forum newspaper 139th issue

36
Detaylı haber sayfada 11. Türk kaşife Beyaz Saray’dan davet Haberin devamı TÜRK AİLEYE ÇİRKİN SALDIRI Türk kökenli Amerikalı Mustafa ve Selda Turan çiftinin aynı bi- nada oturdukları Hasidik Yahudi komşuları tarafından saldırıya uğraması Amerika’da gündem oldu. Olayın ardından genç çifte Brook- lyn Yahudi toplumundan destek geldi. We Are All Brooklyn Toplum Merkezi’nde bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, ''Bu tür olaylar bizi karanlığa sürükleyemeyecek'' diyerek yaşanan olayı kınadı. Ayrınlı haber sayfada 9. sayfada 18. Doğal hayatı korumada dünya çapındaki araştırmaları National Geographic dergisinin 2011 yılı “kaşifleri” arasına giren Çağan Şekercioğlu, Beyaz Saray’dan davet aldı. Harvard Üniversitesinde biyo- loji ve antropoloji, ardından Stanford üniversitesinde ekoloji ve biyoloji bölümlerinde burslu doktora yapan Şekercioğlu, aynı zamanda dünyanın ilk kuş veri tabanını oluşturan kişi. Yıllardır pek çok ünlü Hollywood filminin görsellerini tasarlayan Emrah Yücel, bu kez Türkiye tanıtım kampa- nyasını üstlendi; ABD'den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı. Yücel, “Türkiye’ye turist getirmek, sadece Kız Kulesi, Efes, Ölüdeniz’in fo- toğraflarını çekip Times Meydanı’na ve The New York Times’a ilan vermekle olmuyor. Arkasına bir duygu yüklemek, bir strateji eklemek gerekiyor” dedi. sayfada 24. Haberin devamı Hollywood filmi gibi tanıtım yaptı ABD'den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı Fenerbahçe USA 10. yılını ve şampiyonluğu doyasıya kutladı Türkiye “21 yüzyıl ülkesi” oldu Sırp yazarın Türk düşmanlığı Detaylı haber sayfada 14. Haberin devamı sayfada 27. Turkish American Newspaper Year 7 Issue 139 July 01 , 2011 Semi monthly $ 1.00

Upload: murat-yesil

Post on 10-Mar-2016

265 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

Forum Newspaper, Forum Gazetesi

TRANSCRIPT

Page 1: FORUM Newspaper 139th Issue

Detaylı haber sayfada11.

Türk kaşife Beyaz Saray’dan davet

Haberin devamı

TÜRK AİLEYEÇİRKİN SALDIRI

Türk kökenli Amerikalı Mustafave Selda Turan çiftinin aynı bi-nada oturdukları Hasidik Yahudikomşuları tarafından saldırıyauğraması Amerika’da gündemoldu.

Olayın ardından genç çifte Brook-lyn Yahudi toplumundan destekgeldi. We Are All BrooklynToplum Merkezi’nde bir arayagelen sivil toplum kuruluşları,''Bu tür olaylar bizi karanlığasürükleyemeyecek'' diyerekyaşanan olayı kınadı.

Ayrıntılı haber sayfada9.

sayfada18.

Doğal hayatı korumada dünyaçapındaki araştırmaları NationalGeographic dergisinin 2011 yılı“kaşifleri” arasına giren ÇağanŞekercioğlu, Beyaz Saray’dandavet aldı.Harvard Üniversitesinde biyo-loji ve antropoloji, ardındanStanford üniversitesinde ekolojive biyoloji bölümlerinde bursludoktora yapan Şekercioğlu, aynızamanda dünyanın ilk kuş veritabanını oluşturan kişi.

Yıllardır pek çok ünlü Hollywoodfilminin görsellerini tasarlayan EmrahYücel, bu kez Türkiye tanıtım kampa-nyasını üstlendi; ABD'den gelen turistsayısı yüzde 30 arttı.

Yücel, “Türkiye’ye turist getirmek,sadece Kız Kulesi, Efes, Ölüdeniz’in fo-toğraflarını çekip Times Meydanı’na veThe New York Times’a ilan vermekleolmuyor. Arkasına bir duygu yüklemek,bir strateji eklemek gerekiyor” dedi.

sayfada24.Haberin devamı

Hollywood filmi gibi tanıtım yaptıABD'den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı

Fenerbahçe USA 10. yılını ve şampiyonluğu doyasıya kutladı

Türkiye “21 yüzyıl ülkesi”

oldu

Sırp yazarın Türkdüşmanlığı

Detaylı haber sayfada14.

Haberin devamı sayfada27.

Turkish American NewspaperYear 7 Issue 139 July 01 , 2011 Semi monthly $ 1.00

Page 2: FORUM Newspaper 139th Issue
Page 3: FORUM Newspaper 139th Issue

Haber

Delaware Kongresi de

Türklerle renklendi

New York ile Massachusetts’in ardından Delaware eyaleti(DE) Kongresi’de Türk etkinliği ile renklendi. Geçtiğimizhafta Delaware Kongresi’nde Türk-Amerikan DostlukGrubu Delaware (The Turkish American Friendship Asso-ciation in Delaware ATFA-DE) tarafından bu yıl ikincisidüzenlenen Türk-Amerikan Dostluk Resepsiyonu’nda, DEValisi Jack Markell, Türk konuklarına yakın ilgi gösterdi.

Vali Markell etkinlik nedeniyle makamında Türki-Amerikan Birliği (Turkish American Alliance- TAA) BaşkanıDr. Faruk Taban, ATDA DE Direktörü Akif Karaköse, ileOrta Atlantik Türk-Amerikan Birliği Federasyonu (MAF-TAA) Başkanı Mahmut Yeter ile eyalet vekili Gail Bates’ikabul etti.

Kendisini ziyarete gelenleri ayakta karşılayan Vali Markell,Türkiye ile Amerikan’ın güçlü dostluğunun her iki ülkeninde faydasına olduğunu kaydetti. Türkiye’nin son on yıldagöstermiş olduğu ekonomik başarının her türlü takdirinüzerinde olduğuna işaret eden Markell, bunun Ortadoğu,Balkanlar ve Kafkas ülkeleri için çok iyi bir modelolduğunu aktardı. TAA tarafından düzenlenecek olanTürkiye gezilerinden birisine katılma sözü veren ValiMarkell, bunu önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek 3.Dostluk Yemeği’nden önce yapacağı sözünü verdi.

DE tarihi Kongre binası 21 Haziran günü Türk bayraklarıve Türkiye’yi tanıtan fotoğraf, resim ve el sanatları iledolup taşarken, ATDA-DE tarafından düzenlenen etkin-liğe eyalet vekilleri ve senatörleri de katıldı.Zaman USA

3

Page 4: FORUM Newspaper 139th Issue
Page 5: FORUM Newspaper 139th Issue

Eğitim hayatımızın önemli bir parçası... Buradayetişen gençlerimize nazaran anavatanımızdangelen öğrenciler bu işin daha çok bilincinde...Her yıl yüzlerce öğrencimiz Milli Eğitim Bakan-lığı bursu veya kendi imkanları ile gelip buradaeğitim görüyor... Tabi kendi imkanları ile ge-lenler için hayat daha zor oluyor... Hattabazen bu kardeşlerimizin eğitim planları başla-madan bitiyor...Yaz dönemi geldi, okullar kapandı... Yine yüz-lerce kardeşimiz yeni umutlarla ingilizce öğ-renmek, üniversite eğitimi almak veya yükseklisans programına başlamak için Amerika'nınçeşitli bölgelerine gelecek...Onlara yalnızca şunu hatırlatmak isterim..."Her şey zamanında güzel."Dil eğitimi alacak olanlar imkanları ölçüsünde"sıkı eğitim" veren kurumları tercih etmeli...Bu aşamayı en hızlı şekilde tamamlamanız

sizin hayrınıza.. Yoksa senelerce "dil öğrenci-si" olarak kalmanız işten değil...

Üniversite eğitiminde en önemli şey sevece-ğiniz alanda eğitim almanız. Sevmediğiniz biralanda göreceğiniz eğitim yıllarınızın ve bin-lerce dolarınızın heba olması demek...

Yüksek lisans ise en önemli etap... Bir kereüniversite sonrası hiç iş tecrübesi olmadanyüksek lisansa başlamak çok akıllıca bir işdeğil... Türkiye'de veya Amerika'da 3 ile 5 yılarası şirket ve iş tecrübesi edindikten sonra buadımı atmak en mantıklısı... Erken başlarsanızyeterince verimli olamazsınız, geç kalırsanızdiğer işlerinizden fırsat bulamazsınız... Enidealı 30 yaşına gelince bu eğitimi tamam-lamış olmak... Sonra zor oluyor...Dedim ya... "Her şey zamanında güzel."

Yorum 5

Yiğitler ayakta ölür

FORUM

The Turkish-American Newspaper

PublisherMurat Yeşil, Ph.D.

Editor-in-ChiefUral Yeşil

Assistant EditorsSevinç Özbek

Fatih Yeşil

Marketing DirectorNecmi Bahçe

RepresentativesCahit Oktay - New York

Yıldız Gündoğmuş - AnkaraOya Eren - Ankara

Hayrettin Turan - İstanbulFeramiz Gökdemir - İstanbul

Forum, The Turkish American Newspaper doesnot in way, shape or endorse, condone, or is re-

sponsible for any opinions, advertisements,misprints, typos and/or publication errors.

FORUM - The Turkish-American Newspaper is published twice a month

(24 issues each year) by FORUM Newspaper LLC at 1199 Main Avenue,

Clifton, N.J. 07011. Application to mail atperiodicals postage rate at Clifton, N.J.,

07015-9998.

POSTMASTER - Please send addresschanges to FORUM Newspaper LLC, 1199

Main Avenue, Clifton, N.J. 07011

Tel: 973 - 727 - 6647 & 973 - 454 - 0996Fax: 973 - 218 - 8440

İlk 10 ekonomi için ABD pazarı şart

Zaman zaman dostlar ve arkadaşlar Forum Gazetesi aracılığı iletoplum için yaptığımız işlerin öneminden bahsederek neden dahaçok ön plana çıkmadığımızı soruyor... Son zamanlarda bu soru dahayoğun olarak sorulmaya başlandı... Madem o kadar merak ediliyor,o zaman anlatayım...

Biliyorsunuz Forum Gazetesi 2003 yılından beri yayınlanıyor... O gün-den bugüne evvela Allah'ın izni ile, sonra da reklam verenlerimizinve okurlarımızın destekleri ile yayın hayatımıza devam ediyoruz...Herşeyi mükemmel yaptığımızı iddia edemem ama elimizde olanimkanlarla en iyiyi sizlere sunuyoruz... Biz bu işi basamak olarakkullanıp başka işler ve ihaleler peşinde koşanlardan değiliz.Bildiğimiz mesleği en iyi şekilde icra etmeye gayret gösteriyoruz...Onun için bizim ekibimiz bu işe gönül vermiş, bu işin eğitimini almışkişilerden oluşuyor... Biz bu gazeteyi senelerdir tüm emekleri ve mas-raflarını kendi bütçemizden üstlenerek sizlere ulaştırıyoruz...

Başkalarının ne yaptıkları açıkçası bizi pek ilgilendirmiyor... Bananeden daha ön saflara çıkmadığımızı, bunun için neden destek is-temediğimizi, bu işin neden "ısmarlama" isimlere havale edildiğinisoran dostlara diyorum ki... Sizin bildiklerinizi elbette ben de biliyo-rum... Sizin duyduklarınızdan daha fazlası bize değişik kanallar-dan ulaşıyor... Birilerinin korunup kollandığını, siparişleönümüze toplum lideri gibi sunulmaya çalışıldığını, bir paragrafyazı yazamayanların gazeteci olarak lanse edildiğini ben debiliyorum...

