analiz setafile.setav.org/files/pdf/anayasalarda-ve-degisiklik...s e t a analİ z 6 anayasası ile...
TRANSCRIPT
seta Analiz.
S E T A | S i y a s e t , E k o n o m i v e T o p l u m A r a ş t ı r m a l a r ı V a k f ı | w w w . s e t a v . o r g | H a z i r a n 2 0 1 0
ANAYASALARDA VE DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİNDE AYM VE HSYKMUSTAFA ŞENTOP
MUSTAFA ŞENTOP
S ayı: 23 | Hazi ran 2010
S E T A A N A L İ Z
ANAYASALARDA VE DEĞİŞİKLİK
ÖNERİLERİNDE AYM VE HSYK
2 0 1 0 © Y a y ı n h a k l a r ı m a h f u z d u r
seta Analiz.
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ | 4
1. KAYNAKLAR | 5
1.1 ÖNcEKİ ANAYASA METİNLERİ | 5
1.2 ANAYASA ÖNERİLERİ | 6
2. ANAYASALARDA VE DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİNDE ANAYASA
MAHKEMESİ İLE HÂKİMLER VE SAVcILAR YÜKSEK KURULU -
METİNLER | 9
2.1 ANAYASA MAHKEMESİ | 9
2.2 HÂKİMLER VE SAVcILAR YÜKSEK KURULU | 19
3. ANAYASALARDA VE DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİNDE ANAYASA
MAHKEMESİ İLE HÂKİMLER VE SAVcILAR YÜKSEK KURULU -
DEĞERLENDİRME | 30
3.1 ANAYASA MAHKEMESİNE DAİR ÖNcEKİ DÜzENLEMELER | 30
3.2 HÂKİMLER VE SAVcILAR YÜKSEK KURULUNA DAİR ÖNcEKİ
DÜzENLEMELER | 37
4. SONUç | 41
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
3
ÖZET
Anayasa değişikliği paketinin içinde yer alan Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısına dair hükümler, diğerlerini gölgede bırakarak tartışmaların ana gündemi haline gelmiştir. Gerçekten de 27 maddelik değişiklik paketinin kilit noktası, bu iki konudaki yapısal deği-şiklik önerileridir.
Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısının değiştirilmesine karşı çıkanlar, bir bütün olarak değişikliğin yargı bağımsızlığı bakımından bir “geriye gidiş” olduğu iddia-sındadırlar. Bu iddia tartışılmaktadır ancak özellikle “geriye gidiş” iddiasının sahipleri, değişiklik pake-ti üzerinde somut bir tartışma sürdürmek yerine, soyut ve slogan düzeyinde ifade ve açıklamalarla kamuoyunun önüne çıkmaktadırlar.
Uzun zamandır yaşanan sorunların temelinde Anayasa’nın ve bu Anayasa ile benimsenen para-digmanın çok büyük bir payı vardır. Anayasa’nın insan, devlet, hak ve hukuk anlayışı Türkiye’yi kavra-yacak bir perspektiften mahrumdur; devleti milletine karşı korumaya çalışan bir zihniyet dünyasının mahsulüdür. Kaldı ki, Anayasa, yine Anayasa’ya göre, sadece “söz”ünden ibaret değildir; bir de “ruh”a maliktir. Uzun zamandır farklı kesimlerce dile getirilen, hukuk kurallarında yapılan pek çok değişikli-ğin uygulamaya yansımadığı şeklindeki değerlendirmeler, Anayasa’nın ortaya koyduğu paradigmayı tam olarak anlayamamaktan kaynaklanmaktadır. Anayasa’da yapılacak kısmi değişikliklerin, mevcut “ruh” korunduğu sürece beklendiği kadar ciddi etkileri olmayacaktır. Türkiye’nin gerçek ihtiyacı top-yekûn bir anayasa değişikliğidir. Ancak böyle bir değişikliğin önünde ciddi bir engel vardır: Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere yüksek yargı. Mevcut Anayasa ile oluşturulmuş hukuk düzeni, yük-sek yargıya, hukuk kurallarını yorumlamada keyfiliğe varacak derecede bir imkân sunmaktadır.
Yaşanan tecrübeler göstermiştir ki, Anayasa’nın bir bütün olarak değiştirilmesi için bir alt ya-pıya ihtiyaç vardır. Bu sebeple hem bir bütün olarak Anayasa değişikliğinin önünü açmak hem de Anayasa’nın doğru bir şekilde yorumlanmasını sağlamak için, prensip olarak, yargı reformunu içeren bir anayasa değişikliğiyle işe başlamak doğru bir tercihtir. Bununla birlikte, konuyu bu çerçevede ele almak çok önemlidir; yoksa yapılan bu kısmi değişiklikleri Türkiye’nin Anayasa’dan kaynaklanan devasa sorunlarının çözümü için yeterli bulmak, kısmi değişiklikleri “yeni sivil demokratik anayasa” hedefinin yerine koymak ciddi bir tehlike içerecektir. Unutmayalım; yapılan değişiklikler yeni anaya-sa hedefinin önünü açtığı oranda Türkiye’ye mesafe kazandıracaktır.
S E T A A N A L İ Z
4
GİRİŞ
Anayasa değişikliği paketinin içinde yer alan Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Sav-
cılar Yüksek Kurulunun yapısına dair hükümler, diğerlerini gölgede bırakarak tartışma-
ların ana gündemi haline gelmiştir. Gerçekten de 27 maddelik değişiklik paketinin kilit
noktası, bu iki konudaki yapısal değişiklik önerileridir.
Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısının değiştirilmesi-
ne karşı çıkanlar, bir bütün olarak değişikliğin, yargı bağımsızlığı bakımından bir “geriye
gidiş” olduğu iddiasındadırlar. Bu iddia tartışılmaktadır ancak özellikle “geriye gidiş” id-
diasının sahipleri, değişiklik paketi üzerinde somut bir tartışma sürdürmek yerine, soyut
ve slogan düzeyinde ifade ve açıklamalarla kamuoyunun önüne çıkmaktadırlar.
Hâlbuki böyle önemli bir konunun somut hukuki gerekçelere dayanarak tartışılması
mümkündür, hatta zaruridir. Yapılan anayasa değişikliğinin yanında veya karşısında
yer alan herkesin mutabık olduğu husus, Türkiye’de bir anayasa değişikliğinin, bunun
içinde de bir yargı reformunun şart olduğudur. Değişiklik teklifinin sahibi siyasetçile-
rin, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yetkilileriyle yapmış oldukları toplantılarda da bu
husus açık bir şekilde karşımıza çıkmıştır.
Öte yandan, Türkiye, artık eskisi gibi, siyasetçilerin ve bürokratların söylediği sözlerde
bir “hikmet” arayan, “bir bildiği vardır” diye düşünen insanların çoğunlukta olduğu bir
ülke değildir. Ortaya konulan her görüşe “Neden?” diye soranlar, sebepleri anlama-
yı önemseyenler, somut gerekçelerle yapılacak açıklamaları bekleyenler önemli bir
yekûn tutmaktadırlar. Bundan hareketle, toplumun büyük bir bölümünün bu tür ge-
ANAYASALARDA VE DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİNDE
AYM VE HSYK
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
5
“Yapılan değişiklikler yargı bağımsızlığını geri mi götürüyor, ileri mi götürüyor?” tezlerini uluslararası standartlara bakarak, onlarla mukayese ederek temellendirebiliriz.
lişmeleri, bir taraftar psikolojisiyle değil, içeriğe bakarak değerlendirdiğini söylemek
mümkündür. Değişiklik teklifi üzerinde bu kadar keskin kutuplaşmaların oluşturulma-
ya çalışıldığı bir dönemde, “içerik” değerlendirmesini önemseyenlerin bu kadar büyük
bir yekûn oluşturması dikkat çekicidir.
Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısı tartışılırken ko-
nunun iki boyutta ele alınması gerekmektedir. Birinci boyut, uluslararası standartlar
boyutudur. “Yapılan değişiklikler yargı bağımsızlığını geri mi götürüyor, ileri mi götü-
rüyor?” tezlerini uluslararası standartlara bakarak, onlarla mukayese ederek temellen-
direbiliriz. Dünyanın özellikle sistem olarak gelişmiş ülkelerinde, yargı bağımsızlığının
tartışılmaz hale geldiği ülkelerdeki standartlar, somut bir tartışmanın vazgeçilmez un-
surları olmalıdır. Bu unsurlar da keyfi bir şekilde, ileri sürülen teze hizmet etmesi için
“tahrif” edilerek kullanılmamalıdır; zira artık herkes atıf yapılan metinlere ulaşabilme
imkânına sahiptir. Ancak bu çalışmanın amacı, söz konusu bu birinci boyuta dair bir
bilgi sunmak değildir.
İkinci boyut ise, yüzyıldan fazla bir zamandır başını anayasa tartışmalarından kaldı-
ramayan bir ülke olan Türkiye’de, daha önceki anayasalarda ve çok farklı kesimlerden
gelen anayasa değişiklik önerilerinde tartışılan konuların nasıl düzenlendiğine ilişkin-
dir. Her şeyden önce, bu, bugünkü tartışmaların bir tarafında yer alanların daha önce
neler söylediklerini hatırlamaları bakımından önem taşımaktadır. İkinci boyutun asıl
önemi ise, hemen hemen her tartışmada olduğu gibi, Türkiye’de hiçbir konunun yeni
olmadığını, sadece siyasi şartlara göre tarafların değiştiğini görmemizi sağlamasın-
dadır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kuruluna dair Türkiye’de daha önceki hukuki düzenlemeleri ve çeşitli kesimler
tarafından ortaya konulan değişiklik önerilerini derlemek ve ilgilenenlere sunmaktır.
Böylece süren tartışmalara bir katkı sağlamak, “içerik” konusuna önem verenlere yar-
dımcı olmak ve konuyla ilgili tarihi süreci gözler önüne sermek hedeflenmektedir.
1. KAYNAKLAR
çalışmada kullandığımız kaynaklar iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Birincisi, önceki
anayasalar veya anayasalarda yapılmış değişikliklerden oluşan eski pozitif hukuk dü-
zenlemeleridir. İkincisi ise, farklı dönemlerde değişik kesimlerce hazırlanmış anaya-
sa değişikliği önerileridir. Bu önerilerin bazıları bir bütün anayasa değişikliği önerisi
halindedir, bazıları ise Anayasa’nın bir kısım maddelerinin değiştirilmesini esas alan
önerilerdir.
1.1 Önceki Anayasa Metinleri
Bu çalışmanın kapsamı ve hedefleri açısından, önceki pozitif hukuk metinlerinden ay-
rıntılı olarak söz etmeye gerek bulunmamaktadır. çünkü Anayasa Mahkemesi, 1961
S E T A A N A L İ Z
6
Anayasası ile hukuk düzenine girmiştir; daha öncesi yoktur. 12 Mart askeri müdaha-
lesinden sonra, 1971 yılında yapılan anayasa değişikliklerinde Anayasa Mahkemesi-
nin yapısıyla ilgili bir husus yoktur. Bugünkü Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, 1961
Anayasasında “Yüksek Hâkimler Kurulu” şeklinde yer almıştır. Daha önceki dönemde
hâkim ve savcılarla ilgili özel, bağımsız bir üst kurul bulunmamaktadır. 1971 yılında
Yüksek Hâkimler Kurulunun yapısına dair değişiklikler de yapılmıştır.
1.2 Anayasa Önerileri
Aşağıda alıntılar yapılan anayasa değişiklik önerileri, farklı zamanlarda hazırlanan ve
kamuoyuna yansıyan önerilerdir.
1.2.1 Gerekçeli Anayasa Önerisi (1982)
Anayasa önerilerinden ilki, yürürlükteki anayasa hazırlanırken ortaya çık-
mış, o dönemin şartlarında çok sınırlı tartışmalara katkı sağlamayı hedef-
leyen bir öneridir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları
(No: 497) arasında bulunan ve 1982’de yayınlanan “Gerekçeli Anayasa
Önerisi” A. Ü. Siyasal Bilgiler ve Hukuk fakültelerinin öğretim üyelerinden
olan şu isimler tarafından hazırlanmıştır: Prof. Dr. Akın Düren, Prof. Dr.
Münci Kapani, Prof. Dr. Metin Kıratlı, Prof. Dr. Bahri Savcı, Prof. Dr. Müm-
taz Soysal, Prof. Dr. Nermin Abadan – Unat, Prof. Dr. Rona Aybay, Prof. Dr.
cahit Talas, Doç. Dr. Oya Araslı, Doç. Dr. cem Eroğul, Doç. Dr. Tuncer Kara-
mustafaoğlu, Doç. Dr. Fazıl Sağlam, Doç. Dr. Yahya K. zabunoğlu, Doç. Dr.
Türker Alkan, Doç. Dr. Doğu Ergil, Doç. Dr. Mete Tunçay, Doç. Dr. Ahmet
Yücekök, Dr. Tekin Akıllıoğlu, Dr. Metin Günday, Dr. Maksut Mumcuoğlu,
Dr. Mehmet Turhan, Dr. Yıldırım Uler, Dr. can Hamamcı. Bu 23 öğretim
elemanının yanı sıra, sadece kendi alanlarıyla ilgili düzenlemelere katı-
lanlar da bulunmaktadır: Ekonomik ve sosyal haklara ilişkin konularda
Prof. Dr. Kurthan Fişek, Doç. Dr. Alpaslan Işıklı, Doç. Dr. Pars Esin, Dr. Tü-
lin Hoşgör; ceza hukukuna ilişkin konularda Doç. Dr. Selahattin Keyman,
Doç. Dr. Yüksek Ersoy; vatandaşlık hukuku ve dış ilişkilerin parlamentoca
denetlenmesi konularında Prof. Dr. Hicri Fişek, Prof. Dr. İlhan Unat, Doç.
Dr. Hüseyin Pazarcı; mali konularda Prof. Dr. Mualla Öncel, Doç. Dr. Nami
çağan; şehircilik ve kamulaştırma konularında Prof. Fehmi Yavuz ve Prof.
Dr. Ruşen Keleş; çeşitli maddeler bakımından Türk siyasi hayatına dair
değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Sina Akşin, Doç. Dr. İlber Ortaylı;
çalışmalara başlangıçtan bir süre sonra katılan ve yayına son şeklin veril-
mesinde görev üstlenen Dr. Yavuz Sabuncu.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
7
1.2.2 Yeni Anayasa İçin Öneriler
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın daveti üzerine, 1991 yılı Kasım
ayı içinde çalışma Grubunu oluşturan öğretim üyelerinin katılımıyla başlayan çalışma
sonunda ortaya konulan görüşler Mart 1992’de açıklanmıştır.1 çalışmanın temelinde
yatan düşüncenin, “Türkiye’de çoğulcu, demokratik, liberal ve hukuka bağlı bir re-
jimin işleyişine en elverişli zemini hazırlamak” olduğu ifade edilmektedir.2 Ayrıca
sunuş yazısında, “egemenliğin ulusa ait olduğu bir düzende, demokratik bir ana-
yasa yapılması akademik olmaktan çok siyasi bir iştir” denilmekte, “ancak bu du-
rum, anayasanın hazırlık aşamasında, konunun uzmanlarından yararlanılmasına
engel değildir” ifadesiyle çalışmanın amacı dile getirilmektedir.3
TÜSİAD için hazırlanan bu çalışma, TBMM tarafından bir derleme kitap içinde 1993
yılında basılmıştır.
Bu öneriyi hazırlayan çalışma grubu şu isimlerden oluşmaktadır: Prof.
Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Sait Güran, Prof. Dr. Yıldızhan Yayla, Prof. Dr.
Köksal Bayraktar, Prof. Dr. Devrim Ulucan, Prof. Dr. Bülent Tanör, Doç.
Dr. Fazıl Sağlam, Doç. Dr. Süheyl Batum, Doç. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu.
1.2.3 Siyasi Partilerin Önerileri
1993 yılında anayasa değişikliği tartışmaları yoğunlaşmış, dönemin TBMM Başkanı
Hüsamettin cindoruk’un çağrısı ile oluşturulan çalışma grubuna siyasi partilerce öne-
riler verilmiştir. Bu öneriler iki kitap halinde basılmıştır.4 Bu kitaplarda, siyasi parti-
lerin hepsinin anayasanın tamamına dair bir değişiklik önerisi bulunmamaktadır.
