erdoğan uygur: azerbaycan matbuatında füyûzât...

27
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7, Sayı 2 (Haziran 2010), 150-176 DOI: 10.1501/MTAD.7.2010.2.29 Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur Ankara Üniversitesi (Ankara) ÖZET Hacı Zeynelabidin Tağı yev’in sahibi olduğu “Füyûzât” dergisi 1 Kas ı m 1906’da Ali Bey Hüseyinzâde Turan’ ı n idaresi alt ı nda Bakû’da yayı n hayat ı na baş lar. Bir y ı l sonra, 1 Kas ı m 1907’de derginin faaliyetine son verilir. Toplam otuz iki sayı dan ibaret olan dergi siyasal, toplumsal ve edebî konularda Azerbaycan aydı nlar ı nı n yanı s ı ra Azerbaycan dı ş ı ndaki pek çok Türk aydı nı nı n da görüş ve düş üncelerini ifade edebildi ği bir zemin olmas ı bak ı mı ndan tarihî bir öneme sahiptir. Dergi “Türkleş mek, İ slâmlaş mak, Avrupal ı laş mak” ş eklinde ifadesini bulan siyasal ve kültürel bir fikir hareketinin en önemli temsilcilerinden biri olarak Azerbaycan matbuat tarihindeki yerini al ı r. ANAHTAR SÖZCÜKLER Füyûzât, Ali Bey Hüseyinzâde, Edebî dil, Ortak dil, Matbuat, Azerbaycan. ABSTRACT The Journal Füyûzât which was owned by a Azerbaijani Turkish entrepreneur Hacı Zeynelabidin Tağı yev, starts her literary life on 1 November 1906 under the direction of Ali Bey Hüseyinzâde Turan in Baku. One year later, on 1 November 1907, publication was abated. Füyûzât consisted 32 volumes and it has a historical importance as being a platform for Azebaijanian intellectuals and other Turkish intellectuals out of Azerbaijan in order that they expressed their political, social, literary opinions and views in this periodical. This periodical took place in Azerbaijan Turkish press, after 1905 as an important follower of the political and cultural idea; presented in the leitmotiv to become Turkized, Islamized and Europeanized. KEYWORDS: Füyûzât, Ali Bey Hüseyinzâde, literary language, common language in Turkish world, Azerbaijani press in 1905 and after.

Upload: others

Post on 26-May-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7, Sayı 2 (Haziran 2010), 150-176 DOI: 10.1501/MTAD.7.2010.2.29 Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi

Erdoğan Uygur Ankara Üniversitesi (Ankara) 

ÖZET Hacı Zeynelabidin Tağıyev’in sahibi olduğu “Füyûzât” dergisi 1 Kasım 1906’da Ali Bey Hüseyinzâde Turan’ın idaresi altında Bakû’da yayın hayatına başlar. Bir yıl sonra, 1 Kasım 1907’de derginin faaliyetine son verilir. Toplam otuz iki sayıdan ibaret olan dergi siyasal, toplumsal ve edebî konularda Azerbaycan aydınlarının yanı sıra Azerbaycan dışındaki pek çok Türk aydınının da görüş ve düşüncelerini ifade edebildiği bir zemin olması bakımından tarihî bir öneme sahiptir. Dergi “Türkleşmek, İslâmlaşmak, Avrupalılaşmak” şeklinde ifadesini bulan siyasal ve kültürel bir fikir hareketinin en önemli temsilcilerinden biri olarak Azerbaycan matbuat tarihindeki yerini alır. ANAHTAR SÖZCÜKLER Füyûzât, Ali Bey Hüseyinzâde, Edebî dil, Ortak dil, Matbuat, Azerbaycan. ABSTRACT The Journal Füyûzât which was owned by a Azerbaijani Turkish entrepreneur Hacı Zeynelabidin Tağıyev, starts her literary life on 1 November 1906 under the direction of Ali Bey Hüseyinzâde Turan in Baku. One year later, on 1 November 1907, publication was abated. Füyûzât consisted 32 volumes and it has a historical importance as being a platform for Azebaijanian intellectuals and other Turkish intellectuals out of Azerbaijan in order that they expressed their political, social, literary opinions and views in this periodical. This periodical took place in Azerbaijan Turkish press, after 1905 as an important follower of the political and cultural idea; presented in the leitmotiv to become Turkized, Islamized and Europeanized. KEYWORDS: Füyûzât, Ali Bey Hüseyinzâde, literary language, common language in Turkish world, Azerbaijani press in 1905 and after.

Page 2: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 151

1. Giriş

Çarlık Rusyası’nda 1905'te Meşrutiyetin ilân edilmesinin ardından ortaya çıkan yeni siyasal süreçte sansür mekanizmasının hafiflemesi Rusya Türklüğü'nün içinde farklı fikirlere açık matbuat organlarının faaliyette bulunmasına imkân sağlar. Böylece, 1905’ten önce yayımlanmaya başlanan Azerbaycan'da Şark‐i  Rus (1903-1905) ve Hümmet (1904-1905) gazetelerinden sonra 1905’te Hayat (7 Haziran 1905-3 Eylül 1906), İrşad (17 Aralık 1905-25 Haziran 1908); 1906’dan itibaren ise Molla Nasreddin (7 Nisan 1906-1931), De’vet‐Goç (26 Mayıs 1906-6 Ağustos 1906), Füyûzât (1 Kasım 1906-1 Kasım 1907) ve Tekâmül (16 Aralık 1906-26 Mart 1907) gibi gazete ve dergilerin Azerbaycan matbuatında yer aldığı görülür (Uygur 2007: 54).

Bu matbuat organlarının hemen hepsi ideolojik amaçlı faaliyet gösterir. Hayat ve İrşad gazeteleri Azerbaycan Türklerinde din, millet ve milliyetçilik kavramlarının sosyolojik boyutlarda tahliline ağırlık verirken, Hümmet ve onun takipçileri olan De’vet‐Goç ve Tekamül gazetelerinin yayın politikası Rus Çarı'na karşı Bolşeviklerin safında işçi hareketleri üzerine yoğunlaşır (Bennigsen 1962: 506-507). Azerbaycan matbuatında çağdaşları arasında en uzun ömürlü olan Molla Nasreddin dergisinin faaliyet alanı genel olarak dinî fanatizm, cehalet ve batıl inançlarla mücadeleye, demokratik düşüncelerin ortaya konulmasına ve toplumun aydınlanmasına yöneliktir. Dergi, Türkistan, Kırım, Kazan, Ufa, Astana, Orenburg, Erzurum ve İstanbul gibi Türk memleket ve şehirleriyle Kahire, Tahran, Bombay, Kalküta gibi Müslüman çoğunluğun olduğu yerlerde geniş okur kitlelerine ulaşır (Durmuş 2008: 360).

Kısa süren yayın hayatına rağmen Azerbaycan fikir dünyasında derin izler bırakan Füyûzât ise, çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu sansür kurulu tarafından 3 Eylül 1906’da kapatılan Hayat (Hüseynova 2006: 63) gazetesinin yayın politikasını devam ettirir.

2. Füyûzât Dergisi

Toplumun aydınlanması için Azerbaycan’da eğitim ve matbuata büyük önem veren ve bu alanda pek çok faaliyete malî desteğini esirgemeyen Hacı Zeynelabidin Tağıyev'in1 (1838-1924) sahibi olduğu Füyûzât, 1 Kasım 1906’da Ali Bey Hüseyinzâde 1 Hacı Zeynalabdin Tağı oğlu Tağıyev (Ocak 1838-1 Eylül 1924) Azerbaycan’ın en varlıklı sanayicilerinden biridir. 1872’de petrol çıkarma işine girişir. Bu işte başarılı olunca başka sahalara da yönelir. Lifli ürünlerin imali ve tekstil işiyle meşgul olur. Daha sonra, Azerbaycan ve Dağıstan’da balık üretim ve işleme tesisleri kurar. Gemicilik sektörüne de ilgi duyan Tağıyev yerli sanayicilerle bir araya gelerek Bakû Ticaret Bankası’nı kurar (1914). Toplumun eğitimine büyük önem vermesinden ötürü özellikle kız çocuklarına yönelik olarak çok sayıda kız mektebi açmış ve başka varlıklı insanları da eğitim konusuna yönlendirmiştir. Tiyatro binası

Page 3: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

152

Turan'ın (1864-1940) idaresi altında Bakû’da yayın hayatına başlar. Bakû’da Kaspi gazetesinin çıkartıldığı matbaada haftalık olarak plânlanmasına

rağmen ayda iki-üç defa yayımlanır. İlk sayfasının ortasında iri punto ve koyu harflerle yer alan dergi adının hemen üzerinde süslü çerçeve içinde “Edebî, fennî, siyasî, ictimâ‛î, musavvar haftalık Türkce mecmû‛a-ı İslâmiyyedir” yazısı derginin faaliyet sahasını belirtmeye yöneliktir. 'Suyun taşıp akması, bolluk, bereket, ilerleme, çoğalma, manevî haz, ilim, irfan' anlamlarına gelen 'füyûzât' (A. feyz sözcüğünün cem'i füyûz'un cem'i) dergi isminin bilinçle seçilmiş olduğu açıktır. Derginin içeriği bir hayli zengindir: Edebiyattan siyasete; tarihten sosyoloji ve kimya bilimine; sağlıktan aile hayatına kadar pek çok konuda makalenin yer aldığı derginin sayfalarında çeşitli gazete, kitap, dergi tanıtımının yanı sıra, gelir getirici küçük ilânlar da görülür.

Toplam otuz iki sayıdan ibaret olan dergi siyasal, toplumsal ve edebî konularda Azerbaycan aydınlarının yanı sıra Azerbaycan dışındaki pek çok Türk aydınının da görüş ve düşüncelerini ifade edebildiği bir zemin olmuştur.

Derginin yazar ve şairleri arasında Ali Bey Hüseyinzâde’nin dışında Azerbaycan’dan Hasan Bey Melikzâde Zerdabî (1837-1907), Mehemmed Hadi (1879-1920), Mirza Elekber Sabir (1867-1911), Hüseyin Cavid (1882-1941), Mehmet Emin Resulzâde (1884-1955), Abdulla Sur (1883-1912), Abdulla Şaik (1881-1959), Nigar Hanım, Abbas Sehhet (1874-1918); Bahçesaray’dan Hasan Sabri Ayvazov (1878-1938); Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed Raik (1884-1962) ve İstanbul’dan Abdullah Cevdet (1869-1932), Ahmed Kemal (1874-1924) gibi isimler vardır. Abdulhak Hamit Tarhan'dan (1851-1937) ve Recaizâde Mahmut Ekrem'den (1847-1914) zaman zaman şiir ve yazılar yayımlanmıştır.

