ekonomi sözlüğü

27
7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 1/27 Aciz (insolvency) : Vadesi gelmiş borçlarını ödeyememe durumudur. Alacaklı borçlunun borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu belirterek mahkemeye başvurabilir. Borçlu da, acz içinde olduğunu ileri sürerek mahkemeden iflasını isteyebilir. Bu durumda, alacaklının borçlunun iflas istemine karşı çıkması geçersizdir. Açık Artırma (open binding) :Alıcılar arasında rekabet yaratmak suretiyle, satın alınacak nesneye en yüksek fiyatı verecek alıcıyı bulmak için uygulanan bir satış yöntemidir. Açık artırma ile elde edilecek hasılat, yaşanan ekonomik koşullar ile doğru orantılı olup, ekonomik genişleme dönemlerinde yüksek fiyatlara alıcılar bulunurken, ekonomik daralma dönemlerinde bunun tersi olmaktadır. Açık Bono (blank bill) :Tutarı ve hamili belirtilmeden, sadece açığa imza atmak suretiyle düzenlenmiş bonodur. Açık Ekonomi (open economy) :İthalat ve ihracat üzerinde hiçbir sınırlanmanın bulunmadığı veya faktör hareketlerinin karşılıklı olarak serbest olduğu ekonomidir. Açık Eksiltme (auction by underbidding) :Satıcılar arasında rekabet yaratmak suretiyle, satın alınacak nesneye en düşük fiyatı verecek satıcıyı bulmak için uygulanan bir yöntemdir. Açık Finansman (deficit financing) :Açık finansman, devletin kasıtlı olarak harcamaları gelirlerden daha yüksek bir düzeyde tutma durumudur. Bütçe açığının yapılan borçlanmalarla kapatılması biçiminde ortaya çıkan bu yöntem, istihdamı artırmak ve ekonomik hayatı canlandırmak için uygulanır. Açık İşsizlik (open unemployment) :Kişilerin çalışma arzusu ve iktidarında olduğu halde, kendi idareleri dışında işsiz kalma durumudur. Açık Pazar (open market) :Tekelleşmenin ve alım satım işlemlerinde piyasa dışı müdahalelerin olmadığı piyasalardır. Açık Piyasa İşlemleri (APİ) (Open Market Operations): Para politikası uygulaması çerçevesinde, merkez bankaları bünyesinde para miktarının artırılıp azaltılması amacıyla, Hazine kağıtlarının alım ve satımının (kesin alım, kesin satım, geri satım vaadiyle alım -repurchase agreements-, geri alım vaadiyle satım -reverse repurchase aggrement-) yapılması işlemleridir. Bankalararası Para Piyasası işlemleri de “Açık Piyasa İşlemleri” kapsamı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde bu tür işlemler, Açık Piyasa İşlemleri ve Para Piyasası Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir.Bu işlemler aracılığıyla para arzının, faiz haddinin, yatırımların denetim altına alınmasına ve toplam harcama hacminin daraltılmasına veya genişletilmesine çalışılır. Açık Pozisyon (short position) :Vadeli işlem piyasalarında alınmış ve henüz kapatılmamış pozisyonara denir. Adam Smith: Kapitalizmin dayanağı sayılan Klasik Okul'un temsilcilerindendir. Fizyokrasinin tersine, toprak yerine insan emeğini servetin kaynağı olarak gördü. İşbölümünün sağladığı teknik olanaklar emeğin üretimini, dolayısıyla da milli gelirin

Upload: iktisat-ve-dunya

Post on 05-Apr-2018

245 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 1/27

Aciz (insolvency) : Vadesi gelmiş borçlarını ödeyememe durumudur. Alacaklıborçlunun borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu belirterek mahkemeyebaşvurabilir. Borçlu da, acz içinde olduğunu ileri sürerek mahkemeden iflasınıisteyebilir. Bu durumda, alacaklının borçlunun iflas istemine karşı çıkmasıgeçersizdir.

Açık Artırma (open binding) :Alıcılar arasında rekabet yaratmak suretiyle, satınalınacak nesneye en yüksek fiyatı verecek alıcıyı bulmak için uygulanan bir satışyöntemidir. Açık artırma ile elde edilecek hasılat, yaşanan ekonomik koşullar iledoğru orantılı olup, ekonomik genişleme dönemlerinde yüksek fiyatlara alıcılar bulunurken, ekonomik daralma dönemlerinde bunun tersi olmaktadır.

Açık Bono (blank bill) :Tutarı ve hamili belirtilmeden, sadece açığa imza atmaksuretiyle düzenlenmiş bonodur.

Açık Ekonomi (open economy) :İthalat ve ihracat üzerinde hiçbir sınırlanmanın

bulunmadığı veya faktör hareketlerinin karşılıklı olarak serbest olduğu ekonomidir.

Açık Eksiltme (auction by underbidding) :Satıcılar arasında rekabet yaratmaksuretiyle, satın alınacak nesneye en düşük fiyatı verecek satıcıyı bulmak içinuygulanan bir yöntemdir.

Açık Finansman (deficit financing) :Açık finansman, devletin kasıtlı olarakharcamaları gelirlerden daha yüksek bir düzeyde tutma durumudur. Bütçe açığınınyapılan borçlanmalarla kapatılması biçiminde ortaya çıkan bu yöntem, istihdamıartırmak ve ekonomik hayatı canlandırmak için uygulanır.

Açık İşsizlik (open unemployment) :Kişilerin çalışma arzusu ve iktidarında olduğuhalde, kendi idareleri dışında işsiz kalma durumudur.

Açık Pazar (open market) :Tekelleşmenin ve alım satım işlemlerinde piyasa dışımüdahalelerin olmadığı piyasalardır.

Açık Piyasa İşlemleri (APİ) (Open Market Operations): Para politikası uygulamasıçerçevesinde, merkez bankaları bünyesinde para miktarının artırılıp azaltılmasıamacıyla, Hazine kağıtlarının alım ve satımının (kesin alım, kesin satım, geri satımvaadiyle alım -repurchase agreements-, geri alım vaadiyle satım -reverse repurchase

aggrement-) yapılması işlemleridir. Bankalararası Para Piyasası işlemleri de “AçıkPiyasa İşlemleri” kapsamı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasıbünyesinde bu tür işlemler, Açık Piyasa İşlemleri ve Para Piyasası Müdürlükleritarafından yürütülmektedir.Bu işlemler aracılığıyla para arzının, faiz haddinin,yatırımların denetim altına alınmasına ve toplam harcama hacminin daraltılmasınaveya genişletilmesine çalışılır.

Açık Pozisyon (short position) :Vadeli işlem piyasalarında alınmış ve henüzkapatılmamış pozisyonara denir.

Adam Smith: Kapitalizmin dayanağı sayılan Klasik Okul'un temsilcilerindendir.

Fizyokrasinin tersine, toprak yerine insan emeğini servetin kaynağı olarak gördü.İşbölümünün sağladığı teknik olanaklar emeğin üretimini, dolayısıyla da milli gelirin

Page 2: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 2/27

artacağını savundu. Devletin ekonomiye müdahalesine karşı çıktı. Serbest ticareti vevergide adaleti savundu. Adam Smith'in Değer Fiyat Teorisi'ne göre, üretiminmaliyetinin emek tarafından belirlenir. Malın maliyet ve piyasada oluşan iki değerivardır. Fiyat piyasada belirlenir. Gelir Teorisi'ne göre de emek (ücret), sermaye(kapital) ve topraktan (rant) oluşur ve ekonomi içinde bölüşümü kendiliğinden olur.

Adi Hisse (ordinary share) :Yasa ve esas sözleşmede belirtilen normal haklardanbaşka hakları elde etmeye imkan tanımayan hissedir. Imtiyazlı hisse senetleri,değiştirilebilir hisse senetleri, itibari değersiz hisse senetleri ve kabili itfa hissesenetleri dışında kalan tüm senetler, adi hisse hükmündedir.

Adi Senet (note) :Bir borç ve hak doğurmak veya bir borcu ya da hakkı kanıtlamakamacıyla oluşturulan borçlunun imzasnı içeren belgedir. Resmi senetler, yarı resmisenetler ve özel senetler olarak düzenlenirler. Düzenlenmekteki amaçlarıbakımından da, bir hak veya borcu yaratan senetler ve bir hak veya borcuyaratmamakla beraber, böyle bir unsurun varlığını kanıtlayan senetler olarak

sınıflandırılırlar.

Adi Şirket (partnership) :İki veya daha fazla kişinin, ortak bir amacı gerçekleştirmeküzere, belirli bir ortaklık sözleşmesiyle kurdukları şirkettir. Adi şirketlerin hükmikişilikleri, ünvanı ve ikametgahı bulunmamaktadır. İflasa da tâbi değildirler. Ayrıca,adi tirketlerin ticaret siciline kaydedilmelerine gerek yoktur.

Ağırlıklı Ortalama (weighted average) :Dizi içindeki her bir terimin, belirli bir ağırlıklaayrı ayrı çarpıldıktan sonra alınan toplamın, ağırlık toplamına bölünmesi ile eldeedilen ortalamadır. Ağırlıklı ortalamalar, deskriptif istatistik analizlerde, özellikleindeks hesaplamalarında yaygın bir biçimde kullanılırlar.

Akreditasyon (Accreditation): Akreditasyon, laboratuvarların, belgelendirme vemuayene kuruluşlarının üçüncü bir tarafça belirlenen teknik kriterlere göreçalıştığının bağımsız ve tarafsız bir kuruluş tarafından onaylanması ve düzenliaralıklarla denetlenmesidir. Üçüncü taraf değerlendirme tekniği olarak akreditasyon,söz konusu kuruluşlarda güvenilirliğin sağlanması ve sürekliliği için önemli bir araçtır. Bir test kuruluşunun yaptığı testlere veya bir belgelendirme kuruluşunundüzenlediği belgelere güvenilebilmesi için, bu kuruluşların belirlenen uluslararasıkriterlere göre çalışıyor olduğunun belgelenmesi gerekmektedir. Dünyadaki

uygulamalara paralel olarak Avrupa Birliği'nde de bu kriterler EN 45000 standartlar serisinde açıklanmıştır.

Akreditif (letter of credit) :Bir bankanın belirli bir miktar ve belirli bir süre için,üçünçü bir kişi lehine, nezninde kredi açması için yabancı ülkelerdeki muhabir bankaya gönderdiği bir tür mektuptur.

Aktifler : Bir şirketin sahip olduğu bütün varlıkları ifade eder. Bilançolardaki aktifler tablosu de bu varlıkların parasal değerini gösterir ve bu tabloda şirketin mevcutdeğerlerinin yanı sıra , alacakları ve varsa zararları bulunur. Bilançolarda aktifler ikiana kalemden oluşur: Dönen Varlıklar ve Duran Varlıklar.

Page 3: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 3/27

Alacak Devir Hızı : Şirketin satışlardan doğan alacaklarını tahsil ettiği hızı gösterir.Genelde devir hızının yüksek olması ve artması iyi bir gösterge olarakyorumlanabilir. Şu şekilde hesaplanır: Net Satışlar / Kısa Vadeli Ticari Alacaklar 

Alıcı Piyasası (buyer's market) :Arzın talebi aştığı ve tüketicilerin fiyatı

belirleyebildiği piyasa biçimidir. Eğer tüketiciler, düşük olan bir fiyat üzerindenalmaya hazırlarsa, piyasa aniden satıcıların fiyatı belirlediği bir piyasa durumunagelebilir.