Sadece Sosyal Demokrat Halkçı Partinin bir bütün anayasa değişikliği önerisi mev-
cuttur. Bu partinin, muhtemelen 1993’ten önceki bir tarihte hazırlamış olduğu bir
bütün halindeki anayasa değişikliği önerisiyle beraber, anayasada değişiklik tartış-
malarının başladığı günlerde sunmuş olduğu kısmi değişiklik önerisi de mevcut-
tur. Ana hatlarıyla bu iki önerinin ilgili maddelerinde benzerlikler olduğunu ifade
edebiliriz. Diğer partilerin ise anayasanın bütününe dair bir hazırlıkları basılan ki-
taplarda yer almamaktadır. Konumuzla alakalı değişiklik önerisinde bulunan par-
tilerin metinleri de ileride ele alınacaktır.
1. TBMM Başkanlığı’na Bazı Kurum ve Kuruluşlarca Verilmiş ve Ayrıca TBMM’deki Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliğine İlişkin Hazırlık çalışmaları ve Taslak Metinler, Ankara, 1993, sh. 7–8.2. A.g.e., sh. 8.3. A.g.e., sh. 7.4. TBMM Başkanlığına Bazı Kurum ve Kuruluşlarca Verilmiş ve Ayrıca TBMM’deki Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliğine İlişkin Hazırlık çalışmaları ve Taslak Metinler, Ankara, 1993 ve TBMM’de Temsil Edilen Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliği Tekliflerinin Karşılaştırmalı Metinleri, Ankara, 1993
S E T A A N A L İ Z
8
1.2.4 Türkiye Barolar Birliğinin 2001 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi5
Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından 2001 yılında, anayasanın bütününe dair bir de-
ğişiklik önerisi çoğunluğu öğretim üyelerince teşkil edilen bir komisyonca hazırlan-
mıştır.
Bu komisyonda yer alanlar şunlardır: Prof. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu, Prof.
Dr. Rona Aybay, Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof.
Dr. İl Han Özay, Av. Yekta Güngör Özden, Prof. Dr. Yavuz Sabuncu, Prof.
Dr. Fazıl Sağlam, Av. Atila Sav, Prof. Dr. zafer Üskül, Prof. Dr. Necmi Yüz-
başıoğlu.
çalışmanın sunuş metninde yer alan, “Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütüncül olma-
sa da oldukça geniş kapsamlı bir değişiklikle çalışmasını gündeme getirdiği bu süreç-
te Birliğimizce hazırlattırılan öneriyi Yasama Meclisimizin ve kamuoyunun değerlen-
dirmesine sunuyoruz” ifadeleri, o tarih itibarıyla kapsamlı bir değişikliğin tartışıldığını
ortaya koymaktadır.
1.2.5 2003 Tarihli Anayasa Mahkemesinin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Anayasa Mahkemesi Bünyesinde Hazırlanan Değişiklik Taslağı6
Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Merkezi tarafından basılan bir çalışmada yer
alan, Anayasa Mahkemesi bünyesinde 2003 yılında hazırlattırılmış bu metin, Anayasa
Mahkemesinin üye sayısını, üye kaynaklarını, bireysel başvuru hakkını ve Mahkeme’nin
çalışma usullerine dair bazı esasları düzenleyen bir taslaktır.
1.2.6 Türkiye Barolar Birliğinin 2007 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi7
Türkiye Barolar Birliği 2001 yılında hazırlamış olduğu anayasa önerisinden sonra, ko-
nuyla ilgili başka bir çalışmayı 2007 yılında yaptırmış, yeni bir anayasa değişiklik öneri-
si hazırlatmıştır. İki öneri arasındaki ilişki ve farklılık şu şekilde açıklanmaktadır:
5. Türkiye cumhuriyeti Anayasa Önerisi, Ankara, İkinci Basım, 2001.6. 2003 Tarihli Anayasa Mahkemesinin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Anayasa Değişikliği Taslağı, Ankara, Kasım 2009.7. Türkiye cumhuriyeti Anayasa Önerisi, Geliştirilmiş Gerekçeli Yeni Metin, Ankara, 4. Baskı, 2007.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
9
2007 yılında yapılan bu çalışmada, 2001 tasarısı hareket noktası olarak kabul edilmiş ve ondan geniş ölçüde yararlanılmıştır. Ancak, bazı konularda da, o me-tinden ayrılınmıştır. Bunda, aradan geçen altı-yedi yılın getirdiği yeni durumlar ve sorunlar kadar komisyona yeni ve genç üyelerin katılmış olması da rol oyna-mıştır. Sonuç olarak, sunulan bu yeni Taslak, kendi iç tutarlığı açısından baştan
sona yeniden yazılmış bir metindir.8
Türkiye Barolar Birliğinin 2007 metninin hazırlanmasında görev alanlar
şunlardır: Prof. Dr. Rona Aybay, Prof. Dr. Fazıl Sağlam, Prof. Dr. Süheyl
Batum, Prof. Dr. Oktay Uygun, Doç. Dr. Korkut Kanadoğlu, Yard. Doç. Dr.
Ece Göztepe, Yard. Doç. Dr. Faruk Bilir ve Avukat Teoman Ergül.
1.2.7 AK Parti İçin Hazırlanan Özbudun Önerisi
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Prof.
Dr. Ergun Özbudun’dan talebi üzerine, Prof. Dr. Ergun Özbudun, Prof. Dr.
zühtü Arslan, Prof. Dr. Yavuz Atar, Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Prof. Dr.
Levent Köker ve Doç. Dr. Serap Yazıcı’dan oluşan Komisyon tarafından
hazırlanmıştır.
2. ANAYASALARDA VE DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİNDE ANAYASA MAHKEMESİ İLE HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU - METİNLER
2.1 Anayasa Mahkemesi
2.1.1 1961 Anayasasında Anayasa Mahkemesi
a. 1961 Anayasası
D) ANAYASA MAHKEMESİ
I. Kuruluş
a) Üyelerin Seçimi
MADDE 145 - Anayasa Mahkemesi, on beş asıl ve beş yedek üyeden kuruludur.
Asıl üyelerden dördü Yargıtay, üçü Danıştay Genel Kurullarınca kendi Başkan ve
üyeleriyle Başsavcısı ve Baş kanun sözcüsü arasından üye tam sayılarının salt ço-
8. A.g.e., sh.IX.
S E T A A N A L İ Z
10
ğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üye Sayıştay Genel Kurulunca kendi Başkan ve
üyeleri arasından aynı usûlle seçilir. Millet Meclisi üç, cumhuriyet Senatosu iki
üye seçer. cumhurbaşkanınca da iki üye seçilir. cumhurbaşkanı, bu üyelerden
birini, Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve
gizli oyla göstereceği üç aday arasından seçer. Anayasa Mahkemesi, kendi üye-
leri arasından, oyla ve üçte iki çoğunlukla, dört yıl için, bir başkan ve bir başkan
vekili seçer, yeniden seçilmek caizdir.
Yasama Meclisleri, bu seçimleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışında, üye
tam sayılarının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla yaparlar. İlk iki oylamada bu
çoğunluk sağlanmaza, salt çoğunlukla yetinilir. Yasama Meclislerince seçilecek
üyelerden birer kişinin üniversitelerin hukuk, iktisat ve siyasal bilimler öğretim
üyelerinin birlikte toplanarak, açık üyeliklerin üç katı tutarında ve gizli oyla gös-
terecekleri adaylar arasından olması gereklidir.
Anayasa Mahkemesine asıl veya yedek üye olabilmek için, kırk yaşını doldurmuş
bulunmak ve Yargıtay, Askerî Yargıtay veya Sayıştay’da başkanlık, üyelik, başsav-
cılık, baş kanun sözcülüğü veya üniversitelerde hukuk, iktisat ve siyasal bilimler
alanlarında en az beş yıl öğretim üyeliği veya on beş yıl avukatlık yapmış olmak
şarttır.
Anayasa Mahkemesine, Yargıtay iki, Danıştay ile Yasama Meclislerinin her biri bi-
rer yedek üye seçerler. Yedek üyelerin seçiminde de, asılların seçimindeki usûl
uygulanır.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, resmî veya özel hiçbir görev alamazlar.
b) Üyeliğin Sona Ermesi
MADDE 146 - Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşında emekliye ayrılırlar.
Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerek-
tiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık ba-
kımından yerine getiremiyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de, Anayasa
Mahkemesi üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
II. Görev ve Yetkileri
MADDE 147 - Anayasa Mahkemesi, kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
içtüzüklerinin Anayasaya, uygunluğunu denetler.
cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay,
Yüksek Hâkimler Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini, cumhuriyet Başsavcısı-
nı, Baş kanun sözcüsünü, Askerî Yargıtay Başsavcısını ve kendi üyelerini görev-
leriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatiyle yargılar ve Anayasa ile verilen
diğer görevleri yerine getirir.
Anayasa Mahkemesinin, Yüce Divan sıfatiyle yargılamasında savcılık görevini
cumhuriyet Başsavcısı yapar.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
11
b. 1971 Anayasa Değişiklikleri
D) ANAYASA MAHKEMESİ
I. Kuruluş
a) Üyelerin Seçimi
MADDE 145 - Anayasa Mahkemesi, onbeş asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Asıl üyelerden dördü Yargıtay, üçü Danıştay Genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleriyle cumhuriyet Başsavcısı ve Baş kanun sözcüsü arasından üye tam sa-yılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üye Sayıştay Genel Kurulunca kendi Başkan ve üyeleri arasından aynı usûlle seçilir. Millet Meclisi üç, cumhuri-yet Senatosu iki üye seçer. cumhurbaşkanınca da iki üye seçilir. cumhurbaşkanı, bu üyelerden birini, Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tam sayısının salt ço-ğunluğu ile ve gizli oyla göstereceği üç aday arasından seçer. Yasama Meclisleri, bu seçimleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından, üye tam sayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla yaparlar. Yasama Meclislerince yapılacak seçimler-de, adaylığa başvurma ve seçim esas ve usûlleri kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi, kendi üyeleri arasından, gizli oyla ve salt çoğunlukla, dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer; yeniden seçilmek caizdir.
Anayasa Mahkemesine asıl veya yedek üye olabilmek için, kırk yaşını doldurmuş bu-lunmak ve Yargıtay, Askerî Yargıtay veya Sayıştay’da Başkanlık, üyelik, Başsavcılık, Baş kanun sözcülüğü veya üniversitelerde hukuk, iktisat ve siyasal bilimler alanlarında en az beş yıl öğretim üyeliği veya onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şarttır.
Anayasa Mahkemesine, Yargıtay iki, Danıştay ile Yasama Meclislerinin her biri bi-rer yedek üye seçerler. Yedek üyelerin seçiminde de, asılların seçimindeki usûl uygulanır.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, resmî veya özel hiçbir görev alamazlar.
II. Görev ve Yetkileri
MADDE 147 - Anayasa Mahkemesi, kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüklerinin Anayasa, Anayasa değişikliklerinin de Anayasa’da gösterilen şekil şartlarına uygunluğunu denetler.
cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Yüksek Hâkimler Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini, cumhuriyet Başsavcısı-nı, Baş kanun sözcüsünü, Askerî Yargıtay Başsavcısını ve kendi üyelerini görev-leriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar ve Anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirir.
Anayasa Mahkemesinin, Yüce Divan sıfatıyla yargılamasında savcılık görevini cumhuriyet Başsavcısı yapar.
2.1.2 Mevcut Anayasada Anayasa Mahkemesi
A. Anayasa Mahkemesi
1. Kuruluşu
Madde 146 – Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulur.
cumhurbaşkanı, iki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay, iki asıl ve bir yedek üyeyi Da-
nıştay, birer asıl üyeyi Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay
genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye tamsayılarının salt ço-
S E T A A N A L İ Z
12
ğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; bir asıl üyeyi ise
Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan Yükseköğretim kurumları öğre-
tim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından; üç asıl ve bir yedek üyeyi üst
kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer.
Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve avu-
katların Anayasa Mahkemesine asıl ve yedek üye seçilebilmeleri için, kırk yaşını
doldurmuş, yükseköğrenim görmüş veya öğrenim kurumlarında en az onbeş yıl
öğretim üyeliği veya kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya en az
onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şarttır.
Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Süresi bitenler
yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, asli görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev
alamazlar.
2. Üyeliğin sona ermesi
Madde 147 – Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye
ayrılırlar.
Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hakimlik mesleğinden çıkarılmayı gerek-
tiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık ba-
kımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de, Anayasa
Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
2.1.3 Anayasa Mahkemesinin Yapısı İle İlgili Değişiklik Önerileri
a. 1982 Gerekçeli Anayasa Önerisi9
D) ANAYASA MAHKEMESİ
I. Kuruluş
a) Üyelerin seçimi
Madde 145 – Anayasa Mahkemesi, onbeş asıl ve beş yedek üyeden kuruludur.
Asıl üyelerden dördü Yargıtay, üçü Danıştay Genel Kurullarınca kendi Başkan ve
üyeleriyle cumhuriyet Başsavcısı ve Baş kanun sözcüsü arasından üye tam sa-
yılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üye Sayıştay Genel Kurulunca
kendi Başkan ve üyeleri arasından aynı usulle seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi
beş üye seçer. cumhurbaşkanınca da iki üye seçilir. cumhurbaşkanı, bu üyeler-
den birini Askeri Yargıtay Genel Kurulunun üye tam sayısının salt çoğunluğu ile
ve gizli oyla göstereceği üç aday arasından seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu
seçimleri kendi üyeleri dışından ve gizli oyla yapar. Anayasa Mahkemesi üyeliği-
nin boşalma tarihinden başlayarak altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi bu
seçimi sonuçlandırmadığı takdirde, boş üyelikler cumhurbaşkanınca doldurulur.
II. Görev ve yetkileri
Madde 147 – Anayasa Mahkemesi, yasaların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtü-
9. Gerekçeli Anayasa Önerisi, Ankara, 1982, sh. 173 – 178.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
13
züğünün Anayasaya, Anayasa değişikliklerinin de Anayasanın 155. Maddesinde
gösterilen şekil şartlarına uygunluğunu denetler.10
b. 1993’te TÜSİAD İçin Hazırlanan “Yeni Anayasa İçin Öneriler” Metni11
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu12
Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulur. İki asıl ve bir yedek
üye Yargıtay, iki asıl ve bir yedek üye Danıştay, birer asıl üye Askeri Yargıtay ve Sa-
yıştay Genel Kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye tam sayılarının
salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir asıl ve bir yedek üye Anayasa Mahkeme-
si tarafından seçilir. Anayasa Mahkemesi asıl üyeyi, yedek üyeleri arasından; ye-
dek üyeyi, raportörleri arasından; asıl üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli
oyla seçer. Bir yedek üye, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından, üye tam sa-
yısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. İki asıl üye TBMM tarafından Meclis
üyeleri dışından, iki asıl üye cumhurbaşkanı tarafından seçilir. cumhurbaşkanı
bu üyelerden birini, Yükseköğretim Planlama, Koordinasyon ve Denetleme Ku-
rulunun, kendi üyesi olmayan Yükseköğretim Kurumları öğretim üyeleri içinden
göstereceği üç aday arasından; diğerini de Türkiye Barolar Birliğinin göstereceği
üç aday arasından seçer.
c. Anavatan Partisinin Değişiklik Önerileri Metni13
2709 sayılı Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 146.ncı maddesinin 2.nci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Madde 146 – cumhurbaşkanı, üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, birer üyeyi
Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca
kendi başkan ve üyeleri arasından üye tam sayılarının salt çoğunluğu ile her boş
yer için gösterecekleri üçer aday içinde ve üç üyeyi de üst kademe yöneticileri
ve avukatlar arasından seçer. Dört üyeyi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi yukarıda
gösterilen Yüksek Mahkeme üyeleri ile üniversite öğretim üyeleri veya avukatlar
arasından seçer.
