voir – kasım 2012 online dergi

92
FASHION RÜZGARI ARDINDAN LA DOLCE VITA EROL ALBAYRAK BURAM BURAM TARİH SABIR VE SÜKUNET İBRAHİM ÖZGEN Bursa Tesbih 2012 TAKI SANAT MODA KASIM ÖTV Benim AYHAN GÜNER Kırmızı Çizgim

Upload: spoon111

Post on 25-Dec-2014

1.630 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Voir – Kasım 2012 Online Dergi

TRANSCRIPT

Page 1: Voir – kasım 2012 online dergi

FASHIONRÜZGARIARDINDAN

LA DOLCE VITAEROL ALBAYRAKBURAM BURAM

TARİH

SABIR VE SÜKUNETİBRAHİM ÖZGEN

Bursa

Tesbih

2012 TAKI

SANATMODA

KASIM

ÖTV Benim

AYHAN GÜNERKırmızı Çizgim

Page 2: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 3: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 4: Voir – kasım 2012 online dergi

2

Değerli sektör mensupları,

Sektörler için hareketli günleri geri-de bıraktık. Bir yandan kuyumculuk sektörü için önemli olan İstanbul Jewelry Show, bir yandan da moda

sektörüne yönelik İstanbul Fashion Week…İstanbul Jewelry Show Ekim Fuarında standımızla bizzat kuyum sek-törünün yanında yer aldık. Fuarın tam da içinden nabzı tuttuk. VOIR Magazin olarak bu bizim ilk fuarımızdı ama buna rağmen beklediğimiz ilgiyi gördük. Ekim sayımızı ve eski sayılarımızı yurt içi ve yurt dışın-daki ziyaretçilerle paylaştık.

İstanbul Fashion Week kapsamında gerçekleşen Erol Albayrak “La Dolce Vita” 2013 ilkbahar-yaz defilesinde, geçen ay duyurduğumuz gibi standımızı kurduk ve gelen vip konuklara dağıtımını gerçekleş-tirdik. Dergimiz, beklentilerimizin üzerinde ilgi gördü ve hatta dergi yetiştiremedik.

Tüm bu etkinlikler, organizasyonlar gerçekleşirken, ekip olarak bizi çok mutlu eden ve bizi onore eden bir olaydan da bahsetmek isterim. Eylül sayımızda bildiğiniz üzere VOIR Gezi kısmında Kütahya İlini iş-lemiştik. Geçen günlerde gelen bir mektup bizi çok heyecanlandırdı. Mektup Kütahya Kuyumcular Sarraflar ve Saatçiler Derneği Başkan-lığı’ndan geliyordu. Mektup, Dernek Başkanı Sayın Kadir Özcan im-zalıydı. Kısa bir alıntı ile içeriğinden bahsetmek ve sizlerle bu sevinci paylaşmak isterim: “Bizlere ulaşan sektör dergilerinden büyük kısmını sadece reklam broşürü vasfında olmaları sebebiyle fazla incelemiyoruz fakat VOIR gerek haber, inceleme yazıları ve köşe yazılarıyla önemli bir farkındalık oluşturmuş durumda. Yarattığınız sinerji ile sektörü-müze yaptığınız katkı da ayrıca takdire şayandır.” Sayın Kadir Özcan’a buradan ekibim ve kendim adına teşekkür ederim.

Hem destek verici sözleri, hem de bunca işinin arasında nezaket göstererek bu mektubu tarafımıza

iletmeleri açısından.

Yeni yılın yeni ümitler ve mutluluklar getirmesi dileklerimle…

Nurseli’den

İmtiyaz SahibiVoir Magazin Adına Nurseli GÖKÇÜL

[email protected]

Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)Gonca ÇİPE

Genel Yayın KoordinatörüA.Faruk GÖKÇÜL / [email protected]

Editör / Gonca ÇİPE / [email protected]

Muhabir / Ceren CEYHAN / [email protected]

Görsel Yönetmen / Burcu Tokoğlu İNCESU [email protected]

Moda Editörü / Erol ALBAYRAK [email protected]

Sanat Danışmanı / Faruk ÖZModa Çekim Planlama / Mor & Art Design

Reklam Koordinatörü / Burak GÖKÇÜ[email protected]

Reklam Satış Müdürü / Gözde Burcu [email protected]

Yayın Danışmanları / Av. Hamdi ÇİYİLTEPEYrd. Doç. Dr. Nuri SEZER

Bu Sayıda Katkıda Bulunanlar Nuran AÇILAN, Nuri AÇILAN, Mehtap DİKMEN

Karadeniz Temsilcisi / Mustafa İSLAMOĞLU

Renk Ayrımı & Baskı / Portakal Baskı AŞ.Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No:5 K:1 4.Levent

Şişli-İstanbul/TürkiyeTel: +90 212 332 28 01 (pbx) Fax: +90 212 332 02 08

Dağıtım / Aras KuryeYayın Türü / Aylık Süreli Yayın

Yönetim Yeri ve İletişimAlemdar Mah. Nuruosmaniye Cad. No: 21 D:105

Eser Han Fatih - İstanbul / TürkiyeTel: +90 212 522 15 51

www.voirmagazin.com [email protected] Nurseli GÖKÇÜL

KASIM - 2012 4. SAYIKAPAK

Model / ÖZGE ULUSOYKıyafet / EROL ALBAYRAK

VOIR Magazin’de yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyele-ri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu dergide yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu uyarı VOIR Dergi-si’nin birinci sayfasından son sayfasına kadar, içinde yer alan tüm haber, yorum, analiz ve öneriler için geçerlidir. İlan ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir. Dergide yayım-lanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

VOIR Magazin’in Tüm Hakları Saklıdır.Yerel Süreli Yayın Olarak 5000 Adet Basılmıştır.

Page 5: Voir – kasım 2012 online dergi

3

8 VOIR GÜNCEL Türkiye’nin İlk Kalem Mağazası Açıldı

9 VOIR PROFİL Sabır ve Sükunet: Tesbih Sanatı İbrahim Özgen 14 Girişimci Beyinlerin Adresi Genç MÜSİAD Röportaj: Abdulsamet Temel

16 VOIR HABER İKO Dijikur Sistemi Yetkili ve Kullanıcı Görüşleri

18 La Dolce Vita: İFW Erol Albayrak Defilesi

22 Ayhan Güner: ÖTV Benim Kırmızı Çizgim Röportaj

24 VOIR GÜNCEL

26 VOIR TREND

28 Mustafa Arıkan Marka Yaratma Öyküsü Röportaj

30 VOIR MODA Fashion Rüzgarı Ardından 31 VOIR KÖŞE Erol Albayrak: Moda Serüveni Tony Ward IFW’yi Fethetti

32 VOIR TREND 33 VOIR HABER İMMİB’te Başkan Değişikliği

34 Trend Alarmı Aylin Gözen

35 VOIR KÖŞE Aylin Gözen: Georgian Dönem

36 Hasan Akay: Takıların Mine ile Uyumu Büyülüyor Ropörtaj

38 VOIR TREND

KASIM

40 VOIR MODA Ropörtaj: Ertan Kayıtken

42 İstanbul Tasarım Konuşacak İTB Açılışı

43 VOIR KÖŞE Murat Tırpan Misis Silver İle Fiore D’oro İş Birliği

44 Rekabetten Korkmayan Marka Röportaj: İlyas Devli

46 VOIR TREND

47 VOIR KÖŞE Avk. Hamdi Çiyiltepe: Kanun Tasarısında Mesleğe Giriş Şartları – 1 IMA 2012 Show

48 2004 Türkiye Güzeli Nur Gümüşdoğrayan Röportaj

50 VOIR HABER Bakan Nihat Ergün’ün Nadir Metal Ziyareti

51 VOIR KÖŞE Nuri Sezer: Sanat Akımları ve Etkileri III Renklerin Kardeşliği

52 Hayali, Gölge Ustası, Karagözcü Suat Veral

54 VOIR YAŞAM Larus: Yenilenen İç Tasarımlar

57 VOIR KÖŞE Selçuk Özkan

59 VOIR GEZİ Bursa

62 VOIR GELİNLİK TRENDLERİ 64 VOIR FUAR GÜNCESİ Fuardan Haber Var: İstanbul Jewelry Show Gerçekleşti

81 VOIR SİNEMA ve VİZYON SEÇKİLERİ Burak Kaplan: Araf

83 VOIR KİTAP KÖŞE Müge Bilgin Akdaş: Nobel Ödülü

85 VOIR KÜLTÜR SANAT

Page 6: Voir – kasım 2012 online dergi

4

VOIR EDİTÖR’DEN

Merhaba Ekim ayını ve sayımızı geride bıraktık. Dolu dolu, cıvıl cıvıl, oldukça ışıltılı ve renkli bir ay geçirdik. Her ne kadar dünya-nın yaşadığı ekonomik zorluklar olsa da bu durum fuarlara,

gösterilere ve açılışlara engel tanımadı. Kuyumculuk sektörümüz, aylarca hazırlıklar yaptığı Ekim fuarını atlattı. Kimi memnun ayrıldı, kimi değil…Yeni koleksiyonlar, şovlarla ışıltılı anlar yaşandı; bazen modern, bazen otantik… İstanbul’da yaşanan başka bir önemli olay da İstanbul Fashion Week’di. Ünlülerin kol gezdiği, basının neredeyse orada yatıp kalktığı, görkemli de-filelerin yaşandığı, hareketli, renkli bir haftaydı. Ekim ve Kasım ayında İstanbul sanatla buluştu ve buluşmaya devam ede-cek. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği ve ilk kez ger-çekleştirilen Tasarım Bienali, İstanbul Modern’de başladı. Yıllardır İstan-bul’un kültür ve sanat anlamında ilerlemesine, gelişmesine katkı sağlayan ve bu yıl 40. yaşını kutlayan İKSV, bir ilke daha başarıyla imza attı. 13 Ekim’de başlayan, 3000’in üzerinde uluslararası basın mensubunu ağır-layan Tasarım Bienali, New York Times, Wall Street Journal, The Guar-dian gibi dünya basınında önemli yere sahip yayın organlarında yer aldı. İstanbul Tasarım Bienali, Emre Arolat ve Joseph Grima küratörlüğünde, iki farklı sergi mekânında 46 ülkeden 300’e yakın tasarımcı ve mimarın 100’ün üzerinde projesini bir araya getiriyor. İstanbul Tasarım Bienali, 12 Aralık tarihine kadar gezilebilecek.İstanbul Kasım ve Aralık ayında özellikle sergiler, konserler ve festival-lerle tam bir kültür kenti olacak.

Ayrıca, bu ay dergimizde yer alan bir yenilikten de bahsedeyim; QR Kod…Geçtiğimiz ay düzenlenen kuyumculuk fuarında video çekimi gerçekleş-tirdik. Firmalardan fuarı ve dergimizi değerlendirmesini istedik; bu konu-da sohbetler ettik. Tüm bu görüşlerin yer aldığı videoyu kapağımızdaki QR Kod ile zahmetsizce seyredebileceksiniz.

Page 7: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 8: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 9: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 10: Voir – kasım 2012 online dergi

8

VOIR GÜNCEL

Gümüş ve altın kaplama, pırlanta ve elmas ile süslü ve sınırlı sayıda üretilmiş özel koleksiyon kalemle-rin de yer alacağı Calligrane bu özelliğiyle bir “Ka-lem Kuyumcusu” olarak da adlandırılabilir. Amerika

ve Avrupa’da birçok örneği olan “Pen Shop”ların ilk örneği Art Kalem bünyesinde Buyaka AVM’de açıldı. “Calligrane The Pen Shop” isimli mağazada; dünyanın en seçkin kalem markaları-nın, en özel ürünlerinin yanı sıra; mürekkepten, kalem ucuna, özel kalem kutularına kadar kalemle ilgili her türlü aksesuar

ve ekipman meraklılarına servis ediliyor. “Calligrane” ayrıca koleksiyonerlere garantili kalem servisi hizmeti de veriyor. De-ğerli materyallerle süslü sanat eseri kalemlerin yanı sıra her bir kalem aynı zamanda bir sanat, arkeoloji, felsefe, matematik, edebiyat ve tarih hikâyesini anlatıyor. Her biri sanat eseri, her birinin hikâyesi var.

Mücevher Değerinde Kalemler… Sadece bir yazı yazma gereci olmaktan çıkıp; iş adamlarının, sanatçıların, spor camiasının, devlet adamlarının, yazarların ve ünlü simaların vazgeçilmez aksesuarı, bir prestij sembolü haline gelen değerli kalemler 100 Euro ‘dan 30 bin Euro fiyat aralığın-da satışa sunuluyor. Ayrıca değerli taşlar ile süslü 45 ile 60 bin Euro aralığındaki kalemleri ön sipariş alarak talebi karşılayacak.Art Kalem yetklisi Halim Orhan yaptığı açıklamada; ‘’Şimdiye kadar kalem, lüks aksesuarlarla birlikte seçkin satış nokta-larında bulunuyordu. Artık dünya markası olan bu kalemleri, bir araya toplamayı amaçlayarak kurulan “Calligrane The Pen Shop’’, ülkemizdeki lüks yazım gereçlerine olan ihtiyacı da böy-lelikle alıcısıyla buluşturarak talebi karşılamayı hedefleyerek kurulmuştur. Amerika ve Avrupa’da birçok örneği olan “Pen Shop”ların ilk örneğini bir kalem sevdalısı olarak Türkiye’ de açmanın mutluluğu içerisindeyim. Bundan sonraki hedefimizde Türkiye’nin birçok bölgesinde, doğru satış noktalarında, zincir mağazalar açmaktır. Caligrane The Pen Shop ayrıca kurumsal ihtiyaçların da karşılanacağı adres olmayı hedef haline getirerek tüm kurumsal çözümlerde farklı alternatifler sunarak müşteri memnuniyetine arz ediyoruz” dedi.

Ülkemizde lüks yazım gereçlerine duyulan büyük ilgi bir ihtiyacı da ortaya çıkardı. Son yıllarda büyük ilgi görmeye başlayan mücevher değerindeki lüks yazım gereçlerinin de artık bir mağazası var.

tükiye’nin ilk kalem magazası açıl dı

Page 11: Voir – kasım 2012 online dergi

Sabır ve Sükunet

Sabır gelir akla tesbih denince. Yapımından mı yoksa çekiminden mi bilinmez. Ayrı bir kültürü, tarihi, kökeni vardır tesbihin; yıllardır süregelen, geleneklerimizde yaşayan… Kimi zaman mertebe simgesi olup, yadigar bırakılan…

“Sabret, zira sabırla güçlük kalkar. Sabır, ferahlığın anahtarıdır.”

Mevlana

VOIR PROFİL

9

Page 12: Voir – kasım 2012 online dergi

Bir Çekirdekten Çıkan HayatYusuf Usta’nın tesbih ile tanışması çok küçük yaşlarda olur. Kü-çük yaşlarda şeftali çekirdeğinden yaptığı tesbihi, o dönemde memleketi olan Elazığ’da bir pastahane sahibi, yaz boyu bakla-va karşılığı satın alır. Yüksek puanla kazandığı meslek lisesin-de elektrik bölümüne kabul edilir. Ancak onun aklı daha düşük puanlı olmasına rağmen torna bölümündedir. Ders aralarında içinde ukte kalan torna bölümüne kaçarak tezgah başına oturur. Sonrasında İstanbul yolu gözükür ve İnşaat Mühendisliği oku-maya başlar. Ancak içinden yükselen sanatçı ruha artık daha faz-la gem vuramaz ve okul bitmeden, son sınıftayken ayrılır. Kısa bir dönem hobisi olan fotoğrafı meslek edinir ve geçimini bun-dan sağlar. 1978’li yıllarda Türkiye’de yaşanan siyasal olaylar sonrası memleketine geri döner. Burada birinin tesbihini tamire getirmesiyle ve Yusuf Usta’nın da bunun için el yordamı ile alet yapmasıyla tesbih yolculuğu başlar. Yıllar boyu ürettiği, özenle, göz nuruyla, tesbih yapmaya devam eder. Böylece Yusuf Özgen ekolü oluşur ve tesbih camiasında ekol olur. Yusuf Usta için; Osmanlı’dan günümüze gelen tesbih kültüründe, bir dönemi ka-patıp, yeni bir dönem açan usta diye bahsedilir. Yusuf Usta’dan önceki ve sonraki tesbih dönemi diye de tabir kullanılır olur. O; İmame, tane ölçülendirilmesi gibi tesbihin altın kurallarını ko-yan insandır. İşte böylesine bir ekolün oğludur İbrahim Özgen. Böylesine bir disiplinle yetişmiştir.

İbrahim Özgen tesbih sanatına gönül vermiş, babadan öğren-diği mesleğine, kendi tarzını da ekleyerek ileriye taşımış bir zanaat ustası… Ama İbrahim Özgen’i tanımak için babası Yu-suf Özgen’den kısaca da olsa bahsetmek gerekli.

10

Page 13: Voir – kasım 2012 online dergi

Yeni Stile MerhabaBabasının yolundan giden ve onun ekolünü, tarzını yıllarca de-vam ettiren İbrahim Özgen’in kendi stilini yakalaması yıllarına malolur ve hatta mesleği bırakmaya kadar götürür. İlk tesbih yapma çalışmaları için tezgah başına oturmaya dokuz yaşların-dayken başlar. Sonrası babasının yanında, ona yardımla geçer. Babasının vefatının ardından tek başına kalıp, bu yolda yürüme-ye devam eder.İbrahim Özgen için 2000’li yıllara kadar süren sancılı, zor ve sıkıntılı bir süreç başlamıştır. Hayatla mücadelesi de tam da bu yıllara denk düşer. Yaptığı tesbihler bir türlü içine sinmez. Çünkü halen babasının etkisini üzerinde taşımaktadır. Mesleği bırakmayı düşündüğü sıralarda yaptığı bir tesbih, kendi stilini yakalamasını sağlar. Zamanla ustalaşmaya başlayan İbrahim Öz-gen, koleksiyonerlerin, bürokratların kapısını çaldığı bir usta haline gelir. Namı yürür, gider…Bu kadar bilinen bir usta ol-masına karşın mütevaziliğini de korumayı başarmış bir usta…

Ruhu Yansıtmalı…Kendi stilini ya da yeni keşfettiği teknikleri herkesle paylaşan, öğrenciler yetişiren İbrahim Özgen: “Herkese bildiğimi öğre-tirim. Herkes öğrensin ki rekabet artsın. Rekabet artsın ki iyi tesbihler çıksın ortaya. Tesbih işi çok çetrefillidir. Ayrı bir emek ister. Ben, şahsen görmediğim, hissetmediğim kimseye tesbih yapmam. Benden tesbih yapmamı isteyenlerin atölyemize gel-

mesi, sohbet etmemiz ve benim onu hissetmem gerekli. Tesbi-he onu yansıtabilmem, onun ruhunu yansıtabilmem için o kişi-yi tanımam, onunla aynı frekansa geçmem gerekiyor. Tesbihe manevi bir şeyler, ruh katmak gerekir. Hatta tesbih isteyenleri tornanın başına bile oturttuğum olur. Zaten bizim atölyemiz kül-tür yuvası gibidir. Koleksiyonerler, tesbih meraklıları özellikle hafta sonları bir araya gelip, tesbih üstüne, sanat üzerine, tarih üzerine sohbet eder.”

Ben tesbih bitmeden imameyi yapmam.Stilinde başarıya ulaşmış olan usta, tesbihin inceliklerinden de bahsediyor: “Her insana her malzeme olmaz. Malzeme kişi seçer. Organiktir tesbih malzemesi ve onu yaşatmak gerekir. Sadece vitrinde ya da kutuda saklanmak için değildir, tesbihi çekmek gerekir. Yoksa tesbih küser. Ayrıca her boyuttaki tesbih de herkese uymaz, bu da önemli bir noktadır. Kimine 33’lük, ki-mine 99’luk uyar. Tesbih bir bütünü yansıtır. Ben tesbih bitme-den imameyi yapmam. Önce tesbihi yapar, dizerim. Sonrasında imameyi yaparım.” Kendini yetiştirmeyi başarmış, stilini oluşturmuş, ekol sahibi bir ustanın öğrencisi İbrahim Özgen… En büyük hayali, tesbih kültürünü adabıyla yarınlara aktarmak, anlatmak… İbrahim Usta; gelişimden kaçmadan, yenilikler deneyerek, bir bağaya, bir kukaya, belki de bir kehribara duygularını aktararak yaşamı-nı devam ettirmek isteyen, değerli bir şahsiyet…

11

Page 14: Voir – kasım 2012 online dergi

12

VOIR GÜNCEL

Süper fikirAtasay 75. yılına özel, “Üniversitelerarası Reklam Filmi Yarış-

ması” nı başlatıyor. “Atasay’a gitmiş”i anlatmak için süper bir reklam fikrim var diyorsanız, işte fırsat! Takıda modaya yön veren Atasay, “Atasay’a gitmiş” teması çerçevesinde reklam, sinema ve televizyon bölümü öğrencilerini yeteneklerini sergilemeye da-vet ediyor. Kişilerin mutluluk anlarının yer alacağı reklam fikirleri-nin yarışacağı “Üniversitelerarası Reklam Filmi Yarışması”na baş-vurular 1 Ekim-30 Kasım 2012 tarihleri arasında gerçekleşecek. Yarışmanın birincisi 5 bin TL’lik para ödülünün sahibi olacak.

Design TurkeyDünya Endüstriyel Tasarım Otoriteleri Design Turkey İçin İstanbul’da

Buluşuyor. Türkiye’nin tasarımla markalaşmasına katkı sağlamak amacıyla bu yıl 3.’sü düzenlenen “Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri” için geri sayım başladı. Jürisinde Jaguar XJR15 ve BMW için Le Mans 24 Hour yarışını kazanan otomobiller ile Williams F1 için For-mula One otomobilleri tasarlayan, Lotus Cars firmasında baş tasa-rımcı olarak çalışmış Peter Stevens, Samsung ve Lenovo gibi Uzak Doğu’nun parlayan firmalarına danışmanlık yapan ABD’li tasarımcı Gordon Bruce ve Malezya Tasarım Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ahmad Haji Zainuddin gibi tasarım dünyası duayenlerinin yer aldığı “Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri”, 30 Kasım’da sahiplerini bulacak.

Camın Büyüsü

Cam Ocağı Vakfı; Kasım ayı boyunca gerçekleşecek haftasonu atölyeleri ve çocuk atölyelerini sanatseverlere açıyor. Özellikle

çocuklar için eşi bulunmaz bir deneyim sunan Cam Ocağı Vakfı, haf-tasonu atölyelerinde boncuk füzyon ve cam üfleme gibi aktiviteleri öğretiyor. Cam Ocağı Vakfı’nın eğitmeni olan ve devlet sanatçısı se-çilen Ahmet Özdeniz ile cam boncuk yapımı artık daha da heyecanlı ve eğitici!Sıcak Cam Üfleme (Yetişkin): 3 - 10 - 17 - 25 Kasım Cumartesi günleri, Füzyon ve Boncuk Atölyesi: 4 - 11 - 19 Kasım Pazar günleri arasında gerçekleştirilicektir. Ayrıca okul gezilerine de açık olan Vakıf; muhteşem doğası ve 20.000 m2 alana yayılı mekanında çocukları ağırlamayı, onları cam sanatıyla tanıştırmayı heyecanla bekliyor.

Tasarım Yarışmasında Nefesler Tutuldu

Mosder 8. Ulusal Ev Mobilyaları Yarışması’nda Mutlu Son 8 Ka-sım’da! Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği tarafından bu yıl

sekizincisi düzenlenen Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması so-nuçları, 8 Kasım 2012 Perşembe günü açıklanıyor. Birbirinden yete-nekli genç tasarımcıların tasarımlarının yarıştığı organizasyonda, Tür-kiye’de bir ilk gerçekleştirilerek, finale kalan tasarımların prototipleri üretilecek.

Page 15: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 16: Voir – kasım 2012 online dergi

14

Abdulsamet Bey sizi biraz tanıyabilir miyiz?1982 Bayburt doğumluyum. İlk ve Orta öğrenimimi Bayburt’ta,Lise öğrenimimi Trabzon’da tamamladım.Ardından Karade-niz Teknik Üniversitesi İşletme bölümüne başladım ancak 3. sınıfta ticaret yapmak için okulu yarım bırakarak İstanbul’a yerleştim. İstanbul da çeşitli ortaklıklarla ticarete baş-ladım. Şu an Görkem Yapı Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini aktif olarak sürdürmekteyim. Bu süreç içerisin-de yarım bıraktığım üniversite öğrenimimi tamamlayarak Fatih Üniversitesinde MBA eğitimine başladım.

Genç MÜSİAD ne zaman kuruldu? Kuruluş amaçları nelerdir?Geleceğin işadamlarını ve MÜSİAD yö-neticilerini yetiştirmek,onları iş hayatı-na hazırlamak ve sahip olduğu tecrübe ve değerlerini gençlerle paylaşmak amacıyla MÜSİAD Yönetim Kurulu tarafından 2002 yılında kuruldu.MÜSİAD bünyesinde,-

genç,idealist ve kararlı bir grup tarafından büyük bir heyecanla çalışmalarına başlayan Genç MÜSİAD, hızla ülkemize yayılmakta ve bugün 2500’e yakın üyesiyle Türkiye çapında faaliyetlerini sürdürmektedir.Genç MÜSİAD,işbirliği yanında,güç ve gönül bir-liğini de gerçekleştirmek düşüncesiyle yola çıkan,toplumun kültür değerlerine ve tica-ret ahlâkına bağlı,çağın gerektirdiği girişim-ci ruha sahip,ilkelerinden taviz vermeden gelişmeyi hedefleyen,işadamı ya da yöneti-ci olma istidadı taşıyan,mesleki birikim ve çağdaş donanıma sahip gençlerin oluşturdu-ğu bir çalışma platformudur.

Faaliyetlerinizden bahseder misiniz?Tecrübe paylaşım konferansları,genç giri-şimcilere yönelik eğitimler ve kongre ça-lışmaları. Uluslararası Genç Girişimcilik Kongremiz en önemli ve marka olmuş fa-aliyetlerimizden biri.İş ahlâkı seminerleri, sektörel çalışmalar,ekonomi çalışmaları,A-nadolu’daki üyelerimizin nabzını tutmak ve ortak çalışma zemini oluşturmak için

yapılan çalışmalar,ulusal ve uluslarara-sı gençlik örgütleriyle işbirliği,yurt içi ve yurt dışı fuar, iş forumu ve ticari gezilere katılım,üyeler arası ticareti teşvik çalışma-ları,sosyal sorumluluk projeleri,üniversite – sanayi işbirliğini güçlendirme projeleri, Türkiye’de staj kültürünün yerleşmesi için proje ve faaliyetlerin desteklenmesi,yayın çalışmaları,sosyal etkinlikler gibi gençlerin eğitimine,ticari gelişimine ve girişimcilik ruhunun kazandırılmasına yönelik çalışma-lar yapıyoruz.

Genç MÜSİAD’ a üye olma şartları nelerdir? Şu an kaç üyeniz var?18 ile 29 yaş arasında, genç girişimci-yöne-tici kabiliyetine sahip, güzel ahlâk sahibi;-toplum değerlerine saygılı ve yeniliğe açık,-derneğimizin kuruluş gayesini,tüzük ve değerlerini benimsemiş ve kabul etmiş, en az bir Genç MÜSİAD üyesi ile beraber, bir MÜSİAD üyesinin veya iki MÜSİAD üyesi-nin referansını alan herkes üye olabilir. Tür-kiye genelinde 3.000’e yakın üyemiz var.

Genç MÜSİAD, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin gençlik kuruluşu olarak 2002 yılında kuruldu. O zamandan beri bünyesinde barındırdığı genç,zeki ve yetenekli beyinler ekonomiden ticarete, sosyal sorumluluk projelerinden eğitime kadar hem yurt içinde hem yurt dışında birbirinden önemli projelere imzalarını atıyorlar. Genç MÜSİAD Başkanı Abdulsamet Temel de girişimci beyinlere kapılarının her zaman açık olduğunu belirtiyor.

