simmel modern kulturde catisma

Upload: seyma-can

Post on 16-Jul-2015

363 views

Category:

Documents


5 download

TRANSCRIPT

GEORGSIMMELsanathayatDZ EDTR M\ Mun Eer sanat yararszsa, hayat da yledir. Baudelaire Hayat bir oyundur, hayat sanattr. Marcel Duchamp Sanat hayata deil izleyiciye ayna tutar. Oscar Wilde mgelem araclyla hayata tutunursunuz ve bu hayat mutlak sanatn ta kendisidir. Yves Klein Baudelaire'e gre hayat ve sanatla ilgili btn davranlann altnda gnahkr olduumuz inanc yatar. P. E. Charvet Yazannn lmszlk bekledii eseri imdi onu katletmektedir. Michel Foucault Yazlanlar baka, hayat baka... Andre Breton Heykelim bedendir. Bedenim heykelimdir. Louis Bourgeois Hayat ksa Sanat uzundur; zaman gelip geici, denemek tehlikeli, muhakeme gtr. Hipokrat

Modern Kltrde atmaDer Konflikt der KutturEVRENLER

Tanl Bora - Nazile Kalayc - Elin Gen

i Im

Simmel yaad zamann, tank olduu byk dnmn -modernitenin-, kentin maherinin, bireyin yalnzlnn kltrel haritasn karr. Bu harita sayesinde sosyolojinin sosyal bilimler iindeki yerini tanmlar, eletirel dnce, kltr kuram ve kltrel almalarn temellerini atar. Toplumsal pratikleri formlar ve imgeler halinde canlandrarak hayat sanata, sanat hayata tercme eder. Simmel'in en kapsaml ada yorumcusu David Frisby'nin sunduu Modern Kltrde atma, onun modern kltr, kent ve birey zerine dncesini aydnlatacak temel metnini iermektedir.

i

Kentin ve modernliin dnrnn, sosyologunun ve filozofunun ad Georg Simmel'dir. Werner Jung Avangardn ilgi oda olacalc sorunlarn hepsi Simmel'in metropol zerine dncelerinde sakldr. Manfredo Tafuri Kltr sosyolojisi... kesinlikle onun yaratt temeller zerinde mmkn olmutur. Georg Lukacs Felsefenin zerine herkese somut konulara dnmesini salayarak epistemoloji veya entelektel tarih gevezelikten bezmi olan yol gsteren odur.

11.0

Theodor,

LE T M 955 SANAT HAYAT

ISBN 975-05-0192-6

9789750501920

Modern Kltrde atma Metropol ve Tinsel Hayat Moda Felsefesi

GEORG SIMMEL

GEORG SIMMEL (1858, Berlin-1918, Strasburg) Modern kltr, kent ve birey arasndaki ilikiler zerine incelemeleriyle bamsz bir sosyoloji disiplininin kurulmasna nderlik eder. Sanata sosyolojinin, sosyolojiye de sanatn perspektifinden bakmas ve toplumsal hadiseleri estetik formlar, imgeler olarak tasavvur etmesi dolaysyla sosyolojinin 'esteti', 'empresyonisti' olarak anlr. Yazlar, moda, fuhu, macera, yemek, seyahat, para ekonomisi, yoksulluk gibi trl grnmleriyle modernUgi, modem bireyin ruhsal ve zihinsel varln ve urad yabanclamay kefe kar; kltrde cinsel ayrmclk zerinde durmas dolaysyla toplumsal cinsiyetin ilk kuramclarndan saylr. Sanat ve edebiyatla ilgili incelemeleri Michelangelo, Leonardo, Rembrandt, Kant ve Goethe'den, Bckhn, Rodin, Stefan George gibi adalarna, 'ereve', 'ssleme', 'harabe', peyzaj', 'stil gibi estetik kavramlardan, 'sanat iin sanat' ve gerekilik anlaylarna kadar uzanr. Simrael, Berlin ve Strasburg niversitelerindeki derslerinden ok, dzenledii salonlar araclyla adalar zerinde etkili olur; bunlar arasnda Ernst Bloch, Georg Lukacs, Kari Mannheim gibi gen meslektalarnn yan sra Robert Musil gibi yazarlar. Max Liebermann gibi sanatlar da eksik deildir. Simmelin 20. yzyl boyunca, kent ve modernite sosyolojisi, kltrel kuram ve eletirel dnce zerindeki etkisi, 21. yzylda da zellikle 'kltrel almalar' alannda ve Zygraunt Bauman gibi 'postmodemite kuramclar' araclyla srmektedir. Yirmi be kitap ve yz akn makaleden oluan eseri iinde en sk kaydedilenlerden birka unlardr: Sosyolojik Estetik (1896), Para Felsefesi (1900), Kadn Kltr (1902), Metropol ve Tinsel Hayat (1903), Moda Felsefesi (1905), Sosyoloji (1908), Felsef Kltr (1911), Kltr Kavram ve Trajedisi zerine (1911), Goethe (1913), Lart pour l'art (1914), Kltrel Formlarn Deiimi (1916), Rembrandt: Sanat zerine Felseft Bir Deneme (1917), Hayat zerine Grler (1918 ), Modem Kltrde atma (1918). DAVID FRSBY Glasgow niversitesi'nde Sosyoloji Profesr. Metropolde modernite ve mimarlk, dedektif romanlan. Alman sosyal kuram ve Georg Simmel sosyolojisi zerinde alyor. Simmel'le ilgili kitaplar arasnda Sosyolojik Empresyonizm (1981), Modernite Fragmanlar (1986), Simmel ve Sonras (1992) ve Kltr zerine: Seilmi Yazlar (editr) (1997) bulunuyor.

u u il ^ ^ l

iletiim Yaynlar 955 sanathayat dizisi 2 ISBN 975-05-0192-6 2003 letiim Yayncll< A. . 1. BASK 2003, istanbul (1000 adet) 2. BASKI 2004, stanbul (500 adet) 3. BASKI 2005, stanbul (500 adet) 4. BASKI 2006, stanbul (500 adet) DZ EDTR VE DERLEYEN Ali Artun YAYINA HAZIRLAYAN Eiin Gen KAPAK TASARIMI z\em zkal KAPAK RESM Van Gogh, Otoportre, 1889-1890. KAPAK FLM A- Nokta Grafik UYGULAMA Suat Aysu DZELT Asude Ekinci MOWMy ahin Eyilmez BASKI ve CLTSena Ofset Bu kitapta esas alnan metinlerin zgn adlar: Simmel, "Der Konflikt der Kultur", Gesamtausgabe cilt 16. Simmel, "Die Grossstadte und das Gelstesleben", Gesamtausgabe cilt 7. Simmel, "Philosophie der Mode", Gesamtausgabe cilt 10. David Frisby, "Georg Simmel - The First Sociologist Of Modernity," Georg Simmel, Critical Assessments (Londra: Routledge, 1994, 2. cilt). DAVID FRSBY

NDEKLE R

SUNU / Georg Simmel - Modernitenin

sanathayat2003 YILI KTAPLARI Charles Baudelaire Modern Hayatn Ressam Peter Burger Avangard Kuramm

lk Sosyologu ....................................................................................... 7 La Modernity......................................................................................9 Yntem Sorunu...............................................................................17 Simmel'in Modernite zmlemesi...............................................22 Moda ve Stil.....................................................................................41

GEORG SMMEL

Modern Kltrde atma................................................55 IVIodern Kltrde atma..................................................57 l\/letropol ve Tinsel Hayat....................................................85 Moda Felsefesi..................................................................103

letiim Yaynlar Binbirdirek Meydan Sokak, letiim Han No. 7 Caalolu 34122 stanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 Faks: 212.516 12 58 e-mail: [email protected] web: www.iletisim.com.tr

DZN .......................................................................................... 135

SUNU

Georg Simmel -Modernitenin lk SosyologuDAVID FRISBY

Georg Simmel -Modernitenin lk SosyologuLa Modernite

Simmel'in modernite kuramn tasvir edip yeniden ina etme abasnda, onun modernitenin ilk sosyologu olduu savn merulatrmadan nce, Baudelaire'in modernite freskine (Benjamin), bir de Habermas'n buna verdii son ekle bakmamz gerekiyor. Baudelaire'in modernite deerlendirmesi, Constantin Guys adl ressam zerine kaleme ald vg dolu bir makale olan "Modern Hayatn Ressam" adl metninde karmza kar. 1859/1860 yllarnda yazd, ilk kez 1863 ylnda yaymlanan bu yazsnda ''modernite'' kavramn ortaya atan Baudelaire, okura unu itiraf etmektedir: "... zihnim-deki dnceyi ifade edecek daha uygun bir szck bilmiyorum." Baudelaire moderniteyi hem modern hayatn bir "nitelii" olarak, hem de sanatsal giriimin yeni bir hedefi olarak gryordu. Modern hayatn ressam iin, bu nitelik yenilik mefhumuyla, nouveaute'yle zdetir. Benjamin, "sa9

natsal retimin bilinli amac" olan yeniliin anlamn yle vurgulamtr: Baudelaire'in yaptlarnda asl dert, yeni formlara hayat verme ya da eyann yeni bir boyutuna vakf olma abas deildir - bu, btn sanatlarda ortak olan bir abadr Baudelaire'in asl derdi, btn gc salt yeni olmakhnda yatan o kkten yeni nesnedir - ne kadar itici, ne kadar nefret edil esi olursa olsun.' (vurgu bana ait) Baudelaire'in "modernite fenomenolojisi"nin (Oehler) temelinde, imdi'nin yenilii yatmaktadr: "imdi'nin temsilinde bize zevk veren ey, sadece o temsilin brnebilecegi gzellik deil, ayn zamanda onun, znde yeni olmasdr." Ama bu imdi'lik, geicidir; moderniteye ayrc zelliini veren de budur, nk " 'modernite'yle kast ettiim, bir yars sonsuz ve deimez olan sanatn, gelip geici, ele avuca smaz, koullara bal olan dier yarsdr".^ Aslnda, gzelliin kendisi de yalnzca "ebed, deimez bir unsur"u deil, "koullara gre deien, greli bir unsur"u barndrr, bu unsur da "[yaanlan] a, o an modalar, duygular"dr.^ Ancak, Jauss'un da ne srd gibi," bu mutlak yenilik estetii, geici olan ile ebed olan arasndaki o kadim kartln yeni bir eitlemesinden ibaret deildir: Geici, anlk, koullara bal olann, sanatn bir yarsn oluturmak iin deimez, zamandan bamsz, evrensel olan dier yaryla tamamlanmas gerekir; ayn ekilde mo1 2 3 410 Gesammelte Schriften (Werkausgabe) (Frankfurt: Suhrkamp, 1980) s. 1152. Charles Baudelaire, The Painter oj Modem Life and Other Essays (Oxford: Phaidon, 1964); Modem Hayatn Ressam, ev. Ali Berktay, (istanbul: letiim, 2004), 2. bask, s. 45. A.g.e., s. 3. Modem Hayatn Ressam, s. 202. Hans Jauss, Literalurgeschichte a\s Provohation (Frankfurt: Suhrkamp, 1970) s. 54.

demite'nin tarihsel bilinci de, kar-tezi olarak ebed olann varln gerektirir ... zamandan bamsz gzellik, gemi deneyim konumundaki gzellik fikrinden baka bir ey deildir - bizzat insanlarca yaratlm, insanlarn srekli olarak vazgetii bir fikir. Baudelaire'in modernite tasavvuru, modern sanatnn nne koyduu grevler, "iirsel olan, tam da klasik beeninin gzellie dair yorumunda darda brakt tarihsel, modaya uygun boyutlar ierisinde zgrletirir".^ Ancak, Baudelaire'in modern ressama bitii, "imdi'nin geici, koullara bal yenilii"m yakalama grevi, zel bir yntem sorununu gndeme getirir, nk "sradan hayatta, dsal eylerin gnlk dnmnde, sanatnn eserini kout bir hzla gerekletirmesini gerektiren hzl bir hareket sz konusudur". Bu, zel bir yetenei, hatta yeni bir tr sanatsal ilevi gerektirir: "Gzlemci, filozof, ya da flaneur -adna ne derseniz deyin; bu sanaty, ebed veya en azndan daha kalc eylerle ilgilenen ...bir ressam iin kullanamayacanz bir sfatla tanmlamak zorunda kalacanz kesindir" nk o ''gemekte olan ann, o ann barndrd btn sonsuzluk unsurlarnn ressamdr"^ (vurgu bana ait). Bu bizi, modern hayatn ressamnn ne tr zel deneyimlerden yararlanabilecei sorusuyla kar karya brakyor, onun iinde bulunduu toplumsal evre neresidir? "Kalabalklarn, adsz yzlerin sevdals", bir "dnya insan" olarak, Poe'nun "Kalabalklarn Adam"na benzer ressam: Yeni tutulduu bir hastal henz atlatm, kentin herc merci arasnda grd her eyi belleinde tutmaya alan, "merakn [kendisi iin] lmcl, kar konulmaz bir tutku" haline geldii biri. Le nouveute'yi yakalayabilme gc, hastalk5 A.g.e.,s. 54.

