‐a‐ a posteriori distribution sonsal dağılım · acceleration due to gravity serbest düşme...
TRANSCRIPT
-
‐A‐
A uzağa anlamı veren ön ek
A posteriori distribution sonsal dağılım
A priori distribution önsel dağılım,öncelikli dağıtım
A.C. pulse almaşık akım darbesi
AADT bkz. annual averAge daily trAffic
AAMA bkz. American Automobile Manufacturers Association
aascularization kansızlaşma, kansız kalma (bandaj uygulanması sonucu belli bir bölgenin
kansızkalışı gibi)
AASHTO bkz. American Association of State Highway and Transportation Officials
Abacus hesap aleti, sayı boncuğu, abaküs, çörkü
Abandon terk etmek
Abandoned connection yarıda kalan bağlantı
Abandoned landslide bitmiş heyelan
Abate azaltmak, indirmek
Abatement tenzilat, azaltma, indirim, fiyat kırma
Abaxial eksen dışı
Abbreviate kısaltmak
Abbreviated Address calling kısa numarayla arama
Abbreviation kısaltma
Abdomen karın, batın
Abducent 1. uzaklaştırıcı; 2. çekici; 3. ayıran; 4. açan, abductor
Abduct 1. çekmek; 2. uzaklaştırmak; 3. ayırmak
Abel flash point apparatus yanıcı maddelerin parlama noktasını tespit etmeye yarayan alet
Abelite amonyum nitrat ve nitrobenzen taşıyan patlayıcı bir madde, abelit
Optical aberration, bir mercek tarafından ışık ışınlarının kusurlu şekilde odaklanması abend
olağandışı sonlanma
-
Aberrance sapma
Aberrant sapkın
Abeyance askıda oluş
Abide by uymak, riayet etmek
Ability ehliyet, kabiliyet, yeterlik
Ability of the engine motorun ilk hareketi
Abiochemistry n. gayriuzvi (inorganik) kimya
Abirritant teskin edici, müsekkin, yatıştırıcı
Abirritation 1. yatışma, teskin edilme; 2. btoni, uyarıma cevap vermede görülen hassasiyet azlığı
Ablate kesip atmak, kesmek
Ablaze alev alev, alevli
Abluent temizleyici
Abmortal ölmüş veya zarar görmüş bölge dışı veya bu türlü bölgelerden uzak anlamı veren, bu
terim özellikle hasta dokulara elektrik tatbiki sırasında kullanılır.
Abney level klizimetre
Absolute constant mutlak sabit
Absolute convergence mutlak yakınsaklık
Absolute delay mutlak gecikme
Absolute density mutlak yoğunluk
Absolute device mutlak cihaz
Absolute error mutlak hata
Absolute error of measurement mutlak ölçüm hatası
Absolute filter hassas filtre
Absolute gravimeter mutlak gravimetre
Absolute inequality mutlak eşitsizlik
Absolute instruction makina dilindeki komut,mutlak komut
Absolute instrument mutlak ölçü aleti
Absolute loader mutlak yükleyici
-
Absolute magnetometer mutlak magnetometre
Absolute minimum mutlak minimum
Absolute orientation mutlak yöneltme
Absolute permeability özgül permeabilite, özgül geçirgenlik (doğal sıvı geçirgenliğinden
bağımsız olarak, alan cinsinden ifade edilen geçirgenlik)
Absolute personal error salt kişisel hata
Absolute pressure mutlak basınç
Absolute roughness doğal (mutlak) pürüzlülük
Absolute roughness gerçek pürüzlülük
Absolute speed mutlak hız
Absolute stability of a system bir dizgeninmutlak kararlılığı
Absolute system of electrical units elektrik birimlerinin mutlak sistemi
Absolute term mutlak terim
Absolute vacuum mutlak boşluk
Absolute value mutlak değer
Absolute volume mutlak hacim (boşluksuz)
Absolute zero mutlak sıfır
Absolutely tamamen
Absolutely stable system mutlak kararlı dizge
Absolutely summable mutlak toplanır
Absolute‐value device mutlak değer aygıtı
Absorb absorbe etmek, emmek, soğurmak,sönümlemek
Absorb energy enerji emmek, enerji absorbe etmek
Absorb, to soğurmak
Absorbability emiş özelliği
Absorbate yutma ortamı
Absorbed 1. emilmiş; 2. mahsup edilmiş
Absorbed dose absorbsiyon dozu
-
Absorbed oscillation söndürülmüş osilasyon (salınım, titreşim)
Absorbed power çekilen güç
Absorbed water 1. emilmiş su, absorbe edilmiş su;2. zemin veya kaya kütlesi içinde mekanik
olarak tutulan, fiziksel özellikleri aynı ısı ve basınç altındaki doğal sudan farklı olmayan su
Absorbency emilebilme
Absorbent soğurgan
Absorbent absorbe edici, emici, soğurucu
Absorbent cotton emici pamuk
Absorber soğuran, sönümleyici
Absorber baca gazı yıkayıcı kule
Absorber ışın emici yüzey
Absorber area absorbe yüzeyi, yutucu alan
Absorber tower baca gazı yıkayıcı kule
Absorber, shock bkz. shock absorber
Absorber/neutron nötron emici madde
Absorbing capacity emme kapasitesi, emebilme
Absorbing coupling elastik kavrama
Absorbing filter emme filtresi
Absorbing power emicilik gücü
Absorbing state soğurucu durum
Absorbing/dry baca gazı atomize yıkama
Absorbing/wet baca gazı yıkama
Absorptance soğurma özelliği, emicilik
Absorption emme, emiş, yutma
Absorption by capillarity kapilarite yoluyla emme, kılcal damarlar yoluyla emme
Absorption capacity emme kapasitesi
Absorption coefficient emme katsayısı, yutma katsayısı
Absorption cooling emmeli soğutma, yutmalı soğutma
-
Absorption cross‐section etkin soğurma alanı
Absorption curve emme eğrisi, absorbsiyon eğrisi
Absorption cycle absorpsiyon çevrimi, soğutmada, örneğin devrede dolaşan soğutucu amonyak
yüksek basınçta tekrar soğurulur bu işleme absorpsiyon çevrimi denir. Bu değişimin olabilmesi
için kompresöre ihtiyaç vardır
Absorption drying kimyasal kurutma
Absorption dynamometre apsorpsiyon dinamometresi, güç, kuvvet yutucu dinomometre,
sürtünme veyaelektrik direnci tarafından mekanik enerji girdisine yutulan, kayıp, mekanik
kuwet veya gücü ölçmeye yarayan cihaz
Absorption electromagnetic elektromanyetik emme
Absorption factor emme katsayısı
Absorption loss soğurum yitimi
Absorption medium emme ortamı
Absorption medium emme aracı, yutucu
Absorption meter fotosel veya ışık detektörü kullanılarak transperant (saydam) bir cisimden
geçen ışık miktarını ölçmek için dizayn edilen cihaz
Absorption modulation enerji soğurum kiplenimi
Absorption number ıslak duvarlı tavsiye sütununda gaz yutumu (emilmiş) alanında kullanılan
boyutsuz bir sayı olup, akışkan tarafındaki kütle transferi sabitini temsil eder
Absorption of moisture su emme
Absorption of water su emme
Absorption refrigeration absorpsiyonlu soğutma, soğutma, sıvı amonyağın genleşerek gaz haline
dönüşü ve bu gazında su tarafından emilmesi şeklinde sağlanır, amonyak su buharlaştıktan
sonra tekrar kullanılır
Absorption spectrum soğurum izgesi
Absorption system soğutucu gazın bir emici tarafından evaperatör içerisinde alınıp, ısı
uygulanarak jenaratörde serbest bırakılması şeklinde soğutma yapan sistem
Absorption tower (absorption column) yükselen gazın damlacıklar şeklinde düşen akışkan
tarafından kısmen yutulduğu düşey tüp
Absorption trap soğurum tuzağı
-
Absorption capacity bkz. absorbing capacity
Absorption‐emission pyrometer kalibre edilmiş referans bir kaynakta radyasyonunu geçmeden
önce ve geçtikten sonra ve kısmi olarak gaz tarafından emilmesinden sonra bu kalibreli kaynağın
yaydığı radyasyonun ölçülmesinde gaz sıcaklığını veren (ölçen) termometre
Absorptive emici
Absorptive attenuator soğurgan zayıflatıcı
Absorptivity bkz. absorbing capacity
Absorptivity yutma katsayısı, emme kapasitesi
Absorptivity coefficient emme katsayısı
Abstract öz; soyut
Abstract ayırmak
Abstract özet
Abstract account hesap özeti, dekont, ekstre
Abstract science kuramsal bilim
Abstract symbol soyut simge
Abstract syntax tree soyut sözdizim ağacı
Abstract, summary özet
Abstraction dalgınlık
Abstraction ayırma, soyutlama
Abstriction gevşeme, çözülme, bağlarından kurtulma
Abstruse anlaşılması güç, muğlak
Absurd anlamsız
Abtorsion her iki gözün dış tarafa dönmesi
Abulia, aboolia, aboulia irade yitimi, iradesizlik, abulya, abülomani
Abut ucunda bitmek, uç uca dokunmak
Abutment destek, köprü ayağı
Abutment köprü için mesnet olan diş
Abutment bearing kenar ayak mesneti
-
Abutment engine bkz. engine (servomotor types)
Abuttal bkz. abutment
Abutting joint küt ek
AC almaşık akım, AA
AC/DC converter AA/DA çevirici
Acacanthrax spesifik olmayan antraks
Academy akademi
Acalculia basit hesap ameliyelerini yapmaktagörülen yeteneksizlik, hesap yitimi
Acaryote çekirdeksiz, nüvesiz
Acc ivme
Accelerate hızlandırmak, hızlanmak, ivmelenmek
Accelerate settlement izin verilen oturma
Accelerate, to ivmelendirmek, hızlandırmak
Accelerated hızlı, hızlanmış, hızlandırılmış
Accelerated aging test hızlandırılmış yaşlandırma deneyi (jeotekstillerde, yapısal bileşimlerin
veya malzemenin, beklenen hizmet ömrü koşullarından daha fazla, hızla bozulmasına yönelik
deney)
Accelerated consolidation hızlandırılmış konsolidasyon
Accelerated polishing test hızlandırılmış cilalanma deneyi
Accelerated test ivdirilmiş sınama, hızlandırılmış test
Accelerating hızlandıran
Accelerating jet kapış memesi
Accelerating pedal bkz. accelerator pedal
Accelerating pump kapış pompası
Accelerating relay ivme bağlağı, ivme rölesi
Acceleration ivme, hızın birim zamanda değişim miktarı veya birim zamandaki ortalama
artışıdır,birim m/s2 dir, benzer şekilde, “açısal ivme”, açısal hızın birim zamandaki değşim
miktarıdır, birimi rd/s2 dir.