10. Bu hükümde, Anayasa Mahkemesinin anayasa değişiklikleri konusunda 1961 Anayasası dönemindeki tutumu dikkate alınarak bir düzenleme yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından denetlemesi, şekil denetiminin ise, anayasanın değiştirilmesi usulünü gösteren “Öneri” metnindeki 155. madde çerçevesiyle sınırlı olduğu açık bir şekilde yazılmıştır. Önerilen hükmün gerekçesinde şöyle denilmektedir: “Bu hükme (anayasa değişikliklerinin sadece şekil yönünden denetlenebileceği hükmü M.Ş.) rağmen AYM, önceki ilke kararında esas denetiminin gerekçesi olarak kullandığı AY’nın 1, 2 ve 9 ilişkisini, bu kere biçim denetimi adı altında birkaç kez uygulamıştır. AYM’nin bu uygulaması, ne kamuoyunu ne de bilim çevrelerini tatmin edebilmiştir. Her ne kadar AYM’nin bu yetkiyi ‘Cumhuriyeti korumak’ gibi yüce bir amaçla saklı tutmak istediği kabul edilse bile, Anayasa değişikliklerine ilişkin uygulamasına bakıldığında, Cumhuriyetin hangi niteliğinin, ne ölçüde değişikliğe uğramasıyla, devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hükmün de değişmiş sayılacağını kestirmek, imkânsız denebilecek kadar güçleşmiştir.” Öneri, sh. 178.11. TBMM Başkanlığına Bazı Kurum ve Kuruluşlarca Verilmiş ve Ayrıca TBMM’deki Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliğine İlişkin Hazırlık çalışmaları ve Taslak Metinler, Ankara, 1993, sh. 5 - 140.12. A.g.e., sh. 123.13. TBMM’de Temsil Edilen Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliği Tekliflerinin Karşılaştırmalı Metinleri, Ankara, 1993, sh. 366-367.
S E T A A N A L İ Z
14
d. Refah Partisinin Değişiklik Önerileri Metni14
Kuruluşu
(Bu maddenin 1 ve 2.nci fıkrası Anayasa Mahkemesi Üyeleri, ön şartları haiz aday-
lar arasından millet tarafından seçilecek şekilde) veya (Anayasa Mahkemesi üyeleri
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu olan partiler tarafından ön şartları haiz
olarak teklif edecekleri üçer asıl ve üçer yedek adaylar arasından Türkiye Büyük
Millet Meclisince seçilecek birer asıl ve birer yedek üyenin de katılacağı şekilde ye-
niden düzenlenmeli.)
e. Sosyal Demokrat Halkçı Partinin Anayasa’da Değişiklik Önerileri Metni
Sosyal Demokrat Halkçı Partinin iki farklı önerisi bulunmaktadır. Bunlardan muhte-
melen ilki, daha önce hazırlanmış ve anayasanın bütünüyle değiştirilmesini esas alan,
yeni bir anayasa önerisi mahiyetindeki metindir. Diğeri ise, TBMM Başkanlığına bazı
maddelerin değiştirilmesi amacıyla sunduğu Parti teklifidir. Burada her ikisindeki dü-
zenlemelere de yer verilecektir.
aa. Sosyal Demokrat Halkçı Partinin Yeni Anayasa Önerisindeki Düzenleme15
II- Yüksek Mahkemeler
A- Anayasa Mahkemesi
Madde 142 – Anayasa Mahkemesi on beş üyeden kuruludur. Üyelerden dördü
Yargıtay, dördü Danıştay, biri Askeri Yargıtay genel kurullarınca kendi başkan
ve üyeleriyle başsavcı ve baş kanun sözcüsü arasından üye tam sayılarının salt
çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üyeyi Sayıştay Genel Kurulu kendi başkan
ve üyeleri arasından, bir üyeyi de Anayasa Mahkemesi kurul olarak kendi rapor-
törleri arasından seçer. cumhurbaşkanınca dört üye seçilir. cumhurbaşkanı, bu
üyelerden ikisini, Üniversitelerarası Kurulun, ikisini de Türkiye Barolar Birliğinin,
üye sayılarının salt çoğunluklarıyla ve gizli oyla belirleyecekleri kurumlarına bağ-
lı ve fakat kendi üyeleri dışında kalan, ikişer kat aday arasından seçer.16
3. Görev ve Yetkileri
Madde 144 – Anayasa Mahkemesi, yasaların, yasa gücünde kararnamelerin ve
Türkiye Büyük Millet Meclis İçtüzüğünün Anayasa’ya, Anayasa değişikliklerinin
Anayasa’da gösterilen biçim kurallarına uygunluğunu denetler.
cumhuriyetin değişmezliği ve bu ilkeyi pekiştiren öneri yasağı, biçim denetimi
kapsamı içinde yer alır ve Anayasa Mahkemesince, öteki biçim kurallarından
önce ve öncelikle incelenir.17
14. A.g.e., sh. 368.15. TBMM Başkanlığına Bazı Kurum ve Kuruluşlarca Verilmiş ve Ayrıca TBMM’deki Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliğine İlişkin Hazırlık çalışmaları ve Taslak Metinler, Ankara, 1993, sh.263 – 386.16. A.g.e., sh.362 – 363.17. A.g.e., sh. 365.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
15
bb. Sosyal Demokrat Halkçı Partinin TBMM’ye Sunduğu Kısmi Değişiklik Teklifindeki
Düzenleme18
Anayasa Mahkemesi
Kuruluşu
Anayasa Mahkemesi onbeş üyeden kurulur.
Bir üye cumhurbaşkanınca, iki üye Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının
salt çoğunluğuyla üyeleri dışından, dört üye Yargıtay, üç üye Danıştay, birer üye
Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Sayıştay ve Türkiye Barolar Birli-
ği genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından üye tam sayılarının salt
çoğunluğunca, bir üye Üniversitelerarası Kurulca bütün üniversitelerdeki öğretim
üyeleri arasından seçilir.
f. Türkiye Barolar Birliğinin 2001 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi Metni19
II. Yüksek Mahkemeler
A- Anayasa Mahkemesi
1. Kuruluşu
Madde 156 – Anayasa Mahkemesi, 21 üyeden oluşur.
Bu üyelerin üçü Yargıtay, üçü Danıştay, biri Askeri Yargıtay, ikisi Sayıştay Genel
Kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından üye tam sayılarının salt çoğunlu-
ğu ile gizli oyla seçilir.
Bir üye Anayasa Mahkemesi tarafından seçilir. Anayasa Mahkemesi seçimi, ra-
portörleri arasından üye tam sayısının salt çoğunluğu ile gizli oyla yapar.
Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu bir üyeyi avukatlar arasından üye tam sayısı-
nın salt çoğunluğu ile gizli oyla seçer.
cumhurbaşkanı; biri avukatlar, biri üst kademe kamu görevlileri arasından ol-
mak üzere iki üye atar.
Yükseköğretim Kurulu, yükseköğrenim kurumlarının hukuk alanlarında görev
yapan öğretim üyeleri arasından bir üyeyi üye tam sayısının salt çoğunluğu ile
gizli oyla seçer.
Türkiye Büyük Millet Meclisi yedi üyeyi, yükseköğrenim kurumlarının hukuk,
iktisat veya siyasal bilimler alanlarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kade-
me kamu görevlileri ve avukatlar arasından üye tam sayısının salt çoğunluğu ile
seçer. İlk iki turda salt çoğunluğa ulaşılamazsa, toplantıya katılanların çoğunluk
oyu yeterli sayılır.
18. TBMM’de Temsil Edilen Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliği Tekliflerinin Karşılaştırmalı Metinleri, Ankara, 1993, sh. 368.19. Türkiye cumhuriyeti Anayasa Önerisi, Ankara, İkinci Basım, 2001, sh.92-93.
S E T A A N A L İ Z
16
g. 2003 Tarihli Anayasa Mahkemesinin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Anayasa Mahkemesi Bünyesinde Hazırlanan Değişiklik Taslağı20
Madde 146 - Anayasa Mahkemesi genel kurul ve iki daire halinde çalışmak üzere onyedi üyeden oluşur.
Üyelerden beşi Yargıtay, dördü Danıştay, birer üye de Askeri Yargıtay, Askeri Yük-sek İdare Mahkemesi Genel Kurullarınca en az üç yıl üyelik görevinde bulunmuş ve elli yaşını doldurmuş olmak koşuluyla kendi başkan ve üyeleri arasından üye tam sayılarının salt çoğunluğu ve gizli oyla seçilir. Kurullarda salt çoğunlukla so-nuç alınamadığı takdirde üye tam sayısının beşte ikisinden az olmamak üzere altıncı turdan sonra en çok oy alan seçilmiş sayılır.
Bir üye genel kamu hukuku, anayasa, idare ve ceza hukuku alanlarında profesör olarak görev yapmış olanlardan Yüksek Öğretim Kurumu Genel Kurulunun teklif edeceği üç aday arasından; bir üye en az 15 yıl fiilen avukatlık yapmış olanlar-dan Barolar Birliğince önerilecek üç aday arasından, iki üye de en az üç yıl üye-lik yapmış Sayıştay başkan ve üyeleri arasından olmak üzere dört üye, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla seçilir. Salt çoğunlukla sonuç alınamadığı takdirde, üye tam sayısının beşte ikisinden az olmamak üzere altıncı turdan sonra en çok oy alan seçilmiş sayılır, iki üye vali, büyükelçi, müsteşar, müsteşar yardımcılığı görevlerinde en az üç yıl bu-lunan ve yüksek öğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilim dallarından mezun olanlar arasından cumhurbaşkanınca seçilir,
Üyeler oniki yıllığına seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve cumhurbaşkanınca seçileceklerde elli yaşını bitirmiş olmaları ve yüksek yargı organlarının başkan ve üyesi olmamaları koşulu aranır. Yasama organınca yapılacak seçimlerde adaylığa başvurma ile seçim esas ve usulleri kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi, üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğun-luğu ile dört yıl için bir başkan ve iki başkanvekili seçer. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Bu seçimlerde toplantı yetersayısı en az onüçtür.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, aslî görevleri dışında resmî veya özel hiçbir görev ala-mazlar.
h. Türkiye Barolar Birliğinin 2007 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi Metni21
I. Yüksek mahkemeler
A. Anayasa Mahkemesi
1. Kuruluşu
Madde 159 – Anayasa Mahkemesi genel kurul ve iki daire halinde çalışmak üzere on yedi üyeden oluşur.
Üyelerden dördü Yargıtay, dördü Danıştay, birer üye de Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca en az üç yıl üyelik görevinde bulun-
20. 2003 Tarihli Anayasa Mahkemesinin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Anayasa Değişikliği Taslağı, Ankara, Kasım 2009.21. Türkiye cumhuriyeti Anayasa Önerisi, Geliştirilmiş Gerekçeli Yeni Metin, Ankara, 4. Baskı, 2007, sh.275 - 276.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
17
mak ve elli yaşını doldurmuş olmak koşuluyla kendi başkan ve üyeleri arasından
üye tam sayılarının salt çoğunluğu ve gizli oyuyla seçilir.
İki üye, genel kamu hukuku, anayasa, idare ve ceza hukuku alanlarında profesör
olarak görev yapmış olanlardan Yüksek Öğretim Eşgüdüm Kurulunun her bir boş
üyelik için göstereceği üçer aday arasından; bir üye en az yirmi yıl fiilen avukatlık
yapmış olanlardan Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca önerilecek üç aday
arasından, biri en az üç yıl üyelikte bulunmuş Sayıştay başkan ve üyeleri arasın-
dan olmak üzere dört üye, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca üye tam
sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyuyla seçilir.
İki üye, bu görevlerde en az üç yıl bulunmuş olan vali, büyükelçi, müsteşar, müs-
teşar yardımcılarından yüksek öğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bi-
lim dallarından mezun olanlar arasından cumhurbaşkanınca seçilir.
Bir üye elli yaşını doldurmuş ve Anayasa Mahkemesinde en az on yıl raportör hâ-
kimlik yapmış olanlar arasından Anayasa Mahkemesince üye tam sayısının salt
çoğunluğu ve gizli oyla seçilir.
Üyeler on iki yıllığına seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve cumhurbaşkanınca
seçilecek olan adayların elli yaşını bitirmiş olmaları gerekir. Türkiye Büyük Millet
Meclisince yapılacak seçimlerin esas ve usulleri kanunla düzenlenir.
ı. AK Parti İçin Hazırlanan Özbudun Önerisi
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu
Madde 112- (1) Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden oluşur.
(2) Türkiye Büyük Millet Meclisi, en az üçü anayasa hukuku, kamu hukuku veya
siyaset bilimi alanında çalışan profesörler arasından olmak üzere sekiz üyeyi üye
tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile seçer. Üyelerden dördü Yargıtay, dördü Da-
nıştay, biri de Sayıştay genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye
tam sayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.
(3) Öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve avukatların Anayasa Mahke-
mesine üye seçilebilmeleri için, kırk yaşını doldurmuş, hukuk, siyasal bilimler, ik-
tisadî ve idarî bilimler alanlarından mezun olmuş ve öğretim elemanlığında veya
kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya en az onbeş yıl avukatlık
yapmış olmaları şarttır.
(4) Anayasa Mahkemesi, üyeleri arasından, gizli oyla ve üye tam sayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Başkan ve başkan-
vekili en fazla iki kez seçilebilir.
(5) Anayasa Mahkemesi üyeleri, aslî görevleri dışında resmî veya özel hiçbir gö-
rev alamazlar.
(6) Yasama organınca yapılacak seçimin esas ve usulleri kanunla düzenlenir.
Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi
Madde 113- (1) Anayasa Mahkemesi üyeleri bir defaya mahsus olmak üzere ve dokuz
yıl için seçilirler. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye
ayrılırlar.
S E T A A N A L İ Z
18
(2) Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı ge-
rektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık
bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde ise, Ana-
yasa Mahkemesi üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
i. AK Parti’nin Son Önerisi
MADDE 146 – Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan
ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi
ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için-
den yapacağı gizli oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak
bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci
oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk
sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır;
üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.
cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir
üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri
arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; üç üyeyi Yükseköğ-
retim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat
ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği
üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci
sınıf hâkim ve savcılar ile Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.
Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay
genel kurullarından, Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapıla-
cak seçimlerde, her boş üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; en
fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.
Baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapı-
lacak seçimde de her bir baro başkanı ancak bir aday için oy kullanabilir ve en
fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.
Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın doldurulmuş olması
kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent un-
vanını kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe
yöneticilerinin yüksek-öğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen
çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi yıl çalışmış ol-
ması şarttır.
Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğun-
luğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden
seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev
alamazlar.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
19
2.2 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
2.2.1 1961 Anayasasında Yüksek Hâkimler Kurulu (HSYK’ya Mukabil)
a. 1961 Anayasası
c) Yüksek Hâkimler Kurulu
I. Kuruluş
MADDE 143 - Yüksek Hâkimler Kurulu, onsekiz asıl ve beş yedek üyeden kuru-
ludur. Bu üyelerden altısı Yargıtay genel kurulunca, altısı birinci sınıfa ayrılmış
hâkimlerce ve kendi aralarından gizli oyla seçilir. Millet Meclisi ve cumhuriyet
Senatosu, yüksek mahkemelerde hâkimlik etmiş veya bunlara üye olma şartları-
nı kazanmış kimseler arasından gizli oyla ve üye tam sayılarının salt çoğunluğu
ile üçer üye seçerler. Bu usûlle Yargıtay Genel Kurulunca iki birinci sınıfa ayrılmış
hâkimler ile Millet Meclisi ve cumhuriyet Senatosu tarafından birer yedek üye
seçilir.
Yüksek Hâkimler Kurulu, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile kendi içinden Baş-
kanını seçer.
Yüksek Hâkimler Kurulu üyelerinin görev süresi dört yıldır. Her iki yılda yarısının
seçimi yenilenir. Hâkimlik görevinde iken seçilmiş olan üyeler ardı ardına iki defa
seçilemez.
Yüksek Hâkimler Kurulu üyeleri, görevleri süresince başka bir iş ve görev alamazlar.