6

The Painter of Modem Life and Other Essays, s. 4; Modem Hayatn Ressam, s. 204. 11

sonras edinilen bu 'yeni olan her eyi grme' yeteneine benzer. Ayn ekilde, ocukluk deneyimine de yakndr, nk "nekahet dnemi, ocuklua dn gibidir ... ocuk her eyi yeni diye grr, hep sarhotur".^ ocukluun saf bakyla, yetikinliin "zmleme gc"yle donanm ressam, modern hayatn ele avuca smaz gzelliini aramaya balar. Nereye mi ynehr? Baudelaire'in yant kukuya yer brakmaz: [O] kalabalklarda yaar ... Ak, ii, gc kalabalklardr. Kusursuz jlaneur iin ... ahalinin orta yerini, hareketin gel-git noktasn, gelip geici ile sonsuzun arasn mesken tutmak mthi bir keyiftir. Evden uzak kalmak ama her yerde evinde hissetmek; dnyann merkezinde olmak, dnyay gzlemek, ama dnyadan sakl kalmak ... Gzlemci, her yerde kimliini gizleyerek dolamann tadm karan bir prenstir.* Kalabala karmak, "dlerden oluan byl bir toplum"a girmek, "dipsiz bir elektrik sarnc"na dalmak gibidir. Sanat da, "kalabaln kendisi kadar byk bir ayna", ya da "bilinle donatlm bir kaleydoskop" gibidir: "Hayatn eitliliini, tm elerinin uar zarafetini" yeniden reten, "daima istikrarsz, ele avuca smaz olan hayattan daha canl imgelerle" hayat aklayan bir ayna. Kalabaln toplumsal mekn, kukusuz, metropoldr. Burada sanat hem yeni olanda meydana gelen kck deiimlerin izini srer -belki de "bir modada, bir giysi kesiminde kk bir deiiklik" olmutur- hem de "byk kentlerdeki hayatn ebed gzellii, artc ahengi" karsnda hayran kalr - "insan zgrlnn kargaas arasm7 812 A.g.e., s. 7; Modem Hayatn Ressam, s. 208-209. A.g.e., s. 9; Modem Hayatn Ressam, s. 210-211.

da adeta ilah takdirle salanan bir ahenk"tir bu. Modern hayatn "doadan damtlm fantasmagoria"s, "masumluun salad o keskin, o byl kavrayn" rndr. Gelgelelim bu kavray, modern hayatn ressamnn sadece bir flaneur olmakla kalmadn dndrr, nk onun "basit bir/lncur'den daha yksek bir amac ... vardr: 'modernite'yi aramak". Onun grevi, modernitenin gzelliini aramak, onu aklamak, bylelikle onun zel doasn anlamaktr. Sanat "byk bir hzla deien bu geici, ele avuca smaz unsuru" kavramaldr. Sadece o, modern hayatn onca sradan dsalh ierisinden bu gzellii aa karabilir, nk "ie yaramad srece doay yok sayan pek oumuz iin hayatn fantastik gereklii muazzam lde seyrelmitir." O halde, bu ele avuca smaz modernite, "byk kentin manzaralar"nda deil midir? Sanat, "uygar dnyann byk kentlerinde grlen dsal yaam tezahrleri"yle ilgi-lenmeU, "yaayan varhklarn hem ... tavrlarn ve durula-nn, hem de mekndaki aydnlk patlamalarn" ifade etmelidir. Baudelaire zelhkle moda'nm uucu gzellii zerinde durur: "... moday ideal beenisinin bir belirtisi olarak kabul etmek gerekir doal hayatn insan beyninde biriktirdii btn o kaba, dnyev, nefret edilesi nesnelerin yzeyinde seyreden bir idealdir bu" - "huzursuz insan zihninin, dinmez bir alkla arad bir ideal." Aslnda, modalar "kendi dnemlerinin ahlk ve estetik anlay"n barndrrlar. Sanatnn grevi, yine, "modadan, tarih ierisinde barndrabilecei her trl iirsellii devirmek, geici olandan ebed olan damtmaktr". Bu noktada, Baudelaire iin modann yalnzca modernitenin bir paras olmakla kalmadn, "modernitenin rengi" olduunu syleyen Oehler'e^ hak9 Dorf Oehler, Pariser Bilder I (1830-1848). Antibourgeois Aesthetik h Baudelaire, Damier und Heine (Frankfurt: Suhrkamp, 1979) s. 248. 13

verebiliriz, ikili bir ekicilie sahip olduundan, Baudelaire'in estetiinin de hareket noktasdr: Tarihsel olann iinde iirsel olan, geici olann iinde ebed olan barndrr.^" nsanlarca yaratlm, "gzelliin ebed ksmn rten" modann merkez yeri, zamandan bamsz gzellik mefhumunu zorlayarak gzellii tarihsel klar. Artk ebed olan geici olann, zamansal olann iindedir, "nk neredeyse btn zgnlmz, Zaman'm duyularmza vurduu damgadan kaynaklanr".^' Modern estetii, gzlerini kr eden zamansz bir gemi hayalinden kurtaran Baudelaire, modernitenin, bu hayalin yerine zamansz bir imdinin estetiini getireceini dnmyordu. Hatta, "modern" dnyann estetik temsilinin, kendi kart biiminde sunulmasn, "modernitenin kirli yz"n (Oehler), "uygarln ortasnda kol gezen o vah-et"i, "uygarln yaayan canavarlarn aa karmasn bekliyordu.'^ Baudelaire'in moderniteye dair bu bakn devralan kii, Benjamin olacakt: Onun iin de uygarln btn nesneleri, ayn zamanda birer barbarlk rnyd. Ancak, Baudelaire'den bir yzyl akn bir zaman sonra, Benjamin'in Pasagen-V/erk'inin yaymlanmasmdansa otuz krk yl sonra moderniteyi ele alan Habermas'm grlerine baktmzda, modernite tasvirinde her iki yazarn adnn da gemesine ramen, Habermas'm asl ilgisinin -bununla ilikili olmakla birlikte- baka bir ynde olduunu grrz: Zaman ile tarih kavramlarnn akla kavuturulmas, bir de bu ikisinin modernitenin estetii asndan anlam. Habermas'm, estetik moderniteye ilikin deerlendirmesi, modernitenin drt boyutunu ne karr: Simmel'in, gerek10 Literaturgeschichte als Provohation, (Frankfurt: Suhrkamp, 1970) s. 53. 11 The Painter of Modem life and Other Essays, s. 14; Modem HoycKn Ressam, s. 217.12 AlmtlayanDorfOehler,PariserBiideria830-J848;, s. 85. 14

modernite kuram gerekse de moderniteyle olan ilikisi asndan anlaml olan boyutlardr bunlar. Habermas'^ moderni, "dnemin tininin, kendini yenileyen, kendiliinden Aktuaitdt'inin [gncellik, edimsellik] nesnel ifadesine katkda bulunan unsur" olarak tanmlar. Yeni olan, bir sonraki stilin yeniliinden tr alacak, deerini yitirecektir. Ancak, salt moda olan, gemie, gn gemilie karrken, modernite klasik olanla gizli bir ba tar - klasik, zamann geiine karn bozulmadan kalan unsur olarak tanmlanr. ikinci olarak, modernite, zaman bilincinde bir dnme iaret eder - bunun en bariz biimde grld yer, bir avangard eserdir: "Ani, sarsc karlamalar tehlikesini beraberinde tayan, bilinmeyen bir dnyada kefe kma"ya benzer avangard eser.'^ Baka bir deyile modernite, henz gereklememi bir gelecee ynelmitir. nc olarak, Habermas gelecee doru bu ynelimde nemli bir diyalektie dikkat eker. Ona gre "gelecee doru ynelim", belirsiz ve rastlantsal bir gelecein sezdirilmesi, yenilik klt, aslnda, her zaman yeni, znel olarak belirlenmi gemilerden doan bir gncelliin yceltilmesini gsterir. Bergson'la birlikte felsefe alanna da dahil olan bu yeni zaman bilinci, sadece hareketli bir toplum, giderek hzlanan bir tarih, sreksiz bir gnlk hayat deneyiminin ifadesinden ibaret deildir. Geici, ele avuca smaz, ksa mrl olana ar deer atfetmede, dinamie duyulan hayranlkta en az bunlar kadar ifade bulan ey, el dememi, bozulmam bir imdiye duyulan arzudur.'^ Son olarak, ahenkli bir 'imdi'ye duyulan bu gizli arzu, "tarih karsndaki soyut muhalefeti" de aklar: Bu muha13 "Die Moderne - ein unvoUendetes Projekt", Kleine Politische Schrijten I-IV(Frankfurt: Suhrkamp, 1981) s. 446. 14 A.g.c., s. 446-447. 15 A.g.e.,s. 447. 15

lefetten trdr ki tarih, "belli bir istikamet izleyerek sreklilii gvence altma alan gelenek" yapsn yitirir. Her bir dnem de, kendisine hem en uzak hem de en yakn olan dnemlerle arasndaki gl badan tr, kendine zg zelliklerini yitirir. Baka bir deyile, imdi, gemie bal olmaktan kar. Ancak, Habermas, modernite incelemesini estetik dnyann tesine tadnda. Max Weber'in kltrel modernite tanmna bavurur. Weber'e gre kltrel modernitenin kkenleri, daha nce birbiri iine gemi " deer alan" olan "bilim, etik, ,sanat"n, modern dnemde birbirinden ayrlp farkllamasnda yatmaktadr. Bu da. Bat kltrnn ussalclnn temelini oluturmutur. Oysa Habermas, Simmel'in modernite kuramna bavuracak olsa, estetik alann hayatn dier alanlarndan ayrlmasna arlk vermek yerine, modern yaam-dnyasnda temellendigini gstermeye alan bir modernite mefhumuyla karlard.^^ Gerekten de, Simmel'in moderniteye dair bir toplum kuram oluturma projesi, ada Max Weber'in kuramndan ziyade, Baudelaire'in modernite mefhumuna yakndr. Simmel'in, modernitenin ilk sosyologu olduu iddias, mo-derniteyi Weber'in niteledii ekliyle deil, Baudelaire'in anlad ekliyle ele alm olmasna dayanr. Kukusuz bu, Simmel ile Weber'in, szgelimi modern dnyadaki ussal-lamaya dair grleri arasndaki yaknl gz ard etmek anlamna gelmez. Benjamin'in tamamlanmam byk eseri Dos PassagenWerfe'in^^ (1982) son dnemde yaymlanan taslaklarnda, Simmel'in moderniteye dair toplum kuramnn nemi bir16 Habermas'n modernite kuram baka gerekelerle de eletirilmitir. Bkz. Mar tin Jay, "Habermas and Modernism", Praxis International 1984, 4, s. 1-14. Da ha sonraki saylardan birinde Habermas'n yant da yaymlanmtr. 17 Dos Passagen-Werk, 2 cilt (Frankfurt: Suhrkamp, 1982). 16

kez daha vurgulanr. Burada Benjamin'in srekli olarak and, eserleri zerine yorumlarda bulunduu tek byk sosyolog, Simmel'dir. Habermas'n son dnemde ileri srd gibi'^ Benjamin ile Simmel'in moderniteye dair zmlemelerinin ayn olduunu iddia etmiyorum. Zira Simmel'in modernite kuram, byk lde, modern hayatn ebed kld modern hayat deneyimi tarzlarna dair bir zmlemedir; oysa Benjamin "modernitenin tarih-ncesi"ni oluturmak, "diyalektik imgeler"de modernitenin arkeolojisini aa karacak unsurlarn izini srmek gibi muazzam bir ie soyunmutur.Yntem Sorunu

Simmel'in adalar, onun, modernitenin temel deneyimlerini pek az adann boy lebilecei bir gle yakalayabildiine inanyordu. Eserleri zerine kafa yoranlar, Simmel'in "dneme ilikin igdsel sezgileri"nin, "modernite perspektifinden (Zeitdetung von Modemen aus) dneme ilikin yorumlar"nn farkna varmt.^^ Kimilerine gre Simmel, "zamannn gerek anlamdaki tek filozofu, dnemin fragmanlara ayrlm ruhunun gerek ifadesi"ydi.^ Bir baka dnre gre Simmel'in Para Felsefesi adl eseri, "dnemin felsefesi"ydi.^^ Ancak, modernitenin asl doasn yakalama ynndeki bu beceri, sadece Simmel'in modernite 18 Jrgen1983). Habermas, "Nachwort", Philosophische Kultur (Berlin: Wagenbach,

19 Paul

Fechter, "Erinnerungen an Simmel", K. Gassen ve M. Landmann (ed.), Buch des Danhes an Georg Simmel (Berlin: Duncker und Humblot, 1958). Buch des Dankes an Georg Simmel (Berlin: Duncker und Humblot, 1958).

20 Friedrich Wolter, "Erinnerungen an Simmel", K. Gassen ve M. Landmann (ed.), 21 Kari Joel, "Eine Zeitphilosophie" (Neue Deutsche Rundschau, 1901, 12) s. 812826. 17

zmlemesinin ieriinde deil, bu zmlemenin sunulu tarzmda da kendini gsterir. Yazarm Soziologie adl eseri zerine bir deerlendirmede^^ u satrlar yer alr: Burada modernite dinamik bir ifade kazanr: Varoluun fragmanlara ayrlm, merkezden uzaklaan dorultular, tikel unsurlarn keyflii aydnla kavuur. Buna karlk emerkezli ilkeye, asl unsura ulalamaz. Gelgelelim, sorun da bu noktada balar. Sosyolojinin bir Gegenwartanalyse [imdiki zaman zmlemesi] biimine evrilmesi Simmel'e atfedilebilecek bir gelimeyse, 'imdi'ye ilikin bu zmlemenin zgn doasn incelememiz gerekir. kinci olarak, Simmel'in, Baudelaire'in anlad ekliyle modemiteyt dair ilk sosyolojiyi oluturduu gsterilirse, sosyolojinin "e transioire", "e/ugiti/'i, "te contingent nasl zmledii, "modern hayatn uucu gzellii"ni nasl yakalad sorusunu yantlamamz gerekir. Simmel'in modernite deerlendirmesi. Alman toplumunda o dnemde yaanan belli bal deiimlere ilikin tarihsel bir incelemeye dayanmyordu. Bu anlamda, onun zmlemesi ile, Max Weber ya da Werner Sombart gibi adalannmki arasnda pek ortak nokta bulunmaz. "Toplumsal yap", "toplumsal sistem", hatta "toplumsal kurum" gibi kavramlar, Simmel'in sosyolojisinde ok ikincil bir rol oynar. lk yaptlarndan itibaren, Simmel "top-lum"u eyletirmekten ya da tzselletirmekten srarla kanm, "toplumun, tpk insanlar gibi, kendi iine kapah, mutlak bir kendilik [olmadn]" vurgulamtr.^^ "Fragmanlarn gerek etkileimiyle kyaslandnda [toplum]22 David Koigen, "Soziologische Theorien" (Archiv fr Sozialwissenschaft undSozialpolitik, 1910, 31) s. 908-924.

yalnzca ikincildir, bir sonutur." Simmel'in hareket noktas, "her eyin birbiriyle etkileim iinde olduu, dzenleyici bir dnya ilkesi"dir: Bu ilke uyarnca "dnya zerindeki her nokta ile dier btn kuvvetler arasnda, durmakszn devinen ilikiler sz konusudur." Bu yalnzca yol gsterici bir ilke olmakla kalmaz, ayn zamanda modernitenin temel bir zelliidir, nk "toplumsal ruhun, kendi fragmanlar arasndaki etkileimler toplam iinde dalmas, modern zihinsel hayatn dorultusunu izler." O halde sosyoloji, eylemi bir toplum kavramm deil, ncelikle toplumsal etkileimi, toplumlama biimlerini, ardndan da "toplumun fenomenolojik yaps"m ele almaldr.^" Modernitenin zelliklerinden biri, toplumsal gerekliin dinmeyen bir ak olarak duyumsanmas ise, bu akkan gereklii en iyi ekilde ifade edecek kavramlar, iliki ifade eden kavramlar olmaldr. Etkileim (Wechselwirkung) ile toplumlama (Vergesellschaftung) Simmel iin kilit kavramlardr; onun asl ilgilendii, fenomenler arasndaki iUkilerdir. Simmel "daha yksek bir dzeye ait yaplar"n varln inkr etmez; ama o daha ok, "akkan, uucu bir halde var olmakla birlikte, bireylerin toplumsal varolula aralarnda ba oluturmak bakmndan hi de aa kalmayan dier yaplar"la ilgilenir. Burada Simmel,^^ aka, toplumsal etkileimlerin "rastlantsal fragmanlar"yla ilgilenmektedir. Her gn, her saat, bylesi ilmekler atlr, kimi sklr, yeniden atlr, yerini bakalarna brakr, baka ilmeklerle i ie geer. Toplumun atomlar arasndaki etkileim burada yatar - ancak ruha bakan bir mikroskopla grlebilecek etkileimlerdir bunlar. Gzmzn nnde cereyan eden,24 "How is Society Possible?", K. Wolf (ed.), Essays on Sociology, Philosophy andAesthetics by Ceorg Simmel (Columbus: Ohio University Press, 1959).

