turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

354
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TÜRK SANATI ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ TÜRK SANATI VE TARİHİNE KATKILARIYLA SEMAVİ EYİCE (Hayatı ve Eserleri) Yasemin AKÇAOGLU İstanbul, 2005

Upload: ihramcizade

Post on 11-Aug-2015

202 views

Category:

Education


15 download

TRANSCRIPT

Page 1: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ

TÜRK SANATI ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TÜRK SANATI VE TARİHİNE KATKILARIYLA

SEMAVİ EYİCE (Hayatı ve Eserleri)

Yasemin AKÇAOGLU

İstanbul, 2005

Page 2: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

T.C. MARMARA ÜNĐVERSĐTESĐ

TÜRKĐYAT ARAŞTIRMALARI ENSTĐTÜSÜ

TÜRK SANATI ANABĐLĐM DALI

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

TÜRK SANATI VE TARĐHĐNE KATKILARIYLA

SEMAVĐ EYĐCE

(Hayatı ve Eserleri)

Yasemin AKÇAOGLU

TEZ DANIŞMANI Prof.Dr.Tayfun AKKAYA

Đstanbul, 2005

Page 3: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu
Page 4: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

iii

TÜRK SANATI VE TARĐHĐNE KATKILARIYLA SEMAVĐ EYĐCE

(HAYATI VE ESERLERĐ)

Öz

Bu tezin amacı Semavi Eyice'nin Türk sanatı ve sanat tarihi araştırmalarına

katkısını belirlemektir. Tez yedi bölüm halinde düzenlenmiştir. Semavi Eyice'nin

biyografisi, bibliyografyası oluşturulmuş, Türk sanat eserleri ve sanat tarihi üzerine

olan çalışmaları incelenmiştir.

Birinci bölüm teze genel bir girişi içermektedir. Đkinci bölümde, Semavi

Eyice'nin hayatından bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde, Semavi Eyice'nin yaşadığı

dönemin kültürel ortamı gözler önüne serilmiştir.. Dördüncü bölümde, ilk defa

Semavi Eyice'nin tanıttığı orijinallik taşıyan makaleleri öncelikli olmak kaydıyla

çalışmalarına yer verilmiştir. Beşinci bölümde, Türk sanatıyla ilgili yayınlarda bahsi

geçen eserler sınıflandırılmıştır. Altıncı bölümde, 1949 ile 2005 yıllan arasında,

yarım asırlık bir dönemi kapsayan yayınlan bibliyografyası oluşturulmuştur. Son

olarak yedinci bölüm araştırmanın genel bir değerlendirmesini içermektedir.

Bu incelemelerin ışığında, Semavi Eyice'nin orijinal görüşleri, çalışmaları,

Türk kültür ve sanat tarihi araştırmalarına katkısı belirlenmiştir.

SEMAVĐ EYĐCE'S CONTRIBUTION TO THE TURKISH ART AND

ART HISTORY (HĐS LĐFE AND STUDĐES)

Abstract

The aim of this thesis is to study Semavi Eyice's contribution to the Turkish

art and art history. This thesis is organised in 7 chapters. Semavi Eyice's biography

and bibliography is formed, his studies on Turkish art works and art history is

examined.

Chapter 1 contains a general introduction to the thesis. Chapter 2, Semavi

Eyice's biography is presented. in Chapter 3, contains the examination of the

environnement culturel during Semavi Eyice's life. in Chapter 4, Semavi Eyice's

studies are presented. Especially, his articles on Turkish art works which are firstly

Page 5: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

iv

examined by Eyice are discussed. in Chapter 5, art works which are mentioned in his

publications on Turkish art are classified. in Chapter 6, the bibliography, which

includes his publications on Turkish art and art history, for the period between 1949-

2005 is formed. Finally, chapter 7 contains a general discussion of the presented

research topics.

On the light of this examination, Semavi Eyice's original point of view and

works, his contribution to the Turkish culture and art history studies was given.

Page 6: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

v

ÖNSÖZ

Sanat tarihi, sanatla bilim arasında köprü görevi yapan, her ikisini de

kucaklayan bir bilim dalı...Geçmişin güzelliklerini günümüz insanlarına ulaştırmak

için sanat tarihçilerinin üzerlerine aldıkları zor bir görev...Yıllarını sanat tarihine ve

Đstanbul'a vermiş olan Semavi Eyice, Türkiye'ye 'Bizans'ı öğreten, Bizans ve Osmanlı

ile ilgili çalışmalarıyla, Türkiye'de Bizans sanatının tanınmasında ve bunun Osmanlı

sanatıyla karşılaştırılmasındaki çabalarıyla, kültürel yapıyı gözler önüne serdi.82

yıllık yaşamına sığdırdığı yarım asırlık çalışma hayatı boyunca birçok esere imza

atmış, irili ufaklı dergilerde, bugün artık pek çoğu çıkmayan gazetelerde, tarihe, sanata

kısacası kültür hayatımıza ait pek çok yazı, inceleme, araştırma yayımlamıştır.Kitap

ve makaleleri ile bir dönemin Bizans sanatını ortaya koymaktadır.Bizans, Đstanbul

tarihi, Đstanbul semt monografileri konularında birçok ilke imza atmış ve bir çok

yayına sahip, bir dönemin tarihine ışık tutan kültür ve sanat konusunda damgasını

vuran bir bilim adamı...Bütün bu özelliklere sahip olan Semavi Eyice, yıllar sonra da

Đstanbul dendiğinde akla gelecek ilk bilim ve sanat adamı olacaktır. Kaleme aldığı

yüzlerce kitap ve makale ise araştırmacıların yıllarca yararlanacağı birer kaynak

olmayı sürdürecek.

Semavi Eyice'nin bazen Bizans sanatıyla ilgili çalışmaları ön plana çıkarılsa

da, onun sayıları binlerle ifade edilen yayınlan Türk kültür ve sanatına çok sayıdaki

çalışmasıyla katkıları son derece önemlidir. Türk sanatı tarihinin gücü ve hâkimiyeti

tartışılamayacak bir düzeyde olan Semavi Eyice 'nin Đstanbul Üniversitesi Bizans

kürsüsünü kurma ve Bizans sanatı tarihinde bir otorite olarak kabul görmesi, zaman

zaman onun Bizansçı yönünün ortaya çıkarılmasına yol açmıştır. Bizans kültür ve

sanatı dendiğinde akla gelen ilk kişi o olmuştur. Türk sanatına olan katkılarını ve

hocanın bu pek konuşulmayan tarafının ortaya çıkartılması açısından bu çalışma

önem kazanmaktadır.

Yukarıdaki düşünceler ışığında çalışmamızın amacı bir taraftan Türk sanatına

olan katkısını ortaya koymaktır. Diğer taraftan, Eyice hakkında derli toplu ve yeterli

biyografi ve bibliyografya çalışmaları olmadığından göz önüne alınırsa bu konuda

özellikle sağlığında kendisine de danışılarak bir kaynak çalışma meydana

Page 7: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

vi

koymaktır. Bu tip çalışmaların ele aldığı kişinin hayattayken tamamlanabilmiş olması

da gözden kaçırılmaması gereken temel bir niteliğidir.

"Türk Sanatına Katkılarıyla Semavi Eyice (Hayatı ve Eserleri)" adlı

çalışmamızda amacımız değerli bilim adamının bibliyografyası ve biyografisi

oluşturularak; orijinal görüşlerinin ve kuramlarının ışığında Türk, kültür ve sanat

tarihi araştırmalarına ve incelemelerine katkısını belirlenmeye yönelecektir.

Araştırma ve incelemelerim sırasında Semavi Eyice'nin bini aşkın

çalışmasından bu tezde özellikle Eyice'nin ayrı bir öneme sahip olduğunu

düşündüğümüz bir seçkiye yer verdim. Bu noktada belli bir ayırıma gitmekte oldukça

zorlandım. Yarım asırlık çalışma hayatına sığdırdığı bini bulan çalışmasını

sınıflandırmak, makaleleri tek tek tespit etmek ve tekrar tekrar okumak ve orijinal

görüşlerini ayıklamak, aylarca süren kütüphanelerin tozlu raflarında makale avcılığı

yapmak deyim yerindeyse iğneyle kuyu kazmak gibiydi. Birçok çalışmasını bu tezde

yer vermek olanak dışıydı. Seçkiye dahil ettiğim önemli bir kısmı ilkleri içeriyordu.

Yapılan bu seçki Eyice' nin Türk sanatına yaptığı katkılarının küçük bir bölümünü

içermekte ve hal böyle iken bile ışık tutacak bir perspektif sunmaya çalışmaktadır.

Zorunlu olarak çalışmalarının sınırlı bir bölümünü aktarmama karşılık çalışmamız

değerli bilim adamının Bizansçı kimliğiyle tanınmasına rağmen, aslında tam

anlamıyla Türk sanatı ve tarihi konularında yetkinliğinin göstergesi niteliğindedir.

Araştırma ve incelemelerim sırasında hoş görüsünü, bilgi ve tecrübelerini

esirgemeyen danışman hocam Prof.Dr.Tayfun AKKAYA ve eşi Gülcan AKKAYA

hanımefendiye; kıymetli dersleri ve manevî destekleri ile ufkumu genişleten Marmara

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yüksek Lisans Türk Sanatı Bölümü

hocalarına; yaptığım çalışmalarda bana kütüphane imkanlarını en iyi şekilde sunan

değerli ĐSAM çalışanlarına ve özellikle Şevki BAYKUŞ, Đnayet BEBEK, Hüseyin

KARAER, Sema DOĞAN ve Enis KARAKAYA'ya; çalışmalarım sırasında manevî

desteğini esirgemeyen kardeşim Özlem, ablam Asuman; yaptığım araştırmalarda, her

zaman engin bilgi,

Page 8: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

vii

kültür ve tecrübesiyle bana yol gösteren, aydınlatan ve desteğini hiçbir zaman

esirgemeyen değerli hocam Prof.Dr.Semavi EYĐCE ve Kıymetli eşi Kâmran EYĐCE

hanımefendi'ye sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Yasemin AKÇAOĞLU

Page 9: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

viii

ĐÇĐNDEKĐLER

Sayfa

Öz (abstract) ............................................................................................................ iii

Önsöz ........................................................................................................................v

Đçindekiler ...................................................................................................... '.......viii

Resim Listesi.......................................................................................................... xvi

Kısaltmalar Listesi ................................................................................................xviii

I.GĐRĐS.....................................................................................................................1

1.1.Konunun çerçevesi ....................................................................................... 1

I.2.Kaynak ve Yayınlar ......................................................................................4

II.SEMAVĐ EYĐCE'NĐN HAYATI ......................................................................... 6

ILI.Ailesi ve Çocukluğu.....................................................................................6

II.2.Sanat Tarihine Đlgisinin Doğuşu .................................................................. 8

II.3.Kitaplara Đlgisi ............................................................................................. 9

II.4.Yüksek Öğrenimi.......................................................................................11

II.5.Çahşma Hayatı...........................................................................................14

III.CUMHURĐYET DÖNEMĐ KÜLTÜREL ORTAM ......................................... 20

III. 1 .Cumhuriyet Dönemi Kültür ve Sanat Anlayışı...........................................20

IH.2.Müzecilik Alanındaki Gelişmeler...............................................................22

DI.3.Cumhuriyet Dönemi Türk Arkeolojisi Alanındaki Gelişmeler .................. 28

in.4.Türkiye'de Bizans Araştırmaları ............................................................... 30

III.5.Türkiye'de Türk Sanatı Araştırmalarının Gelişimi..................................... 32

Page 10: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

ix

IV.SEMAVĐ EYĐCE'NĐN TÜRK SANATI VE TARĐHĐ ĐLE ĐLGĐLĐ

ÇALIŞMALARI TÜRK SANATIYLA ĐLGĐLĐ

ÇALIŞMALARI....................................................................................36

IV.l.TÜRK MĐMARĐ SANATIYLA ĐLGĐLĐ ÇALIŞMALARI ....................... 36

IV. 1.1. Đlk Osmanlı Devrinin Dinî-Đçtimai Bir Müessesesi:

Zaviyeler ve Zâviyeli-Camiler.......................................................... 37

IV.1.2.Đznik'de "Büyük Hamam" Ve Osmanlı Devri Hamamlan Hakkında

Bir Deneme...................................................................................... 38

IV.l.3.Đstanbul Minareleri ...........................................................................41

IV. 1.4. Đstanbul'da Bâli Paşa Camii Ve Mimar Sinan.................................. 42

IV.1.5. Trakya'da Đnecik'de Bir Tabhaneli Camii...................................... 44

IV.1.6. Boyalıköy Hanikahı........................................................................ 46

IV.l .7. Svilengrad'da Mustafa Paşa Köprüsü(Cisr-Đ Mustafa Paşa)............ 47

IV.1.8. Hanköyü'nde Hüsrev Paşa Camii.Sultan IV. Murad'ın Sadrâzamı

Hüsrev Paşa'nın Bir Eseri ............................................................49

IV. 1.9. Varna Đle Balçık Arasında Akyazılı Sultan Tekkesi ........................ 50

IV.l .1 O.Sofya Yakınında Đhtiman'da Gaazî Mihaloğlu Mahmud

Bey Đmaret-Câmii .............................................................................52

IV.l .11 .Eyüp'de Zal Mahmud Paşa Camii .................................................. 53

IV.1.12.Đvaz Efendi CamiiJMimarisi Ve Çinileri........................................ 54

IV.1.13.Atik Ali Paşa Camii'nin Türk Mimari Tarihindeki Yeri ................ 55

IV.1.14.Enez'de Yunus Kaptan Türbesi Ve Has Yunus Bey'in Mezarı

Hakkında Bir Araştırma ...................................................................56

IV.l .15.Demirciler Ve Fatih Darüşşifası Mescidleri Hakkında Yeni Bazı

Notlar.............................................................................................. 58

IV.l.l6.Đstanbul'da 'Yayla' Camileri Ve Şehrin Tarihî Topografyasının

Yanış Đzah Edilen Bir Meselesi ........................................................ 59

Page 11: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

IV. 1.17.Đstanbul'da Koca Mustafa Paşa Camii Ve Onun Osmanlı - Türk

Mimarisindeki Yeri...........................................................................61

IV. 1.18. Yunanistan'da Unutulmuş Eski Bir Türk Eseri .............................. 63

IV.1.19.Kırşehir'de Karakurt (Kalender Baba) Ilıcası................................. 64

IV. 1.20. Đki Türk Âbidesinin Mahiyetleri Hakkında Notlar: Đznik'de

Nilüfer Hatun Đmareti Ve Kayseri'de Köşk Medrese ........................66

IV.2.TÜRK YAPILARI HAKKINDA TOPLU MONOGRAFĐLER..................68

IV.2.1. Sincanlı'da Sinan Paşa Đmareti ...................................................... 68

IV.2.2.Đstanbul'da Sultan II. Bayezid Külliyesi .......................................... 69

IV.2.3.Çorum'un Mecidözü'nde Âşık Paşaoğlu Elvan Çelebi Zaviyesi.......70

IV.2.4.Bursa'da Osman ve Orhan Gazi Türbeleri........................................72

IV.2.5. Kosova'da "Meşhed-Đ Hüdâvendigâr" ve Gazi Mestan Türbesi ......73

IV.3.KAYBOLAN TARĐHĐ ESERLER HAKKINDAKĐ ÇALIŞMALARI...... 75

IV.3.1.Fatih Külliyesinin Kaybolmuş Bir Parçası: Çukurhamam................75

IV.3.2.Kazasker Abdurrahman Camii .........................................................77

IV.3.3.Tarihi Mezarlar Ve Mezarlıklara Dair Notlar................................... 77

IV.3.4.Kaybolan Bir Tarihi Eser Şeyh Murad Mescidi ................................79

IV.3.5.Kazasker Ebu'1-Fazl Mahmud Efendi Medresesi ............................. 81

IV.3.6.Đstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarihî Eserleri: I.Çobançavuş,

Âdilşah Kadın, Hoca Teberrük, Revanî Çelebi

ve Yayla Camiileri............................................................................. 82

IV.3.7.Đstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarihi Eserleri II: Bostan Camii,

Kızlarağası Abbas Ağa Hamamı, Çukurçeşme Hamamı, Kasım Ağa

Mescidi ..............................................................................................83

IV.3.8.Đstanbul'un Kaybolan Eski Eserlerinden: Fatma Sultan Camii ve

Gümüşhaneli Dergâhı ........................................................................83

IV.3.9.Đstanbul - Şam - Bağdat Yolu Üzerindeki Mimari Eserler -1

x

Page 12: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

(Üsküdar -Bostancıbaşı Derbendi Güzergâhı).....................................84

IV.3.10.Sultaniye-Karapınar'a Dâir .......................................................... 85

IV.3.11.Zindan Kapısı .................................................................................87

IV.4.YURTDIŞINDA YER ALAN TÜRK ESERLERĐ...........................................89

IV.4.l.Ohri'nin Türk Devrine Ait Eserleri ...................................... . .........89

IV.4.2.Türk Sanatı Bakımından Üsküp........................................................90

IV.4.3.Yunanistan'da Türk Mimari Eserleri ............................................... 91

IV.4.4.Atatürk'ün Doğduğu Yıllarda Selanik ............................................. 91

IV.5.SEYYAHLAR VE SEYAHATNAMELERĐ .............................................93

IV.5.1.Đngiliz Đktisatçı Nassau W. Senior'un Türkiye Seyahatnamesi

(1857-1858).......................................................................................93

IV.5.2.X.Hommaire De Hell Ve Ressam Jules Laurens. Müşterek Türkiye

Seyahatnamelerinin Değerlendirilmesi Yolunda Bir Araştırma...........94

IV.5.3.J. Von Hammer - Purgstall Ve Seyahatnameleri

Hammer'in Tarihî Coğrafya, Topografya

ve Sanat Tarihine Hizmeti..................................................................96

IV.5.4.Đstanbul'un Đlk Turistik Rehberlerinden Timoni'nin Rehberi............98

IV.6.TARĐHÎ BELGE OLARAK RESĐMLER ..................................................... 100

IV.6.1 .Ankara'nın Eski Bir Resmi .Tarihî Vesika Olarak

Resimler.Ankara'dan Bahseden Seyyahlar .................................................... 101

IV.6.2.Avrupalı Bir Ressamın Gözü Đle Kanunî Sultan Süleyman,

Đstanbul'da Bir Safevî Elçisi ve Süleymaniye Camii. Kanunî Sultan

Süleyman'ın

Portreleri Hakkında Bir Deneme.....................................................103

IV.6.3.Kanunî Sultan Süleyman'ın Yeni Bir Portresi ................................104

IV.6.4.Sultan Cem'in Portreleri Hakkında................................................ 105

xi

Page 13: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

IV.6.5.Friedrich Barbarossa'nın Üçüncü Haçlı Seferi ve Konya Savaşı Đle

Sibilia Kalesi................................................................................... 107

IV.6.6.Çanakkale Boğazı Kalelerinin XVI. Yüzyılda Đtalya'da Basılmış

Gravürleri........................................................................................ 109

IV.6.7.Đstanbul'da Đlk Telgrafhâne-Đ Âmire'nin Projesi (1855).................111

IV.6.8.Bir Türk Elçisinin Portresi............................................................. 112

IV.6.9-Tarihi Đki Olayla Đlgili Đki Gravür...................................................113

IV.610.Semağ'da Mevlevileri Tasvir Eden Bir Rus Gravürü .................... 114

IV.7.TEK ESERLERĐ ĐNCELEDĐĞĐ KONULAR .......................................... 115

IV.7.1.Kırşehir'de H. 709 (1310) Tarihli Tasvirli Bir Türk

Mezartaşı.Anadolu'da Tasvirli Türk Mezartaşlan Hakkında Bir

Araştırma......................................................................................... 115

IV.7.2.Baltaoğlu Süleyman Bey'in Kılıcı..................................................118

IV.7.3.Goleşti (Romanya)'da Küçük Bir Türk Hâtırası

Alemdar Mustafa Adına H. 1221 (1806) Tarihli Bir Kitabe ............. 119

IV.7.4.Ayasofya'da Abdülmecid'in Mozaik Tuğrası................................. 120

IV.8. ĐSTANBUL VE TÜRK MEDENĐYETĐNE HĐZMET ETMĐŞ KĐŞĐLERĐN

ĐNCELENDĐĞĐ ARAŞTIRMALAR .........................................................122

IV.8.1.Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk Mimarisinin

Gelişmesindeki Yeri.......................................................................... 122

IV.8.2.Mimar Kasım Hakkında................................................................. 122

IV.8.3.Kapu Ağası Hüseyin Ağa'nın Vakıfları.......................................... 127

IV.8.4.Bir Đstanbul Tarihçisi Đhtifalci Mehmet Ziya Bey...........................129

IV.8.5.Alfons Maria Schneider .................................................................. 129

IV.8.6.Prof. Albert - Louis Gabriel (2.8.1883 - 23.12.1972)....................... 130

IV.8.7. Anadolu Selçuklu Sanatı Çahşmalannın Başlangıcında Đki Yabancı:

xii

Page 14: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Clement Huart ve Friedrich Sarre..................................................... 131

IV.9.TÜRK SANAT VE TARĐHĐNE KATKISININ OLDUĞU ÇEŞĐTLĐ

KONULAR............................................................................................... 134

IV.9.1.Ay-Yıldız'ın Tarihi Hakkında ........................................................134

IV.9.2.Đstanbul'un Đmar Planı Raporları ..................................................... 136

IV.9.3.0smanlı Devri Türk Yapı Sanatında Damgalı Tuğlalar...... .............137

IV.9.4.XVm. Yüzyılda Türk Sanatı ve Türk Mimarisinde

Avrupa Neo-Klâsik Üslubu...............................................................138

IV.9.5.Trakya'da Meydan Şadırvanları......................................................139

IV.9.6.Bizans Mimarisinde Dış Cephelerde Kullanılan Bazı

Keramoplastik Süsler ....................................................................... 141

IV.9.7.Türk Kapılarının Madenî Süsleri .................................................... 141

IV.9.8.Eski Bir Türk Karikatürü................................................................142

IV.9.9.Hadersdorf da Türk Taşlan,

Belgrad'dan Viyana'ya Götürülen Kitabeler .....................................143

IV.9.10..Konya Đle Sille Arasında Akmanastır.Manâkib Al-Ârifın'deki

Deyr-Đ Eflâtun ..................................................................................143

IV.9.11.Konya'nın Alâeddin Tepesinde

Selçuklu Öncesine Âit Bir Eser: Eflâtun Mescidi ...........................145

IV.9.12.Mekteb-Đ Tıbbiye'nin Đlk Müdürü

Dr. Bernard'ın Mezarı ....................................................................145

IV.9.13.Anadolu'da Karamanlıca Kitabeler II

(Grek Harfleriyle Türkçe Kitabeler)..................................................146

IV.10.TÜRK SANAT TARĐHĐNE DÂĐR YAYINLAR ................................... 148

IV. 10.1.Türk Sanat Tarihine Dâir Yugoslav Yayınlan............................... 148

IV.10.2.Türk Sanat Tarihi Đle Đlgili Yugoslav Yayınları: II ........................149

xiii

Page 15: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

xiv

IV.10.3.Rum Harfleri Đle Türkçe (Karamanlıca)

Bir Nevşehir Salnamesi (Yıllığı) ..................................................... 152

IV.l0.4.Galata HakJcında Đki Kitap ve

Bu Münasebetle Bazı Notlar............................................................153

IV.10.5.Bir El Yazmalan Bülteni ve Bu Münâsebetle Bizde de Böyle Bir

Bültenin Yayınlanmasının Lüzumu Hakkında ..................................154

V.SEMAVĐ EYĐCE'NĐN TÜRK SANATI VE TARĐHĐ ĐLE ĐLGĐLĐ

ÇALIŞMALARININ KONULARA GÖRE DAĞILIMI....................................156

V.l.Cami,Mescid ........................................................................................... 156

V.2.Külliye,Đmaret,Kütüphane,Medrese.......................................................... 162

V.3.Kervansaray, Han, Bedesten,Çarşı ............................................................164

V.4.Türbeler,Tekke,Zaviye..............................................................................165

V.5.Çeşme,Sebil,Şadırvan .............................................................................. 166

V.ö.Hamam.....................................................................................................167

V.7.Kaleler .....................................................................................................168

V.8.Kasr, Köşk, Saray.....................................................................................168

V.9.Köprüler,Su Kemerleri..............................................................................169

V.10.Mezarlar ................................................................................................ 170

V.l l.Türk Eserlerinin Yer Aldığı Bölgeler.Şehirler Hakkında

Çalışma Konulan.................. .......................................................... 170

V.12.Tanıtımı Yapılan Süreli Yayınlar ............................................................172

V.13.Bio-Bibliyografya Ve Đstanbul Đle Türk Medeniyetine Hizmet Etmiş

Kişilerin Đncelendiği Araştırmalar......................................................... 173

V.14. Kaybolan Tarihi Eserler Hakkındaki Çalışmaları ..................................176

V.15.Türk Sanatıyla Đlgili Genel Çalışmaları .................................................. 177

VI.YAYINLARI .................................................................................................179

Page 16: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

VI. 1.1.Kitapları ................................................................................................179

VI. 1.2.Makaleleri( 1949-2004) ....................................................................... 184

VI. 1.3.Ansiklopedi Maddeleri.........................................................................244

VI. 1.3.1.Đstanbul Ansiklopedisin946) (Đlk Serisi) .....................................244

VI.1.3.2.Đstanbul Ansiklopedisi

(Genişletilmiş ve Yeni Ekler Yapılan, 2. Baskısı

1958'den Đtibaren yayımlanan Serisi).................................... …..…..244

VI.1.3.3.ĐstanbulAnsiklopedisi(1995)....................................................... 246

VI. 1.3.4.Türk Ansiklopedisi......................................................................253

VI.1.3.5.ĐslamAnsiklopedisi(MEB).......................................................... 256

VI.1.3.6. Meydan-Larousse ...................................................................... 257

VI.1.3.7.Küçük Türk Đslam Ansiklopedisi ................................................. 257

VI.1.3.8.Görsel Yayınlar - Anadolu Uygarlıkları

Ansiklopedisi ................................................................................257

VI.1.3.9.Tanzimat'dan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi.................... 257

VI. 1.3.11.Türkler ......................................................................................257

VI.1.3.12.0smanlı(1999).......................................................................... 258

VI.1.3.13. Türkiye Diyanet Vakfı Đslâm Ansiklopedisi .............................. 258

VI. l.4.Kitap Tanıtımları ................................................................................285

VI.1.5.Çeviriler............................................................................................... 292

VI.1.6.Önsözler............................................................................................... 293

VHDEĞERLENDĐRME VE SONUÇ ...................................................................294

KAYNAKÇA.........................................................................................................303

RESĐMLER........................................................................................................... 311

ÖZGEÇMĐŞ........................................................................................................... 334

xv

Page 17: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

xvi

RESĐM LĐSTESĐ

Resim 1: Semavi Eyice

Resim 2: Mustafa Eyiceoğlu ve Eşi.(1923)

Resim 3: Kâmil Eyice

Resim 4:Hatice Eyice (1928)

Resim 5:Semavi Eyice (1926)

Resim 6: Semavi Eyice, Kadıköy vapurunda, Haydarpaşa Đskelesi önünde(1930).

Resim 7: Semavi Eyice, Ortaokul yıllarında, 1937-1938.Kitaplara ve Đstanbul'a

merakı bu yıllarda başlar.

Resim 8: Semavi Eyice, lise yıllarında Berlitz Dil Okulu'na giderken. (1942)

Resim 9: Semavi Eyice, Almanya'da Templin Kasabasın'nda. (1943)

Resim 10: Semavi Eyice, Viyana'da öğrenciyken.(1944)

Resim 11: Semavi Eyice, Almanya'dan gemi ile yurda dönerken.(1945)

Resim 22: Semavi Eyice, asistan olduğu ilk yıl sanat tarihi öğrencileriyle uygulamalı

bir ders sırasında.(1950)

Resim 13:Semavi Eyice'nin katıldığı ilk uluslararası kongre Selanik'te yapılmış olan

Bizans kongresidir. Soldan ikinci Semavi Eyice, sağında E.Maumbory. (1953)

Resim 14: Semavi Eyice evliliğinin ilk yılında eşi Kâmran Hanım'la. (1960)

Resim 15: Semavi Eyice Enez'de, içinde bir Bizans kitabesi olan kuyuyu

incelerken.(1962)

Resim 16:Đ.Ü. Semavi Eyice, Edebiyat Fakültesi kütüphanesinin açılışı sırasında

kütüphane personeli ve Adnan Ötüken'le birlikte. (1963)

Resim 17:Semavi Eyice ve öğrencileri, Amasra. (Temmuz, 1963)

Resim 18:Semavi Eyice, Kilise ören yerinde öğrencilerle birlikte.

Resim 19:Semavi Eyice, Prof. Albert Gabriel ile Fransa'da Bar-sur-aube

kasabasındaki bahçesinde. (1967)

Resim 20:Semavi Eyice, Yunanistan'da bir kongre sonrası Yunanlı sanat tarihçisi

Mutzopulos ile. (1968)

Resim 21:Semavi Eyice, Barcelona, milletlerarası bir kongrede. ( 06.10.1969)

Page 18: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

xvii

Resim 22: Semavi Eyice, öğrencileriyle birlikte Göreme'deki kiliseleri gezerken.

(1970)

Resim 23:Şevket Aziz Kansu'ya TTK üyelik beratı verilmesi nedeniyle yapılan

tören. (1970)

Resim 24:E.Hakkı Ayverdi'ye Fahri doktorluk verildiğinde çekilen bu fotoğrafta

Uğur Derman,Turhan Baytop ve Semavi Eyice.

Resim 25:Tarih Vakfı tarafından Semavi Eyice'nin 70.yaş günü için yapılan törende

kültür müsteşarı Emre Kongar ile birlikte.

Resim 26: Prof. cüppesi ile Semavi Eyice.

Resim 27: Semavi Eyice.

Resim 28: Semavi Eyice ve Kâmran Eyice kütüphanede.

Resim 29:Semavi Eyice'nin fakülte arkadaşı Türkan Orkon tarafından yapılan

karikatürü.

Page 19: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

KISALTMALAR LĐSTESĐ

ISAM : Islami Araştırmalar Merkezi

YKY : Yapı Kredi Yayınları

TTK : Türk Tarih Kurumu

Đ.Ü. : Đstanbul Üniversitesi

Ed.veya Haz. : Editör/yayına hazırlayan

yay. : Yayın evi

bsk. : Baskı

Çev. : Çeviren,-ler

y.y : Basım yeri yok

t.y : Basım Tarihi yok

C : Cilt

S : Sayı

s : Sayfa/sayfalar

xvii

Page 20: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

1

I.GĐRĐS

1.1.KONUNUN ÇERÇEVESĐ

Kültür tarihi, genel tarihin bir parçasıdır. Sanat da kültür tarihinin bir

parçasıdır. Sanat tarihi, insanlığın "özel biçim düzenlemeleri" yaratarak kendini ifade

ettiği, toplumsal, evrensel ve zaman-aşırı ölçeklerde " mesaj ilettiği" sanat alanını,

tarih içindeki evrimi açısından inceleyerek, onu yaratan bireysel ve toplumsal varlığı

ve çevreyi yorumlayıp değerlendiren bir bilimdir. Bu yorum ve değerlendirmelere

temel olacak maddi kültür mirasının incelemeye, değerlendirmeye hazır bulunması

için onları belirlemek ve korumak da ister istemez sanat tarihi biliminin ilgi alanı

içindedir. Bu aşamada geçmişin güzelliklerini günümüz insanlarına ulaştırmak ise

sanat tarihçilerinin üzerlerine aldıkları zor bir görevdir.

Osmanlı medeniyetinin mirası üzerine kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti

topraklarında, geçmiş dönemlerde yaşayan birçok uygarlığın izlerine rastlamak

mümkündür. Bu zengin tarihî mirasın varlığına ve etüt edilecek bol sayıda materyalin

yurdumuzda bulunmasına rağmen yakın zamanlara kadar bu alanla ilgili yeterli

miktarda inceleme ve araştırma yapıldığını söylemek zordur. Türk tarihi ve sanat

tarihiyle ilgili çalışmaları Batılı ilim adamları başlatmışlar ve bu konuda çok sayıda

eser yayımlamışlardır. Bizdeki çalışmalar ise başlangıçta bu eserleri Türkçe'ye

çevirmek şeklinde olmuş, özgün çalışma örneklerinin sayısı gitgide çoğalmış ve daha

sonra bugünkü seviyeye ulaşmıştır.Tabiidir ki bunda kurumsallaşma ve metodik

uygulamaların hızla öğrenilip doğru bir şekilde tatbik edilmesinin payı çok

büyüktür.Đşte bu gelişmede en fazla payı olan kişiler bu bilimsel platformun

hazırlayıcısı olan o dönemin genç sanat tarihçileri olan ilim adamları

hocalarımızdır.Eski Türk tarihi ve sanat tarihiyle ilgili çalışmalarda önemli rolü

bulunan Đstanbul Üniversitesinden Arkeoloji Kürsü Profesörü Dr.Ekrem Akurgal'ın, 9

Aralık 1952 tarihinde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığı'na yazdığı bir

yazıda; "Fakültemiz öğretim programının gözden geçirildiği takdirde, "Sanat Tarihi

ve Türk Sanatı mevzularının eksik olduğu"nu, "oysa ... memleket irfanı için hiç

olmazsa Türk Edebiyatı, hatta bir bakımdan ondan da daha ön plânda bir ehemmiyeti

haiz Türk Mimarisi'nin ve umumiyetle Türk Sanatı'nın tarih boyunca kazandığı

Page 21: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

2

cihanşümul şöhret ve takdir"e bakılacak olursa, Fakültenin "tarihöncesi devirlerden

Bizans devrine kadar çeşitli sanat devirlerini okutan bir tek elemandan bile mahrum

olması"nın çok büyük bir eksiklik olduğuna değinmiş; "Bu itibarla...memleketimizde

yetişmiş elemanların bulunmayışı dolayısıyla Türk Sanatı dersi için bu sahada

kıymetli eserler vermiş bir yabancı ilim adamının getirtilmesi"nin uygun olacağını

vurgulayarak, "Bu durum karşısında Đngilizce bölümünden boşalan bir ecnebî

Profesör kadrosunun Sanat Tarihi için tahsis edilmesini" teklif etmekte ve bu teklif o

günün şartlarını gözler önüne sermektedir.Diğer taraftan Atatürk'ün "Biz Türkler

bilhassa bu yüksek Türk Đnkılâbını yapmış olanlar bilmelidirler ki: Biz lâyık

olduğumuz seviyeye çıkartmakta herhangi bir yabancı âlim, dâhi olsa muktedir

olamayacaktır" ve Atatürk'ün tarafından dönemin Başbakanı Đsmet Đnönü'ye çektiği

telgrafın birinci maddesi şöyledir : "gezdiğim gördüğüm yerlerde bazı arkeolojik

kazıların yabancılar tarafından yapılmakta olduğunu gördüm, bundan böyle bunları

Türk gençleri yapsın.Şu halde Milli Eğitim Bakanlığı bazı Türk gençlerini Avrupa ya

göndersin, bunlar arkeoloji eğitimi görsünler, kazılan onlar yapsınlar"; ikinci maddesi

ise "gezdiğim gördüğüm yerlerde Türk eserlerinin harap durumda olduğunu gördüm,

bilhassa Konya'dakiler perişan bir halde... Bunların restorasyonu için Vakıflar

Đdaresi'ne gerekli talimatın verilmesi fakat ezeli emirde bunlar asker işgali altında,

bunların asker işgalinden çıkarılmaları gereklidir" sözleri onun eski eserler hakkında

düşüncelerini ve isteklerini, yani kendi kültürümüze yabancı olmakla beraber,

yaşadığımız topraklardaki tarih ve uygarlığın izlerini Türkler'in tanıyıp

inceleyebileceği ve yine kendi uygarlığımızın eserlerini de yaşatmaya gayret

edebileceği düşüncesini dile getirmektedir. Atatürk'ün bu sözleri Semavi Eyice'yi

derinden etkilemiş ve yıllarca Trakya ve Anadolu'daki Bizans ve Türk eserlerini

incelemiş, bunlardan önemli bulduklarını da yayımlamıştır. Örneğin on iki yıl

Toroslar'daki eski ören yerlerinde araştırmalar yapmış, Balkanlar'da kalmış Türk

eserleriyle ilgili bilgileri derlemiştir. Anıtlar Yüksek Kurulunda, Đstanbul ve Đstanbul

dışındaki pek çok eski eserin kurtarılması için çaba harcamıştır.Mimar Sinan'ın yapısı

Mağlova Kemeri örneğinde olduğu gibi çok değerli mimarî eserlerin mahvına yol

açacak girişimlere tek başına karşı çıkmıştır.

Semavi Eyice, Türkiye'de Bizans sanatının tanınmasında ve bunun Osmanlı

sanatıyla karşılaştırılmasındaki çabalarıyla, kültürel yapıyı gözler önüne serdi.82

Page 22: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

3

yıllık yaşamına sığdırdığı çalışmaları, kitap ve makaleleri, bir dönemin Bizans

sanatını ortaya koyduğu gibi, Eyice'nin tam bir Đstanbul âşığı olduğunu da

göstermektedir. Đstanbul üzerine araştırma yapmak isteyen, burada bulunan her tarihî

eser üzerinde çalışmak arzusunda olanların yollan mutlaka Semavi Eyice ile

kesişir.Bu bir rastlantı değildir.Henüz ortaokul öğrencisi iken eline aldığı fotoğraf

makinesi ile tarihî eserleri ziyaret etmiş ve kalıntılar üzerinde incelemelerini

derinleştirmiştir.Ele alınan tarihî kalıntılar ve onlara dair yayınlar Eyice'nin

eserlerindeki zenginliğin göstergesidir.Bu sayede bir Bizans kilisesi ile ilgili satırları

okuyan biri kendisini zaman tünelinden geçip, çok kısa bir zaman zarfında Türk

devrinde bulur.Bilimsel çalışmalarında Đstanbul ile sınırlı kalmayan Semavi Eyice,

Türk medeniyetinin yayıldığı her bir şehri ve Anadolu'nun unutulmuş köşelerindeki

kalıntıları erken süreçlerden başlayarak geçirdikleri evrelere değinerek incelemiştir.

Hal böyle iken Bizans'ı yok sayan aydın kişiler tarafından Semavi Eyice'nin Türk

sanatı çalışmaları göz ardı edildi ve o Bizans sanat tarihçisi olarak anıldı. Bizans ile

ilgili konulan çalışmakla Osmanlıyı çalışmanın birbiriyle çelişen konular olmadığına

inanan Eyice, Bizans ve Türk sanatına ilgisini daima paralel olarak yürüttü. Eyice'ye

göre, Bizans tarihini bilmeden Selçuklu tarihini bilmek mümkün değildi ve bu durum

erken Osmanlı dönemi içinde geçerliydi. Bugün yurdumuzun hangi bölgesine kazma

vurursanız vurun bir Bizans kalıntısına rastlanır. Bizans'ı yok sayamayız, Bizans yok

demekle yok olmaz. Türkiye'de aşın uçta olan birtakım kişiler her ne kadar Bizans

sanatının bize lüzumu yok diyorlarsa da, Eyice, Türkiye'de Türk Bizans sanatı

uzmanlarının olmasını çok gerekli görmüştür. Bu konuda okumak için yurtdışına

gitmiştir. Türklerden de bu konuyu yapabilecek birinin olduğunu göstermek

için...Yalnızca Bizans sanatı öğrenimiyle kalmamış, Osmanlı ve Selçuklu sanatı ile,

seyyahlarla da uğraşmış; hattâ yakın tarih üzerine çalışmalarda yapmıştır.

Eyice'nin yarım asırlık çalışmalarını Bizans sanatıyla sınırlamak, onu yalnız

bir Bizansçı olarak tanıtmak ve tanıma yanlışına düşmek, yıllarını Türk kültür ve

sanatına vermiş bir bilim adamına yapılan büyük haksızlıktır. Bu çalışmada amaç,

Eyice'nin bir Bizans araştırmacısı niteliğinin ötesindeki Türk sanatına, yarım asırlık

bir çalışma hayatı boyunca kazandırdığı çalışmaları gözler Önüne sermektir. Bu

düşünce ışığında Semavi Eyice'nin bir taraftan Türk sanatına olan katkısını ortaya

Page 23: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

4

koymak, diğer taraftan Eyice hakkında eksiksiz bir biyografi ve bibliyografya

olmadığı göz önüne alınırsa, bu konuda derli toplu özellikle sağlığında kendisine de

danışılarak bir kaynak çalışma meydana koymaktır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi çok sayıda eserinin olması nedeni ile araştırma

ve incelemelerim sırasında Semavi Eyice'nin bin civarındaki kitap ve makalelerinden

bu teze özellikle Eyice'nin orijinal görüşlerinin yer aldığı makalelere öncelikle

verilmek suretiyle, Eyice'nin çalıştığı konu yelpazesinin genişliğini göstermek

amacıyla farklı alanlarda yaptığı çalışmalara da yer verilmiştir. Eyice'nin Türk sanatı

ve çalışmalarına katkılarını belirlemek gibi temel bir amaca hizmet eden bu çalışma

yedi bölüm halinde düzenlenmiştir.

Birinci bölüm, konunun çerçevesi, kaynak ve yayınların yer aldığı bölümdür.

Đkinci bölümde, Semavi Eyice'nin yaşadığı dönemin kültürel ortamı gözler

önüne serilmiştir.

Üçüncü bölümde, Semavi Eyice'nin hayatından bahsedilmiştir.

Dördüncü bölümde, ilk defa Semavi Eyice'nin tanıttığı orijinallik taşıyan

makaleleri öncelikli olmak kaydıyla çalışmalarına yer verilmiştir.

Beşinci bölümde, Türk sanatıyla ilgili yayınlarda bahsi geçen eserler

sınıflandırılmıştır.

Altıncı bölümde, 1949 ile 2005 yılları arasında, yarım asırlık bir dönemi

kapsayan yayınları bibliyografyası oluşturulmuştur.

Ve son olarak yedinci bölüm konunun değerlendirmesinin yapıldığı son

bölümdür.

I.2.KAYNAK VE YAYINLAR

Çalışmamız bibliyografik yöntem olarak Semavi Eyice'nin yayınları çeşitli

kütüphanelerden (ĐSAM, Millî Kütüphane, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, Đstanbul

Üniversitesi Kütüphanesi, Đstanbul Belediyesi Atatürk Kütüphanesi, YKY

Kitaplığı, Yıldız Sarayı Kütüphanesi, M.Ü.Güzel Sanatlar Fakülte Kütüphanesi.........)

toplanmış, fotokopi yapılmıştır.Bu çalışma sonucunda bibliyografya

Page 24: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

5

oluşturulmuştur. Bu bibliyografyadaki tezin amacına hizmet eden makaleler

incelenmiş, çok sayıda makalenin bu tezde yer almasının imkansızlığı Eyice'nin

çalışmalarının özetle ele alınmalarını gerektirmiştir. Eser seçiminde, Eyice'nin orijinal

görüşlerinin yer aldığı makalelere öncelikle yer verilmiş, bunun yanında ele aldığı

konuların çeşitliliğini bizlere gösterecek makalelerin seçimine özen gösterilmiştir. Bu

veriler ışığında yaptığı çalışmalardan önemli bulunan seksen üç makalesi

seçilmiştir.Bu makaleler okunduktan sonra ve her bir makalenin tanıtımı yapılmış ve

Türk sanatına katkısı belirlenmeye çalışılmıştır.

Page 25: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

6

ILSEMAVĐ EYĐCE'NĐN HAYATI

ILI.SEMAVĐ EYĐCE'NĐN AĐLESĐ VE ÇOCUKLUĞU

Semavi Eyice Rûmî takvime göre 21 Kânunuevvel 1339 tarihinde Đstanbul

Kadıköy'de Mehmet Kamil Bey ile Hatice Hanım'ın ikinci oğlu olarak dünyaya

gelmiştir.

Eyice'nin doğum tarihinin milâdî yılda hangi tarihe rast geldiği konusu, rûmî

takvimin milâdî takvime çevrilmesi sırasında yaşanan karmaşadan dolayı, biraz

tartışmalıdır. Bu karışıklığı ve milâdî takvim de hangi gün doğduğunu Eyice şu

şekilde açıklamaktadır:

"Nüfus cüzdanım eski nüfusa göre 21 Kânunuevvel 1339 idi. 1339 Osmanlı

devleti sonlarına doğru kabul edilen Rûmî takvimdir. Şimdiki takvime çevrilirken

21 Aralık 1923 diye yazılmış,halbuki 10-15 sene evvel yenileri ile değiştirilirken

Nüfus Dairesi bu kaydı 9 aralık 1923 yaptı.Ancak bu dâ aslında doğru değil; şöyle

ki Haydarpaşa çayır yangını esnasında bizim evimizde yanmış ve bu yangın olduğu

sıralarda annem bana beş aylık hamileymiş.Bu yangın tarihi 29 temmuz 1922'dir.Şu

halde bu tarihe 4,4-5 ay ilave edilince 9 Aralık 1922 oluyor.Diğer bir husus

annemin anlattığına göre Đstanbul'daki işgal kuvvetleri çekilip,Türk ordusu geçit

yaparken bütün halk alkış yaparken ben annemin kucağında "şaşa..şaşa..."diye

bağırıyormuşum.Bu dönem 6 ekim 1923 tarihine denk düştüğüne,ben 11 aylık bir

bebek olarak şaşa..şaşa...diye bağırabileceğime göre benim birçok yayında geçtiği

gibi 1923 tarihli doğum tarihine sahip olmam çok yanlıştır.Diğer taraftan evimiz

çayır yangını esnasında yandığı için nüfus cüzdanım 1 yıl sonra çıkarılmış,gerçek

doğum tarihim karmaşık bir hal almıştır.Gerçek doğum tarihim 9 Aralık 1922'dir."

Kendisinin de beyanı ile doğum tarihi 9 Aralık 1922'dir. Fakat Semavi Eyice "

Nüfus kartımda 1923 olduğu yazılı olduğu için bu tarihi esas kabul ediyorum"

demektedir.

Page 26: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

7

Babası Mehmet Kamil bey Amasra'nın köklü denizci ailelerinden biri olan

Eyiceoğulları'na mensuptur. Baba tarafından dedesinin Đstanbul'a yerleşme kararı

Semavi Eyice tarafından şu şekilde anlatılmaktadır:

"Dedem, 'Hanım' diyor, 'bizim üç oğlumuz var; buradan çıkalım. Bu

çocuklar burada kalırsa ya balıkçı olurlar ya da kayıkçı; biz Đstanbul'a

gidelim."

Semavi Eyice'nin dedesi ve babaannesi, üç oğluyla 1890'h yıllarda Đstanbul'a

gelirler, Cibali, Küçükpazar yöresine yerleşirler. Dede Eyice marangozluk ve

dülgerlik yaparak ailesini geçindirmeye çalışır. Semavi Eyice'nin babası olan büyük

oğul Mehmet Kâmil Bahriye Mektebi'ne, ortanca oğul Tıbbiye'ye başlar. En küçük

oğul ise bir süre sonra okul çağı geldiğinde bahriyeye girecektir.

Annesi Hatice Hanım Amasra eşrafından Hacı Đbrahim Bey'in kızıdır. Semavi

Eyice anne tarafından dedesini şu şekilde anlatmaktadır:

"Anne tarafından dedem kafasında sarığı olan, fakat bir o kadar da

cumhuriyete destek veren ve son nefesine kadar o kasabada cumhuriyeti

müdafaa eden bir kişiydi."

Mehmet Kamil Bey bir süre sonra Cibali'den ayrılır ve Kadıköy'e taşınır.

Eyice burada Kadıköy'de dünyaya gelir. O günlerde Haydarpaşa'da çıkan bir yangın,

ailenin yeni kurduğu evlerinin yanmasına neden olacaktır; yangını sıkıntılı yıllar

izler. Mehmet Kamil Bey, çocuklarının okuma çağı geldiği yıllarda Deniz

Kuvvetleri'nden emekli olur, deniz işletmeciliği, kaptanlık, liman idaresi, 1928

yılında Van Gölü'ndeki küçük tersanenin amirliği gibi görevler yüklenir.

Kadiköy'de dünyaya gelen Semavi Eyice çocukluğunu ve gençliğini

Kadiköy'de geçirir. Okul çağı geldiğinde Semavi Eyice Saint Louis ilkokuluna

başlar.Ağabeyi ise Saint Joseph'in Đlkokul bölümünde okumaktadır. O günlerde

yabancı okullara karşı bir kampanya başlatılmıştır. Bunun üzerine bir süre sonra

Page 27: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

8

kapatılma aşamasına gelinen Saint Louis Đlkokulu'ndan ayrılan Eyice, bir sure Saint

Joseph Lisesi'ne devam eder. 6. sınıftan sonra Galatasaray Lisesi orta kısmına geçer.

Bu yılları Semavi Eyice şu şekilde anlatmaktadır:

"Evimiz Kadıköy'deydi. Benim çocukluğum ve gençliğim Kadıköy'de

geçti. Saint Joseph'te dersler erken saatte başlardı. Biz, ağabeyimle birlikte

Moda'ya yayan giderdik; öğleyin yemek için eve gelir, sonra geri dönerdik.

Akşam eve geldiğimizde hava kararmış olurdu. Ben dördüncü sınıfa kadar

yabancı okulda okuduktan sonra babam 'Bu işin sonu kötü, yabancı okulları

kapatacaklar' dedi; ben Galatasaray'a geçtim ve 1943'e kadar Galatasaray'a

devam ettim."

IL2.SANAT TARĐHĐNE ĐLGĐSĐNĐN DOĞUŞU

Semavi Eyice'nin eski eserlere olan ilgisi ilkokul yıllarında başlar ve sonraki

yıllarda da devam eder. Yedinci sınıftayken bir öğretmeninin sınıfa dağıttığı "tarihte

önemli savaşlar" konulu ödevde Đstanbul'un kuşatılması konusu Eyice'ye düşmüştür.

"Ben Đstanbul'un muhasarasını öğrenmek için kitaplar karıştırmaya

başladım. Rahmetli doktor amcam da tarihe meraklıydı. Doktor olmakla

beraber epeyce kitabı vardı. Ben ondan Mamboury'nin Fransızca Seyahat

Rehberi'ni aldım. Surların yapısını ve mimarisini bu kitaptan tetkik ettim;

oturdum bir ödev yazdım. O seyahat rehberinin sayfalarını karıştırırken

camiler ve kiliseler de ilgimi çekmişti. O günden sonra ben yola çıktım.

Nişantaşı'nda oturan Ahmet adında canciğer bir arkadaşım vardı. Onunla

beraber bir tramvaya bindik ve Đstanbul'u keşfe çıktık, cami, kilise, ne varsa

dolaşıyorduk. Dolaşırken elimdeki kağıtlara bir takım notlar alıyordum."

Semavi Eyice'nin merakından bir şekilde haberdar olan öğretmenleri de

kendisini desteklemiştir. Fansızca öğretmeni Mösyö Coubert ve tarih öğretmeni Cavit

Baysun kendisini etkileyen öğretmenleridir. Semavi Eyice Fransızca öğretmeni ile

olan iletişimini şöyle anlatmaktadır:

Page 28: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

9

" Sekizinci sınıftaydık. "Askeri Müzeyi gördünüz mü?" dedi. Askeri

Müze o zaman Aya Đrini. Çocuklardan bazıları "gördük" dediler. "Orada ne

var dikkatinizi çeken" diye sordu hocamız. Kimisi "silahlar var" dedi, kimisi

"heykeller var" dedi, ben "apsis kısmında bir tane mozaik haç var" dedim.

Onun üzerine "Đşte kültür budur" dedi hocamız. "Mesele yalnız önünde duran

şeye bakmak değil, birazda etrafında ne var hissetmek görmektir" dedi." Tarih

öğretmeni Cavit Baysun ile olan iletişimini şu şekilde anlatmaktadır:

"Cavit Baysun ders sırasında "Bazı tarihçiler ilk Fatih Camii'nin

mimarı olarak bir Rum'u gösterir" dedi. Ben arkadar "Christodulos" diye

seslendim. "Kim söyledi onu" dedi. Onun üzerine arkadar Nejat "Semavi

söyledi" dedi. Hocamız bana döndü ve nereden biliyorsun sen bunu dedi. Ben

hıh mık derken Nejat "Efendim onda Đstanbul'daki bütün eski eserlerin fişleri

var" dedi. Bu hocanın bayağı hoşuna gitti, dersten çıkarken de "sen ne

olacaksın" diye sordu. "Pederim mülkiyeye, siyasal bilgilere gidip hariyeci

olmamı istiyor" dedim. "Yok efendim, işte hepiniz böyle oluyorsunuz, bir işe

hevesleniyorsunuz, ondan sonra bırakıp başka meslekler yöneliyorsunuz" diye

söylendi Cavit Baysun".

Semavi Eyice, uzun seneler sonra profesör olan Cavit Baysun'nun

asistanlığını da yapmıştır.

II.3.KĐTAPLARA ĐLGĐSĐ

Boş zamanını ve tatil günlerini Đstanbul'u gezmeye ayıran Eyice'ye artık

Mamboury'nin kitabı yeterli gelmemektedir. Mamboury'nin kitabının

bibliyografyasını çıkarır ve almak istediği kitapların bir listesini yapar.

"Bugün bu kitaplara bakıyorum da dehşete düşüyorum. Şimdi

milyonlar değerinde olan bulunması imkansız kitaplardı. Ben bu kitapların bir

listesini çıkardım ve Hachette Kitabevi'ne gittim. Hachette'deki adamlar bu

kitaplar burada bulunmaz dediler. Bunun üzerine ben Yüksekkaldırım'a

Page 29: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

10

gittim. O zamanlar eski kitap satanlar Yüksekkaldınm'da bulunuyordu;

dolaşmaya başladım. Kuledibi'nin karşısında bir tane bina vardı, onun alt katı

kitapçıydı. Orada çıtı pıtı bir Rum kızı vardı; elimdeki listeye baktı, o da

şaşırdı. Biraz daha yaşlıca olan ağabeyine seslendi. Ağabeyi geldi, listeye

baktı; 'Bunları kimin için arıyorsun?' diye sordu. 'Kendim için' dedim.

Sonradan onunla çok iyi dost olduk. Adı Patriarkhis idi ve o da Bizans

meraklısı idi. Hatta sonraları Bizans üzerine makaleler de yazdı. Ben o gün

aradığım kitapların hiçbirini bulamadım".

Bu tarihten sonra Semavi Eyice'nin içine bir kitap kurdu girmiştir

artık.Yüksekkaldırım'daki, Bayezîtdaki birçok kitapçıyla tanışır. Sürekli kitap

almakta ve Đstanbul'u dolaşmaktadır o günlerde. Bu arada sık sık Hachette

Kitabevi'ne uğramakta ve Fransızca yayınları takip etmekte, elindeki paraya göre

bunları satın almaya çalışmaktadır.

"Bütün kitapçılar beni tanıdılar. Ben boş vakitlerimde onların

dükkânlarına sırayla giderdim; oturur sohbet ederdik. Hepsi de kültürlü

insanlardı- sonradan birtakım ayaktakımı türedi. Hatta ben bir ara Yapı Kredi

için yaptığım bir konferansta bu kitapçıları anlattım. Đçlerinde bir Yerasimos

vardı, dükkânı Alman kulübü Teutonia'nın karşısındaydı. Ben o sıralarda

Patrik Konstantin'in Đstanbul üzerine olan bir kitabını arıyordum. Kitabın aslı

Rumca'dır, sonra Fransızca'ya çok sonraları da Đngilizce'ye çevrilmiştir.

Gittim Yerasimos'a, 'Sende Constantiniade var mı?' diye sordum. 'Yok ama

bakarız' dedi. O günlerde kitap meraklısı bir hocamız vardı; bana

Constantiniade'a bir liradan fazla verme dedi. Bir gün yine Yarosimos'a

uğradım, bana Constantiniade'in tertemiz, pırıl pırıl bir nüshasını gösterdi.

'Kaç para?' dedim, '3.5 lira' dedi. Kafam kızdı. 'Sen benden bu kitabı istiyorum

diye çok para istiyorsun almıyorum!' dedim kızdım ve bir daha onun

dükkânına gitmedim. Aradan aylar geçti. Bir yılbaşı gecesi ben bir

akrabamızda misafir kalmıştım. Önce sinemaya gitmiştik, sonra da ben orada

kalmıştım. Ertesi sabah, Đstiklâl caddesinde vitrinlere baka baka eve

dönüyordum. Yılbaşı ertesi olduğu için her yer sessizdi. Draperi Kilisesi

Page 30: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

11

önündeki fotoğrafhanenin vitrinlerine bakıyordum ki biri bana 'Yeni yılını

tebrik ederim' dedi ve elini uzattı. Döndüm baktım, Yerasimos'tu. Đhtiyar

adam, elini sıktım... Ondan sonra dükkânına gittik. Bana, 'Ne istiyorsan ver'

dedi ve o kitabı verdi. Kitap sağlamak hususunda hiçbir vakit

unutamayacağım biri de Bayezitda Elektrik Đdaresi yanında dükkânı olan

Nişanyan idi. Bizleri ilgilendiren yerli ve yabancı her yeni çıkan kitaptan

birkaç nüsha getirtir ve meraklısı dükkânına girdiğinde hiçbir şey söylemeden

önüne koyardı. Müşterilerden peşin ödeme de istemezdi. Beğendiğiniz kitabı

hiçbir şey ödemeden alır götürürdünüz. Bir daha gidildiğinde, Nişanyan

mazlum bir edayla 'Acaba bugün bir şey verebilecek misin?' diye sorardı.

Türkçe eski kitaplar hususunda Đsmail Efendi, Raif Yelkenci Bey ile ünlü

Nizamettin Aktuç Bey'in yaptıklarını unutamam. Rahmetle andığım bu

kitapçılar ve daha birçokları, son derece tok gözlü satıcılardı, eski kitapları

arayan ve okuyanlara yardımdan zevk alırlardı. O devrin esnafı da başka

türlüydü".

II.4.YÜKSEK ÖĞRENĐMĐ

Semavi Eyice 1943 yılında Galatasaray Lisesi'nden mezun olur. Babası

hariciyeci olmasını istemektedir. Semavi Eyice'nin arkeoloji, sanat tarihi okuma

kararını babası anlayışla karşılar. 1933 yıllarına doğru yayınlanan Atatürk'ün ünlü bir

telgrafı Semavi Eyice'yi etkileyen bir diğer faktördür. Atatürk Ankara'dan yola çıkıp

Konya'ya geliyor ve buradan Başbakan Đsmet Đnönü'ye bir telgraf çekiyor. Bu

telgrafın birinci maddesi şöyledir "gezdiğim gördüğüm yerlerde bazı arkeolojik

kazıların yabancılar tarafından yapılmakta olduğunu gördüm, bundan böyle bunları

Türk gençleri yapsın. Şu halde Milli Eğitim Bakanlığı bazı Türk gençlerini Avrupa'ya

göndersin, bunlar arkeoloji eğitimi görsünler, kazıları onlar yapsınlar"; ikinci maddesi

ise "gezdiğim gördüğüm yerlerde Türk eserlerinin harap durumda olduğunu gördüm,

bilhassa Konya'dakiler perişan bir halde... Bunların restorasyonu için Vakıflar

Đdaresi'ne gerekli talimatın verilmesi fakat ezeli emirde bunlar asker işgali

Page 31: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

12

altında, bunların asker işgalinden çıkarılmaları gereklidir". Arkeoloji ve sanat tarihi

okuma kararını Semavi Eyice şöyle anlatmaktadır:

"Kafama soktuğum bir husus vardı. Türkiye'de Bizans sanatını bilen

tanıyan yok, hoş Osmanlıyı da bilen yok ya, bu dallarda ben diplomalı uzman

olacağım diyordum...ben de tutturdum, dedim ki bu yabancı konularda da

Türklerden uzman çıkması lazım. Bizans sanatı, Yunan, Roma sanatı eseri

bizim yurdumuzda madem var, biz tektik edelim, biz yayınlayalım. Bunun

yüksek tahsilini yapacağım diye ısrar ettim ".

Dönemin şartları içinde Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde bulunan

arkeoloji kürsüsündeki eğitimin yetersizliği karşısında Semavi Eyice yurt dışına

çıkma kararını almıştır. O yıllar Đkinci Dünya Savaşı yıllarıdır ve bu tür bir eğitim

için Almanya'dan başka bir yer yoktur. Eyice Almanya'ya gitmeye karar verir.

Almanya'ya gidebilmek için uzun formaliteler sonucu Ankara'dan izin alınır ve

Ekim'in 18'inde yola çıkar.

"Ben o tarihe kadar Alman kültüründen uzak büyümüştüm. Fransızca

eğitim almıştım ve Galatasaray'dayken ikinci dilim Đngilizce idi. Trene bindim

ve Berlin'e gittim. Ama Berlin o günlerde oturulacak gibi değildi. Hava

hücumları oluyordu. Bir süre ufak bir kasabada kaldım ve orada yaşlı bir

hanım öğretmenden Almanca öğrendim."

Almanca'yı iyice öğrenen Eyice, Almanya'da ilgi duyduğu konuda eğitim

veren bir üniversite aramaya başlar. Bu yıllar Đkinci Dünya Savaşının tam ortalarıdır.

Götingen Üniversitesi'nde Alphonse Maria Schneider olduğu için okumak istemesine

rağmen bütün savaş yaralılarının orada tedavi görmesi nedeniyle okuyamamıştır.

Yedi - sekiz üniversite dolaştıktan sonra Semavi Eyice Viyana Üniversitesi'nde bir

oda bularak yerleşir, ilk sömestri orada okur.

"Ben orada bir dönem okuduktan sonra, tatilde Türkiye'ye gideyim,

denize girerim diye düşünüyordum. Tam o sırada, 1944 yılında Türkiye

Page 32: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

13

bizlere haber vermeden Almanya ile tüm ilişkilerin kesti. Bereket ben sigara

içmiyordum. Bize verilen karnede ben sigara hakkımı yiyecekle

değiştiriyordum. Bir de bize Türkiye beşer kiloluk yiyecek paketleri

gönderirdi. Bu yardım, Türkiye münasebetlerini kesmiş olmasına rağmen son

dakikaya kadar geldi."

Semavi Eyice 1945 yılında eğitimini sürdürmek için Berlin'de bulunmaktadır.

Orada ikinci sömestri okur. Savaşın son günleri içinde Berlin'in işgali gündeme

geldiğinde Eyice ve arkadaşları Türkiye'ye dönmek üzere Danimarka'ya geçer.

Danimarka'da bir süre tutuklu kalan Türk vatandaşları bu ülkeden Đsveç'e geçerler ve

bir Kızılhaç gemisiyle Türkiye'ye doğru yola çıkarlar.

"Gemide bizden başka Almanya'dan çıkmış ve çeşitli ülkelere

dağılacak insanlar da vardı. Arjantinliler vardı, kendilerini Türk olarak

gösterip, toplama kamplarından canlarını kurtarmış Yahudiler vardı,

Đtalyanlar, Hollandalılar... O günlerde savaş devam ediyordu, bitmesine az

kalmıştı ama sürüyordu. Gemi o yüzden kıyıları takip ederek ve çeşitli

milletlere mensup insanları yollarda bıraka bıraka bir buçuk ay içinde

Türkiye'ye geldi."

Semavi Eyice, Türkiye'ye döndüğünde Đstanbul Üniversitesi'nin sınavlarına

çalışır. Önünde on gün gibi kısa bir zaman vardır fakat o yine de başarılı olacak ve

1948 yılında mezun olduğu Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kürsüsü'ne devam

etmeye hak kazanacaktır. Almanya'dan dönmüş olduğu halde hiç sene kaybetmeden

mezun olabilen Semavi Eyice lisans tezinde Alman hoca Ernest Diez ile çalışmıştır.

Kendisi ilk önce Diez'e sebiller konusunda bir seminer ödevi hazırlamış daha sonra

"Đstanbul Minareleri" konulu bir bitirme tezi yapmıştır. Bu tezin hazırlanışını şöyle

anlatmaktadır:

"Bütün derslerimi vermiş olduğum için dördüncü sene serbest

kalmıştım. Elimde fotoğraf makinesi gezmeye başladım, fakat o senelerde de

Türkiye'de kesinlikle film bulunmuyor. Savaş sonrası dönem hiç bir mal

Page 33: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

14

Avrupa'dan gelmiyor. Elimde birkaç bayat filmle, Zeiss marka bir makineyle

sokak sokak gezip minare tespit ediyordum. Fazla kütüphane de yoktu. Benim

tezin baş kısmında yirmi beş otuz sayfalık etraflı bir giriş vardır".

Semavi Eyice 1948 yılında Sanat tarihi ve Arkeoloji Bölümünden Đstanbul

minareleri hakkındaki teziyle mezun olur.

IL5.ÇALIŞMA HAYATI

Semavi Eyice 1948 yılının sonuna doğru Sanat Tarihi bölümünde,

Avusturya'dan bölüme katılmış olan, Türk-Đslam sanatı dersi veren profesör Ernest

Diez'in yanında asistan olarak çalışmaya baslar. Bir süre sonra Bizans sanatı tarihi

öğretim üyesi Prof. Schweinfurth'un asistanlığını yapar. Đslâm sanatı derslerinde Prof.

K. Erdmann'ın yardımcısı olan Eyice, Edebiyat Fakültesi'nde her yıl konferans

şeklinde dersler veren Prof. A. Gabriel'in bu derslerini Fransızca'dan, Schweinfurth

ve Erdmann'ınkileri Almanca'dan Türkçe'ye çevirir. Yaz aylarında da Türkiye'nin

çeşitli yerlerinde incelemeler yapar.

Arkeolojiye olan meraki nedeniyle 1950-1953 yılları arasında ise Arif Müfit

Mansel'in başkanlığını yürüttüğü Side kazılarına katılan Eyice, bu kazılarda Bizans

eserleri ile ilgilenir. Dört yıl asistanlık devresinden sonra, Semavi Eyice 1952 yılında

"Side'nin Bizans Dönemine Ait Yapıları" başlıklı teziyle doktorasını verir. 1954

yılında eşi Kâmran Yalgın ile evlenir.

Eyice doktora tezini verdikten sonra doçentlik tezi için çalışmaya başlar.

Đstanbul'dan bir konu alarak 1955 yılında doçentliğini verir ve askere gider. Bu

dönemi Semavi Eyice şu şekilde anlatmaktadır :

"Doktoramı tamamladıktan sonra doçentliğe başvurdum ve bundan

sonra ayak oyunları da başladı; çünkü o zamanlar kadroya bağlıydınız ve

kadro bir tane vardı, başkalarını o kadroya almaya çalışıyorlardı. Askere

gitmek üzereyken doçentliğe müracaat ettim. Bir doçentlik tezi hazırladım

verdim ve askere gittim. Ben askerdeyken Đstanbul'da Bizans kongresi

Page 34: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

15

yapıldı, ben o kongrenin sekreterliğini yapıyordum. O sırada 6-7 Eylül

olayları oldu. Bunların yanında bir de "Đstanbul" adında Fransızca bir kitap

hazırladım. O dönemde hem yedek subaylık yapıyordum hem de kitabımın

baskısı ile ilgileniyordum. Yedek subayken "Son Devir Bizans Mimarisi"

başlıklı tezim ile doçentlik imtihanına girdim. Terhis olduğum sırada doçent

unvanına sahiptim".

Semavi Eyice, terhis olduktan sonra üniversiteye döner. Kendisi ilk çalışma

yıllarını şu şekilde anlatmaktadır :

"Önceleri hocasızlık yüzünden dersleri aksayan öğrencilere ben ders

veriyordum. Bizans sanatı, hatta Osmanlı sanatı dersleri bile verdim. Yalnız

imza salahiyetim yoktu. Bir de o zamanlar Osmanlı mimarisi pek

okutulmazdı. Sâsânî sanatı diye tutturulmuş gidiliyordu. Birazcık

Selçuklular'a gelinmişti o kadar. Onun üzerine ben bir fikir attım ortaya...

Đmzasız ve imtihansız Osmanlı Mimarisi dersi, "Đsteyen gelsin" dedim. Onun

üzerine bizim Anfi tıklım tıklım dolmaya başladı. Gayet metodik bir şekilde

bu dersi veriyordum. Çocuklar da hakikaten öğrenmek istiyorlar... Esas

Bizans sanatının dışında haftada 1,5 saat bu dersi vermeye başladım."

Semavi Eyice, sivil hayattaki görevinin başına döndükten 1,5 yıl sonra, 1958

yılında eşi Kâmran hanimefendi ile birlikte Münih Üniversitesi'ne gider. Humboldt

bursunu kazanan Eyice, 13 ay süre ile buradaki derslere girer. Kitap tutkusu burada

da sürmektedir. Bir yandan dersleri takip ederken boş zamanlarını kitap toplamaya

ayırmıştır. Eyice 1959 yılında Türkiye'ye, Đstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Kürsüsü

'ndeki görevine döner. Bu tarihlerde Bizans ile ilgili dersler vermeye başlamıştır.

"Osmanlıya da merakım vardı. Fırsat buldukça Osmanlı'yı da

anlatırdım. O günlerde bir de baktım ki öğrenciler iyice tuhaf... Sâsânî

sanatını, ata binişlerini öğreniyorlar ama Mimar Sinan'ı bilmiyorlar. Ben

bunun üzerine kendiliğimden bir ders koydum. Haftada bir saat devam

Page 35: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

16

zorunluluğu, yoklaması ve imtihanı olmayan Osmanlı Sanatı dersi

veriyordum. Katılım oldukça fazlaydı ve en sevindirici tarafı, katılan

öğrencilerin bir kısmının sanat tarihi dalı dışından olmalarıydı."

Semavi Eyice 1963 yılında profesörlük kadrosu boşaldığında profesör olmak

için çalışmalarına başlar. Aynı yıl içinde Edebiyat Fakültesi'nde Bizans Kürsüsü

adında yeni bir kürsü kurulmuştur. 1964 yılı ise onun, "Đlk Osmanlı Devrinin Dinî-

Đçtimaî Bir Müesesesi: Zaviyeler" başlıklı takdim tezi ile profesör olduğu yıldır.

YÖK'ün kuruluşuna kadar bu kürsüde çalışan Eyice, YÖK'ün Bizans Kürsüsü'nü ve

benzeri bazı kürsüleri birleştirip Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü'ne çevirmesinden

sonra bu bölümün başına getirilir.

"Türkiye'de aşırı uçta olan birtakım kişiler her ne kadar Bizans

sanatının bize lüzumu yok diyorlarsa da ben, Türkiye'de Türk'ten bir Bizans

sanatı uzmanı olmasını uygun görüyorum. Ben bu konuda okumak için gittim

yurtdışına, Türkler'den de bu konuyu yapabilecek birinin olduğunu göstermek

için. Ben yalnızca Bizans sanatıyla kalmadım, Osmanlı ve Selçuklu sanatıyla

da uğraştım, seyyahlarla da uğraştım; hatta yakın tarih üzerine çalışmalarım

da vardır."

Đlk maaşını 1948 yılının aralık ayında alan Semavi Eyice, fiilen 43 sene

Edebiyat Fakültesinin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra 67 yaşına

geldiğinde emekli olur.

Prof. Dr. Semavi Eyice 1991 yılında üniversiteden emekli oluncaya değin

birçok yurtdışı etkinliklere de katılır. Almanya'da Bochum Üniversitesi'nde Fransa'da

ise Sorbonne ve College de France'da, Đsviçre'de Geneve Üniversitesi'nde dersler

veren Eyice, Bruxelles, Münih, Mainz, Münster, Berlin, Roma, Ravenna, Venedik,

Ohri, Bükreş, Selanik Belgrad ve Washington'da da konferanslar verir.

Page 36: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

17

Akademik kariyeri ve bilimsel çalışmaları Eyice'nin ne kadar iyi bir sanat

tarihçisi olduğunu ortaya koyuyor. Kafasındaki sanat tarihi olgusunu anlatırken

şunları söylüyor:

" XIX. yüzyılda moda olmuş kötü bir Alman metodu vardır: Şekil

analizi. Ben böyle bir sanat tarihine taraftar değilim. Benim görüşüme göre

sanat tarihçisi, bir tarihçi gibi araştırmak zorundadır. Kültür tarihi genel

tarihin bir parçasıdır, sanat da kültür tarihinin bir parçasıdır. Bütün bunlardan

sıyrılıp da bir tabloya bakarak Đsa'nın kaşı şöyle, gözü böyle ile sanat tarihi

olabileceğine inananlardan değilim. Ben Atatürk'ün, eski eserler için

düşündüğü ve istediği şeylerin, yani kendi kültürümüze yabancı olmakla

beraber yaşadığımız topraklardaki tarih ve medeniyet izlerini bir Türkün de

tanıyıp inceleyebileceği ve yine kendi medeniyetimizin eserlerini de

yaşatmaya gayret edebileceği düşüncesini yerine getirmeye çalıştım. Bu iki

programı, yıllarca Trakya ve Anadolu'da Bizans ve Türk eserlerini inceleyip,

önemli bulduklarımı yayınlamak suretiyle gerçekleştirdim. On iki yıl

Toroslar'da eski ören yerlerinde araştırmalar yaptım. Balkanlar'da kalmış Türk

eserlerini de derledim. "Kovulduğum" Anıtlar Kurulu'nda da Đstanbul ve

Đstanbul dışındaki pek çok eski eserin kurtarılmaları için çabalarım oldu. Hatta

bazı çok değerli mimarî eserlerin mahvına yol açacak girişimlere, Sinan'ın

yapısı Mağlova Kemeri örneğinde olduğu gibi tek başıma karşı çıktım. Fakat

artık biraz geç de olsa anladım ki, bütün bunlar boşunaymış".

Eyice'ye Tarih Kurumu'ndaki görevi ve buradaki tecrübesini sorduğumuzda

biraz kırgın bir gülüşle yaşadıklarını anlatıyor:

"Ben yetmişli yıllarda Tarih Kurumu üyeleri tarafından üye olmak için

bulunmamı desteklemişler. Beni kuruma bir daha aldılar. Evvelki seneye

teklif edildim ve seçildim. 14 sene süren üyeliğim sırasında epeyce çalıştım.

Konferanslar verdim, makaleler yazdım; yeni çıkan eserlerin tanıtma

yazılarını hazırladım, yurt dışında Tarih Kurumu adını Türk Kültürünü

tanıtmaya çalıştım. Fakat bunun ardından arkeolojiyle ilgilenenlerin hepsini

Page 37: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

18

Tarih Kurumu'ndan 1983'te tasviye ettiler. Ben, Ekrem Akurgal, Jale Đnan,

Afif Erzen, hepimiz ayıklandık. Aradan dört beş yıl geçti. Oradaki bazı

arkadaşlar 'Semavi olmadan olur mu.' diye düşünmüşler ve benim orada kadar

biraz kırgın olduğum için hiçbir etkinlikte bulunmadım. Yalnızca genel kurul

toplantılarına gittim. Ben 1983'te niye atıldığımın hesabını sormak istiyordum.

Bazı girişimlerde bulunacak oldum. Ardından benim Tarih Kurumu'ndan

çıkarıldığımı bildiren bir yazı aldım. Tamam bitti..."

Prof. Dr. Semavi Eyice'nin doğru bildiklerini söylemesi, baskılar karşısında

yılmaması, buna dayanamayanların onu görevinden almalarıyla devam eder. Bunun

en son yaşananı ise 1997 yılında Eyice'nin Kültür Bakanlığı'ndaki işine son

verilmesidir.

"En sonunda kapının önüne de konuldum. 38 sene Anıtlar Kurulu'nda görev

yaptım ve bu kadar geçmişi olan tek üye bendim. 1958 yılından beri bu görevi

yapıyordum. Altıyüz'e yakın, belki daha da fazla yayınım var. Legion

d'Honneur Madalyası sahibiyim. Alman Arkeoloji Kurumu'nun doğal

üyesiyim, Belçika Krallık Akademisi'nin üyesiyim. Bu milletin kültürüne bu

kadar hizmet etmenin mükafatını böyle gördüm. Ben daha ne söyleyeyim..."1

1 Amiral Fahri ADNAN, Türk Tarih Kurumu Kuruluş Amaçları ve Çalışmaları, Ankara:Türk

Tarih Kurumu Yayınları, 1983, s. 718-737.

Yasemin AKÇAOĞLU, "http://www.semavieyice.com/",2004.

" Semavi Eyice", Ana Britanica, Đstanbul: Ana yayıncılık, C.8, 1987, s.404.

Çağatay ANADOL," Semavi Eyice", Đstanbul dergi, Tarih Vakfı, S: 12, 1995, s. 16-20.

Oktay ASLANAPA," Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünün kuruluşunun otuzuncu Yıldönümü-Prof. Dr. Semavi Eyice'nin Yayınları-, Sanat Tarih Yıllığı, C.VI ,(1974-1975)s. 10-15."

Saadet BAYKAL, "Özyaşamöyküm", Yaşamöyküm-Salı Toplantıları, Đstanbul: YKY(2001- 2002), Haziran 2004, s.73-103.'

" Semavi Eyice", Büyük Ansiklopedi,Đstanbul:Milliyet Yayınları, C.5, Yıl: 1990,s. 1639.

" Semavi Eyice", Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Đstanbul.Gelişim Yayınları, C.7, 1988, s.3930. " Semavi Eyice", Büyük Saatli Maarif Takvimi, 2 Aralık 2003.

"Bizans Sanatı Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Semavi Eyice'nin Bizans Sanatı ile Đlgili Yayınları", Cumhuriyetin 50. yılına armağanı, Đstanbul, 1973, s. 421-428.

Page 38: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

"Doç Dr. Semavi Eyice'nin biografısi- Doç Dr. Semavi Eyice'nin başlıca Yayınları", Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kürsü ve Enstitüsü'nün Öğretim ve Araştırma Çalışmaları, 1943-1962, Đstanbul 1962, s. 97-102.

Cemile Garan, "Prof. Dr. Semavi Eyice Kimdir?", Sanat Olayı, S: 59 ,Nisan 1987, s.35. ■________, "Prof. Dr. Semavi Eyice ile toprak Üstü Çalışmalar Üzerine" ,Sanat Olayı ,S:59,

Nisan 1987 (bsk. 4 aralık 2001), s. 35-37.

"Semavi Eyice",Günümüz Türkiyesinde Kim Kimdir/VVho's Who in Turkey,(2.baskı), Đletişim yayınları, 1987-1988, s.270-271.

"Semavi Eyice", Hürriyet Gösteri, S:200, Ağustos-Eylül 1997, s.56.

"Anıt tarihçi-Semavi Eyice", Historian of ĐstanbuPs Monuments, Kasım 1995, s.37-40.

Alpay Kabaçalı,"Bizans Sanat Uzmanı, Tarihçi, Arkeolog Semavi Eyice-Đstanbul Tutkusu",

Cumhuriyet ,10 Temmuz, 1989, s. 16.

"Semavi Eyice", Meydan Larousse, Đstanbul:Meydan Yayınevi, C.4, Yıl: 1978, s.467

Mahmut Şakiroğlu, Prof.Dr.Semavi Eyice Bibliyografyası, Ankara:Turhan Kitapevi,1991.

_________________,'Trof.Dr.Semavi Eyice Bibliyografyası", Semavi Eyice Armağanı,

Đstanbul :TTOK, 1992.

N. Uluaba," Semavi Eyice", Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C. 1, 1997, s.572.

Emsal Sarıahmetoğlu, "Geçmişten Geleceğe Uzanan Bir ÇınanSemavi Eyice",Sesamos, y.y.

"Semavi Eyice", Skylife ,Yıl:13, S:151, Kasım ,1995, s.37-40.

Gökhan Tok, "Sanat Tarihinden Tarihe Bizanstan Osmanlıya Bilimden Kültüre Semavi Eyice", Bilim ve Teknik ,C. 30, S:353 , Ankara, 1997, s.82-89.

"Semavi Eyice", Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, Anadolu Yayımcılık, 1983, C.4, s.2065-2066.

Erdem Yücel ,"Eyice, Mustafa Semavi" , Đstanbul Ansiklopedisi, C. V ,1971, s. 5434-5436.

Page 39: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

20

III.CUMHURĐYET DÖNEMĐ KÜLTÜREL ORTAM

Bir kişiyi ve eserlerinin mahiyetini anlayabilmek için yetiştiği ortamla birlikte

dönemin kültür ve sanat atmosferini değerlendirmek gerekir. Yarım asırlık bir

dönemde birçok çalışmaya imza atmış Semavi Eyice'yi anlamak, eserlerinin Türk

kültür ve sanatına katkısını belirlemek onu ve yaşadığı devri tanımakla mümkün olur.

III. 1.CUMHURĐYET DÖNEMĐ KÜLTÜR VE SANAT

ANLAYIŞI

Cumhuriyet bir kültür devrimidir. Ama daha da geniş bir bağlamda

Cumhuriyet temelde bir kültür devrimi değil bir uygarlık devrimidir. Çünkü

Cumhuriyet radikal ve kökten bir uygarlık değişikliğidir. Bir uygarlıktan başka bir

uygarlığa kesin geçiştir. Başka bir deyişle Cumhuriyet bir anlamda tarihsel bir

kopmayla bir başka uygarlığa geçiş anlamına geliyor. Doğulu olmaktan çıkıp batılı

olmak, geleneksel olandan çıkıp modern olana geçmek Cumhuriyetle

gerçekleştirilmek istenen dönüşüm budur. Söylemesi bile fazla belki, Cumhuriyet

kültürü bir uygarlı değişikliğinin batılılaşarak, modernleşerek inşa etmek anlamına

geliyor. Öncelikle devletin örgütlendiği kamu alnından başlayarak, toplumu

Cumhuriyet kültürüyle yeniden inşa etmek amaçlanmaktadır. Türkiye'nin 1923

yılındaki koşulları Cumhuriyet kültürünün modernleştirici çabalarıyla çelişiyor gibi

görünse de uygarlık değişimi programının eksiksiz ve radikal bir biçimde hayata

geçirildiğini göz ardı edemeyiz. Batılılaşmanın ve/veya modernleşmenin sadece

siyaset, hukuk ve eğitim gibi kamusal ve kurumsal düzlemde değil, hayatın her

alanında yürürlüğe konulması başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyet

kurucularının ödün verilmeden izlenmesini istedikleri bir politika olmuştur.2

Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı izleyen yıllardan itibaren Atatürk'ün çabalarıyla

gerçekleştirilen geniş kapsamlı reformlar "Atatürk Devrimleri" diye adlandırılır. Her

alanda yapılan bu devrimler bir bütündür. Bu bütünlük Atatürk'ün dünya görüşüne,

2 Hilmi Yavuz, "Cumhuriyet Dönemi Kültür Tarihine Genel Bir Bakış", Cumhuriyet'in 75. Yılında Kültür ve Sanat Sempozyumu Bildirileri, Đstanbul:Sanat Derneği yayınları, 2000, s.9.

Page 40: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

21

bilim, uygarlık, kültür ve sanat anlayışına dayanır. Kültür ve sanat alanındaki geliş-

meler izlenirken "bütünlük" ilkesinin gözönünde bulundurulması gereklidir. Devrim,

hemen hemen her alanı etkilemiş, kendi amacı doğrultusuna çekmiş, onlar yeni bir

dünya görüşüyle canlandırmıştır.

Atatürk dönemindeki tüm yeni oluşumlarda Atatürk'ün başlatıcı, yönlendirici,

hızlandırıcı varlığı ve gelişimi kıvançla izleyen keskin bakışı görülür. Yine de her sa-

nat dalında devrimci gelişim, kendi ileri hattında sürdürülmekte; bazen biri ötekinden

daha çok çaba, özveri, süre getirmekte, dolayısıyla o kesimde devrimin amacı ve tu-

tumu daha açık belirmektedir.3

Cumhuriyet'in ilanından sonra devrimlerin uygulanabilmesi için, saltanat ve

hilafetin etkilerinin silinmesi de gerekmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkele-

rinden biri olan halkçılık ve bunun doğal sonucu olan ulusal egemenlik, kültür ve sa-

nat politikasının karakterini oluşturuyordu. Bu politikanın ülkenin her yerinde herke-

se uygulanan bir program olması hedeflenmişti. Bu kültürün yaygınlaşmasındaki en

önemli mücadele alanlarından başlıcası eğitim alanıydı.4 Bu amaca hizmet için önce-

likle Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretimin Birleştirilmesi Kanunu) çıkarılmıştır.3

Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu, öğretim ve eğitimin birliğini sağlamış ve

bunun yanı sıra medreselerin de kaldırılması gerekmiştir.5 Kültür alanındaki geliş-

melere hız kazandıran önemli bir inkılâp hareketi Arap harflerinin yerine yeni Türk

harflerinin kabulüdür.6

Atatürk'ün tarih ve dil alanındaki çalışmaları kültür alanında son derece

önemli etkiler yapmıştır. Güzel Sanatların tüm kollarında oluşan gelişmeler incelen-

diğinde, Cumhuriyet dönemindeki başarılı çalışmalar açıkça belirir. Devlet desteğinin

güzel sanatların gelişimindeki olumlu sonuçları görülür.

Resimlerinin konularını Anadolu'dan, Anadolu insanından, güçleri ölçüsünde

tuvallerine aktarmaya çalışmışlardır. Milli mücadelenin tarihçesini, devrimleri anla-

3 Unsal Yücel, Çağdaş Düşüncenin Işığında Atatürk, Đstanbul 1983, s.417. 4 Hamza Eroğlu, Türk Đnkılâp Tarihi, Đstanbul 1982, s.304-308.;Sezer Tansuğ, Çağdaş Türk Sanatı, Đstanbul 1996, s. 157. 5 Unsal Yücel, Çağdaş Düşüncenin Işığında ATATÜRK, Đstanbul 1983, s.417. 6 H. Eroğlu; a.g.e., s.310.

Page 41: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

22

tan resimler yaparak, inkılâba hizmet etmişlerdir7. Yıllık Plastik Sanatlar Sergilen ku-

rulmuş, en güzel eserlerin devletçe satın alınması sağlanmıştır. Alınan bu eserler dev-

let binalarına asılmıştır. Böylece, sanatçı hem maddî hem de manevî açılardan des-

teklenmiştir.

Aslında Türk sanatı, minyatür geleneğiyle resmi çoktan tanımıştı. XIX. yüzyı-

lın ilk yarısından itibaren Türk resim sanatı, üç boyutlu yağlıboya resme doğru uza-

nan bir çizgide ilerlemeye başlamıştır. "Türk Primitifleri" diye de anılan ve Enderun-

lu amatörlerden oluşan ilk kuşağın ardından, Natüralist üslûbu benimsemiş ressamlar

kuşağı gelir. Birçoğu asker kökenlidir. Bu grup, Türkiye'de geleneği olmayan bir sa-

nat türünün kurucusudur. 1883'de Sanayi-i Nefise Mektebi'nin açılması, 1910'da Av-

rupa sınavlarının başlatılması, 1914'de "Çallı Kuşağı" olarak da anılan Empresyonist

üslûpla çalışan kuşağın ardından "Osmanlı Ressamlar Cemiyeti" olarak 1908'de ku-

rulan, 1921'de "Türk Ressamlar Cemiyeti", 1926'da "Türk Sanayi-i Nefise Birliği" ve

"Güzel Sanatlar Birliği" adını alan grup, modern sanat akımların temel taşları olarak

sanat tarihindeki yerlerini alırlar. Eğitim için Almanya'ya gidip, geri dönen gençlerin

oluşturdukları "Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği" 1928'de kurulmuş olup,

çeşitli eğilimleri içinde barındırmıştır. Bu eğilimler arasında Realizm, Ekspresyonizm

ve Kübizm sayılabilir. Bu çalışmalar birkaç yıl sürmüştür. 1933'de "D Grubu "nun

kurulmasıyla modern sanatın çağa uygun üslûpları da Türk resim sanatının

perspektifinden yansımaya başlamış ve özgün arayışlar hız kazanmıştır. Bu noktada

Atatürk'ün şu sözleri son derece anlamlıdır8:

"Efendiler! millet, milletin rûh-ı sanat'-ı musiki'si, edebiyat'ı ve bütün

bediîyât'ı bu kudsî cidalin ilâhi teranelerini müebbed bir vatan aşkı'nın vecitleriyle

daima terennüm etmelidir.9

"Efendiler... Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reis-icum-

hur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız”10.

7 Melahat Özgü, a.g.e., Ankara 1964, s.42; ayrıca bkz., Gültekin, Elibal, Atatürk ve Resim, Türkiye Đş Bankası Kültür Yayınları, Đstanbul 1973 ve Mehmet Ustünipek, Cumhuriyet'in Đlk 50 Yılında Sanat Piyasası, T. Đş Bankası Kültür Yayınları, Đstanbul 1999. 8 Gülcan Başar Akkaya , "Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk Dönem Kültür ve Sanat Anlayışı", Sanat ve Bilgi, Http://www.Sanatvebilgi.com/ , S:2,Temmuz 2003. 9 Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C.I (Toplayan: Nimet Arslan), Ankara, 1961, s.317. 10 Melahat Özgü, a.g.e., Ankara 1964, s.42; ayrıca bkz., Gültekin, Elibal, Atatürk ve Resim, Türkiye Đş Bankası Kültür Yayınları, Đstanbul 1973 ve Mehmet Ustünipek, Cumhuriyet'in Đlk 50 Yılında Sanat Piyasası, T. Đş Bankası Kültür Yayınları, Đstanbul 1999.

Page 42: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

23

" ..... Đnsanlar mütekâmil olmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki re

sim yapamaz, bir millet ki heykel yapamaz ....... Đtiraf etmeliyim ki o milletin tarîk-i

terakkide yeri yoktur."11

III.2.MÜZECĐLĐK ALANINDAKĐ GELĐŞMELER

M.Ö. 300 yılında ilk örneklerine rastladığımız koleksiyonculuk ve müzecilik

çalışmalarının 17. yüzyılın ortalarından itibaren modern anlamda düzenlemelerle gü-

nümüz örneklerinin öncüleri olduğunu görmekteyiz. Yurdumuzda eski eser koleksi-

yonculuğunun ilk örneğine Selçuklular'da rastlıyoruz. Osmanlılar zamanında da eski

eser toplayıcılığının bir belirtisi olan spoli (devşirme) malzemelerin kullanılışına ta-

nık olmaktayız. Müzeciliğimizin bugünkü durumuna gelince, ana kaynak olan temel

düşünceler Atatürk ilkeleriyle sıkı sıkıya bağlantılıdır. Atatürk, Osmanlı Đmparatorlu-

ğu'nun kültürel birikimini yadsırken, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni kültürel öğelerle

desteklenmesinin zorunlu olduğunu çok iyi biliyordu. Türk Ulusçuluğunu güçlendir-

mek için toplumdaki ikililiği ortadan kaldırmaya ve Türk Ulusunun Tarihsel kökenini

belirlemeye özen gösteriyordu. Onun izniyle kurulan "Türk Tarih Kurumu" Türkiye'de

tarih, arkeoloji ve sanat ile müzeciliğin hızla gelişmesine yol açmıştır. Her devre ait

sanat zenginliklerine sahip yurdumuz Türk müzeleri için sonsuz bir kaynak

sunmaktadır.12Türkiye'de müzecilik 1846'da Harbiye Nazırı Damat Fethi Ahmed Pa-

şa'nın girişimleriyle başladı. Osmanlı ordusunun çeşitli dönemlerine ait silahların to-

parlandığı Aya Đrini'de, ülkenin her yerinden getirilen eski yapıtların da eklenmesiyle

Mecmua-i Âsar-ı Atika oluşturulmuştur. 1869'da adı Müze-i Humayun'a çevrilmiş

olan bu kurumu 1879'da Mahmut Nedim Paşa kaldırmıştır. 1873'de müze Çinili

Köşk'e taşınmış ve Osman Hamdi Bey'in müze müdürlüğüne gelmesinin ardından

gelişmeler hızlanmıştır. 1908'de müzenin adı Asar-ı Atika Müzesi olarak değiştiril-

miştir. Cumhuriyet'in ilânından sonra, hemen her ilde bir müze açılmıştır. Topkapı ve

Dolmabahçe başta olmak üzere tüm eski köşk ve saraylar müzeye dönüştürülmüştür.

Ayasofya, Kariye, Fethiye gibi Bizans kiliseleri müze yapılmıştır. Eski Şark Eserleri

11 Tayfun Akkaya, 'Tarihsel Bir Çizgi Đçinde Müzeciliğin Temel Đlkeleri ve Nitelikleri", Ankara Sanat Dergisi, S:239 ,(Mart 1986), s.16-18, 33. 12 " Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 2. Baskı, Ankara 1959, s. 125.