Yüksek Hâkimler Kurulunun kuruluşu, çalışma usûlleri, bölümleri ve bu bölüm-
lerin görevleriyle toplantı ve karar yeter sayıları, Başkan ve üyelerinin aylık ve
ödenekleri kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanı, Yüksek Hâkimler Kurulu toplantılarına katılabilir; oylamaya katılamaz.
II. Görev ve Yetkileri
MADDE 144 - Hâkimlerin bütün özlük işleri hakkında karar verme yetkisi Yüksek
Hâkimler Kurulunundur.
Bir hâkimin her ne sebeple olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar
genel kurulun salt çoğunluğu ile alınır.
Adalet Bakanı gerekli gördüğü hallerde, bir hâkim hakkında disiplin kovuştur-
ması açılması için Yüksek Hâkimler Kuruluna başvurabilir.
Bir mahkemenin veya bir kadronun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çev-
resinin değiştirilmesi, Yüksek Hâkimler Kurulunun uygun görmesine bağlıdır.
Hâkimlerin denetimi, belli konular için Yüksek Hâkimler Kurulunca görevlendiri-
lecek üst derecedeki hâkimler eliyle yapılır.
b. 1971 Anayasa Değişiklikleri
MADDE 143 - Yüksek Hâkimler Kurulu, onbir asıl ve üç yedek üyeden kuruludur.
Üyeler, Yargıtay Genel Kurulunca, kendi üyeleri arasından ve üye tam sayısının
salt çoğunluğu ile gizli oyla seçilir.
Yüksek Hâkimler Kurulu, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile kendi içinden Baş-
kanını ve bölüm başkanlarını seçer.
S E T A A N A L İ Z
20
Yüksek Hâkimler Kurulu üyelerinin görev süresi dört yıldır. Süresi bitenler yeni-
den seçilebilirler.
Yüksek Hâkimler Kurulu üyeleri, görevleri süresince başka bir iş ve görev alamazlar.
Yüksek Hâkimler Kurulunun kuruluşu, çalışma usûlleri, bölümleri ve bu bölüm-
lerin görevleriyle toplantı ve karar yeter sayıları, Başkan ve üyelerinin aylık ve
ödenekleri kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanı, gerekli gördüğü hallerde Yüksek Hâkimler Kurulu toplantılarına baş-
kanlık eder.
MADDE 144 - Yüksek Hâkimler Kurulu, Adliye Mahkemeleri hâkimlerinin öz-
lük işleri hakkında kesin karar verir. (Bu kararlar aleyhine başka mercilere
başvurulamaz)22. Ancak, disiplin ve meslekten çıkarma cezaları ile ilgili kararların
bir defa daha incelenmesini, Adalet Bakanı veya hakkında karar verilen hâkim
isteyebilir.
Bir hâkimin her ne sebeple olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar
Yüksek Hâkimler Kurulu Genel Kurulunun salt çoğunluğu ile alınır.
Adalet Bakanı gerekli gördüğü hallerde, bir hâkim hakkında disiplin kovuştur-
ması açılmasını Yüksek Hâkimler Kurulundan isteyebilir.
Bir mahkemenin veya bir hâkimin kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yar-
gı çevresinin değiştirilmesi, Yüksek Hâkimler Kurulunun uygun görmesine bağlıdır.
Hâkimlerin denetimi ve haklarındaki soruşturma, Yüksek Hâkimler Kuruluna
bağlı ve sürekli olarak görevli Müfettiş Hâkimler eliyle yapılır. Müfettiş Hâkimler,
Hâkim ve cumhuriyet Savcıları ile bu mesleklerden sayılanlar arasından Yüksek
Hâkimler Kurulunca atanır. Müfettiş Hâkimlerin nitelikleri ile atanma usûlleri,
hakları, ödevleri, ödenek ve yollukları, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin
kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulaması, hâkimlik teminatı esasla-
rına göre kanunla düzenlenir.
2.2.2 Mevcut Anayasada Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
III. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Madde 159 – Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve
hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Kurulun Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üye-
sidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki
yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için
gösterecekleri üçer aday içinden cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir. Süresi
biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir
başkanvekili seçer.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesle-
ğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa
ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında ka-
rar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Ada-
22. Parantez içindeki cümle, Anayasa Mahkemesinin 27.1.1977 tarih ve E.1976/43, K.1977/4 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. (Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı 15, s.444-463).
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
21
let Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hakimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Ku-rul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hakim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Adalet Bakanı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya sunulmak üzere, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için hakim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.
2.2.3 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yapısı İle İlgili Değişiklik Önerileri
a. 1982 Gerekçeli Anayasa Önerisi23
c) YÜKSEK YARGIçLAR KURULU
I. Kuruluş
Madde 143 – Yüksek Yargıçlar Kurulu, onbir asıl ve üç yedek üyeden kurulur. Üye-ler, Yargıtay Genel Kurulunca, kendi üyeleri arasından ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile gizli oyla seçilir.
Yüksek Yargıçlar Kurulu, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile kendi içinden baş-kanı ve bölüm başkanlarını seçer.
Yüksek Yargıçlar Kurulu üyelerinin görev süresi dört yıldır. Süresi bitenler yeni-den seçilebilirler.
Yüksek Yargıçlar Kurulu üyeleri, görevleri süresince başka bir iş ve görev alamazlar.
Yüksek Yargıçlar Kurulunun kuruluşu, çalışma usulleri, bölümleri ve bu bölüm-lerin görevleriyle toplantı ve karar yeter sayıları, başkan ve üyelerinin aylık ve ödenekleri yasayla düzenlenir.
Adalet Bakanı, gerekli gördüğü hallerde Yüksek Yargıçlar Kurulu toplantılarına baş-kanlık eder.
II. Görev ve yetkileri
Madde 144 - Yüksek Yargıçlar Kurulu, adliye mahkemeleri yargıçlarının özlük iş-leri hakkında kesin karar verir. Adalet Bakanı veya hakkında karar verilen yargıç, disiplin ve meslekten çıkarma cezaları ile ilgili kararların kurulca bir defa daha incelenmesini isteyebilir.
Bir yargıcın her ne nedenle olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar Yüksek Yargıçlar Kurulu Genel Kurulunun salt çoğunluğu ile alınır.
Adalet Bakanı gerekli gördüğü hallerde, bir yargıç hakkında disiplin kovuştur-
ması açılmasını Yüksek Yargıçlar Kurulundan isteyebilir.
23. Gerekçeli Anayasa Önerisi, sh. 171 – 172.
S E T A A N A L İ Z
22
Bir mahkemenin veya bir yargıcın kadrosunun kaldırılması veya bir mahkeme-nin yargı çevresinin değiştirilmesi, Yüksek Yargıçlar Kurulunun uygun görmesine bağlıdır.
Yargıçların denetimi ve haklarındaki soruşturma, Yüksek Yargıçlar Kuruluna bağlı ve sürekli olarak görevli müfettiş yargıçlar eliyle yapılır. Müfettiş yargıçlar, yargıç ve cumhuriyet savcıları ile bu mesleklerden sayılanlar arasından Yüksek Yargıçlar Kurulunca atanır. Müfettiş yargıçların nitelikleri ile atanma usûlleri, hakları, ödev-leri, ödenek ve yollukları, meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması ve disiplin cezası uygulaması, yargıç güvencesi esaslarına göre yasayla düzenlenir.
b. 1993’te TÜSİAD Tarafından Hazırlanan “Yeni Anayasa İçin Öneriler” Metni24
Hâkimler Yüksek Kurulu25
Hâkimler Yüksek Kurulu, onsekiz asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Bu üye-lerden onbir asıl ve üç yedek üye Yargıtay Genel Kurulunca, yedi asıl ve iki ye-dek üye Danıştay Genel Kurulunca, kendi başkan ve üyeleri ya da birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasından üye tam sayılarının salt çoğunluğuyla ve gizli oyla seçilir.
Hâkimler Yüksek Kurulu üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ve gizli oyla kendi içinden başkanını seçer. Adalet Bakanı, gerekli gördüğü hallerde Hâkimler Yük-sek Kurulu toplantılarına başkanlık edebilir; ancak oylamaya katılamaz.
Hâkimler Yüksek Kurulu üyelerinin görev süresi dört yıldır. Süresi bitenler ye-niden seçilebilirler.
Hâkimler Yüksek Kurulu üyeleri, görevleri süresince başka bir iş ve görev alamazlar.
Hâkimler Yüksek Kurulunun kuruluşu, çalışma usulleri, bölümleri ve bu bölüm-lerin görevleriyle toplantı ve karar yeter sayıları, Başkan ve üyelerinin aylık ve ödenekleri kanunla düzenlenir.
Hâkimler Yüksek Kurulunun işlevine uygun olarak çalışabilmesi için gerekli olan teşkilat kanunla kurulur.
(Görev ve yetkileri)
Hâkimler Yüksek Kurulu, hâkimlerin bütün özlük işleri hakkında karar verme yet-kisine sahiptir.
Bir hâkimin, her ne sebeple olursa olsun, meslekten çıkarılması hakkındaki karar Hâkimler Yüksek Kurulu Genel Kurulunun salt çoğunluğu ile alınır.
Adalet Bakanı gerekli gördüğü hallerde, bir hâkim hakkında disiplin kovuştur-ması açılması için Hâkimler Yüksek Kuruluna başvurabilir.
Bir mahkemenin veya bir hâkimin kadrosunun kaldırılması veya bir mahkeme-nin yargı çevresinin değiştirilmesi, Hâkimler Yüksek Kurulunun uygun görmesi-ne bağlıdır.
Hâkimlerin denetimi, belli konular için Hâkimler Yüksek Kurulunca görevlendiri-
lecek üst derecedeki hâkimler eliyle yapılır.
24. TBMM Başkanlığına Bazı Kurum ve Kuruluşlarca Verilmiş ve Ayrıca TBMM’deki Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliğine İlişkin Hazırlık çalışmaları ve Taslak Metinler, Ankara, 1993, sh. 5 - 140.25. A.g.e., sh. 118.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
23
c. Anavatan Partisinin Değişiklik Önerileri Metni26
2709 sayılı Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 159.uncu maddesinin 2.nci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Kurulun Başkanı, Adalet Bakanıdır. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay
Genel Kurulunun, 2 asıl 2 yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri
arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden cumhurbaşkanınca;
kurulun üç asıl üyesinden ikisi Yargıtay, biri Danıştay üyeleri arasından Türkiye
Büyük Millet Meclisinin salt çoğunluğu ile dört yıl için seçilirler. Süresi biten üye-
ler yeniden seçilebilirler. Kurul, asıl üyeler arasından bir Başkanvekili seçer.
d. Sosyal Demokrat Halkçı Partinin Değişiklik Önerileri
Sosyal Demokrat Halkçı Partinin iki farklı önerisi bulunmaktadır. Bunlardan muhte-
melen ilki, daha önce hazırlanmış ve anayasanın bütünüyle değiştirilmesini esas alan,
yeni bir anayasa önerisi mahiyetindeki metindir. Diğeri ise, TBMM Başkanlığına bazı
maddelerin değiştirilmesi amacıyla sunduğu Parti teklifidir. Burada her ikisindeki dü-
zenlemelere de yer verilecektir.
aa. Sosyal Demokrat Halkçı Partinin Yeni Anayasa Önerisindeki Düzenleme27
G- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu28
Madde 154 – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu on beş asıl, iki yedek üyeden
kurulur. Altı asıl ve bir yedek üye Yargıtay, beş asıl ve bir yedek üye de Danıştay
Genel Kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından üye tam sayılarının salt ço-
ğunluğu ile ve gizli oyla; iki asıl üye eylemli olarak en az on beş yıl avukatlık yap-
mış olanlar arasından Türkiye Barolar Birliği, iki asıl üye de üniversitelerin hukuk
alanında en az on yıl öğretim üyeliği yapmış olanlar arasından Üniversitelerarası
Kurulca üye tam sayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilirler.
Adalet Bakanı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun doğal üyesidir; toplantıya
katıldığında kurula başkanlık eder.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye tam sayısının salt çoğunluğu ile kendi
üyeleri arasından bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Başkanlığın veya başkan-
vekilliğinin boşalması halinde yeni seçilenler kalan süreyi tamamlarlar.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin görev süresi altı yıldır. Kurulun Baş-
kan ve Başkanvekili dışında, asıl ve yedek üyelerinin üçte biri, iki yılda bir yeni-
lenir. Hâkimlik görevinde iken seçilmiş olan üyeler ard arda iki kez seçilemezler.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, görevlerinin devamı süresince başka
bir iş ve görev alamazlar. Üniversite öğretim üyeliğinden gelenler, isterlerse üni-
versitedeki derslerini sürdürebilirler. Sürelerinin dolması ya da istekleri üzerine
26. TBMM’de Temsil Edilen Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliği Tekliflerinin Karşılaştırmalı Metinleri, Ankara, 1993, sh. 403.27. TBMM Başkanlığına Bazı Kurum ve Kuruluşlarca Verilmiş ve Ayrıca TBMM’deki Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliğine İlişkin Hazırlık çalışmaları ve Taslak Metinler, Ankara, 1993, sh.263 – 386.28. A.g.e., sh.374.
S E T A A N A L İ Z
24
kuruldaki görevlerinden ayrılan üniversite öğretim üyeleri başka bir işleme ge-
rek olmaksızın üniversitedeki görevlerine dönerler.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kuruluşu, çalışma ve seçim yöntemleri,
başkan ve başkanvekilinin seçimleri, kurulun bölümleri, bölümlerin hangi üye-
lerden oluşacağı, bölümlerin görevleriyle toplantı ve karar yeter sayıları, başkan
ve üyelerin aylık ve ödenekleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik güvence-
si ilkelerine uygun olarak yasayla düzenlenir.
II. Görev ve Yetkileri29
Madde 155 – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, adli ve idari yargı hâkim, savcı
ve kanun sözcülerinin bütün özlük işleri hakkında karar verir.
Bir hâkim, savcı veya kanun sözcüsünün hangi nedenle olursa olsun, meslekten
çıkarılması hakkındaki karar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu
üye tam sayısının salt çoğunluğu ile alınır.
Adalet Bakanı gerekli gördüğü durumlarda bir hâkim, savcı veya kanun sözcüsü
hakkında disiplin kovuşturması açılmasını Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulun-
dan isteyebilir.
Bir mahkemenin veya bir hâkim, savcı veya kanun sözcüsünün kadrosunun
kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunun uygun görmesine bağlıdır. Hâkim, savcı veya kanun
sözcülerinin denetimi ve haklarındaki soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunun bu konuda verdiği karar üzerine Kurula bağlı ve sürekli olarak görevli
müfettiş hâkimler eliyle yapılır. Müfettiş hâkimler, hâkim, savcı ve kanun sözcü-
leri ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulun-
ca atanır. Müfettiş Hâkimlerin nitelikleri, hakları, ödevleri, ödenek ve yollukları,
meslekte ilerlemeleri, haklarında disiplin kovuşturması yapılması hâkimlik gü-
vencesi ilkelerine göre yasayla düzenlenir.
Savcılar, idari görevlerinde Adalet Bakanlığının ve üst dereceli savcıların deneti-
mine bağlıdır.
bb. Sosyal Demokrat Halkçı Partinin TBMM’ye Sunduğu Kısmi Değişiklik Teklifindeki Düzenleme30
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik te-
minatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Kurulun dört asıl ve bir yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve bir ye-
dek üyesi Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek üyesi Askeri Yargıtay
Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından ve üye tam sayısının salt çoğunluğu
ile seçilir.
29. A.g.e., sh. 375.30. TBMM’de Temsil Edilen Siyasi Partilerin Anayasa Değişikliği Tekliflerinin Karşılaştırmalı Metinleri, Ankara, 1993, sh. 404.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
25
Adalet Bakanı, gerekli gördüğü hallerde Yüksek Hâkimler Kurulu (?) toplantıları-
na başkanlık eder, ancak oy kullanamaz.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adli ve idari yargı hâkim ve savcılarını mesle-
ğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa
ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında ka-
rar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Ada-
let Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun
kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki
tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve yasalarla verilen diğer görevleri ye-
rine getirir.
Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Ku-
rul bünyesinde incelenmesi esasları yasayla düzenlenir.
e. Türkiye Barolar Birliğinin 2001 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi Metni31
c- Yargıçlar ve Savcılar Yüksek Kurulu
Madde 172 – Yargıçlar ve Savcılar Yüksek Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden
kurulur. Kurulun dört asıl, üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun; üç asıl ve iki
yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, üye tam sayıları-
nın salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler.
Kurul kendi başkanını üye tam sayısının salt çoğunluğu ile seçer.
Kurul, adli ve yönetsel yargıç ve savcıları mesleğe kabul etme, atama, yer değiş-
tirme, yükselme, birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun
görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştır-
ma işlemlerini yapar, yükselmelerde ve yüksek yargı yerleri üyelerinin seçiminde
liyakatı esas alır ve yasayla belirlenecek nesnel değerlendirmeye uyar; Anayasa
ve yasalarla verilen öteki görevleri yapar.
Yargıç ve savcıların, görevlerini hukuka ve yasalara uygun olarak yapıp yapma-
dıklarını denetleme; görevlerinden dolayı ya da görevleri sırasında suç işleyip
işlemediklerini, davranış ve eylemlerinin görev gereklerine uyup uymadığını
araştırma ve gerektiğinde inceleme ve soruşturma, Yargıçlar ve Savcılar Yüksek
Kurulu Başkanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır.
Kurul üyeleri görevleri süresince başka bir iş ve görev yapamazlar.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, nesnel ölçülere göre seçim ve çalışma yön-
temleri ile itirazların Kurul bünyesinde incelenme esasları yasayla düzenlenir.
Adalet Bakanı, gerekli gördüğü durumlarda Kurul toplantılarına katılır ve baş-
kanlık eder ancak oy kullanamaz.
31. Türkiye cumhuriyeti Anayasa Önerisi, Ankara, İkinci Basım, 2001, sh.103 - 104.
S E T A A N A L İ Z
26
f. Türkiye Barolar Birliğinin 2007 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi Metni32
B. Hâkimler Yüksek Kurulu
Madde 174 – Hâkimler Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik
güvencesi esaslarına göre görev yapmak üzere yedi asıl ve dört yedek üyeden
oluşur. Kurulun üç asıl, iki yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun; üç asıl ve bir ye-
dek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, üye tam sayılarının
salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilir. Bir asıl üye ile bir yedek üye Tür-
kiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından yirmi yıl eylemli avukatlık yapmış
olanlar arasından dört yıllığına seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler.
cumhurbaşkanı kurulun doğal başkanıdır; gerekli gördüğü hallerde kurul top-
lantılarına başkanlık eder. Kurul, başkanını üye tam sayısının salt çoğunluğu ile
seçer.
Kurul, adli ve yönetsel hâkimleri mesleğe kabul etme, atama, yer değiştirme,
yükselme, birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun gö-
rülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaş-
tırma işlemlerini yapar; yükselmelerde ve yüksek yargı yerleri üyelerinin seçi-
minde liyakati esas alır ve kanunla belirlenecek nesnel değerlendirmeye uyar;
Anayasa ve kanunlarla verilen öteki görevleri yapar.
Hâkimlerin görevlerini, hukuka ve yasalara uygun olarak yapıp yapmadıklarını
denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemedik-
lerini, davranış ve eylemlerinin görev gereklerine uyup uymadığını araştırma ve
gerektiğinde inceleme ve soruşturma Hâkimler Yüksek Kurulu Başkanlığının izni
ile kurulun hâkim müfettişleri tarafından yapılır. Gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde, hizmetin aksamaması için, kurul başkanı, kurulun ilk toplantısında ona-
ya sunulmak üzere, hâkimleri geçici yetki ile görevlendirebilir. Hâkimlerin sicil
ve özlük hakları ile ilgili işlemler, Hâkimler Yüksek Kurulu yapısı içinde kurulacak
idari birimler eliyle yürütülür.
Kurul üyeleri görevleri süresince başka bir iş ve görev kabul edemez.
Kurulun görevlerini kendi bağımsız mekânında yerine getirmesi, nesnel ölçüt-
lere göre seçim ve çalışma yöntemleri, itirazların kurul bünyesinde incelenme
esasları ile sekretarya ve raportörlük görevlerinin, genel sekreterlik tarafından
yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar, hâkim güvencesi ve bağımsızlığı ilkelerine
göre kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanı, gerekli gördüğü durumlarda kurul toplantılarına katılır, öneri ve
isteklerde bulunur, ancak oy kullanamaz.
c. Savcılar Yüksek Kurulu
Madde 175 – Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve savcılık gö-
rev güvencesi esaslarına göre görev yapmak üzere yedi asıl ve dört yedek üye-
den oluşur. Kurulun beş asıl, iki yedek üyesi Yargıtay; bir asıl ve bir yedek üyesi
Danıştay’ın kendi mensupları savcılar arasından, üye tam sayılarının salt çoğun-
32. Türkiye cumhuriyeti Anayasa Önerisi, Geliştirilmiş Gerekçeli Yeni Metin, Ankara, 4. Baskı, 2007, sh.306 - 311.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
27
luğu ve gizli oyla dört yıl için seçilir. Bir asıl üye ile bir yedek üye Türkiye Barolar
Birliği Yönetim Kurulu tarafından yirmi yıl eylemli avukatlık yapmış olanlar ara-
sından dört yıllığına seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler.
Kurulun başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı da kurulun doğal
üyesidir. Bakan ve Müsteşarın katılmadığı toplantılarda çalışmalar yedek üyele-
rin katılımıyla sürdürülür.
Kurul, adli ve yönetsel savcıları mesleğe kabul etme, atama, yer değiştirme,
yükselme, birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görül-
meyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma
işlemlerini yapar; yükselmelerde ve yüksek yargı yerlerinde çalışacak üyelerin se-
çiminde liyakati esas alır ve kanunla belirlenecek nesnel değerlendirmeye uyar;
Anayasa ve kanunlarla verilen öteki görevleri yapar.
Savcıların görevlerini, hukuka ve kanunlara uygun olarak yapıp yapmadıklarını
denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemedik-
lerini, davranış ve eylemlerinin görev gereklerine uyup uymadığını araştırma ve
gerektiğinde inceleme ve soruşturma Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığının izni
ile adalet müfettişleri tarafından yapılır.
Kurul üyeleri görevleri süresince başka bir iş ve görev kabul edemez.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, nesnel ölçütlere göre seçim ve çalışma yön-
temleri ile itirazların Kurul bünyesinde incelenme esasları kanunla düzenlenir.
g. AK Parti İçin Hazırlanan Özbudun Önerisi
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Madde 109 - (1) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu onyedi asıl ve dört yedek
üyeden oluşur. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Türkiye Büyük
Millet Meclisi, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar arasından üye tam sayısının
salt çoğunluğu ve gizli oy ile beş asıl ve bir yedek üye seçer. Üç asıl ve bir yedek
üye Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve bir yedek üye Danıştay Genel Kurulunca;
dört asıl ve bir yedek üye birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve savcılarınca, iki
asıl üye birinci sınıfa ayrılmış idarî yargı hâkim ve savcılarınca kendi aralarından
gizli oyla seçilir. Asıl ve yedek üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir
daha seçilemez. Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarınca seçilecek üyelerin altmış
yaşını tamamlamış olmaları şarttır. Kurul, asıl üyeleri arasından bir başkan ve bir
başkanvekili seçer.
(2) Kurul on yedi üye ile toplanır ve salt çoğunlukla karar verir. Meslekten ihraç
kararları toplantıya katılanların üçte ikisi ile alınır.
(3) Kurulun seçimle gelen asıl ve yedek üyeleri, görevlerinin devamı süresince
başka görev alamazlar.
(4) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını
mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci
sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında
karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Ada-
let Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun
S E T A A N A L İ Z
28
kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki
tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri
yerine getirir.
(5) Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırı-
lacak hâkim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet Bakanına
aittir.
(6) Adalet Bakanı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya
sunulmak üzere, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması
için hâkim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.
(7) Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usûlleriyle itirazların
Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.
h. AK Parti’nin Son Önerisi
MADDE 159 - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve
hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmi iki asıl ve on yedek üyeden oluşur; üç
daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî
üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim
kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim
üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından cumhurbaşkanınca, üç
asıl ve iki yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, bir
asıl ve bir yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir
asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri
arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı
gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı
hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa
ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından
idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden
seçilebilir.
Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün
içinde yapılır.
cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üye-
liğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni
üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği
tarafından kalan süre tamamlanır.
Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından seçilecek
Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları ara-
sından seçilecek Kurul üyeliği için her hâkim ve savcının; ancak bir aday için oy
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
29
kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir.
Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır.
Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, gö-
revlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev ala-
mazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin ça-
lışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını ve daire
başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kıs-
mını başkanvekiline devredebilir.
Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nak-
letme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, meslekte kalmaları
uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden
uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması
veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca,
Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere
(hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını
denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemedik-
lerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma
ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin tekli-
fi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine
yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme
yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.
Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı
yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve sav-
cılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır.
Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve
savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.
Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli ola-
rak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet müfettişlerini, muvafakatlerini alarak
atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin
görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar
ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel
Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
S E T A A N A L İ Z
30
3. ANAYASALARDA VE DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİNDE ANAYASA MAHKEMESİ İLE HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU - DEĞERLENDİRME
3.1 Anayasa Mahkemesine Dair Önceki Düzenlemeler
3.1.1 Karşılaştırmalı Durum Tespiti
a. Üye Sayısı
Anayasa Asıl Üye Yedek Üye
1961 Anayasası 15 5
1971 Anayasa Değişiklikleri 15 5
Mevcut Anayasa 11 4
1982 Gerekçeli Anayasa Önerisi 15 5
1993 TÜSİAD Metni 11 4
Anavatan Partisi (1993) Önerisi 15 -
Refah Partisi (1993) Önerisi 12 5
Sosyal Demokrat Halkçı Parti Önerileri 15 -
Türkiye Barolar Birliği 2001 Önerisi 21 -
Anayasa Mahkemesi 2003 Önerisi 17 -
Türkiye Barolar Birliği 2007 Önerisi 17 -
AK Parti İçin Hazırlanan Özbudun Önerisi 17 -
AK Parti’nin Son Önerisi 17 -
b. Üye Kaynakları
Anayasa Mahkemesi üyelerinin hangi kaynaklardan seçileceği şu şekilde belirlenmiştir:
1961 Anayasasında, asıl üyelerin 4’ü Yargıtay’dan, 3’ü Danıştay’dan, 1’i
Sayıştay’dan, 3’ü Millet Meclisi tarafından, 2’si cumhuriyet Senatosu ta-
rafından, 2’si cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Yedek üyelerin ise, 2’si
Yargıtay’dan, 1’i Danıştay’dan, 1’i Millet Meclisi tarafından, 1’i ise cumhu-
riyet Senatosu’nca seçilmektedir.
Mevcut Anayasa’da asıl üyelerin 2’si Yargıtay, 2’si Danıştay, 1’i Askeri Yar-
gıtay, 1’i Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, 1’i Sayıştay, 1’i de Yükseköğre-
tim Kurulu tarafından belirlenen adaylar arasından, 3’ü ise üst kademe
yöneticileri ile avukatlar arasından doğrudan cumhurbaşkanı tarafından
seçilmektedir. Yedek üyelerin ise yine 2’si Yargıtay, 2’si de Danıştay tara-
fından belirlenen adaylar arasından, aynı şekilde cumhurbaşkanı tarafın-
dan seçilmektedir.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
31
1982 Gerekçeli Anayasa Önerisinde, asıl üyelerin 4’ü Yargıtay’dan, 3’ü
Danıştay’dan, 1’i Sayıştay’dan, 5’i Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından,
2’si cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Yedek üyelerin ise, 2’si Yargıtay’dan,
2’si Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, 1’i Danıştay’dan seçilmektedir.
1993 TÜSİAD Metninde, asıl üyelerin 2’si Yargıtay’dan, 2’si Danıştay’dan,
1’i Sayıştay’dan, 1’i Askeri Yargıtay’dan, 1’i Anayasa Mahkemesi tarafın-
dan, 2’si Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, (1’i Yükseköğretim Plan-
lama Kurulunca, 1’i Türkiye Barolar Birliğince gösterilen adaylar arasın-
dan olmak üzere) 2’si cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Yedek üyelerin
ise, 1’i Yargıtay’dan, 1’i Danıştay’dan, 1’i Anayasa Mahkemesi tarafından,
1’i Askeri Yüksek İdare Mahkemesinden seçilmektedir.
Anavatan Partisi (1993) Önerisinde, 3’ü Yargıtay, 2’si Danıştay, 1’i Askeri
Yargıtay, 1’i Sayıştay, 1’i Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, 3’ü cumhurbaş-
kanı, 4’ü Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir.
Refah Partisi (1993) Önerisinde, 1982 Anayasasında yer alanlara ek ola-
rak, Türkiye Büyük Millet Meclisince 1 asıl ve 1 yedek üye seçilir.
Sosyal Demokrat Halkçı Parti Önerilerinde, 4’ü Yargıtay, 4’ü Danıştay, 1’i
Askeri Yargıtay, 1’i Sayıştay, 1’i Anayasa Mahkemesi, (2’si Üniversitelerara-
sı Kurulca, 2’si Türkiye Barolar Birliğince belirlenen adaylar arasından) 4’ü
cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Aynı partinin kısmi değişiklik teklifin-
de ise, 1’i cumhurbaşkanı, 2’si Türkiye Büyük Millet Meclisi, 4’ü Yargıtay,
3’ü Danıştay, 1’i Sayıştay, 1’i Askeri Yargıtay, 1’i Askeri Yüksek İdare Mah-
kemesi, 1’i Türkiye Barolar Birliği, 1’i Üniversitelerarası Kurul tarafından
seçilmektedir.
Türkiye Barolar Birliği 2001 Önerisinde, 3’ü Yargıtay, 3’ü Danıştay, 1’i
Askeri Yargıtay, 2’si Sayıştay, 1’i Anayasa Mahkemesi, 1’i Türkiye Barolar
Birliği, 2’si cumhurbaşkanı, 1’i Yükseköğretim Kurulu, 7’si Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından seçilir.
S E T A A N A L İ Z
32
Anayasa Mahkemesi 2003 Önerisinde, 5’i Yargıtay, 4’ü Danıştay, 1’i Askeri
Yargıtay, 1’i Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, (2’si Sayıştay’ca, 1’i Türkiye
Barolar Birliğince, 1’i Yükseköğretim Kurulunca belirlenen adaylar arasın-
dan olmak üzere) 4’ü Türkiye Büyük Millet Meclisi, 2’si yüksek bürokratlar
içinden cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.
Türkiye Barolar Birliği 2007 Önerisinde, 4’ü Yargıtay, 4’ü Danıştay, 1’i As-
keri Yargıtay, 1’i Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, 1’i Anayasa Mahkemesi,
(1’i Sayıştay’ca, 1’i Türkiye Barolar Birliğince, 2’si Yükseköğretim Eşgüdüm
Kurulunca belirlenen adaylar arasından olmak üzere) 4’ü Türkiye Büyük
Millet Meclisi, 2’si yüksek bürokratlar içinden cumhurbaşkanı tarafından
seçilmektedir.
AK Parti için hazırlanan 2007 Özbudun Önerisinde, 4’ü Yargıtay, 4’ü Danış-
tay, 1’i Sayıştay, 8’i Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmektedir.
AK Parti Önerisinde, 3’ü Yargıtay, 2’si Danıştay, 1’i Askeri Yargıtay, 1’i Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi, (2’si Sayıştay’ca, 1’i baro başkanlarınca belirle-
nen adaylar arasından olmak üzere) 3’ü Türkiye Büyük Millet Meclisi, 3’ü
Yükseköğretim Kurulu, 4’ü yüksek bürokratlar, avukatlar, Anayasa Mah-
kemesi raportörleri arasından cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.
c. Üyelerin Belirlenmesi Usulü
Yargıtay ve Danıştay’dan gelen üyeler, 1961 Anayasasında, 1982 Gerekçeli Anayasa
Önerisinde, TÜSİAD Önerisinde, Sosyal Demokrat Halkçı Parti Önerisinde, Türkiye Ba-
rolar Birliği 2001 Önerisinde, 2003 Tarihli Anayasa Mahkemesi bünyesinde hazırlanan
öneride, Türkiye Barolar Birliği 2007 Önerisinde ve AK Parti için hazırlanan Özbudun
Önerisinde, kendi genel kurullarınca ve kendi başkan ve üyeleri arasından doğrudan
seçilerek belirlenmektedir.
