyayı anlamlı kılmak

isteriz. Gözlemeyi bilirsek, her insan davranışının da bir anlamı vardır.

O halde anlamın anlamı nedir? Ne’de ya da nerededir, nasıl yaşatılır?

Bu sorulara yanıt geliştirmeden önce, anlam sözcüğünü nerede ve nasıl

kullandığımıza birkaç örnekle bakalım:

― Sözcükleri doğru kullanabilmemiz için, anlamlarını bilmemiz gerekir.

― Gökyüzü bulutlandı, hava ağırlaştı ve deniz çırpınmaya başladı; bu

birazdan fırtına çıkacağı anlamına gelir.

― İngilizce’de adların sonuna gelen “s” harfi genellikle çoğul anlamına

işaret eder.

― Benim için bahar mevsiminin ayrı bir anlamı vardır.

― Sözcüklerin kendi başına anlamı yoktur, onlara anlamlarını biz veririz.

Sayıları artırılabilecek bu tür örnekler bize “anlam” sözcüğünün değişik

anlamlarda kullanılabildiğini gösterir. Bununla birlikte biz anlamı “... anlayan ya da

anlatanın anladığı ya da anlattığı nesne ile duygusu” (...), algılama ve düşünme

sürecinde “... o nesneye yönelişi” olarak tanımlayabiliriz.44

Sonuç olarak, anlamın insanlar tarafından yaratılan, öğrenilen, unutulan,

değişen bir şey olduğu söylenebilir. Anlamın hem toplumsal yaşantılarla ilgili 42 OSKAY, Ü., İletişimin ABC’ si, 4. Basım, İstanbul, Der Yayınları, 2005 S:71. 43 UYGUR, N., 1984. Kültür Kavramı, Remzi Kitabevi, İstanbul S:22. 44 http://www.toplumbilimlerisozlugu.com/anlam.doc.

Page 36: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

24

kültürel bir boyutu, hem bireysel yaşantılarla ilgili öznel bir boyutu vardır.45 Anlamın

kendi başına bir varlığı da yoktur. Ona yüklediğimiz ve duyu organlarıyla

algılayabildiğimiz fiziki şeyler ve işaretler vardır. Bunlar anlamları iletmede

kullandığımız ve toplumca uzlaşılmış simgelerdir.

Simgeler: İnsan iletişiminin temel özelliklerinden biri, simge yapması

(üretmesi) ve yaptığı simgelerle doğal ve toplumsal çevresini açıklaması ve

anlamlandırmasıdır.

İnsanların yaratma becerileri ile içinde yaşadıkları dönemin sosyo-ekonomik

koşulları arasında etkileşim olduğundan, simgelerin gelişmesi ve değişmesi de bu

koşullar çerçevesinde gerçekleşir.

İletişim ister konuşulan bir lehçe, ister mors alfabesi, ister matematik olsun,

bir dile ve onu oluşturan simgelere dayanır. Simge kavramını, toplumca uzlaşılmış

işaretler olarak tanımlayabiliriz.46

Alyans Evliliği

Güvercin Barışı

Defne dalı Zaferi

Sıkılmış yumruk Başkaldırıyı

Bir renk İdeolojiyi ifade eder.

Simge ile temsil ettiği şey arasında doğal ve nedenli bir ilişki vardır. Örneğin;

Terazi adaletin ve hukukun simgesidir.

Bu açıklamalardan sonra ilettiğimiz bir mesaj;

― Açık ve anlaşılır olmalıdır.

― İlgi çekici olmalıdır.

― Güven verici olmalıdır.

― Bir ihtiyaca cevap vermelidir.

― Alıcının seviyesine uygun olmalıdır.

45 TUTAR, H A.g.e., 46. 46 OSKAY, Ü A.g.e., s:73.

Page 37: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

25

2.1.3. Kanal

İletişimde yer alan taraflar ne olursa ve ne sayıda olursa olsun iletişimin

gerçekleşmesi mesajın gönderilebilmesine ve alınabilmesine bağlıdır. Bu nedenle

insanlar için her zaman iletişimde söz konusu olan bir çok temel sorunlardan biri

iletişim ihtiyaçlarını karşılayacak geçerli simge sistemlerine sahip olmak; bir diğeri

de bunların aktarımında karşılaşılan yetersizlikleri, mekan ve zaman engellerini

aşacak olanakları değişik kanal ve araçlar kullanarak geliştirmek olmuştur.

İletişimde kanal dendiğinde ışık dalgaları, radyo dalgaları, ses dalgaları,

telefon kabloları, sinir sistemi gibi mesajı taşıyan aracıları kastediyoruz. Bunlar duyu

organlarını uyarabilecek ve belli fiziksel özellikleri olan aracılardır ve onları

uyardıkları duyular açısından işitsel, görsel, dokunmayla, koklamayla, tat almayla

ilgili kanallar olarak sınıflandırabiliriz.

Birbirimizin farkına varınca başlayan iletişim çok kanallı bir süreçtir.47 Her

bir duyu organı bir iletişim kanalı işlevini görür.

2.1.3.1. Görsel Kanal

Şimdi gözlerinizi kapatsanız elinizdeki ders notlarını göremez, yazılanları

okuyamazsınız. Gözden gelen mesajlar yaşamımızın önemli bir parçasını oluşturur.

İnsanlarla yüz yüze iletişim kurduğumuz zaman şunları fark edebiliriz:

• Yüzlerinin güleç veya açık

• Kendilerinin sağlıklı veya hastalıklı

• Giyimlerinin itinalı veya pejmürde

• Giysi renklerinin uyumlu veya uyumsuz

• Hareketlerinin uygun veya uygunsuz

• Mesafenin yakın veya uzak

Karşınızda gördüğünüz ve hatta göremediğiniz her şeyin bir mesaj değeri

vardır48. Örneğin; öğretmen sınıfa girdi “Günaydın arkadaşlar” dedi; fakat hiçbir

47 http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/4/. 48 http://iletisimbilimleri.blogspot.com/2010/04/iletisimin-temel-ozellikleri.html.

Page 38: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

26

cevap alamadı, dinleyicilerden hiçbir cevap alamamanın bile bir anlamı vardır. Hangi

anlamaları çıkarabiliriz?

― Günaydın arkadaşlar! dediniz ama, bu açış cümlesiydi, bir karşılık

beklemiyordunuz, o nedenle “günaydın” demedik.

― Henüz sizi pek tanımıyoruz; tanımadığımız insanlara “günaydın

demeyiz” sizi biraz tanıdıktan sonra “günaydın” deyip demeyeceğimize

karar vereceğiz.

― Burada büyükler var; size günaydın denecekse onlar söyler, bize düşmez.

Bir iletişimde konuşulan sözlerin (yani içeriğin) %7, sesin (yani tonlamanın

ve/veya vurgunun) %38, beden dilinin (sözsüz iletişimin, bakışın, duruşun jestlerin)

etkililik oranı %55 olarak saptanmıştır.49

2.1.3.2. İşitsel Kanal

Karşılıklı ya da telefonla konuştuğumuz zaman sesimizin tonu, tınısı,

vurgulama tarzımız, sessizliklerin süresi, kekeleyerek konuşmamız, duraklamamız,

kelimeleri tane tane veya birbiri peşi sıra söylememiz iç dünyamız hakkında fikir

verir.

Davudi erkek sesiyle konuşan birinin söylediklerinin aynısını ince sesli bir

erkek söylese dinleyenler üzerinde aynı etkiyi uyandırmaz.

Kişinin konuşma tarzı, onun kendinden ne kadar emin olup olmadığı

hakkında fikir verdiği gibi söylediğini ne kadar bulduğu ve söylediğinden ne kadar

emin olduğu konusunda da bir izlenim verir50. Tanışma ortamında edinilecek bu tür

ilk izlenimler, kurulacak ilişkinin geleceği hakkında çok önemli etkilere sahiptir.

2.1.3.3. Dokunsal Kanal

Dokunmanın işlevi, yaşamın değişik alanlarında araştırmalarla saptanmıştır.

Çocukların gelişmesinde dokunmanın önemi belirlenmiştir. Örneğin; Hekimlerin

denetimindeki bir yetimhanede çok sayıda bebeğin daha büyümeden öldüğü

yönetimin dikkatini çekiyor.

49 OSKAY, Ü A.g.e., s:78. 50 BALTAŞ, Zuhal ve Acar “Bedenin Dili” Remzi Kitabevi İstanbul, 2001 s:91.

Page 39: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

27

Gıdaları ve temizlik koşulları varoşlardaki çocuklardan daha iyi olduğu halde,

yetimhanedeki bebekler, yetersiz gıda alan ve pis koşullarda yetişen çocuklardan

daha fazla hastalığa yakalanıyor ve ölüyor.

Durumu araştıran psikolog, yetimhanede her bir çocuk bakıcısına 15 bebek

düştüğünü görüyor. Çocuk bakıcıları çocukları beslemeye ve onların altını

değiştirmeye o kadar çok zaman harcıyor ki, onları kucaklarına alacak vakit

bulamıyorlar.

Araştırmacı psikolog, çocukları dört gruba ayırıyor; Birinci gruptaki her bir

bakıcıya üç, İkinci grupta altı, Üçüncü grupta dokuz ve Dördüncü grupta on iki

çocuk düşüyor. Bakıcılar besleme ve alt değiştirme işlerini bitirdikten sonra geri

kalan zamanlarını çocukları kucaklayarak, onlara dokunarak, öpüp koklayarak

geçiriyorlar. Bu uygulama birkaç yıl devam ediyor. Bu sürenin sonunda araştırmacı

şu sonucu buluyor: En çok dokunulan birinci grupta en az, en az dokunulan dördüncü

grupta ise en çok hastalık ve ölüm ortaya çıkıyor. Dokunulan ve sevilen çocuk

hastalığa karşı direnç geliştirmektedir.51

Sevgiyle dokunulmayan çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmediği, değişik

araştırmacılar tarafından gözlenmiştir. Kucaklanan ve öpülen çocuk kendisine hiçbir

şey söylenmese dahi, sevildiğini ve değer verildiğini bilmekte ve hem ruhen hem de

bedenen daha sağlıklı gelişmektedir.

Bizim toplumumuzda, yakın arkadaş ve dostların birbirlerine sık sık

dokunduğunu görürsünüz. Dokunma ilişkinin sıcaklığını ve kişilerin birbirlerine

karşı hissettikleri yakınlığı yansıtır.

2.1.3.4. Kokusal Kanal

Doğan CÜCELOĞLU yetiştiği yörede, limon kolonyası dışında “koku

sürmek, erkeklere yakışmaz” anlayışı hakimmiş. Yaşlı hacılar “hacı yağı” sürebilirler

bu da hoş karşılanırmış.

Doğan Hoca Kaliforniya’da katıldığı bir seminerin çay molasında gelişen

olayı aynen şu şekilde anlatıyor:

51 SİLAH, Mehmet, Sosyal Psikoloji, Gazi Kitabevi, Mart, 2000,1. Baskı. S: 46.

Page 40: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

28

“Diğer katılımcılarla birlikte sohbet ediyorduk. Söz bir süre sonra koku süren

erkeklere geldi. Biri “1994 yılında Amerika’da erkekler kokuya 2 milyon dolar

harcamışlar” diyerek, kokunun oldukça hatırı sayılır bir pazarı olduğunu ifade etti.

Ben de elimde olmadan küçümseyen bir yüz ifadesinde bulunmuşum. Seminere

katılan güzel bir bayan yüz ifademin farkına vararak “Erkeklerin koku sürmesini

onaylamıyor musunuz?” diye sordu. Ben de yetiştiğim yörenin bakış tarzını dile

getirdim. “Koku kadına yakışır, erkeğe yakışmaz” dedim. “Ben kokunun erkeğe

yakışabileceğini düşünüyorum.” dedi. Bu güzel bayanın düşüncesini biraz deşmek

istedim ve sordum:

“Koku süren erkeğin sürmeyenden farkı ne?”

Gülümsedi ve şu yanıtı verdi: “Yanımdan geçen bir erkeğin erkeğimsi

kokusunu aldığım zaman o bana şu mesajları verir.

-Ben erkeğim, bende erkek enerjisi var, hayata erkek olarak bakıyorum.

Kokunun kalitesine göre de;

-Ben kaliteli bir erkeğim mesajını alırım.”

Özetle: Demek ki kokunun, kendine özgü mesajları var ve bu mesajları ancak

koku verebilmekte, ancak kokunun verebileceği bu mesajları söze dökersek, mesaj

işlevini görmez, hatta tam tersi bir etki uyandırır.52

Güzel bir kadın pis kokuyorsa çirkin görünmeye başlar. Sanırım yakışıklı bir

erkek pis kokuyorsa çekiciliğini kaybeder.

Koku merkezleri iç beyindedir ve beyin kabuğunun denetiminden uzaktadır;

bu nedenle kokular duygusal yaşamımızı doğrudan ve kuvvetlice etkiler; bir etki

olumlu da olabilir olumsuz da. Kokunun olumsuz etkisini düşünceyle gidermek çok

zordur.

2.1.3.5. Tatsal Kanal

“Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer” sözü birçok yörede geçerli

kabul edilmektedir. Ayrıca çok yaygın olan “tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” sözü de

halk arasında tat almanın bir iletişim aracı olarak bulunduğunu ifade ediyor.

52 CÜCELOĞLU, Doğan “Yeniden İnsan İnsana” Remzi Kitabevi, İstanbul 2002 s:56.

Page 41: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

29

Bazı yörelerdeki geleneğe göre kız istemeye gidilince kızın kahveye koyduğu

şeker miktarına göre, isteyen kişiye gönlünün olup olmadığı anlaşılırmış. Doğrudan

konuşma olanağı vermeyen kültür, kıza başka bir kanaldan kendini ifade olanağını

böylece sağlamış oluyor.

Bu açıklamalardan sonra;

İletişimin tam olarak gerçekleşebilmesi için mesajları iletecek kanalların

seçimi oldukça önemlidir. Kime, niçin, neyi iletmek istediğimizle kullanacağımız

kanal arasında sıkı bir ilişki vardır. Okuryazar olmayan bir gruba kitap ya da yazılı

materyal kullanılarak iletişim gerçekleştirilemez. Bu tür gruplar daha çok sözel-

görsel kanallar kullanılarak iletişimde bulunmak daha uygun seçim olacaktır.

Alıcının özelliklerini bilmek iletişimde kanal seçimini kolaylaştırır.53 Sınıf içi

iletişimde öğrencilerin özelliklerinin ve ilgi duydukları konuların kaynak (öğretmen)

tarafından bilinmesi, aktarılacak bilgilerin (mesajların) daha kolay bir biçimde

iletilmesini sağlayacaktır. Bu durum aynı zamanda kaynağın kanal seçimine de

uygunluk sağlar.

Güler yüzlü insanın sesi sıcak ve dokunuşu yumuşak olur. Güler yüzlü

insanın sizi üzmeyen olumlu şeylerden söz etmesini beklersiniz. Asık suratlı insanın

sesi soğuk ve dokunuşu sert olur. Konuştuğunda sizi üzen olumsuz şeylerden söz

etmesini beklersiniz. Bebekler, henüz konuşmaları anlamadıkları dönemlerde bile

yüz ifadesinden ve sesin tonundan sevilip sevilmediklerini hissederler.

Psikologlar, iletişim kanalları arasındaki ahengin bozulmasını, akıl

hastalığının bir belirtisi olarak yorumlar.54 Güler yüzle bize hakaret eden bir insanın

davranışı da normal değildir. Asık suratla karşıdakini ne kadar özlediğini ve

sevdiğini söyleyen insanın ki de!

2.1.4. Alıcı

Kaynaktan gönderilen mesajı alan ve algılayan unsura alıcı denir. Alıcı bir

kişi veya grup olabilir. Alıcı gelen mesajı kendi anlayış ve yeteneğine hatta biraz da

çıkarlarına uygun biçimde değerlendirir. Alıcının iletişim sürecindeki ilk pozisyonu

53 MISIRLI, İrfan, Genel ve Teknik İletişim, 2. Baskı, Ankara, Detay Yayıncılık, Ekim 2004 s:51. 54 SİLAH, Mehmet, A.g.e., s:49.

Page 42: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

30

genelde pasiftir. Ancak verdiği mesajın gereğini kaynağa iletirse aktif pozisyona

geçer.

İletişim sürecinin tamamlanması için alıcının gönderilen mesajı algılaması

gerekir. Ancak, iletişimin etkinliği için alıcı, mesajın gerektirdiği davranışları

göstermelidir.55

İletişim sürecinde alıcı önemli bir eleman olmasına rağmen, gereken önem

verilmediği kesindir. Bazen alıcının durumu hiç dikkate alınmadan arka arkaya

mesajlar gönderilir ve kesin olarak mesajın gereklerinin yerine getirilmesi istenir.

Halbuki davranış bilimleri açısından esas önemli öğe alıcıdır.56 Çünkü iletişimin

devamlılığı ona bağlıdır. Eğitim ortamında kaynak pozisyonunda bulunan kişilerin

üzerinde önemle durmaları gereken nokta alıcı pozisyonunda olan insanların

(öğrencilerin) sosyo-ekonomik ve psikolojik durumlarıdır.

İletişimin etkili olabilmesi için alıcının taşıması gereken bazı özellikler

vardır:

2.1.4.1. Alıcı Mesajı Almalı ve Almaya İstekli Olmalıdır

İletişim sürecinde alıcının temel görevi, gönderilen mesajı değiştirmeden ve

gönderiliş alanına uygun olarak alıp değerlendirmektir57. Bunun için alıcı mesajı

algılayacak güçte olmalı veya algılama engeli olmamalıdır.

Alıcı durumunda olan bir kişinin iletişim kurmaya istekli olması gerekir. Eğer

alıcı mesajı almaya istekli değilse iletişimin başlaması mümkün olmaz.

