ve - esgiciesgici.net/022_011/riza tevfik abdullah ucman.pdf · saraya verilen ıbir jurnal...
TRANSCRIPT
l•l KÜLTÜR ve 1UR!ZM BAKANLIGI YA VINLAR! , 652
RIZA TEVFiK (Hayatı, Edebi Şahsiyeti, Şi.irlerO
Hazırlayan Dr. Abdullah UÇMAN
TÜR K BÜYÜKLERİ DiZiSİ
Kapak Düzeni ı Sa.im ONAN
Onay: 6.5.1986 gün ve 928.1 -1861
Birinci baskı, Ağustos 1986
Baskı Sayısı : 15.000
Gaye Mat. San. ve Tic. A.Ş. - ANKARA
i Çİ NDE K i L ER
ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .• . . . . . . . . . • . . 5 Hayatı ... ... ... ... .. . ... ... ... ... . .. ... ... ... .. . ... 7 Sanatı ve Şiir Anlayışı . .. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 11 Eserleri . . . .. . .. . .. . .. . ... ... ... ... ... .. . . .. . . . . . . . . . 20 Bibl iyografya . .. . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 21
KOŞMALAR Bir An-ı Me'yüsiyyet . . . . .. ... ... .. . ... . .. ... .. . .. . 23 Göz Aşinal ığı . . . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 24 Humm!a-yı A1ş'k . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25 Garip Bir Ha let . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . .. . 26 Eneiyyet-i Aşık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .. . . .. . . . . . . . .. . .. 27
Gel, Daha Yaıkf.n Gel! . . . . .. . .. . . . . . . .. . . . . . .. . .. . . . 28
Serzeni,ş . . . . . . . .. .. . .. . .. . .. . .. . .. . . .. .. . . .. . . . .. . 29
Kasvetl i Yağmurlar . . . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 30
Bir Meçhüleye . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . .. 31
Ud'un Te'si,ri . . . . . . . . . . . . .. . .. . .. . .. . . .. .. . .. . .. . .. . 32
DİVANLAR Divan . . . . . . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 33 Ş8m-ı Gari'ban . . . . .. .. . .. . .. . . .. .. . .. . .. . . . . .. . .. . . . . 35 İzci lere . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . � . . . . . ·. . . . . . 38 Harab Ma'bed .. . . . . ... ... ... . . . .. . .. . .. . . . . .. . . .. .. . 41 Anadolu . . . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 43 Divan-ı Hasret . . . .. . .. . .. . . .. ... .. . .. . .. . .. . .. . .. . ... 45
Acıklı Ana .. . .. . .. . . . . .. . .. . .. . .. . .. . .. . .. . . .. .. . .. . 47
Uçun �uşlar! . . . .. . .. . . . . .. . .. . . . . . . . .. . . . . . .. . .. . . . 52
Ed i rne İç in ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 54
l.ssız Ellerde . .. .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 56
Kara Sevda . . . . .. . .. . .. ... .. . ... ... . .. .. . ... ... ... 58
Gözlerin . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . .. .. . ... . .. . . . ... ... 60 Figan-ı Hasret .. . . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 62 Galeyan-ı Aşık . .. .. . .. . .. . .. . . . . .. . ... ... ... ... ... . .. 64 Fikret'in Necib Ruhuna . . . . . . .. . . .. .. . .. . .. . .. . ... .. . 66 Rumeli İç in ... .. . ... ... ... ... ... . .. .. . ... . . . . .. ... .. . 68 Altın Saçl ı Hatice .. . ... ... ... ... ... . .. ... ... ... ... ... 70
Selma, Sen de Unut Yavrum ! .. . .. . . . . .. . . .. .. . ... .. . 72 Baba Nasiıhatı . . . . . . .. . . . . . . . .. . . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . 75
Koca Hasan Dayı . . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . .. . . . . 77
NEFESLER Karababa Dergaıhıında ...
Bezm-i Cem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . Kalenderi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Ge l Derviş! . . . . . . . . . . . . . : . . .. . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . Gel Zahiıd! ...... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ..... . Fitne-i Aşık .. . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . . ... ... .. . Sorma Hocam . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Dinle İmanım! . . . .. . . . . . .. . .. . . . . .. . .. . .. . . . . .. . .. . . . Eıdib Harabi Baıba Erenlere . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . YOnus Emre'ye Armağan . . .
ARUZ VEZNİYl..:E ŞIİRl..:ER
Melal�i Mübhem ... ..... . Senslz Nasıl Vaki·t Geçiririm ... ... ...... ... ... ..... . Bir Hazan Mahsulü . . . . . . ...... . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . Okçular'da . . . . . . . .. . . . . . . . ......... .. . . . . . . . . . .. . . . . Gel ibolu'da Ha mza Bey Sahili ve Ayazma İç in . . . . . . Serab-ı Ömrüm . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. Balaban Dağları . . . .. . . . . . . . . . . .. . .. . .. . . . . . . . . .. . . . Fecr·i Evvelin . .. . . . . . . . . . .. . .. . .. . .. . . . . . . . .. . . . . .. . Sfenks ... ...... ... ......... ... ......... ... ... .. . Secde ......... ... ... ... ... ... ... ... ...... ... .. .
SÖZLÜK . . .
4
82 84 87 89 92
94
96 98
100
102
104 105 106 107 109 113
117
119 122 124
127
Ö N S Ö Z
Edebiyat ve sanatın hemen her türünde yeni ve orijinal eser
ler ortaya koyabilmek için tlaha önce aşılmış merhalelerden haberdar olmak gerektiği hususu öteden beri tekrarlanan bir gerçektir. Bunun için, Türk şiirinin geçirmiş olduğu bazı merhalele
rinde görülebileceği bu kitapta bir il. Meşrutiyet sonrası şairi olan Rıza Tevfik'in hayatı ile sanatı ve şiir anlayışı üzerinde ana hatlarıyla kısaca durulduktan .sonra hece ve aruz vezniyle yazdığı şiirlerden çeşitli örnekler sunulmuştur.
Türk kültür ve edebiyat tarihinde daha çok «<Feylesof» laJcabıyla tanınan Rıza Tevfik, bugün genellikle bir devre damgasını vurduğu aşık tarzı şiirleriyle bir şair olarak hatırlanmaktadır. Ser
vet-i Fünun edebiyatının kuruluş yılları olan 1895'ten itibaren devrin edebi dergilerinde Abdülhak Hamid tesiri altında aruz vezniyle dikkate değer şiirler neşreden Rıza Tevfik, asıl şöhretini 1913'ten sonra yayımladığı şiirlerle kazanır. Milli edebiyatın te· şekkül dönemi olan bu tarihlerde hece vezni ve kısmen sade
Türkçe ile o günkü Türk şiirinin .en güzel örneklerini verirken, bir yandan da 1900'1ü yıllarda Mehmed Emin'in başlatmış olduğu «parmak hesabı» şiiri asıl vadisine oturtur.
Küçük yaştan itibaren halk kültürüyle yetişen, şair mizacıyla gelenekten büyük bir maharetle yararlanmasını bilen ve gelenek içinde bir değer taşıyan onun tlivan, koşma ve nefesleri başta devrin aydınları olmak üzere değişik çevrelerde büyük bir ilgiy
le karşılanır. Rıza Tevfik yeni tarz şiirlerini yayımlamaya başladığı tarihlerde bir yandan da unutulmaya yüz tutmuş ve devrin aydınlarınca hakir görülen folklor, halk ve tekke edebiyatım tanıtı· cı mahiyetteki birçok makalesiyle şiir estetiğine gelenek içinde
5
bazı dayanaklar bulmaya çalışmıştır. Avam halkın hafızasında duran folklor malzemesiyle halk aşıkları ve Bektaşi dervişlerinin ağzındaki şiir örneklerini Türk milletinin karakterini en güzel ifade eden eserler olarak gören şair, şiirleri ve diğer çalışmalarıyla MOtareke yıllarmda başlayıp Cumhuriyet'ten sonra gel işen ve eserlerinde mil li değerlere ön planda yer veren yeni bir sanatkar nesline de öncülük etmiştir.
Buraya şairin il. Meşrutiyet öncesine ait aruz vezniyle yazdığı çeşitli türdeki şiirleriyle daha sonraki döneme ait divan, koşma ve nefeslerinden toplam olarak ell i örnek alınmış, kitabın sonuna da küçük bir sözlük eklenerek metinlerde geçen eski kelime ve tamlamalarla bazı tabirler açıklanmıştır. Çeşitli çalışmalarımda olduğu gibi bu küçük eserin hazırlanmasında da teşviklerini gördüğüm ve şu anda maddeten aramızda bulunmayan mer· hum hocam Prof. Dr. Mehmet Kaplan'ı burada rahmetle anmak isterim.
6
Dr. Abdullah UÇMAN
İstanbul, Temmuz 1986
H AY A TI
18ti9 yılında soğ,uk bir kış günü 6dirne'ye bağlı Cisr-i Mustafa Paşa 'kasabasında dünyaya g·elen Rıza Tevfik, Debreli Hoca Mehmed Tevfiık� Efondi ile Kaıtkasya'dan ıkaçınlarak lstanbulda bir ık�onağa satılan Münire Hanım'ın Hk çocuğudur.
İlk tahsiline, lstan'bul'da babasının hocalık yaptığı Sion Mektebi 'nde başlar. Bir süre Beylerbeyi ve Davutpaşa rüştiyelerine giderse de, babasının savcı olarak lzmıit'e tayini üzerine tahsili yarıda kalır.
Anoosi Münire Hanım'ıın İzmit'te sıtma salgını sonucu ölümü üzerine, ailA bu sefer Gel.iıbolu'ya döner. Daha henüz on yaşlarmdaıkıi çocuğuın hayatında böylece yeni bir dönem başlar. Gelibolu tabiatında anne şefkatinden mahrum bir çocukluk hayatı geçiıren Rıza Tevfik, •çooukl uık cenneti» adını verdıiğ·i bu günleri Meride sıik sıik hatırlayacaiktır.
Öte yandan, oğl unun iyi bir tahsil yapmasını isteyen babası ise, onu bu rüya ·aleminden adeta zorla ayırarak lstanbul'a getirip Galatasaray Sul tanisi'ne kaydettirir (1003). Der�lere karşı ilgisizliği yüzünden iki ders yılı üstüste sınıfta kal ınca, okuldan ayrılarak Geliıbolu'ya döner. Gel ibolu«da, bilhassa Hamzabey sahillerinde bir süre yine gönlünce yaşar. Bir ara tekrar okıuma hevesine kapılir ve babasının dostları vasıtasıyl a bu defa Mekteb-i Mütkiye'ye girer (1885). Bu tafiihlerde hoca kadrosu ve ders programı bakımından memleketin en ileri seviyedeki okullarından biri olan MeikteM Müfıkiye'de Recaizade Ekrem'in öncülüğünde yeni bir edebiyatçılar nesl i yetişmekte· dir. Daha sonraları birer şair ve yazar olarak şöhret kazana-
7
ca:k AU Ferruh, AH Kemal, Ali Rıza ve Alt Seydi gibi arkadaş-· larııyla birlıi!kte oıkulda'ki müısait havadan yararlanan Rıza Tevfiık, buraıda bi·r yandan Darwin, Büchner gibi filozofları okur vae
şiirler yazarken, öte yandan da bazı talebe hareketlerine 'katılır. Saraya verilen ıbir jurnal üzerine bazı !localarla birlikte, aralarında onun da bulunduğu bir grup talebe okuldan uzaklaştırılır {1008).
Bıu arada baıbası vefat eder. Kı:sa bir bunalım devresinden· sıonra jimnastilk ıhocaısı Faıik Efendi'nin tavsiyesine uyarak Tı•bbiıye-i Mülıkiye'ye kaydolur. Burada da raıhat duramaz; dahiliye subaylarından biriıne karşı geldi.ği içi.n okuldan kovulursa da Topıhane Müşiri Zeki Paşa'nın araya girmesiıyl,e affeıdili·r. Bu olaydan bir yıl kadar sonra Sirkeci'ıde bir kahvehanede «hürriyeıt, adalet ve hükumet şeıkilleri• üzerine yaptığı bir konuşmadan dolayı jurnal edi.lereık hapseıdiHr. Bu sefer de, Zaptiye Nazırı Nazım Paşa'nın aracılığıyla hapisten kurtulur ve okula gerii döner. Bu arada, hayatı bi,r düzene gi,rer düşüncesiyle, akrabaları tarafından, Dar.ülmuallimat Müdiresi Ayşe SJ.dıka Hanım'la: evf.end i.rif:i,r ( 1894).
Meikteb-i TıılJbiye'den ancak 1897 yılında mezun olabilir. Talelbel'iği sırasında umumi etkar üzerinde kötü biır intiba bıraktığı öne sürülereık diplomasına el konulunca bir süre görev· alamazsa da, daha s'Onra Karantina ldaresrne girer. Bkaz da ı,stemeden sahip olduğu kötü şöhreti unutturmak ve felsefi çalışmalar yapmak niyetiyle Mıısır'a gitmeıkte olan bk gemiyi& Avrıuıpa'ya kaçımaya kalkarsa da, verilen bir jurnal üzerine Çan�kale'den geri dönmek zorunda kalır.
Bu olaydan sonra Karantina İdaresi'ndeıki görevine ek olaraık İıstanlbul Gümrüğü EcıJa-yı Tıbbiye Müfettişıliği de verilıir .. 1903'te eşıi Ayşe Sııdıika Hanım vefat eder, bir yıl kadar sonra �kiınci eşi Nazlı Hamm'la evlenir.
8
1907 yı lında, bi lhassa yakın dostlanndan Said Hal im Paşa
ve M anyasıizade Refik Bey'in ısra rlarıy la, henüz g·izli o lan lttihad ve Tera1kkl Cemiyeti'nde girer. Bir y ı l kadar sonra, Temmuz 1908'·de il. M eşrutiyet' in Han edi ldiği gün• l erde Setim S ı rrı (Tarcan) i le biorliıkte at sırtında İs·tanbu l halık ına meşrutiyeti öven nutuklar verir . Aynı y ı l Edirne mebusu seçi lerek M ec l is-i M ebusan'a girer.
Pervasız bazı hareketleri yüzünden, çok kısa bir süre sonra parti l iderleriyle aras ı aç ı l ı r . 1912 yı l ında, itti h ad ve Terakki i·çinde:ki muhal if lerin kurduğu H ürriyet ve İti laf F ır kas ı 'na girerek s iyasi mücadelesi ni orada sürdürmeye baş lar. Aynı y ı l , bir seçim ikonuşması yaparke n , part i li esı ki a�kadaş ları taraf ı ndan Böl üğü 'nde arkadaş ı Kozmi·di Efendi i l e bi rlikte bir ay kadar hapsedi li r. 1913 y ı l ında ise, seçim bölgesi olan Gümülcine'd e s eçim konuş mayı yaparke n , part i li eski arkadaş ları tarafından fena halde dövülür . İ'�inoi seçimde mebus seçi lemeyince , geçici bi r süre de olsa pol itikayı terkeder.
Siyasi faaliyeti.erinin , p arti mücadele lerin in yan ı nda fır-sat buldukça edebiyat v e felsefeyl e d e uğraşan R ıza Tevfik bu arada, devri n be l libaş l ı gazete ve mecmualarında şii rler, dil, e d ebiyat, estetik ve felsefe i le i lgi li di.kkate değer maka le ler yayımlar.
1914-1918 yı l ları aras ı nda siyasi faa l i yetle rden uzak , bir yandan esıki görevi olan Karantina İdaresi'ndeıki işin i sürdürürken diğer yandan da Rehber-i İttihad-ı Osmani Mektebi'nde fe ls efe ders leri veri r ve i leride yayımlayacağı k itapların haz ı r l ığ ı na b aş l ar.
M ütareke i mzalandı ktan sonra iktiodara gelen TevHk Paşa 'kabi nesinde Maarif Nazı rı o larak yeniden politikaya giren Rıza Tevfi k (1918), Damad Ferit Paşa kabinesind e de iki defa Şüra-yı Dev l et R eisliğine getiri lir (1919 - 1920). Aynı tarih l·erde Darü lfü-
9
nün Edebiyat Fakıültesi'nde fel rsefe ve estetik derslerine g1rer. 1919'da Paris'te toplanan su l h konferansına önce müşavir, daha sonra murahhas aza olarak katı l ır. 1 O Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzalayan heyette yer a lması , bilhassa DarülfünOn talebe l .ert tarafından büyük bi>r tepkiyle karş ı lanı r. Bunun üzerine Cenab Şahabeddin , Ali Kemal , Hüseyin Daniş ve Barsanıyan Efendi ile birliikte Nisan 1922'de Darü lfünCın'dan istifa eder.
Bazı fiıki r ayrı l ıkları ndan dolayı bu sırada Anadolu'da devam etmekte olan Milli Mücadele'ye de karş ı çıkan Rıza Tevfi k, savaşın ıkazan ı lmasından kısa b i r süre sonra 1922 yıl ı Kas ım ayında yurdu tef1keder. Sevr'i imzalaması yüzünden, daha sonra ·Yüz El lHiıkl·er,. listesine dahi l ediHr .
Yurt d ış ına çıktı:ktan sonra Mısır'1da karşı laştığı Ürdün Kra l ı Emir Abdu l l ah ' ı n davetine icabet ederek Kabe'yi tavaf ettikten sonra Ürdün'e g ider. 1928 yıl ında emekli oluncaya kadar Ürdün'de kra l ın hizmetinde Divan Tercümanlığı ile Sıhhiye ve Asar-ı Atika müıdürl1uklerinıde ça l ış ı r. 1928'de, Amerika'da bu lıunan çocukları n ı ziyaret eder ve orada Türk edebiyatı hakk ında çeşitlri konferanslar verir. Emekli olduktan a ltı y ı l kadar sonra, 1934'te Ürdün'den ayrılarak eşi ve küçük oğluyla birlikte Lübnan k ıy ı larmdaki Günye kasabasına yerleşirr. Kendi1si, Cünye'ıde geçirdiği günler için «hayatım ın en hay ırl ı yı lları .. demesine rağmen bu gurbet günleri ömrünün en acı k l ı ve verimsiz dönemid ir.
Türkiye'deki dostlar ın ın ve çocuklar ın ın sü rekli ısrarları üzerine, Cumhuriyet idaresinin «Yüz E l l i liıkl er»i affeden kanunu çııkaııd ığı 1939 tarihi nden ancak dört yıl kadar sonra 1943'te yurda döner.
Ya�ı b ir hay l i i lerlemiş olmasına rağmen geriye döndükten sonra da boş durmaz. Vefatına kadar günlük bir gazetede ede-
10
biyat, felsefe ve sanat mesele l eriyle ilgili b irkaç kitap doldurabi lecek hacimde makaleler yayımlar.
1949 y ı l ın ın son aylarında zatürreeye yaka lan ır. 30 Aral ı k'ta hayata gözlerini kapar. Mezarı Zincirliıkuyu'da Asri Mezar l ık'tad ır.
Sanatı ve Şiir Anlayışı
Türk kü ltür ve edebiyat tarihinde daha çok .. Fey lesof .. lakab ıyla tan ınan Rıza Tevfik, aruz vezniy le kaleme a ld ığ ı ilk şiirlerini 1895 tarihinden itibaren devrin be l libaş l ı edebiyat dergilerinde yayımlamaya başlar. Daha çok Abdülhak Hamid tesirinin hakim olduğu bu şiirler aşağı yukarı 1905 y ı l ına kadar devam eder. il. Meşrutiyet'ten sonra bilhassa 1911 'deki Genç Ka
lemler hareketiyle daha geniş b ir a lana yayı lan mil li edebiyatın teşe:kkül döneminde ise , sade Türkçe ve hece vezni i le Türk ş iirinin en güzel örneklerini verir.
Aşağı yukarı yarı m ası r süren yazı hayatı nda şiir yanında felsefe , folık lor, tasawuf, eğitim, polit i lka , sanat vb. değişiık sahalarda faa liyet gösteren Rıza Tevfiık'in bugün adı anıl ınca akla il ık gelen, onun şairlıiği ve bir döneme damgasın ı vuran şiirleridir. Başta felsefe olmak üzere estetiık, tasavvuf, folklor, dil, edebiyat ve sosyoloji g.ibi saha larda ça l ışmaları bul unan Rıza Tevfik'in d evrinde bir çığ ır açan şiirleri, gerek hayatında, gerekse ölümünden sonra, diğer bütün faa l iyetlerini gölgeleyecek şeki lde daima ön planda gel ir.
Şiir konusunda kendi sözleriyle yaıkın dostların ın söylediıklerine bakacak olmsaık, şiire karş ı kabil iyeti ruhen şair yaratılm ış ve Kafkasya'nı n vahşi tabiatında büyümüş olan annesinden ge lir. Annesi tarafından böyle bir kabiliyete sahip o larak dünyaya gelen çocuğun şiire karş ı ilgisinin uyanıp gelişmesinde ise, içinde yetiştiği çevre i le beraber, babasın ın büyük ro l ü vard ı r.
11
Şark kü ltürü yan ında batı kü ltürünü de iyice hazmetmiş bir adam olan babası Hoca Mehmed Tevfik Efen<li'nin hususr dersleriyle yetişen Rıza Tevfi:k, küçük yaşılarda Hafız Divanı i l e Şey!h Sa'di'n1n Gülistan'ını okuyabi lecek kadar Farsça ve onun yanında Türıkçe öğrenir.
Şiire karşı ası l i lgisi ise, küçük yaşta an nesinin ölümü üzerine babası ve diğ·er kardeş leriy le bir likte gidip yerl eştikleri GeHbolu'da uyan ı r. Büyük bir tarih, kültür ve medeniyet mirası yanmda zengin bi.r tabiat güzel liğine de sahip bulunan Geli-· bolu ve oradalki Hamzabey sahi l l eri, öksüz çocuk için, adeta hayatın acı ve korkunç gerçeklerinden kaçıp sığınd ığı bir yer ha· Hne gel ir. GeHbolu'da bulunduğu süre içinde bütün b1ir Osman-1 ı tarihini hissiyatıy l a yeniden yaşayan çocuk, diğer taraftan da devrin tan ınmış bazı yazarlar ın ın eserlerini okumaya başlar. Tarihle tabiatın kucaık kucağa bulunduğu Gelibolu sahilleri nde yalnız başına, gönlünce bir hayat süre11ken buradan adeta zorla koparı laraik tahsi l için tstanbul 'a gönderilir. Galatasaray Sul tanisfndeki sı rkı ve disiplinli hayata bir türlü ayak uyduramayınca, ikinci y ı l ın ortasında oku ldan ayrı larak Gel ibolu' ya geri döner. Muhtemelen bu dönüşünde, kendisinin «heveskarane ş i irler .. ad ın ı verdiği bazı şiir ler de kaleme alan Rıza Tevfıiik, daha çok yaz aylarında kasabanın kahvelerine gelen saz fişı ıklarının meclislerine katı l arak okunan şiirleri ve yapı lan sollbetlel"i diınlemekten büyüık bir zevk a l ı r .
