ekonomİ (İktİsat) bİlİmİ - kişisel...

21
1 EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ Ekonomi, bir bilim dalı olarak kaynakların sınırlı, buna karşılık insanoğlunun ihtiyaçlarının sonsuz olması nedeniyle çeşitli sorulara yanıt arayan bir bilim dalı olarak ortaya çıkmış ve gelişme göstermiştir. Buradan hareketle ekonomi bilimi kısıtlı kaynaklarla hangi mal ve hizmetin, ne kadar, nasıl ve kim için üretileceği gibi sorulara yanıt bulmaya çalışan bir bilim dalı olarak da tanımlanabilir. EKONOMİNİN 3 TEMEL SORUNU Ekonomi biliminin tanımından da anlaşılabileceği gibi ekonominin 3 temel sorunu şunlardır: 1- Hangi mal ve hizmet, ne kadar üretilecek? 2- Nasıl üretilecek (üretimde kullanılacak metot)? 3- Kim için üretilecek (üretilen ürünün bireyler arasında nasıl paylaşılacağı)?

Upload: others

Post on 30-Aug-2019

20 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

1

EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ

Ekonomi, bir bilim dalı olarak kaynakların sınırlı, buna karşılık insanoğlunun

ihtiyaçlarının sonsuz olması nedeniyle çeşitli sorulara yanıt arayan bir bilim dalı

olarak ortaya çıkmış ve gelişme göstermiştir.

Buradan hareketle ekonomi bilimi kısıtlı kaynaklarla hangi mal ve hizmetin,

ne kadar, nasıl ve kim için üretileceği gibi sorulara yanıt bulmaya çalışan bir bilim

dalı olarak da tanımlanabilir.

EKONOMİNİN 3 TEMEL SORUNU

Ekonomi biliminin tanımından da anlaşılabileceği gibi ekonominin 3 temel

sorunu şunlardır:

1- Hangi mal ve hizmet, ne kadar üretilecek?

2- Nasıl üretilecek (üretimde kullanılacak metot)?

3- Kim için üretilecek (üretilen ürünün bireyler arasında nasıl paylaşılacağı)?

Page 2: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

2

MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI

Ekonomi bilimi çeşitli sorulara yönelik cevapları Mikro ve Makro İktisat

(Ekonomi) başlıkları altında inceler.

Mikro Ekonomi: Tüketicilerin ve firmaların ekonomik davranışlarını, piyasa

türlerini, piyasaların işleyiş mekanizmasını ve farklı piyasa koşullarında firma den-

gesini inceler.

Makro Ekonomi: Ülke ve dünya ekonomisini ilgilendiren istihdam, büyüme,

enflasyon, kamu dengesi, dış ticaret, ödemeler dengesi gibi konuları inceler.

Örneğin mikro ekonomi sadece bir firmanın arzını, bir malın fiyatını, bir tü-

keticinin talebini vb., makro ekonomi ise ülkedeki toplam arzı, bütün malların fiyat-

larını içeren fiyatlar genel düzeyini, toplam talebi vb. ele alır.

EKONOMİNİN TEMEL KAVRAMLARI

İnsanoğlu ilkel kavim yaşantısı içinde temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik

olarak çeşitli malları temin etme mücadelesine giriştiğinden bu yana ekonomi kav-

ramı ile özdeşleşmiştir. İlkel kavim yaşantısı içinde ihtiyaçların karşılanmasına yö-

nelik olarak trampa ekonomisi dediğimiz, malın malla takas edildiği bir mübadele

şekline bağlı olarak çeşitli malları temin etmeye çalışmıştır. Bu nedenle, insanoğ-

lunun ekonomi ile bağlantılı olarak ilk tanıştığı kavramlar ihtiyaç, fayda, değer ve

fiyat gibi kavramlardır.

İhtiyaç: Karşılanmadığı zaman acı ve üzüntü, karşılandığında ise mutluluk

(haz) veren bir duygudur. İnsanın hayatta kalabilmesi için mutlaka karşılanması

gereken ihtiyaçlara (nefes alma, gıda, giyinme, barınma, savunma vb.) “hayatî”,

“biyolojik” veya “zorunlu” ihtiyaçlar, bunun dışındakilere “kültürel” ve “sosyal” ihti-

yaçlar denir. İnsanların gereksinim duyduğu herşey ihtiyaç kabul edilir. Örneğin

Page 3: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

3

düşük gelirli bir aile için ekmek ihtiyaç sayılırken, yüksek gelirli bir aile için havyar

bir ihtiyaç olabilmektedir.