2.1.4.2. Alıcı Bilgili ve Geri Besleme Sistemine Sahip Olmalıdır

Günümüz iletişim sisteminde alıcı ve kaynak arasındaki ilişkiyi sadece bir

mesajla bağlamak doğru değildir. Dolayısıyla alıcının, kaynağın gönderdiği bir

mesaja göre hemen istenen davranışı sergilemesi de doğru olmayabilir. İletişim

sürecinde alıcının mesajın gerektirdiği davranışı gösterebilmesi için hem statüsünün

gereği bilmesi gereken konular hakkında, hem de sergileyeceği davranışlar hakkında

yeterli bilgi birikimine sahip olması gerekir. Bilgi birikimi yeterli olan alıcılara

55 http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/4/. 56 EROĞLU, F. Davranış Bilimleri, 4. Baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım, Şubat 1998 s:27. 57 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 71.

Page 43: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

31

gönderilecek mesajlar kısa ve öz, bilgi birikimi yeterli olmayan alıcılara gönderilecek

mesajlar ise daha uzun ve daha açıklamalı olmak durumundadır.

Alıcının mesajla ilgili bir geri besleme sistemine sahip olması, mesajın

gereklerinin daha kısa sürede yapılmasını sağlar.58

2.1.4.3. Alıcı Mesajı Alma Konusunda Seçici Olmamalıdır

İnsanların bireysel ihtiyaçlarına, kişilere, olaylara ve nesnelere karşı

tutumlarına, alışkanlıklarına ve sahip oldukları kültürel değer yargılarına göre

mesajları aldıkları ve değerlendirdikleri bir gerçektir.59 Bu nedenle insanlar mesajları

alma konusunda ne kadar objektif olmak isteseler de kişisel ve toplumsal özellikleri

nedeniyle bunu başarmaları zor olmaktadır.

Kaynak ile alıcının kişisel ve toplumsal özelliklerinin uyuşmaması

durumunda mesaj, istenen etkiyi yaratmaz.60

2.1.4.4. İletişim Sürecinde Alıcı Bulunduğu Düzlemi Ayırabilmelidir

Alıcılar, bulunduğu düzleme göre aldıkları mesajları değerlendirir ve

düzlemin kabul sınırları içinde davranış sergilerler. İletişim ortamında kaynak ve

alıcının aynı davranış düzlemi içinde bulunmaları iletişimin etkinliğini artırır.

Alıcı aynı zamanda kaynak olma özelliğine de sahip olmalıdır.

2.1.5. Geribildirim

Geribildirim (Dönüt) iletişim sürecinde, kaynağa alıcı tarafından gönderilen

bilgilerdir. 61

İletişim sürecinde gönderdiğimiz mesajın ne şekilde ve ne yönde

yorumlanmakta olduğunu bildirdiği için çok önemli bir aşamadır.

Birisiyle yaptığımız bir konuşmayı dikkate alarak geri beslemeyi şöyle

açıklayabiliriz; Bizi dinleyen kişi bizim kendisini iknaya çalıştığımız şekilde “Evet,

tamam, doğrusu da bu” demekte mi? Onaylayıcı şekilde kafa mı sallıyor? Yoksa

58 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 71. 59 GÜNEY Salih, A.g.e., s:53. 60 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 72. 61 MISIRLI, İrfan A.g.e., s:52.

Page 44: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

32

kafasının karıştığını gösteren bir takım çizgiler ve kırışıklıklar mı belirdi alnında?

Veya konu ile ilgisinin kalmadığını gösterecek şekilde etrafa mı bakmaktadır? İşte

bütün bunlar geri besleme işaretidir.

Geribildirim daha sonra göndereceğimiz mesajlarımızın nasıl kodlanacağı

konusunda bize yeni bilgiler iletir.

Geribildirim sözlü-yazılı anlatım veya sessiz anlatım biçiminde

gerçekleşebilir.62 Geribildirim kaynak pozisyonundaki kişi veya kişilerin kendilerini

kontrol etmelerine imkan sağlar. Ancak şunu hemen belirtelim ki Geribildirim hem

olumlu hem olumsuz olabilir.

Olumlu geribildirim, kaynağın gönderdiği mesajın alıcıda istenilen etkiyi

yarattığını ifade eder.

Olumsuz geribildirim ise kaynağın gönderdiği mesajın alıcıda istenilen etkiyi

oluşturmadığını ifade eder.

Geribildirimin önemli bir işlevi de alıcının iletişim sürecine tam olarak

katılmasını sağlamasıdır.

Geribildirim kaynağa ulaşma açısından ele alındığında gecikmeli ve

gecikmesiz olarak ikiye ayrılır. 63

Bireysel iletişim açısından da geribildirime bakmak mümkündür. Bireysel

iletişimdeki geribildirim kendine geri iletimdir. Örneğin; kendi sesimizi duyarak

telaffuzumuzun yanlış olduğunu fark edip yanlışı düzeltmemiz gibi. Yazdıklarımıza

bakıp hatalarımızı görüp düzeltmemiz de kendine geri iletime örnektir.

2.1.6. Gürültü

Gürültü iletişimin doğruluğunu veya güvenirliğini azaltan faktörlerin

tümüdür.64 İletişim sürecini etkileyen ve mesajı bozan her türlü etmen gürültü olarak

tanımlanabilir.65 Gürültünün olduğu bir iletişim sisteminde gönderilen mesaj ile

alınan mesaj birbirinin aynı değildir. İletişim ortamında üç farklı gürültü vardır:

62 http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/4. 63 MISIRLI, İrfan A.g.e., s:53. 64 DÖKMEN, Üstün “İletişim Çatışmaları ve Empati” Sistem Yayıncılık, İstanbul 2005 s:27. 65 MISIRLI, İrfan A.g.e., s:58.

Page 45: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

33

2.1.6.1. Fiziksel Gürültü

Kaynak tarafından gönderilen mesajın fiziksel olarak bozukluğa

uğratılmasıdır.66Örneğin; iletişim ortamında bir makineden çıkan gürültü

konuşmacının yanlış telaffuzu ya da dilinin peltek oluşu, takılan güneş gözlüğü bile

iletişimde fiziksel bozukluk yaratabilir. Fiziksel gürültü, yazılı iletişimde de olabilir.

Net olarak basılmamış bir metin, kağıttaki buruşukluk, okunaklı olmayan bir el yazısı

ve alıcı tarafından mesajın alınmasını engelleyen her türlü fiziksel faktör gürültü

olarak tanımlanır.

2.1.6.2. Psikolojik Gürültü

Psikolojik gürültü, hedef birimin merkezinde yer alır. Psikolojik gürültü

genellikle algılama hataları, inançlar, tutumlar ve diğer psikolojik durumlardan

kaynaklanır.67

Yanlılık, önyargılar, peşin hükümler, kapalı fikirlilik ve benzer zihinsel

düşünceler, mesajın düzgün alınmasını ve işlenmesini engeller.

İnsanlar inançları, tutumları veya o anda içinde bulundukları duygusal

durumlar nedeniyle karşılarındakilerin söylediklerini farklı biçimde yorumlar veya

farklı anlam çıkarabilirler. İşte bu duruma neden olan gürültüye “psikolojik gürültü”

denir.68 İnsanlar arasındaki iletişim kopukluklarının temelinde hep psikolojik gürültü

yatmaktadır.

İnsan, belirli konularda önyargılı olabilir ve bu önyargısından dolayı,

gönderilen mesajı yorumlamada kişinin o andaki ihtiyaçları da etkilidir.

Örneğin; Aç olan kişi yemek konusunda söylenenleri daha iyi hatırlar. Anne

olanların, hiç kimse duymadığı halde yan odadaki bir çok sesin içinden kendi

çocuğunun ağlamasını duyabilmesi böyle bir algısal hızı alışla açıklanabilir.

66 DÖKMEN, Üstün A.g.e., s:27. 67 SİLAH, Mehmet, A.g.e., s:61. 68 SABUNCUOĞLU, Z., Tüz, M, Örgütsel Psikoloji, 3.Baskı,Yayın No: 464, ALFA. Yayınları, Bursa,1998 s:26.

Page 46: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

34

2.1.6.3. Anlamsal Gürültü

Kaynak ile alıcının farklı dillerden konuştuğu ve kelimelere farklı anlamlar

yüklediği iletişim ortamlarında, kaynağın söylediğini alıcı farklı biçimde

algılayacaktır. Kaynak ile alıcı arasında kullanılan kelime ve kavramlara farklı

anlamlar yüklendiği zaman mesaj, farklı biçimde algılanır ve bu durumda da gürültü

oluşur. Oluşan bu gürültüye “anlamsal gürültü” denir.69

Yanlış anlama ve yorumlamalar bazen çok komik sonuçlar doğurabilir.

Örneğin; Baba ata binme dersleri almaya başlayan kızına “Kızım benden sana baba

nasihati, sakın çıplak ata binme” der. Kızı, “Babacığım bana ata binme dersi veren

bir erkeğin yanında zaten çıplak dolaşmam ki” diye cevap verir.

Yine hızlı araba kullanan bir adamı durduran polis memuru, sürücünün sarhoş

olduğunu fark ederek “içkili araba kullanmanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz?

beyefendi” diye sorar. Adam gayet sakin ve saf olarak “Memur bey arabada içki

olduğunu inanın bilmiyordum” diyerek masum masum polisin yüzüne bakar.

Diğer bir örnek ise; Din, eğitim, özgürlük, lezbiyenlik, ölüm bireylerin farklı

anlamlar yüklediği terimlerdir. Bu gibi terimlere bireyler, kendi düşüncelerine ve

deneyimlerine göre farklı anlamlar yüklerler ve bu konularda yapılan iletişimlerde

kaynak ve alıcı arasında anlamsal gürültü oluşabilir.

Sonuç olarak; iletişim ortamında gürültü kaçınılmazdır. Gürültüyü önlemek

ya da azaltmak için;

― Konuşma dilimizi geliştirmeli,

― Sözsüz iletişimi (beden dilini) etkili biçimde kullanmalı,

― Etkin dinleme becerisine sahip olmalıyız.

2.1.7. İletişimi Engelleyen Etkenler

İletişimde kaynak ile alıcı arasındaki engellerin üstesinden gelmenin bir yolu

(ister kaynak, ister alıcı olsun) varolan engelleri analiz etmektir.

69 SABUNCUOĞLU, Z., Tüz, M A.g.e., s:27.

Page 47: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

35

Bu analiz:70

Engellerin her zaman var olduğunu,

Bu engellerin neler olduğunu,

Sizi nasıl etkilediğini ve

Diğer kişiyi nasıl etkilediğini anlamanıza yardımcı olacaktır.

Bu da iletişim sürecinde karşılaştığınız en önemli ve en güç görevi, yani

engelleri aşma görevini tanımlayıp açıklığa kavuşturmanızı sağlayacaktır. Engeller

bütünüyle yıkılıp ortadan kaldırılamaz. Fakat engellerin kaçınılmaz olduğunu bilmek

ve neler olduğunu anlamak, bunların üzerinden aşmanızı sağlayacaktır. Bir kez

aşıldıktan sonra bunlar iletişimi önlemekten çok, onun bir parçası haline gelirler.

2.1.7.1. Kesintiler

Herhangi bir iletişim sürecinde meydana gelebilecek kesintilerin, iletişimi

engelleyen bir faktör olduğu açıktır. Aşağıdaki örnekler kesintilerin ne kadar

kolaylıkla meydana gelebileceğini gösteriyor.

• Siz bir rapor, emir. vs. okurken devre arkadaşlarınızdan biri içeri girer.

Dikkatinizi rapordaki mesajdan uzaklaştırıp, arkadaşınızın mesajına

yönelmeniz gerekir. (Elbette yaşayan bir insan sözcüklerden önce gelir)

• Siz bir astınızla konuşurken, haberciniz masasından kalkıp kısa bir süre

için dışarı çıkar. O yokken telefon çalar. Telefona yanıt verseniz de

vermeseniz de, astınızla konuşmanız kesintiye uğramıştır.

• Eğitim alanında bir silahı tanıtmak üzere ders verirken, ön sıralarda

erlerden biri, bir şey sormak için elini kaldırır. O askere söz verseniz de

vermeseniz de kalkan el sizinle (kaynak) dersi dinleyenler (alıcılar)

arasında bir engel oluşturmamıştır. Hem sizin, hem dinleyicilerin dikkati

oraya çekilmiştir.

• Birliğinize yeni katılan bir askerle mülakat yaparken, açık bir pencereden

yangın tatbikatı yapan diğer personelin sesi duyulur. İkinizde sesi

duymamış gibi davranıp bütün dikkatinizi yaptığınız görüşme üzerinde

70 DÖKMEN, Üstün A.g.e., s:38.

Page 48: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

36

yoğunlaştırmaya çalışsanız da iletişimin kesintiye uğraması

kaçınılmazdır.

Özellikle çalışma hayatının günlük karmaşasından kaynaklanan kesintiler

(Bilgisayarlardan ve telefonlardan gelen sesler, yakınımızda yapılan konuşmalar..vb.)

o kadar alışılmış şeylerdir ki, çoğunlukla bunları, engel gibi görmeyiz bile. Fakat

şunu unutmamak gerekir; Bir mesajın vericisi ve alıcısı arasına giren herşey bir

engeldir ve kesinti, mesajın alınmasını bütünüyle önlemese bile onu mutlaka

çarpıtır.71

Böyle bir engelle başa çıkmanın yolu “onun varlığını kabul etmektir.”

― Sanki engel yokmuş gibi davranma.

― İletişimin kesintiden hemen önce gelen kısmını her iki tarafın da

anladığından emin ol.

― Engel ortadan kalktıktan sonra, son söylenen şeyleri tekrar et ve karşı

tarafın, bu sözlerden aynı şeyleri anlayıp anlamadığını kontrol et.

2.1.7.2. Zaman Kısıtlaması

Hem sizin hem de iletişimde bulunduğunuz kişinin zamanının kısıtlı olması

da kesintiler gibi her zaman ortaya çıkan bir engeldir.

Bu engel, özellikle toplantılar sırasında önem taşır. Bir toplantıyı yönetirken,

salonu sürekli tarayıp, insanlarla göz teması kurmazsanız, zihinleri başka bir zaman

boyutunda dolaşmaya başlar.

Zaman kısıtlaması bazen dikkate alınmayabilir ya da unutulabilir. Bir

dinleyicinin “çok iyi konferanstı, zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim bile” demesi

konuşmacının kulaklarına müzik gibi gelir. Konferansı düzenleyen kişiler

dinleyenlerin sırtlarının saate dönük olması gerektiğini bilirler.

Bir mesaj gönderirken, alıcının zaman konusunda sıkıntısı olup olmadığını

anlamaya çalışmak ve bu sıkıntıyı dikkate almak önemlidir.72 Üstelik sizin de

zamanınız kısıtlıdır.

71 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 77. 72 OSKAY, Ü A.g.e., s:84.

Page 49: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

37

“Saatinize baktığınızı görüyorum. Benim de fazla zamanım yok. Kafa kafaya

verirsek on dakika içinde bir sonuca varabileceğimizi sanıyorum.” demek iyi bir

yoldur.

2.1.7.3. Bilgi Eksikliği

Yetersiz bilgi de kaynak ve alıcı arasında bir engel oluşturur.73 Gönderilen

mesajı anlamayan biri, duruma göre anlamadığı yerleri aklından doldurur ya da ilgisi

dağılıp başka şeyler düşünmeye başlar. Artık mesajı alacak durumda değildir.

Çoğumuz için “Ne dediğini anlamadım” demek güçtür.

Bazen de anlamadığımız halde, anladığımızı sanmamız da mümkündür.

2.1.7.4. Geçmiş Deneyimler

İletişim sürecine girerken, bütün geçmiş deneyimlerimizi de birlikte getiririz.

Bu durumda bilgi eksikliğinin tam tersine, gereğinden fazla bilgi söz konusudur.

2.1.7.5. Fiziksel Uzaklık

Bireyle yüz yüze görüşmemiz mümkün olmadığı zaman fiziksel uzaklık da

iletişimin önünde engel oluşturur. Telefonla konuşurken karşıdakinin yüz ifadelerini

göremeyiz. Yüz kişilik salonda arkadakilerle iletişim kurarken zorlanırız.

2.1.7.6. Çok Az ya da Çok Fazla İlgi

İletişimde konuyla ilgili olmak da yeteri kadar ilgili olmamak da aynı oranda

engel oluşturur.

2.1.7.7. Kişisel İhtiyaç ve Beklentiler

Ne kadar sıkıcı olursa olsun her iletişimde yararlı bir şey bulunabilir. Bunu

bilmek, ilgi eksikliğinin yol açtığı engelin üstesinden gelmemizi kolaylaştıracaktır.

Ama öte yandan kendi ihtiyaçlarının oluşturduğu engeli güçlendirmesi de

mümkündür.

73 EROĞLU, F A.g.e., s:33.

Page 50: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

38

Her iletişim sürecinde kaynak ile alıcının mesajın gönderilip alınmasıyla ilgili

ihtiyaç ve beklentilerinin yanında kişisel ihtiyaç ve beklentileri de vardır.74 Bunlar

açıkça ifade edilebilir ya da gizli tutulabilir.

Tanıdığınız insanların iletişim kurma çabalarınıza nasıl tepki verecekleri

konusunda beklentileriniz vardır. Bir yandan aynı mesajı değişik insanlara farklı

biçimlerde gönderirsiniz.

Örneğin; O gün işten erken ayrılmak istediğinizi çalışma arkadaşlarınıza,

astlarınıza, amirinize ve ailelerine farklı sözcüklerle ve farklı ses tonuyla söylersiniz.