Page 43: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

24

Müzesi, Đstanbul Arkeoloji Müzesi, Türk ve Đslâm Eserleri Müzesi, Askerî Müze,

Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi yapıların onarılarak ya da başka binalara

taşınmak suretiyle halka hizmet etmeleri sağlanmıştır. Yapılan çalışmalarla müzelerin

çağdaş hale getirilmesi plânlanmıştır.1313

IIL3.CUMHURĐYET DÖNEMĐ TÜRK ARKEOLOJĐSĐ ALANINDAKĐ GELĐŞMELER

Anadolu'da ilk kazı Troya'da Heinrich Schliemann tarafından gerçekleştiril-

miştir (1871). Dörpfeld bu kazıları sürdürmüştür. Almanlar, Pergamon, Priene, Mile-

tos ve Didyma'da; Avusturyalılar, Ephesos'ta; Amerikalılar, Sardes'te kazılar yapmış-

lardır. 1893-94'de yapılan yapılan çalışmalarla özellikle Hitit uygarlığının ortaya çı-

karılmasına çalışılmıştır. Makridi Bey ve Hugo Winckler, Boğazköy'de; Sir Leonard,

NVoollay, Karakamış'ta; John Garstang, Sakçagözü'nde; Von Luschan, Zincirli'de ka-

zılar yapmışlar ve en önemli Geç Hitit kentlerini bulmuşlardır.

Arkeoloji bilimi genç Türkiye Cumhuriyeti'nde 1930'lu yıllarda Mustafa

Kemal Atatürk'ün girişimleriyle başlar. 22 Eylül 1925'te şu sözlerle:

"Dünyada her şey için, madde için, maneviyat için, yaşam için, başarı

için en gerçek yol gösterici, bilimdir. Bilim ve tekniğin dışında yol gösterici aramak

aymazlıktır, bilgisizliktir, sapıklıktır. Yalnız bilim ve tekniğin yaşadığımız her

dakikadaki aşamalarını, ilerlemelerini kavramak ve bu ilerleyişi anında izlemek

şarttır."

Dönemin olaylarına değişik yönlerden bakabiliriz. Atatürk'ün Cumhuriyet'in

kuruluşu ile birlikte yaptığı en büyük devrimlerin başında hilafeti kaldırmak gelir.

13 "Müze Maddesi", Ana Britannica Ansiklopedisi, C.23, s.265-266; Bkz. Sümer Atasoy, Müzeler ve Müzecilik Bibliyografyası (1926-1976), "T.T.O.K. Yayını", Đstanbul, 1979 ve Sümer Atasoy -Nevin Ç. Barut, Müzeler ve Müzecilik Bibliyografyası (1977-1995), Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzecilik Anabilim Dalı, Yay. No: 306, Đstanbul, 1996. Ayrıca bkz.; Aziz Oğan, 'Türk Müzeciliğinin Yüzünücü Yıl Dönümü", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, S: 61 (Şubat 1947), s.8-19 ve S:62 (Mart 1947), s.8-21.; Semavi Eyice, "Arkeoloji ve Sanat Tarihi Hakkında", Arkeoloji ve Sanat Dergisi, S.l (Nisan-Mayıs 1978), s.5-7; Bkz. Kıymet Giray, "Osman Hamdi Bey", Thema Larousse Ansiklopedisi, (Milliyet Yayınları), C.6, Đstanbul, 1993-1994, s.332-333; Mehmet Önder, Atatürk ve Müzeler, Türkiyemiz Dergisi 50. Yıl Özel Sayısı, Đstanbul 1973.

Page 44: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

25

Hilafet'in kaldırılması kadar önemli olan kültür devrimini başlatması ise, yukarıda

okuduğumuz deyişlerinde yerini bulur. Batı kültürünün gelişkinliğinin kökeninde,

Anadolu uygarlıklarının var olduğunu çok iyi bilen genç Türkiye Cumhuriyeti'nin

kurucusunun eylemlerinde, hiçbir zaman batıcılık veya bir batılılaşma sevdası

olduğunu sanmamak gerekir. Kısa olarak başlangıçta sözünü ettiğimiz 1950'li yıllarda

başlayan sıkıntıların kökeninde herhalde fanatik batıcılık serüveni yatmaktadır.

Rönesans ve Reform ile yükselişe geçen batı uygarlığının gelişiminde "eski çağ

bilimlerinin" ne denli etkin olduğunu bilirsek; Atatürk'ün tarih, dil ve arkeoloji

dallarına neden bu kadar önem verdiğini anlarız. Batı Anadolu'da Đonia'da Đ.Ö. VII.

yüzyılda başlayan pozitif bilimler ve onları oluşturan düşünür ve atomcular, uzaya

giden XX. yüzyıl insanına temel bilgileri, kuralları verenlerdir. Felsefe ve fizik

bilginlerinin yaşadığı bu toprakların batı uygarlığının kökenini oluşturması, batı

kültürünü daha iyi tanıyan bir lider için, geçmişin bilinmesi gerekliliğinin

irdelenmesine neden olmuştur. Topraklarımızın batıya sunduğu bu ayrıcalık,

ilerlemişliği ve uygarlığı onlara tanıtmış ve bu öğretileri alan ve geliştiren batılı

toplumlar, uygarlık yarışında bayrağı hep önde tutma başarısını yakalamışlardır. 1925

yıllarına gidersek; Mustafa Kemal'in 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda verdiği

söylevinden şu satırları bir kez daha anımsamamızda büyük yararlar vardır. Şöyle

seslenmiştir Ulu Önder yurttaşlarına:

"Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı

Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamı tamamına çağdaş, bütün anlam ve biçimiyle

uygar bir toplum haline iletmektir. Devrimlerimizin temel ilkesi budur. Bu gerçeği

kabul edemeyen anlayışları silip süpürmek zorunludur. Şimdiye değin ulusun kafasını

paslandıran, uyuşturan bir anlayışta bulunanlar olmuştur. Herhalde kafalara yerleşmiş

boş inanışlar tümüyle kovulacaktır. Onlar çıkarılmadıkça kafaya gerçeğin nurlarını

sokmak olanağı yoktur."

Tarih, dil ve arkeoloji bilimi; çağdaşlaşma, kafaların aydınlanması,

uygarlaşma ve kültür dediğimiz yaşam biçiminin anlaşılmasında, gelişmesinde bir

ulus ve toplum için en büyük araçtır. Söylev'den aktardığımız satırlardan çok şeyler

öğrenmemiz gerektiği bizler hiçbir zaman unutmamalıyız. Mustafa Kemal

Page 45: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

26

Atatürk'ün söylediklerine kendi disiplinimiz yönünden bakacak olursak; öncelikle

bilmemiz, öğrenmemiz gerekli olanları şöyle anlatabiliriz: Anadolu ve Trakya

topraklarının sahipleri olarak bizlerin, bu topraklara gelişimiz öncesi ve ondan önceki

dönemlerde, kimlerin bu yörelerde yaşadıklarını bilmek durumundayız. Neolitik Çağ

öncesinden zamanımıza kadar aralıksız yerleşmelere sahne olmuş bu topraklar

üzerinde, hangi kültürlerin yaşamış olduğunu ve nasıl uygarlıklar bıraktıklarını

bilmemiz çağdaş olmanın kuralıdır. XXI. yüzyıla adım atarken, çağdaş ve ulus olma

gereği olarak, binlerce yıllık bir geçmişin izlerini, geleneklerini, yaşayışını,

düşünüşünü ve sanatsal ürünü olan kültür varlıklarını, bağnazlıktan uzak nesnel bakış

ile zamanımız kültürleri ile örtüştürmememiz, devlet ile birlikte yurttaşlık görevimiz

olmalıdır. Đşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra, ümmetten ulus

olmaya geçerken birçok yapısal ve kültürel sıkıntıların çekilmiş olduğunu, genç

Cumhuriyet'in peş peşe yaptığı devrimlerden anlıyoruz. Atatürk, ulus olma sürecinde

bu sıkıntıların sağlıkla aşılmasında, tarih ile birlikte dil birliğinin sağlanmasının

önemine eğilmiş ve bu konu ile teknik alanlarda da batıyı yakalamak için, genç bilim

adamlarının yetişmesi gereğini görmüş ve yüzlerce genci başta Avrupa'nın büyük

kentleri olmak üzere, Amerika'ya üniversite öğrenimine yollamıştır. Đşte bu süreç

içinde tarihle birlikte arkeoloji ve Eski Anadolu ve Klasik Çağ bilimlerine yetişmeleri

için; Arif Müfıd Mansel, Bekir Sıtkı Baykal, Remzi Oğuz Arık, Halil Demircioğlu,

Ekrem Akurgal, Sedat Alp, Rüstem Duyuran, Jale Đnan, Suat ve Samim Sinanoğlu'nun

Almanya, Đtalya ve Fransa'ya gönderildiklerini biliyoruz. 1935'li yıllarda başlayan bu

oluşum, 1940'lı yılların başında gençlerim yurda dönmeleri ile eğitim kurumlarında

başlayan dinamizm, sonunda batı anlamında üniversitelerin kurulmasına olanak verir.

Atatürk, Türk ulusunun yıllardan beri savaş alanlarında kazandığı yenginin, uygar bir

ulus olmaya yetmeyeceğine, ancak çağdaş kültür kurumlarının önderliğinde bu

bilince varılacağına inanmıştır. Türk Tarih Kurumu ile Ankara Üniversitesi'nin

kökenini oluşturan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin kurulmaları, bu bağlamda

uygarlığımızın yabancılardan değil, ilk kaynaklardan ve bizler tarafından araştırılarak

öğrenilmesi ve topluma aktarılması, arkeolojik ve eski çağ dillerinin bir eğitim

ideolojisi olarak incelenmesine, okutulmasına olanak vermiştir.

Page 46: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

27

Türk arkeolojisinin kurulması, Atatürk'ün açtığı eğitim ve kültür

seferberliği içinde, Onun ilkelerine uygun bir biçimde yeşerdi ve filizlenerek bugünkü

çağdaş düzeyine ulaştı. Türk arkeolojisinin gelişiminde Mustafa Kemal Atatürk'ün

düşünce ve ilkelerine, zamanın Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip'in de

yadsınamayacak katkıları vardır. Osmanlı döneminde Osman Hamdi Bey'in (1842-

1910) müzecilik ve sanat üzerine yaptıklarını dışarıda tutarsak, Dr. Reşit Galip'in şu

düşünceleri, arkeolojinin Cumhuriyet dönemi kültür hayatımızdaki önemini bir kez

daha ortaya koyar:

"Osmanlı Đmparatorluğu'nun devlet olarak en büyük cürümlerinden

biri de arkeoloğya çalışmalarına ve ondan doğacak müzecilik işlerine ve bunlara

dayanacak milli tarih tetkiklerine gösterdiği duygusuzca ihmaldir."

Tarih ve arkeoloji bilimi genç Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923-1950

yılları arasındaki kültür politikaları içinde gelişmiştir. Bu oluşum, devlet desteğinde

ve zamanın sivil toplum örgütü olan Halkevleri, Türk Tarih Kurumu, Maarif ve

Kültür Bakanlıkları ve daha önce sözünü ettiğimi 1936 yılında kurulan Dil ve Tarih-

Coğrafya Fakültesi ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin üstlendiği görevlerle olur.

Sosyal bilimler içinde arkeolojinin başlangıçta büyük önem

kazanmasının nedenleri arasında; Türk tarihi ile ilgili çalışmalar sırasında ortaya

çıkan bir takım zorlukların varlığı gelir. Diğer taraftan 1930 yılının sonlarına doğru

daha sonra adı Türk Tarih Kurumu olacak olan; "Türk Ocağı Türk Tarihi Tetkik

Heyeti" daha önce bir bölümü basılmış olan Türk Tarihinin Ana Hatları adlı eseri

tekrar bastırır. Bu eser Türk tarihi hakkında yepyeni bir görüş ortaya atar. Bu, "Tarih

Tezi"dir. Eserin, H Türk Tarihine Medhal bölümünün sonunda; Atatürk'ün şu

düşünceleri yer alır:

"Ey Türk ulusu, sen yalnız kahramanlık ve cengaverlikle değil, fikirde

ve uygarlıkta da insanlığın onurusun. Tarih, kurduğun uygarlıkların övgü ve takdirleri

ile doludur. Mevcudiyetine kasteden siyasi ve toplumsal etmenler birkaç yüzyıldır

yolunu kesmiş, yürüyüşünü ağırlaştırmış olsa da, on bin yıllık fikir ve eski

Page 47: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

28

kalıtın, ruhunda an ve tükenmez bir güç halinde yaşıyor. Belleğinde binlerce ve

binlerce yılın anısını taşıyan tarih, uygarlık safında layık olduğun yeri sana

parmağıyla gösteriyor. Oraya yürü ve yüksel. Bu senin için hem bir hak, hem de bir

görevdir."

Bu yüce düşünceler bizleri bugünlere getirmiştir. Ayrıca arkeoloji

biliminin Cumhuriyet'in başlangıç yıllarında ne denli önemli olduğunu bir kez daha

ortaya koymuştur. Tarih ve arkeoloji araştırmaları ile ülkemizi sahiplenmek ve gözü

her zaman topraklarımızda olan ve geçmiş kültürlerin varisleri gibi davranan bazı

yakın ve ırak komşularımıza ülkemizin tarihini anımsatarak, Anadolu topraklarına

yaşayanların binlerce yıllık sentezi olan bu kültürlerin sahiplerinin bizler olduğunun

onlara ancak bilimsel yollarla anlatılması, Anadolu uygarlıklarının kaynaklarına

inilmesini zorunlu kıldı. Kötü komşu hani insanı ev sahibi yapar gibi, Ege'nin karşı

kıyısında ve kuzey Akdeniz kıyısında yaşayan, kendilerini Roma'nın, Yunan'ın

devamı görenler; işte gelecekte kendilerine rakip olabilecek bir bilim dalının

oluşmasına neden oldular. Türk Tarih Kurumu çatısında yapılan öncü çalışmalar,

Anadolu uygarlık ve kültür tarihi için yapılması gerekli araştırmalarını iki ana grupta

toplar. 1 - Đç Anadolu kavimleri , 2 - Ege Havzası kavimlerdir. Bu kavimlerin tüm

uygarlık kalıntılarının incelenmesi için, doğal olarak araştırmaların odak noktasını

arkeolojik çalışmalar oluşturacaktır. Diğer taraftan Mustafa Kemal Atatürk'ün 22

Şubat 1931 yılında Konya'dan zamanının başbakanı Đsmet Đnönü'ye çektiği telgrafı

anımsarsak; Onun ilkelerini ve Türk ulusunun gelişmesinde ne kadar izleyici ve

arzulayıcı olduğunu bir kez daha görürüz:

"Yurdumuzun hemen her tarafından paha biçilmez defineler halinde

yatmakta olan eski uygarlık eserlerinin ileride tarafımızdan meydana çıkarılarak

bilimsel bir surette korunma ve tasnifleri ve geçen çağların sürekli gözardı yüzünden

pek harap hale gelmiş olan anıtların korunmaları için daha fazla talebe yetiştirilmesi"

Bir bölümünü aldığımız bu telgrafın ana içeriğinde Atatürk'ün,

Anadolu toprakları üzerinde yaşamış kültürler arasında ayırım yapılmaması ve

geçmişin sağlıklı bilinmesi için daha önce değindiğimiz yurt dışına öğrenci

Page 48: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

29

yollanması hareketinin bu telgraf eylemi ile dikte ettirilmiş ve başlamış olduğunu

söylemek gerekir. Atatürk, Anadolu kültürlerinin dünya kültürleri ve Anadolu kimliği

içindeki önemini genç devletin yurttaşlarına benimsetmek ve koruma bilincini

vermek için, Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişim süreci içinde ekonomik ve

sanayileşmede önder olan iki devlet kurumuna Sümerbank ve Etibank adlarını da

vererek geçmiş hep anımsatmak ve sahiplendirmek istemiştir. Ancak bugün Türk

ekonomisinin lokomotif kurumlan olan Sümerbank ve Etibank özelleştirilmiştir.

Geçmişe olan aymazlığımız, Atatürk'ün armağanları olan bu simge iki kuruluşu

özelleştirme kıskacından kurtaramamıştır. Fransa bugün milli ekonomisinin bir çok

kuruluşunu devletleştirmiş, ancak bunlar arasında sembol olan Renault gibi kurumları

koruyabilmiştir. Đşte kültür etiği olarak adlandırmak istediğimiz, uygar olma, çağdaş

ve aydın olmanın bedeli, yalnız tarihi, arkeolojiyi sahiplenmek değil, ülkenin diğer

değerlerine de zamanımızda aynı hoşgörü ile yaklaşmamızı gerektirir.

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki arkeolojik çalışmalara dönersek; 1933

yılında Hamit Zübeyir Koşay'ın başkanlığında, devlet adına Ankara'nın 14km.

kuzeybatısında Ahlatlıbel'de tüm olanaksızlıklara karşı ilk arkeolojik araştırmalar

başlar. Daha sonra Remzi Oğuz Arık'ın Karalar ve Göllüdağ kazıları, Đstanbul'da Arif

Müfid Mansel'in Balaban Ağa Mescidi kazıları ve Đzmir Müzesi Müdürü ile Franz

Miltner'in Agora kazıları ilkler arasında yer alır.14

IIIATÜRKĐYE'DE BĐZANS ARAŞTIRMALARI

Cumhuriyet döneminde, yabancılar fırsat buldukça Bizans kazılan

yapmaktadırlar. Hatta yine rahip misyoner olan Gillaume de Jerphannion Kapadokya

hakkında 4 cilt metin ve 3 cilt levhadan oluşan en büyük eseri vermiştir. Yabancıların

büyük çapta ilgisini çeken Orta Anadolu'da Kapadokya bölgesi 14Afet Đnan, II.Türk Tarih Kongresi, Tebliğler ve Nutuklar, Ankara, 1937; Arı Đnan, Düşünceler ile Atatürk, TTK, 1983; Atatürk'ün Söylev Demeçleri 2, Türk Đnkılap Tarihi Enstitüsü, Ankara, 1959; Coşkun Özgünel, "Cumhuriyet Dönemi Türk Arkeolojisi", Belleten, 50, 1986, 895 ff;Uluğ Đğdemir, Cumhuriyet'in SO.yılnıda Türk Tarih Kurumu, TTK, 1973; Coşkun Özgünel, "Cumhuriyet Dönemi Türk Arkeolojisi", Cumhuriyet'in 75. Yılında Kültür ve Sanat Sempozyumu Bildirileri, Đstanbul Sanat Derneği yayınlan, 2000, s.25-34.

Page 49: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

30

manastırları ve buralardaki duvar resimleri hakkında çeşitli dillerde pek çok sayıda

kitap yayınlanmıştır ve günümüzde de yayınlanmaktadır.

Aslında Tokat'ta misyoner olarak bulunan Jerphannion I. Dünya

Harbi'nde yedek subay olarak Kıbrıs'ta bulunmuş ve sansür idaresinde

görevlendirilmiştir. Savaş biter bitmez tekrar Türkiye'ye gelmiş ve Ankara'nın

merkezinde bir Bizans kazısı yapmıştır. 1925'te Saman Pazarı'nda Adliye Binası'nın

arkasındaki Bizans harabesinde kazı yaparken Türk hükümetinin bundan haberi

olmamıştır. Bir müddet sonra bir polis amirinin uyarısıyla kazı durdurulmaya

çalışılmış fakat Hars Müdürlüğü tarafından çalışmaların sürdürülmesine izin

verilmiştir. Böylece 1930'lu yollara geliyoruz. 1930'lan biraz döndükten sonra,

Atatürk bir gezisinde Konya'ya uğradığında, o zamanın başbakanı Đsmet Đnönü'ye

20.02.1931 tarihli bir telgraf çekmiştir. Adı geçen telgraf iki maddeden oluşmaktadır.

Bu önemli belge şöyledir:

"Acele ve önemlidir.

Son tetkik seyahatimde muhtelif yerlerdeki müzeleri, eski sanat ve medeniyet

eserlerini de gözden geçirdim.

Đstanbul'dan başka, Bursa, Đzmir, Antalya, Adana ve Konya'da mevcut

müzeleri gördüm. Bunlarda şimdiye kadar bulunabilen bazı eserler muhafaza

olunmakta ve kısmen de ecnebi mütehassısların yardımı ile tasnif edilmektedir.

Ancak, memleketimizin, hemen her tarafında emsalsiz defineler halinde yatmakta

olan kadîm medeniyet eserlerinin ilerde tarafımızdan meydana çıkarılarak ilmî bir

surette muhafaza ve tasnifleri ve geçen devirlerin sürekli ihmali yüzünden pek harap

bir hale gelmiş olan âbidelerin muhafazaları için müze müdürlüklerinde ve hafriyat

işlerinde kullanılmak üzere arkeoloji mütehassıslarına kafi lüzum vardır. Bunun için

Maarifçe harice tahsile gönderilecek talebeden bir kısmının bu şubeye tahsisi muvafık

olacağı fikrindeyim.

Konya'da asırlarca devam etmiş ihmaller sebebiyle büyük bir harabî

içinde bulunmalarına rağmen sekiz asır evvelki Türk medeniyetinin hakikî

Page 50: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

31

şaheserleri kıymette bazı mebânî vardır. Bunlardan bilhassa Karatay Medresesi,

Alaeddin Camii, Sahip-Ata medrese, cami ve türbesi, Sırçalı Mescid ve Đnce Minare,

derhal ve müstehcen tamire muhtaç bir haldedirler. Bu tamirin gecikmesi, bu

âbidelerin kamilen indirasını mucip olacağından evvelâ asker işgalinde bulunanların

tahliyesinin ve kâffesinin mütehassıs zevat nezaretiyle tamirinin temin buyurulmasını

rica ederim".

Atatürk'ün bu telgrafı arkeoloji ve sanat tarihini içine alan çok önemli

bir belgedir.

1955 yılı içinde Türkiye'de Bizans incelemeleri bakımından önemli bir

olay cereyan ediyordu. Türk hükümetinin Dışişleri Bakanlığı 1953'de Selanik'de

toplanan IX. Milletlerarası Bizans Araştırmaları Kongresine, gelecek kongrenin

Đstanbul'da yapılmasını temenni ettiğini bildiren bir davet göndermişti. Bu kongrenin

hazırlık komitesi Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Prof. Arif Müfid

Mansel başkanlığında kurularak çalışmalara başladı ve 15-21 Eylül 1955 tarihlerinde

(6-7 Eylül olaylarından bir hafta sonra) X. Milletlerarası Bizans Araştırmaları

Kongresi Đstanbul'da yapıldı. Kongreye Yunanlılar katılmadılar. Buna karşılık ilk

defa Sovyetlerin kalabalık bir ekiple bu kongrede hazır bulundukları görüldü. Kongre

münasebetiyle N. Fıratlı'nın yukarıda bahsi geçen küçük rehberinden başka, bu

satırların yazarı tarafından Đstanbul'un Bizans ve Türk devrine ait eski eserlerini bir

repertuar halinde derleyen bir eski eserler rehberi mahiyetindeki Fransızca kitabı

yayınlanarak, kongreye katılanlara dağıtıldı. Kongrenin tebliğlerini ve tebliğ özetleri

ile zabıtlarını bir araya getiren büyük cilt ise Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

elemanları tarafından derlenerek, Milli Eğitim Bakanlığından sağlanan ödenekle

yayınlandı.

Prof. Schvveinfurth'un ölümü ile yüzüstü kalan dersler konferans

şeklinde Dr. Semavi Eyice tarafından bir süre daha sürdürüldü. Dr. Eyice, 1955 yılı

içinde doçentliğe yükselmiş ve askerlik görevini tamamladıktan sonra 1956

sonlarında Üniversiteye dönmüş ve Bizans sertifikası derslerini vermeğe başlamıştı.

Bu arada 1960 yılı yaz sömestresinde, Tübingen Üniversitesinden Prof. Dr. H.

Schrade, Edebiyat Fakültesinde "Bizans sanatı ile ilgili ders yapılmadığı ve bu sahada

ders vermek üzere" davet edilmiş bulunuyordu. Çok değerli ve tanınmış bir

Page 51: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

32

Batı bilhassa Roma sanatı uzmanı olmakla beraber Bizans sanatı üzerinde hiçbir

hazırlığı olmayan Prof. Schrade 1960 yılının Nisan ayında gelmiş ve Bizans sanatı

dersleri yapmağa çabalarken 27 Nisan olayları sonunda Fakülte tatil edildiğinden, bu

zoraki sıkıntıdan kurtulmuştur.

Bizans sanatı sertifikası ders ve seminerleri Doçent Dr. Semavi Eyice

tarafından yürütülürken, Sanat Tarihi öğrencileri arasında bu daldan lisans tezi

yapmak isteyenler de çıkmaya başlamıştır. 1963 yılı içinde Bizans Sanatı kürsüsünün,

daha önce ayrılmış olan Türk Sanatı kürsüsü gibi Estetik ve Sanat Tarihi kürsüsünden

ayrılması uygun görülerek, bu husustaki işlem 1963 yılı içinde geliştirilmiş, Đstanbul

Üniversitesi Senatosunun 9 Ocak 1964 tarihli oturumunda kabul edilmiştir.

Gerekçesinde bir takım siyasi spekülasyonlara kolayca konu yapılabilen Bizans

sanatının, eserlerinin çoğu memleketimizde olduğuna göre bunları Türk araştırıcılar

tarafından, üzerinde çalışılması ve Türk çevrelerinin de tanıtılabilmesi için böyle bir

kürsünün faydasına işaret ediliyordu. Yeni kurulan kürsülerin yönetimi ile 3 Mart

1964'de Doç. Eyice görevlendirilmişti. Aynı yılın Kasım ayında Doç. Dr. S. Eyice'nin

profesörlüğe yükseltilmesi teklif edilerek, 2 Şubat 1964 günü Edebiyat Fakültesi

Kurulunca ve Senato tarafından da 4 Nisan 1964 de kabul olunmuştur. Eyice kadrosuz

profesör olduğundan, kürsünün yönetimine memur edilmiş ve bu durum bir kadroya

geçinceye, yani 1972 yılına kadar sürmüştür. Ancak 1972 yılında kürsü profesörü

olmuştur.

Bizans Sanatı kürsüsü profesörü S.Eyice tarafından yapılan yayınların bir

kısmı Bizans bir kısmı ise Türk eserleri ile ilgilidir. Çoğu Đstanbul içinde ve yurdun

çeşitli köşelerinde yapılan araştırmalarda toplanan malzemenin tanıtılması

mahiyetinde olan bu yazılardan biri Son Devir Bizans mimarisinin Đstanbul'daki

eserleri hakkında bir kitap15, diğeri ise, Karman çevresindeki eski Hıristiyan iskân

yerlerinin, Orta Anadolu'ya has üslûp özeliklerini ortaya koyan yapılarına aittir.16 Bu

satırların yazarı bazı makalelerinde, herhangi bir şekilde Bizans sanatı ile ilişkisi olan

Türk mimarî eserleri üzerinde de ayrıca durmuştur.

15 Semavi Eyice, Son Devir Bizans Mimarisi, Đstanbul'da Palaiologoslar Devri Anıtları, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi Yayınlan, 1971 16 Semavi Eyice, Karadağ (Binbirkilise) Ve Karaman Çevresindeki Arkeolojik Đncelemeler, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1971.

Page 52: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

33

Edebiyat Fakültesinde Bizans Sanatı Kürsüsü dışında da Bizans çağı ile ilgili

sanat tarihi araştırmaları yapılmıştır. Bu hususta en başta anılması gereken öğretim

üyesi Ord.Prof.A.Müfîd Mansel'dir.Müze müdür muavini olarak bu konudaki

çalışmalar yapmış olan Mansel, Đstanbul Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu adına,

Güney Anadolu'da Antalya yakınında Side ve Perge şehirlerinde 1947'den itibaren

kazılar yapmış ve bu arada rastlanan Bizans devri eserlerini tanıtmıştır.Estetik ve

Sanat Tarihi kürsüsü başkanı Ord.Prof.M.Şevket Đpşiroğlu ise 1957'de Kapadokya

bölgesinde, o vakte kadar bilinmeyen bir mağara kilisesi bularak, bunun iç

satıhlarındaki çok mahalli bir üslûpta yapılmış fresko resimleri ile ilgili görüşlerini

ufak bir broşür halinde sunmuştur.17

Çeşitli dallarda olduğu gibi yabancılar, Bizans arkeolojisi konusunda

Türkiye'yi hammadde gibi işleyip kullanırken, biz de 1961'de Đstanbul

Üniversitesi'nde Bizans Kürsüsünü kurarak Bizans araştırmalarını yapabilecek

elemanlar yetiştirme yolunu tutulmuştur. 1961'den 1982'ye kürsünün kaldırılmasına

kadar yaklaşık 20 yıla yakın süre içinde pek çok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu da

Türkiye'de her tarafta izleri olmakla beraber Bizans araştırmalarının büyük ölçüde

yabancılara bırakıldığını göstermektedir.

Böylece Atatürk'ün 1931'deki temennisi gerçekleşme yolundayken

gerçekleşememiştir.

Son yıllarda genç arkeologlar tarafından Bizans eserlerine dair ufak araştırma

ve kazı raporları yayınlanmaktadır. Yine son yıllarda Kültür Bakanlığı, çeşitli

üniversiteler ve müze kurtarma kazıları çerçevesinde çeşitli araştırmalar

yayınlanmaktadır18.

III.5.TÜRKĐYE'DE TÜRK SANATI ARAŞTIRMALARININ

GELĐŞĐMĐ

17 Semavi Eyice, "Türkiye'de Bizans Sanatı Araştırmaları ve Đstanbul Üniversitesinde Bizans

Sanatı", Cumhuriyetin 50. Yılına Armağan Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, s. 375-428. 18 'Türkiye'de Bizans Araştırmalarının Tarihçesi", Semavi Eyice »Cumhuriyetin Yetmişbeş yılında

Kültür ve Sanat (18-19 Mart 1999 Sempozyum Bildirileri), Đstanbul: Sanat Tarihi Derneği Yayınları, S: 5, s.35-51;Semavi Eyice, 'Türkiye'de Bizans sanat tarihi araştırmalarında 50 yılım", Türkiye Arkeolojisi ve Đstanbul Üniversitesi(1932-1999), Ankara, s. 444-447.

Page 53: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

34

Yurdumuzda, yüzyıllar önceki Türk eski eser koleksiyonculuğu, ancak XIX.

Yüzyılın ikinci yarısında ilk müzenin kurulması kurulması ile Batı'daki biçimine

dönüşmeye başlamış, fakat arkeolog ve sanat tarihçisi yetiştirmek için düşünülen

okullar, veya yapılması tasarlanan dersler verimli bir şekilde gerçekleşmediğinden, bu

dallar başka mesleklerde yetişen "amatör" meraklıların elinde kalmıştır. Türk Sanat

tarihçiliği'nin öncüsü "Mübeccel Hazineler" yazan Hüseyin Zekai Paşa (1859-1919)

ile Celâl Esad Arseven (1875-1971) olmuştur.19

Geçen yüzyılın sonlarında başlayan Türk Sanatı ile ilgili çalışmalar

son elli yıl içinde yavaş yavaş gelişerek Türk Sanatı'nın muhteşem tablosunu gözler

önüne serecek bir olgunluğa varmıştır. Đlk yayınlar ele alınınca bunun ne kadar

inanılması güç bir sonuç olduğu daha kolay anlaşılır.

Kendi memleketimizde de Türk Sanatı ile ilgili araştırma ve yayınlar son

yıllarda parlak bir gelişme göstermiş yavaş yavaş bu eserlerin layık olduğu bir

önemle gerçek değerlerini belirtme yolunda yeni görüşler yabancı ilim adamlarınca

da benimsenmeye başlamıştır. Bununla beraber Türk Sanatı'nın bir Yunan, Roma, bir

Bizans, bir Đtalya sanatı kadar derinliğine sistematik incelenmesi, çeşitli problemlerin

daha iyi aydınlatılması için çok büyük gayretlerle yorucu ve uzun vadeli çalışmalar

yapılması kaçınılmaz bir görevdir. Bu araştırmalar diğer Türkoloji ve tarih çalışmaları

bakımından da paralel yürütülerek bunların birbirlerini desteklemesi ve beslemesi de

aynı derecede önemlidir.

Atatürk döneminde sanat tarihi alanı ile ilgili muhtelif çalışmalar yapıl-

mış ve bu tür çalışmalar Atatürk tarafından da önemsenerek desteklenmiştir. Ancak,

Türkiye'de sanat tarihi öğretimi bağımsız bir dal olarak Đstanbul Üniversitesi, Edebi-

yat Fakültesinde 1944 senesinde başlamıştır. 1937-1938 yıllarındaki Sanat Tarihi ala-

nına dair araştırma ve incelemelerin muhtevaları ve işlevleri hakkında son derece de-

ğerli bilgiler bu dönemle ilgili yapılacak çalışmalara zengin bir kaynak oluşturur-lar.

Prof.E. Diez, Edebiyat Fakültesi'nin, Fındıklı'daki binasında Hatice Sultan Yalısı'nda

üç büyük pencere ile denize açılan güzel dershanesinde çok büyük bir ilgiyle izlenen

ders ve seminerleriyle bir çok genç sanat tarihçisinin yetişmesini sağlamış, bunlar

zamanla bütün müzeler ve üniversitelerde önemli görevler alan 19 Semavi Eyice, "Arkeoloji ve Sanat tarihi Hakkında", Arkeoloji ve Sanat, Nisan-Mayıs 1978, Đstanbul, s.6-7

Page 54: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

35

yeni bir neslin başlangıcı olmuştur. Fakat çalışmalarına bir yıl devam ettikten sonra

kendisinin enterne edilmesiyle çalışmalara ara verilmiştir. Ancak 1946 yılından

itibaren normal çalışmalara tekrar başlamış ve bu arada E.Diez'den başka Prof.Dr.

Mazhar Şevket Đpşiroğlu da öğretim faaliyetlerine katılmıştır. Daha evvel kendisi

felsefe bölümündeydi.l948'de bir yıl süre ile Prof.Hilmi Ziya Ülgen Đslam Sanatı

dersleri vermiştir. 1943 yılında asistan olan Oktay Aslanapa, 1948'de doçentlik

imtihanını vererek öğretim faaliyetine katılmıştır. Fakat 1949 yılı başında Prof.

E.Diez fakültemizden ayrılmak zorunda bırakılmış ve epeyce genişletilmiş olan

bölümün idaresini Prof.Dr. Mazhar Şevket Đpşiroğlu üzerine almıştır. 1950 yılında

Prof.Steven Runciman Bizans Sanatı vermek üzere Prof.Schweinfurt'un belenmedik

ölümü ile Bizans sanatı dersleri bir müddet boş kalmış, 1955 sonunda asistan

doçentliğe tayin edilerek ertesi yıl ertesi yıl Bizans sanatı dersleri vermeye

başlamıştır. 1958 yılı Ekim ayında Prof.Kurt Erdmann Berlin Đslam Eserleri müzesi

müdürlüğüne getirilerek fakültemizden ayrılmıştır.2020

20 Oktay Aslanapa, "Türkiye'de Türk Sanatı Araştırmalarının Gelişimi", Cumhuriyet'in 75. Yılında

Kültür ve Sanat Sempozyumu Bildirileri, Đstanbul:Sanat Derneği yayınları, 2000, s.53-61.

Page 55: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

36

IV.SEMAVĐ EYĐCE'NĐN TÜRK SANATI VE TARĐHĐ ĐLE

ĐLGĐLĐ ÇALIŞMALARI

Eyice çok yıl önce Beyhan Karamağralı'nın kitabına yazdığı takdim

önsözünde21 şunları söylemiştir: "Sanat, bir milletin , zevkini geleneklerini ortaya

koyduğuna göre, bunun tarihini araştırırken, çalışmaları yalnız bir yapı çeşidine

inhisar ettirmek yanlış olur.Türk sanatı tarihinde de ilk denemelerde bu yol tutulmuş,

cami mimarisi ve tezyinatı yardımıyla Türk sanatı esasları, gelişmesi, özellikleri

ortaya konulmak istenmiştir.Halbuki Türk sanat tarihi yalnız dini mimarinin bir yapı

türünde değil, fakat daha pek çok başka türlerde de araştırmak,tarih içinde gelip

geçmiş "fanî" lerin sanat zevk ve tutumunu ortaya koymakla,o milletin medeniyet

tarihindeki yerini tayinde büyük faydalar sağlayabilir".Bu düşünceler içinde

şekillenmişti Eyice'nin çalışmaları, onun bir çok farklı konuda eser vermesi de buna

bağlıdır.Bu bölümde, Eyice'nin yarım asırlık çalışma hayatına sığdırdığı çeşitli

konulardaki makalelerinden bir bölümü takdim edilmektedir.

IV.l.TÜRK MĐMARĐ SANATIYLA ĐLGĐLĐ ÇALIŞMALARI

Osmanlı Đmparatorluğu'nun çöküşü, uzun savaş yılları ve bunu takip eden

mağlubiyet, toprakların işgali ve bütün bu felaketlerin tabii bir neticesi olarak halkın

imkan ve görüşlerinde meydana gelen değişiklikler, harap olan bir çok eserin ,

evvelce olduğu gibi , tamir ve ihya edilmelerine imkan vermemiştir.Đkinci Dünya

savaşı yıllarından itibaren Anadolu'nun yeni inşaatla adeta dolması,şehirlerin

topoğrafik düzenini çok değiştiren ,hatta tamamen yok eden şehir planlaması,bu harp

ve yıkıntı halindeki eserlerin birçok hallerde habersizce yok olup gitmesine ; diğer

taraftan yok olup gitmeyen eserlere ilgisizliğimiz yüzünden yapılan araştırmalarda

düşülen hataların tekrarlana gelmesine ve hatta bu yüzden birçok eserimizin Osmanlı

yapı sanatı içinde yanlış yerlere oturtulmasına sebep olmaktadır.

21 Beyhan Karamağralı, Ahlat Mezartaşları ,Ankara,1993. "Eser Hakkında"

Page 56: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

37

Türk mimarisi tarihinin bir sentezinin meydana getirilebilmesi için her şeyden

önce Osmanlı devri Türk âbidelerinin imkân nispetinde doğru olarak tanınmaları

gerekir. Türk medeniyetinin en muhteşem eserlerini verdiği saha hiç şüphesiz

mimaridir. Osmanlı devri Türk mimarisinin bilhassa başlangıç evresindeki yapı

tiplerini tespit etmek ve bu arada belli başlı sanat ve tarih anıtlarını yeniden tetkik

süzgecinden geçirerek değerlendirmek, nihayet çeşitli tiplerin sınıflamasındaki

yerlerini bulmak muhakkak ki, bu hayret verici bir canlılığa sahip mimarinin kudret

ve büyüklüğünü anlayabilmek ve tabiatıyla anlatabilmek için gereklidir.

IV. 1.1 .Đlk Osmanlı Devrinin Dinî-Đçtimai Bir Müessesesi:

ZAVĐYELER ve ZÂVĐYELĐ-CAMĐLER22

Türk mimarisi tarihinin bir sentezinin meydana getirilebilmesi için her şeyden

önce Osmanlı devri Türk âbidelerinin imkân nispetinde doğru olarak tanınmaları

gerekir. Türk medeniyetinin en harikulade eserlerini verdiği saha hiç şüphesiz

mimaridir. Osmanlı devri Türk mimarisinin bilhassa başlangıç safhasındaki bina

tiplerini tespit etmek ve bu arada belli başlı sanat ve tarih anıtlarını yeniden tetkik

süzgecinden geçirerek değerlendirmek, nihayet çeşitli tiplerin tasnifindeki yerlerini

bulmak muhakkak ki, bu hayret verici bir canlılığa sahip mimarinin kudret ve

büyüklüğünü anlayabilmek ve tabiatıyla anlatabilmek için elzemdir.

Zaviyeli camiler konusu çeşitli yapılarla paralellikler kurulabilmekle birlikte

bu plan şemasının hangi yapı tipinden kaynaklandığı tartışma konusudur. Bir görüşe

göre,haç planlı Bizans kiliselerinden,bir başkasına göre ise Anadolu'daki kapalı

avlulu medreselerden doğmuştur.

Eyice bu makalesinde, sanat eserlerini yalnız şekilleri, biçimleri ile

değerlendirmeğe ve böylece onların o sanat içindeki yerlerini saptamaya imkan

olamayacağını düşünerek önce, bu çeşit camilerin esas görevlerini bir medeniyet

tarihi problemi olarak ele almıştır.

22 Semavi Eyice, "Đlk Osmanlı Devrinin Dinî-Đçtimai Bir Müessesesi:Zâviyeler Ve Zâviyeli-Camiler", Đktisat Fakültesi Mecmuası, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi yayını, C.XXIII, S: 1-2, Ekim 1962-Şubat 1963, s.3-57. Fransızca özeti:"Une Institution Religeuse et sociale de la Premiere Perode OttomanerLe zaviye (Zawiyah) et la mosquee â Zaviye" , s. 58-62.

Page 57: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

38

Birinci bölümde, bu tip binaların özellikleri, yapı elemanlarıyla birlikte

açıklanmıştır.

Đkinci bölümde, bu tip binaların kaynağı ve bu kaynaktan yayılışı hakkındaki

hipotezler ve bu tip yapılara öncü olabilecek dört eyvanlı plan şeması üzerinde

durularak bu iki plan şemasının benzerliğine dikkat çekilmiştir.

Üçüncü bölümde, bu binaların görevleri konusunda dönemin sosyal kurumlan

arasındaki bağ ve görevlerinin ne olduğu sorununa cevap aranırken, bu tip binaların

terminoloji problemine değinilmiştir.

Dördüncü bölümde, bu tip binaların başlıca örneklerine plan özellikleriyle

birlikte yer verilmiştir.

Sonuç olarak, Eyice'nin bu makalesiyle, Zâviyeli camilerin prototipinin çok

eski bir geçmişi olan dört eyvanlı binalar olduğu bilimsel veriler ışığında sonuca

ulaştırılmış olup, bu tip binaların gelişme seyri ve terminoloji problemi açıklığa

kavuşturulmuştur. Bununla beraber bu tip yapıların belli başlı örnekleri bir arada

takdim imkanı bulmuştur.

IV. 1.2. ĐZNĐK'DE "BÜYÜK HAMAM" VE OSMANLI DEVRĐ

HAMAMLARI HAKKINDA BĐR DENEME23

Đznik şehrinin Türk devrine ait eserleri hakkında şimdiye kadar pek çok yayın

hazırlanmış olmasına rağmen, buradaki eski anıtlar ile ilgili sorunların hepsi

aydınlanmış değildir. Bu gibi meselelerden birisini de şehrin merkezinden Đstanbul

Kapısı'na giden yolun sağ tarafında görülen çifte kubbeli büyük bir yapının harabesi

teşkil eder.Ne yazık ki Đznik hakkındaki ana kitaba24 yanlış bir tanımlamayla giren bu

yapı, bu yüzden daha sonraki araştırmalara da hatalı olarak yansımıştır.

Eyice çalışmasında, Türk mimarisinin bu unutulmuş eserini burada tanıtırken,

yirmi yıldır tekrarlana gelen bir hatayı da düzeltme çabası içindedir.

Konu beş bölüm halinde incelenmiştir.

23 Semavi Eyice, "Đznik'de "Büyük Hamam" ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında Bir Deneme",Tarih Dergisi, Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XI, S:15, 1960, s.99-120 24 N.Fıratlı, "Đznik,Tarihi ve Âbideleri Hakkında Muhtasar Rehber", Đstanbul, 1959.

Page 58: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

39

Birinci bölümde, hakkında şimdiye kadar bilinenler başlığı altında, îznik'deki

Türk Eserleri hakkındaki büyük kitabın yazarı Katharina Otto - Dom'un eserinde yer

alan yapının tekke olabileceğine dair ileri sürdüğü görüşüne değinilmiştir25. Diğer

taraftan Đznik hakkında etraflı bir makale yayımlayan A. Sâim Ulgen'in bina

hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir.26 Ayrıca Eyice, A. Sâim Ulgen'in Büyük

Hamam ve Eski Hamam adı verilen binanın, çifte hamamlar şeklinde olduğunu

bildirmekle beraber, K. Otto - Dom tarafından vaktiyle yayımlanan plânın çok eksik

olmasının yanı sıra burasının tekke olduğu yolundaki düşüncesinin de yanlış

olduğunu açıkça ortaya koyduğuna işaret etmiştir.

Đkinci bölümde, yapının mimarisi ve süsleme yönüyle incelendiği bölümdür.

Eyice, incelemeleri sonucunda Büyük Hamam'ın sanat tarihi bakımından en değerli

kısımlarının sıcaklık ve halvet bölümlerinin teşkil etmekte olduğunu, bu bölümlerin,

düzenleme bakımından yapının, enine sıcaklık ve çifte halvet hücreli hamamlar

tipinin bir örneği olmakla beraber; böylece, haçvarîyânî dört eyvanlı sıcaklık ve köşe

halvetli veya çok köşeli yıldızvârî halvetli hamamlardan açık farklarla ayrılmakta

olduğunu bildirmektedir.

Üçüncü bölümde, yapıldığı devir başlığı altında Đznik Büyük Hamam'ın

tarihlendirme soruna değinilmiş, çeşitli tarihi vesikalar ışığında konu incelenmiştir.

Ayrıca Dr. K. Otto - Dom'un, eserinde zikrettiği bugün nasıl ve nerede olduğu

bilinmeyen hamamlar konusu da tetkik edilmiştir. Eyice bu tetkikleri sonucunda

eserin, XIV. yüzyılın sonraları ile XV. yüzyılın içlerine ait olabileceğine ihtimal

vermekte; Hamamın dış mimarisi ve bilhassa kubbe ve kasnak yapısı, arkaik bir

ifadeye sahip olmadığından, daha çok XV. yüzyılın içleri ve hatta sonlarında yapılmış

olduğunu tahmin ettiğini bildirmektedir.

Dördüncü bölümde, Sanat tarihindeki yeri başlığı altında Eyice Büyük

Hamam'ın, yine Đznik'deki Hacı Hamza hamamı denilen diğer çifte hamamdan plan

bakımından ayrı bir tertibe sahip bulunduğunu bildirmekte ve Büyük Hamam'ın

mimarî özelliklerini dört bölüm halinde incelemektedir.

25 K.Otto-Dom, "Das Đslamische Đznik", Berlin, 1941, s.73-76. 26 A.Sâim Ülgen, "Đznik'te Türk Eserleri",Vakıflar Dergisi,C. 1,1938, s.69.

Page 59: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

40

Beşinci bölümde Osmanlı - Türk mimarisinde başlıca hamam tipleri konusu

başlığı altında Eyice, Türk hamamlarının soyunma yerinin bazı hamamlarda sekiz

köşeli olmakla beraber çoğunlukla kare olarak görüldüğünü, bu bakımdan

hamamlarda bir sınıflandırma yapılmasının mümkün olamayacağını bildirmektedir.

Diğer taraftan her biri çok zengin ve çeşitli çeşitlemelere sahip olan Türk hamam

tiplerinin sıcaklık ve halvet bakımından sınıflandırmanın daha doğru olacağına

değinmiş ve bu sınıflandırma altı başlık altında sunulmuştur. Bunlar; a) Haçvârî dört

eyvanlı ve köşe hücreli tipi, b) Yıldızvârî sıcaklık tipi, c) Kare bir sıcaklık etrafında

sıralanan halvet hücreli tip, d) Çok kubbeli sıcaklık tip, e) Ortası kubbeli sıcaklık tip,

f) Ortası kubbeli, enine sıcaklık ve çifte halvetli tip, g) Soğukluk - sıcaklık ve halvet

eş odalar halinde tip adları altında incelenmiştir.

Eyice bu tetkikleri sonucunda bilhassa çifte hamamların kompozisyonlarında

da, çevre ve topografya uyumları yüzünden dış kitlelere etki eden ilgi çekici

buluşların ortaya konduğunu da belirtmiştir. Ancak bu çeşitli tiplerin kesin ve tam bir

kronolojik sınıflamasını yapabilmek veya bunlardan belli bir gelişimin basamakları

olarak görmek ve buna göre sıralamanın mümkün olamayacağına işaret eden Eyice,

gerekçe olarak Türk mimari anıtları içinde eski hamamların en az tanınmış olduğunu

bildirmektedir.

Eyice son olarak, ileri sürdüğü tipoloji ve genel hükümlerin sadece şimdiki

bilgilerine göre bir tahminden ibaret olduğunu, Đznik büyük hamamının, bütün bu

sınıflandırmanın içinde, saf Türk karakterli bir hamam tipinin en gelişmiş bir örnek

olduğunun sonucuna vardığını bildirmektedir.

Eyice tüm bu incelemeleri sonucunda konuyla ilgili görüşlerini şu

şekilde özetlendirmiştir;

Türk hamam mimarisindeki yerini genel olarak saptamaya çalıştığımız Đznik

Büyükhamamı, mensup olduğu tipin en ustalıklı tertiplenmiş ve o nispette de ahenkli

bir kompozisyona sahip bir örneğidir. Yukarıda adlarını verdiğimiz planlan

yayınlanmış olan benzer örnekler içinde tertibindeki ustalık bakımından ayrı bir yer

alır. Muhakkak ki, bu bina usta bir mimarın eseridir. Benzer örneklerin XV-XVI.

yüzyıllara ait olması Büyük hamamın devrinin tayininde belki bir dereceye kadar

faydalı olabilir. Bugünkü perişan durumuna rağmen güzel mimarisinden ve zarif

Page 60: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

41

tezyinatından halâ izler taşıyan bu eser, toplu kitlevi kompozisyonu ile dikkate değer

bir mimari âbidedir.

IV.13.ĐSTANBUL MĐNARELERĐ2727

Đslâm sanatında minare mimarisinde kendine özgü yeri olan Türk-Đslâm

minareleri birtakım nedenlerle birçoğu günümüze gelememiş bir grubu oluşturur.

Eyice'nin bu çalışması, günümüze ulaşamamış veya çeşitli değişikliklere uğrayan

Đstanbul minarelerini zengin bir literatüre dönüştürürken,böyle bir sürecin bir rapor

halinde yayımlanması bundan sonraki çalışmalarda ciddi bir kaynak niteliği

taşımaktadır. Ayrıca bu çalışma, etraflı tetkiklerle mazhar olan Mısır, Mağrip ve Đran

minarelerinin yanı sıra, Türk -Osmanlı minarelerinin de önemli bir yere sahip

oldukları gözler önüne sermektedir.

Eserde, yapıldıkları dönemin karakteristik özelliklerini taşıyan bir grup

minarenin incelenmesi sonucunda, fetihten günümüze kadar Đstanbul minarelerinin

gelişimi bize gösterilmiştir.

Kitabın giriş bölümünde Türk-Osmanlı minaresinin çeşitli bölümleri üzerinde

durulmuştur.

Birinci bölümde, Đstanbul'un 1453'de fethinden itibaren Sinan devrine

kadar şehirde yaptırılan minarelerden dönem özelliklerini yansıtan bir grup cami

büyüklük bakımından sınıflandırılmış olup minareleri incelenmiştir.

Bu bölümde ayrıca, Fatih Camii minarelerinin Fatih devrine ait özellikleri

incelenirken minarelerde görülen pabuç kısmındaki geçiş baklavalarının XV.yüzyıla

ait olduğunun en kuvvetli delili olduğuna işaret eden Eyice; sırf dış ahengi temin için

meydana getirilen bu baklavaların az rölyefli ve kısa şekilleri ile XV.yüzyılda çok

rağbet bulan bir minare tezyinatı motifi olduğuna diğer taraftan XVI.yüzyılın

başından itibaren artık minare pabuçlarında baklavaların görülmediğini tespit ettiğini

belirtir.

27 Semavi Eyice.'ĐstanbuI Minareleri", Türk San'atı Tarihi Enstitüsü Dergisi, Đstanbul :Güzel Sanatlar Akademisi yayınları,C.I, ] 962,s.31 -132.

Page 61: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

42

Đkinci bölümde, Mimar Sinan'dan Lâle devrine kadar olan dönemdeki Đstanbul

Minareleri incelenmiştir. Bu bölümde,Ayasofya Minareleri başlığı altında

Ayasofya'nın Bâb-ı Hümâyun tarafındaki, yani kuzey-doğu köşedeki minaresinin

Sultan II.Bayezid (1481-1512) zamanında yapıldığı ileri sürülmektedir.Modern batılı

yazarların bazıları ise sebep göstermeden bunun II.Selim (1566-1574)devrinde

yapıldığı yazmışlardır.Eyice,bu minarenin üslûp özellikleri bakımından ancak Mimar

Sinan'ın eseri olabileceğini belirtmekte ve gerekçelerini şu şekilde özetlemektedir:

1.Masif kürsü ile ince gövde arasındaki gayet uzun pabuç, ancak Sinan'ın son

yıllarında vücuda getirdiği eserlerde görülmektedir.

2.Gövdenin kalın pabuçlarının, hemen hemen yegâne ve tam benzeri Edirne,

Sultan Selim Camii'nin(1569-1575) minarelerinde görülmektedir.

3.Stalaktitler burada artık ince ve çok kesintili şekillerini almışlar ve

sarkıtmalar çoğalmıştır.

Üçüncü bölümde, Lâle devrinden günümüze kadar, Đstanbul minarelerinin

etkisinde kaldığı Barok, Ampir,Eklektik Neo-Klâsik etkileri üzerinde durulmuş ve

dönem özelliklerini taşıyan minareler bu bölümde incelenmiştir.

Bu bölümde, Eyice tarafından özellikle Barok devrinden itibaren şerefelerin

altındaki taşkınlığın, muhtelif çaplarda üst üste sıralanan bilezikler ile sağlandığına

işaret edilmiş ve XVIQ. yüzyıldan itibaren bu usulün, stalaktit yerine bütün

minarelerde uygulandığı saptanmıştır.28

IV.IAĐSTANBUL'DA BALĐ PASA CAMĐĐ VE MĐMAR

SĐNAN29

Büyük Türk Mimarı, Koca Sinan'ın yaptığı eserlerden birçoğu Đstanbul'da

bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı sağlam denilebilecek durumda günümüze kadar

28 Kitabın sonundaki 175 adet resimde , çeşitli dönemlerde yapılmış dönemin karakteristik özelliklerini taşıyan minarelerin fotoğraflarına yer verilmiştir.Yukarıda künyesini verdiğimiz yayın,Semavi Eyice'nin Đstanbul Üniversitesi,Sanat Tarihi Kürsüsünün 1947 yılında yılın da bir seminer çalışması olarak toplandıktan sonra daha etraflıca işlenmek suretiyle 1948'de lisans tezi olarak yazılmış, aynı çalışmanın malzemesi esas tutularak bazı ilaveler, düzeltmeler ile yeniden yayıma hazırlanmıştır.Ancak tezde yer alan Đslâm aleminde yer alan değerlendirme bölümü yayımlanmamıştır. 29 Semavi Eyice, "Đstanbul'da Bâli Paşa Camii ve Mimar Sinan", Prof.Dr. Bekir Kütükoğlu'na Armağan, Đstanbul :Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi Tarih Araştırma Merkezi ,1991, s.507-524

Page 62: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

43

gelebilmesine karşılık, bir kısmı aradan geçen yüzyıllar içinde mimarî karakterleri

tamamen bozulacak surette değişikliğe uğrayarak, adeta tanınmaz hale girmişlerdir.

Bir başka kısmı ise, deprem, yangın gibi afetlerin yanısıra ne yazık ki insanların değer

bilmez tutumları sonucunda ya harap olmuş ya da tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Uzun yıllar yok olmağa mahkûm bir harabe durumunda kaldıktan sonra, tamir

edilerek kurtarılan Bâlî Paşa Camii de üzerinde çözüm bekleyen bir takım tarih

problemlerinin toplandığı bir eserdir.

Bazı yayınlarda bu eserin II. Bayezid zamanında yaptırıldığı ve ancak az bir

süre sonra Mimar Sinan'ın eliyle yenilendiği ileri sürülmüştür. Fakat Eyice, Đstanbul

Vakıfları Tahrir Defterindeki kayda dayanarak caminin II. Bayezid döneminde değil

Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Mimar Sinan tarafından inşa edildiğini ortaya

koymaktadır.

Konu beş bölümde incelenmiştir.

Birinci bölümde camiin kapısı üstündeki tarih kitabesinde tarih yazılmadığı

için metnin okunmasından doğan tarihlendirme sorununa değinilmiştir. Ve caminin

sanıldığı gibi 910'da yapılmış olmayıp, Kanunî Sultan Süleyman devrine ait olduğunu

bildirmiş ve bu husustaki dayanaklarını ikinci bölümde açıklamaktadır.

Đkinci bölümde, camiin 910 yılından çok sonra yapılmış olduğunu gösteren iki

kaynak olan Ayvansaraylı Hüseyin Efendi'nin Hadîkatü'l-cevâmî'sine ve Đbrahim

Hakkı Konyalı'nın da "Mimar Sinan'ın Đstanbul'daki Eserleri" başlığı altındaki

eserlerinde Bâlî Paşa Camii konusu tetkik edilmiştir.

Bu iki kaynağın hiçbir şüpheye yer vermeyecek surette, Bâlî Paşa camiinin,

950-953 yıllarına doğru inşaatına başlanmış olacağını gösterdiği belirtilmiştir.

Böylece Mimar Sinan'ın eserlerine dair tezkirelerdeki kaydın doğruluğunda ortaya

çıktığı ve camiin Mimar Sinan tarafından yapılmış olduğunun kesinlik kazandığı

bildirilmiştir.

Üçüncü bölümde, Bâlî Paşa camii vesilesiyle adları geçen üç kişinin, Hümâ

Hatun, Đskender Paşa ve Bâlî Paşa'nın tarihi kişilikleri tarihi vesikalar ışığında

incelenmiştir.

Dördüncü bölümde camiin, ilk yapıldığı dönemle şu anda sahip olduğu

görünüm açısından bazı bölümlerinin yapıldığı devrin üslûbuna uygun olmadığının

tespiti yapılmış ve bunun sebepleri üzerinde durulmuştur.

Page 63: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

44

Beşinci bölümde, camiin ilk yapıldığı dönemden bugüne kadar geçirdiği

restorasyonlar sonucunda yaşadığı değişime değinilmiş, Mimar Sinan'a özgü yapı

unsurlarının tespiti yapılmıştır. Ve son olarak da tarihi belgelerde adı geçen kurucusu

Bâli Paşa ile zevcesi Hümâ Hatun'un türbesinin yeri konusu tarihi belgelerde tetkik

edilmiştir.

Sonuç olarak, Eyice'nin bu araştırması şunu göstermiştir: öteden beri sanıldığı

ve sürekli tekrarlandığı gibi, Bâlî Paşa Camii, H Bayezid döneminde yapılıp, Mimar

Sinan tarafından yenilenmiş veya tamir edilmiş olmayıp, temelden itibaren Sinan

tarafından 953 (1546) yılı civarında inşa olunmuştur. Mimarisi bakımından aynı

ustanın eseri olan Silivrikapısı'ndaki 958 (1551) tarihli Hadım Đbrahim Paşa Camii'ne

çok benzeyen Bâlî Paşa Camii, Sinan'ın meslek hayatının ilk yapılarındandır. Cami

her ne kadar Bâlî Paşa'nın adıyla tanımışsa da, kitabede yaptıranın Đskender Paşanın

kızı olan, zevcesi Hümâ Hatun olduğu gösterilmektedir. Hümâ Hatun ise Sultan H

Bayezid'in kızı olmayıp, zayıf bir ihtimalle belki bir kızından dolayı torunu olabilir.

Bâlî Paşa'nın tarihi kişiliği ise henüz karanlıkta kalmaktadır. 955 (1548)'de öldüğüne

göre, kim olduğu ve hangi görevlerde bulunduğu, çağdaşı diğer Bâlî Bey ve

paşalardan ayrılarak tespit edilmeğe muhtaçtır. Arşiv ve vakfiye belgeleri ile bu

problemin aydınlığa çıkarılması tarihçilerimize düşen bir görevdir.30

IV.1.5.TRAKYA'DA ĐNECĐK'DE BĐR TABHANELĐ CAMĐĐ31

Türk Trakya'sında, Tekirdağ'a 211km. uzaklıkta âdeta unutulmuş ufak bir

nahiye vardır.

Eyice, adı Đnecik olan bu kasabaya, Trakya'da 1961 ve 1962 yıllarında yaptığı

incelemeler sırasında iki defa uğramış ve buradaki bir cami harabesi ile ilgilenmiştir.

Bu yazısında şimdiye kadar dikkati çekmeyen bu eseri tanıtmış ve yapı ile ilgili bir

tarih meselesine işaret etmiştir.

30 Bu makale yayımlandıktan az sonra ortaya çıkan Bâlî Paşa'nın torunu Mehmed Rebii Hatemi

Baraz tarafından evdeki eski evrak arasında bulunan Bâlî Paşa Camiinin vakfiyesi, S. Eyice'nin görüşünü tam olarak desteklemektedir. Böylece, Bâlî Paşa Caminin tarihlendirilmesi hususundaki tüm şüpheler ortadan kalkmıştır.

31 Semavi Eyice, "Trakya'da Inecik'de bir Tabhaneli Camii",Tarih Dergisi, istanbulrl.U.Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü Dergisi, S:l,EkimI970,s.l71-196

Page 64: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

45

Konu yedi bölüm halinde incelenmiştir.

Birinci bölüm eserin bulunduğu yerin tetkik edildiği bölümdür.

Đkinci bölümde, Đnecik kasabasında yer alan eserler Hamam, Köprü ve

Kervansaray başlıkları altında tetkik edilmiştir.

Üçüncü bölümde, Tabhaneli cami ve türbe iki ayrı başlık altında tetkik

edilmiştir.

Dördüncü bölümde, külliye ile ilgili iki kitabe bulunmuş ve bu iki kitabe iki

ayrı başlık altında tetkik edilmiştir.

Beşinci bölümde, külliyenin kurucusu kimdir? sorusuna belgeleri ışığında

cevap aranmış fakat eldeki bilgilerin bu tarihî meseleleri aydınlığa çıkarmada yeterli

olamadığına işaret edilmiş; kaynaklar ve arşiv belgeleri üzerindeki daha derin

araştırmaların belki bu sorunlara çözüm bulabileceğine değinilmiştir.

Altıncı bölümde, sanat tarihinde Đnecik Camii başlığı altında eserin "zâviyeli"

veya "tabhaneli" cami denilen mimari tipin bir örneği olduğu vurgulanmıştır. Ve

özellikle camiin en fazla üzerinde durulmağa değer tarafının, tek kubbeli namaz

mekânına sahip bir tabhaneli camiin orijinal görüşünü hâla koruyabilmiş olmasının

önemine işaret edilmiştir.

Yedinci bölümde, külliyenin tarihi değeri ortaya konmaya çalışılmıştır.

Eyice'nin bu araştırması neticesinde; Đnecik tabhaneli Camii, erken Osmanlı

devri Türk kültür tarihinin Türk Trakya'sında meydana getirdiği önemli bir eser

olduğu kadar, Türk mimari tarihinin belirli bir yapı çeşidinin gelişme zincirinin son

örneklerinden çok değerli bir sanat yadigârı olduğu tespit olunmuştur.32 Bu bakımdan

kurtarılmasının, hiç değilse daha fazla yıkılmasının önlenmesinin yerinde olacağı

yazıda işaret edilmiştir.33

32 Başka bir yere götürülmüş olan orijinal kitabe, S.Eyice tarafından bulunarak parçaları birleştirilen kitabe de yazıya ek olarak takdim edilmiştir. 33 S.Eyice, bu eseri 1961 ve 1962 yıllarında inceledikten sonra, o vakit Vakıflar Genel müdürlüğü baş mimarı olan merhum A. Saim Ülgen'e, bu sanat değerine sahip eski eserin kurtarılması lüzumuna işaret etmiş, aradan yıllar geçtikten sonra, Vakıflar idaresince bu hususta çalışmalara başlanmış ve Đnecik camiinin kurtarılmasına gayret edilmiştir.

Page 65: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

46

IV.1.6.B0YALIKÖY HANĐKÂHI34

Afyonkarahisar'ın yakınında şehir merkezi ile Sinanlı (Sinan Paşa) ilçesi

arasında, ufak bir köy olan Boyalıköy'de Türk sanat tarihi bakımından değerli bir

mimari eser vardır. Ufak bir külliye teşkil eden bu eser hakkında şimdiye kadar bazı

yayınlar yapılmış olmakla beraber, bunlarda eser yanlış bir şekilde

değerlendirildiğinden, Türk sanat tarihindeki yerine de yanlış oturtulmuştur. Bu

yüzden bu değerli eser, ikinci derecedeki yayınlarda da aynı hataların tekrarı suretiyle

tanıtılmış ve tanıtılmaktadır. Hatta Eyice bu hataya; medreseler hakkındaki bir

makalesinde düştüğünü yazısında belirtmiştir.

Eyice bu çalışmasında, Boyalıköy hânikahı hakkında hatalı görüşleri

düzeltmek ve eseri yeni resim ve rölöveler malzemesinin yardımı ile daha iyi

tanıtmak gayesini gütmektedir.

Konu üç bölümde tetkik edilmiştir .Birinci bölümde yazılanlar ve meselenin

doğuşu başlığı altında Boyalıköy binasının doğrudan doğruya bir Selçuklu medresesi

olarak tanıtıldığı, bunun avlusu kubbeli bir medrese olduğunun ileri sürüldüğü

belirtilip bu konuda yapılan yayın ve araştırmalara değinilmiştir.Ayrıca, bir defa

medrese olarak adlandırılan ve bu oldu bitti karşısında hiç kimsenin, bütün aykırılığa

rağmen bu binayı medreseler listesinden çıkarmayı, onda başka bir fonksiyon

aramayı düşünmediği de Eyice yazısında işaret etmiştir.

Eyice, bir inceleme gezisi sırasında, 1968 sonbaharında görüp incelediği

Boyalıköy külliyesini Selçuklu devrinde Orta Asya'dan Anadolu'ya akan Horasan

erenleri (Gazi veya Alp Erenler) için kurulmuş bir hânikah olduğunu anladığını

belirtmiştir. Yazısının ikinci ve üçüncü kısmında ise bu gözlemler sonucunda elde

ettiği verileri değerlendirilmiştir.

Đkinci bölümde, eser ve çevresi başlığı altında külliyeyi; Hânikâh, Eyvan

türbe, Kümbet alt başlıkları altında tetkik etmiştir .Böylece burada, eski Türk sanatı

türbe mimarisi geleneğinin iki değişik tipteki yapısı bir arada, yan yana inşa edilmiş

ve adetâ, aynı görevi cevaplandıran iki değişik türbe tipinin mimarî ifadesinin

kıyaslamasının yapılabilmesinin sağlandığı belirtilmiştir. Ayrıca, esas binada, yani

hanikâhda yabancı devşirme malzemesinin kullanılmış olmasına karşılık, her iki

34 Semavi Eyice, "Boyalıköy Hanikahı",Türkiyat Mecmuası , ĐstanbuhĐ.Ü.Türkiyat Enstitüsü, C. XVI, 1971,s.39-56

Page 66: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

47

türbe de tamamen Türk karakterinde ve devşirme malzemeyi - eğer var ise -

göstermeyen yapılar olduğu vurgulanmıştır.

Üçüncü bölümde malzemenin tarihi hüviyeti başlığı altında çok geç devirde,

XVII. yüzyılda buradan geçen Evliya Çelebi'nin Karye-i Boyalı dediği bu yere ait

seyahatnamesinde yer alan notlara değinilmiştir. Ve bu notlardan, XVII. yüzyılda

tekke karakteri olan bu binanın tekkelerin öncüsü bir hanikâh olduğu sonucunun

çıkarılabileceğine de değinilmiştir. Yine bu bölümün sonunda konuyla ilgili veriler

gözden geçirilmiştir. Sonuç olarak, Afyonkarahisarı ile Sinanlı (Sinan Paşa) arasında,

Boyalıköy'de bulunan külliyenin , Karahisar'ı - Sahib'i batıya bağlıyan yolun üzerinde

kurulmuş bir hanikâh olduğu Eyice tarafından tespit olunmuştur.

Eyice, şimdiye kadar medrese zannedilen bu tesisin bir hanikâh olduğunu, bu

özelliğe sahip tesislerin çoğunda olduğu gibi, feth olunan toprakların

Türkleşmesindeki fonksiyonu icabı, bir Bizans yapısının yakınında veya yerinde,

hatta bir dereceye kadar onun mimarî malzemesinden yararlanılarak yapıldığı,

bumalzemenin kısmen yabancı kaynaktan(spolie) olmasına karşılık, binanın plan ve

üst yapı bakımından tamamen Türk yapı geleneklerine bağlı kalınarak inşa edildiğini

yazısında belirtmiştir.

IV.1.7.SVĐLENGRAD'DA MUSTAFA PAŞA KÖPRÜSÜ(Cisr-i

Mustafa Paşa)35

Bir Bulgar süreli yayınında, Narodna Kültüre (=Halk Kültürü) nin 19

Temmuz 1963 tarihli sayısında, bugün Bulgaristan-Türkiye sınırında bulunan meşhur

Cisr-i Mustafa Paşa'nın yıktırılmasının düşünüldüğü haber veriliyor ve bu

münasebetle kaleme aldığı makalesinde mimar R.Radzeff, bu eski sanat eseri ve tarih

yadigârının kesinlikle kurtarılması gerektiğini kuvvetli bir ifade ile açıklamak

gereğini hissediyordu. Bu çok değerli mimari eserlerin bugünkü sınırlarımız içinde

olanların da,hep aynı bahaneler ile birtakım "ilgililer" tarafından nasıl acımasızca

tahrip edildiklerini görmekte veya duymaktayız.Yüzyıllarca insanlara ve çevresindeki

topraklara faydalı olmuş, bu saygıya layık yapıların, artık işe

35 35 Semavi Eyice,"Svilengrad'da Mustafa Paşa Köprüsü(Cisr-Đ Mustafa Paşa)", Belleten, Ankara:Türk Tarih Kurumu,S:l 12,Ekim,1964,s.729-752. ' Đngilizce özeti: "The Bridge Mustafa Pasha in Svilengrad (Bulgaria) Cisr-Đ Mustafa Paşa",s.753-756.

Page 67: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

48

yarmadıkları bahanesi ile ortadan kaldırılmalarını düşünmek, en basit anlatım ile

tarihe karşı saygısızlıktır. Bugün artık fonksiyonunu kaybeden şehir surları, kaleler ,

eski tapınaklar, gibi bu köprüler de, görevleri bitmiş dahi olsa, artık uygarlık tarihinin

malı olduklarından korunmalı ve zarar görmemeleri için acilen gerekli önlemler

vaktinde alınmalıdır.Eyice bu yazının üzerine tarih bakımından değeri inkar kabul

etmeyecek derecede büyük olan bu güzel mimari eserin,önemine dikkat çekmek üzere

elindeki olanaklar nispetinde bu yazıyı hazırlamayı uygun görmüştür.Eyice'nin köprü

hakkında yerinde yapılmış incelemeler olmaksızın bu çalışması eksik kalmakla

beraber toplayabildiği bu notların köprünün tarihçesini ve sanat değerini ilk defa

olarak ortaya koyması bakımından önemi büyüktür.

Konu beş bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde köprünün yıktırılması

tasarısı başlığı altında Radzeffin Bulgar dergisinde yayınlanan yazısına değinilmiştir.

Đkinci bölümde, köprünün banisi Mustafa Paşa başlığı altında Radzeffin eserin

banisinin I.Selim'in vezirlerinden Boşnak Mustafa Paşa olduğunu yazdığını belirten

Eyice, Meriç nehri üzerindeki bu köprüyü yaptıran Mustafa Paşa'nın kim olduğunu

tespit etmenin ilk bakışta güç olduğunu bildirmektedir. Ancak tarihi belge ve

kaynakları bu bölümde inceleyen Eyice »köprünün kurucusunun XVI. yüzyılda

Osmanlı Đmparatorluğu'nda büyük eserler meydana getiren ve Çoban lâkabı ile de

tanınan Mustafa Paşa olduğunun tespitini yapar.

Üçüncü bölümde Köprü ve Mimar Sinan başlığı altında »Radzeffin yazısında

"köprünün ünlü Türk mimarı Sinan'ın eseri olduğuna dair şimdiye kadar öne sürülen

tahminler temelsiz ve ispat edilememiş olarak kalmıştır." demekte olduğuna işaret

eden Eyice, Meriç nehri üzerindeki bu köprünün büyük Türk yapı ustası Mimar Koca

Sinan'ın bir eseri olduğunun hemen hemen açık bir şekilde tespitinin yapılabildiğinin

altını çizmekte ve bu konudaki dayanaklarına yer vermektedir.

Dördüncü bölümde köprünün kitabesi başlığı altında, köprünün Evliya

Çelebinin seyahatnamesinde yer alan kitabesine değinilmiş fakat Eyice'yi bu bilgi

tatmin etmemiş ve köprünün kitabesine kendi imkânları dâhilinde ulaşıp bir

kopyasını elde ederek, tercümesini yaptırmıştır. Bu kitabenin Evliya Çelebi'nin

verdiği beyitler ile hiçbir ilgisi olmadığı tespit olunmuştur. Ayrıca köprü kitabesinin

Page 68: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

49

dil ve anlam bakımından dikkatte değer olduğuna işaret eden Eyice, bu bölümde

ayrıca hat sanatı bakımından da kitabenin incelemesi yapılmıştır.

Beşinci bölümde köprü ile ilgili tarih kasidesi başlığı altında, köprünün

mihraplı kitabe köşkündeki yazının bir kopyasını, transkripsiyon ve bugünkü dilde

karşılığını verirken Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde köprünün tarihi olarak iki beytin

kaydedildiğine IV.bölümde işaret eden Eyice,bu kasidede tarih mısraının tutarı

hesaplandığında , Mustafa Paşa'nın ölümü ve köprünün yapılması tarihlerine çok uzak

ve erken bir rakam elde edildiğini de bildirir.Ve son olarak altıncı bölümde köprünün

sanat tarihi bakımından değeri tetkik edilmektedir.

IV.1.8.HANKÖYÜ'NDE HÜSREV PAŞA CAMĐĐ. SULTAN IV.

MURAD'IN SADRÂZAMI HÜSREV PAŞA'NIN BĐR ESERĐ36

Anadolu'da uzun geziler yapan William Frâncis Ainsworth da Seyyid

Gazi'den 1839 yılının 10 Kasım günü, Bardak Chili Keuy (=Bardakçılı) dediği bir

köyden geçerek Husrev Paşa köyüne varır. Đki köy arasındaki arazi çam ormanları ile

kaplıdır. O sırada bu kasaba 200 kadar evden ibaret idi. Büyük bir Hıristiyan kilisesi,

Nizip'te de olduğu gibi bir minare ilâvesi ile cami haline getirilmişti".

Semavi Eyice, bu makalesinde, Hüsrev Paşa Camii'nin bir Bizans kilisesinden

camiye dönüştürülmediği inancını ispat yoluna giderken, binanın Türk inşaat sanatına

uygun detaylarına karşın bütününe hakim olan yabancı ifadeyi sorgulamaktadır.

Eser tüm yönleriyle üç bölümde tetkik ediliyor. Birinci bölümde, bölgenin

yeri ve bilinenler başlığı altında, Anadolu'yu çeşitli dönemlerde gezmiş gezginlerin

bölge ile ilgili görüşlerine yer verilirken, bölgenin konumu değerlendirilmiştir.

Đkinci bölümde, Hüsrev Paşa Külliyesi 'nin kurucusu konusu incelenmiş;

camiin üzerinde kitabe bulunmadığından, Osmanlı devri Türk tarihinde yer alan

Hüsrev paşalardan hangisi olabileceği sorusuna cevap aranmıştır. Bu bölümde ayrıca

külliyenin kuruluşunu belgeleyen vakfiyesi doğrultusunda Hüsrev Paşa'nın şahsiyeti

konusundaki şüpheler ortadan kaldırılmakta ve Hüsrev Paşa'nın IV.Murad'ın

36 Semavi Eyice, "Hanköyü'nde Hüsrev Paşa Camii.Sultan IV. Murad'ın Sadrâzamı Hüsrev Paşa'nın bir Eseri", Tarih DergisijstanbuIrĐ.Ü.Edebiyat FaküItesi,S:23, Mart, 1969,s. 179-204.

Page 69: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

50

sadrazamı olduğu belgelenmektedir. Aynı zamanda bu vakfiyenin tahlili;gerek

Hanköyü'ndeki eserin ona aidiyetini kesinleştirmekte ve eski yer adlarını da güvenilir

bir şekilde ortaya koymaktadır.

Üçüncü bölümde, Hüsrev Paşa manzumesinin mimarisi başlığı altında,

Hüsrev Paşa Camii'nin, oldukça ustalıklı bir şekilde "Türkleşmiş" ve

Müslümanlasıms eski bir Bizans binası mıdır? Eğer böyle ise ilk binadan ne derece

yararlanılmıştır edilmiştir? sorularına cevap aranmıştır.

Eyice'nin bu çalışmasının sonucunda saptamaları şu şekildedir; Hüsrev Paşa

Camii, Ulukilise veya Kızılkilise'nin yerinde, hatta temellerinden ve belki de

duvarlarından yararlanılarak yapılan bir cami olduğunun tespiti yapılırken, etrafında

dağınık durumdaki Bizans devri parçalarının duvarlarında malzeme olarak

kullanılmasının, mevcut kalıntılardan geniş ölçüde faydalanıldığının da göstergesi

olduğuna işaret edilmiştir.

IV.1.9.VARNA ĐLE BALÇIK ARASINDA AKYAZILI SULTAN

TEKKESĐ37

Evliya Çelebi, 1062(=1652)yılında yaptığı bir seyahatin hikayesini anlatırken

"Der sitayiş-i Asıtane-i Akyazılı"başlığı altında, Karadeniz kıyısında, Varna’nın

kuzeyindeki bir yerde bulunan Akyazılı Sultan Tekkesinden bahseder.

Semavi Eyice'nin bu konuda yaptığı araştırmaya kadar, Trakya'da Türk

fethinin güzel ve değerli bir eseri olan bu tekke binası bazı yüzeysel bilgiler, pek açık

ve inandırıcı olmayan kısa tasvirler ve birkaç fotoğraf sayesinde

tanınıyordu. Rumeli'nin Türk toprağı olduğu devirde, canlı bir faaliyet merkezi olan

bu muhteşem tekkenin, Türk sanatı tarihi bakımından çok büyük öneme sahip

olabileceği tahmin ediliyor, fakat bu konuda bizi aydınlatabilecek bir bilgi elde

edilemiyordu.Akyazılı Tekkesi, Osmanlı devri Türk sanatının klâsik çağında inşa

edildiğinden Türk tekke mimarisinin oldukça eski örneklerinden biri idi.Yapı olarak

37 Semavi Eyice, "Varna Đle Balçık Arasında Akyazılı SultanTekkesi", Belleten, AnkararTTK, C.XXXI, S: 124, Ekim, 1967, s.551-600

Page 70: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

51

iyice tanıması muhakkak ki, Türk sanat tarihinin şimdiye kadar pek üzerinde

durulmamış bir bahsine ışık tutması bakımından önemlidir.

Eyice, bir rastlantı sonucu bu değerli eseri bizzat görmüştür. Osmanlı devri

Türk tarihinin Rumeli fethinin ve bilhassa tarikatlar tarihi ile tasavvuf sahalarında

etraflı araştırmalar yapılmaksızın bu eserin tam bir tarihçesini derlemenin çok güç

olacağını bilmekle beraber hiç değilse toplayabildiği kadar ile bu unutulmuş tarihî

anıtı Eyice bu çalışmasında hatırlatmayı uygun bulmuş, araştırmasının Akyazılı

Sultan Âsıtanesi’ni, şimdiye kadar olduğundan daha iyi ve etraflı surette tarihi ve

mimari kimliğini tüm yönleriyle incelemiştir.

Konu üç ana başlık altında incelenmiş olup, birinci bölüm Evliya Çelebi'ye

göre Akyazılı Tekkesi başlığı altındadır .Evliya Çelebi 1062 yılı Rebîülevvelinde

(=1652)Silistre'den çıkarak Özi eyaletine nasıl gittiğini anlatırken, yol üzerindeki

Batova sahrasında konakladıklarında ziyaret ettiği Akyazılı Sultan Tekkesi'ni de

etraflı şekilde tasvir eden bizlere Türbe ve âsıtane binalar hakkında da çok önemli

bilgiler verirJBinanın eski durumu hakkında çok değerli ipuçları ortaya koyan bu

açıklamadan sonra Evliya Çelebi buradaki dervişlerin yaşayışları hakkında da bilgi

verir.Evliya Çelebi anlattıklarından, âsıtanenin tarihçesi,halk inanışlarındaki yeri ve

mimarisi hakkında anlattıklarından çıkarılan sonuçlar; tarih ve halk inanışlarında

Akyazılı,tekkenin mimarisi hakkındaki bilgiler iki grup halinde maddelendirilmiştir.

Evliya Çelebi çok dolaşmış, o devrin Osmanlı Đmparatorluğu'nu pek az istisna ile

gezmiş olan seyyahın bu Bektaşî tekkesinin bir benzerinin başka yerde olmadığının

bilhassa belirtilmesi, çok özel ölçüde ve mimaride olduğunu açıkça ifade

etmektedir.Bu bilgiler ışığında Bektaşî tekkesi, Eyice tarafından tarih ve sanat tarihi

bakımından değerlendirilmiştir.

Đkinci bölümde Akyazılı Tekkesi'nin tarihi kimliği çeşitli tarihi belgelerin

yardımıyla tetkik edilmiştir.

Balçık yakınındaki Akyazılı Tekkesi'nin mimarisi açıkça şunu göstermiştir

ki,bu bina şimdi görülen şekli ile en erken XIV.yüzyılın sonları veya XVI.yüzyılın

başlarında yapılmıştır.Her aksamının yedili olmasına özen gösterilmesi, bu tesisin bu

şekli ile bir Bektaşî âsıtanesi olarak düşünüldüğünü ve bu amaçla yapıldığını

göstermiştir.

Page 71: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

52

Evliya Çelebi Akyazılı Sultan hakkında oldukça fazla bilgi

vermektedir....çeşitli kayıtlar bu açıdan tetkik edilmiş.Belgelerde Akyazılı Sultanın

hayatı hakkındaki bilgiler tetkik edilmiştir.

Rumeli'nin Türk fethinde önemli yere sahip olan bu tesislerin coğrafî yayılışı

tam olarak araştırılmamış olduğunun eksikliği dile getirilmiş, gazi erenlerin yaptığı

etkiler ve yapımına vesile oldukları mimari eserlerle, Trakya'daki etkinlikleri

üzerinde durulmuştur.

Üçüncü ve son bölümde Akyazılı Sultan Tekkesi'nin mimari açıdan tetkik

edildiği bölümdür. Akyazılı Asıtanesi şimdiki haliyle iki yapıdan meydana geldiği:

bunlardan birincisi türbe diğeri ise harabe halinde olan kagir tekke binası olduğu

belirtilmiş ve bu iki yapı mimari açıdan ayrı başlıklar altında incelenmiştir.

Sonuç olarak, Güney Dobruca'da Akyazılı Sultan Tekkesi kendi mimari türü

içinde şimdiki halde bilinene göre başlı başına özelliklere sahip tek eseridir. Bir tekke

etrafında bulunması gereken birçok müştemilat binası zaman ile ortadan kalkmıştır.

Fakat kalanının dahi,bu eseri Türk sanat tarihi içinde şimdiki halde tek örnek

yapmakta olduğu Eyice tarafından çalışmada gerekçeleriyle birlikte sunulmuştur.

IV. 1.10. SOFYA YAKININDA ĐHTĐMAN'DA GAAZÎ

MĐHALOĞLU MAHMUD BEY ĐMARET-CÂMĐĐ38

Osmanlı devri Türk mimarisinin ilk devrini muhteşem bir şekilde sunmaya

çalışan araştırmacıların gösterdiği çabaya rağmen harcanan emek ne kadar büyük

olursa olsun yine de köşede bucakta gözden kaçan bazı eserler olmaktadır. Đşte burada

kısaca tanıtılan Türk âbidesi de bugün artık milli sınırlarımızın çok uzağında kalmış,

unutulmuş bir eserdir. Mimarisi ve yapıldığı devir bakımından Osmanlı yapı sanatının

ilk devrine ait olduğuna hiç şüphe bulunmamaktadır. Hakkındaki bilgiler yeterli

olmamakla beraber kaybolmaya mahkum bu tarih ve sanat eserini eldeki imkanlar

derecesinde ilk defa tanıtımı burada Semavi Eyice tarafından yapılmaktadır.

38 Semavi Eyice,"Sofya Yakınında Đhtiman'da Gaazî Mihaloğlu Mahmud Bey Đmâret-Câmii", Kubbealtı Akademi Mecmuası, C.IV, S:2, Nisan, 1975 ,Đstanbul,s.49-61.

Page 72: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

53

Konuya giriş, Đhtiman kasabasının coğrafi konumuyla yapılmış, bölgenin kısa

bir tarihçesine değinilmiş ve kasabanın adının nereden gelirse gelsin, burasının

Osmanlı devrinde doğmuş ve gelişmiş bir Türk kasabası olduğunun altı çizilmiştir.

Çeşitli kaynaklarda bu camiin aslında bir kilise olduğu yolundaki rivayetten

bahsedilmiş, çeşitli tarih belgelerin ışığında bu konu tetkik edilmiştir.

Eyice, Đlk Osmanlı devrinin tabhâneli cami tipi hakkında bir araştırma

yaparken, O.Reuther'in bu yapı için II.Beyazıd, Muradiye Camii'nde Bulgaristan

Đhtiman'da benzer bir yapının olduğunu bildiren notu üzerine, 1963'te basılan

araştırmaya bir not olarak almıştır.Eyice'nin 1966 yılında Bulgaristan ziyaretinde bu

caminin tetkikine imkan bulunmuş ve Đhtiman'daki Đmaret Camii,plan bakımından ilk

Osmanlı devrinin eserlerindendir tabhâneli cami olduğu tespit olunduğu notlar

arasındadır.

Son bölümde ise cami yapısı tüm yönleriyle mevcut bilgiler ışığında tetkik

edilmiştir.

Sonuç olarak, Đmaret cami ilk Osmanlı devri ve Klasik Osmanlı devrinin

başlarında çok sayıda benzerleri yapılmış olan tabhâneli camilerin temsilcisidir.

Duvar tekniği onun XIV.yüzyılın sonlar XV.yüzyıllara ait olabileceğini

göstermektedir.Đhtiman, çok geniş bir aile olan Gaazî Mihaloğulları'nın ocaklığı

olduğuna göre eserin de onların hayratı olması ihtimali beliriyor.Çeşitli tarihi

belgelerin ışığında Đhtiman'daki Đmaret cami'nin,Gaazi MihaloğuHarın dan Mahmud

Bey'in Ü.Murad zamanında veya en geç Fâtih Sultan Mehmed'in ilk

yıllarında,XV.yüzyılın ilk yarısında veya ortalarında doğru inşa edilmiş bir hayır

eseri olduğu düşülmüştür.Eldeki eksik bilgilerle bu unutulmuş değerli sanat ve tarih

hatırası tanıtılmaya gayret edilmiştir.

IV.1.1 l.EYÜP'DE ZAL MAHMUD PAŞA CAMĐĐ39

Đstanbul'un Eyüpsultan semtinin Haliç kıyısında Edirnekapı'sından Eyüpsultan

merkezine uzanan eski tarihi yolun kenarında ve semte girişin başında yükselen yapı,

Osmanlı dönemi Türk mimarisinin büyük ustası Mimar Koca Sinan'ın

39 Semavi Eyice, "Eyüp'te Zal Mahmut Paşa Camii", V.Eyiipsultan Sempozyumu, Đstanbul:Eyiip Belediyesi, 2001,s. 13-21.

Page 73: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

54

son eserlerindendir. Önemli büyük eserlerinde kalıplaşmış şemalardan kaçınan Mimar

Sinan, Eyüp'ü süsleyen büyük eserlerin en başında gelen Zal Mahmud Paşa Camii

'nde de bu özelliği dikkate almıştır. Yenilikler ve değişiklikler arayan, böylece

eserlerini tekdüze olmaktan sıyıran büyük usta burada da yeni denemelerini ortaya

koymasını bilmiştir. Burada da bilhassa dış mimari bakımından yeni bir biçimi ortaya

koymayı tercih ettiği görülür.Eyice bu çalışmaya iten sebep ve özellikle üzerinde

durduğu konu Mahmud Paşa Caminin şimdiye kadar yanlış tarihlendirildiği ve bunun

çok yaygınlaştığı konusundaki inancıdır. Eyice'ye göre, yapını inşasına belki Zal

Mahmud Paşa'nın evlilik tarihi olan 1574'ten sonra, vakfiye tarihi olan 1577'ye doğru

başlamış ve bilinmeyen bir tarihte ve hatta belki de kurucularının ölümünden sonra

tamamlanabilmiştir. Belki de inşaat bir süre durmuş ve sonra tamamlanmış olabilir.

Avlu duvarındaki çeşme tarihinin bu tamamlamayı işaret ettiği düşünülebilir. Bu kadar

büyük ve önemli bir caminin kitâbesiz oluşu da bu beklenmeyen ölümlerin yarattığı

sıkıntıdan doğmuş da olabilir. Doğal olarak bu bir bu hipotezden ibarettir. Eyice

makalesinde bu doğrultuda görüşünü destekleyen verileri değerlendirmiş ve bu

değerli yapı sanatı örneğini üç ayrı bakımdan incelemiştir. Bunlardan birincisi eserin

Osmanlı mimarisi içindeki durumunu araştırmış ve buradaki uygulamasında Mimar

Sinan'ın hangi aşamaya ulaştığını belirtmiş; üzerinde durulan ikinci husus ise Zal

Mahmud Paşa Camii ile Külliyesi'nin Osmanlı varlığı içindeki tarihini en inandırıcı

biçimde vurgulanmış, nihayet üçüncü ve sonuncu konu ise bu caminin Eyüpsultan

semtinde, çevre ile olan ilişkisine değinilmiştir.

IV.1.12.ĐVAZ EFENDĐ CAMĐĐ, MĐMARĐSĐ VE ÇĐNĐLERĐ40

Tarihi eserler ile dolu olduğu söylenilen, fakat yıllardan beri eserleri

acımasızca tahrip ve yok edilen Đstanbul'un bazı tarih ve sanat varlıkları da henüz

yeterince tanınmamıştır. Osmanlı dönemi Türk sanatının anıtlarından olan Đvaz

Efendi Camii de bugüne kadar üzerinde yeterince durulmamış, dolayısıyla, sanat tarihi

bakımından henüz yeterince değerlendirilmeden kalmış eski bir eserdir. Đvaz Efendi

40 Semavi Eyice,"Đvaz Efendi Camii", Prof.Dr.Şerare Yetkin Anısına Çini Yazıları, Đstanbul:Sanat Derneği Yayınlan:!, 1996, s.59-84

Page 74: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

55

Camii, Eyice'nin bu makalesiyle tam bir monografya olmasa bile Türk çinilerinin

bulunduğu Đstanbul'un XVI.yüzyılda yapılmış az tanınan bir eski eserine dikkat

çekilmesi bakımından önem taşımaktadır.

Đvaz Efendi Camii konusu beş bölümde tetkik edilmiştir. Bunlardan birinci

bölümde caminin kurucusu ve tarihçesi; ikinci bölümde caminin mimarisi; üçüncü

bölümde camiinin dış cepheleri; dördüncü bölümde süslemesi ve çinileri »beşinci

bölümde çeşme ve hazîre; altıncı ve son bölümde Đvaz Efendi Camii'nin sanat tarihi

bakımından değerlendirilmesi yapılmış ve burada Eyice Đvaz Efendi Camii'nin

mimarı kimdir? sorusuna cevap aramaktadır. Kesin bir iddia ortaya atılamaz ise

dejvaz Efendi Camii'nin Mimar Sinan ile bir ilgisinin bulunabileceğinin, bu hususta

yeni bir belge ortaya çıkıncaya kadar, bir tahmin olarak ileri sürülebileceğini işaret

eden Eyice, konuyla ilgili görüşlerine bu bölümde yer vermektedir.

IV.1.13.ATĐK ALĐ PAŞA CAMĐĐ'NĐN TÜRK MĐMARĐ

TARĐHĐNDEKĐ YERĐ41

Türk mimarisi tarihinin bir sentezinin meydana getirilebilmesi için her şeyden

önce Osmanlı devri Türk âbidelerinin imkân nispetinde doğru olarak tanınmaları

gerekir. Türk medeniyetinin en harikulade eserlerini verdiği saha hiç şüphesiz

mimaridir. Osmanlı devri Türk mimarisinin bilhassa başlangıç safhasındaki bina

tiplerini tespit etmek ve bu arada belli başlı sanat ve tarih anıtlarını yeniden tetkik

süzgecinden geçirerek değerlendirmek, nihayet çeşitli tiplerin tasnifindeki yerlerini

bulmak muhakkak ki, bu hayret verici bir canlılığa sahip mimarinin kudret ve

büyüklüğünü anlayabilmek ve tabiatıyla anlatabilmek için elzemdir.

