değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · abolition (f.) takipsizlik, ortadan kaldırma...

205
abändern değiştirmek Abänderung (F.) değişiklik, değişiklik yapma Abänderungsklage (F.) değişiklik davası Abandon (M.) bırakma abandonnieren bırakmak abberufen azletmek, almak Abberufung (F.) azletme, azil abbrechen bırakmak, kesmek, yıkmak Abbruch (M.) bırakma, kesme, yıkma abbuchen kaydetmek Abbuchung (F.) borç kaydı, hesaben tasil ABC-Waffe (F.) A.B.C. Silahı ABC-Waffen (F.Pl.) A.B.C. Silahları abdanken saltanatı terk etmek Abdankung saltanatın terki abdingen kabul etmemek, terketmek aberkennen kaldırmak Aberkennung (F.) kaldırma, ıskat aberratio (F.) ictus (lat.) saldırının sapması Abfall (M.) çöp, döküntü, atık Abfallbeseitigung (F.) çöplerin yokedilmesı, çöplerin tasfiyesi Abfallentsorgung (F.) çöplerin zararsız duruma getirilmesi Abfertigung (F.) muamele, işlem, yollama abfinden tazminat vermek, tazmin etmek Abfindung (F.) tazminat Abfindungsguthaben (N.) tazminat bedeli Abfindungsvereinbarung (F.) tazminat anlaşması Abgabe (F.) veriş, verme Abgabenordnung (F.) veriş düzen, veriş sistem Abgabenüberhebung (F.) miktarından fazla vergi alınması Abgas atık gaz Abgasuntersuchung (F.) atık gaz tahkikatı abgeleitet türevsel abgeleiteter Eigentumserwerb (M.) türevsel mülkiyet iktisabı Abgeordnete (F.) parlamenter (Sb.), milletvekili Abgeordnetenbestechung (F.) milletvekiline rüşvet verme Abgeordnetenhaus (N.) parlamento Abgeordneter (M.) parlamenter (Sb.), milletvekili abgeschlossen kapanmış, bitirmiş abhandenkommen elden çıkmak, kaybolmak abhängig bağımlı Abhängigkeit (F.) bağımlılık Abhängigkeitsverhältnis (N.) bağımlılık ilişkisi abheben kaldırmak, çekmek Abhebung (F.) çekme abhelfen çare bulmak, çare olmak, karar düzeltmek, yardımcı olmak Abhilfe (F.) yardım abholen toplamak, teslim almak abhören izinsiz dinlemek, gizli dinlemek Abhören (N.) izinsiz dinleme, gizli dinleme

Upload: others

Post on 11-Oct-2019

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

abändern değiştirmek Abänderung (F.) değişiklik, değişiklik yapma Abänderungsklage (F.) değişiklik davası Abandon (M.) bırakma abandonnieren bırakmak abberufen azletmek, almak Abberufung (F.) azletme, azil abbrechen bırakmak, kesmek, yıkmak Abbruch (M.) bırakma, kesme, yıkma abbuchen kaydetmek Abbuchung (F.) borç kaydı, hesaben tasil ABC-Waffe (F.) A.B.C. Silahı ABC-Waffen (F.Pl.) A.B.C. Silahları abdanken saltanatı terk etmek Abdankung saltanatın terki abdingen kabul etmemek, terketmek aberkennen kaldırmak Aberkennung (F.) kaldırma, ıskat aberratio (F.) ictus (lat.) saldırının sapması Abfall (M.) çöp, döküntü, atık Abfallbeseitigung (F.) çöplerin yokedilmesı, çöplerin tasfiyesi Abfallentsorgung (F.) çöplerin zararsız duruma getirilmesi Abfertigung (F.) muamele, işlem, yollama abfinden tazminat vermek, tazmin etmek Abfindung (F.) tazminat Abfindungsguthaben (N.) tazminat bedeli Abfindungsvereinbarung (F.) tazminat anlaşması Abgabe (F.) veriş, verme Abgabenordnung (F.) veriş düzen, veriş sistem Abgabenüberhebung (F.) miktarından fazla vergi alınması Abgas atık gaz Abgasuntersuchung (F.) atık gaz tahkikatı abgeleitet türevsel abgeleiteter Eigentumserwerb (M.) türevsel mülkiyet iktisabı Abgeordnete (F.) parlamenter (Sb.), milletvekili Abgeordnetenbestechung (F.) milletvekiline rüşvet verme Abgeordnetenhaus (N.) parlamento Abgeordneter (M.) parlamenter (Sb.), milletvekili abgeschlossen kapanmış, bitirmiş abhandenkommen elden çıkmak, kaybolmak abhängig bağımlı Abhängigkeit (F.) bağımlılık Abhängigkeitsverhältnis (N.) bağımlılık ilişkisi abheben kaldırmak, çekmek Abhebung (F.) çekme abhelfen çare bulmak, çare olmak, karar düzeltmek, yardımcı olmak Abhilfe (F.) yardım abholen toplamak, teslim almak abhören izinsiz dinlemek, gizli dinlemek Abhören (N.) izinsiz dinleme, gizli dinleme

Page 2: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Abhörgerät (N.) izinsiz dinleme cihazı Abitur (N.) olgunluk sınavı, bakalorya Abkommen (N.) anlaşma, kontrat, sözleşme Abkömmling (M.) füru, altsoy Abkömmlinge (M.Pl. bzw. F.Pl.) fürular, altsoylar Abkunft (F.) menşe, köken, kaynak Abkürzung (F.) kestirme, kısaltma Ablass (M.) düşürme, indirme, af Ablauf (M.) son ablehnen reddetmek, kabul etmemek Ablehnung (F.) reddetme, kabul etmeme ableiten çıkarmak abliefern teslim etmek Ablieferung (F.) teslim ablösen ayırmak, yerine geçmek Ablösung (F.) ayırma, yerine geçme, tazminat, miktar Ablösungsrecht (N.) iştira hakkı abmachen anlaşmak, sözleşmek Abmachung (F.) anlaşma, sözleşme abmahnen uyarmak, ihtar etmek Abmahnverein (M.) uyarı derneği Abnahme (F.) azalma, azaltma, teslim alma abnehmen azalmak, azaltmak, teslim almak Abnehmer (M.) alıcı, müşteri Abnehmerin (F.) alıcı, müşteri abnorm anormal abnutzen aşınmak, eskimek, yıpranmak Abnutzung (F.) aşınma, eskime, yıpranma Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek Abordnung (F.) heyet, delegasyon abrechnen hesaplaşmak, ödeşmek Abrechnung (F.) hesap, hesaplaşma, ödeşme Abrechungsstelle (F.) tasfiye bürosu Abrede (F.) yadsıma, anlaşma, inkar abreden yadsımak, anlaşmak, inkar etmek Abrogation (F.) kaldırma, ilga etme abrogieren kaldırmak, ilga etmek Abruf (M.) isteme, talep etme abrufen istemek, talep etmek Absage (F.) iptal absagen iptal etmek Absatz (M.) bent (1), fıkra, satış, mahreç abschaffen kaldırmak, feshetmek Abschaffung (F.) kaldırma, fesih abschieben sınırdışı etmek, ülkeden sürmek Abschiebung (F.) sınırdışı etme, ülkeden sürme Abschlag (M.) kesinti, indirim

Page 3: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Abschlagszahlung (F.) kısmen ödeme, taksit abschließen bitirmek, kapamak, tamamlamak abschließend kestirme, kati, son Abschluss (M.) bitirme, kapama, kapanış Abschlussfreiheit (F.) kapanış serbestisi Abschlussprüfer (M.) kapanış denetçisi Abschlussprüfung (F.) kapanış denetimi Abschlussvertreter (M.) kapanış temsilcisi Abschlussvertreterin (F.) kapanış temsilcisi Abschlussvollmacht (F.) kapanış vekaleti Abschlusszwang (M.) kapanış zorunluluğu Abschnitt (M.) kesim, bölge, parça abschöpfen massetmek, soğurmak, tahsil etmek Abschöpfung (F.) massetme, soğurma, tahsil etme abschrecken korkutmak Abschreckung (F.) korkutma abschreiben amorti etmek, çıkarmak, kopya etmek Abschreibung (F.) amortisman, çıkarma, kopya Abschreibungsgesellschaft (F.) amortisman şirketi Abschrift (F.) suret absenden göndermek Absender (M.) gönderen Absenderin (F.) gönderen Absenz (F.) yokluk, gıyap, bulunmazlık absetzen amorti etmek, satmak, indirmek Absetzung (F.) amortisman, satma, indirme absichern emniyete almak, korumak Absicht (F.) niyet, amaç, hedef absichtlich niyetli olarak, kasten Absichtserklärung (F.) niyet beyanı, niyet mektubu Absichtsprovokation (F.) niyetli provokasyon, niyetli kışkırtma absolut mutlak, salt absolute Fahruntüchtigkeit (F.) mutlak araç sürmeye elverişsizlik absolute Mehrheit (F.) mutlak ekseriyet, mutlak çoğunluk absoluter Revisionsgrund (M.) mutlak revizyon sebebi, mutlak revizyon nedeni absolutes Fixgeschäft (N.) mutlak sabit işlem, mutlak sabit muamele absolutes Recht (N.) mutlak hukuk, mutlak hak Absolution (F.) günahlarını affetme Absolutismus (M.) mutlakiyet absolvieren mezun olmak, bitirmek absondern tecrit etmek, ayırmak Absonderung (F.) tecrit, ayırma, ayrılık Absonderungsrecht (N.) tecrit hukuku, ayırma hukuku absorbieren soğurmak, massetmek Absorption (F.) soğurma, massetme Absorptionsprinzip (N.) soğurma ilkesi, massetme ilkesi absperren kapamak, kesmek Absprache anlaşma, danışma abstammen soyundan çıkmak Abstammung (F.) nesep, soy

Page 4: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Abstand (M.) ara, mesafe abstellen bırakmak, durdurmak, kesmek, yere koymak abstimmen oy kullanmak, uyum sağlamak Abstimmung (F.) oy kullanma, oylanma, uyum sağlama abstrahieren soyutlamak abstrakt soyut abstrakte Normenkontrolle (F.) soyut norm denetimi abstraktes Gefährdungsdelikt (N.) soyut tehlike suçu Abstraktion (F.) soyutlama, genelleştirme Abstraktionsprinzip (N.) soyutlama prensipi, genelleştirme prensipi abstreiten inkar etmek, itiraz etmek Abt (M.) manastır başrahibi Abtei (F.) manastır Abteilung (F.) bölüm, kısım, şube Äbtissin (F.) manastır başrahibi abtreiben aldırmak Abtreibung (F.) aldırma Abtreibungsmittel (N.) aldırma aracı, aldırma maddesi abtretbar temlik edilebilen, temlik edilebilir abtreten temlik etmek, istifa etmek, çekilmek Abtretung (F.) alacağın temliki, devir Abtretungsempfänger (M.) temellük eden Abtretungsempfängerin (F.) temellük eden Abtretungserklärung (F.) temlik beyanı Abtretungsformular (N.) temlik örneği Abtretungsurkunde (F.) temlikname Abtretungsverbot (N.) temlik yasağı Abwasser (N.) atıksu, lağım suyu abwegig yanlış, sapık Abwehr (F.) savunma, müdafaa, korunma abwehren savunmak, müdafaa etmak, korunmak abweichen sapmak, farklı olmak abweichend farklı, ayrı, değişik abweichende Meinung (F.) farklı düşünce, farklı görüş abweichendes Verhalten (N.) farklı davranış, farklı hareket abweisen reddetmek, kabul etmemek Abweisung (F.) reddetme, kabul etmeme abwerben ayartmak, kandırmak Abwerbung (F.) ayartma, kandırma abwerten devalüe etmek, değerini, düşürmek Abwertung (F.) devalüasyon, değer düşürümü abwesend gaip, yok, dalgın Abwesende (F.) gaip, yok, dalgın Abwesenheit (F.) gıyap, yokluk, bulunmazlık Abwesenheitsverfahren (N.) gıyap yöntemi, gıyapta yargılama abwickeln tasfiye etmek, halletmek, çözmek Abwicklung (F.) tasfiye, halletme, çözme abzahlen taksitle ödemek, vadeli ödemek, itfa etmek Abzahlung (F.) taksitle ödeme, vadeli ödeme, itfa Abzahlungskauf (M.) taksitle satınalma

Page 5: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Abzahlungskredit (M.) taksitle ödeme kredisi abzeichnen vize etmek, belli olmak abziehen iskonto etmek, çıkarmak, indirmek Abzug (M.) iskonto, çıkarma, indirim Acht (F.) dikkat, sürgün achtlos dikkatsiz Achtung (F.) dikkat, itibar, saygı ad hoc (lat.) bu amaçla, ani adäquat uygun Adel (M.) aristokrasi, asilzade, yüksek soylu adeln zadegan sınıfına sokmak, asalet unvanı vermek Adelsstand (M.) aristokratlık Adhäsion (F.) yapışma Adhäsionsverfahren (N.) şahsi hak davası Adjutant (M.) yaver, emir subayı Adjutantin (F.) yaver, emir subayı Administration (F.) idare, müdüriyet, amirlik administrativ idari, mülki Administrativenteignung (F.) idari istimlak, yönetimce kamulaştırma Admiral (M.) amiral Admiralin (F.) amiral adoptieren evlat edinmek Adoption (F.) evlat edinme Adoptivelter (M. bzw. F.) evlat edinen baba, evlat edinen ana Adoptiveltern (Pl.) evlat edinen ana baba Adoptivkind (N.) evlat edinilen çocuk, evlatlık Adressat (M.) gönderilen, adres sahibi Adresse (F.) adres adressieren adreslemek Advokat (M.) avukat Advokatin (F.) avukat Affekt (M.) ani heyecan Affektionsinteresse (N.) meraklı alakası, yapmacık alaka Affektionswert (M.) meraklısı için arzettiği kıymat, manevi değer Affidavit (N.) affidavit, yeminli teminat, yeminli ifade affirmativ doğrulayıcı, destekleyici, olumlu, müspet Affront (M.) hakaret, tahkir Afrika (N.) afrika Agende (F.) ajanda, andaç Agent (M.) acente, ajan, muameleci, temsilci agent provocateur (M.) (franz.) ajan provokatör, kışkırtıcı ajan Agentin (F.) acente, ajan, muameleci, temsilci Agentur (F.) acenta, ajans, mümessillik, temsilcilik Aggression (F.) saldırı, tecavüz aggressiv saldırgan, tecavüz edici aggressiver Notstand (M.) saldırgan sıkıyönetim, saldırgan acil durum, saldırgan buhran agieren hareket etmek, davranmak Agio (N.) acyo, ikramiye Agrarrecht (N.) tarım hukuku Agreement on Trade-related Aspects of Intellectual Property Rights (TRIPS) TRIPS

Page 6: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Agrément (N.) agreman Ahn (M.) cet, dede ahnden cezalandırmak, intikam alma Ahndung (F.) cezalandırma, intikam, yaptırım, müeyyide Ahne (F.) nine Ahnfrau (F.) nine Aids (N.) aids Akademie (F.) akademi akademisch akademik akademischer Grad (M.) akademik derecesi, akademik ünvanı Akklamation (F.) aklama, onay, alkış Akkord (M.) akort Akkordlohn (M.) akort ücreti akkreditieren akreditif etmek Akkreditierung (F.) akreditif açma, kredi verme Akkreditiv (N.) akreditif Akontozahlung (F.) akont, alel hesap Akt (M.) eylem, fiil, işlem, muamele Akte (F.) dosya, senet, yazı Akteneinsicht (F.) dosyayı inceleme aktenkundig dosyada kayıtlı Aktenlage (F.) dosya durumu Aktenvermerk (M.) dosya kayıtı, dosya notu Aktenversendung (F.) dosya göndermesi, dosya postalaması Aktenvortrag dosya konuşması, dosya demeci Aktenzeichen (N.) dosya işareti Aktie (F.) hisse senedi Aktienbuch (N.) hisse senedi kitabı Aktiengesellschaft (F.) hisse senedi şirketi, anonim şirket Aktiengesetz (N.) hisse senedi yasası Aktieninhaber (M.) hisse senedi sahibi Aktieninhaberin (F.) hisse senedi sahibi Aktienrecht (N.) hisse senedi hukuku, şirket hukuku Aktion (F.) aksiyon, eylem Aktionär (M.) aksiyoner, hissedar aktiv aktif, faal Aktiva (N.Pl.) aktifler, varlıklar aktives Wahlrecht (N.) aktif seçim hakkı, aktif seçim hukuku Aktivlegitimation (F.) dava ehliyeti Aktivschuld (F.) aktif borç Aktivum aktif Aktivvertretung (F.) aktif temsil aktuell aktüel, şimdiki Akzept (N.) kabul (Sb.), akseptans akzeptabel kabul edilebilir, uygun Akzeptant (M.) kabul eden, muhatap Akzeptanz (F.) akseptans akzeptieren kabul etmek Akzessorietät (F.) bağımlılık akzessorisch bağımlı

Page 7: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Akzise (F.) vergi, oktruva Alarm (M.) alarm Alarmanlage (F.) alarm tesisatı, alarm kuruluşu Albanien Arnavutluk alias alias, namı diğer Alibi (N.) alibi Aliment (N.) nafaka Alimentation (F.) nafaka Alimentationstheorie (F.) nafaka kuramı Alimente (F.) nafaka aliud başka, diğer, aliud Alkohol (M.) alkol Alkoholdelikt (N.) alkol etkisi altında işlenen suç Alleineigentum (N.) yalnız mülkiyet Alleinvertriebsvereinbarung (F.) tek yetkili distribütörlük anlaşma allgemein genel allgemeine Geschäftsbedingung (F.) genel işlem şartı allgemeine Geschäftsbedingungen (F.Pl.) genel işlem şartları allgemeine Gütergemeinschaft (F.) genel mal birliği allgemeine Handlungsfreiheit (F.) genel hareket serbestisi allgemeine Staatslehre (F.) genel devlet eğitimi allgemeine Wahl (F.) genel seçim, genel oylama allgemeiner Rechtsgrundsatz (M.) genel hukuk ilkesi allgemeiner Schaden (M.) genel hasar, genel zarar allgemeiner Studentenausschuss (M.) genel yüksek okul öğrencisi encümeni allgemeiner Teil (M.) genel kısım, genel parça Allgemeines Abkommen genel anlaşma, genel sözleşme, genel kontrat allgemeines Gesetz (N.) genel kanun, genel yasa, genel kuram allgemeines Gewaltverhältnis (N.) genel iktidar ilişkisi, genel erk ilişkisi Allgemeinverbindlichkeit (F.) genel borç, genel yükümlülük, genel taahhüt Allgemeinverfügung (F.) genel tasarruf Allgemeinwohl (N.) genel refah, genel hayır Allianz (F.) ittifak Alliierter (M.) müttefik Allmende (F.) baltalık Allod (N.) elmenlik, zilyedlik Allonge (F.) ek (Sb.), eklenti (Sb.), takma (Sb.) alltäglich güncel Alm (F.) yayla alma mater (F.) (lat.) üniversite Almosen (N.) sadaka, hayır Alpe (F.) tepe, dağ Altenteil (M.) iaşe, ibate, besleme, barındırma Altenteilsrecht (N.) iaşe hukuku, ibate hukuku Alter (N.) yaş, yaşlılık alternativ alternatif (Adj.), seçenek (Adj.) Alternative (F.) alternatif (Sb.), seçenek (Sb.) Alternativobligation (F.) alternatif obligasyon, alternatif borç Altersgrenze (F.) yaş haddi, yaş sınırı Altershilfe (F.) yaşlılık yardımı

Page 8: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Alterspräsident (M.) yaş başkanı, yaş amiri Alterspräsidentin (F.) yaş başkam, yaş amiri Altersruhegeld (N.) yaşlılık aylığı Altersteilzeit yaşlılıkta kısmi zamanlı çalışma Altersversorgung (F.) yaşlılık bakımı, emeklilik Ältestenrat (M.) ihtiyarlar heyeti ambulant ayakta, seyyar, gezgin Amendement (N.) değişiklik önergesi, tadilname Amerika (N.) Amerika Amnestie (F.) af amnestieren affetmek Amok (M.) gözü dönmüş bir hal Amortisation (F.) itfa amortisieren itfa etmek Amsterdamer Vertrag amsterdam sözleşmesi Amt (N.) görev, makam, memuriyet, ofis amtieren görevli olmak amtlich resmi (Adj.) amtliches Wertzeichen (N.) resmi evrakı naktiye Amtmann (M.) müdür Amtmännin (F.) müdür Amtsanmaßung (F.) yetki gasbı, resmi memuriyetin gasbı Amtsanwalt (M.) resmi avukat Amtsanwältin (F.) resmi avukat Amtsarzt (M.) resmi doktor Amtsärztin (F.) resmi doktor Amtsblatt (N.) resmi gazete Amtsdelikt (N.) resmi suç Amtsermittlungsgrundsatz (N.) resmi soruşturma ilkesi, resmi soruşturma esası Amtsgericht (N.) yerel mahkeme Amtshaftung (F.) resmi sorumluluk Amtshilfe (F.) resmi yardım Amtshilfeersuchen (N.) resmi yardım isteği Amtsperiode (F.) görev süresi Amtspflegschaft resmi bakım Amtspflicht (F.) resmi görev Amtspflichtverletzung (F.) resmi görev ihlali Amtsträger (M.) makam sahibi, nüfuz sahibi Amtsträgerin (F.) makam sahibi, nüfuz sahibi Amtsvergehen (N.) resmi görev ihlali, resmi görev kusuru Amtsverschwiegenheit (F.) görevden ötürü sır saklama Amtsvormundschaft (F.) resmi vesayet Amtswalter (M.) makam sahibi Amtswalterin (F.) makam sahibi Amtszeit (F.) görev süresi an Zahlungs Statt ödeme yerine analog kıyasla, kıyas yoluyla Analogie (F.) kıyas, benzetme, analoji Analogieschluss (M.) kıyasla sonuca varma Analogieverbot (N.) kıyas yasağı

Page 9: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Anarchie (F.) anarşi, kargaşa anarchisch anarşist (Adj.), kargaşacı (Adj.) Anarchist (M.) anarşist (Sb.), kargaşacı (Sb.) Anarchistin (F.) anarşist (Sb.), kargaşacı (Sb.) Anathema (N.) aforoz anberaumen saptamak, tespit etmek anbieten arz etmek, satışa sunmak Anbot (N.) teklif, arz ändern değiştirmek, düzeltmek Änderung (F.) değişiklik, düzeltme Änderungskündigung (F.) değiştirileceğini ihbar, değiştirileceğini bildirme androhen ihtar etmek, tehdit etmek Androhung (F.) ihtar, tehdit aneignen benimsemek, ihraz etmek Aneignung (F.) benimseme, ihraz Anerbe (M.) mirascı Anerbin (F.) mirascı anerkennen kabul etmek, tanımak Anerkenntnis (F.) kabul (Sb.), tanıma, rıza, takdir Anerkenntnisurteil (N.) ikrar üzerine hüküm Anerkennung (F.) kabul (Sb.), tanıma, rıza, takdir Anfall (M.) mirasın intikali, mirasın geçmesi, tevarüs anfallen tahakkuk etmek, çıkmak Anfang (M.) başlangıç, açılış anfänglich başta, başlangıçta, ilkin anfängliche Unmöglichkeit (F.) başlangıç imkansızlığı anfechtbar iptal edilebilir, bozulabilir Anfechtbarkeit (F.) iptal edilebilirlik, bozulabilme anfechten itirazda bulunmak, reddetmek Anfechtung (F.) itiraz, ret Anfechtungsgesetz (N.) itiraz kanunu Anfechtungsklage (F.) itiraz davası, iptal davası anfordern istemek, talep etmek Anforderung (F.) isteme, talep Anfrage (F.) soru, müracaat, baş vurma anfragen sormak, müracaat etmek, baş vurmak Angabe (F.) veri, bilgi, tarif, beyan angeben söylemek, bildirmek, tarif etmek, beyan etmek angeblich sözde olan, sözümona Angebot (N.) arz, sunu, icap, teklif angehören ait olmak angehörig ait Angehörige (F.) ait olan Angehöriger (M.) ait olan Angehörigkeit (F.) ait olma Angeklagte (F.) suçlandırılan, itham edilen Angeklagter (M.) suçlandırılan, itham edilen Angelegenheit (F.) iş, husus, konu, mesele angemessen uygun, layik Angeschuldigte (F.) sanık, maznun, suçlandırılan

Page 10: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Angeschuldigter (M.) sanık, maznun, suçlandırılan angestellt memuriyete alınmış, işe alınmış Angestellte (F.) memur Angestelltenversicherung (F.) memur sigortası Angestellter (M.) memur angloamerikanisches Recht (N.) anglo-amerikan hukuku angreifen saldırmak, dokunmak Angreifer (M.) saldıran, dokunan Angreiferin (F.) saldıran, dokunan angrenzen sınırdaş olmak Angriff (M.) saldırı, dokunuş Angriffskrieg (M.) tecavüzi harp Angriffsnotstand (M.) tecavüzi sıkıyünetim Anhalt (M.) belirti, ipucu, dayanak Anhang (M.) ek (Sb.), ilave (Sb.), hısım (Sb.) anhängen eklemek, bağlamak anhängig rüyet halinde anheben kaldırmak, yükseltmek anheften yapıştırmak, çengellemek anhören dinlemek, ifade almak Anhörung (F.) dinleme, ifade alma Anklage (F.) iddia, şikayet Anklagebank (F.) sanık sırası Anklageerhebung (F.) dava ikamesi Anklageerzwingung (F.) iddia zorlaması Anklagemonopol (N.) iddia tekeli anklagen suçlamak, itham etmek Ankläger (M.) davacı Anklägerin (F.) davacı Anklagesatz (M.) iddianame Anklageschrift (F.) iddianame ankündigen bildirmek, ihbar etmek Ankündigung (F.) bildiri, ihbar Anlage (F.) yatırım, kuruluş, sabit sermaye Anlagevermögen (N.) sabit varlıklar Anlandung (F.) karaya çıkarma Anlass (M.) vesile, neden (Sb.), sebeb anlegen yatırım yapmak, yatırmak Anleihe (F.) borçlanma, borç alma, istikraz Anlieger (M.) aynı sokakta oturan Anliegerin (F.) aynı sokakta oturan anmelden müracaat etmek, beyan etmek, bildirmek Anmeldung (F.) müracaat, beyan, bildirme Anmerkung (F.) not Annahme (F.) kabul (Sb.), teslim, tasvip, akseptans Annahmeverzug (M.) kabul gecikmesi, kabul temerrütü annehmen kabul etmek, teslim almak annektieren ilhak etmek Annex (M.) teferruat, eklenti, ilave (Sb.) Annexion (F.) ilhak

Page 11: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Annexkompetenz (F.) teferruat yetkisi annullieren iptal etmek, fesih etmek Annullierung (F.) iptal, fesih anonym anonim, adsız anordnen sıralamak, tayin etmek, talimat vermek Anordnung (F.) sıra, tayin, talimat anormal anormal anpassen uydurmak, uyarlamak Anpassung (F.) uyum, uyarlama Anrechnung (F.) mahsup, takdir Anrecht (N.) hak anregen uyandırmak, teşvik etmek Anregung (F.) uyandırma, teşvik ansässig mukim, oturan, yerleşmiş Anschein (M.) görünüş anscheinend görünürde Anscheinsbeweis (M.) görünüşte delil Anscheinsgefahr (F.) görünüşte tehlike Anscheinsvollmacht (F.) görünüşte temsil yetkisi Anschlag (M.) değer biçme, ilan, afiş, vurma anschlagen değer biçmek, vurmak, yapıştırmak anschließen bağlamak, birleşmek Anschluss (M.) bağlantı, müteakip Anschlussberufung (F.) müteakip tayin Anschlusskonkurs (M.) müteakip iflas Anschlusspfändung (F.) müteakip haciz Anschlussrevision (F.) müteakip denetim, müteakip reviyzon anschuldigen suçlamak Anschuldigung suçlama Anschwemmung (F.) aluvyon ansetzen eklemek, tespit etmek, kararlaştırmak Ansicht (F.) manzara, görünüm Ansichtssendung (F.) gözden geçirmek için gönderilmiş örnek Anspruch (M.) hak, talep, dava Anspruchsgrundlage (F.) hak temeli, talep temeli, dava temeli Anspruchskonkurrenz (F.) hak rekabeti, talep rekabeti, dava rekabeti Anstalt (F.) kurum, müessese Anstand (M.) edep, terbiye ansteigen yükselmek anstellen istihdam etmek, işe almak Anstellung (F.) istihdam etme, işe alma Anstellungsbetrug (M.) istihdam dolandırıcılığı Anstieg (M.) yükselme, çoğalma, artış anstiften sebeb olmak, yol açmak, kışkırtmak Anstifter (M.) önayak Anstifterin (F.) önayak Anstiftung (F.) kışkırtma, tahrik Anteil (M.) pay, hisse anteilig pay başına, nispeten Anteilschein (M.) pay senedi, hisse senedi

Page 12: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Anteilseigner (M.) hissedar, hisse sahibi Anteilseignerin (F.) hissedar, hisse sahibi Antidiskriminierung (F.) anti ayrım, anti tefrik Antinomie (F.) antinomi, çatışkı Antisemitismus (M.) antisemitizm antizipieren öncelemek, öne almak Antrag (M.) dilekçe, istida, başvurma, müracaat Antragsteller (M.) dilekçe sahibi, davacı Antragstellerin (F.) dilekçe sahibi, davacı Antwort (F.) cevap antworten cevap vermek, cevaplandırmak anvertrauen teslim etmek anwachsen artmak, birleşmek Anwachsung (F.) artma, birleşme Anwalt (M.) avukat Anwältin (F.) avukat Anwaltschaft (F.) avukatlık Anwaltsgebühr (F.) avukatlık ücreti Anwaltsgehilfe (M.) avukatlık yardımcısı Anwaltsgehilfin (F.) avukatlık yardımcısı Anwaltskammer (F.) avukatlık meclisi Anwaltsnotar (M.) avukatlık noteri Anwaltsprozess (M.) avukatlık davası Anwaltstarif (M.) avukatlık tarifesi Anwärter (M.) aday, namzet Anwärterin (F.) aday, namzet Anwartschaft (F.) adaylık Anwartschaftsrecht (N.) beklenen hak anweisen havale etmek, emir vermek, tahsis etmek Anweisender (M.) havale eden, emir veren, tahsis eden Anweisende (F.) havale eden, emir veren, tahsis eden Anweisung (F.) havale, emir, tahsis anwendbar kullanabilir, uygulanabilir anwenden kullanmak, uygulamak Anwender (M.) kullanan, uygulayan Anwenderin (F.) kullanan, uygulayan Anwendung (F.) kulanma, uygulama anwerben işe almak, iş vermek Anwesen (N.) mülk, emlak anwesend hazır, bulunan Anwesender (M.) hazır olan, bulunan Anwesenheit (F.) hazır olma, bulunma anzahlen pey vermek, ön ödeme yapmak Anzahlung (F.) pey akçesi, ön ödeme Anzeichen (N.) iz, belirti Anzeige (F.) ihbar, ilan, reklam anzeigen ihbar etmek, ilan etmek, reklam yapmak Anzeigepflicht (F.) ihbar yükümlülüğü anzeigepflichtig bildirilmesi zorunlu Apanage (F.) apanaj

Page 13: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

apostolisch papa ile ilgili Apotheke (F.) eczane Apotheker (M.) eczacı Apothekerin (F.) eczacı Appellation (F.) temyiz, istinaf Appellationsgericht (N.) temyiz mahkemesi appellieren başvurmak Approbation (F.) ruhsat, izin approbieren ruhsat vermek, izin vermek äquivalent eşdeğerli Äquivalenz (F.) eşdeğerlik Äquivalenztheorie (F.) eşdeğerlik prensibi Arbeit (F.) iş, çalışma, içşilik, emek arbeiten iş yapmak, çalışmak Arbeiter (M.) işçi (Sb.), emekçi (Sb.) Arbeiterin (F.) işçi (Sb.), emekçi (Sb.) Arbeitgeber (M.) işveren, patron Arbeitgeberanteil (M.) işveren payı Arbeitgeberin (F.) işveren, patron Arbeitgeberverband (M.) işverenler birliği Arbeitnehmer (M.) işalan, işverilen, işçi (Sb.) arbeitnehmerähnlich işalan benzeri Arbeitnehmererfindung (F.) işçinin teknik buluşu, işçinin ihtiraı Arbeitnehmerhaftung (F.) işçi sorumluluğu Arbeitnehmerin (F.) işalan, işverilen, işçi (Sb.) Arbeitnehmerüberlassung (F.) taşaronluk Arbeitsamt (N.) çalışma dairesi Arbeitsbereitschaft (F.) çalışma istemi Arbeitsbewilligung (F.) çalışma müsaadesi Arbeitsdirektor (M.) çalışma amiri Arbeitsdirektorin (F.) çalışma amiri Arbeitseinkommen (N.) çalışma karşılığı Arbeitsentgelt (N.) çalışma karşılığı, iş bedeli Arbeitsförderung (F.) çalışma teşviği Arbeitsgericht (N.) çalışma mahkemesi Arbeitskampf (M.) çalışma ihtilafı Arbeitskraft (F.) çalışma gücü Arbeitslohn (M.) çalışma ücreti arbeitslos işsiz (Adj.) Arbeitslosengeld (N.) işsizlik tazminatı Arbeitslosenhilfe (F.) işsizlik yardımı Arbeitslosenversicherung (F.) işsizlik sigortası Arbeitsloser (M.) işsiz (Sb.) Arbeitslosigkeit (F.) işsizlik Arbeitsmündigkeit (F.) çalışma erginliği Arbeitsprozess (M.) çalışma süreci Arbeitsrecht (N.) çalışma hukuku arbeitsrechtlich çalışma hukukuna göre Arbeitsschutz (M.) çalışma güvenliği Arbeitssicherheit (F.) çalışma güvenliği

Page 14: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Arbeitssicherheitsgesetz (N.) çalışma güvenliği kanunu Arbeitsstätte (F.) çalışma yeri arbeitsunfähig çalışamaz Arbeitsunfähigkeit (F.) çalışamazlık Arbeitsunfall (M.) çalışma kazası, iş kazası Arbeitsverhältnis (N.) çalışma ilişkisi Arbeitsvermittlung (F.) iş bulma, işçi bulma Arbeitsvertrag (M.) çalışma sözleşmesi Arbeitsverwaltung (F.) çalışma müdürlüğü Arbeitszeit (F.) çalışma saatleri Arbeitszeitsrechtsgesetz (N.) çalışma süresi yasası Arbeitszeugnis (N.) çalışma belgesi Arbitrage (F.) arbitraj, tahkim archaisch arkaik Architekt (M.) mimar Architektenrecht (N.) mimarlık kanunu Architektin (F.) mimar Archiv (N.) arşiv Arglist (F.) desise, hile arglistig dessas, hilekar arglistige Täuschung (F.) hile ile aldatma, desise aldatma arglistiges Verschweigen (N.) hile ile gizleme, desise gizleme arglos saf Argument (N.) tanıt, delil argumentieren deliller getirmek Argwohn (M.) kuşku Aristokrat (M.) aristokrat Aristokratie (F.) aristokrasi Aristokratin (F.) aristokrat arm fakir, yoksul Armee (F.) ordu Armenrecht (N.) yoksullar hukuku Arrest (M.) haciz, tevkif, gözaltı, nezaret, kısa hapis arretieren haciz ettirmek, tevkif etmek arrha (F.) (lat.) pey akçesi arrondieren toparlatmak Arschloch (N.) aşağılık herif Art (F.) çeşit, tür, cins, tarz, nevi Artenschutz (M.) çeşitlerin korunması Artikel (M.) makale, yazı, madde, eşya Arznei (F.) ilaç, tıbbi ecza Arzneimittel (N.) ilaç, tıbbi ecza Arzneimittelgesetz (N.) ilaç kanunu Ärztekammer (F.) doktor meclisi, hekim meclisi Arzt (M.) doktor, hekim Ärztin (F.) doktor, hekim ärztlich tıbbi Arztrecht (N.) doktor kanunu, hekim kanunu Asien Asya asozial toplum düzenine uymayan

Page 15: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Asperation (F.) artırma, teşdit Aspirant (M.) aday Aspirantin (F.) aday Assekuranz (F.) sigorta, taahhüt işleri Assessor (M.) yargıç muavini Assessorin (F.) yargıç muavini Assistent (M.) asistan, yardımcı Assistentin (F.) asistan, yardımcı Assoziation (F.) ortaklık, bağlılık assoziieren ortak olmak, bağlamak Asyl (N.) sığınma, barınak Asylant (M.) sığınmacı Asylantin (F.) sığınmacı Asylrecht (N.) barınma hakkı Aszendent (M. bzw. F.) üstsoy hısımı Aszendenten (M.Pl. bzw. F.Pl.) üstsoy hısımları Aszendentin (F.) üstsoy hısımı Aszendenz (F.) üstsoy hısımlığı Atom (N.) atom Atomgesetz (N.) atom hukuku Atommüll (M.) atom atığı Attaché (M.) ataşe Attentat (N.) suikast Attentäter (M.) suikastçı Attentäterin (F.) suikastçı Attest (N.) doktor raporu Audienz (F.) huzura kabul aufbewahren saklamak, muhafaza etmek Aufbrauchsfrist tüketme süresi aufdecken örtüsünü kaldırmak, açığa vurmak Aufenthalt (M.) oturma, ikamet, kalış Aufenthaltserlaubnis (F.) oturma izni Aufenthaltsgenehmigung (F.) oturma izni Aufenthaltsort (M.) oturma yeri auferlegen yüklemek auffordern davet etmek çağırmak, talep etmek Aufforderung (F.) davet, cağrı, talep Aufgabe (F.) görev, ödev, bırakma, terk aufgeben yollamak, göndermek, bırakmak, terketmek Aufgebot (N.) resmi ilan, toplanma Aufgeld (N.) acyo, zam aufheben kaldırmak, iptal etmek, feshetmek Aufhebung (F.) kaldırma, iptal, fesih Aufhebungsvertrag (M.) fesih akdi aufhetzen kışkırtmak, tahrik etmek Aufhetzung (F.) kışkırtma, tahrik aufklären aydınlatmak, bilgi vermek Aufklärung (F.) aydınlatma, bilgi Aufklärungspflicht (F.) aydınlatma vazifesi, bilgi vazifesi Aufklärungsquote (F.) aydınlatma kotası, bilgi kotası

Page 16: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Auflage (F.) baskı, şart, vergi auflassen ferağ etmek, devir etmek, temlik etmek, çıkarmamak Auflassung (F.) ferağ, devir, temlik Auflassungsvormerkung (F.) ferağdan men şerhi Auflauf (M.) kalabalık, sufle auflaufen birikmek, oturmak, vurmak auflösen bozmak, sona erdirmek, feshetmek auflösende Bedingung (F.) bozucu şart, sona erdirici koşul Auflösung (F.) bozma, sona erdirme, fesih aufopfern feda etmek Aufopferung (F.) fedakarlık, feda Aufopferungsanspruch (M.) fedakarlıktan dolayı tazminat hakkı Aufopferungstheorie (F.) fedakarlık kuramı aufrechenbar takas edilebilir aufrechnen takas etmek Aufrechnung (F.) takas Aufrechnungslage (F.) takas hali Aufruf (M.) davet, çağrı, apel, celp aufrufen davet etmek, çağırmak Aufruhr (M.) kargaşalık, ayaklanma Aufrührer (M.) baş kaldıran Aufrührerin (F.) baş kaldıran aufschieben talik etmek, ertelemek, geciktirmek aufschiebende Bedingung (F.) taliki şart aufschiebende Wirkung (F.) taliki hüküm Aufschub (M.) tehir, erteleme, geciktirme Aufseher (M.) gözcü, gardiyan Aufseherin (F.) gözcü, gardiyan Aufsicht (F.) denetim, kontrol Aufsichtsbehörde (F.) denetim mercii Aufsichtspflicht (F.) denetim yükümlülüğü Aufsichtsrat (M.) denetim kurulu aufspüren bulmak Aufstand (M.) ayaklanma aufstellen düzenlenmek, koymak, dikmek Aufstellung (F.) düzenlenme, döküm, tablo aufteilen bölmek, paylaşmak, taksim etmek Auftrag (M.) sipariş, ödev, vazife Auftraggeber (M.) sipariş eden Auftraggeberin (F.) sipariş eden Auftragnehmer (M.) sipariş alan Auftragnehmerin (F.) sipariş alan Auftragsangelegenheit (F.) sipariş sorunu Auftragsbestätigung (F.) sipariş onaylaması Auftragsgeschäft (N.) sipariş görevi Auftragsverwaltung (F.) sipariş yönetimi Aufwand (M.) harcama, masraf Aufwandsentschädigung (F.) harcama ödeneği, masraf ödeneği aufwenden harcamak, masraf etmek Aufwendung (F.) harcama, masraf

Page 17: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Aufwendungserstattung (F.) harcama ödeneği, masraf ödeneği aufwerten değerini yükseltmek Aufwertung (F.) değer yükseltme aufwiegeln kışkırtmak aufzeichnen not etmek, kayıt etmek Aufzeichnung (F.) not, kayıt Augenschein (M.) görünüş, mahallinde keşif Augenzeuge (M.) görgü tanığı Augenzeugin (F.) görgü tanığı Auktion (F.) müzayede, açık artırma Auktionator (M.) müzayedeci Auktionatorin (F.) müzayedeci ausbilden eğitmek, geliştirmek Ausbildende (F.) eğitmen Ausbildender (M.) eğitmen Ausbildung (F.) eğitim Ausbildungsförderung (F.) eğitim yardımı ausbleiben gelmemek, olmamak Ausbleiben (N.) gelmeme, olmama ausbrechen kaçmak, çıkmak Ausbruch (M.) kaçma, çıkma ausbürgern uyrukluktan çıkarmak, yurttaşlıktan çıkarmak Ausbürgerung (F.) uyrukluktan çıkarma, yurttaşlıktan çıkarma ausdrücklich kesinlikle Ausdrücklichkeitsgebot (N.) açıklık şartı auseinandersetzen tartışmak, münakaşa etmek Auseinandersetzung (F.) tartışma, münakaşa Ausfall (M.) dökülme, kesilme Ausfallzeit (F.) işlememe süresi ausfertigen tanzim etmek Ausfertigung (F.) tanzim ausforschen soruşturmak, biliştirmek Ausforschung (F.) soruşturma, biliştirme Ausforschungsbeweis (M.) soruşturma kanıtı, biliştirme kanıtı Ausfuhr (F.) ihraç, dışsatım ausführen ihraç etmek, yapmak Ausfuhrerlaubnis (F.) ihraç lisansı Ausführung (F.) icra, yürütme Ausführungsgesetz (N.) icra hukuku Ausführungsverordnung (F.) icra yönetmeliği ausfüllen doldurmak Ausfüllungsbefugnis (F.) doldurma lisansı Ausgabe (F.) dağıtma, baskı, harcama ausgeben dağıtmak, baskı yapmak, harcamak ausgeübter Gewerbebetrieb (M.) yürütülen ticari işletme Ausgleich (M.) düzleme, denkleştirme, takas ausgleichen düzlemek, denkleştirmek Ausgleichsabgabe (F.) takas harcı Ausgleichsanspruch (M.) takas talebi Ausgleichsaufgabe (F.) takas görevi

Page 18: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Auskunft (F.) danışma, malumat Auskunftsklage (F.) danışma şikayeti Auskunftspflicht (F.) danışma yükümlülüğü Auskunftsverweigerungsrecht (N.) bilgi vermekten çekinme hakkı, açıklama hakkı ausladen boşaltmak Auslage (F.) harcama, masraf Ausland (N.) yurtdışı, dış ülke Ausländer (M.) yabancı (Sb.) Ausländerin (F.) yabancı (Sb.) Ausländergesetz (N.) yabancılar yasası Ausländerrecht (N.) yabancılar kanunu ausländisch yabancı (Adj.) Auslandsdelikt (N.) yabancı memlekette işlenen suç auslegen sermek, döşemek, kaplamak Auslegung (F.) yorum ausleihen ödünç vermek, ödünç almak ausliefern geri vermek, iade etmek, teslim etmek Auslieferung (F.) geri verme, iade etme, teslim Auslieferungshaft (F.) geri verme amacı ile tutukluluk Auslieferungsverbot (N.) geri verme yasağı Auslieferungsvertrag (M.) geri verme kontratı ausloben ilan suretiyle vaadetmek Auslobung (F.) ilan suretiyle yapılan vaad auslosen kur’a çekmek Auslosung (F.) kur’a çekme Ausnahme (F.) istisna Ausnahmegericht (N.) istisna mahkemesi Ausnahmezustand (M.) sıkı yönetim ausreichend yeterli, yetecek kadar Aussage (F.) ifade Aussageerpressung (F.) ifade şantajı aussagen ifade etmek, ifade vermek Aussagenotstand (M.) tanıklıkta zaruret hali Aussagepflicht (F.) tanıklık zorunluluğu Aussageverweigerungsrecht (N.) ifade vermekten çekinme hakkı ausschlagen reddetmek, kabul etmemek Ausschlagung (F.) ret ausschließen hariç bırakmak, iskat etmek ausschließlich hariç olarak, münhasır ausschließliche Gesetzgebung (F.) münhasır yasama yetkisi Ausschließung (F.) hariç bırakma, iskat Ausschluss (M.) hariç bırakma, iskat Ausschuss (M.) kurul, heyet, komisyon Außenbereich (M.) dış alan, dış çevre Außenminister (M.) dışişleri bakanı Außenministerin (F.) dışişleri bakanı Außenministerium (N.) dışişleri bakanlığı Außenprüfung (F.) dış denetim Außenvollmacht (F.) dış yetki Außenwirtschaft (F.) dış ekonomi

Page 19: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Außenwirtschaftsrecht (N.) dış ekonomi hukuku außer dışında, başka außer Kraft setzen hükümsüz kılmak außerehelich evlilik dışı außergerichtlich mahkeme dışı außergewöhnlich olağanüstü äußern belirtmek außerordentlich olağanüstü außerordentliche Kündigung (F.) olağanüstü fesih außerordentliches Rechtsmittel (N.) olağanüstü kanun yolu Äußerung (F.) söz, ifade aussetzen bırakmak, terk etmek, ara vermek Aussetzung (F.) bırakma, terk etme, ara verme Aussiedler (M.) göçmen Aussiedlerin (F.) göçmen aussondern ayırmak, ayıklamak, elemek Aussonderung (F.) ayırma, ayıklama, eleme aussperren lokavt etmek Aussperrung (F.) lokavt ausspielen çekilmek, atmak, düşürmek Ausspielvertrag (M.) piyango sözleşmesi aussprechen telaffuz etmek, söylemek Ausstand (M.) grev ausstatten donatmak, döşemek Ausstattung (F.) donatım, döşeme ausstehend tahsil edilmemiş, askıda kalan ausstellen keşide etmek Aussteller (M.) keşideci Ausstellerin (F.) keşideci Ausstellung (F.) keşide Aussteuer (F.) çeyiz Austausch (M.) değiştirme, mübadele austauschen değiştirmek, mübadele etmek Austauschpfändung (F.) ikameli haciz austreten ayrılmak, çekilmek Austritt (M.) ayrılma, çekilme ausüben kullanmak, yapmak, icra etmek Ausübung (F.) kullanma, yapma, icra etme Ausübungsermächtigung (F.) kullanma yetkisi Ausverkauf (M.) tasfiye satışı Auswahl (F.) seçme, tercih etme auswählen seçmek, tercih etmek auswandern göç etmek, göçmek Auswanderung (F.) göç Auswanderungsbetrug (M.) göç etme dolandırıcılığı auswärtig dış (Adj.), yabancı (Adj.) auswärtige Angelegenheit (F.) dışişleri sorunu auswärtige Angelegenheiten (F.Pl.) dışişleri sorunları auswärtiger Dienst (M.) dış hizmet ausweichen yol vermek, çekinmek

Page 20: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ausweis (M.) kimlilik belgesi ausweisen sınırdışı etmek, kimlik bildirmek Ausweismissbrauch (M.) sahte kimlik kullanma Ausweispflicht (F.) kimlilik vazifezi Ausweisung (F.) sınırdışı etme auswirken sonuçlanmak, etkilemek Auswirkung (F.) sonuç, etki auszahlen ödemek, tediye etmek Auszahlung (F.) ödeme, tediye Auszubildende (F.) çırak, öğrenci Auszubildender (M.) çırak, öğrenci Auszug (M.) taşınma, göç, suret authentisch mevsuk, sağlam authentische Interpretation (F.) mevsuk yorum, sağlam yorum Auto (N.) otomobil, araba Autobahn (F.) otoyol Automat (M.) otomat Automatenmissbrauch (M.) otomat dolandırıcılığı automatisch otomatik autonom özerk Autonomie (F.) otonomi, özerklik Autopsie (F.) otopsi Autor (M.) yazar Autorin (F.) yazar autorisieren yetkilemek Aval (M.) aval Avis (M.) ihbar, haber Axiom (N.) aksiyom, belit Baden (N.) Baden Baden-Württemberg (N.) Baden-Württemberg Bagatelldelikt (N.) önemsiz suç, kolay suç Bagatelle (F.) önemsiz, kolay Bagatellsache (F.) önemsiz şey, önemsiz iş Bahn (F.) hat, yol, demiryolu Bahnpolizei (F.) demiryolu zabıtası Baisse (F.) düşüklük, alçalma Bande (F.) çete, güruh, şebek Bandendiebstahl (M.) çete halinde hırsızlık Bandit (M.) haydut, şaki Banditin (F.) haydut, şaki Bank (F.) banka Bankakzept (N.) banka kabulü Bankbürgschaft (F.) banka kefaleti Bankeinlage (F.) banka mevduatı Bankenaufsicht (F.) bankalar denetimi Bankenpfandrecht (N.) bankalar rehin hakkı Bankgarantie (F.) banka garantisi Bankgeheimnis (N.) banka sırrı Bankgeschäft (N.) banka işlemi Bankier (M.) banker

Page 21: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bankierin (F.) banker Bankkonto (N.) banka hesabı Banknote (F.) banknot Bankomat (M.) bankamatik Bankrecht (N.) bankacılık hukuku bankrott iflas etmiş Bankrott (M.) iflas Bankrotteur (M.) iflas eden, müflis Bankrotteurin (F.) iflas eden, müflis Bann (M.) aforoz Bannkreis (M.) sihir dairesi Bannmeile (F.) sihir çevresi bar nakit, peşin Bargebot (N.) nakit teklifi, para teklifi Bargeld (N.) nakit para Barkauf (M.) nakit alım Barscheck (M.) açık çek, para çeki Barzahlung (F.) nakden ödeme Basiszinssatz taban faiz oranı Bataillon (N.) tabur Batterie pil, batarya Batterieverordnung pil yönetmeliği, batarya yönetmeliği Bau (M.) yapı, inşaat, imar Bauaufsicht (F.) yapı denetimi, inşaat denetimi Bauer (M.) çiftçi, köylü Bäuerin (F.) çiftçi, köylü Bauernbefreiung (F.) çiftçi kurtarması Bauernkrieg (M.) çiftçi savaşı Bauernkriege (M.Pl.) çiftçi savaşları baufällig harap, yıkkın Baufreiheit (F.) yapı serbestisi Baugenehmigung (F.) yapı ruhsaatı, inşaat izni Baugesetzbuch (N.) yapı kanunu, inşaat kanunu Baugestaltungsrecht (N.) yapı planlaması hukuku Bauherr (M.) yapı sahibi, inşaat sahibi Bauherrin (F.) yapı sahibi, inşaat sahibi Baukosten (F.Pl.) yapı masrafları, inşaat masrafları Baukostenzuschuss (M.) yapı masrafları için mali yardım Bauland (N.) arsa, parselli arazi Baulandsache (F.) arsa işi, arsa meselesi Baulast (F.) inşaat vergisi Baulastenverzeichnis (N.) inşaat vergisi listesi Bauleiter (M.) şantiye şefi, inşaat şefi Bauleiterin (F.) şantiye şefi, inşaat şefi Bauleitplan (M.) nazım imar planı Bauleitplanung (F.) nazım imar planlaması Baumangel (M.) yapı kusuru, inşaat kusuru Baumeister (M.) mimar Baunutzungsverordnung (F.) yapı kullanması yönetmeliği Bauordnung (F.) yapı yönetmeliği, inşaat yönetmeliği

Page 22: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bauordnungsamt (N.) yapı yönetmeliği dairesi Bauordnungsrecht (N.) yapı yönetmeliği hukuku Bauplan (M.) yapı planı, inşaat planı Bauplanung (F.) yapı planlaması, inşaat planlaması Bauplanungsrecht (N.) yapı planlaması hukuku Bauplatz (M.) yapı yeri, inşaat yeri Baupolizei (F.) imar polisi, yapı polisi, inşaat polisi Bauprozess (M.) imar davası, yapı davası, inşaat davası Baurecht (N.) imar hukuku, yapı hukuku, inşaat hukuku baureif inşaata olgun Bauschein (M.) yapı ruhsatiyesi Bausparkasse (F.) yapı tasarruf sandığı Baustellenverordnung (F.) yapı yeri kararnamesi, şantiye kararnamesi Bauträger yapı örgütü Bauüberwachung (F.) yapı denetimi, inşaat denetimi Bauwerk (N.) yapı, inşaat Bayer (M.) Bavyeralı (Sb.) Bayerin (F.) Bavyeralı (Sb.) bayerisch bavyeralı (Adj.) Bayern (N.) Bavyera beabsichtigen niyet etmek, niyetlenmek beachten riayet etmek, uymak Beachtung (F.) riayet, uyma Beamtenbestechung (F.) memura rüşvet verme Beamtenhaftung (F.) memurun sorumluluğu Beamtenrecht (N.) devlet memurları hukuku Beamter (M.) memur Beamtin (F.) memur beanspruchen iddia etmek, istemek beanstanden itiraz etmek, kınamak bearbeiten işlemek, muamele etmek Bearbeitung (F.) işlem, muamele beaufsichtigen gözetmek, kontrol etmek beauftragen tevkil etmek, vekillik vermek Beauftragte (F.) tevkil edilen, vekillik verilen, vekil, görevli beauftragte Richterin (F.) naip hakim Beauftragter (M.) tevkil edilen, vekillik verilen, vekil, görevli beauftragter Richter (M.) naip hakim bebauen işlemek, sürmek Bebauungsplan (M.) imar planı Bedarf (M.) ihtiyaç, gereksinim Bedenken (N.) tereddüt, kararsızlık bedeuten anlamı olmak, demek Bedeutung (F.) anlam, mana bedienen hizmet etmek, kullanmak Bedienstete (F.) hizmetli Bediensteter (M.) hizmetli Bedienung (F.) hizmetçilik, kullanma, servis Bedienungsanleitung (F.) kullanma tarifesi bedingen gerektirmek, sebeb olmak

Page 23: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

bedingt şarta bağlı, şartlı, koşullu bedingte Schuldfähigkeit (F.) şarta bağlı kusur ehliyeti bedingte Verurteilung (F.) şarta bağlı mahkumiyet bedingter Vorsatz (M.) şarta bağlı kast Bedingung (F.) koşul, şart bedingungsfeindlich koşula düşmanca Bedingungsfeindlichkeit (F.) koşula düşmanlık bedrohen tehdit etmek Bedrohung (F.) tehdit Bedürfnis (N.) ihtiyaç, gereksinme Bedürfnisprüfung (F.) ihtiyaç incelemesi bedürftig yoksul Bedürftigkeit (F.) yoksulluk beeiden yemin etmek, yeminle teyit etmek beeidigen yemin etmek, yeminle teyit etmek Beeidigung (F.) yemin etme, yeminle teyit etme beeinflussen etkilemek, tesir etmek, nüfuz kullanmak Beeinflussung (F.) etkileme, tesir etme, nüfuz kullanma beeinträchtigen halel vermek Beeinträchtigung (F.) halel, ihlal beenden bitirmek, sona erdirmek, tamamlamak beendeter Versuch (M.) bitirmiş deneme beendigen bitirmek, sona erdirmek, tamamlamak Beendigung (F.) bitirme, sona erdirme, tamamlama beerdigen gömmek, toprağa vermek Beerdigung (F.) gömme, cenaze Beerdigungskosten (Pl.) cenaze masrafları befähigen muktedir kılmak Befähigung (F.) yetenek, ehliyet Befähigungsnachweis (M.) yeterlik belgesi, ehillik belgesi befangen taraf tutan, sıkılgan Befangenheit (F.) taraf tutma, sıkılganlık befassen uğraşmak, uğraştırmak Befehl (M.) emir befehlen emir vermek, emretmek befolgen uymak, riayet etmek befördern taşımak, nakletmek Beförderung (F.) taşıma, nakliye Beförderungsvertrag (M.) taşıma sözleşmesi, taşıma mukavelesi befragen sormak, sorguya çekmek befreien kurtarmak Befreiung (F.) kurtarma, muafiyet Befreiungsvorbehalt (M.) muafiyet ihtirazi kaydı befriedigen sevindirmek, tatmin etmek Befriedigung (F.) sevindirme, tatmin befristen mühletini tayin etmek, süre koymak befristet vadeli Befristung (F.) müddet tayini, süre koyma Befugnis (F.) yetki, salahiyet befugt yetkili (Adj.), salahiyetli (Adj.)