Onu yavaş yavaş şiire hazır layan bu şartl arın yanıbaşında, biraz geri pl anda ka l makla beraber, on lardan daha önemli bir hadiseyi, henüz küçüik yaşta iken annesinin öl ümünü de burada kaydetmemiz gerekir. On yaşındaki ki.içülk çocuğu çok derinden sarsan bu ölüm, onun , i lk şiirlerinin birçoğunda karşımıza çıkan ha l ledilmesi güç mese le ler karşısında bazen inka
ra kadar varan bir çeşit dini-fe lsefi bir buhran ın içine düşme· sine yıol açar.
Bütün bu birikıimlerdeın sonra, şiirle ciddi bir şekilde meş
gul olmaya ancak Meıkteb-i Mülkiye 'ye girdiği 1885 yıfından sonra başlar. Oku.f<la, batı kültürüyle yetişmiş ve Osmanlı imparatorluğu'nda batı l ı tarzda edebi, sosyal ve politilk bir yenilik yapmaık isteyen hocaların ders verdiği y ı l larda talebelik yapan Rıza Tevfik, aynı zamanda eski-yeni tartışmalarında bütün dikkatlerin yeni fikirleri savunanlara doğru çevrildiği günleri de ya�ar.
Mekteb-i Mülıkiye'de, aralarında kendisinin de bulunduğu bir nesil RecaiZ'ade Ekrem, Mizancı Murad, Hoca Zihni Efendi, Atıf Bey, M iıkaH Portakal Paşa, Sakız Ohannes Efendi ve Lastik Said gfüi, sahalarında şöhret sahibi, değerli hocaların fikir ve telkin�eri doğrultusunda yetişir. Şii·r ve edebiyat zevkin in oldukça yaygın bir halde bulunduğu Ali Ferruh, İhsan, AH Kemal, Ali Rıza, Ali Seydi ve Rıza Tevfi!k'ten meydana gelen arkadaş grubu içinde hemen hepsi kendisini şairliğe namzet olarak görmektedir.
Okul sıralarmda, Namık Kemal'in , Ziya Paşa'nın, Abdülhak Hamid'in ve Recftizade Ekrem'in •bir kırt'ası, hatta bir beyti biZ!im vicdanımızda kıyametler koparırdı» de.diği, uyanık ve edebiyat meraıklısı arkadaş grubu içinde o da, bir yandan sansürün yasakladığı Tül'k şairlerinin eserlerini okul'ken, diğer yandan da bazı edebi denemeler yapar. Namık Kema l 'in manzu m Tahrib-i Haribit muıkaddimesini takliden, mizahi muhtevalı ilk şiir denemesi böyle bir ortamda doğar. Okulda, arkadaşları arasında
çıkan bir münakaşa üzerine 'kaleme alınan ve bugün elimizde
bul unmayan bu il ık denemeden sonra, ilk şiirini yayımladığı
1895 yılına kadar kendi •sini iyiden iyiye şiire hazırladığı anlaşıl
maıktadır.
Rıza Tevfik üzerinde başta Abdülhak Hamid olmak üzere d iğer romantilk şairlerle kısmen Servet-i Fününcuların tesiri,
13
ilk şiirlerinden başlayarak •Balaban Dağ ları• ve ·Sfenks· gibi, devrinde akisler uyandıran şiirlere kadar devam eder.
İlk ş i i rlerinin yayım landığ ı 1895 tarihinden i ti'baren 1897 yıl ında hece vezni ve sade Türkçe i le ş i i rler yazan Mehmed Emin'le temas edin<:eye kadar Maarif , Mekteb , Hazine-1 Fünün, Resimli Gazete ve İrtika gibi devrin bel libaşlı edebi dergiler inde şiir lerini yayımlar. Bu ilk döneme ait şi i rleriyle lsmail Safa, Recfüzade Ekrem ve Abdülhak Hami'CI gibi edebiyat otoritelerinin dikkatini çekerek teveccühlerini kazanır.
Sonraları bütün ş i i rlerini bir araya getirdiği Serab-ı Ömrüm'ün «Aruz vezn iyle ş iirler• böl ümüne tamamına yakın bir kısmını a ldığı bu döneme ait ş iirlerinde hakim ter.na ol arak gördüğümüz Tanrı , kainat. varlık - ydk l uk, tabiata karşı şüphe ve endişe gibi bazı felsefi problem lerle gam, keder ve ölüm duygusu, bir yere kadar, bu sırada eserleriyle düşüp kalktığı materyaliost filozoflarla , sı k sık tutu lduğundan bahsettiğ i cdaüssıf§,, duygusuna bağlanabi l i r.
Aruz vezniyle yazdığı şii rlerin başl ıca üslup özel l iğini, çoğu tabiattan ve dış dünyadan a lındığı ha lde daha çok sübjektif bir bakış tarzına delalet eden felsefi ve metafizik imaj lar teşki l eder. Dış dünyaya ait müşahhas ve mücerret varlıkları sübjektif sıfat ve benzetmeler kul l anarak yine sübje'ktif hale getiren şairin bu dönemde ku l landığı i majların büyük bir kısmı nı. kendi hayatıyla i lg i l i çeşitl i duygu ve düşüncelere tekabül eden fonksiyonel mahiyette imajlar meydana getirmelk:tedir.
Daha çok felsefi meselelerde hareket noktası ol ması itibariy le Rıza Tevfik'in i l 'k şiirlerinde görülen Abdü lhak Hamid tesiri. çok açı'k bir şekilde 1899 tarihinde yayımlanan ·Gelibolu'da Hamzabey Sahi li• adını taşıyan şi i re kadar devam eder. Abdü lhak Hamid tesiri , aruz vezniyle ve kıt'alar halinde yazılan bu ş iirde de kısmen hissed i lmekle birlikte, şiirin i fadesin-
14
deki yen i unsurlarl a değ işiik estetiık anlayışı, onu n , asıl şahsiyeti;ni bulmaya doğru attığı öneml i bir adımdır.
Şiire Abdülh ak Hamid tesıirt altında baş lamasına rağmen mizaç olarak h içbir edebi akımın dar ka l ıplarına giremeyen Rıza Tevfiık, 1905'ten itibaren Mehmed Emin tesiriyle hece vezni ve sade Türkçe i le ş i ir ler yazmaya baş l ar.
Mehmed 6min'in Türkçe Şiirler adıyla yayı mlad ığ ı kitabının başında yer alan uzun takriz inde , bu konuda yapı lan münakaşaları yakından takip ettiğin i , şahsen 'kendis inin de «parmak hesabı· ve sade Tü�kçe i le ş i i rler yazı lacak zamanı beklediğini bel irten şai r, •Ümidime süret, iddi ama kuvvet verdiniz,, sözi2-riyle, bu şi'irlerin yayımlan ış ına en çdk sevinenlerden biri olduğunu beHrtir .
Mehmed Emin'in Türkçe Şiirler'i yayınlayışından sonra 5-6 yı l kadar herhangi bir şi . irine rastlamadığ ımız R ıza Tevfik'in, bu sırada bir yandan fe lsefe ve tasavvufla meş·gu l ol u�ken, diğer yandan da kend isini bu yeni tarz şiire hazır ladığ ını tahmin ediyoruz. B i raz uzunca süren hazı r l ık devres inden sonra, onun hece vezni ve sade Tü�kçe i le i lk şi iderini, Mehmed Emin' in ş i irleri münasebetiyle Ömer Naci He ara ları nda çı kan münakaşa sırası nda yayım ladığın ı görürüz.
Ey kahraman bir ü mmetin südü temiz evladı ! Hakikaten sen bir Türksün! Dinin, cinsin u ludur, Her bir Tü..,k'ün öz di l idir vicdanının feryadı , Sen şairs in! Sinen, özün ateş i le doludur.
k ıt'as ıyla baş layan ve di l , ş�ki l, üs lüp itibariyle tamamen Mehmed Emin tesiri altında yazı lan bu manzumeni n , biraz da, muhatabının münakaşa s ırasında yeni tarz şnre yönelttiği suçlamalara cevap olmak üzere kaleme a l ı nd ığ ı anlaşı l maktadır . Rıza Tevfik'in şi ir hayatında böyl ece ·hece vezni ve sade Türl<çe ile ş i i rler dönemi,, adını vereceğimiz yeni b ir dönem başlar.
15
Yukarıdaki şiirle aynı günlerde yayımlanan «Selma! Sen de Unut Yavmm! • adını taşıyan şiirinde de, hi,kaıye - şiir olması itirbariy le, Mehmed Emin tesiri hi ssedUımekle beraber, bunu, şairin kendi di l·in i bulma yolunda attığ ı önemli bir ad ım olaraık görebili riz.
Mehmed Emin'in Türkçe Şiirler'i yayımladığı günden itibar&n yeni tarz şiir& filıkran haz ı,r olan Rıza Tevfiık, bi lhassa Ömer Naci ile yaptığı münaıkaşa s ı, rasında yen i ş i, ir estetiğ inin esasl ar ın ı tespit etme fı rsatın ı bulur. Münakaş a d�vam ederken derginiın hükümetçe rk:apatılması üzerine , şair yeniden bir hazı rlanma devres ine g irer. Aslında ta baş ından beri M ehmed Emin'in şiir lerinin ahenksizlıiğinin farkında olan şair bu sırada esas bu ahengi yakalamanı n yal ı ları üzerinde düşünür ve aş ık tarzı gele,neğine gitmek suretiyle bunu halleder.
Bu konuda kendi sözlerine bakarsaik, söz konusu münakaşadan bir yı l kadar sonra , yani 1906'da yaz ı l mış olmakla beraber ancak 1911 y ı lında yayım lanan ve:
Fe laket bağın ı gezıdim serseri , Feryad u zarımı duyan kalmamış Aradım o şahin y iğit erleri . Yatt ıkları yerden n işan kalmam ış .
kıt' asıyla baş layan m eşhur «Divan�. onun, bu yeni şi ir dönemi içinde şahsi üslubunu bulduğu yepyeni bir eser olarak karş ı mıza çırkar.
Şairin, aş ık tarzı geleneğ iınden büyük bir usta lı kla faydalanarak kaleme ald ığ ı bu ş i i r, gerek şiir estetiğin in özel l ik lerini aksetti rmesi, gerekse « Emin Bey tarz-ı ş i i ri . . den i len yeni şi irden ayrı lmas ı bakım ı ndan büyük bir önem ta şıma1ktadr r.
il. Meşrutiyet'i takip eden yıl larda yayımladığı divan, koşma ve nefesleriyle bu tarzın en güzel örneklerini veren Rıza
16
Tevfiık'in şi i rinde as ı l böylece, şek i l ve estetik b�kımından tekke ve ha l•k şi ir i geleneğine , duygu bak ımı ndan da empression i st batı ş i irine bağl ı yeni b i r dönem baş lar.
R ı za Tevf iık d i l , şeki·I ve üslup itibariyle en mükemmel eserler iın i 1911 -1922 yı l l arı a ras ı ndak i on yı l l ık dönemde verir. Al'uz vezniy le yazd ığı i lı k döneme a it ş i i rl erinde daha ÇQlk ferdi ıstı.raplara bağlanab i lecelk ba41 temalar çevres inde do laşan şairin ş i i r ine bu dönemde birçdk yeni tema girer. Bu dönemde ferdi ı stı. rapl arı yanında içinde yaşad ığ ı cemiyetin prob lemlertyle de yak ından ilg i.(enen şairin eserlerinde , başta tar ih ve vata n sevgisi ol ma:k üz·ere, aş k, tab i at , cemiyet, d in ve felsefeye a it b irçok yeni konu iş lenir.
Gelenekten ayrı l m ad ığ ı ve şair miz acıyla gelenekten büyük b i r maharetle yararlanabi ldiği iç in gelenek iç inde bir değer taş ıyan R ıza Tevfii k ' in d ivan , koşma ve nefesleri başta devrin aydın l arı o lmak üzere değişik grup l·ar arası nda büyük bir i lgiy le karş ı lar n r.
Rıza Tevfiık , bu yeni tarz ş i i rlerin i yay ıml amaya başlad ı ğ ı yıl larda b i r taraftan d a , iyice unutulmuş v e devrin ayd ın ları nca haıkir görülen folıklor, eski hal ık ve t� kke ş·i ir i n i tanıtıcı mah iyette çeşitl i makaleler y azma k suretiyle ş i i r estetiğini gelenek içinde baz ı temellere oturt ur. Böylece, bu kü ltürün yeni b ir göz le d eğerlendiri l mesine de yardı mcı o lu r.
Ona göre, Türk mi l l et i nin hafızas ı nda duran folk lor malzemesiyle sadece halk aşık ları ve Bektaşi derv iş lerin in el�nde kalan ha lk ve tekıke ş i i ri örnakleri , sam im i ifadel eriyle , Türk mi l letin in karakterin i en güzel an latan eserlerdir .
R ıza Tevfiık' in b ir devre damgasını vuran as ı l sanatka r şahstyeti , te'kıke şa i rleri ve halık aşı ık ları n ı n musi1ki eşl iğtnde okudukları d ivan , nefes , i lahi ve devriye gib i ahenık l i ş ii rlerden yola ç ıkarak ka leme a ld ığ ı diva n , koşma ve nefeslerde görü lür .
17
Türk mi l l i edeb iyat ın ın teş�kül dönemi kabu l edi len i l . Meşrutiyet so11ras ı y ı l larmda onun b u tarz şi irler yazarak edebiyabmızı n esas kay nağı ndan yararlanması , o y ı l larda sanat ve edebiyat la meş,gul o lan bi rçokların ın da Türlk edebiyat ın ın gerçek kaynağına g itmesine yardımc ı o lur.
Hece vezniy l e , daha çok l:i riı k, pittoresk divan ve koşmalarl a htkaye üslubunun ağır bastığı b i rkaç tane de destan yazan şair, bu dönemde sanat an layış ı olarark, daha çok sübjektivizmi benimser. Bu yüzden, l i ri k ş i ir lerinde teş1bih, istia re ve mecaz gfbi edebi sanatlara başvurmaz. Doğrudan doğruya dış dünyadaki varlıkların kendi ruhu üzerinde b ıraktığı tesirleri aksattırmek suretıiıyle, daha çok, empressionlara dayanan b ir sanat anlayışı nı savunur.
Bu döneme a it ş i irleri11de Karacoğlan, G evhe ri, Bayburt lu Z ihn i , �unus Emre, Dertli gibi hal ik şairleri nden gelen çeşitl i p ittorook imaj larla Hatayi, Seyyid N esimi ve Oğlanl ar Şeyh i lbrahim Efendı i gib i mutasavvıf ha l k şa irlerinden geçen mistik unsudar b ir aradadır.
Rıza Tevfik, il. M eşrutiyet'ten sonra gel işme o rtamı bulan Türkçü faal iyetlere doğ rudan doğruya katı l mamakla beraber, ş i i rleri ve d i ğer edebi faaliyet leriy le , b u ak ımın gelenek ve kü ltür istikametinde gel. i şmes ine büyÜ'k ölçüde h izmet etm iştir.
Şrl ri nin asli temalarmdaki d eğişme ve gel işmele r ba kımın dan R ıza Tevfik' in şi i r inde bel l i:başlı üç devre görmekteyiz :
1) Gençl ik y ı l lar ı; 2) il. Meşru tiyet'ten sonraki şi irler; 3) Yurt d ış ın<la yazıdığı şiı irler. Gençliik dönemine ait ş i i rl erinde konu larını daha çok ta
biattan ve devrinde moda ola n çeşitl i felsefi fi k i rlerden alan şair, bu ş i irl erinde genel o larak şahsi keder ve ıstı rapların ı , ölüm ve hiç l iik duygusunu, sonu hüsranla b iten aşklarını ve
18
kenıdi beniyle i lgili hiısleri.ni an lat ır. O, bu dönemde daha ziyade romantiık şai rlerin tesiri altındadır. Hayata tamamen küskün olan şair, Tanrı 'ya ve kainata da şüpheci bir gözle bakar; hatta bu şüphe zaman zaman inkara kadar varır.
il. Meşrutiyet'i taikip eden yıllarda ise, çok kısa süren meşrutiyetin sağladığı hürriyet havası içinde, hayata, ins anlara ve çevreye iyimiser bir gözle bakar. Daha önceleri yoğu n bir şelkilde işlenen aşk, tabiat, ölüm, Tanrı gibi temaların yamsıra, bu devred e bazı sosyal meselelerle vatan sevgis i , tasawufi konular ve biraz da m izah karışır . Gençlik yı l larında ş·üphe ve inkar içinde yüzen karamsar şairıin yerine , biılıhassa nefeslerini göz önüne alırsak, dıini ve felsefi hemen hemen bütün meselelerini hallederek huzura kavuşmuş yepyeni bir şahsiyetle karşılaşırız .
Onun bir nevi din değiştirir gibi şüpheden imana, yani tasawufa yönelmesi ve Bektaşilik vadisinde şiirler yazması da yine bu yı l lara rastlar. Bilhassa 1913'ten sonra kaleme ald ığı şiirlerinde dini ve mistik unsurların çoğalmasında, estetik bir gaye yanında, aynı yıl larda hızla yaygın laşan d i lde sadeleşme, muhtevada mi l l ileşme t·emayüllerinin de rolü olmalıdır.
Şairin bir nevi tükenişi kabul ettiğimiz yurt dışında geçirdiği gurbet yıllarında ise, hayata bakışı tekrar kötümser bir hal al ır . Devamlı olarak ölümü arzulayan, içinde bulunduğu maddi - manevi sı1kıntılar altında inleyen perişan şa i rin di l ve ifade tarzı da dağınıık bir şeıkle girer. Bilhas·sa vatan hasreti ve gurbet duygusu, bu dönemde kaleme aldığı hemen bütün şiirlerinde sık sık tekrarlanan bir temadır.
Yeni Türk şi.irine daha çok divan, koşma ve nefesleriyle yeni ve değişiık bir hava getiren R ıza TevOk, özell ikle bu şiirleriyle , Mütareke yıllarında başlayıp Cumhuriyet'ten sonra gel .işrne ortamı bulan yerlıi, mi lli ve manevi değerlere ön planda yer veren yeni bir sanat anlayışına da öncülük etmiştir.
19
Eserleri
il. Meşrutiyet'ten önce Mekteb, Maarif ve Malumat, 1908'den sonra Bağçe, kurucuları arasında bulunduğu Ulüm-ı iktisadiye ve ictimiiye Mecmuası ile ictihad, İkdam, ileri, Muhibban,
Rübib, Edebiyat-ı Umumiye Mecmuası, Türk Vurdu, Peyam-Sabah, Peyim-ı Edebi, Düşünce, Bilgi ve 1943'ten sonra Veni Sabah gibi çeşitH gazete ve dergilerde yarım asırdan fazla bir zaman yazı yazan Rıza Tevfik'in gazete ve dergi sayfalarında
kalan makaleleri dışında, kitap halinde yay ımlanan bellibaşlı eserleri şoolardır :
Textes Houroufis (Clement Huart'la birliıkte Fransızca, Ley
den 1909), Felsefe Dersleri (1914), Mufassal Kamus-ı Felsefe, 2 CHt (1914, 1919), Abdülhak Hamid ve Mülahazat-ı Felsefiyesi (1918, 2. b., 1984), Rubiiyit-ı Ömer Hayyam (Hüseyin Daniş 'le, 1922), Serab-ı Ömrüm (Lefkoşe, 1934), Tevfik Fikret
(1945). Ömer Hayyam ve Rübaileri (1945), Serab-ı Ömrüm (1949).
20
B İ B LİYO G R A FY A
Ramazan Gökalp Arkın, Rıza Tevfik (Hayatı v e Şi. ir l eri) , lstanbul 1939.
Mustafa Ragıp Esatlı, Ölümünden Sonra Rıza Tevfik, İstanbul 1950.
Ruşen Eş ref (Ünaydın), Diyor lar ki, Dersa adet 1334/1918.
İsma i l HH�met (Ertaylan), Türk Edebiyatı Tarihi, C. 111, Baku 1925; Tevfik Fikret (Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri), İsta.nbul 1963.
İbnülemin Mahmlfd Kemal İna l , Son Asır Türk Şairleri, C. 111, İstanbu l 1942.
Kandemir, Kendi Ağzından Rıza Tevfik, İstanbul 1943.
Mehmet Kap l an, Şiir Tahl il leri 1 (Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Kadar), İstanbul 1969.
E.E. Ramsaur, Jön Türkler ve 1908 İhtilali (Çev. Nuran Ülken), İstanbul 1972.
R. Cevat Ulunay, Rıza Tevfik (Şiirleri ve Mektup la rı). İstanbu 1 1943.
Hilmi Ziya Ül·ken, Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, 2 C. Konya 1966.
Hilmi Yücebaş, Bütün Cepheleriyle Rıza Tevfik (Şiirler , Makaleler, Hatıra lar) , İstanbul 1950.
21
KOSMALAR
1
BİR AN-1 ME'YÜSİVYET
Ömrümün neş'esiz geçti baharı, Neyley i m baharı gülsüz olunca? Bir tutsam ger�ktir yar ü ağyarı, G urbet ell erinde öksüz o l unca.
Gönül elindendir feryad ü zarım, Şu nankör aşkımdan ben de bizarım, Ruhum aZ'ad olur, belıki , mezarım Ayaklar altında dümdüz olunca .
D iyorlar ki : «Rıza . . . Döner bu a lem ! . Encamına varır b u devr-i s item.• Benim gözümde fer kalır m ı bilmem, Bu uzun geceler gündüz olunca?!
23
24
2
G ÖZ AŞiNALIGI
İsmi n i b i lmezdim, fakat tanırdı m: Ne yosma bir çiçek takışı vardı! Kızıl saçlarını ateş sanırdı m: Güneş nüru gi ıb i yakış ı vard ı .
Öy ledir. g ün , şafak söktüğü zaman -Göl lere gölgeler çöktüğ ü zaman !Saçın ı çözüp de döktüğ ü zaman Dalga dalga düşüp akış ı vardı .
H üsnünde bir eda var �i· ösıiydi,
Beni haröb eden o edas ıydı; Sevdal ı gön lümün aşinasıydı
Yüzüme bir ş ir in bakış ı vardı.
3
HUMMA-YI AŞK
Hastayım, yalnızım, seni yanımda Sanıp da bahtiyar ölmek isterim. MahmOr-ı hulyıayım; cAm-ı l ebinden Kanıp da bahtiyar ölmek isterim.