Eyice yazısında, hakkında şimdiye kadar hayli çok yayın yapılmış olmasına

rağmen Đstanbul'daki Atik Ali Paşa Camii'nde bu bakımdan üzerinde durulması

gereken bir eser olduğunun ve Türk mimari tarihindeki hakiki yerini bulamamış olan

bu eseri, bu çalışması ile gerçek yerini tespit gayretindedir. Atik Ali Paşa Cami

başlığı altında bazı araştırmacıların, Osmanlı Türk mimarisinde bazen Bursa tipi,

bazen ters T tipi denilen camiler grubuna bu eseri sokmak istemelerine karşın,

41 Semavi Eyice, "Atik Ali Paşa Camiinin Türk Mimari Tarihindeki Yeri", Tarih Dergisi, Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XIV, S:19, Mart, 1964,s.99-l 14

Page 75: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

56

Eyice'nin zaviyeli cami diye adlandırdığı tipin içinde yer almaması gereken bir eser

olduğu gerekçeleriyle birlikte ilk defa bu yazısında ispat olunmuştur.

Konu üç bölüm halinde tetkik edilmiştir. Đlk bölümde, Atik Ali Paşa

Manzumesi başlığı altında külliyenin hazîresinde yer alan türbenin külliyenin ilk

yapıldığı devre ait olup olmadığı sorgulanırken; manzume komposizyonundaki yerini

kaybeden medresenin son durumu değerlendirilmiş, her şeye rağmen Đstanbul'un en

eski Türk hatıralarından biri olarak özel bir duruma sahip olmuşu vurgulanmış, bu

mimari kompleksin diğer kısımları tetkik edilirken yapının durumu çeşitli belgeler

doğrultusunda değerlendirilmiştir.

Đkinci bölümde Atik Ali Paşa Cami başlığı altında bazı araştırmacıların,

Osmanlı Türk mimarisinde bazen Bursa tipi, bazen ters T tipi denilen camiler

grubuna bu eseri sokmak istemelerine karşın, Eyice'nin zaviyeli cami diye

adlandırdığı tipin içinde yer almaması gereken bir eser olduğu gerekçeleriyle birlikte

ilk defa bu yazısında ispat olunmuştur. Aksine caminin çifte kubbenin örttüğü ve

birer sütun ile ayrılan yer kanatlan ile enine gelişen cami tipinin bir örneğini teşkil

etmekte olduğu ve Türk mimari tarihinde böylece diğer benzerlerinin arasında

değerlendirilmesinin gerekli olan bir eser özelliği taşıdığı vurgulanmıştır.

Üçüncü ve son bölümde ise Atik Ali Paşa Camii ve Türk sanat tarihindeki

yeri ortaya konduğu bölümde caminin kronoloji bakımından ilk Fatih Camiini

izlemekle beraber, Atik Ali Paşa camii plan şemasının Türk mimarisinin gelişmesi

içindeki yeri bakımından Üç Şerefeli Cami'yi takip etmekte ve ilk Fatih Camiinin

önünde yer almakta olduğu belirtilmiştir. Bu hususta en kuvvetli dayanak eski bir

yabancı seyyahın, yan kanatlar ile ana mekân arasında birer kalın sütunun

bulunduğunu belirttiğine işaret edilmektedir.

IV.1.14.ENEZ'DE YUNUS KAPTAN TÜRBESĐ VE HAS

YUNUS BEY'ĐN MEZARI HAKKINDA BĐR ARAŞTIRMA42

Türk Trakyası'nın eski eserlerinin bugüne kadar etraflı bir şekilde

araştırılmadıklarını göz önünde tutarak, Eyice, 1961 ve 1962 yaz aylarında burada

42 Semavi Eyice, "Enez'de Yunus Kaptan Türbesi ve Has Yunus Bey'in Mezarı Hakkında bir Araştırma", Tarih Dergisi, Đstanbulrî.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XIII, S:17-18, Mart, 1962, s.141-158

Page 76: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

57

geniş ölçüde tetkiklerde bulunmuştur. Belirli bir programa göre Karadeniz sahilinden

başlayarak, güneye doğru bütün Türk Trakya'sındaki eski eserleri, cins ve devir farkı

gözetmeksizin imkân dahilinde tespite çalışmış ve bu mesai sonunda oldukça zengin

bir malzeme toplamıştır.Bir arada yayınlamak amacıyla işlemeğe başladığı bu

malzeme arasında ufak bir tarih problemi ile yakından ilgili olduğunu göz önünde

tutarak burada tanıtmayı faydalı görmüştür. Burada bahis edilen eser, Türk - Yunan

sının dibinde, Meriç kenarında ve Saroz körfezi sahilindeki Enez kasabasında

bulunmakta ve orada halk arasında Yunus Kaptan Türbesi olarak tanınmaktadır.

Halbuki, Fatih Sultan Mehmed devrinin Donanma Komutanları arasında bir de Has

Yunus Bey vardır ki, onun da Enez tarihinde adının geçtiği tespit ediliyor.

Eyice, bu çalışmasıyla Đstanbul'da Has Yunus Bey'e izafe edilen türbe ve

Enez'deki Yunus Kaptan Türbesi'ndeki şahsiyetleri tarihi belgeler ışığında incelemiş

ve bu türbede yatan asıl kişilerin kimliği tespite çalışılmıştır.

Konu üç ana bölüm halinde tetkik edilmiştir. Birinci bölümde, Enez (antik

Arnos - Aenos) şehrinin Bizans Đmparatorluğu ve Cenova Cumhuriyeti yönetimi

altındaki devri ve bu devirden kalma eserler üzerinde durulmuştur.

Đkinci bölümde, Bizans devrinden kaldığı muhakkak olan türbenin, halk

inanışlarındaki yeri konusu tetkik edilmiştir. Üçüncü bölümde, Donanma komutanı

Yunus Bey başlığı altında ilk dönem Osmanlı Kaptan-ı Deryaları üzerinde

durulmuştur.

Eyice bu araştırmasıyla, Đstanbul'da da son yıllarda Has Yunus Bey'e izafe

edilen bir türbeye işaret eder. Süleymaniye'nin alt tarafında, Rızapaşa yokuşunun

başında, Fuad Paşa caddesinin köşesinde 1952 yılında yeni baştan yapılan bir türbe

görülür. Burası önce Hacı Yunus Baba Türbesi olarak tanınırken, sonra Has Yunus

Bey Türbesi ileri sürülmüş ve Anıtlar Derneği ile Türkiye Turing ve Otomobil

Kurumu'nun Đstanbul'u sevenler gurubunun maddî yardımı sayesinde yeni baştan

yapılarak ihya edilmiştir. Burada evvelce üç, sonraları iki mezar bulunduğu

söylenmektedir.

Eyice'ye göre, türbenin tamirini mümkün kılmak için, burasının Fatih devrinin

şahsiyetlerinden Has Yunus Bey ile Akşemsettinoğlu Mehmed Efendi'nin mezarlarını

ihtiva ettiği ileri sürülmüştür. Has Yunus Bey Đstanbul'da idamına imkân

Page 77: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

58

olmayacağına göre, bu türbenin onunla ilgisi bulunabileceğine ihtimal

verilmemektedir. O sırada Kaptan-ı Derya sancağı Gelibolu olduğuna ve Sultanda

Edirne'de bulunduğuna göre, Yunus Bey Enez'de idam edilmese bile, ya denizde veya

daha uzak bir ihtimal ile ancak Gelibolu'da idam edilmiş olmalıdır. Bütün bu

ihtimaller karşısında, Eyice Đstanbul'daki türbenin Has Yunus Bey'e değil, herhangi

bir yatır Yunus (hatta, Hacı Yunus) Baba'ya âit olduğunu bildirmekte ve Fatih

devrinin bu Kaptan-ı Deryasının mezarının Türkiye'nin Batı sınırının son ucundaki

Enez'deki eski şapel türbede olduğunu daha kuvvetli bir ihtimal olarak görmektedir.

Eyice, eski eserci ve sanat tarihçisi olarak ortaya koyduğu bu ihtimali daha zengin

kaynakların ışığında tamamen aydınlatmanın tarihçilere düşen bir görev olduğunu da

yazısının sonunda vurgulamıştır.

IV.1.15.DEMĐRCĐLER VE FATĐH DARÜŞŞĐFASI

MESCĐDLERĐ HAKKINDA YENĐ BAZI NOTLAR43

Eyice, bir süre önce yazmış olduğu makalesinde44, Fatih Külliyesi'nin bir

parçası olan darüşşifanın içindeki mescid ile yine bu civarda Cerrahbaşı Ali Efendi

tarafından yaptırılan ve sonraları Demirciler Mescidi olarak şöhret bulan mescid

hakkındaki görüşlerini ortaya koymuştur.

Son zamanlarda Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından yayımlanan Fatih devri

mimarisine dair büyük bir kitap da tabiatıyla aynı konu yeniden ele alınmakta ve bir

zamanlar Eyice' nin ortaya atmış olduğu fikirlerden farklı bir sonuca varılmaktadır.

Eyice'nin, Türk-Đstanbulu'nun tarihi topografyasını ilgilendiren bu meseleye

burada dönmekteki amacı, bu değişik neticeyi tatmin edici bulmadığını bildirmek ve

evvelce ileri sürmüş olduğu hipotezini, kanaatince en doğru hâl çaresini teşkil ettiğini

tekrar ve yeni bir takım delillerin yardımıyla desteklemektir.

Söz konusu olan binaların her ikisi de bugün artık ortada bulunmadıklarından,

Eyice'nin bu araştırması şüphesiz bir takım tahmin ve hipotezlere dayanmak

zorundadır. Fakat bu tahmin ve hipotezleri gerek topografya ile durum, gerekse

43 Semavi Eyice /'Demirciler ve Fatih Darüşşifası Mescidleri Hakkında Yeni Bazı Notlar", Tarih

Dergisi, Đstanbullu. Edebiyat Fakültesi, C.VI, S: 9, Mart 1954, s.175-186 44 Semavi Eyice, "Demirciler ve Fatih Darüşşifası", Tarih Dergisi, ĐstanbulrĐ.Ü. Edebiyat FaküItesi,C.I, S: 2, 1950, s.357-378

Page 78: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

59

birtakım fotoğraf ve şehir planları vs. gibi belgelerin yardımı ile desteklediğini ve

sonucun hiç değilse bir dereceye kadar olumlu bir özellik kazandığı makalede Eyice

tarafından işaret edilmiştir..

Eyice makalede daha önce ortaya koyduğu görüşlerini ve Ekrem Hakkı

Ayverdi'nin eserindeki bilgilerinde beraberinde ve bütün ihtimaller gözden geçirilmiş

olarak, tarihi belgeler ışığında konuyu tetkik etmiştir.

Sonuç olarak, Eyice ilk makalesinde söylemiş olduğu tahminlerini muhafaza

ettiğini bildirmiştir. Ve diğer taraftan Eyice makalenin sonunda, Đstanbul'un Osmanlı

devrine ait tarihi topografyasının yarım asır geriye âit meselelerde bile ne kadar

meçhuller ile dolu bulunduğunu, bu sahada ciddi ve etraflı tetkikler yapılmadıkça ve

günden güne kaybolan izler tespit olunmadıkça, bir müddet sonra Türk-Đstanbulu'nun

tarih ve topografyasının birçok meselelerinin halinin çok zorlaşacağını vurgulamıştır.

IV.l.l6.ĐSTANBUL'DA 'YAYLA' CAMĐLERĐ VE ŞEHRĐN

TARĐHÎ TOPOGRAFYASININ YANLIŞ ĐZAH EDĐLEN BĐR

MESELESĐ45

Đstanbul'un tarihî topografyası ile meşgul olan ilim adamlarından Prof .Dr.

Alfons Maria Schneider (1896-1952), Bizans devrindeki Đstanbul'un belli başlı eski

eserlerini toplu bir şekilde tanıtan ve başvuru kitapları içinde en çok kullanılanlardan

biri olan ünlü eserinin sonunda, şehrin çeşitli yerlerinde rastlanan dağınık kalıntıları

bir liste halinde toplamıştır. Sayıları ancak yirmi yediyi bulan bu küçük notların

arasından bir tanesine Eyice burada dikkat çeker.Bu yazı Đstanbul'un Bizans devrine

ait eski eser bakımından son derece fakir bir bölgesiyle ilgilidir.

Schneider, Mevlevîhâne Kapısı civarında 24 numara ile tanımladığı bir

"buluntu yeri" (Fundstelle)ni bildirerek, kitabının metin kısmında burası hakkında şu

açıklamayı yapmıştır; Yayla mescidi, Hâdika 468 ve Paspates 399'a göre, caminin

altında eski bir mahzenin tonozları bulunmaktadır. Bu husus her ne kadar mahalle

45 Semavi Eyice,"Đstanbul’da 'Yayla' Camileri ve Şehrin Tarihî Topografyasının Yanlış Đzah Edilen Bir Meselesi", Tarih Dergisi , Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat FakıiItesi,C.VII, S: 10 ,(EyIül)1954,s.31-42

Page 79: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

60

halkı tarafından ret edilmekte ise de, mescidin dış duvarlarında, toprak hizasında,

taşlar ile tıkanmış ve demir parmaklıklar ile kapatılmış hava menfezleri

görülmektedir. Şu halde Hâdika'da kayıt katiyetle hakikate müstenittir". Bu kat'i

iddiası ile birlikte müellif, eserinin sonundaki şehir plânının bu noktasına bir Bizans

kalıntısı işareti yerleştirmekte tereddüt etmemiştir. Bir müddet sonra gerek M. Đs.

Nomidis (MISN), Bizans devrindeki Đstanbul planında, gerekse R. Janin, Bizans

devrindeki Đstanbul topografyasında aynı kanaati, şehrin bu noktasında bir Bizans

kalıntısı göstermek suretiyle tekrarlamışlardır.

Eyice'ye göre, son yıllarda meydana getirilen Đstanbul tarihi topografyasına

dair yayınlarda ısrarla yer alan bu Bizans kalıntısı, hayli zaman önce yapılan bir

hatanın kontrol edilmeksizin tekrarlanmasından doğmuş bir şeydir ve gerçekte

mevcut değildir.

Eyice, Schneider'in kısa notunda, iddiasını desteklediğini söylediği iki

kaynağın kritiğini; Hadîkatü'l-Cevâmi, Byzantinai Meletai başlıkları altında ayrı

bölümler halinde yapmıştır. Eyice, bu kaynakların tetkikinden şu sonuçları ortaya

koymuştur: Paspates, altında mahzen bulunan Yayla Camii'nin, Mevlevihane kapısı

yakınındaki olduğunu zannetmiş ve yerinde bu meseleyi tahkike lüzum görmeksizin,

bu işi böylece kestirip atmıştır. Schneider ise, tam altmış sene sonra, aynı hatayı

yalnız tekrarlamakla kalmamış, fakat yanlış referans göstermek suretiyle konuyu

büsbütün hatalı ve şaşırtıcı bir hale getirmiştir.

Eyice, bu karışık durumun en doğru hâl çaresini bulabilmek için önce, her iki

Yayla camisinin yerlerini tayin etmenin lüzumlu olduğunu bildirmekte ve bu yönde

faydalı olabilecek tarihi belgeleri tetkik etmektedir. Sonuçta, Đstanbul'un Mevlevihane

Kapısı mıntıkası gibi, Bizans devrine ait eski eser bakımından şimdiki halde hemen

hemen tamamen boş bir sahasında, ilim adamlarının ileri sürdükleri gibi bir Bizans

sarnıcının bulunmadığı kesin bir şekilde anlaşılmıştır.

Eyice son olarak, bu sarnıcın Bizans devrindeki adı hakkında da birkaç cümle

ile açıklama getirmeyi uygun bulmuştur.

Page 80: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

61

IV.1.17.ĐSTANBUL'DA KOCA MUSTAFA PAŞA CAMĐĐ VE

ONUN OSMANLI - TÜRK MĐMARĐSĐNDEKĐ YERĐ46

Đstanbul feth edildiği sırada şehirdeki Hıristiyan manastır, kilise ve daha

küçük ibadet yerlerinin birçoğu artık bayındır bir hâlde bulunmuyordu. Fetihten sonra

şehirde büyük çapta imâr hamlesine girişildiği sırada bu Hıristiyan dini yapılarının

birkaçı, bizzat Fatih Sultan Mehmed tarafından kendi adına vakfedilmiş, diğer bir

kısmı da çeşitli mevki ve sınıftan kişilerin himmetiyle cami veya mescide

çevrilmiştir.

Eyice bu yazısında, E. Bayezid zamanında(1481-1512) kiliseden camiye

çevrilen şimdiki Koca Mustafa Paşa Caminin, üst yapısındaki tamir ve tâdil

özellikleri bakımından üzerinde durulmaya değer bir mesele teşkil etmesi; burasının

hem Bizans hem de Osmanlı - Türk sanat tarihlerini ilgilendirmesi bakımından

meseleyi ele almış ve sonuçlandırmıştır.

Konu beş bölümde tetkik edilmiştir.

Birinci bölüm binanın kısa bir tarihçesine değinilen bölümdür.

Đkinci bölümde ise binanın mimari durumunun tetkik edildiği bölümdür.

Burada Eyice'nin işaret ettiği dikkati çeken en mühim konu; eski bir kiliseyi cami

haline getiren Türk mimarının eşsiz diyebileceğimiz bir başarıyla, bu güç değişikliği

yapabilmesi ve bilhassa binanın Bizans karakterini gizleyebilmesi konusunda

gösterdiği duyarlılığın, kiliseden çevrilen diğer camilerin hiç birinde rastlanmamış

olmasıdır.

Eyice ayrıca, Bizans ve Osmanlı-Türk mimari unsurlarının karmaşık bir hâl

aldıkları bu binanın hangi sanata mal edilmesi lâzım geldiğini kestirip atmağa imkan

olmadıktan başka, böyle bir hareketin oldukça yanlış sonuçlar ortay çıkarabileceğini

düşünmekte ve konuya açıklık getirmektedir. Bu binanın uzun bir Türk tarihi

olduğunu hiç göz önünde tutmayan ve burada, mevcut binada, bir Bizans mabedinin

saf hatlarını görmeye çalışan yazarların, böyle bir düşüncenin hatalı olabileceğini hiç

hatırlarına getirmeden hayli garip ve yanıltıcı sonuçlara varmış olduklarını tespit 46 Semavi Eyice, "Đstanbul'da Koca Mustafa Paşa Camii ve Onun Osmanlı - Türk Mimarisindeki Yeri'\Tarih Dergisi, Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.V, S:8, Eylül,1953, s.152-182.

Page 81: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

62

eden Eyice, üçüncü bölümde Koca Mustafa Camii'nin mimari durumu hakkındaki

görüşlere yer vermiştir.

Aynı zamanda Eyice, bu yazısının gayesinin, Đstanbul'da çok sayıdaki eski

eser arasında bir tanesinin sadece herhangi bir mimarî tipte olduğunu ve bu konuyu

da ortaya atılan hipotezler arasında A.Van Millingen'in düşüncesi olan, caminin üst

yapısı bakımından tamamen bir Osmanlı-Türk eseri olduğu hususunun doğru

olduğunu iddia etmek olmadığını bildirmekle beraber, Koca Mustafa Paşa Camii'nin,

doğrudan. doğruya Türk sanatı çerçevesi içine giren bir problem olduğunu ileri

sürmekte ve Osmanlı - Türk mimarisinde önemli bir gelişimin ilk basamağına işaret

etmekte olduğunu bildirmektedir. Ve bu konudaki düşüncelerini gerekçeleriyle

beraber dördüncü bölümde caminin Osmanlı - Türk mimarisindeki yeri başlığı altında

dile getirmektedir.

Beşinci bölümde Hagios Andreas Kilisesin'den, Koca Mustafa Paşa Camii'ni

meydana getiren Türk mimarı kimdir? sorusuna tarihi belgeler ışığında cevap

aranmıştır.

Eyice bu tetkik sonucunda ortaya çıkan neticeyi dört madde halinde

sunmuştur. Bunlardan ilki camiin esasını teşkil eder. Hagiros Andreas Kilisesi, XH1.

Yüzyılın sonlarında yeni baştan yapılmıştır. Bu bina plan itibariyle kubbealtı mekânı

beşik tonozlu dehlizler ile çevrili tipte idi.

2- Bina 1846'da cami haline getirilirken büyük ve esaslı bir değişikliğe

uğramış, bu sırada, iç mekân düzeni bir camiye uymadığından, binaya yeni bir yön

verilerek, yan dehlizler açılmış ve örtü, iki yarım kubbe ile desteklenen bir ana kubbe

haline getirilmiştir.

3- Türk mimarisinde bu sistem şimdiki malûmatımıza göre ilk defa olarak

burada tatbik edilmiştir. Ancak Koca Mustafa Paşa Camiin'deki teşebbüsten sonra

istanbul'daki Bayezid Camii'nde aynı sistem daha geniş ölçüde kullanılmış ve

sonraları daha da gelişmiştir.

4- Bu sistemi bu şekliyle ilk ortaya atan mimar kimdir? Şimdilik buna kesin

bir cevap verilemez ise de, Hayreddin'in adı bir ihtimal olarak hatıra gelir. Fakat bu

Page 82: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

63

mimar hakkında müspet bilgiler hemen hemen hiç denecek kadar az olduğundan,

herhangi bir kesin hüküm vermek için henüz erkendir.47

IV. 1.18.YUNANĐSTAN'DA UNUTULMUŞ ESKĐ BĐR TÜRK

ESERĐ48

Tarihi belgeler ve kaynakların verdikleri nice bilgileri sanat tarihinin yardımı

ile kontrol etmek ve birçok hallerde bunları müspet bir hâle getirmek mümkündür.

Bir sanat tarihçisi, bir arşivci veya tarihçiden veya aksine bir arşivci veya tarihçi bir

sanat uzmanından faydalandığı takdirde bir takım kayıtları, yazıları değerlendirmek

ve yahut bir takım "dilsiz" eski eserleri dillendirmek,yani tarih içindeki yerlerine

yerleştirmek mümkün olmaktadır.Eyice'nin bu araştırması böyle bir örnek

hakkındadır.Bu vesileyle, Türk devrine ait hatıraları tamamen unutulmuş ve

kaybolmuş olan Yunanistan'daki değerli bir Türk anıtını tanıtmak gayesindedir.

Fatih devrinin önemli, fakat o oranda az tanınan simalarından olan Faik

Paşanın, bu padişahın son yıllarında hayli nüfuz kazandığını ve "kendisine 1-10

Ramazan 883 de (26 Kasım-4 Aralık 1478) geniş ve müteaddit haslar verildiğini"

Prof.Dr.T.Gökbilgin'in içinde Osmanlılar devrine dair zengin malzeme bulunan

eserinden öğrendiği bilgiyle hareket eden Eyice, tarihi belgelrin incelenmesi

sonucunda bugün artık unutulmuş bir Türk eserini bu makalesiyle tanıtmaktadır.

Faik Paşa tarihi belgelerde incelenmiş, Türk yönetiminde Narda adını taşıyan

Arta şehri konusu çeşitli vesikalarda değerlendirilmiş ve son olarak da Faik Paşa

Camii konusunun tetkiki yapılmıştır.

Burada tanıtılan eser Osmanlı devri Türk dini mimarisinde en basit kubbeli

camiler tipindedir. Diğer taraftan Arta'da Faik Paşa camiinin kubbesinin dışında

görülen üst üste bindirilmiş çifte kasnak sistemi, Türk sanatının tek kubbeli camiler

tipinde şimdiki halde eşine pek çok rastlanmayan bir çeşidini teşkil etmektedir. Narda

da ki Faik Paşa Camii, muhakkak ki, XV. yüzyıl Osmanlı devri Türk mimarisinin

47 Kapı üzerindeki kitabeleri ilk defa burada Eyice yayımladı. 48 Semavi Eyice, "Yunanistan'da Unutulmuş Eski Bir Türk Eseri",Belgelerle Türk Tarihi Dergisi,C.I, S:5,Şubat,1968, s.67-73

Page 83: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

64

klâsik üslûbunu yansıtan güzel bir eserdir. Asıkpasazâde tarihi'ndeki kayıt, Arşivdeki

vakfiye sureti, bu eserin XV. yüzyıl sonlarında küçük bir külliyenin merkezi olarak

yapıldığını göstermektedir. Seksen altı yıl önce bıraktığımız ve bugün artık

hafızalarda bile yaşamayan bu Türk anıtı hiç şüphesiz çok önemli, bir sanat eseri ve

tarih yadigârıdır.

IV. 1. ^.KIRŞEHĐR'DE KARAKURT (KALENDER BABA)

ILICASI49

XI. yüzyıldan itibaren Anadolu'nun Türkler tarafından yeni bir yurt olarak

benimsendiği, Türk görüş ve geleneklerine göre imar edildiği bilinir. Bilhassa yollar

üzeride, tehlikeli geçitleri koruyan, güç geçilir boğazlarda yolculara yardımcı olan,

ıssız ve kurak arazilerde dinlenecek bir sığınak teşkil eden ve o çağın diliyle, "âyende

ve revendaye" faydalı bir takım sosyal müesseseler kurulmuştur. Ribat, hankâh,

tekke, zaviye gibi adlar ile tanınan bu müesseseler çok sayıda olmakla beraber,

zamanla esas fonksiyonlarını kaybetmiş olduklarından, medrese, han, kervansaray,

Camii ve tekke olarak adlandırılarak günümüze kadar gelmişlerdir.

Eyice, bir süredir bu çeşit yapılar üzerinde yaptığı çalışma ve araştırmalar

sonunda, sosyal yardım müessesesi grubuna giren veya girmesi lâzım gelen pek çok

eser tespit etmiştir. Bu yazısında tanıttığı eser de, bu grubun bir temsilcisi olmakla

beraber, bir özelliği aynı zamanda şifalı bir doğal sıcak su kaynağına bağlı oluşudur.

Konu üç bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde, Karakurt (veya Karacakurt)

ılıcasının, yeri ve çevresinin genel değerlendirmesi yapılmış ve bu bölge hakkındaki

yayınlara değinilmiştir.

Karakurt veya Kalender Baba ılıca ve hankâhı manzumesi, etrafında bir de

mezarlık olan tarihi üç binadan meydana gelmiştir. Bunlar bir tarafta ılıca - hankâh

diğer tarafta ise cami ve yatır türbesi yer almaktadır. Đşte bu yapılar, ikinci bölümde

üç başlık altında incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, eserin tarih ve sanat tarihi

içindeki yerinin tespit edilmeye çalışıldığı bölümdür.

49 Semavi Eyice,"Kırşehir'de Karakurt (Kalender Baba) Ilıcası",Tarih Dergisi,Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat

Fakültesi Tarih Enstitüsü, S:2, Ekim, 197I,s.229-259

Page 84: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

65

Eyice'nin bu araştırmasının sonucunda tespitleri şu şekildedir; Orta

Anadolu'nun çok eski tarihlerden beri bir geçit yeri üzerinde olan bu şifalı sıcak su

kaynağı Đlkçağ da kullanılmış olmalıdır. Bu yerin Đlkçağ ve Bizans devirlerindeki

adlarını tespit etmek şimdilik mümkün olmuyor. Basilika therma veya Aquae

Sravanae akla gelmekte ise de bu yolda bir teşhis yapmak için elde yeterli kanıt

yoktur. Bizans devrinde kullanılan ve yanında belki de bir manastır veya kilise olan

bu yer, Anadolu'nun fethinden bir süre sonra bir hankâhın kurulması ile

"şenlendirilmiştir". Tarihî kimliği bilinmeyen bir kişi için bir türbe yapılmıştır.

Bunun Selçuklu devrinin sonlar daha doğrusu Đlhanlı hâkimiyeti içinde veya daha

sonra olduğunu sanıyoruz. Kümbet, saf bir Selçuklu kümbetinden fazla bir Đlhanlı

kümbeti karakterindedir. Türbe en erken XHI. yüzyıl sonlarında veya XIV. yüzyıl

içerilerinde y50apılmıştır. Karakurt veya Karaca kurt adının Dulkadirli ailesinin başı

Türkmen asıllı Karaca ile benzerliği göz önünde tutularak bu eserin bir süre Kırşehir

ve çevresinde hâkim olan Dulkadirli'lere bağlanması da düşünülebilir ise de, bu

hususda kesin bir hükme varabilmek için deliller yetersizdir. Tarihî ılıca etrafında

teşekkül eden bu içtimaî (sosyal) yardım müessesesi, hankâh ve türbe, Anadolu'da

bazı yerle de başka benzerleri de görülen bir müessese tipini temsil etmektedir. Bu

hankâhın hizmetini gören dervişlerin zamanla, bu bölgede çok yaygın olan Bektaşî

tarikatının tesirine geçtiği, daha doğrusu Bektaşîlerin bu hankâha sahip olarak,

buradaki yatırı da Kalender Baba olarak adlandırarak, başka pek çok yerde de olduğu

gibi kendilerine mal ettikleri ileri sürülebilir. Uzun bir süre Karakurt ılıca, hankâh ve

türbesi bir Bektaşî tekkesi olarak yaşamış olmalı, bu sırada bazı vakıflarla da

zenginleşmiş bulunmalıdır. Bizans devrine ait işlenmiş mermerlerin kullanılmış

olması yapının yakınında, geçmişte bir Bizans yapısı olması ihtimalini hatıra

getirmektedir.

50 Eyice, son bölümde asistan Yük. Müh.-Mim. Yılmaz Önge'nin Karakurt ılıcası ve çevresi hakkında 11 Eylül 1971 tarihli mektubu ile bildirdikleri açıklamalardan bazılarını özetlemiştir.

Page 85: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

66

IV. 1.20. ĐKĐ TÜRK ÂBĐDESĐNĐN MAHĐYETLERĐ HAKKINDA

NOTLAR: ĐZNĐK'DE NĐLÜFER HATUN ĐMARETĐ VE KAYSERĐ'DE

KÖŞK MEDRESE51

Eyice'nin bu yazısında ele aldığı mimarî eserlerin her ikisinde defalarca

yayımlanmış ve hayli tanınmış eserler olmalarına rağmen, tekrar tetkike değer bir

içerikleri olması itibariyle konu edilmişlerdir. Bu iki mimarî âbideyi Eyice'nin burada

tekrar ele alışı, bu iki yapı hakkında yerleşmiş olan bazı fikirlere katılmadığını

belirtmek ve bu yapıların inşalarındaki esas amacın ne olabileceğini tahmine çalışmak

içindir.

Konu iki bölümde tetkik edilmiştir.

Birinci bölümde Nilüfer Hatun Đmareti (Đznik) başlığı altında; Nilüfer Hatun

Đmareti denilen yapı, Dresden Teknik Üniversitesi profesörlerinden Cornelius

Gurlitt'in Đznik'te yaptığı iki günlük tetkik sonunda yayınladığı makalede

tanıtıldıktan52 sonra, Dr. Katharina Otto-Dorn'un Đznik hakkındaki büyük

çalışmasında53 ve Yük.Mim. Saim Ülgen'in yine Đznik hakkındaki makalesinde54 yer

almıştır.Tüm bu yayınlarda "imaret" olarak geçen yapı Eyice'ye göre bir imaret yapısı

değil "zaviye"dir.Bu bölümde Eyice tetkiklerinin sonuçlarını değerlendirmiştir.

Đkinci bölümde, Köşk Medrese (Kayseri) başlığı altında ise; Köşk Medrese

denilen yapının ilk defa A.Gabriel tarafından tanıtımı55 medrese olarak yapılmış ve

birçok yayına bu şekilde geçmiştir.Eyice, bu görüşe rağmen aslında yapıyla ilgili

H.Ethem tarafından burasının bir hanikah olduğu yolundaki rivayetinin gerçeğe daha

yakın olduğuna işaret etmektedir.Eyice bu düşüncesinden hareketle,yapının mimari

açıdan tetkikini yapmış ve yapının A.Gabriel'in tespitlerini yaptığı gibi bir medrese

51 "Đki Türk Âbidesinin Mahiyetleri Hakkında Notlar: Đznik'de Nilüfer Hatun Đmareti ve Kayseri'de Köşk Medrese", Ankara Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Türk ve Đslâm Sanatları Tarih Enstitüsü Araştırmalar Dergisi, C.II ,(1957) , Ankara s. 107-112. Fransızca özeti (resume): "A Propos de la Destination originale de Deux Monuments Turcs: Đmaret de Nilüfer Hatun â Đznik et le Köşk Medrese a Kayseri", s. 113-114. 52 G.Gurlitt, Die Đslamitischen Bauten von Iznik,OrientaIiches Archiv, III, (1912) 54, res.18- 20;lev.XIV 53 K.Otto-Dorn, Das Đslamische iznik, Berlin 1941,52 v.d. Iev.24-27. 54 S.Ülgen, "Đznik'te Türk Eserleri", Vakıflar Dergisi, S:I, 1938, s.65. 55 A.Gabriel, Monuments turcs d'Anatolie, Paris, 1931,1, 67 v.d. lev.XIX, s. 1-4.

Page 86: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

67

değil,şehrin dışında olması bakımından yol üzerindeki ribâtlar sistemine uygun

olduğunu bildirmektedir.

Sonuç olarak, gerek Đznikte'ki Nilüfer Hatun "Đmareti", gerekse Kayseri surları

dışındaki Köşk "Medrese" nin belki bir dereceye kadar ortak bir tarafları olabileceği

de bu suretle ortaya çıkmaktadır. Đslâm-Türk âleminde, bugün zannedildiğinden çok

daha ön planda gelen bir önemi olan ribât-hanikah-zaviye teşkilâtının hiç şüphesiz

Anadolu'da hatıralar bırakmış olduğunu kabul etmenin zorunluluğuna deyinen Eyice,

ikisi de XVI.yüzyıla ait olan bu iki yapının çeşitli hayır binaları arasında henüz az

tanınan bir türün temsilcileri olduklarına işaret etmektedir.

Page 87: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

68

IV.2.TÜRK YAPILARI HAKKINDA TOPLU MONOGRAFĐLER

Osmanlı devri Türk Sanatı hakkındaki araştırmalarımızda, bazı devlet ileri

gelenlerin Đmparatorluğun çeşitli yerlerinde meydana getirdikleri mimari eserleri

katalog halinde toplama çabası içinde olan Eyice, bu eserler ile ilgili bilgileri etraflı

bir şekilde tetkik etmiş ve bu çalışmaları toplu olarak ilim alemine takdim etme

gayreti içinde olmuştur.

IV.2.1. SĐNCANLI'DA SĐNAN PAŞA ĐMARETĐ56

Sinan Paşa Külliyesi, erken Osmanlı devrinde Anadolu ve Trakya'nın çeşitli

merkezlerinde inşa edilen ve Eyice'nin zâviyeli veya tabhaneli cami olarak

adlandırdığı hayır binaları tipinin güzel örneklerinden biridir. Eyice bu tipe giren

yapıları öteden beri aramakta, tespite çalışmakta ve bulduklarını, ileride etraflı bir

yayın yapmak üzere inceleyerek toplamaktadır.

Eyice Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin verdiği ödenekle

öğrencileri ile 1968 yılı yazında yaptığı bir inceleme gezisinde, Sincanlı'ya da

uğrayarak buradaki külliyeyi gözden geçirmesi, kaba hatlarıyla ölçülerini alarak basit

bir krokisini çıkartması ve fotoğraflarını çekmesi mümkün olmuştur.

Eyice bu yazısında 1968'de Sincanlı'da Sinan Paşa külliyesindeki bu

çalışmalarının sonuçlarını ortaya koymak gayesiyle takdim etmiştir.

Konu üç ana başlık ve bunlara bağlı çeşitli alt başlıklar halinde tetkik

edilmiştir.

Đlk bölümde, Sincanlı'daki bu yapılar topluluğunun tarihçesi ile ilgili

bilgilerin yer aldığı bölümdür. Tarihimizde, bilhassa 16. ve 17. yüzyıllarda çok Sinan

Paşanın olduğuna ve dolayısıyla Sincanlı manzumesinin kuran şahsın kim olacağı

sorusuna; tarihi hüviyetini ve eserin tarihini bildiren çeşitli kaynaklar ışığında cevap

aranmıştır.

Đkinci bölümde imareti teşkil eden yapıların mimarileri Tabhaneli Cami,

Şadırvan, Mektep, Aşhane ve ambar binası, Türbe, mezar, hamam, çeşme başlıkları

altında tetkik edilmiştir.

56 Semavi Eyice, "Sincanlı'da Sinan Paşa Đmareti",Vakıflar Dergisi, C.X, 1973, s.303-306.

Page 88: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

69

Üçüncü bölümde, Sinan Paşa imaretinin sanat tarihindeki yeri konusu,

Tabhaneli camiler içindeki ve cami mimarisi içindeki yeri olmak üzere iki başlık

altında değerlendirilmiştir.

Eyice tetkiklerinin sonucunu şu şekilde özetler, Sinan Paşa külliyesi, o vakte

kadar sönük bir köy olan Çatalhöyük'ü "şenlendirmek" gayesiyle yapılmış bir imaret

eseridir. Aynı zamanda bir misafirhane karakterinde olması da düşünülmüştür. Bu

bakımdan Sinan Paşa caminin esası eski zaviyelere, zaviyeli ve tabhaneli camilere

uzanmakta ve kronoloji bakımından Sinan Paşa imareti, bu tip yapıların hemen

hemen en sonunda bulunmakta olduğu makalede vurgulanmıştır.57

IV.2.2.ĐSTANBUL'DA SULTAN II. BAYEZĐD KÜLLĐYESĐ58

Đstanbul'un büyük selâtin (Sultan) külliyelerine dair monografya yayınları

hem çok eksik hem olanların da birçoğu yetersizdir.

Eyice bu makalesinde, şehrin hemen hemen merkezini süsleyen, fakat bugüne

kadar ihmal edilen Sultan H Bayezid Külliyesini, bütün ek binaları ile birlikte, toplu

bir biçimde takdim etmektedir.

Bayezid Camii ve külliyesi, gerek şehrin içine yerleştirilişi, gerek mimarisi ve

süslemesi ve nihayet gerek çeşitli ek binaları bakımından Osmanlı dönemi Türk

mimarisinin en başta gelen eserlerinden olduğu gibi, Türk mimarlık tarihinin gelişme

zincirinin de halkalarından birini teşkil eder. Bu bakımdan Eyice, bu küçük

monografya özetinin bu abidevi eserin daha iyi tanınmasına yardımcı olacağını ümit

etmektedir.

Konu on bölüm halinde tetkik edilmiştir.

Birinci bölümde, Cami başlığı altında konunun tarihi vesikalar ışığında

tarihçesi tetkik edilmekle beraber; Mimari başlığı altında Caminin dış avlusu,

şadırvan, Caminin harimi ve son olarak ta Bayezid Cami'nin Türk mimarisinde yeri

tetkik edilmiştir.

57 Semavi Eyice,konuya yardımcı olması bakımından 16. yüzyılın başlıca Sinan Paşaları ve vakıf

ettikleri hayır eserleri hakkında bir deneme ekte sunmuştur. 58 Semavi Eyice/'ĐstanbuPda Sultan II. Bayezid Külliyesi", Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, S:8, Ağustos, 1990, s. 11-26.

Page 89: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

70

Đkinci bölümde, Bayezid Caminin ana ibadet mekanının iki yanına bitiştirilen

tahhanelerin tetkik edildiği bölümdür.

Üçüncü bölümde, Kürsü kısımlarının mimarisi ve süslemesi bakımından

önemli ve hemen hemen eşsiz olan minareler konusu tetkik edilmiştir.

Dördüncü bölümde Türbeler konusu başlığı altında; Sultan II. Bayezid

Türbesi, Selçuk Hatun Türbesi, Sadrâzam Reşid Paşa Türbesi ve Hazire tetkik

edilmiştir.

Beşinci bölüm, Bayezid Caminin uzağında bağımsız bir halinde yerleştirilmiş

Medresenin tetkikinin yapıldığı bölümdür.

Altıncı bölüm, Caminin kıble tarafında, hazirenin de ilerisinde olan Sıbyan

Mektebinin tetkik edildiği bölümdür.

Yedinci bölüm, Bayezid külliyesinin sol tarafında inşa edilen imaret ve

kervansarayın tetkik edildiği bölümdür.

Sekizinci bölüm, Şehrin merkezinde ve Sultan II. Bayezid caminin uzağında

bulunmasına rağmen, külliyenin bir parçası olarak kabul edilen Bayezid Hamamının

tetkik edildiği bölümdür.

Dokuzuncu bölümde, Diğer ek yapılar başlığı altında Kasr-ı Hümayun,

Muvakkithane ve Sebil konularının tetkik edildiği bölümdür.

Ve son olarak onuncu bölümde bir zamanlar Bayezid Camiinin iç avlusunda

yer alan; şimdilerde sadece fotoğraflarda görebildiğimiz ağaçların, "anıt ağaçların"

korunmasının gerekliliğine işaret edildiği bölümdür.

IV.2.3.ÇORUM'UN MECĐDÖZÜ'NDE ÂŞIK PAŞAOĞLU

ELVAN ÇELEBĐ ZAVĐYESĐ59

Kırşehir'de güzel bir mermer türbede yatan Âşık Paşa Türk tasavvufunda ve

edebiyat ile dili tarihinde, büyük bir isimdir. Onun oğullarından Elvan Çelebinin

adına ise daha kuzeyde, Amasya ile Çorum arasında Mecidözü yakınında bir zaviye

59 Semavi Eyice,"Çorum'un Mecidözü'nde Âşık Paşaoğlu Elvan Çelebi Zaviyesi", Türkiyat Mecmuası,Đstanbul:Đ.Ü.Türkiyat Enstitüsü,C.XV , 1969,s.211-246

Page 90: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

71

vardır. Âşık Paşa oğlu Elvan Çelebinin türbesi de bu zaviyenin bitişiğinde bulunur.

Âşık Paşa oğlu ailesinin daha sonraları yaşamış bir yerdi de Tevarih- Âli Osman adlı

kitabı ile tanınan, Âşık Paşazade diye bilinen Derviş Ahmed Aşıkî'dir. Araştırmalar

Anadolu'daki Türk Edebiyatı, tasavvuf tarihi ve hatta Türkleşme tarihi hakkındaki

çeşitli yazılarında bu ailenin fertlerine temas etmiş, onlarn eserlerinden

bahsetmişlerdir.

Eyice, Elvan Çelebi zaviyesine dair etraflı bir monografiyi bu makalesiyle

takdim etmektedir.

Konu altı bölümde tetkik edilmiştir. Bunlardan ilk bölümde yeri ve hakkında

bilinenler başlığı altında Elvan Çelebi zaviyesinin çeşitli seyahatnamelerde, halk

rivayetlerinde ve inanışlardaki yeri tespit edilmeye çalışılmıştır.

Đkinci bölümde, tarihi vesikalar ışığında Elvan Çelebi, sülalesi ve şahsiyeti

başlığı altında bu şahsiyetler tetkik edilmiştir.

Üçüncü bölümde, Hıdır Đlyas ve Baba Đlyas başlığı altında, Elvan Çelebi'nin

ceddi Baba Đlyas ile, çok eski halk inanışlarına dayanan Hıdır Đlyas - Georgios

efsanesinin münasebeti nedir? On altıncı yüzyılda, Elvan Çelebi zaviyesinde hizmet

eden dervişler neden bu hikâyeleri anlatıyorlardı? sorularına cevap aranmıştır.

Dördüncü bölümde, Elvan Çelebi zaviyesi, ilk çağa ait bir iskân yerinin veya

tesisin üzerinde kurulmuşsa bu yerin eski adının ne olabileceği hususunda hayli

fikirler ileri sürülmüştür.

Eyice, bu bölümde, çeşitli araştırmacılar tarafından ortaya atılan, bu bölgede

Bizans tarihinin oldukça tanınmış şehirlerinden, Eukhaita'nın bulunduğu iddiasına,

Elvan Çelebi köyü ve Eukhaita başlığı altında cevap aramıştır.

Beşinci bölümde Zaviyenin mimarisi etraflıca tetkik edilmiştir. Altınca

bölümde Benzeri tesisler başlığı altında Elvan Çelebi zaviyesinin kurulduğundan

itibaren uzun yüzyıllar bir tarikata mensup dervişler tarafından kullanılmış, idare

edilmiş olduğunun belgeler ışığında tespiti yapılmıştır.

Eyice bu araştırması sonucunda Elvan Çelebi zaviyesi, Anadolu Türk

medeniyet tarihi bakımından iki noktaya işaret eder.

Page 91: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

72

1- Burası Anadolu'da Türkmen boylarının yerleşmesi ile yakından

bağlantılıdır. Baba Đlyas bu çeşit tesislerin hepsinin doğuşunda elzem olan "veli"

olarak kurulacak tesisin çekirdeğini teşkil etmiştir. Tesisin kurulması için kasıtlı

olarak veya tesadüfen seçilen yer, çok daha eski bir efsanenin devamcısı bir

Hıristiyan "yatırı"nın ziyaretgâhı olduğundan, Baba Đlyas'ın adı ve hatırası etrafında

işlenen menkıbeler, bunlardan geniş ölçüde faydalanmıştır. Nitekim artık yabancı

sınırlar içinde kalan eski Türk topraklarında da bunun tersinin vuku bulduğu görülür.

Elvan Çelebi Amasya - Çorum arasında işlek bir yol üzerinde olan bu zaviyeyi,

ecdadı adına kudurmuş ve bu yer benzeri tesislerin hepsinde olduğu gibi sonraları bir

tarikat tarafından benimsenmiştir.

2- Elvan Çelebi zaviyesi mimarisi bakımından önemli bir sanat eseridir.

Anadolu'da mevcut bu çeşit yapılar serisinin dikkat çekici bir sanat eseridir. Fakat

sanat tarihi bakımından en dikkati çeken tarafı, esas binanın ortası şadırvanlı, dört

ayvanlı tertibidir. Buranın kapalı avlu olarak düşünüldüğü ve ancak bir eyvanın

diğerlerinden daha geniş tutularak burasının cami yapıldığı aşikardır.

Elvan Çelebi zaviyesinin şadırvanlı ve eyvanlı merkezi kısmı zaviyeler

mimarisinin gayet açık bir misâlini ortaya koyar. Temelleri zayıf bir ihtimal ile Bizans

olsa bile, mekân tesiri, orta kubbesi, şadırvanı, yan eyvanları ile tipik bir Türk

yapısıdır. Ana çizgileri Konya'da Sahip Ata hânikahından ve Edirne'de, esası belki

yine haçvarî bir Hıristiyan yapısına dayanan Yıldırım Bâyezid imaretinden pek farklı

değildir. Konya Aksaray'ın da Darphane denilen ve eski adı unutulmuş harap tekke ile

Kütahya'da Yakub Çelebi zaviyesi - şimdi camii - aynı plân şemasının ana çizgileri ile

benzeri, fakat daha mütecanis ve daha iddialı oldukları için daha âbidevi

örnekleridir.60

IV.2.4.BURSA'DA OSMAN VE ORHAN GAZĐ TÜRBELERĐ61

Osmanlı devletinin ilk kurucuları Osman ve Orhan beylerin Bursa'da bugün

görülen türbeleri çok yakın tarihlerde yapılmış binalardır. Bunların Bursa'yı 1855'de

harap eden depremde tamir kabul etmeyecek surette yıkıldıkları ve bu tarihten sonra,

60 Makaleye ek olarak Hakkı Efendinin Elvan Çelebi zaviyesi hakkındaki iki şiiri de sunulmuştur. 61 Semavi Eyice, "Bursa'da Osman ve Orhan Gazi Türbeleri", Vakıflar Dergisi, C.V, s. 131 -147

Page 92: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

73

ilk binalarının tamamen ortadan kaldırılmalarından sonra şimdiki şekilleri ile

yapıldıkları bilinir. Bu hususta bilinen diğer bir nokta da, bu türbelerin aslında

Bursa'nın fethinden önceki devre ait çok eski bir veya birkaç yapısından istifade

etmek suretiyle uzun yüzyıllar kullanılmış olduklarıdır. Türk medeniyet tarihinin en

dikkat çekici safhalarından birisine ait olan bu türbelerin tarihçeleri hakkında bilinen

dağınık bilgileri bir araya getirmenin bu tarihi türbelerin mahiyet ve ilk şekillerinin

daha iyi tanınmasını mümkün kılacaktır.

Eyice bu yazısını, Osman ve Orhan Gazinin türbeleri hakkında bilgi veren

çeşitli kaynakların imkan nispetinde derlenmesi ve bunların tahlili suretiyle meydana

getirmiştir. Konu kaynaklardan derlenen bilgiler ve Osman ve Orhan türbelerinin ilk

şekilleri ve şimdiki binalar ile münasebeti başlıkları altında iki bölümde tetkik

edilmiştir.

IV.2.5. KOSOVA'DA "MEŞHED-Đ HÜDÂVENDĐGÂR" VE

GAZĐ MESTAN TÜRBESĐ62

Süleyman Bey idaresinde Osmanlı - Türk kuvvetlerinin Rumeliye atlaması ile

başlayan sistemli fütuhat ve buna paralel Rumeli'nin türkleşmesi siyaseti, Avrupa

topraklannda çeşitli mimarî eserler ile kendi damgasını vurmuştur. Maalesef

medeniyetimizin bu izleri, tespit dahi edilmeden unutulmuş, bir kısmı da

kaybolmuştur. Rumeli'nin türkleşmesinin en dikkat çekici alâmetlerinden birini de

Trakya'nın, Makedonya'nın, Yunanistan'ın Sırbistan'ın ve vaktiyle Osmanlı toprağı

olmuş diğer memleketlerin başlıca şehir ve kasabalarının içlerinde veya

yakınlarındaki tepelerin üstlelerin de görülen meşhed - türbeler teşkil ederler.

Çoğunun sahibinin tarihî hüviyeti açık bir şekilde öğrenilmeyen, üzerlerinde çeşitli

halk rivayetleri olan bu türbelerin müşterek tarafları, feth edilen topraklara türk

karakteri vermelerindeki rolleri ile Müslüman halk nazarında adeta kutsal bir manaya

sahip olmalarıdır. Az sayıda olmakla beraber bilhassa Batı Anadolu'da da görülen bu

Osmanlı fütuhatı şehitleri türbelerinin belki de en fazla tarihî bir hüviyete sahip olanı

Kosova'daki Murad I türbesi veya Meşhed-i Hüdâvendigâr'dır.

62 Semavi Eyice, "Kosova'da "Meşhed-i Hüdâvendigâr" ve Gazi Mestan Türbesi", Tarih Dergisi,

Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, C.XII, S:16, Eylül, 1961(basım 1962),s.71-82.

Page 93: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

74

Eyice bu yazısında, Yugoslavya ya 1961 yılı Eylülü içinde yaptığı gezide,

tarihimizin bu unutulmuş eserini şimdiye kadar olduğundan biraz daha etraflıca

tanıtmıştır.

Konu iki bölüm halinde tetkik edilmiştir.

Birinci bölüm Murad I Hüdâvendigâr'ın türbesi ana başlığı altında mevkii,

tarihçe ve meşhedin bugünkü durumu alt başlıkları altında eserin tetkiki yapılmıştır.

Đkinci bölüm ise Gazi Mestan türbesi ana başlığı altında mevkii, tarihi

hüviyeti, mimari durum alt başlıkları altında eserin tetkiki yapılmıştır.

Netice olarak, son yıllarda yerli ve yabancı tarihçiler, Osmanlı - Türk

medeniyetinin kuruluş safhasının bu en fazla dikkat çekici sosyal müessesenin

üzerinde çalışmaktadırlar. Ancak mimari tarihi bakımdan bu sosyal toplulukların

bağlantıları da araştırmak, XIV-XIV. yüzyıl Türk medeniyetinde bıraktıkları sanat

izlerini ve sanat görüşlerini de tespite çalışmanın önemine Eyice yazısında işaret

etmiştir.63

63 Ek Not:Murad Fin şehadetinin bir resmi hakkında not başlığı altında Topkapı Sarayındaki meşhur

Hünernâme (I, var. 94)nin minyatürlerinden bir tanesi Murad I'in Kosova'da şehadetini tesvir etmekte ve Eyice ufak bir notla bu minyatür hakkındaki görüşlerine yer vermektedir.

Page 94: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

75

IV.3.KAYB0LAN TARĐHĐ ESERLER HAKKINDAKĐ

ÇALIŞMALARI

Osmanlı Đmparatorluğu'nun çöküşü ile birlikte, Đstanbul'a çok büyük zararlar

veren 1894 depremi ve 1908, 1911, 1918, yıllarındaki korkunç yangınlar bu büyük

şehrin tarihi eserler arasındaki büyük boşluklar meydana getirmiştir. Đstanbul tarih

boyunca deprem ve yangınlardan muhakkak ki defalarca zarar görmüş idi. Fakat

Đmparatorluğun çöküşü, uzun savaş yılları, ve bunu izleyen yenilgi, şehrin işgali ve

bütün bu felaketlerin doğal bir sonucu olarak halkın imkan ve- görüşlerinde meydana

gelen değişiklikler,harap olan bir çok eserin evvelce olduğu gibi, tamir ve ihya

edilmelerine imkan vermemiştir.Đkinci Dünya savaşı yıllarından itibaren Đstanbul'un

yirmi -yirmibeş yıl içinde yeni inşaatlarla adeta dolması ve bu arada şehrin eski

topoğrafik düzenini çok değiştiren, hatta tamamen yok eden şehir planlaması, bu

harap veya yıkıntı halindeki eski eserlerin birçok hallerde habersizce ortadan silinip

gitmesine sebep olmuştur.

Đstanbul'un tarihi eserlerinin deprem, yangın gibi felâketlerin yanısıra zaman

zaman imar adı altında yapılan bir takım yanlış şehir düzenlemelerinin kurbanı

oldukları bir gerçektir. Eyice, böyle ortadan kalkan eserler üzerinde durarak bunlar

hakkında toplayabildiği bilgileri bir araya getirmiş ve bu notları elde edilebildiği

resimler ile de zenginleştirmiştir. Bu defa planlar ayrı seriye devam edecek ve şehrin

çeşitli köşelerinden lüzumsuz ve hattâ sebepsiz yere ortadan kaldırılarak yok edilmiş

tarihi eserlerinden bir kaçının daha, hiç değilse hatıralarını makalesiyle yaşatmaya

çalışmıştır. Bu eserlerin çoğu kayboldu ise de, umulmadık bazı eserlerin ihyası,

eserlerine yansıyan hususlardır.

IV.3.1.FATĐH KÜLLĐYE'SĐNĐN KAYBOLMUŞ BĐR PARÇASI:

ÇUKURHAMAM64

Osmanlı dönemi Türk sanatının en büyük külliyeleri Đstanbul'da

yapılmıştı. Bunların ilki olan Fatih Sultan Mehmed'in (1451-1481) kendi adına

kurdurduğu külliye, Bizans Đstanbul’unun tam ortasında, şehrin Ayasofya'dan sonra

64 Semavi Eyice, "Fatih Külliyesinin Kaybolmuş Bir Parçası: Çukurhamam", Aslanapa Armağanı , ĐstanbuLBağlam Yayınları, Eylül, 1996, s. 117-128.

Page 95: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

76

en büyük kilisesi olan Havariler (Hagroi Apostoloi) Kilisesinin yerinde inşa

edilmiştir. Şehirde yeni bir inanç ve medeniyetin başlamış olduğu böylece

vurgulanırken, tamamen simetrik bir esasa göre yerleştirilen bu çok zengin külliye

binaları, değişik ve yeni bir şehircilik anlayışının da başladığına işaret ediyordu.

Đstanbul'a Türklüğün ilk büyük damgası olan bu külliyenin bütünlüğüne ne yazık ki

özen gösterilmemiş, medreselerden kuzeydeki Karadeniz (Haliç tarafı) dış

medreselerin yerlerine okul yapılmış, güneydeki Akdeniz (Marmara denizi tarafı)

medreseleri buradan geçen caddeyi genişletmek için yıktırılmış, dârüşşifâ bütünüyle

ortadan kaldırılarak arsasından üç sokak geçirilmiş, meydana gelen yapı adaları

parsellenmiştir. Saraçlar Çarşısı olarak adlandırılan arastası ise bütünüyle yok

olmuştur. Külliyenin Çukurhamam adı verilen parçasından da uzun yıllardır hiçbir iz

kalmamıştır.

Eyice, bu yazısında bu önemli tarihi esere dair bilgileri bir araya getirerek hiç

değilse kağıt üzerinde hatırasını yaşatma gayreti içindedir. Diğer taraftan hamamın

hangi vakfa ait olabileceği meselesi üzerinde durmuştur.

Konuya giriş bölümünde, bazı araştırmacıların Çukurhamam'in banisi

konusundaki şüphelerine cevap aranmıştır. Çukurhamam’ın nerede olduğu

hususunda açık bir bilginin olmayışıyla beraber, Geç Roma döneminde yapılan bir su

haznesinin içinde yapıldığının genellikle kabul gördüğüne işaret edilmiştir. Ve çeşitli

araştırmacıların belgelerinde Çukurhamam konusundaki problemlere ve mimari

yapısına da değinilmiş konu tarihi belgeler ışığında incelenmiştir.

Eyice bu araştırmasının sonuçlarını şu şekilde özetler, Đstanbul'un hemen

arkasından şehrin en büyük hamamlarından biri olarak Fatih Sultan Mehmed

evkafından yapıldığı bilinen bu tarihi eserin yok edilmesi tarih ve sanat tarihi

bakımından büyük bir kayıptır.

Đstanbul'da Fatih evkafından bütün hamamların (Ingad Hamamı, Azebler

Hamamı, Çukur Hamamı, Vefa Hamamı, Galata'da kapı içi Hamamı) yıktırılarak

ortadan kaldırılması, Tahtakale hamamının ise çarşıya dönüştürülmek üzere iç

mimarisinin değiştirilerek, şehrin kaderini belirleyen kişilerin ne derecede sorumsuz

davrandıkları yazıda vurgulanmıştır. XV. yüzyılın eseri Çukurhamam, plan

özellikleri ve bilhassa kadınlar kısmındaki plan bakımından, başka benzeri olmayan

bir örnek teşkil ettiği belirtilmiştir.

Page 96: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

77

IV.3.2.KAZASKER ABDURRAHMAN CAMĐĐ65

Đstanbul'da "imar" adı altında yapılan çalışmalarda gereksiz olarak bazı tarihî

eserlerin yıktırılıp ortadan kaldırılmalarına sık sık rastlanmıştır. Topkapı'ya uzanan

ana caddenin kenarında bulunan Kadıasker (Kazasker) Abdurrahman Efendi Camii

de, gereksiz yere feda edilen tarihi eserlerden biri olmuştur.

Eyice makalesinde, Mimar Sinan'ın eserinin yaşadığı talihsiz olaylara

değinmiş ve bu caminin sanat tarihi açısından önemi üzerinde durmuştur..

Konuya girişte caminin kurucusunun kısa bir yaşam öyküsüne değinilmiş,

caminin 1918'de vuku bulan ve Haliç kıyısından başlayarak Cerrahpaşa'ya kadar

uzanan korkunç yangın âfetinde yandıktan sonra 1950'li yıllarda Türkiye Anıtlar

Derneği tarafından birkaç yıl süren gayretlerden sonra restore edildiğini, ancak

Mimar Sinan'ın eserinin üzerinden talihsizlik eksik olmadığı ve 1956-57 yıllarında

"Menderes Đstimlakleri" sırasında yıktırılıp ortadan kaldırıldığı belirtilmiştir.

Eserin Mimar Sinan'ın cami mimarisinde uyguladığı, üzeri ahşap çatı ile

örtülü bir yapı tipine sahip olduğu, diğer taraftan aynı tipteki camilerde görülen XVI.

yüzyılın çinileriyle zengin bir iç süslemeye bu eserinde sahip olabileceğine işaret

edilmiştir ve eserin mimarisi tetkik edilmiştir.

Eyice sonsöz olarak düşüncelerini şu şekilde ifade eder; Mimar Sinan'ın

eserlerinin üzerinden talihsizlik eksik olmamış, anlaşılmaz sebeplerle cami yola

çıkıntı teşkil etmediği halde yıktırılıp ortadan kaldırılmış, böylece Kanunî Sultan

Süleyman döneminde, Sinan'ın yaptığı değerli bir sanat eseri daha başka tarihî eserler

de rastlandığı gibi kör bir kazmanın kurbanı edilmiştir.

IV.3.3.TARĐHĐ MEZARLAR VE MEZARLIKLARA DAĐR

NOTLAR66

Türk sanat ve tarih anıtları arasında en büyük ölçüde tahribe uğrayanlar hiç

şüphe yok ki eski mezarlıklar ve mezar taşlandır. Türk camii, Türk Evi, Türk

65 Semavi Eyice, "Kazasker Abdurrahman Camii", Đstanbul Bülteni, Đstanbul.Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını.Yıl: 8, S: 155, Kasım, 2001/2, s. 16-17. 66 Semavi Eyice, "Tarihi Mezarlar ve Mezarlıklara Dair Notlar", Geçmişten Günümüze Mezarlık Kültürü ve Đnsan Hayatına Etkileri Sempozyumu, ĐstanbuhMezarlıklar Vakfı ,18-20 Aralık ,1998, AKSM, s.495-540.

Page 97: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

78

bahçesi, Türk halısı, Türk işlemesi gibi, Türk mezarlığı da kendisine has ve diğer

çevrelerdeki benzerlerine benzemeyen, hatta onlardan tamamen farklı bir ruh, ve

havaya sahiptir. Mimari de mantıkî bir nizamı mükemmel bir şekilde kullanan

atalarımız, ebedi istirahatgâhlarında tabiatın tam anlamıyla ile koynunda olmağı tercih

etmişlerdir.Osmanlı Đmparatorluğu'nun XIX. yüzyıl ortalarından itibaren topraklarını

kaybetmesi, pek çok mezarın gurbette kalmasına yol açmış ve tarihimizde iz bırakmış

bir takım şahısların son hatıraları da böylece unutularak yok olmuştur. Bugünkü milli

sınırlarımız içinde kalan mezar ve mezarlıkların ise durumunun daha iyi olduğu iddia

edilemez. Tarihi mezarlıklar garip gerekçelerle, fakat aslında en "kolay arsaya

çevrilebilir" yer olduklarından ortadan kaldırılmış ve sanat ve tarihi değere sahip

binlerce mezar taşı yok olup gitmiştir. Mezarlıklarımızı tahrip etme merakının son

belirtisi de böylece bir süre için on safhaya geçtikten sonra ,benzerleri gibi unutulma

yolundadır.Fakat bu "unutulmaklara rağmen ,mezarlıklarımızın korkunç bir hızla

tahrip edildiklerini de kendi kendimize itiraf etmek zorundayız.Türklerin

mezarlıklarına gösterdikleri saygıyı batılı müelliflerin hayranlıkla bahsettikleri devir

çok gerilerde kalmıştır. Artık o derece maddileşmiş bulunuyoruz ki, geçmişe, tarihe

saygı ve bunun yanında da güzelliğe sevgi gibi hisler, etkilerini kaybetme yoluna

gitmiştir. Kendi kompozisyonu ile bir estetik varlık olan Türk mezarlığı artık kendi

vatanında unutulmaktadır.

Bundan bir süre önce yayınlanan ve sonraları Sanat adıyla bastırdığı

kitabına da aldığı bir yazısında Đ.Hakkı Baltacıoğlu , "Türk mezarlığının,zaman

ile....açık havada teşekkül etmiş bir kıyafet, mimari, tezyinat, hat ve teknik müzesi"

olduğuna işaret ettikten sonra mezarlıklarımızı şöyle tarif etmiştir: "Zahidin nazarında

mezarlık cehennem azabını hatırlatan bir yer, serserisinin nazarında mezarlık şüpheli

vücutları ve gölgelerini saklayan bir yer, belediye adamının nazarında mezarlık

hemen arsaya kalbedilmesi lazım gelen bir yerdir".

Eyice makalesinde mezarlıklarımızın tahribindeki zahiri ve aslî olmak üzere

ikiye ayırmaktadır.Zahiri sebep, bazen sıhhî,bazen şehri modernleştirme, bazen

estetik, bazen şehircilik kaygılarını öne sürülmektedir.Aslî sebep ise bu da

mezarlıklarımızın hemen daima kolayca arsaya çevrilmesi mümkün olan yerler olarak

kabul edildiğini ifade eden Eyice, üzerinde yaşadığımız toprakların devri tarihini

gösteren ve en kuvvetli Türklük damgaları olan mezarlıklarımız bu manevi

Page 98: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

79

kıymetlerin yanı sıra tarih, sanat ve hatta edebiyatımızın bir nevi arşivini teşkil

ettiğini bildirmekte ve yerleri umumiyetle belediyelerin gayreti ile "arsa" haline

getirilen bu "arşiv"lerin tahribi ile kaybedilen belgelerin önemi göz ardı edildiğine

işaret etmektedir.

Eyice, Mezarlıklar Vakfı tarafından 18-20 Aralık 1998 tarihlerinde

mezarlıklar hakkında düzenlenen sempozyum için hazırladığı yazısında daha Önce

yayımlanan iki çalışmasını tekrar gözden geçirmiş ve yeni eklemeler ile tekrar takdim

etmiştir. Bu yazılardan ilki "Mezarlıklarımız" başlığı altında, Türk Yurdu

dergisindeki67 Eyice'nin bir mezarlığın tahribinden dolayı duyduğu üzüntüyü dile

getirmekte, ikinci yazı ise Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü tarafından 28-30

Eylül 1991 tarihlerinde Đstanbul'da düzenlenen "Đslâm Dünyasında Mezarlıklar ve

Defin gelenekleri" adlı verilen bildiri68 metnidir.

Bu iki makaleden bilhassa ikincisinde yeniden yayınlanışta hayli ilaveler

yapıldıktan başka, önceki yazılarda olmayan bir bibliyografya eklenmesine

çalışılmıştır.69

IV.3.4.KAYBOLAN BĐR TARĐHĐ ESER ŞEYH MURAD

MESCĐDĐ70

Đkinci Dünya savaşı yıllarından itibaren Đstanbul'un yirmi-yirmibeş yıl içinde

yeni inşaatla âdeta dolması ve bu arada şehrin eski topoğrafık düzenini çok değiştiren,

hatta tamamen yok eden şehir plânlaması, bu harap veya yıkıntı halindeki eski

eserlerin birçok hallerde habersizce ortadan silinip gitmesine sebep olmuştur.

Eyice'nin bu araştırmasının esası eski bir Bizans kilisesi olan bir mescid

hakkındadır. Bugün hiçbir duvarlarından bazı küçük parçaları kalmış olan bu bina,

67 Semavi Eyice, "Mezarlıklarımız",Türk Yurdu, S: 242, Mart, 1955, s. 685-694. 68 Semavi Eyice, "Đslam Dünyasında Mezarlıklar ve Defin gelenekleri" ,TTK, C.XXVI, S:6, Ankara 1996, s. 123-134. 69 Bir deneme mahiyetinde olan bu bibliyografyaya,bazı eserler ,meselâ E.Hakkı Ayverdi'nin ilk Osmanlı dönemi mimarisi ve Balkanlardaki Osmanlı mimarisi ile ilgili kitapları ve Aydın Yüksel'in aynı konudaki kitabı,birçok mezartaşı bulunduğu halde alınmamıştır. 70 Semavi Eyice,"Kaybolan bir Tarihi Eser Şeyh Murad Mescidi", Tarih Dergisi,Đstanbul:Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi,C. XVII, S: 22,1967,s.l 11-138.

Page 99: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

80

başka bir eski eser, olan Türk dönemine ait bir bina ile bazen karıştırıldığından, her

ikisi hakkında bilinenleri bu yazının çerçevesinde derlemeyi uygun bulmuştur.

Konu dört bölümde tetkik edilmiştir.

Birinci bölümde, Şeyh Murad Mescidi'ne dair bilinenler başlığı altında çeşitli

tarihi belgelerle Şeyh Murad Mescidi konusu tetkik edilmiştir.

Đkinci bölümde, çeşitli araştırmacılar tarafından, Şeyh Murad Mescidi olarak

anılan binanın Bizans devrindeki adı hakkında da araştırmalar yapılarak tahminler

yürütülmüştür. Bu bölümde Eyice, konuyu tetkik etmiş ve sonuçta Bizans kilisesinin

eski adı meselesinin aydınlanmamış olarak kaldığını nedenleriyle birlikte sunmuştur.

Üçüncü bölümde, Şeyh Murad Mescidinin mimarisi konusu bina ile ilgili

bütün iz ve kalıntılar neredeyse ortadan kaybolduğu için, eski Bizans kilisesinin bir

dereceye kadar eski biçimini tahmin çeşitli belgeler ışığında yapılmıştır.

Dördüncü ve son bölümde ise bu Bizans kilisesi ve Türk binasının birbiriyle

karıştırıldığının çeşitli kaynaklardaki tespiti yapılmış ve konu tetkik edilmiştir.

Eyice bu tetkiklerinin sonucunu şu şekilde özetler; Şeyh Murad mescidi,

Đstanbul'un son yüzyıl içinde kaybolup giden yüzlerce tarihi eserinden bir tanesidir.

Aslında bir Bizans, yapısı oluşu onu, şehrin eski geçmişi ile de yakından ilgili

kılmakta ve tarihi değerini bir kat daha arttırmaktadır. Đki büyük imparatorluğun uzun

yüzyıllar boyunca siyasi olduğu kadar sanat ve medeniyet merkezi olmuş bu büyük

şehrin tarihi topografyasını bir gün etraflı surette araştıracak olanlar için, Eyice,

çalışmasının faydalı olacağı inancındadır.

Diğer taraftan bu araştırmanın sonucunda, Đstanbul'un her köşesinin tarih ve

sanat özellikleri bakımından en kısa zamanda çok dikkatli bir inceleme süzgecinden

geçirilmesinin gerekliliği Eyice tarafından vurgulanmıştır.71

71 Bu makaleyle birlikte Şeyh Murad mescidinin 1977'de çizilmiş ve yayımlanmış gravüründen

başka, eski bir fotoğrafın da elde edilerek makaleye ek olarak konulmuştur. Ayrıca Đstanbul'un eski eserleri hakkında bir taş baskı albümde, bir detayına dair bir desen bulunmuş ve bu da çalışmaya eklenmiştir.Eyice, eldeki gravür ve fotoğrafın da yardımıyla kürsüsünde asistan olarak görevli bulunan Yük. Mim. Erdoğan Akpak'a binanın plânı ve cephe restitüsyonunu çizdirerek yazısına ek olarak sunmuştur. Bunlar dışında Kırım harbi yıllarında Đstanbul'da bulunan bir gazetecinin binaya rastladığı ve hatıratında bu eserden bahsettiği bölüm makaleye ek olarak sunulmuştur.

Bu yayınlardan sonra Şeyh Murad Mescidi o civarda konağı olan bir bahriye nazırı tarafından restore ettirilmiş ise de bina yine uzun ömürlü olmamış 1918 (?) yangınında yanarak harap olmuş ve arkasından yeni inşaat tarafından yok edilmiştir.

Page 100: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

81

IV.3.5.KAZASKER EBU'L-FAZL MAHMUD EFENDĐ

MEDRESESĐ72

Đstanbul'da son yıllarda yapılan büyük inşaat, birçok eski eserin ortadan

kaldırılmasına sebep olmaktadır. Bunların içlerinde bazen şehir topografyası veya

sanat tarihi bakımından değerli ve önemli yapıların da olduğunu, yeni Belediye

Sarayı'nın inşaatı için yıktırılan Kazasker Mahmud Efendi Medresesi ispat

etmektedir.73

Eyice, makalesinde günümüzde artık izine rastlayamadığımız yapının şehir

topografyası ve sanat tarihi bakımından değerini tetkik etmiştir.

Eser dört bölümde ele alınmıştır. Bunlardan ilki eserin mevkii itibariyle

değerlendirilmesinin yapıldığı bölümdür. Medresenin mevcut harabesinde bir inşa

kitabesi görülmediğinden binanın yapılış tarihi hakkındaki görüşlere yer

verilmektedir.Ve ayrıca bu bölümde eserin yeri Belediye Sarayı'nın yerine isabet

etmemesine rağmen yıkımına karar verildiğine işaret edilmiştir.

Đkinci bölümde, binanın Osmanlı medreselerinin büyük bir ekseriyetinde

olduğu gibi, büyük kubbeli bir dershane - mescid ile bunu çeviren hücrelerden ibaret

olmakla beraber,medresenin Bizans devrine ait bir takım duvar ve mahzen

kalıntılarının üstüne inşa edilmiş olduğu bildirilmektedir.Mevcut bilgiler ışığında

bina mimarisi tetkik edilmiştir.

Üçüncü bölüm, medresenin harap bir durumda bulunmasına rağmen orijinal

bezemelerinin Türk sanatı açısından değerlendirilmesinin yapıldığı bölümdür.

Ve son olarak dördüncü bölümde eserin, şehir topografyası ve sanat tarihi

bakımından değeri tetkik edilmiştir.

Eyice bu çalışmasının sonucunu şu şekilde özetler, Kazasker Mahmud Efendi

Medresesi şehir tarihi bakımından olduğu kadar Türk sanatı bakımından da kıymetli

bir eski eserdir. Son yarım asır içinde hayli güdük bir hale getirilmiş olmasına ve

hayli harap bir durumda bulunmasına rağmen, mevcut kalabilen aksamı ile dahi,

72 Önce Almanca olan ve daha kısa bir özeti Alman Arkeoloji Enstitü yıllığında yayımlandı ve genişleterek Türkçe olarak da takdim edildi. 73 Semavi Eyice, "Die Medrese des Kazasker Kazasker Ebu'1-Fazl Mahmud Efendi in Đstanbul, Đstanbuler Mitteilungen, C. VIII, 1958, s.57-64

Page 101: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

82

küçük medrese kompleksleri içinde dikkate değer bir örnek teşkil ettiği, iç süslemesi

bakımından Osmanlı - Türk malâkâri duvar ve kubbe süsleme sanatının, zamanımıza

kadar gelebilmiş az sayıdaki örnekleri içinde en güzel olanlardan biri olduğu

belirtilmiştir. Tarihi topografya bakımından Osmanlı devri ricalinin konaklarının

toplandığı bir yerde bulunması açısından önemine de işaret edilmektedir.74

IV. 1.6. ĐSTANBUL'UN ORTADAN KALKAN BAZI TARĐHÎ

ESERLERĐ rl.ÇOBANÇAVUŞ-, ÂDĐLŞAH KADIN, HOCA

TEBERRÜK, REVANÎ ÇELEBĐ VE YAYLA CAMĐĐLERĐ75

Đstanbul'un Türk devrine ait tarihi eserlerinden bir çoğu son yıllarda çeşitli

sebeplerle ortadan kalkmış ve bunların her türlü hatıraları ebediyen kaybolmuştur.

Bunlardan bazıları tarihî yönden değerli sayılabilecek eserlerdir. Bazıları ise

mimarileri ile Türk sanatının dikkate değer örneklerinden idi. Ayrıca bu eserler,

şehrin tarihî topografyasının ve şehir tarihinin unsurları idi.

Eyice bu makalesinde anlaşılması güç gerekçelerle ve şehrin tarih ile

güzelliğine değer vermeyen görüşlerle, sebepsiz ve hatta lüzumsuz yere ortadan

kaldırılan bu eserlerden bir kaçı için elinde bulunan bazı not ve resimler

doğrultusunda, bugün artık bir tarih vesikası olan bu not ve resimlerden bir kaçını bir

araya getirerek değerlendirmiştir.

Konu gereği; Çobançavuş Camii, Adilşah kadın (veya Şişhane) Camii, Hoca

Teberrük (Yahya Güzel) Mescidi, Revanî Çelebi (Kogacılar) Mescidi ve son olarak

da Kambur Mustafa Paşa (veya Yayla) Camii başlığı altında bir araya getirilen eldeki

veriler ışığında tetkik edilmiştir.

74 Semavi Eyice, "Đstanbul'un Kaybolan Bir Eski Eseri:Kazasker Ebu'1-Fazl Mahmud Efendi Medresesi", Tarih Dergisi,Đstanbul:Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, C:X, S:14,(Eylül)1959, s. 47-162 75 Semavi Eyice,"Đstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarihî Eserleri: Çobançavuş, Âdilşah Kadın, Hoca Teberrük, Revanî Çelebi ve Yayla Camiileri",Tarih Dergisi, Đstanbul.Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, (26 Mart) 1972, s. 129-146

Page 102: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

83

IV.3.7.ĐSTANBUL'UN ORTADAN KALKAN BAZI TARĐHĐ

ESERLERĐ II: BOSTAN CAMĐĐ, KIZLARAĞASI ABBAS AĞA

HAMAMI, ÇUKURÇEŞME HAMAMI, KASIM AĞA MESCĐDĐ76

Đstanbul'un tarihi eserlerinin deprem, yangın gibi felâketlerin yanında zaman

zaman imar adı altında yapılan bir takım şehir düzenlemelerinin kurbanı oldukları bir

gerçektir.

Eyice, Tarih Dergisi'nin 26. sayısında böyle ortadan kalkan beş eser üzerinde

durarak bunlar hakkında toplayabildiği bilgileri bir araya getirmiş ve bu notları elde

edilebildiği resimler ile de zenginleştirmiştir. Bu defa planlar ayrı seriye devam

edecek ve şehrin çeşitli köşelerinden gerekmediği halde ortadan kaldırılarak yok

edilmiş olan tarihi eserlerinden bir kaçının daha hiç değilse hatıralarını makalesiyle

yaşatmaya çalışmıştır.

Konu, Bostan (veya bostancıbaşı Abdullah Ağa) Camii, Koska'da Kızlar

Ağası Hamamı, Çukur Çeşme Hamamı ve son olarak da Kasım Ağa Mescidi

başlıkları altında tetkik edilmiştir.

IV.3.8.ĐSTANBUL'UN KAYBOLAN ESKĐ ESERLERĐNDEN:

FATMA SULTAN CAMĐĐ VE GÜMÜŞHANELĐ DERGÂHI77

Eyice yıllardan beri yayınlamakta olduğu Đstanbul'un kaybolan eski eserlerine

dair makale dizisinde Fatma Sultan Camii'ni de ele almayı uygun görmüştür,

Konu dört bölümde tetkik edilmiştir. Birinci bölümde, Fatma Sultan Cami'nin

inşa edilişi hakkında tarihi belgelerde yer alan notlar tetkik edilmiştir.

76 Semavi Eyice, "Đstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarihi Eserleri II.Bostan Camii, Kızlarağası Abbas Ağa Hamamı, Çukurçeşme Hamamı, Kasım Ağa Mescidi", Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S:27 ,1973, s. 133-178. 77 Semavi Eyice, "Đstanbul'un Kaybolan Eski Eserlerinden:Fatma Sultan Camii ve Gümüşhaneli dergâhı", Prof.Dr. Sabri F. Ülgener'e Armağan, Đstanbul:Đ.Ü.Đktisat Fakültesi Mecmuası,C. 43, S: 1-4,1987, s.475-511.

Page 103: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

84

Đkinci bölümde, Fatma Sultan Cami'nin tarihçesi tarihi vesikalar ışığında tetkik

edilmiştir. Üçüncü bölümde, Gümüşhaneli Dergâhı ve şeyhleri, konuya ek olarak

sunulan mezar kitabeleri eşliğinde tetkik edilmiştir. Dördüncü bölümde, Fatma Sultan

Camii ile Dergâhı'nın mimarileri tetkik edilmiştir.78

IV.1.9.ĐSTANBUL - ŞAM - BAĞDAT YOLU ÜZERĐNDEKĐ

MĐMARĐ ESERLER - I (ÜSKÜDAR - BOSTANCIBASI DERBENDĐ

GÜZERGÂHI)79

Osmanlı Đmparatorluğu'nun en önemli ana yollarından biri olan Đstanbul –

Şam, Bağdat yolu güzergâhı irili ufaklı bir çok mimari eser ile şenlendirilmiş

bulunmaktadır. Kuyu, çeşme, namazgah, köprü, cami, kervansaray, misafirhane gibi

birbirinden farklı özellikleri olan ve değişik öneme sahip bu eserlerin bazıları hâla

sağlam olmakla beraber, bir çoğu harap olmuş veya tamamen ortadan kalkmıştır.

Eyice, bu çalışmasıyla Osmanlı-Türk uygarlığının en önemli ticarî yolundan

eserlerinden biri olan bu ana yolun başlıca anıtlarını tanıtmanın, bu yol hakkında

yapılacak büyük araştırmaya faydalı olacağına işaret etmiştir. Ancak Eyice, Đstanbul -

Şam - Bağdat yolu hakkındaki bu tetkikinde belirli bir sıra takip etmeği şimdilik

gereksiz gördüğünü belirtmiştir.

Bu yolun üzerinde sıralanan çeşitli mimari eserler çeşitli makaleler halinde

tanıtıldıktan sonra genel bir sentez yapılmak suretiyle, Osmanlı Đmparatorluğunun

Anadolu askerî ve kervan yolunun bütün hususiyetlerin ortaya çıkmış olacağının altı

çizilmiş ve bu ana yolun Đstanbul önünde son merhalesi olan Üsküdar üzerinde

durmağı da başka bir tetkik bırakmayı doğru bulunduğu notlar arasındadır. Ayrıca,

önemli bir geçit iskelesine sahip olan bu yerin, gümrük, çeşme, misafirhane, aşhane

ve kervansarayı ile kasabaya karışmış olmasının böyle bir ayırmayı mecbur kıldığını

da ek olarak belirtmiştir.

78 Prof.Dr. Sabri Ülgener'in dedesi Đsmail Necati Efendi'nin şeyhi olduğu dergâh hakkında notlar. 79 Semavi Eyice, "Đstanbul - Şam - Bağdat Yolu Üzerindeki Mimari Eserler - I (Üsküdar -Bostancıbaşı Derbendi Güzergâhı)",Tarih Dergisi, Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S: 13, Eylül, 1958, s. 81-110.

Page 104: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

85

Eyice bu ilk makalesinde, yolu takibe Üsküdar kasabasının dışından

başlamakta ve Bağdat caddesini Bostancıbaşı derbendi yani bugünkü adı ile Bostancı

istikametinde takip etmiştir. Bu çalışma yapılırken doğrudan doğruya bu yol ile

alakalı bir menzilgâh olmayan bu gibi eserler tabiatiyle bu tetkikte çerçeve dışında

bırakılmış, ancak Marmara sahilindeki muhtelif iskeleleri Bağdat caddesine veya eski

adı ile Uluyol'a bağlayan tâli yollardan da, bunlar bir kasaba içinde bulunmadıkça

makalede bahsedildiği belirtilmiştir.

Tanıtılan mimari eserlerin imkan nispetinde fotoğraf ve krokileri de

verilmiştir, bunların tam rölövelerinin çıkarılmasını ise uzmanlarına bırakmak uygun

görülmüştür.

Konu anlatımında, Tâli sahil yolu ve esas Bağdat yolu üzerindeki eserler diye

sınıflandırılmış olup bu çerçevede tetkik edilmiştir.

Bu eserler; I. Tunusbağı çeşmesi (Üsküdar), a) Tâli sahil yolu: II. Nevnihal

Hatun menzili (Selimiye), IH. Abdülmecid çeşmesi (Haydarpaşa), IV. Haydarpaşa

deresi köprüsü (Haydarpaşa), V. Lâdikli Ahmed Ağa menzili (Kadıköy), b) Esas

Bağdat yolu; VI. Miskinler tekkesi çeşmesi (Karacaahmed), VII. Saraçlar çeşmesi

menzili (Karacaahmed), VHI. Đbrahim Ağa Çeşmesi (Đbrahimağa), IX. Ayrılık

çeşmesi menzili (Haydarpaşa), X. Söğütlü çeşme (Gazhane), XI. Taş Köprü, XII.

Ömer Efendi Menzili (Kızıltoprak), XIQ. Ihlamur menzili (Kızıltoprak), XIV. selâmi

çeşme menzili (Feneryolu), XV. Çukur çeşme menzili (Caddebostan), XVI. Çınardibi

menzili (Suadiye), XVII. Çatalçeşme menzili (Bostancı), XVIQ. Bostancıbaşı

Derbendi menzili (Bostancı), XIX. Bostancıbaşı Köprüsü (Bostancı) başlıklar altında

tetkik edilmiştir.80

IV.3.10.SULTANĐYE -KARAPINAR'A DÂĐR81

Đstanbul Başbakanlık Arşivinde bir defterden tespit olunduğuna göre,

Konya dolaylarında "Karapınar diye anılan korkulu, ıssız ve korunması gereken bir

80 Bu makalenin basıldığı 1988 yılından bugüne gelinceye kadar bir çeşme restore edilmiş, buna karşılık adları geçen eserlerden tamamı değilse bile çoğu bütünüyle ortadan kaldırılmıştır. 81 Semavi Eyice, "Sultaniye -Karapınar'a Dâir", Tarih dergisi, Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XV, S:20, Mart, 1965, s.l 17-139.

Page 105: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

86

derbend köyü üzerinde" Sultan II. Selim (1566-1574), Sultaniye adında bir şehir

kurmuştu.

Son yıllarda Karapınar hakkında gazetelerde bazı yazılar çıkmış, bunlardan bu

tarihî Orta Anadolu kasabasının çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu

belirtilmiştir. Karapınar'ın toprak aşınımı sebebi ile bir gün tamamen kum ile

örtülmesi tehlikesi karşısında bulunması, bâzı ciddi endişelere yol açmış ve ilgililerce

bu hususta çeşitli düşünceler ortaya atılmıştır.

Eyice bu yazısında, ilk olarak 1950'de, ikinci defa ise 1964 yazında ziyaret

ettiği Karapınar'ı bir kaç bakımdan dikkate değer bulduğundan, burasını bir sanat

tarihçisi gözü ile tanıtmayı faydalı görmüştür. Ayrıca, Karapınar'ın bir Orta Anadolu

iskân yeri olarak değerli sayılabileceği gibi, Đmparatorluğun büyük bir kervan yolu

üzerinde emniyeti sağlayan bir menzil yeri olarak kuruluşu da Osmanlı şehirciliğinin

tanınması bakımından ilgi çekici olabileceğine işaret eder. XVI. yüzyılın içlerinde

yeniden doğan kasabanın, çekirdeğini teşkil eden güzel bir külliye ve bunun ortasında

bulunan caminin; Mimar Sinan'ın bir eseri olarak ayrı bir değere sahip bulunduğunun

da altını çizmiştir.

Konu üç bölümde tetkik edilmiştir.

Birinci bölümde, Karapınar'da Türk devrinin öncesine âit buluntular tespit

edilmiştir.

Đkinci bölümde, ilkçağ sonlarına kadar bir höyük üzerinde mevcut olduğu

bilinen en eski Karapınar'ın yerinde yepyeni bir menzil şehrinin kurulmasına dair

bilgiler Karapınar yerinde, Sultaniye'nin kuruluşu başlığı altında tetkik edilmiştir.

Üçüncü ve son bölümde ise XVI. yüzyılın içlerinde yeniden doğan kasabanın,

çekirdeğini teşkil eden külliye ve ortasında bulunan cami; Mimar Sinan'ın Sultan

Selim Külliyesi başlığı altında incelenmiştir.

Eyice, araştırmasının sonuçlarını şu şekilde özetlemiştir; Karapınar'ın

Sultaniye olarak kuruluşu, ana yollar üzerinde bir ihtiyaç yüzünden zorla yaratılan bir

kasaba oluşu, Osmanlı şehircilik tarihi bakımından ilgi çekicidir. Klâsik devir

Osmanlı Türk sanatı, bu hususta belirli prensiplerden hareket etmiş ve bunu

rastlantılara bırakmamıştır. Tarihin hayli devirlerinden beri insanların yaşadığı bu

Page 106: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

87

yer, tekrar boşalmışken, orasını XVI. yüzyılda ihya eden Osmanlı devri Türk

medeniyetinin anlayışı ve sistemli "şenlendirme" politikasıdır.

Bu yazımız Karapınar kasabasının tarihçesine dair bir araştırma olmadığından

Türk devrindeki gelişmesi, buradaki diğer yapılar üzerinde durulmamıştır. Yazımızın

amacı son yıllarda, günden güne kumla örtülerek bir gün tamamen boşaltılması

tehlikesi ilgililerce söylenen bir Orta Anadolu kasabasının tarih ve arkeoloji

bakımından ortaya koyduğu problemleri böylece belirtebilmek ve burada bir oluşun

nedenini ve delilini tanıtmaktan ibarettir.

IV.3.11.ZĐNDAN KAPISI82

Günümüzde Tarih Vakfı'nın kullandığı tarihi eski hanın (Zindan Hanı)

bulunduğu yer, Đstanbul'un Haliç kıyısındaki önemli iskelelerinden birinin komşusu

idi.Şehrin Haliç boyunca uzanan surları dibinde, kısmen surların dışında, kısmen sur

duvarlarının iç tarafındaki bu mahalle Zindan kapası olarak tanınmıştı. Bir zamanlar

şehrin en düzensiz ve pis, fakat aynı zamanda da en başta gelen ticaret

merkezlerinden biri olan bu yer, Haliç'in suları girdiği için yer yer çamurlu olan

sokakları, kıyıda sıralanan ahşap iskeleleri, mimari tarzları farklı irili ufaklı mağaza

ve iş merkezleri ile kendisine has bir karaktere sahiptir.

1984-1986 yıllarındaki istimlâk ve kıyı düzenlemesi sırasında, sağlıklı bir

inceleme yapılmasına meydan bırakılmadan burası bütünüyle yıkılıp ortadan

kaldırılmış ve bir kısmının üzerinden geniş bir de cadde geçirilmiştir.

Eyice, bu yazısını sözü edilen yerin tarihçesi ve Đstanbul geçmişindeki yeri

hakkında bir fikir vermek düşüncesiyle kaleme almıştır.

Konuya girişte, Bizans çağı ve topografyasında, Osmanlı döneminde bölgenin

durumu tarihi belgeler ışığında dünü ve bugünüyle tetkik edilmiştir.Aynı zamanda

Zindan Kapısı yakınından Haliç'e döküldüğü ileri sürülen kanalın nerede olduğu ile

ilgili ortaya atılan iddialara değinilmiş ve 10 Ağustos 1992 günü restorasyon

yapılmakta olan, Tahtakale Hamamı'nı Eyice'nin ziyareti sırasında, bu eski eserin

82 Semavi Eyice, " Dünüyle, Bugünüyle, Çevresiyle...-Zindan Kapısı-" , Đstanbul Dergisi , Đstanbul Tarih Vakfı, S:3 , Ekim, 1992 , s.129-138.

Page 107: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

88

sahibi tarafından böyle bir kanalın varlığı (lağım değil) bildirildiği notlar arasındadır.

Eyice, Zindan Kapısı hizasında olması gereken bu kanalın tam olarak tespiti ve

içinden akanın mahiyetinin araştırılmasına dikkat çeker.

Zindan Kapısı ve buradaki Baba Cafer makam türbesinin "Fatih

Vakfiyeleri"nde adının geçmediği, diğer taraftan Kuzey Almanya'da Flensburglu

Melchicr Lorichs'in (veya Lorck) 1554'te çizdiği llm. uzunluğundaki Đstanbul

panoramasında, buradaki Zindanın varlığını resmin üstüne eklediği kısa

açıklamalarda belirttiği ve böylece de XVI. yüzyılda burada bir zindanın

bulunduğunun tespiti yapılmıştır. Bugün zindan olduğu söylenen ve Baba Cafer

Türbesi'nin yer aldığı kulede asıl zindan olduğu söylenen tonozlu bir mekân

mevcuttur. Eyice bugün asıl zindanın kulede yer alan mekanla sınırlı olmasının

imkansız olduğu yönündeki düşüncesini dile getiriyor. Eyice’ye göre, zindan bu

kuledeki küçük odadan ibaret değildi. Geçen yüzyılın ikinci yarısında, kuleye bitişik

olarak Batı üslubunda bir yapı halinde inşa edilen Zindan Han'ın batı tarafında ve

Marmara Belediyeler birliği olan hanın tam önünde yarı yıkık harabenin de buradaki

esas zindan olmasını gerektiğine işaret eden Eyice,döneme ait tarihi belgelerde

Zindan Kulesi ve çevresinin incelemesi yapmıştır.

Baba Cafer Türbesi ve ziyaret yeri ile ilgili halk inançlarına değinilmiş, bugün

bir harabeden ibaret olan yapının mimari açıdan tetkiki tarihi belgeler ışığında

yapılmıştır.

Bölgede yer alan diğer önemli tarihi yapılar Limoncu Hanı, Ahî Çelebi

Camii, Sıbyan Mektebi geçmişi ve bugünkü durumu ile araştırılmıştır.

Ve son olarak da Eyice, Zindan Kapısı ve çevresi ile ilgili birkaç önerisini,

özet olarak belirtmeyi gerekli görmüştür.

Page 108: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

89

IV.4.YURTDIŞINDA YER ALAN TÜRK ESERLERĐ

Osmanlı devri Türk mimarisinin ilk devrini inceleme ile uğraşan

araştırmacıların gösterdiği çabaya rağmen, harcanan emek ne kadar büyük olursa

olsun yine de kıyıda köşede gözden kaçan bazı yapılar kalmıştır. Bugün artık ulusal

sınırlarımızın çok uzağında bulunan bir çok Türk anıtı da unutulmuş, hatırlanmayı

beklemektedir.