Acceleration ivmelenme, hızlanma
-
Acceleration coefficient ivme katsayısı
Acceleration diagram ivme diyagramı
Acceleration distance hızlanma mesafesi, ivmelenme mesafesi
Acceleration due to gravity serbest düşme halindeki yer çekimk ivmesidir, deniz seviyesinde
ortalama olarak 9,806 m/s2 lik bir değere sahiptir
Acceleration impedance ivme empedansı, bkz. Effective Inertia, Effective Mass
Acceleration lane hızlanma şeridi (bir platforma giren bir taşıtın hızını, transit trafiğe daha
güvenle katılacak düzeye çıkarılmasına olanak vermek, gerekli katılma mesafesini sağlamak, ana
platformdaki trafiğe gerekli ayarlamaları yapabilmek için gerekli zaman ve mesafe
Acceleration of gravity yerçekimi ivmesi
Acceleration pump kapış pompası, hızlandırma pompası
Acceleration pump inlet kapış pompası girişi
Acceleration time ivme süresi
Acceleration vector ivme vektörü
Acceleration bir kimya reaksiyonunda hız değişimi;
Acceleration/constant sabit ivme
Accelerator ivdirici (nükleer); hızlandırıcı (donanım)
Accelerator ivmelendirici
Accelerator hızlandırıcı, kapış pompası
Accelerator hızlandırıcı, gaz pedalı veya kolu
Accelerator (accelerator pedal) ivmelendirici(a) motorlu taşıtlarda güç ve motor hızını kontrol
eden pedal. (b) içten yanmalı motorlarda yakıtenjeksiyonunu kontrol eden pedal
Accelerator claw kapış pompası çenesi
Accelerator jet çıktı gücünde artış istenmesi durumunda bir taşıttaki karbüratöre giren havaya
yakıt püskürtülmesi işlemi
Accelerator linkAge gaz pedalını karbüratör kısma valfine bağlayan uzuv
Accelerator pedal gaz pedalı
Accelerator pedal hinge pin gaz pedalı menteşesi pimi
Accelerator pedal hinge pin clip gaz pedalı menteşesi piminin maşası
-
Accelerator pedal return spring gaz pedalı geriçekme yayı
Accelerator pedal stem gaz pedalı ile mil arasındaki bağlantı çubuğu
Accelerator pedal stem pin gaz pedalı ile mil arasındaki bağlantı çubuğu pimi
Accelerator pedal stem pin clip gaz pedalı ile mil arasındaki bağlantı çubuğu piminin kelepçesi
Accelerator pedal stem seal gaz pedalı ile mil arasındaki bağlantı çubuğunun keçesi
Accelerator pedal stem seal washer gaz pedalı ile mil arasındaki bağlantı çubuğu keçesinin
muhafazası
Accelerator pump ivmelendirme pompası
Accelerator pump karbüratör kapış pompası
Accelerator shaft gaz mili
Accelerator shaft bracket gaz mili mesnedi
Accelerator shaft spacer gaz mili ara parçası
Accelerator shaft to bell crank rod gaz mili ile mafsal arasındaki çubuk
Accelerator shaft to bell crank rod ball joint gaz mili ile mafsal arasındaki çubuğun her iki
ucundakibilyalı mafsal
Accelerator shaft to bell crank rod spring gaz mili ile mafsal arasındaki çubuğun yayı
Accelerator shaft to bell crank rod spring clip gaz mili ile mafsal arasındaki çubuk yayının
mandalı
Accelerator shaft to bell crank rod swivel gaz mili ile mafsal arasındaki çubuğun birleşme parçası
Accelerator shaft to bell crank rod swivel clip gaz mili ile mafsal arasındaki çubuğun birleşme
parçası mandalı
Accelerator to bell crank shaft rod gaz mili mafsalı ile karbüratör arasındaki çubuk
Accelerogram ivme grafiği
Accelerometer 1. ivme ölçme aleti; 2. profilometre cihazının yoldaki boyuna düzgünsüzlükleri
ölçerken referans olarak aldığı araç taban düzlemini sabit kabul edebilmek (sarsıntıdan
etkilenmemiş gibi) amacıyla cihaz içine yerleştirilmiş sarsıntıya hassas bir cihaz
Accelerometer ivme ölçme cihazı. (a) yay ucunatutturulmuş kütlenin hareketi kullanılarak. (b)
periyodu ölçen ivmenin kare kökü ile ters orantılı olan basit sarkaç kullanılarak oluşturulan
ivmemetrelerdir
Accept kabul etmek, onaylamak
-
Acceptable alınabilir, kabul edilebilir
Acceptable angle geliş açısı
Acceptable level of risk onanır risk düzeyi
Acceptable load kabul edilebilir yük
Acceptable mean life onanır ortalama ömür
Acceptable pressure range kabul edilebilir basınç aralığı
Acceptable quality level kabul edilebilir kalite düzeyi
Acceptable stres kabul edilebilir gerilim
Acceptance kabul, teslim alma
Acceptance angle geliş açısı
Acceptance boundary onama sınırı
Acceptance certificate kabul belgesi
Acceptance committee kabul heyeti
Acceptance credit kabul kredisi
Acceptance report kabul tutanağı
Acceptance sampling kabul için numune alımı, kabul numunesi
Acceptance specification kabul şartnamesi
Acceptance test kabul deneyi
Acceptance test run kabul deneyi çalıştırması
Accepter kabul eden
Acceptor alıcı
Acceptor kabul eden
Accessibility erişirlik
Accessible erişilir
Access erişim, erişme, yaklaşım
Access nöbet, akse
Access erişim, giriş
Access / access door giriş, servis kapısı
-
Access authorization erişim yetkisi
Access barred erişim engelli
Access category erişim sınıfı
Access coding erişim kodu
Access control erişme kontrolü (yola komşu arazinin sahipleri veya kullananlar veya diğer
kimselerin giriş, ışık, hava veya manzara kullanma haklarının kısmen veya tamamen bir kamu
otoritesi tarafından kontrol edilmesi hali)
Access control methods erişim kontrol yöntemleri
Access controlled highway erişim kontrollü karayolu
Access controlled road erişme kontrollü yol
Access door giriş kapısı, kontrol kapağı
Access ladder giriş merdiveni
Access level giriş seviyesi (yetki seviyesi)
Access list erişim listesi
Access method erişim yöntemi
Access network erişim ağı
Access period erişim dönemi
Access ramp giriş rampası (bir köprülü kavşakta ayrı yöndeki yolları veya genel olarak farklı
düzeydeki yolları birbirine bağlamaya yarayan yol parçası)
Access record erişim tutanağı
Access right erişim hakkı
Access road bağlantı yolu, erişme yolu, yaklaşım yolu
Access shaft ulaşım bacası
Access shaft giriş kuyusu
Access time erişme süresi (bilgiyi okuma yazma zamanı)
Access trAffic erişim trafiği
Access zone dış bölge, giriş bölgesi, tünel yaklaşım bölgesi (tünel girişinden fren mesafesi kadar
geriden başlayıp tünel girişinde son bulan açık yol parçası) access, retrieve erişmek
Access, to erişmek
-
Accessibility erişebilirlik, erişebilme
Accession erişme, ulaşma
Accessory eklenti, ek parçalar, yardımcı teçhizat, aksesuar, ek donanım
Accessory eklenti (don.); donatı (yaz.)
