2. uluslararasi ahmed-İ hÂnÎ sempozyumu “İslam...
TRANSCRIPT
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
1
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
2
* 2018 Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğü
Bu eserin tüm yayın hakları, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğüne aittir. Yayıncının yazılı izni olmadan kısmen veya tamamen basılamaz, çoğaltılamaz ve elektronik ortama taşınamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
Bu e-kitapta yer alan tüm yazıların dil, bilim ve hukuk açısından sorumluluğu yazarlarına aittir.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU
(İslam Düşüncesinde İslam)
(28-30 EYLÜL 2018 AĞRI)
2. INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON AHMED AL-KHANİ
28-30 SEPTEMBER 2018
المؤتمر الدولي الثاني حول أحمد الخاني
18-20 MUHARREM 1440/ 28-30 SEPTEMBER 2018
Kapak Tasarımı
Sedat ÇALPAN
Editör
Doç. Dr. Abdulcebbar KAVAK
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Yayınları, No: 22
E-ISBN: 978-605-81711-4-5
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
3
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU
(İslam Düşüncesinde İslam)
(28-30 EYLÜL 2018 AĞRI)
2. INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON AHMED AL-KHANİ
28-30 SEPTEMBER 2018
المؤتمر الدولي الثاني حول أحمد الخاني
18-20 MUHARREM 1440/ 28-30 SEPTEMBER 2018
BİLDİRİLER KİTABI PROCEEDİNGS BOOK
EDİTÖR
DOÇ.DR. ABDULCEBBAR KAVAK
AĞRI – 2018
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
7
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ -18
I. OTURUM/ I. SESSİON
29 Eylül 2018 Saat: 15:00- 16: 30
September 29, 2018 Time:15:00–16:30
AHMED-İ HÂNÎ’DE İNSAN DÜŞÜNCESİ
AHMED-İ HÂNÎ SALONU
Oturum Başkanı/ Session Moderator
Prof. Dr. Ahmet ÖZEL
Ahmed-i Hânî’nin Varlık Anlayışı -21
Dr. Öğr. Üyesi Metin YILDIZ
Ahmed-i Hânî’nin Eqîdeya Îmanê İsimli Risalesinin
Hadis İlmi Açısından İncelenmesi -34
Dr. Öğr. Üyesi Ali ÇELİK
Dı Nûbıhara Pıçûkan Da Şîretname -46
Dr. Öğr. Üyesi Nesim SÖNMEZ
İki Dilli Manzum Sözlükler Arasında Bir Mükayese
Lugat-ı Ferişteoğlu-Nûbihar Örneği -61
Arş. Gör. Mazhar DEDE
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
11
Sünnet Çerçevesinde İnsanca Yaşama Kriterleri
(Sulh-Kul Hakkı ve Edeb Bağlamında) -256
Dr. Öğr. Üyesi Uğur ERMAN
Sünnet Perspektifinde İnsan Onuru -273
Dr. Öğr. Üyesi Abdullah ÇELİK
287- احترام مشاعر المسلمین و غیر المسلمین في السنة النبویة
Dr. Mohsin İbrahim Ahmed ed-Duskî
Kur’an’a Göre İslam Davetçisinin Temel Özellikleri -308
Araş. Gör. Büşra ÖZDEMİR
MOLLA MUHAMMED CELALÎ SALONU
Oturum Başkanı/ Session Moderator
Doç. Dr. Zahir ERTEKİN
İnsan Suresinde Beşeriyete Verilen İlahi Mesajlar -323
Doç. Dr. Abdülkerim SEBER
Eş’arî Düşünce Sisteminde
İnsanın Özgürlük ve Sorumluluk Sınırları -331
Doç. Dr. Mehmet KESKİN
Mirov û Mesela Qederê Bi Dîtin Seydayê Xani -353
Dr. Naif Mikail Tahir
İnanç ve İnsan -373
Dr. Öğr. Üyesi Musa TURŞAK
385- الوحدة االنسانیة في القران الكریم
Dr. Salim Ömer Tahir
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
246
II. OTURUM/ II. SESSİON
29 Eylül 2018 Saat: 17:00- 18: 30
29 September 2018 Time: 17:00 – 18:30
KUR’AN VE SÜNNETE GÖRE İNSAN TASAVVURU
ABDURRAHİM ARVASÎ SALONU
Oturum Başkanı/ Session Moderator
Doç. Dr. M. Salih GECİT
اإلحسان إلى اإلنسان في اإلسالم (الوقف على غیر المسلم أنموذجا)
Prof. Dr. Abdullah Dirshevî
Sünnet Çerçevesinde İnsanca Yaşama Kriterleri
(Sulh-Kul Hakkı ve Edeb Bağlamında)
Dr. Öğr. Üyesi Uğur ERMAN
Sünnet Perspektifinde İnsan Onuru
Dr. Öğr. Üyesi Abdullah ÇELİK
احترام مشاعر المسلمین و غیر المسلمین في السنة النبویة
Dr. Mohsin İbrahim Ahmed ed-Duskî
Kur’an’a Göre
İslam Davetçisinin Temel Özellikleri
Arş. Gör. Büşra ÖZDEMİR
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
273
Sünnet Perspektifinde İnsan Onuru Dr. Öğr. Üyesi Abdullah ÇELİK
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Özet
İnsan Allah’ın yeryüzünde kendine halife olarak seçtiği dağların ve yerlerin taşıyamadığı emaneti
yüklediği yaratılmışların en üstünü olan bir varlıktır. Fakat insan için en önemli özellik yaratılıştan sahip olduğu
onurunu ve tüm değerlerini koruyup koruyamadığıdır. Bu noktada da insan yalnız bırakılmamış Peygamberler ve
kutsal kitaplarla fıtratını koruması için yardımcı olunmuştur. Bu çizginin son halkası olan İslam da insanı insan
yapan değerler üzerinde hassasiyetle durmuş Hz. Peygamber (s.a.v) de bu değerleri bizzat sünnetiyle hayatında
uygulayarak insanlığa ışık tutmuştur.
İnsan onuru için Hz. Peygamber (s.a.v) sünnetinde ortaya koyduğu ilkeler; doğruluk, merhamet,
cömertlik, sevgi, iffet, saygı gibi değerleri içine alır. Tüm bu değerleri kapsayan ve kendisi de ayrı bir değer olarak
kabul edilebilecek olan kavram ise “onur”dur. O, insana insanlığı, hakkı, adaleti, şahsiyetli olmayı, onuru, insan
onur ve şerefine uygun olarak yaşamayı yeniden öğretmiştir. Onun ebedî mesajı ile insanlık sadece saygıyı değil
hem kendine hem de başkalarına saygılı davranmayı öğrenmiştir. Onu imanla takip edenler, onur kelimesinin
sadece adını değil onur adına nasıl mücadele edileceğini ve nasıl onurlu yaşanılacağını da öğrenmişlerdir.