2.1.7.8. Seçici Algılama, Önyargı ve Varsayımlar

Önceden edindiğimiz bütün deneyim, fikir ve duygular iletişim sürecine

karışır. Hepimizin bazı konularda kesin yargıları vardır. Bu konularda daha fazla

bilgiye ihtiyaç duymayız. Kişisel bağlılıklarımız, ahlak anlayışımız ve inançlarımız,

aldığımız her yeni bilgi parçasını etkiler. Zihnimizi yeni bilgilere kapattığımız

zamansa ortaya engeller çıkar. Belli bir mesaja nasıl tepki vereceğimizi önceden

kararlaştırdığımız ya da başka birinin mesajımız karşısında nasıl davranacağı

konusunda hüküm yürüttüğümüz zaman önyargımızın mesajı engellemesine izin

vermiş oluruz.

Seçici algılama, bir mesajı süzgeçten geçirip, yalnızca istediğimiz şeyi

almamızdır.75 Şimdi bakın, okuduğumuzdan, yazdığımızdan ve dinlediğimizden daha

hızlı düşünebildiğimiz için bir mesajdaki boşlukları, kendi varsayımlarımızla

doldurmaya yöneliriz. Bu varsayımlar gerçek verilere değil, doğru olduklarını fazla

düşünmeden kabul ettiğimiz bilgi kırıntılarına dayanır.

Bakın varsayımlar iletişim sürecini nasıl etkiliyor?

Alıştırma sonunda;

İfadelerden herhangi birine doğru ya da yanlış diye yanıt vermeniz yaptığınız

bir varsayımın olayı anlatanla sizin aranızdaki iletişimi engellemesine izin

verdiğinizi gösterir. mesaj sözlü olduğunda varsayımlar daha da büyük engel

oluşturur.

74 http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/4. 75 http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/4.

Page 51: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

39

Çoğu zaman geri dönecek mesajı doğru anlayıp anlamadığımızı kontrol etme

olanağımız olmaz. Bu alıştırmada olayı birçok kez okuyabilirdiniz. Ama olay sözlü

olarak anlatılsaydı açıklık sağlamak için birçok soru sormaya çekinirdiniz.

Page 52: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

40

3. BÖLÜM

SÖZLÜ İLETİŞİM (KONUŞMA DİLİ)

Konuşurken, dinlerken, düşünürken, yazarken görsel iletileri

anlamlandırırken sürekli dili, çoğunlukla da ana dilimizi kullanıyoruz.

Konuşma bireysel, dil ise toplumsal ve kültüreldir.76 Belli bir dönemde ve

toplumdaki bireysel ve toplumsal değerler, yaşantılar dil aracılığı ile

toplumsallaştırılır ve yeni kuşaklara aktarılırlar.

Yüz yüze görüşmeleri, toplantılardaki konuşmaları, sözlü brifingleri, halka

hitapları, sözlü sunumları, telefonla yapılan görüşmeleri sözlü iletişim olarak

sıralayabiliriz.

Sözlü iletişim türleri içinde yer alan yüz yüze iletişimin unsurlarını ise;77

― konuşmanın konusu

― konuşmacının özellikleri (yeteneği, cinsiyeti, görünüşü, fiziki yapısı, ırkı,

yaşı)

― dinleyicilerin bilgi düzeyi

― dinleyicilerin psikolojik yapısı olarak sıralayabiliriz. İşte bu unsurlar

sözlü iletişimin etkili olup olmadığını belirler.

Gönderici ve alıcı arasındaki konuşmaların her türü sözlü iletişimdir. Dil ve

dil ötesi olarak ikiye ayırabiliriz.

Dil; insanların konuşmaları hatta mektuplaşmaları bu sınıfa girer. Dil ile

iletişimde kişiler, ürettikleri mesajları birbirlerine ileterek anlamlandırırlar.

Dil ötesi ise; sesin tonu, sesin hızı, sesin şiddeti ve vurgulanan kelimeler

iletilen mesaja katılan anlamla ilgilidir.

Dili sembol ve anlam sistemi içinde incelersek;

76 GÜVENÇ, B., İnsan ve Kültür 9. basım Remzi Kitabevi, 2002. s:17. 77 MISIRLI, İrfan A.g.e., s:56.

Page 53: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

41

3.1. Bir Sembol Sistemi Olarak Dil

Dil simgelerden oluşmuş bir sitemdir. Başka bir deyişle dil, sözel mesajların

yapılandırıldığı semboller sistemi olarak düşünülebilir. 78

Dil bazen açık ve yaratıcı olarak nitelendirilir. Ağzımızdan çıkan her ifade

yeni yaratılmış bir mesajdır. Bu genel kural dışında kalan bazı kelimeler vardır:

Örneğin; “Nasılsınız?”, “Günaydın”, “Teşekkür ederim”, “İyi günler”, “Bol

şanslar” gibi ifadeler genel kural dışında kalan ve yeni yaratılmış sınıflandırmasına

girmeyen kelimelerdir. Bu genel konuşma örneklerinin dışında kalan ve ağzımızdan

çıkan her ifade yeni yaratılmış sınıflandırmasına girer ve bizim kendi ürünümüz olur.

İnsanın üretici olmasının başka bir boyutu da yeni kelimeler yaratmasıdır. Bir

buluş ya da keşif yapıldığı zaman bunlara daha önce duyulmamış ve bilinmeyen

isimler verilebilir. Bu isimler varolan kelimeler ya da eski kelimelerden türetilmiş,

kısaltılmış ve eklenmiş de olabilir. Önemli olan taşıdığı yeni anlamdır. Dil devamlı

değişen dinamik bir yapıya sahiptir.

Çoğu zaman konuşmayı yeğleriz. Bunun nedenlerini sıralayacak olursak;79

― Konuşma daha hızlıdır.

― İki yönlü iletişim sağlar, tepkiler anında izlenir.

― Daha ucuzdur.

― Açık iletişim sağlar, anlaşılmazlığı giderir.

― Resmi değildir.

― Daha inandırıcıdır. (Beden dili ile desteklendiği için)

Dili kullanarak insanlar, kendilerinden uzak ve hiç görmedikleri şeyleri

tanımlayabilirler. İnsanlar yaşamları boyunca hiç görmedikleri belki de hiç

göremeyecekleri nesneler, olaylar hakkında konuşabilirler.

Örneğin; hiç var olmayan “Denizkızı” biçimsel olarak tanımlanmış ve

hakkında yüzlerce, binlerce öykü yazılmıştır.

78 http://www.edubilim.com/iletişim nedir. 79 DÖKMEN, Üstün A.g.e., s:44.

Page 54: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

42

Aynı durum dünyaya çok uzak gezegenlerdeki var olması muhtemel hayatlar

ve olaylarla ilgilidir. İnsanlar dünyaya milyonlar hatta milyarlarca ışık yılı

uzaklıktaki gezegenlerle ilgili öyküler yaratıp orada var olduğunu düşündükleri

hayatları tanımlamış ve hatta oradaki insanların tarihlerini irdelemişlerdir. Dünyada

en fazla hasılat rekoru kıran filmler arasında gösterilen Star Wars (Yıldız Savaşları)

dünyamızdan belki de milyarlarca ışık yılı uzaklıkta olması varsayılan insanların ve

canlıların öyküsü üzerine kurulmuştur. Bu öyküler dilin yaratıcılığına birer örnektir.

İnsan dili aynı zamanda bir kültür aktarma aracıdır.80 Toplumun kültürü, dil

aracılığı ile nesilden nesile aktarılır.

Konuşma bir yeti olarak biyolojik ve fizyolojik; içeriği açısından ise,

toplumsal ve kültürel bir olgudur.81 İçine doğduğumuz toplumda hazır bulduğumuz

ana dilimizi öğrenirken hem ona egemen olma becerisi kazanırız, hem de

düşüncelerimiz onun etrafında biçimlenir.

Sözlü iletişimde, kurulan cümlelerin ve telaffuz edilen kelimelerin açık ve

anlaşılır olması gerekir. Yazılı iletişimde ise; mesajlar anlaşılana kadar tekrar

okunabilir. Sözlü iletişimde bu mümkün değildir.

Sözlü iletişimde kullanılan sembolden çok, mesajın gerçek anlamı

önemlidir.82 Bu nedenle;

Alıcı, sembollerle değil, iletilmek istenen gerçek anlamla ilgilenmelidir.

(Ör; daralan yol, sağa dönülmez levhası)

Kişisel olmayan sözlü iletişim sembolü zamandır.

3.2. Anlam Sembol Sistemi Olarak Dil

Anlam kelimelerde değil, insanın zihnindedir. (Öznel iç dünyasındadır)

İnsanlarla iletişim kurmak için çeşitli kelimeler yardımıyla cümleler oluşturmayı

amaçlarız. Ancak seçtiğimiz kelimeler anlamı ifade etmede yeterli olmayabilir.

80 EROĞLU, F., Davranış Bilimleri, 4. Baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım, Şubat 1998 s: 4. 81 DÖKMEN, Üstün A.g.e., s:46. 82 DALKILIÇ, A.İletişimde İletişim, 1. Baskı, Antalya, Elma Yayınevi, Temmuz 2004 s:84.

Page 55: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

43

Basit bir anlatımla alıcının mesajdan çıkardığı anlam arasında oldukça fark

olabilir. İletişim zihnimizde hazırladığımız bilgeleri yeniden değerlendirerek alıcıya

ulaştırmaktır. (En çok hata yeniden değerlendirme sürecinde yapılır.)

3.3. Nesnel Ve Öznel Anlamlar

Aynı kelime, taşıdığı anlam bakımında farklılık gösterebilir. Bu farklılık aynı

kelimenin, etkilediği kişiler bakımından değişik anlamlarda algılanmasıdır.

Örneğin; bir doktor için ölüm, çok sırdan bir olaydır. Hastanın kalbinin durması ve

buna bağlı olarak beyin ölümünün gerçekleşmesi doktor için gündelik tıbbi bir olay

olarak algılanabilir. Aynı hastanın annesi açısından ise ölüm çok daha fazla anlamlar

içerebilir. Ölüm, annesine oğlunun bebekliğini, gençliğini, eğitimini, hastalığını vb.

durumları hatırlatabilir. Ölüm kelimesi anne için çok daha duygulu ve öznel anlam

kazanmaktadır. İletişimi başlatabilmek için bazı özel sözcüklere gereksinim vardır.

Bunlar her dil ve kültür için geçerlidir.83

Örneğin; “Nasılsınız?”, “Merhaba”, ”Bugün hava çok güzel değil mi?” gibi

sözcükler aslında iletişimi başlatmak için kullanılır.

“Sizi daha önce burada görmüş müydüm?” diyen biri aslında sizinle iletişim

kurmaya çalışıyordur. Seçtiği bu zararsız başlangıçtaki sözcüklerin gerçek anlamı

“Seninle iletişim kurmak isti yorum”dur.

3.4. Grup İçi İletişim

İletişimde insanların canını sıkan konulardan biri de üyesi olmadığı grup

içinde kalmak ve grup üyelerini dinlemektir. Doktorlar, subaylar, avukatlar,

öğretmenler gibi meslek gruplarının kendi aralarında konuştuklarını dinlemek

zorunda kaldığımızda, konuştukları kelimelerin farklı anlamlarda kullanıldığını

görürüz.

Örneğin; “Gazino” kelimesi, kamyon şoförlerinin ortak kelimeleri vb.

83 DALKILIÇ, A.A.g.e., s:85.

Page 56: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

44

3.5. Aşağı ve Yukarı Düzeylere Konuşmak

İletişim, bir organizasyon içinde düşünüldüğünde yukarı ve aşağı düzeyler

arası iletişim oldukça önemli bir yere sahiptir.84

Aşağı düzeye iletişim, kaynağın yönetici pozisyonunda olduğu (komutan,

müdür) ve astların ya da çalışanların (asker, işçi) alıcı durumunda olduğu iletişim

ortamıdır. Yukarı düzeye iletişim de kaynak (asker, işçi) diğer bir deyişle çalışanlar,

alıcı ise (komutan, müdür) yönetici seviyesinde olanlardır. 85

3.5.1. Aşağı Düzeyde İletişim

Çoğu zaman sınıf içinde öğretmenin yapmış olduğu şu tür konuşmalara tanık

olmuşuzdur:

Öğretmen : “Siz bu konuya oldukça uzaksınız ama yine de beni anlamaya

çalışın.” Ya da bir arkadaş grubunda, kendini gruptan oldukça üstün gören bir üye

“Büyük bir ihtimalle anlamadınız ama...” ya da “Sizin bilgisayar bilginiz bunu

anlamaya yetmez ama...” gibi konuşmalar yapılmaktadır. Böyle bir konuşma yapan

kişinin diğer üyelere oranla daha deneyimli, daha bilgili, daha üst seviyede, daha

zengin vb. özellikleri olduğunu düşünürüz. Konuşma yapan kişi aslında bir güç

oyunu oynamaktadır.

Aşağı düzeye iletişim kurarken yapılması gereken davranış, insanların sözünü

kesmeden, onların her dediğini dinlemek ve söylediklerine değer vermektir. 86

3.5.2. Yukarı Düzey İletişim

Yukarı düzeye iletişimde kaynak, daha sözün başında yetersizliğini dile

getirir.87 Örneğin; “Pek emin değilim ama...” büyük bir ihtimalle hatalıyım, ancak

bence... ya da benden daha iyi biliyorsunuz ama... gibi konuşmalarla iletişime

başlandığı zaman alıcı durumundaki birey ya da bireyler kendisini ifade ediş

biçiminden zaten bahsedilen konuda bilgisinin eksik olduğunu anlayacaktır.

84 www.esef.gazi.edu.tr/html/yayinlar/2_pdf/2_18.pdf. 85 GÜNEY Salih, A.g.e., s:51. 86 SEVER Sedat, Dil ve İletişim, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi C.31 s:66 1998. 87 SEVER Sedat, A.g.d. s:67.

Page 57: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

45

Örneklerdeki durum gerçekleştiğinde alıcı, kendisini kaynaktan daha yüksek düzeyde

görmeye başlayacaktır.

Aşağı ve yukarı düzeye doğru iletişimde bazı sorunlar yaşanmaktadır. Bu

sorunları en aza indirebilmek için her iki düzeyin de iletişimde birbirlerini eşit olarak

kabul etmesi gerekmektedir. Örneğin; kaynağın alıcı tarafından sözü kesildiğinde

“Özür dilerim, sözlerimi bitirmek istiyorum” gibi sözleri alıcı tarafından da normal

karşılanmalıdır.

Aşağı ve yukarı düzeye doğru iletişimde tarafların birbirlerine karşı saygılı ve

hoşgörülü olması esastır.

3.6. Eleştiri Ve Övgü

İletişim süreci boyunca bazı eleştiriler ve değerlendirmeler yapmamız

beklenir. Özellikle insanlara yardımcı olan öğretmenlik, danışmanlık, hemşirelik gibi

mesleklerde eleştiri ve değerlendirmeler sıklıkla kullanılır. Eleştiri, etkili iletişimin

genelde en önemli bölümlerinden birini oluşturur.88 Eleştiri, yardım amacının dışında

dozu fazla olunca ve uygun biçimde olmayınca iletişim sorunu oluşur.

Eleştiri ve övgü arasındaki ince çizgiye çok dikkat edilmelidir. İnsanlar

genellikle eleştiriden değil, övgüden hoşlanırlar. Örneğin; yeni bir ev ve /veya eşya

aldığımızda arkadaşlarınızın olumsuz eleştirileri sizi üzer.

Sınıf içi iletişimde, eğitim alanında, toplantılarda vb. durumlarda yapılan

eleştiriler, dinleyicileri yaralayıcı değil, onlara yol gösterici ve öğretici nitelikte

olmalıdır. Ayrıca övgünün sınırları da fazla zorlanmamalıdır.

3.7. Yalan

İletişimde insanları yanıltmak maksadıyla yalan da söylenir.

Yalan: Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş olarak tanımlanabilir. Bazı

insanların başvurduğu bir yöntemdir.89 Çoğunlukla gençlik ve ergenlik yıllarında

öğretmenlerine ailelerine yalan söylerler. Neden?

88 GÜNEY Salih, A.g.e., s:55. 89 http://tdk.org.tr/TR/Genel/SozBul.aspx.Kelime=yalan.

Page 58: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

46

Yapılan araştırmalarda insanların iki nedenle yalan söyledikleri ortaya

çıkmıştır. Birincisi, ödüllendirilmek için (psikolojik olarak) ikincisi, cezadan

kurtulmak için.90

Yalanın iki boyutu vardır; Etik ve Etkililik.

Etik boyutu, doğru ile yanlışı ilgilendirir. Her bireyin kendi değer yargılarına

göre doğru bilgiyi alma özgürlüğü vardır. Yalan ile bireylerin elinden en doğru

bilgiyi alma hakkı alınmış olur.

Etkililik boyutu ise; ödül kazanmadaki ya da cezadan kurtulmadaki başarı ve

/veya başarısızlığıdır91.

Yalan söylemek, sözel olarak oldukça kolaydır. Ancak yalan söylerken

bedeninin dilinin dudaklara uyması gerekmektedir. Beden dili genellikle yalan

söylerken dudaklarla uyum sağlayamayabilir. “Beden dili yalan söylemez.”

3.8. Dinleme

Yaşantımızın büyük bir bölümünü oluşturan dinleme ile her zaman beraber

olduğumuz şüphesizdir. Sabah uyandığımızda çevremizdeki sesleri işitiriz. Bazı

iletileri istemesek bile işitmek zorunda kalırız. İşitme sağlıklı insanlar için günlük

yaşamda kaçınılmazdır.

Çoğunlukla işitme ile dinleme birbirine karıştırılır. Birisi konuşurken, başka

birisiyle ilgileniyorsak “Dinliyorum, kulağım sende” deriz. Böylece belki sözlerin

tümünü işitiriz ancak hepsini algılayamayız. Çünkü işitme ile dinleme birbiriyle

ilişkili fakat ayrı iki süreçtir.92 İşitme, biyolojik bir süreçtir. Biyolojik açıdan merkezi

sinir sistemlerinin yeterliliği ile ilgilidir. Dinleme ise, bilişsel bir süreçtir. Çoğunlukla

dinleme işitme ile bir tutulduğundan onun kendiliğinden bilinçsizce gerçekleşen

doğal bir süreç olduğu düşünülür. Bundan dolayı da dinlemenin öğrenilmesi

gerektiği ve iyi bir dinleyici olabilmenin ancak bilinçli bir çaba ve özveri ile

gerçekleşebileceği akla gelmez.