Bunlardan Ali Hüseyinzâde başta olmak üzere Mehemmed Hadi, Hasan Sabri Ayvazov ve Ahmed Kemal şiir, makale ve yorumlarıyla dergiye düzenli olarak katkı sağlamışlardır. Böylece, Türk coğrafyasının farklı bölgelerinden yapılan katkılar, derginin millî sorunlara geniş bir açıdan bakmasını sağlar. Bu durumun, millî meselelerin tespitinde ve hedeflerin belirlenmesinde ortak şuurun oluşması sürecine ivme kazandırdığı söylenebilir (Uygur 2007: 56).

Dergide Osmanlı Sultanı Abdülhâmid aleyhine yazılan bir makale sonrasında Padişahın sitem etmesi üzerine Hacı Zeynelabidin Tağıyev’in 1 Kasım 1907’de, otuz ikinci sayıyla birlikte derginin faaliyetine son verdiği yönünde kanaat mevcuttur. (Hüseynova 2006: 63). Bazı eleştirmenler derginin bir Osmanlı Türkü gibi yaşadığını,

yaptırmıştır. Dönemin ulusal değerlerini ön plana çıkartan Kaspi, Hayat, Füyûzât gibi yayın organlarına malî destek sağlayarak kültürel ve siyasal modernleşmenin bu değerler üzerine inşa edilmesini amaçlar. Bolşevik ihtilâline karşı çıkar. Azerbaycan’da Sovyet idaresinin yönetime gelmesiyle birlikte Tağıyev’in fabrikaları elinden alınır. Bkz. Azerbaycan  Sovet  Ensiklopediyası (1986: 121-122).

Page 4: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 153

bir Müslüman gibi öldüğünü kaydederler (Arif; Hüseynov 1944: 179).

2.1. Füyûzât'ın Siyaset Anlayışı

Rus-Japon Savaşı (1904-1905) Çarlık Rusyası'nda işçi hareketlerinin, kitlesel hak arayışlarının ve zaman zaman etnik taleplerin yoğun gösterilere, hatta yer yer kalkışmalara sebep olduğu bir yönetim zafiyetine yol açar. Rusya’nın yenilgisiyle sonuçlanan savaşın ardından giderek artan huzursuzluk karşısında Çar II. Nikola (1894-1917) 17 Ekim 1905’te çıkardığı bir ukazla basın ve toplantı hürriyeti, Duma’nın teşriî bir kurum hâline getirilmesi ve seçim yapılması gibi tebaaya bazı önemli haklar vermek zorunda kalır (Devlet 1999: 87). Bu durum, Rusya Türkleri için önemli bir fırsat olur. Bunlar arasında uzun zamandan beri gizli gizli oluşmaya başlamış bulunan fikirler açığa çıkar. Fikir, edebiyat, toplumsal ve siyasî faaliyetler büyük bir hızla gelişme gösterir (Akpınar 1994: 214). Çeşitli tarihlerde Kırım’dan İsmail Gaspıralı (1851-1914); Bakû’dan Ali Merdan Topçubaşı (1865-1934), Ali Bey Hüseyinzâde; Kazan’dan Seyid Giray Mirza Alkin, Yusuf Akçura (1876-1935); St. Petersburg’dan Abdurreşid İbrahim (1853-1944) gibi entelektüellerin öncülüğünde pek çok Türk topluluğundan aydın ve din adamlarının katılımıyla Rusya Müslümanlarının kongreler düzenleme teşebbüsleri olur.

Rusya Türklerinin dinî, siyasî, toplumsal ve kültürel haklarını geliştirmek, bunları güvence altına almak ve nihayet Türk ittifakını gerçekleştirmek amaçlı bu teşebbüsleri Çar yönetimi sakıncalı bularak engelleme yoluna gider; ancak, düğün, eğlence, gezi gibi etkinlikler çerçevesinde gerçekleştirilen toplantılara mâni olamaz (Devlet 1999: 88-108). Bu toplantılar her zaman olumlu sonuç vermese de Rusya İslâmlığında 'Ümmetten Millete ́(Gündoğdu 2007) geçiş istikametinde irade beyan eden Türklerin siyasî bilinçlenme sürecinin mesafe aldığı görülür.

Kültürel anlamda bağımsızlık arayışları adına yeni bir merhale olarak kabul edilen bu yıllarda (Erol 2006: 56) Türk coğrafyasının pek çok yerinde aydınlar basın-yayın faaliyetlerine başlar. İsmail Gaspıralı’nın yayımlamakta olduğu Tercüman2 gazetesinden başka, Bakû’da Hayat, İrşad, De’vet‐Goç, Füyûzât, Tekâmül; Tiflis’te Molla Nasreddin gibi basın-yayın organlarının yanı sıra Orenburg’da Vakıt (21 Şubat 1906-Kasım 1917), Din ve Maişet (31 Aralık 1906-15 Nisan 1907); Ufa’da El‐Alemü’l İslâm (30 Mayıs 1906-Ocak 1907); Kazan’da Ed‐din  vel‐Edeb (17 Mart 1906-1914); St.Petersburg’da Ülfet (Ocak 1906-9 Haziran 1907), Serke (1906-9 Haziran 1907), Et‐

2 Kırım’da yayımlanan Tercüman (22 Nisan 1883-10 Şubat 1918) gazetesi İsmail Gaspıralı’nın Türk dünyası için “Dilde, fikirde, işte birlik” düsturunu hayata geçirmeye çalıştığı en önemli zemin olmuştur. Gazete kısa zamanda Türk coğrafyasının her yerinde kabul görmüş ve ortak edebî dilin oluşturulması görevini lâyıkıyla yerine getirmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Akpınar (2008).

Page 5: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

154

Tilmiz (1906-1907); Astrahan’da Burhan‐ı Terakki (1906-1911); Kazan’da Kazan Muhbiri (29 Ekim 1905-22 Ekim 1910), Yıldız (15 Ocak 1906-Ekim 1917); Uralsk’ta Fikir (17 Kasım 1905-Kasım 1906), Yeni Turmuş (Kasım 1906-?), El‐Asrü’l‐Cedid (15 Ocak 1906-1907); Kırım’da Vatan Hadimi (1906-1908), Millet (1906-1908); Taşkent’te Orta Asyanın Ömürgüzarlığı‐Terakki (1905-1916), Terakki (14 Haziran 1906-19 Ağustos 1906), Hurşit (6 Eylül 1906-16 Kasım 1906) gibi dergi ve gazeteler yayımlanır3.

Hareketi başlatan ve genellikle St. Petersburg ve İstanbul’da eğitim almış aydınların homojen bir düşünce yapısına sahip olmadıkları bilinmektedir. Dolayısıyla bu faaliyetler farklı siyasî görüşlere göre şekillenmektedir. Aydınların bir kısmı Ceditçi düşünce yapısına daha yakın oldukları için Müslüman toplumun modernleştiril-mesinde Jön Türklerin örnek alınmasını arzu eder. Daha radikal olan kesim ise hem Panislamist Cemalettin Afganî (1838-1897) anlayışını, hem de sosyalizmi savunur (Bennigsen 1962: 506). Böylece, yayımlanmaya başlanan dergi ve gazetelerin bir kısmı Türk topluluklarını proletarya konusunda bilinçlendirmeyi amaçlarken, bir kısmı da millet, milliyetçilik, Türklük veya din eksenli bir yayın politikası izler.

Meşrutiyet ortamında gelişen bu fikrî, siyasî ve toplumsal hareketliliğin en fazla mevcut olduğu Türk bölgelerinden biri de Azerbaycan’dır. Azerbaycan entelektüellerinin içinde önemli bir yeri olan Ali Bey Hüseyinzâde, önceden İstanbul’da Abdullah Cevdet ve İshak Sükûti (1868-1902) ile 1894’te “Jön Türk” hareketine dahil olmuş ve İbrahim Temo'nun (Ethem) (1865-1939) önderliğinde “İttihad ve Terakki Cemiyeti”nin kuruluşunda görev almıştır (Mirehmedov 1980: 302). Dolayısıyla Jön Türklerin düşünce yapısına uygun bir Türkleşme ve çağdaşlaşma politikası izler. Meşrutiyetin ve Kanûn-ı Esâsî’nin ilân edilmesine yönelik düşüncelerini sık sık Hayat ve Füyûzât'ta okuyucularıyla paylaşır.

Hayat gazetesinde "Türkler Kimdir ve Kimlerden İbarettir?" adıyla sekiz sayı yayımlanan; ancak “mabedi var” ifadesine rağmen tamamlanmayan silsile makalesinde Ali Bey Türklerin kim olduğu, nereden geldikleri, kaç boya ayrıldıkları ve hangi adlarla nerelerde yaşadıkları sorularının araştırılmasıyla varılacak sonucun tek Türk dili ve tek Türk milleti olacağının altını çizer (Hesenova 2006: 31-35). Azerbaycan halkının kimliğini ve âidiyetini de ciddî anlamda sorgular (Uygur 2007).

Hayat'ın 3 Eylül 1906’da Çar idaresinin sansür kurulu tarafından kapatılmasının ardından onun devamı olan4 Füyûzât Türkleşmek, İslâmlaşmak, Avrupalılaşmak şeklinde ifadesini bulan ve Türk Rönesansı tâbiriyle nitelendirmenin mümkün olabileceği siyasal ve kültürel bir fikir hareketinin en önemli temsilcilerinden biri olarak

3 Bkz. Hüseynov (1992: 459-461). Ayrıca bkz. Altuntaş, http://www.turkolojienstitusu.com/ matbuat/genel.html. 4 Ali Bey Hüseyinzâde bu konuyla ilgili olarak Füyûzât'ın 18. sayısında “İrşâd”a İhtâr" başlıklı yazısında Hayat gazetesini Füyûzât’ın "anası" olarak tanımlamaktadır.

Page 6: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 155

Azerbaycan matbuatında yerini alır. Dergide dönemin siyasî, tarihî ve toplumsal gelişmelerini konu alan pek çok

makaleye yer verildiği görülür. Henüz ilk sayısında Ali Bey’in Ayn. Ha. imzasıyla kaleme aldığı "İcmal" başlıklı yazıda Rus-Japon Savaşı'nın yol açtığı bazı siyasî gelişmeler söz konusu edilerek, Avrupa ülkeleri arasında kurulan ittifaklarla İslâm dünyasının zayıf düşürülmesi ve nihayetinde sömürge hâline getirilmesinin plânlandığı yönündeki endişeler dile getirilir. Böylece, geniş bir bakış açısının şekillendirdiği makalede Rusya’daki terör olaylarından Osmanlı Devleti’nin kendisine yönelik saldırıları bertaraf etme ve toprak kayıplarını önleme çabalarına ve İran’ı da içine alan Ortadoğu’nun ve Asya’nın yeniden biçimlendirilmesine kadar pek çok siyasî gelişmeden derginin okurları haberdar edilmiş olurlar.