Page 24: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

befürworten tavsiye etmek, desteklemek Befürwortung (F.) tavsiye, destek begabt yetenekli (Adj.), hünerli Begabtenförderung (F.) yetenekli teşviki begebbar tedavül yeteneğine göre begehen işlemek, irtikap etmek begehren talep etmek, istemek Begehren (N.) talep, istem Begehung (F.) işleme, irtikap, icra Begehungsdelikt (N.) icrai suç beglaubigen onaylamak, tasdik etmek Beglaubigung (F.) onaylama, tasdik Beglaubigungsschreiben (N.) itimatname Beglaubigungsvermerk (M.) onaylama şerhi, tasdik şerhi begleichen ödemek Begleittat (F.) müterafık eylem, müterafık suç begnadigen affetmek Begnadigung (F.) af, affetme begrenzen sınırlamak, tahdit etmek begrenzt sınırlı, tahditli Begriff (M.) terim, kavram Begriffsjurisprudenz (F.) terim hukuku ilmi begründen gerekçelendirmek, sebep göstermek Begründer (M.) gerekçelendiren, sebep gösteren Begründerin (F.) gerekçelendiren, sebep gösteren begründet gerekçeli, gerekçelendirilmiş, esaslı Begründetheit (F.) gerekçenin olması, gerekçelilik Begründung (F.) gerekçe, sebep gösterme begünstigen kayırmak, iltimas etmek begünstigender Verwaltungsakt (M.) kayırıcı idari işlem Begünstigte (F.) lehdar Begünstigter (M.) lehdar Begünstigung (F.) kayırma, iltimas behandeln muamele etmek, elden geçirmek Behandlung (F.) muamele, elden geçirme, işlem behaupten iddia etmek Behauptung (F.) iddia, sav Behelf (M.) geçici çare beherbergen barındırmak Beherbergung (F.) barındırma beherrschen hakim olmak, kontrol etmek Beherrschung (F.) hakim olma, kontrol Beherrschungsvertrag (M.) kontrol sözleşmesi behindern engellemek, engel olmak behindert sakat (Adj.), özürlü (Adj.) Behinderte (F.) sakat (Sb.), özürlü (Sb.) Behindertentestament (N.) sakatlık mirası Behinderter (M.) sakat (Sb.), özürlü (Sb.) Behinderung (F.) sakatlık, özür Behinderungswettbewerb (M.) sakatlık rekabeti, sakatlık yarışması

Page 25: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Behörde (F.) makam, resmi daire beibringen getirmek, irad etmek Beibringung (F.) getirme, irad beiderseitiges Handelsgeschäft (N.) iki taraflı ticari işlemi beifügen eklemek, ilave etmek Beigeladene (F.) davet edilen Beigeladener (M.) davet edilen Beigeordnete (F.) seçilmiş belediye memuru Beigeordneter (M.) seçilmiş belediye memuru Beihilfe (F.) yardım, yataklık beilegen iliştirmek, eklemek Beilegung (F.) iliştirme, ekleme, sulh Beirat (M.) müşavir, kurul Beischlaf (M.) cinsel birleşme, fuhuş beischlafen cinsel birleşmek Beisichführen üstünde bulundurma, taşıma Beisitzer (M.) naip, üye, aza Beisitzerin (F.) naip, üye, aza Beistand (M.) destekleme, yardım, müzaheret Beitrag (M.) aidat, katılma payı beitreiben tahsil etmek, zorla tahsil etmek Beitreibung (F.) tahsil, icrai takibat beitreten katılmak, iştirak etmek Beitritt (M.) katılma, iştirak beiwohnen katılmak, hazır bulunmak Beiwohnung (F.) katılma, hazır bulunma bejahen evet demek, kabul etmek Bekanntgabe (F.) bildirme bekanntgeben bildirmek bekanntmachen ilan etmek, duyurmak Bekanntmachung (F.) ilan, duyurma bekennen itiraf etmek, tarafını tutmak Bekenntnis (N.) itiraf, tarafını tutma, din Bekenntnisfreiheit (F.) din özgürlüğü Bekenntnisschule (F.) din okulu beklagt davalı (Adj.) Beklagte (F.) davalı (Sb.) Beklagter (M.) davalı (Sb.) Belang (M.) menfaat, yarar, önem belasten tahmil etmek, yüklemek, kaydetmek belastend kayıtlayıcı belästigen rahatsız etmek, sarkıntılık etmek Belästigung (F.) rahatsız etme, sarkıntılık Belastung (F.) takyit, kayıtlama, tahmil Belastungszeuge (M.) kamu tanığı, kamu şahidi belaufen baliğ olmak, tutmak Beleg (M.) belge, vesika belegen (Adj.) belgelenmiş belegen (V.) belgelemek Belegenheitsgrundsatz (M.) dava konusu şeyin bulunduğu yer esası

Page 26: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

beleglos belgesiz belehren öğretmek, hakkı ihtar etmek Belehrung (F.) öğretme, hakkı ihtar etme Belehrungspflicht (F.) hak öğretme yükümlülüğü, malumat verme yükümlülüğü beleidigen hakaret etmek, tahkir etmek Beleidigung (F.) hakaret, tahkir beleihen ikraz vermek, ödünç para vermek Beliehene (F.) ikraz verilen, ödünç para verilen Beliehener (M.) ikraz verilen, ödünç para verilen bemessen (V.) takdir etmek, değerlendirmek Bemessung (F.) takdir, değerlendirme Bemessungsgrundlage (F.) matrah beneficium (lat.) (N.) hayır Benehmen (N.) davranış, hareket Benelux-Staat (M.) Benelux Devleti Benelux-Staaten (M.Pl.) Benelux Devletleri benutzen yararlanmak, faydalanmak, kullanmak Benutzer (M.) yararlanan, faydalanan, kullanan Benutzung (F.) yararlanma, faydalanma, kullanma Benutzungsgebühr (F.) yararlanma ücreti Benutzungsordnung (F.) yararlanma düzeni Benutzungsverhältnis (N.) yararlanma oranı Benutzungszwang (M.) yararlanma mecburiyeti, kullanma mecburiyeti Benzin (N.) benzin beobachten gözlemek beraten (Adj) danışmış beraten (V.) danışmak Berater (M.) danışman Beraterin (F.) danışman Beratung (F.) danışma Beratungszimmer (N.) danışma odası berauben mahrum etmek, yoksun bırakmak berechnen hesaplamak berechtigen yetkilemek Berechtigte (F.) hak sahibi (Sb.), yetkili (Sb.) Berechtigter (M.) hak sahibi (Sb.), yetkili (Sb.) Berechtigung (F.) hak, yetki Bereich (M.) alan (1), saha bereichern artırmak, zenginleştirmek Bereicherung (F.) artırma, zenginleştirme Bereicherungsabsicht (F.) zenginleştirme niyeti Bereicherungsanspruch (M.) zenginleştirme hakkı bereinigen kaldırmak, gidermek Bereinigung (F.) kaldırma, giderme bereit hazır, niyetli Bereitschaft (F.) hazır olma, niyetli olma, nöbet Bereitschaftspolizei (F.) nöbetçi kolluk bereuen pişman olmak Berg (M.) dağ, tepe Bergarbeiter (M.) maden işçisi, madenci

Page 27: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bergarbeiterin (F.) maden işçisi, madenci Bergbau (M.) madencilik Bergelohn (M.) kurtarma ücreti bergen kurtarmak, çıkarmak Bergrecht (N.) maden hukuku Bergregal (N.) maden hakları Bergwerk (N.) maden, maden ocağı Bergwerkseigentum (N.) maden mülkiyeti Bericht (M.) rapor, anlatı, bildiri berichten rapor vermek, anlatmak, bildirmek Berichterstatter (M.) raportör üye Berichterstatterin (F.) raportör üye berichtigen düzeltmek Berichtigung (F.) düzeltme Berliner Testament (N.) birbirine bağlı vasiyetname, Berlin Vasiyetnamesi Bern (N.) Bern Berner Übereinkunft (F.) Bern Sözleşmesi berücksichtigen gözönüne almak Beruf (M.) gözönüne alma berufen (V.) atamak, nasbetmek beruflich mesleki Berufsausübung (F.) meslek icrası Berufsbeamter (M.) meslek memuru Berufsbeamtin (F.) meslek memuru Berufsberatung (F.) meslek danışmanlığı Berufsbildung (F.) meslek öğretimi Berufsfreiheit (F.) meslek icra serbestisi Berufsgenossenschaft (F.) meslek sendikası Berufskrankheit (F.) meslek hastalığı Berufsrichter (M.) meslekten hakim Berufsrichterin (F.) meslekten hakim Berufsschule (F.) meslek okulu Berufsunfähigkeit (F.) mesleği icra edemezlik Berufsunfähigkeitsversicherung (F.) mesleği icra edemezlik sigortası Berufsverband (M.) meslek birliği Berufsverbot (N.) meslek tatili cezası Berufswahl (F.) meslek seçimi Berufung (F.) istinaf, atama Berufungsfrist (F.) istinaf müddeti Berufungsgericht (N.) istinaf mahkemesi Berufungsverfahren (N.) istinaf usulü berühmen iddia etmek Besatzung (F.) işgal Besatzungsgebiet (N.) işgal bölgesi Besatzungsgewalt (F.) işgal gücü Besatzungsmacht (F.) işgal kuvveti Besatzungsrecht (N.) işgal hukuku Besatzungsstatut (N.) işgal statüsü Besatzungszone (F.) işgal bölgesi beschädigen zarar vermek, hasara uğratmak

Page 28: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Beschädigung (F.) zarar verme, hasar beschaffen (V.) tedarik etmek, temin etmek beschaffen (Adj.) vasıflı, nitelikli Beschaffung (F.) tedarik, temin Beschaffungsschuld (F.) tedarik kusuru Beschaffungsverwaltung (F.) tedarik yönetimi beschäftigen istihdam etmek, çalıştırmak beschäftigt meşgul, işi olan Beschäftigung (F.) istihdam, çalıştırma Beschäftigungspflicht (F.) istihdam mükellefiyeti Bescheid (M.) karar, emir, ihbar Bescheidungsurteil (N.) ihbar kararı bescheinigen belgelemek Bescheinigung (F.) belge beschimpfen sövmek Beschimpfung (F.) sövme Beschlag (M.) haczedilen mallar, nallama, nallar Beschlagnahme (F.) zabt, zabit beschlagnahmen zaptetmek, zaptolmak beschleunigen hızlandırmak beschleunigt hızlandırılmış beschleunigtes Verfahren (N.) hızlandırılmış yargılama beschließen karar vermek Beschluss (M.) karar beschlussfähig nisabı haiz Beschlussfähigkeit (F.) karar yetersayısı beschlussunfähig nisabı haiz olmayan Beschlussverfahren (N.) karara bağlanan dava beschränken sınırlamak, tahdit etmek beschränkt sınırlı, tahditli beschränkte Haftung (F.) sınırlı sorumluluk beschränkte persönliche Dienstbarkeit (F.) sınırlı şahsi irtifak hakkı beschränktes dingliches Recht (N.) mülkiyetten gayri ayni hak Beschränkung (F.) sınırlama, tahdit etme beschreiben tarif etmek Beschreibung (F.) tarif beschuldigen isnad etmek, yüklemek Beschuldigte (F.) sanık, maznun Beschuldigter (M.) sanık, maznun Beschwerde (F.) itiraz, şikayet Beschwerdeführer (M.) itiraz eden, şikayetçi Beschwerdeführerin (F.) itiraz eden, şikayetçi Beschwerdeverfahren (N.) itiraz usulü beschweren itiraz etmek, şikayet etmek beseitigen ref etmek, kaldırmak Beseitigung (F.) ref, kaldırma Beseitigungsanspruch (M.) tecavüzün ref’ini dava hakkı besetzen işgal etmek Besetzung (F.) işgal, terkip, oluşum Besitz (M.) zilyedlik, elmenlik

Page 29: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Besitzdienerin (F.) zilyedlik yardımcısı besitzen zilyed olmak Besitzentziehung (F.) zilyedliğin gasbı Besitzer (M.) zilyed, elmen Besitzergreifung (F.) elkoyma Besitzerin (F.) zilyed, elmen Besitzkehr (F.) zilyedliğin istirdadı Besitznahme (F.) ele geçirme Besitzrecht (N.) mülkiyet hakkı besitzrechtlich mülkiyet hakkına göre Besitzschutz (M.) zilyedliğin korunması Besitzstand (M.) zilyedlik statüsü Besitzsteuer (F.) zilyedlik vergisi Besitzstörung (F.) zilyedliğin ihlali Besitztum (N.) mal, mamelek besolden ücret vermek, maaş vermek Besoldung (F.) ücret (Sb.), maaş Besoldungsdienstalter (N.) kıdem Besoldungsordnung (F.) ücret düzeni besondere özel olarak besonderer Teil (M.) özel parça besonderes Gewaltverhältnis (N.) özel kuvvetler ilişkisi besorgen sağlamak, tedarik etmek Besorgnis (F.) endişe Besorgung (F.) sağlama, tedarik bessere daha iyi bessern iyileştirmek, düzeltmek Besserung (F.) iyileştirme, düzeltme bestallen atamak, tayin etmek Bestallung (F.) atama, tayin Bestand (M.) mevcudiyet, mevcudat Bestandskraft (F.) mevcudiyet gücü Bestandsschutz (M.) mevcudiyetin korunması Bestandteil (M.) unsur, öge bestätigen teyit etmek, doğrulamak, onamak Bestätigung (F.) teyit, doğrulama, onama Bestätigungsschreiben (N.) teyit mektubu bestechen rüşvet vermek bestechlich rüşvet alan, mürtekib Bestechlichkeit (F.) rüşvetçilik Bestechung (F.) rüşvet bestellen ısmarlamak, sipariş vermek Bestellung (F.) ısmarlama, sipariş besteuern vergilendirmek Besteuerung (F.) vergilendirme, tarh bestimmen belirlemek, tayin etmek bestimmt belirli, tayin edilmiş Bestimmtheit (F.) katiyet, belirlilik Bestimmtheitserfordernis (N.) katiyet gereği Bestimmtheitsgebot (N.) belirlilik şartı

Page 30: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bestimmtheitsgrundsatz (M.) belirlilik ilkesi Bestimmung (F.) belirleme, tayin bestrafen cezalandırmak Bestrafung (F.) cezalandırma, mücazat bestreiten inkar etmek besuchen ziyaret etmek Besuchsrecht (N.) ziyaret hakkı betagen ertelemek Betagung (F.) erteleme betäuben uyuşturmak, bayıltmak Betäubung (F.) uyuşturma, bayıltma Betäubungsmittel (N.) uyuşturucu madde Betäubungsmittelgesetz (N.) uyuşturucu maddeler kanunu beteiligen (sich) katılmak, iştirak etmek Beteiligte (F.) katılan, iştirak eden Beteiligter (M.) katılan, iştirak eden Beteiligung (F.) katılma, iştirak Beteiligungsdarlehen (N.) katılma ödüncü betrachten bakmak, görmek Betrachtung (F.) bakış, görüş Betrachtungsweise (F.) bakış tarzı Betrag (M.) tutar, bedel, miktar betreiben işletmek, takip etmek betreten (V.) girmek betreuen bakmak, korumak Betreuer (M.) müşavir, sorumlu Betreuung (F.) bakım, koruma Betreuungsverein müşavir derneği Betrieb (M.) işletme, faaliyet, yürütme Betriebsanlage (F.) işletme kuruluşu Betriebsausgabe (F.) işletme gideri Betriebseinnahme (F.) işletme geliri Betriebsgefahr (F.) işletme tehlikesi Betriebsprüfung (F.) işletme denetimi Betriebsrat (M.) işletme temsilciliği Betriebsrente (F.) işletme emekliliği Betriebsrentengesetz (N.) işletme emeklilik kanunu Betriebsrisiko (N.) işletme riski Betriebsschutz (M.) işletme emniyeti Betriebsstörung (F.) işletme arızası Betriebsübergang (M.) işletme geçişi Betriebsvereinbarung (F.) işletme sözleşmesi Betriebsverfassung (F.) işletme anayasası Betriebsverfassungsgesetz (N.) işyerleri esas örgüt yasası Betriebsversammlung (F.) işletme toplantısı Betriebswirtschaft (F.) işletme ekonomisi betrinken sarhoş olmak Betrug (M.) dolandırıcılık betrügen dolandırmak Betrüger (M.) dolandırıcı

Page 31: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Betrügerin (F.) dolandırıcı betrügerisch dolanlı betrunken sarhoş Bettelei (F.) dilencilik betteln dilenmek Bettler (M.) dilenci Bettlerin (F.) dilenci Beugemittel (N.) zecri tedbir, zorlama tedbir beugen eğmek, bükmek, zorlamak, ihlal etmek beurkunden düzenlemek, tanzim etmek Beurkundung (F.) düzenleme, tanzim beurlauben izin vermek Beurlaubung (F.) izin verme beurteilen takdir etmek, değerlendirmek Beurteilung (F.) takdir, değerlendirme Beute (F.) ganimet, iğtinam bevollmächtigen vekillik vermek, yetki vermek Bevollmächtigte (F.) vekil, mümessil Bevollmächtigter (M.) vekil, mümessil Bevollmächtigung (F.) vekillik verme, yetki verme bevorrechtigt rüçhanlı, öncelikli bewähren doğruluğunu göstermek, ertelemek Bewährung (F.) doğruluğunu gösterme, tecil, erteleme Bewährungshelfer (M.) tecil yardımcısı Bewährungshelferin (F.) tecil yardımcısı Beweggrund (M.) saik, güdü beweglich menkul (Adj.), taşınır (Adj.) bewegliche Sache (F.) menkul eşya Beweis (M.) delil, ispat, kanıt Beweisaufnahme (F.) delillerin toplanması beweisen ispat etmek Beweiserhebung (F.) delillerin iradı Beweiserhebungsverbot (N.) delillerin toplanması yasağı Beweiserleichterung (F.) ispatın kolaylaştırılması Beweisführung (F.) delil gösterme Beweisgrund (M.) gerekçe Beweisinterlokut (N.) delillerin ara kararı Beweiskraft (F.) ispat kuvveti Beweislast (F.) ispat yükü Beweislastumkehr (F.) ispat yükü tersi Beweismittel (N.) deliller Beweissicherung (F.) delil tespiti Beweisstück (N.) delil Beweisverfahren (N.) delillerin toplanması usulü Beweiswürdigung (F.) delillerin takdiri bewerben (sich) başvurmak, müracaat etmek Bewerber (M.) başvuran, müracaat eden Bewerberin (F.) başvuran, müracaat eden Bewerbung (F.) başvurma, müracaat bewerten değerlendirmek

Page 32: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bewertung (F.) değerlendirme bewilligen kabul etmek, onamak Bewilligung (F.) kabul (Sb.), onama bewusst bilinçli, şuurlu bewusste Fahrlässigkeit (F.) bilinçli ihmal bewusstlos bilinçsiz Bewusstlosigkeit (F.) bilinçsizlik Bewusstsein (N.) bilinç Bewusstseinsstörung (F.) şuur bozukluluğu bezahlen ödemek, tediye etmek Bezahlung (F.) ödeme, tediye bezeugen tanıklık etmek, şahadet etmek bezichtigen isnad etmek, yüklemek Bezichtigung (F.) isnad, yükleme beziehen almak, istinat etmek, taşınmak Beziehung (F.) alma, istinat etme, taşınma, ilişki Bezirk (M.) bölge, mıntıka Bezirksamt (N.) bölge memuriyeti Bezirksgericht (N.) bölge mahkemesi Bezirkshauptfrau (F.) kaymakam Bezirkshauptmann (M.) kaymakam Bezirksnotar (M.) bölge noteri Bezogene (F.) muhatap Bezogener (M.) muhatap Bezug (M.) ilgi, alma Bezugnahme (F.) istinat etme, dayanma Bezugsrecht (N.) yeni pay alma hakkı Bibliographie bibliyografya Bibliothek (F.) kütüphane bieten sunmak, vaat etmek Bigamie bigami Bilanz (F.) bilanço, denge Bilanzrecht (N.) bilanço hukuku bilateral iki taraflı Bildschirmtext ekran metni Bildung (F.) teşkil, kurma Bildungsverwaltungsrecht (N.) teşkil yönetimi hukuku billig ucuz billigen uygun görmek Billigkeit (F.) hakkaniyet Billigung (F.) icazet binden bağlamak, ilzam etmek bindend bağlayıcı Bindung (F.) bağ, ilzam Bindungswirkung bağlayıcı etki binnen içinde Binnenhandel (M.) iç ticaret Binnenmarkt (M.) iç piyasa Binnenschifffahrt (F.) iç sularda seyrüsefer Bischof (M.) piskopos

Page 33: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bischöfin (F.) piskopos Bistum (N.) piskoposluk Bitte (F.) rica, dilek bitten rica etmek, dilemek Blankett (N.) açığa imza Blankettgesetz açığa imza yasası Blankettmissbrauch (M.) açığa imzanın kötüye kullanması blanko blanko (Adj.), beyaz (Adj.), açık (Adj.) Blankogeschäft (N.) açık iş Blankoindossament (M.) beyaz ciro Blankoscheck (M.) açık çek Blankovollmacht (F.) açık yetki Blankowechsel (M.) açık kambiyo senedi Blankozession (F.) açık temlik Blasphemie (F.) tanrıya küfretme Bleiberecht (N.) oturma hakkı, kalma hakkı Blockade (F.) blokaj, abluka blockieren abluka etmek Blockwahl (F.) blok seçimi Blödmann (M.) salak, manyak, budala Blutalkohol (M.) kandaki alkol Blutprobe (F.) kan nümunesi Blutrache (F.) kan gütme Blutschande (F.) fücur Blutsverwandtschaft (F.) kan hısımlığı Boden (M.) toprak, yer, arazi Bodenkredit (M.) gayrimenkul karşılığı kredi Bodenordnung (F.) toprak düzeni Bodenrecht (N.) toprak hukuku Bodenreform (F.) toprak reformu Bodenschatz (M.) doğal kaynağı Bodmerei (F.) deniz ödüncü mukavelesi Böhmen (N.) Bohmte Bombe (F.) bomba Bon (M.) fiş bona fides (lat.) (F.) iyiniyet, hüsnüniyet Bonität (F.) kalite, bonitas, ödeme gücü Bonus (M.) ikramiye Bord (N.) borda Bordell (N.) genelev borgen ödünç vermek, ödünç almak Börse (F.) borsa Börsengesetz (N.) borsa kanunu Börsenmakler (M.) borsa simsarı böser Glaube (M.) kötü niyet, suiniyet bösgläubig kötü niyet sahibi, suiniyet sahibi böswillig kötü niyetle, suiniyetle Bote (M.) ulak, sai Botin (F.) ulak, sai Botschaft (F.) büyükelçilik, sefaret, haber

Page 34: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Botschafter (M.) büyükelçi, sefir Botschafterin (F.) büyükelçi, sefir Boykott (M.) boykot boykottieren boykot etmek Brand (M.) yangın, yanma Brandenburg (N.) Brandenburg Brandmauer (F.) yangın duvarı Brandschutz (M.) yangın korunması Brandstifter (M.) kundakçı Brandstifterin (F.) kundakçı Brandstiftung (F.) kundaklama Brauch (M.) adet, töre, örf brauchen ihtiyacı olmak, gereksemek Braut (F.) gelin Bräutigam (M.) damat brechen bozmak, kırmak Bremen (N.) Bremen brevi manu traditio (F.) (lat.) kısa elden teslim Brief (M.) mektup Briefgeheimnis (N.) mektubun gizliliği Briefgrundschuld (F.) ipotekli borç senedi Briefhypothek (F.) ipotekli borç senedi Briefmarke (F.) posta pulu Briefwahl (F.) mektup yoluyla seçim Brigade (F.) tugay Bruch (M.) bozma, kırma Bruchteil (M.) şayi, kısım, parça Bruchteilseigentum (N.) şayi mal, şüyulu mülkiyet Brüssel (N.) Brüksel Brüsseler Vertrag (M.) Brüksel Sözleşmesi brutto brüt Buch (N.) defter, kitap Bucheintragung (F.) deftere yazma buchen rezerve ettirmek Buchführung (F.) muhasebe, saymanlık Buchgeld (N.) kaydı para Buchhalter (M.) muhasip, sayman Buchhalterin (F.) muhasip, sayman Buchhaltung (F.) muhasebe, saymanlık Buchhypothek (F.) tapuda kayıtlı ipotek Buchung (F.) muhasebe, saymanlık, kayıt Buchwert (M.) kayıtlı değer, defter değeri Budget (N.) bütçe Budgetrecht (N.) bütçe yetkisi Bulgarien Bulgaristan Bulle (F.) papa’nın fermanı Bulletin (N.) bülten Bund (M.) federal devlet, birlik, konfederasyon Bundesamt (N.) federal daire Bundesangelegenheit (F.) federal mesele

Page 35: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bundesangestelltentarifvertrag (M.) (BAT) federal müstahdem toplu iş sözleşmesi Bundesanstalt (F.) federal kurum Bundesanwalt (M.) federal savcı Bundesanwältin (F.) federal savcı Bundesanwaltschaft (F.) federal savcılık Bundesanzeiger (M.) federal gösterge Bundesarbeitsgericht (N.) federal iş mahkemesi Bundesaufsicht (F.) federal hükümetin yasaların yürütülmesi ile ilgili olarak eyatler üzerindeki denetimi Bundesaufsichtsamt (N.) federal hükümetin yasaların yürütülmesi ile ilgili olarak eyatler üzerindeki denetim dairesi Bundesauftragsverwaltung (F.) federal vekalet yönetimi Bundesausbildungsförderungsgesetz (N.) federal meslek eğitim teşvik yasası Bundesautobahn (F.) federal otoban Bundesbahn (F.) federal demiryolları Bundesbank (F.) federal banka Bundesbaugesetz (N.) federal yapım yasası Bundesbeamter (M.) federal memur Bundesbeamtin (F.) federal memur Bundesbeauftragte (F.) federal görevli Bundesbeauftragter (M.) federal görevli Bundesbehörde (F.) federal makam Bundesbodenschutzgesetz federal toprağın korunması yasası Bundesdisziplinarordnung federal disiplin cezaları yönetmeliği Bundesfernstraße (F.) federal şehirlerarası karayolu Bundesflagge (F.) federal bayrak Bundesgebiet (N.) federal bölge Bundesgebührenordnung (F.) für Rechtsanwälte avukatlar için federal ücret tarife yönetmeliği Bundesgericht (N.) federal mahkeme Bundesgerichtshof (M.) federal yargıtay Bundesgesetz (N.) federal kanun Bundesgesetz gegen den unlauteren Wettbewerb (N.) haksız rekabete karşı federal kanun Bundesgesetzblatt (N.) federal gazete Bundesgesetzgebung (F.) federal yasama yetkisi Bundesgesundheitsamt (F.) federal sağlık kurumu Bundesgrenzschutz (M.) federal sınır koruma teşkilatı Bundeshandelskommission (F.) federal ticaret kurulu Bundeshaushalt (M.) federal bütçe Bundesheer (N.) federal ordu Bundesimmissionsschutzgesetz federal hava kalitesinin korunması yasası Bundesjustizministerium (N.) federal adalet bakanlığı Bundeskabinett (N.) federal kabine Bundeskanzler (M.) başbakan Bundeskanzleramt (N.) federal başbakanlık Bundeskanzlerin (F.) başbakan Bundeskartellamt (N.) federal kartel dairesi Bundesknappschaft (F.) federal madenciler birliği Bundeskriminalamt (N.) federal kriminal dairesi Bundesland (N.) federal eyalet

Page 36: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bundesminister (M.) federal bakan Bundesnachrichtendienst (M.) federal istihbarat servisi Bundesnaturschutzgesetz federal doğa koruma yasası Bundesnotarkammer (F.) federal noterlik meclisi Bundesnotarordnung (F.) federal noterlik kanunu Bundesoberbehörde (F.) federal üst makam Bundespatentgericht (N.) federal patent mahkemesi Bundespolizei (F.) federal polis Bundespost (F.) federal posta Bundespräsident (M.) federal cumhurbaşkanı Bundespräsidentin (F.) federal cumhurbaşkanı Bundespräsidialamt (N.) federal cumhurbaşkanlığı Bundesrat (M.) federal konsey Bundesrechnungshof (M.) federal sayıştay Bundesrecht (N.) federal hukuk Bundesrechtsanwaltsgebührenordnung (F.) federal avukatlık ücreti nizamnamesi Bundesrechtsanwaltsordnung (F.) federal avukatlık kanunu Bundesregierung (F.) federal hükümet Bundesrepublik (F.) federal cumhuriyet Bundesrichter (M.) federal hakim Bundesrichterin (F.) federal hakim Bundesseuchengesetz (N.) federal bulaşıcı hastalıklar yasası Bundessozialgericht (N.) federal sosyal mahkeme Bundessozialhilfegesetz (N.) federal sosyal yardım yasası Bundesstaat (M.) federal devlet bundesstaatlich federal Bundesstaatlichkeit (F.) federal devletlik Bundesstraße (F.) federal karayolu Bundestag (M.) federal meclis Bundestreue (F.) federal devlet yararına hareket prensibi Bundesurlaubsgesetz federal izin yasası Bundesverfassung (F.) federal anayasası Bundesverfassungsgericht (N.) federal anayasa mahkemesi Bundesversammlung (F.) federal kurultay Bundesversicherungsanstalt (F.) für Angestellte müstahdemler için federal sigorta kurumu Bundesversicherungsaufsichtsamt federal sigorta denetimi dairesi Bundesverwaltung (F.) federal idare Bundesverwaltungsgericht (N.) federal idare mahkemesi Bundeswaldgesetz (N.) federal orman kanunu Bundeswehr (F.) federal ordu Bundeswehrverwaltung (F.) federal ordu yönetimi Bundeszentralregister (N.) federal adli sicili Bundeszentralregistergesetz (N.) federal adli sicil kanunu Bundeszwang (M.) federal zorlama Bürge (M.) kefil bürgen kefil olmak Bürger (M.) yurttaş Bürgerin (F.) yurttaş bürgerlich medeni bürgerlicher Tod (M.) medeni ölüm

Page 37: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Bürgerliches Gesetzbuch (N.) medeni kanun bürgerliches Recht (N.) medeni hukuk Bürgermeister (M.) belediye başkanı Bürgermeisterin (F.) belediye başkanı Bürgerrecht (N.) medeni hak Bürgerversammlung (F.) belediye toplantısı Bürgin (F.) kefil Bürgschaft (F.) kefalet Büro (N.) büro, ofis Bürokratie (F.) bürokrasi Buße (F.) ceza, kefaret büßen cezasını çekmek, ödemek Bußgeld (N.) kefaret parası Büttel (M.) mübaşir, muhzir case-law (N.) (engl.) olaylar hukuku, örnekler hukuku causa (F.) (lat.) illet cessio (F.) (lat.) devir, temlik Chance (F.) fırsat, şans, talih Chancengleichheit (F.) fırsat eşitliği Charta (F.) antlaşma, misak chartern kiralamak Chartervertrag (M.) çarter sözleşmesi Chemiewaffenübereinkommen kimyasal silahlar sözleşmesi Chemikalie (F.) kimyasal madde Chemikaliengesetz (N.) kimyasal madde kanunu Chipkarte (F.) çip kartı Christ (M.) hıristiyan (Sb.) christlich hiristiyan (Adj.) cif cif, sif CISG (N.) (Convention on contracts for the international sale of goods) CISG clausula (F.) rebus sic stantibus (lat.) durumda değişiklik ortaya çıkmaması koşulu Clearing (N.) kliringi takas CMR (N.) (Übereinkommen über den Beförderungsvertrag im internationalen Straßengüterverkehr) CMR CNUE (F.) Europäischer Verband der Notare avrupa noterler birliği Code civil (franz.) (M.) sivil hukuk Code de commerce (franz.) (M.) Code de commerce Code pénal (franz.) (M.) Code pénal codex (M.) (lat.) codex, kanunname Commision (F.) Internationale de l’Etat civile (CIEC) Commision Internationale de l’Etat civile commodum (N.) (lat.) zarar, commodum compensatio (F.) lucri cum damno (lat.) kazançla zararın denkleştirilmesi Computer (M.) bilgisayar Computerbetrug (M.) bilgisayar dolandırıcılığı Computersabotage (F.) bilgisayar sabotajı condicio (F.) sine qua non (lat.) kendisinden vazgeçilmez koşul contra legem (lat.) kanuna aykırı Convention on contracts for the international sale of goods (CISG) Convention on contracts for the international sale of goods

Page 38: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Copyright (N.) copyright, çoğaltma hakkı corpus (N.) delicti (lat.) suç konusu Coupon (M.) kupon Cousin (M.) amca oğlu, dayı oğlu, hala oğlu, teyze oğlu culpa (F.) in abstracto (lat.) soyut kusur culpa (F.) in contrahendo (lat.) akit sırasında kusur culpa (F.) in eligendo (lat.) ağır savsama Dachgesellschaft (F.) şemsiye şirket Damnationslegat (N.) yükümlülük yükleyen vasiyet damnum (lat.) (N.) zarar Darlehen (N.) ödünç, kredi Darlehensgeschäft (N.) ödünç verme işi Darlehensvertrag (M.) ödünç sözleşmesi darleihen ödünç vermek Dasein (N.) bulunma, gelmiş olma Daseinsvorsorge (F.) bulunma tedbiri Datei (F.) dosya Daten (N.Pl.) bilgiler, veriler Datenabgleich bilgilerin karşılaştırılması Datenbank (F.) bilgi bankası Datenschutz (M.) bilgilerin korunması Datenschutzbeauftragter (M.) bilgi koruma görevlisi Datenschutzbeauftragte (F.) bilgi koruma görevlisi Datenveränderung (F.) bilgilerin değiştirilmesi Datenverarbeitung (F.) bilgiişlem Datum (N.) tarih Dauer (F.) süre, müddet Dauerarrest (M.) sürekli hapis Dauerauftrag (M.) sürekli emir, açık emir Dauerdelikt (N.) sürekli suç, mütemadi suç dauern sürmek, devam etmek dauernd sürekli, devamlı, mütemadi Dauerschuldverhältnis (N.) sürekli borç ilişkisi de facto fiilen, bilfiil, fiili de iure hukuken, hukuki de lege ferenda (lat.) olması gereken hukuk bakımından de lege lata (lat.) yürürlükteki hukuk bakımından Debatte (F.) tartışma, görüşme Debet (N.) borç Debitor (M.) borçlu Debitorin (F.) borçlu decken örtmek, kapamak, korumak Deckung (F.) örtme, kapama, koruma, siper Deckungsverhältnis (N.) örtme ilişkisi, örtme oranı Deckungszusage (F.) örtme sözverisi, kapama sözverisi defensiv savunmalık, tedafüi defensiver Notstand (M.) savunmayı gerektirici zorda kalma definieren tanımlamak Definition (F.) tanımlama Defizit (N.) açık (Sb.), noksan (Sb.)

Page 39: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

degradieren rütbe indirmek Deich (M.) set, bent (2) Deichrecht (N.) set hukuku, bent hukuku Dekan (M.) dekan Dekanat (N.) dekanlık Deklaration (F.) deklarasyon, bildirim deklaratorisch açıklayıcı, izhari deklarieren deklare etmek, bildirmek Dekonzentration (F.) taksimat, bölümleme Dekret (N.) kararname Delegation (F.) delegasyon, murahhaslar heyeti delegieren delege atamak, göndermek Delegierte (F.) delege, murahhas Delegierter (M.) delege, murahhas Delikt (N.) suç, haksız fiil Deliktsbesitzer (M.) fuzuli şahil Deliktsbesitzerin (F.) fuzuli şahil deliktsfähig haksız fiile ehliyetli Deliktsfähigkeit (F.) haksız fiile ehliyet Deliktsrecht (N.) haksız fiil hukuku Delinquent (M.) haksız eylemde bulunan, suçun faili Delinquentin (F.) haksız eylemde bulunan, suçun faili Delirium (N.) sabuklama Delkredere (N.) dükruvar Demagoge (M.) demagog Demagogin (F.) demagog Demarche (F.) demarş, girişim Dementi (N.) yalanlama, tekzip dementieren yalanlamak, tekzip etmek Demission (F.) çekilme, istifa Demokrat (M.) demokrat Demokratie (F.) demokrasi Demokratieprinzip (N.) demokrasi prensibi Demokratin (F.) demokrat demokratisch demokratik Demokratisierung (F.) demokrasileşme Demonstrant (M.) gösterici Demonstrantin (F.) gösterici Demonstration (F.) gösteri demonstrativ açık (Adj.), açıkça göstererek demonstrieren göstermek, gösteri yapmak, yürüyüş yapmak Demoskopie (F.) demoskopi DENIC DENIC Denkmal (N.) anıt, abide Denkmalschutz (M.) anıtların korunması Denunziant (M.) gammaz, ihbarcı Denunziantin (F.) gammaz, ihbarcı Denunziation (F.) gammazlık, ihbarcılık denunzieren gammazlamak Departement (N.) il, vilayet, bakanlık

Page 40: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Deponie (F.) çöplük deponieren bırakmak, yatırmak, tevdi etmek Deportation (F.) sürgün, nefy deportieren sürmek, nefyetmek Depositar (M.) saklayıcı, müstevdi Depositen (N.Pl.) tevdiat, mevduat Depositenzertifikat (N.) tevdiat sertifikası Depositum (N.) saklatım, vedia depositum (N.) irregulare (lat.) düzensiz saklatım, usulsüz tevdi Depot (N.) portföy, depo Depotgeschäft (N.) portföy işi Deputat (N.) ayni ücret Deputation (F.) delegasyon Deputierte (F.) delege Deputierter (M.) delege deregulieren bozmak Deregulierung (F.) bozma Dereliktion (F.) mülkiyetin terki Derivat (N.) türev derivativ türevsel derivativer Eigentumserwerb (M.) fer’i mülkiyet iktisabı Derogation (F.) hukuk kuralının diğer bir hukuk kuralının yerine geçmesi derogieren hükümsüz kılmak Deserteur (M.) asker kaçağı Deserteurin (F.) asker kaçağı desertieren askerden kaçmak Designation (F.) gösterme, öngörme designieren göstermek, öngörmek deskriptiv tasviri deskriptives Tatbestandsmerkmal (N.) suçun fiili unsuru Despot (M.) despot Despotie (F.) despotluk Despotin (F.) despot despotisch despotça Destinatär (M.) muhatap, tesellüm eden Destinatärin (F.) muhatap, tesellüm eden Deszendent (M.) füru, altsoy Deszendentin (F.) füru, altsoy Deszendenz (F.) zürriyet, artgelenler detachiert ayırılmış, tefrik edilmiş detachierte Kammer (F.) ayırılmiş daire, ayırılmış meclis Detektiv (M.) detektif Detektivin (F.) detektif Detektor (M.) detektör Detention (F.) haiz olma Deutsche (F.) alman Deutsche Demokratische Republik (F.) (DDR) Alman Demokratik Cumhuriyeti Deutsche Welle alman dalgası Deutscher (M.) alman Deutscher Gewerkschaftsbund (M.) (DGB) alman sendikalar birliği

Page 41: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Deutsches Reich (N.) Alman Devleti Deutsches Richtergesetz (N.) alman hakimler kanunu Deutschland (N.) Almanya Devise (F.) döviz, parola Devisen (F.Pl.) döviz Devisengeschäft (N.) döviz işlemi Devisenmarkt (M.) döviz piyasası Devisenreserve (F.) döviz ihtiyatı Devisenreserven (F.Pl.) döviz ihtiyatları Devolution (F.) intikal, geçme Devolutionsrecht (N.) intikal hukuku, geçme hukuku Devolutiveffekt (M.) karar verme yetkisinin temyiz merciine geçmesi Dezentralisation (F.) ademi merkeziyet dezentralisieren ademi merkezileşmek Dezernat (N.) şube, masa Dezernent (M.) şube müdürü, masa müdürü Dezernentin (F.) şube müdürü, masa müdürü DGB (M.) (Deutscher Gewerkschaftsbund) Alman Sendikalar Birliği Diakon (M.) diyakoz Diakonin (F.) diyakoz Diakonisse (F.) hemşire Diät (F.) huzur hakkı Diäten (F.Pl.) huzur hakları Dichotomie (F.) suçların ikiye bölünmesi Dieb (M.) hırsız, sarık Diebin (F.) hırsız, sarık Diebstahl (M.) hırsızlık, sırkat dienen hizmet etmek dienendes Grundstück (N.) hizmet eden taşınmaz Diener (M.) hizmet eden Dienerin (F.) hizmet eden Dienst (M.) hizmet, görev Dienstalter (N.) kıdem Dienstaufsicht (F.) hiyerarşik kontrol Dienstbarkeit (F.) irtifak Dienstbezug (M.) maaş Dienstbote (M.) hizmet eden, ulak Dienstbotin (F.) hizmet eden, ulak Diensteid (M.) hizmet yemini Diensterfindung (F.) işçinin teknik buluşu, işçinin ihtiraı Dienstflucht (F.) firar Dienstgeheimnis (N.) memurluk sırrı Dienstgrad (M.) rütbe Dienstherr (M.) mülki amir Dienstherrin (F.) mülki amir Dienstleistung (F.) hizmet verme Dienstleistungsfreiheit (F.) hizmet verme serbestisi Dienstleistungsmarke (F.) hizmet markaları dienstlich resmi (Adj.) Dienstrecht (N.) hizmet hukuku, görev hukuku

Page 42: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Dienstsiegel (N.) hizmet mühürü Dienststelle (F.) hizmet yeri, görev yeri Dienstvereinbarung (F.) hizmet anlaşması, görev anlaşması Dienstvergehen (N.) hizmet suçu, görev suçu Dienstverhältnis (N.) hizmet ilişkisi, görev ilişkisi Dienstvertrag (M.) hizmet akdi, görev akdi Dienstvorgesetzte (F.) hizmet amiri, görev amiri Dienstvorgesetzter (M.) hizmet amiri, görev amiri Dienstweg (M.) hiyerarşik yol Dienstzeit (F.) hizmet süresi, görev süresi dies interpellat pro homine (lat.) dies interpellat pro homine Dietrich (M.) maymuncuk diffamieren iftira etmek Diffamierung (F.) iftira, iftira etme Differenz (F.) fark Differenzgeschäft (N.) fiyat farkı üzerine yapılan vadeli alışveriş differenzieren fark gözetmek Differenzierung (F.) fark gözetme Differenzierungsklausel (F.) fark gözetme şartı Diktator (M.) diktatör Diktatorin (F.) diktatör Diktatur (F.) diktatörlük dilatorisch geçici, erteleyici dilatorische Einrede (F.) geçici defi Ding (N.) ayn, nesne, şey dinglich ayni, nesnel dingliche Belastung (F.) ayni tahmil dingliches Recht (N.) ayni hak Diözese (F.) piskoposluk Diplom (N.) diploma Diplomat (M.) diplomat Diplomatie (F.) diplomasi Diplomatik (F.) belge öğretimi Diplomatin (F.) diplomat diplomatisch diplomatik (Adj.) diplomatische Beziehung (F.) diplomatik ilişkiler Diplom-Wirtschaftsjurist diplomalı ekonomi hukukçusu direkt vasıtasız, doğru direkte Stellvertretung (F.) vasıtasız temsil direkte Steuer (F.) vasıtasız vergi direkter Verbotsirrtum (M.) vasıtasız yasakta yanılma direkter Vorsatz (M.) vasıtasız kast Direkterwerb (M.) vasıtasız iktisap Direktion (F.) yönetim Direktionsrecht (N.) yönetim yetkisi Direktive (F.) direktif Direktmandat (N.) vasıtasız vekalet Direktor (M.) direktör Direktorin (F.) direktör Direktversicherung (F.) vasıtasız sigorta

Page 43: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Dirne (F.) orospu, fahişe DIRO (Deutsche und internationale Rechtsanwaltsorganisation) alman ve uluslararası avukat örgütü Disagio (N.) disacyo Diskont (M.) iskonto diskontieren iskonto etmek Diskontsatz (M.) iskonto haddi diskriminieren ayırım gözetmek, fark gözetmek Diskriminierung (F.) ayırım gözetme, fark gözetme Dispens (M.) hususi müsaade dispensieren hususi müsaade etmek disponieren (über) düzenlemek, kullanmak Disposition (F.) tertip, durum Dispositionsmaxime (F.) tertip ilkesi dispositiv tamamlayıcı, ihtiyari dispositives Recht (N.) tamamlayıcı hukuk, ihtiyari hukuk Disput (M.) bilimsel tartışma, münakaşa Disputation (F.) bilimsel tartışma Dissens (M.) uzlaşmazlık Dissertation (F.) doktora tezi Dissident (M.) muhalif Dissidentin (F.) muhalif Distinktion (F.) ayırma Distrikt (M.) bölge Disziplin (F.) disiplin Disziplinargericht (N.) disiplin mahkemesi disziplinarisch inzibati Disziplinarmaßnahme (F.) disiplin cezası Disziplinarrecht (N.) disiplin cezaları hukuku Disziplinarverfahren (N.) disiplin cezaları usulü Diversion (F.) diversyon Dividende (F.) dividant Division (F.) tümen DNA-Analyse DNA-analizi Dogma (N.) dogma, akide Dogmatik (F.) doğmatik Doktor (M.) doktor Doktorand (M.) doktorasını yapmakta olan öğrenci Doktorandin (F.) doktorasını yapmakta olan öğrenci Doktorin (F.) doktor Doktorprüfung (F.) doktora sınavı Doktrin (F.) doktrin Dokument (N.) doküman, belge Dokumentenakkreditiv (N.) vesikalı akreditif Dokumentenkette (F.) (Dokumentenkette in Großbritannien) doküman sırası dolmetschen tercüme etmek, çevirmek Dolmetscher (M.) tercüman Dolmetscherin (F.) tercüman dolos kasten dolus (M.) (lat.) kast, kasıt

Page 44: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

dolus (M.) directus (lat.) aracısız kast dolus (M.) eventualis (lat.) ihtimali kast dolus (M.) generalis (lat.) genel kast dolus (M.) indirectus (lat.) dolaylı kast dolus (M.) malus (lat.) hile, dolan dolus (M.) subsequens (lat.) sonradan kast Dom (M.) katedral, kubbe domain (F.) domain Domäne (F.) devlet arazisi Domkapitel (N.) katedral toplantısı Doping doping Doppelbesteuerung (F.) çifte vergi Doppelehe (F.) bigami Doppelname (M.) çifte isim Doppelstaatsangehörigkeit (F.) çifte vatandaşlık doppelt çift, çifte Doppelversicherung (F.) çifte sigorta Dotation (F.) ödenek, tahsisat, bağış, donatım dotieren bağışlamak, donatmak Doyen (M.) (franz.) doyen Doyenin (F.) doyen Dozent (M.) doçent Dozentin (F.) doçent drakonisch sert, sıkı, şiddetli Drang (M.) güdü, baskı Draufgabe (F.) pey akçesi Drei-Elemente-Lehre (F.) üç unsur öğretisi Dreifelderwirtschaft (F.) tarlada üç ekim değiştirme usulü Dreißigster (M.) otuzuncu kişi dringend acele, acil dringlich müstacel, ivedi dritte üçüncü Dritte (F.) üçüncü kişi Dritter (M.) üçüncü kişi Drittschuldner (M.) hacizde üçüncü kişi Drittschuldnerin (F.) hacizde üçüncü kişi Drittschutz (M.) üçüncünün korunması Drittwiderspruchsklage (F.) müdahale yoluyla dava Droge (F.) uyuşturucu, narkotik madde Drohbrief (M.) tehdit mektubu drohen tehdit etmek drohend tehdit eden, tehditkarane Drohung (F.) tehdit, korkutma Drohung (F.) mit Gewalt şiddetle tehdit Druck (M.) basım, tabı drucken basmak, tab’etmek Drucksache (F.) basılmış şey, matbua Druckschrift (F.) basılmış yazı, matbua Druckwerk (N.) basılmış eser Dualismus (M.) ikici görüş, ikicilik, düalizm

Page 45: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

dualistisch ikici görüşlü, ikiciliğe göre Duell (N.) düello dulden müsamaha etmek, gözyummak Duldung (F.) müsamaha, gözyumma Dumping (N.) damping dunkel karanlık Duplikat (N.) düplikata durchführen icra etmek, yürütmek Durchführung (F.) icra etme, yürütme Durchführungsverordnung (F.) tatbikat kanunu Durchgang (M.) geçit, transit Durchgangserwerb (M.) transit iktisap Durchgriffshaftung (F.) ortağın şahsi sorumluluğu Durchschnitt (M.) ortalama, vasat durchschnittlich ortalama, vasati Durchschnittsmensch (M.) ortalama insan durchsuchen aramak Durchsuchung (F.) arama dürftig kifayetsiz, yetersiz, fakir Dürftigkeit (F.) kifayetsizlik, yetersizlik, fakirlik Dürftigkeitseinrede (F.) terekenin kifayetsiz olduğu defi dynamisch dinamik dynamische Rente (F.) endeksli emeklilik Dynastie (F.) hanedan e. V. (M.) (eingetragener Verein) tescilli dernek ebenbürtig küffü, dengi Ebenbürtigkeit (F.) küfüv, denklik echt hakiki (Adj.), doğru (Adj.), gerçek (Adj.) echte Urkunde (F.) hakiki belge echtes Unterlassungsdelikt (N.) hakiki ihmal Echtheit (F.) doğruluk e-commerce (N.) (engl.) e-commerce ECTS (N.) European Credit Transfer System (europ. Prüfungsnotenanrechnungssystem) avrupa sınav notu mahsup sistemi ECU (M.) (European Currency Unit) Avrupa Para Birimi edel asil Edikt (N.) emirname, kararname Ediktalzitation (F.) davetiyenin asılması Edition (F.) ibraz, bası, baskı Editionspflicht (F.) ibraz mükellefiyeti EDV (elektronische Datenverarbeitung) (F.) elektronik bilgiişlem, EDV Effekt (M.) etki, tesir Effekten (M.Pl.) menkul kıymetler, esham, tahvilat effektiv efektif, etkin Effektivklausel (F.) efektif kayıt, efektif şart Effizienz (F.) etkinlik EG (F.) (Europäische Gemeinschaft) Avrupa Topluluğu Ehe (F.) evlenme, evlilik Eheaufhebung (F.) evlenmenin feshi ehebrechen zina yapmak

Page 46: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ehebrecher (M.) zani (Sb.), zina yapan (Sb.) Ehebrecherin (F.) zaniye (Sb.), zina yapan (Sb.) ehebrecherisch zina yapan (Adj.) Ehebruch (M.) zina Ehefähigkeit (F.) evlenmeye ehliyet Ehefrau (F.) kadın, eş Ehegatte (M.) koca, eş Ehegattenerbrecht (N.) eşler miras hukuku Ehegattenunterhalt (M.) eşler nafakası Ehegattin (F.) kadın, eş Ehegesetz (N.) evlenme kanunu Ehehindernis (N.) evlenme engeli ehelich nesebi sahih, sahih nesepli ehelichen evlenmek Ehelicherklärung (F.) nesebin tashihi kararı Ehelichkeit (F.) sahih nesep, nesebin sıhhati Ehelichkeitsanfechtung (F.) nesebin reddi Ehelichkeitserklärung (F.) nesebin tashihi kararı Ehemann (M.) koca, eş Ehemündigkeit (F.) evlenmeye erginlik Ehename (M.) evlenme soyadı Ehenichtigkeit (F.) evlenmenin butlanı Eherecht (N.) evlenme hukuku Ehescheidung (F.) boşanma Eheschließung (F.) evlenme Eheverbot (N.) evlenme yasağı Ehevermittler (M.) evlenme tellalı Ehevermittlerin (F.) evlenme tellalı Ehevermittlung (F.) evlenme tellallığı Ehevertrag (M.) evlenme sözleşmesi Ehre (F.) haysiyet, namus, şeref Ehrenamt (N.) fahri görev ehrenamtlich fahri, onursal Ehrenbeamter (M.) fahri, memur Ehrenbeamtin (F.) fahri, memur Ehrendoktor (M.) fahri doktor Ehrendoktorin (F.) fahri doktor Ehrengericht (N.) haysiyet divanı Ehrenrecht (N.) haysiyet hakkı Ehrenstrafe (F.) haysiyet suçu Ehrenwort (N.) haysiyet sözü, şeref sözü Ehrverletzung (F.) haysiyeti bozma eichen (V.) ayar edip damgalamak Eid (M.) yemin Eidesmündigkeit (F.) yemine erginlik eidesstattlich yemin yerine eidesstattliche Versicherung (F.) yemin yerine temin etme Eifersucht (F.) kıskançlık eifersüchtig kıskanç eigen kendi, özel

Page 47: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Eigenbedarf (M.) şahsi ihtiyaç Eigenbesitz (M.) asli zilyedlik Eigenbesitzer (M.) asli zilyed Eigenbesitzerin (F.) asli zilyed Eigenbetrieb (M.) reji eigener Wirkungskreis (M.) kendi nüfuz sahası, özel nüfuz sahası eigenes Kapital kendi sermaye, özel sermaye Eigengeschäftsführung (F.) işlerin şahsi idaresi Eigengesellschaft (F.) şahsi şirket eigenhändig kendi eliyle Eigenhändler (M.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar Eigenhändlerin (F.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar Eigenheim (N.) asli ev Eigenkapital (N.) özsermaye Eigenmacht (F.) gasp Eigenname (M.) kendi isim Eigenschaft (F.) vasıf, özellik Eigentum (N.) mülkiyet, iyelik Eigentümer (M.) malik, iye Eigentümerin (F.) malik, iye Eigentumsaufgabe (F.) mülkiyetin terki Eigentumsbindung (F.) mülkiyetin bağlanması Eigentumsschutz (M.) mülkiyetin korunması Eigentumserwerb (M.) mülkiyet iktisabı Eigentumsstörung (F.) gayrimenkule tecavüz, mülkiyete tecavüz Eigentumsübertragung (F.) mülkiyetin devri Eigentumsverlust (M.) mülkiyetin ziyaı Eigentumsvermutung (F.) mülkiyetin karinesi Eigentumsvorbehalt (M.) mülkiyetin muhafazası Eigentumswohnung (F.) apartman dairesi eignen uymak Eignung (F.) uygunluk Einbahnstraße (F.) tek yönlü yol einbenennen çağırmak, davet etmek einberufen çağırmak, davet etmek einbeziehen dahil etmek, içine almak Einbeziehung (F.) dahil etme, içine alma einbrechen zorla girmek Einbrecher (M.) zorla giren Einbrecherin (F.) zorla giren einbringen getirmek, irad etmek Einbringung (F.) getirme, irad etme Einbruch (M.) zorla girme Einbruchsdiebstahl (M.) kapalı yere girilerek işlenen hırsızlık einbürgern vatandaşlığa almak Einbürgerung (F.) vatandaşlığa alma eindringen girmek Einfuhr (F.) dışalım, ithal einführen sokmak, ithal etmek Einführung (F.) sokma, ithal etme

Page 48: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Einführungsgesetz (N.) bir kanunun uygulanmasını düzenleyen kanun Eingabe (F.) verme, dilekçe eingeben vermek eingehen girmek eingerichteter Gewerbebetrieb (M.) kurulmuş ticari işletme eingetragen tescilli, müseccel, kaydedilmiş eingetragene Genossenschaft (F.) tescilli kooperatif eingetragener Verein (M.) tescilli dernek eingreifen müdahale etmek, el atmak Eingriff (M.) müdahale, el atma Eingriffskondiktion (F.) müdahale istirdat davası Eingriffsverwaltung (F.) müdahaleci idare einhalten riayet etmek, uymak Einhaltung (F.) riayet etme, uyma einheimisch yerli Einheit (F.) birlik, vahdet einheitlich tekdüzen, yeknesak Einheitliche Europäische Akte (F.) tekdüzen avrupa dosyası einheitliches Kaufrecht (N.) tekdüzen alım hakkı Einheitlichkeitswille (M.) tekdüzenlik onamı Einheitsstrafe (F.) tekdüzen ceza Einheitstäter (M.) tekdüzen fail Einheitswert (M.) tekdüzen değer einig birleşik, hemfikir einigen birleştirmek, uzlaşmak, anlaşmak Einigung (F.) birleşme, uzlaşma, anlaşma Einigungsstelle (F.) uzlaşma yeri Einigungsvertrag (M.) uzlaşma sözleşmesi Einkammersystem (N.) tek meclisli hükümet sistemi Einkauf (M.) satın alma einkaufen satın almak Einkaufskommission (F.) alım komisyonu Einkaufspreis (M.) alış fiyatı einklagen dava etmek Einkommen (N.) gelir Einkommensteuer (F.) gelir vergisi Einkommensteuergesetz (N.) gelir vergisi kanunu Einkunft (F.) kazanç, irat einladen davet etmek, çağırmak Einladung (F.) davet, çağrı Einlage (F.) apor, başlangıç sermayesi, mevduat einlassen cevap vermek, içeri almak, kabul etmek einlegen başvurmak, müracaat etmek Einleger (M.) başvuran, müracaat eden Einlegerin (F.) başvuran, müracaat eden einliefern teslim etmek Einmanngesellschaft (F.) tek kişilik şirket einmischen karışmak, müdahale etmek Einmischung (F.) karışma, müdahale Einnahme (F.) alma, içine alma

Page 49: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Einnahmen (F.Pl.) gelirler, varidat einnehmen almak, içine almak Einrede (F.) defi, savu einreichen vermek, ibraz etmek einreisen girmek einrichten kurmak, yapmak Einrichtung (F.) kuruluş, yapım einschlägig ilgili, alakalı einschließen dahil etmek, içermek Einschließung (F.) dahil etme, içerme einschränken sınırlamak, kısıtlamak Einschränkung (F.) sınırlama, kısıtlama einschreiben kaydetmek, yazmak Einschreiben (N.) kaydetme, yazma einschreiten harekete geçmek, müdahale etmek Einschreiten (N.) harekete geçme, müdahale etme einsehen incelemek, idrak etmek einseitig tek taraflı, bir taraflı einseitig verpflichtend tek taraflı zorunlu einsetzen atamak, nasbetmek, tayin etmek Einsetzung (F.) atanma, nasbetme, tayin etme Einsicht (F.) idrak, tetkik, inceleme einsichtsfähig idrak kabiliyetli, tetkik kabiliyetli Einsichtsfähigkeit (F.) idrak kabiliyeti, tetkik kabiliyeti einsperren hapsetmek, alıkoymak Einsperren (N.) hapsetme, alıkoyma Einspruch (M.) itiraz Einspruchsgesetz (N.) itiraz yasası einstehen kefil olmak, garanti etmek einstellen durmak, işe almak Einstellung (F.) durdurma, işe alma Einstellungsbeschluss (M.) durdurma kararı, işe alma kararı einstweilig geçici, muvakkat einstweilige Anordnung (F.) geçici karar einstweilige Verfügung (F.) geçici tedbir einstweiliger Ruhestand (M.) geçici emeklilik Eintrag (M.) tescil, kayıt eintragen tescil etmek, kaydetmek Eintragung (F.) tescil, kaydetme Eintragungsbewilligung (F.) tescilin kabulü Eintragungsfähigkeit (F.) tescil ehliyeti eintreiben birleştirmek, almak eintreten girmek, başlamak Eintritt (M.) giriş, başlama Eintrittsrecht (N.) giriş hakkı einverleiben eline geçirmek, ilhak etmek Einverleibung (F.) eline geçirme, ilhak Einvernahme (F.) sorgulama, sorguya çekme einvernehmen sorgulamak, sorguya çekmek Einvernehmen (N.) itilaf, anlaşma

Page 50: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

einverstanden razı (Adj.), kabul (Adj.) Einverständnis (N.) razı (Sb.), kabullenme Einwand (M.) itiraz, iddia, sav Einwanderer (M.) yurtiçine göç eden Einwandererin (F.) yurtiçine göç eden einwandern yurtiçine göç etmek Einwanderung (F.) yurtiçine göç etme, iç göç einweisen sevk etmek, göndermek Einweisung (F.) sevk etme, gönderme einwenden itiraz etmek Einwendung (F.) itiraz einwilligen muvafakat etmek, onamak Einwilligung (F.) muvafakat, onama einwirken tesir etmek, etkilemek Einwirkung (F.) tesir etme, etki Einwohner (M.) sakin Einwohnerin (F.) sakin einzahlen mahsuben ödemek, yatırmak Einzahlung (F.) mahsuben ödeme, yatırma Einzelhaft (F.) hücre hapsi Einzelhandel (M.) perakende Einzelkauffrau (F.) gerçek kişi tacir Einzelkaufmann (M.) gerçek kişi tacir einzeln münferit, tek Einzelrichter (M.) münferit hakim, tek hakim einziehen tahsil etmek, müsadere etmek Einziehung (F.) tahsil, müsadere Einziehungsermächtigung (F.) tahsil yetkisi Eisenbahn (F.) demiryolu elektrisch elektrikli Elektrizität (F.) elektrik elektronisch elektronik elektronische Datenverarbeitung (F.) (EDV) elektronik bilgiişlem Elter (F. bzw. M.) ana, baba elterlich anababa ile ilgili elterliche Gewalt (F.) velayet hakkı elterliche Sorge (F.) velayet Eltern (Pl.) anababa, ebeveyn Elternzeit (F.) anababa zamanı E-Mail E-Mail Emanzipation (F.) özgür kılma, emansipasyon emanzipieren özgür kılmak Embargo (N.) ambargo Embryo (M.) oğulcuk, embriyon emeritieren emekliye ayırmak emeritiert emekliye ayrılmiş Emigrant (M.) yurtdışına göç eden Emigrantin (F.) yurtdışına göç eden Emigration (F.) yurtdışına göç etme, dış göç emigrieren yurtdışına göç etmek

Page 51: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Emission (F.) ihraç, çıkarma, emisyon emittieren ihraç etmek, çıkarmak Empfang (M.) teslim alma, kabzetme empfangen (V.) teslim almak, kabzetmek Empfänger (M.) gönderilen, alıcı Empfängerhorizont (M.) gönderilen çevreni Empfängerin (F.) gönderilen, alıcı Empfängnis (F.) gebe kalma Empfängnisverhütung (F.) gebeliğe karşı korunma Empfängniszeit (F.) gebe kalma müddeti empfangsbedürftig varması gerekli Empfangsbedürftigkeit (F.) varma gerekliliği empfehlen tavsiye etmek Empfehlung (F.) tavsiye Ende (N.) son, hitam Endurteil (N.) son karar Energie (F.) enerji, cereyan Energieentziehung (F.) enerji çalma, cereyan çalma Energierecht (N.) enerji hukuku, cereyan hukuku Energieversorgungsunternehmen (N.) enerji temini kuruluşu England (N.) İngiltere Enkel (M.) torun Enkelin (F.) torun Enklave (F.) yabancı topraklarla kuşatılmış bölge Enquête (F.) araştırma, soruşturma, anket Enquêtekommission (F.) araştırma komisyonu, soruşturma komisyonu Enquêterecht (N.) araştırma hakkı, soruşturma hakkı enteignen kamulaştırmak, istimlak etmek Enteignung (F.) kamulaştırma, istimlak etme enterben mirastan iskat etmek Enterbung (F.) mirastan iskat entfalten gelişmek, açmak Entfaltung (F.) gelişme, açılma, inkişaf entfernen uzaklaştırmak, uzaklaşmak, çıkartmak Entfernung (F.) uzaklaştırma,uzaklaşma, çıkartma entfremden yabancılaştırmak Entfremdung (F.) yabancılaştırma entführen kaçırmak Entführer (M.) kaçıran Entführerin (F.) kaçıran Entführung (F.) kaçırma entgangen kaçırılmış entgangener Gewinn (M.) kaçırılmış kazanç Entgelt (N.) ödeme, tazmin etme entgelten ödemek, tazmin etmek Entgeldfortzahlung ücret ödemeye devam Entgeltfortzahlungsgesetz (N.) ücret ödemeye devam kanunu enthaften (V.) çıkarmak, işten çıkarmak, salıvermek Enthaftung (F.) çıkarma, işten çıkarma, salıverme enthalten (V.) ihtiva etmek, içermek