90 SİLAH, Mehmet, A.g.e., :101. 91 SİLAH, Mehmet, A.g.e., :101. 92 TUTAR, H. A.g.e., s:71.

Page 59: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

47

(a) (b)

Şekilde iki ayrı grup üzerinde yapılan araştırma sonuçları verilmiştir. Soldaki

grafikte1919 yılında yetişkinler üzerinde yapılan araştırma ve sağdaki grafikte ise

1980 yılında üniversite öğrencileri ile yapılan araştırma sonuçları verilmiştir. Her iki

araştırma sonucu da dinlemeye diğer etkinliklerden daha fazla zaman ayırdığımızı

göstermektedir. Etkili dinleme zaman ve enerji gerektirir.93

3.9. Dinleme Biçimleri

3.9.1 Görünüşte Dinleme (Dinliyormuş gibi görünmek)

Dinlermiş gibi yaparak, aslında ne söyleyeceğimizi aklımızdan geçirmemiz

ya da başka şeyler düşünmemizdir.

3.9.2. Savunmada Dinleme

Dinlerken söylenenler içinde bize yönelik bir eleştiri ya da saldırı olup

olmadığını araştırmaktır.

3.9.3. Seçerek Dinleme (Yarı yarıya dinlemek)

İlk önce görünüşte dinlemedeyken daha sonra ilgimizi çeken bir konudan söz

edildiğinde kulak kesilmektir.

3.9.4. Tuzakçı Dinleme

Konuşanın sözlerini, bir açığını yakalayıp, üzerine çullanmak amacıyla kulak

kesilmektir.

3.9.5.Denetçi Dinleme

Karşımızdakilerin bize nasıl tepki gösterdiğini ve istediğimiz sonucu alıp

almadığımızı ölçmek için dikkat kesilmektir.

93 TUTAR, H. A.g.e., s:71.

16% 9% 30%45%

53% 14%

16% 17%

Page 60: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

48

3.9.6. Nezaketen Dinleme

Dinlememek ayıp olduğu için dinliyormuş gibi yapmaktır.

3.9.7. Ürkek Dinleme

Karşımızdakini dinlemek istemediğimizi açıkça söyleyemediğimizde dinleme

pozu takınmaktır.

3.9.8. Yaltaklanmacı Dinleme

Karşımızdakinin hoşuna gitmek için dinliyormuş izlenimi yaratmaktır.,

3.10. Etkin (Etkili) Dinleme

Dinleyenin anlatılanı doğru olarak anladığını iletebilmesine olanak sağlayan

dinleme biçimidir94. Bu tür dinlemede alıcı (dinleyici) geri iletim sürecini etkili

olarak kullanır. Konuşan, dinleyicinin bir davranışı ile gönderdiği mesajların gerçek

anlamıyla algılandığını, kendisiyle ilgilenildiğini ve sorunun anlaşıldığını hisseder.

Etkin dinlemede yargılayıcı olmamak, derinlemesine dinlemek, empatik

olmak ve aktif olmak esastır. 95

Aktif dinlemede, dinleyen mesajı fiziksel ve zihinsel olarak almaktadır.

Yargılayıcı olmayan dinleme ise, kaynak kişinin söylediklerini açık fikirle

eleştirmeden dinlemektir.

Etkin dinlemede yargılayıcı olmamak esastır.

Derinlemesine dinleme ise, söylenmek istenen asıl mesajın, alıcı tarafından

anlaşılmasına yönelik dinlemedir.96

Etkin dinlemede, derinlemesine kulak vermek esastır.

Empatik dinleme, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak

onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.97

Etkin dinlemede empatik olmak esastır.

94 http://www.erpakademi.com/2009/12/08/etkin-dinleme-nedir/. 95 http://www.erpakademi.com/2009/12/08/etkin-dinleme-nedir/. 96 http://www.erpakademi.com/2009/12/08/etkin-dinleme-nedir/. 97 http://www.erpakademi.com/2009/12/08/etkin-dinleme-nedir/.

Page 61: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

49

3.11. Etkin Dinlemede Uyulması Gereken Kurallar

― Karşımızdaki kişiyi dinledikten sonra anladıklarımızı ona söylemeliyiz.

― Anlamadığımız yeri mutlaka sormalıyız.

― Duygularımızı belli etmeliyiz.

― Alıcı olarak, kaynak kişiyi anlamak için çaba harcamalıyız.98

98 http://www.erpakademi.com/2009/12/08/etkin-dinleme-nedir/.

Page 62: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

50

4. BÖLÜM

SÖZSÜZ İLETİŞİM

İnsanlar arasında konuşma dışındaki araçlarla gerçekleşen iletişim

biçimidir.99

Sözsüz İletişim

Sesli Sessiz Nesnel

Duyulabilen konuşma ile birlikte ortaya Görülebilen beden hareketleri

çıkan ve dilden bağımsız olgular

Sözsüz iletişim yoluyla birtakım anlamlar iletilebilir. Örneğin; yakamıza

taktığımız bir rozet ile mesleğimizi, bir dostumuzun elini tutarak onu sevdiğimizi

ifade edebiliriz.

Sözsüz iletişim genel olarak sözel mesajları vurgulamak sözel mesajın

etkinliğini artırmak için kullanılmaktadır. Örneğin; bir politikacının konuşurken

konuşmasının etkililiğini artırmak için masaya vurduğu bir yumruk, anlatılan

fıkralara gülmememiz, gülerek cevap vermemiz bir örnektir.

Sözsüz iletişim her zaman (davranış üzerine odaklanmış dahi olsak)

gözlenebilen (hareketi, jesti-mimiği) davranışları kapsamayabilir. Davranışın

yanında seçtiğimiz bir giysi, saç tarama biçimimiz, seçtiğimiz araba, seçtiğimiz saat,

bizim tarafımızdan seçilen ve kullanılan her nesne bizim göstergemiz bir

mesajımızdır. Bireyin dış dünyaya gönderdiği mesajlardır.

4.1. Sözsüz İletişim Bağlamı

Sözlü iletişimde olduğu gibi sözsüz iletişimde de iletişim bir bağlam içinde

gerçekleşir. Bu bağlam sözlü olmayan davranışların iletişimi oluşturmasına yardımcı

olur. Sözlü olmayan benzer davranışlar farklı ortamlarda farklı tepkilere yol açar100.

99 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 88. 100 ROBBİNS, S. P., Örgütsel Davranışın Temelleri, Çeviren Sevgi Ayşe Öztürk, 1994 s:101.

Page 63: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

51

Örneğin; Kafeteryada güzel bir bayanın göz kırpması ile, poker masasında bir

oyuncunun göz kırpması farklı anlamlar ve farklı tepkilere yol açar. Başka bir örnek

verecek olursak; biraz önce politikacının vurduğu yumruktan bahsetmiştik,

politikacının vurduğu yumruk ile gol yiyen takım taraftarının masaya vurduğu

yumruk farklı mekanlarda farklı anlamlara gelmektedir.

Yine sözel olmayan benzer davranışlar kültürden kültüre farklılık gösterir.101

(Emrinizde bulunan insanlar farklı farklı kültür ve yörelerdendir.)

Örneğin dil çıkarmak; Batı toplumlarında aşağılama, Çin kültüründe ise

eğlence sembolüdür.

Örneğin tükürmek; Batı kültüründe nefret ve iğrenme, ABD Kızılderililerinde

nezaket, Afrika ve Amerika yerlilerinde ise hastayı iyileştirme sembolüdür.

Genel olarak sözlü ve sözsüz iletişim kurarken yapılan davranışların tutarlılık

göstermesi gerekir.102 Bu nedenle insanlar, sözlü olarak yalanı söylerken, sözsüz

olarak da yalanı denerler. Yalan söylerken, sözsüz olarak yapılan davranışları şu

şekilde sıralayabiliriz:

― Yalan söyleyenler daha az hareket ederler

― Daha yavaş konuşurlar.

― Daha az kelime kullanırlar ve tekdüze ayrıntısı olmayan cümleler

kullanırlar.

― Genel açıklama yaparlar.

― Doğru söyleyenlere oranla daha az göndermelerde ve kaynak belirtmede

bulunurlar.

Sözsüz iletişim de de sözlü iletişimde olduğu gibi belirli kurallar vardır. Bu

kuralların büyük bir bölümü gözlem yoluyla toplumdan öğrenilir. Statü ve cinsiyet

bu davranış kurallarının belirleyicileridir.

101 ROBBİNS, S. P., A.g.e., s:102. 102 ZILLIOĞLU Merih, A.g.e., s: 178.

Page 64: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

52

4.2. Beden Dilinin Temel Özellikleri

Dedik ki ilk dilimiz beden dilimizdir. Duyguların ve düşüncelerin kelimelere

dökülmediği durumlarda bunu çok açık olarak hissederiz.

Eğer beden dilimize önyargısız ve cesaretle yaklaşırsak, birçok görüşme ve

karşılaşmanın sonucunu başarılı kılmamız mümkün olur. Bazen bir bakış, başın bir

dönüşü, kavrayan bir jest, savunucu bir mimik binlerce kelimeden daha fazla anlam

taşır.

“Söyleyerek bazı şeyleri, söylemeyerek her şeyi anlatabiliriz.”, “Konuşurken hiç bir şey söylemeyebilirsiniz ama susarken asla.”103

İnsanlar hayatları boyunca farkında olmaksızın günlük beden dilini son

derece etkin kullanırlar. Ancak kelimeleri kontrol ettikleri gibi bedenlerini kontrol

edemezler. Bedenimiz, olaylara ve durumlara karşı çok daha fazla kendiliğinden

tepki verir.

Gerçek duygu ve düşüncelerimizi kelimelerin arkasına gizlemek belki

mümkündür. Ama beden dilimizi çok kere gizlememiz mümkün değildir. Duygu ve

düşüncelerin anlatılmasında kelimelerden çok beden esastır. O nedenle;

― Beden dili ile yapılan hareketler anlam kazandığı zaman iletişim

gerçekleşmiş olur.

― Beden dili duyguları yansıttığı için anlam karmaşasına da neden

olabilir.104 Örneğin; kaş çatma hoşnutsuzluk, onaylamama, can sıkıntısı,

kızgınlık gibi birçok nedenden kaynaklanabilir.

― Beden dilinin kullanılış biçimi toplumdan topluma farklılık gösterir.

4.3. Beden Dilinin Temel Öğeleri

4.3.1.Göz İlişkisi

Göz iletişimi ile birkaç şey söylemeden önce biraz bakışlardan bahsedelim.

Karşınızdaki insanla iletişim kurarken neresine bakarsınız? Uzmanlar ;105

103 http://www.fatihbasaran.com/vucut -dilimizi-anlamak/. 104 http://www.fatihbasaran.com/vucut -dilimizi-anlamak. 105 BALTAŞ, Zuhal ve Acar A.g.e., s:52.

Page 65: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

53

Alın-Kaş arasına bakmayı “Resmi Bakış (iş bakışı)”

Göz-Ağız arasına bakmayı “İletişim Bakışı (sosyal bakış)”

Ağız-Boyun arasına bakmayı “Flört Bakışı (mahrem bakış)”

olarak nitelendiriyorlar.

Bizim kültürümüzde insanların yüzüne bakanlar bakmayanlardan daha çok

hoşa giderler.106 Bu husus kültürden kültüre, ülkeden ülkeye değişir.

İnsanlarla onları rahatsız etmeyecek şekilde mümkün olduğunca göz ilişkisi

kurulmalıdır.”

İnsan bir şeyden hoşlanırsa gayri ihtiyari göz bebekleri büyür. Göz bebeğinin

büyümesi bir de karanlıkta olur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, karanlıkta

gözbebeği büyüyen bir bayanın bu göz bebeğinin büyümesini yanlış yorumlamayın.

Ha göz bebeği büyüdü, benden hoşlandı (!) gibi...

Dikkat edin, poker oyuncuları birbirlerinin göz hareketlerini takip ederler.

Özellikle de bu oyuncular koyu renkli cam gözlük takarlar.

Kuyumcular iletişim konusunda kendilerini bilimsel olarak

yetiştirmemelerine rağmen, alıcı bir bayan müşteri ile sadece bakıcı olan bayan

müşteriyi gözlerinden tanıdıklarını ve seçtiklerini ifade ederler.

Göz temasının süresi, iletişim açısından önemlidir. Arapların göz temasını

sevmedikleri, Japonya’da fazla göz temasının saygısızlık olduğu, Gana’da ayıp

sayıldığı bu nedenle de yere veya tavana baktıkları söylenir.

İnsanlar dış dünyadan algıladıklarını %87 gözleri ile, %9 kulakları ile, %4

diğer organları ile algılarlar.107

Gözlerinin içine uzun süre bakan biri size iletişim kurmak istediğiyle ilgili

mesaj verirken bakış süresi kimin daha önemli olduğunun göstergesidir. 1998 yılında

Dünya Basın Konseyi’nin bir toplantısında Oktay EKŞİ, Başbakan Mesut

YILMAZ’a plaket veriyordu. İkisi ayaktaydılar, EKŞİ gözünü bir saniye bile

başbakandan ayırmazken, YILMAZ, EKŞİ ile konuşup başka tarafa bakıyordu.

106 GÜVENÇ, Bozkurt, İnsan ve kültür 9. basım Remzi Kitabevi, 2002 s:25. 107 TİERNEY, Elizabeth “Başarılı İletişimin 101 Yolu” Çev: Zehra SAVAN Alfa Basın Dağıtım, İstanbul 2001 s.36.

Page 66: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

54

Türkçe bilmeyen ve ikisini de tanımayan bir yabancı, davranışlarından ve göz

temaslarından, kimin başbakan olduğunu rahatlıkla çıkarabilirdi. “AZ BAKAN ÜST

KONUMA GEÇİYOR.”108

Beşiktaş Kulübünün Teknik Direktörü Mustafa DENİZLİ ve/veya Fatih

TERİM’in röportajlarını izleyin, kesinlikle muhabirin gözlerine bakmazlar.

Burada önemli olan çocuğumuzla, ailemizle, iş arkadaşlarımızla, amirimizle,

astımızla konuşurken mutlaka göz iletişimi kurulmalı, hatta çocuğumuzla aynı göz

seviyesine kadar yere eğilmek pek çok fayda sağlayacaktır.

4.3.2. Yüz İfadeleri

Canlı olun, mümkün olduğu kadar sıcak ve dostça tebessüm edin ve gülün.

(Kemal SUNAL gibi değil tabi ki)

“Yüz ifadesi çevreye olan ilginizi yansıtır, donuk ve ifadesiz olmaktan kaçının.”

Yüz ifadelerini “korku, mutluluk, öfke, hayret, üzüntü, tiksinti” şeklinde

sıralayabiliriz.109 İletişim kurarken yüzümüzün aldığı biçimler iletişim açısından çok

önemlidir. Emrinizde size hizmet eden birisine bir çay getirmesini söylerken

yüzünüzün aldığı ifadeyi bir düşünün.

4.3.3. Jestler

Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı; mimikleri, baş, el, kol, bacak , ayak

ve bedenin kullanımı da jestleri oluşturur.110

Çok aşırıya kaçmadan jestlerinizi kullanın, elinizi cebinizde tutmaktan ve

kollarınızı kavuşturmaktan, elinizle ağzınızı örtmekten kaçının. Karşı tarafın

anlayabileceği ve açık jestleri tercih edin. Bunu yapabilmek için, jestler hakkında

biraz bilgi sahibi olalım.

Esas jest ve mimikler duygu ve düşünceleri destekleyen, onları somut hale

getiren hareketlerdir.111 Örneğin sohbet sırasında göz kırpma, başı sallama, kolları

108 İZGÖREN, Ahmet Şerif “ Dikkat! Vücudunuz Konuşuyor” Akademi İnternational Yayınları, İstanbul, 2000 s:107. 109 İZGÖREN, Ahmet Şerif A.g.e., s:108. 110 TAYFUN, Recep “Etkili İletişim ve Beden Dili” Nobel Yayıncılık, Ankara 2007 s:71. 111 TAYFUN, Recep A.g.e., s:71.

Page 67: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

55

açma gibi işaret ve hareketler, iletmek istediğimiz ve programladığımız bir mesajı

içeren jestlerdir.

Öte yandan kendiliğinden gelen ve hiç beklemediğimiz bir anda bizi

yakalayan esneme ve hapşırma gibi durumlarda bile jest söz konusudur. Esas olarak

anlatıma katkıda bulunmayan ve kendiliğinden refleks olarak ortaya çıkan bu

hareketlere “ikincil jest ve mimikler” denir.112

Bu iç tepkilerle ortaya çıkan ikincil jestler ortamın özelliklerine göre

giydirilmeye ve şekillendirilmeye başlarlarsa esas jestlere dönüşmüş olurlar.

Örneğin; hapşırık insanın solunum düzeyi ile ilgilidir. Jest ise bu esas harekete eşlik

eden ikincil bir harekettir.

Esas jestler; anlatım jestleri, sosyal jestler ve mimik jestlerdir.

Anlatım jest ve mimikleri; mutluluk, öfke, sevinç, üzüntü, tiksinti...vb.

Toplumsal jest ve mimikler; Davranışların gelenek ve göreneklere

uydurulması gibi. Bunlar olması gereken ifadeyi yine yerleştiren jestlerdir.

Durum gereği, olduğumuzdan çok daha mutlu veya hissettiğimizden çok daha

üzüntülü olan ifademiz sosyal bir mimiktir.

Mimik jestler (taklitler); hayvan sesleri, kuş sesi, sahne oyuncularının oyun

gereği davranışları bu gruba girer. Bir de şematik jest ve mimikler vardır. Ateş etme

hareketi, sigara içme hareketi, sus hareketi, delisin hareketi bu gruba girer.