Bir olmaz eme l i n düştüm peşine \lrurulıduım hüsnünün şen güneşine EIA gözlerinin aşık ateşine Yanıp da bahtiyar ölmek isterim.
Tal.iıin kahrı var her hevesimde, Boğulmuş figanlar titrer sesimde. O nazl ı ismini son nefesimde Anıp da bahti.yAr ölmek !·sterim.
25
26
4
G ARiP BİR HALET
Elem-i hasretin gözümden taşar Zehr-i hicranınla dolduğum zaman; Sitem-dide ruhum seninle yaşar Ağlayıp sükunet bulduğum zaman.
Dem olur ıki yadın zihnimi çeler içimi o hain aşkın pençeler, Ruhumda açı l ı .r penbe gonceler LeMerine müştak olduğum zaman.
Sana, ey bi-vefa civan sevgilim; Arz-ı hal etmektir tatlı emelim, Huzurunda, lakin , tutulur di l im Sihr·i ni ıgahınla solduğum zaman.
5
ENEIYYET-1 AŞK
Ben seni ağlattım, hem çok ağlattım, Çünkü infialin şi're b�ldi; Bir kadın ağl,atmak zevkinıiı tattım, Bende bu btr çılgtn, hain emeldll
Müjgan-ı şühuna yaşlar sinerken, Sonra damla damla taşıp ioerken, Göğsünde şahkalar ooşup d inerken. Titrek dudakların clldden güzeldi!
Ben sana düş:kündüm ey melek kadın! ınliyıor içi mde sevgirli yadın; -Azar-ı aşkımı yanlış anladınlBence hüzn-i hüsnün pek mübecceldi.
27
28
6
GEL! DAHA YAKIN GEL!
Bu gece gene bi·r garıip hüznüm var, Sohbetinle �aşat hatıratımı; Gamla bunalmasın! Birkaç günüm var , Şenlendlr şu bezgin hissiyatımı.
Değil mi? Bir zaman genç idim, şendim?.
Dilberler içinde se0<i beğendim, Gel nazlı sevgilimi Gel dil-pesendim! Bana naklet geçen şen hayatımı.
O güzel başını göğsüme da�a. Hasretle b�alım şu dolunaya, Neş'e-i hüsnünle, gel, doya doya Bir daha göreyim i<fünatımı !
7
SERZENİŞ
Yürü hey bi-vefa hercayi güzel! Gönlüm o sevdadan vazgeldi geçti, Soldu açı :lmadan gonca-i emel Sonbahara eııdıiik, yaz ,gelıdi geçti!
Sana şerıh eder1ken hicran-ı aşkı, Dizi nde okudum destan-ı a:Şı'kı ; Buselerle ald ım peyıman-ı a$kı, Unutma, arada söz geldi geçti!.
Hüsnün le bu kadarı niçin öğündün!. Bk yanar ateştin, sinemde; söndün! Ahd ü peyman ettin; sözünden döndün; O da bir hevesmiış, tez geldi geçti!
29
36
8
KASVETLİ Y AÖMURLAR
Sonbahar yağmuru sessiz yağarken Ufuklarda sisler çağlar görünür, Bulutlar Zlihnılme kasvet yığarken, Karşımda kül rengi dağlar görünür.
Ziıhn im dolaşırken kırda derede, Hayaletler oynar şu meşcerede. Ben henüz çocukken -bilmem nerede?!Çiğdem topladığım bağlar görünür.
Gönlümü gam alır böyle günlerde; Servistana benzer o siyah perde. Neşeli güneşin değdıuğu yerde Yaşlı bir dul kadı n ağlar görünür.
9
BiR MEÇHÜLEVE
Seni ilik görıdüğüm o günden beri Gamla geçirdiğim demleri saydım; Diyar diyıar gezip, ben şimdenge.ri Coşkun sular gi!bi hep çağlasaydım!
Devletli başında , ey yosma dilber! Sırma kaJküllerin bir taca benzer, N'olurou alnından öpüp her seher, Saçını ben çözüp ben bağlasaydım!
Matem-i hicrana sa�dın Rıza'yı, Bilmezsin çektiğıim cevr ü ezayı; Ben sana nakl,edip o macerayı Diızinde ağlasam, ah ağlasaydım!
31
32
10
UDUN TE'SİRİ
Çerağan devrini getirdi yade, Sunduğun piyale lıale mi nedir? Lebinde titreyen katre-i bade, Gonca gül üstünde jöle mi ned:ir?
Füsün-ı hüner var dest-i nazında, Eda-yı hasret var suz-ı sazınıda; Gönüller inliyor 1ıhtizazında, Udunun nağmesi nale mi nedir?
Söyle ey gençliğin tac-ı gururu, Nedendir ruhumun gizli süruru?. Kumral saçlarının hande-'i nuru Mehtab-ı hüsnünde hale mi nedi<r?
DİVANLAR
11
Dİ VAN
Fel,aıket bağım gezıdirn serseri, Feryad ü zarımı duyan kalmamış Aradım o şahin yliğit erl,eri, Yattıikları yerden nişan kalmamış.
Kapılar kapanmış bacalar tütmez, Kimseciık o çölde bir koyun gütmez; Ağaçlar lmrumuş bülbüller ötmez Bay'kuşlaııda bHe figan kalmamış.
Gülleri soldurmuş elem yaşları, Karalar bürümüş yaslı başları; Köyleri �uşatmış mezar taşları Sesime ses veriır bir can kalmamış.
33
34
Tali in o yaman kanlı elleri, Eşinden ayı.rmı·ş hep güzelleri; ŞeMtlerle dolmuş gurbet elleri Kan ağlamadlik bir civan kalmamı� .
Hanedan kişiler hep yoksul olmuş, Düşm:-.n kapısında bağlı kul olmlJŞ;
O nazlı gelinler şimdi dul olmuş, Cemiyyet dağılmış canan kalmamış.
Hiç amlmaz olmuş atalar adı, Beşikte bırakmış ana evladı, Kırılmış yetimin kolu kanadı Zulüm pençesinden aman kalmamış.
Düşmanın sitemi yürekler ezer, İnsan bu kahr ile canınıdan bezer; Gülşende yabancı köpeıtder gezer Erler meydamnıda insan kalmamış.
Bende bu ye's ile rahat uyıku yok Halbuki kimsede tasa, kaygu ydk; �or11<u yok, umut yo1<, saygı, duygu yem, Kimsede, hasılı vicdan kalmamış.
Sırr-ı Hak Aşikar her bahanede, Gül biter mi artıık bu viranede?! Şu harab olası matemhanede Bizden özge garip mihman kalmamış .
Hey Rıza ne acep sevdaya düştün? Aslı faslı yok bir davaya düştün! Vatan uğrunıda bin belaya düştün, Hep mezarlık olmuş, vatan kalmamış!
1 2
Ş.AM-1 GARtB.AN
«Sevgil i oğlum Ahmet Nazif'e,.
Bir akşam kırlarıda ka ldım avar·e, Peri l erl e her yer me·skündur sandım. Hayretle ba1ktı1kça o vahşet-zare, Esraır-ı hüsn i le meşhündur sand ı m .
Yürürken , beni mle , dağ taş yürürdü , H er ağaç peşinde gö lge sü rürd ü ; i nandım k i beni her şey görürdü H uzuru m la a l em memnundur sand ı m .
Ezel den berid ir o hücra yere N i nn i le r söylermiş bir serin dere ; Sırrını bana da açtı meşcere Genç l i ğ i m orada madfündur sandım .
3 5
36
Çamlar kanat germi·ş bir hüma giıbi!
Çayırlar, m üke\/1keb bir sema gibi ! .
Çiçekler acayiıp, muamma gib i ! .
N e gördümse şaştı m , efsüodur sandım.
Sevdalar d em iydi : bülb-01 çilerdi,
Servi•stan iç inden bir ses gülerıc:H,
Çiceılc:ler !kuşlardan tbOse d i lerd i ,
Kainat a�k ile mecnundur sandım.
Senenin son bahar faslı g ibiyd i ;
Topraik, bulut, yapraık pas l ı gibiydi·;
SeNile-r kararm ış yas l ı gilbiyd i ,
Düşünen kayalar maıhzOndur sand ı m .
Mağribi yaıkm ıştı fükat ateş i ;
Yuvaya dönmüştü her kuşun eşıi ,
Dağlara yaslanıp yatan güneşi ,
Yaralı hastad ı r, yorgundur sandım.
NOş etti m g üneşin aikan renıgini,
Ruhumu -hazz i le- yaikan rengini ;
Ufuıkta görünce o kan reng i n i
Felekler ben gilbi d i l-hOndur sandım.
S ı ra dağlar moııdu, sular kırmızı ,
Suları bekl·erdi b ir peri kızı ;
A ln ından öpeırıken aıkşam yıldızı
Yeşil gözlerine meftundur sand ı m .
Su kenarl·arı nda laleler vardı, Göllerıde ateşin haleler varoı ; Uzaktan alkseden nalel.er vardı Bl·rı ahO ıkalıbiınden vurgundur sandım.
Reng-<i hüısn emer:di ay, ü liker, çemen, Günün -can çeki·şen- solgun lebinden , O gece her şeyi penlbe gördüm ben O yeri n mehtabı gülgündur sandım.
37
38
1 3
İZCİLERE
«Vefakar eşim Nazlı'ya»
Hayd in yavruları m ! . Şafaık sökmeden Ata lar yurdunu gezin , dolaş ın , Mahmur ufuklara sisler çökmeden , Şu yüce dağ ları .kuş g ib i aşın !
Sabah karanlığı hulya vaktid i r ; Cilve-i hüsnüdür sırr-ı mutl akı n ,
Bütü n kai natın rü'ya vaktidir ,
Gafi l davranmay ı n ! Etrafa bak ı n !
Atalar dünyayı atla dolaşmış, Bu mülkü feth için deryalar aşmış; Bi r ş.eref uğruna canla savaşmış, Şimdi s ıra siz in siz de savaş ın !
Güzel yurdumuzda hemen her şeyiın
V1iodanlar coşturan adı , sam var Dağlara, taşlara sorun, dinleyin,
Bakı n ne şerefli bir destanı var !
Yolıunuz uğrarsa sevd.iğ im yere,
Karşı lar sizi bir söğütlü dere.
Tı rmanın yamaca Jkeyfime göreBöğürtlen devşirin , sonra payla.şın!
O durgun ufuklar hal1a kanl ıdı,r:
Alaca görünür yemyeşi1 dağlar. Yabani yemişler mor dumanlıdır , Altın askılarla süslüdür bağlar.
Oralarda hala anı l ı r adım, Ben o meydanlarda cir it oynadım. Başı boş sularla coşup kaynadım,
Siz de coşun, koşun, sel gibi taşını
Çalılar lçinıde, kuytu yerle.rde, Şivekar kuşların yuvası vardır.
Seyredin, bi.r kuşun sindiğ.i yerde Hayalin ne engin ovası vardır!
Oturup sahi lde şöyle diz dıi1ze, Bakın kayalardan engin denize. O CO$kun dalgalar -maziden sizeEfsane nakletsin; dinleyin , şaşın!
Süleyman Paşa'nın, Hacı İl Bey'i n , İşitin ufuktan gelen sesini . G id in tekbir ile tavaf eyleyin, Hallac-ı MansOr'un loş türbesini !
39
40
Bolayır yolunda b ir yalçın kaya,
Destan-ı aŞk okur her gece aya. Yorul,dükça varıp yatın uyikuya
Se,rıiın gölgesrnde o gürbüz taşın!
Ben şimdi garibim, -derdıimi size Anlatmaık n e mümlkün bHıcliğim kadaır! M üştakı m o güzel mavi denize
Anasına düŞJkün bir yetim kadar ! .
Benim öksüz ruhum yasa bürünür .
Hamza Bey koyunda gezer sürünür. Satvetinde ancak vatan görünür Gözümde ti treyen bir damla yaş ın !
Bizi banştı·raın bu an'anatın Sarsıcı duygusu, vatan aşlkıdır!
Hep şu hatı·ralar şi 'r-i hayatın Ruhumda gün gibi batan aşkıdır!
Şevik i.le eğlenlip siz gülüştüıkçe Rıza'yı yad edin -sı:ra düştüikçe-Bu gurıbet el·lerde -efiktar düştü'kçe
Hatırı hoş olsun eski yoldaşın !
Ayazma yolunu , bir uçtan bir uca Dolaşın: Sahilde :i1z bulursunuz,
Çiğneyip g eçmeyin, izi bulunca! Ben oroa g izi.iyim siz bulursunuz!
14
HARAB MA'BED
Varıdım eşiğine yüzümü sürdüm,
Etrafını bütün dıilkenler almış; Ulu m iıhrabında yazı lar gördüm , Kim bi l ir ne m utlu zaım andan kalmış?.
Batan güneşlerin ölgün niıgah ı
Karartıp bırakmış o kıblegahı ;
Mazlum bi'r ümmetin baht-ı siyah ı Viran kubbesine gölgeler sa lmış.
İslam ın bahtiyar bi-r zamanında, Ah-ı hayat varm ış şad ı rvanında,
Şimdi harab olan saye-bamnda Dem çeken kuşların ömrü azalmış!
41
42
Ayat-ı h ikmet var k itabes ind e , B ir ders-i ibret var hitabesinde; Bağ-ı cennet olan harabesinde Tekbir sadıaları artıık bunalmış.
Hey Rıza secdeye baş koy da inle ! Taşlar di le gels in senin deroinle! Efsane söyleyi m ; ağla, hem dinle, O şerefl i mazi meğer masalmış!
16
ANADOLU
Anadolu , Sultan Osman'ın yurdu, Tuğrul Bey'in konağıdır o ellıer!
Milletimiz oııda doğdu, büyüdü, Bize ana kıucağıdır o eller! . .
Osmanlılar uınutmasın soyunu ;
Anadoldan aştı:k huıdud ıboyunu, Orda oldu zorlu ateş oyunu , Ataların ocağıdı·r o eller!
Bu devlete ord,a temel atıldı, O meydanda caın alınıp sat ı ldı; Yaylasında zağlı silah çatıldı, Kahramanlar otağıdır o eller!
43
44
Bir zamanlar kırallardan tac aldık, Uçan kuştan, aka:n sudan bac aldık Nice yavuz düşmanlardan öc aldık, Bu kuvvefin :kaynağıdır o eller! .
Hep gaziler ardan gelip geçtiler, O çaylardan abdesrt alıp içtiler,
Mem l eketler fe'rtleyleyiıp göçtüler Erenlerin durağıdır o elle.r!
Her bir viran köşesinde bir er var, Tür1belerde nice nice server var; Bilmem ınerde böyle muıtlu bir yer var? U lu �aıbe toprağıdır o eller ! . .
Ormanında türlü kuşlar ötüşıür,
Çayır ında gürbüz koçlar itişi.r; Tarlasında altın başak yet!lş'ir, Gölgesinde gam dağıtır o eller! .
Oradadır asıl förk'ün oymağı, Cevahird1r bütün taşı, toprağı. Gümüş akar, Çiçeık kokar ırmağı, Defineler yatağıdır o eller!
Sılasıdır serde, Tür1k'ün sevdası, Memlekettir gece gündüz rüyası, Askerlerin odur gelin odası Gönülleriın bucağıdır o e l l er!
Rıza ! Canım o ellere kurbandır, Sinesiıode yatan, atan, anandır; Anadolu asıl eski vatandır, Anamızın kucağl<lır o el ler!
1 6
DiV AN·I HASRET
Canandan ayrıldım; hastayım candan , E l ler gurbet elde yaram ı bağlar. Hayl idir avare düşıtüm vatandan Hicranla bağrımı kaygular dağlar.
Gene bahçelerde seyran oldu m u ? GüzeHer bezminde divan o l d u m u ? Yoksa bıozul'Up d a viran oldu m u ? Gölgesinde gövem bitiren bağlar? !
Farkı var m ı benden şeyda bülbü lün ? Ben de meftünuyum bir gonca gülün . . Tutamam zarını dertl i gönülün İçimde kimses,iz bir öksüz ağlar.
45
46
Sen öksüz vatan, sen devdal ı ana! Gönlümden inleyen hep sensin bana, Ne nazlı ümitler verird im sana! Geçti mi büsıbütün şimd i o çağlar? .
Gamınla boş geçen şu zamanımda, Eninin akseder her figanı mda; ismini andıkça güş-ı C'ammda Ruhuma aş ina ninniler çağlar.
Hey Rıza! . Ah etsem şu taşlar erir; Tal i im ne acep cilve gösterir ! Vatan hasretiyle bana ses verir Söğütlü dereler, dumanlı dağ lar .
1 7
ACIKLI ANA
Yüce Balikanları duman bağlamış, Gene mi gurbetten kaıra haber var?! Seher vakti burda kıimler ağlamış? Çemenzar üstünde taze ç i,ğler var!
Ufuıkta iz gördüm kızıl bayraıktan Dumanlar ağıyor nem lıi topraıktan; Tekbir sadaları gelir uzaktaın Hudut boylarında sanık i mahşer var.
inHyor bir şeh it rühu der i nde,
Yara var toprağın bir çok yerinde; Ümitsıiz açılan çiçeklerinde Ne reng ü bü kalmış, ne tab ü fer var!
47
48
Neş'eler bu bezmi terkedıip gitmiş Sel· a lmış bu 'bağ ı ta rumar etmi·ş , Kan batakl ı ğ ı nda besl en ip bitm iş So l uk penbe, d i lber bir n�lüfer var.
Başımda kargala r dönüp uçuyo r, Bende garip h is l er ge l ip geçiyor; Yürürken v üoudum yer.e göçüyor, Her ad ım !baş ı nd a taze makber var .
Ne bu haya letler?. Kim bu dolaşa n ? . K i m b u at üstünde hendeıkler aşan ? . Ki m bu ·del iı g ibi- her yana llooşan? Bu m ezaristanda ne çok asker var.
Bu müth i ş manzara ned i r, Yarabbi ? ONve-'i kahrının nedir sebelbi?. -Mahşere muntazı r bi·r mevta g ihiKarşımclıa y ıkı lm ı ş b i r ide m i�ber var .
Korkup ti·tri.yorum Jbu menıhüs yerd e ; Nazl ı ü mitleri n rnaşrılkı nerde?. İç i nde gero'iğ i m viranelerde ?. Zihnimde d okunan bir fiıkr-i şer var.
Güneşe bakarsaım sönüp soğuyor, Ruhumda !bi r ıuzun gece doğuyor, Yarabbi, bu zul met beni boğuyor, H angi ufukl arda rnJr-ı seher var? !
Yasl ı geceleri·n ağ ı r gölgesi Sındı rıp susturmuş burda herkes·i , Mezarhkta yalnız bir 1kadın s.es i ln Myor . . . gal iba gene sefer va.r.
Gül yüzü süzülmüş cevr ü elemden, Yüreği ürulmüş ah-ı nedemden, Yaralı bağrı nda tiğ-1 sitemden Pençe pençe donmuş hG n-ı ciğer var .
Dereler gam almış durgunluğundan, Tan yeri !kızarmış vurgunluğuınıdan, Bu kara hummanın yorgunltığunıdan Şive-i hüsnüooe hala eser var! .
Tanıdım sesıinden, zavallı kadın! Dille.rde destandır her zaman adın. Bilirim . . . \Şerefle doğdun, yaşadın , Söyle destanını ıdinleyenler var!
Senin göz yaşların ruhuma aıkar Zehiroi r, içimi 'kavurur yakar. Uzaklara niçıin da l ıp da bakar? . Ela gözlerinde neden 'keder var?
Neler g•eldi -söyle!- garip baş ı.na? Sebep ne dinmeyen bu göz yaşına?. Bak şu beş asırlı'k mezar taşına Onda bir ımücevrher tac-ı zafer var!
Sen doğurdundu hep o serverl·eri, Cihana ün salan dilaverleri , Bell.i bilıe değil bugün yerleri Bunda anlaşılmaz sırr-ı kader var.
Kurban etmeık için evlat doğurdun, Kara toprakları kanla yoğurdun!. En hücra yer�rlde şu viran yurdun Adları 1belirsiz binlerce er var !.
49
50
Ben o mezarl ar ı Qiğned iım, ge�cliım,
Düşürn:lüm , beynimi pençeml·e ezdıim .
Can ev�mde kati l ağrı l ar sezdim,
Böğrümde ş imd i bir zağ l ı h ançer var.
Her nefes a ld ıkça beni saplıyor,
Yaşl ı gözlerimi duman ka p l ıyor,
Yetimler del"d i nl bende topluyor,
iç imde kanayan gizl t bir yer var.
Benim vurgun ruhum kanas ın varsın,
O kandan gün doğup şafak ağarsın ,
Uğrunda can veren evlada yars ın ,
Ona sinen gi1bl nel"de s iper var?.
Koynunda göz yumdu civan erıkekler
Zeh r•i kati l o ldu tatl ı d i l ekler,
Viran saçaıkları kaygu lar b�ler;
Olan oldu l�k ln bundan beter var.
Mateml·e tükenip yoru lan beni m !
Darbe-i kahr i l e k ı nlan benim! .
Cephede kalbinden vurulan beni m !
Bende c a n çeıkişen • meçhu l ,nefer» var!
Ümrd•i fevz iıken aşkın di l i md e ,
Ye'se düştüm ahir, h e r emel imde,
Bed-mest•i matemim , titrek eMımde
Acı göz yaşıyla dıolu sagar var.
Bahtımın sunduğu cam-ı serşarı İçtim, seyrederıken o lale-zarı; Öldürıdü neş'emi 2ehr-i humarı , Bende şimdi onmaz bir derd-i ser var.
Hey Rıza şu uzun gam destanını Dinleyen besteler her figanını ,
Şi 'riınde vatanın kaıbri1st'anını Dolaşıp ağlayan bir derbeder var.
5 1
52
18
UÇUN KUŞLAR!
ccSevgili ıoğlum Mehmed Said'e,,
Uçun �uş lar uçun ! . Doğduğum yere; Şimdi dağ larında mor sünlbül vardır. Ormanlar koynunda , bi r seri n dere , mkenler ıi ç inde sarı g ü l vardı.r.
O çay ağ ır akar yorgun mu bi lmem? Mehtab ı hasta ımı , solgun m u b i lmem ?. Yas l ı geUn g ibi mah2!un mu b i l me m ? Yüce dağ başında siyah tü l vaım ır .
Oııda geçti ıbenim güzel gü n l er im, O de m l e ri ar np bu gün i n l e riım ; Destan-ı ömrümü okur d in lerim İçimde ora l ı bir bülbül vard ı r.
Uçun kuşlar uçun ! Burda vefa yo'k! .
Öy l·e aikar sular, öy le hava yok!
