İ ve tip tarİhİ anabİlİm dali - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · t.c. Çukurova Ünİversİtesİ...

108
T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA EĞİTİM HASTANELERİNDE SAĞLIK HİZMETİNİ ALANLAR İLE VERENLERİN ÖZERKLİĞE SAYGI VE PATERNALİZME YATKINLIKLARI Uzm. Hem. SULTAN ALAN DOKTORA TEZİ DANIŞMANI Prof. Dr. İlter Uzel ADANA – 2005

Upload: others

Post on 31-Mar-2021

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

T.C.

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI

ADANA’DA EĞİTİM HASTANELERİNDE

SAĞLIK HİZMETİNİ ALANLAR İLE VERENLERİN

ÖZERKLİĞE SAYGI VE PATERNALİZME

YATKINLIKLARI

Uzm. Hem. SULTAN ALAN

DOKTORA TEZİ

DANIŞMANI Prof. Dr. İlter Uzel

ADANA – 2005

Page 2: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

T.C.

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI

ADANA’DA EĞİTİM HASTANELERİNDE

SAĞLIK HİZMETİNİ ALANLAR İLE VERENLERİN

ÖZERKLİĞE SAYGI VE PATERNALİZME

YATKINLIKLARI

Uzm. Hem. Sultan Alan

Doktora Tezi

Danışmanı: Prof. Dr. İlter Uzel

Çukurova Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından TF 2003D5 proje numarası ile desteklenmiştir.

Adana – 2005

Page 3: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ÖNSÖZ

Çeşitli tanımları bulunan sağlığı Dünya Sağlık Örgütü bireyin “bedensel, zihinsel ve

sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlamıştır. Bu tanımın içerisinde, insanı bütün

yönleri ile bir bütün olarak ele almanın en doğru yaklaşım olacağı vurgulanmaktadır. Tıbbi

ilişkiler içerisinde sağlığı bozulan insan bedensel ruhsal ve sosyal ihtiyaçları olan bir

bireydir. Sağlığın bozulmasıyla başkalarına ihtiyaç duyulan çok önemli bir süreç

başlamakta ve bireyin hayatına sağlık profesyonelleri girmektedir. Günlük yaşamında kendi

kararlarını kendisi veren birey birdenbire başkalarına bağımlı duruma gelmektedir.

Hastalığın derecesine göre bu bağımlılık değişmekle beraber, kişiler durumlarını

algılayışları ve kabullenişlerine bağlı olarak çeşitli derecelerde bağımlılık gelişmektedir.

Sağlık bakımının amacı, hastalığın olumsuzluklarından en az zararlı çıkacak şekilde

ve mümkün olan en kısa zamanda bireyi sağlığına kavuşturmaktır. Hemşirelik bakımının

amaçları arasında, bireyin kendine yetemediği durumda ihtiyaçlarını karşılayarak, mümkün

olan en kısa zamanda kendine yetecek duruma getirmeye çalışmak vardır. Bir başka deyişle

sağlığı bozularak bağımlı hale gelen bireyi en kısa zamanda bağımsızlığına kavuşturmaktır.

Bu çalışmanın planlanması, hasta olarak hastaneye gidişim ve sağlık profesyonelleri ile

olan ilişkiler, öğrenci eğitimi amacıyla çalıştığım klinik uygulamalar sırasında, tanık

olduğum sağlık profesyoneli-hasta ilişkilerinden etkilenişimdendir.

Sağlık profesyonelleri olarak her ne kadar ideal düşüncelerimiz olsa da zaman

zaman bu ideallere ulaşmak kolay olmamaktadır. Klinik uygulamalar sırasında, bir taraftan

en kısa zamanda hastayı bağımsızlığına kavuşturmayı hedef olarak saptarken, diğer taraftan

da hastanın iyiliğini düşünerek onunla ilgili birçok kararı kendi başımıza almaya

çalışıyoruz. Bunun yanında sağlık profesyonellerinin mesleki eğitimleri içerisinde hastayla

olan ilişkilerin nasıl olması gerektiğini öğretiyoruz. Özerkliğe saygı hasta ile olması

gereken ilişkilerin temelinde yer alan önemli bir kavramdır. Aynı zamanda yüzyılın son

çeyreğinde batıdan başlayarak ülkemizde da kabul gören bir kavramdır. Hatırlanması

gereken bir diğer nokta, ülkemiz insanının geleneksel yapısında ve insan ilişkilerinde

paternal eğilimin ağır bastığı gerçeğidir. Buradan yola çıkarak; gerek sağlık

ii

Page 4: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

profesyonellerinin eğitiminde, gerekse klinik uygulamalar sırasında vurguladığımız hasta

özerkliği kavramı, acaba bizim hastalarımız için önemli mi, önemliyse ne kadar önemli?

Hastanede sağlık hizmeti veren sağlık profesyonelleri bu hangi görüşleri paylaşıyorlar?

Hastalarına ne verilmesi gerektiğini düşünüyorlar? Sağlık profesyonellerinin düşündükleri

verilmesi gerekenler ile hastaların düşündükleri birbiriyle örtüşüyor mu, örtüşmeyen alanlar

var mı? Varsa bu alanlar hangi alanlar?

Bu sorulardan hareketle planladığım tez çalışması, sırasında hastaların sağlık

profesyonellerinden neler beklediğini, sağlık profesyonellerinin ise aynı konuda

verdiklerini/vermek istediklerini belirleyen bir çalışma oldu. Yaptığım çalışmanın

ülkemizdeki hasta-sağlık profesyonelleri ilişkilerine katkı sağlamasını umut ediyorum.

Bu çalışmanın seçiminde ve ilerlemesinde bana yardımcı olan hocalarıma; başta tez

danışmanım Prof. Dr. İlter Uzel’e, beni her zaman destekleyen ve cesaretlendiren Yrd. Doç.

Dr. Selim Kadıoğlu’na ve Dr. Funda Kadıoğlu’na, her zaman desteğini hissettiğim ve

araştırmanın istatistiksel değerlendirmesini gerçekleştiren Prof. Dr. Nazan Alpaslan’a,

yerinde ve zamanında yol göstermeleriyle ufkumu açan hocam Doç. Dr. Şahin Aksoy’a, tez

izleme komitesinde yer alarak beni onurlandıran hocam Prof. Dr. İlhan Tuncer’e, tez

çalışmam sırasında desteğini esirgemeyen arkadaşım Dr. Esma Kilimcioğlu Güler’e, tez

anketlerinin uygulanması ve yayınların tercümesi sırasında yardım eden sevgili Neslihan

Coşkun’a, anket dolduran hekimlere, hemşirelere ve hastalara, tez hazırlıkları sırasında

büyük destek aldığım eşim Muzaffer Alan’a, oğlum Tanfer Alan’a ve kızım Tansu Alan’a

teşekkür ediyorum.

iii

Page 5: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

İÇİNDEKİLER

KABUL ve ONAY

ÖNSÖZ………………………………………………………………………………. ii

İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………… …iv

TABLOLAR DİZİNİ …………………………………………………………………v

ÖZET …………………………………………………………………………………ix

ABSTRACT …………………………………………………………………………..x

1. GİRİŞ………………………………………………………………………………..1

2. GENEL BİLGİLER…………………………………………………………………4

2.1. ETİK, TIP ETİĞİ, BİYOETİK……………………………………………4

2.1.1. Etik………………………………………………………………4

2.1.2. Tıp Etiği…………………………………………………………4

2.1.3. Biyoetik………………………………………………………….5

2.2. ÖZERKLİK ve PATERNALİZM…………………………………………5

2.2.1. Paternalizm………………………………………………………6

2. 2. 2. Özerklik kavramı ve tıpta özerklik……………………………..9

2. 2. 3. Özerklik kavramının tıp etiği kavramsal çerçevesi

içinde yeri ve önemi………………………………………………… 12

2. 2. 4. Özerkliğe saygı ve hasta hakları………………………………15

2. 2. 5. Özerkliğe saygıyla ilgili sorunlu ve özel durumlar…………...16

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3. 1. Çalışmasının Amacı………………………………………………………18

3. 2. Çalışmanın Önemi………………………………………………………..18

3. 3. Araştırmanın Sınırlılıkları ……………………………………………….19

3. 4. Araştırmanın Genel Nitelikleri ve Verileri ………………………………19

3. 4. 1. Araştırmanın Modeli…………………………………………………..19

iv

Page 6: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

3. 4. 2. Araştırmanın Evreni ve Örneklem ………………………………….…20

3. 4. 3. Veri Toplama Gereçleri………………………………………………..20

3. 4. 4. Verilerin Değerlendirilmesi ve Karşılaştırılması ………………………21

3. 4. 4. 1. Sağlık Hizmetini Alanların Görüşlerine

Yönelik Verilerin Değerlendirilmesi ………………………………... .21

3. 4. 4. 2. Sağlık Hizmetini Verenlerin

Görüşlerine Yönelik Verilerin Değerlendirilmesi ……………………. 22

4. BULGULAR………………………………………………………………………23

5. TARTIŞMA………………………………………………………………………..59

5. 1. Araştırma Yapılan Grupların Genel Sonuçlarının

Değerlendirmesi………………………………………………………59

5. 2. Ankette Yer Alan Soru Grupları

Hakkında Değerlendirmeler………………………………………….61

5. 2. 1. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Özerkliğe

Saygı ve Paternalizm Konusundaki

Genel Görüşleri ……………………………………………….61

5. 2. 2. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların

Tanıma, Tanıtma, İsim ile Hitap Etme İle ilgili

Genel Görüşleri……………………………………………….61

5. 2. 3. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Bilgilendirme

İle İlgili Görüşleri ……,,,,,,,,,…………………………………64

5. 2. 4. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların

Mahremiyetin Korunması İle İlgili Görüşleri…………………70

5. 2. 5. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Sağlık

Hizmetlerini Seçme, Sorgulama, Reddetme

Konusundaki Görüşleri …………………………………….....73

5. 2. 6. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların,

Bilinci Yerinde Olan Hastalar Yerine Yakınlarından

İzin Alınması İle İlgili Görüşleri……………………………...75

v

Page 7: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

5. 2. 7. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların,

Hastanede Hastaların İnançlarının Yerine Getirilmesinde

Destek Olunması İle İlgili Görüşleri……………………..…...77

6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

6. 1. Sonuçlar………………………………………………………………….78

6. 2. Öneriler…………………………………………………………………..84

7. KAYNAKLAR……………………………………………………………………..87

8. EKLER……………………………………………………………………………..93

8. 1. Hasta anket formu……………………………………………………….93

8. 2. Sağlık profesyonelleri anket formu…………………………………….. 95

9. ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………… 97

vi

Page 8: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

TABLOLAR DİZİNİ Tablo: 1. Sağlık Hizmetini Alanların Tanıtıcı Özellikleri……………………………………………………23

Tablo: 2. Sağlık Hizmetini Verenlerin Tanıtıcı Bilgileri……………………………………………………..25

Tablo: 3. Sağlık Hizmetini Verenlerin Meslek ve Cinsiyete Göre Dağılımları………………………………27

Tablo: 4. Sağlık Hizmeti Alanların Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki

Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları……………….27

Tablo: 5. Sağlık Hizmeti Alanların Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki

Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Aylık Gelir Durumlarına Göre Dağılımları………….29

Tablo: 6. Sağlık Hizmetini Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki

Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Çalışma Yıllarına Göre Dağılımları………………….31

Tablo: 7. Sağlık Hizmetini Alan ve Veren Grupların Özerkliğe Saygı ve Paternalizm

Konularında Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması…………………………………33

Tablo: 8. Sağlık Hizmetini Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusunda

Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Çalışılan Hastanelere Göre Dağılımları……………..38

Tablo: 9. Hekim Grubunda, Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki Sorulara Verilen

Yanıtların Puan Ortalamalarının Akademik Durumlarına Göre Dağılımları………………………………..41

Tablo: 10. Sağlık Hizmetini Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında

Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Çalıştıkları Kliniklere Göre Dağılımları……………………..44.

Tablo: 11. Sağlık Hizmetini Alanların Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında

Verdikleri Yanıtların Cinsiyetlere Göre Dağılımları………………………………………………………..45

Tablo: 12. Sağlık Hizmetini Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında

Verdikleri Yanıtların Cinsiyetlere Göre Dağılımları………………………………………………………..47

vii

Page 9: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 13. Sağlık Hizmetini Veren Hekim ve Hemşirelerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm

Konularında Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Mesleklere Göre Dağılımları……………………49

Tablo: 14. Hastaların, Hekimlerin ve Hemşirelerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki

Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Üçlü Karşılaştırılması……………………..…………53

viii

Page 10: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ÖZET

ADANA’DA EĞİTİM HASTANELERİNDE SAĞLIK HİZMETİNİ ALANLAR İLE

VERENLERİN ÖZERKLİĞE SAYGI VE PATERNALİZME YATKINLIKLARI

Tıp uygulamalarında özerkliğe saygı ilkesinin, geleneksel paternalist yaklaşımın yerine geçmesi tıp etiği çerçevesinde önemle üzerinde durulan bir konudur. Bu tez, hekimlerin, hemşirelerin, hastaların özerkliğe saygılı ve paternalist yaklaşımlara eğilimlerini belirlemek ve değerlendirmek amacıyla yapılan bir araştırmanın sonuçlarını içermektedir.

Yedi tanıtıcı soru ve özerklik ve paternalizm konusundaki yaklaşımları belirleyen 25 anket sorusu biçiminde hazırlanan bu çalışma, Adana’da bulunan üç eğitim hastanesinde görev yapan 242 hekim, 229 hemşire ve 280 hasta üzerinde uygulanmıştır. Elde edilen kimi çarpıcı sonuçlar şöyledir:

Tüm katılımcılar özerkliğe saygılı yaklaşımı paternalist yaklaşıma göre daha fazla benimsemektedir. Bununla birlikte, her üç grup da günlük yaşamlarında paternalizme, tıbbi ilişkide ise özerkliğe daha fazla eğilim göstermektedir. Genel olarak hastaların özerklik eğilimleri sağlık profesyonellerininkine göre daha kuvvetlidir. Kadın ve erkek sağlık profesyonelleri ve hastalar karşılaştırıldığında, genel ortalamada kadınların erkeklerden daha fazla özerklik yanlısı olduğu görülmektedir.

Anahtar sözcükler; özerkliğe saygı, paternalizm, tıbbi etik, hasta-sağlık profesyoneli ilişkisi.

ix

Page 11: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ABSTRACT

THE TENDENCY OF HEALTH PROFESSIONALS AND PATIENTS OF RESIDENTIAL HOSPITALS IN ADANA TO THE PATERNALISIM AND

AUTONOMY-RESPECTED APROACHES Change of attitude from paternalistic approach to autonomy-respected

approach in medical practice is an important issue in medical ethics discussions. This study presents the results of a research conducted to determine and evaluate the tendency of physicians, nurses and patients to the paternalistic and autonomy-respected approaches.

In the questionnaire, seven of the questions were for demographic information and 25 of them were to determine attitudes about paternalism and autonomy. The questionnaires were distributed 242 physicians, 229 nurses and 280 patients in 3 training hospital in Adana, Turkey. Some of the significant results were as follow:

All of the participants favour autonomy-respected approach compare to paternalistic one. However, all three groups tend to prefer paternalism in their daily life but prefer autonomy in their professional life. Patients’ tendency to autonomy was stronger than health care professionals in general. Female patients and health care professionals general scores are higher than male ones. Key words; respect for autonomy, paternalism, medical ethics, patient-health professional relationship.

x

Page 12: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

1. GİRİŞ

Günümüz dünyasında tıp, bir yandan kendisine özgü bilimsel bilgi birikiminin

artışı diğer yandan bu birikim arttıkça uygulama olanaklarının genişlemesi ve

yaygınlaşması ile karakterizedir. Tıbbın kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan bu

gelişimine paralel olarak, toplumsal bir kurum olma boyutu da günden güne yeni bir

çehre kazanmakta; tıp-toplum ilişkisi hem tıbbın kendini yenilemesinden hem de

toplumsal koşulların-dengelerin değişmesinden kaynaklanan farklılaşmalar

yaşamaktadır.

Tıp etiğinin günümüzde önem ve popülarite kazanmış olmasının başta gelen

nedenlerinden biri, hem tıbbın yerleşik düzeni ile yenilikleri hem de tıbbın olanakları ve

toplumun gereksinimleri-beklentileri arasında adaptör-amortisör işlevini üstlenmiş

olmasıdır. Tıp-toplum bağlantısının, tıp etiğinin katkısıyla, daha sağlam ve daha verimli

olarak kurulması hem tıbbın bir toplumsal kurum olarak varlığını güçlenerek

sürdürmesini hem de toplumun daha sağlıklı yaşamasını sağlamaktadır.

Çağdaş insanın bireysel haklarına düşkün ve her türlü otoriteye başkaldırmaya

eğilimli oluşu genel olarak tıp-toplum özel olarak da hekim-hasta ilişkisi üzerinde

kendini göstermiş; bu ilişkiler hasta haklarının ve hasta özerkliğinin kuvvetle

vurgulandığı bir mahiyet kazanmıştır. Hasta haklarının belirlenmesinin ve onayının

siyasi, bunlarla ilgili sorunların halledilmesinin ise hukuki mekanizmalarla sağlanıyor

olması, tıp etiğinin hasta hakları bağlamında ön planda yer almamasına yol açmaktadır.

Buna karşılık, tıbbi ilişkide özerkliğin özellikle hasta özerkliğinin ve özekliğe

gösterilmesi gereken saygının önemini vurgulamak, gerekçelerini ortaya koymak

konusunda ise öncelik tıp etiğine aittir.

Özerkliğe saygı gösterme ve kimi bilim adamlarınca onun bir parçası,

kimilerince onunla bağlantılı müstakil bir temel ilke olarak nitelenen bilgilendirilmiş

durumdaki hastadan rıza alma, çağdaş tıp etiğinin kendisini tanımlayışında kuvvetle

vurgulanmakta ve tıp etiğine dışarıdan bakanlar tarafından öncelikle algılanmaktadır.

Hatta toplum genelinde ve kimi tıp çevrelerinde, tıp etiğini bu ilkelerden-

1

Page 13: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

yaklaşımlardan ibaret görme gibi bir yanılgının yaygın olduğunu söylemek de

olanaklıdır.

Tıp etiğinin tıbbın gündelik yaşamında ortaya çıkışı bağlamında özerkliğe saygı

gösterme ilkesinin ağırlık kazanması, kaçınılmaz olarak kuramsal tıp etiği çalışmaları

bağlamında da bu ilkeye yönelik bir ilgi uyandırmaktadır. Kuramsal çalışmalar

bağlamında spekülatif bir yaklaşım benimseyerek ilkeyi kavramsal açıdan sorgulamak

ve yorumlamak mümkündür. İkinci bir yaklaşım ise daha somut bir zeminde kalarak

ilkenin yaşama geçme; bir düşünce ve bir yaklaşım olarak benimsenme durumunu

araştırma konusu etmektir.

Bu tez, söz konusu edilen türlerden ikincisine dahil olan bir çalışmadır.

Çalışmanın temel dayanağı olan araştırma, tıbbi ilişkinin her iki tarafında yer alan

kesimlere yönelik olarak yürütülen bir anket biçiminde gerçekleştirilmiştir. Anket sağlık

profesyonellerinin ve hastaların, hasta özerkliği ve ona yönelik saygı konusundaki

görüşlerini derlemek üzere hazırlanan sorulardan oluşmaktadır. Soruların

hazırlanmasında, özerklik ve özerkliğe saygı ilkesinin somut tezahürü olarak

nitelendirilebilecek olan hasta haklarının bilinme ve benimsenme derecesini belirlemeye

yönelik bir yaklaşım esas alınmıştır.

Tez çalışmasının tasarlanması aşamasında, özerklik ve özerkliğe saygı ilkesinin,

hastalar ve sağlık profesyonelleri tarafından benimsenmişliği konusunda kuşkucu bir

yaklaşım ağır basmıştır. Ülkesel ve yerel ölçekte söz konusu olan toplumsal ve kültürel

koşullar göz önüne alınarak yapılan ön-genel değerlendirme, çalışmaya bu temel ilkenin

tıbbın gündelik yaşamında egemen olmadığı hipoteziyle başlanılmasına neden olmuştur.

Araştırma sonuçları bu hipotezi yanlış çıkarmıştır. Mamafih görüş belirlemeye yönelik

bir anket yerine, bir tutum araştırması ya da dışarıdan gözlem çalışması yapılmış olması

halinde sonucun ne olacağı, üzerinde düşünmeye değer bir konudur. Tez kapsamında,

genel bilgiler bölümünde heteronomi, paternalizm, otoritaryen kavramları üzerinde

uzunca durulması dışında, bu konuda spekülasyon yapılmamıştır. Ancak bu noktada

hipotezin kuruluşuna yol açan düşünce silsilesine kısaca değinmek yerinde olacaktır.

Günümüz dünyasının gözde kavramlarından biri olan “küreselleşme”nin iki

açılımından biri, Amerika Birleşik Devletleri’nin hemen hemen her yerde ve her alanda

kurmuş bulunduğu egemenliği ifade etmektedir. İkinci ve daha masum olan anlam yükü

ise iletişim ve ulaşım olanaklarının artışıyla eskiden yerel-ülkesel ölçekte yürütülen

2

Page 14: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

etkinliklerin dünya çapında yürütülür hale gelmiş bulunması keyfiyetidir.

Küreselleşmenin ilk anlamı çerçevesinde, çağdaş tıbbın hem bilimsel hem sosyokültürel

boyutunun öncelikli belirleyicisi de Amerikan yaklaşımıdır. Özerkliğin ve ona saygı

göstermenin kazanmış bulunduğu önem ve ağırlık da doğal olarak bu yaklaşımdan

kaynaklanmaktadır.

Belli bir kültür bağlamında yapılmış bulunan düzenlemenin intikal ettiği farklı

kültür coğrafyalarına ne gibi değişiklikler geçirerek ulaştığı ve oralarda ne ölçüde

benimsendiği üzerinde durulmaya değer konulardır. Nitekim bu çalışma da bir bakıma

böyle bir nitelik taşımakta; tıp etiğine özgü, genel olarak Batı özel olarak Amerikan

kökenli, bir temel değerin, Türkiye’deki durumuyla ilgili bir dizi bulgu ve onların

yorumunu içermektedir.

Özerk bir birey olmanın, ülkemizdeki geleneksel değerler arasında ön safta yer

aldığını söylemek de, sürdürülmekte olan formal eğitimin hedefleri arasında yer aldığı

saptamasını yapmak da pek olanaklı değildir. Her alanda geçerli olan yaderkliğin ve

yetke yandaşlığının tıbbi ilişki bağlamında özerkliğe ve özerkliğe saygıya bırakması,

açıklanması kolay olmayan bir paradokstur. Tıbbi ilişkinin sağlık sorunu gibi doğası

gereği özerkliği zedeleyen bir unsur içermesi bu çelişkiyi daha da karmaşık hale

getirmektedir.

Giriş bölümünü tamamlarken karmaşadan uzak bir saptama yaparak, tez

çerçevesinde elde edilen araştırma sonuçlarının, özerkliğin ve özekliğe saygının, tutum

ve davranış boyutuna olmasa bile, görüş boyutunda kuvvetle benimsenmiş bir temel

değer olduğunu gösterdiği söylenebilir. Bu bağlamda, yukarıda belirtilen, genel

izlenimlere ve yaşam deneyimine dayalı değerlendirmeyi bir kez daha gözden geçirmek

ya da tıbbi ilişkinin özerkliğin ve ona yönelik saygının benimsenmesinde bir tür öncü

olma işlevini üstlendiğini kabul etmek yerinde olacaktır.

3

Page 15: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

2. GENEL BİLGİLER

2.1. ETİK, TIP ETİĞİ, BİYOETİK

2. 1. 1. Etik

Felsefenin bir alt dalı olan etik; iyi eylemlerle kötü eylemlerin tanımını ve

ayrımını yapmaya çalışan bir alan olarak tanımlanabilir. Etiğin ana konusu insan

eylemleridir. Kişiyi eyleme götüren nedenler kadar, eylemin içinde yapıldığı koşullar,

eylemin yönlendiği amaç, eylemin sonuçları, eylemin doğruluğu-yanlışlığı ve

gerektiğinde eylemin doğruluğunun temellendirilmesi etiğin alanının içeriğini oluşturur (1,2) .

Farklı bir bakış açısından yapılan betimlemeye göre ise, etik insanların kurduğu

bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-

yanlış ya da iyi-kötü davranışları ahlaksal açıdan araştırır (3,4).

2. 1. 2. Tıp Etiği

Günümüzde etik, çeşitli alanların kendisiyle ilgili boyutunun bir araya geldiği

multidisipliner uygulamalı bir alan karakterine bürünmüştür (1,3). Hemen tüm uğraşların

ve farklı kesimleri buluşturan etkinlik alanlarının kendilerine özgü bir etiği olması söz

konusudur. Bununla beraber, uğraş/alan etikleri çerçevesinde ilk akla gelen; yapılan

çalışmaların ve yürütülen tartışmaların en fazla olduğu alan tıp etiğidir.

Tıp etiğinin, ontik boyutu sağlık alanındaki profesyonellerin tutum ve

davranışların iyi ya da kötü olması; epistemik boyutu ise bu iyi ya da kötü olmanın

düşünme ve değerlendirme konusu yapılmasıdır. Farklı bir tıp etiği tanımı, klinik tıptaki

ve tıp araştırmalarındaki değerlerle ilgili boyutun ele alındığı, değer sorunlarının

tartışıldığı, mesleki davranış normlarının oluşturulduğu alan şeklinde yapılabilir (3,4,5 ).

Tıp etiğinin alt kümelere ayrılması bağlamında genel olarak benimsenen

yaklaşım onu klinik etik ve araştırma etiği biçiminde iki başlık altında toplamaktır (6).

Araştırma etiğinde kuralların, klinik etikte ikilemlerin ağır basan unsurlar olduğunu

söylemek olanaklıdır. Klinik etik kapsamında pek çok örneği bulunan etik ikilemlerde

4

Page 16: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

temel meslek değerleri arasında çatışma olması; bir değeri koruyabilmek için bir

diğerini harcamanın kaçınılmaz olması söz konusudur. Bunları aşma yolunda

gösterilecek çabada yol gösterici temel ilke, en fazla değerin korunduğu ve en az

değerin harcandığı seçeneği belirleyip ona yönelmektir.

2. 1. 3. Biyoetik

Yakın zamana kadar sadece hekimleri ilgilendiren basit bir kurallar kümesinden

ibaret olan tıp etiği, günümüzde hem giderek artan felsefi bir boyut içermekte hem de

başta hukuk, felsefi, ilahiyat, sosyoloji olmak üzere değişik disiplinlerin ilgi alanına

girmektedir (7,8,9). Biyoetik, tıp etiğini kapsayan ve ona göre hem konu yelpazesi daha

geniş hem de farklı kesimlerden gelen tartışmacılar bakımından çeşitliliği daha fazla

olan bir alandır. Biyoetik, klinik tıbbın ve biyomedikal araştırmaların etik boyutunun

ötesinde, genel olarak canlıları ilgilendiren tüm değer sorunlarının tartışıldığı

uygulamalı felsefe alanı olarak tanımlanabilir (10).

2. 2. ÖZERKLİK ve PATERNALİZM

Tıp etiğinin “ilke” olarak da adlandırılan temel değerleri arasında günümüzde

çok üzerinde durulan ve kendisinden eyleme yol gösterici olarak en fazla yararlanılan

özerk ve özerkliğe saygılı olmadır. Özerklik ve özerkliğe saygı ülkemizde de yaygın

biçimde benimsenmiş bir temel kaynak olan “Biyomedikal Etiğin Temel İlkeleri”nde

tanımlanan dört ilkeli modelin ilkeleri arasında yer almaktadır (11).

Özerklik kavramının tanımlanması, sınırlarının çizilmesi ve bunun sonucunda

bireyin tıp etkinliği içindeki rolüne bağlı olarak ortaya çıkan haklarının saptanması

çalışmaları tıp etiği alanında gösterilen etkinlikler içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu

hakların en temel olanlarından biri, bireyin kendi kaderini belirleme hakkıdır (10,11).

Günümüzde giderek güçlenip yaygınlaşan özerklik ve özerkliğe saygı ilkesine

bağlı yaklaşımın selefi; bir başka söyleyişle tıp alanının etik gerekçelendirmesi zarar

vermeme ve yarar sağlama ilkelerine dayalı olan geleneksel yaklaşımı,

“paternalizm”dir. Özerkliği kavram ve ilke olarak irdelemeye geçmeden önce,

paternalizm üzerinde durmak uygun olacaktır.

5

Page 17: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

2. 2. 1. Paternalizm

Paternalizm konusunda kavramsal çözümlemeye geçmeden önce bu yaklaşımı

ifade etmek için kullanılan sözcükler üzerinde kısaca durmak yararlı olacaktır. Latince

“baba” demek olan “pater”den türeyen “paternal”in karşılığı genel olarak babaya ait,

babayla ilgili, konumuz bağlamında özel olarak ise babaya özgü biçimde, baba tarzında

biçiminde verilebilir. “Babaca” ile halen pek kullanılmayan “pederane” sözcükleri

“paternal” ile eş anlamlıdır. “Paternalist” sözcüğü ise babayla ilgili olanın veya babaya

özgü biçimin yandaşı olmanın ifadesidir. Türkçe kaynaklarda “Paternalist”in tam

karşılığı olabilecek “babacacı” gibi bir sözcük yer almamaktadır. “Babaya yakılık

duyan”, “baba yandaşı olan” anlamındaki “babacıl” sözcüğü ise kimi yerde paternal

kimi yerde paternalist karşılığı olarak kullanılmaktadır(12). “Pater”in üç son ek almasıyla

türemiş olan paternalistik ise paternalist yaklaşıma sahip olanın niteleyicisi; sıfatıdır.

Türkçe literatürde tümü de kullanılan bu sözcüklere, kaynaklara sadık kalmak adına

tezde de yer verilmiştir.

Paternalist yaklaşımda söz konusu olan baba, Roma toplum düzeninde önemli

bir figürü ve Roma hukukun da kullandığı kavramlardan biri olan “pater familias”ı (aile

babasını) akla getirmektedir. Ortalama bir Roma yurttaşı olan pater familias, ailesinin

varlığını ve gönencini sürdürebilmesi için gereken her şeyi bilen ve bildiğini aile

efradına sormaya gereksinmeksizin yaşama geçiren bir kişidir (13,14). Geleneksel hasta-

hekim ilişkisi bağlamında hekimin paternal tutumundan ve paternalist modelden söz

edilmesinin nedeni, eşinin ve evladının iyiliğini yürekten isteyen ve bunun için çalışan

ancak yapmak istedikleri konusunda onları bilgilendirmeyi, onlara söz hakkı tanımayı

düşünmeyen aile reisi ile benzer yaklaşımı hastasına tatbik eden hekim arasındaki

koşutluktur (12).

Paternalizm adlandırmasının bir analojiden yola çıkıp hekim ve baba figürlerini

örtüştürmeye, ikisinin olumlu ve olumsuz çağrışımlarını karmaşık hale getirmeye

vardığını söylemek olanaklıdır. Söz ve çağrışım karmaşasından uzak durmak adına, tıp

geleneğindeki hasta-hekim ilişkisi modelini daha genel bir kategoriye aidiyetiyle

anmak; onun bir otoriter ilişki örneği olduğunu söylemek olanaklıdır (12).

Kavramsal çözümlemeleri ve dil kaygılarını bir yana bırakarak, paternalizmin tıp

etiği konusundaki tartışmaların odak noktasında yer alan kavramlardan birisi olduğu

saptamasını yapabiliriz. Tıbbın tarihsel evrimi boyunca paternalizm eğilimi var olup 21.

6

Page 18: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

yüzyılın ortalarına kadar tıp etiği ile ilgili gelişmeler Hipokratik etik anlayışının devamı

şeklinde süregelmiştir. Tıp ahlakıyla ilgili tarihsel metinlerde hasta özerkliğinden hiç

söz edilmemekte, hastanın yararına-iyiliğine olanın hekim tarafından yapılması

gerektiği vurgulanmaktadır (15,16). Günümüzün ilkelere dayalı tıp etiği anlayışı ile

geçmişi değerlendirerek, zarar vermeme ve yarar sağlama ilkelerinin paternalizmin

ideolojik temelleri olduğu saptamasını yapabiliriz (12).

Geleneksel tutumların yerlerini yeni yaklaşımlara bırakmasının zor ve tedricen

gerçekleşmesi genel çerçevesinde, günümüz tıbbı da paternalist modelin

alışkanlıklarından tümüyle sıyrılamamış, onun izlerini üzerinden tamamen atamamıştır.

Özerkliğe saygı ilkesi ile zarar vermeme veya yarar sağlama ilkeleri arasında yaşanan

etik ikilemlerin altında, çoğu zaman eğilimlere kapılmanın yattığını söylemek

olanaklıdır (5).

Paternalizmin dayanakları zarar vermeme ve yara sağlama ilkeleri olmakla

birlikte, bu ilkeler ile paternalizm özdeş değildir. Yararlılık ilkesinde de hasta için

yararlı olanı seçmek vardır. Tıbbi ilişki çerçevesinde, hasta bedensel ya da ruhsal

sorunları olan ve bunlara çözüm aramak için gelen kişi, sağlık profesyoneli ise onun

yeniden sağlığına kavuşabilmesini sağlayacak mesleki bilgi ve beceriye sahip olan

“donanımlı” kişi durumundadır. Bu ilişkide hasta hizmeti alan, sağlık profesyonelleri

ise hizmeti veren olarak eşit koşullarda değillerdir. Sağlık profesyoneli hastaya

uygulanacak tıbbi yaklaşımı bilen olarak tıbbi ilişki çerçevesinde etken bir rol

üstlenirken, hasta ise onun söylediklerini yaparak edilgin duruma geçmektedir. Bu

ilişkide dengelerin bozulmasına yol açan, bilenin bilmeyene göre doğal ve kaçınılmaz

bir üstünlüğe sahip olmasıdır (17).