23 "ber Sociale Diferenzierung", Soziologische und piychologLSche Vntersuchungen (Leipzig: Duncker und Humblot, 1890). 18

25 "Sozilogie der Sinne", Die Nexie Rundshau (1907, 18) s. 1026.19

ama bir o kadar anlalmaz olan toplum hayatmn, ayn anda hem olaanst bir dayanklla hem de esnekhe, hem muazzam bir renklilie hem de uyuma sahip [unsurlardr] onlar. Bu unsurlarn incelenmesi, "yalnzca byk, birey-st, btncl yaplarn incelenmesi"yle karlatrldnda, topluma ilikin ok daha "derin, ok daha isabetli" bir anlay salar. ayet toplum an, retici, biimlendirici gleri asndan anlamak istiyorsak, iki insan arasnda rlen o ince, grnmez ilmekleri ele almann nemsiz bir i olduunu dnemeyiz. Bugne dek sosyoloji, byk lde, bu a yalnzca sonuta yaratlan rntye, onun en yksek tezahr dzeyine bakarak tanmlamakla urat.^^ Moderniteye dair oluturaca sosyoloji iin, Simmel'in, tpk uucu etkileim anlar gibi modernitenin unsuru olan "ince, grnmez ilmekler"i incelemesi gerekiyordu.^'' O halde, toplumsal gerekliin "rastlantsal fragman", bir anlna yakalanan grnts, uucu imgesi de sadece bir fragman m? Simmel'in "ruha bakan mikroskop"u, "hepimizin birer fragman" olduu, gemiin "bize yalnzca fragmanlar halinde ulat", bilginin kendisinin de mutlaka fragmanlara ayrlm olmas gerektii varsaymna dayanan bir dnya gr iin uygundur. Bu, Ernest Bloch gibi baz Simmel yorumcularn, onun yaptlarnda "her zaman

hayatn sadece renkli, canl, zahir hatlarnn resmedildii" sonucuna gtrmtr.^^ Kracauer de^^ Simmel'in "dnyann fragmanlara ayrlm imgelerini ilemekte ... usta" olduunu dnr. Peki toplumsal gerekliin rastlantsal fragmanlarnn "ilenmesi"ndeki ama neydi? Belli bir perspektiften, "fragmanlara ayrlm imgeler" toplumsal gerekliin btnne gtrecek anahtardr. Sz konusu perspektif de, estetiktir. Bu, Simmel'in 1890'larn ortalarnda gelitirdii, "Sosyolojik Estetik"^" adl nemli metninde ilk formlasyonuna rastlanabilecek bir 'dnyay anlama tarz'dr: Bizler iin estetik gzlem ile yorumun esas, u gereklikte yatar: Tipik olan biricik olanda, ilkesel olan rastlantsal olanda, eylerin z ile anlam yzeysel, geici olanda bulunur. O halde rastlantsal fragman, sadece bir fragman olmakla kalmaz: "Biricik" olan "tipik" olan barndrr, "uucu" olan "z"dr. Her fragman, her toplumsal kare, "bir btn olarak dnyann btncl anlam" m aa karma olanan barndrr. Simmel baka bir yerde,^^ metropole ilikin zmlemesinde yle der: varoluun yzeyindeki hej bir noktadan, ruhun derinliklerine inip bakmak mmkndr - o noktann yzeye ne kadar yakn olduu hi fark etmez. Bylelikle sonunda, hayatn btn o sradan dsal veheleri ile, hayatn anlamn ve tarzn belirleyen niha kararlar arasnda bir ba kurulur. 28 Ernst Bloch, Geist der Utopie, 2. bask (Frankfurt: Suhrkamp, 1964) s. 93. 29 Siegfried Kracauer, "Georg Simmel", Logos, 1920, 9. 30 "Soziologische Aesthetik", Die Zukunft, 1896, 17, s. 206. 31 "Die Grossstdte und das Geistesleben", Jahrbuch der Gehe-Stiftunu zu Dresden, 1903, 9; bu kitap iinde "Metropol ve Tinsel Hayat", s. 90. 21

26 A.

1035.

27 Simmel'in yntemine dair daha eksiksiz bir inceleme, "ruha bakan mikroskop" mefhumu zerinde daha ok durmaldr. Simmel'in yaptlan, gerek adalar gerekse de ilk eserlerinde Simmel'in kendisi tarafndan, ounlukla, psikolojiye bir katk eklinde deerlendirilmitir. Simmel'in psikolojiyle ilikisi balamnda "Georg Simmel and Social Psychology" adh yazma baklabilir: Journal of the History of the Behavioral Sciences, 20. s. 107-127. 20

Simmel'in Modernite zmlemesi

Benjamin,^^ Passagenarbeit adl eserinin taslaklarnda, hem Baudelaire'in yaptlarn anlamlandran hem de onun modemiteyi alglaynn temelini oluturan toplumsal deneyimlere dikkat eker. Bu deneyimler hibir ekilde retim srecinin rn deildir - hele de retimin en gelimi biimi olan endstriyel retimin hi deil. [Bu deneyimlerin] tm, retim srecinin ierisinde, son derece dolayl biimlerde olumutur ... Bunlar arasnda en nemlileri, nevrasteniin, byk kent sakininin, bir de tketicinin deneyimleridir. Bu tr deneyimler, Simmel'in modernite grlerinde de byk yer tutar. Ancak Simmel sadece bu deneyimlerin zmlenmesine nem vermekle kalmaz, kendi dncelerini de byk lde ayn toplumsal deneyimlerden devirmitir. ada olan bir eletirmen Simmel'i "entelektel nevrastenik" olarak nitelendirmitir.^^ Olu Hans babasnn u szleri sylediini anmsar: "Berlin'in, 19. yzyln sonlar ile 20. yzyln balarnda kentten metropole dnme yolundaki geliimi, benim kendi iimde yaadm en salam, en kapsaml gelimeyle ayn zamana rastlar".^" Simmel'in Para Felsefesi adl eserindeki zmlemesinin merkezinde, byk lde, mbadele sreci ile meta tketicisi yer al32 Walter Benjamin, Charles Baudelaire. A Lyric Poet in the Era of High Capitalism (Londra; New Left Books, 1973) s. 106. (*) Benjamin'in Passagenarbeit ya da sadece Passagen olarak and, 1927'den lmne kadar on yl zerinde alp tamamlayamad, ama bayapt sayd eser. Passagen-werhe adyla yaymlanan yapt, bu eserin taslaklardr yn.

maktadr. Moda ile stili konu alan baka makaleleri de unu gsterir ki, Simmel retim sreciyle -hele de endstriyel retim sreciyle- hi ilgilenmemitir, onun asl derdi, bylesi bir srecin dolayl sonularm deneyimleme biimleridir.Nevrasteni

Simmel, adeta bir modernite paradigmas oluturduu tanmnda, modernitenin zn, "bilimsel teknolojik an grkemli tantanas" ierisinde betimler. Bireyin "i gvenlii"nin yerini, "modern hayatn herc mercinden, heyecanndan doan" "belirsiz bir gerilim, hafif bir zlem duygusu", "gizli bir huzursuzluk", "aresizce bir tela" almtr. Bu huzursuzluk kendini en ak biimde kent hayatnda gsterir: Ruhun merkezinde belirli bir eyin bulunmamas, bizleri, hep yenilenen uyarclarda, duyumlarda, dsal etkinliklerde doyum aramaya iter. Bu yzden kendimizi hep bir istikrarszln, aresizliin iinde kslp kalm buluruz: Metropoln kargaas, seyahat dknl, lgn rekabet hrs, bir beeniye, stile, dnceye ya da kiisel bir ilikiye bal kakmama ynndeki tipik modern sadakatsizlik - hepsi de, szn ettiimiz istikrarszln, aresizliin tezahrleridir.^^ Kent hayatnda rastladmz u durumlar, para ekonomisinin uzanmlarnn sonucudur. Buna elik eden rahatsz edici gerilim, "modern zamanlara, zellikle de son dnemlerine" ait bir olgudur - "bir gerilim, beklenti hissi, gl arzularn aa kamamas duygusu bu zamana35 Georg Simmel, The Philosophy of Money (Londra/Boston: Routledge, 1978) s. 484. 23

33 August Koppel, "Fr und wider Karl Marx", Volkswirtschaftlische Abhandlungen der Badischen Hochschulen, 1905, 8.

34 Hannes Bhringer ve Karl Grunder (ed.), Aesthetih und Soziologie urn diejahrhundertwcnde: Georg Simmel (Frankfurt: Klosterman, 1976). 22

damgasn vurmutur." "Bilin eiinin altnda yatan" bu nevrozun kkenleri, "doadan giderek uzaklamada, para ekonomisine dayanan kent hayatnn bizlere dayatt o soyut varoluta" yatmaktadr. O halde Simmel'in u szleri bizi artmamal: "Metropol kiilik tipinin ruhsal temelini, sinirsel uyanclarm younluu oluturur. Bu, i ve d uyarclardaki hzl, kesintisiz deiimden kaynaklanr".^^ Modern asab kiiliin "ruhsal n-koullar"n yaratan, metropoln kendisidir - "sokaktan her geite, iktisad, meslek, toplumsal hayatn hznda ve eitliliinde". Hep yeni olan ya da srekli deien izlenimler douran kesintisiz duyu bombardman, en u biiminde, nevrastenik kiilii yaratr - kii en sonunda, birbiri ardnca akn eden bu izlenimler, karlamalar silsilesiyle baa kamaz hale gelecektir. Bu durum, bireylerin toplumsal, fiziksel evreleri ile kendileri arasna mesafe koyma giriimleriyle sonulanr. Simmel, sz konusu mesafeyi modern dneme zg bir "duygusal zellik" olarak deerlendirmekle birlikte, unu eklemekten geri kalmaz: "[Bunun yaratt] patolojik bozukluk, agorafobi denen eydir: Nesnelerle fazla yakn temasta bulunmaktan duyulan korku. Bu, dolaysz, etkin her mdahalenin acya neden olduu hiperestezinin sonucudur." Modern dneme zg bir duygunun en u halidir bu: Modern hayatn, giderek daha da kaytszlatmz "dsal vehelerinin altnda ezilme duygusu"nun. Toplumsal ilikilerin (para ekonomisinin sonucunda) nesneleme-sinin en u biimi olan kentsel varolu, birey ile toplumsal evresi arasnda bir mesafeyi gerektirir Bu varolu insanlar arasnda isel bir engeli [gerektirir] ... ancak, bu isel engel, modern hayat biimi asndan vazgeilmezdir.36 Simmel, "Die Grossstdte und das Geisteslben"; "Metropol ve Tinsel Hayat", bu kitap iinde. 24

nk bylesi bir ruhsal mesafe olmakszn, metropol iletiiminin o maher kalabal, renkli dzensizlii katlanlmaz olurdu. Ticar, meslek, toplumsal ilikileriyle ada kent hayat, bizleri muazzam sayda insanla fiziksel yaknla zorlamaktadr - toplumsal ilikilerin nesnelemesi [sreci] , beraberinde isel bir snr, isel bir smak getirmemi olsa, duyarl, asab modern insanlar umarszln kuyusunda bsbtn yiterdi.^^ Simmel'in burada szn ettii "ruhsal mesafe", agorafobi ya da hiperestezi rneklerinde u biimler alabildii gibi, hayat karsndaki bkkmhkta kendini gsteren, toptan bir kaytszlk biimini de alabilir: Bkknlk - belki de baka hibir ruhsal fenomen, metropolle bylesine dolaysz bir ba tamaz. Bkkmhm birincil nedeni, sinirleri uyaran birbirine zt unsurlarn hzla deimesi, son derece youn ve sktrlm halde olmasdr. ... Snrsz zevk peinde geirilen bir hayat, sonunda insan bktrr - uyarlan sinirler, ylesine uzun bir sre boyunca btn gleriyle tepki vermeye zorlanmtr ki, artk hibir eye tepki vermez olur Ayn ekilde, ok daha zararsz izlenimler, birbirleriyle eliecek biimde ve byk bir hzla deitiklerinden, son derece iddetli tepkiler vermeye ittikleri sinirleri amanszca zorlayarak, dayanma glerini sonuna dek kullanmalarna neden olurlar ... Bylelikle, yeni duyumlar karsnda uygun enerjiyle tepki verme noktasnda bir yetersizlik ortaya kar.^^ Ancak, Simmel "metropole zg bkkn tavrn bu fizyolo37 Simmel, "ber Sociale Differenzierung", Soziologische und psychologische Untersuchungen, s. 78.