Girişimci Beyinlerin Adresi: Genç MÜSİAD

Page 17: Voir – kasım 2012 online dergi

15

Genç MÜSİAD’ a üye olmak ne gibi ay-rıcalıklar sağlar?Genç MÜSİAD üyesi aynı zaman da MÜ-SİAD fahri üyesidir. MÜSİAD üyelerinin faydalandığı bütün olanaklardan faydalana-bilir. Yüksek ahlâk ve yüksek teknoloji” an-layışıyla, 22 yıllık MÜSİAD tecrübesinden edindiği birikimi genç girişimci ve yöneti-cilere aktarmak, toplumsal dayanışma ve paylaşma kültürünü geliştirerek, gençliğin sosyal ve ekonomik düzeyini yükseltip, ge-leneğe bağlı genç ve şuurlu bakışı ortaya çıkarmak misyonumuzdur. Dolayısıyla ge-rek misyon ve vizyonumuz gerekse üyelik şartlarımıza bakıldığında Genç MÜSİAD gibi bir kuruma üye olmak başlı başına bir ayrıcalıktır.

14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı’n da ‘İslamofobya’ konulu panel düzenledi-niz. Bununla ilgili bilgi verir misiniz?İslamofobya kelimesini bizler 11 Eylül’den sonra duyduk ama aslında 1900’lere kadar uzanır. Son yıllarda Avrupa’da Müslüman nüfusun artması bu durumun hazmedile-memesi, Müslümanlara ve İslam’a karşı ya-pılan tahrik edici karikatürler ve hakaretler sonrası islamofobya kelimesi tekrar günde-mimize oturdu. Bizde gündemlerden takip ettiğimiz üzere bazı insanlarda İslam kor-kusu anlamında islamofobya konusunu Av-rupa’dan Orta Asya’ ya kadar toplamda 86 ülkeden ziyaretçilerin olduğu 14. MÜSİAD fuarında tartışalım istedik. Türkiye Gazete-si Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Ali Murat Yel Bey ile panelimizi düzen-ledik, son derece faydalı ve bilinmeyenleri hocalarımızdan dinledik. Birçok kesimden yaptığımız bu panelden dolayı övgüler aldık.

Genç MÜSİAD yurt dışında nerelerde faaliyet gösteriyor? Yurt dışı çalışma-larınızdan bahseder misiniz?Asya dan Avrupa ya, Afrika dan Ortado-ğu’ya 35 ülkede de irtibat noktamız var. Tüm temsilcilerimizde aktif çalışmakta.Geçtiğimiz aylarda MÜSİAD’ı temsilen Kazakistan’da WIEF Toplantısına katıldık, Bosna Hersek’te ticari görüşmeler yap-tık,Bakü’de Büyük İpek Yolu Uluslarara-sı Gençlik Kongresi’ne katıldık.Bu arada Genç MÜSİAD olarak ICYEN Türkiye

Temsilciliği ve Avrupa Koordinatörlüğü de bizde.Geçtiğimiz günlerde MÜSİAD fua-rında 8 ülkeyle MOU anlaşması imzalandı.Ve Aralık ayında Tunus’ta yapılacak PBF toplantısına Genç MÜSİAD olarak kalaba-lık bir heyetle katılım sağlayacağız.Hatta Arap baharının başladığı yer olan Tunus’ta bu toplantıda Avrupa’dan, ülkemizden ve Tunus’tan genç milletvekillerinin katılımıy-la Genç MÜSİAD’ın projesi olan “Gençlik için anayasa”” isimli projemizle ilgili panel düzenleyeceğiz.Ve bunun gibi birçok faali-yetler gerçekleştirilmektedir.

Hükümet ile ortak yürüttüğünüz pro-jeler var mı?Hükümet ile yok ama bakanlıklarla, kamu kuruluşlarıyla projeler yapıyoruz. En önem-li çalışmamız İstanbul Kalkınma Ajansıyla ortak yaptığımız Genç MÜSİAD Girişimci-lik Merkezi... Önümüzdeki aylarda faaliyete geçireceğiz inşallah.

Genç MÜSİAD’ ın ileriye dönük hedef-leri neler?Uluslararası gençlik ağlarında ülkemizi temsil etmek. Yaptığımız ve yapacağımız fa-aliyetlerle gençlere girişimcilik ruhunu aşı-lamak, gençlerin sosyal hayatta, üniversite eğitiminde iş hayatında yaşadıkları sorunla-ra çözüm önerileri üreten en önemli STK’ lar dan biri olmak.

Sadakat Taşı Derneği nedir? Faaliyet-leri nelerdir?Sadakat Taşı Derneği, yardım faaliyetleri-mizi ortak koordine ettiğimiz 2010 yılında kurulan ve tamamen gençlerden oluşan kadrosuyla uyum içerisinde çalıştığımız bir dernek. Yeni kurulan bir dernek olma-sına rağmen 2012 yılında gençlerin aktif rol alması ve bizlerinde destek vermesiyle önemli çalışmalara imza attılar.

Genç girişimcilere tavsiyeleriniz neler?Girişimci arkadaşlarımızda gördüğüm en önemli eksiklik ürettikleri girişimcilik fikrini uygulamaya geçirirken yapılması gerekenleri yapmamaları.Bilmedikleri işe kesinlikle girmesinler, para veya fikir “işi” insana öğretmez.Eğitimden vazgeçmesin-ler, okumak araştırmak çok ama çok önemli.

Son yıllarda Avrupa’da Müslüman nüfusun artması bu durumun hazmedilememesi, Müslümanlara ve İslam’a karşı yapılan tahrik edici karikatürler ve hakaretler sonrası islamofobya kelimesi tekrar gündemimize oturdu.

Page 18: Voir – kasım 2012 online dergi

16

Dijikur fiyat ekranıile, müşteri güven sorunu yaşamayacak

VOIR HABER

Ekim ayı içerisinde İstanbul Kuyumcular Odası’nın dü-zenlemiş olduğu yemekte sektör mensuplarının yanı sıra basın da hazır bulundu. Dijikur hakkında bilgiler

aktarıldı, yararlarından bahsedildi. Açılış konuşmasını Alaad-din Kameroğlu yaptı. Ardından mikrofonu Dijikur yöneticisi Varol Astarcıoğlu verdi. Astarcıoğlu “Biz 2007 den bu yana bu proje üzerinde çalışıyoruz. 15-16 ilin fiyat etiketlerini ve değişen forex bilgisini ekranlarda yayınlıyoruz. İstanbul bölgesinde de 15 aydır faaliyet göstermeye başladık. Henüz İstanbul’un tamamını karşılamıyor ama yakında tamamını kapsıyacağına inanıyorum. Dijikur esnaf arkadaşlarımız için bir gereklilik aslında. Müşteri açısından güvenirlik önemli bir unsur. Bunu fiyat ekranlarıyla sağlayabiliriz.” dedi. Mik-rofonu tekrar devralan İstanbul Kuyumcular Odası Başka-nı Alaaddin Kameroğlu; “Bizler, üretici olmamızın yanında aynı zamanda tüketiciyiz. Bir mağazaya girdiğimizde, ürüne bakıyoruz, fiyatına bakıyoruz ve aralarında oran kuruyoruz. Pazarcılarda bile ürünlerin fiyatı belli. Bir tek bizim sektö-rümüzdeki ürünlerin fiyatı elastiki ya da öyle alışılagelmiş. Ama artık öyle olmuyor, Türkiye hergün değişim içinde. Hiç değilse hammaddemizin fiyatı, bazı temel olan ürünlerimizin fiyatını bu ekranlarda göstererek, bütün malın fiyatlanması ile ilgili bir zorunluluğu ortadan kaldırıyoruz ve sizin işinizi kolaylaştırıyoruz. En son Bağcılar Belediye Başkanı ile söy-leşi yaptık. Ondan kanun maddeleri ile görevleri hakkında bilgiler aldık. Pek yakında da bütün İstanbul’da, ilçe beledi-yelerine odamız yazı yazacak. Projemiz olan fiyat ekranlarını herkesin işyerine kurması konusunda bir zorunluluk oldu-ğunun hissini vereceğiz. Bir nevi de zaten bu zorunluluk. “ sözleriyle, proje ile ilgili girişimlerinden bahsetti.Dijikur, yani Online Fiyat Ekranı, perakendicelere yönelik başlatılmış olan bir uygulama. Online olarak ekranlarda al-tın kurlarının görülebileceği ve böylece güven kaybına uğra-yan müşterinizin güvenini tekrar sağlamanıza yarayacak bir sistem. Dijikur, son beş yıldır farklı illerde uygulanmakta… Başarıya ulaşılan ve İstanbul’da yaygınlaştırılmaya çalışılan Dijikur; teknolojinin öneminin arttığı bu dönemde, sektörü daha ileriye taşıyarak modernize olmasına etki sağlayacak.

Geçtiğimiz ay İstanbul Kuyumcular Odası’nın yaptığı toplantıda Dijikur sisteminden, sektöre faydalarından bahsedilirken, yetkililerin yanı sıra kullanıcılarının da görüşlerine yer verildi.

Page 19: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 20: Voir – kasım 2012 online dergi

18

VOIR MODA

Ülkemizin önde gelen tasarımcılarının bir sonraki sezo-nun koleksiyonlarını sunduğu Istanbul Fashion Week’de önümüzdeki ilkbahar- yaz trendlerine dair getirdiği ye-

nilikler büyük bir ilgi çekti; bunlardan biri de “La Dolca Vita” ismini verdiği koleksiyonu ile Erol Albayrak’dı. 11 Ekim tari-hinde gerçekleştirilen ve yerli yabancı birçok ünlü ismin davetli olarak yerini aldığı Erol Albayrak defilesi, sıra dışı tasarımları ile tam bir görsel şölene dönüşerek tüm moda otoritelerinden tam not aldı… Erol Albayrak “La Dolce Vita” İlkbahar Yaz 2013 defile sunumu Uğurkan Erez’in koreografisi ve aralarında ünlü oyuncu Sere-nay Sarıkaya’nın da olduğu, Özge Ulusoy, Tülin Şahin, Merve Büyüksaraç, Beril Kayar, Didem Soydan, Selda Car gibi 50 top model tarafından podyuma taşındı. Erol Albayrak; 90 parçadan oluşan bu zengin koleksiyonu ile salonu dolduran bini aşkın medya ve celebrity davetli ismin nefeslerini kesti. “La Dolce Vita” İlkbahar-Yaz 2013 defilesi, son yılların en etkileyici şovu yorumlarını alarak, yeni bir başarıya daha imza attı. Erol Albayrak, Dadaizm akımından etkilenerek tasarladığı ko-leksiyonu için; “Renkli, ışıltılı ve bir o kadar da protest bir an-layışla yorumlanan entellektüel bir hikaye. Dadaist bir tavırla,

10 Ekim – 13 Ekim tarihleri arasında Colgate’in ana sponsorluğunda düzenlenen Istanbul Fashion Week, renkli ve hareketli günlere tanıklık etti. Tasarımcıların solo ve karma defilelerinin düzenlendiği IFW’de, Erol Albayrak “La Dolce Vita” Spring/Summer 2013 koleksiyonunu başarıyla sergiledi.

La Dolce Vita

Page 21: Voir – kasım 2012 online dergi

19

kesimlerde yeni arayışlar ve yeni keşifler yaratan bir dünya. Ka-dın hiçbir zaman olmadığı kadar özgür, lüks, berrak ve macera-perest. Kumaşlar Akdeniz sıcaklığını yansıtan farklı renk, desen ve dokular ile yeni bir ten oluşturmakta. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar uzanan bir yolculukta herkes aynı noktada buluşuyor. Aslında her desen bu yolculuğun haritası. Kültürel karmada kadın bu sefer maceraperest, cüretkar ve meraklı…” şeklinde yorum yaptı. Defilenin genel sanat yönetmenliğini son sekiz koleksiyonda olduğu gibi, ses getiren fikir, tema ve kon-septlere imza atan Noyan Şahin’e aitti. İlk defa mayo koleksiyo-nunu sunan Erol Albayrak, çarpıcı mayo ve mayokini tasarımla-rıyla yürekleri hoplattı. Koleksiyonda kullanılan güneşten ağırmış renkler Akdeniz sa-hilinin geleneksel mimari renk dokusunu yansıtırken; terakota

tonları, şarap kırmızısı, pudra pembesi, kum grisi ve denizin egzotik mavi tonlarıyla bir arada kullanılan Rönesans Döneminin fresk baskılı kumaşları riviera şıklığını tarihsel bir pencereden anlatmaktadır. 20. Yüzyılın başında Avrupa’da doğan sanatta başkaldırı hareketi Dadaizm ile yepyeni bir protesto anlayışı or-taya koyan koleksiyonda, 14. ve 17. yüzyıl döneminde yaşayan sanatçıların yaptıkları işlere çeşitli gönder-meler, bu sanatçılara saygı duruşu niteliğindedir.Yenilikler peşinde koşan ve Türkiye’de moda sektö-ründe bir ekol olan Erol Albayrak, yeni koleksiyonla-rıyla ve başarılarıyla yurt içi ve yurt dışında ülkemizi layığıyla temsil etmeye, ses getirmeye, izleyici kitlesi tarafından da merakla beklenmeye devam edeceği de aşikardır.

Erol AlbayrakDadaizmden

etkilendiği koleksiyonu için;

“Renkli, ışıltılı ve bir o kadar da protest bir anlayışla yorumlayan

entelektüel bir hikaye...

Page 22: Voir – kasım 2012 online dergi

VOIR GÜNCEL

Güz Havası Evinizde

Sonbaharın taptaze havasını evlere taşımaya ne dersiniz? porselensepeti.com’un evlerine güz havasını yansıtmak isteyenlerin reddedemeyeceği önerileri var. Site-

de farklı tasarımlardaki birçok mücevher kutusu ve biblo, renkli ve göz alıcı bir şıklık sunuyor. Biblolar ve mücevher kutuları, işlevsel özellikleriyle de dikkat çekiyor. Kırmızı, krem ve siyah seçenekleri bulunan çantalar, değerli eşyalarınızı saklamak için ideal birer seçenek olurken; ayakkabı şeklindeki biblolar ise tutkuyu gerçeğe dönüştürüyor. Yeşil yumurta, vatoz, çiçek, kelebek, balık, denizyıldızı, kuş, köpek, papağan, melek balığı ve ördek şeklindeki mücevher kutuları ise takılarınızı muhafaza edebileceğiniz dekoratif seçenekler olarak göze çarpıyor.

Fark Yaratan Detaylar

Evlerinizdeki şıklığı ve canlılığı her köşesinde siz-lere hissettiren Mudo Concept, 2012/13 Son-

bahar-Kış sezonunda her zevke seslenen çarpıcı ürünleri ile yaşam alanlarınızı vazgeçemeyeceğiniz en özel mekanlara dönüştürmeye devam ediyor.Mudo Concept’in 2012/13 Sonbahar-Kış sezo-nunda ahşabın şık ve asil görünümünü simgele-yen orta sehpalar, özel detaylarla zenginleştirilmiş ürünler özgün stilleri ile dikkat çekiyor. Global de-korasyon trendlerini yansıtan seçenekler arasında; koyu renklerde ve metal ürünlerle birleştirilen en-düstriyel tarzda mobilya ve aydınlatmalar yer alıyor.Yeni sezonda ön plana çıkan, ince ve çapraz ayak-lara sahip ahşap masa ve sandalyeler, İskandinav stilini yansıtan koltuklar ve pufların yanı sıra yeni sezonun yükselen trendleri arasında metal-deri sandıklı işlevsel sehpalar da el işçilikleriyle dikkat çekiyor. Bu sezonda renkli çekmeceli konsollar ve sehpalarla Mudo Concept ahşap mobilyada da koleksiyonunu genişletiyor. Genç ve enerjik duru-şuyla “Jean” dokunuşlar da sezonun önemli yeni-liklerinden. Yeni sezonda klasiğin vazgeçilmezliği yeniliğin enerjisiyle Mudo Concept’te buluşuyor.

20

Page 23: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 24: Voir – kasım 2012 online dergi

22

Ayhan Güner:“ÖTV benim kırmızı çizgim”

Mücevher sektörünün önündeki en büyük sorun, Türkiye’ye imalat için ithal edilen ham taşlardan yüzde 20 Özel Tüketim Vergisi alınması. Sektörün önde gelen isimleri zaman zaman hükümete seslense de şu ana kadar bir orta yol bulunabilmiş değil. Bu isimlerden biri de İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği Başkanı ve On Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner. Güner’e göre alınan bu ÖTV hem üretim açısından hem de istihdam açısından Türkiye’yi dünya mücevher sektörü karşısında geriye götürüyor. Güner konuyu, bir kez daha Ankara’ya taşıyarak hükümet ve muhalefetle masaya yatırmaya hazırlanıyor.

Page 25: Voir – kasım 2012 online dergi

23

Pırlantaya uygulanan yüzde 20 ÖTV sektör açısından ne gibi olumsuzluklar yaratıyor?Yüzde 20 ÖTV öncelikle dünya oyuncusu olmamızı engelliyor. Hammadde Türkiye’ye yüzde 20 vergiyle girerse üretimi köstekler. Eğer daha çok istihdam istiyorsak, üretimi desteklemeliyiz. Üretimi engelleyen her şey bizim için kırmızı çizgi. Yurt dışından firmaların gelip de burada ofisler açtığını düşünün. Burada bin tane taş ofisi açılsa, pırlanta ofisi açılsa, renkli taş ofisi açılsa dünyadaki bütün oyuncular da buraya taş almaya gelir. Bu hayal değil. Hiçbir ülkede olmayan avantaja sahibiz. Bizde altın takı var, gümüş takı var, mıhlama var, sadekarlık var, montür var. Biz niye yurt dışında ofis açalım da mallarımızı orada pazarlamaya çalışalım? İtalyanların yaptığı gibi fuarımı-zı büyütürüz, gelen insanlara mal satarız, merkezi burası yaparız.

Sektörle hükümet arasında yaşanan ÖTV sorunu niye çözülemiyor? Bu sorun iç politika malzemesi oldu. En kısa zamanda devletin üst kurumlarıyla ve muhalefetin başkanlarıyla görüşmeler ya-pacağız. İyi sonuçlar alacağımızı düşünüyo-rum.

Türk mücevher sektörünün dünyadaki konumunu değerlendirir misiniz?Şu anda dünyada altın takı sektöründe iyi bir konumdayız. Ancak esas para kazana-bileceğimiz pırlantalı takı sektöründe kö-tüyüz. Türkiye’de en az 100 tane uluslara-rası standartta pırlantalı mücevher firması olması gerekiyor. Biz burada Türkiye’ de üretim yapan 100-150 tane firma çıkartamı-yorsak, fuara sokamıyorsak iyi bir konumda değiliz demektir. Firmalarda ar-geye yatı-rım yapmalı, yeni ürünler çıkartmalı. Aynı şeyleri yaparak bir yerlere varamayız. Mücevher İhracatçıları Birliği olarak ihracatı arttırmak adına yaptığınız ça-lışmalardan bahseder misiniz?İhracatı arttırmak adına fuarlara çok önem veriyoruz. Türkiye’de düzenlenen fuarlara yurt dışından ziyaretçi getiriyoruz. Bizim Mart Fuarı dünyada ilk 10 arasında yer alı-yor. Biz ilk 3’e girmeye çalışıyoruz. Yurt dışı fuarları düzenliyoruz. Hedefimiz yurt dışındaki bütün fuarları yapmak. İhracatçı-lar Birliği olarak bunu üstlenmeliyiz. Çünkü bizim kar amacımız yok. Daha uygun şart-larda ve daha uygun fiyata yapabiliriz.

Taş Kesim Köyü projesi nedir?Bu projenin amacı taşların çıkartıldığı yer-lerde kesilip, işlenmesini sağlamak. Bu doğrultuda değerli madenlerin bulunduğu yerlerde taş kesim köyleri kurup, buralar-

daki 20-30 kişilik atölyelerde ustalar yetiş-tireceğiz. Böylece ülke olarak önemli bir ihracatçı konumuna sahip olabiliriz.

JTR bünyesinde düzenlenen Takı Tasa-rım Yarışması’ndan bahseder misiniz? Geçen sene görkemli bir yarışma yaptık. Geçen seneki yarışmada birinci ve ikinci olanlara para ödülünün yanında İtalya’ da okuma fırsatı da verdik. Şu an orada eğitim alıyorlar. İkincisini de bu ay başlatıyoruz.

Bankaların altın alım satımı konusun-daki düşünceleriniz neler? Ben burada büyütülecek bir olay görmüyo-rum. Bankaların Kapalıçarşı ile baş edebil-mesi mümkün değil. Bankalar kuyumculuk yapamazlar. Onlar için de büyük bir külfet.

Altın fiyatlarında meydana gelen sü-rekli dalgalanmaların nedeni nedir? Sektör bu durumdan nasıl etkileniyor?Altın fiyatlarındaki dalgalanmalar sektö-rü geri götürüyor. Onun için katma değeri yüksek değerli taşlarla mücevher yapmalı-yız. Altın takı sektöründe kuvvetli olduğu-muz gibi değerli taşlarla yapılan takıda da gelişmeliyiz.

Sektör mensuplarının en çok şi-kayetçi olduğu konulardan biri taklitçi-lik. Bu nasıl engellenir?Herkes taklitçilikten şikayet ediyor ama herkes taklitçilik yapıyor. Firmalar mallarıy-la tanınır. Eğer siz bir ürün gördüğünüzde; bu, şu firmanın ürünüdür diyorsanız, o mar-ka olmuştur. Ama şu an böyle bir firma yok.

Sektörün önündeki en büyük engeller-den biri de kayıt dışı çalışan atölyeler galiba?Değerli taşlarla olan mücevherde kayıt dışı var. Bu da sistemden kaynaklı. Kimse ce-bine sığan bir mala yüzde 20 vergi ödeyip ülkeye sokmak istemiyor. Biz diyoruz ki bunların hepsi İstanbul Elmas Borsası’na kayıtlı girsin, iç piyasa satılırken KDV’si alınsın, yurt dışına satılırken bir şey alın-masın. Hammaddeyi girerken kayıt altına alamazsanız piyasayı da kayıt altına alamaz-sınız. Olay bu kadar basit.

On Mücevherat şu an, kurulurkenki hedeflerine ulaştı mı?On sene önce şu anki bulunduğu durumu

hayal edemezdik. Mücevher ihracatında ilk beşin içindeyiz. Piyasada bilinirlik açısından da iyi bir yerdeyiz. Eksiğimiz; biz yurt dı-şına çok ağırlık verdik. Son birkaç senedir iç piyasada varlık göstermeye başladık. Ön-celiği yurt dışına vermemizin nedeni de şu; eğer yurt dışına mal satabiliyorsanız, global mal üretebiliyorsanız, belli bir yere geldiği-nizi hissediyorsunuz.

Ürünlerinizde daha çok hangi mater-yalleri kullanıyorsunuz?Ağırlıklı olarak pırlanta ve değerli taşlar kullanıyoruz.

Sektör e-ticaretde ne kadar başarılı? Siz On Mücevherat olarak e-ticaretden beklentilerinizi karşılayabiliyor musu-nuz?Biz, e-ticareti yaklaşık üç senedir yapıyo-ruz ama istediğimiz seviyelerde değiliz. Piyasada da abartıldığı kadar e-ticaretten çok para kazanıldığını düşünmüyorum. Bu konuda ülke olarak kat edeceğimiz çok yol var. Biz şimdi piyasada kimsenin yapmadı-ğı bir uygulama başlattık. Kim isterse IDL sertifikası veriyoruz, tüm ürünlerde. Bu bir risk çünkü etikete yazdığınızın arkasında olmanız gerekiyor. Biz, o etiketin arkasında olduğumuzu söylüyoruz. Bu piyasa içinde büyük bir adımdır. Şimdi ben bütün firmala-rı bu uygulamaya davet ediyorum.

“Altın takı sektöründe kuvvetli olduğumuz gibi değerli taşlarla yapılan takıda da gelişmeliyiz.”

Page 26: Voir – kasım 2012 online dergi

24

VOIR GÜNCEL

Tüm Tatillerinizde Yeni Adresiniz

Bodrum Kadıkalesi koyunun incisi Sundance Residences & Suites Hotel, 5 yıldızlı tatilin kapılarını ile aralıyor. Denize sıfır konumu ve

eşsiz doğal güzellikleriyle 5 yıldızlı bir bayram tatili seçeneği sunan Sundance Residences & Suites Hotel, Bodrum’da yaşamın merkezi olmaya devam ediyor. Aktivitelerden yararlanabileceğiniz, sağlığınıza doping yapabileceğiniz, lezzetli yemeklerden tadabileceğiniz 5 yıldızlı kaçamaklar sizleri bekliyor.

Çay Aşıklarına Müjde!

Krallara layık yaptığınız tatilinize ya da hafta sonu kaçamağınıza; yine krallara layık bir tad katın. Çay

yapraklarının dansıyla gösterişli bir kültüre merhaba deyin! Dünyaca ünlü, gurmelere layık İngiliz çay markası Ahmad Tea ile keyfinize ke-yif katın. Türkiye’de yeni çay markası Ahmad Tea eşsiz aromasıyla çay aşıklarını hayran bırakıyor. Şimdi daha önce içtiğiniz tüm çayları unutun ve kendinizi muhteşem Ahmad Tea deneyimine bırakın... İs-ter geçmişin ihtişamıyla süzülen paha biçilmez anlara yolculuk edin, ister gerçek bir lady gibi hissedin.

Zengin bir doğa içinde bulunan düğün bahçesi, havuz alanıyla ba-har ve yaz düğünleri için peri masallarını gerçeğe dönüştüren Güral

Sapanca Wellness & Convention, balayı tatillerinin de en arzulanan ad-resleri arasında bulunuyor. Güral Sapanca’da yeni çiftlerin rahatı düşü-nülerek tasarlanan iki özel balayı odası bulunuyor. Odalardan biri beyaz diğeri ise kırmızı ve ahşap renklerin sıcaklığı ile dekore edilmiş durum-da. Jakuzi ya da büyük küvet seçenekleri, oda ile banyo arasında cam ya da ahşap bölme ve cibinlik gibi ayrıntıların da atlanmadığı odalar

romantizmin doruklarında bir tatil imkanı sunuyor. Güral Sapanca, bu özel odalarda konaklarken tercih edebileceğiniz üç farklı Aliva Roman-tik Balayı Paketi ile de balayınızı unutulmaz kılmaya kararlı. Muhteşem bir doğanın, eşsiz lezzetlerin ve spa olanaklarının tadını çıkartacağınız Güral Sapanca’da balayı paketiyle misafir olduğunuzda aroma terapi masajları, gelin ve damada özel cilt bakımları, şampanya servisleri ve sayısız ikramlarla ağırlanacaksınız. Güral Sapanca’da geçireceğiniz bu balayı tatili ile yeni hayatınız rüya gibi başlayacak.

Unutulmaz Balayı

Page 27: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 28: Voir – kasım 2012 online dergi

26

VOIR TREND

Cesur, şık ve sade bir sonbaharNine West bu ay en iddialı koleksiyonlarından biriyle karşınızda. Farklı materyellerin bir arada kullanıldığı, hayvan baskı desenlerinin öne çıktığı “Uptown Sophisticate Gang” koleksiyonu cesur bir görünüm yaratıyor. Koleksiyonda kulanılan leopar, zebra ve krokodil desenleri platformsuz, şık ve sade modeller ile birleşiyor. Ayakkabılar ile uyumlu olarak tasarlanan Nine West çantalar, şıklığınızı tamamlıyor. Renk bloklarının kullanıldığı Nine West’in platform topuklu ve ince topuklu ayakkabıları ise kışın renkleri mor, mürdüm ve asker yeşili renklerini seven, şık ve zarif kadınların beğenisini kazanacak.

Belle Atasay’ın kelepçe koleksiyonundaki

birbirinden etkileyici mavi Kalsedon, Alexandrite,

London Blue, Ay Taşı ve çeşitli inceliklerle fark

yaratan modeller bileklerde karnaval havası yaratacak.