Feryadıma kaırşı aiks.ı1 sa.da yok !
Bu yangın yerırnıc:le ısoğuık kül vardı r.
Hey Rıza, 'kederin (başıından a�km,
Bitip tükenmiyor elem-i aŞ'km! Sende -derya g.ilbi- daima taşkın , Daima ça lkanı r bir gönül vardır! .
53
54
1 9
EDİRNE İÇİ N
Ağ l a sevdiceğ im! . . Gül ruh l erin<:le n , Jalıeler dokülsün ; nevbahar oldu ! . Harabat e l l erin bü lbü l lerinıden Bu ı ssız bahçe ler nal ekar ol•d u .
Gördüğün gonceler, sitem dağ ı d ı r . Ağla ruhum ağl a ! . . Şimdi çağıd ı r . l l ık göz yaşları ke<ler dağıdır ! Sular b i le coşup hl-karar o l d u .
Bir vak!it baş ında hüma uçard ı , Ağaçlar yoluna çiçeık saçard ı ; Bastı ğın y e rl erde çiğd em aça rd ı , B i r y ı l d ı r 10 yerler hep mezar o l d u !
Sevg i l im sen i n l e ba§daşal ı m gel ! O geçmiş gün l ere ağl aşal ı m gel ! Sinende tuttuğun gonce-i emel , Sarsar-ı kahr i l e tarumar o ldu ! .
Hey R ıza hastay ı m , gönü l şen dıeğ M , Misafirhanedir bu, gül ş en ıdeği l , Sevgil i m ağlaıyan sade sen değ i l , Bu matemle he rkes zar zar oldu.
55
56
20
ıssız ELLERDE
• Dü n harabat maha l l esinden sa rhoş geçti ın ·
Dün gece ye's i l e kendimden geçtıirn , Teselli arad ı m meyhanelerde. Baht-ı dü n e l i nden b i r dolu içtim, O neş ' e kal mam ı ş peymane lerde !
Öksüzüm bu e l d e . n e yoldaşım var, Ne anam, ne babam , n e kardeş i m var; Ne yaman ta l n m , d e rtl i başım var? DiHmden a n l a r yok biganel erde!
Çöl mü:dür bu , ya Rab, ses yok, sada yok ; G ü işen ler lboz.u lmuş . buy-ı vefa yoik ! . . Evl eri dolaştı m, b i r aş:ina yok, Ay bal'kı r o ıssız gamhane l e rde!
Kaybolmuş annemin yeş i l m ezarı . Ruhumda titriyor feryad ü za rı , Bu e l em bağının yok mu baharı ? . Matem kanat gerım i ş boş lane lerde ! .
Göl l ere susamış ah Glar geMr , Gurbet e l l erinden kumrular g elıi r Yıkı'k türbelerden hü hülar gel ir , Güvercin dem çeker vira nelerde •
H er neye ddfcıunsam zahm-ı rikkat var, Ne yana baıkı nsam reng-i fi rkat var; Çalkan ı r , ağlar bir ah-ı hasret var. Sularla çağlayan teran e lerde!
Kim o ldu -b:ilımedimr bu hal e sebep , Ağlarım, üm�dim heba o ldu hep! Bendeki ,gQz-ı d i l var mrdı.r, acep lutuşup can ıveren pervanelerde?
Hey R ıza içiınde aşık odu yanar, B i r onmaz yara var, dıiınmey•ip ıkanar; B i r gün gel i r s eni yetimler anar, D i l l erde ıdol aş.an efsanelerde!
57
58
'21
KARA SEVDA
G.ene b ir harn leıde aldı gönlümü Hıicran gecesiırıin kara sev.dası , Geçmiış zamanlara saldı gönlümü D evr-i şebabım ın naz l ı hu lyas ı .
Ruhumda mazimin hasreti varıdı , Gözlerim ufuıkta yı ld ı z arardı ; Kara sisler giıbi ziıhnimi sarıclı Ölen günlerimin gam-ı ferdası.
Yer:in� kaybettim mezar ıta,şımın, lzinıi şaşıırdım can yoldaşımın , Beni şair etti ağ ı r başımın Bitip tükenmeyen derd ü belası .
Hasretle bakı nd ı m mağ rıptan yana, Gözlerim daldı bir mezanistana ; Uzaıktan naleler geti rdi bana
Viran bahçeler i n ba·d-ı sabas ı .
Sevgiler yolunda elem, ölüm var; Benim o eleme tahammülüm var. Sinemde şimdi bir solgun gülüm var Odur ümid.imirı hasta l ikas ı .
Emeller aldatıp avutmuş beni ! Karan l ı k geceler uyutmuş beni ! Sevdiğim çehreler unutmuş beni, Bana hiç biriınıin yokmuş vefası !
Ümidi yaradan benim -<kendimde!Ben gördüm o hüsnü dil-pesendimde! Bin acı hakikat değer i nd i mde Şebi stan-ı aşkın tatlı rü'yası.
Madem ki şu ıu:fıkun ötesi siyah, Ömrüm aŞk uğruııda -ko olsuını- tebah! Cemal-i hayale hasrettir -eyvahlÖksüz ıkalanların haıksız cezası.
Hey R ıza, di l.şadım cevr-i felekten , Zevk ald ı m o yolda söz söylem ekten , Sürud-ı hicranı vird eylemekten Şi'r oldu dilimde gönül ezası.
59
60
22
GÖZLERiN
Ruhumda gizU bir emel mi arar
Gözl erime bakıp dalan ,gözlerin? A:klıma gelmediik bi lmece sorar Beni hul<y!Blara 'Salan gözlerini
Nigahıın gönlüme -ey peri-peyker!Leya l-i h asretin hüznünü döker; Karanl ıklar gibi yığı l ıır çöker içimde yer edip kalan gözlerini
HuzOrunda ba'zan benl,iğim erir, Tavrın hulOsumdan şüphe gösterıir, Ba'zan ıda ne olmaz ümitler verir S abr u kararımı alan göZ!leri n !
Gamzende zah ir, ey ömrümün varı !
FüsOn-ı hüsnünün bütıü n esrar ı , Neşr eder aleme reng-i baharı
Koyu menelkşeye çalan gözler in!
Silh i ııd i r, şüphesiz, bütün bu şeyler; Baktşın ziıhnimi perişan eyler, Bana aşk el:inden efsane söyler, Aşka inanmayan �lan gözlerin!
61
62
23
FİGAN-1 HASRET
Ey .şeb- i hicranda gözümün nOru ! Ey coşkun sinemi n sönmez ateşi ! . Fi rkatte ömrümün gitti huzuru; Bitmez mi hayatın bu keşmekeş i ?
Gurbette yoksa da nalemi .duyan , Haya l in ağlıyor gözümde inan ! . Etrafa çökünce şam-ı gariban, Ufkumda arar ım sen mah-veşi .
O hüzn-i hüsnünle yoktu menendin; Mehtabı andır ır bir yasernendiın.
Bu gam aleminde bir sade sendin Virane gön lümün mahmur güneşi !
«Vefakar eşime»
Hasreti.nle nasıl taşayım, söyle !
Deryal arı nas ı l aşayım, söyle ! . Senden ayrı nası l yaşayım söy l e, Söyle, ey ruhumun sevdal ı eşıi !
R ıza düş olal ı sen Nazh yare, Göçüp yad eHere gezer avare, Bk peyam a lmıyor senden bfçare, U nuttun mu bi lmem o has,retJkeşi ?
63
64
24
GALEYAN-1 AŞK
Aşıkım ! . Sendeki füsOn-ı hüsnün
Hem gözüm, hem gönlüm m ü ptelasıdır;
Dalgın akşaml arı and ıraın hüznün Mahabbet çağrının bir edasıdır.
Füsunkar yüzünü gören mest olur, Senden ayn düşen di l-şiikest o lıur; Hıuzürunıda cihan puıtperest olur ibadet hüsnünün temaşasıdır.
İnsanlar peş i nde gezer serseri , İn miısin?. Cin misin?. Nesin ey peri? Sanırım �i rOhum ez·e lden beri Ela gözlerinin aşinasıdır.
Her sabah el1ad ır, her aıkşam esmer, Rü'yada gördüğüm çi·çeğe benzer! . Hası l ı hayranım ! . O reng·i d i lber �udretin en güzel muammasıdı·r.
Siıhrıine tuıttı ldum ben, ey peri-za;d ! Ölmed ilkçe o lmam gammdan azad; Affet �usurumu , bu aşk-ı naşad Divane gönlümün son hatasırd ır.
Fı:traten meftunum , ben b ir hayale Sende o haık�kat ermiş ikernale, Bu bir ipti l adır, beni bu hale Düşüren tab'ımın irktizas ıd ı,r.
Sebeb-i cevrini söyle, bi leyim ! .
D i lden haya l i n i nas ı l si l ey im ?. İ lham-ı aşık ından ası l di leğ irn Seninl e ruhumun i 't i lasıd ır .
Ma 'nası yo!k sensiz şu ka i natın , GüzeHilk hep senin muhassenatın ! . Reddetme , ölürüm ! Öksüz hayatı n Bu hasret çekilmez bir belasıdır.
Matemin le şadım güze l i m , ina n ! Ş irndengeri benıim h e r sözüm fiıgan , Yadınla döktüğüm dümO-ı hicran Eza-yı ömrümün macerasıd ır .
R ıza sevd iğ inden hep el·em gördü , Kendin� değersiz bi'lrd i , kem görd ü ; Yaman talHnden çdk sitem gördü, Lakin bu, hepsinin en fenasıd ı r! .
65
66
25
FİKRET'IN NECİB RÜHUNA
Ded iler ki ıss ız kalan türbende Vahşi gül ler açmış; görmeye geldim ! O cennet bağının haki ne ben de, H asretle yüzümü sürmeğe geldim ! .
Dedi l e r ıki sana emel bağlayan, Kabrinde diz çöküp, bir dem ağ layan , Ber-murad o l urmu ş ! Ben de bir zaman Ağlayıp murad a ermeğe geldim!
Şu nlcran y ı l ı n ı n son baharıında Jaleler titrerken çemen-zarında , Gün doğmazdan evve l , ben mezarında Matem çiçeıkleri d e rmeğe g,eld i m !
Seni and:ım bütün gam .çekenl er le, AŞ:k-ı haık uğrun a yaş dökenlerle , Sarı gonce veren ş u dikenlerle Taşı na bir çele11k örmeğe geld im !
Yad ı n ölüm ,gibi bk sı rr-ı mübhem! .. Neş'e"i sevda mı bu h iss-i elem ? ! . Ruhumda n e füsun eyl ed in bi lmem? . . Bu gün sana gönül vermeye geldim! . .
67
68
26
RUMELi İÇİN
Gülşerıi açmadan emel goncesi Sarsar-ı fela�et perişan etU, Sevgi l im! Düşman ın haiın pençesi Saçından bir tutam tel aldı gitti .
Biz zaten varını ta lan etmiştitk
At sürıüp o bağı harman etmıiıştik, Ataları yurdunu viran etmiştik, O viran binayı yel aldı g itti .
Biz .ha'kkın yüzüne siHe vurmuştuık VioclAnın emrine karş ı durmuştuık, Ceherınem üstüne köprü kurmuşıtuıl<, Namerd köprüsünü s,el a ldı gitti .
Allah 'ın gadabı şarka oğradı ,
Katli çetesini k ırdı , doğradı .
Anama sövenin kız ı , avrad ı ,
[)omuz çoban ından döl a ldı g itti .
Hey Rıza dölkülen bu kan bizimdi .. Oüşmana kul olan canan bi�imd i ,
Rum e l i ! . . O naz ı ı vatan bizimdi Biz b en imsemedik el ald ı gitti .
69
70
27
ALTIN SAÇLI HATİCE
insanların hulyası Yüce dağlaııdan yüce, Saadetin ma'n1ası B i r karışık bilmece.
Düşündüğüm hep budur : Saadet b i r ıkaygudur; O bir gariıb korkudur Maksat .olursa bi·zce.
Mes'Cıd olmaık i'Stersen Yolunu benden öğren! . . Zi.hn:iıni boş yere s·en Yorma inceden ince.
Saadet refah-ı hal, Yaşamakt!a istiıkl1al, Bundan gayrıs ı haıyal Aslı yok bir düş ünce .
Garazın varsa uınut, Kederi·n varsa avut, Paran varsa sıkı tut, Hıem otur say her gece !
Aşka çabuk inanma, Her gülen yıüze kanma, Çocuk gibi alıdanma, Muıva�kat bir sevince .
Çok gezdim , çok ,yer gördüm , Sevinıdim, ıkeder gördüm . Ben neler neler görd üm Bu yaşıma gelince.
Bak ş.imdi kaygısızım ; Ne ağrım var, ne sızım. Sen ıde öyle o l lkızım, Altın saçlı Hatice! .
71
28
SELMA! SEN DE U NUT YAVR U M !. .
B i r akşamdı evi m ize ecel ·kanat germi şti !
Annen i bir ce l lat g ib i vurup yere serm i şti , Ölüm i le pençeleşen bir hayat ın güreşi Sekiz yıldan sonra dinmiş , nihayete ermi şti. Ada ların denizinde batan akşam güneşi ,
Sönük ,ölgün ış ı ğın ı çamlıklara dökmüştü ! Evde yoktun, sonra geld in ! . Dağda, k ı rda gezmi·ştin ! Lak i n b i lmem bu yokluğu nerden?. Nas ı f sezmiştin? Güze l ela göz lerine bir öksüzlük çökmüştü .
Göz yaşı mda dehşetl i bir sır a�ayaın gözlerin ıssız kalan vicdanıma karanlıklar serperdi . • Baba ! Annem n-er<Je?" dedin, hep tüyl.eriım ü rperd i , Hançer gibi ta ruhuma battı yaman sözlerin .
72
·o gün , bugün « Annem nerde? • diye bazı sorars ın ,
Gülümserim ! - Göz yaş lar ım sakin s'aki n akarken ,
Uzaıklarda bir şey arar, ufuıklara barkarken ,
Benıim dalgın gözlerimde -haya l i ni- arars ı n .
O ta l.ihs iz biçareyi, bak ben bHe unuttum!
Gönlümdeıki ini ltiy·i n inni lerle uyuttum !
Urn.ıt kızı m ! . . Sen de unut! . Anma artık adın ı
Yabancıdır b ize ! .. .Sorma, o zava l l ı kad ım .
Sorma kızı m ! Sorma yavrum ! . Ben de b i lmem nerıdedir? Onu örten kara toprak, bir karan l ık perdedir! · O ağaçlar neresid ir? .. d iye sorma .güzel im Gel ! Seninle yapaya ln ız çarn lrklarda geze l im .
O ağaçlar. batıp g iden güneşl eri n gölges i ! O serviler, haya l olan varl ıkların mkes i . Bak b u yanda daha dilber fidanlar var . . Kuş lar var! . 'Beyaz, penbe çiçek açmış gelin g ib i ağaçlar! . .
Bahar olmuş ! Bal< her yere hayat nüru saçı l m ı ş Göz yaşlar ın döküldüğü yerde gü l ler açı lm ış
Güneş senin , bahar seni n ! . Baık sen de bir çiçeks in Gü lme� için yaratı lm ış b ir sevim lıi meleks�n ! . .
Gül ki benim küskün gönlüm o gü lüşe özens in ! Sessiz dağlar kah'kahana cevap vers in , bezensi n ! Ö lüm .şeklindeki s ı rrın manasın ı düşünme Gölge g ibi bir varl ığ ın rüyas ın ı düşünme.
73
Sabah ı yok n ihayets iz ka·ranl ııkla.r iç.ind e
-Bir k ıv ı lc ı m gibi- bir an bel i ri riz , söner�z! Varl ı'k budur ben i m i ç in ! . Hatta s e ni n içiın de .. · Bi r hak�kat var m ı ? .. derken bir hayale dönerıi1z
Nice yüz l e r görıdüm; geçt i . -Ben unuttum- b esbe l l i
Her çehre bir haya l efür bu süreks iz rüyada ! Unut yavrum! Sen de unut !'. Bu öl ü m l ü dünyada , H e r cefay ı unutmaktı r bizler için tes el l i .
Sonbaharın matemi n i gözlerimde okuma! . . .
29
BABA NASİHATi
Osma n l ı oğ luyum , ben benim deye n , Yiğ itçe can versin , m i l l et yaşas ı n . O u l u devlete ermek isteyen, Bu yolda at sürsün, d izgin !kasmas ı n !
Haksız l ık ö lümdür, h-aık yaşamaktı r,
Sürü nüp yaşayan m i l let a lçakt ır
Gözünü aç oğu l düşman a l lakt ı r,
Dev l et l i kapıya balta asması n .
D üşmaının bastı ğ ı yerde ot bitmez, Açtığ ı yaraya merhem i<a r etmez.
G irdi·ğ i yerlerden b i r daha g itmez . . Vatana o murdar ayak basması n .
75
Tutuşup kül olan öz ocağ ıınd ı ,
Çiğnen ip bozulan kendi bağ ınclı , Bu gün s e n � döğen, dün uşağırldı
Sen ondan ki şisin . . . Ondan yosmasın ( * )
Doğru o l b ir hayrı yoktur yalanın
Yürü! . . HaU yaman, geri kalanın
Korkma hakikı söyle, yi ğit olanın E l i tutmasa da , d i l i susma sın .
Hey R tza, cüm l.ern iz vatan ın ku l u
Vatan a kul l uktur, kurtu luş yolu. Davranın ev l·atl ar şu yorgun kolu Namerdi n o hain el i yasmasın !
(* ) c:Kişb, Osmanlı Türkçesinde asil, yani kibar demekti; kişi-zad6'
tı\biri meşhurdu. cYosma• . boylu boslu güzele derler.
76
30
KOCA HASAN DAVI
ıssız dağlar, gür ormanlar, aıkar sular geçerek
RumeH'nin <bi·r yanını , yapayalnız dolaştım.
Yaz günüydü; uzaklardan mezarlığı seçerek, Sabah vakti çukurda bir viran 1köye ulaşt ı m .
Sisli bir dağ eteğinde, isli ıbi rıkaç evceğiz , Bir ormanın gölgesinde dalgın, da lgın uyurdu. Çerden çöpten çatı lmış bir viraneydi köyceği z ! Gece dağdan kurtlar iner ; dolanırdı o .. yurd »u .
Lakin bilmem ne hiıkmetti-r! O kırlarda, bağlarda, Bir perişan güzellik var; sevdasına ck>yulmaz. Sular çağlar, rüzgar ağlar, gece gündüz dağlarda ;
I rmaklarda iniltiden başka bir şey duyu lmaz.
77
78
Kestanel iık gölgesi nde hayal gib i yürürsün; Bü lbül 1şakıır her ağac ı n bi·r nazenin dal ında. Tarlalarda gülümseyen çiçeklerin a l ı nda, Ela gözl:ü gel inlerin gül benzin i görürsün! . .
Eğ ri büğrü geçitl erden, kumsal dere yan ından Dalıg ın dalg ı n geçiyoMken , gözü kal ı r ,iınsanı n ! La leleri a l a l olmuş vahşi kara ormanı n, Kudret el i 1kalem ça lmış şehitlerin kan ınd an .
Akşam üstü o ıdağlara sanık.i b�r yas bü rünür : Duman a l ı r yükseklel'de ıssız kaya başını ; Her gelincik uzaklardan bi.r damla kan ·görünür; Gaza yeri zanneders in toprağım, taş ı n ı .
Gölge yürür, köyü okşar; u�ku sarar g iz l ice ; Tepelerden yalçın taşlar akan 1suya ses verir. Karan l·ııklar inci .serper çayırlara her gece, Sabah olur, -peri g ibi- gün , yüzünü gösterir .
Bir düş görür g ib i geçtim o kimsesiz yerlerden ; Harmanlara çııka.r bir yol buldum , köye yanaştı m . Yalnız ,deği l , çoktan beri ben gönlüm le yoldaştım, Ne düşündüm? Bi lmem niçin garipsedim seferden ? .
Dört yol ağzına gelmiş im. Mescide pek yakındı m Azıcık durdum ; doğruldum . Etrafıma baıkındım ; B i r şey gördüm : Asırlardan ıkalma u lu bir ç ı nar, Altında yeşi l sarıık l ı bembeyaz bir ihti.yar.
Çeşme başında ağaca yas lanmış bir • emir• dl (*) Kaygusuz ve duygusuzdu dünyaya boş baıkı şı. Efsane l er naklederdi insana loş bakı ş ı , Yaş l ı güııbüz b'ir yörü'ktü ; pasl anmış bi·r demi·rdi .
Hiç akranı kalmamıştı ! . . Köyde varsa bi r eş� . Gölgesinde d in lendiği koca ;Yüce ç ı nard ı . Bi·r neş'e l i çocuk gibi doğan sabah güneş i Tem i·z beyaz saka l ı n ı öper, s ever okşaırıd ı .
B u çehreye şen güneşin kahkahası vururıd'l.I; Lakin koca .ka rlı d ağda artılk çiçelk açmazd ı . Bir devri lm i ş kütüik g ibi , kım ı ld amaz dururdu. Bu zarars ı z ihtiyardan kuşlar bi le kaçmazd ı .
Yavaş yavaş Herl edim; küçük b i r hendek aştım, Üç ad ım sonra, sess izce ihtiyara yanaştı m. Selam veroim; selam a ld ı . Tütıün verdim sevindi Bir m üs ,üman -0 ldu9umdan tamam iyl·e em ind i .
Bi r kav çaktı:k, çubuk yaktık ; bi.raz duman savurduık Gölgel·iıkte hoş beş etti1k ; b i raz ya lan savurdu•k . Aramızda söz uzad ı . Laftan l afa aş arak, • N erelıis i n ? • d<iye sordu : « İ stanbul l'Li ! . . .. dedimdi :
· Su l tan Mahmut sağ m ı ? . • d ed i sonra b i rden coşarak : -Tam beş y ı l askerlik etti m ; ekmeğini yedimd i , Hey devl etl i koca su+tan ! . . H ey ce l al l i ars lan h ey ! . . B ir kır ata biner ge l i r, g e l e n şahin san ı rd ı n L .
( * ) Yeşil sarıklılara köylüler alelumüm «emin diyorlar.
79
80
Bin yiğidin arasmda, bir görüşte tan ıırd ın ! . . Aık saka ll ı vezi rleri karş ısında ti trerdi , Ardı s ıra derya giibi kul lar yürür gideııd i ! . . Ferm anına yedi ·k ıra l baş eğermiş derlerd i .
Evl iya kudreti vardı ! Ona « ermiş " derlerd i , B i z n e mutlu günler ,gördük! Dehey g id i devran hey ! . . Deliıkan l ıyıdım o zaman ; ·kapıs ında çavu·ştum , Beş sene hizmetten sonra, g·elıd im, köye kavuştum .