38 "Die Grossstdte und das Geistesleben", s. 193; "Metropol ve Tinsel Hayat", bukitapta s. 90-91 25

jik kaynag"nn, para ekonomisine dayanan baka bir kaynakla yakndan ilikisi olduunu syler. Para ekonomisinde sz konusu olan, ayn seviyeye gelme sreci -her eyin, mbadele deeri ad altndaki ortak paydaya indirgenmesi-ayn zamanda yeni bir kiilik tipi de yaratr: [Bu kiilik], deerler aras farklar alglamasn salayacak melekelerini btnyle yitirmitir. Onun gznde her ey, ayn donuklukta, ayn griliktedir - hibir ey, uruna heyecan duymaya demez. ... Hayatn sunup sunaca btn olanaklarn eit miktarda parayla elde edilebilecei olgusunu iselletirmi bir kimse, mutlaka bkkmlaacaktr Bkknlk, genellikle ve hakl olarak, zevke doymu insanlara atfedilir; nk fazla gl bir uyarc, ona tepki verme ynndeki sinirsel yetenei baltalar.^^ Ancak bunun, "eyann albenisi"ne deil, elde edilme tarzna dayanan baka bir kayna daha vardr: "nsan bir eyi ne kadar mekanik, ne kadar kaytsz bir tarzda elde ederse, [elde ettii] nesne de o kadar renksiz, o kadar skc grnr"."" Hemen hemen her eyin para ahveriiyle elde edilebildii gelimi para ekonomisi koullarnda, bu durum zelUkle geerhdir. Ama, bkkn kiiliin bu durum karsndaki tepkisi, paradoksal biimde, srekli yenilenen ekicilik unsurlarnn peine dmektir: [Bu tepkiden], heyecana, ar izlenimlere, deiimde en yksek hza duyulan arzu doar ... izlenimlerde, ilikilerde, bilgide -bunlarn neden bizi uyard sorusunu yantlama gerei duymakszn- yalnzca 'uyanc'mn peinde olma ynndeki modern tercih, ayn zamanda moderne zg zihin karkln da aa karr: Gerek bir deer 39 The Philosophy of Money, s. 256. 40 A.g.e., s. 257.26

retiminin bu ilk safhas, insanlar tatmin etmeye yetmektedir"' Uyanlma, toptan kaytszhgm ilac haline gelir. Metropol hayat ierisinde, kent hayat ve cemaatler aras iliki balamnda insanlar kendilerim ancak, nesnel dnyay ve dier insanlar degersizletirerek koruyabilirler. Kendini koruma ynndeki bu ihtiya, kent hayatndaki etkileim tarz zerinde de etkili olur Bu durum, bakalarna kar koyulan "dsal mesafe"de kendini gsterir - bu mesafenin altnda yalnzca -bkkmhkta olduu gibikaytszhk deil, "nedeni ne olursa olsun, yakn temas durumunda her an nefrete ya da kavgaya dnebilecek hafif bir honutsuzluk, karlkl bir yabanchk ve tiksinme hissi" de yatmaktadr"^ Metropoldeki Toplumsal Deneyim Simmel metropol nasl tasavvur etmitir? Metropolde Sim-mel'i ilgilendiren ey nedir, modernitenin hangi zelhkleri-nin kkleri kent hayatnda yatar? Bu sorular yantlamak iin Simmel'in, metropol konu alan yazsnn yan sra baka eserlerine de bakmamz gerekiyor. Simmel kenti fiziksel snrlaryla deil, sosyolojik snrlaryla tanmlar. Her ne kadar kent, "ierisindeki toplumsal etkileimler zerinde temel bir etkisi olan" kendine zg bir toplumsal mekn olsa da, "sosyolojik sonular olan meknsal bir kendilik deil, meknsal olarak olumu sosyolojik bir kendilik" tir."^ Metropol sadece toplumsal farkl41 A.g.e., s. 195. 42 "Die Grossstdte und das Geistesleben", s. 195; "Metropol ve Tinsel Hayat", bukitapta s. 93.

43 "Soziologie des Raumes", Jahrbuch/r Gesetzgehung, Venvaung undVolkswirtschaft, 1903, 27, s. 35. 27

lamann, karmak toplumsal aglarm younlama noktas olmakla kalmaz, ayn zamanda snrlar belirsiz topluluklarn, kalabalklarn mekndr: Bu kalabalklarn kendiliinden tavrlarnn bir nedeni de, "kendilerini ya ak ya da ... ok geni bir meknda bulmalar"dr.''* Kentte, farkl toplumsal tabakalar biraraya getiren ulam merkezlerinde kendini gsteren bu aklk, gettodaki "younlam azn-lk"n iaret ettii toplumsal mesafeyle arpc bir kartlk oluturur. Daha genel ifadelerle syleyecek olursak, kent, bir kimseye komularna kar mutlak kaytszlk imkn sunar - sadece yakn evresinde yaayanlara kar deil, gnlk etkileim ierisinde karlat herkese kar. Potansiyel etkileim kayna olan kalabalklar karsnda birey, bir kendini koruma biimi arar - bu da kent sakinlerinde kaytszlk biiminde kendini gsterir. Bunun nedenlerinden biri de, Benjamin'in"^ kent hayatna dair zmlemesinde vurgulad zelliklerden biridir: Gzleri gren, ama kulaklar iitmeyen bir insan ... iitebilen ama gremeyen bir insana kyasla ok daha huzursuzdur. Burada ... byk kente zg bir ey var. Byk kentlerdeki insanlar arasndaki ilikilerde, gzn ilevi kulagnkine kyasla giderek daha da n plana kyor. Bu durum byk lde toplu tama olgusunun sonucudur. Otobs, tren ya da tramvay kullanmnn yaygnlat 19. yzyla kadar, insanlar hibir zaman, dakikalar hatta saatler boyu tek kelime etmeksizin birbirlerine bakmak zorunda kalmamt. Simmel bundan baka -tefrik edici bir duyu olan- koku44 A.g.e., s. 38.

duyumuzun, baka toplumsal gruplara mensup insanlarn kokularyla karlamak zorunda kaldna dikkat eker (Simmel'in bu balamdaki kuku gtrr rnekleri, ABD'deki "zenci"ler, "Yahudiler ile kol iileridir)."^ Simmel'e gre "modern hayatn en derin sorunlar, ezici toplumsal gler, tarihsel miras, toplumsal kltr ve hayat teknii karsnda bireyin, varoluunun zerkliini ve bireyselliini koruma talebinden kaynaklanr"."' Sosyoloji, "metropol tr yaplarn, hayatn bireysel ierikleri ile birey-st ierikleri arasnda kurduu denklem"i zmeye almal, "kiiliin, dsal kuvvetler karsnda kendini nasl uyarlad"n aratrmaldr. Bunun altnda, "kiinin, [metropol gibi] toplumsal-teknolojik bir mekanizmayla ayn seviyeye getirilip ypratlmaya" direndii varsaym yatmaktadr. Ancak, eylemi bir nesnel kltr olarak deerlendirilen bu "toplumsal-teknolojik mekanizma", znel kltrmz karsnda yabanc bir ey olarak varln srdrr. Simmel"* baka bir yerde, yle der: "Herhalde hi kimse, modern hayat tarznn, kiisel hayat formunun ei grlmedik bir ekilde birrneklemesine yol at gereini inkr etmeyecektir - bu hayat tarznn kitlesel doasndan, hzl eitliliinden, olanakl btn snrlar ve bugne dek korunmu saysz kendilii aan eitleme eiliminden kaynaklanan bir sretir bu." Gelgeldim, Simmel bunun kart sonucuna, belki tam da bu birrnekleme srecinin rn olan bir sonuca, daha nce dikkat ekmitir: Bireysellii, znellii glendirme abas. Simmel'in sk sk atfta bulunduu, "dnemin abartl znelcilii", sz edilen birrnekleme srecinin telafisidir.46 47"Soziologie des Raumes", s. 52. "Die Grossstdte und das Geistesleben", s. 187; "Metropol ve Tinsel Hayat" bu kitapta s. 85. 29

45 Walter Benjamin, Charles Baudelaire. A Lyric Poet in the Era of High Capitalism, s. 151; Georg Simmel, Soziologie (Leipzig: Duncker und Humblot, 1908).

48 Soziologie, s. 563. 28

Kltrn ar nesnelemesi karsnda bir tepki olarak kendini gsteren bu ar znelcilik, metropolde doruk noktasna varr: Metropol, kiisel olan her eyi yutarak byyen bu kltrn btn plaklyla sergilendii bir sahnedir adeta. Burada, binalarda, eitim kurumlarnda, tm meknlara hkim olan teknolojinin yaratt harikalarda, sunduu nimetlerde, topluluk hayat oluumlarnda, gzle grlr devlet kurumlarnda, dayanlmaz lde billurlam ve gayri ahslemi bir tin sz konusudur - yle ki kiilik, bunun etkisi altnda kendini idame ettiremez.^^ Bu nesnel metropol kltrnn, znel metropol kltr karsnda stnlk kazanmasnn daha derin kkenleri, metropoln para ekonomisinin merkezi olmas olgusunda aranmaldr. Gerekten de "para ekonomisi metropol egemenlii altna almtr" Para ekonomisinin yaylmas ile zihnin egemenlii nihayetinde rtr nsanlarn ve nesnelerin deerlendirilmesindeki katksz nesnellik, bunlarn zgn doasnn ne olduu sorusu karsnda kaytszla yol aar, zira parasal ilemler sadece mbadele deeriyle ilgilidir te yandan, metropoldeki insanlarn hayatna damgasn vuran bu katksz zihinsellik, bir tr kendini koruma ilevi grr; zira kentsel karlamalarn hz, yaratt sarsnt karsnda tepki verme ii, artk, "en az duyarl olan ve kiiliin derinliklerine en uzak olan organmza aktarlmtr." Kentsel balamda baka insanlarla ilikilerde sz konusu olan "uzaklk" olmakszn, bu hayat tarz da srdrlemez olurdu. Aslnda uzaklk, "bu hayat tarznn temel toplumlama formlarndan yalnzca biridir". Gelimi para ekono49 "Die Grossstdte und das Geistesleben", s. 203-204; "Metropol ve Tinsel Hayat", bu kitapta s. 100-101.

misi gibi, bunun da olumlu bir yan vardr, "bireye, baka koullarda benzeri olmayan bir trde ve miktarda kiisel zgrlk salar". Buna karlk bu zgrln, olumsuz bir potansiyeli de vardr: Birey geni evrelerdeki zihinsel hayat koullarn, karlkl mesafe ve kaytszl, kendi bamszl zerindeki etkisi balamnda en ok, byk kentin kalabalnda hisseder. nk bedensel yaknlk ve mekn darl, zihinsel uzakl daha da grnr klmaktadr Metropol kalabalyla kyaslandnda, insann kendini bylesine yalnz, bylesine kaybolmu hissettii baka bir yer yoktur - bu, aka, szn ettiimiz zgrln dier yzdr. Baka durumlarda olduu gibi burada da, insann zgrlnn, duygusal hayatna huzur eklinde yansmas hi de art deildir^" Bireyin kiiselliini ortaya koyma abas, genel bir kaytszlkla karlatnda, kendi hemehrilerinden farkl olduu ynnde bir duygu uyandrma abas biimini alabilir, hatta "sonunda insan, kastl bir ekilde tuhaf olmaya tevik edilir; yani, yapmack tavrlar, ani deikenlikler gibi metropole zg arlklara ynelir. Bu tr davranlarn anlam, ieriklerinde deildir kesinlikle: 'Farkl olma', arpc bir ekilde dierleri arasnda sivrilme ve bylece dikkat ekici olma eklinde ortaya kan formlarmdadr".^^ "Metropolde bireyler aras temaslar -kk ehirlere kyasla- daha ksa ve seyrek" olduundan, gze arpma ihtiyac daha ok kendini gsterir; insanlar kendilerini olabildiince abuk ve zl bir ekilde ifade etme, en ksa srede en arpc izlenimi brakma zorunluluguyla kar karyadr. Para ekonomi-

50 "Die Grossstdte und das Geistesleben", s. 199; "Metropol ve Tinsel Hayat", bukitapta s. 96. 51 Ag.e., s. 202; "Metropol ve Tinsel Hayat", s. 99. 31

30

sinin sonularndan biri olan, "pratik hayatn hesapl kesinlii" de bu eilimi krklemektedir: Tipik bir metropol insannn ilikileri ve ileri, genellikle ok eitli ve karmaktr; yle ki, verilen szlerde ve hizmetlerde ok sk bir kesinlik olmasa, btn yap iinden klmaz bir kaosa dnebilir. Her eyden nce, metropolde farkl karlara sahip pek ok insan biraraya gelmitir ve bu insanlar, ilikilerini ve ilerini son derece karmak bir organizma ierisinde btnletirmek zorundadr. Berlin'deki btn saatler anszn farkl zamanlar gsterecek olsa, btn iktisad hayat ve iletiim alt st olur, bu durum bir saat bile srse etkileri uzun sre atlatlamazd.^^ Ancak, kusursuz bir egdm gerektiren bu ilgi eitliliinin kendisi de, baka bir etkenin sonucudur: blmnn, toplumsal ve ilevsel farkllamann. Bu yabanclatnc nesnel kltr karsnda, insanlara ya da deerlere kar giderek daha da kaytszlama, d dnyaya ynelik bkkn bir tavr sergileme, i dnyaya kapanma eklinde tepkiler verildiini sylemitik. Kaytszl ve bkknl, birey ile dnya arasndaki uzakl vurgulama abasnda olan daha geni bir gereklik estetizasyonunun paras olarak ele almak mmkn. Zaten, toplumun -yzyln bandaki Kulturhrgertum bata olmak zere- belli tabakalar iin i dnyaya [interieur] kapanma, hayatn znel bir bak asndan gzelletirilmesiyle (Verschnung) balantlyd. Metropolde, birer savunma mekanizmas olarak mesafe ile kaytszla bavurma ihtimali en yksek olan toplumsal tabakalar, nispeten salam toplumsal konumlar sayesinde bu tr bir tepkiyi gsterme olanana52 A.g.e., s. 191-192; "Metropol ve Tinsel Hayat", s. 89. 32

sahip olanlardr. Bu ilevsel nesnellik rts nedeniyle, "metropol insan, etrafndaki kimseleri satc ya da mteri, hizmeti, hatta ou kez iliki kurmak zorunda olduu kiiler olarak grr"." Metropol, pekl, yeni tr bir "toplumsallk", "genel bir ahbaplk"'" merkezi de olabilir - tabii sadece belli toplumsal tabakalar iin. Metropoldeki toplumsal ilikilerin temsili ve metropoln, farkl toplumsal unsurlarn yan yana gelme, kesime noktas olarak tasavvur edilmesi, belli bir metropol imgesi yaratr: Uyumlu bir btne iaret eden bu imge, belki gerekten de belli toplumsal tabakalarn yaantsnda var olmutur, ama yzyln bandaki gerek metropol kesinlikle yanstmaz. Metropolde toplumsal ilikilerin, farkllamam bir tarzda kesiip i ie getii dncesi, ayn zamanda, Simmel'in toplum mefhumu iin de geerli olabilecek bir imgeyi getirir akla: Labirent. Labirent imgesi, sadece metropol deil, toplumun btnn simgeler. Ama, toplumsal labirenti ksmen oluturan bu "grup ilikileri a" ya da "toplumsal evrelerin kesimesi", durmakszn gerekleen gnlk etkileimler dzeyine inilmedike, toplumun ileyiini aa karamaz. Toplum labirenti, siyasal olarak deil, estetik olarak aydnlatlabilir. Peki Simmel'in yaptnda merkez bir motif olan labirenti birarada tutan nedir? Toplum, skca rlm bir a ise, Simmel'in bu a ren rmcei nerededir? adalar, hi kukusuz, Simmel'in eserindeki bu gl imgenin farkndayd. Kracauer'e gre'^ Para Felsefesi, "dnyann farkl unsurlarnn biraraya gelip birbiri iine gemesi"ni gzler nne seriyor, "fenomenlerin birbiriyle balantsn, i ieligini53 A.g.e., s. 190; "Metropol ve Tinsel Hayat", s. 88.