Fayda: Mal ve hizmetlerin bir ihtiyacı giderebilme derecesidir. Tüketici her-

hangi bir malı kullandığında bundan bir tatmin elde eder. Tüketicinin elde ettiği bu

tatmine fayda denir. Örneğin vücudumuzun temel ihtiyaçlarını karşılama özelliğine

sahip su faydalıdır. Fayda başka bir açıdan, herhangi bir iihtiyacı giderebilme ye-

teneği ise, her tüketicinin aynı maldan elde ettiği fayda farklılık gösterebilir.

Değer: Mal ve hizmetlere verilen öneme değer denir. Birey ve/veya toplum,

bir mal veya hizmetin değerini, o mal ve hizmetin sağladığı fayda, o mal ve hizme-

tin yeryüzünde bol veya kıt olması ve o mal ve hizmetin kalitesine bağlı olarak ta-

yin eder. Eğer bir malın değeri salt sağladığı fayda ile ölçülebiliyor olsaydı, suyun

elmeastan daha değerli olması gerekirdi. Ancak insanoğlu değeri belirlerken, bir

mal ve hizmete tüketiciler ne kadar sınırlı ölçüde ulaşabiliyorsa ise, o derece değer

vermektedir.

Fiyat: Bir mal veya hizmetin değerinin parasal ifadesine fiyat denir. Her-

hangi bir mal veya hizmetin değeri, o ekonomide geçerli olan ortak değer ölçüsü

ile parasallaştırılarak fiyata dönüştürülür. Bu ortak değer ölçüsünün mutlaka bu-

günkü anlamda kağıt ve madenî para olması şart değildir. İlkel kavim yaşantısı

içinde para niyetine kullanılmış tarımsal ürünler, metal parçaları, kolyeler ile altın

ve gümüş paralar da ortak değer ölçüsü olarak kullanılmıştır. Bir ulusal ekonomide

onbinlerce mal ve hizmetin değeri, ortak değer ölçüsü ile fiyata dönüştürüldükten

sonra ortaya çıkan fiyat topluluğuna “fiyatlar genel seviyesi” veya “fiyatlar genel

düzeyi” denilmektedir.

Mal ve Hizmet: İhtiyaçları temin özelliğine sahip herşeye mal ve hizmet de-

nir. Ekmek, ayakkabı, masa, sandalye vb. birer mal iken, doktorun hastayı muaye-

ne etmesi, kuaförün saç kesmesi vb. birer hizmettir.

Page 4: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

4

Tüketim: Mal ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını doğrudan doğruya giderecek

şekilde kullanılmasına tüketim denir.

Üretim: İnsan ihtiyaçlarını gidermekte kullanılacak mal ve hizmetlerin elde

edilmesine üretim denir.

Üretim Faktörleri: İnsanın üretim yapmak için kullanmak zorunda olduğu

herşey üretken kaynaklar veya üretim faktörleri olarak adlandırılır. Bu üretim fak-

törleri üretimi gerçekleştirmek için kullanılan Doğal kaynaklar (hammadde ve top-

rak), emek, sermaye ve girişimdir.

Doğal kaynaklar, ülkenin zenginliğini ifade eden yeraltı ve yerüstü zenginli-

ğidir. Tarım, taş ve toprağa dayalı sanayi vb. alanlarda hammadde olma, mal ve

hizmet üretimi için kurulacak tesisin inşası için gerekli olan arazi anlamında gayri-

menkul olma özelliği ile karşımıza çıkmaktadır.

Emek, mal ve hizmet üretimi için kullanılan fizikî ve zihnî kabiliyeti kapsar.

Bir ulusal ekonomide istihdam edilen işgücünü temsil eder. En vasıfsız işgücünden

en tepe yöneticiye kadar üretimde görev alan her birey emek faktörü içinde yer

alır.

Sermaye, insanlar tarafından üretilen üretim araçlarının tümüne denir. Bir

başka deyişle bir ulusal ekonomide mal ve hizmetlerin üretilmesi, üretilikten sonra

tüketim merkezlerine taaşınması ve tüketilmesi için kullanılan tüm alt ve üst yapı

unsurlarıdır. Binalar, demirbaşlar, yollar, köprüler, barajlar, fabrikalar, taşıt araçları,

içme suyu veya doğal gaz sistemleri, yani yeraltı ve yerüstünde bulunan tüm fizikî

unsurlar sermaye üretim faktörü kapsamına girer ve tüm bu değerlerin toplamı Millî

Serveti temsil eder.