Alıcı Tekeli (buyer's monopoly) :Endüstride çok sayıda üretici veya satıcıbulunmasına karşılık tek bir tüketici veya alıcının varolması durumudur. Bu tippiyasalarda, alıcı firma marjinal hasılasını marjinal kaynak maliyetine eşitleyenmiktarda kaynak kullanarak kârını maksimuma çıkarabilir.

Alım Vergisi(purchase tax) :Perakende satışlarda ya da bundan önceki bir aşamadatahakkuk ettirilen vasıtalı vergidir.

Alış Kuru (buying rate) :Dövizin para otoriteleri tarafından saptanan alış fiyatıdır.Türkiye'de efektif ve efektif olmayan dövizler için farklı alış kurları uygulanmaktadır.

Alonj (alonge) :Bono, çek ve poliçenin arka yüzünde işlem yapmak için yer kalmadığı zaman, yapılacak işlemler için bono, çek veya poliçeye eklenen kağıtparçasıdır. Alonj üstüne yapılacak işlemler hukuksal açıdan senet üzerindeyapılanlar ile aynı hükümlere tâbidir.

Alternatif Maliyet(alternative cost) :Alternatif maliyet, bir projeningerçeklettirilmesinde kullanılan faktörün başka alanda kullanılma fırsatındanvazgeçilerek katlanılan maliyetttir. Firma dışından sağlanan bir üretim faktörününalternatif maliyeti, bu faktörün fiyatıyla ölçülür. Eğer faktör firmanın kendibünyesinde ise, bu durumda alternatif maliyet o faktörün satılabilme veya kirayaverilebilme fiyatı olacaktır.

Altın Ankesi (gold encaisse) :Merkez bankalarının ihtiyat amacıyla kasalarındabulundurdukları altın stokuna verilen addır. Genellikle, ulusal paranın değerinidesteklemek ve dış ödemelerde kullanılmak için bulundurulur.

Altın Havuzu (gold pool) :Altın fiyatındaki yükselmeyi belirli bir tavan seviyede

sınırlamayı amaçlayan ülkelerin ( ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Belçika,Hollanda, İsviçre) 1961'de kurmuş olduğu bir organizasyon olup, 1967'de Fransa'nınayrılmasından sonra dağılmıştır.

Altın Piyasası (gold market) :Değerli bir maden olan altının, alıcıların ve satıcılarınbir araya geldiği, alım-satım işleminin yapıldığı, fiziki ve fiziki olmayan mekandır.Altın piyasası, uluslararası parasal sistemde altının rezerv statüsünde olmasındandolayı kabul edilir bir öneme sahiptir. Uluslararası bir parasal krize girildiğinde,altına olan talebin arttığı ve altın fiyatlarının yükseldiği görülür.

Altın Standartı: Ulusal para biriminin satınalma gücünün belirli sabit miktar bir altın

cinsindinden tanımlandığı para sistemidir.1821'de İngiltere'de başlayan uygulama1850'lerde Fransa ve ABD, 1870'lerde de Almanya, İtalya ve Belçika'da uygulanmaya

Page 4: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 4/27

başladı. 19. yüzyılın sonlarında da diğer ülkelerde yaygınlaştı. 1. Dünya Savaşıyıllarında da uygulama sona erdi. Altın Standartı uygulamasında; ödemeler dengesiaçık veren ülkelerde fiyatların düşmek yerine artırdığı, yabancı sermayeninspekülatif rol oynadığı gerekçeleriyle eleştiriliyordu.

Altyapı: Bir ülkedeki kamu yararına kullanılan ulaştırma, enerji, iletişim gibi sermayevarlıkların tümüdür.

Ambargo (embargo) :Belirli bir mal veya hizmetin ihraç ve ithaline getirilenyasaklamadır.

Amortisman (depreciation amortisation) :Bir firmada, bir yıldan daha fazla sürekullanılacağı düşünülen ve herhangi bir biçimde değerden düşmesi söz konusu olanekonomik değerlerde( taşınmazlar, makine, teçhizat, vb.), oluşacak değerlerin bir yıliçinde uğradıkları değer kayıplarının üretilen malların maliyet tutarlarına ya da sözkonusu kayıpların o yılın giderlerine yazılması amortismanı oluşturur. Şirketler 

amortismanı ürünlerinin maliyetlerinin üzerine ekleyerek ya da ilgili yılın giderleriarasına koyarak realize eder.

Amortisman Fonu (sinking fund) :Düzenli ödemeleri gerçekleştirmek (bir borcunödenmesi, bir makinenin yenilenebilmesi, vb.) amacıyla oluşturulan fondur.

Amortisman Karşılıkları (capital consumption allowances) :Sermaye mallarınınzaman içinde aşınma, eskime yıkıma uğrama gibi nedenlerle elden çıkmasınakarşılık olarak ayırılan paylardır.

Ana Para (principal capital) :Üzerinden faiz hesaplanacak olan esas para veya ödünçolarak verilen paranın aslı (Re'sül-mal) anlamlarına gelmektedir.

Ankes (encaisse) :Taahhütleri yerine getirmek için hazır bulundurulan paradır.Ayrıca emisyon yapmaya yetkili bankaların çıkardıkları banknotlara karşılıkkasalarında hazır bulundurdukları gümüş ve altın paraların toplam mevcuttur.

Ankes Oranı (encaisse rate) :Bir bankanın mevduatı ile her an ödemeye hazır bulunduğu likit aktif arasındaki orandır. Bu oran genellikle, ilgili ülkedeki yasalmevzuat ile düzenlenir. Bu düzenleme ekonominin genel gelişimi doğrultusundayapılır.

Anti-Damping Vergisi (antidumping duty): Dış ticarette bazı ülkelerin ihraçürünlerinde damping yaparak haksız rekabeti engellemek, ithalatçı ülkenin yerli ürünfiyat dengesini korumak amacıyla uygulanan gümrük vergisi türüdür.

Antitröst Kanunlar :Kartel, tekel, tröst oluşturmayı yasaklayan kanunlara denir. İlkolarak 1890 yılında ABD'de uygulandı. ABD'de oluşan ve çok büyük güç kazananbazı şirketler bu kanunlar sonucu küçük parçalara ayrılmak zorunda kaldı.

Antrepo (warehouse) :Gümrük vergisine konu olup, henüz vergi ve resimleriödenmemiş malların korunduğu, gerekiyorsa küçük tamamlayıcı işlemlerin yapıldığı

gümrük binalarına yakın olan bir tür depodur.

Page 5: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 5/27

Apel: Sermaya şirketlerinde ortakların ödenmemiş sermayeyi tamamlamaya davetedilmesidir.

Ara Bilanço : Yıl sonundan başka zamanlarda düzenlenmiş hesap durumlarıdır.

Ara Finansman: İşletme faaliyeti esnasında beliren ve daha önce kaynak tahsisedilmemiş ihtiyaçlara gerekli fonların ayrılmasıdır.

Aracı Kurum (brokerage house) :Sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak üzere,Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aracılık yetkisi verilmiş anonim ortaklıklardır.

Aramal (intermediate goods) :Bir malın üretiminde, ne ilk aşamada kullanılan, ne deson ürün olan maldır. Aramal, başka bir malın üretiminde girdi olarak kullanılmaküzere üretilir. Bir malın hem aramal, hem de son ürün olması da mümkündür.

Arbitraj (arbitrage) :Döviz piyasasındaki ya da ülkeler arasındaki faiz oranlarındaki

farktan yararlanmak üzere fonların kısa vadeli ve hızlı hareketlerini ifade eden bir terimdir. Örneğin New York’ta 1 Euro 1.50 Dolar’dan işlem görürken, Londra’da 1Euro 1.75 Dolar’dan görüyorsa, arbitraj getirisi sağlamak isteyen kurumlar New York’ta dolar karşılığında Euro satın alır ve bu Euroları Londra’da satarlar Değişikpiyasalarda oluşan fiyat farklılıklarından yararlanmak sebebiyle yapılan hissesenedi, değerli maden ve evrak işleri de arbitraj kapsamına girer.

Arz yönlü ekonomi yaklaşımı:Ekonominin gelişimini üretim tarafında görereküretimin artırılması için vergi indirimleri, deregülasyon, liberalizasyonu savunanyaklaşım.

Asit Test Oranı(acid-test ratio) :Cari likit aktiflerinin (nakitler, hemen satılabilir tahviller, vb.) cari borçlara oranıdır. Nakte en hızlı dönüşen kalemler ile yapılan bulikidite ölçüsü aşağıdaki formülle heseplanabilir: Hazır Değerler + Menkul Değerler Cüzdanı + Tic. Alacaklar + Diğer Alacaklar / KV Borçlar.

Asli Para(base money) :Bir ülkede, o ülkenin banknot emisyonunda yetkili bankası,genellikle merkez bankası tarafından çıkarılan kağıt paralar ile hazine tarafındançıkarılan bozukluk paraların toplamıdır.

Atık (Waste): Atık, çıktıların bir parçası haline gelmeyen girdilerdir. İlk maddedeki

buharlaşma, çekme vb. nedenlerle oluşan veya kalıntı biçiminde oluşan üretimkayıpları örnek gösterilebilir.

Atıl Kapasite(excess capacity) :Bir üretim biriminde mevcut olup kullanılmayankapasitedir. Ayrıca üretim miktarının üretim biriminin kapasitesinin altında olmasıdurumunda, iki miktar arasındaki fark anlamına da gelmektedir. Atıl kapasiteninoluşmasındaki başlıca nedenler arasında, hatalı piyasa araştırmaları sonucukurulmuş yüksek kapasiteleri, konjonktürel talep yetersizliklerini, hammaddeteminindeki güçlükleri sayabiliriz.

Atıl Para (idle money) :Kişi ve kuruluşların ellerinde fiilen bulunan para miktarının,

belirli bir dönemde para piyasasının dışına çıkan veya alışverişlerde kullanılmayanbölümüdür.

Page 6: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 6/27

Avans (advance) :Miktarı saptanarak ödemesi ileriki bir tarihte yapılacak olan bir borcun, söz konusu tarihten önce ödenen kısmı veya belirli bir süreningeçmesinden sonra geri alınacak parayı ifade eder.

Bağlı Krediler (TRED CREDITS) :Uluslararası kredilendirme işlemlerinde bazıkredilerin nerelerde kullanılacağını krediyi veren ülke belirler. Bu tip kredilere bağlıkrediler adı verilir.

Bağlı Talep (JOINT DEMAND) :Birbirlerinden tamamen farklı olmalarına rağmen,belirli bir ihtiyacın giderilmesi için her ikisinin de birlikte kullanımının zorunluolduğu mallara olan taleptir. Örneğin, otomobil ile gitme ihtiyacının karşılanmasındabenzin-otomobil; mürekkeple yazma ihtiyacında domakalem-mürekkep gibi.

Bağlı Ürünler (Joint Products) :Aynı üretim sürecinin işleyiş biçiminin özelliğindendolayı, sürecin sonunda ayrı ayrı elde edilen ürünlerdir. Örneğin, et üretimisüresinde et üretilirken hamda olsa deride elde edilmektedir. Burada et ve deri bağlıürünler olmaktadırlar.

Banka (BANK) :Sermaye, para, kredi, yatırım, hizmet sunma gibi alanlarda her türlüişlemi yapan kuruluştur. Günümüzde işlevleri çok çeşitli olan bankalar emisyonbankaları, ticaret bankaları, sanayi bankaları, ipotek bankaları, tarım bankaları gibiçeşitlidirler. Türkiye'deki başlıca banka türleri ise; özel yasayla kurulan bankalar,ulusal bankalar ve yabancı bankalardır.