54 Richard Hamann, Der Impressionismus in Lehen und Kunst (Kln: Dumont,1907).

55 Siegfried Kracauer, Georg 5immel, 1919 (elyazmas).33

btn ynleriyle ortaya koyuyor"du. Rudolph Goldscheid da^ ayn balamda Simmel'in "gerek koullara dair tasvirinin sk bir rmcek an andrd"ndan sz eder. Lukacs, Simmel'in sosyolojisine atfla, "bu ilikiler a bir labirent olarak kalsa gerek, zira bir sistem olamaz," demitir. Peki bu labirent motifi, metropolle mi snrl? Metropol zerine makalesinin sonunda Simmel, labirentin zgl niteliklerinin kkenlerinin para ekonomisinde yattna dikkat eker.Para ile Meta Dnyas

Benjamin'e gre Baudelaire'in moderniteye dair igrlerinin altnda yatan nc toplumsal deneyim, tketici deneyimiydi. Simmel sz konusu olduunda, bu deneyimi, bir btn olarak para ekonomisini iine alacak ekilde geniletmemiz gerekir. Simmel iin, modernitenin tarit-ncesi, para ekonomisinin gelimesinde yatmaktadr. Toplumsal ilikilerdeki dnm, metropol hayatnn belli bal zelliklerinin ortaya kmas kapitalizmin deil, para ekonomisinin eseridir. Simmel'e gre "dnyann btnyle dinamik karakterinin, paradan daha arpc bir simgesi olamaz ... hareket halinde olmayan her eyin tamamen snp gittii bir hareketin aracdr para. Bir actus purus'tur" [katksz hareket]." Ancak, para ayn zamanda kart bir eilimi de bnyesinde barndrmaktadr - sadece "tek bir iktisad deeri" deil, "genel olarak soyut iktisad deeri" de temsil eder. Baka bir deyile, "elle tutulur bir nesne olarak para, dsal-pratik dnyadaki en ksa mrl eydir; gelgeldim z itibaryla en dayankl eydir, zira dnyadaki btn dier fenomenler56 "Jahresbericht ber Erscheinungen der Soziologie in denjahren 1899-1904",Archivjr systematische Philosophic, 1904,10.

karsnda kaytszlk ve denge noktasnda durur".^^ Para sadece, bir labirent olarak tasavvur edilen toplum ierisindeki hareketi simgelemekle kalmaz; mbadele ierisindeki ilevi, tam da iktisad labirenti oluturan balantlar yaratr. Toplum an ren rmcektir o. Tketici deneyimi, dolayl bir tarzda, Simmel'in moderniteye dair igrlerinin baat kaynaklarndandr. Simmel'in toplum mefhumunun da, baz yerlerde, tketimi nceleyen srece, yani mbadeleye dayand dnlebilir. ''Sui generis bir sosyolojik fenomen olarak" mbadelenin toplum asndan anlam, u olguda aranmaldr: "Nesneler aras greliliin iktisad dzeyde gereklemesi olan ... mbadele, belli bir nesneyi ve o nesnenin birey asndan tad anlam biricikliinden karr ve onu, soyutlama alanna deil, iktisad deerin dayana olan canl etkileim alanna ykseltir".^' Simmel'e gre, "bireyler arasndaki etkileim, btn toplumsal oluumlarn balang noktasdr" ve bu etkileimin en mkemmel simgesel nesnesi paradr, nk para "en saf biimiyle katksz etkileimi temsil eder; en soyut kavram anlalr klar; esas anlam itibaryla tikelliklerin tesine eriebilen ... btn tekillikler arasnda a rerek gereklii yaratan tikel bir nesnedir [para] ".^ Mbadele: kukusuz, insanlar arasnda isel bir ba yaratan ilevlerden biridir - basit bir bireyler yn deil, bir toplum [yaratr] ... mbadele, bir toplumsallama biimidir. Belli sayda bireyi toplumsal bir grup haline getiren ilikilerden biridir [mbadele]; toplum da, bu ilikilerin toplamdr.^^58 A.g.e., s. 511.

57 The Philosophy of Money, s. 510-511.34

59 A.g.e., s. 101. 60 A.g.e., s. 175. 61 A.g.e., s. 175.35

o halde, toplumsal etkileim toplumun temeli, mbadele de "en saf sosyolojik olay, en mkemmel etkileim formu" olduuna gre, mbadele hayat bir toplumlama biimidir. Mbadele ilikilerinin merkeziyeti balammda, tketimin kendisinin, Simmel'in modemite zmlemesi asmdan can alc nemde olduu savn nasl temellendirebiliriz? Simmel, znelci deer kuramn muhtemelen Menger ile BhmBawerk'ten devirmitir. ktisadn asl zemini retim deil, mbadeledir. Deer ile mbadele, "birbirini koullar", iktisadn kendisi de "genel mbadele biiminin zel bir rneidir", zira "mbadele iktisad deerlerin kaynadr". O halde Simmel'in, zel bir toplumsal retim kuram gelitirmemi olmasna amamak gerek. O, "retim adn verdiimiz, doayla mbadele"den sz eder ve mbadelenin de "retimin kendisi kadar retken ve deer yaratc" olduunu syler. Simmel'e gre "iktisad sreci, her iktisad znenin zihninde gerekte olup bitenlere indirgemek ok nemli" olduundan, geimlik ekonomideki mbadele ile piyasa ekonomisindeki mbadele arasnda bir fark olmad gibi, mallarn ya da arazilerin mbadelesi arasnda da hibir fark yoktur: "bireyin zihnindeki znel feda etme ve elde etme sreci" her iki durumda da sz konusudur. Simmel'in, Para Felsefesi adl eserinde, parasal ilemlerin ruhsal sonulan zerinde bu kadar ok durmas, bu adan hi de artc deildir. Simmel, geUmi para ekonomisine dair zmlemesinde, bir yandan bu ekonominin elikilerinin ebed nitehini ortaya koyarken, dier yandan da eyletirici ynlerini eletirir. Simmel unu ne srer: [Para], iktisad devlninleri ierisinde ifade bulduklar ekliyle nesneler arasndaki saf ilikinin eylemesidir. Para, kendi normlar dorultusunda dzenlenmi bir dnyada, kendisiyle ilikili olan tek tek nesnelerin arasnda durur 36

bu dnya, kkensel olarak nesnelerin kendileri tarafndan gerekletirilen denkleme ve mbadele harekederinin nesnel emesidir ^^ Simmel, parasal ilemlerde "insanlar aras mbadelenin yansmas, saf bir ilevin somutlanmas" olarak gereklie dnen bu genel nesnellie kar kar, zira "son tahlilde, bu sreleri yrtenler nesneler deil insanlardr, nesneler arasndaki ilikiler de gerekte insanlar aras ilikilerdir." Kendisi de daha geni bir nesnel kltrn paras olan bu eylemi parasal ilikiler dnyasnda, bireylerin yaratclk ve gelime ynndeki frsatlar giderek daha da snrl hale gelir. Bu nedenle Simmel iin, modern toplumda znel kltr ile nesnel kltr arasnda giderek alan uurumun "somut ve etkin nedenleri"ni aramak arttr. Simmel'in bu noktadaki yant kukuya yer brakmaz: "Bireylerin fragmanlara ayrlm hayat ierikleri"nden tr nesnel kltrn yaygnlamasnn, znel kltr ile nesnel kltr arasnda giderek alan uurumun nedeni, "gerek retimde gerekse de tketimde sz konusu olan iblm"dr. Bireylerin eylemesi ve fragmanlara ayrlmas, modernitenin bir zellii olduuna gre, bunun temel nedeni olarak iblmnn ele alnmas, Simmel'in modemite karsndaki daha geni aph tepkisini anlamak asndan nemUdir. Simmel daha sonraki yaptlarnda retimdeki iblm zerinde deil, bunun tketimdeki etkileri zerinde durur. Asl ilgilendii nokta, gelimi bir iblmnn tketimdeki sonulan ve insanlann bu sonular deneyimleme tarzdr. retimdeki iblm ile uzmanlama balamnda Simmel," vurgular itibaryla byk farkllklar sz konusu olsa da yer yer Marx'i anmsatan bir deerlendirme sunar.62 .g.e.,s, 176.

63 The Philosophy of Money, s. 454-460.37

Simmel, Marx'm KapitaVdeki deerlendirmesiyle (Simmel o sralar bu eseri okumutu) kyaslandgmda modern retim srecini net bir ekilde tarif etmez geri, ama ona gre modern retim srecinde "rn, reticinin geliimi gzden karlarak tamamlanr" - reticinin kiilik btnlne bile genellikle ket vurulur, nk "benliin uyumlu bir ekilde gelimesi asndan vazgeilmez olan enerjiler, farkl ynlere dalmaktadr. Baka durumlarda, benlik, kiiliin zyle balantszmasna geliir." Dahas, Simmel'e gre, makine imali rnn kusursuzluu, tek bir insann rettii rnle kyaslanamaz. Bu tr yarglar, Simmel'in, retici bireyin tehdit ald yolundaki fikre ballnn baka bir gstergesidir - burada sz konusu olan retici, zanaatkardr geri, ama sanatdan da ayn balamda sz eder. Ancak, sadece retim sreci deil, rnn kendisi de reticisine yabancdr, zira "kapitalist dnemde emein rn, kesinlikle zerk nitelik tayan bir nesnedir - kendine zg devinim yasalar olan, retici zneye yabanc nitelik tayan bir nesne." Bunun "en arpc rnei, iinin kendi rettii nesneyi satn almak zorunda olmasdr." Ama iiler, ayn zamanda, muazzam lde genilemi bir olas tketim nesneleri yelpazesiyle kar karyadr. Burada sz konusu olan sre, gerek niteliklerin gerekse de fiyatlarn ayn seviyeye ekilmesidir: Tketimin genilemesi... nesnel kltrn gelimesine baldr, zira bir nesne, ne kadar nesnel ve gayri ahs olursa, o kadar ok sayda insana hitap eder. Bu tr tketilebilir maddeler... insanlar arasnda sz konusu olan znel beeni farkhlklan dikkate ahnarak tasarlanamaz; te yandan, ancak ar farkllam bir retim, nesneyi, ona ynelik talebi karlayacak ucuzlukta ve bollukta retebilir^64 A.g.e., s. 455. 38

"Kltrn nesnellii ile iblm arasnda bir kpr" olan tketim de, bu sre ierisinde dnme urar - yalnzca nicel deil, ayn zamanda nitel bir dnmdr bu. Burada Simmel, smarlama retim ile kitlesel tketimi karlatrr. lki "tketiciye, metayla kiisel iliki kurma imkn verirken," ikincisinde meta, tketici asndan dsal ve zerk bir ey olarak kalr. blm, smarlama retimi yok etmekle kalmaz, "tketiciyle ilikisinde rnn znel aura's da yok olur, nk artk meta, tketiciden bamsz bir ekilde retilmitir." Aura'nm yok olmas Benja-min'in modernite zerine eserlerinde merkez bir izlekken, Simmel, modern "hayat tarznn nesnellii"nin bir paras olarak, nesnelleen tketimi ne karr. zel alanda, hayatlarmz boan meta bolluu, modern hayatn "zerk birer nesne olarak karmza kan dsal ynleri altnda ezilme duygusu" yaratr. Ev ii, artk "trensel bir fetiizm" biimini alr - ancak Simmel'in, bu dnm eskiden mutfak eyalarnn az olmasyla aklamas, pek inandrc deildir. "evremizi kuatan eit eit nes-ne"nin "gayri ahs kkeni ve kolayca ikame edilebilirlii" nedeniyle bu meta kemekei "znel ruhun kendi iradesini, duygularn yerletirebilecei noktalarn giderek azald, kendi iine kapal bir dnya"ya dnr. Bu yabanclama sreci, merubat makinelerinde ve ucuz eya dkknlarnda doruuna ulaan "bamsz, gayri ahs [meta] devinim" iyle tamamlanr. Kamusal alandaysa, "meta evreni" (Benjamin) dnya fuarlarnda aa kar. "Berlin Ticaret Fuar" adl yazsnda Simmel,^ bu meta fantasmagoriasnm bir dizi nemli zelliine dikkat eker. Dnya fuarlar, bir toplumsallama biimi olmalarnn yan sra, olabilecek en geni yelpazedeki65 "Berliner Gewerbe-Ausstelung", Die Zeit (Viyana) 8, 25 Temmuz 1896. 39

farkl metalann biraraya getirildii yerlerdir. Farkl metalar, ok zel bir toplumsallk biimi olan elence eklindeki toplumsal balam ierisinde sergilenir, nk "birbirinden son derece farkl endstriyel rnlerin, snrl bir alan ierisinde, birbirine ok yakn meknlarda sergilenmesi, alg yeteneini felce uratr, tam anlamyla bir hipnozdur bu ... belli belirsiz, fragmanlar halindeki izlenimlerin bellekte brakt tek ey, insann burada elenmesi gerektii fikri-^jj." 66 Duyarl bir kii, "burada sunulan eyin etkisi karsnda takati kesilmi, ynn yitirmi hissedecektir." Ancak "ok sayda arpc izlenimin byk hzla deimesi, tam da, ar kullanm yznden tkenmi sinirlerin uyarlma gereksinimini karlar". Bu tr fuarlar, retimde giderek artan uzmanlamann rn olan metalann yn halinde biraraya gelmesidir. te yandan modern kii, iblmnde rettiklerinin tek yanll ile birrnekliini, ok sayda farkl izlenimin biraraya toplan-m. siy la, hz ve renklilii giderek artan duygu deiimle-riyle telafi etmek ister. Etkin hayat alanlarndaki farkllama, aka, edilgin almlama alanlannm kapsaml eitlili-iyle tamamlanr.^' Baka bir deyile, retim srecinin skcl, tketimin yapay uyarclgyla, elendiriciliiyle telafi edilir. Ancak, dnya fuarlarnda, btnyle "edilgin" olan alan hkimdir, nk bu fuarlarn ziyaretileri, yalnzca bakp bylenmek iin oradadrlar, dokunmak ya da satn almak iin deil. Dnya fuarlarnda estetik bir boyut da sz konusudur. Bir yandan, ziyaretiler kendilerine sunulan meta zenginliinden etkilenmelidir. te yandan, metann anlk hayat.