GUESS

ELLE

ELLE

Işıltı %75’e varan indirimleOleg Cassini’nin abiye koleksiyonunda detaylar da ön plana çıkıyor: ışıltılı işlemeler, pul ve payet işlemeler, tül ve çiçek detayları bu yıla damgasını vuruyor. Uzun ve kısa modellerin yanı sıra önü kısa, arkası uzun modeller de oldukça iddialı ve revaçta…

kelepçeli bilezikler

ATLANTİS

Page 29: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 30: Voir – kasım 2012 online dergi

28

Sektörün en eskilerinden Mustafa Arıkan. 1955 Kilis doğumlu Arıkan’ın çocukluğu hem çalışıp hem okumakla geçmiş. Kendini bildi bileli ticaret hayatının içinde olan Arıkan önce ufak tefek parfümeri malzemeleri, ev eşyaları, oyuncak ve çeşitli araç gereçler satarak başlamış ticaret hayatına. Sonra altın dikkatini çekmeye başlamış. Böylece de İstanbul yolu gözükmüş. Yaşadığı bir çok deneyim ve tesadüfle de kasabalı küçük bir esnaftan, büyük bir iş adamına dönüşmüş. Ancak hiçbir zaman patron havasına girmemiş. 13 senedir kendisiyle çalışan İmalat Müdürü Zühre Saygılı Korucu da bunun en yakın şahidi.

Kilisli Küçük Bir Esnafın, Büyük Oyuncuların Dünyasında Marka Yaratma Öyküsü

Page 31: Voir – kasım 2012 online dergi

29

Mustafa Bey sizi biraz tanıyabilir miyiz?1955 yılında Kilis’de doğdum. 1955 doğum-luyum ama nüfus cüzdanımda daha büyük yazar. Babam yaşımı büyük yazdırmış ki çabucak askere gidip geleyim. O zamanlar Anadolu’da böyle yapılırdı. Babam renç-perdi. Üç kardeşiz. Bir kız kardeşim bir de abim var.

Kuyumculuğa nasıl başladınız?Ben geç doğduğum için babam için çok kıy-metliydim. Şu yaşıma kadar da kimsenin yanında ücretli çalışmadım. Neden çalış-madım? Ben kendim yedi yaşında başladım çalışmaya. Çocukluğumu hiç yaşamadım. Hayatım okul ve iş arasında geçti. Önceleri parfümeri malzemeleri, iç çamaşırları alır satardım. Sonra lisede dükkan açtım. Ki-lis’te bulunmayan malları getirip satmaya başladım. Parfümeri, oyuncak, içki, sigara, kadife kumaşlar, halılar, yer hasırları, fin-canlar, aklınıza ne gelirse. Önce sabahları gidip dükkanımı açardım, satışımı yapar-dım. Sonra okula giderdim. Liseden sonra okumak istemedim. Ticaret yapmak iste-dim. O zamanda altın dikkatimi çekmeye başladı. Altın alıp satmaya başladım.

İstanbul’a ne zaman geldiniz?1984 yılında İstanbul’a geldim. Altın alıp satmaya başladım. Ama dükkanım yoktu. Bir simitle günü geçiriyordum. Çünkü para kıymetli, biriktiriyorum. Dükkan açmaya karar verdim. Sürekli Kapalıçarşı’ya gidip gelirken buradaki dükkanlara bakıp dua edi-yordum; Allah’ım bana da bir dükkan nasip et diye. Bir gün gazetede kiralık dükkan ila-nı gördüm. O dükkanı satın aldım. Böylece ilk dükkanımı açtım. Dükkanıma da baba-mın ismini verdim: Bayramoğlu Kuyumcu-luk. Ama dükkanı alınca elimde mal almaya para kalmadı. Eşim imdadıma yetişti, takıla-rını bozdurup parasını bana verdi. O parayla 100 grama yakın altın aldım. Atasay Ka-mer’e gidip benim bu kadar altınım var ku-yumculuğu bilmiyorum ama bana mal verin dedim. Bana yüzük, küpe gibi hafif takılar verdiler. Onları vitrine koyarak İstanbul’da kuyumculuğa başlamış oldum.

Piramit Alyans nasıl doğdu?Dükkanı açınca abimi de yanıma çağırdım. Bir müddet işleri beraber yürüttükten sonra anlaşamadık ve yollarımızı ayırdık. Dükkanı ona bıraktım. Yeni dükkan açacak param da yok. Yeni dükkan açmak için evi-mi satmak zorunda kaldım. Sonra bir çocuk geldi yanıma; abi beni yanına işe al dedi. Ne yapacağız dedim? Çanta yapalım, Anadolu’

ya satalım dedi. Ne satacağız dedim, alyans satalım dedi. Adını ne koyacağız dedim, ço-cuk; Piramit Eşarpları var onlar çok yüksel-diler sen de Piramit koy, yükselirsin dedi. Böylece 1990 yılında Piramit Alyans doğdu. 1991 yılında da atölyeciliğe başladım.

Ürünlerinizi tasarlarken nelere dikkat ediyorsunuz? Kadınlar en çok hangi ürünlerinizi tercih ediyor?15 sene perakendecilik yaptığım için Ana-dolu’da ne iyi gider, üst sınıf ne alır, hangi semtte ne satılır çok iyi bilirim. Müşterinin nabzını yoklarım. Ona göre de tasarımımı üretirim. Yapacağım ürünü herkese gös-teririm. Güzel mi, değil mi, müşteri olsan beğenir misin diye sorarım. Kadınlar şu ara altın pahalı olduğundan hafif ürünlere yöneliyorlar. Sade modeller, genelde beyaz ağırlıklı ürünler çok rağbet görüyor. Ana-dolu’da biraz daha gösterişli modeller tercih edilirken; batıda az desenli, taşlı ince mo-deller çok satılıyor.

Nasıl bir patronsunuz?Ben patronluk kelimesini kabul etmiyorum. Ben işçilerin en alt sınıfındayım. Bana pat-ron diyen adamla konuşmam, işe almam. Mal kime teslimse patron o. Zarar eden firmaların çoğunun sorunu bu. Patron ha-vasına girmişler, rehavete kapılmışlar. Ça-lışanlarımın hayatları boyunca benim için çalışmalarını da istemiyorum. Bir mal sa-hibi olsunlar, iş yeri sahibi olsunlar istiyo-rum. Bunun için de elimden gelen yardımı yapıyorum. Bir patron iyi kazanıp hepsini cebine atıyorsa o paradan hayır gelmez, o parada işçilerin de emeği var.

Yurt dışı ve yurt içi çalışmalarınızdan bahseder misiniz?Yurt dışı çalışmalarımız var ama yavaş ya-vaş azalıyor. Altın yüksek olduğundan işçi-likler çok aşağı düştü. Mesela eskiden 100 milyona sattığımız malın fiyatı şimdi 40 milyon. E, o zaman da bize bir şey kalmı-yor. Ölü fiyatına niye ucuz mal satayım ki? Dubai mesela ölü fiyata mal alıyor. Almanya mal beğenmez, malın yarısı geri gelir. İtal-ya’ya satamazsın, kendi üretici. Araplar zor insanlar, önce malı görmek istiyorlar, parayı sonra gönderiyorlar. Büyük risk. O zaman ben niye yurt dışına satayım ki? Ben kendi insanıma satarım. Türkiye içerisinde bütün Anadolu’ya üretici olarak mal satıyoruz.

Sizce sektörün sorunları neler?Demin de belirttiğim gibi patronum reha-vetine kapılan arkadaşlar var. Kuyumculuk uzaktan kumandayla yürütülecek iş değil.

İşinin başında durmak zorundasın. İşçin ne kadar çalışıyorsa sen ondan fazla çalışacak-sın. Yoksa piyasadan silinir gidersin. Bir de herkesin kendi işine bakması lazım. Herkes birbirinin ürününü taklit ediyor, fiyatı aşağı indiriyor. İnsanları kandırmamak lazım. Bu iş tamamen güven işi.

Zühre Saygılı Korucu

Page 32: Voir – kasım 2012 online dergi

30

•IstanbulFashionWeek4günboyuncayaklaşık30.000ziyaretçiyeevsahipliğiyaptı.•1,5milyonTLbütçeilehayatageçirilenIFW’de500binTL’likdesponsorlukdesteğisağlandı.

•Yaklaşık100yabancıalıcıkatıldı

• Modahaftasını50’ninüzerindeyabancıbasınmensubutakipetti.

• Günlükbin200araçparkalanınagiriş-çıktıyaptı.

• Hazırlıklarına15günöncebaşlananIFW’ninkurulumçalışmalarındatoplam300işçigörevalarak 4binmetrekarelikalanıhazırladı

• 8binm2’likalantamamenyenidenboyandı.

• Lounge,basınodası,vıpodası,defilealanıiçin2bin200m2duvarörüldü.• Enerjiiçin4bin550metrekablolamayapıldı.• Antepo3’te900kişilikdefileizlemealanı,1.500kişilikfuaye,80kişilikbasınvevipodasıkuruldu.• 4günboyuncagörevalanmankenleryaklaşık1000kezpodyumaçıktı• Modellerigiydirmekiçin135personelçalıştı.• 250kişiliksaçmakyajekibigörevüstlendi.• Organizasyonboyunca,60kişilikgüvenlikvesağlıkekibinöbettuttu.• 2ambulans24saathizmetverdi.• IstanbulFashionWeek’tebirgüniçinde12saatboyuncadefilelerdevametti.• Defilelerinyapılmadığıkalan12saatteiseprovalaryapıldı;yaniIstanbulFashionWeek4günboyunca24saatyaşadı!

Türkiye’nin en seçkinmarka ve başarılımoda tasarımcılarının 2013 İlkbahar–YazkoleksiyonlarınıtanıttığıİstanbulFashionWeek(IFW),busezonilkdefasanat limanları arasındayerini alanAntrepo3’te,doğaldokusubozulmadan

hazırlananyenimekanındadüzenlendi.Colgate’inanasponsorluğundadüzenlenen IFW, İstanbulHazırGiyimveKonfeksiyonİhracatçılarıBirliği(İHKİB),ModaTasarımcılarıDerneği(MTD),BirleşmişMarkalarDer-neği(BMD)veİstanbulModaAkademisi’nin(İMA)ortaküretkenliğiilehayatageçirildi.24’üsoloolmaküzere33modatasarımcısıve5markanın,İlkbahar–Yazmodasınayön veren trendleri belirlediği Istanbul FashionWeek; moda severlere 4 gün sürenbüyükbirheyecanyaşattı.Tasarımkavramıgünlükyaşamınenönemlibaşlıklarıarasınataşındı.Türkiye’ninenbüyükmodaetkinliğindeortayaşurakamlarçıktı:

Rekor sayıda tasarımcının katıldığı Türkiye’nin en büyük moda etkinliğinde tasarım kavramı günlük yaşamın en önemli başlıkları arasına taşındı. 4 Gün boyunca modayı yaşatan IFW’yi 30 bin kişi izledi

FashionRüzgarı Ardından

Solo Defile Yapan TasarımcılarMehtap Elaidi, Gamze Saraçoğlu, ÖzgürMasur, Simay Bülbül, Özlem Kaya,TuvanaBüyükçınar,NiyaziErdoğan,NejlaGüvenç,GülAğış,StudioKaprol,AtılKutoğlu,HaticeGökçe,ErolAlbayrak,JaleHürdoğan,DenizKaprol,ŞafakTokur,DilekHanif,ÇiğdemAkın,GünseliTürkay,AslıGüler,ZeynepTosun,ElifCığızoğlu,NihanBurukveHakanAkkaya.

Karma Defile Yapan Genç TasarımcılarNihanPeker,AyhanYetgin,SongülCabacı,SelimBaklacı,NilKandemir,SelmaState,EmreErdemoğlu,TubaBenianveAyşeDenizYeğin.

MarkalarTween,AVVA,TrikoMısırlı,ADL&CengizAbazoğluveİpekTohumcusürprizetkinlikleriileIstanbulFashionWeek’erenkkattı.İstanbulModaAkademisiisehemModaTasarımıBölümümezunlarınındefilesihemde“İMAWorkshop101:ThePerfectCutIstanbul”modasöyleşisiileyerinialdı.

VOIR MODA

Page 33: Voir – kasım 2012 online dergi

B u sene yedincisi düzenlenen İstanbul Fashion Week (İFW) rekor katılımcısı ve birbirinden renkli moda göste-rileri ile çeşitli ülkelerden gelen alıcılar ve moda severle-

rin karşısına çıktı. Toplam 34 moda tasarımcısı ve 4 markanın koleksiyonlarını sergilediği bu unutulmaz etkinliği yaklaşık olarak 30.000 kişi izledi. Ulusal ve uluslararası medyanın bü-yük ilgi gösterdiği bu muhteşem organizasyon, bir anlamda İstanbul’un dünya moda merkezi olma yolundaki iddiasını bir adım daha perçinlemiş oldu. Karaköy Antrepo’da gerçekleşen organizasyon, geçmiş yıllara kıyasla mekanın kullanım rahatlığı ve bir nebze rahat ulaşım kolaylığı açısından oldukça iyi bir se-çimdi. Dünyadaki tüm metropollerde yaşanan trafik sıkıntısını bir yana bırakırsak etkinliğin bu zamana kadar gerçekleştirildi-ği en doğru mekandı diyebiliriz. Boğaza nazır bir duruş….Aslında değinmek istediğim konu ülkemizde yapılan her türlü iyi niyetli organizasyonun ardından insanların yaptığı acımasız eleştiriler. Evet, her koşulda eleştiri yapılması demokratik dü-şünce anlayışının gereklerinden biridir. Ancak bunu araştırma-dan, nedenlerini ve gerekçelerini sorgulamadan yapıyorsanız, düşünce etiğine aykırı olmaz mı? Neden yapıcı değil de yıkıcı olunur ki, neden katma değerleri esirger de bunun yerine sa-dece ortamı bulandırmayı düşünebilir insan beyni? Ben söyle-yeyim; bilgisizlik, ilgisizlik ve kötü niyet…Tarihteki ilk moda haftasının 1943 yılında New York’da yapıldı-ğını biliyor musunuz? Fransa’nın moda üzerindeki hakimiyeti-ne son vermek veya bu etkiyi azaltabilmek için 2. Dünya Savaşı dönemine rastlıyor. Londra Moda Haftası ise 25. yılını kutlu-yor. İstanbul ise son 3.5 yıldır moda haftasını gerçekleştiriyor. Tarihsel sürece kıyasla diğer ülkelerden daha üstün olmasa da azımsanmayacak derecede başarılı yanları olduğu kanısın-dayım. En azından bu organizasyonun daha en başından beri oluşum sürecinde bulunan bir kişi olarak, yaşanan zorlukları, kurumsal ve bireysel çabaları en iyi bilenlerden biriyim. Baş-ta İHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve İhracatçılar Birliği) olmak üzere MTD (Moda Tasarımcıları Derneği), BMD (Birleşmiş Markalar Derneği) ve İMA (İstanbul Moda Akademisi) hima-yelerinde gerçekleşen bu organizasyon; Türk modası, Türk ta-sarımcıları ve Türk kreatif sektörünün markalaşması ve dünya moda arenasında hak ettiği konuma ulaşması için bir dönüm noktasıdır. İFW için çalışan ve emek veren yüzlerce kişinin organizasyon sonunda hak ettiği alkışı burada yazarak vurgu-lamayı bir borç bilirim.

Ero

l Alb

ayra

k

MODA SERÜVENİ

31

BuyenilikçimarkaAVVA’nın,2013İlkbahar-YazKoleksiyonunukapsa-yan4P ((Project,Play,PoisonveProtocol)başlıklıdefilesi,13EkimCumartesiakşamı,İstanbulFashionWeekkapsamındagerçekleştirdi.

Madonna’nınsevgilisiolarakzihinlerdeyeredinenTonyWard,defileöncesiba-sınmensuplarınayaptığıaçıklamadagerekTürkkadınını,gerekTürkerkeğinifizikselolarakçokgüzelbulduğunubelirterek,Türk insanındaözelliklekarak-teristikburunuçokbeğendiğini söyledi.DefileöncesindeünlümodelDidemSoydan ile tanışıp bir süre sohbet edenWard, basının sorularını da yanıtla-dı:“Türkiye’ye dönüp tarihi yerleri gezmek veTürk kültürünü daha yakındantanımak, ve ailemleTürkiye’ye tatile gelip Güney’deki sahil şeridini gezmekisterim.”…Türkiye’debirsinemafilmindeoynamakistermisinizsorusunadasinemaileyakındanilgilenenbiriolaraktabiikiisterimdiyecevapverdi.Ayrıca;algıları açık bir insanolduğunu vegerçeği tümçıplaklığı ile görüp, ağzındansadeceamasadecegerçeklerinçıktığınıdavurguladı.Madonnaileolanilşkisinide değerlendirenTonyWard, sözlerine şöyle devametti: “Madonna’yla olanilişkimkariyerimiyüzde50olumluyüzde50olumsuzetkiledidiyebilirim.Böylebüyükbirisimlegözönündebirilişkiyaşadığınızdatümilgisizinüzerinizetopla-nıyor.HollywoodbasınıbeniodönemdeelüstündetuttuğukadarMadonna’danayrıldıktansonraaynıorandayerdenyerevurdu.”Şık,dinamikvestilsahibimodernerkeğintümihtiyaçlarınacevapverenAVVA,yeniçizgileriyletümzevklerinkesişimnoktasıolacak.

Madonna’nın eski sevgilisi Tony Ward; modern erkeğin tercih ettiği marka AVVA defilesinde açılış ve kapanışlarını yapmak üzere Türkiye’ye geldi. Yoğun ilgi gören Tony Ward ve AVVA defilesi izleyenlere görsel şölen yaşattı.

Tony Ward IFW’yi Fethetti!

Page 34: Voir – kasım 2012 online dergi

32

VOIR TREND

Nostaljik çizgilerAbdullah Kiğılı, kruvaze takım elbislerini tüm detaylara önem vererek tasarladı. Tebeşir çizgi kumaştan, lacivert ve siyah tonlarda oluşturulan kruvaze takım elbiseler, bu sezon farklı çizgisini koruyor. Laciverdin açıktan koyuya farklılaşan 7 tonu ile lila, mor ve bordo yansımaları bulabileceğiniz takım elbiseler 46 bedenden 56 bedene kadar uzanıyor. İki düğme ve mono yaka ağırlıklı koleksiyon sunan Abdullah Kiğılı, çift yırtmaç ve iç detaylardaki farklılıkla bu yıl şıklığınıza şıklık katıyor.

Pierre Cardin koleksiyonunda“Plastikleşen” dünyada doğaya zarar vermeyen materyallerin kullanımıyla bir karşı duruş sergileyen “Doğayla

bütünleşme ve doğal uyum” ekolojik yaşama yakınlaşma, yapay dünyadan uzaklaşıp doğal

yaşamın el değmemişliğine göndermeler var. Koleksiyonda ekoseli gömlekler, çift

taraflı montlar, dirseklikler, deri detaylı ve kapişonlu trikolar, kül rengi denimler, çoban

düğmeler, şal yakalar, kadife pantolonlar, örme kumaştan ceketler öne çıkan ürünler. Yeni sezonda özellikle farklı materyallerin

kombinlendiği ürünler dikkat çekiyor. Örneğin deri, yün ve ahşabın bütünleştiği

hırkalar farklı alternatifler sunuyor...

ErkeğinDoğası

ZENITH

Page 35: Voir – kasım 2012 online dergi

33

İMMİB’te Başkan Değişikliği

Ülke İhracatını arttırmak, bu doğrultuda eğitim ve seminer dü-zenlemek, tanıtım faaliyetleri kapsamında fuarlar organize etmek ve katılımcı sağlamak, ülkeler arası ticaret faaliyetleri

ile ilgili çalışmalar yapmak ve tüm bunlardan 20.000 üyesini haberdar etmek amacıyla kurulmuş, bünyesinde altı tane birliği barındıran, bir-çok misyon ve vizyonu üstlenmiş bir birlik: İMMİB… 15 Ekim Pazartesi günü, İMMİB genel merkezinde yapılan Yönetim Ku-rulu Başkanları Toplantısı’nda oy birliği ile karar alındı. Bu doğrultuda; İMMİB Koordinatör Başkanlığı’na, Mücevher İhracatçıları Birliği Yöne-tim Kurulu Başkanı Ayhan Güner getirildi. Tahsin Öztiryaki de Koordina-tör Başkan Yardımcılığı’na seçildi.Bu seçim, bir ilke de imza attı. Birlik tarihinde ilk kez Mücevher İhra-catçı Birlikleri Başkanı, İMMİB Koordinatör Başkanlığı’na seçilmiş oldu.

İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) yeni Başkan ve Yardımcısını belirledi.

Page 36: Voir – kasım 2012 online dergi

34

DANIELESPINOSA

ROBERTO BRAVO

16.yüzyıldaAlbrechtDürergibisanatçılarıninsanlara ölümlü olduğunu hatırlatmak amacıylaeserlerinde kullandığı kurukafa desenleri, yıllariçindepopülaritesiniyitirmeden,günümüzebirçıl-gınlıkhalindeulaştı.

Ardından, Fransız korsan EmanuelWynn, gemi-sininbayrağındakurukafaveçaprazkemikleri ilkkullanan oldu. Bu dönemlerden sonra, biraz dakabadayılıkvesavaşçı sembolühalinegelenku-rukafalar,AmerikanÖzelOperasyonlarbirimindenNaziSSsubaylarınınüniformalarınakadarpekçokyerdegörülmeyedevametti.

19.yüzyıl takı ve mücevherlerinde de, GratefulDeadgibimüzikgruplarınındakatkısıylabukaran-lık görünüm hükmünü sürdü.Meksikalıların "DiaDeLosMuertos -ÖlülerinGünü"kutlamalarındakullanılan, gülen, neşeli kurukafaların takı olaraküretilmesi,kurukafalarındahagenişkitlelertarafın-dankabulgörmesinisağladı.

TREND ALARMI

Albrecht Dürer, 1503

Fransız Korsan Emanuel Wynn’ın gemisinde kullandığı bayrak

Nazi subayınınüniformasındanşapka detayı

Meksikalıların “Ölüler Günü” kutlamaları için hazırlanmışfestival davetiyesi

Modası geçmeyen kurukafalar mücevherleri de sardı

SOFIA FITZPATRICK

Hazırlayan: Aylin Gözen

ZOE&MORGAN

Page 37: Voir – kasım 2012 online dergi

Mücevherde Gelişmelerin Son Hız Yaşandığı Dönem

Aylin GÖZENMücevher - Pazarlama Uzmanı

ICA International Color Stone Association Üyesi

Zaman Tüneli

35

Tarihte 1714 ile 1837 arasında geçen ve Georgian dönem ola-rak adlandırılan zaman aralığı, dört “George” isimli hüküm-darın dönemini kapsar. Bunlar; George I (1714-1727), Geor-

ge II (1727-1760), George III (1760-1820) George IV (1820-1830) ve William IV (1830-1837)’dür.Georgian Dönem, sanat tarihinde büyük önem taşıyan Rococo, Neo- Klasizm ve Romantizm akımlarının yaşandığı, Mozart’ın, Gainsbo-rough’nun zamanıdır. Bu tarihler; bir tarafta Amerika’da devrime sahne olan, George Washington ve Louis and Clark’ın yaşadığı, diğer tarafta Fransa’da ise Fransız Devrimi’nin, Marie Antoinet-te’in, Napoleon’un, Josephine ve Marie Louise’in, Rusya’da Büyük Catherine’in dönemidir. Georgian dönemde, pırlantanın Güney Af-rika’dan gelmesi ile, pırlantalı ve taşlı mücevherler her yerde parla-maya başladı. 1922 yılında, “London Post Boy” gazetesinde dünya-nın en büyük yeşil elması olan meşhur “Dresden Green” elmasının bulunduğu açıklandı.Dönemin kuyumcuları altın işlemede yetenekli zanaatkarlardı. Ge-orgian dönem mücevherleri özellikle 18 karat ve üstünde çalışılırdı. Bu görkemli takılar tamamen el işçiliği ile üretilirdi. Altın varak yapımında kullanılan haddenin icadı ile de, gümüş ve altının düzgün tabakalar halinde yapılması ve iş gücünden kazanılması sağlandı.

Gündüz bayanlar bir zincir veya kolye ile sa-ati, cameo bir broşu, her boydaki küpeleri ve mi-nik renkli taşlı yüzükleri uygun bileziklerle kul-lanmayı tercih ediyor-lardı. Chatelaine adı ve-rilen ve anahtar, saat ve hatta makas gibi, günlük hayatta gerekli olacak her şeyi taşımak için bele takılan zincirler kullanılıyordu. Erkekler için ise akla gelebilecek her türlü malzemeden hazırlanan, üzerinde pırlanta veya değerli mücevher taşlarının mıhlandığı ayakkabı tokaları, bir statü gös-tergesiydi. Geceler ise tamamen başka bir görkeme bürünüyordu. Gül kesim veya eski tip yastık kesimli elmaslar gecenin ışıklarında parlıyordu. ‘Chandelier’ tarzı sallantılı küpeler, riviera (kısa pırlan-talı) kolyeler, çok taşlı yüzükler dönemin belirgin tasarımlarındandı. Broşlarda çicek, tüy ve kabartmalı resimlere sıkça rastlanıyordu.

Georgian dönemde, mıhlanan taşların altını açık bırakma konusun-daki teknikler gelişmesine rağmen, kullanılmıyordu. Dönemin fa-vori tekniği olan, taşların arkasına bakır veya gümüşten ince folyo tabakalar konularak foyeli mıhlanması, taşların alt tarafının kapalı olmasını gerektiriyordu. Bu da eksperlere, Georgian dönem mücev-herlerini tanımak için en önemli ipuçlarından birini veriyordu.Bu dönemde, pırlantanın dışında, en fazla kullanılan mücevher taş-ları garnet, yakut, zümrüt, topaz, turkuvaz, agat, opal ve organik taşlardan mercan ve inci idi.

Malcolm McLaren ve Vivienne Westwood gibimoda tasarımcılarının kurukafadan esinlenerekhazırladıklarıkoleksiyonlarla,kurukafalar1970'le-rin Londra'sının ikonik sembolü haline geldi EdHardy gibi tanınmış dövme sanatçılarının desen-lerinintekstileuygulanmasıkurukafalarıbüyükbirihtişamlamodayasoktu.2007yılındatanınmışheykeltraşDamienHirst'in;8.601 adet flawless (kusursuz) temizlikteki pır-lantanınmıhlandığı,platinveinsandişikullanarakhazırladığı "For the Love of God" adlı kurukafaheykeli, kurukafaları bir kez daha gündeme ge-tirdi..Ölümünkaçınılmazlığınıveherkesinbirgünöleceğini hatırlatan "Memento Mori" felsefesinivurgulayan heykelin üretimi için 14milyon Ster-linharcandıvesergidekisatışfiyatıise50milyonSterlinidi.Bu gelişmenin ardından; günümüzde, ünlü tasa-rımcıAlexanderMcQueen'intasarladığıkurukafalıfularlar,özellikleKateMossveOlsenikizlerininbufularıtakanfotoğraflarınınyayılmasıyla,trendtakip-çilerinintutkusuoldu.Tekstildebaşlayanbututku,takılaravemücevherehızlasıçradı.Mücevherfu-arlarında trendlere uygun koleksiyonlar oluşturanmarkalarıntasarımlarındakurukafalarayerverme-si,buçılgınlığılüksürünleredetaşıdı.

