bİrİncİ ulusal findik kongresİ (1. millî fındık Şûrası · ekonomi bakanı ve birinci...

53
T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI NEŞRİYATI Seri:3 No:2 BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası) 10 Ekim 1935 ANKARA

Upload: others

Post on 28-Dec-2019

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

T.C.

EKONOMİ BAKANLIĞI NEŞRİYATI

Seri:3 No:2

BİRİNCİ ULUSAL

FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası)

10 Ekim 1935 ANKARA

Page 2: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

KONGRE NİÇİN TOPLANDI

Türlü çıkat ürünlerimizin tarladan müstehlike arzına kadar geçen bütün durumlarını geliştirmek için alınacak tedbirlerin karar haline sokulmasından evvel bu işlerle uğraşan üretmen ve tecimerlerle konuşmağı, onların her husustaki istifadeli fikirlerini almağı Ekonomi Bakanlığı kendisine bir prensip ittihaz etmiştir. İşte bu esas göz önünde tutularak önemli çıkat ürünlerimizden biri olan fındık işinde rasyonal çalışma yollarını üretmen ve tecimerlerle birlikte aramak üzere 10 İlkteşrin 1935 Perşembe günü Ekonomi Bakanımız Celâl Bayar'ın riyaseti altında Birinci Ulusal Fındık Kongresi toplanmıştır

Kongrede görüşülen işlerle, kongre için hazırlanan raporlar ve encümenlerin kararları Ekonomi Bakanımızın açılış söyleviyle birlikte sırasıyla aşağıda verilmiştir

FINDIK KONGRESİNDE GÖRÜŞÜLEN İŞLER

Kongrede şu meseleler görüşülmüştür:

1-Fındık istihsal mevsiminde üretmenlerin kredi ihtiyaçları ve bu hususta alınması gereken tedbirler.

2-Müstahsilin teşkilâtlandırılması ve vaziyetinin ıslahı çareleri.

3-Fındıkların standardizasyonu.

4-Fındık nizamnamesinde yapılması iktiza eden değişiklikler.

5-Fındıkların alivre satışlarından doğan vaziyet ve â la baisse hareketler dolaysile alınması gereken tedbirler.

6-Fındık ihracatının daha iyi tanzimi ve kolaylaştırılması hususunda düşünülen tedbirler.

7-Fındık işinde ispanyollarla çalışma beraberliği yapılması hakkında İspanyadan yapılan teklifler.

FINDIK KONGRESİNE KİMLER İŞTİRAK ETTİ

Bakanlığımız fındık üretim bölgelerindeki üretmenlerle Tecim Odalarını, fındık tecimlerlerini, fındık işleri ile uğraşan diğer türlü kurulları ve Tarım ve Ekonomi Bakanlığındaki i lgil i daireleri bu ulusal ürünümüzün her hususta değerlendirilmesi için gereken tedbirleri almağa davet etmiştir.

Türlü illerle ilgili kurumlardan ve resmi dairelerden iştirak eden delegelerin b ir listesi aşağıda verilmiştir:

Ordu'dan

Üretmen: Osman ağa oğlu Mustafa, Zeki oğlu Bilâl,

Tecimer : Fortun oğlu Ömer.

Giresun'dan

Üretmen: Çizmeci oğlu Emin, Sadık oğlu Emin.

Page 3: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Tecim Odalarından

Ordu Tecim odası namına: Oda Başkanı Hüsnü.

Giresun " " " : Sadık oğlu Emin.

İstanbul " " " : Fortun oğlu Ömer.

Finansal Kurumlardan

İş Bankası ve İş Limited namına: Vehbi Emre.

Resmî Dairelerden

Turkofısten: Başkan Mecdet Alkin, Başdanışman Halil Mitat, Danışman Zeki Doğan oğlu,

Samsun şubesi Direktörü Mitat

İç Ticaret Umum Müdürlüğünden: Umum Müdür Vekili Bay Salâhettın,

Kredi işleri müdürü Cevad Nizamettin,

İhracatı teşkilâtlandırma müdürü Servet,

Standardizasyon müdürü Necdet,

Tarım Bakanlığından: Tarım Bakanlığı Umura Müdürü Abidin,

Tarım Enstitüsünden Cevdet.

ATATÜRK VE İSMET İNÖNÜ'YE TAZİM YAZILARI VE ALINAN CEVAPLAR

11 İlkteşrin 1935 akşamı muhtelit halde içtima yapan fındık kongresi encümenleri ertesi günü umumi heyete arz edilmek üzere aşağıdaki, kararı ittifakla vermişlerdir:

Evvelâ ulu yol gösterici ve kurtarıcı Atatürk'e, onun büyük Başbakanı İsmet İnönü'ye ve el ele kovaladıkları tecimel ve ekonomik ulusal siyasa ile yurtta köklü ve her bölgede canlı ekonomik yaşayış ve kalkınış temin etmiş olan büyük Hükümetine ve hemen bütün ürünlerimizi müşkülâtsız ve sevindirecek şekilde ihracı temin eden tecimel anlaşma siyasası ve yurtta iş hacmini arttıran çeşitli ve köklü karar ve realizasyonlariyle üreticinin de, aracının da, tecimerin de yüzünü güldürmüş olan ve şimdiki toplantımız gibi pratik ve alâkadarların birbiriyle görüşüp samimî anlaşmasını ve el ele çalışmasını ve bu suretle de Hükümet siyasasına bir kat daha severek ve inanarak uymasını doğuran toplantı sisteminden dolayı büyük Bakanımız Celâl Bayar'a tazim ve teşekkürlerinin arzına kongre heyeti umumiyesi ittifakla karar vermiş ve bu kararının Atatürk'ün ve İsmet İnönü'nün eşiğine sunulmasını Başkan Celâl Bayar'dan rica edilmesini, Celâl Bayar'a âit kısmın arzına ise iki Asbaşkanın delâlet etmesi.

As başkan Bedri (İstanbul)nin Başkanlığında açılan 12.10.935 genel toplantısında okunan bu karar heyeti umumiyece de ittifakla kabul edilmiştir.

Bu karar üzerine Cumhur Başkanımız Atatürk ve Başbakanımız İsmet İnönü'ye sunulan tazim yazılarıyla bunlara verilen cevaplar aşağıda yazılmıştır:

Bay Celâl Boyar,

Page 4: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı

ANKARA

Sayın Bayım,

Önemli çıkat ürünlerimizden fındık yetirim ve tecimi için gereken tedbirleri almak üzere Bakanlığınız yapısında toplanan Birinci Ulusal Fındık Kongresinin Atatürk'e bağlılık ve saygılarını bildiren 12.10.1935 günlemeçli ve 1823 sayılı mektubunuzun içindekileri kendilerine arz ettim. Memnun oldular ve teşekkürleriyle beraber başarılar dilediğini bildirmemi emir buyurdular.

Derin saygılarımla.

Umumî Kâtip y.

Süreyya

ANKARA: 12.10.1935

Ekonomi Bakanı

Celâl Bayar

I inci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı

Yüksek Başkanlığınız altında toplanan 1 inci Ulusal Fındık Kongresinin, bildirmek inceliğinde bulunduğunuz duygularından ötürü, yürekten teşekkürlerimi ve bu önemli ürünümüz için kongrenin çalışmalarında başarma dileklerimi sunarım.

İsmet İnönü

Ekonomi Bakanımızın Fındık Kongresindeki Açma Söylevi: Sayın Baylar,

Fındık, memleketimiz ihraç maddeleri arasında mühim bir yeri olan ulusal bir mahsuldür.

Yurdumuzun kalabalık ve güzel bir parçasında halkımızın başlıca geçim vasıtasıdır. Bu itibarla ta istihsalinden başlayarak müstehlik eline geçinceye kadar geçirdiği safhaları incelemek için sizleri buraya davet ettim.

Kabul edip bu önemli işe koştuğunuz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Bütün ilgili odalar kongreye iştirak ettiler. Yalnız Trabzon Odasının burada mümessili yoktur, bunu önemle kaydederim.

Bir seri halinde inceleyeceğimiz mevzularımız arasında bir noktayı bilhassa tebarüz ettirmek isterim. O da köylü ile tüccar arasındaki muamelenin bilhassa ikrazat ve kredi muamelelerine taallûk eden kısmıdır. Bunun şimdiye kadar olan şekli ile bundan sonra nasıl olması lâzım geleceği hakkındaki fikirlerinizi yakından bilmek isterim. Diğer, açıkça bilinmesinde de fayda gördüğüm bir nokta, bugünkü toplanmanın, bugünkü fiyatlar bakımından bir siyasa mahsulü olmadığıdır. İhracat maddelerimizin kıymetlerinin, nasıl olması lâzım geleceğini muhtelif vesilelerle söyledim. Ayni filerin bîr kere daha hulâsa edilmesinde fayda gördüm;

Page 5: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Takip ettiğimiz ticaret anlaşması politikası mallarımızın satışım kolaylaştırmış ve bazı memleketlerle imkân verdiği karşılıklı mübadele inkişafı, mallarımıza talep nispetlerini arttırmıştır. Biz prensip itibariyle, Türkiye ihracat mallarının yalnız kalite değil, fiyat itibariyle de dış piyasalarda temayüz etmesi lâzım geleceği fikrindeyiz. Bunun içindir ki istihsalin i l k kademelerinden başlayarak müstehlike kadar olan bütün safhalarında çalışma tarzlarımızı rasyonelleştirmek ve bu yoldan maliyet fiyatlarımızı asgariye indirerek, kalite haricinde en büyük rekabet ve muvaffakiyet unsuru olan ucuzluğu da temin etmek istiyoruz.

Bunu söylemek, bittabi mallarımızı yok bahasına harice dökmek ve müstahsilin yaşamağa ve mesaisine devam için muhtaç olduğu kazancı sıfıra indirmek demek değildir.

Üzerinde en kıskanç olduğumuz ve rasyonalizasyon yoluyla arttırmak ve tahkim etmek istediğimiz kazanç budur.

İhracat tüccarımız bugünkü vaziyet dahilînde, muhtelif memleketlerle mübadele vaziyetimizi nazara almalı ve fiyata vücut veren bütün unsurları göz önüne getirerek karşılıklı alım satım vaziyetinin icap ettireceği fiyatı temine çalışmayı ulusal bir ödev saymalıdır.

Herhangi bir vazıyetten istifade ederek alıcılarımıza fiyat empoze etmeğe çalışmak ne kadar hata ise, bazı mübadele şartlarından mütehassıs daha müsait fiyata vücut verecek elemanları ihmal ederek, daha ucuza satmak da o kadar hatalıdır. Her vaziyeti ve o vaziyete göre normal olan şartları daima göz önünde tutarak ona göre fiyat teminine çalışmak gerektir.

İçinizde tüccar olanlar var, müstahsil bulunanlar, endüstriyel olanlar vardır. Biz menfaatlerinizin ayr ı ayrı olmad ığı ve ulusal ekonomi bakım ından bilakis müşterek bulunduğu kanaatindeyiz. Bir taraflı hiçbir mülâhazanın esiri olmadığımızı, Hükümet namına katiyetle söyleyebilirim. Tüccar dediğim zaman, ecnebi veya Türk diye bir tefrik de kabul etmiyorum. Bu memlekette yerleşmiş olan, bu memleketin ulusal ekonomi icaplarına uyan ve bu memlekete sermayesiyle ve bilgisi ile hizmet eden ve memleket mahsullerini kıymetlendiren her ecnebi de ayni derecede önemli bir vazife yapmaktadır. Diğer söylemek istediğim bir nokta da şudur:

Bazıları nasılsa zannediyorlar ki, biz alivre satışları tenkit etmek istiyoruz: Bu tamamen yanlıştır. Bir en evvel umumileştirmek istediğimiz rasyonelleştirme savaşının en büyük netice ve hedeflerinden birisi de bu nevi satışların inkişafı olacaktır. Biz alivre satışlarla değil â la baisse alivre satışı bir anane haline getirmiş tüccarla mücadeledeyiz ve mücadele edeceğiz. Bu zatlar, müstahsilin teşkilâtsız olmasından, kredi ihtiyacından istifade etmekte ve diledikleri fiyata mal alabileceklerinden emin, birbirinden daha düşkün fiyatlarla memleket ekonomisini yıkmaktadırlar. Meşru bir spekülâsyon telâkkisine imkân verebilecek ve â la baisse ve en baisse vaziyetlerini meşru gösterebilecek hiçbir sebep yoktur.

Memleketimiz evlâtlarının ve hakikî tüccar sınıfının bu vaziyeti ne kadar elem ile karşılamakta olduklarını hepimiz biliyoruz. Bu kötü ananede devam etmek isteyenler artık bu memlekette yaşamak imkânını bulamayacaklardır. Müstahsilin teşkilâtlanması demek, ihracatçı tüccar sayısının azalması demek değildir. Bilakis memleketimizde millî şuura sadık bir ihracatçı sınıfının artması hedeflerimizden ve en büyük ihtiyaçlarımızdan biridir.

Sözlerimi hulâsa edeyim:

Page 6: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Hedefimizin ve toplanmamızın hedefi, rasyonel çalışma yollarını beraberce tetkik etmek ve böyle bir çalışmaya engel olan müşkülleri ve noksanları tespit etmektir. Düşüncelerimiz ve endişelerimiz asla bir cepheli değildir. Müstahsili de tüccarı da ayni alâka ve muhabbetle göz önünde tutacağız ve ayrı olmayan menfaatlerini en iyi temin eder şekil ve şeraiti arayacağız.

Harice satış fiyatlarında siyasamız ve muayyen vaziyetleri istismar etmek ne de muayyen ekonomik şartların fiyata vücut veren elemanlarını istihkar etmektir. Kaliteyi yükseltecek, maliyeti düşürecek ve bu suretle istihsal ve ihraç ve binnetice kazanç imkânlarını arttıracak olan en rasyonel çalışma tarzını bulmak başlıca ihtirasımızdır.

Çikolata sanayimiz mümessillerinin aranızda bulunduğunu memnuniyetle öğrendim. Kendilerine alâkalarından dolayı teşekkür eder ve fındıklı mamulâtı Türk ihracat spesiyalitesi haline getirmek için çalışmalarını tavsiye ederim. Şimdi sizi ruznameniz veçhile çalışmaya terk edeceğim. Bunun için reislik şerefini bende bırakarak, birisi tüccarlar arasından, birisi de müstahsiller arasından iki as başkan seçmenizi rica ediyorum. Çalışma şevkinizi arttıracağını sanarak ilâve edeceğim bir cihet daha vardır: Uzak maziden kalma bir duygu bu kabil toplantıları neticesiz bir lâf harmanı zannettirir. Alacağınız kararların ehemmiyet ve dikkat ile nazara alınacağından ve tez elden tahakkuk ettirilmesine çalışılacağından emin olabilirsiniz.

KONGREDE SEÇİLEN TÜRLÜ ENCÜMENLER

Ekonomi Bakanımızın kongreyi açış söylevinden sonra türlü encümenlerin seçilme işine başlanmıştır. Kongre üç encümene ayrılmıştır. Bunlar Tarım Encümeni, Kredi, Borsa ve Teşkilâtlandırma Encümeni ve Fındık Nizamnameleri, Standardizasyon ve Ambalaj Encümenleridir.

Encümenlere seçilen azaların bir listesi aşağıda verilmiştir

Tarım Encümeni:

Emin Giresun

Bilal Ordu

Abidin Tarım Bakanlığı Genel Direktörü

Kredi, Borsa ve teşkilâtlandırma Encümeni:

Şevket Tarım Bakanlığından

Fazıl Tarım Bankasından

Vehbi iş Bankasından

Servet Ekonomi Bakanlığından

Cevat Nizami » »

Hüsnü Akyol Ordu Tecim Odası Başkanı

Emin Giresun'dan

Page 7: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Dr. Vilbrand Ekonomi Bakanlığı’ndan

Zeki Doğan oğlu » »

Fındık Nizamnamesi, Standardizasyon ve Ambalaj Encümeni:

Fortun Zade Ömer İstanbul'dan

Bedri Göknil İş Ltd. Genel Direktörü

Mecdet Alkin Ekonomi Bakanlığından

Halil Mitat » »

Tevfık Fabrikatör

Mitat Türkofis Samsun Direktörü

KONGRE İÇİN HAZIRLANAN TÜRLÜ RAPORLAR

Birinci Ulusal Fındık Kongresi için türlü kurumlar tarafından, dört rapor hazırlanmıştır. Bu raporlar muhtelif encümenler tarafından inceden inceye tetkik edilmiş ve buna göre gereken tedbirler alınmıştır. Bu raporlardan birincisi Türkofis, ikincisi Ordu Tecim Odası, üçüncüsü İş Limited ve dördüncüsü de Ekonomi Bakanlığı Standardizasyon Bürosu tarafından hazırlanmıştır. Bu raporlar sırasıyla aşağıya konmuştur:

KONGREYE SUNULAN TÜRLÜ RAPORLAR FINDIK HAKKINDA GENEL MÜLÂHAZA

(Türkofısçe hazırlanmıştır) Fındık, çıkat ürünlerimizin en önemlilerinden biridir. Bazı yıllar tecim bilançomuzda tütünden sonra yer almıştır. Ortalama bir hesapla fındık çıkatlarımızın yıllık tutarı 10 milyon lira raddesindedir. 1925 de 14 milyonu bulmuştu. Bu bakımdan fındık sade binlerce köylü ailesi itibariyle değil ulusal tecimimiz ve tecimel denkliğimiz noktasından da ehemmiyetle tetkike değer bir mahiyet arz eder.

Ülkemizde fındık ağaçlarının sahası aşağı yukarı 55-60 bin hektar raddesindedir. Hektar başına, bereketli yıllarda 1000-1100 kilo, kıt yıllarda da 600 kilo elde edildiği hesap edilir ve rakip ülkelerin üretimleriyle karşılaştınlırsa bu miktarların toprağımızın malûm olan verim kabiliyetine göre az olduğu göze çarpar. Türk ve ecnebi müstahsillerin elde ettikleri fiyat noktasından da Türk köylüsü aleyhine bir fark vardır. Vaziyetin muhtelif bakımlardan ilâcı, bir an evvel bu istihsal şubesinin teşkilâtlı bir hale getirilmesidir.

Ülkemizde fındık tecimi ve normal istihsal kabiliyeti bakımından önem kazandığı yerler Karadeniz kıyılarında Trabzon, Giresun ve Ordu bölgeleridir. İzmit körfezi sahilinde, Zonguldak'ın Akçaşehir havalisinde, Sinop, Kastamonu, Bolu, Maraş ve Kütahya civarlarında da az miktarda fınd ık yetişmekte i se de ticari ehemmiyeti pek mahduttur ve esasen bu yerlerde çıkan fındık ülke içerisinde taze olarak sarf ve istihlâk edilmektedir.

Karadeniz mınt ıkasındaki verim kabiliyeti

Fındık sahalarında ağaçların 5-6 sı bir arada bulunmakta ve "ocak" adı almaktadır. Fındık

Page 8: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

ağaçlarının verim itibariyle vahidi kıyasisi ocaktır. Trabzon, Giresun ve Ordu vilâyetlerinde bir fındık ocağının verimi üç kısma ayrılarak hesap edilir.

1— Sahil kolu: Deniz kıyısından 10 kilometreye kadar olan yerleri ihtiva eder. Buralarda hava şartlan daha müsait ve bahçeler şehir ve köylere daha yakın, bakım daha itinalı olduğundan her ocaktan ortalama 8 kilo kadar fındık alınabilir.

2— Orta kol: Yani deniz kıyısından itibaren onuncu kilometre ile on sekizinci kilometreye kadar olan yerlerdir ki buralarda ocaklardan ortalama 6 ki lo fındık elde edilebilir.

3— Yüksek kol: 18 inci kilometreden yukarı olan kısımlar olup buralardaki ocaklar ortalama 4 kilo kadar fındık vermektedir.

Yapılan muhtelif incelemelere göre toplu olarak bu mıntıka fındık bahçelerinin hektar başına verimi 1000-1100 kilodur. Fındık bahçeleri modern ziraat bilgisi dairesinde bakıldığı, terbiye edildiği ve muntazam devşirme usullerine de riayet olunduğu takdirde ortalama olarak hektar başına, rakip ülkelerde olduğu gibi, 1500 kilo mahsul elde etmek kabildir. Nitekim ülkemizde de hektar başına 3000 kilo mahsul veren bahçeler vardır. Şu hale göre ziraî ıslâhat yapılırsa fındık istihsalatımızın hayli artması ve ortalama bir hesapla 85-90 milyon kiloyu bulması imkân dahilindedir. Kıt yıllarda ve meselâ geçen yıl olduğu gibi 34 milyon kilo istihsal edilebildiği nazara alınırsa bu bakımdan meselenin ehemmiyeti bir kat daha tebarüz eder. Fındık mahsulünün zeytinde olduğu gibi bir yıl bereketli ve ertesi yılda noksan oluşu ziraî eksikliklere ve şimdiki devşirme usulünün sakatlığına atfedilmektedir.

Makbul nevilerden olan fındık fidanları ekseriya ayni yerde kötü nevilerle karışık bir haldedir. Fındık bahçelerinde gübre kullanılmamaktadır. Hasat çok defa erken ve fena biçimde yapılmaktadır. Hastalıklarla gereği gibi mücadele edilmemektedir. Fındık ağaçları insan ve hayvan tasallutlarından masun değildir, fakir ve kuvvetsiz topraklarda bile gelişi güzel biçimde fındık dikilmektedir. Toprak kazılmadığı ve havalandırılmadığı için ağaçlar zayıf ve çelimsiz kalmaktadır. Mahsul idrak edilmezden evvel, yani daha ham bir halde iken ağaçlar işçiler tarafından tutulup yere doğru eğriltilerek az zaman zarfında çok mahsul toplayabilmek için filizler ve ince dallar yolunurcasına koparılmaktadır. Filiz ve dalların böylece kırılması ve değneklerle vurulması yüzünden ertesi yılın tomurcukları, tıpkı zeytin ağaçlarında olduğu gibi zedelenmektedir.

Giresun Vilâyet meclisince 1930 yılında kabul edilmiş olan fındık talimatnamesi yetiştiricilik bakımında ileri atılmış bir adım sayılabilir. Gerek ziraata ve gerek fındık tecimine müteallik maddeleri ihtiva eden bu talimatname çıkarıldıktan bir yıl sonra, yani 1931 de gerçi fındık ihraç nizamnamesi yürürlüğe konmuş ise de bu talimatname, uzun müddet fındık üretiminde denemeçler yapmış olan bir Tarım uzmanının kaleminden çıkmış olmasına göre Tarım Bakımından mer'î kalması ve eksikleri varsa Tarım Bakanlığınca tamamlandıktan sonra yalnız Giresun a değil, bütün fındık bölgelerine teşmil edilmesi faydalı görülmektedir. Bu takdirde sözü talimatnamenin tecimel kısımları kaldırılmalıdır. Bu talimatnamenin ziraî kısımlarında fındık bahçelerinin nerelerde yapılması lâzım geldiği, fındık ocaklarının ne tarzda devam ettirilebiileceği, fındık ağaçlarının kaç yıl sonra kuvvetten düşerek söktürülmesi ve yerlerine yeni fidanların ekilmesi uygun olacağı, f ınd ık ağaçlar ın ın muz ır haşerelerden ne suretle ko runab ileceği, ne tü r z ira i ameliyelerin yapılması zaruri olduğu, olgun b i r hale gelen fındığın ne gibi özgülükler ihtiva etmesi gerekli olduğu gibi sırf ziraata ve tekniğine ait olan işler anılmaktadır. Yukarıdaki izahattan şu

Page 9: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

netice çıkar ki fındık zeriyatı bizde iptidaî bir tarzda cereyan etmektedir. Arazinin kazılması, fidanların dikilmesi, devşirme usulünün ıslahı, hastalıkların giderilmesi, fındık sahalarında istasyonlar vücuda getirilmesi, müstahsilleri tenvir için kurslar açılması, risaleler neşir ve tevzii, alınması icap eden mühim tedbirlerdendir.