4.3.4. Baş Hareketleri

Burada başın yukarıya, aşağıya ve yanlara olan hareketleri söz konusudur. Bu

hareketler bir taraftan insanın iç dünyasının yansıması olan anlatım jestlerini

oluşturur.

Anlatım jesti olarak baş hareketleri alın ortasından gelip, burundan geçerek

çeneye gelen bir dikey çizgi ile kulaklardan gelerek göz altından geçen bir yatay

çizgi ekseninde değerlendirilir.

112 İZGÖREN, Ahmet Şerif A.g.e., s:109.

Page 68: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

56

Yatay çizgi üzerindeki hareketler kişinin kendisini belirli durumdaki

yaşantıda algılayış ve değerlendirişidir113. Bunlar kişinin yaşanan durumla ilgisini

keser ve tutumlarını yansıtır.

Yukarıdan aşağıya olan dikey çizgi ise kişinin diğer insanlarla ilgili

durumunu yansıtan hareketleri içermektedir.

Yatay eksen üzerinde yukarıya kalkık bir baş duruma karşı çıkıştan,

üstünlüğe kadar çeşitli duyguları yansıtabilir. “Burnu havada olmak” bu baş

duruşunun, toplumsal öz bir anlatımıdır.

Yatay eksen üzerinden aşağıya bakan, merkeze dönük baş hareketleri ise

uysal, çekingen, kabullenici bir duygu durumunun anlatımıdır. Böyle bir ifade “başı

önünde, efendi insan” tanımının tipik bir görünüşüdür.114

Başın hareketleri Karşınızdaki konuşurken sık sık başınızı aşağı yukarı

hareket ettirerek onu dinlediğinizi ve anladığınızı hissettirin. Başınızı hafif dik tutun.

Burada söylenenlerin içeriğini yüzde yüz kabul ettiğiniz anlamı çıkmasın,

söylenenleri kabul edip etmediğiniz önemli değildir.

Burada önemli olan sizinle konuşana “Anlaşıldım” duygusunu yaşatın.

Onay için başı sallama hareketi çoğu kültürde “Evet” veya onay anlamına

gelen olumlu bir harekettir. Doğuştan sağır dilsiz ve kör olan kişilerle yapılan

araştırmalarda bu kişilerin onay amacıyla bu hareketi kullandıklarını göstermiştir. Bu

da hareketin doğuştan gelebileceği fikrine yol açmıştır. Genellikle “Hayır” anlamına

gelen kafayı yana sallama hareketinin de doğuştan geldiğini iddia edenler olduğu gibi

bunun insanların öğrendikleri ilk hareket olduğunu iddia edenler de vardır. Yeni

doğan bir bebeğin veya çocuğunuzun bir mamayı reddetmesini gözlediniz mi? Başını

yana sallar.

113 TAYFUN, Recep A.g.e., s:72. 114 TAYFUN, Recep A.g.e., s:72.

Page 69: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

57

4.3.5. Beden Duruşu

4.3.5.1. Beden dilimizin topluluk karşısında duruşu

İnsan bilerek veya bilmeyerek yaptığı hareketlerle sadece karşısındaki kişiyi

değil büyük toplulukları bile etkilemekte ve yönlendirmektedir.

Yapılan araştırmada aynı konuyu hemen hemen aynı kelimelerle anlattıkları

halde, bazı grupların son derece olumlu katkıları ve katılımı olduğu, bazı grupların

ise sessiz kaldıkları veya ısrarla temel mesajlara karşıt görüş savundukları tespit

edilmiş.

Topluluk üç kişiden de üç yüz kişiden de oluşsa eğer kollarınızı kavuşturur ve

geriye doğru yürüyerek topluluktan uzaklaşırsanız, kelimeleriniz ne kadar özenle

seçilmiş olursa olsun topluluk katılmakta isteksiz davranır. Buna karşılık kollarınızı

açıp, topluluğa, topluluğa ilerlediğiniz taktirde dinleyiciler konuya katılır ve iş

birliğine girmekte son derece istekli olur.

İnsanın kendini dış dünyaya karşı koyuş biçiminin temeli göğüs açıklığını, bir

başka deyişle merkezini kullanış biçimidir.115

Başka hiçbir özelliğine bakmaksızın sadece göğüs açıklığına baksak bir

insanın kişilik yapısı ve içinde bulunduğu duygu durumu konusunda bilgi sahibi

olmak mümkündür.

Merkezin göğüs üzerinde kesişen bir yatay ve dikey eksen üzerinde dengeli

olarak durması omuzların geriye doğru genişlemeden dik olarak tutulması kendini

kabul ettiren güvenli bir görünüş ortaya koyar.116

Merkezlerini ölçülü bir şekilde dünyaya açan insanlar büyük çoğunlukla diğer

insanlarla sağlıklı ilişkiler içindedir. Bu tür insanlar kendi haklarını korudukları gibi

karşılarındaki kişinin haklarına da saygı duyarlar.

Merkezin kapanması, omuzların düşmesi ve kişinin hafif öne eğilmesiyle

ortaya çıkan bir durumdur. Bu görünüş kişinin kendine güven duymadığını ve içinde

115 ÇAMUR, Devrim ve ALTINTAŞ, Ersin “Beden Dili: Sözsüz İletişim” Aktüel Yayınları, İstanbul, 2005, s:81. 116 ÇAMUR, Devrim ve ALTINTAŞ, Ersin A.g.e., s:81.

Page 70: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

58

bulunduğu durumdan rahatsız olduğunu düşündürür.117 Temel beden duruşları ve

merkezleri bu şekilde olan kişiler genel olarak hayat enerjileri düşük ve yaptıkları

işten bulundukları durumdan memnun olmayan kendini güven içinde hissetmeyen

kişilerdir. Bu çekingen ve kapalı bir beden duruşudur. Böyle bir görünüşe, büyük

çoğunlukla zayıf ve tereddütlü bir ses tonu eşlik eder. Bu özellikteki kişiler haklarını

almakta zorluk çektikleri gibi, kendilerini zorlayan bir talebe karşı da hayır demekte

güçlük çekerler.

Merkezin çok fazla açılması, aynı zamanda hak isteme alanında da kendini

gösterir. Bu görünüşteki kişi, diğer insanların hak ve duygularına da duyarsızdır. Bu

tür kişilerin haklarını “Söke söke alacaklarına inandıkları için çevrelerinde

rahatsızlık yaratırlar.”

Bu nedenle beden duruşunuzla olumlu bir imaj vermek istiyorsanız:118

Ayakta iseniz dik durun,

Oturuyorsanız sandalyeyi veya koltuğu tam olarak doldurun ve arkanıza

yaslanın,

Birisiyle konuşurken ve birisi sizinle doğrudan konuşurken öne eğilin ve

ilginizi gösterin.

4.3.5.2. Elleri ve Bileği Bedenin Arkasında Tutma ve Kavuşturma

Elleri bedenin arkasında kavuşturmak otoriteyi temsil eden polis, öğretmen

ve subaylar arasında çok sık görülen bir jesttir.

Ellerini arkasına kavuşturan kişi, karnı ve göğsü gibi bütün zayıf noktalarını

açıkta bıraktığından kendisini güçlü ve bütünüyle güven içinde hissediyordur. Bu

sebeple bu jest mutlak bir üstünlük ve kendine güven işaretidir.119

Buna karşılık bir elin diğer eli bileğin alt veya daha yukarı noktasından

tutması ise yaşanan bir gerginliğin ve kendini kontrol etme ihtiyacının

117 ÇAMUR, Devrim ve ALTINTAŞ, Ersin A.g.e., s:81. 118 TAYFUN, Recep A.g.e., s:77. 119 BALTAŞ, Zuhal ve Acar A.g.e., s:89.

Page 71: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

59

göstergesidir120. El diğer kolu tutarak adeta kendini saldırganca tutumdan alıkoymak

ister. Kızgınlık arttıkça el bileği daha yukarıdan tutar.

(Hastanelerin acil servislerinde, hasta yakınlarını hiç gözlediniz mi?)

4.3.5.3. İletişimde Ellerin Kullanılması Temel El Hareketleri

Bir orkestra şefinin elinde tuttuğu baton ne işleve sahipse konuşan kişinin

elleri de aynı işlevi yürütür.

El hareketleri konuşmamıza ritim ve vurgu katarak düşüncemizin duygusal

tonunu ortaya koyar. Ellerin konuşma sırasında temel görevi konuşmanın bizce

önemli olan noktalarını vurgulamaktır. El hareketleri konuşmayla öylesine

bütünleşmiştir ki çok kere telefonla konuşurken bile bu hareketleri yaparız.

4.3.5.4. Avuç İçinin Yukarıya Bakması

İnsanın ellerini kullanışının iki şekli vardır. Birincisi avuç içinin açık olarak

havaya bakması, ikincisi de avuç içinin yere dönük olması, avuç içi dışına kıyasla

çok daha fazla duyarlıdır.121

İnsanın avuç içini kullanış biçimi, kişinin duygu düşünce ve iç dünyasıyla

ilgili son derece değerli bilgiler verir. İnsan aynı ses tonunu ve kelimeleri kullansa

bile sadece avuç içini kullanışındaki farklılık sebebiyle karşısındaki kişiyi rahatsız

edebilir. Onunla, bir çatışmaya sürüklenebilir veya istediklerini zorlanmadan

yaptırması mümkün olabilir.

Açık duran bir el, karşısındaki kişiye içini gösterir. Böyle bir el

karşısındakine gizlisi ve saklısı olmaksızın güven ve dostluk sunar, uyum ve

uzlaşmaya davet eder. açık bir el insanın kendi isteğiyle aldıklarını ve verdiklerini

sembolize eden bir jesttir.122

120 BALTAŞ, Zuhal ve Acar A.g.e., s:89. 121 TAYFUN, Recep A.g.e., s:78. 122 TAYFUN, Recep A.g.e., s:78.

Page 72: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

60

4.3.5.5. Avuç İçinin Aşağıya Bakması

Daha duyarlı olan avuç içinin aşağı dönük olması, elin tersinin yukarı veya

karşıdaki kişiye bakması kişinin hassas tarafını dış dünyaya kapadığının işaretidir.123

Bir konuşma sırasında sürekli olarak elinin tersini konuştuğu kişiye karşı tutan biri,

ya duygularındaki güvensizliği örtmeye çalışıyordur veya karşısındakinden sakladığı

bir şey vardır.

Bu şekilde konuşan insanlarla uyum sağlamak zordur. Çünkü bu tür insanlar

fikirleriyle adeta bir duvar örerler ve her türlü uzlaşmayı imkansız kılarlar.

• İnsanlarda el hareketleri durumdan duruma kişiden kişiye ve kültürden

kültüre farklılık gösterir. Konuşma sırasında en çok kullanılan el

hareketleri şunlardır:124

1. Havayı Hassas Bir Şekilde Kavrama: İnsan eliyle ya anlattığı konuya

hassasiyet kazandırmaya çalışır. Ya da konuştuğu konuyla ilgili olarak gücünü

göstermeye çalışır. Hassasiyet jestinde başparmak ve parmak uçları, güç jestinde ise

elin bütünü kullanılır. (Şekil 1)

Şekil 1. Havayı Hassas Bir Şekilde Kavrama

2. Havayı Güçlü Şekilde Kavrama: Güçlü kavrama jestini, bir konudaki

kararlığımızı ve gerekirse en sert mücadeleye bile hazır olduğumuzu göstermek için

kullanırız.

Özellikle politikacılar bu jesti topluluk önünde yaptıkları konuşmalarda sık

sık kullanırlar. Sıkılmış bir yumrukla yapılan konuşma toplulukları duygusal olarak

heyecanlandırır.

123 TAYFUN, Recep A.g.e., s:79. 124 PEASE, Allan “Beden Dili” Çev: Yeşim Özben, Rota Yayıncılık, İstanbul, 1997 s:63-69.

Page 73: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

61

Şekil 2. Havayı Güçlü Şekilde Kavrama

3. Havaya Vurmak: Oldukça saldırgan bir ton taşıyan bu jestle konuşmacı

açık olan avuç içiyle yukarıdan aşağı havaya vurur. Kişinin savunduğu fikirdeki

kararlılığın, gerekirse kavgaya kadar gidebileceğinin işaretidir.

4. İki Elin Makas Gibi Kişiden Yana Doğru Açılması: Bu çok şiddetli bir

reddediş ifadesidir. Konuşmacı bu jestiyle sağındaki ve solundakilere düşmanca bir

set çektiğini göstermiş olur. ( Şekil 3)

Şekil 3. İki Elin Makas Gibi Kişiden Yana Doğru Açılması

5. Elin Yumruk Olarak Kullanılması: Yumruk insanı koruyan doğal bir

silahtır. Yumruk ile sadece rakibin yüzüne veya karnına vurulmaz. Yumruk tehdit

edici bir biçimde sallanabilir, masaya dayanabilir ve hiç değilse yumuşak bir

hareketle havada tutulabilir. Yumruğu masaya vurmak kabalık, duygulara ve duruma

egemen olamamanın bir işaretidir. ( Şekil 4)

Page 74: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

62

Şekil 4. Elin Yumruk Olarak Kullanılması

6. Parmağın Havaya Kalkması: Elin sıkılarak işaret parmağının havaya

kalkması konuşmaya otoriter bir hava verir. Çok güçsüz bir insanın bile parmağını

kaldırarak konuşması, savunduğu görüş konusundaki ısrarını gösterir. (Şekil 5)

Çok kere insanlar karşılarındaki kişiyi suçlarken de bu jesti kullanırlar. Ancak

bu defa parmak suçlanan kişiyi gösterir. Bu jest anne, baba, öğretmenler, polisler,

hakemler, yöneticiler gibi otoriteyi temsil edenler tarafından sıkça kullanılır.

Böylesine otoriter ve üstünlük belirten yaklaşım, dinleyenlerde direnç ve rahatsızlık

yaratır.

İşaret parmağımızı uzatıp karşımızdaki kişiyi suçlarken diğer üç parmağın da

kendimizi gösterdiğini unutmamamız gerekir.

Şekil 5. Parmağın Havaya Kalkması

7. Avuç İçinin Yukarı Bakması: Bu durumda konuşmacı son derece

yumuşak bir şekilde dinleyicilerden kendi fikrine katılmasını istiyor demektir.

Bir fikri, bir öneriyi, bir izlenimi veya daveti açık bir el jestiyle yapanlar karşı

görüşlere ve tekliflere de hazır olduklarını ortaya koyarlar. Açık bir el karşıdakine

saygı ve karşılıklı eşit ilişki önerisidir. (Şekil 6)

Page 75: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

63

Şekil 6. Avuç İçinin Yukarı Bakması

8. Avuç İçinin Aşağı Bakması: Böyle bir jest artmış olan gerginliği kontrol

etmek isteyen soğukkanlı bir yaklaşımın işaretidir. Bu jest uygulayana karşı tarafa

direnç doğurmayan bir üstünlük verir. (Şekil 7)

Şekil 7. Avuç İçinin Aşağı Bakması

9. İki Elin Avuç İçlerinin Karşıya Bakması: Bu şekilde bir hareket kişinin

karşıdan gelen hayali bir tehdidi durdurmak istemesi ve kendisine yöneltilen

eleştiriye karşı çıkmasıdır. Bu jeste çoğunlukla kişinin ses tonu ve yüz ifadesi de

eşlik eder. ve karşı tarafı durdurmayı, kendi sınırlarından içeri sokmamayı amaçlar.

(Şekil 8)

Şekil 8. İki Elin Avuç İçlerinin Karşıya Bakması

10. İki Elin Avuç İçlerinin Kendi Göğsüne Bakması: Bu jest, karşıdaki

kişiyi veya fikri kucaklayarak, onunla uyum içinde olmak istediğini yansıtır. Aynı

Page 76: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

64

zamanda bu jest bir fikri tartışmaya açmak, sınırları belirlemek ve kardaki kişiyi

kendine yaklaştırmak amacını taşır. (Şekil 9)

Şekil 9. İki Elin Avuç İçlerinin Kendi Göğsüne Bakması

11. İki Elin Avuç İçinin Birbirine Bakar Şekilde Yanda Olması: Bir

öncekine benzeyen bu hareket karşıdaki kişiye uzanan bir eldir. Tartışılan kişiyle

olan mesafeyi kapatmak ve ifade edilen kelimelerle onun zihnine ulaşmak isteğini

gösterir. (Şekil 10)

Şekil 10. İki Elin Avuç İçinin Birbirine Bakar Şekilde Yanda Olması

12. Uzaklaştırma Hareketi: Kişi ellerini açık olarak kendisinden dışa doğru

hareket ettiriyorsa herhangi bir şeyi bedeninden uzaklaştırmak istiyor demektir.

Ellerini kendisinden uzaklaştırma jesti kişinin hoşuna gitmeyen bir durumu veya bir

şeyi reddetmek için de kullanılır.

4.3.6. Üstünlük Belirten Hareketler

Sıkılmış yumruğuyla işaret parmağını kağıt üzerine uzatarak yapılan bir

hatayı sekreterine işaret eden bir yönetici hiçbir mazereti kabul etmeyeceğini açıkça

ortaya koymaktadır. Sekreterin elinin tersini göstererek yöneticisine verdiği karşılık

nezaket ölçülerini zorlamaktadır. Ve bu asttan beklenen davranış değildir.

Page 77: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

65

Aynı şekilde kendisine bir şey söylemeye çalışan astını elinin tersiyle

kendisinden uzaklaştıran yönetici ona değer vermediğini göstermektedir ve bu bir

hakarettir.

Başını geri atarak kendini yükseğe ve uzağa atan, elleriyle sınırı çizen ve

durumu bütünüyle kontrol ederek şartları dikte eden bir hakkaniyet jesti, karşı tarafa

gerginlik ve direnç yaratır.