Bunun yanında sağlık profesyonellerinin etik sorumluluklarının olması ve bunu

hastanın yararına kullanacaklarına dair söz vermiş olmaları da onları ilişkinin

belirleyicisi ve yönlendiricisi konumuna getirmektedir. Çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle

baş etme gücü azalan ya da tükenen hastaların, sağlık profesyonellerine karşı geliştirdiği

saygı ve güven de ilişkide bilen tarafın otorite konumuna gelmesine katkıda

bulunmaktadır. Hekim tıbbi ve bilimsel bilgiye sahip olmakla ve toplum içinde değer

verilen bir statüye sahip olmaktan dolayı da ayrıca “otorite” olarak görülmektedir (17,18).

Paternal tutum içinde olan sağlık profesyonelleri, hastaya yararlı olma çabası

içerisinde, hastanın eğilim ve isteklerini dikkate almadan, kendi değer yargılarına ve

7

Page 19: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

varsayımlarına göre saptadıkları doğrularla davranarak tıbbi gerçeği saklayıp hastasına

hiçbir bilgi vermemektedir. Bu bağlamda günümüzde ortaya çıkan rahatsızlık; hastanın

hekim/sağlık profesyonelleri karşısında sahip olduğu özerkliğinin, özel yaşam

haklarının kaybolduğu yönündedir (15,16). “Oysa günümüz tıp uygulamalarında, etik

değerler kapsamında hasta özerkliğine saygı ilkesi ve hasta hakları doğrultusunda

hastaya söz ve tercih hakkı tanınarak hekimin hastayla birlikte bir karara varması

gerekmektedir” (16).

Sağlık profesyonelleri mesleki eğitimleri sayesinde, hasta için en iyi olanı bilme

konusunda daha yetkin olsalar da hastanın yerine “en iyi” kararı vermek için bu yeterli

değildir. Bu bağlamda hastanın değerleri ve öncelikleri konusunda bilgi sahibi olmak en

az tıbbi bilgileri bilmek kadar önemlidir. Hastanın değerleri ve önceliklerinin bilinmesi

hasta-sağlık profesyoneli ilişkisinde temel öğe olup onunla ilgili etkenler göz önüne

alınmalıdır. Günümüzde geliştirilmeye çalışılan yöntem ise; sağlık profesyonellerinin

sahip oldukları bilgilerin hastayı ilgilendiren kısmını hastaya ve ailesine aktarmak

biçimindedir. Bu bağlamda paternal yaklaşımın, tıp etkinliğinin kaçınılmaz yazgısı

olmayıp, sağlık profesyonellerinin benimseyip seçtikleri bir yol olduğu görülmektedir (17,18). Burada doğru ve etik olan yaklaşım ise hastanın insan olmakla doğuştan sahip

olduğu kendi kaderini tayin etme hakkını kullanabilmesini sağlamaktır.

Paternal yaklaşımın günümüzde kabul görebilen kimi özel versiyonları

bulunmaktadır. “Bazı durumlarda hastalar hekimlerinin/sağlık profesyonellerinin

kendileri adına karar vermelerini isteyebilirler ki buna ‘izinli paternalist’ davranış denir.

Bu durumda hekimin/sağlık profesyonellerinin hastanın gerçekten ne istediğini, nelere

değer ve öncelik verdiğini anlamak için yeterli zaman ve çaba harcaması, bunu

yapabilmek için de iletişim alanındaki yeteneklerini geliştirmeye çalışması gerekir” (15).

“Paternal yaklaşımın, bireyin geleceği açısından yararlı olabileceği durumların

varlığında, gelecekte sahip olacağı özerklik uğruna kısa vadeli özerklikten

vazgeçilebilir. Böyle durumlarda kişi en azından kısmen yeterlidir ya da gelecekte onun

en azından kısmen yeterli duruma gelmesi beklenmektedir” (15). Buna örnek olarak;

zihinsel fonksiyonları yavaşlatıcı ilaç kullananları, acil kliniklere bilinci kapalı gelen

hastaları, yoğun bakım kliniklerinde yatan bilinci çeşitli derecelerde azalmış hastaları,

bilinçsiz hastaları, çocuk hastaları ve ruhsal yönden problemi olan hastaları verebiliriz.

Hasta özerkliğini yeniden kazanacak duruma gelinceye kadar, sağlık profesyonelleri

8

Page 20: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

zaman zaman hasta için en iyi ve yararlı olanı onun adına seçmek ve uygulamak

durumunda kalabilirler. “Öyleyse tıp etkinliği bağlamında paternalizmi tamamen

reddetmek olanaksız olmakla birlikte, bu tür davranışın sınırlarını iyi çizmenin, bu

sınırları olanaklar ölçüsünde dar tutmanın ve bu davranışın haklı gerekçelerini çok iyi

saptamanın gereğini vurgulamak durumundayız” (15,).

Zorunlu olarak paternal davranmayı gerektiren önemli sebeplerin olması halinde,

örneğin yapılacak olan tedavinin çok büyük zararları engelleyeceği durumda, hastanın

tedavi olmak istemeyişinin usdışı olduğuna ilişkin önemli kanıtlar bulunduğunda, sağlık

profesyonelleri kendilerini hastanın yerine koymalı, “empati” yaparak aynı düşüncede

olup olamayacaklarını değerlendirmelidir. Ancak bu durumda etik değerlendirme

sırasında gerekli olan yansızlık ilkesinin sağlanabilmesi mümkün olabilir (7,18,19,20).

2. 2. 2. Özerklik Kavramı ve Tıpta Özerklik

Özerklik, günümüzde etik alanının önemli kavramlarından biri, belki onların en

ön planda yer alanı olmakla birlikte bu alana özgü olduğunu söylemek olanaklı değildir.

Hukuk, siyaset bilimi ve davranış bilimleri de özerklik kavramını kendilerine mal etmiş

bulunmaktadır. Hukuki ve siyasi bir statü olarak özerkliği bir yana bırakarak, kişi

özerkliği bağlamında bir tanım yaparak; “özerk olma kişinin öncelikle kendi yapıp

edecekleri, ikincil olarak da kendisine yapılıp edilecekler konusunda son kararı verme

hakkına sahip olmasıdır. Özerkliğe hayli yakın bir kavram olan özgürlük, kişini eylemi

bağlamında dış etkenlerin onu sınırlayıcı olması-olmaması ifade edilirken, özerklikte

içsel olanaklarından kaynaklanan bir sınırlanma-sınırlanmama durumu söz konusudur.

Özerkliğin çağrıştırdığı ve onunla belli ölçüde bağlantısı olan iki kavram da, baskı ve

yönlendirme altında olmaksızın karar alabilmenin ifadesi olan “özgür irade” ile kişinin

kendisine özgü faktörlerden de bağımsızlaşarak evrensel akla ulaşmasının ifadesi olan

“özgür akıl”dır (12).

“Özgürlük”, insanın her türlü dış etkenden bağımsız olarak, kendi istencine

kendi düşüncesine göre karar vermesi durumudur. Özerklik ise, kişinin kendi kendine

serbestçe karar verebilme hakkıdır. Özerkliğin günümüzde yüklendiği yeni ve

genişlemiş anlamı; kişinin kendi hakkında karar verme, özgür istencine ve düşünme

yeteneğini kullanarak verdiği bu özgür kararı eyleme dönüştürme özelliğidir. Görüldüğü

gibi özerklik, bir kişinin insan olmasının en temel özelliklerinden biridir ve bir insan

9

Page 21: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ancak özerk olduğu sürece insan sayılabilir. Ancak bilmemiz gereken bir nokta bu

özerkliğin sınırlı bir özerklik olduğudur. Özerkliğin sınırlanışı öncelikle kişinin ruhsal

gelişimi sırasında başlar (15,22).

Özgürlük ve özerklikle bağlantılı bir diğer kavram olan özgür istenç ise

bireylerin kendi planlarını, isteklerini ve politikalarını birer söylem biçimine

getirebilmeleri ve yaşam alanlarında gerçekleştirmeleridir. Buna bireylerin kendi yaşam

içerikleri hakkında karar vermeleri de denilebilir. Özgür istenç kavramının hem bireyin

fiziksel ve ruhsal yetenekleriyle hem de toplumun bireye sağladığı koşullarla ilintili

olduğu kabul edilmektedir. Özgür istencin gerçekleşmesine önem veren toplumlar

bireylerin seçme şansını artırıcı yollar ararlar. Tıp etkinliği açısından da kuşkusuz bu

yaklaşım geçerlidir. Bireyin istencini gerçekleştirebilmesi için gereken seçeneklerin

açıklanması ve hastanın anlayabileceği bir dil ile anlatılması gereklidir (22).

Kişinin sınırsız arzu ve dürtüleri toplumun baskı ve kuralları ile sınırlanır. Bu

sınırlılık bilinçaltına itilir, yani kişi bunların ayırtına varamaz. Ardından kişinin içinde

yaşadığı toplumun ona sunduğu olanaklar ve koyduğu yasalar özerkliğe yeni ve dar

sınırlar getirir. Kültür de önemli sınırlayıcı etkenlerden birisidir. Birey sahip olduğu

kültür düzeyiyle belirlenen bir alanda özerkliğini kullanabilir ve özerkliğini

gerçekleştirebilmek için kullanacağı yöntemleri ancak kültürüyle orantılı bir yeterliliğe

ulaştırır (15).

Bazı durumlar özerkliği geçici olarak sınırlandırır. Bunların başında hastalık

durumları gelir. İnsan aklı bu tür geçici sınırlamaları ortadan kaldırmak için çeşitli

yöntemler üretmiş, insan toplumları ise bunu kurumsal hale getirmişlerdir. Bunlardan

biri olan tıbbın amacı hastalığı ortadan kaldırarak bireyin özerkliğini yeniden

kazanmasını sağlamaktır. Bu amaçla tutarlı olmak üzere tıp, kendi uygulanışı sırasında

da çeşitli yöntemlerle hastanın özerkliğini korumak ve ona saygı göstermek zorundadır.

Çocukluk, bunama, şuur kapanıklığı gibi kişinin zihinsel yetilerinin kâfi gelmediği;

özerkliğin ön koşulu olan yeterliliğin var olmadığı durumlarda, karar vermenin söz

konusu kişilerin yasal temsilcileri tarafından üstlenilmesi söz konusudur. Bu

durumlarda da üzerinde uygulama yapılan kişilerin sınırlı yeterliliklerine uygun biçimde

aydınlatılması ve karara sınırlı ölçüde de olsa ortak edilmelerine çalışılması etik açıdan

uygun bir yaklaşımdır (15,23,24).

10

Page 22: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tıpta hizmetlerden yararlananlar açısından “özerklik”; kişinin kendi değer

yargıları, inançları, tercihleri doğrultusunda, bedenine ve sağlığına yönelik olarak

yapılacak tıbbi girişimlere karar vermesi hakkı olarak tanımlanmaktadır.

Tıpta özerkliğe saygı ilkesinin uzantısı hastanın özerkliğine saygıdır. Hastanın

özerkliğini gerçekleştirmenin en etkili yolu aydınlatılmış onam uygulamasıdır.

Aydınlatılmış onam; hastanın kendisine uygulanacak tanı ve tedavi yöntemlerinin

kapsamını, yararını, olası istenmeyen sonuçlarını; söz konusu yönteme seçenek

oluşturabilecek öteki yöntemleri ve bunların yapısal özelliklerini bilerek bu uygulamayı

kabul etmesidir. Bu durumda hastanın kendisi ile ilgili kararı kendisinin verdiği

söylenebilir. Hastanın her durumdaki onamı aynı biçimde alınamaz. Örneğin bir

enjeksiyon uygulamasındaki onam hastanın kolunu açıp uzatması şeklinde sözsüz

olabilirken, herhangi bir operasyon durumunda her zaman yazılı ve imzalı olmak

zorundadır(25).

Bazı durumlarda hastanın özerkliğini gerçekleştirmesi olanaksız hale gelir. Bu

durumlar; ağır zekâ gerilikleri, bazı ruh hastalıkları, komadaki hastalar gibi. Hastanın

yaşamının hiçbir döneminde özerk olmadığı durumlarda bile, onun insan olmaktan

dolayı varsayılan bir özerkliği söz konusudur.

Bireyin özerkliğini kullanıp kullanmayacağı konusundaki ölçütümüz yeterliktir.

Yeterlik, kişinin kendisiyle ilgili konularda karar verebilme, kendi çıkarlarını fark edip

koruyabilme kapasitesini işaret etmektedir. Yeterlilikte algılama, düşünme,

değerlendirme, karar verme ve aldığı kararları uygulama becerileri önemlidir (15,16).

Yeterlik aynı zamanda hukuksal bir kavram ve terimdir (25). Kişinin bir eylemde

bulunmak ya da karar vermek için gereken özelliklere sahip olup olmadığını tanımlar.

“Özerklik; kişinin tümüyle özerk olması (mutlak özerklik) gibi ideal bir durumdan,

özerkliğin tümüyle yok olması gibi bir durum arasında derecelendirilebilir. Buna karşın

yeterlik bir açma-kapama düğmesi gibidir. Bir kişinin yeterliği vardır ya da yoktur.

Yeterliğin olması bireyin hangi derecede var olursa olsun özerkliğini kullanabileceğini

gösterir. Yeterliğin varlığı ya da yokluğu, verilecek karar bağlamında, onunla ilgili

değerlendirilmesi gereken ve süreç içinde zaman zaman yeniden ele alınması zorunlu

olan durumdur. Yeterliğin olmadığı durumda, yasalar devreye girerek bu en temel insan

hakkının nasıl gerçekleştirileceğini düzenler” (26). Ancak bu açıdan ülkemizdeki yasalar

11

Page 23: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

henüz yeterli değildir. Bu durumlarda genellikle kullanılan ancak ülkemizde pek sık

rastlamadığımız iki yöntem vardır.

a. “Hastanın özerkliğini gerçekleştirme yeteneğine sahip olduğu dönemden

şu andaki durum için çıkarımlar yapmak. Bu çıkarımların dayanağı yazılı bir

komutlar listesi olabileceği gibi, onun konuya özgü sözel ifadeleri ya da genel

ifadelerden çıkarılan yorumlar olabilir” (26).

b. “Hastanın özerkliğini gerçekleştirme yükümlülüğünün bir kişiye, bir

gruba ya da bir kuruma verilmesi” (26).

“Bu yöntemlerden biri ya da olguların özelliklerine göre hepsi

kullanılabilmektedir. Ülkemizde geçerli olan ise hastanın sorumluluğunun ailesine

verilmesi şeklindedir. Tüm bu yasal düzenlemelerin yürürlüğe girmesi için gereken

temel koşul hastanın yeterliliğinin olmamasıdır. Yeterlik değerlendirmesi her hekimin

kabaca yapabileceği, ancak kuşkulu durumlardan en ayrıntılı ve yetkin biçimde

psikiyatrist tarafından saptanabilecek teknik bir konudur” (26).

Bazı durumlarda hastanın özerkliğini kullanma olasılığı azalmış ya da ortadan

kalkmıştır. Özerkliğin azaldığı durumlarda, mümkün olan en kısa zamanda hastanın

özerkliğini yeniden kazandırmak sağlık profesyonellerinin amaçlarından biri olmalıdır.

Özerkliğin tümüyle ortadan kalktığı durumlarda ise hastanın sahip olduğu değerler göz

önüne alınarak ve ailesiyle işbirliği yapılarak hastanın yararına alınan kararın

yapılabilecek en doğru yaklaşım olabileceği düşünülmektedir.

2. 2. 3. Özerkliğin Tıp Etiği Kavramsal Çerçevesi İçinde Yeri ve Önemi

Özerkliği ve paternalizmi bir sarkacın iki uç noktasına benzetebiliriz. Bireylerin

özerkliği kullanma durumları bu sarkacın herhangi bir noktasında olabilir. Bulunulan bu

nokta onların yaşadıkları hastalığın şiddetine bağlı olarak değişebilmekte, buna ek

olarak bazı sosyal faktörlerde bulunulan bu noktanın belirlenmesinde etkin olmaktadır.

Bu faktörler aile, çevre, gelenek görenekler, öğrenilmiş yaşantıları, eğitim düzeyleri gibi

nedenler olabilmektedir (27).

Yakın zamana kadar geleneksel tıbbın temel etik ilke olarak benimsediği “önce

zarar verme” (primum non nocere) ilkesi tıp uygulamasının temelini oluşturmuştur.

Ancak tıptaki önemli bilimsel gelişmelerin yanında insan hakları kavramının da ön

plana çıkmasıyla sağlık profesyonelleri ve hasta ilişkilerinde bilgilendirmenin önemini

12

Page 24: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

arttırmıştır. Hastaların kendileri hakkında alınan tıbbi karara katılıp katılmayacakları

konusu son yılların önemli tartışma konularından birisidir. “Eğer tıp uygulamalarında en

yüce değer hastanın iyiliği ise hastanın karara katılması ikinci planda kalmaktadır.

Hastanın iyiliği ön planda tutulunca özerkliği geri planda kalmaktadır” (15). Hastanın

iyiliğini ön planda tutan yaklaşımda özerklik geri planda kalan bir kavramdır ve

paternalizm yalnızca hasta için sağlayacağı umulan yararlar elde edilmediğinde yanlış

sayılmaktadır (16,26).

Örneğin erdemi temel değer olarak kabul eden bir yaklaşım aydınlanmayı

dürüstlüğün bir uzantısı olarak görüp onu her koşulda tümüyle gerekli bulurken,

mutluluğu en üstün değer olarak kabul eden yaklaşım onu ancak bu değere ulaşmayı

engellemediği durumda gerekli bulabilmektedir. Toplumun gönencini ve değerlerini

üstün tutan bir yaklaşım, bireyin özerkliğinden özveride bulunabilmekte, özerkliği tam

bile olsa bireyin aydınlatılmış onamını, toplumun gönenci adına göz ardı

edebilmektedir(15).

Tıp etkinliğinin amacına ve buna bağlı olarak sağlık uğraşlarının genel eğilimine

göre doğru davranışın ölçütü iyilik ve gönenç üretmesidir. Örneğin eğer hastanın

özerkliğine saygı onun gönencini artırıyorsa etik açıdan gereklidir. Eğer paternal

olmayan bir davranış gönenci daha çok yükseltecekse, özerkliği dikkate almayan bir

davranış etik açısından yanlış kabul edilir. Yalnızca bazı ‘ideal’ tipteki yararcı

yaklaşımlar özerkliğin sürdürülmesini kendi içinde ayrı bir değer olarak ele alırlar ve

yarar uğruna özerkliğin feda edilmesini yanlış bulurlar ( 15,28).

“Yararcı etik görüşte özerklik sınırlı bir etik öneme sahiptir. Eğer özerkliğin

korunması yarar açısından bir kayıpla sonuçlanacak gibi görünüyorsa ondan

vazgeçilmesi yararcı etik açısından bir değer yitimi olarak değerlendirilmez” (16).

Özerklik sonuçlardan çok tutumları temel alan ve davranışta bulunanın ilkelerinin ön

planda tutulduğu bir etik sisteminde ağırlıklı rol oynayabilir. Davranışta bulunan en

başında belli düzeyde bir özerkliği varsaydığından, kuramsal temeli ister insan hakları,

ister yükümlülük ve ahlaki değer ilkeleri olsun tutumları değerlendiren bir etik

sisteminde onu ikincil bir etik sorun değil, temel bir etik ilke olarak kabul etmek

durumundadır. Burada davranışta bulunanın kaygısı başkalarını kullanmak, onlara saygı

göstermek, istemlerini güvenceye almak ve tüm zorlamaları engellemek kaygısıdır. Bu

tür etik kuramların eleştiriye açık yönü ampirik bir güçlükten kaynaklanmaktadır.

13

Page 25: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Bunun en açık örneklerini yine tıp alanında görmek olasıdır. Bazı insanların, özerk

oldukları konusunda kuşku uyandıracak düzeyde bilişsel ve istençsel yeteneklerinden

yoksun olmaları, tıpta, özellikle psikiyatri alanında sık rastlanan bir durumdur (15).

. Özerkliğin tümüyle var ya da tümüyle yok sayılan bir yetenek değildir. Bazı

açılardan tümüyle sağlamken öteki açılardan zedelenmiş biçimde görülebilir. Tıp

etkinliği sırasında bazı hastaların özerklikleri en açık bir biçimde zedelendiğinde bile

bazı davranışlarda bulunmak için gerekli yeteneklerini korudukları görülmektedir. Bu

nedenle tıp etiği alanında, hastanın özerkliğini değerlendirirken onu derecelendirmek ve

hastanın özerklik düzeyine göre uygun biçimde saygı göstermek gereklidir (15,26).

Toplumların yönetiliş biçimleri ve geleneksel yapıları bireylerin özerkliklerini

kullanma olanaklarını ve aydınlatılmış onam uygulamasını büyük ölçüde

etkilemektedir. Örneğin otoriter rejimlerde bireyler fiziksel ve ekonomik gönenç içinde

olabildikleri halde yönetim biçiminden dolayı özerkliklerini yaşama geçiremezler.

Bireylerin tümüyle özerk olmadıkları toplumlarda politik ve toplumsal kısıtlamalar

nedeniyle seçenekleri kısıtlıdır. Bu hizmetlerin hakça dağılımını engellerken diğer

yandan var olan hizmetlere kişilerin başvurmaktan çekinmelerine yol açabilir. Benzer

biçimde ataerkil toplumlarda da bireylerin özerkliklerini yaşama geçirme olanakları

kısıtlıdır. Bunun temel nedeni, bu tür toplumlarda geleneksel ilişki biçimlerinin

paternalist özellik göstermesidir. Bu tür toplumlarda en küçük toplum birimi olan

çekirdek aileden başlayarak, bireyle devletin ilişkisine kadar her ilişki basamağında bir

aşama sırası; bir hiyerarşi söz konusudur (15,29,30).

Ülkemizin geleneksel toplumsal yapısı ataerkil toplumlara iyi bir örnektir.

Ancak pek çok alanda bu yapının sonuçlarının neler olduğu konusunda gözleme ve

varsayıma dayanan bilgilerden öte, istatistiksel anlam taşıyan veriler bulunmamaktadır.

Hastaların tıp uygulamaları konusunda bilgi almak ve seçim yapmak istemediği

biçimindeki yaygın kanı da bu tür varsayımlardan biridir (15,21,27).

Hasta özerkliğine saygının en yüksek etik değer olduğu durumda, hastanın bazen

kendi yararına olmayan kararlar verebileceği anlamına gelmektedir. Sağlık

profesyonelleri hastanın bu kararına saygı göstermek durumundadır. Burada bir

noktanın üzerinde durulması gerekmektedir. Bu hastanın aydınlatılması ve

aydınlandığından emin olunmasıdır. Aydınlatılmış onam; Bireyin özerkliğine saygı

göstermeyi zorunlu kılarak, yeterliliği bulunan hastaya kendisine uygulanacak işlemin

14

Page 26: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ne olduğunun, niçin ve nasıl yapılacağının açıklanması, yapılacak olan tedavinin

yararlarını ve olası zararları konusunda hastaya bilgi vererek onu uyarmak ve var ise

yapılacak olanlar arasından seçim yapmasına olanak hazırlamak olarak

tanımlanmaktadır (15,31,32).

2. 2. 4. Özerkliğe Saygı ve Hasta Hakları

İçeriği tıp etiğiyle büyük ölçüde kesişen, ancak felsefi olmaktan çok toplumsal

ve hukuki nitelik taşıyan bir kavram olan hasta hakları bağlamında da özerklik ve

özerkliğe saygı ilkesinin özel bir önemi ve ağırlığı vardır. Bu temel ilkenin tıptaki

yansıması olan aydınlatılmış onam öğretisi, hasta haklarının ruhunu ve lafını

biçimlendiren temel unsurdur (12).

Bireylerin doğuştan getirdikleri reddedilemez ve devredilemez haklarının

olduğu, 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde belirtilmiştir. Bu

bildirge son derece önemli olup uluslar arası hukukun temel metinlerinden biridir. Söz

konusu bildirge 20. yüzyıl insanının en temel hakkı olarak yaşam hakkını görmektedir.

İnsan, ancak sağlıklı bir yaşam sürme olanağı varsa, bu yaşamı anlamlandırması için

gereken eğitimi alabiliyorsa, yaşamını sürdürmek için gerekli kaynaklara ulaşmak için

bir işe sahipse, yaşam hakkını tam olarak kullandığı varsayılabilmektedir. Bildirgede

toplumsal etkenleri büyük ölçüde belirleyen ve düzenleyen kurum olan devlete bazı

yükümlülükler getirilmiştir. Kişisel etkenleri temellendirmek için genel ilkeler

konulmuştur. Buna göre insanın yaşam hakkını tam olarak kullandığını savunabilmek

için, yaşamının onun özgür istenci ile yönlendirilmesi, bireyin kendi yazgısını

saptayabilmesi ve özerkliğini gerçekleştirebilmesi gerekmektedir. Devlet kişilere bu

olanağı sağlamak ve yasalarla güvenceye almakla yükümlüdür (33).

Tıp uygulamaları açısından bakıldığında bireyin söz konusu haklarının

korunması için bazı yöntemlerin geliştirildiği görülmektedir. Bunların başında

hekime/sağlık profesyonellerine yüklenen iyi davranma, zarar vermeme, hastanın

yararına en iyiyi gözetme, güvenilir ve dürüst olma gibi görevler gelmektedir. Bunun

bir uzantısı ve hastanın özgür istencini, kendi yazgısını saptama hakkını ve özerkliğini

korumanın uygulamaya yönelik bir yansıması olarak aydınlatılmış (bilgilendirilmiş rıza)

onam alma işlemi ortaya çıkmıştır. Aydınlatılmış onam sıklıkla cerrahi uygulamalar için

15

Page 27: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

söz konusu olsa da insan bedeni üzerinde tıbbi uygulamalarda bulunan tüm tıp dalları

için söz konusu olmuştur (25,34).

2. 2. 5. Özerkliğe Saygıyla İlgili Sorunlu ve Özel Durumlar

Bireyin özerklik yeteneğinin ortadan kalktığı bazı özel durumlar yanında

özerkliğin zedelendiği başka nitelikteki durumlar da söz konusudur. Örneğin,

önerdikleri tıbbi karara hastanın kendi isteğiyle katılımını sağlamak amacıyla sağlık

profesyonellerinin hastayı ikna, etkileme hatta zorlama gibi baskı uygulamaları hastanın

özerkliğini zedeleyen durumlardan biri olmaktadır (15).

Etik yönünden saptanmasında yarar olan bir başka sorun, sağlık profesyoneli-

hasta ilişkisinde kendini gösteren eğitim, kültür farklarından kaynaklanan ortamlardır.

Bir başka konu hastanın ruhsal sıkıntı, hastane gibi farklı ortamlarda bulunmanın

getirdiği yabancılık gibi karmaşık anlarda özerkliğini kullanamaz duruma

gelebilmesidir. Sağlık profesyonellerinin böyle durumların farkında olması etik bir

yükümlülük olarak kabul edilir (1,2). Tıbbi kararın hemen alınmasının gerekli olduğu acil

olgular da, hekim ya da diğer sağlık profesyonellerinin hasta yararı için özerkliğe saygı

ilkesini göz ardı edilebilen ve bu konuda tartışmaların yaşandığı durumlardan biridir (15).

Özerkliğe saygı ilkesinin önem kazandığı bir başka sağlık uğraş alanı koruyucu

sağlık hizmetleri alanıdır. Koruyucu sağlık çoğu zaman, toplumun yararı için bireyin

özerkliği gözardı edilebilmektedir. Kuşkusuz halk sağlığı yönünden ilkenin

değerlendirilmesi felsefe yönünden Kantçı görüş ile Mill’in yararcı görüşü arasındaki

tartışmalara kadar uzanabilir. Bu çerçevede, AIDS / HIV pozitif gibi bildirimi zorunlu

bulaşıcı hastalıklarda hastaya ait tıbbi bilgilerin gereğince korunmaması halk sağlığı

kapsamında birey özerkliğini ortadan kaldıran durumlardan biridir (15).

Diğer yandan dinsel ve örgütsel yapıların kurallarını uygulamaya çalışan

bireylerin, hekim-hasta ilişkisinde oluşturdukları farklı durumlar etik çatışma

sorunlarına kaynaklık edebilmektedir. Böyle bireyler için “bağımlı özerklik”ten söz

edilirken, sağlık profesyonelleri için başka bir tür etik ikilemler ortaya çıkmaktadır.

Örneğin, Yehova Şahitleri olarak bilinen inanç sahiplerinin kendilerine kan

transfüzyonu yapılmasına karşı çıkması etik sıkıntılara neden olmaktadır (27,21).

16

Page 28: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Hastalar nedeni ne olursa olsun hastaneye ya da sağlık profesyonellerine

gelişleri sırasında ciddi kaygı ve stres yaşamaktadırlar. Bu sürecin; kaygılı ve stresli

dönemin sağlıklı bir şekilde kontrol edilebilmesi iyi bir iletişim sürecinin yaşanmasına

bağlıdır (35,36). Hasta ile sağlık profesyonelleri arasındaki ilişkilerden söz etmeden önce

ilişki kavramını tanımlamak gerekir. Bir ortamda ilişki olabilmesi için iletişimin

olmalıdır. “İletişim; iki ya da daha fazla insan arasında fikir ve mesajların iki yönlü

aktarılmasıdır. Webster iletişimi hem bir davranış hem de bir süreç olarak

tanımlamaktadır. Bu görüşe göre iletilmek istenen fikir, duygu, düşünce gibi mesajları

gönderen kaynak ile bu mesajı alan alıcı arasında zihinsel ve fiziksel faaliyetler yer

aldığından, iletişim bir süreçtir (37).

Hemşire hasta ilişkilerinde: hastayla tanışmak, hastanın gereksinmelerini

saptamak, hasta için plan yapmak, güvenilir kabullenici açık iletişim kurma ilişkiyi

karşılıklı düzenleme, hastanın sorunlarını belirleme, hasta ile birlikte çalışmanın

amacını saptama hasta ile birlikte karar verme, hastanın iç görü geliştirmesini ve yapıcı

savunma mekanizmaları kullanmasını kolaylaştırma ve destekleme hasta bakımının

temelidir (38,39,40).

Hekim-Hasta ilişkisinin etik temeli olarak aydınlatılmış onam, “karşılıklı

katılım, saygı ve ortak karar alma” anlamına gelir. Aydınlatılmış onam, mekanik bir

şekilde ezberlenen bilgilerin anlatılması işlemi ya da önceden hazırlanan formların

imzalatılma işlemi değildir. Aksine, tıbbi müdahale ve tedavi hakkında hekim/sağlık

profesyoneli ile hastayı, aralarındaki konuşmanın sonunda ortak bir karara götüren

karşılıklı görüşme işlemidir (32,41).

17

Page 29: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3. 1. Araştırmanın Amacı

Tez çalışmasının amacı, sağlık hizmetini alanların ve verenlerin özerkliğe saygı ve

paternalizm konusundaki görüşlerinin incelenerek, hizmeti alan tarafın almak istediklerini,

hizmeti veren tarafın vermek istediklerini ortaya çıkarmak; bu iki taraf arasındaki ilişkileri

belirlemek, örtüşen ve ayrışan görüşleri saptamak ve çıkan sonuçları birbiriyle

karşılaştırmaktır.

Ülkemizde tıbbi uygulamalar sırasında, sağlık profesyonelleri-hasta arsındaki

ilişkide alışılmış olunan tutum, sağlık profesyonellerinin hastanın ihtiyacı olan tedavi ve

bakımı belirleyerek onun iyiliği için sunmaları şeklindedir. Bu yaklaşım paternalist bir

yaklaşımdır. Yüzyılın son çeyreğinde batıda başlayarak bizim ülkemizde de yankı bulan

yaklaşım ise hasta özerkliğine saygı yönündedir. Buna ek olarak son yıllarda hasta hakları

kavramı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ön plana çıkmaktadır. Hasta hakları

kavramı, hasta özerkliğinin daha fazla gündeme gelmesini gerektirmektedir. Bu çalışmanın

amacı tıbbi ilişkide özerkliğe saygılı yaklaşımın ne ölçüde benimsenmiş olduğunu,

ilişkinin iki tarafı olan hastalar ile sağlık profesyonelleri için ayrı ayrı, belirlemek ve

tarafların birbirine intibakı yönünden değerlendirmektir.

3. 2. Araştırmanın Önemi

Adana'da bulunan üç eğitim hastanesinde yürütülen bu çalışmayla, sağlık hizmeti

alanların (hastaların) ve verenlerin (hekimler-hemşireler) özerklik ve paternalizm

konularındaki görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu görüşler ışığında, hastaların

hekim-hemşireden ne bekledikleri, hekim-hemşirelerin özerklik ve paternalizm

konularındaki görüşlerinin hastaların görüşleri ile ne kadar örtüştüğü ve ayrıştığı ortaya

çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırmadan çıkan sonuçların ışığında sağlık hizmeti

verenlerin özerklik ve paternalizm konusunda, hastaların beklenti düzeylerine paralel bir

hizmet üretme çabası içerisine girmeleri için yol gösterici olabileceği düşünülmektedir.

18

Page 30: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

3. 3. Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırma Adana'da bulunan üç eğitim hastanesi ile sınırlıdır. Bu hastaneler;

Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, Başkent Hastanesi ve Numune Hastanesidir.

Çalışma Ocak-Şubat 2004 tarihlerinde, bu hastanelerin dahili ve cerrahi kliniklerde

yatan, 18 yaşını doldurmuş, konuşabilecek durumda olan ve ankete katılmayı kabul

eden hastalar ile aynı kliniklerde sağlık hizmeti veren hekim-hemşireler ile sınırlıdır.

Bazı kliniklerdeki hastalardan yeterli cevabın alınamayacağı düşünülerek bu kliniklerde

yatan hastalar ve bu kliniklerin hekim-hemşireleri araştırma kapsamı dışında

tutulmuştur. Bunlar; yoğun bakım üniteleri, ameliyathaneler, doğumhane, acil,

psikiyatri ve çocuk klinikleridir.