Fındıklarımızın nevileri

Ülkemizde yetişen fınd ıklar muhtelif nevilere ayrılıyorsa da dış piyasa bakımından makbul olan ve tanınanlar başlıca dört nevidir. Bunlar da:

a —Tombul nev'i „

b — Sivri »

c —- Badem »

d — Foşa » dır. Bu dört nev'in hususiyetleri şunlardır:

1 - Tombul nev'inin kabuğu ince, yağlı, içerisi olgun ve kırılma ameliyesinde makineden umumiyetle yarasız ve beresiz çıktığı gibi iç itibarı ile diğer nevilerden daha büyükçe olduğu için en çok makbul olan nevidir. Giresun havalisi mahsullerinin hemen % 75 i tombul nev'in dendir.

2 - Sivri fındıklar, gerek kabuklu ve gerekse iç halinde uçları sivri olanlardır. Sivri fındıklar tombullara nispetle daha az yağlıdır, kabukların kırılması ameliyesinde uçlarının sivriliği yüzünden fazlaca zedelenmektedir. Sivri fındık nev'inin ağaçları soğuğa fazlaca mukavemet edemediğinden dolayı müstahsiller bu nev'i tedricen tombula kalbetmek arzusundadırlar.

3 - Badem nevileri sivri fındıklardan daha uzuncadır. Bu neviler kolayca iç haline getirilmediğinden kabuklu olarak ihracı ilgililerce tercih edilmektedir.

4 - Görünüş itibarı ile tombullardan daha gösterişli olan foşa nevileri bilhassa kabuklu olacak ihraç edilmekte ve bunlar dış piyasalarda makbule geçmektedir.

Üretmene maliyet fiyatı

1934 senesi esası üzerinden yapılan incelemelere göre fındığın her kilosunun üretmene olan maliyet fiyatı hakkında bir fikir verebilmek için Ordu tecim ve endüstri odasınca yapılan bir hesabı aşağıda arz ediyoruz:

Bir dönümlük fındık bahçesi iyi bakıldığı taktirde mahsulün maliyet fiyatı (dönümde ve kiloda)

I dönüm 50 ocaktır.

I » vasati 75 kilo fındık verir.

Kuruş

Bahçeleme (budama) da fazla dalları almak için 50

Gübreleme hayvan gübresi 375

Page 10: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

1. belleme 100

Bahçenin fazla sularını almak için (hendek) 75

1. Haziran kazması 50

Mantar toplama masrafı 25

Muzır sürgünleri kesme 25

Bahçenin temizlenmesi 20

Toplama kapsolik 200

Bahçenin beklenmesi (bekçilik) 20

Harman masrafı 20

Piyasaya nakil (vasati mesafe) 5

Tayyare % yarımı 18 kuruş hesabı ile 8

Bahçenin kıymeti üzerinde bir senelik rantı 250

Bir senelik vasatı vergi miktarı 75

Yekûn 1,293

Demek ki maliyet fiyatı kilo başına on yedi kuruştur.

Fındık rekoltemiz

Şimdiye kadar fındık bölgelerinden Türkofıse gelmiş olan tahmin raporlarına göre bu yılki fındık rekoltemizin:

25.000 Trabzon bölgesine (Görele'den Rus hududuna kadar)

5,000 Görele'ye

4.500 Tirebolu'ya

22,600 Giresun'a

8,500 Ordu'ya

500 Fatsa'ya

1,500 Ünye'ye

ait olmak üzere 67,600 tona vardığı ve kalite itibarı i le yüksek olduğu anlaşılmaktadır.

Son beş yılın rekolteleri ise şöyledir

Yıl Ton olarak miktar

Page 11: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

1930 47,726

1931 24,000

1932 48,720

1933 45,360

1934 34,300

Rakip Ülkelerin ziraî bakımdan fındık durumu ve istihsalât miktarları

Fındık yönünden bize önürdeş bulunan diğer üretmen ülkelerin en ehemmiyetlileri İspanya ve İtalya'dır. Son yıllar da Sovyet Rusya dahi bir dereceye kadar rakipler sırasına girmiştir. Mevcut eserlere göre İspanya'da fındık ağaçlarının işgal eylediği saha 17 bin ve İtalya'da 10 bin hektardır. 1933 istatistiğine göre İspanya'daki fındık ağaçları adedi 3 milyon küsurdur. İspanya'da hektar başına 1,600, İtalya'da 1,500 kilo alınmaktadır. İspanya'da 1925 -1933 yılları arasında yani 9 y ı l içinde en yüksek mahsul 26 milyon kiloyu bulmuştur. Orta derecedeki rekolte 18 -20 milyon kilo arasındadır. Bu memlekette istisnaî surette az mahsul 9 milyon olmuştur. (İspanya rekoltesine ve ihracatına ait rakamlar bir numaralı cetveldedir.)

İspanyada fındık üretimi gittikçe çoğaltılmaktadır. Başlıca istihsal mıntıkaları Katalonya ve Astorya bölgeleridir. Katalonyada fındık istihsalâtı tekmil İspanya rekoltesinin % 82 sini bulmaktadır.

Kalite İtibarı ile şöhret bulan Katalonyanın (Tarragona) fındıklıkları muntazam dikilişleri ve fidan altlarının temizliği i le göze çarpar. Burada fidanlar, müteaddit kalemlerden mürekkep öbeklerdir ve bunlar birbirini amuden kateden muntazam sıralar teşkil ederler. Öbeklerin dikim usulü dörderlidir; yani her bir dıl'ı takriben 35-40 santim uzunluğunda bir murabbaın dört köşesine dikilmiştir. Dört kalem bir öbek teşkil eder. Bütün fındıklık adeta ekilmiş bir tarla halindedir. Otlardan tamamen arî sathı temiz ve dümdüzdür. Öbeklerin altı hafifçe çukurlaştırılmıştır ve bütün fındıklık yağmur sularına cereyan verecek surette kanalize edilmiştir.

Bu ülkenin fındıklıkları memleketimizdekilerle mukayese edildiğinde, asıl farkı fidan altlarının temizliği teşkil eder. Tarragona fındıkçılığını bizimkinden ayıran diğer bir vasıfta devşirme usulüdür. Bizim daldan toplama usulümüze mukabil orada umumiyetle yerden toplama usulü caridir. Dalında kemale ermeğe bırakılan fındıklar, Ağustos sonlarına doğru kendiliğinden yere düşmeğe başlar. Bu sırada, fındık yeşil kabuktan (zülüf) ayrılmış bulunduğu için fidanlar silkmek sureti ile danelerin yere düşmesini kolaylaştırır ve bunlar yerden toplanır. Fidan altlarının temizliği bu usulün mühim bir unsurudur. İspanya fındıklarının bir iyiliği de bozulmadan birkaç yıl muhafaza edilebilmesidir.

İtalya'ya gelince:

Fındık yetiştiren sahalar Napolinin cenup tarafları ile Sicilya adasıdır. Bu ülkede fındık ağaçları umumiyet itibarı ile deniz seviyesinden 200-600 metre yüksekliklerdedir.

İtalya fındıkları nefaset itibarı ile İspanyadan dahi geridir. Türkiye ve İspanyada fındıklar iç ve kabuklu olarak ihraç edildiği halde İtalyan fındıklarının hemen hepsi kabuklu olarak ihraç edilir. İç halinde dış piyasalara gönderilen makbul cinsler bu memlekette azdır. Mahsul fazlaca yağlıdır ve bundan ötürü uzun müddet muhafaza

Page 12: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

edilememektedir, İtalya'nın ortalama bir hesapla fındık istihsalâtı 15-16 milyon kilodur. (İtalya rekolte ve ihracatı 2 numaralı cetveldedir.)

Sovyet Rusya:

F ınd ık Siyastopolda Sinfropol vilâyeti etrafında geniş vadilerde yet işmektedir . Rusyanın arazisi vâsi olduğundan fındık istihsalâtının bu memlekette arttırılması çok mümkündür. Şimdiki halde istihsalât ortalama olarak 6 milyon kilo raddesindedir.

Bundan birkaç yıl evvel yapılan fenni tahlillerden anlaşıldığı üzere Türkiye fındıkları, diğer rakip memleketlerin fındıklarından gıda hassası ve lezzet itibarı i le üstündür.

Ecnebilerin Trabzon ve Ordu fındığına «Levant» adını verdikleri ikinci kalitedeki fındığımız İspanyanın en iyi cinsleri ayarındadır.

İspanya ve İtalya fındıklarının dış piyasalarda fazla revaç bulmaları bizimkilerden nefis olduklarından değil, başka sebeplerden ileri gelmektedir. Bu memleketlerin büyük alıcı piyasalara yakın bulunmaları ve verilen siparişleri çabuk yapmaları, bu iki memlekette fındığın iyice kemale geldikten ve kurutulduktan sonra devşirilmesi, ambalajlara dikkat edilmesi, tüccarların taahhütlerini vaktinde yapmaları ve fındığı temiz ve sağlam bir halde Avrupa pazarlarına sevk etmeleri bu sebeplerin başındadır.

İç pazarlarımızda fındığın müstahsil tarafından satış tarzı ve borsa vaziyeti

Bilinen bir şeydir ki köylü Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında büyük darlık içindedir ve buğday yerine hemen hasren mısır istihlâk eder. Mısır satıcıları köylünün bu vaziyetini istismar ederek, para yerine mısır avans olarak verirler ve bu ekmek borcu telâkki edildiği iç i n mukaddes bir borç halinde ekseriya ayni sıklette fınd ık i l e ödenir. Bir i k i ay gibi k ıs a vadeler içinde % 50 den fazla faiz tutan zamanlar olur. Bu durum karşısında köylüler Ağustos içinde elde ettikleri fındıklarını ya tamamı ile veyahut kısmen yaş olarak satmak mecburiyetinde kalırlar.

Hava şartları ve arazi darlığı dolayısı ile köylüler bazen fındıklarını kurulamamaktadırlar. Giresun vilâyeti bu münasebetle verdiği bir kararla yaş fındığın satılmasını yasak etmiştir. Bu yasaktan dolayı sıkıntıda bulunan üretmenler yaş olan mallarını ister istemez köylerde dolaşan ve kırıcı denilen kimselere çok aşağı fiyatlarla kaptırmak zorunda kalırlar.

Netice itibarı ile müstahsil malını elde ettikten sonra yukarıda izah edildiği gibi ya tüccar ve komisyoncuya mahsulün idrakinden evvel yüksek faizle aldığı paraya veya mısıra mukabil yatırır veyahut köy pazarlarında pazarcı denilen kimselere satar. Pazarcılar kendi namlarına olduğu gibi fındık ihracatçısı namına da komisyon mukabilinde mal alırlar. Çok defalar pazarcı şu veya bu ticaret evi namına mutavassıt iç in alımda bulunur.

Borsa bakımından eksiklikler

Fındık iş ler inin düzene konulması bahsinde borsaları da anmak icap eder. Malûmdur ki şimdiki halde Trabzon ve Giresun'da bulunan ticaret ve fınd ık borsaları bütün borsalar hakkındaki 302 ve 303 tarihli nizamnameye göre kaleme alınan talimatnameler hükümleri dairesinde iş görürler. Sözü geçen nizamname ise çok eski olduğu gibi talimatnameler de

Page 13: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

bugünkü ihtiyaçlara göre değildir. Talimatname gereğince alım ve satım muameleleri gerçi borsa içinde cereyan etmelidir; fakat bu hale karşı gelenler için yürürlükte olan cezaî müeyyideler Ticaret ve Sanayi Odaları Kanununun 5 inci maddesine dayanır ve kâfi değildir. Nitekim mahkeme, bazı hallerde borsada satış yapmayanlar hakkında hüküm verirken eski nizamnamenin bilhassa esham ve kambiyoya taalluk ettiği düşüncesi ile beraat kararı vermiştir.

Şu hale göre borsalar hakkında yeni bir kanun ve nizamname yapmak lâzımdır. Kanunî hükümlerin bugünkü eksikliği dolayısı ile fındık alım ve satım muamelelerinin bir kısmı borsa dışında yapılmaktadır ki bunun mahzurları meydandadır.

Üretmenlerin kredi ihtiyaçları

Fındık yetiştiriciliği i le meşgul 1 milyon kadar üretmenin parasızlık ve kredisizlik yüzünden muzdarip bir vaziyette bulunduğu ve bu yüzden mallarını yok bahasına satmakta olduğu b i l i n e n b i r şeydir. Gerçi ülkemizin diğer bölgelerinde olduğu gibi fınd ık mıntıkalarında da üretmenlere yardım amacı i l e bundan evvel kredi kooperatifleri vücuda getirilmiştir. Fakat bunların kâfi sermaye ile mücehhez olmamaları, adetlerinin sayılı bulunması ve istenilen tarz ve mükemmeliyette de çalışmamaları hasebiyle köylülerimizin bu kurumlardan bekledikleri istifade mahdut kalmaktadır.

Üretmenlerin istihsal, sat ış ve kredi ihtiyaçlarını gidermek için diğer rakip memleketlerde olduğu gibi teşkilâtlanması ve kolektif bir halde çalışmaları lüzumu meydandadır.

Ege mıntıkasındaki Aydın incir müstahsilleri gibi birer müstahsil kooperatifi teşkil edilir ve bu kooperatifler kuvvetlenerek ileride birer birlik halinde de taazzuv ederlerse müstahsiller; tefecilerin, murabahacıların elinden kurtulacağı gibi birçok aracılar elinde müteessir olan fındık ticareti de intizam yoluna girecektir. Bu biçimdeki teşekküller vücut buluncaya kadar şimdilik, üretmenlerin muhtaç oldukları kredinin temini ancak ulusal bankalarımızdan beklenebilir. Başta Ziraat Bankası olmak üzere bankalarımızın daha geniş mikyasta ve müsait şartlarla üretmenlere açacakları kredi sayesinde mallarını vakitsiz elden çıkarmaları mahzuru da bertaraf edilebilecektir.

Adetleri sayılı olan ihracatçı tüccarlarımıza gelince; bunların çoğu âdeta komisyoncu durumundadırlar. Önemli miktarda çıkat yapan firmalar da pek azdır. Bunlardan bir tanesi istisna edilirse diğerlerinin büyük ölçüde sermayeleri yoktur. Fındık işine ayırmış oldukları sermaye miktarlarını arttırmak sureti ile çıkat işinde âdeta nazımlık yaparak fiyatları üretmenler menfaatine tutmaları tabiî istenir. Tecimerlerimiz, giriştikleri satış işlerini başarabilmek için malî yardımlara muhtaçtırlar. Bankalar tarafından tecimerlere mal mukabilinde de ve mutedil şartlarla kredi açılması fındık ticaretimizin iyi yürütülmesi bakımdan lüzumludur.

Rakip ülkelerde satış tarzları ve teamülleri

İspanya'da belli başlı fındık piyasası 'Tarragona" limanına 10 kilometre mesafede bulunan Reus olup fındık kırma fabrikalarının başlıcaları bu şehirdedir. Fındık tecimerleri komisyoncular ve yerli, yabancı ihracat evleri Reus'ta toplanmışlardır. Alım satım muameleleri burada cereyan eder.

Fındık üzerine muamele yapılmak i ç i n kelimenin tam manası i le İspanya'da ticaret borsaları yoktur. Fındık piyasası şehrin ortasında bulunan "Prim" meydanında b i r

Page 14: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

kahvedir. Her pazartesi günü öğleden sonra piyasa makamında olan bu kahvenin önünde ikişer üçer kiş i l ik gruplar arasında alım satım muameleleri cereyan etmektedir. Ayni zamanda hafta başı olmak itibarı i le şehre inen müstahsiller, pazar gününden istifade ederek köyleri dolaştıktan sonra dönen komisyoncular, şehirdeki kırıcılar ve ihracatçılar bu kahvede karşılaşırlar. Burada malını doğrudan doğruya kırıcıya veya ihracatçıya satan müstahsiller var i se de bu müstahsillerin çok defa mutavassıtlara müracaat ettikleri anlaşılmaktadır. Haftanın diğer günlerinde alım satım dağınık surette ve alıcıların ticarethanelerinde cereyan etmektedir.

Fındığın standardizasyonu meselesi

Şimdiki halde kelimenin bütün anlamı ile standardizasyon yoktur. Esasında bize en önemli ve en ciddî rakip olan İspanya'da dahi fındık alım satımı örneksiz ve fakat tecimerler arasında bilinen nevilere göre yapılmaktadır.

Kabuklu fındıklar Negreta, Gribada, Comün ve fındıklar Tarragona Primera (Tarragona birinci), Tarragona Pirimera Pequena (Tarragona birinci küçük), Trozas (kırıntı) diye üçer tipe ayrılmıştır. Alım satım kabuklu fındıklarda 53,400 ve iç fındıklarda 41,600 kiloluk çuvallarla yapılır.

Bizde fındık tecimi iç ve kabuklu olmak üzere iki biçimde yapılır. Kabuklu üzerine çıkat işi azdır ve ancak iç fındık teciminin % 8 i raddesindedir. Karadeniz kıyılarında ve bilhassa Giresun'da üretim ve tecim bakımlarından çok önemli olan fındıklar 7 nev'e ayrılıyorsa da diğer bahislerde izah edildiği gibi en çok tanınmış olanları sivri ve tombuldur. Memleketimizden dış ülkelere giden fındıkların standardize edilmesi imkânı husul buluncaya kadar a lıc ı piyasaların zevkini ve isteğini okşayacak surette mal şevkine devam olunması icap etmektedir. Her zaman bir çuvalda birkaç nevi fındık değil, ancak bir tasnife girebilecek, yeknesak fındık konulmamasına gerek iç piyasalara ve bilhassa dış ülkelere tozlu, topraklı, bozuk, çürük ve delik mal sevk edilmemesine ve malın daima numuneye uymasına dikkat etmelidir.

Alivre satışlardan doğan müşkül vaziyetler

İç ve dış piyasalarda fındık fiyatlarımızın düşürülüp çıkarılması müstahsil ve tüccarlarımızın fakir ve teşkilâtsız bulunmalarından ve arsıulusal piyasa gidişini layığıyla takip edememelerinden ileri geldiği söylenebilmekle beraber işin bir de dış cephesini gözden geçirmek faydalı olur düşüncesindeyiz.

Öteden beri biliniyor ki dış pazarlarda hemen her yıl sezon başlangıcında fındık fiyatları düşer ve Milâdı İsa yortularına doğru yükselmeğe temayül eder. Bundan sonraki haftalarda yine düşmeğe ve mahsulün arkası alındığı zamanlar fiyatlar tekrar çıkmağa başlar.

Edinilmiş olan kanaate göre bu fiyat dalgalarının başlıca amilleri dış piyasalardaki spekülatörlerin malî kudretlerine dayanarak aldıkları tedbirler ve ihdas eylemekte oldukları cereyanlardır.

Fındık istihsal eden ülkelerin fındık rekolteleri her yıl vasatı olarak 80 bin tondur. Bu ülkelerin mahsul yılına göre olan fındık istihsalleri ve müstahsillerin paraya olan ihtiyaçları fiyatın teşekkülünde tesir yapan amillerdir. Arsıulusal pazarların da imdik ihtiyacı fiyatların teşekkülünde pek o kadar önemli bir rol oynamaz. Çünkü müstahsillerin ihtiyaçları, aşağı yukarı hemen her yıl sabit ve muayyen haddini muhafaza eder. Vakıa rakip olarak badem, ceviz ve bilhassa Amerikan fıstığı gösteriliyorsa da Çikolata

Page 15: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

fabrikalarında ve pasta imalinde fındıkların hususî ve önemli mevkileri vardır. Fındıkların yerine diğer yağlı maddeler tamamen kaim olamamaktadır. Asıl mesele, fındıklarımızı alan yabancı ve aracı firmalar müstahsil ve tecimerlere karşı almış oldukları özel durumun fiyatların teşekkül ve dalgalanmasında ve tehlikeli roller oynamasında amil olmasıdır. Aracı ve yabancı firmalar a la baisse ve a la hausse spekülatörlerdir. Bu firmalar hususî menfaatlerini göz önünde tutarak fiyatları istedikleri şekillerde düşürüp veya çıkarmak iç in birtakım suni hâdiseler de icat etmekten çekinmezler; istihsal memleketlerinin rekolte vaziyetlerine göre mahirane bir şekilde raporlar tanzim ve neşrederler. Mevsim başlangıcında ekseriyetle fiyatların sukut etmesi lâzım geldiğini birçok hâdiseleri göstermek suretiyle, sistematik bir tarzda işaa ederler, Meselâ; bu yıl Türkiye'nin fındık rekoltesi geçen yıla nazaran yüzde şu kadar fazla, İspanya ve İtalya'da şu kadar yüksektir. Hamburg'da ve diğer mühim limanlardaki depolarda geçen yıl mahsulünden külliyetli miktarda stoklar vardır. Çikolata fabrikaları ihtiyaçlarını birkaç ay iç i n kapatmışlardır, piyasa vaziyeti durgundur. Almanya'daki döviz kontrol daireleri müsaadelerini güçlükle vermektedir tarzında çıkarılan haberler, paraya fazla ihtiyacı olan satıcı memleketlerdeki üretmen ve tecimerler üzerinde tabiatı i le tesirlerini gösterir ve birbirlerine rekabet edercesine mallarını aşağı fiyatlarla teklife başlarlar. Spekülatörler ise husule getirdikleri bu vaziyetten azamî surette istifade etmeğe koyulurlar.

Yukarıda denildiği gibi Milâdı îsa yortularına doğru fiyatlar arz ve talep kaidesine göre yükselmeğe doğru bir cereyan alır. Bu defa hemen â la hausse spekülâsyon hareketleri canlanır. Bu münasebetle neşrolunan raporlarda fiyatların yükselmesi icap ettiği melodik bir şekilde izah olunur. Ve meselâ: Türkiye'de ve İspanya'da evvelce tahmin olunduğu gibi rekolte çıkmamıştır. Yağmurlar mahsulün mühim bir kısmını bozmuştur. Depolarda eski yıl rekoltesinden müdevver stoklar tükenmiştir. Birçok çikolata fabrikaları yüksek miktarda siparişler vermektedirler, müstahsil memleketlerde fiyatlar, süratle yükselmeğe başlamıştır... tarzındaki, spekülatörlerin fiyatları yükseltmek için de icat ettikleri manevralardır.