Banka İhtiyatları (Bank Reserves) :Gelecekte olabilecek zararları temin etmekamacıyla her yıl bankanın kârından ayrılan bir tür güvenlik fonudur. Yasa gereğianonim şirket olarak kurulan bankalar, her yıl safi kârının %5'ini ihtiyat olarakayırmak zorundadır. Bu işlem, fon bankanın ödenmiş sermayesinin %20'sineulaşıncaya kadar devam eder. Ayrıca, safi kârın %5'ide muhtemel zararlara karşıayrılır. Bu işlem ise, ayrılan kısım ödenmiş sermayenin %100'üne ulaşana kadar devam eder. İhtiyatların tümünün devlet tahvillerine yatırılması zorunludur. Bankabu tahviller üzerinde istediği tasarrufu yapmakta serbesttir.

Banka İşlemleri(BANK TRANSACTIONS) :Bankaların sermaye sağlama, sermayeyatırımı ve hizmet sunma gibi işlemlerinin tümüne verilen addır. Tahvil çıkarma,mevduat kabulü, reeskont işlemleri, iskonto, kredi sağlama, senet tahsili, müşteriadına dış ticari işlemler yapma, nakil, emanet alma banka işlemlerinin başlıcalarıdır.

Banka Kredisi (BANK CREDIT) :Belirli bir süre sonunda bankaya geri ödenmektartıyla belirli bir faiz karşılığında bankadan ödünç alınan tutardır. Genellikle ticari,tarımsal, sanayi faaliyetlerinde bulunan kişi veya kurumlara verilen krediler, özelamaçlar çerçevesinde bu faaliyetlerde bulunmayanlara da verilmektedir.

Banka Parası(BANK MONEY) :Çek ile kullanılabilen vadesiz mevduatta bir para

türüdür ve banka parası veya kaydî para olarak adlandırılır. Burada ödeme aracı

Page 7: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 7/27

olarak görev yapan çek değil, "mevduat"tır. Ödemelerde para değil, bankadakimevduatı temsilen çek kullanılır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK):Bankalara ilişkin mevzuatdüzenlemelerini yapmak ve onları denetlemektle sorumlu bağımsız kurul.

Bankalararası Mevduat (INTERBANK DEPOSITS) :Bankaların kendi aralarındagerçekleştirdikleri mevduata verilen addır. Diğer mevduattan ayırmak için bankalar mevduatı ayrı bir hesapta izlenir. Bankalar mevduatında T.C.Merkez Bankası,dahildeki bankalar, hariçteki bankalar, bankaların alacak durumuna geçen borçlucari hesapları, bankaların dövize çevirilebilir TL hesapları bulunur. Bir bankanınkendi kendi şubeleri arasındaki mevduatı, bankalar mevduatına dahil edilemez.

Bankalararası Para Piyasası: Bankalar arasında kısa vadeli fonların alınıp satıldığıpiyasalardır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde aynı adla işlem görenpiyasada bankalar kendilerine tanınan limitler çerçevesinde, önceden belirlenen

vadelerde TL alım-satım işlemi gerçekleştirmektedirler. Bu piyasada, MerkezBankası aracı konumu üstlenmekte olup (blind broker) alım-satımı gerçekleştirentaraflar birbirlerini bilmeden Merkez Bankası üzerinden (Merkez Bankasını taraf kabul ederek) işlemlerini gerçekleştirmektedirler. Para politikası uygulamasındaönemli bir fonksiyona sahip olan bu piyasada Merkez Bankası doğrudan faizbelirleyerek kısa vadeli faizleri yönlendirebilmekte ve son kredi mercii fonksiyonunuyerine getirmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dışında, bankaların kendiaralarında bu tür işlemleri gerçekleştirdikleri ikincil piyasalar da mevcuttur.

Banknot (BANK-NOTE): Taşıyana, üzerinde yazan miktarın ödenmesinin, çıkarankuruluş tarafından garanti edildiği faiz taşımayan kıymetlerdir. Yasal ödeme aracıdır.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TL Banknot basmaya tek yetkili kurumdur.

Basit Faiz (SIMPLE INTEREST) :Belirli bir dönem için, belirli bir sermaye üzerindenhesaplanan faizdir. Yıllık, aylık ve günlük olarak hesaplanabilir.

Baz Dönem (BASE PERIOD) :Endeks veya büyüme oranının dayandırıldığı zamandönemidir. Örneğin, toptan eşya fiyatalrı 1986 yılı için "150(1985=100)" şeklindeifade edilmişse, 1985'te 100 olan toptan eşya fiyatalrı, 1986'da 150'ye çıkmışdemektir. Buradaki baz dönem 1985'tir.

Baz Fiyat : Bir hisse senedinin bir seans süresince işlem görebileceği en alt ve enüst fiyat limitlerinin yani taban ve tavan fiyatlarının belirlenmesinde kullanılır. Bir hissenin bir önceki seansta oluşan ağırlıklı ortalama fiyatının en yakın fiyat adımınayuvarlanması ile hesaplanır.

Baz Yıl(BASE YEAR) :Endekslerde başlangıç alınan yıldır. Baz alınan yıla genellikle100 değeri verilir. Bundan sonra gelen yıllarda bu 100 değerine göre yüzde olarakkolaylıkla hesaplanır.

Bedelli Sermaye Artırımı: Şirketlerin dış kaynaklardan temin ettiği yeni kaynaklar karşılığında (bir bedel karşılığında) dağıttıkları hisse senedidir. Bir sermaye artırım

türüdür. Ortakların bedelli sermaye artırımı'na katılma hakları da rüçhan hakkı olarakadlandırılır.

Page 8: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 8/27

Bedelsiz Sermaye Artırımı : Anonim ortaklıkların, iç kaynaklarından yaptıklarısermaye artırımı ifade eder. Bu tip ortaklıkların artırdıkları sermaye karşılığıçıkardıkları hisse senetlerini bir bedel almaksızın ortaklarına dağıtarakgerçekleştirdikleri sermaye artırımlarıdır.

Beş Yıllık Plan (FIVE YEAR PLAN) :Ülkede orta vadede uygulanacak ekonomipolitikalarının genel gelişme yönünü, amaçlarını, kaynakalrını ve şartlarını öngörenkarardır.

BETA Katsayısı: Hisse senedinin hareketliliğini gösteren bir katsayıdır. Bir hisseninbetası, hisse senedi fiyatındaki yüzdesel değişimin, piyasa endeksindeki yüzdeseldeğişime bölünmesiyle hesaplanır. Çıkan sayınının 1’den büyük ise hisseninhareketliliğinin yüksek olduğu söylenebilir. Ayrıca bu katsayı hissenin borsadakigenel bir düşüş ya da yükseliş trendinde nasıl tepki vereceğini ortaya koyabilir.

Bilanço (BALANCE SHEET) :Bir kuruluşun belirli bir tarihteki ekonomik değerlerininkaynaklarını ve bu değerlerin hangi alanlara yatırıldıklarını gösterne tablodur. Aktif ve pasiften oluşur. Bilançonun aktifinde kuruluşun mevcut değerleri, alacakları vevarsa zarar miktarı bulunur. Pasif tarafında ise, tablonun toplamından kuruluşunborçları düşüldükten sonra kalan meblağ yâni özsermaye bulunur. Böylece,bilançonun aktif ve pasif tarafları daima birbirlerine eşit olmuş olur.

Bileşik Endeks :İMKB'de işlem gören şirketlerin genelindeki fiyat değişimlerineölçmeye yarayan endekse verilen addır. İşlem gören tüm hisse senetleri endekshesabına dahil edilmez. İMKB 100 endeksi ve İMKB 30 endeksi bileşik endekseörnektir.

Bileşik Faiz (COMPOUND INTEREST) :Faize yatırılan sermayeden dönem sonundaelde edilen faiz tutarının, sermayenin üzerine eklenip bir sonraki faiz hesabının buyeni tutar üzerinden hesaplanmasıdır. Bileşik faiz C=a (1+t)n formülü ile hesaplanır.Formülde yer alan C:sermayenin dönem sonunda ulaşacağı miktarı; a: sermayeyi; t:faiz oranını; n: süreyi göstermektedir.

Birincil Piyasa (Primary Market): İlk ihraçların yapıldığı piyasadır. Bir yatırım aracınınörneğin bir menkul kıymetin ilk defa piyasaya sürülmesi (satılması) birincil piyasaişlemidir. Benzer şekilde, devlet iç borçlanma senetlerinin, T.C. Hazine Müsteşarlığı

tarafından ihale yöntemi ile satımı da bir birincil piyasa işlemidir. Bu senetlerin dahasonra yatırımcılar arasındaki alım-satımları ise ikincil piyasa olarak adlandırılanpiyasalarda gerçekleşmektedir.

Blok Satış :Bir firmanın sermayesinin yüzde 10’undan daha fazla hisse satışını ifadeeder.

Blokaj : Bir varlığın kullanımına yetkililer tarafından getirilen kısıtlamadır. Böyle bir durumda Varlığın gerçek sahibi kendisine ait olan varlığı istediği gibi kullanamaz.

Bloke Çek: Ödemenin keşideci tarafından durdurulduğu durumlarda kullanılır.

Ödemenin durdurulmasından anlaşmazlığın çözelmesine kadar çek bloke edilir.

Page 9: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 9/27

Borcun Konversiyonu(CONVERSION OF PUBLIC DEBT) :Faiz oranı yüksek olan bir kamu borcunu, faiz oranı düşük diğer tahvillerle değiştirme sürecidir.

Borcun Reddi: Devlet'in tek taraflı bir kararla borcunun tamamını veya bir kısmınıortadan kaldırdığını ilan etmesidir.

Borç (Debt) :Bir kişi veya kuruluşun, bir diğerine karşı, genellikle daha önce alınmışbelirli bir paranın, ana para, faiz ve öteki ödentilerle beraber geri verilmesi şeklindeyerine getirmek zorunda olduğu yükümlülüktür. Tarafların anlaşma şekline göre, buyükümlülüğün yerine getirilmesi veya karşılığında bir hizmetin görülmesi şeklindeolabilir.

BORÇ / ÖZERMAYE ORANI :Şirket, işletme sermayesi ve yatırımlarının finansmanihtiyacını dış kaynaklardan mı (borç) yoksa iç kaynaklardan mı (özsermaye)karşıladığını gösterir. Ülkemizde dış kaynak finansmanı genelde içsel kaynaklardandaha yüksek maliyetli olduğu düşünülürse bu oranın düşük olması tercih edilir.

BORÇ DEVİR HIZI : Borçların satışların maliyetine oranlanması; şirketin borçlarınıne hızda ödediğini gösterir. Bu oranın düşük olması şirket için o kadar iyidir.

Borç verilebilir fonlar piyasası:Finansman fazlası olup da bunu piayasaya arzedenlerle finansman açığını borçlanarak karşılamak isteyenlerin buluştuğu piyasa.

Borç Yönetimi (DEBT MANAGEMENT) :Kamu borcu bakımından, borcunsağlanmasından geri ödemenin yapılmasına kadar geçen süredeki ödeme ve bunailişkin falliyetlerin tümüne verilen addır. Borç yönetimi, ekonominin genel özelliklerive yapısına uygun biçimde, alınacak borcun miktarının, ödeme şartlarının,ekonomiye getireceği yükün, borç servis yükünün ağırlaşması durumundaalınabilecek önlemlerin hesaplanmasını kapsar.