Accessory aksesuar bir makinanın temek işlevini değiştirmeden onun verimliliğine yardımcı
olan makine parçası veya alt kısmı, bu parça test, ayarlama, kalibrasyon, kayıt ve amaçlar için
kullanılabilir
Accessory gear‐box hidrolik pompaların Aero‐motorlar üzerine tesbit edilmesinde olduğu gibi
parcaların yerleştirillmesinde
Accessory minerals kayaçlarda çok yaygın olarak bulunmayan mineraller
Accident kaza
Accident black spot kaza kara noktası
Accident causes kaza nedenleri
Accident countermeasure kaza önlemi
Accident danger kaza tehlikesi
Accident form kaza tespit tutanağı
Accident frequency rate kaza sıklık oranı
Accident investigation kaza araştırması
Accident prevention kaza(ların) önlenmesi
Accident prone location kaza riski taşıyan yer
Accident proneness kazaya yatkınlık
Accident rate kaza oranı
Accident reconstruction kaza yerinde tatbikat
Accident reduction kaza azalması
Accident report kaza raporu
Accident saving kaza faydası
Accident severity kaza şiddeti
Accident with personnel injury only yaralanmalı kaza
-
Accident with serious casualty ölümlü veya ağır yaralanmalı kaza
Accident with single vehicle tek taşıtlı kaza
Accident, damAge only bkz. damAge only accident
Accident, fatal only bkz. fatal only accident
Accident/design basis teorik teknik kaza
Accident/maximum credible teorik en büyük kaza
Accident/reactor reaktör kazası
Accidental ilineksel; raslantısal
Accidental arızi, aksidental
Accidental error arızi hata
Accidental jamming raslantısal boğma
Accidentally tesadüfi olarak
Acclimate iklimine alıştırmak
Acclimation iklimine alıştırma
Acclimatization klimatize etme, uyum sağlamak
Acclimatize iklimine alıştırmak
Accommodation yerleştirme, konut, barındırma
Accompany eşlik etmek
Accomplish tamamlamak
Accord anlaşmak, uzlaşmak
According uygun olarak
According to göre
Account muhasebe, hesap
Account book hesap defteri
Account in arrear bakaya hesabı
Account number hesap numarası
Account/cash kasa hesabı
Account/joint müşterek hesap
-
Accountability izlenebilirlik (yazılım)
Accountancy muhasebecilik
Accountant muhasebeci
Accountant’s certificate muhasebeci belgesi
Accounting muhasebe
Accounting machine sayışım makinası
Accounting rate hesaplaşma oranı
Accredit itibar etmek, kredi açmak
Accreditation onay belgesi
Accretion 1. organik büyüme; 2. yeni maddeler katılması ile beliren dış gelişme, büyüme, artma;
3. tabii olarak ayrı bulunan iki kısmın yapışması, birleşme, kaynaşma; 4. organizmada, bir
boşlukta yabancı maddeler toplanması, birikme
Accrual tahakkuk
Accrual certificate and payment order tahakkuk müzekkeresi ve verile emri
Accrue gerçekleştirmek, tahakkuk etmek
Accrued expense tahakkuk etmiş masraf
Accumulate biriktirmek, toplamak
Accumulate, to biriktirmek
Accumulated account birikmiş hesap
Accumulation birikim, birikinti
Accumulation curve biriktirme eğrisi
Accumulation of sand kum birikmesi, kum yığılması
Accumulative biriktirici
Accumulator akü, toplayıcı, akım toplar
Accumulator bus birikeç yolu
Accumulator charging valve biriktirici doldurma valfi
Accumulator register birikeç yazmacı
Accumulator vehicle akülü araç
-
Accumulator/alkaline akü/alkalin
Accumulator/dry akü/kuru
Accumulator/lead akü/kurşunlu
Accumulator/lead acid akü/kurşun asitli
Accumulator/low maintenance akü/az bakımlı
Accumulator‐bus birikeç yolu
Accuracy doğruluk, hassasiyet
Accuracy class doğruluk sınıfı
Accuracy of a measuring instrument ölçme aletinin doğruluğu
Accuracy of measurement ölçümün doğruluğu
Accuracy of measurement ölçü hassasiyeti
Accuracy of plotting çizim doğruluğu, değerlendirme doğruluğu
Accuracy of position konum doğruluğu
Accuracy rating doğruluk derecesi
Accurate doğru, kesin
Accurate hassas
Accurately doğru olarak, hassas olarak
Acentenyl C=H grubu, asentenil
A centric merkezsiz
Acerate iğne uçlu
Acermann steering bir bir otomobilde iç aksın dış akstan daha büyük bir acıyla dönmesini
sağlayan ve böylece dönemeclerde ilgili tekerleklerin uygun devirde dönmesine olanak sağlayan
mekanizma. acetate asetik asidin tuzu, asetat
Acetometer asetik asid ölçme aleti, asetometre
Acetyl asetil
Acetylene asetilen, parlak alevli renksiz gaz (C3H3)
Acetylene burner asetilen beki
Acetylene hose asetilen hortumu
-
Acetylene torch asetilen hamlacı, asetilen üfleci
Acetylene welding asetilen kaynağı
Acetylsalicylic acid aspirin, yaygın olarak kullanılan orta etkili bir ağrı giderici
ACH (see Air changes per hour) saatlik hava değişimi
Achieve başarmak, ulaşmak, elde etmek, kazanmak, yapmak, erişmek
Achloroblepsia, achloropsia yeşil renk körlüğü, yeşil renk önünde beliren daltonizm, akloropsi
Achromate renkleri göremeyen kimse, akromat
Achromatic renksiz
ACI bkz. American Concrete Institute
Acicula iğne uçlu
Acicular iğne görünüşlü
Acid n.&a. biochem. asid a) turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan, suda
eridiği zaman hidrojen iyonları meydana getiren ve bileşimindeki hidrojenin yerine maden
alarak tuz meydana
getirebilen hidrojenli bileşim, hamız; (b) asidkarakterli
Acid attack asit saldırganlığı
Acid based asit esaslı
Acid carboy asit damacanası
Acid cleaning asitle temizleme
Acid core solder asitli lehim teli
Acid dew point asit çiğ noktası
Acid fast aside dayanıklı
Acid free asitsiz
Acid fume asit buharı
Acid precipitation asit yağmuru
Acid pump asit pompası, aside dayanıklı camdan yapılmış pompalar
Acid radical asit kökü
-
Acid rain asit yağmuru (sanayi tesislerinden konutların ısıtılmasından ve otomobillerin
egzozlarından kaynaklanan sülfür ve azot oksitleri emisyonlarının yağmur ve sis ile karışması)
Acid residues asit artıkları
Acid resistance aside dayanıklılık
Acid resistant aside dayanıklı
Acid sludge asitli petrol çamuru, asitli çamur
Acid soil asitli zemin
Acid steam Ager asit buhar yaşlandırma makinası
Acid test asit deneyi
Acid treating process asit ile arıtma işlemi
Acid treatment asitle muamele, asit işlemi
Acid value asit değeri
Acid vapour asit buharı
Acid, tannic bkz. tannic acid
Acidic asitli
Acidic content asit içeriği
Acidifiable asitlenebilir
Acidification asitleme
Acidification asitlenme (toprağın ve suyun asitli emisyonlarla kirlenmesi)
Acidifier asitleyici
Acidififacation a) asitleşme, b) ekşime, sirkeleşme
Acidify asit yapmak, ekşitmek, asitleştirmek
Acidifying asitleştirme
Acidimeter mayideki asit miktarını ölçme aleti, asitmetre, hidrometre
Acidimeter asit ölçer
Acidimetry a) mayideki asit mikatrını ölçme, asit kuvvetini ölçme ilmi; b) bir asit solüsyonunun
ayarlı alkali çözeltisi ile titre edilmesi, asidimetri
-
Acidity, a) ekşilik, asitlik, b) asitlik derecesi, asitlik gücü: pH değeri cinsinden veya litrede
equivalent gr. bakımından ifade edilen proton zenginliği
Acidity, degree of bkz. degree of acidity
Acidocytopenia kanda eozinofil miktarının azalması. asidositopeni
Acidophilic, acidophilous asit boyalarla boyanabilen
Acidoresistant 1. aside dayanıklı; 2. boyandıkları zaman asitler ve diğer amillerle kolayca
dekolorize olmayan (bakteri veya hücre hk.)
Acidotic 1. asidoza ait; 2. asidozlu
Acidproof aside dayanıklı
Acidum bkz. acid
Acierate çelikleşmek
ACK alındı damgası
Acknowledge doğrulamak, kabul etmek, tasdik etmek
Acknowledge character alındı damgası
Acknowledge, to alındılamak
Acknowledgement alındı; alındılama
Acknowledgement signal alındı sinyali
Acknowledgement, receipt alındı
Acme doruk, mükemmeliyet noktası, gelişmenintepe noktası
ACME screw thread ACME vida dişi
Acme Thread Standart bir Amerikan vida dişi olup29 meyilli flank açısına sahiptir
ACME trapezoidal thread ACME trapez vida dişi
Acorn nut tırtıllı somun, taçlı somun
Acorn nut kör somun, gömme başlı somun
Acoustic işitme duyumuna ait, seda ilmine ait, işitmeye ait, akustik
Acoustic yankılanım (ad)
Acoustic absorption akustik yutma
Acoustic coupler yankılanımlı bağlayıcı
-
Acoustic coupling akustik bağlaşım
Acoustic delay line akustik gecikme hattı
Acoustic environment akustik çevre (belli bir ses kaynağını kuşatan çevre)
Acoustic feedback hoparlör geribeslemesi, akustik geribesleme
Acoustic impedance akustik çeli
Acoustic insulation akustik yalıtım
Acoustic lining akustik astar
Acoustic material akustik malzeme
Acoustic oscillation akustik salınım
Acoustic pressure akustik basınç
Acoustic pressure spectrum akustik spektrum, akustik basınç tayfı
Acoustic resistance akustik direnci, akustik direnç
Acoustic shock akustik şok
Acoustic signal sesli sinyal
Acoustic space akustik uzay
Acoustic steam leak detector akustik buhar kaçağı dedektörü
Acoustic storAge akustik biriktirme
Acoustic storAge akustik bellek
Acoustic surface wave akustik yüzey dalgası
Acousticon sağır kulaklara sesi nakleden alet
Acoustics ses bilimi, akustik
Acoustics sesveren, öten, çınlar, akustik, ses yayan, ses duyuran, işittiren
Acoustics of room oda akustiği
Acquaint bilgi vermek
Acquiesce razı olmak
Acquire elde etmek, kazanmak
Acquire, to edinmek
Acquired kazanılmış
-
Acquirement kazanç
Acquisition kazanılan şey
Acquisition elde etme, sahip olma
Acquisition and tracking radar yakalama ve izleme radarı
Acre dönüm, ‹ngiliz dönümü
AcreAge arazi alanı
Acritical kritik olmayan
Acritochromacy renk körlüğü
Acro uçta anlamı veren birleştirici
Acrolein gliserinin ayrışmasından açığa çıkan uçucu sıvı (C3H4O)
Acronym kısaad
Acronym akronim, kısaltılarak oluşturulmuş kelime
Acrophobia yükseklikten dolayı marazi korku, akrofobi
Acropolis akropol (yukarı şehir, Antik Yunan kentlerinde, kentin en yüksek ve müdafaaya en
elverişli yerine kurulan ve en önemli yapıları, tapınakları barındıran iç kale)
Across ortasından
Across ortasından, içinden veya üstünden karşı tarafa geçmek
Acrylic akrilik
Acrylics protez yapımında kullanılanbir grup termostatik madde
Act kanun
Act 1. davranmak, hareket etmek, işlem, eylem, hareket, iş; 2. yasa
Act in law yasal işlem
Act on to üzerine etki etmek
Acting vekalet eden
Actinium aktinyum, Ac, sembolü ile bilinen, atom no: 89 ve atom ağırlığı: 227 olan kimyasal
element. (uranyum cevherinde bulunan radyoaktif bir element).