Size şu kadarını söyleyeyim... Bizim o taraklarda bezimiz yok... Biryerlere gelebilmek, hakkımız olmayan bir desteği alabilmek veya biryerlerden ihale kapabilmek için hiç kimseye yağdanlık olma heve-simiz de yok... Hakkımız olan varsa hakkımızı isteriz, ama kimse-nin önünde kul olup eğilmeyiz... Varsın bu imkanlar ellerindeolanlar onları keyflerine göre kullansınlar, istediklerini ihyaetsinler...

Bu devranın böyle devam etmeyeceğini bir gün onlar da öğrenir...

Sizin gördüklerinizi, duyduklarınızı elbette bir gün yetki veren-ler de duyar... Artık sosyal medya ağının her yanımızı sarmala-dığı dünyamızda kimsenin yaptığı sonsuza kadar sır kalmıyor...

Bakın işte Türkiye'ye... Yaptığı ve yapacağı her şeyin yanına karkalacağını zannedenler, üstlerine vazife olmayan konularda fü-tursuzca kelamlar edenler, darbe planları yapıp ülkeyi yıllarcademokrasiden uzaklaştırmaya çalışanlar şimdi yaptıkları herşeyin hesabını yüce adalete veriyorlar...

Onun için siz müsterih olun... Bizim öyle ön plana çıkma mera-kımız yok... İşimiz toplumumuzu kaynaştırmak ve birarada tut-mak... Derneklerimizin ve kurumlarımızın yaptığı etkinlikleri,faaliyetleri sizlere aktarmak... Ülkemiz üzerinde oynanan oyun-lara karşı sizleri bilgilendirmek...

Gerisi yalan... Biz yolumuza gücümüz ve imkanlarımız ölçüsündebugüne kadar nasıl geldiysek bundan sonra da Allah izin verdikçeöyle devam edeceğiz...

Unutmayın...

Yiğitler ayakta ölür...

Haziran ayının ilk haftası içerisinde Amerika'yagelen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Was-hington ve New York'daki temasları çerçeve-sinde merkezi New Jersey'de bulunan Ame-rika Türk Ticaret Odası (ATCOM) ve NewYork'da bulunan Türk Amerikan Sanayi veTicaret Odası (TACCI)'nı ziyaret etti.

TOBB Başkanı Amerika ziyaretinin öncekiler-den çok farklı geçtiğini ve geleceğe umutla bak-mamızı sağlayacak bir takım gelişmelerinyaşandığını özellikle vurguladı. BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı BarackObama'nın karşılıklı ziyaretlerinde, ekonomikilişkilere birinci öncelik vereceklerini söyleme-lerinin ardından Washington'da olumlu bir ha-vanın oluştuğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu,hem Amerikalı iş adamlarının, hem de Ame-rikalı yetkililerin kendisine ekonomik ilişkilerigeliştirmeye yönelik somut olarak neler yapa-bileceklerini sorduklarını söyleyerek, bu olum-lu havanın Türk iş adamları tarafından iyideğerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

New Jersey'de düzenlenen programda ATCOMüyelerine seslenen Rifat Hisarcıklıoğlu hepi-mize umut aşıladı. Türkiye’nin eski Türkiye ol-madığını ve çok geliştiğini bildiren Hisarcık-lıoğlu, “Türkiye rahmetli Özal ile birliktedeğişmeye başladı. Özal bize ufuk ve vizyonverdi. 1980’de GSMH (gayri safi milli hasıla) 70milyar iken bugün 740 milyar dolar. Kişibaşınamilli gelir 1,500 dolar idi, şimdi 10,000 dolar.Turizm’de gelirimiz 300 bin dolar iken bugün30 milyar dolara yaklaştık. Dünyanın 25. büyükekonomisiyken bugün 16. ekonomisiyiz.” di-yerek değişime dikkat çekti.

İşte 1.2 milyon üyesi ile Türkiye'nin en bü-yük, dünyanın sayılı kurumlarından olanTOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun ATCOMüyelerine yaptığı konuşmadan satırbaşları:

"Türkiye ile ABD arasında siyasi ve askeri iliş-kiler en üst düzeyde ancak bugüne kadarekonomi alanına yansımadı. Ekonomik ilişkiler'denizde damla' boyutunda."

"Bütün dünyaya yapmış olduğumuz ihracat sondönemde arttı. Bir tek Amerika Birleşik Devlet-leri’nde bir yataylık devam ediyor. ABD yak-laşık 2 trilyon dolarlık ithalat yapıyor, bizimpayımız binde 2. Yani hiç yok. Biz buraya hiçticaret yapmıyoruz demektir. Kusuru kendi-mizde arayalım. İki ülke iş adamları ve halklarıbirbirini daha iyi tanımalı."

“Bizde petrol yok, doğalgaz yok, ancak çokşükür Allah bize müthiş bir müteşebbis ruhvermiş, bunu da 30 yıl önce keşfettik. Türk işadamlarının gitmediği yer yok.”

"Yapmamız gereken şey, bir olmak, birlikolmak. Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.ABD’deki Ermeni lobisi organize olduğu içingüçlüdür. Organize olanlar, organize olamayan-ları her zaman yönetir. Bu bir kuraldır."

Başkan Hisarcıklıoğlu daha bir çok konudaöğütler verdi. Ama hepimiz özellikle sonöğüde kulak vermeli, artık birbirimiziyemekten vazgeçip birbirimizi anlamanın vebirlikte çalışmanın yollarını bulmalıyız.

İş dünyasının "Başbakanı" sayılan Hisarcık-lıoğlu'nun bahsettiği bu fırsatlar hepimizi ihyaeder. Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmasınısağlar... Başkalarına gösterdiğimiz müsamahayı veanlayışı artık birbirimize de gösterelim..

Bakın o zaman önümüzde kimse duramaz...

FORUM GAZETESİREKLAM & İLAN SERVİSİ

973 - 727 - 6647973 - 573 - 0313973 - 454 - 0996

[email protected]@forumgazetem.com

1199 Main AvenueClifton, NJ 07011

Her şey zamanında güzel

Page 6: FORUM Newspaper 139th Issue

Yorum6

Türkiye, bir seçim dönemini dahabüyük bir olgunlukla atlattı... Seçim-lerin galibi gerçekten de Türkiyeoldu. AK Parti’nin veya bir başka par-tinin kazanması Türk milletini rahat-sız etmezdi ama belli ki yurt dışındaTürkiye’nin giderek gelişip büyüme-si bir çok kişiyi rahatsız etti.

Dış basında, sözde tarafsız dış poli-tika uzmanlarının Türk seçmeninietkileme yarışını hayretle izledik.

Ancak Türk halkı, dış dünya veiçerideki küçük bir azınlığın sandığıgibi esen her rüzgardan etkilenmeye-cek bir demokratik olgunluğa sahi-bolduğunu sandık başında gösterdi.

Bu arada seçimlerden önce ve seçimkampanyaları sırasında toplama ka-labalıklarla gövde gösterileri yapan,kendilerinin bu ülkede çok büyük güçsahibi olduğunu iddia edenler de güçdedikleri şeyin aslında kuru gürültü-den başka birşey olmadığını bizzatgörmüş oldular.Hayal ve gerçek arasındaki kalın

ç i z g i y ig ö r m e z d e ngelerek ikti-dara yürümekherhalde olsaolsa hayra yo-rulması gere-ken bir rüyaolabilirdi...

Artık dünyada solun en solundakipartilerinin bile terkettiği demodesloganlarla seçim kazanmayı düşün-menin başka bir sonucu olabilirmiydi?

Seçim sonucu partilerin aldıkları oyoranları, partili partisiz her kesiminarkasında bulunan gerçek halkdesteğinin ne olduğunu ortaya koyankesin bir ölçü. Kim ne derse desin, neyorum yaparsa yapsın gerçek budur.

Gerisi palavra...

*********

Ve Türkiye’nin bulunduğu bölge ölçü-lerinde devasa bir ekonomik güceulaşması ve bu gücün cesaret veustalıkla dış politikaya aksettirilmesidış dünyada birilerini rahatsız ediyor.

Basın ve yayın organları ile siviltoplum kuruluşları son bir kaç yıldırdurmadan Türkiye’yi tartışıyorlar.Adamların cevap bulamadığı soru şu:

Dünya farkına varmadan Türkiyebu güce nasıl ulaştı?

Yıllar boyu ekonomik krizlerleboğuşan, siyasi kargaşalardan hiçkurtulamayan, 2 askeri darbe ile gizlive açık muhtıralar yaşayan, siyasetinüzerinde askeri boyunduruğun hiçeksik olmadığı bir Türkiye, nasıl olduda birdenbire zincirlerinden kurtulupbu günkü gücüne ulaşabildi?

Olayı erken çözdüklerini zanneden vesiyaset uzmanı geçinen birilerihemen kaleme sarıldılar ve Türki-ye’nin önünün nasıl kesilebileceğinibulundukları ülkelerin siyasi liderler-ine anlatmaya başladılar. Ama yazdıkları makaleler ve yorum-larda dürüst davranmadılar. Bukişiler, kendi kişisel Türk ve İslamkarşıtı duygularını, içinde bulunduk-ları ülkelerin milli çıkarları olaraksundular.

Amerika Birleşik Devletleri, bu türyazar çizer takımının, çok iyi kul-landıkları etkili bir platform. Buülkede çeşitli basın ve yayın organ-larında kendilerine bir yer edinen bukişiler, aslında Amerika’nın değil,etnik kökenlerinin ait olduğu ülke-nin menfaatlerini savunmaktadır.Ama bu insanlar o kadar uyanıktır ki,asla kendi etnik kökenlerinden bah-setmez. Konuştukları ve yazdıklarızaman sanırsınız ki, bu adamlar su

katılmadık Amerikalıdır. Bu insan-ların gerçek yüzlerini ancak çokdikkatle incelerseniz görebilirsiniz.

İşte bunlardan bir örnek... Chroni-cles Magazine adlı bir derginin dışpolitika uzmanı Srdza Trifkovic...Adından anlamışsınızdır. Sırp asıllıbir yazar...

“Our Interest in Turkey” adlıyazısında - ben inanmıyorum ama -bu adam ısrarla ABD’nin çıkarlarınısavunduğunu söylüyor... İki sayfalıkbu yazıda Amerikan menfaatlerinisavunan hiç bir şey yok. Hedefi ABDyönetimini etkileyip Türkiye’ye baskıyaptırarak Ankara’nın Balkanlarsiyaseti üzerindeki etkisini sıfırla-mak. Yazdığı yazıların ve kitaplarınhangisini okursanız bu sonuca ko-layca varabilirsiniz.

Bu kimlik belli olduktan sonraadamın ne yazdığının aslında pek birkıymet-i harbiyesi yok ama yine decevapsız gitmesin dedik ve TürkAmerikan toplumunu bilgilendirmekistedik.

Konu ile ilgili detayları bu sayımızdayer alan haberimizden de takibede-bilirsiniz.

Bir sonraki sayıda görüşebilmekümidiyle...