Borç Yükü (DEBT BURDEN) :Kamusal nitelik taşıyan hizmetlerin finansmanındaborçlanma yoluna başvurulması nedeniyle katlanılan yüktür.

Borçlanma Oranı :İşletmenin borçlanarak sağladığı yabancı kaynaklar ile, ortaklarınsağladığı ve faaliyet sonucu yaratılan özsermaye arasındaki ilişkiyi göstermektedir.

Borçlar Hukuku: Medeni hukukun borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır.

Borsa (BOURSE) :Belirli ticaret merkezlerinde, belirli tarihlerde alıcı ve satıcılarınbiraraya gelerek menkul değerlerin fiyatlarını saptadıkları yerlerdir. Borsalardasözkonusu malların hazır bulundurulmaları gerekli değildir. Borsaların başlıca türlerişunlardır: a) Menkul değerler ve kambiyo borsaları: Hisse senedi, tahvil, çek, poliçe,altın ve yasaların izin verdiği ölçüde yabancı paraların satıldığı borsalardır. b)Ticaret ve emtia borsaları: Tahıl ve benzeri ürünlerin örnek üzerinden alınıp satıldığıborsalardır. c) Hizmet borsaları: Nakliye ve sigorta gibi hizmetlerin fiyatlarınınsaptandığı borsalardır.

Borsaya Kote Olmak: Borsanın izniyle halka arz edilecek hisse senetlerinin, borsaya

kaydedilmesidir. Kote ettirilmemiş senetlerin ticareti olanaklı değildir. Kote olmuşsenet, ilgili borsada tanındığını ve alım/satımının yapılmasına izin verildiği anlamına

Page 10: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 10/27

gelir. Hisse senetlerinin ticaretinin yapıldığı bir piyasa olan her borsanın kendineözgü kuralları vardır.

Büyüme: Ülke ekonomisinde işgücünün çoğalması, üretim araçları ve GSMH’ninartması vb. genel verilerin yükselmesidir. Büyüme’de ekonominin fiziksel olarak

gövdesel genişliğe uğramasıdır.

Broker (BROKER) :Borsalarda başkası adına alım satım ile ilgili şartları görüşen,malın mülkiyeti ile ilgisi olmayan ve yaptığı hizmetten belirli bir komisyon alanaracıdır.

Bütçe (BUDGET) :Gelecekte belirli bir dönemde gerçekletmesi öngörülen gelir vegiderlerin karşılıklı tahminlerini içeren cetveldir. Bütçe, kuruluşların finansalplanlama ve denetimlerinde son derece önemli bir unsurdur. Kamusal anlamdabütçe, kamu kesiminin gelecek dönem içinde elde edeceği gelirlerle, yapacağıgiderleri bir arada gösteren bir belgedir.

Bütçe Açığı (BUDGET DEFICIT) :Bütçe giderlerinin bütçe gelirlerinden daha fazlaolmasıyla ortaya çıkan farktır.

Bütçe avansı:Bir kamu giderinin yapılabilmesi için bütçeye gider yazılmaksızınverilen nakit tutar. Örneğin bir müteahhidin kazandığı ihaleye başlayabilmesi içinkendisine avans verilir. Bu avansın karşılığı olan iş yapılıp da harcama belgelerigetirildiğinde bütçeye gider yazılarak avans kapatılır.

Bütçe Çoğaltan (BUDGET MULTIPLIER) :Kamu gelirleri ile kamu giderlerinin gerçekgelir düzeyi üzerinde yarattıkları etkiye verilen addır. Bütçe çoğaltanı, kamugiderlerinin borçlanma ve emisyon yoluyla karşılanmasına göre farklı etkiler yapar.

Bütçe Denetimi(BUDGET CONTROL) : Yasama organının yürütme organından aldığıyetkiye dayanarak yaptığı gelir toplama ve harcama faaliyetlerinin alınan yetkiçerçevesinde yapılıp yapılmadığının denetimidir. Bu denetim sırasında en öenmverilen konu harcamaların ne şekilde yapıldığıdır. Konuya yasal ve ekonomikdenetim bakımından yaklaşılır. yasalara uygunluğu, etkinlik sağlanıp sağlanmadığıkontrol edilir. Bütçenin denetimi ise, Sayıştay tarafından yapılır.

Bütçe Denkliği(BLANCED BUDGET) :Bütçenin gelir ve gider kalemlerinin birbirlerine

denk olmaları durumudur. Geleneksel görüşler, ülkenin ekonomik yapısınabakılmaksızın bütçenin denk olması gerektiğini savunurlarken; modern görüşler iseekonomide temel dengelerin sağlanamaması durumunda bütçenin denkliğininsağlanmasının bir anlam taşımadığını savunmaktadırlar.

Bütçe dengesi:Bütçenin gelirleriyle giderlari arasındaki denge.Bütçe dengesi tanımları:Denk bütçe: Bütçe gelirleri = Bütçe giderleriBütçe açığı: Bütçe gelirleri < Bütçe giderleriBütçe fazlası: Bütçe gelirleri > Bütçe giderleri

Page 11: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 11/27

Bütçe kanunu:Bir devletin belirli bir dönem (genellikle bir yıl) gelir ve gider tahminlerini gösteren, gelirlerin toplanmasına ve giderlerin yapılmasına izin ve yetkiveren kanun.

Büyüme (GROWTH) : İktisadi bir sistemin, ekonomik ve toplumsal yapısında nitelik

ve nicelik bakımından yoğun bir süreç içerisinde gerçekleşen değişim vegelişmelerin tümüdür.

Büyüme Oranı(GROWTH RATE) :Bir ekonomide sayısal olarak ifadesi mümkün olanbir büyüklüğün yüzde olarak artışıdır. Bu büyüklük milli gelir, üretim hacmi, vb. gibiçeşitli olabilir.

C, Ç Camel analizi :Özellikle kredi değerlendirme kuruluşlarının bir bankaya kredinotu verirken kullandıkları analiz yöntemidir. Yöntemin adı analizde en önemli faktör olarak kullanılan göstergelerin baş harflerinden oluşur. C harfi Capital Adequacy

(Sermaye yeterliliği), A harfi Asset Quality (Aktif kalitesi), M harfi Management(Yönetim), E harfi Earnings (Karlılık), L harfi de Likidite'yi ifade eder.

Cari Hesap(CURRENT ACCOUNT) :İki kişinin para, mal veya hizmetten doğan,birbirlerinden olan alacaklarından vazgeçerek, bunları her biri ayrı bir kalemoluşturacak biçimde borç ve alacak şekline sokarak aradaki farkı isteyebileceklerinedair yaptıkları sözleşmedir...

Cari işlemler dengesi:Bir ülkenin toplam mal ve hizmet ihracatı ve transferlerininbunların toplam ithalatıyla olan farkı. Cari işlemler dengesi hesaplamasında finansalvarlık ve yükümlülükler hesaba katılmaz.

Cari Kur (CURRENT EXCHANGE RATE) :Döviz piyasalarında günlük döviz alım-satımıyla oluşan kur anlamına gelmektedir. Gerçek kur olarak da ifade edilir.

Cari Oran (CURRENT RATE) :Paraya çevrilebilir değerlerin, kısa süreli borçlarabölünmesi ile ortaya çıkan orandır. Cari oranın yükselmesi, ödeme gücünün arttığınıgösterir. Bu oran, işletmenin kısa vadeli borçları ile ödeme kapasitesini ölçmek venet işletme sermayesinin yeterlilik düzeyini saptamak için kullanılır.

Cari Varlıklar: Satılabilir pay senedi ve tahviller, alacaklar, stoklar, kasa ve öteki

döner varlıklardın oluşan bütün.CCI Göstergesi (Commodity Channel Index: Mal Kanal İndeksi) :CCI hisseninkapanış fiyatının, o hissenin fiyatının istatistiki ortalamasından nasıl bir farklılıkgösterdiğini ortaya koyar.

Cebri Tasarruf: Fertlerin arzulamaksızın iradeleri dışında etkenler yüzündenüketimden fedakarlığa mecbur kaldıkları durumları kapsayan bir terimdir.

Cebri Tedavül: Kağıt para rejimlerinde rastlanan ve hükümetlerin zorunlu saydıklarıbir durumdur.

Page 12: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 12/27

CF (COST AND FREIGHT) :Satıcının malı belirli bir noktaya kadar taşımayı taahhütettiği ve taşıma giderlerinin mal fiyatına dahil olduğu bir alım-satım şeklidir. Bu tipsatışlarda, satıcı sigorta giderlerini ödemekle yükümlü değildir.

CIF (COST, INSURANCE, FREIGHT) :İthalatta, mal fiyatının üzerine sigorta ve navlun

giderlerinin de eklendiği bir alım-satım şeklidir. Bu tip satışlarda, satıcı sigorta venavlun maliyetlerine katlanmak zorundadır. Ayrıca satıcı, malı ithalatçının istediğiyere kadar götürmekle yükümlüdür.

Ciro (ENDORSEMENT) :Hak sahibi tarafından değerli evrakın arkasına atılan bir imzaveya yazılan bir ifade ile sözkonusu evraktan doğan hakların başkasınadevredilmesini sağlayan işleme verilen addır. Ayrıca iş hacmi (turnover) anlamınadagelmektedir. Döner sermaye miktarı x devir sayısı olarak formüle edilmiştir.

Codex Alimentarius (Gıda Kodu): Latince bir terim olup, "Gıda Kodu" anlamındadır.Günümüzdeki anlamı ise Codex Alimentarius Komisyonu'nun onayından geçen

bütün standartları ve üye ülkelerce derlenmiş tabloları kapsar. Codex Sistemi, dünyaticaretinin geliştirilmesi açısından, ticaretin kolaylaştırılmasının ve uluslararasıgeçerliliği olan standartların harmonizasyonunun gerekliliğinin anlaşılması üzerineoluşturuldu. Codex Alimentarius Komisyonu: 1962 yılında düzenlenen ortak bir FAO/WHO ortak gıda standardı programını uygulamak için kuruldu. CAC (CodexAlimentarius Commission), FAO ve WHO'nun yardımcı bir kuruluşudur. Programınamaçları :

Corweb Teoremi: Arz, talebin azalıp çoğalmasını anında izleyemez, ancak gecikmeile uyum sağlayacağı savına dayanır. Bu gecikme 3 tür (düzenli, küçülen vebüyüyen) dalgalanmaya neden olabilir... Corweb Teoremi'nin eleştirileri arasında,arzın bir devre önceki fiyatların belirlediği savına dayanması yer alıyor. Eleştirileregöre; arz-talep ilişkisinin teoremin öne sürdüğü kadar sıkı değildir. Fiyatların yüksekolmasına karşın uzun dönemde yatırım tercih edilebilir 

Çapa (Nominal Anchor): Ekonomik karar alma süreçlerinde referans olarak alınanbüyüklükleri ifade etmek için kullanılır. Örneğin kur çapası kavramı, MerkezBankasının kur için belli öngörüleri sonrasında, diğer ekonomik birimlerin de buöngörüye güven duyması ile birlikte, alınan ekonomik kararlarda kurun, kurdakiartışın esas alınması ve fiyat, ücret artışı, yatırım gibi kararlarının kur politikasıçerçevesinde şekillenmesini ifade eder. Bu tür bir çapaya (politikaya) güvenin

olmaması halinde, seçilen büyüklükler bu özelliklerini kaybederler. Parasalbüyüklükler, faiz oranları, enflasyon, büyüme oranları “çapa” olarak kullanılanbüyüklüklerdir. Özellikle son yıllarda, kur ve faiz oranı gibi büyüklüklerin çapa olarakkullanımında ortaya çıkan güçlükler, enflasyonun bu amaçla kullanımınıyaygınlaştırmıştır.