1970’ler, solda moda tasarımcısı Malcolm McLaren ve kurukafalı bir t-shirt deseni

1970’ler, VivienneWestwood

Damien Hirst ve tasarladığı kurukafa heykeli

VivienneWestwoodimzalı bluz

Alexander McQueen tasarımlı fular

Page 38: Voir – kasım 2012 online dergi

36

Hasan Bey markanızı tanıtır mısınız?Akay Kuyumculuk olarak 1995 yılında ku-rulduk. Mineci olarak başladık. Önce soya-dımızı kullandık. Sonra baktık ki markalaş-mak lazım. Çalıştığımız ülkeleri baz alarak bir isim oluşturduk. Povlino diye marka ya-rattık. Onun üzerinden de çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Minecilik hakkında biraz bilgi verir mi-siniz?Minecilik çok az insan tarafından yapılı-yor. Soğuk mine yapan çok ama sıcak mine yapan pek yok. Sıcak mine dediğimiz olay 630-830 derece arasındaki küçük fırınlarda özellikle altına uygun fırınlarda, tamamen samur fırçalarla belirli boyutlarda yapılan işçiliktir. Tamamen teferruatlı ve detaylı bir

iş. Tabi bunun önemli etkenleri ve etmenle-ri var. Bir kere madenin temiz olması lazım. Alacağımız işi önce temizliyoruz. Üç çeşit mine var. Zemine tatbik edilen yani transpa-ran mine dediğimiz mineler, opak mine ve opel mine. Yapacağımız işin muhteviyatına göre, özelliğine göre, ne tarz mine yapaca-ğımızı belirliyoruz. Belirlediğimiz zemini temizleyerek hazırlıyoruz. Bazen alta bir tabaka sürüyoruz onun üzerine renklendi-riyoruz, bazen işi direkt uyguluyoruz. Her işin çalışma stili farklı. Opak işler daha düz işler, direkt sürülebilir. Transparan ve opel işler de çok daha detay isteyen işler. Biz özellikle detay isteyen işler yapıyoruz ki herkes yapamasın. Mine sabır ve meşakkat isteyen bir iş. Tamamen el emeğiyle ortaya çıkan bir iş.

Bu kadar emekle ortaya çıkan bu iş hak ettiği değeri görüyor mu?Belki burada değil ama yurt dışında çok ilgi görüyor. Daha önce yurt dışından da bunu yapmamız için çok teklif aldık. Ama biz burada kalarak kendi kendimize büyümeyi tercih ettik.

Ürün portföyünüz nelerden oluşmakta-dır?Mineli tarzda üretilebilecek, aklınıza gelen her şeyi üretiyoruz. Yüzük, üçlü setler, ço-cuk grubuna hitap eden ürünlerden oluşu-yor portföyümüz. Özel müşterilerimiz de var. Bize geliyorlar akıllarındaki takıyı tarif ediyorlar, biz de yapıyoruz.

Tasarımlarınızda neleri ön plana çıkar-tıyorsunuz?Genelde çocuk grubuna eğiliyoruz. 500’e yakın çocuk grubuna yönelik ürünlerimiz var. Dünya trendlerini takip ediyoruz.

2012 sizin açınızdan nasıl geçiyor? Beklentilerinizi karşılayabildiniz mi?Bizim için güzel bir yıl oluyor. İşimize önem verdiğimiz için ve sürekli gelişim içerisinde bulunduğumuz için çalışmalarımızın karşılı-ğını da alıyoruz.

2013 hedefleriniz neler?Çocuk serisine devam edeceğiz. Ayrıca li-ght ürünlere girmiştik. 2013’de de buna de-vam edeceğiz. Bakacağız doğru yolda mıyız değil miyiz. Daha kaliteli ve daha iyi fiyatla-ra ürün gamı geliştirmeyi düşünüyoruz.

Markanızı büyütmek adına yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?Kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz, dünyayı takip ediyoruz. Danışmanlardan yararlanıyoruz. Reklama ağırlık vermeye başladık. Yurt dışındaki fuarlara katılıyoruz.

36

Takıların Mine ile Uyumu BüyülüyorÇok azdır, günümüzde mine sanatıyla uğraşan… Zahmetli bir iştir çünkü. Özellikle sıcak mine ile uğraşmak emek ister. Hele ki işin içine takı girince… Akay Kuyumculuk’ un sahibi Hasan Akay da mine gibi zor bir sanata gönül vermiş. Bin bir emekle hazırladığı ürünlerden ve mesleğinden bahsederkenki halinden bu işi ne kadar çok sevdiğini de anlayabiliyorsunuz zaten.

Page 39: Voir – kasım 2012 online dergi

Sektöre farklı bakışı, duruşu ve tanıtımlarıyla adından bahsettiren Nadir Metal; marka çalışmlaraını etkin bir biçimde yürütüyor. Ekim ayında Nur Gümüşdoğrayan ile yaptığı VOIR Magazin Kapak çekimleri dikkatleri çekmeyi başardı. Türkiye’de ilklere imza atan ve kuyumculuk sektörünün ilerilere taşınması için çaba gösteren marka, gerçekleştireceği yenilik ve projelerle adını sıkça duyurmaya kararlı gözüküyor.

HER YERAltın

ADVERTORIAL SAYFADIR.

Page 40: Voir – kasım 2012 online dergi

38

VOIR TREND

Boğaz’ınbüyüleyici kış renkleri

Desa'nın İngiliz, Osmanlı ve Bizans kültürlerinden ilham alınarak hazırlanan ve İngilizlerin spor giyim tarzıyla, İstanbul’un kültürü ve tarihini harmanlayan ana koleksiyonları oldukça iddialı. Bu koleksiyonun içinde yer alan trençkotlar, eldivenler, uzun çizmeler, clutchlar, yeşil kısa botlar, gri tonları en iyi şekilde yansıtan yün etekler ve deri ceketler de Boğaz’ın gizemli havasını sergiliyor…

Nişantaşı Reasürans Çarşısı ve Alaçatı'nın yeni butiği “Caprissima”, İtalya’nın orijinal takı tasarım atölyelerinden derlenmiş eşsiz bir takı koleksiyonunu ayağınıza getiriyor! Birbirinden yaratıcı takı tasarım markasının yanı sıra Daniela de Marchi'nin kendine özgü dropaj tekniği ve yarı değerli taşlarla yarattığı mercansı formda, el yapımı takılara ev sahipliği yapıyor.

ÇağdaşYorumHem erkek hem kadınların bileklerine farklı bir tarz getiren Tw Steel'in Automatic Koleksiyonu'nda bulunan saatler, özel şekillendirilmiş bezel, Pvd siyah kaplamalı aynı zamanda 45 ve 50 mm çelik kasalar ile klasik saat severlere çağdaş bir yorum katıyor.

El yapımı mercanlar

TOP SHOP

Page 41: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 42: Voir – kasım 2012 online dergi

İzmir+Moda=

40

Türkiye’nin önemli moda tasarımcıların-dan birisiniz, ama sizi biraz da sizden dinleyelim. Kimdir Ertan Kayıtken?İzmir doğumlu ve bütün beklentilerini, yatı-rımlarını İzmir’e harcamış ve İzmirli olmaktan gurur duyan biriyim. İzmir’in enerjisinin beni beslediğini düşünüyorum. Başka bir şehir beni çok çabuk tüketirdi.

Moda serüveniniz nasıl ve ne zaman başladı?İlk hareketli moda yaşantıma rahmetli Barış Manço’nun imaj makeri olarak başladım. Daha sonra İzmir fuarları, kendime moda dünyasında yer edinme açısından büyük imkan sağladı. Gerek fuar süresince yaptı-ğım defile showlar, gerekse sanatçılara ha-zırladığım kıyafetler popüler moda yaşamımı destekledi.

İzmir’de moda denince akla gelen ilk isim Ertan Kayıtken. İnsanlar onu modanın sihirli değneği; o ise kendini modanın şövalyesi olarak adlandırıyor. Bugüne kadar birçok ünlü ismi giydirmiş. Ama kariyerine başlamasına ve tanınmasına vesile olan Barış Manço’nun hayatındaki yeri ayrı. Ayrıca moda, onun için sadece ün ve para kazanmak anlamına gelmiyor. O bu yeteneğini aynı zamanda birçok sosyal sorumluluk projesi için de kullanıyor.

Ertan Kayıtken

VOIR MODA

Page 43: Voir – kasım 2012 online dergi

Güzel sanatlar moda tasarım bölümü sınav-larında yeteneksiz bulunduğunuz halde, Tür-kiye’nin önemli moda tasarımcıları arasında yer almak size neler hissettiriyor?Türkiye’deki birçok ilkleri İzmir’de yaptığımı düşü-nüyorum; ilk moda klipleri, moda programları…Ay-rıca birçok ünlü modeli İzmir’de ben yetiştirdim. Bir dönem “Modanın genç sihirli değneği” benzetmesi beni sonsuz mutlu ediyordu. Moda, sadece okulla ve kurslara gidilerek öğrenilecek bir meslek dalı değildir. Bir okulu ya da bir kursu bitirdikten sonra modacı olmuyorsunuz. Tabii ki bu eğitimde gerek-li ama önce yüce Yaradan’ın size bu anlamda bir yetenek sunmuş olması gerektiğini düşünüyorum; sonra her başarıda olduğu gibi kendinize inanmak, çok çalışmak ve proje üretmek zorundasınız. Benim moda hayatım sürekli yenilenme, üretme, kendime inanma ve çalışmakla geçti. Seneler önce güzel sanatlar moda tasarım sınavında yeteneksiz bu-

lunduğum halde kendi çabalarım, araştırmalarım ve inancımla bu misyona sahip olmak, beni sonsuz mutlu ediyor. Sürekli bulunduğum yeri korumak için yeni projeler üretip kendimi yenilemem, başarımın en büyük nedenidir.

Kendinizi “modanın şövalyesi” olarak tanımlı-yorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?Kendimi modanın şövalyesi olarak tanımlamam; yaptığım projelerde çaresiz kaldığım anlardan iti-baren, çarenin yine ben olduğumu hatırlayıp pes etmememden kaynaklı.

Barış Manço’nun kariyerinizde önemli bir yeri olmuş. Yollarınız nasıl kesişti?Sevgili Barış Manço, fuar zamanı yaptığım showları izleyip, onun tarzına uygun olduğumu söyleyip, onun imaj makeri olmamı istemişti. Ben de uzun seneler

onun sahne performansına imzamı atmıştım. Tabii ki o dönem için meslek hayatıma ivme kazandırmıştı.

Hiçbir defileniz sıradan değil. Konuklarınızı hep sürprizlerle karşılıyorsunuz. Bu anlamda “Şampanya, Soda, Lux Moda” da çok konu-şuldu. Bu konseptler nasıl oluşuyor?Şampanya, soda, lux moda defile konseptlerinde hiçbir şey kurgulanarak değil, birikimlerimin ön pla-na çıkmasıyla oluşuyor.

Defilelerinizde yer alan mankenleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Defilelerimde Akdeniz tipini yansıtan modeller seç-meyi tercih ediyorum ve uzun boy tercihim.

Birçok ünlü isim sizin kıyafetlerinizi tercih ediyor. Sizin çalışmaktan en çok keyif aldığı-nız isim kim?

Birçok ünlüyü giydirdim ama İvana Sert’in kıyafetle-rimi çok başarılı taşıdığını düşünüyorum.

Türkiye, dünya modasında hangi noktada? Türkiye’deki genç neslin, dünya modasında çok önde olduğunu düşünüyorum. Tabii onların arasın-dan kendi çabalarıyla ön plana çıkan birçok genç, dünya modasında söz sahibi. Türk modası, artık dünya modasının çok önemli noktasında yer alıyor.

Başarılı bir moda tasarımcısı hangi özelliklere sahip olmalı, nelere dikkat etmeli?Başarılı bir moda tasarımcısı; hayatının her bölü-münde modayı solumak zorunda… Çok çalışmalı, kendini çok yenilemeli ve düşüncelerini gerçekleşti-rinceye kadar emek sarf etmeli, pes etmemeli.

Son zamanlarda Türkiye’de de düzenlenen

Fashion Week hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de düzenlenen moda organizasyonlarının hepsi, Türk modası adına gerekli. İstanbul Fashion Week bunlardan biri; tabii ki çok başarılı buluyorum ve onun önünde başka bir organizasyon yok. Bizim ülkemizde çok yeni bir etkinlik olmasına rağmen, her geçen yıl daha da kusursuzlaşıyor.

Ülkemizdeki kadınlar sizce moda konusunda ne kadar bilinçli? Türk kadını, özündeki giyim kültüründen dolayı mo-dada cesaretli ve bilinçli. Dünya modasıyla ekono-mik koşullarına göre herkes paralel olmalı. Moda tabii ki bazı maddi imkanlar gerektiriyor; ama viz-yon, emek ve akıl her zaman maddiyatı ikinci planda bıraktırıyor.

Önümüzdeki sonbahar ve kış, kadınların gardrobunda en çok hangi modelleri görece-ğiz?Dünya modacıları geniş bir yelpaze sunuyor moda severlere; bordolar, yeşiller ve gri maviler bu sezo-nun renkleri. Çok zengin olan bu yelpazeden her-kes yaşam biçimine, bütçesine ve proporsiyonuna, kişiliğine uyan bir biçimde seçmeli, modanın esiri olmamalıdır. Gardropların en kullanılır ve modası geçmeyen ekonomik seçimleri olan siyah ve beyaz tasarımlara yer vermeleri, kendilerine avantaj sağlar.

Düzenlediğiniz defilelerle birçok sosyal so-rumluluk projelerine de imzanızı atıyorsunuz. Bundan bahseder misiniz? Yapmış olduğum bu fantezi meslekte, mesleğinin söz sahibi olan her insan gibi yaptığım her iş sa-dece kendim için değil, sosyal yaşamda da bana ihtiyaç olan insanlarla paylaşmam, benim bir göre-vim diye düşünüyorum. Sosyal projelerde bulunmak ve faydalı olmak, ruh dengemi yukarı taşıyor. Böyle bir görevim olduğunu his-setmek mesleğimde daha da başarılı ol-mamı sağlıyor.

Page 44: Voir – kasım 2012 online dergi

Türkiye’de ilk kez gerçekleşecek olan İstanbul Tasarım Bienali 10 Ekim Çarşamba sabahı, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda yapılan basın toplantısıyla açılışını gerçekleştirdi.

İstanbul Tasarım Konuşacak!

Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren İstanbul Kültür Sanat Vak-fı (İKSV), İstanbul’un ilk Tasarım Bienalini hayata geçirdi. Bu yıl 40. Yılını kutlayan İKSV, Bienalin açılışını 10 Ekim-

de basın mensuplarına yaptı. 13 Ekim-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek olan Bienalin sponsorluğunu, Eren Holding, Koray Şirketler Topluluğu, Vestel ve Vitra üstlendi.Açılış konuşmasını İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacı-başı yaptı. Eczacıbaşı konuşmasında, “Hazırlıklarını 2010 yılından bu yana sürdürdüğümüz ilk İstanbul Tasarım Bienali’nde, son dö-nemde tüm dünyada ivme kazanan tasarım ve ona bağlı yaratıcı alanların tamamını kapsayacak bir etkinlik düzenleme amacını ta-şıdık. Tasarımı bir kültür öğesi olarak ele almayı, farklı yönleriyle sorgulamayı, yeniden düşünmeyi ve düşündürmeyi hedefleyerek, bu alana İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın özgün bakış açısıyla yak-laşmak istedik.” dedi. Törende bazı katılımcılara, katkılarından dolayı plaket verildi. Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreteri Süleyman Erde, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eş sponsorlardan Eren Holding adına Yönetim Kurulu Baş-kanı Ahmet Eren, Koray Şirketler Topluluğu adına Koray İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selim Koray, Vestel adına Vestel Genel Müdürü Ergün Güler ve Vitra adına Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Gru-bu Başkanı Hüsamettin Onanç, TUSKON (Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu) Genel Sekreteri Dr. Mustafa Günay ile TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, birer teşekkür plaketi aldı.Sonrasında bienal sergi mekanları, küratörler rehberliğinde gezil-di. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da sergi mekanlarını Bülent Eczacıbaşı eşliğinde gezdi.İstanbul Tasarım Bienali; kentsel tasarım, mimarlık, endüstri ürünleri tasarımı, grafik tasarım, moda tasarımı, yeni medya ta-sarımı gibi başlıca alanlar ve ilgili tüm yaratıcı ürün ve projeleri kapsayacak İstanbul Tasarım Bienali’nde, küratörler Emre Arolat ve Joseph Grima’nın, “Kusurluluk” (Imperfection) temasını, ken-di bakış açılarıyla yorumladıkları iki farklı sergi mekânında 46 ül-keden 300’e yakın tasarımcı ve mimarın 100’ün üzerinde projesi yer alıyor. İstanbul Tasarım Bienali, iki serginin yanı sıra 12 Aralık tarihine kadar, kentin farklı noktalarına yayılacak akademi progra-mı, atölye sergileri, seminer programı, yaratıcı film kuşağı, paralel katılımcı programı ve tasarım yürüyüşleriyle iki ay boyunca İstan-bul’u bir tasarım kentine dönüştürecek.

42

Page 45: Voir – kasım 2012 online dergi

FED’in 13 Eylül itibariyle ilan ettiği QE3 sonrası 1730 seviyesinden başlayan yükseliş kanalı 1795 seviyelerine kadar tırmandı. Bu seviyelerden daha yukarı gidebilmesi için Çin ve Güney Afrika’dan gelecek haberler önem kazandı.

Çin’den gelecek büyüme rakamlarının iyi gelmesi emtia talebinin artmasına, bu da global ekonominin önemli bir bölümünü oluşturan Çin’de hammadde

talebinin artmasına sebep olacaktır. Bu zincirleme kıyas ile altın fiyatlarının uzun vadede yönünün yukarı olduğunun göstergesidir.

Diğer yanda Güney Afrika’daki işçi grevleri de altın fiyatla-rının yukarı gitmesinde etkili oldu. Fakat işçilerin grevi sona erdirip işbaşı yapmaları halinde, altının ons fiyatında kar sa-tışları görmek mümkün. Bu satışların 1730’lu seviyelerde karşılanacağını ve piyasanın bu seviyeden tekrar alıma yö-nelmesini beklemekteyiz. Zira bu seviyenin altına sarkılma-sı durumunda kanal 1660 seviyelerini işaret etmekte. Tepki alımlarının 1760’lı seviyelere ulaşması halinde, yönün tekrar yukarı olacağı anlamına geliyor.

Altın yatırımcılarına tavsiyem; 1660 seviyesinin üstünde kaldığımız sürece stoploss seviyeleri belirleyerek, bu sevi-yelerde zararlarını minimize etmeleri. Çünkü bu seviyeler kullanılmaz ise telafisi olmayan zararlar ile karşı karşıya ka-lınabileceği göz ardı edilmemeli.

Gün içi işlem yapacak olan yatırımcılarımıza tavsiyem ise; olası düşüşlerin alım fırsatı olarak değerlendirilmesidir.

Murat TırpanMurat Gold

Yönetim Kurulu Başkanı

Altının KaderiÇin ve Güney Afrika'nın Elinde

İstanbul Jewelry Show Ekim Fuarında, İtalya’nın önemli gümüş takı markası Misis Silver ile Fiore

D'oro birlikte sipariş rekoru kırdı

Misis Silver ile Fiore D’oro İş Birliği

04-07 Ekim tarihlerinde gerçekleşen İstanbul Jewelry Show’da Fiore D’oro standı, oldukça hareketliydi. Yaklaşık iki yıldır çözüm ortaklığı

yaptığı ve İtalya’nın önemli takı firmaları arasında yer alan, ileri seviyede teknolojisi ile dizaynları göz dolduran Misis Silver ile Fiore D’oro fuarda bol sipariş aldılar.Misis markasının takı tasarımları başta İtalya olmak üzere tercih edilir nitelikte. Türkiye’ye bu markayı kazandıran Fiore D’oro, önümüzdeki günlerde çıkaracağı yeni koleksi-yonları ile yine sektöre damgasını vuracak.Fuarda sohbet etme şansı yakaladığımız Fiore D’oro’nun sahibi Şermin Koç, “Tasarımlarını beğendiğimiz Misis ile sürekli çalışıyoruz. Bizim Misis ile iş bağlantımız bundan birbuçuk sene öncesinden başlamıştır. Misis’i Türkiye’ye getiren, tanıtan ve daha sonra tüm çalıştığımız ülkelere ti-careti doğru bildiğimiz şekilde pazarlayan ve vitrinleri bu ürünle süsleyen firmayız. Fakat haksız rekabet yapmak is-teyen firmalara da tepkiliyiz.” dedi. Sezonda yeni ürünler ile yine gözlere hitap edecek Fiore D’oro’nun koleksiyon-ları çok konuşulacağa benziyor. Sürekli yenilik ve farklılık üretmeye çalışan, bu konuda da bugüne kadar hep başarılı olan Fiore D’oro, yükselişine, bilinirliliğine, kalitesinden ödün vermeden devam ediyor.

43

Page 46: Voir – kasım 2012 online dergi

44

Markanız için neden “Tekvin” ismini seçtiniz, anlamı nedir?Marka, bildiğiniz gibi aslında en önemli imaj seçimidir. Marka özünde ürünü ya da ürü-nün kimler tarafından yapıldığını gösterir. Yani bir nevi ürünün kimliğidir. “Tekvin” markası bizi ve ürünlerimizi en iyi anlatan ifade olduğu için seçtik. Tekvin’in anlamını en kısa şekilde, yaratmak diye nitelendire-biliriz. Bizler mücevherlere yeni tasarımlar, yeni şekiller, bazen de mücevherlere yeni bir ruh vererek insanların kendisini daha özel, daha farklı, daha özgün ve daha özgür hissetmesini istedik. Tekvin’in bu betimle-melerin hepsini bir araya fazlasıyla getirdi-ğine inanmaktayız.

Tekvin Pırlanta’yı ayrı kılan nedir?Tekvin pırlanta bugünlere, Türkiye’de mü-cevher ile ilgili üretim aşamalarının hepsini geçerek geldi. Bugün Türkiye’de modanın bir parçası ve ülke endüstrisi için büyük bir başarı kaynağıdır. Tekvin Pırlanta, Türk kül-türü ve dünya mücevher modasını o kadar iyi bütünleştirmiştir ki sürdürülebilir başa-rı meydana gelmiştir. Amaçtan sapmamak, yani dünyanın her yerinde Türk mücevher sanatının imajını korumak, düzenlemek, yö-netmek, yaymak ve güçlendirmektir.

Ürün yelpazenizden bahseder misiniz?Pırlanta, mücevher, kalite, moda ve seçim işte ürün yelpazemizi oluşturan ana başlık-lar bunlardır. Bunların altında modern ya-şam tarzının gerekliliği olan yeni tasarımlar yaparken, özellikle Osmanlı dönemi mücev-herlerle de bağımızı daha da güçlendirerek devam etmekteyiz. O dönemleri tekrar ele alarak, yeni tasarımları bugüne adapte et-mekteyiz. Tasarımlarımızın gücü özellikle yurt dışında çok fazla kendini hissettirmek-te ve büyük beğeni toplamaktadır.

Tasarımlarınızı belirleyen faktörler neler?Son zamanlarda artık tasarımların bir dili olduğundan bahsedilmektedir. Bu son de-rece doğru bir tanımlamadır. Tasarım için-de bulunduğumuz toplum kadar, dünya etkilerinden bazen ayrışılmaya çalışılsa da tamamen soyutlanmak mümkün olmamak-tadır. Hepimiz bulunduğumuz çevrede ya-şadıklarımızdan, güzelliklerden ve hayalle-rimizden ilham almaktayız. Bu coğrafyanın en muhteşem kültürlerinden birinin içinde yetişip de yeni bir ifade dili geliştirmemek mümkün değil. Bu ifade dili çoğu zaman yeni teknolojilerle entegre edilmiş özgün tasarımlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Piyasada yoğun bir rekabet var. Bu rekabette bir adım önde olmak için neler yapmak gerekiyor?Rekabet; tasarım, kalite, fiyat ve firmala-rın ekonomik gücünün bir harmanlanması olarak karşımızda durmaktadır. Bu denge-leri iyi kurabilen firmalar rekabetten kork-madıkları gibi rekabeti teşvik bile ederler. Bizce de rekabete açık toplum; ekonominin daha iyi, daha rantabl işlemesine hizmet etmektedir. Size söylediğim formülü iyi uy-gulayan firmaların rekabetten korkmalarına gerek yoktur, çünkü onlar zaten bir adım öndedir.

Rekabetten Korkmayan Marka

Türk kültürüne bağlı, markasının hakkını veren ve trendleri takip ederek üretim yapan firma; Tekvin Pırlanta…İlyas Devli ve markası üzerine…

Page 47: Voir – kasım 2012 online dergi

45

Yurt içindeki müşteri profilinizle yurt dışındaki müşteri profiliniz arasında ne gibi farklar var, tasarımlarda farklılıklar oluyor mu?İçinde yetiştiğimiz kültürler hem zevkimizi hem de yaşama bakışımızı etkilemektedir. Bu dünyadaki bütün topluluklar için geçerli bir durumdur. Bir ülkedeki insanın beğendi-ğini başka bir ülke insanı hiç beğenmemek-te hatta bazen yadırgamaktadır. Bu yüzden bırakın yurt içi ile yurt dışı farkını, yurt dışında bile her ülkenin beğenileri farklıla-şıyor, hepsine göre ayrı tasarımlar yapmak gerekebiliyor. Bu ülkeden ülkeye değişen koşullara “Tekvin” olarak çok iyi uymakta-yız ve her geçen gün buna bağlı olarak ihra-catımız katlanarak artmaktadır.

Müşteri portföyünüzü genişletmek adına neler yapıyorsunuz?Müşteri devamlılığını sağlayabilmenin ol-mazsa olmaz koşulu, müşteri tanımının doğru olarak yapılması ve “müşterim ne istiyor?” sorusunun doğru olarak cevaplan-masından geçmektedir.Müşteri bağlılığını arttırarak karlı ve uzun süreli bir kuruluş olmanın yolu müşteri memnuniyetinden geçmektedir. Pazarın küresel hale gelmesi ve artan rekabet so-nucunda müşteri kavramının önemi artmış,

müşteri sadece mal ve hizmet satın alan kişi olmaktan çıkmıştır. Değişen pazar şart-ları içerisinde firmalar, müşteri kazanmak ve elde tutmak için önemli bir rekabet si-lahı olarak “müşteri ilişkileri yönetimi”ni kullanmışlardır. Müşteri ilişkileri yönetimi, büyüyen ve firmaya değer katan müşterile-ri korumayı ve genişletmeyi amaçlayan bir iş felsefesidir.Dinamik bir yapıda vizyon ve hedeflerimi-zi belirleyip, bu hedefler doğrultusunda tecrübeli ve profesyonel insanlarla çalışıp,

profesyonel destek alıyoruz. Personelimize ve bizimle çalışan işbirliği yaptığımız ar-kadaşlara destek veriyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında fuarlara katılıyoruz. Oluştur-duğumuz bütçe doğrultusunda reklam ve internet çalışmaları yapıyoruz.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz, bünyenize katmak istediğiniz ülkeler var mı?Dönemsel olarak çalıştığımız ülkeler de-ğişse de başta Almanya olmak üzere Rus-ya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Dubai, Polonya yoğun olarak çalıştığımız ülkelerdir. İhra-catımızı arttırmak için yeni kadrolar oluş-turmaktayız. Bu kadrolarla daha çok ülkeye ulaşmayı hedeflemekteyiz.

2013 Hedefleriniz neler?Geçmiş yıllardaki mali, iktisadi, ticari, tek-nik ve idari yönden elde edilen bilgilere, tecrübelere ve karlılık ile verimlilik pren-siplerine dayanılarak, bir sonraki seneye ait faaliyetlerin yıllık genel yatırım ve finans-man programındaki hedeflere uygun olarak yürütülmesini temin için hazırlanan bir ça-lışma planı hazırlamaktayız. Satış projeksiyonlarımızı, üretim projeksi-yonumuzu, stok yönetimimizi akılcı ve pi-yasanın şartlarına göre belirlemekteyiz.

"Tekvin, Türk kültürü ve dünya modasının

birleşimidir."