Page 5: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

5

Girişim ise, diğer üç üretim faktörünü piyasalarından temin eden, mal ve

hizmet üretimini organize eden faktördür. Mal ve hizmet üretiminin gerçekleşmesi

için yatırım yapan ve birikimlerini kaybatme riskini göze alarak mal ve hizmet üre-

timinde görev alan üretim faktörüdür. Bir nevi orkestra şefidir.

Üretim faktörleri GSMH’nin yaratılmasınasağladıkları katkı nedeniyle Milli

Gelirden bir pay alırlar. Milli Gelirden doğal kaynakların aldığı paya rant, emeğin

aldığı paya ücret, sermayenin aldığı paya faiz ve girişimin aldığı paya ise kâr denir.

Kıtlık, Seçim ve Alternatif Maliyet: Bir ekonomide insanların ihtiyaçlarını

karşılayacak olan mal ve hizmetleri üretebilecek kaynakların bulunmaması duru-

muna “kıtlık” denir. Burada bahsedilen kıtlık mutlak değil, nisbî bir kıtlıktır. Örne-

ğin bir mal az olabilir, ama eğer insanların sözkonusu mala ihtiyaçları yoksa veya

malın mevcut miktarından az ihtiyaç varsa o malın kıt olduğu söylenemez. Aksine

bir mal bol miktarda olduğu halde, insanların sözkonusu mala ihtiyaçları o malın

mevcut miktarından daha fazlaysa sözkonusu mal kıttır.

Kıtlık

Seçim

Alternatif Maliyet (Fırsat Maliyeti)

İhtiyaçların sınırsız, kaynakların ise nisbî kıtlığı, insanları seçim yapmaya

zorlar. Dolayısıyla bir ihtiyaç karşılandığında, bir diğer ihtiyacın karşılanmasından

vazgeçilmiş olunmaktadır.

Birşeyi elde etmek için vazgeçilmek zorunda kalınan şeye Alternatif Mali-

yet (Fırsat Maliyeti) denir. Tüketim açısından bakıldığında okula gitmek ile sine-

maya gitmek arasında bir seçim yapmak. Üretim açısından bakıldığında ise oto-

mobil üretmekle bilgisayar üretmek arasında tercih yapmak örnek olarak verilebilir.

Page 6: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

6

Üretim Olanakları Eğrisi: Üretim olanakları eğrisi, üretim faktörlerinin mik-

tarı ve teknoloji sabitken. Bir toplumun üretebileceği ve üretemeyeceği mal demet-

lerini ayıran bir sınır çizgisidir.

bilgisayar

Miktarı

2000

A

C

D

1000 B

0 5000 7000 Otomobil miktarı

Üretim Olanakları Eğrisi

Eğrinin sağındaki noktalar üretilemeyecek mal demetlerini, solundaki nokta-

lar ise kaynakların tam kullanılamadığını veya kötü kullanıldığını gösterir. Bu du-

rumda bu eğri üzerinde yukarıdaki veya aşağıdaki bir noktanın tercihi, Fırsat mali-

yeti olarak değerlendirilebilir. Örneğin şekil 1’de görüldüğü gibi A noktasında 2000

adet bilgisayar, 5000 adet otomobil üretilmektedir. Ancak firma B noktasında oto-

mobil üretimini 5000 adetten 7000 adete çıkardığında, firmanın fırsat maliyeti 1000

adet bilgisayar üretiminden vazgeçmek olmaktadır.

Üretim olanakları eğrisi orjine göre içbükeydir. Bu, malın üretimi artırıldıkça

fırsat maliyetinin yükselmesi anlamına gelmektedir.

Page 7: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

7

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİNE GENEL BAKIŞ

İnsanoğlu, değer kavramıyla tanışmasından ve malların değerini tartışma-

sından itibaren, yani MÖ 3000’li yıllardan itibaren trampa (takas) ekonomisinin ya-

rattığı sorunlardan kurtulabilmek için, tarımsal ürünleri veya ilkel kabile yaşantısı

içinde en fazla değer verilen nesneleri (metal parçaları, ortası delik taşlar, deniz

hayvanlarının kabuklarından oluşan kolyeleri, hayvan boynuzlarını) para niyetine

kullanarak mübadele sistemini oluşturmaya çalışmıştır. Tarımsal ürünleri para ni-

yetine kullanmak, değerini ve miktarını kontrol altında tutmak ve kavimlerarası tica-

rette geçerlilik anlamında pek çok sorunu beraberinde taşımaktaydı. Bu nedenle,

MÖ 2000’li yıllardan itibaren altın ve gümüş madenlerin karışımından elde edilen

elektrumdan yapılma paraların işlem gördüğü bir mübadele sistemi devrimsel bir

değişikliğin başlangıcı olarak nitelendirilebilir.