fuar mimarsinde de yanstlr. Bylece, mimar "antsal stilin bihnli bir ekilde olumsuzlanmas"n yanstrken, "geicilik iin yaratlm bir meknn doas" en baskn izlenim haline gelir. Bu geici izlenim, yine de, "formlarn ebedligi"nden bireyler barndrmak zorundadr - aksi halde, bu tr fuarlarda sunulan malzemelerin ieriinin grnrdeki kalc niteliinin ne kadar aldatc olduu aa kar. Fuarlarn yalnzca mimarsi deil, dzenleni biimleri de, "estetik bir super-additum"u [ilave] gzler nne serer - bunun altnda, "birleimlerinin dzenlenmesi araclyla [metalara D.F.] yeni bir estetik anlam verme amac yatmaktadr: Tpk sradan ilanlarn, afi tasarm sanatna evrilmesinde olduu gibi". Bu "estetik retkenlik"in tezahrlerinden biri de, nesnelerin, giderek, fuarlarn etkisiyle, vitrin malzemesi olarak adlandrlabilecek bir nitelik kazanmasdr. Meta retimi... nesnelere, kullanllklarnn tesinde, batan karc bir d grnm kazandran bir ortam yaratr ... alcnn ilgisini, nesnenin dsal albenisi, hatta onun dzenleni biimi araclyla uyandrmanz gerekir.^^ Simmel'in burada iaret ettii ey, estetik ekiciliin, metann yalnzca mbadele deerini artrmakla kalmad, ayn zamanda bu deeri gizlediidir. Moda ve Stil Buna karlk, metalann "birbiri ardnca farkllamas", en ak biimde modada kendini gsterir. Genel olarak, moda "farkllama ile deiimin ekiciUini, benzerhk ile uyumun ekiciligi"yle birletiren, ounlukla, toplumsal farkllklar66 A.gx. 67 A.g.e. 40 68 A.g.e. 41

ifade etmek zere snflarda kendini gsteren bir toplumsal formdur. Ancak, snflar aras engellerin azalmas, yukar doru snfsal hareketliliin artmas, "nc zmrenin egemenlii", modadaki deiimlerin hzn artrmtr. Modalarn hzla ve geni bir alana yaylmas, modann kendisinin de "bamsz bir hareket, bireyden bamsz olarak kendi yolunda seyreden nesnel ve zerk bir kuvvet" olduu yanlsamasn yaratr. Baka bir deyile, "[moda] bireye daha az baml, birey de modaya daha az bagmh hale gelir. kisi de, ayr evrim srelerini izleyen iki ayr dnya gibi geliir".*^ Bireyin modaya daha az baml hale geldii yolundaki bu varsaym, Simmel'in, gerek ticaret fuarlarna ilikin olarak daha nce ortaya koyduu zmlemeyle, gerekse de stillerin oulluuna ilikin daha sonraki deerlendirmesiyle elimektedir. Daha da arpc olan, Simmel'in, Berlin fuarm konu alan yazsnda dikkat ektii meta retimi meselesine, buradaki moda zmlemesinde ve moday daha kapsamh biimde ele ald baka bir eserinde pek nem vermemi olmasdr. Moda, insann "ikili doas"yla ilgilidir daha ok -"hayatn birbirine kart egilimleri"yle, "gerek toplumda gerekse de bireyin ruhunda sz konusu olan" ikili eilimlerle, "taklit ynndeki ruhsal egilim"le vb. ilgiUdir. Moda "trmzn tarihi ierisinde evrensel bir olgu" olarak deerlendirilir. Baka bir deyile, Simmel'in modayla ilgili deerlendirmeleri, modemiteyi ebediyete indirgeme, sub specie aetemitatis [ncesizliin ve sonraszln nda] bir toplumsal zmleme ortaya koyma eilimine iaret eder. Yine de, Simmel'in moda zerine daha sonra kaleme ald makalede (1923), moderniteye dair bir dizi zel gnderme yer alr - geri yaznn giri ksm, Simmel'in moderniteyi ebed klma eilimini dorulamaktadr. Toplumsal hayat ile69 The Philosophy of Money, s. 461-462. 42

"onun fragmanlara aynlm gereklii" ierisinde, toplumun btn tarihini bir diyalektik biiminde, nihayetinde iki eilim arasndaki uzlama biiminde grmek mmkndr: Bir yanda bir toplumsal gruba balanp onun iinde erime eilimi, te yanda bireysel farkllama ve grubun dier mensuplarndan ayrt edilebilir olma eilimi. Bu, "biyolojik dzeyde kaltm ile farkhlk arasndaki kartlkta" kendini gsteren bir ikiliktir.'" "Bu elikilerin toplumsal cisimlenii"nin ilk rneinin kkleri, "taklit ynndeki ruhsal eilim"e dayanmaktadr. "Bireysel farkllama" ynndeki ikinci egilimse, farkh bir kiilik tipinde somutlar: VeriU olann, gemiin tesine geerek, gelecek iin bireyler yaratmaya ynelmi kiiktir bu. "Amaca ynelmi kii, takliti kiinin kar kutbudur." Bu iki eilim, "trmzn tarihindeki evrensel bir olgu olan modann hayatta kalmasnn nkoullar"dr. O halde moda, hem "toplumsal eitlenme eilimi"ni hem de toplumsal farkllamay somutlar. stelik moda hem "irkin" hem de "modern" olabilir - bizler onun ierii karsnda "estetik adan hayli kaytsz"ken, o da, "mevcut hayat normlar karsndaki mutlak kaytszl"m sergilemektedir. Bu anlamda moda soyuttur: "Modann, kkleri en derin znde yatan, 'gereklikten kopmu' soyutluu, estetikd alanlar zerine de, tarihsel fenomenler ierisinde gelimi belli bir modernUk damgas vurur".'' Ancak modann daha kiisel nitelik tayan ilk kkenleriyle karlatrldnda, "iinde bulunduumuz dnemdeki moda icatlar, giderek, iktisadn nesnel ileyi koullaryla birlemektedir." Bir yerlerde retilip de bir sre sonra moda haline gelen bir eya deildir sz konusu olan - artk eyalar, modaya uygun70 Philosophische Kultur (Potsdam: Klinkhardt, 1923) 3. bask, s. 31; "Moda Felsefesi", bu kitapta, s. 102.

71 Philosophische Kultur, s. 33.43

olma amac dorultusunda retilmektedir. Belli zaman aralklaryla yeni bir modaya a priori ihtiya duyulur - gnmzde sadece bu ile ilgilenen tasanmclar, sektrler var Bu anlamdaki soyutluk ile nesnel-toplumsal rgtlenme arasndaki iliki, bir form olarak modann, kendi zel ieriinin barndrd herhangi bir anlam karsndaki kaytszlnda, toplumsal-retici iktisad yaplarla arasnda giderek daha da belirlenmi hale gelen ilikide kendini gsterir/^ Bu zmlemeyi, modann mbadele deerini bnyesinde barndrmas ile, meta dolamn artrma ynndeki "a priori" ihtiya arasndaki ilikiye dair bir deerlendirme olarak grmek mmkn. Simmel'in kulland anlamla modann soyutluu, meta mbadelesinin soyutluuna hi de uzak deildir. Simmel'in modaya ilikin zmlemesi, baka hangi alardan, modernite kuramyla ilikilidir? Simmel burada ve baka yerlerde moderniteyi, toplumsal hayatn ve bireyselliin giderek fragmanlara ayrlmasyla tanmlar - bu sre, kendisini dengeleyecek bir kar kuvveti gerekli klar. Bireylere belli bir birey-stlk kazandran modaya ballkta bunun izleri grlr: Bireyselciliin getirdii fragmantasyonun hkm srd modern hayat iin, [modann barndrd bu trdelik unsuru D.E] zeUikle nemlidir. ... Modadaki deiim, asabiyetin ne oranda krelmi olduunun lsdr: Bir a ne kadar asabiyse, modalar da o kadar hzl deiir, nk farkllamann ekiciliine duyulan ihtiya -ki modann esas amillerinden biridir- asabiyetin zayflamasna elik eder^^

Burada ana hatlaryla izilen modann genel nitelikleri, kukusuz Simmel'in, modern hayatn nevrastenisine dair deerlendirmesiyle ilikilidir. Modadaki deiimlerin diyalektii, zorunlu olarak, mantksal kartn da iinde barndrr: Modann genilemesi ya da yaylmas, onu ister istemez kendi kne gtrc. Modann her eyi kendi iinde eritmesi, artk onu moda olmaktan karacak bir dzeye eriecektir. Bu diyalektik, modern dnemde ivme kazanmtr: Modann, modern kltr zerinde daha nce ei grlmedik bir egemenUe sahip olmas -bugne dek el dememi alanlara nfuz etmesi, zaten mevcut olduu alanlarda giderek bir saplant halini almas (modadaki deiimlerin srekli hz kazanmasnda olduu gibi)- modern bir ruhsal zelliin glenmesinden baka bir ey deildir Bir izlenimin, yerini bir baka izlenime brakmas iin isel ritmimizin gereksindii sre giderek ksalyor; baka trl ifade edecek olursak, ekicilik vurgusu, ekiciliin asl merkezinden giderek uzaklayor, ekiciliin balang ve biti noktalarna aktarlyor.''' Bu durum, en nemsiz dzeyde, puronun yerini sigarann almasnda, "yllk hayat" daha da ksa dnemlere blen seyahat tutkusunda kendini gsterir. Bu da unu gsterir ki "modern hayata zg 'sabrsz' tempo, sadece hayatn nitel ieriinde hzl olana duyulan arzuya deil, snrlarn, balanglarn ve bitimlerin, gelmenin ve gitmenin verdii biimsel zevkin gcne de iaret eder". O halde moda, zaman bilincinin glenmesi ynndeki daha genel srecin zel bir parasdr. Yeni olan. ile eski olan karsnda ayn anda zevk almamz unu gsterir ki.74 A.g.e. 45

72 A.g.e.,s. 36.

73 A.g.e., s. 39; "Moda Felsefesi", s. 111.44

asl mesele "olmak ya da olmamak deil, ayn anda hem olmak hem de olmamak"tr; bu zevk "her zaman gemi ile gelecein eiinde durur ve bu sayede bize, en azndan doruk noktasnda olduu mddete, baka pek azjenome-nin verebilecei gl bir 'imdi' duygusu verir" (vurgu bana ait)/^ "Toplumsal bilin"in geici olan zerindeki bu "younlamas", yalnzca geici olann ekiciliini artrmaya yarar; nk, modann diyalektii gz nne alndnda, tam da bu noktada "onun lmnn tohumlan" da yatmaktadr. Buradan hareketle, sadece ortaya kt kadar hzl biimde yok olan eye moda dediimiz sonucuna varabiliriz. Burada, Simmel'in modaya dair zmlemesi, modernite-nin merkez zelliklerinden birini ele alr: "Le transito-ire"m, "lefugitif in diyalektii: Bugn modann bilince bu denli hkim olmasnn nedenlerinden biri, temel, kalc, sorgulanmayan kanaatlerin giderek gcn yitirmesidir. Bu anlamda, hayatn uucu, deiken unsurlar ok daha geni bir hareket alanna sahip olur. ... gemiten kopu, bilinci giderek daha da fazla imdi zerinde younlatrr 'imdi' zerindeki bu vurgu, aka, deiim zerinde bir vurgudur da ayn zamanda..7^ (vurgu bana ait). Peki, moda bilincinin ve "imdi"nin hkimiyeti modern dnemin karakteristik bir zellii olduuna gre, bu hkimiyetin yerini daha kesin bir ekilde saptayabilir miyiz? Moda bilinci onaylama ile kskanlktan oluan bir duygu karmna dayandna gre, moda "isel olarak zerklikten yoksun ve baka bir yere dayanmaya muhta olan, ama75 A.g.e., s. 42; "Moda Felsefesi", s. 112.76 A.g.e., s. 43; "Moda Felsefesi", s. 113. 46

kendi benliinin farkna varmak iin gze arpmaya, ilgi ekmeye, biriciklie gereksinim duyan bireylerin asl faaliyet alandr". Baka bir deyile, bylesi bireyler, yoksun olduklar bireysellii davurma arac olarak modaya ihtiya duyarlar. Moda, insanlarn "isel zgrlklerini btnyle koruma"sm, bylelikle bireyin toplumun btnyle ilikisinde kendi konumunu dsal olarak gstermesini salayan nemli bir toplumsal aratr. Moda araclyla bireyler, iinde yaadklar "evrenin stn gc [ne], bana buyruk-luu[na], kaytszl[na]" kar kmaya alrlar. Ama bunun bir yanlsama olduu ortaya kar, zira "son kertede bireyler eyler zerinde deil, sadece kendi tahrif edilmi fantezilerinin zerinde hkimiyet kazanmlardr. Ama bu tr moda tezahrlerinin hzla yok olmas, bu hkimiyetten gelen gllk duygusunun ne denli temelsiz ve aldatc olduunu gsterir." Moda ayrca, zgl toplumsal tabakalarla, belirli toplumsal evrelerle ilikilidir. Modann en yakn iliki iinde olduu tabakalar, hayat tempolar son derece ar olan st ya da alt toplumsal tabakalar deil, ortaya kmalaryla moda bilincinin yaygnlamasnn ayn dneme denk geldii orta snflardr. Ayrca, modann mekn metropoldr: zlenimlerdeki, ilikilerdeki hzl degiimleriyle, bireysellii bir yandan yok ederken bir yandan da ne karyla, kalabal ve buna tekabl eden toplumsal mesafesiyle, "hepsinden nemlisi de, modadaki hzl deiimleri beslemek zorunda olan, alt tabakalardaki yukar doru iktisad hareketlili"giyle "moda iin bir beslenme alan"dr metropol. Bu nedenle, moda olan artk eskisi gibi pahal olamaz. Bu da, rnlerin ucuzlamasna, modadaki deiimlerin daha da hzlanmasna yol aar. rnleri itibaryla modadaki deiimlere daha az tbi olan sektrler, piyasadan nispeten bamsz bir biimde, "retimin rasyonellemesi"yle ile47