Derginin ikinci sayısında "Vak‛a-i Âleme Bir Nazar" adlı makalesinde Ali Bey, İslâmiyetin bağnazlığa izin vermeyen, gelişmeye açık mezhepler üstü ve birleştirici bir din olduğunu belirterek Sünnî-Şiî mezhep ayrımının; sülâle, aşiret ve hanedan taassubunun toplumsal gelişmeyi yavaşlatan, hatta engelleyen önemli sorunlar olduğunu vurgular ve bu zararlı zihniyetin terk edilmesini ister: Ali Bey, bir yandan, Azerbaycan Türklerine mezhepçilik vasıtasıyla nüfuz etmeye çalışan İran’ın faaliyetlerine karşı toplumu uyararak mezhepler arasındaki ihtilâfı ve çatışmayı ortadan kaldırmayı amaçlarken (Devlet 1999: 156-157) diğer yandan Türklerin sadece Osmanlılardan ibaret olmadığını göstermek ister. Dolayısıyla sülâle, aşiret ve hanedan kavramlarını millet olarak görmemek gerektiğinin altını çizer (Füyûzât 1906: 2/18). Turanî imzasıyla neşrettiği "Türk Dilinin Vazîfe-i Medeniyyesi" adlı makalesinde de Türklerin Çağatay, Selçuk, Nogay Han, Özbek Han, Tatar Han, Ertuğrul Gazi’nin oğlu Osman gibi hükümdar, han veya sultan adlarıyla anılmasını bir kusur olarak görür. Bu durumun Türk dünyasını birbirinden uzaklaştırdığını ve ayrı ayrı uluslaşma sürecini başlattığını söyleyerek böyle bir oluşumu tasvip etmediğini dile getirir (Uygur 2007: 58).

Doğu toplumlarının ve Müslüman ülkelerin istibdattan kurtuluş yolunu birlik, beraberlik ve gelişmekte gören Ali Bey “İttihad itmeliyiz, ittihad. İttihada toğri terakki itmeliyiz. İttihad ve terakki idersek o günleri de göririz” (Füyûzât 1907: 24/371) diyerek kültürel-siyasal ilerleme (terakki) mottosuyla anlamda birlik ve beraberlik çağrıları yapar.

Türk dünyasıyla ilgili gelişmelere hiçbir vakit kayıtsız kalmayan Ali Bey, Azerbaycan dışında faaliyet gösteren başka dergi ve gazetelerle de irtibat hâlindedir. İstanbul’da öğrenim gördüğü dönemde Malumat (23 Şubat 1894- 3 Mayıs1895) dergisi ve İrtika gazetesinde “Salyani” mahlasıyla Faust’tan yaptığı birkaç tercüme şiiri (Habibbeyli 1997: 520); Kahire’de çıkartılan Türk (1894) ve İctihad (1894) gazetelerinde İttihat ve Terakki Partisi ile ilgili siyasî makaleleri yayımlanır.

Page 7: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

156

Rusya'da ve Osmanlı Devleti'nde akan Zamanın Ruhunu okuyan mühim bir entellektüel temsiliyet olarak Yusuf Akçura 1904’te Türk gazetesinin 24-34. sayılarında yayımlanan Üç  Tarz‐ı  Siyaset adlı dizi makalesinde Osmanlı Devleti’nin kuvvet kazanmak ve varlığını devam ettirmek için üç yoldan birini izlemeye ihtiyacı olduğunu düşünür: “Birincisi, Osmanlı Hükûmetine tâbi muhtelif milletleri temsil ederek ve birleştirerek bir Osmanlı milleti vücuda getirmek. İkincisi, hilâfet hakkının Osmanlı Devleti hükümdarlarında olmasından faydalanarak, bütün  İslâmları  söz konusu hükûmetin  idaresinde siyaseten birleştirmek… Üçüncüsü, ırka dayanan siyasî bir Türk milleti teşkil etmek” (Akçura 1987: 19).

Avrupa’da ırka dayalı milliyet anlayışının gelişmeye başlamasının yanı sıra Türkler, farklı kökenlere ait Müslümanlar ve son olarak Gayrimüslimlerden müteşekkil Osmanlı tebaasının Osmanlı  milletini oluşturma arzusunda olmayışı devletin çabalarının sonuç vermeyeceğine işaret eder. İslâmcılık düşüncesinin Müslüman tebaa ile gayrımüslim tebaa arasındaki ayrışmayı körükleyeceği ve mezhep farklılıklarının Müslümanlar arasında tefrikaya yol açabileceği kanaatini taşır. Türkçülük düşüncesi Avrupa’daki milliyet kavramından hareketle geliştirilebilir. Bunu yapmak için Osmanlı topraklarında, Rusya’da ve sair yerlerde yaşayan Türklerin Türklük, Türkçülük konusunda bilinçlenmelerinin sağlanması gerekir. Bu tür bir faaliyeti de başta Rusya olmak üzere engellemek isteyen devletler çıkacaktır (Akçura 1987: 12-16).

Akçura’nın uygun görmediği Osmanlıcılık dışında diğer iki kavram arasında kesin bir tercih yapmadığı veya tercihini belirtmediği görülür. Bununla birlikte, yaptığı çözümleme sonucunda bu iki kavramdan hangisini benimsediğini tahmin etmek zor değildir: Daha önce açıklanan çekincelere ilâve olarak Avrupa devletlerinin Müslüman ülkeler üzerindeki giderek artan nüfuzu İslâmcılık siyasetinin uygulanabilirliğini ciddî anlamda zorlaştıracak, hatta muhtemelen imkânsız kılacaktır. Rusya’nın engelleme çabalarına ve Osmanlı Türklerindeki ulusal bilincin yavaş gelişmesine rağmen, ulusların geçirdiği tarihî süreç de gözetilerek Türkçülük siyasetinin bir çözüm olarak benimsendiği varsayımı yapılabilir (Georgeon 1996: 39).

Ali Bey, Türk gazetesinin 24 Kasım 1904’te yayımlanan 56. sayısında "Mektûb-ı mahsûs" adlı makalesinde Müslüman Türk birliğinin sağlanması gerektiğini söyleyerek (Akçura 2006: 106) tercihini ortaya koyar. Daha sonra, aynı gazetede Türkleşmek, İslâmlaşmak, Avrupalılaşmak düşüncesinin programını yayımlar. Ona göre, terkibe dayalı bu düşünce sisteminin Türk dünyasında uygulanabilirliği açısından çeşitli sorunlarla karşılaşılsa da bu doğrultuda bir siyasal bilincin oluşturulması imkânsız değildir. Füyûzât bu bilinci ihdas etmeye yönelik faaliyetler silsilesini öncelikli amaçlarından biri olarak belirlemiş ve bu çerçevede İslâmiyet, Türk dili, Avrupa kültürü ve edebiyatıyla ilgili geniş kapsamlı yazılara yer vermiştir.

Page 8: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 157

2.2. Füyûzât'ın Dil Anlayışı5

20. yüzyıl başlarında Azerbaycan matbuatında dil konusu en uzun süre üzerinde durulan ve çatışmalara sebep olan konudur. Şark‐i  Rus gazetesinin ilk sayısında Mehemmed Ağa Şahtahtlı (Şahtahtinski) (1848-1931) tarafından 'Edebî bir dilimiz yok' serzenişiyle başlayan tartışmalarda (Swietochowski 1988: 90) aydınların bir kısmı mahallî dilin edebî dil olarak geliştirilmesi hakkında görüş beyan ederken, bir kısmı da farklı bir bakış açısından hareketle Osmanlı Türkçesinin edebî dil olması gerektiğini ifade eder (Talıbzâde 1966: 301). Bu kesime göre Osmanlı Türkçesi hem dil özellikleri bakımından, hem de Türk dünyasının en güçlü devletinin dili olması bakımından ortak edebî dil için en uygun lehçedir.

Şahtahtlı edebî dilin halkın konuştuğu dil olması gerektiğini söyleyerek Şark‐i Rusʹun önemli bir görev yüklendiğini ve bu konuda büyük çaba harcayacağını belirtir (Swietochowski 1988: 90). Benzer şekilde, Celil Mehmetkuluzâde de Molla Nasreddin'de kaleme aldığı yazılarında edebî dille ilgili olarak halkın konuştuğu dilin kaynak alınması gerektiğini söyler.

Diğer yandan, Ali Bey Hüseyinzâde Hayat'ın yayımlandığı dönemde Türkleşmek, İslâmlaşmak, Avrupalılaşmak ve Dil Birliği ülküsü çerçevesinde edebî dilin, ıslah edilmiş Osmanlıca Türkçesi üzerine inşa edilmesini hararetle savunur. Ali Bey aynı fikirlerin tebliğini Füyûzât'ta da sürdürür. Türk dünyasının başlangıçta siyasî bir birlik altında olmasa da, ortak bir edebî dil etrafında birleşmesi düşüncesi derginin asıl faaliyet alanı içindedir. Dolayısıyla, Ali Bey ve derginin yazarları dil konusuna hususî bir önem verir. Bu bakımdan derginin pek çok sayısında dille ilgili bir yazıya rastlamak mümkündür.

Derginin birinci ve ikinci sayılarında Ahmed Raik imzasıyla kaleme alınan "Musâhabe-i Edebiyye" başlıklı bir makalede Türk dünyasının ortak bir edebî dile sahip olmasının gerekliliği üzerinde şöyle durulur:

“Ma‛lûm olduğu üzre asırlarca süren esbâb-ı müte‛addide-i tefrika yüzünden Türk lisânı muhtelif şivelere ayrıldı: ve yine birtakım mevanî‛-i ma‛lûme hulûletiyle edebiyyât-ı milliyemiz lâyıkıyla takarrür ve te’essüs idemedi.

Fakat; tevhîd-i lisân ile hep millî, sırf Türk malı parlak bir edebiyyât… Hudûd-ı Çinden Akdenize kadar bütün Türklerin şükûfe-i rûhu olacak bir edebiyyât-ı garrâ vücûda getirilmesi zamânı gelmişdir. Bunun içün de Osmanlı, Kırım, Kafkas, Kazan, Mâverâünnehr, ilah. Türklerinin matbû‛ât vâsıtasıyla bir temâs-ı dâimî fikri hâlinde bulunması.. Yekdiğerinin tekemmülât ve terakkiyât-ı lisâniyyesini ta‛kîb itmesi elzemdir.” (Füyûzât 1906: 1/9)6.

5 Bu konuyla ilgili olarak ayrıca bkz. Uygur (2007: 53-64). 6 Derginin Arap harfli orijinalinden yapılan alıntılar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya

Page 9: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

158

Makalede, halkın konuştuğu yerel şive ve lehçelerin ortak edebî dil olamayacağı tezi ortaya atılarak 'Lisân-i avâm, hiçbir vaktde lisân-i edeble bir olamaz.' (Füyûzât 1906: 1/9) denilmiş ve fikirlerin ifade edilmesinde lisân‐i  edeb tercih edilmiştir. Bundan amaç, edebî dilin yüksek seviyede belirli ölçü ve kurallar çerçevesinde yapılanması arzusu olmalıdır. Bilindiği gibi, yerel konuşma dilinde var olan özellikler pek kurallı değildir ve bölgeden bölgeye farklılıklar gösterebilmektedir. Dolayısıyla, yerel bir konuşma dilinden hareketle geniş bir coğrafyaya hitap edecek ortak bir edebî (yazı) dili oluşturmaya çalışmak pek çok güçlüğe yol açacaktır. Bu düşünce, dergide kullanılan dilin de belirlenmesinde en temel etken olur. Buna göre, Türk edebî dilinin oluşturulmasında Osmanlı Türkçesinin esas unsur olmasını benimseyen çok sayıda aydın yazı ve makalelerinde genellikle bu lehçenin özelliklerine göre hareket eder.