Fiyat alçalış ve yükseliş cereyanlarından yalnız sermayeleri kuvvetli olan spekülatörler mühim denilecek miktarda para kazanırlar. Beri taraftaki Türk müstahsili b i r y ı l içinde alnının teri ile elde ettiği ürününden ancak aç kalmamak endişesiyle eline geçirdiği az miktardaki parayı borcuna kapatır. Türk tüccarı da bu cereyanların aslını tamamen kavrayamadığından sayılı miktardaki sermayesini kaybetmek tehlikesine düşer.

Memleketimizde spekülâsyon üzerine muamele yapanlar çok defa eylül ve teşrin aylarında t es l im şartı ile nisan, mayıs ve haziran aylarında açıktan satış yaparlar. Rekolte hakkındaki tahminleri yanlış çıkar ve fiyatlar yükselmeğe temayül ettiği takdirde bazen satış kontratlarını "Force majeur" bulunduğu iddiası ile iptal etmeğe de kalkışırlar. Bu gibi haller geçmişte sık sık görülmüştür ve bu dış pazarlarda Türkiye'nin haricî ticaretine karşı emniyetsizlik ve itimatsızlık uyanmasına da sebebiyet vermiştir.

Yine birçok defalar ülke içerisinde spekülâsyon neticesi olarak fiyatların ciddî sebepler gösterilmeksizin tecimerlerimiz tarafından birbiri ard ınca kırılmış olması dışarıdaki alıcılarımızı tereddüt ve endişeye düşürmüştür. Tacirlerimiz bu bilgi ve teknik devrinde acun piyasa durumlarını da gereği gibi takip edememekte ve hatta çoğu ecnebi dillerini b i l i r kâtiplerden mahrum bulunduklarından dış piyasalardan gelen teklif mektuplarını şuna buna okutmaktadırlar. Bu haller de fındık ihracat ticaretimizdeki eksiklikleri göstermektedir.

Geçen ve bu yılın alivre satış muameleleri

Page 16: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Geçen ağustosta fiyat hareketleri dalgalı bir şekil arz ettikten sonra Almanya'da ithal permisi verilmediği hakkında çıkan şayia üzerine ve müstahsillerin paraya ihtiyaçları olmak dolayısı ile piyasaya fazla mal arz edilmiş ve bundan ötürü fiyatlarda büyük bir düşüklük kaydedilmiştir. Fiyatların a la baisse hareketi hakkında bir fikir edinebilmek için fiyat dalgalanmalarını ve bunların sebeplerini gözden geçirmek lâzımdır. Şöyle ki:

İkinci kanunda İç fındık 45-49 ve kabuklu 22,5-24 hizasında bir istikamet muhafaza etmiştir. Mart ayında kabuklu fiyatları vaziyetlerini muhafaza etmiş ise de iç fındıklar 46,5-47 ye inmiş, nisan ayında 50-53 e çıktıktan sonra tekrar 48 e düşmüştür. Kabuklular, 23.5-26 arasında kalmıştır. Mayıs ayından haziran başlangıcına kadar fiyatların 40-50, kabukluların 21 -23 kuruş arasında dalgalandığı ve haziran ayında büyük b i r sıçrayışla iç fındıkların 63 kuruş arasında mevki tuttuğu görülmüştür.

Şimdiki ihracat mevsiminde alivre satışlar

Yeni alivre satışları başlangıçta iç fındıklar için 100 ki lo itibarı ile cif Hamburg fiyatı 730- 740 Fransız frangı yani 6 0 - 6 1 , 5 Türk lirası iken daha sonraları eylül teslimi i ç i n 50-52 ye sonraki a ylar i ç i n de 48-49 ve hattâ 37-38 liraya düşmüştür . Demek ki az zaman iç inde beher 100 kiloda hemen 10 l i r a kadar bir düşme kaydolunmuştur.

Giresun borsasının bu yıl ağustosunda iç fınd ığın kilosu 45-47 kuruş iken Eylülde 37-38 kuruşa düşmüştür. Düşme derecesi geçen yılki alivre satışlarının tamamı ile tersinedir. Çünkü geçen yıl mevsim başlangıcında fiyat 34,6 kuruş iken bir ay sonra 36,39 a çıkmıştır. Evvelki yıl içinde de ayni yükseliş kaydedilmiştir Gerçekten, iç fındık, başlangıçta 47,19 kuruş iken Eylülde 48,98 kuruşa çıkmıştır. Bu yıl ise fiyatlar başlangıca göre çıkacağı yerde büyük bir nispet dairesinde düşmüştür.

İspanyada 1930 yılında üretimin müstesna biçimde azlığı sebebi ile fiyatlar 1926 yılında en yüksek haddini bulduktan sonra düşmeye başlamıştır.

100 kilo itibarı ile birinci iç fındıkların son beş yıl içindeki fiyatları şu gidişi takip etmiştir:

Yıl 100 kilo itibarı ile fiyat

1930 460 Peseta

1931 386 “

1932 276 „

1933 250 „

1934 220 “

Büyük düşmeler 1933 yılına kadar sürmüş ve fakat geçen 1934 yılı fiyatları bu yılın kampanyası başlangıcına kadar hafifçe yükselmekte devam etmiştir.

Bizdeki düşme etkenlerinden biri yukarda denildiği gibi spekülâsyondur. Keyfiyet şimdiye kadar Türkofise gelen bilgilerden anlaşılmaktadır. Gerçekten büyük ölçüde fındık satışı yapan firmalardan birinin günün piyasasına göre mal almak isteyen diğer bir iki firmaya müdahale eylediği iddia edilmiştir. Bu iddianın özlüğü ne olursa olsun doğru olan şudur ki fındık tecimini ellerinde tutan başlıca firmalar piyasaya istedikleri

Page 17: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

gibi hâkim olmakta ve istedikleri gibi fiyatları indirip çıkarmaktadırlar. Piyasada şimdilik nâzım rolünü yapacak kuvvet yoktur. İhracat yapacak sendika ve kooperatif yoktur. Şu hale göre fındık işinde de üzümde olduğu gibi nâzım aramak gerektir. Kaldı ki fındık işi üzüm işinden de daha sağlam bir durumdadır. Acun fındık üretimi pek sayılı ülkelere münhasır olduğu gibi üzüm ve tütün gibi büyük miktarlara da varmamaktadır. Fazla olarak bu yıl İspanya fındık rekolteleri geçen yılkilerden eksiktir.

Acun siyasal durumunun da gittikçe karışmakta olduğu göz önüne alınırsa fındık piyasasının düşme değil yükselmesi lâzım gelmektedir. Alivre yükenlere girişerek sonradan bu yükenlerini yapmak yerinde olmayanların dış piyasalardaki yerimizi güçleştirmekte olduklarını daima göz önünde bulundurmalıdırlar.

Türkiye ve rakip ülkelerin fındık ihracatı ve mukayesesi

Son beş yıl içinde dış ülkelere yaptığımız ihracat kabuklu ve iç fındıklara ait olmak üzere şu miktar ve kıymetlerdedir.

İç fındık Kabuklu fındık

Yıl Ton Değer Ton Değer

1930 14.409

8.401.000

7.092 1.889.000

1931 13.340

8.691.000

1.935 579.000

1932 17.639

6.547.000

2.509 398.000

1933 16.028

7.090.000

3.302 748.000

1934 17.077

6.959.000

1.213 237.000

İlişik cetvellerin de tetkikinden anlaşılacağı üzere iç fındıklarımızın en önemli alıcılarından olan Almanya, 1930 da 3.587.462 kilo iç fındık atmış iken bu miktar geçen 1934 de 9.650.484 kiloya çıkmıştır. İstatistiklerde İtalya'ya ithal edildiği gösterilen ve hakikat halde Triyeste yolu i le orta Avrupa'ya giden fındık 1930 da 5.941.506 kilo iken 1932 de 6.187.967 ye çıkmış ve fakat 1934 de 3.299.670 kiloya düşmüştür.

İkinci derecede bir müşterimiz olan İngiltere, bizden 1930 yılında 750.440 kilo iç fındık almıştır. 1931 ve 1932 yıllarında bu memlekete olan ihracatımız artarak 1.600.000 kiloyu aşmış ise de geçen ve evvelki yıl yine düşmüştür.

Çekoslovakya'nın geçen yılki iç fındık mubayaatı 291 bin lira değerine 736 bin kiloya varmıştır.

Dördüncü derecede bir alıcımız olan Fransa'ya yapılan ihracat son yıllarda hayli azalmıştır. Filhakika 1930 da bu ülkeye 2 .241.381 kilo iç fındık ihracatı yapılmış iken 1934 de bu miktar 543.818 kiloya inmiştir, Fransa'nın ticaret muvazenesini temin ve ulusal parasını korumak hususlarında ittihaz eylediği ithalât takyitlerinin bunda dahli vardır.

Beşinci derecede alıcımız olan Amerika birleşik ülkelerine 1930 da 1 milyon küsur ton iç fındık ihraç etmişken o yıldan sonraki ihracatımız azala azala geçen yıl, 454 bin kiloya düşmüştür. Bu hal, Amerika'da iktisadî buhranın son yıllarda belki diğer birçok ülkelerden fazla mahsus olmasından da ileri gelmektedir. Kabuklu fındıklarımız çıkatına gelince 1930 daki ihracatımız tutarı 7 milyondan ibaret iken bu miktar 1934 de 1,2

Page 18: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

milyon kiloya düşmüştür. Buna karşı iç fındık ihracatı 14,4 den 17 milyona yükselmiştir. İç fındık ihracatımız kabuklu fındığa nazaran artması, kırma ameliyesi ücretlerinin ülke içerisinde kalması itibari ile faydalı olmuştur.

Kabuklu fındık ihracatımızda Mısır birinci mevkii haiz bulunmakta olup geçen yıl 536.106 kilo almıştır. Bununla beraber diğer evvelki yıllara göre Mısıra olan kabuklu fındık ihracatımızda azalma kayıt edilmiştir.

İkinci derecedeki müşterimiz yine Almanya'dır. Geçen yıl bu ülkeye 259.840 kilo ihraç edilmiştir. Hâlbuki 1930 da 3 milyon küsur kilo ihraç olunmuştur.

Rakip ülkelerin fındık ihracatı

En büyük rakibimiz bulunan İspanya'nın başlıca alıcı ülkelere olan fındık ihracatı bir numaralı cetvelde gösterilmiştir.

Bu cetveldeki rakamlardan anlaşılıyor ki İngiltere ve Amerika hariç olmak üzere İspanyanın diğer ülkelere olan ihracatı artmıştır. İspanyol fındıkları, Fransa pazarlarında mevkiimizi almıştır. Buna mukabil, İspanyol fındığı Amerika piyasasını hemen hemen kaybetmiştir. İspanyanın kabuklu fındık ihracatında da (Amerika müstesna olmak üzere) çoğalma kaydedilmektedir.

İtalya umumiyet itibarı ile kabuklu fındık ihraç etmektedir. Bu memleketin 1930 yılında bütün ihracatı 126.926 kental iken 1932 de 231 .891 kentale çıkmış, geçen yıl ise yine gerileyerek 175.625 kentale inmiştir. 1934 yılındaki İtalya ihracatı bilhassa Almanya ve Fransa'ya yapılmıştır. Almanya'nın 1930 da İtalya'dan aldığı fındık yalnız 43.798 kental iken 1934 de iki mislini geçerek 96.164 rakamlarını bulmuştur. Fransa'ya dahi yapılan ihracat iki misline çıkmıştır.

İlişik iki numaralı cetvel İtalya'nın son beş yıllık ihracatını göstermektedir.

Fındık nizamnamesinde yapılması lâzım gelen değişiklikler

Ülkemizden dış pazarlara yollanan fındık nevilerinin birbirinden ayrılmaması, eski ve yeni mahsullerin birbirlerine karıştırılması, yaş fındık ihraç edilmesi, fındığa yabancı maddeler katılması gibi hâdiseler arsıulusal piyasalarda Türk mallarına karşı âdeta emniyetsizlik ve itimatsızlık telkin etmekte idi.

Bu mahzurların önüne geçmek üzere 1931 yılında malûm fındık nizamnamesi meydana getirilmiş ve bu tarihten itibaren fındıklarımız eski yıllara nazaran daha iyi bir tarzda ihraç edilmeğe başlanmıştır. Bununla beraber tatbikat cihetinden nizamnamenin bazı eksik cihetleri görülmüş olduğundan sonradan ufak değişiklikler yapılmıştır. Fakat bu tashihlere rağmen yine tatbikat sahasında bazı aksaklıklar görülmüş ve nitekim istihsal bölgelerindeki ticaret odaları ile İstanbul ticaret odası arasında ihtilâflar da çıkmıştır.

Bu halin dış pazarlarda fena tesirler yapmaktan hâli olmadığı göz önüne getirilerek fındık nizamnamesinde yeniden bazı esaslı değişikliklerin yapılması zarurî görülmüştür. Fındık mıntıkalarında ve İstanbul piyasasında yaptırılan incelemeler sonunda nizamnamede yapılmasını lüzumlu gördüğümüz maddeler tespit edilmiştir. Bunlar tali encümenlerde izah olunacaktır.

İspanyolların iş beraberliği teklifi

Page 19: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

İspanyada en önemli fındık piyasa yeri olan Reüs şehrinde 1932 yılından beri faaliyette bulunan (Tarragona Fındık Müstahsilleri Birliği) müstehlik pazarlarda ayni fiyat ve şartlarla mal teklifinde bulunmak üzere ülkemizdeki fındık ihracatçıları ile anlaşmak arzusunu izhar etmiştir.

Kooperatif mahiyetinde olan bu birliğin gayesi müstahsili mutavassıtlardan müstağni bırakmak ve doğrudan doğruya ihracatçı haline getirmektir. Bu maksatla fındık kırma ve ayıklama tesisatına maliktir. İ lk defa olarak geçen yı l , azası olan müstahsillerin fındıklarını ihraca başlamıştır. Azası miktarı sayılıdır. Müstahsil teşekkülü olan bu birlik, müstahsilin tüccar tarafından aldatıldığı, bunlardan zarar gördüğü kanaatinde olup yavaş yavaş bütün müstahsilleri veya çokluğu birlikte toplamak sureti ile mutavassıtı bertaraf etmek gibi büyük bir gaye takip etmektedir.

Dileklerini, bir taraftan Birlik kendi piyasasında fiyat teşekkülüne müstahsilin hâkim olması iç i n mücadele ederken diğer taraftan da Türkiye'de ayni suretle müstahsilin teşkilâtlanmasına ve bu iki teşekkül münasebete girerek her iki memleket dahilî piyasasında fiyatların müstahsilin nüfuzu altında teşekkülüne çalışmak tarzında ifade etmişlerdir. Bu teklifi hulâsa etmek üzere verdiği notun Türkçe tercümesi şudur:

"Fındık fiyatlarını müdafaa etmek iç in Türkiye müstahsilleri ile "Tarragona Fındık Müstahsilleri Birliği" arasında bir anlaşma aşağıdaki suretle yapılabilir:

1— Türkiye fındık müstahsillerine önümüzdeki mahsul kabuklu fındığının kilosunu "Tarragona müstahsilleri" ile anlaşarak, 1,25 pesetadan aşağıya satmamaları ve satmazdan evvel fındığı krediye karşı bu fiyattan aşağıya garanti olarak verememeleri tavsiye edilmelidir.

Müstakbel rekoltelerin muhtemel miktarları nazarı itibari alınarak her sene müşterek b i r fiyat tespit edilmelidir.

2— Her iki memleket müstahsillerinin gayesi yalnız tüccarların ve mutavassıtların suiistimal ve manevralarına nihayet vermek olmalıdır. Bunlar piyasa oyunları ile müstahsil ve müstehlik fabrikatörleri yanlış yola sevk ediyorlar, çünkü müstahsilin satmak ve fabrikatörlerin almak ihtiyaç ve zaruretlerini biliyorlar ve bu sebeple oyunlarında % 90 muvaffak oluyorlar, müstahsil ve müstehlikin zararına olarak para kazanıyorlar.

3— Böyle bir anlaşma i le her iki memleket müstahsilleri, sadece, mahsullerini istihsal masrafını çıkartabilerek ve kendi çalışmaları ile yaşamalarını temin edebilecek fiyatla satmak maksadını takip etmek istiyorlar.

4— Müstahsilleri bu gayeye ulaştıracak yegâne vasıta şudur; Her iki memleket müstahsillerinin sefaleti i le oynayan ve müstahsil i le müstehlikin sırtında böylece servetler kazanan tüccarları bertaraf ederek müstahsilin doğrudan doğruya müstehlik piyasalara ihracatta bulunması.

5— Fındık müstahsili şu iki esaslı noktayı bilmelidir:

— Birincisi, fındık, kabuklu olduğu halde, uzun müddet hiç tehlikesiz muhafaza edilebilmek gibi kıymetli bir vasfa maliktir ve bu sebeple bozulma korkusu i le satma mecburiyeti yoktur.

— İkincisi, Türkiye, İtalya ve İspanya fındık mahsulünün mecmuu dünya piyasasının

Page 20: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

ihtiyacına güçlükle yetişmektedir.

Hulâsa müşterek ve tevhit edilmiş bir fiyat ticaretin tamamen normal surette cereyanını mümkün kılacaktır. Zira fabrikatör âdeta stabilize edilmiş fiyatlar mevcut olduğunu bilerek çok defa kendi menfaatleri için zararlı olan spekülâsyonlara atılmaktan çekinecek, müstahsil ise malını zararlı satışlara arz etmek mecburiyetinden kurtulacaktır.

Fındık üretim ve çıkatlarının düzene konulması i ç i n düşünülen çareler

İşbu rapora son vermeden önce fındık üretim ve çıkatlarımızın düzene konulması iş ini şu noktalarda hulâsa etmek isteriz:

1— Fındık bölgelerinde fındık bahçelerinin modern tarım tekniği dairesinde ıslahı için tedbirler alınması.

2— Üretmenlerimizin krediye olan ihtiyaçlarının temini.

3— Üretmenlerimizin teşkilâtlandırılması.

4— Fındıklarımız nevileri dış piyasalarda tanınmıştır. İhracat nizamnamesinin yürürlüğe konulmasından sonra da dış ülkelere temiz mal sevk edilmektedir. Bundan dolayı standardizasyon şimdilik acil bir tedbir olarak telâkki edilmese bile ilerde diğer ihracat maddelerimiz arasında ehemmiyetle nazarı dikkate alınmalıdır.

5— Tecimerlerimizin komisyoncu durumundan kurtarılması kredi ihtiyaçlarının temin edilmesi kuvvetli birlikler ve ortaklıklar halinde teşkilâtlandırılması.

6— Fındık satışlarının dış piyasalara doğrudan doğruya arz edilmesinin temini.

7— Alivre satışlarının normal bir biçime sokulması.

8— Malın istihsalden vapura yüklenmesine kadar olan masraflarının azaltılması

9— Fındık ticaret borsalarına ve fındık tarım ve çıkat ına ait nizamname ve talimatnamelerin bugünkü ihtiyaçlara göre değiştirilmesi.

10— Yükleme ve taşıma ücretlerinin mümkün mertebe ucuzlatılması ve bilhassa Kumanya i le yapılan son anlaşma mucibince yeni Köstence yolundan istifade olunması.

11- Dış piyasalarda kuvvetli propagandalar yapılması ve fındık hakkında muhtelif ecnebi d il ler i ile broşürler neşredilmesi.

12— Bundan sonra da yeni yapacağımız ticarî anlaşmalarla kaybettiğimiz pazarların yeniden kazanılması ve yeni pazarlar temini için teşebbüsler yapılması.

Page 21: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

İç fındık ihracatımız 1930 1931

Miktar Değer Miktar Değer Memleketler Kgr. L Kgr. L.

Almanya 3.587.462 2.137.837 3.621.657 2.421.796 Belçika 66.192 39.149 147.853 97.781 Bulgaristan 5.835 5.594 12.910 8.839 Çekoslovakya 1 1 Danimarka 4.000 2.308 15.154 9.262 Fransa 2.241.381 1.214.530 1.711.396 1.074.775 Hollanda 153.633 73.519 111.070 74.092 İngiltere 758.440 446.008 1.691.263 1.130.906 İsveç 83.050 43.981 8.034 4.898 İsviçre 51 32 22 11 İtalya 5.941.506 3.435.410 4.970.032 3.185.714 Norveç 2.000 1.071 4.400 2.871 Romanya 123.958 103.218 167.985 114.119 Yunanistan 15.329 9.165 20.285 12.595 Irak 180 25 Suriye 9.622 2.509 10.255 5.113 Mısır 74.586 50.677 86.812 52.154 Amerika 1.198.454 765.175 744.640 485.044 Diğer ülkeler 134.004 64.550 13.175 9.005 Meçhul 10.000 6.921 Avusturya 1.040 739 Letonya 2.028 1.368 Macaristan 245 193 Rusya 5 4 Filistin 200 155 Yekûn 14.409.684 8.401.680 13.340.761 8.691.434

Page 22: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

İç fındık ihracatımız

1932 1933 1934 Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Memleketler

Kgr. L. Kgr. L. Kgr. L. Almanya 5.810.779 2.166.609 6.468.744 2.860.201 9.650.484 3.931.751 Belçika 185.662 71.026 184928 71.160 313.305 128.097 Bulgaristan 13.450 6.574 12008 4.797 26.628 10.687 Çekoslovakya 56592 21352 736.958 291.626 Danimarka 61.278 21.316 44.730 17.406 65.062 27.848 Fransa 1.927.810 657.556 1.592.703 725.550 543.818 214.884 Hollanda 343.974 111.705 203.375 92.122 166.142 62.916 İngiltere 1.669.601 700.166 890.570 368.077 920.250 370.268 İsveç 76.616 26.337 69.640 30.144 47.368 19.302 İsviçre 2.203 1.218 27 22 91.322 36.929 İtalya 6.187.967 2.269.232 5.532.376 2.452.259 3.299.670 1.339.782 Norveç 7.956 2.403 2.730 1.310 Romanya 198.235 79.788 148.446 68.501 149.439 62.193 Yunanistan 5.746 2.320 6.558 2.911 10.332 3.995 Irak 2.000 800 Suriye 28.076 5.520 20.056 6.864 6.527 1.475 Mısır 159.680 53.195 . 95.437 39.354 254.739 117.477

Amerika 934.713 362.356 628.232 288.520 490.73.1 220.503 Diğer ülkeler 7.815 3.140 14.120 7.179 23.251 9.406 Avusturya 5.780 2.987 47.840 21.559 207.808 80.762 Macaristan 25 17 40.705 15.797 Rusya 4.000 1.800 Filistin 2.493 787 1.170 356 12.777 5.032 İspanya 4.914 2.000 225 50 8.750 3.750 Polonya 4.750 1.662 10.346 3.975 2.964 1.094 Yekûn 17.639.531 6.547.894 16.028.123 7.090.359 17.077.760 6.959.484

Page 23: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Kabuklu fındık ihracatımız

1930 1931 Miktar Değer Miktar Değer Memleketler

Kgr. L. Kgr. L. Almanya 3.020.070 777.889 471.276 143.478 Arnavutluk 78 23 Belçika 282.320 70.948 9.010 2.433 Bulgaristan 8.363 3.483 12.915 4.356 Danimarka 15.250 3.957 11.740 3.351 Fransa 542.040 153.314 90.410 28.605 Hollanda 103.407 32.648 9.330 2.555 İngiltere 729.460 176.056 84.836 24.383,00 İsveç 3.920 840 14.824 4.889 İsviçre 126 51 59 29 İtalya 957.686 254.121 280.884 87.084 Romanya 77.555 22.042 36.300 11.268 Yunanistan 22.414 5.726 10.670 3.014 Hicaz 239 58 Irak 13.509 3.883 5.705 1.536 Suriye 94.449 24,405 138.900 36.315 Mısır 799.250 255.831 716.286 214.112 Amerika 421.957 104.553 4.900 1.606 Diğer ülkeler 8.805 2.593 Norveç 800 193 Filistin 27.440 7.904 Avusturya Çekoslovakya Polonya Arjantin Brezilya Yekûn 7.092.093 1.889.828 1.935.090 579.704

Page 24: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Kabuklu fındık ihracatımız 1932 1933 1934

Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Memleketler Kgr. L. Kgr. L. Kgr. L.