Ellerini bedeniyle bütünleştirmiş, başı geride ve yukarıda bir jest de “Bunun

sahibi benim, benim dediğim olur.” mesajını vermektedir.125

Masasında arkasına yaslanarak elleri ensede kenetlemek, kesin bir sahiplik ve

üstünlük jestidir. Bu kişi kendi alanındaki üstünlüğünü ve hiçbir konuda tartışma

kabul etmeyeceğini karşı tarafa göstermek istemektedir.

4.3.6.1. Eller Kenetli

Genel bir olumsuzluğun, bir hayal kırıklığının ifadesidir126. (iç gerginliği

yansıtan bir jest) Bu yüzümüze yansıtmamaya çalıştığımız beynimizdeki

olumsuzluğun ellerimize yansımasıdır. Görüşme biraz uzadıkça ellerimizin kenetli

vaziyette iyice yukarı yükseldiğini görürsünüz bu olumsuzluğun bıkkınlığın ne

düzeye geldiğinin bir göstergesidir. Olumsuzluk arttıkça kenetli eller daha yukarı

çıkmaya başlar. Eğer karşınızdaki ellerini bu şekilde tutuyorsa görüşmeyi fazla

sürdürmemelisiniz.

Başparmağın işaret parmağından ayrı olarak iki elin parmaklarının birbirine

değen şekilde tutulması bir üstünlük ifadesidir.127 Bu ellere bir kule görüntüsü verir.

“Ben biliyorum” ya da “Biliyor görünüyorum” hareketi olarak kabul edilir. Buna

iletişimci Şerif İZGÖREN Haldun DORMEN duruşu diyor.

Bu hareketi yaptığınızda karşıdaki içgüdüsel olarak sizin konuyla ilgili bir

şeyler bildiğiniz hissine kapılacaktır. Bu hareketi genel müdürler, yöneticiler

çalışanlarına karşı yaparlar. Ama astın üste yapma şansı yoktur. (Çaycıyı

çağırıyorsunuz... buyrun ne demiştiniz diye bir cevap)

125 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:90. 126 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:91. 127 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:91.

Page 78: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

66

4.3.6.2. El Yüzde

Elin yüzü kapatması genel olumsuzluk, endişe belki yalan, şüphe ipucudur128.

Çeşitli uzmanlar elin yüzdeki değişik konumlarıyla ilgili farklı yorumlar

yapmaktadır.

― Örneğin elin çeneyi okşaması bir karar verme sürecini ve yoğunlaşma

isteğini anlatır.

― Dikkati ve yoğunlaşma isteğini gösteren asıl ipucu işaret parmağının

beyni gösterdiği, elin ise yanağa dayalı olduğu davranıştır. Bunu

genellikle bir toplantının başında sizi dinleyen çalışanlarınızın yaptığını

görürsünüz.

Daha sonra avuç yanağa yapışır baş yana düşer.

4.3.6.3. Başparmağın Verdiği Mesajlar

Genel anlamda üstünlüğün, egonun ve güvenin ifadesidir.129 Birini

başparmakla göstermek açık avuçla işaret etmek ve işaret parmağıyla göstermek

arasında büyük fark vardır.

Başparmak; önem vermeme, kendini ondan üstün görme, açık avuç saygı,

sevgi dostluk, işaret parmağı tehdit, otorite duygusu yaşatır.

Dikkat edin yeni yetme işadamları takım elbise alırlar ve bu elbise mutlaka

yelekli olur. Şirkette dolaşırken genelde eller yelek cebindedir fakat başparmaklar

hep dışarıdadır. Bu egemenliğin sahipliğin habercisidir.

(Yine çaycı örneği çaycıyı çağırıyorsunuz buyur diye geliyor.)

Sizi dinleyen kişinin eli yanaktayken başparmağı şakakta değil de çene

altındaysa eleştiriseldir130. Bir rekabet hissi yaşıyor olabilir. Diğer parmakların ağzı

örtmesi iki şeyin ipucu olabilir. “Benimde söylemek istediklerim var” ya da “Sana

inanıyorum.”

128 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:91. 129 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:92. 130 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:92.

Page 79: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

67

4.3.7. Yakınlık

İnsanlara daima onları rahatsız etmeyecek mümkün olan en yakın mesafede

durmaya gayret sarfedin.

Bunu yapabilmek için bölgeler ve hakimiyet alanları ile ilgili biraz bilgi

sahibi olmak gerekir.

4.3.7.1. Bölgeler ve Hakimiyet Alanları

Mesafe, İnsanlararası ilişkilerde kişilerin birbirlerine verdikleri değeri önemi

gösteren ve kendilerini ilişki içinde koydukları yer konusunda bize bilgi veren en

temel belirleyicidir.

Mesafe, öneminin farkında olanlar tarafından kontrol edilebilir bir iletişim

öğesidir.131 Bu sebeple hem yüz yüze ikili ilişkilerde, hem de geniş mekan içinde bir

toplulukla kurulan ilişkilerde mesafeyi bilinçli olarak kullanmak büyük yarar sağlar.

Kişinin diğer insanlarla arasına koyduğu uzaklık onlara karşı olan duyguları ile

ilgilidir.

Mesafe bütün ilişkilerimizde önemli bir duygusal belirleyici olduğuna göre

kendimizi çok yakın hissettiğimiz kişilere yaklaşır hatta onlara temas ederiz. Ama

pek de hoşnut olmadığımız kişiler söz konusu olunca onlardan uzaklaşmayı ve

aramıza mesafe sokmaya çalışırız. Bu kişilerden “Amma da burnumuzun dibine

giriyor” diye dert yanarız.

Evlerde herkesin belli koltukları vardır. Sofrada herkes aynı sandalyeye

oturur. Çiftler aynı yastığı paylaşır ama; kesinlikle herhangi bir akşam yerlerini

değiştirmezler. (isteyen denesin) Herkesin kendi terliği vardır. Bunlar kesinlikle

alışkanlıklarımızla ilgilidir ve kolay kolay değişmezler.

Duran suyun içine bir taş attığınızda etrafında oluşan halkalar gibi bizimde

bedenimizin çevresinde göremediğimiz halkalar vardır.

131 SCHOBER, Otto “ Beden Dili (Davranış Anahtarı)” Çev: Süeda Özbent Arion Yayınevi, 2001 s: 51.

Page 80: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

68

İnsanlar birbirleriyle ilişkilerini esas olarak dört bölgede düzenlerler. Mahrem

alan (özel bölge), kişisel alan (kişisel bölge), sosyal alan (sosyal bölge), genel alan

(ortak bölge).132

4.3.7.2. Mahrem Alan (Özel Bölge)

Her insanın bir psikolojik korunma sınırı vardır. Buna mahrem alan denir.133

Çeşitli kitaplarda bu mesafe değişik ölçülerde verilmiştir. Bu görünmeyen bölgeler

ülkeden ülkeye şehirden şehre değişmektedir. Özel alan ya da diğer bir deyişle

mahrem bölge sadece annemiz -babamız, sevgilimiz-eşimiz, çocuklarımız ya da çok

yakınlarımızın girebildiği bölgedir. Bu kimselerin dışında herhangi bir kişinin bu

mesafeyi aşması bizde rahatsızlık yaratır. (sıkıntı, gerginlik, huzursuzluk)

Bu alana başka biri girerse kalp daha hızlı atmaya ve stres yükselmeye

başlar.134 O yüzden kalabalık süper marketlerde, sokaklarda herkesin yüzü asıktır.

Metroda kimsenin yüzünün güldüğünü göremezsiniz. Çünkü herkesin özel alanı

rahatsız edilmektedir.

Asansörde de sinema çıkışında da aynı duyguyu yaşarsınız. Dışarıda sohbet

ettiğiniz insanlarla beraber asansöre binerseniz bir anda gizli iletişim kuralları

işlemeye başlar.

― Kimse göz göze gelmez.

― Hep beraber katları gösteren düğmelere dikkatli birer opera izleyicisi

huşu ve edasıyla bakmaya başlarız.

Mahrem alana girilmesi insanlarda gerginlik ve huzursuzluk yaratır.

Sorgulama görevi yapan polisler bundan çok iyi yararlanırlar. Odanın ortasına

konulan bir sandalye kişinin kendisini savunmasız hissetmesine neden olur. Bunun

üzerine sorguyu yapanın sorgulanana çok yaklaşması sık sık onu göğsünden itmesi

savunmanın kırılmasına ve kişinin çözülmesine yol açar.

Ünlü sunucu Erkan YOLAÇ’ da “Evet-Hayır Programı”nı sunarken

yarışmacının hep yakınına girer ve özellikle sık sık yanına çekme numarasıyla

132 SCHOBER, Otto A.g.e., s:52. 133 SCHOBER, Otto A.g.e., s:53. 134 PEASE, Allan A.g.e., s. 70.

Page 81: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

69

dokunurdu. Mahrem bölgesi rahatsız edilen bu insanlar tüm konsantrasyonlarını

kaybedip rahatlıkla evet-hayır numarasına düşerlerdi.

Ev ve arabada bu alan büyür. Normalde 50 cm’ye kadar olan özel alanınızın

bir anda çok arttığını görürsünüz. Bu yüzden apartman girişinde saygı ile geçip yol

verdiğiniz insanlarla arabada yol verdin vermedin kavgalarına gireriz. Bize özgü iç

içe apartman yaşamı da özel alanlarına girilen insanların saldırganlığına yol

açmaktadır.

Bazı durumlar kendimizi çok yakın hissetmediğimiz kişilerin mahrem

alanımıza girmelerine izin vermeyi gerektirir. Batı kültüründe aynı cinsiyetten

insanlar birbirleriyle öpüşmezler. Oysa Türkiye’de kendinizi çok yakın

hissetmediğiniz bir arkadaşınız tarafından öpülmeniz çok uzak bir ihtimal değildir.

Doğum günü, bayram, yeni yıl veya herhangi bir başka sebeple gerçekleşen böyle

öpüşmeyi içten öpüşmeden ayıran nedir?

Öpüşen insanların birbirlerine karşı olan gerçek duygularını anlamak için

bedenlerinin göğüs ve göğüsten aşağı bölümlerine bakmak gerekir. Gerçekten

birbirlerinin mahrem alanlarına girmeyecek kimseler öpüşürken bedenlerini uzak

tutmaya gayret ederler.

4.3.7.3.Kişisel Alan (Kişisel Alan)

Kişisel alan iki arkadaşın konuşurken 25 cm ile 1 m veya 50 cm ile 120 cm

arasında değişen uzaklıktır.135 Buraya, uzun süreli çalıştığımız iş arkadaşlarımız,

dostlarımız girebilir. Başka bir deyişle davetlerde, iş yerinde birbirlerini tanıyan ve

arkadaş kabul eden kimseler birbirlerinden bu uzaklıkta dururlar. Bu alan iletişim

için iyi bir alandır.

Kendimizi yakın hissetmediğimiz insanların girmesine izin vereceğimiz en

yakın alan kişisel alandır. Bu mesafenin aşılması bizde rahatsızlık yaratır ve geri

çekilerek veya uzaklaşarak mesafemizi korumaya çalışırız. İlgi duyduğumuz bir

insanın bu alana girmesini, bize yaklaşma isteği olarak yorumlarız.

Seminer veren birisi bu mesafeden yakına girmemelidir.

135 TİERNEY, Elizabeth A.g.e., s: 97.

Page 82: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

70

4.3.7.4. Sosyal Alan

Tanıdıklarımızla, işyerindeki arkadaşlarımızla, evimize gelen tamirci, kapıcı

gibi kişilerle kurduğumuz ilişkilerde 1 metre ile 2,5 metre arasında bir mesafede

durmaya çalışırız. Bu mesafe toplantılarda, davetlerde birbirini az tanıyanlar arasında

korunur. İş ortamında ise bu mesafenin korunmasına büro araçları, masalar koltuklar,

sehpalar çiçek veya çeşitli aksesuarlar yardımcı olur.

Bu alan içindeki kimselerle selamlaşma gereği duyarız. Bu tür gruplarda

kapılar arasında özel yakınlaşmalar yoksa sosyal alan özenle korunur.136 Siz de

kendinizi gözleyerek bu mesafeyi korumak için gösterdiğiniz doğal özeni

izleyebilirsiniz. Ancak insanlara yaklaşmak onları kontrol etmeyi kolaylaştırır.

4.3.7.5. Genel Alan

Otobüs durakları, tren istasyonları, büyük otellerin hobileri gibi topluma açık

yerlerde birbirlerini hiç tanımayan insanların imkan olduğu taktirde- korunmaya özen

gösterdikleri mesafe en az 2,5 metredir137.

Örneğin boş bir sınav salonu veya konferans salonunda yanımızdaki koltuğa

birisi oturursa rahatsız oluruz. Ve yer değiştirmeye gerek duyarız.

4.3.8. Yöneliş

Daima konuştuğunuz veya sizinle konuşan insana dönük oturun. İkiden fazla

bir grup oluşturuyorsanız sizin için önemli olan biri dışındakilere merkezinizi

kapatmayın mümkün olduğu kadar çok kişiye merkezinizi açık tutun.

4.3.8.1. Yön Belirleyiciler

Otururken veya ayakta mesafe insanların birbirlerine duydukları yakınlığın

bir işaretidir.

Bir grup içinde diğerlerinden nispeten uzak oturan kişi çeşitli sebeplerden

ötürü kendini tam olarak grubun içinde hissetmiyor demektir. Grup içinde bulunan

ama diğerlerine kıyasla çok yüksek statüde olan ve saygı uyandıran birinin varlığı da

insanların o kişiye dönük, ancak bazen ondan uzak oturmalarına sebep olabilir. 136 TİERNEY, Elizabeth A.g.e., s: 97. 137 TİERNEY, Elizabeth A.g.e., s: 98.

Page 83: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

71

Birbirlerine yakın oturan insanlar dayanışma ve güven duygusunu yaşarlar.

İnsan ilişkilerinde bedenin üst yarısının (göğsün) ve ayak uçlarının dönük

durduğu yön, kişinin ağzından dökülen kelimeler ne olursa olsun gerçekte zihinsel ve

duygusal enerjisinin dönük olduğu yöndür.138

Odanın kapısının önünde size bakarak sizinle konuşan amirinizin göğsü ve

ayakları kapıya dönükse sizinle sürdürdüğü konuşmadan fazla hoşnut olmadığından

ve bu görüşmeyi bitirmek istediğinden emin olabilirsiniz.

Ayakta durarak herhangi bir konuda tartıştığınız bir kişinin bu tartışmayı

bitirmek isteyip istemediğini anlamanın en iyi yolu, onun ayak uçlarına ve göğüs

yönüne bakmaktır.139

Benzer bir şekilde mağazada satıcının bir ürünü satmak için gayret harcadığı

bir müşterinin ayak yönü mağazanın içinde bir yöne dönükse, satıcının elindeki

ürünü satma gayretinden vazgeçip müşterinin ilgi duyduğu yöndeki ürünlere

yönelmesi gerekir. Eğer müşterinin ayak ve göğüs yönü kapıyı işaret ediyorsa;

satıcıyı nezaket gereği dinliyor demektir.

İnsanların kokteyl, parti gibi toplu olarak ayakta durdukları ve üçlü, dörtlü,

beşli, altılı veya daha fazla kişiden oluşan gruplar oluşturdukları durumlarda grubun

ilgi merkezi olan kişiyi anlamak için ayak uçlarının gösterdiği yöne bakmak gerekir.

(Genelde amirler ilgi noktası olurlar bunlar yoksa kadınlar odak noktasıdır.)

4.3.8.2. Duruş Açısı

Birbirlerini dinlemeye istekli olan kimseler çoğunlukla birbirlerine 90

derecelik açıyla dururlar.

4.3.9. Bedensel Temas

İnsanları tedirgin etmeden, mümkün olan her durumda bedensel teması

kullanın, özellikle sizden gençlere, aynı cinsiyette olanlar, sizden daha alt statüde

olanlarla bedensel temas kurun.

138 TİERNEY, Elizabeth A.g.e., s: 101. 139 TİERNEY, Elizabeth A.g.e., s: 101.

Page 84: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

72

Dokunmada sahiplenme vardır. Bizler sahiplenmek için özellikle dokunmayı

kullanırız140.

Bir düğün salonuna girerken, sevgilimize, eşimize sarılır veya dokunuruz. Bu

dokunuşu “Bu benim, ona göre” anlamında kullanırız. Genelde hanımlar bu mesajı

etrafa vermek için bizden daha kibar oldukları için bizim yaptığımız gibi kollarıyla

boğma hareketine girmek yerine üzerimizde olmayan kepekleri silkerler yada

ceketimizden hayali saçlar toplarlar, zaten sıkı olan kravatınızı dilinizi dışarıya

çıkaracak şekilde sıkarlar. Bu diğer bayanlara “Bu adam benim, bulana kadar canım

çıktı, kimse yanaşmasın” mesajını verirler. Sizde saf saf “dün kafa üstü düştüm

dönüp bakmadı şimdi kravatımı düzeltiyor” diye düşünürken o etrafa gerekli mesajı

vermektedir.

“Yeni bir araba aldığınızda nasıl fotoğraf çektirirsiniz? Bunu bir düşünün”

Birinin omzuna dokunarak yapılan jestler üstünlük belirten hareketlerdir141.

İnsan bunları bazen elinde olmadan yapar. Ancak bu tür davranışlar çoğunlukla karşı

tarafta düşmanca ve saldırganca duygular uyanmasına yol açarak direnç oluşturur.

Büyük çoğunlukla bu işaretler alıcı tarafından bilinçli olarak yorumlanmaz. Ancak

kaynağını insanın doğasından aldığı için yine de tepki doğurur.

Bu sebeple bu tür üstünlük belirten davranışlardan kaçınmakta yarar vardır.

Davranışlar üzerinde küçük değişikliklerin çok olumlu sonuçları olabilir.

