ulÛmu’l-kur’Ân kaynaklarinda kiraat...

38
ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ EDİTÖR DR. YAŞAR AKASLAN

Upload: others

Post on 18-Jul-2020

19 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ

EDİTÖR

DR. YAŞAR AKASLAN

Page 2: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

367

Ulûmu’l-Kur’ân Kaynaklarında Kıraat İlmi

EDİTÖRDR. YAŞAR AKASLAN

ISBN 978-605-80281-0-4

1. Baskı: Eylül 2019

Sertifika No: 44396

Mizanpaj: TavoosSayfa Düzeni: TavoosKapak: MAKGRUP MEDYA PRO. REK. YAY. A.Ş.Baskı: İvme Tanıtım Tasarım - Sertifika No: 43251

Cinnah Cd. Kırkpınar Sk. 5/4 Çankaya / AnkaraTel: (0312) 439 01 69 Faks: (0312) 439 01 [email protected]

Page 3: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

KIRAAT İLMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

KADİR TAŞPINAR*1

Giriş Ulûmu’l-Kur’ân tarzı çalışmaların modern dönemdeki ör-

neklerinden biri olan Mebâhis fî ‘ulûmi’l-Kur’ân, Subhî Sâlih’in önemli eserleri arasında yer almaktadır. Kur’ân ilimlerine dair meselelerin dört bölüm ve on yedi fasıl altında oluşturulan başlıklarda ele alındığı eser, kıraat ilmine ilişkin çeşitli ko-nuları da ihtiva etmektedir. Her ne kadar kıraat ilmiyle ilgili hususlar ikinci bölümde yer alan “Yedi Harf” ve üçüncü bö-lümdeki “Kıraat İlmi ve Kurrâya Kısa Bir Bakış” başlıklarında müstakil olarak işlense de diğer başlıklar altında da çeşitli ve-silelerle kıraat konularına değinilmektedir.

Çalışmamızda, Mebâhis’te yer alan kıraat konuları, muhte-va dikkate alınarak oluşturulan başlıklar altında değerlendir-meye tabi tutulacaktır. Bu minvalde öncelikle müellifin hayatı ve Mebâhis’in özelliklerine temas edilecek ardından eserin kı-raat ilmi açısından değerlendirilmesi yapılacaktır.

* Dr. Öğr. Üyesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Kur’an-ı Kerîm Okuma ve Kıraat İlmi ABD.

Page 4: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 184 •

1. Subhî Sâlih’in Hayatı ve İlmî YönüDaha çok Subhî Sâlih ismiyle tanınan Subhî b. İbrahim

Mustafa Sâlih Lübnânî, 1926 yılında, Lübnan’ın Kuzey ke-siminde yer alan Trablusşam şehrinde dünyaya gelmiştir.1 Mensup olduğu aileden tarihî süreç içerisinde kendilerine Sâlih ismi verilen birçok yöneticinin geldiği bilinmektedir. Çeşitli dinî inançlara mensup Sâlih ailesinin, İslâmiyeti tasvip eden kolundan gelen Subhî Sâlih, dinî hassasiyeti olan nezih bir ailede yetişmiş, çocukluğundan itibaren âlimlerle ve ilim meclisleriyle iç içe olmuştur.2 İlköğreniminin ardından Subhî Sâlih, henüz on iki yaşın-

dayken mescitlerde Cuma hutbeleri okumaya başlamıştır. Bu bağlamda güçlü hitabeti, fesahat ve belâgatıyla ilim çev-relerinin dikkatini çekmiştir.3 Liseden sonra ilim tahsili için Mısır’a giden müellif, 1947’de Ezher Üniversitesi Usûlüddîn Fakültesi’nden; 1950’de ise Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Trablusşam’a döndü ve kısa süre sonra Fransa’ya gitti. Paris Sorbon Üniversitesi’ndeki lisans eğitiminin ardından doktora hazırlık tezi olarak “l’Au-delà dans le Coran/ed-Dâru’l-Âhiretü fî’l-Kur’âni’l-Kerîm” adlı çalışmasını, ardından doktora tezi olarak “Les délices et les tourments de l’Islam et esprit/el-İslâm ve Teheddiyâtü’l-‘Asr” adlı çalışmayı tamamlayarak 1954 yılında Sorbon Üniversite-

1 Mecelletü’l-’Arabiyye, “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”, Mecelletü’l-’Arabiyye li’s-Sekâfe 6/11 (Eylül 1986): 107; Muhammed Hayr Ramazan Yûsuf, Tetimmetü’l-a’lâm li’z-Ziriklî (Beyrut: Dâru İbn Hazm, 1998), 1: 241; Ahmed ‘Alâvene, Zeylü’l-a’lâm Kâmûs Terâcim (Cidde: Dâru’l-Minâre, 1998), 103; Abdülazîz Hâcî, “Subhî es-Sâlih ve cuhûduhû fî ‘ulûmi’l-Kur’ân min hilâli kitâbihî Mebâhis fî ‘ulûmi’l-Kur’ân”, et-Türâsü’l-’Arabî, 115 (Eylül 2009): 20; İbrahim Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2009), 37: 452.

2 Sakin Taş, Ulûmu’l-Kur’ân Açısından Subhi es-Sâlih’in “Mebâhis” Adlı Eseri (Yük-sek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, 2015), 6.

3 Mecelletü’l-’Arabiyye, “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”, 107; Hâcî, “Subhî es-Sâlih”, 20-21; Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452.

Page 5: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 185

sinden doktora diploması aldı. Doktora yaptığı süreçte tanıştı-ğı İffet Akkârî hanım ile hayatını birleştirdi.4

Subhî Sâlih, Paris’te bulunduğu süre zarfında tez çalış-malarının yanında bölgedeki Müslümanlara katkı sadedin-de çeşitli aktivitelerde de bulundu. Muhammed Hamîdullah (ö. 2002) ile beraber İslâm Kültür Merkezi’ni kurması, Paris Camii’nde Cuma hutbelerini okuması, Kuzey Afrikalı Müslü-manların eğitimiyle ilgilenmesi bu meyanda zikredilebilecek faaliyetlerdendir.5 Batılıların İslâm’la tanışmasında büyük hizmetleri olan Subhî Sâlih, Paris’te geçirdiği dört yılın ardın-dan 1954 yılında tekrar Trablusşam’a döndü. Hayatının geri kalan otuz iki yılını çeşitli üniversitelerde yürüttüğü akade-mik faaliyetler ve kitap telifine adayan Subhî Sâlih; Bağdat (1954-1956), Dımaşk (1956-1963), Beyrut (1963-1986) ve Ürdün (1971-1983) Üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalıştı ve bu kurumlarda zaman zaman idareci sıfatıyla da görevler yü-rüttü. Bunun yanı sıra Fransa Lyon Üniversitesi İslâm Mede-niyeti ve Dili Bölümü’nde; Paris Üniversitesi Hukuk, İktisat ve Sosyoloji bölümlerinde İslâm Hukuku ve Fıkhü’l-Lüga konu-larıyla ilgili olarak doktora tezleri yönetti.6

Üniversitelerde yürüttüğü akademik ve idarî görevlerin yanında sosyal hayatta da aktif rol üstlenen Subhî Sâlih, çeşitli

4 Yûsuf, Tetimmetü’l-a’lâm li’z-Ziriklî, 242; Hâcî, “Subhî es-Sâlih”, 21; Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452.

5 Mecelletü’l-’Arabiyye, “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”, 107; Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452.

6 Mecelletü’l-’Arabiyye, “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”, 108; Hâcî, “Subhî es-Sâlih”, 23; Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452. Batı tecrübesinden dolayı onların kaynaklarını da takip eden Subhî Sâlih, çeşitli eserlerinde yeri geldikçe oryantalistlerin İslâm ve özellikle Kur’ân-hadis alanındaki iddialarına da cevap vermiştir. Fransızca’yı çok iyi bilen Subhî Sâlih’in, Fransız kültürünün bölgede-ki yoğun etkisi dolayısıyla Kuzey Afrika’da tanınıp eserlerinden istifade edildi-ği bilinmektedir. Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452.

Page 6: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 186 •

kurum ve kuruluşların yönetimlerinde yer alıp ilim ve hayır merkezli dernek ve cemiyetlere üye olmuştur.7

Arap dünyasında, Kuzey Afrika ve Batı’da yirmiden fazla ülkeye ilmî seyahatlerde bulunan ve buralarda konferanslar veren Subhî Sâlih, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 1978’de İstanbul’da düzenlenen “Ru’yet-i Hilâl” konulu konferans için Türkiye’ye de gelmiştir.8 Subhî Sâlih, İslâmî meselelere dair düşüncelerini gerek derslerinde gerekse konferanslarında ve yazdığı eserlerde ortaya koyan; Doğu ve Batı’nın birikimini mezcedip günümüz toplumuna sunan çok yönlü bir müte-fekkirdir. Ayrıca yaşadığı dönemde İslâmî meseleler etrafında yaptığı tahliller ve sorunlara getirdiği çözümler dolayısıyla merkezi Tunus’ta bulunan “el-Munazzemetü’l-‘Arabiyye li’t-Terbiye ve’s-Sekâfe ve’l-‘Ulûm” (Arap Bilim, Kültür ve Eğitim Örgütü) adlı kurum, vefatından dört ay önce Subhî Sâlih’i, “et-Tefkîrü’l-İctihâdî fi’l-İslâm (İslâm’da İctihâdî Düşünme)” ödülüne lâyık görmüştür.9

Altmış yıllık ömrünü ilme, araştırmaya ve mücadeleye adayan Subhî Sâlih, Lübnan’da yoğun bir şekilde devam eden iç karışıklıklar esnasında, Müslüman çocukların eğitimi için tahsis edilen Medresetü’l-Cem’iyyeti’l-Hayriyye’nin önünde arabadan inerken yakın mesafeden üç el ateş edilmesi sure-tiyle ve kurşunların başına isabet etmesi neticesinde 7 Ekim

7 Bu bağlamda Subhî Sâlih, Lübnan’ın en yüksek dinî otoritesi konumundaki el-Meclisü’ş-Şer‘iyyü’l-İslâmiyyü’l-A‘lâ’nın vekilliğini, Râbıta Ulemâi Lübnân, el-Cebhetü’l-İslâmiyyetü’l-Vataniyye ve el-Lecnetü’l-‘Ulyâ li’l-Karni’l-Hâmis li’l-‘Asri’l-Hicrî gibi kurumların da genel başkanlığını yürütmüştür. Kahire, Dı-maşk, Bağdat ve Fas’ta pek çok ilmî toplantıya katılmış ayrıca bu şehirlerde bu-lunan birçok akademik ve ilmî topluluğa üye olup aktif olarak görev almıştır. Bilgi için bk. Mecelletü’l-’Arabiyye, “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”, 108; Yûsuf, Tetimmetü’l-a’lâm li’z-Ziriklî, 242; Hâcî, “Subhî es-Sâlih”, 22; Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452.

8 Mecelletü’l-’Arabiyye, “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”, 114; Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452.