İktisadî düşüncenin felsefî kaynağının çıkış noktası ilkçağlarda Eski Yunan

düşüncesidir. Fakat iktisadî düşüncenin ve dolayısıyla iktisat biliminin gelişmesine

katkısı pek fazla değildir. İktisat bilimiyle ilgili daha çok iktisadî hayatın kolayca

düşündürebileceği basit bilgi ürünleridir.

Ortaçağda fikir hareketlerine daha çok din adamları hâkim olmuştur. Bu

çağda feodalitenin geçerli olduğu köy ekonomisi, XI, yy’dan itibaren şehir hayatına

dönüşmüş, şehirlerde pazarlar kurulmaya başlamış, fakat bu kolay olmamış, zen-

ginleşmeye karşı din adamlarının müdahalesi ile karşılaşılmıştır.

XV. yy’da coğrafî keşiflerle yeni keşfedilen yerlerden (Amerika) getirilen al-

tın gibi değerli madenler fiyatları yükseltmiş, ticarî kapitali büyütmüş, ticaret önem

kazanmıştır. Ticarî kapitalizmin teorisi ve ideolojisi olan merkantilizm paraya ve

ticarete büyük önem vermiştir. Merkantilistlere göre bir ülkenin zenginliği elinde

tuttuğu değerli maden miktarın bağlıdır. Bunun için de mümkün olduğunca çok

ihracat, az ithalat yapmak gerekir. Dolayısıyla ülkelerin çıkarları çatışacağı için

devlet müdahale etmeli ve dış ticarete koruma getirmelidir.

İktisadî düşünce tarihinde bütünlüğe sahip, sistemli ilk düşünce fizyokrasi-

dir. Fikir babası Dr. Quesnay’dır. Merkantilistlerin aksine ticaret ve sanayinin kır

sektörler olduğunu söylerler. Bu sektörlerin yararını reddetmemekle beraber asıl

olan topraktır. Çünkü artık yaratmaktadır. Fizyokratlara göre Tanrısal bir doğal dü-

Page 8: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

8

zen vardır. Bunun için devlet ekonomik ve sosyal hayata minimum ölçüde müda-

hale etmelidir.

18. yy’ın sonlarında Sanayi Devrimi ile beraber Klâsik İktisat Okulu ortaya

çıkmıştır. Klâsikler de doğal düzene inanırlar, fakat bu Tanrısal değil, bireylerin

çıkarlarını maksimize etmeye çalışmalarının sonucudur. Çünkü her birey rasyonel

davranarak kendisi için en yüksek faydayı elde etmeye çalışırlar. Buna homo eco-

nomicus denir. Böylece bütün toplumun çıkarı maksimize olur. Tam rekabet piya-

sasını savunurlar. Piyasa homo economicusun sonucunda ortaya çıkan görünme-

yen el mekanizması sayesinde otomatik olarak kendiliğinden dengeye gelir. Bunun

için de devlet müdahalesine gerek yoktur.

A. Smith, R. Malthus, D. RicardoJ. S. Mill, J. B. Say en önemli Klâsik iktisat-

çılardandır.

1. Dünya Savaşı’ndan sonra 1929 yılında ortaya çıkan Büyük Buhran so-

nucunda Keynezyen İktisat ortaya çıkmıştır. J. M. Keynes 1936 yılında yayınla-

nan “İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi” kitabı ile Klâsik İktisat düşüncesinin

geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Keynes’e göre esas olan eksik istihdamdır.

Otomatik dengeyi reddeder. Bunalımın nedeni talep yetersizliğidir, bunun için de

devlet para ve özellikle de maliye politikalarıyla ekonomiye müdahale etmelidir.

İKTİSADÎ SİSTEMLER

Toplumu oluşturan bireylerin yetenekleri ve aldıkları eğitim ölçüsünde mal

ve hizmet üretiminde görev almaları sonucunda oluşan sosyal organizasyona İkti-

sadî Sistem (Ekonomik Sistem) denir. Bugüne kadar uygulamaya geçmiş 2 eko-

nomik sistem; kapitalist ve kollektivist (sosyalist) ekonomik sistem bulunmaktadır.

İktisadî sistem, ulusal ekonomide gereksinimlerle üretim arasında dengeyi

en etkin şekilde sağladığı savunulan bir mekanizmanın bütünüdür. İktisadî sistem-

leri kapalı ekonomi sistemleri ve mübadele ekonomisi (açık ekonomi) sistemleri

olarak da 2 grupta toplamak mümkündür.