Almanya 125.632 17.584 I;f43.914 407.862 259.840 53.119 Arnavutluk Belçika 14.100 1.850 84.750 18.563 2.500 364 Bulgaristan 3.965 766 2.880 618 11.871 2.529 Danimarka 18.372 4.137 Fransa 91.169 13.126 138.583 31.342 5.445 1.098 Hollanda 1.975 457 40.257 10.659 4.900 945 İngiltere 15.454 2.858 166.196 38.967 İsveç 21.560 4.969 İsviçre 14 3 36 11 İtalya 315.0İ6 53.576 460.667 100.674 135.899 25.217 Romanya 33.577 6.207 18.810 3.210 10.484 1.907 Yunanistan 24 7 40 7 4 3 Hicaz 1.083 336 1.105 210 Irak 12.795 1.910 11.933 2.169 8.960 1.072 Suriye 397.415 60.302 90,591 17.799 136.193 23.787 Mısır 1.425.325 228.111 348.713 71.003 536.106 108.693 Amerika 64.155 16.721 1.950 1.200 Diğer ülkeler 5.440 760 230 61 298 37 Norveç 4.900 1.300 Filistin 67.732 10.648 50.458 10.654 42.794 8.356 Meçhul 101 24 86 19 Avusturya 9.900 1.025 Çekoslovakya 24.750 4.392 Polonya 15.525 2.473 Arjantin 9.679 1.945 Brezilya 8.820 2.565 20.750 3.915 Yekûn 2.509.734 398.189 3.302.238 748.064 1.213.749 237.869

Page 25: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

İspanya Fındık Rekoltesi (Ton olarak )

1930 1931 1932 1933 1934 1935

9.106,40 11.345,70 19.853,50 14.618,80 15.217,00 17.849,00 İspanyanın İç Fındık İhracatı (Ton olarak ) Memleketler

1930 1931 1932 1933 1934 Almanya 635.4 333.7 228,5 781.4 884.8 Amerika 498.7 156.1 50.7 237.8 68.3 İngiltere 1.494.7 920.6 1.388.8 957.7 1.395.5 Hollanda 226.9 333.2 396.3 225.5 453.7 Fransa 954.1 1.404.9 1.583.8 1.130.5 2.549.5 Diğer memleketler 788.4 693.5 701.9 1.379.3 1.988.8 Yekûn 4.598.2 3.842 4.350 4.712.2 7.350.6

İspanya'nın Kabuklu Fındık İhracatı (Ton olarak) Almanya 122.9 106.7 18 723.1 359.6 Amerika 264 42.2 5,2 390 33.2 İngiltere 681.1 1.712.9 695.8 1.787.5 964.4 Hollanda 33.9 688.8 11 78.3 236.8 Fransa 192.1 259.9 132.4 292.7 307.7 Diğer memleketler 1.027.1 459 893.1 1.643.6 1.369.3 Yekûn 2321.1 3.269.5 1.705.5 4.915.2 3.271

İtalya Fındık Rekoltesi (Ton olarak )

1930 1931 1932 1933 1934 1935

9.486 10.786 11.264 11.838 22.899 20.000 İspanyanın İç Fındık İhracatı (Ton olarak ) Memleketler

1930 1931 1932 1933 1934 Almanya 4.379,8 4.877,8 8.497,9 3.494,3 9.616,4 Amerika 2.138,8 3.067,6 2.628,1 878,5 1.035,6 İngiltere 1.427,1 1.412,8 2.664,6 745,4 1.290,3 Hollanda 1.141,8 1.432,1 2.827,9 565,8 825,4 Fransa 871,2 1.198,4 1.673,9 1.500 1.685,6 Diğer memleketler 2.733,9 3.844,3 4.896,7 2.779,7 3.111,2 Yekûn 12.692,6 15.833 23.189,1 9.963,7 17.562,5

İç olarak ihraç edilen 1.146.9 1.564,7 1.809 1.005,1 2.258,2

Kabuklu olarak ihraç edilen 11.545,7 14.248,3 21.381 8.958,6 15.324,3

Page 26: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

ORDU TECİM VE ENDÜSTRİ ODASININ RAPORU

FINDIK KONGRESİ YÜKSEK BAŞKANLİĞİNA

İhracatımızda önemli bir yer tutan fındığın maliyet fiyatına yakın bir değerle elimizden çıkması müstahsili şaşırtmış, ummadığı ve beklemediği bir netice ile karşılaşmıştır.

Tabiatın Karadeniz'in üç vilâyetine bahşettiği bu değerli ürünümüzün dünya üzerindeki rakiplerinin de mahdut olması gibi imtiyazı olmasına rağmen bilerek bilmeyerek yapılan yanlışlıklar yüzünden hemen her sene elimizden az bir değerle çıkışı müstahsili zarara soktuğu gibi bittabi tecimel denkleşmediği de müteessir etmektedir.

Bu sene nisan ve mayıs aylarından mahsulün piyasaya çıkarıldığı on beş ağustos tarihine kadar yapılan alivre satışlar 48-60 kuruş arasında olmasına rağmen bu tarihten başlayarak, yani on beş ağustosta mücbir sebep yokken fiyatların sistematik bir tarzda düştüğü görülmüş ve nihayet kabuklu fındık karada 17 kuruşa kadar satılmıştır.

Görünüşe ve iş in gidişine nazaran bu fiyattan da daha noksana düşeceği tabii iken hükümetimizin alâkası ve fındık bölgelerinde tetkikat yaptırması ve bilhassa bu kongreyi toplama kararı fiyatları yalnız düşmekten kurtarmamış ayni zamanda 17 kuruşa satılan kabuklu fındığı 10 günlük kısa bir zaman içinde 22 kuruşa çıkmasını temin etmiştir. Hükümetimizin bu alâka ve himayesini sevinçle gören ve alkışlayan müstahsillerimiz minnet ve şükranlarını hükümete arza bizi memur ettiler. Bu şerefli ödevimi yaparken Büyük önderin, yurdumuzun ekonomik devriminde kendisine verdiği Ödevi hakkı i le başararak ve Türk ulusunun yüzünü güldüren Sayın Bakanımız Bay Celâl Bayar'ın başkanlığı altında toplanan bu kongreden faydalı sonuçlar elde edileceğine kuvvetle inanıyorum. Ruznamedeki maddeler hakkında fikirlerimi arz etmeden evvel gerekli gördüğüm bir noktayı arz edeceğim: Her ne kadar sözlerim Ordu Tecim ve Endüstri odasının bölgesine ait ise de aralarında pek az ayrılık olan diğer fındık bölgelerinin de durumlarını tebarüz ettirecek zannındayım. Birçoklarınca fındık, hüdayi nabit, emeği ve masrafı yok denecek kadar bir ürün tanınmışsa da hakikat böyle değildir.

Bölgemizin muhtelif yerlerinde yapılan sondajlar neticesinde fındığın vasatı bir hesapla üretmenlere kilosu 17 kuruşa mal olmaktadır. Bu miktar çapalama, gübreleme, toplama vergi vesaire gibi halen harcanan tabiî ve zarurî masraflardır.

Müstahsilin kredi ihtiyacı ve bu hususta alınması l â z ı m gelen tedbirler:

Beş altı seneden beri fındıklarımızın ekseriya maliyet fiyatından pek az farkla elden çıkması üretmenleri krediye muhtaç bırakmıştır,

Ordu bölgesi üretmenlerinin diğer senelere nazaran bu sene fazla miktarda mısıra olan ihtiyaçlarını yüksek fiyatlarla borçlanarak elde etmesi kendilerini daha sıkışık bir vaziyete sokmuştur.

Üretmenler, yiyecek ve giyecekleri için mahsulün idrakinden beş altı ay evvel ve mahsul toplama zamanında da toplama masrafı için krediye ihtiyaçları vardır. Bugünkü duruma göre üretmenler, muhtaç oldukları bu krediyi tecimenlerden normal şerait fevkinde fedakârlıklarla temin etmektedirler. Bu tarzda ağır şeraitle borçlanan üretmenler, borcunu ödemek iç in mahsulünü toplar toplamaz ya derhal satmak mecburiyetinde kalır veyahut belki ileride daha fıyatlanır ümit ve hülyası ile avans aldığı tecimere ekseriya aldığı avansın tutarından birkaç misli değerde fındık teslim eder. Bu tarza mahallî tabirle emanet denir.

Page 27: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Bu vaziyette fındığın fiyatı tespit edilmemiştir, ilerdeki aylarda üretmen, herhangi b i r günkü piyasaya göre tecimere müracaat ederek malının fiyatını keser. Tespit edilen bu fiyat daima piyasanın birkaç kuruş noksanınadır. Müstahsil böylelikle avans borcunu kapar veya borçlu kalır. Bazen de kendisine bir şey artarsa parasını alır, almadığı da olur ve e l i koynunda k a l ı r . Bu emanet usulünden müstesna bazı vaziyet hariç olmak üzere üretmen daima zarar görür.

Bu emanet sisteminin bundan başka bütün mahsulün kıymetini düşürme noktasından da zararlı tesirleri vardır. Şöyle ki:

Eğer emanet fındık alan ihracat tecimeri ise, kendisine gelecek emanet fınd ıklara güvenerek alivre satış yapar, ihracat mevsimi gelir gelmez satışının çoğunu emanet fındıkla kapar. İhracat tecimeri müstahsilin vaziyetini bildiği ve kendisine emanet fındık getirmek mecburiyetinde olduğuna emin olduğu için alivre yapmakta ve mahsulün piyasaya geldiği zamanlarda alivre oyunlar yapmakta tereddüt etmez.

Emanet inal alan ihracat tecimeri olmayıp ta, az sermayeli mutavassıt bir tecimer olduğuna göre muamele şu şekilde cereyan eder. Sermayesi az olan mutavassıt tecimer ihracatçılardan ve bankalardan temin ettiği kredilerle müstahsile avans verir ve mahsul zamanında aldığı emanet fındıkları borçlarını kapatmak için derhal satar. Böylelikle üretmenlerden b ir kısmının borçtan kurtulmak için mahsulünü mevsim başlangıcında salması ve bir kısmının da bıraktığı emanet fındıkların yukarıda arz ettiğim şekilde birden piyasaya çıkarılması fiyatların düşmesine sebep olur. Fıtraten açıkgöz olan müstahsillerimiz bu alış verişten gördükleri zararı bilmekte iseler de krediye olan ihtiyaçları yüzünden bu hale boyun bükmek mecburiyetinde kalırlar. Üretmenlerimizin yüzde doksanının vaziyeti bu tarzdadır. Üretmenlerin bu vaziyetini istismar etmeyerek çalışan ticaret evleri de pek mahduttur.

Huzurunuzda tebarüz ettirmeğe çalıştığım bu fena sistem, orta zamana uygun b i r ticaret şekli ve yıkılan devrin kötü bir mirası hacıbaba aksuatası (ahzüita) dır.

Üretmenin kredi ihtiyacını tatmin ederek onu istismardan kurtarmak için yegâne yolun kooperatifler olduğunda ısrar edeceğim. Bize benzer ziraatçı memleketlerin ziraî ilerleme ve genişlemesini temin eden kooperatiflerin bizde iyi tatbik edilememesi ve müstahsile kooperatif terbiyesi verilememesi yüzünden köylü bu müesseseye ısınamamış ve beklenilen fayda da elde edilememiştir.

Yurdun ziraî yükselmesi için bir kooperatif terbiyesi ve bir kooperatif siyaseti yaratmak ve buna dört elle sarılmak lüzumuna kaniim.

Müstahsilin teşkilâtlandırılması ve vaziyetinin ıslahı çareleri:

Müstahsilin teşkilâtlanması lüzumunu tebarüz ettirebilmekliğim için müsaadenizle bu seneki fındık alış verişini kısaca anlatacağım:

Bu senenin mart ayında fınd ık mahsulü daha bereketli görünmeye başladı. Bu ayda yeni mahsul iç i n Çekoslovakya'dan alivre talepler başlad ı. 46 kuruşa pek küçük birkaç iş oldu. Nisanda Almanlar 48 kuruşa teklifte bulundular. Tecimerler tereddütle ufak partiler alivre yaptılar. Mayıs sonlarına yakın rekolteler hakkında aşağı yukarı hüküm verilebildi.

Türkiye'de mahsul bereketli görünmekte ise de İspanya fındıklarının yüzde altmışının

Page 28: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

dökülmesi, İtalya fındıklarının pek az oluşu, müstehlik memleketlerde hiçbir stok bulunmaması ve hükümetimizin en büyük fındık müstehliki bulunan Almanya ile ticarî anlaşması ve daha bazı mühim sebepler dolayısı i le talepleri arttırmış ve fiyatlar yükselerek ağustos ve eylül teslimi (cif) Hamburg 60 kuruşa kadar büyük mikyasta alivre satışlar olmuştur. Bu satışlar temmuza kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra köylünün elinde mahsul tutamayacağını bilen bazı müesseseler alıcılar da hayrete düşürecek şekilde mücbir sebep yokken noksan fiyatla alivre teklifinde bulunmağa başladılar. Bu fiyat sukutu karşısında ihtiyatkâr bazı müesseseler de alıcılarla irtibatı kesmemek iç in bu alabes seyre kapılmak mecburiyetinde kaldılar. Ve mahsulün piyasaya çıkma zamanı olan 15 ağustos tarihinde iki ay vadeli satışlar 48 kuruşa kadar düşürülmüş oldu. Mahsulün piyasaya çıktığı tarihten 10 gün evveline gelinceye kadar sistematik bir tarzda düşürülmesinde devam edilmiş ve iç fınd ık eylül sonlar ında 36 kuruşa inmiştir.

Yüksek fiyatlarla yapılan satışların ucuzca kapatılması gibi şahsî menfaatlerin özleşmeden birleştirdiği kütlenin, bu alabes hareketi ve müstahsilin zayıf vaziyeti yüzünden piyasaya fazla mal arzı mahsulün yarısının ucuz fiyatlarla elden çıkmasına sebep olmuştur. Mahsulün piyasaya çıktığından bu güne kadar geçen 40 günlük kısa b i r zaman içinde sekiz buçuk milyon kilo kabuklu fındık rekoltesi bulunan Ordu'dan dört milyon kilosu bu düşük fiyatlarla ihraç edilmiş bulunuyor.

Hükümetimizin gösterdiği teyakkuz ve himaye imdada yetişmemiş olsaydı daha düşük fiyatlarla karşılaşacağımız pek tabiî idi.

Bu vaziyete göre şahsi menfaatlerin tabiî birleştirmesi ile kuvvetlenen bir ihracat kütlesi karşısında, vaziyeti zayıf teşkilâtsız ve dağınık bir müstahsil kütlesinin bulunuşu muvazeneyi bozmuş ve böylelikle memleket ekonomisi zarar görmüştür.

Bu duruma göre müstahsilin bir teşkilâta bağlanması lüzumu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Kredi bahsinde de ehemmiyetle arz ettiğim gibi bu teşkilâtın da iyi kurulacak ve iyi idare edilecek satış kooperatifleri olacağını tabiî ve zarurî görmekteyim.

Müstahsilin kurtulması için ideal bir teşkilât olarak gördüğüm kooperatiflerin kurulması ve çalışması bir zaman meselesi olduğundan bugünkü âcil vaziyeti önlemek ve alivre satışlardan doğan alabes vaziyetlerin önüne geçmek iç in muvakkat ve pratik b i r tedbir olmak üzere bir müddet iç in tespit edilecek Hattan millî bir bankanın fındık almasını temin etmek.

Bankanın yalnız mubayaa kararı fiyatları normal bir hadde bulunduracak ve kuvvetle tahmin ettiğimize göre mal mubayaasına da lüzum kalmayacaktır . Bundan başka da müstahsillerimizin yiyecek mısırlarının vaktinde bir banka tarafından depo edilerek müstahsile maliyet fiyatı üzerinden verilmesi onun sıkıntısını azaltacaktır.

Fındık standardizasyonu muvaffakiyetle tatbik edilmektedir. Faydalarını gören ve takdir eden tecimerler, odalar tarafından yapılan murakabeyi kolaylaştırmaktadır. Ancak bahçelerimizde s i v r i ve tombul fındıklar karışık bulunduğundan her ne kadar sivrilerin ayıklanması temin edilmekte ise de bazı partilerde bütün gayret ve emeklere rağmen yüzde sekiz on nispetinde sivri bulunmakta ve bu yüzden ihracına müsaade edilmemektedir. Alıcı piyasaların tombul fındıkla yüzde sekiz on nispetinde sivri karışık bulunmasında bir mahzur görmemekte olmalarına nazaran fındık nizamnamesinin bu kısmının tadili ile sivri nispetinde yüzde ona çıkarılmasının muvafık olacağı kanaatindeyim.

Fındık ihracatının tanzimi ve kolaylaştırılması

Page 29: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Fındık ihracatı diğer ihraç maddelerimize nazaran daha kolaylıkla yap ılmakta ve her sene ilk üç ayda mahsulün dörtte üçü ihraç edilmektedir. Eski seneden yeni seneye pek nadiren stok devredilmesi de gösterir ki fındık ihracatını tahdit eden ve zorlaştıran esaslı bir mania yoktur. Bununla beraber şunu da arz ederim ki teşkilâtlanmış bir ihraç cihazının daha faydalı ve daha verimli olacağı tabiîdir.

Fındık ihracatını tehdit eden esaslı zorluklar yoksa da Avusturya, Belçika ve Macaristan'a satılan malların kliring hesapları görünmekte ve bu yüzden fazla masraf ihtiyarına meydan vermektedir. Bu zorluğun giderilmesini gerekli görmekteyiz. Fındık işinde İspanyollarla çalışma birliği yapılması hususunda fikirlerimiz:

Maliyet fiyatı bize nazaran fazla olan bir rakiple çalışma birliği yapmanın bizim iç in faydalı olacağı tabiî ise de evvel emirde ihracat cihazlarımızın organize edilmesi şarttır.

Yüksek maksatlar uğrunda toplanan kongreye muvaffakiyetler dilerim.

10.10.035

Ordu Tecim ve Endüstri Odası Başkanı

H. Akyol

Ek:

Şurasını ehemmiyetle arz etmek isterim ki bu izahatımdan maksat tecimerleri küçültmek ve onları şayanı hürmet olan mevkilerinden düşürmek değildir. Müstahsilin kuvvetli ve teşkilâtlı bir hale gelerek tecimer kütlesi karşısında muvazeneli bulunmasını dilemektir. Kuvvetlenmiş ve teşkilâtlanmış bir müstahsil zümresinin refahı ve kazancı binnetice birer ferdi bulunmakla övündüğümüz Türk Ulusunun yanı bizim refahımız ve kazancımız demektir.

İŞ LİMTED'İN RAPORU

FINDIK KONGRESİ REİSLİĞİ YÜKSEK MAKAMINA

Dış piyasalarda fındık mahsulümüzün değerinin artması için, İktisat Bakanlığının gösterdiği yüksek himaye ve alaka bu mevzu üzerinde hepimizi sevinçle durmağa sevk etmiştir.

Fındık meselesi tetkik edilirken işe müstahsilden başlamak gerektir.

Fındıklarımızın kaliteleri ne kadar yüksek olursa dış piyasalarda o nispette kolay ve iyi fiyatlarla satılabilir. Kalitenin yüksekliği hem istihsal sisteminde hem de iyi hazırlamak ve iyi işlemek usullerinde gösterilecek dikkat ve itinaya bağlıdır.

Bugün tatbik edilmekte olan fındık ihracatına dair nizamname, fındıklarımızın işleme ve sevk etme işlerini sıkı bir düzene koymuşsa da böyle isabetli tedbirlerin istihsal sahasına teşmil edilmemiş olması bu nizamnameden beklenen faydayı tamamıyla temin edememiştir. Yalnız Giresun vilâyetinin bazı mıntıkalarına son iki seneden beri gönderilmiş olan Ziraat fen memurlarının fındık bahçelerinde bazı mecburî ıslahat yaptırmış olmaları kayda şayandır. Bu pek faydalı ve radikal tedbirin fındık istihsal sahalarına teşmili lâzımdır kanaatindeyiz. Köylü tasarrufu altında bulunan fındık bahçesini yalnız öz malı olduğu düşüncesi i le keyfine göre kullanmamalıdır. Memleketin bilhassa ihraca yarayan mahsulleri üzerinde umumî menfaatlerin de büyük bir rolü olduğunu bilmesi ve bu rolün

Page 30: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

üzerine yüklediği vazifeyi eksiksiz ifa etmesi icap eder. Hal böyle iken bugün dünya fındık rekoltesinin vasatı bir hesapla % 65 ine sahip olan Karadeniz köylüsü kendileri için büyük bir kazanç kaynağı olan bahçelerinin tanzimi ile maalesef hiç uğraşmamaktadır. Her mıntıkada adedi birkaçı geçmeyen meraklıların muntazam bahçeleri istisna edilirse kalanların hemen hepsi tam manası i le bakımsızlık içindedir; fındık ocakları gayet s ık dikilmiş, altlarını ot ve diken bürümüş bir haldedir. Ocakların diplerinde b i te n yeni sürmeler her sene kesilmedikçe toprağın kuvveti inkısama uğramakta ve sonunda tabiatı i le mahsul o kuvvetten istifade edemeyerek zarar görmektedir. Bu halde olan bahçelerin temizlettirilmesi ve ondan sonrada gübrelenip kuvvetlendirilmesi gerektir. Eğer bu kadarı yapılmazsa, hiç olmazsa her sene ikincikanun ve şubat aylarında bütün bahçelerin bellettirmesi çok büyük faydalar temin eder. 1929 senesinde fındık mahsulümüzün uğradığı afetin (Balaninüs) denilen haşerenin tahribatından ileri geldiği hatırlardadır. Eğer o seneler bahçeler zamanında bellenmiş olsaydı, bu haşerenin toprağa gömülü olan tohumları soğuğa maruz bırakılmak sureti ile imha edilmiş olacak ve o büyük afetin önüne geçilmiş bulunacaktı. Önümüzdeki senelerde de böyle bir afetle karşılaşmak ihtimali olduğuna göre, bu noktanın ehemmiyeti bir kat daha artar demektir. Fındığın bir kilosu yüksek, orta ve sahil mıntıkaları üst üste hesap edilirse, köylüye nihayet üç, üç buçuk kuruşa mal olmaktadır. Böyle bir nimet hiç bir köylüye ve hiç bir mahsule nasip olmamıştır. Üzüm, incir ve bilhassa tütün ve hububat mahsulleri ile uğraşan köylülerin hali göz önünde tutulursa fındık müstahsillerinin bu kadar yüksek kazançlı bahçelerini emeksiz ve bakımsız bırakmaları affedilmez bir hatadır.