9 Hâcî, “Subhî es-Sâlih”, 23; Hatiboğlu, “Subhî es-Sâlih”, 37: 452.

Page 7: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 187

1986’da şehid edilmiştir. Trablusşam’a götürülen cenazesi bu-rada defnedilmiştir.10

Subhî Sâlih, farklı düşünceleri ve mücadeleci kimliğiyle tam bir aksiyon adamıdır. Bu yoğun temposuna rağmen on-larca konferans, bildiri ve çalışmaları yanında İslâmî ilimlerin çeşitli alanları başta olmak üzere, filoloji, siyasî ve sosyal haya-ta dair yirmiye yakın eser kaleme almıştır.11

2. Mebâhis fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân’ın Ulûmu’l-Kur’ân Literatüründeki Yeri

Subhî Sâlih’in Mebâhis fî ‘ulûmi’l-Kur’ân adlı çalışması, üni-versite öğrencileri için hazırlanan ders notlarının bir araya ge-tirilmiş hâli olup ilk defa 1958 yılında basılmıştır. Bazı konula-rın ilave edilmesiyle son şeklini almıştır.12

Çalışmamızda, 1977 yılındaki onuncu baskısını esas aldı-ğımız eser 382 sayfadan müteşekkil olup dört ana bölümden

10 Subhî Sâlih’in vefatı hakkında geniş bilgi için bk. Taş, Subhi es-Sâlih’in “Mebâhis” Adlı Eseri, 11-13.

11 Subhî Sâlih’in eserlerinden bazıları şunlardır: 1. Mebâhis fî ‘Ulûmi’l-hadîs ve Mustalahuh. 2. Dirâsât fî fıkhi’l-Lüga. 3. en-Nüzûmü’l-İslâmiyye neş’etühâ ve tatavvürühâ . 4. el-İslâm ve müstakbelü’l-hadâra. 5. Me’âlimü’ş-şerî’ati’l-İslâmiyye. 6. el-İslâm ve mücteme’u’l-asrî. 7. Menhelü’l-vâridîn fî şerhi riyâzi’s-sâlihîn. 8. Şurûh edebiyye li nümûzec mine’l-ehâdîsi’ş-şerîf. 9. el-Mer’e fi’l-İslâm. 10. La Vie Future Selon Le Coran. 11. Réponse De l’Islam Aux Défis De Notre Temps: Entretiens. 12. Felsefetü’l-fikri’d-dînî beyne’l-İslâm ve’l-mesîhiyye. Ayrıca Subhî Sâlih, İbn Kay-yim el-Cevziyye’nin (ö. 751/1350) Ahkâmü ehli’z-zimme ve Şerîf er-Radî’nin Hz. Ali’ye nispet edilen rivâyetleri topladığı Nehcü’l-belâga adlı eserlerini tahkik et-miş, Denise Masson (1901-1994) tarafından yapılan Fransızca Kur’ân çevirisini gözden geçirip, eserin başına bir değerlendirme yazısı eklemiştir. Süheyl İdrîs (1925-2008) ile birlikte 1975 yılından itibaren üzerinde çalıştıkları el-Mu’cemu’l-‘Arabî ve el-Mu’cemu’l-Fransî adlı eserler ise, epeyce mesafe alınmasına rağmen Subhî Sâlih’in vefatı dolayısıyla tamamlanamamıştır. Subhî Sâlih’e ait eserlerin tamamını, gerek İslâm dünyasında gerek Batı’da katıldığı konferanslarda sun-duğu bildirileri, pek çok dergi ve ilmî yayınlarda yer alan makalelerini görmek için bk. Mecelletü’l-’Arabiyye, “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”, 110-115; Hâcî, “Subhî Sâlih”, 25; Hatiboğlu, “Subhî Sâlih”, 452-453; Taş, Subhi Sâlih’in “Mebâhis” Adlı Eseri, 21-36.

12 Subhî Sâlih, Mebâhis fî ‘ulûmi’l-Kur’ân (Beyrut: Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, 1977), 5.

Page 8: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 188 •

oluşmaktadır. “Kur’ân ve Vahiy” başlıklı birinci bölüm, üç fa-sıldan ibarettir. Birinci fasılda Kur’ân’ın isimleri ve bu isimle-rin türetildiği kökler ele alınırken ikinci fasılda vahiy olgusu, üçüncü fasılda ise Kur’ân’ın tedrîci olarak indirilmesi ve bu-nun hikmetleri izah edilmiştir. İkinci bölümde “Kur’ân Tarihi” başlığıyla iki fasıl açılmıştır. Birinci fasılda Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Osman dönemleri dikkate alınarak Kur’ân’ın cem’i ve yazılması konusu işlenmiş, ikinci fasılda Hz. Osman mushaflarının harekelenmesi ve tezyîni ile “yedi harf” konusu ele alınmıştır. En hacimli ve sekiz fasıldan oluşan üçüncü bö-lüm ise “Kur’ân İlimleri” hakkındadır. Birinci fasılda Kur’ân ilimlerine tarihi bir bakış, ikinci fasılda sebeb-i nüzûl, üçüncü fasılda Mekkî-Medenî, dördüncü fasılda sûre başlangıçları-na kısa bir bakış, beşinci fasılda kıraat ilmi ve kurrâya bakış, altıncı fasılda nâsih-mensûh, yedinci fasılda mushaf hattı ve sekizinci fasılda ise muhkem-müteşâbih konuları işlenmiştir. Dördüncü bölüm “Tefsir ve İ’câz” başlığıyla dört fasıl şeklin-de tanzim edilmiştir. Birinci fasılda tefsirin doğuşu ve geliş-mesi ele alınırken, Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsiri, Kur’ân’ın umûm ve husûs ifade eden lafızları, mücmel ve mübeyyen lafızlar ve son olarak da nass ve zâhir başlıklarıyla ikinci fasıl oluş-turulmuştur. Üçüncü fasıldaki üç başlık ise, Kur’ân’ın i’câzı, Kur’ân’da teşbih ve istiâre ile mecaz ve kinâye şeklindedir. Bu son bölümün dördüncü faslını Kur’ân’ın ahengindeki i’câz başlığına ayıran müellif, sonuç kısmıyla eserini tamamlamış-tır. Oldukça geniş bir kaynak yelpazesine sahip olan eserde, ulûmu’l-Kur’ân türü eserler başta olmak üzere tefsir, hadis, tabakât, fıkıh, kelam, tarih, dil, edebiyat gibi birçok kaynaktan istifade edilmiştir.13

13 Subhî Sâlih eserinde, neredeyse verdiği bütün bilgileri kaynaklara dayan-dırması ve adı geçen şahısları veya eserleri ilk geçtikleri yerde tabakât kay-naklarına da işaret ederek tanıtması yönüyle tam bir akademik yöntem takip

Page 9: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 189

Akademik bir bakış açısıyla hazırlanması, sade ve anlaşılır üslubu, kısa ve öz muhtevası ve edebî yönünün ön planda ol-masıyla dikkatleri çeken eser, başta Arap dünyası olmak üzere İslâm coğrafyasında rağbet görmüş, birçok Arap üniversite-sinde ders kitabı olarak okutulmuştur.14 Müsteşriklerin gö-rüşlerini ilmî bir metotla değerlendirip zaman zaman onlara reddiyelerde bulunması esere ayrı bir özellik katmaktadır.15

3. Mebâhis fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân’ın Kıraat İlmi Açısından Değerlendirilmesi

Subhî Sâlih kıraat ilmiyle ilgili meseleleri, “Kur’ân Tarihi” ismini verdiği ikinci bölümde, özellikle de ikinci faslın “Yedi

etmiştir. Eserin kaynaklarına baktığımızda özellikle iki kaynağın belirgin bir şekilde öne çıktığını görmekteyiz. Bunlar, Zerkeşî’nin (ö. 794/1391) el-Burhân’ı ile Süyûtî’nin (ö. 911/1505) el-İtkân’ıdır. Bu eserleri, İbn Ebî Dâvûd’un (ö. 316/929) Kitâbü’l-Mesâhif’i, Ebü’l-Kâsım Hibetullâh b. Selâme’nin (ö. 410/1019) en-Nâsih ve’l-Mensûh’u ve Zürkânî’nin (ö. 1367/1948) Menâhil’i takip etmekte-dir. Mebâhis’in kaynakları arasında, kıraat konusunda müstakil olarak kaleme alınmış eserlerden İbnü’l-Cezerî’nin (ö. 833/1429) Tabakâtu’l-kurrâ’sı ve en-Neşr fi’l-kırââti’l-’aşr’ı, Ebû Amr Dânî’nin (ö. 444/1053) et-Teysîr’i, Dimyâtî’nin (ö. 1117/1705) İthâfu fudalâi’l-beşer’i yer almaktadır. Kıraat konularının izahın-da Arap dili ile ilgili eserlere de müracaat eden Subhî Sâlih, Müberred’in (ö. 286/900) el-Müzekker ve’l-müennes, İbnü’l-Kıftî’nin (ö. 646/1248) İnbâhü’r-ruvât, Süyûtî’nin Buğyetü’l-vuât, el-Müzhir fî ‘ulûmi’l-lüga adlı eserlerini ve kendi telifi olan Dirâsât fî fıkhi’l-lüga eserini kaynak göstermektedir. Yine müsteşriklerden Blachere, Nöldeke, Buhl ve Krenkow, kıraat konularıyla alakalı olarak müelli-fin müracaat ettiği kaynaklar arasında yer almaktadır.

14 Hâcî, “Subhî es-Sâlih”, 26. Birçok baskısı yapılan eser, Urduca’ya; M. Sait Şimşek tarafından “Kur’ân İlimleri” adıyla Türkçeye (2. Baskı, Konya: Kitap Dünyası Yayınları, 2008) tercüme edilmiştir. Ülkemizde eser üzerinde Yüksek Lisans seviyesinde yapılan tek akademik çalışma, “Ulûmu’l-Kur’ân Açısından Subhi Sâlih’in “Mebâhis” Adlı Eseri” adıyla Sakin Taş tarafından yapılmıştır. Yine aynı araştırmacının, “Subhi Sâlih’in “Mebâhis Fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân” Adlı Eserinin Ulûmu’l-Kur’ân Açısından Değeri” adlı bir bildirisi de mevcuttur (V. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi, Isparta, 12-15 Mayıs 2016, s. 273-292). Ayrıca Arap dünyasında, Abdulaziz Hâcî tarafından “Subhi Sâlih ve Cuhûduhu fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân min Hilâli Kitâbihi ‘Mebâhis fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân’” adlı bir makale çalışması yapılmıştır.

15 Subhî Sâlih’in müsteşriklere yönelttiği eleştirilere örnek olmak üzere bk. Sâlih, Mebâhis, 66, 79, 107.

Page 10: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 190 •

Harf” başlığı altında; “Kur’ân İlimleri” diye isimlendirdiği üçüncü bölümün ise beşinci faslındaki “Kıraat İlmi ve Kurrâya Kısa Bir Bakış” başlığı altında ele almaktadır. Bununla beraber ikinci bölümde yer alan “Kur’ân’ın Cem’i ve Yazılışı” ile “Hz. Osman Mushaflarının Hareke ve Tezyini” ve üçüncü bölüm-deki “Kur’ân İlimlerine Tarihi Bir Bakış” başlıklarında da kıra-at ilmiyle alakalı olan hususlara temas etmektedir. Çalışmamı-zın bundan sonraki aşamasında, Mebâhis’teki söz konusu baş-lıklarda ele alınan kıraat meseleleri, oluşturulan yeni başlıklar üzerinden ele alınacak ve eserde yer alan kıraat konuları bu başlıklar üzerinden değerlendirilecektir.

3.1. Kur’ân’ın Cem’i ve İstinsâhıKur’ân’ın yazılması yanında ezberlenmesini de bir cem’ fa-

aliyeti olarak ifade eden Subhî Sâlih, Hz. Ebû Bekir (ö. 13/634) döneminde Kur’ân’ın iki kapak arasında toplanmasına deği-nir. Hicretin 12. yılında cereyan eden Yemâme Savaşı’nda yet-miş hâfızın şehid edilmesinin, dağınık halde bulunan Kur’ân sayfalarını bir araya getirme konusunda Hz. Ebû Bekir’i hare-kete geçirdiğini ifade eder.16 Cem’ süreciyle ilgili kaynaklar-da zikredilen bilgileri aktaran müellif, âlimlerin çoğunluğuna göre Hz. Ebû Bekir zamanında cem’ edilen mushafın yedi har-fi de içerdiğini belirtir.17

Subhî Sâlih, Hz. Osman (ö. 35/656) döneminde gerçekleş-tirilen cem’/istinsâh konusuna, Enes b. Mâlik’ten (ö. 93/711) rivâyet edilen ve Buhârî’de yer alan meşhur rivâyetle18 başlar. Buna göre Ermenistan ve Azerbaycan seferine iştirak eden Irak ve Suriyeli askerler arasında cereyan eden kıraat farklılıkları üzerine Hüzeyfe b. Yemân (ö. 36/656) halifeye gelip endişesi-

16 Sâlih, Mebâhis, 74.17 Sâlih, Mebâhis, 78.18 Buhârî, Fezâilu’l-Kur’ân, 3.

Page 11: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 191

ni dile getirerek şöyle der: “Ey emîre’l-müminîn! Kitap hakkında Yahudi ve Hırıstiyanların düştüğü ihtilafa düşmeden bu ümmetin imdadına yetiş!” Bunun üzerine Hz. Osman, Hz. Hafsa’da (ö. 45/665) bulunan mushafı emanet olarak alıp istinsâh sürecini başlatmıştır. Oluşturulan komisyon, belirlenen kriterler çerçe-vesinde faaliyetini tamamlar ve çoğaltılan mushafların dışın-daki şahsî mushaflar imha edilir.19

Özetle aktardığımız yukarıdaki rivâyetin tam metnini ese-rinde zikreden müellif, bu sahih rivâyetin beş önemli husu-sa işaret ettiğine dikkat çekmektedir.20 Bu beş husustan ikisi doğrudan kıraatle alakalı olduğu için bu iki maddeyi zikret-mekle yetineceğiz:

a. Hz. Osman’ı istinsâh sürecine sevk eden temel etken, Müslümanların Kur’ân kıraati konusunda ihtilafa düşme-leridir. Bu noktada Subhî Sâlih, halifenin istinsâh faaliyetini aristokratik bazı eğilimlerle yaptığını iddia edip sürece şüphe düşürme gayretinde olan Blachere ve benzeri müsteşriklere sert eleştiriler yöneltmektedir. Onları hayalcilik ve yalancı-lıkla suçlayan müellif, bu iddialarında hiçbir dayanaklarının olmadığını, akıl sahibi hiç kimsenin, Buhârî gibi güvenilir bir âlimin rivâyeti karşısında bu saçmalıkları tercih edemeyeceği-ni ifade etmektedir.

b. İstinsâh işleminde Kureyş lehçesi kabul edilmiştir ki bu durum, Kur’ân’ın indiği yedi harfi ihtiva eden yazılışına da muvafıktır. Zira Kur’ân yazısı hareke ve nokta içermiyordu.

