posterler posters - dudakdamakyariklari.org · p 01 yarik damakli olgularda İŞİtme kaybinin de...

64
POSTERLER POSTERS

Upload: others

Post on 28-May-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

POSTERLER POSTERS

Page 2: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DEĞERLENDİRİLMESİ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamışlı Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü [email protected] Amaç: Yarık damaklı çocukların neredeyse tamamına yakınında yaşamlarının ilk iki yılında otitis mediaya bağlı iletim tip işitme kaybı görülür. Bu durumun sebebi büyük ölçüde östaki disfonsiyonudur. Bu duruma gerekli müdahalelerin yapılmaması ve işitme kaybının kalıcı olması dil gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmekte ve sosyal, psikoljik ve akademik sorunlara yol açabilmektedir. Bu çalışmada amacımız kliniğimize başvuran yarık damaklı bireylerin işitmelerini değerlendirmek, işitme kaybı varsa tipini belirlemek ve timpanometrik bulgularını incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 8 kız, 15 erkek olmak üzere, yaşları 1 ile 20 arasında değişen 23 olgu katılmıştır. Otolojik muayene sonrası anamnez alınmış ardından işitme değerlendirmesine başlanmıştır. Kemik ve hava yolu işitme eşikleri belirlenmiş, immitansmetrik değerlendirme yapılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılanlardan 8 olguda işitme kaybı belirlenmiş, 15 olguda ise gözlenmemiştir. İşitme kaybı; 7 olguda iletim tip, 1 olguda ise sensörinöral tip olarak belirlenmiştir. 7 olguda Tip B, 1 olguda Tip C ve 15 olguda Tip A timpanogram elde edilmiştir. Tartışma ve Sonuç: Yarık damaklı çocuklar multidisipliner bir ekip ile takip edilmelidir. Bu ekipte odyolog ve konuşma terapistinin önemli görevleri vardır. Yarık damaklı çocuklarda özellikle damak cerrahisi öncesi iletim tip işitme kaybı sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu durum anatomik ve fonksiyonel sorunlardan kaynaklanır. Cerrahi sonrası işitme kaybı çoğu olguda azalmakla birlikte bazılarında devam edebilir ve işitme kaybı kalıcı hale gelebilir. Bu sebeple yarık damaklı çocuklarda düzenli otolojik ve odyolojik takip büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada 23 olgudan 8’ inde işitme kaybı gözlemiştir. Olguların yaş ortalamalarının büyük olması ve işitme değerlendirmelerinin damak cerrahisi sonrası yapılmasının etkisiyle iletim tip işitme kaybı oranının az bulunduğu düşünülmüştür. HEARING LOSS EVALUATION OF PATIENTS WITH CLEFT PALATE Introduction: Conductive hearing loss prevalent in almost all of the children with cleft palate before 2 years because of otitis media. Eustachian dysfunction is the major factor for hearing loss. If necessary intervention

Page 3: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

hasn’t implement hearing loss become a permanent and this circumstance negative effect on social, psychological and academic life of children. The purpose of this study is to evaluate the hearing of patient with cleft palate. Material and Method: 15 male, 8 female 23 patients evaluated in this study whose age between 1 and 20 . Audiological evaluation was performed after otological examination. Audiological evaluation include immittance measure and air and bone conducted pure tone thresholds. Results: We determined conductive type hearing loss in 7 patients, sensorineural hearing loss in 1 patient and 15 patients haven’t any complaint about hearing. 7 patients have Type B tympanogram, 1 patient has Type C tympanogram and 15 patients have Type A tympanogram. Discussion: The children with cleft palate need a multidisciplinary team approach. An audiologist and the speech patholog has an important role in this team. Hearing loss is vey common in this patients. This because of anatomic and functional problems. Usually hearing loss decreases after a closure surgery on palate but sometimes hearing loss can become a permanent. Hence periodic otological examination and audiological evaluation very important. Present study evaluated 23 participant and we determined that 8 patient have a hearing loss. Present study has obtain lower incidence of hearing loss when compared with literature. This results could be affected from some reasons base on participants. One of the reason is the high mean age. All the patients have been evaluated after palate surgery due to number of the patients who have conductive hearing loss is lower than we expected.

Page 4: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 02 PİERRE ROBİN SEKANSINDA GÖZLENEN NADİR KARDİYAK ANOMALİ Mehmet Gencer, Erol Kozanoğlu, Ufuk Emekli İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. [email protected] Pierre Robin sendromu (PRS), ilk kez 1920 yılında Pierre Robin Tarafından mikrognati ; yarık damak ,glossopitozdan oluşan üçlü olarak tanımlanmıştır.Sendromun tanısı konusunda fikir birliği olmadığından görülme sıklığı net bilinmemekle birlikte 1/2000 ile 1/30 000 arasında değiştiği sanılmaktadır Bu hastalarda birçok hastalığın özellikle de konjenital kalp hastalığı (KKH) görülme riskinin arttığı bilinmektedir. Değişik anomalilerin eşlik ettiği bu nadir sendromdaki KKH birlikteliği vurgulanması amaçlandı. Kliniğimize başvuran hastanın damak yarığına yönelik gerekli ameliyat hazırlığının planlanmasının ardından ‘’Von Langenbeck’’ yöntemine uygun olarak operasyonu tamamlandı. Hastanın tarafımızca operasyonu öncesi dış merkezde desenden aorta ile paravertal venler arasındaki fistüllerine yönelik ‘’Vaskuler plug 2 ‘’ ile kapatılmış idi. Operasyon sonrası takiplieri amaçlı Ortodonti bölümü ve Kulak Burun Boğaz bölümü ile iletişime geçildi. 20 aylık erkek bebek, akraba olan anne babanın 2. Çocugu idi (hala-dayı çocukları). Gebeliği takipli olan; gebelik sırasında radyasyon maruziyeti olmayan; alkol-sigara-ilaç kullanımı olmayan anneden 38 haftada ve 3700 gr doğmuş. Sekonder damak yarığı (veau tip 2) ; mikroganti,sürekli s1+s2 üfürüm,glossopitoz mevcut idi.Doğum sonrası solunum sıkıntısı ve beslenme sorunu nedeni ile 53 gün yoğun bakım ünitersinde takip edilmiş ve orogastrik sonda ile beslenme sağlanmış; bu süreçte emme-yutma fonksiyonları açısından fizyoterapi ile tedavisi tamamlanmış. Doğum sonrası çocuk kardiyoloji bölümü takiplerinde saptanan ‘’ desendan aort- paravertebral venler arasındaki arteriovenöz fistül” Vasküler plug 2 yöntemi ile kapatılmıştır. Maksillofasyal takipleri amaçlı tarafımza yönlendirilmiştir. Kliniğimizde operasyonu tamamlanan ve takiplerinde sıkıntı gözlenmeyen hasta da nadir gözlenen Pierre Robin Sendromunda ek kardiyak patolojiler açısından ilgili birimlere danışılmasının önemi amaçlanmıştır.

Page 5: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

PİERRE ROBIN SENDROM CASE WITH RARE CARDIAC ANOMALY, CASE REPORT Pierre robin syndrome was first reported by Pierre Robin as a triad of migrognaria, cleft palate,glossopitosis in 1920.It is known that the patient with syndrome have increased risk of congenital cardiac defetcts.In this report, we describe a 20 months male child with cleft palate,migroginatia glossotitosis and aort between paravertrabral veins fistula. In this rare syndrome associated with congenital heart disease accompanied by various anomalies aimed highlighted.

Page 6: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 03 YARIK DUDAKLI HASTALARIN POSTOPERATIF ERKEN DONEMDEKI BAKIMLARINDA EMME YASAGI: KAR MI ZARAR MI? Gökçe Yıldıran, Nuh Evin, Mehtap Karameşe, Osman Akdağ, Zekeriya Tosun Selçuk Tıp Üniv. Plastik Cerrahi Anabilim Dalı [email protected] Giriş: Yarık dudak postoperative bakımında her cerrahın farklı yaklasımı olmakla birlikte bazi sık kullanılan önlemler stripleme, emzirme ve biberonun yasaklanması veya sıkı agrı kontrolu yapılarak ağlamanın engellenmeye çalışılmasıdır. Bu çalışmada emzirme ve biberon emmesi yasaklanan bebekler ve yasaklanmayan bebeklerdeki dehissens ve skar oranları çalışılmıştır. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde 2011 ve 2013 yılları arasında tek taraflı yarık dudak onarımı Tennison ve Randall tekniğine göre yapılan, tüm kayıtlarına eksiksiz ulaşilabilen 53 yarık dudak ve damak hastasının dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastalarda dehisens olup olmadığı, hastaların dudak revizyonları haricinde erken dönemde bir operasyon geçirip gecirmedikleri, anamnez kayıtlarında hastaya emme kısıtlaması uygulanıp uygulanmadığı, postop 1. Yıl fotografları kaydedildi. Fotoğraflar ameliyatı yapmayan 2 plastik cerrah tarafindan (1çok kötü, 2kötü, 3orta, 4iyi, 5mükemmel) 5 nokta değerlendirme ölçeğine göre degerlendirildi. Hastaların değerlendirilmesi klinik muayeneyle degil fotoğraf üzerinden yapıldıgı için Vancouver ve benzeri skar skalalarından bias yaratabilir düşüncesi ile kacınıldı. Bulgular: 53 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm hastalara ağrı kontrolu ve stripleme yapılmıstı. Bu 53 hastanın 2sinde dehisens saptandı. Bu 2 hastanın 2sinin de emmesi yasaklanmamıs idi. Erken dönemde reonarım gerektiren 2 hasta saptandı. Bu 2 hastanın 2sinin de emmesi yasaklanmamıs idi. Emmesi yasaklanan 25 hasta, emmesi yasaklanmayan 28 hasta saptandı. Emmesi yasaklanmayan hastaların skar değerlendirme ortalaması 4,2 ve emmesi yasaklanan hastaların 4,8 olarak saptandı. Bu iki grup arasında istatistiksel açıdan fark saptanmadı. Sonuç: Emmeye alışan çocuklar, ağrıları kontrol altına alınsa da ağlamaya meyillidir. Ne var ki her ne kadar dehisensi olan ve revizyon gerektiren hastaların tümüne emme yasaklanmamıs olsa da, iki grup arasında fark saptanmamış olması emmenin yasaklanmaması ve çocuğun ağlatılmamasının çocuk açısından daha konforlu olacagını göstermektedir. Academy of Breastfeeding Medicine protokollerinin uygulandığı kliniğimizde yaptığımız vakalara uyguladığımız ve önerimiz; olası bir dehisensin önüne

Page 7: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

geçmek için kısa süreli emme yasaklarının akılda tutulması, klinik gözlemde ağlama artış durumuna gğre emme başlanmasından kaçınılmamasıdır. PROHIBITION OF INTAKE OF CLEFT LIP PATIENTS POSTOPERATIVELY EARLY PERIOD: PROFIT OR LOSS? Introduction :Each surgeon may have different approaches of cleft lip patiets’ postoperative management. Some of them are; using strips, prohibit the intake and meticulous pain management to prevent the cry. In this study, the patients were compared according to their wound dehissence and scar whose inake were prohibited and unprohibited. Material and Methods: 53 cleft lip and palate patients who had unilateral cleft lip repair with Tennison Randall technique between 2011 and 2013 and whose entries are complete were evaluated retrospectively. Dehissence presence, reoperation except the lip revisions and postoperative first year photographs were collected. Photos were evaluated by 2 plastic surgeons who hadn’t done these operations according to the 5 point evaluations scale. (1very bad 2bad 3moderate 4 good 5 very good). The evaluation was done via the photos so that, Vancouver or any other scale wasn’t used because of the bias concern. Results: 53 patients were evaluated retrospectively. All patients were had pain management and strip dressing. 2 dehissence out of the 53 patients were determined, their intakes were not prohibited. 2 patients had early revision, however these 2 patients’ intakes were also not prohibited. 25 prohibited, 28 unprohibited were evaluated. Unprohibited patients’ scar evaluation mean was 4,2 ans prohibited groups’ was 4,8. There were no statistically difference between these two groups. Conclusion: Babies who are get used to intake have tendency to cry even if they have meticulous pain management. However even if the all patients who required the revision were not prohibited the intake there’s no difference between two groups, so it will be more confortable for the baby not prohibiting the intake. We –obeying the Academy of breastfeeding medicine protocols- recommend that; the short-period inake prohibits should not be ignored in order to prevent a probable dehissence and not to avoid to start the intake with accordance of clinical monitoring.

Page 8: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 04 DİŞÇİ AYNASININ YARIK DAMAK OPERASYONLARINDA KULLANIM ALANLARI Şeyda Güray Evin1, Malik Abacı2, Mehtap Karameşe1, Osman Akdağ1, Zekeriya Tosun1 Selçuk Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Kliniği1, Karabük Devlet Hastanesi2 [email protected] Amaç: Ağız aynası ya da dişçi aynası diş hekimlerinin tanı ve tedavi sırasında yumuşak dokuların retraksiyonu, görülmesi zor olan alanların muayenesi ve kullanılan ışığın muayene edilen alan üzerine odaklanabilmesi gibi amaçlarla kullandıkları tıbbi aletdir. Bu yazıda plastik cerrahi alanının bir konusu olan yarık damaklı hastalarda ağız aynasının kullanımının alanları ve avantajları sunulmuştur. Gereç ve Yöntem: Bu gözleme, kliniğimize 2010 ile 2015 yılları arasında oronasal ya da vestibulonasal fistül ile başvuran daha önce tarafımızca ya da dış merkezde opere 72 fistül hastası ve bilateral YDD ile başvuran neonatal dönemdeki 20 hasta dahil edilmiştir. Bu hastaların operasyonları, takipleri sırasında muayenede ve patolojik bölgeyi fotoğraflarken ağız aynası kullanılmıştır. Ağız aynasının yarık damak hastalarında çeşitli alanlarda kullanımının sonuçları sunulmuştur. Bulgular: Kullandığımız ağız aynasının hafif ve manıplasyonu kolay olması, cerrahın normal ameliyat pozisyonunda kalarak yeterli görüşü sağlaması ve kronik bel boyun ağrısı gibi problemlerden uzak kalması, tam görüş sağladığından titiz cerrahi diseksiyona izin vermesi, küçük olduğundan ağız içindeyken, başka cerrahi aletlerin de ağız içinde olmasına izin vermesi gibi avantajları vardır. Tartışma ve Sonuç: Bilateral yarık damak dudaklı hastaların cerrahisi sırasında premaksilla ile arkada kalan bilateral palatal çatıların tam da birleştiği yeri sütüre etmek oldukça zordur. Bu alan hem gergin hem de cerrah tarafından normal ameliyat pozisyonunda görülmesi zor olan bir alandır. (Fig1) Fistüllerin en sık görüldüğü yerler arasında maksilla ya da premaksillanın lingual (posterior) alanı vardır. Bu bölge yine cerrahi sırasında görmenin en zor olduğu yerler arasındadır. Özellikle bilateral ydd hastalarının operasyonlarında ve sekonder fistüllerin tanısı ve takibinde ağız aynası ya da dişçi aynası görüşü artırması bakımından faydalı bulunmuştur. Plastik cerrahi pratiklerinde kullanıma açık bir tıbbi alettir.

Page 9: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

USAGE AREA OF DENTIST MIRROR IN CLEFT PALATE OPERATION Aim: Mouth mirror or dental mirror is a medical devices that used by dentist for soft tissue retraction, examining the areas which are difficult to see and focusing the light on the examination area. In this article it is presented that, mouth mirrors usage area and advantages in cleft palate patients. Material and Method: This observation comprises patients that presented with vestibulonasal or oronasal fistulas to our clinic in 2010-2015 by operated by us or other center in past time and 20 bilateral cleft lip palate patient in neonatal period. The mouth mirror is used for suturing in operation, examination and photography in follow up .The results of use in various areas of the mouth mirror in cleft palate patients is presented. Results: We found that advantages of mirros: lightweight and easy manipulation, surgeon provide sufficient visibility by remain in the normal operative position and stay away from problems such as chronic back pain, neck, allow the meticulous surgical dissection. Because of its small structure allow other surgical insturments usage in mouth while it is in mouth. Discussion: It is difficult to suture where premaxilla meets the behind bilateral palatal roofs. This area is both tigth and difficult to visualization by surgeon in normal operating position. Fistula is most commonly seen in places of premaxillary maxillary or lingual (posterior) surface. This area still are among the most difficult to see during surgery. Mouth mirror or dentist mirror has been found useful in terms of improving vision in bilateral cleft lip palate patient’s operation and secondary fistulas diagnosis and follow up. It is the medical device which suitable for use in plastic surgery practices.