Günümüz dünyasında da insanlık onuruyla bağdaşmayacak olaylara, cinayetlere, aşağılamalara, temel hak ve
hürriyetleri zedeleyen uygulamalara hemen hemen her gün şahit olunmaktadır. Maalesef insan onurunun en çok
çiğnenip ayaklar altına alındığı bölge ise İslam coğrafyasıdır. Biz bu coğrafyanın çocukları olarak Hz. Peygamber
(s.a.v)’in sünnetinde insan onuruna verdiği değeri hem kendi onurumuza hem de diğer bireylerin onuruna sahip
çıkabilme adına yeniden inceleyerek içselleştirme durumundayız. Biz bu çalışmada insan onurunun korunması
adına Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnetinden örnekler sunarak sünnetin bu husustaki güncelliğine vurguda
bulunacağız.
Anahtar Kelimeler: Peygamber, İnsan, Sünnet, Onur
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
274
HUMAN HONOR İN THE PERSPECTİVE OF SUNNAH
Man is an entity that Allah created on earth as a caliph, in a moment of reckoning, bearing the trust that
the mountains and the earth can not carry, the earth and the earth, and the emre of the earth. The human body and
soul are created in a way that is based on the adjectives. But the most important reality for man is that he has the
honor of having created and he can not protect and protect all his values. At this point, people are not left alone,
Prophets and sacred books have been helped to protect the disposition. Islam, the last circle of this line, has stopped
with sensitivity to the values that make man human, Hz. The Prophet (s.a.v) shed light on mankind by practicing
these values in his life through circumcision.
For human honor Hz. The principles revealed by the Prophet (s.a.v) circumcision include values such as
righteousness, mercy, generosity, love, chastity, and respect. The concept which covers all these values and which
can be regarded as a separate value itself is "honor". He has re-taught life in accordance with humanity, right,
justice, personality, honor, human dignity and honor. With his eternal message, mankind has learned not only to
respect but also to respect himself and others. Those who follow him with faith have learned not only the name of
honor, but also how to fight for honor and how to be honored. In today's world, almost every day are witnesses of
practices that harm incompatible events, murders, humiliations, fundamental rights and freedoms. Unfortunately,
the region where human dignity is most abused and trampled is Islamic geography. We are the children of this
geography. We must internalize the value that the Prophet (s.a.v) has given to human dignity in his circumcision
by reexamining it in his own honor and in honor of the honor of the other individuals. İn this study, in order to
protect human dignity, We will emphasize the update of circumcision on this issue by offering examples from the
Sunnah of the Hz. Prophet (s.a.v).
Keywords: Prophet, Human, Sunnah, Honor,
Giriş
Yaşadığımız yüzyıl insanoğlunun teknik alanlarda önemli mesafeler kat ettiği bir dönem
olmakla beraber yaşanan hızlı değişim ve gelişimler beraberinde pek çok sorunu da getirmiştir. Bu
sorunların başında insanoğlunun hızla gelişen teknoloji karşısında kaybettiği beşeri değerlerdir. Bu
değer ve ilkelerin korunmasında en büyük pay ve sorumluluk dinlere düşmektedir. Dinlerin özellikle de
İslam’ın ortaya koyduğu ilkeler, doğruluk, merhamet, cömertlik, sevgi, iffet, saygı gibi değerleri içine
alır. Tüm bu değerleri kapsayan ve kendisi de ayrı bir değer olarak kabul edilebilecek olan kavram ise
“onur”dur.
İnsan onurunun korunması günümüzde daha da önemli hale gelmiştir. Belki de bu yüzyıl tarih
boyunca insanlık onurunun en fazla zedelendiği dönem olmuştur. Bazı beşerî ve dînî metinler
incelendiğinde insan onurunu koruyan ve güvence altına alan birçok düzenlemenin olduğu hemen
görülecektir; fakat buna rağmen tarihin seyrine bakıldığında bu düzenlemelerin çoğunun zamanla
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
275
önemini ve değerini kaybettiği de anlaşılmaktadır. Bu sebeple insanların bu durumu düşünerek
geleceğine yön verirken nerede durduğu ve birbirine ne kadar değer verdiği önem arz etmektedir.1
Onur, hem Türkçe’de hem de farklı dillerde anlamının ötesinde bir içeriğe sahiptir. Onur
kelimesi Fransızca şeref ve vakar anlamındaki honneur kelimesinin Türkçe’deki telaffuz şeklidir.2
Arapça karşılığı izzet olan onur; şeref, saygı, haysiyet gibi anlamlara sahiptir.3 İzzet, insanın mağlup
olmasını engelleyen bir durum anlamında kullanılır. Sözlükte “güçlü ve üstün olmak, galip gelmek,
saygın olmak” gibi manalara gelen izz kökünden isim olan izzetin bu anlamları yanında, bireyin
başkaları karşısında bedensel, ekonomik, psikolojik yönlerden üstün olması gibi anlamları da vardır.
Alçaklık ve acizlik, izzetin karşıtıdır.4 Onurun bireyin kendisiyle ilgili olan yönü olduğu gibi diğer
bireylerle alâkalı yönü de söz konusudur. Kişinin kendine duyduğu özsaygı onuru ifade ederken,
başkalarının gösterdiği saygıya dayanan gurur ve şerefe de onur denilebilir.5
Hz Peygamber ve İnsan Onuru
Peygamberler, insanların örnekleri, önderleri, yol göstericileri olarak seçildikleri gibi onur
açısından da insanların en önde gelenleridir. Onlar Allah’ın seçkin kulları olduğu gibi onurlu
yaşamlarıyla da insanların önderleridir. En yüksek ahlâka sahip olan insanlar olarak peygamberler
onurla ahlâk arasındaki bağı bize yansıtan kişilerdir.6 Peygamberler aynı zamanda insanlığın onurunu
korumak için çaba sarf etmiş olan bireylerdir. Her yönüyle örnek ve önder olan Hz. Peygamber (s.a.v)
de diğer peygamberler gibi bir onur, şahsiyet ve erdem insanıdır. Hz. Peygamber, kendinden önce gelen
peygamberlerin nurlu izini takip ederek insana insanlığı, hakkı, adaleti, şahsiyetli olmayı, onuru, insan
onur ve şerefine uygun olarak yaşamayı yeniden öğretmiştir. Onun ebedî mesajı ile insanlık sadece
saygıyı değil, hem kendine hem de başkalarına saygılı davranmayı öğrenmiştir. Onu imanla takip
edenler, “onur” kelimesinin sadece adını değil, onur adına nasıl mücadele edileceğini ve nasıl onurlu
yaşanılacağını da öğrenmişlerdir. Hz. Peygamber, insan onurunun değeri ve korunması noktasındaki
temel yaklaşımını Kur’an’dan almaktadır. Kur’an insan onuruna aykırı birtakım davranışları sayar ve
yasaklar. Bu ayetlerden her biri, Hz. Peygamber’in diliyle de en güzel şekilde açıklanır ve fiili sünnetiyle
örneklendirilir. Mesela, Kur’ân değişik vesilelerle insan onurunu zedeleyen davranışların temeli olan
yalan söylemeyi yasaklar ve yalancıları zemmeder. (Münafıkun, 63/1) Yalanı münafıklık alameti sayan
Hz. Peygamber ayrıca şu açıklamayı yapar: “Size doğru olmanızı emrederim; çünkü doğruluk iyi
olmaya, iyilik (birr) de cennete götürür. İnsan, doğrulukta sebat ederek Allah katında “sıddik” diye
yazılır. Sizi yalan söylemekten de menederim; çünkü yalan suç işlemeye suç (fücur) da cehenneme
1 Hasan Dam, Meryem Karataş, Değerler Eğitimi Açısından Veda Hutbesinde İnsan Onuru, Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Eylül/2014, Yıl: 1, Sayı: 2, s. 49 2 Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, İz Yayıncılık, İstanbul 1996, s. 862. 3 TDK Türkçe Sözlük, s. 1806; Onurla ilgili olarak kullanılan bazı kavramlar vardır. Hak, şeref, haysiyet, izzet ve tekrîm bunlardandır. Bunlarla ilgili ayrıntılı açıklamalar için bkz. Bilgiz, Kur’ân’da İnsan Onuru, ss. 15-18. 4 Râgıb el- Isfahânî, Kuran Istılahları Sözlüğü- Müfredat, Çıra Yayınları, İstanbul 2007, ss. 207- 208. 5 Musa Bilgiz, Kur’an’da İnsanlık Onuru, Fecr Yayınları, Ankara 2012, s. 11. 6 Raşit Küçük, “Hz. Peygamber’in Örnekliğinde İnsan Onuru”, Hz Peygamber ve İnsan Onuru, DİB Yayınları, Ankara 2013, s. 21.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
276
götürür. İnsan yalan söyleye söyleye sonunda Allah katında “kezzab” diye yazılır.”7 Kur’ân, bir
müslümanı küçümsemeyi, alaya almayı ve lakap takmayı insan onuruna aykırı bulduğu için yasaklar.