Birinin omzunu yukarıdan tutmak yerine sırtını veya kolunu tutarak ve diğer

elini açarak dostça bir gülümsemeyle yaklaşmak çok farklı sonuçlar verir. Böyle bir

yaklaşım kucaklamanın yerini tutacak bir izlenim yaratır.

1998 yılında Yalım EREZ’e hükümeti kurma görevi verilmişti. Burada

EREZ’in diğer liderlerle görüşürken beden diliyle verdiği mesajlara bakacak olursak.

En ilginç görüntü Yalım EREZ’in elini sıktığı tüm liderlere (ÇİLLER hariç)

diğer eliyle mutlaka dokunmasıydı. Bu hükümetin kuruluşu için bir yardım

beklentisinin en açık örneğiydi. Fakat; diğer eliyle Deniz BAYKAL’ın sadece eline

dokunurken, KUTAN’ın dirseğine, ECEVİT’e daha yukarı, en yakın olduğu

140 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:107. 141 İZGÖREN Ahmed Şerif, A.g.e., s:107.

Page 85: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

73

YILMAZ’ın ise neredeyse omzuna dokunuyordu. Liderler arasında bir mücadele

arkadaşı olsa ensesini de tutabilirdi.

Bu el sıkma sırasında karşılık olarak EREZ’e diğer elleriyle dokunan sadece

YILMAZ ve ECEVİT oldu. Bu da onu gerçek anlamda hangi liderlerin koşulsuz

desteklediği ile ilgili bir ipucuydu.

4.3.9.1. El Sıkma

(pehlivanlar, süs köpekleri, iş bitiriciler)

4.3.9.2. İnsanın Kendiyle Teması

İnsanın kendi bedenine teması, gerginliğin yaşandığı durumlarda kişiye

rahatlık verir. İnsan başka bir deyişle temas ettiği zaman bunun farkındadır. Ancak

insan kendine değer, okşar veya temas ederken büyük çoğunlukla davranışından

haberdar değildir.

Çocukluğu döneminde zorlandığında veya kendisinde endişe yaratan

durumlarla karşılaştığında anne ve babalar tarafından okşanarak güven verilen

insanlar bu güvenceyi yetişkinliklerinde de ararlar. Bu sebeple gerginlik yaratan ve

kişinin kendisini güvende hissetmediği her durumda insanın yardımına kendi elleri

yetişir.

İnsanların kendilerine en çok temas ettikleri ve gerginliklerini hafiflettikleri

yüzlerce davranış incelendiğinde en çok aşağıda sıralanan yedi jestin tekrarlandığı

görülmüştür.142

• Çeneye yaslanmak

• Saçı okşamak

• Yanağa yaslanmak

• Ağza temas etmek

• Şakağa yaslanmak

• Elleri cebe sokmak

• Kollarla bedene sarılmak

142 SCHOBER, Otto A.g.e., s:73.

Bu ikisi daha çok kadınlar tarafından yapılır

Page 86: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

74

Parmakların gömlek ve boyun arasındaki boşluğu genişletmeye çalışması

kişinin daha çok havaya ve alana ihtiyaç duyduğunu, bir başka deyişle zor durumda

olduğunu gösterir.

Kulak memesiyle oynamak dikkati yoğunlaştırma isteğinden kaynaklanır.

Enseyi ve ensedeki saçları okşamak ise kişinin sıkıntılı bir durumda sevilme

ihtiyacını karşılamak amacını taşıyan narsistik bir jesttir.

4.3.10. Dış Görünüş

• Grup normlarına toplumsal rol ve sıkıntınıza uygun giyinin

• Giyiminize mümkün olduğunca renk katın

• Saç bakımınıza özen gösterin (Kendinize gösterdiğiniz özen, kendinize

verdiğiniz değerin göstergesidir.)143

4.3.10.1. Dış görünüşünüze bir de aksesuarlar eklenmelidir

Özellikle aksesuarlarla etrafa bir çok mesaj verebiliriz.

― Örneğin gözü bozuk olmadığı halde numarasız gözlük takanlar etrafına

bilgili ve entelektüel bir hava verirler.

― Güneş gözlüğünün de verdiği mesajlar vardır. Profesyoneller gözlüğü

karşısındakini yönlendirmek için de kullanır. Bir açık oturumda dikkat

edin deneyimli ve gözlüklü bir politikacı karşısındaki konuşurken

gözlüğünü takar, kendi konuşurken çıkarır. Bu hareket karşısındakini bir

süre sonra Pavlov’un köpeği haline getirir. Gözlüğü çıkardığı anda sözün

orada geçtiğini karşısındaki hisseder ve susar.

Bıyıklar sakallar da mesaj verir.

İnsanlar sizi giysilerinizle karşılar düşüncelerinizle uğurlar ama,

düşüncelerinize giysileriniz ve aksesuarlarınız değer katar. Mevlana’nın güzel bir

sözü var.

“Ne insanlar gördüm üstlerinde elbise yoktu.

Ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu.” 143 SCHOBER, Otto A.g.e., s:74.

Page 87: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

75

4.3.10.2. Statü Göstergeleri

Ayakkabı: Statü belirleyici rolü açısından Türkçe’de kullanılan “Dost başa,

düşman ayağa bakar” burada düşman kelimesi yerine “eleştirel gözle bakan”

anlamında düşünmek daha doğru olur.

Ayakkabının markalı ve her zaman yeni oluşu bir statüyü belirtirken

yıpranmış veya cilasız oluşu da başka bir statüyü belirler.

Telefon: Yüksek statüyü belirleyen bir başka gösterge iş yerindeki telefon

sayısı ve bunların kullanılma biçimidir.

Örneğin sekreter aracılığı ile görüşme...

Arabadaki telefon anteni bile bir göstergedir...

Çanta: Ayrıntılarla uğraşan biri kalın hantal çanta taşır. Gerçek bir üst düzey

yönetici sadece hayati konuları ilgilendiren evrakların bulunduğu şifreli ince bir

çanta taşır.

Koltuklar, zaman darlığı-hizmet fazlalığı, araba, ev, yemek yeme davranışı,

sanat ve bununla uğraşanlar için birer statü göstergeleridir.

4.3.11. Konuşmanın Sözel Özellikleri

• Çok fazla ve çok hızlı konuşmaktan kaçının.

• Bir topluluk içinde dinlediğinize eşit miktarda konuşmaya gayret edin.

• Sesinizin yüksekliğini ve tonunu bulunduğunuz çevreye göre ayarlayın.

• Çevrenizden göreceğiniz itibar ve saygı kendinize gösterdiğiniz özen

kadardır.144

4.3.11.1. İnsanın karşısındakinden beklentileri

İnsanlararası sağlıklı ilişkilerin kurulması için atalarımızdan aldığımız reçete

“karşılıklı sevgi ve saygıdır” saygı küçüklerden büyüklere yönelik davranışlar

bütünü. Sevgi de bunun karşılığında büyüklerden küçüklere yansıyan bir duygudur.

144 SCHOBER, Otto A.g.e., s:76.

Page 88: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

76

Saygı ve sevgiyi soyut bir kavram olmaktan çıkartıp hayata geçirmek ve

İnsanlararası ilişkilerin sağlıklı bir biçimde yürümesini sağlamak ancak somut

adımlar atmakla mümkündür. Böylece hem statüleri birbirinden farklı yaşlı-genç,

üst-ast, ana baba-çocuk, öğretmen-öğrenci ilişkilerinde hem de eşit ilişki içinde

olmaları beklenen eşler arkadaşlar ve aynı sosyal çevreyi paylaşan insanlar

arasındaki ilişkilerde saygı ve sevginin oluşması mümkün olabilir.

İnsanların karşılarındakinden neler beklediğinin farkında olması ve buna

uygun davranması saygı ve sevgiyi aşınmış bir kavram olmaktan çıkarır ve

çevremizdeki insanlarla kurduğumuz ilişkileri daha sıcak ve anlamlı kılar.145

Unutmayın ki insanların sizden beklediği sizin diğer insanlardan

beklediklerinizdir.

4.3.11.2. Karşınızdakinin yansıttığı kişiliği kabul edin.

İnsanlar arası ilişkileri bozmak açısından geçerliliği kanıtlanmış olan kesin

bir formül vardır. “Karşınızdakini değiştirmeye çalışın” göreceksiniz en

sevdikleriniz bile sizden uzaklaşmaya başlayacaklardır.146

Bir insanın davranışını reddetmek onun kişiliğini reddetmektir. Bu sebeple

insanlar eleştirilmekten nefret ederler. Eleştirilerinizi karşınızdaki kişinin iyiliği için

yapıyor olmanız hiç bir şeyi değiştirmez.

İyi bir ilişki kurmanın altın anahtarı, karşınızdaki insanın yansıttığı kişiliği

kabul etmektir. Bu kişinin hatası olabilir, ancak insanlar kendilerini kabul eden

kimselerin eleştirmelerini dinlerler ve önem verirler. Eğer karşınızdaki insana

yönelik eleştirileriniz varsa, bunları kabul ettirmenin ve hataları düzeltmenin tek

yolu, o kişinin olumlu özelliklerini fark etmeniz ve bu özellikleri vurgulayarak ona

yaklaşmanızdır.147

4.3.11.3. Karşınızdakine seçim hakkı tanıyın.

Ne kadar geçerli olursa olsun insanlar sadece kendilerine gösterilen doğruları

uygulamaktan rahatsız olurlar. Unutmamak gerekir ki kimse kimseye hayatı reçete

145 GÜNEY, Salih “Davranış Bilimleri” Kara Harp Okulu Basımevi, Ankara 2004 s:107. 146 GÜNEY Salih, A.g.e., s:107. 147 GÜNEY Salih, A.g.e., s:107.

Page 89: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

77

edemez. Hayat tecrübemiz ve birikimimiz ancak karşımızdaki ona ihtiyaç duyar ve

bize sorarsa onun açısından bir anlam taşır. İnsanlar anne ve babalarının hayat

tecrübelerinden yararlanmak konusunda da fazla istekli değillerdir.

Çoğu durumda insanların kendi yanlışlarını yapmaları ve sonuçlarını

yaşamaları eğitici olur.148 Herkes kendi yanlışlarını yaparak öğrenir. Hayatın akışını

değiştirecek türden olmadığı sürece insanlara kendi seçimlerini yapmak konusunda

şans vermek çatışmaları azaltır.

İster hayat karşısındaki temel tavır ve kararlarla ilgili olsun, ister gündelik

olay ve tartışmalarla “Bir tek doğru var o da benim söylediğimdir” havasını

verdiğimiz zaman dirençle karşılaşmamız kaçınılmazdır.

İnsanlar kendilerine seçme hakkı verildiğini hissettikleri durumlarda

karşılarındaki kişinin kendilerine sundukları seçenekleri kabul etmeye daha hazır

olurlar.

4.3.11.4. Karşınızdakini asla utandırmayın.

İnsanlar utandırılmaktan nefret ederler. Bu sebeple de olaya yol açan kendi

kusurlarını düşünmek yerine, nefretlerini, kendilerini utandıran kişiye yöneltirler.149

Hatası ne olursa olsun başkalarının yanında utandırdığınız, teşhir ettiğiniz kişiyle

aranızdaki bütün köprüler atılır. Bu kişi size kin besler, hınç duyar.

Aile bireyleriyle ilgili kusur ve hatalı davranışları başkalarının yanında

konuşmak söylediklerimize direnç gösterilmesine ve duygusal olarak sizden

uzaklaşılmasına yol açar.

4.3.11.5. Karşınızdaki kişiler övgü ve onay beklerler.

İnsanlarla olumlu ilişkiler içinde olmanın onların gönüllerinde farklı bir yere

sahip olmanın ve onlara kendi sözümüzü dinletebilmenin yolu onların olumlu

özelliklerini fark etmek ve bu konuda olumlu geri bildirimde bulunmaktır.150

İnsan davranışını değiştirmek ancak olumlu ve istenen yöndeki davranışların

yapılınca geri bildirimlerle pekiştirilmesiyle mümkündür. 148 GÜNEY Salih, A.g.e., s:107. 149 OSKAY, Ü, İletişimin ABC’ si, 4. Basım, İstanbul, Der Yayınları, 2005 s:96. 150 OSKAY, Ü A.g.e., s:96.

Page 90: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

78

4.3.11.6. Karşınızdakine size yardım etme fırsatı verin.

Kendisine ihtiyaç duyulduğunu bilmek herkesi mutlu eder. insanlar güçlerini

gösterebilmek ve kendilerini kanıtlayabilmek için çevrelerine ve size bir şeyler

verebilmek konusunda büyük istek duyarlar. Onlara size ve çevrelerine yardımcı

olabilecekleri fırsatları yaratın ve bu özelliklerinden yararlanın. Böylece

karşınızdakine kendisinin önemli olduğunu hissettirmiş, kendinize bağlamış, onun

kendisine güvenini yükseltmiş olursunuz.151

4.3.11.7. Karşınızdakine doğru bilgi verin

Hangi nedenle olursa olsun karşınızdakine gerçek dışı bir bilgi vermeyin ve

samimi olmayan ifadeler kullanmayın.

İnsanları hiçbir şey samimiyetsizlik veya aldatmak kadar olumsuz etkilemez.

Kendinizi olduğunuzdan farklı göstermekle, duygunuzu olduğundan daha farklı ifade

etmek karşınızdakiler tarafından çok kısa bir sürede algılanır.

4.3.11.8. Karşınızdakini iyi dinleyin

Bütün insanlar söyleyeceklerinin önemli ve değerli olduğuna inanırlar.

Karşınızdaki kişiye verdiğiniz değerin en önemli göstergesi onu dinlemek için

ayırdığınız süre ve dinleme biçimidir.152

Eğer karşınızdaki kişiyi dinlemeye vaktiniz yoksa onu başınızdan savmak

veya sözünü kesmek yerine, bunu kendisine açıkça belirtin ve konuşulan konuyu size

uygun bir zamanda görüşmek üzere davet edin.

4.3.12. Makam Odaları

Makam odaları güç oyunlarının oynandığı yerlerdir. Şimdi ofis düzenlerini

düşünün, bir görüşmeye gittiğinizde karşınızdaki kişinin masası genelde kahverengi,

maun ve kocamandır. Arkadaki Atatürk resmi ve ne olduğuna bir türlü anlam

veremediğimiz, genelde devlet dairelerinde görülen bordo bir deri veya kumaş kaplı

çerçeve, otomatik olarak büro sahibine karizma kazandırır. Onun koltuğu deri ve

uzundur ve görüşme boyunca koltuk uzar da uzar. Genelde kişi 1.60, koltuk 2 metre

151 GÜNEY Salih, A.g.e., s:107. 152 GÜNEY Salih, A.g.e., s:108.

Page 91: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

79

olarak görüntü oluşturur. Sizin koltuğunuz ise yere bitişik gibidir. Onun cephesi sizi

gösterirken, sizin cepheniz kişiyi gösterir. Beynimizdeki duygu, sorgulanan

sanıkların beynindeki tehdit edilme duygusudur. Eğer arkanız da boşluktaysa

kendinizi iyice savunmasız hissedersininiz. Genelde ışık karşınızdan gelir, siz

karşınızdakini zorlukla görürken, o sizi ayrıntılarıyla izler. Sizin sandalyenizin

ayakları sabitken, karşınızdaki döner koltuğuyla istediği yöne hareket edebilir.

Görüşme boyunca kendinizi süne zararlısı gibi hissedersiniz.

Hitler’in makam odası, bu gücün ele geçirme yöntemlerine en iyi ele geçirme

yöntemlerinin en iyi örneklerinden biridir. Hitler’in Almanya’daki çalışma odasını

inceleyen İrfan ŞENDOĞDU’nun anlattıklarını Şerif İZGÖREN şöyle yorumluyor:

Hitler’in çalışma odası uzun dikdörtgen biçimindedir. Giren kişi, ona

otoriteyi, kanı, içgüdüleri çağrıştıran ve heyecanını artıran kırmızı bir halıyla

karşılaşır ve yürümeye başlar fakat ortaya geldiğinde çuvallamaya başlar. Masa

normalde olması gereken yerde, yani karşıda değildir ve oturacağı sandalyeye

ulaşması için ona çizilen rotanın dışına çıkması gerekmektedir. Kararsız kalıp bir

süre sonra kafasında soru işaretleri ile halıdan ayrılır ve alçak sandalyeye oturur.

Karşısında hemen kısa bir mesafede beyaz düz bir duvar vardır. Arkası ise büyük bir

boşluktur ve arkasındaki pencereden gelen ışık arkasının sağlam olmadığını ona tüm

görüşme boyunca hatırlatır.

Bir maymun sürüsünde de lider maymun en yüksek kıyıya çıkar. Bugün

Tayland’da Kraliyet mensubu birisi sokaktan geçtiğinde hala insanlar yere

kapanırlar. Her zaman ondan aşağıda olmak zorundadırlar. Okuduğum bir makalede

eleman alımlarında uzun boyluların nitelikleri aynı olsa bile büyük oranda işe

seçildiklerini yazıyordu. Yukarda olan avantajlıdır. Öğretmenin öğrencileri, hakimin

sanığa yukarıdan baktığı gibi. Tam tersini düşünün sanık yukarıda hakim aşağıda.

4.3.13. Masalar

Bir işyerinde masa otoriteyi temsil eder.153 Bu işyeri doktor muayenehanesi

olabileceği gibi, resmi bir görevlinin odası da olabilir. Masa karşısında durmak veya

oturmak insanlarda rahatsızlık yaratır.

153 İZGÖREN Şerif A.g.e., 102.

Page 92: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

80

Amerika’da yapılan bir araştırmada;

Bir psikoloğun muayenehanesinde on denek tek tek görüşmeye alınmış

psikolog bu kişilerle hep masanın arkasından görüşmüş, İkinci on kişiyle olan

görüşmede ise; deneklerle psikolog arasına masa konulmuş. Psikolog görüşmesini

arada herhangi bir engel olmadan yapmış, görüşme sonrası yapılan anketlerde çok

ilginç bir sonuç elde edilmiş:

İlk grupta kendini rahat hisseden bir kişi varken, ikinci grupta kendini rahat

hissedenlerin sayısı beş’e yükselmiş.