meye devam ederken, sadece moda iin meta reten sektrler buna kart bir eilim gsterir, nk "hummal deiim biimi burada ylesine temeldir ki, moda, modern iktisadn gelime eilimleriyle mantksal bir eliki ierisinde bulunur". Ama bu, moda olan metann kendi elikisini yaratmasn engellemez, nk bu zellikle ["hummal degiim"le D.F] kyaslandnda, moda, ayn zamanda son derece arpc bir zellii daha aa karr: Her mnferit moda, bir lde, ''ebediyen yaamak istiyormuasna ortaya kar" (vurgu bana ait)7^ Bu anlamda moda, geici olan ile ebed olan bnyesinde barndrr. O "hep ayn kalann ebed dngs"dr. Modann dolam, meta dolamna benzer: Hep yeni, ama hep ayndr. Simmel'e gre moda, birbirini izleyen farkllamalarn simgesi, dnya fuarlar da modern kltrdeki farkllamalar birlikteliinin ahikasdr. kisinin de kkeni, ksmen, "etrafmzdaki nesnelere bakarken maruz kaldmz stil okluu"na dayanmaktadr.'* Simmel "bu sersemletirici stil oulluu"na "Sosyolojik Estetik"te daha nce deinmitir:'^ Herhangi bir stile bal kalamama ynndeki modern sadakatsizliin bir rnei olarak. Para Felsefesi'nde bu, "tarihsel bilgimizin genilemesinin sonucu" olarak aklanr: "Bu da, modern insann deiim dknlyle ilgilidir". Hatta "kltrel hayatmzn grnr evresinin tamam, bir stil ouUuguyla paralanmtr". Bu stillerin bamsz nesnellii gz nne alndnda, imdi kar karya olduumuz ey "bir yanda bu formlar, dier yanda kendi znelliimiz "dir.77 A.g.e., s. 60; "Moda Felsefesi", s. 130. 78 The Philosophy of Money, s. 461. 79 "Soziologische Aesthetik".48

Simmel, "Stil Problemi zerine" adl yazsnda,*" stil okluundan tr bireylerin, etraflarn donattklar ev eyalarnn "net ve benzersiz damgas"yla znelliklerini davurmaya altklarn ne srer. Varlkl tabakalarn evlerindeki estetik alan ierisinde -ve Olbrich'in alayc biimde belirttii gibi "her kseyi, her iskemleyi" stilize etmeye alan ada Jugendsd I hareketinde- rastlanan stilize edilmi i mekn nesneleri, bireyselliin davurumu ile "birey-st" olann gsterilmesi arasndaki dengeye iaret eder, nk sz konusu stili baka pek ok insanla paylarz. Bu yolla, "znel kiilik ile insan ya da nesnel evresi arasnda birey-st bir form ve yasa retilir; bir hayat formunun, bir beeninin vb. stilize ifadesi, hep, zamanmzn abartl znelliinin dengelendii ya da zerinin rtldg birer snr, birer mesafe formudur.*^ "Gnlk hayatn arka plan ya da temeli" stilize edilmelidir, nk "odalar ierisinde insanlar esas nesnelerdir, birer mihrak noktasdr." "Organik, ahenkli bir duygu"nun ortaya kmas iin, "meknsal snrlla" sahip i meknn "dolaysz hayatla karmamas iin", bir mihrak noktasna sahip olmas gerekir - bunu da, gnlk hayatn "zorunlu aksesuvarlar" deil, sadece ve sadece stilize edilmi bir eser salayabilir. Stilizasyon ynndeki bu modern arzunun kkleri, aka paradoksal olan bir abada yatar: Bireyin, modern toplum ierisinde beslenen ar znelcilikten, bireyselcilikten kama abasdr bu: Stilin, modern insanlar nezdinde tad gl ekiciliin altnda, insanlar kiiliin yknden kurtarmas, kiilii saklamas yatmaktadr - stilin z de budur. znelcilik ile

80 "Das Problem des Stiles", Dekorative Kunst, 1908, 11.81 A.g.e., s. 314. 49

bireysellik, neredeyse son noktaya varan bir hz kazanmtr; stilize form yaratlarnda ... bu ar bireysellii genel ve daha evrensel bir eye dntren yumuatc bir etken sz konusudur.^^

Ancak, modern bireyin gerekten de, dnemin ar znelciliinden kamak zere onu stilize i meknda yceltip yceltmediini sormamz gerekiyor. Burada Simmel'in, byk lde, i mekn ierisinde kendim gsterdii ekliyle stille ilgilendii aktr. Bu eser, i meknn stilizasyonunun Jugendstil hareketiyle birlikte d mekna, fiziksel evremizin btnne tand bir dnemde kaleme alnmtr. "Btncl bir sanat eseri" gerekletirme abas, toplumsal ve fiziksel evrenin btnn "hayatn gzelletirilmesi" adna stilize etme abasyd. Ama bu ancak, mevcut toplumsal antagonizmalarm snrlar ierisinde yaplabilirdi - bu da, nihayetinde, ya burjuva i meknna ekilmek, ya da kamusal alan baka bir i mekna dntrmek anlamna geliyordu. Ar bireyselciliin ve znelciliin elikilerinin zlmesi, Simmel'in bireysellikle ilgili eserlerinde karmza kar. Stili konu alan makale, bu adan bir istisna olmad gibi, nesnel alandaki kltrel gelimenin kemiklemesi mefhumuyla da hibir ekilde elimez. Hatta, ar znelcilik karsnda i meknn stilizasyonu, nesnel kltrde d mekn stillerinin oalmasna tekabl eder - Simmel daha sonra bunu, "zamanmzn stilsizlii" eklinde tanmlayacaktr. Bu, madd kltrdeki hzl ve yaygn gelimelerin sonucu deildir sadece; bireysel dzeyde de, "kiisel deerlerin, var olmalarnn imknsz olduu bir boyut ierisinde aranmas"nm sonucudur: Yani, teknik ilerleme ierisinde kltrel ilerlemenin aranmasnn. Bu durum, "za82 A.g.e., s. 314. 50

mammza damgasn vuran btn o acelecilii, agzll, elence bamlln" da aklar. Baka bir deyile, bireyler, yabanc bir ey olarak karlarna kan nesnel bir kltr ierisinde temel deerlerini hayata geirmek istemektedir. Simmel daha sonra, znel kltr ile nesnel kltr arasnda giderek alan bu uurumdan sadece bir "kltr krizi" ya da bir "kltr trajedisi" olarak deil, "kltr patolojisi" olarak da sz edecektir, ikinci doa olarak toplum, artk tarihsel olmaktan kmtr: Bir "doal" durum olarak, ikinci bir doa bile deildir.EVREN Elin Gen

KAYNAKA Baudelaire, Charles The Painter of Modem Life and Other Essays (Oxford: Phaidon, 1964). Becher, Heribert Georg Simmel. Die Grundlagen seiner Soziologie (Stuttgart: Encke, 1971). Benjamin, Walter "Theses on the Philosophy of History", Illuminations (New York: Shocken, 1969). Benjamin, Walter Charles Baudelaire. A Lyric Poet in the Era of High Capitalism (Londra: New Left Books, 1973). Benjamin, Walter Gesammelte Schrijten (Werkausgahe) (Frankfurt: Suhrkamp, 1980). Benjamin, Walter Das Passagen-Werk, 2 cilt (Frankfurt: Suhrkamp, 1982). Bloch, Ernst Geist der Utopie, 2. bask (Frankfurt: Suhrkamp, 1964). Bhringer, Hannes ve Grander, Karl (ed.) Aesthetik und Soziologie urn diejahrhundertwende: Georg Simmel (Frankfurt: Klostermann, 1976). Fechter, Paul "Erinnerangen an Simmel", Gassen, K. ve Landmann, M. (ed.) Buck des Dankes an Georg Simmel (Berlin: Duncker und Humblot, 1938). Frisby, David "Introduction to the Translation", The Philosophy of Money (Londra/Boston: Routledge, 1978). 51

Frisby, David Sociological Impressionism. A V.eassessmait of Georg Simmel's Social Theory (Londra: Heinemann, 1981). Frisby, David Geotg Simmel (Chichester/Londra/New York: Ellis Horwood/Tavistock/Methuen, 1984). Frisby, David "Georg Simmel and Social Psychology", Journal of the History of the Behavioral Sciences, 20,1984. Frisby, David "Simmel's Theorie der Modeme", Dahme, H. J. ve Rammstedt, O. (ed.), Georg Simmel und die Modeme (Frankfurt: Suhrkamp, 1984). Frisby, David Fragments of Modernity: Georg Simmel, Siegfried Kracauer and Walter Benjamin (Londra: Heinemann, 1985). Goldscheid, Rudolph "Jahrebericht ber Erscheinungen der Soziologie in den Jahren 1899-1904", rchiv/rsj'stematischePhilosophie, 10, 1904. Habermas, Jrgen Theorie des kommunikativen HandeU, 2 cilt (Frankfurt: Suhrkamp, 1981). Habermas, Jrgen "Die Moderne - ein unvoUendetes Projekt", Kleine Polifische Schriften I-IV (Frankfurt: Suhrkamp, 1981). Habermas, Jrgen "Nachwort", Philosopliische Kultur (Berlin: Wagenbach, 1983). Hamann, Richard Der Impressionismus in Leben und Kunst (Koln: Dumont, 1907). Jauss, Hans Literatuigeschichte als Provofeation (Frankfurt: Suhrkamp, 1970). Jay, Martin "Habermas and Modernism", Praxis International, 4,1984. Joel, Karl "Eine Zeitphilosophie", Neue Deutsche Rundshau, 12, 1901. Koigen, David "Soziologie Theorien", Archivfr Sozialwissenschaft und Sozialpoli-tih, 31,1910. Koppel, August "Fur und Wider Karl Marx", Volfeswirtscha/tliche Abhandlungen der Bodischen Hochschulen, 8, 1905. Kracauer, Siegfried Georg Simmel, elyazmas, 1919. Kracauer, Siegfried'""Georg Simmel", Logos, 9,1920. Oehler, Dorf Pariser Bild I (J830-1848). Antibourgeois Aesthetife bei Baudelaire, Da-umier und Heine (Frankfurt: Suhrkamp, 1979). Simmel, Georg "Ober soziale Differenzierung", Soziologische und psychologische Untersuchungen (Leipzig: Duncker und Humblot, 1890). Simmel, Georg "Soziologische Aesthetik", Die Zuhunft, 17, 1896. Simmel, Georg "Berliner Gewerbe-Ausstellung", Die Zeit (Viyana), 8, 25.07.1896. Simmel, Georg "Die Grossstadte und das Geistesleben", Jahrbuch der Gehe-Sti/tu-nu zu Dresden, 9, 1903. Simmel, Georg "Soziologie des Raumes", Jahrbuch/r Gesetzgebung, Verwaltung und Volkswirtschaft, 27, 1903. Simmel, Georg "Soziologie der Sinne", Die Neue Rundschau, 18,1907. Simmel, Georg Soziologie (Leipzig: Duncker und Humblot, 1908). 52

i

Simmel, Georg "Das Problem des Stiles", Dekorative Kunst, 11, 1908. Simmel, Georg Philosophische Kultur, 3. bask (Potsdam: Klinkhardt, 1923). Simmel Georg, "How is Society Possible?", Wolf, K. (ed.). Essays on Sociology, Philosophy and Aesthetics by Georg Simmel (Columbus: Ohio University Press 1959). Simmel, Georg The Philosophy of Money (Londra/Boston: Routledge, 1978). Troeltsch, Ernst "Der historische Entwicklungsbegriff, Historische Zeitschrift, 124, 1921. Wolter, Friedrich "Erinnerungen an Simmel", Gassen, K. ve Landmann, M. (ed.), Buch des Dankes an Georg Simmel (Beriin: Duncker und Humblot, 1958).