(Hucurat, 49/11) Hz. Peygamber de bunların Müslüman şahsiyet ve ahlakına aykırı olduğunu ifade
etmiştir.8 Kur’ân gıybeti ölü eti yemek kadar çirkin bulur. (Hucurat, 49/12) Hz. Peygamber de ilgili
hadisinde gıybetin insan onurunu zedeleyici yönüne dikkat çeker.9 Kur’ân insanlara el açıp dilenmeyi
alışkanlık hâline getirmeyi insan onuruna aykırı bulup tenezzülsüz ve gani gönüllü (afif) olmayı
önerirken (Bakara, 2/273), Hz. Peygamber, dilenciliği meslek hâline getirmenin bir iffetsizlik olduğunu
belirtmiştir. Elinin emeğiyle geçinme imkânı varken dilenerek mal biriktirenlerin, ahirette yüz etleri
soyulmuş vaziyette Allah’ın huzuruna çıkarılacaklarını da ifade etmiştir.10 Böylece insanlık, gıybet,
çekiştirme, lakap takma, gammazlık yapma gibi davranışların hem kötü hem de insan onurunu
zedelediğini Kur’an ile ve onun en güzel müfessiri olan Hz. Peygamber ile öğrendi.
Hz. Peygamber’in ilahi vahye muhatap olmadan önce de bir birey olarak üzerine düşeni yaptığı,
haklının yanında onur mücadelesi verdiğini görülmektedir. Zulme uğrayan güçsüz ve zayıfların
haklarını koruma amacıyla kurulan Hılfu’l-fudul’da yer alması ve bu komitede aktif olarak görev
yapması, onun zulme karşı tavrını gösteren önemli bir örnektir.11
Hz. Peygamber kendisine ilk vahiy geldiğinde endişeye kapılmış, hemen Mekke’ye dönerek eşi
Hz. Hatice’den üzerini örtmesini istemiş ve başına gelenleri anlatmıştır. Hz. Hatice’nin eşine olan cevabı
onun ahlâkını anlatması açısından oldukça önemlidir: “Sen daima eli açık ve cömert idin, iyilik
yapardın; fakir ve muhtaçlara daima yardıma koşardın. Muhakkak ki Allah seni şeytanın aldatmalarına
uğratmayacaktır.”12 Bu sözler Hz. Peygamber’in risâletinden önce de yüce bir ahlâkının olduğunu ve
bununla bağlantılı olarak da onurlu davranışlar sergilediğini göstermektedir.13
Hz. Muhammed, cahiliye döneminde çiğnenen insanlık onurunu korumak ve hak ettiği seviyeye
yükseltmek için çok önemli kurallar getirmiştir. Hz. Muhammed, insanın gerçek onuruna kavuşması
için peygamberlikten önce ve sonra sadece teoride kalan söylemlerde bulunmamış, insan onurunu
koruyacak her faaliyetin içinde yer almıştır. İnsan onuruna saygı Kur’an ve Hz. Peygamberin temel
eğitim metodu olmuştur. Kadınlar, çocuklar, köleler onun sayesinde insan olarak muamele görmüşler,
temel haklarına kavuşmuşlardır. Modern dünya, alınan bunca tedbire ve imzalanan sözleşmelere
rağmen, hala insan hakları ve onuru konusunda Hz. Muhammed dönemindeki seviyeye ulaşamamıştır.14
7 Muhammed b. İsmâîl el-Buhârî, Sahîhu’l-Buhârî, (thk. Mustafa Dîb el-Buğâ), I-V, Dâru’l-Ulûmi’l-İnsâniyye, Dımeşk,1413/1993 Edeb, 69; Müslim, Sahîhu Müslim, thk. Muhammed Fuâd Abdulbakî, Dâru’l-hadis, Kahire, 1997. Birr, 102–105 8 Müslim, Birr, 10 9 Müslim, Birr, 20 10 Buhârî, Zekât, 52; Müslim, Zekât, 103, 104 11 Saffet Köse, “İslam Hukukunda İnsan Onuruna Dayalı Bazı Hükümler”, Hz. Peygamber ve İnsan Onuru, DİB Yayınları, Ankara 2013, s. 124. 12 Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, çev. Salih Tuğ, İrfan Yayımcılık, İstanbul 1995, s. 82. 13 Hasan Dam, Meryem Karataş, Değerler Eğitimi Açısından Veda Hutbesinde İnsan Onuru, s. 54. 14 Mustafa Önder, Kur’an Ve Sünnette İnsan Onuruna Eğitim Açısından Yaklaşım, Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 4, s.41.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
277
Hz. Peygamberin İnsan Onurunu Korumada Kullandığı Yöntemler
Hz. Peygamberin insanlarla olan münasebetlerinde davranışlarının temel karakterini insana
saygı ve insana saygıyı öğretmenin oluşturduğunu görüyoruz.15 Peygamberimiz, inancı ne olursa olsun
muhataba insan olarak değer vermiş, insanın temel hak ve hürriyetlerine saygı göstermiş, daima insan
haysiyet ve onurunu gözetmiş, kimsenin kusurunu yüzüne vurmayarak haysiyetini rencide etmemiş,
insanı kazanmayı esas almıştır. İnsanı eğitmede sevgi, tedricilik ve sabır göstermiştir.16 Peygamberimiz
insanların yaratılıştan getirdiği duyguları sahiplerine keşfettirmeyi, geliştirmeyi ve her türlü aşırılıktan
korumayı esas almıştır.17 Bütün bunları yaparken Kur’an kaynaklı bazı yöntemleri kullanmıştır. İnsan
onuruna saygı, kullandığı yöntemlerin başında gelmektedir. Mekke’nin en azılı müşriklerini bu yöntemi
kullanarak ikna etmiştir. Şimdi Peygamberimizin kullandığı yöntemleri sırasıyla ele alabiliriz.