Psikolog aynı psikolog, davranış biçimi ve görüşme tarzı aynı sadece oturma

düzeni değiştiği için insanların duyguları da değişiyor. Günümüzde ofis düzenleri,

toplantı masaları, oturulan yer ve bölgeler iş yaşamında ufak tefek savaşların

yaşandığı, şirketin gidişini etkileyebilen, kişisel etkinlik derecesini belirleyen

taktikler sağlar hale dönüşmüş durumda. Profesyoneller bunları bilerek titizlikle

liderliklerini pekiştirecek müzarekelerden başarılı çıkmalarını sağlayacak şekilde

kullanıyorlar.

4.3.13.1. Yuvarlak Masalar

Oturma düzeni denince akla ender olarak bir yuvarlak masa gelir. Yuvarlak

masalar katılanlar arasında eşitliği çağrıştırır.154

Tarihte toplantılarını yuvarlak masada yaptığı bilinen ilk yönetici Kral

Arthur’dur. Şövalyelerini yuvarlak bir masa etrafında toplayan Kral böylece onlara

eşit güç ve değer verdiğini göstermek istemiştir. Gerçekten de yuvarlak masa,

çevresinde oturanların kendilerini rahat, güvende ve sakin hissetmelerine imkân

verir. Ve tartışmalar için elverişli bir atmosfer yaratır.

Katılımın en fazla sağlandığı masalardır. Yuvarlak masalarda statü azalır,

iletişim artar. Yine liderin sağında ve solunda oturanlar avantajlı durumda, tam

karşısında oturanlar muhalefet durumundadırlar. “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz

için” sloganına en uygun masa türüdür. Sihirli Kılıç isimli çizgi filmi izlediyseniz,

filmde Kral Arthur’a saldıran şövalyenin tam karşısında oturan şövalye olduğunu

anımsarsınız. 154 İZGÖREN Şerif A.g.e., 102.

Page 93: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

81

4.3.13.2. Dikdörtgen Masalar

Dikdörtgen masalar otorite oyunlarının en çok oynandığı masalardır. Herkes

oturduğu yere göre daha fazla önem kazanır veya kaybeder.

Gücü temsil eden kişi yüzü kapıya dönük olarak ve masanın başında oturur.

Sağ ve solunda kendisine en yakın kişiler yer alır. Merkezden uzaklaştıkça güç

azalır.

4.3.13.3. Kare Masalar

Kısa, sonuca yönelik toplantıların yapıldığı masalardır. Katılım sağlama şansı

daha azdır. Dikdörtgen masalardaki otorite oyunları kare masalarda uygulanmasa da

iletişimi azaltır. Katılım gerektirmeyen çabuk bitmesi gereken toplantılar için

önerilir. Görevlendiren fırça atar çabuk sonuç alırsınız.

4.3.14. Açılar ( Oturma Düzenleri )

4.3.14.1.Karşı karşıya oturmak

Genellikle rekabeti ifade eder. (Tavla oyuncuları, satranç oyuncuları)

özellikle ziyaretlerini satış amacıyla yapanların görüştükleri kişinin karşısına

oturmalarının hatalı olduğu söylenir.

4.3.14.2. 90 derecelik açıyla oturmak

İş birliğini sağlamak amacıyla kurulan bir ilişki içinde uygun olan oturan

kişiler arasında 90 derecelik açı oluşturacak biçimde yakınına oturmaktır.

4.3.14.3. Yan yana oturmak

Bir arkadaşınıza işiyle veya çocuğunun dersiyle ilgili yardım edeceğinizi

düşünün! Nereye oturursunuz? Tabi ki yanına.

Yan yana oturan ve hafif birbirlerine dönük olan iki kişi büyük bir ihtimalle

bir probleme karşı ortak bir yaklaşım içindedir.

Page 94: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

82

4.3.14.4. Çapraz oturmak

İnsanlar ilgi duymadıkları ve ilişki kurmak istemedikleri kişilere çapraz ve

mümkün olduğu kadar uzak oturur ve böylece aynı zamanda göz teması imkanını da

azaltmış olur.

Page 95: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

83

SONUÇ

İletişim, nerede nasıl yaşıyor, hangi işi yapıyor olursak olalım, kendimizle ve

başkalarıyla anlaşmamızı sağlayan, bizi içinde yaşadığımız toplumun üyesi kılan, son

derece önemli bir olaydır. Bu nedenle iletişim, işimizle ilgili olduğu kadar, insan

olarak başta ailemiz olmak üzere yakın ve uzak çevremizle olan tüm ilişkilerimizde

yaşadığımız bir olaydır. İletişim olgusu bu bağlamda toplumsal ve kişisel

yaşantımızda temel bir öğe olarak yerini alır.

Sözsüz iletişim bir bağlam içinde gerçekleşir, taşıdığı anlamlar bireyden

bireye ve kültürden kültüre farklılık gösterebilir. Sözsüz iletişimin diğer bir adının

beden dilidir. Beden dilini etkin kullanmak insana başarıyı sunmaktadır. Beden

dilinin sözlerle uyum içinde olması anlatımı ve etkilemeyi getirmektedir.

Beden dili insanları etkilemenin, kitleleri peşimizden sürüklemenin politikacı

isek halkı inandırmanın, sunum yapan konumunda topluluğu etkilemenin en etkili

yoludur. Çünkü yapılan araştırmalar sözlerin iletişime etkisi yüzde 7, ses tonu yüzde

38, beden dili ise yüzde 55 tir. Eğer sözleriniz beden dilinize uymuyorsa

anlattıklarınızın da önemi yoktur. Göz hareketleriniz, konuşurken elinizi, kollarınızı

oynatmanız sizi dinletir. Size güven duyulmasını sağlar ya da tam tersine

söylediklerinizin doğru olmadığını düşündürür.

Beden dilini başarılı kullanan liderler, bunun nedenli doğru olduğunu

göstermektedir. Başarılı lider beden dilini sözleriyle birleştirendir. Bu sayede halkı

inandıran ve sürükleyendir.

ATATÜRK Beden dilini en başarılı kullanan siyasi liderdir. Atatürk sadece

beden dili değil, sözsüz iletişim unsurları da en iddialı olan liderdir. Son derece şık,

bakışları kararlı, duruşu karizmatik, yürüyüşü özgüven doludur. Kılık kıyafetleri

üzerine tam oturmuş, aksesuarları, şapkası, köstekli saati, sigaralığı, bastonu son

derece doğru ve birbiriyle uyumlu seçilmiştir. Atatürk yok olmak üzere olan bir

milleti yeniden var etmesinin en büyük nedenlerinden biri, beden dilini sözleri ile

birleştirip bunu kullanabilmesidir.

TURGUT ÖZAL Her ortamın adamı olabiliyordu. Şortuyla vatandaş, takım

elbisesiyle lider olabilen ender bir politikacıydı. Aksesuar olarak kalemi adeta bir

Page 96: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

84

orkestra şefi gibi kullanıyordu. İki elini havada birleştirerek verdiği kendine has

selamı ise partinin ve vatandaşların sembolü oldu.

SÜLEYMAN DEMİREL Mimik ve jestlerini başarıyla kullanan bir diğer

lider politikacı da Süleyman Demirel’ dir. İlerlemiş yaşına rağmen hala mimik ve

jestlerini başarıyla kullanıyor. Aksesuar olarak şapkası ve selamlaması çok etkili ve

akılda kalıcıdır. Diğer taraftan gözlüğünü de aksesuar olarak başarıyla kullanmıştır.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN Belediye başkanı olduğu dönemde ve siyasi

yaşamının ilk dönemlerinde beden dilini çok etkin kullanamıyordu. Zamanla kendini

çok geliştirdi. Mimik ve jestlerinin önemini bilerek hareket ediyor. Sözsüz iletişimin

önemini biliyor. Seçim dönemlerinde meydanlarda beden dili şovu yapıyor. Kendine

özgü bir selamlaması var. Sağ elini yüreğine götürerek selamı karşılıyor. Elleri hep

kucaklar tarzda açık. Yüzünde gerginlik çok fazla görülmüyor ama yorgunluk

görülüyor. Buna karşın duygularını kontrol edemeyişi, duygusal tepkiler verişi Recep

Tayyip Erdoğan'ın eksi tarafıdır. Aksesuar olarak yurt dışı gezilerinde kırmızı kravat,

beyaz gömlek ve ceketindeki bayrak rozeti bulundurması da çok uyumlu. İletişim

sırasında dokunmayı da sıklıkla ve başarıyla kullanıyor.

DENİZ BAYKAL Gülmenin en fazla yakışacağı siyasi lider olmasına karşın,

en sert mimik ve jestleri olan lider de yine kendisidir. Jestlerinde ve mimiklerinde

hep bir kızgınlık, öfke var. Kimi zaman ellerini kemer hizasında vücudunun

yanlarında birleştirip saldırıya hazır hale geliyor. Kimi zaman sağ eliyle tehditkar bir

işaret kullanıyor (İşaret parmağı ileri doğru uzanmış, baş parmağı kalkmış, diğer

parmakları kapalı. Tıpkı silah işareti gibi). Bazen sağ elinin işaret parmağını sağ

şakağına dayayarak, "akıl var mantık var" der gibi ders verir tarza giriyor. Bütün

bunları yaparken halka empati yapmayı aradan kaçırıyor. Halk kızgın, tepkili bir

lider değil, onları çözümleriyle beraber kucaklayacak, güven verecek bir lider ister.

Oysa sözlü ve sözsüz iletişime bunlar hiç yansıtamıyor.

DEVLET BAHÇELİ Mimik ve jestleri en durgun olan siyasi liderlerden

biridir. Açık bir iletişim kurmuyor. Genelde bir eli masaya, platforma dayalı olarak

konuşuyor, en hareketli anında sağ elini açarak konuşuyor. Masa düzeninde

konuşurken genelde parmakları iç içe geçmiş sıkıntılı, gergin bekleyiş halini ortaya

koyuyor. Bir çok konuşmada ise avuçlarıyla başını, çenesini destekleyerek konudan

Page 97: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

85

uzaklaşmak istememecesine, ilgisini toparlamaya, ayık tutmaya çalışıyor. Gülmesi

güven verecek ama bir türlü gülmeyen bir lider görüntüsü çiziyor.

SAKIP SABANCI Gerek mimik ve gerek jestleriyle son derece uyumlu,

sempatik bir beden dili kullanımı vardı. Ortamın gereği gibi davranma konusunda bir

uzmandı. Vatandaş patrondu. Konuşması mutlaka izleyicileri çeker ve kendisini

ilgiyle dinletecek kadar etkiliydi. Ellerini açık kullanır, duygularını mutlaka yüzüne

yansıtırdı. Kendiyle barışık bir yönetici, bir işadamıydı. Bu yüzden taraflı tarafsız her

kes tarafından sevilen bir yönetici idi.

RAHMİ KOÇ Kıyafet ve aksesuar kullanımı konusunda başarılı bir

işadamıdır. Hatta bir ekol demek daha doğru olur. Şapkaları, atkıları, saati, cep

mendilleri, yakasına taktığı çiçek figürleri, kaliteli ayakkabıları ile örnek bir işadamı.

Mimiklerini jestlerine oranla daha fazla kullanıyor. Karizmatik bir duruşu var.

Beden dilini etkili kullanabilen, anlatmak istediklerini halka, hitap ettiklerine

aktarabilen insanlar başarıyı yakalamışlardır. Bunu tarihte olduğu gibi günümüzde de

görebilmekteyiz. Başarıya götüren yol, sahip olduğumuz bilgi birikimini

karşımızdaki insanlara en doğru ve en anlaşılır şekilde yansıtabilmekten

geçmektedir. Misyonumuzu anlayaman insan vizyonumuzu göremeyecektir. Bunu

sağlamak etkilemek ve yönlendirmekte liderin kendisine düşmektedir. Beden dilini

etkili kullanmaktan geçmektedir.

Page 98: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

86

KAYNAKÇA

Kitaplar

BALTAŞ, Z. ve A., Bedenin Dili, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2001.

CÜCELOĞLU D., İletişim Donanımları, Remzi Kitabevi, 2. Baskı, İstanbul, 2000.

CÜCELOĞLU D., İnsan ve Davranışı, Remzi Kitabevi,3. Basım, İstanbul, 1992.

CÜCELOĞLU, D., Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitabevi, İstanbul 2002.

ÇAMUR, D. ve ALTINTAŞ, E., Beden Dili: Sözsüz İletişim, Aktüel Yayın,

İstanbul, 2005.

DALKILIÇ, A., İletişimde İletişim, 1. Baskı, Antalya, Elma Yayınevi, Temmuz

2004.

DÖKMEN, Ü., İletişim Çatışmaları ve Empati, Sistem Yayıncılık, İstanbul 2005.

EROĞLU, F., Davranış Bilimleri, 4. Baskı, İstanbul, Beta Basım Yayım, Şubat

1998.

GÜNEY, S., Davranış Bilimleri, Kara Harp Okulu Basımevi, Ankara, 2004.

GÜNEY, S., Yönetim ve Organizasyon, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 2001.

GÜVENÇ, B., İnsan ve Kültür, 9. Basım, Remzi Kitabevi, 2002.

İRFAN, E. ve KORKMZ, A., İletişim ve Toplum, Ankara, Bilgi Kitabevi, 1990.

İZGÖREN, A. Ş., Dikkat! Vücudunuz Konuşuyor, Akademi İnternational

Yayınları, İstanbul, 2000.

MISIRLI, İ., Genel ve Teknik İletişim, 2. Baskı, Ankara, Detay Yayıncılık, Ekim

2004.

NURDOĞAN, R., Haber -Çocuk-Şiddet, Der Yayınları , İstanbul, 1995.

OSKAY, Ü., İletişimin ABC’ si, 4. Basım, İstanbul, Der Yayınları, 2005.

PEASE, A., Beden Dili, Çev: YEŞİM, Ö., Rota Yayıncılık, İstanbul, 1997.

ROBBİNS, S. P., Örgütsel Davranışın Temelleri, Çev: ÖZTÜRK, S. A., 1994.

SABUNCUOĞLU Z. ve TÜZ, M., Örgütsel Psikoloji, 3.Baskı, Yayın No: 464,

Alfa Yayınları, Bursa, 1998.

SCOOT, M.,, Zaman Yönetimi, Çev: Aslı Çılgın Çelik, 2. Baskı, İstanbul, Rota

Yayıncılık, Ağustos, 1997.

SCHOBER, O., Beden Dili (Davranış Anahtarı), Çev: Süeda Özbent, Arion

Yayınevi, 2001.

Page 99: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

87

SEVER, S.,, Dil ve İletişim , Ankara Üniversitesi,Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi

C.31, s:66.

SİLAH, M., Sosyal Psikoloji, Gazi Kitabevi, 1. Baskı, Mart 2000.

TAYFUN, R., Etkili İletişim ve Beden Dili, Nobel Yayıncılık, Ankara 2007.

TİERNEY, E., Başarılı İletişimin 101 Yolu, Çev: Zehra SAVAN, Alfa Basın

Dağıtım, İstanbul 2001.

TUTAR, H. ve YILMAZ, K. Genel İletişim, Kavramlar ve Modeller, Nobel Yayın

Dağıtım, Ankara, 2003.

TAYFUN, R., Etkili İletişim ve Beden Dili, Nobel Yayıncılık, Ankara 2007.

TUTAR, H., Örgütsel İletişim, 1. Baskı, Ankara, Seçkin Yayıncılık, Haziran 2003.

USLUATA, A., İletişim, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995.

UYGUR, N.. Kültür Kavramı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1984.

ZILLIOĞLU, M., İletişim Nedir?, Cem Yayınevi, İstanbul, 2003.

Ders Notu

GEVGİLİLİ Ali, Türk Basın Tarihi Dergisi İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Gazetecilik Anabilim dalı, 1998-1999 Öğretim yılı Yüksek Lisans

Ders notu

İnternet Kaynakları

http://www.edubilim.com/iletişim

http://www.erpakademi.com/2009/12/08/etkin-dinleme-nedir

www.esef.gazi.edu.tr/html/yayinlar/2_pdf/2_18.pdf

http://www.fatihbasaran.com/dinlemek-ve-anlamak-arasindaki-fark

http://www.fatihbasaran.com/vucut -dilimizi-anlamak/

http://iletisimbilimleri.blogspot.com/2010/04/iletisimin-temel-ozellikleri.html

http://www.irfanerdogan.com/uydurular/baglam.htm

http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/2/

http://notoku.com/02-iletisim-sureci-ve-ogeleri/4/

http://tdk.org.tr/TR/Genel/SozBul.aspx.Kelime=yalan

http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx.Kelime=iletişim

http://www.tdkterım.gov.tr/karsılık/kelıme=fenomen

http://www.toplumbilimlerisozlugu.com/surec.doc

http://www.toplumbilimlerisozlugu.com/anlam.doc

Page 100: İNSANIN KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ KARŞISINDAK BİLGİ …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00928.pdf · İkinci bölümde iletişim sürecinin temel öğelerinin kaynak, ileti, kanal ve alıcı

88

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler :

Adı ve Soyadı : İlker BİLGİ

Doğum Yeri : Mersin

Doğum Yılı : 1978

Medeni Hali : Evli

Eğitim Durumu :

Lise : 1992 - 1995 / Mersin Tevfik Sırrı Gür Lisesi

: 1996-1997 / Kara Kuvvetleri Komutanlığı Piyade Okulu

Lisans : 2000-2005 / Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi

Yüksek Lisans : 2009-2011 / Süleyman Demirel Üniversitesi İşletme

Tezsiz Yüksek Lisans

Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi:

İngilizce Temel Seviye

İş Deneyimi :

1997-2007 : Özel Kuvvetler Komutanlığı -ANKARA

2007- : Komando Alayı Personel Kısım Amiri -ISPARTA