3. 4. Araştırmanın Genel Nitelikleri ve Verileri

Adana'da bulunan üç eğitim hastanesinde yürütülen çalışma çerçevesinde ilki

hekim ve hemşirelere (sağlık hizmetini verenlere), ikincisi hastalara (sağlık hizmetini

alanlara) yönelik anket uygulaması, aynı zaman dilimi içinde gerçekleştirilmiştir.

Araştırmanın modeli, verilerin elde edildiği evren ve örnekleme şekli, veri toplama

araçları, verilerin işlenmesi, verilerin çözümlenmesi ve verilerin analizinde kullanılan

istatistiksel teknikler aşağıdaki gibidir.

3. 4. 1. Araştırmanın Modeli

Araştırma anketinin soruları, danışman hocalar, yakın görüşülen bir grup hekim

ve hemşire ile özel görüşme yapılarak, böyle bir araştırmanın sorularının neler

olabileceği üzerinde görüşüldükten sonra hazırlanmıştır. Hazırlanan anket formları 10

hasta, 10 hekim ve 10 hemşire olmak üzere 30 kişiye sorularak ön uygulama yapılmış,

sorular üzerinde gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra asıl anket uygulamasına

geçilmiştir. Araştırmada, ilki sağlık hizmetini veren hekim-hemşirelere, ikincisi sağlık

hizmetini alan hastalara yönelik iki anket formu uygulanmıştır. İletişim kurabilecek

düzeyde olan hastalara araştırmanın amacı açıklanarak, kabul edenlere anket formları

uygulanmıştır. Anket soruları hastalara anketörler tarafından okunarak ve hastaların

19

Page 31: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

anlayabilecekleri bir dille açıklanarak hastanın gösterdiği cevap seçeneği doğrultusunda

anketörler tarafından işaretlenerek doldurulmuştur.

3. 4. 2. Araştırmanın Evreni ve Örneklem

Araştırmanın evreni Adana'da bulunan eğitim hastaneleri; Çukurova Üniversitesi

Balcalı Hastanesi, Başkent Hastanesi ve Numune Hastanesidir. Araştırmanın veri

toplanma aşaması 2004 yılının Ocak-Şubat aylarıdır. Araştırmanın örneklemini bu

zaman dilimi içinde, hastanelerin dahili ve cerrahi kliniklerde yatan, 18 yaşını

doldurmuş, konuşabilecek durumda olan ve anketi cevaplamayı kabul eden hastalar ile

aynı servislerde sağlık hizmeti veren hekimler ve hemşireler oluşturmaktadır.

Hastanelerdeki yoğun bakım üniteleri, ameliyathaneler, doğumhane, acil, psikiyatri ve

çocuk klinikleri hekim-hemşire ve hastaları araştırmanın dışında tutulmuştur. Araştırma

471 sağlık profesyoneli 280 hasta olmak üzere toplam 751 kişi üzerinde yapılmıştır.

3. 4. 3. Veri Toplama Gereçleri

Araştırmanın verileri, sağlık hizmetini alanlara ve verenlere hazırlanan iki anket

formundan oluşmuştur. Hastalara araştırmanın amacı açıklanarak, kabul edenlere anket

formları uygulanmıştır. Anket soruları anketörler tarafından okunarak ve hastaların

anlayabilecekleri bir dille açıklanarak doldurulmuştur. Anketörler hasta-hastane v.b.

kavramlarını bilmeleri, hastane koşullarını değerlendirme ve hastalara anket

uygulayabilme becerisi olması açısından Ç.Ü. Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik son

sınıf öğrencilerinden seçilmiş ve araştırma konusunda araştırmacı tarafından eğitildikten

sonra uygulamaya başlatılmıştır. Araştırmaya 249 hekim, 229 hemşire toplam 471

sağlık profesyoneli ve 280 hasta olmak üzere toplam 751 kişi katılmıştır.

Üç hastayla yapılan görüşme, yaşanan dil sorunu nedeni ile yarım kalmış ve bu

kişilerin tam olmayan verileri değerlendirmeye alınmamıştır.

Hasta anket formları, hastaları tanıtıcı yedi, özerkliğe saygı ve paternalizm konusundaki

görüşlerini belirlemek amacı ile hazırlanmış 25 soru olmak üzere, toplam 32 sorudan

oluşmuştur. Sağlık profesyonelleri anket formu hekim-hemşirelerin özerkliğe saygı ve

paternalizm konularındaki görüşlerini belirlemek amacı ile hazırlanmış 25 soru olmak

20

Page 32: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

üzere toplam 32 sorudan oluşmuştur. Hekim ve hemşirelere araştırmanın amacı

açıklanarak, kabul edenlere (doktorlar 249/251, hemşireler 229/230) anket formları

kendilerine bırakılarak, doldurulduktan sonra toplanmıştır. Araştırmaya, iki hekim

zamanının olmamasını, bir hemşire anket sorularında yazanlarla uygulamalar arasında

çelişkiler yaşadığını söyleyerek katılmak istememişlerdir.

3. 4. 4. Verilerin Değerlendirilmesi ve Karşılaştırılması

Sağlık hizmeti alanların ve verenlerin özerklik-paternalizm konusundaki

görüşlerini belirleyen her iki anket formunun değerlendirmesi 5’li Likert ölçeği

kullanılarak yapılmıştır. Her iki gruba uygulanan anket formlarındaki sorular tanıtıcı

soruların yanında, anlam ve sıralama bakımından birbirinin aynı sorulardır. Anketlerin

istatistiksel analizi için öncelikle her iki grubun anketlerinin tanımlayıcı

değerlendirmeleri yapılmış, daha sonra sorular bazında puanlamaların hizmet alanlar ve

hizmet verenler arasındaki farkı t-testi kullanılarak karşılaştırılmıştır. Daha sonraki

aşama olarak da puanların grup içi değerlendirmeleri (hizmet alanlar-hizmet verenler)

çeşitli demografik değişkenler için t-testi ve/veya varyans analizi kullanılarak

yapılmıştır. Varyans analizi sonuçları önemli çıktığında post-hoc testi olarak LSD

(Least Significant Difference) kullanılmıştır. Araştırmanın sonucu SPSS 10.1

programında değerlendirilmiş ve kritik anlamlılık seviyesi olarak 0.05 alınmıştır.

3. 4. 4. 1. Sağlık Hizmetini Alanların Görüşlerine Yönelik Verilerin

Değerlendirilmesi

Araştırmaya katılan hasta sayısı Araştırmanın veri toplanma aşaması 2004

yılının Ocak-Şubat aylarında yürütülmüştür. Araştırmaya katılan hasta sayısı üç

hastaneden toplam 280 kişidir. Sağlık hizmeti alanların görüşlerini almaya yönelik hasta

anket formu, hastaları tanıtıcı yedi soru ve hastaların özerklik ve paternalizm

konusundaki görüşlerini belirlemek amacı ile hazırlanmış 25 soru olmak üzere, toplam

32 sorudan oluşmuştur. Hastalara sorular araştırmacı ve anketörler tarafından okunarak

doldurulmuştur. Hastaların sorulara verdikleri cevaplar arasındaki ilişki, hastaların

eğitim durumu, aylık gelir durumu, cinsiyete göre değerlendirilmiştir. Çıkan sonuçlar

21

Page 33: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

sağlık profesyonellerinin sonuçları ile de karşılaştırılarak aralarındaki örtüşen ve ayrışan

taraflar değerlendirilmiştir.

3. 4. 4. 2. Sağlık Hizmetini Verenlerin Görüşlerine Yönelik Verilerin

Değerlendirilmesi

Araştırmaya katılan sağlık profesyoneli sayısı 249 hekim 229 hemşire olmak

üzere 471 kişidir. Sağlık hizmeti verenlerin görüşlerini almaya yönelik sağlık profesyoneli

anket formu, hekim-hemşireleri tanıtıcı yedi soru ve hekim-hemşirelerin özerklik ve

paternalizm konularındaki görüşlerini belirlemek amacı ile hazırlanmış 25 soru olmak

üzere toplam 32 sorudan oluşmuştur. Hekim ve hemşirelere araştırmanın amacı

açıklanmak suretiyle, kabul edenlere anket formları kendilerine bırakılarak

doldurulduktan sonra toplanmıştır.

Sağlık profesyonellerinin sorulara verdikleri cevaplar arasındaki ilişki; çalışma

yılları, çalışılan klinikler ve hastaneler, meslekler, cinsiyetler ve hekimlerin akademik

durumları gibi değişkenlerin yanında hastaların görüşleri ile karşılaştırılarak

değerlendirilmiştir.

22

Page 34: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

4. BULGULAR

Tablo: 1. Sağlık Hizmetini Alanların Tanıtıcı Özellikleri

Yaş Sayı % 18-27 55 19.6 28-37 40 14.3 38-47 54 19.3 48-57 47 16.8 58-67 43 25.4 68 ve üzeri 41 14.6 Toplam: 280 100 Cinsiyet Erkek 151 53.9 Kadın 129 46.1 Toplam: 280 100 Meslek Çiftçi (1) 20 7.1 İşçi (2) 21 7.5 Memur (3) 38 13.6 Esnaf (4) 18 6.4 Teknik (5) 8 2.9 Meslek Belirtmeyenler (6) 175 62.5 Toplam: 280 100 İşi Ücretli 40 14.3 Serbest 50 17.9 Emekli 42 15.0 Ev Hanımı 101 36.1 Çalışmıyor 22 7.9 Diğer 25 8.9 Toplam: 280 100 Öğrenim Durumu Okur-yazar değil 49 17.5 İlk okul 119 42.5 Orta-Lise 67 23.9 Üniversite 42 15.0 Diğer 3 1.10 Toplam: 280 100 Gelir Durumu 0-300 89 31.8 301-600 78 27.9 601-900 25 8.9 900 ve üzeri 41 14.6 Gelir Beyan Etmeyenler 47 16.8 Toplam: 280 100.0 Medeni Durum Bekar 55 19.6 Evli 201 71.8 Eşi ölmüş 24 8.6 Toplam: 280 100.0

23

Page 35: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Bulgular seçilerek; aralarında anlamlı fark çıkan ve beklendiği halde aralarında

anlamlı fark çıkmayan bulgular olarak ele alınmıştır. Anlamlı çıkmayan bulgulardan

tablolarda oluşlarının dışında söz edilmemiştir.

Tablo1’de araştırmaya katılan hastaların tanıtıcı özellikleri görülmektedir.

Sağlık hizmeti alanların yaş dağılımlarına bakıldığında en düşük yaş 18, en yüksek yaş

95 dir. Dağılımları ise % 19.6’sı 18-27 yaş (55 kişi), % 14.3’ü 28-37 yaş (40 kişi), %

19.3’ü 38-47 yaş (54 kişi), % 16.82’i 48-57 yaş (47 kişi), % 25.4’ü 58-67 yaş (43 kişi),

%14.6’sı ise 68 ve üzeri yaşlarda (41kişi) olmak üzere toplam 280 kişidir.

Araştırmaya katılan hastaların cinsiyetlerine göre dağılımlarına bakıldığında, %53.9’u

erkek (151 kişi), %46.1’i kadın (129kişi) dır.

Araştırmaya katılan hastaların mesleklerine göre dağılımlarına bakıldığında;

çiftçi % 7.1 (20 kişi), işçi % 7.5 (21 kişi), memur % 13.6 (38 kişi), esnaf % 6.4 (18kişi),

teknik % 2.9 (8 kişi), meslek belirtmeyenler % 62.5 (175 kişi) olarak bulunmuştur.

Araştırmaya katılan hastaların işlerine göre dağılımlarına bakıldığında; % 14.3’ü

ücretli (40 kişi), % 17.9’u serbest (50kişi), % 15.0’ı emekli (42 kişi), % 36.1’i ev hanımı

(101 kişi), % 7.9’u ise çalışmıyor (22 kişi) ve % 8.9’u diğer (25 kişi) olarak dağılmıştır.

Araştırmaya katılan hastaların eğitim durumlarına göre dağılımlarına

bakıldığında; % 17.5’i okur-yazar değil (49 kişi), % 42.5’i ilk okul (119 kişi), % 23.9’u

orta-lise (67 kişi), % 15.0’i üniversite (42 kişi), % 1.10’u diğer (3 kişi) olarak

bulunmuştur.

Araştırmaya katılan hastaların gelir durumlarına göre dağılımlarına bakıldığında;

0-300 milyon % 31.8 (89 kişi), 301-600 milyon % 27.9 (78 kişi), 601-900 milyon % 8.9

(25 kişi), 900 ve üzeri % 14.6 (41kişi), gelir beyan etmeyenler % 16.8 (47kişi) olarak

saptanmıştır.

Araştırmaya katılan hastaların medeni durumlarına göre dağılımlarına

bakıldığında; bekar % 19.6 (55 kişi), evli % 71.8 (201 kişi), eşi ölmüş % 8.6 (24 kişi)

olarak bulunmuştur.

24

Page 36: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 2. Sağlık Hizmetini Verenlerin Tanıtıcı Bilgileri Yaş Sayı % 22-31 239 50.7 32-41 165 35.0 42-51 44 9.3 52 ve üzeri 23 4.9 Toplam: 471 100 Cinsiyet Erkek 183 38.9 Kadın 288 61.1 Toplam 471 100 Meslek Hekim 242 51.4 Hemşire 229 48.6 Toplam: 471 100 Çalışılan Hastane Ç.Ü. Balcalı Hastanesi 290 61.6 Başkent Hastanesi 83 17.6 Numune Hastanesi 98 20.8 Toplam: 471 100 Çalışılan Klinik Dahili 226 48.0 Cerrahi 245 52.0 Toplam: 471 100 Çalışma Yılı 0-4 112 23.8 5-9 116 24.6 10-14 102 21.7 15-19 69 14.6 20 ve üzeri 72 15.3 Toplam: 471 100 Hekimlerin Mesleki Formasyonları

Araştırma Görevlisi 102 21.7 Uzman Hekim 58 12.3 Yardımcı Doçent 22 4.7 Doçent 11 2.3 Profesör 49 10.4 Toplam: 242 100 Hemşirelerin Mesleki Formasyonları

Sağlık Meslek Lisesi 57 12. 1 Ön Lisans 109 23.1 Lisans 58 12.3 Yüksek Lisans 5 1.1 Toplam: 229 100

Tablo 2’de sağlık hizmetini verenlerin tanıtıcı bilgileri görülmektedir. Sağlık

hizmetini verenlerin cinsiyetlere göre dağılımlarına bakıldığında; % 38.9’u erkek (183

kişi), % 61.1’i kadın (288 kişi) dır.

25

Page 37: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Toplam 471 sağlık profesyonelinin mesleklerine göre dağılımlarına

bakıldığında, % 51.4’ü hekim (242 kişi), % 48.6’sı hemşire (229 kişi) dir.

Sağlık hizmetini verenlerin çalıştıkları hastanelere göre dağılımlarına bakıldığında; Ç.Ü.

Balcalı Hastanesi % 61.6 (290 kişi), Başkent Hastanesi % 17.6 (83 kişi), Numune

Hastanesi % 20.8 (98 kişi) dir.

Sağlık hizmetini verenlerin çalıştıkları kliniklere göre dağılımlarına

bakıldığında; % 48.0 dahili (226 kişi), % 52.0 cerrahi (245 kişi) dir.

Sağlık hizmetini verenlerin yaşlarına göre dağılımlarına bakıldığında; % 50.7 22-31 yaş

(239 kişi), % 35.0 32-41 yaş (165 kişi), % 9.3 42-51 yaş (44 kişi), % 4.9’u 52 ve üzeri

yaş (23 kişi) dir.

Sağlık hizmetini verenlerin çalışma yıllarına göre dağılımlarına bakıldığında; %

23.8’i 0-4 yıl (112 kişi), % 24.6’sı 5-9 yıl (116 kişi), % 21.7’si 10-14 yıl (102 kişi),

%14.6’sı 15-19 yıl (69 kişi), % 15.3’ü 20 yıl ve üzeri (72 kişi) çalışma yılı olanlardır.

Sağlık hizmetini verenlerin %51.4’ü % 48.6’sı hemşiredir. Hekimlerin mesleki

formasyonlarına göre dağılımlarına bakıldığında; % 21.7’si araştırma görevlisi (102

kişi), % 12.3’ü uzman hekim (58 kişi), % 4.7’si yardımcı doçent (22 kişi), % 2.3’ü

doçent (11 kişi), % 10.4’ü profesör (49 kişi) kadrosunda çalışmaktadır. Değerlendirme

% 21.7 pratisyen hekim ve araştırma görevlileri (102 kişi), % 17.0’ı uzman hekim ve

yardımcı doçentler (80 kişi), % 12.7’si doçentler ve profesörlerler, öğretim üyesi (60

kişi) olarak birleştirilerek değerlendirmeler bu birleştirmeler sonucunda yapılmıştır.

Sağlık profesyonelleri arasında hemşirelerin oranı % 48.6 dır. Hemşirelerin

mesleki formasyonlarına göre dağılımlarına bakıldığında; % 12. 1’i sağlık meslek lisesi

mezunu (57 kişi), % 23.1’i ön lisans mezunu (109 kişi), % 12.3’ü lisans mezunu (58

kişi), % 1.1’i yüksek lisans mezunu (5 kişi) olarak bulunmuştur.

26

Page 38: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 3. Sağlık Hizmetini Verenlerin Meslek ve Cinsiyete Göre Dağılımları

Cinsiyet

Meslek Erkek Kadın Toplam

Hekim 181 61 242

Hemşire 2 227 229

Toplam 183 288 471

Tablo 3’de sağlık profesyonellerinin meslek ve cinsiyete göre dağılımları yer

almaktadır. Buna göre hekimler 181 erkek, 61 kadın toplam 242, hemşireler 2 erkek (

sağlık memuru) 227 kadın toplam 229 kişi olarak bulundu. Her iki meslek grubu

toplam 471 kişidir.

Tablo: 4. Sağlık Hizmetini Alanların Özerkliğe Saygı ve Paternalizm

Konusundaki Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları

Ortalama ± Standart sapma

Soru

İlk Okul (n=171)

Orta-Lise

(n=67)

Üniversite

(n=42)

F

p

S-1 2.08 ± 1.22 2.37 ± 1.18 2.10 ± 1.65 1.479 0.230 S-2 4.60 ± 0.72 4.43 ± 0.97 4.50 ± 0.97 1.005 0.367 S-3 4.56 ± 0.76 4.58 ± 0.86 4.62 ± 0.80 0.097 0.908 S-4 4.42 ± 0.92 4.52 ± 0.91 4.60 ± 0.80 0.836 0.434 S-5 4.62 ± 0.65 4.40 ± 1.00 4.76 ± 0.69 3.275 0.039 S-6 4.72 ± 0.58 4.75 ± 0.53 4.86 ± 0.52 1.028 0.359 S-7 4.57 ± 0.76 4.55 ± 0.80 4.81 ± 0.55 1.918 0.149 S-8 4.65 ± 0.67 4.76 ± 0.61 4.83 ± 0.54 1.635 0.197 S-9 4.63 ± 0.59 4.52 ± 0.86 4.67 ± 0.61 0.815 0.444

S-10 4.47 ± 0.84 4.45 ± 0.91 4.60 ± 0.89 0.422 0.656 S-11 3.14 ± 1.47 3.39 ± 1.41 2.76 ± 1.54 2.360 0.096 S-12 4.70 ± 0.65 4.79 ± 0.54 4.79 ± 0.57 0.767 0.466 S-13 2.53 ± 1.44 2.72 ± 1.49 2.93 ± 1.60 1.349 0.261 S-14 4.30 ± 1.07 4.52 ± 0.96 4.93 ± 0.26 7.259 0.001 S-15 3.20 ± 1.51 3.45 ± 1.49 3.48 ± 1.47 0.999 0.370 S-16 4.38 ± 0.92 4.42 ± 0.89 4.43 ± 0.97 0.071 0.932 S-17 4.62 ± 0.72 4.54 ± 0.77 4.67 ± 0.81 0.452 0.637 S-18 3.84 ± 1.33 3.99 ± 1.31 4.12 ± 1.31 0.857 0.425 S-19 4.30 ± 0.94 4.21 ± 1.15 4.38 ± 1.19 0.375 0.687 S-20 4.23 ± 1.15 4.36 ± 1.14 4.57 ± 0.89 1.691 0.186 S-21 4.87 ± 0.43 4.87 ± 0.46 4.93 ± 0.26 0.363 0.696 S-22 3.01 ± 1.51 3.45 ± 1.39 4.10 ± 1.34 9.950 0.000 S-23 4.01 ± 1.18 3.81 ± 1.26 4.00 ± 1.40 0.696 0.499 S-24 3.49 ± 1.46 3.34 ± 1.41 3.52 ± 1.60 0.289 0.749 S-25 4.33 ± 0.84 3.96 ± 0.93 3.93 ± 1.20 5.912 0.003

27

Page 39: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo 4’de sağlık hizmeti alanların özerkliğe saygı ve paternalizm konularında

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının eğitim durumlarına göre dağılımları

görülmektedir. Sağlık hizmeti alanların verdikleri yanıtların % 16’sında istatistik açıdan

anlamlı farklar bulundu. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-5’de “Hastalara hastalıklarının teşhisine yönelik üzerinde yapılacak olan tıbbi

uygulamaların ayrıntılı olarak anlatılması gerekir” sorusuna, verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alanların okur-yazar, ilk okul mezunlarında 4.62 ± 0.65,

ortaokul-lise mezunlarında 4.40 ± 1.00, üniversite mezunlarında 4.76 ± 0.69 dir. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları arasındaki fark

istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.039). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark

üniversite mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile ortaokul-lise

mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur (p=0.056).

S-14’de “Hastalara hastalıklarının tedavisi ile ilgili gelişebilecek bütün

tehlikeleri anlatmak gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alanların okur-yazar ve ilk okul mezunlarında 4.30 ± 1.07, ortaokul-lise

mezunlarında 4.52 ± 0.96, üniversite mezunlarında 4.93 ± 0.26 dır. Sağlık hizmeti

alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları arasındaki fark istatistik açıdan

anlamlı bulundu (p=0.001). Post Hoc analizine göre bu anlamlı fark üniversite

mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile ilkokul mezunlarının

yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.000), üniversite mezunlarının

yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile ortaokul-lise mezunlarının yanıtlarının

puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.005) nedeniyle ortaya çıkmıştır.

S-22’de “Bilincim yerindeyken hastanede bana yapılacak olan tıbbi

uygulamalar için, benim yerime yakınlarımdan izin alınması uygundur” sorusuna

verilen yanıtların puan ortalamaları, okur-yazar ve ilk okul mezunlarında 3.01 ± 1.51,

ortaokul-lise mezunlarında 3.45 ± 1.39, üniversite mezunlarında 4.10 ± 1.34 dür. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları arasındaki fark

istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.000). Post Hoc analizine göre bu anlamlı fark

üniversite mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile ilkokul

mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.000) nedeniyle ortaya

çıkmıştır.

28

Page 40: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

S-25’de “Hastaların dinsel inançlarının gereklerini yerine getirmesine, tıbben

sakıncalı ve hastane kurallarına aykırı olmamak koşuluyla, destek olunmalıdır”

sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, okur-yazar ve ilkokul mezunlarında 4.33

± 0.84, ortaokul-lise mezunlarında 3.96 ± 0.93, üniversite mezunlarında 3.93 ± 1.20 dir.

Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları arasındaki fark

istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.003). Post Hoc analizine göre bu anlamlı fark

ilkokul mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile üniversite

mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.040) ve ilkokul

mezunlarının yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile ortaokul-lise mezunlarının

yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.019) nedeniyle ortaya çıkmıştır.

Tablo: 5. Sağlık Hizmetini Alanların Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Aylık Gelir Durumlarına Göre Dağılımları

Ortalama ± Standart sapma

Soru

0-300 YTL

(n=89)

301-600 YTL

(n=78)

601-900 YTL

(n=25)

901 ve Üzeri

(n=25)

F

p

S-1 2.17 ± 1.20 2.24 ± 1.30 2.20 ± 1.04 2.24 ± 1.18 0.066 0.978 S-2 4.49 ± 0.85 4.54 ± 0.86 4.64 ± 0.70 4.34 ± 1.01 0.716 0.543 S-3 4.47 ± 0.80 4.64 ± 0.77 4.84 ± 0.37 4.51 ± 0.78 1.885 0.133 S-4 4.25 ± 1.05 4.62 ± 0.81 4.44 ± 1.04 4.44 ± 0.78 2.188 0.090 S-5 4.48 ± 0.80 4.65 ± 0.75 4.56 ± 0.87 4.56 ± 0.84 0.633 0.595 S-6 4.62 ± 0.65 4.87 ± 0.44 4.92 ± 0.28 4.73 ± 0.59 3.881 0.010 S-7 4.45 ± 0.81 4.67 ± 0.75 4.64 ± 0.86 4.78 ± 0.42 2.263 0.082 S-8 4.57 ± 0.72 4.83 ± 0.47 4.96 ± 0.20 4.63 ± 0.83 3.900 0.010 S-9 4.44 ± 0.78 4.78 ± 0.50 4.52 ± 0.92 4.56 ± 0.63 3.537 0.015

S-10 4.44 ± 0.75 4.54 ± 0.83 4.64 ± 0.99 4.44 ± 0.90 0.522 0.668 S-11 3.29 ± 1.41 3.06 ± 1.55 3.08 ± 1.38 3.17 ± 1.47 0.374 0.772 S-12 4.65 ± 0.80 4.81 ± 0.43 4.92 ± 0.28 4.78 ± 0.48 1.762 0.155 S-13 2.64 ± 1.43 2.56 ± 1.47 2.96 ± 1.60 2.85 ± 1.61 0.655 0.581 S-14 4.25 ± 1.09 4.54 ± 0.95 4.48 ± 1.09 4.80 ± 0.56 3.337 0.020 S-15 3.29 ± 1.54 3.21 ± 1.52 3.80 ± 1.29 3.10 ± 1.51 1.266 0.287 S-16 4.39 ± 0.80 4.36 ± 1.03 4.52 ± 0.82 4.44 ± 0.95 0.224 0.880 S-17 4.58 ± 0.69 4.62 ± 0.83 4.72 ± 0.68 4.51 ± 0.87 0.403 0.751 S-18 3.75 ± 1.31 4.06 ± 1.22 4.24 ± 1.30 3.95 ± 1.43 1.294 0.277 S-19 4.11 ± 1.01 4.41 ± 1.01 4.52 ± 0.82 4.24 ± 1.18 1.695 0.169 S-20 4.33 ± 1.07 4.27 ± 1.15 4.72 ± 0.74 4.49 ± 0.95 1.387 0.247 S-21 4.84 ± 0.45 4.95 ± 0.22 4.92 ± 0.28 4.85 ± 0.53 1.202 0.310 S-22 3.28 ± 1.41 3.33 ± 1.48 3.84 ± 1.21 3.73 ± 1.46 1.746 0.158 S-23 3.85 ± 1.19 4.12 ± 1.22 4.12 ± 1.20 3.83 ± 1.26 0.954 0.415 S-24 3.47 ± 1.36 3.50 ± 1.54 3.44 ± 1.45 3.39 ± 1.46 0.055 0.983 S-25 4.18 ± 0.85 4.23 ± 0.98 4.12 ± 0.88 3.80 ± 1.12 1.979 0.118

29

Page 41: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo 5’de sağlık hizmeti alanların özerkliğe saygı ve paternalizm konularında

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının aylık gelir durumlarına göre dağılımları

görülmektedir. Sağlık hizmeti alanların verdikleri yanıtların % 16’sında istatistik açıdan

anlamlı farklar bulundu. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-6’da “Hastalara uygulanan tedaviden ne kadar fayda göreceklerinin

anlatılması gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini

alanların aylık gelir durumu 0-300 YTL olanlarda 4.62 ± 0.62, 301-600 YTL olanlarda

4.87 ± 0.44, 601-900 YTL olanlarda 4.92 ± 0.28, 901 ve üzeri olanlarda 4.73 ± 0.59

olarak bulundu. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.010). Post Hoc analizine göre bu

anlamlı fark aylık gelir durumu 301-600 YTL olanların sorulara verdikleri yanıtların

puan ortalamalarının yüksekliği ile 0-300 YTL olanların düşüklüğü (p=0.019) ve 601-

900 YTL olanların yüksekliği ile 0-300 YTL arasında olanların düşüklüğü (p=0.006)

nedeniyle ortaya çıkmıştır.

S-8’de “Teşhis kesinleştikten sonra, hastalara yakalanmış oldukları hastalık

hakkında genel bilgi verilmesi gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini alanların aylık gelir durumu 0-300 YTL olanlarda 4.57 ± 0.72, 301-600

YTL olanlarda 4.83 ± 0.47, 601-900 YTL olanlarda 4.96 ± 0.20, 901 ve üzeri olanlarda

4.63 ± 0.83 olarak bulundu. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamaları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.010). Post Hoc

analizine göre bu anlamlı fark aylık gelir durumu 301-600 YTL olanların sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ile 0-300 YTL olanların düşüklüğü

(p=0.034) ve 601-900 YTL arasında olanların puan ortalamalarının yüksekliği ile 0-300

YTL olanların puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.000) nedeniyle ortaya çıkmıştır.

S-9’da “Hastalar hastalıkları ile ilgili bakım yöntemleri konusunda hemşireler ve

doktorlar tarafından bilgilendirilmelidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini alanların aylık gelir durumu 0-300 YTL olanlarda 4.44 ± 0.78, 301-600

YTL olanlarda 4.78 ± 0.50, 601-900 YTL olanlarda 4.52 ± 0.92, 901 ve üzeri olanlarda

4.56 ± 0.63 olarak bulundu. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamaları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.015). Post Hoc

analizine göre bu anlamlı fark aylık gelir durumu 301-600 YTL olanların sorulara

30

Page 42: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ile 0-300 YTL olanların puan

ortalamalarının düşüklüğü (p=0.005) nedeniyle ortaya çıkmıştır.

S-14’de “Hastalara hastalıklarının tedavisi ile ilgili gelişebilecek bütün

tehlikeleri anlatmak gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alanların aylık gelir durumu 0-300 YTL olanlarda 4.25 ± 1.09, 301-600 YTL

olanlarda 4.54 ± 0.95, 601-900 YTL olanlarda 4.48 ± 1.09, 901 ve üzeri olanlarda 4.80

± 0.56 olarak bulundu. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamaları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.020). Post Hoc

analizine göre bu anlamlı fark gelir durumu 901 ve üzeri YTL olanların yanıtlarının

puan ortalamalarının yüksekliği ile 0-300 YTL olanların yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü (p=0.001) nedeniyle ortaya çıkmıştır.

Tablo: 6. Sağlık Hizmetini Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Çalışma Yıllarına Göre Dağılımları

Ortalama ± Standart sapma

Soru

0-9 Yıl (n=228)

10-19 Yıl (n=171)

20 Yıl ve Üzeri

(n=72)

F

p

S-1 2,15 ± 0,92 2,05 ± 0.84 2,39 ± 1.08 3.398 0.034 S-2 4.49 ± 0.75 4.53 ± 0.66 4.50 ± 0.53 0.160 0.852 S-3 4.40 ± 0.75 4.40 ± 0.86 4.19 ± 0.85 2.012 0.135 S-4 3.72 ± 1,82 3.88 ± 0.89 3.83 ± 0.93 1.226 0.295 S-5 4.27 ± 0.75 4.44 ± 0.69 4.49 ± 0.60 4.119 0.017 S-6 4.36 ± 0.66 4.44 ± 0.60 4.39 ± 0.66 0.830 0.437 S-7 4.39 ± 0.65 4.47 ± 0.60 4.39 ± 0.70 0.930 0.395 S-8 4.39 ± 0.72 4.37 ± 0.76 4.08 ± 0.92 4.599 0.011 S-9 4.36 ± 0.66 4.43 ± 0.69 4.42 ± 0.60 0.563 0.570

S-10 4.30 ± 0.79 4.33 ± 0.74 4.35 ± 0.75 0.140 0.870 S-11 3.45 ± 1.10 3.45 ± 1.10 3.68 ± 1.07 1.371 0.255 S-12 4.14 ± 0.75 4.23 ± 0.70 4.33 ± 0.69 2.102 0.123 S-13 3.28 ± 1.15 3.09 ± 1.17 2.90 ± 1.17 3.205 0.041 S-14 4.23 ± 0.76 4.34 ± 0.60 4.18 ± 0.89 1.665 0.190 S-15 3.14 ± 1.19 3.26 ± 1.09 3.33 ± 1.18 0.971 0.380 S-16 4.12 ± 0.90 4.18 ± 0.86 4.35 ± 0.95 1.724 0.179 S-17 4.21 ± 0.73 4.28 ± 0.73 4.38 ± 0.64 1.448 0.236 S-18 4.10 ± 0.85 4.25 ± 0.81 4.26 ± 0.89 1.879 0.154 S-19 4.29 ± 0.80 4.44 ± 0.70 4.32 ± 0.71 2.037 0.132 S-20 3,81 ± 1.89 4,04 ± 0,98 4.00 ± 1.01 2.510 0.082 S-21 4.48 ± 0.59 4.56 ± 0.59 4.49 ± 0.65 0.796 0.452 S-22 3.71 ± 1.14 3.70 ± 1.17 3.78 ± 1.12 0.115 0.891 S-23 3.99 ± 0.93 3.96 ± 0.99 4.11 ± 0.93 0.609 0.544 S-24 3.47 ± 3.15 3.38 ± 1.23 3.11 ± 1.22 0.628 0.534 S-25 4.11 ± 0.84 4.09 ± 0.83 4.08 ± 0.80 0.031 0.969

31

Page 43: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo 6’de sağlık profesyonellerinin özerkliğe saygı ve paternalizm konularında

puan ortalamalarının çalışma yıllarına göre dağılımları görülmektedir. Sağlık

profesyonellerinin verdikleri yanıtların % 16’sında istatistik açıdan anlamlı farklar

bulundu. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-1’de “İnsanlar günlük yaşamlarında, önemli bir konuda karar vermeleri

gerektiğinde, önceden deneyimi olan insanlara ve aile büyüklerine sorarak onların

önerileri doğrultusunda hareket etmelidirler” sorusuna, verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık profesyonellerinin sorulara verdikleri yanıtların çalışma yıllarına

göre 0-9 yıl çalışanların puan ortalamaları (2,15 ± 0,92), 10-19 yıl (2,05 ± 0.84), 20 yıl

ve üzeri çalışanların ise (2,39 ± 1.08) olarak bulunmuştur (p=0,034). Post hoc analizine

göre bu anlamlı fark, 20 yıl ve daha fazla çalışanların puan ortalamasının yüksekliği ile

10-19 yıllık çalışanların puan ortalamasının düşüklüğü (p=0,034) nedeni ile oluşmuştur.