Amerikan Medyasını kullanarak Türk düşmanlığı yapmak

Page 7: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri 7

T.C. Washington Büyükelçiliği (202) 612-6700T.C. Birleşmiş Milletler Temsilciliği (212) 949-0150T.C. New York Başkonsolosluğu (212) 949-0160 T.C. New York Eğitim Ataşeliği (212) 687-8395 T.C. N.Y. Kültür ve Turizm Ataşeliği (212) 687-2194T.C. New York Ticaret Ataşeliği (212) 687-1530T.C. New York Ekonomi Ataşeliği (212) 661-7494T.C. New York Sağlık Ataşeliği (212) 450-9164T.C. N.Y. Din ve Sosyal Hizmetler Ataşeliği (212) 661-1039 T.C. New York Basın Müşavirliği (212) 867-9023T.C. KKTC- BM Temsilciliği (212) 687-2350 T.C. Washington Askeri Ataşeliği (202) 612-6770T.C. Washington Basın Müşavirliği (202) 612-6807T.C. Washington Eğitim Müşavirliği (202) 612-6810T.C. Washington Ekonomi Müşavirliği (202) 612-6790T.C. Washington Ticaret Müşavirliği (202) 612-6780 T.C. Washington Gümrük Müşavirliği (202) 612-6794 T.C. Washington Kültür ve Turizm Müşavirliği (202) 612-6800 T.C. Washington Büyükelçiliği Konsolosluk Şubesi (202) 612-6740 T.C. Chicago Başkonsolosluğu (312) 263-0644T.C. Houston Başkonsolosluğu (713) 622-5849T.C. Los Angeles Başkonsolosluğu (323) 655-8832Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu - TADF (212) 682-7688Türk Amerikan Dernekleri Asemblesi - ATAA (202) 483-9090Türk Hava Yolları New York Ofisi (800) 874-8875 T.C. Ziraat Bankası -New York Şubesi (212) 557-5612T.C. Vakıflar Bankası -New York Şubesi (212) 621-9400T.C. Ottawa Büyükelçiliği (613) 789-4044Kanada Türk Dernekleri Federasyonu (647)-230-9397 New York Fatih Camii (718) 438-6919Rochester Hamidiye Camii (716) 482-4210New Jersey Paterson Ulu Camii (973) 345-6584New Jersey Karaçay Türkleri Camii (973) 345-1083FORUM Gazetesi (973) 727-6647

Çanakkale yamacında bir çift kelime

Times Square'de insan kuyruğu uzun, ama şikayet eden yok. HerkesBroadway'de ucuza satılan tiyatro biletleri peşinde. Kimi yanın-dakiyle konuşarak adım adım gişelere yöneliyor, kimi cep tele-fonuyla sohbete koyulmuş.

Sabahtan aldığım Hürriyet'i katlayarak okurken arkamda bir ses''Merhaba arkadaş '' diye sesleniyor. Dönüp selamını alıyorum.Çene altı sakallı, tepesi iyice açılmış yaşlı adam devam ediyor: ''Türkolduğunuzu anladım, bayrak altındaki Atatürk resminden.Türkiye'de nereye gidersen git, her duvarda Atatürk var."

Trafik homurdanmasından yalnızca ilk adını duyduğum James,çocukluğunda Türkler hakkında çok şey duyduğunu söylüyor:''Babam Anzac (Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri) alayındaonbaşı imiş, harp hikayelerini çok güzel anlatırdı. Sizi memnunetmek için söylemiyorum ama tarafsız idi. Babamı dinlerkenTürklerin kahramanlığını çizgi romanlarda yer alacak kadarihtişamlı görürdüm. İki yıl önce ilk defa Türkiye'ye gittimailemle. Çanakkale'de 1915 savaşının olduğu bölgeyi karış karışgezdim. Babamdan çok dinlediğim için yabancılık hissetmedim.''

Türkiye'nin neresindensin diye soruyor, ardından Çanakkale'yigörüp görmediğimi. ''İstanbul'' diyorum, sonra ''Gördüm.'' Anılarımcanlanıyor, benim de anlatacaklarım var ama gişelere hayli yakın-laşmışız. Üstelik anlatacaklarım 10 saniyede bitecek gibi değil.Babam Çanakkale gazisi idi. Harp hakkında konuşmayı sevmezdi.James'a babamın Anzac'lara karşı çarpıştığını övünme malzemesiyapmamaya özen göstererek anlattım: "O sahillerde gencecik in-sanlar kumsal kıyılarda canlarını kaybettiler. Avustralya-YeniZelanda yerkürenin bir köşesinde, Türkiye öbür köşede. Ne gerekvardı Türklerle savaşa tutuşmakta?" Bu soruyu babasına da sor-duğunu ama tatmin edici cevap alamadığını söylüyor James.

Muhabirliğimin ilk yıllarında Turizm Tanıtma Bakanlığı Har-biye'deki ofisi Türkiye'ye gelmek üzere olan 'Leonardo Da Vinci'transatlantiği kaptanı adına bir grup gazeteciye Çanakkale'den İs-tanbul limanına birlikte girme davetini yaptı. Leonardo yolcularıarasında aktör, tiyatro oyuncusu, sanayici ve banker gibi ünlülervardı. Daha gelmeden Türk basını 'Şöhretler Gemisi' diye ad takmıştıdev gemiye. Sabah erken saatte 20 kadar muhabir özel otobüsle yolaçıktık, öğle üzeri Çanakkale Boğazı'na geldik. Yarım saat sonraBoğaz'ı enlemesine kapatacak hacımdaki İtalyan gemisi çıkageldi.Hız kesti, gemiye motorla ulaştık, öğle yemeğini takiben güvertedegezinmeye başladık. Dönemin ünlü aktrisi Joan Fontaine'in isteğiüzerine ping-pong oynamaya başladık. Yolcular masa etrafındahalka oluşturdular. Bir süre sonra karşı sahili izlemeye aldılar.Prenses Süreyya'nın sevgilisi bir Amerika'lı aktör kolumdan çekerek"Ne yazıyor karşıda?" diye sordu. Gösterdiği yere baktım, tepe ya-macında kısa ağaçlar traşlanmış, kireçle beyazlaştırılan iri taşlardaiki kelime rahatça okunuyordu: "Çanakkale Geçilmez."

Hava serin, gri bulutlar aşağı çekilmiş ama o iki kelimeyi görmekiçin ne gözlüğe, ne de dürbüne ihtiyaç var. Birinci Dünya Harbi'ndeİngiltere'nin Denizcilik Bakanı Winston Churchill'in Çanakkale'yigeçip İstanbul'a o dönemin en güçlü deniz filosunu gönderme hevesiboğazında kaldı. Derme çatma donanımlı Türk ordusu düzineyiaşkın İngiliz harp gemilerini Ege ile Marmara'yı bağlayan ''Dar-danelles''(Çanakkale Boğazı)'den çıkmadan batırdılar. Sonradantarihinde en büyük devlet adamı diye adlandırılan Churchill hay-atında ilk kez ''I'm finished.''(Mahvoldum)'' diyerek istifa etti, 10yıl siyasete bulaşmadı.

Şöhretler Gemisi güvertesinden boğaz yamacında beyaz taşlı ikazmanzarasının içeriğini Joan Fontain'den başlayıp yolcuların çoğunasesim kısılana kadar anlattım.

Turkishsuperpages.com - Türk Amerikan İş Rehberi

Önemli Telefonlar

www.ForumGazetem.com

BALTIMORE/WASHINGTON - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ABD'nin Bal-timore kentinde düzenlenen ABD Belediye Başkanları Birliği'nin yıllık konferansına katıldı.

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği (UCLG) Başkanı sıfatıyla konferans çerçevesindedüzenlenen "İklimin Korunması Ödülleri" konulu yemekli çalışma toplantısına katılan Topbaş, ar-alarında ABD Temsilciler Meclisi azınlık lideri Demokrat Nancy Pelosi, ABD Belediye BaşkanlarıKonferansı Başkanı Elizabeth B.Kautz ve ABD genelindeki çok sayıda belediye başkanının bulun-duğu katılımcılara konuşma yaptı.

Konuşmasında, organizasyona katılabilmekten büyük onur duyduğunu söyleyen Topbaş, ülkelerinkalkınması ve dünya barışında yerel yönetimlerin çok büyük sorumluluğu olduğunu belirterek,sorunları yerelde çözmenin önemine değindi.

Kadir Topbaş:“Sorunlar yerelde çözülürse dünya barışı sağlanır”

Birleşmiş Kentler ve YerelYönetimler Birliği (UCLG)Başkanı sıfatıyla konferansçerçevesinde düzenlenen "İk-limin Korunması Ödülleri"konulu yemekli çalışmatoplantısına katılan Topbaş,aralarında ABD TemsilcilerMeclisi azınlık lideri DemokratNancy Pelosi, ABD BelediyeBaşkanları Konferansı BaşkanıElizabeth B.Kautz ve ABDgenelindeki çok sayıdabelediye başkanının bulun-duğu katılımcılara konuşmayaptı.

Page 8: FORUM Newspaper 139th Issue

Anayurt Haberleri8

The New York Times'dan çarpıcı araştırma

The New York Gazetesi Stephanie Saul imzasıyla yayınladığı ‘TürkiyeBağlantılı Okullar Texas’da Büyüyor’ başlıklı haberinde Amerikaneğitimi sistemi içerisinde ‘Charter’ adı verilen kamu destekli okullarlailgili geniş bir araştırmaya yer verdi.

The New York Times Gazetesi’nin 1. sayfasında verilen haberde Texas’ta‘Harmony Okulları’ adıyla faaliyet gösteren ‘Cosmos Foundation’un yıldayüz milyon doları bulan bir vergi fonuna sahip 33 okulla Texas’ın enbüyük ‘Charter’ okul ağına sahip olduğu belirtiliyor.

Charter okullar ABD yönetiminin kaliteli eğitim veremediği bölgelerdeözel yatırımcıları okul açmaya teşvik ediyor. Yatırımcıların baştan sonabütün detayları içeren bir okul projesi sunmaları ve projenin onaylan-ması durumunda, okul yönetimi öğrenci başına devletten para alıyor.Bu okullarda eğitim gören öğrencilerin devletin her sene yaptığı genelbaşarı ölçme sınavına girmesi ve belli bir başarıyı tutturması gerekiyor.5 yıl sonunda bu başarıyı gösteremeyen okulların yönetimine ise devlettarafından el konulabiliyor.

Son derece başarılı oldukları vurgulanan bu okulların çalışanlarının birkısmının Fethullah Gülen’in takipçisi olduklarının iddia edilmesinin birdizi soruyu da beraberinde getirdiği kaydediliyor. Gülen’den ‘İslam’ınkarizmatik ılımlı vaizi’ şeklinde bahsedilirken, takipçilerinin ise dedünya çapında, dini, sosyal ve milliyetçi bir hareketi inşa ettikleri vur-gulanıyor. Söz konusu Türk girişimcilerin tüm Amerika çapında 25eyalette 120’ye yakın okul açtıkları ifade edilirken, söz konusu okullarlailgili bir dizi şikayet konularına da yer veriliyor. Habere göre bu şikayet-lerin başında, okullarda çalışan öğretmen ve yöneticilerinin Türkiye’dengetirilmesi ve elde edilen gelirin ne şekilde kullanıldığı konuları geliyor.

Harmony Okullarının yöneticileri ise dini konularda eğitim vermektenözenle kaçındıklarını, okulların Gülen hareketiyle resmi bir ilişkisi ol-madığını vurguluyarak iddiaları reddediyor. Okul yöneticileri, Amerikalıöğrencilerin matematik ve bilim derslerinde yoğunlukla başarısızoldukları bölgelerde okul açmaktaki amaçlarının bu bölgelerdeki eğitimseviyesini yükseltmek olduğunu belirtiyorlar.

Texas’taki 33 okulun genel müdürü olan Dr.Soner Tarım, ‘Bunun, ku-rumlarının en temel amacı olduğunun altını çiziyor.’ Okulların tüm reka-betçi ihale kurallarına uyduğunu belirten Dr. Tarım, kimseye ayrıcalıklıdavranmadıklarını, bununla birlikte, bir çok Türk firmasının en düşükteklifle geldiklerinin de altını çiziyor.