Fındık toplama usulleri

Mahsulün toplama zamanı yaklaşınca, bahçe sahipleri mahsulün tamamı ile olgun bir hale gelmesini beklemeden bunları ağaçtan koparmak kaygısına düşer. Buna sebep diğer aylara nispetle birkaç kuruş fazlaya satılan Ağustos satışlarına yetiştirebilmek ve ayni zamanda malının diğer köylüler tarafından çalınmasına meydan bırakmamaktadır.

Fındık toplama tarzına gelince; bu da maalesef her tarafta çok fena şartlar içinde yapılmaktadır. Meselâ fındık zülüfleri ağaçlardan zorla koparılırken ertesi sene meyve verecek olan genç ve körpe dallar da bu sırada pek fazla hırpalanır ve bu yüzden ertesi sene mahsulü büyük zararlar görür.

Filhakika ağustos teslimi beyaz mallar diğer aylara nispetle % 10 a kadar daha fazla değer bulmaktadır; fakat bu kısa zamana münhasır olan satışlar gayet mahdut miktarlardan ibarettir. Mahsul senesine ve havaların müsaadesine göre, bu nevi mallar ağustosun yirmisine doğru pazara iner ve bu on günlük kısa bir zamanda ne kadar satılabilirse ondan ibaret kalır. Şimdiye kadar havaların en müsait gittiği senelerde bile beyaz mal satışı 10 vagonla 50 vagon arasında kaldığına göre ağustos satışını teşvik ve teshil etmekte büyük bir menfaat olmadığı tezahür eder. Bu birkaç kuruşluk ve mahdut miktara münhasır menfaatin hevesi ile mahsulün olgunlaşmadan ve ağaçlar üzerinde birçok tahribat yaparak derlenip toplanması şu arz edilen sebeplere nazaran çok zararlı olduğu için ağustos ayı zarfında ihracatın menedilmesi hususunda alınacak bir tedbir çok yerinde olur, mütalaasındayız.

Fındık kurutma işleri

Fındık istihsal mıntıkasının arazisi pek dar olmakla beraber her tarafı ekilmiş bir vaziyettedir. Bilhassa en kesif istihsal sahaları olan orta kollarla sahil kollardaki bahçeler tamamen ekilmiş olduğundan, fındığın iyi şartlar dahilinde kurutulması için, buralarda kâfi gelecek boş harman yerleri yoktur. Bu sebepledir ki müstahsillerin çoğu fındıklarını yeşil zülüfleri içinde yaş olarak saklamaktadırlar. Fındığın kalitesine en büyük zarar işte buradan başlar. Fındık bahçelerinde

Page 31: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

kurutma mahalleri bulunmaması yüzünden yaş olarak saklanan fındıkların pazarlara inmesini menetmek maksadı temine yeter bir tedbir değildir. Bazı vilâyetlerin ve ticaret odalarının ara sıra aldıkları bu kararlar kurutma işini ve alım satım işlerini işkâl etmekten başka hiçbir şeye yaramaz. Hâlbuki bu yaş fındıklar köylünün etinden ne kadar evvel çıkıp ta kurutma yerleri ve vasıtaları çok daha müsait olan esnaf ve tüccarın eline geçerse fındıkların daha çabuk ve daha iyi şartlar içinde kurutulması kolaylaştırılmış olur. Eğer köylünün pazarlara fındıklarını mutlaka kurutarak indirmesi lüzumlu ve faydalı görülüyorsa o takdirde her bahçenin fındık ocaklarının bir kısmı kırdırılarak o bahçe mahsulünü kurutmağa kâfi bir harman yeri açtırılması icap eder ki, bu da ancak bu hususta köylüye bir mecburiyet tahmili yolu ile temin edilebilir.

Fındığın ahırlarda yaş olarak saklanmasının sebeplerinden biri de yaylacılıktır. Birçok köylüler arazi darlığı yüzünden ve fındık istihsal zamanlarında hayvanlarını otsuzluktan ve sineklerin hücumundan kurtarmak için yaylalara götürmek mecburiyetindedirler. Yaylacılar ağustosta birkaç gün için bahçelerine dönerler, fındıklarını alelacele toplayıp yaş yaş ahırlara basarlar ve hemen yaylalarına dönerler. Yayla zamanı geçinceye kadar bu fındıklar yaş olarak ahırlara yığılmış olduğundan, içlerinde yağlanma ve- hastalık arızaları görülmeğe başlar. İşte bu hâdise de fındık kalitesine zarar veren mühim bir amildir. Bunun için yaylacı fındık müstahsillerinin fındıklarını toplayınca ahırlara kapamalarına meydan verilmemesi gerektir. Köy muhtarlarına bu hususta yapılacak sıkı tembihlerle bu mahzurun önüne geçilebilir. Yaylaya behemehal çıkmak isteyenleri ya fındıklarını zülüflerinden çıkartarak yaş olarak pazarlara indirtmeye veyahut fındıkları hat mana serip kurutuncaya kadar yaylaya dönmemeğe mecbur tutulmalıdır.

Fındıklar iç olarak mı kabuklu olarak mı dış piyasalara satılmalıdır?

Türkiye fındıklarının bilaistisna her cinsi gerek randıman ve gerek lezzet l il ik ve yağ l ı l ık itibarı i le rakip o l a n İspanya, İ t a l ya ve Rusya fındıklarından çok üstündür. Kabuğunun kalınlığından iç fındık randımanı % 35 e kadar düşen İtalya fındıkları saman gibi lezzetsiz olduğundan, alıcı piyasalarına ucuz fiyatla satılmaktadır. Hâlbuki kabuklu olarak satmakta olduğumuz sivri fındıklarımızın bunların yanı oda hem lezzet hem de randıman itibarı i le farkları nispetsiz derecede lehimizdedir. Şar l ı 'nın, Görele'nin ve Giresun'un sivri fındıklarının randımanı % 48 i le % 50 arasındadır. Bunların tercihan iç olarak satılmaları temin edilirse memlekete daha fazla para getirilmiş olur. Sivri fındık içini orta Avrupa ve bilhassa Çekoslovakya'daki a l ıc ı lar ım ız aynen tombul iç fiyatına sa l ın al ır lar . Böyle olduğu halde ihracatçıların bu yoldan istifade edememeleri halen meriyette bulunan fındık murakabe nizamnamesinin gayri müsait bulunmasındandır. Filhakika sivri fındıkların kırılıp içe tahvil edilmesi tombullar kadar kolay bir ameliye değildir. Bunlarda vurgun nispeti daha fazla olur. Murakabe nizamnamesinin lüzumundan fazla ehemmiyet vererek büyük bir kusur addettiği vurgun keyfiyeti d ı ş piyasadaki müşterilerimiz tarafından zannedildiği kadar nazarı dikkate alınmamaktadır. Bunu teyiden arz ederiz ki senelerden beri ihraç ettiğimiz fındıkların hiç bir partisine vurgundan şikayeti havi bir müracaat karşısında kalınmamıştır. Vurgunun fazlalığı malın gösterişi üzerinde tesir yapar. Fakat sürümüne katiyen halel getirmez.

Fındıklarımızın sürümüne mâni olmayan bu küçük mahzurun yanında sivrilerin dahi iç olarak ihracından temin edilecek menafi kıyas kabul etmeyecek kadar ehemmiyetlidir. Binaenaleyh sivri fındıklarımızın tercihen iç olarak satılmasını kolaylaştırmak iç in murakabe nizamnamesine buna müsait hükümler koymak lâzımdır. Düşüncemize göre, sivri fındıkta vurgun nispeti sivri tepelerindeki çırpmalar vurgun sayılmamak sureti i le yandan olan vurgunların %5 ten % 8 e kadar kabul edilmesi faydalı o l u r .

Foşa fındığı:

Page 32: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Dış piyasalarda daima kabuklu olarak satılan ve ile r ide daha çok müşteri kazanacak olan b i r kalitemiz varsa o da şimdilik Trabzon vilâyetine münhasır kalan foşa fındığıdır. Bu fındığa bazen İtalyan fındıklarından daha yüksek fiyat verilmektedir. Bu kalitenin tutturulmasına ve miktarının arttırılmasına ehemmiyet verilmelidir. Deser fındığı olarak kullanılabilir. Zira bu kalite, kabuklu olarak yüksek fiyat bulduğu g ib i iç f ı n d ı k olarak ta kolay a l ıc ı bulur. Bilhassa Amerika piyasalar ı son senelerde foşa fınd ığının i ç i n e büyük rağbet göstermektedirler. Öyle zaman olur ki foşa fındıklarını b i l e k ı r ıp içe tahvil etmekte ihracatçılar daha uygun hesap bulurlar.

Fındık murakabe nizamnamesinde yapılması faydalı tadilât:

Yukarıda arz ettiğimiz gibi, iç fındıklarda vurgun miktarı murakabe nizamnamesindeki hadlerden daha fazlaya çıkarılmalıdır. Bunun tombullarda % 5 ten % 8 e kadar sivrilerde de sivri tepelerindeki çırpmalar vurgun sayılmamak sureti i le yandan olan vurgunların ayni nispete çıkarılması icap eder.

Rutubet nispeti iç fındıkta % 2 yi kabuklu fındıkta % 5 i geçmemelidir. Hâlbuki nizamname bu noktaya daha müsait bulunuyor.

İç fındıklarda çürük miktarı nihayet % 1/2 yi geçmemelidir. Halbuki nizamname %1 e kadar müsaittir.

Kabuklularda çürük miktarı % 5 e kadar kabul edilmelidir. İç fındıklarda kırık nispeti yüzde yarımı geçmemelidir. Halbuki nizamname % 1 e kadar müsaittir.

Murakabe nizamnamesi tombulun sivriye ve sivrinin tombula karışmasını men etmektedir. Fındık bahçelerinde sivri ve tombul ocakları yüzde 15-20 nispetinde karışık bulunmaktadır. Bu sebepledir ki her iki cins mahsul karışık olarak toplanmakta ve öylece harman edilmektedir. Bu iki cinsin birbirinden ayrılması maddeten imkansız olduğundan ve mutlaka ayrılması lazım gelirse fazla işçilik yüzünden çok pahalıya mal olacağından tombulun sivriye sivrinin tombula en az yüzde 15 nispetinde karışık bulunmasına müsait bir hüküm ilavesi icap eder. Mahsul miktarının resmi makamlarca tahmini meselesi:

Fındık işlerinin en çok aksayan tarafları maalesef bu tahmin keyfiyetidir. Resmi ilk tahminler mahsulün idrakinde varılan neticelerden çok aykırı düşmektedir. Halbuki ihracatçılar bu resmi tahminlere çok ehemmiyet verirler. Alivre satışlarını ona göre düzenlerler. Bir müddet sonra bu resmi tahminlerin isabetsizliği hatta yarı yarıya düştüğü hayretle görülmüştür. Geçen seneki tahminlerin ne azim farklar gösterdiği ve bu yüzden ihracatçıların ve dolayısıyla milli iktisadımızın ne büyük zararlara maruz kaldığı göz önünde tutulursa bu tahmin iş inin ehemmiyeti bir kat daha artar. Binaenaleyh ticaret odalarının bu tahmin işlerini layık olduğu ciddiyetle vaktinde yapması ve hakikate yakın rakamı piyasaya bildirmesi zaruridir.

Alivre satışlar:

Alivre satışların memleket mahsulü için zararlı olduğu kanaatini besleyenler vardır. Halbuki mahsulün bir miktarının alivre satılması iç piyasa fiyatını tanzim etmekte ve pazarlara gelen ilk partileri istek ve yüksek fiyatla alınmasını temine yaramaktadır. Alivre satışların fazla olduğu seneler pazarlar daha canlı ve satışlar daha verimli olmuştur. Bizim İspanya mahsulünden daima bir iki ay evvel mahsulümüzü teslim etmek imkanına malik olmamız alivre satışlarda en uygun fiyatları ve en mühim siparişleri almamıza yaramaktadır. Bu sebepledir ki alivre satışlardan memleket mahsulüne zarar değil fayda temin edilir.

Page 33: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Bu seneki fiyatlar:

Geçen senin iki mislinden fazla olan bu sene mahsulümüzün açılış fiyatları gayet müsait geçmiştir. Fiyatlar ağustos ayında fob kırk altı ile kırk sekiz arasında geçmişti. Eylül ve teşrinin evvel fiyatları 38 ile 41 arasındadır. Mahsulün bu kadar mebzul olmasına rağmen bu derecelerde tutunabilmesi büyük bir muvaffakiyettir. Bazı alıcı memleketlerle akdedilmiş olan kliring anlaşmaları mahsullerimize rağbeti arttırmakta ve yüksek fiyat temin etmekte başlıca amildir. Ancak fındık mahsulü mutlaka senesi içinde satılması lazım gelen ve alış satışı muayyen ve dar bir zamana inhisar eden bir madde olduğuna göre bu yüksek fiyatlarla yapılmakta olan satışların durmasına amil olacak hareketlerde içtinap etmek zaruridir. Bazı gayri mesul makamlar ve müessesler, velev hüsnüyete makrun olsa dahi dış piyasalarda bulunan fiyatı daima azımsama itiyat edinmişler ve her fırsatta müstahsile tesir icra ederek malını satmağı tavsiye eylemektedirler. Bu yanlış ve zararlı müdahale yüzünden alelekser iç piyasa fiyatları dış piyasa fiyatlarından fazlaya yükselmekte ve binnetice hariçten gelen talepler kabul edilmediği için satış fırsatları elden kaçırılmaktadır. 1933 senesi mahsulden mevsim sonlarına doğru memlekette kalan 60 bin çuval fındığı 1934 senesi nisan ayı içinde kilosunu 40 ile 45 kuruş arasında satmak imkanı varken bu yanlış müdahale ve tesirler yüzünden ihracatçıların mal mubayaa etmelerine imkan bırakılmamış ve binnetice o ana münhasır olan taleplerin reddedilmesine mecburiyet hasıl olmuştur. İşte bu fırsatların kaçırılması neticesindedir ki elde kalan mahsulün mevsim nihayetine doğru 31 kuruşa kadar satılması güçlükle temin edilmiştir. Buna benzer misaller hemen mevsimin her devresinde gösterilebilir.

Bu sene elimizde hakikaten rekor denecek derecede büyük bir mahsul vardır, bu mahsulün mevsim bitmeden elden çıkarılması ancak talep ve satış ayları olan bu sıralarda mümkün olabilir. Noel ve yılbaşı ihtiyaçlarını karşılayacak olan çikolata fabrikalarına yapılan satışların bu aylarda tekasüf ettiği malûmdur. Binaenaleyh fikrimizce günün müsait fiyatlarını kaçırmayarak mahsulümüzü hiç durmadan satmak ve gelecek seneye stok devretmemek en doğru bir hareket olur. Son zamanlarda hükümetimizin üzüm ve incirde olduğu gibi fındıkta da fiyatları yükseltmek için bazı tedbirler alacağı söylenmesi üzerine köylünün piyasaya mal indirmekten çekindiği ve fiyatların daha yükseleceğine intizar ettiği görülüyor. Bu sebeple on beş günden beridir ki dış piyasalardan vaki olan talepler mal almak imkânı bulunmadığı için ihracatçılar tarafından kabul edilememektedir. Bu halın zararlı olduğunu ve çünkü fiyatların çok müsait olması sebebi ile gelen taleplerin hiç kaçırılmaması lâzım geldiğini kabul edenlerdeniz. Fındık fiyatları normal olduğundan ve daima normal şeraitle satıldığından bu hususta hükümetimizi işgal etmek isteyenlerden değiliz.

Fındık müstahsillerini mutazarrır eden mahsulünü bugünkü değerinden yüksek fiyata satamaması değildir. Çünkü kendisine üç kuruşa mal olan bir kilo fındığı yirmi kuruşa satabilmektedir. Fakat yirmi kuruşa sattığı bu bir kilo fındığa mukabil bağlı olduğu şehirdeki tüccarından veya mukrizinden ancak bir buçuk iki kilo mısır alabilmektedir. Bu bir buçuk iki kilo mısırın hakikî değeri yedi sekiz kuruş iken bunun yirmi kuruş gibi yüksek bir fiyata mal olması zararın ehemmiyetini ve müstahsilin vaziyetini bütün çıplaklığı ile meydana çıkarır.

Fındık istihsal sahasının darlığı ve bütün bu sahaların fındık bahçelerine hasredilmesi yüzünden fındık müstahsili başlıca nafakasını teşkil eden mısırı şehirdeki mukrizinden ağır şartlarla ve ödünç almak sureti ile temine mecbur kalmaktadır. Bunun içindir ki fındık müstahsili dört kuruşluk mısırı on kuruşa almağı kabul ederek bu borcu mahsulün idrakinde fınd ıkla ödemeğe mecbur kalır.

Page 34: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Fındık müstahsilinin menfaati mevzuu bahis olurken fındık fiyatlarının yükseltilmesi için tedbir almaktan ziyade onun mısır ihtiyacını daha normal ve kolay bir surette temin etmek çareleri bulunursa, fındık müstahsilinin vaziyeti tamamı ile ıslah edilmiş olur. Bu sene fındık istihsal sahasında mısırın kilosunu 9 kuruştan eksiğe almış köylüye tesadüf edilemez. Kanaatimize göre fındık müstahsilinin en büyük derdi budur; buna acil bir surette bulunacak çare çok yerinde ve faydalı olur.

Fındık mevzuu üzerinde arz edebileceğimiz mülâhaza ve mütalaalar bundan ibarettir.

STANDARDÎZASYON BÜROSUNUN RAPORU 10-X-1935

FINDIK KONGRESİ YÜKSEK BAŞKANLIĞINA

A.-ÜLKEMİZİN FINDIK ÜRETİMİ VE ACUN ÜRETİMİNDEKİ YERİ

1- ÜLKEMİZİN FINDIK ÜRETİMİ

a) Fındık üretimimiz:

Yurdumuzda fındık üretimi yapılan i lle r başta Giresun olmak üzere Trabzon ve Ordu illeridir. Çoruh ilinin Rize, Zonguldak ilinin Akçaşehir ve Bolu İlinin Akçakoca bölgeleri de oldukça önemlidirler. Bunlardan başka Sinop ve Kastamonu kıyılarında, Bitlisin cenubunda Hizan ilçesinde, Bilecik, Kütahya ve Maraş bölgelerinde dahi fındık üretimi yapılmakta i se de ne miktar ve ne de kaliteleri itibarı i le dış tecim bakımından bir önemleri yoktur.

Ülkemizin yıllık üretimi hakkında birçok istatistik rakamlara tesadüf olunmuş ise de aralar ındaki büyük farklardan dolayı bunlardan doğru bir fikir edinmek mümkün olamamıştır. Bununla beraber en doğru olduğunu sandığımız bilgilere göre:

1933 yılındaki üretimimiz 43.480 ton ve

1934 » » dahi 35.818 tondur.

Bu miktar üretim bölgelerimize aşağıda yazıldığı gibi ayrılırlar:

İl 1933 Miktar (Ton)

1934 Miktar (Ton)

Giresun

Ordu

Trabzon

23.692

6.378

13.410

19.002

5.790

10.326

Trabzon fındık ürünü yekûnları arasında Rize ürünleri de katılmış olup bunun nispeti 1933 yılında ortalama 1200 ve 1934 yılında ise 2000 ton tutarındadır. Yine ilâve etmek gerektir ki üretimimiz miktarlarını katî rakamlarla tespit etmek imkânı yoktur; zira yurt içindeki sarfiyatımızın tutarı belli değildir.

Page 35: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Ülkemizde yetişen fındık nevileri şunlardır:

1 --Yağlı veya tombul fındık

2— Sivri fındık

3— Badem fındık

4 — Foşa fındık

5 — Kara fındık

6 — Kuş fındığı

7—Düzyelek veya palas fındık

8— Yabani fındık.

1 — Tombul fındık, meyvesi toparlak, kabuğu İnce, içi diğerlerinden fazla değerli bir ürünümüzdür. % 49-52 iç verir. Giresun mahsulünün % 67 si bu cinstendir. Bir litresi 264 ve b ir kilosu 289 adettir.

2 — Sivri fındığın alt tarafı toparlak, ucu sivridir. % 46 ya kadar iç verir. Bir litresi 322 ve bir kilosu 319 adettir.

3 — Badem fındık s i v r i fındıktan biraz daha iri ve i k i tarafı basıktır. Diğer vasıfları s i vr i fındığa pek benzediği iç in a l ış verişte birbirinden ayrılmazlar. Bu cins fındık tekmil üretimimizin ortalama % 5 i n i bulur. Bu da % 45 kadar iç verir.

4 — Foşa fındığın meyvesi iri, kabuğu kalın ve rengi parlakçadır. İriliğinden ötürü dış pazarlarda ve bilhassa Amerika'da iyi tutunmuştur.

5 - Kara fındığın meyvesi iri, kabuğu kaim, rengi koyucadır. % 40 tan fazla iç vermez; içi pek makbul değildir. Zira zar nispeti % 5 i bulur. Üretimimizin ortalama % 10 u tutarındadır. Bir litresi 208 ve bir kilosu 252 adettir. Soğuk ve sıcağa ve hastalıklara karşı fazla dayanıklıdır.

6 — Kuş fındığı tombul fındıktan daha makbul tutulan bir cinstir. % 50-52 nispetinde iç verir. Kabuğu çok ince, yağı tombuldan daha azdır. Ağacı fazla gevrektir. Her sene muntazam mahsul vermez. Giresun'un Piraziz bölgesinde az miktarda bulunur. Bir l i t r e s i 248 ve bir kilosu 301 adettir.

7— Palas fındık pek makbul değildir, zira kabuğu iyice ve çabuk sertleşmediğinden hastalıklara karşı dayanıksızdır.

8 — Yabani fındıkta, taneleri küçük ve vasıfları makbul olmayan bir cinstir. Bunun meyvesinden ziyade gayet elâstiki olan ve çabuk fışkıran dallarından istifade edilir.