S-5’de “Hastalara hastalıklarının teşhisine yönelik üzerlerinde yapılacak olan

tıbbi uygulamaların tıbbi uygulamaların ayrıntılı olarak anlatılması gerekir” sorusuna,

verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık profesyonellerinin sorulara verdikleri

yanıtların çalışma yıllarına göre 0-9 yıllık çalışanlarda 4.27 ± 0.75, 10-19 yıllık

çalışanlarda 4.44 ± 0.69, 20 ve üzeri yıllık çalışanlarda 4.49 ± 1.08 olarak bulundu.

Sağlık profesyonellerinin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları arasındaki fark

istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.017). Post Hoc analizine göre bu anlamlı fark 20

ve üzeri yıllık çalışanların yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile 0-9 yıllık

çalışanların yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.044) nedeniyle

oluşmuştur.

S-8’de “Teşhis kesinleştikten sonra, hastalara yakalanmış oldukları hastalık

hakkında genel bilgi verilmesi gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık profesyonellerinin sorulara verdikleri yanıtların çalışma yıllarına göre 0-9 yıllık

çalışanlarda 4.39 ± 0.72, 10-19 yıllık çalışanlarda 4.37 ± 0.76, 20 ve üzeri yıllık

çalışanlarda 4.08 ± 0.92 olarak bulundu. Sağlık profesyonellerinin sorulara verdikleri

yanıtların puan ortalamaları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.011).

Post Hoc analizine göre bu anlamlı fark 0-9 yıllık çalışanların yanıtlarının puan

ortalamalarının yüksekliği ile 20 ve üzeri yıllık çalışanların yanıtlarının puan

ortalamalarının ile düşüklüğü (p=0.015) ve 10-19 yıllık çalışanların puan

32

Page 44: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ortalamalarının yüksekliği ile 20 ve üzeri yıllık çalışanların yanıtlarının puan

ortalamalarının ile düşüklüğü (p=0.027) nedeniyle oluşmuştur.

S-13’de “Hastanede yapılacak olan her türlü tıbbi uygulama için, hastalardan

hastaneye yatış sırasında alınan genel izin yeterlidir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık profesyonellerinin sorulara verdikleri yanıtların çalışma yıllarına

göre 0-9 yıllık çalışanlarda 3.28 ± 1.15, 10-19 yıllık çalışanlarda 3.09 ± 1.17, 20 ve

üzeri yıllık çalışanlarda 2.90 ± 1.17 olarak bulundu. Sağlık profesyonellerinin sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamaları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu

(p=0.041). Post Hoc analizine göre bu anlamlı fark 20 ve üzeri yıllık çalışanların

yanıtlarının puan ortalamalarının yüksekliği ile 0-9 yıllık çalışanların yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü (p=0.059) nedeniyle oluşmuştur.

Tablo: 7. Sağlık Hizmetini Alanların ve Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması

Ortalama ± Standart sapma

Soru Sağlık Hizmeti Alanlar (n=280)

Sağlık Hizmeti Verenler (n=471)

t

p

S-1 3.85 ± 1.20 3.85 ± 0.93 0.018 0.986 S-2 4.54 ± 0.83 4.50 ± 0.69 0.706 0.480 S-3 4.58 ± 0.77 4.37 ± 0.81 3.431 0.001 S-4 4.47 ± 0.90 3.80 ± 0.99 9.273 0.000 S-5 4.59 ± 0.76 4.37 ± 0.71 4.029 0.000 S-6 4.75 ± 0.56 4.39 ± 0.64 7.723 0.000 S-7 4.60 ± 0.75 4.42 ± 0.64 3.563 0.000 S-8 4.71 ± 0.64 4.34 ± 0.77 6.783 0.000 S-9 4.61 ± 0.67 4.39 ± 0.66 4.358 0.000

S-10 4.49 ± 0.86 4.32 ± 0.77 2.798 0.005 S-11 3.14 ± 1.47 3.48 ± 1.10 -3.621 0.000 S-12 4.73 ± 0.61 4.20 ± 0.73 10.214 0.000 S-13 3.39 ± 1.47 2.84 ± 1.16 -5.639 0.000 S-14 4.45 ± 0.99 4.26 ± 0.73 2.997 0.003 S-15 3.30 ± 1.50 3.21 ± 1.15 0.897 0.370 S-16 4.40 ± 0.92 4.18 ± 0.90 3.197 0.001 S-17 4.61 ± 0.74 4.26 ± 0.72 6.266 0.000 S-18 3.92 ± 1.32 4.18 ± 0.84 -3.299 0.001

S-19 4.29 ± 1.03 4.35 ± 0.75 -0.965 0.335 S-20 4.31 ± 1.11 3.92 ± 1.04 4.825 0.000 S-21 4.88 ± 0.41 4.51 ± 0.60 9.115 0.000 S-22 2.71 ± 1.50 2.28 ± 1.14 -4.375 0.000 S-23 3.96 ± 1.23 4.00 ± 0.96 -0.488 0.626

S-24 3.46 ± 1.47 3.38 ± 2.36 0.502 0.616 S-25 4.18 ± 0.94 4.10 ± 0.83 1.317 0.188

33

Page 45: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo 7’da özerkliğe saygı ve paternalizm konularında sağlık hizmeti alan ve

veren grupların yanıtlarının puan ortalamalarının dağılımları görülmektedir. Sağlık

hizmeti alan ve verenlerin yanıtları arasında % 72 oranında istatistik açıdan anlamlı

bulundu. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-3’de “Doktorların ve hemşirelerin, hastaların isimlerini bilmesini ve onlara

isimleriyle hitap etmeleri gerekir” sorusuna, verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alanlarda 4.58 ± 0.77, verenlerde 4.37 ± 0.81 dir. Bu soruya verilen

yanıtlarda sağlık hizmetini alanlar ile verenler arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark

vardır (p=0.001). Bu farkı sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-4’de “Hastalara kesin teşhis konulmadan önce ayırıcı tanıda düşünülen

hastalıklar hakkında genel bilgi verilmelidir” sorusuna, verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.47 ± 0.90, verenlerde 3.80 ± 0.99 dir. Bu

soruya verilen yanıtlarda, sağlık hizmetini alanlar ile verenler arasında istatistiksel

açıdan anlamlı fark vardır (p=0.000). Bu farkı sağlık hizmetini alanların sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin

yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-5’de “Hastalara hastalıklarının teşhisine yönelik üzerinde yapılacak olan tıbbi

uygulamaların ayrıntılı olarak anlatılması gerekir” sorusuna, verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.59 ± 0.76, verenlerde 4.37 ± 0.71 dir. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.000). Bu farkı sağlık hizmetini

alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve sağlık

hizmetini verenlerin yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-6’ da “Tedaviden ne kadar fayda göreceklerinin hastalara anlatılması gerekir”

sorusuna, verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.75 ± 0.56,

verenlerde 4.39 ± 0.64 dür. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık

hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu

(p=0.000). Bu farkı sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

34

Page 46: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

S-7’de “Hastalıklarının vücutlarında yaptığı-yapacağı görünen yada görünmeyen

değişikliklerin hastalara anlatılması gerekir” sorusuna, verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.60 ± 0.75, verenlerde 4.42 ± 0.64 dür. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan çok anlamlı bulundu (p=0.000). Bu farkı sağlık

hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve

sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-8’de “Teşhis kesinleştikten sonra hastalara yakalanmış oldukları hastalık

hakkında genel bilgi verilmesi gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini alanlarda 4.71 ± 0.64, verenlerde 4.34 ± 0.77 dir. Sağlık hizmeti

alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki

fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.000). Bu farkı sağlık hizmetini alanların

sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini

verenlerin yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-9’da “Kendilerine uygulanacak bakım yöntemleri konusunda hastalara

ayrıntılı bilgi verilmelidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alanlarda 4.61 ± 0.67, verenlerde 4.39 ± 0.66 dır. Sağlık hizmeti alanların

sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki fark

istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.000). Bu farkı sağlık hizmetini alanların sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin

yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmaktadır.

S-10’da “Tedavisi ile ilgili birden çok seçenek varsa bu seçeneklerin hepsinin

hastaya anlatılması gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alanlarda 4.49 ± 0.86, verenlerde 4.32 ± 0.77 dir. Sağlık hizmeti alanların

sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki fark

istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.005). Bu farkı sağlık hizmetini alanların sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin

yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-11’de “Uygulanacak olan tıbbi işlemlerde birden çok seçenek varsa, kendisine

hangisinin uygun olduğuna hastaların karar vermesi gerekir” sorusuna verilen yanıtların

puan ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 3.14 ± 1.47, verenlerde 3.48 ± 1.10 dur.

Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin

35

Page 47: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu ( p=0.000). Bu farkı

diğerlerinden farklı olarak, sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının düşüklüğü ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının yüksekliği oluşturmuştur.

S-12’de “Hastanede yapılacak olan teşhis, tedavi, takip ve koruma ile ilgili her

türlü tıbbi uygulamanın hastalara tek tek ve anlayabilecekleri bir dille anlatılması

gereklidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda

4.73 ± 0.61, verenlerde 4.20 ± 0.73 tür. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri

yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı

bulundu ( p=0.000). Bu farkı sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların

puan ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-13’de “Hastanede yapılacak olan her türlü tıbbi uygulama için, hastalardan

hastaneye yatış sırasında alınan genel izin yeterlidir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 3.39 ± 1.47, verenlerde 2.84 ± 1.16 dır. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu ( p=0.000). Bu anlamlı fark sağlık

hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve

sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-14’de “Hastalıklarının tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek bütün risklerin

hastalara anlatılması gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alanlarda 4.45 ± 0.99, verenlerde 4.26 ± 0.73 tür. Sağlık hizmeti alanların

sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki fark

istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.003). Bu farkı sağlık hizmetini alanların sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin

yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-16’da “Hastalar izin vermeden dosyalarındaki kişisel bilgiler tedavi ekibi

dışındaki hastane personeline söylenmemelidir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.40 ± 0.92, verenlerde 4.18 ± 0.90 dır. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.001). Bu anlamlı fark sağlık

36

Page 48: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve

sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-17’de “Doktorlar ve hemşireler hastalara hastanede yapılacak uygulamalarla

ilgili her türlü soruyu sorma fırsatını tanımalıdır” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.61 ± 0.74, verenlerde 4.26 ± 0.72 dir. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.000). Bu anlamlı farkı sağlık

hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının yüksekliği ve

sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-18’de “Hastanede hastalara yapılacak olan uygulamalar sırasında, sağlık ekibi

ile aralarında görüş ayrılığı (akıl yatmaması, benimsememe) olursa yapılacak

uygulamayı reddetmeye hakları vardır” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini alanlarda 3.92 ± 1.32, verenlerde 4.18 ± 0.84 bulunmuştur. Sağlık

hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.001). Bu anlamlı fark (bu soruda

diğerlerinden farklı olarak,) sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının düşüklüğü ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının yüksekliği nedeni ile oluşmuştur.

S-20’de “Yatarak tedavi görmekte olan hastaların beklentilerini karşılayamayan

yada görüş ayrılığına düştükleri doktorların değişmesini isteme hakları vardır” sorusuna

verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.31 ± 1.11, verenlerde

3.92 ± 1.04 dür. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini

verenlerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.000). Bu

anlamlı farkı sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-21’de “Taburcu olan hastalara günlük yaşamda nelere dikkat etmeleri

gerektiği, hastalığın yaşam biçimlerini nasıl etkileyeceği-kısıtlayacağı anlatılmalıdır”

sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 4.88 ± 0.41,

verenlerde 4.51 ± 0.60 dır. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık

hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=

0.000). Bu anlamlı farkı sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

37

Page 49: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

S-22’de “Bilinci yerinde olan hastalara hastanede yapılacak olan tıbbi

uygulamalar için, kendilerinden değil, yakınlarından izin alınması uygundur” sorusuna

verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alanlarda 2.71 ± 1.50, verenlerde

2.28 ± 1.14 tür. Sağlık hizmeti alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini

verenlerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Bu

anlamlı fark sağlık hizmetini alanların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının yüksekliği ve sağlık hizmetini verenlerin yanıtlarının puan

ortalamalarının düşüklüğü oluşturmuştur.

Tablo: 8. Sağlık Hizmeti Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusunda Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Çalışılan Hastanelere Göre Dağılımları

Ortalama ± Standart Sapma

Soru

Ç.Ü Balcalı Hastanesi (n =290)

Başkent Hastanesi

(n =83)

Numune Hastanesi (n = 98)

F

P

S-1 3.85 ± 0.92 4.06 ± 0.77 3.66 ± 0.99 4.217 0.015 S-2 4.54 ± 0.64 4.59 ± 0.75 4.32 ± 0.75 4.776 0.009 S-3 4.36 ± 0.87 4.45 ± 0.67 4.34 ± 0.72 0.477 0.621 S-4 3.74 ± 1.01 3.90 ± 1.01 3.87 ± 0.94 1.177 0.309 S-5 4.36 ± 0.72 4.46 ± 0.59 4.31 ± 0.77 1.044 0.953 S-6 4.39 ± 0.60 4.46 ± 0.61 4.35 ± 0.76 0.693 0.500 S-7 4.41 ± 0.62 4.53 ± 0.65 4.35 ± 0.68 1.085 0.153 S-8 4.31 ± 0.79 4.52 ± 0.59 4.26 ± 0.84 3.023 0.049 S-9 4.40 ± 0.66 4.49 ± 0.53 4.28 ± 0.73 2.583 0.077

S-10 4.33 ± 0.73 4.45 ± 0.69 4.17 ± 0.90 2.944 0.054 S-11 3.42 ± 1.04 3.70 ± 1.10 3.48 ± 1.23 2.040 0.131 S-12 4.20 ± 0.70 4.33 ± 0.66 4.11 ± 0.85 1.945 0.444 S-13 2.73 ± 1.15 3.10 ± 1.16 2.94 ± 1.17 3.798 0.023 S-14 4.28 ± 0.70 4.19 ± 0.74 4.28 ± 0.80 0.444 0.642 S-15 3.21 ± 1.12 3.51 ± 1.17 2.97 ± 1.19 4.951 0.007 S-16 4.13 ± 0.93 4.33 ± 0.78 4.18 ± 0.98 1.470 0.231 S-17 4.27 ± 0.74 4.24 ± 0.66 4.26 ± 0.71 0.070 0.932 S-18 4.21 ± 0.80 4.18 ± 0.83 4.07 ± 0.97 1.042 0.354 S-19 4.31 ± 0.79 4.49 ± 0.59 4.36 ± 0.75 1.922 0.148 S-20 3.84 ± 1.04 3.99 ± 1.12 4.10 ± 0.97 2.514 0.082 S-21 4.50 ± 061 4.55 ± 0.57 4.51 ± 0.58 0.300 0.741 S-22 2.12 ± 1.06 2.53 ± 1.28 2.53 ± 1.19 7.214 0.001 S-23 3.98 ± 0.95 4.11 ± 0.90 3.96 ± 1.03 0.669 0.513 S-24 3.41 ± 2.85 3.29 ± 1.25 3.37 ± 1.22 0.092 0.912 S-25 4.11 ± 0.81 4.01 ± 0.93 4.13 ± 0.79 0.546 0.580

38

Page 50: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo 8’de sağlık hizmeti verenlerin özerkliğe saygı ve paternalizm konusundaki

sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının hastanelere göre dağılımları yer

almaktadır. Hastanelere göre dağılımlara göre sorulara verilen yanıtların % 24’ünde

hastanelerin çalışanları arasında istatistik açıdan anlamlı fark bulundu. Bu farkların

puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-1’de “İnsanlar günlük yaşamlarında, önemli bir konuda karar vermeleri

gerektiğinde, önceden deneyimi olan insanlara ve aile büyüklerine sorarak onların

önerileri doğrultusunda hareket etmelidirler” sorusuna, sağlık profesyonellerinin

verdikleri yanıtların puan ortalamaları, Ç.Ü. Balcalı Hastanesi’nde 3.85 ± 0.92, Başkent

Hastanesi’nde 4.06 ± 0.77, Numune Hastanesi’nde 3.66 ± 0.99 bulundu. Bu soruya

verilen cevaplara göre üç hastanenin çalışanlarının verdikleri cevaplar arasında istatistik

açıdan anlamlı bir fark vardır (p=0.015). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark

Başkent Hastanesi çalışanları puan ortalamasının yüksekliği ve Numune Hastanesi

çalışanlarının puan ortalamasının düşüklüğü nedeni ile oluşmuştur (p=0.004). Balcalı

hastanesi çalışanları ile Başkent ve numune hastanesi çalışanları arasında ise anlamlı bir

fark yoktur.

S-2’de “Hastalar kliniğe yattıklarında onlara bakacak olan doktorların ve

hemşirelerin kendilerini tanıtmaları gerekir” sorusuna, sağlık profesyonellerinin

verdikleri yanıtların puan ortalamaları, Ç.Ü. Balcalı Hastanesi’nde 4.54 ± 0.64, Başkent

Hastanesi’nde 4.59 ± 0.75, Numune Hastanesi’nde 4.32 ± 0.75 bulundu. Bu soruya

verilen cevaplara göre üç hastanenin çalışanları arasında istatistik açıdan anlamlı bir

fark vardır (p=0.009). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark Ç.Ü. Balcalı Hastanesi ve

Başkent Hastanesi’nin puan ortalamasının yüksekliği ve Numune Hastanesi puan

ortalamasının düşüklüğü nedeniyle ortaya çıkmıştır.

S-8’de “Teşhis kesinleştikten sonra, hastalara yakalanmış oldukları hastalık

hakkında genel bilgi verilmesi gerekir” sorusuna sağlık profesyonellerinin verdikleri

yanıtların puan ortalamaları, Ç.Ü. Balcalı Hastanesi’nde 4.31 ± 0.79, Başkent

Hastanesi’nde 4.52 ± 0.59, Numune Hastanesi’nde 4.26 ± 0.84 bulundu. Bu soruya

verilen cevaplara göre üç hastanenin çalışanları arasında istatistik açıdan anlamlı bir

fark vardır (p= 0.049). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark Başkent Hastanesinin

puan ortalamasının yüksekliği ve Numune Hastanesi puan ortalamasının düşüklüğü

39

Page 51: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

nedeniyle ortaya çıkmıştır. Başkent hastanesi ile Balcalı hastanesi arasında anlamlı fark

yoktur.

S-13’de “Hastanede yapılacak olan her türlü tıbbi uygulama için, hastalardan

yatış sırasında alınan genel izin yeterlidir”, sorusuna verilen yanıtlar Ç.Ü Balcalı

Hastanesi’nde 2.73 ± 1.15, Başkent Hastanesi’nde 3.10 ± 1.16, Numune Hastanesi’nde

2.94 ± 1.17 bulundu. Bu soruya verilen cevaplara göre üç hastanenin çalışanları

arasında istatistik açıdan anlamlı bir fark vardır (p=0.023). Post hoc analizine göre bu

anlamlı fark Başkent Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının yüksekliği ve Ç.Ü.

Balcalı Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının düşüklüğü (p=0.010) ile Başkent

Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının yüksekliği ve Numune Hastanesi

çalışanlarının puan ortalamasının düşüklüğü nedeniyle ortaya çıkmıştır (p=0.004).

S-15’de “Hastaların izni olmadan hastalıkları ile ilgili bilgiler yakınlarına

söylenmemelidir”, sorusuna verilen yanıtlar Ç.Ü. Balcalı Hastanesi’nde 3.21 ± 1.12,

Başkent Hastanesi’nde 3.51 ± 1.17, Numune Hastanesi’nde 2.97 ± 1.19 bulundu. Bu

soruya verilen cevaplara göre üç hastanenin çalışanları arasında istatistik açıdan anlamlı

fark vardır (p=0.007). Post Hoc analizine göre bu anlamlı fark Başkent Hastanesi

çalışanlarının ve Ç.Ü. Balcalı Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının yüksekliği ve

Numune Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının düşüklüğü nedeniyle ortaya

çıkmıştır.

S-22’de “Bilinci yerinde olan hastalara hastanede yapılacak olan tıbbi

uygulamalar için kendilerinden değil, yakınlarından izin alınması uygundur”, sorusuna

verilen yanıtlar Ç.Ü. Balcalı Hastanesi’nde 2.12 ± 1.06, Başkent Hastanesi’nde 2.53 ±

1.28, Numune Hastanesi’nde 2.53 ± 1.19 bulundu. Bu soruya verilen yanıtlara göre üç

hastanenin çalışanları arasında istatistik açıdan anlamlı bir fark vardır (p=0.001). Post

Hoc analizine göre bu farklılık Başkent Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının

yüksekliği ve Ç.Ü. Balcalı Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının düşüklüğü

(p=0.004) ile Numune Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının yüksekliği ve Ç.Ü.

Balcalı Hastanesi çalışanlarının puan ortalamasının düşüklüğü nedeniyle ortaya

çıkmıştır (p=0.002).

40

Page 52: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 9. Hekim Grubunda, Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki Sorulara Verilen Yanıtların Puan Ortalamalarının Akademik Durumlarına Göre Dağılımları

Ortalama ± Standart sapma

Soru

Öğretim Üyesi

(n=82)

Uzman Hekim

(n=58)

Araştırma Görevlisi

(n=102)

F

p

S-1 3.93 ± 0.92 3.87 ± 0.95 3.94 ± 0.94 0.094 0.910 S-2 4.61 ± 0.54 4.62 ± 0.67 4.50 ± 0.73 0.902 0.407 S-3 4.23 ± 0.96 4.28 ± 0.79 4.32 ± 0.88 0.244 0.784 S-4 3.96 ± 0.87 3.84 ± 0.97 3.59 ± 1.14 3.290 0.039 S-5 4.49 ± 0.57 4.41 ± 0.70 4.28 ± 0.83 1.888 0.154 S-6 4.52 ± 0.53 4.43 ± 0.60 4.42 ± 0.71 0.688 0.503 S-7 4.59 ± 0.50 4.41 ± 0.65 4.42 ± 0.70 1.940 0.146 S-8 4.40 ± 0.72 4.28 ± 0.87 4.33 ± 0.82 0.435 0.648 S-9 4.55 ± 0.50 4.41 ± 0.68 4.37 ± 0.77 1.657 0.193

S-10 4.55 ± 0.59 4.19 ± 0.87 4.39 ± 0.72 4.242 0.015 S-11 3.72 ± 0.93 3.43 ± 1.30 3.32 ± 1.12 2.992 0.052 S-12 4.40 ± 0.58 4.29 ± 0.70 4.03 ± 0.86 6.169 0.002 S-13 2.97 ± 1.17 3.43 ± 1.11 2.76 ± 1.17 6.101 0.003 S-14 4.43 ± 0.61 4.17 ± 0.80 4.30 ± 0.73 2.209 0.112 S-15 3.54 ± 1.15 3.19 ± 1.15 3.25 ± 1.23 1.923 0.148 S-16 4.56 ± 0.61 4.22 ± 1.03 4.22 ± 0.91 4.374 0.014 S-17 4.44 ± 0.61 4.38 ± 0.70 4.10 ± 0.87 5.336 0.005 S-18 4.46 ± 0.63 4.34 ± 0.81 4.15 ± 0.91 3.681 0.027 S-19 4.35 ± 0.73 4.57 ± 0.62 4.26 ± 0.95 2.627 0.074 S-20 4.15 ± 0.89 3.93 ± 1.15 3.66 ± 1.20 4.625 0.011 S-21 4.57 ± 0.59 4.52 ± 0.54 4.52 ± 0.61 0.234 0.791 S-22 2.03± 1.10 2.46± 1.18 2.11 ± 1.05 2.784 0.064 S-23 4.00 ± 0.98 3.88 ± 1.17 3.84 ± 1.06 0.518 0.596 S-24 3.11 ± 1.24 2.90 ± 1.27 2.94 ± 1.30 0.594 0.553 S-25 4.04 ± 0.84 3.86 ± 1.10 3.94 ± 1.00 0.560 0.572

Tablo 9’de hekim grubunda; özerkliğe saygı ve paternalizm konusundaki

sorulara verilen yanıtların puan ortalamasının akademik durumlarına göre dağılımları

görülmektedir. Hekimlerin akademik durumlarına göre sorulara verdikleri yanıtların %

32’side istatistik açıdan anlamlı farklar bulundu. Bu farkların puan ortalamaları ve p

değerleri aşağıdaki gibidir

S-4’de “Hastalara kesin teşhis konulmadan önce ayırıcı tanıda düşünülen

hastalıklar hakkında genel bilgi verilmelidir” sorusuna, hekimlerin akademik

durumlarına göre verdikleri yanıtların puan ortalamaları, öğretim üyeleri’nde 3.96 ±

0.87, uzman hekimler’de 3.84 ± 0.97, araştırma görevlileri’nde 3.59 ± 1.14

bulunmuştur. Bu soruya verilen cevapların puan ortalamaları hekimlerin akademik

durumlarına göre istatistik açıdan anlamlı bulundu (p=0.039). Post Hoc analizine göre

41

Page 53: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

bu anlamlı fark öğretim üyelerinin puan ortalamasının yüksekliği ve araştırma

görevlilerinin puan ortalamasının düşüklüğü nedeni ile oluşmuştur (p=0.040).

S-10’da “Tedavisi ile ilgili birden çok seçenek varsa bu seçeneklerin hepsinin

hastaya anlatılması gerekir” sorusuna hekimlerin verdikleri yanıtların puan ortalamaları,

öğretim üyeleri’nde 4.55 ± 0.59, uzman hekimler’de 4.19 ± 0.87, araştırma

görevlileri’nde 4.39 ± 0.72 olarak bulundu. Bu soruya verilen yanıtlara göre hekimlerin

akademik durumlarına göre sorulara verdikleri yanıtlar arasında istatistik açıdan anlamlı

fark vardır (p=0.015). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, öğretim üyelerinin puan

ortalamasının yüksekliği ve uzman hekimlerin puan ortalamasının düşüklüğü nedeni ile

oluşmuştur (p=0.012).

S-12’de “Hastanede yapılacak teşhis, tedavi, takip ve koruma ile ilgili her türlü

tıbbi uygulamanın hastalara tek tek ve anlayabilecekleri bir dille anlatılması gereklidir”,

sorusuna hekimlerin verdikleri yanıtların puan ortalamaları, öğretim üyeleri’nde 4.40 ±

0.58, uzman hekimler’de 4.29 ± 0.70, araştırma görevlileri’nde 4.03 ± 0.86 olarak

bulundu. Bu soruya verilen cevaplara göre hekimlerin akademik durumlarına göre

sorulara verdikleri yanıtlar arasında istatistik açıdan anlamlı fark vardır (p=0.002). Post

hoc analizine göre bu anlamlı fark, öğretim üyelerinin puan ortalamasının yüksekliği ve

araştırma görevlilerinin puan ortalamasının düşüklüğü nedeni ile oluşmuştur (p=0.002).

S-13’de “Hastanede yapılacak olan her türlü tıbbi uygulama için, hastalardan

yatış sırasında alınan genel izin yeterlidir” sorusuna, hekimlerin verdikleri yanıtların

puan ortalamaları, öğretim üyeleri’nde 2.97 ± 1.17, uzman hekimler’de 3.43 ± 1.11,

araştırma görevlileri’nde 2.76 ± 1.17 olarak bulundu. Bu soruya verilen yanıtlara

bakıldığında, hekimlerin akademik durumlarına göre istatistik açıdan anlamlı fark vardır

(p=0.003). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, uzman hekimlerin puan

ortalamasının yüksekliği ve araştırma görevlilerinin puan ortalamalarının düşüklüğü

(p=0.001) ile öğretim üyelerinin puan ortalamalarının düşüklüğü (p=0.023) nedeni ile

oluşmaktadır. Uzmanlar ile hem öğretim üyeleri hem de araştırma görevlileri arasında

anlamlı fark vardır.

S-16’da “Hastalar izin vermeden dosyalarındaki kişisel bilgiler tedavi ekibi

dışındaki hastane personeline söylenmemelidir” sorusuna, hekimlerin verdikleri

yanıtların puan ortalamaları, öğretim üyeleri’nde 4.56 ± 0.61, uzman hekimler’de 4.22 ±

1.03, araştırma görevlileri’nde 4.22 ± 0.91 olarak bulundu. Bu soruya verilen yanıtlarda,

42

Page 54: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

hekimlerin akademik durumlarına göre istatistik açıdan anlamlı fark vardır (p=0.014).

Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, öğretim üyelerinin puan ortalamasının

yüksekliği ve uzman hekim ve araştırma görevlilerinin puan ortalamasının düşüklüğü

nedeni ile oluşmaktadır (p=0.020).

S-17’de “Doktorlar ve hemşireler hastalara hastanede yapılacak uygulamalarla

ilgili her türlü soruyu sorma fırsatını tanınmalıdır” sorusuna, hekimlerin verdikleri

yanıtların puan ortalamaları, öğretim üyeleri’nde 4.44 ± 0.61, uzman hekimler’de 4.38 ±

0.70, araştırma görevlileri’nde 4.10 ± 0.87 olarak bulundu. Bu soruya verilen yanıtlar

arasında, hekimlerin akademik durumlarına göre istatistik açıdan anlamlı fark vardır

(p=0.005). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, öğretim üyelerinin puan

ortalamasının yüksekliği ve araştırma görevlilerinin puan ortalamasının düşüklüğü

nedeni ile oluşmuştur (p=0.007).

S-18’de “Hastaların hastanede yapılacak olan uygulamalar sırasında sağlık ekibi

ile aralarında görüş ayrılığı (akıl yatmaması, benimsememe) olursa, yapılacak

uygulamayı reddetmeye hakları vardır” sorusuna, hekimlerin verdikleri yanıtların puan

ortalamaları, öğretim üyeleri’nde 4.46 ± 0.63, uzman hekimler’de 4.34 ± 0.81, araştırma

görevlileri’nde 4.15 ± 0.91 olarak bulundu. Bu soruya verilen yanıtlarda hekimlerin

akademik durumlarına göre istatistik açıdan anlamlı fark vardır (p=0.027). Post hoc

analizine göre bu anlamlı fark, öğretim üyelerinin puan ortalamasının yüksekliği ve

araştırma görevlilerinin puan ortalamasının düşüklüğü nedeni ile oluşmuştur (p=0.024).

S-20’de “Yatarak tedavi görmekte olan hastaların, beklentilerini karşılamayan ya

da görüş ayrılığına düştükleri doktorların değişmesini isteme hakları vardır” sorusuna,

hekimlerin verdikleri yanıtların puan ortalamaları, öğretim üyeleri’nde 4.15 ± 0.89,

uzman hekimlerde 3.93 ± 1.15, araştırma görevlileri’nde 3.66 ± 1.20 olarak bulundu. Bu

soruya verilen yanıtlarda hekimlerin akademik durumlarına göre istatistik açıdan

anlamlı fark vardır (p=0.011). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, öğretim

üyelerinin puan ortalamasının yüksekliği ve araştırma görevlilerinin puan ortalamasının

düşüklüğü nedeni ile oluşmuştur (p=0.008).

43

Page 55: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 10. Sağlık Hizmetini Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Çalıştıkları Kliniklere Göre Dağılımları

Ortalama ± Standart sapma

Soru Dahili Klinikler (n=225)

Cerrahi Klinikler (n=246)

t

p

S-1 3.80 ± 0.95 3.88 ± 0.91 -0.855 0.393 S-2 4.56 ± 0.62 4.45 ± 0.74 1.681 0.093 S-3 4.40 ± 0.82 4.34 ± 0.80 0.881 0.379 S-4 3.77 ± 0.97 3.82 ± 1.02 -0.560 0.576 S-5 4.42 ± 0.64 4.32 ± 0.77 1.584 0.114 S-6 4.35 ± 0.66 4.43 ± 0.62 -1.389 0.166 S-7 4.43 ± 0.61 4.41 ± 0.67 0.388 0.688 S-8 4.40 ± 0.69 4.27 ± 0.84 1.896 0.059 S-9 4.45 ± 0.59 4.33 ± 0.71 1.951 0.051

S-10 4.32 ± 0.76 4.31 ± 0.77 0.018 0.986 S-11 3.49 ± 1.11 3.47 ± 1.08 0.152 0.879 S-12 4.20 ± 0.70 4.20 ± 0.76 -0.127 0.899 S-13 2.92 ± 1.18 2.78 ± 1.14 1.309 0.191 S-14 4.22 ± 0.73 4.29 ± 0.72 -1.067 0.287 S-15 3.22 ± 1.13 3.22 ± 1.17 0.014 0.989 S-16 4.13 ± 0.93 4.22 ± 0.87 -1.003 0.316 S-17 4.32 ± 0.68 4.21 ± 0.75 1.564 0.119 S-18 4.16 ± 0.83 4.19 ± 0.86 -0.299 0.765 S-19 4.39 ± 0.74 4.32 ± 0.77 0.980 0.328 S-20 3.97 ± 1.01 3.87 ± 1.07 1.081 0.280 S-21 4.56 ± 0.52 4.47 ± 0.66 1.639 0.102 S-22 2.25 ± 1.12 2.32 ± 1.17 -0.657 0.511 S-23 3.95 ± 0.97 4.05 ± 0.94 -1.108 0.268 S-24 3.17 ± 1.25 3.59 ± 3.03 -1.926 0.055 S-25 4.14 ± 0.75 4.05 ± 0.89 1.108 0.269

Tablo 10’da sağlık hizmeti verenlerin özerkliğe saygı ve paternalizm

konularında verdikleri yanıtların puan ortalamalarının, çalıştıkları kliniklere göre

dağılımları yer almaktadır. Klinikler dahili ve cerrahi olarak ikiye ayrılarak

gruplandırıldı. Klinikler arasında soruların tamamına verilen yanıtlar arasında istatistik

açıdan anlamlı bir fark bulunamadı.