Page 10: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 05 YARIK DAMAK HASTALARININ GENEL ANESTEZİ ALTINDA MUAYENELERİNİN ÖNEMİ Gökçe Yıldıran1, Mehtap Karameşe1, Osman Akdağ1, İnci Kara2, Zekeriya Tosun1 Selçuk Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Kliniği1, Selçuk Tıp Fakültesi Anestezi Bölümü2

[email protected] Giriş: Yarık damak hastalarına “fistül” gibi bazı tanıların konması poliklinik şartlarında güç olabilir. Bu nedenle de bu hastaların genel anestezi altında muayene edilmeleri gerekebilir. Bu çalışmada; retrospektif analizle anestezi gerektiren durumların hangileri olduğu tartışılarak, elde edilen birincil ve ikincil kazançların ortaya konması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: 2013-2015 arasında “Genel anestezi altında muayene” ile ameliyathaneye alınan toplamda 22 hasta değerlendirmeye alınmıştır. Hastalar; yaşları ve genel anestezi altında muayene endikasyonunun hangi öntanı şüphesi ile konduğuna göre sınıflandı. Onarım amaçlı indirilip öncesinde muayenesi yapılan hastalar dahil edilmedi. Sadece muayene endikasyonu ile uyuyan hastalar çalışma grubunu oluşturdu. Bulgular: Yaş ortalaması 4 yaş 2 ay olan 22 hasta retrospektif değerlendirildi. Hastaların 15i için konan fistül öntanısının 11i doğrulanmış, bunların 2sine bu aşamada onarım uygulanmıştır. Hastaların 4üne bu uyku seansında kulak tüpü revizyonu yapılmıştır. 7 hastaya planlanan velofarengeal yetersizliğin düzeltilmesi ameliyatlarından hangisinin seçileceğine karar verilmesi amacı ile anestezi uygulanmıştır. Kas gevşetici verilmeden sinir stimülatörü ile kas fonksiyonları değerlendirmeye alınmıştır, bu hastalardan hiçbirine aynı seansta operasyon yapılmamıştır. 22 hastanın 15inde ortodontik tedavinin yeterliliği kontrol edilmiştir. Hastaların 22sine de fotoğraflama yapılmıştır. Sonuç: Genel anestezi altında muayene avantajları;

1. Fistüllerin saptanması \ onarılması 2. Velofarengeal yetersizlikte, kas fonksiyonunun sinir stimülatörü ile

saptanması 3. Ortodontik tedavinin yeterliliğinin kontrolü 4. Kulak tüpü yerleştirilmesi 5. Sekonder kazanç olarak fotoğraflama

Olarak görülmektedir. En sık muayene endikasyonu fistül öntanısı olup bebek ve çocuk yaş grubunda kimi zaman fistül muayenesi yapmanın poliklinik şartlarında zor olabilmesi nedeni ile genel anestezi altında muayene bir seçenek olarak görülmektedir. Kas fonksiyonu değerlendirilmesi ise büyük çocuklar haricinde mümkün değildir, genel anestezi altında muayene bu durumda da akılda tutulmalıdır.

Page 11: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Kulak tüpü yerleştirilmesi veya revizyonu, ortodontik tedavi uygulamaları ve fotoğraflama ise rahat muayene edebilmenin getirdiği ikincil kazançlardır. IMPORTANCE OF CLEFT PALATE PATIENTS’ EXAMINATION UNDER GENERAL ANETHESIA Introduction: In outpatient clinics it may be difficult to diagnose some conditions as “fistula” in cleft palate patients. So, these patients may require examination under general anesthesia. In this study, it is aimed to discuss the anesthesia-required conditions and indicate the primary and secondary gains with retrospective analysis. Material and Method: Between 2013 and 2015, 22 patients who were assessed in operating room as “examination general anesthesia” were included to the study. Patients were classified with their age and prediagnosis. Patients who had known to be repaired presurgically were excluded. Only patients who had anesthesia for examination indication were included. Results: 22 patients with the mean age of 4 years 2 months were evaluated retrospectively. Prediagnosis of fistula was corrected in 11 patients out of 15. 2 of them were repaired at the same session. 4 patients had ear tube revision at this session. 7 patients were received anesthesia without in order to choose which repair technique will be applied for their velopharyngeal insufficiency. None of them were repaired at the same session. 15 out of 22 patients were contolled for their orthodontic treatment requisity. All patients were taken their photographs. Conclusion: The advantages of examination under general anesthesia:

1. Ear Tube revisions 2. Fistual diagnosis and repair 3. Indicate the muscle function with nerve stimulator in velopharyngeal

insufficiency 4. Orthodontic treatment evaluation 5. Vermillocutaneous line evaluation in patients with cleft lip 6. Photograph as a secondary gain.

The most examination indication under general anesthesia is the prediagnosis of fistula and in pediatric age sometimes it is hard to evaluate if he\she has a fistula in outpatients clinic so general anesthesia is an option. Muscle function evaluation is almost impossible, general anesthesia should be kept in mind in this condition. Orthodontic evaluation and taking photographs are the secondary gains of this comfortable examination under general anesthesia.

Page 12: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 06 KOMPLET BİLATERAL YARIK DUDAK DAMAKLI HASTADA PROTRUDE PREMAKSİLLA YÖNETİMİMİZ Şeyda Güray Evin, Cemil Işık, Mehtap Karameşe, Osman Akdağ, Zekeriya Tosun Selçuk Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Kliniği

Amaç: Protrude premaksilla bilateral yarık damak dudaklı hastalarda görülen geç dönem sorunlardandır. Protrude premaksillası bulunan hastalarda yapılan dudak onarımları genellikle genişleyen skarlara,artan interalar mesafeye ve prolabium distorsiyonuna neden olur. İlerleyen dönemlerde mutlaka revizyona ihtiyaç duyar. Bu bildiride protrude premaksillanın setback ile sonuçlanan yönetimi sunulmuştur. Gereç ve Yöntem: 7y erkek hasta , bilateral ydd hastası. Hastaya ilk olarak lip adezyon yapıldı(Fig1) Ardından premaksillanın geriye konumlanması ve palatal genişliğin azalması için Latham cihazı uygulandı. (fig2) Tedaviden fayda görmeyen hasta için son seçenek olarak premaksiller setback operasyonu yapıldı. Premaksilla arkasından 2 adet mukoza flebi kaldırıldı. Vomerden osteotom ile rezeksiyon yapıldıktan sonra premaksilla 8 mm arkaya konumlandırıldı, 1 adet kischner teli ile vomere fikse edildi. Bilateral gingivoperiostoplasti yapıldı. (Fig3) Bulgular: Hasta 8 hafta takip edilidi. Takipler sırasında premaksillanın tekrar öne doğru konumlanmaya başladığı görüldü. Bu hastanın,ağzını kapatmak için premaksillanın arkasında alt dudaklarını konumlandırarak negatif basınç oluşturduğu sırada premaksillaya uyguladığı itme kuvvetine bağlandı. Bunu yenebilmek için hastaya ortodontik premaksilla aparatı yapıldı. (Fig4) 8 haftalık takibin ardından kischner teli çekilerek hasta yeni görüntüsüne kavuşturuldu. Tartışma ve Sonuç: Premaksilla sadece septomaksiller ligament ile nazal septuma bağlı olan maksiller alveolden bağımsız bir parçadır. Premaksillanın vomer dışında öne doğru büyümesini engelleyen hiçbir yapı olmadığından septum ne kadar öne giderse premaksilla da o kadar önde konumlanır. Premaksiller setback maksiller protruzyonu çözmek amacıyla uygulanan diğer tedavi yöntemleri başarısız olduğunda başvurulan tedavi seçeneğidir. Maksiller büyüme üzerinde olumsuz etkisi olduğundan dolayı son seçenek olarak başvurulur. Premaksiller setback sonrası fiksasyon sağlam bir şekilde yapılmalıdır. Bununla birlikte hastalar uzun dönem takip edilmelidir.

Page 13: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

MANAGEMENT OF PROTRUDE PREMAXILLA TREATMENT IN BİLATERAL CLEFT LIP PALATE PATIENT Aim: Protrude premaxilla is one of the late problem can be seen in BCLP patient. Lip repair performed in patients with protruding premaksilla often leads to enlarged lip scar and increase interalar distance and prolabial distortion. In the following period it is necessarily require revision. In this paper, manangement of protrude premaxilla resulting with the premaxiller setback was presented. Material and Methods: 7y male patient suffering from BCLP. Lip adhesion was performed firstly. After this operation latham devices was inserted the palate in order decrease of palatal witdh and retraction of premaxilla.(Fig1) But sufficient response to treatmen was not performed. We prefer to premaxiller setback operation because of there was no other solution for resolving this problem. Mucosal flaps was removed from the back of premaxilla. Resection osteotomy was performed at behind to Vomer, premaxilla was repositioned 8 mm back forward. Than it is fixed 1 kischner wire. Bilateral gingivoperiostoplasy was made. (Fig2) Results: Patients were followed for 8 weeks. Premaxilla were observed during the follow-up began to be repositioned forward. This was related to the patients applied to pushing forces to premaxilla when his lower lips repositioned behind the premaxilla to cerate a negative pressure for closing his mouth. Orthodontic premaxilla apparatus was made for defeating this problem. After 8 weeks follow up, Kischner wire was withdrawn. The patient new image was provided. Discussion and Conclusion: Premaxilla is attached only septomaxillary ligament to nasal septum and independent part from the alveoli. The more septum go ahead the more premaxilla far forward. Premaxillar setback is a treatment modality that used when the other treatment teqnique fails. This is the last option because of negative effect on maxillary growth. Premaxillary fixation should be done in a stiff form. However, patients should be monitored long term.

Page 14: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 07 GENİŞ BİLATERAL YARIK DAMAK DUDAKLI HASTADA VESTİBULAR SULCUS REKONSTRUKSİYONU İÇİN V FLEBİN KULLANIMI Şeyda Güray Evin, Ahmet Bilirer, Mehtap Karameşe, Osman Akdağ, Zekeriya Tosun Selçuk Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Kliniği [email protected] Amaç: Bilateral yarık damak dudak (GBYDD) hastalarında sığ üst bukkal sulkus,vertikal kısalık,üst dudağın median parçasında kısıtlı mobilizayon karşılaşılan problemlerdendir. Bu problemler yarık damak dudağın patolojik anatomisi nedeniyle ve yetersiz ya da uygusuz cerrahi nedenleriyle gelişebilir. Gereç ve Yöntem: 6 y erkek hasta BYDD nedeniyle dış merkezde opere olduktan sonra sekonder deformitelerin düzeltilmesi için kliniğimize başvurdu. Hastada, sığ üst bukkal sulkus,vertikal kısalık,üst dudağın median parçasında kısıtlı mobilizayon ve premaksilla arkasında oronasal fistül mevcuttu. Hastada ilk olarak vestibuler sulkusu oluşturmak için bir müdahale yapıldı. Lokal anestezi ve bekleme süresini takiben premaksilla inferiorundan prolabiuma uzanan V şekilli flep insizyonu yapıldı.(Fig1) Superior bazlı V flep kaldırıldı. Superiorda sulcus alar tabana kadar diseksiyon yapılarak derinleştirildi.(fig2) Daha sonra elde edilen flep yeni premaksilla tavanına sütüre edildi. (fig3) Premaksilla üzerindeki çıplak alan sekonder epitelizasyona bırakıldı. Hastaya postop erken dönemde üst dudak masajı önerilerek, yeni epitelize olan premaksillanın, prolabiuma yapışması önlendi. Bulgular: Hasta 6 ay takip edildi, 6. Ayın sonunda vestibuler sulkusun mevcudiyetini sürdürdüğü ve premaksillanın tamamen epitelize olduğu görüldü. Tartışma ve Sonuç: Superior labial sulkusun oluşturulmasında tam kalınlıkta deri greftleri, kısmi kalınlıkta deri greftleri, mukozal greftler, mukozal flepler (z plasti, v-y plasti, M şekilli flep, U flep) ve lokal flepler (abbe flep,dil flebi) , Falcon’un ortodontik tekniği kullanılmıştır. Literatürde tanımlanan seçeneklerin çoğunda flep donör alanı dudak mukozasında olup bizim hastamızda, farklı olarak premaksilladadır. Bu flep geç dönem bilateral yarık damak dudak hastalarının vestibuler sulcus derinleştirilmesinde bir seçenek olarak kullanılabilir.

Page 15: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

USAGE OF V FLAP TO RECONSTRUCTION OF VESTIBULAR SULCUS IN BILATERAL CLEFT LIP PALATE PATIENT Aim: Shallow upper buccal sulcus, vertical shortness (whistling deformity), and limited mobility of the median part of the upper lip encountered problems in bilateral cleft lip palate patients (BCLP). These problems are due to pathological anatomy of the lip and insufficient or inconvenient surgery. Material and Methods: 6-year male patient presented to us for repairing secondary deformities after being operated from BCLP in the other center . He had shallow upper buccal sulcus,vertical shortness (whistling deformity), and limited mobility of the median part of the upper lip and to oronasal fistula behind the premaxilla. The first intervention was about to create a vestibuler sulcus . Following local anesthesia and standby time,incision is made from premaxilla’s inferor to prolabium for creating the superior based V flap. (Fig1). V flap was dissected.(Fig2) Dissection was performed up to alar base to the sulcus deepening on the superior. Later obtained flap is sutured to the new premaksilla’ s ceiling. (Fig3) Premaksilla was left to secondary epithelialization. Patient was recommended upper lip massage in early postoperative period to prevent adhesion of new premaxilla to prolabium. Results: Patients were followed up for 6 months, at the end of the follow up. It was observed that the presence of vestibular sulcus are maintained and reepithelialization of premaxilla was completed. Discussion and Conclusion: Full-thickness skin grafts, partial-thickness skin grafts, mucosal grafts, mucosal flaps (Z-plasty, VY plasty, M-shaped flap, flap) and local flaps (abba flap, tongue flap), Falcon’ s orthodontic technique were used to creation of superior labial sulcus. Most of the options are described in the literature, flap donor site is on the lip mucosa but alternatively V flap’ s donor site is on the premaxilla. V flap can use as an alternative to create a vestibuler sulcus in bilateral CLPP.

Page 16: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 08 ERİŞKİN YARIK DAMAKLI HASTADA ALTERNATİF FLEP İLE ONARIM Ahmet Bilirer, Nuh Evin, Metap Karameşe, Osman Akdağ, Zekeriya Tosun Selçuk Üniv., Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi AB. [email protected] Giriş ve Amaç: Sağlık farkındalığının yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde bile erişkin döneme kadar hiç tedavi almamış yarık damak hastaları mevcuttur. Bu bildiride daha önce hiç tedavi almamış erişkin sekonder yarık damaklı hastada onarım için kullanılan v-y push back tekniğinin bir modifikasyonu sunulmuştur. Olgu Sunumu – Cerrahi Teknik: 32 yaşında erkek hasta yediği besinlerin burnundan gelmesi, patlayıcı sesleri çıkarmada güçlük şikâyetleri ile başvurdu. Hastanın fizik bakısında sekonder damak yarığı saptandı. Hastanın öyküsünde daha önce hiç tedavi almadığı belirlendi. Ameliyatı esnasında hastanın damak yarığına yönelik olarak, v-y pushback tekniğinin bir modifikasyonu; primer damakta ters akımlı M flep planlandı; bilateral mukoperiostal fleplerden nasal, oral katlar ve velar kaslar 3 tabaka halinde ayrıldı(Figür1). M flep menteşe şeklinde yarığın anterioruna düşürülerek nasal kata suture edildiİntravelar veloplasti yapıldı. Mukoperiostal flepler ile oral tabaka onarıldı ve tip kısımları M flebindonör alanına adapte edildi. Her iki flebindonör alanlarına okside edilmiş selüloz polimer yerleştirilerek operasyon sonlandırıldı. Bulgular: Postoperatif dönemde herhangi bir problemi olmayan hasta antibiyotik profilaksisi ile taburcu edildi. Hastanın postop 3. ay kontrolünde donör alanların tamamen iyileştiği görüldü, oronasal fistül saptanmadı(Figür 2). Tartışma ve Sonuç: Erişkin damak yarığı olgularında; dilin damağa sürekli basısı sonucu damak rafları vertikal uzanır. Kronik iritasyon ve sigara kullanımının sıklığı sonucu mukoperiostal fleplerde yapışıklık meydana gelir ve damak yarığı geniştir. Tüm bu sebeplerden dolayı onarım güç olmaktadır.Bu hastalarda primer cerrahi tedavinin sonuçları pediatrik olgulara daha kötü olup oronasal fistül ve reoperasyon oranı daha sık görülmektedir. Olgumuzda sunulduğu üzere geniş damak yarıklı olgularda anterior flebin menteşe şeklinde kullanılması ; nasal kat onarımını güçlendirerek sık rastlanan oronasal fistül gibi komplikasyonları önleyebilir. Erişkin hastalarda kullanılabilecek alternatif bir cerrahi yöntemdir.