İnsana Değer Vermesi
Peygamberimiz öncelikle insana değer veriyordu. İnancı, rengi, kabilesi ne olursa olsun insan
onun için değerliydi. Yaratanın kul olmaya layık görüp yarattığı insan onurlu bir varlıktı. Cabir b.
Abdullah’tan rivayet edilen şu olay bunun örneklerinden birisidir: “Bir defasında yanımızdan bir cenaze
geçti. Rasulullah ayağa kalktı. Biz de kendisine uyarak ayağa kalktık ve Ya Rasulallah! Bu bir Yahudi
cenazesidir dedik. Peygamberimiz: Bir cenaze gördüğünüzde (Müslim olsun, kâfir olsun) kalkınız.
Çünkü ölüm korkunç bir şeydir.”18 buyurdular. Benzer bir rivayette Abdullah İbn-i Amr İbn-i As şöyle
nakletmektedir: “Bir kimse Peygamberimize bir şeyler sordu ve dedi ki: Ya Rasulallah! Yanımızdan
kâfir cenazesi geçiyor. Buna da ayağa kalkacak mıyız? Evet kafir cenazesine de kalkınız. Çünkü siz
hakikatte o cenazeye değil, belki insanların ruhlarını kabzeden Allaha ta’zim için kalkıyorsunuz.”19
buyurdu. Kays b. Sa’d’in (r.a.) rivayetinde İbn Ebî Leyla şöyle nakletmiştir: Kays b. Sa'd ile Sehl b.
Huneyf, Kadisiyye'de bulunurlarken yanlarından bir cenaze geçti. Bunlar ayağa kalktılar. Kendilerine;
bu cenaze, bu yer halkından (yani zımmilerden) dir, denildiğinde Kays ile Sehl de: Resulüllah'ın (s.a.v)
yanından bir cenaze geçmişti. Allah Resulü, ayağa kalktı. Bunun bir Yahudi cenazesi olduğu kendisine
bildirildiğinde: "Bu da bir insan değil mi?" buyurdu.20
Savaşlarda dahi kadınlara, çocuklara, yaşlılara dokunulmamasını; insanların yüzlerine karşı
kılıç, ok ve mızrak kullanılmamasını, insan yüzünün feyz-i ilahiye’nin aksi olduğunu söylemiştir. Bedir
savaşı kazanıldıktan sonra müşrikler ölülerini ortada bırakarak kaçmışlardı. Peygamberimiz
yanındakilere müşrik ölülerinin gömülmesini emrederek müthiş bir insanlık dersi vermiştir. Harp
15 M. Şevki Aydın, “Peygamber Efendimizin Örnekliğinde İnsan Onuruna Saygı Bilincini Kazandırmak”, Hz. Peygamber ve İnsan Onuru, DİB Yayınları, Ankara, 2013, s. 58. 16 Ali Akyüz, Yaşayan Kur’an Hz. Peygamber, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2005, s. 449. 17 Ferhat Koca, Kur’an-ı Kerim’e Göre Hz. Peygamberin Örnek Hayatı, TDV Yayınları, Ankara, 2009, s. 34. 18 Müslim, Cenaiz/78; Buhârî, Cenaiz/50. 19 Buhârî, Cenaiz/78. 20 Müslim, Cenaiz/78.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
278
esirlerine iyi davranılmasını emretmiştir. Hz. Peygamberin muhatabın inancına bakmadan insan
onuruna saygı göstermesi sayesinde birçok kişi müslümanlığı kabul etmiştir. 21
Onurlu İnsanlara Değer Vermesi
Hz. Peygamberin en önemli özelliği onurlu bir hayat yaşaması ve her davranışta bunun en güzel
örneklerini muhataplarına göstermesidir. Düşmanlarını dahi etkileyen bu yaşam tarzı dost-düşman
herkesi etkilemiştir.
Peygamberimizin onurlu insanlara verdiği değere Hatem’in kızı Seffane ile arasındaki diyaloğu
örnek olarak verebiliriz. Tayy kabilesinin reisi Adiy b. Hatem İslam’a karşı çıkıyordu. Babası Hatem
cömertliği ile tanınmıştı. Hz. Ali komutasında bir birlik onlara gönderildi. Adiy b. Hatem Hıristiyan
olduğu için Suriye taraflarına kaçtı. Hz. Ali onların putunu kırarak birçok esirle birlikte Medine’ye
döndü. Hatem’in kızı Sofane (Seffane) de esirler arasındaydı. Peygamberimizle görüşmek istedi ve
kendisine şunları söyledi: “Ya Rasulallah! Babam öldü, kardeşim kaçtı. Kurtuluş fidyesi verecek gücüm
yok. Kurtuluşum için sana sığınıyorum. Babam cömert ve kabilesinin ulusu idi. Esirleri kurtarır,
kadınların ırzını korur, fukarayı doyurur, felakete uğrayanlara yardım eder, çıplağı giydirir, konuğu
ağırlar, karşılaştıklarına selam verir hiçbir isteği reddetmezdi. Ben onun kızıyım.” Bunun üzerine
Peygamberimiz:“Senin baban İslam’ın telkin ettiği faziletle süslü bir adamdı.” dedikten
sonra;“Hatem’in kızı serbesttir, babası insanlık sever bir adamdı, Allah merhametli olanları sever ve
mükâfatlandırır”buyurdu. Diğer bir rivayette: “Ne diyorsun, bu saydıkların müminlerin özellikleridir.