Buna karşılık mevcut Anayasa ise, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İda-
re Mahkemesi, Sayıştay ve Yükseköğretim Kurulu kökenli üyelerin, kendi genel kurul-
larınca belirlenecek adaylar arasından cumhurbaşkanı tarafından seçilmesini öngör-
mektedir. Yine mevcut Anayasa’ya göre üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından
seçilecek üyeler ise, cumhurbaşkanı tarafından doğrudan belirlenmektedir.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
33
Sayıştay’dan gelecek üye(ler) de, 1961 Anayasasında, 1982 Gerekçeli Anayasa Öneri-
sinde, TÜSİAD Önerisinde, Sosyal Demokrat Halkçı Parti Önerisinde, Türkiye Barolar
Birliği 2001 Önerisinde ve AK Parti için hazırlanan Özbudun Önerisinde, aynı şekilde,
kendi genel kurulunca ve kendi başkan ve üyeleri arasından doğrudan seçilerek be-
lirlenmektedir.
Bu usul, Askeri Yargıtay kökenli üye için de, TÜSİAD Önerisinde, Sosyal Demokrat
Halkçı Parti Önerisinde, Türkiye Barolar Birliği 2001 Önerisinde, 2003 Tarihli Anayasa
Mahkemesi bünyesinde hazırlanan öneride ve Türkiye Barolar Birliği 2007 Önerisinde
benimsenmektedir.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kökenli üye için de, Sosyal Demokrat Halkçı Parti Öne-
risi, 2003 Tarihli Anayasa Mahkemesi bünyesinde hazırlanan öneri ve Türkiye Barolar
Birliği 2007 Önerisi aynı usulü kabul etmektedir.
Diğer önerilerde ise, belirtilen kaynaklardan gelen üyelerin, kurumlarınca gösterilecek
adaylar arasından cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisince seçilmesi
öngörülmektedir.
cumhurbaşkanının ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçeceği adaylar bakımından
da, belli kaynaklarla sıkı bir sınırlama öngören metinler (mesela, TÜSİAD önerisi cum-
hurbaşkanının seçeceği üyeler için, 2003 tarihli Anayasa Mahkemesi bünyesinde ha-
zırlanan öneri ile AK Parti önerisi de Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçeceği üyeler
için) olduğu gibi, sadece belli özellikler sayarak takdir hakkı tanıyan düzenlemeler de
mevcuttur.
d. Üyelikte Süre
2003 tarihli Anayasa Mahkemesi bünyesinde hazırlanan öneri, Türkiye Barolar Birliği
2007 Önerisi ve AK Parti tarafından hazırlanan öneri, Anayasa Mahkemesi üyeliği için
12 yıllık, AK Parti için hazırlanan Özbudun Önerisi de 9 yıllık bir süre öngörmektedir.
Diğer düzenlemelerde ise belli bir süre değil, farklı olarak belirlenmiş emeklilik yaş
hadleri esas alınmaktadır.
3.1.2 Değerlendirme
Anayasa değişiklik önerilerinde dikkat çekici olan husus, bütün önerilerin yürürlükteki
düzenlemeden çok büyük ölçüde etkilenmiş olmasıdır. 1982 Anayasasına başından
beri yapılan en önemli eleştiri, Anayasa’nın çok ayrıntılı düzenlemeler içermesi, bir
anayasada yer almaması gereken birçok konu hakkında hükümler koymasıydı. Ancak
daha sonraki tarihlerde, Anayasa’yı en çok eleştiren akademisyenlerin de içinde yer
aldığı komisyonlar, hazırladıkları metinlerde, mevcut Anayasa metnine paralel, dolayı-
sıyla aynı “kazuistik” yaklaşımı içeren bir tutum sergilemişlerdir.
S E T A A N A L İ Z
34
Mevcut metinden etkilenme olarak değerlendirilmesi gereken ikinci husus, çoğu öne-
ride ilgili Anayasa maddelerinde yer alan genel çerçevenin dışına çıkılamamış olması-
dır. Bunun tipik örneklerinden birisi, Anayasa Mahkemesinin üye kaynakları arasında
Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin de gösterilmiş olmasıdır. Askeri
yargının alanı hukuki bakımdan birçok tartışmaya konu olurken, askeri yüksek mahke-
meleri Anayasa Mahkemesinde de temsil ettirmek hangi mantıkla açıklanabilir, merak
konusudur. AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan ve kabul edilen değişiklikte de asker
kökenli üyelere yer verilmiştir. Hâlbuki askeri darbe sonrasında yapılan 1961 Anayasa-
sı bile Askeri Yargıtay’dan üye alınmasını gerekli görmemiştir.
Bununla birlikte, AK Parti için hazırlanan Özbudun önerisi bu bakımdan istisna edilme-
lidir. Söz konusu öneride, Anayasa Mahkemesinin hem oluşumu 1982 Anayasasından
bütünüyle farklı bir mantıkla düzenlenmiş hem de üye kaynakları yeni bir anlayışla ele
alınmıştır.
TBMM’de kabul edilen AK Parti anayasa değişiklik teklifinde Anayasa Mahkemesine
dair düzenlemelerin hiçbirisi ilk kez ortaya konulmuş öneriler değildir. Sunulan metin-
ler incelendiğinde de görüleceği üzere, özellikle TBMM tarafından Anayasa Mahkeme-
sine üye seçilmesi bütün önerilerde yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi bünyesinde
hazırlanan öneride de, TBMM’ye üye kontenjanı ayrılmıştır; hatta TBMM tarafından
seçilecek üye sayısı, AK Parti teklifinde toplam 17 üyeden 3’ü olarak belirlenmişken,
Anayasa Mahkemesi önerisinde 17 üyeden 4 üye olarak öngörülmüştür. Türkiye Baro-
lar Birliğinin 2001 tarihli önerisi ise Özbudun önerisinden sonra, TBMM’ye en yüksek
oranda üye seçme yetkisi tanıyan ikinci öneridir. Bu öneride, toplam 21 üyeden 7’sinin
seçilmesi TBMM’ye bırakılmaktadır. Özbudun önerisi ise, gerçekten esaslı bir değişiklik
getirmekte, toplam 17 üyeden 8’inin TBMM tarafından seçilmesini öngörmektedir.
Anayasa Mahkemelerine yasama organı tarafından üye seçilmeyen tek ülke Türkiye’dir.
Avrupa modeli anayasa mahkemesi sisteminin benimsendiği ülkelerin tamamında
üyeler ya sadece yasama organının seçimiyle ya da içinde yasama organının seçtikleri-
nin de bulunduğu karma modelle belirlenmektedir. Mesela, Almanya’da 8 üye Bundes-
tag (Federal Millet Meclisi), 8 üye ise Bundesrat (Federal Senato) tarafından; Belçika’da
üyeler Temsilciler Meclisi ve Senato tarafından; Bulgaristan’da 12 üyeden 4’ü Meclis,
4’ü Yargıtay ve Danıştay tarafından, kalan 4’ü ise cumhurbaşkanınca belirlenmektedir.
çek cumhuriyeti’nde 15 üyenin tamamı Senato onayı ile cumhurbaşkanı tarafından
seçilirken, Ermenistan’da 5 üye parlamento, 4 üye devlet başkanı tarafından atanmak-
tadır. Aynı şekilde, İtalya’da 15 üyenin 5’i cumhurbaşkanı, 5’i parlamento, 2’si Danıştay,
2’si Yargıtay, 1’i Sayıştay tarafından; İspanya’da ise 12 üyenin 4’ü meclis, 4’ü senato, 2’si
hükümet, 2’si ise adliye genel konseyi (bizdeki HSYK) tarafından seçilmektedir. Buna
karşılık, Polonya’da 15 üyenin tamamı yasama organı tarafından; Romanya’da, 9 üye-
AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan
ve kabul edilen değişiklikte de
asker kökenli üyelere yer
verilmiştir. Hâlbuki askeri darbe
sonrasında yapılan 1961 Anayasası
bile Askeri Yargıtay’dan üye
alınmasını gerekli görmemiştir.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
35
den 3’ü meclis, 3’ü senato, 3’ü cumhurbaşkanı tarafından; Slovakya’da 11 üyenin yine
tamamı, meclisin seçimi ile cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir33. Rusya’da
da, mahkeme üyelerinin tamamı devlet başkanı tarafından atanırken, yasama or-
ganının onayı aranmaktadır.
Yasama organlarının anayasa mahkemelerine üye seçiminde bu derecede etkili
olması, anayasaya uygunluk denetiminin yasama faaliyetine bir nevi müdahale
oluşundan kaynaklanmaktadır. Yasama faaliyeti millet adına kullanılan bir yetkiye
dayandığından, anayasa mahkemesinin milli irade ile bir şekilde ilişkilendirilmesi-
ne önem verilmiştir. Anayasa mahkemesi üyelerinin hâkimlik niteliklerini taşıması
başka, üyeliğe seçiliş keyfiyetleri başka bir meseledir. Demokratik meşruiyet bakı-
mından tamamen sorunlu olan bu durumun belli ölçüde düzeltilmesine yönelik
hükümlere önceki bütün önerilerde de yer verilmiş olması önemlidir.
Şunu unutmamak gerekir; Türkiye’de 1961’den 1982’ye kadar Anayasa Mahkemesi
üyelerinin üçte biri TBMM tarafından seçilmiştir. Yani yasama organının üye seçme-
si yirmi yıl gibi bir süre Türkiye’de de uygulanmıştır. Bazı kesimler, bu uygulamayı
yorumlarken, bu usul denenmiş ama vazgeçilmiştir, şeklinde tamamen yüzeysel
bir itiraz üretmektedirler. 1982 Anayasasında, önceki bazı düzenlemelerden vaz-
geçilmiş olmasının, uygulamada yaşanan sorunlardan kaynaklandığı varsayımına
dayanan bu değerlendirme gerçeği yansıtmamaktadır. Bu sadece 12 Eylül darbe-
sini yapanların gerekçesidir; önceki dönemlerin uygulamalarında bir sorun bulun-
duğunu, mesela Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi
öğretim üyeleri düşünmemektedirler. Sunulan metinlerde de görüleceği üzere,
1982 yılında hazırlanmış olan Anayasa Önerisinde, 1961 Anayasasında olduğu
gibi, Anayasa Mahkemesi üyelerinin yine üçte birinin TBMM tarafından seçilmesi
öngörülmektedir. Demek ki, uygulamada sorunlar yaşandığı iddiası, 12 Eylül dar-
besini yapanlar dışında, başka kimselerce paylaşılmamaktadır. TBMM’nin Anayasa
Mahkemesine üye seçmesine 12 Eylülcülerin neden karşı olduğunu anlamak da
kolaydır. çünkü onlar zaten siyasete bir bütün olarak karşıydılar, devlet yapısında
ve işleyişinde siyasetin etkisini en düşük seviyeye indirmeyi hedeflemişlerdi. Bu
genel yaklaşım, her konuda olduğu gibi, Anayasa Mahkemesine üye seçiminde
de karşımıza çıkmaktadır. 1961 ile 1982 arasındaki uygulama, sorunlarla karşıla-
şıldığı için değil, 12 Eylülcülerin ideolojik yaklaşımı sebebiyle değiştirilmiştir; uy-
gulamaya dair somut olaylara dayanan itirazlar ortaya konulmamaktadır. Kaldı ki,
kırk sene önce denenmiş ama başarılı olmamış bir uygulama olmuş olsa bile, yeni
şartlarda bunu tekrar denemenin yanlış olduğu hangi mantıkla savunulabilir? Kırk
sene öncesinin bütün parametreleri değişmişken, bir uygulamanın aynı sonuçları
verebileceğini söylemek mümkün değildir.
33. Ayrıntılar için bkz.: İbrahim Ö. Kaboğlu, Anayasa Yargısı Avrupa Modeli ve Türkiye, Ankara, 2007, sh.34 vd.
Türkiye’de 1961’den 1982’ye kadar Anayasa Mahkemesi üyelerinin üçte biri TBMM tarafından seçilmiştir. Yani yasama organının üye seçmesi yirmi yıl gibi bir süre Türkiye’de de uygulanmıştır.
S E T A A N A L İ Z
36
TBMM’de kabul edilen AK Parti değişiklik teklifinde, önceki değişikliklerin bir kıs-
mına göre farklı olan husus, yüksek yargı organlarından gelecek olan üyelerin
doğrudan kurumlarınca belirlenmemesi, kurumlarca gösterilecek üç katı aday
arasından cumhurbaşkanınca seçilmesidir. 1961 Anayasasında, 1982 Gerekçeli
Anayasa Önerisinde, TÜSİAD Önerisinde, Sosyal Demokrat Halkçı Parti Önerisinde,
Türkiye Barolar Birliği 2001 Önerisinde, 2003 Tarihli Anayasa Mahkemesi bünye-
sinde hazırlanan öneride, Türkiye Barolar Birliği 2007 Önerisinde ve AK Parti için
hazırlanan Özbudun Önerisinde, yüksek yargı kurumlarından gelen üyeler, kendi
genel kurullarınca, kendi başkan ve üyeleri arasından doğrudan seçilerek belir-
lenmektedir; bu kaynaklardan gelen üyelerin belirlenmesinde cumhurbaşkanına
tanınmış bir yetki yoktur. Bu şekildeki düzenlemelerin prensip olarak daha doğru
olduğu söylenebilir.
Ancak, bazı önerilerde prensibin tutarlı olarak kullanılmadığını görmekteyiz. Me-
sela, Anayasa Mahkemesi bünyesinde hazırlanan öneride, yüksek yargı kurumla-
rından gelen üyeler için doğrudan seçim usulü belirlenmişken, TBMM tarafından
seçilecek üyeler için belli kaynaklardan gelenler arasından belirlenme zorunluluğu
bir çelişki olarak görülebilir. Bu konuyu seçilecek üyelerin nitelikleriyle ilgili olarak
da görmek mümkün değildir; öyle olsaydı, üye kaynaklarının sınırlandırılması ye-
rine, seçilecek üyelerin belli niteliklere sahip kişiler olması sağlanabilirdi. TÜSİAD
Önerisinde de, yüksek yargı organları tarafından doğrudan üye seçimi öngörü-
lürken, cumhurbaşkanı tarafından seçilecekler için üye kaynağı bakımından sıkı
sınırlamalar getirilmiştir.
TBMM’de kabul edilen AK Parti teklifinde ise, yüksek yargı kurumlarından gelen
üyelerin doğrudan değil de, gösterecekleri üç katı aday arasından cumhurbaşka-
nınca belirlenmesi öngörülmektedir. Teklifte TBMM tarafından seçilecek üyeler
için de çok sıkı sınırlamalar bulunmaktadır. Bu bakımdan kendi içinde bir tutarlılık
taşıdığını ifade edebiliriz.
Netice olarak, TBMM’de kabul edilen anayasa değişiklikleri içinde Anayasa Mah-
kemesinin yapısına dair düzenlemeler, daha önce çok farklı kesimlerce hazırlanan
değişiklik önerilerinde de yer alan ve bir şekliyle 1961 Anayasası döneminde uy-
gulanmış düzenlemelerdir. Diyebiliriz ki, daha önceki önerilere göre TBMM’den
geçen metin daha ihtiyatlı, yasama organına daha az yetki tanıyan bir metindir.