Texas Eğitim Ajansı’nın 500 Charter Okulu’nu izlemekle ilgili 9 persone-linin olduğunun belirtildiği haberde, Ulusal Charter Okullar BirliğiBaşkanı Greg Richmond, Charter Okullarının devlet düzeyinde kapa-sitelerinin olmadığını belirtmesine rağmen, Eyelet Eğitim Dairesi Müfet-tişi Robert Scott’un Harmony Okulları’na yeni okullar açma konusundaizin verdiği ifade ediliyor.

Yetkililer, Eğitim Ajansı’nda çalışan görevlilerin Charter Okulları’nıizleme konusunda yeterli olduklarını belirtirken, Harmony Okulları ileilgili herhangi bir soru işaretiyle karşılaşmadıklarını ifade ediyorlar.

Nitekim, The New York Times Gazetesi, Texas Eğitim Dairesi YönetimKurulu üyesi David Bradley’den şu alıntıyı yapıyor: "İlk geldiklerindemükemmel bir müracaat ile geldiler ve harika insanlardı."

Habere göre bu harika insanlardan biri Yetkin Yıldırım’dı. Texas Üniver-sitesi’nde Asfalt Teknolojisi üzerinde çalışan Prof. Yetkin Yıldırım, 1996yılında Texas’a geldiklerinde, Amerikan okullarının bilim ve matematikderslerinde ne denli zayıf olduklarını fark ederek bu işe atıldıklarını,sadece teklif metninin yazımının 1 yıl sürdüğünü belirtiyor. İlk okul dabu çalışmanın ardından 2000 yılında açılıyor.

Geçen yıl International Herald Tribune Gazetesi’nde Brian Knowltownimzasıyla yayınlanan Fethullah Gülen röpörtajına da atıfta bulunulanhaberde, Gülen’in mütevazi yaşamına da atıfta bulunuluyor: "Tek sahipolduğu şey, bir battaniye, bazı yatak eşyaları ve bir kaç değerli kitap."

Texas’ta Harmony Okulları'nın 16,000 öğrenci yetiştirdiği vesadece geçen yıl 8 yeni okulun açıldığı belirtiliyor.

Haberde en temel ölçütün, ölçülebilir başarı olduğu vurgulanırken, Har-mony okullarının eyelet sınavlarına büyük önem verdiğini, yılda 4 hazır-lık sınavı yaptığını, sınavlarda başarısız olan öğrencilerin ise Cumartesigünleri zorunlu eğitime tabi tutuldukları belirtiliyor.

Bu testlerde Harmony Okulları’nın büyük başarı elde ettiğinin belir-tildiği haberde, sadece geçen yıl, 16 okulun en yüksek dereceleri alarak‘örnek’ okul olarak gösterildiği, 7’sinin oldukça başarılı bulunduğu, iki-sinin ise akademik olarak kabul edilebilir bulunduğu belirtiliyor. Ha-berde geri kalan sekiz okulun ise henüz ilk eğitim yılınıdoldurmadığından değerlendirmeye tabi tutulmadığı belirtiliyor.Okulların Matematik ve İngilizce SAT sınav sonuçları ise eyeletdüzeyinde geçen yılın ortalamasının 37 puan üzerinde bulunuyor.

Harmony Okulları Genel Müdürü, Dr. Soner Tarım ise okullarının GülenHareketi ile hiç bir ilişkisinin olmadığını özenle vurguluyor.

ww

w.f

oru

mga

zete

m.c

om

Alışveriş sonrası kadın, kendini suçlu hissediyor

DENİZLİ - PAÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.Mehmet Meder, Türkiye'nin farklı illerinde bulunan 2bin kişi üzerinde alışveriş merkezlerinin ne amaçla kul-lanıldığı ve alışveriş merkezlerinde bulunan insanlarınruh halleriyle ilgili bir çalışma yaptıklarını ifade etti.

AVM'lerin sadece alışveriş imkanı sunmadığını belirtenMeder, şöyle devam etti:

"AVM'ler farklı türdeki mekanların bir aradalığındandolayı sosyal ve kültürel alanlarda da hizmet sunuyor.Özellikle son yıllarda dikkati çeken özelliklerden biri,AVM'lerin daha ziyade bu sosyal ve kültürel alanlara il-işkin sunumlarının, bireylerin gündelik yaşamlarındadaha belirleyici olması.

AVM'lerdeki sosyal içerikli yerler orta sınıfa mensupaileleri daha çok etkiliyor. Bu bağlamdan yola çıkarak

Türkiye'nin farklı illerini kapsayan alışveriş merkezleriüzerine yapmış olduğumuz araştırmada, alışverişmerkezlerinin bireylerin gündelik yaşamlarında nasılbir anlama sahip olduğunu, bireylerin alışveriş merke-zlerine yükledikleri anlamlar, bireylerin tatmin ya dadoyum düzeylerini sorguladık."

Meder, katılımcıların AVM'leri hangi amaçlar için kul-landıklarına bakıldığında yüzde 50,7'sinin çok sayıdave çeşitli markaların bir arada bulunması olanağısağladığı için alışveriş amacıyla, yüzde 18,3'ününalışveriş yapmasa da daha çok gezmek amacıyla, yüzde7,7'sinin çok sayıda ve farklı cafe ve restoranların birarada olması nedeniyle yemek ihtiyacını karşılamakamacıyla, yüzde 7,7'sinin arkadaşlarıyla buluşmakamacıyla, yüzde 6'sının eğlenmek amacıyla, yüzde5'inin fiyat karşılaştırması yapmak amacıyla AVM'lerikullandıklarını kaydetti. AA

Reklam Temsilcileri Aranıyor

Amerika’nın en büyük yerel haberler gazetesi Forum’da çalışmak üzere tecrübeli reklam

temsilcileri aranıyor.

Başvurularınız için bize [email protected] e-mail adresinden ve (973) 454 - 0996 no’lu telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.

Pamukkale Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre, alışveriş yapan

kadınların yarıya yakını, alışverişin ardından "gereksiz alışveriş yaptığı"

düşüncesiyle kendisini suçlu hissediyor.

Page 9: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri 9

Şimdi ‘USTAA’ Dernekçilik zamanı

Böyle bir dernek yok henüz. Ben sadece yakınlarda bir dernekveya federasyon kurmak isteyen varsa kopya veriyorum. Başbakanüçüncü dönemi için seçim sürecinde USTA’lık dönemimiz olacakdeyince Amerikalı Türkler için böyle bir kurum ismi aklıma geldi.Bence çok şık olur, üstelik telif hakkı da istemiyorum. “UnitedStates Turkish American Associations”.

Sloganı’da şöyle: "Amerika’da Türklerin USTAA’lık dönemi..."

Latife bir yana, Türklerin artık Amerika’da nüfus ve nüfuz olaraktabiri caizse ustalık dönemine ulaştığı kanısındayım artık. Bu fır-sat iyi değerlendirilmeli. Amerika’da da yaklaşan bir seçim var.Çatı kuruluşlarımız bu seçimdeki lobi faaliyetlerinde yeni başkan-ları ile temsil edilecekler...

Geçtiğimiz hafta Washington’da İstanbul Üniversitesi MezunlarıDerneği’ni temsilen ATAA’nın misafiri olduk. Yıllık delege toplan-tısı ATAA’nın restorasyonu yeni tamamlanmış Türkevi’nde gerçek-leşti. Washington Büyükelçimiz Namık Tan’ın da katılımı ile biraçılış resepsiyonu düzenlendi. Küçük ama şirin bir yer. En azındanbir yeri var ATAA’nın. İnşallah TADF’ye de nasip olur. 50 yılı aşkınbir kurumun artık en azından bir binası, bahçesinde de “dikili”bir ağacı olmalı diye düşünüyorum...

ATAA’da bizlerin de hazır bulunduğu toplantıda bayrak devir tes-limi gerçekleşti. Süresi dolan başkan Günay Evinch yerini seçilmişbaşkan Ergün Kırlıkovalı’ya devretti. Ergün bey ile yüzyüze ilk keztanıştık. Yolda giderken yol arkadaşım İbrahim Kurtuluş’a bu işnasıl olacak, Ergün bey “TAA” California’dan ATAA’ya nasıl başkan-lık edecek diye sormuştum. Ancak Ergün beyi tanıyınca buendişemin yersiz olduğunu anladım. Zira sayın Kırlıkovalı’nın öylebir enerjisi var ki, Amerika’nın batı ucundan doğu ucuna yetişir...İki dili de gayet düzgün konuşabilmesi, Amerika’daki göçmenlikoluşumunu çoktan tamamlamış olması, kariyeri, prezantasyonu,dernekçilik geçmişi dört dörtlük...

Hele bir dernekçilik hayatına başlangıç hikayesi var ki; bu hikayeyisizlere daha sonra kendisi ile yapacağım özel röportajda aktarmakisterim. Bunların üzerine Ergün beyin bir başka artı özelliği iseyüzünden eksilmeyen güler yüzü, birebir ve topluluk karşısındakihitabet gücü... Ocak ayında yapılacak TADF başkanlık seçimindensonra da yeni dönem başkanlarının son dönemde olduğu gibi bir-lik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi en büyük temennimiz.Hal böyle olunca, Amerika’nın doğusundan batısına bir zincir oluş-turmuş olacağız. Bu birliktelik gelecek sene yapılacak Amerikanbaşkanlık seçimi sürecinde Türk Amerikan toplumunun gücünüve önemini artırıcı bir durum oluşturacaktır.

Türkiye’deki seçim muhabbetini ise yavaş yavaş geride bırakı-yoruz. Yüzümüzü tekrar Amerika’ya çevirmeli ve birlik beraberlikiçerisinde yolumuza devam etmeliyiz. Facebook’taki aşırıya kaçanbazı yorumların dışında öyle olacağına da inancım sonsuz. Fakatyine de sosyolojik olarak anlam veremediğim bir konuyu arzetmekisterim. İnsanlar Facebook başta olmak üzere sosyal paylaşımsitelerinde arkadaş listesi oluştururken nasıl bir kıstasla hareketediyorlar, psikolojilerini çok merak ediyorum.

Özellikle seçimler gibi özel dönemlerde kendi görüşlerini yansıtanyazı ve videolarına yer vermelerini de anlayabiliyorum. Ancak par-tizanlık sınırlarını zorlayacak şekilde diğer görüşlere saldır-malarını anlayamıyorum. Acaba bu aşağılayıcı yazılar benimarkadaş listemdeki bazılarını rencide eder diye düşünüyorlar mı?Heralde düşünseler böyle yapmazlar.

Demokrasi zıt görüşteki insanların bir arada yaşama sanatıdeğil midir? Kuzey Afrika’ya ve Arap dünyasına demokrasi ge-tiren aynı internet ortamında demokratik bir sonuca bu kadarsaygısızlık veya çekememezlik çelişkili bir durum...

Saldırının ardından yaşadık-larına hala inanmadıklarını be-lirten Mustafa Turan "Bir yılönce evlendik, kısa bir süredirMill Basin’de oturuyoruz.Çevremizden komşumuzun ka-rakteri ile alakalı uyarılmıştık.Arabımızı parkettiğimiz sıradabira şişesini çalkalayarak yanı-mızdan geçen Simchon Sch-wartz içkisinin bir kısmınıeşimin üzerine döktüğü içinuyardım. Ardından eşimi ko-lundan itekleyince yüzyüzegeldik. Bu sırada hiç bek-lemediğim anda suratıma yum-ruk atarak ağır küfürler etti.’’dedi. Saldırının ardından yakın-daki komşularına sığınan genççift, polisi arayarak yardımtalep ettiklerini, saldırganınolayın ardından arabalarını daçizerek olay yerinden kaçtığınısöyledi.