Bu kadını serbest bırakın. Çünkü bunun babası güzel ahlakı seviyordu. Allah da güzel ahlakı sever”
buyurdu. Bunun üzerine orada bulunan Ebu Burde b. Yenar ayağa kalkarak: Ey Allahın Resulü,
Allahütealâ güzel ahlakı seviyor mu? dedi. Peygamberimiz: “Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin
ederim ki, bir kimse cennete ancak güzel ahlakı sebebiyle girer” buyurdu.22 Sofane’ye elbise ve yol
harçlığı vererek onu Suriye’ye kardeşinin yanına gönderdi.23 Sofane, olup biteni anlatınca kardeşi de
gelip Müslüman oldu. Bu olayda da görüyoruz ki, Peygamberimiz ayırım yapmadan her inançtaki onurlu
ve ahlak sahibi insanlara sahip çıkmış, onları övmüştür. Hz. Peygamber gençlik yıllarında da hep onurlu
ve ahlaklı kişiler ile arkadaşlık yapmıştır. Onun risaletten önceki dönemde en yakın arkadaşları Kureyş
içerisinde saygınlığı olan, herkesin dürüstlüklerinde ittifak ettiği Ebu Bekir, Osman, Hâkim b. Hizam
(Hz. Hatice’nin yeğeni), Dımad b. Sa’lebe ve Kays b. Saib gibi kişilerdir.24 Cahiliye döneminde Araplar
arasında aklı başında, zeki ve putlara tapmayı reddeden kişiler (hanif) vardır. Varaka b. Nevfel,
Ubeydullah b. Cahş, Osman b. Huveyris ve Zeyd b. Amr bunlardandır. Peygamberimiz bu kişilerle yakın
ilişki kurmuş, ilk vahyin gelmesi aşamasında Varaka b. Nevfel’in görüş ve tavsiyelerine itibar etmiştir.25
21 A. Himmet Berki, Osman Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, DİB Yayınları, Ankara, 2010, s. 257, 258. 22 Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. el-Hüseyin b. Ali,, Şuabü’l-îmân, Beyrut, Dar’ul-Kutub el-İlmiyye, X, 373. 23 Berki, Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, s. 398, 399. 24 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 79; Ahmet Önkal, “Asr-ı Saadet’te İslam’a Davet Metodu”, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, c. II, ed. Vecdi Akyüz, Beyan Yayınları, İstanbul, 1994, s. 77. 25 Berki Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, s. 24, 56, 63; Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 84; M. Asım Köksal, İslam Tarihi (Mekke Devri), Şamil Yayınevi, İstanbul, 1981, s. 135.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
279
İnsanları Onurlu Olmaya Yöneltmesi
Peygamberimiz ilk vahyi alıp risaletle görevlendirildikten sonra ilk olarak Mekke halkına
tebliğde bulunmuş ve onları düşünmeye, akıllarını kullanmaya davet etmişti. Onun kullandığı eğitim
metotlarından birisi de insanları Kur’an’a yöneltmekti.26 Çünkü Kur’an, kişiye onurunu keşfettirmeyi,
başka insanların da onuruna saygı duymayı öğretir. Mekke döneminde peygamberimizin tebliği inanç
ağırlıklı olmuştur. İnancın her türlü putperestlikten, şirkten ve ahireti inkârdan temizlenmesi, tevhid
inancının yerleştirilmesi esas alınmıştır. Bu hususları gerçekleştirmek için ise insanların kanıta dayalı
ve gönül rızası ile inanabilmeleri için, aklın kabul edebileceği gerçekler dile getirilmiş, insanın ve
evrenin yaratılışındaki düzenle ilgili deliller ortaya konulmuştur.27 Hz. Peygamberin insanların aklı ve
onurunu korumacı yöntemi tebliğinde takip ettiği en belirgin özelliktir.
Hz. peygamber onurun, can ve mal gibi dokunulmaz olduğuna dikkat çekmektedir. “Müslüman
kardeşini küçük görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her Müslüman’ın kanı, malı ve onuru diğer
Müslüman’a haram (dokunulmaz)dır.”28diyerek kişinin onurunun canı kadar değerli ve dokunulmaz
olduğunu vurgulamıştır.
O, Mü’minin, kendi onuru gibi kardeşinin onurunu da koruması gerektiğine dikkat
çekmiştir.“Her kim bir Müslüman’ın saygınlığının kaybolacağı, onurunun zayıflayacağı bir yerde
yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini arzu ettiği yerde yalnız bırakır. Kim de
bir Müslüman’a onurunun zayıflayacağı ve saygınlığının yitirileceği bir yerde yardım ederse, Allah da
ona kendisine yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım eder.”29
Onur uğruna yapılanları ise sadaka olarak kabul etmiştir. “Mü’minin onurunu korumak
amacıyla yaptıkları, kendisi için sadakadır”30
Onurlu kişinin değerleri uğruna canını dahi vereceğine dikkat çeker. Kim malını korurken
öldürülürse şehittir. Kim dini uğruna öldürülürse şehittir. Kim uğruna öldürülürse şehittir. Kim ailesi
uğruna öldürülürse şehittir.”31
Mü’minin en önemli özelliğinin onurlu olmak olduğuna dikkat çekmektedir. “Mü’min onurlu
ve kerem sahibidir”32
İnsanın dirisinin de, ölüsünün de saygın olduğunu buyurmuştur.“Allah Resulü (sav) ın yanından
bir cenaze geçmişti. Efendimiz (hürmeten) hemen ayağa kalktı. Orada bulunanlar kendisine “O bir
26 Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, Selam Yayınevi, Konya, 1995, s. 110,111 27 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 113. 28 Müslim, Birr,32. 29 Ebu Dâvûd Süleymân b.Eş‘as b. İshâk b. el-Ezdî es-Sicistânî, Sünenü Ebî Dâvûd, thk. Kemâl Yusûf el-Hût, Beyrut 1990/1410, Edep,36. 30 Ebû Dâvûd et-Tayalisî, Müsned,1,237. 31 Tirmizî, Ebû Îsâ Muhammed b. Îsâ b. Sevra, Sünenü’t-Tirmizî, Diyat,21. 32 Ebu Dâvûd, Edeb,5.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
280
Yahudi cenazesidir” deyince, Allah Resulü (sav): “ O da bir can değil mi?” buyurdu.”33“Hz.
Peygamber (sav) savaş meydanında çocuk cesetleri görünce gözlerinden yaşlar süzüldü.
Peygamberimizin çok üzüldüğünü gören sahabe,“Ya Resulellah! Onlar müşrik çocuklarıdır” deyince,
Peygamber (sav): “ Farkında değil misiniz? Sizin en hayırlınız da müşriklerin çocuklarıydı. Aman ha!
Çocukları öldürmeyin! Çünkü onlar fıtrat üzere doğarlar” buyurmuştur.”34
Mü’min’in onuru, kutsaldır.“Abdullah b. Amr, Resulullah (sav) ı tavaf ederken gördüğünü ve
şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “ (Ey Kabe!) Ne kadar hoşsun, kokun ne kadar da güzel! Şanın
hürmetin ne kadar da yüce! Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah nezdinde
müminin hürmeti (dokunulmazlığı), malı, canı, onuru senin saygınlığından daha büyüktür.”35
Onur Zedeleyici Hususlardan Sakındırması
Hz. peygamber bir başkasının onuruna ilişmeği, en büyük günahlardan saymıştır.“Kişinin
haksız yere bir Müslüman’ın onuruna dil uzatması, en büyük günahlardandır.”36
Hz. peygamber kardeşinin onurunu koruyan kişiyi, Allah (cc) cehennem azabından
koruyacağını müjdelemiştir.“Kim Müslüman kardeşinin onurunu savunursa Allah da kıyamet gününde
onun yüzünden cehennem ateşini savar.”37
Yine onur kırıcı durumlarda insanlarla helalleşmek gerektiğine vurguda bulunmuştur. “Mal ve
onur hususunda kardeşinde herhangi bir hakkı bulunup da bu dünyada onunla helalleşen kişiye Allah
rahmet etsin. Çünkü kıyamet günü ne dinar ne de dirhem bulunur. Eğer o kimsenin iyilikleri vara onlar
haksızlık edilen kimseye verilir. Şayet sevapları yoksa haksızlık yapılan kimsenin günahları buna
verilir.”38
Başkasının onurunu kırmak haramdır.“Usame b.Şerik şöyle demiştir: Bedevilerin Peygamber
(sav) e: “ Şu işi yapmakta bize bir günah var mıdır? Falan şeyde bize bir günah var mıdır?” diyerek
soru sormalarına şahit oldum. Peygamber (sav) onlara şöyle buyurdu: “ Ey Allah’ın kulları! Allah
sorduğunuz şeyleri işleyenlerden günahı kaldırmıştır. Ancak din kardeşinin onurundan bir şey kırpan
kimse bu hükmün dışındadır. İşte günah budur”39
Onurlu yaratılan insan, kendi onurunu kaybetmemelidir. “Bir gün Resulullah (sav) hutbesinde
şöyle buyurdu: “Bakınız! Rabbim, bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti
ve buyurdu ki: “ Bir kula verdiğim her mal helaldır. Ben kullarımın hepsini hanif olarak (tertemiz bir
33 Müslim, Cenaiz,81: Buhârî, Cenaiz,49. 34 Buhârî, Cenaiz,80. 35 İbni Mace, Fiten, 2. 36 Ebu Dâvûd, Edep,35. 37 Tirmizî, Birr ve Sıla.20. 38 Tirmizî, Sıfatü’l-Kiyame, 2. 39 İbn Mace, Tıb,1.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
281
fıtrat üzerine) yarattım. Ama şeytanlar onlara gelerek kendilerini bu dinlerinden alıp götürdüler. Benim
kendilerine helal kıldıklarımı, onlara yasakladılar…” 40
Küs durmak, müslüman onuruyla bağdaşmaz.“Bir Müslüman’a kardeşine üç geceden fazla
küsmesi helal değildir. Birbirleriyle karşılaşırlar, o yüz çevirir; bu da yüz çevirir. Bunların en hayırlısı,
ilk selam verendir.”41
Gıybet ve iftira, onur kırıcı olumsuz davranışlardandır.“Resulullah (sav) ashabına: “Gıybet
nedir bilir misiniz?” diye sordu. Onlar: “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler. Bunun üzerine
Peygamber (sav): “ Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır!” buyurdu. Ashap: “ Ya kardeşimde o
söylediğim durum varsa ne dersin? “ sorusuna ise, “ Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir.