Hasan Sabri Ayvazov, derginin ikinci sayısında yayımlanan “"Hayât"ın Kürûbundan “Füyûzât”ın Tulû’undan Hâsıl Olan Te’essürâtım" başlıklı yazısında derginin dil ve edebiyatla ilgili görevlerini ilân eder:

“Füyûzât edebiyyât âleminde yol bilmeyenlere bir tarîk gösterecek, yolunu şaşırmışlara rehber olacak, bahs ve münâzarada hadd-i tabiîyi tecâvüz itmiş olanlara rehnümâlık içün arayış nigâh-ı ibtisâr idiyor… Fıtratın en büyük bahşîşi olan ve vücûd-ı insâniyyet ancak kendisiyle te’yîd idilen “lisân” başka bir halâvet, başka bir nezâket virecekdir. Bunu meydana getirecek, ya‛ni lisânımızın ıslâhına, zenginleşmesine çalışacak “edebiyyât”dır. Lisânımızı edebî bir lisân idecek de “Füyûzât” mecelle-i mübârekesidir.” (Füyûzât 1906: 2/26).

Dergideki yazıların çoğu seçkinci bir tavırla, toplum tarafından anlaşılıp anlaşılmadığına bakılmaksızın genellikle ağdalı bir Osmanlıca ve ince bir üslûpla kaleme alınır. Bu bakımdan, İstanbul’da yayımlanan Servet‐i  Fünûn (1891-1901) dergisiyle benzerlik gösterir (Swietochowski 1988: 88-89). Bununla birlikte, Servet-i Fünûn yazarlarının pek çoğunun Arapça ve Farsça kelimeleri daha sık kullandıkları, hatta Türk dilinde karşılığı olan Arapça, Farsça kelimelerin dahi dilden tasfiye edilmesine rıza göstermedikleri bir vakıadır (Hesenova 2006: 53).

Büyük fikir adamı İsmail Gaspıralı, derginin matbuat sahasına girmesinden duyduğu memnuniyeti belirten iltifatnâmesinde “Birâder-i kirâmı Ali bey efendi, “Füyûzât”ın birinci numerosunu aldım. Güzel tertîb ve güzel tab‛ olunmuş. Hayırlı olsun. Lisânını biraz daha sadeleşdirseniz avâm arasına ziyâdece münteşir olmayı mûcib olurdu zannındayım.” (Füyûzât 1906: 4/55) demek suretiyle, Füyûzât’ın anlaşılır bir dille yayımlanması arzusunu dile getirir7.

Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. A. Latif Armağan tarafından kontrol edilmiştir. Kendisine teşekkür ediyoruz (E.U.). 7 İsmail Gaspıralı, oluşturulması hedeflenen ortak edebî dilin anlaşılır ve kabul edilebilir olması için büyük çaba harcamıştır. Dolayısıyla “daha Tercüman’ın ilk sayısından itibaren genelde

Page 10: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 159

Molla Nasreddin'de Füyûzât'ın dilini eleştiren ve hicveden felyetonlara8 rastlamak mümkündür. Benzer şekilde, Sovyetler Birliği döneminde ideolojik bakış açısının etkisiyle pek çok edebiyat adamı derginin dilini ve amacını aşağılar, gözden düşürmeye çalışır. Bu değerlendirmeye uygun bir şekilde Eziz Mirehmedov; Ali Bey ve derginin faal yazarlarından Ahmed Kemal’in İttihat ve Terakki’nin Paris teşkilatından aldıkları talimat doğrultusunda hareket ettiğini yazarak Paris’ten gönderildiğini söylediği bir mektuba istinaden İstanbul Türkçesinin Azerbaycan’da kabul ettirilmeye çalışıldığını ileri sürer (1980: 336). Böyle bir mektubun varlığı kuvvetle muhtemeldir; ancak, o dönemde âdet olduğu üzere9, sadece tebrik ve tavsiye amaçlı kaleme alınmış olmalıdır. Zira, Füyûzât yazarlarının pek çoğunun siyasî yönü ve dil hakkındaki düşünceleri önceden bilinmektedir. Öte yandan gazete ve dergilerde tercih edilen dil, ideolojik düşünceler çerçevesinde mahallî şiveler veya genel Türk dili olabilmektedir. Bu konuda Yavuz Akpınar, sosyalist düşünceyi benimseyen aydınlarla ve kullandıkları mahallî şive kullanımı meselesinde bu anlayışın Türk dünyasında ortak edebî dilin oluşturulmasını engellemede önemli etken olduğunu ifade eder:

“kendi toplumlarının geleceğini, millî meseleleri değil, sınıf mücadelesini, dünya ihtilâlini düşünüyorlardı! Öncelikle millet uğrunda mücadeleyi, faaliyeti değil, sınıf uğrunda savaşı seçmişlerdi. Halk yığınlarını sınıf mücadelesine çekip bir an önce amaçlarına ulaşabilmek için de onlara “ortak Türkçe” veya “edebî Türk dili” ile değil, o zamanki amaçlarına daha uygun olan pratik mahallî şivelerle hitap etmeyi tercih ediyorlardı. Dolayısıyla kendi mahallî şivelerini edebî dil olarak kullanmaya başladılar.” (2008: 34-35)

Azerbaycan’da edebî dilin geliştirilmesi konusunda ortaya çıkan bu farklı

sadeleştirilmiş bir Türkiye Türkçesi kullanır; kısa ve kolay anlaşılır cümlelerle yazmaya başlar. Anlaşılmayacağını düşündüğü kelimelerin hem Türkiye’de kullanılan şekillerini hem de Kırım, İdil-Ural veya Türkistan bölgelerinde kullanılan şekillerini birlikte vermeyi tercih eder.” Akpınar (2008: 18-19). 8 Felyeton, ilk kez Fransız matbuatında tiyatro eleştirilerini konu alan bir edebî tür olarak ortaya çıkar; ancak, yayılması aşamasında Rusya ve Rusya’ya bağlı cumhuriyetlerde, toplumsal ve güncel konuları içeren, mizahî-hicvî değeri olan kısa yazı şeklinde değişikliğe uğrar. Özelliği itibariyle toplumsal düşünceyi etkileme ve topluma yön verme amaçlı kaleme alındığı için, daha ziyade siyasî mücadelelerin veya toplumsal değişikliklerin olduğu dönemlerde gelişme gösterir. Konularına göre siyasî, sosyal, edebî ve ahlâkî olurlar (Ergenç 1995: 75). 9 Yeni yayımlanmaya başlanan bir dergi veya gazete için dönemin muharrirleri birbirlerini mektupla tebrik ederek yayın organından beklentilerini ve tavsiyelerini dile getirirlerdi. Hüseyinzâde Ali Beyin Celil Mehmetkuluzâde’ye, İsmail Gaspıralı’nın Füyûzât'a, Hasan Sabri Ayvazov’un Tekamül gazetesine gönderdiği mektuplar bunun delilidir. Ayvazov, haftalık olarak yayımlanmaya başlanan Tekamül'ün gazetesinin ilk sayısı itibariyle, gazete idaresine gönderdiği mektupta tebrik ve temennilerini dile getirir. Ayvazov, İşçi-emekçi sınıfının sorunlarını sütunlarına taşıyan gazetenin diliyle ilgili olarak Azerbaycan şivesi yerine Türkçeye daha çok yer verilmesini tavsiye eder Hüseynov (1992: 140-141).

Page 11: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

160

görüşlerin sebepleri arasında birinci görüş için, yerelleşme ihtimâline rağmen “anlaşılır olmak” düşüncesi ön plâna çıkarken, ikinci görüş için, Türk kimliği üzerine inşa edilen yapılanmada “milliyet kavramı ve ortak değerlere mensubiyet” düşüncesi en temel unsur olur. Dolayısıyla, Ali Beyin çok sık vurguladığı Türk dünyasındaki ittihadın gerçekleşmesi için Füyûzât dergisinde, Türk topluluklarının birbirleriyle matbuat aracılığıyla temas kurarken aynı edebî dili kullanmalarının önemine işaret edilir. Ali Bey, "Türk Dilinin Vazîfe-i-Medeniyyesi" başlıklı makalesinde Türkçeyle ilgili görüşlerini aktarır:

“Arab dili din ve mezheb dili oldu. Fars dili şi’r ve edeb dili oldu. Türk dili ise devr-i cedîd içün terakkî ve medeniyyet dili oluyor. Bu, hem zamânın hem de mekânın iktizâtındandır. Zamânca medeniyyet-i İslâmiyyenin üçüncü devri, ya‛ni devr-i ahîri başlıca Türk târîhinden ibâret olduğu gibi mekânca dahi bugün küre-i arz üzerinde Türk dilinden daha münteşir bir dil yokdur. (Füyûzât 1907: 9/140).

Ali Bey, Türkün “İyler dili Çin seddine dek hükmünü icrâ / Bir ucudur Altay bu yerin, bir ucu sahrâ" (Füyûzât 1907: 9/140) mısralarıyla Türkçenin büyük bir coğrafyada hâkimiyet kurduğunu vurgular. Türk Milletinin ortak edebî diliyle ilgili düşüncesini ise şöyle açıklar: “Biz öz muhtelif şîve ve lehcelerimizi ıslâh ve tevhîd ile özümüze mahsûs medenî ve edebî bir umûmî Türk dili vücûda getirebiliriz. (Füyûzât 1907: 9/140). Hatta, Ali Bey iyimser bir ifadeyle Türkçenin bütün Asya için ortak bir dil olabileceği varsayımında bulunur.

Kıbrıs’tan Ahmed Raik’in gönderdiği "Musâhabe-i Edebiyye" başlıklı makale Osmanlı Türkçesindeki imlâ sorunlarına çözüm arayışları üzerine kaleme alınmıştır. Makalede “bu ve şu isim işâretlerinin cem‛i bunlar ve şunlar oluyor da, “o”nun cem‛i ne sebeble anlar oluyor? Hâlbûki onlar denilince hem ittirâd-i kâ‛ide bozulmamak hem de Rumili ve Anadoludan mâ‛adâ Kırım, Kafkas, Kazan, Mâverâünnehr Türklerinin, ve’l-hâsıl tekmîl-i âlem-i etrâkın lisân-i umûmî tekellümündeki telaffuza muvâfık olmuş olur.” (Füyûzât 1907: 11/175) denilerek dilde birliği sağlayabilmek için sadeleştirmenin ve ıslahın zorunlu hâle geldiğini vurgular. Hasan Sabri Ayvazov’un "Lisân Kavgası" adlı makalesi Füyûzât’ın diline ve savunduğu dil anlayışına yönelik eleştirilere tam bir cevap niteliğindedir. Ayvazov'un ilk muhatapları Kazan matbuatında da canlı bir şekilde, ayrışacak seviyede "lisan-ı türkî mi yoksa Tatar lisânı mı" tartışmasını yapan Kazanlı Tatar entellektüellerdir.