Kapalı ekonomi sisteminde üreticiler sadece kendi gereksinimleri için üre-

timde bulunurlar. Gereksinimler basit olduğundan üretim tekniği de ilkeldir. Müba-

dele ekonomisi sisteminde ise her birey kendi gereksinmesinden çoğunu üretip bu

Page 9: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

9

fazlayı diğer gereksinmelerini üretemediği mallarla mübadele eder. Bu sonucu ya-

ratan, işbölümü ve uzmanlaşmadır.

Kapitalist Sistem: Özel mülkiyete ve piyasa ekonomisine yer veren, özel

teşebbüsün olduğu bir sistemdir. Felsefî temeli liberalizme (bırakınız yapsınlar,

bırakınız geçsinler - laissez-faire, laissez-passer) dayanır. Kaynakların dağılımı

sorununu çözmek için başvurulan yol fiyat mekanizmasıdır.

Kapitalizmin 3 aşaması vardır:

1. Ön Kapitalizm (Pre- Kapitalizm) (Merkantilizm)

2. Liberal Kapitalizm (Rekabetçi Kapitalizm) (Sanayi Kapitalizmi)

3. Müdahaleci Kapitalizm (20. yy, Kapitalizmi)

Sosyalist Sistem: Kapitalist sistemdeki gibi özel mülkiyetin, piyasa ekono-

misinin, özel teşebbüsün olmadığı bir sistemdir. Fiyatları devlet belirler. Üretimin

hangi yönde olacağına da devlet karar verir. Yani merkezî plânlama bulunmakta-

dır. Toplumcu düşünce vardır. Birey 2. plânda kalır. Miras hakkı yoktur. Üretim

araçlarının mülkiyeti devlete aittir.

İktisadî Sistemler

Sosyalizm Kapitalizm

Araçlar Merkezî Plânlama Piyasa Kapitalizmi

Üretim Araçlarının Mülkiyeti Devlet Özel Sektör (bireyler)

Page 10: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

10

FİYAT MEKANİZMASI

Fiyat; kapitalist sistemde, piyasa ekonomisi çerçevesinde S ve D’e göre

oluştuğu için analizlerimiz daima bu sistem doğrultusundadır.

Piyasa Ekonomisi: Üretici ve tüketicilerin S ve D koşullarına bağlı olarak

ekonomik kararlara uygun kaynak dağılımının gerçekleştiği ekonomik yapıdır.

Piyasa: Bir mal veya Q faktörünün alıcı ve satıcılarının alım-satım konu-

sunda birbirleriyle ilişki kurdukları, yani S ve D’in karşı karşıya geldiği yerdir.

Piyasa fiziksel bir mekân (Pazar yerleri) olabileceği gibi, iletişimin (tel., fax,

internet...) gelişmesi nedeniyle S ve D arasında uzaktan yapılan bir alışveriş orta-

mı da (borsa) olabilir.

Piyasa Dengesi: Bir malın S ve D edilen miktarlarının birbirine eşit olması-

na denir.

S = D

Bir başka deyişle piyasanın dengede olması için satıcıların satmak istedik-

leri veya satmayı plânladıkları miktarın fiilen sattıkları miktara ya da alıcıların satın

almak istedikleri veya satın almayı plânladıkları miktarın fiilen satın aldıkları mikta-

ra eşit olmasıdır.

Tüketici Dengesi: Tüketicinin amacı, max. fayda sağlamaktır. Tüketicinin

belli şartlar altında m/h kullanımıyla ulaşabileceği en yüksek (max.) faydayı elde

etmesine tüketici dengesi denir.

Üretici Dengesi (Firma Dengesi): Bir ürünün satışından elde edilen gelir

ile o ürünün Q maliyeti arasındaki farka kâr denir. Firmanın amacı, max. kâr sağ-

lamaktır. Firmanın kârını max. yapmasına da üretici (firma) dengesi denir.

Page 11: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

11

Mal ve Faktör Piyasaları: Üretim faktörlerinin sahipleri ile bunları satın ala-

rak üretim yapan üreticilerin karşı karşıya geldikleri piyasalara faktör piyasaları,

üreticiler ile m/h ‘i satın alan tüketicilerin karşı karşıya geldikleri piyasalara ise mal

piyasaları denir.

Fiyat: Bir m/h veya üretim faktörünün 1 biriminin mübadele (el değiştirme)

değeridir.