Page 17: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

AN ALTERNATIVE REPAIR IN ADULT PATIENT WITH CLEFT PALATE Introduction and Aim: Even in developed countries with high levels of health awareness, there are cleft palate patients who untreated until adulthood. In this paper an adult patient with secondary cleft palate who have never been treated before is presented. A modification of v-y push back technique used to treat the patient. Case Report-Surgical Technique: 32 year-old man admitted with difficulty in speaking explosive sounds and coming out of food from nose while eating food. In physical examination secondary cleft palate was observed. It was determined that patient received no treatment before. During operation as a modification of the technique vy pushback; countercurrent M flap was planned fRom primary palate (Figure 1). Nasal, oral layers and velar muscles were separated into 3 layers from bilateral mukoperiostal the flaps. Countercurrent M-shaped flap translated into the anterior of cleft and then nasal layer of cleft was repaired with it.Itravelar veloplasty was performed. With mucoperiostal flaps oral layer of cleft was repaired and tip of flaps adopted to donor site of M-shaped flap. Operation finished with placing the oxidized cellulose polymer to donor site of flaps. Results: Without any problems in the postoperative period, the patient was discharged under antibiotic prophylaxis. The patient’s postoperative 3 month follow-up showed that the donor area is completely healed, oronasal fistula was not detected (figure 2). Discussion and Conclusion: In adult patients with cleft palate; as a result of constant compression of the tongue to palate; palate shelfs extends vertically and cleft palate is wider than pediatric patients. Due to chronic irritation and smoking adhesions in flaps occur. All these reasons make repairing difficult.The primary results of surgical treatment in these patients is worse to pediatric patients and reoperation rate,oronasal fistula occurs more often . In large palate cases as we presented in our case; using anterior flap as a hinge and strengthening the repair of nasal layer can prevent complications such as oronasal fistula. It’s an alternative surgical method that can be used in adult patients.

Page 18: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 09 YARIK DAMAK ONARIMINDA ALTERNATİF BİR YÖNTEM: YİN YANG FLEP Nuh Evin, Tuğba Gün Koplay, Mehtap Karameşe, Osman Akdağ, Zekeriya Tosun Selçuk Üniv. Tıp Fak. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. [email protected] Amaç: Yarık damak embriyolojik dönemde frontonazal-maksiller ve lateral palatal rafların karşılıklı füzyonunda duraksamayla oluşur. Yarık damak onarımında Von-Langenbeck, V-Y Pushback, Bardach, Furlow tekniği ve bunların modifikasyonları mevcuttur. Bu çalışmada ortodontik tedaviden fayda görmeyen ve geniş damak yarığına sahip hastalarda kullanılan yin yang flep(YYF) tekniği sunulmuştur. Gereç Yöntem: 2013-2015 yılları arasında kliniğimizde opere edilen 8 yarık damak hastası çalışmaya dahil edildi. Hastaların hepsi unilateral-komplet yarık damağa sahipti. 5 hasta erkek 3 hasta kızdı. Sendromik hasta yoktu. Hastalar preoperetif ortodontik tedavi aldı. Hastalar ortalama 9. ayda (11-15) opere edildi. Post op 0. gün oral alıma izin verildi, 1. gün taburcu edildi. Teknik: İnsizyon hattı yarık kenarı boyunca nazal mukoza lehine ve alveolar ark boyunca kesilir. Oral mukoza kas tabakasından dikkatlice diseke edildi. Major-palatin arter bazlı mukoperiosteal flepler kaldırılır. Nasal tabaka kontinü onarıldı, intravelar veloplasti yapıldı. Oral tabaka onarımı için yarık olmayan taraftaki daha geniş flep yarık hattına doğru rotasyon yaptırıldı. Yarık taraftaki mukoperiosteal flep ise anteriorda diğer flep ile alveoler ark arasına uzatılarak mattress sütüre edildi. Bulgular: Takiplerde flep kaybı ve komplikasyon görülmedi. Major-palatin arter bazlı mukoperisteal fleblerin dolaşım sorunu olmadığı görüldü. Flep donör sahaları sorunsuz iyileşti. Bir hastada fistül görüldü ve lokal fleple kapatıldı. Tekniğin maksiller gelişmeyi ne derecede etkilediği takip edilmektedir. Tartışma-Sonuç: Geniş damak yarığı onarım sonrası yarık hattında gerginlik oluşursa fistülle sonuçlanacaktır. Yarık olmayan taraftaki geniş mukoperiosteal flep yarık hattına rotasyon yapılarak bu gerginlik önlenebilir. Ancak sert damakta sekonder iyileşmeye bırakılan alanın maksiller gelişme üzerine olan etkisi hakkında yeterli veri bulunmamaktadır. YYF tekniği geniş yarık damaklarda alternatif bir yöntem olarak kullanılabilir.

Page 19: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

AN ALTERNATIVE METHOD IN REPAIR OF CLEFT PALATE: YIN YANG FLAP Aim: Cleft palate occurs when failure the reciprocal fusion of frontonasal-maxillary processes and the lateral palatal shelves in embryonic period. In repaire of cleft palate Von-Langenbeck, V-Y pushback, Bardach, Furlow techniques and their modifications techniques are available. In this study, yin yang flap technique that performed in patients have wide cleft palate and do not benefit from orthodontic treatmentis presented. Material and Method: 8 cleft palate patients that were operated in our clinic between 2013-2015 years included in the study. All of the patients had unilateral complete cleft palate. 5 patients were male and 3 were female. There was no syndromic patients. All patients received preoperative orthodontic treatment. All patients were operated at average 9 months (11-15). Post-operative same day, patients were allowed to oral intake and discharged on the first day. Technique: The incision line was cut in favor of nasal mucosa along the edge cleft and alveolar arc. Oral mucosa was carefully dissected from the muscular layer. Major palatine artery-based mucoperiosteal flaps were harvested. Nasal layer was repaired, intravelar- veloplasty was made. The wider flap on the non-cleft side is rotated toward the cleft line to repair oral layer. Mucoperiosteal flap on the cleft side was sutured matress form by extended forward anteriorly between alveolar arc and the other flap. Results: No flap failure and no complications were observed during follow-up. No circulation problem of mucoperiosteal flaps that based on major-palatine artery was observed. Flap donor sites healed without any complications. Fistula was observed in one patient and was covered by local flaps. This are being followed effects on postoperative maxillary growth. Discussion: If any tension occurs after repairing of wide cleft palate, this will result in fistula. This tension can be prevented by rotation large mukoperiostal flap on the non-cleft side to the cleft line. However, there was no sufficient data about secondary recovery of areas on the hard palate impact on maxillary growht. YYF technique can be used as an alternative method in the wide cleft palate.

Page 20: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 10 İNKOMPLET YARIK DAMAKLARDA SOMMERLAD TEKNİĞİNİN AVANTAJLARI Nuh Evin, Gökçe Yıldıran, Mehtap Karameşe, Osman Akdağ, Zekeriya Tosun Selçuk Üniv. Tıp Fak. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. [email protected] Amaç: Yarık damak onarımında amaç normal konuşma ve beslenmeyi sağlamak; maksiller büyüme ve dental ark ilişkisini bozmamaktır. Bu çalışmada Sommerlad tekniği(ST)ameliyat süresi, yapılan flep insizyon uzunluğu, flep dolaşım sorunu, fistül sıklığı, velofaringeal yetmezlik(VFY) ve maksiller gelişim açısından Bardach tekniği(BT,two flap palatoplasty) ile retrospektif olarak karşılaştırıldı. Gereç ve Yöntem: 2011-2014 yılları arasında kliniğimizde ST ile opere edilen 12 inkomplet izole yarık damak hastası çalışmaya dahil edildi. Bu hastalar ile yaş, kilo , cinsiyet,Hb seviyesi, ameliyat ekibi benzerliği gösteren ama BT ile opere edilen 12 hasta kontrol grubu olarak seçildi. Hastaların 14 tanesi bayan 10 tanesi erkekti, hepsi ortodontik tedavi aldı. Ortalama damak onarım süresi 10(9-12) aydı. İntraoperatif ölçümlerde yarık genişliği ortalama 5mm(4-7) idi. Post operatif 0. gün oral alıma izin verildi, 1. gün taburcu edildi. Hastalar ortalama 2 yıl süreyle takip edildi. Bulgular: ST’de ortalama ameliyat süresi 100 dk, yapılan insizyon uzunluğu 2.4 cm’di, dolaşım problemi yoktu, fistül görülmedi, 1 hastada VFY gelişti. BT’de ortalama ameliyat süresi 122dk, yapılan insizyon uzunluğu 4.1cm’di, 1 hastada dolaşım problemi vardı, 2 hastada fistül görüldü, 3 hastada VFY gelişti. Tartışma ve Sonuç: ST minimal sert damak diseksiyonu, velar kasların radikal diseksiyonu ve geri planda(retropositioning) onarımı ile tensörtenotominin kombine edildiği onarım tekniğidir. Minimal sert damak diseksiyonla maksiller büyüme korunurken, radikal kas diseksiyonu ve retropositioning onarımla VFY ten korunulur. ADVANTAGES OF SOMMERLAD TECHNIQUE IN INCOMPLETE CLEFT PALATES Aim: The aim of cleft palate repair is to provide a normal speech and nutrition; don’t disrupt the relationships of maxillary growth and dental arch. In this study, Sommerlad technique (ST) and Bardach technique(BT) were retrospectively compared in terms of operation time, incision length of flaps,

Page 21: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

circulation problem of flaps, fistula prevalence, velopharyngeal insufficiency (VFI) and maxillary growth. Material and Method: Between 2011-2014years, twelve incomplete isolated cleft palate patients who operated in our clinic were included in this study. Twelve patients who showing similarities with age, weight, sex, hemoglobin level, surgical team but operated with BT were selected control group patients. 10 patients were male, 14 were female. All patients received orthodontic treatment. Average time of palate repair was 10 (9-12) months. The average width of cleft palates was 5mm (4-7) in operation. Postoperative same day, patients were allowed to oral intake and than discharged on the postoperative first day. Patients were followed up for 2 years. Results: The average operative time was 100 minutes, incision length was 2.4 cm, there was no circulation problems, fistulas did not occur, VFY occurred in 1 patient in the ST. The average operative time was 122minutes, incision length was 4.1 cm, there was circulation problems in 1 patient, fistulas occured in 2 patient, VFY occurred in 3 patient in the BT. Discussion: ST is a repair technique of cleft plate that combined with minimal dissection of the hard palate, radical dissection of velar muscles, retropositioning repair of velar muscles and tensortenotomy. While maxillary growth was maintaining with minimal dissection of hard plate, VFY is prevented by radical muscle dissection and retropositioning repair of velar muscles.

Page 22: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 11 SUBMUKOZAL YARIK DAMAKLI YETİŞKİN HASTADA DAMAK PERFORASYONU Şeyda Güray Evin, Mehtap Karameşe, Ahmet Akatekin, Osman Akdağ, Zekeriya Tosun Selçuk Üniv. Tıp Fak. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. [email protected] Giriş: Perforasyon submukozal yarık damak hastalarında nadir görülen bir durumdur. Yetişkin submukozal yarık damak hastalarında travmaya ya da ağız içindeki aft, yabancı cisim vb lezyonlara sekonder gelişir Vaka ve Method: Doğuştan submukozal yarığı olup, herhangi bir tıbbi tedavi almamış 25 yaşında erkek hasta katı gıdayla beslenme sırasında (ekmek) meydana gelen yumuşak damakta perforasyon ile değerlendirilmeye alındı. İlk değerlendirmede hastada hipernazal konuşma tespit edildi. Yapılan intraoral muayenede SMYD’ ın triadı görülebiliyordu. ( Bifid uvula, ser damak arkasındaki kemik defekt ve zona pellucida) (Fig1a-b) Yapılan videoendoskopide velofarengeal yetmezliğinin de bulunduğu görüldü. Hasta ’’ kitap’’ derken posterior faringeal duvarda hareket yoktu ve damak kasları orofarinksi kapatmakta yetersizdi. Yapılan 3 boyutlu CT de hastanın kemik defekti Yoshiyuki ve arkadaşları tarafından tanımlanan tip II kemik defekte ( V- şekilli bony notch) uygundu. (Fig2a,b)Hastanın tedavisi için intravelar veloplasti ve v-y pushback ile onarım yapıldı. (Fig3) Bulgular: Hasta 1 yıl takip edildi. Postoperatif 6. ayda palatal ödemin de rezole olması nedeniyle konuşmanın belirgin oranda düzelmiş olduğu görüldü. Herhangi bir perforasyon nüksü ya da ek komplikasyonla karşılaşılmadı. Tartişma ve Sonuç: MYD’ a dair yapılan histopatolojik çalışmalar SMYD bölgesinde myositatrofisi ve hipoplazisi ile beraber belirgin bir fibröz doku varlığını göstermiştir. Ayrıca miyositler gelişigüzel dizilmiştir yani bir fasiküler disorganizasyon mevcuttur. Bu şekilde anormal bir bağ doku ve kas komponentine sahip damak travmalara daha hassastır ve özellikle beslenme sırasında perfore olabilme riskine sahiptir. SMYD ‘ın tek cerrahi endikasyonu VFY olmasının yanında perforasyon da cerrahi anlamda müdahale edilmesi gereken bir patolojidir. Submukozal yarık damak tanısı koyulan hasta bu konuda bilgilendirilrise perforasyon gibi komplikasyonların önüne geçilmiş ve hasta gerekli ise cerrahi işleme zamanında tabi tutulmuş olacaktır.

Page 23: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

PERFORATION OF PALATE IN ADULT PATIENTS WITH SUBMUCOSAL CLEFT PALATE Aim: Perforation in SMCP is a rare. Perforation develops after trauma, foreign bodies in mouth or aphthous sores in patients who have SMCP. Case and Method: 25-year-old man who have not previously received diagnosis and medical treatment presented with the perforation in the soft palate after feeding solid food ( bread) . In the first evaluation hipernasal speech was detected. Triad of submucosal cleft palate can be seen in the oral examination. (Bifid uvula, bone defect on the posterior hard palate, zona pellucida) (Fig1a-b) In the videoendoscopy, VFI was detected too. When the patient said ‘’ k letter '' posterior pharyngeal wall was immobile and palate muscles were insufficient to close the oropharynx. In three dimensional CT, patient's bone defect is appropriate type II palatal bone defect. (V- shaped bony notch) that defined by Yoshiyuki et.all. Intravelar veloplasty and V-Y pushback technique were performed for the patient treatment. (Fig3) Results: Patients were followed up for 1 year. In the postop sixth month, patient's speech was greatly improved because of resolution of palatal edema. There was no perforation recurrens or other complication in follow up period. Discussion and Conclusion: Histopathological studies showed that there are myocytes athrophy, hypoplasia and fibrosis in submucozal cleft area. Also myocytes are arranged randomly, this appearance called fasciculer disorganization. Palate with an abnormal connective tissue and muscle is more sensitive to traumas and has risk of perforation during feeding particularly. Although presence of VFI is the only surgical indication in SMCP, perforations require surgical intervention too. If this patients is informed about SMCP, complications like perforation is prevents and patient surgical procedure will be done on time.

Page 24: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 12 TEK TARAFLI DUDAK DAMAK YARIKLI HASTANIN ORTODONTİK TEDAVİSİ: OLGU SUNUMU Gökhan Serhat Duran, Serkan Görgülü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Ortodonti Bölümü [email protected] Amaç: Ortodonti dudak damak yarığı hastalarının tedavi protokollerinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu sunumda tek taraflı dudak damak yarığı bulunan hastanın tedavisi gösterilmiştir. Materyal ve Metod: 13 yaşında kız hasta kliniğimize başvurdu. Tek taraflı dudak damak yarığı bulunmaktaydı ve öncesinde birincil dudak onarımı ve palatoplasti gerçekleştirilmişti. Ağız dışı inceleme sonucunda düz bir profile sahip olduğu, ağız içinde ise kollabe üst ark gözlendi. Bulgular: Ark expansiyonu ile gerçekleştirilen tedavi sabit ortodontik apareyler ile gerçekleştirildi. Toplam tedavi süresi 16 ay sürdü. Sonuç: Tedavi sonucunda fasiyal estetik ve yeterli overjet overbite ilişkisi elde edildi. ORTHODONTIC TREATMENT FOR PATIENT WITH UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE: A CASE REPORT Aim: Orthodontics plays a major role in the treatment protocol for cleft lip and palate cases. In this report, the treatment of a girl with a unilateral cleft lip and palate was shown. Material and Methods: A 13-year-old female patient presented to our clinic. She had a unilateral cleft lip and palate and had received primary lip repair and palatoplasty. Intraoral examination showed collapsed upper arch and extraorally she had a straight profile. Results: Treatment was achieved by expanding the arches with fixed orthodontic treatment. Total treatment time was 16 months. Conclusion: Facial asthetics with an adequate incisor overjet–overbite relationship were achieved at end of the treatmen

Page 25: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 13 DUDAK DAMAK YARIKLI 3 BİREYDE PENDULUM UYGULAMASI SONRASI DİŞ HAREKETLERİ Handan Tuğçe Oğuz1, Ayşe Gülşen2 Bayındır Hastanesi Agız ve Diş Sağlığı Kliniği1, Gazi Tıp Fakültesi2 [email protected] Amaç: Bu çalışmanın amacı dudak damak yarıklı 3 bireye uygulanan Pendulum apareyi sonrası oluşan kesici ve molar diş hareketlerinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD’da tedavi gören 3 adet dudak damak yarıklı hastaya Pendulum Apareyi uygulanmıştır. Bu hastalardan Pendulum uygulaması öncesi ve sonrasında lateral sefalometrik filmler alınmıştır. Bu filmler üzerinde Maksiller keser inklunasyonu (U1-ANS-PNS), Lineer üst kesici konumu (1-NA), Maksiller molar inklunasyonu (U6-ANS-PNS), Üst Keser Protrüzyon Miktarı, Molar distalizasyon miktarı ve Mandibular düzlem açısı (GoGn-SN) değerleri ölçülmüştür. Bulgular: Tüm olgularda üst keserlerde protrüzyon, üst molarlarda distalizasyon ve mandibular düzlem açısında artış saptanmıştır. Vakalarda izlenen keser protrüzyonu miktarları sırasıyla 5 mm, 1mm ve 5 mm’dir. Molar distalizasyon miktarları da sırasıyla 6 mm, 5 mm ve 7 mm olarak bulunmuştur. Sonuç: Dudak damak yarıklı bireylere Pendulum apareyi uygulaması sonucunda belirgin maksiller keser protrüzyonu ve maksiller molar distalizasyonu izlenmiştir. Normal bireylerde maksiller keser protrüzyonu Pendulum apareyinin istenmeyen etkisi iken dudak damak yarıklı hastaların tedavisinde avantaj sağlamaktadır. Çünkü dudak damak yarıklı bireylerde dudak skarına bağlı keser retrüzyonu mevcuttur. Üst çene geriliğine sahip dudak damak yarıklı vakalarda tercih edilebilen yöntemlerden biri olan segmental distraksiyon osteogenez öncesi premolar ve molar dişler arası kesi hattı amacıyla boşluğun oluşturulmasında da Pendulum etkili bir yöntem olarak kullanılabilir. TOOTH MOVEMENTS IN 3 CLEFT LIP AND PALATE PATIENTS AFTER PENDULUM APPLIANCE THERAPY Objective: The objective of this case report is to present the molar and incisor movements after Pendulum appliance therapy in 3 cleft lip and palate patients.