19 Sâlih, Mebâhis, 78.20 Burada zikrettiğimiz iki maddenin dışındaki diğer üç madde şunlardır: 1. İstinsâh komisyonu dört kişiden oluşmaktaydı. Zeyd b. Sâbit’in dışındaki üç kişi Mekkeli ve Kureyşlidir. Ayrıca bu dört kişinin hepsi sahâbenin en güve-nilir ve en faziletlilerindendir. 2. Hz. Hafsa’nın yanında bulunan sahifelerin temel kabul edilmesi, bu komisyonun, Hz. Ebû Bekir’in cem’ ettiği asla dayan-dığını göstermektedir. 3. Çoğaltılan mushaflar eyaletlere gönderilmiş ve özel sayfa ve mushafların yakılması emredilmiştir. Sâlih, Mebâhis, 79-80.

Page 12: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 192 •

Birden fazla yazı biçimine ihtiyaç duyulan kıraat vecihleri ise mushaflardan birisine göre yazılmaktaydı.21

Subhî Sâlih, Müslümanların Kur’ân kıraati konusunda ihtilafa düşmelerini istinsâh için temel sebep olarak belir-tir. Bunun yanında bir sebep daha zikreder. Buna göre Hz. Peygamber’den (sav) sonra şöhrete kavuşan Übeyy b. Kâ’b (ö. 20/640) ve İbn Mes’ûd (ö. 32/652) gibi bazı sahâbe mus-haflarının mevcudiyetidir.22 Hz. Osman’ın şahsî mushafları yaktırma fikrini gayet yerinde bulan müellif, aksi halde kı-raat ihtilaflarının daha büyük ayrılıklara sebep olabileceğini vurgulamaktadır.23

3.2. Mushafların Bazı Özellikleri ve Mushaf-Kıraat İlişkisiSubhî Sâlih, komisyonun çoğalttığı mushafların sayısı hak-

kında Ebû Amr Dânî’nin el-Mukni’ ve Süyûtî’nin el-İtkân’ında yer alan görüşleri aktardıktan sonra kendisinin hangi görüşe meylettiğini de açıklar. Bu bağlamda müellif, komisyonun ço-ğalttığı mushafların sayısının yedi olduğunu, Hz. Osman’ın bu mushaflardan birisini Medîne’de bırakıp diğerlerini Mekke, Basra, Şam, Kûfe, Yemen ve Bahreyn bölgelerine gönderdiğini belirtir. Mushaf sayılarının dört, beş ve altı olduğu yönünde kaynaklarda yer alan görüşlerden ziyade yedi adet olduğu yö-nündeki görüşü tercih eder.24

Çoğaltılan mushafların sayısı hususu ihtilaflı olsa da Kur’ân’daki 114 sûrenin bugün elimizdeki mushafların ter-tibine göre düzenlendiğini belirten Subhî Sâlih nokta ve ha-rekeden hâlî olan bu mushafların, Kur’ân’dan olmayan şerh ve tefsirlerden de arındırıldığını ifade etmektedir. Zira bazı

21 Sâlih, Mebâhis, 79.22 Sâlih, Mebâhis, 81.23 Sâlih, Mebâhis, 82.24 Sâlih, Mebâhis, 83-84.

Page 13: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 193

sahâbîler Rasûlullah’tan (sav) duyduğu bazı izahları musha-fına not etmekteydi ki İbn Mes’ûd’un “غوا فضال تـ بـ ليس عليكم جناح أن تـربكم احلج“ âyetinin sonuna 25”من مواسم ifadesini ilave etmesi ”يف bu kabildendir. Bu tür fazlalık tefsir ve izahların, üzerinde ümmetin icmâ ettiği mushaflara muhalif olduğunu belirten müellif, İbnü’l-Cezerî’nin konuya açıklık getiren şu izahını da nakletmektedir: “Kur’ân metnine tefsirî kelimeleri ilave edenler, kıraate ilave ettikleri bu kelimeleri izah ve beyan olmak üzere getir-mişlerdir. Çünkü bunlar Kur’ân’ı Rasûlullah’tan (sav) öğrendikle-rinden, âyetin gerçek metnini biliyorlardı. Herhangi bir karışıklık olmayacağından emindiler. Bazen tefsiri kelimeleri âyetle birlikte yazmışlardı.”26

Hareke ve noktası bulunmayan mushaf metninde yer alan bazı lafızların, birden fazla vecihle okunmaya müsait olabile-ceğine dikkat çeken Subhî Sâlih, bu tür vecihlerin Kur’ân’dan sayılabilmeleri için mütevâtir bir delilin olmasına vurgu ya-par. Bu delil de ya Rasûlullah’ın (sav) o kelimeyi her iki ve-cihle okumuş olmasıdır ya da sahâbeden birinin okuyuşunun Rasûlullah (sav) tarafından onaylanmış olmasıdır. Şayet böyle bir delil yoksa lafız her iki vecihle okunmaya müsait olsa bile âhâd rivâyet olduğundan bu kıraat kabul olunmaz, güvenilir râvîlerin rivâyetlerine ters düştüğü için şâz kabul edilir.27

Müellif, iki vecihle okunabilen lafızlara, Mütevâtir kıra-at için, “نوا يـ بـ تـ فـ بأ بنـ فاسق جاءكم نوا“ âyetindeki 28”إن يـ بـ تـ kelimesini ”فـتوا“ بـ ثـ تـ ا خيشى هلل من عباده العلماء“ şâz kıraat için ise ;29”فـ ا“ âyetinin 30”إمن إمن

25 Bakara 2/198.26 Sâlih, Mebâhis, 84-85. İbnü’l-Cezerî’nin ifadesi için bk. Ebü’l-Hayr Şemsüddîn

Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Alî b. Yûsuf İbnü’l-Cezerî, en-Neşr fi’l-kıraati’l-’aşr, thk. Cemâlüddîn Muhammed Şeref (Lübnan, 2002), 1: 37.

27 Sâlih, Mebâhis, 85.28 Hucurât 49/6.29 On kıraat imamından Hamza, Kisâî ve Halef’in okuyuşudur. İbnü’l-Cezerî, en-

Neşr, 2: 192.30 Fâtır 35/28.

Page 14: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 194 •

-şeklinde okunmasını örnek göstermekte 31”خيشى هللا من عباده العلماءdir. “نوا يـ بـ تـ lafzından da anlaşılacağı üzere, harekesi ve noktası ”فـolmayan bu tür kelimeler, tevâtür yoluyla nakledilmesi şar-tıyla yazı formu değişmeden her iki şekilde de okunabilmek-tedir. Müellif, yazı formunun değişmesi halinde her iki vechi tek bir mushafta göstermek mümkün olamayacağından ikinci vechin, çoğaltılan diğer mushafların birinde gösterilmek su-retiyle muhafaza edildiğini belirtmektedir. Buna göre “ى ا ووصعقوب راهيم بنيه ويـ ى“ âyetinde yer alan ”إبـ kelimesinin tevâtüren ”ووصnakledilen “32”واوصى şeklindeki diğer bir vechi farklı bir mus-hafta kaydedilmektedir. Müellife göre farklı mushaflarda gös-terilmesi icap eden bu tür lafızların sayısı sınırlı olup konuyla ilgili eserlerde33 bu hususa yer verilmektedir.34

Hz. Osman’ın, istinsâh edilen mushafları farklı bölgelere gönderirken genellikle o bölgenin kıraatine uygun bir kârî ile gönderdiğine dikkat çeken Subhî Sâlih, bunun sebebini de böl-ge insanlarının Kur’ân’ı, yazılı mushaflardan ziyade kârîlerin hıfzından almalarını sağlamak ve insanları kârîlere rağbet

31 Subhî Sâlih eserinde (Mebâhis, 257), bu kıraatin Muhammed b. Ca’fer Huzâî tarafından Ebû Hanife’ye nispet edildiğini naklediyorsa da İbnü’l-Cezerî bu kı-raatin aslının olmadığını ve Ebû Hanife’nin bu kıraatle alakasının bulunmadı-ğını, fakat birçok müfessir tarafından incelenmeden ona izafeten nakledildiğini kaydetmektedir. İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 1: 24.

32 On kıraat imamından Nâfi’, İbn Amir ve Ebû Ca’fer’in okuyuşudur. Bk. İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 2: 171.

33 Gerek Hz. Osman’ın Medîne mushafından çoğaltarak kendisi için edindiği mushaf ile Medîne’de bulunan mushaf arasında, gerekse diğer bölgelere gön-derdiği mushafların kendi aralarındaki farklılıklar hakkında çeşitli eserlerde yer alan bilgiler için bk. Ebû Bekir Abdullah b. Süleyman b. Eş’as icistânî İbn Ebî Dâvûd, Kitâbu’l-mesâhîf, thk. Muhibbuddîn Abdüssübhân Vâiz (Beyrut: Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, 2002), 1: 245-282; Muhammed Sâlim Muhaysin, el-Kırâât ve eseruhâ fî ‘ulûmi’l-’Arabiyye (Kahire: Mektebetü’l-Külliyâti’l-Eseriyye, 1984), 2: 7-23; Tayyar Altıkulaç, “İnceleme” Hz. Osman’a İzâfe Edilen Mushaf-ı Şerîf (İstanbul: IRCICA, 2007), 87-89; Mehmet Emin Maşalı, Kur’ân’ın Metin Yapısı (Ankara: İlâhiyât, 2004), 256-267; Mehmet Ünal, Kur’ân’ın Anlaşılmasında Kıraat Farklılıklarının Rolü (Ankara: Fecr Yayınları, 2005), 100-103.

34 Sâlih, Mebâhis, 85-86.

Page 15: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 195

etmeye teşvik olarak açıklamaktadır. Bu bağlamda müellif, Medîne mushafı için Zeyd b. Sâbit (ö. 45/665), Mekke mushafı için Abdullah b. Sâib (ö. 70/689), Şam mushafı için Muğîre b. Şihâb (ö. 91/710), Kûfe mushafı için Abdurrahman Sülemî (ö. 73/692) ve Basra mushafı için Amir b. Abdülkays’ın (ö. 55/675) isimlerini nakletmektedir.35

3.3. Yedi Harf Meselesiİbn Teymiyye’nin (ö. 728/1328) “büyük bir mesele” olarak

tanımladığı36 ve İbnü’l-Cezerî’nin üzerine otuz yılı aşkın bir süre kafa yorduğu37 yedi harf konusunda, İslam tarihi boyun-ca, kıraat âlimleri başta olmak üzere birçok âlim, eserlerinde bu konuyu ele almış ve görüş beyan etmiştir.38 Subhî Sâlih de Mebâhis’inde bu konuyu özetlemiş ve kendi tercihini ortaya koymuştur.

3.3.1. Yedi Harf’e İşaret Eden HadislerSubhî Sâlih, yedi harf konusunun izahı sadedinde, konuy-

la ilgili sahih yollarla gelen birçok rivâyetin bulunduğunu ifade etmekte ve bu rivâyetlerden en açık olanının Buhârî ve Müslim’de yer alan; lafzı Buhârî’ye ait rivâyet olduğunu be-lirtmektedir. Müellifin tam metnini aktardığı meşhur rivâyete göre Hz. Ömer (ö. 23/644) ile Hişâm b. Hakîm (ö. 15/636) ara-sında Furkân sûresinin kıraati konusunda anlaşmazlık cereyan etmiş ve her ikisi de Rasûlullah’ın (sav) huzuruna gitmiştir. İki

35 Sâlih, Mebâhis, 86.36 Ebü’l-Abbas Takiyyüddîn Ahmed b. Abdülhalîm İbn Teymiyye, el-Fetâva’l-

Kübrâ (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1987), 4: 415.37 İbnü’l-Cezerî’nin konuya dair kanaatleri için bk. Yaşar Akaslan, “İbnü’l-

Cezerî’nin “Yedi Harf” Meselesi Üzerindeki Fikirleri”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi 18/2 (2018): 265-303.