Çapraz Kur (CROSS RATE) :İki döviz arasındaki ve her birinin bir üçüncü döviz ile(genellikle ABD Doları) olan paritesiyle tanımlanan kambiyo kurudur.

Çek (CHEQUE) :Görüldüğü zaman ödemesi zorunlu olan ödeme emridir. Çekiimzalayan kişiye "keşideci", tahsil eden kişiye "lehdar", ödeyecek olan kişiye de

"muhatap" denir.

Page 13: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 13/27

Çekirdek Enflasyon (Core Inflation): Tüketici ve Toptan Eşya Fiyat Endeksleri gibigenel kullanıma açık mal ve hizmet sepetlerinden oluşan enflasyon endekslerinintemel enflasyonist eğilimleri tam olarak yansıtmadığı varsayımı ile, bazı mal gruplarıile fiyat değişmelerine yol açan bir takım unsurların enflasyon endeksindençıkarılması sonucu ulaşılan bir enflasyon tanımıdır. Bu amaçla, dışsal etkilere (enerji

fiyatlarında artış, mevsimsel koşullar, maliye politikası vs) daha açık olan ve geçicinitelikler taşıyabilen, enerji, temel gıda maddeleri fiyatları ve dolaylı vergiler bu tür enflasyon hesaplamaları içerisine katılmamaktadır. Amaç, fiyatlar genelseviyesindeki değişimi sürekli kılan unsurları tespit etmek ve bunlara yönelik dahagerçekçi politika kararları alabilmektir. Özellikle, enflasyon hedeflemesine yönelenülkelerde bu türden alternatif endeks oluşumları değişik formları ile kullanılmaktadır.Türkiye’de Özel İmalat Sanayi Fiyat Endeksi “çekirdek enflasyon” olarakadlandırılmaktadır.

Çifte Vergileme(DOUBLE TAXATION) :Bir vergi matrahının aynı ülkede ya da ayrıayrı iki ülkede iki kez vergilendirilmesidir.

Çıkarımış Sermaye(ISSUED CAPİTAL) :Kayıtlı sermaye sistemine tabi ortaklıklarınsatışı yapılmış (ihraç edilmiş) hisse senetlerini temsil eden sermayelerdir.

Çoğaltan (MULTIPLIER) :Belirli miktardaki gerçek sermaye yatırımının toplam gelir veya toplam istihdam üzerindeki etkisini gösteren katsayıdır. Yatırım miktarındakideğişmeler, toplam gelir ve toplam istihdamda kendisinden daha fazla değişiklikoluşturur.

D Dalgalı (Serbest) Kur Sistemi (Free Floating): Kurun hiçbir müdahale olmadantamamen piyasada oluşan arz ve talep koşullarında belirlendiği sistemleri ifadeeder.

Dalgalı Borçlar: Bir bütçe dönemindeki gelir ve giderlerin zaman içindekiuyuşmazlığını bertaraf edebilmek için Hazine'nin genellikle para piyasasındansağladığ kredilerdir.

Damping: Bir malın dış piyasadaki fiyatının, iç pazardan daha düşük tutulmasıdır.

Darboğaz: Herhangi bir üretim faktörünün teminindeki geçici sıkıntı nedeniyleekonominin tıkanmasıdır. Yol kazası adı da verilir. Söz konusu sıkıntı, döviz yokluğu

nedeniyle üretimde kullanılan hammadde ve ara mallarının ithalatının durmasışeklinde olabileceği gibi faizlerin yükselmesi nedeniyle işletme sermayesi teminininzorlaşması şeklinde de ortaya çıkabilir. Darboğaz teşhisi, ekonominin büyümehızının sadece bir çeyrek dönemde yüzde 2'nin altında kalması, izleyen dönemdeyeniden yükselmesi halinde konulur.

Dayanıklı tüketim malı:Göreli olarak uzun ömürlü olan mallar (buzdolabı, çamaşır makinası gibi beyaz eşya ya da televizyon ve video gibi kahverengi eşya).

Deflasyon:Fiyatlar genel düzeyinde düşüş.

Değişim denklemi:M V = P Q

Page 14: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 14/27

M: Para arzıV: Paranın dolanım hızıP: Fiyatlar genel düzeyiQ: Ekonomide belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin miktarı

Değişim Ekonomisi (EXCHANGE ECONOMY) :Tarafların, mal ve hizmet değişimleriniserbestçe gerçekleştirebildikleri piyasa şeklidir.

Değişken faiz:Bir borcun faizinin, borcun ömrü süresince piyasadaki değişimlereparalel olarak değişme göstermesi hali.

Değişken Maliyet(VARIABLE COST) :Toplam üretim hacmindeki artış veya azalmayagöre değişen maliyettir. Hammadde ve işçilik maliyetleri değişken maliyetlereörnektir.

Demografi: İnsan topluluğunun belirli niteliklerini ölçen bilim dalıdır.

Denge (EQUILIBRIUM) :Etkileyici güçler toplamının sıfıra eşit olduğu, bu eşitliğindeğişmesi halinde hiçbir eğilimin olmaması durumudur. Bir mala olan arz ve talepeşit ise, o mal piyasada denge halindedir.

Denge Döviz Kuru(EQUILIBRIUM EXCHANGE RATE) :Toplam döviz talebinin toplamdöviz arzına eşit olduğu noktada oluşan kurdur.

Denge Fiyatı(EQUILIBRIUM PRICE) :Piyasalarda arz ve talebin birbirlerine eşitlendiğifiyat düzeyidir.

Dengesizlik(DISEQUILIBRIUM) :Birbirlerini ters yönde etkileyebilen güçlerin,birbirlerini karşılıklı olarak etkisizleştiremedikleri durumdur. Tüketicilerin carifiyattan satın almayı düşündükleri mal miktarı, üreticilerin satmayıdüşündüklerinden yüksek ise, bu piyasadaki dengesizliği gösterir.

Denk Bütçe Çarpanı(BALANCED BUDGET MULTIPLIER) :Kamu giderlerininvergilerle finanse edilmesi durumunda gayri safi milli hasılada oluşacak değişmeninbüyüklüğünü belirleyen katsayıdır.

Denkleştirici Kalemler (BALANCING ITEMS) :Otonom işlemler sonucunda ortayaçıkan ödemeler dengesi açık veya fazlalarını dengeleyen kalemlerdir. Denkleştiriciişlemler konusunda ortak ölçü, kalemin oluşma amacına göre farklılık gösterir.

Depresyon:GSMH'nın önemli oranda küçülmesine yol açan ekonomik faaliyetlerdegerileme yaratan ekonomik denge bozukluğu hali.

Destek Noktası :Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıyadüşmekte zorlandığı seviyedir.

Destek Seviyesi :Dolayısıyla fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve

daha aşağıya düşmekte zorlandığı seviyedir.

Page 15: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 15/27

Devalüasyon (DEVALUATION) :Hükümetin aldığı bir kararla, ulusal paranın yabancıpara birimlerine karşı satınalma gücünün düşürülmesidir. Devalüasyon ile ithalatkısılıp döviz tasarrufu sağlanmaya çalışırken, diğer yandan da ihraç gelirlerininartmasıyla döviz gelirlerinin çoğaltılmasına çalışılır. Devalüasyon finansal bakımdandış açıkların giderilmesinde etkili bir yöntemdir.

Devlet Borçları (STATE DEBTS; NATIONAL DEBTS) :Devletin yurtiçi ve yurtdışıkaynaklardan sağladığı borçlardır.

Devlet Planlama Teşkilatı: Türkiye'de planlı ekonomiye geçildikten sonra yıllık vebeş yıllık planları hazırlayıp izlemekle görevli olmak üzere kurulan Başbakanlığabağlı Müsteşarlık.

Devlet Tahvili(GOVERNMENT BOND) :Devletin ödünç fon sağlamak amacıylapiyasaya çıkardığı borç senedidir. Devlet tahvilleri genellikle üç şekilde çıkartılır 

Deflasyon: Enflasyonun tersi. Genel fiyat düzeyleri düşerken ulusal gelir, üretim veistihdamın da düşmesidir.

Destek seviyesi: Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıyadüşmekte zorlandığı seviyedir.

Dezenflasyon: Sert olmayan deflasyonist önlemlerle enflasyonun sınırlandırılmayaçalışılmasıdır.

Dış Borçlanma: Ülkenin kaynaklarına ek bir kaynak sağlamak, döviz olarak yeniödeme gücü elde etmek gibi amaçlarla ülke dışındaki yabancı hükümet ya da finanskuruluşlarından karşılıklı ya da karşılıksız geri ödemeli kaynak bulunmasıdır.Türkiye’de dış borç kavramı içinde kamu sektörünün yanısıra, özel kesimin dışborçları da birlikte anılır.

Dış Denge: Bir ekonominin ödemeler bilançosunun açık verip vermemesidir. Dışdenge, milli gelir, döviz kuru ve döviz sınırları değişkenlerine bağlıdır.

Dış ticaret dengesi :Ödemeler dengesinin mal ve hizmet ihracat ve ithalatını parasaldeğer cinsinden gösteren bölümü. İhracat = İthalat ise dışticaret denkliği; İhracat >İthalat ise dışticaret fazlası; İhracat < İthalat ise dışticaret açığı söz konusu demektir.

Dış Ticaret Oranı (Hadleri): Bir ülkenin dış ticaretinde gerçek kaybı ile gerçekkazancının birbirine olan oranıdır. İhracat fiyat endeksinin, ithalat fiyat endeksinebölünmesiyle hesaplanır. Ülkelerin dış ticarette kazanç ve kayıpları dış ticaretoranıyla saptanır.

Direnç noktası: Borsada, belli bir süreç içinde sürekli bir fiyat artışının yoğunsatışlar sonucu durdurulduğu fiyat seviyesini ifade eder.

Disponibilite (STOCK) :Hesap sahiplerinin istedikleri zaman paralarını çekebilmeleriiçin, bankaların hemen paraya çevrilebilecek değerler bulundurma zorunluluğudur.

Mevduat ve hemen paraya çevrilebilir değerler arasındaki ilişkiyi gösteren bu oranı

Page 16: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 16/27

merkez bankası belirler. Disponibilte oranı, piyasanın likiditesini etkileyen bir parapolitikası aracı olarak kullanılır.

Doğrudan finansman :Finansman açığı olan (borçlanıcı) ile finansman fazlası olanın(borç veren) herhangibir aracı kullanmaksızın karşılıklı olarak bor - alacak ilişkisini

kurması hali.

Dolar Açığı (DOLLAR GAP) :İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupa ülkelerindeortaya çıkan dolar kıtlığıdır. Avrupa ülkeleri, savaş sonrası ekonomilerini düzeltmekiçin gerekli mal ve hizmetleri ABD'den karşılıyorlardı. Bu dönemde, Avrupa'nınelinde bulunan tüm altın ve dolar rezervlerinin ABD'ye akması, 1950 oratalarına dekAvrupa'da dolar açığı yaşanmasına yol açmıştır.

Dolar Paritesi (DOLLAR PARITY) :Herhangi bir ulusal paranın resmi dolar fiyatıdır.