Bu değişiklik metninde eleştirilen hususlardan, yüksek yargı organlarının Anayasa
Mahkemesine seçtiği üyeleri doğrudan belirleyememesine yönelik olanlar dikka-
te alınabilir. Ancak bu şekildeki düzenlemenin mevcut anayasa metninde zaten
bulunduğunu belirtmeliyiz. Teklifin bu kısmı bakımından en azından bir geriye
gidiş olmadığını söylemek gerekir. Bu haliyle, “neden daha ileri bir düzenleme ya-
Özellikle askeri yargı kökenli üyelerin hala
mevcut olması, TBMM’ye
sadece 3 üye belirleme yetkisi
tanınması, anayasa değişikliklerini
denetleme konusunda
Mahkeme’nin gerçek anlamda
sınırlandırılmasına dair herhangi bir
düzenlemenin bulunmaması,
TBMM’den geçen teklife
yöneltilebilecek itirazlar arasında
yer almalıdır.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
37
pılmadı” şeklinde yöneltilen itirazların siyasi ve akademik tartışmalar bakımından
anlamlı olduğunu ama Anayasa Mahkemesi denetimi sırasında dikkate alınama-
yacağını da ifade etmeliyiz. Dolayısıyla Mahkeme, ‘Neden daha iyi bir değişiklik
yapılmadı?’ diyemez, zira bu tamamen siyasi bir tercihtir.
Özellikle askeri yargı kökenli üyelerin hala mevcut olması, TBMM’ye sadece 3 üye
belirleme yetkisi tanınması, bu üyelerin bile sıkı şekilde sınırlanmış kaynaklardan
geliyor oluşu, üyelerin görev sürelerinin Türkiye gibi dinamik bir ülkede 12 yıl gibi
uzun bir süre olarak belirlenmesi, anayasa değişikliklerini denetleme konusunda
Mahkeme’nin gerçek anlamda sınırlandırılmasına dair herhangi bir düzenleme-
nin bulunmaması, TBMM’den geçen teklife yöneltilebilecek itirazlar arasında yer
almalıdır. Kanaatimizce Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru hakkını tanıyan dü-
zenleme de dikkate alındığında, 21 üyeden oluşmalı, bu üyelerin en az üçte biri
TBMM tarafından doğrudan seçilmelidir.
3.2 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Dair Önceki Düzenlemeler
3.2.1 Karşılaştırmalı Durum Tespiti
a. Üye Sayısı
Anayasa Asıl Üye Yedek Üye
1961 Anayasası 18 5
1971 Anayasa değişikliği 11 3
Mevcut Anayasa 7 5
1982 Gerekçeli Anayasa Önerisi 11 3
1993 TÜSİAD Metni 18 5
Anavatan Partisi (1993) Önerisi 9 5
Sosyal Demokrat Halkçı Parti Önerileri 15 2
Sosyal Demokrat Halkçı Parti Önerileri (kısmi değişiklik teklifinde) 7 3
Türkiye Barolar Birliği 2001 Önerisi 7 4
Türkiye Barolar Birliği 2007 Önerisi 7 4
AK Parti İçin Hazırlanan Özbudun Önerisi 17 4
AK Parti’nin Son Önerisi 22 10
b. Üye Kaynakları
1982 Anayasasından önce idari yargı Danıştay dışında yargı mercilerine sahip olmadı-
ğı için, Yüksek Hâkimler Kurulu için Danıştay’dan üye alınması düşünülmemiştir. 1971
Anayasa değişikliklerinde ve 1982 Gerekçeli Anayasa Önerisinde Yüksek Hâkimler Ku-
rulunun üyelerinin tamamının Yargıtay’dan seçilmesi öngörülmektedir.
S E T A A N A L İ Z
38
Mevcut Anayasa ise, Kurul’un yapısında ciddi değişikliklere gitmiştir. Daha önce, Kurul
üyeleri kendi aralarından başkan seçerlerken, 1982 Anayasası Adalet Bakanını doğru-
dan Kurul Başkanı olarak tanımlamakta ve Adalet Bakanlığı Müsteşarını da Kurul’un
tabii üyesi haline getirmektedir. Bunun yanı sıra, mevcut Anayasa, Kurul üyelerinin ta-
mamının, Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarınca belirlenen adaylar arasından cum-
hurbaşkanı tarafından seçilmesini öngörmektedir.
1982 Anayasası döneminde hazırlanan önerilerde de, Yargıtay’ın yanı sıra, Danıştay’dan
da üye seçilmesi benimsenmektedir. Sosyal Demokrat Halkçı Parti tarafından hazırla-
nan (1993) anayasa önerisinde, Yargıtay ve Danıştay dışında, Türkiye Barolar Birliği ve
Üniversitelerarası Kurul tarafından da üye seçilmesi öngörülmektedir. Aynı parti başka
bir önerisinde ise, Askeri Yargıtay’dan da üye seçilmesini uygun bulmaktadır. Türkiye
Barolar Birliğinden üye alınması önerisi, Birliğin 2007 önerisinde de yer almaktadır.
1961 Anayasasının ilk halinde Yargıtay dışında, birinci sınıfa ayrılmış hâkimlerle, yüksek
mahkemelerde üyelik yapmış veya üyelik yapma şartlarını kazanmış kişiler arasından
da üye seçilmesi benimsenmişti. AK Parti için hazırlanmış olan Özbudun Önerisinde
de, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar arasından üye seçilmesi öngörülmektedir.
Kuşkusuz 7 Mayıs 2010 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen ve 12 Eylül 2010 tari-
hinde referanduma sunulacağı açıklanan ve halen Anayasa Mahkemesinde şekil yö-
nünden incelenen AK Parti’nin son önerisi, Kurul’un yapısı ve üye kaynakları açısından
en köklü değişiklikleri getirmektedir. Söz konusu kanuna göre, Kurul’un üye sayısı
22’ye çıkarılmakta ve Yargıtay ile Danıştay’ın yanı sıra, Adalet Akademisinden, öğretim
üyeleri, üst kademe yöneticileri ve avukatlar arasından üye seçilmesi öngörülmekte-
dir. Daha önemlisi, adli ve idari yargı hâkim ve savcılarının, kendi içlerinden önemli
sayıda üye seçecek olmasıdır.
c. Üyelerin Belirlenmesi Usulü
Üyelerin belirlenmesinde genel olarak kabul edilen usul, Yargıtay’ın veya Danıştay’ın
doğrudan üye seçmeleri usulüdür. Askeri Yargıtay ve Türkiye Barolar Birliğinden üye
seçilmesini öngören düzenlemelerde de üyelerin kendi kurumlarınca doğrudan seçi-
lip belirlenmesi benimsenmektedir. Birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar arasından
belirlenecek üyelerin de doğrudan yapılacak seçimle belirlenmesi, 1961 Anayasasın-
da ve Özbudun Önerisinde kabul edilmiştir. Anavatan Partisi Önerisinde ise, 1961 Ana-
yasasında olduğu gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından belli niteliklere sahip
üyeler seçilmesi benimsenmektedir.
Adalet Bakanı, Anavatan Partisi, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve AK Parti önerilerinde
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üyesi ve başkanı olarak kabul edilmekte, tabia-
tıyla oy kullanma yetkisine sahip olarak görülmektedir. 1961 Anayasasının ilk halinde,
TÜSİAD Önerisinde, Sosyal Demokrat Halkçı Parti kısmi değişiklik önerisinde, Türkiye
Barolar Birliğinin 2001 ve 2007 Anayasa Önerilerinde Adalet Bakanının toplantılara ka-
tılabileceği ve başkanlık yapabileceği, ancak oy kullanamayacağı ifade edilmektedir.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
39
1971 Anayasa değişikliğinde ve 1982 Gerekçeli Anayasa Önerisinde Adalet Bakanının
toplantılara katılıp başkanlık yapabileceği benimsenmekle beraber, oy kullanıp kulla-
namayacağı açıklığa kavuşturulmamaktadır. AK Parti için hazırlanan Özbudun Öneri-
sinde Adalet Bakanına yer verilmemişken, AK Parti’nin son önerisinde Adalet Bakanı
üye ve başkan olarak kabul edilmektedir.
3.2.2 Değerlendirme
TBMM’den geçen AK Parti anayasa değişikliği teklifinin en çok tartışılan maddesi, şüp-
hesiz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili maddedir. Bu madde, HSYK’nın üye
sayısını arttırmakta, üye kaynaklarını çeşitlendirmekte, işleyişiyle ilgili yeni esaslar ge-
tirmektedir.
1961 Anayasasının yüksek yargıya ve onun oluşumunda belirleyici rol oynayan Yüksek
Hâkimler Kuruluna özel önem atfettiği bilinmektedir. Hâkim ve savcıların atanması,
görevden alınması ve diğer özlük işleriyle ilgili yetkinin siyasi iktidardan alınıp ba-
ğımsız bir kurula verilmesi, ilk kez 1961’de gerçekleşmiştir. Bu düzenlemeden bir süre
önce, yüksek mahkemeler başta olmak üzere, hâkim ve savcılar arasında ciddi oranda
bir tasfiye gerçekleştirildiği de hatırlanmalıdır. Yeni düzenlemeyi bu tasfiyelerle birleş-
tirerek değerlendirmek gerekir. Önce ideolojik tasfiye hareketine girişilmiş, daha son-
ra ise “bağımsız” bir kurul oluşturularak özellikle yüksek yargının kendi kendini üreten
bir sistemle oluşumunun “otomatiğe” bağlanması sağlanmıştır. 1971 değişikliklerine
kadar, Yüksek Hâkimler Kurulunun üyelerinin bir kısmının TBMM tarafından seçildiği
dönem bir geçiş dönemidir. Yapılan değişikliklerle, Yüksek Hâkimler Kurulunun tama-
men Yargıtay Genel Kurulu tarafından seçilen üyelerle oluşması sağlanmıştır. Böylece
yerel mahkemelerin kararları üzerinde “hukukilik denetimi” yapan yüksek mahkeme,
aynı zamanda hâkimlerin atanmaları, soruşturulmaları, görevden alınmaları ve diğer
özlük işleri bakımından da sınırsız yetkili bir “yan kuruluş”a egemen olmuştur. Huku-
kilik denetimi ile idari denetim, aralarında organik bir bağlantı olan iki kurum tarafın-
dan gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Yargı bağımsızlığını, yargının yürütme ve yasama
karşısında bağımsızlığı olarak algılayan, yargının özellikle yüksek yargı karşısındaki
bağımsızlığının da çok önemli bir bağımsızlık unsuru olduğunu unutan bir anlayış,
bugünlere kadar uzanan hukuk krizinin başlangıç noktasıdır.
Uzun bir zamandır HSYK üyeliği ve başkanlığı tartışılan Adalet Bakanını bağımsız
kurula sokan 12 Eylülcülerdir. Bunu unutmamak lazım; genel olarak siyasete karşı
bir tutum belirleyen, “depolitizasyon” politikalarının mimarı bir askeri yönetim, Ada-
let Bakanının HSYK’da bulunmasını neden istemiş olabilir? Anayasa Mahkemesine
TBMM’nin üye seçmesine karşı çıkarken, “bu yöntem denenmişti, sorunlar yaşandığı
için vazgeçilmişti” diyenler, sadece yüksek yargının seçtiği üyelerden oluşan bir HSYK
modelinin de denendiğini ve ortaya çıkan sorunlar sebebiyle terk edildiğini neden
hiç düşünmemektedirler? Sivil siyaset dünyasına topyekûn karşı tutumlarıyla bilinen
12 Eylülcüler, HSYK’ya Adalet Bakanını neden sokmuş olabilirler? Bunun önemli bir
Yargı bağımsızlığını, yargının yürütme ve yasama karşısında bağımsızlığı olarak algılayan, yargının özellikle yüksek yargı karşısındaki bağımsızlığının da çok önemli bir bağımsızlık unsuru olduğunu unutan bir anlayış, bugünlere kadar uzanan hukuk krizinin başlangıç noktasıdır.
S E T A A N A L İ Z
40
sebebi var; 1980’den önce sadece hâkim ve savcılardan oluşan bağımsız kurul, “mesle-
ki dayanışma”yı öne çıkartarak, sistemin doğru işlemesini engellemiş, mesleki defor-
masyon ortamına, “bağımsızlık”la “sorumsuzluk”un birbirine karışmasına yol açmıştır.
Meslek dışından gelen ve meslekle bağı olmayan Adalet Bakanının kurulda bulunması
bir ölçüde otokontrol mekanizmalarının gelişmesine hizmet etmiştir. Bir kez daha be-
lirtelim; bağımsız kurula Adalet Bakanını sokan siyasetçiler değil, siyaseti ve siyaset-
çileri “devlet” için tehdit olarak gören darbecilerdir. Ortada gerçekten vahim bir tablo
olduğu onlar tarafından da anlaşılmış olmalıdır.
TBMM’de kabul edilen AK Parti önerisinde HSYK ile ilgili düzenlemede yüksek yargı-
nın itiraz ettiği noktalar, Adalet Bakanı ile Bakanlık Müsteşarının Kurul’da bulunması
gibi görünse de bunun gerçek bir itiraz noktası olmadığı kolayca anlaşılmaktadır. zira
Adalet Bakanı ve Müsteşar zaten mevcut düzenlemede de Kurul üyesidirler; onların
Kurul’da bulunması bir geri adım sayılamaz, olsa olsa bir ileri adımın bulunmadığı-
nı gösterir. Hâlbuki bu kadar da değil; değişiklikte, HSYK’nın üye sayısı arttırılmak-
ta, dolayısıyla Adalet Bakanının ve Müsteşarın etkisi üçte bir oranında azaltılmakta,
Adalet Bakanının üç daire halinde çalışması öngörülen kurul toplantılarının hepsine
değil sadece genel kurul toplantılarına katılması öngörülmekte, Müsteşarın sadece
dairelerden birinin üyesi olması sağlanmakta, böylece hem Adalet Bakanının hem de
Müsteşarın mevcut hükümlere göre önemli ölçüde etkisizleştirildiği açık bir şekilde
görülmektedir. Halen Adalet Bakanlığına bağlı olan müfettişlerin HSYK’ya bağlanması
da, yıllardır bağımsızlığın önünde en önemli bir engel olarak nitelendirilen durumun
düzeltilmesi anlamına gelmektedir. Sadece bu düzenleme dahi oldukça ileri bir adım
olarak kabul edilmelidir.
Kısaca değindiğimiz bu tablo karşısında, yargı bağımsızlığının “geriye” gittiğini ileri
sürmek için görünürdekilerden başka sebepler aranmalıdır. Kanaatimizce, bu sebep-
ler, HSYK’ya yerel mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcılar arasından önemli
sayıda üye seçilecek olmasıdır. Yerel mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcıların
HSYK’da temsil edilmesi, toplam üye sayısının yarıya yakınını oluşturması, yüksek yar-
gı mensubu hâkimler tarafından ciddi bir hoşnutsuzlukla karşılanmaktadır. Bu durum,
uzun yıllardır, yüksek yargı mensubu hâkimler ile yerel mahkemelerde görev yapan
hâkim ve savcılar arasında oluşturulan “hiyerarşik” yapının çökmesi anlamına gelmek-
tedir. Değişiklik gerçekleşirse, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin belirlenmesinde yerel
mahkemelerde görev yapan hâkimler ve savcılar etkili olacaktır; bu durumda, yüksek
mahkeme mensupları ile yerelde görev yapan hâkim ve savcılar arasında astlık – üst-
lük ilişkisi değil, sadece bir görev ayrımı bulunduğu anlaşılacaktır. Yargı sadece yürüt-
me ve yasamaya karşı değil, yüksek yargıya karşı da bağımsız hale gelecektir.
Bugünkü sistemde yerel mahkeme kararlarını temyiz yoluyla inceleyen ve hukukilik
denetimi yapan yüksek mahkemeler, HSYK’daki belirleyici güçleri sayesinde, yerel
mahkemelerdeki hâkim ve savcılar üzerinde aşılamaz bir güç ve tesir oluşturmaktadır-
lar. Yerel mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcılar, yüksek mahkemelerin hukuki
denetim sonucu verdikleri kararlara uymama, “direnme” hakkına sahipken, HSYK fak-
Yerel mahkemelerde
görev yapan hâkim ve savcıların
HSYK’da temsil edilmesi, toplam
üye sayısının yarıya yakınını
oluşturması, yüksek yargı
mensubu hâkimler tarafından ciddi
bir hoşnutsuzlukla karşılanmaktadır.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
41
törü ile bundan çekinmekte, yüksek yargıya bağımlı kararlar üretmektedirler. Yüksek
yargı ile HSYK arasındaki bu organik ilişki, aslında, yargı bağımsızlığının önündeki en
büyük engeldir. Hukukilik denetiminin üzerinden idari denetim gölgesi kalkmadıkça
gerçek anlamda yargı bağımsızlığı sağlanamaz.