Actino ışın anlamı veren birleştirici
Actinogen radyoaktif element, aktinojen
-
Actinoid yıldız şekilli, yıldız şeklinde
Actinometer aktinometre
Actinon argon sınıfından ağır, radyoaktif, gaz halinde bir element, aktinon (An)
Actiom elements hareketli elemanlar, mekanizma elemanları
Action tesir, fiil, etkime, etki, aksiyon
Action faaliyet, hareket
Action and reaction etki‐tepki
Action bar menü çubuğu, seçenek çubuğu
Action bar, menu bar menü çubuğu
Action item gereği beklenen işlem
Action lamp ana ikaz lambası
Action lamp ana ikaz lambası
Action plan hareket planı
Action, pumping bkz. pumping action
Activate 1. kamçılamak, hızlandırmak (hazım, v.s.);2. radyoaktif hale getirmek; 3. reaksiyon
gücünü artırmak (moleküller hakkında); 4. etkinleştirmek, faaliyetini yükseltmek (enzim
hakkında);5. gelişimini tecrübe ışığı altında canlandırmak(verimsiz bir yumurta
Activate, to etkinleştirmek
Activated aktif hale getirilmiş
Activated 1. etkinleştirilmiş, aktive edilmiş;2. radyoaktif hale getirilmiş
Activated hareketli, tahrik olmuş
Activated alumina desiccant aktif alumina (aliminyum oksit) kurutucu madde
Activated carbon aktif karbon
Activated Charcoal emici kömür, birim hacim alan yüzeyi büyük olan ince gözeneklere sahip toz
halinde donuk taneli karbon
Activated sludge aktif çamur
Activating hareket halinde
Activating memory hafızayı çalıştırma
-
Activation a) etkinleştirme, aktivasyon: platinsünger gibi bir katalizörün ısı veya diğer bir vasıta
ile aktif kılınması veya rejenere edilmesi. b) moleküller arası enerjiyi; kimya reaksiyonlarına baş
vurmadan artırma metodu
Activation analysis aktivasyon analizi
Activation control lever emniyet levyesi
Activation energy aktivasyon enerjisi
Activator hareket veren
Activator katalizör: activation sağlayan madde: aktivatör: a) flotation metodunda minerallerin
ayrılmasını kolaylaştıran madde (mesela kurşun karbonat filizleri için sodyum sülfit: blende Zn
için bakır sülfat aktivatör rol oynar). b) zymogen, proenzyms ve profermen
Activator canlandırıcı, etkinleştirici
Active aktif, etkin, etkili, güncel
Active component etkin bileşen
Active countermeasures aktif saldırı, etkin karşı önlem
Active current etkin akım
Active earth pressure aktif toprak basıncı
Active element etkin öğe; yürürlükteki öğe
Active energy aktif enerji
Active energy meter aktif enerji sayacı
Active energy saving aktif enerji tasarrufu
Active failure aktif kırılma, aktif kopma
Active file yürürlükteki dosya
Active gas aktif gaz
Active high üst seviyede aktif
Active homing aktif (etkin) özgüdüm
Active landslide aktif heyelan
Active low alt seviyede aktif
Active maintenance time etkin bakım süresi
Active material aktif malzeme
-
Active menace aktif (etkin) tehdit
Active power aktif güç, efektif güç
Active rankine pressure aktif rankine basıncı
Active rankine state aktif rankine durumu
Active rankine zone aktif rankine bölgesi
Active redundancy etkin artıklık, etkin fazlalık
Active reflector aktif (etkin) yansıtıcı
Active risk aktif (etkin) risk
Active soil pressure aktif zemin basıncı
Active solar heating aktif güneş ısıtma
Active solar system mekankik olarak, motorlar, pompalar veya sübablar ile, çalıştırılan güneş
isıtma veya soğutma sistemi
Active state of plastic equilibrium aktif plastik denge durumu
Active surface üzerinde işlem yapılabilen yüzey (bilgisayar)
Active surface of sliding aktif kayma yüzeyi
Active threat aktif (etkin) tehdit
Active transducer aktif (etkin) dönüştürücü
Active vibration suppression titreşimi azaltacak kuvveetlerin sistemin titreşim genliğine ve
hızına göre dizayn edildiği, istenmeyen titreşim hareketinin geri besleme kontrol tekniği ile
önlemesi işlemi
Active volcano tarihsel olarak yakın zamanlarda sık sıkpüskürmüş yanardağ
Active wiretapping aktif yasadışı erişim
Active, effective etkin
Active‐cord mechanism zincire benzer ince çubukların (uzuvların) mafsallarla bağlanması
şeklinde oluşturulan tahrik mekanizması ile hareketli kontrol edilen, esnek ve hareketli olup
sarılma işlemi yapabilen mekanizma
Activity 1. etkinlik; 2. zeminin plastisite indisinin, zemindeki kil tanecikleri yüzdesine oranı
Activity aktiflik, faaliyet, hareket
Activity coefficient aktiflik katsayısı
-
Activity counter işleklik sayacı
Activity ratio aktiflik oranı
Activize aktifleştirmek
Actual gerçek, asıl, fiili, güncel
Actual Address gerçek adres
Actual coding gerçek kodlama
Actual consumption gerçek tüketim
Actual expenditure fiili harcama
Actual export fiili ihracat
Actual import fiili ithalat
Actual output gerçek çıktı
Actual power gercek güç, hakiki güç, bir güç kaynağı çıktı şaftından alınan güç, bu gerçek beygir
gücü olarakta bilinir
Actual stock fiili stok
Actual volume of batch karışımın gerçek hacmi
Actual weight gerçek ağırlık (tartılan)
Actualization gerçekleştirme
Actualize gerçekleştirmek
Actually fiilen, gerçekten
Actuate bir mekanik sistemi harekete geçirmek, tahrik etmek, çalıştırmak
Actuated tahrikli
Actuating tahrik eden
Actuating assembly tahrik takımı
Actuating bell crank tahrik mafsalı
Actuating cam tahrik kamı
Actuating disc tahrik diski
Actuating force eyleyici kuvvet, harekete geçiren güç
Actuating link bağlantı baklası
-
Actuating mechanism tahrik mekanizması
Actuating shaft tahrik mili
Actuating spring tahrik yayı, işletme yayı
Actuation harekete geçirme
Actuator tahrik kolu, işletme kolu, harekete geçiren
Actuator erişim düzeneği
Actuator iş elemanı, aktuatör.eyleyici
Actuator (a) elektirik, hidrolik, mekenik veya pinomatik bir alet (bunların birlrşimi de olabilir)
olup öneceden belirlenen doğrusal veya dönme hareketine tesir etmede kullanılır. (b) Actuator
runtime tahrik edicinin çalışma zamanı
Acute akut: 1. had, vahim, ağır; 2. şiddetli, canlı, hareketli, keskin; 3. hassas, nafiz, delici
Acute angle dar açı
Acute effect akut etki
Acy kalite, durum anlamı veren ek
Acyclic çevrimsiz
Acyclic machine çevrimsiz makina
Ad ilgili anlamı veren ek
Ad hoc tasarsız, plansız,bunun için,buna mahsus,bu zamana kadar
Ad hoc (query) anlık (sorgu)
Ad infinitum sonsuza kadar
Ad initium başlangıçta
Ad interim geçici
Adam galactometer adam galaktometresi
Adamantine 1. diş minesine ait; 2. çelik veya elmas gibi
Adamantine drill elmaslı sondaj takımı, sert çelik bilyalı sondaj takımı
Adapt adapte etmek, uyarlamak
Adapt, tailor uyarlamak, uydurmak
Adapt, to uyarlamak, bağdaştırmak
-
Adaptability uyum kabiliyeti
Adaptable uyarlanabilir
Adaptation 1. ışık değişikliklerine gözü alıştırma ameliyesi; 2. uyma, alışma, uyarlama,
adaptasyon
Adapted uydurulmuş, uygun
Adapter ara parça, adaptör
Adapter (tool) adaptör (takım)
Adapter plate geçiş plakası
Adaptive uyarlanır
Adaptive control Adaptive kontrol
Adaptive differential pulse code modulation uyarlanır darbe darbe kod kiplenimi
Adaptive equalization uyarlanır denkleştirme
Adaptive filter uyarlanır süzgeç
Adaptive learning uyarlanır öğrenme
Adaptive predictor uyarlanır öngörücü
Adaptive quantizing uyarlanır nicemleme
Adaptive routing uyarlanır yol atama
Adaptor adaptör, ara rakor (birbirinden ayrı cins iki dişli ucu birleştiren ara parça)
Adaptor bearing adaptör yatağı
Adaptor coupling bağlayıcı uçlar
Adaptor plate adaptör plakası
Adaptor sleeve germe manşonu
Adaptor, fog light bracket bkz. fog light bracket
Adaptor
Add eklemek, toplamak, ulamak, ilave etmek
Add record eklenen tutanak
Add transaction ekleme hareketi
Add‐drop multiplexer inmeli‐binmeli çoğullayıcı
-
Added ilave edilmiş, eklenmiş
Added bid value ilaveli ihale bedeli (keşif artışı dahil)
Added lane ek şerit
Added value katma değer
Added value katma değer (belirli bir üretim aşamasında belli bir mal için yapılan faktör
ödemelerinin ‐ücret, faiz, rant, kar‐toplamı)
Addend eklenen (başka bir sayıya eklenen sayı)
Addenda zeyilname (çoğul)
Addendum yuvarlanma dAiresi ile diş üstü arasındaki radyal mesafe, diş ucu. (şekil 102, 111,
199, 200)
Addendum zeyilname, ilave, ek
Addendum (screw threads) (vida dişi) dış dişlilerde asıl silindir ile diş acıklığı arsındaki mesafesi
Addendum angel mahruti dişlisinde uç açısı ile diş açıklık meyili (pitch açısı) arasındaki fark
Addendum circle (tip circle) bkz. tip cylinder dişililerde diş ucu idaresi
Adder toplayıcı (hesaplayıcı)
Additament toplama
Addition ek, ilave, toplama
Addition of vectors vektörlerin toplamı
Addition record ek kayıt
Addition table toplama çizelgesi
Additional ilave, ek olarak
Additional Air ek hava
Additional excavation ek kazı
Additional load ek yük
Additional panel ek levha
Additional reinforcement ek donatı, ilave takviye
Additive ilave, ek, katkı maddesi
Additive toplanır, toplamsal
-
Additive component toplanır bileşen
Additive function toplanır işlev
Additive inverse toplamaya göre ters
Additive noise toplanır gürültü
Additive to improve grading gradasyonu iyileştiren katkı
Additive white gaussian noise toplanır beyaz gauss gürültüsü
Additives katkı maddeleri
Add‐on eklenti; sonradan eklenen
Address hitap etmek
Address adres, bir kaydın, bir işlemin veya bilginin
yerini belirten bilgi
Address bus adres veriyolu
Address conversion, Address translation adres dönüştürme
Address field adres alanı
Address generation adres hesaplaması
Address modification adres değişikliği
Address register adres saklayıcısı
Address, absolute bkz. absolute Address
Addressable adreslenebilir
Addressable buffer adreslenebilen ara bellek
Addressable memory adreslenir bellek
Addressee adına gönderilen
Addressee, receiver, sink alıcı
Addresser gönderen
Addressing adresleme
Adept usta
Adequacy yeterli olma
Adequate yeterli, uygun, elverişli
-
Adhere bağlı kalmak, sadık kalmak, yapışmak
Adherence aderans, tutma, yapışma
Adherent yapışık
Adhesio yapışma
Adhesion tutma, yapışma
Adhesion 1. adezyon (yakın temas halinde bulunan cisimler arasındaki moleküler çekim; sıvı
veya plastik bir maddenin, katı bir maddenin yüzeyine yapışmasını sağlayan özelliği); 2.