B ir daha ç ıkmad ım artık Tarla tak ım ed i ndim, E l l i .sene şu toprakla güleş ettim; d id i ndim. Çocuklar askere gitti ; bir i geri ge l•medi ; H iç b i ri n i n bugüne dek bir haberi ge lmed i .
Sonra kadın öldü. Çokta n !kimsesizim, yoksulum, İhtiyarl ık pençesinde �ebün ıka lmış bk kulum . . . • Bu sözl eri o söylerlken , ben d ikkatl e din led im, Can evimde ac ı duydum , için için i nled i m .
Bu adamın sergüzeşti bana hay l i dokundu.
Dertl i gön lümde .. mazi • n in ezanları .oıkundu .
Sakin sakıin ağlamış ım; baktım gözüm yaşarmış!
Zava l l ı ! Kimsesi ydkmuş; yapayal mz yaşarmış!
Ben de merak edip sordum : HayMırn , yaş ın ı? �urcalad ı m biraz daha can l ı mezar taş ı n ı . « Bu lköyde doğmuşum ! . .. dedi ; « çocuk, çol uk 1ka lmad ı . S eksen beşlıilk vanm . Belki ! Bak b u yaşta öksüzüm!
Gözde fer yok! Dizde derman, canda soluk kalmadı , Baykuş giıbi şu ıkoğuıkta geçer gecem, gündüzüm. Ben de ha l i mce gün gördüm; sorma i ooeden ince ! Bana Koca Hasan der ler . Hasan Dayı deyi nce,
Yedi köyde n karı kızan , h ep tamrlar, biHrl·er, Beni görmek içsin, harman vakti baz ı gel irler. • Deıdim : · Baba ! . . İstanbul'a döneceği m ! Seın d.e g•e : ı Evlat gibi hoş tutarı m; misafü.r ol bende, ge l !
Biroe sana oan la baş la hizmet ed ip baıkarlar; Yazın taze süt bulurlar; kışın ateş yakarlar; Dinlenirs in biraz bellki . . . • İhtiyarın yüzüne Ateş bastı ; b i r .kıvı lcım düştü solgun g özüne;
Dedi · Oğlum . . Bu dünya:da artık n ed i r umudu m ? A l l ah senden hoşnıud o l·sun! B e n köyümd en hoşnudum! Gön l üm , gözüm bu yerlerde ne şenlıilkler görmüştür! . . Hepsi yalan . . Geldi geçti . . Fani dünya biır düştür.
Gelen g itti ; k!Onan göçtü ; kervan geçti ; ben kal d ı m . Yaln ız l ııktaın d i ls.iz o ldum; ıssızl ı:ktan bunal d ı m . Şimden sonra n eııde olsam ; ıbenim için mezardır! Nercle ölüm p ençesinden kurtulacalk yer vard ır? .
Baık ben artık b i r sararmış , .b ir kurumuş yaprağı m , Rüzgar ıbeni savurursa buras ı d ı r toprağım . Buııda rahat ölmeık ,iç�n ölenlere ağ l ad ı m ; Nice candan ayrı d üştüm kara yazma bağ l ad ı m .
Ars l an g�bi ü ç oğlumu kurban ettim uğrunda ; Çrtti sattım ; evi baııkı viran ettim uğrunda . Altm ı ş sene oldu belıki ben bu köyden çıı�mad ı m ; Ormanmdan, deresinden, :kuş larından bı1kmad ı m .
Oğul ! Arzum budur ben i m : Burda ölmek �sterim . Yadel lerde neylerim! . . . •
8 1
82
N E F E S L E R
3 1
KARABABA DERGAHINDA
Nasip a ld ık bu matemhaney i fan i görenl erden
Civar-ı Kerbe l·a'dan .nekhet-i bad-ı saba geld i .
Erişti feyz-i kudsi�i hidayet ha1< erenl erden Nifir-i gaybdan bir na're-i ya merhaba geld i .
Tenezzü l etmez olıdu gön lümüz ezva�k-ı dünyaye Vücudu m ahvedince bulıduık ancaık rif'at ü paye Teveccüh eyl edi bir dem gönüller arş-ı a ' laye Bizi ·l rşad i·çin ervah-ı pak-i evl iya geldi .
Çekip baş hı rka-<i mahviyyete surette pest olduk O zevık-i aşık i l e ta haşr e dek bihüş u mest olduk Eze lde bade-i kevserle sermest-i el est olduık, Dile i lham-ı S ubhan iyle iıkrar-ı be la geld i .
Şeh-i a l�i aba uğrunda can ü ser feda k ı ldıfk, Nesimi-veş vucudun kisvesin candan cüıda kı ldı'k Düşüp şehralı-ı aşk-ı HaU'a terk-i mas iva kıldık Bu dünyanın safasındaın bize artıik gına geld i .
Uçurduk mürg·i aşkı, ruhu kurb-ı caha var.dırd ıık Wsal arzusu nu zevk-i fena-fi l laını:ı vard ıııdıfk Al i senden meded ! . . Gfübanıkıını ıdergaha vard ı rdık Vera-yı perde-i esrardan aıks-i sada ,geld i .
Bütün eşyayı dfdar-ı cemale müpte la gördüm Bu varl ıık devrini bi�i'btida, bi-i ntiha gördüm
Grhanı 'serteser ayine-i suret-nüma gördüm Enelhak nağmes iyl,e ruhuma b i r l 'tHa geld i .
O dem bihuş olup hayretl,e geçtim can i le serden Sımah-ı ruh doldu na're-i Al lahü ekberden Cihan nurun-ala-nur oldu hep didar-ı Hayder'del1 Bana manada su ltan ı m Alıiyyü ' l-Murtaza geld i .
Bugün ben ,d�iıra çeıktim kend imi , H a l lac-ı Mansür'um Can ımdan . benl iğ imde n, e lemimden dur u mehcOrum Tutuştum ateş-i aşıkın la ez-ser-ta ıkadem nurum Senin mihr�i oema l inden müessıi.r bir ziıya geldi ,
Açı ld ı nazre-gahı mda mele-i a lem-i a la Makamım 'kabe kavseyn oldu gördüm kendimi hakka M übarek oldu m i ' rac ım, Fesubhanel lezi esra
Gönül vahdet saray ından mübeşşi r b i r .n ida geld i .
Senin uğrunda y a Haydar, fedadır cism i le canım Haziz-i asitan ında hemen her lahza kurbanım, Tecel li-i cemaHnle bugün devletl i ,sulıtanım
Cebin-say ol mağa dergahına aşıik R ıza geld i .
83
84
32
BEZM·İ CEM
Özleyip baılıNyar geç·en zamanı , Avare gönlümüz hay l i mahmndu; Açmaclrk kimseye del"d-i n iha n ı , oa,sitan-ı gamın şerhi uzurn:lu .
Ermeden gülşenin devr-i matemi Ded ik : Şad edel im kötıne a l e m i , Serbaz aşıık ları n yar ü hemdem i Bezm·i mahabbete sala .olundu.
Asude can ları hep uyarn:lırd ık , Umman-ı vahdeti dalgalandırd ık Aş1kın çerağını yaktık , yandırdı!k Pervane gönül ler, nüra meftünıdru .
Canımı a rmağan çekip canana ,
Bi·r ikuri>an yeruroüm ben d e meydana , Naıgehan biır mehveş geld i devrana Açtı niikabını bir ay dolundu .
Tabi1ş-i hüsnü fer ver.di mehtaba ,
Bir pertev düşürdü cam-ı şaraba .
Nal eler dem tuttu çenıg ü reıbaba Ya Hay ! . Sada ları cana dokundu .
D i l l·er bi r:biırine o ldu üft'ade,
Ben de meshür oldum bir peri-zade , Tavrı laubali, tab'ı azade Meşrebıi muvafık, fiikıri uıyguındu .
DM çabuık bağda.şı·r, serbest olunca Gönülden dıost ·old'llk hem-dest olunca. Gözl·erine baktım sermest olunca O n eydıi . . Yarabb i ! . . Nas ı l füsündu ? ! .
Gerçek erenlerin bezm-i .oeminde Haik na.silb a lm ıştı ül.fet deminde. für katre kalmıştı gonce feminde Ateşin leh leri mey-i gü lgündu .
Evvelki deml1eri geUrip yade Bir neşe verdilk bu harab-aba1de . . E l lerde dolaştı gülgülü bade O pakize .saki peymane sundu .
Bu da geçer ya hü ded ik, nüş ettik ! . · Saz figana ge ldi , bi,z hu rüş ettik ! . Katreyken , -derya lar gibi- cüş efük Şevk-i didar He canlar coşkundu .
85
86
Ferağ a leminden bk gün peylediık, Çeşm-i gam-d�deyi rOşe.n eyleıdik llosta -aç ı lmadılk- nükte söyled iik Muamma-yı aşıkın sırrı buluodıu .
Hey R ı.za, ma'rifot tac imiş serde Gene asfkı aıstın , beZ!m-1 hüıne.11de! . En başa yazı lm ış medıhin deftel'de Aşııklar bezminde na mın okunıdıu .
33
KALENDERi
Harabat ehl iyiz; bu bi r alemdir, Ş evk iıle onda dem süren lerdeniz. Hesap sorma .bt�den, bıi'1.: hay l i demcUr, Defter-i a'mal.i düre;n l erdeniz .
HOn-ı d i l nOş ettiık, bezm-i safada, Zevık-i cavidani bu lduik rızada. ifa-yı ahd için vaıkt-i be lada , Tir-i kahra göğüs geren lerdeniz .
Bu nefs-i hodgam ı çekip de dara ; Gülereık ser verd i1k u lu serdara , Bir gamze uğruna didar-ı yara Canla başla gönül verenlerdeniz!
87
88
Ders alı.p cananım fettan gözüııden, ŞHr meş'k eyledPk şirin &özünden ; -GizNce b ir yoldan- blatıın yüzünden! . KA'be-i maksUda e.rıenlerıdeniz .
NOr-ı aşk in ince dil-i agaha, Mürg-ı ruhu sald ıık ta kıurbgaha ! . . Baba ocağıdı.r, bli·z o dergaha Destursuz, pervasız girenl eroeniz! . .
Tevecoüh kı lmadılk, biiıb-ı ııi,yıaza : İ rfan la eri•ştilk rütbe.fi naza! . . A.şiına 9ılkmışız şa 'bede�baza , Perdenıin arıd ın ı görenlerdeniz ! . .
Ar.itsen kamiHer önünde eğ i l ! İ lmiın le övünme ! . . S en kendini b i l ! . . Bağ-ı ma'.rifette biz -bi r gül deği.1-Deste deste .çiçek derıenlerdeni·z !
Hey R ıza, arifıiz, dervıiş-nıina.d ız! Alayık kayıdından çözül-dük şadız! . . Mest•i l aya'kHiz, gamdan azadız Postu meyhaneye sereni erdeniz! . .
34
GEL DERVİ$!
Gel derviş , beri ge l , yabana gitme, Her ne arıyorsan, i naın sendedir. Nefsine bihOde ezlyyet etme, Ka'beyse maı�Q.dun, Rahman sendedi r ! .
Çöl l·erde dolaş ıp seraba bakma ! . . A l lah AHah deyip sehaba bakma ! . Taliıb-i Haık i·sen kitaba ba�ma ! . Okumaık bi lıiırsen �ur' an sendecHr ! . .
Hminle bir kı l ı kıf1ka yararsın, Etrafına bakıp kimi ararsın? . Gördüğün ırü 'yooa sade sen varsın, Bu tehi kl.lbbeyl kuran sen<ledi·r.
89
90
Kılı kır1k ya11maya .irfandır deme !
Ona yahşi, baına yaımaındı r deme! $una gerçek, buna yalandır deme ! Bkinin asl ı . yok, yalan sendedir.
Ayrı ma'nıa verme küfr ilıe dine, Varıp gelme şaşıkın şeıkık ü yakine . Arifsen agAh ol sırr-ı mübine :
Vesves·en �üfüııdür iman sendecHr.
Gir gönül şehrine , dolaş b i r ikerre , Kıyas et ne imi•Ş gü.neşle zerre . Yaln ız sen kaıdi;rsin hayr ile şerre , Şerre mai l isen şeytan sended iır.
C i lve etsıin dersen kemal,iyle Haık , Çıkıp benMğiınden, bk kend ine baık! . « Enelıhalk» sözünü dilinden bıralk, Lafa kulaık verme irfan sendedir .
Nefsini ewela ç ıikar aradan , B1i·r renge boyanma aktan , karadan , Gönülde berk urur nuru yaradan, Zulmette dolaşma, yezd'an sendedir.
iş ittim baba.s ız b i r oğıu lmuşsun Hem oenınette doğmuş , hem kovulmuşsıun, Hem kesıret iiStemiş, hem boğulmuş-suın Alfoh'ıın suçu ne?. l1syan sendedir.
Gayrıiden arayıp de,rdine çare, Ne varlıik veri rsin mOr i f.e mare?!
Oennetten çııktmsa, be hey avare, Hawayı aldatan yıl·an sendedir.
Şan ın pek aliıdir, ne var pest is·e n ? . Her. şeye tapars ın , putperest is ·en , Bade�i aşık i l e eğer mest isen , Kendine gel aşıık, canan sended i r.
Cahi l mezahire H alk diye baıkaır, H er köşe başında bir kandi l yaka.r, Bu seyl-i havadi:s durmayıp akar, İ lelebeıd baki ka l an sendıecHr.
Menbaı sendedir feyz�i hayatı n , Gel ip giden canlar hep nefehatın . Hayrette boğulma, bu kai natın H eps i b i r katredir , umman sended ir .
Her şeyin varl ığ ı senin özündür, Kendıini çok gören ·�eml i gözünıdür, Bu m ü lke hükmeden seni n sözündür, Kal ıbın kürsidi r, sultan sendedir.
H ey Rıza takaıt .yoik hakkı inıkara , Sen mahrem irniıŞıS in didar-ı yara , Şimdi agah oldum s ı rr-ı esrara : Al·emi yaradan viodan sended ir.
91
92
35
GEL ZAHiD!
Gel zah'iıd Kur'an'ı çıikar koynundan
Hidayet verımemi1ş o kitap saoa. Sem'1iıni hatmetmiş ulıu yaradan Gelmemiş .içinden bir hirtap sana.
Mazhar oldu i nsan sırr-ı müıbheme, Can verdi_ zıuhüru Ci�m-i aleme. Secıde eylemedi iblis ademe Bu kıssadan biraz h isse kapsana! .
Adem sOretinde Ra:hman göründ ü , Cemal inde s ın-ı Kur'an göründ ü , Kudreti n u1!ku•nda a�an göründü
Tapacalksan bari Haikik'a tapsana!.
Al l ah evıe g imıez s ırr-ı mutlaktır,
Dört duvıara se·cde kı lan ahma!ktır.
Haccetmeden maıksad gönül yapmaktır
Sen de Jbe hey nadan- gönül yapsana!
Hey Rıza yoru lma g urbet el lerde
Gayret-i rehl i lıe kalma yol lama .
Bihüde dolaştın kumlıu çöl lerde
Gönül semtine de bkaz sapsana !
93
94
36
FİTNE-İ AŞK
Fitne-i aşk i le şOr�de-Oi l iz , Hayran-ı cezbedrr gözümüz bizi m , Çamurdan yap ı lmış adem deği l.iz Zat-ı H a'k' la bi rd i r özümüz bizim.
Her nereye döns·en , zah i rıd i r A l laıh , Bu s ı rra vaıkıtsan sen, ey meded-hah, Bizl1e.re hoşça baık gel olma gümrah, SOret•i Raıhman'd ı r yüzümüz bizim.
M ü rşitler ki halikı Hakık 'a yederle.r, S ı rren bize geltiır , bizden g.iderl er. Nakş-ı payim izıi de1'il ederler, Haik�kat yoludur izimiz bizim.
Vıaikf-ı nefs eyleyıip irtan-ı zata, Fı rsat bulamaıdıık saıvm ü saiata ; M a'rife.t d i l eyıen eıhlJi, hacata, Secde-gah .olmuştur d i2imiz bizıim.
Dünya varlığ ında yok hevesimiz , Haikik'm lıiısarndır her nefesimiz, Öl üye nefh-i ruh ede,r sıes imiz , Aleme can verir sözümüz bizim.
Safa varsa ancak bizle11de varo ı r, Pakize gönlümüz nesteren-za.rd ı r. Nireng-·i hüsn i le ayını baıha.rd ır, Kışım ı z , yıazımız, güzümüz bkzim.
Hey Rıza .özünde Halk müstetiroıir, Sen, ben dıed ilkler:in vehm-'i zı8hi11'1dıir. Ayrı gaıyrı değ i l , di·rl.ilkte birdk, Yedıimiz , k ı rlkımız , yüzümüz bizim .
95
96
37
SORMA HOCAM
Bana sual soııma , cevap m ü şıkildir, Her s ı rrı ben sana açamam hocam . Haik!k'ın hazinesi darı değ i ld ir Oami avl1usunda saçamam hocam.
Kayd-ı ahi retle düşmem mihnete, Ben buııda me'mürum şimdi h izmete, Hayvan otlatı rken , Q!i.dip cennete Sana hül le donu biçemem hocam .
M i 'rac ' ı anlatma eşelk değ i l i m , Bi ld iğin kadar da melek değHim. Günahık8r .insanım, ördeik değiHm, Bu ağır gövdeyle uçamam hocam.
Halıka kıor'ku verme velvel.e sa l ıp Dtinya ve ah iret bu köhne kal ı p, Ben softa değ.i l i m cübbemi al ıp İmaret imAret göçemem hocam .
Ölümden ürker mi tez ölen kıiımse ? Çdktan mazhar oldum ben halk n efese, Bu demi sürerken ecel gel irse, İşimi bı raık ıp kıaçamam hocam .
Şarabı men'etme, o deği l hüner, Aşıık ım badesiz peık baş ı m döner. Gönl1ü mde mah abbet ateş i sön·er , Özrüm var, sade su içemem hocam .
Nar-ı cehennemi önüme serme , Günahımı döküp kaygu lar verme,
Kitapta yerini bana gösterme Ben p�k o yazıyı seçemem hocam.
Feyl esof R ızayım d insiz anlama,
Dini ben öğrettim kendi babama, Her ipte oynad ı m cambaz ı m amma , Sırat köprüsünü geçemem hocam.
97
98
38
DİNLE iMANIM !
Dervıişlıiik özüne hakim olmalktır , Esir•i nefs o l an derviş değJldıiır. Aşkı rehber ed i p halk!kı bulımakt ı r, Keşkal . teber, asa, tiğ , ş iş deği ldk.
ibadet nam ına kal:k ıp , otıurma , Bağı rma, tepinme, göğsüne vurma, aVah Cı ! • , .. vahaık ! .. d iye köpürüp durma, Zikr-i H aık hazm iç in geviş deği ldir.
S ı rr-ı haik�katı gön ü lden öğre n , Gönüldür aşk i l e didarı gören, Arif�i agaha o zevkli veren, Beng ü bade, afyon , haşiş değ. i lıd ir .
C>ünyada cennete g i ren ler varsa , Vıeoh-i H aklk'ı ayan görenler varsa , · Enelhak · sırrına e renler varsa, Sarhoşluk yüzünden e rmi·ş değ i ld ir .
Bioz y ı l a n ı tuttu , çivi yuttu erle r, Pirimiz duvarı yürüttü derler, Keramet o lısa da böyle hüne.rler, İnsanl ığa yarar Mr iş değ'iıld i r.
Keramet uımma hiç neoef taşından, Ayrı lma i nsandan, öz kardaş ı ndan, Hakik'ı göremezs·i n bağlar başından , Gerçek er sultandı r, keşiş deği ldir .
Mamurede doğar, manevi i nsan, Terbiyeyl e büyür, kudret�i iman ,
Senin aradığıın nime·t·..t kfaın , Yaban yerde biter yemiş değ i ldir.
Ham e rvah her yerde var y ığ ın yığı:ıı , Nedir onlar He verip alıd ığın ? Uzlete maJ.I o l , gönlüne s ığ ın , Oihan gönül kadar geniş deği ldıiır!
Rıza'dan h i m met a l , berzaıhta kalma, Serden geçmedinse ummana daılma,
"Derv:iş l ik sözünü ağz ına a lma, Demiır leblebidiır, kişniş deği ldıir.
99
1 00
39
EDiB 1HARABİ 1BABA ıERENLERE!
Vahdet alemiınde pek hoş bulundum Gafletle bu deni dünyaya girdim . Elestü bezminde sarhoş bulundum , Kendi ilkrarımla belaya girdi m .
Hiç böyle ayikırı revlştm ydktu, Damdan düşer .gibi gel işıim yoıktu, Tavuık pazarı nda bir işim ydktu Yak yere halik ile gavgaya girdim.
Herıkesle diıdiındim , n efes tüketti m, Baş l ı baş ıma bi·r sürüye yettim , Kil ü kale düştüm hocal ık ettim , Hak d iye bir ıkuru da'vaya g1iırdi m .
Şeytana u�dıurn da hail<!ka inand ım , Terbiyeyle fıtrat değ işi r sand ı m , • Dünya cennet olıur! • ded i ; inandım içinden çıık ı l maz hülyaya gkd im .
Bi lmem ne kar ettim, neye yaradım ? ! Çok dü�man kazand ım, bir dost aradım, Her yere baş vuroum, halkı taradı m ,
Zı:ndana tıkıldım, saraya gıkdim .
Bak şu gönlümde�i şevık-i mezide ! Hedef oldu sinem ta'n-ı yezide , EMmden tıuttu Mr şaıhs-ı güzide O zaman tarik-i hüdaya girdlim .
Hanıkah edindim bezm.ıi uşşaıkı
Harabi Baıba'ya olıdum mülaki , Sözleri kevserrtılş, lcerMUs·i s�ki Ben şi:mdi cennet-i a ' laya �irıdıi m.
1 0 1
1 02
40
VÜNUS EMRE'YE ARMAGAN
Yüce dağlar aro ından Deni,z aş ıru geldim Evl iyalar yurdıuından Selam tapşuru geldim.
U l u bir şara vard ı m Dosta armağanım var Erenlerin bağından GüMer devş iru geldim.
Boz bulanıık biır çaydım Aşk Hine baş uroum, Çallkanıp safa bu ldum Süzülüp duru gelıd i m .
YOnus'un toprağ ına
Va11dım yüzüm sürmeğe Si lıdiım gönü l pasını
Yunuben arıu ge lıd i m .
Cüşa geldim çağ larım Aş ık oldum ağ larım Canda cıoşan esrarı
Döküp taşıru g·e ldim .