Page 52: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Enthaltung (F.) ihtiva etme, içerme enthaupten başını kesmek, başını uçurmak Enthauptung (F.) başını kesme, başını uçurma entkolonialisieren (V.) sömürgesizleştirmek Entkolonialisierung (F.) sömürgesizleştirme entlassen (V.) çıkarmak, işten çıkarmak, salıvermek Entlassung (F.) çıkarma, işten çıkarma, salıverme entlasten aklamak, ibra etmek Entlastung (F.) aklama, ibra Entlastungsbeweis (M.) sanık lehindeki delil entleihen ariyet almak, ödünç almak entmündigen hacretmek Entmündigung (F.) hacir Entnahme (F.) alma entnazifizieren nazilikten tecrit etmek Entnazifizierung (F.) nazilikten tecrit entnehmen almak, çıkarmak entschädigen tazmin etmek, tazminat ödemek Entschädigung (F.) tazminat, ödence Entscheid (M.) karar entscheiden karar vermek Entscheidung (F.) karar Entscheidung der Europäischen Gemeinschaft avrupa topluluğunun kararı Entscheidungsgrund (M.) gerekçe, gerektirici neden Entscheidungssammlung (F.) karar toplaması entscheidungsunfähige Geschworene (F.) karar veremez jüre entscheidungsunfähiger Geschworener (M.) karar veremez jüre entschließen kararlaştırmak Entschließung (F.) karar Entschluss (M.) karar entschuldigen affetmek, özür dilemek entschuldigender Notstand (M.) affeden ıztırar Entschuldigung (F.) af, özür, mazeret Entschuldigungsgrund (M.) af nedeni, özür nedeni entsorgen atıkları toplayıp imha etmek Entsorgung (F.) atıkların toplanıp imha edilmesi entwenden çalmak Entwendung (F.) çalma entweren terk etmek, bırakmak entwerfen çizmek, hazırlamak Entwerung (F.) terk, bırakma entwickeln kalkınmak, geliştirmek Entwicklung (F.) kalkınma, geliştirme Entwicklungskriminalität (F.) kalkınma suçları Entwurf (M.) tasarı, layiha entziehen geri almak, elkoymak Entziehung (F.) geri alma, elkoyma Entziehungsanstalt (F.) tecrit kurumu Entzug (M.) geri alma, elkoyma Enumeration (F.) tadad, sayma

Page 53: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Enzyklika (F.) papa’nın fermanı Enzyklopädie (F.) ansiklopedi Erbausgleich (M.) mirasta denkleştirme Erbausschlagung (F.) mirasın reddi Erbbaurecht (N.) üst hakkı erbbiologisch ırsi biolojik Erbe (M.) mirasçı Erbe (N.) miras Erbeinsetzung (F.) mirasçı atanması erben miras kalmak Erbengemeinschaft (F.) miras ortaklığı Erbenhaftung (F.) mirasçıların sorumluluğu Erbfolge (F.) mirasta halefiyet Erbin (F.) mirasçı Erblasser (M.) mirasbırakan Erblasserin (F.) mirasbırakan erblich irsi, kalıtsal Erbpacht (F.) irsi hasılat icarı Erbrecht (N.) miras hukuku Erbschaft (F.) miras Erbschaftsanspruch (M.) miras hakkı Erbschaftsbesitzer (M.) miras sahibi Erbschaftsbesitzerin (F.) miras sahibi Erbschaftserwerber (M.) mirası iktisap eden Erbschaftserwerberin (F.) mirası iktisap eden Erbschaftskauf (M.) miras hisselerinin satışı Erbschaftsklage (F.) miras davası Erbschaftsteuer (F.) miras vergisi Erbschein (M.) mirasçılık belgesi Erbschleicher (M.) miras hilekarı Erbschleicherin (F.) miras hilekarı Erbteil (M.) miras payı Erbunfähigkeit (F.) miras yeteneksizliği Erbvertrag (M.) miras mukavelesi Erbverzicht (M.) mirastan feragat ereignen (sich) olmak, vaki olmak Ereignis (N.) olay, vakıa erfahren (V.) öğrenmek, muttali olmak Erfahrung (F.) öğrenme, muttali olma, deneyim erfassen kaydedilmek, sayılamak Erfassung (F.) kaydedilme, sayılama erfinden ihtira etmek, icat etmek Erfinder (M.) ihtira eden, icat eden Erfinderin (F.) ihtira eden, icat eden Erfindung (F.) ihtira, icat Erfolg (M.) netice, sonuç, başarı Erfolgsabwendung (F.) netice önlemesi Erfolgsdelikt (N.) neticesi harekete bitişik olmayan suç Erfolgshaftung (F.) netice sorumluluğu Erfolgshonorar (N.) başarıya bağlı ücret

Page 54: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

erfolgsqualifiziertes Delikt (N.) müterakki suç Erfolgsunrecht (N.) neticesi harekete bitişik olmayan haksızlık erforderlich gerekli, gereken Erforderlichkeit (F.) gerek erfordern istilzam etmek, gerektirmek Erfordernis (N.) şart, koşul erfüllbar gerçekleşebilir Erfüllbarkeit (F.) gerçekleşme erfüllen ifa etmek, yerine getirmek Erfüllung (F.) ifa, yerine getirme Erfüllungsbetrug (M.) ifa hilesi, yerine getirme hilesi Erfüllungsgehilfe (M.) yardımcı kişi, muavin şahıs Erfüllungsgehilfin (F.) yardımcı kişi, muavin şahıs Erfüllungsgeschäft (N.) ifa muamelesi Erfüllungsort (M.) ifa yeri Erfüllungsübernahme (F.) ifa devralma Erfüllungsverweigerung (F.) ifa çekinmesi ergänzen bütünlemek, tamamlamak ergänzend bütünleyici, tamamlayıcı ergänzende Vertragsauslegung (F.) bütünleyici sözleşme yorumu Ergänzung (F.) bütünleme, tamamlama Ergänzungspflegschaft (F.) munzam kayyımlık Ergänzungsurteil (N.) munzam hüküm Erhalt (M.) koruma, muhafaza, alma erhalten (V.) korumak, muhafaza etmek, almak erheben açmak, ikame etmek erheblich önemli, mühim Erhebung (F.) açma, derleme erhöhen artırmak, yükseltmek Erhöhung (F.) artırma, yükseltme erinnern ihtar etmek, hatırlamak, uyarmak Erinnerung (F.) ihtar, hatırlama, uyarma erkennen idrak etmek, görmek, tanımak Erkenntnis (F.) idrak etme, karar, hüküm Erkenntnisverfahren (N.) yargılama usulü erklären beyan etmek, açıklamak, anlatmak Erklärung (F.) beyan, açıklama, anlatma erkundigen bilgi almak Erkundigung (F.) bilgi alma Erlass (M.) ibra, kesme, verme erlassen ibra etmek, kesmek, vermek erlauben izin vermek, müsaade etmek Erlaubnis (F.) izin, müsaade Erlaubnisirrtum (M.) mazeret sebebinin hukuki sınırlarında yanılma Erlaubnistatbestandsirrtum (M.) mazeret sebebinin tipik koşullarında yanılma erläutern izah etmek, açıklamak, anlatmak Erläuterung (M.) izah, açıklama, anlatma erledigen çözmek, halletmek Erledigung (F.) çözüm, halletme Erlös (M.) semen, hasılat

Page 55: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

erlöschen düşmek, sönmek Erlöschen (N.) düşme, sönme erlösen kurtarmak Erlösung (M.) kurtarma ermächtigen yetkilendirmek, mezun kılmak Ermächtigung (F.) yetki, mezuniyet Ermächtigungsgesetz (N.) yetki kanunu Ermächtigungsgrundlage (F.) yetki temeli ermahnen ihtar etmek, uyarmak Ermahnung (F.) ihtar, uyarma ermäßigen indirmek, tenzil etmek Ermäßigung (F.) indirim, tenzilat ermessen takdir etmek, uygun görmek Ermessen (N.) takdir, uygun görme Ermessensmangel (M.) takdir hatası Ermessensmissbrauch (M.) takdir yetkisini kötüye kullanma Ermessensnichtgebrauch (M.) takdir yetkisini kullanmama Ermessensreduzierung (F.) takdir yetkisinin sınırlanması Ermessensüberschreitung (F.) yetki aşımı Ermessensunterschreitung (F.) takdir yetkisine ulaşamama ermitteln tahkik etmek, keşfetmek, tesbit etmek Ermittler (M.) tahkik eden, keşfeden, tesbit eden Ermittlung (F.) tahkik, keşfetme, tespit Ermittlungsbeamter (M.) tahkikat memuru Ermittlungsbeamtin (F.) tahkikat memuru Ermittlungsrichter (M.) tahkikat hakimi Ermittlungsrichterin (F.) tahkikat hakimi Ermittlungsverfahren (N.) hazırlık soruşturması ernennen tayin etmek, atamak Ernennung (F.) tayin, atama Ernennungsurkunde (F.) tayin belgesi eröffnen açmak Eröffnung (F.) açılış Eröffnungsbeschluß (M.) açılış kararı Eröffnungsbilanz (F.) açılış bilançosu Eröffnungsverfahren (N.) açılış soruşturması erörtern müzakere etmek, görüşmek Erörterung (F.) müzakere, görüşme erpressen şantaj yapmak Erpresser (M.) şantajcı Erpresserin (F.) şantajcı erpresserisch şantajla ilgili Erpressung (F.) şantaj erregen uyandırmak, heyecanlandırmak Erregung (M.) uyandırma, heyecanlandırma erringen kazanmak, elde etmek Errungenschaft (F.) müktesep mal Ersatz (M.) yedek, tazminat, karşılık Ersatzdienst (M.) sivil hizmet Ersatzerbe (M.) yedek mirasçı

Page 56: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ersatzerbin (F.) yedek mirasçı Ersatzfreiheitsstrafe (F.) para cezası yerine çektirilen hapis cezası Ersatzgeschäft (N.) yedek iş Ersatzvermächtnis (N.) yedek mirasçı tayini Ersatzvornahme (F.) yedek icra Ersatzzeit (F.) yedek zaman Ersatzzustellung (F.) muhataptan başkasına yapılan tebliğ Ersatzzwangshaft (F.) zorlama parası yerine zorlama tutuklaması erscheinen hazır bulunmak, gelmek, çıkmak Erscheinen (N.) hazır bulunma, gelme, çıkma Erscheinung (F.) görüntü, yayımlanma Erschleichen (N.) hile ile elde alma erschließen açmak, faydalanmak, yararlanmak Erschließung (F.) açma, faydalanma, yararlanma erschöpfen tüketmek, bitirmek Erschöpfung (F.) tüketme, bitirme ersetzen ikame etmek, kaim olmak Ersetzung (F.) ikame, kaim olma erstatten ita etmek, ödemek, vermek Erstattung (F.) ita, ödeme, verme Erstattungsanspruch (M.) ita hakkı ersuchen talep etmek, istemek Ersuchen (N.) talep, istek ersuchte Richterin (F.) istinabe olunan hakim ersuchter Richter (M.) istinabe olunan hakim Ertrag (M.) irat, gelir Ertragshoheit (F.) irat egemenliği Ertragsteuer (F.) irat vergisi erwachsen (Adj.) yetişmiş, ergin Erwachsene (F.) yetişkin Erwachsener (M.) yetişkin erwägen düşünmek, tezekkür etmek Erwägung (F.) düşünme, tezekkür Erwerb (M.) iktisap, edinme, kazanma erwerben iktisap etmek, edinmek, kazanmak Erwerber (M.) iktisap eden, edinen, kazanan Erwerberin (F.) iktisap eden, edinen, kazanan erwerbslos işsiz (Adj.) erwerbstätig kazanç sahibi (Adj.), çalışan (Adj.) Erwerbstätigkeit (F.) kazanç getiren bir işte çalışma, hırfet erwerbsunfähig malül Erwerbsunfähigkeit (F.) sürekli iş göremezlik, malüllük Erwerbsverbot (N.) iktisap yasağı Erwiderung (F.) cevap, yanıt Erzbischof (M.) başpiskopos erzeugen üretmek, istihsal etmek Erzeugnis (N.) ürün, istihsal erziehen eğitmek Erziehung (F.) eğitim Erziehungsbeistand (M.) eğitim kayyımı

Page 57: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Erziehungsbeiständin (F.) eğitim kayyımı Erziehungsgeld (N.) eğitim parası Erziehungshilfe (F.) eğitim yardımı Erziehungsmaßnahme (F.) eğitim önlemi Erziehungsurlaub (M.) eğitim izni erzwingbar zorla alınabilir erzwingen zorla almak, zorlamak Erzwingung (F.) zorlama (Sb.) Esel (M.) eşek Estland Estonya Estoppel (N.) çelişik davranış yasağı Etat (M.) bütçe ethisch ahlaki Ethik (F.) ahlak ethnisch etnik Ethos (M.) ahlak EU (F.) (Europäische Union) Avrupa Birliği Eugenik (F.) Erbgesundheitslehre irsiyet sağlığı öğretisi Eur-Lex eur-lex Eurokorps (N.) eurokorps Europa (N.) Avrupa europäisch avrupalı Europäische Akte (F.) avrupa evrakı Europäische Atomgemeinschaft (F.) avrupa atom enerjisi topluluğu Europäische Gemeinschaft (F.) (EG) Avrupa Topluluğu Europäische Gemeinschaft (F.) für Kohle und Stahl avrupa kömür ve çelik topluluğu Europäische Gemeinschaften (F.Pl.) Avrupa Toplulukları Europäische Investititonsbank (F.) avrupa yatırım bankası Europäische Konvention (F.) zum Schutz der Menschenrechte und Grundfreiheiten avrupa insan hakları komisyonu Europäische Sozialcharta (F.) avrupa sosyal şartı Europäische Union (F.) avrupa birliği Europäische Universität (F.) avrupa üniversitesi Europäische Wirtschafts- und Währungsunion avrupa ekonomik ve para birliği Europäische Wirtschaftsgemeinschaft (F.) avrupa ekonomik topluluğu Europäische Zentralbank avrupa merkez bankası Europäischer Gerichtshof (M.) avrupa adalet divanı Europäischer Gerichtshof (M.) für Menschenrechte avrupa insan hakları divanı Europäischer Rat (M.) avrupa konseyi Europäischer Verband der Notare CNUE (F.) avrupa noterler birliği Europäischer Wirtschaftsraum (M.) avrupa ekonomik yeri Europäisches Gemeinschaftsrecht (N.) avrupa topluluğu hukuku Europäisches Parlament (N.) avrupa parlamentosu europäisches Recht (N.) avrupa hukuku Europäisches Unionsrecht (N.) avrupa birliği hukuku Europäisches Währungssystem (N.) avrupa para sistemi Europarat (M.) avrupa konseyi Europarecht (N.) avrupa hukuku Europawahl (F.) avrupa seçimi

Page 58: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

European Credit Transfer System (ECTS) (europ. Prüfungsnotenanrechnungssystem) avrupa sınav notu mahsup sistemi European Currency Unit (N.) (ECU) avrupa birimi Europol europol Euthanasie (F.) ötenazi evakuieren boşaltmak Evakuierung (F.) boşaltma evaluieren (V.) değerlendirmek Evaluation (F.) değerlendirme evangelisch protestan eventual ihtimali Eventualaufrechnung (F.) icabı halinde talep Eventualmaxime (F.) yığılma prensibi Eventualvorsatz (M.) ihtimali kast evident açık (Adj.), belli (Adj.) Evidenz (F.) açıklık, bellilik Eviktion (F.) zapt, el koyma Evokationsrecht (N.) davet hakkı EWIV (F.) (Europäische Wirtschaftliche Interessenvereinigung) avrupa ekonomik menfaat örgütü ex lege (lat.) kanundan dolayı ex nunc (lat.) şimdiden sonra ex officio (lat.) re’sen ex tunc (lat.) geçmişe etkili Examen (N.) sınav, imtihan exceptio (F.) (lat.) defi, savu exceptio (F.) doli (lat.) hile defi exekutieren infaz etmek, yürütmek, idam etmek Exekution (F.) infaz, yürütme, idam Exekutionstitel (M.) infaz ünvanı, infaz sıfatı exekutiv yürütme erkine göre Exekutive (F.) yürütme erki Exequatur (N.) tenfiz kararı exhibitionistische Handlung (F.) açıkça utanmazca hareketler exhumieren öleni mezardan çıkarmak Exhumierung (F.) ölünün mezardan çıkarılması Exil (N.) sürgün Existenz (F.) geçim, varlık Existenzminimum (N.) asgari geçim düzeyi existieren var olmak, mevcut olmak Exklave (F.) yabancı devlet ülkesiyle çevrilmiş ülke parçası exklusiv özel Exkommunikation (F.) aforoz exkommunizieren aforozlamak Exkulpation (F.) borçtan kurtarma, aklama exkulpieren borçtan kurtarmak, aklamak Exmatrikulation (F.) kaydın silinmesi exmatrikulieren kaydı silmek Experte (M.) uzman, eksper Expertensystem (N.) uzman sistemi

Page 59: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Expertin (F.) uzman, eksper explodieren patlamak Explosion (F.) patlama Export (M.) ihracat exportieren ihraç etmek expressis verbis (lat.) açıkça, sarahaten extensiv geniş, kapsamlı exterritorial ülke dışı Exterritorialität (F.) ülke dışılık extrem aşırı Extremismus (M.) aşırıcılık Extremist (M.) aşırıcı, ültra Extremistin (F.) aşırıcı, ültra Exzess (M.) aşma, tecavüz Fabrik (F.) fabrika Fabrikant (M.) fabrikatör Fabrikantin (F.) fabrikatör Fabrikation (F.) fabrikasyon Fabrikationsfehler (M.) fabrikasyon hatası Fach (N.) göz, bölme, raf Fachanwalt (M.) uzman avukat Fachanwältin (F.) uzman avukat Facharbeit (F.) vasıflı iş Facharbeiter (M.) vasıflı işçi Facharbeiterin (F.) vasıflı işçi Fachaufsicht (F.) idari denetim Fachbereich (M.) uzmanlık alanı Fachfrau (F.) uzman Fachhochschule (F.) meslek yüksek okulu Fachmann (M.) uzman Fachschaft (F.) meslek örgütü Factoring (N.) factoring facultas (F.) alternativa (lat.) hıyar hakkı fähig ehil, yetenekli (Adj.) Fähigkeit (F.) ehliyet, yetenek fahnden taharri etmek, arama yapmak Fahndung (F.) taharri, arama Fahndungsschreiben (N.) taharri yazısı, arama yazısı Fahne (F.) sancak, bayrak Fahnenflucht (F.) askerden kaçma fahnenflüchtig askerden kaçan Fähnrich (M.) subay adayı Fahrbahn (F.) yol fahren sürmek, kullanmak Fahrer (M.) sürücü, kullanan Fahrerflucht (F.) sürücünün kaçması Fahrerlaubnis (F.) sürücü belgesi Fahrhabe (F.) menkul (Sb.) Fahrkarte (F.) bilet fahrlässig taksirli, ihmalkar

Page 60: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Fahrlässigkeit (F.) taksir, ihmal Fahrlässigkeitsdelikt (N.) taksirli suç Fahrlehrer (M.) sürücülük öğretmeni Fahrlehrerin (F.) sürücülük öğretmeni Fahrnis (F.) menkul (Sb.) Fahrschein (M.) bilet Fahrt (F.) yolculuk, gidiş Fahrtenbuch (N.) yolculuk kitabı Fahruntüchtigkeit (F.) araç sürmeye elverişsizlik Fahrverbot (N.) araç sürme yasağı Fahrzeug (N.) araç, taşıt Fahrzeughalter (M.) araç işleten Fahrzeughalterin (F.) araç işleten fair adil, adaletli Fairness (F.) adalet Faksimile (N.) tıpkıbasım, faksimile faktisch fiili faktische Gesellschaft (F.) fiili şirket faktischer Vertrag (M.) fiili sözleşme Faktor (M.) faktör Faktum (N.) vakıa, olgu Faktura (F.) fatura Fakultät (F.) fakülte fakultativ ihtiyari Fall (M.) olay, hal, durum Fallgerechtigkeit (F.) somut olay yargısı fällig vadesi gelmiş, muaccel Fälligkeit (F.) vade, muacceliyet Fälligkeitsklausel (F.) vade kaydı, muacceliyet Fallrecht (N.) olay hukuku Fallsammlung (F.) olay toplaması falsch yanlış, sahte Falschaussage yanlış beyan Falschbeurkundung (F.) yanlış belgeleme, sahte belgeleme Falscheid (M.) yanlış yemin, sahte yemin fälschen taklit etmek Fälscher (M.) taklitçi Fälscherin (F.) taklitçi Falschgeld (N.) yanlış para, sahte para Falschheit (F.) yanlışlık, sahtekarlık Falschlieferung (F.) yanlış teslim, sahte teslim Falschmünzer (M.) kalpazan Falschmünzerin (F.) kalpazan Fälschung (F.) yanlışlık, sahtekarlık Familie (F.) aile Familienbuch (N.) nüfus aile kayıt tablosu, aile cüzdanı Familienfideikommiss (M.) aileye ait olan meşruta Familiengericht (N.) aile mahkemesi Familiengesellschaft aile ortamı Familienhilfe (F.) aile yardımı

Page 61: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Familienname (N.) soyadı Familienrecht (N.) aile hukuku Familiensache (F.) aile konusu, aile meselesi Fang (M.) yakalama Fangprämie (F.) yakalama primi Faschismus (M.) faşizm fassen almak, yakalamak Fassung (F.) alma, yakalama Faustpfand (N.) teslim şartlı rehin Faustrecht (N.) zorla hak alma Fehde (F.) düşmanlık fehlen eksik olmak, bulunmamak Fehler (M.) suç, kusur fehlerhaft suçlu, kusurlu (Adj.) Fehlerhaftigkeit suçluluk, kusurluluk Fehlgeburt (F.) düşürülen çocuk Fehlurteil (N.) yanlış karar Feier (F.) tören, bayram Feiertag (M.) bayram günü feilbieten satışa çıkarmak feilschen pazarlık etmek Feind (M.) düşman Feindin (F.) düşman feindlich düşmanca Ferien (Pl.) tatil Feriensache (F.) adli aravermede görülecek dava ve iş fern uzak Fernabsatz (M.) telekomünikasyon üzerine sürüm ve satış Fernabsatzvertrag (M.) telekomünikasyon üzerine sürüm ve satış sözleşmesi Fernkommunikationsmittel (N.) şehirlerarası iletişim aracı Fernmelderecht (N.) telekomünikasyon hukuku Fernmeldewesen (N.) telekomünikasyon Fernsehen (N.) televizyon Fernsehrecht (N.) televizyon hukuku Fernsprecher (M.) telefon aygıtı Fernstraße (F.) karayol Fernunterricht (M.) açıköğretim fertig hazır, tamam fertigstellen hazırlamak, tamamlamak Fertigstellung (F.) hazırlama, tamamlama Fessel bağ, kelepçe fest sağlam, sıkı, kesin Festgeld (N.) sabit faizli vadeli mevduat Festhalten (N.) sıkı tutma Festnahme (F.) tutuklama, yakalama festnehmen tutuklamak, yakalamak Festpreis (M.) sabit fiyat festsetzen tayin etmek, belirlemek Festsetzung (F.) tayin, belirleme feststellen tespit etmek, saptamak

Page 62: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Feststellung (F.) tespit, saptama Feststellungsklage (F.) tespit davası, saptama davası Festung (F.) kale, hisar feudal feodal Feudalismus (M.) feodalite Feuer (N.) yangın, ateş Feuerversicherung (F.) yangın sigortası Feuerwehr itfaiye Fideikommiss (M.) meşruta fiduziarisch inançlı, fidüsiyer Fiktion (F.) varsayım, uydurma, fiksiyon Filiale (F.) şube Filmrecht (N.) film hukuku final son, final Finanz (F.) maliye Finanzamt (N.) maliye dairesi Finanzausgleich (M.) mali denge Finanzen (F.Pl.) mali durum Finanzgericht (N.) maliye mahkemesi finanziell mali finanzieren maliye etmek Finanzierung (F.) maliye etme Finanzminister (M.) maliye bakanı Finanzministerin (F.) maliye bakanı Finanzmonopol (N.) mali tekel Finanzplanung (F.) mali planlama Finanzrecht (N.) mali hukuk Finanzverfassung (F.) mali anayasa Finanzverwaltung (F.) mali idare Findelkind (N.) terkedilmiş çocuk finden bulmak Finder (M.) bulan Finderin (F.) bulan Finderlohn (M.) bulana ikramiye Finger (M.) parmak Fingerabdruck (M.) parmak izi fingieren uydurmak, düzmek Firma (F.) firma, ticarethane fischen balık tutmak Fischer (M.) balıkçı Fischerei (F.) balıkçılık Fischereirecht (N.) balıkçılık hakkı Fischerin (F.) balıkçı fiskalisch miri, mali Fiskus (F.) hazine fix kesin Fixgeschäft (N.) kesin vadeli işlem Fläche (F.) alan (1) Flagge (F.) bayrak flexibel esnek, oynak

Page 63: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

fliehen kaçmak Flotte (F.) donanma Flucht (F.) kaçma flüchtig sein kaçak olmak Flüchtling (M.) mülteci Fluchtlinie (F.) kaçma hattı Flug (M.) uçma Flugblatt (N.) el afişi Flugschrift (F.) el afişi Flugzeug (N.) uçak Flur (F.) arazi Flurbereinigung (F.) arazi toplulaştırması Flurstück (N.) kadastro adası fob (free on board) fob, gemide teslim Föderalismus (M.) federalizm föderalistisch federe Föderation (F.) federasyon Folge (F.) sonuç folgen takip etmek Folgerecht (N.) takip hakkı Folter (F.) işkence foltern işkence etmek Fond (M.) arka taraf, arka plan Fonds (M.) fon fordern talep etmek, istemek fördern teşvik etmek, istihraç etmek Forderung (F.) talep, istem Förderung (F.) teşvik, istihraç Forderungsabtretung (F.) talep temliki Forderungsanmeldung (F.) talep başvurması Forderungspfändung (F.) talep hacizi Forderungsrecht (N.) talep hakkı Forderungsübergang (M.) talep deviri Forderungsverkauf (M.) talep satışı Forderungsverletzung (F.) talep ihlali Förderungsverwaltung (F.) teşvik yönetimi forensisch adli, yargısal Form (F.) şekil, biçim formal şekli, biçimsel Formalbeleidigung (F.) şekli hakaret, biçimsel hakaret Formalie (F.) formalite Formalismus (M.) formalizm Formalität (F.) formalite Formel (F.) formül formell şekli, biçimsel formelle Rechtskraft (F.) şekli hüküm formelle Verfassung (F.) şekli anayasa formelles Recht (N.) şekli hukuk Formfreiheit (F.) şekil serbestisi Formkauffrau (F.) tüzel kişi tacir

Page 64: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Formkaufmann (M.) tüzel kişi tacir Formular (N.) formüler formulieren formüle etmek Formulierung (F.) formüle etme Forst (M.) orman Förster (M.) ormancı Försterin (F.) ormancı fortbilden tamamlanmak, olgunlaşmak Fortbildung (F.) tamamlanma, olgunlaşma fortführen devam etmek Fortführung (F.) devam fortgesetzt devam eden fortgesetzte Gütergemeinschaft (F.) devam eden mal ortaklığı fortgesetzte Handlung (F.) devam eden müteselsil suç fortsetzen devam etmek Fortsetzung (F.) devam Fortsetzungsfeststellungsklage (F.) aleyhine itiraz olunan idari işlemin hukuka aykırılığını tespit davası forum (N.) (lat.) yargı yeri, forum Foto (N.) foto Fotorecht (N.) foto hakkı Fracht (F.) yük, kargo Frachtbrief (M.) taşıma senedi Frachtführer (M.) taşıyıcı Frachtführerin (F.) taşıyıcı Frachtgut (N.) yük, kargo Frachtvertrag (M.) yük sözleşmesi Fragebogen (M.) soru kağıdı fragen sormak Fragestunde (F.) soru saati Fraktion (F.) fraksiyon Franchisegeber (M.) franchise veren Franchisegeberin (F.) franchise veren Franchisenehmer (M.) franchise alan Franchisenehmerin (F.) franchise alan Franken (M.) İsviçre frankı frankieren pullamak franko parasız Frankreich (N.) Fransa Frau (F.) kadın Frauenhaus (N.) kadın evi free on board (fob) fob, gemide teslim frei serbest (Adj.), özgür frei Haus masrafsız eve teslim freiberuflich serbest meslekle ilgili Freibetrag (M.) serbest meblağ Freibeuter (M.) korsan Freibeuterin (F.) korsan freibleibend yükümsüz Freibrief (M.) serbest mektup

Page 65: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

freier Beruf (M.) serbest meslek Freiexemplar (N.) bedava nüsha Freifrau (F.) barones Freigabe (F.) serbest bırakma Freigang (M.) serbest gezme Freihafen (M.) serbest liman Freihandel (M.) serbest ticaret freihändig pazarlıkla freihändiger Verkauf (M.) pazarlıkla satış Freiheit (F.) serbesti, özgürlük freiheitlich liberal (Adj.) Freiheitsberaubung (F.) özgürlükten yoksun kılma suçu Freiheitsentziehung (F.) özgürlüğü bağlama Freiheitsstrafe (F.) özgürlüğü bağlayıcı ceza Freiherr (M.) baron Freikirche (F.) serbest kilise freilassen serbest bırakmak Freilassung (F.) serbest bırakma Freimaurer (M.) farmason Freimaurerin (F.) farmason freisprechen beraat ettirmek Freisprechung (F.) beraat ettirme Freispruch (M.) beraat Freistaat (M.) cumhuriyet freistellen muaf tutmak, bırakmak Freistellung (F.) muaf tutma, bırakma Freistellungsanspruch (M.) muaf tutma hakkı Freitod (M.) intihar freiwillig ihtiyari, istekli freiwillige Gerichtsbarkeit (F.) ihtiyari yargı freiwillige Versicherung (F.) ihtiyari sigorta Freizeichnungsklausel (F.) muafiyet şartı Freizeit (F.) boş zaman freizügig serbestçe Freizügigkeit (F.) serbest dolaşım fremd yabancı (Adj.) Fremdbesitz (M.) fer’i zilyedlik Fremdbesitzer (M.) fer’i zilyed Fremdbesitzerexzess (M.) fer’i zilyedlik tecavüzü Fremdbesitzerin (F.) fer’i zilyed Fremde (F.) yabancı (Sb.) Fremdenrecht (N.) yabancılar hukuku Fremder (M.) yabancı (Sb.) Fremdkapital (N.) yabancı sermaye Freude (F.) sevinç, neşe Freudenhaus (N.) genelev Freudenmädchen (F.) fahişe Freundschaftsvertrag (M.) dostluk sözleşmesi Frevel (M.) suç, cürüm, günah freveln suç işlemek

Page 66: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Frevler (M.) suç işleyen Frevlerin (F.) suç işleyen Friede (M.) barış Friedensbruch (M.) barışı bozma Friedensrichter (M.) barış hakimi Friedensrichterin (F.) barış hakimi Friedensvertrag (M.) barış sözleşmesi Friedhof (M.) mezarlık Frist (F.) müddet, önel fristlos müddetsiz, önelsiz Fristsetzung (F.) müddet koyma, önel koyma Fristverlängerung (F.) müddeti temdit etme, öneli temdit etme Fronde (F.) muhalefet, hükümet aleyhtarı Frucht (F.) semere Fruchtgenuss (M.) intifa hakkı Frühgeburt vakitsiz doğum führen yönetmek, idare etmek Führer (M.) yöneten Führerin (F.) yöneten Führerschein (M.) şoför ehliyetnamesi Führung (F.) yönetim, idare Führungszeugnis (N.) yönetim kağıdı Fund (M.) buluntu Fünfprozentklausel (F.) yüzde beş şartı fungibel misli fungieren görev yapmak Funk (M.) telsiz funken telsizle bildirmek Funktion (F.) görev, fonksiyon Funktionär (M.) görevli Funktionärin (F.) görevli funktionell görevsel, fonksiyonel funktionelles Synallagma (N.) bir borcun yerine getirilmesini iddia etme hakkının diğer bir borcun yerine getirilmesine bağlı olması Furcht (F.) korku Fürsorge (F.) yardım, itina Fürsorger (M.) yardım eden, itina eden Fürsorgerin (F.) yardım eden, itina eden Fürsprache (F.) şefaat Fürsprecher (M.) şefaatçı Fürsprecherin (F.) şefaatçı Fürst (M.) prens Fürstentum (N.) prenslik Fürstin (F.) prenses furtum usus (M.) (lat.) kullanma hırsızlığı Fusion (F.) birleşme, tevhit fusionieren birleşmek, tevhit etmek Fusionskontrolle (F.) füzyon kontrolü, birleşme kontrolü Fuß (M.) ayak Fußgänger (M.) yaya

Page 67: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Fußgängerin (F.) yaya Fußgängerzone (F.) yaya yolu Futter (N.) yem Futtermittel (N.) yem maddesi Gabe (F.) armağan, yetenek Gage (F.) ücret (Sb.), aylık (Sb.) Galgen (M.) darağacı Ganove (M.) düzenbaz, hırsız Garage (F.) garaj Garant (M.) garantör Garantenpflicht (F.) garantör mecburiyeti Garantenstellung (F.) garantör durumu Garantie (F.) garanti Garantiefrist (F.) garanti süresi Garantiegeschäft (N.) garanti işlemi garantieren garanti etmek Garantievertrag (M.) garanti sözleşmesi Garantin (F.) garantör Garde (F.) hassa askeri Garten bahçe Gas (N.) gaz Gast (M.) misafir, konuk Gasthaus (N.) otel, lokanta Gasthof (M.) otel, lokanta Gastrecht (N.) otel hakkı, misafir hakkı Gastronomie (F.) otelcilik Gaststätte (F.) otel, lokanta Gastwirt (M.) otelci Gastwirtin (F.) otelci GATS (engl.) (General Agreement on Trade in Services, Allgemeines Abkommen über den Handel mit Dienstleistungen) GATS Gatte (M.) koca, eş Gattin (F.) kadın, eş Gattung (F.) cins, nevi Gattungskauf (M.) cins satımı, nevi satımı Gattungsschuld (F.) cins borcu, nevi borcu Gau (M.) bölge, eyalet, mıntıka Gauner (M.) düzanbaz Gaunerei (F.) düzanbazlık Gaunersprache (F.) argo Gebärde (F.) jest, el kol işareti gebären doğurmak Gebaren (N.) tavır, hareket Gebäude (N.) bina geben vermek Gebiet (N.) bölge, arazi gebieten emretmek, hükmetmek Gebietshoheit (F.) bölge egemenliği Gebietskörperschaft (F.) bölge kurumu Gebot (N.) şart, kural, buyruk

Page 68: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gebotsirrtum (M.) şart hatası, kural hatası Gebrauch (M.) kullanma, istimal gebrauchen kullanmak, istimal etmek Gebrauchsanweisung (F.) kullanım tarifesi Gebrauchsgegenstand (M.) kullanım şeyi Gebrauchsmuster (N.) kullanım örneği Gebrauchsvorteil (M.) kullanım yararı gebrechlich zayıf, sakat Gebrechlichkeit (F.) maluliyet, sakatlık Gebühr (F.) ücret (Sb.), harç gebührenfrei ücretsiz Gebührenordnung (F.) ücret tarifesi gebührenpflichtig ücretli gebunden bağlı, mülzem gebundene Verwaltung (F.) bağlı yönetim Gebundenheit (F.) bağlılık, mülzemiyet Geburt (F.) doğum Geburtenbuch (N.) doğum sicili gebürtig doğumlu Geburtsname (M.) doğum adı Geburtsurkunde (F.) doğum belgesi Gedanke (M.) düşünce, fikir Gedankenfreiheit (F.) düşünme özgürlüğü Gefahr (F.) tehlike Gefahr (F.) im Verzug gecikmede tehlike gefährden tehlikeye düşürmek gefährdet tehlikede Gefährdung (F.) tehlikeye düşürme Gefahrengrenzwert tehlike marjinalı Gefahrenzulage (F.) iş riski zammı gefährlich tehlikeli gefährliche Körperverletzung (F.) tehlikeli yaralama Gefahrstoffverordnung (F.) tehlikeli madde nizamnamesi ZZZGefälle (N.) gefällig nazik, sevindirici Gefälligkeit (F.) hatır, iyilik Gefälligkeitsverhältnis (N.) hatır ilişkisi gefangen tutuk (Adj.), mahpus (Adj.) Gefangene (F.) tutuklu (Sb.), mahpus (Sb.) Gefangenenbefreiung (F.) firara neden olmak Gefangenenmeuterei (F.) mahpusların ayaklanması Gefangener (M.) tutuklu (Sb.), mahpus (Sb.) Gefangennahme (F.) tutulma Gefangenschaft (F.) tutukluluk, mahpusiyet Gefängnis (N.) hapishane Gefängnisstrafe (F.) hapis cezası gefügig muti, başeğen gegen karşı, aykırı Gegenanspruch (M.) karşı talep Gegenbeweis (M.) karşı ispat

Page 69: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gegendarstellung (F.) düzeltme, yalanlama Gegenforderung (F.) karşı istem Gegenleistung (F.) karşı edim Gegensatz (M.) aykırılık, uymazlık Gegenschluss (M.) aksi ile kanıt, tersiyle isbat Gegenseite (F.) karşı taraf gegenseitig karşılıklı gegenseitiger Vertrag (M.) karşılıklı akit gegenseitiges Testament (N.) karşılıklı vasiyetname Gegenseitigkeit (F.) karşılıklılık Gegenstand (M.) konu gegenstandslos konusuz Gegenstandslosigkeit (F.) konusuz kalma Gegenstandswert (M.) konunun değeri Gegenstimme (F.) karşı oy Gegenüberstellung (F.) yüzleştirme Gegenversprechen (N.) karşı sözveri Gegenwart (F.) huzur, vicah gegenwärtig hazır bulunan, halen mevcut gegenwärtige Gefahr (F.) mevcut tehlike Gegenzeichnung (F.) tasdiken imza etme Gegner (M.) hasım Gegnerin (F.) hasım Gehalt (N.) maaş Gehaltsexekution (F.) maaşın haczi Gehaltspfändung (F.) maaşın haczi geheim gizli Geheimbund (M.) gizli cemiyet Geheimdienst (M.) gizli istihbarat servisi geheime Wahl (F.) gizli seçim geheimer Vorbehalt (M.) gizli çekince Geheimnis (N.) gizlilik, sır Geheimpolizei (F.) gizli polis Gehilfe (M.) yardımcı kişi Gehilfin (F.) yardımcı kişi Gehirn (N.) beyin Gehör (N.) dinlenme gehorchen dinlemek, itaat etmek gehören ait olmak gehorsam itaatkar Gehorsam (M.) itaat Gehorsamspflicht (F.) itaat mecburiyeti Gehweg (M.) yaya yolu Geisel (F.) rehine Geiselnahme (F.) rehine alma Geisterfahrer (M.) ters istikamette araç süren kimse Geisterfahrerin (F.) ters istikamette araç süren kimse geisteskrank akıl hastası Geisteskrankheit (F.) akıl hastalığı Geistesschwäche (F.) akıl zayıflığı

Page 70: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

geistig aklen, fikri geistiges Eigentum (N.) fikri mülkiyet geistlich dini, ruhani Geistliche (F.) din adamı Geistlicher (M.) din adamı Geld (N.) para Geldbetrag (M.) para tutarı Geldbuße (F.) para cezası Geldersatz (M.) nakden iade Geldfälschung (F.) paralarda sahtekarlık Geldforderung (F.) para alacağı Geldkarte para kartı Geldrente (F.) para emekliliği Geldschein (M.) para kağıdı Geldschuld (F.) para borcu Geldstrafe (F.) para cezası Geldstück (N.) maden para, sikke Geldwäsche (F.) kara paranın aklanması Geldwäschegesetz (N.) kara para kanunu Geldwert (M.) para değeri gelegen uygun, yerinde Gelegenheit (F.) fırsat Gelegenheitsgesellschaft (F.) fırsat ortaklığı Gelegenheitstäter (M.) fırsat bulup suç işleyen fail Gelegenheitstäterin (F.) fırsat bulup suç işleyen fail gelegentlich arasıra Geleit (N.) refakat, kafile geloben sözvermek, vaad etmek Gelöbnis (N.) sözveri, vaad gelten yürürlükte olmak, geçerli olmak geltend yürürlükteki, geçerli Geltung (F.) yürürlük, geçerlilik Geltungsbereich (M.) yürürlük alanı, geçerlilik alanı Gelübde (N.) adak, vaad Gemahl (M.) koca, eş Gemahlin (F.) kadın, eş Gemarkung (F.) sınır, hudut gemein genel Gemeinde (F.) belediye Gemeindebeamter (M.) belediye memuru Gemeindebetrieb (M.) belediye işletmesi Gemeindedirektor (M.) belediye amiri Gemeindedirektorin (F.) belediye amiri gemeindefreies Gebiet (N.) belediyesiz bölge Gemeindegebiet (N.) belediye bölgesi Gemeindegericht (N.) belediye mahkemesi Gemeindeordnung (F.) belediyeler kanunu Gemeinderat (M.) belediye meclisi Gemeinderecht (N.) belediye hukuku Gemeindesatzung (F.) belediye tüzüğü

Page 71: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gemeindesteuer (F.) belediye vergisi Gemeindeverband (M.) belediye derneği Gemeindeverfassung (F.) belediye anayasası Gemeindevorstand (M.) belediye idare kurulu gemeine Gefahr (F.) genel tehlike Gemeineigentum (N.) kollektif mülkiyet gemeines Recht (N.) genel hak Gemeingebrauch (M.) kollektif kullanılma gemeingefährlich genel tehlike yaratan gemeingefährliches Mittel (N.) genel tehlike yaratan madde Gemeingut (N.) kollektif mülkiyet Gemeinkosten (F.Pl.) kollektif masraflar gemeinnützig toplum yararına gemeinsam ortak (Adj.), müşterek (Adj.) gemeinsamer Markt (M.) ortak pazar gemeinsamer Senat (M.) ortak kurul gemeinsames Recht (N.) ortak hukuk Gemeinschaft (F.) topluluk, birlik gemeinschaftlich ortak (Adj.), müşterek (Adj.) gemeinschaftliches Testament (N.) ortak vasiyetname Gemeinschaftsaufgaben (F.Pl.) eyaletlerin ve federal devletin ortak ödevi Gemeinschaftseigentum (N.) ortak mülkiyet Gemeinschaftsgut (N.) ortak mallar Gemeinschaftsmarke topluluk markası Gemeinschaftsrecht (N.) topluluk hukuku Gemeinschaftsschule (F.) topluluk okulu Gemeinschaftsunternehmen (N.) ortak girişim Gemeinschaftswert (M.) topluluk değeri Gemeinschuldner (M.) müflis Gemeinschuldnerin (F.) müflis Gemeinwohl (N.) ortak esenliği gemischte Schenkung (F.) karma bağışlama gemischter Vertrag (M.) karma sözleşme Gen (N.) gen genehm uygun, makbul genehmigen izin vermek, müsaade etmek genehmigtes Kapital (N.) izin verilmiş sermaye, müsaade edilmiş sermaye Genehmigung (F.) izin, müsaade General (M.) general Generalamnestie (F.) genel af Generalanwalt (M.) genel avukat Generalbundesanwalt (M.) federal başsavcı Generalbundesanwältin (F.) federal başsavcı Generaleinwilligung (F.) genel muvafakatname Generalin (F.) general generalisieren genellemek Generalklausel (F.) genel şart, genel hüküm Generalkonsens (M.) genel muvafakatname Generalprävention (F.) genel önleme Generalsekretär (M.) genel sekreter

Page 72: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Generalsekretärin (F.) genel sekreter Generalstreik (M.) genel grev Generalversammlung (F.) genel kurul Generalvollmacht (F.) genel vekaletname generell genel genetisch genetik genetisches Synallagma (N.) bir borcun doğmasının diğer bir borcun doğmasına bağlı olması Genf (N.) Cenevre Genfer Konvention (F.) Cenevre Mukavelesi Genom (N.) genom Genosse (M.) arkadaş, yoldaş Genossenschaft (F.) kooperatif (Sb.) genossenschaftlich kooperatif (Adj.) Genossin (F.) arkadaş, yoldaş Genozid (M.) soykırımı, katliam Gentechnik (F.) gen teknolojisi genügend yeterli Genugtuung (F.) manevi tazminat Genus (N.) cins Genuskauf (M.) cins alımı, nevi alımı Genuss (M.) keyif, yararlanma, intifa Genusschuld (F.) cins borcu Genussmittel (N.) keyif verici madde Genussrecht yararlanma hakkı, intifa hakkı Gepflogenheit (F.) alışkanlık, teamül gerade Linie (F.) doğru çizgi Gerät (N.) alet Gerätesicherheitsgesetz (N.) alet emniyet kanunu gerecht adil, uygun, haklı gerechter Krieg (M.) adil savaş, haklı savaş gerechter Preis (M.) adil fiyat, uygun fiyat gerechtfertigt haklı Gerechtigkeit (F.) adalet Gericht (N.) mahkeme gerichtlich adli, mahkemece gerichtliche Verfügung (F.) adli karar Gerichtsassessor (M.) hakim yardımcısı Gerichtsassessorin (F.) hakim yardımcısı Gerichtsbarkeit (F.) yargı Gerichtsdiener (M.) mübaşir Gerichtsdienerin (F.) mübaşir Gerichtsferien (Pl.) adli araverme Gerichtshilfe (F.) adli yardım Gerichtshof (M.) adalet divanı Gerichtskasse (F.) mahkeme veznesi Gerichtskosten (F.Pl.) mahkeme masrafları Gerichtskostenvorschuss (M.) mahkeme masrafları avansı Gerichtsordnung (F.) mahkeme düzeni Gerichtsreferendar (M.) adli stajyer Gerichtsreferendarin (F.) adli stajyer

Page 73: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gerichtsschreiber (M.) adli yazıcı Gerichtsschreiberin (F.) adli yazıcı Gerichtssprache (F.) adli dil Gerichtssprengel (M.) adli daire Gerichtsstand (M.) mahkeme yeri Gerichtsverfahren (N.) mahkeme usulü Gerichtsverfassung (F.) yargılama teşkilatı Gerichtsverfassungsgesetz (N.) yargılama teşkilatı kanunu Gerichtsverhandlung (F.) yargılama Gerichtsverwaltung (F.) adli yönetim Gerichtsvollzieher (M.) icra memuru Gerichtsvollzieherin (F.) icra memuru Gerichtswesen (N.) mahkeme hususiyeti gering düşük, az, hafif geringfügig önemsiz geringstes Gebot (N.) en düşük teklif gesamt genel, tüm, cümle Gesamtakt (M.) genel muamele Gesamtgläubiger (M.) genel alacaklı, tüm alacaklı Gesamtgläubigerin (F.) genel alacaklı, tüm alacaklı Gesamtgläubigerschaft (F.) genel alacaklılık, tüm alacaklılık Gesamtgut (N.) ortak mal gesamthänderisch elbirliği Gesamthandseigentum (N.) elbirliği mülkiyeti Gesamthandsgemeinschaft (F.) elbirliği ortaklığı Gesamtheit (F.) genellik, ortaklılık Gesamthochschule (F.) genel yüksekokul Gesamthypothek (F.) genel ipotek, ortak ipotek Gesamtprokura (F.) genel temsil, ortak temsil Gesamtschuldner (M.) genel borçlu, tüm borçlu Gesamtschuldnerin (F.) genel borçlu, tüm borçlu gesamtschuldnerisch dayanışmalı, müteselsil Gesamtschule (F.) genel okul Gesamtsteuerung (F.) genel yönlendirme, genel kullanma Gesamtstrafe (F.) genel ceza Gesamtvertretung (F.) genel temsil Gesamtvollstreckung (F.) genel icra Gesamtvorsatz (M.) genel maksat, genel kasıt Gesandte (F.) elçi Gesandter (M.) elçi Geschädigte (F.) mağdur, kıygın Geschädigter (M.) mağdur, kıygın Geschäft (N.) ticaret, işlem, iş geschäftlich ticari geschäftsähnliche Handlung (F.) ticari benzeri işlem Geschäftsanteil (M.) ticaret payı Geschäftsaufsicht (F.) ticaret kontrolü Geschäftsbedingung (F.) ticaret şartı Geschäftsbericht (M.) ticaret raporu Geschäftsbesorgung (F.) ticaret sağlanması

Page 74: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Geschäftsbesorgungsvertrag (M.) ticaret sağlanması sözleşmesi Geschäftsbetrieb (M.) ticari işletme Geschäftsbrief (M.) ticari mektup geschäftsfähig ticari ehliyetli Geschäftsfähigkeit (F.) ticari ehliyet Geschäftsführer (M.) ticari yönetmen Geschäftsführerin (F.) ticari yönetmen Geschäftsführung (F.) ticari yönetim Geschäftsführung (F.) ohne Auftrag vekaletsiz ticari yönetim Geschäftsgebrauch (M.) ticari kullanma Geschäftsgeheimnis (N.) ticaret sırrı Geschäftsgrundlage (F.) ticaret temeli Geschäftsherr (M.) ticaret sahibi Geschäftsherrin (F.) ticaret sahibi Geschäftsherrnpflichtverletzung (F.) ticaret sahibinin borçlarını ihlal etmesi Geschäftsjahr (N.) hesap yılı Geschäftsmäßigkeit (F.) ticari ölçülülük Geschäftsordnung (F.) ticari yönetmelik Geschäftsraum (M.) ticaret yeri Geschäftsstelle (F.) ticaret yeri Geschäftsträger (M.) maslahatgüzar Geschäftsträgerin (F.) maslahatgüzar geschäftsunfähig ticari ehliyetsiz Geschäftsunfähigkeit (F.) ticaret ehliyetsizliği Geschäftswert (M.) ticaret değeri Geschäftswille (M.) ticaret isteği Geschäftszeit (F.) ticaret zamanı geschehen yapılmak, vuku bulmak Geschehen (N.) yapılma, vuku bulma, olay Geschenk (N.) hediye Geschichte (F.) tarih geschichtlich tarihsel Geschlecht (N.) cins, nesil, aile geschlechtlich cinsel Geschlechtstrieb (M.) cinsiyet meyli Geschlechtsverkehr (M.) cinsel birleşme Geschmacksmuster (N.) zevk örneği Geschoss (N.) mermi, kat Geschwader (N.) filo Geschwindigkeit (F.) sürat, hız Geschwister (N.) kardeşler Geschworene (F.) jüre, halktan hakim Geschworenenbank (F.) jüre sırası Geschworenengericht (N.) jürili mahkeme Geschworenenprozess (M.) jürili dava Geschworener (M.) jüre, halktan hakim Geselle (M.) kalfa Gesellin (F.) kalfa Gesellschaft (F.) şirket, ortaklık, toplum Gesellschaft mit beschränkter Haftung (F.) limited şirket

Page 75: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gesellschafter (M.) ortak (Sb.), şerik (Sb.) Gesellschafterin (F.) ortak (Sb.), şerik (Sb.) Gesellschafterversammlung (F.) ortaklar toplantası gesellschaftlich sosyal, toplumsal Gesellschaftskapital (N.) ortaklık sermayesi, şirket sermayesi Gesellschaftsrecht (N.) ortaklar hukuku, şirketler hukuku Gesellschaftsregister (N.) ortaklar sicili, şirketler sicili Gesellschaftsschuld (F.) şirketin borcu Gesellschaftsvermögen (N.) şirket malları Gesellschaftsvertrag (M.) şirket mukavelesi Gesellschaftszweck (M.) şirketin amacı Gesetz (N.) kanun, yasa Gesetz gegen Wettbewerbsbeschränkungen rekabet kısıtlamasına karşı kanunu Gesetz über die Internationale Rechtshilfe in Strafsachen (N.) ceza işlerinde milletlerarası istinabe kanunu Gesetz über die Konvention zum Schutze der Menschenrechte und Grundfreiheiten (N.) insan haklarını ve ana hürriyetleri korumaya dair sözleşme üzerine kanun Gesetz zur Bekämpfung der Geschlechtskrankheiten (N.) zührevi hastalıklarla mücadele kanunu Gesetzblatt (N.) kanun dergisi Gesetzbuch (N.) kanun kitabı, yasa kitabı Gesetzentwurf (M.) kanun taslağı Gesetzesanalogie (F.) kanuni kıyas Gesetzesänderung (F.) kanun değişikliği Gesetzeseinheit (F.) kanun birimi gesetzesfrei kanunsuz gesetzesfreie Verwaltung (F.) kanunsuz yönetim Gesetzesinitiative (F.) kanun teklifi Gesetzeskonkurrenz (F.) kanun telahuku Gesetzeskraft (F.) kanun kuvveti Gesetzesrecht (N.) kanun hukuku Gesetzessammlung (F.) kanun derlemesi Gesetzesumgehung (F.) kanuna karşı hile Gesetzesvorbehalt (M.) kanunda yazılı durumların saklı tutulması Gesetzesvorlage (F.) kanun tasarısı gesetzgebend yasama (Adj.), teşrii (Adj.) gesetzgebende Gewalt (F.) yasama erki, teşrii kuvvet Gesetzgeber (M.) yasakoyucu Gesetzgeberin (F.) yasakoyucu Gesetzgebung (F.) yasama (Sb.), yasa koyma Gesetzgebungsverfahren (N.) yasaların yapılması Gesetzgebungszuständigkeit (F.) yasama yetkisi gesetzlich kanuni, yasal gesetzliche Erbfolge (F.) kanuni mirasçı gesetzliche Richterin (F.) kanuni hakim gesetzliche Vermutung (F.) kanuni tahmin gesetzliche Vertreterin (F.) kanuni temsilci gesetzlicher Richter (M.) kanuni hakim gesetzlicher Vertreter (M.) kanuni temsilci gesetzliches Erbrecht (N.) kanuni miras hukuku

Page 76: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

gesetzliches Pfandrecht (N.) kanuni rehin hakkı gesetzliches Schuldverhältnis (N.) kanuni borç ilişkisi gesetzliches Zahlungsmittel (N.) kanuni ödeme aracı gesetzmäßig kanuni, yasal Gesetzmäßigkeit (F.) kanunilik, yasallık gesetzwidrig kanuna aykırı Gesetzwidrigkeit (F.) kanuna aykırılık Gesicht (N.) görüm (Sb.), yüz (Sb.) Gesichtspunkt (M.) noktai nazar, bakış açısı gesiegelt mühürlü, damgalı Gestaltung (F.) şekil verme, edim Gestaltungsakt (M.) inşai muamele Gestaltungsklage (F.) inşai dava Gestaltungsrecht (N.) inşai hak Gestaltungsurteil (N.) inşai hüküm geständig ikrar eden, itirafçı Geständnis (N.) ikrar, itiraf gestatten izin vermek, müsaade etmek Gestattung (F.) izin, müsaade gestehen ikrar etmek, itiraf etmek Gestehungskosten (F.Pl.) maliyet masrafları Gesuch (N.) talep, istem gesund sağ, sıhhatlı Gesundheit (F.) sağlık, sıhhat Gesundheitsamt (N.) sağlık memurluğu Gesundheitsbeschädigung (F.) sağlık ihlali Gesundheitsverletzung (F.) sağlık ihlali Gesundheitswesen (N.) sağlık hizmetleri Gesundheitszerstörung (F.) sağlık ihlali Getreide (N.) hububat getrennt ayrı Getrenntleben (N.) ayrı yaşama Getto (N.) sınırlı yahudi mahallesi Gewähr (F.) teminat, imanca gewähren vermek gewährleisten tekeffül etmek, garanti etmek Gewährleistung (F.) tekeffül, garanti etme Gewahrsam (M.) nezaret, emanet Gewahrsamsbruch (M.) nezaret bozması, emanet bozması Gewalt (F.) kuvvet, cebir, şiddet Gewaltenteilung (F.) kuvvetler ayrılığı Gewalthaber (M.) kuvvet sahibi Gewalthaberin (F.) kuvvet sahibi gewaltsam cebri, kuvvet kullanarak, zorla gewaltsame Körperverletzung (F.) cebri müessir fiil Gewalttat (F.) şiddet eylemi gewalttätig şiddete eğilimli Gewalttätigkeit (F.) şiddet eylemi Gewässer (N.) sular Gewässerschutz (M.) suların korunması

Page 77: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gewehr (N.) tüfek Gewerbe (N.) faaliyet, sanat Gewerbeaufsicht (F.) faaliyet kontrolü, sanat kontrolü Gewerbeaufsichtsamt (N.) faaliyet kontrol memurluğu, sanat kontrol memurluğu Gewerbebescheinigung (F.) faaliyet belgesi, sanat belgesi Gewerbebetrieb (M.) ticari işletme Gewerbefreiheit (F.) faaliyet serbestisi, sanat serbestisi Gewerbegebiet (N.) faaliyet bölgesi, sanat bölgesi Gewerbegericht (N.) asliye ticaret mahkemesi Gewerbeordnung (F.) faaliyet düzeni, sanat nizamnamesi Gewerbepolizei (F.) faaliyet polisi, sanat polisi Gewerberaum (M.) faaliyet bölgesi, sanat bölgesi Gewerberaummietrecht (N.) faaliyet bölgesi kira hukuku Gewerbesteuer (F.) faaliyet vergisi, sanat vergisi gewerbetreibend meslek icra eden (Adj.) Gewerbetreibende (F.) esnaf (Sb.), meslek icra eden (Sb.) Gewerbetreibender (M.) esnaf (Sb.), meslek icra eden (Sb.) Gewerbeuntersagung (F.) faaliyetin men’i, sanatın men’i Gewerbezentralregister (N.) faaliyet merkez sicili, sanat merkez sicili gewerblich sınai, ticari gewerblicher Rechtsschutz (M.) sınai hak korunması gewerbsmäßig profesyonel, meslek olarak, ticari olarak Gewerke (M.) paydaş Gewerkin (F.) paydaş Gewerkschaft (F.) sendika Gewerkschafter (M.) sendikacı Gewerkschaftler (M.) sendikacı Gewerkschaftlerin (F.) sendikacı gewerkschaftlich sendikal Gewicht (N.) ağırlık, tartı gewillkürt iradi, isteyerek Gewinn (M.) kar, kazanç Gewinnanteil (M.) kar payı, kazanç payı gewinnen kazanmak Gewinnermittlung (F.) kar tahkiki Gewinnrechnung und Verlustrechnung (F.) kar hesabı ve zarar hesabı Gewinnspanne (F.) kar haddi Gewinnzusage (F.) kar vaadi gewiss emin, gerçekli Gewissen (N.) vicdan, duyunç Gewissensfreiheit (F.) vicdan özgürlüğü Gewissheit (F.) kesin bilgi Gewohnheit (F.) alışkanlık gewohnheitsmäßig itiyadi Gewohnheitsrecht (N.) örf hukuku, adet hukuku Gewohnheitsverbrecher (M.) itiyadi suç işleyen Gewohnheitsverbrecherin (F.) itiyadi suç işleyen gewöhnlich olağan, mutad Gier (F.) hırs Gift (N.) zehir

Page 78: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

giftig zehirleyici Gilde (F.) lonca Giralgeld (N.) kaydi para Giro (N.) ciro Girokonto (N.) virman hesabı Girovertrag (M.) takas sözleşmesi Glaube (M.) inanç glauben inanmak Glaubensfreiheit (F.) inanç özgürlüğü glaubhaft inandırıcı Gläubiger (M.) alacaklı (Sb.) Gläubigeranfechtung (F.) alacaklı itirazı Gläubigerin (F.) alacaklı (Sb.) Gläubigerversammlung (F.) alacaklılar toplanması Gläubigerverzug (M.) alacaklının direnmesi glaubwürdig itimada şayan, güvenilir, inanılır Glaubwürdigkeit itimada şayan olma, güvenilir olma, inanılır olma gleich eşit, müsavi gleichartig aynı neviden gleichartige Tateinheit (F.) aynı neviden fikri içtima Gleichartigkeit (F.) aynı neviden olma Gleichbehandlung (F.) eşit muamele gleichberechtigt eşit haklara sahip olan Gleichberechtigung (F.) eşit haklara sahip olma gleiche Wahl (F.) aynı seçim gleichgültig kayıtsız, ilgisiz Gleichgültigkeit (F.) kayıtsızlık, ilgisizlik Gleichheit (F.) eşitlik, müsavat Gleichheitsgrundsatz (M.) eşitlik esası gleichwertig eşit değerli gleichzeitig aynı zamanda gleiten kaymak gleitende Arbeitszeit (F.) kayan iş zamanı Gleitklausel (F.) eşel mobil kaydı global global Globalzession (F.) global temlik Glück (N.) şans, talih, mutluluk, saadet Glücksspiel (N.) kumar Glücksvertrag (M.) baht ve tesadüfe bağlı mukavele GmbH (F.) limited şirket Gnade (F.) bağışlama, af Gnadenakt (M.) bağışlama Gnadenerweis (M.) bağışlama Gnadenfrist (F.) bağışlama müddeti Gold (N.) altın Goldparität (F.) altın paritesi goodwill (M.) hava parası Gott (M.) tanrı, ilah Gottes Gnade (F.) tanrının rahmeti Gotteslästerung (F.) tanrıya küfretme

Page 79: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gouverneur (M.) vali Gouverneurin (F.) vali Grad (M.) derece gradual tedrici Gradualsystem (N.) tedrici sistem graduieren diploma yapmak Graduierter (M.) diplomalı Graf (M.) kont Gräfin (F.) kontes Granate (F.) obüs, mermi Gratifikation (F.) ikramiye, özence gratis bedava, parasız grausam acımasız, gaddar Grausamkeit (F.) acımasızlık, gaddarlık greifen tutmak, yakalamak, başvurmak Gremium (N.) kurul, heyet Grenze (F.) sınır, hudut grob ağır (Adj.), kaba grobe Fahrlässigkeit (F.) ağır ihmal grober Unfug (M.) gürültü patırtı, ağır yaramazlık grober Unverstand (M.) ağır akılsızlık Gros (N.) büyük kısım groß büyük Großbritannien (N.) Büyük Britanya großer Senat (M.) büyük kurul Großhandel (M.) toptancılık Großhändler toptancı Großhändlerin (F.) toptancı Großstadt (F.) büyükşehir Grube (F.) (Mine) çukur Grund (M.) arazi (Sb.), taşınmaz (Sb.), sebep (Sb.), neden (Sb.) Grundabtretung (F.) arazinin terki Grundbesitz (M.) mülk, emlak Grundbesitzer (M.) arazi sahibi Grundbesitzerin (F.) arazi sahibi Grundbuch (N.) tapu Grundbuchamt (N.) tapu dairesi Grundbuchauszug (M.) tapu sicili Grundbucheintragung (F.) tapuya tescil Grundbuchordnung (F.) tapu sicil tüzüğü Grundbuchverfügung (F.) tapu sicil egenimi Grunddienstbarkeit (F.) arazi irtifak hakkı Grundeigentum (N.) arazi mülkiyeti Grundeigentümer (M.) arazi sahibi Grundeigentümerin (F.) arazi sahibi gründen kurmak, tesis etmek Gründer (M.) kurucu (Sb.), tesis eden (Sb.) Gründerin (F.) kurucu (Sb.), tesis eden (Sb.) Grunderwerbsteuer (F.) arazi alım vergisi Grunderwerbsteuergesetz (N.) arazi alım vergisi kanunu

Page 80: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Grundgehalt (N.) asli maaş Grundgesetz (N.) temel yasa, anayasa Grundherr (M.) arazi sahibi Grundherrin (F.) arazi sahibi Grundkapital (N.) esas sermaye Grundlage (F.) esas, temel Grundlagenwerk (N.) esas işletme, temel işletme Grundlohn (M.) asıl ücret Grundpfand (N.) arazi rehni Grundpfandrecht (N.) arazi rehin hakkı Grundpflicht (F.) arazi mecburiyeti Grundrecht (N.) esas hak, temel hak Grundrechtsfähigkeit (F.) esas haklara yetenek, temel haklara yetenek Grundrechtsmündigkeit (F.) esas haklara erginlik, temel haklara erginlik Grundrechtsschranke (F.) esas hak sınırlaması Grundrente (F.) toprak ranti Grundrente (F.) asli rant Grundsatz (M.) ilke, prensip Grundschuld (F.) ipotekli borç Grundschuldbrief (M.) ipotekli borç senedi Grundsteuer (F.) arazi vergisi Grundstück (N.) arazi (Sb.), taşınmaz (Sb.) Grundstückseigentum (N.) arazi mülkiyeti Grundstückskauf (M.) arazi satımı Grundstücksrecht (N.) arazi hukuku Grundstücksregister (N.) arazi sicili Grundstückszubehör (N.) arazi teferruatı Gründung (F.) kuruluş, tesis Gründungsfreiheit (F.) kuruluş serbestisi Gründungsgesellschaft (F.) kuruluş halinde şirket Gründungsvertrag (M.) kuruluş sözleşmesi Grundurteil (N.) esas karar Grundvertrag (M.) esas mukavelename Grundwehrdienst (M.) askerlik hizmeti Gruppe (F.) grup Gruppenfreistellung (F.) grup muafiyeti Gruppenwahl (F.) grup seçimi Guerillakämpfer (M.) gerilla savaşçısı Guerillakämpferin (F.) gerilla savaşçısı Guerillera (F.) gerillacı Guerillero (M.) gerillacı Guillotine (F.) giyotin gültig geçerli Gültigkeit (F.) geçerlilik Gunst (F.) teveccüh, iltifat günstig elverişli, müsait Günstigkeitsprinzip (N.) elverişlilik prensibi, müsaitlik prensibi Gut (N.) mal, mülk Gutachten (N.) rapor, bilirkişilik, bilirkişi raporu Gutachter (M.) bilirkişi (Sb.)