44

Page 56: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 11. Sağlık Hizmetini Alanların Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında Verdikleri Yanıtların Cinsiyetlere Göre Dağılımları

Ortalama ±Standart Sapma

Soru Erkek (n=151)

Kadın (n=129)

t

p

S-1 4.01 ± 1.14 3.66 ± 1.25 2.428 0.016 S-2 4.45 ± 0.91 4.65 ± 0.71 -2.065 0.040 S-3 4.49 ± 0.85 4.67 ± 0.66 -2.033 0.043 S-4 4.41 ± 0.93 4.53 ± 0.87 -1.053 0.293 S-5 4.57 ± 0.79 4.60 ± 0.73 -0.342 0.733 S-6 4.69 ± 0.64 4.81 ± 0.43 -1.686 0.093 S-7 4.59 ± 0.79 4.62 ± 0.70 -0.373 0.709 S-8 4.69 ± 0.65 4.72 ± 0.62 -0.358 0.720 S-9 4.58 ± 0.74 4.64 ± 0.57 -0.789 0.431

S-10 4.43 ± 0.92 4.54 ± 0.79 -1.059 0.291 S-11 3.02 ± 1.50 3.29 ± 1.43 -1.557 0.121 S-12 4.71 ± 0.68 4.75 ± 0.53 -0.523 0.602 S-13 3.57 ± 1.41 3.17 ± 1.52 2.255 0.025 S-14 4.39 ± 1.04 4.51 ± 0.93 -0.994 0.321 S-15 3.29 ± 1.53 3.33 ± 1.49 -0.215 0.830 S-16 4.46 ± 0.86 4.34 ± 0.96 1.091 0.276 S-17 4.58 ± 0.79 4.64 ± 0.70 -0.621 0.535 S-18 3.87 ± 1.40 3.98 ± 1.22 -0.703 0.483 S-19 4.29 ± 1.08 4.30 ± 0.96 -0.073 0.942 S-20 4.41 ± 1.08 4.22 ± 1.14 1.429 0.154 S-21 4.87 ± 0.39 4.88 ± 0.44 -0.208 0.835 S-22 2.53 ± 1.53 2.90 ± 1.44 -2.045 0.042 S-23 3.97 ± 1.30 3.96 ± 1.16 0.037 0.971 S-24 3.32 ± 1.51 3.64 ± 1.40 -1.800 0.073 S-25 4.24 ± 0.92 4.12 ± 0.96 1.096 0.274

Tablo 11’da sağlık hizmeti alanların özerkliğe saygı ve paternalizm konularında

verdikleri yanıtların cinsiyetlere göre dağılımları yer almaktadır. Sağlık hizmeti

alanların sorulara verdikleri yanıtların % 25’inde istatistik açıdan anlamlı farklar ortaya

çıkmıştır. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-1’de “Önemli bir konuda karar vermem gerektiğinde önceden deneyimi olan

insanlara ve aile büyüklerime sorar onların söylediklerini yaparım” sorusuna verilen

yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan erkeklerde 4.01±1.14, sağlık

hizmetini alan kadınlarda 3.66 ± 1.25 dir. Sağlık hizmeti alan erkeklerin sorulara

verdikleri yanıtlarla, sağlık hizmeti alan kadınların sorulara verdikleri yanıtlar

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlıdır (p= 0.016).

S-2’de “Kliniğe yatışım sırasında benle ilgilenecek olan doktorların ve

hemşirelerin kendilerini tanıtmalarını isterim” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alan erkeklerde 4.45 ± 0.91 sağlık hizmetini alan

45

Page 57: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

kadınlarda 4.65 ± 0.71 dir. Sağlık hizmeti alan kadınların sorulara verdikleri yanıtlarla,

sağlık hizmeti alan erkeklerin sorulara verdikleri yanıtlar arasındaki fark istatistik

açıdan anlamlıdır (p=0.040).

S-3’de “Doktorumun ve hemşiremin ismimi bilmesini ve bana ismimle hitap

etmelerini isterim” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan

erkeklerde 4.49 ± 0.85, sağlık hizmetini alan kadınlarda 4.67 ± 0.66 dır. Sağlık hizmeti

alanların sorulara verdikleri yanıtlarla sağlık hizmetini verenlerin yanıtları arasındaki

fark istatistik açıdan anlamlıdır (p= 0.043).

S-13’de “Hastalara hastanede yapılacak olan her türlü tıbbi uygulama için,

hastaneye yatış sırasında alınan genel izin yeterlidir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alan erkeklerde 3.57 ± 1.41 sağlık hizmetini alan

kadınlarda 3.17 ± 1.52 dir. Sağlık hizmeti alan kadınların sorulara verdikleri yanıtlarla

erkeklerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlıdır (p= 0.025).

S-22’de “Bilincim yerindeyken, hastanede bana yapılacak olan tıbbi

uygulamalar için benim yerime yakınlarımdan izin alınması uygun olur” sorusuna

verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan erkeklerde sorusuna verilen

cevapların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan erkeklerde 2.53 ± 1.53, sağlık

hizmetini alan kadınlarda 2.90 ± 1.44 dür. Sağlık hizmeti alan kadınların sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamalarının, sağlık hizmeti alan erkeklerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlıdır (p= 0.042).

46

Page 58: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 12. Sağlık Hizmetini Verenlerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında Verdikleri Yanıtların Cinsiyetlere Göre Dağılımları

Ortalama ±Standart Sapma

Soru Erkek (n=183)

Kadın (n=288)

t

p

S-1 3.96 ± 0.92 3.77 ± 0.93 2.084 0.038 S-2 4.54 ± 0.70 4.48 ± 0.68 0.810 0.418 S-3 4.23 ± 0.93 4.46 ± 0.70 -3.027 0.003 S-4 3.75 ± 1.06 3.83 ± 0.95 -0.827 0.409 S-5 4.40 ± 0.69 4.35 ± 0.73 0.769 0.442 S-6 4.43 ± 0.65 4.36 ± 0.63 1.111 0.267 S-7 4.47 ± 0.65 4.39 ± 0.63 1.340 0.181 S-8 4.28 ± 0.85 4.37 ± 0.72 -1.271 0.204 S-9 4.44 ± 0.68 4.36 ± 0.64 1.165 0.245

S-10 4.43 ± 0.72 4.24 ± 0.79 2.621 0.009 S-11 3.57 ± 1.13 3.43 ± 1.07 1.418 0.157 S-12 4.26 ± 0.74 4.17 ± 0.72 1.309 0.191 S-13 2.96 ± 1.19 2.76 ± 1.14 1.839 0.067 S-14 4.31 ± 0.72 4.23 ± 0.73 1.197 0.232 S-15 3.30 ± 1.19 3.16 ± 1.13 1.243 0.215 S-16 4.37 ± 0.88 4.06 ± 0.89 3.675 0.000 S-17 4.28 ± 0.79 4.25 ± 0.67 0.504 0.615 S-18 4.34 ± 0.82 4.07 ± 0.85 3.439 0.001 S-19 4.37 ± 0.88 4.34 ± 0.67 0.313 0.754 S-20 3.91 ± 1.13 3.93 ± 0.99 -0.147 0.883 S-21 4.57 ± 0.57 4.47 ± 0.61 1.705 0.089 S-22 2.20 ± 1.10 2.34 ± 1.17 -1.296 0.196 S-23 3.85 ± 1.12 4.10 ± 0.82 -2.787 0.006 S-24 2.98 ± 1.29 3.64 ± 2.81 -2.983 0.003 S-25 4.01 ± 0.99 4.15 ± 0.71 -1.886 0.060

Tablo 12’de sağlık hizmeti verenlerin özerkliğe saygı ve paternalizm

konularında verdikleri yanıtların puan ortalamalarının cinsiyetlere göre dağılımları

görülmektedir. Sağlık hizmeti verenlerin yanıtları arasında % 32’sinde istatistik açıdan

anlamlı farklar bulundu. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-1’de “İnsanlar günlük yaşamlarında önemli bir konuda karar vermeleri

gerektiğinde, önceden deneyimi olan insanlara ve aile büyüklerine sorarak onların

önerileri doğrultusunda hareket etmelidirler” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin cinsiyetlere göre dağılımında erkeklerde 3.96

± 0.92 kadınlarda 3.77 ± 0.93 dür. Sağlık hizmeti veren erkeklerin sorulara verdikleri

yanıtların puan ortalamalarının yüksek, kadınların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının düşük olması istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır

(p= 0.038).

47

Page 59: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

S-3’de “Doktorların ve hemşirelerin hastaların isimlerini bilmesi ve onlara

isimleriyle hitap etmeleri gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini verenlerin cinsiyetlere göre dağılımında erkeklerde 4.23 ± 0.93, kadınlarda

4.46 ± 0.70 dir. Sağlık hizmeti veren erkeklerin sorulara verdikleri yanıtlarların puan

ortalamalarının düşük, kadınların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının

yüksek olması istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.003).

S-10’de “Tedavisi ile ilgili birden çok seçenek varsa bu seçeneklerin hepsinin

hastaya anlatılması gereklidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini verenlerin cinsiyetlere göre dağılımında erkeklerde 4.43 ± 0.72, kadınlarda

4.24 ± 0.79 dur. Sağlık hizmeti veren erkeklerin sorulara verdikleri yanıtlarların puan

ortalamalarının yüksek, kadınların sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının

düşük olması istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.009).

S-16’da “Hastalar izin vermeden dosyalarındaki kişisel bilgiler tedavi ekibi

dışındaki hastane personeline söylenmemelidir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin cinsiyetlere göre dağılımında erkeklerde 4.37

± 0.88, kadınlarda 4.06 ± 0.89 dur. Sağlık hizmeti veren erkeklerin sorulara verdikleri

yanıtlarların puan ortalamalarının yüksek, kadınların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının düşük olması istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır

(p= 0.000).

S-18’de “Hastanede hastalara yapılacak olan uygulamalar sırasında, sağlık ekibi

ile aralarında görüş ayrılığı (akıl yatmaması, benimsememe) olursa yapılacak

uygulamayı reddetmeye hakları vardır” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini verenlerin cinsiyetlere göre dağılımında, erkeklerde 4.34 ± 0.82,

kadınlarda 4.07 ± 0.85 dir. Sağlık hizmeti veren erkeklerin sorulara verdikleri

yanıtlarların puan ortalamalarının yüksek, kadınların sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamalarının düşük olması istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır

(p= 0.001).

S-23’de “Tıbbi kayıtların bilimsel çalışmalarda kullanılabilmesi için, hastaların

bilgilendirilmesi ve rızalarının alınması gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin cinsiyetlere göre dağılımında erkeklerde 3.85

± 1.12, kadınlarda 4.10 ± 0.82 dir. Sağlık hizmeti veren kadınların sorulara verdikleri

yanıtlarların puan ortalamalarının yüksek, erkeklerin sorulara verdikleri yanıtların puan

48

Page 60: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ortalamalarının düşük olması istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır

(p= 0.006).

S-24’de “Eğitim hastanelerinde, tedavi ekibinin dışındaki kişiler (stajerler,

öğrenciler vb) yapılan uygulamaları gözlemek üzere hazır bulunacaklarında hastalardan

izin alınmalıdır” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini

verenlerin cinsiyetlere göre dağılımında erkeklerde 2.98 ± 1.29, kadınlarda 3.64 ± 2.81

dir. Sağlık hizmeti veren kadınların sorulara verdikleri yanıtlarların puan

ortalamalarının yüksek, erkeklerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının

düşük olması istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.003).

Tablo: 13. Sağlık Hizmetini Veren Hekim ve Hemşirelerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konularında Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Mesleklere Göre Dağılımları

Ortalama ±Standart Sapma

Soru Hekim (n=242)

Hemşire (n=229)

t

p

S-1 2.07±0.93 2.23±0.91 -1.851 0.065 S-2 4.57±0.66 4.44±0.72 2.042 0.042 S-3 4.28±0.89 4.46±0.70 -2.459 0.014 S-4 3.78±1.02 3.82±0.96 -0.433 0.665 S-5 4.38±0.72 4.35±0.70 0.533 0.594 S-6 4.46±0.62 4.32±0.65 2.385 0.017 S-7 4.48±0.63 4.36±0.65 1.915 0.056 S-8 4.34±0.80 4.33±0.74 0.217 0.829 S-9 4.44±0.67 4.34±0.65 1.674 0.095

S-10 4.40±0.73 4.23±0.80 2.351 0.019 S-11 3.48±1.12 3.48±1.07 -0.012 0.990 S-12 4.22±0.76 4.18±0.70 0.529 0.597 S-13 3.00±1.19 3.31±1.12 -2.877 0.004 S-14 4.31±0.71 4.21±0.74 1.625 0.105 S-15 3.33±1.19 3.09±1.10 2.299 0.022 S-16 4.33±0.86 4.01±0.90 3.955 0.000 S-17 4.28±0.76 4.24±0.66 0.551 0.582 S-18 4.30±0.81 4.05±0.86 3.292 0.001 S-19 4.37±0.82 4.34±0.69 0.453 0.651 S-20 3.89±1.11 3.96±0.97 -0.707 0.480 S-21 4.54±0.58 4.48±0.61 1.032 0.302 S-22 3.83±1.11 3.61±1.17 2.088 0.037 S-23 3.90±1.06 4.10±0.82 -2.226 0.026 S-24 2.99±1.27 3.80±3.08 -3.778 0.000 S-25 3.95±0.97 4.24±0.61 -3.852 0.000

Tablo 13’de sağlık hizmeti veren hekim ve hemşirelerin özerkliğe saygı ve

paternalizm konularında verdikleri yanıtların puan ortalamalarının mesleklere göre

49

Page 61: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

dağılımları yer almaktadır. Sağlık hizmeti veren hekim ve hemşirelerin sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamaları arasında % 48 oranında istatistik açıdan anlamlı

farklar ortaya çıkmıştır. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri aşağıdaki gibidir.

S-2’de “Hastalar kliniğe yattıklarında onlara bakacak olan doktorların ve

hemşirelerin kendilerini tanıtmaları gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin mesleklere göre dağılımına bakıldığında

hekimlerde 4.57 ± 0.66, hemşirelerde 4.44 ± 0.72 dir. Hekimlerin sorulara verdikleri

yanıtların puan ortalamaları yüksek, hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamaları düşük bulundu. Bu fark istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya

çıkmıştır (p= 0.042).

S-3’de “Doktorların ve hemşirelerin, hastaların isimlerini bilmesini ve onlara

isimleriyle hitap etmeleri gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini verenlerin mesleklere göre bakıldığında hekimlerde 4.28 ± 0.89, hemşirelerde

4.46 ± 0.70 dir. Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları düşük,

hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları yüksek bulundu. Bu fark

istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.014).

S-6’da “Tedaviden ne kadar fayda göreceklerinin hastalara anlatılması gerekir”

sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin mesleklere

göre bakıldığında hekimlerde 4.46 ± 0.62, hemşirelerde 4.32 ± 0.65 dir. Hekimlerin

sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları yüksek, hemşirelerin sorulara verdikleri

yanıtların puan ortalamaları düşük bulundu. Bu fark istatistik açıdan anlamlı bir fark

olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.017).

S-10’da “Tedavisi ile ilgili birden çok seçenek varsa bu seçeneklerin hepsinin

hastaya anlatılması gereklidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini verenlerin mesleklere göre bakıldığında hekimlerde 4.40 ± 0.73, hemşirelerde

4.23 ± 0.80 dir. Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları yüksek,

hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları düşük bulunmuştur. Bu

fark istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.019).

S-13’de “Hastanede yapılacak olan her türlü uygulama için, hastalardan yatış

sırasında alınan genel izin yeterlidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini verenlerin mesleklere göre bakıldığında hekimlerde 3.00 ± 1.19,

hemşirelerde 3.31 ± 1.12 dir. Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları

50

Page 62: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

düşük, hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları yüksek bulundu. Bu

fark istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.004).

S-15’de “Hastaların izni olmadan hastalıkları ile ilgili bilgiler yakınlarına

söylenmemelidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini

verenlerin mesleklere göre bakıldığında hekimlerde 3.33 ± 1.19, hemşirelerde 3.09 ±

1.10 dur. Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları yüksek,

hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları düşük bulundu. Bu fark

istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.022).

S-16’da “Hastalar izin vermeden dosyalarındaki kişisel bilgiler tedavi ekibi

dışındaki hastane personeline söylenmemelidir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin mesleklere göre bakıldığında hekimlerde 4.33

± 0.86, hemşirelerde 4.01 ± 0.90 dır. Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamaları yüksek, hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları düşük

bulundu. Bu fark istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.000).

S-18’de “Hastanede hastalara yapılacak olan uygulamalar sırasında, sağlık ekibi

ile aralarında görüş ayrılığı (akıl yatmaması, benimsememe) olursa yapılacak

uygulamayı reddetmeye hakları vardır” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini verenlerin mesleklere göre bakıldığında hekimlerde 4.30 ± 0.81,

hemşirelerde 4.05 ± 0.86 dır. Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları

yüksek, hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları düşük bulundu. Bu

fark istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.001).

S-22’de “Bilinci yerinde olan hastalara hastanede yapılacak olan tıbbi

uygulamalar için, kendilerinden değil, yakınlarından izin alınması uygundur” sorusuna

verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin mesleklere göre

dağılımına bakıldığında hekimlerde 3.83 ± 1.11, hemşirelerde 3.61 ± 1.17 dir.

Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları yüksek, hemşirelerin

sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları düşük bulundu. Bu fark istatistik açıdan

anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.037).

S-23’de “Tıbbi kayıtların bilimsel çalışmalarda kullanılabilmesi için, hastaların

bilgilendirilmesi ve rızalarının alınması gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin mesleklere göre dağılımına bakıldığında

hekimlerde 3.90 ± 1.06, hemşirelerde 4.10 ± 0.82 dir. Hekimlerin sorulara verdikleri

51

Page 63: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

yanıtların puan ortalamaları düşük, hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan

ortalamaları yüksek bulundu. Bu fark istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya

çıkmıştır (p= 0.026).

S-24’de “Eğitim hastanelerinde, tedavi ekibinin dışındaki kişiler (stajerler,

öğrenciler vb) yapılan uygulamaları gözlemek üzere hazır bulunacaklarında hastalardan

izin alınmalıdır” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini

verenlerin mesleklere göre dağılımına bakıldığında hekimlerde 2.99 ± 1.27,

hemşirelerde 3.80 ± 3.08 dir. Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları

düşük, hemşirelerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarından yüksek

bulundu. Bu fark istatistik açıdan anlamlı bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.000).

S-25’de “Hastaların dinsel inançlarının gereklerini yerine getirmesine, tıbben

sakıncalı ve hastane kurallarına aykırı olmamak koşuluyla, destek olunmalıdır”

sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini verenlerin mesleklere

göre dağılımına bakıldığında hekimlerde 3.95 ± 0.97, hemşirelerde 4.24 ± 0.61 dir.

Hekimlerin sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamaları düşük, hemşirelerin sorulara

verdikleri yanıtların puan ortalamaları yüksek bulundu. Bu fark istatistik açıdan anlamlı

bir fark olarak ortaya çıkmıştır (p= 0.000).

52

Page 64: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Tablo: 14. Hastaların, Hekimlerin ve Hemşirelerin Özerkliğe Saygı ve Paternalizm Konusundaki Sorulara Verdikleri Yanıtların Puan Ortalamalarının Üçlü Karşılaştırılması

Ortalama ± Standart Sapma

Hasta (n=280)

Hekim (n =242)

Hemşire (n=229)

F

P

S-1 3.85± 1.20 3.92± 0.94 3.77± 0.91 1.213 0.298 S-2 4.54± 0.83 4.57± 0.66 4.44± 0.72 2.034 0.132 S-3 4.58± 0.77 4.28± 0.89 4.46± 0.70 9.037 0.000 S-4 4.47±0.90 3.78±1.02 3.82± 0.96 43.046 0.000 S-5 4.59±0.76 4.38± 0.72 4.35± 0.70 8.244 0.000 S-6 4.75± 0.56 4.46± 0.62 4.32± 0.65 33.142 0.000 S-7 4.60± 0.75 4.48±0.63 4.36± 0.65 7.981 0.000 S-8 4.71± 0.64 4.34± 0.80 4.33± 0.74 23.000 0.000 S-9 4.61± 0.67 4.44± 0.67 4.34± 0.65 10.904 0.000

S-10 4.49± 0.86 4.40± 0.73 4.23± 0.80 6.447 0.002 S-11 3.14± 1.47 3.48± 1.12 3.48± 1.07 6.547 0.002 S-12 4.73± 0.61 4.22± 0.76 4.18± 0.70 52.271 0.000 S-13 3.39± 1.47 2.97± 1.19 2.70± 1.12 18.645 0.000 S-14 4.45± 0.99 4.31± 0.71 4.21± 0.74 5.498 0.004 S-15 3.30± 1.50 3.33± 1.19 3.09± 1.10 2.490 0.084 S-16 4.40± 0.92 4.33± 0.86 4.01± 0.90 12.795 0.000 S-17 4.61± 0.74 4.28± 0.76 4.24± 0.66 19.760 0.000 S-18 3.92±1.32 4.30± 0.81 4.05± 0.86 8.968 0.000 S-19 4.29± 1.03 4.37± 0.82 4.34± 0.69 0.543 0.581 S-20 4.31± 1.11 3.89± 1.11 3.96± 0.97 11.870 0.000 S-21 4.88± 0.41 4.54± 0.58 4.48± 0.61 42.220 0.000 S-22 2.71± 1.50 2.19± 1.12 2.38± 1.16 10.980 0.000 S-23 3.96± 1.23 3.90±1.06 4.10± 0.82 2.102 0.123 S-24 3.46± 1.47 2.99± 1.27 3.80±3.08 9.343 0.000 S-25 4.18± 0.94 3.95± 0.97 4.24± 0.61 7.508 0.001

Tablo 14’de hasta, hekim ve hemşirelerin özerkliğe saygı ve paternalizm

konusunda sorulara verdikleri yanıtların puan ortalamalarının dağılımları yer

almaktadır. Hasta, hekim ve hemşirelerin verdikleri yanıtların % 80’ninde istatistik

açıdan anlamlı farklar ortaya çıkmıştır. Bu farkların puan ortalamaları ve p değerleri

aşağıdaki gibidir.

S-3’de “Doktorumun ve hemşiremin ismimi bilmesini ve bana ismimle hitap

etmelerini isterim” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan

hastalarda 4.58 ± 0.77, hekimlerde 4.28 ± 0.89, hemşirelerde 4.46 ± 0.70 dir. Hastaların,

hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu

(p= 0.000). Bu anlamlı fark post hoc analizine göre; hastalar ile hekimler arasında

53

Page 65: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

(p=0.000), hekimler ile hemşireler arasında (p=0.013) dır. Hemşireler ile hastalar

arasında ise anlamlı fark yoktur.

S-4’de “Kesin teşhise varılmadan önce yakalandığım hastalığın ne olabileceği

konusunda bilgilendirilmek isterim” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini alan hastalarda 4.47 ± 0.90, hekimlerde 3.78 ± 1.02, hemşirelerde 3.82

± 0.96 dır. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik

açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Bu anlamlı farkın post hoc analizine göre; hastalar

ile hekimler arasında (p=0.000), hastalar ile hemşireler arasında (p=0.000) dır. Hekimler

ile hemşireler arasında ise anlamlı fark yoktur.

S-5’de “Hastalığımın teşhisine yönelik üzerimde yapılacak olan tıbbi

uygulamaların ayrıntılı olarak anlatılmasını isterim” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 4.59 ± 0.76, hekimlerde 4.38 ± 0.72,

hemşirelerde 4.35 ± 0.70 dir. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki

fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Bu anlamlı farkın post hoc analizine

göre; hastalar ile hekimler arasında (p=0.001), hastalar ile hemşireler arasında (p=0.000)

dır. Hekimler ile hemşireler arasında ise anlamlı fark yoktur.

. S-6’da “Hastalara uygulanan tedaviden ne kadar fayda göreceklerinin

anlatılması gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan

hastalarda 4.75 ± 0.56, hekimlerde 4.46 ± 0.62, hemşirelerde 4.32 ± 0.65 dir. Hastaların,

hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu

(p= 0.000). Bu anlamlı farkın post hoc analizine göre; hastalar ile hekimler arasında

(p=0.000), hastalar ile hemşireler arasında (p=0.000) dır. Hekimler ile hemşireler

arasında ise (p=0.013) olarak ortaya çıkmıştır.

S-7’de “Hastalığımın vücudumda yaptığı-yapacağı görünen yada görünmeyen

değişiklikleri bilmek isterim” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alan hastalarda 4.60 ± 0.75, hekimlerde 4.48 ± 0.63, hemşirelerde 4.36 ± 0.65

dir. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan

anlamlı bulundu (p= 0.000). Bu anlamlı farkın post hoc analizine göre; hastalar ile

hekimler arasında (p=0.032), hastalar ile hemşireler arasında (p=0.000) dır.Hekimler ile

hemşireler arasında ise anlamlı fark yoktur.

S-8’de “Teşhis kesinleştikten sonra hastalara yakalanmış oldukları hastalık

hakkında genel bilgi verilmesi gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

54

Page 66: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

sağlık hizmetini alan hastalarda 4.71 ± 0.64, hekimler 4.34 ± 0.80, hemşirelerde 4.33 ±

0.74 dür. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik

açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Bu anlamlı farkın post hoc analizine göre; hastalar

ile hekimler arasında (p=0.000), hastalar ile hemşireler arasında (p=0.000) dır. Hekimler

ile hemşireler arasında ise anlamlı fark yoktur.

S-9’da “Hastalar, hastalıkları ile ilgili bakım yöntemleri konusunda hemşireler

ve doktorlar tarafından bilgilendirilmelidirler” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 4.61 ± 0.67, hekimlerde 4.44 ± 0.67,

hemşirelerde 4.34 ± 0.65 dir. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki

fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Bu anlamlı farkın post hoc analizine

göre; hastalar ile hekimler arasında (p=0.004), hastalar ile hemşireler arasında (p=0.000)

dır. Hekimler ile hemşireler arasında ise anlamlı bir fark yoktur.

S-10’da “Hastaların tedavileri ile ilgili birden çok seçenek varsa bu seçeneklerin

hepsinin hastaya anlatılması gereklidir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları,

sağlık hizmetini alan hastalarda 4.49 ± 0.86, hekimlerde 4.40 ± 0.73, hemşirelerde 4.23

± 0.80 dir. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik

açıdan anlamlı bulundu (p= 0.002). Bu anlamlı farkın post hoc analizine göre; hastalar

ile hemşireler arasında (p=0.000), hekimler ile hemşireler arasında (p=0.025) dir.

Hekimler ile hastalar arasında ise anlamlı bir fark yoktur.

S-11’de “Hastalığımla ilgili olarak bana yapılabilecek tıbbi uygulamalarda

birden çok uygulama seçeneği varsa, kendim için uygun olanını ben seçmek isterim”

sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 3.14 ±

1.47, hekimlerde 3.48 ± 1.12, hemşirelerde 3.48± 1.07 dir. Hastaların, hekimlerin ve

hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulunmuştur (p= 0.002).

Bu anlamlı fark post hoc analizine göre; hastalar ile hekimler arasında (p=0.002),

hastalar ile hemşireler arasında (p=0.002) dir. Hemşireler ile hekimler arasında ise

anlamlı bir fark yoktur.

S-12’de “Uygulanacak olan teşhis, tedavi, takip ve koruma ille ilgili her türlü

tıbbi uygulamanın hastalara anlayabilecekleri bir dille anlatılması gereklidir” sorusuna

verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 4.73 ± 0.61,

hekimler 4.22 ± 0.76, hemşirelerde 4.18 ± 0.70 dir. Hastaların, hekimlerin ve

hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Bu

55

Page 67: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

anlamlı farkın post hoc analizine göre; hastalar ile hekimler arasında (p=0.000), hastalar

ile hemşireler arasında (p=0.000) dır. Hekimler ile hemşireler arasında ise anlamlı bir

fark yoktur.

S-13’de “Hastalara hastanede yapılacak olan her türlü tıbbi uygulama için,

hastaneye yatış sırasında alınan genel izin yeterlidir” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 3.39 ± 1.47, hekimlerde 2.97 ± 1.19,

hemşirelerde 2.70 ± 1.12 dir. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki

fark istatistik açıdan anlamlı bulunmuştur (p= 0.000). Post hoc analizine göre bu

anlamlı fark, hastalar ile hekimler arasında (p=0.000), hastalar ile hemşireler arasında

(p=0.000) dır. Hekimler ile hemşireler arasında ise (p=0.021) olarak bulunmuştur.

S-14’de “Hastalara hastalıklarının tedavisi ile ilgili gelişebilecek olan bütün

tehlikeleri anlatmak gerekir” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alan hastalarda 4.45 ± 0.99, hekimlerde 4.31 ± 0.71, hemşirelerde 4.21 ± 0.74

dür. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan

anlamlı bulundu (p= 0.004). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, hastalar ile

hemşireler arasında (p=0.001) olarak bulundu. Hastalar ile hekimler, hekimler ile

hemşireler arasında ise anlamlı bir fark yoktur.

S-16’da “Dosyamdaki kişisel bilgiler ben izin vermeden tedavi ve bakımımla

ilgisi olmayan diğer hastane personeline verilmemelidir” sorusuna verilen yanıtların

puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 4.40 ± 0.92, hekimlerde 4.33 ± 0.86,

hemşirelerde 4.01 ± 0.90 dır. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları

arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Post hoc analizine göre bu

anlamlı fark, hastalar ile hemşireler arasında (p=0.001) olarak bulundu. Hastalar ile

hekimler, hekimler ile hemşireler arasında ise anlamlı bir fark yoktur.

S-17’de “Doktorlar ve hemşireler hastanede yapılacak uygulamalarla ilgili her

türlü soruyu sorma fırsatını hastalara tanınmalıdır” sorusuna verilen yanıtların puan

ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 4.61 ± 0.74, hekimler 4.28 ± 0.76,

hemşirelerde 4.24 ± 0.66 dır. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki

fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Post hoc analizine göre bu anlamlı

fark, hastalar ile hekimler arasında (p=0.000), hastalar ile hemşireler arasında

(p=0.000) olarak bulundu. Hekimler ile hemşireler arasında ise anlamlı bir fark yoktur.

56

Page 68: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

S-18’de “Bana yapılacak olan tıbbi uygulamalar hakkında sağlık ekibi ile

aramda görüş ayrılığı (akıl yatmaması, benimsememe) olursa yapacakları uygulamayı

reddetmeye hakkım vardır” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alan hastalarda 3.92 ± 1.32, hekimlerde 4.30 ± 0.81, hemşirelerde 4.05 ± 86

dır. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan

anlamlı bulundu (p= 0.000). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, hastalar ile

hekimler arasında (p=0.000), hekimler ile hemşireler arasında (p=0.008) olarak

bulundu. Hastalar ile hemşireler arasında ise anlamlı bir fark yoktur.

S-20’de “Tedavi görürken, doktorum beklentilerimi karşılayamazsa ya da

aramızda görüş ayrılığı olursa, tedavimi bir başka doktorla sürdürmeye hakkım vardır”

sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 4.31 ±

1.11, hekimlerde 3.89 ± 1.11, hemşirelerde 3.96 ± 0.97 dir. Hastaların, hekimlerin ve

hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Post

hoc analizine göre bu anlamlı fark, hastalar ile hekimler arasında (p=0.000), hastalar ile

hemşireler arasında (p=0.000) olarak bulundu. Hekimler ile hemşireler arasında ise

anlamlı bir fark yoktur.

S-21’de “Taburcu olurken, hastalığım ile ilgili hangi kurallara uymam gerektiği,

yaşam biçimimi nasıl etkileyeceğini, yaşamımdaki kısıtlamalar konusunda nelerin

önemli olduğunu bilmek isterim” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık

hizmetini alan hastalarda 4.88 ± 0.41, hekimlerde 4.54 ± 0.58, hemşirelerde 4.48 ± 0.61

dir. Hastaların, hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan

anlamlı bulundu (p= 0.000). Pst hoc analizine göre bu anlamlı fark, hastalar ile hekimler

arasında (p=0.000), hastalar ile hemşireler arasında (p=0.000) olarak bulundu. Hekimler

ile hemşireler arasında ise anlamlı fark yoktur.

S-22’de “Bilincim yerindeyken, hastanede bana yapılacak olan tıbbi

uygulamalar için benim yerime yakınlarımdan izin alınması uygun olur” sorusuna

verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 2.71 ± 1.50,

hekimler 2.19 ± 1.12, hemşirelerde 2.38 ± 1.16 dır. Hastaların, hekimlerin ve

hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.000). Post

hoc analizine göre bu anlamlı fark, hastalar ile hekimler arasında (p=0.000), hastalar ile

hemşireler arasında (p=0.005), olarak ortaya çıkmıştır. Hekimler ile hemşireler arasında

ise anlamlı fark yoktur.