Rıza Tevfiık Al lıah 'tan
Ayrı ima ol dergahtan Ben kurtuldum günahtan
Eğ rti·ydim , doğru g·e ld1iım .
1 03
1 04
A R U Z V E Z N İ Y L E Ş İ İ R L E R
41
MELAL-İ MÜBHEM
Bugün melal imin Esiri1yım y ine . Kederl·i ha l i m i n Acep mealıi ne? ! .
B u bi r şeb- i s iyah Ki , rüşen o l m uyor ! . . Şebab-ı ömrüm, a h N eden ş en olmuyor? .
E lem l1e bitmiyor, Nagamla g itmiyor Mel a l i gönlümün.
Bu hüzn·4 müsta!kı r Niçin?. Neden? Ned;ir Bu hali gönl ümün ? ..
42
SENSİZ NASIL VAKİT GEÇİRİRİM
Sazan süıküt-ı vecd i l e da lg ın geçer günüm Rü'ya içiınde derık ederim sermediyyeti ; Bazan haıyata nefret i l<e ömre küskünüm , Eş'ar içinde re·smeder,im bir eziyyeti .
Bazan olur k:i çehres i solmuş şüküfe ler, Matem-nümGn bk gece . . . mahmOri'- i seher, Ma'nal ı bir eda i le senden haber verir.
Bazan o lıuır iki zihnimi -tariki-i vücüd Zulmet- fürüz eder- o zaman sahne-i şuhüd Fiikret giıbi üzüntü lü b ir dem,i ser verir .
Bi:r dil�ni·şin hatıra , bi:r mübtesiım hayal M erdüm-giriz gönlümü pür-şevk ederdi dün . Lakıin o n eş'e rOhuımu bizar eder bug ü n , Kasvet v e r'ir hayatıma bihGde bi·r mela l ! . .
1 05
106
43
BİR HAZAN MAHSÜLÜ
Ne lç i,n bir meal�i l'ilk'kat vaır Lane-i şevk olan şu meşcerde?!
Neye bi lmem melıal..ıi hasret var, Es<kiden şen ol•an l:>u yerlerde ?!
Kalrnanvş saınıkiı hıi1ç hayat e·seri ! Nevbahar o lmadan hatan olmuş ! . . Kuşl arın aş ııkane nağımeleri
Dile aks-aver-i figan olmuş!
Bu ne hasret - feza soluık yaprak! . Şu söğütlükte bl•r yığın topraık Kimsesiz bi.r mezarı andırıyor! . .
Neye bilmem bugün fena ller yer? Ne görürsem haz�n. melA� - Aver; Ne görürs·em o ya,,I anchrıyor.
44
OKÇULAR'DA
ccSelanik'ten lstanbul'a gelirken»
Dağ larda misafi.r olarak bi·r gece ka ld ı m ,
Şair gibi baıktım eser-i hi·lıkatıe ıkarş ı ; Hü lya lara, rüyalara , s·e\Ktalara da ld ı m , Sermest-i safa oldum o u lviyyete karş ı .
Zulrnet-gedenin ka '-r-ı hevH-naık!i derindi Zihnimdel<ii müthiş uçurumlar g ibi müıbhem! Dağ, taş müteha�i r .. o güze l meşcere ebıkem
Durgun deren i n netha-i misıkini serind i . . .
Pür-samt idi ulvfyyeti asüde cibal in ;
Endişeye dalımıştı söğütler derelerde . Habide idıi sün:bül1e ler meşcere lerde
Tarik-i pür-şebnemi a l tında l eyal in .
1 07
1 08
Pejmü.rde nebatat He mahzun çiçek ler Simalara benzerdıi kenarında miyahm. Oldulkça periler gibi gölleırıde .şinaver, Rüyalara benzerdi haya l:i suıda mahı n .
lss ızl ığ ın asOdıe sarfıas ı , -dıuyulıurıdu Şebrengi� i vahşet gibi- engin ovalarda . EIMn-ı mahabbet uyuyorken yuvalarda Bir nıinnıi· giı!)i ş i 'r�i sükunet duyulurdu.
Yüksek kayalardan dôkülen mai z ı la l iın Mehtap, safa-yab idi şe l la lıelerinıden . Kılmıştı benim zihn�iıme manasın ı rOşen, -Vahşet gibi- dağ larda tece l lls i cemal in .
Ben aş ık-ı didarı , perestan o hüsnün ! Ben, haısta·i pür-neş '·esi fıtrattaıki hüznün ! Ben. ser-zede-:i fiikretıi ıesrar-ı vücudun! Aşüfteıtıi mana-yı hüveyda-y ı şuhOdıuın !
M üstağraık-ı fiıkret! O gece ben o cihan ı n Didarına baıktım nice varl ık lar ı sezdim. Sahralara yorgun düşen aheste zamanın
· Bk neş'eli rü'ya i le ferdas ırn gezdim .
Şak gibi baktım eser-i h i lkate karşı Sermest ... i safa oldum o u lviyyete karş ı , Hü lya lara . rüya lara , sevdal'ara dald ı m ; Dağ larda misafir olarak bi r gece kald ım.
45
GELIBOLU 'DA HAMZA BEY SAHİLİ VE AYAZMA İÇİN
O yerlerde güneş mahmür-ı fıi'.kret b i r peridi r ki Doğar ısevool ı akşamlar nigah-ı vapesin ind en . O yerlerde saba b ir bestekar-ı serserid i r kıi Perişan nağmeler perran olur güya eniniınıden.
Mübarektk o topr�klar! . Gaza etmiş , şehld o l muş, O 'sahi lden en evvel yol açıp tekbir a lan erler , Mezarlar na-bedkl olmuş, ağaçlar hep kadid olmuş , Meal-i ayet-i Feth' i bugün mazi.den ezberler.
Vukuatın bulup tariıhinıi tenvir eder güya N igah-ı ateşini her gece bi r necm-i şebtab ın . Kefen -ber-se r çııkıp ervah iç inden ka' r-ı na-yabı n Uzun b i r sergüzeşt-i pür-şeref takrir eder güya .
1 09
1 1 o
Durur ulviyyet1i İs lam camid kıble-gahında Temevvüc .eyler avaz-ı zafer pişinde mihrab ın , Olıur nür-ı teoeı.ıa rüşena cevv-i sıiıyahında, Denizden reng-i fos�orisi aksettilkçe mehtabın.
Mübarektir o topraıklar! . İbadethaneler vardır Ki beş asrın vuıküatı serıi lmi1ş asitini.nıde . . -Verir aiks�i sad·a gezıdıiıkçe- çok viraneler vard ı r Ki i ma'müriyyetlin tarihi medflmdur zemin inde .
Nazar camiıd görür; lakin derünu ışi 'r-'i pür.ı8henk O taş l ıklar ıki muzl imdiır, haya lıetl·erlıe malidi r. Düşüp deryaya mevcamevc olan mehtab-ı rengarenk O zu lrnet-gehde her şeb rmültemi fecr-i şi•malidk.
Uyur samt-ı l eyalıi gündüzün umkumla deryan ın Mücel lıa sath ı bazan ai lve-gah-ı mah ü mahid.ir, Uzaklar hep serab o lmuş vücüd-ı ı11a-1!enahid ir, Tefekkürler veri r, müphem dıurur u�kunda deryan ın .
H enüz gün doğmadan sisl·er gezer eng1in fezAsında ; Değii ldir aks�i te'1sir�i sada . . \b i r ağla�an vard ı r; O vahşi sah i l i taihdld eden taşlar h izas ında Tükenmez g i ryel·er i lham ed1en l:fü çağ layan vardır .
O medd ü •.Cezr 'kim mahsus o lur her şıeb nesiminde Leya l in nefha-i bi-rü'hudur; asude, habJa lCıd O yülks�k taş1l1ann diıdar-ı mahmür-ı besimlnde, Bütün geçmi·ş zamanın nazra-i la'kayıd ıd ı r meşhOd .
Ne l·engörımüş nele.r, y:aıd ınıdadı r fersude ah.carı n ; Aoep kaç defa sahi 1 bezm-gah ü rezım11ah olmuş Te·kasüf eylemiş aıkşamla rı edvar ü a'sarın, · Bugün mabedl erin divarı sertaser siyah olmuş .
Yazı lımıştır şıuOn-ı hıi likatin llıer yerde manas ı , O sengistan-ı pür-ibret mezar·l ık taş l arındand ı r. Zemininde bi:tıen vahşi çiçekler iınsan azıası , Çemen-zarında şebneml er bütün göz yaşlarındand ır.
Okurıdum bk ıhaki1kat sahne-i dünyada gördükçe Huratat-ı hayatı muıntabi , taşlıarda . izlerde Süreıksiz ömrümün timsal in i rüyada gördükçe Gezerdi filkr.ıi çal1akiım nihayets iz d en izl erd e .
Denıiz1lıer! Peı1< küçük yaştan lbe11i mi.r'at-ı enıd işeım , Denizler! Her zaman cevlan-geh-i fi\kr ü haya l i mdir, Gehi rakit, gehi pür-cüş o hayran olduğum alem Benim tıimsal.ıi ömrümdür, !lıayatımdı r, meal imdir.
Denizlerd iır bana bk baş:ka varl ık gösteren mir'at Serab-ı tindeg�de, neş'e-i rüya-y ı hestide , Nesim-i subh ile bidar o lur u�kunda i l hamat, Zaman-ı h i c·r ü hasrette . dem-i pür-şevlk..ıi mestide.
Uyu11ken kumrular hamOşi-i deycür-ı ha i ld e Leyal-i günc-i tenhayi o taş l ık larda çağlard ı . Serin bfr yerde b i r asüde menba varıdı sahi·lde Onun dehliz•i tari'kinıde da,im bk ik ız ağlard ı .
Dökülmüş şeb-i yel1da ıonun gisü-yı tan ndan, Seher bir nazra-i mahmOrudur ufk-ı tece l l aya , Olup şelHHeler peyda sürüd-ı tarımarından Şafak vaktinde akseyler sevahil den Musal l a 'ya .
Sekiz y ı l ben o hüzn-efza temaşagah-ı ibrette , Dolaştım şad ü avare, bugün· dıi l-hasta mehcOru m , Arar dalg ın n igah ım aşina bir çehre h i likatte O taş l ı'klarda zahi rdir, onun hüsniyle meshOrum .
1 1 1
1 1 2
O sahi l l er l<!i ha la gOşuma geçmiş zaman söyler, Sahaifdıir .ıkopup kalmış- ,kitab-ı hatıratırndan ;
Verir aık:s"i sacla her dal,gası bir dasitan söyl er,
Yıkı lmış kainatımdeın , hayal olmuş hayatı mda n .
46
SERAB-1 ÖMRÜM
On tbeş sene .evvıel küçücüktüm ; pederim le Birlıiıkte uzaık yerlere ettimıdi seyahat . . Çoktan beri öksüzdüm, elemdide-i ,fi rkat! Lakiın yine şeınıdim o fe lakiet l i s1eriml1e.
Ruhumda melkin olsa ıda bir aşık-ı di l-azar, Zihnim o vefa-perveri bazan unuturdu . Fıtratta/ki hüsın•i ezeli, şevık-i çemen-zar Avare, çoculk gönlümü dfüm avuturdu .
für şevık ıi le ıeylerıdi denizi.er .beni meşhün, Engin lere hayretle, sevahi lde gezerdim . - Yadıy la ge l ıip gönlüme bir hiss�i c:Hğer-günÖksüz l üğümü hasta bu lundukça sezerdim.
1 1 3
1 14
Deryada, utuıkl•aırda teoel lis i·ne hayran ! . GOya nazarım çehre-4 d i lıdarı a rard ı . Bi r şüphe-i dıiıl�süz id i varl ılk, onu vıiod'3n Her gördüğ ü tıimsa.le , haıya l ata sorard ı .
Varlıık! O pas ı ! sırr-ı hüveyda ki bil<inmez! . . yarl ılk ! O nas ı l perde k i ardında haık]kat! . . Varl ılk ! O ıne endişe ki bi lıme·kl·e s i l inm ez ! Varlılk! O nas ı l gölge? Nası l duygu ? Ne halet?
Bir zan i se vicdan , ne demektir bu m uamma? Her şey ımütehawi l ! . Y ine her şey neye vard ı r ? ! Hem daim ölür, hem d e yaşar böylece dünya Bir üstüne baık mehd-i vücüd . . . altı mezard ı r.
Lllkin o da a l·em! . O da mebde ! . O da neş 'et! Ôyleys•e 11iç i n mevt i le deym0ıme1Ji bölmek? Va rl ıık o tahawüllıe mi ·kaıim? Bıu ne h iıkmet? Laz ım mı adem kaygusu ? ıBihOde mi ölmek ?
Ölmek ! Bu sözün dehşeti meçhü l id'i bence ; Ôlmek ne dem�k? . Ben düşünıürıdüm bUınu her g ü n . Bir ,emr-i mUıhal ıolsa da me'mOI .idi bence, Farzey ler id im kim ol acak vuslatı mümıkün .
On beş sened ir hayl·i dolaştım, sefıer ettıim, Zihnimde temasil-ıi vukuat yer etmiş! . . Gördüm nice bin s ahne . . . Se�indiım, keder etti m . . Endişeme rüya-yı hayatım eser etmiş! . .
HUa -yine g irdab-ı hayalata dal ıp daDid arını tenha geceler yada geti•l"Se ,
Mazi•i hayatı m ona peyv·este kal·ıp da Sevdası n ı hasret di•l-i naşada geti rse .
Bi·rden rsi l inip sahn-ı cihan na:zıra-gehimden, Bir alem-i diğ·e·r .aç ı l ı r ruhuma . . . Müb:hem! . -Mübhem :de tecella-yı halk"fl<'at gıibi rOşen! .-Rüya mı? . Bedahat m ı ? . Hayatıım mı? Ne bilmem ! .
Ben pek küçücüktüm . . O oihan başka cHıam::l ı Müphemdi evet! . Başika temaşaları vardı, Ge�miştiım o vahşet-geh:i , bi lmem ne zamandı ! . Eşcarı büyük, ufku geni·ş , yo l ları dard ı .
Bir göl o çemen-zara .seri n nefhalarıy l e , Akşaml arı bi r hab-ı muattar dağ ıtırdı . Şeb-perrelıer eşcara derin nevhalarliy le Bir lahn-ı semavi-i gam-ave r dağ ıtı rd ı .
Sazl ıl�ları vardı o göl-ün , samt-ı l eya l i Firkret-zede4i hüzn idi yorgun sularında. Bir hüısn·i peral�endeni n avare haya l i Suret-ver id1i her gece durgun sularını::la .
Nergi sl•eri1ne ırefref-i pinhan ı riyahı n Şehbal-1i kebOter g�bi gahi sürünürdü . Ufkunda -beyaz-ı dem-i fecrinde saba.h ınB i r bi lmedıiğiım çehre-i esmer görünü rdü .
Mehtabı mürkedderdi . . O solgun lemaatı , Bl-neş'e idi gündüzünün yasemenind e . . Gü l-goncelerin kandı dehamnda hayatı , Bir hasta güzel lrik var idi nestereninde.
Nil üfer-i aşüfte-serin vaz'-ı latıti , Rakid su l arın sath ına endişe veriırdi. Seyya•re l·erıin arza düşen nCır-ı hafii1i -Bir nazra-i hayret gibi- göl lerde eri rd1 .
1 1 5
1 1 6
Bir varlığı yad ettiı�iıyor bunca temasil ! . . Biır sahn-ı se·rıfür kıl haya l i bütün e şya ! .
Bk ıneş '·e ki Mr anıda eder örnl'üm ü tafsil ! . . Bir neş'e k!i aşüfte eder 21Hmıiımi h•ala ! . .
Bi lımem bu ne a lem, bu nası�ı a lıem-i hulya . . Bir hatı·ra-i subh-ı sabavet m i bu rüy a . .
47
BALABAN DAGLARI
· Bi r hakikat keşfeder gönlüm n igah ettikçe ben . . Kudretin asar-ı i 'caziyle mali daği.ara • Taşlarında muntabi asar-ı edvar u duhür M untafi her kabza-i hakinde yüz bin kainat, Müstetir hal<!tsteri nde nür-ı seyyal-i hayat! Ademe tak!rir-i hH�met eyler en adi nebat Bir yerogl ifti r tabii, iUka i'at-ı suhür Nerde ,görsem hatıra tarih·i kevn eyl·er hutür Hadıisat-ı h i l·katin s�nmiş mea l i dağlara ! . .
H e r gece mahfi ağaçl ık larda ay uryan gezer, B i r süıküt-ı serseri vadiye dağ l ardan i ner. Mevceler peyda eder zu lmet uzaktan gah gah Bir ni·ce tayf-ı s iyah ıss ı.z geçitl•erden geçer. S ı rr i l e meskun her yer, gölgel iıkl·er ci lve-ger ! . Zehre ler, şeb-perre ler yüıks·ekte taş lar rü-s1iyah; Kaplamış bir rüh-ı sahi r vahşet-abad ı meğer Ha��m o lmuş biır peri güya o hali dağ lara . . .
1 1 7
Bir zamalllar •ben- o vahşet - zarda şe'b-ta•sehe r A!klımı sevdaya saldım ; gönlümü güş eyled i m . Bi ldiğim aleml1erti bi r dem feramüş eyl,ediım. Böylıe bi1r se'Jd1aya bi lmem kim, ne olmuştu sebep! -Kendime !)iır 'lmlbe-ıi vi'ra1n � etml:ştıim makan-H ep güz,eMıiikler 'kıyafetten soyUınmuştu o şe b ! Her ne varsa reng rıeng4i nür-ı a�k olmuştu hep in' iıka,s etmişti eflakin oela l i dağlara . . .
Mevkili , oism ü ,alailkten müoerred bir cemal Eylemişti pür-safa bi.r alıem-i oennet-mi·sa l . Mahitabı titretJirdıi refrıeM lahOti,yan, Gfögesinde çamlıarm habkle 'kalm ı ştı r iyah , Fikrimi okşard ı bir şehbal-i sevda-yı niha·n ; GOş ederdi mahremane ş i ' rimi neom-i sabah , Cümle mevcudat ederdi bk güııel ma'na beyan ; F ıtratın sCıret-ger o lmuştu cemalıi dağ l'ara! . .
Alem-i rengin�l ma'nadan gece mehtab i le inmiş agOş-ı cibale b ir dlihan-ı manevi! . . Ses kes i lmiş l anelerden , çağlayanlarıdan b i le
Sem'a vası l o lmadaydı bir sülkOt-ı pür·s ürüd , Gaşyolup kalın ıştı b i1r hey"ette eşkaH vücüd Ser-be·haık etmişti eşcan o lıahOti sücOd .. Her taraf pür-samt u hayret, bir fıisan-ı manevi Eyl iyordu sanıki taıkrir-i meal i dağ l ara ,, (*)
[ * J Şu işaretler içindeki beyitler merhum Vefa:nın bir şiirinden
muktebestir.
1 1 8
48
FECR-İ EVVELiN
Bir şeb sabaha ıkarşı bidar iıelim Bebek't:e ;
Zi:h nim kap ı lıd ı '9 i1tti gi·11dab-ı müphemata; Bfr ibtiıda düşündüm ma'mür,e•i hayata Fikren seyahat ettim Menfıiıs'te, Ba' lebek'te.
B i r an-ı veod içimde tayy eyl,ed im ,mekanı ;
Bıi,rçok harabe gezd1iım, biırçok denizl,er aştım. Bidar edip şebangeh bihüş .olan zamanı . Ta rihi rehber ettim, maziyi hep dolaştım.
M eçhul ü cüst ü cüda hi lımem ne neş 'e va rchr?! .
Va rmaz nazar huıdüda, ufk-ı hayal daııdı1·11. Yoklııık uküle rehzen, vadıık .ned iır biıliınmez Bi r şüphe var ki rüşen! B1i·lmeıkle hi,ç s i l i nmez!
1 1 9
1 20
EweJ oo , akıbet ne? -Bi Lınez yet'ım insan , Bk dem vukuf .u nıeş'e, b ir dem hayat u kuvvet; En son zı l l-i hiçi, matem , sükut, n isyan, Ey gam-feza haikl1kat! Ey nur-ı· mübhemiyyet!
Sahn-ı vücuda her şey, ruşen gel ir g �der de insan düşünse mutlak fiıkret tese lsül eyler, Müphem kal ı r hakikat; -neııc:le o eski şeyler? Babil ne o ldu ? Menfiıs .nerıde ? O devr nerde?
Ben ibtiıda sorardım; l akin susardı hi lkat, Asar-ı ömr•i mazi yer yer tahaccür etmiş .
Avaz-ı oeng ü fetret, sür-ı muzafferiyyet, Putlar, süküt-ı ma'bed , yeik-ser tahaccür etmiş ! .
Menfis, o şanl ı M enfis , Menf is ki taşlarında Enıkaz-ı devr-i şevket hala nazar-rubadır; Saf saf d uran o putla r, putlar ki başl arında Mazi -o dünikü rüya- bir hale-i fenad ı r.
Menfis, evet o Merıfis -hi!'kister-i hayata Zı l l-1 fena b ırakmış- bi r meşher•i iherdi Zihnim koşard ı dAiım peık eski hat ı rata , Lakin o gam l ı yerler n i·syana r�lıberd i .
Nisyan , o son n·igah ı bir muhtazır vücud un! N isyan , o samt-ı ·hiçi-perdaz-ı sermed�yyet! Nisyan , o maveras ı mazi-i bi-hududun ! N i syan , o mevt-i daim, nisyan, o herem-i zulmet!
Nisyan , o ley l-i _yalda çökmüş harabezar.a ; Hayfa o şanl ı dehrin toprakta rengi solmuş, İbret gözüy lıe baktım bi·r mutıteşem mezara; Si lm iş o ismi ·devran, Ramses okunm az olmuş .
Saıkf-ı bina-yı ma'bed , heybet-nüma d'irnkler, Viran ! O seıng•i sar ın asOdıe gölgesıinde Şeb-perrel er oturmuş, vakt-i gurubu bekler Yalnız enin kalmış baykuşların sesinde !
Ewel1ki seode-gahın otlar bitip yerinde Vahşi çiçekl•er açm ış mihrab ü m inberinde! Tak-ı zafer yıkı lmış, balas ı hake düşmüş, Bikes harabe-zara bin l·erce kuşlar üşmüş!
Sordum harabel•erclen , daim bu sırrı sordum, Mübhemdi peı'k uzaktan aks-i sada-yı mazi! Maşrık görünmüyordu , bica haya l'i yordum;
Her sOde bi�n ihayet muzHm rida-yı mazi!