Page 81: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Gutachterin (F.) bilirkişi (Sb.) Güte (F.) kalite, vasıf, nitelik gute Dienste (M.Pl.) iyi hizmetler gute Sitte (F.) iyi ahlak gute Sitten (F.Pl.) iyi ahlaklar guter Glaube (M.) iyi inanç Güterabwägung (F.) mal tartması, mal ölçmesi Güterfernverkehr (M.) malın şehirlerarası ulaşımı Gütergemeinschaft (F.) mal ortaklığı Güterkraftverkehr (M.) mal ağır trafiği Güterrecht (N.) mal rejimi Gütertrennung (F.) mal ayrılığı Güteverfahren (N.) sulh teşebbüsü Güteverhandlung (F.) sulh teşebbüsü Gutglaubensschutz (M.) iyiniyetin korunması gutgläubig iyiniyetli gutgläubiger Erwerber (M.) iyiniyetli iktisap eden gutgläubige Erwerberin (F.) iyiniyetli iktisap eden gutgläubiger Erwerb (M.) iyiniyetli iktisap Guthaben (N.) alacak Gutschein (M.) matlup fişi Gutsherr (M.) mal sahibi Gutsherrin (F.) mal sahibi Gymnasium (N.) lise Haager Kaufrechtsübereinkommen (N.) Lahey Satın Alma Hakkı Sözleşmesi Haager Landkriegsordnung (F.) Lahey Kara Savaşı Talimatnamesi Habe (F.) mamelek Haben (N.) alacak, matlup Habgier (F.) açgözlülük, tamah Habilitation (F.) doçentlik sınavı habilitieren doçentlik sınavını vermek Hafen (M.) liman Haft (F.) tutukluluk, mevkufiyet haftbar tazmin ile yükümlü, zamin Haftbefehl (M.) tutuklama müzekkeresi haften sorumlu olmak, mesul olmak Haftgrund (M.) tutuklamanın sebebi Haftpflicht (F.) mali sorumluluk Haftpflichtversicherung (F.) mali sorumluluk sigortası Haftprüfung (F.) tutukluluk halinin incelenmesi Haftstrafe (F.) hapis cezası Haftung (F.) sorumluluk, mesuliyet haftungsausfüllende Kausalität (F.) tazmin olunacak zarara ilişkin illiyet Haftungsausschluss (M.) sorumluluktan bağışıklık haftungsbegründende Kausalität (F.) sorumluluk doğuran illiyet Haftungsbeschränkung (F.) sorumluluğun sınırlanması Haftungsrecht (N.) sorumluluk hukuku Hafturlaub (M.) hapis izni Hagel (M.) dolu Hagelschaden (M.) doludan doğan zarar

Page 82: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Hagelversicherung (F.) doluya karşı sigorta Halbwaise (M.) öksüz, yetim Halde (F.) yığın Hälfte (F.) yarı halten tutmak, durmak, bulundurmak Halten (N.) tutma, durma, bulundurma Halter (M.) işleten Halterin (F.) işleten Hammelsprung (M.) parlamentoda evet, hayır ve çekimser işaretli kapılardan geçerek yapılan oylama hamstern istifçilik etmek Hand (F.) el Handel (M.) ticaret, tecim Händel (M.Pl.) ticaret, tecim handeln ticaret yapmak, hareket etmek Handeln (N.) ticaret yapma, hareket etme Handelnde (F.) ticaret yapan, hareket eden Handelnder (M.) ticaret yapan, hareket eden Handelsabkommen (N.) ticaret anlaşması Handelsbilanz (F.) ticaret bilançosu Handelsbrauch (M.) ticari teamül Handelsbuch (N.) ticari defter Handelsembargo (N.) ticari ambargo Handelsgericht (N.) ticaret mahkemesi Handelsgeschäft (N.) ticari iş Handelsgesellschaft (F.) ticaret şirketi Handelsgesetzbuch (N.) ticaret kanunu Handelsgewerbe (N.) ticari sanat Handelskammer (F.) ticaret odası Handelskauf (M.) ticari satım Handelsmakler (M.) ticaret işleri tellalı Handelsmündigkeit (F.) ticari ehliyet Handelsrecht (N.) ticaret hukuku Handelsregister (N.) ticaret sicili Handelsrichter (M.) ticaret hakimi Handelsrichterin (F.) ticaret hakimi Handelssache (F.) ticaret işi Handelsverkehr (M.) ticari münasebetler Handelsvertrag (M.) ticaret sözleşmesi Handelsvertreter (M.) acente Handelsvertreterin (F.) acente Handgeschäft (N.) elden yapılan işlem Handkauf (M.) elden satış Händler (M.) satıcı, tüccar Händlerin (F.) satıcı, tüccar Handlung (F.) eylem, fiil Handlungsbevollmächtigter (M.) ticari vekil Handlungseinheit (F.) eylemin tek oluşu handlungsfähig eylem ehliyetli, fiil ehliyetli Handlungsfähigkeit (F.) eylem ehliyeti, fiil ehliyeti

Page 83: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Handlungsfreiheit (F.) eylem serbestisi, fiil serbestisi Handlungsgehilfe (M.) eylem yardımcısı, fiil yardımcısı Handlungsgehilfin (F.) eylem yardımcısı, fiil yardımcısı Handlungshaftung (F.) eylem sorumluluğu, fiil sorumluluğu Handlungsobjekt (N.) eylem konusu, fiil konusu Handlungsort (M.) eylem yeri, fiil yeri Handlungspflicht (F.) eylem mecburiyeti, fiil mecburiyeti Handlungsstörer (M.) eylem mütecavizi, fiil mütecavizi Handlungsstörerin (F.) eylem mütecavizi, fiil mütecavizi Handlungsunrecht (N.) eylem haksızlığı, fiil haksızlığı Handlungsvollmacht (F.) eylem yetkisi, fiil yetkisi Handlungswille (M.) eylem niyeti, fiil niyeti Handschelle (F.) kelepçe Handschenkung (F.) elden bağışlama Handschrift (F.) el yazısı handschriftlich el yazısı ile Handwerk (N.) sanat, zanaat Handwerker (M.) sanatkar, zanaatçı Handwerkerin (F.) sanatkar, zanaatçı Handwerksinnung (F.) sanat anlamı Handwerkskammer (F.) sanat meclisi, zanaat meclisi Handwerksordnung (F.) küçük sanatlar nizamnamesi, zanaat düzeni hängen asmak Hansestadt (F.) eski Hansa’yı teşkil eden kentlerin her biri Häresie (F.) dinde sapkınlık hart sert, katı Hass (M.) nefret häufig sık sık, çok defa Häufung (F.) yığılma, birikme Haupt- esas Hauptaktionär (M.) esas hissedar Hauptaktionärin (F.) esas hissedar Hauptantrag (M.) esas dilekçe Hauptforderung (F.) esas alacak Hauptintervention (F.) esas katılma Hauptmangel (M.) esas eksiklik Hauptmann (M.) yüzbaşı Hauptpflicht (F.) esas yükümlülük Hauptsache (F.) esas mesele Hauptsacheklage (F.) esasa dair dava hauptsächlich esas itibariyle Hauptsatzung (F.) esas nizamname Hauptstadt (F.) başkent Hauptstrafe (F.) esas ceza Haupttäter (M.) esas fail Haupttäterin (F.) esas fail Haupttermin (M.) esas sözlü yargılama günü Hauptursache (F.) esas neden Hauptverfahren (N.) esas soruşturma Hauptverhandlung (F.) esas yargılama

Page 84: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Hauptversammlung (F.) esas kurul Hauptversammlungsbeschluss (M.) esas kurul kararı Hauptzeuge (M.) esas şahit Hauptzeugin (F.) esas şahit Haus (N.) ev, hane, konut Hausarbeit (F.) ev işi Hausarrest (M.) evde göz hapsi Hausdurchsuchung (F.) ev arması Hausfriede (M.) ev dokunulmazlığı Hausfriedensbruch (M.) ev dokunulmazlığını bozma Hausgehilfe (M.) ev hizmetçisi Hausgehilfin (F.) ev hizmetçisi Hausgemeinschaft (F.) ev topluluğu Haushalt (M.) bütçe, ev topluluğu Haushaltsgesetz (N.) bütçe kanunu Haushaltsgrundsatz (M.) bütçe prensibi Haushaltsplan (M.) bütçe Haushaltsrecht (N.) bütçe hukuku Haushaltsvorlage (F.) bütçe tasarısı hausieren ayakta satmak Hausierer (M.) ayak satıcısı Hausiererin (F.) ayak satıcısı häuslich evine bağlı Hausmeister (M.) kapıcı Hausmeisterin (F.) kapıcı Hausrat (M.) ev eşyası Hausratsteilung (F.) ev eşyasının taksimi Hausratsverordnung (F.) ev eşyası düzeni Hausratversicherung (F.) ev eşyası sigortası Hausse (F.) yükselme Haussuchung (F.) evlerde arama Havarie (F.) avarya Hebamme (F.) ebe heben tutmak, kaldırmak Heer (N.) ordu Hegemonie (F.) hegemonya hegen yapmak, korumak, bakmak hehlen yataklık etmek Hehler (M.) yataklık eden Hehlerei (F.) yataklık Hehlerin (F.) yataklık eden heil sağ, sağlam Heilanstalt (F.) ıslah kurumu, sanatoryum heilen ıslah etmek, düzeltmek Heiliger Stuhl (M.) kutsal sandalye Heilkunde (F.) tıp, hekimlik Heilmittelwerbegesetz ilaç reklamı yasası Heilung (F.) ıslah, düzeltme Heim (N.) ev, yurt Heimarbeit (F.) evde yapılan iş

Page 85: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Heimarbeiter (M.) ev işçisi Heimarbeiterin (F.) ev işçisi Heimat (F.) yurt, vatan heimatlos yurtsuz, vatansız heimatlose Ausländerin (F.) yurtsuz yabancı, vatansız yabancı heimatloser Ausländer (M.) yurtsuz yabancı, vatansız yabancı Heimatvertriebene (F.) sürgün Heimatvertriebener (M.) sürgün Heimfall (M.) eski sahibine intikal Heimgesetz (N.) yurt kanunu heimlich gizlice Heimstätte (F.) aile yurdu Heimtücke (F.) saffetinden istifa etme heimtückisch saffetinden istifa ederek Heirat (F.) evlenme heiraten evlenmek Heiratsbuch (N.) evlenme sicili Heiratserlaubnis (F.) evlenmeye izin Heiratsurkunde (F.) evlenme kağıdı Heiratsvermittler (M.) evlenmelerde aracılık eden heißen talimat vermek, emir vermek, adlandırmak, adı olmak Heizkostenverordnung (F.) ısıtma masrafları yönetimi Hektar (M.) hektar helfen yardım etmek, yardımcı olmak Helfer (M.) yardımcı hemmen engellemek Hemmung (F.) engelleme Henker (M.) cellat Henkersmahlzeit (F.) veda yemeği herabsetzen tenkis etmek, indirmek Herabsetzung (F.) tenkis, indirme heranwachsen yetişmek, gelişip büyümek Herausgabe (F.) iade, geri verme, teslim Herausgabeanspruch (M.) istihkak iddiası, istihkak davası herausgeben iade etmek, geri vermek, teslim etmek Herausgeber (M.) iade eden, geri veren, teslim eden Herausgeberin (F.) iade eden, geri veren, teslim eden herausverlangen istihkak iddiasında bulunmak Herberge (F.) ev, konut Herde (F.) sürü hergebrachte Grundsätze (M.Pl.) geleneksel ilkeler, geleneksel prensipler hergebrachter Grundsatz (M.) geleneksel ilke, geleneksel prensip Herkommen (N.) gelme Herkunft (F.) menşe, kaynak herleiten getirmek, sevk etmek Heroin (N.) eroin Herold (M.) münadi Herr (M.) bay herrenlos sahipsiz Herrin (F.) bayan

Page 86: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Herrschaft (F.) hakimiyet, egemenlik Herrschaftsrecht (N.) hakimiyet hakkı Herrschaftsvertrag (M.) hakimiyet sözleşmesi herrschen hakim olmak, egemen olmak herrschende Lehre (F.) hakim olan öğreti herrschende Meinung (F.) hakim görüş herrschendes Grundstück (N.) hakim gayrimenkul Herrscher (M.) hükümdar Herrscherin (F.) hükümdar herstellen yapmak, üretmek Hersteller (M.) yapımcı, üretici Herstellerin (F.) yapımcı, üretici Herstellung (F.) yapım, üretim Herstellungsklage (F.) üretim davası Herz (N.) kalp Herzog (M.) dük Herzogin (F.) düşes Herzogtum (N.) dukalık Hessen (N.) Hessen hetzen kışkırtmak heucheln taslamak, kandırmak Heuer (F.) tayfa ücreti Hexe (F.) cadı, büyücü kadın Hexenprozess (M.) cadı davası Hierarchie (F.) hiyerarşi Hilfe (F.) yardım hilfeleisten yardım etmek, yardımcı olmak Hilfeleistung (F.) yardım etme, yardımcı olma hilflos yardımsız, çaresiz Hilflosigkeit (F.) yardımsızlık, çaresizlik Hilfsantrag (M.) ihtimali talep Hilfsbeamter (M.) yardımcı memuru Hilfsbeamtin (F.) yardımcı memuru Hilfsbegründung (F.) yardım gerekçesi Hilfsgutachten yardım raporu hindern engellemek Hindernis (N.) engel hinken topallamak hinkend topal hinkendes Inhaberpapier (N.) eksik nama yazılı senetler hinreichen vermek, uzatmak hinreichend yeterli, kafi hinrichten idam etmek Hinrichtung (F.) idam hinterblieben hayatta kalmış Hinterbliebene (F.) hayatta kalan Hinterbliebener (M.) hayatta kalan hinterlegen tevdi etmek Hinterleger (M.) tevdi eden Hinterlegerin (F.) tevdi eden

Page 87: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Hinterlegung (F.) tevdi Hinterlist (F.) desise, hile hinterlistig dessas, hileci hinterziehen kaçırmak Hinterziehung kaçırma Hinweis (M.) işaret, gösterme Hinweispflicht işaret mecburiyeti, gösterme mecburiyeti Hirn (M.) beyin Hirntod (M.) beyin ölümü Hirte (M.) çoban, papaz Hirtenbrief (M.) piskopozun çıkardığı bildiri historisch tarihsel, tarihi hoch yüksek Hochachtung (F.) saygı hochdeutsch alman yazı dili Hochschulassistent (M.) yüksek okul asistanı Hochschulassistentin (F.) yüksek okul asistanı Hochschuldozent (M.) yüksek okul doçenti Hochschuldozentin (F.) yüksek okul doçenti Hochschule (F.) yüksek okul Hochschulgrad (M.) yüksek lisans hochstapeln dolandırmak Hochstapler (M.) dolandırıcı Hochstaplerin (F.) dolandırıcı höchste en yüksek, en büyük, azami Höchstgebot (N.) en yüksek teklif Höchstgericht (N.) yüksek mahkeme höchstpersönlich bizzat, kendi, şahsen Höchstpreis (M.) en yüksek fiyat Hochverrat (M.) vatana ihanet Hochverräter (M.) vatana ihanet eden Hochverräterin (F.) vatana ihanet eden Hochzeit (F.) düğün Hof (M.) çiftlik, saray, avlu Hofamt (N.) çiftlik dairesi, saray dairesi Hofrat (M.) çiftlik müşaviri, saray müşaviri Hoheit (F.) hakimiyet, egemenlik hoheitlich mülki, ülkeye ait Hoheitsakt (M.) hakimiyet tasarrufu Hoheitsgewalt (F.) hakimiyet kudreti Hoheitsgewässer (N.) hakimiyet suları Hoheitsrecht (N.) hakimiyet hakkı Hoheitszeichen (N.) milli amblem höhere Gewalt (F.) zorlayıcı nedenler, mücbir sebepler Hohlmaß (N.) istiap Hohn (M.) istihza, alay Holding (F.) holding Holdinggesellschaft (F.) holding şirketi Hölle (F.) cehennem holographisch el yazısı ile

Page 88: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

holographisches Testament (N.) el yazısı vasiyetname Homosexualität (F.) homoseksüalite homosexuell homoseksüel Honorar (N.) ücret (Sb.), visite, şerefiye Honorarprofessor (M.) fahri profesör Honorarprofessorin (M.) fahri profesör honorieren ücretini vermek, ödemek honoris causa (lat.) fahri hören duymak Hörensagen (N.) kulakten duymuş olma hörig köle (Adj.) Hörigkeit (F.) kölelik Horizont (M.) ufuk, çevren horizontal yatay Hospital (N.) hastane Hospitant (M.) stajyer Hospitantin (F.) stajyer huldigen biat etmek Huldigung (F.) biat Hund (M) köpek hundert yüz (Adj.) Hundertschaft (F.) yüz kişilik birlik Hundesteuer (F.) köpek vergisi Hure (F.) orospu, fahişe hüten bakmak, nezaret etmek Hüter (M.) bekçi, çoban Hüterin (F.) bekçi, çoban Hygiene hıfzıssıhha Hymne (F.) milli marş Hypothek (F.) ipotek Hypothekenbank (F.) ipotek bankası Hypothekenbrief (M.) ipotekli rehin senedi Hypothekenpfandbrief (M.) ipotekli rehin senedi Hypothekenübernahme (F.) ipoteğin devralınması Hypothese (F.) varsayım, faraziye IAO uluslararası çalışma örgütü IAS (F.) International Accounting Standards uluslararası muhasebe standartları IATA (F.) International Air Transport Association uluslararası havalimanı örgütü ICAO uluslararası sivil havacılık örgütü ICC (F.) uluslararası ticaret odası ideal ideal, ülküsel Ideal (N.) ülkü Idee (F.) fikir ideell düşüncel, manevi identifizieren kimliği belirlemek identisch mutabık, uygun Identität (F.) kimlik, hüviyet Ideologie (F.) ideoloji Idiot (M.) aptal, bunak Idiotie (F.) aptallık, bunaklık

Page 89: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Idiotin (F.) aptal, bunak illegal kanuna aykırı Illegalität (F.) kanuna aykırılık illegitim gayrimeşru im Zweifel şüphe halinde immanent mündemiç, içinde olan immanente Grundrechtsschranke (F.) mündemiç esas hak sınırlaması Immaterialgut (N.) gayrimaddi mal immateriell gayrimaddi immaterieller Schaden (M.) gayrimaddi zarar Immatrikulation (F.) üniversiteye kayıt immatrikulieren üniversiteye kayıt etmek immobil gayrimenkul (Adj.), taşınmaz (Adj.) Immobiliarzwangsvollstreckung (F.) gayrimenkul malların haczi Immobilie (F.) gayrimenkul mal, emlak Immobiliensteuer (F.) gayrimenkul mallar vergisi, emlak vergisi immun dokunulmaz, bağışık Immunität (F.) dokunulmazlık, bağışıklık imperativ emredici, buyurucu imperatives Mandat (N.) emredici vekalet, buyurucu vekalet Imperialismus (M.) emperyalizm impfen aşılamak Impfschaden (M.) aşı zararı Impfschein (M.) aşı belgesi Impfung (F.) aşı Impfzwang (M.) aşı olma zorunluluğu Import (M.) ithal, dışalım Importeur (M.) ithalatçı Importeurin (F.) ithalatçı importieren ithal etmek Impressum (N.) impressum in dubio pro reo (lat.) şüphe sanığın lehine yorumlanır in flagranti (lat.) suçüstü Inauguration (F.) tören yapma Inbegriff (M.) en son derece, doruk inbegriffen dahil Inbetriebnahme (F.) işletme, işlemeye başlama Indemnität (F.) ceza bağışıklığı Index (M.) endeks Indexklausel (F.) eşel mobil şartı Indien Hindistan Indigenat (N.) uyrukluk, tabiiyet Indikation (F.) endikasyon indirekt dolaylı, endirekt indirekte Stellvertretung (F.) dolaylı temsil indirekte Steuer (F.) dolaylı vergi indirekter Verbotsirrtum (M.) dolaylı yasakta yanılma indirekter Vorsatz (M.) dolaylı dolus Individualarbeitsrecht (N.) bireysel iş sözleşmesi hukuku Individualrechtsgut (N.) kişi varlığı hakları

Page 90: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

individuell bireysel, ferdi Individuum (N.) birey, fert Indiz (N.) emare Indizienbeweis (M.) emarelere istinaden sübut bulma indizieren işaret etmek Indossament (N.) ciro Indossant (M.) ciranta Indossantin (F.) ciranta Indossat (M.) lehine ciro yapılan kimse Indossatar (M.) lehine ciro yapılan kimse Indossatarin (F.) lehine ciro yapılan kimse Indossatin (F.) lehine ciro yapılan kimse Industrie (F.) sanayi, endüstri Industrie- und Handelskammer (F.) sanayi ve ticaret odası Industriegebiet (N.) sanayi bölgesi industriell sınai infam alçak, rezil Infamie (F.) haysiyetsizlik Infanterie (F.) piyade Inflation (F.) enflasyon Informant (M.) muhbir, ihbarcı Informantin (F.) muhbir, ihbarcı Informatik (F.) bilgiişlem Information (F.) bilgi, enformasyon, haber informationell bilgisel Informations- und Kommunikationsdienstegesetz bilgi ve iletişim servisi kanunu Informationsfreiheit (F.) bilgi edinme serbestisi, haber alma serbestisi Informationssystem (N.) bilgi sistemi informell şekli olmayan, biçimsel olmayan informieren bilgi vermek, haber vermek Infrastruktur altyapı Ingenieur mühendis Ingerenz (F.) müdahale, karışma Inhaber (M.) hamil, sahip, zilyed Inhaberaktie (F.) hamile yazılı hisse senedi Inhaberin (F.) hamil, sahip, zilyed Inhaberpapier (N.) hamile yazılı senet Inhaberscheck (M.) hamile yazılı çek Inhaberschuldverschreibung (F.) hamile yazılı tahvil Inhaberzeichen (N.) hamile yazılı işaret inhaftieren tutuklamak, tevkif etmek Inhaftierte (F.) tutuklu (Sb.), mevkuf (Sb.) Inhaftierter (M.) tutuklu (Sb.), mevkuf (Sb.) Inhaftierung (F.) tutuklama, tevkif etme Inhalt (M.) mündericat, içerik, konu Inhaltsfreiheit (F.) hukuki işlemin içeriğini serbestçe belirleme özgürlüğü Inhaltskontrolle (F.) konuyu denetleme Initiale (F.) ilk harf Initiative (F.) insiyatif, öncecilik Initiativrecht (N.) yasa önerme hakkı, kanun teklifi hakkı

Page 91: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Injurie (F.) hakaret, tahkir Inkasso (N.) ahzükabz, kabız Inkassomandat (N.) ahzükabz, ahzükabza yetki Inkassozession (F.) ahzükabza yetkinin temliki inklusiv dahil olarak inkognito tanınmamış, kendini tanıtmadan inkompatibel birleşmez, bağdaşmaz Inkompatibilität (F.) birleşmezlik, bağdaşmazlık inkompetent yetkisiz, salahiyetsiz Inkorporation (F.) katma, ilhak inkorporieren katmak, ilhak etmek Inkrafttreten (N.) yürürlüğe girme, kesinleşme Inland (N.) yurtiçi, ülke içi inländisch iç, milli innehaben haiz olmak, elde bulundurmak Innehaber (M.) haiz olan, elde bulunduran Innehaberin (F.) haiz olan, elde bulunduran Innehabung (F.) haiz olma, elde bulundurma Innenbereich (M.) iç bölge Innengesellschaft (F.) ortakların birbiriyle olan ilişkisinden mevcut şirket Innenminister (M.) içişleri bakanı Innenministerin (F.) içişleri bakanı Innentendenz (F.) iç eğilim, iç temayül Innenverhältnis (N.) iç ilişki, iç münasebet Innenvollmacht (F.) iç yetki, iç salahiyet innere iç innere Verwaltung (F.) iç yönetim Innung (F.) lonca, esnaf loncası inoffiziell resmi olmayan, gayriresmi inquirieren araştırmak, soruşturmak Inquisition (F.) araştırma, soruşturma Inquisitionsprozess (M.) engizisyon davası Insasse (M.) içinde bulunan, yolcu Insassin (F.) içinde bulunan, yolcu Insemination (F.) dölleme, tohumlama Inserat (N.) ilan Insichprozess (M.) davacı ve davalının bir olduğu dava Insiderhandel (M.) işin iç yüzünü bilen kimseden ticaret Insider (M.) işin iç yüzünü bilen kimse Insiderin (F.) işin iç yüzünü bilen kimse Insignie (F.) nişan, alamet Insignien (F.Pl.) nişanlar, alametler Insinuation (F.) tebliğ insinuieren tebliğ etmek insolvent aciz (Adj.) Insolvenz (F.) aciz (Sb.), acz (Sb.) Insolvenzanfechtung aciz itirazı Insolvenzgericht (N.) aciz mahkemesi Insolvenzgesetz aciz kanunu Insolvenzgläubiger (M.) acizde alacaklı

Page 92: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Insolvenzgläubigerin (F.) acizde alacaklı Insolvenzmasse (F.) aciz kitlesi, aciz masası Insolvenzordnung (F.) aciz kanunu Insolvenzplan (M.) aciz planı Insolvenzrecht (N.) aciz hukuku Insolvenzverfahren (N.) aciz davası Insolvenzverwalter (M.) aciz idarecisi Insolvenzverwalterin (F.) aciz idarecisi Inspekteur (M.) müfettiş, denetmen Inspekteurin (F.) müfettiş, denetmen Inspektion (F.) teftiş, denetleme inspizieren teftiş etmek, denetlemek Installateur (M.) döşeyici, tesisatçı Installateurin (F.) döşeyici, tesisatçı instandhalten korumak, iyi durumda bulundurmak instandsetzen onarmak, tamir etmek Instanz (F.) merci, derece Instanzenweg (M.) mercilere başvuru yolu Instanzenzug (M.) mercilerin sırası Institut (N.) kurum, enstitü Institution (F.) atama, tayin institutionell kurumsal institutionelle Garantie (F.) kurumsal güvence instruieren direktif vermek Instruktion (F.) direktif, talimat Instruktionsfehler (M.) direktifte hata, talimatta hata Instrument (N.) alet, araç Insubordination (F.) itaatsızlık, sözdinlemezlik Integration (F.) bütünleşme, kaynaşma, entegrasyon integrieren bütünleşmek, kaynaştırmak Integrität (F.) bütünlük, dürüstlük Interesse (N.) menfaat, yarar, çıkar Interessenkollision (F.) menfaat uyuşmazlığı Interim (N.) ara, fasıla international uluslararası, milletlerarası internationale Handelskammer (F.) uluslararası ticaret odası internationale Organisation (F.) uluslararası örgüt internationale Zuständigkeit (F.) uluslararası yetki Internationaler Gerichtshof (M.) uluslararası adalet divanı internationaler Seegerichtshof (M.) uluslararası deniz mahkemesi Internationaler Strafgerichtshof uluslararası adalet divanı internationales Einheitskaufsrecht (N.) uluslararası tekdüzen alım hukuku internationales Privatrecht (N.) uluslararası özel hukuk internationales Recht (N.) uluslararası hukuk internieren tutuklamak, tevkif etmek Internierung (F.) tutuklama, tevkif etme Interpellation (F.) gensoru Interpellationsrecht (N.) gensoru hakkı Interpol (F.) İnterpol Interpolation (F.) metne parçalar ekleme, metne ilave

Page 93: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Interpretation (F.) yorum, tefsir interpretieren yorumlamak, tefsir etmek Interregnum (N.) geçici hükümet Intervenient (M.) müdahil Intervenientin (F.) müdahil intervenieren müdahale etmek Intervention (F.) müdahale Interventionsklage (F.) müdahale davası Interzession (F.) borca katılma Intestaterbfolge (F.) kanuni mirasçı intim özel, cinsel Intimität (F.) özellik, cinsellik Intimsphäre (F.) özel hayatın gizliliği Invalide (M.) malul (Sb.), sakat (Sb.) Invalidenversicherung (F.) malullük sigortası Invalidin (F.) malul (Sb.), sakat (Sb.) Invalidität (F.) maluliyet, sakatlık Inventar (N.) envanter Inventur (F.) envanter çıkarma investieren yatırım yapmak, yatırmak Investition (F.) yatırım Investitur (F.) vazifeye nasp ve tayin etme Investment (N.) yatırım Investmentfonds (M.) yatırım fonu Investmentgesellschaft (F.) yatırım ortaklığı invitatio (F.) ad offerendum (lat.) icaba davet, öneriye çağrı Inzest (F.) fücur ipso iure (lat.) hukuken Irre (F.) deli, budala irreführen aldatmak, kandırmak Irreführung (F.) aldatma, kandırma Irrenanstalt (F.) tımarhane Irrer (M.) deli, budala irreversibel temyiz edilemez Irrtum (M.) hata, yanılma irrtümlich hatalı, hataen ISBN uluslararası standart kitap numarası, İSBN ISDN bütünleşmiş dijital telekomünikayon şebekesi, İSDN Islam İslam, Müslümanlık Italien (N.) İtalya ius (N.) (lat.) hukuk, hak IWF (M.) uluslararası para fonu Jagd (F.) avlanma, av avlama Jagdausübungsrecht (N.) avlanma hakkı, avlanma yetkisi jagdbar avlanabilir Jagdbezirk (M.) avlak, av alanı Jagdgenossenschaft (F.) av kooperatifi Jagdpacht (F.) avlak kiralama Jagdrecht (N.) av hukuku, av hakkı Jagdschein (M.) av tezkeresi

Page 94: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Jagdwilderei (F.) kaçak avlanma jagen avlamak Jäger (M.) avcı Jägerin (F.) avcı Jahr (N.) yıl, sene Jahr und Tag yıl ve gün Jahresabschluss (M.) mali yıl hesaplarının kapanışı Jahresbericht (M.) yıllık rapor Jahresbilanz (F.) yıllık bilanço Jahresmiete (F.) yıllık kira jährlich yıllık, senevi Jude (M.) Yahudi Judikat (N.) hüküm Judikation (F.) hüküm verme, yargılama Judikative (F.) yargı erki Judikatur (F.) yargısal kararlar Jüdin (F.) Yahudi Jugend (F.) gençlik Jugendamt (N.) gençlik kurumu Jugendarbeit (F.) gençlerin çalışması Jugendarbeitsschutz (M.) genç işçilerin korunması jugendgefährdend gençlik için tehlikeli jugendgefährdende Schrift (F.) gençlik için tehlikeli yazı Jugendgericht (N.) gençlik mahkemesi Jugendgerichtsgesetz (N.) gençlik mahkemeleri kanunu Jugendhilfe (F.) gençlere yardım Jugendkriminalität (F.) gençlerde suçluluk jugendlich genç, gençlikle ilgili Jugendliche (F.) ergenlik çağında genç jugendliche Straftäterin (F.) genç suç faili Jugendlicher (M.) ergenlik çağında genç jugendlicher Straftäter (M.) genç suç faili Jugendrichter (M.) gençlik mahkemesi yargıcı Jugendrichterin (F.) gençlik mahkemesi yargıcı Jugendschutz (M.) gençliğin korunması Jugendschutzrecht (N.) gençliğin korunması hakkındaki hukuk Jugendstrafanstalt (F.) gençlik cezaevi Jugendstrafe (F.) gençlik cezaevinde infaz olunan ceza Jugendstrafrecht (N.) gençlik ceza hukuku jung genç, taze, yeni Jungfernrede (F.) ilk konuşma Jungfrau (F.) bakire Junggeselle (M.) bekar Junker (M.) derebeyi, genç asilzade Junkertum (N.) derebeylik Junktim (N.) bağlantı Junktimklausel (F.) bağlantı kuralı Junta (F.) cunta Jura (N.) hukuk juridisch hukuki, hukuksal

Page 95: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Jurisdiktion (F.) yargı, mahkemeler uygulaması Jurisprudenz (F.) hukuk ilmi Jurist (M.) hukukçu Juristentag (M.) hukukçular kongresi Juristerei (F.) hukukçuluk Juristin (F.) hukukçu juristisch hukuki, hukuksal juristische Ausbildung (F.) hukuki eğitim juristische Person (F.) hukuki kişi Jury (F.) jüri Jus (N.) hukuk Justitiar (M.) hukuk müşaviri, hukuk danışmanı Justitiarin (F.) hukuk müşaviri, hukuk danışmanı Justiz (F.) adliye, yargı, adalet Justizausbildung (F.) adliye eğitimi, yargı eğitimi justiziabel yargılanabilir Justizminister (M.) adalet bakanı Justizministerin (F.) adalet bakanı Justizmord (M.) adli hata sonucu verilen ölüm cezası Justizverwaltung (F.) adli yönetim Justizverwaltungsakt (M.) adli yönetim işlemi Justizverwaltungsgesetz (N.) adli yönetim kanunu Justizvollzugsanstalt (F.) adli infaz kurumu Justizwachtmeister (M.) adli zabıta Justizwachtmeisterin (F.) adli zabıta Kabel (N.) halat, kablo Kabinett (N.) bakanlar kurulu, hükümet, kabine Kabinettsbeschluss (M.) bakanlar kurulu kararı Kabinettsvorlage (F.) hükümet tasarısı Kabotage (F.) kabotaj Kabotagefreiheit kabotaj serbestisi Kadett (M.) askeri okul öğrencisi kaduzieren hükümsüz kılmak, iptal etmek Kaiser (M.) imparator Kaiserin (F.) imparatoriçe kaiserlich şahane Kaiserreich (N.) imparatorluk kalendarisch takvime göre Kalender (M.) takvim Kalkulation (F.) hesap, tahmin Kalkulationsirrtum (M.) hesap hatası kalkulieren hesaplamak, tahmin etmek Kammer (F.) oda, daire, meclis Kämmerer (M.) hazinedar Kämmererin (F.) hazinedar Kampagne (F.) kampanya Kampf (M.) savaş, mücadele, kavga kämpfen savaşmak, mücadele etmek Kanal (M.) kanal, suyolu Kandidat (M.) aday

Page 96: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Kandidatin (F.) aday Kandidatur (F.) adaylık kandidieren aday olmak Kannkaufmann (M.) ticaret siciline kaydı şart olmayan tacir Kannkauffrau (F.) ticaret siciline kaydı şart olmayan tacir Kannvorschrift (F.) tamamlayıcı hüküm, ihtiyari hüküm Kanon (M.) düstur, kural Kanone (F.) top, as kanonisch katolik kilisesine ilişkin kanonisches Recht (N.) katolik kilisesinin hukuku Kanton (M.) kanton Kanzlei (F.) kalem odası, ofis Kanzler (M.) başbakan, şansölye Kanzleramt (N.) başbakanlık, şansölyelik Kanzlerin (F.) başbakan, şansölye Kapazität (F.) kapasite Kapelle (F.) küçük kilise Kaperei (F.) korsanlık, denizde zapt kapern zaptetmek, ele geçirmek Kapital (N.) sermaye, anapara, kapital Kapitalanlage (F.) sermaye yatırımı, yatırım Kapitalanlagebetrug (M.) yatırım dolandırıcılığı Kapitalanleger (M.) sermayedar, yatırımcı Kapitalanlegerin (F.) sermayedar, yatırımcı Kapitalanteil (M.) sermaye payı Kapitalbildung (F.) sermaye birikimi Kapitalerhöhung (F.) sermaye artırımı Kapitalertrag (M.) sermaye kazancı Kapitalertragsteuer (F.) sermaye kazançları vergisi Kapitalgesellschaft (F.) sermaye şirketi Kapitalherabsetzung (F.) sermayenin azaltılması kapitalisieren anamallaştırmak, paraya çevirmek Kapitalismus (M.) anamalcılık, kapitalizm Kapitalist (M.) kapitalist (Sb.), anamalcı (Sb.) Kapitalistin (F.) kapitalist (Sb.), anamalcı (Sb.) kapitalistisch kapitalist (Adj.), anamalcı (Adj.) Kapitalmarkt (M.) sermaye piyasası Kapitalverbrechen (N.) ağır cürüm, ağır suç Kapitalverkehr (M.) sermaye hareketleri Kapitalverkehrsfreiheit (F.) sermaye hareketleri serbestisi Kapitalverkehrsteuer (F.) sermaye hareketleri vergisi Kapitän (M.) kaptan Kapitänin (F.) kaptan Kapitulation (F.) kapitülasyon, yabancı ayrıcalığı kapitulieren teslim olmak Karat (N.) kırat, ayar Kardinal (M.) kardinal Karenz (F.) mahrumiyet, yoksunluk Karenzentschädigung (F.) rekabet yasağına uyma tazminatı Karenzzeit (F.) rekabet yasağının geçerli olduğu süre, bekleme süresi

Page 97: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Karte (F.) kart Kartei (F.) fiş takımı Kartell (N.) kartel Kartellbehörde (F.) kartel makamı Kartellgesetz kartel kanunu Kartellrecht (N.) kartel hukuku Kartengeld kart parası Karzer (M.) hapis odası Kaserne (F.) kışla Kaskoversicherung (F.) kasko sigortası Kassation (F.) bozma, iptal kararı kassatorisch bozucu, iptal edici Kasse (F.) kasa, vezne Kasse gegen Faktura fatura karşılığı peşinat Kasse gegen Verladedokumente vesaik karşılığı vesinat Kassenarzt (M.) sağlık sigortaları sözleşmeli hekimi Kassenärztin (F.) sağlık sigortaları sözleşmeli hekimi Kassiber (M.) gizli mektup Kassier (M.) veznedar, kasa memuru kassieren iptal etmek, tahsil etmek Kassierer (M.) veznedar, kasa memuru Kassiererin (F.) veznedar, kasa memuru Kaste (F.) kast Kastration (F.) hadımlaştırma kastrieren hadımlaştırmak Kasuistik (F.) kazuistik Kataster (M. bzw. N.) kadastro Katasteramt (N.) kadastro dairesi Katastrophe (F.) afet, felaket katholisch katolik Kauf (M.) satın, satın alma, alış, alım Kauf (M.) auf Probe tecrübe şartıyla satım Kauf (M.) nach Beschreibung tarif üzerine satım Kauf (M.) nach Muster numune üzerine satım kaufen almak, satın almak Käufer (M.) alıcı Käuferin (F.) alıcı Kauffrau (F.) tacir, tüccar Kaufmann (M.) tacir, tüccar kaufmännisch ticari kaufmännisches Zurückbehaltungsrecht (N.) ticari hapis hakkı Kaufmannsgericht (N.) tacir mahkemesi Kaufpreis (M.) semen, satış parası Kaufrecht (N.) alım hakkı, satın alma hakkı Kaufschein (M.) alışveriş belgesi Kaufvertrag (M.) satış sözleşmesi kausal nedensel, illi kausale Handlungslehre (F.) nedensel eylem öğretisi Kausalgeschäft (N.) nedensel işlem Kausalität (F.) nedensellik, illiyet

Page 98: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Kausalzusammenhang (M.) neden-sonuç ilişkisi, illiyet bağı Kautelarjurisprudenz (F.) genel işlem şartlarını düzenlemeye çalışan hukuk dalı Kaution (F.) kefalet, teminat, güvence kennen bilmek, tanımak kennen müssen bilmesi gerekirlik Kenntnis (F.) bilgi, bilme Kenntnisnahme (F.) bilgi edinme, öğrenme Kerker (M.) zindan Kette (F.) zincir, sıra, dizi Kettenarbeitsverhältnis (N.) zincirleme hizmet ilişkisi Ketzer (M.) rafızi, kafir Ketzerei (F.) rafızilik Ketzerin (F.) rafızi, kafir keusch iffetli kidnappen fidye almak için insan kaçırmak Kidnapper (M.) fidye almak için insan kaçıran Kidnapperin (F.) fidye almak için insan kaçıran Killer (M.) katil Killerin (F.) katil Kind (N.) çocuk Kindererziehung (F.) çocuk eğitimi Kindergeld (N.) çocuk parası Kinderhilfe (F.) çocuk yardımı Kindesentziehung (F.) çocuk kaçırma Kindeskind (N.) torun Kindesraub (M.) çocuk kaçırma Kindestötung (F.) çocuk öldürme Kindesunterhalt (M.) iştirak nafakası Kindschaft nesep Kiosk (M.) büfe Kirche (F.) kilise Kirchenbuch (N.) kilise kitabı Kirchengemeinde (F.) kilisenin cemaati Kirchenrecht (N.) kiliseler hukuku Kirchenstaat (M.) Vatikan Kirchensteuer (F.) kiliseler vergisi Kirchenvertrag (M.) kiliseler sözleşmesi Kirchenverwaltung (F.) kiliseler yönetimi kirchlich kiliseye değin, kiliseyle ilgili Kittchen (N.) kodes klagbar dava edilebilir Klage (F.) dava Klageänderung (F.) davanın ıslahı Klageantrag (M.) dava dilekçesi Klageart (F.) dava çeşiti Klagebefugnis (F.) dava yetkisi Klagebegehren (N.) dava talebi Klagebegründung (F.) davanın dayandığı sebepleri gösterme Klageerhebung (F.) dava açma Klageerweiterung (F.) davanın genişletilmesi

Page 99: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Klageerwiderung (F.) davaya cevap Klagefrist (F.) dava açma süresi Klagegrund (M.) dava sebebi klagen dava etmek Klagenhäufung (F.) dava yığılması Kläger (M.) davacı Klägerin (F.) davacı Klagerücknahme (F.) davayı geri alma Klageschrift (F.) dava dilekçesi klar açık (Adj.), sarih (Adj.), berrak (Adj.) Kläranlage (F.) arıtma tesisi klären aydınlatmak, temizlemek, çözmek Klasse (F.) sınıf, zümre, mevki Klassenjustiz (F.) sınıf adliyesi Klassenkampf (M.) sınıf mücadelesi klassifizieren sınıflamak, sınıflara ayırmak klauen çalmak, aşırmak Klausel (F.) kayıt, şart, koşul Klausur (F.) kapalılık Kleinod (N.) mücevher Kleinstaat (M.) küçük devlet Klempner (M.) tenekeci, muslukçu Klempnerin (F.) tenekeci, muslukçu Kleptomane (M.) çalma hastası, kleptoman Kleptomanie (F.) çalma hastalığı, kleptomani Kleptomanin (F.) çalma hastası, kleptoman klerikal ruhani, medreseli Kleriker (M.) din adamı Klerus (M.) papazlar sınıfı Klient (M.) müvekkil Klientel (F.) müvekkiller Klientin (F.) müvekkil Klinik (F.) klinik Kloster (N.) manastır Knappe (M.) madenci, maden işçisi Knappin (F.) madenci, maden işçisi Knappschaft (F.) madenciler birliği Knast (M.) kodes Knebel (M.) ağız tıkacı knebeln tıkamak Knebelung (F.) tıkama Knecht (M.) köle (Sb.), uşak (Sb.), serf (Sb.) Knechtschaft (F.) kölelik Knowhow (N.) know-how koalieren koalisyon kurmak Koalition (F.) koalisyon Koalitionsfreiheit (F.) sendikal özgürlük Koalitionsregierung (F.) koalisyon hükümeti Kodex (M.) yasa kitabı Kodifikation (F.) kanunlaştırma

Page 100: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

kodifizieren kanunlaştırmak Kodizill (N.) vasiyetname eki Kognat (M.) ana tarafından akraba Kognatin (F.) ana tarafından akraba Koitus (M.) cinsel birleşme, cinsi münasebet, fuhuş Kokain (N.) kokain Kollation (F.) karşılaştırma Kollege (M.) meslektaş kollegial arkadaşça Kollegialbehörde (F.) toplu daire Kollegialgericht (N.) toplu mahkeme Kollegialorgan (N.) toplu organı Kollegin (F.) meslektaş Kollegium (N.) kurul, heyet kollektiv kollektif (Adj.) Kollektiv (N.) kollektif (Sb.) Kollektivarbeitsrecht (N.) toplu iş hukuku Kollektivbeleidigung (F.) toplu hakaret Kollektiveigentum (N.) toplu iyelik Kollektivschuld (F.) toplu suçluluk Kollektivvertrag (M.) toplu sözleşme kollidieren çatışmak Kollision (F.) çatışma, ihtilaf Kollisionsnorm (F.) kanunlar ihtilafı kural Kollisionsrecht (N.) kanunlar ihtilafı hukuku kolludieren gizli anlaşmak Kollusion (F.) gizli anlaşma Kolonie (F.) sömürge, müstemleke Komitee (N.) komite Kommandeur (M.) komutan kommandieren kumanda etmek, emretmek Kommanditgesellschaft (F.) komandit şirket Kommanditist (M.) komanditer Kommanditistin (F.) komanditer Kommandeurin (F.) komutan Kommentar (M.) yorum, şerh, açıklama Kommentator (M.) yorumcu Kommentatorin (F.) yorumcu kommentieren yorumlamak, şerhetmek, açıklamak kommerziell ticari, tecimsel Kommilitone (M.) öğrenim arkadaşı Kommilitonin (F.) öğrenim arkadaşı Kommissar (M.) komiser Kommissariat (N.) komiserlik Kommissarin (F.) komiser kommissarisch istinabe olunan, istinabe yoluyla Kommission (F.) komisyon Kommission (F.) der europäischen Union Avrupa Birliği Komisyonu Kommissionär (M.) komisyoncu Kommittent (M.) müvekkil

Page 101: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Kommittentin (F.) müvekkil Kommorientenvermutung (F.) birlikte ölüm karinesi, bir anda ölmüş sayılma Kommorient (M.) birlikte ölmüş sayılan Kommorientin (F.) birlikte ölmüş sayılan kommunal beledi, belediyeyle ilgili Kommunalaufsicht (F.) belediyelerin denetimi Kommunalrecht (N.) mahalli idareler hukuku Kommunalverfassung (F.) mahalli anayasa Kommunalverfassungsklage (F.) mahalli anayasa davası Kommunalverwaltung (F.) mahalli idare, yerel yönetim Kommunalwahl (F.) mahalli seçim, yerel seçim Kommune (F.) komün Kommunikation (F.) haberleşme, iletişim Kommunismus (M.) komünizm Kommunist (M.) komünist (Sb.) Kommunistin (F.) komünist (Sb.) kommunistisch komünist (Adj.) Kommunistisches Manifest (N.) komünist beyanname, komünist bildirge kommunizieren haberleşmek, lituryaya katılmak Kompendium (N.) kısa kitap, kompendyum Kompensation (F.) takas, telafi kompensieren takas etmek, telafi etmek kompetent yetkili (Adj.), yetenekli (Adj.) Kompetenz (F.) yetki, yetenek Kompetenzkompetenz (F.) yetki yetkisi Kompetenzkonflikt (M.) yetki uyuşmazlığı Kompilation (F.) derleme kompilieren derlemek Komplementär (M.) komandite Komplementärin (F.) komandite komplex kompleks (Adj.) Komplex (M.) kompleks (Sb.) Komplize (M.) suç ortağı Komplizin (F.) suç ortağı Komplott (N.) komplo, gizdüzen Komposition (F.) kompozisyon Kompromiss (M.) uzlaşma, anlaşma Kondiktion (F.) haklı bir sebep olmaksızın zenginleşmeden doğan hak Kondition (F.) şart, koşul Kondominat (N.) ortak egemenlik Kondominium (N.) kondominyum, ortak egemenlik Konferenz (F.) konferans, toplantı Konfession (F.) mezhep Konfiskation (F.) müsadere, zoralım konfiszieren müsadere etmek Konflikt (M.) uyuşmazlık, ihtilaf Konföderation (F.) konfederasyon konform uygun, mutabık Konfusion (F.) alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi Kongregation (F.) ruhaniler meclisi

Page 102: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Kongress (M.) kongre Kongressabgeordnete (F.) kongre üyesi Kongressabgeordneter (M.) kongre üyesi König (M.) kral Königin (F.) kraliçe königlich şahane Königtum (N.) krallık Konklave (N.) papayı seçmek için toplanan kardinaller meclisi konkludent sonuç doğurmaya yönelik konkludentes Handeln (N.) hukuki sonuç doğurmaya yönelik hareket Konklusion (F.) vargı, sonuç çıkarma Konkordat (N.) konkordat konkret somut konkrete Normenkontrolle (F.) somut norm denetimi konkretes Gefährdungsdelikt (N.) somut tehlike suçu Konkretisierung (F.) somutlaştırma Konkubinat (N.) istifras Konkubine (F.) metres Konkurrent (M.) rakip Konkurrentenklage (F.) rakibin davası Konkurrenz (F.) rekabet, yarışma konkurrieren rekabet etmek, yarışmak konkurrierend rekabet eden, yarışan Konkurs (M.) iflas Konkursanfechtung (F.) iflasta iptal davası Konkursantrag (M.) iflasın açılması için dilekçe Konkursforderung (F.) iflasta alacak Konkursgläubiger (M.) iflasta alacaklı Konkursgläubigerin (F.) iflasta alacaklı Konkursgrund (M.) iflas sebebi Konkursmasse (F.) iflas masası Konkursstraftat (F.) iflas konusu ile ilgili suç Konkursverfahren (N.) iflas tasfiyesi Konkursverwalter (M.) iflas müdürü Konkursverwalterin (F.) iflas müdürü Können (N.) bilim, yetenek Konnossement (N.) konşimento Konrektor (M.) müdür muavini Konrektorin (F.) müdür muavini Konsens (M.) mutabakat, uygunluk konsensual rızaya bağlı Konsensualvertrag (M.) rızaya bağlı akit konservativ tutucu, muhafazakar konservieren korumak, banta almak Konsignation (F.) ankonsinyasyon Konsistorium (N.) yönetim makamı Konsolidation (F.) konsolidasyon, birleşme konsolidieren konsolide etmek Konsorte (M.) suç ortağı, paydaş, yoldaş Konsortin (F.) suç ortağı, paydaş, yoldaş

Page 103: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Konsortium (N.) konsorsiyum Konspiration (F.) fesat konspirieren fesat çıkarmak Konstitution (F.) anayasa, yapı Konstitutionalismus (M.) meşrutiyet konstitutionell meşruti konstitutiv kurucu (Adj.), ihdasi (Adj.) Konstruktion (M.) yapım, inşaat Konstruktionsfehler (M.) inşaat hatası konstruktiv yapıcı, inşai konstruktives Misstrauensvotum (N.) yapıcı güvensizlik oyu Konsul (M.) konsolos Konsulat (N.) konsolosluk Konsulent (M.) hukuk müşaviri Konsulentin (F.) hukuk müşaviri Konsulin (F.) konsolos Konsultation (F.) danışma, istişare Konsum (M.) tüketim Konsument (M.) tüketici Konsumentin (F.) tüketici Konsumgenossenschaft (F.) tüketim kooperatifi konsumieren tüketmek Konsumtion (F.) karma suç, hafif suçların ağır suçun içinde erimesi Kontakt (M.) temas Konterbande (F.) harp kaçağı Konterrevolution (F.) karşı devrim kontinentaleuropäisches Recht (N.) kıta avrupa hukuku Kontingent (N.) kontenjan Konto (N.) hesap Kontoauszug (M.) hesap ekstresi, hesap özeti Kontokorrent (N.) cari hesap, hesabı cari Kontokorrentkredit (M.) cari hesap kredisi Kontostand (M.) hesap durumu kontrahieren sözleşme yapmak, düelloya davet etmek Kontrahierungszwang (M.) sözleşme yapma zorunluluğu Kontrakt (M.) kontrat, sözleşme Kontribution (F.) alacak, aidat Kontrolle (F.) kontrol, yoklama, egemen olma Kontrolleur (M.) kontrolör Kontrolleurin (F.) kontrolör kontrollieren kontrol etmek, yoklamak, egemen olmak Kontrollrat (M.) kontrol meclisi kontumazial gaip Kontumazialverfahren (N.) gaiplerin muhakemesi Konvent (M.) toplantı, içtima (Sb.) Konvention (F.) sözleşme Konvention (F.) zum Schutz der Menschenrechte insan haklarını korumaya dair sözleşme konventional sözleşmesel Konventionalscheidung (F.) sözleşmeli boşanma Konventionalstrafe (F.) cezai şart

Page 104: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Konversion (F.) değiştirme, çevirme Konvertibilität (F.) konvertibilite Konzentration (F.) toplanma, yığma Konzentrationslager (N.) temerküz kampı konzentrieren toplanmak, yığmak Konzern (M.) konzern, şirketler grubu Konzernrecht (N.) konzern hukuku Konzession (F.) imtiyaz, ayrıcalık, ruhsat Konzessionär (M.) imtiyaz sahibi Konzessionärin (F.) imtiyaz sahibi konzessioniertes Gewerbe (N.) imtiyaz suretiyle verilen bir sanat Konzessionsabgabe (F.) imtiyaz verme Konzil (N.) konsil kooperieren işbirliği yapmak kooptieren yeni üyeleri seçmek Kopf (M.) baş, kafa köpfen başını kesmek, başını uçurmak Kopfsteuer (F.) baş vergisi Kopie (F.) kopya kopieren kopya çekmek Körper (M.) beden, vücut, gövde körperlich bedensel, bedeni körperliche Misshandlung (F.) cismen eza verme Körperschaft (F.) kurum, dernek, tüzel kişilik Körperschaft (F.) des öffentlichen Rechts kamu tüzel kişiliği körperschaftlich kurumsal Körperschaftsteuer (F.) kurumlar vergisi Körperverletzung (F.) cismani zarar, bedensel zarar, müessir fiil Korporation (F.) kurul, korporasyon korrekt doğru korrespektiv ortak, müşterek (Adj.) korrespektives Testament (N.) ortak vasiyetname, müşterek vasiyetname Korrespondenz (F.) yazışma, mektuplaşma, muhaberat Korrespondenzgeheimnis (N.) haberleşme sırrı korrigieren düzeltilmek, tashih etmek korrumpieren kötü yola sürüklemek korrupt yiyici Korruption (F.) yolsuzluk, yiyicilik, rüşvetçilik kostbar kıymetli Kostbarkeit (F.) kıymetli eşya kosten masraf etmek Kosten (F.Pl.) masraflar, giderler Kostendeckung (F.) masrafların karşılanması Kostenentscheidung (F.) masraflar konusunda verilen karar Kostenersatz (M.) masrafların tazminatı Kostenfestsetzung (F.) masrafların tayini Kostenfestsetzungsbeschluss (M.) masrafların tayin kararı kostenlos masrafsız, bedava Kostenrechnung (F.) masrafları gösterir hesap özeti Kostenrecht (N.) masraflar hukuku