üzerinde herhangi bir yük olmaksızın, zemin ile diğer bir malzeme arasında oluşan kaym
Adhesion (Adhesive forse) yapışma, tutma, çekme, sürtünme. iki yüzey arasında sürtünmeden
meydana gelen tutma kuvveti
Adhesion Agent adezyonu arttırıcı madde (sulu ortamda agrega ile bağlayıcı arasındaki
adezyonu sağlamak ya da artırmak amacıyla bağlayıcıya ilave edilerek kullanılan bir madde)
Adhesion Agent (Active) adezyon attırıcı madde (aktif) (bitümlü bağlayıcının kuru hatta
rutubetli agregayı sarmasını sağlayan ve daha sonrada sulu ortamda agrega‐bağlayıcı
adezyonunu devam ettiren, bitüme ilave edilen adezyon artırıcı madde)
Adhesion Agent (passive) adezyon arttırıcı madde (pasif) (bitümlü bağlayıcının kuru agregayı
sarmasını sağlayan ve sulu ortamda da agrega‐bağlayıcı adezyonunu devam ettiren, bitüme ilave
edilen adezyon arttırıcı madde)
Adhesion factor yapışma katsayısı
Adhesion failure kuvvet uygulaması sonucunda, ara yüzeyleri bağlı, yapışık iki yüzeyin
birbirinden ayrılması
Adhesion strength adezyon dayanımı, ara yüzeyleri boyunca yapışık yüzeylerin veya
elemanların ayrılması için gerekli kuvvet
Adhesion test adezyon deneyi (genel olarak bir agreganın suda soyulma derecesini
değerlendirme deneyi)
Adhesive tutkal, yapışkan, yapıştırıcı, zamk
Adhesive bond yapıştırıcı bağ
Adhesive power yapışabilme, yapışma gücü
Adhesive tape yapışkan bant
Adhesive varnis yapışkan vernik
-
Adhesiveness yapışkanlık
Adhoc (query) anlık (sorgu)
Adiabatic bir cisimde, ısı kaybı veya kazanılması vaki olmadan beliron değişiklikleri anlatmak
için kullanılan terim, ısısız, adyabatik
Adiabatic (adj) adyabatik, yalıtılmış, ısı geçirmez
Adiabatic chart adyabatik grafik
Adiabatic compression adiyabatik sıkıştırma
Adiabatic engine ısı kaybının olmadığı ısı makinası veya termodinamik sistem
Adiabatic equation adyabatik denklem
Adiabatic process adiyabatik işlem
Adiadochokinesis, 1. karşılıklı hareketleri yapmakta görülen kabiliyetsizlik; 2. arkası kesilmeyen
hareket; 3. birbirine zıt hareketleri (bükme, açma gibi) sür’at ve emniyetle yapma kabiliyetinin
yitimi
Adiaphoretic 1. teri önleyen, terletmeyen; 2. terlemeyi önleyen veya teri kesen ilaç, v.s
Adiathermancy ısı geçirmeme
Adiathermic ısı geçirmeyen
Adience yaklaşma reaksiyonu (uyarım hakkında)
Adipic yağa ait
Adipocellulose suberin miktarı zengin sellüloz (mantar dokuda olduğu gibi)
Adit ana tünelin kazı işlerinde veya inceleme veya drenaj amaçlı kullanılan, ana tünele ulaşan
yaklaşım tüneli, galeri
Adit entrance galeri girişi
Aditive katık
Aditus ağız,boğaz, girek: bir boşluğun içine girilecek yer
Adjacency bitişiklik, komşuluk
Adjacency graph bitişiklik çizgesi,
Adjacent bitişik, komşu, yakın
Adjacent angle komşu açı
Adjacent beam bitişik kiriş, yandaki kiriş
-
Adjacent box girder bitişik kutu kiriş
Adjacent channel komşu kanal
Adjacent channel interference, ACI komşu kanal karışması
Adjacent channel selectivity komşu kanal seçiciliği
Adjacent span bitişik açıklık
Adjacent, contiguous bitişik
Adjective a) (boyalar, boya maddeler hk.) mordanta ihtiyaç gösteren. b) mordantlı
Adjoin bitiştirmek
Adjoining bitişik
Adjoining span komşu açıklık
Adjoint of a matrix katımlı matris
Adjustment a) mikroskopla tüp kısmının aşağıya‐yukarıya doğru hareketini sağlayan
mekanizma, ayar. b) herhangi bir ölçü aletinin bilinen ve sabit nitelik taşıyan bir norma göre
ayarlanması, ayarlama c) psikoloji’de, birey ile çevresi arasında ilişki kurulması, uyum
Adjust ayarlamak, düzenlemek, ayarlama
Adjust (vb) ayarlamak, düzeltmek
Adjust plate ayar plakası
Adjust, calibrate ayarlamak
Adjust, to ayarlamak
Adjustable ayarlanır, düzeltilebilir
Adjustable ball point ayarlanabilir bilya başlı (mafsal)
Adjustable capacitor ayarlanır sığaç
Adjustable clearance ayarlanabilir boşluk
Adjustable contact breaker ayarlı devre kesicisi
Adjustable die ayarlı pafta
Adjustable paddle ayarlı kanat
Adjustable pitch ayarlanabilir adım
Adjustable pitch propeller çalışmaz halde kanatları ayarlanabilir pervane
-
Adjustable pliers ayarlı pense
Adjustable pliers combination ayarlı boru pensesi
Adjustable reamer ayarlı rayba
Adjustable resistor ayarlanabilir direnç
Adjustable spanner bkz. Adjustable wrench
Adjustable spanner ‹ngiliz anahtarı
Adjustable speed ayarlanabilir hız
Adjustable speed drive hız ayarlı sürme
Adjustable thermometer ayarlı termometre
Adjustable transformer ayarlanabilir transformatör
Adjustable wrench kurbağacık, ayarlı anahtar
Adjuster ayarlayıcı
Adjuster arm ayar kolu
Adjuster cap ayar kapağı
Adjusting düzeltme, ayar, alıştırma, düzenleme
Adjusting ayarlayan
Adjusting ayarlama ayar, ölçme teknelojisinde ölçme cihazını gercek deyeri verecek veya ona
çok yakın
Adjusting apparatus ayar cihazı
Adjusting bolt ayar cıvatası
Adjusting bolt spacer ayar cıvatası ara parçası
Adjusting button ayar düğmesi
Adjusting cam ayar eksantriği, ayar kamı
Adjusting device ayar tertibatı
Adjusting eye ayar deliği, ayar gözü
Adjusting eye bushing ayar deliği burcu, delikli ayar burcu
Adjusting flange ayar flanşı
Adjusting fork ayar çatalı
-
Adjusting hand wheel ayar el çarkı
Adjusting key ayar kaması
Adjusting knob ayar düğmesi, ayar topuzu
Adjusting lever ayar levyesi, ayar kolu
Adjusting links ayarlama bağları
Adjusting lock bolt kontralı ayar cıvatası
Adjusting lock bolt nut kontralı ayar cıvatası somunu
Adjusting lock lever ayar tespit kolu
Adjusting nut ayar somunu
Adjusting nut lock ayar somunu kilidi
Adjusting pin ayar pimi
Adjusting plate ayar plakası
Adjusting plug ayar tapası
Adjusting ring ayar bileziği, ayar halkası
Adjusting ring lock ayar bileziği tespit parçası
Adjusting ring plate ayar bileziği plakası
Adjusting rod ayar çubuğu, ayar kolu
Adjusting rod ayarlama çubuğu
Adjusting roller ayar makarası
Adjusting screw ayar vidası
Adjusting screw ayarlanabilir vida
Adjusting screw spring ayar vidası yayı
Adjusting shim ayar şimi
Adjusting slide ayar sürgüsü
Adjusting stud ayar pimi, ayar saplaması
Adjusting washer ayar rondelası
Adjusting wheel ayar çarkı
Adjusting wrench ayar anahtarı
-
Adjusting yoke ayar çatalı
Adjustment 1. ayar, düzeltme, düzenleme;2. ayarlama, dengeleme (poligon, nirengi vb arazi
işlerinde); 3. fiyat farkı
Adjustment chart ayar cetveli
Adjustment error ayarlama hatası
Adjustment indicator ayar göstergesi
Adjustment key ayar kaması
Adjustment of account hesap ayarlaması
Adjustment of level düzeç ayarı
Adjustment of mix karışımın ayarı, karışımın düzenlenmesi
Adjustment of the grains danelerin yerleşmesi
Adjustment range ayar aralığı
Adjustment range ayarlama sahası
Adjustment strips ayarlama şeridi. (kayar yüzeyler üzerindeki kesin yatak yükünü hassas olarak
ayarlamada kullanılan metal şerit.)