38 Konu hakkında kaleme alınan eserleri ve eserlerinde konuya yer veren kaynak-ları görmek için bk. Abdurrahman Çetin, Yedi Harf ve Kıraatlar, (İstanbul: Ensar Yayınları, 2013), 22-24.

Page 16: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 196 •

tarafı da dinleyen Allah Rasûlu (sav) şöyle buyurmuş: “Mu-hakkak ki bu Kur’ân yedi harf üzere indirilmiştir. Ondan kolayınıza geleni okuyunuz.”39 Yedi harfe dair hadisin, sahâbeden büyük bir topluluk tarafından rivâyet edildiğini ifade eden Subhî Sâlih, buna delil kabilinden ikinci olarak şu rivâyeti aktarır: “Hz. Osman bir gün minberden şöyle dedi: Allah hakkı için sizden kim Rasûlullah’ın (sav): “Muhakkak ki Kur’ân yedi harf üzere indirilmiştir. Her biri şafi ve kâfidir.” dediğini hatırlıyor? Hz. Osman ayağa kalkın-ca bu hadisi hatırlayanlar da ayağa kalktı. Sayılamayacak ka-dar çoktular. Hz. Osman da: “Ben de onlarla beraber şahidim” dedi.40 Müellife göre bu rivâyet, sonraki dönemlerde tevâtür derecesine yükselmemişse de hadisi duyanların sayılamaya-cak kadar fazla olması, bazı âlimlerin bu hadisin mütevâtir ol-duğunu söylemelerine sebep olmuştur ki Ebû Ubeyd Kâsım b. Sellâm da bunlardandır. Ayrıca Subhî Sâlih, eserinde zikret-tiği söz konusu hadislerin, sıhhat bakımından yeterli olduğu kanaatindedir.41

3.3.2. Yedi Harf Kavramı ve Anlamsal AnaliziYedi harfle ilgili yukarıdaki iki hadisi nakleden Subhî Sâlih,

Hz. Osman’ın istinsâh ettirdiği mushafların yedi harfi ihtiva et-tiğini ve âlimlerin çoğunun bu görüşte olduğunu tekrar hatır-latır. Bâkıllânî’nin de bu görüşü benimsediğini belirten müel-lif, onun şöyle dediğini nakleder: “Sahih olan şu ki, bu yedi harf, Rasûlullah’tan (sav) zuhur edip yayılmış, kıraat konusunda imam olanlar onu zapt etmiş, Hz. Osman ile sahâbe de onu mushafta tespit

39 Buhârî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 5.40 Ali b. Ebî Bekr Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid ve Menbe’u’l-fevâid, (Kahire:

Mektebetü’l-Kudsî, 1994), 7: 152; Celâleddîn Abdurrahmân Süyûtî, el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân, thk. Muhammed Mütevellî Mansûr, (Kahire: Dâru’t-Türâs, 2009), 162.

41 Sâlih, Mebâhis, 101-102.

Page 17: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 197

ederek sıhhatini haber vermişler ve tevâtür yoluyla sabit olmayanı ondan çıkarmışlardır.”42

Subhî Sâlih’e göre hadislerde geçen “harf” kıraat anlamı-na da gelebilir, mana ve cihet anlamına da gelebilir. Fakat “harflerden maksat kıraatlerdir” derken kıraat-ı seb’a kaste-diliyorsa bu görüşlerin en zayıfıdır.43 Önceki âlimlerden pek çoğunun yedi kıraati yedi harf zannettiğini belirten müellif, Ebû Şâme Makdisî’nin şu tespitiyle konuya açıklık getirmek-tedir: “Bir cemaatin zannına göre “yedi harf” hadisinden kastedilen, şu andaki mevcut yedi kıraattir. Bunun böyle zannedilmesi bütün ilim ehlinin icmâına muhâliftir. Ancak bazı cahiller böyle bir zanna kapılabilir.”44 Müellife göre âlimlerin bu zanna kapılmalarında en büyük pay, beş şehirdeki meşhur kurrânın kıraatlerini bir araya getiren İbn Mücâhid’e (ö. 324/936) aittir. İbn Mücâhid’in bu faaliyetini tamamen tevâfuk ve tesadüf olarak değerlendi-ren müellif, o tarihte daha değerli ve sayıca daha fazla kıraat imamlarının bulunduğuna dikkat çekmekte ve “İbn Mücâhid, bu şüpheyi izale etmek için keşke yediden daha az veya daha fazla kıraat tespit etseydi” diyen Ebû’l-Abbas b. Ammâr’ın (ö. 403/1013) sözünü aktarmaktadır.45

Harf’in ne anlama geldiğine dair herhangi bir nass veya alametin olmamasının, kastedileni tespit etme hususunda âlimleri ihtilafa düşürdüğünü söyleyen müellif, neticede konu hakkında kırka yakın görüşün ortaya çıktığını belirtmektedir. Fakat müellife göre bu görüşlerin çoğunu destekleyen ne bir sahih nakil ne de bunun bir mantığı vardır.46

Müellif “yedi” ifadesinden neyin kastedildiğini ele alır ve şu

42 Sâlih, Mebâhis, 102.43 Sâlih, Mebâhis, 102-103.44 Sâlih, Mebâhis, 247; Süyûtî, el-İtkân, 237.45 Sâlih, Mebâhis, 247-248.46 Sâlih, Mebâhis, 103.

Page 18: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 198 •

soruyu gündeme getirir: Bu sayı, altı ile sekiz arasındaki yedi sayısına mı işaret ediyor yoksa bundan bir kolaylık ve genişlik mi kastediliyor? Yani yedi sayısından maksat hasr mıdır yoksa çokluk mudur? Subhî Sâlih, çokluk görüşünde olanları, hadis-lere aldırış etmemek, tevâtür derecesine ulaşan nasslardan ka-çınmada aşırı davranmakla eleştirmektedir. Müellife göre böyle düşünenlerin ileri sürdüğü görüş şudur: “Yediden maksat, ger-çek yedi sayısı değil, kolaylık ruhsat ve genişliktir. Yedi lafzı, tek şeylerde çokluğu ifade için kullanılır. Aynı şekilde onlu sa-yılarda yetmiş, yüzlü sayılarda yedi yüz ifadesi kullanılır. Bu gibi sayılarda rakamın kendisi kastedilmez.”47 O, çokluk fikrini savunanların bu görüşünü aktardıktan sonra dipnotta yaptığı açıklamada mezkûr düşüncenin müsteşrikleri memnun edece-ğine dikkat çekmiştir. Bu görüşün hiçbir şeyi sahih rivâyete ter-cih etmeyen Kâdî İyâz’a (ö. 544/1149) nispet edilmesini de garip karşılayan müellif, Süyûtî’nin bu görüşü, nasslara dayanarak kuvvetli bir şekilde reddettiğini de nakletmektedir.48

Subhî Sâlih, yedi lafzından maksadın hasr olduğuna dair ileri sürülen görüşleri irdelerken âlimlerinin çoğunluğunun bu gö-rüşte olduğunu belirtir. Ona göre nasslarda yedi sayısının çokça tekrar edilmesi, çokluk anlamının kastedilmesini akıl dışı bırak-maktadır. Ayrıca bir hadis doğrudan vahyi ve nüzûlünü konu ediniyorsa bu gibi durumlarda Rasûlullah’ın (sav) haberi kapalı olarak anlatmayacağını ve mefhumu olmayan bir sayı zikretme-yeceğini ifade eder. Kaldı ki müellife göre sahâbenin âlimleri de itikatla ilgili bir hususta böyle bir şey nakletmemişlerdir. Hasr görüşünü benimsediği anlaşılan müellif, âlimlerin bu yedi sayı-sını araştırıp bulmaya yönelik sarf ettikleri büyük gayreti, yedi sayısının hasr ifade ettiğinin delili olarak sunmaktadır.49

47 Süyûtî, el-İtkân, 163. 48 Sâlih, Mebâhis, 103-104.49 Sâlih, Mebâhis, 104.

Page 19: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 199

3.3.3. Yedi Harf Hakkındaki GörüşlerHadiste geçen “yedi” kavramını yedi sayısına hasredenle-

rin, bunu açıklamak için yedi harften maksadın kıraatler oldu-ğu görüşünü ileri sürmelerini isabetli bulmayan müellif, “yedi harf”i bazı lehçe ve lügatlere hamledenlerin görüşlerini de za-yıf bulmaktadır. Ona göre bazı âlimler50 lehçeleri, lafız ve ma-nada farklılık arz eden ihtilaflardan saymamışlardır. Çünkü bu âlimlere göre izhar, idğâm, ibdâl gibi lehçesel uygulama-lar, tek lafzın telaffuzundaki değişiklik arzeden sıfatlardandır. Kısaca, bunların farklı oluşu, lafzı tek lafız olmaktan çıkarmaz. Hâlbuki müellife göre tek lafzın söylenmesinde sıfatların fark-lı olması o lafzı birden fazla lafız kılabilir. Lakin Subhî Sâlih, sırf bundan değil yedi harfin sadece lehçelere hasredilmesin-den dolayı bu görüşü zayıf bulur. Ona göre Arap lügatleri, ne fazla ne eksik yedi sayısına hasredilebilse zorlanmadan ve te-reddütsüz bu husus kabul görse “yedi harf”in yedi lügat oldu-ğu hemen söylenebilirdi. Fakat bunu söylemenin bir zorlama olduğu basiret sahipleri nezdinde çok açıktır.51

“Yedi harf”in yedi lehçe olduğu görüşünü zayıf bulan mü-ellif, aynı istikamette görüş beyan eden âlimlerin tespitlerine de yer vermektedir. Bu minvalde İbn Abdilberr’in (ö. 463/1071) şu görüşünü nakleder: “Yedi harf yedi lehçe olsaydı henüz başlan-gıçta Müslümanların bir kısmı diğerlerinin lehçesine karşı çıkmazdı. Öyle ki o lehçe, kendilerinin üzerinde yaratıldığı bir lehçedir. Yine Ömer b. Hattâb ve Hişâm b. Hakîm’in her ikisi de Kureyşli’dir. Ama kıraatleri birbirinden farklıdır. Ömer’in, Hişâm’ın kıraatini reddet-mesi muhâldir.”52

Subhî Sâlih, yedi harfi açıklama sadedinde yukarıda zikredi-

50 Subhî Sâlih eserinin altı numaralı dipnotundaki açıklamada bu âlimin İbnü’l-Cezerî olduğunu el-İtkân’dan nakille belirtmektedir. Bk. Sâlih, Mebâhis, 104.

51 Sâlih, Mebâhis, 104-105.52 Sâlih, Mebâhis, 106.

Page 20: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 200 •

len kıraat ve lehçe görüşlerini zayıf bulmakla beraber âlimlerin bu konu hakkındaki gayretlerini garipsemediğini; ama bazı âlimlerin hiçbir delile dayanmaksızın yedi harf hadisini bâtınî bir bakış açısıyla tefsir etmelerini ve asılsız mefhumlara meylet-melerini şiddetle reddetmektedir. Müellifin yedi harf konusun-da şiddetle karşı çıktığı görüşler şöyle sıralanabilir:

a. Yedi harf şu yedi ilimdir: İnşâ ve icad ilmi, tevhîd ve ten-zih ilmi, zât sıfatları ilmi ve fiil sıfatları ilmi, affetme ve azap-landırma sıfatları ilmi, haşir ve hesap ilmi, nübüvvet ilmi.

b. Yedi harfle şu yedi şey kastedilir: Mutlak ve mukayyed, âmm ve hâss, nass ve müevvel, nâsih ve mensûh, mücmel ve müfesser, istisnâ ve kısımları.

c. Müellife göre bazıları o denli ileri gittiler ki yedi harf hu-susunda bâtıl görüşlerini dayandırdıkları şu zayıf hadisi de-lil gösterdiler: “İlk kitap bir kapıdan ve bir vecih üzere inmiştir. Kur’ân ise yedi kapıdan ve yedi harf üzere inmiştir. Bu yedi harf şunlardır: Nehiy, emir, helal, haram, muhkem, müteşâbih, emsâl. Bunların, helalini helal ve haramını haram kabul edin! Misallerden ibret alın! Müteşâbihlere inanın ve şöyle deyin: Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.”53

d. “Yedi harf”, aynı mananın yedi vecihle ifade edilmesidir: .vb. kelimelerde olduğu gibi (أقبل, هلم, تعال; عجل, أسرع; أنظر, أخر; أمهل)

Subhî Sâlih, yukarıdaki görüşleri iyi niyetli bazı müfes-sirlerin ortaya attığını fakat bununla bazı müsteşriklerin ve müminlerden imanı zayıf olanların şüphelerine kapı açtıkla-rını, asıl problemin de bu olduğunu vurgulamaktadır. Müel-life göre buradaki problem, dördüncü maddede izah edildiği üzere farklı kelimelerle aynı mananın elde edilmesinin yedi harf olarak tanımlanmasıdır. Konuyla ilgili olarak Taberî’nin

53 Muhammed b. Hibbân b. Ahmed Büstî İbn Hibbân, el-İhsân fî takrîbi sahîh-i İbn Hibbân, thk. Şuayb Arnavut, (Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1988), 3: 20.