IV.4.1.OHRĐ'NĐN TÜRK DEVRĐNE AĐT ESERLERĐ83

Eyice, milletlerarası bir kongre münasebetiyle Yugoslavya'nın Ohri şehrinde

1961 yılı yazının sonlarında birkaç gün kalma imkanı bulmuş ve bu sırada Balkan

savaşı sonrası elimizden çıkan bu kasabanın Türk devrine ait birçok eserin bu şehirde

yer almasının dikkatini çekmesi üzerine, etraflıca olmasa da, bu eskiata yadigârlarını;

Ohri hakkındaki yayınlardan da faydalanmak suretiyle, imkânlar nispetinde

derlemiştir.

Ohri'nin Türk devrine ait eserlerini altı bölüm ve bunlara bağlı çeşitli alt

başlıklar halinde tetkik edilmiştir.

Đlk bölümde bölgenin kısa bir tarihçesine değinilmiştir.

Đkinci bölümde kale, cami haline getirilen kiliseler ve Ayasofya konusu tetkik

edilmiştir.

Üçüncü bölümde Camiler ve Mescidler başlığı altında, Đmaret Camii, Tekke

Camii, Ali Paşa Camii ,Struga yolundaki mescid, yine aynı yol üzerindeki bir başka

mescid, Kuloğlu Camii incelenmiştir.

Dördüncü bölümde, Türbeler konusu tetkik edilmiştir.

Beşinci bölümde diğer eserler başlığı altında Türk dönemine ait çeşitli

hamam ve çeşmeler ele alınmıştır.

Altıncı ve son bölümde; evler başlığı altında klasik Türk ev mimari geleneğine

bağlı yapılar tetkik edilmiştir.

83 Semavi Eyice, "Ohri'nin Türk Devrine Ait Eserleri", Vakıflar Dergisi, S.IV, 1965, s. 137-145.

Page 109: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

90

Sonuç olarak, buradaki Türk eserlerinin katalogu çok tam olmasa da, eserlerin

ilim dünyasına tanınması açısından bugünkü sınırlarımız dışında kalan Ohri

hakkındaki notlar özel bir önem taşımaktadır.

IVA2.TÜRK SANATI BAKIMINDAN ÜSKÜP84

Makedonya Cumhuriyeti'nin başşehri olan Üsküp(Skopje) beş yüz yıldan fazla

bir süre boyunca Türk şehri olmuştu .Beş yüz yıl boyunca Türkler burada kendi

uygarlığın damgalarını çeşitli mimari eserler olarak bırakmıştı.Ne yazık ki

Trakya'daki en önemli merkezlerin başında gelen bu şehrin Osmanlı döneminde

meydana getirilen eserlerinin etraflı surette incelenerek tam olarak hazırlanmış bir

monografyası yoktur.

Eyice, bu sebeple ,Üsküp'deki Türk mimari eserlerinin Osmanlı dönemi Türk

sanatındaki yerlerini ancak yüzeysel bir biçimde ortaya koyabileceğini ve Üsküp'ün

bütün eserlerini değil, sadece birkaç çeşit grubunu inceleyebildiğim belirtmiştir.Bu

konuda daha önce yayımlanan dağınık şekilde ki bulunan makalelerin elde

edilemeyişinden dolayı birtakım eksikliklerinin olabileceğine işaret etmiştir.

Konuya giriş bölümünde, çeşitli tarihî belgeler ışığında Üsküp şehrinin Türk

eserleri açısından dünü ve bugününün değerlendirilmesi yapılıyor.Üsküp'teki Türk

devri eserleri Kale, camiler, hamamlar, bedesten, türbeler olmak üzere beş başlık

altında tetkik edilmiştir.

Sonuç olarak, Üsküp'ün Osmanlı döneminin Türk mimarlık tarihi bakımından

önemi belirtilmiş ve bu çalışmayla Üsküp'ün Türk sanatı bakımından önemli bir

merkez olduğu ortaya konmuştur.85

84 Semavi Eyice, "Türk Sanatı Bakımından Üsküp", Türk Kültürü Araştırmaları, C. XXXI,Yıl:l-2, Ankara, 1995, s. 153-188. 85 Türk Sanatı Bakımından Üsküp makalesi'ne ek olarak:Eşref ertekin tarafından "Cönklerden derleme" başlığı altında yayımlanan bir makalede,Üsküp kadısı Salih Efendi'nin Hasan Çavuş Camii demekle maruf camii tamir ettiğinde Hâki isminde bir şairin söylediği tarihtir"denilerek işaret edilen manzume ek olarak sunulmuş ve bu manzumenin Hasan Çavuş(veya Ağa) camiinin tarihine ışık tuttuğu açıkça belli olduktan başka,Osmanlı Devleti'nin genişliği hakkında da fikir vermesi bakımından önemli olduğuna işaret edilmiştir.

Page 110: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

91

IV.4.3.YUNANĐSTAN'DA TÜRK MĐMARĐ ESERLERĐ86

Osmanlı Đmparatorluğu'nun şimdiki Yunanistan'ın sınırları içinde kalan

şehirlerinde inşa edilmiş olan çeşitli mimari eserlerden ancak bir kısmını içine alan

bu çalışma,iddiasız bir rehber niteliğindedir.

Eyice, Yunanistan'da 1953 yılı nisan ayında yaptığı bir gezide topladığı

malzemenin yardımı ile Türkiyat Mecmuası'nın XI. sayısında yayınlamış olduğu

yazıda Atina ve Selânik'de bugün hâla sağlam olan Türk mimari eserlerinden bir

kaçını tanıtmıştır.

Bu yazısında ise, Makedonya'da görmek fırsatını bulduğu şehirlerindeki

birkaç Türk anıtı üzerinde durmuştur. Ayrıca bazı Yunan şehirlerinde de Türk

devrinden kalma mimari eserlerin mevcut olduğunu, bunların bir kısmının

yayımlanmış olmakla beraber, içerik bakımından yetersiz olmaları yüzünden, bu

eserlerin Türk sanatı ile ilgilenenlerin dikkatinden uzak kaldığının altını çizmiştir.

Eyice bu yapılardan tespit edebildiği kadarını bu yazının ikinci kısmında

toplamayı gerekli ve faydalı görmüştür.

Böylece Narda (Arta), Mizistre (Mistra), Benefşe (Monembasia), Pasova

(Passava), Anabolu (Nauplion), Tırhala (Trikkala) gibi bazı şehirlerdeki Türk

anıtlarına rehber olacak bir içeriğe sahip olan bu yazının çerçevesi içine almayı

uygun bulmuştur.

Türk Mimari Eserleri, Vardar Yenicesi, Karaferye, Kesriye, Florina, Ostrova,

Vodina, Kavala, Aynoroz, başlıkları altında incelenmiştir.

Ve yazının ikinci kısmında ise çeşitli yazılı kaynaklardan derlenen Türk

mimari eserleri ele alınmıştır.

IV.4.4.ATATÜRK'ÜN DOĞDUĞU YILLARDA SELANĐK87

Doğumunun yüzüncü yıldönümü vesilesiyle; Gazi Mustafa Kemal

Atatürk'ün mütevazi bir evde gözlerini dünyaya açtığı Selanik, o yıllarda nasıldı?

Eyice'nin bu yazısı, bu sorunun cevabını vermeye yönelik bir araştırmadır. 86 Semavi Eyice, Yunanistan'da Türk Mimari Eserleri", Türkiyat Mecmuası,C.XI, 1955, s. 157-182 87 "Atatürk'ün Doğduğu Yıllarda Selanik", Doğumunun lOO.yıhnda Atatürk'e Armağan, Đstanbulrî.Ü. Edebiyat Fakültesi, 1981, s.461-496.

Page 111: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

92

Eyice bu yazısının Selanik'in Türk devri tarihçesi ile eski eserlerini derleyen

geniş çerçeveli ve iddialı bir araştırma olmadığına işaret eder. Gayesinin başlıkta da

belirtildiği gibi, Atatürk'ün dünyaya geldiği 1881 yıllarına doğru ve gençliği ile ilk

subaylık yıllarında zaman zaman geldiği Selanik şehrinin o sıralarda nasıl bir

manzaraya sahip olduğu sadece ana çizgileri ile belirtmekten ibaret olduğuna işaret

eder.

Eyice ayrıca, Osmanlı Đmparatorluğunun bazı şehirleri hakkında küçüklü

büyüklü yayınlar olmasına karşılık, bildiği kadarı ile Şelânik'e dair Türkçe olarak

hemen hemen hiçbir yayının olmadığını bildirmekle beraber Đmparatorluğun Avrupa

bölümündeki bu en büyük şehir, hem kalabalık hem de kültür ve uygarlık bakımından

en başta gelen merkez olduğuna işaret eder.

Eyice ilk defa 1953'de görüp, gezerek tanıdığı Selanik'in o tarihlerde hâlâ eski

Türk özelliklerinden bir şeylere sahip bulunduğunu, bununla beraber 1980 yılının

Eylül ayında yani ilk ziyaretinden 27 yıl sonra gördüğü Selanik'in ise, çok modern,

büyük ve yeni yapılarla kaplı bambaşka geniş bir şehir olduğunu ve beş yüzyıllık

Türk çağının izlerinin son derece azaldığını bildirir.

Selânik'in Türk topraklarına katılması, güneydoğu Avrupa'nın en önemli

liman ve ticaret yapısına sahip oluşu, yapısı, coğrafi konumu ve bununla beraber

Türk dönemi eserlerini Eyice panoramik bir açıdan tetkik etmiştir.

Eyice bu yazısına son söz olarak görüşlerini şu şekilde özetlemiştir; Tam ve

kesintisiz 842 yıl Türk olan bir büyük şehrin sadece XIX. yüzyılın sonlarındaki

manzarasını çizmeğe çalıştığımız bir toplamadan ibarettir. Bu şehirde dünyaya

gözlerini açan Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük isteği Türk tarihinin her tarafının,

yetişen Türk uzmanlar tarafından araştırılması ve aydınlığa çıkarılması idi. O'nun

dünyaya gelişinin yüzüncü yıldönümü vesilesiyle, doğduğu yer hakkında kaleme

aldığımız bu küçük araştırmanın, bu yolda çalışacaklara bir yol gösterecek ve geniş

araştırıcıları gayrete getirecek olursa, herhalde bundan en fazla mutluluk duyacak

olan yine Atatürk'ün ruhudur.

Page 112: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

93

IV.5.SEYYAHLAR VE SEYAHATNAMELERĐ

Eyice'nin esas çalışma sahasının dışında, özel ilgi duyduğu ve

üzerinde araştırmalar yaptığı bir konu vardır. Türkiye'ye gelmiş olan yabancı

seyyahlar ve seyahatnameleridir. Bu alanda kitap yazan ve tarih literatürüne

"Seyyahlar ve Seyahatnâmeleri"diye geçen konu, Semavi Eyice tarafından bir tek

dipnotu doldurmak için değildir, her birisinin Türk sanatına ne gibi bilgiler

getirdiğine de değinir.Söz konusu seyyahlar bir tek Đstanbul ile sınırlı

kalmamıştır.Eyice, Türkiye ile ilgilenen ve Anadolu ile Trakya'yı ziyaret edenlerin

bilgilerini değerlendirdiği kadar, kitap yazıp da baskı azlığı yüzünden az tanınan

gezginleri de ilim dünyasına tanıtmayı başarmıştır.

I V.5.1.ĐNGĐLĐZ ĐKTĐSATÇI NASSAU W. SENĐOR'UN

TÜRKĐYE SEYAHATNAMESĐ (1857-1858)88

Đngiliz Đktisatçi, Nassau William Senior, Kırım savası'ndan az sonra, 1857-

1858 yıllarında Yunanistan ve Türkiye'ye bir seyahat yapmış, bu gezide gördüklerini,

tanıştığı kişilerle olan sohbetlerini özetleyen bir kitap yayınlamıştır. Senior, 1859'da

basılan bu kitabında, kimi zaman görüştüğü şahısların adlarını vermekte, bazen ise

bu kişileri gelişigüzel anmaktadır. Eyice bu yazısını işte bu inisiyallerin, kimleri

gizlediğini ortaya koymak ve bunların düşüncelerini belirtmek amacıyla kaleme

almıştır.

Senior'un kitabında Osmanlı devletinin Tanzimat fermanının

yayınlanmasından az sonra, burada yaşayanların görüşleri ile ne gibi sorunları

olduğunu, ortaya koymaya çalıştığı belirtilmiştir.

Yazıda kitabın sadece bir kısmının özeti ele alınmıştır. Bu bölümde,

Senior'un yalnız Đstanbul'daki temaslarına ve bunlar arasında Osmanlı dönemi Türk

88 "Đngiliz Đktisatçı Nassau W. Senior'un Türkiye Seyahatnamesi (1857-1858)", Prof. Dr. M. Münir Aktepe'ye Armağan, Đstanbul:Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi Basımevi Tarih Enstitüsü Dergisi, C. XV, S: 15, 1997, s. 547-561

Page 113: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

94

kültür hayatında önemli yeri olan Ahmed Vefik Efendi (Paşa) ile olan konuşmalanna

yer verilmiştir.

Eyice, yazısının sonunda kitabın Đngilizce tamamını gözden geçirmenin,

hattaTürkçeye çevrilmesinin, Osmanlı tarihinin yakın dönemi için dikkate değer

bilgiler sağlaması açısından önemine işaret etmiştir.

Eyicenin bu yazıyı hazırlarken kullandığı nüsha ABD'de eski kitapların ucuza

satıldıkları bir fuarda elde edilmiş olup, cilt kapağının içinde De Kimberley ailesinin

ex-libris'i bulunmaktadır. Bu etiketin ortasını süsleyen soyluluk armasının üstünde

IOHIS.COMITIS ve alt kenarında DE. KĐMBERLEY adı, bu nüshanın 1870'li

yıllarda Büyük Biritanya devletinin sömürgeler bakanı olan Kimberley birinci kontu,

John Wodehause'un malikânesinin kütüphanesinden çıktığını gösterir. Kitap

Đngiltere'den ABD'ye gitmiş, oradan da Türkiye'ye gelmiştir.De Kimberley

kütüphanesinden çıkmış olan ve halen Eyice'nin elinde bulunan bu kitabın ilk

sahibinin bilinmesi önemlidir. Çünkü, kitabın birinci sunuş sayfasının karşısına

yapıştırılmış bir kağıda mürekkeple, metinde geçen insiyallerin anahtarı, "Key giver

me by Mr. Senior" (Bana Mr. Senior tarafından verilen anahtar) başlığı altında yer

almaktadır. Bu başlığın yazısı ve mürekkebinin rengi listeye nazaran daha değişik

göründüğüne göre, listenin bizzat Senior tarafından yazıldığını, başlığının ise John de

Kimberley eliyle ilâve edildiğini düşünmenin herhalde yanlış olamayacağına işaret

edilmiştir. Anahtar listede, inisiyaller âit oldukları adlara bağlı olmaksızın, alfabetik

sıraya göre gelişigüzel düzenlenmiştir. Eyice makalesine ek olarak bu listeyi

desunmuştur. Burada takdim edilen anahtar olmadıkça bu eserden yararlanmanın

mümkün olmadığına da işaret edilmiştir.

IV.5.2.X.HOMMAĐRE DE HELL ve RESSAM JULES

LAURENS.MÜŞTEREK TÜRKĐYE SEYAHATNAMELERĐNĐN

DEĞERLENDĐRĐLMESĐ YOLUNDA BĐR ARAŞTIRMA89

Türkiye ile ilgili çeşitli konularda yapılacak araştırmaların en önemli

kaynaklarından biri de yabancılar tarafından yazılan seyahatnamelerdir. Bu

89 Semavi Eyice,"X. Hommaire De Hell ve Ressam Jules Laurens.Müşterek Türkiye Seyahatnamelerinin Değerlendirilmesi Yolunda Bir Araştırma", Belleten, Ankara Türk Tarih Kurumu, C.XXVII, S: 105, s.59-88.

Page 114: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

95

seyahatnamelerin hepsi aynı değerde olmamakla beraber, içlerinde çok dikkat çekici

gözlemler ile dolu olanlar da bulunmaktadır.

Eyice bu yazısında, doğumunun yüz ellinci yıldönümü vesilesiyle Fransız

seyyahı Xavier Hommaire de Hell ve bıraktığı değerli sayılabilecek seyahatnamesini

tanıtmıştır.

Konu iki bölümde ele alınmıştır.

Birinci bölümde hayatı ve başlıca eserleri başlığı altında Fransız seyyahın kısa

yaşam öyküsüne ve beraberinde Hell'in önemli eserlerine değinilmiştir.

Đkinci bölümde, Hommaire de Hell ve Ressam Jules Laurens'in müşterek

mesailerinin sonucunda oluşan dört ciltlik metnin taranmasının, Anadolu arkeolojisi,

Türk sanat ve uygarlık tarihi bakımından çok değerli bulgulara rastlamanın mümkün

olduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan Hell'in coğrafya bakımından yaptığı izlenimlerin

de ayrıca bu sahada uzman bir araştırmacı tarafından incelemeye değer olduğu da

notlar arasındadır.

Eyice, seyahatnamede yer alan etnografya, jeoloji gibi bilim dallarını

ilgilendiren konuları bir tarafa bırakarak bu kitapta gözüne çarpan tarih, arkeoloji ve

sanat tarihi ile ilgili bazı noktaları belirtmekle yetinmiştir.

Hell'in Anadolu'da yaptığı seyahatlerden önemli bulunanlara değinilmiş ve bu

seyahatlerde her neden ise, eski eserler üzerinde durulmayıp, coğrafî gözlemlerin

tercih edildiğine işaret edilmiştir. Ayrıca, Eyice, Hommaire de Hell'in bu uzun

yolculuğu sırasında yanında bulunan ressam Jules Laurens'den kısaca bahsetmiş ve

Hell'in seyahatnamesinin Laurens tarafından hazırlanan litografya levhalarından

bugünkü Türkiye ile ilgili olanlardan tespit ettiklerini maddeler halinde sıralamıştır.

Bu resimlerin içlerinde sanat tarihi veya şehircilik tarihi bakımından değerli

olabileceklere işaret edilmiş ve levhalar bu açıdan tetkik edilmiştir.

Eyice araştırmasının sonucunda, hemen hemen unutulmuş bir araştırıcıyı ve

yardımcısını bizim için değerli tarafları ile tanıtmakla kalmayıp, aynı zamanda,

şimdiye kadar çeşitli vesileler ile ortaya koyduğu iki hususun önemini bir defa daha

belirtmiştir. Bunlardan birincisi, yurdumuzdan bahseden bütün seyahatnamelerin

Page 115: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

96

toplanması, ikincisi de yurdumuz ile ilgili her çeşit eski resimlerin veya bunların

kopyalarından meydana gelecek bir koleksiyonun kurulması hususundadır.

IV.5.3. J.VON HAMMER- PURGSTALL VE

SEYAHATNAMELERĐ HAMMER'ĐN TARĐHÎ COĞRAFYA,

TOPOGRAFYA VE SANAT TARĐHĐNE HĐZMETĐ90

Josef von Hammer'in tarihî coğrafya, seyahatname ve topografya ile ilgili

çeşitli araştırmaları mevcuttur. Hammer çeşitli dillerde kaynakları rahatça kullanan,

üstelik çabuk yazan ve çok fazla yazısı bulunan bir araştırıcıdır. Bu yüzden acelenin

ve hızın sebep olduğu hataları vardır. Ayrıca yetiştiği çevrenin ve aldığı kültürün

etkisi altında kaldığından bazı ön yargılan da olmuştur. Fakat bu onun eserlerinin

değerini azaltmaz.

Eyice bu çalışmasıyla, Osmanlı tarihi kadar, Doğubilimi'nin başka dallarına

da çok büyük hizmeti olan bu Avusturyalı bilim adamının az bilinen bir cephesini

gözler önüne sermekte ve ilmî çalışmalarına bir parça ışık tutmak gayreti içindedir.

Eyice konuya girişte, Hammer'in 1799'da Đstanbul'daki Avusturya elçiliğinde

görevlendirilmesi ile onun Osmanlı Đmparatorluğu'nu, dolayısıyla Türk topraklarını

ve kültürünü yakından tanımasının mümkün olduğunu, hatıralarında Doğu ve Asya'ya

sevgisini ilgi çekici bir biçimde anlattığını belirtmiştir.

Eyice Hammer'in Türk topraklarında yapmış olduğu seyahatlere değinmiş;

"Doğuda yapılan bir seyahatte toplanan topografik görüntüler" adlı kitabına yer

vermiştir.Eserde yer alan bilgiler tetkik edilmiştir.

Eyice, aynı zamanda bugün hâla yeteri kadar tanınmayan Kâtip Çelebi'nin

Osmanlı Đmparatorluğunun Avrupadaki topraklarına dair verdiği ansiklopedik bilgi

niteliği yazmaların bazı bölümlerini Hammer'in Almancaya çevirmek suretiyle

yaptığı hizmetin büyüklüğüne de işaret eder. Diğer taraftan Eyice, Osmanlı

90 Semavi Eyice,"J. Von Hammer - Purgstall ve Seyahatnameleri Hammer'in tarihî coğrafya, topografya ve sanat tarihine hizmeti" , Belleten, Ankara:Türk Tarih Kurumu, C. XLVI, S: 183, Ekim, 1982, s.535-550.

Page 116: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

97

Đmparatorluğu'nun Avrupa coğrafyası içindeki yerini de tanıtan bu çok değerli

kaynağın, bugüne kadar Hammer'in Almanca bir tercümeden başka bir yayına konu

olmadığını üzüntüyle belirtmiştir.

Hammer, Đstanbul'da bulunduğu yıllarda, 1804'de bir Bursa ve Đznik'e seyahat

etmiş ve burada aldığı notlarını Peşte 'de 1818'de "Đstanbul'dan Bursa'ya ve Olympos

(=Uludağ)'a ve buradan Đznik ile Đzmit üzerinden geriye dönüşte görülenler" başlığı

altında 200 sayfalık bir kitap yayımlamıştır. Eyice, Hammer'in önceki

seyahatnamesinde yalnız antik kalıntılarla ilgilenirken, Osmanlı tarihinin beşiği olan

Bursa'da Türk eserlerini görmeğe, tanımağa büyük bir gayretle giriştiğini belirtmiş ve

seyahatnamenin içeriğini yazısında tetkik etmiştir.

Josef von Hammer, Peşte'de 1822 yılında Đstanbul ve Boğaziçi hakkında iki

ciltlik kocaman bir eser de yayınlamıştır. Parma Düşesi Marie Lausie'e sunulan,

birinci cildi XXVDI+626+LXXn sayfa ve büyük bir Đstanbul plânı; ikinci cildi

534+LXXTV sayfa ve Đstanbul Boğazı haritasından meydana gelen, toplam 1334

sayfalık bu büyük eser, Đstanbul ve yakın çevresi hakkında toplu bilgiler veren ilk

kitaptır. Hammer; Đstanbul hakkında günümüze kadar yazılan kitapların başında yer

alan bu ana eserde, sırası geldikçe Antik çağ ve Bizans tarihinden bahsetmekle

beraber, şehrin içindeki ve çevresindeki Türk eserlerini, Türk kaynaklarından

derlediği bilgilerle tanıtmaya çalışmaktadır.Eyice bu büyük eserin, Đstanbul'u tanımak

isteyen yabancılar için bir seyyah rehberi gibi tasarlandığını belirtmiş ve kitabı tetkik

etmiştir.

Hammer'in "Avrupa'da yapılan seyahatlerin hikayesi" başlığı altında

yayınlanan kitabının XVII. yüzyıl Osmanlı Đmparatorluğu'nun her konusu hakkında

zengin bilgi veren bir kaynak olmasına rağmen Türkler tarafından tanınmadığını

belirten Eyice, eserin bilhassa tarihî coğrafya ve eski eserler bakımından çok değerli

bilgiler içerdiğine işaret eder.

Son olarak da Hammer'in Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nin ilk defa değerini

anlamış ve onu bizlerin henüz tanımadığı bir çağda Batı'ya tanıtmış bir öncü olması

bakımından önemine işaret edilmiştir. Evliya Çelebi'nin I. ve II. cildinin bir kısmını

Đngilizceye çevirerek Đngiltere'de yayımlattığına değinilmiştir. Bu önemli Türkçe

kaynağın böylece ilk defa batıda tanınması mümkün olduğuna işaret eden Eyice, bu

Page 117: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

98

değerli kaynağın Türkçe olarak yayımlanmaya başlamasının bizde ancak

XIX.yüzyılın başlarında gerçekleştiğini üzülerek bildirmektedir.91

IV.5.4.ĐSTANBUL/UN ĐLK TURĐSTĐK REHBERLERĐNDEN

TĐMONĐ'NĐN REHBERĐ92

Đstanbul bütün Osmanlı devri boyunca Batı'dan gelen seyyahların ilgisini

çekmiş ve bunlar esas meslekleri ne olursa olsun, geriye döndüklerinde gezi

izlenimlerini yazarak bunları yayınlamışlardır. Batı'nın birçok büyük

kütüphanesinde bugüne kadar yayınlanmadan, elyazma halinde kalmış ve bazıları

oldukça değerli bilgilerle dolu seyahatnameler vardır. Đstanbul'a artan ilgi sonunda bu

şehrin eski eserlerini görmek isteyenler için "turistik" rehberler de yazılıp

bastırılmağa başlanmıştır.

Eyice bu yazısında, eline geçen bazı eski rehberleri ileride daha etraflı bir

çalışma yapma ümidini de belirterek, Đstanbul'un ilk turistik Rehberlerinden

Timoni'nin rehberini takdim etmiştir.

Konuya giriş, sunumu yapılan kitabın genel bir tanıtımının yapıldığı

bölümdür. "Đstanbul'un içinde küçük seyyah rehberi" başlığı ile basılan kitabın

yazarının kısa bir özgeçmişine değinilmiştir. Bunun yanında A. Timoni'nin Đstanbul

ile ilgili yazmış olduğu diğer kitaplarına dair bilgilere de yer verilmiştir.

Eyice'nin, yazarı hakkında bir dereceye kadar fikir sahibi olunan "Küçük

Đstanbul Rehberi"ni tetkik ettiği bölüm yer almaktadır. Rehberde Timoni Đstanbul'da

yabancı bir seyyahın altı günde görebileceği her şeyi belirttiğine işaret edilmiş,

bununla beraber Đstanbul dışında, çevrede görülmesini tavsiye ettiği yerlerde

sıralanmıştır.

Đstanbul'un ilk turist rehberlerinden biri olan bu kitabın, şehrin içinde

nerelerin görülmesi gerektiğini sadece bildirdiğine, fakat bu eserler hakkında fazla

91 Bu makale Đstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde düzenlenen Diplomat ve Tarihçi

Joseph Von Hammer Seminerinin ikinci oturumunda, 30 mart 1982 Salı günü yapılan konuşmanın metnidir. 92 Semavi Eyice,"Đstanbul'un Đlk Turistik Rehberlerinden Timoni'nin Rehberi",Tarih ve Toplum,S:67,(Temmuz)1989,s.l3-17

Page 118: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

99

bir açıklama yapmadığına deyinen Eyice, aynı zamanda eserde yer alan bazı hatalı

bilgilere de işaret etmektedir.

Đstanbul'un ilk turist rehberlerinden biri olan bu küçük kitap, şehrin içinde

nerelerin görülmesi gerektiğini sadece bildirmekte, fakat bu eserler hakkında fazla bir

açıklama yapmamaktadır. Verdiği tarih bilgileri ve yer adlarında da pek çok yanlış

görüldüğü, ayrıca önerilen yol güzergâhına uymak isteyen yabancı bir turistin pek

kolayca şehri gezmesinin mümkün olmadığının da anlaşıldığına işaret eder. Bazı

günlerin programı o kadar çapraşık ve o derece yorucudur ki, böyle bir rehberle o

yılların Đstanbulu'nda bir yabancının nasıl dolaşabileceği ve yolunu bulup kaldığı eve,

pansiyona veya otele dönebileceği de merak edilmeğe değer bulduğunu

bildirmektedir.

Page 119: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

100

IV.6. TARĐHÎ BELGE OLARAK RESĐMLER

Tarihî konulan işlerken büyük ölçüde fayda sağlayan belgelerden biri de eski

resimlerdir. S ayıları pek fazla olmamakla beraber, çeşitli devirlerin ressamlan

tarafından yapılan değişik teknikteki resimlerden başka, bilhassa eski

seyahatnameleri veya çeşitli elyazmalarını süslemek üzere meydana getirilen

gravürler ve minyatürler de bu bakımdan son derece değerlidir.

Batı ülkelerinde Osmanlı devri boyunca Türkler ve Türkiye.ile ilgili pek çok

resim yapılmış ve bunların bir kısmı çeşitli tekniklerde gravürler olarak Avrupa'nın

arşiv ve kütüphanelerinde kendileri ile ilgilenecek bir meraklıyı beklemektedir.

Geçen yüzyıllarda Türkiye'ye gelen Batılı ressamların meydana getirdikleri resimler,

gerek eski Türk hayatını, gerek şehirlerimizin ve anıtlanmızın eski görünüşlerini en

iyi yansıtan belgelerdir. Bu resimlerin bazıları çeşitli tekniklerde basılarak geniş

ölçüde tanınmış, bazıları ise özel veya resmî koleksiyonlarda unutulup kalmıştır.Çoğu

eski seyahat ve tarih kitaplannda olmakla beraber, bir kısmı münferit olarak da

basılmış pek çok gravür vardır ki, bunlar tarihimiz bakımından eşsiz değerdedir.Bu

grup içine, eski harita ve planları koymak da mümkündür.Bu sahada şimdiye kadar

çok az çalışma yapıldığından bu çeşit eserlerin içeriklerini, birbirleri ile ilgilerini

çeşitli varyantlarını ve hatta yapıldıkları devirleri bilmemekte ve bu yüzden de

bunlardan gerektiği gibi faydalanmamız mümkün olmamaktadır.

Eyice'nin esas çalışma alanı dışında, merak ettiği ve üzerinde araştırmalar

yaptığı bir konu vardır. Türkiye'ye gelmiş olan yabancı Seyyahlar ve bunlann

arasında bilhassa resim bırakmış olanlar veya yayınladıkları seyahatnameleri,

gördükleri yerler ile ilgili resimler ile süslemiş olanlar çeşitli tekniklerdeki bu

resimler değerli birer vesikadır. Maalesef bugüne kadar bunlar üzerinde durulmamış

çalışılmamış ve bunları biz bugüne kadar vesika olarak değerlendirememişizdir. Bu

yüzden de bazı tarih araştırmalarını daha zenginleştirmek imkânından mahrum

kalmışızdır. Halbuki, bu resimler üzerinde biraz daha derinleşecek olursak, bir çok

şeyler elde etmemiz mümkün olacaktır.

Page 120: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

101

IV.6.1.ANKARA'NIN ESKĐ BĐR RESMĐ, TARĐHÎ VESĐKA

OLARAK RESĐMLER, ANKARA'DAN BAHSEDEN SEYYAHLAR93

Şimdiye kadar dikkati çekmemiş bir tablo vesilesiyle ele alınan bu araştırma,

Anadolu'nun bu tarihî şehrinin henüz yeteri kadar tanınmadığını bir defa daha ortaya

koymaktadır. "Türk Ankara" eski kaynakların, onu gören seyyahların ve ilgili

eserlerin, kitabelerin yardımıyla iyice bilinip tanınmaya muhtaçtır. Eski yabancı

seyyahlar onun Türk şehri olarak gerçek kimliğini hiçbir zaman görememişlerdir.

Ankara evleri, camileri ile ancak Cumhuriyet devrinden sonra bir dereceye kadar

"keşfedilmiştir". Bu arada merhum Mübarek Galib Bey'in Ankara eski eserleri ve

kitabeleri hakkındaki araştırması bu yolu açmış ise de94, ne yazık ki sonraki yıllarda

bu yolda yürüyenler pek olmamıştır. Nitekim Ankara'nın büyük mezarlıklarının,

yüzlerce, hatta binlerce taşı, büyüyen, genişleyen ve bu arada yeni görevine uygun

olarak modernleşen şehrin yeni ihtiyaçlarının kurbanı olarak ortadan kalkmıştır. Bu

arada birçok tarihî eser de gerçekten lüzum olsun veya olmasın yıktırılmıştır. Bunlar

ile o sıralarda bir kimsenin ilgilenip ilgilenmediğini bilmiyoruz. Fakat Ankara tarihi

ile tarihi topografyasının işaretleri olan bu eserler hakkında açık bilgilerin eksikliğini

daima duyulacaktır.

Eyice bu makalesinde, Hollanda'nın Amsterdam şehri müzesinde, ressamı

bilinmeyen "şehir ve insan" topluluğunu gösteren resmi tanıtıldıktan sonra Ankara'nın

adeta sembolü haline gelen bu tablo vesilesiyle şehrin tarihsel evrimi ve bunu

yansıtan seyyahlar ve araştırmacıları konu edilmektedir.

Konu üç kısımdan meydana gelmektedir. Đlk bölümde tarihî resimlerin

öneminden bahsedilmiştir. Bu bölümde genel olarak bu eski resim konusunun ne

kadar ilgi çekici olduğuna değinilmiş; eski panoramalar, tablolar veya tek binaların

resimleri ile eski şehir,yapı,şahıs,tarihi olayların fotoğraf!arının belge olarak önem ve

değerlerine işaret edilmiştir.

93 Semavi Eyice,"Ankara'nın Eski Bir Resmi.Tarihî Vesika Olarak Resimler.Ankara'dan Bahseden Seyyahlar", Atatürk Konferansları, C.IV, Ankara, 1972, s.61-124 94 Mübarek Galip, "Anadolu Türk Asar Ve Mahkükâtı Tetebbuatına Esas: Ankara, I, Ankara Mescidleri ve Camileri", Đstanbul, 1927. , "II Kitabeler",Đstanbul,1928.

Page 121: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

102

ikinci bölümde Ankara şehrine geçerek, Ankara hakkında bilhassa yabancılar

tarafından hakkında yazılanlara değinilmiştir. Bu tamamen nazarî bir takım bilgiler

içermektedir. Bu bölümde, Ghisler de Busbeçq, Hans Demshwam, Polonyalı Simeon,

Evliya Çelebi, Pitton de Tournefort, Aubry de la Motraye, Paul Lucas, Richard

Pococke, John Macdonald Kinneir, Aucher Eloy, Charles Texier, WJ. Hamilton,

Baptistin Poujoulat, William Francis Ainsworth, Princesse Christine Belgrojoso, A.D.

Mordtmann, Georges Perrot, F. Burnaby, K. Humann ve O. Puchstein, E. Naumann,

Colmar von der Goltz, Walther von Diest, D. Arslanian, Vital Cuinet, Lord

Wackworth, K. Kannenberg başlıklan altında eski seyahatnamelerde Ankara konusu

tetkik edilmiştir.

Üçüncü bölümde, Ankara'yı eski haliyle tanıtan ve maalesef şehrin

modernleşmesi çabaları sırasında yok edilen birtakım eski vesikalara

değinilmiştir.Bunların ilki Alman seyyah Hans Dernschwam'ın seyahatnâmesindeki

basit eskiz, diğer bir resim ise Paul Lucas'ın seyahatnamelerinden birinde

yayımlanmış şematik bir gravür ile Pitton de Tournefort'un gravürüdür.Ankara'nın

belirli bir dönemini bizlere yansıtan bu belgeler ve son olarak da bizim için çok daha

değerli bir vesika olan Hollanda'da Amsterdan'da Rijsksmuseum'da bulunan

yağlıboya bir tablo tetkik edilmiştir.Bu tablonun, eski Türk endüstri ve ticaret hayatını

yansıtan değeri yanında ikinci değerinin şehir topografyası hususunda ki önemine

işaret eden Eyice, bu resmin Ankara'nın bugün artık tamamen ortadan kalkmış bir çok

özelliklerini yaşattığını bildirmekte ve bunların başında da şehrin yakın çevresinin

arazi durumundan başka, XVU.yüzyılın başlarında Celâli korkusundan yapılmış dış

surların geldiğini bildirmektedir.Eyice'nin bu tabloyu topografya bakımından

değerlendirme hususunda çok önemli bir yardımcısı vardır ki, bu da eski bir harita,

daha doğrusu bir şehir planıdır.Bu plan Osmanlı devleti hizmetinde olan Prusyalı

H.Von Moltke'nin (1800-1891) yanındaki diğer Prusyalı subaylardan, Kurmay

Binbaşı Baron Von Vincke tarafından 1838 yılı Ocak ayında çizilmiş olup, bu

vesileyle burada takdim edilmiştir.

Eyice'nin bu tetkiklerinin sonucunda şimdiye kadar pek bilinmeyen bir Ankara

resmi tanınma olanağı bulmuştur. Ressamı bilinmeyen, bu yağlı boya tablonun

Halep'i değil Ankara'yı XVII. veya XVIH. yüzyıllardaki hâli ile tasvir ettiği

anlaşılmaktadır. Bu resim, şehrin bugüne kadar gelebilen topografya

Page 122: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

103

özelliklerine ve eski eserlerine uygun olduğu gibi, şehrin endüstriel ve ticarî hayatını

ve hattâ etnografyasını da bütün canlılığı ile yansıtmaktadır. Böylece burada ilk defa

eski Ankara'nın şimdiye kadar bilinmeyen önemli bir tasviri ilim alemine

sunulmuştur.

IV.6.2.AVRUPALI BÎR RESSAMIN GÖZÜ ĐLE KANUNÎ

SULTAN SÜLEYMAN, ĐSTANBUL'DA BĐR SAFEVÎ ELÇĐSĐ VE

SÜLEYMANĐYE CAMĐĐ. KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN'IN

PORTRELERĐ HAKKINDA BĐR DENEME95

Osmanlı Đmparatorluğu'nun en parlak çağında, Kanunî Sultan Süleyman

devrinde( 1520-1566), Batıdan olduğu gibi Doğudan da Đstanbul'a elçilik heyetleri

geliyordu. Bunların bir kısmı hakkında oldukça geniş bilgilere sahip bulunuyoruz.

Diğer bir kısmı ise tarihlerin, eski vekayinâmelerin sayfaları arasındaki belirsiz

birkaç kelimenin yardımı ile öğrenilmektedir. Bazılarını ise oldukça etraflı anı

yazıları, raporlar sayesinde tanımak kabil olmaktadır. Nihayet bir takım elçilik

heyetleri arasında, o devrin Türk hayatını yazı veya resim ile yansıtmaya çalışan

yazarlar ve sanatçılar da bulunmaktadır. Böyle bir Batılı elçilik heyetine mensup bir

sanatçının kalemi ile Kanunî Sultan Süleyman'ı ve onun hatırasını yaşatmak üzere

yapılan Süleymaniye Camii'nin bitişi töreni sebebi ile Đstanbul'a gelen bir Safevî

elçisini tanıyoruz.

Eyice bu yazısında, Kanunî Sultan Süleyman'ın ve Safevî elçisinin portreleri

ile bunları tanıtmak, bu vesile ile de bir taraftan büyük Türk hükümdarının çeşitli

portrelerini bir deneme halinde derlemek, diğer taraftan da Safevî elçisinin ne vesile

ile Batılı ressam ile karşılaştığını araştırmak amacını gütmektedir.

Konu iki bölümde ele alınmıştır.

95 Semavi Eyice, "Avrupalı bir Ressamın Gözü ile Kanunî Sultan Süleyman, Đstanbul'da bir Safevî

Elçisi ve Süleymaniye Camii. Kanunî Sultan Süleyman'ın Portreleri Hakkında bir Deneme", Kanunî Armağanı, Ankara:Türk Tarih Kurumu, 1970, s.l29-170.(VII.seri-Sa.55)

Page 123: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

104

Birinci bölümde Melchıcr Lorichs'in, Hayatı ve Eseri başlığı altında

çalışmalarıyla muazzam bir Đstanbul panoraması meydana getirmiş olan Lorichs'in

hayatına (Kuzey Almanya Flesburg sınırında) ve eserlerine değinilmiştir.

Đkinci bölümde Kanunî Sultan Süleyman ve Safevî elçisinin portreleri tetkik

edilmiştir.

Eyice bu araştırma sonucunda, değerlendirmesi şu şekildedir: Bu sanatçının

Đstanbul'da bulunduğu dört buçuk yıl içinde tamamen bir belge değerini taşıyan güzel

resimler yaptığı açıkça bellidir. Avrupa'ya beraberinde götürdüğü taslakların bir

kısmı çok sonraları, asıllarından hayli farklı görünüşleri ile hakkedilmiş ise de, doğru

ve güvenilir olanları da vardır. Arcadius ve Dikilitaş resimleri ile, bazı kıyafetler,

Atik Ali Paşa, Süleymaniye, büyük Đstanbul panoroması ve nihayet Kanunî Sultan

Süleyman ile Safevî elçisinin portreleri bu grubun en güzel örnekleridir. Bu elçinin

gerçek kimliği ve adı belki bir gün açık olarak ortaya konulacaktır. Kesin olan bir şey

varsa o da Lorichs'in 1557'de Đstanbul'un en önemli olaylarından biri olan

Süleymaniye Camii'nin açılışında hazır bulunduğu ve bu sırada Şah Tahmasb'ın

elçisini de tanıdığı; diğer taraftan aynı ressamın, ölümünden yedi yıl önce, 65

yaşındaki büyük Türk hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman'ın da resmini yaptığıdır.

IV.6.3.KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN'IN YENĐ BĐR

PORTRESĐ96

Büyük Türk hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman(1520-1566)'ın ölümünün

400.yıldönümü vesilesiyle Türk Tarih kurumu tarafından hazırlanan "Kanunî

Armağanı" başlıklı kitapta, "Avrupalı bir ressamın gözü ile Kanunî Sultan Süleyman"

başlıklı bir makale yayımlanmış ve burada JEyice büyük hükümdarın portrelerini bir

araya toplamaya çalışmıştır.

Makalesinde böyle bir araştırmanın güçlüğünü belirterek, daha bizim

bilmediğimiz veya tanınmamış resmî veya özel koleksiyonlarda, çeşitli tekniklerde

yapılmış daha pek çok resmin,daha doğrusu gerçeğe uygun portrenin

96 Semavi Eyice,"Kanunî Sultan Süleyman'ın Yeni Bir Portresi", Belleten, Ankara:Türk Tarih

Kurumu,C.XXXV,S: 138, 1971, s.213-215.

Page 124: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

105

bulunabileceğine de inandığını işaret etmistir. Bu makalede takdim edilen Kanunî

portresi, Eyice'nin bu sözlerini doğrular niteliktedir.Eyice deneme olarak gördüğü

daha Önceki makalesini tamamlamaya yönelik olan bu resmi,burada ek olarak

tanıtmayı faydalı görmüştür.

Kanunî Sultan Süleyman'ın bu resmi Polonya Türkoloğu Tadeusz

Mankowski'nin "Polonya kültür ve sanatında Doğu" kitabında yayımlanan portrenin,

benzerlik bakımından tetkik edilmiş, önceki makalelerinde tanıttığı portrelerine

uyduğu belirtilmiştir.

Sonuç olarak, Viyana'daki bu XVLyüzyıla ait resim, Kanunî Sultan Süleyman

portreleri serisine yeni bir katkıda bulunması bakımından değerli oluşu ve daha

önceleri basılan yazısına bir zeyil olarak takdim edilmesi bakımından önemine işaret

edilmiştir.

IV.6.4.SULTAN CEMĐN PORTRELERĐ HAKKINDA97

Hükümdarlık hırsının ve kederlerinin onun yükselişine bağlayan birkaç

kişinin teşviklerinin dönüşü olmayan bir yola sürüklediği, böylece . yıllarca süren çok

ıstıraplı bir maceraya atılmak zorunda kalan Sultan Cem,tarihin daima merak

uyandıran bir şahsiyeti olarak kalacaktır.Saint Jean tarikatının başı, Grand Maitre

Pierre d'Aubusson'un açık ve belirli bir ihanetine uğrayan ve sonra bir istismar aracı

olduğu için Papalık elinde siyasî oyunlara alet edilen, üstelik büyük maddî

kazançlarda sağlanan Sultan Cem,Batıdaki uzun hayatı boyunca çeşitli ressamlara

konu olmuştur.

Sultan Cem'in portresi konusu karışık ve içinden çıkılmaz bir hale getirilmiş,

bu konu üzerinde hazırlanan son araştırma olan F.Babinger(1891-1967)'in bir

makalesi ile de büsbütün içinden çıkılmaz bir şekle sokulmuştur. Eyice bunun üzerine

gelecek araştırmalara yol göstermek niyetiyle Cem'in portreleri meselesini ele almayı

uygun görmüştür.

97 Semavi Eyice, "Sultan Cem'in Portreleri Hakkında", Belleten, Ankara TTK, C:XXXVII, S: 145, Ocak, 1973,s.l-49

Page 125: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

106

Yazıda Cem'in kesinlikle belki gerçek portresini ortaya koyamayacağını, fakat

herhalde, bu konuyu şimdiki karmaşık durumundan biraz sıyırmış olacağını

vurgulamıştır.

Konuya giriş bölümünde Sultan Cem'in hayatı ve maceralarından

bahsedilmistir. Bu bölümde Ayrıca Sultan Cem'in farklı yaşlarda fiziksel

görünüşünün tarifi tarihî belgelere dayanılarak yapılmıştır.

Sultan Cem'in yaşadığı devirde bizzat onu gören ressamların, onun adını

belirterek yaptıkları herhangi bir resim henüz elde edilememiştir. Buna rağmen Doğu

üslubunda veya Batı üslubunda birtakım resimleri vardır, bunlar çeşitli gerekçelerle

Sultan Cem'in portresi olarak kabul edilip, hatta kopyalan alınıp, devamlı surette

çoğaltıldıklarına işaret eden Eyice,bunlan Doğu ve Batı üslubûndaki resimler olmak

üzere ayrı ayrı incelemiş ve durumlarını tespite çalışmıştır.

Birinci bölüm, Doğu resimlerinin yer aldığı bölümdür.Bu bölümde Bellini

Albümü'ne ait olduğu söylenen minyatür ve Bihzad'a izafe edilen iki minyatür

arasındaki farklı yönler tespit edilmiş ve bu resimlerin Bellini ve Bihzad ile ilgisi

ispatlamanın, bunun yanında Cem'i tasvir ettiklerini kabul etmenin de o derecede zor

olduğuna işaret edilmiştir.

Đkinci bölüm, Batı resimlerinin yer aldığı bölümdür. Bu bölümde;Viyana'daki

resim,Basel'daki yağlı boya resim,Vatikan'da Azize Katherina freskodaki süvari ve

aynı freskodaki ayakta duran Türk, Siena'daki duvar resmindeki Türk,Louvre'daki

desenin Sultan Cem'in portreleri olup olmayacağı konusunda çeşitli

araştırmacılarında görüşlerine de yer verilerek bu resimler tetkik edilmiştir.

Üçüncü bölümde, Cem'i tasvir ettiği iddia edilen yanlış resimler başlığı

altında,Sultan Cem'i tasvir ettiği iddia olunarak arada ortaya çıkan,yayınlanan

birtakım resimlerin bulunduğunu ve Türk şehzadesi ile hiçbir ilişkilerinin aslında

olmamakla beraber Eyice bu konuya da değinmeyi uygun bulmuştur.Bunlardan bir

tanesi Anas Kütüphanesin'deki desen, Berlin ve Đstanbul'daki "El gran turco" denilen

gravürdür.

Beşinci bölümde fantezi ürünü resimlerin yer aldığı ve tetkik edildiği

bölümdür. Buradaki resimler XVII.yy ait bir Fransız resmi ve tamamen fantezi ürünü

resimlerin bulunduğuna işaret edilmektedir.

Page 126: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

107

Eyice tetkiklerin sonucunda, onunla uzaktan yakından ilgili görülen bütün

şimdiye kadar bilinen resimleri gözden geçirmiş,aldatıcı olabilecek bazı fikir ve

hipotezleri tahlil etmiştir.Kanaatince bu resimlerden bazılarında Sultan Cem'in gerçek

yüzünü bulmak kabildir.Aldatıcı olabilecek resimlere karşılık, Viyana ve eğer sahte

değilse Basel resimleri onun gençliğini aksettiren portreler olarak kabul

edilebilir.Fakat hiç şüphesiz Cem'in gerçek portreleri,Vatikan ve Siena'daki duvar

resimleri ile Louvre'daki desende görülenlerdir.Ulusal gelenek ve kıyafetine bağlı

Cem'in başka bir şekilde tasvir edilebilmesi mümkün değildir.Bunun dışında kalan ve

ona yakıştırılan resimlerin Cem ile ilgisi olabileceğine inanmak imkansızdır.Bizans

Đmparatorunun portresinden ilham alınarak yapılan çeşitli resimlerin ise onunla en

ufak bağlantısı olamayacağını vurgulanmakta,bu resimlerden özellikle Vatikan'daki

Azize Katherina freskosundaki süvarinin;birçoklarının son olarak ta Babinger'in Cem

olarak kabul ettikleri bu Türk kıyafetindeki şahsın Sultan Cem olmayıp Cesare Borgia

olduğunu,aynı freskodaki taht ile Azize Katherina arasında ayakta duran Türk'ün

kesinlikle Sultan Cem olduğunun tespiti Semavi Eyice tarafından yapılmıştır.

IV.6.5.FRĐEDRĐCH BARBAROSSA'NIN ÜÇÜNCÜ HAÇLI

SEFERĐ VE KONYA SAVASI ĐLE SĐBĐLĐA KALESĐ98

Eyice bu yazısını iki bölüm halinde takdim etmiştir. Birinci bölümde,

Haçlıların Konya savaşını (18 Mayıs 1190) tasvir eden tablonun tetkikleri yapılmış;

Đkinci bölümde ise Sibilia kalesi Mavga kalesi midir? sorusuna cevap aranmıştır.

Birinci bölümde tetkik edilen tablo; Almanya'da Gaslar'da Roman devrine ait

bir Đmparatorluk sarayında (Kaiserpjalz) bulunmaktadır. Bu yapının büyük tören ve

toplantılara mahsus Reichssaal denilen salonunun (muayede salonu) duvar

resimlerinde Alman tarihinin büyük olayları yer almaktadır. Bu resimlerden bir tanesi

imparator I. Friedrich Barbarossa'nın (1152-1190) Konya surları önünde Selçuklular

ile savaşını tasvir etmektedir. Konya savaşını temsil etmek iddiasındaki

98 Semavi Eyice, "Friedrich Barbarossa'nın Üçüncü Haçlı Seferi ve Konya Savaşı ile Sibilia Kalesi", Selçuklu Araştırmaları Dergisi, S:V-VI, s. 151-178.

Page 127: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

108

bu tablo, XIX. yy.da moda olan kahramanlık ve savaş tablolarının temsilcisidir.

Burada ressam, Almanlar'ı gerçeğe uygun kıyafet ve teçhizat içinde tasvir ederken,

onları son derecede idealleştirmiş, bu arada Friedrich Barbarossa'yı yüceleştirmeye de

azami derecede dikkat harcamıştır.

Eyice yazısında, Konya savaşını tasvir eden tablonun, bir hayal ürünü

olduğuna işaret etmiş ve konudaki düşüncesini destekleyen tarihî belgelere yer

vermiştir. Eyice, Konya Savaşı'nın, büyük bir macera olan bu seferin gidişatına etki

edebilecek çapta bir çarpışma ve zafer sayılamayacağına işaret etmiş ve bu tabloya

konu olan tarihî olayı tanınmış bir Alman Haçlı seferleri tarihçisi olan Reinhold

Röchricht'in 1874'te yayınlanan kitabında verdiği bilgiler; hatta bu konuda Đslâm

tarihçilerinden Đmâd al-din'in görüşlerine yer vermiştir. Bu iki araştırma

doğrultusunda tabloyu tetkik eden Eyice düşüncelerini şu şekilde özetlemiştir:

Haçlı seferinin Konya çevresindeki bu macerası, Friedrich Barbarossa

idaresindeki bu Haçlı kalabalığının düzenli ve kendinden emin bir askerî kuvvet

manzarası göstermekten çok uzak bulunduğunu açıkça belli eder. Kısacası Goslar

Sarayı'nın bir duvarını süsleyen bu büyük tablo, Konya Savaşı'nın, gerçeğe çok uzak,

aşırı derecede idealleştirilmiş ve tamamen fantezi mahsulü bir tasvirinden ibarettir.

Bu yüzden de tarihî gerçekçiliği olmadığı kesinlikle söylenebilir. Prof. Wislicenus'un,

Alman tarihinin büyük olaylarını aksettirmek gayesiyle meydana getirdiği bu büyük

seri içinde hiçbir azamet ve tarihi kalıcılığı olmayan mevzii bir çatışmayı, bu kadar

haşmetli bir eda vererek ebedileştirmesinin hikmetiyse anlaşılmaz veya belki de

geçen yüzyılda Alman kültürüne hâkim olan Wagner müziği gibi milli tarihlerinin her

şeyini yücelten bir tutumun belirtisi olarak görülebilir.

Eyice ,Đkinci bölümde Sibilia kalesi Mavga kalesi midir? sorusuna cevap

aramaktadır.Alman Đmparatoru Friedrich Barbarossa idaresindeki Üçüncü Haçlı seferi

ordusu Laranda'dan (Karaman) çıktıktan sonra güneye doğru yollarına devam ederken

"dağlar arsında"bulunan bir ermeni sınır kalesine ulaşırlar,sarp ve dik bir dağın

tepesinde bulunan bu kalenin eteğindeki çayırlıkta iki gün konaklarlar.Adı Sibila,

Sibilia, Sibelela, Sibyla, Sibelia şekillerinde de yazılabilen bu kale hakkında araştırma

yapan Dr. E. Eickhaff, Sibilia Kalesi'nin, Karaman'ın güneyinde bugün Doğupazan

olarak adlandınlan Kestel'den Mut'a inen dağ yolunun sağ tarafında

Page 128: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

109

görülen Mavga kalesi olduğunu ileri sürdüğüne değinen Eyice, Mavga Kalesi

hakkındaki incelemelerini ve bu hipotezin doğruluk derecesini ortaya koymaya

çalışmaktadır.Konuyla ilgili çeşitli araştırmacıların görüşlerine yer vermiştir. Eyice

konuyla ilgili tetkikleri sonucunda görüşlerini şu şekilde özetler:

Sibilia ile Mavga'nın aynı yer olamayacağı hakkında ise bir Ermeni

kaynağından (Sembad'ın Ermeni kronolojinin 1198 yılına ait bölümünde, Kilikya

Ermenistam'ndaki başlıca piskoposluklar ve arkasından derebeyler (baronlar)

idaresindeki kaleler sayılmaktadır) bilgileri tetkik eden Eyice, Sibilia Mavga ile aynı

değildir der ve nedenlerini şu şekilde maddelendirmiştir;

1- Burada bir Ermeni uç baronunun oturacağı, yerleşeceği bir yerleşme yeri

yoktur.

2- Mavga adının Sibilia ile bir ilgisi yoktur, ve bu adın Selçuklu devrine

kadar indiği açıkça bilinmektedir.

3- Mavga'nın eteklerinde çayırlı düzlükler hayli uzaktır. Haçlılar'ın

konakladıkları yer halbuki sarp bir tepedeki kale eteğidir.

4- Mavga'daki tahkimat kısa bir duvarla sadece bir burç dan ibarettir. O da

Selçuklu eseridir. Eğer Mavga'da Selçuklu öncesi bir kale varsa, o da herhalde bir

gözetleme yeri ve mağara köyünü koruyan bir karakoldan ibaret olmalıdır.

5- Ermeni kaynağı Sembod'ın kroniğindeki listede hem Sibilia hem Mavga

adları olduğuna ve bunlar ayrı ayrı baronların idaresinde bulunduğuna göre, bu iki

yer aynı olamaz.

IV.6.6.ÇANAKKALE BOĞAZI KALELERĐNĐN XVI.

YÜZYILDA ĐTALYA'DA BASILMIŞ GRAVÜRLER99

Batı ülkelerinde Osmanlı devri boyunca Türkler ve Türkiye ile ilgili pek çok

resim yapılmış ve bunların bir kısmı çeşitli tekniklerde gravürler olarak Avrupa'nın

arşiv ve kütüphanelerinde korunmaktadır.

99 Semavi Eyice, "Çanakkale Boğazı Kalelerinin XVI. Yüzyılda Đtalya'da Basılmış Gravürleri", Bedrettin Cömert'e Armağan, Ankara:Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve Đdari Bilimler Fakültesi Beşeri Bilimler Dergisi, 1980, s.257-275.

Page 129: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

110

Bu çalışmada bahis konusu olan eser çok az sayıda yayımlanmasına rağmen

bir nüshası Eyice'nin eline tesadüfen geçmiş olup ilk defa burada konu önemiyle

birlikte sayesinde açıklığa kavuşturulmuştur.

Burada Eyice tarafından tanıtılan gravürler de birkaç yüzyıl önce Đtalya'da

basılmış resimlerdendir.Bunlar harita,şehir manzarası,savaş resimlerinden meydana

gelen bir albümün içinde bulunmaktadırlar.

Sözkonusu albümün sunuş sayfasından, yalnız harita, plan ve resimlerden

meydana gelen bu metinsiz albümün Venedik Cumhuriyeti ile başka Hıristiyan

devletleri ve Osmanlı devleti ve Osmanlı devletine ait başlıca liman, kale ve kıyıları

tasvir eden bir derleme olduğu ve bu eserin Venedik'te San Marco yayınevi

tarafından bastırıldığı öğrenilmektedir.

Albümün içinde sunuş sayfasın da dahil 88 levha bulunmaktadır. Kitabın baş

kımındaki levhalar Dalmaçya kıyılarında 1571'de Osmanlılar ve Venedikliler

arasındaki çekişmelerin cereyan ettiği yerleri tasvir eder.Buradaki levhaların

XVLyüzyıldaki Osmanlı sınırlarının yayılışını göstermesi bakımından önemine işaret

edilmiştir.Albümde diğer önemli bir levha 64 sayılı Kilitbahir kalesini gösteren

gravürdür;bu resmin belge olarak tek önemli tarafının bugün mevcut olmayan kıyı

surlarının orta kısmında bir istihkâmın varlığını göstermesi olduğuna değinilmiş ve

son olarak ta Kale-i Sultaniye'nin yer aldığı gravürde şimdiye kadar bu kale üzerinde

araştırma yapanların hiçbirinin üstünde durmadıkları bir problem ortaya çıkmıştır.

Yapıda bugün bir izi görülmeyen, fakat gravürde etrafında su hendeğinin yer aldığı

belirtilmiştir.

Sonuç olarak, bibliyografya bakımından, yurdumuzdaki imkânlar ile

durumunu tam olarak aydınlığa çıkarılamayan bu Venedik baskılı albümde bulunan

resimler, birinci derecede bir tarih belgesi değilseler de, bazı hususlarda dikkate değer

sayılabileceği Eyice tarafından belirtilmiştir.

Page 130: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

111

IV.6.7.ĐSTANBUL'DA ĐLK TELGRAFHÂNE-Đ ÂMĐRE'NĐN

PROJESĐ (1855)100

Đstanbul'da ilk kurulan telgraf merkezi, çeşitli araştırmacıların belirttiğine göre

1855'de mimar Fossati tarafından Sur-i Sultani denilen, Topkapı Sarayı'nın çeviren

sur duvarının bitişiğine ve Alay Köşkü ile Soğukçesme Kapısı arasında yapılmıştı.

Bu Telgrafhane sonraları hiçbir iz kalmamacasına ortadan kaldırılmıştır. Bugün Sur-i

Sultâni'nin ne iç, ne dış yüzünde, ne de burada evvelce böyle bir binanın

bulunduğuna işaret edecek bir iz, bir kalıntı görülebilir. 1955'lere doğru, sur

duvarının tamamen yenilenircesine tamiri sırasında, kalabilen son izler ortadan

kalkmıştır.

Eyice, yurdumuzda "iletişim" tarihine bir katkı ve özelliklede Đstanbul

Telgrafhanesi hakkındaki araştırmalara yardımcı olunacağı düşüncesiyle tarihi bir

belgeyi bu yazısında takdim etmiştir.

Konuya girişte, Türkiye'deki Telgraf tesislerinin tarihçesine kısaca

değinilmiştir. Bu tesislerin incelenmesi üzerinde durulmamıştır. Đkinci bölümde ise

Telgrafhâne-i Âmire binasının mimarı Fossatilerin çalışmalarına değinilmiştir.

Eyice son olarak Đstanbul'daki bu ilk telgraf merkezine dair eline geçen

belgeyi tanıtmıştır. Bu belgeye Eyice, 1967 yılı Haziran ayında Fosattilerin

Morcote'deki evlerinde üç gün kalarak arşivlerini incelediği sırada yüzlerce yazı,

mektup, ferman, proje, taslak, resim, rölöve arasında küçük iki taslak desenleri ile

karşılaşmıştır. 10 sayılı destenin içinde 818 sayılı olan bu desenler çok soluk olarak

kurşun kalemle çizilmiş bir cephe etüdü ile bir plandan ibaret olup, birinin kenarında

"Progetto... Telegrap Ottomano in con/poli..." 1855 kaydı bulunmaktadır. Bu

açıklamadan, sözkonusu resimlerin 1855'de Đstanbul'da yapılması tasarlanan Osmanlı

Telgrafhane binasının projesi olduğu anlaşılmıştır. Böylece ilk biçimi ile 1855'de

yapılan Đstanbul Telgrafhanesi'nin çizim olarak cephe görünüşünü ve iç düzenini

belirten bir plan krokisine Eyice'nin araştırması sonucunda sahip bulunmaktayız.

Tespit olunan plan kroki klişesi alınması imkansız olduğundan Eyice tarafından sanat

tarihi bölümünün Araştırma görevlisi Yük. Mim. Aykut Koksal'a

100 Semavi Eyice, "Đstanbul'da ilk Telgrafhâne-i Âmire'nin Projesi (1855)", Tarih Dergisi (Prof.Dr.M.C.Şehâbettin Tekindağ Hatıra Sayısı), Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S:34,1984, s.83-84.

Page 131: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

112

yeniden çizdirilmek suretiyle takdim edilmiştir. Elde edilen belgenin Telgraf

merkezine ait bir fotoğrafla karşılaştırılması yapılmış ve bu konudaki

değerlendirmeler sunulmuştur.101

IV.6.8.BĐR TÜRK ELÇĐSĐNĐN PORTRESĐ102

Türk Tarih Kurumu tarafından sağlanan bir ödenekle 4-10 Kasım 1973

tarihinde Napoli'de toplanan bir kongreye katılan Eyice; bu sırada buradaki müze ve

sarayları ziyaret etme fırsatını bulmuştur. Napoli Sarayı'nın salonlarını dolaşırken

yapının bir duvarında XVIII. yüzyıl Osmanlı kıyafetinde iki Türk'ün yağlı boyaları ile

karşılaştığını bildiren Eyice; Bu tabloların altlarındaki yazılardan anlaşıldığına göre

1741 ve 1742 yıllarında Napoli'ye gelmiş olan iki Müslüman elçinin tespitini

yapmıştır. Bunlardan biri Đstanbul'dan Osmanlı Đmparatorluğundan, diğeri ise

Trablus'dan gönderilmiştir.

Eyice'nin bu araştırmasını, bu Osmanlı elçisi ile resminden ve bu resmi yapan

ressamdan bahsedildiği bölüm teşkil etmektedir.S öz konusu tablonun hangi

nedenlerle yapılmış olabileceği, Napoli'ye Krallık Sarayı'nda bulunma sebebi ve

tabloda yer alan kişilerin kim olabileceği soruları tarihi vesikalardan tetkik

edilmektedir. Bunun yanında tablonun ressamı Bonito'nun kısa bir özgeçmişine

değinildiği gibi, resim üslûbu hakkında da bilgilere yer verilmiştir.

Eyice tetkikleri sonucunda tabloya model olan elçinin Hacı Hüseyin Efendi

olduğunun tespitini yapmış, fakat menşei ve görevleri hakkında bir şey bilmediğini

işaret etmiştir. Bu şahsiyetin mezar kitâbesindeki bilgilerde notlar arasındadır. Mezar

aranmış bulunmuştur. Kendisi ve oğlunun mezarları resimleri çekilip konulmuştur.

101 Makaleye ek olarak: Telgrafhane'nin üstüne kat çıkıldıktan sonraki durumu gösteren, Abdullah

Biraderler tarafından çekilmiş eski bir fotoğrafı (Aslı PTT müzesindeki bir aIbümde);Telgrafname-i Amire'nin şimdi Ankara'da PTT Müzesinde bulunan kitabesi; Bellinzona'daki Fosati arşivinden alınamayan Telgrafhanenin cephe etüt projesi Yük. Mim. Aykut KÖKSAL'a yeniden çizdirilmiş ve böylece ilk defa Eyice burada bu belgeleri takdim etmiştir. 102 Semavi Eyice, "Bir Türk Elçisinin Portresi", Belleten, Ankara.TTK, C.XLI, S: 163,Temmuz, 1977, s.555-563.

Page 132: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

113

Eyice'nin bu araştırması, Avrupa'nın iki zengin koleksiyonunu süsleyen iki

tablonun hikayesini, yapılış sebebini ortaya koymakta ve tarihimize yeni bir belge

kazandırmaktadır.

IV.6.9.TARĐHĐ ĐKĐ OLAYLA ĐLGĐLĐ ĐKĐ GRAVÜR103

Fotoğraf keşfedilip yaygın bir hâle gelinceye ve klişe yapılarak kitaplarda

fotoğraf baskılar kullanılıncaya kadar, yayınlarda tasvir edilmek istenen şahıs,

manzara veya olay ancak gravürler ile yansıtabiliyordu. Baskının keşfedilmesinden

itibaren, çeşitli Batı ülkelerinde Osmanlı Đmparatorluğu ve Türkler ile ilgili yukarıda

saydığımız tekniklerde pek çok resim yapılmış ve bunlar irili, ufaklı kitaplarda, albüm

şeklindeki yayınlarda yer almıştır. Fakat bunların dışında tek yaprak hâlinde bir takım

gravürlerin de hazırlanıp satışa çıkarıldıkları da bilinmektedir. Bu tek gravürler, o

çağların dünyasında önemli bir olay cereyan ettiğinde hemen acele olarak hazırlanıyor

ve hemen o günlerde, olay aktüalitesini kaybetmeden yayılıyordu. Bu çeşit gravürler

olaylarda adları geçen şahıslan tasvir edebileceği gibi, olayın cereyan ettiği yere de

tasvir ediyordu.

Eyice bu yazısında, 1966 yılında Budapeşte'de eski kitap ve resimler satan bir

dükkândan bularak satın aldığı; şimdilerde ise özel koleksiyonunda bulunan iki resmi

tanıtmıştır. Burada tanıtılan iki resim, şimdiye kadar herhangi bir kitapta

rastlanmamış olması, tek olarak yapılıp satışa çıkarıldığını düşündürmüştür.

Bu resimlerden her ikisi de Osmanlı devri Türk tarihinin iki olayını yansıtmak

iddiasındadır. Vesika ve sanat değerleri pek olmamakla beraber, tarihimizin iki

olayını Batı memleketleri halkına göstermesi bakımından önemine yazıda işaret

edilmiştir. Bir bakıma bu resimler bizde de bir takım olayların hemen arkasından bir

takım kimliği meçhul sanatçılar tarafından hazırlanıp ortaya çıkarılan destanları

andırmakta olduğu notlar arasındadır.

Bu resimlerden birinci bölümde , Varna'nın teslimi gravürü (1828) başlığı

altında Varna'nın Ruslar'a teslimini tasvir eden gravürün tarihi belgeler ışığında

tetkikin yapıldığı bölümdür.

103 Semavi Eyice, "Tarihi Đki Olayla Đlgili Đki Gravür",Tarih Dergisi, Đstanbul rĐ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S:III,s.311-318.

Page 133: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

114

Đkinci bölümde ise Cezayir'in teslimi gravürü (1830) başlığı altında, Cezayir'in

Fransız ordusu tarafından teslim alınışının tasvir edildiği gravürün tetkiki yapılmıştır.

Eyice'ye göre burada tanıtılan iki eski gravür, Osmanlı devri Türk Tarihinin

1828 ve 1830 da cereyan eden iki dramatik olayını yansıtan iki hatıradan ibarettir.

Bu çalışma, Türk tarihinin yeni çağ bölümü üzerinde çalışanlara faydalı

olacağı, diğer taraftan bu çeşit daha başka gravürlerin de bulunabileceğine ve bunların

aralarında belki tarihî belge değeri veya sanat değeri daha yüksek olanlara da

rastlanabileceğine de işaret edilmiştir.

IV.6.10.SEMAĞ'DA MEVLEVĐLERĐ TASVĐR EDEN BĐR RUS

GRAVÜRÜ104

Geçen yüzyıllarda Türkiye'ye gelen Batılı ressamların meydana getirdikleri

resimler, gerek eski Türk hayatını, gerekse şehirlerimizin ve anıtlarımızın eski

görünüşlerini yansıtan vesikalardır. Bu resimlerin bazıları çeşitli tekniklerde basılarak

geniş ölçüde tanınmış, bazıları ise özel veya resmî koleksiyonlarda unutulup

kalmıştır. Avrupalı sanatçıların sevdikleri konulardan biri de onlar için çok değişik

bir mahiyet arz eden Mevleviler ve bilhassa Semağ'da Mevleviler olmuştur. Batılı

ressamların elinden çıkmış hayli çok sayıda Semağ'da Mevlevîleri tasvir eden resim

tanımaktayız.

Eyice'nin bu yazısında bahsedeceği Mevleviler gravürü şimdiye kadar hiçbir

eserde yer almamış ve çizgi bakımından benzerleri arasında özel bir yer alacak kadar

dikkat çekici olduğundan ilk defa burada tanıtımı yapılmıştır.

Bahis konusu gravür, Eyice'nin 1959'da Almanya'da Münih'de bulunduğu

sırada bir eski gravür satışı yapan bir dükkândan alınarak Eyice'nin arşivine

katılmıştır. Yazıda gravürün, desen ve kompozisyon bakımından yapılan tetkiklerin

sonucu değerlendirilmiştir.

104 Semavi Eyice, "Semağ'da Mevlevileri Tasvir Eden Bir Rus Gravürü", Anıt, C.VII, S:30, Eylül,

1962, s.44-47.

Page 134: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

115

IV.7.TEK ESERLERĐ ĐNCELEDĐĞĐ KONULAR

Türk Sanat ve tarihine tek eserden bile yola çıkılarak yapılan etraflı tetkikler

sonucunda ortaya çıkan sonuçlar şunu bize gösteriyor ki, bunlar eksik kalmış bir

bulmacanın parçalan gibidir.

IV.7.1.KIRŞEHĐR'DE H. 709 (1310) TARĐHLĐ TASVĐRLĐ

BĐR TÜRK MEZARTAŞI.ANADOLU'DA TASVĐRLĐ TÜRK

MEZARTASLARI HAKKINDA BĐR ARAŞTIRMA105

Anadolu'nun Türkleşmesi ile kullanılan Đslâmî mezartaşlannın, biçim ve

tezyinatları Türk kültür tarihinin aydınlanması bakımından etraflı surette incelenmesi

ve devirlere, coğrafya şartlarına hattâ bazı hallerde dış tesirlere göre ayrılmasının,

başlıca tiplerinin ayırt edilmesinin gerekli olduğuna işaret eden Eyice, bu

araştırmasının mezar anıtları hakkında etraflı bir sentez denemesi olmadığından,

Anadolu'da ilk Selçuklu hakimiyeti ile ortaya çıkar, örnekler üzerinde durmadığını

belirtmiştir.

Eyice bu yazısında, Kırşehir Ankara ve Konya'da tespit ettiği taşlan Türk

sanat tarihi bakımından incelemiştir.

Konu beş bölüm halinde ele alınmıştır .Bunlar: Anadolu'da Tasvirli Türk

mezartaşları, Kırşehir'deki resimli mezartaşı, Kırşehir'de başka mezartaşları,

Ankara'da Đnsan Tasvirli mezartaşı ve Konya'da iki mezartaşı başlıkları altındadır.

Eyice tetkiklerinin sonucunu şu şekilde özetler; Kırşehir, Ankara ve Konya'da

görmüş olduğumuz taşlar bize Türk sanat tarihi bakımından şimdilik şu yeni bilgileri

kazandırmaktadır;

1. Ahî Evren Zaviyesi hazîresinde bulunan Osman bin Halil adlı kişinin

mezar taşı, h. 709, milâdî 1310 tarihli olduğuna göre, tasvirli, isimli ve tarihli mezar

taşlan serisine bunların devirlerini belirgin olarak belirtecek kuvvetli yeni bir eleman

katmaktadır. Böylece Anadolu'da hiç değilse XIV. yüzyılın başlarında tasvirli mezar

taşları kullanıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Artık açıkça bellidir ki, Erdmann'ın 105 Semavi Eyice, "Kırşehir'de H. 709 (1310) Tarihli Tasvirli Bir Türk Mezartaşı Anadolu'da Tasvirli Türk Mezartaşları Hakkında Bir Araştırma", Reşid Rahmeti Arat için, AnkararTürk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını, S:19, s.208-243.

Page 135: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

116

vaktiyle ileri sürdüğü gibi bu çeşit taşlar XVII. yüzyıla ait olmadıktan başka, hayli

eskidir.

2. Kırşehir'de bulunan tasvirli iki mezar taşının üzerlerindeki kabartmaların

Đlhanlı üslûbunda oluşu ve bu taşların tam Anadolu'da Đlhanlı hâkimiyetinin kuvvetle

etkisini duyurduğu yıllarda işlenmiş olmaları, bu çeşit mezar taşlarının Đlhanlı

tesirine bağlanıp bağlanamayacağı şeklini ortaya çıkarır. Kırşehir mezar taşları ile,

bu çeşit eserlerin Đlhanlı devrinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Fakat daha önceleri de

Anadolu'da böyle örneklerin olup olmadığını ancak yeni buluntular aydınlatacaktır.

Diğer taraftan tasvirli mezar taşlan geleneğinin Đlhanlı idaresinden sonra da

devam ettiğini diğer örnekler açık bir şekilde belli eder. Anadolu Türk kültürü

bakımından bu mezar taşlarının dikkatle araştınlması ve tanınması gerekir. Diğer

taraftan bu çeşit mezar taşlarının benzerlerinin Orta Asya'da da olup olmadığı, Türk

medeniyetinin hâkim olduğu başka çevrelerde benzerlerinin bulunup bulunmadığı da

incelenmelidir.

3. Kırşehir'de evvelce Celâl Hâtûn, şimdi de Osman bin Halil'in mezarlarında

tasvirli mezar taşlarının bulunması, bu çeşit mezar taşlarının bazen zannedildiği gibi

sadece Akşehir'e ait olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Âşık Paşa Türbesi'nde ve

başka yerlerde bulunan aslanlı tasvirli ve bezemeli taşlar Kırşehir'deki mezar taşı

tiplerinin zenginliğine bir işarettir.

4. Kırşehir'de bulduğumuz Osman bin Halil'e ait mezar taşı, o sıralardaki

bilgilere göre edinilen yanlış bir hükmü de düzeltmektedir. W. Ruben, Akşehir mezar

taşlarında gergef başında kadın tasvirlerinin görüşünü, Celâl Hatunun taşı ile

birleştirerek tasvirlerin neden yalnız kadın mezar taşlarında olduğunun halli şart bir

sorun olarak ortaya atıyordu. Halbuki böyle bir sorunun artık anlaşılmıştır. Tasvir

kadın taşlarında olduğu gibi erkek taşlarında da vardır.

5. Belki eski Türk inancı Şamanizm'den kalmış olması muhtemel bir sembol

olan kuş, Akşehir mezartaşlarında görülmekte, Kırşehir ve Konya'da da karşımıza

çıkmaktadır.

6. Mezar taşının iki yanındaki fidanlar muhakkak ki ölüm sembolizmi ile

yakından bağlantılıdır. R.M. Meriç bunların meşe, W. Ruben ile Koyalı ise eyyan

(haşhaş) fideleri olmasını muhtemel görürler. Eski Yunan sembolizminde afyon uyku

ve ölümün sembolü ise de, bu derece Asyalı mezar taşlarında bir Yunan motifinin

Page 136: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

117

bulunabileceğine ihtimal vermek zordur. Bizce, fidanların uçları da nara çok

benzeyen birer meyve olduğuna göre, bunlar cennet meyvesi olan nardır. Böylece

Đslâm inancına da uygun bir sembol kullanılmış olmaktadır.

7. Celâl Hâtun'un mezar taşında çok belirgin, Osman bin Halil'in mezar

taşında ise az daha güç teşhis edilmekle beraber tasvir edilen insan tasvirinde Đlhanlı

minyatürlerinin üslûbunu ve insan çehresini bulmak kabildir. Şu halde bu taşların

resimlerinde XIH - XIV. yüzyıl minyatürleri ve diğer tasvirleri ile benzerlikler

bulmak kabildir.

8. Anadolu'da şimdiki halde Afyonkarahisar ve Akşehir tipi demek suretiyle

ayırt ettiğimiz iki çeşit resimli mezar taşı şekli vardır. Đleride örnekleri çoğaldığında

bunları daha uygun surette adlandırmak mümkün olacaktır.

9. Đnsan tasviri taşların kendi içlerinde de bir takım değişik tipleri bulunduğu

anlaşılmaktadır. Nitekim Akşehir taşlan, köşelerindeki burmalı sütunçeleri, içi

Rûmîler ile doldurulmuş alınlıkları (veya taşlan) ile Kırşehir'dekilere nazaran oldukça

farklı bir biçime sahiptirler. Belki bu fark aradaki tarih uzaklığından doğmaktadır;

Kırşehir'dekiler daha eski ve bu yüzden daha arkaik, Akşehir'dekiler daha geç ve bu

yüzden de süslüdür. Hiç şüphesiz bu faraziyenin doğruluğunu, yeni bulunacak tarihi

başka taşlar ortaya koyabilecektir. Diğer taraftan Konya'daki süvarili taş

Ankara'dakini andırmakta fakat gene de tertibinde çok farklı unsurlar ihtiva

etmektedir. Konya'daki diğer taş ise hepsinden değişik bir ifadeye hattâ taşçılık sanatı

bakımından apayrı bir özelliğe sahiptir ve daha ziyade Selçuklu ve Orta-Asyaî bir

karakteri haizdir.

10. Nihayet Anadolu'da eski Türklerin Şamanizm inançlanndan gelmiş

motifler, vahşi hayvan kabartmalan ile süslü, ayrıca çok zengin kabartma Rumîleri

olan başka bir mezar taşı grubu daha vardır ki, Âşık Paşa Türbesi'nde bulduğumuz

örnek gibi, evvelce C.H. Tarım tarafından tanıtılanlar da bu zümreye girer.

Bu küçük araştırmamız, Anadolu'nun henüz yeteri kadar üzerinde durulmayan

ufak mezar anıtlannın ne kadar zengin bir kültür malzemesi ortaya koyduklarını

göstermektedir. Resmî yönetimlerin, bilhassa mahallî Belediyelerin, bu arada halkın

en kolay istifade edilir sahipsiz toprak olarak gördükleri mezarlıklan tahrip etmeleri

ile tarihimiz ve sanat tarihimiz bakımından uğranılan kaybın büyüklüğü karşısında

bir defa daha acı duymamağa imkân yoktur.

Page 137: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

118

IV.7.2.BALTAOĞLU SÜLEYMAN BEY'ĐN KILICI106

Üzerinde Balta-oğlu Süleyman Bey'in adının yazılı bulunduğu, ona ait bir

tarihî hatıra olarak kabul edilen bu eser, XIX. yüzyıla ait olup, o devrin sanat zevkini

yansıtması bakımından önemlidir.Kılıç S. Eyice tarafından tespit edilmiş ve bilim

alemine sunulmuştur.

Eyice aynı zamanda makalede adı geçen kılıç ile ilgili bazı şüphe uyandıran

durumların söz konusu olmasına rağmen, "sahici" olarak kabul edilmesi durumunda

yazının geçerliliğini koruyabileceğinin altını çizmiştir.

Eser üç ana başlık altında tüm yönleriyle ayrıntılı bir şekilde tetkik edilmiştir.

Birinci Bölüm,Eserin tarifi bölümünde, eserin genel bir tanıtımı yapıldıktan

sonra altı başlık halinde tetkik edilmiştir. Bunlar sahibin adını veren kitabe, tarihini

bildiren kitabe, Mühr-ü Süleyman, Sanatkâr Kitabesi, Kûfî yazılı kartuşlar ve son

olarak ta kûfî yazılı ayet şeklindedir.

Đkinci Bölüm, Eserin tarihi değerinin bahis konusu olduğu bölümde, kılıcın

tetkiki sonucunda ortaya çıkan verilerden hareketle kılıcın sahibinin Balta-oğlu

Süleyman Bey olduğu kanısına varılmıştır.

Tarihlerimizde donanma kumandanı Balta-oğlu Süleyman Bey hakkındaki

bilgilerin son derece az olduğuna işaret edilmiş, tespit edilen kılıcın sahip kitabesi

sahte değil ise kılıcın tarih belgesi teşkil etmekte olduğu belirtilmiştir.

Üçüncü bölümde, eserin sanat tarihi bakımından tahlili yapılmış, değeri

açısından şüpheler ortaya konmuş ve bu konudaki sorulara cevap aranmıştır.

Sonuç olarak, Sayın Selim Dirvana'ya ait olan ve Balta-oğlu Süleyman Bey'in

adını taşıyan H. 859 (=1455) tarihi kılıç, gerçekten eski bir eserdir. Üzerindeki süs ve

yazılar orijinaldir. Bunlar arasında "Amelel-Hâcı Sungur" yazısı, Memlûk ve Türk

kılıçlarının henüz bir problem teşkil eden bir noktasına yeni bir katkı sağlamaktadır.

Bu eski kılıcın Balta-oğlu Süleyman Bey'in tarihî kimliğini aydınlatmada az

da olsa bir yardımda bulunduğunu Eyice işaret etmiştir.

106 Semavi Eyice, "Baltaoğlu Süleyman Bey'in Kılıcı", Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, S:25, 1971 ,S.163-178.

Page 138: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

119

IV.73.G0LEŞTĐ (ROMANYA)'DA KÜÇÜK BĐR TÜRK

HÂTIRASI ALEMDAR MUSTAFA ADINA H. 1221 (1806) TARĐHLĐ

BĐR KĐTABE107

Eyice, bir sempozyuma katılmak üzere 1997 yılının Eylül ayı başlarında

Romanya'ya gitmiş ve Bükreş'de yapılan toplantıların sonunda 14 Eylül Çarşamba

günü yapılan bir geziye katılmıştır. Bu gezi sırasında Goleşti adındaki eski bir çiftlik

evi de ziyaret edilir. Osmanlı devrinde Eflâk (Valachia) eyaletinin içinde kalan bu

yer, eski ve soylu ailelerden birinin malikânesidir. Ve 1942-43 ile 1960-1961

yıllarında mükemmel bir biçimde tamir edilerek bir müze haline getirilmiştir. Eflâk'ın

boyarlarından Golescu ailesine ait olan bu malikâne dört köşesinde yuvarlak birer

kule olan düzgün bir dikdörtgen meydana getiren bir duvarla sınırlanmıştır.Bu

duvarın doğuya bakan cephesinde ise iki tarafından birere çeşme bulunan esas giriş

vardır.Eyice'yi ziyareti esnasında,dış kapının yanındaki iki çeşmeden sağdakinin

önünde mermerden bir yalak dikkatini çekmiştir. Bu mermer yalak, sanat bakımından

hiç de önemli olmamakla beraber, üzerinde Türkçe bir kitabenin bulunması onu Eyice

için değerli hale getirmiştir. Yazıda, bu basit ve iddiasız kitâbeli yalak taşının

Romanya'nın, daha doğrusu eski Eflak eyaletinin bu ücra kasabasında ne münasebetle

bulunduğu ve kitabede adı geçen yalağı yaptıran şahsiyetin kim olduğu sorularına

tarihi belgeler ışığında cevap aranmıştır.

Eyice bu araştırmasıyla Alemdar Mustafa Paşa hakkında zengin arşiv

belgelerine dayanan bir monografi meydana getirmiş olan Rahmetli Đsmail Hakkı

Uzunçarşılı'nın bu eserine bir katkıda bulunduğunu, Goleşti kitâbesindeki Alemdar

Mustafa, aynı addaki Sadrâzam ile aynı kişi olmasa bile, Romanya'nın uzak bir

köşesindeki bu Osmanlı devri Türk hatırasını böylece tanıtmış olduğunu belirtmiştir.

Alemdar Mustafa Paşa'nın Goleşti'deki boyarlar ile dostluğunun bir işareti

olarak mı bu çeşme yalağını vakfetmiştir? O gün için bu sorunun cevabını vermenin

mümkün olmadığını bildiren Eyice, kitabedeki Elhac Alemdar Mustafa'nın kimliği

107 Semavi Eyice,"GoIeşti (Romanya)'da Küçük bir Türk Hâtırası-Alemdar Mustafa adına

H.1221(1806) Tarihli bir Kitabe", Tarih Dergisi-Ord.Prof.Đsmail Hakkı Uzun Çarşılı Hâtıra Sayısı, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XXXII, Mart,l979, s.373-996.

Page 139: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

120

gibi bu taşın Golesti'de Golescu'lar "konağı" kapısının önünde bulunuşunun çözüm

bekleyen karanlık bir soru olduğuna işaret etmektedir.

IV.IAAYASOFYA'DA ABDÜLMECĐD'ĐN MOZAĐK

TUĞRASI108

Bugün Ayasofya'ya batıdaki esas kapısından girildiğinde, büyük kapının sağ

tarafında duvarda yuvarlak bir plaka üzerine mozaikle işlenmiş bir tuğra görülür.

Sultan Abdülmecid'e (1839-1861) ait bu tuğranın, Bizans'a özgü bir teknik olan

mozaikler ile yapılmış olması şaşırtıcıdır. XEX. yüzyılın bir Osmanlı Padişahının

tuğrasının mozaiklerden yapılmış olması da ayrıca dikkate değer.109 Bilindiği kadarı

ile bu, mozaikler ile meydana getirilmiş sanat tarihinde bilinen tek tuğradır.

Eyice, Türk sanatında, mozaik taneleri ile yapılan tek Padişah tuğrası olan bu

esere yirmi yılı aşkın bir süre önce bir rastlantı sonucu rastlamıştır. Topkapı Sarayı

Müzesi'nin depolarını o yıllardaki müdürü ile dolaşırken, deponun döşemesi üzerinde

yuvarlak bir plaka görmüş ve bunun yüzeyinde siyah mürekkep ile yazılmış Lanzoni

imzasını tespit etmiştir. Đsteği üzerine ters yüz çevrildiğinde, plakanın yere yatırılmış

yüzeyinde, Fossati'nin raporunda bahsi geçen Sultan Abdülmecid'in tuğrası ile

karşılaşmıştır. Bu tuğra, Abdülmecid'in Ayasofya restorasyonunun ve Fossati'nin

bugün Đstanbul'da belirli bir hatırasıdır.

Eyice tetkikleri sonucunda, Fossati'nin Đsviçre'de korunan arşivindeki

raporundan yola çıkarak bizlere bugün Ayasofya'nın ana girişinde yer alan tuğranın

hikayesini takdim etmekle kalmamış, ayrıca Sultan Abdülmecid ile yakınlığı bilinen

Mimar Fossati'nin Türkiye'deki çalışmalarına da değinmiştir.

Eyice, Topkapı Sarayı Müzesi'nin deposunda tersine çevrili olarak yerde yatan

bu tuğranın, buradan alınarak, normal yerine, yani Ayasofya'ya konulmasını, o

tarihten sonra, müze müdürlerine önermesine rağmen sonuç alamayan girişim, ancak

Bülent Bilgin'in Ayasofya müdürlüğü sırasında gerçekleşmiştir. Đki müze yönetimi

108 Semavi Eyice, "Ayasofya'da Abdülmecid'in Mozaik Tuğrası", Sanatsal Mozaik ,S: 9 , Yıl:] ,

(Mayıs) 1996,s. 50-53 109 (Bu tuğranın ilk defa resmi S.Eyice tarafından yayımIanmıştır)Semavi Eyice, AyasofyaJII.Türk Dönemi .Đstanbul, 1986,s. 15 ve 23'te resmi.

Page 140: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

121

arasında yapılan bir protokol ile, tuğra Topkapı Sarayı'ndan Ayasofya'ya devredilmiş

ve burada bu ilgi çekici "tarihi eser" ana mekâna açılan Đmparator Kapısı denilen ana

girişin yanındaki duvara yerleştirilmiştir.

Bu yazısında Eyice Ayasofya tarihi ile ilgili bir hatırasını bir belge olur

ümidiyle burada kağıda dökmüştür. Bu yazı ayrıca önemsenmeyip, depoya atılan bir

eserin nasıl bir tarihî birikim ile bağlantılı olabileceğini göstermesi bakımından

önemlidir.

Page 141: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

122

IV.8.ĐSTANBUL VE TÜRK MEDENĐYETĐNE HĐZMET ETMĐŞ

KĐŞĐLERĐN ĐNCELENDĐĞĐ ARAŞTIRMALAR

Bizans ve Osmanlı mimarilerinin en önemli eserlerine sahip olan Đstanbul'un

tarihî yapıları hakkında yerli ve yabancı pek çok araştırmacı eser vermiştir. Bunların

bazıları bilimsel dergi sayfalannda kaybolmuş makaleler, bir kısmı ise, toplu kitaplar

ya da tek bir yapı hakkında hazırlanmış monografilerdir.

IV.8.1. MĐMAR SĐNAN'IN OSMANLI DÖNEMĐ TÜRK

MĐMARĐSĐNĐN GELĐŞMESĐNDEKĐ YERĐ110

Eyice makalesinde Türk mimarisinin önemli bir yapı çeşidi olan cami

mimarisinin Đslamiyet'in ortaya çıkışı ile Medinede'de yapılan ilk camiden

XVI.yüzyıla damgasını vuran Hassa mimarı Sinan'ın eser verdiği döneme ve bu

dönemden sonraki cami mimarisinin gelişimi gözler önüne serilirken, bu gelişimin

sonucunda Mimar Sinan'ın Osmanlı Dönemi Türk mimarisindeki yeri tetkik

edilmektedir.

Sonuç olarak, Sinan'ı yoğuran ve yaratan Türk- Osmanlı medeniyeti'nin

yarattığı ortamdır. Sinan, Osmanlı dönemi Türk mimarisinde birden bire ortaya

çıkmış öncüleri ve devamcıları olmayan bir varlık sayılmaması gerektiğinin, Osmanlı

yapı sanatının çeşitli asamalanyla onu hazırlayan , onu engin bilgisi ve sanat zevkiyle

Türk mimarisini geliştirmesine imkan sağlayan ortamın önemi yazıda vurgulanmıştır.

IV.8.2.MĐMAR KASIM HAKKINDA111

110 "Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk Mimarisinin Gelişmesindeki Yeri", Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi ,C.II, S:4, Nisan 1989, s. 75-80.

400.Anma Yılında Mimar Sinan, s.6-10.

_________ , "Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk Mimarisinin Gelişimindeki Yeri", Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, C.II, S:4, Nisan, 1989, s.75-80.

__________ , "Sinan ve Gurbetteki Eserleri", Sızıntı, Aylık Fikrî-ahlakî-ilmî edebî dergi,Yıl: 10, S:120,Ocak ,1989, s.482-487.

__________ , "Mimar Sinan'ın ihmal edilmiş bir eseri Ramazan Efendi Camii (Hacı Hüsrev)", T.Iş Bankası -Kültür ve Sanat Dergisi, C.I,S:2,Nisan, 1989.S.12-18.

__________ , "Mimar Sinan'ın külliyeleri", VI.Vakıf Haftası, Đstanbul: Vakıflar Genel Müdürlüğü, s. 169-192. 111 Semavi Eyice, "Mimar Kasım Hakkında", Belleten,Ankara:Turk Tarih Kurumu, C.XLIII, S: 172, Ekim, 1979, s.767-808.

Page 142: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

123

Osmanlı devri yapı sanatının Mimarbaşılan hakkında bilinenler yetersizdir.

Tarihin karanlıkları içinde kaybolmuş Mimarbaşılar'dan biri de Kasım Ağa'dır. XVII.

yüzyıl içinde yaşayan bu Hassa mimarına dair dağınık pek çok şey yazılmakla

beraber, hakkında açık ve kesin verilere ulaşılmamıştır. Hakkında yazılanlann çoğu

da bilinenleri iyice karıştırarak içinden çıkılmaz ve hattâ yanıltıcı bilgilerin bir araya

getirilmesine yol açmıştır.

Eyice bu araştırmasıyla karanlıklar içinde kaybolan mimar Kâsım'ın hayatını

ortaya koymayı hedeflemekte, sadece iyice karışık bir durum almış olan bir sanatçı

biyografisini tahlil etmek ve yazılanlann kritiğini yaparak; Mimar Kasım

"meselesi"nin ne durumda olduğunu ortaya koymak amacıyla hazırlamıştır. Eyice bu

araştırmasının Hassa Mimarı Kasım Ağa hakkında bir monografya olmadığının da

altını çizer.