Page 105: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Kostenvoranschlag (M.) keşif bedeli Kraft (M.) kuvvet (Sb.), güç (Sb.), eleman (Sb.) kraft Gesetzes kanun gereğince Kraftfahrt (F.) motorlu araç trafiği Kraftfahrtversicherung (F.) motorlu araç trafiği sigortası Kraftfahrzeug (N.) motorlu araç, motorlu taşıt Kraftfahrzeugbrief (M.) motorlu araç sahiplik belgesi Kraftfahrzeughalter (M.) motorlu aracın işleteni Kraftfahrzeughalterin (F.) motorlu aracın işleteni Kraftfahrzeugkennzeichen (N.) motorlu araç plakası Kraftfahrzeugsteuer (F.) motorlu araç vergisi Kraftfahrzeugversicherung (F.) motorlu araç sigortası kraftlos kuvvetsiz, güçsüz Kraftloserklärung (F.) iptal kararı Kraftverkehr (M.) motorlu araç trafiği Kraftverkehrsordnung (F.) motorlu araç trafiği nizamnamesi krank hasta Krankengeld (N.) hastalık parası Krankenhaus (N.) hastane Krankenkasse (F.) sağlık sigortaları kurumu Krankenpflege tıbbi bakım Krankenschein (M.) sağlık sigortası belgesi Krankenversicherung (F.) hastalığa karşı sigorta Krankheit (F.) hastalık Kranzgeld (N.) çelenk parası Kredit (M.) kredi, itibar Kreditbetrug (M.) kredi dolandırıcılığı Kreditbrief (M.) kredi mektubu kreditfähig borçlanma ehliyetli Kreditgeber (M.) kredi veren Kreditgeberin (F.) kredi veren Kreditinstitut (N.) kredi kurumu Kreditkarte (F.) kredi kartı Kreditkauf (M.) kredili satım Kreditnehmer (M.) kredi verilen Kreditnehmerin (F.) kredi verilen Kreditschädigung (F.) kredinin zararı Kreditsicherung (F.) kredinin korunması Kreditvermittlung (F.) kredi aracılığı Kreditvermittlungsvertrag (M.) kredi aracılık sözleşmesi Kreditvertrag (M.) kredi sözleşmesi Kreditwesen (N.) kredi işleri Kreditwucher (M.) murabaha, tefecilik kreditwürdig kredi açılabilir Kreis (M.) bölge, daire, çevre Kreisausschuss (M.) ilçe idare kurulu kreisfrei bölgesiz Kreisgericht (N.) bölge mahkemesi Kreislaufwirtschaftsrecht dairesel akım ekonomik hukuku Kreisordnung (F.) bölge düzeni, daire düzeni

Page 106: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Kreistag (M.) bölgeler genel kurulu Kreisverfassung (F.) bölge anayasası Kreuz (N.) haç, salib kreuzen kavuşturmak, melezleştirmek, çapraşmak Kreuzung (F.) kavşak, kavuşturma, melezleştirme, çarpışma Kreuzverhör (N.) çapraz sorgu Krida (F.) iflas Krieg (M.) savaş, harp Kriegsdienst (M.) milli savunma hizmeti Kriegsdienstverweigerung (F.) milli savunma hizmetinden kaçınma Kriegserklärung (F.) savaş ilanı Kriegsgefangene (F.) tutsak, esir Kriegsgefangener (M.) tutsak, esir Kriegsgefangenschaft (F.) tutsaklık, esaret Kriegsgericht (N.) savaş mahkemesi Kriegsrecht (N.) savaş hukuku Kriegsverbrechen (N.) savaş suçu Kriegswaffe (F.) savaş silahı Kriegswaffenkontrollgesetz (N.) savaş silahlarını kontrol yasası kriminal kriminal kriminalisieren kriminalize etmek Kriminalistik (F.) kriminalistik Kriminalität (F.) suçlar, suçluluk Kriminalpolizei (F.) kriminal polis Kriminalprognose kriminal tahmini Kriminalprozess (M.) kriminal yargılaması Kriminalsache (F.) kriminal mesele Kriminalstatistik (F.) kriminal istatistik kriminell kıyacıl, suçlu, suç işleyici kriminelle Vereinigung (F.) kıyacıl örgüt Kriminologe (M.) kriminolojist, suçbilimci Kriminologie (F.) kriminoloji, suçbilim Kriminologin (F.) kriminolojist, suçbilimci kriminologisch kriminolojik, suçbilimsel Kroatien Hırvatistan Kronanwalt (M.) baş avukat Kronanwältin (F.) baş avukat Krone (F.) taç krönen tacını giydirmek Kronrat (M.) (Kronrat in Großbritannien) bakanlar kurulu Krönung (F.) taç giyme Kronzeuge (M.) pişmanlıktan yararlanan iddia tanığı Kronzeugin (F.) pişmanlıktan yararlanan iddia tanığı Kulanz (F.) kolaylık gösterme, hatırını kırmama Kulpakompensation (F.) ortak kusurda takas Kultur (F.) kültür, ekin Kulturhoheit (F.) kültür egemenliği Kulturverwaltungsrecht (N.) kültür idaresi hukuku Kumulation (F.) yığılma, toplanma Kumulationsprinzip (N.) hakiki içtimada her suç için ayrı ceza verilmesi sistemi

Page 107: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

kumulativ yığışımlı, toplanmış kumulative Kausalität (F.) yığışımlı illiyet, yığışımlı nedensellik kumulative Schuldübernahme (F.) borca katılma, borca iştirak kumulieren yığılmak, toplanmak kündbar ihbarlı, bozulabilir Kunde (F.) haber, bilgi Kunde (M.) müşteri kundig bilen, bilir, deneyimli kündigen ihbar etmek, bildirmek Kündigung (F.) ihbar, bildirme Kündigungsfrist (F.) ihbar öneli, ihbar müddeti Kündigungsgrund (M.) ihbar nedeni Kündigungsschutz (M.) ihbar korunması Kundin (F.) müşteri künftig gelecekteki, ilerdeki Kunst (F.) sanat Kunstfehler (M.) mesleki hata Kunstfreiheit (F.) sanat özgürlüğü Künstler (M.) sanatçı Künstlerin (F.) sanatçı künstlich yapay, suni Kunstverwaltungsrecht (N.) sanat idaresi hukuku Kupon (M.) kupon Kuponprivatisierung (F.) kupon özelleştirme Kuppelei (F.) muhabbet tellallığı, fuhşiyata tahrik kuppeln bağlamak, çöp çatmak Kuppler (M.) randevucu Kupplerin (F.) randevucu Kuratel (F.) vesayet, kayyımlık Kurator (M.) vasi, kayyım Kuratorin (F.) vasi, kayyım Kuratorium (N.) vasilik, kayyımlık Kurfürst (M.) elektör Kurie (F.) papa hükümeti Kurier (M.) kurye, özel ulak Kurierin (F.) kurye, özel ulak Kurs (M.) rayiç, sürüm değeri, fiyat kurz kısa Kurzarbeit (F.) kısa mesai Kurzarrest (M.) kısa hapis kürzen kısaltmak, azaltmak, azalmak Kurzvortrag kısa brifing Küste (F.) kıyı, sahil Küstengewässer (N.) karasuyu Küstengewässer (N.Pl.) karasuları Kux (M.) maden hissesi laden yüklemek, davet etmek Laden (M.) dükkan, satış yeri Ladenangestellte (F.) dükkanda müstahdem, satış memuru Ladenangestellter (M.) dükkanda müstahdem, satış memuru

Page 108: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ladendieb (M.) dükkan hırsızı Ladendiebin (F.) dükkan hırsızı Ladendiebstahl (M.) dükkan hırsızlığı Ladenschluss (M.) dükkanın kapanma saati Ladeschein (M.) taşıma senedi lädieren zarara uğratmak Ladung (F.) yükleme, yük, davet laesio (F.) enormis (lat.) gabn-i fahiş Lager (N.) ardiye, kamp, depo Lagergeschäft (N.) ardiye işlemi Lagerhalter (M.) ardiye sahibi Lagerhalterin (F.) ardiye sahibi Lagerhaus (N.) ambar lagern ambarlamak, depolamak Lagerschein (M.) ardiye senedi Lagervertrag (M.) ardiye mukavelesi Laie (M.) özengen, meslekten olmayan, halktan olan Laienrichter (M.) halktan olan hakim Laienrichterin (F.) halktan olan hakim Laiin (F.) özengen, meslekten olmayan, halktan olan Land (N.) arazi, toprak, ülke, eyalet Landesarbeitsgericht (N.) eyalet iş mahkemesi Landesbank (F.) eyalet bankası Landesbehörde (F.) eyalet makamı Landesgericht (N.) eyalet mahkemesi Landesgesetz (N.) eyalet kanunu Landesgesetzgebung (F.) eyalet mevzuatı Landeshauptfrau (F.) eyalet başbakanı Landeshauptmann (M.) eyalet başbakanı Landesherr (M.) eyalet sahibi Landesherrin (F.) eyalet sahibi Landeskirche (F.) eyalet kilisesi Landesplanung (F.) eyalet planlaması Landespressegesetz (N.) eyalet basın kanunu Landesrecht (N.) eyalet hukuku Landesregierung (F.) eyalet hükümeti Landessozialgericht (N.) eyalet sosyal mahkemesi Landesstrafrecht (N.) eyalet ceza hukuku Landesverfassung (F.) eyalet anayasası Landesverrat (M.) vatana ihanet Landesverräter (M.) vatan haini Landesverräterin (F.) vatan haini landesverräterisch hain (Adj.) Landesverwaltung (F.) eyalet idaresi Landeszentralbank (F.) eyalet merkez bankası Landfriede (M.) ülkede barış Landfriedensbruch (M.) ülkede barışı bozma suçu Landgericht (N.) eyalet mahkemesi Landkreis (M.) eyalet ilçesi Landrat (M.) kaymakam

Page 109: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Landrätin (F.) kaymakam Landratsamt (N.) kaymakamlık Landschaft (F.) manzara, görünüm Landschaftsverband (M.) yüksek belediyeler birliği Landstraße (F.) karayolu, şose Landstreicher (M.) serseri Landstreicherin (F.) serseri Landtag (M.) eyalet parlamentosu Landwehr (F.) eyalet korunması Landwirt (M.) tarımcı, ziraatçı, çiftçi Landwirtin (F.) tarımcı, ziraatçı, çiftçi Landwirtschaft (F.) tarım, ziraat, çiftçilik Landwirtschaftskammer (F.) tarım dairesi Landwirtschaftsrecht (N.) tarım hukuku Langfinger (M.) hırsız Lärm (M.) gürültü Last (F.) yük, yükümlülük, borç Lastenausgleich (M.) yükümlülüklerin çözümlenmesi lastenfrei takyitsiz, ipoteksiz Laster (N.) kötülük, kötü ahlak, kamyon lästern kötülemek, küfretmek Lästerung (F.) kötüleme, küfretme lästig rahatsız edici, sıkıcı Lastschrift (F.) borç kaydı Lastschriftanzeige (F.) borç kaydı ihbarı Lauf (M.) mecra, işleme, yürüme, namlu Laufbahn (F.) kariyer, meslek laufen yürümek, koşmak, işlemek Laufzeit (F.) süre leasen finansal kiralamak Leasing (N.) finansal kiralama leben yaşamak Leben (N.) yaşama, hayat, can Lebensalter (N.) yaş Lebenserfahrung (F.) yaşam deneyimi, hayat tecrübesi Lebensgefahr (F.) yaşamsal tehlike, hayati tehlike Lebensgemeinschaft (F.) yaşam birliği, hayat birliği lebenslang ömür boyu, müebbed lebenslänglich ömür boyunca, müebbeden Lebenslauf (M.) yaşam öyküsü, hayat hikayesi Lebensmittel (N.) gıda maddesi Lebensmittel (N.Pl.) gıda maddeleri Lebensmittelrecht (N.) gıda maddeleri hukuku Lebenspartnerschaft (F.) yaşam ortaklığı, hayat ortaklığı Lebensstrafe (F.) yaşam cezası, hayat cezası Lebensversicherung (F.) yaşam sigortası, hayat sigortası ledig bekar legal kanuni, yasal Legaldefinition (F.) kanuni ıstılah, yasal terim Legalenteignung (F.) kanunen istimlak, yasal kamulaştırma

Page 110: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Legalisation (F.) onaylama, tasdik, legalizasyon legalisieren onaylamak, tasdik etmek Legalisierung (F.) onaylama, tasdik Legalität (F.) kanunilik, yasallık Legalitätsprinzip (N.) kamu davasının mecburiliği prensibi Legalservitut (F.) kanuni irtifak hakkı, yasal irtifak hakkı Legalzession (F.) kanuni temlik, yasal temlik Legat (M.) elçi Legatin (F.) elçi Legation (F.) elçilik Legationsrat (M.) elçilik meclisi üyesi Legationsrätin (F.) elçilik meclisi üyesi Legationssekretär (M.) elçilik sekreteri Legationssekretärin (F.) elçilik sekreteri legislativ yasama (Adj.), teşrii (Adj.) Legislative (F.) yasama erki, teşrii kuvvet Legislaturperiode (F.) yasam dönemi, teşrii devre legitim nesebi sahih, meşru Legitimation (F.) yetki, salahiyet Legitimationspapier (N.) kimlik ispat edici evrak, hak sahipliğini ispat edici evrak legitimieren yetki vermek, salahiyet vermek Legitimierung (F.) yetki verme, salahiyet verme Legitimität (F.) meşruiyet, hukuk düzenine uygunluk Lehen (N.) ikta, tımar Lehrauftrag (M.) öğretim görevi Lehrbeauftragter (M.) öğretim görevlisi Lehrbeauftragte (F.) öğretim görevlisi Lehre (F.) öğreti, doktrin, çıraklık lehren öğretmek Lehrer (M.) öğretmen Lehrerin (F.) öğretmen Lehrfreiheit (F.) öğretim özgürlüğü Lehrling (M.) çırak Lehrstuhl (M.) kürsü Leib (M.) vücüt, beden, gövde Leibesfrucht (F.) cenin Leibesstrafe (F.) vücüt cezası, beden cezası Leibrente (F.) ömür boyunca gelir Leiche (F.) ölü, ceset Leichenöffnung (F.) otopsi, fekkimeyyit Leichenschau (F.) ölünün muayenesi Leichnam (M.) ölü, ceset leicht hafif, kolay leichtfertig düşüncesiz Leichtfertigkeit (F.) düşüncesizlik Leihe (F.) ariyet leihen ödünç almak, ödünç vermek Leihhaus (N.) ikraz müessesesi leisten ödemek, ifa etmek, hizmet vermek Leistung (F.) ödeme, ifa, hizmet, eda, edim

Page 111: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Leistungsbescheid (M.) ödeme emri Leistungsgefahr (F.) borcu yerine getirmenin tehlikeye düşmesi Leistungsinhalt (M.) ödeme içeriği Leistungsklage (F.) eda davası Leistungskondiktion (F.) eda dolayısıyla istirdat davası Leistungskontrolle (F.) eda denetimi Leistungsort (M.) ödeme yeri Leistungsschutzrecht (N.) ödeme koruyucu hakkı Leistungsstörung (F.) yolsuz ifa Leistungsurteil (N.) eda kararı Leistungsverwaltung (F.) hizmet verici idare Leistungsverweigerung (F.) edimden kaçınma Leistungsverweigerungsrecht (N.) edimden kaçınma hakkı Leistungsverzug (M.) direnme, temerrüt Leistungswucher (M.) ödeme gabini Leistungszeit (F.) ifanın zamanı leiten yönetmek, idare etmek leitend yönetici (Adj.), idare edici (Adj.) leitende Angestellte (F.) yönetici kadro görevlisi leitender Angestellter (M.) yönetici kadro görevlisi Leiter (M.) yönetmen, idare eden, müdür Leiterin (F.) yönetmen, idare eden, müdür Leitsatz (M.) düstur, kural Leitung (F.) yönetim, idare Leitung (F.) und Überwachung (F.) von Unternehmen ortaklığın yönetimi ve gözetimi Leitungsrecht (N.) yönetim hakkı, idare hakkı Leitzins (M.) güdümlü faiz Lektor (M.) lektör Lektorin (F.) lektör lenken yönetmek, direksiyon kullanmak lernen öğrenmek Lesbierin (F.) sevici olan lesbisch sevici lesen okumak Lesung (F.) okuma letter (M.) of intent niyet beyanı letzte son letzter Wille (M.) son arzu letztes Wort (N.) son kelime letztwillig vasiyet yoluyla letztwillige Verfügung (F.) vasiyetname leugnen inkar etmek Leumund (M.) şan, ün Leumundszeugnis (N.) hüsnühal kağıdı Leutnant (M.) teğmen Leutnantin (F.) teğmen Lexikon (N.) sözlük liberal liberal (Adj.), erkinci (Adj.) Liberale (F.) liberal (Sb.), erkinci (Sb.) Liberaler (M.) liberal (Sb.), erkinci (Sb.)

Page 112: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Liberalismus (M.) liberalizm Liebhaber (M.) sevgili Liebhaberin (F.) sevgili Liebhaberwert (M.) seven değeri Liechtenstein (N.) Liechtensteın Lieferant (M.) müteahhit Lieferantin (F.) müteahhit liefern teslim etmek, vermek, sağlamak Lieferschein (M.) teslim ordinosu Lieferung (F.) teslim, verme, sağlanma Lieferzeit (F.) teslim zamanı liegen olmak, bulunmak, yatmak Liegenschaft (F.) akarat, taşınmaz mal, gayrimenkul mal Liga (F.) lig limitieren sınırlamak limitiert sınırlı limitierte Akzessorität (F.) sınırlı bağımlılık Linie (F.) çizgi, hat, soy Liquidation (F.) tasfiye Liquidator (M.) tasfiye memuru Liquidatorin (F.) tasfiye memuru liquide likit, ödeme gücü olan liquidieren tasfiye etmek Liquidität (F.) likidite Liquiditätsreserve (F.) likidite yedeği List (F.) hile, düzen, tuzak Liste (F.) liste Listenpreis (M.) liste fiyatı Listenwahl (F.) listeli seçim listig kurnaz, hileci Lizentiat (M.) lisans sahibi Lizentiatin (F.) lisans sahibi Lizenz (F.) lisans Lizenzgeber (M.) lisansör, lisans veren Lizenzgeberin (F.) lisansör, lisans veren Lizenzgebühr (F.) redevans lizenzieren lisans vermek Lizenznehmer (M.) lisansiye, lisans alan Lizenznehmerin (F.) lisansiye, lisans alan Lobby (F.) baskı grubu Lobbyist (M.) kulişçi Lobbyistin (F.) kulişçi Logik (F.) mantık logisch mantıklı, mantıksal Lohn (M.) ücret (Sb.) Lohnfortzahlung (F.) ücret ödemeye devam Lohnhandwerker (M.) ücretli sanatkar Lohnhandwerkerin (F.) ücretli sanatkar Lohnpfändung (F.) ücretin haczi Lohnsteuer (F.) ücret vergisi

Page 113: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

lokal mahalli, yerel Lokaltermin (M.) mahallinde keşif, mahallinde muayene Lombard (M.) lombart Lombardkredit (M.) lombart kredisi Lombardsatz (M.) lombart haddi London (N.) Londra Londoner Schuldenabkommen (N.) londra borçlar sözleşmesi Lord (M.) lort Lordkanzler (M.) (Lordkanzler in Großbritannien) lort başbakanı Lordkanzlerin (F.) (Lordkanzlerin in Großbritannien) lort başbakanı Lordoberrichter (M.) (Lordoberrichter in Großbritannien) lort baş hakemi Lordoberrichterin (F.) (Lordoberrichterin in Großbritannien) lort baş hakemi Los (N.) kur’a, hisse löschen terkin etmek, silmek Löschung (F.) terkin, silme Löschungsanspruch (M.) terkin hakkı Löschungsbewilligung (F.) terkin kabulü Lösegeld (N.) fidye, kurtarmalık losen çözmek, almak, ayırmak Lotterie (F.) piyango Lotto (N.) loto loyal bağlı, sadık Lücke (F.) açık (Sb.), boşluk (Sb.) Luft (F.) hava Luftfahrzeug (N.) hava aracı Luftrecht (N.) hava hukuku Luganer Gerichtsstands- und Vollstreckungsübereinkommen Lugano Yetki ve İcra Sözleşmesi lügen yalan söylemek Lügendetektor (M.) yalanı saptama makinası Lügner (M.) yalancı Lügnerin (F.) yalancı Lust (F.) şehvet, neşe Lustmord (M.) şehveti tatmin için adam öldürme Luxus (M.) lüks lynchen linç etmek Lynchjustiz (F.) linç usulü Maastrichter Vertrag Maastricht Sözleşmesi Machenschaft (F.) desise Macht (F.) güç (Sb.), iktidar (Sb.), imperium (Sb.) Machtpyramide (F.) güç ehramı Mafia (F.) mafya Magazin (N.) fişek haznesi, depo, şarjör, dergi Magister (M.) master Magistrat (N.) magistra, belediye idare kurulu Magistratsverfassung (F.) belediye anayasası Magnifizenz (F.) rektör, muazzamlık Mahnauftrag (M.) ihtar vekaleti, hatırlama vekaleti Mahnbrief (M.) ihtarname, hatırlama mektubu mahnen ihtar etmek, hatırlamak

Page 114: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Mahngericht ihtar mahkemesi Mahnschreiben (N.) ihtarname, hatırlama yazısı Mahnung (F.) ihtar, hatırlama Majestät (F.) haşmet, ululuk, majeste Majestätsbeleidigung (F.) haşmet hakareti, ululuk tahkiri Major (M.) binbaşı Majorat (N.) ekber evlat hakkı Majorin (F.) binbaşı Majorität (F.) çoğunluk, ekseriyet Makler (M.) simsar, tellal Maklerin (F.) simsar, tellal Maklervertrag (M.) simsarlık sözleşmesi, tellallık sözleşmesi mala fides (lat.) (F.) kötüniyet, suiniyet Manager yönetici (Sb.), menecer (Sb.) Mandant (M.) müvekkil, vekalet veren Mandantin (F.) müvekkil, vekalet veren Mandat (N.) vekalet, görev, manda Mandatar (M.) vekil, mandater Mandatarin (F.) vekil, mandater Mangel (M.) eksiklik, noksan (Sb.), yokluk, kusur, ayıp Mangelfolgeschaden (M.) ayıptan doğan dolaylı zarar mangelhaft fena (Adj.), ayıplı (Adj.), sakat (Adj.), kusurlu (Adj.) mangelhafter Titel (M.) fena sıfat, fena başlık Mängelrüge (F.) maldaki ayıbın ihbarı Mangelschaden (M.) ayıptan doğan zarar Manie (F.) mani, tutku Manifest (N.) beyanname, bildirge Mantel (M.) toplam, palto, manto, pardesü Mantelkauf (M.) şeklen mevcut bir sermaye şirketinin satın alınması Manteltarifvertrag (M.) genel toplu iş sözleşmesi Manufaktur (F.) manifaturacılık, fabrika Marine (F.) bahriye, deniz kuvvetleri Marke (F.) marka, alamet Markenartikel (M.) markalı mal Markengesetz marka yasası Markenrecht (N.) marka hukuku Markenware (F.) markalı mal Marketing (N.) pazarlama Markt (M.) piyasa, pazar, çarşı, borsa Marktführer (M.) piyasa lideri, pazar lideri Marktführerin (F.) piyasa lideri, pazar lideri Marktordnung (F.) piyasa düzeni, pazar düzeni Marktpreis (M.) piyasa fiyatı Marktrecht (N.) piyasa hukuku, pazar hukuku Marktwirtschaft (F.) piyasa ekonomisi Marschall (M.) mareşal Marschallin (F.) mareşal Marter (F.) işkence martern işkence etmek Maschine (F.) makine

Page 115: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Maschinenversicherung (F.) makineler sigortası Masochismus (M.) mazohizm Maß (N.) ölçü, had, sınır, derece Massaker (N.) katliam, kıyım Masse (F.) masa, kitle Massegläubiger (M.) masanın alacaklıları Massegläubigerin (F.) masanın alacaklıları Massekosten (F.Pl.) masanın masrafları Masseschulden (F.Pl.) masanın borçları Masseverbindlichkeit (F.) masanın yükümlülüğü Masseverwalter (M.) masanın yöneticisi Masseverwalterin (F.) masanın yöneticisi Maßnahme (F.) tedbir, önlem Maßnahmerecht (N.) tedbir hakkı, önlem hakkı Maßregel (F.) tedbir, önlem Material (N.) malzeme, gereç Materialismus (M.) maddecilik, materyalizm materiell maddi materielle Rechtskraft (F.) maddi anlamda kesin hüküm materielle Verfassung (F.) maddi anayasa materieller Schaden (M.) maddi zarar materielles Recht (N.) maddi hukuk Mätresse (F.) metres Matriarchat (N.) anaerkillik, ana hakimiyet Matrikel (F.) kütük, sicil Matrose (M.) tayfa Matrosin (F.) tayfa Matura (F.) olgunluk sınavı, bakalorya Maut (F.) müruriye, geçme Maxime (F.) ilke, prensip Mecklenburg-Vorpommern (N.) Mecklenburg-Vorpommern Mediation aracılık, arabuluculuk Mediatisierung (F.) mutavaat, itaat etme Medien (N.Pl.) medya, iletişim araçları Medium (N.) aracı, medyum Medizin (F.) tıp, ilaç medizinisch tıbbi Medizinproduktegesetz tıbbi ilaçlar yasası Medizinrecht tıp hukuku Medizinstrafrecht (N.) tıp ceza hukuku Meer (N.) deniz Mehrheit (F.) çoğunluk, ekseriyet Mehrheitsbeschluss (M.) çoğunluk kararı, ekseriyet kararı Mehrheitsbeteiligung (F.) pay çoğunluğu ile iştirak Mehrheitswahl (F.) çoğunluk sistemine göre seçim Mehrheitswahlrecht (N.) çoğunluk sistemi Mehrstaater (M.) çok milliyetli kişi Mehrstaaterin (F.) çok milliyetli kişi mehrstufig çok kademeli, çok basamaklı mehrstufiger Verwaltungsakt (M.) çok kademeli idari işlem

Page 116: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Mehrtäterschaft (F.) çok faillik Mehrwert (M.) katma değer Mehrwertsteuer (F.) katma değer vergisi meiden sakınmak, gitmemek Meineid (M.) yalan yere yemin meineidig yalan yere yemin eden Meinung (F.) düşünce, fikir, kanı, görüş, hüküm Meinungsäußerung (F.) düşüncenin açıklanması, fikir beyanı Meinungsfreiheit (F.) düşünce özgürlüğü, fikir özgürlüğü Meistbegünstigung (F.) en çok kayırma, en çok gözetme Meistbegünstigungsklausel (F.) en çok kayırılan ülke kaydı meiste en çok, ekseriya Meister (M.) usta Meisterin (F.) usta Meisterprüfung (F.) ustalık sınavı Meisterstück (N.) ustalıklı iş Meistgebot (N.) en yüksek teklif melden ihbar etmek, bildirmek, kendisini bildirmek Meldepflicht (F.) bildirme zorunluluğu meldepflichtig bildirilmesi zorunlu Meldewesen (N.) ikamet mahiyeti Meldezettel (M.) ikamet belgesi Memorandum (N.) muhtıra Menge (F.) miktar, kitle, kalabalık, sürü Mensch (M.) insan, adam Menschenraub (M.) insan kaçırma suçu Menschenrecht (N.) insan hakkı Menschenwürde (F.) insan haysiyeti, insan onuru menschlich insani, beşeri mental zihni, akli, fikri Mentalreservation (F.) zihni kayıt Merchandising (N.) merchandising merkantil ticari merkantiler Minderwert (M.) ticari eksik değer Merkantilismus (M.) merkantilizm merken farkına varmak, anlamak Merkmal (N.) unsur, nitelik Messe (F.) fuar, panayır messen ölçmek Methode (F.) yöntem, metod Methodenlehre (F.) yöntembilim, metodoloji Methodik (F.) yöntem, metod methodisch yöntemli Methodologie (F.) yöntembilim, metodoloji Meuchelmord (M.) alçakça katil Meuchelmörder (M.) alçakça katil Meuchelmörderin (F.) alçakça katil meucheln alçakça katletmek, alçakça adam öldürmek Meuterei (F.) ayaklanma Meuterer (M.) ayaklanan

Page 117: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Meutererin (F.) ayaklanan meutern ayaklanmak Miete (F.) kira mieten kiralamak Mieter (M.) kiracı Mieterhöhung (F.) kira artırma Mieterin (F.) kiracı Mieterschutz (M.) kiracının korunması Mietgericht (N.) kira davasının yetkili mahkemesi Mietpreisbindung (F.) kira bedelini bağlamak Mietrecht (N.) kira hukuku Mietsache kiralanan Mietshaus (N.) kira evi Mietskaserne (F.) kira kışlası Mietspiegel kira cetveli Mietverhältnis (N.) kira ilişkisi Mietvertrag (M.) kira sözleşmesi Mietwagen (M.) kiralık araba Mietwohnung (F.) kiralık konut Mietwucher (M.) kirada murabaha Mietzins (M.) kira mild hafif, az, yumuşak mildern hafifletmek, azaltmak, azalmak, yumuşatmak Milderungsgrund (M.) hafifletici sebep Milieu (N.) ortam, çevre Militär (N.) askerlik, ordu militärisch askeri Militärverordnung (F.) askeri kararname Miliz (F.) milis mindere daha az Minderheit (F.) azınlık, ekalliyet Minderheitsbeteiligung (F.) pay azınlığı ile iştirak minderjährig reşit olmayan, ergin olmayan, küçük Minderjährigkeit (F.) reşit olmayış, ergin olmayış, küçüklük mindern indirmek, tenzil etmek, azaltmak, azalmak Minderung (F.) indirme, tenzil, azaltma, azalma Minderwert (M.) eksik değer Mindestgebot (N.) en düşük teklif Mindestkapital (N.) en az sermaye Mindestlohn (M.) en az ücret Mindestreserve (F.) munzam karşılık Mindeststrafe (F.) en hafif ceza Mineralöl (N.) petrol Mineralölsteuer petrol vergisi Minister (M.) bakan, vekil Ministerialblatt (N.) bakanlık sayfası ministeriell bakanlıktan çıkan Ministerin (F.) bakan, vekil Ministerium (N.) bakanlık, vekalet Ministerpräsident (M.) başbakan, başvekil

Page 118: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ministerpräsidentin (F.) başbakan, başvekil Ministerrat (M.) bakanlar kurulu minorenn reşit olmayan, ergin olmayan, küçük Minorennität (F.) reşit olmayış, ergin olmayış, küçüklük Minorität (F.) azınlık, ekaliyet Mischehe (F.) eşlerin değişik mezheplerde olduğu evlilik mischen karıştırmak, karışmak missachten riayet etmemek, uymamak Missachtung (F.) riayet etmeme, uymama missbilligen tasvip etmemek, kınamak Missbilligung (F.) tasvip etmeme, kınama Missbrauch (M.) kötüye kullanma, aşma missbrauchen kötüye kullanmak, aşmak Missbrauchstatbestand (M.) kötüye kullanma tipikliği, aşma tipikliği Missetat (F.) kötülük, hayırsızlık Missgeburt (F.) hilkat garibesi misshandeln kötü davranmak, fena muamelede bulunmak Misshandlung (F.) kötü davranma, fena muamele missio (F.) canonica (lat.) kilise misyonu misstrauen güvenmemek, şüphe etmek Misstrauen (N.) güvensizlik, şüphe Misstrauensvotum (N.) güvensizlik oyu Missverständnis (N.) yanlış anlama missverstehen yanlış anlamak Mitarbeit (F.) işbirliği, ortak çalışma Mitarbeiter (M.) iş arkadaşı, eleman Mitarbeiterin (F.) iş arkadaşı, eleman Mitbesitz (M.) ortak zilyetlik Mitbesitzer (M.) ortak zilyet Mitbesitzerin (F.) ortak zilyet Mitbestimmung (F.) yönetime katılma mitbestrafte Nachtat (F.) ortak cezalandırılan hükümden sonra işlenen suç Mitbürge (M.) birlikte kefil Mitbürgin (F.) birlikte kefil Mitbürgschaft (F.) birlikte kefalet Miteigentum (N.) müşterek mülkiyet Miteigentümer (M.) hissedar Miteigentümerin (F.) hissedar Miterbe (M.) birlikte mirasçı Miterbengemeinschaft (F.) miras ortaklığı Miterbin (F.) birlikte mirasçı Mitgift (F.) drahoma Mitglied (N.) üye, aza Mitgliedschaft (F.) üyelik, azalık Mittäter (M.) müşterek fail, ortak eylemci Mittäterin (F.) müşterek fail, ortak eylemci Mittäterschaft (F.) suça iştirak Mitteilung (F.) bildirme, ihmal, tebliğ Mittel (N.) araç, vasıta, madde mittelbar dolayısıyla, dolaylı, aracılı

Page 119: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

mittelbare Besitzerin (F.) dolayısıyla zilyet mittelbare Falschbeurkundung (F.) dolayısıyla resmi belgede sahtecilik mittelbare Staatsverwaltung (F.) dolayısıyla devlet idaresi mittelbare Stellvertretung (F.) dolayısıyla temsil mittelbare Täterin (F.) dolayısıyla fail, manevi asli fail mittelbarer Besitz (M.) dolayısıyla zilyetlik mittelbarer Besitzer (M.) dolayısıyla zilyet mittelbarer Schaden (M.) dolayısıyla zarar mittelbarer Täter (M.) dolayısıyla fail, manevi asli fail mittelbarer Zwang (M.) dolayısıyla zor, dolaylı zor Mitunternehmen (N.) birlikte ortaklık, birlikte şirket Mitunternehmer (M.) birlikte ortaklı, birlikte yüklenici Mitunternehmerin (F.) birlikte ortaklı, birlikte yüklenici Mitverschulden (N.) ortak kusur Mitwirken (N.) katılma, iştirak Mitwirkung (F.) katılma, iştirak mitwirkungsbedürftig katılmaya ihtiyacı olan mitwirkungsbedürftiger Verwaltungsakt (M.) katılmaya ihtiyacı olan idari işlem Mitwirkungspflicht (F.) katılma zorunluluğu, iştirak zorunluluğu Möbel (Pl.) möble mobil seyyar Mobiliar (N.) mobilya, mefruşat, döşeme Mobiliarsicherheit (F.) mobilya emniyeti, mobilya güvenliği Mobilie (F.) menkul (Sb.), taşınır (Sb.) Mobilien (Pl.) menkuller, taşınırlar modus (lat.) (M.) tarz mogeln oyunda aldatmak möglich olanaklı, olabilir, mümkün Möglichkeit (F.) olanak, imkan Monaco Monaco Monarch (M.) kral, hükümdar Monarchie (F.) kraliyet, monarşi Monarchin (F.) kraliçe, hükümdar monarchisch kraliyetçi monarchisches Prinzip (N.) kraliyetçi prensip Monarchismus (M.) kraliyet Monat (M.) ay monatlich aylık (Adj.), ayda bir (Adj.) Mönch (M.) rahip, keşiş Monismus (M.) tekçilik, monizm Monogamie (F.) monogami, tekevlilik Monokratie (F.) monokrasi (Sb.) monokratisch monokrasi (Adj.) Monopol (N.) tekel, monopol monopolisieren tekelleştirmek, monopolleştirmek Montanunion (F.) avrupa kömür ve çelik topluluğu Moral (F.) ahlak, maneviyat moralisch ahlaki, manevi Moratorium (N.) moratoryum Mord (M.) nitelikli adam öldürme, katil, cinayet

Page 120: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

morden nitelikli adam öldürmek, katletmek Mörder (M.) katil Mörderin (F.) katil Mordlust (F.) adam öldürme şevki Mordversuch (M.) nitelikli adam öldürmeye kalkışma Morphium (N.) morfin Moslem (M.) müslüman Moslemin (F.) müslüman Motiv (N.) saik, güdü Motivirrtum (M.) saikte hata Müll (M.) çöp, atık Müllabfuhr (F.) çöplerin kaldırılması multilateral çok taraflı Multimedia multimedya multinational çok uluslu München (N.) Münih Münchener Abkommen (N.) Münih Sözleşmesi Mund (M.) ağız Mündel (N.) vesayet altındaki kimse, korumlu Mündelgeld (N.) vesayet altındaki kimsenin parası, korumlunun parası Mündelsicherheit (F.) vesayet altındaki kimsenin emniyeti, korumlunun emniyeti mündig reşit, ergin Mündigkeit (F.) rüşt, erginlik mündlich sözlü, şifahi, kavli mündliche Verhandlung (F.) sözlü yargılama Munition (F.) cephane Münzdelikt (N.) sikke suçu Münze (F.) sikke, madeni para Museum müze Muster (N.) numune, örnek, eşantiyon mustern yoklamak, gözden geçirmek, teftiş etmek Musterprozess (M.) pilot dava Musterung (F.) yoklama, askerlik yoklaması Mustervertrag (M.) iltihaki akit, tip sözleşme mutmaßen tahmin etmek, sanmak, zannetmek mutmaßlich tahmin edilen, sanılan, zannedilen, olası mutmaßliche Einwilligung (F.) tahmin edilen muvafakat, tahmin edilen onama Mutter (F.) ana, anne Muttergesellschaft (F.) ana şirket, ana ortaklık Mutterrecht (N.) anaerkil aile Mutterschaft (F.) analık Mutterschaftsgeld analık parası Mutterschaftsurlaub (M.) gebelik izni Mutterschutz (M.) analığın korunması mutwillig niyetli olarak, kasten nach sonra, göre, gereğince Nachbar (M.) komşu Nachbarin (F.) komşu Nachbarklage (F.) komşu hakkının korumasına ilişkin dava Nachbarrecht (N.) komşuluk hukuku

Page 121: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

nachbessern düzeltmek, ıslah etmek Nachbesserung (F.) düzeltme, ıslah Nachbürge (M.) kefile kefil Nachbürgin (F.) kefile kefil Nachbürgschaft (F.) kefile kefalet Nacheile (F.) sıcak takip Nacherbe (M.) namzet mirasçı Nacherbin (F.) namzet mirasçı Nacherbschaft (F.) namzet miras Nachfolge (F.) halefiyet, ardıllık Nachfolger (M.) halef, ardıl Nachfolgerin (F.) halef, ardıl Nachfrage (F.) talep, arama Nachfrist (F.) mehil, önel nachgiebig tamamlayıcı, emredici olmayan, ihtiyari nachgiebiges Recht (N.) tamamlayıcı hukuk, emredici olmayan hukuk Nachkomme (M.) füru, altsoy Nachlass (M.) tereke, kalıt, miras, indirim nachlassen bırakmak, indirim yapmak Nachlassgericht (N.) tereke mahkemesi Nachlassgläubiger (M.) terekedeki alacaklı Nachlassgläubigerin (F.) terekedeki alacaklı nachlässig ihmalci, özensiz, dikkatsiz Nachlässigkeit (F.) ihmalkarlık, özensizlik, dikkatsizlik Nachlassinsolvenzverfahren (N.) terekenin aciz usulü Nachlasskonkurs (M.) terekenin iflası Nachlasspfleger (M.) terekede kayyım Nachlasspflegerin (F.) terekede kayyım Nachlasspflegschaft (F.) tereke kayyımlığı Nachlassrecht (N.) mirasbırakanın hukuku Nachlassverbindlichkeit (F.) terekenin borcu Nachlassverwalter (M.) tereke idarecisi Nachlassverwalterin (F.) tereke idarecisi Nachlassverwaltung (F.) tereke idaresi Nachlieferung (F.) sonraki mal teslimi Nachnahme (F.) ödeme, ödemeli gönderi Nachname (M.) soyadı Nachrede (F.) gıybet, kötüleme, çekiştirme Nachricht (F.) haber, mesaj, ihbar Nachschuss (M.) ek olarak sermaye koyma Nacht (F.) gece Nachtarbeit (F.) gece işi, gece çalışması Nachtat (F.) hükümden sonra işlenen suç Nachteil (M.) zarar, dezavantaj, sakınca Nachtrag (M.) ek (Sb.), ilave (Sb.), zeyil (Sb.) nachträglich daha sonraki, sonradan verilen, lahik olan nachträgliche Unmöglichkeit (F.) akit yapıldıktan sonra imkansızlık Nachtragsanklage (F.) ek iddianame Nachtragshaushalt (M.) katma bütçe, mülhak bütçe Nachvermächtnis (N.) namzet tayin eden vasiyet

Page 122: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Nachversicherung (F.) ek sigorta, munzam sigorta Nachwahl (F.) ara seçim, kısmi seçim Nachweis (M.) ispat, kanıt, beyyine nachweisen ispat etmek, kanıtlamak nachzahlen ek ödemek, sonradan ödemek Nachzahlung (F.) ek ödeme, sonradan ödeme nahe yakın Naheverhältnis (N.) yakın ilişki Name (M.) ad, isim Namensaktie (F.) nama yazılı hisse senedi Namensänderung (F.) adın değişmesi, ismin değişmesi Namenserteilung adın verilmesi, ismin verilmesi Namenspapier (N.) nama yazılı senet Namensrecht (N.) ad üzerindeki hak nasciturus (M.) (lat.) cenin Nation (F.) millet, ulus national milli, ulusal Nationalbewusstsein (N.) milli şuur Nationalfarbe (F.) milli renk Nationalgefühl (N.) milli duygu Nationalhymne (F.) milli marş Nationalismus (M.) milliyetçilik nationalistisch milliyetçi Nationalität (F.) tabiiyet, uyrukluk, ulus topluluğu Nationalrat (M.) milli meclis Nationalsozialismus (M.) nasyonal sosyalizm nationalsozialistisch nasyonal sosyalist Nationalstaat (M.) milli devlet Nationalsymbol (N.) ulusal simge Nationalversammlung (F.) millet meclisi NATO (F.) (North Atlantic Treaty Organization) Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü Natur (F.) doğa, tabiat, nitelik Naturalherstellung (F.) aynen iade Naturalisation (F.) vatandaşlığa alınma, telsik naturalisieren vatandaşlığa alınmak, telsik etmek Naturallohn (M.) ayni ücret, ayni yardım Naturalobligation (F.) doğal borç, tabii borç Naturalrestitution (F.) aynen iade Naturalwirtschaft (F.) doğal ekonomi natürlich doğal, tabii natürliche Person (F.) gerçek kişi, hakiki şahıs Naturrecht (N.) doğal hukuk, tabii hukuk Naturschutz (M.) doğayı koruma, tabiatı koruma ne bis in idem (lat.) aynı eylemden dolayı hiç kimseye birden fazla ceza verilemez Neben- ek (Adj.), yanına, yanında, başka Nebenabrede (F.) zeyilname, sözleşme eki Nebenamt (N.) ek görev, yan görev Nebenbestimmung (F.) ek şart, fer’i şart Nebenfolge (F.) ek sonuç, fer’i sonuç Nebenintervenient (M.) ek davacı, fer’i davacı

Page 123: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Nebenintervenientin (F.) ek davacı, fer’i davacı Nebenintervention (F.) üçüncü şahsın müdahalesi, fer’i müdahale Nebenklage (F.) müdahale yoluyla dava, kamu davasına katılma Nebenkläger (M.) müdahil, davaya katılan Nebenklägerin (F.) müdahil, davaya katılan Nebenkosten (F.Pl.) fer’i masraflar Nebenpflicht (F.) fer’i borç Nebenrecht (N.) fer’i hak Nebenstrafe (F.) fer’i ceza Nebenstrafrecht (N.) fer’i ceza hukuku Nebentäter (M.) feran zimethal Nebentäterin (F.) feran zimethal Nebentätigkeit (F.) ek faaliyet Nebenverdienst (M.) ek kazanç Nebenvereinbarung (F.) ek anlaşma negativ menfi, eksi, negatif Negativattest (M.) menfi test negative Koalitionsfreiheit (F.) menfi sendikal özgürlüğü negative Publizität (F.) menfi açıklık negatives Interesse (N.) menfi menfaat negatives Schuldanerkenntnis (N.) menfi borç ikrarı negatives Tatbestandsmerkmal (N.) menfi tipiklik unsuru Negativtestament (N.) menfi vasiyetname negatorisch menfi, olumsuz negatorischer Anspruch (M.) menfi hak nehmen almak Nehmer (M.) alan (2) Nehmerin (F.) alan (2) Neigung (F.) eğilim, meyil Nennbetrag (M.) itibari kıymet, nominal değer nennen anmak, belirtmek, adını vermek Nennkapital (N.) itibari sermaye, nominal sermaye Nennwert (M.) itibari kıymet, nominal değer neppen kazıklamak netto net, safi Netzgeld şebeke parası Netzvertrag (M.) şebeke akdi Netzwerk şebeke neu yeni neutral tarafsız, bitaraf Neutralität (F.) tarafsızlık, bitaraflık Neuwahl (F.) yeni seçim nicht değil, yok Nichtanzeige (F.) einer geplanten Straftat planlanan suçu bildirmeme nichtberechtigt hak sahibi olmayan (Adj.), yetkisi olmayan (Adj.) Nichtberechtigte (F.) hak sahibi olmayan (Sb.), yetkisi olmayan (Sb.) Nichtberechtigter (M.) hak sahibi olmayan (Sb.), yetkisi olmayan (Sb.) Nichte (F.) kız yeğen Nichtehe (F.) batıl evlenme, nikâhı batıl nichteheliche Lebensgemeinschaft (F.) nikâhsız yaşama, evlenmeden birlikte yaşama

Page 124: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Nichtehelichkeit (F.) sahih olmayan nesep Nichterfüllung (F.) ifa edilmeme, yerine getirmeme Nichterfüllungsschaden (M.) müspet zarar nichtig batıl, hükümsüz Nichtigerklärung (F.) butlan kararı Nichtigkeit (F.) butlan Nichtigkeitsbeschwerde (F.) butlan itirazı Nichtigkeitsklage (F.) butlan davası Nichtleistung (F.) ödememe, ademi ifa nichtöffentlich gizli, kamuya açık olmayan nichtrechtsfähig medeni haklardan istifade ehliyeti olmayan Nichtregierungsorganisation (F.) hükümetten olmayan organizasyon nichtstreitig barışçı, çekişmesiz Nichtvermögensschaden (M.) manevi zarar, gayrimaddi zarar Nichtzulassung (F.) kabul etmeme niederlassen yerleşmek Niederlassung (F.) yerleşme, şube Niederlassungsfreiheit (F.) yerleşme özgürlüğü Niedersachsen (N.) Aşağı Saksonya niederschreiben kaleme almak Niederschrift (F.) tutanak, zabıtname niedrig alçak, düşük, basık niedriger Beweggrund (M.) alçak saik, alçak güdü Nießbrauch (M.) intifa hakkı Nießbrauchsberechtigte (F.) intifa hakkı sahibi Nießbrauchsberechtigter (M.) intifa hakkı sahibi Nikotin (N.) nikotin nominal itibari, nominal, saymaca nominaler Schaden (M.) itibari zarar nominell itibari, nominal, saymaca nominieren aday göstermek Nominierung (F.) aday gösterme nomos kanun, yasa, düzen Nonne (F.) rahibe Nordrhein-Westfalen (N.) Kuzey Ren Vestfalya Norm (F.) norm, kural, kaide Normadressat (M.) alıcı Normadressatin (F.) alıcı normal olağan, normal normativ kuralcı, normatif Normativbestimmung (F.) normatif nitelikli şart normatives Tatbestandsmerkmal (N.) suçun kanuni unsuru Normenkollision (F.) norm çatışması Normenkontrolle (F.) norm denetimi Normenkontrollverfahren (N.) normların denetimi usulü Normerlassklage norm ibrası davası North Atlantic Treaty Organization (N.) (NATO) Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü Not (F.) sıkıntı, müzayaka Notar (M.) noter Notariat (N.) noterlik

Page 125: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

notariell noterce Notarin (F.) noter Note (F.) nota, not, banknot Notenbank (F.) milli banka Noterbe (M.) mahfuz hisseli mirasçı Noterbin (F.) mahfuz hisseli mirasçı Notfall (M.) zaruret hali, zorunluluk durumu Notfrist (F.) kesin mehil, kesin süre Nothilfe (F.) acil yardım, ilk yardım notieren kote etmek, not etmek, not almak Notierung (F.) kotasyon, kote etme Notifikation (F.) bildirim, haber verme notifizieren bildirmek, haber vermek nötig gerekli, gereken nötigen ikrah etmek, icbar etmek, zorlamak Nötigung (F.) ikrah, icbar etme, zorlama (Sb.) Notlage (F.) müzayaka hali, darda kalma notorisch bilinen, maruf Notstand (M.) ıztırar, zorda kalma Notstandsgesetzgebung ıztırar yasaması Notstandsklage (F.) ıztırar davası Notstandsverfassung (F.) olağanüstü hal kanunu Nottestament (N.) sözlü vasiyetname Notverordnung (F.) kanun hükmünde kararname Notvorstand (M.) geçici yönetim kurulu Notweg (M.) lüzumlu geçit Notwehr (F.) meşru müdafaa Notwehrexzess (M.) haklı savunma sınırının aşılması Notwehrprovokation (F.) meşru müdafaaya tahrik Notwehrüberschreitung (F.) haklı savunma sınırının aşılması notwendig zorunlu, zaruri, gerekli, gereken notwendige Streitgenossenschaft (F.) zorunlu dava arkadaşlığı notwendige Verteidigerin (F.) zorunlu savunma vekili notwendige Verteidigung (F.) zorunlu savunma notwendiger Verteidiger (M.) zorunlu savunma vekili Notwendigkeit (F.) zorunluluk, zaruret, gereklilik Notzucht (F.) cebren ırza geçme Novation (F.) yenileme, tecdit Novelle (F.) değişik yasa novellieren değişiklik yapmak, yenilemek Novellierung (F.) değişiklik yapma, yenileme Novize (M.) mürit Novizin (F.) mürit nullum crimen (N.) sine lege (lat.) kanunsuz suç olmaz numerisch sayılı, sayısal, nümerik numerus clausus (lat.) (M.) kapalı adet, sınırlı sayı Nummer (F.) sayı, numara Nuntius (M.) nons, papa’nın elçisi Nurnotar (M.) yalnız noter Nurnotarin (F.) yalnız noter

Page 126: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

nützen kullanmak, yaramak Nutzen (M.) fayda, yarar nützlich faydalı, yararlı nützliche Verwendung (F.) faydalı masraf Nutzniessung (F.) intifa hakkı Nutzung (F.) istifade, faydalanma, yararlanma Nutzungsänderung (F.) istifade değiştirmesi Nutzungsausfall (M.) istifade zararı Nutzungsentschädigung (F.) istifade ödencesi Nutzungsrecht (N.) istifade hakkı Obacht (F.) dikkat Obdach (N.) mesken, barınak obdachlos meskensiz, konutsuz Obdachlosenasyl (N.) darülaceze Obduktion (F.) otopsi Oberbundesanwalt (M.) federal başsavcı Oberbundesanwältin (F.) federal başsavcı Oberbürgermeister (M.) büyükşehir belediye başkanı Oberbürgermeisterin (F.) büyükşehir belediye başkanı obere yüksek, üst, üstteki Obereigentum (N.) mülkiyet hakkı Oberfinanzdirektion (F.) maliye başmüdürlüğü Obergericht (N.) yüksek mahkeme Oberhaus (N.) lordlar kamarası Oberkreisdirektor (M.) kaymakam Oberkreisdirektorin (F.) kaymakam Oberlandesgericht (N.) yüksek eyalet mahkemesi Oberrichter (M.) yüksek eyalet hakimi Oberrichterin (F.) yüksek eyalet hakimi Oberst (M.) albay Oberstadtdirektor (M.) belediye müdürü Oberstadtdirektorin (F.) belediye müdürü Oberster Gerichtshof (M.) Yüce Divan oberstes Bundesgericht (N.) en yüksek federal mahkeme Oberverwaltungsgericht (N.) yüksek idare mahkemesi Obfrau (F.) başkan, sözcü, reis Obhut (F.) himaye, koruma Objekt (N.) obje, nesne objektiv objektif, nesnel objektive Bedingung (F.) der Strafbarkeit cezalandırılabilmenin maddi koşulu objektive Unmöglichkeit (F.) objektif imkansızlık objektives Recht (N.) objektif hukuk objektives Tatbestandsmerkmal (N.) suçun maddi unsuru objektives Verfahren (N.) objektif usul obliegen düşmek, uhdesinde olmak Obliegenheit (F.) yükümlülük, mükellefiyet obligat borçlandırıcı, zorunlu Obligation (F.) borç, borç ilişkisi, tahvil Obligationenrecht (N.) isviçre borçlar kanunu obligatorisch mecburi, zorunlu

Page 127: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Obligo (N.) yüküm, yükümlülük, mükellefiyet Obmann (M.) başkan, sözcü, reis Obrigkeit (F.) hükümet Observanz (F.) mahalli teamül Ochlokratie (F.) oklokrasi Oder-Neiße-Linie (F.) Oder-Neıße-Hattı OECD (F.) (Organization for European Economic Cooperation) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü offen açık (Adj.) offenbar açık (Adj.), aşikâr (Adj.) offenbaren açıklamak, ifşa etmek Offenbarung (F.) açıklama, ifşa, açığa vurma Offenbarungseid (M.) açıklama yemini Offenbarungspflicht (F.) açıklama zorunluluğu offene Handelsgesellschaft (F.) kollektif şirket offenkundig bilinen, maruf offenkundiger Mangel (M.) bilinen eksiklik öffentlich resmi (Adj.), kamuya açık (Adj.), açık (Adj.) öffentliche Aufgabe (F.) resmi görev öffentliche Beglaubigung (F.) resmi tasdik öffentliche Dienstbarkeit (F.) resmi irtifak öffentliche Klage (F.) kamu davası öffentliche Last (F.) kamu yükümlülüğü öffentliche Meinung (F.) kamunun görüşü öffentliche Sache (F.) kamu malı, kamu meselesi öffentliche Sicherheit und Ordnung (F.) kamu güvenliği ve düzeni öffentliche Urkunde (F.) resmi belge öffentliche Versteigerung (F.) açık artırma öffentliche Verwaltung (F.) kamu idaresi öffentlicher Belang (M.) kamu menfaatı öffentlicher Dienst (M.) kamu hizmeti öffentlicher Glaube (M.) kamu itimadı öffentliches Gut (N.) kamu malı öffentliches Interesse (N.) kamu yararı öffentliches Recht (N.) kamu hukuku öffentliches Testament (N.) resmi vasiyetname öffentliches Wohl (N.) kamu esenliği Öffentlichkeit (F.) açıklık, kamu, aleniyet öffentlich-rechtliche Streitigkeit (F.) idari uyuşmazlık, idari dava öffentlich-rechtliche Verwahrung (F.) idari saklatım, idari vedia öffentlich-rechtlicher Vertrag (M.) kamu hukuku akdi offerieren teklif etmek, önermek Offerte (F.) teklif, icap office de lutte antifraud (OLAF) dolandırıcılıkla karşı mücadele makamı Offizial (M.) kilise yargıcı Offizialverfahren (N.) re’sen hareket usulü offiziell resmi (Adj.) Offizier (M.) subay, zabit Offizierin (F.) subay, zabit offiziös yarı resmi

Page 128: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ohrfeige (F.) tokat, şamar ohrfeigen tokatlamak Okkupation (F.) işgal okkupieren işgal etmek Ökologie (F.) çevrebilim, ekoloji ökologisch çevrebilimsel, ekolojik Ökonomie (F.) iktisat, ekonomi ökonomisch iktisadi, ekonomik oktroyieren empoze etmek, zorla kabul ettirmek Ökumene (F.) hıristiyanların tümü ökumenisch evrensel OLAF (office de lutte antifraud) dolandırıcılığa karşı mücadele makamı Oligarchie (F.) oligarşi Oligokratie (F.) oligokrasi Oligopol (N.) oligopol Ombudsfrau (F.) kamu denetçisi, ombudsman Ombudsmann (M.) kamu denetçisi, ombudsman Onkel (M.) amca, dayı Onomasiologie (F.) onomasyoloji, isim öğretisi Operation (F.) ameliyat, harekat, operasyon operieren ameliyat etmek, harekatta bulunmak Opfer (N.) mağdur, kurban, kıygın Opferentschädigung (F.) mağdur olanlara tazminat ödenmesi Opfergrenze (F.) fedakarlığın sınırı opfern feda etmek Opferschutz (M.) mağdurun korunması opponieren muhalefet etmek, karşı çıkmak opportun uygun, münasip, müsait Opportunist (M.) fırsatçı Opportunität (F.) fırsatçılık Opportunitätsprinzip (N.) dava ikamesi muhtariyeti prensibi Opposition (F.) muhalefet oppositionell muhalif Oppositionsklage (F.) muhalefet davası Oppositionspartei (F.) muhalefet partisi Option (F.) opsiyon, seçim hakkı Optionsschein opsiyon senedi Orden (M.) tarikat ordentlich adi, olağan, düzenli ordentliche Gerichtsbarkeit (F.) adli yargı ordentliche Kündigung (F.) adli ihbar ordentlicher Rechtsweg (M.) adli yargı yolu Order (F.) emir, buyruk Orderklausel (F.) emre kaydı ordern ısmarlamak Orderpapier (N.) emre yazılı senet ordinär kaba, alçak Ordinaria (F.) ordinaryüs Ordinarius (M.) ordinaryüs ordnen düzenlemek, tanzim etmek

Page 129: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ordnung (F.) inzibat, düzen, nizam Ordnungsbehörde (F.) polis, zabıta Ordnungsgeld (N.) inzibati mahiyette hafif para cezası ordnungsgemäß usulü dairesinde ordnungsgemäße Buchführung (F.) usulü dairesinde saymanlık Ordnungshaft (F.) inzibati mahiyette hafif hapis Ordnungsmittel (N.) inzibati ceza Ordnungsrecht (N.) genel güvenlik ve kamu düzeni hukuku Ordnungsstrafe (F.) inzibati ceza ordnungswidrig genel düzene aykırı Ordnungswidrigkeit (F.) genel düzene aykırılık ordre (M.) public (franz.) kamu düzeni Organ (N.) organ, uzuv Organhaftung (F.) organ sorumluluğu Organisation (F.) örgüt, organizasyon Organisation (F.) für Sicherheit und Zusammenarbeit in Europa (OSZE) Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü Organisationsklausel (F.) organizasyon kaydı Organisationsmangel (M.) organizasyon eksikliği organisieren örgütlemek, organize etmek organisierter Streik (M.) organize grev Organismus (M.) organizma Organleihe (F.) kurum ariyeti original asıl (Adj.), özgün, orijinal, orjinal Original (N.) asıl (Sb.) originär asli, özgün originärer Eigentumserwerb (M.) asli mülkiyet iktisabı Ort (M.) yer, mahal, çevre orthodox mutaassıp, ortodoks örtlich yerel, mahalli örtliche Zuständigkeit (F.) yer itibariyle yetki Ortsbeirat (M.) mahalli müşavir Ortsgericht (N.) mahalli mahkeme Ortskrankenkasse (F.) mahalli sağlık sigortaları kurumu ortsüblich yerel töre ile belirlenen Ortsverzeichnis (N.) mahalli liste Ortszuschlag (M.) mesken zammı Osten (M.) doğu Österreich (N.) Avusturya Ostvertrag (M.) doğu sözleşmesi Ostverträge (M.Pl.) doğu sözleşmeleri Ostzone (F.) doğu bölgesi outsorcing (N.) outsorcing Pacht (F.) kira, ürün kirası pachten kiralamak Pächter (M.) kiracı Pächterin (F.) kiracı Pachtkredit (M.) kira kredisi Pachtverhältnis (N.) kira ilişkisi Pachtvertrag (M.) kira sözleşmesi

Page 130: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Pachtzins (M.) kira pacta sunt servanda (lat.) ahde vefa pactum (N.) de non petendo (lat.) dava etmeme şartı Pairing (N.) (parlamentarische Stimmrechtsbeschränkungsvereinbarung) pairing, parlamenter oy hakkını kayıtlama sözleşmesi Paket (N.) paket, koli Pakt (M.) sözleşme, anlaşma Palast (M.) saray Pandekte (F.) pandekt hukuku Pandekten (F.Pl.) pandekt hukuku Panzer (M.) zırh, tank Papier (N.) kağıt, varaka Papiergeld (N.) kağıt para Papst (M.) papa Paragraph (M.) madde Paraphe (F.) parafe paraphieren parafe etmek Paraphierung (F.) parafe etme Parentel (N.) zümre, mirasta derece Parität (F.) parite, eşitlik paritätisch pari passu, eşit olarak parken park etmek Parken (N.) park etme Parkplatz (M.) park yeri, otopark Parlament (N.) parlamento, millet meclisi Parlamentarier (M.) parlamenter (Sb.), milletvekili Parlamentarierin (F.) parlamenter (Sb.), milletvekili parlamentarisch parlamenter (Adj.), parlamentolu Parlamentarischer Rat (M.) parlamento meclisi Parlamentarismus (M.) parlamentarizm Parlamentsanklage (F.) parlamento davası Parlamentsgebäude (N.) parlamento binası Partei (F.) parti, taraf Parteiänderung (F.) dava konusunun devri Parteiantrag (M.) dava konusunun dilekçesi Parteienfinanzierung (F.) siyasal parti finansmanı Parteienstaat (M.) partiler devleti Parteigenosse (M.) parti yoldaşı Parteigenossin (F.) parti yoldaşı parteiisch taraf tutan parteilich taraf tutan Parteilichkeit (F.) taraf tutma Parteiprozess (M.) avukat zorunluluğu olmayan dava Parteivereinbarung (F.) tarafların sözleşmesi Parteivernehmung (F.) tarafların sorgulanması Parteiverrat (M.) tarafa ihanet Parteiwechsel (M.) parti değiştirme partiarisches Darlehen (N.) katılma ödüncü, iştirak ödüncü partiarisches Verhältnis (N.) katılma payı, iştirak payı partiell kısmen (Adj.), kısmi (Adj.)