Page 21: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 201

tefsirindeki sözlerinin54 zahiren bu anlama geldiğini belirten müellif, elbette müsteşriklerin bu durumu kendilerine daya-nak yaparak “mana ile kıraat” nazariyesini ileri süreceklerine dikkat çekmektedir. Bunun, islâmî hayattaki en tehlikeli naza-riye olduğunu hatırlatan Subhî Sâlih, bu nazariyenin Kur’ân nassını şahısların hevâsına teslim ettiğini vurgulamaktadır.55

Müellife göre aynı mananın farklı kelimelerle ifade edilme-si anlamına gelen müterâdif okumalar, Rasûlullah’ın (sav) özel bazı durumlarda bazı kişiler için gösterdiği bir kolaylıktır. Bu kelimeler sınırlı sayıda olup zaten tevâtür yoluyla bize gelmiş-tir. Bu özel durumları yedi harfe teşmil etmek ve yedi harfin bundan ibaret olduğunu söylemek, hadisi yanlış anlamaktır.56

Subhî Sâlih, yukarıda serdedilen görüşlerin hiçbirinin yedi harfi bütünüyle karşılamadığını, dolayısıyla onlarla ye-tinmekten ziyade onlardan mümkün olanları almanın daha isabetli olacağını düşünmektedir. Bunu akla ve nakle uygun bulan müellif, yedi harften maksadın, bu ümmet için kolaylık kılınan yedi vecih olduğu kanaatindedir.57

3.3.4. Yedi Vecih GörüşüKolaylık ilkesinden hareketle “yedi harf”i yedi vecih olarak

izah eden Subhî Sâlih, Kur’ân’ı yedi vecihten herhangi biriyle okuyanın isabet etmiş olacağını Buhârî’de geçen şu hadis ile delillendirmektedir: “Cibrîl bana bir harf üzere okuttu. Ben dur-madan artırmasını istedim. Yedi harfe ulaşıncaya kadar bu dileğim-

54 Taberî tefsirinde, “Kur’ân’ın yedi harf üzere inmesinin manası, Kur’ân’daki her hangi bir lafzı, eş anlamda yedi kelime ile ifade etmektir.” demektedir. Bk. İbn Cerîr Taberî, Câmi’u’l-beyân, thk. Ahmed Muhammed Şâkir, (Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 2000), 1: 57; Abdulmecit Okcu, “Taberî’nin Yedi Harf Hak-kındaki Görüşleri” (Bir Müfessir Olarak Muhammed b. Cerîr Taberî Sempoz-yumu, Konya, 2010), 194-195.

55 Sâlih, Mebâhis, 107.56 Sâlih, Mebâhis, 108.57 Sâlih, Mebâhis, 108.

Page 22: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 202 •

de ısrar ettim.”58 Yedi sayısının hasr ifade ettiği yönündeki görüşü benimseyen müellif, kıraat vecihlerini yedi başlık altında toplamak-tadır. Yedi vechin izahı sadedinde çeşitli tasnifler ve bu vecihlere dair örnekler muhtelif eserlerde59 yer aldığı için burada tekrara düşmemek ve çalışmanın sınırlarını aşmamak adına müelli-fin verdiği örneklere ve bu örneklere dair yaptığı açıklamalara değinilmeyecektir. Sadece yedi vecih başlıklar halinde verile-rek müellifin önceki tasniflerle mukayesesi ele alınacaktır.

Subhî Sâlih’in yedi vecih tasnifi şu şekildedir:1. Mana değişsin veya değişmesin i’râb vecihlerindeki ih-

tilaf. 2. Manası değişen fakat sureti değişmeyen, harflerdeki ih-

tilaf.3. İsimlerde müfred, tesniye, cem’, müzekker ve müennes-

lik hallerindeki ihtilaf.4. Bir kelimenin diğer kelimeyle değişmesi suretiyle mey-

dana gelen ihtilaf.5. Takdim tehir ile gerçekleşen ihtilaf.6. Ziyade ve noksanlık şeklindeki ihtilaf.7. Lehçeden kaynaklanan ihtilaf.60

58 Buhârî, “Bed’ü’l-Halk”, 6.59 Âlimlerin, yedi veche dair yapmış olduğu tasnifler ve tahliller çeşitli eserlerde

yer almaktadır. Bunlar arasında İbn Kuteybe, Ebü’l-Fazl Râzî, Kadı Ebû Bekr Tayyib ve İbnü’l-Cezerî’nin tasnifleri öne çıkmaktadır. Bu bağlamda İbnü’l-Cezerî eserinde, İbn Kuteybe ve Ebü’l-Fazl Râzî’nin görüşlerine; Kurtubî, Kadı Ebû Bekr Tayyib’in görüşüne; Süyûtî de Ebü’l-Fazl Râzî, İbn Kuteybe ve İbnü’l-Cezerî’nin görüşlerine; Zürkânî ise Ebü’l-Fazl Râzî, İbn Kuteybe, Kadı Ebû Bekr Tayyib ve İbnü’l-Cezerî’nin görüşlerine yer vermektedirler. Ayrıca günü-müz âlimlerinden İsmail Karaçam ve Abdurrahman Çetin de eserlerinde bütün bu görüşleri zikredip değerlendirmelerde bulunmaktadırlar. Bk. Muhammed b. Ahmed Kurtubî, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kurân, thk. Ahmed Berduni (Kahire: Dâru’l-Kütübi’l-Mısriyye, 1964), 1: 45-46; İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 1: 32-33; Mu-hammed Abdülazîm Zürkânî, Menâhilü’l-’irfân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân (Matbaatü İsa, ts.), 1: 155,158-160,169-171; İsmail Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzûlü ve Kıraati (İstanbul: İFAV Yayınları, 2016), 86-106; Çetin, Yedi Harf ve Kıraatlar, 142-147.

60 Sâlih, Mebâhis, 109-113.

Page 23: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 203

Subhî Sâlih, yukarıdaki vecihleri izah ederken çeşit-li âyetlerden örnekler verir ve özellikle şâz kıraatle ilgili rivâyetleri sıhhat bakımından değerlendirir. Bu bağlamda dördüncü maddenin izahında İbn Mes’ûd’un “هما أيديـ 61”فاقطعوا âyetini “هما فاقطعوا ,şeklinde okumasına da değinen müellif 62”أميانـbu kıraatin tefsir kabilinden bir idrâc olduğunu, dolayısıyla bu okuyuşun şâz kıraatler arasında yer aldığını belirtmektedir.63

Beşinci maddede takdim-tehir vechini açıklarken Hz. Ebû Bekir’in “ حلق الموت سكرة “ âyetini 64”وجاءت حلق سكرة وجاءت 65”ملوت şeklinde okuduğunu nakleden müellif, bunun, tevâtür dere-cesine ulaşamamış âhâd bir rivâyet olduğunu ve sahâbenin icmâına ters düştüğü için şâz kabul edildiğini ifade etmek-tedir. Müellife göre Hz. Ebû Bekir’e dayandırılan bu rivâyet şayet doğru ise bunu bir yanılma ve dil sürçmesi olarak de-ğerlendirmek gerekir.66 Altıncı vechin izahında ziyade ve nok-sanlık ihtilafı için şâz kıraat örneklerini de nakleden müellif, ثى“ ثى“ âyetinin 67”وما خلق الذكر واألنـ ;şeklindeki kıraatini 68”الذكر واألنـİbn Abbas’ın (ö. 68/687) “69”وكان وراءهم ملك خذ كل سفينة غصبا âyetini حافظوا“ ;şeklinde okumasını 70”وكان أمامهم ملك خذ كل سفينة صاحلة غصبا“

61 el-Mâide 5/38.62 Ebû İshâk İbrahim Zeccâc, Me’âni’l-Kur’ân ve i’râbuhû, thk. Abdulcelîl Abduh Şelebi, (Beyrut: Alemü’l-Kütüb, 1988), 2: 172.

63 Sâlih, Mebâhis, 110-111.64 el-Kâf 50/19.65 Bu kıraatin, İbn Cübeyr, Talha, Übey b. Ka’b, İbn Mes’ûd ve Hz. Ebû Bekir’e

ait olduğu kaydedilmektedir. Ebû Abdullah Hüseyin b. Ahmed İbn Hâleveyh, Muhtasar fî şevâzzi’l-Kur’ân, thk. G. Bergstraesser, (Beyrut: Müessesetü’r-Rayan, 2009), 144; Ebû Muhammed Abdülhak İbn Atıyye, el-Muharreru’l-vecîz fî tefsîri’l-Kitâbi’l- ‘Azîz, (Beyrut: Dâru İbn Hazm, 2002), 1753.

66 Sâlih, Mebâhis, 111.67 el-Leyl 92/3.68 İbn Mes’ûd ve Ebû’d-Derdâ’nın kıraatidir. Bk. İbn Hâleveyh, Muhtasar fî şevâzzi’l-Kur’ân, 174; İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 1: 23.

69 el-Kehf 18/79.70 İbn Abbas ve Hz. Osman’ın kıraatidir. Bk. İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 1: 23.

Page 24: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 204 •

الوسطى الة والص لوات الص العصر“ âyetinin ise 71”على ilavesiyle 72”وصالة okunduğunu aktarır ve bütün bunların âhâd rivâyetler olup tefsir kabilinden olduğunu, bazı sahâbenin özel mushafların-da yazılmış olsalar bile bunları yedi harften saymanın müm-kün olamayacağını zikreder.73

3.3.5. Lehçe İhtilaflarıMüellifin, en son sırada zikrettiği “lehçe ihtilafları” mad-

desini, yedi vechin en önemlisi olarak addetmektedir. Ona göre imâle-feth, terkîk-tefhîm, tahkik-teshîl, muzâraat harfi-nin kesra okunması gibi çeşitli usûl ihtilaflarını ihtiva eden bu vecih aynı zamanda Kur’ân’ın “yedi harf” üzere indirilişinin en büyük hikmetini ibraz etmektedir. Bu durumun, çeşitli ka-bilelere mensub olup farklı lehçeleri kullanan bu ümmete bir kolaylık sağladığını vurgulayan Subhî Sâlih, el-Menâhil’den nakille İbnü’l-Cezerî’nin şu tespitine yer verir: “Kur’ân’ın yedi harf üzere indirilmesi bu ümmete verilen kıymetten dolayı ona ko-laylık sağlamak içindir. Ona şefkat ve merhametten dolayıdır. Ya-ratılanların en faziletlisi ve Hakk’ın habibi Nebî’nin (sav) isteğini yerine getirmek içindir… Çünkü peygamberler kendi kavimlerine gönderiliyorlardı. Peygamber (sav) ise bütün insanlığa, kızılına, si-yahına, Arabına, acemine gönderilmiştir. Kur’ân’ın kendi dilleriyle indiği Arapların lehçeleri çeşitli idi. Birinin, diğerinin lehçesiyle ko-nuşması, bir harften diğer harfe geçiş yapması zordu. Hatta eğitimle bile buna güç yetiremeyecek durumda olanlar vardı.”74

Lehçe farklılıkları vechinin âlimleri bu konuda iki uç nokta-ya savurduğunu söyleyen müellife göre bir kısım âlimler yedi harfi tamamen lehçe farklılıklarına hasrederken diğer bir kıs-

71 el-Bakara 2/238.72 Hz. Aişe ve Hz. Hafsa’ya nispet edilmektedir. Bk. İbn Atıyye, el-Muharrer, 215.73 Sâlih, Mebâhis, 111-112.74 Sâlih, Mebâhis, 115; İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 1: 29.