Konu beş bölüm halinde ele alınmıştır.

Birinci bölümde, hakkında yazılanlar başlığı altında, Mimar Kasım hakkında

ilk biyografi denemesinin Ahmed Refik tarafından112 1924 yılında yayınlandığına ve

bunun yanında biyografisini ortaya koymaya çalışan F. Babinger'in notlarına

değinilmiştir.113

Tanınmış Đslâm sanatı tarihi uzmanı E. Kühnel'in de Kasım Ağa ile ilgili kısa

yazısının yanlışlarla dolu olduğunun altı çizilmiştir.

Kasım Ağa hakkında geniş bir biyografi araştırmasını 1934'te yayımlayan A.

Kemalettin'in notları tetkik edilmiştir. Ahmed Refik'in Türk mimarlan hakkındaki

kitabının 1937'de basılması üzerine bir tenkit yazısı yazan Mimar Necmeddin

Emre'nin ortaya attığı iddialar değerlendirilmiştir.114

112 Ahmat Refik (Altınay), "Âlimler ve Sanatkâr'lar", Đstanbul, 1924, s.207-228. 113 F.Babinger, "Ouellen zur osmanischen Künstlergeschichte",Fahrbuch der asiatischen

Kunst,I,1924,s.798. 114 Necmeddin Emre, 'Türk Mimarlan", Arkitekt, C.VII,S:I,1937,s.l 1.

Page 143: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

124

Bir zamanlar Topkapı Sarayı Müzesi'nde müdür muavinliği yapan Đzzet

Kumbaracıların A. Refik ile N. Emre'nin yazılarını tamamlamak düşüncesiyle

1937'de kaleme aldığı bir makalenin oldukça garip bilgiler içerdiğine dikkat

çekilmiştir. Topkapı Sarayı görevlilerinden Zarif Orgun'un da 1938'de yayımlanan

Hassa mimarlarına dair makalesinde yer alan bilgiler içerdiği çelişkiler açısından

tetkik edilmiştir.

Đsmet Parmaksızoğlu tarafından yazılan ve Đslâm Ansiklopedisi'nde 1953'de

yayımlanan115 Kasım Ağa ile ilgili maddede yer alan bilgiler ve 1956'da Đslâm

mimarları hakkında eksik olmakla beraber çok faydalı bir bibliyografya denemesi

yazmış olan L.A. Mayer'in notları da gözden geçirilmiştir.116

Son olarak Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde, 1966

yılında öğrenci S. Candan Sokhan (9401) tarafından sunularak kabul edilen

bibliyografyası pek eksiksiz olmayan, politik tarafı daha etraflı incelenen Kasım Ağa

ile ilgili tezin Eyice tarafından bilimsel veriler ışığında tetkiki yapılmıştır.

Đkinci bölümde, Mimar Kasım Ağa'nın mezarı başlığı altında, mezarın ilk

yapıldığındaki yeri ve bugünkü yeri arasındaki değişikliğe değinilmiş, mezarın

kitabesinde yer alan yazının metnine yer verilmiştir. Mezann klasik devir Türk Mezar

mimarisinin değişik ve çok güzel örneklerinden biri olduğu belirtilmiştir. Vaktiyle

Necmeddin Emre'nin, bir iddia ortaya atarak mezar üzerindeki motiflerin üslûbunu

Çinili Cami haziresîndeki taşlarda görüldüğünü söylemesi ve böylece Çinili Cami'nin

Mimar Kasım ile bağlantı kurması üzerine Eyice bu iddianın dayanaksız olduğunu

ileri sürmüş ve gerekçelerini sunmuştur.

Eyice bu bölümde son olarak Kasım Ağa'nın devşirme olduğu yönündeki

ortaya atılan iddialara şüpheyle baktığını bildirmiş ve konuya açıklık getirmiştir.

Üçüncü bölümde, Kasım Ağa'nın siyasî hayatı tarihi belgelerin ışığında

incelenmiştir.

Dördüncü bölümde, Kasım Ağa'nın Vakıf eserleri konusu; Tarihi belgeler

ışığında tetkik edilmiştir. Bu yazının hazırlanması esnasında o tarihte Ankara

115Đsmet Parmaksızoğlu, Kasım Ağa,Koca, maddesi.Đslam Ansiklopedisi,C.VI,I953,s.379-380. 116L.A.Mayer, Islamic Architects and theîr Works, Geneve, 1956,s.114.

Page 144: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

125

Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde asistan olan Mahmut Şakiroğlu,

Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivinde Defter-i Evkaf-ı Mimarbaşı

Kasım Ağa başlığı ile Kasım Ağa'nın 25 varakdan ibaret olan vakfiyesini tespit

ettiğini bildirmesi üzerine Eyice, Vakfîye'nin önemli noktalarını yazısında yer vermiş

ve karanlıkta kalan birçok noktanın bu vakfiye sayesinde tekrar gözden geçirme

imkanına eriştiğini belirtmiştir. Konu tüm yönleriyle vakfiyede yer alan veriler

ışığından hareketle tetkik edilmiştir.

Beşinci bölümde, Kasım Ağa'nın Mimarbaşı'lığında yapılan eserler başlığı

altında, Eyice tarihi vesikaları tetkik etmiş, netice itibariyle Hassa Başmimarı Kasım

Ağa'nın tam olarak bilinmeyen mimarlık görevine tam olarak ne vakit başlayıp hangi

tarihte bittiği, bu süre zarfında hangi yapılarda hizmeti geçtiğini öğrenmenin mümkün

olmadığının altını çizmiştir.

Eyice bu çalışması sonunda elde ettiği verileri şu şekilde özetlemiştir: Türk

sanat tarihinde bir Hassa - Mimarı Kasım Ağa vardır ve bu, en azından 1627'lerde bu

makamda bulunmaktadır. Sağlığında yaptırdığı mezar taşından bu makamda olduğu

kesinlikle bellidir. H. 1005 (1595) tarihinde Mimar Kasım'in adını verdiği söylenen

Çemberlitaş'daki Valide Hamamı'nın ( bugünkü Çemberlitaş Hamamı)'nın tamirine

dair olan belgenin aslı bulunup kontrolü yapılıncaya kadar bu tarihin bir baskı yanlışı

olduğunu ve doğrusunun belki H. 1045 şeklinde, belki de daha geç olması gerektiğini

kabul etmek lâzımdır. Aksi takdirde bu yıllarda iki ayrı Mimar Kasım Ağa'nın

varlığına inanmak gerekecektir. 1595'de Hassa miman olarak bir kişinin 1660'da hâla

faal durumda olabileceğine ihtimal verilemez. Zaten H. 1005'de Hassa Başmimarının

Davud Ağa olduğu onun bu tarihte, Galata da ki Alaca Mescit ve Hüseyin Ağa

vakfından dükkânları için yaptığı tamir keşfinden anlaşılır.

Şu halde Hassa mimarı bir Kasım Ağa vardır ve babası Ali adında olan bu

mimar, Sultan IV. Murad (1623-1640) yıllarında Hassa mimarıdır. Kasım Ağa'nın

Trakya'da Berat'in içinde birçok çeşmesinden başka yine aynı yerde arazileri de

vardır. Aslında Berat yakınında Carmiş köyündendir ve burada hayratı vardır.

Đstanbul içinde de bir Dârülhadis medresesi yapmıştır. Kâsım'ın hangi tarihde

Başmimar olduğu belli değildir. Fakat mezar taşına göre 1626-27'de bu makamda

bulunmaktadır. Kasım Ağa 1644'de Sultan Đbrahim devrinde Mimarbaşılıktan geri

Page 145: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

126

azledilmiş, fakat bir yıl sonra 1645'de tekrar aynı makama geri dönerek, 1645'de

Valide Turhan Sultan'ın Kethüdası olmuş, ancak az bir süre sonra tekrar azledilerek

hapse atılmış, elinden mallan alınarak sürgüne yollanmıştır. Siyavuş Paşa'nın çok kısa

süren sadareti sırasındaki "temizlik" ve onun arkasından gelen Gürcü Mehmed

Paşa'nın düşmanı oluşu, bu gözden düşüşün sebepleridir. Fakat Valide Turhan

Sultan'ın en yakın adamı oluşu onu daima kurtarmış ve devletin selameti için tek

çarenin Köprülü Mehmed Paşa'yı tavsiye etmesi memleketin haynna olmuştur.

Kendisi gibi Beratlı olan Köprülü Mehmed Paşa'nın Sadrâzam olmasını nihayet

1656'da başarmış ve büyük ihtimal ile bu tarihten az sonra ölmüştür. Ölüm tarihi

kesin olarak bilinmez. Büyük dostu Köprülü Mehmed Paşa'nın hayır yapılannda bir

çalışması olup olmadığı da meçhuldür. Mimar Kasım Ağa'nın H. 1070 (1659/60)'da

öldüğü ve yerine Meremmetçi Mustafa Ağa'nın atandığı genellikle kabul edilir ise de,

Kasım Ağa'nın Kıbns sürgününden döndükten sonra tekrar Mimarbaşı olduğuna dair

bir bilgi yoktur. Gerçekten 1656'dan sonra adı geçmemektedir.

Mimar Kasım'in mimar olarak yetenekleri hakkında açık bir hükme varmak

mümkün değildir.Yeni Cami'nin tamamlanmasındaki görevi karanlıktır. Eserleri de

bilinmez. 1630-1660 yılları arasındaki her yapıyı ona bağlamak mümkün ise de,

inandırıcı bir dayanaktan yoksun olan böyle bir iddia boşlukta kalmaktadır. Ancak

bugün bir izi kalmamış olan Üsküdar Sarayı ahırları onun yapımıdır. Hassa

Başmimarı olduğuna göre Ayasofya Vaftizhânesi'nin Sultan I. Mustafa Türbesi haline

getirilmesinde de bir payı bulunmalıdır. Büyük ölçüde yakınlığı olan Sadrâzam Kara

Mustafa Paşa, Cinci Hoca, Süleyman Paşa gibi devlet ileri gelenlerin vakıflarında

çalışmış olması akla yatkın gelir. Revan Köşkü, Bağdat Köşkü, Đftariye Kameriyesi,

Çinili Cami, Büyük Valide Hanı, Bayram Paşa Külliyesi, Babaeski Köprüsü gibi

eserlerin onun olduğuna dair açık belgeler bir gün bulunacak olursa sanat tarihindeki

yeri ve dolayısıyla değeri de ortaya konulmuş olacaktır. Đstanbul'un çok büyük bir

kısmını tahrip eden ve pek çok sanat eserini mahveden H. 1043 (1633) yangınından

sonraki imar ve ihya işlerindeki rolünü de bilmiyoruz. Büyük yangın felaketlerinden

sonra bütün ileri gelenler harap olan Yenibahçe'deki kiliseden çevrilme Fenâri Đsa

Camii de 1636-1638 yılları arasında Sadrazamlığa yükselen Bayram Paşa tarafından

tamir ettirildiğinde, içinde bugün hâlâ görülen büyük klâsik

Page 146: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

127

Türk üslûbundaki kemerler yapılmış ve mihrabı çok güzel bir malakârî tezyinat ile

bezemiştir. Aynı yıllarda Đstanbul'da daha pek çok iş yapılmış olup, bunlardan Mimar

Kâsım'm bir hissesi olup olmadığını bilemiyoruz. Bu vesile ile, Mimar Sinan'dan

sonraki klâsik devrin ikinci sayfasındaki yıllarda çok gelişen sebil mimarisinde ve

malakâri süslemede hangi mimarlann hisseleri olduğunu da şimdilik aydınlığa

çıkarmak mümkün olmadığı söylenebilir. Bütün bu küçük konular Türk sanatının

çözüm bekleyen pek çok sorunundan sadece bir kaçıdır. Şimdiki halde, Türk

sanatının klâsik devrindeki Hassa Baş mimarı Koca Kasım Ağa hakkında, yeni

kaynaklar ve bilhassa belgeler bulununcaya kadar söylenebilecekler bu kadardır.117

IV.8.3.KAPU AĞASI HÜSEYĐN AĞA'NIN VAKIFLARI118

Osmanlı devri Türk Sanatı hakkındaki araştırmalarında, Türkler'in çeşitli

yerlerde meydana getirdikleri eserleri toplamaya çalışan Eyice, böylece vakıf

sahipleri ve kurdukları eserler hakkında monografyalar ortaya koymayı

düşünmüştür.Bu düşünceden hareketle yaptığı incelemeler ile Đmparatorluğun çeşitli

yerlerine dağılmış olan vakıf eserlerden, onları yaptıran hayır sahiplerinin adları

altında topladığı eserleri yayımlamıştır. Đşte bu yazısında Eyice, II. Bayezid (1481-

1512) devrinin saray ileri gelenlerinden olduğu bilinen, Kapu Ağası Hüseyin Ağa'nın

Osmanlı tarihinin yükseliş devrinde, XV. yüzyılın sonları ile XVI. yüzyılın ilk

yıllarında imparatorluğun çeşitli yerlerinde kurdurmuş olduğu vakıf eserlerini bir

arada toplamış bulunmaktadır.Bu yazı,XV yüzyıl sonlarında yaşamış bir Osmanlı

ileri geleninin, memleketin değişik yerlerinde bıraktığı hayır eserlerinin ve o yerlerin

imarına yardımcı olan tesislerin neler olduğunu göstermektedir.

Konuya giriş bölümünde n. Bayezid (1481-1512) devrinde Kapu Ağası olan

Hüseyin Ağa'nın şahsiyet ve hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmadığına işaret eden

Eyice; Kapu Ağası Hüseyin Ağanın yaptırdığı eserleri dört bölümde tetkik etmiştir.

Bunlar; Amasya'daki eserleri (Bedestan, Büyük Kapu Ağası Medresesi, Kapu Ağası

Çeşmesi), Manisa'daki eserleri (Kurşunlu Cami, Medrese), Đstanbul'daki eserleri

117 Konuya ek olarak,Y. Önge'nin çizdiği Rölöve, Mezar Lahdi çizimi bulunmaktadır. 118 Semavi Eyice, "Kapu Ağası Hüseyin Ağa'nın Vakıfları", in Memoriam Prof.Louis Gabriel, ErzurumıAtatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, S:9, s. 149-246.

Page 147: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

128

(Küçük Ayasofya Camii, Kapu Ağası Türbesi, Kapu Ağası Zaviyesi (sonra

Medresesi), Çardaklı Hamam, Hüseyin Ağa Mescidi, Kapu Ağası Kervansarayları),

Edirne'deki hanı şeklindedir.

Eyice bu araştırması sonunda görüşlerini şu şekilde özetler: Ne yazık ki H

Bayezid'ın saltanat yıllarında önemlice bir kimse olduğu anlaşılan Hüseyin Ağa'nın

hayatı, şahsiyeti ve menşei hakkında yeteri kadar bilgiye sahip bulunmuyoruz veya

var ise de şu halde bilinmemektedir. Aslında devşirme de olsa Hüseyin Ağa'nın

inanmış bir Müslüman olduğu eserlerden anlaşıldığı gibi, yapılarına koydurduğu

kitabelerde bu hususu desteklediğini bildiren Eyice, ayrıca Đstanbul'da kiliseden

çevirdiği Küçük Ayasofya Camii'nin dört yerine yerleştirilen kitabelerin hepsinin de

dinî metinlerden ibaret oluşu bu görüşü daha da kuvvetlendirmekte olduğuna işaret

eder.

Hüseyin Ağa'nın kurdurduğu eserlerin Türk sanatı bakımından değerleri de

inkâr edilemez. Bunların arasında Bedesten, ilk yapıldığındaki planı ile Osmanlı

devri Türk bedestenlerinin en büyükleri arasında yer alıyordu. Đstanbul, Edirne,

Bursa'dan sonra Tokat ile beraber en başta gelenlerden idi. Bu da Türk şehri olarak

Amasya'nın XV. yüzyılın sonlarında Anadolu'nun büyük ticaret merkezlerinde

olduğunu gösterir. Yaptırttığı medrese ise, sekizgen biçimli planı ile Türk yapı

sanatında değişik ve benzeri pek az görünen bir mimari anıt olarak yer almaktadır.

Bu planın Đran'daki örneklerden ilham alınarak yaratıldığı yolunda Gabriel'in ileri

sürdüğü iddia ise, yukarıda da belirtildiği gibi, Đran kervansaraylarının daha geç

tarihlerde yapılmış olmalarından dolayı inandırıcı sayılamaz. Eskiden Amasya'yı

Karadeniz kıyısına bağlayan yolun üzerinde önemlice bir kasaba olan Sonisa (bugün

Uluköy)'deki eserlerinden ne yazık ki bugüne bir şey kalmamıştır. Bu yüzden

buradaki eserlerin sanat değeri üzerinde bir fikir ortaya atmak mümkün

olmamaktadır.

Kapu Ağası Hüseyin Ağa'nın, Đstanbul'daki eserlerinin başında gelen

kiliseden çevrilme Küçük Ayasofya Camii ise, bir taraftan kapanmış bir devrin bir

eserini yeni bir fonksiyon vererek, "şenlendirme" politikasını, bir taraftan da çok eski

ve çok değerli bir Bizans eserini, aynı derecede değerli Türk ekleri ile bezeyerek

Page 148: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

129

yaşatılmış olduğunu gösterir. Burada XV. yüzyılın sonlarnın üstün kalitede sanat

unsurlarının kullanılmış olması bilhassa önemlidir.

IV.8ABĐR ĐSTANBUL TARĐHÇĐSĐ ĐHTĐFALCĐ MEHMET ZĐYA

BEY119

Đstanbul'un tarihi, geçmişi ve eski eserlerine dair kitap veya makale yazmış

pek çok yerli ve yabancı araştırıcı vardır. Geçen yüzyılın ikinci yarısında, bunların

sayılarının çoğaldığı ve içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarında aralarına

Türklerin'de katıldıkları görülür. 1900 yıllarda özellikle üç Türk Mehmed Ziya,

Mehmed Râif ve Celâl Esad eserleriyle önemli bir yer teşkil etmişlerdir. Eyice bu

yazısında bu üç yazardan yalnız birincisi üstünde durmuş, kısa hayat hikayesi, başlıca

eserleri ve bunlardan bilhassa Đstanbul'a dair olanlar tanıtılmış bu arada eserlerinin ve

dolayısıyla çalışmalarının önemi üzerinde durulmuştur. Özellikle çok önemli bir

çalışma olan, "Đstanbul ve Boğaziçi" adlı eserindeki Osmanlı dönemi Türk yapıları ile

ilgili notların, bu yapıların bir kısmının ortadan kalkması nedeniyle bugün birer belge

değerinde olduğunun altı çizilmiştir.Ve son olarak da kendini Đstanbul'a adayan

değerli tarihçiye layık görülen mezarın bulunduğu bugünkü durum eleştirilmiştir.

IV.8.6.ALFONS MARĐA SCHNEĐDER120

119 Semavi Eyice, "Đstanbul Tarihçileri ve Eserleri, Mehmet Ziya Bey", istanbul Belediye Dergisi, S:39,1966,s.l2-13,29.

___________ "Mehmet Ziya Bey",Şehir, Kent Kültürü dergisi,S:18,1988,s.94-100. (Semavi Eyice'nin "Đstanbul Tarihçileri ve Eserleri"ana başlığı altında sürdürmek istediği bu yazının sondan üçte birlik bölümü ile her zaman metinden fazla bilgilerle donattığı notlar konmamıştır.Bundan dolayı devamından vazgeçmiştir.)

___________ ,"Bir Đstanbul Tarihçisi Đhtifalci Mehmet Ziya Bey", Đstanbul, ĐstanbuhTarih Vakfı, s. 121-126.

120 Semavi Eyice, "Ölümü münasebetiyle:Arkeoloji Profesörü A.Maria Schneider", Yeni Đstanbul, 29 Ekim, 1952.S.7.

_________ , "Prof.Dr.Alfons- Maria A.Maria Schneider", Belleten, Ankara:TTK, C.XVI, S:64, Ekim,1952,s.585-598. , Đstanbul Dergisi, Đstanbul: Tarih Vakfı .Nisan ,2002,S:41, s.26-30.

Page 149: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

130

Bizans ve Osmanlı eserlerinin çok özel örneklerine sahip olan Đstanbul'un

tarihî yapılan hakkında yerli ve yabancı pek çok araştırmacı eser vermiştir. Bunların

bazıları bilimsel dergi sayfalannda kaybolmuş makaleler,bir kısmı ise,toplu kitaplar

ya da tek bir yapı hakkında monografilerdir.Ancak XLX.yüzyıl içinde profesyonel

araştırmalar ortaya çıkmıştır.Bu ikinci türden olup, Đstanbul'un eski eserleri hakkında

yayın yapanlardan biri de Prof.Dr.Alfons Maria Schneider'dir.

Makale ölümünün, 50.yıldönümümü vesilesiyle bu araştırmacının yaşamı ve

Đstanbul çalışmaları hakkında hatırlatma amaçlı bir yazıdır.

Yazıda araştırmacının hayatı,yaptığı çalışmalar ve bulunduğu görevler

belirtilmiştir.Schneider'in araştırmalarının büyük bir kısmının Türk topraklanna dair

olmasının yanı sıra bilhassa Đstanbul'un tarihî topografyasını bilinen eski eserlerin

yardımıyla Bizans ve Türk ayrımı yapmaksızın tescile gayret etmesinin , başkalannın

pek düşünmediği bir çalışma türü olduğu vurgulanmış, bu bakımdan o'nun Đstanbul

hakkındaki çalışmaları bu şehrin tarih ve arkeolojisine eğilenler için yol gösterici

olduğu belirtilmiştir.Yazıda Đstanbul'un Bizans ve Osmanlı dönemlerinin tarihi

topografyasını saptamaya çalışan bir araştırmacı olmasının önemine yazıda işaret

edilmiştir.121

IV.8.7.PROF. ALBERT - LOUĐS GABRĐEL (2.8.1883 -

23.12.1972)122

Paris'teki Türk elçiliğinden 26.12.1972 günü Ankara'da Dışişleri Bakanlığına

çekilen çok acele kayıtlı bir telgrafın başında Fransa hükümeti yanındaki elçimiz

sayın Hasan Işık şu haberi veriyordu "Türkiye'ye büyük bağlılığı ile tanınmış olan,

1926-1936 seneleri arasında Đstanbul Üniversitesinde ve Đstanbul'daki Fransız

121 Ek not:Ölümü üzerine TTK Belleteninde etraflı bir makale hazırlanmıştır.!}u makalede hayatını,Bizans sanatı hakkındaki çeşitli ülkelerde yürüttüğü çalışmaları ve nihayet Đstanbul'a dair yaptığı araştırmalar incelenmiş ve başlıca yayımların bir listesi yer almaktadır.Aradan geçen elli yıldan sonra Schneider'in ölümünün ellinci yılı vesilesiyle bu Đstanbul araştırıcısının hatırasını bir defa daha anmak üzere bu ikinci bir makale yayımlanmıştır.

122 Semavi Eyice, "Prof. Albert - Louis Gabriel (2.8.1883 - 23.12.1972)", Belleten, Ankara:TTK, C.XXXVIII,S: 147, Temmuz, 1973, S.321-363.

___________, "Prof. Albert Louis Gabriel'in Türk Sanatı dışındaki çalışmaları", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, S: 180, Ocak, 1957, s.9-12.

Page 150: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

131

Arkeoloji Enstitüsü'nde çalışmış olan Arkeolog Prof. Albert Gabriel, 25 Aralık günü

ikamet etmekte olduğu, BAR-sur-Aube şehrinde 89 yaşında vefat etmiştir. Prof.

Albert Gabriel, Türk Tarih Kurumu şeref üyesidir. Ankara Üniversitesinden Prof.

Honoris Causa, Đstanbul Üniversitesinden de Dr. Honoris Causa payelerini almıştır.

Đstanbul ve Bursa Fahri hemşehrisidir. Türkiye hakkında çeşitli kitaplar yazmıştır."

Telgrafın devamında elçiliğimizce konuda yapılanlar Özetlendikten sonra, durum

bildirilerek, yurdumuzda da bu hususda neler yapılabileceği bir temenni olarak ortaya

konuluyordu. Böylece Türk Sanatı'nın tanınması ve tanıtılması yolunda harcanmış

uzun bir ömrün sona erdiği kesinlik kazanmış oluyordu.

Eyice bu yazısında artık aramızdan ayrılmış olan Prof. Albert Gabriel'in hayat

hikâyesini ortaya koymaya çalışmamış, onun başlıca yayınlannın bir bibliyografyasını

düzenleyerek, eserlerinin Türk sanat, tarihi bilim bakımından ne ifade ettiğini özet

halinde sunmuştur.

Konu beş başlık altındaele alınmıştır. Birinci bölümde Prof. Gabriel'in hayatı;

ikinci bölümde Anadolu - Türk Sanatı dışındaki çalışmaları ve Türk Sanatı ile ilgili

çalışmaları iki alt başlık halinde sunulmuştur; üçüncü bölümde, Gabriel'in

Restorasyon, Đmar ve Şehircilik ile ilgili düşünceleri; dördüncü bölümde, Đstanbul

Fransız Arkeoloji Enstitüsü'ndeki çalışmalarına değinilmiş ve son olarak, beşinci

bölümde Gabriel'in başlıca yayınlarına dair bir bibliyografya denemesi başlığı altında

yurdumuzda bulunma imkânı olmayan bir kaç makaleyi de Eyice'nin Fransa'dan

temin etmesi suretiyle; bu bibliyografya denemesi, yayınların baskı tarihi sırasına

göre düzenlenmiş, bunlardan kitap halinde basılanlara da işaret edilmiştir.

IV.8.7. ANADOLU SELÇUKLU SANATI ÇALIŞMALARININ

BAŞLANGICINDA ĐKĐ YABANCLCLEMENT HUART VE

FRĐEDRĐCH SARRE123

Anadolu'yu vaktiyle dolaşan yabancı seyyahlar Selçuklu devrine ait mimari

eserler ile karşılaştıklarında, bunların güzellik ve ihtişamını takdir etmekle beraber,

123 Semavi Eyice, "Anadolu Selçuklu Sanatı Çalışmalarının Başlangıcında Đki Yabancı: Clemenl Huart ve Friedrich Sarre", Türkiyat Mecmuası, Đstanbul:Đ.Ü. Türkiyat Enstitüsü Yayını, C.XVII, 1972, s.133-148.

Page 151: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

132

onlarn Osmanlı devrinin Türk eserlerinden değişik olduklannı da fark ediyorlar ve

bunları, bugün bizim için garip görünen bazı yabancı sanat çevrelerine bağlıyorlardı.

Türk sanatının ve bunun içinde Selçuklu sanatının başlı başına birer sanat olarak

tanınması çok yenidir. Geçen yüzyılın sonlarnda Anadolu'nun büyük Selçuklu sanatı

ve uygarlık merkezi olan Konya âdeta yeniden keşfedildi ve buradaki mimari eserler

Batı ilim dünyasının dikkatini çekmeye başladılar. Garip bir rastlantı sonucu

Konya'yı tanıtan iki kitap, iki büyük Batı dilinde birbirinden bir kaç yıl ara ile

basılmıştır. Bunlardan birincisi bir çağın tanınmış Orientalist ve Türkologlanndan

Frank M. Clement Huart, diğeri ise sanat tarihçisi Friedrich Sarre tarafından yazılmış

ve çok kısa bir süre ara ile yayınlanmışlardı.

Eyice makalesinde bu iki araştırmacıyı Anadolu Selçuklu uygarlığını ortaya

çıkartmadaki katkılarıyla takdim etmiştir.

Birinci bölümde, Clement Imbautt Huart'ın (1854-1926) kısa bir özgeçmişi

verilmiş, Anadolu’ya yaptığı seyahatten bahsedilmiştir. Huart'ın Konya hakkındaki

kitabı, ilk defa olarak, başta Selçuklu merkezi olmak üzere Anadolu'daki Selçuklu

mimari kalıntılarını, kitâbeleriyle tanıtmış olduğu belirtilmiştir. Hükümlerdeki

hatalanna, kitabelerin okunuşlarındaki eksiklik ve yanlışlıklara rağmen, bunlann

tarihlerini ve yaptıranlann adlannı Batı ilim dünyasına sunması; böylece Selçuklu

sanatının tanınması bakımından ilk adımın atılmasında Huart'ın katkılarına

değinilmiştir.

Đkinci bölümde, Konya ve çevresini inceleyen ikinci Batılı araştırıcı Friedrich

Sarre'nin (1865-1945) kısa özgeçmişi ve seyahatlerinden bahsedilmektedir. Ayrıca,

Sarre'nin "Đran yapı sanatı anıtları" başlığı altındaki kitabının dördüncü bölümünde

"Konya'da Selçuklu Yapıları" başlığı altında ele almış olduğuna ve bu büyük kitabın

Asya'daki Đslâmî ve Türk yapıları ile bunların süslemeleri hakkındaki ortaya koyduğu

araştırmanın önemine değinilmiştir.

Üçüncü bölümde, Huart ve Sarre'nin görüşlerinin bütün eleştirilebilecek

taraflanna rağmen kendilerinin Anadolu Türk Sanatı'na büyük hizmetlerde

bulundukları, Anadolu'da Selçuklu sanatının ihtişam ve güzelliği bütünüyle tanıtma

yolunda önemli bir çaba gösterdikleri belirtilmiştir.

Eyice görüşlerini şu şekilde özetler , C. Huart ve F. Sarre'nin yazdıklarında

yanlış yorumlamalar, aldatıcı görüşler ve değerlendirmeler olabilir. Bunun sebebini

Page 152: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

133

biraz da bu araştırmacıların yetiştikleri çevrelerde, aldıklan kültürde aramak gerekir.

Fakat şu var ki onlar bu Anadolu Selçuklu uygarlığının varlığını ortaya koyan

çalışmaların yolunu açmışlardır.124

124 S.Eyice kendi olanaklanyla temin ettiği iki araştırmacının fotoğrafları da ekte sunmuştur.

Page 153: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

134

IV.9.TÜRK SANAT VE TARĐHĐNE KATKISININ OLDUĞU

ÇEŞĐTLĐ KONULAR

Bu bölümde takdim edilen çalışmaları bir tek başlık altına toplamak mümkün

değildir.Burada yer alan çeşitli konular, Semavi Eyice'nin araştırma yaptığı konuları

çeşitliliğini göstermesi bakımından önemlidir.Diğer taraftan bu çalışmalar diğer

bölümlerde yer alan eserler gibi Eyice'nin ilim alemine sunduğu ve farklı açılardan

ele aldığı özel çalışmalardan bir bölümünü içermektedir... .

IV.9.1.AY-YILDIZTN TARĐHĐ HAKKINDA125

Çok yıl önce Türk denizcilik tarihçisi rahmetli Fevzi Kurtoğlu, Türk bayrağı

ve ayyıldız hakkında ufak bir araştırma yapmış, sonraları bunu daha geliştirerek, bol

resimli bir kitap halinde bir daha bastırmak imkânını bulmuştur.126 Bu kitapda

Türkiye'nin resmî alâmeti olan ayyıldızın ayrı ayrı tarihçesi tespite çalışıldıktan

başka, önce Osmanlı devletinin, sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin alâmeti olan

ayyıldızın bugüne kadar geçirdiği gelişme üzerinde durulmuştur. Fakat içindeki

malzemenin zenginliğine rağmen, F. Kurtoğlu'nun kitabında ayyıldız'ın bir arada

Osmanlı devletinin resmi alâmeti olarak ilk defa ne zaman kullanıldığına dair yeterli

bilgi bulunmadığına işaret edilmiştir.

Eyice bu çalışmasıyla Türk tarihini yakından ilgilendiren bu millî

sembolümüzün ilk olarak hangi tarihe doğru ortaya çıktığını, gözüne çarpan ufak

notlan burada sıralamayı faydalı bulmuştur.Osmanlı devrinde Türk bayrağı zülfikârlı

veya üç hilalli olmakla beraber, daha XVI. yüzyılda Batıda Osmanlı Devleti'nin

alâmeti olarak seyrek de olsa ay ve çok şualı yıldızı tanıyorlardı. Fakat ayyıldız'ın bir

Devletin sembolü olarak resmen kabulü şimdiki halde bildiğimiz kadarı ile m.

Mustafa devrinde başlamış, I. Abdülhamid ve bilhassa IH. Selim devirlerinde

gelişerek yerleşmiş olmaktadır. Yoksa ötenden beri ileri sürüldüğü gibi ay-yıldızlı

125 Semavi Eyice, "Ay-Yıldız'ın Tarihi Hakkında", Đbrahim Kafescioğlu Hâtıra Sayısı , Đstanbul: Đ.Ü. Tarih Enstitüsü Dergisi, S: 13, 1987 ,s.31-66. 126 Fevzi Kurtoğlu ,'Türk Bayrağı ve AyyıIdız'\Ankara:TTK,C.VH,S:4,1938.

Page 154: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

135

Devlet sembolü III. Selim yıllarında veya daha yaygın bir görüşe göre II Mahmud

devrinde ortaya çıkmış değildir.

Konuya girişte, Osmanlı devletinin XIX.yüzyılda, resmi alâmet olarak iki

tarafı sancaklı, çeşitli silahlarla donatılmış ve resmî dairelerin çoğunda cephelerinde

hâla görülen armayı kabul etmiş olmakla beraber ayyıldızın da devlet sembolü olarak

resmî binalarda yer aldığına değinilmiş ve sonraki bölümlerde ay-yıldızın ilk defa ne

zaman kullanıldığı yönündeki bilgiler sunulmuştur.

Đsrail'de Tan tura'da, Eski Eserler Müdürlüğü'nün Sualtı Araştırma Kurumu

tarafından yapılan araştırmalar sonucu bulunan topların Türk topu olduğu

görülmüştür.Đsrailli arkeologların yaptığı tetkik sonucunda bu topların 1799'da

Napolyon Bonaparte tarafından başarısız ganimet olarak Akkâ seferinin dönüşünde

denize atıldığı anlaşılmıştır.Bu topların üzerindeki ay ve yıldızın Türk toplarında en

geç ayyıldız olarak alâmeti Sultan IH. Selim (1789-1808) yıllarında mevcut

olduğunun tespiti yapılmıştır. Aynı zamanda Đstanbul'da Başbakanlık Arşivi'nde,

Hatt-ı Hümâyunlar arasında no. 14 553'de bulunan bir belgeyle, ayyıldız'ın bir ara

devlet alâmeti olarak resmen kullanıldığını ve bunun m. Selim devrinde olduğunu

hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde gösterdiğine işaret edilmiştir.

Bugün Đstanbul Deniz Müzesi'nde korunan, Tersane-i Âmire Emini Osman

Efendi tarafından sunulan H. 18 zilkade 1207 (1793) tarihli bir buyrulduda,

"donanma kalyonlara çekilecek sancakların al renkte olması ve üzerinde beyaz ay ve

yıldız bulunması ön görülmüştür" bilgisi ek olarak sunulmuştur.Eyice, 1957 yılında

Sivas'a yaptığı bir seyahatte, Güdük Minare denilen Eretnaoğulları'na ait türbenin

karşısındaki eski bir Türk konağının saçağında sıva üzerine yapılmış süsleme

arasında topların üzerindeki ay-yıldızın benzeri olan bir alâmet ile H. 1211 (17966-

97) tarihini görerek not ettiğini de belirtmiştir.Bunların dışında ay ve yıldız

alâmetinin kullanılması hususunda Ayvansaraylı Hafız Hüseyin Efendi'nin, Topkapı

Sarayı Kütüphanesi'nde, Hazine kısmı no. 1565'de bulunan Mecmua-i Tevârih adlı

eserindeki notuna değinilmiş ve bu kayıttan anlaşıldığına göre Sultan m. Mustafa'nın

(1757-1774) zamanında Türk hizmetindeki bir yabancının (Hezarfen Frank Beyzade)

döktüğü topların üzerlerine H.1187 (1773-74) tarihinde bu alâmeti

Page 155: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

136

koymasının usulden olduğunu ve bu geleneğin I. Abdülhamid (1774-1789)

zamanında da sürdürülmüş olduğunu tespit etmiştir.

Chicago'da The Art Institui'de Burbon J. Berry Koleksiyonu'nda bulunan ve

XVIII. yüzyıla tarihlendirilen, üzerinde ay ve yıldız bulunan eski bir Türk işlemesine

değinilmiş ve Fevzi Kurtoğlu'nun, ayyıldızın resmi devlet alâmeti olarak kabulünü

sadece ĐÜ. Selim devrine çıkartarak bu hususda dört dayanak ileri sürmüş olduğu

bilgisine yer verilmiştir.Eyice bu konuda ileri sürülen dört dayanak karşısında tarihî

belgeler ışığında verdiği birkaç örnekle bile Türklerde ay-yıldız motifinin Osmanlı

tarihinin klâsik çağında da var olduğunu ispatlamaktadır.Diğer taraftan ay-yıldız

motifinin Türk ordusunun Viyana kuşatmasını kaldırarak çekilmeye başladığı günün

hatırası olarak,Viyana fırıncıları tarafından kullanıldığı bu makalede yer alan bilgiler

arasındadır.

IV.9.2.ĐSTANBUL*UN ĐMAR PLANI RAPORLARI127

Đstanbul'un imarı için planlar yapılmasına daha XIX.yüzyılın ikinci yarısında

başlanmıştı.

Cumhuriyet döneminde Đstanbul'un iman için yeni girişimlerde bulunulmuş ve

1930 yılından sonra belediye,yabancı şehircilik uzmanlarından plan raporları

hazırlamalarını isteyerek bu raporları kitapçıklar halinde yayımlamıştır.Eyice bu

raporlardan birkaçının tanıtımının yapılmasının Đstanbul tarihine yardımcı olacağının

kanısındadır.

Bunlardan ilk bölümde tanıtılan Alfred Agache tarafından hazırlanan

rapordur. 1934 yılında ,20 sayfalık bir kitapçık halinde Đstanbul Belediye

Matbaası'nda basılan ve "Büyük Đstanbul Tanzim ve Đmar Programı" başlığı ile

yayımlanan kitaptan bazı görüşlere yer verilmiştir.

Đkinci bölümde, Đstanbul'un imarı hakkında yine aynı yıl basılmış olan başka

bir rapor ele alınmıştır. J.H.Lambert tarafından hazırlanan ve Galata'daki bir

yayınevinin çıkardığı bu rapor oldukça kapsamlı olup, bu kitapta yer alan bilgiler özet

şekilde sunulmuştur.

127 Semavi Eyice, "Đstanbul'un Đmar Planı Raporları", Đstanbul, Đstanbul: TarihVakfı, S:43, Ekim, 2002, s.20-24.

Page 156: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

137

Üçüncü bölümde Berlin Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden

Prof.Dr.Herman Elgötz'ün hazırladığı 1934'te Đstanbul'da basılan 46 sayfalık rapor da

bu şehircilik uzmanının görüş ve önerileri özetlenmiştir.

Dördüncü bölümde Henri Prost'un Türkiye için I.Dünya Savaşı'ndan önceki

yıllarda yapmış olduğu çalışmalara değinilmiştir.Đki rapor hazırlanmış Đstanbul imarı

için esas tasarı hususunda Prost'un projelerine bağlanıldığı ve o yıllardaki

çalışmalarda büyük ölçüde bu projelerin uygulandığı belirtilmiş ve rapordaki

görüşlere yer verilmiştir.

Sonuç olarak bu makalede, Đstanbul'un imar tasarıları hakkında, yabancı

şehircilik uzmanlarının hazırladıkları ve basılmış olan raporların ayrıntıları üzerinde

durulmadan bir özet sunulmuştur.

Đstanbul'un imar planları için 1930'lu yıllarda öngördükleri bazı programlar,o

yıllar için geçerli olmakla beraber, sonraları bütünüyle değerini kaybettiği bu yazıda

belirtilmiştir.Yabancı şehircilik uzmanlarının şehre getirdiği yeni önerilerin konusu

uygulanabilirliği açısından Eyice tarafından değerlendirilmiştir.

IV.9.3.0SMANLI DEVRĐ TÜRK YAPI SANATINDA

DAMGALI TUĞLALAR128

Bizans yapı sanatında, araştırmacıları uzun zamanlardan beri uğraştıran ve

hakkında şimdiye kadar birçok şey söylenip, makaleler yayınlanan damgalı tuğlalar

problemi vardır. Başta Đstanbul'dakiler olmak üzere çeşitli yerlerdeki Bizans

yapılarında ve harabelerinde bulunan tuğlaların üzerinde değişik biçimlerde yazılara

rastlanır.

Bizans devri yapı sanatında çok sayıda ve çok çeşitli biçimlerde tuğla

damgalarının bulunmasına karşılık, Osmanlı devri Türk sanatında tuğlaları

damgalamak usulünün olduğuna dair bir ipucu bugüne kadar görülmemiş, veya

görülmüşse de şimdiye kadar bu hususda hiçbir yayın yapılmamıştır. Eyice'nin birkaç

yıl önce karşılaştığı bir örnek Osmanlı yapı sanatında da bazen tuğlalara damga

vurulduğunu hiçbir şüpheye meydan bırakmayacak surette ortaya koymuştur.

128 Semavi Eyice, "Osmanlı Devri Türk Yapı Sanatında Damgalı Tuğlalar" , Sanat Tarihi Yıllığı, Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.IX-X, 1981, s. 155-162.

Page 157: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

138

Đşte bu yazısında, bu konu üzerinde durmak ve ileride araştırıcıların bu bakımdan

incelemeler yapmalarının gerektiğine işaret etmek gayesindedir.

Eyice'nin bu yazısında konu edilen tuğla 1977 yılında Đstanbul Fındıklı'da

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu binası olan Sıbyan Mektebi'ni

genişletmek üzere, binanın arka kısmında yapılan çalışmalar sırasında bulunmuştur.

Eyice bulunan bu tuğlaları tahlil etmiş, tuğlanın ait olduğu yapının dönemi ve

tuğlanın üzerindeki damganın ne amaçla yapıldığını incelenmiş ve bu konudaki

görüşlerini bildirmiştir.

Ayrıca, makalenin 1979 yılını yazılarak basılmak üzere teslim edildikten

sonra, Topkapı Sarayı Müzesinin dördüncü avlusunda başka bir damgalı tuğlaya

rastlanmış olması üzerine bu tuğlanın da tetkiklerini yapan Eyice görüşlerini şu

şekilde özetlemiştir; ikinci tuğlanın da bulunmasıyla kesin olarak ispatlanan bir

durum vardır ki o da, Osmanlı devri Türk yapılarında damgalı tuğlaları

kullanılmıştır.Đleride yıkımlar ve bilhassa restorasyonlar sırasında dikkat edilecek

olursa hiç şüphesiz daha başka örnekler de bulunacaktır. Bunlardan bazılarının

tarihleri bilinen yapılarda ortaya çıkması ile de, şimdiye kadar hiç dikkati çekmeyen

bu konunun kronolojisi tespit edilecektir.

IV.9.4. XVIII.YÜZYIL TÜRK SANATI VE TÜRK

MĐMARĐSĐNDE AVRUPA NEO-KLÂSĐK ÜSLUBU129

Osmanlı devri Türk mimarisi genellikle üç büyük bölüme ayrılır; Bunların

birincisi kuruluş ve ilk gelişme devridir ve XIV. yüzyıldan XVI. yüzyılın başlanna

kadar olan devreyi içine alır. Đkincisi Türk sanatının klâsik çağı olup XVI. yüzyıl

başlarından XVIII. yüzyıl başlarına kadar sürmüştür. Üçüncü büyük bölümde ise

Türk sanatında Avrupa'dan gelen Batı sanatı etkileri vardır.

Eyice bu çalışmasında üzerinde durarak tanıtmış olduğu mimari tarz; üçüncü

büyük bölümün yani Batı etkili Türk sanatının iki evresidir.

Konu üç bölümde ele alınmıştır.

129 Semavi Eyice, "XVIII. Yüzyıl Türk Sanatı ve Türk Mimarisinde Avrupa Neo-Klâsik Üslubu", Sanat Tarihi Yıllığı, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.IX-X, 1981, s.163-189.

Page 158: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

139

Birinci bölümde, Batı etkilerinin görüldüğü ilk dönemin özelliklerine

değinilmiştir. Bu bölümde Batıya özgü tesirli sanat akımlarının etkisi sonucunda

Türk uygarlık tarihine Lâle Devri olarak geçen dönemin ve devamında etkisini

gösteren ve "Türk Baroğu" olarak adlandırılan üslûbunun Türk sanatı içindeki yeri

tespit edilmiştir. Türk sanatında Batı tesirlerinin başladığı XVIII. yüzyılın başlannda

Avrupa saraylarında uyanan merak ve bunlann benzerleri Đstanbul ve çevresinde

uygulanmıştır.Đkinci bölümde Eyice, bu tip yapılann tetkikini yapmıştır. Üçüncü

bölümde, Neo-klâsik üslûbun Türk sanatını etkilediği dönemin özellikleri ve bu devir

yapılannda görülen bu üslûbun etkisi incelenmiştir.

Eyice, tetkikleri sonucunda düşüncelerini şu şekilde özetlemektedir: XVIII.

ve XIX. yüzyıllarda Türk sanatı gitgide hızla artan bir Avrupa sanatının etkisi altında

kalmış, bu önceleri daha eski saf Türk sanatının bazı süs unsurlarının sızması ile

başlayıp hızla gelişmiş ve Türk sanatına hakim olmuştur. Ancak bu Türk Baroğu,

planlardan daha çok mimarî detaylarda ve dış ifadelerde kendisini belli eder. Neo-

klâsik üslûp yine Batı'dan gelen akımlarla XVTn. yüzyılın sonlarna doğru Türk

sanatında yerleşmeğe başlayarak, gerek dinî olmayan binalarda ve bilhassa resmî

devlet yapılarında kendisini göstermiş ve adeta XIX. yüzyılın içlerinde Osmanlı

Đmparatorluğu'nda devlet sanatı halini almıştır. Bu arada Türkiye'de çalışan yabancı

mimarların da bu üslûbun gelişmesinde büyük rolleri olmuştur. Fakat XIX. yüzyılın

sonlarına doğru gitgide yüklü ve ağır ifadeli bir karma sanatın (eklektizm)

hakimiyetine doğru gittiği sezilen Türk Sanatı, geçen yüzyılın sonlarında bazı Türk

mimarlarının bu gidişi durdurmağı istemeleri ile Türk Neo-klâsiğinin yaratılmasına

yol açmıştır. 19. yüzyıl sonlarında çağımıza, bilhassa 1930'lara kadar süren ve iki

yüzyıllık Avrupa sanatı baskısına bir tepki olarak ortaya çıkan Türk mimarisinin

çeşitli unsurlarının modern yapılarda uygulandıkları görülmektedir.

IV.9.5.TRAKYA'DA MEYDAN ŞADIRVANLARI130

Eyice bu çalışmasında, Trakya'nın Türk devrine ait eserlerinden, şimdiye

kadar yeteri kadar dikkati çekmemiş küçük bir eser grubuna dair bilgilerini takdim

etmiştir. 130 Semavi Eyice, "Trakya'da Meydan Şadırvanları", Mansel'e Armağan-Melanges Mansel, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayını, 1974 ,s.831-845.

Page 159: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

140

Zarif biçimleri, Osmanlı devri Türk mimarisindeki özel bir çeşidin örnekleri

olarak değişik karakterleri, gözü okşayan süslemeleri ve orijinal yazılan ile bu küçük

eser grubu, Türk su mimarisini şimdiye kadar fark edilmemiş bir türünün

temsilcileridir. Bunlara, bir tanesinin kitabesinde ve yerinde halkın şadırvan demekte

olduğunu belirten Eyice, çalışmasında yer alan "şadırvanlar"ın bir mimari eserinin

parçası olan şadırvanlardan farklı olduğuna işaret eder.

Eyice'nin burada tanıtacağı küçük eserler 1961 ve 1962 yıllarında Doğu

Trakya'da, yani Türkiye Trakya'sında yaptığı inceleme gezileri sırasında Tekirdağ,

Uzunköprü ve Keşan'da görüp tespit ettiği eserlerdir. Bu eserler; Tekirdağ'da Osmanlı

Bankası önündeki şadırvan (şimdi Atatürk okulu önünde), Tekirdağ'da Đskele

şadırvanı (şimdi Tekirdağ müzesinde), Tekirdağ'da eski Havra önündeki şadırvan

(şimdi Đskele meydanında), Uzunköprü'de Telli Çeşme denilen şadırvan, Keşan'da

Hersekzâde Ahmed Paşa Camii yanındaki şadırvan başlıkları altında tetkik edilmiştir.

Eyice tetkikleri sonucunu şu şekilde özetlemiştir:

Trakya şadırvanları; tipleri, zengin bezemeleri, bazılarında görülen kitabeleri

ile, bir meydanı süslemek, orayı göz oyalayıcı bir güzellik unsuru haline getirmek

gayesiyle yapılmışlardı. Türk Trakyası'nda görebildiğimiz beş örnek bu tipin Türk

sanat tarihi içindeki gelişmesini biçim ve tezyinat üslûbu ile takip etmek imkanını

vermektedir. En eskileri, her halde Keşan'daki ile Tekirdağ'daki Cağalazade şadırvanı

olmalıdır. XVTJI. yüzyılın ilk yarısına ait olduğunu sandığımız Uzunköprü'deki onlar

takip etmektedir. Diğerleri ise üzerlerindeki tarihleri ve süslemelerinde hâkim

yabancı üslûp ile XIX. yüzyıl içlerine doğru sıralanmaktadır. Bu küçük eserleri

kronoloji sırasına göre şöylece bir dizi halinde düzene koymak mümkün olabilir:

1. Keşan'da Hersekzâde Camii yanındaki şadırvan, XVI. yy.

2. Tekirdağ'da Cağalazade Đbrahim Bey şadırvanı XVII.yy.

3. Uzunköprü'de Telli Çeşme denilen şadırvan, XVIII. yy. (Đlk yansı)

4. Tekirdağ'da Hacı Seyyid Said Bey şadırvanı, 1831.

5. Tekirdağ'da Rüstem Efendi şadırvanı, 1856/57.

Bu seride Türk sanatının çeşitli devirlerinin üslûp özelliklerini de tespit etmek

kabil olmaktadır. Bunlardan 1 ve 2 no'lu meydan şadırvanlan klasik üslûptadır, 3

Page 160: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

141

no'lu olanında aşın süsleme ile Lâle Devri'nin zevki görülür; 4 no'lu şadırvan Barok

üslubun geç bir temsilcisidir. Nihayet 5 no.'lu ise belirli bir üsluba bağlanmayan,

XIX. yüzyılın yabancı hâkimiyetli zevkinin bir temsilcisidir.

Bu küçük araştırmamızı bağlarken, Türk sanatının bu değişik mimarî

eserlerinin ön örneklerin belki Avrupa sanatında aramanın doğru olacağını

sandığımızı da belirtmek isteriz. Gerçekten, Avrupa ve bilhassa orta Avrupa

şehirlerinin ortaçağdan beri meydanların bizim bu şadırvanları andıran çeşmeler

süsler. Biçim itibariyle "Avrupalı" olan bu tip, ifadesi bakımından Türk zevkine

uydurulmuş ve değişik olduğu kadar da zarif görünüşlü eserler verilebilmiştir.

Böylece şimdiye kadar üzerinde durulmamış bir Türk mimari çeşidi üzerine ilgiyi

çekebildiğimizi umuyoruz.

IV.9.6.BĐZANS MĐMARĐSĐNDE DIŞ CEPHELERDE

KULLANILAN BAZI KERAMOPLASTĐK SÜSLER131

Eyice bu makalesinde;Anadolu'nun çeşitli yerlerinden toplanmış .yapılma

amacı ilk bakışta kolay anlaşılamayan ve bu yüzden isimlendirilemeyen pişmiş

toprak eserler konusunu iki bölüm halinde ele almıştır.

Birinci bölümde,Anadolu'nun çeşitli yerlerinde bulunulmuş örneklere

değinilmiş;Đkinci bölümde ise bu çeşit süslemenin diğer çevrelerdeki örnekleri başlığı

altında Bulgaristan,Sırbistan,Yunanistan,Romanya ve Đstanbul'da bulunan örnekleri

incelenmiştir.

Sonuç olarak, Eyice bu makalesiyle, pişmiş toprak eserler ile ilgili kesin bir

sonuca varmamakla birlikte dikkatleri, bu süsleme tekniğinin üzerine çekmekte,

bunun yalnız Balkanlara özgü olduğuna dair görüşün geçersiz olduğuna işaret

etmekte ve Anadolu'da bulunan örnekleri tetkik etmektedir.

IV.9.7.TÜRK KAPILARININ MADENÎ SÜSLERĐ132

131 Semavi Eyice,"Bizans Mimarisinde Dış Cephelerde Kullanılan Bazı Keramoplastik Süsler", Ayasofya Müzesi Yıllığı, S:III,I96I, s.8-13 132 Semavi Eyice, 'Türk Kapılarının Madenî Süsleri", Sanat Dünyamız, S:l, Mayıs ,1974, s.20-29.

Page 161: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

142

Türk sanatının meydana getirdiği yapıların mimarî özelliğinin dışında, onları

tamamlayan, süsleyen ve daha güzel görünmelerini sağlayan ikinci derecede bazı

unsurlarda vardır ki, bunların bir kısmı yalnız Đçinde bulundukları yapının göze hoş

gözükmesini sağlayan süs unsurlardır.

Türk mimarisinin, yapının ana bünyesini tamamlayan ve aynı zamanda bir

görevi cevaplandıran yardımcı unsurları arasında, şimdiye kadar üzerinde durulmayan

bir grubu da kapı kanatlarının dış yüzlerine çakılmış olan çeşitli madenî parçalar

teşkil eder. Eyice bu yazısıyla ilk defa olarak, Türk sanatının şimdiye kadar gerekli

ilgiyi görmemiş bir kolu olan kilit ve kapı süslemesinin bütün güzellik ve çeşitlilik ile

toplanmasının önemine işaret etmektedir.

IV.9.8.ESKĐ BĐR TÜRK KARĐKATÜRÜ133

Eski Türk hayatını hakikî özellikleri ile bize yansıtan belgelerden pek azını

tanıyoruz. Zaten eski medeniyetimize karşı gösterdiğimiz ilgisizliğin başlıca ve belki

de en büyük sebebini de burada, yıllarca önce gene bizden olan birtakım insanların

yaşamış olduklarını, onların hayatlarını, günlük yaşayışlarını, zevklerini, üzüntülerini,

neşelerini, sıkıntılarını tanımağa gayret göstermeyişimizde aramak yerinde olur.

Halbuki yüz, iki yüz, beş yüz yıl önce yaşamış olan atalarımız, bugün bizim

zannettiğimiz gibi başı seccadeden kalkmayan, abus çehreli, haşin, aksi tabiatlı

insanlar değillerdi. Onların da bugünkü hayatımızdakine benzer, renkli tarafları vardı.

Gerektiğinde şaka yapıyorlar, zarif espriler, akıllıca (çünkü bayağı olanları da vardır)

hicivler ile başkalarını iğneliyorlardı. Osmanlı devri Türk medeniyetinin bu cephesi

henüz etraflı surette incelenmiş değildir.

Eyice, bir rastlantı sonunda karşılaştığı küçük bir eseri, bu bakımdan değerli

bulduğundan üzerine dikkat çekmiş ve bu vesile ile daha başka benzerlerinin de tespit

olunabileceğini umduğunu ifade etmiştir.

Makaleye konu olan eser, Eyice'nin Edirne'deki Yıldırım Bayazıd Đmareti'nde

(camii) araştırma sebebiyle bulunduğu bir esnada imaretin tabhanesinin yan penceresi

duvarındaki tespit edilen kara kalemle çizilmiş olan desendir.

133 Semavi Eyice, "Eski Bir Türk Karikatürü", Türk Kültürü, C.II, S:14, Aralık, 1963, s.73-77.

Page 162: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

143

Eyice tespit ettiği bu desenin tetkikini yapmış ve Edirne'de bulduğu bu resmin

kültür tarihinde önemle yer alabilecek bir eser olmasa da; kendi türünün tespit edilen

ilk örneği olarak muhakkak ki çok değerli olduğuna işaret etmiştir.

IV.9.9.HADERSDORFDA TÜRK TAŞLARI BELGRAD'DAN

VĐYANA'YA GÖTÜRÜLEN KĐTABELER134

Türklerin yapmış oldukları binalara ve her çeşit yapıya genellikle bir kitabe

koydukları bilinir. Böylece bu yapılann kuruculannı, kimin isteğiyle, hangi tarihte

yapıldığını bilmek mümkün olduğu gibi, bazı hallerde o yapının tarihçesini de

öğrenmek kolaylaşmaktadır. Değerli bir tarih vesikası olan bu kitabeleri, eski Grek ve

Lâtin dillerindeki Eskiçağ kitabeleri gibi muntazam bir külliyat biçiminde derlemek

için başlanan girişimler ne yazık ki bugüne kadar sevindirici bir sonuca ulaşmamıştır.

Bu kitabelerden, bugünkü ulusal sınırlanınız dışında kalanların durumu

bilinmemektedir. Bugüne kadar bunlardan çok azı tanınabilmiştir. Bunlardan birçoğu

ise yerlerinden sökülüp bir müzeye taşınmış veya yok edilmiş, bazıları ise başka

ülkelere götürülmüştür.

Eyice'nin bu yazısında bahsettiği Hadersdorfdaki taşlar da işte böyle uzak bir

ülkeye gitmiş olan Türk hatıralarıdır. Bunlar her ne kadar yabancı ilim alemince

bilinmeyen eserler değilseler de, çok eski ve unutulmuş bir Türk yayını dışında,

bunlar Türk tarih bilim dünyası içinde meçhul kalmıştır. Eyice bu yazısında bu taşlan

tanıtmaktadır.

Yazıda Hadersdorfdaki Türk taşlannın tarih ve sanat tarihi açısından

incelemesi yapılmış; aynı zamanda bu taşlardan bahseden çeşitli araştırmacıların

yayınlanna değinilmiştir.

IV.9.10.KONYA ĐLE SĐLLE ARASINDA

AKMANASTIR.MANÂKĐB AL-ÂRĐFĐN'DEKĐ DEYR-Đ EFLÂTUN135

134 Semavi Eyice, "Hadersdorf da Türk Taşları.Belgrad'dan Viyana'ya Götürülen

Kitabeler", Kaynaklar, Ankara: Şekerbank Genel Müdürlüğü Yayınlan, C.I, S:l, (Güz)I983, s.36-41. 135 Semavi Eyice,"Konya Đle Sille" Arasında Akmanastır.Manâkib AI-Ârifin'deki Deyr-Đ Eflâtun", Türkiyat Mecmuası, Đstanbul.Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü, C.VIJ966, s. 135-160.

Page 163: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

144

Konya yakınında, Hagios Kharitan Manastın olarak bilinen Akmanastır, bu

yapının Selçuklu tarihi ve tasavvufu ile olan bağlantısı, bunu gösteren tarihi bilgiler

dışında evvelce burada duran kitabeler de aynı derecede dikkat çekicidir.

Akmanastır, Anadolu'da Selçuklu hâkimiyeti ile başlayan Türk

hosgörülüğünün güzel bir örneğidir. Bu müessesenin Selçuklu idaresi sırasında

gelişmiş olması bunun delilidir.

Eyice bugünkü durumuna göre kısa bir tasvirini yaptığı Akmanastır'in, ilim

alemince bilinen bir eser olduğunu, tarihçesi, Türk folklorundaki yeri ve bilhassa

kitabelerinin çok etraflı surette tanınmasına karşılık, bu eski Bizans manastın

kalıntısının şimdiye kadar arkeolojik bakımdan incelenmemiş ve tatmin edici bir

şekilde tanıtılmadığını bildirmektedir. Eyice araştırmasıyla bu yöndeki eksikliği

gidermiştir.

Konu üç bölüm halinde ele alınmıştır. Birinci bölümde hakkında bilinenler

başlığı altında çeşitli araştırmacılann yapmış olduğu çalışmaları değerlendirilmiş

beraberinde kilisenin kitabelerine yer verilmiştir. Đkinci bölüm Eyice'nin 1964 yılında

konu ile ilgili yaptığı incelemelerin sonuçlannın yer aldığı bölümdür. Üçüncü

bölümde, Akmanastır'in tarihi ve arkeolojik önemi belirlenmeye çalışılmış; Sille'nin

ona benzer diğer tesisleri tespit edilmiştir.

Eyice, manastırın Türk Tarihi açısından önemine de değindiği makalesinde,

manastırın özellikle Türk devrinde gelişmiş ve Hıristiyan merkezi olarak kalmış

olması; Mevlana'nın burayı ziyaret ederek, buradaki keşişler ile Hıristiyanlık ve

Müslümanlık üzerine bir münazara yapması ve buradaki kutsal bir kuyuda uzunca bir

süre inzivaya çekilmesi;Selçuklu hizmetine girmiş Bizans hanedanlığına mensup,

fakat Hıristiyan olarak kamış bir kişinin Selçuklu mezarları tipinde yapılan fakat üstü

Grekçe yazılı mezar taşı bu manastırda iken manastınn lâv edildiği sırada Konya

Müzesi'ne taşınmış olmasının Türk hoşgörüsünün belgeleri olması açısından önemine

makalede işaret etmiştir.

Page 164: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

145

IV.9.11.KONYA'NIN ALÂEDDĐN TEPESĐNDE SELÇUKLU

ÖNCESĐNE ÂĐT BĐR ESER: EFLÂTUN MESCĐDĐ136

Orta Anadolu'nun büyük sanat merkezi, Selçuklu Sultanlığı'nın başşehri

olarak yeni bir gelişmenin mihrakı olmadan, Roma çağından itibaren de Lykaonra'nın

en önemli şehri olarak tanınmıştır. Yakın tarihlere gelinceye kadar Konya'nın

Alâeddin tepesi dünya müzecilik tarihi bakımından başka bir benzerine az rastlanır

surlarının üstünde bir tarihi eser bulunuyordu.Bu eski bir Bizans kilisesi olup ,çeşitli

yayınlarda "Amphilokios Kilisesi", "Eflâtun Rasathanesi", "Saat Kulesi" . gibi adlarla

geçmişti.Bizans çağından kalmış olmakla beraber , bütün Selçuklu ve onu takip eden ,

Karamanoğullan devirlerini yaşayan , sonra da Osmanlı devrinde de Konya'nın bir

tarih abidesi olarak hayatını sürdüren bu eski yapı yazık ki, çok yakın bir geçmişte

yıktırılıp ortadan kaldınlmıştır.Eski Türk hoşgörülülüğünün bu canlı örneği bugün

sadece bazı yayınlardaki kısa notlar ile bazı eski gravürler ve fotoğraflar sayesinde

tanınmaktadır.

Eyice bu yazısında, uzun yüzyıllardır Konya'nın bir alameti olan

Eflatun Mescidi'nin yalnız bir Bizans hatırası olmayıp, aynı zamanda Selçuklu ve

Osmanlı devirlerinin de bir temsilcisi olduğunu ne yazık ki hesaba katmaksızın,

yıkılıp kaldırıldığını ve böylece Alâeddin tepesinin tarihi topografyasının çok değerli

ve önemli bir elemanından mahrum kaldığına işaret etmiştir. Eyice, aynı zamanda,

Eflatun Mescidi denilen bu eski Bizans kilisesi hakkında bulunanları bir araya

getirmek suretiyle yaptığı bu çalışmasıyla, Konya'nın bu eski eserini şimdiye kadar

bilinenden daha etraflı bir şekilde tanıtmıştır.

Konu üç bölümde ele alınmıştır. Bunlardan birinci bölümde çevresi ve yeri,

ikinci bölümde tarihçesi ve son olarak da üçüncü bölümde Eflâtun Mescidinin

mimari özellikleri tetkik edilmiştir.

IV.9.12.MEKTEB-Đ TIBBĐYE'NĐN ĐLK MÜDÜRÜ DR.

BERNARDTN MEZARI137

136 Semavi Eyice, "Konya'nın Alâeddin Tepesinde Selçuklu Öncesine Ait bir Eser: Eflâtun Mescidi" Sanat Tarihi Yıllığı, C.IV, 1970-1971, s. 269-302. Fransızca özet: "Un monument preseldjoucide de Konya: La mosquee d'Eflâtun (Platon), la soi-disant eglise d'Amphilikios",s.y. 137 Semavi Eyice,"Mekteb-i Tıbbiye'nin Đlk Müdürü Dr. Bernard'ın Mezarı",Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.I, S:3-4, 1952, s.3-4.

Page 165: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

146

n.Mahmud zamanında 1838(1254)'de Tıbhane-i Âmire ile birlikte

Cerrahhâne-i Âmire'de Beyoğlu tarafından Galatasarayı'na nakledilerek yeni kurulan

Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhane'nin idaresi de Avusturya'dan getirtilen Doktor

Charles Ambroise Bernard adında bir hekime verilmiştir.Mektebin küşad

merasiminde Sultan Mahmud'un "Bu âdemi sizin için mahsus celbettim.Kendisi

gayet müstaid bir âdemdir.Avrupanın birinci derecedeki hükemasındandır"diyerek

tavsif ettiği Dr.Bemard idaresindeki bu kurumu kısa bir zaman içinde sistemli bir

düzene sokmuş ve olumlu çalışmaları ile Türk ilim tarihinde iyi bir iz bırakmıştır.Bu

arada mesleği ile alakalı bir takım Fransızca eserler de hazırlayan bu doktor çok genç

yaşta, 1844 de vefat etmiş ve Đstanbul'da defnedilmiştir.

Türk tıp eğitimi tarihinde önemli bir yeri olan hattâ, bir aşama teşkil eden Dr.

Bernard'in son istirahatgâhımn nerede olduğu ilim alemince şimdiye kadar

bilinmiyordu. Fakat Edebiyat Fakültesi'nin tarih profesörlerinden M. Cavid Baysun,

Beyoğlu'ndaki Santa Maria Kilisesi'nin bir geçidinde Dr. Bemard'a ait mezarı bularak

kitabesini aldığını Eyice'ye söylemiş ve bu konunun etraflıca incelenmesini tavsiye

etmiştir.Diğer taraftan Tıp Tarihi Enstitüsü'nün müdürü Prof. Süheyl Ünver de bu

konunun önemini belirttiğinden Eyice bu kısa araştırmayı hazırlama gereği

duymuştur.

Konu iki bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde, Charles Ambroise

Bernard'ın kısa yaşam öyküsüne yer verilirken, mezarının bugünkü yer aldığı mekan

incelenmiştir;Đkinci bölümde ise mezar ve kitabesi tetkik edilmiştir. Bunun

sonucunda; Dr. Bernard'ın mezarının tanınması ile yakın tarihimizin kültür hayatında

temiz bir isim bırakmış olan bir şahsın son hâtırası meydana çıkarılmış

bulunmaktadır. Eyice'nin bu çalışmasıyla,Türk tıp ve eğitim-öğretim tarihine küçük

de olsa bir belge temin edilmiş bulunuluyordu.

IV.9.13.ANADOLU'DA KARAMANLICA KĐTABELER II

(GREK HARFLERĐYLE TÜRKÇE KĐTABELER)138

138 Semavi Eyice, "Anadolu'da Karamanlıca Kitabeler II(Grek Harfleriyle Türkçe Kitabeler)", Belleten, Ankara: Türk Tarih Kurumu, C.XLIV, S: 176, Ekim, 1980, s.683-696.

Page 166: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

147

Genellikle "Karamanlıca" olarak adlandırılan Grek harfli Türkçe kitabelerin

sayılarının pek çok olduğu ve bilhassa ana dilleri Türkçe olan, hatta büyük ihtimalle

kendileri de Türk aslından gelen bu Ortodoks inançlı Anadolu halkının, yoğun olarak

yaşadıklan bölgelerde daha başka kitabelerin olduğu muhakkaktır. Bu halkın Lozan

Antlaşması'ndan sonra Yunanistan'a göçe mecbur edilmesiyle bu kitabeler de ihmal

edilmiş ve büyük bir kısmı kaybolmuştur.

Eyice, bir makalesinde139 Anadolu'nun çeşitli yerlerinde rastlamış olduğu

Grek harfleriyle yazılmış Türkçe kitabelerden bir kaçını tanıtmıştır. Bu ikinci

yazısında ise eline geçen yine Grek harfli birkaç Türkçe kitabeyi tanıtmıştır. Đlk

yazısında, bir dilci olmadığına ve dolayısıyla bu kitabeleri filolojik bakımdan bir

incelemeye tabi tutmasının kendisinden beklenmemesi gerektiğine işaret etmiştir.

Yurdumuzun eski eserleri ile ilgilenirken karşılaştığı bu birkaç kitabe örneğini,

Anadolu'nun tarih hatıralarının bir yaprağı olarak yazısında takdim etmiştir.

Bu kitabeler, Nevşehir'de kilise kitabesi, Tokat'ta mezar kitabesi, Đsparta'da

kilise kitabesi, Đsparta'da mezar kitabesi, Niğde'nin Kumluca köyünde kilise kitabesi,

Niğde'nin Hamamlı köyünde bulunan bir kilisedeki yazı başlıkları altında ele

alınmıştır.

Ayrıca, makalede bu kitabelerin Türk devrinde yapılan kiliselerin kitabeleri

olması açısından önemine işaret edilmiştir.

139 Semavi Eyice, "Anadolu'da Karamanlıca Kitabeler (Grek Harfleriyle Türkçe Kitabeler)",

Belleten, Ankara: Türk Tarih Kurumu, C.XXXIX, S: 153, Ekim, 1980, s.683-696.

Page 167: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

148

IV.10.TÜRK SANAT TARĐHĐNE DÂĐR YAYINLAR

Semavi Eyice, Türk sanatı tarihine dair elde edebildiği makaleleri tam bir

şekilde yayın taramasına girmeksizin bazı makaleleri Türk sanat tarihine kaynak

oluşturması açısından burada tanıtmayı faydalı görmüstür. Böylece Türk Sanat

tarihinin bir eksikliğini cevaplandırmıştır. Bu meselelerle uğraşanların saha, yetenek

ve kudretleri oranında derleyip toplayarak ilim dünyasının yararlanımına sunacakları

çeşitli malzeme, Türk Sanatı tarihi simasını en doğru ve gerçeğe uygun bir şekilde

gösterecek olan muazzam eserin kendiliğinde hazırlanmasını, sağlıyacağı şüphesizdir.

IV. 10.1.TÜRK SANAT TARĐHĐNE DÂĐR YUGOSLAV

YAYINLARI140

Bir zamanlar Osmanlı Devleti'nin sınırları içinde olan Yugoslavya'nın, sahip

bulunduğu Türk eserleri ve Türk hatıraları ile en fazla ilgilenen ülke olduğu

söylenebilir. Çeşitli müstakil araştırmalardan başka, başlıca sanat, tarih ve arkeoloji

dergilerinde de Türk devri eserleri hakkında yazılmış küçüklü-büyüklü makalelere

rastlanmaktadır.

Eyice makalesinde, Türk sanatı tarihine dair elde edebildiği makaleleri tam bir

şekilde yayın taramasına girmeksizin bâzı makaleleri Türk sanat tarihine kaynak

oluşturması açısından burada tanıtmayı faydalı görmüştür. Diğer taraftan tanıtım

yaptığı makaleler Yugoslav dillerinde olmakla beraber, hemen hepsi bilinen Batı

dillerinden biri ile yazılmış kısa birer özete sahip olduklarından, bunlardan

yararlanmanın bir dereceye kadar mümkün olduğunu belirtmiştir.Ve on bir Yugoslav

yayınının makalede tanıtımı yapılmış, Türk sanatı tarihi açısından önemleri ortaya

konmuştur.

140 Semavi Eyice,"Türk sanat tarihine dâir Yugoslav yayınlan",Tarih Dergisi, Đstanbullu. Edebiyat

Fakültesi, C.XI, S: 15, (Eylül) 1960, s. 161-165

Page 168: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

149

IV.10.2.TÜRK SANAT TARĐHĐ ĐLE ĐLGĐLĐ YUGOSLAV

YAYINLARI: II141

Türk hâkimiyeti devrinden kalan çok sayıda mimari esere sahip bulunan

Yugoslavya'da bilhassa son yıllarda bu anıtlar hakkında pek çok sayıda kitap ve

makale basılmaktadır. Ne yazık ki bunların çoğu elimize geçmediğinden, veya bir

kısmını pek geç, ancak tesadüfen görebildiğimizden, bunların tam ve sistematik bir

bibliyografyasının yapılabilmesi mümkün olmamaktadır.

Eyice'nin daha önce de aynı başlık altında sunduğu bu ikinci tanıtma

notlarında, eline geçen makalelerin tam bir tenkit ve tahlilini bu yazısında yapmıştır.

Ayrıca Eyice, yabancısı olduğu dillerde yazılan bu yayınların sadece bilinen Batı

dillerindeki özetlerinden faydalanabildiğim de yazısında belirtmiştir.

Birinci makale, KALESHĐ, Hasan; (F) Fedna Prizrenska i due vuçitinske

kanunname (La kanunname de Prizren et les deus kanunnames de Vuçitin = Prizren

kanunnâmesi ve Vuçitin'in iki kanunnâmesi), "Glasnik muzeja Kosova : metohije", II

(Pristina 1957) 289-300, (çok kısa fransızca özetli) künyesine sahip araştırmada H.K.

Đstanbul'da bulduğu üç kanunnâmeyi tanıtmaktadır.

Şehir nizamı ve kültür tarihi bakımından çok değerli birer belge olan bu

yazıların hepsinin derlenmesi suretiyle Osmanlı Đmparatorluğu'nun geniş toprakları

içinde çeşitli devirlerde yürürlükte olan nizamları toplu bir şekilde öğrenmenin

mümkün olabileceğine de yazıda işaret edilmiştir.

Đkinci makale, n. KALESHĐ, Hasan ve REDZEP, Đsmail; Prizrenac Kukli -

Beg r nejegove zuduzbine (Der Kkli - Beg von Prizien und seine Stigtungen =

Prizren'li Kukli Bey ve vakıftan), "Orifentalni Institut u Sarajeju, Prilozi za

Orientalnu Filologiju", Vm-Ix (Sarajevo, 19607, 1960 143-168, (çok kısa Almanca

özetli) künyesine sahip araştırma, Rumeli'de birçok vakfın kurucusu olduğu bilinen

ve Kukli Bey olarak tanınan kişinin hayatını, ailesini ve bıraktığı eserleri saptamaya

çalışmaktadır.

141 Semavi Eyice.'Türk Sanat Tarihi Đle Đlgili Yugoslav Yayınları", Belleten, Ankara.Türk Tarih Kurumu,C.XXIX, S:l I4,Nisan,1965,s.375-386

Page 169: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

150

Eyice, bu çalışmanın Trakya'nın Türk devrine malzeme sağlayan faydalı ve

değerli bir etüd olduğu görüşündedir.

Üçüncü makale, KALESĐ, Hasan; Najstarija vakujnama u Jugoslaviji (Dre

aelteste Waqfiyya in Jugoslawien = Yugoslavya'da en eski Vakjiye), "Orientalni

Institut u Sarajeöi, Prilozi za Orienjantalnu Filologiju", X-XI (Sarajevo 1961) 55-73,

(çok kısa Almanca özetli, ayrıca metin dışı üç levha) künyeli araştırma bugün Bitola

denilen, Türk Đdaresindeki adıyla eski Manastır şehrindeki bir hayır binası ile

ilgilidir. Eyice'nin belirttiğine göre Manastır şehrinin en eski Đslâmî eser olan bu anıt

H. 838(= 1434/35) de yapıldığına göre Rumeli'nin başlıca en eski Türk anıtlarından

biri olarak da muhakkak ki özel bir değere sahip bulunuyordu. Bu önemli anıtın tek

hâtırası, Tomovsky'nin rölöveleri ile Hasan KALEŞĐ'nin yayınladığı vakfiyesidir. Bu

makalede Hasan KALEŞĐ'nin ileri sürdüğüne göre bu yazısını hazırladığı güne kadar

Yugoslavya'da meydana çıkmış olan en eski tarihli vakfiyye sureti işte bu belgedir.

Dördüncü makale, KALESĐ, Hasan ve MEHMEDOVSKĐ, Mehmed; Tr.,

vakufnami na Kaçanikli Mehmed-Pacha = Kaçanikli Mehmed Paşa'nın üç vakfiyesi),

Skopje 1958, lOOs. (metin içinde üç resim ve vakfiyye metinleri ile faksimileleri, iki

sayfalık Fransızca bir özet bulunmaktadır) künyeye sahip çalışmada Rumeli'de bir çok

hayır binalarının kurucusu Kaçanikli Mehmed Paşa'nın eserlerinin yeraldığı

vakfiyeler bahis konusu olmuştur.

Beşinci makalede, KALESĐ, Hasan; Prizren kao kulturni centar za vreme

Turskog premoda, (Prizren - Centre culturel pendont la periode turque = Prizren,

Türk devrinde bir kültür merkezi). Gjurmime albanolojike, I (Priştine 1962), 91-118,

(Fransızca bir özet ile) künyesiyle verdiğimiz araştırma Prizren şehrinde Türk

yönetimi sırasındaki kültür durumunu inceleyen Hasan KALESĐ Arnavutça yazısında

çeşitli konular üzerinde durmaktadır.

Altıncı makalede, ÇĐPAN, Boris; Starata stanbena arhitektura vo Ohrid (L'

ancienne architecture d'immeuble a Ohrid = Ohri'de eski mesken mimarisi), "Sbornik

(=Recueil) de travaux, Edition speciale, publiee â l'occasion du Xeanniversaire de la

fondation du Musee et dediee au Xüe Congres International des Etudes Byzantines",

Ohrid 1961, 1949, 162, resimli, künyeli çalışmada 1912'ye kadar bir Türk kasabası

olan Ohri'nin evleri hakkındadır. Ohri evleri, bu çalışmada

Page 170: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

151

Müslüman ve hıristiyan evi olmak üzere iki mimari tipe ayrılmakta edilmeğe

çalışılmakta ve yazar "ev mimarisinin meydana gelişinde her ne kadar Türklerin

rolleri önemli ise de" dedikten sonra garip ve tam olarak anlaşılamayan bir fikri

savunmağı tercih ettiğine Eyice işaret etmiş ve yazarın bu konudaki görüşlerinin

yazısında tahlilini yapmıştır.

VII ÇĐPAN, Boris; Stara gradska arhitektura vo Okhrid (= Ohri'de eski sivil

mimari), Skopje tz. 60 S., resimli, ayrıca birçok levha, Fransızca özetli, s. 49-53.

künyeli çalışma 'Eyice'nin altıncı bölümde tanıtımını yaptığı aynı yazann

makalesinden çok az farkla, bu monografya özetinde tekrarlandığı tespit edilmiştir.

VIII. TOMOVSKY, Kroum; Bezistenot vo Ştip (Le bezisthene â Ştip = Đştip

bedesteni), "Zbomik na Ştipskiot narodenj", II, (Ştip 1961), 92-101, resimli ve

Fransızca çok kısa bir özetli. Künyeli çalışmada, Yugoslavya'daki Türk hâkimiyeti

devrine ait yayınlarını tanıdığımız Kroum TOMOVSKY iştip bedestenini kısa bir

şekilde tanıtmaktadır. Ayrıca Eyice, birkaç yıldan beri Osmanlı devrine ait Rumeli ve

Anadolu'daki bütün bedestenleri çalışan biri olarak, Kroum TOMOVSKY'nin bu

küçük etüdünü çok faydalı bulduğunu yazısında belirtmiştir.

EX. REDZĐÇ, Husrev; Pet Osmanlijskih potkupolnih spomenika na Kosovu i

Metohiji (Cinq monuments sous coupole ottomans dans la region de Kossovu et

Metohija = Kosova ve Metohiya bölgesinde kubbeli beş Osmanlı devri anıtı),

"Starine Kosova i Metokhije-Antikitete te Kosove-Metohis", I (Priştine 1961), 95-

101, ayrıca 12 resim, Fransızca özetli. Künyeli Husrev REDZĐÇ'nin bu kısa

yazısında, Kosova ve Metohija bölgesinden beş Osmanlı devri eserini tanıtmaktadır.

X. LUKAÇ, Dushanka; Turski natpisi Muratovog i Bayraktarevog turbeta (=

Murad ve Bayraktar türbelerinin kitabeleri), "Starine Kosova i Methoije", I (Priştine

1961) 201-217, resimli, çok kısa Fransızca özetli. Bu çalışmada, Dushanka LUKAÇ

Eyice'nin de aynı tarihlerde üzerinde durarak hakkında bir yazı yayınladığı,

Kosova'daki Meşhed ve yine aynı yerdeki Gazi Mestan veya Bayraktar Türbesi

kitabelerini yayınlamıştır. Eyice'nin bu türbenin özellikleri ve mimarisi konusunda

tetkiklerde bulunmasına karşılık, Dushanka LUKAÇ sadece buradaki kitabeler

ileilgilenmiş, bunların kopyaları ve tercümelerini vermekle yetinmiştir. Ayrıca Eyice,

burada Dushanka LUKAÇ tarafından konu edilen olan Türk mezar taşlannın, tarihî

Page 171: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

152

fazla bir değerlerinin fazla olmamasına karşılık, bölgelere göre gösterdikleri tipler

hakkında çalışıldığında incelemeğe değer eserler olabileceği belirtmiştir.

XI. NENADOVĐÇ, Slobodan; Kuça u Prizreny (La maison a Prizren =

Prizren evi), "Starine Kosova i Metohije", I (Priştine 1961) 219-234, ayrıca 31 resim,

kısa Fransızca özetli. Künyeli çalışmada, Prizren'de eski mahallelerin ortadan

kaldırılarak yerlerine modern beton binaların kurulmasını üzüntü ile karşılayan

yazann, bu eski evlerin meziyetlerini, mimari bakımdan değerlerini ortaya koymaya

çalışmasına ve çok gerekli görülmedikçe bunların yıktırılmalarının önlenmesi

dileğini bu yazıda belirtilmiştir..

Eyice, yazısında Slobodan NENADOVĐÇ'in bu çalışmasında mesken tiplerini

doğru olarak saptanması bakımından başarılı olduğunu vurgulamış;Türk sivil

mimarisinin örneklerini ortaya koyması açısından da çok faydalı olduğuna işaret

etmiştir.

XII. LUKĐK, Milosav; Demontiranye, prenos i rekonstrvkcja Tabir begovog

konaka u Peçi (Demontage, transport et reconstruction du "konak" de Tahir-Beg a

Peç = Peç (ipek) de Tahir Bey konağının sökülmesi, nakli ve yeniden kurulması),

"Starine Kosova i Metohije", I (Priştine 1961) 311-320, Ayrıca 11 resim, kısa

Fransızca özetli. Künyeli çalışma, Türk Đdaresi devrinde Đpek adı ile tanınan Peç

şehrinde bulunan eski bir konağın yeni esaslara göre, şehrin imar hareketleri

sırasında kaldırılması gerektiğinden Eski Medeniyet Eserlerini Koruma Enstitüsü

tarafından sökülerek, şehrin başka bir yerine taşınması ve orada tekrar kurulması,

düşünülmüş ve Milosav LUKĐK bu işi üzerine almıştır.Bu makalede konağın

sökülmesi ve taşınması ile ilgili uygulanmış olan metodu sunmuştur.Eyice

makalesinde bu konuya yer vermiştir.

IV. 10.3.RUM HARFLERĐ ĐLE TÜRKÇE (KARAMANLICA)

BĐR NEVŞEHĐR SALNAMESĐ (YILLIĞI)142

1923'e kadar Nevşehir'de oldukça kalabalık Hıristiyan bir insan topluluğu

yaşıyordu. Buradaki Gregoryan, Protestan ve az sayıdaki Katolik Ermeni'den başka,

142 Semavi Eyice,"Rum Harfleri ile Türkçe (Karamanlıca) Bir Nevşehir Salnamesi (Yıllığı)", Fındıkoğlu Armağanı, Đstanbul:Đ.Ü.Đktisat Fakültesi, 1977, s.77-97.

Page 172: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

153

büyük bir cemaat teşkil eden Ortodoks Rumların ana dilleri Türkçe olup, bunlar

rumca dediğimiz grek dilini bilmiyorlardı. Eyice tarafından burada üzerinde durulan

eser; "Karamanlıca" yani Rum (Grek) harfleriyle Türkçe olarak 64 yıl önce basılmış

olan bir Nevşehir salnâmesidir. (yıllık)

Bu yazının hazırlanmasındaki amaç, Đç Anadolu'nun bir yerleşmesinin yakın

tarihe ait sosyal yapısını ilgilendiren bir konuya işaret etmek olduğundan, kitap da

Tor dilinin grek harfleri ile verilişinde göz önünde tutulan hususlara ve bölge

lehçesinin fonetik(phonetique) özellikleri üzerinde durulmamıştır. Dolayısiyle,

salnameden alıp tekrarlanan bazı metin parçalarında ilmî bir transkripsiyon

izlenmemiş ve bu metinler Türkçe olarak okunuşlarına göre yazıda yer almıştır.

Makalenin sonunda da bu salnamenin düşündürdüğü bazı sosyal meseleler özet

halinde takdim edilmiştir.

IV.10.4.GALATA HAKKINDA ĐKĐ KĐTAP VE BU

MÜNASEBETLE BAZI NOTLAR143

Eyice bu makalesinde A.M. Schnerder -M.ls. Nomidis (Galata, topographisch

- archaeologischer Plan mit erlaeut erndem Text, Đstanbul, 1944, Vm+57 sayfa ve 1

harita) ve P. Benedetto Palazzo O.P., (L' Arap djami ou eglrze Saint-Paul a' Galata.

Preface par E. Mamboury plans et dessins dresses par Mrsn. Đstanbul, Hachette, 1946,

XV+95 sayfa ve XIH levha ile üç harita) adlı iki araştırmacının Galata hakkında

yazdığı iki kitabın tanıtımlarını yaparken, beraberinde eleştirilerini de sunmuştur. Đki

araştırmacı Đstanbul'un önemli bir yapısını, kendi camiasını ilgilendiren tarihçesini

aydınlatmış ve böylece Đstanbul'un büyük tarihinin bir eksikliğini cevaplandırmıştır.

Bu meselelerle uğraşanların, saha, yetenek ve kudretleri oranında derleyip toplayarak

ilim aleminin yararına sunacakları çeşitli malzeme, Đstanbul şehrinin tarihini çehresini

en doğru ve gerçeğe uygun şekilde gösterecek olan önemli bir eserin hazırlanmasını,

sağlayacağı şüphesizdir.

Eyice'ye göre bu iki kitap, eksikliklerine rağmen bibliyografya malzemesinin

olanaklar dahilinde toplanması, deneme özelliğine sahip bir tür iskeletin kurulması

143 Semavi Eyice, "Galata Hakkında Đki Kitap ve Bu Münasebetle Bazı Notlar",Tarih Dergisi,Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.I, S:l,1949, s.201-219.

Page 173: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

154

ile bir araştırmaya ilk adım atılabilir. Araştırmacılar aynı zamanda değerli bir

repartuar meydana getirerek araştırmaları kolaylar ve incelenmesi gereken noktaları

toplu bir şekilde göstermişlerdir. Böylece, meydana gelecek büyük Galata

monografyasımn zemini hazırlanmış ve temeli atılmıştır. Diğer taraftan, bu eserlerde

kullanılan kaynakçada Türkçe kaynak ve eserlerin eksik olmaları Eyice tarafından

sert bir şekilde tenkit edilmiştir.

IV.10.5.BĐR EL YAZMALARI BÜLTENĐ VE BU

MÜNÂSEBETLE BĐZDE DE BÖYLE BĐR BÜLTENĐN

YAYINLANMASININ LÜZUMU HAKKINDA144

Belçika'da Brüksel'de 1946 yılında çıkmaya başlayan Scriptorium dergisinin

çalışma programının başında gelen işlerden birisi de el yazmaları ile ilgili yayınların

derlenmesi idi. Yazıda sözü edilen Scriptorium'un başlıbaşına bir bölümünü teşkil

eden "bullettin codicologique"dir.

Eyice, yazısında bu bültenin etraflı bir şekilde tanıtımını ve gerek Türk Tarihi

ve uygarlığı gerek Đslâm âlemi ile ilgili kayıtları derlemek suretiyle faydasını ortaya

koymuştur. Ayrıca, bültenin ne kadar gerekli bir yayın organı olduğu konusundaki

görüşlerini dile getirmiştir.

Yazıda bültenin amaç ve içeriğine değinilmiştir. Özellikle Avrupa yazmalarını

ön planda ele alan bu bültenin, Bizans yazmalarına geniş ölçülerde yer vermiş, hatta

Ermeni, Gürcü yazmalarının ihmal etmemiş olmasına rağmen, hiçbir Türk yazmasına

dair bir yayının adına rastlanmadığına işaret edilmiştir.

Genel olarak Đslâmî yazmaların ise pek nadir olarak bültenin sayfaları

arasında yer aldığı bildirilmiştir. Diğer taraftan Türk ve Đslâm medeniyeti ile herhangi

bir şekilde bağlantısı olan bazı Batı ve Bizans yazmalarına dair kayıtlar ile

karşılaşıldığının, bununda bültenin ne şekilde faydalı olacağına dair düşünceler dile

getirilmiştir. Bu konuda fikir edinilmesi için Eyice; bültenin eline geçen yedi

144 Semavi Eyice, "Bir El Yazmaları Bülteni ve Bu Münâsebetle Bizde De Böyle Bir Bültenin Yayınlanmasının Lüzumu Hakkında" , Şarkiyat Mecmuası , Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü, C.V, 1964,s.61-70.

Page 174: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

155

fasikülünde gözüne çarpan, bizimle veya Đslâm alemi ile ilgili başlıca noktaları burada

belirtmeği ve bunların tüm referanslarını vermeği faydalı görmüştür.

Eyice, yazının sonunda bu geniş çerçeveli bültende Đslâmî yazmalara çok

seyrek olarak, Türk yazmalarına ise, hiç rastlanmamasından duyduğu üzüntüyü

bildirmistir. Ayrıca son yıllarda elyazmaları ile ilgi yayınlanmıza değinmiş ve Türk el

yazmalan başta olmak üzere, Türk tarihi ve medeniyeti ile ilgili yabancı yazmaları da

içine alan, Ayrıca yurdumuzdaki kütüphanelerde bulunan başta Đslâm âlemine ait,

Arap-Fars yazmalannı olmak üzere, Bizans ve Neo-Grek, Ermeni, Nesturi - Süryânî

yazmalannı da olanaklar çerçevesinde ihmal etmiyen bir bültenin düzenlenmesinin

gerekliliğine işaret etmiştir.