Page 26: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Materials and Method: Pendulum appliance was applied to 3 cleft lip and palate patients in Gazi University Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery Department. Lateral cephalograms were obtained before and after the Pendulum appliance therapy. Maxillary incisor inclunation (U1-ANS-PNS), Lineer maxillary incisor position (1-NA), Maxillary molar inclunation (U6-ANS-PNS), Maxillary incisor protrusion amount, Molar distalization amount and Mandibular plane angle (GoGn-SN) landmarks were measured. Findings: Maxillary incisor protrusion, maxillary molar distalization and increase in mandibular plane angle were obtained in all cases. Maxillary incisor protrusion amounts were 5 milimeters, 1 milimeter and 5 milimeters respectively. Maxillary molar distalization amounts were 6 milimeters, 5 milimeters and 7 milimeters respectively. Result: Significant maxillary incisor protrusion and maxillary molar distalization was evaluated after Pendulum appliance therapy in cleft lip and palate patients. Normally maxillary incisor protrusion is a side effect of Pendulum appliance but in cleft lip and palate cases this side effect is very beneficial. Because maxillary incisor retrusion due to lip scar is seen in cleft lip and palate patients. Segmental distraction osteogenesis is a preferred method in the treatment of maxillary deficient cleft lip and palate cases. Pendulum appliance induces space between upper premolar and molar teeth to make incision for this surgery.

Page 27: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 14 BİLATERAL DUDAK DAMAK YARIKLI BEBEKTE NAZOALVEOLER ŞEKİLLENDİRME VE PRİMER CERRAHİ Handan Tuğçe Oğuz1, Ayşe Gülşen2, Kemal Fındıkçıoğlu2

Bayındır Hastanesi Agız ve Diş Sağlığı Kliniği1, Gazi Tıp Fakültesi2 [email protected] Amaç: Bu olgunun amacı bilateral (sol segmentte 11 mm, sağ segmentte 1.5 mm) dudak, alveol ve damak yarığı anomalisiyle doğan vakanın altı aylık tedavi sonuçlarını sunmaktır. Gereç ve Yöntem: Preterm 34. gebelik haftasında bilateral dudak,alveol ve damak yarığı anomalisiyle, Bayındır Hastanesinde doğan erkek bebek solunum anomalisi nedeniyle yenidoğan bakım ünitesinde izleme alındı.Ortodonti konsültasyonu sonucunda premaksillanın protrüze ve deviye olduğu,prolabiumun kısa,dudak segmentlerinin ayrı,kolumellanın yetersiz ve alar kartilajların deprese olduğu izlendi.Aynı gün hastaya nazoalveoler şekillendirme plağı ve elastik bantlar uygulandı. Her hafta plakta gerekli aşındırma ve eklemeler yapılarak alveoler segmentlerde sıralama ve yaklaştırma elde edildi. Alveol segmentleri arası açıklık 5 mm’den daha az olduğunda yeni bir aparey yapılarak burun uzantısı eklendi. Doğumdan 6 ay sonra primer dudak cerrahisi yapıldı. Bulgular: Uygulanan nasoalveoler şekillendirme (NAM) tedavisi ile başlangıçta deviye olan premaksilla düzelmiştir. Alveoler segmentlerin birbirine doğru yaklaştığı,kolumella ve prolabiumun uzadığı izlenmiştir. Dudak cerrahisi öncesi alveoler yarık mesafesinin solda 11 mm’den 2 mm’ye, sağda 1.5 mm’den 0.5 mm’ye indiği görülmüştür. Dudak operasyonu öncesi başlangıçtaki maksiler lateral segmentler arası ön bölgedeki yarık mesafesi 12,5 mm’den 4 mm’ye inmiştir. Anterior genişlik 17 mm’den 21 mm’ye, posterior genişlik ise 37 mm’den 38 mm’ye artmıştır. Dudak ameliyatından 3 ay sonra yapılan ölçümlerde ise alveoler yarığın sağ tarafta kapandığı, sol tarafta 0,5 mm’ye indiği, lateral maksiler segmentler arası ön bölgedeki yarık mesafesinin 1 mm’ye indiği gözlenmiştir. Anterior genişlik 26 mm’ye, posterior genişlik 42 mm’ye artmıştır. Sonuç: Olguda uygulanan NAM tedavisi sonrası alveoler segmentler birbirine yaklaştırılıp sıralanmıştır. 6.ayda uygulanan primer dudak cerrahisi sonunda da başarılı bir estetik sonuç elde edilmiştir. NAM tedavisi sonrası yapılan ameliyatlarda daha ideal sonuçlara ulaşılabilmektedir.

Page 28: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

NASOALVEOLAR MOLDING AND PRIMARY SURGERY IN A BILATERAL CLEFT LIP AND PALATE INFANT Objective: This case report aims to present the treatment outcomes of a bilateral (right segment 1.5 mm, left segment 11 mm) cleft lip and palate infant in 6 months period. Materials and Methods: After PNAM therapy the premaxillary deviation was corrected, the columella and prolabium were lenghtened. Presurgical alveolar gap distance was decreased to 2 milimeters from 11 milimeters at the left segment and decreased to 0.5 milimeters from 1.5 milimeters at the right segment. The anterior width of the gap between maxillary lateral segments was decreased to 4 milimeters from 12,5 milimeters. Anterior maxillary width was increased to 21 milimeters from 17 milimeters. Posterior maxillary width was increased to 37 milimeters to 38 milimeters. The postoperative first month measurements revealed that the alveolar gap was eliminated in the right segment and decreased to 0,5 milimeters in the left segment. The anterior gap between maxillary lateral segments was decreased to 1 milimeter. The anterior width of maxilla was increased to 26 milimeters and posterior width was increased to 42 milimeters. Result: Alveolar segments was aproximated and aligned,the site of intraoral cleft gap was reduced after PNAM therapy. A succesful aesthetic resut has been obtained by surgical repair of the lip which was performed at the 6th months of the birth. PNAM therapy helps surgeons to get ideal results after surgery.

Page 29: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 15 TEK TARAFLI DUDAK DAMAK YARIKLI HASTALARDA MAKSİLLER SANTRAL KESİCİ DİŞLERİN KRON HACİMLERİNİN VE YÜZEY ALANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Mehmet Kaplan1, Ayşe Tuba Altuğ2, Serkan Görgülü1, Can Arslan2 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Ortodonti Bölümü, AnkaraGülhane Askeri Tıp Akademisi, Ortodonti Bölümü1, Ankara Üniversitesi, Ortodonti Bölümü2 [email protected] Amaç: Tek taraflı dudak damak yarıklı bireylerde çene modelleri üzerinde tam olarak sürmüş, alveol yarık tarafındaki santral diş ile yarık olmayan taraftaki santral dişin (kontrol grubu) vestibül yüzeylerinin kron hacimlerinin ve yüzey alanlarının değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Materyal Metod: Çalışmamızda herhangi bir sendromik durumu olmayan tek taraflı dudak damak yarıklı 15 hastanın alçı modelleri değerlendirilmeye alınmıştır. Bu çalışmada yüksek hassasiyetli bir optik 3D-Scanner ile çene modelleri digitize edilip GATA Medikal Tasarım ve Üretim Merkezindeki 3 boyutlu yazılım (3-matic software) ile ölçüldü ve her iki maksiller santralin klinik kron alanı ve hacmi arasında farklılık olup olmadığı değerlendirildi. Bulgular: 3-Matic programı ile yapılan ölçümlerde yarık tarafındaki sanral dişin vestibül yüzey alanı; olmayan taraftaki santral dişin yüzey alanına göre değerlendirildiğinde: sıklıkla anormal bir diş morfolojisine sahip olduğu, asimetrik bir dental gelişimin olduğu, vestibül yüzey alanı ve hacminin ise 12 hastada daha büyük olduğu, 3 hastada ise dişin yarık olan tarafa aşırı devrik olması ve/veya tam sürmemesinden dolayı küçük olduğu ölçüldü. Sonuç: Dudak damak yarığının olduğu taraftaki santral dişin vestibül yüzey alanı ve hacminin yarık olmayan taraftaki dişe göre faklı olduğu ve genel olarak daha büyük olduğu ölçüldü. UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE PATIENTS COMPARISON THE VOLUME AND VESTIBULAR SURFACE AREA OF THE MAXILLARY CENTRAL INCISOR CROWN Objective: The aim of this study is to evaluate the differences between the cleft sides of unilateral cleft lip and palate (UCLP) patients, non-cleft sides of the same UCLP patients and well matched control patients in the dental crown development and dental volume and surface of permanent upper central incisors.

Page 30: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Materials and Methods: The study sample consists of the jaw models belong to 15 patients with non-syndromic UCLP. In this study, it is evaluated that if there is any difference between the two maxillary central crown area and volume by digitalizing the jaw models with a high precision optical 3D-Scanner and measuring them with the 3D software (3-matic software) in GATA Medical Design and Manufacturing Center. Results: According to the measurements performed with 3-Matic software; the vestibular surface area of the central incisor on the cleft side is often found to have abnormal morphology Asymmetrical dental development and the vestibular surface area and volume are found to be greater in 12 patients but they are smaller in 3 patients with regard that the incisor is highly fallen over the cleft side and/or the tooth eruption is not complete when it is compared to the vestibular surface area of the central incisor on the non-cleft side. Conclusion: It is deduced that the vestibular surface area and the volume of the central incisor on the cleft side is varied and usually larger than of the incisor on the non-cleft side.

Page 31: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 16 DUDAK DAMAK YARIKLI BİR İNFANTTA CERRRAHİ ÖNCESİ MODİFYE LATHAM APAREYi UYGULAMASI SONRASI NAZAL SEPTUM DEGERLENDIRMESI: VAKA RAPORU Elçin Esenlik, Esra Yüksel, Sadık Karakaş, Mustafa Tüz, Mustafa Asım Aydın Süleyman Demirel Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi, Ortodonti AD [email protected] Amaç: Bu vaka raporunun amacı modifiye Latham apareyi uygulanan bilateral dudak unilateral damak yarığına sahip yenidoğanda alveolar yapıda ve nazal bölgede meydana gelen değişikliklerin sunulmasıdır. Gereç ve Yöntem: İki aylık bilateral dudak unilateral damak yarığına sahip erkek bebeğe modifiye Latham cihazı yerleştirilmeden önce nazal endoskopiyle oronazal bölge incelendi. Klasik tarzda Latham cihazına nazal stent eklenerek hastaya uygulandı. Ayrıca bir nazal septum pini (Dr.Spolyar tip) yarıksız taraftan yarıklı tarafa doğru septumdan geçirilerek Latham cihazındaki ataçmana bağlandı. Latham vidası günlük, septum pini haftalık olarak aktive edildi. Üç hafta sonra segmentlerin birbirine oldukça yaklaştığı görüldü. Apareyin çıkarıldığı seans oronazal bölge nazal endoskoskopiyle tekrar incelendi. Ardından molding plağıyla kalan hafif yarık aralığının tamamen kapanması sağlandı. Segmentlerin tam temasından sonra dördüncü ayda dudak, burun ve alveol (GPP) onarımı yapıldı. Bulgular:Modifiye Latham cihazıyla alveoler segmentler birbirine yaklaştırılmış ve küçük segment ilerletilmiştir. Endoskopik değerlendirmeye göre septum pininin etkisiyle nasal septumun yarıksız taraftan yarıklı tarafa doğru yer değiştirdiği, ortopedi öncesi gözlenen konkavitenin düzeldiği görülmüştür. Çökük burun kanadının apareye ilave edilen burun topçuğu yardımıyla düzeldiği izlenmiştir. Tartışma:Cerrahi öncesi ortopedik tedavide kullanılan Latham cihazı nazomaksiller yapıda kompleks değişikliklere neden olabilmektedir. Bu hastada modifiye Latham cihazının, nasal endoskopi görüntüsü sonrası deforme olan septum yapısında hem pozisyonel hem de form olarak değişiklik meydana getirdiği görülmüştür. Ayrıca alveolar segmentleri hızlı kapatması nedeniyle tedavisine geç başlanan hastalarda alternatif yöntem olabilir. Sonuç: Unilateral yarıklı olgularda sıklıkla yarıksız tarafa doğru eğilme gösteren burun septumunun ve burun formunun düzeltilmesinde, apareye ilave edilen septum pini ve nazal parça etkili olmuştur.

Page 32: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

NASAL SEPTUM EVALUATION OF AN INFANT WITH CLEFT LIP AND PALATE AFTER PRESURGICAL MODIFIED LATHAM APPLIANCE: A CASE REPORT Aim: The purpose of this case report is to present the changes occurring in alveolar and nasal region of an infant with bilateral lip unilateral palate cleft after presurgical modified Latham device application. Materials and Methods: Oronasal region was evaluated by using nasal endoscopy in a two months-old male infant with bilateral lip unilateral palate cleft before insertion of the Latham device. The modified Latham device was supplemented with a nasal stent and a nasal septum bone pin (As described by Dr.Spolyar) that was inserted to the nasal septum from non-cleft side thorough cleft side and was attached to the Latham device. Latham screw was activated daily, while septum pin was activated weekly. After three weeks, cleft segments got close to each other. Then the device was removed and oronasal region was evaluated with nasal endoscopy again. Afterward, slightly remained cleft was got closed with molding appliance. After contact of the segments was enabled nose, lip and alveolar repairs (GPP) were performed at the age of four months. Results: Alveolar segments were got close to each other and small segment was advanced with modified Latham device. According to nasal endoscopy evaluation, it was observed that nasal septum displaced from non-cleft side to the cleft side with the help of septum pin and concavity on the non-cleft side was improved. Besides, collapsed nasal tip was raised with the help of nasal stent which has been added to the Latham devıce. Discussion: The Latham Device used in presurgical infant orthopedics may cause complex changes in nasomaxillary structure. According to the endoscopic records, it was observed the modified Latham device caused changes in the position and form of the nasal septum. It enables rapid closure of alveolar gap and could be an alternative in cleft patients with late first visit. Conclusion: The nasal septum pin and nasal stent added to the Latham device were effective in correction of the nasal septum deviated to the non-cleft side and nasal form in patients with unilateral lip and palate.