“Ben doğrusu şaşdım! Ne yolda kalem yürüdeceğimi bilmiyorum. Hangi lisân ile yazmalı. Fikrimi, hissiyâtımı nasıl terkîbler, nasıl ta‛bîrler ile anladayım? Bizim lisânı beğenmeyen efendiler mütemâdiyen bağırıyorlar. Birisi: “Sırf Tatarca yaz!” diye kıyâmeti koparıyor. İkincisi: “Babandan gördüğün gibi kalem yürüt!” diye vâ-veylâ idiyor! Üçüncüsü de: “Yazdıkların iyi ama sen bizi Türkleşdirmek –Osmanlılaşdırmak- istiyorsun, biz Tatarız, dilimiz de Tatarca olmalıdır!” diyerek lâ-yenkati‛ kulaklarım içinde bağırıyor!

Page 12: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 161

Evet azizlerim, bir millet, bir kavm lisân-i millisini muhâfaza idecek kadar bir edebiyyâta, hayât-ı ictimâ‛iyesini koruyacak kadar bir iktidâra, bir kuvvete mâlik olmazsa her zamân başkalara, ecnebîlere muhtâc olacakdır. Anlara avuç açacakdır… Zâten bugün aramızda taklîd olmayan nasıl bir şey vardır ki lisânımız da taklîd olmasun? Elbisemizi Frenklerden, kalpaklarımızı Yahûdilerden, potinlerimizi Rumlardan alıyoruz. Lisânımızı da Osmanlı Türklerine taklîd idersek ne lâzım gelir? Osmanlıların bugün kullandıkları lisânın aslı Çığatay lehcesi ise de çalışmışlar çapalamışlar Arabdan almışlar, Fârisîden ahz itmişler, kendisine güzel bir süs vermişler, mükemmel bir lisân sâhibi olmuşlar. Binaen-aleyh, bizim Kırımda da bu lisân oldukca ta‛mim itmişdir. Bu hâlde bu lisânı kabûl itmemeğe çare var mı? Ahîren ağızlarımızda dolaşan ma‛ârif, medeniyyet sözleri, terakkî fikri Kırıma Türkiyeden aks itmedi mi? Bugün hepimizin hânesinde bulunan dînî, edebî kitâblar İstanbul eserleri değil midir! … Doğrusu ben bugüne kadar hangi lisân ile yazdım ise bundan sonra da o lisânı kullanacağım. Başka dil bilmiyorum. Kırımda beş on Nogayın yağmura (cavun), yere (cir), yazıya (cazu) dimesiyle lisânımdan ayrılamam. Ben hem öyle zan idiyorum ki kullandığım lisân herkesin anlayacağı gibidir. “Tercümân”ın, “Vatan Hâdimi”nin lisânı da budur. “Füyûzât” ise bütün cerâ’id-i milliye ve mecmû‛alarımız miyânında en fasîh, en balîğ, en mükemmel lisân kullanan bir mecmû‛a-i nâdiredir… (Füyûzât 1907: 16/ 252-253).

Ali Bey, bir şaire hitaben “Senin ayrıca (millî) bir lisânın yokdur. Senin lisânın, daha başka yerdeki Türklerin lisânı… hepsinin kıblegâh-ı tekâmülü yani en son varacağı yol Osmanlı lisânıdır” (Füyûzât 1907: 21/329) diyerek Azerbaycan Türkçesinin istikametini belirler. Türkçü aydınlar ortak dil anlayışı çerçevesinde, Azerbaycan’da konuşulan dilin, Türkçenin bir şivesi olduğunu ve toplumun Türkçeden farklı bir dili konuşmadığını dile getirirler (Uygur 2004: 3067).

Nitekim, derginin bu düşünceye uygun faaliyetleri sonucunda Azerbaycan ve Türkiye Türkçelerinde önemli oranda bir yakınlaşma meydana gelir, hatta 1930’lu yıllarda dahi Füyûzât’ın üslûbundan, söz varlığından ve dil özelliklerinden istifade edilir (Hüseynova 2006: 131). Derginin bu anlayışı hayata geçirmesiyle Osmanlı Türkçesinden, Azerbaycan Türkçesine zaman içinde önemli miktarda kelime akışı gerçekleşir. Böylece, derginin “tıpkı Anadolu Türkçesi gibi Azerbaycan Türkçesini de edebî, siyasî, felsefî terimler bakımından zenginleştirdiğini” (Akpınar 1994: 70) söylemek mümkündür.

Bunlar arasında apaçıq-aydın; çapqın-şоrgöz; кöylü-кendli; qоlay-asan; qaba-коbud; yabançı-ecnebi; ıssız-кimsesiz, tenha; sоluq-sоlğun; pembe-penbe; esкi-кöhne; еyi-yaxşı; paydar-daimi; mai-mavi; sоğuq-sоyuq; dürlü-müxtelif; tühef-qeribe; başqa, öyle, böyle, şu (Hüseynova 2006: 207-211) gibi kelimeler Füyûzât’ın Azerbaycan Türkçesinin söz hazinesine miras bıraktığı kelimelerdir.

Page 13: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

162

2.2. Füyûzât'ın Kültür ve Medeniyet Anlayışı

Füyûzât dergisinin kültür ve medeniyet anlayışı siyasî anlayışıyla benzerlik arz eder. İstanbul muhitinden Abdulhâk Hamid, Namık Kemal, Recaizâde Mahmud Ekrem, Tevfik Fikret, Mithat Paşa gibi edebî ve siyasî şahsiyetlerin eserlerinden örnekler verilir. Okuma parçalarından ve şiirlerden oluşan bu örnekler aracılığıyla, dergi okurlarının İstanbul’daki edebî faaliyetleri yakından takip etmeleri amaçlanır.

Derginin beşinci sayısında Hüseyinzâde Ali Bey “Ayn.Ha.” imzasıyla yayımlanan "Kırmızı Karanlıklar İçinde Yeşil Işıklar" adlı uzun makalesinde, yazının başlığını açıklamak için edebiyat ve sanatta sembolizmden bahsettikten sonra, insanlığın inkişafı ve çatışmaları üzerine düşüncelerini dile getirir: “Zamânemiz bir inkılâb zamânıdır. Beşeriyyet ileriye doğru bir adım atmak istiyor. Adım atdıkca karşısına reyaksiya, ya‛ni “irticâ‛” şeklinde muhîb bir kuvvet çıkıb anı geri atmaya çabalıyor. İnkılâb ile irticâ‛ güreşiyor, mübâreze idiyor. Bu mübâreze netîcesinde ortalık al kanlara boyanıyor: …” (Füyûzât 1906: 5/68).

Ali Bey, bu durumu sembolik bir ifadeyle “Kırmızı karanlıklar” olarak nitelendirir. Makalede, kültürel ve siyasî zeminde toplumun gelişmesi yönünde faaliyet göstermek amacıyla çatışma ortamında vücut bulan veya varlığını sürdürmeye çalışan tiyatro, matbuat organları, edebiyat ve siyaset adamları “Yeşil Işıklar” olarak adlandırılır. Kızların maarife, kadınların hayır kurumlarına yönelmesi; vakıfların çoğalması da benzer şekilde “Yeşil Işıklar” olarak değerlendirilir. St.Petersburg’da yapılması plânlanan bir cami de manevî dünyaya ait “Yeşil Işıklar”dan biri olarak görülür ve Müslüman toplumdan maddî destek istenir (Füyûzât 1906: 5/65-72).

Öte yandan, toplumu Türk kimliğinde Avrupa kültür ve medeniyet dairesine dâhil etmek düşüncesiyle dergi Osmanlı, Rus ve yerli edebiyat adamlarının yanı sıra Goethe (1749-1832), Lord Byron (1788-1824), Shakespeare (1564-1616), Victor Hugo (1802-1885) (Mir Celal; Hüseynov 1982: 65-66) gibi Avrupa klasiklerinden şahsiyetleri de sayfalarına taşır. Bu durum karşısında Tercüman gazetesinin 130, 131 ve 132. sayılarında yayımlanan Kafkaslılar  ve  Kazanlılar başlıklı dizi yazıda Kafkasyalıların kültür ve gelişmişlik açısından Kazanlılardan geride olduklarından söz edilir. “… Rusya Türklerinin Hayât ve Füyûzât’ı da Kafkasdan (Asyadan) doğsa da, muharrir ve nâşirlerin cümlesi terbiye ve ta‛lîmi Asyadan değil Avrupadan almışdır…” (Füyûzât 1906: 6/94) ifadesinden hareketle, Kafkas aydınlarının Avrupa kültür ve medeniyetinden beslendikleri için topluma yabancı kaldıkları ve ona nüfuz edemedikleri, dolayısıyla toplumun inkişafında yetersiz kaldıkları ileri sürülür.

Füyûzât’ın altıncı sayısında Hasan Sabri Ayvazov’un Kırımlılar Ne  İçün Tenkîd İdilmiyor? adlı cevabî yazısı yayımlanır. Yazıda “medeniyyet hiç kimsenin, hiçbir milletin malı değildir. Medeniyyeti yalnız bir kavm yâhud bir adam meydana

Page 14: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 163

getirmemişdir. Medeniyyet Avrupalıların da malı değildir.” (Füyûzât 1906: 6/94) hükmüyle onun insanlığın ortak hazinesi olduğu belirtilir. “Kafkas kıt‛ası, Rusya Müslümanlarına, belki Osmanlı Türklerine bile herkesden ziyâde hidmet itmişdir, itmekdedir ve idecekdir. Kafkas her husûsda Rusya Türklerine rehber ve mu‛allim olmuşdur ve olacakdır. Bugün yiğirmi sene müddet-i devâmiyyesi ile iftihâr itdiğimiz Tercümân Kafkas Ekinçi10lerinin ekdiği tohum değil midir?” (Füyûzât 1906: 6/94) sözleriyle Kafkasyalı aydınların nüfûzunun geniş bir sahaya yayıldığını göstermek ister.

Batılı edip ve bilim adamlarının dergide tanıtılmasının gerekçesini Füyûzât dergisinin kültür ve medeniyete evrensel boyutlarda ilgi göstermesinin önemli bir işareti olarak görmek gerekir. Kaldı ki, Avrupalılaşmak düşüncesinin en önemli basamağı Avrupa kültür ve medeniyetinin kıymetlerini yakından tanımak olmalıdır. Bu çerçevede Shakespeare’in “Jül Sezar” ve Goethe’nin “Faust” piyesleri tefrika hâlinde yayımlanarak Batı tiyatrosu tanıtılmaya çalışılır.