Tombul fındık Giresun'da mahsulün ekseriyetini teşkil ettiği gibi sivri fındık da Trabzon ve Ordu mıntıkalarında mahsulün çok kısmını tutar. Yeni yetiştirilen fınd ık bahçeleri müstesna olmak üzere eski fındık bahçeleri umumiyetle karışık cinsleri ihtiva etmektedir. Yeni yetiştirilen bahçeler muayyen cinslere inhisar eylediğinden pek karışık değildirler. Yeni dikme nispeti mevcutların hemen %15 ini bulan Trabzon'da yeni fındıklıkların %95 ini tombul % 5 ini de Foşa teşkil etmektedir. Orduda da vaziyet yine

Page 36: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

böyledir; burada son 20-25 sene içinde dikilen ağaçlar mevcudun % 12 sine yakınd ır. Giresun'da bu nispet % 1 i bile bulmaz. Bunun sebebi de Giresun'da boş arazi miktarının Trabzon ve Orduya nispetle bir hiç mesabesinde olmasıdır. Şu hale göre denilebilir ki ülkemizde yirmi beş sene içindeki yeniden dikme miktarı ortalama % 30 a yakındır.

Yetiştikleri bölgelere ve nevilerine göre fındık mahsulünün olgunlaşma zamanı değişir. Bununla beraber ilk hasat zamanı ağustos ortalarında başlar ve bir ay sürer. Olgunlaşma zamanının türlü bölgelere göre değişmesi göz önünde tutularak bu zamanın tayini ve ilânı iş i fındık nizamnamesiyle o yerin en büyük mülkiye memuruna verilmiştir. Toplama zamanının ilânından evvel ürünlerini devşirenler hakkında kanunî takibat yapılır. Lâkin buna rağmen kasabalara yakın birçok bahçe sahipleri ve hatta denilebilir ki tekmil üretmenler iki sebep altında ürünlerini olgunlaşmadan toplarlar. Bu sebepler şunlardır:

1 —Yüzde ortalama 8-12 nisbetinde fazla fiyat getiren ağustos satışlarına yetişebilmek kaygısı,

2 —Evvelce haziran ayında veya daha evvel tecimenlerden aldığı avansın ödenmesi iç in tecimenlerin sıkıştırması.

1 — Birinci sebep olarak gösterdiğimiz ağustos satışlarına yetişebilmek kaygısını taşıyanlar azdır. Bunların tekmil satışları ancak 10-15 gün gibi kısa bir zamana sıkışır. Bunun için satış miktarı da az olur; yani en çok 50-60 vagonu geçmez. Dış tecim bakımından hemen hiçbir değeri olmıyan bu zararlı işe nizamname hükümlerinin yerinde iyi tatbikiyle mani olmak mümkün ve gereklidir.

2 — İkinci sebebe gelince bunun mahiyeti bambaşkadır. Bu sebep, mısır işi i le, yani a lışverişi ile yakından ilgil id ir . Karadeniz fındık üretim bölgelerinin her b i r yıl için ortalama 10-15 bin ton mısır ithalâtı vardır. Meselâ bu yıl içinde yalnız Trabzon ve Giresun 13-14 bin ton mısır çekmişlerdir. Görele ve Orduyu da 2-3 ton hesap edebiliriz. Köylerde dolaşan veya buralarda işyarlarını dolaştıran tecimerler b i r buçuk kilo fındığa karşılık iki kilo mısır verirler. Böylece köylü % 150-200 belki daha yüksek bir fark gösteren taşkın bir fiyatla mısırı avans olarak köylüye verir; yani bu iş t e geniş bir ölçüde (murabahacılık) yapılır. Bu sebeple üretmenin, ürününü tam olgunlaşmadan koparmaması iç i n her şeyden evvel bu murabahacılığın önüne geçmek lâzımdır.

Arz ed ildiği gibi bir taraftan 10-15 günlük bir müddete inhisar eden ağustos satışlarına yetişebilmek kaygısı ile diğer taraftan evvelce alınmış olan avansın geri verilmesinde uğranılan zorluklar ve tecimenin sıkıştırması dolayısı ile ürünün çabukça toplanması gerektir. Bu yüzden hem mal sahibi olan üretmen hem işçi zayiata ehemmiyet vermeyerek bir ân evvel ürünü ağaçtan sıyırmak (sağmak) sureti i le toplamağa gayret ederler. Neticede körpe filizler ezilip koparak gelecek sene ürününün azalmasına sebebiyet verirler. Zeytin ürününde olduğu gibi fındık ağaçlarının da her sene yeter çoklukta ürün vermeyişinin belli başlı sebebini bu kötü görenekte aramak lâzım gelir. Ağaçlardan devşirilmiş olan fındıklar güya kurutulmak kastı i le haftalarca üretmenin elinde kalır, kurutulmaz daha doğrusu kurutulamaz ve kalitenin bozulmasına sebebiyet ver i l ir . Çünkü yağlanır, çürür, randımanını kaybeder. Bunun iki sebebi vardır:

1 — Arazinin dar olması hasebi ile kurutulacak açık, güneşli bir yerin çok defa bulunamaması. Çünkü sahil ve orta kollar tekmil ekilmiştir ve dikilmiştir ve en çok fındık

Page 37: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

bahçelerinin bulunduğu bu bölgelerde boş arazi ürünün çokluğunu karşılayamayacak kadar azdır.

2 — Yaylacılık yazın, şiddetli sıcaklardan korunmak ve hayvanları yaylaya salmak için üretmen, devşirme işini bitirir bitirmez yaylaya çıkar.

Bu i k i sebepledir ki henüz yaş olan ürün yeşil zülüfler içinde ahırlara konulur. Yığılı bir halde haftalarca ahırlarda kalarak yüksek kalitesinden zayi eder. Bu kötü göreneğin önüne geçmek muhakkak lâzımdır. Bu da ya köylünün ürününü ahıra yığın edip yaylaya gitmesine mâni olmak veya ağaçtan toplanıldığı gibi yaş olarak tecimene satmasına müsaade etmekle mümkün olur ki ikinci şıkkın ileri sürülmesi kanaatimizce daha uygun bir tedbirdir. Zira gerek fındık kırıcılarının ve gerek tecimenlerin kırma fabrikalarında ekseriya müteaddit kurutma tertibatı bulunduğu gibi bulunmayanlara da belediye, deniz kıyılarında 935 murabba metro çevrede, kumluk b i r bölgeyi 1 5 0 - 2 0 0 Ura mukabilinde icara verir. Tecimenlerin bu kumluklardan Eylül başlarından ilkteşrin sonlarına kadar istifade edecekleri tabiîdir.

b) Rekolte tahmini işi:

Türlü ürünlerin olduğu gibi f ı n d ık l a r ı n da rekolte tahmini işi çok önemli bir iştir. Zira tecimenler alivre satışlarını rekolte tahminlerine göre düzenlerler. Hâlbuki bu iş in iyi yürütülememesi çok defa tecimenleri şaşırtır ve zararlara sokar. Nitekim geçen sene Trabzon recim ve endüstri odasının verdiği yanlış malûmat yüzünden bir kısım tecimenlerimizin piyasadan çekildiğini, bir kısmının da büyük sarsıntılar geçirdiğini ve ne önemli ulusal ekonomik zararlarla karşılaşıldığını pekâlâ biliyoruz. Bu sebepledir ki bu fındık rekolte tahmini işinin de üzüm ürünü hakkında teklif ettiğimiz esaslar dairesinde yapılması lâzım ve hattâ zarurîdir.

II — RAKİP ÜLKELERİN FINDIK ÜRETİMİ

a) Üretim:

Aşağıda "dünya üretiminde rakipler arasındaki yerimiz'' bahsinde de etraflıca görüleceği üzere C i h a n i s t i h lâ k sahasına bizimle birlikte fındık arz eden önemli i ki ülke vardır: birinci derecede İspanya, ikinci derecede İtalya. Bu iki ülkeden maada Rusya da oldukça büyük b i r ölçüde fınd ık üretmekte ise de henüz bu dikenin ürünleri dünya pazarlarında kendilerine bir mevki edinmemişlerdir. Diğer bazı memleketlerde de yerli ihtiyaçları ancak karşılayabilecek bir derecede fındık üretimi yapılmaktadır.

Meselâ Fransa'da, Filis t in ve cenubi Afrika anyonunda olduğu gibi.

İspanya fındık üretimi en ziyade güney kıyılarında toplanır. En önemli üretim merkezi Tragona i l id ir . Ayrıca Valensiya ve Baîear illerinde de fındık üretimi yapılmaktadır. Her ne kadar Roma tarım enstitüsünün 1932-1933 vaziyetini gösteren istatistik bültenlerde İspanyanın fındık üretimi 1931 yılı için 11.345 ton ve 1932 yılı için 19.853 ton gösterilmekte ise de ayni y ı l l a r ı n İspanyol resmî d ı ş tecim istatistikleri rakamları üe bu rakamlar birbirini tutmamaktadır. Bununla beraber bu miktarın ortalama 20-25 bin ton arasında hesap etmek mümkündür, Üretim bölgesinin ise 1931 yılında 7.862 ve 1932 yılında 11.222 hektar olduğu Roma enstitüsünün ist a t is t ik bültenlerinde yazılıdır; yine bu da İspanyol resmî İstatistiklerinin rakamlarını tutmamaktadır.

İspanyol fındıklarının ulusal ürünümüze ve İtalyan fındıklarına karşı olan biricik

Page 38: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

üstünlüğü uzun müddet saklanabilmeğe elverişli yani dayanıklı olmasıdır. Bizim fındıklarımızın İspanyollarınkine göre daha az dayanıklı olmasının sebebini kalitesinin İspanyollarınkinden daha aşağı olduğunda aramak yanlış b i r düşünce olur. Zira eğer fazla saklanmağa elverişli ve dayanıklı olmasının sebebi az yağlı olmak ise bizim fındıklarımızın yağ maddelerinin nispeti % 67,30 bulunmasına karşı İspanyol fındıklarının yağ maddeleri nispeti % 68 dir. Bunun sebebini bilhassa tarım bakım ve devşirme sistemlerinde aramak gerektir.

İspanyol fındıkları tam olgunlaşıp ağacı bıraktıktan sonra yerden üç defada toplanır. Bizimkiler ise çok kere olgunlaşmadan dalından sıyırmak veya sağmak sureti i le ağaçtan devşirilir.

İtalyan fındıkları çok yağlı olmaları yüzünden daha az dayanıklıdırlar, Uzun müddet saklanamazlar. Bunların kaliteleri de bu ve diğer sebeplerden Türk ve İspanyol fındıklarından geridir. Hemen tekmil Cihan pazarlarına kabuklu olarak iletilmesinin biricik sebebi de budur.

İtalya'nın en toplu fındıklıkları Avellino bölgesiyle Sicilya'nın orta yerleri, Piyatzo, Armcrino bölgeleridir. Yıllık fındık üretimi ortalama 15-20 bin tonu bulur.

b) Acun üretiminde rakiplerimiz arasındaki yerimiz:

1932 yı l ınd a dünya fındık üretiminde başlıca önemli ülkeler arasındaki yerimiz aşağıdaki nispetlerle gösterilir:

Türkiye % 47.3

İspanya % 25

İtalya % 20,8

Rusya % 5,5

Diğer ülkeler % 1,4 Y E K Ü N % 10 0

Yurdumuzun fındık üretim bölgesi 55 bin, İspanyanın 17 bin ve Kalyanın ise yalnız 10 bin hektardır. Bu üretim bölgesinin genişliği ile dünya üretimindeki yerimizin önemini gösteren yukarıdaki tablonun incelemesinden anlaşılıyor ki fındık bölgelerimizle üretim miktarlarımız arasında büyük bir nispetsizlik vardır. Bu da yurdumuzda beher dönümden yalnız ortalama 75 kilo ürün elde etmemize karşı İspanyada 162 ve İtalya'da ise her bir dönümden 150 kilo ürün alınmasından yani rakiplerimizin modern tarım tekniklerine ve tarım metotlarına karşı üretmenlerimizin atalardan kalma eski göreneği hâlâ terk etmemiş olmalarından ileri gelir. Yoksa İspanyada ne toprak ve nede hava şartlarının bizimkilerine hiçbir üstünlüğü yoktur.

''Levant" fındıkları adiyle dünya istihlâk pazarlarına sürülen ürünlerimiz İspanyol ve çok defa İtalyan ürünlerinden daha aşağı bir fiyatla satılmakta ve onlara rekabet edememektedir. Bunun sebebi nedir?

Bu sorgunun cevab ını iki noktada toplayarak inceleyebiliriz:

I- Tarımsal sebepler,

Page 39: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

II- Tecimel sebepler,

I- Üretmenlerimiz teşkilâtsızdır. Bu yüzden:

1) Sosyal kredi tedarikine imkân bulamıyor. Orta devrin endividüei kredi usulünün yüksek faizleri kazanç imkânını baltalıyor.

2) Fındıklıkların imar ve ıslahına, yeni ve fennî tarım usullerinin tatbikine imkân bulamıyor. Tabiî şartların müsaadesine rağmen kötü görenekler yüzünden ürünlerimizin nefaseti arzu edilen nispette temin edilemiyor ve bilakis kalitesi bozuluyor.

II- Tecimenler, bazı istisnalar ayırt edilmek kaydı ile dış tecimin aradığı belli vasıfları haiz değildirler. Bu yüzden:

1) Üretmen ve tecimen yabancı sermayeler tarafından istismar ediliyor, çünkü satım ferdidir, çünkü fiyatı dikte eden satıcı değil, alıcıdır.

2) Elimizde mevcut nizamnameye rağmen ürünlerimiz istenilen bir intizamla kontrole tâbi tutulamıyor, dış ülkelerde arbitrajlara yol açılıyor.

3) Rakiplerimizin dünya pazarlarına yakın olmaları dolayısı ile vaktinde yerlerine mal teslim edebilmelerine karşı biz, nakil vasıtalarımızı zaruretin ortaya koyduğu icaplarla telif edemiyoruz.

Görülüyor ki bu şartlar altında bizim rakiplerimiz arasındaki yerimizi yükseltebilmekliğimiz için birçok engelleri yıkıp atmaklığımız gereklidir. Bu engeller ortadan kaldırıldıktan sonra dünya fındıkçılığımın nâzımı olacağımıza ve kalacağımıza şüphe etmemelidir.

B. ACUN FINDIK TECİMİNDEKÎ YERİMİZ VE FINDIKLARIMIZIN STANDARDİZASYONU

I- ACUN FINDIK TECİMİNDEKİ YERİMİZ:

a) Tekmil iç ve kabukla ihracatımızın İspanya ve İtalya ihracatı ile mukayesesi:

Bu ürünümüz yurdumuza yılda ortalama 8-10 milyon lira varidat getirir. 1925 yılındaki ihracatımızın kıymeti 14 milyon lirayı geçerken bu miktar derece derece azalarak 1934 yılında yarıya inmiştir. Bununla beraber bu kıymet alçalmasının sebepleri dış ülkelere mal göndermemizin azalmasından ziyade kriz dolayısı ile ürün fiyatlarının pek fazla düşmüş olmasında aramak lâzımdır. Zira ihracatımız, büyük temevvüçlere rağmen daima artmış 1925 yılında 14,5 ve 26 yılında 11,3 milyon kilo iken 1932 yılında 27,2 milyonu bulmuş ve son iki yıl içinde hissedilebilecek derecede bir düşkünlük göstermiştir.

Yurdumuzun iç ve kabuklu fındık ihracatında Almanya, Fransa ve İtalya önemli birer mevki almaktadırlar. 1926 yılında İtalya tekmil fındık ihracatımızın % 21,4 nü, Fransa % 24,7 sini, Almanya % 23,2 sini; 1932 yılında ise tekmil fındık ihracatımızın İtalya % 32,5 ini, Almanya % 29,5 ini ve Fransa % 10 unu çekmişlerdir.

Görülüyor ki Almanya ve İtalya'nın fındık ihracatımızdaki önemlerini muntazam bir seyirle artmış olmalarına mukabil Fransa adım adım gerilemiştir.

Diğer mahreçlerimizin yurdumuzdan ithalâtı nispeten küçüktür ve buralara yapılan

Page 40: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

sevkıyatımızda büyük bir düşüklük görülmemektedir.

İspanyanın iç ve kabuklu fındık ihracatında ( 1929 yılı müstesna) tedrici bir azalma göze çarpar.

Umumî İhracat nispetinin azalması ile türlü ülkelere yapılan ihracat miktarında da (Fransa ve İngiltere müstesna) bariz bir noksanlık dikkati çeker. Meselâ 1927 yılındaki umum ihracat yekûnu 10,440 ton iken 1930 ve 1931 yıllarında bu nispet % 31,3 ve 1932 yılında % 40,2 nispetinde azalmıştır. Birinci derecede yani % 32,7 nispeti ile İngiltere, hemen hemen 9 zar nispeti ile Almanya ve Amerika ve yine hemen hemen % 12 şer nispeti ile Fransa ve Hollanda 1927 yılında İspanyanın en büyük alıcılarından iken bu nispetler adım adım gerileyerek İspanyanın umum fındık ihracatına Almanya'nın iştirak nispeti % 4 e, Amerika Birleşik Devletleri"n i n % 1 e ve Hollanda'nın ise %, 6,6 ya düşmüş ve buna mukabil İngiltere'nin i ş t i r a k nispeti % 22,7 den % 33.3 e ve Fransa'nın ise % 12.5 den % 2 5 ,5 e kadar çıkmıştır.

İtalya'ya gelince bu ülkenin iç ve kabuklu fındık ihracatının önemli bir surette genişlemekte olduğunu görüyoruz. Meselâ 1927 y ı l ınd a umum fındık ihracatı yekûnu 9,995 ton iken 1932 yılında 23,189 tona çıkmıştır. Almanya, (Türkiye'nin olduğu g i b i ) İtalya'nın da en büyük bir alıcısı olarak i l k safta ve önün arkasından Amerika, İngiltere, Hollanda ve Fransa gelirler. İtalya'nın fındık ihracatında (Amerika hariç) diğer mahreçler hesabına oldukça büyük inkişaflar göze çarpar. Nitekim 1927 yılında Almanya'nın İtalya'dan çektiği fındıklar, İtalya'nın tekmil ihracatının % 32 sini, İngiltere'nin ithalâtı % 7 sini, Hollanda'nın % 9,6 sini Fransa'nın ithalâtı % 4,2 sini ve Amerikanın ithalâtı is e tekmil İtalyan fındık ihracatının % 42 s in i teşkil ederken 1932 yılında Almanya'nın ithalâtı, İtalya fındık ihracatının % 36,3 ne İngiltere'nin %11.2 sine, Fransa'nın % 7 sine çıkmış ve Amerikanın ithalâtı ise bilâkis % 11.2 sine düşmüştür.

Görülüyor ki ülkemizden İngiltere'ye ve bilhassa Fransa'ya yapılan fındık ithalâtının yıldan yıla azalmış olmasına karşı İspanya ve İtalya'nın bu memleketlere olan ithalâtı bizim zararımıza yıldan yıla genişlemiştir.

h) Yurdumuzun ve rakiplerimizin iç ve kabuklu fındık ihracatının nevilerine göre ayrı ayrı tahlili:

Dış pazarlara gönderilen fındıklarımızın ortalama %20 sini kabuklu ve geri kalanını iç fındık teşkil etmektedir.

İç fındıklarımızın en büyük alıcısı Almanya'dır. 1925 yılında ihracatımızın % 2 1 ,3 nü 1928 yı l ında 35,7 sini ve 1934 yı l ınd a ise % 56,5 in i çekmiştir. Son iki yı l ın vaziyetine göre ikinci derecede İtalya gelir. Bu ülke de (fındık üretiminde rakibimiz olmasına rağmen) 1933 yılında iç fındıklarımızın % 34 nü ve 1934 y ı l ı n d a ise % 18 ini çekmiştir. Daha evvelki yıllarda Almanya ve İtalya'nın yurdumuzdan iç fındık çekme nispetlerinin hemen ayni olduğu anlaşılmaktadır.

Fransa 1925 yılında tam % 45 nispeti ile en büyük iç fındık alıcımız iken bu nispet rakiplerimizin ve bilhassa İspanyanın lehine derece derece azalarak 1934 yılında % 3 düşmüştür. Nitekim İspanya iç fındık ihracatını gösteren, raporumuzun sonuna koyduğumuz 11 numaralı grafikte bu hakikati aynen teyit eylemektedir.

Kabuklu fındık ihracatımızın muntazam b ir seyir takip eylemedıği anlaşılır. Bu nevi ürünümüzün en büyük alıcıları başta Almanya ve Mısırdır. İkinci derecede İtalya gelir.

Page 41: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

İngiltere ve Fransa 1925 yılında en büyük alıcılarımızdan iken İspanyanın lehine olmak üzere alıcılarımız arasındaki önemli yerlerini terk etmişlerdir. Nitekim 1925 yılında kabuklu fındık ihracatımızın ortalama % 9 dan fazlasını çekerken bu nispet 1928 yılında sıfıra inmiş ve Fransa dahi yine 1925 yılında % 26 dan fazla bir nispetle ürünümüzün önemli bir alıcısı iken bu ülkenin yurdumuzdan bu ithalâtı nispeti 1930 yılında % 3 ten aşağı düşmüştür. Buna karşılık İspanyanın Fransa'ya kabuklu fındık ihracatında büyük bir genişleme göze çarpmakla beraber İngiltere'ye ihracatı son derece artmıştır, Meselâ 1927 yılında İspanyanın İngiltere'ye olan kabuklu fındık ihracat ı tekmil kabuklu ihracatının ancak % 3 ü derecesinde i k e n bu miktar 1931 y ı l ı n d a % 54 ,7 ye kadar yükselmiştir. Şu halde görülüyor ki İspanya, en önemli pazarlarımızda fındıklarımız ve husus ile bu ürünümüzün kabuklu nevi için en güçlü bir rakibimiz olarak karşımıza çıkmaktadır.

Zira İspanyanın fındık ihracatının en önemli bir kısmını kabuklu nevi teşkil etmektedir.

İtalyan resmî istatistiklerinde iç ve kabuklu nevilerinin birbirinden ayrılmamış olmaları hasebi ile bu ülkenin kabuklu ve iç fındıklarını ayrı ayrı inceleyerek ve mukayese ederek hangi nevilerle bize daha fazla rekabet ettiği hakkında is tat i st ik bir sonuç çıkarılmasına imkân elde edilmemiş olmakla beraber İtalyan ürününün haiz olduğu vasıfları itibari ile önemli bir kısmının kabuklu halinde ihraç edileceği tabii görülmektedir.

I I - FINDIKLARIMIZIN STANDARDİZASYONU

a) Fındık statüsü:

11913 numaralı '"fındık ihracatının murakabesine dair nizamname" projesi, 1931 senesinin mayıs ayı başlarında idaresine memur edildiğim Trabzon iktisat mıntıkası müdürlüğünün de sarf eylediği mesai ile yüksek Vekâlet tarafından hazırlanmış ve 4 , 11 .19 31 de İcra Veki l ler i Heyetinin yüksek tasdikine iktiran eyledikten sonra 1932 y ı l ı başlarından itibaren geçilmiştir. Statü üç faslı ihtiva eder.

Birinci fasıl umumî hükümlere, ikinci fasıl kontrol edilecek hususlara ve üçüncü fasıl da kontrol yapılması tarzlarına mütealliktir; heyeti umumiyesi 34 maddeden ibarettir.