1961 Anayasasının ilk halinde, TBMM ile beraber, yerel mahkemelerde görev yapan
hâkim ve savcılar arasından da Yüksek Hâkimler Kuruluna üye seçilmesi öngörül-
mekteydi. Özbudun önerisinde de bu model benimsenmiştir. TBMM’nin Kurul’a üye
seçmesi, 1961 Anayasasında, Anavatan Partisi önerisinde ve Özbudun önerisinde yer
almaktadır. Uzun yıllar iktidarda kalan Anavatan Partisinin TBMM’nin üye seçtiği bir
modeli önermesi ilginçtir; bu durum, teorik mülahazalarla Türkiye gerçeklerinin farklı
olabileceğini en iyi gösteren örneklerden biridir.
HSYK’nın demokratik meşruiyeti meselesi de önemli bir sorun olarak karşımız-
da durmaktadır. Millet adına egemenlik yetkisini kullanan yargının, milletle hiçbir
“münasebet”inin bulunmadığı ortadadır. Milletle yargı arasında bir münasebet tesis
edecek, millet adına karar verme yetkisini sahici kılacak mekanizmaların kurulması
önem taşımaktadır. Bu da en azından yargıçları atayan kurulun ya doğrudan ya da do-
laylı olarak seçim esasıyla ilişkilendirilmesini gerekli kılmaktadır. TBMM’de kabul edi-
len AK Parti teklifinde yasama organına HSYK’ya üye seçme yetkisi tanınmamaktadır;
teklifin eleştirilebilecek en önemli noktası budur. Ancak burada şu noktayı gözden ka-
çırmamak gerekir: Anayasa’da yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının doğrudan halk
tarafından seçilmesi benimsenmiştir. cumhurbaşkanı “12 Eylül anayasasındaki cum-
hurbaşkanı” değildir; halka doğrudan dayanmaktadır. TBMM’ye üye seçme yetkisinin
tanınmamasıyla ortaya çıkan “kusur”un bir ölçüde bu şekilde telafi edilmiş varsayıla-
bileceğini belirtelim.
Adalet Bakanına Kurul’da yer veren ilk teklif de, TBMM’de kabul edilen AK Parti teklifi
değildir. Aktarılan metinlerden de takip edilebileceği gibi, önceki önerilerin çoğunda
Adalet Bakanı kurulun üyesi olarak görülmektedir. Bazılarında, isterse kurula başkanlık
edebileceği, bazılarında başkanlık ettiği halde oy kullanamayacağı gibi farklı düzenle-
meler bulunsa da Adalet Bakanının yer almadığı kurul düşünmeyenler çoğunluktadır.
HSYK ile ilgili düzenlemeye çeşitli bakımlardan eleştiriler yöneltmek, teklifi yetersiz
bulmak, daha iyisinin yapılabileceğini söylemek mümkündür. Ancak bu anayasa de-
ğişikliğinin yargı bağımsızlığını mevcut durumdan geriye götürdüğünü söylemek ta-
mamen temelsiz bir ithamdır.
4. SoNUÇ
Türkiye’de bir buçuk asra yaklaşan anayasa hareketleri içinde, halkın veya temsilcile-
rinin katılımı ile ve demokratik yöntemlerle anayasa yapılamamış olması büyük bir
talihsizliktir. Diğer anayasalar gibi, 1982 Anayasası da olağanüstü şartlar altında de-
mokratik katılım olmaksızın hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur.
HSYK’nın demokratik meşruiyeti meselesi de önemli bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Millet adına egemenlik yetkisini kullanan yargının, milletle hiçbir “münasebet”inin bulunmadığı ortadadır.
S E T A A N A L İ Z
42
Uzun zamandır yaşanan sorunların temelinde Anayasa’nın ve bu Anayasa ile benimse-
nen paradigmanın çok büyük bir payı vardır. Anayasa’nın insan, devlet, hak ve hukuk
anlayışı Türkiye’yi kavrayacak bir perspektiften mahrumdur; devleti milletine karşı ko-
rumaya çalışan bir zihniyet dünyasının mahsulüdür.
Anayasa’da yer alan, “insan hakları”, “demokrasi” ve “hukuk devleti” gibi temel kavram-
ların, pek çok kimse tarafından herkesçe bilinen, genel, evrensel anlamlarıyla kullanıl-
dığı sanılmaktadır. Hâlbuki Anayasa’nın başlangıç kısmında, bu kavramların önemli
bir müdahale ile sınırlandırıldığı, yeniden içeriklendirilmeye çalışıldığı görülmektedir.
Anayasa’ya göre demokrasi ve hukuk devleti, “bu Anayasada gösterilen hürriyetçi de-
mokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni”; insan hakları “bu Anayasadaki
temel hak ve hürriyetler”den ibarettir. “Bu anayasa” genel anlamda hukuk düzeninin
somut çerçevesidir; ayrıca, yine başlangıç kısmında getirilen ideolojik sınırlamalar çer-
çeveyi daha da daraltmaktadır.
“Bu anayasa” ifadesiyle getirilmiş olan kayıtlamalar, Anayasa’da daha önce yapılmış,
yaklaşık Anayasa’nın üçte birine ulaşan değişikliklerle değişmiş olamaz mı? Anayasa
bu ihtimali de bertaraf edecek bir “hüküm” getirmektedir. Yine başlangıç kısmına göre,
Anayasa, “sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulan-
mak” zorundadır. O halde Anayasa, Anayasa’ya göre, sadece “söz”ünden ibaret değil-
dir; bir de “ruh”a maliktir. Anayasa’nın “söz”ünde meydana getirilecek değişikliklerin
son tahlilde bir mana ifade etmeyebileceği, “ruh”un devreye girip “bu anayasa” çerçe-
vesini hâkim kılacağı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Uzun zamandır farklı kesimlerce dile getirilen, hukuk kurallarında yapılan pek çok de-
ğişikliğin uygulamaya yansımadığı şeklindeki değerlendirmeler, Anayasa’nın ortaya
koyduğu paradigmayı tam olarak anlayamamaktan kaynaklanmaktadır. Anayasa’nın
ve diğer mevzuatın “sözü”nde yapılan değişikliklerin uygulamaya yansıtılırken “ruh”un
etkisiyle başka bir mahiyet kazandığını görmek gerekir. O halde Anayasa’da yapılacak
kısmi değişikliklerin, mevcut “ruh” korunduğu sürece beklendiği kadar ciddi etkileri
olmayacaktır. Türkiye’nin gerçek ihtiyacı topyekûn bir anayasa değişikliğidir.
Bugün toplumun farklı kesimlerinden insanların bir bütün olarak anayasa değişik-
liğinin gerekliliğinde, hangi sebep ve saiklerle olursa olsun, uzlaşmış olduklarını
söylemek yanlış olmaz. AK Parti yetkililerinin kısmi anayasa değişikliğini değerlen-
dirmek üzere sivil toplum örgütlerine yapmış oldukları ziyaretlerde, bu kısmi deği-
şikliğe karşı çıkanlar dahi, gerekçe olarak topyekûn anayasa değişikliğinin gereklili-
ğinden söz etmişlerdir.
Topyekûn bir anayasa değişikliği vazgeçilmez bir zorunluluktur. Ancak böyle bir deği-
şikliğin önünde ciddi bir engel vardır: Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere yüksek
yargı. Mevcut Anayasa ile oluşturulmuş hukuk düzeni yüksek yargıya, hukuk kuralla-
rını yorumlamada keyfiliğe varacak derecede bir imkân sunmaktadır. Daha doğru bir
ifade ile yüksek yargı, Anayasa ile oluşturulan hukuk düzenine dayanarak böyle bir
yetkisinin bulunduğunu iddia etmektedir. “Sözü” dışında bir de “ruh”unun bulundu-
Başlangıç kısmına göre, Anayasa,
“sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle
yorumlanıp uygulanmak” zorundadır. O
halde Anayasa, Anayasa’ya göre,
sadece “söz”ünden ibaret değildir; bir de “ruh”a maliktir.
A N AYA S A L A R D A V E D E Ğ İ Ş İ K L İ K Ö N E R İ L E R İ N D E AY M V E H S Y K
43
ğunu ifade eden Anayasa, yüksek yargıya bu imkanı sunduğu gibi, böyle bir misyon
da yüklemektedir.
Milli iradeden tamamen yalıtılmış ve otomatiğe bağlanmış bürokratik işleyişle kendi
kendini üreten yüksek yargı, bağımsızlıktan sorumsuzluğa uzanan çizgi içinde “söz”ü
devre dışı bırakacak bir “metafizik” anlayışla egemenlik yetkisi kullanmaktadır. Bu du-
rumun temel sebebi, Anayasa’da yüksek yargının oluşumuyla ilgili hükümlerde aran-
malıdır. Yüksek yargı, sadece yasama ve yürütmeden değil, adeta milletten de, hukuk-
tan da kendini bağımsız görmektedir. Yaşanan tecrübeler göstermiştir ki, Anayasa’nın
bir bütün olarak değiştirilmesi için bir alt yapıya ihtiyaç vardır. Bu sebeple hem bir
bütün olarak anayasa değişikliğinin önünü açmak hem de Anayasa’nın doğru bir şekil-
de yorumlanmasını sağlamak için, prensip olarak, yargı reformunu içeren bir anayasa
değişikliğiyle işe başlamak doğru bir tercihtir.
Konuyu bu çerçevede ele almak çok önemlidir; yoksa yapılan bu kısmi değişiklikleri,
Türkiye’nin Anayasa’dan kaynaklanan devasa sorunlarının çözümü için yeterli bulmak,
kısmi değişiklikleri “yeni sivil demokratik anayasa” hedefinin yerine koymak ciddi bir
yanılgı ve tehlike olacaktır. Hatırlanmalıdır ki, 22 Temmuz 2007 seçimleri sonrasında
teşebbüs edilen yeni anayasa hazırlığı, görünürde, konjonktürel kaygılarla, temelde
ise Türkiye’deki hukuk krizinin yapısal sorunlarını idrak etmedeki eksikliklerden kay-
naklanan sebeplerle akim bırakılmıştı. O dönemde yeni anayasa hedefinden vazge-
çilmesi, korkulanların gerçekleşmesini de engelleyememişti; “kapatma davası”ndan
yeni anayasa fikrinden vazgeçmekle kurtulmak mümkün olmamıştı. Farkedilmesi
gereken, Türkiye’de, palyatif tedbirler yerine, sistemi değiştirme hedefinin asla kaybe-
dilmemesidir. Hukukun önemini tam olarak fark etmeden, siyasetin başarısı hep ek-
sik kalacaktır; yeni anayasa fikrinden vazgeçilmemiş olsaydı kapatma davası olmazdı,
Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde değişiklik yapılmamış ve bunlar iptal edilmemiş
olsaydı dava, kapatmayla sonuçlanırdı. Hukuk düzenine ilişkin değişikliklerin gerçek
anlamını keşfetmemiz gerekiyor. Unutmayalım; yapılan değişiklikler sadece yeni ana-
yasa hedefinin önünü açtığı oranda Türkiye’ye mesafe kazandıracaktır.
Anayasa değişikliği paketinin içinde yer alan Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcı-lar Yüksek Kurulunun yapısına dair hükümler, diğerlerini gölgede bırakarak tartışmaların ana gündemi haline gelmiştir. Gerçekten de 27 maddelik değişiklik paketinin kilit nokta-sı, bu iki konudaki yapısal değişiklik önerileridir.
Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısının değiştirilmesi-ne karşı çıkanlar, bir bütün olarak değişikliğin yargı bağımsızlığı bakımından bir “geriye gidiş” olduğu iddiasındadırlar. Bu iddia tartışılmaktadır ancak özellikle “geriye gidiş” iddi-asının sahipleri, değişiklik paketi üzerinde somut bir tartışma sürdürmek yerine, soyut ve slogan düzeyinde ifade ve açıklamalarla kamuoyunun önüne çıkmaktadırlar.
Uzun zamandır yaşanan sorunların temelinde Anayasa’nın ve bu Anayasa ile benimse-nen paradigmanın çok büyük bir payı vardır. Anayasa’nın insan, devlet, hak ve hukuk an-layışı Türkiye’yi kavrayacak bir perspektiften mahrumdur; devleti milletine karşı koruma-ya çalışan bir zihniyet dünyasının mahsulüdür. Kaldı ki, Anayasa, yine Anayasa’ya göre, sadece “söz”ünden ibaret değildir; bir de “ruh”a maliktir. Uzun zamandır farklı kesimlerce dile getirilen, hukuk kurallarında yapılan pek çok değişikliğin uygulamaya yansımadığı şeklindeki değerlendirmeler, Anayasa’nın ortaya koyduğu paradigmayı tam olarak an-layamamaktan kaynaklanmaktadır. Anayasa’da yapılacak kısmi değişikliklerin, mevcut “ruh” korunduğu sürece beklendiği kadar ciddi etkileri olmayacaktır. Türkiye’nin gerçek ihtiyacı topyekûn bir anayasa değişikliğidir. Ancak böyle bir değişikliğin önünde ciddi bir engel vardır: Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere yüksek yargı. Mevcut Anayasa ile oluşturulmuş hukuk düzeni yüksek yargıya, hukuk kurallarını yorumlamada keyfiliğe varacak derecede bir imkân sunmaktadır.
Yaşanan tecrübeler göstermiştir ki, Anayasa’nın bir bütün olarak değiştirilmesi için bir alt yapıya ihtiyaç vardır. Bu sebeple hem bir bütün olarak Anayasa değişikliğinin önünü açmak hem de Anayasa’nın doğru bir şekilde yorumlanmasını sağlamak için, prensip olarak, yargı reformunu içeren bir anayasa değişikliğiyle işe başlamak doğru bir tercih-tir. Bununla birlikte, konuyu bu çerçevede ele almak çok önemlidir; yoksa yapılan bu kısmi değişiklikleri Türkiye’nin Anayasa’dan kaynaklanan devasa sorunlarının çözümü için yeterli bulmak, kısmi değişiklikleri “yeni sivil demokratik anayasa” hedefinin yerine koymak ciddi bir tehlike içerecektir. Unutmayalım; yapılan değişiklikler yeni anayasa he-definin önünü açtığı oranda Türkiye’ye mesafe kazandıracaktır.
S E T A | S İ Y A S E T , E K o N o M İ V E T o P L U M A R A Ş T I R M A L A R I V A K F IR e ş i t G a l i p c d . H e r e k e S o k a k N o : 1 0 G O P ç a n k a y a 0 6 7 0 0 A n k a r a T Ü R K İ Y E
T e l : + 9 0 3 1 2 . 4 0 5 6 1 5 1 | F a k s : + 9 0 3 1 2 . 4 0 5 6 9 0 3 w w w . s e t a v . o r g | i n f o @ s e t a v . o r g
S E T A | W a s h i n g t o n D . C . o f f i c e1 0 2 5 c o n n e c t i c u t A v e n u e , N . W . , S u i t e 1 1 0 6
W a s h i n g t o n , D . c . , 2 0 0 3 6T e l : 2 0 2 - 2 2 3 - 9 8 8 5 | F a k s : 2 0 2 - 2 2 3 - 6 0 9 9
w w w . s e t a d c . o r g | i n f o @ s e t a d c . o r g
Mustafa ŞENToPİstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden lisans (1991), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Bölümünden yüksek lisans (1995) derecelerini, aynı Enstitü’den Şubat 2002 tarihinde ise doktor unvanını aldı. 1993’te Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. Yüksek lisans tezi, XIX ve XX. Yüzyılda Osmanlı Şer’iyye Mahkemelerinde Temyiz ve İstinaf hakkındadır. Osmanlı Devleti’nde Kazaskerlik adlı doktora tezi ise, kurumu bir üst yargı organı olarak incelemektedir. 2004’te Tanzimat Sonrası Osmanlı Ceza Hukuku adlı kitabı yayımlanmıştır. çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. Bazı akademik dergilerin editörlüğünü sürdürmektedir.