Polisin aramaları sonucundahemen yakındaki bir sinagogasaklanan saldırganın gözaltınaalınma sırasındada polise di-rendiği kaydedildi. PolisSchwartz’ı sinagoktan kelepçe-leyerek zorla dışarı çıkarırkensaldırganın olay esnasında al-kollü olduğu yetkililer tarafın-dan da doğrulandı. Saldırıesnasında Schwartz’ın İngilizce''F---ing Araps!'' ve ''Fu---ingterorist'' diyerek küfür ettiği deifade edildi.

Burnuna üç dikiş atılan 32yaşındaki Mustafa Turan, 8yaşından beri ABD’de yaşıyorve Amerikan vatandaşı. EşiSelda Turan ise Amerika do-ğumlu. Olayın şokunu halaüzerlerinden atamayan genççift, haklarını sonuna kadararayacaklarını belirterek ma-halleden taşınacaklarını belir-tiyor. Savcı tarafından korumaaltına alınan çifte, saldırgan

komşularının hiçbir şekildeyaklaşması, el işareti yapması,herhangi bir söz söylemesiyasak.

Olayın ardından Türk asıllıAmerikalı çift Mustafa ve SeldaTuran’a Brooklyn Yahudi top-lumundan destek geldi. We AreAll Brooklyn Toplum Merke-zi’nde bir araya gelen siviltoplum kuruluşları, ''Bu türolaylar bizi karanlığa sürük-leyemeyecek'' diyerek yaşananolayı kınadı. Toplantıya Councilof Peoples Organization’danMohammad Razvi, Kings Bay’-den Leonard Petlakh, TürkKültür Merkezi Başkanı ZaferAkın, Turkish Cultural AllianceBaşkan Danışmanı İbrahimKurtuluş, Jewish CommunityRelations Council (JCRC)’danMicheal Miller ve Eyalet mil-letvekili Steve Cymbrowitz dekatıldı.

Bu tarz olayların bazen yaşana-bileceğini belirten milletvekiliSteve Cymbrowitz, "Birlikiçinde yaşamaya devam ede-ceğiz. Toplum liderleri olarakbize düşen bu tarz olaylarındaha da büyümesini önlemek-tir." diye konuştu. TürklerleYahudilerin çok köklü bir geç-mişi olduğuna vurgu yapanvekil İspanya’dan kovulanYahudilere Osmanlı’nın kuçakaçtığını belirterek, "Hedefimizdaha aydınlık bir geleceğe bir-likte yürümektir." dedi.

Hebrew Educational Society’-den Marc Arje de New York veBrooklyn’de önemli olanın tüminsanların birlik olmasının ol-duğunu ve yaşanan olayın bir-likleri tarafından hoş karşı-lanamayacağını bildirdi. TheArab- American Family Sup-

port Center’den Naziha Nori deolaydan dolayı büyük üzüntüduyduğunu ve olayın kabuledilemez olduğunu dile getirdi.

Türk Kültür Merkezi BaşkanıAvukat Zafer Akın da Türkailenin başına gelen olayınoldukça üzücü olduğunu be-lirterek "Keşke böyle bir olayhiç yaşanmasaydı, zira gerçek-ten endişe verici bir durum.’diye konuştu. Akın ayrıca,terörü İslam’la bağdaştırmanın,iki kelimeyi bir arada kullan-manın çok yanlış bir durumolduğunu, ‘’İslami terör’’ olarakanılan bir durum olmasa böyleolayların yaşanmasının engel-lenebileceğini de sözlerine ek-ledi. Akın, Yahudi temsilcilerinve sivil toplum kurumlarınınkanuni bir süreçte ilerleyen bunefret saldırısına verdikleritepkinin kendilerini mutlu et-tiğini ve bir nevi Yahudiler’inbu şekilde Türkler’e veTürkiye’ye olan bakış açılarınıgösterdiklerini ifade etti.

Çirkin saldırının ardındanTürkiye Cumhuriyeti New YorkBaşkonsolosluğu da konuylayakından ilgilendi. BaşkonsolosMehmet Samsar başta Brook-lyn Belediye Başkanı ve NYPolis Departmanı olmak üzereilgililerle görüşerek olayhakkında ayrıntılı bilgi aldı.

Genç çifti Türk Amerikan Der-nekleri Federasyonu BaşkanıKaya Boztepe ile birlikte bazıderneklerin başkanları ve tem-silcileri ziyaret ederek geçmişolsun dileklerini iletti ve herzaman desteklerinin tamolduğunu dile getirdi.

Mehmet Demirci - NY

Türk Aileye Çirkin Saldırı

Türk kökenli Amerikalı Mustafa ve Selda Turan çiftinin aynı binadaoturdukları Hasidik Yahudi komşuları tarafından saldırıya uğramasıAmerika’da gündem oldu.

Page 10: FORUM Newspaper 139th Issue
Page 11: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri 11

Güçlenen Türkiye Neden Yunanistan’ı Kurtarmıyor?

2011 seçimlerinden daha güçlü çıkan Türkiye’ye Yunanistan’ın şimdilerde ihtiyacı var.AK Partinin bu seçimlerdeki ezici galibiyeti, bir anlamda izlediği aktif dış politikasınınhalk nezdinde onaylanması demek. Hatta Financial Times’in haberine göre, Türkiye’ninizlediği yeni dış politikası, uluslararası arenada içeriye göre daha popüler. Bu yeni poli-tika Türkiye’ye olayları takip eden değil, olayları yönlendiren bir rol biçiyor. Bundanbir kaç yıl önce Amerikan Türk Konseyi’nde ABD’nin üst düzey diplomatlarına yaptığıkonuşmada, Dışişleri Başkanı Davutoğlu dünyaya işte bu yeni Türkiye’yi tanıtıyordu:

“Türkiye bölgesindeki her sorunla tabiaten ilgilenmek zorundadır. Çünkü Türk toplumu-nun yapısı bunu gerektiriyor. Arnavutluk’tan daha fazla Arnavut, Gürcistan’dan dahafazla Gürcü, Türkiye’de yaşıyor. En büyük Boşnak diyasporası Türkiye’dedir. O yüzdençevremizdeki her sorunun Türkiye’nin iç istikrarına yönelik çağrışımları vardır. Bu daTürkiye’nin bölgede aktif rol olmasını gerektiriyor. Tek Kuzey Kore meselesi bizi direk il-gilendirmezdi. Ancak o mesele de Türkiye’nin BM Güvenlik Kurulu'nun geçici başkanı ol-ması dolayısıyle artık Türkiye’nin ilgi alanındadır”. Kuzey Kore’nin bile artık Türkiye’ninilgi alanına girdiği bu yeni dönemde Türkiye, komşuda olup bitene seyirci kalamaz.

Kapı komşumuz Yunanistan yine savaş alanına döndü. Mali kriz içindeki Yunanistan'dahükümetin yeni kemer sıkma önlemlerini protesto için halk sokaklara döküldü. Yu-nanistan hem tarihi, hem siyasi nedenlerle, hem de AB’nin geleceğine etkisiyle bizibelki herkes kadar (belki de herkesten daha çok) ilgilendiriyor. Yunanistan Türkiye’ninbüyük güç olma yolunda önündeki en büyük sınavlardan biridir. Bunun nedenlerinegeçmeden önce, ilk önce komşuda neler olup bittiğini hatırlayalım.

Yunanistan ekonomisi ekseriyetle turizm ve gemiciliğe dayalı. Küresel krizde bu ikisektör büyük yara alınca, zaten yapısal sorunları olan Yunan ekonomisi açıklar verme-ye başladı. Yunanistan Goldman Sachs ve diğer Batı bankalarına hesaplarına makyajyapması için uzun yıllar milyonlarca dolar para ödedi. Ancak, devamlı ötelenen sorun-lar, sonunda saklanamaz hale geldi. Artık “mızrak çuvala sığmayınca”, iktidara yenigelen PASOK lideri Papandreou Yunanistan’ın mali hesaplarını uzun zamandır“masajladığını” itiraf etti. Hükümetin bütçe açığının rapor edilenden iki kat fazlaolduğu ortaya çıktı. 2010 bütçe açığı %13.6 olan Yunanistan, bu alanda dünyada enbaşı çeken ülkeler arasındadır. 2010 başı itibariyle Yunanistan hükümetinin toplamborcu 216 milyar dolardır. Yunanistan’ın milli gelirinin %120’sine ulaşan toplamborçlarının %70’i yabancılaradır.

Bu ortamda, geçenlerde Brüksel’de bir araya gelen AB üyesi maliye bakanları, Yu-nanistan’ın borçlarını ödeyebileceği konusunda ciddi şüpheler olduğuna kanaat getir-mişler ve bazı radikal çözümler üzerinde çalışmışlardır. Bunlardan bir tanesiYunanistan’ın borçlarını ödeyebilmesini garantilemek için uluslararası bir uzmanlarheyeti oluşturmaktır. Yunan KİT’leri ve gelirleri bu heyet tarafından idare edilecek veböylece yabancı borçların ödenmesi garanti altına alınacaktır. Bu her Yunan bakan-lığına bir yabancı uzmanın yerleştirilmesi demek. Hollanda, Almanya ve İskandinavülkeleri bu öneriye sıcak bakmaktadır. AB’nin Yunan varlık ve gelirlerine tedbir koymaplanı, aslında Yunanistan’ın yarı sömürgeleştirilmesi ve egemenliğinin dış güçlercepaylaşılması demek. Bu plan bizlere pek yabancı değildir. Yunanistan’ın varlıkları, Os-manlı İmparatorluğu’ndaki Düyun-u Umumiye kurumu gibi uluslararası uzmanlartarafından oluşturulan bir fonun kontrolü altına girecek. Böylece özelleştirmeden 250-300 milyar euro gelir elde etmesi beklenen komşunun kasası AB’nin denetiminde ola-cak. Hatırlamak gerekirse, Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar), 1872-1939 yıllarıarasında Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını denetleyen yabancı bir kurumdu. Osmanlı-Rus savaşı sırasında, Osmanlı yönetimi büyük bir mali bunalıma sürüklenince alacak-lılarla anlaşma yoluna gider. Düyun-u Umumiye İdaresi damga, alkollü içki, balık avı,tuz, tütün ve ipekten alınan vergilerin tümüne el koyar. Türkiye Düyun-u Umumiye’ye olan borcunun son taksidini, ancak 1954’te ödeyebilmiştir.

Bu yüzden komşunun içinde düştüğü zor durumu bizden daha iyi anlayabilecek pekkimse yok. Komşu dediğimiz, Türkiye’nin tarihi hinterlandında bir ülke. Türkiye’ninimajı son zamanlarda gösterdiği ekonomik ve siyasi performansla dost ve düşmanıngözünde oldukça büyüdü. Kimisi onu bölgesel kimisi küresel güç olarak görüyor. Sonseçimlerde her iki Türkten birinin desteğini alan Erdoğan bugün uluslararası arenadadaha saygın bir lider. Ancak, böyle bir güç yakıştırması, belli beklentiler doğuruyor.Türkiye eğer bir bölgesel [veye küresel] güç olacaksa, yanı başındaki sorunlara seyircikalamaz. Komşusunun müstemleke haline getirilmesine göz yumamaz. Bu harici taar-ruzu tamamen bertaraf edemese bile, Türkiye böyle bir anda [şöyle veya böyle]komşusunun yanında olmalıdır. Türkiye’nin kasasında 97 milyar dolar rezervi olduğutelaffuz ediliyor. Bu rezervler doların getirisi çok düşük olduğu için neredeyse atıl bek-liyor. Türkiye’nin görünürde bir mali kriz tehlikesi yok. Neden komşuya biraz borç ver-meyelim, el uzatmayalım? Zaten, bu iki millet son yıllarda karşılıklı jestlerlearalarındaki tarihi husumeti, tarihte bırakmaya karar vermişti. Bu şartlarda bir maliyardım, komşuyla bizi kader arkadaşı yapar. Ayrıca, Batının Yunanistan’ı köşeyesıkıştırdığı şu anda, Türkiye’nin bu kurtarma hamlesi, onu üçüncü dünya ülkelerinezdinde başka bir yere koyar.