Bir mabed-i harabın müdhıi1ş delikl·el"inde Meş 'al sönüp nihayet zihnimde tab azaldı . BihOde cüst ü cüdan fikrim yııkı ld ı kaldı Mazi-i pür-süıkütuın Viranel iklerinde! . . .
1 2 1
122
49
SFENKS
Ey kainatı dolıduıraın avaz.e�i oel a l !
Senden gelıi r s ımah ıma bi:r sermedi sual ; 1
Her dem beni beşer o muarnma-yı h i l1katin Kalmakta müş'ki latı içinde z:ebün ü l a l . Tarilki-i tarilk He görmez muhitiınıi
Fikret, kal ı r şüıkük i le gümgeşte , bi�mecal ;
B i r şıu ' le yok ki rehber-i akl ü haya·I o la Aynen ha'kikatı tan ımak her zaman muha l . Fi!kreyled.i•kçe söndürüyor nür-ı fiıkreti
Endişemin hudüdunıu teşki l eden zı lal . Her şey zalarn i·çiınde şfüiban olur g i der,
B i lmem ki hangi süya eder föem i ntika l ;
Bir nokta-i t:evakıkufu yok mu tıe1<a m ü l ü n ?
B i r Mem-i diğerde miıd i r �iırve-i kemal?
Ey gökl·erin kenarsız, eng in karan l ığ ı !
Ey iHemi ihata eden sermedi (.eya l !
Ey kevn ' içıinıde na-mütenahi g ezen süıkü .
Ey her tarafta duyduğum efgan-ı infi'8 1 !
Siz söyl·eyin nedir ben i her d enı düşündüren?
Her dem n içi·n ade m l e eder zihnim iştigal ?
Hıi·Ç nefs-i emri anlamanın var m ı çares i ?
Kesb-i yakine adem iç i n yok m u i ht im:al ?
İdrake, .ilme vasıta mahza havas im i ş ,
İ lrn-i yaıkine laıkıin odur bfös-i da la ! . H e r süret-i müşahhasa m utlak fena bul ur,
Her var olandan anlad ığım bi·r fena mea l .
Mu.tfaık bu reyb-i müz'ice ·ak l ım temas eder
Alemle kendi kendime ettilkç·e hasbıha l .
Yaln ız gözüm haya l i me b in renk gösterir ;
Her hisse başka türlü ayan Meım-i m isal .
O lmalk l edünn iıyat:ına vakıf 2'!evaMr:iın ,
M ü mkün değ i l bu aıkl i l e , enıdiş.e"i muha l !
Vallah, esir, i l let"'i ga iyye-i vücüd
Farzıiyye cümles i , hepsi biihüde kil ü kal !
Dünya nediır? Hayat 1nedi:r? lstı rab ,ne? Ya ben neyim ? Ölüm nedi r? Eşya da mı haıyal ? B i r ibtıis•ama karşı teessür, bir iğbirar, B i r hüzn�i bi-bekaya perestari-i oemal . Bir ömr•i bi-"huzüra bedıel bin azim eme l . Sevda , alaka, eşık·i neclem, büse�i visal . . .
Bin şe!kl4i· m uhtel.it iıle ,zahiır bi r ihtiıyaç Sezmek dıe, sonra bi lmeden ölmek . . Nedıi·r bu hal ?
123
1 24
50
SECDE
Geceydi . . . -U�k-ı fezayı siyeh kanatlarına Sarıp- mekanı uyutmuştu b ir peri-ıi adem . . . Geceydi . . . H e r şeye ferman-ı can veren o • Kalem " Siyah hatime çeıkmişti insan adlarına ! . .
GeoeydL . Şems•i hüVlıyyet zıf:ii l i le mestur ; Lisan-ı gayb i le natılk serfür.,i fıtrat! . . Geceydi . . . Nur-ı haıkrkat sevad i le mestOr; Sükut içinde gunüde s·ema-yı pür-hayret! .
Geceydi , seyr ü seferden cihan yorulmuştu Mesafeler dona 'k:alrnış, zaman yorulmuştu ! Geceyd i . . . Piş·i n azarda zaman zaman güya ;
-Fezada, ta-1Jenahiyye1ıin kenannıda
Karan l ığ ın veleh-efşan olan cıi ,varı nda
De rıiın derin uçurumlar olurdu hep peyda.
Gehi telbessüm edel'di �alam-ı şam-ı eııe.ı , Zaman zaman açı l ı ııdı .s·ahayif.Ji eş:bah.
Tavaf ederıdi "vücüd »u tavaif-i ervah , Nida edeııdi uzalktan sabah-ı müstaık!bel ! . .
Gelıirıdi aıks-i saıdalar duhlk-ı maziyeden ; Gezerdi gizlfoe zıulmette .neıfha-i a'sar, Saçardı s·aıkf-ı şeıbiıstana kummlar şiven , Uyanıdınrıd ı ş:uOnu temevvüc,i esrar! . .
O andıa havf-ı hafadaın hayat ol up medhüş
Derin düşünceye ıc:lalıc:lım, ne varsa hep bihüış !
Sada , o sarnt i l e ebıkem . . . Şeb-i adem· camid ! Harabeler mütefek:k:iır, minareler saoiıd! . .
Fezaya düştü n'igahım oturduğum yerden; Teoeıllıiyat i lıe ş1enl end i nazr�ah-ı hayal İn i l,ti lıer duyar oldum -o lahza-şeylerden !
Ça l ınd ı güşuma �şyada gıizlenen o meal ! .
O beht içi1nd·e ,unuttıum dıa ikencUmi -derha l
Kernal-i vecd i l e oldum taıbiat:a rü-mıal . O hal"i veod i l1e :z:ulmetlıere sücGdıumda Bütün avami lıi· bir ra'şe kı ld ı nür-e�ken!
Düşüp sücüda cebinim zıeımini dinl erken Hernıen o ra 'şeyi hisseyleıclim vücüıc:lumda . . .
125
ab-ı hayat adem adem agah agüş-i cibal ağmak ağyar ah ahcar ahd ü peyman aheste ah-ı ,nedem ahir ahu aks-aver aks-i sada
S Ö Z L 0 K
A
Hayat sıuyu, ölümsüzl ük suyu. Yokluk. Adaım, insan. BHg i lti , u,yarnk Dağların kuca ğ ı . Yulkarı çı:kımaık , yükselmek. Yabancılar, n:ıkiipler. Ah etmeik, iç çekımek. Taşla,r. · Söz ve·rme . Yavaş yavaş. Pıiışımanl ıik duıyaraik ah etıme . Son , sonunda . Ceylan . Aıki,s g·etiıren . Yankı .
aks-i sada-yı mazi Geçmişiın sıe.s vermesi. alayık kaydı Düny,a He olan bağlaır. Ali, Hz. (Aliyyü'l-IVlurtaza) : Hz. Peygamber'iın damaıd ı ve amca..
z�desi , dört büyük halifenin soouncusu.
ali allak amal
Yüce, ulu. Al datıc ı , süzünde durmayan. Emel ler, i:stekl,er, arzular.
1 27
a'mil aman in an'anat anka aram etmek arif arif-i agah arş-ı ala aru arz-ı cemal arz-ı hal arzu asa
asar a'sar asitan, asitin asude asuman
işi kar
aşina
aşk-ı naşad
aşüfte
ateşin
avare
evaze
avaz-ı zafer
ayan
ayat-ı h ikmet
ayet
1 28
İş ler. Me rhamet dii leme . Zaman , zamanı n.çok kısa bi r parças ı . An'aneler, g,el enellder. • İsmi olup c i·sm1 olmaıya:n efsaoevi b ir kuş.
Eğlenmeık, d:inlenmeık. İ rfan s1aıhibıi, bıi lgi fıi . Uyanık, irfan sahibi ıkiş i . Dokuzuncu kat göğün en yülksek noktas ı . . Arı , temiz, paık. Yüz gösterme.
Hal in i an latma, bHdıirme . istek, heves . GenelHkle derv·iş leri n e l l erinde taşıd ıkları d eğnek. İz ler, a lametler. Ası rlar, yüzyı l lar. Eş iık. Rahatlamış , rahat, s ık ınt ıs ı o l mayan . Sema, gökyüzü .
Açık, meydandıa , be l l i .
Bi ldi:k, tamd ık · Sevi n çs:iz aşk. Meftun, ç ı lg ıncas ına aşık.
Ateşlıi, canl ı .
Serseri . yers iz, yurtsuz.
Yüiksek s·es .
Zafer naras ı .
Be l l i , meydanda .
H e�kesiın anlayamayacağı öze l l ikl eri o l a n
hiıkrnetlıi ,ayetler. Kjur'an-ı Keırim'ıtn herhangi bir cam les i .
ayet-i Feth
ayine-i süret-nüma az ad özar-ı a,k
bab-ı niyaz Bibil
bic
had bide bade-i kevser bad-ı saba bağ-ı ma'rifet baht-ı dün baht-ı siyah bais-i dalal bala Ba'lebek
balkımak bAtıl batın bedahat
bed-mest-i matem
Kur'an-ı Ke,rim'de bir kısmı Fet,ih s üresinde yer alan ve ge lecekte İs lam iyetin fütühatıy la i·lg i l i müjdeler veren çeşitl i aıetler. Şe:ki l gösteren ayına . Köl•eliıkten veya esirl ikten kurtulmuş . Aşkın incıitrnesi .
B
Yalvarma, yakarma kapıs ı . Bağıdat' ın aşağı tarafında,. i l k çağl ardan
kalma bir şeMr. Eskiden bir yerden b ir yere naklolunan
:bi r eşyadan a l ı nan vergi . Yel , rüzgar. Şarap, içki . Cennette Kevser ı·rmağından akan şarap. Sabah vakti esen rüzgar. Hüner bahçesıi . Kötü, alçak kader ,taHh . Kara ta lı�h . kqtü kader. Doğru yalıdan saptıran . Yüksek, yüce. M ıs ır'.da , eski M ıs ır m eden'iyetine ait harabelerin yer ald ığ ı bir şehri n ad ı . lş ımak, parlamak Boş , beyhude. iç, iç yüz. Herhangıi biır konuyla i lgi l i olarak birdenbiıre söz söyleme. Üzüntü ve keder yüzünden kendıini bi lmez haılde sarhoş .
1 29
beht beng ü bide berk urmak ber-muriid beni beşer berzah beyaz-ı dem-i fecr bezgin bezm bezm-gah bezm-i Cem
bezm-i hüner bezm-i muhabbet bezm-i uşşak bica bidar
bigane bihOde bihuş bi-ibtida
bi-intiha bi-karar bikes bi-vefa bizar Bol ayır böğürtlen
«bu da geçer ya Hu"
1 30
ş,aşıkıın l ıtk. Afyon ve şarap. Şıimş,ek çaıkmak. Ar21usuınıa kavuşan . insanoğlu. Can s ılkıcı yer. Sabah a�ınl ı ğ ı . Bıtkmış , usa:nm ı:ş . lçıkliıl!i , eğ lıenoel i mediıs. Eğf,ence yeri . İ ran'ıın efsanevi .�hramarn Cem'ln içki mec l is i ; Alevi ve Bektaşilerin belli zamanlarıda yapt�kları ayinler.
M arıifet meclisi . Sohbet mecl!!Sıi . Aşılklar meclıiısi . Yerst21. Uy(l<UıSUZ.
Yabancı , tanıdıık olıma�an . Boşuna, be<Yhuıde. Şaşlkın, s1ersem. Başlangıcı olmayan .
Sonu oılmayan . Kaırıarsız. Kimsıesıiz. V·efaıs ı\Z. Bılkmış , usanım ı.ş. Çanalkkale'ınlın bir i l çesi . Diık·enlıi bi·r çal ı çeşidi ve meyvesL
iy,i-kötü, hayıır ve şer her şeyin geçip g ideceğıiıni , yıapaının ı�endindıe ve arikası nda bir anışı kalacağını , ya rahmetle, yahut lanetle an ı lacağı n ı b i ld iren güzel b ir söz .
buse
bü-yı vefa
cam-ı leb cam-ı ser,ar . cam-ı şarab camid canan cebin cebin-say cefa celal l i cemal cemiyyet cenqet-i a'la cevlan-geh cevr-i felek .cevv-i siyah cibal .cilve etmek civan cüş etmek cüda cüst-ü cu
çalak çemenzar çeng çerağ Çerağan devri çeşm-i gam-dide -çilemek
Öpücük, öpüş. Samimi , dostça kıoku .
C - Ç
Dudağın kadehi . Donmuş , donuk . Şarap, iç:ki kadeh i . Donmuş ; donulk. SevgHi , sevi len. Al ın.
• . Ahn , yüz sürücü. Sııkıntı , üzüntü, �der, gam . Hıiddetl<enmiş kimse . Yüz qü�el l·i ği . Topluluk En yüce ce nnet . Gezi lıip dolaş ı lan yer. Düny.anın cefas ı . ezi'Y'eti . Siıyaıh boş luık , hava . Dağ lar Görünmek, teoelli etmek . Genç delıiıkan l ı . Coşmak. ooşıkuolıuk göstermek. Ayrı , ayrı lm ı ş , uzak . Dol aşma , araştırma. Qev;ilk. Çimenl iık yer. Bir saz çeş·idi . Mu:m, fitıi 1 . Ç·eş itl·i eğlencel·enin yapı ldığ ı Lale devri . Gam çelkmiiş göz. Bülbülün şakıması .
1 3 1
dağ dağlamak dar darbe-i kahr defter-i a'mal
dem dem çekmek deni derd-i nihan derd-i ser dergah derk etmek dermek derun derviş
derviş-nlhad derya dest-i naz destur
destürsuz
devletli devran
devşirmek deymümet
didar-ı cemal didilr-ı yar diğergün
dil
1 32
o
Yara, iz bı rakan yara . Yakmak. Ev, mesken . Kah r ın vurıuışu . İnsanların iyıi l ik ve kötü l ük lerin.in kaydolund uğu manevi deft�r. A.n , zaman . İçki içıme k Re:zıi l , alçak , adi. Giz l i dert. Baş d erd i ; s ıkıntı . Tekke . An la.maık, kavramak. Toplamak İçen, iç . Biır tar�kat mensuıbıu olıaraik o tar�katın tekkesinde h izmet edıen k1imse. All ah yolu için yaratı lmış adam . Büyük denıiz. Naz ıın e l•k
İzi n , müsade , ruhsat isten i rken ku l lar n l a n
.. bk söz. İzinSıiiZ. Dünya ve ahi rette ta l'ih ve n imet sahib i . Zaman.
Topl amaık. Devam etme, sürme .
Güzel çehre . Sevgıi lıiınıiın yüzü. Başı�a türl ü .
Gönül.
dilaver dil-azar dil-haste dil-hun dil-i naşad dil-nişin dil-pesend di l-süz dil-şad di l-şikest divan
diyar dolu dolunmak dür u mehcür düş olmak dühür-ı maziye dümü-ı hicran düş
ebkem eda eda-yı hasret edvar u a'sar efgan efkarlanmak efsane efsun ehl-i hacat elem-dide elem-i hasret
Cesur, kahraman , yiğit. Gönül i nciten . Hasta gön ü l l ü . P e k keder l:i . Ke•derl·i gönü l . Gönü lde yer tutan . Gönılün beğendıiğ i , beğen i len sevgi 1 i . Yürek yaıkan . Gönlü sevinçl i . Gönlü kt'rık Toplanma yeri , mecl i s ; ha lk ede b iyatı nazım türle rinden bkinin ad ı . M em l �ket, ü lke . İ ç i içki dol'U bardak . Ayın dolunay durumun a g-e l m esi . Uzaık ve ayrı lmış . Rastlamak. Geçmiş , çok eskıi zamanlar, çağ lar. Ayrı l ıık gözyaşları . Rüya.
E
Dilsiz. Şive , naz; tarz. Ayrı l ıık , h asret nazı . Devi rler ve as ı rılar. ıstırap i le bağ ır ıp çağ ı rma . Tasa lanmak, kayg ı l anmak . Masa l , as ı ls ız h ikaye . Büyü, s�h�·r. D i lekler�n sahib i .
: ' lstırap, a c ı çekmek. Öz leyiş,i n verdiği keder.
1 33
elest elhan-ı muhabbet emr·i muhal encam eneiyyet Enelhak
enin er
eren
ervah ervah-ı pak-i evliya eser-i hi lkat esir esrar esrar-ı hüsn eş'ar eşk·i nedem evliya
eza eza-yı ömr ezel ez-ser-ta-kadem ezvak
fani farziyye
1 34
insanların i lik yarntı �drkla rı zaman, Aş:k nağmeleri . Yapılması zor iş.
Son, n i hayet. Benci llik Ha lM·c-ı MansOr'un söyledıiğ i ve " Berr
Ha!J<ik'ım , ben Allah' la beraberim » an la�
m ına gelen meşhur söz. İ n f,eme, ini lti .
Enkek; mert. yiğH. Al lah'a yakın olan ve ev l iya l ık derecesi�
ne u l aşm ış k1işıi . R uh lar . Evl iyanı n temiz rOhu . Tabiat. Kainatı dolduran , elastiki hafif b i r cis i m . Sı rl ar, g1i z l i şeyler. G ü:zelıl iğin s ırları . Şiıirf,er. Pıiışmanl ık gözyaş ı . Keramet sahfüi ve A l lah'a yak ı n ermiş:
kişıi . E:zlryet, inc itme . Ömrün eziyeti .
Başlang ıcı olmayan geçmiş zaman .
Baştan ayağa kadar. Zevldıer.
F
Geçici o l a n , son bu lan .
Bıi r idd iay ı ayd ı n latmak için söy l enen ve
hükmü kat'i olmayan farz ve takd i re bağ l ı
bulunan mese le .
fasıl fecr fem fenafillah fer fer iğ" feramüş ferda ferman fersude feryid .. fesubhinel lezi esri» :
feth
fettan feyz-i kudsi·i hidayet fıtrat '" figan fikret fikr-i şer firkat füsun füsün-ı hüsn füsunkar
gadab, gazab
galeyan gam-över
Meıvsıim .
Sabah vakti .
Dudak , ağız. Allah' ı:n vaır l ığ ında yok o lma . Parlıai�lılk. Rahatl ık. Unutmak. Yarın . Buıyruk, emiır. Yı pranm ı ş . Bağı.rıp çağ ı rma, lınleme . f<ur'an-ı Kerlm'deiki İsra su resinin 1 . ayetinin baş tarafmdan al ınan bu söz lerl e meşhur Mi 'ra c hadi1sesi anlatı lmaktad ı r : " Her türlü noksanl ıktan uzak olan Al lah , b ir gece . . . » . Zabt, b ir şehk veya ü J.keyi düşman e l in· den al mak Göhii l a lan , me ftun edon .
Doğru yolu çıfüıterm e n l n miuınvi �nvlr ıcl.
Yaratı l ı ş , tabiat. ı stırap i l·e bağırıp çağ ı rma. Düşünme, düşünü l en şey. Kötü fU<'k. Ayrı l ıık. Sihir, büyü . Güzel lıiğ.in s ihri . Büyü leyici .
G
Öfke , hiddet, kızıma .
Coşma, coşkun luık .
Gam geti ren.
1 35
gam-ı ferda gamze garaz gazi gehi gisü-yı tar gonce gunüde gfış güş-ı can gülbank
güleş etmek gülgüfü bade gülgün gÜlşen gümgeşte gümrah
hab-alüd hab-ı muattar habide Hacı İ l Bey
hain hak haki ster hale halet
hali
1 36
Gel eoekteıkıi üzüntüler.
Yanaiktaıki çuıkur; sıüzgün bak ış .
Gi.zlıi düşmanlık, kötü rliiyet.
Din uğruna yapı lan savaş . Bazan , ara s ıra . Siyah saç. Açıılmamı ş gü l , gül tomurcuqu . Uyumuş, uykuda.
Kulak
Can kulağ ı . Bir cemaatın hep b i r ağızdan yüksek sesle yapt ıikl arı dua .
Güreşmek
Gül renıklıi şarap .
G ü l renıkl i .
G ü l bahçesi .
Kaybolmuş.
Doğru yoldan ayrı lmış .
H
Uyku lu.
Güzel koku lu uyku . Uyumuş. Anaıdol1u yaıkasmdan Rumeli'ye sa l l a ge
çen i lık Rume l i fiai'hlıe11inden. H ıyanet edıen , doğru hareket etmeyen . Toprak.
Kü l .
Ayın çevres·iınde görünen ış ık halkas ı .
Hal , durum .
Boş .
hal-i vecd Hallic-ı Mansur
himüşi-i dicur-ı hii l Hamza Bey sahi l i
hande-i nur ha nedin hankih, hangih harib harib-abid Harabat
hasret-keş haşiş haşr hatırat hatime hatmetmek havas havf-ı hafi Havva hayalet
Haydar hayy
haziz-i asitin hazz heba olmak hem-dem hem-dest
Dalg ı n l ık ha lıi . « Enelıhaık · d edıiğ i için 922 yı l ında idam edıi lerek öldürü l·en meşhur İslam sufile-rinden bi ri . Ürpertiai karanl ığ ın sessıi·zl iği. Gıelıiholu'da, Hk Rume l i fatihlerinin ayak bastıtkl·an yer. Parlalk, nurlu gü lüş . · Cöme rt , e lıi aç ık Deniiş l·erin kald ıkları ev; dergah, tekke . Bozulmuş , y ıkı lm ış . Büsbütün harap, virane olmuş yer. M eyhane, devam edenler i harap eden yer; derbeder ve sefa let yeri . ·
Hasret çeken. Esrar adı veri len Hint kenevi ri yaprağı . Öl ü l erfo d i ri'lıip mahşere çıkmas ı , kıyamet. Hatı ralar. ·son, n ihayet . Mühürl•eme, kapatma, tıkama. H i·s l er. Giz l i l ik korkusu. l lık insan o lan Hz. Adem'+n eş i . As l ı o lmad ığ ı halde göz önünde görü ldüğü san ı l an şey. Hz. Alıi 'n in lakabı . Can l ı , di ri an lamında A l lah ' ın adlarından biris i . Eşiğin en aşağ ı yeri . Hoş lanma, manevi zevk a lma. Boş yere zıiyan oimak. Canc:iğer arkadaş . Kuvvet ve kudrette beraber olan, arka· daş .
1 37
hercayi herem-i zulmet hesti heybet-nüma hırka-i mahviyyet hicran hidayet hilkat hitabe hoşnud olmak hudud hulus humma hurafat hurôş etmek huzur hün-1 ciğer hun-ı dil hücra hülle donu hüma hüsn hüveyda-yı şuhüd hüzn-efza hüzn-i hüsn
ibadet
iblis
ihtida
ibtila
1 38
Semeri , maymun iştahl ı . Karan l ığ ın yaşl anmas ı . Var olma, varl ık. B üyük! ük gösteren . Yokl·Uk h ı ııkas ı . Ayr ı l ılk ac ıs ı . Doğru yolu gösterme. Tabiat, yarıatı l ı ş . Söz söyl1eme. Memnun olmaık. Sı1rur. Saflılk. Sıtma hasta! ığ ı . As l ı esas ı o lmayan boş, saçma şeyler. Coşmalk . Ön , karş ı . Oiğer kan ı . Gönül kan ı . Peık uçta ve keınarda bulunan yer.