Page 25: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 205

mı da onu hiç dikkate almamışlardır. Çünkü İbn Kuteybe’nin de içinde olduğu bu ikinci guruba göre telaffuzla ilgili bu leh-çesel ihtilaflar, lafzı farklılaştırmaz ve bunu aynı söz olma vas-fından çıkarmaz. Müellif, İbnü’l-Cezerî’yi de bu ikinci gurupta mütaala etmektedir. Çünkü bu tespiti yaptığı yerin dipnotun-da İbnü’l-Cezerî’nin lehçesel ihtilafları dikkate almayan ifade-ler kullandığını hatırlatmaktadır.75 Yine müellifin, Menâhil’den nakille İbnü’l-Cezerî’nin yukarıda verdiğimiz tespitini zikret-tikten sonra eserinin dipnotunda “Ne gariptir ki yedi harf ara-sında lehçe ihtilaflarını saymayan İbnü’l-Cezerî, bu görüşü müdafaa etmektedir.”76 kaydını düşmesi dikkate değerdir.

Subhî Sâlih, yukarda tespit ettiği vechin tutarlılığı bağla-mında, yedi vechi lehçelere hasredenleri de lehçelere hiç yer vermeyenleri de aşırılığa kaçmakla eleştirir. Ona göre ne ilk altı vechin önemini inkâr edebiliriz ne de yedinci vecihle yetinip diğerlerini bir kenara koyabiliriz. Daha sonra yedi vechi belir-lerken takip ettiği metot hakkında bilgi veren müellif, bütün vecihleri kapsamadığı için önceki âlimlerin tasniflerini tercih etmediğini dile getirir. İbn Kuteybe, İbnü’l-Cezerî ve Kâdî Ebû Bekr Tayyib’in görüşlerini tercih etmediği gibi Zürkânî’nin bu görüşler arasından belirlediği Ebü’l-Fazl Râzî’nin görüşünü77 de yeterli bulmayan Subhî Sâlih, söz konusu âlimlerin kanaa-tini tercih etmeme sebebini de izah eder. Müellife göre Ebü’l-

75 Müellif, Mebâhis’in 104. sayfasında, bazı âlimlerin lehçeleri farklı manaya gel-meyen lafızlardan kabul ettiklerini belirttiği yerde, söz konusu âlimin İbnü’l-Cezerî olduğuna dipnotunda işaret etmektedir. Çünkü İbnü’l-Cezerî en-Neşr adlı eserinde şöyle demektedir: “İzhar, idğâm, revm, işmam, tefhîm, terkîk, med, kasır vb. vecihlerin ihtilafına gelince, bunlar usûl olarak bilinen ihtilaflar-dan olup, lafız ve manayı değiştirebilecek cinsten ihtilaflar değildir. Zira bu tür sıfatlar edâ ile alakalıdır. Edâ ise lafzı değiştirmez. Eğer değiştirdiği farz edi-lirse birinci kısma yani ihtilafın, mana ve suret değişmeksizin sadece harekede olduğu veche dahil edilir. Bk. İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 1: 32.

76 Sâlih, Mebâhis, 115. 77 Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim b. Kuteybe, Te’vîlü müşkili’l-Kur’ân, thk. İbrahim Şemsüddîn (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, ts.), 31-32.

Page 26: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 206 •

Fazl Râzî, hem harflerdeki ihtilaf vecihlerine yer vermemiş hem de fiillerin mâzî, muzâri, emir gibi çekimlerini müstakil olarak ikinci sırada zikretmiştir. Hâlbuki bu ikinci vecih, i’râb farklılıklarının ele alındığı üçüncü vecih içerisinde değerlen-dirilebilirdi. Yukarıda adı geçen diğer üç âlimin tasniflerini de tercih etmediğini belirten müellif, buna gerekçe olarak tas-niflerinde lehçe ihtilaflarına yer vermemelerini gösterir. Ona göre bu âlimlerden bazısı teorik olarak lehçe ihtilaflarını mü-dafaa etse bile hiç birisi tasniflerinde lehçelere pratik olarak yer vermemişlerdir.78

Subhî Sâlih’in yer verdiği vecihler, önceki âlimlerin belir-lediği vecihlerle kıyaslandığında aralarında çok belirgin bir farkın olmadığı görülecektir. Örneğin Subhî Sâlihin ilk mad-desi, İbn Kuteybe’nin ilk iki maddesini ihtiva etmektedir. Yine Ebü’l-Fazl Râzî’nin altı ve yedinci sırada zikrettiği vecihleri, müellif yedinci sırada belirtmiştir.79

Kıraat ilmiyle ilgili hususlarda en geniş başlığı “yedi harf” konusuna ayıran müellif, konu hakkında son olarak genel geçer bir kaideye işaret eder. O da sayılan bu yedi vechin, Kur’ân’ın edâsındaki bütün farklılıkları içine aldığı fakat bu vecihlerin tek bir kelimede bulunmasının zorunlu olmadığıdır. Birçok kelimede iki veya daha fazla vecih bulunabileceği gibi bazen de yalnız bir vecih bulunabilir. Ama neticede bu yedi vecih, söz konusu bütün kıraat ihtilaflarını kapsamaktadır.80

3.4. Kıraat İmamları Mebâhis’in üçüncü bölümünde müellif, kıraat imamlarının

ortaya çıkmasına, senedlerine ve kıraat çeşitlerine temas et-mektedir.

78 Sâlih, Mebâhis, 115-116.79 Çetin, Yedi Harf ve Kıraatlar, 148-149.80 Sâlih, Mebâhis, 116.

Page 27: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 207

Kıraat ilmiyle alakalı ilk eserler telif edilinceye kadar İslâm âleminde “yedi kıraat” tabirinin henüz bilinmediğine değinen müellif, bu konuda eser veren Ebû Ubeyd Kâsım b. Sellâm, Taberî, Ebû Hâtim Sicistânî gibi âlimlerin eserlerinde yedi kıraatten çok daha fazlasına yer verdiklerini belirtmek-tedir. Subhî Sâlih, yedi kıraat ifadesinin, halkın bazı kıraat imamlarına rağbet etmesi neticesinde gündeme geldiğini ifa-de ederek şehirlerde kendilerine rağbet edilen meşhur kıraat imamlarını senedlerindeki bazı isimleri de zikretmek suretiy-le tanıtmaktadır.81 Bu bağlamda müellif, Mebâhis’teki sıraya göre şu bilgileri vermektedir:

Mekke’de, Enes b. Mâlik, Abdullah b. Zübeyr (ö. 36/656) ve Ebû Eyyûb Ensâri (ö. 49/669) ile görüşen İbn Kesîr (ö. 120/738) meşhur oldu. Medîne’de şöhret bulan İmam Nâfi’in (ö. 169/785) kıraat zincirinde Übey b. Ka’b, İbn Abbas ve Ebû Hureyre (ö. 58/678) gibi sahâbîler yer almaktadır. Şam kıraat imamı İbn Âmir’dir (ö. 118/736). Hocası ise Hz. Osman’dan kıraat ahze-den Muğîre b. Ebî Şihâb’dır (ö. 91/710). Sahâbeden Numan b. Beşîr (ö. 64/684) ve Vâsile b. Eska’ (ö. 85/704) ile karşılaşan İbn Âmir’in, Hz. Osman’la karşılaştığı ve ondan ders aldığı belirtil-mektedir. Basra’da Ebû Amr (ö. 154/771) ve Ya’kûb (ö. 205/821) kıraat imamı olarak öne çıkmışlardır. Kıraat ilmini Mücâhid b. Cebr (ö. 103/721) ve Saîd b. Cübeyr’den (ö. 94/713) alan Ebû Amr’ın senedinde sahâbeden İbn Abbas ve Übey b. Ka’b yer almaktadır. Basra kıraat imamlarından Ya’kûb ise kıraatini, Âsım ve İbn Amir kanalıyla Sellâm b. Süleyman Tavîl’den (ö. 171/787) almıştır. Kûfe’de Hamza (ö. 156/773) ile Âsım’ın (ö. 127/745) kıraati meşhur olmuştur. Hamza’nın kıraat senedin-de Süleyman b. Mihrân A’meş (ö. 148/765), Yahya b. Vessâb (ö. 103/721), Zirr b. Hubeyş (ö. 82/701), Hz. Osman ve İbn Mes’ûd

81 Sâlih, Mebâhis, 248.

Page 28: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 208 •

yer almaktadır. Âsım ise kıraatini Zirr b. Hubeyş kanalıyla İbn Mes’ûd’dan almıştır.82

Adı geçen şehirlerde meşhur olan kıraat imamları içerisin-de İran asıllı olanların sayıca daha çok olduğuna dikkat çeken müellif, sadece İbn Âmir ve Ebû Amr’ın Arap asıllı olduğunu ifade etmektedir.83

Yedi kıraatin yanında kabul gören on kıraat ve on dört kı-raat imamlarına da işaret eden müellif, on kıraatin Ya’kûb, Halef b. Hişâm (ö. 229/844) ve Ebû Ca’fer’in (ö. 130/747) ek-lenmesiyle; on dört kıraatin ise bu on imamlara, Hasan-ı Basrî (ö. 110/728), İbn Muhaysın (ö. 123/741), Yezîdî (ö. 202/817) ve Şenebûzî’nin (ö. 388/998)84 ilave edilmesiyle oluşturulduğunu belirtmektedir.85

3.5. Makbul Kıraatin Şartları Subhî Sâlih, el-İtkân’dan nakille âlimlerin, makbul olan kıra-

atleri şâz olanlardan ayırmak için şu üç şartı ileri sürdüklerini belirtir: Senedinin sahih olması, Hz. Osman mushaflarından

82 Sâlih, Mebâhis, 248-249. Subhî Sâlih, Âsım, Zirr b. Hubeyş ve İbn Mes’ûd’un ismini zikretmekle Ebû Bekir Şu’be’nin kıraat senedini ortaya koymuş olmak-tadır. Âsım’ın diğer râvîsi Hafs’ın kıraat senedi, Âsım, Abdurrahman Sülemî ve Hz. Ali şeklindedir. Bk. Ebü’l-Hayr Şemsüddîn Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Alî b. Yûsuf İbnü’l-Cezeri, Ğâyetü’n-nihâye fî tabakâti’l-kurrâ, thk. Cemâleddîn Muhammed Şeref, (Mısır: Dâru’s-Sahâbeti li’t-Türâs, 2009), 1: 385.

83 Sâlih, Mebâhis, 249.84 Şenebûzî, Zürkânî’nin Menâhil’inde on dört kıraat imamından biri olarak zik-

redilmektedir. Subhî Sâlih’in, her ne kadar dipnotta belirtmese de Menâhil’e dayanarak onu on dört kıraat imamından saydığı kanaatindeyiz. Gerek İbnü’l-Cezerî, gerekse Kastallânî (ö. 923/1517) ve Dimyâtî, on dört kıraat imamı olarak Şenebûzî yerine A’meş’e (ö. 148/765) yer vermektedirler. Bk. Zürkânî, Menâhilü’l-’irfân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân, 1: 418; Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tari-hi, (Bursa: Emin Yayınları, 2004), 97-98.

85 Sâlih, Mebâhis, 250.

Page 29: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 209

birinin hattına muvafakatı ve bir vecihle de olsa Arap diline uygun olması.86

Seneddeki sahihlik şartının mütevâtirlik87 ile değiştirilme-si gerektiğini ileri süren müellif, İbnü’l-Cezerî’nin Müncidü’l-mukriîn adlı eserinde sıhhat yerine tevâtür ifadesini kullan-dığını88 delil getirmektedir. Kur’ân’ın ancak mütevâtir yolla gelen bir senedle sabit olabileceğini söyleyen Subhî Sâlih, on kıraate ilave edilen dört kıraatin, sened bakımından sahih ol-makla birlikte âhâd rivâyetlere dayandığı için mütevâtir kabul edilmediğini zikreder. Müellife göre, ümmet tarafından kabul gören ve nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar tevâtür seviyesinde ulaşan kıraatler, on kıraattir ve bunun dışındaki kıraatler için tevâtür söz konusu değildir.89

Mebâhis adıyla hadis ilimlerine dair bir eserin de müellifi olan Subhî Sâlih, kıraatlerin silsile yoluyla bir kurrâdan diğer kurrâya aktarılmasında muhaddislerin senedlerinin önem-li bir rolü olduğunu vurgular. Bu noktada sözü, bir kıraatin makbul olabilmesi için gerekli olan ana ilkeye getiren müellife göre nasıl ki âlimler şer’î hükümleri ve tefsir usûlü kurallarını sahih bir rivâyete dayanarak çıkarıyorlarsa kurrâdan herhangi birinin kıraatinin kabul edilebilmesi için senedinin, müşâfehe ve semâ yoluyla doğrudan Rasûlullah’dan (sav) dinleyen bir sahâbeye ulaşması gerekir.90 Semâ ve müşâfehe uygulaması-nın önemine vurgu yapan müellif, bir okuyucunun on dört kıraati ezberlemiş olsa bile kıraatini semâ ve müşâfehe yoluy-

86 Sâlih, Mebâhis, 255; Süyûtî, el-İtkân, 238.87 Kıraatlerin mütevâtirliği ile ilgili mülahazalar için bk. Mehmet Emin Maşalı,

Tarihi ve Temel Meseleleriyle Kıraat İlmi, (Ankara: Otto Yayınları, 2016), 97-122.88 Her ne kadar İbnü’l-Cezerî adı geçen eserinde tevâtür olgusuna vurgu yapsa

da olgunluk döneminde kaleme aldığı en-Neşr adlı eserinde bu anlayışını yu-muşatarak mütevâtir yerine sahih kavramını kullanmıştır. Bk. İbnü’l-Cezerî, en-Neşr, 1: 19; Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, 79.