Page 48: Voir – kasım 2012 online dergi

46

DESA

Romantizm ve hüzünPark’s by Park Bravo Kasım ayı koleksiyonunda; dalgalı satenlerin yumuşaklığı vücudunuzu sarıyor. Temiz ve yumuşak volümler romantik bir melankoli hissi yaratıyor... Sonbahar dendiğinde akla ilk gelen romantizm ve hüznü; sünger taşı, yeşim taşı, damla sakızı ve siyah renklerin hakim olduğu koleksiyonunda birleştiriyor.

NINE WEST

ATLANTİS

TAKIKA

TOP SHOP

NGSTYLE

VOIR TREND

Page 49: Voir – kasım 2012 online dergi

Bu ayki çalışmamızdan itibaren kuyumculuk sektörün-de yaşanan sıkıntıların giderilmesi, sektörün itibarı-nın korunabilmesi, sektörün dış pazarlar ile rekabet

gücünün arttırılabilmesi amacıyla uzun zamandır üzerinde çalışılan “Türkiye Kuyumcular, Sarraflar ve Mücevherciler Odaları Birliği Kanun Tasarısı”nda mesleğe giriş şartlarının nasıl düzenlendiği değerlendirilerek değerli okuyucularımı-zın tartışmasına sunulacaktır.Mesleğe giriş şartları tasarının beş, altı ve yedinci madde-lerinde düzenlenmiştir. Tasarının 5’inci maddesinde mesle-ğe kabulde genel şartlara yer verilmiştir. Buna göre meslek mensubu olabilmenin genel şartları şunlardır:a) T.C. vatandaşı olmak b) Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip bulunmak.c) Kamu haklarından mahrum bulunmamakd) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen sü-reler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suç-lar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.e) Ceza veya disiplin soruşturması sonucunda memuriyetten çıkarılmış olmamakf) Meslek şeref ve haysiyetine uymayan durumları bulunma-maktır.Mesleğe kabulde genel şartlarda özellikle kamu haklarından mahrum olamamak ile Türk Ceza Kanunu bakımından bir kı-sım suçlardan hüküm giymemiş olmak şartına yer verilmesi ile mesleğin itibar ve güvenini korumak amaçlanmıştır. Zira kuyumculuk sektörü güven esasına dayanmakta, belki de gü-ven esası sektörün temelini oluşturmaktadır.Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş bulunan hırsızlık, iha-leye fesat karıştırma, sahtecilik gibi suçları işleyip hüküm giymiş olan kişilerin meslek mensubu olarak sektörde yer almasının vereceği zarar izahtan varestedir. Bu sebeple belli bir kısım suçları işleyip hüküm giymiş olan kişilerin meslek mensubu olmasının ve sektöre girmesinin önü bu maddeler ile engellenmek istenmiştir.Gelecek ayki çalışmamızda mesleğe girişte özel şartlar ile kuyumculuk sektöründe yer alan şirketler ile ilgili düzenle-melere değinilecektir.

Av.Hamdi ÇiyiltepeRize Kuyumcular Derneği Hukuk Danışmanı

Türkiye Kuyumcular, Sarraflar ve Mücevherciler Odaları Birliği ile Odaların Kurulması Hakkında Kanun Tasarısında Mesleğe Giriş Şartları – 1

Bu sene 4. mezunlarını veren İstanbul Moda Akademisi, sek-tör odaklı, iş temelli, bağımsız ve araştırmacı eğitim felsefesi ve vizyonuyla yetiştirdiği öğrencilerle moda sektörüne ciddi

katma değer kazandırmaya devam ediyor.Moda ve ilgili tüm alanlarında yenilikçi ve modern bir yaklaşımla eğitim faaliyetleri yürüten, uluslararası platformlarda kabul görmüş, Türkiye’nin en yetkin moda okullarından biri olan İMA, moda tasa-rımı bölümü son sınıf öğrencilerini Temmuz ayında sektöre büyük bir gururla uğurladı. Mezunların çalışmalarını kapsamlı bir sergi ile moda dünyasının beğenisine sunduktan sonra sıra, emeklerinin ve başarılarının karşılığını almak üzere büyük adımlar atmaya, sektörle kucaklaşmaya geldi.Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Mehtap Elaidi, Moda Tasarım-cıları Dilek Hanif, Gamze Saraçoğlu ve Aslı Jackson’un yanı sıra Beymen Tasarım Yöneticisi ve Harper’s Bazaar Moda Danışmanı Aslı Abbasoğlu, Doğuş Perakende Grubu Genel Müdürü Roueida Ho-beika Matin, Vogue Dergisi Editörleri Yaprak Aras, Barış Çakmakçı ile fotoğraf sanatçısı Aslı Girgin ve İMA Direktörü Seda Lafçı’dan oluşan jürinin belirlediği mezunlar, “İMA 2012 Show” ile İstanbul Moda Haftasında’ki yerlerini aldılar.13 Ekim 2012, Cumartesi, saat 12:30’da, İstanbul Moda Akademisi 2012 Show’da 4’er parça ile yer alan Moda Tasarımı bölümü mezunlarımız ve temaları; Aslı Kal-kavan / War of Gods, Ayşenur Gülay /Irıs, Dilek Öztürk / Le Questi-onnaire, Gizem Küçük / Real or Not, Gökhan Ağıt / Enraptured, Leyla Bayraktar / Blue Era, Nesli Karaköy / Revelation 17, Nurten Alpata / Preserving Memory, Oğuz Baykal / Neo Apostles ve Pervin Çağlayan / Optical Illusion şeklindedir.

İstanbul Moda Akademisi, mezunlarını İstanbul Moda Haftasında düzenlediği defileyle, moda profesyonelleri ve moda basını ile bir araya getirdi. Bugünün ve gelece-ğin moda profesyonellerini yetiştirmeyi hedefleyen, aka-demik içeriğini gerçek hayatla buluşturan İstanbul Moda Akademisi’nin (İMA); 2011 - 2012 Tasarım Bölümü me-zunları IFW platformundaki yerlerini aldılar.

İMA 2012 Show

47

Page 50: Voir – kasım 2012 online dergi

48

Biraz kendinizi tanıtır mısınız?1985 İstanbul Yeniköy doğumluyum. 6 yaşınday-ken ailemle Ankara’ya taşındık. Öğrenimimi An-kara’da tamamladım. 2004 yılında güzellik yarış-masına katıldım ve Miss Turkey 1. oldum. Daha sonra İstanbul’a yerleştim ve hayatımı burada sürdürmeye başladım. O zamandan bu zamana modelliğe devam ediyorum ve çok severek yapı-

2004 Türkiye güzeli. Mesleğine aşık bir model. Çok genç olmasına rağmen ağırbaşlı, sorumluluklarının farkında. Bu özellikleri birçok moda tasarımcısının neden defilelerinde kendisini seçtiğinin de cevabı aslında. İleride kendisini sadece podyumlarda değil renkli ekranda da görebileceğiz.

Nur Gümüşdoğrayan

Page 51: Voir – kasım 2012 online dergi

49

yorum. Onun dışında evimde zaman geçir-meyi çok severim.

2004 Türkiye güzelisiniz. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz?Yarışmaya katılma fikri aslında hiç ortada yokken birden bire gelişti. Her şey çok hız-lıydı. Tanıdıklarım benden habersiz resim-lerimi yollamış, resimlerim de beğenilmiş ve ben İstanbul’ a çağrıldım. Apar topar git-tik. Finalistler arasından seçildim ve kampa girdim. Daha sonra zorlu kamp süresi ve final gecesi geldi çattı.

Birinci olmayı bekliyor muydunuz?İsminizi duyunca neler hissettiniz?Yarışmada illa birinci olacağım diye bir id-diam yoktu. Doğru olan neyse o olacaktı. Güzel kızlar vardı ama kısmet banaymış. Birinci olduğum açıklandığında ağladığımı ve hiçbir şey düşünemediğimi hatırlıyo-rum. Türkiye güzeli olmak çok ayrıcalıklı bir durum.

Dereceye giremeseydiniz hayata dair planlarınız farklı mı olacaktı?Modellik olmasaydı hayatımda ben yine mo-dayla alakalı şeyler yapardım, çünkü moda hep hayatımın içinde vardı. Giyinmek, kı-yafetler, takılar, ayakkabılar, alışveriş en çok sevdiğim ve haz aldığım şeyler. İleride modayla alakalı şeylerde yapabilirim belki kendi tasarladığım kıyafet veya takımlarla oluşturduğum mini bir butik neden olmasın.

Kilonuzu korumak için neler yapıyor-sunuz? Kilonun aynı kalması için pek bir şey yap-mıyorum, kilomdan hiç şikayetçi olmadım.

İyi bir model olmak için sahip olunması gereken özellikler sizce neler?Ben 56 kiloyum ve boyumda 1.80, ide-al kiloda olduğumu düşünüyorum. Zaten benden daha ince olan modellerle çalışmak biraz güç olabilir çünkü kıyafeti taşımakta güçlük çekerler bu benim fikrim.

Tüm dünyada çoğu genç kız modellere özeniyor özellikle zayıflık konusunda. Bu durum anoreksiya ya kadar varıyor. Hatta bu yüzden ölenler bile var. Dünya ayağa kalktı, defilelerinde 0 beden man-ken kullanan tasarımcılar protesto edil-di. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?Hastalık boyutunda kilo verenler bence doktor kontrolünden çıkmamalı. Sağlık her şey den önemli.

En çok çalışmaktan keyif aldığınız moda tasarımcıları kimler?En çok çalışmaktan keyif aldığım moda ta-sarımcıları Jale Hürdoğan ve Ayşe Deniz Yeğin.

2009 dan beri ülkemizde de Fashion Week düzenleniyor. Size göre yurt dı-şıyla kıyaslandığında yeterli bir organi-zasyon oluyor mu? Fashion Week haftasını da yeni atlattık. Be-nim için çok koşuşturmalı ama bir o kadarda zevkli geçti. Toplamda 12 defileye çıktım. Birbirinden iyi moda tasarımcılarıyla çalış-tım. Keşke Fashion Week senede 2 kere değil de 2 ayda bir gerçekleşse. Bir mo-delin kendini gösterdiği mutlu olduğu tek yer diyebilirim, tabi moda tasarımcılarının da. Ben çok memnunum İstanbul Fashion Week’ den. Her şey çok iyi kontrollü gidi-yor. Yurt dışıyla aynı düzeye gelmeye baş-ladık.

Mankenlik dışında sizi ileriki zaman-larda bir dizide yada sinema filminde görebilecek miyiz?Oyunculuk kursuna gidiyorum ve yakın za-manda yeni bir dizi projesinde yer almayı planlıyorum.

En büyük hayaliniz nedir?En büyük hayalim herhalde hayallerime ulaşmaktır! Özel

Page 52: Voir – kasım 2012 online dergi

50

Nadir Metal Rafineri, Bakan Nihat Ergün’ü ağırladıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, sektörün öncülerinden Nadir Metal Rafineri’nin fabrikasını ziyaret etti. Nihat Ergün hem Nadir Metal’in üretim ve faaliyetleri hakkında bilgilendirildi hem de sektörün sorunlarını dinledi.

VOIR HABER

Son dönemde yaptığı yatırımlar ve ürettiği ürünlerle birçok yeniliğe adını yazdıran Nadir Metal Rafineri, 01 Kasım 2012 Perşembe günü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Baka-

nı Nihat Ergün’ ü Hadımköy’deki tesislerinde ağırladı. Nadir Metal’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Tütüncü tarafından karşılanan Nihat Ergün’e ilk olarak Nadir Metal’in üretim ve faaliyetleri hakkında bilgi verildi. Daha sonra Bakan Ergün, Nihat Tütüncü ve diğer katılımcılar ile birlikte fabri-kayı gezdi. Laboratuardan rafinasyonun her aşamasına kadar tüm üretim birimlerini inceleyen Sayın Ergün’e Türkiye’de ilk, yüksek saflıktaki metalik rodyumdan, kullanıma hazır rodyum kaplama çözeltisi üretim tesisi de tanıtıldı. Bakan Ergün’e gezi esnasında tesisin üretim kapasitesi, ar-ge çalışmaları ve tek-nolojisi hakkında da bilgi verildi. Bakan Ergün ve diğer katı-lımcılar bir yandan fabrikayı gezerken, bir yandan da sektörün sorunlarıyla ilgili sohbet ettiler. Ziyaret, toplu fotoğraf çekimiy-le son buldu.

Page 53: Voir – kasım 2012 online dergi

Uluslararası Renklerin Kardeşliği adlı karma sergi, Uluslararası Aktivist Sanatçılar

Birliği tarafından İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde, başarıyla gerçekleştirildi.

Serginin açılışını Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği Derneği Başkanı Ümit Yaşar Işıkhan ve Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan gerçekleştirdi. Sanatseverlerin

yoğun ilgi gösterdiği sergide açılış konuşmasını Hakan Tartan yaptı. Başkan konuşmasında; “Konak Belediyesi olarak her za-man sanata ve sanatçıya sahip çıkıyoruz ve destek veriyoruz. Bugün burada bu güzel serginin açılışında yer almaktan çok mutluyum.” dedi.Ululararası Aktivist Sanatçılar Birliği Resim Komitesi Başkanı Hülya Sezgin ise “Aktivistler olarak, 30 ülke katılımı ve toplam 80 eserle sergimizi açıyoruz. Gelecekte yurt içi ve yurt dışında yapacağımız etkinlikler ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Genel başkanımız Ümit Yaşar Işıkhan ile bu konuyu görüşmek üzere geçen hafta Azerbaycan’da idik. Bu tür sanat etkinlikle-rimiz devam edecek. Çünkü sanatın barışa katkısı büyük. Çor-bada azıcık da olsa tuzumuzun olması bizi mutlu ediyor.” diye konuştu. Sonrasında Azerbaycanlı sanatçı Nevai Memmedoğlu, yaptığı portreyi, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’a he-diye etti. Sergide yer alan sanatçıların eserleri büyük beğeni topladı. Vincent van Gogh, Kargalarla Buğday Tarlası, (1890), (Empresyonizm)

Yrd.Doç.Dr. Nuri SezerGrafik Sanatçısı

Hayatımızın her alanını; müzik, edebiyat ve görsel sanatları etkisi altına alan sanat akımlarına devam…

Realizm (19.yy 2. yarısı)19.yüzyılın 2.yarısında buhar makinasının bulun-ması, endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların oluşması, duygular dünyasından insanı gerçek-ler dünyasına iter. İşte sanatçılar da bu gelişme-lere tepki olarak Realist (gerçekçi) çalışmalara imza atarlar. İşçiler, tarlada çalışanlar, kenar kentler resmin konusu olur.

Empresyonizm (İzlenimcilik -19.yy sonu)Empresyonistler güneş ışığının cisimlerin renk-lerine yaptığı değişimleri yakalamaya çalışmış-lardır. Aynı cisim, güneşin farklı zamanlarında farklı renklere bürünmektedir. Siyah bir at lacivert renkte görünebilmektedir. Bunu günümüzde güneşli zamanlarda çektiğimiz fotoğraflarda da görebiliriz. Gölge ve ışıklı kısımlar da renklerle anlatılır. Gölgeler soğuk renklerle, ışıklı kısımlar sıcak renklerle canlandırılır. İzlenimciler güneşin renkleri dışındaki siyah, kahverengi gibi renkleri paletlerinden atmışlardır. Anlık konular resmedil-miştir. Çünkü güneş ışığı günün her zamanında aynı değildir, renkler değişmektedir. Mekan de-rinliği güneşin renkleri arasında kaybolur.

Puantizm (yeni izlenimcilik)Empresyonizme tepki olarak doğmuştur. Em-presyonizm’de ışık o denli ön plana çıkmıştır ki, kısır bir döngüye girilmiştir. Biçim, düşünsel içerik, konu önemini kaybetmiştir. Her şey ışıkla-rın altında erimektedir. Puantilistler renge önem verirler, öyle ki rengin değerini kaybetmemesi için renkleri noktalar şeklinde karıştırmadan yan yana kullanırlar. Yeşil elde etmek içim mavi ve sa-rıyı yan yana kullanmak gibi.

Sanat Akımları ve Etkileri- III

Gustave Courbet, Uyuyan Örgücü, 91*115 cm., tuval üzerine yağlıboya,

1853, Musee Fabre, Montpellier

Georges Seurat, Grande Jatte Adası’nda

Bir Pazar Öğleden Sonrası, (Yeni İzlenimcilik,Puantizm)

Günseli Top Öz “Umay Ana” isimli ipek tablosu ile...

RenklerinKardeşliği

51

Page 54: Voir – kasım 2012 online dergi

52

“Gölge Oyunu” nun doğuş hikayesinden biraz bah-seder misiniz?Hacivat ve Karagöz 14. yüzyılda Bursa’da yaşarlar. Dük-kanları karşılıklıdır. Karagöz demirci, Hacivat da duvarcı ustasıdır. İlk olarak bu karşılıklı dükkanlarda atışmalarıy-la başlıyor hikayeleri. Daha sonraki hikayeleri bilindik... Ulu Cami’nin yapımında çalışırken işi aksatmalarından kelleleri vuruluyor. Bu bir rivayet ve toplamda 11 rivayet var. Halkı memnun eden ve mutlu eden kişilikler olmala-rından dolayı saraylarda yaşatıldıklarına dair olan rivayet mutluluk veriyor, buna inanmayı tercih ediyorum ben. Dolayısıyla Hacivat ve Karagöz’ün hikayeleri ile başla-yan hayali, perde, tasvir, biçim ve tarz, Şeyh Küşteri ile hayat buluyor. Bursa’daki o hikayenin doğru olduğunu kabul edersek; padişahın kelleleri uçurmasından halkın mutsuz olduğunu gören padişah da mutsuz olmaya baş-lıyor. Karagöz ve Hacivat’ın kadim dostu Şeyh Küşteri devreye girip padişaha “Ben bunları yine yaşatacağım” diyor. Başındaki sarıktan dört bir yanını çekip, bugünkü hayal perdesini yapıyor. Arkasına bir kandil koyuyor ve ayaklarındaki pabuçlarını çıkartıp, birini Hacivat ve birini Karagöz yapıyor. Onların muhtelif konuşmalarını hayata böylece geçirmiş oluyor. Böylece Karagöz ve Hacivat, sevilesi ve beğenilesi bir noktaya, toplum tarafından ta-şınmıştır ve halen beğeniyle izlenir. Sadece Türkiye’de değil, Orta Asya’ya da farklılık göstererek yayılmış bir sanattır.

Yurt dışında da hayal perdesini kuruyorsunuz tep-kiler nasıl?Yurt dışına da davet ediliyoruz. Türkçe seslendirdiğimiz halde, perdesi canlı, ışığı canlı, tasvirleri canlı olduğu için hemen o heyecanın içine kapılıyorlar. Karanlık ortamda canlandırdığımız Karagöz ve Hacivat’ın özellikle gırtlak-tan seslendirilmesi dikkatlerini çekiyor. Arkayı görmeye çalışıyor, on kişi falan mı var diye. Halbuki Karagözcü ve yardağı (yardımcısı) var sadece. Seslendirme, yardağın tef çalması falan onlarda heyecan yaratıyor. Türkçe olma-sı hiç rahatsız etmiyor. Sadece o coşkuyu bir daha ne za-man izleyebilirizle karşılaşıyoruz. Yurt dışında özellikle kurs istiyorlar, öğrenmek istiyorlar. Orada yaşama teklifi bile alıyoruz hatta.

Yeni jenarasyon bu sanatı çok da bilmiyor. Çocuk-lara ve gençlere tanıtmak için neler yapıyorsunuz, mesaj kaygınız var mı çocuklara?Bu perde toplumla buluşuyor, mesajlar veriyor. Karagözü yaşamak, yaşatmak lazım. Ne kadar sadece hayali olarak Karagözü oynatıyor gözükseniz de toplumsal açıdan bir sorumluluğunuz var. Karagöz ve Hacivat günlük yaşan-tıyı perdeye esprili bir şekilde aktararak, büyük küçük herkesin izlemesini sağlar. Bugün en ihtiyaç duyulan şey çocuklarımızın Karagözü tanıması. Karagöz ayrı bir noktada..Düşünün ki küçük yaşta izleyen biri de seneler sonra halen karagözü izliyor. Tüm bunların ışığında Pen-

Hepsini içinde barındıran gerçek bir sanat ve zanaat ustası Suat Veral: “Hayal Perdesi; insanın içindekini yazmak istediği bir senaryo. Bunu hayata geçirmek için de bir perde ve var olan tasvirler…”

Hayali, Gölge Ustası,

Karagözcü…

Page 55: Voir – kasım 2012 online dergi

dik belediyesiyle ortak bir proje geliştirdik. 60 Tane ilkokulda perdemizi kuracağız, 43 tanesini şimdilik gerçekleştirdik ve yakında tamamını bitireceğiz. Milli Eğitim bünyesinde yaygınlaştırılması planlanıyor.Bu-nun yanında öğrenci yetiştiriyorum.

Karagöz özellikle çocuklarla güzel bir iletişim aracıdır. Bu sanata nasıl dahil oldunuz?Aile mesleğim bu. Ben abimden, Tevfik Veral’dan öğ-rendim mesleği. Tabii abimin de bir ustası vardı. O dönemde sporla ilgileniyordum. Ama abimin gecesini gündüzüne kattığını görünce bu işte, ilgimi çekti ve iyice dikkat etmeye başladım. 17-18 yaşlarında bu sa-natı, nasıl yapıldığını takip ederek anlamaya çalıştım. Bu sanatı tasvir boyutunda; sadece yeni tasvirleri de-ğil, eski tasvirleri de düzenleyerek, tasvirlere sempati kazandırarak, daha ince yaparak, sert ifadesi olan eski tasvirleri yeniden yorumlayarak… Böylece bir tarz oluşturduk. Abim tasvir boyutunda kaldı. Karagöz sa-natında oynatmak da var olduğundan ben o boyuta da geçmek istedim. Ses çalışmalarına başladım. Yaklaşık 30 yıldır da bu sanat ve zanaatin içindeyim. Bu işte her ikisi de mevcut çünkü.

Devletten teşvik alıyor musunuz? Beklentileri-niz ve sıkıntılarınız neler?Bakanlık onaylı, eğitim araştırma bünyesinde kayıtlı sanatçılardan biriyim. Teşvik noktasında pek bir şey

53

göremedim şimdiye kadar. Etseler de prosedürü çok. Beni sanatımda takdir edenler var sağolsun. Destek nok-tası biraz inandırıcılığını yitirmiş vaziyette benim için. Sanatımızın ilerlemesi ya da duyurulması açısından Kara-göz Sanatçılarına pek destek yok. Ben bu sorumluluğun bilinciyle kendi çabalarımla bir mekan yaptım ve herkesi burada ağırlıyorum. Kendimce müze, okul mantığında bir yer haline getirdim burasını. Çoğu Karagöz ustasının İstanbul’da olmasına rağmen maalesef Karagöz müzesi yok. En büyük sorunlarımızdan biri de Karagöz ustaları-nın bir araya gelememesi. Bir derneğimiz var ama pay-laşımlar zayıf. Bu sanatla uğraşan, kalan üç beş kişiyiz zaten. Kendi öz değerlerimize sahip çıkmalıyız. Sadece benim bu toprağı, bu milleti sevmemle iş bitmiyor.

Tasvirlerinizi nasıl ve hangi malzemeden yapıyor-sunuz, kaç karakter var?Tasvirlerimiz deriden yapılıyor. İlk ustalarımız deve de-risinden yapıyorlardı. Biz tasvirlerimizde deve ve dana derisi kullanıyoruz. Deve derisi, daha esmer daha kalın ve bükülmez; dana derisi ise biraz daha şeffaf ve saydam-dır.Dana derisi çabuk büküldüğünden pek tercih edilmez. Gerçeğine uygun yaptığınız sürece yüzyıllar boyu kalır. Perdemizde ise dana derisi daha canlı duruyor. Eskiden sözler daha çok ağır basıyordu, ama bugünün çocuğu daha çok renkli görmek istiyor. Renklendirmede kök bo-yası ile tasvirleri boyuyoruz. Tabii artık kök boyası zor bulunuyor. Tasvirlerde yakarak ve nevregan dediğimiz bıçakları kullanarak üretiyorum. Bıçağı bir ısıtarak bir de soğuk şekliyle yapıyorum. El melekesi istiyor. Zaman içinde yan karakterlerin ilavesi ile 60 karaktere kadar çıkmıştır.Tasvirlerdeki aksesuar ya da kıyafetlerde de değişiklik yapıyoruz senaryomuza göre.

Sanatınızda ilklerle de anılıyorsunuz. Nedir bunlar?İlk kez bir metrelik tasvirler yaptık ve tiyatro, sinema sahnesinde yer aldı. Üç boyutlu Karagöz Ouyununa da öncülük ederek, televizyona taşınmasına olanak sağla-dık. Türkiye’de ilk kez bir bayan karagöz ustası; yeğenim Merve İlken… Kadınların da öğrenmesiyle karagöz usta-sı evlere de girmiş olacak. Anneler en önemli ebeveynler çünkü... Bir de 2013’de destek bulursam, karagöz tiyat-rosu kurmayı istiyorum.

Page 56: Voir – kasım 2012 online dergi

54

VOIR YAŞAM

Larus bu yıl, yenilenen iç tasarımı, yerleşim planı ve tek kabin seçeneği ile be-ğeniye sunuluyor. Ahşap kaplama el işçiliği, hareket kabiliyeti, ileri teknolojik donanımı ve yüksek performansıyla Larus bu yıl da Boranova Denizcilik ile

Boat Show’daydı. Tek kabin seçeneğinde, önceki modelinden farklı olarak mutfağı alt kata alınıp genişletilen Larus’un zemin, tavan ve mobilya döşemelerini, tik, kiraz, meşe ve ceviz gibi istenilen her türlü ahşaptan seçmek mümkün.

Yenilenen İç Tasarımlar

Larus

Page 57: Voir – kasım 2012 online dergi

55

Yat sektöründe yeni bir akım başlatan lobster tarzı teknelere bir marka daha eklendi. Selanikli yeni tekne markası Seven Seas yatlarının distribütörü ise Türk yat sektörünün önde gelen ismi Concept Marine oldu… Dünyaca ünlü yat ve bot firmalarının distribütörlüklerini elinde bulunduran Concept Marine markalarına bir yenisini daha ekledi. Lobster tarzı tekne üretimi ile sektöre giriş yapan Selanikli Seven

Seas, Türkiye temsilcisi olarak “Deneyim ve satışlara bakıldığında Türk yat sektöründeki en başarılı şirket olduğu için anlaşmaya karar verdik” dediği Concept Marine ile yüksek bir satış grafiği elde etmeyi planlıyor.

Yeni Distribütörlük

Concept Marine

Page 58: Voir – kasım 2012 online dergi

56

VOIR GÜNCEL

Renault TrucksTürkiye’den Dev Teslimat

Lojistik sektörünün en önemli firmalarından olan Mars Logistics, öz-mal araçlarından oluşan filosuna 100 adet Renault Trucks Premi-

um 460.18 T GV araç daha ekledi. Mars Logistics’in araç filosunun tümü Renault Trucks marka araçlardan oluşuyor. Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilen teslimat törenine, Mars Logistics’ten Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu ve Taşımacılık-tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Bilgili ve firmanın üst düzey yöneticileri katıldı. Renault Trucks’ı temsilen ise Renault Trucks Türkiye & Ortadoğu Başkanı Mete Büyükakıncı, Finans Direktörü İpek Puntar ve diğer üst düzey yöneticiler törende hazır bulundular.

Uzaktan Takip

A vea ve Acıbadem Mobil Sağlık, gerçekleştirdikleri işbirliği ile kronik hastalar için “Uzaktan Hastalık Takibi” dönemini başlattı…

Avea ve Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri Türkiye’nin ilk ve en kap-samlı Uzaktan Kronik Hastalık Takip Projesi’ne imza attı. Bu yeni nesil hasta takip sisteminin hayata geçmesi ile her 1000 kişiye 3 yatağın düştüğü Türkiye sağlık sektöründe; 1 yılda 10 bin, 5 yılda ise 100 bin hasta evinden/işyerinden takip edilebilecek.