Adjustment, base bkz. base Adjustment
Adjustment, bundle block bkz. bundle block
Adjustment
Adjustment, coarse bkz. coarse Adjustment
Adjustment, compass bkz. compass Adjustment
Adjustment, computation of bkz. Computation of Adjustment
Adjustment, fine bkz. fine Adjustment
Adjustment, independent block bkz. independent block Adjustment
Adjustment, initial bkz. initial Adjustment
Adjustment, installation bkz. installation Adjustment
Adjustment, key bkz. key Adjustment
Adjustment, least square bkz. least square Adjustment
Adjustment, method of bkz. method of Adjustment
-
Adjustment, mounting bkz. mounting Adjustment
Adjustment, precision bkz. precision Adjustment
Adjustment/coarse kaba ayar
Adjustor ayarlayıcı
Admeasure eşit olarak ölçmek
Administrate idare etmek
Administration idare, idare etme, yönetim
Administrative yönetimle ilgili, yönetsel
Administrative charges idari masraflar
Administrative data processing yönetsel bilgi işleme
Administrative security yönetsel güvenlik
Administrative specifications idari şartname
Administrator yönetici
Administratori manAger yönetici
Admiralty brass bahriye pirinci
Admissibility conditions onanırlık koşulları
Admissible kabul edilebilir
Admissible clearance kabul edilebilecek azami açıklık, ara boşluğu
Admissible control input set onanır denetim girdileri kümesi
Admissible pile load müsaade edilen kazık yükü
Admissible pressure müsaade edilen basınç
Admissible soil pressure müsaade edilen zemin basıncı
Admissible stress kabul edilen gerilme
Admission giriş müsaadesi, giriş ücreti
Admission emme, giriş
Admission cam emme kamı
Admission camshaft emme kam mili
Admission channel emme kanalı
-
Admission line emme hattı
Admission opening emme açıklığı
Admission pipe emme borusu
Admission port emme açıklığı
Admission port giriş aralığı, alam aralığı, emme manifoltu
Admission pressure emme basıncı
Admission stroke emme zamanı
Admission tube emme borusu
Admisson içeri alma, giriş, müsaade etme,(içten yanmalı motorlarda çalışma sırasında emme
anı)
Admisson corner indikatör diyagramı üzerinde akışkanın silindire girdiği ana tekabül eden köşe
Admisson line indikatör diyagramının buharın silindirlere girdigi gercek şartı gösteren kısmı
Admit içeriye bırakmak, kabul etmek
Admittance giriş izni
Admittance bkz. mechanical adminttance sokma, içeri alma, müsade etme
Admittance matrix geçiri matrisi
Admix karışmak
Admixture katkı maddesi
Adobe yüksek kolloid kil muhtevalı zemin, kerpiç
Adobe brick kerpiç tuğla
Adopt edinmek
Adopt, to benimsemek
Adopted tatbik edilen, benimsenen, uyarlanmış
Adoral ağza yakın
Adsorb yüzeyde toplamak
Adsorbed soğurulmuş, Adsorbe edilmiş
Adsorbed cations Adsorbe edilmiş katyonlar
Adsorbed ions Adsorbe edilmiş iyonlar
-
Adsorbed layer Adsorbe edilmiş tabaka
Adsorbed water soğurulmuş su, katı su (Adsorbe veya higroskopik su)
Adsorbent yüzeyde toplanan
Adsorbents pl. gazları veya eriyik halindeki maddeleri yüzeylerine doğru çekerek ince bir tabaka
oluşturan katı cisimler
Adsorbing power Adsorbsiyon yapışma gücü
Adsorpsion unimolecular yüzey tabaka belirimi
Adsorption Adsorpsiyon (bir maddenin, moleküler çekimden meydana gelen kuvvet nedeniyle
katı bir maddenin iç ve dış yüzeyinde tutulması)
Adsorption fiziksel kurutma
Adsorption Agent Adsorblayıcı kimyasal madde
Adsorption chromatography Adsorbsiyon kromatografisi
Adsorption curve Adsorbsiyon eğrisi
Adsorption degree Adsorbsiyon derecesi
Adsorption force Adsorbsiyon kuvveti
Adsorption heat Adsorbsiyon ısısı
Adsorption of bituminous substances bitümlü maddelerin Adsorbe edilmeleri
Adsorption phenomena Adsorbsiyon olayı
Adsorption pressure Adsorbsiyon basıncı
Adsorption system yüze çekme sistemi, yüzde toplama sistemi, havayı katı emici bir cisimle
temasa giderek nemini getiren sistem, rutubet giderici sistem
Adsorption test Adsorbsiyon deneyi
Adsorptive yüzeyde toplayıcı
Adsorptive capacity Adsorbsiyon kapasitesi
ADT bkz. averAge daily trAffic
Adult 1. tam oluşmuş; 2. cinsi bakımdan ergin organizma
Advance geliştirmek, ilerletmek
Advance 1. ilerlemek, gelişmek, ilerleme; 2. avans, avans verme, ateşleme veya supap
açılmasınınvaktinden önce olması
-
Advance (a) içten yanmalı bir matorda ateşleme zamanının silindir içersindeki kıvılcımın erken
çakılmasını sağlamak. (b) bkz. angeluarAdvanceAdvance avans
Advance bill avans poliçesi
Advance heading ön ilerleme
Advance of spark ateşlemede kesici komutatörü açarak sıkıştırma stroku süresinin başlarınd
ateşlemesi
Advance payment ön ödeme, avans, avans ödemesi
Advance recovery ratio avans mahsup oranı, avans düzeltme(iyileştirme) oranı
Advance timing avans, zamanlaması
Advance, go‐ahead ilerlemek
Advanced ileri, gelişmiş
Advanced ignition bkz.Advance of spark
Advanced ignition avanslı ateşleme, erken ateşleme
Advanced microcomputer ileri mikrobilgisayar
Advanced technology ileri teknoloji
Advanced timing yüksek avans
Advanced trAffic manAgement systems (ATMS) ileri trafik yönetim sistemleri
Advanced traveller information systems (ATIS) ileri yolcu bilgi sistemleri
Advanced treatment ileri arıtma (biyolojik arıtma sonrası atık suyun kalitesini artırmak için
uygulanan fiziko‐kimyasal süreçlerin tümü)
Advancement 1. gelişme, inkişaf; 2. bir kası veya kirişi keserek kökenine yakın diğer bir noktaya
bağlama ameliyesi: düzenleme (özellikle şaşılık için uygulanır).Advance‐retard Adjustment
motorun avans ve rötar ayarı
Advancing landslide ilerleyen heyelan
AdvantAge avantaj, üstünlük
AdvantAge yarar, çıkar, avantaj
AdvantAge getiri, üstünlük
Adverse olumsuz, ters
Adverse position ters durum
-
Adverse weather kötü hava
Advertise ilan etmek, reklam yapmak
Advertisement ilan, reklam
Advertising ilan etme
Advise bilgi vermek
Adviser danışman
Advisor danışman
Advocacy savunma
Adz keser
Adz block planya tezgahı bıcak gövdesi
Adze marangoz keseri
AECC bkz. automobile emissions control by catalysts
Aeolian rüzgar kökenli, eolien, rüzgarla şekillenmiş
Aeolian deposit eolien birikintisi, rüzgarla meydana gelen depo
Aeolotropic earths anizotrop malzeme, anizotrop zemin veya toprak
Aeolotropy zeminin anizotropluğu
Aerate havalandırmak, havayla temas ettirmek
Aerated havalanmış
Aerating tube havalandırma borusu
Aeration havalandırma
Aeration hava ile karıştırma
Aerator havalandırıcı
Aerial havaya ait
Aerial hava ile ilgili, anten, havai, hava yolu ile, uçak ile
Aerial (caple) railway (Aerial ropeway) teleferik hattı
Aerial cable havai hat
Aerial camera hava kamerası
Aerial circuit anten devresi
-
Aerial fixture anten donanımı
Aerial lead anten iniş iletkeni
Aerial line havai hat
Aerial multiple wire çok telli anten
Aerial photogrammetry hava fotogrametrisi
Aerial photograph hava fotoğrafı
Aerial spud tarama taragını demir atmak (suya atmak) ve haraket ettirmek için gerekli kablo,
halat
Aerial survey fotogrametrik etüt
Aerial tower anten kulesi
Aerial triangulation fotogrametrik nirengi, havai nirengi
Aerie hava gibi
Aeriel tramway vargel, havai tramvay, yük taşımak için direkler monte edilmiş çelik halatlar
üzerinde hareket eden vagon
Aeriform 1. hava halinde, gaz halinde; 2. gazlı
Aerify havaya dönüşmek
Aero pref. hava, gaz
Aero cartography hava kartografisi
Aerobe Aerob (serbest oksijen önünde yaşayan ve üreyebilen mikroorganizm)
Aerobic Aerobik (serbest oksijenin varlığında yaşayan ya da aktif olabilen organizma; suda
çözünmüş oksijenin oksitleyici olarak hareket ettiği durum)
Aerobiosis oksijen veya hava önünde yaşama, Aerobi
Aerocele 1. içinde hava bulunan tümör, hava kisti;2. organizmada bir boşlukta göz birikimi,
Aerosel
Aerodrome küçük hava alanı
Aerodynamic Aerodinamik
Aerodynamic (adj) havanın hareketleriyle ilgili
Aerodynamic body Aerodinamik gövde
Aerodynamic design Aerodinamik tasarım
-
Aerodynamic form Aerodinamik şekil
Aerodynamics hava dinamiği
Aerodynamics hareket halinde hava veya gazlar ilmi, Aerodinamik