Ancak bu operasyon ince bir siyaset istiyor. Yunanistan’ın milli duygularını örseleme-den, gerekiyorsa uluslararası bir ittifakla, münferit bir kurtarma operasyonu düzen-lenebilir [veya daha uygun şartları teşvik için AB’nin mevcut kurtarma operasyonunadahil olunabilir]. Türkiye eşine ve dostuna sahip çıkabilirse ancak büyük bir güç ola-bilir. Geçmişte sürekli darda kalmış bir Türkiye’nin, şimdi darda kalanlara el uzatması“yeni bir çağ” demektir. Dünyanın alan değil veren Türkiye’ye ihtiyacı var!

Prof. Dr. İhsan Işık, Rowan Üniversitesi Üyesi ve ATCOM Başkanı

P r i zma Türk kaşife BeyazSaray’dan davet

Doğal hayatı korumada dünya çapın-daki araştırmaları National Geographicdergisinin 2011 yılı “kaşifleri” arasınagiren Çağan Şekercioğlu, başarıları iledikkat çekerek Beyaz Saray’dan davetaldı.

Utah Üniversitesinde öğretim üyeliği ya-pan kuş bilimci, ekolog ve çevre bilimciDoç. Dr. Şekercioğlu, Kosta Rika’da kuş hal-kalama ve radyo takibiyle kuşların ekolo-jisini araştırması, Etiyopya’da arazi ça-lışması yapması, Türkiye’de doğal hayatıkorumaya çalışması ve daha da önemlisidünyanın ilk kuş veri tabanını oluştur-masıyla, National Geographic’in genç “ka-şifleri” arasına girmişti.

ABD’nin başkenti Washington’da dergitarafından düzenlenen törende kendisineplaket verilen Şekercioğlu, buradaki kon-feransta yaptığı sunumu ve çalışmalarıyladikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Beyaz Saray’dan davet alan Şekercioğlu,ABD Başkanı Barack Obama’nın takvimiayarlanabilirse sonbaharda Obama ile veyaBeyaz Saray yetkilileriyle görüşecek.

Ayrıca, derginin galasında dünyaca ünlüyönetmen James Cameron ile buluşmaimkanı bulan Şekercioğlu’nun resmi dederginin binasının önüne asılan dev “kaşif-ler” tablosu ile derginin çocuklar içinhazırladığı “kaşifler oyunu”nda yerini aldı.

Etkinlikte, National Geographic dergisiyetkililerinin kendisiyle, grubun 26 yayınorganıyla belgesel, kitap, dergi gibi konu-larda birlikte çalışabilmeyi görüştüklerinibelirten Şekercioğlu, dergi yetkililerini AniHarabeleri’ni görmeye davet ettiğini kay-detti. Şekercioğlu, “Dergi önümüzdekiMayıs ayında önemli bir yıllık toplantısınıTürkiye’de yapacak. İnşallah onları Kars’ada götüreceğiz, çünkü Ani Harabeleri’nibilmiyorlar. National Geographic dahilbirçok kişi Türkiye’nin birçok yerinitanımıyor, onlara Türkiye’nin güzelliklerinigöstermek lazım” dedi.

“Kaşif”lik ve doğaya ilgisinin 4 yaşındasokaktan bulduğu tüm böcekleri eve ge-tirmesiyle başladığını anlatan Şekercioğlu,endişelenen annesinin kendisini doktoragötürdüğünü ifade ederek, “Ama ben onudinlemeyip devam ettim, yoksa kaşiflikşimdi hikaye olurdu” diye konuştu.

ABD’de Harvard Üniversitesinde biyolojive antropoloji bölümlerinde burslu oku-yan, ardından Stanford üniversitesindeekoloji ve biyoloji bölümlerinde bursludoktora yapan Şekercioğlu, aynı zamandadünyanın ilk kuş veri tabanını oluşturankişi…

“Araştırmama göre, 2100 yılına kadar enkötü senaryoda kuş türlerinin yüzde 30’u,ortalama senaryoya göre ise yüzde 6-7’siyok olabilir” diyen Şekercioğlu, oransalolarak öncelikle akbaba ve deniz kuşları-nın, sayısal olarak da tropikal bölgekuşlarının soyunun büyük tehlike altındaolduğunu kaydetti.

Şekercioğlu, Türkiye’de de kelaynak, dikkuyruk ördeğinin bu gruba girdiğine

dikkati çekerek, insanlığın “kıyametinin”,doğanın geri kalanına ve hatta kuşlara bilenasıl bağlı olduğunu şu sözlerle anlattı:“Biz kendimizi özel sanıyoruz, ama değiliz.Diğer gezegenlere gitmek fantezi, bu geze-gene bağlı yaşıyoruz. Akbaba leşleri temiz-liyor, böcek yiyen kuşlar çiftçiye yararsağlıyor, yağmur ormanlarındaki kuşlarmeyveleri yiyerek çekirdeklerini başkayerlere taşıyor. Kuşlar gidince, sırf tekbaşına onlar yok olmuyor. Kuşların toz-laştırdığı bitkiler, tarımsal ürünler, tohu-munu taşıdığı ağaçlar da yok oluyor. Hattatahmin edemeyeceğimiz birçok sorun or-taya çıkıyor. Kuşları yok edersek kendimizide yok etmiş olacağız. Ekoloji bir ağ ve bizde ağın ortasındayız, o ağı parçaladıkça bizde kendi sonumuzu getiriyoruz.”Hindistan’da sığırlara verilen ilaçların ak-

babaları öldürmesiyle artan leşlerin sokakköpeklerinin de artmasına neden olduğu-nu, bunun da ülkedeki kuduz vakalarınıbazı yerlerde 20 kat yukarı taşıdığını be-lirten Şekercioğlu, “Ekonomistler hesapla-mış, akbabaların ölmesinden dolayı, 48 binekstra insan kuduzdan hayatını kaybetmiş.Bunun iş gücü kaybı ise 36 milyar dolar. Birakbabanın ölmesi, sarmal gibi böyle tah-min edemeyeceğimiz vahim sonuçlardoğurabiliyor” dedi.Halihazırda dünyanın doğal kaynaklarının

yarıdan fazlasının tüketildiğine dikkatiçeken Şekercioğlu, “Birkaç 10 yıl içindedünyanın ürettiğinden daha fazla kaynağıtüketiyor duruma geleceğiz. Bu zatenmatematiksel olarak mümkün olamaya-cağı için, giderek insan ölümleri artacak.Ama değiştirmek elimizde, bilim doğruyolu gösteriyor, ama bilinç ve politik lider-lik lazım” diye konuştu.

Türkiye’nin doğal hayat açısından en ba-kir bölgesi ve “inanılmaz” şekilde bütünOrtadoğu, Avrupa, Sibirya ve Afrika’dakikuşların ana göç rotası olan Kars-Iğdır-Ağrı bölgesinde KuzeyDoğa Derneğinikuran Şekercioğlu, dernekteki iki arkada-şıyla birlikte, kuşların göçleri ile türlerinitespit etmek amacıyla Doğu Anadolu böl-gesine ilk kuş halkalama merkezini kurdu.Şekercioğlu, şimdi bölgede sayısı üçe çıkanistasyonlarından ikisini dernek olarakKafkas Üniversitesi ve Çevre OrmanBakanlığı Doğa Koruma Milli Parklar GenelMüdürlüğüyle işbirliği içinde yürüttük-lerini belirterek, Kars-Iğdır-Ağrı böl-gesinde şu ana kadar 323 kuş türü tespitettiklerini, bunun Türkiye’deki kuş tür-lerinin yarısı, Doğu Anadolu’dakilerin iseyüzde 70’ini oluşturduğuna dikkati çekti.Bugüne kadar 179 türden 36 binden fazlakuş halkaladıklarını ve bunların 8 ayrıülkeden geldiğini veya gittiğini belirtenŞekercioğlu, istasyonlarda öğrenci ve halkada eğitimler verdiklerini belirterek, “Eski-den ‘deli misin casus musun’ diyorlardı,şimdi bu kuşların önemini anlayınca gururduyuyorlar” dedi.

Mehmet Toroğlu/Barışkan Ünal(A.A)

Page 12: FORUM Newspaper 139th Issue
Page 13: FORUM Newspaper 139th Issue

“Umudumuz Erdoğan”Başbakan Erdoğan’ın ve AK Parti’nin büyük seçim zaferi, yükselen Türkiye’nindış dünyadaki imajını daha da parlattı. Erdoğan sadece Türkiye’nin değil,demokrasi hasreti çeken mazlumların ve İslam dünyasındaki mağdur halklarında “delikanlı lideri” artık...

Başbakan Erdoğan seçim sonrası yaptığı ünlü balkon konuşmasında zaten dünyalideri gibi konuştu: “Bugün benim Türk kardeşim, Kürt kardeşim, Zaza, Arap, LazGürcü tüm kardeşlerim 74 milyon kazanmıştır. Yoksul kardeşim, kimsesizkardeşim kazanmıştır. Bugün küresel ölçekte mazlumların mağdurların umudukazanmıştır. İnanın bugün İstanbul kadar, Saraybosna kazanmıştır. Diyarbakırkadar Ramallah, Batı Şeria, Kudüs, Gazze kazanmıştır. Bugün Türkiye kadar OrtaDoğu, Kafkaslar, Balkanlar, Avrupa kazanmıştır. Bugün demokrasi kadar, özgürlükkadar, barış, adalet, istikrar kazanmıştır.”

Bu konuşma bir ütopya ve hayal değil! Gerçeğin ifadesi. Başbakan Erdoğan’ındış dünyadaki popüleritesini herkes biliyor. Başkan Obama bile, Erdoğan’ın Arap ve İslam dünyasındaki bu çok sevilmesinive popüleritesini, ilgiyle izliyor. Hem Erdoğan’ın hem de AK Parti’nin, demokratik-leşme sancıları çeken ülkelerde nasıl “model” ve “idol” haline geldiğini konuş-malarında vurguluyor. Başbakan Erdoğan ile sık sık istişare ediyor.Aynı dönemde Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile bayan Clinton defalarca telefondakonuştular, çeşitli toplantılarda yüz yüze görüşmek imkanı buldular.

Açıkçası Türkiye bugün, ABD dış politikalarında “en vazgeçilmez müttefik”konumununda bulunuyor!Türkiye’nin görüşlerine, politikalarına, söylediklerine ayrı bir önem veriliyor.Başbakan Erdoğan Beyaz Saray’da da uluslararası arenada da “dünya lideri”muamelesi görüyor.

Dünya liderinin büyük başarısı

Bu açıdan bakıldığında 12 Haziran 2011 seçimi, Türk demokrasisinin global an-lamda “üst sıralarda yeraldığının” kuvvetli bir göstergesi oldu. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada oynayacağı liderlik rolünün güçlü bir milletdesteği ile pekişmesini sağladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın elini, hemiçerde hem de dışarda fevkalade güçlendirdi.ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü daha seçim öncesinde yaptığı açıklamada, Türkdemokrasisine uluslararası arenada duyulan güvene özel bir vurgu yapmıştı.Seçim sonrasında Beyaz Saray’dan yapılan resmi açıklama ve Başkan Obama’nınErdoğan’ı telefonla arayarak tebrik etmesi de önemli bir işaretti.12 Haziran seçimine ve ABD’den Türkiye’ye bakış konusunda bir çarpıklığa dabu vesile ile dikkat çekmek istiyoruz. Bu seçimi zaten AK Parti’nin kazanacağını,herkes öngörüyordu. Ama dış basında özellikle İsrail lobisinin etkisiyle AK Par-ti’nin ve Başbakan Erdoğan’ın daha da güçlenerek çıkmaması yönündeki temennive propagandalar vardı.