Mal ve Faktör Piyasalarında Fiyatın Oluşması

Mal ve faktör piyasalarında alıcı ve satıcıların karşı karşıya gelmesiyle mal

ve Q faktörlerinin fiyatları piyasada oluşur.

m/h alımı için gelir S m/h satış geliri D

Mal Piyasası

Hanehalkı m/h D’i m/h S’ı Firmalar

(Tüketici) (Üretici)

(Q fkt.Sahibi)

Q fak. S’ı Q fak D’i

Faktör Piyasası

Q fkt. Gelir D’i Q faktörü geliri S’ı

Mal ve Faktör Piyasalarında Fiyatın Oluşması

İç halkada m/h, Q fkt, dış halkada ise gelir (Gelir-Harcama) akımı vardır.

Q faktörlerinin sahipleri (tüketici) (hanehalkı), sahip oldukları Q faktörlerini

(doğal kaynak, emek, sermaye ve girişim) firmalara (üreticilere) arz ederler. Firma-

lar bu üretim faktörlerini kullanarak m/h üretirler ve hanehalkına (w, i, rant, kâr)

şeklinde ödeme yaparlar. Hanehalkı (tüketici), elde ettikleri bu gelirle mal piyasa-

sından m/h satın alırlar yani bu geliri tekrar üreticilere aktarmış olurlar. Böylece bir

yandan mal ve faktör piyasalarında P’lar oluşurken, bir yandan da piyasada para

akımı olur. Bu akıma GELİR - HARCAMA AKIMI denir.

Page 12: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

12

MAL PİYASASI

TALEP

TALEP NEDİR?

Bir tüketicinin belli bir zamanda, değişik fiyat seviyelerinde, bir maldan satın

almak istediği miktara talep denir.

BİREYSEL TALEP

Sadece bir tüketicinin m/h’lere olan talebine bireysel talep denir.

X Malının Bireysel Talep Tablosu

Fiyat

(P)

D Edilen Miktar

(Q)

Satış Değeri

(Toplam Hasıla) (=P x Q)

500 10 5000

400 20 8000

300 30 9000 *

200 40 8000

Bir malın fiyatı ve talebi arasındaki ilişkiyi gösteren tabloya Bireysel Talep

Tablosu denir.

Tablonun Yorumu: X malının P’ı düşerse talep miktarı artar. Bu durumda

satış değeri bir noktaya kadar artar, sonra azalır. Üretici, P=300’e düştüğünde

max. geliri (=9000) elde eder. Yani üretici dengesine * ulaşmış olur. Bu noktadan

düşük fiyata sattığı takdirde zarar eder.

Page 13: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

13

P

D

A

500

B

400

C

300

0 10 20 30 Q

Bireysel Talep Eğrisi

PİYASA TALEBİ

(TOPLAM TALEP)

Piyasadaki bütün tüketicilerin değişik fiyat düzeylerinden satın aldıkları mal

miktarlarının toplamına, yani bireysel talep eğrilerinin yatay toplamına piyasa (top-

lam talep) talebi denir.

X Malının Piyasa Talebi Tablosu

Fiyat

(P)

Talep Edilen Miktar

(Q)

Piyasa Talebi

(Toplam Talep)

(A+B)

Tüketici A Tüketici B

1 8 4 12

2 6 3 9

3 4 2 8

Page 14: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

14

P

D

3

2

0 4 6 q

Tüketici A’nın Talebi

P

D

3

2

0 2 3 Q

Tüketici B’nin Talebi

P

D

3

2

0 6 9 Q

Piyasa Talep Eğrisi (Tüketici A+B’nin D Toplamı)

Piyasa Talep Eğrisi

Page 15: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

15

TALEBİ ETKİLEYEN (DEĞİŞTİREN) FAKTÖRLER

1. Malın Kendi Fiyatı : En önemli faktördür. Malın fiyatı düşerse, talebi ar-

tar.

2. Tamamlayıcı Malların Fiyatları : Birlikte kullanılan, bunun için de birinin

fiyatı arttığında diğerinin fiyatı aynı olduğu halde D’inin azaldığı mallara denir.

Örnek : otomobil – benzin, şeker – çay

Benzin P’ı artarsa otomobil D’i düşer.

3. Rakip (İkâme) Malların Fiyatları : Birbirlerinin yerine kullanılabilen, bu-

nun için de birinin fiyatı arttığında, diğerinin D’nin arttığı mallara denir.

Örnek : pirinç – bulgur , zeytinyağı – ayçiçekyağı

Pirinç fiyatı artarsa bulgur talebi artar.