İki Center Birden

Temizlik ekipmanları sektöründe lider olan Alman Kärc-her, Dünyada 77 yıldır vermiş olduğu hizmetlerle kulla-

nıcılarını memnun ediyor. Geçtiğimiz günlerde Ankara’daki Center sayısını 2’ye çıkaran Kärcher, hız kesmeden büyü-meye devam ediyor.

Oyuna Gelin

Joygame ve Karnaval.com İşbirliğiyle Kurulan Türkiye’nin İlk Oyun Radyosu “Jeton” Yayında! Oyunseverlerin, teknoloji ve oyun

dünyası ile ilgili son gelişmeleri sevdikleri şarkılar eşliğinde takip ede-ceği Türkiye’nin ilk oyun radyosu Jeton, www.karnaval.com üzerin-den yayın hayatına başladı.

Page 59: Voir – kasım 2012 online dergi

Hayatta her şeyi yaşayarak öğrenemeyeceğimiz için başkalarının tecrübelerinden, hatta hayal güçlerinden bile faydalanabilmeyi becermeliyiz. Bunun da en gü-

zel yolu okumaktır.

Kitap, insanların bilgi birikimlerini ve kültürlerini artıran, dili kullanma yeteneğini geliştiren önemli araçlardan birisidir. Okumak; düşünceyi besleyen, geliştiren, çabuklaştıran te-mel faktörlerden birisidir. Okumak aynı zamanda anlama gü-cümüzü ve güzel konuşma yeteneğimizi güçlendirmektedir. Okumadaki amaçlarımız da değişmektedir. Kimileri bir şeyler öğrenebilmek için okurken, kimileri de eğlenmek ya da hoş-ça vakit geçirmek için okur. Okuma zevki kazanmış insanlar daha hassas daha duyarlı insanlardır. Bir şeylerden haberdar olmak, gündemi takip etmek, kendini yetiştirmek ve bilgili olmak için okuyanlar da vardır. Her yaşa ve konuma göre ya da ihtiyaca göre okumanın amaçları değişebilir.

Toplumumuzda okuma alışkanlığının giderek azalmakta oldu-ğunu gözlemlemekteyim. Kitap okumanın bir külfet olmaktan çıkıp, insanlara daha çok başarı getirebilmesi için günümüzde “etkin ve hızlı okuma” yöntemleri geliştirilmekte, seçerek okuma öğretilmektedir.Gerek iş hayatımızda, gerekse gelişen ve değişen dünyadan haberdar olmada neler okuyacağız, neler izleyeceğiz, kültürlü ve aydın bir insan olmak için nasıl bir sıralama yapacağız kaygısı, seçerek okuma yöntemini ortaya çıkarmıştır. Seçerek okuma; ilgi alanımıza, ihtiyacımıza göre okumaktır. Seçmeli okumanın kuralı az zamanda çok bilgi al-mak ve yazıların her sözcüğünü okumadan, önemli düşünce kümelerini yakalamaktır.

Okumak ve anlamak ilişkisini düşünürsek; anlama ve kavra-ma işlemlerinin temelinde algılama etkinliği yatmaktadır. Yani ilişkiler bulabilme, bu ilişkilerden anlamlı sonuçlar çıkarabil-me, çözümleme yapabilme, çözümleme işleminden senteze ulaşabilme ve ayrıntılara inebilme, algılamanın unsurlarını oluşturmaktadır. Okuma becerilerimizi geliştirmeye çalış-maktaki asıl amacımız, okuma düzeyimizi arttırmak olduğu kadar anlama düzeyimizi de arttırmaya çalışmaktır.

Bilim ve teknolojinin giderek gelişmekte olduğu çağımızda, gün geçtikçe yayınlanan kitap sayısı daha da artmaktadır. Gi-derek artan bilgilere ulaşmanın en önemli yollarından bir ta-nesi de okuyarak öğrenmedir. Klasik okuma yöntemlerimizle yavaş okursak çok kitaba ulaşmamız mümkün olamayacaktır. Gündemi yakalayıp takip etmek ve bilgilerden doğrudan doğ-ruya faydalanmak için giderek hızlı okumanın önemi artmak-tadır. Daha çok bilgi ve materyalden faydalanarak hem eğlen-mek, hem öğrenmek, hem de güzel vakit geçirebilmek için hızlı okumaya ihtiyaç vardır.

OKUMAK

Selçuk ÖZKANTekvin Pırlanta

Genel Müdür Yardımcısı

57

Sektörel yeniliklerden, dünyadaki kuyum sektöründen haberdar olmak, bil-gi edinmek, trendleri takip etmek isterseniz; sektöre yönelik haber portalı

pirlanta.org’u ziyaret etmeniz, tüm bu ihtiyaçlarınıza cevap olacak bir site.Altın, gümüş, pırlanta, elmas gibi konularda genel bilgilere, güncel haberlere, ikinci el ürün değerlendirmelerine ulaşmanız bir “tık” uzağınızda.

Sektör Yeni Haber Portalına Kavuştu!Uzun zamandır üzerinde emek harcanan ve hayata

geçirilen haber portalı pirlanta.org, kuyumculuk sektörüne yönelik haberlere yer verirken, sektörün

bilgi kaynağı da olma yolunda…

pirlanta.org

Page 60: Voir – kasım 2012 online dergi

58

VOIR GÜNCEL

Dökülmelere Son!

Vücuttaki keratin maddesinin azalması saçların dökülmesine ve güçsüzleşmesine neden oluyor. Özellikle saç dökülmesinin daha

yoğun olduğu erkeklerde kil ve keratinle saça bakım yaparak saçları güçlendiriyor. Yenilenmiş Dermokil şampuan, içerisindeki kil temizleyi-cisi ve arttırılmış keratin proteinleri sayesinde saçımızdaki yıpranma-ları onarıyor, saçınızın kökten uca aynı formda ve canlılıkta kalmasını sağlıyor. Saçlarımıza gerekli vitamin ve minerallari vererek saç tellerini kalınlaştırıyor ve saçlarımızın gün boyu dolgun görünmesini sağlıyor.

Yaşamın Tüm Renkleri Bir Arada…

Kimi yüksek sever, kimi düz, kimi spor, kimi klasik, kimi rahatına düşkündür, kimi her zaman zarif… Greyder bu kışa kişilikli ayak-

kabı koleksiyonu ile iddialı giriyor. Doğal… Modern… Stil sahibi… Seçiminiz hangisi olursa olsun “Greyder” bu kış hep yanınızda. Üs-telik bu kış ayakkabılarınızın tamamlayıcıları çantalarınız da Greyder mağazalarında… Greyder; The Naturalist, New Modern ve City Style Koleksiyonları ile 2012- 2013 Kış Sezonu’nda kentin kalbine konforlu ve asil adımlar atmaya hazır…

Dünya Rekoru Kırıldı!

Ünlü Kaşif Felix Baumgartner, İlk kez insan vücuduyla ses duvarını aşmayı aştı. Zenith elçisi Felix Baumgartner, yepyeni El Primero

Stratos Flyback Striking 10th kronografı ile birlikte dalışa geçti: Avus-turyalı sporcu, 120,000 fit/36.5 km’den daha yüksek bir irtifadan, yani yolcu uçaklarının olağan irtifasından dört kat yükseklikte bulunan stra-tosfere çıkarılan özel bir kapsülden atladı. Uzayın ucunda gerçekleşti-rilen bu proje, 50 yıldan fazla bir süredir var olan insan sınırlarını aştı ve dört dünya rekorunu kırdı.

Page 61: Voir – kasım 2012 online dergi

Bursa, tarihi açıdan bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Prehistorik döneme kadar uzanan tarihi ile köklü bir kentimizdir. Heredot tarihinde, Bur-

sa civarında var olan tek kent Cius, yani Gemliktir. Za-man içinde farklı uygarlıkların buyruğunda bulunan şehi-re, 1080 yılında Türkler yerleşir. Hatta bir dönem İznik, Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkentliğini yapar. İznik, tarihte öyle bir öneme sahiptir ki daha sonra Bizans İmparatorluğuna da başkent olur. Bursa, dönem dönem işgal altına alınır. Rum, Yunan işgallerinin ardından Cum-huriyet öncesi Türk Milleti’nin olur ve çok kısa zamanda savaşın etkilerini üstünden atarak, yeniden ayağa kalkar.Bursa, tüm uygarlıkların izini taşıyan tarihi dokusuyla gezilmesi, görülmesi gereken şehirlerimizden biridir. Bu nedenle Kültür turizminde de önemli bir yere sahip bir kenttir. Hal böyle olunca geçmişten günümüze kadar

bursa

Dillere destan bir şehir Bursa. Uygarlıklara başkentlik yapmış, buram buram tarih kokan, yazın yeşile, kışın beyaza doyamayacağınız

doğasıyla sizi baştan çıkartacak…

“Efendiler: Bursa ziraat memleketidir, ticaret memlektidir ve sanat memleketidir, şifa memleketidir. Bursa, sahip olduğu doğal güzellikleriyle bolluk ve mutluluk memleketidir…” Mustafa Kemal Atatürk

VOIR GEZİ

59

Page 62: Voir – kasım 2012 online dergi

uzanan; hanlar, hamamlar, camiiler, medre-seler, külliyeler ve hatta sinagoglar, kiliseler (Bursa Ulu Camii, Yeşil Camii, Şehzade Ah-met Türbesi, Gülruh Sultan Türbesi, Mayor Sinagogu, Mikhael Taxiarches Kilisesi sa-dace birkaçı) bulunmaktadır. Kültürüne ve geçmişine her zaman sahip çıkmayı başar-mış olan Bursa’da, bir çok müze ile kültür merkezi de (Bursa Kent Müzesi, Atatürk Evi Müzesi, Karagöz Evi Müzesi, Tayyare Kültür Merkezi, Ekim Sanat Atölyesi gibi) mevcuttur.Bursa doğal güzellikleri ile insanı cezbe-der. Yazın ayrı, kışın ayrı keyif alabileceği-niz Bursa’da, yaz ve kış turizmi açısından Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri olma özelliğini taşır. Yaz aylarında göllerini (Ulu-abat, İznik gibi), parklarını (Botanik Parkı, Kaplıkaya Cazibe Merkezi gibi) ve yeşile doyacağınız ormanlarını gezebilir; kışın is-

ter Uludağ’a çıkıp kayak yapabilir, isterseniz sıcacık kaplıcalarından yararlanabilirsiniz.

İlçeler ve KöylerMobilyasıyla, kaplıcasıyla, köftesiyle, çına-rıyla, yaylası ve zengin tarihi eserleriyle İnegöl, en eski liman kenti olma özelliği ile Mudanya, tarihin izlerini (Lidyalılar, Pers Krallığı gibi) taşıyan, gölleri ve kuş cenne-ti ile Karacabey, meşhur kalesi ile Kestel, şelaleleriyle nam salmış Mustafakemalpa-şa, zeytincilikle ve tarihteki önemli yeri ile Gemlik, Osmanlı döneminden kalma evleri ve tarihsel yapısıyla Cumalıkızık Köyü, Or-haneli, Orhangazi… Kuşkusuz tüm ilçeleri önemli ve ayrı birer değer olan Bursa’nın en gözde ilçesi İznik’tir. Dünyaca bilinen, kökleri 15. yüzyıla dayanan çinileri ve ayrı bir yaşanmışlığın izlerini taşıyan, “açık hava müzesi” diye tabir edilen, gelen uygarlık-

larda da çok önemli konuma sahip İznik… İznik; gölüyle, kiliseleri, camileri, hamam-ları, müzeleri ve tabiat güzelliği ile dillere destan, bozulmadan, dokusunu yitirmeden günümüze kadar uzanmış bir ilçe.

VOIR GEZİ

60

Page 63: Voir – kasım 2012 online dergi

61

Bursa’da SporSpora ayrı bir önem veren Bursalılar bu konuda da boş durmayıp, gelişmiş ve ça-lışmışlar. Yeni açılan ve su kayağı yapıp, hoşça vakit geçirebileceğiniz sukaypar-kı, özellikle gençlerin zaman geçirebile-ceği skateparkı, atlı spor kulübü, yamaç paraşüt tesisleri, çimkayağı tesisleri, havuzluparkı, kışın kayak zevki ile spor ve adrenalin severlere tam hizmet ve-riyor.Bursa’da tatil düşünenlere hatırlatalım; şimdiden yorulmaya hazır olun ve gez-meye, görmeye, eğlenmeye doyamaya-cağınız bir kent sizleri bekliyor.

El SanatlarıBursa’nın ipek yolu üzerinde bulunması nedeniyle, el sanatları açısından geniş bir çerçeveye sahip olmasını sağlamıştır. Özellikle ipekböcekçiliğinin merkezi olduğu için dokumacılık gelişmiş ve önceleri elde dokunan ipek kumaş, halı, kilimler, fabrikalara taşınarak üretimi sürmüştür. Ayrıca; çinicilik, bıçakçılık, gümüş kakma sanatı, köfüncülük ve semercilik gibi farklı el sanatları da bulunmaktadır.

Page 64: Voir – kasım 2012 online dergi

62

VOIR GELİNLİK TREND

SÖZ KUYUMCULUK

OLEG CASSINI

KATRE

Page 65: Voir – kasım 2012 online dergi

63

Osmanlı Dönemi’nin İzleri, Atlantis AlyanslarındaEski ve yeniyi modern yorumlarla harmanlayarak yüzlerce yıllık zengin kültürün ihtişamını bugüne taşıyan Atlantis, Osmanlı motifleriyle süslenmiş alyanslarında beyaz ve sarı altını ince işçilikle işliyor. Her biri 14 ayar altından yapılan üzeri taş işlemeli alyanslar, kadınların zarif ellerinde ışıldıyor. Erkeklerin sade dünyasına hitap eden alyansların üzerinde ise Osmanlı dönemi çizgileri hakim. İstenilen boyuta göre de tasarlanabilen bu alyanslar çiftlerin vazgeçilmezi oluyor.

OLEG CASSINI

NİL BİLEZİK

SO CHIC

Page 66: Voir – kasım 2012 online dergi

FUARDANHABER VAR!

VOIR FUAR GÜNCESİ

Bu yılki fuar; Mehteran ekibinin ezgileri ile UBM Rotaforte Fuarcılık Genel Müdürü Şermin Cengiz, İMMİB Başkanı Ayhan Güner, İMMİB üyeleri ve katılımcı firma sahipleri eşliğinde görkemli bir açılış ile gerçekleştirildi. Piyasalardaki olumsuz şartlara rağmen fuarda, özellikle yabancı ziyaretçi sayısının fazlalığı da dikkatlerden kaçmadı. Rusya, Lübnan, Mısır, İran, Fas, Tunus gibi ülkelerden gelen ziya-retçiler ilk sıralarda yer aldı. Her fuarda olduğu gibi bu fuarda da farklı etkinlikler yapıldı. Özellikle fuarın ilk günü ulusal basının ilgisi büyüktü. Dört gün süren fuar, akıllarda görsel şölen olarak kalacak.

35. Kez düzenlenen ve Türkiye’nin en büyük fuarı olan İstanbul Jewelry Show, 04-07 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti. Yine ses getiren ve basında yankı uyandıran şovlara tanıklık eden fuara ilgi büyüktü.

64

Page 67: Voir – kasım 2012 online dergi

65

Yeni KoleksiyonEda Taşpınar’a EmanetPera Pırlanta’nın standında medyatik güzel Eda Taşpınar rüzgarı esti… Sektörde ilk kez “Marka elçisi” uygulamsına yer veren Pera Pırlanta, “Eda Taşpınar Koleksiyonu’nu” beğenilere sundu. Fuarın ilk günü Pera Pırlanta standını ziyaret ederek mücevher konusun-daki fikirlerini, trendleri paylaşan Taşpınar ve cam nişler içinde özel olarak sergilenen koleksiyon, ziyaretçiler ve basından yoğun ilgi gördü.

Hürrem YüzüğüFuarda en çok dikkat çeken ürünlerden biri de Assos standında ser-gilenen “Hürrem yüzüğü” idi. Dizideki yüzüğün birebir aynı tasa-rımına sahip olan, zümrüt ve pırlantalarla kaplı Hürrem yüzüğünün değeri ise 50 bin dolar.

Fuarda Bir Deniz KızıUğur İnci standını ziyaret edenler, farklı bir görüntüyle karşılaştı. Deniz kabuğu içinde inci, standın girişini neredeyse kaplayacak bü-yüklükteydi. Ancak en ilginci, incilerle bezenmiş, mavi deniz kızıydı.

Siyah KalpSiyah pırlanta Hollywood ünlülerinin ve tasarım-cıların yeni gözdesi… Dünya trendlerini yakından takip eden Zen Pırlanta, İs-tanbul Jewelry Show’daki standın-da 93,94 karat büyüklüğünde, kalp şeklindeki “Siyah elmas” ile ilgi odağı oldu. Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, bu büyüklükteki kalp kesim bir siyah elmasın tüm dünyada nadir bulun-duğunu belirterek; yurt dışında özel bir koleksiyona ait olan pırlantayı, fuar için Türkiye’ye getirdiklerini ve ziyaretçileriyle paylaştıklarını söyledi.

En Pahalı BanyoMücevher fuarında Lizay Pırlanta standı bugüne kadar görülmemiş bir şova sahne oldu. “2013’te tüm kadınları altına boyayacağız” slo-ganıyla yola çıkan Lizay Pırlanta, bu hedefini mücevher fuarındaki ziyaretçilerine yaşatmak amacıyla farklı bir etkinlik organize etti.Saatler süren bir ön hazırlıkla, önce etkinlikte görev alacak mode-lin vücudu tam 10 bin TL değerindeki 100 gr altın tozuyla kaplandı. Sonra Lizay Pırlanta standının ortasında yer alan küvet, 30 bin TL değerinde 300 gr altın tozuyla karıştırılan su ile banyo keyfi için ha-zırlandı. Lizay sayesinde model, 24 ayar altın suyuyla dünyanın en pahalı banyo keyfini, ziyaretçiler de ilginç bir etkinlik yaşamış oldu.

Page 68: Voir – kasım 2012 online dergi

66

01-04 Şubat 2013 tarihlerinde 5. kez Uluslararası İzmir Fuar Alanında açılacak olan JEWEX 2013 Alyans, Al-tın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı’na sektöre

yön veren yaklaşık 150 kurumsal kuyumculuk firmasının katı-lacağı tahmin ediliyor. JEWEX 2013’ün önemli bölümlerinden birini oluşturan Homeros Takı Tasarım Yarışması geleneksel-leşti. Alyans tasarımı dalının teması “Ege Rüyası”, Mücevher ve Takı tasarımı dalının teması “Ege Üçlemesi” olarak belir-lendi. Yarışma tüm ilgililerin katılımına açık olacaktır. Her iki dalda, ilk üç dereceye giren yarışmacılar ödüllerini alacak ve her iki dalda da üçer mansiyon tasarımcılara verilecek. Buna göre yarışmanın Alyans dalının ve Mücevher, Takı dalının bi-rincilerine, 3 cumhuriyet, ikincilerine, 2 cumhuriyet ve üçün-cülerine ise 1’er cumhuriyet altını verilecek. Her iki dalda aynı

zamanda üçer kişi mansiyon ödülü alacak. Mansiyon ödülleri ise birer çeyrek Ata altını olacak. Geleneksel hale getirdikleri Takı Tasarım Yarışması ile Türk Kuyumculuk Sektörüne yeni vizyonlar kazandırmak istedikleri belirten İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Yılmaz Uça, yarışma temasını da bölge tanıtımı-na yönelik seçtiklerine vurgu yaptı. Başkan Uça, “ Ege’nin her köşesine ait farklı üzüm, zeytin ve incir hikayeleri, birbirinden güzel üzüm bağları, zeytinlikleri ve incir ağaçları bu proje için esin kaynağı oldu. Ve yarışmamızın bu seneki teması bu üçle-me ışığında hazırlandı. Üzüm - Zeytin - İncir ve tabi ki “EGE ÜÇLEMESİ”. Türkiye’nin önemli isimlerinin jüri üyesi olarak katıldığı yarışmada dereceye girenler eserleriyle birlikte açılış töreninde podyuma çıkacaklar ve ödüllerini alacaklar” dedi.

VOIR FUAR GÜNCESİ

Türk kuyumculuk sektörünün Ege Zirvesi niteliğindeki JEWEX Alyans, Altın, Mücevher, Gümüş Takı ve Saat Fuarı her yıl yükselen çıtasıyla sektörün vizyonunu ortaya koymaya devam ediyor.

Ege’ye 3 Kala

Page 69: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 70: Voir – kasım 2012 online dergi

68

VOIR FUAR GÜNCESİ

FUARA BAKIŞİstanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı “İstanbul Jewelry Show Ekim 2012”, UBM Rotaforte tarafından, 04 – 07 Ekim 2012 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Görüş aldığımız katılımcı firmalar, memnuniyet ve eksiklikleri dile getirdi.

Tarz Alyans – Mert AyarmanYerli ziyaretçi azdıSon3-5aydırTürkiye’ninvedünyanıniçindebulunduğukonjonktürdendolayıbirazziyaretçieksiğimizvar.Ama gelen ziyaretçi de gerçekten ürüne ihtiyacı olan, alışveriş yapan ziyaretçi… Kişisel olarak boş gibigözüküyorfuaramagelenbütünmüşterilerlebir işpotansiyeliyakaladık.Dünyanındörtbiryanındangelenoldu.Amagönülisterdiki;yenibirsezonbaşlıyor,tammücevherinsatılacağıbirdönemgelirken,kuyumcuesnafındandahaçokilgigelsin.Türkiye’denilgibirazdahaazdı.EnçokRusya’danziyaretçivardı.

Nadir Döviz – Burak YakınOrganizasyon her geçen yıl daha iyiBubizim5.fuarımız.NadirMetalRafineriveNadirDövizolarakbizimaçımızdanfuarçokverimligeçti.Hergeçengünmüşteri kapasitemizçoğalıyor.Müşterilerimiziburadaağırlıyoruzveyoğunbir talepgörüyoruz.Fazlasıylayabancıziyaretçimizoldu.Yenimüşterileredindik.Tabiyurtdışıylakıyaslandığındaeksikliklerimizvaramahergeçenseneorganizasyondahaiyioluyor.

Roberto Bravo-Mustafa Kamar Dersini çalışan kazançlı çıktıEkimfuarıherzamaniçinMartfuarınagöredahaküçükbirfuardır.Çokiyigeçtidiyemeyiz.Çokkötügeçtide diyemeyiz. Fuara hazırlıklı olanlar, önceden hazırlananlar, dersini iyi çalışanlar yine iş yaptı. Dersini iyiçalışmayanlar,müşterigelirse işyaparımdiyebekleyenlerdoğalolarak işyapamadı.Büyük ihtimalleonlarfuarkötügeçtidemişlerdir.Dolayısıylabufuar,fuardanötekişilerinkendiçalışmasıylaalakalıbirfuar.Yabancıolarakherkesinçalışıptakendigetirdiğifirmalarvardı.Kendibaşınagelenfirmasayısıçokazdı.

Ser Diamond - Yakup AlpdoğanHall sayıları fazla olmalıBizSerDiamondolarakfuardanoldukçamemnunuz.EkimfuarıMartfuarınaoranlafirmamızaçısındandahaiyigeçiyor.Yurtdışındangelenziyaretçilerinbirhayliyoğunilgisioldu.GeneldeArapmüşterilerürünlerimizeilgigösterdi.Pırlantalıürünlerimizdenziyadeelmaslıürünlerimizdahaçokilgiçekti.Ancakdahafazlakatılımcıolmasıiçinorganizasyonfirmasınınsalonsayısınıdahafazlatutmasıgerektiğinidüşünüyorum.

Nev Mücevherat - Kerim ŞilaziYurt dışı fuarları daha verimliÇokbeklenti içindedeğildikzaten.Özelbirhazırlıkdayapmadık.Geneldetalepteçokbelirginbirdaralmavar.Haziran sonrasındanRamazanBayramı’nın bitimine kadar bizim için zaten durağan bir dönemdi. Altısenedirkatılıyorumfuarlara,hiçbirzamanyeterliyabancıkatılımcıgeldiğinigörmedim.Yurtdışıfuarlarınınbizimaçımızdandahaverimligeçeceğineinanıyorum.

Page 71: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 72: Voir – kasım 2012 online dergi

VOIR FUAR GÜNCESİ

“Istanbul Jewelry Show” mücevher ve kuyum ticaretinin adresi olarak, 35. kez sektörün önde gelenlerini bir araya getirdi. Yeşilköy CNR Expo Fuar Merkezi’nde düzenlenen mücevher fuarı, renkli açılış etkinlikleri ile başladı, yüksek katılım oranı ile sona erdi. Halka kapalı olarak gerçek-leştirilen fuarda 10.000’den fazla yeni ürün sektörün profesyonellerine tanıtıldı.

Fuar Kapılarını 12.000’den Fazla Ziyaretçi ile Kapadı22.000 metrekarelik alanda on binlerce ürünün sergilendiği fuarda, sektörün önde gelen 425’i yerli, 25’i farklı ülkeden 228 yabancı olmak üzere toplam 653 firma ve marka bir araya geldi. 35. Istanbul Jewelry Show’da, bir önceki Ekim fuarına göre ziyaretçi sayısında %14’lük bir artış oldu. Toplam ziyaretçi sayısının %32’sinin yabancı olduğu fuarda İran, Rusya, Lübnan, Mısır, Ukrayna, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Azerbaycan, İtalya, Yunanistan, Irak, Fas, Tunus ve Bulga-ristan ilk sıralardaydı.

Sektöre Dair En Yeni Gelişmeler Paylaşıldı, Altın Mücevherat İhracatında 2. Sıradayız.Türkiye, altın mücevheratında 2011’de, 2010’a göre ihracatta yüzde 25, ithalatta yüzde 30 büyüme gösterdi. Altın mücevherat ihracatında ise İtalya’dan sonra 2. sırada, ithalatta ise 17. sırada yer aldı. Üretilen 3 altın-mücevharatın 1’i ihraç edilirken, 2011 yılında 1.8 milyar dolarlık altın mücevherat ihracatına imza atıldı. Fason üretimden çıkıp, tasarımsal ürünlerle dünyada söz sahibi olunan bu dö-nemde, Türk markaları, aranan ve talep gören markalara dönüştü. Mücevherde (özellikle Ortadoğu, Arap Yarımadası ve Rusya için) “Made in Turkey” önemli hale geldi. 35. Istanbul Jewelry Show’da yer alan sektörün önde gelen firmalarından bazıları, Altınbaş, Ariş, Atasay, Cetaş, Karat, Pera Diamond, Roberto Bravo, Onsa Mücevherat,Asgold, Italgold Assos, Zen Diamond idi. Orta Doğu, Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Türkiye’nin tamamı ile Amerika ve Asya’yı hedef alan, T.C. Ekonomi Bakanlığı, İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (IMMIB), Türkiye Mücevher İhracatçıları Derneği JTR ve KOS-GEB tarafından desteklenen, Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) kalite onayı ve Kalite Yönetimi Sistemi ISO-9001 belgesine sahip olan Istanbul Jewelry Show; ürün, konsept, tasarım, kalite ve fikirlerin buluştuğu uluslararası bir ticaret platformu olarak 4 gün boyunca başarısını da bir kez daha gözler önüne serdi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü İşbirliği ile Fuarın Güvenliği Sorunsuz Sağlandı.500’den fazla özel güvenlik ekibinin, 7/24 çalışmaya devam ettiği organizasyonda sivil ve resmi emniyet güçleri de görev aldı. Bu yıl ilk kez, emniyet yetkilileri kapı girişlerinde özel güvenlik ve organizatör firma yetkilileri ile kimlik sorgulama/doğ-rulama yapmaya başladı. Özel güvenlik ve emniyet ekipleri, otoparklardan, yiyecek bölümüne, depolardan tüm salonlara kadar fuar alanının her noktasına yerleşti-rildi. 4 gün boyunca fuar giriş çıkışları ve genel alanların tümü, CCTV sistemi ile çalışan ve kayıt yapabilen yüksek çözünürlüklü kameralarla izlendi. 4 gün süren fuar süresince güvenlik açısından hiçbir olumsuz olay yaşanmadı.