Filvaki standardizasyon mefhumundan anladığımız mana, mahreçlerin arzu ve temayüllerine ve ihtiyaçlarına uygun iyi ve mütecanis istihsal; tağşiş ve hileden vikaye; muayyen esaslar ve tipler dairesinde iyi ambalaj ve yine muayyen kayıtlar ve esaslar dairesinde iyi nakil şartları temin olunmak sureti ile mahsulün vasıflarını stabilize etmek olduğuna göre elimizdeki fındık statüsü, bir standardizasyon statüsü olmaktan ziyade (kalite kontrolü) statüsü mahiyetindedir.

Bununla beraber şunu da arz etmek gerekir ki bir standardizasyon statüsü ürünlerin vasıllarında stabilizasyonu temin için kati bir zaruret olan yukarda zikrettiğimiz noktalar üzerinde hiçbir vakit müessir olamaz. Çünkü nazarî esasları ve hükümleri ihtiva eden bir nizamnamenin tatbikini kolaylaştıracak birçok tedbirlerin alınması lâzımdır ki bunların umumunu statü hükümleri arasına sokmanın imkânı yoktur. Meselâ bugün üretmenin fakir ve zarureti ve bilgisizlikleri yüzünden fındıklarımızın ıslah ve imarı ve fındıklarımızın yeni ve fennî vasıtalarla üretimi mümkün olamıyor. Bu hal, mütecanis üretimi imkansızlaştıran bir keyfiyet olduğu gibi statüde mevcut hükümlere ve müeyyidelere rağmen ürünün tam olgunlaşmadan yarı ham hasat edilmesi de mütecanis üretime imkân bırakmıyor, iyi işleme ve iyi nakil şartlarının temininde uğranılan güçlükleri de buraya ilâve etmek gerektir. Ancak bu arz ettiğimiz ve tatbikatta daima rastlanması umulabilen diğer birtakım güçlükler ve engellerin de ortadan kaldırılabilmesi iledir ki bu ve buna benzer tarımsal

Page 42: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

ürünlerin vasıflarının stabilizasyonu temin olunabilir. Bu engellerin ortadan kaldırılması işi ise günün işi olmaktan ziyade zamanın işidir. Şu halde yurdumuzda bu ve buna benzer birçok ürünlerimiz için standardizasyondan ziyade tipizasyonun yani muayyen tipler ortaya çıkarılmasının şimdilik daha önemli bir sonuç verebileceğini düşündüğümüz içindir ki bu fındık statüsü ile belli tiplerin ortaya konulmasını ve bu tiplerin vasıflarının belli edilmesini, başkaca bu temeller çevresinde fındık çıkadının kontrolünü doğru bulduk. Nitekim statüde ikinci faslın içine aldığı hükümler ürünün tipizasyonuna taallûk eder. Meselâ altıncı madde fındıkları (tombul), (sivri) ve (badem) nevilerine ayırdığı gibi sekizinci madde de nevileri altıncı madde ile belli edilmiş olan fındıkları ayrıca boyları itibarı ile (ekstra), (sıramalı) ve (kalburaltı) adları ile üçe ayrıt etmektedir. Dokuzuncu madde rutubet ölçüsünü, onuncu madde bir partide bulunabilecek kusurlu nispetini ve on bir ilâ on altıncı maddeler ise fındık ambalajlarının vasıflarını belli ederler.

Yukarda da arz ettiğimiz üzere statünün üçüncü faslı, kontrol tekniğine yani kontrolün nasıl yapılması gerektiği hususlarına süyenir. 1705 numaralı "men'i tağşiş" kanununun tatbikatında uğranılan bazı zorluklar göz önünde tutularak fındık statüsünde ulusal marka tatbikatının ve ulusal marka kontrolü ile ilgili bir organizasyonun ortaya çıkarılmasından ziyade 25. madde de yazılı olduğu ve bu maddeye göre statüye eklenen numunede görüldüğü veçhile üçüncü maddeye tevfikan kontrol salâhiyetini haiz muayyen tecim odalarının mecburi kontrollerine dayanan (İhraç şahadetnamesi esası) vazolunmuştur. Yani kontrol, hiçbir kayıt ve şart altında ihtiyari değil, malı ihraçtan evvel katiyen mecburidir.

Standardizasyon tatbikatının bugünkü zaruret ve icaplarına göre 1705 numaralı kanunun değiştirilmesi hakkında hazırladığımız ve yüksek Vekâlet makamına arz etmek üzere bulunduğumuz esaslar göz önünde tutulmad ıkça ne fındık statüsünün ve ne de başka ürünlerimizle ilgili başka statülerin ayrı bir kontrol tekniğine dayanmasına imkân yoktur. Nitekim zeytin ihracatının kontrolü hakkındaki statü projesinin kontrol şekli de fındık statüsünde arz ettiğimiz esaslara istinat ettirilmiş olduğu gibi projesi standardizasyon bürosunca hazırlanan üzüm statüsündeki kontrol hükümlerinin ulusal marka kontrol esasına yaslatılması imkânı da bugün için temin edilmemiştir. Ve ancak 1705 numaralı kanunun değiştirilmesinden sonra imkânlaşabilecektir.

b) Tatbikata girdiği andan bugüne kadar statü hakkında serdedilen mütalaalar ve yapılan değişiklikler:

İlkönce şu noktayı arz edelim ki statünün tatbikata girdiği 29 ilkkânun 1931 (Statü 4 ilkkânun 1931 tarihinde İcra Vekilleri heyetinin yüksek tasdikine iktiran etmiş ve yirmi beş yün sonra tatbikata girmiştir) tarihinden bugüne kadar statü hakkında yabancı ülkelerden aksetmiş b i r şikâyet mevcut değildir. Bilakis statü tatbikatının pozitif sonuçlar verdiği hakkında tecim ataşelerimizden gelmiş raporlar bakanlık arşivleri arasında dikkatimizi çekmektedirler. Yalnız tecimsel kurumlar tarafından bağlı oldukları tecim ve endüstri odalarına veya doğrudan doğruya bakanlığa vakit vakit bazı sızıntılar (şikâyet) aksetmiş ve bu yarbık (şikâyet) ler özlüklerine (mahiyet) göre incelenerek doğru görülenler bu kürce (esas) ler çevresinde statüde değişiklikler yapılmıştır.

Sızıntılara esas teşkil eden önemli noktalar şunlar olmuştur:

1) Statünün üçüncü maddesinde yazılı fındık çıkat iskeleleri arasına Sürmene, Vakfıkebir ve Tirebolu iskelelerinin de konulmamış olması;

2) Dokuzuncu maddede yazılı olduğu üzere rutubet ölçüsünün kabuklu fındıklarda

Page 43: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

en çok % 5 ve iç fındıklarda % 4 nispeti;

3) Onuncu madde mucibince bir partide bulunabilecek çürük, küflü, bozuk ve acı fındıkların bulgayının, partinin % 2,5 unu geçmemesi:

4) Altıncı mad'dede yazıldığı üzere fındıklar ekstra, sıramalı ve kalburaltı adları i le üç boya ayrılırken bu boylardan başka tâli boylar ihdas edilmemesi:

5) Yirmi üçüncü maddenin son fıkrasına göre alınan numunelerin tecim odalarında altı ay müddetle saklanması;

6) Yirmi üçüncü maddenin İ lk fıkrasına göre Ekonomi Bakanlığınca hazırlanan numune alma bildirikçe (talimatname) sinin dördüncü maddesinde yazılı olduğu üzere "Her parti için kabuklu fındıklarda i k i ve iç fındıklarda b i r kilo" fındığın muayeneyi yapan işyar veya eksper tarafından alınması;

7) On birinci maddede yazılı olduğu gibi bir partideki kırık, ezik ve vurgun fındıklar nispetinin en çok % 5 olması;

8) Değişik on birinci maddede yazılı azamî 1,5 dan ibaret kırık, ezik ve vurgun nispetinin sivri fındıklar için % 10 a çıkarılamaması.

Sızıntılara esas teşkil eden bu noktalardan birincisi haklı görülerek statünün üçüncü paragrafı 29.1.1934 tarihli kararname i le değiştirilmiş ve yukarda adı geçen iskeleler fındık çıkat iskeleleri arasına konulmuştur.

Paragraf dokuza olan itiraz kısmen doğru çıkmışt ır. Zira kabuklu fındıklarda en yüksek rutubet nispeti % 5 b e l l i edilmesine karşı analiz sonucunda olgunlaşmış ve harmanda iyice kurutulmuş kabuklu fındıkların % 8 ve iç fındıkların ise % 4 nispetinde rutubetleri olabileceği anlaşılmıştır. Bunun içindir ki kabuklu fındıkların rutubet nispeti üzerindeki itiraz yerinde görülerek bu nispet 29.1.1934 tarihli kararname ile % 5 den % 8 e çıkarılmıştır.

Statünün tanzimi ile gözetilen gayenin, ürünümüzün kalitesini ve kıymetini yükseltmek ve dış pazarlarda kolaylıkla sürümünü temin etmek olduğuna göre §§ 6, 10 ve 11 e taallûk eden sızıntılar yerinde görülmeyerek §§ 6 ve 7 de hiçbir değişiklik yapılmamış ve Ş 11 de yazılı kırık, ezik ve vurgun fındıkların % 5 nispeti de bilâkis fazla görüldüğünden bu nispet 29.1.1934 tarihli kararname ile % 1,5 a indirilmiştir.

Her ne kadar statünün 23. paragrafında her partiden numune olarak alınacak fındıkların altı ay müddetle tecim odalarında saklanması ve bu paragrafa göre Ekonomi Bakanlığınca hazırlanan fındıklardan numune alma bildirikçesinin dördüncü paragrafında alınacak numunelerin kabuklu fındıklarda iki ve iç fındıklarda bir kilodan az olmaması yazıyorsa da fındıkların ve husus ile kabuksuz olanlarının altı ay müddetle (mecburen torba ve çuvallar İçerisinde) iyi bir surette saklanması kabil olamamış ve her türlü itinaya rağmen bozulmuş, kurtlanarak böcekler ve sinekler peyda etmiştir. Bundan başka bu numunelerin çokluğundan iyi saklanmalarında da zorluklarla karşılanmış ve sızıntılar yerinde görülerek altı aylık saklama müddeti 31.12.1933 tarihli kararname ile üç aya indirildiği gibi alınacak numune miktarları da 1.5.1933 tarih ve 5013/162 sayılı bakanlık buyruğu ile iç ve kabuklu fındıklarda siyanen 250 grama indirilmiştir.

Değişik on birinci paragrafta yazılı maksimal % 1,5 dan ibaret kırık, ezik ve vurgun

Page 44: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

nispetinin sivri fındıklar için % 10 a çıkarılması hakkında geçen yıl içinde Trabzon tecim ve endüstri odasından Bakanlığa bir dilek gelmiş ve bu dilekte ürünümüzün dış pazarlarda kolaylıkla sürümünü zorlaştırabileceği düşüncesi ile kabul edilmemiştir.

Trabzon tecim ve endüstri odasının 11.2.1934 tarih ve 762 numarasını taşıyan yazısında: Sivri fındıkların (uçlarının sivri olması dolayısı ile) değirmenden uçlarından fazla vurgunlu olarak çıktığı ve fındık çıkatlarının kontrolüne dair statüde gösterilen miktardan fazla vurgunlu olan bu fındıkların, vurgun adile ellişer kiloluk çuvallarda dış ülkelere gönderilmesinin dış pazarlarda kıymetlerinin düşürülmesini sonuçlandığı bildirilmekte ve aşağıda yazılı düşünceler ilâve olunmaktadır.

Filhakika öteden beri tombul iç fındıklarından daha fazla vurgunlu olduğu halde mahreç piyasalarında fiyatça tombul iç fındıklarından pek farklı olmayarak hatta bazen da bunların fiyatına satılmakta olan sivri fındıkların her türlü ihtimama rağmen uçlarından fazla vurgunlu olarak çıkmalarından naşi nizamname ahkâmına tevfikan "vurgun" namı altında ellişer kiloluk çuvallarda sevk ve ihraç edilmesi bu malların mahreç piyasalardaki fiyatlarına menfi tesir yapmış olacağından keyfiyetin ehemmiyetle nazarı dikkate alınarak sivri fındıklardaki vurgun nispetinin %10 a iblâğı hususunun bir an evvel teminine delâlet buyrulması..."

Yaptığımız incelemeler böyle bir düşüncenin kabul edilmeğe değer olmadığı sonucunu vermiştir. Çünkü dış pazarların böyle bir mazereti hoş görmeyecekleri şüphesizdir. Statüde yapılacak şu veya bu miktar vurgun nispeti hakkındaki değişiklikler onaylanmış olsa bile bu doğrudan doğruya bize ait özel bir iş olur. Bu pazarlar vurgun, kırık, çürük, ezik mal siparişinde istisna gösterirler. Çünkü alıcı piyasaların mallarda aradıkları vasıfların en önemlileri şunlardır:

1 — Fındıkların çürümemesi için iyi kurutulmuş olması;

2 — Yaş fındığın kuru ile karıştırılmaması;

3 — Makine vurgunları ile görünüşlerindeki düzgünlüğün bozulmamış olması;

4 — Vurgun malın temiz maldan ayrılarak piyasaya vurgun olarak arz edilmesi;

5 — Kırık ve ezik malların temiz mallardan ayırt edilerek dış pazarlara o suretle iletilmesi.

Londra ve Paris tecim ataşelerimizden aldığım ız yaz ılarda bu görüşümüzü gerçeklediğinden Trabzon tecim ve endüstri odasının bu dileği düz görülmeyerek onaylanamamıştır.

S O N S Ö Z :

Fındıklarımızda bugün tatbik etmekte olduğumuz kalite kontrolü iş i istediğimiz gibi çok iyi bir gidişle yürümektedir. İlmî anlamıyla standardizasyon faaliyeti bu ürünümüz üzerinde tatbik edilinceye kadar statünün teknik yönlerinde değiştirilmesi mutlak olarak gereken önemli bir nokta yoktur.

TÜRLÜ ENCÜMENLERİN RAPORLARI

Türlü encümenler, kendilerine ayrılan sahalardaki tetkiklerini bitirdikten sonra aşağıdaki raporları vermişlerdir:

Kredi, Müstahsili Teşkilâtlandırma ve Borsalar Encümeninin Raporu

Page 45: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

Genel toplantıda kredi, müstahsili teşkilâtlandırma ve borsa encümenine seçilen Ordu Ticaret Odası Reisi Hüsnü Akyol, Giresun tüccar ından Emin, Ziraat Vekâleti murahhaslarından Şevket, Ziraat Bankasından Fazıl, İş Bankasından Vehbi, İç Ticaret Genel Direktörlüğü kredi Bürosu Müdürü Cevat Nizami, Teşkilâtlandırma Bürosu Müdürü Servet ve mütehassıs Dr. Villbrand, Türkofis Danışmanlarından Zeki Doğanoğlu, 11. teşrin perşembe günü öğleden evvel ilk toplantısını yapmıştır. Bu toplantıda ilk iş olarak aralarında bir reis ile bir raportörün seçilmesi lüzumu görülmüş ve reisliğe Ordu Ticaret Odası Reisi Hüsnü Akyol, Raportörlüğe de Türkofis Danışmanlarından Zeki Doğanoğlu seçilmiştir. Bundan sonra encümenin müzakere edeceği meselelere geçilmiştir.

Türkofis, Ordu Ticaret Odası, İş Ltd ve İstanbul'da Çikolata fabrikatörleri tarafından kongreye tevdi olunan raporlarda encümeni alâkadar eden meseleler gözden geçirilerek aşağıdaki kısımlar üzerinde görüşmelere başlanmıştır:

1— Fındık mıntıkalarında müstahsilin krediye olan ihtiyacı hakkında Türkofisin raporunatemas edilerek yapılan görüşmeler ve serdolunan mütalaalar şu suretle sonuçlanmıştır:

Bankaların fındık mıntıkasına tahsis ettikleri para yekûnu encümence kâfi görülmüştür.

Ancak bu paraların tevziinde bazı noksanlar bulunduğu anlaşılmıştır. Büyük Millet Meclisinden geçmek üzere olan kredi ve satış kooperatifleri kanunlarının bu noksanları ortadan kaldıracağı ve kredi durumunun bu iki mekanizma sayesinde rasyonelleşeceği neticesine varılmıştır.

2— Müstahsilin teşkilâtlandırılmasına dair görüşmeler hakkındaki karar şudur:

İhracatın teşkilâtlandırılması meselesinin mühim bir kısmı yakında tatbik mevkiine geçecek olan kredi ve satış kooperatifleri mekanizması ile halledilecektir.

İhracatta satış kooperatifleri her gün genişlemesi tabiî olan bir sahaya hâkim olacaklar, takat serbest ihracatçılara da geniş bir saha kalacaktır. Serbest sahada ara sıra memleket menfaatlerine pek uygun olmayan vaziyetler göze çarpmaktadır. Bunun önüne geçecek tedbirlerin de Vekâlet tarafından düşünülmesi muvafık görülmüştür.

3— Fındık borsaları meselesindeki mütalealar şu noktalarda toplanmıştır:

Dördüncü Ticaret ve Sanayi Odaları kongresinde tecim borsaları meselesi uzun uzadıya görüşülmüş, bir encümen bütün çalışmalarını bu mevzua hasretmiş ve encümenin raporuna dayanan kongre mukarreratından mülhem olan ve diğer memleketlerin ticaret borsaları hakkında incelemeler yapan Vekâlet, borsa cihazını zamanımızın ihtiyaçlarına uygun şekle sokacak bir kanun lâyihası haz ırlamıştır. Bu mevzu kongremizi işgal edecek bir mesele olmaktan çıkmışt ır. Ancak kanunun bir an evvel mevkii tatbike konulmasının temini lazım gelmektedir.

4— Alivre satışları meselesi encümenin en hararetli mevzularından birini teşkil etmiş ve aşağıdaki sonuca var ı lm ı ş t ı r :

Alivre satışların mühim bir kısmı haziran ve temmuz aylarında yapılır. İhracatçılar satışlarını eylülden itibaren kapatmak mecburiyetindedirler. Demek ki piyasada alivre satışlar, talebi arttıran ve nazarî olarak fiyatların yükselmesi üzerinde tesir yapan bir unsurdur. Fakat fiiliyatta bunun aksi oluyor. Çünkü;

Page 46: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

a— Müstahsilin mali vazıyeti, kendisini müsait fırsatları beklemeden sa t ı ş yapmağa mecbur eder.

b— Bazı yerlerde müstahsil malının büyük bir kısmı ihracatç ılar elinde emaneten bulunmaktad ır. Buna mukabil üretmene avans verilmiştir. Ve bunun muayyen tarihlerde kapanması lâzımdır. Netice i t ib a r ı i l e ihracatçı, müstahsilin muayyen tarihlerde satış yapmak mecburiyetinde olduğunu b i l i r , bundan istifade eder ve piyasaya hâkim olur.

c— Şu halde â la baisse spekülâsyon cereyanları a l i v r e satışların mevcudiyetinden değil, müstahsilin teşkilâtsız ve zayıf vaziyetinden i le r i gelmektedir. Bununla beraber gerek kredi ve gerek satış kooperatifleri sayesinde müstahsilin kredi vaziyeti ıslah edilecek ve emanetlerden mütevellit mahzurlar da ortadan kalkacaktır.

d — Fındık fiyatlarının piyasa şartlarına göre müstahsil ve memleket için en müsait tarzda tekevvün edebilmesini esaslı surette temin edecek vasıtanın, bu mahsulü teşkilâtlandırma şeklinde olabileceğine kani bulunan encümenimiz, kongrenin içtimaa davet edilmesi hâdisesinin fındık sahasındaki alâkadarlar üzerinde iyi tesir yaptığını ve hattâ kongre mesaisinin neticelerini bekleyerek mallarını arz hususunda ihtiyatlı davrandıklarını müşahede etmiştir. Encümenimiz bu hâdiseyi göz önünde tutarak kongrede verilecek kararlar arasında bu yılki satış fiyatlarının aksi tesirlere ve anormal sukutlara maruz kalmamasını temin edecek acil tedbirlerin münasip görülecek şekillerde alınmasını uygun görmüştür.

5 — İspanyol fınd ık müstahsilleri tarafından yap ılan teklif hakkında Fürkofisce tespit ounan malûmat gözden geçirilmiştir.

Teklifi yapan «İspanyol farragona fındık müstahsilleri b i r l i ğ i d i r » iş b i r l i ğ i n e ait bu önemli t e k l i f i n , satış kooperatiflerimizin t e ş k i l i n d e n sonra nazara alınması muvafık görülmüştür.

FINDIK İHRAÇ NİZAMNAMESİ, STANDARDİZASYON VE AMBALAJ

ENCÜMENİNİN RAPORU

Encümenimize havale edilen raporlar gözden geçirilmiştir, Bu raporlarda mevzuu bahis olup encümenimizi alâkadar eden ihracat nizamnamesi tadilâtı, standardizasyon ve ambalaj işleri ve bunların dışında kalan bazı mühim mevzular üzerindeki mülâhazalarımızı sırası i le arz ediyoruz:

1931 yılından beri tatbik edilmekle olan "Fındık ihracatının murakabesine dair nizamname" de bugünkü ihtiyaçları karşılayacak surette ve aşağıdaki şekilde tadilât icrası encümenimizce muvafık mütalaa edilmiştir:

Birinci Fasıl

Umumî hükümler

Madde 1 - Aynen bırakılmışt ır.

Madde 2 - » »

Madde 3 - Aynen bırakılmakla beraber sonuna "İktisat Vekâleti lüzum ve ihtiyaç

Page 47: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

görürse yukarıdaki ihraç iskelelerini azalt ır veya çoğaltabilir" cümlesi ilâve edilmelidir. Bu ilâve ile her yeni ihtiyaç karşısında işin icap ettireceği çabukluk temin edilebilmelidir. Bu yapılmadığı takdirde yeniden bir çuk formalitelere ihtiyaç hasıl olacakt ır ki bunda mahzur bulunduğu aşikârdır

Madde 4 ■ Aynen b ırakılm ışt ır.

İkinci Fasıl

Kontrol edilecek hususat

Madde 5 - Bu maddeden toplama ameliyesine başlamadan en az on beş gün evvel münasip şekil ve vasıtalarla ilan edilmesi yazılıdır. Hava şartlarının bilhassa kararsız olan imdik istihsal mıntıkalarında on beş günü fazla bulmaktayız. Çünkü on beş gün müddet kabul edildiği takdirde ziraat memurları tarafından yap ılacak olan gezmelerin devşirme müddetinden bir hayli zaman evvel yapılması icap etmektedir ki encümenimiz bunu doğru görmemektedir. Ve filhakika gerek istihsal mıntıkalarından ve gerek diğer mütehassıslardan alınan dilek ve malûmatla bu müddetin çokluğu merkezindedir. Binaenaleyh bu müddetin bir hafta ya indirilmesini encümenimiz muvafık görmüştür.

Madde 6 — Aynen bırakılmıştır.