Cennette g.iy i lece:k bir çeşıit e lbi se. Dev l et kuş u ; saadet, kutlu l uk . Güzel lıiık. Apaçılk o lan. Keder arttı ran . Güze l l i ğ1 in hüznü.
i - J
Al lah 'a ku lluk etm e .
Şeytan .
Baş lang ıç .
Bir şeye tutu lma, düşıkün lük .
ibtisam i 'caz ira-yı ahd iğbirar ihtizaz ikrar ikrar-ı bela
iktiza i lelebed i lham-ı Subhani
i l let-i gaiyye
iman
imaret
infial
irşad
itikalat-ı suhür
i'tita jile
Kabe
Gülümseme. Ac�z b ırakma. Sözünü yerine getirme. Gücenme, darı lma . Ürperme , titreme. DH İ l'e söy leme, i�ade, beyan . Bütün ruhların yaratı ld ığ ı E lıest meclıisinde, Al lah' ın ruh l ara .. Ben siz in Rabbiniz » değ i l miyim? » sorusuna karş ı l tk onlar ın da « Evet, Raıbbiımizs iın! » (yani be: 1 i veya bel'a) dıiye tasdik etme l eri . ihtiyaç. Sonsuza kadar. Doğrudan doğruya Al lah tarafından kul ların kalbine gel1en i lham.
En son gaye . İ nanma .
YoksuHıara y1iyeceık dağıtmak üzere kurulan h ay ı r kurumları .
Gücenme , darı lma. İrfan sahih i birıi.n'i n insan lara doğru yo lu göstermes i .
Maden ki·t lel,erinin aşınmaları .
Yük&eık derecelere varma.
Gece yapraklara yağan ince nem, çiğ .
K
Müslümanlar ın namaz kı larken y ö ne i d : klerıi Mekke'deki kutsal ıarı
1 39
kabe kavseyn
kadid kahr kainat
kalenderi
kara humma ka'r-ı hevif-nak ka'r-ı na-yab kasvet katre-i bade kav
kayd-ı ahiret kefen-her-ser Kerbela
kesb-i yakin kesret keşkül
keşiş kevn Kevser
1 40
M i 'rac gecesinde peygamberi miz Hz. Muhamm ed ' in Cenab- ı Hakk'a olan yak : n l ı k dıerecesinden k inaye olarak Kur'an-ı Kerlm'dıe « Sonra yakl aştı , de.rken sa rktı . İk i yay kadar-, yahut daha yaık ın oldu d a . . . •
(Necm , 8 · 1 0) geçmekte �fü. Tasavvuf ıstı lah ı olarak kul l an ı l ı r . Kabuıkları dökü lmüş . Çoık üzü lme , kederl·enme. Uz:ayıdaılci bütün a l em l er. Gene l l ik le aruz vezn iy le yazı lan , maskaral ı k , a lay , nükte g ib i konuları i ş l eyen tasavvufi halk edeb i yatı na ait bir naz ı nı şek l i . Bıi r nevi tehlike H tifüs hasta l ığ ı . �or.kunç, konkuılu derinl iık . Dipsi\Z derıinl iık. S ı:kmt ı . Şarap damlası Ateş yakmak iç in tutuşturulan kuru
şey . Öbür dünya i l e o lan bağ l ı l ı k . Kef·ene sarı l ı . l raık'ta bu lunan ve H z . A l'i 'rıin küçük o ğ l u H z . Hüseyin ' in şehit edi ld iğ i yer. Var l ığ ın hakilkıi mah iyetini öğrenme. Çokluık, bol l uık. Eskiden derViiş lerıin kol lar ında taş ıd ıkları ve kendi lerine veri lenleni iç ine koyd ukları H indistan cevizi kabuğundan yap ı l m ış b k kab. Papaz. Var o lma , vücud . Cennet'te b i r ı rmağ ı n ad ı .
kıble-gah kıssa ki l ü kal kişniş kitabe koşma
kul kurb-gah küfr kirsi
lahn-ı semavi lahOti lahza
lale iane li�tenihiyyet leh ledünniyat lemeit leyal leyal-i günc-i tenha leyal-i hasret leyl-i yelda
lika
lisan-ı gayt>
K ıb l e yeri , namazd a yön e l inen yıer , taraf. Vak'a, ha·d ise , olay; fıkra, h ikaye.
Dediıkodu .
Kara k i myo n . Me�rtaşına yaz ı lan yaz ı . On bii rl i hece veznıi ile yaz ı lan , öze,l bir
kafüye düzeni ol•an ve 5-7 dört lükten meydana gelen halık edeb iyatı nazım şekl i . Köf.e ,esi1r, hiızme1lkar. Yakın yer. Al lah 'a isyan etme. Taht, oturu l acak yüks·eıkçe yer.
L
Gokyü�ünden Q'e len i l·ahi nağ me ler . Görünmeyen a lem l e iılgilL
Göz uou i f.e !Jir kere bak ıncaya kadar geçen mman.
Bir çiçeık.
Yuva. Sons:uzluk.
Dudak. Al lah bHgisif ve s ı rları . Parı ltı l1ar. Gece. ıss ız köşede geçen gece . Hasııet gecesi . Uwn g·ec·e.
Yüz, çeh re . Göııünmeyıen a leme ait l'isan , dil .
141
ma'bed mağrıb mah mahfi mahmur. mahrem mahşer
mah-veş mahzun mail makarr makber mali mamure mar ma'rifet masivi
maşrık matem-hine matem-nümun mazhar mazi mazlum meil mecnun meçhül nefer meded-hah medfün medhüş meftün
1 42
M
İbadet edHen yer. Güneşıin battığı yer, batı . Ay. G izlıi, sak l ı . Sarıhoşluktan ve uyikuıdıan sersem. Gıiızıli olan , herkese söylen meyen, İnsanl,arıın d irUeoelklerıi yer ve zaman , kıyamet . Aya benzeyen . Kederlıi , üzüntül ü . B i r şeye i'Steik ve kabUiyeti olıan . Durul,an yer.
M ezar, kab:k. Dolu . İmar edi'lmiş , mamur o l an yer, şeh i r . Yı lan. Herlk-es,in yapamadığı usta l ı k . İç1inde yaşad ığımız b u dünya i le i lgi li her şey. Güneşin doğduğu yer, doğ u . Matem evi . Matem gösteren . Kavuşma. Geçımi,ş . Zulme uğram ı ş . Mana, k-avram . Delıi , ç ı lgın. Mehmetçik.
y,ardı rn isteyen. Gömülmüş. Şaş ı rm ı ş , d ehşete kapı l m ı ş . Vurgun , tutkun, aşık
mehcür mehd mehtib mehveş mekin mele-i ilem-i a'li melal-över melil-i mübhem me'mül menend Menfis menhus merdüm-giriz mescid 01eshür mesl<On
mest mestur meş'al meşcere meşher-i iber
meşhun meşk mevcamevc mevt mevta mey-i gülgün me'yüsiyyet mezahir
mihman mihnet mihrab
Ayrı lmış , uzaklaşmış. B:eş.ik Ay ış ığ ı . Ay gıibi , aya benzeyen. Yerleşmli1ş . En büyüik meleıkleriiın toplandı ğı yer. Sıkıntı geti�en . Belıiırsiz h üzün . Bekleınii'len, uımulan. Eş, benzer. Lülbnan'da eslkıi çağlarıdan kalma bir �ir. Uğursuz. İns·aın laırıa karışmaıktan hoşlanmayan . Küçüık cami . Büyülenmiş . İçinde otu:rıulıaın, halkı ohm .
Sarhoş . kıenıdi:nden geçmi·ş . Kapaıl ı , örtü l ü . Aydınlatıcı . Ağaçl ılk yer. İb ret dolu yıer. Dolu. Deneme, hazıırlıik, a l ı ştırma. Dalıga i le. Öl üm . Ölü , ölmü ş . Gül· renlklıi şarap. Ümits izl'ik. D ıış , görünen şeyler. Mıis'afiir. 61em , keder. Camıi leriiın ıkıblıe tarafındaıkıi duvarın orta
yeriındelki oyuik, 1imam ı n naımaz k ı ld ırmak için dıuırduğu yer.
143
minber
Ml 'rac
mir' at miyih muamma muhassenat muhtazır muntabi muntafi muntazır murdar Musalla
muvakkat mür mübeccel mübeşşir mübtela mübtesim
mücella
müjgan-ı şüh
mükedder
mükevkeb
mülaki
mültemi
mürg
müstağrak
müstakırr
müstetir
144
Camtlerde Cuma günleri hatıibiın hutbe okuması iç in ç ıtktığı y.er. Hz. Muıhammed':iın , Al lah' ın isteği üzeııine, çoık kısa bir sürede göğe çıkması . Ayna. Sular. Anlaşı lmaz sı ır. Güzel huylar. Can çelkıi,ş·en. Bas ı lmış , damgalıa:nmı ş . Sönü!k, sönen . Bekleyen . Plls . Gelibo lu 'da Hamza Bey sahi l inde bulunan i lk RumeM fa11i:h11erinıin s,eodeye kapanıp namaz kı ldıkları yer. Geçici . Karmoa. Yüoelrtilmiş , saygı gösterMmiş. Müjdel·enmiş . Aş ı rı düş-kün . Gülüms,eyen.
Parlaık.
Güzel kirpik. Üzüntülü , kederlıi.
Yı ld ız l ı .
Kavuşan, buluşıaın .
Parlayan.
Kuş.
Kan m ı ş , doymuş.
Yeırleşıi l'en ve karar kıl ı.nan yer.
Gıizleoo[l , gıiZ"l i .
müştak mütehavvil mütehayyir
na-bedid nadan nagam nagehan nakş-ı pay nale na le-kar namert na're nar-ı cehennem nasib na tık nazar-rüba nazenin nazre-gah necef taşı necib necm-i şebtab nefehat nefha nefh-i ruh nefs-i emr nekhet·i bad-ı saba nesim Nesi mi
Özleyen . Değıi� en. Hıayrette ka l mılŞ , �aşmış .
N
Görünmeyen , be lıirsiz . Cahi l . Güzel ses ler, nağme ler. Ansız ın , b i rdenbi re . Aya;k iz i . İn leme, i ni lti . İn leyen� Alçaık, mert ol maıyan. Yüksek sesle bağ ı rma. Cehennem ateş i . Kı smet, h isse, pay. Söy leyen , konuşan . Göz çeke n . Çoık naz l ı yetiştiri l miş Bakı lan yer. Bi l lOr. Soyl u , asri . Ateşböceği y ı ld ız ı . Esinti l er. Güzel koku. ROh üf leme. İnsanı kötü lük l ere sürükl eyen nefis . Sabah rüzg a r ı n ı n güzel kokusu . H afif ve latif rüzgar. Şeriata aykı·rı söz lerinden dolayı xıv. yy. da Bağdat'ta deris i yüzü l erek öldürü l en Hurufi şairi .
1 45
nesteren-zar neş'e-i hüsn neş'et nevbahar nevha nifir-i gayb nigah nigah-ı vapesin nikab nireng·i hüsn nisyan nür nür-efgen nür-ı seyyal-i hayat nürun-ala-nür nüş etmek
od. onmak Osman, Sultan
otağ
oymak özge
pak ize paye pejmürde
1 46
G ü l bahçesı i . Güze l l iğin verd i ğ i neşe, sevin ç.
Has ı l olma, vü cuda gelme. iılıkbahar. Ölünün aı<kas ından yüks ek ses l e ağ lama: . Görünmezden g e l en ses. Baıkma, balkış .
E n son bak ış . Yüz örtüsü , peçe . Güze l l iğıiın büyüs ü .
Unutma. Parı lt ı , ış ık, ayd ınl ık. Nür saçan . Hayatın ge.Jıiıp geçici parl ak l ı ğ ı . N ü r üstüne n ü r . İçmek.
0 - Ö
Atıeş .
Ş ifa bu l mak . Osman l ı devl,etini 1 299'da kuran i lk Os•man l ı beyi . H ükümdar v e vezi rl ere mahsus büyük.
çadır . Kahi l e . Başka.
p
Lekıesiz , temiz. Rütbe . Esikıi , solmu ş .
·perestar peri-peyk er peri-zad perran pertev pervasız pervane pest peylemek peyman peymane peyveste piş piyale pür-ibret pür-samt
, pür-şevk
· nahman rakid Ramses ra'şe rebab refah refref-i la!ıütiyan
· rehzen reng-i hüsn reng ü bü
: reyb-i muz'ic
Ku l , kö•l e. Pe r i şe1kHınde . Pe·r:i çocuğu . Uçan , uçucu . iş ırk, par lak ! ıık . Koııkusuz. lş ılk etrafı ndıa dönen küçük kel.ebekl e r .
A lçaık , aşağ ı . B i r şeyi ıkendıioe ayı rtmaık . Yemin . Şa·rap ka4eh i . U laşmış. Ön. Kadeh . İbret do lu.
Sessi·z lıiık do lu . İstek, arı:u dolu .
R
Flahmet sahibi olan Cenab-ı H ak. Durgun . M ı s ı r fi.ravum.J . Titreme, tıitreıyi ş .
B•ir çeş it çalg ı . Rahat yaşama . Mel·ekle.fiin döşeği .
Yo l kesen , eşıl<iirya . Güze l l i ğ+n ııengii . R enik ve koku . lztıırap veric i ş üphe .
1 47
reviş rezm-gah rıza
rida-yı mazi rif'at riyah ruh rO·mal ru-siyah ruşen
sacid safa safa-yab sagar sah'fiif sakf sakf·ı şebistan saki sala
samt·ı hiçi samt-ı leyal sarsar·• kahr satvet savm u salat saye-ban secde secde-gah
148
Tutum , yak Kavga ,savaş yerıi. Razı olma , kaıdere baş eğme; tasawufta
b i r dereoe. G eçmılı�ın örtüsü . Yüıkseklıik.
Rüzgarılaır. Yanak. Yüz süren . Siyah yüzlü. Parlak , aydınl ıık.
s
Seode eden , a lnını yere koyan .
Gönül hurzuru .
Neş eli , memnun.
Kade h .
Sayfalar . Çatı , tavan.
Yataık odasını n tavan ı .
içki sunan güzelı. Cuma namazına ve cenazeye çağı rmaık ioin akunan sıal:avat. Yokluğun sessi:zlıiği . Geoenin sessizlıiğıi . Kahrın şiddetlıi rüzgar ı .
E:tiCli kuvvet. Oruç ve namaz. Gölgelik Namazda yüzü y•ere koyma .
Secde edHen yer.
sehab seng-sar ser serab serair-i fıtrat serbaz ser-be-hik sergüzeşt sermediyyet sermest serteser server servisten ser-zede serzentş sev ad seyl-i havadis seyran Sfenks, İsfenks
sımah sımah-ı ruh
sındırmak Sırat köprüsü
sırr-ı hüveyda sırr-ı mutlak
sihr-i nigah
sine
sitem-dide
sabivet
su
Bulut. Taş l ı k yer. Baş . Hayal . Yaratııl ı ştıaılci s ırlar. Cesur, yiğıit. Baştaın ye.re kadar. Macera. Da,ımil lik . Sarhoş. Baştanbaşa. Reis. Şervi ormanı ı q ı . Baş göstermiş, uç verm iş . Sitem etmek. Karartı .
Olay ların sel�. Ba'kıp s:eyr etme. M ısı1r'da , eski M ıısı1rl ı lıar çağ ı ndan kalma kad ı n baş l ı ve aslan vücutlu heyk e l . Kulaı'k. Ruhun kulağ ı . Korkuıtmalk, y ı ld ırmak Üstünden geçip cennete g'itmeık üzere cehennem üzer'ıine kumlan Qdk dar ve güç geçHir köprü . Bel l i , aç ık sır. Al lah'a ait s ıır.
Baıkışın sihri .
Göğüs.
Zuılüm gönnüş.
ÇocUiklulk, i lık gençliiik . Taraf, yön.
1 49
sür
süret
süz-ı di l sücüd süküt-ı pür-sürüd sükunet Süleyman Paşa sürüd-ı hicran sürüd-ı tarmar sürür
şa'bede-baz şad şadırvan
şahka şam-ı gariban şar şebab-ı ömr şeban-geh şeb-i adem şeb-i hicran şebistan şeb-i yelda şebnem şeb-perre şebrengi-i vahşet şeb-ta-seher şehbal şeh-i al-i aba
1 50
Şenl,iık.
Şeıkli l . Gönü 1 ateş i . Secde etme.
Şarik ı do lu susma . se,ssıizlıik . Rumeli faıtıiıhlel'l,ncfen .
Ayrıl ıik şarkısı . Daııımadağın vk şa.t1kı . Neşe , sevinç.
ş
Hoıkikaıbaz. Sev,inç l i . Cami avlularında bu lunan etııafında mus
l uiklar o lan duvarla çevri l i su havuzu .
Hıçkırık
Gaııip l,erıin aıkşamı . Şeh i r. Hayatın gençltiık dönemi . Gecel1ey1iın , gece vakti . Yokluk gecesi . Ayn l ılk g·ecesıi .
: �atalk odas ı .
: En uzun gece. Qiğ tanesi
Yarasa. Ko11ku;tucu siyah l ık. Geceden sabaha kaıdar. KLiış kanadın ın en uzun tüy l•er i . Hz. Pe,ygamber sü lillıesindıen ge l,enl·er.
şehrah-ı aşk şeıkk ü yakin şerh etmek şerr şevk şevk-i mezid şeyda şimali şimqengeri şinaver şitaban şive-i hüsn şivekar şiven şuhad şüun şüride-dil şüküfe şükük
tab' tab tabiş-i hüsn tahaccür tak-ı zafer tal i ' · talib-i Hak ta'n-ı Yezid
Aş:hn bü:yük yolu. Şüphe ve b i lme. Açıık lamaık. Daha kötü. isteık, gayret.
: Artan istek, arzıu.
Aşktan arkl ını kaybetmiş . Kuzeye aıit Bundaın sonra , bundan böyle. Suda yüzen. Koşan . Güzel eda, naz. ONvelıj , nazlı . Matem , yas . Gözl e görünecek şeıkilde va r olma .
İşl,er. Aşıl< gönül . Çiçek Şüphe�r.
T
Yaratı l ı ş , tabiat.
Pa r ı ltı , ı ş ık.
Güze l H ğ,iırı parlayı ş ı .
Taş l aşma , taş o lma . Zafer keme,ri . Ta l ih , kader. A M a h 'ı i steyen .
H z . Hüseyfn' i şehid eden Muav iye ' n i n oğlu Yezld',i lanetl,eme.
1 5 1
tapşuru · tarik-i hüda üiiki·i pür-şebnem tirümir tavaf etmek tavaif -i ervah tayy eylemek tebah teber tecel li-i cemal tehi tekasüf tekbir
temas il temaşa tenvir
terane teselsül teveccüh tiğ·i sitem tir-i kahr Tuğrul Bey
8
ukfıl ulu serdar umk umman-ı vahdet uryan
1 52
Yeti ştirmek , ulaştı rmaık . Hidayıet yol·u, doğru yol . Ç iğ lerin karanlığ ı . Darmadağıınık. Etrnfıın ı dol •aşımak . Ruhlarıın bö lüık bölük halde o lması .
Aşma'k . g eçmek. Mahv ve haraıb ol muş. Balta. Güzel lıiığ1in görünmes i . Boş. Sıklaşma, koyul aşma . Al lah 'ın azametiıni anarak ·Al la hüekber• deme. SOretler, biçim ler. Seyr.etme .
Ayd ı n latma .
Nağme. Z.incfr g i bi bi·rbi rı•ne bağ l an ıp gitme . Bk yere yönelme. Sitem, kötül üık kı l ıc ı . Kahıır oku . Osmanl ı d evleti n in kurucusu Osman Gazi'nin babası Ertuğrul Bey.
U - Ü
Ak ı l l•aır. Yüce re i s , tar\kat büyü ğ ü , şeyh. De·r'in f �lk . B+rl iık denizi . Ç ıplak.
üftade ülfet demi ümid-i feyz
vahşet-abad vaz'-ı latif vefa vehm-i zahir veleh-efşan vera-yı perde-i esrar veş virane vird
visal
yaban
yad etmek yad eller yahşi yar yasmak yavuz yazma yedmek yekser yeroğlif, hiyeroğlif
: Aş ık . Dostluık, sevgi an ı .
: Kurtu luş ü midıi .
v
Teıniha ve ıssız y,er. Güzel , l atif duruş . Dostluk , samimiyet. Açık şüphe. Şaşıkınılıık saçmaık. Esrar perdes1iınıin arkası , ötesi. Gibi . Harab, yıkıik yer. Bel iırli zamanlarda okuınması maınevi vazife olaraik aıl ı ş ı l1aıgelen ay,e,tl1er ve dualar. Kavuşma.
v
Yabani , evci l ol mayan ; ı.ss ız k ı r , insan oturmaıyan yer.
: Anmak. : Gurbet diyan . : iy i , güzel .
SevgHi , eş, dost. : Yaıssı ltımaık, düz hale geti rmek.
Şıiıddetl i , peık sert. · Yazma yememi . Çeı�meık, yedelk g ötüırmek. B aştıanbıaışa . EsJ�i M ısır yazıs ı .
153
ye's yetim yetürmek Yezdan yörük yunmak
zağlı zahid zahir zahm-ı rikkat zar zebun zehre zehr-i hicran zehr·i humar zevk·i-cavidani zılal zı ll·ı hiçi zikr zuhür zulmet zulmet-fürüz zulmet-gede zulüm
1 54
Ümitsizl ik. Babasız çocuk. U laştırmak Al lah. Biır yerde oturımayıp yürüyen göçebe ha lık. Yı�an mak, temizJ,enmek.
z
C i la l ı . Aşırı sofu. Meydanda olan, açılk, bel lıi . İnce yara. İnleme. Düşkün , zayıf, kuwetsiz. Ç i1çelk. Ayrı l ı ğ ı n ve1rıdiğ1i acı , zeh i r. Sarhoşl uğun acıs ı . Ebe.dl zevk. Gölge l1er. Hiçlıiık gö lgesi . Anımaık. Görünme, meydana çıkma. Karan l ık. Karanl ığ ı aydınlatan. Karan l ık yer. Haksızl ık , ez·iyet.