57

Page 69: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

S-24’de “Eğitim hastanelerinde, tedavi ekibinin dışındaki kişiler (stajerler,

öğrenciler vb) yapılan uygulamaları gözlemek üzere hazır bulunacaklarında hastalardan

izin alınmalıdır” sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan

hastalarda 3.46 ± 1.47, hekimlerde 2.99 ± 1.27, hemşirelerde 3.80 ± 3.08 dir. Hastaların,

hekimlerin ve hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu

(p= 0.000). Post hoc analizine göre bu anlamlı fark, hastalar ile hekimler arasında

(p=0.009), hekimler ile hemşireler arasında (p=0.000)olarak ortaya çıkmıştır. Hastalar

ile hemşireler arasında ise anlamlı fark yoktur.

S-25’de “Hastaların dinsel inançlarının gereklerini yerine getirmesine, tıbben

sakıncalı ve hastane kurallarına aykırı olmamak koşuluyla, destek olunmalıdır”

sorusuna verilen yanıtların puan ortalamaları, sağlık hizmetini alan hastalarda 4.18 ±

0.94, hekimlerde 3.95 ± 0.97, hemşirelerde 4.24 ± 0.61 dir. Hastaların, hekimlerin ve

hemşirelerin yanıtları arasındaki fark istatistik açıdan anlamlı bulundu (p= 0.001). Post

hoc analizine göre bu anlamlı fark, hastalar ile hekimler arasında (p=0.003), hekimler

ile hemşireler arasında (p=0.000) dır. Hastalar ile hemşireler arasında ise anlamlı fark

yoktur.

58

Page 70: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

5. TARTIŞMA

Bu bölümde araştırma sonuçları hem kendi içinde hekimler-hemşireler-hastalar

arasında hem de literatürdeki benzer çalışmalarla karşılaştırmalı olarak tartışmaya

açılmıştır.

5. 1. Araştırma Yapılan Grupların Genel Sonuçlarının Değerlendirmesi

Bu çalışmaya sağlık hizmetini alanların ve verenlerin özerkliğe saygı ve

paternalizm konusundaki görüşlerinin örtüşüp örtüşmediğini karşılaştırmak, örtüşen ve

ayrışan görüşleri ortaya çıkarmak, amacı ile başlanmıştır. Her iki grubun beklentilerinin

birbirine uyup uymadığı karşılaştırılarak, genel olarak literatürdeki bulguların ve

otoritelerin dayattıkları özerkliğe saygı anlayışının Türkiye’deki sağlık hizmeti alanların

beklentileri ile uyuşup uyuşmadığına bakıldı. Bu nedenle hastaneler, meslekler,

cinsiyetler ve çalışılan branşlar arasındaki farklı bulgular, çarpıcı ve literatür benzeri

bulgular olmasının dışında tartışmaya alınmamıştır. Özellikle sağlık hizmeti verenler ve

alanlar arasındaki özerkliğe saygı ve paternalizm konusunda görüşlerdeki anlamlı

benzerlikler ve istatistiksel olarak anlamlı çıkan farklılıklar tartışılmıştır.

Hastaların özerkliğe saygı ve paternalizm konusundaki görüşleri, toplam 25

soruya verdikleri cevapların puan ortalamaları hesaplanarak, en fazla beş puan

üzerinden değerlendirildi. Araştırmada puan ortalamaları birbirinden farklı çıkmakla

birlikte genellikle özerkliğe saygı yanlısı olarak, yani dörde yakın ve dördün üzerinde

puanlar elde edildi. Buna göre; hastaların özerkliğe saygı konusundaki görüşlerinin

puan ortalamaları (5 puan özerk, 1 puan paternalist yaklaşım yanlısı olarak

değerlendirilmiştir) 4.20 ile 3.97 olan sağlık profesyonellerinden daha fazla özerkliğe

duyarlılık yönünde çıkmıştır.

Hastaların eğitim düzeylerine göre, okur-yazar ve ilkokul 4.09, orta-lise 4.12,

üniversite eğitimi alanlar ise 4.23 olarak bulunmuştur. Hastaların eğitim düzeyi arttıkça

özerkliğe saygı konusundaki duyarlılıklarının artmakta olduğu söylenebilir.

Hastaların gelir düzeylerine göre, 0-300 YTL 4.05, 301-600 YTL 4.25, 600-900

YTL 4.27, 900 YTL ve üzerinde olanlar ise 4.20 olarak bulunmuştur. Hastaların gelir

59

Page 71: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

düzeyleri arttıkça özerkliğe saygı konusundaki duyarlılıkları artmakla birlikte en üst

gelir grubunda bu artışın devam etmediği söylenebilir.

Cinsiyetlere göre; kadın hastaların 4.22, erkek hastalardan 4.18 daha duyarlı

oldukları ortaya çıkmıştır. Özerkliğe saygı konusunda sağlık hizmetini alan kadınların

erkeklerden daha duyarlı çıkmaları, toplumda kadınların bu konuda daha zayıf oldukları

yönündeki beklentiyi karşılamayacak bir sonuç olarak yorumlanabilir. Araştırmanın bu

bulgusu; Kağıtçıbaşı’nın “Kadınlar, düşük sosyo-ekonomik düzeydeki gruplar,

geleneksel toplumdaki insanlar, etnik azınlıklar gibi daha az güçlü olan grupların içsel

denetimden çok dışsal denetime inandıkları” nı saptadığı çalışması ile uyumsuz

bulunmuştur (27).

Sağlık profesyonellerinde ise bu durumun tersine sağlık hizmeti veren erkeklerin

4.01 sağlık hizmeti veren kadınlardan 3.99 daha duyarlı oldukları ortaya çıkmıştır. Oysa

Önal ve arkadaşının tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin hasta hakları ile ilgili

görüşlerini aldıkları araştırmada, kız intörnlerin erkek intörnlere göre daha duyarlı

olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durumda çalışma sonuçları Önal ve arkadaşının araştırma

sonuçlarıyla uyumszudur (42).

Sağlık profesyonellerinin çalışma yıllarına göre puan ortalamaları, 0-9 yıl

çalışanlar 3.97, 10-19 yıl çalışanlarda 4.02, 20 yıl ve üzeri çalışanlarda 4.02 olarak

bulundu. Bu sonuçlar, sağlık profesyonellerinin çalışma yılları arttıkça özerkliğe saygı

konusundaki duyarlılıklarının arttığı yönünde yorumlanabilir. Falkum ve arkadaşının

hekimler üzerinde yaptıkları araştırmada paternalist eğilimin daha çok yaşlı hekimlerde

ağır bastığını bulmuşlardır (43). Bu çalışma Falkum ve arkadaşının yaptığı çalışma ile

uyumsuzdur.

Sağlık hizmetini veren hekimlerin özerkliğe saygı ve paternalizm konusundaki

sorulara verdikleri cevapların, hekimlerin akademik durumlarına göre dağılımlarına

bakıldığında, puan ortalaması toplamları en yüksek öğretim üyelerinde olmak üzere

4.11, uzmanlarda 4.01 ve araştırma görevlilerinde 3.92 olarak bulundu. Bu puanlar

değerlendirildiğinde hekimlerin eğitim durumları arttıkça özerkliğe saygı konusundaki

duyarlılıklarının arttığı şeklinde yorumlanabilir. Falkum ve arkadaşlarının çalışmasında

paternalizm/özerkliğe saygı sadece yaş faktörü ile değerlendirilmiştir (43). Bu çalışmada

ise buna akademik eğitim faktörünün eklenmesinin, özerkliğe saygının daha ön plana

çıkmasına neden olduğu söylenebilir.

60

Page 72: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Sağlık profesyonellerinin mesleklerine göre puan ortalamaları her bir soru için

değişmekle beraber genel ortalama hekimlerde ve hemşirelerde 3.99 olarak eşit

bulunmuştur.

5. 2. Ankette Yer Alan Soru Grupları Hakkında Değerlendirmeler

5. 2. 1. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Özerkliğe Saygı ve

Paternalizm Konusundaki Genel Görüşleri

Sağlık hizmetini alanlar ve verenlerin özerkliğe saygı ve paternalizm konusunda,

gündelik yaşama ilişkin görüşlerinin puan ortalamaları karşılaştırıldığında, her iki

grubun puan ortalamalarının aynı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu eşitlik istatistik açıdan

anlamlı bir sonuç olarak değerlendirilmemektedir. Ancak bu eşitlik bu soruya ilişkin

cevapların her iki grupta da aynı olduğu anlamını taşımaktadır. Bu aynılık insanların

toplumsal davranış modeline dikkati çekmesi açısından önemli ve üzerinde düşünülmesi

gereken bir sonuçtur. Araştırmanın başlangıcında bu soru için hasta grubunun

görüşlerinin puan ortalamasının sağlık profesyonellerinden daha düşük çıkacağı

beklentisi vardı. Bu konuda geniş bir değerlendirme yapılabilmesi için verilerin sınırlı

olmasının yanında, bu sonuç; insanların eğitim düzeyleri, meslekleri, içinde

bulundukları durum vb. durumların farklılığına rağmen bazı geleneksel davranışları

sürdürdüklerini göstermesi bakımından ilginç bir sonuç olarak yorumlanabilir (27,44).

5. 2. 2. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Tanıma, Tanıtma, İsim ile

Hitap Etme İle ilgili Genel Görüşleri

Sağlık profesyonellerinin kendilerini hastalara tanıtmaları ile ilgili olarak

mesleklere göre, hekimler (4.57 ± 0.66), hemşirelerden (4.44 ± 0.72) daha duyarlı

(p=0.042) bulundu. Sağlık profesyonellerinin kendilerini hastalara tanıtmalarını isteme

bakımından kadın hastalar (4.65 ± 0.72) erkek hastalardan (4.45 ± 0.91) daha duyarlı

çıktı (p=0.040). Yılmaz’ın yaptığı çalışmada ‘Hasta Haklarının Hemşire, Doktor ve

Yatan Yetişkin Hastalar Açısından İncelenmesi adlı çalışmasında sağlık

profesyonellerinin kendilerini hastalara tanıtma oranı hekimlerde % 25.7, hemşirelerde

% 35.7 olarak bulunmuştur (45). Bu çalışmanın sonuçları her ne kadar hastaların

61

Page 73: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

beklentileri ile birebir örtüşmese de hekimlerin % 91.4, hemşirelerin % 88.8 oranında

kendilerini hastalarına tanıtmaları gerekliliğini belirtmeleriyle, geçen 15 yıllık süre

içinde bu konudaki duyarlılığın oldukça arttığını söyleyebiliriz. Hemşirelerin kendilerini

daha az oranda tanıtmaları ise, geleneksel sağlık bakım hizmeti sunumu içerisinde,

hemşirenin sayısal yetersizlik nedeniyle öncelikle kliniğin rutin işlerini (iş merkezli

çalışma) bitirmeye yönelik çalışmak zorunda kalmaları ve bunun alışkanlık haline

getirilmesi olarak yorumlanabilir.

Hastalara isimleriyle hitap edilmesi ile ilgili olarak, sağlık hizmetini alanlar

(4.58 ± 0.77), verenlerden (4.37 ± 0.81) daha duyarlı bulundu (p=0.001). Hastaların

cinsiyetlere göre görüşleri değerlendirildiğinde kadın hastaların (4.67 ± 0.66) erkek

hastalardan (4.49 ± 0.85) isimleriyle hitap edilmesine daha duyarlı oldukları görüldü

(p=0.043). Sağlık profesyonellerinin mesleklerine göre, hemşireler (4.46 ± 0.70)

hekimlerden (4.28 ± 0.89) daha duyarlı bulundu (p=0.014). Sağlık profesyonellerinin

cinsiyetlere göre, kadınların (4.46 ± 0.70) erkeklerden (4.23 ± 0.93) daha duyarlı

oldukları bulundu (p=0.003).

Hastalara isimleri ile hitap edilmesi konusunda; kadın hastaların erkek

hastalardan daha duyarlı olmalarının nedeni, cinsiyetlere ilişkin duyarlılık farkından

olabilir. Hemşirelerin hastalara isimleriyle hitap edilmesi konusundaki duyarlılıklarının,

mesleki eğitimleri sırasında bu konunun “iletişim” adı verilen dersin ana konularından

biri olması, hasta bireyler ile daha uzun süreler birlikte zaman geçirmeleri ve hasta

bireylerle “empati” kurmaları olabilir (37,38). Toplumdaki genel kanı kadınların erkeklere

oranla daha bağımlı bir kişilik yapısına sahip oldukları yönündedir (44,27).

Kaplan ve arkadaşları tarafından yapılan çalışmada; otonomi, cinsiyet,

paternalistik ya da informatik (bilgilendirici) hekim yaklaşımı konusunda yaptıkları

çalışmada, kadınlar ve erkekler arasında otonomi seviyesinde fark olmadığını

saptanmıştır. Ancak doktorun tercihi doğrultusunda karar vermenin sadece kadınlarda

daha belirgin olduğu ifade edilmiştir (46). Bu çalışmanın sonuçları Kaplan ve

arkadaşlarının çalışmasının sonuçlarıyla uyumsuzdur.

Yılmaz’ın yaptığı çalışmada hastalara adı ile hitap etme konusunda hemşireler

% 84.3 ile hekimlerden daha duyarlı % 62.9 bulunmuştur. Bu çalışmada ise

hemşirelerin % 89.2 duyarlılık gösterdikleri saptanarak Yılmaz’ın çalışmasındaki

hemşirelerin sonuçları ile uyumludur. Bu çalışmada hekimlerin % 85.6 ile Yılmaz’ın

62

Page 74: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

çalışmasından daha yüksek oranda duyarlılık gösterdikleri bulundu. Bu sonuç ise

Yılmaz’ın çalışması ile uyumsuzdur (45).

Günümüzde tıp alanındaki yaklaşımlar gelişerek değişmekte ve sağlık

profesyonellerinin eğitimlerine çeşitli eğitim çalışmaları ile yeni gelişmeler eklenmeye

çalışılmaktadır. Buna paralel olarak sağlık eğitimi veren okullarda hasta-hekim, hasta-

hemşire ilişkilerinin üzerinde önemle durularak gelişebilecek problemler

tartışılmaktadır. Bu konunun öneminin kavranması, tıp etiğindeki gelişmelerin daha

fazla konuşulur olması ve uygulamaya yansıtılmaya çalışılmasının hastaların yararına

olacağı açıktır. Bunun yanında hasta hakları alanında yayımlanan yönergeler ve

hastaları bilinçlendirme çalışmaları, bu konuların sık sık basının gündemine taşınması

ve tartışılıyor olması, ayrıca yasal yaptırımların da gündeme gelmesinin etkilerinin

yansıması olduğunu söyleyebiliriz (25,47,48).

İletişim sırasında isim ile hitap edilmesi, etkili iletişim tekniklerini kullanma,

hasta-hekim, hasta-hemşire ilişkilerinin olumlu yönde başlayıp sürdürülmesi

bakımından oldukça önemlidir. İletişimin başlangıcında ilişkiyi olumlu yönde

etkilemesinin yanında, hastaların kendilerine değer verildiğini ve önemsendiklerini

hissetmeleri bakımından son derece önemlidir (39,49,50,51).

Sağlık profesyonellerinin kendilerini tanıtmaları, hastalara isimleriyle hitap

etmeleri, yatış sırasında alınan genel iznin yeterliliği ile ilgili görüşlerinde ise kadınlar

erkeklere oranla daha fazla özerkliğe saygı yanlısı bulundu. Kadınların bu gibi

konularda erkeklerden daha duyarlı çıkmaları, cinsiyetlere özel farklılıklara bağlı

davranışlardan kaynaklandığı söylenebilir (27).

Kanada’da 1996 yılında Roberston’nun yaptığı “doktorlar ve hemşirelerin hasta

bakımına yaklaşımları ve etik teori ve ırklararası farklar” adındaki çalışmasında

hemşirelerin hekimlerle birlikte açık fikirli ve faydacı görüş prensiplerini paylaştıkları

saptanmıştır. Ancak hekimler daha çok hasta yararını desteklerken hemşirelerin hasta

özerkliğini vurguladıkları görülmektedir (52).

Birçok kişinin paylaştığı ön yargı cerrahların daha paternalist olduğu

yönündedir. Bununla birlikte bu çalışmada ne genel olarak cerrahi ve dahili kliniklerde

çalışanlar arasında, ne de özel olarak cerrahlar ve dahiliyeciler arasında beklendiği gibi

bir farklılık çıkmamıştır. Falkum ve arkadaşının 2001 yılında Norveç’te 990 hekim

üzerinde yapılmış oldukları, “hekim-hasta ilişkisinde paternalizm, hasta özerkliği ve

63

Page 75: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

ahlaki değerlendirme konusunda Norveçli hekimlerin tutumları” başlıklı çalışmada,

katılımcılar paternalizme, hasta özerkliğine ve ahlaki değerlendirmeye yatkınlık

skorlarına göre beş farklı gruba ayrılmıştır. Bu çerçevede paternalist eğilimin daha çok

yaşlı hekimlerde ağır bastığı, cerrahların otonomi skorunun düşük, psikiyatırların ise

yüksek olduğu, kadınların özerkliğe saygıya daha yatkın olduğu bulunmuştur (43).

Falkum ve arkadaşının çalışmasında, kadınların özerkliğe saygıya daha yatkın olduğu

sonucu bu çalışma ile uyumlu, cerrahların otonomi skorunun düşük olduğu sonuçları ise

bu çalışma ile uyumsuz bulunmuştur.

5. 2. 3. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Bilgilendirme İle İlgili

Görüşleri

Hastalık insan bedeni için hem fizyolojik hem de psikolojik ciddi bir stres

kaynağıdır. Hastanın hastaneye yatışı, hastalık ile ilgili bilinmeyenlerin olması hastayı

endişelendirmekte ve bu stresi daha da artırmaktadır. Buna ek olarak sağlık

profesyonelleri tarafından kendisiyle ilgili bilinen bilgilerin saklanması ya da açıklama

yapılmadan tıbbi girişimlerde bulunulması hastanın huzursuzluk, anksiyete, kaygı, stres

düzeyini artırarak, benlik saygısını düşürmekte ve hastanın iyileşme sürecinin olumsuz

yönde etkilenmesine neden olabilmektedir (38,36,53). Bu bölümde hastaların ve sağlık

profesyonellerinin bilgilendirme ile ilgili görüşleri tartışılacaktır.

Kesin teşhis konulmadan önce hastalara hastalık hakkında genel bilgi verilmesi

gerekliliği konusunda, hastaların (4.47 ± 0.90), sağlık profesyonellerinden (3.80 ± 0.99)

daha fazla bilgi istedikleri ortaya çıkmıştır (p=0.000). Öğretim üyesi olarak çalışan

hekimlerin (3.96 ± 0.87), uzman hekim (3.84 ± 0.97) ve araştırma görevlisi olarak

çalışan hekimlerden (3.59 ± 1.14) daha fazla bilgi verme yanlısı oldukları bulunmuştur

(p=0.039).

Civaner ve arkadaşının yaptığı çalışmada hastaların % 97.2 hastalıkları ile ilgili

tüm gerçekleri bilmek istedikleri belirtilmektedir (54). Zencir ve arkadaşlarının

çalışmasında, hastalara tıbbi uygulamalardan önce fikrinin sorulması hakkı hemşirelerin

% 85,5, hekimlerin % 80,9 oranında katıldıkları belirlenmiştir (55). Her iki çalışmanın

sonuçları da bu çalışma ile uyumludur.

Hastalığın teşhisi için yapılacak tıbbi uygulamaların ayrıntılarıyla anlatılması

gerektiği konusunda hastaların (4.59 ± 0.76) sağlık profesyonellerinden (4.37 ± 0.71)

64

Page 76: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

daha fazla bilgi almak istedikleri ortaya çıkmıştır (p=0.000). Sağlık profesyonellerinden

20 yıl ve üzeri çalışanların (4.49 ± 0.60), 10-19 yıl çalışanların (4.44 ± 0.69), 0-9 yıl

çalışanların puan ortalamaları ise (4.27 ± 0.75) olarak bulunmuştur. (p=0,017). Yıldırım

ve arkadaşlarının yaptığı “tıbbi bilgi verme bağlamında uzun ve kısa metinlerin

karşılaştırılması” konulu çalışmada uzun metinlerin verildiği bireylerin bilgilenme

oranının daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır (56). Hastaya verilen bilginin, sorularını

karşılayacak şekilde ve eğitim ve kültürel durumu da göz önünde bulundurularak,

hastanın anlayabileceği bir dil ile anlatılması yerinde olacaktır (57).

Sağlık profesyonellerinin çalışma yılları arttıkça hastaya bilgi verme ile ilgili

görüşlerinde artma olduğu ortaya çıkmıştır. Sağlık profesyonellerinin çalışma

sürelerinin artmasıyla, hastalara daha fazla açıklama yapma görüşünde olmaları,

mesleki olgunlaşma, kendi bilgilerinin pekişmesi ve kendinden emin olma, empati

kurabilme, kendisinde ya da yakın çevresinde hastalık deneyimlerinin yaşanmasıyla,

hastaların yaşadıklarını daha iyi anlayabilme ve iletişim becerilerinin zaman içerisinde

gelişmesine bağlı olduğu şeklinde yorumlanabilir.

Falkum ve arkadaşının çalışmasında paternalist eğilimin daha çok yaşlı

hekimlerde ağır bastığı ortaya çıkmıştır. Çalışmanın bu sonucu Falkum ve arkadaşının

genel olarak paternalizm ve yaş konusundaki bulgularıyla uymamaktadır (43).

Tedaviden ne kadar fayda görüleceğinin hastalara anlatılması gerekliliği

konusunda; sağlık hizmetini alanların (4.75 ± 0.56), verenlerin vermek istediklerinden

(4.39 ± 0.64) daha fazla bilgi almak istedikleri ortaya çıkmıştır (p=0.000). Mesleklere

göre dağılımlara bakıldığında, hekimlerin (4.46 ± 0.62), hemşirelerden (4.32 ± 0.65)

daha fazla tedavinin faydalarını anlatma yanlısı oldukları ortaya çıktı (p= 0.017).

Klinik uygulamalar sırasında tedavinin planlanması, hemşirelik mesleğinin

birincil derecede sorumlu olduğu bir uğraş alanı değildir. Hemşireler daha çok tedavinin

uygulanması aşamasında rol almaktadır. Bunun yanında bağımsız fonksiyonlarının

olduğu asıl alan, hasta bakımının planlanması, uygulaması ve değerlendirilmesidir.

Tedaviden ne kadar fayda görüleceğinin anlatılması gerekliliğine ilişkin, hemşirelerin

hekimlerden daha az duyarlı çıkmış olmaları, bu konunun birincil derecede sorumlu

oldukları bir alan olmayışından kaynaklanabilir (38).

Tedaviden ne kadar fayda görüleceğinin hastalara anlatılması gerekliliği

konusunda; hastaların aylık gelir durumları arttıkça bu soruya verdikleri cevapların

65

Page 77: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

puan ortalamaları artarken, 0-300 YTL (4.62 ± 0.65), 301-600 YTL (4.87 ± 0.44), 601-

900 YTL (4.92 ± 0.28), 900 YTL ve üzeri gelir grubunda (4.73 ± 0.59) bu artışın devam

etmeyerek düştüğü ortaya çıkmıştır (p= 0.010).

Hastalığın vücutta yaptığı-yapacağı değişikliklerin anlatılması gerekliliği

konusunda; sağlık hizmeti alanların (4.60 ± 0.75), verenlerin vermek istediklerinden

(4.42 ± 0.64) daha fazla bilgi almak istedikleri ortaya çıkmıştır (p=0.000).

Zencir ve arkadaşlarının çalışmasında, hemşirelerin % 92,9, hekimlerin % 85,4

oranında hastaların prognozu bilme hakkına katıldıkları ortaya çıkmıştır. Bildirilen

sonuç bu çalışma ile uyumludur (55).

Teşhisin kesinleşmesinden sonra, hastalara yakalanmış oldukları hastalık

hakkında genel bilgi verilmesi gerekliliği konusunda; sağlık hizmetini alanların (4.71 ±

0.64), verenlerin vermek istediklerinden (4.34 ± 0.77) daha fazla bilgi almak istedikleri

ortaya çıkmıştır (p=0.000).

Hastalık teşhisi kesinleştikten sonra hastalara bilgi verilmesi konusundaki

görüşler ile hastalık kesinleşmeden genel bilgi verilmesi konusundaki görüşlerle

yaklaşık değerlerde bulunmuştur. Böylece araştırma bulgularının kendi içindeki

tutarlılığı kanıtlanmış; teşhis belli olsun/olmasın bilgi verme konusunda, hekimler ve

hemşirelerin hastaların beklentilerini yeterince karşılayamadıkları ortaya çıkmıştır.

Sağlık profesyonellerinin çalışma yıllarına göre verdikleri yanıtların puan ortalamaları,

0-9 yıl (4.39 ± 0.72), 10-19 yıl (4.37 ± 0.76), 20 yıl ve üzeri çalışanların ise (4.08 ±

0.92) olarak bulunmuştur. (p=0,011).

Bu konuda sağlık profesyonelleri çoğunlukla bilgi verme yanlısı olmakla

beraber, çalışma yılı az olanların teşhis kesinleştikten sonra daha fazla bilgi verme

yanlısı oldukları bulunmuştur. Bu sonuçlar, çalışma yılı az olanların tanıyla ilgili

tahmini bilgileri, diğer bulgularla doğrulamadan hastaya söylemekten kaçındıkları;

çalışma yılları arttıkça, teşhis kesinleşmeden olası çıkabilecek sonuçların, hastaya

önceden verilebileceği görüşünde oldukları şeklinde yorumlanabilir.

Teşhis kesinleşmeden önce bilgi vermek istemelerinin nedeni, hastanın

sorularını cevapsız bırakmamak, merak, ve endişelerini gidermek, hastayı olası tanıya

alışması yönünde hazırlamak yaklaşımını benimsemeleri şeklinde yorumlanmıştır.

66

Page 78: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Hastaların bakımlarıyla ilgili olarak hemşireler tarafından bilgilendirilmeleri

gerekliliği konusunda, sağlık hizmeti alanların (4.61 ± 0.67), verenlerden (4.39 ± 0.66)

daha fazla bilgi almak istedikleri ortaya çıkmıştır (p= 0.000).

Zencir ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, hemşirelerin % 87.0, hekimlerin %

88.8 oranında hastaların, bakım ve tedavi uygulamalarını bilme haklarının olduğunu

bulmuşlardır. Çalışmanın bakımla ilgili bilgilendirme gerekliliği konusunda ortaya

çıkan sonuçları, Zencir ve arkadaşının sonuçlarıyla uyumludur.

“Hasta bakımı ile ilgili hizmetler hemşirelik mesleğinin bağımsız fonksiyon

alanları içine girmektedir” (38,58). Çalışmanın diğer sonuçlarına benzer şekilde, sağlık

profesyonellerinin bu konudaki yaklaşımları hastaların beklentilerini yeterince

karşılamadığı görülmektedir. Hemşirelik hizmetlerinin sunumu sırasında hasta

bakımında iki türlü yaklaşım modeli benimsenmektedir. Bunlardan birincisi

alışılmış/geleneksel bir yaklaşım olan “iş merkezli” bakım modelidir. İş merkezli bakım

modeli kliniğin yataklarının yapılması, tansiyonların alınması gibi rutin işleri öncelikli

hale getirerek hastayı bir birey olarak ele alma durumunu olumsuz etkilemektedir.

“Hasta merkezli” bakım modeli ise hastaya ait verilerin toplanması, hemşirelik

tanısının konulması, bakım ihtiyaçlarının saptanması, uygulanması ve verilen bakımın

etkilerinin değerlendirilmesi biçimindedir. İş merkezli bakım modelinde işlerin

bitirilmesi önceliği varken, hasta merkezli bakım modelinde hasta ve ihtiyaçları ön

plana geçmiştir.

Hasta başına düşen hemşire sayısının azlığı nedeniyle, hemşirelik hizmetleri

çoğunlukla “hasta merkezli” değil “iş merkezli” bakım modelinin uygulanması şeklinde

yürütülmektedir. Bu durum da hastaların bazı ihtiyaçlarının karşılanamamasına neden

olmaktadır (38,58).

Tedavi ile ilgili birden çok seçenek olduğunda hastalara anlatılması gerekliliği

konusunda; sağlık hizmetini alanların (4.49 ± 0.86) verenlerden (4.32 ± 0.77) daha fazla

bilgi istedikleri ortaya çıkmıştır. (p= 0.005). Sağlık hizmetini verenlerin cinsiyetlerine

göre dağılımlarına bakıldığında erkeklerin (4.43 ± 0.72) kadınlardan (4.24 ± 0.79) daha

fazla (p= 0.009), hekimlerin (4.40 ± 0.73) hemşirelerden (4.23 ± 0.80) daha fazla (p=

0.019) bilgi verme yanlısı oldukları ortaya çıkmıştır. Tedavi seçeneklerinin hastalara

anlatılması gerekliliği konusunda; öğretim üyelerinin (4.55 ± 0.59) araştırma görevlileri

67

Page 79: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

(4.39 ± 0.72) ve uzman hekimlerden (4.19 ± 0.87) daha fazla bilgi verme yanlısı

oldukları görülmüştür (p=0.015).

Civaner ve arkadaşının hastalarla yaptığı çalışmada, hastaların % 51.5’inin

tedaviye onay verme konusunda yasal hakları olduğunun farkında oldukları

belirtilmiştir (54). Bu iki sonuç arasında bire bir karşılaştırma yapılamamakla beraber,

hastaların tedavi seçenekleri konusunda bilgi alma isteklerinin daha yüksek, yasal

haklarının farkındalığı oranının daha düşük olduğu görülmektedir.

Zencir ve arkadaşlarının 1999 da yaptıkları çalışmada ise hastaların tedavinin

risklerini ve seçeneklerini bilme hakkı olduğu konusundaki soruya hemşirelerin % 89,7,

hekimlerin % 91,0 oranında olumlu görüş bildirdikleri saptanmıştır. Bu çalışmanın

sonuçları Zincir ve arkadaşlarının çalışmasının sonuçları ile uyumludur (55).

Tanı, tedavi, takip ve koruma ile ilgili her türlü tıbbi uygulamanın hastalara tek

tek ve anlayabilecekleri bir dille anlatılması gerekliliği konusunda; sağlık hizmetini

alanların (4.73 ± 0.61), verenlerden (4.20 ± 0.73) daha fazla açıklama istedikleri ortaya

çıkmıştır ( p=0.000). Öğretim üyelerinin (4.40 ± 0.58) uzman hekim (4.29 ± 0.70) ve

araştırma görevlilerinden (4.03 ± 0.86) daha fazla açıklama yapma görüşünde oldukları

belirlenmiştir (p=0.002). Hekimlerin akademik çalışmaları ve eğitimleri arttıkça

hastalara bilgi verme yönündeki isteklerinin arttığı gözlenmiştir.

Bilindiği gibi tıbbi ortamlarda sağlık profesyonelleri arasında çeşitli sebeplerle

teknik terimler fazlaca kullanılmaktadır. Bu da tıbbın dışında olan insanların dili

anlayamamasına; hasta-sağlık profesyoneli iletişiminin yeterince iyi olmamasına neden

olmaktadır.

Aksoy’un da belirttiği gibi “hekimin hastayı hastanın ihtiyaç duyduğu kadar

bilgilendirilmesi esastır. Bu bilgilendirme hasta hangi dilden anlıyorsa o şekilde

yapılmalıdır. Hasta bir hekim ise bu bilgilendirme tıp dili ile yapılabileceği gibi, Türkçe

anlama düzeyi çok düşük bir hasta için farklı bir dilde, hatta işaret dili ile yapılabilir.

Konuşma, tarafların kendilerini en rahat hissettikleri lisanı kullanarak anlatmak

istediklerini karşıdakine aktarma sürecidir. Eğer bu sağlık çalışanları arasında tıp dili ile

oluyor ise bunu değiştirmek için herhangi bir dış zorlama yapılması yanlıştır” (59).

Çalışma sonuçlarımız da bu gerekliliği vurgulamaktadır.

Tedavi sırasında ortaya çıkabilecek bütün risklerin hastalara anlatılması

gerekliliği konusunda, sağlık hizmetini alanların (4.45 ± 0.99), verenlerin vermek

68

Page 80: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

istediklerinden (4.26 ± 0.73) daha fazla bilgi almak istedikleri ortaya çıkmıştır

(p=0.003). Hastaların eğitim düzeylerine göre; üniversite mezunlarının (4.93 ± 0.26)

orta-lise (4.52 ± 0.96) ve ilkokul (4.30 ± 1.07) mezunlarından daha çok riskleri

öğrenmek istedikleri belirlenmiştir (p= 0.001). Bu sonuca göre hastaların eğitim düzeyi

arttıkça karşılaşabilecekleri olumsuzlukları bilme isteklerinin arttığı görülmektedir.

Hastaların eğitim düzeyi ve karşılaşacakları riskleri bilme isteği konusundaki artışla

ilgili olarak literatürde bir çalışmaya rastlanmamıştır.

Zencir ve arkadaşlarının 1999 da hastaların tedavinin risklerini ve seçeneklerini

bilme hakkını çalışmışlar bu çalışmaya göre hemşirelerin % 89,7, hekimlerin % 91,0’i

bu konuda olumlu görüş bildirmişlerdir. Söz konusu sonuçlar tez çalışması sonuçları ile

uyumludur (55).

Klinik uygulamalarda sıklıkla karşılaştığımız bir durum özellikle prognozu kötü

ise durumunun hastadan saklanması yönündedir. Sağlık profesyonelleri hem hastayla

konuşmaya hazır olmayışları nedeniyle hem de durum açıklandığında hastanın daha

fazla zarar göreceğini düşündüklerinden tanıyı ya da olası kötü sonuçları hastadan

saklamaktadırlar. Bu yaklaşıma literatürde de rastlamak mümkündür. Fan (60) hastalara

doğruyu söylemekten kaçınılmasının nedeninin, onların incineceklerini ve dolayısı ile

zarar göreceklerini düşünmekten kaynaklanabileceğini söylemiş olsa da tez çalışmasının

sonuçlarında ve Zincir ve arkadaşlarının çalışmasında da olduğu gibi, hastaya tüm

risklerin ve olası sonuçların anlatılmasının hasta-sağlık profesyoneli arasındaki güvenli

iletişimi sağlayacağı düşünülmektedir (55).