Şayet onda yoksa ona iftira etmiş olursun.” Cevabını verdi”42
Onuru zedeleyici tartışmalar ve şakalaşmalar yasaklanmıştır.“Kardeşinle (düşmanlığa varan)
tartışmaya girme, onunla (kırıcı şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.”43
İnsan Haklarını ve Onurunu Koruma Amaçlı Her Oluşumda Yer Alması
Hz. Peygamber daha peygamber olmadan insanların onurunu korumuş ve bunu sağlayacak
hertürlü oluşumu desteklemiştir. Bunun en bariz örneği “Faziletli kişilerin dayanışma yemini” anlamına
gelen Hılfu’l-Füdûldur. Yemen’in Zebid kabilesinden birisi Mekke’ye satmak için bir deve yükü mal
getirdi. Mekke’nin ileri gelenlerinden As b. Vail bu malları satın aldı, ancak bedelini ödemedi. Yemenli,
birçok ileri gelen aileye başvurarak yardım istedi ancak reddedildi. Nihayet Ebu Kubeys dağına çıkarak
Kâbe’nin etrafında oturan Kureyş’in ileri gelenlerine okuduğu bir şiir ile uğradığı haksızlığı dile getirdi.
Peygamberimiz ve amcası Zübeyr b. Abdülmuttalip hemen harekete geçtiler. Mekke’nin ileri gelenleri
itibarı, tecrübesi ve zenginliği ile herkesin saygı gösterdiği Beni Temim kabilesinden Abdullah b.
Cüd’an’ın evinde toplandılar. Yemekten sonra aralarında müzakereler yaparak, bundan sonra Mekke’de
yerli yabancı hiç kimsenin zulme uğramaması, mazlumların gasp edilen hakları alınıncaya kadar
kendilerine yardımcı olunması kararlaştırıldı.44
Hılfu-l Füdul mensupları ilk iş olarak Yemenli Zebid kabilesindenolan tüccarın malını gaspeden
As b. Vail’den alarak iade etmek oldu. Sonra Has’am kabilesinden Kâbe’yi ziyaret maksadıyla gelen
birisininyanında getirdiği güzel kızını Nübeyh b. Haccac zorla kaçırmıştı. Kızı kaçırılan adam telaşla
yardım isterken Mekke’liler kendisine Hılfu’l-Füdûl’a başvurmasını tavsiye ettiler. Hılfu’l -Füdûl
üyeleri hemen Nübeyh’in evine giderek kızı kurtarıp babasına teslim ettiler.45 Bu tür olaylar cereyan
40 Müslim, Cennet, 63. 41 Müslim, Birr,25. 42 Müslim, Birr, 70; Tirmizî, Birr, 23. 43 Tirmizî, Birr,58. 44 Berki Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, s. 46,47; Köksal, İslam Tarihi (Mekke Devri), s. 93; Yücel, Peygamberimizin Hayatı, s. 34. Yücel, Peygamberimizin Hayatı, s. 44; Köksal, İslam Tarihi (Mekke Devri), s. 94; Sarıçam,Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 139-142; Muhammed Hamidullah, İslam’a Giriş, çev. Cemal Aydın, TDV Yayınları, Ankara, 2006, s. 7; Abdurrahman Çetin, Örneklerle Peygamberimiz, Ensar Yayınları, İstanbul, 2006, s. 46. 45 Köksal, İslam Tarihi (Mekke Devri), s. 94, 95.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
282
ederken 20 yaşlarında olan Peygamberimiz, risaletle görevlendirildikten sonra Hılfu’l -Füdûl hakkında:
“Ben, Abdullah b. Cüd’an’ın evinde yapılan bir antlaşmada bulundum ki, bu antlaşmayı güzel ve kızıl
tüylü develere değişmem. İslam’da böyle bir antlaşmaya çağrılsam derhal kabul ederim”46
buyurmuşlardır. Hz. Peygamberin düşmanlarla savaşmasının nedenlerinden birisi yine insan haklarını
ve onurunu korumak, inanç hürriyetini güvence altına almaktır.47
Peygamberimiz birisi Mekke’de, diğeri Medine’de olmak üzere iki kez kardeşleştirme (muahât)
projesi uygulamıştır. Mekke’deki proje insanlık onuru bakımından son derece önemlidir. Çünkü bu
çerçevede Kureyşe mensup bazı Müslümanlarla azatlı köleler kardeş yapılmıştır. Bu uygulama o devirde
tam anlamıyla bir inkılâptır. Hz. Peygamberin azatlısı Zeyd b. Harise ile Hz. Hamza, Ebu Huzeyfe’nin
azatlısı Salim ile Ebu Ubeyde b. Cerrah ve Hz. Ebubekir’in azatlısı Bilal-ı Habeşi ile Ubeyde b. Haris
kardeş ilan edilmiştir.48
Kadınların ve Kız Çocuklarının Onurunu Koruması
Cahiliye döneminde kadınların ve kız çocuklarının durumu hiç iç açıcı değildi. Kadınların hiçbir
hakkı yoktu. Bir mal gibi alınıp satılırlar, onurları çiğnenir, ikinci sınıf insan muamelesi görürlerdi.