Page 33: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 17 UNİLATERAL DUDAK DAMAK YARIKLI BiR HASTADA MODİFİYE LATHAM APAREYi SONRASI MEYDANA GELEN DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: VAKA RAPORU Mustafa Asım Aydın, Aybike Karamanoğlu, Beyza Nur Ordu, Hakkı Selman Altuntaş, Elçin Esenlik Süleyman Demirel Üniv., Tıp Fakültesi, Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi AD [email protected] Amaç: Cerrahi öncesi bebek ortopedisinde kullanılan yöntemlerden biri de Latham tekniğidir. Bu vaka raporunun amacı, septum pini ve nazal stent eklenenerek modifiye edilen Latham cihazı ile tedavi edilen bir infantta nazal ve alveoler değişikliklerin sunulmasıdır. Gereç ve Yöntem: Unilateral total dudak damak yarıklı bir kız hastaya, genel anestezi altında Latham cihazı uygulandı. Ayrıca hazırlanan bir nazal stent, Latham cihazındaki yuvasına eklenerek ilave edildi. Buna ilaveten bir nazal septum pini (Dr. Spolyar tip), yarıksız taraftan yarıklı tarafa doğru septumdan geçirilerek Latham cihazındaki ataçmana bağlandı. Latham vidası günlük ¾ tur çevrildi. Üç hafta sonra yarık segmentlerin birbirine oldukça yaklaştığı görüldü. Dört hafta kadar daha burun ve septum pini aktivasyonuna devam edildi. Apareyin çıkarılmasından sonra başlangıçta 10 mm olan alveolar segmentler arası açıklığın 2mm olduğu tespit edildi. Daha sonra molding plağı ile yarık segmentlerin birbirine temas etmesi sağlandı. Hasta 6 aylıkken dudak operasyonuna alındı. Bulgular: Modifiye Latham cihazıyla alveoler segmentler birbirine yaklaştırılmış ve küçük segment ilerletilmiştir. Nazal stent parçasıyla kollabe burunda yükselme sağlanmış, septum pini ile de alar taban simetrisinde iyileşme olduğu görülmüştür. Yarık segmentler Latham cihazı sonrası birbirine tam temas etmediğinden kısa bir süre molding apareyi kullanılması gerekmiştir. Böylece dudak burun onarımı esnasında ginigivoperiosteoplasti (GPP) yapılmasına olanak sağlanmıştır. Tartışma: Latham apareyi; cerrahi öncesi yer değiştirmiş alveoler segmentleri yeniden pozisyonlandırmakta, kontrollü ve farklı yönlerde kuvvetler uygulayabilmektedir. Klasik Latham cihazının en önemli eksikliği olan nazal molding, nazal parçaların cihaza eklenmesiyle sağlanabilmiştir. Sonuç: Modifiye Latham tekniği ile yarıklı alveolar segmentler birbirine yaklaştırılmış ve küçük segment ilerletilmiştir. Nazal parçaların eklenmesi ile burun formu ve nazal septumda iyileşme sağlanmıştır.

Page 34: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

EVALUATING THE CHANGES IN AN UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE INFANT AFTER MODIFIED LATHAM DEVICE: A CASE REPORT Aim: One of the methods using for presurgical orthopedics is Latham Technique. The aim of this case report is to present the nasal and alveoler changes of an infant treated with a Latham device modified with nasal stent and septum pin. Materials and Methods: Latham device is applied to an female patient with unilateral cleft lip and palate. Furthermore, a nasal stent part was added to the device. Besides, a nasal septum pin (Dr. Spolyar type) was inserted to septum from non-cleft side through cleft side and attached to the Latham device. Device’s screw was turned ¾ turns daily. Three weeks later, cleft gap was significantly reduced and alveolar segments got close to each other. For further four weeks, nasal stent and septum pin were activated. After the device was removed, alveolar gap was reduced to 2 mm. The alveoler segments were in contact each other with using a nasoalveolar molding. Lip, nose and alveol (GPP) were repaired at the age of 6 months. Results: The alveoler segments were gotten close to each other and lesser segment was moved forward by using modified Latham device. With the nasal stent, collapsed nose was raised and with the septum pin, alar base symmetry was improved. Since after using Latham device, no contact between alveolar segments was achieved, nasoalveolar molding plate was used. Thus, performing gingivoperioplasty (GPP) during lip nose repair could be achieved. Discussion: Latham device can reposition the displaced alveolar segments presurgically with the controlled and different directional forces. Nasal molding, the most important lack of the Latham device, was achieved with adding the nasal parts to the device. Conclusion: With the modified Latham technique, the cleft gap was closed and lesser segment was moved forward. Adding nasal parts improve nasal form and nasal septum, as well.

Page 35: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 18 UNİLATERAL DUDAK-DAMAK YARIKLI BİR HASTANIN MULTİDİSİPLİNER TEDAVİSİ: OLGU SUNUMU Alaattin Tekeli, Gökhan Serhat Duran, Serkan Görgülü Gata Ortodonti AD [email protected] Amaç: Dudak-damak yarığı baş boyun bölgesinde en sık rastlanılan konjenital anomalidir. Dudak-damak yarıkları embriyonik ve erken fetal dönemde oluşan, gelişim varyasyonlarının sonucu olarak gelişmektedir. Dudak-damak yarıklı bireylerde beslenme güçlükleri, gelişimin gecikmesi, normal olmayan konuşma ve ses, işitme kayıpları,dentofasiyal ve ortodontik anomaliler ve psikososyal bozukluklar gibi birçok problemle karşılaşılmaktadır. Bu olgu sunumunun amacı, 13 yaşında unilateral DDY'li bir erkek hastanın multidisipliner tedavisini sunmaktır. Gereç ve yöntem: On üç yaşında dudak damak yarıklı erkek birey GATA Diş Hekimliği Bilimleri Merkezi Ortodonti A.D.’na ön dişlerinin estetik olmayan görüntüsü nedeniyle başvurmuştur. Hastanın alt ve üst dişlerine 0.018*0.022" slotlu metal braketler yapıştırılmıştır. Sabit tedavi sonrası, ideal estetik görünüş, fonksiyon ve stabilite için sabit protetik restorasyon planlanmıştır. Sonuç: Bu olgu sunumu dudak damak yarıklı hastalarda multidisipliner tedavi gerekliliğini ortaya koymaktadır. MULTIDISCIPLINARY TREATMENT OF A PATIENT WITH UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE: A CASE REPORT Aim: Cleft lip and palate is the most frequent congenital anomaly seen in the craniofacial area. Cleft lip and palate results from developmental variations that occur during the embryonic and the very early fetal period. In the individuals with cleft lip and palate there are many problems such as; feeding difficulties, delayed development, abnormal talking and voice, hearing problems, dentofacial and orthodontic anomalies and psychosocial abnormalities. The purpose of this case report is to present multidisciplinary management of a 13 year- old boy with unilateral cleft lip and palate. Materials and Methods: A 13 year- old boy with unilateral cleft lip and palate referred to Gulhane Military Medicine Academy Dental Sciences Center Department of Orthodontics, because of the unaesthetic appearance of his anterior teeth. Metal brackets with 0.018*0.022" slots were bonded to maxillary and mandibular teeth. After fixed appliance therapy, fixed

Page 36: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

prosthodontic restorations were planned to achieve ideal aesthetic appearance, function and stability. Conclusion: This case report demonstrated the need for multidisciplinary treatment in patients with cleft lip and palate.

Page 37: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 19 ISLIK DEFORMİTESİ: DUDAK VE ALVEOL YARIĞINDA SEKONDER DEFORMİTE-VAKA SUNUMU Hanife Nuray Yılmaz1, Tuğba Üstün1, Toros Alcan2 Marmara Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD1, Özel Sektör 2 [email protected] Amaç: Dudak damak yarığı onarımlarından sonra sekonder deformiteler meydena gelebilmekte ve bunlar dudak deformiteleri, burun deformiteleri, palatal bölgede fistül/velofarengeal yetmezlik ve maksiller yetersizlik veya asimetri olarak gruplara ayrılmaktadır. Bu deformitelerin tipi ve şiddeti oldukça çeşitlidir. En sık rastlanılan tipi ıslık deformitesidir (vermillion çentik) ve çoğunlukla yarık bölgedeki dokunun yetersiz insizyonu ve vermillion sınırında bulunan dokunun yetersiz olması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Vermillion serbest sınırının devamlılığının olmamasıdır. Bu vaka raporunda, tek taraflı dudak ve alveol yarığına sahip bir bebekte dudak ameliyatı sonrası meydana gelen ıslık deformitesinin sunulması amaçlanmıştır. Vaka ve Yöntem: Sol tarafta dudak ve alveol yarığına sahip bebek 7 günlük iken kliniğimize yönlendirilmiştir. Bu tür hastaların rutin tedavi prosedüründe uygun olarak, kolumellanın uzatılması ve deforme kıkırdak yapının yeniden şekillendirilmesi amacıyla burun stenti içeren akrilik plak hazırlanmıştır. Üç hafta sonra büyük segment üzerinde neonatal diş belirmiş ve sallandığı için yutma ihtimaline karşın çekilmesine karar verilmiştir. Nasolaveolar şekillendirme işlemini takiben hasta dudak operasyonu için cerrahına yönlendirilmiş ancak cerrahi sonrası ıslık deformitesi meydana geldiği gözlenmiştir. Bu nedenle hasta ikinci bir dudak operasyonu için tekrar cerraha yönlendirilmiştir. Bulgular: Nazoalveolar molding 4 ay 10 gün sürmüştür. Nazoalveolar sonrası başarılı sonuçlar elde edilmiş olmasına rağmen dudak operasyonu sonrası ıslık deformitesi meydana gelmiştir. Hasta 8 aylıkken ikinci bir dudak operasyonu geçirmiş ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Sonuçlar: Dudak kenarında bulunan orbicularis oris kasının pars marjinalis kısmının dizilimi ve tamiri yeterli hacmin kazanılarak ıslık deformitesinin önlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Daha da önemlisi, lateral “v” flap ve mukozanın doğru yaklaştırılması sırasında vermillion hattının kusursuz bir şekilde kapatılması gerekmektedir.

Page 38: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

WHISTLE EFFECT: A SECONDARY DEFORMITY IN CLEFT LIP AND ALVEOLUS-A CASE REPORT Aim: Secondary deformities can exist after the repair of cleft lip and palate, and may be classified into lip deformities, nose deformities, palatal fistula/velopharyngeal incompetence and maxillary deficiency or asymmetry. These deformities are wide variety in type and severity. Whistle effect (vermillion notching) is more common and most often caused by inadequate excision of the cleft tissue and persistent tissue deficiency at the vermillion border. This is a discontinuity in the free border of the vermillion. The aim of this case report is present a whistle effect occurred after lip surgery of a baby with unilateral cleft lip and alveolus. Subject and Method: The baby with unilateral cleft lip and alveolus on the left side referred to our clinic when he was 7 days old. As a routine protocol an acrylic appliance with a nose stent was prepared to elongate the columella and reshape the deformed cartilage. Three weeks later, a neonatal tooth emerged on big segment and it was extracted despite the possibility of swallowing due to the luxation. Following nasoalveolar molding the patient referred to their surgeon for lip surgery however whistle effect occurred after the surgery. Therefore the patient was referred to the surgeon for a second surgery. Results: Nasoalveolar molding lasted 4 months and 10 days. Although successful results were obtained after nasoalveolar molding, whistle effect occurred after lip surgery. He was operated for the second lip repair when he was 8 months and successful results were obtained. Conclusions: Alignment and repair of the pars marginalis portion of the orbicularis muscle at the lip margin is essential in gaining adequate volume to avoid whistle deformity. Furthermore important are precise closure of the vermillion, while a lateral "v" flap, and accurate re-approximation of mucosa.

Page 39: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 20 TEK TARAFLI DUDAK DAMAK YARIKLI HASTANIN YÜZ MASKESİ İLE TEDAVİ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ-OLGU SUNUMU Tuğba Üstün , Hanife Nuray Yılmaz, Banu Çakırer Bakkalbaşı Marmara Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD [email protected] Amaç: Dudak damak yarıkları (DDY) genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan konjenital kraniofasiyal anomaliler arasında en sık görülen anomalilerdendir.Daha önce yapılan çalışmalar dudak damak yarıklı hastalarda genellikle vertikal boyutların arttığını,anterior ve posterior çapraz kapanış görüldüğünü, orta yüz yetersizliğinden dolayı Sınıf III maloklüzyona eğilimli olduğunu ve faringeal havayolu boyutlarında azalma meydana geldiğini göstermiştir.DDY nedeniyle çene-yüz gelişimi ve dişsel kapanış da bozulduğundan, bu olgular erişkin döneme kadar çeşitli aşamalarda ortodontik tedaviye gereksinim göstermektedir.Maksilladaki mevcut darlığı ve çapraz kapanışı düzeltmek için maksiller genişletme aygıtları, sagital yöndeki gelişim yetersizliğini düzeltmek ve maksillanın öne alınmasını sağlamak için yüz maskesi uygulamaları yapılabilmektedir.Bu vaka raporunun amacı; tek taraflı opere dudak ve damak yarığı bulunan hastanın mevcut maksiller yetersizliğinin yüz maskesi ile tedavi sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Kliniğimize ortodontik tedavi amacıyla başvuran 8 yaşındaki opere edilmiş tek taraflı dudak ve damak yarığı bulunan erkek hastanın yapılan klinik ve radyolojik muayenesinde anterior çapraz kapanış ile birlikte Sınıf II subdivizyon molar ve Sınıf II kanin ilişkisine sahip olduğu belirlenmiştir. Ağız dışı muayenede konkav profile sahip olan hastada maksiller darlıkla birlikte yarık hattında üst lateral kesici diş varlığı tespit edilmiştir. Sagital ve transversal yöndeki maksiller yetersizliği düzeltmek için akrilik plaklı hyrax apareyi ile üst çene genişletilmesini takiben yüz maskesi uygulanmıştır. Hastanın sabit ortodontik tedavisi devam etmektedir. Bulgular: Hastanın yaklaşık 6 ay yüz maskesi kullanımı sonucu tüm Sınıf II kanin ve molar ilişkisi elde edilmiştir. Yapılan sefalometrik röntgen çakıştırması ile A noktasının 3 mm öne hareket ettiği, GoMe-SN, iç açılar toplamı ve FMA değerlerinde 3° artış olduğu, PP-SN açısının değişmediği, ANB açısının 4° arttığı, üst ve alt keser açılarının 5° azaldığı görülmüştür. Ayrıca üst dudak 3 mm öne hareket etmiş ve hastanın profili belirgin bir şekilde düzelmiştir. Tartışma ve Sonuç: Maksiller yetersizlikle karakterize dudak damak yarıklı bireylerde uygun yaşta uygulanan yüz maskesi tedavisi ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Page 40: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

THE EVALUATION OF THE RESULTS OF UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE PATIENT TREATED WITH FACEMASK-A CASE REPORT Aim: Cleft lip and palate (CLP) anomalies are the most common congenital craniofacial anomalies which are derived from genetic and environmental factors.Previous studies has shown that an increase in vertical height, anterior and posterior crossbite, tendency to have Class III malocclusion due to midfacial deficiency and a decrease in fareangeal airway dimensions can be seen in patients with CLP. Skeletal and dental malocclusions occur due to CLP and these patients needs orthodontic treatment in different periods of life until the adulthood. Maxillary expansion appliances can be used for maxillary constriction and crossbite while facemask treatment can be applied to correct the deficiency in sagittal direction and to protract the maxilla.The aim of this case report is to evaluate the results of facemask treatment for maxillary deficiency in an operated unilateral cleft lip and palate patient. Subject and Method: 8-year-old male patient having operated unilateral CLP applied to our clinic for the orthodontic treatment. Clinical and radiological evaluations showed anterior crossbite with Class II subdivision molar and Class II canine relationships, maxillary constriction and impacted upper lateral incisor close to the cleft area. The patient had concave profile.A facemask appliance was applied following maxillary expansion with acrylic cap hyrax in order to solve sagittal and transversal deficiency.The patient is still under fixed orthodontic treatment. Results: After 6-month facemask treatment full Class II canine and molar relationships were achieved. According to the cephalometrical superimpositions, 3 mm forward movement of A point, 3° increase in GoMe-SN, FMA and inner angles, no changes in PP-SN angle, 4° increase in ANB and 5° decrease in upper and lower incisor inclinations were observed. Upper lip also presented 3 mm forward movement and the patient’s profile improved significantly. Discussion and Conclusion: Cleft lip and palate patients characterized with maxillary deficiency can be treated by facemask appliance successfully with the correct timing of treatment.

Page 41: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 21 ALVEOLAR DİSTRAKSİYON AYGITI İLE TEDAVİ EDİLEN İKİ DUDAK DAMAK YARIKLI HASTANIN ÜÇ BOYUTLU OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Gülden Karabiber, Melih Motro, Ilias Andreopoulos, Nejat Erverdi, Hanife Nuray Yılmaz Marmara Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD [email protected] Amaç: Alveolar distraksiyon osteogenezi dudak damak yarığı bulunan hastalarda alternatif bir tedavi seçeneği olmaktadır. Bu vaka raporunda AWDA (archwise distraction appliance) ile tedavi edilen 2 dudak damak yarıklı hastaların sunulması amaçlanmıştır. Birey ve Yöntem: 18 ve 19 yaşlarında olan tek taraflı dudak damak yarığına sahip 2 hasta kliniğimize tedavi amacıyla başvurmuştur. Yapılan klinik ve radyografik muayene sonucunda yarık bölgenin greftleme ameliyatı için oldukça geniş olduğu gözlenmiştir. Bu nedenle hastalara dişlerin seviyelenmesini takiben AWDA uygulanmasına karar verilmiştir. Bu sunumda AWDA uygulanması sonrasında elde edilen iskeletsel, yumuşak doku ve havayolu değişiklikleri MIMICs programı kullanılarak CBCT görüntüleri üzerinde değerlendirilmiştir. Bulgular: Sonuçlar değerlendirildiğinde, nazal havayolu hacmi ilk hastada 4468 mm3 ‘ten 6910 mm3’e, ikinci hastada ise 3687 mm3’ten 4914 mm3’e yükselmiştir. ANS noktası sırasıyla 1.45 mm öne ve 1.73 mm yukarı hareket etmiştir. Apertura piriformisler arası mesafe sırasıyla 1.52 ve 0.05 olarak artmıştır. Burun ucu ortalama 1 mm ileri ve yukarı hareket etmiştir. Yarık mesafesi sırasıyla 5.01 mm ve 4.48 mm olmak üzere daralmıştır. Nazal havayolu hacmi iki hastada da artmıştır. Bununla beraber orofaringeal havayolu hacminde limitli bir artış gözlenmiştir. THREE DIMENSIONAL ASSESSMENT OF TWO CLEFT LIP AND PALATE CASES TREATED WITH VECTOR CONTROLLED ALVEOLAR DISTRACTION DEVICE Aim: Alveolar distraction osteogenesis is becoming an alternative option in treating cleft lip and palate (CLP) cases. In this case report two cases with severe CLP who were treated with a novel appliance called ArchWise Distraction Appliance (AWDA) were presented.