Page 175: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

156

V.SEMAVĐ EYĐCE'NĐN TÜRK SANATI VE TARĐHĐ ĐLE

ĐLGĐLĐ ÇALIŞMALARININ KONULARA GÖRE DAĞILIMI

V.1.CAMĐ, MESCĐD

Acem Ağa Mescidi

Adilşah Kadın Gamii(Đstanbul)

Ağalar Camii (Đstanbul) Ahî Elvan

Camii (Ankara) Ahî Şerafeddin

Camii (Ankara) Ahmed Bey Camii

(Bulgaristan) Ahmed Gazi Camii

(Milas) Ahmed Paşa Camii

(Lefkoşe) Ahmed Paşa Mescidi

Akmer Camii (Kahire) Alaca

Đmaret Camii (Selanik) Alâeddin

Bey Camii (Bursa) Alâeddin

Camii (Konya) Ali Bey Camii

(Bulgaristan) Ali Paşa Camii

(Babaeski) Ali Paşa Camii

(Macaristan) Ali Paşa Camii

(Tokat) Ali Paşa Camii (Romanya)

Amr b. Âs Camii (Kahire) Arabacı

Bayazıd Mescidi Arap Camii

(Đstanbul) Arta(Yunanistan) Arslan

Paşa Camii (Yunanistan) Aşık Paşa

Camii (Đstanbul) Atik Ali Paşa

Camii (Đstanbul)

Page 176: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Atik Ali Paşa Camii (Đstanbul) Atik

Mustafa Paşa Camii (Đstanbul) Attar

Halil Ağa Mescidi (Đstanbul) Ayaş

Paşa Camii (Tekirdağ) Ayasofya

Camii (Benefşe) Ayasofya Camii

(Edirne) Ayasofya Camii (Edirne)

Ayasofya Camii (Đznik) Ayasofya

Camii (Yugoslavya) Ayasofya Camii

(Yunanistan) Ayasofya Camii

(Bulgaristan) Ayasofya Camii

(Trabzon) Ayasofya Camii

(Kırklareli) Ayazma Camii

(Đstanbul) Ayşekadın Camii (Edirne)

Azapkapı Camii (Đstanbul) Azeb Bey

Mescidi (Bursa) Aziziye Camii

(Đstanbul) Aziziye Camii (Konya)

Aziziye Camii (Kuzey Romanya)

Ayasofya (Đstanbul) Baba Hasan

Alemî Mescidi(Đstanbul) Balaban

Ağa Mescidi (Đstanbul) Bâli Bey

Camii (Bursa) Bâli Paşa Camii

(Đstanbul) Bayezid Paşa Camii

(Amasya) Bayraklı Cami (Belgrad)

Bayraktar Camii (Kıbrıs) Beşir Ağa

Camii (Đstanbul) Bey Mescidi

(Đstanbul) Beyazıt (II)

Camii(Amasya) Beyazıt (II)

Camii(Edirne)

157

Page 177: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Beyazıt (E) Camii(Đstanbul)

Beylerbeyi Camii(Edirne)

Bezirganbaşı Camii (Đstanbul)

Bodrum Camii (Đstanbul)

Bosnalı Mehmed Paşa Camii (Sofya)

Bostan Camii

Bostancıbaşı Abdullah Ağa Camii

Burmalı Mescid (Đstanbul)

Burmalı Minare Camii (Amasya)

Cafer Paşa Camii (Kıbrıs)

Cezeri Kasım Paşa Camii (Đstanbul)

Çağlayan Camii (Đstanbul)

Çelebi Sultan Mehmed Camii (Yunanistan)

Davut Paşa Camii (Üsküdar)

Defterdar Camii (Đstanbul)

Demirciler Mescidi

Divriği Ulu Cami

Ebülfazl Mehmed Efendi Camii (Đstanbul)

Edhem Bey Camii (Arnavutluk)

Edirnekapı Camii (Đstanbul)

Eflâtun Mescidi(Konya)

Esekapısı Mescidi (Đstanbul)

Eski Đmaret Camii (Đstanbul)

Eski Saray Camii (Selanik)

Eskicuma Cami (Selanik)

Fatih Mescidi(Đstanbul)

Faik Paşa Camii (Yunanistan)

Fâtih Camii (Amasra)

Fâtih Camii (Bulgaristan)

Fâtih Camii (Mora)

Fâtih Camii (Kosova)

158

Page 178: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Fâtih Camii (Đstanbul)

Fatih Mescidi

Fatma Sultan Camii (Đstanbul)

Fatma Sultan Mescidi (Đstanbul)

Fenâri Đsa Camii (Đstanbul)

Ferhad Paşa Camii (Çatalca)

Ferhad Paşa Camii (Kastamonu)

Fethiye Camii (Atina)

Fethiye Camii (Đnebahtı)

Fethiye Camii (Đstanbul)

Feyzullah Camii (Yunanistan)

Fîruz Ağa Camii (Đstanbul)

Firuz Ağa Mescidi (Đstanbul)

Firuz Ağa Mescidi (Đstanbul)

Fuad Paşa Camii (Đstanbul)

Galib Paşa Camii (Đstanbul)

Gazi Evrenesoğlu Camii (Yunanistan)

Gazi Mihal Bey Camii (Edirne)

Gazi Mihaloğlu Mahmud Bey Camii ( Đhtiman/Bulgarist

Gül Camii (Đstanbul)

Gülfem Hatun Camii (Đstanbul)

Hacı Evhad Camii (Đstanbul)

Hacı Halil Ağa Camii (Đzmir)

Hacı Hamza Bey Mescidi (Đznik)

Hacı Đlyas Camii (Ankara)

Hacı Đvaz Mescidi (Ankara)

Hacı Mûsâ Camii (Ankara)

Hacı Özbek Camii (Đznik)

Hacıhasanzade Mescidi (Đstanbul)

Hafız Ahmed Paşa Camii (Đstanbul)

Hallaç Mahmud Mescidi(Ankara)

Hamidiye Camii (Đstanbul)

159

Page 179: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Hamza Bey Camii (Bulgaristan)

Hamza Bey Camii (Makedonya)

Hamza Bey Camii (Rodos)

Hamza Bey Camii (Yunanistan)

Hamza Bey Palankası Camii (Macaristan)

Hasan Efendi Camii (Bosna)

Haseki Camii

Haydar Kadı Camii (Makedonya)

Hersekzade Ahmed Paşa Camii (Edirne)

Hersekzade Ahmed Paşa Camii ve Türbesi (Yalova)

Hırâmi Ahmed Paşa Mescidi (Đstanbul)

Hızır Bey Camii (Manisa)

Hoca Mahmud Mescidi (Karaman)

Hoca Teberrük Camii(Đstanbul)

Hortaci Süleyman Camii (Yunanistan)

Hudâvendigar Camii (Bulgaristan/Filibe)

Hudâvendigar Camii (Marmara)

Hurmalı Mescid (Rodos)

Hünkâr Camii (Saraybosna)

Hüsameddin Paşa Camii (Makedonya)

Hüseyin Bey Camii (Tekirdağ/Đnecik)

Hüseyin Şah Camii(Üsküp)

Hüsrev Paşa Camii(Diyarbakır)

Hüsrev Paşa Camii(Hanköy)

Hüsreviyye Camii(Halep)

Đbrahim Paşa Camii(Bulgaristan/Hezargrad)

Đbrahim Paşa Camii(Rodos)

Đbrahim Paşa Camii(Çandarlı)

Đlyas Bey Camii(Bilecik)

Đmaret Camii (Filibe)

Đmaret Camii (Đnecik)

Đmaret Camii (Đstanbul)

160

Page 180: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

imaret Camii (Selanik)

Imrahar Đlyas Bey Camii(Đstanbul)

Imrahar Đlyas Bey Camii (Arnavutluk/Görice)

Đnce Minareli Mescid (Konya)

Đplikci Cami (Konya)

Đsa Bey Camii (Efes/Selçuk)

Đsa Bey Camii (Üsküp)

Đshak Bey Camii (Üsküp)

Đshak Bey Camii (Đnegöl)

Đshak Paşa Camii(Đstanbul)

Đshakiye Camii(Selânik)

Đshakiye Camii (Makedonya)

Đsmail Efendi Camii

Đskele Mescidi(Đstanbul)

Đvaz Efendi Camii (Đstanbul)

Đvaz Camii(Manisa)

Kalenderhâne Camii(Đstanbul)

Kanunî Sultan Süleyman Camii(Macaristan)

Kariye Camii(Đstanbul)

Kasım Ağa Mescidi(Đstanbul)

Kasım Paşa Camii(Macaristan)

Kâsımiyye Camii(Selânik)

Kazasker Abdurrahman Camii

Koca Mustafa Paşa Camii(Đstanbul)

Korkut Cami(Antalya)

Kurşunlu Cami(Đşkodra)

Küçük Mecidiye Camii(Đstanbul)

Mahmud Paşa Camii (Đstanbul'da)

Mahmud Paşa Camii (Sofya'da)

Malkoç Bey Camii(Macaristan/Şikloş)

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii(Đstanbul)

Nuru Osmani Camii

161

Page 181: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Nusretiye Camii

Odalar Camii(Đstanbul)

Oruç Gazi Mescidi(Đstanbul)

Piyale Paşa Camii(Đstanbul)

Papasoğlu Mescidi (Đstanbul)

Ramazan Efendi camii

Revanı Çelebi Camii(Đstanbul)

Sekbanbaşı Đbrahim Ağa Mescidi(Đstanbul)

Selimiye(Edirne)

Şeyh Murad Mescidi(Đstanbul)

Süleyman Subaşı Camii(Đstanbul)

Tâcîzâde Tevkii Cafer Çelebi Camii

Toklu Đbrahim Dede Mescidi(Đstanbul)

Yayla Camileri(Đstanbul)

Yedekçiler Camii

Zal Mahmut Paşa Camii

V.2.KÜLLĐYE, ĐMARET, KÜTÜPHANE, MEDRESE

Ahmed Paşa Külliyesi (Đstanbul)

Ahmed ĐH Kütüphanesi Ahmed

Gazi Medresesi (Milas)

Akmedrese(Niğde) Aşir Efendi

Kütüphanesi Atıf Efendi

Kütüphanesi Ayasofya Đmareti

Ayasofya Kütüphanesi Ayasofya

Medresesi Ayasofya Sıbyan

Mektebi Beşir Ağa Külliyesi

Beyazıt(H) Külliyesi (Amasya)

Beyazıt(H) Külliyesi (Edirne)

162

Page 182: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Beyazıt(II) Külliyesi(Đstanbul)

Beylerbeyi Külliyesi(Edirne)

Boyalıköy Külliyesi

Burûciye Medresesi (Sivas)

Caca Bey Medresesi (Kırşehir)

Çevri Kalfa Mektebi (Đstanbul)

Damad Đbrahim Paşa Külliyesi (Đstanbul)

Damad Đbrahim Paşa Külliyesi (Babıali)

Davut Paşa Külliyesi (Đstanbul)

Ebülfazl Mahmud Efendi Medresesi (Đstanbul)

Edirnekapı Külliyesi(Đstanbul)

Ekmekçizâde Ahmed Paşa Medresesi (Đstanbul)

Esekapısı Medresesi

Eyüp Sultan Külliyesi (Đstanbul)

Fâtih Külliyesi

Ferhad Paşa Külliyesi (Bosna)

Gazanfer Ağa Külliyesi (Đstanbul)

Gazi Hüsrev Bey Külliyesi (Saraybosna)

Hadım Hasan Paşa Külliyesi (Đstanbul)

Hafız Ahmed Paşa Külliyesi

Hamidiye Külliyesi (Đstanbul)

Hekimbaşı Ömer Efendi Külliyesi(Đstanbul)

Hoca Mahmud Darülhuffâzı(Karaman)

Hudavendigar Külliyesi (Bursa)

Hurmalı Medrese(Rodos)

Hüseyin Bey Külliyesi(Tekirdağ)

Hüsrev Paşa Külliyesi (Eskişehir)

Hüsrev Paşa Külliyesi (Van)

Đbrahim Paşa Külliyesi(Đstanbul)

Đbrahim Paşa (Kaptan) Külliyesi

Đbrahim Paşa (Nevşehirli) Külliyesi

Đshakiye Külliyesi(Makedonya)

163

Page 183: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Đsmail Bey Đmareti(Kastamonu) Karakurt

Külliyesi(Kırşehir) Kılıç Ali Paşa

Külliyesi(Đstanbul) Koca Mustafa Paşa

Külliyesi (Đstanbul) Küçük Ayasofya

Külliyesi(Đstanbul) Nilüfer Hatun Đmareti

V.3.KERVANSARAY, HAN, BEDESTEN, ÇARŞI

Ahmer Hanı (Filistin)

Akbaş Hanı (Konya)

Akhan (Denizli)

Ali Paşa Hanı (Đstanbul)

Ali Paşa Çarşısı(Edirne)

Argıt Hanı (Konya)

Ayaş hanı(Şam)

Bâli Bey Hanı (Bursa)

Balkapanı Hanı (Đstanbul)

Bodrum Hanı (Đstanbul)

Büyük Çarşı(Bursa)

Büyük Çarşı(Đstanbul)

Büyük Çorapçı Hanı (Đstanbul)

Büyük Han (Kıbrıs)

Büyük Valide Hanı (Đstanbul)

Büyük Yeni Han (Đstanbul)

Büyükçekmece Kervansarayı (Đstanbul)

Çuhacı Hanı (Đstanbul)

Elçi Hanı(Đstanbul)

Esad Paşa Hanı(Şam)

Đshaklı Kervansarayı(Çay/Akşehir)

Kapalıçarşı(Đstanbul)

Koza Hanı(Bursa)

164

Page 184: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Kürkçü hanı(Đstanbul) Mahmud Paşa

Kervansarayı (Đstanbul) Mahmud Paşa

Bedesteni ve Hanı (Ankara) Mahmud Paşa

Hanı (Bursa)

V.4.TÜRBELER, TEKKE, ZAVĐYE

Ahî Şerafeddin Türbesi (Ankara)

Ahmed Bican Türbesi (Gelibolu)

Akşemseddin Türbesi (Bolu)

Akyazılı Sultan Asitanesi (Bulgaristan)

Alâeddin Bey Türbesi (Karaman)

Alemşah Kümbeti (Sivrihisar)

Ali Cafer Kümbeti (Kayseri)

Ali Paşa Türbesi(Romanya)

Ahmet Gazi Türbesi(Milas)

Aşık Paşa Türbesi (Kırşehir)

Ayaş Paşa Türbesi (Đstanbul)

Azeb Bey Türbesi (Bursa)

Burmalı Minare Türbesi (Amasya)

Cem Sultan Türbesi (Bursa)

Canbolat Bey Türbesi (Kıbrıs)

Defterdar Türbesi (Đstanbul)

Elvan Çelebi Zaviyesi

Fatih Türbesi

Fuad Paşa Türbesi

Gazi Evrenseloğlu Türbesi (Yunanistan)

Gazi Mestan Türbesi (Yugoslavya)

Gülbaba Tekkesi ve Türbesi (Budin)

Hacı Hamza Bey Türbesi (Đznik)

Hamza Baba Türbesi (Đzmir)

Has Yûnus Bey Türbesi (Edirne)

165

Page 185: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Hasan Baba Tekkesi (Yunanistan)

Hersekzâde Ahmet Paşa Türbesi (Yalova)

Hıdırlık Türbesi (Ankara) Hudavendigar

Mesnedi (Kosova) Hüseyin Şah Türbesi

(Üsküp) Hüsrev Paşa Türbesi (Đstanbul)

Đbrahim Türbesi (Đstanbul) Đdris Baba

Türbesi (Macaristan) Đmrahor Đlyas Bewy

Türbesi (Arnavutluk) Đshak Çelebi Tekkesi

(Manisa) Kalender Baba Türbesi Kara

Aslan Türbesi Mahmud Paşa Türbesi

(Đstanbul) Malkoçoğlu Türbesi (Gebze)

Şekerpare Kadın türbesi (Eyüp)

V.5.ÇEŞME, SEBĐL, ŞADIRVAN

Abdülmecid Çeşmesi

Ahmed HI Çeşmesi (Đstanbul/Sultanahmet)

Ahmed UI Çeşmesi (Üsküdar)

Alman Çeşmesi (Sultanahmet)

Attar Halil Ağa Çeşmesi(Đstanbul)

Ayasofya Sebilleri

Ayasofya Şadırvanı

Ayrılık Çeşmesi (Đstanbul)

Azapkapı Çeşmesi ve Sebili (Đstanbul)

Bereketzâde Çeşmesi (Đstanbul)

Beyhan Sultan Çeşmesi (Đstanbul)

Çatal Çeşmeler

Çukur Çeşmeler (Đstanbul)

166

Page 186: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Efdalzâde Sebili

Esad Efendi Çeşmesi

Hâlid Ağa Çeşmeleri (Đstanbul/Kadıköy)

Imrahar Çeşmesi (Đstanbul/Kağıthane)

Đshak Ağa Çeşmesi

Kırkçeşme Çeşmesi

Mahmud I.Çeşmesi

Miskinler Tekkesi Çeşmesi(Karacaahmed)

Sadettin Efendi Çeşmesi

Tunus Bağı Çeşmesi(Üsküdar)

V.6.HAMAM

Ayasofya Hamamı Balat

Hamamı (Đstanbul) Beyazıt

Hamamı (Đstanbul) Cağaloğlu

Hamamı (Đstanbul) Çardaklı

Hamam (Đstanbul) Çemberlitaş

Hamamı (Đstanbul) Çukur Çeşme

Hamamı (Đstanbul) Çukur

Hamam (Đstanbul) Davut Paşa

Hamamı (Üsküp) Dökmeciler

Hamamı (Đstanbul) Hacı Hamza

Hamamı (Đznik) Haseki Hamamı

(Đstanbul) Havuzlu Hamam

(Đstanbul) Hoca Paşa Hamamı

(Đstanbul) Đshak Paşa Hamamı

Đsmail Bey Hamamı (Đznik)

Kızlar Ağası Hamamı(Đstanbul)

Mahmud Pasa Hamamı

167

Page 187: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

V.7.KALELER

Bender Kalesi

Çanakkale Hisarı

Kilitbahir Kalesi

Mavga Kalesi

V.8.KASR, KÖŞK, SARAY

Adalet Kasrı (Edirne)

Adile Sultan Sarayı (Đstanbul)

Alâeddin Köşkü (Konya)

Alay Köşkü

Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı (Đstanbul)

Ayasağa Kasrı (Đstanbul)

Aynalı Köşk (Edirne)

Aynalıkavak Sarayı (Đstanbul)

Bağdat Köşkü

Boğdan Sarayı (Đstanbul)

Çadır Köşkü (Kâğıthane)

Çağlayan Kasrı (Đstanbul)

Çinili Köşk (Đstanbul)

Davut Paşa Sarayı (Đstanbul)

Đbrahim Paşa Sarayı(Đstanbul)

Đncili Köşk

Imrahor Kasrı (Đstanbul)

Đshakiye Kasrı

Đshak Paşa Sarayı(Doğu Bayazıd)

Kalender Kasrı ve Bahçesi

Küçüksu Kasrı

Tekfur Sarayı

168

Page 188: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

V.9.KÖPRÜLER, SU KEMERLERĐ

Abdal Köprüsü (Bursa/Mudanya)

Akköprü (Ankara/Đstanbul)

Alpullu Köprüsü (Alpullu/Hayrabolu)

Altıgöz Köprüsü (Afyonkarahisar)

Arslanağa Köprüsü (Yugoslavya)

Arta Köprüsü (Yunanistan)

Babaeski Köprüsü (Babaeski

Bahçelik Köprüsü (Arnavutluk)

Bayrampaşa Deresi Köprüsü (Yenibahçe)

Behramkale Köprüsü (Çanakkale/Ayvacık)

Beyazıt (E) Köprüsü (Edirne)

Beyazıt (D) Köprüsü (Sakarya)

Beyazıt (II) Köprüsü (Çorum)

Boğazköprü (Sivas)

Bostancıbaşı Köprüsü (Đstanbul)

Bozdağan Kemeri (Đstanbul)

Büyükçekmece Köprüsü

Cisr-i Mustafa Paşa (Bulgaristan)

Çoban Çeşmesi Köprüsü (Đstanbul)

Çoban Köprüsü (Doğu Anadolu)

Devegeçidi Köprüsü (Diyarbakır)

Dicle Köprüsü (Hasankeyf)

Drina Köprüsü (Bosna-Hersek)

Ekmekçizâde Ahmed Paşa Köprüsü (Edirne

Emîr Bayındır Köprüsü (Ahlat)

Gazi Mihal Köprüsü (Rumeli)

Haburman Köprüsü (Diyarbakır/Malatya)

Harâmidere Köprüsü (Đstanbul)

Hasan Bey Köprüsü (Yunanistan)

Haydarpaşa Deresi Köprüsü

169

Page 189: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

170

Hünkâr Köprüsü (Saraybosna)

Irgandı Köprüsü (Bursa)

Đshak Paşa Köprüsü(Bulgaristan)

V.10.MEZARLAR

Elmalı yolunda Mimiran Đbrahim Paşa'nın mezartaşı Doğu

Bayazıd'da Mahmud Paşa'nın mezartaşı Serez'li Yusuf Muhlis

Paşa, Keçecizâde Fuad Paşa'nın mezarı Karacehennem Đbrahim

Ağa (sonra Paşa) ve mezarı

V. 11.TÜRK ESERLERĐNĐN YER ALDIĞI BÖLGELER,

ŞEHĐRLER HAKKINDA ÇALIŞMA KONULARI

Amasra

Ankara

Atina

Ayvansaray

Babıâli

Beyoğlu

Beykoz

Bolu

Budin

Bulgaristan

Bursa

Büyükada

Çanakkale

Çağlayan

Cibali

Cihangir

Çorum

Page 190: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Edirne

Enez

Erzincan

Eyüp Sultan

Fatih

Fikir tepesi

Galata

Galatasaray

Gebze

Göksu

Haliç

Hanköy

Haydarpaşa

Ihlara Vadisi

Đh liman

Đnecik

Đşkodra

Đstanbul

Đznik

Kağıthane

Karakurt

Karamanlıca

Kayseri

Kıbrıs

Kırşehir

Konya

Köşkerli

Küçükçekmece

Midye

Nevşehir

Ohri

Rize

171

Page 191: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Selanik

Sincanlı

Sultaniye/Karapınar

Svilingrad

Trabzon

Üsküp

Varna

Vize

Yenişehir

Yunanistan

V.12.TANITIMI YAPILAN SÜRELĐ YAYINLAR

Akademi

Anadolu

Anadolu Sanatı Arasürmalan

Anatolıan Studies

Anatolica

Anıt

Archives Asiatiques

Arkitekt

Ars Islamica

Ars Orientalis

Athâr-e îrân

Azerbaycan Yurt Bilgisi

Belgeler

Belleten

Bosporus

Byzantınısche Zeıtschrıft

Byzantıon

Çorumlu

172

Page 192: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

173

Đstanbul Ansiklopedisi Đstanbul

Şehremaneti Mecmuası Đstanbuler

Mıtteılungen

V.13. BĐO-BĐBLĐYOGRAFYA VE ĐSTANBUL ĐLE TÜRK

MEDENĐYETĐNE HĐZMET ETMĐŞ KĐŞĐLERĐN ĐNCELENDĐĞĐ

ARAŞTIRMALAR

About, Edmond

Acemi b. Ebu Bekir

Adler, Johann Heinrich Friedrich

Ağaoğlu, Mehmet

Ahmed Nadir

Ali, Hacı

Allom, Thomas

Altan, Kemal

Andreossy145

Anville146

Alus, Sermet Muhtar

Aramon, Gabriel de Luetz, Baron d'

Arnold, Sir Thomas

Arseven,Celal Esâd

Atabinen, Reşid Safvet

Ayverdi, Ekrem Hakkı

Babınger, Franz

Baltaoğlu Süleyman

Barthold, Vasilij Viladimiroviç

145 Antonie François, Comte 146 Jean-Baptiste, Bourguignon d'

Page 193: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Bartlett, William Henry

Bayraktareviç, Fehim

Belin, François-Alphonse

Bell, Gertrude Lowthian

Belon, Pierre

Benedichıs Angelus

Berchem, Max van

Bernard, Kari Ambros

Bernarol, Ch.A.

Bertrandon de la Broquiere

Bırge, John Kingsley

Biron, Jean de

Buendelmonti,Cristoforo

Bon, Ottaviano

Bossert, Prof.Helmuth

Brayer, A.

Bulwer, Henry Lutton

Busbeke, Ootgeer Giselijn Van

Cancellus

Canonica, Pietro

Cantacasın

Caylus, Anne Claude Philippe de

Cem Sultan

Chenier, Andre

Cimabue, Cenni di Pepo

Costanza da Ferrara

Creswell, Keppel Archibald Cameran

Çetintaş, Sedat

Çulpan, Cevdet

Dâvud Ağa

Deceı, Aurel

Dernschvvam de Hradiczin, Hans

174

Page 194: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Dethier,Ph.Anton

Diez, Ernst

Dinet, Alphonse Etienne

Dirimtekin, Feridun Duda,

Herbert Wilhelm Ebu El

Hasan Egeli, Vasfı Egli,

Ernst Arnold Eldem, Halil

Ethem Eldem, Sedat Hakkı

Ettınghausen, Richard

Erdmann, Kurt Erdoğan,

Abdülkadir Fossati,Gaspare

Trajano Fossati Giuseppe

Gabrıel, Albert-Louis Glück,

Heinriçh . Gurlıtt, Cornelius

Halil Đbrahim Paşa Hammer-

Purgstall,Josef Has Yunus

Kaptan Hayreddin, Mimar147

Hayreddin, Mimar148

Hommaiere de Hell, Xavier

Huart, Clement Imbault

Hüseyin Ayvansarâyî

Đbrahim Paşa (Hadım)

Đğdemir,Uluğ Đhtifalci

Mehmed Ziya Jaubert,

Pierre-Amedee

147 XV.yy. sonu XVI.yy. başlarında yaşayan Osmanlı miman 148 Mostar Köprüsünü yapan Osmanlı miman

175

Page 195: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

176

Jerphanion, P.Guillaume de

Karatay, Fehmi Ethem Kasım

Ağâ Koçu, Reşat Ekrem

Kritovulos, Mikhael Kühnel,

Ernst Loos, Cornelius Loti,

Pierre Mamboury, Enıest

Melling, Anton Ignaz Meriç,

Rıfkı Melûl Mimar Sinan

Önge,Yılmaz Perek, Zeki

Faruk Schnneider,Alfons-

Maria Tekiner, Efdaleddin

V.14.KAYBOLAN TARĐHĐ ESERLER HAKKINDAKĐ

ÇALIŞMALARI

Âdilşah Kadın Camii

Âli Paşa Konağı

Attar Halil Ağa Mescidi ile Çeşmesi

Beyhan Sultan Çeşmesi

Bostan Camii

Bostancıbaşı Abdullah Ağa Camii

Çobançavuş Camii

Çukurçeşme Hamamı

Eflatun Mescidi

Esat Efendi Çeşmesi

Fatma sultan cami

Page 196: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Hoca Teberrük Camii

Đskele Mescidi

Kasım Ağa Mescidi

Kazasker Abdurrahman Camii

Kazasker Ebu'1-Fazl Mahmud Efendi Medresesi

Kızlarağası Abbas Ağa Hamamı

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii

Odalar Camii

Payzen Yusuf Paşa Türbesi

Revanî Çelebi Camii

Sadettin Efendi Çeşmesi

Saliha Sultan Mektebi

Sekbanbaşı Đbrahim Ağa Mescidi

Şeyh Murad Mescidi

Sultan I.Mahmud Çeşmesi

Süleyman Subaşı Camii

Yayla Camii

Yedekçiler Camii

V.15.TÜRK SANATIYLA ĐLGĐLĐ GENEL ÇALIŞMALARI

Âbide-i Hürriyet

Abdülmecid'in Mozaik Tuğrası

Ağakapısı

Ağırlık Kulesi

Anadoluhisarı

Arasta Sokağı Kazısı

Arkeoloji Müzeleri

Arslanhane

Arz Odası

Ayasofya'daki Otomat Saat

177

Page 197: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Bâbüssaâde

Bâbüsselam

Ayyıldız

Bâb-ı Hümâyun

Ayasofya Muvakkithânesi

Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı

Baruthane

Batılılaşma

Batı Sanat Akımlarının Değiştirdiği Osmanlı Dönemi Türk Sanatı

Bedesten

Cami(Mimari Tarih)

Çeşme

Empire

Galata Kulesi

Gotik

Hamam(Tarih ve Mimari)

Haydarpaşa Garı

Đmaret

Đstanbul'un Tarihi Eserleri

Đstanbul (Türk Devri Eserleri)

Kale

Mescid

Minare

Osmanlı Devri Türk Mimarisi

Rumelihisarı

Zindankapısı

178

Page 198: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

179

VI.YAYINLARI

VI. 1.1.KĐTAPLAR

1955

Đstanbul Petit Guide â Travers les Monuments Byzantins et Turcs. Avec trois

plans et 26 planches hors - texte, Đstanbul,VIII - 138 sayfa.

X. Milletlerarası Bizans Tetkikleri Kongresi Tertip Komitesinin yayını.

1963

Son Devir Bizans Mimarisi, Đstanbul, VIH-100 Sayfa ve 88 levha.

Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını.

1964

Cristoforo Buendelmonti, Đstanbul, 4 sayfa ve 14 levha (özel yayındır).

1965

Küçük Amasra Tarihi ve Eski Eserleri Kılavuzu, Ankara, 78 Sayfa. Metin içi

resim ve planlardan başka, ek 27 resim.

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü

Yayınlarından, Şeriri ,S: 19.

1969

Galata ve Kulesi - Galata and its Tower, Đstanbul, 128 Sayfa, 58 resim ve plan ile 5

adet renkli klişe ve resimler. Eserin Türkçesi, s.5-38 arasında, Đngilizcesi, s.39-81,

Resimler s.82-128 arasında bir dizin ile birliktedir.

Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınıdır.

Page 199: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

180

1971

Malazgirt Savaşını Kaybeden IV. Romanos Diogenes (1068-1071), Ankara , Türk

Tarih Kurumu Yay., 167 sayfa.

Karadağ (Binbirkilise) ve Karaman Çevresinde Arkeolojik Đncelemeler, Đstanbul

, 229 Sayfa. Ek 288 resim ve plan.

Fransızca özet: Recherches archeologuque â Karadağ et dans la region de Karaman,

s. 199-228 arası

Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlarından.Türkiye'de Ortaçağ Sanatı

Araştırmaları: II.

1976

Bizans Devrinde Boğaziçi, Đstanbul, XI-184 Sayfa. Eseri tamamlayan resim, kroki

ve gravürler s. 115-184 arasındadır.

Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay. 2236. Türkiye'de Ortaçağ Sanatı

Araştırmaları: III

1980

Son Devir Bizans Mimarisi, Đstanbul'da Palailogoslar Devri Anıtları, Đstanbul,

XI-144 Sayfa. 136 levha 218 resim ve 4 renkli levha bulunmaktadır.

Almanca özet "Spât.-byzantinische Architektur - Bauten der Palailogenzeit, in

Đstanbul"149

1984

Ayasofya I, Đstanbul, 56 Sayfa. Metin içi resimler ve ek 1 levha.

Yapı ve Kredi Bankası Kültür ve Sanat yayınlarından.

Ayasofya'nın Bizans devri ,s.3-25. Bibliografya ,s.25-30.

149 Kitabın ilk baskısı 1963 yılında yapıldı. Đkinci baskısını yayımlayan Türkiye ve Otomobil Kurumudur.

Page 200: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

181

Virginia T.Saçlıoğlu tarafından yapılan Đngilizce tercüme s.32-56 arasında

bulunmaktadır.

Ayasofya II, 56 Sayfa.

Bizans dönemine ait mozayikler ve diğer süsleme s. 1-27.

Bibliyografya s.27-32.

Virginia T.Saçlıoğlu tarafından yapılan Đngilizce tercüme s. 33-56

Yapı ve Kredi Bankası Kültür ve Sanat Tarihi Hizmetlerinden

Topkapı Sarayı, 69 sayfa

(ilk 59 sayfası esas metin s. 61-69 arası bibliografyadır),

Ek olarak büyük bir plan verilmiştir. Fotoğraflar: Ersin

Alok. Epoch yayıncılık.

Topkapı Palace, tercüme: Handan Dedehayır tarafından yapılan sidir.

Epoch yayıncılık.

1986

Ayasofya III, 60 Sayfa.

Türk döneminde Ayasofya'nın tarihî ve içindeki ekler s. 1-29.

Bibliyografya s. 30-32.

Virginia T.Saçlıoğlu tarafından yapılan Đngilizce tercüme s. 34-60.

Atatürk ve Pietro Canonica. Eserleri ve Türkiye Seyahatnamesi ile Atatürk'e

Dair Hatıraları, Đstanbul, 48 Sayfa ve metin içi ve dışı 20 resim. Eren Yayıncılık.

Page 201: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

182

1988

Đznik (Nicea) Tarihçesi ve Eski Eserleri. The History and the Monuments, Đstanbul

, 80 Sayfa, metin içi numara almamış çok sayıda fotoğraf, kroki, gravür ve plan

bulunmaktadır.

Đngilizcesi, s. 56-80 arasındadır.

Bibliyografya s.52-55.

1972

Ankara'nın Eski Bir Resmi,Türk tarih Kurumu, Ankara.

1991

Ortaköy, iç kapakta: Ortaköy, Tarih-Sosyal ve Mimari Doku, Đstanbul , 31 sayfa,

Yayıncısı: Dragon.

1992

City of Domes , Đstanbul:Ertuğ & Kocabıyık Publications , 132 sayfa ,Fotoğraflar:

Ahmet Ertuğ.

1993

EYĐCE, Semavi-SÖZEN, Metin-BELGE, Murat, Đstanbul, Ankara: Kültür

Bakanlığı yayınları, 192 sayfa.

EYĐCE,Semavi:-v.d., Bursa , Ankara : Kültür Bakanlığı, Edisyon : 1. baskı ,

Sayfa Sayısı: 194 s.

1996

EYĐCE,Semavi- v.d., Trabzon, Ankara: T.C.Kültür Bakanlığı.

Page 202: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

1997

Kariye Mosque: Church of Chora

Monastery,.

Kariye Moschee,

Kariye la Mosguee,

Çev. Zeynep Eker.

Đst.: Net Turistik Yay., 72 s.

183

Page 203: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

184

VL1.2.MAKALELER

1949

"Đznik'de bir Bizans Kilisesi", Belleten , Ankara: TTK, C.XIV, S:49 , s.37-49.

(levhalar XIV-XXI)

Fransızca özet: "Une eglise byzantine â Đznik (Nicee)" , s.49-51.

"Galata Hakkında Đki Kitap ve bu Münasebetle Bazı Notlar", Tarih Dergisi,

Đstanbul: Đ.Ü Edebiyat Fakültesi, C.I, S: 1, s.201 -219.

1950

"Demirciler ve Fatih Darüşşifası" ,Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi

,C.I, S:2 , Mart ,s. 357-378.

1951

"Bizanslılar zamanında Đstanbul", Resimli Tarih Mecmuası, C.n, S: 13, Ocak, ,

s.554-556.

"Ein Kurzer Bericht über die byzantıschen Funde und Veröffentlichungen in der

Türkei (1945-1948)", Jahrbuch der Österreichischen Byzantinischen

Gessellschaft, C. I, s. 146-148.

"Amasra'ya dair", Türkiye Turing ve Otomobil Kurum Belleteni, S: 111, Nisan, s.

20-25.

"Ayasofya mozayikleri ve bunları meydana çıkartan Thomas VVhittemore", Türkiye

Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, S:l 13, Haziran, s. 1-12.

Page 204: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

185

1952

"Mektebi Tıbbiye'nin Đlk Müdürü Dr. Bernard'ın Mezarı", Tarih Dergisi, Đstanbul:

Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, C.I, S:3-4, s. 89-96.

"Amasra Büyükada'sında bir Bizans Kilisesi", Belleten , Ankara: TTK, C.XV, S:60

,s. 469-491.

Fransızcası: "Leglise byazantine de 'Büyükada' a Amasra (Amastris de

Paphlagonie)", s. 492-496.

"Temakhia tina byzantines epokhes en Amasra", Ortodoxia, s. 88-95.

"Ölümü münasebetiyle: Arkeoloji Profesörü A.-Maria Schneider", Yeni Đstanbul,

S:29 ,Ekim, n. 1055, s.7.

"Prof. Dr. Alfons - Maria Schneider (1896-1952)", Belleten , Ankara: TTK, C.XVI,

S:64 , Ekim, s. 585-598.

"Amasra Kalesinde Fatih Sultan Mehmed II Tarafından Camiye Çevrilmiş iki Eski

Bizans Kilisesi" ,Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, S: 131 , Aralık,

s. 12-14.

Almanca özeti: "Einige Bemerkungen über zwei byzantinische Kirchen in der Burg

von Amasra, die von Mehmed der Eroberer in Moscheen vervvandelt wurden" ,s. 14.

1953

"Fatih'in Portreleri", Hafta Mecmuası, S:192, 29 Mayıs, s.15-18.

"Đstanbul'da Bizans Devri Eserleri", Hafta Mecmuası, S: 194, 12 Haziran, s.5-7.

Page 205: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

186

"Đstanbul'un Türk Yapısı Âbidelerine bir bakış", Hafta Mecmuası , S: 195, 19

Haziran, s.2-7.

"Zoe", Hafta Mecmuası, S:207, 11 Eylül, s.14-15.150

"Sekizinci Paleolog", Hafta Mecmuası, S:209, 25 Eylül.

"Đstanbul'da Latin Đmparatorluğu Nasıl Kuruldu?-!", Hafta Mecmuası, S:212, 16

Ekim.

"Đstanbul'da Latin Đmparatorluğu Nasıl Kuruldu?-II", Hafta Mecmuası, S:213, 23

Ekim.

"Đstanbul'da Latin Đmparatorluğu'nun Devamı", Hafta Mecmuası, S:213, 23 Ekim.

"Đstanbul Hakkındaki Düşünceler", Hafta Mecmuası, S: 192, 29 Mayıs.

" Teodara'nın Hayatı,Yeni Tarih Dünyası,Yıl:l, S:8-31/12, s.328-329.151

"Amasra'da Cenova Hâkimiyeti Devrine ait Armalı bir Levha" , Belleten , Ankara:

TTK, C.Vn, S: 65, Ocak, s. 27-35.

Fransızcası: "Une dalle armoriee inedite de I'epoque genoise a Amasra" ,s. 36-40.

"Đstanbul'da bazı Cami ve Mescid minareleri", Türkiyat Mecmuası, C.X , s. 247-

268.

"Aleksandr Aleksandroviç Vasiliev", Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat

Fakültesi, C. IV, S:7, Eylül(1952), s. 164.

150 S.Kamil imzasıyla 151 S.Kamil imzasıyla

Page 206: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

187

"IX. Milletlerarası Bizans Tedkikleri Kongresi", Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.

Edebiyat Fakültesi, C. IV, S:7, Eylül, s. 164-165.

"Đstanbul'da Koca Mustafa Paşa Camii ve Onun Osmanlı-Türk Mimarisindeki Yeri",

Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, C. V, S:8 , Eylül, s. 152-182.

"Ernest Mamboury (1878-1953)", Belleten, Ankara: TTK, C.XVII, S:67, s. 393-411.

1954

"Đstanbul'un Fethinden Önceki Eserlere ait Eski Bir Kitap Hakkında" , Türk Dili ve

Edebiyatı Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi ,C.V , Aralık (1953), s. 85-90.

"Remarques sur deux anciennes eglises byzantines d'istanbul: Koca Mustafa Paşa

Camii et l'eglise du Yuşa Tepesi", Actes du IXe Congres International des Etudes

Byzantine ,C. I, s. 184-195.

"Demirciler ve Fatih Darüşşifası Mescidleri Hakkında Yeni Bazı Notlar" , Tarih

Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, C. VI, S: 9 , Mart, s. 175-185.

"Türk Sanatının Bir Eseri Tahrip Ediliyor", Yeni Sabah, 2 Şubat, n. 525, s. 1 ,7.

"Sekbanbaşı Đbrahim Ağa Mescidi ve Đstanbul'un Tarihî Topografyası Hakkında Bir

Not", Fatih ve Đstanbul ,C.H, S: 7-12 , Mayıs, s. 139-149.

(s. 154-168 arasında 19 tane resim bulunmaktadır)

Fransızcası: "La Mosquee Sekmanbası Đbrahim Ağa et le Probleme de la Localisation

du Monastere de Kyra Martha (resume)" s. 150-153.

"Deux Anciennes Eglise Byzantines de la Citadelle d'Amasra", Cahiers

Archeologiques, C.VII, s. 97-105.

Page 207: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

188

"Prof. Dr. Philipp Schweinfurth (1887-1954)" , Belleten, Ankara: TTK, C. XVEI, S:

70, Nisan , s. 231-252.

"Đstanbul'da 'Yayla' Camileri ve Şehrin Tarihî Topografyasının Yanlış Đzah Edilen Bir

Meselesi", Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C. VB, S: 10 , Eylül

,s.31-42.

"Yunanistan'da Türk Mimarî Eserleri I" , Türkiyat Mecmuası, C.XI, s. 157-182.

1955

"Đstihkâm sınıfı ve Đstihkâm okulunun tarihçelerine bir bakış", Đstihkam okulu

Yd.Subay Bölüğü 42-8 Dönem , Đstanbul, 1955, s.no yok.

"Yunanistan'da Türk Mimarî Eserleri",Türkiyat Mecmuası, C.XI, s. 157-182.

"Mezarlıklarımız" ,Türk Yurdu, S: 242 , Mart ,s. 685-694.

"Das Denkmal von Kuşkayası bei Amasra (Paphloganien)", Đstanbul Mitteilungen,

C.VI,s. 109-112.

"Recherches d'Archeologie Byzantine" , Anadolu. Revue des Etudes d'Histoire en

Turquie , C.B, s. 79-88.

"Türk Hamamları ve Bayazıd Hamamı" , Türk Yurdu, S: 244 , Mayıs , s. 849-855.

"Đstanbul'da Bizans Sanatı"JBasın -Yayın Genel Müdürlüğü Rehber Kursu,(On

iki sayfalık teksir)

Page 208: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

189

1956

"Onaltıncı Asırda Đstanbul'da Fas'lı bir Seyyah: Ebu El Hasan" ,Türk Yurdu, S: 253,

Şubat, s. 623-628.

"Arnold von Harf" ,Türk Yurdu , S: 254 , Mart, s. 690-694.

"Bir Fransız Gizli Ajanı, Amedee Jaubert" , Türk Yurdu, S: 255 , s. 742-749 .

"Bir Fransız Gizli Ajanı, Amedde Jaubert" ,Türk Yurdu, S: 256, Mayıs, s. 831-834.

"1793 de bir Rus Elçilik Heyeti" ,Türk Yurdu , S: 257 , Haziran , s. 895-899.

"1883 de Türkiye'ye vapurla gelen bir seyyah: Marchebeus" ,Türk Yurdu, S: 258 ,

Temmuz , s. 25-28.

"1883 de Türkiye'ye vapurla gelen bir seyyah: Marchebeus" ,Tiirk Yurdu, S: 259,

Ağustos , s. 96-102.

"Fransız Đhtilali Sırasında Osmanlı Đmparatorluğu. G.A.Olivier" ,Türk Yurdu , S:

260, Eylül, s. 180-186.

"Fransız Đhtilali Sırasında Osmanlı Đmparatorluğu. G.A.Olivier" ,Türk Yurdu, S:

264 ,Ocak,s. 506-511.

"Fransız Đhtilali Sırasında Osmanlı Đmparatorluğu. G.A.Olivier" ,Türk Yurdu, S:

265 , Şubat, s. 574-583.

"Fransız Đhtilali Sırasında Osmanlı Đmparatorluğu. G.A.Olivier" ,Türk Yurdu, S:

266 , Mart, s. 650-656.

Page 209: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

190

"Eski Âbidelerde Kurulan Müzeler" ,Türk Yurdu, S: 261, Ekim, s. 267-271.

"Fransız Đhtilali Sırasında Osmanlı Đmparatorluğu. G.A.Olivier" ,Türk Yurdu, S:

262, Kasım , s. 346-352.

"Đstanbul Arkeoloji Müzeleri Eski Müdürü Aziz Oğan (1888-1956)", Türk Yurdu ,

S: 263, Aralık, s. 421-428.

"Les Fragments de la decoration plastique de l'eglise des Saints - Apotres", Cahiers

Archeologique, C.VEI, s. 63-74.

1957

"Prof. Albert Gabriel'in Türk Sanatı Dışındaki Çalışmaları" , Türkiye Turing ve

Otomobil Kurumu Belleteni, S: 180 ,Ocak ,s. 9-12.

"Un baptistere byzantin a Side en Pamphylie" ,Actes du Ve Congres International

d'Archeologie Chretienne, Cittâ del Vaticano, s. 577-583.

"La Ville Byzantine de Side en Pamphylie" , X. Milletlerarası Bizans Tetkikleri

Kongresi Tebliğleri (Actes du Xe Congres International des Etudes Byzantınes

Đstanbul), C.DC. ,s. 15-21. (1955), Đstanbul, s. 130-133. (levhalar XVII-XX)

"Eski Kütüphane Binaları Hakkında" ,Türk Yurdu , S: 267 , Nisan, s. 728-732.

"Fatih Devri Mimarisi" , Bilgi, C. XI, S: 122, s. 23-25.

"Fatih'in devrinde yapılan portre ve madalyonları", Bilgi, C. XI, S: 122, s. 33-35.

"Yeni Şehircilik Karşısında Küçük Âbidelerin Durumu", Ölçü , S: 1 , s. 20-30.

Page 210: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

191

"Yeni Şehircilik Karşısında Büyük Külliyeler" , Ölçü , S: 2, s. 29-32.

"Kıbrıs'ın Tarihine ve Türk Eserlerine dair" , Ölçü , S: 4, s. 12-14.

"Eski Eserlerin Bakımından Millî Đzzeti Nefis", Türk Yurdu , S: 268, Mayıs , s.

811-815.

"Mahalli Monografyalar" , Türk Yurdu , S: 269, Haziran , s. 887-890.

1958

"Bizans Adlarının Dilimizde Yazılışı Hakkında" , Türk Dili , CVH, S: 76, s. 159-

163.

"Türk Mimarî Âbideleri I-Gebze'de Mustafa Paşa Külliyesi" , Bilgi, S: 119 , s. 9-10.

"Türk Mimarî Âbideleri H-Đznik'de Đsmail Bey Hamamı", Bilgi, S: 120, s. 7-8.

"Türk Mimarî Âbideleri m- Kayseri'de Köşk Medrese", Bilgi, S: 129, s. 7-8.

"Türk Mimarî Âbideleri IV-Sivas'da Kaykâvus I. Dârüşşifası", Bilgi ,S:130 s. 7-8.

"Efdaleddin Bey (1870-1957)", Üstad Efdaleddin Tekiner, Đstanbul :TTOK, s. 12-

15.

"Die Medrese des Kazasker Ebu'1-fazl Mahmud Efendi in Đstanbul" , Istanbuler

Mitteilungen ,C.VIH , s. 57-64. (levhalar: 15-20)

Page 211: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

192

"Neue Fragmente der Theodosius-Saule" , Đstanbuler Mitteilungen, C.Vin, s. 144-

147.

"Đki Türk Âbidesinin Mahiyetleri Hakkında Notlar: Đznik'de Nilüfer Hatun Đmareti

ve Kayseri'de Köşk Medrese", Ankara Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Türk ve

Đslâm Sanatları Tarih Enstitüsü Araştırmalar Dergisi, C.n ,(1957) , Ankara s.

107-112.

Fransızca özeti (reume): "A Propos de la Destination originale de Deux Monuments

Turcs: Đmaret de Nilüfer Hatun â Đznik et le Köşk Medrese â Kayseri", s. 113-114.

"L'eglise cruciforme byzantine de Side en Pamphylie", Anatolia,C. IH s. 35-42.

"Mahalli Monografyalar" ,Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Bellereni , S:

192, Ocak, s. 5-6.

"Đstanbul-Şam-Bağdat Yolu Üzerindeki Mimarî Eserler I. Üsküdar-Bostancıbaşı

Derbendi Güzergâhı", Tarih Dergisi , Đstanbul : Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, C. IX , 13

Eylül, s. 81-103.

"Bizans devrinde Đstanbul'da tababet, hekimler ve sağlık tesisleri", Tıp Fakültesi

Mecmuası, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi, C.XXI, s.657-691.

1959

"Đstanbul'da Abbasî Saraylarının Benzeri olarak Yapılmış bir Bizans Sarayı: Bryas

Sarayı", Belleten, Ankara, TTK, C. XXIII, S:89, Ocak , s. 79-99, Fransızca özeti:

"Un Palais Byzantin Construit d'Apres les Plans des Palais Abbasides: Le Palais

de Bryas", s. 101-104.

Page 212: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

193

"Erken Osmanlı Devrinin bir Cami Tipi Hakkında", I. Türk Sanatları Kongresi

Tebliğleri Özetleri, s. 20-22.

"Un type architectural peu connu de Fepoque des Paleologues a Byzance", Anadolu

Araştırmaları, C.I., s. 223-234.

"Contributions a l'histoire de l'art byzantin: Quatre edifıces inedites ou mal-connus" ,

Cahiers ArcheoIogiques, C.X, s. 245-258.

"Đstanbul'un Kaybolan bir Eski Eseri: Kazasker Ebu'1-fazl Mahmud Efendi

Medresesi" , Tarih Dergisi , Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.X, S: 14 , Eylül , s.

147-157.

1960

"Đstanbul Arkeoloji müzelerinin ilk müdürlerinden Dr. Ph. Anton Dethier Hakkında

Notlar", Đstanbul Arkeoloji Müzeleri Yıllığı, C.EX , s. 45-52. Đngilizcesi: "Notes on

Dr. Dethier one of the Earlier Directors of the Archaeological Museums of Đstanbul",

s. 9-103.

"Đznik'de Büyük Hamam ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında bir Deneme" ,

Tarih Dergisi ,Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XI, S: 15 , Eylül , s. 99-116.

"Les palais byzantin de Nymphaion pres d'Đzmir", Akten des XI. Internationalen

Byzantinisten Kongresses 1958, München, s. 150-153. (levhalar XXVI-XXIX.)

"Side'nin Bizans Devrine ait Binalarının Sanat Tarihi Bakımından Değerleri" , Türk

Tarih Kongresi. Kongreye Sunulan Bildiriler, C. V, s. 53-60.

Page 213: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

194

"Bizans-Đslam ve Türk Sanat Münasebetleri",Türk Tarih Kongresi. Kongreye

Sunulan Bildiriler , C. V , s. 298-302.

1961

"Đzmir Yakınındaki Kemalpaşa (Nif) da Laskaris'ler Sarayı", Belleten, Ankara : TTK,

C.XXV, S: 97, Ocak , s. 1-7.

"Bizans mimarisinde Dış Cephelerde Kullanılan Bazı Keramoplastik Süsler",

Ayasofya Müzesi Yıllığı, C.m, s. 25-28. (Đngilizcesi s. 57-60)

"Bursa ve Çevresinde Türk Sanatı" ,Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu

Belleteni, S: 239 , Aralık, s. 8-13.

1962

"Mimar Sinan-I",Yeni Đstanbul, 12 Nisan , S:4458.

"Mimar Sinan-H",Yeni Đstanbul, 14 Nisan, S:4460.

"Kosova'da Meşhed-i Hüdavendigâr ve Gazi Mestan Türbesi", Tarih Dergisi,

Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XH, S:16, Eylül 1961,s. 71-82.

"Yedikule Hisarı ve Avlusundaki Fatih Mescidi", Đstanbul Arkeoloji Müzeleri

Yıllığı, C.X ,s. 80-84. (Fransızcası s. 147-152)

"Konya Tarihinden bir Yaprak: Aya Thekla Efsanesi ve Sanat Tarihinde Aya

Thekla", Anıt, C.VH, S:30, Eylül, s. 1-20.

Page 214: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

195

"Semağ'da Mevlevîleri Tasvir Eden bir Rus Gravürü", Anıt, C.VII, S:30, Eylül, s.

44-47.

"Bursa'da Osman ve Orhan Gazi Türbeleri" »Vakıflar Dergisi, C. V, s. 131-147.

"Đstanbul Minareleri", Türk San'atı Tarihi Araştırma ve Đncelemeleri, Đstanbul:

Güzel Sanatlar Akademisi Türk San'atı Enstitüsü Yay., C. 1 ,s. 31-132.

"Đlk Osmanlı Devrinin Dinî-Đçtimaî bir Müessesesi: Zaviyeler ve Zâviyeli Camiler" ,

Đktisat Fakültesi Mecmuası , Đstanbul Üniversitesi, C.XXIII,S: 1-2 ,Ekim 1962-

Şubat 1963, s. 3-57.

Fransızca özeti: "Une Institution Religeuse et sociale de la Premiere Periode

Ottomane: La zaviye (Zawiyah) et la mosquee a Zaviye" s. 58-62.

"X. Hommaire de Hell ve Ressam Jules Laurens", Belleten , Ankara: TTK,

C.XXVn,S:105,s. 59-88.

"Enez'de Yunus Kaptan Türbesi ve Has Yunus Beyin Mezarı Hakkında bir

Araştırma" , Tarih Dergisi , Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi ,C.Xm, S: 17-18, (Mart

1962-Eylül 1963), s. 141-158.

"La mosquee-zaviye de Seyyid Mehmet Dede â Yenişehir. Recherches sur

l'architecture turque du XrVe siecle",Beitrage zur Kunstgeschichte Asiens-in

Memoriam Ernst Diez, Đstanbul , s. 49-68.

Türkçe özeti: "Yenişehirde Seyyid Mehmed Dede Zaviye-Camii.XrV.Yüzyıl Türk

Mimarisi Hakkında Araştırmalar",(yukarıdaki cilde ek olarak

yayınlanan:Makalelerin Türkçe özetleri kitabında,sayfa numarası

konmamıştır.Dördüncü sıradadır.), Đstanbul: Đ.Ü. Sanat Tarihi Enstitüsü yayını, S:l.

"Âli Saim Ülgen (1913-1963)", Türk Kültürü , C.I, S:6, Nisan , s. 24-28.

Page 215: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

196

"Kültür Eserlerimiz Olarak Eski Eserler ve Bunların Korunması", Türk Kültürü ,

C.1,S:7,Mayıs, s. 37-40.

"Kanunî Sultan Süleyman Devrinde Türkiye'de Avrupalı bir Ressam Flensburg'lu

Melchior Lorichs" ,Türk Kültürü,C. I, S: 10 ,Ağustos ,s. 36-45.

"Üsküp'de Türk Devri Eserleri" ,Türk Kültürü , C.D, S:l, Eylül ,s. 20-30.

"Atatürk ve Eski Eserler", Türk Kültürü, CH, S: 13, Kasım, Atatürk Sayısı, s. 100-

108.

"Eski bir Türk Karikatürü", Türk Kültürü , C.H, S: 14 , Aralık , s. 73-77.

"Les Bedestens dans l'architecture turque" , II. Congresso Internazionale di Arte

Turca, Venezia ,1963, s. 35-39.

"Two mosaic pavements from Bithynia" ,Dumbarton. Oaks Papers , C. XVII, s.

373-383.

(Ek olarak 10 adet levha)

1964

"Bir Elyazmalar Bülteni ve bu Münâsebetle Bizde de Böyle bir Bültenin

Yayınlanma-sının Lüzumu Hakkında" , Şarkiyat Mecmuası, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat

Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü ,C.V, s. 61-70.

"Bir Yıldönümü Dolayısıyla Türkiye'de Üniversite", Türk Kültürü ,Ocak , s. 12-17

Page 216: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

197

"Une Novelle Hypothese sur une Mosai'que de Sainte Sophie â Đstanbul" ,Actes du

XII Congres des Etudes Byzantines (Ochrid 10-16 Septembre 1961), Beograd , C.

3 ,s. 99-101.

"Alexios Apocauque et l'Eglise Byzantine de Selymbria (Silivri)" ,Byzantion ,

C.XXXIV,S: 1, Hommage a Silvio Giueppe Mercati, s. 77-104.

"Đznik'de Đstanbul Kapısının Medusa'ları" ,Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu

Belleteni, S:269 , Haziran , s. 14-16.

"Arslanhane ve Civarının Arkeolojisi" , Đstanbul Arkeoloji Müzeleri Yıllığı , C.XI-

Xn, s. 23-33.

Fransızcası: "Sur l'Archeologie de l'Edifice dit Arslanhane et de Ses Environs

(resume)",s. 141-146. (levhaların numarası IV-IX)

"Atik Ali Paşa Camiinin Türk Mimarî Tarihindeki Yeri", Tarih Dergisi, Đstanbul:

Edebiyat Fakültesi, CJOV, S: 19, Mart ,s. 99-114. (ek Vin levhada 17 resim

bulumaktadır)

"Svilengrad'da Mustafa Paşa Köprüsü (Cisr-i Mustafa Paşa)", Belleten, Ankara:

TTK, C. XXVEI, S: 112, Ekim, s. 729-752.

Đngilizce özeti: "The Bridge Mustafa Pasha in Svilengrad (Bulgaria) Cisr-i Mustafa

Paşa" s. 753-756. ( Vin levha 8 resim ve 2 fotokopi bulunmaktadır)

1965

"Bizans Devrinde Edirne ve Bu Devire ait Eserler", Edirne - Edirne'nin 600. Fethi

Yıldönümü Armağan Kitabı, Ankara: TTK, C.VII ,Seri-Sa. 46., s. 39-76.

Page 217: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

198

"Ohri'nin Türk Devrine ait Eserleri" .Vakıflar Dergisi ,C.VI, s. 137-145.

"Les Eglises Byzantines d'Đstanbul du IXe au XVe siecle", Corsi di Studi

Ravennati e Byzantine ,C.VII, s. 109-163.

"Fetihten Sonraki Đstanbul'daki Kiliselerin Durumu" , Türk Yurdu ,Yıl: 54 ,C. IV ,

S: 308 , s. 33-34.

"Turizm ve Eski Eserler" ,Türk Yurdu, S: 308 , s. 4-5.

"Defineciliğe Dair" ,Türk Yurdu, S: 316, s. 7-9.

"Đstanbul'un Mahalle ve Semt Adları Hakkında bir Deneme", Türkiyat Mecmuası

,Đstanbul:Đ.Ü.,C.XIV ,( basımı 1965), s. 199-216.

"Sultaniye - Karapınar'a Dâir", Tarih Dergisi , Đstanbul : Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi,

C.XV, S:20 ,Mart, s. 117-139, (ek XVI levhada 31 adet resim ve plân

bulunmaktadır.)

"Reşid Safvet Atabinen (1884-1965)", Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu

Belleteni, S: 276-279 ,Ocak-Nisan , s. 4-5.

"Les Bedesten's dans I'Architecture Turque", Attı del Secondo Congresso

Internazionale di Arte Turca, Napoli, s. 113-117.

Page 218: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

199

1966

"Konya ile Sille Arasındaki Akmanastır. Manâkib al-'arifinde'deki Deyr-i Eflâtun",

Şarkiyat Mecmuası , Đstanbul : Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü ,C.VI ,s.

135-160. (ek olarak verilen XII levhada 17 tane resim ve kroki bulunmaktadır)

'Trabzon yakınındaki Meryem Ana (Sumela) Manastın. Arkeolojik ve Tarihî Değeri

ile Bugünkü Durumu Hakkında bir Araştırma" , Belleten, Ankara: TTK,C. XXX, S:

118, s. 243-264. (ek olarak verilen XX levhada 25 resim bulunmaktadır)

"Eine Senmunvenreilef auf einem Turm der Stadtmauer von Đstanbul", Tortoulae

Studien zu altchristlichen und byzantinischen Monumenten, s. 110-119. (levhalar,

27-28)

"Đstanbul Tarihçeleri ve Eserleri, Mehmet Ziya Bey", Đstanbul Belediyesi Dergisi,

S: 39, s. 12-13,29.

"Büyük Balık Küçük Balığı Yutar" ,Türk Etnografya Dergisi, C.Vn-Vm ,1964-

1965, s. 5-7.

(ek olarak verilen XV levhada 4 tane resim bulunmaktadır)

"Kırşehir'de H. 709 (1310) Tarihli Tasvirli bir Türk Mezar Taşı. Anadolu'da Tasvirli

Mezar Taşları Hakkında Araştırma", Reşid Rahmeti Arat Đçin, Ankara: Türk

Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay., S: 19, s. 208-223.

Almanca özeti: "Ein H.709 (1310) Datierten Türkischer Grabstein Mit

Menschendarstellung in Kırşehir, Eine Studie Türkischer Bildegrabsteine in

Anatolien", s. 224-243.

Page 219: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

200

1967

"Kaybolmuş bir Tarihî Eser. Şeyh Murad Mescidi", Tarih Dergisi, Đstanbul :

Đ.Ü:Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, C.XVII, S: 22 ,1967, s. 111-130.

"Varna ile Balçık Arasında Akyazılı Sultan Tekkesi", Belleten, Ankara: TTK, C.

XXXI, S :1, 24 Ekim , s. 551-592.

(ek olarak verilen XXII levhada 30 tane resim bulunmaktadır.) Đngilizcesi :"The

Tekke of Akyazılı Sultan between Varna and Balchic (Bulgaria)", s. 593-600.

"Akmanastır (S. Chariton) in der Nâhe von Konya und die Hohlenkirchen von Sille",

Poychordia-Festschrift Franz Dölger zum 75 Geburtstag, Amsterdam, G.2 ,s.

162-185.

"1961 Doğu-Trakya'da yapılan bir tetkik Gezisinden notlar(özet)",Türk Tarih

Kongresi, C.VI, Ankara, 20-26 Ekim, s.206.

"Tarihi Vesika olarak Eski Resim, Gravür ve Fotoğraflar(özet)", Kongreye sunulan

bildirler,Ankara,s. 585-586.

1968

"Yunanistan'da Unutulmuş bir Türk Eseri" , Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, C.I,

S: 5, Şubat, s. 67-73.

"Auszug aus einem vürdigenden Bericht des Professors Dr. Phil. Semavi Eyice,

Đstanbul über Dr. Dethier", Kerpener Heimatblatter, 15 Jahr., VI, Heft 1 , April , s.

308-312.

Page 220: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

201

"Atatürk'ün Büyük bir Tarih Yazdırma Teşebbüsü: Türk Tarihinin Ana Hatları"

Belleten , Ankara: TTK, C.XXXH, S: 128, s. 509-526.

"La ruine byzantine dite "Üçayak (=Utch-aiak) pres de Kırşehir en Anatolie centrale

un monument architectural de la fin du Xe ou du XI6 siecle", Cahiers

ArcheoIogiques, C.XVffl, s. 137-155.

1969

"Đşkodra'da Kurşunlu Cami", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S: 17 , Şubat, s. 73-

76.

"II. Bayezıd Devrinde Davet Edilen Batılılar (Arnold von Harff, Leonardo da Vinci,

Michelangelo)" , Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S: 19 , Nisan, s. 23-30.

"Hanköyü'nde Hüsrev Paşa Camii. Sultan IV. Murad'ın Sadrâzamı Hüsrev Paşa'nın

bir Eseri" ,Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, 23 Mart , s. 179-204.

"Çorum'un Mecidözü'nde Âşık Paşaoğlu Elvan Çelebi Zaviyesi", Türkiyat

Mecmuası, Đstanbul: Đ.Ü.Türkiyat Enstitüsü ,C.XV, 1968, s. 211-244. Almanca özeti:

"Die Zaviye des Elvan Çelebi, Sohn von Aşık Paşa in Mecitözü bei Çorum" s. 245-

246. (ek olarak verilen XVI levhada 35 tane resim bulunmaktadır)

"Anadolu ve Đstanbul'da Lahit Biçimindeki Rölik Mahzafalar", Đstanbul Arkeoloji

Müzeleri Yıllığı, S:15-16, s. 97-114.

Fransızcası: "Reliquaires en forme de sarcophage en Anatolie et a Đstanbul", s. 127-

145.

Page 221: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

202

"Trakya'da Bizans Devrine ait Eserler" Belleten, Ankara:TTK C.XXX, S: 131

.Temmuz , s. 325-358.

Fransızcası: "Recherches d'archeologie byzantine en Thrace" ,s. 358.

"La verrerie en Turquie de l'epoque turque" ,Annales ive Congres Internationales

du Verre, Liege , s. 162-182.

1970

"Le Monastrere et la source sainte de Midye en Thrace Turque", Cahiers

Archeologique ,C.XX , s. 47-62. (Nicole Thierry ile beraber ;N. Thierry'nin yazısı s.

63-76 arasındadır.)

"Elçi Hanı" , Tarih Dergisi , Đstanbul Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, S: 24 ,Mart ,s. 93-

130.

'Trakya'da Đncecik'de bir Tabhaneli Cami", Tarih Enstitüsü Dergisi, Đstanbul :Đ.Ü.

Edebiyat Fakültesi, S: 1 , Ekim, s. 171-196. (ek olarak verilen XVI levhada 27 tane

resim bulunmaktadır.)

"Trabzon"/Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni ,C25, S: 304, Ocak-

Mart,s.7-ll.

"Avrupalı bir Ressamın Gözü ile Kanunî Sultan Süleyman, Đstanbul'da bir Safevî

Elçisi ve Süleymaniye Camii. Kanunî Sultan Süleyman'ın Portreleri Hakkında bir

Deneme", Kanunî Armağanı, Ankara: Türk Tarih Kurumu , s. 129-170. (VII. seri-

Sa. 55) (ek olarak verilen levhada 39 tane resim bulunmaktadır

"Bursa Kaplıcalarını Đlmî bakımdan ilk Olarak Đnceleyenlerden Dr. Bernard ve Eseri"

, Tıp Fakültesi Mecmuası, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi,C.XXXm ,s. 485-495 .

Page 222: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

203

1971

"Monuments byzantins anatoliens inedits ou peu connu", Corsi di Cultura sull'Arte

Ravennati e Bizantina, Ravenna , C.XVm ,s. 275-292 .

"Les monuments byzantins de la Thrace Turque", Corsi di Cultura sull'Arte

Ravennati e Bizantina, Ravenna , C.XVm , s. 293-308

"Les monuments chretiens de Karadağ", Corsi di Cultura sull'Arte Ravennati e

Bizantina, Ravenna , C.XVm, s. 315-355 .

"Anadolu'da Orta Asya Geleneklerinin Temsilcisi Olan bir Eser: Boyalıköy

Hanikahı" , Türkiyat Mecmuası, Đstanbul :Đ.Ü. Türkiyat Enstitüsü, C.XVI, s. 39-56.

Fransızca: Une monument anatolien qui represente les traditions asiatiques:

le'Hanikah' de Boyalıköy", s. 56. (ek olarak verilen XVII levhada 29 tane resim,plan

ve kroki bulunmaktadır)

"Kırşehir'de Karakurt (Kalender Baba) Ilıcası", Tarih Enstitüsü Dergisi, Đstanbul:

Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S: 2 , Ekim ,s. 229-254.

(ek olarak verilen XII levhada 23 tane resim ve kroki bulunmaktadır)

"Baltaoğlu Süleyman Bey'in kılıcı", Tarih Dergisi, Đstanbul:Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi

,S:25,s. 163-178.

(ek olarak verilen VDI levhada 9 tane resim bulunmaktadır)

"Konya'nın Âlaeddin Tepesinde Selçuklu Öncesine Âit bir Eser: Eflâtun Mescidi"

Sanat Tarihi Yıllığı JV, 1970-1971, s. 269-302.

Fransızca özet: "Un monument preseldjoucide de Konya: La mosquee d'Eflâtun

(Platon), la soi-disant eglise d'Amphilikios".(Sayfa numarası belirtilmemiş) (metin

dışı 26 adet resim)

Page 223: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

204

"Celal Esad Arseven (1875-1971)" ,Önasya , S: 75, s. 4-5.

"Kanunî Sultan Süleyman'ın yeni bir Portresi" , Belleten, Ankara: TTK, C.XXXV,

S: 138, s. 213-215.

1972

"Celâl Esad Arseven (1875-1971)" , Belleten, Ankara: TTK , C:XXXVI, S: 142 ,

Nisan, s. 173-201. (Almanca özet,s.202)

"Anadolu Selçuklu Sanat Çalışmalarının Başlangıcında Đki Yabancı: Clement Huart

ve Friedrich Sarre" ,Türkiyat Mecmuası, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi Türkiyat

Enstitüsü, C: XVII, s. 133-148.

"Đstanbul'un ortadan Kalkan Bazı Tarihî Eserleri I. Çobançavuş, Adilşah Kadın, Hoca

Teberrük, Revanî Çelebi ve Yayla Camileri", Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat

Fakültesi, S: 26 , Mart, s. 129-146. (ek olarak verilen XX levhada 38 tane plan ve

kroki bulunmaktadır)

"Ankara'nın Eski bir Resmi. Tarihî Vesika Olarak Resimler. Ankara'dan Bahseden

Seyyahlar", Atatürk Konferansları, CJV, s. 61-124.

(ek olarak verilen XLÜ levhada 62 tane resim,fotoğraf ve kroki bulunmaktadır)

1973

"Tarihî Đki Olayla Đlgili Đki Gravür", Tarih Enstitüsü Dergisi, Đstanbul: Î.Ü.Edebiyat

Fakültesi ,S: m, s. 31 l-318.(ek 2 levha)

Page 224: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

205

"Sultan Cem'in Portreleri Hakkında" ,Belleten , Ankara:TTK ,C.XXXVII, S: 145

,Ocak, s. 1-49.

(ek olarak verilen XXIX levhada 35 tane resim bulunmaktadır)

"Prof. Albert-Louis Gabriel (2.8.1883-23.12.1972)", Belleten, Ankara: TTK,

C.XXXVm, S: 147 , Temmuz, s. 321-363. (ek olarak verilen XHI levhada 22 tane

resim bulunmaktadır)

"Tuzla'nın Değirmenaltı Mevkiinde bir Bizans Kalıntısı", Sanat Tarihi Yıllığı, C.

V ,s. 27-52.

Fransızca özet: "Une ruine byzantine a l'endroit dit Değirmenaltı pres de Tuzla", s.

77-78.

"S. Lucien, disciple de S. Lucien d'Antioche a propos d'une inscription de Kırşehir

(Turquie)", Analecta Bolandiana-Revue Critique d'Hagiographie, C. 91, S:3-4, s.

363-377.

(J. Noret ile birlikte)

"Sincanlı'da Sinan Paşa Đmareti", Vakıflar Dergisi, C. X, s. 303-306.

"Đstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarihî Eserleri II. Bostan Camii, Kızlarağası Abbas

Ağa Hamamı, Çukurçeşme Hamamı, Kasım Ağa Mescidi", Tarih Dergisi, Đstanbul:

Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi,S: 27 ,s. 133-178. (ek olarak verilen XXII levhada 40 tane

resim bulunmaktadır)

'Türkiye'de Bizans Sanatı Araştırmaları ve Đstanbul Üniversitesinde Bizans Sanatı",

Cumhuriyetin 50. Yılına Armağan, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, s. 375-428.

"La fontaine et les citernes byzantines de la citadelle d'Afyonkarahisarı",

Dumbarton Oaks Papers, S: XVm, s. 303-307.

Page 225: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

206

1974

"Trakya'da Meydan Şadırvanları" , Mansel'e Armağan-Melanges Mansel,

Ankara:TTK, s.831-845.

(Ek metin olarak verilen resimler 3.cilt s.279-294'dedir.)

"Ortaçağ Đçinde Bizans Sanatının Yeri", SED Sanat-Edebiyat, C.I, S: 1 ,s. 9-15.

'Türk Kapılarının Madenî Süsleri" , Sanat Dünyamız , S:l , Mayıs, s. 20-29.

Đngilizce özet: "Metal door ornaments".

"Tarihî mezarlardan Notlar", Tarih Enstitüsü Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat

Fakültesi, s. 291-334.

"Uluslararası XVIII. Yüzyıl mimarisi ve Vanvitelli'yi Anma Kongresi" , Belleten

Ankara:TTK ,C38, s. 347-348.

"Piyale Paşa Camii Çini alınlıkları ve bir Eski Eser Hırsızı" , Çağrı, S: 202 ,Kasım, s.

7-8.

"Ayazin Kaya Kiliseleri Hakkında bir Açıklama" , Pirelli , C.XI, S: 122 ,Kasım, s.

10-11.

"Tahsin Öz (1887-1973)", Belleten, Ankara: TTK ,C. XXXVIII, S:152 , Ekim , s.

709-732.

( ek 4 resim ile Mahmut H. Şakiroğlu ile birlikte: 'Tahsin Öz Bibliyografyası", s. 733-

749.)

"Kıbrıs'ın Tarihi ve Türk Eserleri" ,Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu

Belleteni, C.44, S: 323 ,Ekim-Kasım ,s. 2-17.

Yabancı dilde de yayımlanan nüshalardan;

Page 226: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

207

Đngilizcesi: "The History of Cyprus and the Turkish monuments there" ,s. 2-17.

Almanca : "Die Geschichte Zyprens und seine Türkischen Bauwerke" ,s. 2-24.

Fransızca: "Histoire de Chypre et de ses oeuvres de la periode Turque".

1975

"Bizans Devrinde Boğaziçi Hakkında Bazı görüşler", Đstanbul Boğazı ve Çevresi

Sorunları Sempozyumu (12-15 Kasım 1973), Đstanbul, s. 118-127.

"Sofya Yakınında Dıtiman'da Gaazî Mihaloğlu Mahmud Bey imâret-câmii",

Kubbealtı Akademi Mecmuası ,C.IV, S:2 , Nisan, s. 49-61.

"Anadolu'da Karamanlıca Kitabeler (Grek Harfleriyle Türkçe Kitabeler)", Belleten,

Ankara: TTK, C.XXXIX, S: 153, Ocak , s. 25-48.

"Uluslararası Balkanlar'da Ortaçağ Camcılığı Sanatı Konferansı" , Belleten,

Ankara: TTK , C:XXXIX, S: 153, Ocak, s. 197-199.

"Divriği'de Ulucami" , Đlgi, CJX, S:20 , Mayıs ,s. 7-12.

"Bertrandon de la Brodquiere ve Seyahatnamesi (1432-1433)", Đslâm Tetkikleri

Enstitüsü Dergisi, ĐstanbullÜ.Edebiyat Fakültesi,C.VI,S:l-2 ,s. 85-126.

"Ihlara Vadisi", Đlgi, CJX, S:21 , Eylül , s. 17-23

"Tarihte Bolu" ,Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, S:47-326,Mayıs-

Haziran , s. 2-14.

"Aramızdan Ayrılan bir Đstanbul Tarihçisi-Reşat Ekrem Koçu" , Pirelli, C.XIII, S:

134 , Kasım , s. 8-9.

Page 227: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

208

"Le Baptistere de Sainte Sophie d'Đstanbul", IX. Congresso Internazionale di

Archeologıa Crisitana, 21-27 Settembre , Communicazione, Cittâ del Vaticano, s.

15.

"Đstanbul Arkeoloji Müzesi'nde Bizans-Türk Çeşmesi" , Belleten, Ankara: TTK, C.

XXXIX, S: 155 ,1975, s. 429-444,

( ek olarak verilen XXVIII levhada 51 resim bulunmaktadır.)

Đngilizce özeti: 'The Byzantine-Turkish Fountain in the Archaeological Museum of

ĐstanbuĐ" s. 445-446.

"Đstanbul'da Eski Resimler Koleksiyonu ve Arşivi Kurulması Büyük bir Kültür

Hizmeti Olacaktır", Milliyet Sanat Dergisi ,S:180 ,16 Nisan ,s. 10-12.

"Tarihte Haliç" ,Haliç Sempozyumu, 10-11 Aralık, s. 263-287.

(Metni tamamlayan 20 adet resim, s. 289-307.)

'Türk Sanatında Şebekeler (Parmaklıklar)", Sanat Dünyamız, C.n, S: 6,Ocak, s.

32-39.

Đngilizcesi: "Grills and Lattice Work in Turkish Art" s. 40-41.

'Türkiye'de Bizans Mimarisi Hakkında Araştırmaların Kısa Tarihçesi (Đkinci Dünya

Savaşına Kadar)", Sanat Tarihi Yıllığı, , Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi

Bölümünün 30. Kuruluş Yıldönümü Sayısı, C.VI ,1974-1975 , s. 453-469

1976

'Türk Trakya Araştırmalarının Öncüsü: Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel (1905-

1975)", Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat

Fakültesi ,S:4-5, 1975-1976, s. 301-330.

Page 228: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

209

"Mimar Sinan", Đlgi, C.X, S:23 , Mayıs ,s. 15-23.

Đngilizcesi: "The Architect Sinan".

"Tarihî Zenginlikleriyle Silifke Yöresi" jlgi ,C.X,S:24 ,Eylül ,s. 6-11.

Đngilizcesi: "An Archaeological Treasure House: The Silifke-District"

"Aramızdan Ayrılan bir Değer. Tarihçi ve Folklorist Reşat Ekrem Koçu", Türk

Folklor Araştırmaları, Yıl: XXVII, S: 322 ,Mayıs, s. 7641-7643.

"H Râköczi Ferenc'den Hatıralar", Türk-Macar Kültür Münasebetleri Işığı

Altında II. Rakoczi Frenç ve Macar Mültecileri Sempozyumu (31 Mayıs-3

Haziran 1976), Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, s. 68-100.

"Das byzantinische Kaiserreich Einflüsse Anatoliens und des Nahen Ostens", Das

Parlament-Die Woche im Bundeshaus-Auf Politik und Zeitgeschichte, 26 Jhg. 50

,11 Dezember , s. 12-13.

1977

"Rum Harfleri ile Türkçe (Karamanlıca) bir Nevşehir Salnamesi (Yıllığı)",

Fındıkoğlu Armağanı, Đstanbul: Đ.Ü. Đktisat Fakültesi yayını, s. 77-97. (ek olarak

verilen 4 adet resim s.99-102 arasındadır)

"Trebenna" ,Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni,C. 58,S:337, Mart-

Nisan , s. 23-27.

"Kritobulos ve Eseri" ,Kubbealtı Akademi Mecmuası ,C.VI, S:3 ,Temmuz ,s. 12-

21.

"Sanat Tarihi Bilimi, Sanat Tarihçisi ve Yurdumuz", Sanat Tarihi,C. I, S:l, Nisan ,

s.2.

Page 229: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

210

"Bir Türk Elçisinin Portresi" ,Belleten, Ankara:TTK, C. XLI, S: 163 /Temmuz , s.

555-563.

( ek 98 resim ile birlikte.)

"Silifke Çevresinde Đncelemeler: Kanlıdivan (=Kanytellys=Kanytelideis)

Basilikaları (Bir Önçalışma)", Anadolu Araştırmaları ,C.IV-V ,(1976-1977) ,s. 411-

441. (Ek olarak verilen XVII levhada 28 resim ve plan bulunmaktadır.)

1978

"Karaman-Silifke Yolu Üzerinde Alacahan Manastırı", Türkiyemiz ,C.VHI, S:24,

Şubat ,s.4-13. Đngilizcesi: "The Monastery of Alacahan", s. 83-84.

"Arkeoloji ve Sanat Tarihi Hakkında", Arkeoloji ve Sanat,C. I, S:l , Nisan-Mayıs, s.

5-7.

"Bafa Gölü ve Herakleia" , Đlgi, S: 26, Nisan , s. 9-13.

"Kapu Ağası Hüseyin Ağa'nın Vakıfları" , Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Araştırma Dergisi Özel , S: 9, in Memoriam Prof. Albert Louis Gabriel, s. 202-246.

"Silifke Dolaylarında Araştırmalar", Belleten, Ankara: TTK, C.XLIL S:165, s.169-

170.

"Vikingler Đstanbul'da" ,Yıllarboyu Tarih, S: 4, Temmuz ,s. 10-13.

"Arkeolog Lawrence" ,Yıllarboyu Tarih , S:5, s. 12-13.

Page 230: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

211

"Anadolu Arkeoloji Tarihinden Portreler 1. Gertrude Bell (14. VD. 1868-12. VH

1926)", Arkeoloji ve Sanat ,C.I, S:2 ,Temmuz-Eylül ,s. 7-10.

"Đstanbul'u Sevenler Birleşiyor (Đstanbul Şehri Muhibler Cemiyeti)", Yıllarboyu

Tarih, S: 6, Eylül, s. 47-49.

"Đstanbul'un Altında Đkinci bir Đstanbul var", Yıllarboyu Tarih , S: 9, Aralık, s. 38-

41.

"Tarihde Küçükçekmece", Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Đstanbul:

Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S: 6-7 , (1977-1978), s. 57-120.

"Tarihte Küçükçekmece",Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, C.62,

S:341 , Mart-Haziran, s. 2-10.

"La baptistere de Saint Sophie d'Istanbul" , Atti del I Congresso Internazionale di

Archeologia Cristiana Roma , 21-27 ,(settembrel975), Roma ,C. 2, s. 257-273

"Silifke ve Çevresinde Topraküstü Arkeoloji Araştırmaları", Arkeoloji ve Sanat ,C.I,

S:3, Ekim-Aralık ,s. 33.

"Arkeoloji ve Sanat Tarihi Hakkında", Arkeoloji ve Sanat, C.I, S:l ,Nisan-Mayıs,

s.7.

1979

"Rölik Mahfazaları Hakkında bir Kitap ve bu Münasebetle Anadolu'dan Bazı Rölik

Mahfazaları", Sanat Tarihi Yıllığı ,Đstanbul:Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi ,C.Vffl, s. 57-81.

Page 231: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

212

"Encore une fios l'eglise d'Alexis Apocauque â Selymbria (Silivri)", Byzantion

,C.XLVm, S:2 , 1978, s. 406-416.

"Les Basiliques byzantines d'Istanbul" , Corsi di Cultura sull'Arte Ravennate e

Bizantina, C. XXVI, Ravenna , s. 91-113.

"Les eglise byzantines â plan central d'Istanbul", Corsi di Cultura sull'Arte

Ravennate e Bizantina, C. XXVI, Ravenna ,s. 115-149.

"Uluğ Đğdemir ve Belleten", Belleten, Ankara:TTK, C.XLm, S: 170 , Nisan, s. 393-

396.

"Goleşti (Romanya)da Küçük bir Türk Hâtırası-Alemdar Mustafa Adına H. 1221

(1806) Tarihli Bir Kitabe", Tarih Dergisi, ĐstanbuhĐ.Ü.Edebiyat Fakültesi, C.XXXH,

Ord. Prof. Đsmail Hakkı Uzunçarşıh Hâtıra Sayısı, s. 373-380 .

"Edirne'de Selimiye",Sanat Dünyamız, Đstanbul.YKY, C.VI, S: 17, s.10-15.

Đngilizcesi: "The Selimiye Mosque at Edirne" , s. 16-17.

"Testimonianze Genovesi in Turchia" , II Veltro ,C.XXHI, S:2-4,s. 61-74.

"Mimar Kasım Hakkında", Belleten , Ankara: TTK, C.XLIH, S: 172, Ekim,s. 767-

808.

"Byzantinische Wasserversorgungsanlagen in istanbul" Leitchtvveiss Institut für

Wasserbauten Technischen Universitât-Brausnchvveig-Mitteilungen, Heft 64, 16

sayfa.

"La Basilique de Canbazlı en Cilicie", Zographe-Revue d'Art Medievale X, in

Memoriam Prof. Radojcic Beograd, s. 22-29.

Page 232: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

213

"L'Architettura Turca del Secolo XVIII e lo stile Neoclassico nell'Arte Turca",

Luigi Vanvitelli e ĐP700 Europeo, Atti del Congresso Intemazionale di Studi,

Napoli 5-10 ,novembre 1973, Napoli 1979, s. 421-432.

(ek olarak 25 resim 113-125 levhalar arasındadır)

1980

"Silifke ve Dolaylarında Yapılan Topraküstü Arkeolojik Araştırmalar Raporu

(1978)", Belleten , Ankara: TTK,C. XLIV, S: 173, Ocak ,s. 111-121

"Silifke ve Dolaylarında Yapılan Topraküstü Arkeolojik Araştırmalar Raporu ",

Belleten , Ankara: TTK, C. XLIV, S: 173, Ocak, s. 122-124.

"Die Basiliken von Kanlıdivan (Kanytelideis-Kanytelleis)", Zeistchrift der

Morgenlandischer Gesellschaft, Supplementband IV, XX. Deutscher

Orientalistentag 1977 in Erlangen "VViesbaden, s. 448-491.

"Osmanlı Devri Hassa Mimarbaşılanndan Kasım Ağa" , Birinci Millî Türkoloji

Kongresi, 6-9 Şubat 1978, Đstanbul, s. 453-466.

"Çanakkale Boğazı Kalelerinin XVI. yüzyılda Đtalya'da Basılmış Gravürleri" ,

Bedrettin Cömert'e Armağan , Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve Đdari

Bilimler Fakültesi Beşeri Đlimler Dergisi, s. 257-275

"Byzantine Art in Turkey", The Art and Architecture of Turkey, editör Ekrem

Akurgal, Oxford, s. 48-79. ( ek resimler ve bibliyografya s. 249-251 de

bulunmaktadır.)

"Rize Yakınında Zil Kalesi" , Đlgi, C.XIV, S:30 , Kasım, s. 20-23.

Page 233: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

214

"Anadolu'da Karamanlıca Kitabeler II (Grek Harfleriyle Türkçe Kitabeler)",

Belleten, Ankara:TTK, C. XUV, S: 176 ,Ekim , s. 683-696. (ek olarak verilen 4

levhada 9 resim bulunmaktadır)

"Tarih Đçinde Đstanbul ve Şehrin Gelişmesi", VII .Atatürk Konferansları, 1975, s.

89-182.

"Edirne Saat Kulesi ve Üzerindeki Bizans Kitabesi", Güney-Doğu Avrupa

Araştırmaları Dergisi, Đstanbul: LÜ.Edebiyat Fakültesi, S: 8-9 s. 1-14.

"Trakya Araştırmacılarından: Feridun Dirimtekin (1894-1976)", Güney-Doğu

Avrupa Araştırmaları Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S: 8-9 , s.259-281.

(ek olarak 3 resim)

1981

"Đstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarih Eserleri HI -Papasoğlu Mescidi, Ömer

Efendi Namazgahı, Nevşehirli Đbrahim Paşa Mektebi ve Sebili", Tarih Enstitüsü

Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S:X-XI ,1979-1980, s. 195-238.

"Osmanlı Devri Türk Yapılarında Damgalı Tuğlalar" ,Sanat Tarihi Yıllığı,

Đstanbullu. Edebiyat Fakültesi, S: IX-X, 1979-1980, s. 155-160.

"XVIII. Yüzyıl Türk Sanatı ve Mimarisinde Avrupa Neo-Klasik Üslubu" ,Sanat

Tarihi Yıllığı, Đstanbullu. Edebiyat Fakültesi,S: EX-X ,s. 163-175.

"Silifke ve Çevresinde Đncelemeler: Elaiussa-Sebaste (=Ayaş) Yakınında Akkale"

VIIL Türk Tarih Kongresi, Ankara 11-15 Ekim 1976. Kongreye Sunulan

Bildiriler, C.2, Ankara 1981, s. 865-886.

Page 234: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

215

"Atatürk'ün Doğduğu Şehir Selanik 1881", Đlgi, S: 31 , Mayıs , s. 2-8.

"Atatürk ve Tarih", Đlgi, S: 31 , Mayıs , s. 24-27. "Tekfur Sarayı" , Đlgi,

S:32 Kasım , s. 34-37.

"Atatürk'ün Doğduğu Yıllarda Selanik" ,Doğumunun 100. Yılında Atatürk'e

Armağan, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, s. 461-518.

"Friedrich Barbarossa'nın Üçüncü Haçlı Seferi ve Konya Savaşı ile Sibilia ve Mavga

Kaleleri" , Selçuklu Araştırmaları Dergisi, S: V-VI, s. 151-178.

"Einige byzantinische Kleinstâde im Rauhen Kilikien" ,150 Jahre Deutsches

Archaeologisches Institut ,1829-1979, Mainz , s. 204-209. (levha 81-89).

1982

"Đstanbul'un Tarih Boyunca Gelişmesi ve Korunması Gerekli Kültür Değerleri" ,1.

Đstanbul Sempozyumu ,28 Mayıs, Đstanbul, s. 89-96.

"Un site byzantin la Cilicie: Öküzlü et ses Basiliques", Rayonnement Grec.

Hommage â Charles Delvove, Bruxelles, 1982 s. 355-367. (levhalar 37-38)

"Đstanbul'un en eski Bizans Kilisesi: Imrahor Đlyas Bey Camii" , Đlgi ,C. XVI, S:33

Mayıs, s. 28-31.

Page 235: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

216

"Amasra", Đlgi, C. XVI, S:34, Eylül, s. 9-16,

"Đstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarihî Eserleri IV", Prof. Tayyib Gökbilgin'in

Hatırasına Armağan, Đstanbul: Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü , S: 12, 1982, s.

841-886.

"Ölümün Yüzüncü Yıldönümünde Đstanbul Arkeoloji Müzesinin ilk Kurucularından

Dr. Philippe Anton Dethier (1803-1881)", Arkeoloji ve Sanat, S: 16-17, s. 21-24.

"J. Von Hammer-Purgstall ve Seyahatnameleri Hammer'in Tarihi Coğrafya,

Topografya ve Sanat Tarihine Hizmeti.", Belleten, Ankara: TTK, C.XLVI, S: 183,

Ekim , s. 535-550.

"Palazzo del comune des Genois â Pera (Galata)" ,Studia Turcologica Memoriae

Alexii Bombaci Dicata, Napoli, Isituto Universitario Orientale, s. 165-179. (ek

verilen VHI adet levhada 13 resim bulunmaktadır)

1983

"Ayasofya Vaftizhanesi Sultan I. Mustafa ve Đbrahim'in Türbesi Olan Yapı" ,

Atatürk Konferansları, C. Vm ,1975-1976, s. 139-162. Fransızcası: "La Baptistere

de Sainte Sophie. Resme", s. 163-174. (Cildin sonuna eklenen levhalar arasında I-

XXXIV arasında 53 resim, plan fotoğraf bulunmaktadır.)

"Byzance: sa gloire et sa chute" ,Forum-Conseil de l'Europe.

"Kasım Ağa, einer der Oberhofbaumeister der Osmanischen Zeit" , Materialia

Turcica ,1980 ,Bochum, s. 18-31.

"Binbirkilise. 1-Madenşehir" , Đlgi, S: 36, Mayıs ,s. 22-26.

Page 236: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

217

"Binbirkilise 2-Karaman yakınında Karadağ'da Değle Öreni" , Đlgi, S: 37, Eylül ,s.

22-25.

"Hadersdorfda Türk Taşlan. Belgrad'dan Viyana'ya Götürülen Kitabeler", Kaynaklar

, Ankara : Şekerbank Genel Müdürlüğü Yay., C, I, S: 1, Güz , s. 36-41.

"Sırp Đlimler ve Sanatlar Akademisi'nin Balkan Tetkikleri Enstitüsü Tarafından

Belgrad'da 7-9 Eylül 1982 Tarihlerinde Yapılan Uluslar arası Toplantılar Hakkında

Rapor", Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi , Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat

Fakültesi, S: X-XI, s. 253-262.

"Ayasofya Horologion'u ve Muvakkithanesi" ,Ayasofya Müzesi Yıllığı

(Cumhuriyetin 60. Yıl Özel Sayısı), C. 9, s. 15-24. (kitabın sonuna konulan levhalar

arasında 17 resim )

Đngilizcesi: 'The Saint Sophia Horologion and Clock Room", Annual of Ayasofya

Museum (Nr. 9)Summaries, s. 5-9.

"Die Byzantinische Kirche in der Nâhe des Yenişehir-Tores zu Đznik (Nikaia) (Kirche

C)" , Materialia Turcica,S: 7-8, Byzantino-Altaica, Festschrift für Hans-Wilhelm

Haussig ,s. 152-167.

"Đstanbul'un Bizans Su Tesisleri", ECA'dan Haberler ,s. 2-3.

1984

"Đstanbul'da Bizans Sanatı", Đstanbul'dan Göreme'ye Kültür Mirasımız, Đstanbul:

Milliyet Gazetesi, S: 10, s. 78.

Page 237: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

218

"Yurdumuzun ve Đstanbul'un Eski Eserleri Hakkında Düşünceler" ,Milliyet-Kültür

Mirasımızı Koruma Semineri- Bildiri Özetleri, Đstanbul, s. 99-103.

"Ekrem Hakkı Ayverdi'den birkaç Hatıra", Türk Edebiyatı, S: 128. (sayfa

numarası yoktur.Derginin E.H.Ayverdi'ye ayrılan bölümü içindedir.)

"Ekrem Hakkı Ayverdi ve Türk San'atı Tarihi" , Kubbealtı Akademi Mecmuası ,

C.Xm, S:3 , Temmuz ,s. 53-59.

"Đstanbul'da Sultan I. Mahmud Çeşmesi: Yok Olan Bir Sanat Eseri", Türklük

Bilgisi Araştırmaları, Journal of Turkish Studies 6,C.l ,1982 (basım 1984) ,

Orhan Saik Gökyay Armağanı ,s. 111-142 .

"Đznik I-Türk Dönemine Kadar", Đlgi, S: 39 , Haziran ,s. 10-15.

"Đznik H-Türk Dönemi", Đlgi, S: 40 , Ekim, s. 6-11.

"Đstanbul'daki ilk Telgrafhâne-i Âmire'nin Projesi (1855)", Tarih Dergisi Đstanbul:

Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, S: 34, (1983-1983), Prof. Dr. M. C. Sehâbeddin Tekindağ

Hâtıra Sayısı, s. 61-72.

"Vakıf Eserleri Hakkında Bazı Düşünceler" ,Vakıflar ,C.I, Đstanbul, s. 25-27.

"Vakıflar ve Sanat Tarihi" ,Vakıflar haftası, teksir bir konferans özetidir. 4 sayfa.

1985

"Đznik m-Türk dönemi", Đlgi, C.XLX, S:41 , Ocak , s. 8-12.

(metin içi resimlerle ilk 2 kısım n. 310-311.)

Page 238: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

219

"Đstanbul Türk Devrindeki Gelişmesi ve Koruma Çareleri", Đslâm mirasını

Koruma Konferansı (Bildiri Özetleri), 22-26 Nisan , Đstanbul, s. 63-68. (Ayrıca

Đngilizce ve Arapça özetlerde bulunmaktadır.)

"En Yaşlı Đstanbul Vatandaşı: Dikilitaş" , Đlgi, S: 42 ,s. 18-23.

"Bizantinolojinin Kurucusu Krumbacher'in 1884-1885'de Osmanlı Devleti'nde

Gördükleri" /Tarih ve Toplum, S: 23, Kasım , s. 57-63.

"Vakıf Sanat Ederlerinin Korunmasının Önemi", Vakıflar, S:II , Đstanbul ,13 sayfa.

"Über die byzantinischen Krankenhauser", Historia Hospitalium-Zeitschrift der

Deutschen Gesellschaft für Krankenhausengeschichte ,S:15, Aachen ,1983-

1984,s. 141-163.