Aero‐engine havalı motor, bir uçağın pistonlu makine tipindeki güç ünitesi, son zamanlarda
bunlar gas türbini tipi olarak yapılmaktadır
Aerofoil blade Aerofoil kanat
Aerofoil lift yükseltici kuvvet
Aerogenerator Aerojeneratör, rüzgar santralı
Aerogenesis gaz oluşumu, erojenez
Aerolite gök taşı
Aerology hava bilimi
Aeromechanics hava mekaniği
Aerometer Aerometre, hava ölçer
Aerometer hava veya diğer gazların yoğunluğunu ölçen alet
Aeronautical havacılık ile ilgili
Aeronautics havacılık
Aeroplane tayyare, uçak
Aeroslide havalı kızak
Aerosol sprey, havada asıltı
Aerospace‐engineering ucak mühendisliği
Aerostatics Aerostatik, hava statiği
Aerotaxis havaya yönelim, Aerotaksi
Aesthetic estetik
Aesthetic value nefaset (bir inşaat kaleminin hoş görüntü ve memnuniyet verme performansı
bakımından değeri)
Aether esir
Aether eter
af f önünde isim ön eki
-
Affect etkilemek
Affect 1. heyecan, teessür, 2. afekt (Freud): evvelce yaşanmış bir olayın uyandırdığı ruhi
kompleksi anlatmak için kullanılan deyim
Affective duygusal, teessüri
Afferent içeri (merkeze) götüren, getiren. Afferens
Affiliate şube, bir şirkete bağlı başka bir şirket
Affine properties ilgin özellikler
Affinity ilgi, eğilim
Affirm beyan etmek
Affirmation tasdik
Affirmative olumlu
Affirmatively olumlu olarak
Affix eklemek, ilave etmek, ek
Afforest ağaçlandırmak
Afforestation ağaçlandırma
Affreightment navlun sözleşmesi
Affusion dökme
Afire yanmakta
Aflame alevler içinde
Afloat yüzmekte
Aflutter titremekte
AFNOR bkz. association française de normalisation
After sonra
After cooler arka soğutucu. türübinli‐kopresörlü makinelerde kullanılan sıkıştırılmış havayı
soğutan ısı eşanjörü
After cooler son soğutucu
After cooling After cooler
-
After cooling bir gazın sıkıştırılmadan sonraki soğuması, bir reaktörün durdurulmasından
sonraki soğuması
After filter bir klima(iklimlendirme) sisteminde terminal ünitesi yanına yerleştirilen yüksek
verimli filitre
After heat kalıcı ısı
After heater son ısıtıcı
After imAge değişiklik sonrası kopya
After sales service satış sonrası servis
Afterbirth plasenta, son eş
Afterboil sonradan kaynama,arkadan kaynama,içten yanmalı motorlarda,motor soğuduktan
sonra,motorun durağan halde iken fazla ısısını dışarı atması olanaklı olmadığından soğutma
suyu sıcaklığında bir yükselme olur
After‐care (hastalıktan) sonraki bakım
After‐consender arka kondensatör, buhar güç standartlarında, soğutma ve klima sistemlerinde
iki kademeli kondenserin ikinci kademesi
Aftercooler hava soğutucusu
Aftercooler türboşarjerden silindirlere giden havanın su ile soğutulması
After‐cooler ara soğutucu
Aftercooler hava soğutucusu
After‐imAge değişiklik sonrası kopya
Again tekrar
Against karşı, aykırı, zıt
Against all rights tüm şirketlere karşı
Against goods mal karşılığında
Against receipt makbuz karşılığında
Age yaş
Age isim yapma eki
Age hardenable yaşlanma ile sertleşebilir
Age hardening yaşlandırma
-
Age resistance yaşlanmaya karşı direnç
Aged yaşlanmış
Aged asphalt yaşlanmış asfalt
Ageing yaşlandırma
Ageing yaşlanma, zamanla eskime
Ageing furnace yaşlandırma fırını
Ageing of bitümen bitümün yaşlanması
Ageing temperature yaşlandırma sıcaklığı
Ageing time yaşlandırma süresi
Agency acentelik, ajans
Agenda gündem, günlük
Agendum gündem
Agent acente, temsilci
Agent 1. amil, faktör; 2. müessir
Agent aracı; etken
Agent, Adhesion bkz. Adhesion agent
Agent, Air entrained bkz. Air entrained agent
Agent, Air entraining bkz. Air entraining agent
Agger çıkıntı, set, duvar, yığın
Agglomerant bağlayıcı madde, çökeltici
Agglomerate 1. aglomera, yığışım (yanardağın püsküren özeğinden fırlatılmış ya da köşeli lav ve
komşu tortul parçalarından bileşik, genel olarak koni üzerinde ya da yakınlarında bulunan
çimentolanmış kayaç) 2. silindirde kurum birikmesi
Agglomerate bir araya toplamak, yığmak
Agglomerating briketleştirme, toplama
Agglomeration çimentolanma, danelerin çimentolanması
Agglutinate yapıştırıcı
Aggrandisement büyültme, agrandisman
-
Aggrandize büyütmek
Aggregate kümeleşme; kümele(n)me
Aggregate agrega, mineral yapıdaki granüler malzeme (çakıl, kırma taş, cüruf, kum gibi beton,
asfalt betonu ve yol üstyapısı yapımında kullanılan malzemeler) Aggregate bütünlemek,
toplamak
Aggregate toplam
Aggregate cement ratio agrega çimento oranı
Aggregate cement reaction agrega çimento reaksiyonu
Aggregate chart granülometri eğrisi
Aggregate cleanliness agrenanın temiz oluşu
Aggregate course bağlayıcısız agrega tabakası
Aggregate demand toplam talep (bir ekonomide mal ve hizmetlere yönelik talebin toplam
miktarı)
Aggregate gradation dane boyutu dağılımı
Aggregate gradation analysis dane boyutu dağılımı analizi
Aggregate preparation plant agrega hazırlama tesisi
Aggregate seal agregalı koruyucu tabaka
Aggregate spreader agrega sericisi
Aggregate voids agrega boşlukları
Aggregate, case bkz. case aggregate
Aggregate, coarse bkz. coarse aggregate
Aggregate, coarse‐graded bkz. coarse‐graded aggregate
Aggregate, combined bkz. combined aggregate
Aggregate, crusher run bkz. crusher run aggregate
Aggregate, dense graded bkz. dense graded aggregate
Aggregate, divided coarse bkz. divided coarsea
Aggregate, fine bkz. fine aggregate
Aggregate, graded bkz. graded aggregate
-
Aggregate, graded course bkz. graded course aggregate
Aggregate, humus in bkz. humus in aggregate
Aggregate, lithology of bkz. lithology of aggregate
Aggregate, macadam bkz. macadam aggregate
Aggregate, mineral in bkz. mineral in aggregate
Aggregate, open graded bkz. open graded aggregate
Aggregate, pyramiding of bkz. pyramiding of aggregate
Aggregate, separated bkz. separated aggregate
Aggregate, soft fragments of bkz. soft fragments of aggregate
Aggregate, to kümele(n)mek; kümeleşmek
Aggregates dökme malzeme
Aggresion zarar verme
Aggresive zararlı, saldırgan
Aggress saldırmak
Aggression düşmanlık veya saldırganlık ifade eden davranış
Aggressive saldırgan
Aggressive (adj) saldırgan
Aggressive ground water zararlı yeraltı suyu
Aggressive water zararlı su
Aggressiveness hasar yapıcılık, zararlılık, saldırganlık
Aggressiveness of ground water yeraltı suyunun zararlılığı
Aggressivity saldırganlık
Aggressivity (see Aggressiveness) saldırganlık
Aggressor saldırgan
Agiator karıştırıcı
Aging yaşlanma, yaşlandırma
Aging yıpranma
Aging of bituminous mixtures bitümlü karışımların yaşlanması
-
Aging strength yaşlanma dayanımı
Aging test yaşlanma testi
Agitate çalkalamak, karıştırmak, sallamak
Agitated rahatsız, huzursuz, helecanlı, taşkın
Agitating speed karıştırma hızı, çalkalama hızı, hazır beton taşıyıcı kamyonlarda beton
karışımını karıştıran kanatların hızı
Agitating truck hazır beton taşıyan dönerli kanatlara sahip kamyon
Agitation/thermal termik hareket
Agitator karıştırıcı, çalkalayıcı
Agitator tank karıştırma tankı
Agminated kümelenmiş, kümeli
AgrAffe (Fr.) çengel, agraf, kenet
Agrammatism sintaks (sözdizimi) afazisi
Agree uzlaşmak, anlaşmak
Agreement anlaşma, sözleşme
Agricultural tarımsal
Agricultural area tarım alanı
Agricultural improvement project area tarımsal gelişim proje alanı
Agricultural land tarım alanı
Agricultural product tarım ürünü
Agricultural product specie tarımsal ürün deseni
Agricultural waste tarımsal artık
Agriculture çiftçilik, tarım, ziraat
Ahead tangent yatay güzergahta kurbun çıkışındaki tanjant
AIAM bkz. Association of International Automobile Manufactures
AIPCR bkz. Association Internationale Permanente des Congress de la Route
AISI bkz. American Iron and Steel Institute
Aid yardım, kurtarma
-
Aid, assistance, help yardım
Aileron kanatçık
Aileron flap kanatçık
Aim amaç, gaye
Air havalandırmak, güneşe sermek
Air 1. hava; 2. soluk, nefes; 3. gaz;
Air Adjusting screw rölanti hava ayar vidası
Air Admission hava emme
Air agitation hava karıştırma
Air agitation system hava hareket sistemi
Air analysis hava analizi