Rakip mallardan birinin fiyatı arttığında, diğerinin fiyatı düşmediği halde

düşmüş gibi görünerek talebi artar. Buna İkâme Etkisi denir.

4. Tüketicinin Gelirinin Değişmesi : Tüketicinin geliri arttığında mal talebi

artar.

Malın fiyatı sabitken tüketicinin geliri artarsa normal mal talebi artar (D eğrisi

sağa kayar), düşük mal talebi ise azalar (D eğrisi sola kayar).

Malın fiyatı düştüğü zaman tüketici geliri aslında nominal (parasal) olarak

aynı olduğu halde reel olarak (reel gelir) artar. Buna Gelir Etkisi denir.

5. Zevklerin (Tercihlerin) Değişmesi : Zevk ve tercihlerin değişmesi mal

talebini etkiler.

Örnek : Moda olan malların talebi artar.

6. P ve Y ile İlgili Beklentiler : Tüketiciler yakın bir gelecekte P’ların veya

Y’lerinin artacağını bekliyorlarsa taleplerini bugünden artırırlar.

Page 16: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

16

TALEP KANUNU ve TALEP EĞRİSİ

Diğer malların P’ları, tüketicinin Y’i, zevkleri vd. değikenler SABİTken (ce-

teris paribus : diğer şartlar aynı (sabit) kalmak koşuluyla; bir malın talebindeki

değişmeyi, sadece o malın fiyatındaki değişmeye bağlayan kanuna yani malın P’ı

ve D’i arasındaki ters yönlü ilişkiyi gösteren kanuna talep kanunu, bu ilişkiyi gös-

teren eğriye/doğruya da talep eğrisi/talep doğrusu denir.

__ __ _ _

D = f ( P, Tp, Rp, Y, Z ) iken P D

ARZ

ARZ NEDİR?

Bir üreticinin (firmanın), belli bir zamanda, değişik fiyat seviyelerinde, bir

maldan satmak istediği miktara arz denir.

FİRMA ARZ EĞRİSİ

Bir malı üreten firmalardan herbirinin ayrı bir arz eğrisi vardır. Buna firma

arz eğrisi denir.

Firmanın Talep Tablosu

Fiyat (P) Miktar (Q)

200 40

300 55

400 70

Page 17: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

17

P

S

400

300

200

Q

0 45 55 70

Firmanın Arz Eğrisi

X malının P ise S edilen miktar .

ENDÜSTRİ ARZ EĞRİSİ

Aynı malı üreten bütün firmaların oluşturduğu topluluğa endüstri denir.

Bir endüstriyi meydana getiren bütün firmaların, belli bir zamanda, her fiyat

seviyesinde satmak istediği mal miktarlarının toplamına endüstri arzı denir.

Bunu gösteren eğriye ise YANİ firma arz eğrilerinin yatay toplamına en-

düstri arz eğrisi denir.

X Malının Endüstri Arzı Tablosu

Fiyat (P) S Edilen Miktar (Q) Endüstri Arzı

(A+B)

Firma A Firma B

10 0 0 0

30 10 0 10

40 15 15 30

50 20 25 45

Page 18: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

18

P 50

S

40

30

10

0 10 15 20 Q

Firma A’nın S’ı

P

S 50

40

30

0 15 25 Q

Firma B’nin S’ı

P

S

50 40

30

10

0 10 30 45 Q

Endüstri Arz Eğrisi (Firma A+B’nin S’ları Toplamı) Endüstri Arz Eğrisi

Page 19: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

19

ARZI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1. Malın Kendi P’ı : Malın P S Doğru orantı vardır.

2. Diğer Malların Fiyatları : Firmaların amacı kârlarını maximum yapmak

olduğu için başka malların fiyatlarındaki yükselme nedeniyle ürettiği maldan vaz-

geçerek fiyatı yükselen malı üretmeye başlayabilir.

Örnek buğday üreten bir çiftçinin pamuk fiyatlarının artması nedeniyle

buğdaydan vazgeçerek pamuk üretmeye başlaması gibi.

3. Maliyetlerin Değişmesi : Kâr, satış geliri ve maliyet arasındaki fark ol-

duğuna göre, maliyetlerin artması arzın azalmasına neden olmaktadır.

Üretimde kullanılan her türlü kaynağın, üretim faktörünün fiyatının art-

ması, vergilerin artması maliyetleri artırır, bu nedenle de arz azalır.

Örneğin işçi ücretlerinin artması, işverenin üretim maliyetinin artmasına

ve dolayısıyla arzın düşmesine neden olur.