Dolaylı finansman:Finansman açığı olan (borçlanıcı) ile finansman fazlası olanın

(borç veren) birbirlerini tanımadan bir aracı krum aracılığıyla borç alacak ilişkisininkurulması hali.

Dolaylı Vergi (INDIRECT TAX) :Yasama organı tarafından fiyatlara eklenmesiistenerek, tüketicilerden alınan vergidir. Satış vergileri, bu tip vergilere bir örnektir.

Dolaysız Kontroller: Devletin siyasi gücünü kullanarak ekonomiyi düzenlemekamacıyla fiyat ve ücret kontrolü gibi doğrudan yaptığı uygulamalar bütünüdür.

Dolaysız Vergi (DIRECT TAX) :Yasama organı tarafından çıkartılan ve verginindoğrudan doğruya yükülüsünden alınmasını istediği vergidir. Gelir ve mülkiyetvergileri dolaysız vergiye örnektirler.

Dönemsel Faiz: Bir yatırımın fiilen elde tutulma süresince getireceği faizi ifade eder.

Dönen Varlıklar(CURRENT ASSETS) :Üretim sürecinde yer alıp, belrli bir dönemiçerisinde sağladığı yarar yine o dönem içerisinde sona eren varlıklardır. Değişenvarlıklar olarakta adlandırılırlar.

Döner Akreditif (REVOLVING CREDIT) :Akreditifin, sözleşme uyarınca bir kısmınınveya tamamının kullanılması durumunda otomatik olarak yenilenen akreditiftir.

Döner sermayeli kuruluşlar :Genel ya da katma bütçelerden tahsis edilen bir başlangıç ödeneğini sermaye olarak kullanmak suretiyle her yıl elde ettiğiğ karın bir bölümünü sermayesine ekleyerek iktisadi işletme mantığıyla çalışan kuruluşlar. Enyaygın olanları üniversite hastanelerinin döner sermayeleridir.

Döviz (FOREIGN EXCHANGE) :Yabancı bir ülkede ödeme sırasında geçerli olan her türlü bono, çek, kredi mektubu, poliçe, havale gibi her türlü değerli kağıda verilenaddır. Nakit olan yabancı paralara "efektif döviz" de denmektedir.

Döviz Borsası: Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları, ulusal

paraların birbirlerine çevrildikleri standartlaştırılmış piyasalar.

Page 17: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 17/27

Döviz çapası (nominal anchor):Sabit döviz kuru uygulamasında belirlenen parite.

Döviz kuru:Bir ülkenin ulusal parasının fiyatının bir başka ülkenin ulusal parası cinsindenifadesi. İki tür döviz kuru vardır: (1) Nominal döviz kuru, iki ülkenin paralarının

karşılıklı göreli fiyatıdır. (2) Reel döviz kuru, iki ülkenin mallarının karşılıklı görelifiyatıdır.E = e (P/P*)Burada E reel döviz kurunu; e nominal döviz kurunu; P yerli malın fiyatını; P*yabancı malın fiyatını gösterir.

Döviz Kuru Rejimleri: Döviz kurları günümüzde özellikle küçük ve açık ekonomiler için taşıdıkları önem ve reel ekonomiyi doğrudan etkileme potansiyelleri nedeniyle,uygulanan para politikası çerçevesinde doğrudan hedef, gösterge veya araç olarakkullanılmaktadırlar. Döviz kuruna yönelik uygulamalar, bir uçta tamamen sabit kur 

sistemi, diğer uçta ise tam serbesti olmak üzere, iki rejim arasında şekillenmektedir.Tamamen sabit kur sisteminde, ulusal para yabancı bir para veya paralardan oluşanbir sepet karşısında sabitlenmekte ve bu değerin sürmesi para otoritesi tarafındanbazen açık bazen de dolaylı olarak garanti edilmektedir. Para Kurulu (CurrencyBoard) türü uygulamalarda, bir taraftan kur sabitlenirken diğer taraftan ulusal paraarzı tamamen bu kur üzerinden gerçekleştirilen döviz alış-satışlarınabağlanmaktadır. Tamamen serbest kur sisteminde ise, döviz kurunun fiyatıdoğrudan piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenmektedir. Ara rejim olarakadlandırılan, Avrupa Para Sistemine geçiş aşamasında da uygulanan kurun bir bandiçerisinde hareketine müsaade eden yapı ile kontrollü dalgalanma (managed float),sürünen kur (crawling peg) adı altındaki sistemlerde ise, kur belli bir takım kriterleregöre yönlendirilmekte ve para otoritesi tarafından gerektiğinde müdahaleedilmektedir. Kura yönelik bu tür rejimlerin seçimi, ülkelerin içinde bulunduğuşartlara göre değişmektedir.

Döviz tevdiat hesabı :Yurtiçi ve yurtdışında yerleşik kişilerin, ticari bankalarda açmışoldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.

Döviz Tevdiat Hesabı: Yurtiçi ve yurtdışında yerlesik kişilerin, ticari bankalardaaçmış oldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.

Duran Varlıklar : Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar,iştirakler ve maddi duran varlıklar.

Dünya Bankası (World Bank): 1944 yılı sonrası, Avrupa’nın yeniden imarına yönelikolarak “International Bank for Reconstruction and Development” adı altında kurulanuluslararası bir örgüttür. Daha çok, gelişmekte olan ülkelere uzun vadeli projekredileri sağlamaktadır. Son yıllarda görev tanımları içerisine, gelişmekte olanülkelerin dış borçları ve yoksullukla mücadele kavramları da girmiştir. 2002 itibariyle183 üyesi olan Dünya Bankası ABD'nin başkenti Washington D.C.'de bulunmaktadır.

Dünya Ticaret Örgütü (WTO):Ülkeler arası ticaret akımlarının mümkün olduğunca

öngörülebilir, serbest ve olağan olabilmesi için gereken çetçeveyi oluşturmak vekuralları koymak ve uygulamak amacıyla kurulmuş uluslararsı bir kurum.

Page 18: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 18/27

DÜOPOL (DUOPOLY) :İki üretici ve çok sayıda tüketicinin bulunduğu piyasadır.Tüketiciler bakımından, tam rekabet piyasasına çok benzer. Ürticilerin arzı kontroledememeleri satış fiyatını etkiler. Bu da, fiyatın tekel piyasasındaki fiyatayaklaşmasına yol açar. Bu tip piyasalara, kısmi tekel piyasası da denilmektedir.

DÜOPSON (DUOPSONY) :Birbirlerine benzer ürünlerin çok sayıda üreticisinin fakatsadece iki tüketicisinin bulunduğu piyasalara verilen addır.

E Efektif döviz : Merkez Bankası’nca alım ve satımı yapılan ve Türk lirası olarakkurları belirlenen yabancı ülkelere ait kağıt paradır.

Efektif talep (EFFECTIVE DEMAND) :Ekonomide, çeşitli mal ve hizmetleri satınalmakamacıyla harcanmış paradır. Ayrıca satınalma gücü ile mevcut olan talep anlamınada gelmektedir.

Efektif: Kaydi forma dönüşmemiş, ekonomik birimlerin fiilen banknot ve bozuk paraolarak ellerinde tuttukları parayı ifade etmek için kullanılan bir terimdir.

Ekonomi (ECONOMY, ECONOMICS) :Genel olarak ekonomi, sonsuz ihtiyaçları olaninsan ile bu ihtiyaçları sağlamaya elverişli doğa arasındaki geçerli ilişkileri araştıranbilimdir.

Ekonomi politikasının alt politikaları:Ortodoks politikalar:Maliye politikasıBütçe politikası (Vergi politikası; giderler politikası; borçlanma politikası)Teşvik politikasıPara politikası (Açık piyasa işlemleri; iskonto oranlarının değiştirilmesi; munzamkarşılık oranlarının değiştirilmesi)Dışticaret politikası (Tarifeler; kotalar; tarife dışı engeller)Kur politikasıFaiz politikasıHeterodoks politikalar:Gelirler politikası (incomes policy)

Ekonomik (ECONOMIC) :Kaynakların en düşük maliyet ve en yüksek faydasağlayacak biçimde kullanılmasıdır.

Ekonomik büyüme (ECONOMIC GROWTH):Bir ülkenin mal ve/veya hizmet üretimkapasitesindeki artış.

Ekonomik Gelişme: Ekonominin fiziksel büyümesinin ötesinde yetenek, bilgi veanlayışın olumlu değişimidir.

Ekonomik rant (ECONOMIC RENT) :Üretim faktörünün üretime sağladığı yararınüzerinde gerçekleşen ödemedir. Iki çeşit rant mevcuttur. Tüketici rantı, tüketicinin

malı satın alma sürecinde, almayı düşündüğü fiyatın altında almasıdır. Üretici rantıise, üreticinin malını istediği fiyattan yukarıya satması ile gerçekletir.

Page 19: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 19/27

Ekonominin genel dengesi:Bir ülke ekonomisinin toplam arzla toplam talebinkesiştiği noktada içinde bulunduğu denge durumu. Y = C + I + G + (X - M)

Eksik rekabet (INCOMPLETE COMPETITION) :Firmaların fiyatları bir dereceye kadar etkileyebildikleri rekabet durumudur. Bu durumda, piyasa tam rekabet yapısındançıkar. Eksik rekabet, tam rekabet ve monopol yapı arasındaki tüm durumlardageçerlidir.

Elektonik Fon Transferi (EFT): Fonların elektronik ortamda hesaplar arasıaktarımının yapıldığı sistemdir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde ilkolarak Nisan 1992' de işletime açılmış, Nisan 2000'de ise ikinci nesil adı altındagünün ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde güncelleştirilmiştir. Şu anda sadece

TL üzerinden işlem yapılmaktadır. Sistemin açılış saati 8:00 olup, katılımcıların engeç saat 9:00’da kendi sistemlerini açması gerekmektedir. Resmi kapanış saati17:30 olup, bu saat Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından gerek görülmesihaline uzatılabilir.

Elektronik Menkul Kıymet Transferi (EMKT) : Menkul kıymetlerin elektronik ortamdahesaplararası aktarımının yapıldığı sistemdir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasıbünyesinde bu tür bir sistem Ekim 2000' de faaliyete geçmiştir. Sistemin açılış saati8:00 olup, katılımcıların en geç saat 9:00' da kendi sistemlerini açmasıgerekmektedir. Resmi kapanış saati 17:30 olup, bu saat Türkiye Cumhuriyet MerkezBankası tarafından gerek görülmesi haline uzatılabilir.

Emek arzı (LABOR SUPPLY) :Toplam nüfus içerisinden, ekonomik faaliyetlerekatılmak isteyenlerin sayısıdır. Emek arzı, nüfusa, bu nüfus içerisinde çalışmakisteyenlerin sayısına ve bu kişilerin çalıştıkları saat sayısına göre farklılık gösterir.

Emek piyasası (LABOR MARKET) :Çalışma koşulları ile ücretlerin belirlendiğipiyasadır.

Emisyon (ISSUE -OF BANK-NOTES, SECURITIES, BILLS, ETC.-) :Hisse senedi, kağıtpara, tahvil gibi değerlerin ilk kez piyasaya sürülmesidir. Tek başına kullanıldığında

ise, genellikle devletin yetki verdiği bankaların piyasaya kağıt çıkarması anlamınagelmektedir.

Emisyon hacmi (BANK-NOTES ISSUED) :Devletin yetkili kıldığı banka tarafındanpiyasaya sürülmüş toplam kağıt para miktarıdır.