CHP’ye oy verilmesi yönünde, -alışılmışın dışında- telkin ve baskılar oldu. Bubaskılar abartılı bir şekilde bir takım medya kuruluşları tarafından Türkiye’deAK Parti aleyhine ısrarla kullanıldı. Ancak bu çabaların işe yaramadığı ortayaçıktı. AK Parti’nin üçüncü bir seçim döneminde, hem de oylarını artırarak veyüzde 50’yi aşarak iktidara gelmesi Türkiye’de bir ilk.Bu durum AK Parti’nin ve lideri Erdoğan’ın konumunu çok güçlendirdi.Ayrıca Türkiye’de, cumhuriyetin kurulduğu günden bugünlere kadar uzananvesayet odaklarına, milletin iradesiyle iktidara gelenlerin “muktedir” olmalarınıengelleyen baskı unsurlarına karşı önemli bir zafer oldu. Türkiye, bu seçimsonuçları ve AK Parti’nin büyük zaferiyle ilk defa, sivil ve çağdaş bir anayasa yap-mak imkanına kavuştu. Eğer bu yeni dönemde sivil anayasanın öncelikle yapıl-ması mümkün olursa, Türkiye’nin önü çok açılacaktır.Türk demokrasisinin daha ileriye taşınması, AK Parti’nin 2023 Türkiye’si hedef-lerine ulaşması daha kolay ve hızlı olacaktır. Güçlü, daha demokratik ve dünyanınen büyük 10 ekonomisinden birisi haline gelecek Türkiye’nin, bölgesinde vedünyada oynayacağı rolleri artıracaktır.Özellikle baskı ve zulüm altında inleyen, demokrasi hasreti çeken İslamülkelerinin mazlum halklarına büyük bir moral ve ilham kaynağı olmayı sürdüre-cektir, Türkiye!

Parlamento’ya 4 partinin girmesi, halkın iradesinin tam bir yansıması olmasıbakımından da sevindirici bir gelişmedir. AK Parti’nin yüzde 50 oy almasına rağ-men tek başına anayasayı değiştirecek asgari 330 milletvekiline ulaşamaması -327 milletvekilinde kalması- da aslında hayırlara vesile olacak bir tecellidir. AKParti karşıtlarının ve İsrail lobisi gibi Erdoğan’ın gücünü zayıflatma propagan-dacılarının tezvirat kampanyalarında kullanabilecekleri argümanları da ortadankaldırmıştır bu durum!

Yeni sivil anayasanın Parlamento’da, uzlaşılarak ve diğer partilerin de katkılarıylahazırlanmasını gerektiren bir durum var ortada. Türkiye’nin birliği ve bütün-lüğünü daha da pekiştirecek, önemli meselelerinin adil çözümünü hızlandıracakbüyük mutabakat imkanını veren hayırlı bir gelişmedir bu!Sonuç olarak, Başbakan Erdoğan’ın ve AK Parti’nin bu büyük zaferi, Türkiye’yeve bölgemize istikrar getirecek; dünya barışına, huzura önemli katkı yapacaktır.Aziz milletmize ve insanlığa hayırlı olsun diyoruz.

Haberleşme için: Tel: +1-202-253-3289 Faks: +1.301.670.8519 e-mail: [email protected]

Amerika Haberleri 13

Büyükçekmece İşadamları Derneği (BÜYSİAD) üyelerinden bir grup işadamı AT-COM'un Cehrry Hill, New Jersey'deki merkezini ziyaret ederek ATCOM Yönetim Ku-rulu üyelerinden bazıları ile görüştü.

Büyükçekmece Kaymakamı İsmail Gündüz, Cihangir Kolejleri ve Cihangir Tekstil YönetimKurulu Başkanı Ergül Cihangir, Karaca Yönetim Kurulu Başkanı Arif Karaca ve İdeal YapıYönetim Kurulu Başkanı Yusuf Sertkaya'nın katıldığı görüşmede iki ülke arasındakiticaretin artırılmasına yönelik düşünceler masaya yatırıldı.

Amerika’ya bir dizi iş görüşmeleri yapmak, fikir alış verişinde bulunmak ve karşılıklıyatırım imkânlarını araştırmak için geldiklerini ifade eden misafirler bu büyük pazardayer almanın önemine dikkat çekti.

ATCOM İkinci Başkanı Ramazan Küçük ve Başkan Yardımcılarından Ural Yeşil de kurumolarak kuruluşlarından bugüne yaptıkları faaliyetleri misafirlere aktardılar. Yeşil, yaklaşık3 yıllık süre içinde bir çok işadamı heyetini ATCOM’da ağırladıklarını söyleyerek,ATCOM’un misyonuna uygun olarak iki ülke arasında ticaret haciminin artırılması içintecrübelerini Türkiye’den yatırım yapmak isteyen işadamlarının hizmetine sunduklarınısöyledi.

Büyükçekmece İşadamları DerneğiATCOM’u ziyaret etti

Page 14: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri14

Stres ve anksiyete: Nedir, nasıl azaltılır, ne zaman tedavi gerekir?

Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük stresi “ruhsal gerilim” olarakifade edip, aşağıdaki açıklamayı vermekte: “Dayanıklılığı azaltan fizikselveya mental gerilim, gerginlik; canlıların yaşamı için uygun olmayankoşullar.” Aynı kaynakta anksiyete ise “canlının içinde bulunduğu sıkıntılıduruma bağlı olarak gelişen psikonoretik bozukluk” olarak tanımlan-maktadır.

Stresi ayrıca alışık olmadığımız bir durumla karşılaşınca hissettiğimizduygu olarak da ifade edelebiliriz. İnsanların stress toleransları fark-lıdır. Aynı durum veya düşünce bir insanda sadece hayal kırıklığına, birdiğerinde endişeye, bir başkasında öfkeye, diğer bir bireyde ise panikbozukluğu yol açabilir. Stres bazı durumlarda faydalı, hatta gereklidir.Önemli bir işin bitirilmesi, bir yarışa veya sınava hazırlanmak içinstres olumlu rol oynayabilir. Fakat stres seviyesi belirli bir düzeyinüzerine çıkınca stresin performansa olan etkisi pozitiften negatifedönüşür. Aşırı stres konsantrasyonu bozar, performansı düşürür. Hattasık sık yada kronik strese maruz kalmak, baş ağrıları, mide yanması veülser, uyku problemleri, sırt ve boyun ağrıları gibi ciddi sağlık sorun-larına yol açabilir. Ayrıca stres kişinin çevresindekilerle olan ilişkilerinide olumsuz olarak etkileyebilir. Genelde stresli kişiler alıngan, kırıcı veasık suratlı olurlar.

Stresi kontrol altına almanın temel prensipleri şöyle sıralanabilir:- Strese neden olan spesifik bir neden varsa onu ortadan kaldırmak.- Günlük hayattaki genel stres düzeyini azaltmak.- Vakit yönetimini öğrenip uygulamak stresi azaltırken üretkenliğiartırabilir. Çok şey yapmaya çalışıp sürekli yapılacak işler veya ak-tiviteler altında ezilmektense, az fakat önemli şeylere vakit harcamakstresi azaltır, mutluluk ve özgüveni arttırır.- Vücuda iyi bakmak, yeterince istirahat, sağlıklı beslenme, sigara vealkolden uzak durma, düzenli fiziksel aktivite stresi azaltır.- Olaylara bakış açınızı (perspektif) değiştirmek, karamsarlık ve negatifdüşünceleri azaltıp, iyimserliği arttırabilir.- Duygu ve düşünceleri uygun şekilde ifade edebilme, başkalarının is-teklerine gerektiğinde hayır diyebilme, yardım isteyebilme stresiazaltır.- Aile yapısı ve dost çevresi güçlü olanlar stres ile daha başarılı bir şekil-de başederler. İhtiyaç duyulursa profesyonel psikolojik danışmanlıkveya tedavi almaktan çekinmemek gerekir.

Stresi ortadan kaldırmanın çeşitli yöntemleri vardır. Her yöntemherkeste etkili olmaz, fakat hemen herkesin stresini ortadan kaldıracakbir yöntem vardır. İlk akla gelen bazı yöntemler şunlardır:- Düzenli egzersiz, açık havada, parkta yürümek, vs.- Duyguları yazıya dökmek, günlük veya hatıra defter tutmak.- Duygu ve hisleri konuşarak, gülerek, hatta ağlayarakifade etmek.- Hobi sahibi olmak: Balık tutmak, top oynamak, el işiyapmak, vs.- Gönüllü olarak diğer insanlara yardım etmek: Aşevinde yemek dağıtmak, gençlere mentörlük yapmak.- Gevşeme ve rahatlama için solunum egzersizleri,masaj, fleksibilite egzersizleri, vb. öğrenip uygulamak- Geçmişin üzüntülerini, geleceğin endişelerini şuu-runuzdan çıkarıp içinde bulunduğunuz zamana kon-santre olmak.Anksiyete “endişe, kaygı veya korku hissi” olaraktanımlanabilir. Bazı durumlarda anksiyetenin nedenibilinmez. Anksiyetenin klinik bozukluk düzeyine eriş-mesi için şikayetlerin hemen hergün olması ve gün-lük fonksiyon ve ilişkileri önemli derecede etkilemesigereklidir. Panik bozukluk tekrarlayan beklenmeyen panikataklar ve bir ay veya daha uzun süre tekrar panikatak geçirme korkusu içinde olmayı da gerektirir.

Panik atak aşağıdaki 13 semptomdan 4 veya dahafazlasının gözlendiği, şikayetlerin beklenmedik andaaniden başlayıp 10 dakika içinde doruğa ulaştığı birdurumdur: Kalp çarpıntısı, hızlı/güçlü nabız, Ter-leme, Titreme/sarsılma, Nefes darlığı/boğulma hissi,Göğüste baskı/göğüs ağrısı, Bulantı/karında rahatsı-zlık, Sersemlik, dengesizlik, baş dönmesi, bayılacakgibi olma, Kendini vücudundan ayrılmış gibi/rüyadaimiş gibi hissetme, Delirme/ kontrolünü kaybetmekorkusu, Ölüm korkusu, Paresteziler (uyuşma, karın-calanma hissi), Titreme/ateş basması.

Stres ve anksiyeteyi azaltmak ve vücutta doğurduğureaksiyonları önleyip kontrol etmek terapi ve gereğihalinde ilaçlarla mümkündür.

Tanı ve tedavi için psikiyatrist veya psikologlaramüracaat etmek gerekir...

Sırp Yazarın Türk Düşmanlığı

Bazı yazarlar ve yorumcular, ABDmedyasının gücünü, Türk ve İslamkarşıtı görüşlerini yaymak için kul-lanmaya çalışıyor.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden Ame-rika’ya göçeden bazı düşünür veyazarlar, geldikleri ülkelerin çıkar-larını kamuoyuna ABD’nin çıkar-larıymış gibi sunarak, Türkiye’yebaskı yapılması için Beyaz Sarayyönetimini yönlendirme gayretiiçindeler...

Çeşitli basın ve yayın organları ile sivil toplumkuruluşlarında görev alan bu kişiler, kişiselgörüşlerini Amerika’nın menfaatleri olarakgösterme konusunda son derece başarılıoluyor...