"Yok Olan Đstanbul Sarayları ve Sarayların Yaşatılması Đçin Bazı Düşünceler",

T.B.M.M. Milli Saraylar Sempozyumu 15-17 Kasım 1984, Đstanbul(Yıldız

Sarayı/Şale): Türkiye Büyük Millet Meclisi Yay , s. 69-78.

1986

"Kağıthane-Sâdâbâd-Çağlayan", TAÇ ,Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini

Koruma Vakfı Yayını, C:I, S:l ,Şubat, s. 29-36.

"Đstanbul'un Camiye Çevrilen Kiliseleri", TAÇ, C:I, S: 1, Mayıs, s. 9-18.

"Bizans Hastanelerine Dâir" ,TAÇ, C.I, S: 3 , Eylül, s. 5-15.

"Aymeydanı'nda Đki Mezar ve Kaybolan bir Eski Eserin Hikâyesi" ,TAÇ , S:4 ,

Aralık, s. 7-12.

Page 239: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

220

"Sarayburnu Roma Sütunu: Gotlar Anıtı", Đlgi, S: 14 , s. 11-14.

"Rumelihisarı", Đlgi, S: 47 s. 16-23.

"Türke, Wehre Dich Kitabı Hakkında", Tarih ve Toplum, S: 36 , Aralık , s. 322-

324.

"Quelques Observations sur l'Habitat Byzantin en Turquie" ,Anadolu Araştırmaları,

C.X , Bahadır Alkım özel sayısı, s. 513-529.

Türkçe özeti: "Türkiye'de Bizans Dönemi Evleri Hakkında Notlar", s. 529-530

(XX ek levha ile.)

"Akkale in der Naehe von Elaiussa-Sebaste (Ayaş)", Studien zur Spaetantiken und

Byzantinischen Kunst-Festschrift Friedrich Wilhelm Deichmann

(Monographien des Römisch-Germanischen Zentralmuseums X), Mainz 1986, s. 63-

76,

(levhalar 15-18.)

1987

"Ay-Yıldız'ın Tarihi Hakkında", Tarih Enstitüsü Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat

Fakültesi , S:13 , 1983-1987(basımı 1987), Prof. Dr. Đbrahim Kafesoğlu Hâtıra

Sayısı, s. 31-66.

"Đstanbul'un Kaybolan Eski Eserlerinden: Fatma Sultan Camii ve Gümüşhaneli

Dergâhı", Đktisat Fakültesi Mecmuası, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi , C.43, S: 1-4

1984-1985 (basımı 1987), Prof. Sabri Ülgener'in Hâtırasına Özel Sayı, s. 475-511.

"Đstanbul'da Đhmal Edilmiş Tarihî bir Semt. Ayvansaray", TAÇ , C.2, S:5 , Nisan ,s.

33-49.

Page 240: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

221

"Đznik" , Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, C. I, S:I ,Kasım ,s. 65-116.

"Đstanbul Haliç'ten Doğdu... Haliç Đstanbul'u Boğdu", Ulusoy Magazin, C.I, S:3, 5

sayfa.

"XVI. yüzyılda Osmanlı Devletinin ve Đstanbul'un görünümü", II. Uluslar arası

Türk-Đslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi (28 Nisan-2 Mayıs 1986),

Đstanbul: Çağırılı Bildiriler ve Kongre Faaliyetleri, C.3, s. 49-66.

"Marmara Ereğlisi Bizans Kilisesi",TAÇ, C.n, S: 7, Kasım, s. 3-7.

"Mimar Sinan Yılına Girerken", Türk Edebiyatı, S: 170 , Aralık ,s. 23-24.

"I Blasoni Genovesi di Amasra", Quaderni di Đstanbul , Đstanbul:Đtalyan Kültür

Heyeti'nin Bologna'daki Capelli Yayınevi ile birlikte yayını, C.I, s. 5-27.

"<Türk Tarihinin Anahatları> üzerinde Đlk Hazırlıklar ve Çalışmalar", Belgelerle

Türk Tarihi Dergisi, S. 32 ,Ekim , s. 22-38.

1988

"Nuruosmanî Caddesindeki Bizans Sarnıcı", Sanat Çevresi, S: l II , Ocak , s. 22-24

"Kaybettiklerimiz: E. Tümgeneral Cevdet Çulpan (1898-1982)", Sanat Tarihi,

Đstanbul: Î.Ü.Edebiyat Fakültesi,C. XEI ,s. 215-218.

"Unutulmuş Bir Yazar: Sermet Muhtar Alus" , Şehir Kent Kültürü Dergisi, S: 17

/Temmuz, s. 56-61.

"Mehmet Ziya Bey" , Şehir, S: 18, s. 94-100.

Page 241: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

222

"G. Weber'in Ödemiş ve Birgi Hakkında Notları", Bülten Ödemiş'e Đlişkin

Araştırma ve Đncelemeler, S: 10, s. 51-53.

"Fatih Semtinin Tarihçesi", Fotoğraflarla Fatih Anıtları , Đstanbul: Fatih Belediyesi

,s. 5-15.

"Ricerche e scoperte nella regione di Silifke nella Turchia meridionale" ,Million-

Studi di Ricerche d'Arte Bizantina ,Roma, s. 15-33. (ek XXm levha)

"m Selimin Tekniğe Feda Ettiği Eser: Aynahkavak Sarayı" , Sanat Dünyamız ,

Đstanbul: YKY, S:37 ,s. 24-31.

"Mimar Sinan'ın Kaynakları" , Gösteri, Đstanbul: Hürriyet-Sanat ve Edebiyat Dergisi,

S:88, s. 6-10.

"Marmara'daki Đki Đskoç Şatosu", Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, C. I, S:2 ,

Nisan, s.25-34.

"Osmanlı Tarihinde Esrarengiz bir Düzmece Şehzade: Ahmet Nadir", Tarih ve

Toplum , S:55 /Temmuz , s. 9-13.

"Đstanbul'da Bizans Đmparatorlarının Sarayı: Büyük Saray", Sanat Tarihi

Araştırmaları Dergisi ,C.I, S:3 ,Eylül, s. 3-36.

"Bizans Mimarisi" ve "XVI. Yüzyılda Osmanlı devleti ve Đstanbul'un Görünüşü",

Mimarbaşı Koca Sinan Yaşadığı Çağ ve Eserleri , Đstanbul : Vakıflar Genel

Müdürlüğü -Türkiye Vakıflar Bankası, C.I, S: 45-51, s. 99-107.

"Yüzyıl önce Đstanbul'da çıkan Fransızca bir Dergi: La Revue Onentale ve Kurucusu

Adolphe Thalasso", Tarih ve Toplum ,C. 10, S: 59, Kasım ,s. 272-278,

Page 242: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

223

1989

"Alman Gezi Kulübü (Cemiyeti) ve Dergisi" ,Türsab-Turizm Dergisi, S:79 ,Nisan

,s. 62-64.

"Đstanbul'un ilk Turistik Rehberlerinden Timoni'nin Rehberi" ,Tarih ve Toplum,

S:67 /Temmuz , s. 13-17.

"Andre Chenier'in 'Doğduğu' Ev Hakkında", Tarih ve Toplum, S: 72 , Aralık , s. 52-

56.

"Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk Mimarisinin Gelişmesindeki Yeri", Sanat Tarihi

Araştırmaları Dergisi ,C.n, S:4, Nisan , s. 75-80.

"Đstanbul'un Bizans Su Tesisleri", Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi , C.TJ, S:5

Ağustos , s. 3-14.

"Kızkalesi. Korykos" , Đlgi, S:59 , Sonbahar s. 16-20.

"Sinan ve Gurbetteki Eserleri", Sızıntı -Aylık Fikrî-ahlakî-ilmî edebî dergi , Yıl: 10,

S: 120 ,Ocak , s. 482-487.

"Mimar Sinan'ın ihmal edilmiş ederi Ramazan Efendi camii (Hacı Hüsrev)", T. Đş

Bankası-Kültür ve Sanat Dergisi, C.I, S:2 , Nisan, s. 12-18.

"Mimar Sinan'ın Külliyeleri", VI. Vakıf Haftası, Đstanbul: Vakıflar Genel

Müdürlüğü, s. 169-177.

Page 243: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

224

1990

"Đstanbul'da kiliseden Çevrilmiş Camii ve Mescidler ve Bunların Restorasyonu" VII.

Vakıf Haftası, Ankara , s. 279-291.

"Quelques campements militaires de l'epoque Byzantine dans la region de Silifke"

,Armos I ,s.624-635.

"Đstanbul'da Sultan EL Beyazid Külliyesi", Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi,

S:8 , Ağustos ,s. 11-26.

"Eski bir fotoğrafın düşündürdükleri", Dragon Sanat Tarihi Gazetesi, S: I, Kasım,

s.2.

"Ayasofya'lar", Ayasofya Müzesi Yıllığı, S:l 1 , s. 1-17,

Đngilizcesi: The Other Ayasofyas, s. 18-37, s. 177-196.

"Bizans'ta ve Osmanlı devri Türk sanatında aydınlatmada Cam", I. Uluslar arası

Anadolu Cam Sanatı Sempozyumu, 26-27 Nisan 1988, Đstanbul, s. 51-57.

"Müzeciliğimizin başlangıcı ve Türk-Đslâm Eserleri Müzeleri", Müze-Museum, S:2-

3 ,(1989-1990), s. 5-8

Đngilizce Özet: The Beginning of Museology in Turkey and the Museums for the

Turkish-Islamic Finds", s. 9-10.

"Ödemiş yakınında "Hypaepa"da 1884'te yapılan bir arkeoloji araştırması", Bülten

Ödemiş'e Đlişkin Araştırma ve Đncelemeler, S: 12, s. 9-12.

1991

Page 244: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

225

"Sanat Tarihi'nin kaynakları: Resimli eski kitaplar", Dragon Sanat Tarihi

Gazetesi, S:2 ,Ocak, s. 2.

"Ankara'nın Kaybolan Eski bir Eseri -Klemens Kilisesi-", Ankara Dergisi ,

Ankara: Büyükşehir Belediyesi ,C.I, S:2 , Mayıs ,s. 5-8.

"1934'lerde 3 liralık Kodak makinemle Đstanbul'u geziyordum", Bizim Şehir

Haberleri, 21 Mayıs, s. 4

"Demre'de Hagios Nicolaos Kilisesi" , Türkiyemiz, C. XXI, S:64 , Haziran, s.4-25.

"Kaybolan Đstanbul'dan Notlar", Dünden Bugüne Đstanbul, S:3-4, Mart-Mayıs.

"Đznik Tarihçesi ve Eski Eserler", 2. Baskı., Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi

Yayını, Đstanbul, 1991, 80 s.

"Đstanbul'da Bâli Paşa Camii Ve Mimar Sinan", Prof.DrJBekir Kütükoğlu'na

Armağan, Đstanbul:Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Araştırma

Merkezi, s.507-524.

"Đznik Tarihçesi ve Eski Eserleri", (2. Baskı.), Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi

Yayını, Đstanbul, 1991, s.80-84

"Dünden Bugüne Đstanbul", Dragon Sanat Tarihi Gazetesi, S: 3-4 , Mart-Mayıs.

1992

"Gurbette Kalan Türk Eserleri", IX.Vakıf Haftası Kitabı(2-4 Aralık 1991, Vakıf

Eserlerinde Yer Alan Türk-Đslâm Sanatları Semineri, Ankara:Vakıflar Genel

Müdürlüğü, s. 181-186.

Page 245: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

226

"Mezarlıklar ve Hazireler", Đslam Dünyasında Mezarlıklar ve Defin Gelenekleri

Sempozyum Bildirileri, Ankara, s. 123-134.

"1859'da Yılında Ankara'da Bir Alman Seyyahı", Ankara Dergisi, Ankara: Ankara

Biiyükşehir Belediyesi yayınlan, C.l, S:4, Ekim , s.l 1-15.

"Le Grand Palais De Byzance", Crıtıque Tome , C.XLVm, S: 543-544, Aoüt-

Semtembre.

"Mimar Gaspare Fossati ve Đstanbul", Arredamento-Dekorasyon, S: 43, s. 126-133.

"Hittitologues Et Byzantinistes A La Decouverte De L'asie Mineure", Belleten,

Ankara:Türk Tarih Kurumu, C.LVÜ, S:215, Nisan, s.243-260.

"Bizans Dönemi Ankara'sı",Ankara Konuşmaları, Ankara : TMMOB, s. 19-32.

"Bir Efsanenin Ardından" , Đstanbul Dergisi , Đstanbul :Tarih Vakfı, S:l ,Nisan ,

s.24-28.

"Dünüyle,Bugünüyle,Çevresiyle...-Zindan Kapısı-" , Đstanbul Dergisi , Đstanbul:

Tarih Vakfı, S:3 ,Ekim , s.129-138.

"Türkiye Yahudileri Hakkında Başlıca Araştırmalar", Sanat Dünyamız,

Đstanbul: YKY Yayın, S:48, s.53-55.

"Eski Erzincan'da Rum Asıllı Bir "Büyük Hatun", Tarih ve Toplum , C.l8, S: 104,

Ağustos, Đstanbul, s.34-38.

Page 246: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

227

1993

"Dr.Karl Ambros Bernard(Charles Ambroise Bernard) ve Mekteb-Đ Tıbbiye-Đ Adliye-

Đ Sahane'ye Dair Birkaç Not", Türk Tıbbının Batılılaşması (Gülhane'nin 90.Kuruluş

Yıldönümü Anısına 11-15 Mart 1988'de Ankara ve Đstanbul'da yapılan sempozyuma

sunulan bildiriler/Verwestlıchung Der Türkıschen Medızın/Berichte des Symposions

anlasslich des 90.Griindungsjahres der Militarmedi), ĐstanbuhArkeoloji ve Sanat

Derneği yayınları, s.97-107.

"Eski Đstanbul Fotoğrafları", Antik&Dekor, ĐstanbuhAntik A.Ş., S:20, s.90-95.

"Haliç Sırtlarında Perişan bir türbe Yok Olmaktan Kurtarmak", Đstanbul Ütopyalar,

S:5, Đstanbul, s.66-68.

"in Pursuit of a Legend" , Đstanbul Biannual, S:2 , s.100-104.

"Prof. Dr. Yılmaz Önge (1935-1992)", Prof. Dr. Yılmaz Önge Armağanı,

Konya:Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi ,s.l-13.

"P. Guillaume De Jerphanion ve Ankara Kalesi", Ankara Dergisi , Ankara : Ankara

Büyükşehir belediyesi.C. 2, S:5 , s.9-31.

"Eski Đstanbul Fotoğrafları", Antik & Dekor, S: 20 , Đstanbul, s. 90-95.

Page 247: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

228

"Đstanbul'un En Eski Đki Gravürü", Antik & Dekor , S: 21 , Đstanbul, s. 34-39.

"Đhtifalci Mehmed Ziya Bey" , Đstanbul Dergisi , Đstanbul: Tarih Vakfı, S:6 , s. 121-

126.

"Yok Olmadan Kurtulmak", Đstanbul Dergisi, Đstanbul: Tarih Vakfı, S:5 , Nisan ,

s.66-68.

1995

"Türk Sanatı Bakımından Üsküp",Türk Kültürü Araştırmaları, C.XXXI, S: 1-2,

Ankara, s. 153-188.

"Gravürlerde Đstanbul", Sanatsal Mozaik , S: 2 ,Yıl:l ,Ekim, s. 10-16.

"Đlk Kuruluştan Türk Devrinin Başlarına Đstanbul", Đstanbul Armağanı I- Fetih ve

Fatih- , Đstanbul: Đstanbul Büyüksehir Belediyesi Kültür Đşleri Daire Başkanlığı

Yayınları, C. I, s. 11-36.

1996

"Kadıköy'ün Azizesi Öfemya",Kadıköy Gazetesi (Kent 2000), S:2, Ocak . "Haçlı

seferi ile gelen Batılıların gördükleri Đstanbul", Habitat II yayını, Đstanbul.

Page 248: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

229

"Meryem Ana(Sumela) Manastırı", Trabzon, Ankara :Kültür Bakanlığı, s.81-90.

"Fetihten Önce Boğaziçi", Đstanbul Armağanı II , Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

Kültür Đşleri Daire Başkanlığı Yayınları, s. 95-117.

"Fatih Külliyesinin Kaybolmuş Bir Parçası: Çukurhamam", Aslanapa

Armağam,(l.bsk.), Đstanbul :Bağlam Yayıncılık, Eylül, s.117-128.

"Gravürlerde Đstanbul", Sanatsal Mozaik, S: 2 , Yıl:l , Ekim, s. 10-16.

"Ayasofya'da Abdülmecid'in Mozaik Tuğrası", Sanatsal Mozaik , S: 9 , Yıl:l , Mayıs

,s. 50-53.

"Bizans Döneminde Ankara", Prof.Dr.Afıf Erzen'e Armağan, Anadolu Araş

tırmalan, ĐstanbuhĐ.Ü.Edebiyat fakültesi Hititoloji, Prohistorya ve Önasya Arkeolojisi

ve Eskiçağ Tarihi Anabilim Dallan yayını,C.XIV,s.243-264.

"Odalar Camii veya Tarihî Đstanbul'da Tarihi Bir Eserin Yok Oluşu", Sanat Tarihi

Araştırmaları Dergisi, S: 12, (1993-94), s.2-8.

"Tacizade Tevkii Cafer Çelebi Camii",Türk Kültürü Araştırmaları ,C. 34, S: 1-2,

Ankara, s.55-75.

"Fossati, Gaspare Trajano", Dia., C. XII, Đstanbul, s. 170-173.

"Đstanbul'un XVI.Yüzyılda Yapılmış Az Tanınan Bir Eski Eseri.Đvaz Efendi Camii",

Prof.Dr.Şerare Yetkin Anısına Çini Yazıları, Đstanbul:Sanat Demeği Yayınlan: I,

s.59-84.

"19. yüzyılda Đstanbul'da Batılı Mimarlar, Ressamlar, Edebiyatçılar ", Habıtat II'ye

Hazırlık Sempozyumu (14-15 Mart 1996 Bildiriler), Đstanbul:Sanat demeği

Yayınlan, s.9-46.

Page 249: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

230

"Türkiye'de Bizans Dönemi Yerleşimi Hakkında Notlar", Tarihten günümüze

Anadolu'da konut ve yerleşme, IstanbuhTürkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih

vakfı, s. 206-220.

"Haçlı Seferi Đle Gelen Batılıların Gördükleri Đstanbul", Dünya Kenti

Istanbul/Istanbul-YVorld City, ĐstanbuhTürkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih

vakfı, s. 12-21.

1997

"Trabzon Yakınında Meryemana (Sumela) Manastın", Bir Tutkudur Trabzon, Haz.

Gündağ Kayaoğlu-Ömer Ciravoğlu-Cüneyt Akalın, Đstanbul: YKY, 25-70.

"Đstanbul Halkının ve Padişahlarının Ünlü Mesiresi: Kâğıthane". Đstanbul Armağanı

3: Gündelik Hayatın Renkleri, Haz. Mustafa Armağan. , Đstanbul: ĐBKY, 75-95.

"Đngiliz Đktisatçı Nassau W.Senior'un Türkiye Seyahatnamesi (1857-1858)", Prof.

Dr. M. Münir Aktepe'ye Armağan, ĐstanbukĐ.Ü. Edebiyat Fakültesi yayını,C.XV,

S:15,s.547-561.

"Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi Tarihçesine Dair", Sosyoloji

Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi, S:4 , s. 1-8.

"Bazı Đslâm Yazarlarına Göre Fetih'den Önce Đstanbul", Đstanbul Araştırmaları,

C.n, S:2, Đstanbul /Temmuz, s.7-28.

"Büyük Saray Döşeme Mozayiği ve Halılar Đle Olan Đlişkisi" , Arkeoloji ve Sanat,

S: 81, Yıl: 19, s. 19-24.

Page 250: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

231

"Đ.Ü.Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kürsüsü'nün Kurucusu: Prof.Dr.Ernst Diez

(1878-1961)", Sanat Tarihi Yıllığı, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi Edebiyat

Fakültesi Sanat Tarihi Araştırmaları Merkezi, C.XIV, s.3-15.

"Đstanbul'da Bir Eski Eser Cinayeti",Sanatsal Mozayik, Yıl:2,S.23, Temmuz, s.26-

30.

"Okurlardan Mektup; Missak Efendi'den Kürt Şerif Paşa'ya", Tarih ve Toplum,

C.28,

S:166,Ekim,s.3.152

1998

17. Yüzyıl Osmanlı Kültür ve Sanatı, (19-20 Mart 1998), Sanat Derneği Yayınları,

S: 4, s.95-118.

"Fnedrich Barbarossa'nın Üçüncü Haçlı Seferi Ve Konya Savaşı Đle Sibilia

Kalesi",Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, S: 14, Đstanbul, s.2-15.

"Batılı Hekim Seyyahlar ve Osmanlı Devleti", Tıp Tarihi Araştırmaları , C.IV,

Đstanbul, s. 79-92.

"XVIII.Yüzyılda Đstanbul'da Đsveçli Cornelius Loos Ve Đstanbul Resimleri",

18.Yüzyılda Kültür Ortamı Sempozyum Bildirileri (20-21 Mart 1997), Đstanbul,

s.91-130.

152 okurlardan mektup haziran 1997 162.sayıdaki makale münasebetiyle bu makaleye katkı amacıyla yazıldı

Page 251: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

232

"Eyüpsultan Semtinde Tarih Ve Sanat Tarihi", ILEyüp Sultan Sempozyumu ( 8-10

Mayıs 1998) , Đstanbul: Eyüp Sultan Belediyesi ve Eyüp Sultan Kültür ve Turizm

Müdürlüğü Yayınları, Kasım , s. 12-37.

"Reşad Ekrem Koçu'nun Ömrünü Adadığı "Kent Kütüğü" Đstanbul Ansiklopedisi

Anıları", Albüm, Mart, s. 62-67.

"17. Yüzyıl Osmanlı Kültür ve Sanatı", Sanat Tarihi Derneği Yayınları, 19-20

Mart, s.95-118.

"Tarihi Mezarlar Ve Mezarlıklara Dair Notlar", Mezarlık Kültürü ve insan

Hayatına Etkileri Sempozyumu, Đstanbul: Mezarlıklar Vakfı, 18-20 Aralık, s.495-

539.

"Aziziye Camii", Dünden Bugüne Beşiktaş, Đstanbul: Beşiktaş Belediye Başkanlığı,

Ed.Nuri Akbayar, Ekim, s. 157-158.

1999

"Dünya Devleti Olarak Osmanlı Devleti ve Osmanlı Dönemi Türk Sanatının Dünya

Sanatındaki Yeri", III. Eyüp Sultan Sempozyumu Tebliğleri, ĐstanbukEyüp Sultan

Belediyesi ve Eyüpsultan Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, 28-30 Mayıs (

bsk.Şubat 2000),s. 12-27.

"Prof. Faruk Zeki Perek Hakkında" .Arkeoloji ve Sanat ( Faruk Zeki Perek-Özel

Sayısı), Đstanbul:Arkeoloji ve Sanat Yayınları, S:91,Yıl:21, s.3.

"Bartınlı Elçi Halil Đbrahim Paşa'nın Kabri" , Bartın Gazetesi, S:3243, 13 Ekim

,Yıl:76, s.2.

Page 252: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

233

"Haliç Kıyısında Kalan Son Osmanlı Sarayı: Aynalıkavak Kasrı", MS, S:l, s. 112-

131.

2000

"Türkiye'de Bizans Araştırmalarının Tarihçesi", Cumhuriyetin Yetmişbeş yılında

Kültür ve Sanat (18-19 Mart 1999 Sempozyum Bildirileri), Đstanbul: Sanat Tarihi

Derneği Yayınları, S: 5, s.35-51.

"Rus Arkeoloji Müzesinin Kayıp Kütüphanesi", Diyalog Avrasya, S:8, s.14-18.

"Osmanlı Devri Türk Mimarisi", Yeni Türkiye , C:34 , S:7-8, s. 340-359.

"Pierre Loti ve Aziyade Başlıklı Romanı", IV. Eyüp Sultan Sempozyumu

Tebliğleri, Đstanbul: Eyüp Sultan Belediyesi ve Eyüp Sultan Kültür ve Turizm

Müdürlüğü Yayınlan, 5-7 Mayıs, s.370-399.

"Son 70 Yıldan Amasra Hatıraları -I-" , Bartın Gazetesi, Yıl:77, S:3277, 30 Kasım,

s.2.

"17.Yüzyılda Camiye Dönüştürülen Son Bizans Kiliseleri", 19-20 Mart 1998

Sempozyum Bildirileri, Đstanbul :Sanat Tarihi Derneği Yayınları, S:4, s.95-124.

"Đstanbul'da Ekrem Hakkı Ayverdi'nin Kurucusu Olduğu Đlmî Bir Cemiyete Dair

Hâtıralar", Kubbealtı Akademi Dergisi, S:2 ,Yıl:29, Nisan , s.47-49.

"Đstanbul'un Topografyasında Değişimler", Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S: 128, Yıl:7, Eylül, s. 12-13.

Page 253: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

234

"Đstanbul'da Ükçağ'dan Hatıralar", Đstanbul Bülteni, Đstanbul: Đstanbul Büyükşehir

Belediyesi yayını, S:129,Yıl:7 , s.16-17.

"Đstanbul'da "Đmar" ve Eski Eser Kaybı I" , istanbul Bülteni, Đstanbul: Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S:130,Yıl:7 , s.16-17.

"Đstanbul'da "Đmar" ve Eski Eser Kaybı H" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S: 131, Yıl:7, Ekim, s.16-17.

"Şirket-Đ Hayriye'nin Boğaziçi'ne Dair Yayınları" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:

Đstanbul Büyükşehir Belediyesi yayını, S:133,Yıl:7, Kasım, s.16-17.

"Fetihten Sonra -Đstanbul'da Büyük Depremler-" , Đstanbul Bülteni,

ĐstanbuhĐstanbul Büyükşehir Belediyesi yayını, S: 134, Yıl:7, Aralık, s.16-17.

"Fetihten Sonra Đstanbul'da Büyük Yangınlar", Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S: 135, Yıl:7, Aralık, s.16-17.

"Đstanbul Yangınları Üzerine", Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyükşehir

Belediyesi yayını, S: 136,Yıl:8, Ekim, s.32-33.

"Geç Roma Döneminde -Đstanbul'da Açık Su Hazneleri-" , Đstanbul Bülteni,

ĐstanbuhĐstanbul Büyükşehir Belediyesi yayını, S: 137, Yıl:8, s.16-17.

"Çemberlitaş ve Çevresi", Đstanbul Bülteni , ĐstanbuhĐstanbul Büyükşehir

Belediyesi yayını, S: 138, Yıl:8, s.16-17.

"Đstanbul'un Seyyah Rehber Kitapları", Đstanbul Dergisi , Đstanbul :Tarih Vakfı, S:35

, Ekim, s.46-53

"Đki Đslam Minyatüründe Ayasofya Önündeki Atlı Đmparator Heykeli", M. Uğur

Derman Armağanı, Đstanbul: Sabancı Üniversitesi, Aralık, s.283-311.

Page 254: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

235

"Türkiye'de Bizans sanat tarihi araştırmalarında 50 yılım", Türkiye Arkeolojisi ve

Đstanbul Üniversitesi(1932-1999), Ankara, s. 444-447.

2001

"Haliç ve Tarihçesi", Haliç 2001 Sempozyumu , Đstanbul : ĐSKĐ , 3-4 Mayıs, s. 104-

130.

"Son 70 Yıldan Amasra Hatıraları -IQ-" , Bartın Gazetesi, S:3286, 5 Mart, Yıl:77 ,

s.3.

"Son 70 Yıldan Amasra Hatıraları -V-" , Bartın Gazetesi, S:3293, Yıl:77, 6 Haziran

,s.2.

"Galatasaray'ın Eski Bir Resmi", Sultani Dergisi, Ekim , S: 19, s. 18-19.

"Son 70 Yıldan Amasra Hatıraları -IV-", Bartın Gazetesi , Yıl:77, S:3287, 26 Mart

,s.2.

"Roma Çağının Bir Şiirinde Amasra ve Çevresi", Bartın Gazetesi , Yıl:78, S:3310,

,20 Aralık , s.2.

"Đstanbul'da Halk Çeşitliliği" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyükşehir

Belediyesi yayını, S:139, Yıl:8, Mart,s.l6-17.

"Đstanbul Camileri Đçin Önemli Đki Kaynak-F' , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S:140,Yıl:8, Nisan, s. 16-17.

"Đstanbul Camileri Đçin Önemli Đki Kaynak-2" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S:141,Yıl:8, Nisan, s.16-17.

Page 255: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

236

"Đstanbul'da Sinemalar" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyüksehir Belediyesi

yayını, S:142,Yıl:8, Mayıs, s. 16-17.

"Yoros(Ceneviz) Kalesi" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S: 143, Yıl:8, Kasım- Mayıs, s. 16-17.

"Ortaçağ'da Ve Ceneviz Đdaresinde "Galata" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul

Büyüksehir Belediyesi yayını, S:144, Yıl:8, Haziran, s.16-17.

"Türk Devri Eserleri" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir Belediyesi

yayını, S:146, Yıl:8, Temmuz, s.16-17.

"Galata'dan Beyoğlu'na" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S: 147, Yıl:8, Temmuz, s.16-17.

"Beyoğlu" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul: Đstanbul Büyüksehir Belediyesi yayını, S:

148, Yıl:8, Ağustos ,S.16-17.

"Đstanbul'da Đmar Planlan" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S: 149, Yıl:8, Ağustos, s.16-17.

"Bostancıbaşı Abdullah Ağa Camii" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul

Büyüksehir Belediyesi yayını, Yıl:8, S: 150, Eylül, s.16-17.

"Sultan LMahmud Çeşmesi" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S:151,Yıl:8, Eylül, s.16-17.

"Sekbanbası Đbrahim Ağa Mescidi" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S: 152, Yıl:8, Ekim, s.16-17.

Page 256: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

237

"Attar Halil Ağa Mescidi Đle Çeşmesi" Đstanbul Bülteni, Istanbuhlstanbul

Büyüksehir Belediyesi yayını, S:153,Yıl:8, Ekim, s.16-17.

"Süleyman Subaşı Camii" , istanbul Bülteni, Istanbuhlstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S: 154, Yıl:8, Kasım, s.16-17.

"Kazasker Abdurrahman Camii" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S:155,Yıl:8, Kasım,s. 16-17.

"Arcadius Anıtı(Avrat Pazarı Taşı)" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S: 156, Yıl:8, Aralık , s. 16-17.

"Đstanbul Camileri Hakkında Başka Bir Kaynak" , Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul

Büyüksehir Belediyesi yayını, S: 157, Yıl:8, s. 16-17.

"Anemas Zindanı-1", Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyüksehir Belediyesi

yayını, Yıl: 11, S:177, Mart ,S.16-17.

"Tarih,Kültür Ve Đstanbul", Đstonbul, Đstanbul Büyüksehir Belediyesi,Temmuz-

Ağustos-Eylül, S:5, s.47-49.

"Đstanbul'da Eski Tiyatrolar", Türk Tiyatrosu Dergisi, S: 448, Kasım-Aralık , s. 54-

62.

"Eyüp'te Zal Mahmut Paşa Camii", V.Eyüp Sultan Sempozyumu Tebliğleri,

Đstanbul: Eyüp Sultan Belediyesi ve Eyüp Sultan Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Yayınları, s. 12-21.

"Son 70 Yıldan Amasra Hatıraları -H-" , Bartın Gazetesi , Yıl:77, S:3280 ,22 Ocak,

s.4.

Page 257: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

238

"Osmanlı Döneminde Galata" Đstanbul Bülteni, ĐstanbuhĐstanbul Büyükşehir

Belediyesi yayını, S: 145, Yıl:8, Haziran, s.56-57.

"Tuzla önündeki Hagıa Glykerıa Kilise ve Manastırı", Yıldız Demiriz'e Armağan,

Đstanbul: Simurg yayınları, s.67-79.

2002

"Side'de Bir Bizans Hastahanesi mi?", Adalya Dergisi , Đstanbul: Suna-Đnan Kıraç

Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, S:V, s.153-158.

"Đhtifalci Mehmed Ziya Bey", VI. Eyüp Sultan Sempozyumu Tebliğleri, Đstanbul:

Eyüp Sultan Belediyesi ve Eyüp Sultan Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları,

s.172-181.

"Güney Anadolu'da Bir Ören Yeri Köşkerli", Anadolu Araştırmaları, Đstanbul: Đ.Ü.

Edebiyat Fakültesi, C. XVI, s.227-239. Almanca Özet :233-239

"Mercan'da Âli Paşa Konağı" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir

Belediyesi yayını, S: 158, Yıl:9,Temmuz, s. 16-17 .

"Galata'da Azapkapısı'nda Saliha Sultan Mektebi" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:

Đstanbul Büyükşehir Belediyesi yayını, Yıl:9, S: 159 , Ağustos, s. 16-17 .

"Karaköy'de Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii " , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:

Đstanbul Büyükşehir Belediyesi yayını, Yıl:9, S:160, Eylül, s.16-17.

"Yedekçiler Camii-Balıkpazarı Đskele Mescidi" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul: Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, Yıl:9, S:161, Ekim, s. 16-17.

Page 258: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

239

"Direklerarası" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul: Đstanbul Büyükşehir Belediyesi yayını,

S: 162, Yıl:9, Kasım, s.16-17.

"Yüksekkaldırım -F' , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

yayını, S: 163, Yıl:9, Aralık, s.16-17.

"Đstanbul'un Đmar Planı Raporları", Đstanbul, Đstanbul : Tarih Vakfı, S:43 , Ekim ,

s.20-24.

"Alfons-Marıa Schneıder", Đstanbul, Đstanbul :Tarih Vakfı, S:41 , s.26-30.

"Thekla at Antioch", Actes Du ler Congres International Sur Antioche De Pisidie,

Lyon:Universite Lumiere, s. 111-121.

"Đstanbul'da Seyir Yerleri ve Bazı Tiyatrolar Hakkında Notlar", Sanat Tarihi

Araştırmaları Dergisi, S: 16, Đstanbul, s.2-14.

2003

"Geçmişten Günümüze Tüm Yönleriyle Đstanbul", Đstonbul, S: 11, Ekim-Aralık, s. 6-

11.

"Güney Anadolu'da Bir Ören Yeri: Köskerli", Anadolu Araştırmaları, C.XVI,

Đstanbul, s. 227-241.

"Ortaçağ'ın En Güçlü Savunma Hattı", Popüler Tarih, S:33, Mayıs, s. 50-55.

"Sanat Tarihi Eğitimi", Sanat ve Bilgi, Http://www.Sanatvebilgi.com/ , S:l, Nisan.

"Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bilimlerinin Geçerliliği", Sanat ve Bilgi,

Http://www.Sanatvebilgi.com/ , S:l, Nisan.

Page 259: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

240

"Dostluk Yurdu Binası", Đstanbul Dergisi , Đstanbul :Tarih Vakfı, S:47 , Ekim , s. 16-

19.

"Đstanbul'un Fethinde Bizansm Mimari Mirası", VII . Eyüp Sultan Sempozyumu

Tebliğleri, Đstanbul: Eyüp Sultan Belediyesi ve Eyüp Sultan Kültür ve Turizm

Müdürlüğü Yayınları, s.20-47.

"Ortaçağ'ın En Güçlü Savunma Hattı", Popüler Tarih, S:33, Mayıs, Đstanbul, s.50-

55.

"Geçmişten Günümüze Tüm Yönleriyle Đstanbul", Istonbul, S: 11, Ekim-Aralık, s.

6-11.

"Yüksekkaldırım-II" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

yayını, S:164, YıklO, Ocak, s.16-17.

"Baba Hasan Alemî ve Oruç Gazi Mescidleri" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S:165, YıklO, Şubat, s.16-17.

"Đstanbul'un Cadde ve Sokak Adları Hakkında" , Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S: 166, YıklO, Mart, s. 14-15.

"Ünlü Bir Đlim Adamının Mezarı", Đstanbul Bülteni , Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir

Belediyesi yayını, S: 167, Nisan, s.16-17.

"Kırkçeşme'de Payzen Yusuf Paşa Türbesi" , Đstanbul Bülteni , Đstanbul :Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S: 168, YıklO, Mayıs , s.18-19.

"Kırkçeşme ve Beyhan Sultan Çeşmesi" , Đstanbul Bülteni , Đstanbul:Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi yayını, S:169,Yıl:10, Haziran,s.l6-17 .

Page 260: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

241

"Esat Efendi ve Sadettin Efendi Çeşmeleri" .Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul

Büyüksehir Belediyesi yayını, S:170,Yıl:10, Temmuz, s.16-17.

"Gürcü Mehmet Paşa.Silahtar Mehmet Ağa ve Eski Salıpazan Çeşmeleri", Đstanbul

Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyüksehir Belediyesi yayını, S: 171, Ağustos, s. 16-17

"Roma/Bizans Dönemi -Yedikule-", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyüksehir

Belediyesi yayını, S: 172, Eylül, s. 16-17.

"Türk Döneminde Đçkale Olarak -Yedikule-", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul

Büyüksehir Belediyesi yayını, S: 173,Yıl: 10, Ekim, s. 16-17.

"Balaban Ağa Mescidi", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyüksehir Belediyesi

yayını, S:174,Yıl:10, Kasım, s. 16-17.

"Birkaç Gezgin Satıcı", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyüksehir Belediyesi

yayını, S:175, Yıl:10, Aralık, s.16-17.

"Beykoz ve Tarih", Đstanbul, Đstanbul: Tarih Vakfı, S:45, Nisan , s. 24-39.

"Fetihten Önceki Üsküdar", Üsküdar Sempozyumu Bildiriler, Đstanbul: Üsküdar

Belediyesi, C.I, 23-25 Mayıs, s. 17-20.

"Fetihten Önce ve Sonra Đstanbul", Bilenler Konuşuyor, ĐstanbukTürk Edebiyatı

Vakfı, Đstanbul, Mart, s.9-39. (Bu Sohbet,02.01.2002 Tarihinde Yapılmıştır.)

2004

Page 261: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

242

"XVI.Yüzyılda Đstanbul'a Gelen Yabancılar ve Yabancı Üç Ressamın Resimleri", 16.

yüzyıl Osmanlı Kültür ve sanatı (11-12 nisan 2001) Sempozyum bildirileri ,

Đstanbul: Sanat Tarihi Derneği Yayınlan, s. 15-39.

"Bizans imparatorluğunun çöküşünün başlangıcı", Dîvân, Đstanbul :Bilim ve Sanat

Vakfı yayını, Yıl:9, S: 16 , s. 183-208.

"Eyüp Sultan'da Đlk Şeyhülislam Türbesi",VIII. Eyüp Sultan Sempozyumu(7-9

Mayıs 2004) , Đstanbul: Eyüp Sultan Belediyesi ve Eyüp Sultan Kültür ve Turizm

Müdürlüğü Yayınları, Aralık, s. 12-15.

"Kırşehir'de Üç ayak Adındaki Yapı Kalıntısında Araştırmalar-Untersuchungen in

der 'Üç-Ayak' genannten Ruinenstâtte bei Kırşehir", Anadolu Araştırmaları,

Đstanbul: I.U.Edebiyat fakültesi Hititoloji, Prohıstorya ve Önasya Arkeolojisi ve

Eskiçağ Tarihi Anabilim Dallan yayını, s. 125-167.

"Haydarpaşa Garı ve Birkaç Hatıra" , Đstanbul, Đstanbul:Tarih vakfı, S:48, Ocak,

s.12-16.

"Tanıdığım Rıfkı Melûl Meriç", Sanat ve Đnanç, Đstanbul : Mimar Sinan

Üniversitesi, C.I, Şubat, s.37-41.

"Fatma Sultan Camii", Đstanbul Bülteni, Đstanbul :Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

yayını, S:176,Yıl:ll, Şubat, s. 16-17.

"Anemas Zindanı-I", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

yayını, S: 177, Yıl:l 1, Mart, s. 16-17.

"Anemas Zindanı-II", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

yayını, S: 178, Yıl: 11, Nisan, s. 16-17.

Page 262: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

243

"Sanatta Aşk", Diyanet Aylık Dergi, Ankara:Diyanet Đşleri Başkanlığı, S: 162,

Haziran, s.20-21.

"Helenizm, Bizans,Yunanlılık ve Türkiye", Baykan Sezer'e Armağan,l.bsk.,

Đstanbul:Kızılelma yayıncılık, Mart, s.295-327.

"Ayasofya'daki Otomat Saat", Đstanbul Dergisi, Đstanbul : Türkiye Ekonomik ve

Toplumsal Tarih Vakfı Yayınlan, S:51, Ekim , s.84-86.

Đstanbul 2023 Vizyonu ve Stratejik Eylem Planı, Đstanbul:Büyükşehir Belediyesi,

(Haziran 2003) Şubat, s.no.yok.153

"Arkeoloji ve Sanat Tarih bilimleri Üzerine Đki Yazı", yay .haz. Ertan Eğribel-Ufuk

Özcan, Tarihte Doğu-Batı Çatışması, Đstanbul: Đ.Ü. Sos. Araş. Merkezi, S: 12, s. 36-

43.

"Eyüp'de Şekerpare Kadın türbesi", IX.Eyüp Sultan Sempozyumu Tebliğleri,

Đstanbul: Eyüp Sultan Belediyesi ve Eyüp Sultan Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Yayınları, 13-15 Mayıs.154

"Bronz Bizans At Koşumları Tokaları", Gündağ Kayaoğlu'na Armağan,

ĐstanbuhTaç Vakfı.155

"Selanik Ayasofyası ve Garip Bir Restorasyon Projesi", Sinan Genim'e Armağan,

ĐstanbuhTaç Vakfı.156

153 Eyice katkıda bulunmuştur. 154 yayım aşamasında. 155 yayım aşamasında. 156 yayım aşamasında.

Page 263: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

244

4.1.3.ANSĐKLOPEDĐ MADDELERĐ:

VI.1.3.1.ĐSTANBULANSĐKLOPEDĐSĐ(1946)157

C. 1

Ahmed Paşa Mescidi, s. 275-277.

C.2

Andreossy (Antonie François, Comte), s. 516-517.

Anemas Zinsanı ve Kulesi, s. 517-521.

Anville (Jean-Baptiste, Bourguignon d'), s. 532.

Arabacı Bayazıd Mescidi, s. 545.

Arab Camii , s. 55-559.

Aramon, Gabriel de Luitz , s. 571-572.

Arasta Sokağı Hafriyatı, s. 572-573.

Arkadius Sütunu, s. 594-599.

Arkeoloji Enstitüleri , s. 599-602. (Rus, Macar, Alman, Fransız Arkeoloji Enstitüleri)

Arkeoloji Müzeleri, s.602-608.

C.3

Atik Mustafa Paşa Camii, s. 760-767

VI.1.3.2.ĐSTANBUL ANSĐKLOPEDĐSĐ158

C. 1

About, Edmond , s. 173-174. Acem

Ağa Mescidi , s. 178-180.

157 ilk serisi 158 genişletilmiş ve yeni ekler yapılan, 2. baskısı 1958'den itibaren yayımlanan serisi (Bu ansiklopedi müellifin adını Gotlar sütunu ve Galata maddelerinde kullanmıştır.Đzin almadan araştırmalarından özetlenmiştir.)

Page 264: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Acı Musluk Sokağı Bizans Mahzeni, s. 195-197.

Ahmed Paşa Mescidi, s. 437-440.

C. 2

Andreossy, s. 849-851.

Anville, s. 333.

Arabacı Bayezid Mescidi, s. 918. Arab

Camii, s. 936-947. Aramon, Gabriel d',

s. 956-967. Arasta Sokağı Kazısı, s. 969-

970. Arkadius Sütunu , s. 1012-1019.

Arkeoloji Enstitüleri, s. 1021-1025.

Arkeoloji Müzeleri, s. 1025-1033.

C. 3

Atik Mustafa Paşa Camii (1960) , s. 1288-1297.

C.4

Balabanağa Mescidi(1960), s.1946-1949.

C.5

Benedichıs Angelus, s.2503.

Bernarol, Ch.A., s.2549-2550.

Bıçakçı Çeşmesi Sokağındaki Bizans Ayazması (1961), s.2745-2746.

Bironjean de.

C.6

Bosporus (1963), s.2968-2969.

Bossert,Prof.Helmuth, s.2909-2970. Brayer,A.,

s.3089-3090. Caylus,Anne Claude Philippe de ,

s.3398-3401.

245

Page 265: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

C.9

Fossati, Gaspare Trajano (1971), s.5818-5822.

Fossati Giuseppe, s.5822-5823.

VI. 1.3.3 .ĐSTANBUL ANSĐKLOPEDĐSĐ 1995)159

C.l

Acem Ağa Mescidi, s.60.

Âdile Sultan Namazgahı, s.83.

Âdilşah Kadın Camii, s.84.

Aetios Sarnıcı, s.86.

Ağa Hamamı, s.92.

Ağakapısı, s.94

Ağalar Camii, s.97.

Ahmed El Kütüphanesi, s.l 15.

Alay Köşkü, s. 177.

Aleksios Sarayı, s. 183.

Ali Paşa Konağı, s. 198.

Allom, Thomas, s.206.

Alman Arkeoloji Enstitüsü, s.207.

Altın Kapı, s.216.

Anadolu Hisarı, s.251.

Anadoluhisarı Namazgahı, s.259.

Anastasios suru, s.265.

Anemas Zindanı ve Kulesi, s.269.

Antemios (Trallesli), s.277.

Arabacı Bayezid Camii, s.287.

159 Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı'nın ortak Yayını.

246

Page 266: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Aramon,Gabriel de Luetz d', s.293.

Arap camii, s.294.

Arastalar, s.296.

Aretas Sarayı, s.299.

Arkadios Sütunu, s.306.

Arkeoloji Müzeleri Yıllığı, s.312.

Arseven, Celal Esad , s.324.

Arslanhane, s.325.

Arzodası, s.333.

Aspar Su Haznesi, s.356.

Âşir Efendi Kütüphanesi, s.368.

Atıf Efendi Kütüphanesi(mimari), s.399.

Atik Mustafa Paşa Camii, s.406.

Ayakapı Kilisesi, s.438.

Ayasofya Kütüphanesi, s.459.

Ayasofya Medresesi, s.460.

Ayasofya Muvakkithanesi, s.461.

Ayasofya Sebilleri, s.462.

Ayasofya Sıbyan Mektebi, s.463.

Ayasofya Şadırvanı, s.463.

Ayasofya, s.446.

Ayazma Camii, s.471.

Ayrılık çeşmesi Mezarlığı, s.488.

Ayvansaray, s.491.

Aziziye Camii, s.510.

Baba Cafer Zindanı, s.516.

Bağdat Caddesi, s.528.

C.2

Balaban Ağa Mescidi, s.9

247

Page 267: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Bâlî Paşa Camii, s.27. Bareilles,

s.55. Bayezid Külliyesi, s.87.

Belin, François Alphonse, s. 150.

Bibirdirek Sarnıcı, s.232. Bizans

Sanatı, s.251. Blahernai Kilisesi,

s.262. Blahernai Sarayı, s.263.

Bodrum Camii, s.263. Bodrum

Camii Sarnıcı, s.264. Boğdan

Sarayı ve Şapeli, s.292. Bonos

Sarnıcı, s.298. Bosporus, s.301.

Bostancı, s.301. Bostancıbaşı

Köprüsü, s.308. Botaneiates

sarayı, s.311. Bouvy, Edmond,

s.316. Camiler, s.375. Ceneviz

Sarayı, s.407. Clari, Robert de,

437. Constantinus Forumu,

s.440. Constantinus Suru, s.441.

Çatal Çeşmeler, s.477.

Çemberlitaş, s.482. Çinili Köşk,

s.517. Çukur Çeşme Hamamı,

s.537. Çukur Çeşmeler, s.537.

Dalleggio, Eugene, s.543.

C.3

Davut Paşa Külliyesi, s.7.

248

Page 268: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Dethier, Ph.A., s.41. Diehl, Charles,

s.48. Ebersolt, Jean, s.l 15. Eleutherius

Sarayı, s. 153. Eufemia (Ayia) kilisesi,

s.227. Fatih Külliyesi, s.265. Fatma

Sultan Camii, s.273. Fenari Đsa Camii,

s.277. Fethiye Camii, s.300. Filopation

Sarayı, s.320. Galata Bedesteni, s.355.

Galata kulesi, s.359. Glikeria Adası ve

Manastırı, s.402. Glück, Heinrich,

s.403. Gotlar Sütunu, s.404.

Grosvenor, Edwin A., s.429. Gurlitt,

Cornelius, s.433. Gül Camii, s.434.

Hamamlar, s.537.

C.4

Hekim Başı Ömer Efendi Medresesi, s.41.

Hıramî Ahmed Paşa Mescidi, s.66.

Hieria Sarayı, s.71.

Đsidoros, Miletoslu, s. 198.

Đstanbul Ansiklopedileri, s.218.

Đstanbul Eski Eserleri Koruma Encümeni, s.222.

Đstanbul Şehri Muhipleri Cemiyeti, s.236.

Đstanbul Forschungen, s.251.

Đstanbul Mitteilungen, s.252.

249

Page 269: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Janın, Raymond, s.315.

Kapıağaı Hüseyin Ağa Türbesi, s.431.

Karagümrük Sarnıcı, s.453.

Kariye Camii, s.466.

Kasım Ağa Mescidi, s.479.

Kayserili Ahmet Paşa Konağı, s.511.

Kefeli Mescidi, s.517.

Kılıç Ali Paşa Külliyesi, s.557.

C.5

Kızlarağası Hamamı, s. 15.

Koca Mustafa Paşa Külliyesi, s.30.

Koçu, Reşad Ekrem, s.41.

Konstantios I (patrik), s.61.

Küçük Ayasofya Camii, s. 146.

Mamboury, Ernest, s.283.

Manastır Mescidi, s.287.

Manastırlar, s.288.

Mangana Sarayı, s.295.

Mehmed Raif Bey, s.363.

Mehmed Ziya Bey(Đhtifalci), s.369.

Meludion Sarayı, s.388.

Mendel, Gustave, s.388.

Modestus Sarnıcı, s.482.

Mokios Sarnıcı, s.482.

Mordtmann, Andreas David (Baba), s.489.

Mordtmann, Andreas David (Oğul), s.490.

Mustafa I-Sultan Đbrahim Türbesi, s.543.

250

Page 270: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

C.6

Nike Kabartması, s.75.

Odalar Camii, s. 120.

Örme Sütun, s. 196.

Öz, Tahsin, s. 197.

Pantokrator Sarnıçları, s.218.

Papadopoulos, Đoannis, s.219.

Pargoire, Jules, s.222.

Parmakkapı Mescidi, s.225.

Paspatis, Alexandros G., s.226.

Poleatikon Semti ve Köşkü, s.276.

Poligon kasrı, s.277.

Pulgher, D., s.290.

Revan Köşkü, s.319.

Revanî Çelebi Mescidi, s.320.

Revue de Constantinople, s.321.

Ricter, Jean-Paul, s.323.

Rufinianai Sarayı, s.345.

Rumeli Hisarı, s.355.

Russack , Hans Hermann, s.371.

Rüdell, Alexander, s.371.

Saliha Sultan Sıbyan Mektebi, s.429.

Salzenberg, Wilhelm, s.429.

Sancakdar Hayreddin Mescidi ve Tekkesi, s.448.

Sarnıçlar, s.469.

Schedel, Hartman, s.475.

Schlumberger, Gustave, s.477.

Scneider, Alfons- Maria, s.478.

Sekbanbası Ferhad Ağa Mescidi, s.489.

Sekbanbası Đbrahim Ağa Mescidi, s.489.

251

Page 271: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Silahı Mehmed Bey Mescidi, s.553.

C.7

Sinan Paşa Köşkü, s.l.

Sinan Pasa Mescidi, s.5.

Sokullu Mehmed Paşa Camii, s.30.

Strzygowski, Josef, s.45.

Şeyh Murad Mescidi, s. 168.

Şeyh Süleyman Mescidi, s. 172.

Şüheda Mescidi, s.188.

Tauri Forumu, s.225.

Tekfur sarayı, s.233.

Tekiner, Efdaleddin, s.235.

Teodosios II Anıtı, s.247.

Theodosius I Anıtı, s.262.

Toklu Dede Mescidi, s.272.

Unger, Friedrich Wilhelm, s.323.

Univers, s.325.

Üçler Mescidi, s.334.

Ülgen, Ali Saim, s.335.

Van Millingen, A., s.365.

Vefa Kilise Camii, s.373.

NVhittemore, Thomas, s.393.

Wulzinger, Kari, s.394.

Yedikule Hisan ve Zindanı( Fatih Mescidi), s.462.

Yer altı Camii, s.502.

Yerebatan Sarayı, s.503.

Yoros Kalesi,s.534.

Zeuksippos Hamamı, s.548.

Zeyrek Kilise Camii, s.555.

252

Page 272: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Zindankapı, s.560.

VI.1.3.4.TÜRK ANSĐKLOPEDĐSĐ

C. 7(1954)

Bizans Sanatı, s. 72b-82b .

Bizantinoloji, s. 90-93.

Blakhernai, s. 103-104.

Bosphorus, s. 366-373.

C. 8 (1956) Bozdoğan

kemeri, s. 5-6. Boendelmonti,

s. 416. Burgaz Adası, s. 426-

428.

C. 9 (1956) Büyükada, s. 107-

108. Büyüksaray, s. 110-114.

Byzantion, s. 130-148. Cami

(Mimarisi) ,s. 257-274. Cancellus,

s. 318-319.

C. 10(1960)

Cibali, s.482-483.

Cihangir, s. 499.

C. 11(1960)

Cimabue, Cenni di Pepo, s. 5-6.

Costanza da Ferrara, s. 187-188.

253

Page 273: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

C. 16(1968)

Fatih Cami, s. 141-143. Fatih

Türbesi, s. 171-172. Fenari

Đsa Camii, s. 228-229.

Fethiye Camii, s. 272-273.

Fikir tepesi, s. 310.

C. 17 (1969)

Gotlar Sütunu , s. 449-450.

Göksu, s. 505-507.

C. 18 (1969)

Gül Camii, s. 136-137.

C. 19 (1969)

Haseki Camii, s. 32-33. Hüsrev Paşa

Camii ve hanı , s. 396. Hüsrev Paşa

Camii ve Türbesi, s. 397. Hüsrev Paşa

Türbesi, s. 397. Hüsreviye Camii

(Halep) , s. 398.

C. 20(1971)

Đbrahim Paşa (Çandarh) Camii , s. 1-3.

Đbrahim Paşa (Hadım), s. 3.

Đbrahim Paşa (Kaptan) Külliyesi, s. 4.

Đbrahim Paşa (Nevşehirli) Külliyesi, s. 4-5.

Đbrahim Paşa (Makbul) Sarayı , s. 5-6.

Đlyas Bey Camii (Milet/Balat), s. 102.

Đmaret, s. 106-107.

Đmaret Camii (Filibe) ,s. 108.

Đmaret Camii (Đnecik), s. 108.

254

Page 274: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

imaret Camii (Đstanbul), s. 107.

Đmaret Camii (Selanik), s. 108.

Imrahor Üyas Bey Camii (Đstanbul), s. 110-112.

Imrahor Kasn (Đstanbul), s. 112.

Đnce Minareli Mescid (Konya), s. 122-123.

Đncili Köşk ,s. 125-126.

Đplikci Cami (Konya) ,. 181.

Đsa Bey Camii (Efes/Selçuk), s. 224-225.

Đsa Bey Camii (Üsküp), s. 224-225.

Đshak Ağa Çeşmesi, s. 230.

Đshak Bey Camii (Üsküp), s. 231.

Đshak Çelebi Tekkesi (Manisa), s. 231.

Đshak Bey Camii (Đnegöl), s. 233-234.

Đshak Paşa Camii (Đstanbul) , s. 233.

Đshak Paşa Sarayı (Doğu Bayazıd) , s. 234-235.

Đshakiye Camii (Selanik), s. 237.

Đshakiye Kasrı, s. 237.

Đshaklı Kervansarayı (Çay-Akşehir arası), s. 237.

Đsmail Bey Đmareti (Kastamonu), s. 309.

Đsmail Efendi Camii, s. 305-306.

Đvaz Efendi Camii , s. 454-455.

C.21(1975)

Kale, s. 137-148

Kalender Baba Türbesi, s. 155

Kalender Kasrı ve Bahçesi, s. 156

Kalenderhane Camii, s. 156-157

Kanhdivan , s. 207-208

Kapalı Çarşı (Đstanbul'da), s. 221-224.

Kara Aslan Türbesi, s. 251.

255

Page 275: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

C.23

Mahmud Paşa Camii (Đstanbul'da), s. 183-184.

Mahmud Paşa Camii (Sofya'da), s. 184.

Mahmud Paşa Hamamı, s. 184-185.

Mahmud Paşa Bedesteni ve Hanı (Ankara), s. 183.

Mahmud Paşa Türbesi (Đstanbul), s. 185.

Mahmud Paşa Kervansarayı (Đstanbul), s. 185.

Mahmud Paşa Hanı (Bursa'da Fidan Han) , s. 185.

Melling, Anton Ignaz, s. 468.

C. 25 (1977)

Nuru Osmani Camii, s. 350-351.

Nusretiye Camii , s. 354-355.

C.31 (1982)

Tekfur Sarayı, s. 39-41.

Tekiner, Efdaleddin (1870-1957), s. 41.

VI. 1.3.5.ĐSLAM ANSĐKLOPEDĐSĐ (MEB)

C.8 (1958)

Mescid (Anadolu'da ve Rumeli'de Türk mescid ve camileri), s.l01b-l 18b.

Minare (Anadolu'da Türk Minareleri), s.329a-335.

C.9 (1963) Rumelihisarı,

s.773-777.

256

Page 276: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

257

C.V/II (1966)

Đstanbul'un Tarihi Eserleri, s.1214/44-1214/144.

Galata, s.1214/144-1214/157.

VI. 1.3.6. MEYDAN-LAROUSSE

C.6

Đstanbul (Türk Devri Eserleri), s.495-497.

VI. 1.3.7.KÜÇÜK TÜRK ĐSLAM ANSĐKLOPEDĐSĐ

C.3 (1980) Ayasofya,

s.241-245.

VI.1.3.8.GÖRSEL YAYINLAR - ANADOLU UYGARLIKLARI

ANSĐKLOPEDĐSĐ

C. 3 (1983)

Türkiye'de Bizans sanatı, s. 513-564.

VI.1.3.9.TANZĐMAT'DAN CUMHURĐYETE TÜRKĐYE

ANSĐKLOPEDĐSĐ(1985)

Đstanbul, s.1595-1603.

VI. 1.3.10.TÜRKLER(2002)

C.15

Batı Sanat Akımlannın Değiştirdiği Osmanlı Dönemi Türk Sanatı, s. 284-309.

Page 277: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

258

C 12

Mimar Sinan, s. 79-85.

VI.1.3.11.0SMANLI(1999)

CIO

Osmanlı Devri Türk Mimarisi, s.79-101.

VI. 1.3.12. TÜRKĐYE DĐYANET VAKFI ĐSLÂM ANSĐKLOPEDĐSĐ

C. 1 (1988)

Abdal Köprüsü (Bursa-Mudanya yolu üzerinde Nilüfer çayı üstünde kurulmuş XVIII

.yy. ait bir köprü), s. 62-63.

Âbide-i Hürriyet (Đstanbul'da Şişli Semtinde n.Meşrutiyetin Hâtırası olarak yapılmış

anıt), s. 309.

Acemi b. Ebu Bekir(XII.yüzyılda Azerbaycan'da yaşayan mimar), s. 323-324.

Adalet Kasrı (Edirne Sarây-ı Hümâyununda bir kule ve üstünde yer alan kasır. ), s.

345.

Adile Sultan Sarayı (Đstanbul Kandillide sultan sarayı), s. 383-384.

Adler, lohann Heinrich Friedrich (Đstanbul Camilerinin mimari özellikleri üzerine

Avrupa'daki ilk araştırmayı yayımlayan alman mimar.), s. 388-389.

Ağakapısı(Osmanlılarda yeniçeri ağasının resmi makamına ve ikamet yerine verilen

ad.), s. 462-464.

Ağalar Camii (Topkapı Sarayında Hırka-i Saadet Dairesi'nin yakınında bulunan

cami), s. 464.

Ağaoğlu, Mehmet(Türk Sanat Tarihi uzmanı ve Profesörü), s. 466.

Ağırlık Kulesi(Mimaride kullanılan bir yapı unsuru), s. 469-470.

Ahî Elvan Camii (Ankara'da Koyunpazarı semtinde XIV.yy. ait cami), s. 529.

Page 278: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

259

Ahî Şerafeddin Camii (Ankara'da Samanpazan semtinde XKI.yy. ait cami), s. 531-

532.

Ahî Şerafeddin Türbesi (Ankara'da XIV.yy. eseri), s. 532.

C. 2(1989)

Ahmed IH Çeşmesi (Đstanbul'da Bâb-ı Hümayun ile Ayasofya arasında

XVIII:yüzyıla ait büyük meydan çeşmesi ve sebil), s. 38-39.

Ahmed UI Çeşmesi (Üsküdar'da iskele Meydanı'nda XVIH.yüzyıla ait meydan

çeşmesi), s. 39-40.

Ahmed m Kütüphanesi (Topkapı Sarayı'nın üçüncü avlusunda Arz odası arkasında

XVm.yüzyıla ait kütüphane), s. 40-41.

Ahmed Bey Camii (Bulgaristan'ın Hezargrad-şimdiki Razgrad-şehrinde bulunan

XVII.yüzyıl başlarına ait cami), s. 49.

Ahmed Bican Türbesi (Gelibolu'da XV.yüzyıla ait türbe), s. 52.

Ahmed Gazi Camii (Milas'ta XIV.yüzyılda Menteşeoğulları döneminde yapılmış

cami), s. 68-69.

Ahmed Gazi Medresesi ve Türbesi (Milas Peçin'de Menteşeoğulları dönemine ait

Medrese ve Türbe), s. 69.

Ahmed Paşa Camii (Lefkoşe'de XVI.yüzyıla ait cami), s. 115.

Ahmed Paşa Külliyesi (XVI.yüzyılda Đstanbul'da Topkapı inşa edilen

cami,medrese,sıbyan mektebi,çeşme ve türbeden meydana gelen külliye), s. 115-116.

Ahmer Hanı (Filistin'de Beysân yakınlarında XIV.yüzyıla ait Memlûk kervansarayı),

s. 173-174.

Akademi (Đstanbul'da yayımlanmış sanat dergisi), s. 212.

Akbaş Hanı (Eski Konya-Aksaray yolu üzerinde bir Selçuklu hanı) s. 222.

Akhan (Denizli yakınında,Çivril yolu üzerinde XIH.yüzyıla ait kervansaray), s. 236.

Akköprü (Eski Ankara-Đstanbul yolunun başında,çubuk suyu üzerinde bir Selçuklu

devri köprüsü), s. 274-275.

Akmanastır (Konya-Sille arasında, Mevlâna'nın ziyaret ettiği bir Bizans Ortodoks

manastın), s. 281-282.

Page 279: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

260

Akmedrese (Niğde'de Karamanoğullan devrinde yapılmış medrese), s. 282.

Akmer Camii (Kahire'de Fâtımîler devrine ait cami), s. 282-283.

Akşemseddin Türbesi (Bolu'nun Göynük kazasında Akşemseddin'in defnedildiği

kabir), s. 302.

Akyazılı Sultan Asitanesi (Bulgaristan Varna-Balçık arasında, XVI.yüzyıla ait bir

tekke), s. 302-303.

Alaca Đmaret Camii (Selanik'te XV.yüzyıla ait bir cami), s. 313.

Alâeddin Bey Camii (Bursa Kalesi içinde,Türk devrinin ilk eseri olan cami), s. 323-

324.

Alâeddin Bey Türbesi (Karaman'da Hisar mahallesinde XIV.yüzyıl sonlarına ait

türbe), s. 324.

Alâeddin Camii (Selçuklular devrinde Konya'da yapılan cami) s. 324-327.

Alâeddin Köşkü (Konya'da Selçuklu Sultanlarının sarayının kalıntısı), s. 330-331.

Alay Köşkü(Padişahların geçit yapan alayları seyretmesi için yapılmış köşk), s. 349-

350.

Alemşah Kümbeti (Sivrihisar'da XIV.yüzyıla ait türbe), s. 368.

Ali, Hacı (XIV.yüzyılda yaşamış Osmanlı devri Türk mimarı), s. 379.

Ali Bey Camii (Bulgaristan Karlıova'da XV.yüzyıla ait bir cami), s. 384.

Ali Cafer Kümbeti (Kayseri'de XIV.yüzyıla tarihlenen bir türbe), s. 384-385.

Ali Paşa Camii (Babaeski'de XVI.yüzyıla ait cami), s. 427-428.

Ali Paşa Camii (XVI.yüzyılda Macaristan'ın Sigetvar-Sziqetvar-şehrinde inşa edilen

cami), s. 429-430.

Ali Paşa Camii (Tokat'ta bulunan XVI.yüzyıla ait cami), s. 430-431.

Ali Paşa Camii ve Türbesi (Romanya'nın Dobruca bölgesinde Babadağı kasabasında

bir cami ve türbe), s. 431-432.

Ali Paşa Çarşısı (Edirne'de XVI.yüzyıla ait arasta veya kapalı çarşı), s. 432-433.

Ali Paşa Hanı (Đstanbul'da Küçükpazar semtinde XVIII.yüzyıla ait bir ticaret hanı),

s. 433.

Allom, Thomas(XIX.yüzyılda Đstanbul ile diğer bazı şehir ve kasabaların resimlerini

yapan bir Đngiliz mimar ve ressam), s. 505.

Alman Çeşmesi (Sultanahmet meydanında XIX.yüzyıla ait çeşme), s. 506-507.

Page 280: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

261

Alpullu Köprüsü (Trakya'da Alpullu-Hayrabolu yolunda Ergene üzerinde kurulmuş

taş köprü), s. 530.

Altan, Kemal(Türk mimari eserleri üzerinde restorasyon çalışmaları yapan yüksek

mimar ve araştırmacı), s. 530-531.

Altıgöz Köprüsü (Afyonkarahisar demiryolu istasyonu yakınında Akarçay üzerinde

Selçuklular devrine ait bir köprü),s. 531-532.

C. 3 (1991)

Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı (Đstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasında XVII.yüzyıl

sonlarına ait bir yalı), s. 11-12.

Amr b. Âs Camii (Kahire'de Mısrü'l-kadîme adıyla da anılan Fustat'ta Amr b. Âs

tarafından yaptırılan cami), s. 81-82.

Anadolu (Ankara Üniversitesi Dil Tarih-coğrafya Fakültesi Arkeoloji enstitüsü

tarafından 1956'dan beri yayımlanmakta olan yıllık arkeoloji ve sanat tarihi dergisi),

s. 137-138.

Anadolu Sanatı Araştırmaları(Đstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

Mimarlık Tarihi ve Röleve Kürsüsü tarafından yayımlanan yıllık dergi), s. 147.

Anadoluhisan (Đstanbul Boğazı'nın Anadolu yakasında XIV.yüzyılda yapılmış eser) ,

s. 147-149.

Anatolıan Studies (Ankara'da Đngiliz Arkeoloji Enstitüsü tarafından yayımlanan

sanat tarihi ve arkeoloji dergisi), s. 151-152.

Anatolica (Đstanbul'da Hollanda Tarih ve Arkeoloji Enstitüsü tarafından yayımlanan

yıllık dergi), s. 152.

Anıt(Konya'da yayımlanan sanat ve tarih dergisi), s. 198.

Aramon, Gabriel de Luetz, Baron d'(XVI-XVI.yüzyılda Đstanbul'a gelmiş ve

gördüklerini hâtırat şeklinde kaleme almış olan Fransız elçisi), s. 270-272.

Arap Camii (Đstanbul'da Galata'da kiliseden çevrilme en büyük cami), s. 326-327.

Archives Asiatiques (Đstanbul'da ,belli başlı Đslâm ülkeleri hakkında her türlü

incelemeleri yayımlamak üzere hazırlanan Fransızca dergi), s. 349.

Page 281: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

262

Argıt Hanı (Konya-Akşehir yolu üzerinde Selçuklu dönemine ait kervansaray), s.

354-355.

Arkitekt(Mimarlık ve sanat tarihi dergisi), s. 382.

Arnold, Sir Thomas (Đslâm medeniyeti ve sanat tarihi üzerine yayınlan bulunan

Đngiliz müsteşrik), s. 390-391.

Ars Islamica(Amerika Birleşik Devletleri'nde yayımlanan Đslâm sanatlan dergisi), s.

395-396.

Ars Orientalis (Doğu sanatlan hakkında yayımlanan yıllık dergi) , s. 396

Arseven, Celal Esat(Türk sanat tarihinin öncü araştırmacılanndan.ansiklopedi yazan

ve ressam), s. 397-399.

Arslan Paşa Camii (Bugün Yunanistan sınırlan içinde bulunan Yanya'da

XVII.yüzyılda yapılmış Arslanpaşa Külliyesine ait cami), s.401-402.

Arslanağa Köprüsü (Bugün Yugoslavya sınırları içinde bulunan hersek bölgesinde

bir Osmanlı devri Türk köprüsü), s. 403.

Arslanhane(Đstanbul'da Osmanlı devrinde bazı hizmetlerde kullanılmış eski bir

Bizans kilisesi), s. 403-404.

Arta Köprüsü (Batı Yunanistan'da Osmanlılar tarafından XV.yüzyıl sonlarında

yaptırılan bir köprü), s. 413-414.

Arz Odası (Edirne Sarayı'nda kabullere mahsus daire), s. 444-445.

Arz Odası (Đstanbul Topkapı Sarayı kabullere mahsus daire), s. 445-446.

C.4(1991)

Aşık Paşa Camii (Đstanbul'da fatih Külliyesi ile Haliç arasındaki yamaçta XVI.yy. ait

cami ve müştemilâtı), s. 3-5.

Aşık Paşa Türbesi (Büyük Türk mutasavvıf-şairlerinden Âşık Paşa'nm Kırşehir'deki

türbesi), s. 5.

Aşir Efendi Kütüphanesi (Đstanbul Bahçekapı'da XVIII.yy. 'da kurulan vakıf

kütüphanesi), s. 8-9.

Athâr-e Irân(Đran'da tarihi değer taşıyan sanat eserlerini tanıtmak üzere Fransızca

olarak yayımlanan dergi), s. 59.

Page 282: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

263

Atıf Efendi Kütüphanesi (Đstanbul Vefa'da XVIII.yy. 'da kurulan vakıf kütüphanesi),

s. 61.

Atik Ali Paşa Camii (Đstanbul Çemberlitaş'ta XVI.yy. başlarına ait cami ve

manzumesi), s. 65-67.

Atik Ali Paşa Camii (Đstanbul'un Karagümrük semtinde kiliseden çevrilme cami), s.

67.

Atik Mustafa Paşa Camii (Đstanbul'da Ayvansaray semtinde kiliseden çevrilme

cami), s. 67-68.

Atina (Atina'da Türk Mimari Eserleri), s. 76-79.

Ayaş Paşa Camii (Tekirdağ'ın Saray ilçesinde XVI.yy. yapılmış cami), s. 203.

Ayaş Paşa Türbesi (Đstanbul'da Eyüp Camii'nin arkasında Bostan iskelesine açılan

kapının sağında bir türbe), s. 204-205.

Ayasağa Kasrı (Đstanbul'un Rumeli tarafında günümüzde aynı adla anılan yerde

XIX.yy.'da yapılmış Sultan Kasrı.), s. 205-206.

Ayasofya (Bizans Devrinde Đstanbul'un en büyük kilisesi iken fetihten sonra şehrin

baş camii haline getirilen ve etrafında zamanla bir külliye teşekkül eden mâbed), s.

206-210.

Ayasofya Hamamı, s. 211-212.

Ayasofya Đmareti, s. 212.

Ayasofya Kütüphanesi(Miman), s. 213-214.

Ayasofya Medresesi), s. 214-215.

Ayasofya Muvakkithânesi, s. 215-216.

Ayasofya Sebilleri, s. 216.

Ayasofya Sıbyan Mektebi, s. 216-217.

Ayasofya Şadırvanı, s. 217.

Ayasofya Camii (Benefşe Kalesi'nde Kanuni tarafından Fethiye adıyla kiliseden

çevrilen cami), s. 217-218.

Ayasofya Camii (Edirne'de kaleiçi'nde geçen yüzyıla kadar Ayasofya adıyla tanınan

cami), s. 218.

Ayasofya Camii (Edirne'nin Enez ilçesinde kiliseden çevrilen cami), s. 218-219.

Ayasofya Camii (Đznik'te fetihten sonra kiliseden çevrilen cami), s. 219-220.

Page 283: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

264

Ayasofya Camii (Yugoslavya'nın güneyinde bulunan Ohri kasabasında kiliseden

çevrilen cami), s. 220-221.

Ayasofya Camii (Yunanistan'ın Selanik şehrinde kiliseden çevrilen cami), s. 221-

222.

Ayasofya Camii (Bulgaristan'ın Sofya şehrinde kiliseden çevrilen cami), s. 222.

Ayasofya Camii (Trabzon'da şehrin doğu tarafında kiliseden çevrilen cami), s. 222-

223.

Ayasofya Camii (Kırklareli'nin Vize ilçesinde kiliseden çevrilen cami), s. 223-224.

Ayaş Hanı (Şam'dan Bağdat'a giden yol üstünde bulunan bir XHI.yy. kervansarayı),

s. 228-229.

Ayazma(Rum Ortodokslar'in kutsallaştırıp bir kült yeri haline getirdikleri su

kaynaklarına verilen ad), s. 229-230.

Ayazma Camii (Đstanbul'da Üsküdar'ın Salacak sırtlarında XVIII.yüzyıla ait Selâtin

camii), s. 230-231.

Aynalı Köşk (Edirne Sarayı'nın sınırları içindeki köşklerin en son yapılanı), s. 263-

264.

Aynalıkavak Sarayı (Đstanbul'da Haliç kıyısında Kasımpaşa ile Hasköy arasında

büyük bir Sahilsarayı), s. 264-266.

Aynaroz (Bugün Kuzey Yunanistan sınırları içinde kalan Khalkidike yarımadasının

tamamen manastırlarla kaplı Ege denizine uzanan bir ucu), s. 267-269.

Ayrılık Çeşmesi (Đstanbul Kadıköy'de eski Bağdat sefer ve kervan yolunun

başlangıcı olan menzil yeri ve çeşmesi), s. 284-285.

Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı (Đstanbul Kadıköy'de bir mezarlık), s. 285-286.

Ayşekadın Camii (Edirne'de Đstanbul yolu üzerinde Ayşekadın semtinde XV.yy.'a

ait cami), s. 286-287.

Ayvansaray (Đstanbul'da tarihi yarımadanın kuzeybatı köşesinde surlar içinde bir

semt), s. 289-294.

Ayyıldız (Türk bayrağının başlıca unsurları ve Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî

alâmeti), s. 297-298.

Azapkapı Camii (Đstanbul'da Unkapanı Köprüsü'nün Şişhane tarafındaki ayağı

yanında XVII.yy.ait cami), s. 309-310.

Page 284: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

265

Azapkapı Çeşmesi ve Sebili (Đstanbul'da Azapkapı Camii yanında XVm.yüzyılda

yapılmış çeşme ve sebil), s. 310-311.

Azeb Bey Mescidi ve Türbesi (Bursa'da XV.yüzyıla ait mescid ve türbe), s. 315.

Azerbaycan Yurt Bilgisi(Đstanbul'da yayımlanan aylık tarih, edebiyat ve sanat

dergisi), s. 325.

Aziziye Camii (Đstanbul Maçka'da XIX.yüzyılda yapımına başlanıp banisi Sultan

Abdülaziz'in tahttan indirilmesi üzerine tamamlanamayan camii), s. 347.

Aziziye Camii (Konya'da çarşı içinde XIX.yüzyılda yapılmış camii), s. 347.

Aziziye Camii (Kuzey Romanya'da Dobruca'nın Tulça (Tulcea) kasabasında

XIX.yüzyıla ait camii), s. 347-348.

Bâb-ı Hümâyun(Topkapı Sarayı denilen Sarây-ı Cedidin dışarıya açılan en büyük

kapısı), s. 359-361

Babaeski Köprüsü (Babaeski ilçesinde XVE.yüzyıla ait bir köprü), s. 372-373.

Babıâli (Mimari), s. 386-389.

Babınger, Franz(Alman tarihçi ve şarkiyatçısı), s. 390-392.

Bâbüssaâde(ĐstanbuFda Topkapı Sarayı denilen Sarây-ı Cedîdin üçüncü kapısı) ,s.

408-409.

Bâbüsselam ( Topkapı Sarayı'nın ikinci avlusuna geçişi sağlayan en büyük kapısı),s.

410-411.

Bağdat Köşkü (Topkapı Sarayı'nda XVII.yüzyılda yapılmış köşk), s. 444-446.

Bahçelik Köprüsü (Bugün Arnavutluk'ta kalmış Türk devri sonlarına ait bir köprü),s.

481-482.

C.5 (1992)

Balaban Ağa Mescidi (Đstanbul'da eski bir Bizans yapısından çevrilmiş mescid), s. 2.

Balat Hamamı (Đstanbul'da Balat semtinde XV.yüzyıl sonlarında yapılan cami), s. 8.

Bâli Bey Camii (Bursa Yenişehir'de XV.yüzyıl sonlarında yapılan camii), s. 19.

Bâli Bey Hanı ( Bursa'da XV.yüzyıl sonlarında yapılan Han), s. 19-20.

Bâli Paşa Camii (Đstanbul'da Sinan'ın ilk eserlerinden olan XVI.yüzyıla ait cami) , s.

21-22.

Page 285: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

266

Balkapanı Hanı (Đstanbul Eminönü'nde şehrin en eski ticaret hanlarından biri), s. 33-

34.

Barthold, Vasilij Viladimiroviç(Rus Türkolog ve Şarkiyatçısı), s. 85-87.

Bartlett, William Henry(Miss Pardoe'nin Đstanbul hakkındaki eserini resimleyen

Đngiliz ressamı), s. 90.

Baruthâne(Osmanlı Döneminde devletin barut ihtiyacını karşılamak üzere çeşitli

şehirlerde kurulmuş müesseselere verilen genel ad), s. 94-96.

Batılılaşma (Mimari), s. 171-181.

Bayezid Paşa Camii (Amasya'da XV.yüzyıl başlarında yapılan cami), s. 243-244.

Bayraklı Cami (Belgrad'da Türk devrinden günümüze kadar ayakta kalan cami), s.

254-255.

Bayraktar Camii (Kıbrıs'ta,adamn fethi sırasında surlara ilk bayrağı diken alemdarın

hâtırasına yaptırılan camii), s. 255-256.

Bayraktareviç, Fehim(Yugoslavyalı Türkolog), s. 256-257.

Bayrampaşa Deresi Köprüsü (Yenibahçe deresi olarak da anılan dere üzerinde

kurulmuş köprü), s. 274.

Bedesten(Osmanlı Dönemi Türk Şehirlerinde ticaret bölgesinin çarşı içindeki

merkezi ve değerli malların saklanıp satıldığı bir bina türü), s. 302-311.

Behramkale Köprüsü (Çanakkale ilinin Ayvacık ilçesinde Osmanlı devrine ait

köprü), s. 358.

Belgeler (Tarihi vesikaların neşri için Türk tarih Kurumu tarafından yayımlanan

dergi), s. 406-407.

Belin, François-Alphonse (Fransız Diplomat ve Şarkiyatçı), s. 418.

Bell, Gertrude Lovvthian (Ortadoğu'da Đngiliz ajanlığı yapan kadın arkeolog ve Sanat

Tarihçisi), s. 422-423.

Belleten (Türk tarih Kurumu'nun yayın organı olan dergi), s. 424-425.

Belon, Pierre (Türk Toplum hayatıyla ilgili bir seyahatname kaleme alan Fransız

tabiat bilimcisi), s. 425-426.

Bender Kalesi (Osmanlı Devleti'nin Boğdan sınırında serhad kalesi), s. 431-432.

Berchem, Max Van (Arap epigrafyasının kurucusu Đsviçreli şarkiyatçı), s. 484-485.

Bereketzâde Çeşmesi (Đstanbul'da XVm.yüzyılda yapılmış çeşme), s. 489-490.

Page 286: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

267

Bemard, Kari Ambros (Đstanbul'da ilk Tıp Mektebini kuran Avusturyalı Hekim),

s.520-521.

Bertrandon de la Broquiere (XV.yüzyılda Osmanlı topraklannda ve Anadolu'da

dolaşan Fransız seyyahı), s. 523-524.

C. 6 (1992)

Beşir Ağa Camii (Topkapı Sarayı'mn ikinci avlusunda XVIÜ.yüzyılda yapılmış

cami), s. 1.

Beşir Ağa Külliyesi (Dârüssaâde ağası Hacı Beşir Ağâ tarafından yaptırılan külliye),

s. 1-3.

Bey Mescidi (Đstanbul Eyüp'te XVI.yüzyılda yapılan mescid), s. 19-20.

Beyazıt (E) Camii ve Külliyesi (Amasya'da ELBayezıd tarafından XV.yüzyıl

sonlarında yaptırılan külliye), s. 40-42.

Beyazıt (ET) Camii ve Külliyesi (Edirne'de ELBayezıd tarafından XV.yüzyıl

sonlarında inşa ettirilen külliye), s. 42-45.

Beyazıt (II) Camii ve Külliyesi (Đstanbul'da Sultan ELBayezıd tarafından yaptırılan

selâtin camii ile ek binaları), s. 45-49.

Beyazıt (II) Köprüsü (Edirne'de Tunca nehri üzerinde XV.yüzyıl sonlarında yapılan

köprü), s. 50.

Beyazıt (H) Köprüsü (Sakarya ilinin Geyve ilçesinde XV.yüzyıl sonunda yapılan

köprü), s. 50-51.

Beyazıt (11) Köprüsü (Çorum ilinin Osmancık ilçesinde XV.yüzyıl sonunda yapılan

köprü), s. 51.

Beyazıt Hamamı (Đstanbul Beyazıt'ta Sultan H.Beyazıt Külliyesi'ne ait hamam), s.

52-54.

Beyhan Sultan Çeşmesi (Đstanbul Boğaziçi'nde XIX:yüzyıl başlarına ait çeşme), s.

65.

Beylerbeyi Camii ve Külliyesi (Edirne'de XV.yüzyılın ilk yarısında yapılan cami ve

etrafında yer alan külliye), s. 74-75.

Bezirganbaşı Camii (Đstanbul Kocamustafapaşa'da XVI.yüzyılda Mimar Sinan

tarafından yaptırılan camii), s. 104-105.

Page 287: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

268

Bırge, John Kingsley (Bektaşilik tarihiyle uğraşan Amerikalı Türkolog), s. 189.

Bodrum Camii (Đstanbul Lâleli'de Mesihpaşa mahallesinde kiliseden çevrilme

camii), s. 250.

Bodrum Hanı (Đstanbul), s. 250-251.

Boğazköprü (Sivas yakınında XVI.yüzyıla ait köprü), s. 265.

Boğdan Sarayı (Đstanbul'da Boğdan voyvodalarının veya onların temsilcilerinin

oturdukları saray), s. 271-272.

Bon, Ottaviano(Osmanlı sarayı hakkında yazılmış ilk eserin sahibi olan Venedikli

diplomat), s. 281.

Bosnalı Mehmed Paşa Camii (Sofya'da günümüzde kilise olarak kullanılan Mimar

Sinan'ın eseri bir cami), s. 305-306.

Bostancıbaşı Köprüsü (Đstanbul Bostancı'da XVI.yüzyıla ait köprü), s. 309-311.

Boyalıköy Külliyesi(Anadolu'da Orta Asya Türk geleneklerini devam ettiren bir

mimari eser), s. 314-315.

Bozdoğan Kemeri (Đstanbul'da Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait su kemeri), s.

319-321.

Budin (Türk Eserleri), s. 348-352.

Bulgaristan (Türk Mimarisi), s. 403-408.

Burmalı Mescid (Đstanbul Şehzadebaşı'nda XV.yüzyıl sonunda yapılan mescid), s.

443-444.

Burmalı Minare Camii ve Türbesi (Amasya'da XIII:yüzyıla ait olduğu kabul edilen

cami ve türbe), s. 444-445.

Burûciye Medresesi (Sivas'ta XHI.yüzyılda yapılan medrese), s. 465-466.

Busbeke, Ootgeer Giselijn Van (Kanuni Sultan Süleyman devrinde Alman

Đmparatorunun elçisi sıfatıyla Đstanbul'a gelen Flaman asıllı diplomat), s. 466-467.

Büyük Çarşı (Bursa'da bedesten etrafında gelişmiş olan büyük ticaret merkezi), s.

507-508.

Büyük Çarşı (Đstanbul'da Beyazıt ve Nuruosmaniye camileri arasında iki bedestenin

çevresinde meydana gelen ticaret merkezi), s. 509-513.

Büyük Çorapçı Hanı (Đstanbul'da muhtemelen XVI.yüzyılda inşa edilmiş olan bir

ticaret hanı), s. 513.

Büyük Han (Kıbrıs'ta XVI.yüzyıl sonlarında yapılan han), s. 514-515.

Page 288: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

269

Büyük Valide Hanı (Đstanbul'da XVII:yüzyılda yapılan şehrin en büyük ticaret hanı),

s. 516-517.

Büyük Yeni Han (Đstanbul'da Bakırcılar'dan Mahmutpaşa'ya inen Çakmakçılar

yokuşu üzerinde XVIII:yüzyılda yapılan bir ticaret hanı), s. 518-519.

Büyükçekmece Kervansarayı (Đstanbul'da Büyükçekmece'de XVI.yüzyılda yapılan

kervansaray), s. 519-520.

Büyükçekmece Köprüsü (Büyükçekmece gölünün denize kavuştuğu yerde

XVI.yüzyılda Mimar Sinan tarafından yaptırılan köprü), s. 520-521.

Byzantınısche Zeıtschrıft (Almanya'da yayımlanan Bizans araştırmaları Dergisi), s.

523-524.

Byzantıon (Belçika'da yayımlanan Bizans araştırmaları Dergisi), s. 524.

Caca Bey Medresesi (Kırşehir'de Xin.yüzyılda Đlhanlılar döneminde yapılan

medrese), s. 539-541.

Cafer Paşa Camii (Kıbrıs Girne'de XVI.yüzyıla ait cami), s. 554-555.

C. 7 (1993)

Cağaloğlu Hamamı (Đstanbul'da XVIII yüzyılda yapılan büyük çarşı hamamlarının

sonuncusu), s. 12-13.

Cami(Mimari Tarih), s. 56-90.

Canbolat Bey Türbesi (Kıbrıs Magosa'da adanın fethi sırasında şehit düşen

kumandanlardan birinin türbesi), s. 143.

Cantacasın (Batılılar tarafından Osmanlılar hakkında kaleme alman ilk eserlerden

birinin yazarı), s. 155-156.

Cem Sultan Türbesi (Bursa'da Sultan ILMehmed'in şehzadesi Cem Sultan'a ait

türbe), s. 286-287.

Çevri Kalfa Mektebi (Đstanbul'da XIX:yüzyıl başlarında benzerlerinden farklı bir

üslûpta inşa edilen sıbyan mektebi), s. 461-462.

Cezeri Kasım Paşa Camii (Đstanbul Eyüp'te XVI.yüzyıl başlarına ait cami), s. 507-

508.

Page 289: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

270

C.8 (1993)

Cisr-i Mustafa Paşa (Bulgaristan'ın Türkiye sınırı yakınında XVI.yüzyıla ait eski bir

Türk köprüsü), s. 32-33.

Creswell, Keppel Archibald Cameran (Đslâm mimarisi hakkında yaptığı

araştırmalarla tanınan sanat tarihçisi), s. 75-77.

Çadır Köşkü (Kâğıthane deresi kıyısında Sâdâbâd Sarayı'nın yerinde inşa edilen

Çağlayan Kasn'nın müştemilâtından küçük bir köşk), s. 164-165.

Çağlayan Camii (Đstanbul Kâğıthane'de Çağlayan Kasrı yanında XDC.yüzyılda inşa

edilen camii), s. 178-179.

Çağlayan Kasrı (Đstanbul Kâğıthane deresi kıyısında Sâdâbâd'da XIX:yüzyıla ait

kasır), s. 179-182.

Çanakkale Hisarı (Marmara denizine girişi kontrol eden Çanakkale Boğazı

kalelerinden biri), s. 203-205.

Çardaklı Hamam (Đstanbul'da XVI.yüzyılın ilk yıllarında yapılmış hamam), s. 225-

226.

Çatal Çeşmeler (Türk şehirlerinde,her birinde lüleleri bulunan iki veya üç cepheli

çeşmelere verilen ad), s. 232-234.

Çelebi Sultan Mehmed Camii (Yunanistan'da Dimetoka'da XV.yüzyıl başlarına ait

cami), s. 262-263.

Çemberlitaş Hamamı (Đstanbul'da XVI.yüzyıl sonlarında yapılmış büyük çifte

hamam), s. 266-268.

Çeşme, s. 277-287.

Çetintaş, Sedat(Türk mimari eserlerine dair kitap ve röleveleriyle tanınan mimar), s.

291-293.

Çinili Köşk (Đstanbul'da Topkapı Sarayı'nı sınırlayan sur içinde Fâtih Sultan

Mehmed tarafından yaptırılan köşk), s. 337-341.

Çoban Çeşmesi Köprüsü (Đstanbul surlarının dışında eski Rumeli kervan yolu

üstünde köprü), s. 350.

Çoban Köprüsü (Doğu Anadolu'da XHI.yüzyıl sonu ve XIV.yüzyıl başında yapılmış

köprü), s. 350-351.

Page 290: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

271

Çorumlu(Çorum Halkevi tarafından 1938-1946 yıllan arasında yayımlanan dergi), s.

376-377.

Çuhacı Hanı (Đstanbul'da Kapalı Çarşı civarında XVIH.yüzyılda yapılmış han), s.

380-381.

Çukur Çeşme Hamamı (Đstanbul'da Laleli semtinde Fâtih devrine ait ortadan

kaldırılmış tarihi hamam), s. 383-384.

Çukur Çeşmeler (Đstanbul'da XVI.yüzyılda büyük ihtimalle Mimar Sinan tarafından

yapılan çeşmeler), s. 384-385.

Çukur Hamam (Đstanbul'da Fâtih Sultan Mehmed Külliyesi'ne ait hamam), s. 385-

387.

Çulpan, Cevdet (Türk Sanat Tarihine dair yayınları ile tanınan tümgeneral), s. 387-

388.

Damad Đbrahim Paşa Külliyesi (Nevşehirli Damad Đbrahim Paşa tarafından

Đstanbul'da XVIII:yüzyılın ilk yarısında yaptırılan iki ayrı külliye/Şehzadebaşı), s.

443-445.

Damad Đbrahim Paşa Külliyesi (Babıali) s. 445-447.

C. 9 (1994)

Dâvud Ağa(Türk Mimarı), s. 24-26.

Davut Paşa Camii (Üsküdar'da XVI:yüzyıl başında yapılan cami), s. 39-40.

Davut Paşa Hamamı (Üsküp'te Sadrazam Koca Davut Paşa tarafından XV.yüzyıl

sonlarında yaptırılan çifte hamam), s. 40.

Davut Paşa Külliyesi (Đstanbul'da Sadrazam Koca Davut Paşa tarafından XV.yüzyıl

sonlarında yaptırılan külliye ), s. 42-44.

Davut Paşa Sarayı (Đstanbul'da da Sadrazam Koca Davut Paşa sahrasında inşa edilen

kasır etrafında gelişmiş saray), s. 45-48.

Deceı, Aurel (Osmanlılar hakkında yayınları olan Romanyalı tarihçi), s. 72-74.

Defterdar Camii ve Türbesi (Đstanbul Eyüp'te XVI.yüzyılda yapılan cami ve türbe),

s. 97.

Page 291: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

272

Dernschwam de Hradiczin, Hans(Kanûnî Sultan Süleyman devrinde Đstanbul'a

gelerek Amasya'ya kadar giden ve bir seyahatname kaleme alan Alman seyyahı), s.

182-183.

Devegeçidi Köprüsü (Diyarbakır'ın kuzeyinde Devegeçidi suyu üzerinde Artuklular

tarafından XIII.yüzyılda yapılan köprü ), s. 227-228.

Dicle Köprüsü (XII.yüzyılda Hasankeyf te dicle üzerinde yapılan köprü), s. 283-284.

Diez, Ernst (Avusturyalı Türk ve Đslâm sanatları tarihçisi), s. 286-288.

Dinet, Alphonse Etienne (Đslâmiyet'i kabul eden Fransız ressam ve yazarı), s. 355-

356.

Dirimtekin, Feridun (Türk Tarihçisi), s. 372-373.

Dökmeciler Hamamı (Đstanbul'da Süleymaniye Camii yakınında külliyeye ait

hamam), s. 516.

Drina Köprüsü (Bosna-Hersek'te Vişegrad'da Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa

adına Mimar Sinan'ın yaptığı köprü), s. 528-559.