Page 42: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Subjects and Method: Two cleft lip and palate patients with the age of 18 and 19 years applied to our clinic seeking for orthodontic treatment. Clinical and radiological evaluations presented that cleft areas were too wide for the grafting surgery. Therefore following levelling and aligning stages, it was decided to perform AWDA protocol for both patients. In this presentation skeletal, soft tissue and airway changes which were achieved with AWDA were evaluated on CBCT images using a MIMICs software. Results: When we evaluated the datas before and after distraction nasal air volume of the patients increased from 4468 mm3 to 6910mm3 for the first case and 3687 mm3 to 4914 mm3 for the second case. ANS point moved 1,45 mm forward and 1,73 mm upward. Distance between apertura piriformis increased by 1.52 mm and 0.05 mm respectively. Cleft width narrowed by 5,01 mm and 4,48 mm respectively. Nose tip moved upward and forward 1 mm on average. Nasal airway volume increased in both patients therewithal limited increase in oropharyngeal airway volume was observed. Conclusion: The AWDA protocol was found to be very effective in both narrowing the cleft space and correcting the sagittal relationship of the maxilla and mandible.

Page 43: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 22 EEC SENDROMLU BİR BEBEKTE TEDAVİ YAKLAŞIMI-VAKA RAPORU Burcu Kılıç1, Hanife Nuray Yılmaz1, Hakan Ağır2 Marmara Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD1, Kocaeli Üniv. Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD2 [email protected] Amaç: Ektrodaktili, ektodermal displazi, yarık dudak ve damak sendromu (EEC); ektrodaktili, ektodermal displazi ve orofasiyal yarık ile karakterize gelişimsel bir genetik hastalıktır. EEC sendromunda yarık el veya ayak dışında nazo-lakrimal kanal tıkanıklığı, yarık dudak ve damak, ürogenital anomaliler, iletim tipi işitme kaybı, mandibulofacial disostosis görülebilmektedir. Tedavisi; ortopedi, plastik ve diş cerrahisi, oftalmolojist, dermatolog ve konuşma terapisti ve psikologların birlikte çalışacağı multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır. Bu vaka raporunda EEC sendromuna sahip bir bebekte yapılan tedaviler sunulmuştur. Birey ve Yöntem: EEC sendromu teşhisi konulmuş olan bilateral dudak damak yarıklı erkek bebek 6,5 aylıkken kliniğimize yönlendirilmiştir. Diğer sağlık problemleri nedeniyle geç yönlendirilmiş olan hastaya nazoalveolar şekillendirmenin çok bir faydası olmayacağı düşünülmüş ve cerrah ile konsülte edilmiştir. Ancak premaksilla çok önde olduğundan elde edilecek bir miktar geri hareketin bile ameliyat sonrası dudak gerilimini azaltacağı düşüncesi ile 2 ay nasoalveoler şekillendirme yapılmasına karar verilmiştir. İki ay sonunda premaksillada ancak 3 mm’lik geri hareket elde edilebilmiş ve cerrahi operasyon için yönlendirilmiştir. İlk ameliyatta dudağı ve yumuşak damağı opere edilen bilateral dudak damak yarıklı bebeğin 3dMD kayıtları ve alçı modelleri ile değerlendirmesi sunulmuştur. Ayrıca hastaya yarık el ve ayak için yapılan ameliyat sonuçları da gösterilmiştir. Bulgular ve Sonuç: Hastanın daha önemli sağlık problemlerine sahip olması bize geç ulaşmasına sebep olmuş ve dolayısıyla etkili bir nazoalveolar şekillendirme yapılmasını engellemiştir. Ancak ek anomaliye sahip dudak damak yarıklarında her zaman öncelikli ihtiyaçlar dikkatli bir şekilde ilgili doktorların ortak kararı ile belirlenmeli ve buna uygun bir şekilde tedavi planı belirlenmelidir. TREATMENT APPROACH IN EEC SYNDROME-A CASE REPORT Aim: Ectrodactyly, ectodermal dysplasia, cleft lip and palate syndrome (EEC) is a genetic developmental disorder characterized by ectrodactyly, ectodermal dysplasia and orofacial clefts (cleft lip/ palate). In addition, nasolacrimal canal

Page 44: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

disorders, urogenital anomalies, hearing problems and mandibulofacial dysostosis are the other encountered features. A multidisciplinary approach for treatment is needed which is coordinated by orthopedic, plastic, dental surgeons, ophthalmologist, dermatologists and speech therapists, psychologists. The aim of this case report was to present the treatments of a case with EEC syndrome. Subject and Method: A-6.5-month-old male patient with EEC syndrome and bilateral complete cleft lip and palate was referred to our clinic. Since it was too late for the effective results of nasoalveolar molding, consultation was performed with surgeon. However they preferred to try at least for 2 months since a backward movement of premaxilla would decrease the compression of the lip. Three mm bacward movement of premaxilla was achieved after 2 months and the patient was referred for the surgery. Soft palate and lip repair was performed in the first step. Records of 3dMD images and stone models of the patient were presented in this case report. The surgery outcomes performed for cleft hand and foot were also presented. Results and Conclusion: Since the patient had more serious health problems, he was referred to us late. Hence it impeded effective results to be achieved from nasoalveolar molding. However prior problems in cleft lip and palate cases with additional anomalies should be defined with all related doctors and the treatment sequences should be planned accordingly.

Page 45: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 23 BİLATERAL KOMPLE DUDAK DAMAK YARIĞININ ‘’T’’ TİPİ BANT UYGULAMASIYLA PRE-OPERATİF ORTOPEDİK TEDAVİSİ: VAKA RAPORU Kamile Oruç1, Kazım Çağrı Coşar1, Güvenç Başaran1, Figen Özgür2 Dicle Üniv Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD1, Hacettepe Üniv Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AB2

[email protected] Amaç: Dudak damak yarığı en yaygın görülen konjenital kraniofasial anomalillerdendir. Bilateral komple dudak ve damak yarıklı (BKDDY) bebeklerde genellikle nazal septum deviye, premaksilla protrüziv, columella ve filtrum arası belirsiz, burun delikleri düzensiz ve burun ucu projeksiyonu yetersizdir. Bu sunumun amacı BKDDY sahip bebeğin nazoalveolar şekillendirme (NAŞ) apareyi ile birlikte ‘’T’’ tipi bantlamanın uygulandığı pre-operatif ortopedik tedavisini sunmaktır. Birey ve Yöntem: Kliniğimize gelen 2 günlük kız bebeğe, sert akrilikten beslenme plağı hazırlanmıştır. İkinci haftada beslenme plağına akrilik butonlar eklenerek alveolar şekillendirme apareyi hazırlanmıştır. Alveolar segmentlerin yaklaştırılması ve premaksillanın yönlendirilmesi için aparey 8. haftaya kadar geçici yumuşak besleme maddesi (visco gel) eklenerek aktive edilmiştir. 9.haftada alveolar şekillendirme apereyine paslanmaz çelik telden ve akrilikten hazırlanan burunluk ilave edilerek nazolaveolar şekillendirme apareyi (NAŞ) hazırlanmıştır. T bandının nasıl uygulanacağı ebeveyne tarif edilmiş, her hafta kontrole çağrılmıştır. Gereken aktivasyonlar ve möllemeler haftalık kontrollerde yapılmıştır. Tedavi 16 haftada tamamlanarak operasyona yönlendirilmiştir. Bulgular: NAŞ apareyi ile birlikte uygulanan ‘’T’’ tipi bantlama, kolumellanın belirginleşmesinde, filtrumun uzatılmasında ve alveolar segmentlerin yaklaştırılmasında başarılı olmuştur. Cerrahi tedavi sonrasında, daha az skar ve daha estetik profil gözlenmiştir. Sonuç: NAŞ apareyinin ‘’T’’ tip bantla birlikte kullanımı BKDDY bebeklerde daha estetik profil elde etmek için önerilebilir. PRESURGICAL ORTHOPEDIC THREATMENT OF BILATERAL CLEFT LIP AND PALATE UTILIZING’’T’’ TYPE FLASTER: CASE REPORT Aim: Cleft lip and palate is one of the most common dentofacial anomalies. The babyies with bilateral total cleft lip and palate (BTCLP) have deviated nasal septum, prominent premaxilla, invisible columella and filtrum irregular nostril and projection of pronasalis is insufficient. This poster presents the pre-

Page 46: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

operatif orthopedic treatment of a baby with BTCLP utilizing Naso-alveolar Molding appliance with ‘’T’’ type flaster application. Subject and Method: Two-day-old baby is referred to our Clinic for Naso-alveoler molding (NAM) therapy. Feeding appliance is manufactured of heat-cured acrylic. At the second week, alveolar molding apliance fabricated by adding two buttons to feeding appliance. Until the 8.th week, the appliance is activated by adding temporary treatment tissue (Visco Gel) in order to merge alveolar segments and orientating premaxilla. Nasoalveolar molding appliance (NAM) is prepared by bonding nazal molding segment which is consist of stainless steel and acrylic resin on 9.th week. Parents are instructed how to apply ‘’T’’ type flaster and the appointments are arranged every week. The NAM appliance is activated at the appointments. The treatment is completed in 16 th. week. Result: Naso-alveolar Molding with ‘’T’’ type flaster is contributed to apparent collumella, lengthening filtrum and closed alveolar segments. More aesthtical profile and less scar is observed after surgical treatment. Conclusion: Naso-alveolar Molding with ‘’T’’ type flaster is recommeded for Bilateral Cleft Lip and Palate babies in order to provide more aestetic profile.

Page 47: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 24 TEK TARAFLI DUDAK VE DAMAK YARIĞINA SAHİP BİR BEBEĞİN CERRAHİ ÖNCESİ NAZOALVEOLER ŞEKİLLENDİRMESİ: OLGU SUNUMU Kamile Oruç, Aslı Pelin Kaya, Güvenç Başaran Dicle Üniv. Diş Hekimliği Fak. Ortodonti AD. Amaç: Nasoalveolar şekillendirme (NAŞ) dudak damak yarıklı hastaların primer cerrahi onarım öncesinde etkili bir tedavi protokolüdür. Bu vaka raporunda, tek taraflı komple dudak damak yarıklı bir bebeğin NAŞ tedavi prosedürü sunulmaktadır. Birey ve Yöntem: Komple tek taraflı damak-dudak yarıklı anomaliye sahip 20 günlük bir kız yeni doğan cerrahi öncesi ortopedik tedavi için çocuk doktoru tarafından ortodonti bölümüne sevk edilmişti. başlangıçta yapılan ağız dışı ve ağız içil muayenede yarık alanı 15 mm, diş kavisleri asimetrik, kollumela kısa ve yetersiz, dudaklar birbirinden ayrık ve burun projeksiyonu yetersizdi. Burun ucunun da sağa doğru deviye olduğu saptanmıştır. Nazoalveoler kompleksin şekillendirilmesi amacıyla nazoalveoler şekillendirme apareyi üzerinde haftalık düzeltmeler ve ilaveler yapılmış, alveoler yarık mesafesi kademeli olarak azaltılmış, deforme sol burun deliği şekillendirilmiştir. Nazoalveoler kompleksin şekillendirilmesi amacıyla nazoalveoler şekillendirme apareyi üzerinde haftalık düzenlemeler yapılmış, alveoler yarık mesafesi kademeli olarak azaltılmış, deforme sol burun deliği şekillendirilmiştir. Burun ve üst dudağın primer cerrahi onarımı 3 ay 20 günlük yaş döneminde yapılmıştır. Hastanın akrilik besleme plağı ile takibi yapılmaktadır. Bulgular: NAŞ tedavisinin sonunda, alveolar segmentlerin asimetrisi düzeltildi, yarık boşluğu azaltıldı, burun kıkırdağı morfolojisi iyileştirildi ve kolumella uzatıldı. Sonuçlar tatminediciydi. Sonuç: NAŞ tedavisi tek taraflı komple dudak damak yarıklı anomalinin düzeltilmeside başarılı bir sonuç sağlamıştır. Pirimer dudak operasyonundan sonra arzu edilen profil sağlanmıştır. PRESURGICAL NASOALVEOLAR MOULDING OF AN INFANT WITH A UNILATELATERAL CLEFT LIP AND PLATE: A CASE REPORT Aim: Nasoalveolar molding (NAM) is an efficient treatment protocol before the primary surgical repair in cleft lip and palate patients. This case report

Page 48: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

presents the NAM treatment procedure of an infant with unilateral comlite cleft lip and plate. Subject and Method: A 20-day-old female newborn with complete unilateral cleft lip and palate anomaly was referred to the department of orthodontics by pediatric clinitions for the presurgical preparation. Initial intraoral and extraoral examination showed that cleft gap was 15 mm and there was arch form asymmetry, columella was short and deficient, lip was widely separated, and the nasal projection was not sufficient. Nasal tip was deviated towards the right side. In order to mold the nasoalveolar complex weekly adjustments were performed on the NAM appliance, alveolar cleft distance was gradually reduced and the distorted left nostril was reshaped. Primary surgical repair of the nose and upper lip was performed at the age of 3 months 20 days The patient is following up palatal acrylic feeding apliance. Results: At the and of NAM treatment asymmetry of alveolar segments were corrected, the cleft gap was reduced the nasal cartilage morphology was improved and the columela was elongated. The results were satisfactory. Conclusion: The NAM treatment successfully aided in the correction of the left unilateral complete cleft lip and palate anomaly and satisfactory profile were maintained after primary lip surgery.

Page 49: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 25 FRONTONAZAL DİSPLAZİLİ BİR HASTANIN İNTERDİSİPLİNER TEDAVİSİ Derya Germeç Çakan, Merve Altay Burgaz, Kağan Lostuvalı, Kemal Uğurlu, Feyza Ülkür Yeditepe Üniv. Diş Hekimliği Fak. Ortodonti AD. [email protected] Amaç: Median yüz yarığı sendromu olarak da bilinen frontonazal displazi, orta yüzü ilgilendiren konjenital bir malformasyondur. Hipertelorizm, median burun ve/veya dudak yarığı, damak yarığı, malforme burun ucu, geniş burun tabanı ve ensefalosel ile karakterizedir. Bu hastaların tedavisi bebeklikten erişkin döneme kadar uzanmakta olup interdisipliner bir yaklaşım gerektirmektedir. Bu olgu raporunun amacı frontonazal displazili bir hastanın interdisipliner tedavisini sunmaktır. Birey ve Yöntem: Opere edilmiş, frontonazal displazili 17 yaşında kız hasta ortodonti kliniğimize başvurmuştur. Hastanın klinik ve radyografik muayenesi hipertelorizm, sol ünilateral komple dudak damak yarığı, mandibular asimetri, şiddetli maksiller retrognati ve darlık, ön ve arka çapraz kapanış, gömülü maksiller sağ kanin ve sol lateral kesici varlığını ortaya koymuştur. Tedavi planlamasına göre gömülü dişler çekilmiş, maksiller genişletme yapılmış, ortognatik cerrahi için dişlerin seviyelenmesini takiben çift çene ortognatik cerrahi uygulanmıştır. Cerrahi sırasında maksilla 6 mm ilerletilmiş, havayolunu korumak amacı ile mandibulanın sajital konumu değiştirilmeksizin yalnız asimetri düzeltilmiş ve fistül onarımı yapılmıştır. Bulgular: İnterdisipliner tedavinin ardından hastanın orta yüz geriliği ve konkav profilinde belirgin bir iyileşme izlenmiştir. Dişler seviyelenmiş, pozitif overjet elde edilmiştir. Hasta daha iyi bir estetiğe, ve oklüzal ilişkiye kavuşmuştur. Tartişma ve Sonuç: Yüz yarığına sahip bireylerde iskeletsel ve dental anomaliler ile gelişim geriliğine sıklıkla rastlanmaktadır. Kompleks yapıya sahip olan bu hastalarda; ideal oklüzyonun, fonksiyonun ve estetiğin elde edilebilmesi için interdisipliner yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. INTERDISCIPLINARY TREATMENT OF A PATIENT WITH FRONTONASAL DYSPLASIA Aim: Frontonasal dysplasia, also known as median cleft face syndrome, is a congenital malformation of the midface. It is characterized by hypertelorism, vertical midline cleft of the nose and/or lip, cleft palate, malformed nasal tip, wide nasal root, and encephalocele. The treatment of these patients requires

Page 50: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

an interdisciplinary approach. The aim of this case report is to present interdisciplinary treatment of a patient with frontonasal dysplasia. Subject and Method: An operated 17 years old female patient with frontonasal dysplasia was referred to our orthodontic clinic. Her clinical and radiographic evaluation revealed hypertelorism, left complete unilateral cleft lip and palate, mandibular asymmetry, severe maxillary retrognathia and constriction, anterior and posterior crossbite, impacted maxillary right canine and left lateral incisor. Treatment plan included extraction of the impacted teeth, maxillary expansion, tooth alignment and bimaxillary surgery. During orthognathic surgery, maxilla was advanced 6 mm, whereas the mandible was rotated to correct mandibular asymmetry. The fistula was also repaired. Results: The midface retrusion and concave profile of the patient was improved after interdisciplinary treatment. The teeth were aligned and a positive overjet was obtained. A better esthetic result and occlusal relationship was achieved. Discussion and Conclusion: Skeletodental anomalies and developmental disturbances of the midface are often seen in patients with facial clefts. In these complex cases, interdisciplinary approaches may provide an ideal occlusion, a better function and esthetics.