Page 131: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Partikularrecht (N.) yer itibariyle sınırlı hukuk Partner (M.) ortak (Sb.), şerik (Sb.) Partnerin (F.) ortak (Sb.), şerik (Sb.) Partnerschaft (F.) ortaklık, iştirak Partnerschaftsbuch ortaklık kitabı Partnerschaftsgesellschaft ortaklık şirketi Parzelle (F.) parsel parzellieren parsellemek Pass (M.) pasaport Passierschein (M.) geçiş belgesi passiv pasif (Adj.), edilgen (Adj.) Passiva (N.Pl.) pasifler passives Wahlrecht (N.) seçilme hakkı Passivlegitimation (F.) pasif husumet Passivum (N.) pasif (Sb.) Passivvertretung (F.) muhatap temsilciliği Passpflicht (F.) pasaport zorunluluğu Passrecht (N.) pasaport hukuku Pastor (M.) rahip Pastorin (F.) rahip Pate (M.) vaftis babası Patenschaft (F.) vaftis babalığı Patent (N.) patent, berat Patentamt (N.) patent dairesi Patentanwalt (M.) patent avukatı Patentanwältin (F.) patent avukatı Patentgericht (N.) patent mahkemesi Patentgesetz (N.) patent yasası patentieren patent vermek Patentinhaber (M.) patent sahibi Patentinhaberin (F.) patent sahibi Patentrecht (N.) patent hukuku Patentverletzung (F.) patentin ihlali Patient (M.) hasta Patientin (F.) hasta Patin (F.) vaftis anası Patrimonium (N.) babanın miras payı Patron (M.) koruyan, hami Patronat (N.) koruma, himaye Patrone (F.) fişek, mermi Patronin (F.) koruyan, hami Pauschale (F.) götürü, kabala Pause (F.) ara, fasıla, mola Pazifismus (M.) pasifizm Pension (F.) emeklilik, emekli maaşı pensionieren emekliye ayırmak Pensionsfond (M.) emeklilik fonu peremptorisch hak düşürücü, ıskat edici peremptorische Einrede (F.) daimi defi, kati defi Periode (F.) dönem, devre

Page 132: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

periodisch dönemsel, devresel perpetuatio (F.) fori (lat.) yetkinin devam etmesi Person (F.) kişi, şahıs, kimse persona (F.) ingrata (lat.) istenmeyen kişi persona (F.) non grata (lat.) istenmeyen kişi Personal (N.) personel, kadro Personal Computer personel bilgisayar Personalakte (F.) özlük dosyası Personalausweis (M.) kimlik cüzdanı Personalfolium (N.) mal sahipleri sayfası Personalie (F.) açık kimlik Personalien (F.Pl.) açık kimlik Personalinformationssystem (N.) personel enformasyon sistemi Personalität (F.) şahsilik Personalitätsprinzip (N.) şahsilik ilkesi Personalkörperschaft (F.) kamu kurumu Personalkredit (M.) kişisel kredi Personalstatut (N.) şahsi statü Personalunion (F.) kişisel birlik Personalversammlung (F.) personel toplantısı Personenbeförderung (F.) yolcu taşıma Personenbeförderungsrecht (N.) yolcu taşıma hukuku Personengesellschaft (F.) şahıs şirketi Personenrecht (N.) kişinin hukuku Personenschaden (M.) yaralanma veya ölüm Personenstand (M.) kişisel durum Personenvereinigung (F.) kişisel birleşme Personenversicherung (F.) kişisel sigorta persönlich kişisel, bizzat, şahsi, şahsen persönliche Haftung (F.) kişisel sorumluluk persönlicher Strafaufhebungsgrund (M.) kişisel cezayı kaldıran neden persönlicher Strafausschließungsgrund (M.) kişisel cezayı (önceden) kaldırıcı neden persönliches Erscheinen (N.) bizzat hazır bulunma Persönlichkeit (F.) kişilik, şahsiyet pervers sapık Petition (F.) dilekçe, arzuhal Petitionsausschuss (M.) dilekçe komisyonu, arzuhal encümeni Petitionsrecht (N.) dilekçe hakkı, arzuhal hakkı petitorisch dilekçeli petitorischer Anspruch (M.) dilekçeli hak, dilekçeli alacak Petschaft (F.) mühür Pfand (N.) sağlanca, rehin pfändbar haciz edilebilir Pfandbrief (M.) rehinli tahvil Pfandbriefinhaber (M.) rehinli tahvil sahibi Pfandbriefinhaberin (F.) rehinli tahvil sahibi pfänden haczetmek, haciz koymak Pfandgläubiger (M.) mürtehin, rehin alacaklısı Pfandgläubigerin (F.) mürtehin, rehin alacaklısı Pfandleiher (M.) rehin karşılığı ödünç veren kimse

Page 133: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Pfandleiherin (F.) rehin karşılığı ödünç veren kimse Pfandnehmer (M.) rehin karşılığı ödünç veren kimse Pfandnehmerin (F.) rehin karşılığı ödünç veren kimse Pfandrecht (N.) rehin hakkı Pfändung (F.) haciz Pfändungsbeschluss (M.) haciz kararı Pfändungspfandrecht (N.) hacizde rehin hakkı Pfandverkauf (M.) merhunun satılması Pfarre (F.) papazlık makamı Pfarrer (M.) papaz Pfarrerin (F.) papaz Pflanze (F.) bitki, nebat Pflanzenschutz (M.) bitkilerin korunması Pflege (F.) bakım, iaşe Pflegeelter (M. bzw. F.) evlat edinen baba, evlat edinen ana Pflegeeltern (Pl.) evlat edinen ana baba Pflegekind (N.) evlatlık Pflegemutter (F.) evlat edinen ana pflegen bakmak Pfleger (M.) bakıcı, kayyım Pflegerecht bakım hukuku Pflegerin (F.) bakıcı, kayyım Pflegevater (M.) evlat edinen baba Pflegeversicherung (F.) bakım sigortası Pflegling (M.) evlatlık Pflegschaft (F.) bakımcılık, kayyımlık Pflicht (F.) yükümlülük, mükellefiyet, zorunluluk Pflichtenkollision (F.) görev uyuşmazlığı Pflichtenverhältnis (N.) görev ilişkisi Pflichtexemplar (N.) kütüphane örneği Pflichtteil (M.) mahfuz hisse Pflichtteilsberechtigter (M.) mahfuz hisseli Pflichtteilsberechtigte (F.) mahfuz hisseli Pflichtteilsrestanspruch (M.) mahfuz hisse yasal hakkı Pflichtverletzung (F.) görevin ihmali Pflichtversicherung (F.) zorunlu sigorta Pflichtverteidiger (M.) tayin edilmiş müdafi Pflichtverteidigerin (F.) tayin edilmiş müdafi Pfründe (F.) arpalık Pfund (N.) yarım kilo, libre, lira physisch fiziki, fiziksel, bedensel Pirat (M.) korsan Piratensender (M.) korsan radyo Piratin (F.) korsan Pistole (F.) tabanca plädieren konuşmak Plädoyer (N.) son defa söz alarak mütalaa ve iddiaların beyanı Plagiat (N.) çalıntı, intihal Plagiator (M.) başkasının eserini çalan, intihal eden Plagiatorin (F.) başkasının eserini çalan, intihal eden

Page 134: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

plagiieren başkasının eserini çalmak, intihal etmek Plakette (F.) plaket Plan (M.) plan, cetvel planen planlamak Planfeststellung (F.) plan tespiti Planfeststellungsbeschluss (M.) plan tespit etme kararı Plangewährleistungsanspruch (M.) plan garanti etme hakkı Planstelle (F.) kadro Planung (F.) planlama Planwirtschaft (F.) plan ekonomisi Platz (M.) yer, mekan Platzgeschäft (N.) yerinde işlem plausibel inanılır Plebiszit (N.) halk oylaması, plebisit plebiszitär halk oylaması yoluyla plebiszitäre Demokratie (F.) halk oylaması yoluyla demokrasi Pleite (F.) iflas, batkınlık Plenarausschuss (M.) içtihadı birleştirme kurulu Plenum (N.) genel kurul, plenum Plombe (F.) kurşun damga plombieren kurşunlamak Plünderer (M.) yağmacı, çapulcu Plündererin (F.) yağmacı, çapulcu plündern yağma etmek Plünderung (F.) yağma, çapulculuk Pluralismus (M.) çoğulculuk, plüralizm Plutokratie (F.) plütokrasi Pogrom (N.) kıyım, pogrom Police (F.) poliçe Politik (F.) politika, siyaset Politiker (M.) politikacı, siyasetçi Politikerin (F.) politikacı, siyasetçi politisch siyasal, politik politische Verdächtigung (F.) politik şüphelenme, politik suçlama Politologie (F.) politoloji Polizei (F.) polis, zabıta Polizeichef (M.) polis şefi, polis başkanı Polizeichefin (F.) polis şefi, polis başkanı polizeilich polisçe polizeiliche Generalklausel (F.) polisin genel yetkisi Polizeiordnung (F.) polis düzeni Polizeirecht (N.) polis hukuku Polizeistaat (M.) polis devleti Polizeistunde (F.) meyhane ve lokanta gibi yerlerin kapanma saati Polizeiverfügung (F.) polis egenimi Polizeiverordnung (F.) polis yönetmeliği Polizeiverwaltung (F.) polis yönetimi Polizeivollzugsdienst (M.) polis infaz görevi Polizist (M.) polis memuru, zabıta memuru Polizistin (F.) polis memuru, zabıta memuru

Page 135: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

polygam poligam (Adj.) Polygamie (F.) poligami (Sb.), çokevlilik (Sb.) Polygraph yalanı saptama makinası Pontifikat (N.) papalık süresi Popularklage (F.) kamu davası Pornographie (F.) pornografi, edepsizce yayım pornographisch pornografik, edepsizce Porto (N.) posta ücreti positiv müspet, olumlu, pozitif positive Forderungsverletzung (F.) borcun müspet ihlali positives Interesse (N.) müspet zarardan doğan menfaat positives Recht (N.) müspet hukuk Positivismus (M.) positivizm Post (F.) posta Postamt (N.) postane Postanweisung (F.) posta havalesi Postgeheimnis (N.) haberleşme sırrı Postgesetz posta kanunu Postkarte (F.) posta kartı postlagernd postrestant Postleitzahl (F.) posta kodu Postscheck (M.) posta çeki Postulationsfähigkeit (F.) dava açma ehliyeti postulieren talep etmek, istemek postum doğuştan yetim, ölümünden sonra potent güçlü potentiell gizil, potansiyel potentielles Unrechtsbewusstsein (N.) gizil haksızlık bilinci, potansiyel haksızlık bilinci Potsdamer Abkommen (N.) Potsdam Sözleşmesi Präambel (F.) başlangıç, dibace, preamble Präfekt (M.) vali Präfektin (F.) vali pragmatisieren asaleten tayin etmek Pragmatisierung (F.) asaleten tayin Präjudiz (N.) ön karar, emsal karar Präklusion (F.) hakkın düşmesi Praktik (F.) yöntem, hile Praktikant (M.) stajyer Praktikantin (F.) stajyer Prämie (F.) prim Prämienanleihe (F.) primli tahvil Pranger (M.) teşhir direği Prärogative (F.) ayrıcalık, imtiyaz Präses (M.) başkan, reis Präsident (M.) başkan, reis Präsidentin (F.) başkan, reis Präsidialdemokratie (F.) başkanlık hükümet sistemi Präsidialrat (M.) başkanlık meclisi Präsidin (F.) başkan, reis Präsidium (N.) başkanlık, reislik

Page 136: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Präsumption (F.) karine Prätendent (M.) bir hak iddia eden Prätendentenstreit (M.) iddia davası Prätendentin (F.) bir hak iddia eden Prävarikation (F.) tarafa ihanet Prävention (F.) önleme präventiv önleyici präventives Verbot (N.) önleyici yasak Praxis (N.) büro, muayenehane, uygulama, pratik Präzedenz (F.) öncelik Präzedenzfall (M.) emsal Präzedenzregel (F.) öncelik kuralı Preis (M.) fiyat, ödül Preisausschreiben (N.) ödüllü yarışma Preisbindung (F.) narh Preisempfehlung (F.) fiyat önerisi Preisgabe (F.) ifşa, açıklama preisgeben ifşa etmek, açıklamak Preisgefahr (F.) fiyat tehlikesi Preisklauselverordnung fiyat kaydı yönetmeliği Preistreiberei (F.) vurgunculuk, ihtikar Premierminister (M.) başbakan Premierministerin (F.) başbakan Presse (F.) basın, matbuat Pressedelikt (N.) basın suçu Pressefreiheit (F.) basın özgürlüğü Presserat (M.) basın komisyonu Presserecht (N.) basın hukuku Preussen (N.) Prusya Priester (M.) papaz, rahip Prima-facie-Beweis (M.) görünüşte delil Primat (M.) öncelik, üstünlük Prime Rate (N.) (engl.) prime rate Primogenitur (F.) ekber evlat hakkı Prinz (M.) prens Prinzessin (F.) prenses Prinzip (N.) prensip, ilke, esas, kural Prinzipal (M.) müessese sahibi Prinzipalin (F.) müessese sahibi prinzipiell prensip olarak, ilke olarak, esas olarak, kural olarak Prior (M.) manastır, başrahip Priorität (F.) öncelik, üstünlük Prioritätsprinzip (N.) öncelik prensibi Prise (F.) ganimet, iğtinam privat özel, hususi Privatautonomie (F.) sözleşme özgürlüğü, akit serbestisi Privatç (M.) özel doçent Privatdozentin (F.) özel doçent Privateigentum (N.) özel mülkiyet privatisieren özelleştirmek

Page 137: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Privatisierung (F.) özelleştirme privativ alıcı (Adj.), kaldırıcı (Adj.) privative Schuldübernahme (F.) borcun yüklenilmesi Privatklage (F.) şahsi dava, kişisel dava Privatkläger (M.) şahsi davacı Privatklägerin (F.) şahsi davacı Privatrecht (N.) özel hukuk Privatschule (F.) özel okul Privatstrasse (F.) özel yol Privaturkunde (F.) özel evrak, adi senet Privatversicherung (F.) özel sigorta Privileg (N.) ayrıcalık, imtiyaz privilegieren ayrıcalık yapmak privilegiert ayrıcalıklı, imtiyazlı privilegierte Straftat (F.) ayrıcalıklı suç Probe (F.) deneme, örnek Probezeit (F.) deneme süresi Produkt (N.) ürün, mamul, mahsul Produktfehler ürün hatası Produktsicherheitsgesetz (N.) ürün emniyet yasası Produktwarnung (F.) ürün uyarısı Produzent (M.) üretici Produzentenhaftung (F.) üretici sorumluluğu Produzentenleasing (N.) üretici kiralaması Produzentin (F.) üretici produzieren üretmek Professor (M.) profesör Professorin (F.) profesör Professur (F.) profesörlük Prognose (F.) öngörü, tahmin Programm (N.) izlence, program Progression (F.) artan oran progressiv artan oranlı, müterakki Prokura (F.) vekalet, ticari temsilcinin yetkisi Prokurator (M.) vekil Prokuratorin (F.) vekil Prokurist (M.) ticari mümessil Prokuristin (F.) ticari mümessil Proletarier (M.) proleter Proletarierin (F.) proleter Prolongation (F.) uzatma, temdit prolongieren uzatmak, temdit etmek Promotion (F.) doktora Promotionsverfahren (N.) doktora yöntemi promovieren doktor ünvanı almak Promulgation (F.) yayım, ilan Properhändler (M.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar Properhändlerin (F.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar Proportion (F.) orantı proportional orantılı

Page 138: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Proporz (M.) nisbi temsil Propst (M.) başpapaz, piskopos Prorogation (F.) erteleme, talik Prostituierte (F.) fahişe Prostitution (F.) fahişelik, fuhuş protegieren himaye etmek, kayırmak Protektorat (N.) himaye altındaki devlet, mahmi Protest (M.) protesto protestieren protesto etmek Protokoll (N.) tutanak, zabıt Protokollant (M.) tutanak katibi, zabıt katibi Protokollantin (F.) tutanak katibi, zabıt katibi protokollieren tutanağa geçirmek, tutanağa yazmak Provinz (F.) vilayet, taşra Provision (F.) komisyon, komisyon ücreti Provokateur (M.) kışkırtıcı, provokatör Provokation (F.) kışkırtma, tahrikat provozieren kışkırtmak, tahrik etmek Prozedur (F.) usul, yöntem Prozent (N.) yüzde Prozess (M.) dava, yargılama Prozessagentin (F.) dava acentesi Prozessagent (M.) dava acentesi Prozessanwalt (M.) dava avukatı Prozessanwältin (F.) dava avukatı Prozessbevollmächtigte (F.) davavekili Prozessbevollmächtigter (M.) davavekili prozessfähig davaya ehil Prozessfähigkeit (F.) davaya ehliyet Prozessformular dava formüleri Prozessführung (F.) dava takibi Prozessgebühr (F.) dava harcı Prozessgericht (N.) dava makamı Prozesshandlung (F.) dava, yargılama Prozesshandlungsvoraussetzung (F.) dava koşulları, yargılama koşulları prozessieren dava açmak Prozesskosten (F.Pl.) dava giderleri Prozessordnung (F.) dava düzeni Prozessrecht (N.) dava hukuku Prozesstaktik (F.) dava taktiği Prozesstrennung (F.) davaların ayrılması prozessual dava ile ilgili, yargılama ile ilgili prozessunfähig davaya ehliyeti olmayan Prozessurteil (N.) usule ilişkin karar Prozessvergleich (M.) davada sulh Prozessvertrag davada anlaşma Prozessvollmacht (F.) dava vekaletnamesi Prozessvoraussetzung (F.) dava şartı prüfen sınav yapmak, muayene etmek, denetlemek Prüfer (M.) sınav yapan, muayene eden, denetçi

Page 139: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Prüferin (F.) sınav yapan, muayene eden, denetçi Prüfling (M.) imtihan veren, aday Prüfung (F.) sınav, muayene, imtihan, denetim Prüfungsordnung (F.) sınav yönetmeliği prügeln dayak atmak, dövmek Pseudonym (N.) müstear ad, takma ad Psyche (F.) ruh Psychiatrie (F.) ruh hekimliği, psikiyatri psychisch ruhsal, ruhi Psychologie (F.) ruhbilim, psikoloji Psychopath (M.) ruh hastası, psikopat Psychopathie (F.) ruh hastalığı, psikopati Psychopathin (F.) ruh hastası, psikopat psychopathisch ruh hastalıklı Psychose (F.) ruhsal bozukluk, psikoz Psychotherapeutengesetz ruhsal tedavi mütehasısı yasası Psychotherapie (F.) ruhsal tedavi, psikoterapi publik herkeşçe bilinir Publikum (N.) halk, dinleyiciler, seyirciler Publizität (F.) açıklık, aleniyet Publizitätsprinzip (N.) açıklık ilkesi, aleniyet prensibi Puff (M.) genelev Punktation (F.) belirleme, tayin Putativgefahr (F.) mevhum tehlike, varsayılan tehlike Putativnotstand (M.) mevhum ıztırar, varsayılan zaruret hali Putativnotwehr (F.) mevhum meşru müdafaa, varsayılan haklı savunma Putsch (M.) komplo, darbe, hükümet darbesi putschen komplo kurmak Qualifikation (F.) yeterlik, kalifikasyon qualifizieren nitelendirmek, vasıflandırmak qualifiziert nitelikli, mevsuf, vasıflı qualifizierte Mehrheit (F.) nitelikli çoğunluk qualifizierte Straftat (F.) nitelikli suç qualifizierter Versuch (M.) nitelikli teşebbüs Qualität (F.) nitelik, kalite Quartal (N.) üç aylık süre quasi adeta, sanki Quasidelikt (N.) şibih suç, haksız fiil benzeri Quasikontrakt (M.) şibih akit, sözleşme benzeri quasinegatorisch şibih önleyici Quasisteuer (F.) şibih vergi quasivertraglich şibih sözleşmesel Quästur (F.) defterdarlık, quaestorluk Quelle (F.) kaynak, memba Quellensteuer (F.) stopaj Querulant (M.) nizacı, uyuşmazlık yanlısı Querulantin (F.) nizacı, uyuşmazlık yanlısı Querulanz (F.) resmi makamları ve adli organları boşyere işgal etme querulieren mızmızlanmak quittieren imzasiyle onaylamak, ayrılmak

Page 140: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Quittung (F.) makbuz, alındı Quorum (N.) yetersayı, nisap Quote (F.) oran, nispet, pay Quotenaktie buçuklu lot Rabatt (M.) indirim, tenzilat Rache (F.) öç, intikam rächen öç almak, intikam almak Rädelsführer (M.) elebaşı Rädelsführerin (F.) elebaşı radikal radikal, köklü Radikalismus (M.) radikalizm, köktencilik Rahmen (M.) çerçeve Rahmengesetzgebung (F.) çerçeve mevzuat Rahmenkompetenz (F.) çerçeve yetki Rahmenrecht (N.) çerçeve hukuk Rahmenvorschrift (F.) çerçeve hüküm Rakete (F.) füze, roket randalieren gürültü patırtı etmek Rang (M.) sıra, derece, rütbe Rangordnung (F.) sıra, tertip, hiyerarşi Ranke (M.) dalavere Ränkeschmied (M.) entrikacı Rapport (M.) rapor Räson (F.) akıl, us Rasse (F.) ırk Rassendiskriminierung (F.) ırk farklılığı gözetme rassisch ırksal, ırki Rassismus (M.) ırkçılık rassistisch ırkçı (Adj.) Raster (N.) yatay ve dikey hatlar sistemi Rasterfahndung (F.) arşiv araştırması Rat (M.) öğüt, nasihat, tavsiye, meclis Ratenkauf (M.) taksitle satım Ratenzahlung (F.) taksitle ödeme Raterteilung (F.) öğüt verme, nasihat verme Räuber (M.) haydut, soyguncu, eşkiya Räuberin (F.) haydut, soyguncu, eşkiya räuberisch haydutça räuberische Erpressung (F.) haydutça şantaj räuberischer Diebstahl (M.) haydutça hırsızlık Raubmord (M.) soygun ve nitelikli adam öldürme suçlarının fikri içtimaı, hırsızlık için adam öldürme Raubüberfall (M.) soygunculuk, karmanyola Rauch (M.) duman rauchen tütmek, duman çıkarmak, kullanmak Rauchverbot (N.) sigara içme yasağı raufen dövüşmek, boğuşmak, kavga etmek Raufhandel (M.) dövüşme, boğuşma, kavga Raum (M.) yer, çevre, mahal, oda räumen kiracı çıkartmak, boşaltmak, gidermek

Page 141: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Raumordnung (F.) çevre düzeni Raumplanung (F.) çevre planlaması Räumung (F.) kiracı çıkartma, tahliye, boşaltma Räumungsklage (F.) kiracı çıkartma davası, tahliye davası Räumungsverkauf (M.) tasfiye satışı Rausch (M.) sarhoşluk Rauschgift (N.) uyuşturucu madde, narkotik Razzia (F.) arama tarama, baskın Reaktion (F.) reaksiyon, tepki, gericilik, irtica reaktionär gerici (Adj.), irticai (Adj.) Reaktionär (M.) gerici (Sb.), irticai (Sb.) Reaktionärin (F.) gerici (Sb.), irticai (Sb.) Reaktionszeit (F.) reaksiyon zamanı real gerçek (Adj.), hakiki (Adj.), reel (Adj.) Realakt (M.) maddi fiil Realfolium (N.) arazi sayfası Realgemeinde (F.) ayni belediye Realinjurie (F.) fiilen hakaret Realkonkurrenz (F.) gerçek içtima, hakiki içtima Realkontrakt (M.) ayni akit Realkörperschaft (F.) ayni dernek Realkredit (M.) ayni kredi Reallast (F.) gayrimenkul mükellefiyeti Realrecht (N.) ayni hak Realunion (F.) gerçek birlik Realvertrag (M.) ayni akit Rebell (M.) başkaldıran, ayaklanan, isyan eden rebellieren başkaldırmak, ayaklanmak, isyan etmek Rebellin (F.) başkaldıran, ayaklanan, isyan eden Rebellion (F.) başkaldırma, ayaklanma, isyan Rechenschaft (F.) hesap Rechenschaftslegung (F.) hesap verme Rechenschaftslegungspflicht (F.) hesap verme zorunluluğu rechnen hesap etmek, saymak Rechnung (F.) hesap Rechnungshof (M.) sayıştay Rechnungsjahr (N.) hesap yılı Rechnungslegung (F.) hesap verme Rechnungsprüfer (M.) muhasebe denetçisi Rechnungsprüferin (F.) muhasebe denetçisi Rechnungsprüfung (F.) muhasebe denetimi Recht (N.) hukuk, hak, yetki, salahiyet rechtfertigen haklı çıkarmak, gerektirmek, mazeret göstermek Rechtfertigung (F.) haklı çıkarma, gerektirme, mazeret, özür Rechtfertigungselement (N.) mazeret unsuru rechtlich hukuki, hukuksal, hukuken rechtliche Einwendung (F.) hukuki itiraz rechtliches Gehör (N.) hukuki dinlenme rechtliches Interesse (N.) hukuki yarar rechtlos haksız, kanundışı

Page 142: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Rechtlosigkeit (F.) haksızlık, ademi ehliyet rechtmäßig meşru, hukuk düzenine uygun Rechtmäßigkeit (F.) meşruiyet, hukuk düzenine uygunluk Rechtsakt (M.) kural işlem, hukuki işlem Rechtsakte (F.) der Europäischen Gemeinschaften avrupa toplulukların hukuki dosyası Rechtsakzeptanz (F.) hukuk kabulü Rechtsanalogie (F.) hukuksal benzetme, hukuki kıyas Rechtsanspruch (M.) yasal hak Rechtsanwalt (M.) avukat Rechtsanwältin (F.) avukat Rechtsanwaltsfachangestellter (M.) avukat yardımcısı Rechtsanwaltsfachangestellte (F.) avukat yardımcısı Rechtsanwaltsgehilfe (M.) avukat yardımcısı Rechtsanwaltsgehilfin (F.) avukat yardımcısı Rechtsanwendung (F.) hukuken uygulanması, hukuken tatbiki Rechtsaufsicht (F.) idari denetim Rechtsausschuss (M.) idari kurul Rechtsausübung (F.) hak kullanma Rechtsbegriff (M.) hukuk kavramı Rechtsbeistand (M.) hukuki müşavir Rechtsberater (M.) hukuk danışmanı Rechtsberatung (F.) hukuk danışmanlığı Rechtsbeschwerde (F.) hukuk itirazı Rechtsbeugung (F.) itisaf Rechtsbindungswille (M.) hukuken bağlayıcı istek Rechtsblindheit (F.) hukuki cehalet Rechtsdogmatik (F.) hukuk doğmatiği Rechtseinheit (F.) hukuk birliği Rechtserwerb (M.) hak kazanma rechtsfähig tüzel kişiliğe sahip olan rechtsfähiger Verein (M.) tüzel kişiliğe sahip olan dernek Rechtsfähigkeit (F.) hak ehliyeti Rechtsfolge (F.) hukuki sonuç Rechtsfolgenirrtum (M.) hukuki sonuçlarda yanılma Rechtsfolgenverweisung (F.) hukuki sonuçlara işaret etme Rechtsfolgewille (M.) hukuki sonuca varma iradesi Rechtsgang (M.) hukuki yol Rechtsgebiet (N.) hukuk dalı Rechtsgeschäft (N.) hukuki işlem rechtsgeschäftlich hukuki işlem ile ilgili rechtsgeschäftliches Schuldverhältnis (N.) hukuki işlem ile ilgili borç ilişkisi rechtsgeschäftsähnliche Handlung (F.) hukuki işlem benzeri eylem Rechtsgeschichte (F.) hukuk tarihi rechtsgestaltend hukuk yaratıcı Rechtsgrund (M.) hukuki sebep Rechtsgrundlage (F.) hukuki dayanak Rechtsgrundsatz (M.) hukuk ilkesi Rechtsgrundverweisung (F.) hukuki sebebe işaret etme Rechtsgut (N.) kişi varlığı hakları Rechtsgutachten (N.) fetva

Page 143: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Rechtshandlung (F.) hukuki fiil Rechtshilfe (F.) hukuki yardım Rechtsinformatik (F.) hukuki bilgi-işlem Rechtsinstitut (N.) hukuk kurumu Rechtsirrtum (M.) hukuki hata Rechtskraft (F.) kesinlik, kesin hüküm rechtskräftig kesin, kesinleşmiş Rechtslage (F.) hukuki durum Rechtsmangel (M.) hukuki eksiklik Rechtsmedizin (F.) adli tıp Rechtsmissbrauch (M.) hakkın kötüye kullanılması Rechtsmittel (N.) kanun yolu, yasa yolu Rechtsmittelbelehrung (F.) kanun yolu hakkının öğretilmesi Rechtsmittelgericht (N.) itiraz mahkemesi Rechtsnachfolge (F.) ardıl, halef Rechtsnachfolger (M.) ardıl, halef Rechtsnachteil (M.) hukuki zarar Rechtsnorm (F.) hukuk normu Rechtsobjekt (N.) hakkın konusu Rechtsordnung (F.) hukuk düzeni Rechtspersönlichkeit (F.) tüzel kişilik Rechtspflege (F.) yargı, kaza Rechtspflicht (F.) hukuki zorunluluk Rechtsphilosophie (F.) hukuk felsefesi Rechtspolitik (F.) hukuk politikası Rechtspositivismus (M.) hukuk pozitivizmi Rechtspraxis (F.) hukuki uygulama Rechtsprechung (F.) yargısal karar, yargı Rechtsquelle (F.) hukukun kaynağı Rechtsreferendar (M.) hukuk stajyeri Rechtssatz (M.) hukuk kuralı Rechtsschöpfung (F.) hukuk yaratma Rechtsschule (F.) hukuk ekolü Rechtsschutz (M.) hakkın korunması Rechtssicherheit (F.) hukuk güvenliği Rechtssoziologie (F.) hukuk sosyolojisi Rechtssprache (F.) hukuk dili Rechtssprichwort (N.) hukuk konulu atasözü Rechtsstaat (M.) hukuk devleti Rechtsstaatsprinzip (N.) hukuk devleti ilkesi Rechtsstreit (M.) hak uyuşmazlığı, dava Rechtssubjekt (N.) hukuk süjesi Rechtssymbol (N.) hukuk sembolü Rechtssystem (N.) hukuk sistemi Rechtstatsachenforschung (F.) hukuki olay araştırması Rechtstitel (M.) hukuk sıfatı Rechtsübergang (M.) hakkın intikali Rechtsübertragung (F.) hakkın devri Rechtsunsicherheit (F.) hakkın güvensizliği rechtsunwirksam hukuken geçersiz

Page 144: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Rechtsvereinheitlichung (F.) hukuk tekdüzenliği Rechtsverfolgung (F.) hakkın takibi Rechtsvergleichung (F.) hukuk düzenlerini karşılaştırma Rechtsverhältnis (N.) hukuki ilişki Rechtsverkehr (M.) hukuki ilişkiler Rechtsverletzung (F.) hakkın ihlali Rechtsverlust (M.) hakkın kaybı Rechtsvermutung (F.) hak karinesi Rechtsverordnung (F.) kararname Rechtsverweigerung (F.) ihkakı haktan istinkaf Rechtsvorgänger (M.) öncül Rechtswahl (F.) yargı seçimi Rechtsweg (M.) yargı yolu Rechtswegzulässigkeit (F.) yargı yolu cevazı rechtswidrig hukuka aykırı Rechtswidrigkeit (F.) hukuka aykırılık Rechtswissenschaft (F.) hukuk bilimi Rechtszug (M.) derece Rediskont (M.) reeskont redlich namuslu Redlichkeit (F.) namusluluk Reduktion (F.) indirme, azaltma, azalma reduzieren indirmek, azaltmak, azalmak Reede (F.) demir yeri Reeder (M.) donatan Reederin (F.) donatan Reederei (F.) donatma iştirakı Referat (N.) bölüm, rapor, brifing Referendar (M.) stajyer Referendum (N.) halkoyu, referandum Referent (M.) bölüm uzmanı, raportör referieren rapor vermek Reform (F.) reform, ıslahat reformatio (F.) in peius (lat.) aleyhe bozma Reformation (F.) yenileme, islah, reformasyon reformieren yenilemek, islah etmek Regel (F.) kural, kaide, norm Regelbedarf (M.) normal durumda gerekli geçim ihtiyacı Regelbeispiel (N.) kurallaşmış örnek regeln düzeltmek, düzenlemek, kontrol etmek Regelstrafe (F.) kural cezası Regelung (F.) düzenleme, tanzim, çözüm Regelungsverfügung düzenleme egenimi Regelunterhalt (M.) iştirak nafakası Regent (M.) kıral naibi Regie (F.) tekel idaresi, reji Regiebetrieb (M.) reji regieren yönetmek, hüküm sürmek Regierung (F.) yönetim, hükümet Regierungsbezirk (M.) mahalli eyalet hükümetinin yetki çevresi

Page 145: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Regierungsrat (M.) mahalli hükümet meclisi Regierungsvorlage (F.) hükümet tarafından sunulan kanun tasarısı Regime (N.) rejim Regiment (N.) alay Region (F.) bölge regional bölgesel Register (N.) sicil, kütük Registratur (F.) sicil dairesi, arşiv registrieren kaydetmek, tescil etmek Regress (M.) rücu Regulation (F.) düzenleme, tanzim regulieren düzenlemek, tanzim etmek Regulierung (F.) düzenleme, tanzim Rehabilitation (F.) memnu hakların iadesi, saygınlığın geri verilmesi rehabilitieren memnu hakları iade etmek, saygınlığı geri vermek Reich (N.) devlet Reichsgericht (N.) devlet makamı Reichsgesetz (N.) devlet kanunu Reichsgesetzblatt (N.) devlet kanunlar dergisi Reichskanzler (M.) devlet başbakanı Reichspräsident (M.) devlet başkanı Reichsrat (M.) devlet meclisi Reichsregierung (F.) devlet yönetimi Reichstag (M.) devlet günü Reichsverfassung (F.) devlet anayasası Reife (F.) olgunluk Reifeprüfung (F.) olgunluk sınavı, bakalorya rein net, halis, saf, temiz Reingewinn (M.) net kâr Reinvermögen (N.) özvarlık Reise (F.) seyahat, yolculuk Reisebüro seyahat acentası Reisegewerbe (N.) seyyar satıcılık Reisekosten (F.Pl.) seyahat masrafları Reisekostenrecht (N.) seyahat masrafları hukuku reisen seyahat etmek, yolculuk etmek Reisepass (M.) pasaport Reiserecht (N.) seyahat hukuku Reisescheck (M.) seyahat çeki Reiseversicherung (F.) seyahat sigortası Reisevertrag (M.) seyahat sözleşmesi reiten ata binmek Reitweg (M.) ata binme yolu Reklamation (F.) itiraz reklamieren itiraz etmek Rekrut (M.) acemi er Rektapapier (N.) nama yazılı senet Rektor (M.) rektör Rektorat (N.) rektörlük Rekurs (M.) basit itiraz

Page 146: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Relation (F.) ilişki relativ oransal, nisbi relative Mehrheit (F.) oransal çoğunluk relative Unwirksamkeit (F.) nisbi butlan relatives Recht (N.) nisbi hak Relegation (F.) üniversiteden ihraç relegieren üniversiteden ihraç etmek relevant önemli, mühim Relevanz (F.) önem Religion (F.) din Religionsfreiheit (F.) din özgürlüğü Religionsgesellschaft (F.) dini cemaat Religionsunterricht (M.) din dersi Rembourskredit (M.) rambursman kredisi Remittent (M.) lehdar Remonstration (F.) emre karşı memurun şikayeti Remonstrationspflicht (F.) emre karşı memurun şikayet zorunluluğu Rendite (F.) getiri, gelir Rente (F.) emeklilik, gelir Rentenanspruch (M.) emekliğe hak Rentenrecht (N.) emeklilik hukuku Rentenversicherung (F.) emeklilik sigortası Rentner (M.) emekli Reparation (F.) savaş zarar giderimi, harp tazminatı Reparatur (F.) onarım, tamir reparieren onarmak, tamir etmek Repatriierung (F.) vatana iade etme repetieren bütünlemek, ikmal etmek Repetitorium (N.) bütünleme dersi, ikmal dersi Replik (F.) replik Repräsentant (M.) temsilci Repräsentantenhaus (N.) temsilciler meclisi Repräsentation (F.) temsil Repräsentationsprinzip (N.) temsil esası repräsentativ temsili repräsentative Demokratie (F.) temsili demokrasi repräsentieren temsil etmek Repressalie (F.) zararla karşılık verme, mutalebei bizzarar Repression (F.) zorlayıcı durum repressiv zorlayıcı, zecri repressives Verbot (N.) ağır yasak reprivatisieren yeniden özelleştirmek Reprivatisierung (F.) yeniden özelleştirme Republik (F.) cumhuriyet Republikaner (M.) cumhuriyetçi (Sb.) republikanisch cumhuriyetçi (Adj.) Requisition (F.) istimval Reservation (F.) saklatım, vedia, çekince Reserve (F.) yedek, ihtiyat reservieren yer ayırtmak

Page 147: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Reservierung yer ayırtma Reservist (M.) redif Residenz (F.) rezidans Resolution (F.) karar resolutiv bozucu, infisahi Resolutivbedingung (F.) bozucu şart, infisahi şart resozialisieren yeniden topluma kazandırmak Resozialisierung yeniden topluma kazandırma Ressort (N.) özel kalem, yetki alanı Rest (M.) kalan, artık restitutio (F.) in integrum (lat.) eski hale getirme, eski halin iadesi Restitution (F.) iade, geri verme Restitutionsklage (F.) iade davası restlich kalan, geri kalan restriktiv sınırlayıcı, tahdidi Restschuldbefreiung (F.) kalan borçtan kurtarma Retention (F.) hapis, alıkoyma, alıkonulma Retentionsrecht (N.) hapis hakkı Retorsion (F.) mukabelei bilmisil Retraktrecht (N.) yakın hısımlık hakkı Reue (F.) pişmanlık, nedamet Reugeld (N.) cayma akçesi, zamanı rücu revidieren tadil etmek, değiştirmek Revier (N.) bölge, alan (1), çevre, karakol revisibel temyizi kabil, temyiz edilebilir Revision (F.) temyiz, yeniden inceleme Revisionsgericht (N.) temyiz mahkemesi Revisionsgrund (M.) temyiz sebebi Revolution (F.) devrim, ihtilal Rezeption (F.) kabul (Sb.), benimseme Rezess (M.) geriçekilme, cayma, mukayese rezipieren kabul etmek, benimsemek reziprok karşılıklı, mütekabil reziprokes Testament (N.) karşılıklı vasiyetname Reziprozität (F.) karşılıklık, mütekabiliyet Rheinland-Pfalz (N.) Rheinland-Pfalz Rhetorik (F.) balagat, retorik Richtbeil (N.) cellat satırı, giyotin richten yönetmek, tevcih etmek Richter (M.) hakim, yargıç Richteramt (N.) hakimlik görevi Richteramtsanwärter (M.) hakimlik görevine aday Richteramtsprüfung (F.) hakimlik görevine sınav richterlich hakim tarafından, hakimce richterliche Haftprüfung (F.) yargısal denetim, kazai murakabe Richterprivileg (N.) yargısal ayrıcalık Richterrecht (N.) yargısal hukuk Richterschaft (F.) hakimlik Richterspruch (M.) hakim kararı richtig doğru

Page 148: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Richtlinie (F.) yönetmelik, talimatname, yönerge Richtstätte (F.) yönetme yeri Richtung (F.) yön, istikamet Rigorosum (N.) doktora sınavı, doktora imtihanı Risiko (N.) riziko, zarara uğrama tehlikesi Risikoübernahme (F.) rizikonun devralınması Ritter (M.) şövalye, derebeyi Rittergut (N.) şövalye malı Robe (F.) cüppe Rohstoff (M.) hammadde Rolle (F.) rol, kütük, sicil römisch romalı römisches Recht (N.) Roma hukuku rot kırmızı Rotation (F.) rotasyon Rotte (F.) takım, güruh Rubrum (N.) rubrum, yazı başlığı Rück- rücua Rückbürge (M.) rücua kefil Rückbürgschaft (F.) rücua kefalet rückerstatten geri vermek, iade etmek Rückerstattung (F.) geri verme, iade Rückfall (M.) tekerrür, nüks rückfällig mükerrir rückfordern geri istemek, istirdat etmek Rückforderung (F.) geri isteme, istirdat Rückgewähranspruch (M.) geri verme hakkı Rückgewährschuldverhältnis (N.) geri verme borç ilişkisi Rückgriff (M.) müracaat, başvurma Rücklage (F.) yedek, ihtiyat Rücknahme (F.) geri alma Rückruf geri çağırma, cayma Rückseite (F.) arka tarafı, arkası Rücksicht (F.) gözetme, göz önüne alma rücksichtslos saygısız, aldırmaz, düşüncesiz Rückstellung yedek, ihtiyat Rückstellungen (F.Pl) yedekler Rücktritt (M.) cayma, dönme, çekilme, istifa Rücktritt (M.) vom Versuch teşebbüsten dönme, vazgeçme Rücktrittsrecht (N.) cayma hakkı, dönme hakkı Rückversicherung (F.) reasürans, mükerrer sigorta rückwirkend geçmişe etkili, makabline şamil Rückwirkung (F.) geçmişe etki, makable şümul Rückwirkungsverbot (N.) geçmişe uygulama yasağı Rückzahlung (F.) geri ödeme Ruf (M.) saygınlık, itibar Rufmord(M.) aleni iftira Rüge (F.) azar, itiraz, ihbar rügen azarlamak, ayıplamak Ruhe (F.) dinlenme, istirahat, rahat

Page 149: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Ruhegehalt (N.) emeklilik maaşı ruhen dinlenmek, istirahat etmek Ruhen (N.) des Verfahrens davanın durması Ruhestand (M.) emeklilik, tekaüd Ruhestandsverhältnis (N.) emeklilik ilişkisi Ruhestörung (F.) rahat bozma, sükuneti ihlal Rumänien Romanya Rundfunk (M.) radyo Rundfunkfreiheit (F.) radyo ile yayın serbestisi rüsten silahlanmak Rüstung (F.) silahlanma Rüstungsindustrie (F.) harp sanayii Saarland (N.) Saarland Saat (F.) ekin, tohum, tohumluk Sabotage (F.) sabotaj, baltalama sabotieren sabote etmek, baltalamak Sachbearbeiter (M.) memur, görevli Sachbearbeiterin (F.) memur, görevli Sachbeschädigung (F.) mala zarar verme, nası ızrar Sache (F.) şey, mal, nesne, konu, mesele Sacheinlage (F.) ayın sermaye Sachenrecht (N.) eşya hukuku Sachgesamtheit (F.) fiili bütünlük Sachherrschaft (F.) bir şey üzerinde tasarruf sahibi olma Sachinbegriff (M.) fiili bütünlük Sachkunde (F.) konu itibariyle bilgi Sachkundiger (M.) konu itibariyle bilgi sahibi kimse Sachlegitimation (F.) davada sıfat sachlich maddi, nesnel sachliche Zuständigkeit (F.) madde itibariyle yetki Sachmangel (M.) ayıp Sachsen (N.) Sachsen Sachsen-Anhalt (N.) Sachsen-Anhalt Sachurteil (N.) esasa ilişkin karar Sachverhalt (M.) olay Sachversicherung (F.) mal sigortası sachverständig bilirkişi (Adj.) Sachverständige (F.) bilirkişi (Sb.) Sachverständigengutachten (N.) bilirkişi raporu, bilirkişilik Sachverständiger (M.) bilirkişi (Sb.) Sachvortrag (M.) mal brifingi Sachwalter (M.) mal idarecisi Sachwalterin (F.) mal idarecisi Sachwucher (M.) mal gabni Sachzusammenhang (M.) maddi bağlantı Sackgasse (F.) çıkmaz sokak Sadismus (M.) sadizm Sakrament (N.) kutsal tören Sakrileg (N.) mukaddesata karşı saygısızlık Säkularisation (F.) laikleştirme

Page 150: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

säkularisieren laikleştirmek saldieren açığı kapatmak Saldo (M.) bakiye Sammelladung (F.) toplu yük sammeln toplamak Sammelwerk (N.) seçme ve toplama eser Sammlung (F.) külliyat, koleksiyon, toplama, derleme sanieren düzenlemek, modernleştirmek Sanierung (F.) düzenleme, modernleştirme, imar, onarım Sanktion (F.) yaptırım, müeyyide sanktionieren yaptırım etmek, müeyyide etmek Satisfaktion (F.) manevi tazminat Satz (M.) cümle, oran, yüzde, takım Satzung (F.) anatüzük, esas mukavele satzungsgemäß yönetmeliğe göre, tüzüğe uygun Säumnis (F.) gıyap, gaiplik, yokluk schaden zarar vermek Schaden (M.) zarar Schadensersatz (M.) zararın tazmini Schadensersatzanspruch (M.) tazminat hakkı Schadensfreiheitsrabatt (M.) zarar özgürlüğü indirimi Schadensversicherung (F.) zarara karşı sigorta , hasara karşı sigorta schädigen zarar vermek Schädiger (M.) zarar veren Schädigerin (F.) zarar veren schädlich zararlı schädliche Neigung (F.) zararlı eğilim Schadloshaltung (F.) zararsız tutma Schaffner (M.) biletçi, kondüktör Schaffnerin (F.) biletçi, kondüktör Schafott (N.) idam platformu, giyotin Schalter (M.) gişe Schande (F.) ayıp, rezalet, alçaklık Schändung (F.) ırza geçme, kirletme, bozma Schankkonzession (F.) içki satma ruhsatı Scharfrichter (M.) cellat Schatz (M.) define schätzen tahmin etmek, değer biçmek Schatzfund (M.) define bulma Schatzkanzler (M.) define başkanı Schätzung (F.) tahmin, değer biçme Scheck (M.) çek Scheckgesetz (N.) çek kanunu Scheckkarte (F.) çek kartı scheiden boşanmak Scheidung (F.) boşanma Schein (M.) görüntü, görünüş, muvazaa, belge Scheinbestandteil (M.) fiktif unsur Scheinehe (F.) muvazaalı evlenme Scheinerbe (M.) muvazaalı mirasçı

Page 151: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Scheinerbin (F.) muvazaalı mirasçı Scheingericht (N.) görünürde mahkeme Scheingeschäft (N.) görünürdeki anlaşma Scheinkauffrau (F.) görünürde tüccar Scheinkaufmann (M.) görünürde tüccar Scheintod (M.) yalancı ölüm Scheinurteil (N.) görünürde karar Scheinvollmacht (F.) muvazaalı vekalet scheitern başarısızlığa uğramak Scheitern (N.) der Ehe evlilik birliğinin sarsılması Schelte (F.) azar schelten azarlamak schenken bağışlamak, hediye etmek Schenker (M.) bağışlayan, hediye eden Schenkerin (F.) bağışlayan, hediye eden Schenkung (F.) bağışlama, hediye Schenkung (F.) von Todes wegen ölüme bağlı bağışlama Schenkungsempfänger (M.) bağışlanan, hediye alan Schenkungsempfängerin (F.) bağışlanan, hediye alan Schenkungsteuer (F.) intikal vergisi Scherz (M.) şaka Schicht (F.) vardiya, tabaka, takım Schichtarbeit (F.) vardiyalı çalışma schicken göndermek, yollamak Schicksal (N.) kader, talih Schieber (M.) vurguncu, kaçakçı Schiebung (F.) vurgunculuk, kaçakçılık, muvazaa, gizli anlaşma Schiedsfrau (F.) hakem Schiedsgericht (N.) hakem mahkemesi Schiedsgerichtsordnung (F.) tahkim yönetmeliği Schiedsgutachter (M.) hakem bilirkişi Schiedsgutachterin (F.) hakem bilirkişi Schiedshof hakem divanı Schiedsklausel (F.) hakem şartı Schiedsmann (M.) hakem Schiedsrichter (M.) hakem Schiedsrichterin (F.) hakem Schiedsspruch (M.) hakem kararı Schiedsstelle (F.) hakemlik yeri Schiedsvereinbarung hakemlik sözleşmesi Schiedsvertrag (M.) hakemlik sözleşmesi schießen ateş etmek Schiff (N.) gemi Schiffbruch (M.) deniz kazası Schifffahrt (F.) gemicilik Schifffahrtsgericht (N.) gemicilik mahkemesi Schiffspfandrecht (N.) gemi rehni hukuku Schikane (F.) sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması Schikaneverbot (N.) sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması yasağı schikanieren sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkı kullanmak

Page 152: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

schikanös sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkı kullanan schikanöse Prozessführung (F.) sırf başkasına zarar vermek amacıyla hak kullananın dava takibi Schilling (M.) şilin schimpfen küfretmek schinden eziyet vermek Schinder (M.) eziyet veren Schirmherr (M.) hami, koruyan Schirmherrin (F.) hami, koruyan Schirmherrschaft (F.) himaye, koruma Schisma (N.) ayrılma, itizal Schizophrenie (F.) şizofreni Schlag (M.) vuruş, darbe, çarpma, atma, inme Schlagbaum (M.) bariyer, sınır, hudut schlagen vurmak, darp etmek, çarpmak, atmak, inmek Schläger (M.) vuran, darp eden Schlägerei (F.) kavga, dövüşme Schlägerin (F.) vuran, darp eden Schlampe (F.) fahişe, pasaklı kadın schlecht fena (Adj.), kötü Schlechterfüllung (F.) fena ifa Schlechtleistung (F.) fena eda Schleppnetzfahndung sürütme yoluyla arama Schlesien (N.) Silezya Schleswig-Holstein (N.) Schleswig-Holstein schlichten arabulmak, uzlaştırmak Schlichter (M.) arabulan, uzlaştıran Schlichterin (F.) arabulan, uzlaştıran Schlichtung (F.) arabulma, uzlaştırma Schlichtungsstelle (F.) arabulma yeri, uzlaştırma yeri schließen kapamak, akdetmek Schließung (F.) kapama, akdetme Schlot (M.) baca Schluss (M.) son, bitiş, kapanma, sonuca varma Schlüssel (M.) anahtar Schlüsselgewalt (F.) eşin birliği temsil yetkisi schlüssig isabetli, sonuca varıcı schlüssiges Handeln (N.) hukuki sonuç doğurmaya yönelik hareket Schlussurteil (N.) son karar Schlussverkauf (M.) mevsim sonu satışı Schlussvortrag (M.) son defa söz alarak mütalaa ve iddiaların beyanı Schmerz (M.) ağrı, sancı, acı Schmerzensgeld (N.) tinsel ödence, manevi tazminat Schmierer (M.) rüşvet veren Schmiergeld (N.) rüşvet parası, rüşvet Schmuggel (M.) kaçakçılık schmuggeln kaçırmak Schmuggler (M.) kaçakçı Schmugglerin (F.) kaçakçı Schock (M.) şok

Page 153: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Schöffe (M.) fahri üye, onursal üye Schöffenbank (F.) toplu asliye bankası Schöffengericht (N.) toplu asliye mahkemesi Schöffin (F.) fahri üye, onursal üye Scholle (F.) kesek, toprak schonen esirgemek, korumak Schonzeit (F.) av mevsimi dışı zaman schöpfen yaratmak Schöpfung (F.) yaratma Schornstein (M.) baca Schornsteinfeger (M.) baca temizleyicisi Schornsteinfegergesetz (N.) baca temizleyicisi yasası Schornsteinfegerin (F.) baca temizleyicisi Schranke (F.) bariyer, sınır, hudut schrecken korkutmak schreiben yazmak Schreiben yazma Schrein (M.) kutu, sandık Schrift (F.) yazı Schriftführer (M.) yazı işleri müdürü Schriftführerin (F.) yazı işleri müdürü schriftlich yazılı schriftliches Verfahren (N.) yazılı yargılama yöntemi Schriftsatz (M.) layiha, yazılı dilek Schriftwerk (N.) yazılı yapıt Schuld (F.) borç, suç, kusur, taksir Schuldanerkenntnis (F.) borcun tanınması Schuldbeitritt (M.) borca katılma schulden borçlu olmak schuldenfrei borcu olmayan Schuldentilgung (F.) borç itfası schuldfähig kusur ehliyetine sahip Schuldform (F.) kusur şekli schuldhaft kusurlu (Adj.) schuldig kusurlu (Adj.), suçlu (Adj.) Schuldige (F.) kusurlu (Sb.), suçlu (Sb.) Schuldiger (M.) kusurlu (Sb.), suçlu (Sb.) Schuldinterlokut (N.) kusur hakkında ara kararı schuldlos kusursuz, suçsuz Schuldner (M.) borçlu Schuldnerin (F.) borçlu Schuldnerverzeichnis (N.) borçlular listesi Schuldnerverzug (M.) borçlunun direnmesi Schuldrecht (N.) borç hukuku Schuldschein (M.) borç senedi Schuldspruch (M.) mahkumiyet hükmü Schuldübernahme (F.) borcun yüklenilmesi Schuldumschaffung (F.) illi tecdit schuldunfähig kusur ehliyeti olmayan Schuldverhältnis (N.) borç ilişkisi

Page 154: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Schuldverschreibung (F.) tahvil Schuldzinsen (M.Pl.) borç faizi Schule (F.) okul, mektep Schüler (M.) okul öğrencisi, mektep talebesi Schülerin (F.) okul öğrencisi, mektep talebesi Schulgewalt (F.) okul şiddeti, okul yetkisi Schulpflicht (F.) okula gitme zorunluluğu Schulung (F.) ders, öğretim, eğitim schummeln hile yapmak, aldatmak, kopya çekmek Schund (M.) değersiz şey schürfen araştırmak, sıyırmak Schuss (M.) ateş, atış, şut, iğne Schusswaffe (F.) ateşli silah Schutt (M.) moloz, yapı döküntüsü Schutz (M.) koruma, himaye Schutzbereich (M.) koruma alanı, güvenlik bölgesi Schutzbriefversicherung koruma mektubu sigortası Schütze (M.) nişancı schützen korumak, himaye etmek Schutzfrau (F.) koruyan Schutzgelderpressung (F.) haraç şantajı Schutzgesetz (N.) koruma yasası Schützin (F.) nişancı Schutzmann (M.) koruyan Schutzmaßnahme (F.) koruma tedbiri, himaye tedbiri Schutzpflicht (F.) koruma zorunluluğu Schutzzoll (M.) koruyucu gümrük vergisi Schwager (M.) enişte, kayın Schwägerin (F.) yenge, baldız, görümce Schwägerschaft (F.) dünür hısımlığı schwanger gebe, hamile Schwangerschaft (F.) gebelik Schwangerschaftsabbruch (M.) çocuk düşürme Schwangerschaftsunterbrechung (F.) çocuk düşürme Schwarzarbeit (F.) kaçak, iş Schwarzarbeiter (M.) kaçak işçi Schwarzarbeiterin (F.) kaçak işçi Schwarzfahren biletsiz yolculuk Schwarzgeld (N.) kara para Schwarzhandel (M.) karaborsa Schwarzhändler (M.) karaborsacı Schwarzhändlerin (F.) karaborsacı Schwarzkauf (M.) karaborsa Schwarzmarkt (M.) karaborsa schweben askıda olmak schwebend askıda olan schwebende Unwirksamkeit (F.) askıda olma Schwebezustand (M.) askıda olma durumu schweigen susmak Schweigen (N.) susma

Page 155: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Schweigepflicht (F.) susma zorunluluğu Schweiz (F.) İsviçre Schweizerisches Zivilgesetzbuch (N.) isviçre medeni kanunu schwer ağır (Adj.), zor (Adj.), güç (Adj.) Schwerbehinderte (F.) tam özürlü Schwerbehinderter (M.) tam özürlü Schwerbeschädigte (F.) malul gazi Schwerbeschädigter (M.) malul gazi Schwere (F.) ağırlık, zorluk, güçlük Schwere (F.) der Schuld kusurun özel olarak ağırlığı schwere Brandstiftung (F.) ağır kundaklama schwere Körperverletzung (F.) ağır müessir fiil Schwerpunkt (M.) ağırlık merkezi Schwert (N.) kılıç Schwester (F.) kızkardeş, hemşire Schwiegerelter (M. bzw. F.) kaynata, kaynana Schwiegereltern (Pl.) kaynata kaynana Schwiegermutter (F.) kaynana, kayınvalide Schwiegersohn (M.) damat Schwiegertochter (F.) gelin Schwiegervater (M.) kaynata, kayınpeder Schwindel (M.) yalan söyleme, dolandırıcılık schwindeln yalan söylemek, dolandırmak schwören yemin etmek Schwur (M.) yemin Schwurgericht (N.) ağır ceza mahkemesi See (F.) deniz, göl Seegericht (N.) deniz mahkemesi Seeherrschaft (F.) deniz egemenliği seelisch ruhsal seelischer Schmerz (M.) ruhsal ağrı, ruhsal acı Seemann (M.) denizci Seeräuber (M.) deniz haydutu Seeräuberin (F.) deniz haydutu Seerecht (N.) deniz hukuku Seeweg (M.) deniz yolu Seite (F.) yan, taraf, sayfa Seitenlinie (F.) yansoy, civar Seitensprung (M.) baştan çıkma, zina Sekretär (M.) sekreter Sekretariat (N.) sekreterlik Sekretärin (F.) bayan sekreter Sekte (F.) değişik mezhebe katılanların topu Sektion (F.) bölüm, kısım, otopsi Sektor (M.) sektör selbständig serbest (Adj.), kendi hesabına çalışan (Adj.) Selbständige (F.) serbest meslek sahibi (Sb.), kendi hesabına çalışan (Sb.) Selbständiger (M.) serbest meslek sahibi (Sb.), kendi hesabına çalışan (Sb.) Selbstanzeige kendini bildirme Selbstauflösung (F.) kendine dağılma

Page 156: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Selbstauflösungsrecht (N.) kendine dağılma hakkı Selbstbehalt (M.) katılma payı Selbstbelieferung (F.) kendisine gönderme Selbstbelieferungsklausel (F.) kendisine gönderme kaydı Selbstbestimmung (F.) kendi kaderini tayin Selbstbestimmungsrecht (N.) kendi kaderini tayin hakkı Selbstbindung (F.) kendi kendini bağlama Selbsthilfe (F.) kendiliğinden hak alma Selbsthilferecht (N.) kendiliğinden hak alma hakkı Selbsthilfeverkauf (M.) kendiliğinden hak alma satışı, kendi başına satma Selbstmord (M.) intihar Selbstmörder (M.) intihar eden Selbstmörderin (F.) intihar eden Selbstorganschaft (F.) kendi başına korporasyon Selbstschuldner (M.) müşterek müteselsil borçlu Selbstschuldnerin (F.) müşterek müteselsil borçlu Selbstverteidigung (F.) kendi kendini savunma Selbstverwaltung (F.) özerklik Selbstverwaltungskörperschaft (F.) özerk kurum Semester (N.) sömestr Seminar (N.) seminer Senat (M.) senato, kurul Senator (M.) senatör Senatorin (F.) senatör Sequester (M.) yediemin Sequesterin (F.) yediemin sequestrieren el koymak Sequestration (F.) cebri idare Servitut (F.) irtifak hakkı Session (F.) oturum, celse Seuche (F.) bulaşıcı hastalık, epidemi Sex (M.) cinsellik, seks Sexualdelikt (N.) cinsel suç sexuell cinsel, cinsi sexuelle Handlung (F.) cinsel münasebet sexueller Missbrauch (M.) cinsel bakımdan istismar Sezession (F.) ayrılma Sheriff (M.) şerif sicher emin, kesin, kati Sicherheit (F.) güvenlik, emniyet Sicherheitsleistung (F.) güvence, teminat Sicherheitsrat (M.) güvenlik kurulu Sicherheitsverwahrung (F.) güvenlik saklatımı Sicherheitsvorschrift (F.) güvenlik hükmü sichern güvence altına almak, emniyet altına almak Sicherstellung (F.) güvence altına alma, emniyet altına alma Sicherung (F.) güvence, teminat Sicherungsabrede (F.) güvenlik vermek üzere mukavele Sicherungsabtretung (F.) güvenlik vermek üzere temlik Sicherungsbetrug (M.) güvenlik hilesi

Page 157: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Sicherungseigentum (N.) güvenlik iyeliği Sicherungsgeschäft (N.) güvenlik işlemi Sicherungsgrundschuld (F.) güvenlik olarak verilen ipotekli borç Sicherungshypothek (F.) güvenlik ipoteği Sicherungsverfahren (N.) güvenlik tedbiri muhakemesi Sicherungsvertrag (M.) güvenlik sözleşmesi Sicherungsverwahrung (F.) müşahade altında tutma Sicht (F.) görülme, görünüş Sichtvermerk (M.) vize Sichtwechsel (M.) görüldüğünde ödenecek poliçe Sichverschaffen kendisine sağlama Sieg (M.) yengi, zafer, galibiyet Siegel (N.) mühür, kaşe Siegelbruch (M.) mühür bozma suçu siegeln mühürlemek Signatur im, imza, işaret simultan aynı zamanda olan, eşzaman Sippe (F.) aşiret, asabe sistieren karakola sevk etmek, tutuklamak Sistierung (F.) karakola sevk, tutuklama Sitte (F.) ahlak, teamül, örf, adet Sittengesetz (N.) ahlak yasası sittenwidrig ahlaka aykırı sittlich ahlaki Sittlichkeit (F.) ahlak Sittlichkeitsdelikt (N.) genel ahlaka karşı suç Sitz (N.) merkez, koltuk, yer Sitzung (F.) oturum, celse Sitzungsperiode (F.) toplantı dönemi Sklave (M.) köle (Sb.), esir (Sb.) Sklavin (F.) köle (Sb.), esir (Sb.) Skonto (N.) iskonto Skriptum (N.) yazı Slowakei Slovakya Smog (M.) dumanlı sis sofort ivedilikle, derhal, hemen sofortig acele, ivedi, derhal sofortige Beschwerde (F.) acele itiraz sofortige Verfolgung (F.) acele izleme Software (F.) yazılım Sohn (M.) oğul Solawechsel (M.) emre muharrer senet Sold (M.) asker ücreti Soldat (M.) asker, er Soldatenmeuterei (F.) askerlerin ayaklanması Söldner (M.) ücretli asker Solidarhaftung (F.) dayanışmalı sorumluluk solidarisch dayanışmalı, müteselsil Solidarität (F.) dayanışma, tesanüt Solidaritätsbeitrag (M.) dayanışma aidatı, tesanüt aidatı

Page 158: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Soll (N.) borç, zimmet, plan solvent ödeme gücü olan Solvenz (F.) ödeme gücü Sommer (M.) yaz Sommerzeit (F.) yaz saati Sonder- özel, hususi Sonderabfall (M.) özel atık Sonderausgabe (F.) özel nüsha Sonderbehörde (F.) özel daire Sonderdelikt (N.) mahsus suç Sondererbfolge (F.) tüm olmayan ardıllık Sondergericht (N.) istinai mahkeme Sondergut (N.) özel mal Sonderrecht (N.) imtiyaz, ayrıcalık Sonderverbindung (F.) özel bağlantı Sondervermögen (N.) özel mallar Sonderverordnung (F.) özel yönetmelik Sondervotum (N.) özel oy Sonntag (M.) pazar günü sonstiges Recht (N.) diğer hukuk Sorge (F.) dert, endişe, sıkıntı, özen sorgen bakmak, endişelenmek Sorgfalt (F.) özen, dikkat sorgfältig özenli, dikkatli Sorgfaltspflichtverletzung (F.) özen zorunluluğu ihmali Sorte (F.) çeşit, cins, türlü Sortenschutz (M.) çeşitlerin korunması souverän egemen, hakim Souverän (M.) hükümdar Souveränität (F.) egemenlik, hakimiyet Sowjetunion (F.) Sovyetler Birliği Sozia (F.) ortak (Sb.), şerik (Sb.) sozial sosyal, içtimai Sozialarbeiter (M.) sosyal hizmetler uzmanı Sozialarbeiterin (F.) sosyal hizmetler uzmanı Sozialauswahl sosyal seçme soziale Frage (F.) sosyal sorun soziale Indikation (F.) sosyal endikasyon sozialer Wohnungsbau (M.) sosyal konut yapımı Sozialethik (F.) sosyal ahlak Sozialgericht (N.) sosyal mahkeme Sozialgesetzbuch (N.) sosyal güvenlik kanunu Sozialgesetzgebung (F.) sosyal güvenlik kanunu Sozialhilfe (F.) sosyal yardım sozialisieren toplumsallaştırmak Sozialisierung (F.) sosyalizasyon Sozialismus (M.) sosyalizm Sozialist (M.) sosyalist (Sb.) Sozialistin (F.) sosyalist (Sb.) sozialistisch sosyalist (Adj.)