Ancak çocuk doğurunca aileden sayılırlar, miras haklarından yoksundular. Kız çocukları da maddi
olarak yük kabul edilir, manevi bakımdan utanç vesilesi sayılırdı.49 Hz. Peygamberin en önemli
uygulamalarından birisi kız çocuklarını erkek çocuklarla eşit statüye getirmesidir. Cahiliye döneminde
kız çocukları bir utanç vesilesi ve aileye yük olarak görülür, çoğu kez öldürülürlerdi. Kur’an-ı Kerim bu
durumu kınamış ve kız çocuklarının öldürülmesini yasaklamıştır (Nahl, 16/58, 59.). Peygamberimiz de
onlara önem vermiş, kız çocuğu yetiştirenleri övmüştür.50 Sadece kadınların ve kız çocuklarının değil,
kölelerin haklarını ve onurunu da korumuştur. Bir gün, Ma’rur isminde bir kişi peygamberimizin
arkadaşlarından Ebu Zer’e rastlamıştı. Ebu zer’in yanında bulunan kölesi gayet güzel ve temiz bir
şekilde giyinmişti. Bunu gören Ma’rur, Ebu Zer’e, “Ey Eba Zer! Bu adamın üstündeki giysiyi alıp başka
bir şey giydirsene” dedi. Ebu Zer, Ma’rur’a şunu anlattı: “Bu gördüğün köleyle benim aramda senin
bilmediğin bir olay yaşanmıştır. Ben, bir gün bu adama sövmüş ve annesinin siyahî oluşundan dolayı
ona hakaret etmiştim. Peygamberimiz bunu duyanca, ‘sende hâlâ Cahiliye döneminin izleri var. Bu
insanlar sizin kardeşlerinizdir. Yediklerinizden onlara da yedirin, giydiklerinizden onlara da giydirin’
diyerek beni azarlamıştı.”51
46 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/90, 313; Berki, Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, s. 47; Hamidullah, İslam’a Giriş, s. 8, 9. Ayrıca bkz. Mustafa Önder, “Peygamberimizin Kardeşlik Uygulamaları ve Günümüz Açısından Değerlendirilmesi”, AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, c. 14, sayı: 14, Bolu, 2014, s. 231-243 47 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 149. 48 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 139, 140. 49 Bkz. Nahl, 16/58, 59; Zuhruf, 43/17; En’am, 6/140, 151; Çetin, Örneklerle Peygamberimiz, s. 36, 37, Mehmet Hatipoğlu, “İslam’da Kadın Eğitiminin Doğuşu”, Türkiye 1. Din Eğitimi Semineri, Ankara İlahiyat Vakfı Yayınları, Ankara, 1981, s. 90-95, Fahri Kayadibi, “Vahiy Sürecinde Kadın”, Kadın ve Aile Yazıları, DİB Yayınları, Ankara, 2012, s. 28-31. 50 Tirmizî, IV/319; Müslim, Birr/149. 51 Buhârî, İman I/13.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
283
Peygamberimiz Mekke’nin fethinde, Veda Hutbesinde insan hakları ve insanlık onuruna özel
bir vurgu yapmıştır. “Ey insanlar! Hayatınız, mallarınız, haysiyet ve şerefleriniz, Rabbinizle
buluşacağınız güne kadar, bu yerde (Mekke), bu ayda (Zilhicce), bu günün mukaddes olması gibi
mukaddes ve mükerremdir. Kadınlar hususunda Allah’tan korkup çekinin ve onlara karşı en iyi bir
tarzda davranıp muamele edin. Kölelerinize yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden giydirin. Ey
insanlar! Rabbiniz bir, atanız birdir. Hepiniz Âdem’den türemiş bulunuyorsunuz. Âdem ise topraktan
yaratılmıştır. Allah indinde en mükerrem ve makbul olanınız ondan en fazla korkup çekineninizdir. Bir
Arabın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva’dadır.”52
Görüldüğü gibi Peygamberimiz bu önemli ve yoğun katılımlı hitabesinde temel insan haklarına,
onuruna, herkesin eşit olduğuna, kadın haklarına vurgu yapmış ve orada bulunanların söylediklerini
herkese, her yere götürüp anlatmalarını istemiştir. Günümüz dünyasında birçok düzenlemeye rağmen;
insan hakları ihlalleri, ayrımcılık, modern kölelik, kadınlara karşı şiddet, çocuk istismarı gibi problemler
hala çözülememiştir. Müslüman ülkelerde de aynı problemlerin yaşanması gerçekten ayrı bir üzüntü
kaynağıdır. İnsan onuru ve bu onura saygı sadece söylemlerde kalmayıp, uygulamaya geçmelidir. Aksi
halde yaşanan insan hakları ihlalleri bitmeyecektir.
Hz. Peygambere Göre Onurun Sınırları
Hz. Peygamber (s.a.v) insan onuru için farz edilenden daha geniş bir çerçeve çizmektedir. Bu
çerçeve başkalarına zarar vermekten insanları taklit etmeye, borcunu geciktirmeye kadar çok farklı
unsurları kapsamaktadır. Hz. Peygamber’in onur kırıcı olarak kabul ettiği bazı durumlara şu örnekler
verilebilir.
İmkânı olduğu halde borcunu ödemeyenin, onur dokunulmazlığı kalkar: “Borcunu geciktiren
varlıklı kimse, onurunu çiğnetmeye ve cezalanmaya müstahak olur”53
Onurlu kişinin insanlara eziyet etmeyeceğini söyler. “ Kıyamet günü en çetin azap görecek
kimseler, dünyada insanlara en çok işkence eden kimselerdir.”54
Ölmüş kişilerin onurunun da korunması gerektiğini hatırlatır: “Ölülerinizin iyiliklerini anın,
kötülüklerini dillendirmekten kaçının.”55
Birisini taklit etmenin onur kırıcı olumsuz davranışlardan olacağını şu sözleriyle ifade eder
“Karşılığında bana dünyayı verseler bile kimsenin taklidini yapmak istemem.”56
52 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 390, 391; Berki, Keskioğlu, Hz. Muhammed ve Hayatı, s. 430, 431. 53 Ebu Dâvûd, Kada’ (akdiyye), 29. 54 İbn Hanbel, IV,90. 55 Ebu Dâvûd, Edep,42; Tirmizî, Cenaiz. 56 Tirmizî, Sıfatu’l-kıyâme, 51.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
284
Onurun mal çokluğunda değil, gönül tokluğunda olduğuna şu hadisle işaret eder: “ Zenginlik
mal çokluğu değildir; asıl zenginlik gönül tokluğudur”57
Onurlu olmanın adaletli olmayı gerektiğine de şu hadisiyle işaret eder: “Sizden önceki
ümmetleri ancak şu helak etmiştir: İçlerinde şerefli biri hırsızlık yaptığında onu cezasız bırakırlar, fakat
zayıf kimseler aynı şeyi çaldığı zaman onlara ceza verirlerdi. Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in
kızı Fatıma da hırsızlık etse, onu cezasız bırakmazdım.”58
Sonuç İnsanlığa gönderilen bütün ilahi mesajlarda insanın manevi şahsiyetinin en önemli ögesi olarak
onurun korunmasına özel bir önem verilmiştir. Bu mesajlara karşın insanlık tarihi, insan onurunun
çiğnendiği, haysiyetli bir hayat sürmenin imkânsızlaştığı dönemleri yaşamıştır. Günümüz dünyasında
da insanlık onuruyla bağdaşmayacak olaylara, cinayetlere, aşağılamalara, temel hak ve hürriyetleri
zedeleyen uygulamalara hemen hemen her gün şahit olunmaktadır. Bu ilahi çizginin son halkası olan
İslam da, insanı insan yapan değerler üzerinde hassasiyetle durmuş, Hz. Peygamber (s.a.v) bu değerleri
bizzat hayatında uygulayarak insanlığa ışık tutmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v)’in insan onuruna yaklaşımında en belirgin özelliği insan onurunu
koruyan kaide ve kuralların teoride kalmayıp günlük hayatta uygulanmasıdır. Bu nedenle
Peygamberimizin bütün hayatı boyunca yaşama, eşitlik, adalet, güvenlik, mülkiyet, kötü muamele ve
işkencenin yasaklanması, kişi dokunulmazlığı, inanç ve düşünce özgürlüğü gibi temel insan haklarını
savunmuştur. Alay, tahkir, gıybet ve koğuculuk ile ayıp ve kusurların ifşa edilmesinin yasaklanması,
insan onurunun korunmasına yönelik uygulamalardan sadece birkaçıdır. Aslında dinin ibadet, ahlak ve
muamelat şeklinde tasnif edilen hükümlerinin hemen her biri insanın onurunu korumaya bir başka
ifadeyle onun onurlu bir hayat sürmesine yönelik düzenlemelerdir. Peygamberimiz, cahiliye
dönemindeki insan onuruna yakışmayan her türlü davranışı yasaklamış, insan onuruna saygının en güzel
örneklerini göstererek, bu yöntemle okuma yazma bilmeyen bir toplumu kısa sürede eğitebilmiştir.