Page 51: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 26 TEK TARAFLI PRİMER VE SEKONDER DAMAK YARIKLI BİR OLGUNUN İNTERDİSİPLİNER TEDAVİSİ Asuman Deniz Gümrü Çelikel1, Beyza Tağrıkulu1, Hülya Kılıçoğlu1, Bilge Gökçen Röhlig2, M. Zeki Güzel3

İstanbul Üniv. Diş Hekimliği Fak. Ortodonti AD1, İstanbul Üniv. Diş Hekimliği Fak. Protetik Diş Tedavisi AD2, Serbest Hekim3 [email protected] Amaç: Dudak damak yarıkları kranifasiyal bölgede en sık karşılaşılan konjenital anomalilerdir. Bu deformiteye sahip hastalarda görülen alveoler kemik defektleri uygulanacak ortodontik tedaviyi sınırlandırırken, diğer taraftan stabil, fonksiyonel ve estetik tedavi sonuçları elde edilmesini de zorlaştırmaktadır. Bu nedenle alveoler kemik defektlerinin greftlenmesi veya cerrahi teknikleri ile ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu olgu sunumunun amacı, tek taraflı dudak damak yarıklı bir olguya uygulanan ortodontik tedavi, segmental LeFort 1 osteotomisi ve protetik tedaviyi kapsayan interdisipliner yaklaşım sonuçlarının değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Sol tek taraflı dudak damak yarığı bulunan 14 yaşındaki kız hasta yaşadığı estetik ve fonksiyonel problemler nedeniyle kliniğinize başvurmuştur. Klinik incelemesinde overjet ve overbite’ın yetersiz olduğu, yarık tarafındaki maksiller segmentin kollapsına bağlı olarak tek taraflı yan çapraz kapanış olduğu belirlenmiştir. Panaromik değerlendirmede yarık bölgesinde geniş bir alveoler defekt gözlenmiştir. Sefalometrik değerlendirmede iskeletsel I.sınıf ilişki, hiperdiverjan gelişim paterni, azalmış üst keser eksen eğimi saptanmıştır. Yapılan ortodontik tedavi planlamasında iki parçalı akrilik splint ile birlikte Delaire tipi yüz maskesi kullanılarak kollabe olan maksiller segmentin düzeltilmesi amaçlanmıştır. Alveoler kemik grefti yerine segmental LeFort 1 osteotomisi ile sol maksiller segmentin öne doğru ilerletilmesi ve alveoler defektin ortadan kaldırılması planlanmıştır. Ortodontik tedavi tamamlandıktan sonra ön dört dişi ilgilendiren bir köprü protezi yapılması uygun görülmüştür. Bulgular: İki parçalı akrilik splint ile birlikte günde en az 16 saat kullanılan Delaire tipi yüz maskesi sayesinde 8 ay sonunda ön çapraz kapanış ve kollabe olan sol maksiller segment düzeltilmiştir. Segmental LeFort 1 osteotomisi ile sol maksiller segment öne doğru ilerletilerek, alveoler bölgedeki defekt küçültülmüş ve alveoler kemik grefti ihtiyacı azaltılmıştır. Ön bölgeye uygulanan köprü protezi ile daha estetik bir görünüm elde edilmiştir. Tartışma ve Sonuç: Ortodonti, cerrahi ve protetik tedavilerin kombinasyonu sonucunda fonksiyonel bir oklüzyon ve dengeli bir yüz estetiği sağlanmıştır. Özellikle dudak damak yarıklı bireylerde daha başarılı tedavi sonuçlarının elde edilmesinde disiplinler arası ortak bir tedavi planı oluşturulması büyük önem taşımaktadır.

Page 52: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

INTERDISCIPLINARY TREATMENT OF A UNILATERAL PRIMARY AND SECONDARY CLEFT PALATE PATIENT Aim: Cleft lip and palate is the most common congenital deformity of the craniofacial area. Alveolar bone defects in these patients may limit orthodontic treatment and also make it difficult to gain stable, functional and esthetic treatment results. For these reasons alveolar bone defects should be grafted or surgically corrected. The aim of this case report is to present the interdisciplinary treatment of a unilateral cleft lip and palate patient which involves orthodontic treatment, segmental LeFort 1 osteotomy and prosthetic treatment. Material and Methods: A 14-year-old girl who has a unilateral cleft lip and palate was referred to our clinic with esthetic and functional concerns. In clinical examination, inadequate overjet and overbite, posterior crossbite on the left side as a result of collapse in the smaller segment of the maxilla was revealed. A large alveolar bone defect was seen in panoramic radiograph. In cephalometric evaluation, skeletal Class I relationship, hiperdivergant growth pattern with retroclined upper incisors were detected. The aim of the orthodontic treatment was to correct the collapsed maxillary segment using a two-pieced acrylic splint with Delaire type face mask. Instead of alveolar bone grafting, forward movement of the left maxillary segment with segmental LeFort 1 osteotomy was planned. Results: Using two-pieced acrylic splint with Delaire type face mask at least 16 hours daily, anterior crossbite and collapsed maxillary segment was corrected in 8 months. Left maxillary segment was moved anteriorly by segmental LeFort 1 osteotomy, alveolar bone defect was minimized and the need for alveolar bone grafting was reduced. Anterior esthetics was provided with fixed prosthesis. Conclusions: Functional occlusion and a well-balanced facial esthetics was gained as a result of a combination of orthodontic, surgical and prosthodontic treatments. For better treatment results especially in cleft lip and palate patients creating an interdisciplinary treatment plan is quite important.

Page 53: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 27 OPERE EDİLMEMİŞ TEK TARAFLI PRİMER VE SEKONDER DAMAK YARIKLI KARIŞIK DİŞLENME DÖNEMİNDEKİ BİR OLGUNUN CERRAHİ ÖNCESİ ORTODONTİK TEDAVİSİ Asuman Deniz Gümrü Çelikel1, Emre Hocaoğlu2, Elif Fatma Erbay1 İstanbul Üniv. Diş Hekimliği Fak. Ortodonti AD1, İstanbul Üniv. Tıp Fak., Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi AD2 [email protected] Amaç: Dudak damak yarıklı bireylerin dental ark gelişimleri, normal büyüme-gelişim paternine sahip bireylerden farklıdır. Bu farklılıklar; yarık tipi, yarık bölgesindeki doku miktarı, alveoler segmentler arasındaki ilişki ve bireyin büyüme-gelişim potansiyeli ile ilişkilidir. Ayrıca uygulanan cerrahi müdahalelerin kraniofasiyal büyüme ve gelişimi olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Bu olgu sunumunun amacı; dudak ve damak onarımı yapılmamış, üst orta yüz gelişimi normale yakın, karışık dişlenme dönemindeki bir hastada cerrahi öncesi ortodontik tedavi ve tek seansta yapılan dudak ve damak onarımı ile birlikte alveoler kemik grefti operasyonunun sonuçlarının değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Dudak ve damak onarımı yapılmamış, 9 yaşındaki kız hasta yaşadığı estetik ve fonksiyonel problemler nedeniyle kliniğimize başvurmuştur. Yapılan klinik incelemede oldukça geniş kemik defekti gözlenmiştir. Sefalometrik incelemesinde maksiller retrognatiye bağlı hafif şiddette iskeletsel sınıf III maloklüzyon ve dikey yönde normal gelişim paterni izlenmiştir. Operasyon öncesinde üç parçalı maksiller plak hazırlanarak, ağız içi lastikler yardımıyla maksiller segmentlerin birbirlerine yaklaştırılması hedeflenmiştir. Bulgular: Üç parçalı maksiler plak yardımı ile 6 ay sonunda maksiler segmentlerin birbirlerine yaklaştırılmasını takiben, damak, alveolar yarık ve dudak onarımları eşzamanlı olarak gerçekleştirilmiştir. Damak onarımında Bardach tekniği kullanılmıştır. Alveolar yarığın onarımında, geniş defekt bölgesi kortikokanselöz greft bloğu ile rekonstrükte edilerek üzeri bilateral gingivoperiosteal fleplerle örtülmüştür. Dudak yarığının onarımında Millard yöntemi tercih edilmiştir. Ortodontik tedavi ve cerahi girişimler sonucunda dengeli bir yüz estetiği elde edilmiş, hastanın fonksiyonel hareketleri iyileştirilmiş ve ideal ortodontik tedavinin yapılabilmesi için yarık bölgesinde yeterli kemik elde edilmiştir. Tartışma ve Sonuç: 9 yaşına kadar sosyal çevrenin olumsuz tepkileri nedeniyle travmatik bir yaşam süren hastada yapılan ortodontik tedavi ve cerrahi girişimler sayesinde benzer anomaliye sahip birçok çocuğa kıyasla estetik ve fonksiyonel açısından daha başarılı tedavi sonuçları elde edilmiştir.

Page 54: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Dudak damak yarıkları gibi ciddi iskeletsel deformiteye sahip olguların tedavi sonuçlarının daha başarılı olabilmesi için hastaların disiplinler arası ortak bir tedavi planı oluşturularak tedavi edilmeleri gerekmektedir. PRESURGICAL ORTHODONTIC TREATMENT OF A NON-OPERATED UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE PATIENT (UCLP) IN MIXED DENTITION Aim: Dental arch development of CLP patients is different from individuals who have normal growth and development. These differences are associated with cleft type, amount of tissue in cleft side, relationship between maxillary segments and individual’s growth and development potential. Surgery also affect craniofacial growth and development negatively. The aim of this case report is to evaluate the results of presurgical orthodontic treatment and lip and palate surgery combined with alveolar bone grafting in a non-operated UCLP patient. Material and Method: A 9-year-old girl with non-operated UCLP was referred to our clinic due to esthetic and functional problems. In clinical examination, significant alveolar bone defect was observed. In cephalometric analysis, a mild skeletal Class III malocclusion with normal growth pattern in vertical dimension was determined. Three-pieced maxillary plates were prepared and the gap between maxillary segments were diminished by intra-oral elastics before surgery. Results: After 6 months, when the gap between maxillary segments were lessened enough, synchronous repairs of palate, alveolar arch and lip were executed. Two layer closure of hard palate and three layer closure of soft palate were carried out in accordance to Bardach’s technique. For secondary alveolar bone grafting we utilized a corticocancellous iliac bone graft block and used bilateral gingivoperiosteal flaps for the coverage. The lip was repaired by Millard technique. A balanced facial aesthetics, improvement in function and adequate alveolar bone were obtained by combination of orthodontics and surgery. Conclusions: When compared with children who have similar anomalies, more successful treatment results in terms of esthetic and function are obtained in patient who had a traumatic life due to unfavorable reactions of social environment until the age of 9. In order to acquire more successful treatment results in patients with severe skeletal deformities such as CLP, an interdisciplinary treatment plan should be performed.

Page 55: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 28 NAZOALVEOLAR ŞEKİLLENDİRME VE DUDAK ONARIMI İLE ELDE EDİLEN SONUÇLARIN STEREOFOTOGRAMETRİ VE DİJİTAL MODELLER İLE DEĞERLENDİRİLMESİ-OLGU SUNUMU EfthymiosVasileiadis1, Tuğba Üstün1, Dr. Hanife Nuray Yılmaz1, İsmail Kuran2

Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD. 1 Özel Sektör2 [email protected] Amaç: Dudak damak yarıkları(DDY), konjenital olarak karşılaşılan kraniyo-fasiyal deformitelerin başında gelmektedir.Yenidoğan DDY olgularında, primer onarımlara kadar geçen süre içinde uygulanan nazoalveolar şekillendirme işleminin asıl amacı deformasyonun şiddetini azaltmaktır.Dudak operasyonu öncesinde dudak segmentlerinin istirahat halindeyken hemen hemen temas edecek hale getirilmesinin, kolumellanın uzatılmasının, alveolar segmentlerinin birbirine temas edecek hale getirilmesinin burun tabanında ve dudaklardaki düzelmeyi sağlayarak operasyon sayısını ve operasyon sonrası dudakta oluşacak yara izini azalttığı düşünülmektedir.Bu çalışmanın amacı, nazoalveolar şekillendirme ve dudak ameliyatı sonrası meydana gelen değişikliklerin dijital modeller ve stereofotogrametri yardımıyla değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Kliniğimize beslenme plağı yapılmış olarak ortodontist tarafından yönlendirilen 11 günlük kız bebekte tek taraflı sol komplet dudak ve damak yarığı olduğu gözlenmiştir.Başlangıç kayıtlarının alınmasını takiben dudak ameliyatı öncesi nazoalveolar şekillendirme için hazırlanan akrilik plağa retansiyon çubuğu yarık bölgesi ile uyumlu olacak şekilde yerleştirilmiştir.Apareyin ağızda tutulabilmesi amacıyla ortodontik elastikler ve bantlar yanaklar üzerine çift taraflı olarak uygulanmıştır.Hasta birer hafta aralıklarla takip edilmiş ve akrilik plağa eklemeler ve möllemeler yapılarak yarık hattının birbirine yaklaştırılması sağlanmıştır.Yarık hattı 5 mm altına indirildiğinde plağa nazal çıkıntı ilave edilmiş ve nazal kıkırdağın aktif şekillendirilmesine başlanmıştır.Nazoalveolar şekillendirme bittiğinde hasta dudak ameliyatı için yönlendirilmiştir. Bulgular: Segmentlerdeki hareketler başlangıç, ameliyat öncesi ve sonrası hazırlanan dijital modeller üzerinde, yumuşak dokudaki değişiklikler ise stereofotogrametri ile üç boyutlu olarak değerlendirilmiştir. On altı haftalık nazoalveolar şekillendirme sonrasında, başlangıçta 8 mm olan alveolar segmentler arası mesafe yaklaşık 2 mm’ye inmiştir.Üç boyutlu fotoğraflar kolumellada belirgin bir uzama olduğunu ve nazal kıkırdağın şeklinin düzeltildiğini göstermiştir.

Page 56: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Tartışma ve Sonuç: Dudak damak yarığına sahip bebeklerde cerrahi öncesi yapılan nazoalveolar şekillendirme ile dudaklar ve alveol segmentler birbirine belirgin oranda yaklaşmıştır. Bu sayede dudak ameliyatı sonrası daha az skar ve gerilmeyle başarılı sonuçlar elde edilmiştir. EVALUATION OF THE CHANGES AFTER NASOALVEOLAR MOLDING AND LIP SURGERY BY MEANS OF STEREOPHOTOGRAMMETRY AND DIGITAL MODELS-CASE REPORT Aim: Cleft Lip and Palate(CLP) is one of the common congenital anomalies of the cranio-facial deformities. On neonate CLP patients, the main aim of the pre-surgical nasoalveolar molding(PNAM) which is applied prior to the primary surgical correction is reducing the severity of deformation.It is thought that before lip surgery, bringing lip segments almost in contact, elongating columella, bringing alveolar segments in contact can decrease the number of operation and scar tissue on the lip after surgery with the help of correction in nasal floor and lips.The aim of this study is to evaluate the changes after nasoalveolar molding and lip surgery with the help of digital models and stereophotogrammetry. Subject and Method: 11 day-old baby girl who was referred to our clinic with the feeding plate by an orthodontist, had unilateral left complete cleft lip and palate. After taking initial records a retention stick was placed according to cleft area to the acrylic plate which was prepared for nasoalveolar molding before lip surgery. The elastics and sticky tapes were applied to the cheeks for retention of appliance in the mouth.The patient was monitored every week and the cleft segments were approached with adding and grinding from the acrylic plate.When the cleft area was reduced to less than 5 mm, a nasal stent was added, and active molding of the nasal cartilage begun.Following nasoalveolar molding, the patient was referred for the lip surgery. Results: The movements on the cleft segments were evaluated on the dijital models which were taken before and after surgery and the changes on the soft tissue were also evaluated with stereophotogrammetry in three dimensions. Nasoalveolar molding lasted 16 weeks and during this period the distance between alveolar segments decreased around 2 mm which was 8 mm initially.3-D photos showed that columella extended significantly and the shape of the nasal cartilage was corrected. Discussion and Conclusions:In cleft lip and palate patients underwent presurgical nasoalveolar molding, the lips and alveolar segments become closer significantly. Hence successful results were found with less scar formation and tension after lip surgery.