4. Teknolojik Gelişmeler : Üretim teknolojisinin gelişmesi arzı olumlu etki-

ler, yani arz artar. Zira yeni teknolojiler bulundukça emeğin verimi artar. Böylece

maliyetler düştüğü için arz miktarı artar.

Örnek gömlekelerin kol manşetlerini, düğmelerini otomatik olarak, ken-

disi diken makinaların geliştirilmesiyle daha fazla gömlek üretilmiş olur.

5. Diğer Değişkenler : Bir sektörde grev kararının alınması, doğal afetler,

özellikle tarım ürünlerinin arzını etkilemesi bakımından hava koşulları, kârlı görülen

bir sektöre (endüstriye) yeni firmaların girmesi, yeni hammadde kaynaklarının keşfi

veya mevcut kaynakların tükenmesi arzı etkiler.

Page 20: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

20

ARZ KANUNU ve ARZ EĞRİSİ

Diğer değişkenler sabitken (ceteris paribus); bir malın S’ındaki değişmeyi

sadece o malın P’ındaki değişmelere bağlayan kanuna, YANİ malın P’ı ve S’ı ara-

sındaki doğru yönlü ilişkiyi gösteren kanuna Arz Kanunu, bu ilişkiyi gösteren eğri-

ye/doğruya da Arz Eğrisi / Doğrusu denir.

__ _ _ __

S = f (P, Dp, C, T, W) iken P S

P S

PİYASA DENGESİNİN (ARZ - TALEP DENGESİ) SAĞLANMASI

(PİYASADA FİYATIN OLUŞMASI)

S ve D edilen miktarın birbirine eşit olması durumuna S-D dengesi (piyasa

dengesi) denir.

S = D

Bu eşitliği sağlayan ve değişme eğilimi göstermeyen P seviyesine denge P

(P1), bu eşitliği sağlayan ve değişme eğilimi göstermeyen Q seviyesine ise denge

Q (Q1) denir.

S ve D’in eşitlendiği ve denge P ile denge Q’ın oluştuğu noktaya Denge

noktası (E) denir.

Belli bir fiyattan S edilen miktarın aynı fiyattan talep edilen miktarı aşması

durumunda ortaya çıkan fazlaya Arz Fazlası denir.

Yine belli bir fiyattan D edilen mal miktarının S edilen mal miktarını aşması

durumunda ortaya çıkan fazlaya ise Talep Fazlası denir.

Page 21: EKONOMİ (İKTİSAT) BİLİMİ - Kişisel Sayfalarww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2013/05/GenelEkonomidersnotu2.pdf · 2 MİKRO ve MAKRO EKONOMİ AYRIMI Ekonomi bilimi çeşitli sorulara

21

P

S

100 A S fazlası B

50=P1 E

25

M D fazlası N D

0 20 Q1=60 80 Q

Piyasa Dengesi ve Arz - Talep Fazlası

AB : S fazlası

MN : D fazlası

E : Denge noktası

P = 100 TL iken S = 80, D = 20 ‘dur. Yani S edilen malın 20 birimi alıcı

bulurken 60 birimi satılamamaktadır. Bu 60 birim (AB) Arz Fazlasıdır. Üreticiler

ellerinde kalan bu malı satmak için birbirleriyle rekabet edecekleri için fiyatlar düş-

meye başlar. Fiyatlar düştükçe D artarken, S azalır ve E noktasında S=D sağlana-

rak piyasa dengeye gelir. Böylece piyasada P oluşur.

İlk fiyatın 100 değil P = 25 olması halinde S = 20, D = 80 ‘dir. Yani talebin

karşılanması için 60 birim daha mal arzı gerekmektedir. Bu 60 birim (MN) Talep

Fazlasıdır. Çünkü bu fiyattan (% 25 TL) piyasaya çıkan tüm mal (20 birim) alıcı

bulmakta, hatta satıcıların bir kısmı (60 kişi) da elleri boş dönmektedir. Piyasada

belli bir fiyattan mal bulamayan alıcıların varlığı, fiyatların yükselmesine neden olur

(mal kıt olduğu için P artar). Fiyatın yükselmesiyle arz artarken, talep azalmaya

başlar.

Bu düşme ve yükselme 2 eğri arasındaki yatay uzaklık giderek küçülüp P =

50 olduğu, yani 2 eğrinin birbirini kestiği noktaya kadar devam eder.

İki eğri kesiştiğinde belli bir fiyattan (P = 50), alıcıların satın almak istedikleri

miktar ile satıcıların satmak istedikleri miktarın birbirine eşit olması demektir (S=D).