53

Modern Kltrde atma

Hayat, salt biyolojik dzeyin tesine geip tin dzeyine doru gelitiinde, tin de kltr dzeyine ykseldiinde, bir i atma ortaya kar. Kltr evriminin tamamn, bu atmann belirmesi, zme ulamas ve yeniden ortaya kmas oluturur. Zira hayatn yaratc hareketinin, hayata ifade ve gerekleme formlar sunan birtakm yaptlar [Artefakt] rettii her yerde, buna kltr deriz: Meden kanunlar ve anayasalar, sanat eserleri, din, bilim, teknoloji vb. Bunlar, hayatn kesintisiz akn ilerine alp ona form ve ierik, ufuk ve dzen kazandrr. Fakat hayat srecinin bu rnlerinin kendine zg bir zellii vardr: Ortaya ktklar andan itibaren, kendilerine ait sabit birer forma sahiptirler hayatn hzl ritminden, ini klarndan, srekli yenileniinden, kesintisiz blnmelerden ve yeniden birlemelerden bamsz formlardr bunlar. Bu formlar, hem kendilerinden uzaklaan yaratc hayat tarlar, hem de bunu takiben ilerine dolan, ama bir sre sonra kuatamaz olduklan hayat. Onlara can vermi tinsel dinamikten bir l57

de ayr ve bamsz olduklanndan, kendilerine zg bir manta ve kanuna, bir anlama ve dirence sahiptirler. lk oluma anlarnda hayatla uyumlu olabilirler; ama hayat kendi evrimini srdrdke, bu formlar katlap sabitlemeye balar, hayata yabanc, hatta dman hale gelirler. te, kltrn bir tarihi olmasnn niha nedeni de budur. Hayat, tine dntke, durmakszn bylesi yaptlar yaratr: Kendi kendine yeten, kalc, hatta zamandan bamsz olma iddias tayan yaptlardr bunlar. Bunlar, hayatn kuand/ormar olarak tanmlayabiliriz: Hayat, ancak bu ekilde kendini tinsel hayat olarak gsterebilir. Ama hayatn kendisi ara vermeksizin akmaya devam eder. Yaratt her yeni varolu formunda, dur durak bilmez hareketi, o formun kahclyla ya da zamandan bamsz geerliliiyle atr. Hayatn kuvvetleri, rettikleri her kltrel oluumu er ya da ge andracaktr. Bir form geliimini tamamladnda, bir sonraki form oktan onun altnda biimlenmeye balamtr ve ksa ya da uzun bir mcadelenin ardndan mutlaka onun yerini alacaktr. Kltrel formlarn dnm, en geni anlamyla tarihin konusudur. Ampirik bir disiplin olarak tarih, her tekil vakada, bu deiim tezahrlerinin somut temellerini ve nedenlerini saptamakla yetinir. Gelgeldim derinde yatan sre, hayat ile hayatn rnleri arasndaki srekli mcadeledir; Bir sre sonra esnekliklerini yitirip katlaan hayat rnleri, btn deikenlii, hareketlilii ve gelimesiyle hayata ayak uyduramayarak onun gerisinde kalr. Ama hayat ancak bir form iinde dsal varolu kazanr; o nedenle bu sre, bir formun yerini bir bakasna brakmas eklinde grlp tanmlanabilir. Kltr ieriklerinin, nihayetinde btn kltrel stillerin durmak bilmez deiimi, iki eyin gstergesi, daha dorusu sonucudur: Bir yanda hayatn snrsz verimliliinin, dier yanda durmakszn evrilip dn58

II

en hayat ile, onu var eden formlarn ya da tezahrlerin nesnel geerlilii ve yaama iddialar arasndaki derin kartln. Bu deiim, lm ile yeniden doum arasnda durmakszn mekik dokur. Kltr tarihi srecinin bu nitelii, ilk nce iktisad gelimeler balamnda saptanmtr. Her an iktisad gleri, kendilerine uygun bir retim formu meydana getirir. Klelik, lonca dzeni, kyllere yklenen angarya, zgr cretli iilik ya da dier emek rgtlenmesi formlarnn hepsi, ortaya ktklar dnemin arzularnn ve olanaklarnn en iyi ifadesiydiler. Ancak, bu formlarn normlar ve kstlamalar ierisinde, her zaman, doalar ve boyutlar bakmndan o formlarn iine smayan birtakm iktisad enerjiler serpildi. Bu enerjiler de, ya tedric biimde ya da ani deiimlerle bu formlardan kurtuldu ve eski retim tarznn yerini, yeni enerjilere uygun bir tarz ald. Ama bir retim tarz, bir form olarak, baka bir retim tarzn yerinden edecek enerjiye kendi iinde sahip deildir. Bu srecin arkasndaki itici g, btn kuvveti ve dinamizmiyle, dnm ve farkh-lamasyla, hayattr (burada, hayatn iktisad vehesi). Ne var ki kendisi formsuz olan hayat, ancak ona form verilmesi halinde kendini bir fenomen olarak gsterebilir. Ama her form, z gerei, daha ortaya kt anda, geicilii aan, hayatn nabzndan bamsz bir geerlilik talep eder. Bu durum, iktisad alana kyasla tinsel alanda daha ak bir biimde grlr. Hayat ile formlar arasnda daha en bandan mevcut olan, varoluumuzun ve etkinliklerimizin bir noktasnda patlak verecek gcl bir gerilim sz konusudur. Bu gerilimin birikmesi, uzun vadede, kapsaml bir kltrel rahatszla yol aabilir: Her form, hayata zorla dayatlm bir ey olarak duyumsanmaya balar; o zaman hayat, sadece belli bir formdan deil, her trl formdan kurtulmaya alr; dolayszl iinde formu eritmeye, kendini form ye59

rine koymaya, kuvvetini ve bereketini dizginlenmemi o ilk haliyle aktmaya abalar - yle ki btn bilgiler, deerler ve yaplar, sadece hayatn dolaysz birer ifas olarak grlsn. Bugn, bu kadim mcadelenin yeni bir evresini yayoruz; bu artk, hayatla dolu yeni formun, eski ve cansz forma deil, bizatihi forma, form ilkesine kar kavgasdr. Ahlklar, eski dnemlere methiye dzenler, stilde kesinlii ve safl savunanlar, modern hayatn btn ynlerinde giderek artan form yoksunluundan yakndklarnda, olgusal adan hakldrlar. Gelgeldim, burada salt olumsuz bir eyin vuku bulmadn gz ard ederler - burada sz konusu olan sadece geleneksel formlarn lmekte olmas deildir, bu formlarn lmnden btnyle olumlu bir hayat itki meydana kmaktadr. Ancak bu srecin bykl, bu itkinin yeni formlar yaratmak zere younlamasna henz izin vermedii iin, formla srf form olduu iin mcadele etmek zorunlu hale gelir. Belki de bu, btn kltrel formlarn oraklam toprak misali tkendiinin dnld bir ada mmkndr ancak - ne verebilecekse vermi, zeri hl eski bereketinin mahsulleriyle dolu bir toprak. Elbette, 18. yzylda da buna benzer bir sre yaanmt; ama birincisi o ok daha uzun bir zaman dilimini kapsyordu - 17. yzyldaki ngiliz Aydmlanmas'ndan Fransz Dev-rimi'ne uzanan bir sreti. kincisi, her alkantl deiimin ardnda ok belirli, yeni bir ideal vard: Bireyin zgrlemesi, hayatn aklc hale gelmesi, insann mutluluk ve kusursuzluk yolundaki kesin ilerleyii. Her deiimin ardndan, insanlara isel bir gvenlik duygusu veren yeni kltr formlar imgesi ykseldi - hepsi de, bir anlamda, nceden nve halinde var olan formlard bunlar. Bu nedenle o formlar, szn ettiimiz kltrel rahatszl yaratmad - eski kuaklar olarak bizlerin giderek bydne tank olduumuz bu rahatszlk, sonunda, yeni bir form ile eskisi arasm60

daki mcadele olmaktan km, kendini sabit bir form iinde snrlamaya isyan eden hayatn akla gelebilecek her alanda yrtt mcadeleye dnmtr. Bugn iyice belirginleen bu durumun tohumlar, bir anlamda yllar nce atlmt: Hayat mefhumu, felsefede hkim olmaya baladnda. Bu fenomeni dnce tarihinin geneliyle ilikilendirmek iin, konunun biraz dna kmam gerekiyor. Kendine zg bir karakteri olan her byk kltr anda, btn entelektel hareketlerin temelinde yatan ve ayn zamanda onlarn niha amac olarak grnen zgl bir fikir saptayabiliriz. O an, bir soyutlama olarak bu fikrin bilincinde olup olmamas hi fark etmez - o fikrin sadece, anlam ve nemi ancak daha sonraki nesillerce kavranabilecek dnsel bir odak noktas olup olmad da fark etmez. Kukusuz bu tr fikirler ok farkl ve eitli k-hklar altnda ortaya kar, her biri farkl unsurlarla kartlk iindedir; yine de o fikir, o an ynlendirici ilkesidir. Her ada, gerekliin metafizik boyutunun, en yce hayatn, "mutlak"n, en yksek deerle, kendimize ve dnyaya ynelik mutlak taleple kesitii nokta saptanabilir (dolaysyla tanmlanabilir). Kukusuz burada mantksal bir paradoks sz konusudur: Mutlak gereklik, kendini gerek klacak bir eye ihtiya duymaz; varlndan kuku duyulamayacak bir eyin henz var olmadn sylemek de imknszdr. Ancak, felsefe, yksek dzeyinde bylesi kavramsal zorluklarla itigal etmez; hatta, bu paradoksun ortaya kt noktann -baka koullarda birbirinden ayr duran "olan" ile "olmas gereken"in biraraya gelmesinin- sz konusu hayat felsefesinin [Lebensphilosophie] sahih merkezi olduundan emin olabilirsiniz. Baz alarn dnsel temelini oluturduunu dndm fikirlere ok ksaca deineceim. Klasik Yunan'da bu, varlk fikriydi - birUkli, tzsel ve tanrsal bir varlk;61

ama panteizmde olduu gibi ekilsiz deil, anlaml somut formlarda var olan ve o formlar iinde ekillendirilebilecek bir varlk. Ortaa Hristiyanl'nda bunun yerini Tanr fikri ald - btn gerekliin hem kayna hem amac, varoluumuzun kaytsz artsz efendisi olan, yine de bizlerden zgrce ona itaat edip balanmamz talep eden bir Tanr. Rnesans'tan itibaren bu ycelik mertebesine giderek Doa fikri yerleti. Doa, hem varolu ile hakikatin yegne ve mutlak tecessm olarak, hem de temsil edilip vurgulanmas gereken bir ideal olarak grnd - nce sanat alannda yerleti bu dnce; zira sanatta gerekliin niha z ile en yksek deerin birlii a priori bir hayat kouldur. Sonra, 17. yzylda felsefe doa kanunlar zerinde younlat, bu kanunlara temel bir geerlilik atfetti; Rousseau'nun yzyl da, bu temel zerine bir "doa" ideali ina etti - mutlak deer, mutlak gaye ve mutlak bir meydan okuma olarak doa. Ayrca, bu an sonunda kilit bir fikir olarak ego, yani ruhsal kiilik fikri ortaya kt: Bir yanda btnl ierisinde varolu, bilinli egonun yaratc tasarm olarak grnd; te yanda kiilik bir ama haline geldi. Bireysel benliin ortaya konmas, mutlak ahlk buyruk olarak, hatta hayatn metafizik amac olarak grld. eitli entelektel akmlarn sz konusu olduu 19. yzylda, bunlarla kyaslanabilecek kapsayc bir klavuz kavram kmad. Konuyu beer alanla snrlarsak, toplum fikrinden sz edebiliriz - ilk kez 19. yzylda, hayatn temel gereklii olarak grlmtr toplum; bireyse, eitli toplumsal dizilerin kavak noktasna, hatta atom gibi farazi bir varla indirgenmitir. Ama te yandan, bireyden btn hayatn toplumla ilikilendirmesi beklenir; eksiksiz toplumsal btnleme, ahlk olanlar da dahil olmak zere btn ykmllkleri iine alan mutlak bir ykmllk olarak deerlendirilir. Avrupa entelektellerinin geni ke62

simleri, ancak 20. yzyln banda, bir hayat felsefesi oluturmak iin gereken yeni bir temel fikre erimilerdir. Hayat kavram, gerekliin ve deerlerin -metafizik, psikolojik, ahlk ya da sanatsal deerlerin- hem ortaya kt hem de kesitii merkezde domutur. Gnmz kltrnn genel eilimini oluturan grnmler arasnda hangilerinin, okynl "hayat metafizii" ierisinde kendilerini gelitirecek, eilimlerini, elikilerini ve trajedilerini hakl karacak zemini bulabildiini daha sonra irdeleyeceiz. Ama bu noktada, hayat kavramnn felsefede kazand bu yeni nemin tohumlarnn daha nceden atlm olduunu arpc bir rnekle gstermek gerekiyor: Deerlerin ifade edilmesinde birbirinin hasm olan iki modern dnr -Schopenhauer ile Nietzsche- tam da bu kavram zerinde buluur. Schopenhauer, zgl birtakm hayat ieriklerini, varoluun herhangi bir mefhumunu ya da vehesini sorgulamak yerine, hayatn neliini, hayat olarak ne anlama geldiini en derin dzeyde sorgulayan ilk modern filozoftur. Geri o hayat terimini kullanmam, yaama iradesinden ya da salt iradeden sz etmitir; ama bu, temel tavr asndan bizi yanltmamahdr. Hayatn tesindeki alanlara dair speklatif irdelemelerine ramen, hayatn anlamna ilikin soruya verdii cevap, "irade"dir. Bu cevaba gre hayat, kendi tesinde hibir anlama ve amaca eriemez; nk bin bir forma brnm olmakla birlikte, her zaman kendi iradesini takip eder. Metafizik gereklii onu kendi snrlar iinde kalmaya mahkm ettiinden, grnrdeki her ama ona olsa olsa hayal krkl ve bitimsiz yanlsamalar getirecektir. Nietzsche de ayn fikirden yola kar: Hayat tamamen kendini belirler ve ieriklerinin yegne tzdr. Ama o, hayata darda bulamayaca anlam veren amac, yine hayatn kendisinde bulur. nk hayatn z, gcn ve verimliliin, dayanklln ve gzelliin kendi63

iinde pekimesi, bymesi, artmasdr - snrlar belirlene-bilecek bir hedef dorultusunda deil, salt hayatn kendi gelimesi dorultusunda. Bu bymeyle, hayat potansiyel olarak sonsuz bir deer kazanr. Hayata ynelik bu iki kart tavr -bir yanda ylgnlk te yanda hayat sevinci- derinden farkllk gsterir geri, bu da onlar arasnda rasyonel bir tercihte bulunma ya da ikisini uzlatrma yolundaki giriimleri boa karacaktr; ama ikisinde de, kendilerini daha nceki btn felsefelerden ayran ortak bir soru sz konusudur: Hayatn anlam nedir, hayat olarak deeri nedir? Bu iki filozofa gre bilgi ile ahlk, benlik ile akl, sanat ile Tanr, mutluluk ile ac, ancak bu ilk giz zldkten sonra sorgulanabilir; bunlara verilecek yant, o zmle belirlenecektir. Sadece hayatn temel gereklii, her eye anlam ve l verecek, olumlu veya olumsuz deer ykleyecektir. Hayat kavram, birbirine taban tabana zt bu iki dncenin kesime noktasdr - modern hayatn temel kararlarnn erevesini de bu iki dnce izmektedir. imdi en yeni -yani 1914'e dek gelimi olan- kltrn, kltr evriminin daha nceki evrelerinden hangi noktada ayrldn gstermek zere, baz tezahrlerine deineceim. imdiye kadar eski formlar daima yeni bir form yaratma isteiyle yklmt. Ama bugn, bu alandaki gelimelerin altnda yatan niha itki, form ilkesine muhalefet eklinde tanmlanabilir - bilincin grnrde veya sahiden yeni formlara doru ilerledii durumlarda dahi. En azndan yir-mi-otuz yldan beri herhangi bir mterek fikir altnda, hatta byk lde herhangi bir fikir altnda yaamyor oluumuz, -daha sonra deineceimiz bir no