Emtia Borsaları (Commodity Exchange): Ticarete konu olabilen malların alım vesatımının gerçekleştirildiği standartlaştırılmış piyasalar.

Endeks sayıları (INDEX NUMBERS) :Belirli bir yıl ile baz alınan yıl arasında geçensüre içinde fiyat, maliyet gibi konularda gerçekleşen değişimleri gösteren sayılardır.

Tüketici fiyat endeksi, toptan eşya fiyat endeksi, sanayi üretim endeksi bunlaraörnektir.

Page 20: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 20/27

Endeksli tahvil (INDEX-LINKED BONDS) :Enflasyonun tahvillerde yazılı değeriaşındırmasını önleyerek, tahvil sahiplerinin zarara uğramamaları için çıkartılan bir tahvil türüdür. Bu tip tahvillerde, ana para ve faizi altın, döviz gibi bir değer ölçüsünebağlanarak, ödeme günü geldiğinde tahvilin değeri bu ölçülere göre saptanarak

ödeme yapılır. Böylece tahvil sahibi enflasyondan etkilenmemit olur.

Endojen ve egzojen değişkenler (ENDOGENEOUS AND EXOGENEOUS VARIABLES):Endojen değişken, değeri modelin içerisinde belirlenip açıklanan; egzojen değişkenise değeri modele dışarıdan verilen değişkendir. "İçsel ve dışsal değişkenler"olarakta ifade ifade edilirler.

Enflasyon (INFLATION) :Bir ülkede fiyatlar genel seviyesinin sürekli yükselmesi,paranın satınalma gücünün sürekli azalması durumudur. Sürekli enflasyon ülkeninekonomik, toplumsal olmak üzere bütün kesimini etkileyebilir.

Enflasyon çeşitleri:Talep enflasyonu: Bir ekonomide toplam talebin toplam arzı aşarak sürekli fiyatartışına neden olması halinde talep enflasyonu ortaya çıkar.Arz (maliyet) enflasyonu: Üretimde girdi olarak kullanılan üretim faktörleri ya damalların fiyatlarının sürekli artış içine girmesi sonucu maliyetlerdeki artışların satışfiyatlarını da artırmaya başlaması hali.Sürünen enflasyon: Talep ya da arz enflasyonunun yıllık % 2 -3 düzeyindeistikrarlı bir görünüm sergilemesi hali.Hiper enflasyon: Talep ve/veya arz enflasyonunun aylık % 50 ve daha fazla artışlar içine girmesi hali.Basamaklı enflasyon: Talep ve/veya arz enflasyonunun iki haneli ve genellikle artan,fakat hiper enflasyona dönüşmeyen hali.

Enflasyon Hedeflemesi (Inflation Targeting): Merkez bankalarının genelliklehükümetlerle birlikte, para politikası amacı olarak belli bir enflasyon rakamınıhedeflemeleridir. Bu tür bir uygulamada hedeflenen enflasyonun, beklentilerietkileyebildiği ölçüde, nominal çapa görevini üstlenmesi öngörülür. Diğer politikalardan farkı, enflasyon hedefinin net bir şekilde kamuoyuna duyurulması vebu konu ile ilgili doğrudan sorumluluk alınmasıdır. Uygulamada, uygulayıcı kurumolarak merkez bankaları amaca yönelik bir araç bağımsızlığına kavuşmaktadırlar.

Diğer bir deyişle, merkez bankaları, kur ve faiz politikalarını enflasyonu kontrolaltına almak amacı ile istedikleri biçimde kullanabilmektedirler. Bu tür uygulamalar,bir ekonomideki tüm büyüklüklerin nominal çapa özelliğini kaybetmesi sonucu bir zorunluluk olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bu tür bir politikanın başarısı için,güçlü ve sağlıklı bir mali yapı, enflasyon ile para politikası araçları arasındagözlenebilir ve istikrarlı bir ilişki, kredibilite, bağımsızlık ve açıklık gibi unsurlar önkoşul olarak sayılmaktadır.

Enflasyon İthali: Bir başka ülke enflasyonunun dış ticaret yaptığı diğer ülkelere fiyatartışı olarak yansımasıdır.

Enflasyon riski : Enflasyon nedeniyle yatırımcı tarafından arzulanmayan bir reelgetiri oranının gerçekleşme olasılığını ifade eder.

Page 21: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 21/27

Enflasyon sarmalı (INFLATION SPRIAL) :Bir kez başladığında kendi kendinibüyüterek gelişen enflasyondur. Bu gelişim şöyle gerçekleşmektedir: fiyatlarınartması maliyetlerin artmasına, bu da fiyat seviyesinin daha da artarak sürecin buşeklide gelişmesine yol açar.

Enflasyon Vergisi: Para, tedavüle çıkaran kurum açısından yükümlülük, talep eden,elde tutan kurum ve kişi açısından ise bir varlık olarak düşünüldüğünde, enflasyon,parayı ihraç eden kurumun yükümlülüğünü, parayı elde tutan kurumun ise varlığınıreel olarak azaltır. Bu anlamı ile enflasyon, gelir elde eden açısından vergi özelliğitaşımakta, dolayısıyla vergi gibi satın alma gücünün transferine neden olmaktadır.

Enflasyon: Fiyatlar genel seviyesindeki değişimdir. Bugün için, parasal bir olguolduğu ve uzun dönemde parasal bir büyüme olmadığı sürece enflasyonunartmayacağı genel olarak kabul görmektedir. Toptan Eşya Fiyat Endeksleri, TüketiciFiyat Endeksleri ve İmalat Sanayii Fiyat Endeksleri gibi çeşitli endeksler aracılığı ile

ölçülmektedir.

Enflasyonist açık (INFLATIONARY GAP) :Ekonomide mevcut toplam talebin toplamarzdan daha fazla olmasından dolayı ortaya çıkan açıktır. Böyle durumlarda, eğer toplam talep arz seviyesine indirilemezse veya toplam arz talebi karşılayacak kadar yükseltilemezse, fiyatlar yükselir.

Envantör (INVENTORY) :Belirli bir tarihe ilişkin borç, alacak ve varlıklarınmiktarlarının ve değerlerinin, sayım, kontrol ve düzeltme yaparak saptanmasıdır.

Ergonomi (ERGONOMICS) :İnsanın fiziksel gücünün üretimde kullanılması içingerekli koşulları inceleyen bilim dalıdır. Amacı, maksimum işgücü ve sermayeüretmek için en elverişli fiziksel ortamı sağlamaktır.

Esnek arz (ELASTIC SUPPLY) :Esnek arz, arzın fiyatta meydana gelen değişmelererağmen, daha büyük oranda değişmemesi şeklinde tanımlanmaktadır.

Esnek talep (ELASTIC DEMAND) :Esnek talep, talebin fiyatta meydana gelen artışveya azalış neticesinde, fiyattan daha büyük oranda artması veya azalması şeklindetanımlanmaktadır.

Esneklik (ELASTICITY) :Bir değişkenin diğer bir değişkendeki artma veya azalmakarşısında gösterdiği duyarlıktır. Örneğin, bir malın fiyatı % 10 artarsa, o malın talebide % 10 azalır. Fakat piyasa şartları her zaman böylesine normal bir esneklikgöstermez.

ESOP (Employee Stock Ownership Plan): Şirketlerin çıkardığı hisse senetleriyleçalışanları ortak etme yöntemidir. ABD'deki ESOP Uzmanları Derneği'nce (ESOPProfessional) yürütülmektedir. ESOP uygulayan bazı şirketler şöyle: Microsoft, CocaCola, Colgate, RC Reyhold, IBM, Compaq, General Motors, General Electric...

Eşel Mobil: Ücretli ve maaşlıları, hayat pahalılığı karşısında korumak amacıyla fiyat

artışlarıyla doğru orantılı olarak artmasının sağlanmasıdır.

Page 22: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 22/27

Eşya Hukuku: Hukuk dalıdır. Şahısların bir eşya üzerindeki egemenlik vetasarruflarının nitelik ve türlerini saptar. Eşya üzerindeki egemenliğin diğer şahıslarla olan ilişkilerini belirler.

E-ticaret: Elektronik ticaretin kısaltılmışıdır. İnternet üzerinden mal ve/veya hizmet

alış verişidir.

Etkin Piyasa (Efficient Market): Bu hipotez, bir piyasada işlem gören kıymetlerinmevcut fiyatlarının, o kıymetlere ilişkin elde edilebilir bilgilerin tümünü yansıttığınıöngörür. Teori, fiyatı belirleyenin alıcı ve satıcılar olduğu varsayımı ile, işlemcilerintüm ulaşılabilir bilgilere aynı anda ve simetrik olarak ulaşabildiğini varsayar. Budurumda oluşan fiyatın da denge fiyatı olduğu öngörülür.

EURO : Maastricht anlaşması uyarınca, gerekli kriterleri yerine getiren AvrupaBirliği’ne üye ülkelerin 1999 yılı itibariyle kaydi olarak kullanmaya başladığı parabirimi. Daha sonraki dönemde dolaşıma da sürülmesi planlanan bu para birimi

Avrupa Birliği’ne üye tüm ülkelerin ortak para birimi haline gelecek.

Euro Bonolar (Eurobonds): Çıkaran ülkenin veya kuruluşun, kendi ulusal para birimidışındaki bir para birimi üzerinden ihraç ettiği menkul kıymetlerdir.

Euro tahvil (EURO-BOND) :Uzun vadeli ve sabit faizli olup, uluslararası piyasalardaalım satımı yapılabilen uluslararası bir menkul değerdir. Bu tip tahvillerin ulusalpiyasada mevcut menkul kıymetler borsasında kote edilme gibi bir zorunluluğuyoktur. Euro-tahvillerin işlem gördüğü yâni alım-satımının yapıldığı piyasaya euro-tahvil piyasaı denilmektedir.

Eurodolar:ABD dışındaki banka veya diğer aracı kurumlarda açılmış dolar hesapları.Dünyanın her yerinde dolar üzerinden açılmış hesaplar bulunmakla birlikte bunlarıntümüne eurodolar adı verilmektedir.

Evalüasyon : Bankaların kayıtlarında sabit kur üzerinden geçirilen dövizlerin her aysonunda geçerli cari kura göre düzenlenmesi işlemediri.

Eximbank (EXPORT-IMPORT BANK) :İhracatta kredi kolaylıkları sağlayan, ithalat veihracatta uzmanlaşmış finansal bir kurumdur.

F Faiz (INTEREST) :Belirli bir paranın, belirli bir süre için iade şartı ile kullanılmasınakarşılık verilen tutara verilen addır.

Faiz oranı (RATE OF INTEREST) :Faiz miktarını shesaplayabilmek amacıyla, paranınçarpının % cinsinden değerdir.

Faiz Ödemeleri: Bu veriler Hazine, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, döviz pozisyonututan bankalar ve yurtdışından kredi alan diğer kuruluşlara ait borçların faizödemelerini kapsar. Bütçede eksi kalemdir.

Page 23: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 23/27

Faktoring (FACTORING) :Faktoring, alacak hakkı başka bir kuruluşa likit fonkarşılığında devredilmek suretiyle gerçekleşen işlemdir. Bunun yanısıra, firmalaravadeli satış bedellerini vadesinden önce thsil etme imkanı sağlayan finanskuruluşlarına da "faktoring" denilmektedir. Bu firmalar, vadeli satış yapmışşirketlerin fatura edilmiş alacaklarını peşin fakat iskontolu olarak satın alırlar ve

vadesi geldiğinde alacağı kendileri tahsil ederler.