Page 159: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Sozialleistung (F.) sosyal hizmet Sozialleistungsanspruch (M.) sosyal hizmet hakkı Sozialleistungsquote (F.) sosyal hizmet oranı Sozialpartnerschaft (F.) toplu iş sözleşmenin ortaklığı Sozialpflichtigkeit (F.) sosyal zorunluluk Sozialplan (M.) sosyal plan Sozialrecht (N.) sosyal hukuk Sozialrente (F.) sosyal emeklilik sozialschädlich sosyal zararlı Sozialschädlichkeit (F.) sosyal zarar Sozialstaat (M.) sosyal devlet Sozialstaatsprinzip (N.) sosyal devlet ilkesi Sozialversicherung (F.) sosyal sigorta Sozialversicherungsanspruch (M.) sosyal sigortalar hakkı Sozialversicherungsbeitrag (M.) sosyal sigortalar primi Sozialversicherungsträger (M.) sosyal sigortalar kurumu Sozialversicherungswahl sosyal sigorta seçimi Sozialverwaltungsrecht (N.) sosyal idare hukuku Sozialwohnung (F.) sosyal konut Sozietät (F.) ortaklık, şirket Soziologie (F.) sosyoloji Sozius (M.) ortak (Sb.), şerik (Sb.) Sparbuch (N.) tasarruf cüzdanı Spareinlage (F.) tasarruf mevduatı sparen tasarruf etmek, biriktirmek Sparer (M.) tasarruf sahibi Sparerin (F.) tasarruf sahibi Sparkasse (F.) tasarruf sandığı Sparkonto (N.) tasarruf hesabı Spediteur (M.) taşıma işleri komisyoncusu Spediteurin (F.) taşıma işleri komisyoncusu Spedition (F.) taşıma, nakliye Speditionsvertrag (M.) taşıma sözleşmesi, nakliye sözleşmesi Spekulant (M.) vurguncu, spekülatör Spekulantin (F.) vurguncu, spekülatör Spekulation (F.) vurgunculuk, spekülasyon spekulieren düşünmek, ummak, borsada oynamak Spende (F.) bağış, iane spenden bağışlamak Spender (M.) bağışlayan, iane veren Spenderin (F.) bağışlayan, iane veren sperren engellemek, kapamak, bloke etmek Sperrgebiet (N.) tahdit edilmiş saha Sperrstunde (F.) kapama saati Sperrung (F.) engel, kapama, blokaj, abluka Spese (F.) masraf, harcama Spesen (F.Pl.) masraflar, harcamalar Spezialhandlungsvollmacht (F.) özel münasebet vekaletnamesi Spezialist (M.) uzman, mütehassıs Spezialistin (F.) uzman, mütehassıs

Page 160: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Spezialität (F.) özellik, hususiyet Spezialprävention (F.) özel önleme speziell özel, hususi spezielles Schuldmerkmal (N.) özel kusur unsuru Spezies (F.) parça, cins, tür Speziesschuld (F.) parça borcu Spezifikation (F.) niteliklerin belirtilmesi, spesifikasyon Spezifikationskauf (M.) tahsis kaydı ile satım Spezifizierung (F.) niteliklerin belirtilmesi, spesifikasyon Sphäre (F.) küre, çevre, saha, alan (1) Spiel (N.) oyun spielen oynamak Spion (M.) casus (Sb.) Spionage (F.) casusluk spionieren casusluk etmek Spionin (F.) casus (Sb.) Spital (N.) hastane Spitzel (M.) muhbir, ihbarcı Sponsor (M.) sponsor Sponsorin (F.) sponsor Sport (M.) spor Sprache (F.) konuşma yeteneği, dil sprechen konuşmak Sprecher (M.) konuşmacı, sözcü, spiker Sprecherausschuss (M.) konuşmacı kurulu Sprecherin (F.) konuşmacı, sözcü, spiker Sprengel (M.) daire, bölge Sprengstoff (M.) patlayıcı madde, bomba Spruch (M.) karar, hüküm Spruchkörper (M.) karar mercii Sprungrevision (F.) atlama yoluyla temyiz Spur (F.) iz, zerre Staat (M.) devlet Staatenbund (M.) devletler konfederasyonu staatenlos tabiiyetsiz (Adj.), uyruksuz (Adj.) Staatenloser (M.) tabiiyetsiz (Sb.), uyruksuz (Sb.) Staatennachfolge (F.) devletler ardıllığı staatlich devletçe, devlet tarafından staatliche Bankenaufsicht (F.) devlet banka denetimi Staatsangehörige (F.) vatandaş Staatsangehöriger (M.) vatandaş Staatsangehörigkeit (F.) vatandaşlık Staatsanwalt (M.) savcı Staatsanwältin (F.) savcı Staatsanwaltschaft (F.) savcılık Staatsaufsicht (F.) devlet denetimi Staatsbürger (M.) vatandaş Staatsbürgerin (F.) vatandaş Staatsbürgerschaft (F.) vatandaşlık Staatsbürgschaft (F.) devlet kefaleti

Page 161: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Staatsdienst (M.) devlet hizmeti Staatsform (F.) devlet şekli Staatsgebiet (N.) devlet ülkesi Staatsgeheimnis (N.) devlet gizliliği Staatsgerichtshof (M.) devlet mahkemesi, yüce divan Staatsgewalt (F.) devlet iktidarı Staatsgliederung (F.) devlet tablosu Staatsgrenze (F.) devlet sınırı Staatshaftung (F.) devletin sorumluluğu Staatskanzlei (F.) devlet ofisi Staatskasse (F.) devlet hazinesi Staatskirche (F.) devlet kilisesi Staatskirchenrecht (N.) devlet kilise hukuku Staatskommissar (M.) ajan, görevli Staatskommissarin (F.) ajan, görevli Staatslehre (F.) devlet öğretisi Staatsmann (M.) devlet adamı Staatsnotstand (M.) sıkıyönetim Staatsoberhaupt (M.) devlet başkanı Staatspartei (F.) devlet partisi Staatspräsident (M.) devlet başkanı Staatspräsidentin (F.) devlet başkanı Staatsprüfung (F.) devlet sınavı Staatsräson (F.) hikmet-i hükümet Staatsrecht (N.) kamu hukuku Staatsreligion (F.) devlet dini Staatsschuldenrecht (N.) devlet borçları hukuku Staatsschutz (M.) devlet güvenliği Staatssekretär (M.) müsteşar Staatssekretariat müsteşarlık Staatssekretärin (F.) müsteşar Staatssymbol (N.) devlet sembolü Staatsvertrag (M.) antlaşma, sözleşme Staatsverwaltung (F.) devlet idaresi Staatsvolk (N.) vatandaşlar, yurttaşlar Staatszweck (M.) devlet amacı Stab (M.) maiyyet, hükümet, yönetici kadro stabil istikrarlı, sağlam Stadt (F.) şehir, kent Stadtamt (N.) şehir görevi Stadtdirektor (M.) şehir yönetmeni Stadtdirektorin (F.) şehir yönetmeni städtisch şehirle ilgili, kentsel Stadtplanung (F.) şehir planlaması Stadtrat (M.) belediye meclisi, belediye meclisi üyesi Stadträtin (F.) belediye meclisi üyesi Stadtrecht (M.) şehir hukuku Stadtsenat (M.) şehir kurulu Stadtstaat (M.) şehir devleti Stamm (M.) kabile, soy, nesil

Page 162: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Stammaktie (F.) adi hisse senedi Stammeinlage (F.) koyulan sermaye stammen gelmek, çıkmak Stammkapital (N.) esas sermaye Stand (M.) durum, hal, vaziyet Standard (M.) standart Standesamt (N.) evlendirme memurluğu Standesbeamter (M.) evlendirme memuru Standesbeamtin (F.) evlendirme memuru Standesrecht (N.) evlendirme hukuku Standgericht (N.) divanı harp ständig daimi, devamlı, sürekli Standort (M.) bulunduğu yer Standrecht (N.) sıkıyönetim Station (F.) istasyon, gar Statistik (F.) istatistik, sayıbilim Stätte (F.) yer, sahne, alan (1) statthaft caiz olan Statthaftigkeit (F.) caiz olma Statthalter (M.) vali Statthalterin (F.) vali Status (M.) statü, durum, hal status (M.) quo (lat.) statüko, mevcut durum Statusprozess (M.) nesep davası Statut (N.) kanun, yasa, statü Statutenkollision (F.) kanunlar çatışması Stau (M.) durma, tıkanma Steckbrief (M.) yakalama müzekkeresi stehlen çalmak steigern artırmak, çoğaltmak Stelle (F.) yer, daire, iş, kadro Stellenvermittlung (F.) iş bulma servisi Stellung (F.) konum, mevki, durum stellvertretend muavin, temsilen stellvertretendes commodum (N.) muavin commodum, muavin menfaat Stellvertreter (M.) temsilci, mümessil Stellvertreterin (F.) temsilci, mümessil Stellvertretung (F.) temsil Stempel (M.) damga, kaşe, mühür Stempelgebühr (F.) damga ücreti Stempelmarke (F.) damga pulu stempeln damgalamak Sterbebuch (N.) ölüm kütüğü Sterbegeld (N.) ölüm yardımı ödeneği, cenaze yardımı sterben ölmek, vefat etmek Sterbeurkunde (F.) ölüm ilmühaberi steril kısır, steril Sterilisation (F.) kısırlaştırma, sterilizasyon sterilisieren kısırlaştırmak, sterilizasyon etmek Steuer (F.) vergi, dümen, direksiyon

Page 163: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Steuerbefreiung (F.) vergiden bağışık tutma Steuerbehörde (F.) vergi dairesi Steuerberater (M.) vergi danışmanı Steuerberaterin (F.) vergi danışmanı Steuerbescheid (M.) vergi ihbarnamesi Steuerbevollmächtigte (F.) vergi vekili Steuerbevollmächtigter (M.) vergi vekili Steuerbilanz (F.) vergi bilançosu Steuererklärung (F.) vergi beyannamesi Steuererlass (M.) vergi tenzili Steuerflucht (F.) vergiden kaçma steuerfrei vergiden bağışık Steuerfreibetrag (M.) vergiden muaf meblağ Steuergeheimnis (N.) vergi mahremiyeti Steuerhinterziehung (F.) vergi kaçırma steuerlich vergi ile ilgili Steuerpflicht (F.) vergi yükümlülüğü steuerpflichtig vergi yükümlüsü (Adj.) Steuerpflichtige (F.) vergi yükümlüsü (Sb.) Steuerpflichtiger (M.) vergi yükümlüsü (Sb.) Steuerrecht (N.) vergi hukuku Steuerrichtlinie (F.) vergi yönetmeliği Steuersache (F.) vergi işi Steuerschuld (F.) vergi borcu Steuerstrafrecht (N.) vergi cezaları hukuku Steuersystem (N.) vergi sistemi Steuertabelle vergi tablosu Steuerveranlagung vergi tarhı Steuervergünstigung (F.) vergide istisna Stichtag (M.) gün, son gün, valör Stichwahl (F.) balotaj Stiefbruder (M.) üvey kardeş Stiefelter (M. bzw. F.) üvey baba, üvey anne Stiefeltern (Pl.) üvey baba anne Stiefkind (N.) üvey evlat Stiefmutter (F.) üvey anne Stiefschwester (F.) üvey kızkardeş Stiefsohn (M.) üvey oğul Stieftochter (F.) üvey kız Stiefvater (M.) üvey baba Stift (N.) vakıf, yurt, manastır stiften vakfetmek, kurmak Stifter (M.) vakfeden, kuran Stifterin (F.) vakfeden, kuran Stiftung (F.) vakıf still sessiz, gürültüsüz stille Gesellschaft (F.) sessiz ortaklık stillschweigend üstü kapalı, zımni Stillstand (M.) durma, tatil Stillstand (M.) des Verfahrens yargılamanın durması

Page 164: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Stimmabgabe (F.) oy verme, rey verme Stimme (F.) oy, rey, ses stimmen oy vermek, rey vermek Stimmenmehrheit (F.) oy çoğunluğu Stimmenthaltung (F.) çekimserlik Stimmrecht (N.) oy hakkı, rey hakkı Stimmzettel (M.) oy pusulası, rey pusulası Stipendium (N.) burs Stockwerk (N.) kat Stoff (M.) madde, kumaş stören elatmak, tecavüz etmek, rahatsız etmek Störer (M.) elatan, tecavüz eden, rahatsız eden Störerin (F.) elatan, tecavüz eden, rahatsız eden stornieren iptal etmek Storno (N.) iptal Störung (F.) bozukluk, arıza Strafanstalt (F.) ceza kurumu, cezaevi Strafantrag (M.) yakınma, şikayet Strafanzeige (F.) suç ihbarı Strafarrest (M.) ceza hapsi Strafaufhebungsgrund (M.) cezayı kaldıran neden Strafaufschub (M.) cezanın ertelenmesi, cezanın tehiri Strafaussetzung (F.) cezanın tecili, cezanın ertelenmesi strafbar cezayı gerektirici, cezayı müstelzim Strafbarkeit (F.) cezayı gerektirme, cezalandırabilirlik Strafbarkeitsirrtum (M.) cezayı gerektirme yanılması strafbedrohte Handlung (F.) cezalandırabilir fiil Strafbefehl (M.) ceza kararnamesi Strafbestimmung (F.) cezanın belirlenmesi Strafe (F.) ceza, ukubet strafen cezalandırmak Strafgefangene (F.) hükümlü (Sb.), mahpus (Sb.) Strafgefangener (M.) hükümlü (Sb.), mahpus (Sb.) Strafgericht (N.) ceza mahkemesi, ceza hakimliği Strafgesetz (N.) ceza kanunu, ceza yasası Strafgesetzbuch (N.) ceza kanunu Strafherabsetzung (F.) cezayı azaltma Strafkammer (F.) ceza dairesi Sträfling (M.) hükümlü (Sb.), mahpus (Sb.) straflos cezasız Strafmaß (N.) cezanın kapsamı, cezanın miktarı Strafmaßrevision (F.) tayin edilen cezayı temyiz Strafmilderung (F.) cezayı azaltma Strafmilderungsgrund (M.) cezayı azaltıcı neden Strafprozess (M.) ceza muhakemesi, ceza yargılaması Strafprozessordnung (F.) ceza muhakemeleri usulü kanunu Strafrahmen (M.) cezanın sınırları Strafrecht (N.) ceza hukuku strafrechtlich cezasal, cezai Strafrechtsentschädigung ceza hukuku ödencesi

Page 165: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Strafregister (N.) sabıka sicili Strafrichter (M.) ceza hakimi Strafrichterin (F.) ceza hakimi Strafsache (F.) ceza işi Strafschärfung (F.) cezayı şiddetlendirme Strafschärfungsgrund (M.) cezayı ağırlatıcı neden Strafsenat (M.) ceza kurulu Straftat (F.) suç Straftatbestand (M.) suçun unsurları Straftäter (M.) suç faili, suç işleyen Straftäterin (F.) suç faili, suç işleyen strafunmündig ergin olmayan Strafunmündigkeit (F.) ergin olmayış Strafurteil (N.) mahkumiyet hükmü, mahkumiyet ilamı Strafvereitelung (F.) cezasız kalmaya yol açma suçu Strafverfahren (N.) ceza yargılaması, ceza muhakemesi Strafverfolgung (F.) ceza takibi Strafversprechen (N.) ceza vaadi Strafverteidiger (M.) müdafi, savunma vekili Strafverteidigerin (F.) müdafi, savunma vekili Strafverteidigung (F.) müdafaa, savunma Strafvollstreckung (F.) ceza infazı Strafvollstreckungsordnung (F.) cezaların infazı hakkında kanun Strafvollzug (M.) ceza infazı Strafvollzugsanstalt (F.) ceza infaz kurumu, cezaevi Strafvollzugsbeamter (M.) ceza infaz memuru Strafvollzugsbeamtin (F.) ceza infaz memuru Strafvollzugsgesetz (N.) cezaların infazına dair tüzük Strafvorschrift (F.) cezai hüküm Strafzumessung (F.) cezanın tayini Strafzweck (M.) cezanın amacı Strand (M.) deniz kıyısı, plaj Strandgut (N.) denizin attığı enkaz Strang (M.) ip, kayış strangulieren boğmak Straße (F.) yol, karayolu, sokak, cadde Straßenbau (M.) yol yapımı, karayolu yapımı Straßenbaubehörde (F.) yol yapımı makamı, karayolu yapımı makamı Straßenbaulastträger (M.) yol yapımı hamalı Straßenraub (M.) yol keserek adam soyma, yol kesme suçu Straßenrecht (N.) yol hukuku Straßenverkehr (M.) trafik Straßenverkehrsbehörde (F.) trafik tescil ve denetleme dairesi Straßenverkehrgesetz (N.) karayolları trafik kanunu Straßenverkehrsordnung (F.) karayolları trafik yönetmeliği Straßenverkehrsrecht (N.) trafik hukuku Straßenverkehrs-Zulassungs-Ordnung (F.) karayolları trafik tescil yönetmeliği Streich (M.) şaka, oyun, muziplik streichen silmek, çizmek Streife (F.) devriye, kol

Page 166: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Streifenwagen (M.) devriye arabası Streik (M.) grev Streikbrecher (M.) grev kırıcısı Streikbrecherin (F.) grev kırıcısı streiken grev yapmak Streikrecht (N.) grev hakkı Streit (M.) çekişme, tartışma, dava streiten çekişmek, tartışmak, dava açmak Streitgegenstand (M.) dava konusu Streitgenosse (M.) dava arkadaşı Streitgenossenschaft (F.) dava arkadaşlığı Streitgenossin (F.) dava arkadaşı streitig çekişmeli, tartışmalı, davalı (Adj.) streitige Gerichtsbarkeit (F.) çekişmeli yargı Streitigkeit (F.) uyuşmazlık, çekişme Streitverkündung (F.) davanın ihbarı streng dar, sert, sıkı Strengbeweis (M.) kesin delil, kanuni delil sistemi strenges Recht (N.) dar hukuk strittig çekişmeli, tartışmalı, davalı (Adj.) Strohfrau (F.) kukla kadın Strohmann (M.) kukla adam Strom (M.) cereyan, akım, elektrik Stromeinspeisungsgesetz (N.) cereyan iletmesi yasası Stück (N.) parça, adet, kalem Stückaktie parça hisse Stückschuld (F.) parça borcu Student (M.) yüksek okul öğrencisi Studentenschaft (F.) yüksek okul öğrencilerin tümü Studentenwerk (N.) yüksek okul öğrencilerin yapıtı Studentin (F.) yüksek okul öğrencisi Studienordnung (F.) öğrencilik düzeni studieren yüksek okulda öğrenim yapmak, okumak Studierende (F.) yüksek okulda öğrenim yapan Studierender (M.) yüksek okulda öğrenim yapan Studium (N.) yüksek öğrenim Stufe (F.) basamak, derece, rütbe, merhale stumm dilsiz Stunde (F.) saat, ders stunden önellendirmek, mühlet vermek Stundung (F.) önellendirme, mehil subaltern madun, aşağı derecede bulunan Subhastation (F.) cebri artırma Subjekt (N.) özne, süje subjektiv sübjektif, öznel subjektive Unmöglichkeit (F.) sübjektif olanaksızlık subjektiver Tatbestand (M.) sübjektif tipiklik subjektives öffentliches Recht (N.) sübjektif kamu hukuku subjektives Recht (N.) sübjektif hukuk subjektives Rechtfertigungselement (N.) sübjektif mazeret unsuru

Page 167: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

subjektives Tatbestandsmerkmal (N.) sübjektif tipiklik unsuru subjektives Unrechtselement (N.) sübjektif haksızlık unsuru Subordination (F.) bağımlılık subsidiär tali, ikinci derecede, yardımcı Subsidiarität (F.) talilik, ikinci derecede olma, yardımcılık Subsidie (F.) destek, yardım, muavenet Subskription (F.) abonman Substitut (N.) kaim şahıs Substitution (F.) ikame, temsil Subsumtion (F.) altlama Subunternehmer (M.) taşeron, alt işveren Subunternehmerin (F.) taşeron, alt işveren Subvention (F.) devletin parasal yardımı, sübvansiyon subventionieren para ile desteklemek suchen aramak Sucht (F.) iptila, düşkünlük, tiryakilik suggestiv telkin edici Sühne (F.) kefaret, ceza Suizid (M.) intihar Sujet (franz.) (N.) konu, mevzu Sukzession (F.) ardıllık, halefiyet sukzessiv ardışık, ard arda gelen summarisch kısa, özetlenmiş, mücmel Summe (F.) bedel, tutar, miktar, toplam, mecmu Sünde (F.) günah, suç Superintendent (M.) başpapaz Superintendentin (F.) başpapaz Surrogat (N.) kaim olan mal Surrogation (F.) kaim olma, ardıllık suspekt şüpheli (Adj.) suspendieren işten el çektirmek, askıya almak, ertelemek Suspendierung işten el çektirme, askıya alma, erteleme Suspension (F.) işten el çektirme suspensiv taliki, erteleyici Suspensivbedingung (F.) taliki şart Suspensiveffekt (M.) taliki hüküm Suzeranität (F.) yarı egemen devlet üzerindeki egemenlik Syllogismus (M.) tümden gelim, talil Symbol (N.) simge, sembol Synallagma (N.) akitten doğan borçların karşılıklı bağımlılığı synallagmatisch karşılıklı, tam iki taraflı Syndika (F.) hukuk danışmanı, hukuk müşaviri Syndikat (N.) hukuk danışmanlığı, hukuk müşavirliği, sendika Syndikus (M.) hukuk danışmanı, hukuk müşaviri Synode (F.) ruhani meclis System (N.) sistem, rejim Systematik (F.) sınıflama, bölümleme systematisch sistemli, yöntemli systematische Interpretation (F.) sistemli yorum, yöntemli yorum Tabelle (F.) cetvel, çizelge, tablo

Page 168: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Tag (M.) gün, yevm Tagedieb (M.) tembel (Sb.), avare (Sb.) Tagegeld (N.) bir günlük harcırah Tagelohn (M.) gündelik Tagelöhner (M.) gündelikçi Tagelöhnerin (F.) gündelikçi tagen toplanmak Tagesgeld (N.) ihbarsız mevduat Tagesordnung (F.) gündem Tagesordnungspunkt (M.) gündem maddesi täglich günlük, yevmiye Tagung (F.) toplantı Tagungsort (M.) toplantı yeri Taktik (F.) taktik Talar (M.) cüppe Talon (M.) talon Tante (F.) hala, teyze, yenge Tantieme (F.) kazanca bağlı ücret Tara (F.) dara Tarif (M.) tarife, toplu iş sözleşmesine ilişkin tariflich tarifeye göre Tarifpartner (M.) toplu iş sözleşmesinin tarafları Tarifrecht (N.) toplu iş sözleşmesi hukuku Tarifverhandlung (F.) toplu pazarlık Tarifvertrag (M.) toplu iş sözleşmesi Taschendieb (M.) yankesici, cepçi, kapkaççı Taschendiebin (F.) yankesici, cepçi, kapkaççı Taschengeld (N.) cep harçlığı Tat (F.) eylem, fiil, suç Tatbestand tipiklik, unsurlar, suçun tipi Tatbestandsirrtum (M.) suçun şartlarında yanılma Tatbestandsmerkmal (N.) tipiklik unsuru Tatentschluss (M.) eylem kararı Täter (M.) fail Täterin (F.) fail Täterschaft (F.) faillik Täterschaftsrecht (N.) faillik hukuku Tatherrschaft (F.) suçun egemenliği tätig faal, etkin, çalışan (Adj.) tätige Reue (F.) faal nedamet Tätigkeit (F.) faaliyet, çalışma Tätigkeitsdelikt (N.) neticesi harekete bitişik suç Tatinterlokut (N.) fiil hakkında ara kararı tätlich eylemli, fiili Tätlichkeit (F.) eylem, fiil Tatmehrheit (F.) hakiki (Sb.), içtima (Sb.) Tatort (M.) eylem yeri, suç yeri Tatsache (F.) olgu, vakıa Tatsachenirrtum (M.) olayda yanılma tatsächlich gerçek (Adj.), hakiki (Adj.), nesnel (Adj.)

Page 169: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

tatsächlicher Schaden (M.) gerçek zarar Tatstrafrecht (N.) suçun ceza hukuku Tatumstand (M.) suçun şartı Tatumstandsirrtum (M.) suçun şartında yanılma taub sağır taubstumm sağır-dilsiz Taufe (F.) vaftis taufen vaftis etmek tauglich elverişli, sağlam Tauglichkeit (F.) elverişlilik, sağlamlık Tausch (M.) değiştokuş tauschen değişmek täuschen aldatmak, hile yapmak, kandırmak Täuschung (F.) aldatma, hile, kandırma taxativ tadadi, sayımsal Taxe (F.) takse, tarife, rayiç Taxi (N.) taksi taxieren değerlendirmek, takdir etmek, tahmin etmek Technik (F.) teknik (Sb.) technisch teknik (Adj.) Technischer Überwachungsverein (M.) teknik denetleme örgütü, tüf Teil (M.) kısım, pay, parça, hisse Teilakzept (N.) kısmi kabul teilbar taksim edilebilir, bölünebilen teilbare Leistung (F.) taksim edilebilir eda Teilbesitz (M.) kısmen zilyedlik Teileigentum (N.) kısmi mülkiyet teilen taksim etmek, paylaşmak, bölmek Teilgläubiger (M.) kısmi (Sb.), alacaklı (Sb.) Teilgläubigerin (F.) kısmi alacaklı Teilgläubigerschaft (F.) kısmi alacaklılık Teilhaber (M.) hissedar Teilhaberin (F.) hissedar Teilhaberschaft (F.) hissedarlık Teilleistung (F.) kısmi eda Teilnahme (F.) katılma, iştirak Teilnehmer (M.) katılan, iştirak eden Teilnehmerin (F.) katılan, iştirak eden Teilnichtigkeit (F.) nisbi butlan Teilrechtsfähigkeit (F.) kısmi hak ehliyeti Teilschuld (F.) kısmi fiil Teilschuldner (M.) kısmi fail Teilschuldnerin (F.) kısmi fail Teilschuldnerschaft (F.) kısmi faillik Teilung (F.) taksim, paylaşma, bölüşme Teilungsanordnung (F.) taksim kararı Teilungsklage (F.) taksim davası Teilunmöglichkeit (F.) taksim olanağı Teilurteil (N.) taksim kararı, kısmi hüküm teilweise kısmen (Adj.), kısmi (Adj.)

Page 170: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Teilzahlung (F.) kısmen ödeme Teilzahlungsabrede (F.) kısmen ödeme mukavelesi Teilzeitarbeit (F.) kısmi zamanlı çalışma Teilzeitwohnrecht kısmi zamanlı sükna hakkı Telefax (N.) telefaks Telefon (N.) telefon Telegramm (N.) telgraf Telekommunikation (F.) telekomünikasyon, uziletişim Telekommunikationsgesetz telekomünikasyon yasası Teleologie (F.) teleoloji, erekbilim teleologisch teleolojik, gai teleologische Auslegung (F.) amaçsal yorum, gai yorum teleologische Reduktion (F.) amaçsal indirgeme, gai irca Teleshopping (N.) teleshopping Tendenz (F.) eğilim, temayül Tendenzbetrieb (M.) eğilim işletme Tenor (M.) söz, fıkra, anlam, meal, lafız Termin (M.) tayin edilen gün, belirlenen gün, duruşma, görüşme, vade Termineinlage (F.) vadeli mevduat Termingeschäft (N.) vadeli işlem terminieren gün tayin etmek, gün belirlemek, vade koymak territorial ülkesel, ülkeye değin Territorialitätsprinzip (N.) mülkilik ilkesi Territorialstaat (M.) mülkilik devleti Territorium (N.) mülk arazisi, ülke toprakları, devlet toprağı Terror (M.) terör, tedhiş Terrorismus (M.) terörizm, tedhişçilik Terrorist (M.) terörist, tedhişçi Terroristin (F.) terörist, tedhişçi Test (M.) deneme, sınama, test Testament (N.) vasiyetname, vasiyet ile tasarruf testamentarisch vasiyetname yoluyla Testamentseröffnung (F.) vasiyetnamenin açılması Testamentsvollstrecker (M.) vasiyeti tenfiz memuru Testamentsvollstreckerin (F.) vasiyeti tenfiz memuru Testamentvollstreckung (F.) vasiyetin tenfizi Testat (N.) vize, teyit mektubu Testator (M.) vasiyet eden, teyit mektubu veren Testatorin (F.) vasiyet eden, teyit mektubu veren testieren vasiyet etmek, vasiyet yoluyla tasarruf etmek testierfähig vasiyet yoluyla tasarrufa ehliyetli Testierfähigkeit (F.) vasiyet yoluyla tasarrufa ehliyet Testierfreiheit (F.) vasiyet yoluyla tasarrufta bulunma serbestisi Text (M.) metin Textverarbeitung (F.) metin işlemesi Theater (N.) tiyatro Theaterrecht tiyatro hukuku Thema (N.) konu, mevzu Theokratie (F.) teokrasi Theologie (F.) teoloji

Page 171: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Theorie (F.) kuram, teori Therapie (F.) tedavi, terapi These (F.) sav, tez Thron (M.) taht Thronrede (F.) taht sözü Thüringen (N.) Thüringen Tier (N.) hayvan Tierhalter (M.) hayvan sahibi Tierhalterin (F.) hayvan sahibi Tierhüter (M.) hayvan bakıcısı Tierhüterin (F.) hayvan bakıcısı Tierkörper (M.) hayvan kadavrası Tierkörperbeseitigungsrecht (N.) hayvan kadavralarının imhası hukuku Tierquälerei (F.) hayvanlara eziyet etme Tierschutz (M.) hayvanları koruma tilgen ödemek, itfa etmek Tilgung (F.) ödeme, itfa Tilgungsrate (F.) ödeme taksiti time-sharing (N.) tıme-sharing Titel (M.) başlık, ünvan, sıfat, senet Titelschutz (M.) başlıkların korunması Tochter (F.) kız Tochtergesellschaft (F.) yavru şirket Tod (M.) ölüm, vefat Todeserklärung (F.) gaiplik kararı Todesstrafe (F.) ölüm cezası, idam cezası Todesvermutung (F.) ölüm karinesi Todeszelle (F.) idama mahkum olanların konulduğu hücre tödlich öldürücü, ölüme yol açan Toleranz (F.) hoşgörü, müsamaha Tortur (F.) işkence tot ölü töten öldürmek Totgeburt (F.) ölü doğan çocuk Totschlag (M.) niteliksiz adam öldürme Totschläger (M.) katil, kurşun topuzlu sopa Totschlägerin (F.) katil, kurşun topuzlu sopa Tötung (F.) öldürme, katil Tötung (F.) im Straßenverkehr trafikte öldürme trachten elde etmeye çalışmak, kastetmek Tradition (F.) gelenek Traditionspapier (N.) ciro edilebilir senet Transfer (M.) transfer transferieren transfer etmek Transformation (F.) dönüşüm Transformationsgesetz (N.) dönüşüm yasası transformieren dönüştürmek Transfusion transfüzyon Transit (M.) transit Transplantation (F.) organ nakli

Page 172: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

transplantieren organ nakletmek Transport (M.) taşıma, nakil transportieren taşımak, nakletmek Trassant (M.) keşideci Trassantin (F.) keşideci Trassat (M.) muhatap Trassatin (F.) muhatap Tratte (F.) poliçe trauen güvenmek, nikâhlamak Trauung (F.) evlenme akdi, nikâh Trauzeuge (M.) evlenme tanığı, nikâh şahidi Trauzeugin (F.) evlenme tanığı, nikâh şahidi Traveller (M.) seyahatçı, yolcu Travellerscheck (M.) seyahat çeki trennen ayırmak, ayrılmak Trennung (F.) ayırma, ayrılma Trennungszulage (F.) ayrılık zamı treu sadakatlı, sadık, bağlı Treu (F.) und Glauben (M.) doğruluk, dürüstlük Treubruch (M.) sadakatsızlık, vefasızlık treubrüchig sadakatsız, vefasız Treubruchstatbestand (M.) sadakatsızlık tipikliği Treue (F.) sadakat, bağlılık Treuhand (F.) yedieminlik, vesayet Treuhänder (M.) yediemin, güvenilir kişi Treuhänderin (F.) yediemin, güvenilir kişi treuhänderisch inançlı, itimada dayalı treuhänderische Besitzerin (F.) inançlı zilyed treuhänderischer Besitzer (M.) inançlı zilyed Treuhänderschaft (F.) yedieminlik, vesayet Treuhandgesellschaft (F.) inançlı işlem Treuhandkonto (N.) yedieminlik hesabı Treuhandschaft (F.) yedieminlik, vesayet Treuhandverhältnis (N.) yedieminlik ilişkisi Treunehmer (M.) yediemin, güvenilir kişi Treunehmerin (F.) yediemin, güvenilir kişi Tribunal (N.) mahkeme Tribut (M.) haraç Trieb (M.) irade Triebtäter (M.) iradesini kontrol edemeyen fail Triebtäterin (F.) iradesini kontrol edemeyen fail trinken içmek Trinkgeld (N.) bahşiş TRIPS (Agreement on Trade-related Aspects of Intellectual Property Rights) TRIPS Trödelvertrag (M.) eskici sözleşmesi Trunkenheit (F.) sarhoşluk Trunkenheit (F.) im Straßenverkehr trafikte sarhoşluk Trunksucht (F.) ayyaşlık Trust (M.) tröst Tschechien (N.) Çek Cumhuriyeti

Page 173: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Tücke (F.) kötülük, hile Tun (N.) icabi hareket Turnus (M.) nöbet, münavebe Tutor (M.) danışman Tutorin (F.) danışman TÜV (M.) teknik denetleme örgütü Typ (M.) tip, örnek Typengenehmigung (F.) tip izni Typenverschmelzungsvertrag (M.) tiplerin birleşmesi sözleşmesi Typenzwang (M.) tip zorunluluğu Tyrann (M.) despot, tiran Tyrannin (F.) despot, tiran übel kötü, fena (Adj.), rahatsız Übel kötülük, fenalık, rahatsızlık Übeltäter (M.) kötü niyetli kimse, suçlu Übeltäterin (F.) kötü niyetli kimse, suçlu üben alışmak, alıştırmak überantworten teslim etmek Überbau (M.) üstyapı, taşkın inşaat überbauen üzerine inşaat yapmak, taşkın inşaat yapmak Überbringer (M.) getiren, ulak, sai Überbringerin (F.) getiren, ulak, sai übereignen devretmek, temlik etmek Übereignung (F.) devretme, temlik übereinkommen sözleşmek, mukavele akdetmek, uzlaşmak Übereinkommen (N.) sözleşme, mukavele, uzlaşma Übereinkunft (F.) sözleşme, mukavele, uzlaşma Überfall (M.) başkasının mülküne düşme, baskın überfallen başkasının mülküne düşmek, baskın yapmak überführen göndermek, sevk etmek Übergabe (F.) teslim, tevdi Übergang (M.) geçme, intikal übergeben (Adj.) teslim edilmiş übergeben (V.) teslim etmek übergesetzlich yasaüstü, kanunlar üstü übergesetzlicher Notstand (M.) yasaüstü zorda kalma Überhangmandat (N.) fazla vekalet überholen geçmek, elden geçirmek überlassen (Adj.) temlik edilmiş, bırakılmış, terkedilmiş, devredilmiş überlassen (V.) temlik etmek, devretmek, bırakmak, terketmek Überlassung (F.) temlik, devretme, bırakma, terk überleiten geçirmek, iletmek Überleitung (F.) geçiş, intikal Überleitungsvertrag (M.) geçiş sözleşmesi Übermaß (N.) aşırı ölçü, ifrat, aşırılık Übermaßverbot (N.) aşırı ölçü yasağı Übernahme (F.) devralma, teslim alma, deruhte übernehmen devralmak, teslim almak, deruhte etmek Überprüfung (F.) gözden geçirme, denetleme überschießen hedefi aşmak

Page 174: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

überschießende Innentendenz (F.) hedefi aşan iç eğilim überschreiten aşmak, geçmek Überschreitung (F.) aşma, geçim Überschrift (F.) yazı başlığı, matlap, manşet Überschuldung (F.) aşırı borçlanma, fazla borçlanma Überschuss (M.) artık kalan, artık para Übersicherung aşkın sigorta überstimmen oy çokluğu ile yenmek Überstunde (F.) fazla çalışma saati Überstunden (F.Pl.) fazla çalışma saatleri übertragbar devredilebilir übertragen (Adj.) devredilmiş, temlik edilmiş, yüklenmiş, nakledilmiş übertragen (V.) devretmek, temlik etmek, yüklemek, nakletmek übertragener Wirkungskreis (M.) devredilmiş nüfuz sahası Übertragung (F.) devir, temlik, yükleme, nakil übertreten (V.) kabahat işlemek Übertretung (F.) kabahat überwachen denetlemek, gözlemek Überwachung (F.) denetim, gözetim überweisen aktarmak, nakletmek Überweisung (F.) hesap aktarması, hesap nakli Überweisungsbeschluss (M.) aktarma kararı überzeugen ikna etmek, inandırmak Überzeugung (F.) ikna etme, kanaat, inanç Überzeugungstäter (M.) inanç ve görüşleri nedeniyle suç işleyen Überzeugungstäterin (F.) inanç ve görüşleri nedeniyle suç işleyen überziehen hesabı aşmak Überziehung (F.) banka avansı üble Nachrede (F.) gıybet, kötüleme Übung (F.) alıştırma, talim Ufer (N.) su kenarı, sahil, kıyı Ultimatum (N.) ultimatom ultra-vires-Lehre (F.) tüzel kişiliği sınırlama öğretisi, ultra vires öğretisi umbringen öldürmek umdeuten değişik yorumlamak, değişik anlam vermek Umgangsrecht çocukla şahsi münasebette bulunmak hakkı umgehen çekinmek, kaçamak yolu ile kurtulmak umgehend ivedilikle, derhal, hemen, gecikmeden Umgehung (F.) çekinme, kaçamak yolu ile kurtulma Umgehungsgeschäft (N.) mevsuf muvazaa Umkehr (F.) dönüş umkehren dönmek, çevirmek Umkehrschluss (M.) aksi ile kanıt, tersiyle isbat Umlage (F.) dağılım, dağıtım, harcamalara katılma payı Umlauf (M.) tedavül, dolaşım umlaufen tedavül etmek, dolaşmak Umlaufverfahren (N.) cari dava Umlaufvermögen (N.) cari varlıklar umlegen dağılmak, dağıtmak Umlegung (F.) dağılım, dağıtım

Page 175: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Umsatz (M.) satış Umsatzsteuer (F.) gider vergisi umsonst parasız, bedava Umstand (M.) durum, hal umwandeln değiştirmek, tebdil etmek Umwandlung (F.) değiştirme, tebdil Umwelt (F.) çevre Umweltinformationsgesetz (N.) çevre bilgisi yasası Umweltrecht (N.) çevre politikası Umweltschaden (M.) çevre zararı Umweltschutz (M.) çevre korunması unabdingbar değiştirilemez, emredici, buyurucu unabhängig bağımsız Unabhängigkeit (F.) bağımsızlık unabwendbar önlenemez unabwendbares Ereignis (N.) önlenemez olay unbefugt yetkisiz, salahiyetsiz unbenommen önyargısız, tarafsız unbescholten sabıkasız unbeschränkt sınırsız, tam unbestimmt belli olmayan, belirsiz unbestimmter Rechtsbegriff (M.) belli olmayan hukuk kavramı unbeweglich taşınmaz (Adj.), yerinde sabit olan (Adj.) unbewegliche Sache (F.) taşınmaz mal unbewusst bilinçsiz, şuursuz unbewusste Fahrlässigkeit (F.) bilinçsiz savsama unbillig hakkaniyete aykırı Unbilligkeit (F.) hakkaniyete aykırılık unbotmäßig itaatsız, serkeş unecht gerçek olmayan (Adj.), sahte (Adj.) unechte Gesamtschuld (F.) gerçek olmayan borçlular arasında teselsül unechte Rückwirkung (F.) gerçek olmayan geçmişe dokunma unechte Urkunde (F.) sahte belge unechtes Sonderdelikt (N.) gerçek olmayan mahsus suç unechtes Unterlassungsdelikt (N.) gerçek olmayan ihmali suç unehelich nesebi sahih olmayan, gayri meşru Unehelichkeit (F.) sahih olmayan nesep, gayri meşruluk uneigentlich mecazi uneigentlicher Werklieferungsvertrag (M.) mecazi işletme teslimi sözleşmesi unentgeltlich parasız, bedava Unentgeltlichkeit (F.) parasız olma, bedava olma unerlaubt haksız (Adj.), yasak (Adj.) unerlaubte Handlung (F.) haksız fiil unerlaubtes Entfernen (N.) vom Unfallort kaza yerinden kaçma unfähig yeteneksiz, ehil olmayan, ehliyetsiz Unfähigkeit (F.) yeteneksizlik, ehliyetsizlik Unfall (M.) kaza Unfallhaftpflichtrecht (N.) kaza mali sorumluluk hukuku Unfallverhütung (F.) kazaların önlenmesi Unfallversicherung (F.) kaza sigortası

Page 176: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

unfreiwillig istemeksizin, istemiyerek Unfug (M.) muziplik, yaramazlık ungeboren doğmamış Ungebühr (F.) vor Gericht mahkemeyi tahkir ungehorsam sözdinlemez, itaatsız Ungehorsam (N.) sözdinlemezlik, itaatsızlık ungerecht adaletsiz ungerechtfertigt haksız, haksız olarak ungerechtfertigte Bereicherung (F.) sebepsiz zenginleşme Ungerechtigkeit (F.) adaletsizlik ungesetzlich yasadışı, kanundışı Unglück (N.) kaza Unglücksfall (M.) kaza ungültig batıl, hükümsüz Ungültigkeit (F.) butlan, hükümsüzlük Ungültigkeitserklärung (F.) iptal, iptal kararı Unidroit (N.) Internationales Institut zur Vereinheitlichung des Privatrechts (in Rom) uluslararası özel hukuku birleştirme kurumu Uniform (F.) resmi elbise, üniforma Union (F.) birlik universal evrensel, külli Universalerbe (M.) tek varis Universalität (F.) evrensellik Universalrechtsgut (N.) tüm kişi varlığı hakları Universalsukzession (F.) tüm ardıllık, külli halefiyet Universität (F.) üniversite Unkenntnis (F.) bilmeme, bilmemezlik, haberdar olmama unkörperlich maddi olmayan, manevi Unkosten (F.Pl.) masraflar unlauter haksız unlauterer Wettbewerb (M.) haksız rekabet unmittelbar doğrudan doğruya, dolaysız unmittelbar bevorstehend doğrudan doğruya yaklaşan unmittelbare Stellvertretung (F.) doğrudan doğruya temsil unmittelbare Wahl (F.) doğrudan doğruya seçim unmittelbarer Besitz (M.) doğrudan doğruya elmenlik unmittelbarer Schaden (M.) doğrudan doğruya zarar Unmittelbarkeit (F.) doğrudan doğruyalık unmöglich imkansız, olanaksız Unmöglichkeit (F.) olanaksızlık, imkansızlık unmündig ergin olmayan, reşit olmayan, küçük Unmündigkeit (F.) ergin olmayış, reşit olmayış, küçüklük unparteiisch tarafsız, bitaraf unparteilich tarafsız, bitaraf Unparteilichkeit (F.) tarafsızlık, bitaraflık unrecht haksız Unrecht (N.) haksızlık Unrechtsbewusstsein (N.) haksızlık bilinci unredlich yolsuz, doğruluğa sığmayan unregelmäßig düzensiz, usulsüz

Page 177: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

unregelmäßige Verwahrung (F.) düzensiz saklatım, usulsüz tevdi unrichtig doğru olmayan, yanlış Unrichtigkeit (F.) doğru olmama, yanlışlık Unschuld (F.) masumluk, suçsuzluk unschuldig masum, suçsuz Unschuldsvermutung (F.) masumluk karinesi unstatthaft caiz olmayan Unstatthaftigkeit caiz olmama untätig işsiz (Adj.), tembel (Adj.) Untätigkeit (F.) işsizlik, tembellik untauglich elverişsiz, askerliğe yaramaz untauglicher Versuch (M.) eksik teşebbüs Unterausschuss (M.) alt komisyon, tali encümen unterbrechen ara vermek, tatil etmek, tehir etmek Unterbrechung (F.) ara verme, tatil, tehir unterbringen yerleştirmek, yatırmak, barındırmak Unterbringung (F.) yerleştirme, yatırma, barındırma unterdrücken gizlemek, bastırmak untere altındaki, aşağıdaki Untereigentum (N.) zilyedlik hakkı untergeben emri altında bulunmak untergeordnet ikinci derecede olan Unterhalt (M.) nafaka, infak unterhalten beslemek, bakmak, tutmak Unterhaltsanspruch (M.) nafaka hakkı Unterhaltspflicht (F.) nafaka yükümlülüğü Unterhaltsrecht (N.) nafaka hukuku Unterhaltsvorschuss (M.) nafaka öndeliği Unterhaus (N.) avam kamarası unterlassen (Adj.) ihmal edilmiş Unterlassen (N.) ihmal, kaçınma, savsama unterlassen (V.) ihmal etmek, kaçınmak, savsamak Unterlassung (F.) ihmal, kaçınma, savsama Unterlassungsanspruch (M.) müdahalenin men’ini isteme hakkı Unterlassungsdelikt (N.) ihmali suç Unterlassungsklage (F.) elatmanın kaldırılması davası unterliegen kaybetmek, bağlı olmak Untermiete (F.) alt kira Untermieter (M.) alt kiracı Untermietvertrag (M.) alt kira sözleşmesi Unternehmen (N.) ortaklık, girişim, teşebbüs Unternehmenstarifvertrag (M.) ortaklık toplu iş sözleşmesi Unternehmensverbund (M.) ortaklık bileşimi Unternehmer (M.) girişimci, yüklenici, işadamı Unternehmerpfandrecht (N.) girişimci rehin hakkı Unterpächter (M.) kiracının kiracısı unterrichten ders vermek, öğretmek untersagen yasaklamak, men’etmek Untersagung (F.) yasaklama, memnuiyet unterscheiden ayırmak

Page 178: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Unterscheidung (F.) ayırma Unterschied (M.) fark unterschlagen (Adj.) zimmete geçirilmiş unterschlagen (V.) zimmete geçirmek Unterschlagung (F.) basit zimmet, zimmet suçu Unterschlagung (F.) öffentlicher Gelder zimmete kamu paraları geçirme unterschreiben imzalamak Unterschrift (F.) imza untersuchen soruşturmak, araştırmak, tahkik etmek Untersuchung (F.) soruşturma, araştırma, tahkik Untersuchungsausschuss (M.) soruşturma komisyonu Untersuchungsgefangene (F.) tutuklu (Sb.) Untersuchungsgefangener (M.) tutuklu (Sb.) Untersuchungsgrundsatz (M.) re’sen araştırma ilkesi Untersuchungshaft (F.) tutukluluk Untersuchungsrichter (M.) soruşturma hakimi Unterversicherung (F.) eksik sigorta unterzeichnen imzalamak Unterzeichnung (F.) imzalama Untreue (F.) emniyeti kötüye kullanma unveräußerlich temlik edilemez unvereinbar bağdaşmaz, uyuşmaz Unvereinbarkeit (F.) bağdaşmazlık, uyuşmazlık Unverjährbarkeit (F.) zamanaşımına uyruk olmazlık unvermeidbar kaçınılmaz, mübrem unvermeidlich kaçınılmaz, mübrem Unvermögen (N.) güçsüzlük, olanaksızlık Unverstand (M.) akılsızlık unvertretbar misli olmayan unvertretbare Sache (F.) misli olmayan şey unverzüglich gecikmeksizin unvollkommen eksik, nakıs unvollkommene Verbindlichkeit (F.) eksik borç unvordenklich ezelden beri unvordenkliche Verjährung (F.) ezelden beri zamanaşımı unvoreingenommen önyargısız, objektif Unvoreingenommenheit (F.) önyargısız olma, objektif olma unwahr yalan (Adj.) Unwahrheit (F.) yalan (Sb.) unwesentlich önemsiz unwiderruflich dönülemez unwirksam hükümsüz, hukuken geçersiz Unwirksamkeit (F.) hükümsüzlük, hukuken geçersizlik unwissentlich bilmiyerek Unwissenheit (F.) bilmeme, bilmemezlik, haberdar olmama unwürdig layik olmayan Unwürdigkeit liyakatsizlik Unzucht (F.) fuhuş unzüchtig hayasız, edepsiz unzulässig caiz olmayan

Page 179: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Unzulässigkeit (F.) caiz olmama unzurechnungsfähig doğruyu yanlıştan ayıramayan Unzurechnungsfähigkeit (F.) doğruyu yanlıştan ayıramama unzuständig yetkisiz, yetkili olmayan Unzuständigkeit (F.) yetkisizlik, yetkili olmama unzuverlässig güvenilmez Unzuverlässigkeit (F.) güvenilmezlik Urabstimmung (F.) grev oylaması Urheber (M.) asli fail, yazar Urheberbenennung (F.) eser sahibinin belirtilmesi Urheberin (F.) asli fail, yazar Urheberpersönlichkeitsrecht (N.) manevi haklar Urheberrecht (N.) fikri hukuk, telif hakkı urheberrechtlich fikri hukuka göre Urheberrechtsgesetz (N.) fikir ve sanat eserleri kanunu Urkunde (F.) senet, evrak, belge, vesika Urkundenbeweis (M.) yazılı ispat belgesi Urkundendelikt (N.) evrakta suç Urkundenfälschung (F.) evrakta sahtekarlık Urkundenprozess (M.) evrak davası Urkundenunterdrückung (F.) senetlerin gizlenmesi urkundlich senetli, evrakta müstenit Urlaub (M.) izin Urlaubsanspruch (M.) izin hakkı Urlaubsgeld (N.) izin parası Urne (F.) kül kavanozu, oy sandığı Urproduktion (F.) ilk üretim Ursache (F.) neden (Sb.), sebep, illet ursächlich nedensel, sebebe bağlı, illi Ursächlichkeit (F.) nedensellik, sebebe bağlılık, illiyet Ursprung (M.) asıl, kaynak, başlangıç ursprünglich asli, ilkel ursprüngliche Unmöglichkeit (F.) asli imkansızlık Urteil (N.) hüküm urteilen hüküm vermek, karar vermek Urteilsformel (F.) hüküm fıkrası Urteilsgründe (M.Pl.) hüküm sebepleri Urteilstenor (M.) hüküm fıkrası Urteilsverkündung (F.) hükmün tefhimi Urteilsvollstreckung (F.) hükmün infazı Usance (F.) ticari teamül usurpieren gaspetmek Utilitarismus (M.) yararcılık Vakanz (F.) münhal kadro Valuta (F.) yabancı ülke parası, döviz Vasall (M.) vasal Vater (M.) baba Vaterland (N.) anayurt väterlich baba gibi, babadan kalma väterliche Gewalt (F.) babaerkillik

Page 180: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vaterschaft (F.) babalık Vaterschaftsanerkenntnis (N.) babalığın tanınması Vaterschaftsanerkennung (F.) babalığın tanınması Vaterschaftsanfechtung (F.) babalığın reddi Vaterschaftsklage (F.) babalık davası Vaterschaftsvermutung (F.) babalık karinesi Vatikan (M.) Vatikan Vatikanisches Konzil (N.) Vatikan Konsili VELKD (F.) Vereinigte evangelisch-lutherische Kirche Deutschlands Almanya Protestan-Lüteriyen Birleşik Kilisesi verabreden sözleşmek, kararlaştırmak, anlaşmak, randevulaşmak Verabredung (F.) sözleşme, kararlaştırma, anlaşma, randevu Verabredungsgefahr (F.) sözleşme tehlikesi verabschieden vedalaşmak, izin vermek verächtlichmachen aşağılamak verändern değiştirmek, değişmek Veränderung (F.) değiştirme, değişiklik, tebdil veranlagen salmak, tarh etmek Veranlagung (F.) salma, tarh verantwortlich sorumlu, mesul Verantwortlichkeit (F.) sorumluluk, mesuliyet Verantwortung (F.) sorumluluk, mesuliyet verarbeiten işlemek Verarbeitung (F.) işleme veräußern devretmek, temlik etmek Veräußerung (F.) devretme, temlik Veräußerungsverbot (N.) devretme yasağı, temlik yasağı verbal sözlü, şifahi Verbalinjurie (F.) sözle hakaret, sövme Verband (M.) birlik, federasyon Verbandsklage (F.) müşterek hak davası Verbandskompetenz (F.) birlik yetkisi Verbandskörperschaft (F.) birlik derneği Verbandsstrafe birlik cezası Verbandstarifvertrag (M.) işçi sendikası ve işveren sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesi verbannen sürgüne göndermek Verbannung (F.) sürgün verbergen gizlemek, saklamak verbessern düzeltmek, iyileştirmek Verbesserung (F.) düzeltme, iyileştirme verbieten yasaklamak, men etmek verbinden birleştirmek, tevhid etmek, bağlamak verbindlich bağlayıcı Verbindlichkeit (F.) borç, yükümlülük, bağlayıcılık Verbindlichkeiten (F.Pl.) borçlar, yükümlülükler, bağlayıcılıklar Verbindung (F.) birleştirme, tevhid verborgen gizli, saklı verborgener Mangel (M.) gizli ayıp Verbot (N.) yasak (Sb.), mümanaat