Mücevher ve Kuyumculuk sektörünü bir araya getiren ve bu yıl 35. Kez gerçekleşen Istanbul Jewelry Show, bir kez daha hedeflediği katılımcı, ziyaretçi profili ile sona erdi.35.

Buluşmanın Ardından

7070

Page 73: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 74: Voir – kasım 2012 online dergi

VOIR FUAR GÜNCESİ

72

On Mücevherat - Ayhan GünerZiyaretçi sayısı bakımından zayıfızFuariyigeçti.Beklediğimizdenkalabalıktı.Tabidünyadakiekonomikkrizinetkilerigörüldü.Avrupalıçokyoktu.EnçokRusyaveArapülkelerindengelenziyaretçileroldu. İran’dangelençokyoktu.Fuarların iyigeçmesifirmalarınhazırlıklarınadabağlı.Bir firmafuaranekadar iyihazırlanırsaofuaronun içinokadar iyigeçer.Organizasyondagitgideeksikliklerinikapatıyor.Amatabidahaiyireklamyapılmasıveyurtdışındandahaçokziyaretçigetirilmesilazım.Dünyadaeniyifuarlara60binkişigirer.Türkiyeyegirenziyaretçisayısı15bin.Bufuardünyadakiilkonfuararasında.Dahaiyiolmamızlazım.

Zirve Alyans – Mehmet GüleryüzYaşanmaması gereken aksaklıklar yaşadıkFuarlarsonbirkaçyıldır istenilenverimliliktegeçmiyor.Ekonomikkrizler,altınınsondönemdeyükselmesi,Suriyesorunubununenbüyüknedenleri.İşyapmıyordeğiliz,amayeterlideğil.Bufuardadayurtdışındanyeterlikatılımcıgelmedi.EnçokIrak’dangelenoldu.İlkgünlerRusağırlıklıydı.Yerlikatılımcısayısıçokazdı.Organizasyonherseneüstünebirazdahakoyduğunudüşünerekhareketediyor,amabizkatılımcıolarakaynıfikirdedeğiliz.Elektrikkesintisigibiyaşanmamasıgerekenolaylaryaşadık.

Mert Alyans – Hakan Saraçİyi ya da kötü; fuarlara katılmak zorundayız!Fuarı genel olarak değerlendirmek gerekirse; geçen seneye göre ziyaretçi sayısı bakımından kötüydü.Bunun sebepleri de ekonomik zorluklar, komşu ülkelerimizle yaşadığımız sıkıntılar ve altın fiyatlarındakidalgalanmalar… Biz bu duruma alıştırmıştık kendimizi. Her fuara yeni koleksiyonlar hazırlıyoruz. Bunlarımüşterilerimize tanıtma, yeni müşteriler edinmek için fuarlar gerekli. O yüzden fuarlar ne kadar verimligeçmesedekatılmakdurumundayız.

Ariş – Kerim GüzelişDünya fuarı olmalıyız, bölgesel değilBirkerehergeçenfuarverimlilikadınabirazdahaaşağıyadüşüyor.Dünyadaişlerdeeskisigibideğil.Ekonomikkrizvar.Amaişiniiyiyapanverimalıyoryinede.Benisterimki;İstanbulFuarıçokiyiolsun.Organizasyondada eksiklikler vardı; klimaların çalışmaması, elektrik kesintisi, reklamın az yapılması, yurt dışından gerçekalıcı getirememekgibi…Ekim fuarı oluşuylabilhassaAvrupa veAmerika için çokönemli bir fırsat.Hazırürünügeliphemenalabiliyor.Bubirfırsattıamahiçalıcıgelmedi.Fuardanbeklediğimizialdık.Kemikleşmişmüşterilerimizleişyaptık.Yenimüşterilerleişyapmakisterdik.AğırlıklıolarakRuslargeldi.İran’dandagelenoldu.Amabendahaalternatifyerlerdenbeklerdim.Brezilya’dan,GüneyAmerika’dan,Avustralya’danmesela.Dünyafuarıolmalıyız,bölgeseldeğil.

İpekyolu - İbrahim KaygusuzEkim fuarı yurt dışı ile çalışan firmalara yararFuarlar, firmaların dünyaya açılan penceresidir. Eğer bir firma fuara katılmıyorsa dünyaya penceresinikapatmıştır.Firmalarnekadarçokfuarakatılırsa,gerekyurtiçi-yurtdışı,dünyagörüşügenişlerişiniilerletir.Ekim fuarıgüzelgeçti.Ekim fuarı sakinolur ama iyi hazırlanan firmalarher zaman iş yapar.Ekim fuarı içpiyasaylailgilideğildir.Yurtdışıylabağlantısıolanfirmalardahaçokişyapar.Dahaçokyurtdışındanalıcılargelir.Bizmemnunuz.Dörtayrıyerdestandımızvardı.Çokiyiydi.

FUARA BAKIŞ*

*Fuar görüşlerinin tamamı burada yer almamaktadır. Kalan tüm fuar görüşlerinin videolu görüntüsünü, Kapakdaki QR Kod ile izleyebilirsiniz.

Page 75: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 76: Voir – kasım 2012 online dergi

VOIR FUAR GÜNCESİ

Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası ve Start Fuar-cılık İşbirliği ile gerçekleştirilen Ankagold - Ankara Altın,Gümüş, Mücevher ve Saat Fuarı, 2. kez katılım-

cılarla alıcıları buluşturmaya hazırlanıyor. 17-19 Mayıs 2003 tarihleri arasında Avrupa’nın 3. büyük fuar kongre merkezi olan Ankara Congresium Fuar ve Kongre Merkezi’nde ger-çekleştirilecek olan fuar, katılımcıların ve ziyaretçilerin ra-hat etmesi için en uygun koşulları barındırmakta. 61.000 m2 alana sahip bu yeni yapı, toplu taşıma araçlarına erişiminin kolaylığı ile ziyaretçi ve katılımcılar açısından olumlu olacak. Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası olarak Başkente ya-kışır bir organizasyon olması için her türlü desteği verecek-lerini ifade eden Oda Başkanı Hasan Çavuşculu, Start Fuar-cılığın da Ankara’da düzenlenecek olan bu fuara çevre oda ve derneklerin desteğini alarak, yurt sathında sektör pro-fesyonellerinin fuarı ziyaret etmesi için gereken önemi ve özeni göstereceğini belirtti. Start Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Musa Öztürk de fuarın, ülke genelinde ve özellikle İç Anadolu ve Karadeniz bölgesine hitap edeceğini; bu bölge-de bulunan illerden sektör temsilcilerini ücretsiz otobüslerle fuar alanına taşıyacaklarını açıkladı.

Gaziantep Kuyumcular Odası işbirliği ile Altınbaş Ku-yumculuğun katkılarıyla ve Cemcem Kuyumculuğun ana sponsorluğunda Gaziantep’de, 26 – 28 Nisan

2013 tarihleri arasında düzenlenecek 9 .Ortadoğu Altın ve Mücevher Fuarı’nın, 2012 yılındaki başarısının 2013’de de devam etmesi bekleniyor.Her geçen yıl büyüyen ve gelişen fuar, Türkiye’nin her ye-rinden gelen katılımcı firmaları, sponsor ve destekçileriyle başarılı bir ivme kazanıyor. Üründen makineye, üretici fir-maların yer aldığı, tüm kuyum sektörünü buluşturuyor. Süregelen hazırlıklar ve katılımlar gösteriyor ki, bu yıl da katılımcı ve ziyaretçi sayısında artış bekleniyor.

Ankagold - Ankara Altın, Gümüş, Mücevher ve Saat Fuarı, Anadolu’ nun merkezi Ankara’da, 17- 19 Mayıs 2013 tarihleri arasında, Ankara Congresium Fuar ve Kongre Merkezi’nde, sektörü ağırlayacak.

Bu yıl dokuzuncusu gerçekleşecek olan Ortadoğu Altın ve Mücevher Fuarı, Start Fuarcılığın gayretleriyle, hazırlıklarına tüm hızıyla devam ediyor.

Ankagold 2. Kez Kapılarını Açıyor…

Sektör, Ortadoğu’da Buluşacak

74

Page 77: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 78: Voir – kasım 2012 online dergi

Dünyada İlk “Online Müzayede”

Pelikan tarihinde ilk kez, on beş farklı Maki-e dolmakalemi için Ma-ki-e Unique Collection 2012’ye ait özel bir açık artırma yapacak.

Aralarında yazma setlerinin de bulunacağı açık artırmanın yoğun ilgi görmesi bekleniyor. Açık artırmalar Ekim ayında start alarak ve her biri bir hafta sürecek etkinliklerle devam edecek. 15 hafta sürecek bu etkinlikte, her hafta bir kalem olmak üzere toplamda 15 kalem açık artırmaya girecek. Müzayedeye dünyanın her yanından daha önce kayıt yaptırmış kişi ve kurumlar katılabiliyor. Her hafta bir kalem, açık artırmaya sunulurken o haftanın sonunda en yüksek oranı veren kişi kalemin sahibi oluyor. Her biri farklı temalar işlenmiş desenleri ve özel-likle de mitolojiden etkilenerek hazırlanmış motifler hayli ilgi çekiyor.

“Ancak Yazmak Geri Getirir Zamanı”

Türkiye’de ajanda geleneğinin kurucusu ve öncüsü olan Ece Ajan-dası, 2013 ajanda portföyünü satışa sundu. Yüz yılı aşkın bir sü-

redir siyasetten sanata her kesimden kullanıcının günlük hayatını or-ganize etmesine yardımcı olan Ece Ajandası, yeni yılı klasik ve yeni ajandaların oluşturduğu toplam 28 ürünle karşılıyor.“Ancak yazmak geri getirir zamanı” anlayışıyla çalışmalarına yön veren ve kurulduğu günden bu yana geleneksel kalitesinden ödün vermek-sizin kesintisiz yayınlanan Ece Ajandası’nın 2013 koleksiyonu içinde, sınırlı sayıda üretilen “Vintage” ve masa kullanımına uygun “Boğaziçi” adlı yeni modelleri dikkat çekiyor.

Tarzınıza Farklı Bir Açıdan Bakın!

Hayatın farklı zevklerini özgün tasarımlarıyla yansıtan Tacs, marjinal ruhunu ön plana çıkarmak isteyenlerin bir numaralı tercihi oluyor.

Her saat farklı bir hikayeye sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Zar, sa-bun, kamera objektifi, plak gibi günlük yaşamamımızda kullandığımız objelerden esinlenerek yaratılan TACS, yepyeni modelleri ve sıra dışı tasarımlarıyla Konyalı Saat mağazalarında satışa sunuluyor.

VOIR GÜNCEL

Page 79: Voir – kasım 2012 online dergi

77

Page 80: Voir – kasım 2012 online dergi

78

VOIR GÜNCEL

Yeni Marka

Birbirinden farklı zengin konsept çeşitliliğiyle çocukların kıyafetlerine renk getiren, Türkiye’nin yepyeni bebek ve çocuk giyim markası

SOBE, kaliteli ürün gamı ve uygun fiyat politikasıyla herkesin beğenisi topluyor… Gökkuşağının tüm renklerini ve sezonun en trend çizgile-rini çocuk kıyafetlerine yansıtan SOBE, çocukların sağlıklı gelişimine ve rahatlığına yönelik tasarlanan ürünleriyle 0-7 yaş çocuklara hitap ediyor…

Dünyada ilk ve TekDünya çapında satıldığı 40 ülkede çocukların oyun anlayışına

yeni bir boyut kazandıran ödüllü yenilebilir hamur eğlencesi Yummy Dough artık Türkiye’de. Çocukların, yaratıcılıklarıyla orta-ya çıkardıkları hamurdan şekilleri, ister pişirerek ister pişirmeden gönül rahatlığıyla yemelerine imkan veren Yummy Dough, çocuk-lara hem lezzetli hem de güvenilir bir eğlence sunuyor!

Kullan at bebek bezlere oranla daha sağlıklı, sıvı tutucu ve çevre dostu özellikleri ile de fark yaratan BabyNEO, bebek-

lerin cildinin zarar görmesini de engelliyor. Bebeğinizin cildinde pişik ve alerji oluşumuna fırsat vermeyen BabyNEO, ürünlerinin doğal oluşunun yanı sıra, geri dönüşüm özelliği ile çevreyi de koruyor. Aile bütçesine katkı sağlayan ekonomik yeni nesil bez-ler, bebeklere doğumundan itibaren en iyi korumayı ve maksi-mum rahatlığı sağlıyor.

Yıkanabiliyor!

Page 81: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 82: Voir – kasım 2012 online dergi

80

“Mitolojik Aşklar”

Türkiye’nin en büyük evlilik hazırlıkları fuarı “Evlilik Dünyası”, her yıl konsept çekimleriyle de ses getiriyor. Ünlü fotoğrafçı Bennu Gerede’nin sihirli objektifinden yansıyan konsept çekimlerin bu yılki teması ‘Mitolojik Aşklar’ a İstanbul Arkeoloji Müzesi ev sahipliği yaptı. Masumiye-

tin ve aşkın sembolü olan gelinleri, tarihin büyülü atmosferiyle birleştiren çekimler, mitoloji temasına uygun olarak müzenin özel bölümlerinde günler süren bir çalışmayla yapıldı. Kreatif direktörlüğünü Emir Koç’un üstlendiği çekimlerde dünyaca ünlü manken Masha Rudenko objektif karşısına geçti.

“Lüks Butik Otel-Türkiye”

17 Ekim 2012- Uluslararası turizm sektörünün en prestijli organizas-yonlarından World Luxury Hotel Awards, 2012 yılında dünyanın en

iyilerini açıkladı. Dünya çapındaki turizm markalarının servis kalitesi de-ğerlendirmesinde ulaşabileceği en üst kademelerden biri olarak kabul edilen “World Luxury Hotel Awards”da ülke kategorisinde “Lüks Butik Otel -Türkiye” ödülünü kazanan argos in Cappadocia, Kapadokya’nın kalbi Uçhisar köyünde, konseptindeki manastır, yeraltı tünelleri ve mahzen gibi özel bölümleri, 42 odası ve Seki Restaurant-Lounge-Cel-lar ile konuklarına benzersiz bir konaklama deneyimi yaşatıyor…

Parizyen Hayatın Yaşama Sevinci

Bath & Body Works, parizyen hayatın “joie de vivre”ini (Yaşama Sevinci) size getiren, ikon şehirden ilham almış From Paris, With

Love serisinde yer alan üç çekici koku ile sizleri Işıklar Şehri’ne götü-rüyor. İster duyulara hitap eden odunsu kokuları, ister ferahlatıcı çiçek veya kıpır kıpır meyve karışımlarını beğenin; From Paris, With Love sizi dünyanın en romantik şehrini kucaklamaya davet ediyor. Yeni Ey-fel kulesi siluetli sevimli şişeleriyle From Paris, With Love Koleksiyonu Paris’in yarattığı mutluluk duygusunu en güzel kokularıyla birleştiriyor.

VOIR GÜNCEL

Page 83: Voir – kasım 2012 online dergi

2009 yılında yönettiği Pandora’nın Kutusu’ndan 3 yıl sonra, bugüne kadar çektiği en olgun filmi Araf ile karşımızda Ye-şim Ustaoğlu. Pandora’nın Kutusu’nun çekimleri ile uğraş-

tığı sırada güzergahı üzerinde bulanan ve sık sık mola vermek için uğradığı Karabük şehrinin verdiği ilhamla ortaya çıkardığı yeni filmi, bir yandan bize klasikleşmiş Türk Filmlerini hatırla-tırken bir yandan da kendine dert edindiği ciddi meseleler saye-sinde seyirciye yeni ve vurucu bir anlatım sunmayı başarıyor.Film, Karabük’te yoldan geçen şehirlerarası otobüslerin mola vermek için durduğu bir dinlenme tesisinde çalışan genç Zeh-ra’nın sancılı büyüme hikayesini anlatıyor; Bambaşka bir hayatı düşleyen Zehra’nın tek isteği gitmektir. Zehra ile aynı iş yerinde çalışan ve Zehra’dan hoşlanan ama pekte karşılık bulamayan Ol-gun’un tek isteği ise televizyona çıkıp Acun Abisi’nin programla-rında gözükmektir. Fakat kamyon şoförü Mahur’un şehre gelişi, bu arada sıkışıp kalmış yerde debelenip duran Zehra ve Olgun için her şeyi değiştirecektir.

Araf, özellikle Anadolu’da kadın olma-nın sancılarını ve zorluklarını Zehra karakteri üzerinden saptıyor ve bu sap-tamayı en acı hali ile önümüze seriyor. Erkeklerin dünyasında kadının nasıl çıkışsız, çaresiz bırakıldığının resmini çiziyor bizlere. Mahur’la tanıştığında

sevinçlerini söze, dile dökemeyen Zehra, filmin sonlarına doğru içine düştüğü durumda da içine atıyor çığlıklarını, haykırışları-nı. Film, bu kadın olma halinin zorluklarını resmetmekte sadece Zehra’nın durumunu kullanmakla da sınırlı kalmıyor. Olgun’un annesi üzerinden de farklı bir yaşta, farklı bir konumdaki kadın karakterin ne durumda olduğunu da gösteriyor seyirciye. Hatta bu sayede, Olgun’un annesinin hikayesi üzerinden, gidemeyen, gitmeyi bir türlü başaramayan Zehra’nın bir nevi 20 yıl sonraki halini de göstermiş oluyor seyirciye. Bu gelecekte ne olacağını gösterme durumu da Zehra’nın sonda yaptığı tercihi yapay bir mutlu son haline getirmiş oluyor böylece.Araf’a teknik işçilik açısından baktığımızda ortada kaliteli bir gö-rüntü yönetimi çalışmasının olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ustaoğlu ile ilk defa beraber çalışan görüntü yönetmeni Michael Hammon gerçekten usta işi diyebileceğimiz görüntüler yaratmış Araf’ta. Mahur ve Zehra’nın geceyi aynı evde geçirmek zorun-da kaldıkları sekans bu çalışmanın rahatlıkla en iyi örneği olarak sayılabilir. Oyunculuk yönetimi konusunda her daim başarılı olan yönetmen Ustaoğlu, bu filmde de bizi şaşırtmamış. Başta Neslihan Atagül olmak üzere tüm kadro inandırıcı ve üstün bir performans ser-gilemeyi başarmış filmde. Ama kişisel favorim Olgun rolünde fark yaratan ve herkesten rol çalmayı başaran Barış Hacıhan. Ustaoğlu’nun Özcan Deniz’in oyunculuğunu kullanma tercihi de ayrıca takdir edilmesi gereken bir diğer nokta. Yönetmen, Ma-hur karakterini neredeyse hiç konuşturmayarak Özcan Deniz’in gerçek yaşamdaki medyatik duruşunun filmi etkilemesi riskini önceden engellemeyi başarmış.Sonuç olarak Araf, bana göre Ustaoğlu’nun bu güne kadarki en iyi ve olgun filmi. Ardımızda merak etmeden bırakıp geçtiğimiz insanların hikayelerini bize sunan ve gazetelerin 3. sayfalarında okuduğumuz hikayelerin sadece bir paragraftan ibaret olmadı-ğını bize hatırlatan kaliteli bir yapım. Ustaoğlu’nun çektiği her film ile daha yetkin bir yapım ortaya koyduğu filmografisinin, Araf’tan sonra nasıl şekilleneceğini şimdiden merak ediyorum açıkçası!

Burak KAPLANOkan Üniversitesi GSFAraştırma Görevlisi

Birbakış

ARAF

VİZYON SEÇKİLERİSKYFALLYönetmen: Sam MendesOyuncular: Daniel Craig, Judi Dench, Javier BardemGösterim Tarihi: 02 Kasım 2012Çekimlerinin bir kısmı geçtiğimiz yaz aylarında İstanbul, Adana ve Fet-hiye’de gerçekleştirilen ve 23. Bond filmi olarak anılan Skyfall, bu ay tüm dünya ile aynı anda ülkemizde de vizyona giriyor. Daniel Craig’i 3. kez ünlü ajan James Bond rolünde izleyeceğimiz yapımda bu kez, Judi Dench’in canlandırdığı M’in geçmişine ait eski bir düşman yeniden or-taya çıkar ve Bond, M’e olan sadakatini gözden geçirmek zorunda kalır. Yeni Bond filminin öncüllerine göre en büyük kozu “Amerikan Güzeli” ve “Azap Yolu” gibi filmleri ile tanınan Oscar ödüllü yönetmen Sam Men-

des. Yönetmenin, uzun yıllardır popüler olan bu klasik seriye ne gibi farklılıklar katacağı şimdiden herkesin merak ettiği en büyük soruyu oluşturuyor. Jenerik şarkısı, ünlü solist Adele tarafından seslendirildi.

THE MASTERYönetmen: Paul Thomas AndersonOyuncular: Joaquin Phoenix, Philip Seymour Hoffman, Amy AdamsGösterim Tarihi: 09 Kasım 2012Bu yıl Venedik Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülü olan Gümüş As-lan’ı kazanan The Master, 2. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında “The Cause” – “Dava” adında yeni bir din kuran karizmatik lider Lancaster Dodd ve savaştan döner dönmez kendini bu yeni dinin içinde bulan Freddie Quell adındaki askerin hikayesini anlatır. Bu seneki Oscar’ların da en büyük favorilerinden olan The Master hakkında en merak edilen nokta ise; Anderson’un, temelleri L. Ron Hubbard tarafından atılan ve

Amerika’da bugün oldukça fazla insanın inandığı Scientology dininin kuruluş hikayesinden esin-lenip esinlenmediği sorusu!

ALACAKARANLIK EFSANESİ Şafak Vakti Bölüm 2Yönetmen: Bill CondonOyuncular: Kristen Stewart, Robert Pattinson, Taylor LautnerGösterim Tarihi: 16 Kasım 2012Stephenie Meyer’in ünlü roman serisinden uyarlanan ve ilk bölümü 2008 yılında vizyona giren Alacakaranlık serisinin sinema macerası, bu ay son kitabın 2. kısımının da vizyona girmesi ile birlikte sona eriyor. Bir önceki filmde ölümlerden dönerek kızı Renesmee’yi doğurmayı başa-ran Bella’da artık tıpkı kocası Edward gibi bir vampirdir. Renesmee’nin varlığını öğrenen ve bunu bir tehdit olarak gören vampir otoritesi Volturi,

küçük kızın öldürülmesine karar verir. Cullen ailesi, kızlarını korumak için imkansız bir savaşa girecek ve Volturi ile savaşacaktır. 75 Milyon dolarlık bütçesi ile Alacakaranlık serisi içerisindeki en pahalı film olma özelliğini taşıyan Şafak Vakti Bölüm 2’nin yönetmeni, serinin bir önceki filmini de yöneten Bill Condon. Ayrıca, serinin bu son bölümünün, aksiyonu en bol bölüm olduğu ve Bella’nın da ilk defa aksiyondaki hünerlerini bu filmde sergileyeceği haberlerini de belirtmeden geçmeyelim.

HABERLER6 – 12 Ekim tarihleri arasında düzenlenen ve Jüri Başkanlığını

Hülya Avşar’ın yaptığı 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali sona erdi. Festivalin ulusal yarışma kategorisinde En İyi Film Ödü-lü, yönetmenliğini Hüseyin Tabak’ın üstlendiği “Güzelliğin On Para Etmez” isimli filme verilirken, En İyi İlk Film ve En İyi Yönetmen ödül-lerine ise “Zerre” filmi layık görüldü.

Berlin Film Festivali’nde En İyi İlk Film ödülünü kazanan yönet-men Emin Alper imzalı “Tepenin Ardı”, En İyi Film, En İyi Senaryo

ve En İyi Erkek Oyuncu dallarında Asya Pasifik Film Ödülleri’nde yarışacak. 23 Kasım tarihinde Avusturalya’da yapılacak bir törenle sahiplerini bulacak olan Asya Pasifik Film Ödülleri’nde geçtiğimiz sene Nuri Bilge Ceylan, “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmi ile En İyi Yönetmen, En İyi Sinematografi ve Jüri Büyük Ödüllerini kazanmıştı.

Tepenin Ardı’ndan bir sahne

Hüseyin Tabak ödülünü alırken

81

Page 84: Voir – kasım 2012 online dergi

82

En Yeni Parfümler

Online alışverişe uygun fiyatları ve güven garantisiyle damgasını vuran Havalimanishop.com, bu kış birbirinden farklı parfüm se-

çenekleriyle teninize ve cebinize en uygun parfümü seçmenizi sağlıyor. Birbirinden özel dünya markalarını bünyesinde bulunduran Havali-manishop.com, kış günlerine ve gecelerine uygun en güzel kokuları ayrıcalıklı alışverişin farkıyla sizlerin beğenisine sunuyor. Havalimanis-hop.com’da yer alan Gucci Premiere, Marc Jacobs Dot gibi en çekici kokularla girdiğiniz her ortamda kokunuzla dikkatleri üzerinize çeke-ceksiniz.

Anı Nacar ile Yakalayın!

Yapılan hiçbir şey zamanda bir öncekinin aynısı değil. Hız-

la akan zamanı yakalamak ise Nacar’ın kadınlar için tasarladığı Classic Lady serisi ile mümkün. Doğru zamanda doğru işler yap-mak isteyen saat tutkunları için Nacar, şık tasarımları ile göz dol-duruyor. Aktif ve yenilikçi tasarı-mıyla dikkat çeken atletik ruhlu Chronos serisi, sportif kimliğini ön plana çıkarmak isteyenler için bir aksesuar olmaktan çok daha öte-ye geçecek. Chronos serisi hem tasarımıyla hem de özellikleri ile dikkat çekiyor.

Kış Çiçek Açtı

2012 Kışının en trendi kuşku-suz çiçek desenlerdi. Ev teks-

tilinden modaya her yerde rast-ladığımız çiçek desenleri, adeta kışa inat gibi… Bunun yanında deri ceketler, montlar ve özellikle derilerde kullanılan zımbalar da yine trendy. Topshop da bu tren-de ayak uydurmuş, asi çizgileri ve göz alıcı tasarımlarıyla gardropla-rınızı süsleyecek cinsten.

VOIR GÜNCEL

Page 85: Voir – kasım 2012 online dergi

83

Tam Benim Tipim bir font kitabı. Binler-ce fontu alt alta sıralayan katalogvari bir

kitap değil -öyle olsa muhtemelen bir ulus-lararası çok satan olamazdı. Tersine; gerçek öyküler üstüne kurulmuş hayli eğlenceli bir

kitap elinizdeki. Gutenberg’in ilk harf kalıbını dökmesinden, Steve Jobs’ın onları bilgisayarımızın font menüsüne doluşturup “modern zaman font salgınını” başlattığı ana, pek çok şaşırtıcı ve hatta kimi zaman büyüleyici öykünün kahramanı bu kitapta bahsedilen font-lar. Helvetica neden ve nasıl bütün dünyayı istila etti ya da daha romantik bir deyişle, “şehirlerin parfümü” haline geldi? IKEA’nın fontunu değiştirmesi nasıl oldu da “İsveç kaynaklı en büyük infi-al” olarak anılacak bir toplumsal tepkiye sebep oldu? Obama’yı Beyaz Saray’a bir font taşımış olabilir mi? Neden 30’ların Art De-co’su Amy Winehouse’a böylesine yakışıyor? Bir fontu, bir ülkeye, bir dine, bir döneme, bir mesleğe ya da bir duyguya has kılan şey tam olarak nedir? Arial’ın dingin kim(liksiz)liğinden, Times New Ro-man’ın pratik ciddiyetinden, Comic Sans’ın rahatsız edici hafifliğin-den - ve kullanımını yasaklama kampanyasından- kimler sorumlu? Trajan’ı bütün kötü film posterleri için vazgeçilmez kılan ne? Tüm zamanların en iyi ve en kötü fontları hangileri? Ve tabii, kaçınılmaz soru; seçtiğin font senin hakkında ne söylüyor?Tabelalardan menülere, havalimanlarından giysilerinizin etiketlerine, baktığınız her şeyi farklı görmenizi sağlayacak bir kitap Tam Benim Tipim. “Eğer öğle yemeğindeki kaşığın şeklini hatırlıyorsanız, şekli yanlış demektir,” Adrian Frutiger, iyi bir fontun farkedilmez olması yönünde görüşünü paylaşırken…

Bu ay iki çok önemli konumuz mevcut. Biri geçtiğimiz Ekim ayı içinde sahiplerini bulan “2012 Nobel Ödülleri” ve için-de bulunduğumuz ay itibariyle gerçekleşecek olan “31.