Batı'ya ait değerlerle çatışmak yerine onları tanımayı ve sosyolojik mânâda onlardan yararlanmaı amacı derginin genel politikasına aykırı bir durum değildir. Aksine, böyle yapmakla evrensel değerlerin taşıyıcısı sıfatıyla ciddî bir kültür ve medeniyet dergisi olduğunu gösterir.

Füyûzât dergisinin bir başka özelliği de fotoğraflar aracılığıyla yakın tarihe tanıklık etmesidir. Başta İstanbul olmak üzere Konya, Hicaz demiryolu, Şam, Tahran, İran, Hindistan ve Tunus’a ait görüntülerin yanı sıra Şeyh Şamil, Victor Hugo, Dimitri İvanoviç Mendelyev, Recaizâde Mahmud Ekrem, Namık Kemal, Mithat Paşa gibi çok sayıda şahsiyetin resimleri dönemin günümüze ulaşan belgeleri arasındadır. Ayrıca geleneksel kıyafetleriyle Arap, Japon, Musevî ve Türklere ait çeşitli resimler de derginin sayfalarında yer alır.

10 1875 yılında Hasan Bey Melikzâde Zerdabi’nin çıkardığı Ekinçi gazetesi, adındanda anlaşılacağı gibi, daha çok tarımsal bilgilerin verildiği bir gazetedir. 22 Temmuz 1875’de Bakû’da yayımlanan gazete, 1875’te 12, 1876’da 24 ve 1877’de 20 sayı olmak üzere toplam 56 sayı çıkar Durmuş (2008: 356). Ancak, gazete ikinci sayısından itibaren sosyal ve ekonomik konulara da yönelmeye başlar. Ticaret sorunları, matbuat faaliyetleri, demiryolunun önemi, eğitimin temel taşı olan okulların sayıca ve donanımca yetersiz oluşları, mahkemelerdeki adaletsizlikler gibi konular gazetenin ilgi alanına dahil olur Durmuş (2008: 356). Böylece, “Ekinçi ile Azerbaycan millî matbuatının temellerini atmış olan Zerdabî, şüphesiz ki bir ilki başarmış olması bakımından Azerbaycan fikir tarihinde ayrı bir yere sahiptir. Ancak hemen ifade etmek gerekir ki, Ekinçi’nin üstlendiği misyon ve belirlediği hedefler açısından elde ettiği başarı, sadece Azerbaycan coğrafyası ile sınırlı kalmamıştır. Yasakları bir şekilde aşarak bir anlamda aynı uygulamaya maruz kalan diğer topluluklara da örnek olan Ekinçi’nin, Gaspıralı İsmail ile birlikte daha geniş bir coğrafyada konuşulup tartışılmaya başlayacak olan dil birliği konusunda ilk adımlara ilham olması kültürel boyutu ile onun en önemli özelliğini teşkil eder” Erol (2006: 67).

Page 15: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

164

Derginin son sayısında Ahmed Kemal imzasıyla yayımlanan "İsbât-i iştibâh" adlı makalede yazar Füyûzât’ın kültür ve siyasetle ilgili görevini, hatta derginin varoluş gerekçesini 'Füyûzâtlık' özelliklerini adeta leitmotiv yapar:

“Füyûzât”lık: “İslâm i’tikâdlı, Frenk fikirli, Avrupa kıyâfetli olmakdır.” “Füyûzât”lık: istibdâd, bürokratiya, aristokratiya, kapitalizma ve istihkâr-ı nisvân tarafdârı olmamakdır: “Füyûzât”lık hürriyyetin, cemâ‛atin, demokratiyanın proletaryanın, hukûk-i nisvânın mücâhid-i fedakârı olmakdır.” (Füyûzât 1907: 32/507).

3. Sonuç

Ali Bey Hüseyinzâde’nin bilgi birikimi ve entellektüel seviyesinin yüksekliği icraatının kapsamlı ve belirlediği hedeflerin büyük olmasını sağlar. Hayat gazetesinin kapatılmasından sonra “Füyûzât” dergisi matbuat hayatına girmekle uçsuz bucaksız Türk dünyasının bir bakıma Azerbaycan cephesini oluşturur. Hasan Sabri Ayvazov’un “Kafkas kıt‛a-i mübârekesi hiç mücâhidsiz kalır mı? (Füyûzât 1906: 2/26) sözleri derginin çetin bir mücadele ve oluşum amaçladığının belirgin bir ifadesidir.

Derginin, kabiliyetli pek çok yazarın dil, kültür, medeniyet ve siyaset alanındaki evrensel fikirlerine ev sahipliği yapması onu diğer dergilerden farklılaştırır. İsmail Gaspıralı’nın mektubunda veya “Molla Nasreddin” dergisinde ifade edildiği üzere dilinin ağırlığından dolayı topluma nüfuz etmekte yetersiz kalması zaman zaman eleştiri konusu olsa da, o, Azerbaycan’ın ve Türk dünyasının aydınlarına hitap ederek Türk aydınlanmasını sağlamaya çalışır. Kırım’dan seslenen Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” düşüncesinin Azerbaycan’daki en önemli müttefiklerinden biri olan Hüseyinzade Ali Bey “Füyûzât dergisindeki diğer yazarlarla beraber bu kavramın hudutlarını Türk dünyasının coğrafyası oranında genişletmeyi amaçlar” (Uygur 2007: 63). Dolayısıyla sadece Azerbaycan’da değil, bütün Rusya Türkleri arasında milliyetçilik fikrinin güçlenmesinde önemli işler yapar (Toker 2004: 40).

Dergide, ortak edebî dilin oluşturulması sürecinde imlâ ve üslûp gibi dil özellikleri ile söz hazinesi için öncelikli olarak Osmanlı Türkçesi ve edebiyatının esas alınması önerilir. Zira, Osmanlı edebiyatı diğer lehçeler ve edebiyatlarına göre kâfi derecede ileri durumdadır. Bununla birlikte, İstanbul’daki edebiyat adamlarının pek çoğunun yaptığının aksine, gereksiz yere Arapça ve Farsça sözcüklerle Türkçenin istila edilmesine karşı çıkılır; Türkçe karşılıkları olan Arapça ve Farsça sözcüklerin dilden ayıklanması ve ortak Türkçe sözcüklerin edebî dile dahil edilmesiyle dilin hem giderek zenginleşeceği, hem de daha anlaşılır bir hâle geleceği ifade edilir.

Sonuç olarak, Türk dünyasının Rönesansını gerçekleştirmek için, kültürel ve manevî değerleri ihmal etmeksizin bir fikir ve yenileşme hareketinin öncüsü rolündeki dergi Azerbaycan’dan bütün Türk coğrafyasına açılan bir pencere olur.

Page 16: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 165

Kaynaklar

AKÇURA Y. (1987) Üç Tarz‐ı Siyaset, 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara AKÇURA Y. (2006) Türkçülüyün Tarixi (Azerbaycan Türkçesine aktaran Aybeniz KENGERLİ),

Bakı. AKPINAR Y. (1994) Azerî Edebiyatı Araştırmaları, Dergâh Yayınları, İstanbul. AKPINAR Y. (2008) İsmail Gaspıralı Fikrî Eserleri, Seçilmiş Eserleri: II, Ötüken Neşriyat, İstanbul. ALTUNTAŞ, S. http://www.turkolojienstitusu.com/matbuat/genel.html (28.12. 2008). ARİF M., HÜSEYNOV H. (Red.) (1944)  Azerbaycan  Edebiyyatı  Tarihi  II, içinde Mir Celal

“Füyuzat ve Onun Siyasi Siması”, Elmler Akademiyası Azerbaycan Filialı Neşriyyatı (EAAzF), Bakı.

Tağıyev Hacı Zeynalabdin maddesi (1986) Azerbaycan Sovet Ensiklopediysı, IX. Cild, Gızıl Şerg Metbeesi, Bakı.

BENNIGSEN A. (1962) Mollah Nasreddin et la presse satirique musulmane de Russie avant 1917, Cahiers du Monde Russe et Soviétique, 3/3: 505-520.

DEVLET N. (1999) Rusya  Türklerinin Milli Mücadele  Tarihi  (1905‐1917), Türk Tarih Kurumu, Ankara.

DURMUŞ M. (2008) Azerbaycan Sahası Türk Edebiyatında İlk Süreli Yayın Faaliyetleri ve Molla Nesreddin Dergisi, Turkish Studies  International Periodical For  the Languages, Literature  and History of Turkish or Turkic, Vol. 3/7: 353-363.

ERGENÇ L. (Güz-1995) Bulgar Edebiyatında Felyeton, Gündoğan Edebiyat, Ankara. EROL A. (2006) Türk Kültür ve Fikir Hayatında Ekinçi (1875-1877), Bilig, Sayı 39: 53-72, Ankara. FÜYÛZÂT (1906-1907)  Füyûzât ve Kaspi Matbaası, Bakû. GEORGEON F. (1996) Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri Yusuf Akçura (1905‐1917), Çev. Alev ER, 2.

Baskı, Yurt Yayınları, Ankara. GÜNDOĞDU A. (2007) Ümmetten Millete, IQ Kültür Sanat ve Yayıncılık, İstanbul. HABİBBEYLİ İ. (1997) Celil Memmedguluzade, Muhiti ve Müasirleri, Azerneşr, Bakı. HESENOVA S. (2006) Ali Bey Hüseyinzade’nin Dilçilik Görüşleri, Azerbaycan Respublikası Tehsil

Nazırlığı Nahçıvan Müellimler İnstitutu, Bakı. HÜSEYNOVA S. (2006) Füyuzat Jurnalı ve Dil Problemleri, Elm, Bakı. HÜSEYNOV Ş. (Tertib edeni) (1992) Mehemmed  Emin  Resulzade,  Eserleri, 1.Cild (1903-1909),

Azerbaycan Dövlet Neşriyatı, Bakı. MİR CELAL: HÜSEYNOV F. (1982) XX Esr Azerbaycan Edebiyyatı, Maarif, Bakı. MİREHMEDOV E. (1980), Azerbaycan Molla Nesreddini, Yazıçı, Bakı. SWIETOCHOWSKI T. (1988) Müslüman  Cemaatten Ulusal  Kimliğe  Rus  Azerbaycanı  1905‐1920,

Çev. Nuray MERT, Bağlam Yayınları, İstanbul. TALIBZADE K. (1966) XX  Esr  Azerbaycan  Edebi  Tengidi  (1905‐1917‐ci  İller), Azerbaycan SSR

Elmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı. TOKER M. (2004) İsmail Gaspıralı ve ‘Dilde Birlik’ Fikri Üzerine, Türkiyat Araştırmaları Dergisi

(16): 31-45, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü. UYGUR E. (2004) Molla Nesreddin Dergisinin Dil Anlayışı, V. Uluslar arası Türk Dili Kurultayı 

Bildirileri II, 20-26 Eylül, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Başkanlığı), Ankara, 3063-3074.