Faktör (FACTOR) :Bütünü oluşturan unsurların her biri; üretim unsurları ve acenta,komisyoncu şeklinde çeşitli anlamlara gelmektedir.

Fayda (UTILITY) :Mal veya hizmetelerin ihtiyaçları giderme özelliğidir. Kullanmadeğeri olan birşeye faydalı, kullanma değeri olmayan bir şeye is efaydasızdenilmektedir.

Fayda-maliyet analizi (COST-BENEFIT ANALYSIS) :Bu analiz, yatırım projelerinin netcari değerini iskontolamak suretiyle, projenin maliyet ve faydasını değerlendirmeye

yarayan bir tekniktir. Fayda-maliyet analizi ile, bir yatırım yapılıp yapılmayacağınakarar verilir.

FED :ABD Merkez Bankası. Tek bir kurum olmayıp Merkez Bankası görevlerini yapançeşitli bankaların oluşturdukları bir federal sistemdir. 12 adet bölgesel federal rezervbankasından oluşur.

Fırsat maliyeti (OPPORTUNITY COST) :Üretim unsurlarının bazı işlerdekullanılmasından dolayı, kaçırılan fırsatların oluşturacağı maliyettir.

Fiat para:Üzerinde yazılı değerin çok altında bir mal değerine sahip olan para. Kağıtpara bu tür bir paradır.

Finansal kiralama -LEASING- (FINANCIAL LEASING) :Bir yatırımcı ile bir leasingşirketi arasında yapılan sözleşme gereğince, yatırımcının seçmiş olduğu yatırımmalının leasing şirketince kiralanarak, belirli bir kira karşılığında yatırımcınınkullanımına sunumunu sağlayan finans metodudur. Kiralanan malın mülkiyetisözleşme müddetince, leasing şirketindedir.

Finansal Risk:Hisse senedi veya tahvil gibi bir yatırım aracını aldığınız şirketinvadesi geldiğinde tahvil kuponlarını ya da üçüncü şahıslara olan borçlarını

ödemeyip yatırımcıyı dolaylı olarak zarara sokması riskidir.Finanslama (FINANCING) :Üretim, yatırım ve satış faaliyetlerinin yapılması içingerekli parasal değerlaerin sağlanması, ödenmesi gibi para bulma ve kullanmaetkinliklerinin tümüdür. Özel sektör bu faaliyetleri, bankalar ve finanskuruluşlarından sağladığı fonlar yardımıyla gerçekleştirirken; kamu sektöründe isedış borçlanma, emisyon, menkul kıymet ihracı gibi kaynaklardan sağlanan fonlardanyararlanılmaktadır.

Finansman bonosu (COMMERCIAL PAPERS) : Şirketlerin kısa vadeli işletmesermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları teminatsız senetlere verilen

isimdir.

Page 24: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 24/27

Page 25: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 25/27

Fonksiyonel Bütçe (FUNCTIONAL BUDGET) :Devlet gelirlerinin, devletin eğitim,sağlık gibi gerçekleştirdiği işlevlere göre dağıtılacak miktarları öngören bütçeyeverilen addır.Franchising: Sözleşmeye dayalı, direkt bütünleşmiş bir pazarlama sistemidir. Busistemde know-how ve markanın imtiyaz hakkı sahibi, belirli süre, koşul ve sınırları

kapsayan anlaşmayla bağımsız yatırımcılara sistemini ve markasını kullandırır.Franchise vermek için öncelikle tanınmış bir marka ve başarılı bir organizasyonolması gerekir.

G Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH): Bir ulusal ekonomide belirli bir dönem içinde(genellikle bir takvim yılında), üretilen mal ve hizmet değerlerinin toplamıdır.Gayrısafi milli hasıla kavramları:

Gayrısafi milli Hasıla (GSMH): Bir ekonomideki üretici birimlerin belirli bir dönemde

ürettikleri çıktılardan bunların içine giren girdilerin düşülmesiyle bulunan üretimmiktarının parasal ifadesi

Gayrısafi yurtiçi hasıla (GSYİH): GSMH - Net dış alem faktör gelirleri (işçi dövizleri +yurtdışından elde edilen müteşebbis gelirleri + yurtdışından elde edilen kar transferleri + yurtdışı mali yatırımlardan elde edilen temettü gelirleri)

Safi (net) milli hasıla (NMH): GSYİH - Amortismanlar 

Milli gelir (MG):NMH - yurtiçi ve yurtdışı işlemlerden doğan dolaylı vergiler (KDV gibi +subvansiyonlar 

Kişisel gelir (KG):MG - kurumlar vergisi - dağıtılmamış kurum kazançları - sosyal güvenlik primleri +transferler Kullanılabilir (harcanabilir) gelir (HG):KG - dolaysız vergiler 

Gelir elastikliği :Gelirlerde meydana gelen değişmelerin talep üzerindeki etkisiniölçer.

Gelir Ortaklığı Senedi :Baraj, köprü gibi kamuya ait alt yapı kuruluşlarınıngelirlerinden pay almayı sağlayan sertifikalardır. Bu belgeler kuruluşların mülkiyetiüzerinde hak kazandırmaz.

Gelirler politikası (incomes policy) :Fiyatların, ücretlerin, kiraların, faizlerin bir süreiçin dondurulması yoluyla enflasyonu düşürmeye yönelik bir politika.Genel bütçe :Yalnızca bakanlıklara ilişkin gelir ve giderleri kapsayan bütçe

Gini katsayısı :Bir ülkede milli gelirin dağılımının adil olup olmadığını ölçmeyeyarayan bir katsayı. 0 ile 1 arasında değişir. 0'a ne kadar yakınsa mutlak eşitliğe okadar yaklaşılmış; 1'e ne kadar yakınsa mutlak eşitlikten o kadar uzaklaşılmış

demektir. Türkiye'de Gini katsayısı en son ölçümlere göre % 0.49 dolayında olupdünyanın en gayrı adil gelir dağılımlarından birisine işaret etmektedir.

Page 26: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 26/27

Görünmeyen kalemler dengesi :Yurtiçinde yerleşik kişilerle yurtdışında yerleşikkişiler arasında ihracat ve ithalat işlemleri dışında kalan ilişkileri kapsayan dengedir.

Grev: İşçilerin toplu iş sözleşmesi sürecinde anlaşma sağlanamaması durumunda,

toplu olarak üretimi ve yürüttükleri hizmetleri durdurma eylemidir.

GSMH zımni deflatörü :Cari fiyatlarla hesaplanmış GSMH'yı reel, yani fiyathareketlerinden arındırılmış GSMH'ya böldüğümüz zaman GSMH zımni defdlatörünühesaplamış oluruz.

Guvernör (Governor) :Yönetici anlamına gelen ve genellikle Merkez BankasıBaşkanları için kullanılan bir terim. IMF ve Dünya Bankası grubunda üye ülkeleritemsil etmek üzere görevlendirilen Bakan, Merkez Bankası Başkanı gibi görevlilereverilen isim.

H Halka Arz: Şirketlerin kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla özkaynak yoluylasenet ihraç ederek (fonlama) kaynak sağlamasıdır. Şirketler kaynak ihtiyaçlarlarınıfaiz karşılığı yabancı kaynaklardan (borç) ya da özkaynaktan (ortaklardan sermayeyoluyla veya faaliyetler sonucu kazanç yoluyla) sağlar. Özkaynak için ödenmesigereken ve ortaklar tarafından belli bir taban limitte beklenen temettü geliridir.Özkaynak yoluyla fonlama yani senet ihraç ederek toplanacak fonların maliyeti,borçlanmadan daha ucuz ise, şirketler halka arza başvurma yolunu tercih edecektir.

Hayali ihracat: Dış satımda bir malın bedelinin üstünde fiyatla yurtdışına mal satmışgibi işlem yapılmasıdır.

Hazine: Devletin tasarruflarını ve mali işlemlerini idare eden kurumdur.

Hazine Açığı: Hazine, devletin harcama ve gelirlerinin gerçekleştiği soyut bir kasaolan kurumdur. Belli bir dönemde Hazine’nin kamusal giderlerinin finansmanı içinyapılan ödemeler, toplanan kamu gelirlerini aşması durumunda Hazine açığı ortayaçıkar.

Hazine Bonosu: Hazine tarafindan vadesi 1 yıldan kısa süreli olarak çıkarılan veiskontolu olarak işlem gören borçlanma senetleridir.

Hazine iç borçlanması:Yurtiçindeki kaynaklardan (kişiler, özel kurumlar, kamukurumları) genellikle gönüllü yöntemlerle belirli bir vade ile ve belirli bir sabit ya dadeğişken faiz karşılığında borçlanılması işlemi.

Hiper Enflasyon: Dörtnala enflasyon olarak adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiğien şiddetli enflasyon biçimidir. İktisat tarihinde çoğunlukla savaş ya da sonrasındaortaya çıkmış ve yeni bir para biriminin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir.

Hipotez :Bir neden - sonuç ilişkisinin deney ya da yeteri kadar gözlemlekanıtlanmamış ifadesidir. Aksi ortaya konuluncaya kadar doğru kabul edilir.

Page 27: Ekonomi Sözlüğü

7/31/2019 Ekonomi Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/ekonomi-soezluegue 27/27

Hisse senedi: Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan ve anonim ortaklığınsermayesine belirli bir katılma payını temsil eden kıymetli evraktır.

Hisse senedine çevrilebilir tahvil: Halka açık ortaklıklıkların faydalanabilecekleri bir finansman aletidir.

Hissedar: Bir anonim şirketin hisse senedine sahip olan şahıstır.

Hiyerarşi: Sosyal bir toplulukta iktidarın kademelelendirilmesini ifade eder.

Holding: Bir şirket aracılığıyla diğer şirketlerin bir araya getirilerek yönetilmesidir.Holding şirketleri, üretim ve satış türü faaliyetlerde bulunmayan ve belli bir faaliyetalanları olan şirketlere iştirak eden ve genellikle böyle şirketlerin büyük ortağıdurumunda olan anonim şirketlerdir. Holding şirketlerinin kuruluş ve varoluşnedenleri birden çok şirkete iştirak etmek ve bu şirketleri yönlendirmek/kontroletmek olduğundan sermaye şirketleri sınıfında bulunur. Holding şirketlerin sahipleri

genellikle birçok şirketin sahipleri olup, bu paylarını holdinglere devrederler ve buyolla o şirketlerin yönetimlerini tek elde toplarlar. Şirketler grubu ise holdingtenfarklı olarak bir başka şirket aracılığı olmaksızın bütün şirketleri bir araya getirerekyönetilmesidir. Holdinglerde yasal olarak en az yedi şirketin biraraya gelmesizorunlu olmasına karşın şirketler grubunda sayı aranmaz.

İç Borçlar: Hükümetin ülke sınırları içinde kişi ve kurumlara ulusal para cinsindenborçlanmasıdır. Bu borçlanmanın iktisadi niteliği, satın alma gücünün özel vekamusal kesimler arasında el değiştirmesidir. İç borçlanmada ülkeninkullanabileceği kaynaklara bir ek söz konusu değildir. Devlet, en yaygın yöntemlehalka ve kurumlara sattığı kağıda +bağlı bono, tahvil ve kağıda bağlı olmayanyöntemlerle borçlanabilir. İç Borçlanma; kısa-uzun vadeli, teminatlı-teminatsız vezorunlu-gönüllü olarak üç gruba ayrılabilir.