Duda, Herbert Wilhelm (Avusturyalı şarkiyatçı,Türk Tarihi ve Edebiyatı uzmanı, s.

544-545.

C.10(1994)

Ebülfazl Mahmud Efendi Medresesi (Đstanbul'da XVII.yüzyılda yaptırılan medrese),

s. 355-356.

Ebülfazl Mehmed Efendi Camii (Đstanbul Tophane'de XVI.yüzyılda Mimar Sinan

tarafından yaptırılan cami), s. 357-358.

Edhem Bey Camii (Arnavutluk baş şehri Tiran'da XVUI.yüzyılda yapılmış cami), s.

415-416.

Edirne(Mimari), s. 431-442.

Edirnekapı Camii ve Külliyesi (Đstanbul Edirnekapı'da Mihrimah Sultan adına

XVI.yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan külliye), s. 446-448.

Efdalzâde Sebili (Đstanbul'un XV.yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin edilen en eski

sebili), s. 455.

Page 292: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

273

Eflâtun Mescidi (Konya'da kiliseden çevrilerek önce mescid, daha sonra saat kulesi

olarak kullanılan ve bugün mevcut olmayan yapı), s. 477-478.

Egeli, Vasfi (Cumhuriyet döneminin Neo-klasik anlayışa sahip mimarlarından), s.

481-482.

EglĐ, Ernst Arnold(Mimar Sinan hakkında bir batı dilinde ilk kitabı yayımlayan

Avusturyalı mimar ve şehir plancısı), s. 482-483.

Ekmekçizâde Ahmed Paşa Köprüsü (Edirne'de Tunca nehri üzerinde XVII.yüzyıl

başlarında yapılan köprü), s. 547.

Ekmekçizâde Ahmed Paşa Medresesi (Đstanbul'da XVII.yüzyıl başlarında yapılan

medrese), s. 547-548.

C.ll(1995)

Elçi Hanı (Đstanbul'da yabancı elçilerin ikametine ayrılan günümüze ulaşmamış

XV.yüzyıl hanı), s. 15-18.

Eldem, Halil Ethem (Eski eserler, tarîhî belge ve kitabelerle müzecilik hakkında

yayınları olan müze müdürü), s. 18-21.

Eldem, Sedat Hakkı (Türk mimarlık tarihine dair yayınlan olan ve pek çok önemli

binayı yapan son dönem mimarlarından, s. 22-23.

Elvan Çelebi Zaviyesi (Çorum'un Mecitözü ilçesinin Tekke köyünde eski bir zaviye

ve türbe), s. 65-67.

Emîr Bayındır Köprüsü (Ahlat'ta XV.yüzyılda yapıldığı tahmin edilen köprü), s.

124-125.

Empire (Türk Sanatına XIX.yüzyılda girmiş olan bir Batı Avrupa sanat üslûbu), s.

159-163.

Erdmann, Kurt (Türk ve Đslâm sanatları üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Alman

sanat tarihçisi), s. 286-288.

Erdoğan, Abdülkadir (Türk ve Đslâm Eserleri Müzesi'nin ilk müdürlerinden, kültür

tarihçisi), s. 288.

Esad Paşa Hanı (Şam'da XVIII.yüzyılda yapılan bir Osmanlı hanı), s. 351-352.

Page 293: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

274

Esekapısı Mescidi ve Medresesi (Đstanbul'da Cerrahpaşa semtinde XVI.yüzyılda

mescide çevrilen bir Bizans kilisesi ve yanındaki Mimar Sinan yapısı medrese), s.

371-372.

Eski Đmaret Camii (Đstanbul'da Fâtih Sultan Mehmed tarafından kiliseden çevrilen

cami), s. 391-392.

Eski Saray Camii (Selanik'te Osmanlı Döneminde kiliseden çevrilme cami), s. 392-

393.

Eskicuma Cami (Selanik'te ELMurad tarafından kiliseden çevrilen cami), s. 397-398.

Ettınghausen, Richard (Amerikalı Đslâm Sanatı Tarihçisi, s. 501-502.

C.12(1995)

Eyüp Sultan Külliyesi (Đstanbul'da Ebû Eyyûb el-Ensâri'nin kabri çevresinde

teşekkül eden külliye), s. 9-12.

Faik Paşa Camii (Bugün Batı Yunanistan sınırları içinde bulunan Arta şehrinde

XV.yüzyılda yapılmış bir Osmanlı cami), s. 102-103.

Fâtih Camii (Amasra'da Fâtih Sultan Mehmed tarafından kiliseden çevrilen cami), s.

241-242.

Fâtih Camii (Bulgaristan'ın Köstendil şehrinde Fâtih Sultan Mehmed'e izafe edilen

cami), s. 242-243.

Fâtih Camii (Mora'nın merkezi Mezistre'de (Mistra)XV.yüzyıla ait cami), s. 243.

Fâtih Camii (Kosova'nın merkezi Priştine'de XV.yüzyıla ait cami), s. 243-244.

Fâtih Camii ve Külliyesi (Đstanbul Fâtih'te fetihten sonra ilk selâtin cami ile

etrafındaki külliye ), s. 244-249.

Fatma Sultan Camii (Đstanbul Babıâli'de XVIELyüzyılda yaptırılan cami), s. 262-264.

Fatma Sultan Mescidi (Đstanbul Topkapı'da XVI.yüzyıla ait mescid), s. 264.

Fenâri Đsa Camii (Đstanbul'da XV.yüzyıl sonlarnda camiye çevrilen eski bir Bizans

kilisesi), s. 337-339.

Ferhad Paşa Camii (Çatalca'da XVI.yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan cami),

s. 384-386.

Page 294: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

275

Ferhad Paşa Camii (Kastamonu'da XVI. Mimar Sinan tarafından yapılan cami), s.

386.

Ferhad Paşa Külliyesi (Bosna'nın Banaluka şehrinde XVI.yüzyıla ait büyük külliye),

s. 386-387.

Fethiye Camii (Yunanistan'ın başşehri Atina'da Türk döneminden kalma cami), s.

458-459.

Fethiye Camii (Batı Yunanistan'da Đnebahtı kasabasında XVI.yüzyıla ait cami), s.

459-460.

Fethiye Camii (Đstanbul'da XVI.yüzyıl sonlarında camiye çevrilen eski bir Bizans

kilisesi), s. 460-462.

Feyzullah Camii (Batı Yunanistan'ın Arta şehrinde Türk döneminde yapılmış cami),

s. 525.

C.13(1996)

Fîruz Ağa Camii (Đstanbul Sultanahmet'te XV:yüzyıl sonlarında yapılmış cami), s.

135-137.

Firuz Ağa Mescidi (Đstanbul Beyoğlu'nda bulunduğu semte adını veren bir mescid),

s. 137.

Firuz Ağa Mescidi (Đstanbul Fatih'te XVI.yüzyıl başlarında yaptırılmış,bugün

mevcut olmayan bir mescid), s. 137-138.

Fossatı, Gaspare Trajano (Đstanbul'da başta Ayasofya'nın tamiri olmak üzere birçok

bina yapan Đsviçreli mimar), s. 170-173.

Fuad Paşa Camii ve Türbesi (Đstanbul'da XIX.yüzyılın ikinci yarısında farklı bir

üslupta yapılmış cami ve türbe), s. 206.

Gabrıel, Albert-Louis (Anadolu Türk mimari eserlerini batıda tanıtan Fransız Mimar

ve sanat tarihçisi), s. 275-278.

Galata (Türk Eserleri), s. 303-313.

Galata Kulesi (Đstanbul 'da Galata'da alt kısmı Ceneviz üst kısmı Osmanlı yapısı

kule), s. 313-316.

Page 295: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

276

Galib Paşa Camii (Đstanbul 'da Erenköy semtinde XDC.yüzyılın son yıllarında

yapılan cami), s. 331-332.

Gazanfer Ağa Külliyesi (Đstanbul Fatih'te XVI.yüzyıl sonlarında yapılan külliye), s.

432-433.

Gazi Evrenesoğlu Camii ve Türbesi (Günümüzde Yunanistan sınırları içinde Yenice-

i Vardar'da il Osmanlı dönemine ait cami ve türbe), s. 449-450.

Gazi Hüsrev Bey Külliyesi (Saraybosna şehrinde XVI.yüzyılda yapılan büyük bir

Osmanlı külliyesi), s. 454-458.

Gazi Mestan Türbesi (Yugoslavya'da Kosova civarında bir meşhed-türbe), s. 459.

Gazi Mihal Bey Camii (Edirne'de Tunca kıyısında XV.yüzyılın ilk yarısında yapılan

cami), s. 459-461.

Gazi Mihal Köprüsü (Rumeli kervan ve sefer yolunun Tunca ırmağı üzerindeki

köprülerinden), s. 461-462.

Gazi Mihaloğlu Mahmud Bey Camii (Đhtiman/Bulgaristan'daGazi Mihaloğulları

ailesinden Mahmud bey tarafından XV.yüzyılda yaptırılan imaret-cami), s. 462-463.

C.14(1996)

Glück, Heinrich (Avusturyalı Türk ve Đslâm Sanatı uzmanı, s. 97-98.

Gotik (Đslâm ülkelerinde ve Türkiye'de Gotik Mimari), s. 117-119.

Gurlıtt, Cornelius (Đstanbul'un Osmanlı yapılannı röleve ve fotoğraflarıyla birlikte

ilk defa bir batı dilinde yayımlayan sanat tarihçisi), s. 206-207.

Gül Camii (Đstanbul Küçükmustafapaşa'da XV.yüzyıl sonunda kiliseden çevrilen

cami), s. 223-225.

Gülbaba Tekkesi ve Türbesi (Budin'de XVI.yüzyılda yapılmış türbe ve Bektaşî

telekesi), s. 228-230.

Gülfem Hatun Camii (Đstanbul Üsküdar'da XVI.yüzyıla ait cami), s. 238-239.

Haburman Köprüsü (Diyarbakır-Malatya yolu üzerinde Artuklular tarafından

XII.yüzyılda yaptırılan köprü), s. 381.

Hacı Evhad Camii (Đstanbul Yedikule'de XVI.yüzyıla ait cami), s. 472-474.

Page 296: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

277

Hacı Halil Ağa Camii (Đzmir'e bağlı Kemalpaşa ilçesinde XIX.yüzyıl sonunda

yapılmış cami), s. 477.

Hacı Hamza Bey Mescidi ve Türbesi (Đznik'te XVI.yüzyılda yapılmış ilk Osmanlı

eserlerinden biri), s. 479-480.

Hacı Hamza Hamamı (Đznik'te XV.veya XVI.yüzyılda yapılmış çifte hamam), s.

480-481.

Hacı Đlyas Camii (Ankara'da XVTI.yüzyıl sonlarında yapıldığı tahmin edilen cami),

s. 483.

Hacı Đvaz Mescidi (Ankara'da XV.yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilen cami), s.

484.

Hacı Mûsâ Camii (Ankara'da XV.yüzyıla ait cami), s. 491-492.

Hacı Özbek Camii (Đznik'te XV:yüzyılda yapılmış cami), s. 492.

Hacıhasanzade Mescidi (Đstanbul Fatih'te XVI.yüzyıl başlarında yapılmış mescid), s.

504-505.

C. 15 (1997)

Hadım Hasan Paşa Külliyesi (Đstanbul'da XVI.yüzyıl sonunda yapılmış külliye), s. 5-

7.

Hafız Ahmed Paşa Camii ve Külliyesi (Đstanbul'da XVI.yüzyıl sonunda yapılmış

külliye), s. 85-87.

Haliç(Đstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi ağzına yakın kesiminde karalar içine

8km.kadar sokulan deniz girintisi:I-Bizans Dönemi,n.Fetih ve Türk Dönemi,

m.Haliç Köprüleri), s. 264-280.

Hâlid Ağa Çeşmeleri (Đstanbul Kadıköy'de ve Haydarpaşa civarında XVIII.yüzyılda

yapılmış iki çeşme), s. 282-283.

Hallaç Mahmud Mescidi (Ankara'da XVI.yüzyılda yapılmış kubbeli bir Osmanlı

dönemi mescidi),s.376-377.

Hamam(Tarih ve Mimari), s. 402-430.

Hamidiye Camii (Đstanbul'da Büyükada'da XIX.yüzyılın sonlarında yapılmış cami),

s. 464-465.

Page 297: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

278

Hamidiye Külliyesi (Đstanbul'da I.Abdülhamid tarafından XVIELyüzyıl sonlarnda

inşa ettirilen külliye), s. 465-468.

Hamza Baba Türbesi (Đzmir'in Kemalpaşa ilçesinde XV.yüzyılda yapıldığı kabul

edilen türbe ), s. 502-503.

Hamza Bey Camii (Bulgaristan'ın Eski Zağra şehrinde XV.yüzyılda yapılmış cami),

s. 505-506.

Hamza Bey Camii (Makedonya'nın Manastır şehrinde XV._XVI.yüzyıllarda

yapıldığı tahmin edilen yapı), s. 506.

Hamza Bey Camii (Rodos adasında inşa tarihi bilinmeyen bir cami), s. 506-507.

Hamza Bey Camii (Yunanistan'ın Selanik şehrinde XV.yüzyılda yapılmış cami), s.

507-508.

Hamza Bey Palankası Camii (Macaristan'ın Erd kasabasında Türk Döneminde

yapılmış cami), s. 510.

C.16(1997)

Harâmidere Köprüsü (Đstanbul'da Harâmidere üzerinde XVI.yüzyılda yapılmış

köprü), s. 107.

Has Yûnus Bey Türbesi (Edirne'nin Enez ilçesinde XV.yüzyıla ait türbe), s. 273-275.

Hasan Baba Tekkesi (Yunanistan'ın kuzey kesiminde Tesalya'da tekke külliyesi), s.

290-291.

Hasan Bey Köprüsü (Yunanistan Yenişehir'inde XVI.yüzyılda yapılmış köprü), s.

310.

Hasan Efendi Camii (Bosna'da Banaluka şehrinde XVI.yüzyıl sonunda yapılmış

cami), s. 319-320.

Haseki Hamamı (Đstanbul Eminönü'nde XVI.yüzyıl Mimar Sinan tarafından yapılmış

hamam), s. 369-370.

Havuzlu Hamam (Đstanbul Cibali2de mimar Sinan tarafından yapılan hamam), s.

542.

Page 298: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

279

C.17 (1998)

Haydar Kadı Camii (Makedonya'nın Manastır şehrinde XVI.yüzyılda yapılmış

cami), s. 28-29.

Haydarpaşa (Đstanbul'un Anadolu yakasında semt), s. 36-41.

Hayreddin, Mimar (XV. yy. sonu XVI. yy. başlannda yaşayan Osmanlı mimarı) , s.

55-56.

Hayreddin, Mimar (Mostar köprüsünü yapan Osmanlı mimarı), s. 56-57.

Hekimbaşı Ömer Efendi Külliyesi(Đstanbul Çapa civarında XVIII.yüzyıl başlannda

inşa edilen ve yakın geçmişte ortadan kaldırılan külliye), s. 165-166.

Hersekzâde Ahmed Paşa Camii (Edirne'nin Keşan ilçesinde XVI.yüzyıl başlarında

yapılmış cami), s. 237-238.

Hersekzâde Ahmed Paşa Camii ve Türbesi (Yalova'ya bağlı Altınova ilçesi Hersek

köyünde XV.yüzyıl sonları ve XVI.yüzyıl başlarında yapılmış cami ve türbe), 239-

239.

Hıdırlık Türbesi (Ankara'da erken Osmanlı dönemine ait türbe), s.313.

Hırâmi Ahmed Paşa Mescidi (Đstanbul'da XVLyüzyıl sonunda kiliseden çevrilen bir

mescid), s. 324-325.

Hızır Bey Camii (Manisa Soma'da XVIII:yüzyıl sonlarında yapılmış cami), s. 415.

C. 18 (1998)

Hoca Mahmud Dârülhuffâzı ve Mescidi (Karaman'da esası XV.yüzyılda yapılmış

külliye), s. 189.

Hoca Paşa Hamamı (Đstanbul'da XV.yüzyıla ait çifte hamam), s. 193.

Hortaci Süleyman Camii (Yunanistan'da Selanik'te kiliseden çevrilmiş cami), s. 244-

245.

Huart, Clement Imbault (Fransız Şarkiyatçısı), s.262-264.

Hudâvendigar Camii (Bulgaristan'da Filibe'de XVI.yüzyılda I.MuradHudâvendigar

tartından yaptırılan cami), s.287-289.

Page 299: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

280

Hudâvendigar Camii (I.Murad Hudâvendigar tarafından Marmara bölgesinin değişik

yerlerinde yaptırılan camilerin ortak adı), s. 289-290.

Hudâvendigar Külliyesi (Bursa'da I.Murad Hudâvendigar tarafından yaptırılan

külliye), s. 290-295.

Hudâvendigar Meşhedi (Kosova'da I.Murad Hudâvendigar'ın şehit edildiği yerde

inşa edilen türbe), s. 295-296.

Hurmalı Mescid ve Medrese (Rodos adasında kısmen kiliseden çevrilmiş mescid ve

medrese), s. 394.

Hünkâr Camii (Saraybosna'da esası XV.yüzyılda yapılan cami), s. 486-487.

Hünkâr Köprüsü (Saraybosna'da tahminen XV.yüzyıl ortalarında yapılan ve

günümüzde izi kalmayan köprü), s. 490-491.

Hüsameddin Paşa Camii (Makedonya'nın Đştip şehrinde XV.-XVI.yüzyıllarda

yapıldığı tahmin edilen cami ), s. 514-515.

Hüseyin Ayvansarâyî(Özellikle Đstanbul camileri hakkında Hadikatü'l-cevâmi adlı

eseriyle tanınan Osmanlı müellifi), s.528-530.

Hüseyin Bey Camii ve Külliyesi (Tekirdağ'ın Đnecik kasabasında XVI.yüzyıl

başlarında yapılmış cami ve türbe), s. 532-534.

C. 19 (Yıl: 1999)

Hüseyin Şah Camii ve Türbesi( Üskiip yakınında XVI.yüzyıl ortalarında inşa edilen cami ile

banisinin türbesi),s.l2-13. Hüsrev Paşa Camii (Diyarbakır'da XVLyüzyılda medrese

olarak inşa edilmişken sonradan camiye çevrilmiş yapı), s.45-46.

Hüsrev Paşa Külliyesi (Eskişehir'in Han ilçesinde XVII.yüzyıla ait külliye), s.46-48.

Hüsrev Paşa Külliyesi (Eski Van'da XVI.yüzyılda cami,medrese ve türbeden oluşan

külliye), s.49-51.

Hüsrev Paşa Türbesi (Đstanbul'da XVI.yüzyılda yapılmış Mimar Sinan eseri türbe),

s.52-53.

Hüsreviyye Camii (Halep'te XVI.yüzyıla ait Mimar Sinan eseri cami), s.57-58.

Irgandı Köprüsü (Bursa'da Gökdere suyu üstünde XV.yüzyılda yapıldığı sanılan

köprü), s. 122-124.

Page 300: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

281

C. 21 (Yıl:2000)

Đbrahim Paşa Camii (Bulgaristan'ın Hezargrad şehrinde XVI.yüzyılda yapılmış cami

ve külliyesi), s.337-339

Đbrahim Paşa Camii (Rodos adasında XVI.yüzyılda yapılmış cami), s.339-340.

Đbrahim Paşa Külliyesi (Đstanbul'da Çandarlı Đbrahim Paşa tarafından XV.yüzyıl

sonlarında yaptırılan külliye), s.340-341.

Đbrahim Paşa Külliyesi (Đstanbul'da XVI.Mimar Sinan tarafından yaptırılan külliye),

s.341-342.

Đbrahim Paşa Külliyesi (Đstanbul'da XVÜI.yüzyıl başlarında yapılmış külliye), s.343-

345.

Đbrahim Paşa Sarayı (Đstanbul'da Atmeydanı kenarında XVI.yüzyıl başlarında

kurulmuş,şehrin en muhteşem özel saraylarından) , s.345-347.

Đbrahim Türbesi(Đstanbul'da Ayasofya Camii'nin bitişiğindeki eski vaftizhâneden

çevrilmiş Sultan Đbrahim'in defnedildiği türbe), s.357-358.

Đdris Baba Türbesi (Macaristan'ın Peçuy şehrinde XVII.yüzyıla ait türbe), s.484-485.

Đhtifalci Mehmed Ziya (Đstanbul'daki tarihi eserler hakkında çalışmaları bulunan

araştırmacı ve eğitimci), s.559-560.

C. 22 (Yıl:2000)

Đlyas Bey Camii (Bilecik yakınında XV.yüzyılda yapılmış cami), s. 163-164.

Imrahar Çeşmesi ve Kasn (Đstanbul Kağıthane deresi kıyısında XVI.yüzyılda

yapılmış çeşme ile daha geç döneme ait kasır), s.226-228.

Imrahar Đlyas Bey Camii (Đstanbul'da XV.yüzyıl sonlarında eski bir Bizans

kilisesinden çevrilen cami), s.228-231.

Imrahar Đlyas Bey Camii ve Türbesi (Arnavutluk'un Görice kasabasında XV.yüzyıl

sonlarında yapılmış cami), s.231.

Page 301: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

281

C. 21 (Yıl:2000)

Đbrahim Paşa Camii (Bulgaristan'ın Hezargrad şehrinde XVI.yüzyılda yapılmış cami

ve külliyesi), s.337-339

Đbrahim Paşa Camii (Rodos adasında XVI.yüzyılda yapılmış cami), s.339-340.

Đbrahim Paşa Külliyesi (Đstanbul'da Çandarlı Đbrahim Paşa tarafından XV.yüzyıl

sonlarında yaptırılan külliye), s.340-341.

Đbrahim Paşa Külliyesi (Đstanbul'da XVI.Mimar Sinan tarafından yaptırılan külliye),

s.341-342.

Đbrahim Paşa Külliyesi (Đstanbul'da XVIII.yüzyıl başlarında yapılmış külliye), s.343-

345.

Đbrahim Paşa Sarayı (Đstanbul'da Atmeydanı kenannda XVI.yüzyıl başlarında

kurulmuş,şehrin en muhteşem özel saraylarından), s.345-347.

Đbrahim Türbesi(ĐstanbuFda Ayasofya Camii'nin bitişiğindeki eski vaftizhâneden

çevrilmiş Sultan Đbrahim'in defnedildiği türbe), s.357-358.

Đdris Baba Türbesi (Macaristan'ın Peçuy şehrinde XVII.yüzyıla ait türbe), s.484-485.

Đhtifalci Mehmed Ziya (Đstanbul'daki tarihi eserler hakkında çalışmaları bulunan

araştırmacı ve eğitimci), s.559-560.

C 22 (Yıl:2000)

Đlyas Bey Camii (Bilecik yakınında XV.yüzyılda yapılmış cami), s.163-164.

Imrahar Çeşmesi ve Kasrı (Đstanbul Kağıthane deresi kıyısında XVI.yüzyılda

yapılmış çeşme ile daha geç döneme ait kasır), s.226-228.

Imrahar Đlyas Bey Camii (Đstanbul'da XV.yüzyıl sonlarında eski bir Bizans

kilisesinden çevrilen cami), s.228-231.

Imrahar Đlyas Bey Camii ve Türbesi (Arnavutluk'un Görice kasabasında XV.yüzyıl

sonlarında yapılmış cami), s.231.

Page 302: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

282

Đncili Köşk (XVI.yüzyıl sonlarında yapılmış Sarây-ı Hümâyun'a ait bir köşk), s.278-

279.

Đshak Paşa Camii ve Hamamı (Đstanbul Cankurtaran'da XV.yüzyılın ikinci yarısında

yapılmış cami ve hamam), s.538-540.

Đshak Paşa Köprüsü (Bulgaristan'da Kostendil yakınında XV.yüzyılın ikinci

yansında yapılmış köprü), s.540-541.

Đshak Paşa Sarayı (Doğubayazıt'ta XVIII.yüzyıl sonlarına ait bir saray külliyesi),

s.542-544.

Đshakiye Camii(Selânik'te kiliseden çevrilmiş cami), s.546.

Đshakiye Camii ve Külliyesi (Makedonya'nın Manastır şehrinde XVI.yüzyıl başında

yapılmış cami ve külliye), s.546-547.

C. 23 (Yıl:2001)

Đsmail Bey Hamamı (Đznik'te XIV.-XV.yüzyıllara ait konak hamamı), s.86-87.

Đstanbul Ansiklopedisi, s.303-304.

Đstanbul Şehremaneti Mecmuası (Đstanbul Belediyesi tarafından yayımlanan dergi),

s.307-308.

Đstanbuler Mıtteılungen (Đstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün Yıllığı), s.308.

Jaubert ,Pierre-Amedee (Fransız seyyahı ve şarkiyatçısı), s.576-578.

Đvaz efendi Camii (Đstanbul'da XVI.yüzyılın son yıllarında yapılmış,değişik mimari

özelliklere sahip cami), s.490-492.

Đvaz Camii (Manisa'da XV.yüzyıl sonlarnda yapılmış cami), s.492-494.

Đznik (Bursa iline bağlı ilçe merkezi) ,s.543-545.

C. 24 (2001)

Kal'atü Benî Hammâd (V.(XI)yüzyılda merkezi Mağrib'de Berberîler tarafından

kurulan kale- şehir), s.225-226.

Kale(Stratejik bir yeri,bir geçidi korumak amacıyla inşa edilen askerî yapı), s.234-

242.

Page 303: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

283

Kalenderhane Camii (Đstanbul'da Fâtih Sultan Mehmed tarafından eski Bizans

kilisesinden çevrilmiş cami), s.251-252.

Kanunî Sultan Süleyman Camii (Macaristan'ın Sigetvar Kalesi içinde XVI.yüzyılda

yapılmış cami), s.332-333.

Karakurt Külliyesi (Kırşehir dolaylannda hankah, ılıca, cami ve türbeden oluşan

Xm-XIV.yüzyıla ait külliye), s.439-441.

Karatay, Fehmi Ethem (Modern Türk kütüphaneciliğinin kuruluşunda önemli

hizmetleri geçen kütüphaneci), s.473-474.

Kariye Camii (Đstanbul'da XV.yüzyıl sonunda kiliseden çevrilmiş cami), s.495-498.

Kasım Ağâ (Osmanlı iç siyasetine de karışmış olan Hassa baş mimarı), s.539-540.

Kasım Paşa Camii (Macaristan'ın Peçuy şehrinde XVI.yüzyılda yapılan cami),

s.547-548.

Kâsımiyye Camii (Selanik'te kiliseden çevrilmiş cami), s.553-554.

C. 25 (2002)

Kılıç Ali Paşa Külliyesi (Đstanbul'da XVI.yüzyılda Mimar Sinan tarafından yaptırılan

külliye), s.412-414.

Kızlar Ağası Hamamı (Đstanbul'da 1920'lerde ortadan kaldırılmış olan XVTI.yüzyıla

ait hamam), s.561.

C. 26 (2002)

Kilitbahir Kalesi (Çanakkale Boğazı'nın Rumeli yakasında Đstanbul'un fethinden

sonra yapılmış kale), s.22-23.

Koca Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi (Đstanbul'da XV.yüzyıl sonunda inşa edilen

cami ve külliye), s. 133-136.

Koçu, Reşat Ekrem (Osmanlı kültür ve medeniyetine katkılarıyla tanınan

tarihçi,yazar), s. 149-150.

Korkut Cami (Antalya'da Bizans Kilisesinden dönüştürülen cami),s.207-208.

Page 304: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

284

Koza Hanı (Bursa çarşısı içinde Sultan HBayezıd tarafından XV.yüzyılın sonlarna

doğru yaptırılan büyük han), s. 231-232.

Kritovulos, Mikhael (XV.yüzyılda Fâtih Sultan Mehmed'in hayatına ve seferlerine

dair eserleriyle tanınan Bizanslı tarihçi), s. 293.

Küçük Ayasofya Külliyesi (Đstanbul'da XVI.yüzyılın ilk yıllarında bir Bizans

kilisesinden dönüştürülen cami ile etrafındaki vakıf binaları), s. 520-522.

Küçük Mecidiye Camii (Đstanbul'da Ortaköy'de Sultan Abdülmecid tarafından

yaptırılan cami), s. 527-528.

Küçüksu Kasrı (Boğaziçi'nin Anadolu yakasında esası XVUI.yüzyılda yapılan ve

XIX.yüzyılda bugünkü şeklini alan kasır), s. 530-532.

Kühnel, Ernst (Alman Sanat tarihçisi ve Müzeci), s. 537-538.

Kürkçü hanı (Đstanbul'da XV.yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen ilk ticaret

hanlarından), s. 570.

C. 27(2003)

Malkoç Bey Camii (Macaristan'ın Şikloş şehrinde XVI.yüzyılda yapılmış cami),

s.536.

Malkoçoğlu Türbesi (Gebze'de XIV.yüzyılda yapılmış açık türbe), s.537.

Mamboury,Ernest (Türkiye hakkında çeşitli eserler yazan Đsviçreli ilim

adamı,ressam), s.550-551.

C.28(2004)

Mayer, Leo Aryeh (Đsrailli Đslâm sanatları tarihçisi ve şarkiyatçı), s. 188.

Mehmed Ağa, Kayserili(Osmanlı Hassa Mimarı), s.430.

Mehmed Râif, Davutpaşalı (Đstanbul tarihine dair eserleri olan müellif), s.513-514.

Page 305: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

285

VI.1.4.KÎTAP TANITIMLARI

"Milas hakkında yeni bir kitap(I)", Muğla Gazete,Yıl:3, S:684,16 Ağustos 1954, s.l.

"Milas hakkında yeni bir kitap(H)", Muğla Gazete, Yıl:3, S:685, 17 Ağustos 1954,

s.l.

"Milas hakkında yeni bir kitap(lH)", Muğla Gazete,Yıl:3, S:686, 18 Ağustos 1954,

s.l.

R. Boulanger /'Đstanbul et ses Environs Paris 1957", Đstanbul Enstitüsü Dergisi,

C.m, 1957, s. 193-199.

Alfons-maria Schneider, "Konstantinopel-Gesicht und Gesalt einer Welt = metropole

(=Đstanbul, tarihi bir merkezin çehre ve şekli)" Sammlung Perdegrinus, Mainz ve

Berlin, Florian Kupferberg Verlag 1956, 56 sayfa metin ve metin dışı 70 levha.

Belleten , AnkararTTK, C.XXI, S:83 , Temmuz 1957, s. 497-500.

W. Felicetti-Liebenfels, "Geschichte der byzant. Dconenmalerei," Olten-Lausanne

1956, Arasmus-Speculum Scientiarum ,XI ,1958, s. 538-541.

Friedirch Wilhelm Deichmann, Studien zur Architektur Konstantinopels im 5 und 6.

Jahrhundert nach Christus (=M.S 5. ve 6. yüzyıllardaki Đstanbul Mimarisi Hakkında

Đncelemeler), Deutsch Beitrage zur Altertumswissenschaft unter Mitwirkung von

Matthias Gelzer, Walter H. Schuchhardt und Bruno Snell, herausgegeben von Gerold

Walser, heft 4, Bruno Grimm - Verlag für Kunst und Wissenschaft, Baden - Baden

1956, 117 Sayfa ve metin dışı 32 resim. Belleten, Ankara:TTK , C.XXIH, S:89 ,Ocak

1956, s. 157-161.

Page 306: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

286

Martin Hürliman, Đstanbul-Konstantinopel, Atlantis Verlag, Zürih-Freiburg i. Br.

1957, 160 sayfa, 5 renkli levha ve 102 resim.

Belleten, AnkararTTK , C.XXm, S:89 ,Ocak 1956, s. 161-165.

Marcel Richard, Repertoire des bibliotheques et des catalogues de manuscrits. Grecs

(=Yunan el yazmaları ihtiva eden kütüphaneler ve kataloglarının repertuarı), Centre

National de la Recherche Scientifgique, Publications de l'Institut de Recherche et

d'Histoire des Textes:I, Paris 1958 XIX-276 sayfa ciltli. Belleten, AnkararTTK ,

C.XXm, S:92, Ekim 1959, s. 637-645.

Josef Fink, Die Kuppel über dem Viereck, Ursprung und Geştalt (Dör köşe mekân

üstünde Kubbe, menşei ve biçimi), Kari Albert Verlag. Freiburg i. Br.-München,

1958, 80 sayfa,

metin dışı 47 resim ve ciltli.

Belleten, AkararTTK , C.XXHI ,S:92 , Ekim 1959, s. 646-654.

Gerhart Rodenwaldt. Otto Magnus von Stackelberg, der Entdecker der grieschischen

Landschaft, 1786-1837 (Otto Magnus von Stackelberg, Yunan topraklarının

güzelliklerinin kâşifi, 1786-1837) München ve Berlin, 2. baskı (1959), 42 sayfa

metin, VII sayfa notlar ve indeks, ayrıca metin dışı 40, metin arasında renkli 4 levha,

1 portre, 1 harita, ciltli. Belleten, Ankara:TTK ,C.XXIV, S:93 ,Ocak 1960, s. 171-

176.

Kroum Tomkovsky, Les Mosquees de Bitola (=Bitola camileri), Üniversite de Skopje

Annuaire de la Faculte Technique, 1956-1957'den ayrı basım, 32 sayfa (Derginin s.

29-60), metin içinde 38 resim, plân ve kesit, ayrıca bir şehir plânı. Belleten,

Ankara:TTK,C.XXIX, S:94 ,Nisan 1960, s. 305-306.

Otto Spies, Türkisches Puppentheater, Versuch einer Geschichte des Puppentheaters

im Morgenland (=Türk kukla tiyatrosu. Doğu kukla tiyatrosu hakkında bir deneme),

Page 307: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

287

Die Schaubühne, Quellen und Forschungen zur Theatergeschichte, herausgegeben

Von Cari Nissen in Verbindung mit Artur Kutscher, 50 Emsdetten-Westf. 1959, 219

sayfa metin ve metin dışı 24 levha. Belleten, Ankara:TTK,C.XXIX, S:94 ,Nisan

1960, s. 307-310.

R. Van Luttervelt, De "Turkse" schtilderin jen van J.B. Vanmour en zijn school, De

Verzameling van Corneils Calkoen Ambassadeur bij de Hoge Porte, 1725-1743

(=J.B. Vanmour'un "Türk" tabloları ile ekolü, Babıâli nezdinde elçi Cornelis

Calkoen'in koleksiyonu), Uitgaven van Ret Nederlands Historisch-archaeologisch

Instituut te Đstanbul (Publications de l'Institut historique et archeologique neerlandais

de Stamboul), önder redactie van A.A. Cense en A.A. Kampmann, UJ. Đstanbul,

Nederlands Historisch-Archaeologisch Instituut in het Nabije Oosten 1958, 50 sayfa

metin (3 sah. Fransızca özet), metin dışı, biri renkli 39 levha, ciltli. Belleten,

Ankara:TTK, C.XXIX, S:94 , Nisan 1960, s. 311-316.

Gyula Moravscik, Byzantinoturcica, I. Die byzantinischen Quellen der Geschichte

der Türkvölker (= Türk milletinin tarihine dair Bizans kaynaklan). U. Sprachreste der

Türkvölker in der byzantinischen Quellen (=Bizans kaynaklarında Türk milletlerine

ait dil kalıntıları), Deutsche Akademie der Wissenschaften zu Berlin-Institut

Arbeiten, 10 ve 11. Berlin, Akademie Verlag 1958 (ikinci yeniden işlenmiş baskı), c.

1, XXVUI+609 sayfa. Cilt JJ XXV+376 sayfa. Belleten, Ankara:TTK, C.XXIV, S:95

.Temmuz 1960, s. 493-497.

Bir Karamanlıca Bibliografya Hakkında, S. Salaville ve E. Dalleggio'nun

Karamanlidika' sı.

Belleten, 9-11.

Marcel Röthlisberger, Die Türkei, Reise durch ihre Geschichte (=Türkiye, Tarihi

içinde seyahat), Kümmerly ve Fry Geographischer Verlag, Berlin 1959, 204 sayfa,

metin dışı 22 resim, ufak boy, ciltli.

Belleten, Ankara:TTK,C.XXVI, S: 102 , Nisan 1962, s. 363-365.

Page 308: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

288

Nikolaos K. Moutsopoulos, To arkhontiko tou Manolake ste Beroia (=Karaferye'de

Manolaki evi), Atina 1960, (Zygos dergisi sayı 56-57'den ayrı basım), 6 sayfa metin,

1 sayfa Đngilizce özet, metin içinde bir çok plan, kesit, detay, metin dışı bir çok

fotoğraf ile renkli 2 levha. Belleten, Ankara:TTK,C.XXVI, S: 102 , Nisan 1962,

s.367.

Severien Salaville ve Dalleggio Eugene, Karamanlidika, Bibliographie analitique

d'ouvrage en langue turque imprimes en caracteres grecs I 1584-1850,

(Karamanlidika, Yunan harfleri ile Türk dilinde basılmış kitapların analitik

bıbliografyası, I, 1584-1850), Collection de l'ınstitut Français d'Athenes, 47-Centre

d'Etudes d'Asie Mineure 16 (=Atina Fransız Enstitüsü Yayınları, 47-Anadolu

Araştırmalı merkezi yayını, 16), Atina 1958, XI+325 sahife, metin dışı 28 levha.

Belleten, Ankara:TTK,C.XXVI, S: 102 , Nisan 1962, s. 369-374.

Jan Reychman, Zycie Polskie w Stambule w XVIII wieku (-XVm. yüzyılda

Đstanbul'da Leh hayatı), Warzsava 1959, orta boyda, 300 sayfa metin içinde birçok

resim, ciltli. Belleten, Ankara:TTK,C. XXVm, S: 109 ,Ocak 1964, s. 165-168.

Behçet Unsal. Turkish islamic architecture in Seljuk and Ottoman times 1071-1923,

London, Alec Tiranti 1959, ufak boyda, VI+118 sahife metin içinde 34 plan, kesit

desen, metin dışında res. 35-130, ciltli. Belleten, Ankara:TTK,C. XXVffl, S:109

,Ocak 1964, s. 169-172.

Cyril Mango, Materials for the Study of the Mosaics of St. Sophia at Đstanbul

(Đstanbul'da Ayasofya'nın mozayiklerinin incelenmesi için malzeme), The

Dumbarton Oaks Studies, 8, Washington-The Dumbarton Oaks Research Library and

Collection-Trustees for Narvard University, 1962, büyük boy, XVII-145 sahife,

metin dışı IV diagram, 118 resim, ciltli. Belleten, Akara:TTK,C. XXVm, S:l 12 ,

Ekim 1964, s. 771-789.

Page 309: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

289

'Türk Sanat Tarihine Dâir Yugoslav Yayınları", Tarih Dergisi, Đstanbul: Đ.Ü.

Edebiyat Fakültesi, C.XI, S: 15 , Eylül 1960, s. 161-165

"Türk Sanat Tarihine ile Đlgili Yugoslav Yayınlan: H", Belleten, Ankara:TTK,

C.XXIX, S:l 14 , Nisan 1965,s. 375-386.

Kurt Erdmann, Die Kunst Irans zur Zei der Sassanıden (=Sasanîler devrinde Đran

sanatı), Mainz 1969, Florian Kupferberg, 148 sayfa metin ve krokiler, ayrıca metin

dışı levhalar halinde 102 resim, ciltli. Belleten, Ankara:TTK,C.XXXIV, S: 134 ,Nisan

1970, s. 259-266.

"Robert L. Van Nice, Saint Sophia in Đstanbul, an architectural survey (The

Dumbarton Oaks Center for Byzantine Studies-Trustees for Harvard University),

Washington, D.C. tz. (1966) Installment I, 56x92 cm. ölçüsünde 25 levhadan ibaret

albüm" . Belleten, Ankara:TTK, XXXII, S: 128, Ekim 1968, s. 585-590.

"Hansgerd Hellenkemper, Burgen den Kreuzritterzeit in der Grafschaft Edessa und

im Königreich Kleinarmenien, (Edessa Kontluğu ve Küçük Ermenistan Krallığında

Haçlı seferlerine ait kaleler), Geographica Historica I, Bonn 1976, XX-304 sayfa,

ayrıca 91 levha ve plan, 12 harita". Belleten , Ankara:TTK, C.XLI, S: 164 , Ekim

1977, s. 765-771.

"Andre Guillou, La civilisation byzantine (-Bizans Medeniyeti Paris Arthaud

yayınevi 1974, 620 sayfa, metin dışı 208 siyah-beyaz (heliogravure) resim, renkli 8

levha, 42 plân ve harita, ciltli" . Belleten , Ankara:TTK, C.XLH, S: 166 ,Nisan 1978,

s. 305-318.

"Alfred Friendly, Beaufort of the Admiralty, The life of Sir Francis Beaufort, 1774-

1857, (Đngiliz Deniz Kuvvetlerinden (Amirallikten) Beaufort Beaufort, Sir Francis

Beaufort'un hayatı, 1774-1857) London 1977, 362 sayfa.",

Page 310: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

290

Belleten, Ankara:TTK, C.XLVI, S: 183 ,Temmuz 1982, s. 659-666.

Max van Berchem, Opera Minora (=Küçük Yazılar), publie par les soins de la

Fondation Max Van Berchem, Editions Slaktine, Geneve 1978, 2cilt, I, XXXVI-I-64,

E, 615-1190 sayfa". Belleten, Ankara:TTK, C.XLV/2 , S:178 ,Nisan 1981, s. 115-

136.

"Đstanbul'da Ortodoks Kiliseleri Hakkında Yeni Bir Kitap", Kitap-lık, Đstanbul:

YKY, Ocak-Nisan 1995, s.19-20.

"Đstanbul Abideleri", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi

Yayını, S: 160, 2002, s.28.

"Camilerimiz", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını ,

S: 162, 2002, s.26

"Mitterlungen des Deutschen Excursions Clubs in Constantinopel,Bern", Đstanbul

Bülteni, Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını, S: 169, 2003, s.26.

"Alman Gezi Derneğinin Yıllık Dergileri", Đstanbul Bülteni, Đstanbul:Đstanbul

Büyükşehir Belediyesi Yayını, S: 169, 2003, s.26.

"Heinrich Glück, Die Bader Konstantinopels,Wien 1921", Đstanbul Bülteni ,

Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını, S: 178, 2004, s.24-25.

"Eugenio Dalleggio D'alessio,Le Pietre Sepolcrali di Arab Giami (Antica Chiesa di

S.Paolo a Galata), Genova 1942", Đstanbul Bülteni, Đstanbul Bülteni,

Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını, S: 178, 2004, s.25

"Ekrem Hakkı Ayverdi-19.Asırda Đstanbul Haritası,Đstanbul 1958", Đstanbul Bülteni,

Đstanbul:Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını, 2004, S: 178 , s.24.

Page 311: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

291

"Knut Olof Dalman,Der Valens-Aquadukt in Konstantinopel,Bamberg 1933",

Đstanbul Bülteni, Đstanbul rlstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayını, S: 178, 2004,

s.24-25.

Page 312: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

292

VI.1.5.ÇEVĐRĐLERĐ

Philipp Schweinfurth , "Jahrbuch des Osterrechishen Gesselleschaft"

Belleten , Ankara: TTK, C.XVI, S:64 ,1952, s. 599-606.

Philipp Schweinfurth , "Bizans Đkonografyasında Đsa" ,

Tarih Dergisi , Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, C.m, S:5-6 , Eylül 1951-Mart

1952/basımı 1953, s. 1-20.

Philipp Schweinfurth /'Đstanbul'da Komnenos'lar devrine ait bir mozaik" ,

Belleten, Ankara: TTK, C.XVn, S:68 ,1953, s. 489-494.

K. Nehring, "Münih'de Güney-Doğu Enstitüsünün Tarih Araştırmaları Dalı" ,

Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi , Đstanbul: Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi, S:

X-XI, 1983, s. 263-267.

"Prof. Schvveinfurth ve Feth'in 500.Yılı Nedeniyle Đstanbul Üniversitesi'nde Verdiği

Konferans", Dîvân, Đstanbul -.Bilim ve Sanat Vakfı yayını, S: 14, 2003/1, s. 185-193.

(Prof. Dr. Phılıpp Schweınfurth'un (1887-1954) 1953'de Đstanbul'un Fethi'nin 500.

Yılı Nedeniyle Verdiği Konferansın Türkçe Metni)

Charles Texıer, Küçük Asya, Ankara: Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri

Vakfı, 2002.160

160 Sadeleştirme ve çeviri yoluyla elde edilen metin, Semavi Eyice tarafından kontrol edilmiş olup,

yer adlarının Latince ya da Yunanca asıllarının belirlenerek verilmesi ricası,eserin orijinalindeki yer adlarının yazım şekli esas alındığından ve bu çalışmanın çeviri amaçlı olmasından dolayı yerine getirilememiştir.

Page 313: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

293

VI. 1.6.YAZDIĞI ÖNSÖZLER

Birgi'den Gevaş'a. Anadolu Notlan, N. Başgelen, Đstanbul 1981, s.no yok.

Philipp Anton Dethier in Constantinopel ,Ph. A. Dethier-Der Bosphor und

Constantinopel, Kerpen 1981, s. X-XIII.

Eminönü Camileri, Đstanbul 1987, 5-6, eserin yayınlayıcısı: Türkiye diyanet Vakfı,

Eminönü Şubesi.

Ahlat Mezartaşları .Beyhan Karamağrah, 1972, s.VII-K.

Bertrandon De La Broquiere'nin Deniz Aşırı Seyahati, Çev. Đlhan Arda, Eren

Yayıncılık, Đstanbul 2000.

Bizans Đstanbulu ve Doğu Seyyahları, Jean Ebersolt, Çev.Đlhan Arda, Pera Turizm

Yayınları; Türkçe (Orijinal Dili Fransızca), Đstanbul, 1996 .

"Takdim", Fatih Camileri ve diğer tarihi eserler, Đstanbul 1991

Boğaziçi ve Đstanbul, Philipp Anton Dethier, Çev.Ümit Öztürk, Eren Yayıncılık,

Türkçe , Đstanbul, 1993,s.l.

Đhtifalci Mehmed Ziya Bey, Bika, Eylül 2003

"A.Süheyl Ünver'den hatıralar ve eserine dair birkaç söz", A.Süheyl Ünver'in

Đstanbul'u, Đstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Đşleri Daire Başkanlığı Yayınları,

No:31,1996, s.XVII-XXI.

Page 314: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

294

VII.DEĞERLENDĐRME VE SONUÇ

Bir döneme imzasını atmış Roma Đmparatorluğu'nun doğu bölgesi Bizans ve

onun başkenti Konstantinopolis; yine bir döneme imzasını atmış Osmanlı

Đmparatorluğu ve onun başkenti Đstanbul...Tarih derslerinde bu imparatorlukların

askerî ve politik yaşamlarını öğrendik, oysa bize onların kültürel yapısından çok söz

edilmedi.Semavi Eyice, Türkiye'de Bizans sanatının tanınmasında ve bunun Osmanlı

sanatıyla karşılaştırılmasındaki çabalarıyla, kültürel yapıyı gözler önüne serdi.82

yıllık yaşamına sığdırdığı çalışmaları, kitap ve makaleleri, bir dönemin Bizans

sanatını ortaya koyduğu gibi, Eyice'nin tam bir Đstanbul âşığı olduğunu da

göstermektedir.Đstanbul üzerine araştırma yapmak isteyen, burada bulunan her bir

tarihî eser üzerinde çalışmak arzusunda olanların yollan mutlaka Semavi Eyice ile

kesişir.Bu bir rastlantı değildir. Eyice'nin eski eserlere ilgisi ilkokul yıllarında başlar

ve sonraki yıllarda da devam eder. Ortaokul ikinci sınıftayken boş vakitlerini ve tatil

günlerini Đstanbul'u gezmeye ayıran Eyice cami, kilise ve diğer yapıları

dolaşıyordu.Bu sırada elindeki kağıtlara birtakım notlar alıyor ve yapıların

fotoğraflarını çekiyordu.

Eyice'nin eski eserlere ilgisinin başladığı yıllarda Đstanbul büyük bir

değişimin içinde bulunuyordu.Yeni kurulan Cumhuriyet idaresi, Anadolu'dan göçün

artması, eski yerleşim yerleri üzerinde büyük bir değişim yarattı.Gerçi Đstanbul

Bizans Devleti döneminde bile büyük bir genişleme içine girmiş, ilk kurulduğu tarihi

yarımadaya sığmayıp Boğaziçi'ne,Marmara denizinin kuzey sahiline hatta Prens

Adalan'na kadar yayılmıştı. Bu arada Karadeniz ve Marmara denizinde aktif ve

hareketli ticarî faaliyet gösteren Cenova Cumhuriyeti ile Venedik Cumhuriyeti kalıcı

eserler bıraktılar.Galata yöresinin kurulması Cenova Cumhuriyeti'nin faaliyetinin bir

uzantısı olup, Bizans başkenti sınırlan içinde Venedikli vatandaşların yarattıklan

ticarethaneler, kiliseler, idare binaları her bir tarih evresinde etkili olurlar. 29 Mayıs

1453 günü gerçekleşen Türk fethi bu yöreye bir hareketlilik getirdi.Đşte bu gelişme

çeşitli araştırmacılar tarafından detaylı olarak incelendi ise de, bir bütün olarak ele

alma şerefi Semavi Eyice'ye aittir. Ele alınan tarihî kalıntılar ve onlara dair yayınlar

Eyice'nin eserlerindeki zenginliğin göstergesidir. Bu sayede bir Bizans kilisesi ile

Page 315: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

295

ilgili satırları okuyan birisi kendisini zaman tünelinden geçip, Türk devrinde bulur;

özellikle ihtisas sahibi olduğu "Camiye çevrilmiş Bizans kiliseleri" Türk idaresinde

özel bir yer tutan manastır ve diğer binaları konularını okuyanların hiç ummadıkları

bilgiler ile karşı karşıya kalmalannı sağlar.En sade bir çeşme üzerinde sürdürdüğü

araştırmasında konu ile ilgili en küçük notu ihmal etmez ve dipnotlarında belirtir.Bu

aşamada şahsi görüşlerini hiçbir zaman eksik etmez ve çok sene evvel gördüğü bir

kalıntıyı, inceler ise, kaleme aldığı sırada asla ihmal etmeden yerinde görür ve en son

durumu hakkında bilgi verir.

Semavi Eyice'nin eski eserlere dair ilk çalışması, Reşat Ekrem Koçu'nun

Đstanbul Ansiklopedisinde yer alan "Ahmet Paşa Mescidi" başlıklı makalesidir.

1962'den itibaren Đstanbul Ansiklopedisinde Đstanbul'un Bizans eserleri hakkında

yazdığı maddelerden başka özel çalışmalar yaparak ilmi makaleler yazmaya

başladı.Ve bunlardan ilki Đznik'te tesadüfen ortaya çıkmış olan bir Bizans kilisesi

kalıntısı hakkında oldu.Bundan sonra ilmi çalışmalarına bir taraftan Bizans sanatı

üzerinde devam ederken, bir taraftan da Türk sanatı, bilhassa Osmanlı sanatı üzerinde

yoğunlaştı.Semavi Eyice'nin bu son derece değerli olan çalışmalarında Đstanbul

Ansiklopedisi'nin büyük bir yeri bulunmaktadır.Reşad Ekrem Koçu tarafından

başlatılan bu ansiklopedide ilk ürünlerini vermesi, yıllar boyu sürecek bir birikimin

yaratılmasını sağladı.Çok takdir ettiği ve bizlere tanıttığı Koçu'nun bu çabasının

yarım kalmasından epey zaman sonra, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı'nın ortaklaşa

olarak yayımladığı "Dünden Bugüne Đstanbul Ansiklopedisi" Semavi Eyice'nin

katkıları ile değer kazandı.Eyice, bitirilen bu önemli eserde elindeki kayıtları

değerlendirdi.Bazı konulardan feragat edip, genç araştırıcıların kendilerini

geliştirmesine olanak verdi.Bu ciltlerde, Đstanbul Ansiklopedisi kavramını

incelemesinin yanında, Reşad Ekrem Koçu başta olmak üzere "Đstanbul

Tarihçilerini"de unutulmaktan kurtardı.

Semavi Eyice, çalışmalarıyla birçok ilke imza attı.Bu çalışmalarında

Türk mimarisi önemli bir bölümü kapsamaktadır.

Türk mimarisi tarihinin bir sentezinin meydana getirilebilmesi için her şeyden

önce Osmanlı devri Türk âbidelerinin imkân nispetinde doğru olarak tanınmaları

gerekir. Türk medeniyetinin en harikulade eserlerini verdiği saha hiç şüphesiz

mimaridir. Osmanlı devri Türk mimarisinin bilhassa başlangıç dönemindeki bina

Page 316: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

296

tiplerini tespit etmek ve bu arada belli başlı tarihî anıtları yeniden tetkik süzgecinden

geçirerek değerlendirmek, nihayet çeşitli tiplerin sınıflanmasındaki yerlerini bulmak

muhakkak ki, bu hayret verici bir canlılığa sahip mimarinin kudret ve büyüklüğünü

anlayabilmek ve tabiatıyla anlatabilmek için şarttır. Türk Devrine ait eserleri

hakkında şimdiye kadar çok sayıda yayın yapılmış olmasına rağmen, bazı eski anıtlar

ile ilgili sorunların hepsi aydınlanmış değildir.Semavi Eyice'nin profesörlük çalışması

olan, zâviyeli camiler konusu çeşitli yapılarla paralellikler kurulabilmekle birlikte, bu

plan şemasının hangi yapı tipinden kaynaklandığı tartışma konusudur.Bir görüşe göre,

haç planlı Bizans kiliselerinden, bir başka hipoteze göre de Anadolu'daki kapalı

avlulu medreselerden doğmuştur.Đstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesinde 1957

ders yılında Türk sanatı ile ilgili olarak yaptığı derslerde, Osmanlı dini mimarisinde

bir tipoloji denemesi ile ilgilenen Eyice, Osmanlı devrinde, dini mimaride rastlanan

başlıca plan tiplerini ayırıp, bunların kaynaklarını, sanatsal özelliklerini ve başlıca

örneklerini belirtmeye çalışmıştır. Türk sanatı hakkında en başta gelen

çalışmalarından biri ilk Osmanlı kuruluş ve yayılış devrinde hakim durumda olan bir

mimarî tipin , önceleri "Bursa tipi camiler" denilen, bir süre de "Ters T", veya "_L

biçiminde" garip bir ad verilerek gruplandırılan dinî mimarî tipi üzerinde yoğunlaştı

ve bu konuda "Đlk Osmanlı Devrinin Dinî-Đçtimai Bir MüessesesirZâviyeler ve

Zâviyeli-Camiler" başlıklı oldukça kapsamlı bir makale yazdı. Ayrıca Đstanbul'un

bazı Osmanlı eserlerinin iyi bilinmeyen bazı özellikleri hakkında araştırmalar yaptı.

Hakkında şimdiye kadar hayli çok yayın yapılmış olmasına rağmen Đstanbul'daki Atik

Ali Paşa Camii'nde bu bakımdan üzerinde durulması gereken bir eser olduğunun ve

Türk mimarî tarihindeki hakiki yerini bulmamış olan bu caminin orijinal mimarisinin

bazılarının sandıkları gibi tabhaneli bir cami değil, ilk Fatih Camii'nin bir benzeri

olarak yapıldığını kaynaklardaki bazı bilgilerin yardımıyla ispat etti.Ve bu camii gibi

Türk sanat tarihinde yanlış değerlendirilmiş olan; Afyon Karahisar yakınında

Boyalıköy'de yer alan külliye, Kayseri'de şehir dışında bulunan Köşkmedrese denilen

yapı ve Nilüfer Hatun Đmareti örneğinde olduğu gibi birçok yapıyla ilgili yıllardan

beri süregelen yanlışlıklar düzeltildi.Bu yapıların içinde yer alan büyük Türk mimarı,

Koca Sinan'ın yaptığı eserlerden Bâlî Paşa Camiide üzerinde çözüm bekleyen bir

takım tarih problemlerinin toplandığı bir eserdir.Bazı yayınlarda bu eserin II.Bayezid

devrinde

Page 317: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

297

yaptırıldığı ve ancak az sonra Mimar Sinan eliyle yenilendiği ileri sürülmüstür.Fakat

Eyice, Đstanbul Vakıflar Tahrir defterindeki kayda dayanarak caminin ILBayezid

değil, Kanunî Sultan Süleyman zamanında Mimar Sinan tarafından inşa edildiğini

ortaya koymaktadır.Bu makale yayımlandıktan az sonra ortaya çıkan Bâlî Paşa'nın

torunu Mehmed Rebii Hatemî Baraz tarafından evindeki eski evrakın arasında

bulunan bu caminin vakfiyesi Semavi Eyice'nin görüşünü tam olarak

desteklemektedir.Ve böylece tarihe mal olan bir hata daha Eyice tarafından açıklığa

kavuşturulmuştur.

Eyice'nin tüm bu çalışmalarının ötesinde Đstanbul'un özel bir yeri olmuştur.

Türk devrinde yaratılan Fatih Külliyesi, Bayezid Külliyesi, Haliç, Telgrafhane,

Bedestenler ve bunlar arasında özel bir yer tutan Elçi Hanı, farklı belgeler ile

araştırılmıştır.Bunların hepsinin üstünde Ayasofya'nın araştırmalar içinde özel bir

yeri bulunmaktadır.Bizans sanatı uzmanları tarafından çok şık ciltler halinde tanıtılan

bu sanat abidesinin Türk çağındaki yeri, Türk Đslâm sanatının buraya yansıması,

burayı süsleyen sanat eserleri ve hatta bunların banileri, Eyice aracılığıyla

tanıtılmıştır.Müştemilâtında bulunan yapılar ve bunların Bizans kadar Türk devrinde

de nasıl kullanıldığı incelenirken, hiçbir kayıt gözden kaçırılmamış,depolarda yanlış

kodlanmış eserler yerine konulmuş ve en son basan olarak da mozaikten yapılma bir

tuğra esas yerine konulmuştur.

Semavi Eyice, bilimsel çalışmalarında Đstanbul ile sınırlı kalmadı; Türk

sanatının yayıldığı her bir şehri ve Anadolu'nun unutulmuş köşelerindeki kalıntıları

incelerken, erken dönemlerden başlayarak geçirdikleri evrelere değindi.Đznik'te yanlış

olarak tekke sanılan bir yapının bütün elemanlarıyla eksiksiz bir çifte hamam

olduğunu tespit edip, planıyla birlikte yayımladı.Bu vesileyle Osmanlı hamam tipleri

sınıflandırılmış bulunuyordu.Diğer önemli çalışması Osmanlı mimarisinde önemli bir

yapı tipi olan bedestenler üzerinedir. Ve bu konuda konferans ve bildiriler veren

Eyice, yaptığı çalışmalarının özetini yayımlaması mümkün olabil di.Bu özet Đslâm

Ansiklopedisinde "bedesten" maddesinde yayımlandı.Araştırmaları neticesinde

Osmanlı bedestenlerinin zengin bir listesi ortaya çıktıktan başka, bunların çeşitli

tiplerini de tespit etmiştir.

Osmanlı devri Türk mimarisinin ilk devrine ait örnekleri eksiksiz bir şekilde

sunmaya çalışan araştırmacılann gösterdiği çabaya rağmen harcanan emek ne kadar

Page 318: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

298

büyük olursa olsun yine de köşede bucakta gözden kaçan bazı eserler kalmıştır.Eyice,

Osmanlı devri Türk Sanatı hakkındaki arastırmalannda, bazı ileri gelenlerin

Đmparatorluğun çeşitli köşelerinde meydana getirdikleri eserleri toplama gayreti

içinde, bu eserler ile ilgili bilgileri etraflı bir şekilde tetkik etmiş ve bu çalışmaları

toplu olarak sunma gayreti içinde olmuştur. Eyice tarafından tanıtılan Türk âbideleri

de bugün artık milli sınırlarımızın çok uzağında kalmış, hakkında yayınlar yeterli

olmayan veya unutulmuş olan eserlerdir. Sofya Yakınında Đhtiman'da Gazî Mihaloğlu

Mahmud Bey Đmaret-Camii, Akyazılı Tekkesi, Batı Yunanistan'da yer alan Faik Paşa

Camii, diğer yandan Sofya'da kiliseye çevrilmiş olan Mimar Sinan'ın eseri Bosnalı

Sofu Mehmed Camii ve XVI. Yüzyıl'ın başlannda yapılan Trakya'da bulunan

köprüler içinde en önemli olan Bulgaristan Svilengrad'da Mustafa Paşa

Köprüsü(Cisr-i Mustafa Paşa) bunlardan sadece bir kaçıdır.

Eyice çok yıl önce Beyhan Karamağralı'nın kitabına yazdığı takdim

önsözünde161 şunları söylemiştir: "Sanat, bir milletin zevkini geleneklerini ortaya

koyduğuna göre, bunun tarihini araştırırken, çalışmaları yalnız bir yapı çeşidine

inhisar ettirmek yanlış olur.Türk sanatı tarihinde de ilk denemelerde bu yol tutulmuş ,

cami mimarisi ve tezyinatı yardımıyla Türk sanatı esaslan, gelişmesi, özellikleri

ortaya konulmak istenmiştir.Halbuki Türk sanat tarihi yalnız dini mimarinin bir yapı

türünde değil, fakat daha pek çok başka türlerde de araştırmak,tarih içinde gelip

geçmiş "fani" lerin sanat zevk ve tutumunu ortaya koymakla, o milletin medeniyet

tarihindeki yerini tayinde büyük faydalar sağlayabilir." Bir çok farklı konuda eser

vermesi bu düşüncesinin ürünüdür. Bu düşüncesinden hareketle pek çok konuda

tarihçi titizliğinde araştırmalar yapan Eyice, eski Türk hayatını gerçek özellikleri ile

bize yansıtan belgelerden pek azını tanıdığımızı dile getirmekte ve bir rastlantı

sonunda karşılaştığı küçük bir eseri, bu bakımdan değerli bulduğundan üzerine dikkat

çekmiş ve bu vesile ile daha başka benzerlerinin de tespit olunabileceğini umduğunu

ifade etmiştir.Makaleye konu olan eser, Eyice'nin Edirne'deki Yıldırım Bayazid

Imareti'nde (Camii) araştırma sebebiyle bulunduğu bir esnada imaretin tabhânesinin

yan penceresi duvarındaki tespit edilen kara kalemle çizilmiş

161 Beyhan Karamağralı, Ahlat Mezartaşları, Ankara, 1972. "Eser Hakkında"

Page 319: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

299

desendir.Bu tek unutulmuş desen gibi tek başına Eyice'nin çalışma konusu olan,

Kırşehir'deki 709 (1310) tarihli tasvirli bir Türk mezartası, özel bir koleksiyonda

rastlanan tarihi Baltaoğlu Süleyman Bey'in kılıcı ve hatta Romanya'da bir

yerli(boyar) malikânesinin kapısının kenarında yer alan ve üzerinde bir Osmanlı

kitabesi olan çeşme teknesiyle bile sanat aleminde uzun bir yolculuk yapılır.Türk

Sanat ve tarihine tek eserden bile yola çıkılarak yapılan etraflı tetkikler sonucunda

ortaya çıkan sonuçlar bize gösteriyor ki bunlar, eksik kalmış bir bulmacanın parçaları

gibidir.

Devletimizin kurucusu M.Kemal Atatürk, Semavi Eyice'nin kaleminden

incelendiği zaman, tarih, sanat, kültür çalışmalarına katkıları ile tanınır.Küçük yaştaki

Mustafa Kemal'in yetiştiği Selanik bölgesi detaylı olarak incelenmiştir.Diğer yandan

Eyice, M.Kemal'in uğruna savaştığı bayrağımızda yer alan ay-yıldız motifini Fevzi

Kurtoğlu'nun, resmi devlet alâmeti olarak kabulünü sadece HI. Selim devrine

çıkarmasına karşılık Eyice, tarihi vesikalar ışığında verdiği birkaç örnekle dahi

Türklerde ay-yıldız motifinin Osmanlı tarihinin klâsik çağında da varlığını

ispatlamaktadır.

Semavi Eyice, eserler üzerine çalışmalar yapan kişiler için de özel

araştırmalar yayımlamış olup ve halen elinde bu konuda çok zengin bir malzeme

bulunmaktadır.ĐstanbuFun tarihi geçmişi için yaratmada katkıda bulunan hatta Mimar

Sinan başta olmak üzere, büyük bir monografi hacmindeki Mimar Kasım Ağa yazısı

banileri nasıl takdir ettiğini içerir ve ayrıca bu yapılan incelemiş olan Emest

Mamboury, P.Schweinfurt, Ali Saim Ülgen, Mehmed Ziya, Albert Gabriel,

E.Tekiner, Reşad Ekrem Koçu ve daha birçok kişi onun kalemi sayesinde yaratılan

sayfalarda yaşatılmıştır.Bu çalışmalarında özellikle Türk müzecilik tarihinin

başlarında önemli bir yer tutan Dr.Dethier ve Türk tıp tarihinde önemli çalışmaları

bulunan Dr.Bernard gibi yakın tarihimizin kültür hayatında temiz bir isim bırakmış

olan şahısların çalışmaları sonraki nesillere aktarılmıştır.

Osmanlı Đmparatorluğunun zayıflaması ile birlikte, Đstanbul'da büyük zararlar

veren 1894 depremi ve 1908, 1911, 1918 yıllarındaki korkunç yangınlar bu büyük

şehrin tarihi eserleri arasında büyük boşluklar meydana getirmiştir.Đstanbul tarih

boyunca deprem ve yangınlardan muhakkak ki defalarca zarar görmüş idi.Fakat

Đmparatorluğun çöküşü, uzun harp yılları ve bunu takip eden mağlubiyet, şehrin

Page 320: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

300

işgali ve bütün bu felaketlerin tabii bir neticesi olarak halkın imkân ve görüşlerinde

meydana gelen değişiklikler, harap olan bir çok eserin evvelce olduğu gibi, tamir ve

ihya edilmelerine imkan vermemiştir.Đkinci Dünya savaşı yıllarından itibaren

Đstanbul'un yirmi -yirmibeş yıl içinde yeni inşaatlarla adeta dolması ve bu arada

şehrin eski topoğrafik düzenini çok değiştiren, zaman zaman imar adı altında yapılan

bir takım şehir düzenlemeleri, bu harap veya yıkıntı halindeki eski eserlerin çoğu defa

habersizce ortadan kaldırılıp yok olmasına sebep olmuştur. Diğer yandan, Türk tarihî

anıtları arasında en fazla tahribe uğrayanlar hiç şüphe yok ki eski mezarlıklar ve

mezar taşlarıdır. Osmanlı Đmparatorluğu'nun XDC. yüzyılın ortalarından itibaren

topraklarını kaybetmesi, pek çok mezarın gurbette ve korumasız kalmasına yol açmış,

tarihimizde iz bırakmış bir takım şahısların son hatıraları da böylece unutularak yok

olmuştur. Bugünkü millî sınırlarımız içinde kalan mezar ve mezarlıkların ise

durumunun daha iyi olduğu iddia edilemez. Tarihi mezarlıklar garip gerekçelerle,

fakat aslında en "kolay arsaya çevrilebilir" yer olduklarından ortadan kaldırılmış ve

binlerce sanatsal ve tarihi değere sahip mezar taşı yok olup gitmiştir.Eyice, ortadan

kalkan eserler üzerinde durarak bunlar hakkında toplayabildiği bilgileri bir araya

getirmiş ve bu notları elde edilebildiği resimler ile de zenginleştirmiştir. Bu defa

planlar ayrı seriye devam edecek ve şehrin çeşitli köşelerinden lüzumsuz ve hatta

sebepsiz ortadan kaldırılarak yok edilmiş tarihi eserlerinden bir kaçının daha hiç

değilse hatıralarını makalesiyle yaşatmaya çalışmıştır.Bu eserlerin çoğu kayboldu ise

de, umulmadık bazı eserlerin ihyası, eserlerine yansıyan hususlardır.

Batı ülkelerinde Osmanlı devri boyunca Türkler ve Türkiye ile ilgili pek çok

resim yapılmış ve bunların bir kısmı çeşitli tekniklerde gravürler olarak Avrupa'nın

arşiv ve kütüphanelerinde kendileri ile ilgilenecek bir meraklıyı beklemektedir.

Geçen yüzyıllarda Türkiye'ye gelen Batılı ressamların meydana getirdikleri resimler,

gerek eski Türk dönem güncel hayatını, gerek şehirlerimizin ve anıtlarımızın eski

görünüşlerini en iyi şekilde yansıtan belgelerdir. Bu resimlerin bir kısmı basılarak

geniş ölçüde tanınmış, bazıları ise özel veya resmi koleksiyonlarda unutulup

kalmıştır.Çoğu eski seyahatname ve tarih kitaplarında olmakla beraber bir kısmı

münferit olarak da basılmış çok sayıda gravür vardır ki, bunlar kültür tarihimiz

bakımından eşsiz değerdedir.Bu grubun içine eski harita ve planlan da koymak

Page 321: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

301

mümkündür.Bu sahada şimdiye kadar yeterli oranda çalışma yapılmadığından bu

çeşit eserlerin mahiyetlerini, birbirleri ile ilgilerini, çeşit emellerini ve hatta

yapıldıkları devirleri bilmemekte ve bu yüzden bunlardan gerektiği gibi

faydalanmamız mümkün olmamaktadır.Bu resimlerden belki en önemlisi sanatkârı

bilinmeyen Amsterdam'da Rijsksmuseum'daki yağlıboya tablonun Halep'i değil

Ankara'yı XVII. veya XVffl. yüzyıllardaki hâli ile tasvir ettiğinin Eyice tarafından

yapılan tespitidir.Bu resim, şehrin bugüne kadar gelebilen topografya özelliklerine ve

eski eserlerine uygun olduğu gibi, şehrin endüstri ve ticaret hayatını ve hatta

etnografyasını da bütün canlılığı ile yansıtmaktadır. Böylece ilk defa Eyice sayesinde,

eski Ankara'nın şimdiye kadar bilinmeyen bir vesikası ilim dünyasına sunulmuştur.

Eyice'nin esas çalışma sahasının dışında, özel ilgi duyduğu ve üzerinde

araştırmalar yaptığı bir konu vardır. Türkiye'ye gelmiş olan yabancı seyyahlar ve

bunların arasında bilhassa tasvir bırakmış olanlar veya yayınladıkları

seyahatnameleri, gördükleri yerler ile ilgili resimler ile süslemiş olanlar.Çeşitli

tekniklerde yapılmış olan bu resimler değerli birer vesikadır. Maalesef bugüne kadar

bunlar üzerinde çok fazla durulmamış yeterince çalışılmamış ve bunları bizler bugüne

kadar vesika olarak değerlendirememişizdir. Bu yüzden bazı tarih araştırmalarını

daha zenginleştirmek imkânından mahrum kalmışızdır. Halbuki, bu resimler üzerinde

biraz daha derinleşecek olursak, bir çok yeni bilgiye ulaşmamız mümkün

olacaktır.Eyice, Đstanbul'u ziyaret ederek kitap yazan kişileri ve özellikle de

araştırıcıları tanıtmıştır.Bu alanda kitap yazan ve tarih literatürüne "Seyyahlar ve

Seyahatnameleri"diye geçen konu, Semavi Eyice tarafından bir tek dipnotu

doldurmak için değildir, her birisinin Türk sanatına ne gibi bilgiler kattığına da

değinir.Đncelenmiş olan seyyahlar bir tek Đstanbul ile sınırlı kalmamıştır.Eyice

Türkiye ile ilgili olan ve Anadolu, Trakya topraklarını ziyaret eden gezginlerin

bilgilerini değerlendirdiği kadar, kitapları yayımlanan baskı miktarının azlığı

yüzünden az tanınan kişileri de ilim dünyasına tanıtmayı başarmıştır.

Bütün bu beceriler kısa bir zaman zarfında bir araya getirilen bilgiler

değildir.Bu kalıcı bilgilerin sağlanması, Semavi Eyice'nin kitapseverliğinden

kaynaklanır.Gerçek anlamda bir kitapsever olan Eyice, ilk gençlik yıllarından itibaren

yarattığı özel kütüphanesinde ihtisas ve merakı ile ilgili eserleri

Page 322: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

302

toplamıştır .Bu toplama, gelişi güzel değil, geliştirdiği konular ile sıkı bağlantılıdır.Bu

kitaplar özellikle Đstanbul, Bizans tarihi ve sanatı, Osmanlı Türk tarihiyle ilgili

yayınlar olmakla beraber, bunlara ek olarak klasik arkeoloji ve Türkiye'nin tarihi

coğrafyası üzerine, sanat tarihi, genel sanat tarihi, Türk sanatı gibi Eyice'nin

ilgilendiği konuların belli başlı yayınlarını içermektedir.Bu özelliği şimdi emeklilik

yıllarında bile sürdürmektedir.Eyice'nin yıllarca emek verip oluşturduğu kütüphane

bile tek başına onun Türk kültür ve sanatındaki katkısını ortaya koymaktadır.

Anadoluyu karış karış gezerek incelemeler yapan Eyice'nin elinde daha

yayımlanmamış ve yayımlanmayı bekleyen birçok çalışma mevcut...Toros dağlarında

ve Silifke kıyılarında toplanmış olan malzemeler bir kenarda durmaktadır. 1925-1930

yılları arasında Kağıthane deresinde resimler çekilmiş bir Alman profesörünün

malzemesi, Kağıthanenin o şaşaalı devri geçtikten sonraki ilk fotoğrafları bir torba

doluşu, Kağıthane malzemesi, Đstanbul'da camiye çevrilmiş kiliseler konusu , Amasra

, Silifke ve çevresindeki arastırmalann dosyası , Kırşehir dosyası, Karış karış Trakya

gezisi sonucu oluşan notlar, Türkiye'ye gelmiş Avrupalı ressamlar ve seyyahlar

hakkında çıkan birkaç makale dışında da yazılmayı bekleyen konulardır. Dosya

dememek lazım belki, koca koliler, bunun gibi daha niceleri ve bunların dışında

tasarladığı düşündüğü bazı konularda bulunmaktadır. Bunun ancak bir kısmını

yayımlayan Eyice, elindeki bilgileri kitap yapma hayalini

gerçekleştirememiştir.Yıllarını sanat tarihine vermiş bir bilim adamının, hele hele

Đstanbul'u sokak sokak gezmiş, her köşesini çok iyi bilen bir kültür adamının

yetişmesi gerçekten çok zordur.Bütün bu özelliklere sahip olan Eyice, yıllar sonra da

Đstanbul dendiğinde ilk akla gelecek bilim ve sanat adamı olacak.Kaleme aldığı

yüzlerce kitap ve makale ise araştırmacıların yıllarca yararlanacağı birer kaynak

olmayı sürdürecek.

Semavi Eyice, ülkemizde sadece Bizans dönemi değil, ilk kurulduğu günden

Cumhuriyet dönemine kadar tarihi ve sanat tarihi ile özdeşleşmiş bir isim... Eyice'nin

ürettiği o güzel eserleri izleyebilmek, kendisiyle birlikte bu dönemlere ulaşabilmek ,

sanırım farklı bir ayrıcalık olarak kalacaktır.

Page 323: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

303

KAYNAKÇA

I.CUMHURIYET DÖNEMĐ KÜLTÜREL ORTAM

Hilmi Yavuz •."Cumhuriyet Dönemi Kültür Tarihine Genel Bir

Bakış", Cumhuriyet'in 75. Yılında Kültür ve Sanat

Sempozyumu Bildirileri, Đstanbul:Sanat Demeği

yayınlan, 2000, s.9.

AKKAYA, Gülcan Başar :"Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk Dönem Kültür ve

Sanat Anlayışı", Sanat ve Bilgi,

Http://www.Sanatvebilgi.com/, S:2,Temmuz 2003.

AKKAYA, Tayfun : "Tarihsel Bir Çizgi Đçinde Müzeciliğin Temel Đlkeleri

ve Nitelikleri", Ankara Sanat Dergisi, S:239 , Mart

1986, s.16-18, 33.

ASLANAPA, Oktay :"Türkiye'de Türk Sanatı Araştırmalarının Gelişimi",

Cumhuriyet'in 75. Yılında Kültür ve Sanat

Sempozyumu Bildirileri, Đstanbul:Sanat Demeği

yayınlan, 2000, s.53-61.

ATASOY, Sümer : Müzeler ve Müzecilik Bibliyografyası (1926-1976),

T.T.O.K.Yayını, Đstanbul, 1979.

ATASOY, S. - BARUT, N.: Müzeler ve Müzecilik Bibliyografyası (1977-

1995),Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü Müzecilik Anabilim Dalı, Yay. No: 306,

Đstanbul, 1996.

Page 324: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

304

Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C.I (Toplayan: Nimet Arslan), Ankara, 1961,

s.317.

Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. m, 2. Baskı, Ankara 1959, s.125.

Atatürk'ün Söylev Demeçleri 2, Türk Đnkılap Tarihi Enstitüsü, Ankara,1959.

ELĐBAL, Gültekin : Atatürk ve Resim, Türkiye Đş Bankası Kültür

Yayınları, Đstanbul,1973.

EROĞLU, Hamza : Türk Đnkılâp Tarihi, Đstanbul 1982, s.304-308.

EYĐCE, Semavi : 'Türkiye' de Bizans sanat tarihi araştırmalarında 50

yılım",Türkiye Arkeolojisi ve Đstanbul

Üniversitesi(1932-1999), Ankara, s. 444-447.

___________ : " Arkeoloji ve Sanat tarihi Hakkında", Arkeoloji ve

Sanat, Nisan-Mayıs 1978, Đstanbul, s.6-7.

___________ : Semavi Eyice, "Türkiye'de Bizans Sanatı Araştırmaları

ve Đstanbul Üniversitesinde Bizans Sanatı",

Cumhuriyetin 50. Yılına Armağan Đstanbul

Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, s. 375-428.

___________ : "Türkiye'de Bizans Araştırmalarının Tarihçesi", Semavi

Eyice,Cumhuriyetin Yetmişbeş yılında Kültür ve

Sanat (18-19 Mart 1999 Sempozyum Bildirileri),

Đstanbul: Sanat Tarihi Derneği Yayınlan, S: 5, s.35-51.

GĐRAY, Kıymet : "Osman Hamdi Bey", Thema Larousse Ansiklopedisi,

Đstanbul:Milliyet Yayınları, C.6, 1993-1994, s.332-333.

Page 325: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

305

ĐĞDEMĐR, Uluğ rCumhuriyet'in 50.yılında Türk Tarih Kurumu,

TTK, 1973.

ĐNAN, Afet : ILTürk Tarih Kongresi, Tebliğler ve Nutuklar,

Ankara, 1937.

ĐNAN, Đnan : Düşünceler ile Atatürk, TTK, 1983.

OĞAN, Aziz : "Türk Müzeciliğinin Yüzüncü Yıl Dönümü", Türkiye

Turing Otomobil Kurumu Belleteni, S: 61, Şubat

1947,s.8-19.

ÖNDER, Mehmet : Atatürk ve Müzeler, Türkiyemiz Dergisi 50. Yıl Özel

Sayısı, Đstanbul 1973.

ÖZGÜNEL, Coşkun :"Cumhuriyet Dönemi Türk Arkeolojisi",

Cumhuriyet1 in 75.Yılında Kültür ve Sanat

Sempozyumu Bildirileri,Đstanbul:Sanat Derneği

yayınları, 2000, s.25-34.

TANSUĞ, Sezer : Çağdaş Türk Sanatı, Đstanbul 1996, s. 157.

ÜSTÜNĐPEK, Mehmet : Cumhuriyet'in Đlk 50 Yılında Sanat Piyasası, T. Đş

Bankası Kültür Yayınlan, Đstanbul 1999.

YÜCEL, Unsal : Çağdaş Düşüncenin Işığında Atatürk, Đstanbul 1983,

s.417.

Page 326: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

306

II) SEMAVĐ EYĐCE'NĐN HAYATI VE ESERLERĐ HAKKINDA

ADNAN, Amiral Fahri : Türk Tarih Kurumu Kuruluş Amaçlan ve

Çahşmaları,Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınlan ,

1983, s. 718-737.

AKÇAOĞLU, Yasemin :"http://www.sema vievice.com/". 2004.

Ana Britanica, Đstanbul: Ana yayıncılık, C.8, 1987, s.404.

ANADOL, Çağatay ."Semavi Eyice", Đstanbul dergi, Tarih Vakfı, S: 12,

1995, s.16-20.

ASLANAPA, Oktay :"Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünün

kuruluşunun otuzuncu Yıldönümü-Prof. Dr. Semavi

Eyice'nin Yayınları-, Sanat Tarihi Yıllığı, C.VI

,(1974-1975), s. 10-15."

BAYKAL, Saadet :"Özyaşamöyküm", Yaşamöyküm-Salı Toplantıları,

Đstanbul:YKY(2001-2002), Haziran 2004, s.73-103.

Büyük Ansiklopedi,Đstanbul:Milliyet Yayınları, C.5, Yıl: 1990, s. 1639.

Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Đstanbul:Gelişim Yayınlan, C.7, 1988,

s.3930.

Büyük Saatli Maarif Takvimi, 2 Aralık 2003.

"Bizans Sanatı Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Semavi Eyice'nin Bizans Sanatı ile Đlgili

Yayınları", Cumhuriyetin 50. yılına armağanı, Đstanbul, 1973, s. 421-428.

Page 327: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

307

"Doç Dr. Semavi Eyice'nin biografisi- Doç Dr. Semavi Eyice'nin başlıca Yayınları",

Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kürsü ve Enstitüsü'nün

Öğretim ve Araştırma Çalışmaları, 1943-1962, Đstanbul 1962, s. 97-102.

GARAN, Cemile :"Prof. Dr. Semavi Eyice Kimdir?", Sanat Olayı, S: 59

Nisan ,1987, s.35.

_____________ :"Prof. Dr. Semavi Eyice ile toprak Üstü Çalışmalar

Üzerine", Sanat Olayı , S:59, Nisan 1987,

(bsk.Aralık 2001), s. 35-37.

Günümüz Türkiyesinde Kim Kimdir/YVho's Who in Turkey,(2.baskı), Đletişim

yayınlan, 1987-1988, s.270-271.

Hürriyet Gösteri, S:200, Ağustos-Eylül 1997, s.56.

"Anıt tarihçi-Semavi Eyice", Historian of Istanbul's Monuments, Kasım 1995,

s.37-40.

KABAÇALI, Alpay -."Bizans Sanat Uzmanı, Tarihçi, Arkeolog Semavi Eyice-

ĐstanbulTutkusu", Cumhuriyet ,10 Temmuz, 1989,s. 16.

KOKSAL, Aykut :"Söyleşi. Prof. Dr. Semavi Eyice ile", Arredamento&

Dekorasyon ,Nisan ,1990, s. 36-42.

MADRA, Beral :"Bu sayımızın konuğu-Semavi Eyice" , Arkeoloji ve

Sanat ,C20, S:21 ,1984, s. 21-24.

Meydan Larousse, ĐstanbuhMeydan Yayınevi, C.4, Yıl: 1978,

s.467.

Page 328: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

308

ŞAKĐROĞLU, Mahmut : Prof.Dr.Semavi Eyice Bibliyografyası,

Ankara:Turhan Kitapevi, 1991.

_________________ :"Prof.Dr.Semavi Eyice Bibliyografyası", Semavi Eyice

Armağanı, Đstanbul:TTOK, 1992.

ULU ABA, N. :"Semavi Eyice", Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C. 1,

1997, s.572.

SARIAHMETOGLU, Emsal:"Geçmişten Geleceğe Uzanan Bir ÇınanSemavi

Eyice",Sesamos, y.y.

Skyhfe ,Yıl: 13, S:151, Kasım ,1995, s.37-40.

TOK, Gökhan :"Sanat Tarihinden Tarihe Bizanstan Osmanlıya Bilimden

Kültüre Semavi Eyice", Bilim ve Teknik ,C. 30, S:353,

Ankara, 1997, s.82-89.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, Anadolu Yayımcılık, 1983, C.4, s.2065-

2066.

YÜCEL , Erdem :"Eyice, Mustafa Semavi" , Đstanbul Ansiklopedisi, C. V

,1971,s. 5434-5436.

Page 329: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

309

IH) SEMAVĐ EYĐCE HAKKINDA GAZETE VE DERGĐLERDE ÇIKAN

RÖPORTAJLAR, ÇEŞĐTLĐ HABERLER

ARMAĞAN ,Mustafa : "Semavi Eyice Đle Boğaziçi Üzerine", ĐSTANBULLU

,Đstanbul:Đstanbul Belediyesi yayını, S: 1, Yıl:l, Ekim,

1998.

BAŞGELEN,Nezih : "Bizans Đstanbul'u", Đstanbul'un Dört Çağı Đstanbul

Panelleri, Đstanbul:YKY, Ağustos (sohbet, 15 Haziran

1993 tarihinde yapılmıştır), 1996, s. 11-39.

"Bu imza yanlış", Cem , Yıl:7, S:64, Mart 1997, s. 12-13.

EKEN, Ahmet :"Türkler Đstanbul'u Alınca Yeniden Đskân ve Đnşa

Ettiler",Çağdaş Şehir Kent Kültürü Dergisi, S: 4

,Haziran 1987, s. 54-55.

EKEN , Ahmet :"Selçuklu'dan Cumhuriyet'e Mimari Geleneğin Ana

Hatları"başlıklı 'Dosya' üzerine: "Hıristiyanlıkta

Mimari Değişiklikler Anadolu'dan Çıkmıştır", Sanat

Dünyamız, Yıl:15 , S: 41 , Bahar/Yaz 190, 1990, s. 12-

15.

EKREM, Işın :"Bizans Yok Demekle Bizans Yok Olmaz", Sanat

Dünyamız, ĐstanbuhYKY S:69-70,1998, s.94-113.

GÜN, Mine Alpay : "Oktay Aslanapa ve Semavi Eyice Đle Mazi Sevinci",

Milli Gazete ,16 Haziran Çarşamba, 2003 , s. 12.

"Plastik Sanatlar", Hürriyet-gösteri, Ağustos-Eylül,1997, S:200, s.56.

Page 330: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

310

ĐŞCEN , Altan :"Eski esrelerimizin kıymetini bilelim", Fenerbahçe

Spor Dergisi, 7 aralık 1999.

ĐŞLĐ, Emin Nedret : "Kitap Olduğu Yerde Çoğalır, Farkına Bile

Varmazsınız",Kitap-hk, S:43 , Eylül-Ekim 2000,

s.149-153.

"Prof.Dr.Semavi Eyice'ye aleni teşekkür", Karahisar gazetesi, S:1786, yıl:4, 18

Ocak 1975, s.235.

"Moral kaynağım Kadıköylü olmak", Kadıköy Gazetesi, S:64, 22 Mart 2001, s.l.

"Semavi Eyice kapının önüne konulma ayıbını unutamıyor",Kadıköy gazete, Yıl:l,

S: 1 Ağustos 1997, s.22-23.

KESĐLLĐ, Suat : "Prof.Dr.Eyice ve Ayazin", S:2838, Kocatepe,

4 aralık 1971rYıl:10, s.1,4.

KOKSAL, Aykut : "Prof. Dr. Semavi Eyice ile", Arredamento&

Dekorasyon, Nisan , 1990, s. 36-42.

MADRA, Beral :"Bu sayımızın konuğu-Semavi Eyice" , Arkeoloji ve

Sanat ,C20, S:21 ,1984, s. 21-24.

TÜRE , Fatma :"Kitap üzerine Anatomi Dersleri, Kalemşörlere ve

Harfperestlere Dair" ,Sah Toplantıları, Đstanbul:

YKY, s.15-27.

ULU ANT , Zeynep : "Semavi Eyice Hoca Đle Hasbihal",KubbeaItı

Akademi Mecmuası, Yıl:32, S:l, Ocak 2003,

s.34-44.

"Neyi Nasıl Korumalı",Yeni Gündem, t.y., s.8-9.

Page 331: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

RESĐMLER

Page 332: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

312

Resim 1: Semavi Eyice

Page 333: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

313

Resim 2: Mustafa Eyiceoğlu ve Eşi.(1923)

Page 334: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

314

Resim 3: Kâmil Eyice

Page 335: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

315

Resim 4:Hatice Eyice (1928)

Page 336: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

316

Resim 5:Semavi Eyice (1926)

Page 337: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

317

Resim 6: Semavi Eyice , Kadıköy vapurunda, Haydarpaşa Đskelesi önünde(1930)

Page 338: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

318

Resim 7: Semavi Eyice, Ortaokul yıllarında, 1937-1938.Kitaplara ve Đstanbul'a merakı bu

yıllarda başlar.

Page 339: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

319

Resim 8: Semavi Eyice, lise yıllarında Berlitz Dil Okulu'na giderken. (1942)

Page 340: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

320

Resim 9: Semavi Eyice, Almanya'da Templin Kasabasm'nda. (1943)

Resim 10: Semavi Eyice, Viyana'da öğrenciyken.(1944)

Page 341: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Resim 11: Semavi Eyice, Almanya'dan gemi ile yurda dönerken.(1945)

Resim 22: Semavi Eyice, asistan olduğu ilk yıl sanat tarihi öğrencileriyle uygulamalı bir ders sırasında.(1950)

321

Page 342: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Resim 13:Semavi Eyice'nin katıldığı ilk uluslararası kongre Selanik'te yapılmış olan Bizans kongresidir. Soldan ikinci Semavi Eyice, sağında E.Maumbory. (1953)

322

Page 343: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Resim 14: Semavi Eyice evliliğinin ilk yılında eşi Kâmran Hanım'la. (1960)

Page 344: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Resim 15: Semavi Eyice Enez'de, içinde bir Bizans kitabesi olan kuyuyu incelerken.(1962)

Resim 16:Đ.Ü. Semavi Eyice, Edebiyat Fakültesi kütüphanesinin açılışı sırasında kütüphane personeli ve Adnan Otüken'le birlikte. (1963)

324

Page 345: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

325

Resim 17:Semavi Eyice ve öğrencileri, Amasra. (Temmuz, 1963)

Resim 18:Semavi Eyice, Kilise ören yerinde öğrencilerle birlikte.

Page 346: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

326

Resim 19:Semavi Eyice, Prof. Albert Gabriel ile Fransa'da Bar-sur-aube kasabasındaki bahçesinde. (1967)

Resim 20:Semavi Eyice, Yunanistan'da bir kongre sonrası Yunanlı sanat tarihçisi

Mutzopulos ile. (1968)

Page 347: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

327

Resim 21:Semavi Eyice, Barcelona, milletlerarası bir kongrede.

( 06.10.1969)

Resim 22: Semavi Eyice, öğrencileriyle birlikte Göreme'deki kiliseleri gezerken. (1970)

Page 348: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

328

Resim 23:Şevket Aziz Kansu'ya TTK üyelik beratı verilmesi nedeniyle yapılan tören. (1970)

Resim 24:E.Hakkı Ayverdi'ye Fahri doktorluk verildiğinde çekilen bu

fotoğrafta Uğur Derman,Turhan Baytop ve Semavi Eyice.

Page 349: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

Resim 25:Tarih Vakfı tarafından Semavi Eyice'nin 70.yaş günü için yapılan törende kültür müsteşarı Emre Kongar ile birlikte.

329

Page 350: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

330

Resim 26: Prof. cüppesi ile Semavi Eyice.

Page 351: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

331

Resim 27: Semavi Eyice.

Page 352: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

332

Resim 28: Semavi Eyice ve Karman Eyice Kütüphanede

Page 353: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

333

Resim 29:Semavi Eyice'nin fakülte arkadaşı Türkan Orkon tarafından yapılan karikatürü.

Page 354: Turk sanatı-ve-tarihine-katkılarıyla-semavi-eyice-hayatı-ve-eserleri-yasemin-akcaoğlu

334

ÖZGEÇMĐŞ

1976 Karabük doğumluyum. Đlkokulu Eskipazar/60.yıl Merkez Đlköğretim

okulunda, ortaöğretimi Eskipazar Lisesinde, lise l. sınıfı Karabük/Demir-Çelik

lisesinde, lise 2. ve 3.sınıfları ise Đstanbul/Kartal lisesinde tamamlayarak 1993 yılında

mezun oldum. Aynı yıl girdiğim Marmara Üniversitesi S.H.M.Y.O. Hemşirelik

bölümünden 1995 yılında mezun oldum.Mezun olur olmaz Çalışma Bakanlığı

bünyesinde bulunan SSK hastanesinde göreve başladım. 1998 yılında Ankara/Gazi

Üniversitesi Resim-Đş Öğretmenliği bölümüne kayıt yaptırdım.2000 yılında Marmara

Üniversitesi Resim -Đş Öğretmenliği bölümüne yatay geçiş yaptım.2002 yılında

mezun olarak aynı üniversitenin Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı Yüksek

Lisans bölümüne kaydımı yaptırdım. 1995 Sağlık Bakanlığına bağlı Süreyyapaşa

Hastanesi Acil Servisinde başladığım görevime eğitimimle eşzamanlı olarak devam

etmekteyim.