Yakın-uzak coğrafyalarda insan haklarına ve insan onuruna yönelik saldırılara maruz kalan
insanlık, diğer taraftan insanı insan yapan değerler hususunda aynı oranda bir yozlaşmaya, yoksunluğa
tanık olmaktadır. Bu değerler erozyonu, çoğu zaman insanlık için vurdumduymazlığı, terör ve şiddeti,
acımasızlığı, adaletsizliği sorgulama yetisini/sorumluluğunu göz ardı etmeyi beraberinde getirmektedir.
İktidar hırsı, bencillik, merhametsizlik ortada ne hak, ne hukuk ne de onur bırakmaktadır. İşte böylesi
bir gidişat karşısında dinin ve dindarların ya da insani erdemleri yeğleyen kesimlerin söyleyecek sözleri
olmalıdır. Şüphesiz bu katkı sadece söz bağlamında kalmayıp söz konusu aşınmışlıklara merhem olacak
eylemleri de gerekli kılmaktadır. Her duyarlı insanın hangi coğrafyada vaki olursa olsun bu çığlığa,
merhamet ve şefkatin, hak ve hukukun, onur ve şerefin dirilişi ya da diri tutuluşu adına ses vermesi hem
57 Buhârî, Rikâk, 15. 58 Buhârî, Ehadisu’ı-Enbiya, 54; Hudud, 12; Müslim, Hudud, 8.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
285
dinî hem de insani bir gerekliliktir. Özellikle birbirine kenetlenmiş binalar hatta kardeşler olarak
nitelendirilen müslümanların, vuku bulan bu olumsuzluklara bigâne bir şekilde sırt çevirmeleri, duyarsız
kalmaları, ne ilahî vahiy ne de Rahmet Elçisinin perspektifinden onaylanabilir.
Kaynakça
Akyüz, Ali Yaşayan Kur’an Hz. Peygamber, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2005.
Aydın, M. Şevki “Peygamber Efendimizin Örnekliğinde İnsan Onuruna Saygı Bilincini
Kazandırmak”, Hz. Peygamber ve İnsan Onuru, DİB Yayınları, Ankara, 2013.
Berki, A. Himmet; Keskioğlu, Osman Hz. Muhammed ve Hayatı, DİB Yayınları, Ankara, 2010.
Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. el-Hüseyin b. Ali,, Şuabü’l-îmân, Beyrut, Dar’ul-Kutub el-
İlmiyye.
Bilgiz, Musa, Kur’an’da İnsanlık Onuru, Fecr Yayınları, Ankara 2012.
Çetin, Abdurrahman Örneklerle Peygamberimiz, Ensar Yayınları, İstanbul, 2006.
Dam, Hasan; Karataş, Meryem, Değerler Eğitimi Açısından Veda Hutbesinde İnsan Onuru,
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Eylül/2014, Yıl: 1, Sayı: 2.
Doğan, Mehmet Büyük Türkçe Sözlük, İz Yayıncılık, İstanbul 1996.
Ebu Dâvûd, Süleymân b.Eş‘as b. İshâk b. el-Ezdî es-Sicistânî, Sünenü Ebî Dâvûd, thk. Kemâl
Yusûf el-Hût, Beyrut 1990/1410.
Hatipoğlu, Mehmet “İslam’da Kadın Eğitiminin Doğuşu”, Türkiye 1. Din Eğitimi Semineri,
Ankara İlahiyat Vakfı Yayınları, Ankara, 1981.
Kayadibi, Fahri “Vahiy Sürecinde Kadın”, Kadın ve Aile Yazıları, DİB Yayınları, Ankara, 2012.
Koca Ferhat, Kur’an-ı Kerim’e Göre Hz. Peygamberin Örnek Hayatı, TDV Yayınları, Ankara,
2009.
Köksal, M. Asım İslam Tarihi (Mekke Devri), Şamil Yayınevi, İstanbul, 1981.
Köse, Saffet “İslam Hukukunda İnsan Onuruna Dayalı Bazı Hükümler”, Hz. Peygamber ve
İnsan Onuru, DİB Yayınları, Ankara 2013.
Küçük, Raşit “Hz. Peygamber’in Örnekliğinde İnsan Onuru”, Hz Peygamber ve İnsan Onuru,
DİB Yayınları, Ankara 2013.
Muhammed b. İsmâîl el-Buhârî, Sahîhu’l-Buhârî, (thk. Mustafa Dîb el-Buğâ), I-V, Dâru’l-
Ulûmi’l-İnsâniyye, Dımeşk,1413/1993.
Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, çev. Salih Tuğ, İrfan Yayımcılık, İstanbul 1995.
________, İslam’a Giriş, çev. Cemal Aydın, TDV Yayınları, Ankara, 2006.
2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU “İslam Düşüncesinde İnsan”
286
Müslim, Sahîhu Müslim, thk. Muhammed Fuâd Abdulbakî, Dâru’l-hadis, Kahire, 1997.
Önder, Mustafa “Peygamberimizin Kardeşlik Uygulamaları ve Günümüz Açısından
Değerlendirilmesi”, AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, c. 14, sayı: 14, Bolu, 2014.
________, Kur’an Ve Sünnette İnsan Onuruna Eğitim Açısından Yaklaşım, Amasya
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 4.
Önkal, Ahmet “Asr-ı Saadet’te İslam’a Davet Metodu”, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam,
c. II, ed. Vecdi Akyüz, Beyan Yayınları, İstanbul, 1994.
Özbek Abdullah, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, Selam Yayınevi, Konya, 1995.
Râgıb el- Isfahânî, Kuran Istılahları Sözlüğü- Müfredat, Çıra Yayınları, İstanbul 2007.