UYGUR E. (2007) Füyûzât ve Molla Nasreddin Dergilerinde Edebî Dil Tartışmaları, Modern Türklük  Araştırmaları  Dergisi‐Journal  of  Modern  Turkish  Studies, 4/4: 53-64. http://mtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-4Aralik2007.php

 

Page 17: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

166

Page 18: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 167

Page 19: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

168

EK: Füyûzât Dergisinin Sayıları ve Yazarları Derginin faal yazarlarından Ali Bey Hüseyinzâde Turan, Ayn. Ha., Ali Hüseyn, Turanî, A. Hüseynzâde, Salyanî; Mehemmed Hadi Şirvanî Mehemmed Hadi, M. Hadi, Mim.Ha, Şirvanî, Şirvanizâde, Abdulselimzâde, Abdusselimzâde M. Hadi; Ahmed Kemal Elif. Kef. ve A. Kemal gibi isimler veya kısaltmalar kullanmışlardır.  1. Sayı (1 Kasım 1906, Çarşamba) 

Hayati, Hayât ve meyl-i Füyûzât Ayn. Ha., İcmâl Ali Hüseyn (Mütercimi), Faust (Goethe-tiyatro) Mehemmed Hadi, Fünûn ve ma‛ârif (şiir) Mehemmed Hadi, Âmâl-i terakkî (şiir) Ahmed Raik, Musâhabe-i edebiyye Deli Şair (Muallim Sadi), Hayret, yâhûd bir meleğin insanlara hitâbı Turanî, Midhat Paşa Hüseynzâde, Tolstoyluk nedir Mehemmed Hadi, Kaleme (şiir) Mehemmed Hadi, Şükûfe (şiir)

 

2. Sayı (13 Kasım 1906, Pazartesi) Ayn. Ha., Vak‛a-i âleme bir nazar Hüseynzâde, Tolstoy Hadi, Nazîre Şirvanizâde, Abdullah Cevdet hazretlerine (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Hayâtın kürûbundan Füyûzâtın tulû’undan hâsıl olan te’essürâtım Turanî, Midhat Paşa Ahmed Raik, Musâhabe-i edebiyye (Tevhîd-i lisân) Salyanî, Kıt‛a A. Hüseynzâde, (Farisîden tercüme) Kıt‛a Abdulselimzâde, Âmâl-i istikbâl 

 

3. Sayı (26 Kasım 1906, Pazar) Ayn. Ha., Şu‛ûnât Abdullah Cevdet, İltifât-ı feyz-perverâne ve eş’âr A. Hüseynzâde, Faust (Goethe-tiyatro) Henri Hayne , Bir nağme (şiir) (Mütercimi E. Hüseynzâde) M. Hadi Şirvanî, Bedâyi‛ (şiir) Mehemmed Hadi , Kitâb-ı hayât (şiir) Hasan Sabri, Hayât-ı akvâm ne ile kâ’imdir? Abdulselimzâde, Almanyada darü’l-ma‛lûlîn

Page 20: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 169

E. Celiller, İstanbul müzehânesini ziyâret İbrahim Tahir Musayev Şuşi, Tebrîk ve izhâr-ı teşekkür (şiir)

 

4. Sayı (8 Aralık 1906, Cuma) Ayn. Ha.,İcmâl Bakû Müslüman inâs mektebi Doktor Abdullah Cevdet, Kıt‛a (şiir) İsmail (İsmail beg Gasprinski), İltifâtnâme Mehemmed Hadi, Hissiyât-ı maderâne Ayn. Ha., Abdullah Cevdet Hasan Sabri Ayvazov, Hayât-ı akvâm Şuşi İbrahim Tahir Musayev, İnsanlara hitâb Turanî, Midhat Paşa

 

5. Sayı (18 Aralık 1906, Pazartesi) Ayn. Ha., Kırmızı karanlıklar içinde yeşil işıklar Sabir Tahirzâde, Söz (şiir) Turanî, Midhat Paşa Mehemmed Hadi Şirvanî, İsmet (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Beşer ve sa‛y Ayn. Ha., Şiller Sona hanım Tağıyeva, Bakûda Sakine Hanımların Cemiyeti Mütercim (M. Hadi), Nidâ’ ü’l-vatan li ebnâ’ihi (Vatanın evladına nidası) Mehemmed Hadi, Nidâ’ ü’l-vatan (şiir)

 

6. Sayı  (29 Aralık 1906, Cuma) Ayn. Ha., Necât muhabbetdedir. Deliler muhibbi, Deli şâ‛ire nazîre (şiir) Mütercim M. Hadi, Müctehid ağa Tebatebai hazretlerinin mektubu M. Hadi, Bakû târîhinden bir nebze Ayn. Ha., Midhat Paşa-zâde Ali Haydar Bey Muallim Bekir, Ne gibi mu‛allimlere muhtâcız? H. Sabri A., Kırımlılar ne içün tenkîd idilmiyor? Kahire Tatar Talebesi Cemiyeti, “Füyûzât” mecmû‛asının müdiriyyetine 

 

7. Sayı (12 Ocak 1907, Cuma) Ayn. Ha., Muzaffere’d-dîn Ahund Yusuf Talibzâde, Nutk Mehemmed Hadi Şirvanî, Tebrîk-i îd-i ezha Ahund Yusuf Talıbzâde, Hacca dâ’ir Mirza Hasib Badkubeyi, Cülûsiyye (şiir) A. Sabir Tahirzâde, Abdullah Cevdetin eş’ârını tahmîs (şiir)

Page 21: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

170

Hasan Sabri Ayvazov , Hayât-ı akvâm Mehemmed Hadi Şirvanî, Terâne-i millî (şiir) Ahmed Raik, Terbiye ve ahvâl-i ictimâ‛iyye Mütercim M.C. Tebrizî, Henri Hayne (şiir) Mehemmed Vaiz Novruzî, İran meclîs-i millîsine (mektûb)

 

8. Sayı (25 Ocak 1907, Perşembe) Ayn. Ha., Şûrâ-yı ümmet ve şûrâ-yı ümem A. Hüseynzâde, Rü’yâ Abdullah Cevdet, Bir kitâbe-i seng-i mezâr (şiir) Mehemmed Hadi Şirvanî, Matbû‛ât-ı İslâmiyye Mehemmed Hadi Şirvanî, Bülbül (şiir) Hicâz demiryolu Ayn. Nun. Cim., Mercan Hasan Zerdabî, Hıfzu’s-sıhha Rusya Müslümanları ittifâkı

 

9. Sayı (6 Şubat 1907, Salı) Şair Naim, Velvele ve zemzeme Havâdis-i dâhiliyye Havâdis-i hâriciyye Şâmil ve hafîdi Mehemmed Hadi Şirvan î, Fezâ’il-i insâniyye (şiir) Ahmed Raik, Temâşâ-i tabî‛ât Kırımîzade Ali Rıza, Mektûb ve Büyük Petronun bir sergüzeşti Turanî, Türk dilinin vazîfe-i medeniyyesi Muallim Bekir, Türkler içün şîve-i umûmiyyenin lüzûmu Aliağa Hasanzâde, Tanrıya mı, yoksa Kârûna mı hidmet itmelidir? (Tolstoy) Mehemmed Hadi Şirvanî, Sâkîye bir reca’-i niyâz-mendâne (şiir)

 

10. Sayı (20 Şubat 1907, Salı) Nüktedân, Bir noktanın ehemmiyyeti Mehemmed Hadi Şirvanî, Fezâ’il-i insâniyye, meb’uslarımıza hitâb (şiir) Müteveffânın şakirdlerinden biri, Mendeleyev Abdullah Cevdet, O “Ben” (şiir) Mehemmed Hadi Şirvanî, Perî-vicdân (şiir) Münir, Muzaffere’d-dîn şâh-ı merhûmun târîh-i vefâtı (şiir) Ali Rıza Kırımîzade, Büyük Petro ve Stenmiç (tiyatro) Aliağa Hasanzâde, Tanrıya mı, yoksa Kârûna mı hidmet itmelidir? (Tolstoy) H. Sabri Ayvazov, Hayât-ı-â’ile ve â’ilecilerimiz Matbû‛âta bir nazar “İslâm ve mezâhib” Mikadoya bir hediyye.

Page 22: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 171

11. Sayı (3 Mart 1907, Salı) Ayn. Ha., İkinci devlet duması Mehemmed Hadi Şirvanî, Dumanın yevm-i güşâdı (şiir) İrandaki harekât-ı hürriyyet-kârânenin tafsîlâtı İbrahim Tahir Musayev, Nağme-i feryâd (şiir) Şâmil ve hafîdi Muallim Mirza Abdullah Talibzâde, Bir kuş (şiir) M. Hadi, Ma’lûmât-ı târîhiyye Ahmed Raik, Musâhabe-i edebiyye Mısırdan i‛âne

 

12. Sayı (15 Mart 1907, Perşembe) Ayn. Ha., Nevrûz-ı-inkılâb Midhat Paşazâde Ali Haydar, Parisden mektûb Abdullah Cevdet, Bir kıt‛a (şiir) Hüseynzâde, Faust (tiyatro) Mehemmed Hadi Şirvanî, Edebiyyât bir emelim? (şiir) Abdullah Cevdet, Kıt‛a (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık? (tiyatro) Aliağa Hasanzâde, Tanrıya mı, yoksa Kârûna mı hidmet itmelidir? (Tolstoy) İlânât

 

13. Sayı (24 Mart 1907, Cumartesi) Ayn. Ha., Mesâilü’l-hayât (Ebû Ali ibn-i Sinâ) Mehemmed Hadi Şirvanî, Levha-i bahâr (şiir) Abdullah Cevdet, Timsâl-i hürriyyete (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Ta’lîm-i etfâl mes’elesi Aliağa Hasanzâde, Tanrıya mı, yoksa Kârûna mı hidmet itmelidir? (Tolstoy) Çin ve âsâr-ı terakkî M. Hadi, Devr-i medeniyyet Seid Selmasî, Tahassür (şiir) Matbû‛ât

 

14. Sayı (7 Nisan 1907, Cumartesi) Ayn. Ha., Cilve-gâh-ı hukûk Ahmed Raik, Şi’r-i mensûr Mehemmed Hadi Şirvanî, Şirvân hatırâtı (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık (tiyatro) Telefotografiya (Servet-i fünûn)

 

15. Sayı (13 Nisan 1907, Cuma) Ayn. Ha., Mevlid-i Nebî

Page 23: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

172

Feyzi Azerbaycanî, Kasîde-i mevlidiyye Mehemmed Hadi Şirvanî, Mevlid-i fahr-i âlem (şiir) Krid, Bir hakîkât (şiir) Kari’ ibn Taceddin, Ümîd H. R. Nahçıvanî, Hâl-i esef-i iştimâl (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık (tiyatro) Sabir Tahirzâde, Terâne-i âşıkâne (şiir) Aliağa Hasanzâde, Terâcim-i ahvâl Mehemmed Hadi Şirvanî, Civân-merdlik (şiir)