Air and flue gas mass flow kütlesel hava ve baca gazı akış şeması
Air aspiratör valve bazı otomobil motorlarında eksoz sistemine hava girişini sağlayarak, dolayısı
ile daha fazla oksijen ile,karbonmonoksidin karbondioksite dönüşümünü sağlayan tek yönlü valf
Air assisted hava yardımlı, havalı
Air atomizing burner hava atomizörlü yakıcı (brülör)
Air bag hava yastığı, emniyet balonu (çarpışma anında şişerek sürücünün ve yolcunun
yaralanmasını önleyen yastık)
Air base hava üssü
Air bearing havalı yatak, sabit ve haraketli yüzeyleri arasında teması olmayan ve tamamen
basınçlı hava ile oluşturulan yatak sistemi
Air bladder iç lastik
Air bladder hava kesesi
Air blast havayla patlatma
Air blast circuit breaker hava basınçlı devre kesici
Air blast cooling hava üflemeli soğutma
Air bleed hava boşaltma ağzı
Air bleeder karter havalandırma borusu, havalandırma borusu, hava boşaltıcı. hidrolik
sistemlerde hava
-
boşaltmak için kullanılan iğne valfi gibi bir techizat
Air bleeder hava memesi, hava alma deliği
Air bleeding hava alma, hava boşaltma
Air blowing hava geçirme, asfaltın oksitlenmesi işlemi (asfaltın 205‐288°C sıcaklıkta içinden
hava geçirilmek suretiyle özelliklerinin değiştirilmesi işlemi)
Air booster hava basıncı arttırıcı
Air brake hava freni
Air brake havalı fren
Air brake control valve hava freni kontrol valfi
Air brake governor hava freni regülatörü, hava freni düzenleyicisi
Air brake manifold hava freni manifoldu
Air brake safety valve hava freni emniyet valfi
Air breather havalandırma tertibatı
Air breathing havalandırma, içten yanmalı motorlarda veya Aerodinamik(hava ) taşıtlarında
yanma için gerekli havayı silindirlere alma
Air brick boşluklu tuğla, delikli tuğla
Air bubble hava kabarcığı
Air bubbles hava kabarcıkları
Air bypass valve hava bypass valfi, hava bypass sübabı saptırıcı, sübap”diverter valve”olarakta
bilinir
Air capacity of soil toprağın hava kapasitesi
Air chamber hava odacığı, hava hücresi
Air change hava değişimi
Air change rate hava değişim sayısı
Air changes per hour saatlik hava değişimi
Air chisel hava tabancasıyla çalışan keski
Air chuck havalı kavrama
Air circuit breaker havalı kesici
-
Air circulation hava dolaşımı, hava sirkülasyonu
Air circulation rate hava sirkülasyon sayısı
Air classcifier pinomatik ayırıcı, pinomatik sınıflayıcı, hava akımı yardımıyla partikülleri
boyutlarına göre ayıran cihaz
Air cleaner hava filtresi
Air cleaner hava içerisindeki çeşitli boyuttaki cisimleri ve tozu temizlemek için dizayn edilmiş
cihaz: bunlar, perdeler filtreler, ıslak kollektörler ve elektro static çöktürücü cihazlar olabilirler
Air cleaner hose hava süzgeci hortumu
Air cleaner hose connection hava süzgeci hortumu bağlantısı
Air cleaner pipe hava süzgeci borusu
Air cleaner securing nut hava süzgeci tespit somunu
Air cleaner steady bracket hava süzgeci sabitleme braketi
Air cleaner throat hava süzgeci emiş borusu
Air cleaning hava temizleme
Air cock hava musluğu
Air compensator havalı dengeleyici
Air composition havayı oluşturan maddelerin toplam hacimveya kütle içerisindeki yüzde
miktarları, hava olşumu, hava komposizyonu
Air compression hava basıncı, hava sıkıştırıcısı
Air compressor hava kompresörü
Air compressor unloader hava kompressöründen akan hava hacmini kontrol eden cihaz
Air compressor valve kompresör silindirlerine giren veya silindirlerden çıkan hava akımını
kontrol eden sübap
Air condition havayı temizleme ve iklimleme
Air conditioner iklimlendirici, klima, klima cihazı
Air conditioning belirli bir ortamda çevre ile ilgili hava sıcaklığıve hareketini, nem ve toz,
mikroorganizma gaz gibi havakirliliği gibi hava yoğunluğunu kontrol etme işlemi, bu ayrıca
iklim, hava, kontrolu olarakta bilinir
Air conditioning process klimatizasyon işlemi, iklimlendirme işlemi
-
Air conditioning system klimatizasyon sistemi, iklimlendirme sistemi
Air conditions hava şartları
Air connector hava bağlantı rakoru
Air consumption hava tüketimi
Air container hava konteyneri
Air container hava deposu, hava haznesi
Air contaminant hava kirletici
Air content hava içeriği
Air cooled hava soğutmalı
Air cooled engine hava soğutmali motor
Air cooled heat exchanger ısı kaybının olmadığı ısı makinası veya termodinamik sistem
Air cooled steel havada soğutulmuş çelik
Air cooler hava soğutucu
Air cooler battery soğutucu bataryası
Air cooling hava soğutma
Air cooling engine hava soğutmalı motor
Air core transformer hava göbekli transformatör
Air corridor hava koridoru
Air current hava akımı
Air curtain hava perdesi
Air cushion hava amortisörü, hava yastığı
Air cycle hava çevrimi, uçakların klima sistemlerinde kullanılan, soğutma yapan akışkan su ve
çevrim boyunca yoğuşmayan gazın karakterize ettiği soğutma çevrimi
Air cylinder hava tazyikli silindir,hava silindiri
Air damper hava damperi
Air dashpot havalı söndürücü
Air dehumidification havadan nem alımı
Air dehumidifier hava nem alıcısı
-
Air density havanın birim hacminin kütlesi
Air dielectric hava dielektriği
Air diffuser hava yayıcı, hava dağıtıcı, hava püskürücü.hava dağıtım menfezi, bir odaya giren
temiz hava ile oda içerisindeki hava karışımını düzenli kılmak içingenellikle tavana tespit edilien
yönlendiricikanatlara
Air diffusion hava boşaltımı, hava yayılımı, hava dağılımı, hava püskürtümü. Air diffuser ile
yapılan işlem
Air discharge hava boşaltma
Air discharge coefficient hava çıkış katsayısı
Air distribution hava dağıtımı
Air distribution hava dağıtımı, genellikle temiz havanın (veya soğutulmuş, klima edilmiş
havanın) belirli yerlere kanal ve menfezlerle dağıtımı
Air distribution envelope hava dağıtım kutusu
Air dome hava domu
Air dome buhar şişesi
Air dome, fuel pump cover bkz. fuel pump cover Air dome
Air dried havada kurutulmuş, açıkta kurutulmuş
Air dried coal hava ile tam kurutulmuş kömür
Air drill havalı matkap
Air drilling hammer havalı delici çekiç
Air drop havanın düşmesi, havadan insan, malzeme indirilmesi
Air dryer nem giderici
Air dryer hava kurutucu
Air duct hava kanalı
Air dumping havayı ayırma
Air eliminator hava ayırıcı, hava alıcı
Air eliminitör su, buhar veya soğutucu akışkanda havayı atmak için kullanılan borulu cihaz
Air engine hava makinası (a) çalışma maddesi olarak hava kullanılan bir ısı makinası (b)
şıkıştırılmış hava ile çalışan pistonlu bir makinadır
-
Air entrained hava katkılı
Air entrained Agent hava boşluğu doğuran katkı
Air entrained concrete hava katkılı beton
Air entraining Agent hava boşluğu doğuran katkı
Air entraining Agent dispenser hava katkı maddesi dağıtıcısı
Air entry hava girişi
Air exchange hava mübadeli, hava değişimi
Air exfiltration havayı ayırma
Air exhaust hava atılması, hava emilmesi
Airs exhaust port hava çıkış ağzı
Air exhaust ventilatör pis partikülleri, kokuyu ve dumanı atmak için kullanılan hava boşaltma
ünitesi
Air filter hava filtresi, hava süzgeci
Air filtration system hava temizleme sistemi
Air flap hava flapı
Air flow hava akımı, hava akışı (a) rüzgar tünellerinden veya uçak kanatları ve diğer kısımlardan
relativ olarak geçen hava akımı. (b) birim zamanda kütle veya hacim cinsinden ölçülen hava
akım miktar
Air flow meter hava akış ölçer
Air flow pattern hava akış modeli
Air flow rate hava akış sayısı
Air flow resistance hava akış direnci
Air flow sensor hava akış müşürü
Air flowrate hava debisi
Air forming jeoteksillerde, hava yardımı ile elyafların ayrılıp, hareket ederek ağ şeklini alması
Air free havasız
Air freight hava navlunu
Air freight charges hava navlunu masrafları
-
Air freight packaging hava sevkiyatı için ambalajlama
Air fuel mixture hava yakıt karışımı
Air fuel ratio hava yakıt oranı
Air fuel ratio (AFR) hava oran kontrol
Air gap hava aralığı, hava boşluğu
Air gun hava tüfeği
Air hammer havayla çalışan çekiç veya şahmerdan
Air handling system klima (iklimlendirme) sistemlerinde havanın hazırlanma