Taburcu olurken nelere dikkat edilmesi gerektiği, yaşamdaki kısıtlamalar ve

yaşam biçimini nasıl etkileyeceğinin anlatılması gerekliliği konusunda; sağlık hizmetini

alanların (4.88 ± 0.41), verenlerin vermek istediklerinden (4.51 ± 0.60) daha fazla bilgi

almak istedikleri ortaya çıkmıştır (p= 0.000).

Zencir ve arkadaşlarının çalışmasında hastaların takip sürecinin koşullarını ve

gereklerini bilme hakkı hemşirelerde % 97,1 hekimlerde %98,9 olarak saptanmıştır (55).

Sağlık profesyonellerinin bu konudaki yaklaşımları Zincir ve arkadaşlarının

çalışmasındaki sonuçlarla uyumludur.

Savulescu yeni bir yaklaşım benimseyerek, hastalar için neyin iyi olacağı

konusunda, onlarla mantıklı bir biçimde tartışıldıktan sonra hastaların karar vermelerini

sağlanması gerektiğini savunmaktadır. Bunun eski stilden farkı, bilgilendirmenin tam

69

Page 81: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

olarak yapılıp “iyinin ne olduğu konusunda doktorun düşündükleri söylenmeden

hastanın kendisi için iyi olanı seçmesi” şeklinde açıklanmaktadır (62).

Önal ve arkadaşının yaptığı araştırmada; hastaların sahip olması gereken haklar

bağlamında, bilgilenme hakkı yaklaşık yüzde yetmiş oranında kabul görmektedir. Bu

çalışmada hastaların bilgilenme hakları konusundaki ortalama puanlarının Önal’ın

çalışması ile uyumludur (42).

Civaner ve arkadaşının yaptığı çalışmada, çalışma ve kontrol grubu alınarak,

çalışma grubuna hastalığın tanı, tedavisi, girişimlerin riskleri ve alternatif tedavi

yöntemleri hakkında sözel olarak bilgi verilip cerrahi girişim öncesi yazılı onamları

alınmıştır. Çalışma grubunun % 90’ların üzerinde bilgilendikleri, kontrol grubunun ise

yarıdan fazlasının bilgilenmedikleri bildirilmiştir. Bilgilendirme özellikle

yapılmadığında, hastaların yarıdan fazlasının hastalıkları konusunda birçok şeyi

bilmedikleri belirlenmiştir (41).

5. 2. 4. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Mahremiyetin Korunması

İle İlgili Görüşleri.

Bazen hasta ihtiyaçlarının karşılanması sırasında mahremiyetin korunmaya

çalışılması zorlaşmaktadır. Birey fiziksel, ruhsal ve aynı zamanda sosyal bir varlık

olmasıyla bağlantılı olarak, çevresinden ayrı düşünmek yanlış olur. Bunun yanında bir

çok “doğu kültürü”ne sahip olan toplumlarda olduğu gibi ülkemiz insanının, bireysel

anlamda yaşamaya alışık olmadığı unutulmamalıdır (44,63). Türkiye’deki sağlık

sisteminin olanaklarının kısıtlılığı ve toplumun kültürel yapı özellikleri nedeniyle,

hastayı ailesinden ve yakınlarından ayrı ve tek başına düşünerek sağlık hizmeti sunmak

olanaksızdır. Bu bağlamda hemşireler hasta yakınları ile hasta bilgilerini paylaşmak

zorunda kalmaktadır. Hasta ailesi ve yakınlarının da hastanın durumunu bilmek

istemeleri oldukça doğaldır. Ancak bu hastaya ait her türlü bilgiyi hasta ailesi ve

yakınlarına aktarmak anlamına gelmemelidir. Aktarılacak olan bilginin hastanın onayı

alındıktan sonra verilmesi etik açıdan uygun da olacaktır (64,65).

Hastaların izinleri olmadan hastalıkları ile ilgili bilgilerinin yakınlarına

söylenmemesi gerektiği konusunda; sağlık hizmetini alanlar (4.40 ± 0.92), verenlerden

(4.18 ± 0.90) daha fazla mahremiyeti koruma yönünde oldukları ortaya çıkmıştır (p=

70

Page 82: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

0.001). Sağlık profesyonellerinden hekimlerin (3.33 ± 1.19), hemşirelerden (3.09 ±

1.10) daha fazla (p= 0.022), erkeklerin (4.37 ± 0.88) kadınlardan (4.06 ± 0.89) daha

fazla bilgiyi paylaşmama yönünde görüş bildirdikleri belirlenmiştir (p= 0.000). Bu

konuda öğretim üyelerinin (4.56 ± 0.61), uzman hekim (4.22 ± 1.03) ve araştırma

görevlilerinden (4.22 ± 0.91) daha fazla bilgiyi paylaşmama yönünde görüş bildirdikleri

ortaya çıkmıştır (p=0.014).

Hasta dosyalarındaki bilgilerin tedavi ekibi dışındaki hastane personeline

söylenmemesi gerekliliği konusunda; hastalar (4.40 ± 0.92), hekim (4.33 ± 0.86) ve

hemşirelerden (4.01 ± 0.90) daha fazla bilgiyi tedavi ekibi dışındaki hastane personeli

ile paylaşmama yönünde görüş bildirmişlerdir (p= 0.000).

Hastalar kendilerinin tedavilerini üstlenen sağlık profesyonelleri dışındaki diğer

mesleki ihtisası olan bireylere güvenmezken, yakınları ile hastalığa ilişkin bilgileri

paylaşma yönünde daha fazla görüş bildirdiler. Bu sonuç hastaların, mesleki ihtisası

olan bireylerden medet ummaktan ziyade yakınlarıyla duygusal paylaşımı yaşamayı

tercih ettikleri şeklinde yorumlanabilir (12).

Hastaya ait dosya bilgilerinin hasta yakınlarına verilmesiyle ilgili olarak

hemşirelerin, hastalara ait bilgilerin aile çevresi ve hastane personelinden fazlaca

saklama yanlısı olmazken, muayene sırasında öğrenci ve stajerlerin ortamda hazır

bulunmaları ile ilgili hastalardan izin alınması gerektiği konusunda daha duyarlı

oldukları belirlenmiştir.

Tıbbi kayıtların bilimsel çalışmalarda kullanılabilmesi için, hastaların

bilgilendirilmesi ve rızalarının alınması gerekliliği konusunda; sağlık hizmetini

verenlerin mesleklerine göre, hemşirelerin (4.10 ± 0.82) hekimlerden (3.90 ± 1.06) daha

duyarlı oldukları ortaya çıkmıştır (p= 0.026). Bu konuda sağlık profesyonellerinin

cinsiyetlere göre; kadınların (4.10 ± 0.82) erkeklerden (3.85 ± 1.12), daha fazla

mahremiyeti koruma yönünde oldukları belirlenmiştir (p= 0.006).

Hekimlerin uzmanlık alabilmeleri genellikle çalıştıkları kliniklerde hastalar

üzerinde çeşitli araştırmalar yapmalarını zorunlu kılmakta, böyle bir zorunluluk

hemşireler için söz konusu olmamaktadır. Bu farkın henüz klinisyen hemşirelerin

hekimler kadar araştırma yapma zorunluluklarının olmamasından kaynaklandığı

düşünülebilir.

71

Page 83: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Eğitim hastanelerinde tedavi ekibi dışındaki (stajerler, öğrenciler vb)

gözlemcilerin, tıbbi uygulamalar sırasında aynı ortamda bulunacaklarında hastalardan

izin alınması gerekliliği konusunda; hemşireler (3.80 ± 3.08) hekimlerden (2.99 ± 1.27)

ve hastalardan (3.46 ± 1.47) daha duyarlı çıktı (p=0.000). Mesleklere bakıldığında

hemşirelerin (3.80 ± 3.08) hekimlerden (2.99 ± 1.27) daha fazla mahremiyeti koruma

yanlısı oldukları ortaya çıkmıştır. (p= 0.000). Sağlık hizmeti verenlerin cinsiyetlere

göre, kadınların (3.64 ± 2.81) erkeklerden (2.98 ± 1.29) daha fazla mahremiyeti koruma

yanlısı oldukları ortaya çıktı (p= 0.003).

Zencir’in yaptığı çalışmada mahremiyetin korunması hakkı ile ilgili olarak,

hemşirelerin %81.4, hekimlerden % 10.2 fazla duyarlılık gösterdikleri görülmektedir (55). Zencir ve arkadaşlarının yaptığı çalışmanın bu sonucu, bizim çalışmamız ile

uyumsuzdur.

Lemonudou ve arkadaşları, ameliyat sonrası hastalarda hemşirelik

müdahalelerinde hasta otonomisi, mahremiyet, aydınlatma ve rızanın hemşireler ve

hastalar tarafından algılanışının karşılaştırmıştır. Sonuçlar hemşirelerin hastalardan daha

fazla hasta mahremiyetinin korunmasına inandıklarını ortaya koymaktadır (66). Bu

çalışmanın, eğitim hastanelerinde hasta muayenesi sırasında, stajer ve öğrencilerin tıbbi

uygulama sırasında, gözlemci olarak bulunacaklarında hastadan izin alınması gerekliliği

ile ilgili sonuçları ile Lemonudou ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmanın sonuçları ile

uyumludur.

Diğer yandan Önal ve arkadaşının çalışmasında genel olarak kız intörnlerin

erkeklere göre biraz daha duyarlı oldukları görülmekle beraber, hastaların sahip olması

gereken haklar bağlamında gizliliğin yüzde yirmi olarak bulunması bizim çalışmamızla

uyumsuzdur (42).

Ersoy ve arkadaşlarının hekimlerin etik duyarlılığı ile ilgili araştırmalarında,

hastanın mahremiyetine saygı gösterme ve hastaya gerçeği söyleme konusundaki iki

vaka öyküsü verilmiştir. Bu öyküler hakkındaki değerlendirmelerinde özerkliğe saygı

gösterme yaklaşımı ağır basmaktadır (67,68). Tez çalışmasının bu sonucu Ersoy ve

arkadaşlarının değerlendirmelerine uymaktadır.

72

Page 84: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

5. 2. 5. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların, Sağlık Hizmetlerini

Seçme, Sorgulama, Reddetme Konusundaki Görüşleri

Uygulanacak tıbbi işlemlerde birden fazla tedavi seçeneği varsa hastaların

tedaviyi seçmeleri gerektiği konusunda; sağlık hizmetini alanlar (3.14 ± 1.47)

verenlerden (3.48 ± 1.10) daha az istekli bulundu ( p=0.000). Burada diğer sonuçlardan

farklı olarak hastaların, tedavi seçeneklerini daha fazla sağlık profesyonellerine bırakma

yönünde görüş bildirdikleri söylenebilir. Bu çalışma Lemonudou ve arkadaşlarının

yaptığı çalışma ile uyumludur (64).

Hastaların sağlıkla ilgili bilgi düzeylerinin sağlık profesyonellerinden az olması

ve hastalık halinde özerkliğin azalması nedeni ile tıbbi konulardaki kararı daha çok

“konuyu bilenlere” bırakma yönünde oldukları şeklinde yorumlanabilir (26,54). Civaner

ve arkadaşı çalışmasında, hastaların % 80.9’unun uygulanacak tedavi konusunda,

doktorunun kendi yerine karar vermesini uygun bulduklarını belirtmiştir. Ayrıca

hastaların uygulanacak tanı ve tedavi yöntemlerinin olası zararlarını, yan etkilerini

bilmelerinin % 71.9 oranında tedaviyi reddetmelerine neden olmayacağını

bildirmiştir(54).

Her türlü tıbbi uygulama için, hastalardan hastaneye yatış sırasında alınan

genel izinin yeterli olduğu konusunda; sağlık profesyonelleri (3.16 ± 1.16) hastalardan

(2.61 ± 1.47) daha fazla özerkliğe saygı yanlısı çıkmıştır ( p=0.000). Sağlık

profesyonellerinin çalışma yıllarına göre, 0-9 yıllık çalışanların puan ortalamaları (3.28

± 1.15), 10-19 yıllık çalışanların (3.09 ± 1.17), 20 yıl ve üzeri çalışanların ise (2.90 ±

1.17) olarak bulunmuştur (p=0,041). Çalışma yılı fazla olanlar az olanlara göre,

hastaneye yatış sırasında alınan izni yeterli olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir. Bu

konuda hemşireler (3.31 ± 1.12) hekimlerden (3.00 ± 1.19) daha fazla özerkliğe saygı

yönünde görüş bildirmişlerdir (p= 0.004). Bu konuda uzman hekimlerin (3.43 ± 1.11)

öğretim üyeleri (2.97 ± 1.17), (p=0.023) ve araştırma görevlilerinden (2.76 ± 1.17) daha

(p=0.001) fazla özerkliğe saygı yanlısı oldukları ortaya çıkmıştır (p=0.003).

Sağlık profesyonellerinin hastanede yapılacak uygulamalarla ilgili olarak her

türlü soruyu sorma fırsatını hastalara vermeleri gerekliliği konusunda; sağlık hizmetini

alanlar (4.61 ± 0.74) verenlerden (4.26 ± 0.72) daha duyarlı bulunmuştur (p=0.000).

Hastalar (4.61 ± 0.74), hekimler (4.28 ± 0.76) ve hemşirelerden (4.24 ± 0.66) daha fazla

bilgi verilmesini istemektedirler (p= 0.000). Bu konuda öğretim üyelerinin (4.44 ±

73

Page 85: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

0.61), uzman hekimler (4.38 ± 0.70) ve araştırma görevlilerinden (4.10 ± 0.87) daha

(p=0.007) duyarlı oldukları ortaya çıkmıştır (p=0.005).

Hastaların hastanede yapılacak olan tıbbi uygulamalar sırasında, sağlık ekibi ile

aralarında görüş ayrılığı (akıl yatmaması, benimsememe) olduğunda yapılacak

uygulamayı reddetmeye hakları olduğu konusunda, sağlık hizmetini verenler (4.18 ±

0.84) alanlardan (3.92 ± 1.32) daha duyarlı bulunmuştur (p= 0.001).

Tıbbi uygulamayı reddetme konusunda hastalar daha az reddetme yanlısı iken,

sağlık profesyonelleri hastaların uygulamayı reddetme haklarının olduğu görüşünü

benimseyerek hastalardan daha çok özerklik yanlısı bulunmuştur. Sağlık hizmetini

verenlerin cinsiyetlere göre dağılımına bakıldığında erkeklerin (4.34 ± 0.82)

kadınlardan (4.07 ± 0.85) daha fazla hastaların yapılacak işlemi reddetmeye hakları

olduğu görüşünü benimsedikleri ortaya çıkmıştır (p= 0.001). Sağlık hizmetini verenlerin

mesleklerine bakıldığında, hekimlerin (4.30 ± 0.81) hemşirelerden (4.05 ± 0.86) daha

duyarlı oldukları (p= 0.001), öğretim üyelerinin (4.46 ± 0.63) uzman hekim (4.34 ±

0.81) ve araştırma görevlilerinden (4.15 ± 0.91) daha (p=0.024) duyarlı oldukları ortaya

çıkmıştır (p=0.027). Hekim, hemşire ve hastalar arasında yapılan karşılaştırmada,

hekimlerin (4.30 ± 0.81) hemşireler (4.05 ± 0.86) (p=0.008) ve hastalardan (3.92 ±

1.32) daha (p=0.000) duyarlı oldukları ortaya çıktı (p= 0.000).

Zencir ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, hemşirelerin % 61.4, hekimlerin %

53.9 oranında hastaların tıbbi uygulamayı reddetme haklarının olduğunu kabul ettikleri

belirtilmiştir (55). Oysa bu çalışmada hem hekimlerin hem de hemşirelerin, hastaların

reddetme haklarının olduğunu kabul eden görüşler daha fazla çıkmıştır. Bu çalışmada

diğer sonuçların aksine; hastaların, hekim ve hemşirelerden daha az reddetme haklarının

olduğu konusunda görüş bildirdikleri ortaya çıkmıştır. Bu sonuç bir yandan hastaların

reddetme haklarının olduğunun çok farkında olmadıkları, diğer yandan kendilerine

önerilen tedaviyi kabul etmekten başka çarelerinin olmadığını düşündükleri şeklinde

yorumlanabilir.

Hastaların tedavi sırasında beklentilerinin karşılanmadığı durumlarda

doktorlarını değiştirmeye hakları olduğu konusunda, sağlık hizmetini alanların (4.31 ±

1.11) verenlerden (3.92 ± 1.04) daha duyarlı oldukları ortaya çıkmıştır (p=0.000).

Sağlık hizmetini alan hastaların (4.31 ± 1.11), hemşirelerin (3.96 ± 0.97) ve

hekimlerden (3.89 ± 1.11) daha duyarlı oldukları ortaya çıktı (p= 0.000). Bu konuda

74

Page 86: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

öğretim üyelerinin (4. 15 ± 0.89) araştırma görevlilerinden (3.66 ± 1.20) daha (p=0.008)

fazla özerkliğe saygı yönünde oldukları ortaya çıkmıştır (p=0.011). Gerek sağlık

profesyonelleri arasında gerekse hastalar arasında, eğitim durumu arttıkça hasta

özerkliğine saygının arttığı görülmektedir. Buna göre ister genel anlamda, ister

akademik düzeyde, her türlü eğitim artışının hasta özerkliğine saygıyı artırdığı

söylenebilir.

Civaner ve arkadaşının çalışmasında hastaların % 40.2’si tedavisi kendi istediği

biçimde yapılmayacaksa tedaviyi reddedeceklerini belirtmişlerdir (54). Bu çalışmada

hastalar, her ne kadar sağlık profesyonellerine göre tedaviyi reddetme haklarının olduğu

konusunda daha az duyarlı çıksalar da, Civaner ve arkadaşının çalışmasından farklı

olarak, hastaların reddetme oranları daha yüksek çıkmıştır.

Ersoy ve arkadaşlarının hekimin etik duyarlılığı ile ilgili araştırmalarında

özerkliğe saygı gösterme ve yarar sağlama ilkesi arasında çatışma olan dört örnek vaka

hakkında hekimlerden görüş istenmiştir. Tedaviyi reddetme hakkının söz konusu

edildiği ilk iki vakada katılımcıların yarar sağlama ilkesini özerkliğe saygı gösterme

ilkesinden üstün tuttukları görülmektedir (67).

Ersoy ile Altun’un yaptığı çalışmada, hastanın “ölümüne neden olsa bile”

tedaviyi reddetme hakkına sahip olduğu görüşünü benimseyen tıp öğrencilerinin oranı

% 55,6, hemşirelik-ebelik öğrencilerinin oranı ise % 32,4 tür. Bireyin kendi sağlığı ile

ilgili tüm kararlara katılma hakkına sahip olduğu görüşünü ise tıp öğrencilerinin %

56,1’i hemşirelik öğrencilerinin % 77,9’u benimsemişlerdir (69).

5. 2. 6. Sağlık Profesyonellerinin ve Hastaların, Bilinci Yerinde Olan

Hastalar Yerine Yakınlarından İzin Alınması İle İlgili Görüşleri

Bilinci yerinde olan hastalara, hastanede yapılacak olan tıbbi uygulamalar için

kendilerinin yerine, yakınlarından izin alınmasının uygun olacağı konusunda; sağlık

hizmetini alanların (2.71 ± 1.50) verenlerden (2.28 ± 1.14) daha fazla özerklik yanlısı

olduğu bulundu (p= 0.000). Burada dikkati çeken sonuç her iki grubun da puanlarının

3.00 değerinin altında çıkmasıdır. Oysa diğer sorulara verilen cevaplar genellikle üç’ün

üzerinde çıkmıştır. Hastaların puanları sağlık profesyonellerinden yüksek olmakla

75

Page 87: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

beraber, aslında her iki grup da hasta yakınlarından izin alınabileceğini ifade ederek

paternal eğilim göstermektedirler.

Sağlık hizmetini alan kadınların (2.90 ± 1.44) erkeklerden (2.53 ± 1.53) daha

fazla özerkliğe saygı yanlısı oldukları bulunmuştur (p= 0.042). Sağlık hizmetini alan

hastaların (2.71 ± 1.50) hekimlerden (2.19 ± 1.12) ve hemşirelerden (2.38 ± 1.16)

(p=0.005) daha fazla özerkliğe saygı yanlısı olduğu bulunmuştur (p= 0.000). Bu

rakamlar hastaların ve sağlık profesyonellerinin uygulamada ne yapıldığını ifade

etmeleri bakımından dikkate değer sonuçlardır.

Özellikle yakını sağlık profesyoneli olan hastalara yapılan uygulamaların

birçoğunda, hasta yerine hasta yakını ile konuşularak, “hasta yokmuş gibi”

davranılmaktadır. Hasta ailesi ya da yakınına açıklanan hasta ile ilgili bilgiler, ayrıca

hasta ile paylaşılmamaktadır. Kuşkusuz bazı durumlarda hasta ailesi ya da yakını ile

izin konusunu görüşmek kaçınılmaz olabilir. Ancak burada sözü edilen “bilinci yerinde

olan hasta”dır. Hastanın sağlık çalışanlarından birisi olduğu durumda ise başka bir

yaklaşımla; hastanın bu bilgileri bildiği varsayılarak, hasta gibi değil bir sağlık

profesyoneli gibi davranılarak, hastalıkla ilgili bilgiyi bildikleri varsayılmaktadır (70).

Tıbbi uygulamalar sırasında hastanın bilinci yerinde olmadığında yakınlarından

izin alınması yasal olarak da kabul edilen bir durumdur. Bazı durumlarda ise hastanın

yanında hiç kimse bulunmayarak, sorumluluk tamamen çalışan sağlık profesyonellerine

kalmaktadır. Bu durumda hastanın savunuculuğu sağlık profesyonelleri tarafından

sağlanmaktadır. Sağlık profesyonelleri hasta savunucusu olarak rol aldıklarında,

hastanın kişisel özellikleri, değer yargıları gibi özelliklerine uygun seçimleri

yapmalıdırlar. Ancak bunlara dikkat edildiği takdirde hasta özerkliğine saygılı

davranılmış olmaktadır (71,72).

Sağlık hizmetini verenlerin mesleklere göre dağılımına bakıldığında; bilinci

yerinde olan hastalara, hastanede yapılacak olan tıbbi uygulamalar için, kendilerinin

yerine yakınlarından izin alınmasının uygun olacağı konusunda, hekimlerin (3.83 ±

1.11), hemşirelerden (3.61 ± 1.17) daha fazla özerkliğe saygı yanlısı olduğu

bulunmuştur (p= 0.037).

Ersoy ve arkadaşlarının hekimlerin etik duyarlılığı ile ilgili araştırmalarının,

hemşirelere uyarlanmış versiyonunda yarar sağlama ile özerkliğe saygı göstermenin

çatıştığı ilk vakada katılımcıların büyük kısmı yarar sağlamayı özerkliğe saygı

76

Page 88: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

göstermeye yeğlemiştir. Hastanın sırrını saklamakla sağlık kurumuna maddeten zarar

vermenin söz konusu olduğu ikinci vaka örneğinde ise katılımcıların çoğu sırrı

saklamaktan yani özerkliğe saygı göstermekten yana tavır almıştır. Üçüncü vaka

örneğinde, çatışma hastanın gerçeği bilme hakkı ile bu bilginin yol açacağı psişik

durumdan ötürü görebileceği zarar arasında olup, katılımcıların çoğu özerkliğe saygı

göstermeyi; gerçeği söylemeyi uygun bulmuştur. Son vaka örneğinde ise aynı değer

çatışmasının farklı biçimde kurgulanmış versiyonu yer almakta olup katılımcılar bu kez

zarar vermeme ilkesine bağlı kalmayı özerkliğe saygı göstermeye tercih etmiştir (69).

5. 2. 7. Sağlık Hizmetini Verenlerin ve Alanların Hastanede Hastaların

İnançlarının Yerine Getirilmesinde Destek Olunması İle İlgili Görüşleri

Hastaların dinsel inançlarının gereklerini yerine getirmesine, tıbben sakıncalı ve

hastane kurallarına aykırı olmamak koşuluyla, destek olunması gerekliliği konusunda;

hemşirelerin (4.24 ± 0.61) hastalardan (4.18 ± 0.94) ve hekimlerden (3.95 ± 0.97)

(p=0.003) daha fazla özerkliğe saygı yanlısı olduğu bulunmuştur (p= 0.001). Bu

konuda hastaların görüşlerinin hemşirelerle daha yakın olduğu görülmektedir. Bunun

nedeni hemşirelerin hastaları daha uzun süre gözleme imkanı bulmaları, hastanın her

türlü ihtiyacından haberdar olmaları, ihtiyaçların karşılanması yönünde kliniğin

olanaklarını hastalara sunmaya çalışmaları olabilir. Hastalar sıklıkla bu tür ihtiyaçlarını

hemşirelere bildirmektedirler. Literatürde bu konuda bir çalışmaya rastlanmadığından

karşılaştırma yapılamamıştır.

77

Page 89: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

6. 1. Sonuçlar

Tez çalışmasının temel amacı, hastaların ve sağlık profesyonellerinin özerkliğe

saygı ve paternalizm konusundaki görüşlerinin incelenerek, hizmeti alan tarafın almak

istediklerini, hizmeti veren tarafın vermek istediklerini ortaya çıkarmak; bu iki taraf

arasındaki hasta özerkliği temelindeki görüşleri belirlemek, karşılaştırmak, bu görüşlerin

örtüşen ve ayrışan yönlerini belirlemek ve çıkan sonuçları birbiriyle karşılaştırmaktır.

Hasta özerkliği konusundaki görüşlerin hastaların eğitim durumları, cinsiyetleri,

aylık gelir durumları gibi özellikleriyle değişip değişmediğine bakılmıştır. Bunun yanında

hekimlerin ve hemşirelerin; çalışma yıllarına, akademik eğitim durumlarına, cinsiyetlerine,

mesleki dağılımlarına, çalıştıkları klinik ve hastanelere göre hasta özerkliğine saygı

konusundaki görüşlerinin değişip değişmediği irdelenmiştir. Kendi içinde irdelenen bu

bilgiler, sağlık hizmetini alanlar ve verenler arasında karşılaştırma yapılarak, örtüşen ve

ayrışan tarafları saptanarak değerlendirilmiştir. Yapılan karşılaştırmalarda aralarında

istatistiksel açıdan anlamlı fark çıkan bilgiler her iki tarafın görüşlerinin örtüşmediğini

göstermektedir. Aralarında anlamlı fark çıkmayan görüşler ise her iki tarafın görüşlerinin

örtüşen taraflarını göstermektedir.

Araştırmadaki puanlar, en fazla özerklik yanlısı olma beş puan, en düşük

özerklik yanlısı olma bir puan verilerek değerlendirilmiştir.

Buna göre; araştırmada her iki grubunda özerkliğe saygı yanlısı görüş

bildirdikleri, ancak hastaların özerkliğe saygı konusundaki görüşlerinin sağlık

profesyonellerinden daha fazla olduğu yönündedir.

Özerkliğin gündelik yaşamda kullanımı ile ilgili olarak, hastaların ve sağlık

profesyonellerinin her iki tarafın da görüşlerinin aynı olduğu anlaşılmıştır. Araştırmanın

başında, aynı kültür ve coğrafyada yaşayan insanların gündelik yaşama ilişkin

yaklaşımlarının, eğitim, meslek sahibi olma gibi çeşitli değişkenlere bağlı olarak

değişebileceği, farklı olabileceği düşünülmekle beraber araştırma sonucu bu yönde

çıkmamıştır.

Hastaların eğitim düzeyi arttıkça özerkliğe saygı konusundaki duyarlılıklarının

artmakta olduğu görülmektedir. Hastaların gelir düzeyleri arttıkça özerkliğe saygı

78

Page 90: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

konusundaki duyarlılıkları artarak aylık geliri 900 YTL ve üzeri olanlarda bu artışın

devam etmeyerek durakladığı görülmektedir. Ülkemizde geleneksel davranış modeli

olarak kadınların erkekler göre daha bağımlı oldukları yönünde genel bir kanı olmakla

beraber, hasta özerkliğine saygı konusundaki duyarlılıklarının, kadın hastalarda erkek

hastalardan daha yüksek olduğu saptanmıştır.

Hasta özerkliğine saygı konusundaki genel yaklaşımlara, sağlık

profesyonellerinin aralarında çok fark bulunmamakla beraber, cinsiyetlere göre

erkeklerin kadınlardan daha duyarlı oldukları görülmüştür. Bu farklılık özerkliğe saygılı

davranışın özelliğine göre bazen cinsiyetler arasında, bazen de meslekler arasında

ortaya çıkmıştır.

Sağlık profesyonellerinin çalışma yılları arttıkça özerkliğe saygı konusundaki

duyarlılıklarının arttığı görülmektedir. Hekimlerin akademik eğitim durumları arttıkça

özerkliğe saygı konusundaki duyarlılıklarının arttığı görülmektedir.

Cerrahların dahili branşlarda çalışan hekimlere göre daha paternalist oldukları

yönündeki bazı araştırma sonuçları ve yaygın kanı bulunmakla beraber, genel olarak

cerrahi ve dahiliye kliniklerde çalışan sağlık profesyonelleri ile özel olarak cerrah

hekimler ve dahiliyeci hekimler arasında beklendiği gibi bir farklılık çıkmamıştır.

Sağlık profesyonellerinin kendilerini hastalara tanıtmaları ile ilgili olarak,

hekimlerin hemşirelerden daha duyarlı oldukları anlaşılmıştır.

Hastaların sağlık profesyonellerinin kendilerini hastalara tanıtmalarını istemeleri

açısından yapılan değerlendirmede; konuya kadın hastalar erkek hastalardan daha

duyarlı olma yönündedir.

Hastalara isimleriyle hitap edilmesi ile ilgili olarak, hastaların sağlık

profesyonellerinden daha duyarlı oldukları görülmüştür. Bu konuda hastaların

cinsiyetlere göre görüşleri değerlendirildiğinde, kadın hastaların erkek hastalardan daha

duyarlı oldukları görülmüştür.

Hastalara isimleriyle hitap edilmesi ile ilgili olarak sağlık profesyonellerinin,

hemşirelerin hekimlerden, kadınların erkeklerden daha duyarlı oldukları tespit

edilmiştir.

Sağlık profesyonellerinin kendilerini tanıtmaları, hastalara isimleriyle hitap

etmeleri, yatış sırasında alınan genel iznin yeterliliği ile ilgili yaklaşımlarda, kadınlar

erkeklerden daha fazla özerkliğe saygı yanlısı görüş benimsemişlerdir.

79

Page 91: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

Kesin teşhis konulmadan önce hastalara hastalık hakkında genel bilgi verilmesi

gerekliliği konusunda, hastaların sağlık profesyonellerinden daha fazla bilgi istedikleri

belirlenmiştir. Öğretim üyesi olarak çalışan hekimlerin, uzman hekim ve araştırma

görevlisi olarak çalışan hekimlerden daha fazla bilgi verme yanlısı oldukları

görülmüştür.

Hastalığın teşhisi için yapılacak tıbbi uygulamaların ayrıntılarıyla anlatılması ile

ilgili olarak; hastaların sağlık profesyonellerinden daha fazla bilgi almak istedikleri

belirlenmiştir. Araştırmanın sonuçları sağlık profesyonellerinin çalışma yılları arttıkça

hastaya bilgi verme ile ilgili görüşlerinde artma olduğu yönündedir.

Tedaviden ne kadar fayda görüleceğinin hastalara anlatılması ile ilgili olarak;

sağlık hizmetini alanların, verenlerin vermek istediklerinden daha fazla bilgi almak

istedikleri belirlenmiştir. Bu konuda hastaların gelir düzeyleri arttıkça özerkliğe saygı

konusundaki duyarlılıklarının arttığı ancak aylık geliri 900 YTL ve üzeri olanlarda bu

artışın devam etmeyerek durakladığı görülmektedir. Sağlık profesyonellerinin

mesleklerine bakıldığında, hekimlerin hemşirelerden daha fazla tedavinin faydalarını

anlatma yanlısı oldukları belirlenmiştir.

Hastalığın vücutta yaptığı-yapacağı değişikliklerin anlatılması gerekliliği ile

ilgili olarak; hastaların sağlık profesyonellerinin vermek istediklerinden daha fazla bilgi

almak istedikleri belirlenmiştir.

Teşhisin kesinleştikten sonra, hastalara yakalanmış oldukları hastalık hakkında

genel bilgi verilmesi gerekliliği ile ilgili olarak; hastaların sağlık profesyonellerinin

vermek istediklerinden daha fazla bilgi almak istedikleri belirlenmiştir. Hastalık teşhisi

kesinleştikten sonra hastalara bilgi verilmesi konusundaki görüşler, hastalık

kesinleşmeden genel bilgi verilmesi ile yaklaşık değerlerde bulunarak, hem araştırma

bulgularının kendi içindeki tutarlılığı, hem de teşhis belli olsun olmasın bilgi verme

konusunda hekim ve hemşirelerin, hastaların beklentilerini aynı oranda

karşılayamadıkları ortaya çıkmıştır. Bu konuda sağlık profesyonelleri çoğunlukla bilgi

verme yanlısı olmakla beraber, çalışma yılı az olanlar teşhis kesinleştikten sonra daha

fazla bilgi verme yanlısı bulunmuştur. Bu sonuçlar, çalışma yılı az olanların tanıyla

ilgili tahmini bilgileri, diğer bulgularla doğrulamadan hastaya söylemekten kaçındıkları

yönündedir. Sağlık profesyonellerinin çalışma yılları arttıkça, teşhis kesinleşmeden de

80

Page 92: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

olası çıkabilecek sonuçların, hastaya önceden verilebileceği görüşünde oldukları ortaya

çıkmıştır.

Hastaların bakımlarıyla ilgili olarak hemşireler tarafından bilgilendirilmeleri

gerekliliği konusunda, sağlık hizmeti alanların, verenlerden daha fazla bilgi almak

istedikleri belirlenmiştir.