Page 181: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

verboten yasak (Adj.), memnu Verbotsirrtum (M.) yasakta yanılma, hukuki yanılma Verbrauch (M.) tüketim, istihlak verbrauchbar tüketilebilen, tüketilebilir verbrauchbare Sache (F.) tüketilebilir şey verbrauchen tüketmek, istihlak etmek Verbraucher (M.) tüketici Verbrauchergeschäft (N.) tüketici işlemi Verbraucherin (F.) tüketici Verbraucherinsolvenz tüketici aczi Verbraucherkredit (M.) tüketici kredisi Verbraucherschutz (M.) tüketiciyi koruma Verbraucherschutzgesetz (N) tüketiciyi koruma kanunu Verbrauchsgüterkauf (F.) tüketim malları satımı Verbrauchsteuer (F.) tüketim vergisi Verbrechen (N.) cürüm, cinayet, suç Verbrecher (M.) cürüm işleyen, cani verbrecherisch cinai, caniyane Verbund (M.) bileşim, terkip verbürgen garanti etmek, kefalet altına almak verbüßen ceza çekmek Verdacht (M.) şüphe, kuşku verdächtig şüpheli (Adj.) verdächtigen şüphelenmek Verdächtigter (M.) şüpheli (Sb.) Verdächtigung (F.) şüphelenme verdienen kazanmak, hak etmek Verdienst (M.) kazanç Verdienstentgang (M.) kazanç eksikliği Verdikt (N.) mahkeme kararı verdingen ihale etmek Verdingung (F.) ihale (1) Verdingungsordnung (F.) für Leistungen (VOL) ödemeler için ihale düzeni verdunkeln karartmak Verdunkelung (F.) karartma Verdunkelungsgefahr (F.) delilleri karartma tehlikesi vereidigen yemin ettirmek, yemin vermek Vereidigung (F.) yemin ettirme, yemin verme Verein (M.) dernek, cemiyet vereinbaren anlaşmak, kararlaştırmak Vereinbarung (F.) anlaşma, kararlaştırma Vereinbarungsdarlehen (N.) anlaşma ödüncü vereinen anlaşmak, kararlaştırmak vereinfachen basitleştirmek vereinigen birleştirmek vereinigt birleşik Vereinigte Staaten (M.Pl.) von Amerika Amerika Birleşik Devletleri Vereinigung (F.) örgüt, dernek, teşekkül Vereinigungsfreiheit (F.) örgütleşme serbestisi Vereinsfreiheit (F.) derneğin serbestisi

Page 182: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vereinshaftung (F.) derneğin sorumluluğu Vereinte Nationen (F.Pl.) (UNO) Birleşmiş Milletler vereiteln engellemek, mani olmak Vereitelung (F.) engelleme, mani olma vererben miras olarak intikal etmek Verfahren (N.) yöntem, usul, dava verfahren (V.) hareket etmek Verfahrensgrundsatz (M.) yöntem esası Verfahrensmangel (M.) yönteme ait noksanlar Verfahrensmissbrauch (M.) yöntemin kötüye kullanılması Verfahrensrecht (N.) yöntem hukuku verfahrensrechtlich yöntem hukukuna göre Verfahrensvorschrift (F.) yönteme ilişkin kural Verfahrensvorschriften (F. Pl.) yönteme ilişkin kurallar Verfall (M.) düşme, çökme, vade verfallen (Adj.) düşmüş, çökmüş, vadesi gelmiş verfallen (V.) düşmek, çökmek, sakıt olmak Verfallsklausel (F.) hak düşürücü kayıt Verfallspfand (N.) hak düşürücü rehin verfassen yazmak, telif etmek Verfasser (M.) yazar Verfasserin (F.) yazar Verfassung (F.) anayasa, esas teşkilat kanunu Verfassungsänderung (F.) anayasa değişikliği Verfassungsauslegung (F.) anayasanın yorumu Verfassungsbeschwerde (F.) anayasa aykırılık itirazı Verfassungsfeind (M.) anarşist verfassungsgebend anayasama verfassungsgebende Gewalt (F.) anayasama erki verfassungsgemäß anayasal Verfassungsgericht (N.) anayasa mahkemesi Verfassungsgeschichte (F.) anayasa tarihi Verfassungsgesetz (N.) anayasa Verfassungsgrundsatz (M.) anayasa ilkesi verfassungskonform anayasaya uygun, anayasal verfassungskonforme Auslegung (F.) anayasaya uygun yorum Verfassungskontrolle (F.) anayasal denetim verfassungsmäßig anayasal, anayasaya uygun verfassungsmäßige Ordnung (F.) anayasal düzen verfassungsmäßiger Vertreter (M.) anayasal temsilci Verfassungsorgan (N.) anayasa organı Verfassungsprinzip (N.) anayasa prensibi Verfassungsrecht (N.) anayasa hukuku Verfassungsschutz (M.) anayasayı koruma Verfassungsstreitigkeit (F.) anayasa uyuşmazlığı Verfassungsurkunde (F.) anayasal belge Verfassungsvorbehalt (M.) anayasa muhafazası verfassungswidrig anayasaya aykırı Verfassungswidrigkeit (F.) anayasaya aykırılık verfolgen koğuşturmak, izlemek, takip etmek

Page 183: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Verfolgung (F.) koğuşturma, izleme, takip Verfrachter (M.) taşıyan Verfrachterin (F.) taşıyan verfügen tasarruf etmek, mutasarrıf olmak Verfügung (F.) tasarruf, egenim, karar, emir, muamele Verfügung (F.) von Todes wegen ölüme bağlı tasarruf Verfügungsbefugnis (F.) tasarruf hakkı Verfügungsermächtigung (F.) tasarruf yetkisi Verfügungsgeschäft (N.) tasarruf işlemi Verfügungsverbot (N.) tasarruf yasağı verführen kandırmak Verführung (F.) kandırma Vergaberecht verme hakkı, tahsis hakkı Vergehen (N.) cünha vergelten karşılık vermek, misillemek Vergeltung (F.) karşılık verme, misilleme vergesellschaften toplumsallaştırmak Vergesellschaftung (F.) toplumsallaştırma vergewaltigen zorla ırza geçmek Vergewaltigung (F.) zorla ırza geçme vergiften zehirlemek Vergiftung (F.) zehirleme Vergleich (M.) uzlaşma, sulh, karşılaştırma vergleichen (sich) uzlaşmak vergleichen karşılaştırmak Vergleichsmiete (F.) uzlaştırma kirası Vergleichsordnung (F.) uzlaştırma düzenlemesi Vergleichsverfahren (N.) uzlaştırma usulü vergüten ödemek, tazmin etmek Vergütung (F.) ödeme, tazmin Vergütungsgefahr (F.) ödeme tehlikesi, tazmin tehlikesi verhaften tutuklamak, tevkiv etmek Verhaftung (F.) tutuklama, tevkiv Verhalten (N.) davranış, hareket verhalten (V.) davranmak, hareket etmek Verhaltenshaftung (F.) davranış sorumluluğu Verhältnis (N.) ilişki, münasebet verhältnismäßig nisbi, göreceli, izafi Verhältnismäßigkeit (F.) orantılık Verhältniswahl (F.) nisbi temsil sistemi yoluyla seçim Verhältniswahlrecht (N.) nisbi temsil sistemi yoluyla seçme hakkı verhandeln yargılamak, muhakeme etmek Verhandlung (F.) yargılama, muhakeme verhängen ceza vermek, hükmetmek Verhängung (F.) ceza verme, hüküm verme verharmlosen tehlikesiz göstermeye çalışmak Verharmlosung (F.) tehlikesiz göstermeye çalışma verherrlichen övmek, büyültmek, yüceltmek Verherrlichung (F.) övme, büyültme, yüceltme verhindern önlemek, engellemek

Page 184: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Verhinderung (F.) önleme, engelleme Verhör (N.) istinak verhören istinak etmek verhüten önlenmek Verhütung (F.) önlenme Verhütungsmittel (N.) gebelik önleyici araçlar verjähren zamanaşımına uğramak Verjährung (F.) zamanaşımı Verkauf (M.) satış, satma, satım verkaufen satmak Verkäufer (M.) satıcı Verkäuferin (F.) satıcı Verkaufskommission (F.) satış komisyonu Verkehr (M.) trafik, ulaşım, işlemler, muameleler verkehren gidip gelmek, işlemek Verkehrsdelikt (N.) trafik suçu Verkehrsgeschäft (N.) trafik işi Verkehrsmittel (N.) trafik aracı Verkehrspflicht (F.) trafik yükümlülüğü Verkehrspolizei (F.) trafik memuru Verkehrsrecht (N.) trafik hukuku Verkehrsstrafrecht (N.) trafik ceza hukuku Verkehrsteuer (F.) trafik vergisi Verkehrsunfall (M.) trafik kazası Verkehrsunfallflucht (F.) trafik kazası yerinden kaçma Verkehrsvorschrift (F.) trafik kuralı Verkehrswirtschaft (F.) trafik ekonomisi Verkehrszeichen (N.) trafik işareti Verkehrszentralregister (N.) trafik merkez sicili verklagen dava etmek verklaren deniz raporu ibraz etmek verkünden sözle bildirmek, ilan etmek, tefhim etmek Verkündung (F.) sözle bildirme, ilan, tefhim Verkündungsblatt (N.) ilan kağıdı verladen yüklemek Verladeschein (M.) yükleme belgesi Verlag (M.) yayınevi Verlagsrecht (N.) yayım hukuku verlagsrechtlich yayım hukukuna göre Verlagsvertrag (M.) yayım sözleşmesi verlängern uzatmak, temdit etmek verlängert uzatılmış, temdit edilmiş Verlängerung (F.) uzatma, temdit verlassen (V.) terk etmek, bırakmak Verlassenschaft (F.) kalıt, tereke verlautbaren ilan etmek, duyurmak verlegen (V.) yayımlamak, nakletmek Verleger (M.) yayımcı verleihen ariyet vermek, vermek, bahşetmek Verleihung (F.) ariyet verme, verme, bahşetme

Page 185: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

verleiten iğfal etmek, kandırmak Verleitung (F.) iğfal, kandırma Verlesung okuma verletzen bozmak, ihlal etmek, yaralamak Verletzter (M.) kıygın, mağdur, yaralı Verletzung (F.) bozma, ihlal, yaralama Verletzungsdelikt (N.) maddi suç verleumden iftira etmek Verleumder (M.) iftiracı Verleumdung (F.) iftira, iftira etme verlieren kaybetmek verloben nişanlamak Verlöbnis (N.) nişan, nişanlama Verlobung (F.) nişan, nişanlama Verlust (M.) kayıp, kaybolma, ziya vermachen vasiyet etmek Vermächtnis (N.) vasiyet Vermächtnisnehmer (M.) lehine vasiyet yapılan vermählen evlenmek Vermählung (F.) evlenme vermeidbar kaçınılabilir vermeidbarer Verbotsirrtum (M.) kaçınılabilir yasakta yanılma vermeiden kaçınmak, sakınmak Vermeidung (F.) kaçınma, sakınma vermengen birleştirmek, karıştırmak Vermengung (F.) birleştirme, karıştırma Vermerk (M.) ibare, not, kayıt, şart vermessen (V.) ölçümlemek, ölçmek Vermessung (F.) ölçümleme, ölçme vermieten kiraya vermek, kiralamak Vermieter (M.) kiralayan, acir Vermieterpfandrecht (N.) kiralayanın rehin hakkı Vermietung (F.) kiraya verme, kiralama vermindern azalmak, azaltmak vermindert azalmış, azaltmış verminderte Schuldfähigkeit (F.) azalmış kusur ehliyeti Verminderung (F.) azalma, azaltma vermischen karıştırmak Vermischung (F.) karıştırma vermitteln aracı olmak, aracılık etmek Vermittler (M.) aracı Vermittlung (F.) aracılık Vermittlungsausschuss (M.) aracılık kurulu Vermögen (N.) malvarlığı, servet, mallar, varlıklar Vermögensbildung (F.) malvarlığı teşkili Vermögensbildungsgesetz (N.) malvarlığı teşkil yasası Vermögensdelikt (N.) malvarlığına karşı işlenen suç Vermögenspflegschaft (F.) malvarlığı kayyımlığı Vermögensschaden (N.) maddi zarar Vermögensstrafe malvarlığı cezası

Page 186: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vermögensteuer (F.) servet vergisi Vermögensübernahme (F.) malvarlığının devralınması Vermögensverwalter (M.) malvarlığının yönetmeni Vermögensverwaltung (F.) malvarlığının yönetimi Vermögensverzeichnis (N.) malvarlığını gösterir müfredat defteri vermummen örtülmek vermuten tahmin etmek, sanmak, zannetmek vermutlich tahmin edilen, sanılan, zannedilen Vermutung (F.) tahmin, sanı vernachlässigen savsamak, ihmal etmek Vernachlässigung (F.) savsama, ihmal vernehmen sorgulamak, sorguya çekmek Vernehmung (F.) sorgulama, sorguya çekme Vernunft (F.) akıl, us vernünftig akla uygun, ussal Vernunftrecht (N.) akıl hukuku veröffentlichen yayınlamak, neşretmek Veröffentlichung (F.) yayınlama, neşir verordnen yönetmek, talimat vermek Verordnung (F.) yönetmelik, talimatname, nizamname, kararname verpachten kiraya vermek, kiralamak Verpächter (M.) kiraya veren, kiralayan Verpachtung (F.) kiraya verme, kiralama Verpackung (F.) ambalaj Verpackungsverordnung ambalaj yönetmeliği verpfänden rehnetmek, rehin etmek Verpfändung (F.) rehnetme, rehin etme verpflichten ilzam etmek, borç altına sokmak Verpflichteter (M.) yükümlü olan kimse Verpflichtung (F.) yükümlülük, borç Verrat (M.) ihanet, ifşa verraten (V.) ihanet etmek, ifşa etmek Verräter (M.) hain, gammaz Verräterin (F.) hain (Sb.), gammaz verräterisch hain (Adj.) verrechnen hesaba geçirmek, mahsup etmek Verrechnung (F.) hesaba geçirme, mahsup Verrechnungsscheck (M.) takas ve mahsup çeki verrichten yapmak, yerine getirmek Verrichtung (F.) yapma, yerine getirme verrucht alçak, melun, kötü Versailles (N.) Versailles Versailler Vertrag (M.) Versailles Sözleşmesi versammeln toplanmak, toplamak Versammlung (F.) toplanma, toplantı Versammlungsfreiheit (F.) toplanma özgürlüğü Versammlungsgesetz (N.) toplanma yasası Versammlungsrecht (N.) toplanma hakkı Versammlungsverbot (N.) toplanma yasağı Versand (M.) postalama, gönderme, yollama

Page 187: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Versandhandel (M.) postalama suretiyle yapılan satışlar Versandhaus (N.) postalama evi versäumen ihmal etmek, kaçırmak Versäumnis (N.) ihmal, kaçırma, kusur Versäumnisurteil (N.) gıyabi hüküm, gıyapta verilen hüküm Versäumnisverfahren (N.) gıyapta yargılama verschaffen sağlamak, temin etmek Verschaffen (N.) sağlama, temin etme Verschaffung (F.) sağlama, temin etme verschärfen şiddetlendirmek, artırmak verschenken hediye etmek, bağışlamak verschieben ertelemek, kaydırmak verschiffen gemi ile göndermek verschleiern örtmek, örtünmek verschleppen adam kaldırmak, uzatma Verschleppung (F.) adam kaldırma, uzatma verschleudern maliyetin altındaki fiyattan satmak Verschleuderung (F.) maliyetin altındaki fiyattan satma Verschluss (M.) kilit verschmelzen birleşmek Verschmelzung (F.) birleşme verschollen yitik, gaip Verschollenheit (F.) gaiplik, yitiklik Verschollenheitsgesetz (N.) gaiplik kanunu Verschulden (N.) kusur, taksir verschulden (sich) borçlanmak verschulden sebep olmak Verschuldenshaftung (F.) kusur sorumluluğu Verschuldensvermutung (F.) kusur karinesi verschwägert sıhri, evlenme sonucu ortaya çıkan Verschweigung (F.) meskut geçme, susma verschwenden boş yere harcamak, israf etmek Verschwendung (F.) boş yere harcama, israf verschwiegen saklanan, gizlenen Verschwiegenheit (F.) sır saklama, ketumiyet Verschwiegenheitspflicht (F.) sır saklama zorunluluğu verschwören (sich) fesat kurmak Verschwörer (M.) fesatçı Verschwörung (F.) fesat Versehen (N.) yanılma, hata Versehrtenrente (F.) sakatlık maaşı versenden göndermek Versender (M.) gönderen Versenderin (F.) gönderen Versendung (F.) gönderme Versendungskauf (M.) irsal yoluyla satım versetzen başka yere atamak, terhin etmek Versetzung (F.) başka yere atama, terhin etme Versicherer (M.) sigortacı versichern sigortalamak, doğruluğunu onamak

Page 188: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

versichert sigortalı Versicherung (F.) sigorta, doğruluğunu onama, temin etme Versicherungsbedingung (F.) sigorta şartı Versicherungsbetrug (M.) sigortayı dolandırma Versicherungsbilanz (F.) sigorta bilançosu Versicherungsfall (M.) sigorta olayı Versicherungsgesellschaft (F.) sigorta şirketi Versicherungskarte (F.) sigorta kartı Versicherungsmakler sigorta prodüktörü Versicherungsnehmer (M.) sigorta ettiren Versicherungspflicht (F.) sigorta yükümlülüğü Versicherungspolice (F.) sigorta poliçesi Versicherungsprämie (F.) sigorta primi Versicherungsrecht (N.) sigorta hukuku Versicherungsschein (M.) sigorta ilmühaberi Versicherungssteuer (F.) sigorta vergisi Versicherungssumme (F.) sigorta bedeli Versicherungsträger (M.) sigorta kurumu Versicherungsurkunde (F.) sigorta belgesi Versicherungsvertrag (M.) sigorta sözleşmesi Versicherungszwang (M.) sigorta zorunluluğu versiegeln mühürlemek, mühür basmak Versiegelung (F.) mühürleme, mühür basma versitzen taşınmaz mülkiyetini zamanaşımı ile kaybetmek versorgen bakmak, sağlamak, temin etmek Versorgung (F.) bakım, sağlama, temin versprechen söz vermek, vaat etmek Versprechen (N.) sözveri, vaat Versprechensempfänger (M.) sözverilen, vaat edilen verstaatlichen devletleştirmek verstaatlicht devletleştirilmiş Verstaatlichung (F.) devletleştirme Versteigerer (M.) müzayedeci versteigern artırma yoluyla satmak Versteigerung (F.) artırma versterben ölmek, vefat etmek verstorben ölmüş, vefat etmiş Verstoß (M.) aykırı hareket, aykırı davranma, kovma verstoßen aykırı hareket etmek, aykırı davranmak, kovmak verstricken haciz koymak Verstrickung (F.) haciz konulması verstümmeln sakatlamak Verstümmelung (F.) sakatlama Versuch (M.) kalkışma, teşebbüs versuchen denemek, tecrübe etmek vertagen yeni gün belirlemek, ertelemek Vertagung (F.) yeni gün belirlemesi, erteleme verteidigen savunmak, müdafaa etmek Verteidiger (M.) savunma vekili, müdafi Verteidigerin (F.) savunma vekili, müdafi

Page 189: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Verteidigung (F.) savunma, müdafaa Verteidigungsfall (M.) savunma durumu Verteidigungsministerium (N.) savunma bakanlığı verteilen paylaşmak, taksim etmek Verteilung (F.) paylaşma, taksim Vertiefung (F.) kazı, hafriyat vertikal dikey, amudi vertikaler Finanzausgleich (M.) dikey mali denge Vertrag (M.) sözleşme, akit, kontrat Vertrag (M.) zu Lasten Dritter başkasının fiilini taahhüt Vertrag (M.) zugunsten Dritter başkası lehine şart vertraglich sözleşmesel, akdi Vertragsabschluss (M.) sözleşmenin inikadı Vertragsauslegung (F.) sözleşmenin yorumu Vertragsbruch (M.) sözleşmeyi bozma Vertragsfreiheit (F.) sözleşme özgürlüğü vertragsgemäß sözleşmesel, akdi Vertragskarte sözleşme kartı Vertragspartei (F.) sözleşmenin tarafı Vertragspartner (M.) sözleşmenin tarafı Vertragspflicht (F.) sözleşmeden doğan borç Vertragspflichtverletzung (F.) sözleşmeden doğan borçların ihlali Vertragsrecht (N.) sözleşme hukuku vertragsschließende Partei (F.) sözleşen taraf Vertragsschluss (M.) sözleşmenin inikadı Vertragsstrafe (F.) cezai şart Vertragsübernahme (F.) sözleşmenin yüklenilmesi Vertragsurkunde (F.) mukavelename, sözleşme belgesi Vertragsverhältnis (N.) sözleşmeden doğan ilişki Vertragsverlängerung (F.) sözleşmenin uzatılması Vertragsverletzung (F.) sözleşmenin ihlali vertrauen güvenmek, itimat etmek Vertrauen (N.) güven, itimat Vertrauensarzt (M.) sigorta doktoru Vertrauensbruch (M.) emniyeti suiistimal Vertrauensfrage (F.) güven istemi Vertrauensgrundsatz (M.) itimat prensibi Vertrauensschaden (N.) menfi zarar Vertrauensschutz (M.) güvenin korunması Vertrauensstellung (F.) güven durumu Vertrauensvotum (N.) güvenoyu vertraulich güvenli, gizli, mahrem vertreiben kovmak, satmak Vertreibung (F.) kovma, satma vertretbar misli, savunulabilir, haklı bulunabilir vertretbare Handlung (F.) misli eylem vertretbare Sache (F.) misli şey vertreten (Adj.) temsil edilmiş (Adj.), sorumluluğu yüklenilmiş (Adj.), savunulmuş (Adj.) vertreten (V.) temsil etmek, sorumluluğu yüklenmek, savunmak Vertretenmüssen (N.) sorumluluğu yüklenmek zorunluluğu

Page 190: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vertreter (M.) temsilci, mümessil Vertretergeschäft (N.) temsil işlemi Vertreterin (F.) temsilci, mümessil Vertretung (F.) temsil, temsilcilik, mümessillik Vertretungsmacht (F.) temsil yetkisi Vertretungswille (M.) temsil iradesi Vertrieb (M.) sürüm, satış Vertriebener (M.) sürgün Vertriebsorganisation (F.) satış organizasyonu Vertriebsrecht (N.) satış hakkı verüben işlemek verunglimpfen hakaret etmek, tahkir etmek Verunglimpfung (F.) hakaret, tahkir veruntreuen ihtilas etmek, zimmetine geçirmek Veruntreuung (F.) ihtilas, nitelikli zimmet verursachen neden olmak, sebep olmak, sebebiyet vermek Verursacher (M.) neden olan, sebep olan, sebebiyet veren Verursachung (F.) neden olma, sebep olma, sebebiyet verurteilen hüküm giydirmek, mahkum etmek Verurteilung (F.) hüküm giydirme, mahkumiyet vervielfältigen çoğaltmak, teksir etmek Vervielfältigung (F.) çoğaltma, teksir etme verwahren saklamak, muhafaza etmek Verwahrer (M.) saklayıcı, müstevdi verwahrlosen bakımsızlık yüzünden harap olmak Verwahrlosung (F.) bakımsızlık, sefillik Verwahrung (F.) saklatım, ida Verwahrungsbruch (M.) saklatım konusunun ihlali Verwahrungsvertrag (M.) saklatım sözleşmesi verwalten idare etmek, yönetmek Verwalter (M.) idareci (Sb.), yönetici (Sb.) Verwaltung (F.) idare, yönetim Verwaltungsakt (M.) idari işlem, idari muamele, idari karar Verwaltungsbehörde (F.) idari makam Verwaltungsgebühr (F.) idari işlem harcı Verwaltungsgemeinschaft (F.) idari topluluk Verwaltungsgericht (N.) idare mahkemesi Verwaltungsgerichtshof (M.) yüksek idare mahkemesi Verwaltungsgerichtsordnung (F.) idari yargılama usulü kanunu Verwaltungshandeln (N.) idari eylem Verwaltungskosten (F.Pl.) idare masrafları Verwaltungsorgan (N.) idare organı Verwaltungsprivatrecht (N.) idari özel usulü hukuku Verwaltungsprozessrecht (N.) idari yargılama usulü hukuku Verwaltungsrat (M.) idare meclisi Verwaltungsrecht (N.) idare hukuku Verwaltungsreform (F.) idarenin reformu Verwaltungsunrecht (N.) idare haksızlığı Verwaltungsverfahren (N.) idari usul Verwaltungsverfahrensgesetz (N.) idari usul kanunu

Page 191: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Verwaltungsvermögen (N.) idare malları Verwaltungsverordnung (F.) yönetmelik Verwaltungsvertrag (M.) idari sözleşme Verwaltungsvollstreckung (F.) idari icra Verwaltungsvollstreckungsgesetz (N.) idari icra kanunu Verwaltungsvorschrift (F.) yönetmelik Verwaltungszustellung (F.) idari tebligat verwandt hısım (Adj.), akraba (Adj.) Verwandte (F.) hısım (Sb.), akraba (Sb.) Verwandter (M.) hısım (Sb.), akraba (Sb.) Verwandtschaft (F.) hısımlık, akrabalık verwandtschaftlich hısımlığa ilişkin, akrabalığa ilişkin verwarnen uyarmak, ihtar etmek Verwarnung (F.) uyarma, ihtar Verwarnungsgeld (N.) uyarma parası, ihtar parası verweigern çekinmek, kaçınmak, reddetmek Verweigerung (F.) çekinme, kaçınma, reddetme Verweis (M.) kınama, gönderme verweisen kınamak, göndermek Verweisungsrecht (N.) kınama hakkı, gönderme hakkı verwenden kullanmak, istimal etmek Verwendung (F.) kullanma, istimal verwerfen reddetmek Verwerfung (F.) reddetme verwerten paraya çevirmek Verwertung (F.) paraya çevirme Verwertungsverbot (N.) paraya çevirme yasağı verwesen idare etmek, yönetmek, kokuşmak Verweser (M.) idareci (Sb.), yönetici (Sb.) verwirken yitirmek, zayi etmek verwirklichen gerçekleştirmek, tahakkuk ettirmek Verwirklichung (F.) gerçekleştirme, tahakkuk ettirme Verwirkung (F.) yitirme, zayi etme verwunden yaralamak, incitmek Verwundung (F.) yaralama, incitme verzeichnen yazmak, kaydetmek Verzeichnis (N.) liste, defter, ceride verzeihen affetmek Verzeihung (F.) af, affetme Verzicht (M.) feragat, vazgeçme verzichten feragat etmek, vazgeçmek Verzichtserklärung (F.) feragat beyanı Verzichtsurteil (N.) davadan feragat üzerine verilen hüküm verzögern geciktirmek, yavaşlatmak Verzögerung (F.) geciktirme, yavaşlatma verzollen gümrüklemek Verzug (M.) gecikme, direnme, temerrüt Verzugszinsen (M.Pl.) gecikme faizi Veto (N.) veto Vetter (M.) kuzen

Page 192: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vetternwirtschaft (F.) kayırıcılık Vieh (N.) hayvan Viehkauf (M.) hayvan alım satımı Vielweiberei (F.) çok karılılık, çok eşlilik Vierteljahr (N.) üç ay vierteljährlich üç ayda bir Viktimologie (F.) suçtan mağdur olanları inceleyen bilim dalı Vindikation (F.) istihkak iddiasında bulunma Vindikationszession (F.) istihkak hakkının devri vindizieren istihkak iddiasında bulunmak vinkulieren kayıtlamak Visum (N.) vize Vivisektion (F.) hayvan üzerine yapılan teşrih Vizekanzler (M.) şansölye yardımcısı Vizekanzlerin (F.) şansöyle yardımcısı Vizekönig (M.) kral yardımcısı Vizekönigin (F.) kral yardımcısı Vizepräsident (M.) başkan yardımcısı vogelfrei kanundışı VOL (F.) Verdingungsordnung für Leistungen ödemeler için ihale düzeni Volk (N.) halk, ahali Völkerbund (M.) milletler cemiyeti Völkermord (M.) soykırımı Völkerrecht (N.) devletler hukuku Völkerrechtssubjekt (N.) devletler hukuku sujesi Volksabstimmung (F.) halk oylaması Volksbank (F.) halk bankası Volksdemokratie (F.) halk demokrasisi Volksentscheid (M.) halkoyu Volkshochschule (F.) gece okulu Volksschule (F.) ilkokul Volkssouveränität (F.) ulusal egemenlik Volksversammlung (F.) halk toplantısı Volksvertreter (M.) halk temsilcisi Volksvertretung (F.) halk temsilciliği Volkswirtschaft ulusal ekonomi volkswirtschaftlich ulusal ekonomi ile ilgili vollenden bitirmek, tamamlamak Vollendung (F.) bitirme, tamamlama volljährig ergin, reşit Volljährigkeit (F.) erginlik, rüşt Vollmacht (F.) yetki, salahiyet, vekalet Vollmachtsurkunde (F.) yetki belgesi vollständig tam, eksiksiz vollstreckbar icra edilebilir vollstreckbare Urkunde (F.) para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senedi Vollstreckbarkeit (F.) icra edilebilirlik vollstrecken icra etmek, yürütmek Vollstrecker (M.) icra eden, yürüten Vollstreckung (F.) icra, yürütme

Page 193: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vollstreckungsbeamter (M.) icra memuru Vollstreckungsbefehl (M.) icra emri Vollstreckungsorgan (N.) icra organı Vollstreckungsverfahren (N.) icra takip işlemi Vollstreik (M.) tam grev Volltrunkenheit (F.) zilzurna sarhoşluk Vollurteil (N.) tam karar vollziehen icra etmek, yürütmek Vollziehung (F.) icra, yürütme, infaz Vollzug (M.) icra, yürütme, infaz Vollzugsanstalt (F.) infaz kurumu Vollzugsbeamter (M.) infaz memuru Vollzugsbehörde (F.) infaz makamı Vollzugsdienst (M.) infaz hizmeti Vollzugspolizei (F.) zabıta Volontär (M.) stajyer vorab ilk önce, her şeyden önce Vorabentscheidung (F.) esas karardan önce verilen karar, ara kararı Vorabentscheidungsverfahren esas karardan önce verilen karar davası, ara karar davası Voranfrage (F.) ön soru vorangegangen önceki vorangegangenes Tun (N.) önceki hareket Voranschlag (M.) tahminen takdir Vorausabtretung (F.) ön devir, peşin devir Vorausklage (F.) ön dava, peşin dava voraussehbar önceden kestirilebilir Voraussehbarkeit (F.) önceden kestirilebilirlik Vorausvermächtnis (N.) ön vasiyet Vorauszahlung (F.) peşin ödeme Vorbedacht (M.) taammüd Vorbedingung (F.) ön koşul Vorbehalt (M.) kaydı ihtirazi, muhafaza vorbehalten (Adj.) saklı, mahfuz vorbehalten (V.) saklı tutmak, çıkarmamak vorbehaltlos kayıt dermeyan etmeksizin Vorbehaltsgut (N.) mahfuz mal Vorbehaltsrecht (N.) mahfuz hak vorbereiten hazırlamak Vorbereitung (F.) hazırlama, hazırlık Vorbereitungsdienst (M.) hazırlayıcı hizmet Vorbereitungshandlung (F.) hazırlayıcı davranış Vorbescheid (M.) ön karar, ön izin vorbestellen rezervasyonunu yaptırmak vorbestraft sabıkalı Vorbeugehaft (F.) önlem olarak tutuklama vorbeugen önlemek vorbeugend önleyici vorbringen irad etmek, söylemek Vorbringen (N.) irad, söyleme Vorbürge (M.) ön kefil

Page 194: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Voreid (M.) tanıklıktan önce yemin voreingenommen önyargılı vorenthalten (Adj.) alıkonulmuş vorenthalten (V.) alıkoymak Vorenthaltung (F.) alıkoyma Vorerbe (M.) ön mirasçı Vorerbschaft (F.) ön miras Vorermittlung (F.) ön tahkikat Vorfahre (M.) üstsoy Vorfahrt (F.) ilk geçiş Vorfall (M.) olay, hadise Vorfrage (F.) ön sorun vorführen ihzar etmek, götürmek Vorführung (F.) ihzar, götürme Vorgänger (M.) ardıl, selef vorgehen hareket etmek, harekete geçmek Vorgehen (N.) hareket etme, harekete geçme Vorgesellschaft (F.) kuruluş halindeki şirket Vorgesetzter (M.) amir, mafevk vorhersehen önceden tahmin etmek Vorkauf (M.) önalım Vorkaufsrecht (N.) önalım hakkı vorladen davet etmek Vorladung (F.) davet Vorlage (F.) ibraz, sunma, tasarı, örnek Vorlageverfahren (N.) ibraz usulü vorläufig geçici olarak, muvakkat vorläufige Einstellung (F.) geçici olarak tatil vorläufige Festnahme (F.) geçici olarak yakalama vorläufiger Rechtsschutz (M.) geçici olarak hakkın korunması vorlegen ibraz etmek, sunmak Vorlegung (F.) ibraz, sunma Vorlegungspflicht (F.) ibraz yükümlülüğü, sunma yükümlülüğü vormerken şerh etmek, şerh vermek Vormerkung (F.) şerh Vormiete (F.) ön kira Vormietrecht (N.) ön kira hakkı Vormund (M.) koruman, vasi Vormundschaft (F.) korumanlık, vesayet Vormundschaftsgericht (N.) korumanlık mahkemesi, vesayet mahkemsi Vornahme (F.) yapma, icra Vornahmeklage (F.) yapma davası, icra davası Vorname (M.) önadı vornehmen yapmak, icra etmek Vorpfändung (F.) haciz ihbarnamesi Vorprüfung (F.) ön sınav Vorrang (M.) öncelik, önce gelme Vorrang (M.) des Gesetzes kanunun üstünlüğü vorrangig öncelikle Vorrat (M.) stok

Page 195: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vorratsschuld (F.) stokların borcu Vorrecht (N.) öncelik hakkı, rüçhan hakkı Vorruhestand (M.) erken emeklilik Vorsatz (M.) kast vorsätzlich kasıtlı, kasti Vorsatzschuld (F.) kast borcu vorschreiben emretmek, buyurmak Vorschrift (F.) hüküm, kural vorschriftsgemäß talimata uygun, talimat dairesinde vorschriftsmäßig talimata uygun, talimat dairesinde vorschriftswidrig talimata aykırı Vorschuss (M.) öndelik, avans Vorschussleistung (F.) mahsuben verilen para, avans Vorsitz (M.) başkanlık, reislik Vorsitzende (F.) başkan, reis Vorsitzender (M.) başkan, reis Vorsitzer (M.) başkan, reis Vorsorge (F.) tedbir vorsorgen tedbir almak Vorsorgevollmacht tedbir yetkisi vorspiegeln gerçek gibi göstermek Vorspiegelung (F.) gerçek gibi gösterme Vorspruch (M.) önsöz, başlangıç Vorstand (M.) yönetim kurulu Vorstandsvorsitzende (F.) yönetim kurulu başkanı Vorstandsvorsitzender (M.) yönetim kurulu başkanı Vorsteher (M.) muhtar Vorsteuer (F.) indirilebilir vergi, geri alınabilir vergi Vorstiftung (F.) ön vakıf Vorstrafe (F.) sabıka Vortat (F.) hükümden önce işlenen suç vortäuschen uydurmak Vortäuschen (N.) einer Straftat suç uydurulması Vortäuschung (F.) uydurma Vorteil (M.) avantaj, çıkar, yarar, menfaat, rüşvet vorteilhaft avantajlı Vorteilsausgleichung (F.) kazançla zararın denkleştirilmesi Vorteilsgewährung (F.) çıkar sağlama, rüşvet verme Vorteilsverschaffungsabsicht (F.) haksız menfaat sağlamak niyeti Vortrag (M.) brifing, bilgi verme, rapor sunma, açıklama vorübergehend muvakkat, geçici Voruntersuchung (F.) ön muayene Vorurteil (N.) önyargı, peşin hüküm Vorverein (M.) henüz kişilik kazanmamış dernek Vorverfahren (N.) ön soruşturma, ön tahkikat Vorvertrag (M.) ön akit Vorwahl (F.) ön seçim Vorwurf (M.) sitem, isnad vorzeitig erken, vaktinden önce Vorzug (M.) imtiyaz, ayrıcalık

Page 196: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Vorzugsaktie (F.) imtiyazlı hisse senedi Votum (N.) oy, rey, mütalaa vulgär kaba Wache (F.) nöbet, karakol Wächter (M.) nöbetçi, koruyucu, bekçi Waffe (F.) silah Waffenschein (M.) silah ruhsatnamesi Waffenstillstand (M.) ateşkes Wagen (M.) araba, vagon Wahl (F.) seçim, intihap, oylama wählbar seçilebilir, seçilme hakkını haiz Wahlberechtigter (M.) seçme hakkına sahip olan kimse, seçimlik hakkına sahip olan kimse Wahlberechtigung (F.) seçim hakkı, seçme hakkı Wahldelikt (N.) seçim suçu wählen seçmek, müdafi seçmek Wähler (M.) seçmen, müntehip Wählerbestechung (F.) seçmene rüşvet verme Wählernötigung (F.) seçmeni icbar etme Wählertäuschung (F.) seçmeni aldatma Wahlgeheimnis (N.) seçim gizliliği Wahlkonsul (M.) fahri konsolos Wahlkreis (M.) seçim çevresi Wahlleiter (M.) seçim yönetmeni Wahlperiode (F.) seçim dönemi Wahlpflicht (F.) seçme mükellefiyeti Wahlrecht (N.) seçme hakkı, seçilme hakkı Wahlrechtsgesetz (N.) seçme hakkı yasası, seçilme hakkı yasası Wahlurne (F.) oy sandığı Wahlzettel (M.) oy pusulası Wahn (M.) kuruntu, hayal, sayıklama Wahndelikt (N.) mefruz suç Wahnsinn (M.) akıl hastalığı, delilik wahnsinnig akıl hastası, deli wahr gerçek (Adj.), hakiki (Adj.) währen sürmek, devam etmek Wahrheit (F.) gerçek (Sb.), hakikat (Sb.) Wahrheitsbeweis (M.) iddiada bildirilen vakıanın doğruluğunu ispat Wahrheitspflicht (F.) olayları eksiksiz ve gerçeğe uygun şekilde açıklama zorunluluğu Wahrnehmung (F.) algı, farkına varma Wahrnehmung (F.) berechtigter Interessen haklı menfaatlerin kullanılması wahrscheinlich olasılı, ihtimali Wahrscheinlichkeit (F.) olasılık, ihtimal Währung (F.) para, para birimi Währungsreserve (F.) para yedeği Währungsunion (F.) para birliği Waise (M. bzw. F.) yetim, öksüz Wald (M.) orman Wandelanleihe (F.) hisse senedine çevrilebilir tahvil şeklinde istikraz Wandelschuldverschreibung (F.) konvertibl tahvil Wandlung (F.) satımın feshi, satımın feshedilmesi

Page 197: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Wappen (N.) arma Ware (F.) mal Warenverkehr (M.) mal ulaşımı Warenverkehrsfreiheit (F.) mal ulaşımı serbestisi Warenzeichen (N.) marka warnen uyarmak Warnung (F.) uyarma, uyarı Wärter (M.) nöbetçi, koruyucu, bekçi Wasser (N.) su Wasserhaushalt (M.) suların idaresi Wasserrecht (N.) sular hukuku Wasserverband (M.) sular birliği Wechsel (M.) poliçe, bono, senet, değiştirme, kambiyo Wechselbürgschaft (F.) aval Wechselprotest (M.) poliçe protestosu Wechselprozess (M.) poliçeye ilişkin dava Wechselrecht (N.) poliçe hukuku Wechselreiterei (F.) hatır senetleri alıp verme Wechselgesetz (N.) poliçe kanunu Weg (M.) yol, geçit Wegerecht (N.) geçit hakkı Wegeunfall (M.) yol kazası Wegfall (M.) düşme, çökme, kalkma, sukut Wegfall (M.) der Bereicherung (F.) zenginleşmenin düşmesi Wegfall (M.) der Geschäftsgrundlage işlem temelinin çökmesi Wegnahme (F.) alma, söküp alma Wegnahmerecht (N.) alma hakkı, söküp alma hakkı wegnehmen almak, söküp almak Wehrbeauftragter (M.) askerlik görevlisi Wehrdienst (M.) askerlik hizmeti Wehrdienstverweigerer (M.) silahlı askerlik yapmaktan kaçınan kimse Wehrdienstverweigerung (F.) silahlı askerlik yapmaktan kaçınma wehren (sich) savunmak, önlemek Wehrgesetz (N.) askerlik yasası wehrlos müdafaasız Wehrlosigkeit (F.) müdafaasızlık Wehrmittel (N.) askerlik aracı, savunma aracı Wehrmittel (N. Pl.) askerlik araçları, savunma araçları Wehrpflicht (F.) askerlik mükellefiyeti Wehrpflichtiger (M.) askerlik yapmakla yükümlü olan kimse Wehrrecht (N.) milli savunma hukuku Wehrstrafgesetz (N.) askeri ceza kanunu Wehrstrafrecht (N.) askeri ceza hukuku weigern (sich) çekinmek, kaçınmak Weigerung (F.) çekinme, kaçınma, imtina Weigerungsklage (F.) çekinme davası, kaçınma davası, imtina davası Weihe (F.) takdis, kutsama, açılış töreni Weise (F.) suret, tarz weisen göstermek, kovmak Weisung (F.) talimat, direktif, emir

Page 198: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Weisungsrecht (N.) talimat yetkisi Weisungsverwaltung (F.) talimat yönetimi weitere Beschwerde (F.) daha itiraz, diğer itiraz Weitergabe (F.) başkalarına verilme, elden ele verilme Weltbank (F.) dünya bankası Welthandelsorganisation (F.) (WTO) dünya ticaret örgütü Weltkulturerbe (N.) dünya kültür mirası Weltorganisation (F.) für geistiges Eigentum (WIPO) dünya fikri mülkiyet teşkilatı Weltpostverein (M.) dünya posta birliği Weltraum (M.) uzay Weltraumrecht (N.) uzay hukuku Weltstrafgerichtshof dünya ceza mahkemesi Welturheberrechtsabkommen (N.) dünya fikri hukuk sözleşmesi werben tanıtım yapmak, reklam yapmak, propaganda yapmak Werbung (F.) tanıtım, reklam, propaganda Werbungskosten (F.Pl.) tanıtım giderleri Werk (N.) yapıt, fabrika, işletme, iş Werklieferung (F.) malzeme ve harcın verilmesi Werklieferungsvertrag (M.) malzeme ve harcın verilmesi yoluyla imalat anlaşması Werklohn (M.) iş ücreti Werkstarifvertrag (M.) işyeri toplu iş sözleşmesi Werktag (M.) iş günü werktätig işçi (Adj.), çalışan (Adj.) Werkvertrag (M.) istisna sözleşmesi Werkzeug (N.) alet Wert (M.) değer, kıymet, fiyat, bedel werten değerlendirmek Wertesystem (N.) kıymet sistemi Wertgegenstand (M.) kıymetli eşya wertlos değersiz, kıymetsiz Wertpapier (N.) kıymetli evrak Wertpapierrecht (N.) kıymetli evrak hukuku Wertrecht kıymetli evraka bağlı hak Wertsache (F.) kıymetli eşya Wertschuld (F.) bedeli piyasa değeri üzerinden ödenecek borç Wertsicherung (F.) kıymet muhafazası Wertsicherungsklausel (F.) kıymeti muhafaza şartı Werturteil (N.) değer yargısı Wertzeichen (N.) değer belirtisi Wertzeichenfälschung (F.) evrakı naktiye sahtekarlığı Wesen (N.) nitelik, esas, mahiyet wesentlich esaslı, önemli, ehemmiyetli wesentlicher Bestandteil (M.) esaslı unsur Westeuropäische Union (F.) (WEU) batı avrupa birliği Wettbewerb (M.) rekabet, yarışma Wettbewerbsbeschränkung (F.) rekabet sınırlaması Wettbewerbsrecht (N.) rekabet hukuku Wettbewerbsverbot (N.) rekabet yasağı Wette (F.) bahis wetten bahse girmek

Page 199: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

WEU (F.) (Westeuropäische Union) batı avrupa birliği wichtig önemli, mühim wichtiger Grund (M.) önemli neden, mühim neden Widerklage (F.) karşılıklı dava widerlegen aksini ispat etmek widerrechtlich hukuka aykırı, haksız Widerrechtlichkeit (F.) hukuka aykırılık, haksızlık Widerruf (M.) dönme, rücu widerrufen (V.) dönmek, rücu etmek widerruflich dönülebilir, rücu edilebilir Widerrufsrecht (N.) dönme hakkı, rücu hakkı Widerrufsvorbehalt (M.) dönme çekincesi, rücu çekincesi Widerspruch (M.) itiraz, inkar, muhalefet widersprüchlich çelişik, mütenakız Widerspruchsbehörde (F.) itirazı incelemeye yetkili olan merci Widerspruchsklage (F.) itiraz davası Widerspruchsverfahren (N.) itiraz davası Widerstand (M.) direnme, direnç, mukavemet Widerstandsrecht (N.) direnme hakkı widmen ithaf etmek, adına sunmak Widmung (F.) ithaf, adına sunma Wiederaufnahme (F.) yenilenme, iade Wiederaufnahme (F.) des Verfahrens yargılamanın yenilenmesi wiederaufnehmen yenilemek, iade etmek wiederbeschaffen ikame etmek Wiederbeschaffung (F.) ikame wiedereinsetzen eski hale getirmek Wiedereinsetzung (F.) in den vorigen Stand eski hale getirme wiedergutmachen zararı ödemek, telafi etmek, düzeltmek Wiedergutmachung (F.) zarar giderimi, telafi etme, düzeltme wiederherstellen eski hale getirmek, iade etmek Wiederherstellung (F.) eski hale getirme, iade wiederholen yinelemek, tekrarlamak wiederholte Verfügung (F.) yinelenen sınav Wiederholung (F.) yineleme, tekrarlama Wiederholungsgefahr (F.) yineleme tehlikesi, tekrarlama tehlikesi Wiederkauf (M.) tekrar satın alma Wiederkaufsrecht (N.) tekrar satın alma hakkı Wiederkehrschuldverhältnis (N.) sürekli borç ilişkisi wiedervereinigen yeniden birleşmek Wiedervereinigung (F.) yeniden birleşme wiederverheiraten yeniden birleşmek Wiederverheiratungsklausel (F.) tekrar evlenme kaydı Wiederverlautbarung (F.) tekrar ilan Wiedervorlage (F.) tekrar sunma wiedervorlegen tekrar sunmak wild yabani, vahşi Wild (N.) av, av hayvanı Wilddieb (M.) kaçak avcı wilder Streik (M.) kanunsuz grev

Page 200: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Wilderei (F.) kaçak av Wilderer (M.) kaçak avcı wildern kaçak avlanmak Wildschaden (M.) avın neden olduğu zarar Wille (M.) istek, irade, arzu Willenserklärung (F.) istek açıklaması Willensfreiheit (F.) isteğin muhtariyeti Willensmangel (M.) istek bozukluğu Willkür (F.) keyfi hareket, keyfi davranış willkürlich keyfi, canı istediği gibi Willkürverbot (N.) keyfi işlem yasağı Winkel (M.) açı, zaviye Winkeladvokat (M.) madrabaz avukat Winzer (M.) bağcı, bağbozucu WIPO (F.) Weltorganisation für geistiges Eigentum dünya fikri mülkiyet teşkilatı wirken etkilemek, tesir etmek wirksam etkin, tesirli Wirkung (F.) etki, tesir Wirkungskreis (M.) etki alanı Wirt (M.) ev sahibi, lokantacı, otelci Wirtin (F.) ev sahibi, lokantacı, otelci Wirtschaft (F.) ekonomi, iktisat wirtschaftlich ekonomik, iktisadi Wirtschaftlichkeit (F.) ekonomiklik, iktisadilik Wirtschaftskriminalität (F.) ekonomik suçlar Wirtschaftslenkung (F.) ekonominin yönlendirilmesi Wirtschaftsprivatrecht (N.) ekonomik özel hukuku Wirtschaftsprüfer (M.) denetçi, murakıp Wirtschaftsrecht (N.) ekonomi hukuku, iktisadi hukuk Wirtschaftsstrafrecht (N.) ekonomik suçlara ilişkin ceza hukuku Wirtschaftsunion (F.) ekonomik birlik Wirtschaftsverfassung (F.) ekonomik anayasa Wirtschaftsverfassungsrecht (N.) ekonomik anayasa hukuku Wirtschaftsvertrag (M.) ekonomik sözleşme Wirtschaftsverwaltung (F.) ekonomik idare Wirtschaftsverwaltungsrecht (N.) ekonomik idare hukuku Wirtshaus (N.) meyhane, birahane wissen bilmek Wissen (N.) bilme Wissenmüssen (N.) bilmesi gerekirlik Wissenschaft (F.) bilim, ilim wissenschaftlich bilimsel, ilmi Wissenschaftsfreiheit (F.) bilim özgürlüğü wissentlich bilerek, kasıtlı Witwe (F.) dul kadın, muhallefe Witwenpension (F.) dul kadın maaşı Witwer (M.) dul erkek Woche (F.) hafta wöchentlich haftalık, haftada bir Wohl (N.) esenlik, selamet

Page 201: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

wohlerworben kazanılmış, müktesep Wohlfahrt (F.) esenlik, selamet Wohlfahrtsstaat (M.) refah devleti wohnen oturmak, sakin olmak, ikamet etmek Wohngeld (N.) sükna parası wohnhaft sein mukim olmak, oturmak Wohnort (M.) oturduğu yer, ikametgah Wohnraum (M.) oturma yeri, süknaya mahsus yer Wohnrecht (N.) oturma hakkı, sükna hakkı Wohnsitz (M.) oturma yeri, ikametgah Wohnung (F.) oturma yeri, konut, sükna Wohnungsbau (M.) konu yapımı Wohnungseigentum (N.) konut mülkiyeti Wohnungsrecht (N.) sükna hakkı Wohnungsvermittlung (F.) sükna aracılığı Wollen (N.) isteme Wort (N.) sözcük, söz, laf, kelime wörtlich harfiyen, harfi harfine Wrack (N.) enkaz Wucher (M.) aşırı yararlanma, gabin Wucherer (M.) murabahacı, tefeci Wunde (F.) yara Würde (F.) onur, haysiyet Würdenträger (M.) rütbe sahibi würdigen takdir etmek, değerlendirmek Würdigung (F.) takdir, değerlendirme Zahl (F.) sayı, adet zahlbar ödenebilir, ödenir zahlen ödemek, tediye etmek Zahlung (F.) ödeme, tediye Zahlungsanweisung (F.) ödeme havalesi Zahlungsbefehl (M.) ödeme emri Zahlungsbilanz (F.) ödemeler dengesi Zahlungseinstellung (F.) ödemelerin durdurulması Zahlungsklage (F.) ödeme davası Zahlungsmittel (N.) ödeme aracı zahlungsunfähig ödemeden aciz Zahlungsunfähigkeit (F.) aciz (Sb.), acizlik (Sb.) Zahlungsverkehr (M.) ödemeler, transferler Zahlungsverzug (M.) ödemede gecikme Zahn (M.) diş Zahnarzt (M.) diş doktoru Zapfenstreich (M.) yat borusu Zaun (M.) parmaklık Zeche (F.) ocak, masraf Zedent (M.) alacağı temlik eden, alacağı geçiren Zeichen (N.) im, belirti, işaret, simge zeichnen taahhüt etmek, üstlenmek, imzalamak Zeit (F.) zaman, süre, vakit Zeitablauf (M.) zamanın geçmesi

Page 202: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Zeitbestimmung (F.) sürenin belirlenmesi, süre koyma zeitlich zaman bakımından, zaman itibariyle Zeitlohn (M.) zaman birimine göre ücret Zeitschrift (F.) dergi, mecmua Zeitung (F.) gazete Zelle (F.) hücre, göze zensieren sansür etmek, not vermek Zensur (F.) sansür, not zentral merkezi, orta, başlıca Zentralbank (F.) merkez bankası Zentrales Staatsanwaltschaftliches Verfahrensregister savcılığın merkezi yargılama sicili Zentralisation (F.) merkezileştirme, santralizasyon zentralisieren merkezileştirmek Zentralismus (M.) merkezcilik Zentralregister (N.) merkez sicili Zentrum (N.) merkez Zerfall (M.) çözülüm, parçalanma zerfallen (V.) çözülmek, parçalanmak zerrütten temelden sarsılmak Zerrüttung (F.) temelden sarsılma Zerrüttungsprinzip (N.) temelden sarsılma esası zerstören tahrip etmek, yıkmak Zerstörung (F.) tahrip, yıkma Zertifikat (N.) sertifika, senet, belge Zession (F.) temlik Zessionar (M.) temlik olunan kimse Zeuge (M.) tanık, şahit zeugen tanıklık etmek, şahitlik etmek Zeugenaussage (F.) tanık ifadesi Zeugenvernehmung (F.) tanık dinlenmesi Zeugnis (N.) tanıklık, şahitlik, karne Zeugnisverweigerung (F.) tanıklıktan çekinme Zeugnisverweigerungsrecht (N.) tanıklıktan çekinme hakkı Zeugung (F.) tanıklık etme, şahitlik etme, üretme, tenasül Ziffer (F.) rakam, bent (1) Zigeuner (M.) çingene Zigeunerin (F.) çingene Zins (M.) faiz Zinsabschlaggesetz (N.) faiz alelhesabı yasası Zinseszins (M.) bileşik faiz Zinsfuß (M.) faiz oranı Zinssatz (M.) faiz oranı Zinsschein (M.) faiz kuponu Zinsschuld (F.) faiz borcu Zitat (N.) iktibas zitieren iktibas etmek zivil sivil Zivildienst (M.) sivil hizmet Zivilehe medeni evlenme Zivilgericht (N.) hukuk mahkemesi

Page 203: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Zivilkammer (F.) hukuk dairesi Zivilklage (F.) hukuk davası Zivilprozess (M.) hukuk yargılaması Zivilprozessordnung (F.) hukuk muhakemeleri usulü kanunu Zivilrecht (N.) medeni hukuk Zivilrichter (M.) hukuk hakimi Zivilsache (F.) hukuk işi Zivilschutz sivil koruma Zivilsenat (M.) hukuk genel kurulu Zivilverfahrensrecht hukuk muhakemeleri Zivilverhandlung (F.) duruşma, muhakeme Zölibat (M. bzw. N.) evlenme yasağı, bekarlık Zoll (M.) gümrük Zollbehörde (F.) gümrük makamı zollfrei gümrüksüz Zollgebiet (N.) gümrük bölgesi Zöllner (M.) gümrükçü Zolltarif (M.) gümrük tarifesi Zollunion (F.) gümrük birliği Zone (F.) bölge, mıntıka Zubehör (N.) eklentiler, teferruat Zucht (F.) yetiştirme, disiplin Zuchthaus (N.) ağır hapis züchtigen uslandırmak, tedip etmek Züchtigung (F.) uslandırma, tedip etme Züchtigungsrecht (N.) uslandırma hakkı, tedip hakkı Zuchtmittel (N.) uslandırma aracı zueignen kendine mal etmek, ithaf etmek Zueignung (F.) kendine mal etme, ithaf Zueignungsabsicht (F.) kendine mal etme niyeti Zufall (M.) rastlantı, tesadüf Zugabe (F.) ek (Sb.), üstelik (Sb.) Zugang (M.) varma, giriş Zugangsvereitelung (F.) varma engellemesi Zugangsverzögerung (F.) varma geciktirmesi Zugeständnis (N.) ödün, taviz zugestehen kabul etmek, kabul vermek Zuhälter (M.) pezevenk, kadın tellalı Zuhälterei (F.) pezevenklik, fahişe dostluğu Zukunft (F.) gelecek (Sb.) zukünftig gelecek (Adj.) zulassen cevaz vermek, kabul etmek zulässig kabule şayan olan, dinlenilir, caiz zulässiges Beweismittel (N.) kabule şayan olan sübut vasıtası Zulässigkeit (F.) kabule şayan olma, dinlenmeye değer olma, caiz olma Zulassung (F.) kabul (Sb.), dinlenme, akseptans Zulassungsberufung kabul istinafı zumessen tayin etmek Zumessung (F.) tayin Zuname (M.) soyadı

Page 204: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Zunft (F.) lonca zurechnen sayışılmak, mahsup etmek Zurechnung (F.) sayışılma, mahsup zurechnungsfähig sağduyulu, doğruyu yanlıştan ayırabilir Zurechnungsfähigkeit (F.) sağduyu, doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği zurückbehalten alıkoymak Zurückbehaltung (F.) alıkoyma Zurückbehaltungsrecht (N.) hapis hakkı zurückfordern geri istemek zurückgeben geri vermek zurücktreten geri dönmek, caymak zurückverweisen naklen iade etmek zurückweisen geri çevirmek, reddetmek Zurückweisung (F.) geri çevirme, ret zurückzahlen geri ödemek zurückziehen geri çekmek Zusage (F.) söz, vaat, kabul (Sb.) zusagen sözvermek, vaat etmek, kabul etmek Zusammenarbeit işbirliği Zusammenhang (M.) bağ, ilişki zusammenrotten (sich) tecemmu etmek Zusammenrottung (F.) tecemmu Zusammenschluss (M.) birleşme, füzyon Zusatz (M.) ek (Sb.), ilave (Sb.) zusätzlich ek (Adj.), ilave (Adj.) Zuschlag (M.) zam, ihale (2) zuschreiben nemalanmak Zuschuss mali yardım, sübvansiyon zusichern söz vermek, vaat etmek Zusicherung (F.) söz, vaat Zustand (M.) durum, hal, vaziyet zuständig yetkili (Adj.), salahiyetli (Adj.) Zuständigkeit (F.) yetki, salahiyet Zustandsdelikt (N.) ani suç Zustandshaftung (F.) durum sorumluluğu Zustandsstörer (M.) durumu rahatsız eden zustellen tebliğ etmek Zustellung (F.) tebliğ, tebligat Zustellungsurkunde (F.) tebliğ mazbatası zustimmen onamak, muvafakat etmek Zustimmung (F.) onama, muvafakat Zustimmungsgesetz (N.) federal konsey’in onayladığı yasa zuverlässig güvenilir, inanılır Zuverlässigkeit (F.) güvenilirlik, inanılırlık zuwenden bağışlamak Zuwendung (F.) bağışlama Zuwendungsverhältnis (N.) havale yapan ile edilen arasındaki ilişki Zwang (M.) zor (Sb.), zorlama (Sb.), cebir (Sb.), baskı (Sb.) Zwangshypothek (F.) teminat ipoteği Zwangslizenz (F.) mecburi lisans

Page 205: değiştirmek ğş ğş ğş - koeblergerhard.de · Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma Abonnement (N.) abonman, abone abonnieren abone olmak abordnen bir işe tayin etmek

Zwangsmittel (N.) zorlama vasıtası Zwangsräumung (F.) cebren tahliye Zwangsvergleich (M.) cebri sulh, konkordato Zwangsversteigerung (F.) cebri müzayede Zwangsversteigerungsgesetz (N.) cebri müzayede kanunu Zwangsverwalter (M.) adli yönetmen Zwangsverwaltung (F.) adli yönetim Zwangsvollstreckung (F.) zorla yürütüm, cebri icra Zweck (M.) amaç, gaye, maksat Zweckentfremdung (F.) amaç dışı kullanma Zweckfortfall (M.) amacın kalkması zweckmäßig amaca uygun, yerinde Zweckmäßigkeit (F.) amaca uygunluk, yerindelik Zweckstörung (F.) amaçlı bozma, amaçlı tecavüz Zweckverband (M.) amaçlı birlik Zweifel (M.) kararsızlık, tereddüt zweifelhaft şüpheli (Adj.), meşkuk (Adj.) Zweigniederlassung (F.) şube Zweigstelle (F.) şube Zweikammersystem (N.) çift meclis sistemi zweiseitig iki taraflı zweispurig çift hatlı Zweispurigkeit (F.) çift hatlılık Zweitbescheid (M.) ikinci ihbarname Zwilling (M.) ikiz zwingen zorlamak, buyurmak zwingend zorlayıcı, buyurucu zwingendes Recht (N.) buyurucu hukuk Zwischenbescheid (M.) ara haber Zwischenprüfung (F.) ara sınavı zwischenstaatlich devletlerarası, uluslararası Zwischenurteil (N.) ara kararı Zwischenverfahren (N.) ara soruşturması Zwischenverfügung (F.) ara kararı Zwischenzeugnis (N.) ara karnesi Zypern (N.) Kıbrıs