Madde 7 — Bu maddenin "kabuklu fındıklarda tombulun sivriye ve sivrinin tombula ancak %6-10 ve iç fındıklarda en çok %10 nispetinde karıştırılmalarına müsaade edilir" şeklinde değiştirilmesi encümenimizce muvafık gömülmüştür. Böyle bir değişikliği istilzam eden sebepler şunlardır:

Fındık ağaçlarının % 10-15 nispetlerinde karışık dikilmiş olmaları ve mahsulün bu yüzden bizzarur karışık olarak toplanması ve harman edilmesi.

Müstahsilin böyle karışık nevileri birbirinden ayırmasının maddeten güç ve masraflı olması.

Tüccar içinde bu tefriki yapmanın imkânsız denecek surette zor bulunması. Tefrik ameliyesi yapılsa bile bunun için edilecek masrafın maliyet fiyatına tesir etmesidir.

Madde 8 — Bu madde mucibince ve ticarî teamüle göre ekstra, sıramal ve kalburaltı adları i le anılan fındık nevilerinin kuturlarının şu suretle tasrihen tespit ve ilâvesi de encümenimizce muvafık görülmüştür:

Kabuklu fındık nevileri;

a-Ekstra: Kutru 15 milimetreden yukarı olanlar.

b-Sıramal: Kutru 9-15 milimetreye kadar olanlar.

c-Kalburaltı: Kutru 9 milimetreden aşağı olanlar.

Madde 9 — Fındıkların rutubet nispeti hakkında nizamnamenin kabul etmiş olduğu hâd fındıkların tamamı i le kurtulmuş olarak dış piyasalara şevkini kâfîl olacak derecede görülmemiştir. Şu hale göre bu maddenin aşağıdaki şekilde tadili faydalı olur: İhraç olunacak fındıklar temiz ve yabancı maddelerden arı ve iyi kurutulmuş ve rutubet

Page 48: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

dereceleri bütün çuvallarda aynı derecede olmalıdır. Rutubet derecesi kabuklu fındıklarda %5, iç fındıklarda %2 yi geçmemelidir.

İç pazarlarda fındığın yaş olarak alınıp satılması hiçbir suretle men edilemez. Kuruluk ancak ihraç anında ve muayene sırasında aranılır.

Madde 10 — Nizamnamenin bu maddesinde yazılı % 1 e kadar çürük nispeti, alıcıların bu işe verdikleri ehemmiyete binaen çok görülmektedir. Keyfiyetin fındıklarımızın sürümü bakımından göz önüne alınması icap eder.

Binaenaleyh maddenin şu suretle değiştirilmesi uygun olur: "Bir parti içindeki çürük, küflü, bozuk ve acı fındıkların nispeti % 1/2, kırık fındıkların nispeti % 1 olmalıdır". Bundan sonra şimdiki maddede zikredilmemiş olan vurgunlara ait nispet hakkında hüküm konması lâzım gelmektedir. Maddeye üçüncü bir fıkra olarak ta "vurgun; fındığın sivri ve tombul olduğuna göre değişebilir. Tombullarda vurgun nispeti en çok % 8, sivrilerde % 15 i geçemez" cümlesinin ilâvesini de encümenimiz kabul etmiştir.

Madde 11 — Onuncu maddenin tadilini icap ettiren sebepler göz önüne alınır ve vurgun nispetleri de tombul ve sivri nevilerine göre değiştirilirse bu maddenin de: "Vurgun nispeti tombullarda % 8 ve sivrilerde % 15 i geçiyorsa" şeklinde tadilinin zarurî olacağı encümenimizce muvafık mütalaa edilmiştir.

Madde 12 — Aynen bırakılmıştır.

Madde 13 — Aynen bırakılmıştır.

Madde 14 — Aynen bırakılmıştır.

Madde 15 — Nizamnamenin bu maddesinde yazılı hükümlerle piyasalarımızdaki teamülü birleştirmek için şu şekilde tadili encümenimizce muvafık görülmüştür: "Tek çuvalda gayrisafi sıklet safi sayılır. Çift çuvalda ise çuvalın birisi dara olarak düşülür" şeklinde olmalıdır.

Madde 16 — Tadilen kabulü halinde 8 inci madde ile nevilerin kuturları tespit edilmiş olacağından bu maddenin birinci satırında yazılı "boy" tabirine lüzum kalmamıştır. Bunun için bu maddeden "boylarını" tabirinin kaldırılması icap eder.

Üçüncü Fasıl

Kontrolün sureti icrası

Madde 17 — Nizamnamenin bu maddesinin son fıkrasındaki "itibarı ile" kelimesinden sonra değiştirilmesi ve yerine şu ibarenin ikamesi icap eder: "Boy itibarı ile 7 inci maddede münderiç nispetlerden fazla karışık olanların satılmasına müsaade etmeyecektir."

Madde 18 — 8 inci madde tadilâtına uyarak bu maddeden de "boylan" tabiri kaldırılmalı ve yerine "işbu nizamnamenin 8 inci maddesinde yazılı neviler ve vasıflar" cümlesi konulmak sureti ile değiştirilmesi muvafık olur.

Madde 19 — Bu maddede yazılı "boy" tabiri de evvelki mucip sebepleri dairesinde kaldırılmasını encümenimiz muvafık görmüştür.

Madde 20 — Bu maddede yazılı "boy" tabiri de evvelki esbabı mucibe dairesinde

Page 49: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

kaldırılmalıdır.

Madde 21 — Aynen bırakılmalıdır.

Madde 22 — » »

Madde 23 — » - »

Madde 24 - » »

Madde 25 — » »

Madde 26 — » »

Madde 2 7 — » »

Madde 28 — » »

Madde 29 — » »

Madde 30 — Bu maddede yazılı vazife ve mükellefiyetlerin bugünkü teşkilâta uymaması göz önüne alınırsa bazı tadilâta ihtiyaç görüleceği tabiîdir. Bu da mahreç memleketlerde Türkiye'den çıkan fındıkları kontrol etmek i ç i n doğrudan doğruya vazifedar olanların bu vazifeyi mutlak bir surette yapmalarına maddeten imkân da görülememesidir. Binaenaleyh maddedeki mutlakıyetin kaldırılması daha muvafık olacağı mütalaa edilmiştir. Bunun için de maddede "ticaret mümessilleri" yerlerine "Türkofis şubeleri" konulmalı ve «kontrol icap ederse yapılmalıdır» denmek sureti ile maddenin "usulü dairesinde muayene ve ihraç olunmuş fındıklar Türkiye'den ihraç edildikten sonra ilgililerin müracaatları üzerine Türkiye Konsolosunun veya 'Türkofis şubeleri âmirlerinin hazır bulunacağı heyetler tarafından muayene edilerek..." şeklinde tadilini encümenimiz kabul etmiştir.

Madde 31 - Aynen bırakılmıştır.

Madde 32 - Bu maddede yazılı "Haricî Ticaret Ofisi" yerine "Türkofis" kelimeleri konmalıdır.

Ambalaj işleri:

Bugünkü fındık ambalajı arsıulusal teamüllere ve dış pazarların arzularına uygun bir şekildedir. Kabuklu fındıkların ambalajları 23/4 veya 2,5, iç fındıklarınkiler ise 4 veya 4 1/2 librelik çuvallardır. Şimdiye kadar bu suretle yapılan ihracatın ambalaj şekillerinde bir değişiklik yapılmasına lüzum olmadığı kanaatindeyiz.

Alivre satışlar:

Encümenimiz, alelıtlak alivre satışların zaruretini ve faydalarını teslim eder. Ancak alivre piyasalarını açmakta amil olan ihracat tacirlerimiz, fınd ık mahsulüne değer biçmek gibi önemli ve ulusal iktisadiyatımız için büyük bir vazife yaptıklarını düşünerek bu vazifenin manevi mesuliyetini göz önünde bulundurmalıdırlar.

Memleketimiz tüccarlarının alivre satışlarda istinat edecekleri unsurlar şunlardır:

1 - Yeni yıl rekoltesinin miktarı.

Page 50: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

2 - Rakip memleketlerde rekolte miktarları.

3 - Türkiye'nin alıcı ülkelerle olan ticarî ve ahdî münasebetleri ve o münasebetlerin memleket lehine temin edeceği imtiyazlı vaziyetlerin mahiyeti.

4 - Muhammen dünya rekoltelerine göre genel fındık istihlâkinin ve alış kabiliyetinin durumu.

5 -— Evvelki mahsul vaziyetine göre fiyat temevvüçleri ve kapanış fiyatları.

6 - Alivre taahhütlere giren müessesenin indelicap aleyhine tahassül edecek bir farkı fiyatla mal almak sureti i le taahhüdünü ifaya mecbur olacakmış gibi hareket ederek böyle muhtemel bir zarara tahammül edecek malî kudrette bulunması.

Bu unsurları hakikî malûmat ve müstahberata müsteniden ciddî bir surette tetkik ve t ah l i l eden müessesenin isteyeceği alivre fiyatın memleket mahsulünün hakikî değerinde olacağından şüphe edilemez. Ancak yukarıdaki şartları haiz olmaksızın piyasaya girecek ihracat ticareti üzerinde rol oynamak isteyecek ticarethanelerdir ki şuursuz hareketleri i le ulusal menfaatler aleyhine tesir yapabilirler.

Alivre satışlar ancak mahsul idrak edilinceye kadar spekülatif mahiyetini muhafaza eder. Mahsulün idrakinden sonra iç ve dış piyasaların normal bir surette faaliyete geçmiş olmaları i le spekülatif rolün zail olması lâzım gelir. Bundan sonraki alım ve satımlar günün piyasasına göre arbitraj ameliyelerinden ibarettir.

Dış piyasaların fiyatına uygun olması lâzım gelen iç piyasa Hatlarında anormal bir düşüş görülürse bu, ancak ihracat tacirlerinin uygun fiyatlarla mal sattıkları halde iç piyasa Hatlarını fazla intifa kastı ile düşürmeğe matuf bir müşterek hareketlerinin mahsulü addedilebilir. Böyle bir hareket devletin maddî ve manevî bütün kuvvetleri ile müdahalesini icap ettirebilir. Yoksa iç piyasada devamlı surette hareketler ve haricin talebine tekabül edebilecek alışlar devam ettiği müddetçe piyasalarımızın vaziyetini normal telâkki etmek ve bu normal gidişi herhangi bir tesirle haleldar etmek doğru olmasa gerektir.

Ehemmiyetli surette fındık alıcısı bazı ülkeler vardır ki onlarla ticaret anlaşmalarımız olmadığı için bu gibi piyasalardan mahrum kalmaktayız. Meselâ Polonya, Brezilya bu cümledendir. Bundan başka kliring mukaveleleri ile bağlı olduğumuz memleketler de vardır ki kliring formalitelerinin uzunluğu ve güçlüğü ve kliring hesaplarının müsait olmaması yüzünden tüccar malının bedelini aylarca alamamakta olduğu içindir ki bu gibi ülkelerden gelen tekliflerden bizzarur istifade edememektedir. Ezzümle İsveç, Avusturya, Macaristan, Hollanda, Yugoslavya ile olan kliring mukaveleleri bu mahiyettedir.

Eğer Cumhuriyet Merkez Bankası bu gibi ülkelere gönderilen malların bedellerini ya iskonto etmek veya kısmen avans vermek sureti ile kolaylıkla ödenmesi imkânını bulursa memleket mahsulünün tamamının daha uygun ve daha kolay şartlarla satılması imkânı bulunmuş olur.

Standardizasyon işleri:

Standardizasyon, mahreçlerin arzu ve temayüllerine ve ihtiyaçlarına uygun, iyi ve mütecanis istihsal, tağşiş ve hilelerden masun, muayyen esaslar ve tipler dairesinde iyi ambalaj ve yine muayyen kayıtlar ve esaslar dairesinde iyi nakil şartları temin olunmak

Page 51: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

sureti i le mahsullerin vasıflarını stabilize etmektir.

Mahsul vasıflarındaki stabilizasyon bidayetlerde ticari mübadelelerde anlaşma ihtiyacını fazla ve imkânının az olmasından doğmuş ve uzun yılların verdiği tecrübe ile tekâmül ederek bu anlaşamamazlık müşkülâtını bugün kısmen ortadan kaldırmıştır.

Toprak mahsullerinin yekdiğerinden tamamı ile ayrı olan istihsal şartları ve bu mahsullerin vasıflarındaki değişiklikler yukarda arz edildiği veçhile bunların vasıflarının stabilize edilmesi hususunda bazı muayyen esasların vaz'ını zarurî kılmıştır. Bu esaslar, iktisadî teşekküllerin, muhtelif ilgili kurumların ve hükümetin müşterek mesaisinin mahsulü olarak vücuda getirilir. Bazen de devlet pasif b i r vaziyet a l ı r . Bazen de bizzat kanun ve nizamnameler tedvini sureti ile standart esaslarının vaz'ında aktif bir rol oynar ki bu takdirde yukarda bahsi geçen esasların hükümleri daha cezri ve daha katî olur.

Fındık standardizasyonuna gelince; halen mer'i olan ve bu kongre kararı i le bazı eksiklikleri de tamamlanmış bulunan fındık ihraç nizamnamesi tam standardizasyon yapılıncaya kadar geçecek istihale devri zarfındaki ihtiyacı tamamı ile tatmin eder mahiyette görülmüştür.

TARIM ENCÜMENİNİN RAPORU

Fındık tarım işlerini üzerine alan encümenimiz birinci teşrinin onuncu ve on birinci günü toplanıp aşağıdaki esaslar üzere fındık istihsalâtını arttırmak ve pazara keyfiyet ve kemiyetçe makbul evsafta fındık çıkarmak hakkındaki düşüncelerini aşağıdaki üç esasa göre hulâsa etmiştir:

1) Yeni yapılacak fındık bahçelerinde alınacak tedbirler.

2) Mevcut yetişmiş fındıklıklarda yapılacak bakım, tımar ve ıslahat.

3) Fındığın devşirilmesi, harmanı ve pazara kuru, temiz çeşitlere ayrılmış fındık çıkarılması.

Yeni yap ı lacak f ındık bahçelerinde alınacak tedbirler:

1) Vilâyetlerde fındık mıntıkaları ziraat idare ve odalarınca tayin ve tesbit edilmelidir. Mıntıka haricinde kalan yerlerde bundan sonra fındık bahçesi yaptırılmamalıdır.

2) Fındık mıntıkası içinde bulunan yerlerde fındık bahçesi yapmak isteyenler topraklarını tarım memuruna gösterip fındıklığa elverişli olduğunu tespit ettikten sonra bahçe tesis etmelidir. Ayni zamanda toprağın nasıl hazırlanacağını, fındık fidanlarının nereden alınacağı, bir dönüme kaç ocak düşeceği ve bir ocakta kaç fındık bulunacağı ve ne derinlik ve genişlikte dikileceği gösterilmelidir.

3) Halkın dikeceği fidanlar hükümet tarafından temin edilmeli. Buna yetişilinceye kadar da halkın bulduğu veya bulacağı fidanlar tarım memurluğunca görülüp kabul edildikten sonra dikilmelidir.

4) Yem kurulmuş bir fındık bahçesinin çapa, bel ameliyatı, ocakların tımarı yapılmakla beraber bu bahçeden fındık mahsulü alıncıya kadar geçen beş yıl içinde ocaklara zarar vermiyecek şekilde soğan, patates pancar ve kısa fasulye gibi pek boylanmayan mahsullerin dikilmesine izin verilmelidir.

Page 52: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

5) Fındık bahçesi yetiştirmenin sonu, sağlam ve iç i dolgun fındık almaktır. Bazı fındıkların kabuk bağladığı halde içinin boş kalması fındığın çiçek mevsiminde çiftleşmemesindendir. Çiftleşmeği temin eden ham yani yabani fındık fidanlarından lüzumu kadarının ocaklar arasında dikilmesi lâzımdır. Ham fındıkların bahçe dışarısında hendek içinde, yol kenarlarında dikilmesi de çok yerinde olur.

6) B i r bahçenin her tarafına yalnız, tombul, badem, sivri olarak bir çeşit dikilmeyip aşılamada birbirlerine yardımı görünen tombul, sivri, badem, ham gibi çeşitlerin bir bahçede sıralar halinde bulundurulması lâzımdır. Halkın bu kaideye göre çeşitli fındık bahçesi yetiştirmesi esas olmalıdır.

7) Fındığa elverişli olan bayırlarda ve meyilli topraklarda Çapa ve bellemede toprakların aşağıya kayıp ağaçların köklerini meydanda bırakmaması için önceden toprak, merdiven basamağı gibi set yapıldıktan sonra fındık dikilmesine müsaade edilmelidir.

8} Fışkınları diplerinden keserek ayıklamak, çapa, bel, ot alma, gübreleme gibi yıllık bakım işlerini bahçe sahibine mutlak yaptırmak lâzımdır.

9) Gerek fındık mahsulün yapmamış genç bahçelere, gerek eski mahsuldar fındıklıklara hayvan sokmamak şarttır. Aksini yapanlar hakkında köy kanunun da gösterilen cezayı tatbik etmelidir. Cezayı tatbik etmeyen muhtar ve köyün idare heyeti yine köy kanunundaki sarahat veçhile mesul tutulmalıdır.

Sürü halinde olmayıp bazı kimselerin tek tük evlerinde besledikleri keçiler fındık ağaçlarına çok zarar verdiklerinden fındık mıntıkası dahilinde kafiyen keçi bulundurulmamalıdır.

Fındık bahçelerinde bakım ve tımar:

10) Kuru dallan kesmek, b i r ocakta birbirine bitişik fındık dallarını diplerinden ve toprağa yakın bir noktadan pürüzsüzce kesmek, her yıl ağaç diplerinden fışkıran lüzumsuz piçleri çıkarmak, toprağı hafif çapa ve hafif bellerle işlemek birbirine çok yakın olan ocaklarda aralarından fazlalarını kaldırarak hava ve ziyanın işlemesine yardım etmek, fındıklığın içinde bulunan kızılağaçları fen memurunun göstereceği lüzum üzerine kaldırmak ve ziraat idarelerinin imar için ellerinde bulunan talimat dairesinde her yıl bakım ve tımar işlerini bahçelerde tekrarlatmak mecburi tutulmalıdır.

11) Kocamış, verim kudretinden düşmüş yani yüz yaşını geçmiş fındık bahçelerini söküp yenilemek lâzımdır. Bir yılda söküp yenilemek kuvvetinde olmayanlara bu iş tedricen yaptırılmalıdır.

12) Asıl bakımsız fındık bahçeleri sahipleri kasaba ve şehirde oturup da yarıcıların elinde bulunan bahçelerdir. Bu bakımsızlığın önüne geçilmek üzere yancı ve bahçe sahibi mukavele ile birbirine bağlanmalıdır. Mukaveleye riayet etmeyenler şiddetle cezalandırılmalıdır.

13) Evkaf idaresine ait fındıklıklar sureti kat'iyede bahçesi olmayanlara satılmalıdır. Peşin para veremeyenlere taksitle verilip bahçesiz köylüyü toprak sahibi yapmalıdır.

14) Giresun vilâyetinin Bulancak kazası ile Piraziz nahiyesinde, Ordu vilâyetinin Ebulhayır ve Bulama havalisinde bulunan ve Tiftikâr adiyle anılan fındık bahçesi yarıcıları ile bahçe sahiplerinin aralarındaki geçimsizliği halletmek ve bu sebepten bakımsız kalan

Page 53: BİRİNCİ ULUSAL FINDIK KONGRESİ (1. Millî Fındık Şûrası · Ekonomi Bakanı ve Birinci Ulusal Fındık Kongresi Başkanı ANKARA Sayın Bayım, Önemli çıkat ürünlerimizden

fındık bahçelerini verimli bir şekle sokmak lâzımdır.

15) Köylünün müşterek hisseli fındık bahçelerinden bakımsız olanlar vardır. Bu gibi vereseli bahçeler b i r komisyon marifeti i le tapu ve tarım memurlarının huzuru ile hissedarlarına taviz edilmeli ve tapu harice masarifi zaruriyesi maliyece tesviye edildikten sonra hissedarları borçlandırılmalı) ve bu borç vergi ile beraber alınmalıdır.

16) Emvali metrukeye ait fındıklıkların bakımlarını temin için bir an evvel sahiplendirilmeleri lâzımdır.

17) Fındık ocaklarındaki temizleme işi yaprak dökümünden tuzlama vaktine kadardır.

18) Düzlükte bulunan fındık bahçeleri mutlak çapalanıp bellenmelidir. Bayırdaki fındıklarda da toprakları aşağıya kaydırmamak şartı ile hafifçe ot çapası yapılmalıdır. Arızalı yerlerdeki bahçelerin toprak akıntılarına meydan verilmemek için meyillerine göre 8-10 metrede, bir, birer sıra köklü ağaç dikmek sureti ile yapmak cihetine gidilmelidir.

19) Fındıklardaki belli başlı hastalık bakımsızlıktır. Yukarda izah ettiğimiz maddelerin tatbiki ile hastalıkların % 70 i kaybolur.

Yerinde kozalak veya mantar denilen (Fitütüps) sonbaharda yaprak dökümünde daha nohut büyüklüğünde iken toplanıp yakılmalıdır.

Fındık devşirmesi harmanı ve pazara kuru fındık çıkarılması:

20) Fındık devşirmesinin tam kemâl zamanında yapılmasına çok dikkat edilmelidir.

21) Pazara yaş fındık getirilmesine meydan verilmemelidir. Tüccar yaş fındık almağı fiyat bakımından kendi menfaatine daha uygun bulur. Bu itibarla bu vaziyetin önüne geçilmelidir.

22) Giresun'un birçok yerlerinde fındık devşirilmesi akabinde zülüflü fındıklar damlara basılır ve kışın vakit vakit harman yapılır. Damlara basılan bu fındıklar kızar, küflenir ve fındığın sert kabuğunun" rengini karartır ve için keyfiyetini bozar. Bunun için hasattan sonra fındığı harman yapmağı ve dış kabuğunu çıkarıp çeç fındığı kurutup ambarına koymağı müstahsili mecburî kıl malıdır.

23) Fındıkların rutubet derecelerini tayin için borsalarda, ticaret odalarında hiçbir âlet kullanılmamaktadır. Bu iş basit bir etüv ile hallolunabilir. Her ticaret odası ile borsaların birer etüv edinmeleri lâzımdır.

24) Fındık mahsulünün kemiyet ve keyfiyetini yükseltmek ve bu maksatla amelî kurslar açmak ve ilmî araştırmalar yapmak üzere Giresun'da bir fındık deneme istasyonu kurulması çok yerinde görülmektedir.

Encümenimizin 24 maddede hulâsa eylediği düşüncelerin faydalı olması, kongrenin kredi, borsa encümeni ile standardizasyon encümeninin koyduğu esaslarla birlikte yürümesine bağlıdır. Her üç encümenden alınan kararlar tatbikatta iyi yer bulmak şartı ile memleketimizdeki fındık tarım ve tecimi işlerinin istenilen şekilde yürüyeceğine inanır ve raporumuzu saygılarımızla kongre Yüksek Başkanlığına sunarız.