Uluslararası İstanbul Kitap Fuar”ı.

“2012 Nobel Edebiyat Ödülü” sahibini buldu...Nobel ödüllerinin verilmeye başlandığı 1901’den bu yana 12’si kadın olmak üzere 109 edebiyatçı ödül aldı.57 yaşındaki Mo Yan, 2012 Nobel Ödülü alan 109. edebiyatçı oldu. Favoriler arasında bulunan dünyaca ünlü edebiyatçılar Haruki Mu-rakami, Alice Munro ve Philip Roth’u geride bırakarak, “sanrısal realizm yoluyla masalları, tarihi ve çağdaş olanı birleştirdiği” düşün-cesiyle ödüle layık görüldü.Çok konuşmanın başına iş açacağını düşünen yazar, Çince’de “konuş-ma!” anlamına gelen Mo Yan ismini kullanıyor. Eserlerini el yazma-sıyla hazırlayan Yan, Çin alfabesinden bir çok kelimenin bilgisayarda bulunmaması nedeniyle ve ileride değerleneceğine inandığı için, kızının bunlardan gelir elde edebilmesini istiyor. Yan’ın, henüz Türk-çeye çevrilmiş bir eseri bulunmuyor.

2012 Diğer Nobel ÖdülleriNobel Barış Ödülü: Avrupa Birliği Avrupa’da barışa katkılarından dolayı Nobel Ekonomi Ödülü: Alvin E. Roth ve Lloyd S. Shapley ‘Dengeli dağıtım ve piyasa modeli uygulamaları teorisi’ çalışmasıyla. Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü: John B. Gurdon ve Shinya Ya-manaka “Farklılaşmış hücrelerin ‘pluripotent’ olmak üzere yeniden programlanması.Nobel Fizik Ödülü: David Wineland ve Serge Haroche “Tekil kuantum sistemlerinin manipülasyonu ve ölçülmesini sağla-yan, çığır açan nitelikteki deneysel yöntemleri” .Nobel Kimya Ödülü: Robert Lefkowitz ve Brian Kobilka“G-protein-çiftli reseptörlerin çalışma prensiplerini keşfi”.

“31. Uluslararası İstanbul Kitap Fuar”ı...İçinde bulunduğumuz bu ay yurt dışından da yaklaşık 40 ülkenin ka-tılım sağlayacağı “31. Uluslararası İstanbul Kitap Fuar” ını kaçırma-yalım. Fuar kapılarını, 17-25 Kasım 2012 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi - Büyükçekmece’de, biz kitap severler için açık tutacak. Ana temanın “Çocukluğum Yurdumdur - Çocuk ve Gençlik Edebi-yatı” olarak belirlenen Fuar’ın, onur yazarı Gülten Dayıoğlu. Fuar boyunca yazarın, çocuk edebiyatı üzerine panelleri ve söyleşileri olacak. Çocuklar için birbirinden eğlenceli etkinlikler ve konuk ülke Hollan-da’lı illüstratör Marit Törnqvist’in yine çocuklara yönelik illüstras-yon atölyeleri olacak. Etkinliklere ve atölyelere katılım ücretsizdir.

Blog : https://byglossarist.wordpress.com E-mail : [email protected]

Nobel Ödülü

CAZİBE İSTASYONU • Can Yayınları: Ahmet Büke, delilerin akıllılar-dan, anıların yaşanan zamandan daha muteber olduğu küçük bir Ege ka-sabasında doğdu. Yaşlı teyzelerin, manifaturacıların, geceyi örten ceviz-lerin, genç karıncaların, alıngan derelerin, incirin ve zeytinin sofrasında büyüdü ve onlara olan borcunu on yıldır öykü yazarak ödüyor. Edebiyatı da kimsesizlerin kimsesi olarak görüyor. Büke, yeni kitabı Cazibe İstas-yonu’nda kalemiyle çizdiği dünyayı biraz daha genişletiyor, daha güzel günlere uyanma umuduyla...

SAPKIN • Doğan Kitap: 16. yüzyıldaki engizisyon ortamında geçen Sapkın, tarihi bir macera romanı. İngiliz yazar S.J. Parris’in kaleme al-dığı roman, Tanrı’nın gizemini, inancı ve yerkürenin hareketlerini irde-liyor. Kodların, şifrelerin, gizemin, aşkın dünyasında entrika ve cinayet atmosferlerinin son derece başarılı çizildiği Sapkın, okuyanı, karanlık bir yüzyılın labirentlerinde gezdirirken engizisyon ile geleneğin acımasızlı-ğını hissettiriyor.

TAM BENİM TİPİMYazar: Simon GarfieldTürü: Genel İlgi /Hobi / TasarımSayfa Sayısı: 353Yayınevi: Domingo Yayınevi

editörün seçtikleri

Byglossarist

Müg

e B

ilgin

Akd

Page 86: Voir – kasım 2012 online dergi

84

VOIR GÜNCEL

Çekici Bakışlar

Çekici, sıradışı ve etkileyic bakışlara bu sezon Inglot ile sahip olun! Ce-sur ve iddialı tonlarda eyelinerlar ve dolgun kirpikler bu sezonda var-

lığını hissettirecek. Klasik siyah eyeliner’a alternatif pastel ve sakin tonlar eşlik ediyor. İki farklı rengi bir arada kullanabileceğiniz gibi, kalın çekilmiş siyah ve gri bir eyeliner ile de gözlerinize büyüleyici bir hava katabilirsiniz.

İç Güzelliğe ÖnemVerenlere

Dünyaca ünlü iç giyim markalarını bir araya getiren Mendo’s, birbirin-

den şık ve yepyeni Guess iç çamaşırı koleksiyonuyla bu yıl da tüm kadınları büyüleyecek. İç giyimde kalite alışkan-lığını yaşatan Guess, birbirinden zevkli ve şık modelleriyle bu sezon da kendi-ne özen gösteren kadınların vazgeçil-mezi olacak.

Güç, kendine güven, klas ve özgünlük. Bütün bu özellikler yeni bir feminenlik ve arzu ifade ediyor, bir araya gelerek

Forever Red’i oluşturuyor. İçeriğindeki özlerden lüks şişesine, Bath & Body Works’ün yeni kokusu Forever Red her yönüyle kusursuz, şık ve imrenilecek kadar lüks.

DünyaStarlarınınTercihiTürkiye’deKusursuz işçilikleri ve büyüleyici takıları ile güzel yıldızlar Sien-

na Miller, Emma Watson, Courteney Cox, Rochell Wiseman, Sophie Dahl ve stil ikonu Alexa Chung’ın kalbini fetheden Bri-tanyalı tasarımcı Alex Monroe, tüm tasarımlarında gerçek gümüş kullanarak ince ve zarif detayları en güzel haliyle ortaya koyuyor. Koleksiyonu Vogue, Grazia ve Elle dergileri de dâhil tüm dünyada basın tarafından takip edilen Anna Lou tasarımı takıları, tamamen el yapımı ve Londra’da en üst kalitede üretiliyor. Paris Hilton, Kate Moss, Kelly Osbourne, Madonna, Kate Winslet ve Eliza Doolittle gibi ünlülerin göz bebeği olan Anna Lou tasarımı takılar gimora.com’un en çok aranan tasarımları arasında yer alıyor.

Forever Red

Page 87: Voir – kasım 2012 online dergi

85

VOIR KÜLTÜR

SANATSERGİ

7. Contemporary İstanbulTürkiye’nin en kapsamlı uluslararası çağdaş sanat fu-arı Contemporary Istanbul, 22-25 Kasım 2012 tarihle-rinde sanatseverleri İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve İstanbul Kongre Merkezi’n-de buluşturuyor. Ana sponsorluğunu Akbank Private Banking,ortak sponsorluğunu Zorlu Center ve Yıldız Holding’in üstlendiği Contemporary Istanbul’a 55’i yurt dışı, 45’i yurt içi olmak üzere 100 çağdaş sanat ga-lerisi ve 600 sanatçı katılacak.Uluslararası koleksiyo-nerleri,sanat profesyonellerini ve sanatseverleri konuk edecek olan Contemporary Istanbul’da birçok önemli çağdaş sanat eseri ilk defa görülebilecek. Contempo-rary Istanbul fuar boyunca çağdaş sanatının bugünü ve yarınının tartışılacağı CI Dialogues Konferans Serisi ile beraber özel davetler, açılışlar, açılış ve kapanış par-tileri gibi yan etkinlikleri de sanatseverlere sunmaya devam edecek.

Bilinmeyen GelecekGaleri G-art 2012, sezonunu Gökte Tunç’un “Unknown Future /Bilinmeyen Gelecek” isimli sergisi ile açıldı.Günümüz insanının içinde bulunduğu çıkmazı irdeleyip yaşadığı dünyayı unutan insanları nasıl bir geleceğin beklediğini anlatan sergi sistemin yarattığı durumu izleyiciye ilginç bir şekilde anlatıyor. Tamamen endüst-riyel atıklardan oluşan sergi; dünyayı çözümleme ve dönüştürmeye çalışan insanların gerçeğinin nasıl de-ğiştiğini, kendi dünyasından nasıl koptuğunu, gerçeğin yerini sanallığın nasıl aldığının göstergeleri ile izleyi-cinin karşısına çıkıyor. Doğadan kopan insanın yaşa-yacağı izole hayatlarla ilgili ipuçları veren sergi ayrıca var olma, hiçlik, zaman, gerçek gibi konuları da işliyor. Bilinmeyen Gelecek sergisi, Galeri G-art’ da 18 Kasım 2012 tarihine kadar pazar, pazartesi günleri dışında her gün 11:00-19:00 saatleri arasında görülebilir.

DisruptionGenç kuşak özgün ressamlar arasında çalışmalarıy-la farklı bir yere sahip olan Aslı Vural bu kez kentleri konu alıyor. Dönüşüm, caddeler, sokaklar, otoyollar, evler, apartmanlar, rezidanslar, iş merkezleri, yaşam merkezleri, arabalar, trafik, metro… Her yönüyle şe-hir ve şehirde kıskaca alınmış bireyi ve çevresindeki yaşamını inceliyor.Panik atak ve reklam panoları, an-tidepresanlar ve diyetisyenler, solaryum, gym, yoga ve organik beslenme. İkili bir kayboluşu anlatıyor. Şehrin karmaşasının ortasında kalmış insanın sıkışmışlığı, kaosun bireyi içine çekişi ve hızla tüketişi. Aslı Vural “birey ve metropol” ilişkisinden yola çıkarak hazırladığı “DISRUPTION” serisi temel olarak güncel bir probleme parmak basıyor. Sergiyi 10 Kasım Cumartesi gününe kadar Galeri Kent’te ziyaret edebilirsiniz.

İstanbul’da UykusuzSuna Tüfekçibaşı’nın kişisel sergisi, Maçka Art&De-sign’da sanatseverlerle buluşuyor. Tüfekçibaşı “İstan-bul’da Uykusuz” adını verdiği resim sergisinde İstan-bul’un insanı zorlayan, tüketen karmaşasıyla, eşsiz görselliği arasındaki çelişkiyi ve bilinçaltı yansımalarını tuvaline aktarıyor. Beşinci kişisel sergisini gerçekleşti-recek olan Tüfekçibaşı’nın eserleri,1-26 Kasım tarihleri arasında Maçka Art&Design’da sergilenecek.

Her Güzelin Bir Kusuru VarMarmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bün-yesinde yer alan Endüstri Ürünleri Tasarımı, Grafik, İç

Mimarlık ve Tekstil Bölümü öğrencilerinin “Kusurluluk” teması üzerinde çalıştığı Tasarım Bienali kapsamında düzenlenen “Her Güzelin Bir Kusuru Var” başlıklı sergi, 19 Ekim’de Mixer’in mekan sponsorluğunda sanatsever-lere kapılarını açtı.“Kusurluluk” temasına yeni bir bakışla tasarımlarında benzersiz ve özel olanı aradılar. Sergiyi 17 Kasım Cumartesiye kadar ziyaret edebilirsiniz.

Ömer Kaleşi Sanatta 50. Yılını Kutluyor

Ömer Kaleşi, sanatının 50. Yıl kutlamalarına İstanbul’da yirmi yedi senedir birlikte çalıştığı Tem Sanat Galerisi’n-de 16 Kasım – 15 Aralık 2012’de yer alacak sergisiy-le devam ediyor. Bu vesile ile Makedon yazar Jordan Plevneŝ tarafından yazılan “Ömer Kaleşi – Başlar” adlı kitapta, yazarın hazır bulunacağı açılışta sanatseverler-le buluşacak. 1932 doğumlu Ömer Kaleşi,Güzel Sa-natlar Akedemisi’ndeki öğrencilik yıllarından bu yana sanatında, bireyin duygularını, yalnızlığını ve yaşam karşısında savaşımını soyut bir dille aktarma yolunu seçmiştir. Renk yoluyla düşüncelerini yansıtan sanat-çı, özellikle kırmızı rengin çekim alanında bulunuyor.

SAHNEÖnce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi“Aslında çok komik bir şey var, ben kaç para ettiğimi biliyorum.Kaç kişi söyleyebilir bunu? Üç bin dolar ediyorum. Çünkü Mustafa benim için o kadar ödedi. Yani tam iki buçuk iphone.”Dijana, o sabah Karaköy İskelesi’ne yanaşan Odessa feribotundan indiğinde, hayallerinde daha iyi bir yaşam

Page 88: Voir – kasım 2012 online dergi

86

ve mutlu bir gelecek umudu vardı. Ama onun için plan-lananlar, hayallerinden çok başkaydı. İnsan tacirlerinin eline düşüp pasaportları ellerinden alınıp, evlerde kilitli tutularak fuhuşa zorlanan yüzlerce kadından yalnızca biri Dijana. Bize kendini zaman zaman dayanılması güç bir gerçeklik ve ironi ile anlatıyor. Bir çok ödül alan bu oyunu 22 Kasım’a kadar Şişli Black Out Sahnesi’n de izleyebilirsiniz. Biletler Biletix’de.

İyi Günde Kötü GündeAyrılan ama birbirlerinden kopamayan sevgililerin öyküsünü anlatan bu oyunu; bekâr, nişanlı, yeni evli, kavgalı, küs, boşanmış herkesin izlemesi gerekiyor. “İyi Günde Kötü Günde” oyununda şarkılar eşliğinde sev-giliyi yeniden keşfetmenin yolları, aşkı taze tutmanın bilgeliği üstüne muhteşem bir güldürü sizleri bekliyor. İyi Günde Kötü Günde 18 Kasım saat 18.00 da KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan sahnesinde. Biletler Bi-letix’de.

KazaenOyun, günümüz Beyoğlu’nun çeşitli mekanlarında kazaen karşılaşan insanların, birbirlerinin yaşamlarını etkilemeleri ve yeni başlangıçlara evrilmelerini konu alıyor. Uzun zamandır birlikte yaşayan, ünlü roman yazarı Kutay ve edebiyat akademisyeni Berna, sevda

ilişkilerinin sonuna gelmiş, evlerini ayırmak üzeredir-ler. Berna’nın bir dönem öğrencisi olmuş uyuşturucu bağımlısı Rengin; Beyoğlu’nun arka sokaklarında bir pavyonda sıradan bir şarkıcı olarak çalışan Sevda ve bodyguard sevgilisi Kenan; üniversite kazanıp Güney-doğu’dan yeni gelen Kürt kızı Dilan, İstanbul’da yaşa-maya ve yaşama tutunmaya çalışan diğer figürlerdir. Beyoğlu bu insanları beklenmedik, tuhaf rastlantılarla, “kazaen” bir araya getirir.Kazaen çarpışan bu insan-ların umutları, özlemleri, mutsuzlukları, öfkeleri, yarın-sızlıkları,Beyoğlu’nun mekanlarında dile gelir. Kazaen 23 Kasım ve 25 Kasım tarihlerinde Tiyatro Pera Eren Uluergüven Sahnesi’nde. Biletler Biletix’de.

KayıpBaşkalarının yaşadığı felaketler, birilerinin acıları, dün-yanın öbür ucundaki savaşlar, bombalanmalar, öteki olanların maruz kaldığı doğal afetler… Şurada, orada, başka bir ülkede, uzak bir şehirde ama bazen de tam burada… Mercy Seat/Kayıp, Abby ve Ben üzerinden anlatılan bir duyarsızlık, ben merkezcilik ve mağduriyet

hikayesi. Gözlerinin önünde yaşanan terör saldırısını/bombalamaları bir fırsat olarak gören/görebilen in-sanların hikayesi. Yeni bir başlangıç fırsatı… Birlikte olabilmenin yolu. Kayıp 24 Kasım saat 20.30 da Craft Tiyatro’da sahnelenecek. Biletler Biletix’de.

Aşk Her YerdeOrta yaşlarını sürmekte olan Leonard Loftus (Emre Kınay); asi ve uçarı kızı Dee Dee (Bahar Yanılmaz) ve

bir türlü yaşlılar evine gönderemediği babası Gus (Sait Genay) ile aynı evi paylaşan “sıkıcı” bir istatistikçidir.Leonard,karısı tarafından da terk edilmesiyle,haya-tı ıskaladığını fark eder.Bu utangaç,sıkıcı ve hatta “düz”adamın çocukluğundan beri içinde yaşattığı bir tutkusu vardır:Yazmak!Sadece kadınların katılabildiği bir yarışmaya, Myrtle Banbury adı ile gönderdiği ro-manın derece kazanması ise,beklediği son şeydir.Hiç

beklemediği bir anda, bir telefon ile hayatına giren Harriet Copland (Pelin Körmükçü),”Cennette Buluşa-lım” adlı aşk romanını yayınlamak için Leonard`a yüklü bir ücret teklif eder.Ortada küçücük bir problem vardır: Lenny,Harriet`ı gördüğü ilk andan itibaren aşkın pençe-sine düşmüştür.”Aşk Her Yerde” 17 Kasım-29 Kasım tarihleri arasında;Duru Tiyatro`da...Ya siz neredesiniz? Biletler Mybilet’ de.

Babaannem Yüz YaşındaArjantin’de, Buenos Aires’in varoşlarında yaşayan İtal-yan kökenli göçmen bir aile… Eline geçen her şeyi büyük bir iştahla tüketen doymak bilmeyen yüz ya-

şında bir Babaanne… Eve ekmek getirebilmek, daha doğrusu babaanneyi doyurabilmek için günde on altı saat çalışan bir pazarcı… Hiç bir işe yaramayan sözde sanatçı, asalak bir kardeş… Evin mutfağında canla başla çalışan kız kurusu bir hala ve evi çekip çeviren bir anne… Herkesin gözü önünde kötü yola düşmüş küçük bir kız… Babaanneyi doyurabilmek için nafi-le bir çözüm arayışı… Ve tüm ailenin yok oluşunun acıklı,gülünç öyküsü… Babannem Yüz Yaşında 15, 22 ve 29 Kasım saat 20:30 da Afife Jale Sahnesi’n de. Biletler Biletix’de.

KONSER“Efes Pilsen Blues Festival” Anadolu turnesi başladıTam 22 yıldır Anadolu’nun dört bir yanına Blues müzi-ğini götüren Türkiye’nin ilk ve tek Blues festivali “Efes Pilsen Blues Festival”, 2 Kasım – 8 Aralık 2012 tarih-leri arasında 20 farklı şehirde, 24 konserle unutulmaz bir Blues deneyimi daha yaşatacak. Efes Pilsen Blues Festival 23’ün konukları arasında, Grammy ve Emmy

Page 89: Voir – kasım 2012 online dergi

besteci tarafından yönetildi, BBC Music Magazine ta-rafından verilen müzik ödüllerinde 2007 yılının en iyi orkestrası seçildi. Concertgebouw Orkestrası 10 Kasım Cumartesi saat 20.00’de Haliç Kongre Merkezi’nde. Biletler Biletix’de.

Sting İstanbul’daMüzik dünyasının efsanevi isimlerinden Sting, büyük başarı kazanan 2011-2012 Dünya Turnesi’nin ardın-dan, sevilen şarkılarını sadece beş enstrüman eşli-ğinde seslendirdiği “Back to Bass” turnesi ile yeniden Avrupa’da! Live Nation organizasyonu olan İstanbul konseri, BKM ve GNL ortaklığı ile gerçekleşecek. En son 2006 yılında İstanbul’a gelerek Kuruçeşme Are-na’da 15.000’i aşkın dinleyicisiyle buluşmuştu. Sa-natçı, bu sene de 26 Kasım Pazartesi saat 21.00’de

Ataköy Atletizm Arena’da bir kez daha İstanbullu dinle-yicileriyle buluşacak. Biletler Biletix’de.

“Flamenco Hoy” TİM Show Center’daCannes, Berlin, Montreal ve San Sebastian Gibi Önemli Film Festivalleri Ödüllü, Oskar Ödülüne Aday Olan Kanlı Düğün, Carmen, Büyülü Aşk Adlı Unutulmaz Filmlerin Ünlü İspanyol Yönetmeni Car-los Saura’nın Tek Canlı Sahne Projesi “Flamenco Hoy” 9-11 Kasım’da TİM Show Center’da.Saura bu projede, hepsi kendi dallarında ünlü ve başarılı

yirmi sanatçıyla yola çıkarak, seyirciye enerji dolu, görkemli bir gösteri sunuyor.On bir sanatçıdan oluşan dans grubu Rafael Estevez ve Nani Panos tarafından tasarlanan koreografiyle, asırlar boyunca hüküm süren geleneksel temalarla, caz ve çağdaş müziği buluşturuyor. Biletler Biletix’de.

Akbank Sanat Piyano Günleri Başlıyor!

Akbank Sanat, piyanonun dünyaca ünlü ustalarını, 8-30 Kasım tarihleri arasında Akbank Sanat Piyano Günleri’nde ağırlıyor. Ünlü Rus piyanist Dmitri Bash-kirov’un kendi gibi yetenekli ve ünlü kızı, piyanist Elena Bashkirova’nın 8 Kasım Perşembe günü gerçekleşti-receği konserle başlayacak olan Akbank Sanat Piyano Günleri’nde, 16 Kasım Cuma günü, kendi kuşağının en parlak piyanistlerinden sayılan Martina Filjak sahne alacak. Yetenekleriyle müzik dünyasında büyük yankı uyandıran iki genç müzisyen, piyanist Şevki Karayel ve keman sanatçısı Noé Inui, 27 Kasım Salı günü aynı sahneyi paylaşacak. Akbank Sanat Piyano Günleri, İs-kandinavya’ya özgü melankoli ve hassasiyeti, ateş ve tutkuyla harmanlayan sanatçı Jacob Karlzon’un, Jacob Karlzon 3 grubuyla 30 Kasım Cuma günü gerçekleşti-receği konserle sona erecek.Elena Bashkirova, piyano, 08 Kasım Perşembe Saat: 20.00Martina Filjak, piyano, 16 Kasım Cuma, Saat: 20.00Martina Filjak, piyano, 17 Kasım Cumartesi, Saat: 14.00 (Masterclass)Şevki Karayel, piyano & Noé Inui, keman 27 Kasım Salı Saat: 20.00Jacob Karlzon, piyano, 30 Kasım Cuma, Saat: 20.00

olmak üzere pek çok uluslararası prestijli organizas-yonda ödüle layık görülmüş olan armonika Blues üs-tadı Billy Branch ve grubu The Sons of Blues, 2009 Blues Müzik Ödülleri’nde “En İyi Yeni Sanatçı” ödülü, 2010 ve 2011’de “En İyi Baterist” ödülüne layık görü-len, Legendary R.L. Burnside’ın torunu ve dünyanın en iyi davulcularından Cedric Burnside yer alıyor. Festiva-lin İstanbul ayağı 30 Kasım’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda.

Jennifer Lopez 16 Kasım’da İstanbul’a geliyor!Müzikseverleri şaşırtmaya devam eden Bonus, büyük ses getirecek bir organizasyonun müjdesini veriyor: Jennifer Lopez 16 Kasım’da İstanbul’a geliyor! Ünlü popstar, geçen ay Panama’da başlayan “Dance Aga-in” turnesi kapsamında Ülker Sports Arena’da sahne alacak. Her yaştan milyonlarca hayranı olan Lopez, konserde, dünya listelerinde uzun süre ilk sırada kalan “On The Floor” şarkısının yer aldığı “Love” albümünün yanı sıra, sevilen hit parçalarını da seslendirecek. Bo-nus sponsorluğunda düzenlenecek konserde, Lopez’in sunacağı görkemli sahne şovu da büyük yankı uyandı-racak. Biletler Biletix’de.

Concertgebouw Orkestrası Haliç Kongre Merkezi’ndeİKSV, Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişki-lerin 400. yılı kutlamaları kapsamında, dünyanın en iyi senfoni orkestralarından biri olarak kabul edilen Kraliyet Concertgebouw Orkestrası’nı ağırlıyor. Her biri virtüöz 120 müzisyenden oluşan Concertgebouw Orkestrası, kurulduğu 1888 yılından bu yana Strauss, Mahler, Debussy ve Stravinsky gibi pek çok önemli

87

Page 90: Voir – kasım 2012 online dergi

88

VOIR GÜNCEL

Bu uygulamalardan istediğiniz bir tanesini, telefonunuza uygunlu-ğunu kontrol ettikten sonra, App Store ya da Android Market’i kul-lanarak aratıp cep telefonunuza ücretsiz bir şekilde indirebilirsiniz.

The Guardian, Aftonbladet ve Newsweek gibi dünyaca ünlü gazete ve dergilerin kullandığı QR Kod uygulaması sayesin-de artık VOIR’da okuduğunuz bir haberin videosunu ya da

bir defilenin sahne arkası görüntülerini internette arama zahmeti-ne girmeden ve vakit kaybetmeden izleyebileceksiniz. VOIR’ın zengin içeriğinden sadece okuyarak değil izleyerek de fay-dalanma ayrıcalığı sizi bekliyor…

Tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılan ve ülkemizdeki kullanım oranı da gün geçtikçe artan QR Kod Teknolojisi bu aydan itibaren VOIR sayfalarında karşınıza çıkmaya başlıyor!

Uygulamayı Yükledikten Sonra Ne Yapmalıyım?İndirme işlemini tamamladıktan sonra uygulamayı açtığınızda cep telefonunuzun kamerasının otomatik olarak çalıştığını göreceksi-niz. Artık tek yapmanız gereken bir QR Kod bulmak ve bulduğunuz Kod’u telefonunuzun kamerasına okutmak. Telefonunuz QR Kod’u algılar algılamaz içeriğindeki video, fotoğraf ya da web sayfası sizin ek bir işlem gerçekleştirmenize gerek kal-madan telefonunuzda otomatik olarak açılacaktır.İşte bu kadar kolay!

Uygulamayı Nasıl Yüklerim?QR Kod uygulamalarını kullanıcılarına ücretsiz şekilde sunan çeşit-li birçok firma mevcut. İşte size bu firmaların üretmiş olduğu bizce iyi uygulamalardan bazıları;

Peki nedir bu QR Kod Teknolojisi?QR Kod’lar yazılı basının, içeriğini çeşitlendirmek ve kullanıcıya interaktif bir deneyim sunmak amacıyla kullandığı, multimedya içerik depolayabilen kare şeklinde küçük kodlardır. Kullanıcılar cep telefonlarına yükleyecekleri bir QR Kod uygulaması ile bu kodları kullanabilirler.

Kaywa QR Reader Scanlife QR ReaderBeeTagg QR Reader

VOIR canlanıyor

Page 91: Voir – kasım 2012 online dergi
Page 92: Voir – kasım 2012 online dergi