89 Sâlih, Mebâhis, 255-256.90 Sâlih, Mebâhis, 250.

Page 30: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 210 •

la bir üstattan almadığı müddetçe kurrâdan sayılmayacağını belirtir.91 Subhî Sâlih’e göre bu ilke çerçevesinde âlimler, kıra-atlerin tevkîfî olduğunu savunmuş; sadece kıyas yoluyla tes-pit edilmelerini ve Zemahşerî gibi âlimlerin, kıraatleri ihtiyârî tercihler olarak kabul eden görüşlerini reddetmişlerdir.92

Subhî Sâlih, makbul kıraat şartlarından ikisine uyduğu hal-de sahih isnâdla gelmeyen kıraatlerin reddedildiğini; “93”مركم kelimesinin “94”مركم şeklinde sâkin, “95”واألرحام kelimesinin ise şeklinde mecrûr okunması misallerinde olduğu gibi 96”واألرحام“sahih isnâdla geldiği halde bazı nahiv ehlinin bu kıraatleri red-detmesinin dikkate alınmadığını vurgulamaktadır. Yine sahih isnâdın önemine vurgu yapan müellif, bu kabilden olmak üzere sadece Arap dilindeki yaygın bir kullanıma göre kıraat tercihi yapan İbn Miskem (ö. 354/965) ve bazı sahâbe kıraatle-rini esas alarak mushaf yazma yoluna giden İbn Şenebûz’un (ö. 328/939), İbn Mücâhid başkanlığında kurulan bir meclis ta-rafından bu işlerden men ettirildiğini kaydetmektedir.97

3.6. Kıraat ÇeşitleriSubhî Sâlih kıraat çeşitlerini, Süyûtî’nin tasnifine tabi ola-

rak aşağıdaki altı başlıkta ele almaktadır:1. Mütevâtir kıraat: Yalan üzere bir araya gelmeleri müm-

kün olmayan bir topluluk tarafından nesilden nesile aktarıla-

91 Sâlih, Mebâhis, 257.92 Sâlih, Mebâhis, 250-251.93 el-Bakara 2/67.94 Yedi kıraat imamından Ebû Amr’ın kıraatidir. Bk. Ebû Amr Osman b. Saîd

Dânî, et-Teysîr fi’l-kırââti’s-seb’, thk. Ferîd Muhammed b. Azzûz (Beyrut: Dâru İbn Kesîr, 2016), 306.

95 en-Nisâ 4/1.96 Yedi kıraat imamından Hamza’nın kıraatidir. Bk. Ebû Amr Dânî, et-Teysîr,

332. 97 Sâlih, Mebâhis, 251-252.

Page 31: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 211

rak rivâyet edilen kıraattir. Yedi imamdan nakli konusunda senedlerin ittifak ettiği kıraattir.

2. Meşhur kıraat: İster yedi ister on veya diğer makbul imamlardan sahih bir senedle gelen, Hz. Osman mushaflarına uygun, kurrâ nezdinde şöhret bulmuş fakat tevâtür seviyesine ulaşamamış kıraattir. Yedi imamdan nakli hususunda sened-lerin ihtilaf ettiği kıraatler buna örnek verilebilir. Bu iki nevi kıraatle ilgili en meşhur eserler, Ebû Amr Dânî’nin et-Teysîr’i, Şâtıbî’nin eş-Şâtıbiyye’si ile İbnü’l-Cezerî’nin Tayyibetü’n-neşr’idir. Mütevâtir ve meşhur kıraatle Kur’ân okunur. Bu kı-raatleri inkâr etmek caiz değildir.

3. Senedi sahih olmasına rağmen mushafların hattına veya Arap diline muhâlif olan yahut yukarıda zikredilen şöhrete ulaşamayan kıraattir. Süyûtî bu tür kıraati âhâd olarak tanım-larken98 müellifin âhâd terimini kullanmadığı görülmektedir. Bu kıraat çeşidine, “حسان قري وعبـ خضر رف رفـ على âyetinin 99”متكئني -şeklinde okunması örnek ve 100”متكئني على رفارف خضر وعباقري حسان“rilmektedir.

4. Şâz kıraat: Senedi sahih olmayan bu kıraat için “وم فاليـيك ببدنك لتكون لمن خلفك آية نج يك“ âyetindeki kelimelerin 101”نـ نح ve ”نـ şeklinde okunması örnek olarak verilebilir.102 ”خلفك“

5. Mevzû‘ kıraat: Aslı olmaksızın birine nispet edilen kıra-attir. Ebû Hanife’ye (ö. 150/767) nispet edilen “ا خيشى اهلل من عباده إمنالعلماء“ âyetinin 103”العلماء عباده من هللا خيشى ا şeklindeki kıraati 104”إمنbuna örnektir.

98 Süyûtî, el-İtkân, 231.99 er-Rahmân 55/76.100 İbn Hâleveyh, Muhtasar fî şevâzzi’l-Kur’ân, 150; İbn Atıyye, el-Muharrer, 1806-

1807.101 Yûnus 10/92.102 İbn Hâleveyh, Muhtasar fî şevâzzi’l-Kur’ân, 58; İbn Atıyye, el-Muharrer, 925.103 el-Fâtır 35/28.104 Ebü’l-Bekâ Muhibbüddîn Ukberî, İ’râbu’l-kıraati’ş-şevâz (Beyrut: Alemü’l-Kütüb,

2010), 2: 349; Abdüllatîf Hatîb, Mu’cemu’l-kırâât (Dımaşk: Dâru Sa‘deddîn,

Page 32: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 212 •

6. Müdrec kıraat: Hadis çeşitlerinden müdrece benzeyen, açıklama ve tefsir kabilinden kıraate yapılan ilavedir. “ليس عليكم غوا فضال من ربكم تـ بـ ifadesinin ilave 106”يف مواسم احلج“ âyetine 105”جناح أن تـedilmesi bu kıraat çeşidine örnek olarak gösterilmektedir.107

Eserinin, kıraat ilmiyle alakalı konuları ele aldığı üçüncü bölümünde, kıraat imamlarına, senedlerine, makbul kıra-at şartlarına, tevâtür olgusuna ve kıraat çeşitlerine yer veren Subhî Sâlih, sahih kıraatler dışında kalan şâz kıraatler için de yeri geldikçe derinlemesine tahliller yapmaktadır. İbn Mücâhid’in beş şehirden yedi kıraat imamını belirleyerek kı-raatleri yediye tahsis etmesinden sonra bazı dil âlimlerinin şâz kıraatleri tespite yöneldiğini ifade eden müellif, bu bağlam-da İbn Hâleveyh’in el-Muhtasar, İbn Cinnî’nin el-Muhteseb ve Ukberî’nin İmlâü mâ menne bihi’r-rahmân adlı eserlerini kaleme aldıklarını zikretmektedir.108

Subhî Sâlih’e göre Kur’ân’ın tefsirinde şâz kıraatlerin tev-cihinden istifade eden âlimler, söz konusu tevcihleri tevîlin sıhhatini anlamaya yardımcı bulmuşlardır. Bu tür şâz kıraat-lerin hem tefsirden daha çok hem de daha güçlü olduğunu belirten müellif, bazı âyetlerdeki şâz kıraat örneklerini zikre-derek konuya açıklık kazandırmaktadır. Bu bağlamda o, İbn Mes’ûd’un “هما ارقة فاقطعوا أيديـ ارق والس ارقة فاقطعوا“ yerine 109”والس ارق والس والسهما -şeklindeki kıraatinin, hırsızın hangi elinin kesileceği 110”أميانـnin tespitinde; Sa’d b. Ebî Vakkas’ın (ö. 55/675) “111”وله أخ أو أخت

2000), 7: 431-432. 105 el-Bakara 2/198106 İbn Mes’ûd, İbn Abbas ve bazı sahâbenin de böyle okuduğu belirtilmektedir.

Bk. İbn Hâleveyh, Muhtasar fî şevâzzi’l-Kur’ân, 12; İbn Atıyye, el-Muharrer, 178; Süyûtî, el-İtkân, 231; Hatîb, Mu’cemu’l-kırâât, 1: 273.

107 Sâlih, Mebâhis, 256-257.108 Sâlih, Mebâhis, 252.109 el-Mâide 5/38. 110 Zeccâc, Me’âni’l-Kur’ân ve i’râbuhû, 2: 172.111 en-Nisâ 4/12.

Page 33: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 213

âyetini “ -şeklindeki okuyu 112”من أم وله أخ أو أخت“ ilavesiyle ”من أمşunun ise mirasla ilgili meselede kardeşliğin çeşidinin açıklan-masında belirleyici unsurlardan olduğunu ifade etmektedir.113

Ebû Hanife’ye nispet edilen “من عباده العلماء ا خيشى هللا -şeklin ”إمنdeki rivâyeti, şâz kıraatlerin tefsire tesiri noktasında tekrar ele alan Subhî Sâlih, Zerkeşî’den nakille Ömer b. Abdülaziz’e ait olan bu kıraatin tevîline göre buradaki “haşyet”in, korku an-lamında değil değer verme ve yüceltme anlamında olduğunu belirtmektedir.114

Subhî Sâlih, bazı âlimlerin şâz kıraatlerin tevcihi noktasın-da garip tevillere yöneldiklerini ve bu yönelişlerinin araştırma ufuklarını genişletmek eğiliminden kaynaklandığını dile ge-tirmektedir. Ona göre aynı zamanda bu âlimler, şâz kıraatle-rin Kur’ân’dan olmadığını, namazda ve diğer zamanlarda şâz kıraatlerle okumanın caiz olmadığını biliyorlardı.115 İmam Malik’in, mushaf hattına uygun olmayan sahâbe

kıraatleri ile okuyan kişinin, peşinde namaz olmayacağına dair fetvasını gündeme getiren müellif, bu bağlamda sözü, sahâbeden İbn Mes’ûd ve Übey b. Ka’b’ın mushafları etrafında cereyan eden tartışmalara getirmektedir. Ona göre, âlimlerin İbn Mes’ûd’un kıraatine karşı tavır takınmalarına sebep, belki de Mu’avvizeteyn ve Fâtiha sûrelerinin Kur’ân’dan olduğu-nu reddetmesinden kaynaklanmaktaydı. Çoğu müfessirin, İbn Mes’ûd’un bu görüşünü mantıkî bir perspektifte izah

112 İbn Atıyye, el-Muharrer, 409; Kurtubî, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kurân, 5: 78.113 Sâlih, Mebâhis, 252-253.114 Sâlih, Mebâhis, 253. Söz konusu kıraat hakkında yapılan değerlendirmeler için

bk. Ebü’l-Kâsım Cârullah Mahmûd b. Ömer b. Muhammed Zemahşerî, el-Keşşâf, (Beyrut: Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, 1407), 3: 611; Ebû Abdullah Fahreddîn Muhammed b. Ömer Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Turâs, 1430), 26: 236; Kurtubî, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kurân, 14: 344; Bedruddîn Muhammed b. Abdillah Zerkeşî, el-Burhân fî ‘ulûmi’l-Kurân, thk. Muhammed Ebü’l-Fazl İbra-him, (Beyrut: Dâru’l-İhyâ, 1957), 1: 341.