Page 57: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 29 TEK TARAFLI DUDAK DAMAK YARIKLI OLGULARDA GOSLON ÖLÇEĞİ SKORLAMASI İLE SEFALOMETRIK DEĞERLENDİRME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ

Işıl Aras, Ege Doğan, Servet Doğan Ege Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD [email protected]

Amaç: Çalışmanın amacı tek taraflı dudak damak yarığı olan bireylerin alçı modellerinin Goslon ölçeği ile yapılan değerlendirmeleri ile sefalometrik film değerlendirmesi arasında ilişki varlığının araştırılmasıdır. Materyal Ve Method: Çalışmada Ege Üniversitesi Ortodonti Anabilim Dalına tedavi amacıyla başvurmuş olan yaşları 12-14 arasında değişen, tek taraflı dudak ve damak yarığına sahip, toplam 30 birey değerlendirilmiştir. Hastalardan tedavi öncesi alınan alçı modeler Goslon Ölçeği uygulanmıştır. Tedavi öncesi elde edilen sefalometrik filmler üzerinde ise sagittal ve vertikal yönde değerlendirme amacıyla SnGoGn açısı, Jarabak oranı, SNA açısı ,SNB açısı, ANB açısı,Witz değeri ölçümleri uygulanmıştır. Bulgular: Elde edilen veriler değerlendirildiğinde Goslon 1 skorlaması, ANB açısı ve Witz ölçümü ile yüksek korelasyon değerlerini sergilerken, Goslon 2 skorlaması, ANB açısı ile moderate korelasyon göstermiştir. Goslon 3 skorlaması ile araştırılan parametreler arasında herhangi korelasyon bulunmamıştır. Goslon 4 skorlaması değerlerinde ise ANB açısı ve Witz ölçümü yüksek korelasyon değeri göstermiştir. Goslon 5 skorlaması ile SnGoGn açısı,Jarabak oranı, SNA açısı ,ANB açısı,Witz değeri ölçümleri en yüksek korelasyonu göstermiştir. Tartışma ve Sonuç: Tek taraflı dudak damak yarıklı olgularda merkezler arası karşılaştırmalı çalışmalarda Goslon Ölçeği ile yapılan incelemeler özellikle primer cerrahi sonuçların değerlendirilmesinde çok önemlidir. Yapılan bu çalışmada Goslon ölçeği sonuçları ile sefalometrik değerler arasında korelasyon bulunması konu ile ilgili araştırmalarda kullanılması açısından oldukça önemlidir.

EVALUATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN GOSLON SCORING AND CEPHALOMETRIC X-RAYS ON THE PATIENTS WITH UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE

Aim: Evaluation of the relationship between Goslon Scoring and Cephalometric X-Rays on the patients with unilateral cleft lip and palate.

Page 58: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Material and Method: The study is done on 30 patients with unilateral cleft lip and palate, aged between 12-14, who had referred to Ege University Orthodontics Department. Pre-treated models were taken from the patients and scored with Goslon Scoring. Pre-treated Sephalometric X-Rays were taken from the patients and SnGoGn angle, Jarabak ratio, SNA angle, SNB angle, ANB angle and Witz value were measured. Results: When the measurements were evaluated, Goslon 1 scoring showed high correlation with ANB angle and Wits value, Goslon 2 scoring showed moderate correlation with ANB angle, Goslon 3 scoring didn’t show any correlation with the other parameters, Goslon 4 scoring showed high correlation with ANB angle and Wits value, Goslon 5 scoring showed the highest correlation with SnGoGn angle, Jarabak ratio, SNA angle, ANB angle and Witz value. Discussion and Conclusion: Intercentral studies done by using Goslon Scoring especially for evaluation primary surgical results on patients with unilateral cleft lip and palate is very important. This study shows correlation between Goslon scoring and Sephalometric X-Rays, which is important for researches about unilateral cleft lip and palate.

Page 59: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 30 2009-20015 YILLARI ARASINDA EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PLASTİK VE REKONSTRÜKTİF CERRAHİ ANABİLİM DALINDA OPERE EDİLMİŞ DUDAK DAMAK YARIKLI HASTALARIN DAĞILIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ Yiğit Tiftikçioğlu, Abdülkadir Işık, Ege Doğan, Yakup Işık, Servet Doğan Ege Üniv. Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi AD, Ege Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi Ortodonti AD [email protected] Amaç: Bu çalışmadaki amacımız 2009-2015 yılları arası Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim dalında opere edilmiş dudak ve/veya damak yarıklı bireylerin dağılımını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim dalına operasyon amacıyla başvuran dudak ve/veya damak yarıklı hastalar,yarık tiplerine göre inkomplet, komplet , unilateral sağ veya sol, bilateral sağ veya sol, sadece dudak ve/veya sadece damak yarığı olarak sınıflandırılmıştır. Cinsiyetlerine ve opere edildiklerinde kaç aylık olduklarına göre gruplandırılan hastalar sendromik veya nonsendromik olmalarına göre de listelenmiştir Hastalarda 199 komplet, 220 inkomplet dudak ve/veya damak yarığı mevcuttur. Hastaların 14 tanesinde dudak ve/veya damak yarığına sendrom eşlik etmektedir.Dudak yarığı ile birlikte 2 hastada sendrom varken ,sadece damak yarığı olan 11 hastada sendrom bulunmaktadır. Dudak ve damak yarığının birlikte görüldüğü hastaların 1 tanesinde sendrom gözlenmiştir Bulgular: Yapılan değerlendirme sonucu 2009-2015 yılları arasında toplamda 658 hasta kaydı taranmıştır. Fistül nedeniyle tekrar opere edilen 239 hasta çalışma dışı bırakılmıştır. Geriye kalan 419 hastanın 243’ü erkek, 176’sı kızdır. Hastalar ortalama olarak 14 aylıkken opere edilmişlerdir. Bu hastaların 84’ü bilateral, 159’u unilateral yarığa sahiptir. 159 unilateral hastanın 104’ünde solda yarık hattı izlenirken ,55’sinde sağ taraftadır. 419 hastanın 158’i izole damak, 76’sı izole dudak yarığına yarığına sahipken177 hastada dudak ve damak yarığı birlikte görülmektedir. Hastalarda 199 komplet, 220 inkomplet dudak ve/veya damak yarığı mevcuttur. Hastaların 14 tanesinde dudak ve/veya damak yarığına sendrom eşlik etmektedir.Dudak yarığı ile birlikte 2 hastada sendrom varken ,sadece damak yarığı olan 11 hastada sendrom bulunmaktadır. Dudak ve damak yarığının birlikte görüldüğü hastaların 1 tanesinde sendrom gözlenmiştir. Tartışma ve Sonuç: Bu çalışmada elde edilen verilere göre 2009-2015 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik ve

Page 60: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim dalında yatışı yapılan 419 hastanın %53’ü inkomplet dudak ve/veya damak yarığına sahiptir. Bu hastaların %37’si izole damak yarığı nedeniyle opere edilmiştir. Yapılan dudak ameliyatlarının %65’ini sol dudak yarığı operasyonu oluşturmaktadır. 2009-2015 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim dalında opere edilmiş dudak damak yarıklı hasta sayısının yüksek olması konu ile ilgili verilen hizmet açısından dikkat çekicidir. EVALUATION OF THE CLEFT LIP/PALATE PATIENTS OPERATED IN EGE UNIVERSITY MEDICAL FACULTY, PLASTIC AND RECONSTRUCTIVE SURGERY DEPARTMENT BETWEEN THE YEARS 2009-2015 Aim: Evaluating the distribution of the patients with cleft lip with/without palate, who were treated between the years 2009-2015 in Ege University Medical Faculty, Plastic and Reconstructive Surgery Department. Materials and Method: The cleft lip with/without palate patients treated in Ege University Plastic and Reconstructive Surgery Department. were divided into groups according to type of the cleft; complete- incomplete, unilateral; right or left, bilateral; right or left, only lip with/without palate. Results: The results of the evaluation between the years 2009-2015 showed that; totally 658 patients were evaluated. Reopareted 239 patients due to fistula excluded from the study. Patients had the operation on the 14 month in average. 84 of these patients had bilateral and 159 patients had unilateral clefts. 104 unilateral patients had cleft on the left side, 55 had cleft on the right side. 158 patients had cleft on only palate, 76 had only on lip and 177 patients had cleft lip and palate together. Patients had 220 incomplete and 199 complete cleft lip with/without palate. 14 of the patients had syndromes besides having clefts. 2 patients with cleft lip had syndromes and 11 patients with cleft palate had syndromes. 1 patient with cleft lip and palate had syndrome. Discussion and Conclusion: When the patients who were treated between the years 2009-2015 in Ege University Medical Faculty, Plastic and Reconstructive Surgery Department were evaluated, its found that out of 419 patients. 53 % had incomplete cleft lip with/without palate. 37% had isolated palate cleft. The operations on lip 65% were done on the left side of the lip. It is remarkable to see the high number of patients who were treated in Ege University Plastic and Reconstructive Surgery Department between the years 2009-2015.

Page 61: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 31 DAMAK YARIĞINA BAĞLI OLARAK MAKSİLLANIN GERİDE KONUMLANDIĞI BİR BİREYİN RIGID EXTERNAL DISTRACTION (RED) İLE TEDAVİSİ: VAKA RAPORU

Ayşe Tuba Altuğ,1 Ayşegül Tüzüner-Öncül,2 Aslı Şenol,1 Can Arslan,1 Merve Kadıoğlu,2 Özün Karaahmetoğlu2

Ankara Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD1, Ankara Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi AD2

[email protected] Amaç: Bu vaka raporunun amacı, opere sert ve yumuşak damak yarığı bulunan bir bireyin RED (rigid external distraction) ile tedavi ve 1 yıllık takibini sunmaktır. Birey ve Yöntem: Yirmi bir yaşındaki kadın hastanın sert ve yumuşak damağında bulunan yarık küçük yaşlarda opere edilmiştir. Birey kliniğimize başvurduğunda şiddetli maksiller yetmezliğe sahip olduğu, alt çenesinde çok sayıda diş eksikliği olduğu ve buna bağlı olarak vertikal yüz boyutunun da çok düşük olduğu tespit edilmiştir. Negatif overjet miktarı 16 mm’dir ve profil konkavdır. Bireye cerrahi öncesi ortodontik tedavi uygulanmıştır. RED öncesi üst braketler çıkartılmış ve özel tasarım hareketli iskelet protez hazırlanmıştır. Ağıziçi apareye traksiyon üniteleri olarak çoklu seviyeli ağızdışı vertikal barlar lehimlenmiştir. Genel anestezi altında pterygomaksiller bağlantıyı da içeren tam bir LeFort I osteotomi yapılmış ve maksilla mobilize edilmiştir. Osteotomi tamamlandıktan ve mukoza sütüre edildikten sonra ağıziçi aygıt eksik olan üst lateral ve premolar dişler bölgesinden IMF vidaları ile sabitlenmiştir. Sonrasında RED aygıtının başlık kısmı uyumlandırılmıştır. Aktivasyon 3 hafta, stabilizasyon ise 3 ay sürmüştür. Tedavi sonrasında aşırı düzeltme uygulandığı için yüz maskesi ile pekiştirmeye ihtiyaç duyulmamıştır Bulgular: RED uygulamasının hemen sonrasında ortalama distraksiyon miktarları 18mm.dir. Maksilladan belirgin düzeyde ileri yönde hareket ve iskeletsel Sınıf III ilişkide iyileşme elde edilmiştir. ANB açısı -17°’den tedavi ile 18.5° artarak tedavi sonunda 1.5°’ye yükselmiştir. Maksillanın konumunu gösteren NaPerp-A ise 10.4mm.lik bir iyileşme göstererek -4.4mm’den 6mm’ye yükselmiştir. Sonuç: Sunulan kemik destekli ve çok seviyeli traksiyon sağlayabilen ağıziçi aygıt tasarımı ile, distraksiyon ve pekiştirme aşamaları sırasında maksillada vertikal kontrol sağlanmış ve aygıtın stabilitesinde bir sorun yaşanmamıştır.

Page 62: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

RIGID EXTERNAL DISTRACTION (RED) TREATMENT OF A PATIENT WITH CLEFT PALATE INDUCED MAXILLARY DEFICIENCY: CASE

REPORT Aim: The purpose of this case report is to present RED treatment and 1-year follow-up of an individual, with operated cleft palate. Subjects and Method: Twenty-one-year-old female patient with cleft palate was operated at an early age. Patient, referred to our clinic with severe maxillary deficiency, oligodontia and very low vertical face dimension. The amount of negative overjet was 16mm and profile was concave. Pre-surgical orthodontic treatment was applied to patient. Before DO, upper brackets were removed and moving skeletal prosthesis that is custom designed were prepared. Multi-level vertical bars were soldered to intraoral appliance as extraoral traction units. LeFort I osteotomy was performed under general anesthesia, including pterygomaxillary disjunction, and the maxilla was mobilized. Once the osteotomy was completed and the oral mucosa was sutured, device was fixed to lacking of teeth region of the upper lateral and premolar with IMF screws. The heading part of the RED device was adapted. Activation-stabilization lasted 3weeks-3months, respectively. Due to overcorrection, no facemask use was needed. Results: Immediately following DO, the average amount of distraction was 18mm. A significant advancement of the maxilla and correction of the sagittal Class III skeletal relationship was achieved. Negative 17° ANB increased to 1.5° as a result of 3weeks RED activation. Nperp-A showed an improvement of 10.4mm (Beginning RED; -4.4mm, End RED; 6mm). Conclusions: Presented with intraoral bone-supported and capable of multi-level traction device design, vertical control was provided during distraction and consolidation phases. There was no problem with stability of the device.

Page 63: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

P 32 TEK TARAFLI DUDAK VE DAMAK YARIĞI BULUNAN BİR YENİDOĞANIN CERRAHİ ÖNCESİ NAZAL VE ALVEOLER ŞEKİLLENDİRME İLE TEDAVİSİ: VAKA RAPORU Emre Cesur, Büşra Özdemiray, Nurver Karslı, Özge Müftüoğlu, Ayşe Tuba Altuğ Ankara Üniv. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD [email protected] Giriş : Cerrahi öncesi nazal ve alveoler şekillendirmenin amacı, dudak damak yarıklı bebeklerde başlangıçta mevcut olan yarık deformitesinin şiddetini azalmak, daha başarılı ve kalıcı sonuçlar elde etmektir. Bu yöntem sayesinde şiddeti azalan deformite, cerrahlar tarafından daha başarılı bir şekilde opere edilir. Bu vaka raporunda tek taraflı dudak damak yarıklı bir bebeğin nasal ve alveolar şekillendirme yöntemi ile tedavisi ve primer dudak ve burun ameliyatının sonuçları sunulacaktır. Birey ve Metod: Sol tek taraflı dudak ve damak yarığına sahip 3 günlük kız bebek beslenme zorluğu sebebiyle kliniğimize sevk edilmiştir. Kliniğimize ilk geldiğinde beslenmesi orogastrik tüp ile sağlanmaktaydı. Yarık bulunan taraftaki burun kanadı şiddetli ölçüde basıktı. Alveolar segmentler arasındaki defekt ise 13 mm. genişliğindeydi. Öncelikle hem beslenme fonksiyonunu iade edecek, hem de eş zamanlı olarak alveoler segmentleri şekillendirecek olan aparey ile tedaviye başlanmıştır. Buruna şekil verecek olan nazal uzantı ise tedavi başladıktan 4 hafta sonra uyumlandırılmıştır. Primer cerrahi öncesi ortopedik tedavi toplam 4 ay sürmüştür. Sonuç: Primer cerrahi öncesi nazal ve alveolar şekillendirme tek taraflı dudak ve damak yarıklı, deprese nazal kıkırdağı bulunan bebeklerin estetik görüntüsünde katkı sağlayabilmektedir. PRESURGICAL NASOALVEOLAR MOLDING OF AN INFANT WITH UNILATERAL CLEFT LIP AND PALATE: CASE REPORT Introduction: The objective of presurgical nasoalveolar molding is to reduce the severity of the initial cleft deformity and to achieve better and more stable results in cleft lip and palate infants. This enables the surgeon to operate a cleft deformity that is of minimal severity with a better treatment outcome. In this case report, a left unilateral cleft lip and palate infant who was treated with nasoalveolar molding prior to his primary lip and nose closure surgery is presented.

Page 64: POSTERLER POSTERS - dudakdamakyariklari.org · P 01 YARIK DAMAKLI OLGULARDA İŞİTME KAYBININ DE ĞERLEND İRİLMES İ Şadiye Bacık, Gurbet Şahin Kamı şlı Gazi Üniversitesi

Subject and Method: A 3-days old newborn female patient with left unilateral cleft lip and nose was referred to our clinic due to her feeding difficulty. She had an orogastric tube at the moment of her referral. She has a markedly depressed nasal rim at the cleft side. There was also a 13 mm wide alveolar defect with a complete cleft of the palate. An alveolar molding plate was inserted primarily which provided an acceptable feeding function and molding of the alveoli simultaneously. The nasal stent was inserted 4 weeks later and the overall presurgical orthopedics was lasted for 4 months Conclusion: Presurgical nasal molding seems to improve aesthetics of the nose in patients with unilateral clefts of lip, alveolus and palate and distinctly flattened nasal cartilages.