Tedavi ile ilgili birden çok seçenek olduğunda hastalara anlatılması gerekliliği

ile ilgili olarak; sağlık hizmetini alanların verenlerden daha fazla bilgi istedikleri

görülmektedir. Bu konuda sağlık profesyonellerinin; hekimler hemşirelerden, erkekler

kadınlardan daha fazla, bilgi verme yanlısı oldukları belirlenmiştir. Tedavi

seçeneklerinin hastalara anlatılması gerekliliği konusunda; öğretim üyelerinin araştırma

görevlileri ve uzman hekimlerden daha fazla bilgi verme yanlısı oldukları belirlenmiştir.

Tanı, tedavi, takip ve koruma ile ilgili her türlü tıbbi uygulamanın hastalara tek

tek ve anlayabilecekleri bir dille anlatılması gerekliliği ile ilgili olarak; hastaların, sağlık

profesyonellerinden daha fazla açıklama istedikleri görülmüştür. Öğretim üyelerinin

uzman hekim ve araştırma görevlilerinden daha fazla açıklama yapma görüşünde

oldukları ortaya çıkmıştır. Hekimlerin akademik çalışmaları ve eğitimleri arttıkça

hastalara bilgi verme yönündeki isteklerinin arttığı görülmektedir.

Tedavi sırasında ortaya çıkabilecek bütün risklerin hastalara anlatılması

gerekliliği ile ilgili olarak; hastaların, sağlık profesyonellerinin vermek istediklerinden

daha fazla bilgi almak istedikleri bulunmuştur. Hastaların eğitim düzeyi arttıkça

karşılaşabilecekleri olumsuzlukları, riskleri daha çok öğrenmek istedikleri yönünde

görüş bildirdikleri ortaya çıkmıştır.

Taburcu olurken nelere dikkat edilmesi gerektiği, yaşamdaki kısıtlamalar ve

yaşam biçimini nasıl etkileyeceğinin anlatılması gerekliliği ile ilgili olarak; hastaların

sağlık profesyonellerinin vermek istediklerinden daha fazla bilgi almak istedikleri

belirlenmiştir.

Hastaların izinleri olmadan hastalıkları ile ilgili bilgilerinin yakınlarına

söylenmemesi gerektiği ile ilgili olarak; sağlık hizmetini alanlar, verenlerden daha fazla

mahremiyeti koruma yönünde oldukları ortaya çıkmıştır. Sağlık profesyonellerinden

hekimlerin, hemşirelerden, erkeklerin kadınlardan daha fazla bilgiyi paylaşmama

yönünde oldukları belirlenmiştir. Bu konuda öğretim üyelerinin, uzman hekim ve

81

Page 93: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

araştırma görevlilerinden daha fazla bilgiyi paylaşmama yönünde görüş bildirdikleri

saptanmıştır.

Hasta dosyalarındaki bilgilerin tedavi ekibi dışındaki hastane personeline

söylenmemesi gerekliliği ile ilgili olarak; hastalar, hekim ve hemşirelerden daha fazla

bilgiyi tedavi ekibi dışındaki hastane personeli ile paylaşmama yönünde görüş

bildirmişlerdir.

Tıbbi kayıtların bilimsel çalışmalarda kullanılabilmesi için, hastaların

bilgilendirilmesi ve rızalarının alınması gerekliliği ile ilgili olarak; sağlık hizmetini

verenlerin mesleklerine göre, hemşirelerin hekimlerden daha duyarlı oldukları ortaya

çıkmıştır. Sağlık profesyonellerinden; kadınların erkeklerden daha fazla mahremiyeti

koruma yanlısı oldukları belirlenmiştir.

Eğitim hastanelerinde tedavi ekibi dışındaki (stajerler, öğrenciler vb)

gözlemcilerin, tıbbi uygulamalar sırasında aynı ortamda bulunacaklarında hastalardan

izin alınması gerekliliği ile ilgili olarak; hemşirelerin hekimlerden ve hastalardan daha

duyarlı oldukları saptanmıştır. Sağlık profesyonellerinin mesleklerine göre bakıldığında

hemşirelerin hekimlerden daha fazla mahremiyeti koruma yanlısı oldukları ortaya

çıkmıştır. Sağlık hizmeti verenlerin cinsiyetlere göre, kadınların erkeklerden daha fazla

mahremiyeti koruma yanlısı oldukları belirlenmiştir. Hastaların mahremiyet ile ilgili

sorulara verdikleri cevaplarda, hastalıkları ile ilgili bilgilerin, tedavileri dışındaki sağlık

profesyonellerine verilmesinden çok ailelerine verilmesi taraftarı olduklarını

belirtmişlerdir.

Uygulanacak tıbbi işlemlerde birden fazla tedavi seçeneği varsa, hastaların

tedaviyi seçmeleri gerektiği ile ilgili olarak; hastaların sağlık profesyonellerinden daha

az istekli oldukları ortaya çıkmıştır. Burada diğer sonuçlardan farklı olarak, hastaların

tedavi seçeneklerini değerlendirme ve seçme konusunda daha fazla sağlık

profesyonellerine bırakma yönünde görüş bildirmişlerdir.

Her türlü tıbbi uygulama için, hastalardan hastaneye yatış sırasında alınan genel

izinin yeterli olduğu ile ilgili olarak; sağlık profesyonellerinin hastalardan daha fazla

özerkliğe saygı yanlısı oldukları belirlenmiştir. Sağlık profesyonellerinin çalışma yılı

arttıkça özerkliğe saygı yönünde puanlarının azaldığı görülmektedir. Bu konuda

hemşirelerin hekimlerden daha fazla özerkliğe saygı yönünde görüş bildirdikleri ortaya

çıkmıştır. Uzman hekimlerin öğretim üyeleri ve araştırma görevlilerinden daha fazla

82

Page 94: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

özerkliğe saygı yanlısı oldukları belirlenmiştir. Sağlık hizmetini alan erkeklerin

kadınlardan daha fazla özerkliğe saygı yanlısı oldukları ortaya çıkmıştır. Bu konuda

hekimlerin hemşirelerden daha fazla özerklik yanlısı oldukları görülmektedir.

Sağlık profesyonellerinin hastanede yapılacak uygulamalarla ilgili olarak her

türlü soruyu sorma fırsatını hastalara vermeleri gerekliliği ile ilgili olarak; hastaların

sağlık profesyonellerinden daha duyarlı oldukları belirlenmiştir. Öğretim üyesi

hekimlerin, uzman hekim ve araştırma görevlilerinden daha duyarlı oldukları

belirlenmiştir.

Hastaların hastanede yapılacak olan tıbbi uygulamalar sırasında, sağlık ekibi ile

aralarında görüş ayrılığı “akıl yatmaması, benimsememe” olduğunda yapılacak

uygulamayı reddetmeye hakları olduğuna ilişkin; sağlık profesyonellerinin hastalardan

daha duyarlı oldukları belirlenmiştir.

Tıbbi uygulamayı reddetme konusunda hastalar daha az reddetme yanlısı iken,

sağlık profesyonelleri hastaların uygulamayı reddetme haklarının olduğu görüşünü

benimseyerek hastalardan daha fazla özerkliğe saygı yönünde oldukları belirlenmiştir.

Sağlık profesyonellerinin cinsiyetlere göre, erkeklerin kadınlardan daha fazla hastaların

yapılacak işlemi reddetmeye hakları olduğu görüşünü benimsedikleri ortaya çıkmıştır.

Sağlık profesyonellerinin mesleklerine göre, hekimlerin hemşirelerden daha duyarlı

oldukları bulunmuştur. Öğretim üyelerinin uzman hekim ve araştırma görevlilerinden

daha duyarlı oldukları ortaya çıktı.

Hastaların tedavi sırasında beklentilerinin karşılanmadığı durumlarda

doktorlarını değiştirmeye hakları olduğu ile ilgili olarak; hastaların sağlık

profesyonellerinden daha duyarlı oldukları saptanmıştır. Bu konuda öğretim üyelerinin

araştırma görevlilerinden daha fazla özerkliğe saygı yanlısı oldukları belirlenmiştir.

Gerek sağlık profesyonelleri arasında gerekse hastalar arasında, eğitim durumu arttıkça

hasta özerkliğine saygının arttığı görülmektedir.

Bilinci yerinde olan hastalara, hastanede yapılacak olan tıbbi uygulamalar için

kendilerinin yerine, yakınlarından izin alınmasının uygun olacağı ile ilgili olarak;

hastaların sağlık profesyonellerinden daha fazla özerklik yanlısı olduğu görülmüştür.

Burada dikkati çeken sonuç her iki grubun da puanlarının 5.00 üzerinden 3.00 değerinin

altında çıkmasıdır. Oysa diğer soruların cevapları genellikle üç’ün üzerindedir. Bu

konuda hastaların puan ortalamaları sağlık profesyonellerinden yüksek olmakla beraber,

83

Page 95: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

aslında her iki grup hasta yakınlarından da izin alınabileceğini ifade ederek paternal

eğilim göstermektedirler. Kadın hastaların erkeklerden daha fazla özerkliğe saygı

yanlısı oldukları belirlenmiştir. Bu konuda sağlık profesyonellerinden hekimlerin,

hemşirelerden daha fazla özerkliğe saygı yanlısı görüş bildirdikleri ortaya çıkmıştır.

Hastaların dinsel inançlarının gereklerini yerine getirmesine, tıbben sakıncalı ve

hastane kurallarına aykırı olmamak koşuluyla, destek olunması gerekliliği konusunda;

hemşireler hastalardan ve hekimlerden daha fazla özerkliğe saygı yönünde görüş

bildirmişlerdir.

6. 2. Öneriler

Sağlık profesyonelleri hastayla karşılaştıkları ilk andan itibaren hastanın eğitimi,

anlama-algılama düzeyi, iletişim kurulan ortamın özelliklerini de göz önüne alarak;

kendini tanıtma, hastayı tanıma, hasta ile yeterli iletişim kurma, hastaya ait bilgileri

hastayla konuşma, hastayı yeterince bilgilendirme vb. konularında en üst düzeyde özen

göstermelidir.

Hasta mahremiyetine özen gösterilmesi konusunda; gerek hasta muayeneleri

sırasında gerekse hastaya ait dosya bilgilerinin hastanın izni olmadan tedavi ekibi

dışındaki kişilerle paylaşılmamalıdır.

Hastaların birçoğu tıbbi tedaviyi ve uygulamaları seçme, reddetme haklarının

olduğunu bilmemektedir. Hastaneye yatmakla yapılmak istenilen her türlü tıbbi

uygulamayı kabul ettiklerini düşünmekte ya da tıbbi tedavi ve bakımı/uygulamayı bir

bilene bırakma eğiliminde oldukları görülmektedir. Hastaya tıbbi tedavi ve bakımın

bütün ayrıntıları ile anlatıldıktan sonra, böyle bir hakkının olduğu ve kendisi istemez ise

bu uygulamanın yapılamayacağı ifade edilmelidir.

Hastaya yapılacak olan tıbbi tedavi ve bakım, hastanın anlayabileceği biçimde

bütün ayrıntıları ile anlatılmalıdır. Hastaya yapılacak olan uygulama hakkında hastanın

anlayabileceği bir dil ile uygulama anlatılmalı ve bu konudaki soruları

cevaplandırılmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, uygulama

hastanın bilme ihtiyacı saptanarak bilmek istediği kadar anlatılması biçiminde olmalıdır.

Hastanın bilmek istediğinden ne daha az ne de daha fazla bilgi verilmemelidir. Daha az

bilgi hastayı rahatlatmayarak soru işaretlerinin devam etmesine, fazla ayrıntı ise daha

çok endişelenmesine neden olmaktadır. Hastaya kendisi istemezse bu uygulamanın

84

Page 96: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

yapılamayacağı ifade edilmelidir. Eğer tıbbi uygulama cerrahi değilse, yapılan

açıklamalardan ve hastanın anladığından emin olduktan sonra sözel onayı alınarak

uygulama gerçekleştirilmelidir. Tıbbi uygulama cerrahi ise, yapılan açıklamalardan ve

hastanın anladığından emin olduktan sonra, (bir üçüncü kişi ile birlikte ki bu kişinin

aileden birisi olmasında yarar vardır) yazılı onamının hastaya imzalatılmalıdır. Yapılan

her tıbbi uygulama için hastaya ayrı bilgilendirme yapılarak ayrı ayrı onamı alınmalıdır.

Yapılacak olan uygulama anlatılırken doğruyu söylemek, hasta özerkliğine saygı

gösterilmesi açısından önemlidir. Doğruyu söylemek aynı zamanda uyulması gereken

etik ilkelerdendir. Hastalar yapılacak tıbbi ve cerrahi uygulamalar için zaman zaman

sağlık profesyonellerinden garanti isterler. Hastaya hiçbir zaman garanti verilmeyerek

bütün olasılıklar onun anlayabileceği bir dil ile anlatılmalı ve kendi seçimini yapması

konusunda desteklenmelidir.

Sağlık hizmetlerinin bir ekip işi olduğu her zaman hatırlanmalıdır. Hastaya farklı

mesajların verilmemesi açısından, yapılan bilgilendirme/aydınlatma ve onam alma

sırasında hekim-hemşire ve hasta aynı ortamda birlikte olmalı, iletişim elverişli bir

ortamda sağlanmalıdır.

Hasta ile kurulan ilişkilerde hasta tek başına değildir. Bizim ülkemizin

geleneksel ilişkileri de göz önüne alınarak hasta ailesi/yakını yok sayılmadan, hasta

ailesiyle birlikte ele alınmalı ve onlara da gerekli bilgilendirme yapılmalıdır.

Sağlık profesyonellerinin mesleki eğitimleri sırasında, klinik uygulamaların

başladığı dönemlere denk gelecek şekilde; Biyoetik, tıbbi etik, hasta özerkliği, etik

yaklaşımlar, hasta hakları insan hakları, konu ile ilgili çeşitli uluslararsı bildirgeler,

iletişim, insan ilişkileri, hasta-sağlık profesyoneli ilişkileri, ekip ve empati kavramı vb.

konularda interaktif eğitim metotları kullanılarak eğitim verilmelidir.

Hastalığı olan ve hastalıkla birlikte yaşayan sağlık profesyonellerinin hastaları

daha iyi anlayacağı düşünülerek, yapılacak olan düzenlemelerde onların fikirleri

alınmalıdır.

Bu araştırmada sağlık profesyonelleri hastalardan daha az özerkliğe saygı yanlısı

bulunmuştur. Bu sonuçlar ve birbiriyle örtüşmeyen görüşler iki taraf arasında bir

memnuniyetsizlik yaratmaktadır. Buradan yola çıkarak;

Hasta başına düşen hekim-hemşire/diğer sağlık çalışanı sayısını artırılması,

dolayısı ile sağlık profesyonellerinin hastalara ayırmaları gereken zamanın artırılmasını,

85

Page 97: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

aynı zamanda sağlık profesyoneli-hasta arasındaki iletişimin en üst düzeyde

sağlanabilmesi için zaman ayrılmasını sağlayacaktır.

Yapılacak olan diğer çalışmalarla hastaların bu konudaki memnuniyet ve

memnuniyetsizlikleri belirlenmelidir. Görev içi eğitim programları düzenlenerek ya da

var olan programa dahil edilerek bu konunun sık sık gündeme getirilmesi sağlanmalıdır.

Bu konuda yapılacak eğitimde kullanılacak olan eğitim metodu, eğitime katılacak sağlık

profesyonellerinin, düşüncelerini açıkça ifade edebilecekleri ve tartışabilecekleri bir

ortamda sağlanacak şekilde olmalıdır.

Hasta hakları dernekleri gibi sivil toplum örgütlerinin kurulmasının ve

çalışmalarının desteklenmesi, bu derneklerin çalışmalarına destek olunması için sık sık

hasta hakları ile ilgili konferanslar, paneller verilmesi sağlanmalıdır.

Son zamanlarda sağlık bakanlığının yürüttüğü bir çalışmada hastanelerde hasta

hakları büroları kurulmaktadır. Bu çalışmanın alt yapısı hazırlanmadan bu bürolar

açılmış ve herhangi bir sağlık profesyoneli görevlendirilmiştir. Bürolar bu konuda

eğitim görmüş sağlık profesyonelleri tarafından yürütülerek aynı zamanda bir

danışmanlık servisi gibi çalışmalıdır. Ancak bu bürolarda çalıştırılmaya başlayan

görevlilerin konu ile ilgili eğitimleri bulunmamaktadır. Bu bürolarda çalışan sağlık

profesyonellerinin en kısa zamanda görev içi eğitimlere alınmalı bu eğitimler belirli

zamanlarda tekrarlanarak süreklilikleri sağlanmalıdır. Sağlık profesyonelleri tarafından,

gerek herhangi bir klinikte gerekse hasta hakları birimlerinde, hastalara hasta hakları ve

nasıl kullanacakları konusunda bilgiler verilmelidir. Bu bürolarda hastaları temsil eden

kişilerden de destek alınarak hasta ve hasta yakınlarından bir temsilci bu organizasyona

dahil edilmelidir.

Aynı araştırma toplumun genelini kapsayacak biçimde tekrarlanarak, toplumun

bu konudaki görüşlerinin bu araştırmanın sonuçları ile karşılaştırma yapılması yerinde

olacaktır.

86

Page 98: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

7. KAYNAKLAR

1. Tepe H. Etik ve Meslek Etikleri. Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, 2000.

2. Kuçuradi İ. Etik. Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları, 1996.

3. Örs. Y. Tıbbi etik ve etik kurulları. Türkiye Klinikleri Tıbbi EtikDergisi. 1996: 4 (1): 1-3.

4. Göksel A F, Arda B. Moral değerlerin kökeni. Türkiye Klinikleri Tıbbi EtikDergisi.1995: 2 (3):

45-48.

5. Şahinoğlu Pelin S. Tıp tarihinde metodoloji ve tıp evrimi. Ed: Arda B, Oguz Y, Şahinoğlu S.

Deontoloji, ‘2. baskı’ Ankara: ANTIP A.Ş.Yayınları, 1999: 67-72.

6. Kadıoğlu F. Araştırma Etiği Konusunda Diş Hekimlerinin Değer Sistemleri. Yayınlanmamış

doktora tezi. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Entitüsü, Deontoloji AD. 1996.

7. Harris J. Hayatın Değeri. Çev: Sertabiboğlu S. 1. Baskı, İstanbul, Ayrıntı Yayıncılık. 1998:

267-276.

8. Aksoy Ş. Batıda tıp etiğinin yakın tarihi. Türkiye Klinikleri Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi

Dergisi.2002: 10 (3):195-202.

9. Aksoy Ş. Tıp etiğinin ülkemizdeki ve dünyadaki tarihi. Ed: Erdemir DA, Öncel Ö, Aksoy Ş,

Çağdaş Tıp Etiği. İstanbul: Nobel Matbaacılık, 2003: 3-16.

10. Oğuz Y N, Tepe H, Örnek Büken N, Kırımsoy Küçür D. Biyoetik Terimleri Sözlüğü. 1.

Baskı. Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları. Meteksan Anonim Şirketi. 2005.

11. Beauchamp T, Childresss J. Principles of Biomedical Ethic, 5th edn. Oxford Universiy Press,

2001.Oxford.

12. Kadıoğlu S. Özel görüşme. Ekim. 2005.

13. Salman Y, Varım G, Keser S. Ortak Kültür Sözlüğü. Tüm Zamanlar Yayımcılık. İstanbul.

1992.

14. Bağdatlı S. Hukuk Sözlüğü. Derin Yayınları. İstanbul. 2002.

87

Page 99: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

15. Oğuz Y. Psikiyatride onam ve aydınlatılmış onam, Yayınlanmamış doktora tezi, Ankara

Üniversitesi Sağlık Bilimleri Entitüsü, Deontoloji AD. Ankara, 1994.

16. Aydın E. Tıp Etiği. Güneş Kitabevi. Ankara, İstanbul. 2005.

17. Aydın E. Tıp Etiğine Giriş. Ankara: 1. Baskı, Pegem Yayıncılık, 2001.

18. Oğuz N Y. Tıp etkinliğinde hekimin ve hastanın rolleri. Ed: Arda B, Oguz Y, Şahinoğlu S.

Deontoloj. Genişletilmiş 2. Baskı. Ankara: ANTIP A.Ş.Yayınları, 1999: 27-41.

19. Fray S. Hemşirelik Uygulamalarında Etik. Çev: Bağ B. 1. Baskı, Erzurum, Bakanlar

Matbaacılık Tic. San. Ltd. Şti. 2000.

20. Demirhan Erdemir A, Karakaya H. Klinik uygulamalarda hasta hemşire ilişkileri. Ed:

Erdemir D A, Oğuz Y, Elçioğlu Ö, Doğan H. Klinik Etik. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi,

2001.85-99.

21. Karadayı E F. İlişkili Özerklik; kavramı, ölçülmesi, gelişimi, toplumsal önemi, gençlere ve

kültüre özgü değerlendirmeler. Adana. Çukurova Üniversitesi Basımevi. 1998.

22. Oğuz Y. Klinik uygulamada hekim-hasta ilişkisi. Türkiye Klinikleri Tıbbi Etik Dergisi. 1995:

3(2-3):59-65.

23. Kadıoğlu F, Uzel İ. Ortodontik tedavilerde karar verme yeterliliği, özel bir grup: adölesanlar.

Uluslararası Katılımlı 3. Ulusal Tıp Etiği Kongresi Kongre Kitabı. Bursa. 2003: 2: 663-668.

24. Uzel İ. Ortodontide hekim-hasta ilişkisi. TOD.1998. 11(1): 64-73.

25. Sert G. Hasta Hakları Uluslararası Bildirgeler ve Tıp etiği Çerçevesinde. 1. Baskı. Istanbul:

Babil Yayınları, 2004.

26. Oğuz Y. Özerkliğe saygı ilkesi, Ed: Arda B, Oguz Y, Şahinoğlu S. Deontoloji, ‘2. baskı’

Ankara: ANTIP A.Ş.Yayınları, 1999. 51-57.

27. Kağıtçıbaşı Ç. Kültürel Psikoloji Kültür Bağlamında İnsan ve Aile. Çev: Kağıtçıbaşı Ç, Üskül

A, Uzun E. 2. Baskı, İstanbul: Evrim Yayınevi. 2000: 99-103.

88

Page 100: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

28. Oğuz Y. Felsefi Yaklaşımların Işığında Klinik Etiğe Giriş. Klinik Etik. Ed: Erdemir DA, Oğuz

Y, Elçioğlu Ö, Doğan H. Klinik Etik. İstanbul. Nobel Tıp Kitabevi. 2001:9-25.

29. Gillon R. “Autonomy and the principle of respect for autonomy”. Br. Med. J. (Clin Res Ed).

1985: 15; 290(6484):1806-8.

30. Aydın E, Ersoy N. Tıp etiği ilkeleri. Türkiye Klinikleri Tıbbi Etik Dergisi, 1995; 3( 2-3): 48-52.

31. Ersoy N. Aydınlatılmış Onam. Ed: Erdemir DA Öncel Ö, Aksoy Ş, Çağdaş Tıp Etiği. İstanbul:

Nobel Matbaacılık, 2003: 204–235.

32. Ersoy N. Cerrahi tedavide hastanın aydınlatılması ve aydınlatılmış onam (rıza)’nın alınması ile

ilgili etik sorunlar, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Entitüsü, Deontoloji AD, 1991.

33. Arda B. İnsan hakları kavramı ve uluslararası düzeyde tıbbi etikle ilgili bildirgeler. Ed: Arda B,

Oguz Y, Şahinoğlu S. Deontoloji, ‘2. baskı’ Ankara: ANTIP A.Ş.Yayınları, 1999. 111-120.

34. Erdemir D A, Elçioğlu Ş Ö. Tıp etiği ışığında hasta ve hekim hakları. Türkiye Klinikleri

Yayını. Ankara. 2000.

35. Baltaş A, Baltaş Z. Stres ve Başaçıkma Yolları. 21. Basım. İstanbul: Remzi Kitabevi, 2002.

36. Özcan A. Hemşire-Hasta İlişkisi ve İletişim. 1. Baskı. İzmir, Saray Tıp Kitabevleri, 1996.

37. Terakye G. Hasta Hemşire İlişkileri. 5. Baskı. Ankara, Zirve Ofset Ltd. Şti, 1998.

38. Birol L. Hemşirelik Süreci Hemşirelik Bakımında Sistematik Yaklaşım. ‘3.baskı’, İzmir: Etki

Matbaacılık, 1997.

39. Uyer G. Hasta-hemşire iletişimi ve iletişimin hasta yönünden önemi. Türkiye Klinikleri Tıp

Etiği Dergisi. 2000: 8(2): 90-95.

40. Platin N. Hemşirelikte Değerler-Etik Sorunu. Hemşirelikte Etik Sempozyumu. Ankara. 1994:1-

5.

41. Civaner M, Terzi C. Hastanın kendi kaderini tayin hakkı: Aydınlatılmış Onam. II. Ulusal Tıbbi

Etik Kongresi Bildiri Kitabı. Ankara: Türkiye Biyoetik Derneği Yayını. 2001. 67-82.

89

Page 101: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

42. Önal E, Tümerdem Y. ‘Hasta hakları sağlık hakkı ve tıp etiği. İntörnlere yönelik bir anket

bağlamında’. T Klin J Med Ethics. 1999, 7(2):72-77.

43. Falkum E, Forde R. Patenalism, patient autonomy, and moral delibration in the physician-

patient relationship Attitudes among Norwegian physicians. Social Science and Medicine.

Norway. 2001 239-248.

44. Kağıtçıbaşı Ç. Yeni İnsan ve İnsanlar, Sosyal Psikoloji Dizsi.10. Basım, İstanbul: Evrim

Yayınları, 2005.

45. Yılmaz M. Hasta Haklarının Hemşire, Doktor ve Yatan Yetişkin Hastalar Açısından

İncelenmesi. Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik AD. Yüksek Lisans

Tezi, Sivas: 1991.

46. Kaplan KJ, Schnederhan M, Harrow M,Omens R. Autonomy, gender and preference for

paternalistic or informative physicans: A study of the doctor-patient relation. Ethics & Medicine.

2002 18 (1): 49-60.

47. Ataç A, Topbaşı G. Hasta hakları ve yeni türk ceza kanunu. IV. Lokman Hekim Tıp Tarihi ve

Folklorik Tıp Günleri. Manisa. 2005.

48. T.C. Sağlık Bakanlığı. Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 13/01/2005 tarih ve 00770

sayılı, Hasta hakları konulu genelgesi.

49. Erdemir D A, Karakaya H. Klinik uygulamalarda hasta hemşire ilişkileri. Ed: Erdemir DA,

Oğuz Y, Elçioğlu Ö, Doğan H. Klinik Etik. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi, 2001.85-99.

50. Erdemir D A, Hekim-Hasta İlişkileri ve Etik Sorunlar. Ed: Erdemir DA Öncel Ö, Aksoy Ş,

Çağdaş Tıp Etiği. İstanbul: Nobel Matbaacılık, 2003: 130-149.

51. Ataç A, Filizkaya N. Hekim hasta ilişkisi ve hasta hakları ile ilgili bir araştırma. Ed: Şahinoğlu

S, Arda B, Özçelikay G, Özgür A, Şenler ÇF. III. Tıbbi Etik Sempozyumu Bildirileri. Ankara:

Yükseköğretim Kurulu Matbaası, 1998.

52. Roberston DW. “Ethical theory, ethnography, and differences between doctors and nurses in

approaches to patient care”. J. Med. Ethics. 1996: 22(5):259-60, J. Med. Ethics. 1997: 23(1):55.

53. Baltaş Z. Stres ve sağlık. Sağlık Psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi, 2000: 133-137.

90

Page 102: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

54. Civaner M, Terzi C. Hastanın kendi kaderini tayin hakkı: Aydınlatılmış Onam. II. Ulusal Tıbbi

Etik Kongresi Bildiri Kitabı. Ankara: Türkiye Biyoetik Derneği Yayını. 2001. 67-82.

55. Zincir G G, Erdal E, Zincir M. Hekim ve Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda

Tutumlarının İncelenmesi. Kocaeli Kongre Kitabı.1999.105-113.

56. Yıldırım G, Alan S, Kadıoğlu S. Tıbbi bilgi verme bağlamında uzun ve kısa metinlerin

karşılaştırılması. Uluslararası Birleşik Biyoetik Kongresi Kültürler Arası Biyoetik: Asya ve Batı.

Kongre Kitabı. Şanlıurfa. 2005.

57. Aksoy Ş. “Hekim hasta ilişkisinde tıp dili mi?” Birinci Türkçe Dişhekimliği Terimleri

Sempozyumu’nda sunulan sözlü bildiri. Adana. 2004.

58. Potter PA, Perry AG. Ethics in Nursing. Fundamentals of Nursing. 4 th Ed. Missouri: Mosby-

Year Book, inc..1997.

59. Aksoy Ş. “Hekim hasta ilişkisinde tıp dili mi?” Birinci Türkçe Dişhekimliği Terimleri

Sempozyumu’nda sunulan sözlü bildiri. Adana. 2004.

60. Fan R Li B. “Truth telling in medicine: the Confucian view”. J. Med. Philos. 2004. 29(2): 179-

93.

61. Kara A. Özerkliğe saygı prensibinin uygulanabilirliği. Uluslararası Birleşik Biyoetik Kongresi

Kültürler Arası Biyoetik: Asya ve Batı. Kongre Kitabı. Şanlıurfa. 2005.

62. Savulescu J. “Rational non-interventional paternalism: why doctors ought to make judgments of

what is best for their patients. J Med Ethics. 1995. 21(6): 327-31.

63. Tsai D F-C. Ancient Chinese medical ethics and the four principles of biomedical ethics.

Journal of Medical Ethics. 1999; 25: 315-321.

64. Elçioğlu Ö, Kırımlıoğlu N. Tıp Etiği İlkeleri. Ed: Erdemir DA, Öncel Ö, Aksoy Ş,

Çağdaş Tıp Etiği. İstanbul: Nobel Matbaacılık, 2003: 34-37.

65. Holm S. Family decision making-a victim to the hegemony of autonomy? Uluslararası Birleşik

Biyoetik Kongresi Kültürler Arası Biyoetik: Asya ve Batı. Kongre Kitabı. Şanlıurfa. 2005.

91

Page 103: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

66. Lemonudou C, Merkouris A, Leino-Kilpi H, Valimaki M, Dassen T, Gasull M, Scott A P,

Tafas C, Arndt M. A comparison of surgical patient’ and nurses’ perceptions of patients’

autonomy, privacy and informed consent in nursing interventions. Clinical Effectiveness in

Nursing (2003): 7, 73-83.

67. Ersoy N, Gündoğmuş Ü N. A study of the ethical sensitivity of physicians in Turkey. Nursing

Ethics. 2003: 10(5): 472-84.

68. Ersoy N, Göz F. Hemşirenin Etik Duyarlılığı. Kocaeli Kongre Kitabı. 1999: 96-100.

69. Ersoy N, Altun İ. Hemşirelik – Ebelik ve Tıp Öğrencilerinin Hasta Haklarını Algılayışları.

Kocaeli Kongre Kitabı. 1999: 171.

70. Kadıoğlu S, Alan S. Cura Te İpsum. Uluslararası Katılımlı 3. Tıbbi Etik Kongresi Kongre

Kitabı. Bursa. 2003 Vol:2: 950-957

71. Taylor SL. Quandary at the crossroads: paternalism versus advocacy surrounding end-of-

treatment decisions. Am J Hosp Palliant Care.1995; 12(4): 43-6.

72. Cameron C. Patient advocacy: a role for nurses? Eur J Cancer Care (Engl).1996; 5(2): 81-9.

73. Akarsu B. Felsefe Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Inkılap Yayınları. 1998.

74. Bilimsel Araştırmada Etik ve Sorunları. Bilim insanı olarak hekim ve etik, sağlık bilimlerinde

etik ve toplum. Türkiye Bilimler Akademisi Bilim Etiği Komitesi. Tübitak Matbaası. Ankara:

2002.

75. Day A Robert. Bilimsel Makale Nasıl Yazılır, Nasıl Yayınlanır. 9. Baskı. Ankara: Tübitak

Yayınları. 2004.

76. Sağlıkla İlgili Uluslararası Belgeler. Türk Tabipler Birliği Yayınları. 1998.

77. SPSS Inc. SPSS for Windows. Version 11.0,Chicago: SPSS İnc.2000.

78. Sümbüloğlu V, Sümbüloğlu K. Araştırma Yöntemleri. 3. Basım, Ankara: Sistem Ofset, 2000.

79. Sümbüloğlu K, Sümbüloğlu V. Biyoistatistik. 8. Basım, Ankara: Şahin Matbaası, 1998.

80. Sümbüloğlu K. Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler. 3.Baskı. Ankara. Hatiboğlu

Yayınları. 1990.

92

Page 104: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

93 93

Page 105: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

94

Page 106: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

95

Page 107: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

96

Page 108: İ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI - cu.edu.tr · 2019. 5. 10. · T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEONTOLOJİ VE TIP TARİHİ ANABİLİM DALI ADANA’DA

9. ÖZGEÇMİŞ

1960 yılında Doğanşehir/ Malatya’da doğdu.

1967-1978 yılları arasında ilk ve orta öğrenimini Gaziantep’te tamamladı.

1979-1984 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulunu

bitirdi.

1984-85 yılları arasında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp fakültesi hastanesi beyin

cerrahi kliniğinde klinik hemşiresi olarak görev yaptı.

1985-87 yılları arasında Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulunda

Araştırma Görevlisi olarak çalıştı.

1984-87 yılları arasında Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Hemşirelik programından master derecesi aldı.

1987-1994 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı Sağlık

Meslek Lisesinde meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştı.

1994-97 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek

Yüksek Okulunda Öğretim Görevlisi olarak çalıştı.

1997 yılından bu yana Çukurova Üniversitesi Adana Sağlık Yüksek Okulunda

Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır. Alan 1998 yılında Çukurova Üniversitesi

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim dalında doktora eğitimine

başladı.

Alan evli ve iki çocuk annesidir.

97