115 Sâlih, Mebâhis, 254.

Page 34: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 214 •

etme yoluna gittiğini belirten Subhî Sâlih, İbn Kuteybe’nin konu hakkındaki şu yorumunu nakletmektedir: “İbn Mes’ûd, mu’avvizeteyn’in Kur’ân’dan olmadığını zannettiği için onu mus-hafına almamıştır. Fâtiha sûresini mushafına almaması ise onun Kur’ân’dan olmadığını zannetmesinden dolayı değildir. İbn Mes’ûd’a göre Kur’ân, unutulmaması, hakkında şüpheye düşülmemesi, bir eksiklik veya fazlalığın arız olmaması için yazılmıştı. Hâlbuki kısa oluşu ve herkesin onu ezberlemek mecburiyetinde olması hasebiyle Fâtiha için böyle bir tehlike söz konusu değildi. İşte Fâtiha’yı musha-fına bu sebepten almamıştı.”116 Şâz olma hususunda Übeyy b. Ka’b’ın kıraatiyle İbn

Mes’ûd’un kıraatinin aynı olduğunu söyleyen müellif, Übeyy’in de Kur’ân’dan olduğuna dair bir delili olmaksı-zın istiftah ile kunut duasını iki sûre gibi mushafının sonu-na eklediğini ifade etmektedir. Müellife göre bu dualar şayet Kur’ân’dan olsaydı Kur’ân’ın nakledildiği gibi nakledilir ve sa-hih olduğu yönünde kesin bilgi hâsıl olurdu.117

Subhî Sâlih, kıraat ilmi hakkında bilgi verdiği bahsin so-nunda, şimdiye kadar özetle bazı hakikatleri dile getirdiğini, temel gayesinin tevâtür yoluyla gelen Kur’ân nassını anlamak olduğunu, bunun için kurrâ hakkında genel bilgi verdiğini ve yedi harfin, tevâtür derecesine ulaşmış kıraatlerde araştırılma-sı gerektiğini vurgulayarak bu hususta sahih dayanağın Arap dili kuralları değil, nakil olduğunun altını çizer. Arap dili ku-rallarının Kur’ân’a hakem olmadığına, bilakis Kur’ân’ın bu ku-rallara hakem olduğuna dikkat çeken müellif, bu tespitlerle kıraat meselesine bakışını da ortaya koymuştur.118

116 Sâlih, Mebâhis, 254-255.117 Sâlih, Mebâhis, 255.118 Sâlih, Mebâhis, 258.

Page 35: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 215

Sonuç Kur’ân ilimlerine dair çeşitli meselelerin ele alındığı Mebâhis

fî ‘ulûmi’l-Kur’ân, Subhî Sâlih’in önemli eserleri arasında yer almaktadır. İlk etapta üniversite öğrencileri için ders kitabı formatında hazırlanan eser, daha sonra müellifinin bazı bilgi-leri ilave etmesiyle son şeklini almıştır.

Mebâhis’e kaynaklık etmesi bakımından, gerek Kur’ân ilim-leri gerekse kıraat ilmi bağlamında öne çıkan en önemli iki eser Süyûtî’nin el-İtkân’ı ile Zerkeşî’nin el-Burhân’ıdır. Bunların ya-nında kıraat ilmine dair telif edilen temel eserler de Mebâhis’in kaynakları arasında yer almaktadır.

Dilinin akıcılığı, üslûbunun sadeliği, istifade edilen kay-nakların metinde veya dipnotta belirtilmesi yönüyle akademik bir yöntemin takip edildiği eseri, alanın diğer çalışmalarından ayıran en önemli husus, müsteşriklerin görüşlerine yer verme-si ve zaman zaman bu görüşleri sert bir şekilde eleştiriye tabi tutmasıdır.

Kıraat ilmiyle ilgili temel meselelerin ele alınıp derinleme-sine tahlillerin yapıldığı eserde, mushaf-kıraat ilişkisi, yedi harf ve tevâtür olgusu başlıkları öne çıkmaktadır. Mushaf-kıraat ilişkisi bağlamında, mushaf metninin yapısı gereği bir-den fazla vecihle okunmaya müsait olan lafızların Kur’ân’dan sayılabilmesi için mütevâtir bir delili gerekli gören müellif, bu delil için iki şart ileri sürer. Birincisi, söz konusu vechin Rasûlullah (sav) tarafından bizzat okunmuş olması; diğeri ise sahâbeye ait bir okuyuşu, Rasûlullah’ın (sav) onaylamış olma-sıdır. İstinsâh faaliyeti için temel sebep olarak kıraat ihtilafla-rını zikreden Subhî Sâlih, müsteşriklerin konuyla ilgili olarak halifenin, Mekke’nin elit tabakası adına bu işe giriştiği yönün-deki iddialarını şiddetle reddeder.

Kıraat ihtilaflarının çıkış noktası olarak kabul edilen “yedi harf”i, ilgili rivâyetler ışığında “yedi” sayısına hasrederek izah

Page 36: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 216 •

eden müellif, ileri sürülen görüşlerden “yedi vecih” görüşünü benimsemekte ve bu yedi vechi önceki âlimlerin tasniflerinden de istifade ederek yedi başlık altında açıklamaktadır. Lehçe ihtilaflarını, yedi vechin en önemli unsuru olarak gören müel-lif, tasniflerinde lehçe ihtilaflarına yer vermeyen bazı âlimlerin bu tutumlarını eleştirmektedir.

Subhî Sâlih, bir kıraat rivâyetinin makbul olabilmesi için ileri sürülen şartların izahı sadedinde sahih sened şartına dikkat çeker ve sahih yerine mütevâtir kavramını tercih eder. Çünkü ona göre Kur’ân ancak mütevâtir isnâdla sabit olabilir. Yedi kıraat imamının, Hz. Peygamber’e (sav) ulaşan senedleri-ni de zikreden müellif, kıraatlerin silsile yoluyla devam etme-sinde muhaddislerin senedlerinin etkisine dikkat çeker ve bu tespitiyle hadisçilik yönünü de öne çıkarmıştır.

Kaynakça Akaslan, Yaşar. “İbnü’l-Cezerî’nin ‘Yedi Harf’ Meselesi Üzerindeki

Fikirleri”. Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi 18 (2018): 265-303.

Altıkulaç, Tayyar. “İnceleme” Hz. Osman’a İzâfe Edilen Mushaf-ı Şerîf. İstanbul: IRCICA, 2007.

Birışık, Abdülhamit. Kıraat İlmi ve Tarihi. Bursa: Emin Yayınları, 2004.

Çetin, Abdurrahman. Yedi Harf ve Kıraatlar. İstanbul: Ensar Yayınları, 2013.

Dânî, Ebû Amr Osman b. Saîd. et-Teysîr fi’l-kırââti’s-seb’. Thk. Ferîd Muhammed b. Azzûz. Beyrut: Dâru İbn Kesîr, 2016.

Hâcî, Abdülazîz. “Subhî es-Sâlih ve cuhûduhû fî ‘ulûmi’l-Kur’ân min hilâli kitâbihî Mebâhis fî ‘ulûmi’l-Kur’ân”. et-Türâsü’l-’Arabî. 115 (Eylül 2009): 17-44.

Hatîb, Abdüllatîf. Mu’cemu’l-kırâât. 11 Cilt. Dımaşk: Dâru Sa’deddîn, 2000.

Hatiboğlu, İbrahim. “Subhî es-Sâlih”. Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedi-si. 37: 452-453. Ankara: TDV Yayınları, 2009.

Page 37: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ • 217

Heysemî, Ali b. Ebî Bekr. Mecma’u’z-zevâid ve menbe’u’l-fevâid. 10 Cilt. Kahire: Mektebetü’l-Kudsî, 1994.

‘Alâvene, Ahmed. Zeylü’l-a’lâm Kâmûs Terâcim. Cidde: Dâru’l-Minâre, 1998.

İbn Atıyye, Ebû Muhammed Abdülhak. el-Muharreru’l-vecîz fî tefsîri’l-Kitâbi’l- ‘Azîz. Beyrut: Dâru İbn Hazm, 2002.

İbn Ebî Dâvûd, Ebû Bekir Abdullah b. Süleyman b. Eş’as Sicistânî. Kitâbu’l-mesâhîf. Thk. Muhibbuddîn Abdüssübhân Vâiz. 2 Cilt. Beyrut: Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, 2002.

İbn Hâleveyh, Ebû Abdullah Hüseyin b. Ahmed. Muhtasar fî şevâzzi’l-Kur’ân. Thk. G. Bergstraesser. Beyrut: Müessesetü’r-Rayan, 2009.

İbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed Büstî. el-İhsân fî takrîbi sahîh-i İbn Hibbân. Thk. Şuayb Arnavut. 18 Cilt. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1988.

İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim. Te’vîlü müşkili’l-Kur’ân. Thk. İbrahim Şemsüddîn. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, ts.

İbn Teymiyye, Ebü’l-Abbas Takiyyüddîn Ahmed b. Abdülhalîm. el-Fetâva’l-Kübrâ. 6 Cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1987.

İbnü’l-Cezerî, Ebü’l-Hayr Şemsüddîn Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Alî b. Yûsuf. en-Neşr fi’l-kıraati’l-’aşr. Thk. Cemâlüddîn Muhammed Şeref. 2 Cilt. Lübnan, 2002.

İbnü’l-Cezeri, Ebü’l-Hayr Şemsüddîn Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Alî b. Yûsuf. Ğâyetü’n-nihâye fî tabakâti’l-kurrâ. Thk. Cemâleddîn Muhammed Şeref. 3 Cilt. Mısır: Dâru’s-Sahâbeti li’t-Türâs, 2009.

Karaçam, İsmail. Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzûlü ve Kıraati. İstanbul: İFAV Yayınları, 2016.

Kurtubî, Muhammed b. Ahmed. el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kurân. Thk. Ah-med Berduni. 20 Cilt. Kahire: Dâru’l-Kütübi’l-Mısriyye, 1964.

Maşalı, Mehmet Emin. Kur’ân’ın Metin Yapısı. Ankara: İlâhiyât, 2004.Maşalı, Mehmet Emin. Tarihi ve Temel Meseleleriyle Kıraat İlmi. Anka-

ra: Otto Yayınları, 2016.Mecelletü’l-’Arabiyye. “et-Ta’rîf bi’d-Doktûr Subhî es-Sâlih”.

Mecelletü’l-’Arabiyye li’s-Sekâfe 6/11 (Eylül 1986): 107-115.

Page 38: ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİisamveri.org/pdfdrg/D278287/2019/2019_TASPINARK.pdf · SUBHÎ SÂLİH’İN MEBÂHİS FÎ ‘ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİNİN

ULÛMU’L-KUR’ÂN KAYNAKLARINDA KIRAAT İLMİ 218 •

Muhaysin, Muhammed Sâlim. el-Kırâât ve eseruhâ fî ‘ulûmi’l-’Arabiyye. 2 Cilt. Kahire: Mektebetü’l-Külliyâti’l-Eseriyye, 1984.

Okcu, Abdulmecit. “Taberî’nin Yedi Harf Hakkındaki Görüşleri”. 190-200. Konya, 2010.

Râzî, Ebû Abdullah Fahreddîn Muhammed b. Ömer. Mefâtîhu’l-ğayb. 32 Cilt. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Turâs, 1430.

Sâlih, Subhî. Mebâhis fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. Beyrut: Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, 1977.

Süyûtî, Celâleddîn Abdurrahmân. el-İtkân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. Thk. Mu-hammed Mütevellî Mansûr. Kahire: Dâru’t-Türâs, 2009.

Taberî, İbn Cerîr. Câmi’u’l-beyân. Thk. Ahmed Muhammed Şâkir. 24 Cilt. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 2000.

Taş, Sakin. Ulûmu’l-Kur’ân Açısından Subhi es-Sâlih’in “Mebâhis” Adlı Eseri. Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, 2015.

Ukberî, Ebü’l-Bekâ Muhibbüddîn. İ’râbu’l-kıraati’ş-şevâz. 2 Cilt. Bey-rut: Alemü’l-Kütüb, 2010.

Ünal, Mehmet. Kur’ân’ın Anlaşılmasında Kıraat Farklılıklarının Rolü. Ankara: Fecr Yayınları, 2005.

Yûsuf, Muhammed Hayr Ramazan. Tetimmetü’l-a’lâm li’z-Ziriklî. 2 Cilt. Beyrut: Dâru İbn Hazm, 1998.

Zeccâc, Ebû İshâk İbrahim. Me’âni’l-Kur’ân ve i’râbuhû. Thk. Abdulcelîl Abduh Şelebi. 5 Cilt. Beyrut: Alemü’l-Kütüb, 1988.

Zemahşerî, Ebü’l-Kâsım Cârullah Mahmûd b. Ömer b. Muhammed. el-Keşşâf. 4 Cilt. Beyrut: Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, 1407.

Zerkeşî, Bedruddîn Muhammed b. Abdillah. el-Burhân fî ‘ulûmi’l-Kurân. Thk. Muhammed Ebü’l-Fazl İbrahim. 4 Cilt. Beyrut: Dâru’l-İhyâ, 1957.

Zürkânî, Muhammed Abdülazîm. Menâhilü’l-’irfân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân. 2 Cilt. Matbaatü İsa, ts.