 

16. Sayı (29 Nisan 1907, Pazar) Ayn. Ha., Hakâyık-ı ictimâ‛iyye, yer ve insan Abbas Sehhet, Fransızcadan tercüme-i eş’âr (şiir) Hüseynzâde, Faust (Goethe-tiyatro) Ayn. Ha., Duma ve ahvâl-i-memleket Mehemmed Hadi Şirvanî, Fâci‛a-i hayâtımızdan bir perde (şiir) H. Sabri Ayvazov, Lisân kavgası Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık (tiyatro)

 

17. Sayı (16 Mayıs 1907, Çarşamba) Ayn. Ha., Mecnûn ve Leylâ-i İslâm Ahmed Kemal, Felsefe-i perîşân (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Esâret kurbânları Mehemmed Hadi, Âmâl-i vicdân (şiir) M. Hadi, Nisvân-ı İslâmda âsâr-ı intibâh Münir, Terâne-i vifâk (Farsça şiir) Mısıra dâ’ir Muallim İsmail Hakkı, Vâlide kucağı

 

18. Sayı (25 Mayıs 1907, Perşembe) Ayn. Ha., Mecnûn ve Leylâ-i İslâm İdare, Yeni kalem yoldaşımız Ahmed Kemal, Simurğun kanatları altında Recaizâde M. Ekrem, Nigâr hanım Nigâr Osman, Çırpınma (şiir) Ahmed Kemal, Güzelim, açma mâziyi… (şiir) Mehemmed Hadi, Tahattur-ı mâzî (şiir) Recaizâde M. Ekrem, Kırmızı merkûblar (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık (tiyatro) Hüseynzâde, “İrşâd”a ihtâr:

 

Page 24: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 173

19. Sayı (12 Haziran 1907, Salı) Fermân-ı hümâyûn Ayn. Ha., Ahvâl-i âlem ve diri müstehâseler Ahmed Kemal, Adada bir gece (şiir) Mehemmed Hadi, Bükâ-yı tabî‛ât (şiir) Elif. Kef., Tahir Musayev Ahmed Kemal, Bulgaristan Seid Selmasî, İtme ısrâr (şiir) Elif. Kef., Mülâhaza Hasib Kudsi, Gazel (şiir) Recaizâde M. Ekrem (Mütercimi), Bir a‛mâ çocuğun tehassürü Hüseyn Su’ad, “Buvadamur”da (şiir)

 

20. Sayı (23 Haziran 1907, Cumartesi) Ayn. Ha., Mecnûn ve Leylâ-i İslâm Ahmed Kemal, İştikâ-yi rindâne (şiir) Mehemmed Hadi, Akşam Tenezzühleri (şiir) Recaizâde Mahmud Ekrem, Makber (şiir) Ahmed Kemal, Mısır Kavlü’l-müfti Seid Selmasî, Hayâl-i menfûr Mim. He, Numûne-i esâret Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık (tiyatro) Abdulhak Hamid, Tecellî, yâhûd tesellî (şiir) M. Hadi, Zemzeme-i âşıkâne (şiir)

 

21. Sayı (2 Temmuz 1907, Pazartesi) Saveci, Yakarış Ahund Yusif Talıbzâde, Azhâr-ı butlân M. Hadi, Nevâ-yı rindâne (şiir) Ahmed Kemal, Muhtasar bir cevâb Recaizâde M. Ekrem, Yâd it! (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık (tiyatro)

 

22. Sayı (16 Temmuz 1907, Pazartesi) Elif. Kef., İhtâr-ı mahsûs Kemal, Bir safha-i hayât yâhûd İsmail Sefa Ahmed Kemal, Sefa (şiir) Talıbzade (Mütercimi), Müftinin terceme-i akvâli (şiir) Sabir Tahirzâde, Terceme-i kavlü’l-müfti (şiir) İsmail Sefa, Kamere hitâb (şiir) Muallim Naci, Bekâ-yı rûh

Page 25: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

174

Akvâl-i muhtelife Şın. Çim., Meskûkât-ı atîkaya dâ’ir (Mektup) Cüzeppe Garibaldi11 M. Hadi, Tevhîd (şiir) Seid Selmasî, Farsca ilk sone (şiir) Hasan Sabri Ayvazov, Neden bu hâle kaldık (tiyatro) 23. Sayı (26 Temmuz 1907, Cuma) Ayn. Ha., İntikâd idiyoruz, intikâd olunuyoruz Güzel sözlerden İsmail Sefa, Yüksek bir dağa (şiir) Ahmed Kemal, İsbât-i iştibâh

 

24. Sayı (7 Ağustos 1907, Salı) Ayn. Ha., Kazablanka fâci‛ası ve Osmanlı-İran komedyası Abdülhâlik Gafarzâde, Fahriyye (şiir) Ahmed Kemal, Avrupalılarla anlaşalım Abdullah Cevdet, Senin içün (şiir) Ayn. Cim., Kıt‛a (şiir) Mirza Rahim Fena, Sikkeye cevâb Şamil Celilzâde, Kasîde (şiir) M. Şerif Efendizâde, Terceme-i kavlü‛l-müfti Abdullah Cevdet (Mütercimi), Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro) Azad, Hanımlara (şiir)

 

25. Sayı (14 Ağustos 1907, Salı) M. Hadi , Amerikada usûl-i ta’lîm ve terbiye Füyûzâtî, Hasbihâl (şiir) Midhat Paşazâde Ali Haydar, Osmanlı kadetleri ve Ermeniler M. Hadi, Ma’râz-ı ibret (şiir) Anadolu ahvâline dâir Abdülhak Mihrinnisa hanım, Bir kız ki, tanırdım Abdullah Cevdet (Mütercimi), Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro) Akvâl-i hikemiyye Seid Selmasî, Leyâlî-i ıztırâr (şiir) Tabib-i Hive, Türkî gazel (şiir) Tabib-i Hive, Fârisî gazel (şiir) H. Sabri Ayvazov, Kadınlık ve kadınların ehemmiyyeti

 

26. Sayı (8 Eylül 1907, Cumartesi) Ayn. Ha., Bir ziyâ-yi ebedî

11 Giuseppe Garibaldi (1807, Nice - 1882, Caprera). İtalyan siyaset adamı.

Page 26: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisi Erdoğan Uygur 175

Ahmed Kemal, Şeb-gerd-i hayâl (şiir) M. Hadi, Gözlerin (şiir) Mirza Hasib Küdsi Badkubeyi, Gazel (şiir) Abdullah Cevdet (Mütercimi), Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro) Şamil Celilzâde, Kasîde-i arabiyye (şiir) M.Hadi, Kafkasa â’id Se. Fe., İtalya muharrireleri ve eserleri Ali Sabir Tahirzâde-i Şirvanî, Şi’r tercemesi (şiir) Mehemmed Hadi, Bir âşık-i hürriyyet (şiir) Şamil Celilzâde, Şerîf efendi-zâde hazretlerine Solli Prudom12 Resimlerimize dâ’ir 

 

27. Sayı (18 Eylül 1907, Salı) Ayn. Ha., Kolera M. Hadi (Tercüme), Nizâmînin evlâdına nasîhâtı (şiir) Bakûda mu‛allimler ictimâ‛ı Bakûda yeni gazete Abdullah Cevdet (Mütercimi), Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro) H. Sabri Ayvazov, Hayât-ı akvâm

 

28. Sayı (29 Eylül 1907, Cumartesi) Ayn. Ha., Kolera Abbaskulu ağa, Gülzâre bismillah (şiir) Sur, Sinan Paşaya bir nazar M. Hadi, Saâdet nedir?

 

29. Sayı (7 Ekim 1907, Pazar) Ahmed Kemal, Avrupada Recaizâde M. Ekrem, Bahardan bir yaprak (şiir) H. Sabri Ayvazov, Hayât-ı akvâm Abdusselimzâde M. Hadi, Ramazânü’l-mübârek (şiir) Sur, Sinan Paşaya bir nazar Mirza Hasib Küdsi, İntibâh-ı ma‛ârif (şiir) Mu‛allimler ictimâ‛ı Abdullah Cevdet (Mütercimi), Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro)

 

30. Sayı (19 Ekim 1907, Cuma) Sur, Fuzûlîye bir nazar Tevfik Fikret, Fuzûlî (şiir)

12 Sully Prudhomme. Asıl adı René François Armand Prudhomme (16 Mart 1839, Paris - 7 Eylül 1907, Châtenay). Fransız edebiyat adamı. Parnasse ekolü şairi ve deneme yazarı.

Page 27: Erdoğan Uygur: Azerbaycan Matbuatında Füyûzât Dergisicv.ankara.edu.tr/duzenleme/kisisel/dosyalar/02062016162532.pdf · Kazan’dan Senetulla İbrahimov; Kıbrıs’tan Ahmed

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010

176

Ahmed Raik (Mütercimi), Avrupanın inkişâfât-ı fikriyyesi Ahmed Kemal, Karanlıklarda (şiir) Abdullah, Müslümanlık Mehemmed Emin, Hasbihâl (şiir) Seid Selmasî, İğbirâr (şiir) Bakûda mu‛allimler ictimâ‛ı Ebdülselimzâde M. Hadi, Hikâye-i aşk (şiir) Muallim Naci (Mütercimi), Kırlangıc (şiir) Mehemmed Rasizade-i-Nahçıvani Şın. Çim. sikkesi hakkında bir-iki söz daha Abdullah Cevdet (Mütercimi) Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro) Rûhnâme-i-Fuzûlî

 

31. Sayı (24 Ekim 1907, Perşembe) Sur, Fuzûlîye bir nazar Mu‛allimler ictimâ‛ı Ayn. Ha., (Mütercimi) “Faust”dan Mefistofel (tiyatro) Abdullah Cevdet (Mütercimi), Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro)

 

32. Sayı (1 Kasım 1907, Perşembe) Ayn. Ha., Perde iniyor. Son temâşâ Eşref (şiir) Ahmed Kemal, İsbât-i iştibâh Ebdüsselimzâde M. Hadi, Elvedâ Kazı Mir Mehemmed Kerim Ağa, Sikkeye dâ’ir Mehemmed Emin Resulzâde, Tasavvurât-ı ahrarâne (şiir) Abdullah Cevdet (Mütercimi), Jül Sezar (Shakespeare-tiyatro)

Erdoğan Uygur Doç.Dr., Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yabancı Diller Yüksek Okulu öğretim üyesi, Azerbaycan Türklerinin yeni ve modern dönem dilleri ve edebiyatları. Adres: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 06100 Sıhhıye/Ankara. E-posta: [email protected]

Yazı bilgisi: Alındığı tarih: 5 Mayıs 2010 Yayına kabul edildiği tarih: 10 Haziran 2010 E-yayın tarihi: 15 Temmuz 2010 Çıktı sayfa sayısı: 27 Kaynak sayısı: 27