Chronicles Magazine adlı bir siyasi dergininHaziran 2011 sayısında "Our Interest in Turkey- Türkiye’deki Çıkarlarımız” başlıklı bir yorum,bu tür girişimlerin en son örneği...

Yorumun yazarı ayrılıkçı Bosna Sırp Cumhu-riyeti’nin savaş suçlusu olarak hüküm giymişDevlet Başkanı Biljana Plavsic’in gayri resmisözcüsü, Srdja Trifkoviç adlı bir Sırp.

Bush yönetiminin desteğiyle Irak’ta demokra-siye geçilmesinden sonra Ortadoğu’da demok-ratikleşme hareketinin başladığını söyleyen,Trifkoviç, aslında Ortadoğu ülkeleri için demok-rasinin asla erişilemez ve bir yandan da isten-meyen bir hedef olduğunu ileri sürüyor.

Srebrienica katliamını uydurma olarakniteleyen, bu katliamın sorumlusu olan ve kısabir süre önce tutuklanan Sırp General Mladic’isavunan Sırp yazar Trifkovic, yorumundaTürkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nu yenidencanlandırmak istediğini ve bölge üzerinde etkiligüç olmak gibi büyük bir hırsı olduğu iddiasınıdile getiriyor.

Türkiye’nin, Batı’dan koptuğunu ve yenidenOrtadoğu’ya entegre olduğunu iddia edenTrifkoviç, AK Parti yönetiminin Türkiye’de gen-eralleri sudan sebeblerlerle hapsettiğini,yasaları hiçe saydığını ileri sürerek ABD Yöne-timinin Türk hükümetine baskı yapmasını is-tiyor.

Demokrasinin Ortadoğu ve Türkiye için er-işilmez olduğunu düşünen Sırp yazar Trifkovic,yorumun sonuna doğru kendisiyle çelişkiyedüşüyor. İşte o cümleler: “Amerika, aslında Türkordusundaki Generalleri destekleyerek AKParti hükümetini hizaya getirmeliydi.”

Şubat 2011’de Kanada’ya yaptığı vize başvu-rusu, “İnsanlığa karşı savaş suçu işlemiş biryönetimin üst düzey yetkilisi" olduğu gerekçe-siyle reddedilen Sırp yazar Trifkovic, “ABD’ninTürk hükümetini yola getirmek için hala elindeekonomi ve siyaset gibi iki önemli kozu var.”diyerek Başkan Obama’ya da tavsiyede bulun-maktan çekinmiyor.Küstah yazar Obama'ya “Madem ki, senindüşüncene göre Türkiye, Doğu ile Batı arasındabir köprü, öyleyse Türk hükümetini Türk ka-nunlarına ve uluslararası kurallara uymayazorla. Bu Amerika’nın hatta tüm dünyanınçıkarına olacaktır.” diye sesleniyor...

ANA- American News Agency

Page 15: FORUM Newspaper 139th Issue

Yemek Zevki 15

Merhaba Hanımlar,

Bu sayımızda size “FırındaTavuk” tarifini veriyoruz. Sizler de yemek tariflerinizi bizimle ve okurlarımızla paylaşabilirsiniz.

Yeni sayımızda, yeni tariflerimizle buluşmak üzere ...

SEVİNÇ ÖZBEK

Fırında Tavuk Malzemeler

* 1 adet tavuk

(1500 gram ağırlığında)

* 1 adet limon

* 2 diş sarımsak

* 3-4 dal taze

biberiye

* 1 yemek kaşığı

toz kırmızı biber

* 1 çay bardağı

* zeytinyağı

* tuz

Hazırlanışı

1-Tavuk yıkanıp iyice kurulanır.2-Limon iyice yıkandıktan sonra bıçak saplanarak 4-5 adet delik

açılır.3-Sarımsaklar soyulur.4-Limon ve sarımsak tavuğun içine bütün olarak yerleştirilir.4-Mutfak ipi ile ayakları bağlanıp sırt üstü içine tabak konulmuş

dökme demir tencereye alınır.5-Biberiye dalları tencerenin içine atılır.6-Tabağın yüksekliğini geçmeyecek şekilde tencereye su konulur.7-Kısık ateşte 30 dakika tavuk kapağı kapalı şekilde buharda

pişirilir.

8-Bu arada tuz, toz kırmızı biber ve zeytinyağı karıştırılır.9-Buharda pişen tavuğun üzerine bu karışım her yerine gelecek

şekilde dökülür.10-Soslanan tavuk 200 dereceye getirilmiş fırında kapağı açıkşekilde üzeri kızarıp çıtırlaşana kadar yaklaşık 30 dakika daha

pişirilir.11-Servis kabına alınan tavuğun üzerine tencerenin dibindekalan zeytinyağlı tavuk suyu gezdirilir.

Kaynak: Devletsah.com

Page 16: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri16

Hisarcıklıoğlu ATCOM’un İş Alemindeki İlk Onursal Üyesi Oldu

ATCOM konferans salonunda yapılantörende Hisarcıklıoğlu’na ATCOM Baş-kanı Prof. Dr. İhsan Işık ve İdari BaşkanYardımcısı Ramazan Küçük tarafından“ATCOM Onursal Üyelik Belgesi” ver-ildi. ATCOM Başkanı Prof. Işık törendeşöyle dedi: “ATCOM ilk onursalüyeliğini bir bilim adamına vermişti.İkincisini de Türk iş aleminin en başınaveriyor. Böylece Hisacıklıoğlu bizim işdünyasındaki ilk onursal üyemiz oldu.Bilim ve ticaret birbirini tamamlıyoresasında. Dünyanın en başarılı toplum-ları yeni fikirleri en çabuk pazarataşıyabilen toplumlardır. Bilimadamları fikir üretecek, iş adamları dapazarlayacak. Bu yüzden, ATCOM bilimve iş dünyasının işbirliğine çok önemveriyor ve ABD’nin üstün teknolojisinive pazarını Türk iş adamlarına açmakistiyor.”

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu datörende yaptığı konuşmada “ATCOM’unTOBB’un 2009 yılında devreye soktuğuDünya Türk İş Konseyinin yönetimindeiki üyeyle temsil edildiğini ve iki kurumarasında çok güçlü ilişkilerin olduğu-nu” ve “ bugün ATCOM’un onursalüyeliğinden çok mutlu olduğunu ve herzaman ATCOM’un yanında olacağını”bildirdi. ATCOM üyesi işadamlarına,

ABD’de daha güçlü olabileceklerimesajını veren TOBB Başkanı Hisarcık-lıoğlu: “Yapmamız gereken şey, birolmak, birlik olmaktır. Birlikte rahmetve ayrılıkta azap olduğunu bilmektir”dedi. ABD’deki Ermeni lobisinin organ-ize olduğu için güçlü olduğunu anlatanHisarcıklıoğlu, “Organize olanlar, or-ganize olamayanları her zaman yöne-tir. Bu bir kuraldır” dedi. Hisarcıklıoğluayrıca, Amerika’daki Türk iş adamla-rından beklentilerinin büyük olduğunubelirtti ve sözlerine şöyle devam etti:“Sizler Türkiye’nin dışa açılmasında,tanınmasında ve zenginleşmesinde çokönemli rol oynuyorsunuz. Aslında çokciddi sorumluluklarınız var. Türkiye’yiunutmadan, ABD toplumu ile entegreolmanız, ABD toplumu içinde işdünyasında, akademik dünyada,sanatta, sporda, siyasette ve her alandabaşarılı olmanız, sizlerin buradaki var-lığını daha da anlamlı yapmaktadır”.

ATCOM Türk Devlet ve İş AdamlarıKomitesi Başkanı Üzeyir Şahin de, His-arcıklıoğlu’na ATCOM’a ve TürkAmerikan iş adamlarına verdiğidesteklerden dolayı bir plaket takdimetti. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlumerasim sonrası ATCOM üyeleri ile tektek ve toplu resim aldı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rıfat Hisar-cıklıoğlu, ABD ziyareti çerçevesinde, merkezi New Jersey'de bulu-nan Amerikan - Türk Ticaret Odası’nı (ATCOM) ziyaret etti.Toplantıya çevre eyaletlerden iştirak eden yüzün üzerinde ATCOMüyesi iş adamı katıldı.Hisarcıklıoğlu üyelere hitap etmeden önce, ATCOM yönetim kuru-luyla yaptığı özel toplantıda ABD ziyaretini değerlendirdi ve be-raber neler yapılabileceğini müzakere etti. Daha sonra ATCOMGenel Merkezini gezen Hisarcıklıoğlu “İki senedir ATCOM’u ziyaretetmeye niyetleniyordum ancak kısmet bu zamana imiş. Çalış-malarınızı takdirle izliyor ve beğeniyorum. ATCOM Genel Merkezihayırlı uğurlu olsun. Türk iş adamlarına böyle görkemli bir merkezyakışırdı. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

ATCOM’da verdiği konferansta ABDyönetimlerinin Türkiye’nin stratejik öne-minin farkında olduğuna işaret eden Hi-sarcıklıoğlu, “Türkiye’nin argümanlarısağlam. Gücümüz var. ABD YönetimleriTürkiye’nin stratejik öneminin farkındaama ABD’de sürekli savunmada olan birülke, bir ulus durumundayız. Kaynakla-rımızı atılım yapmaktan çok savunmayaharcıyoruz” diye konuştu.TOBB’un Türkiye-ABD ilişkilerine bakışaçısı hakkında bilgi veren Hisarcıklıoğlu,ABD’nin iktisadi, siyasi ve askeri olarakçok önemli bir güce sahip olduğunuhatırlatarak, Türkiye’nin de bu ülke ile 60yıla dayanan yakın ilişkileri bulunduğunuanlattı. TOBB’un Türkiye-ABD ilişkilerine bakışaçısı hakkında bilgi veren Hisarcıklıoğlu,ABD’nin iktisadi, siyasi ve askeri olarakçok önemli bir güce sahip olduğunuhatırlatarak, Türkiye’nin de bu ülke ile 60yıla dayanan yakın ilişkileri bulunduğunuanlattı. ABD ile ilişkilerin güçlü şekildesürdürüldüğünü belirten Hisarcıklıoğlu

şöyle konuştu: “Ancak, ilişkilerin bir yönüihmal edildi. Türk-ABD İlişkilerinin ikti-sadi boyutu geliştirilemedi. ABD en çokihracat yaptığımız ülkeler sıralamasındailk 5 üllke içinde yok. 7 nci sırada. Diğertaraftan, ABD’den Türkiye’ye sondönemde yatırım da gelmiyor. Sondönemde en çok akılda kalan yatırım da,GE Finans ile Citi Bank’dır. Türkiye’ninulaştığı üretim kapasitesini biliyoruz.Kalite sorunu olmayan ülkemizin ABDpazarına giriş sorununu aşması lazım.İşte burada da size çok görev düşüyor. Sizburadasınız. Türkiye’den daha fazla fir-manın buraya girmesine katkı sağla-manız lazım. Daha fazla firmanın elindentutmanız lazım. ABD’den Türkiye’yedaha fazla firmanın yatırım için gelmesilazım. Buna sizler öncülük edebilirsiniz.Biz, dünyanın en büyük 10 ekonomisiarasında yer almak istiyoruz. ABDpiyasasında daha fazla yer almadan,dünyanın en büyük 10 ncu ekonomisiolamayız. ABD piyasasına kalıcı olarakgirebilmemiz lazım. Pazar burada var.”

Page 17: FORUM Newspaper 139th Issue
Page 18: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri18

Fenerbahçe USA şampiyonluğu doyasıya kutladıFenerbahçe USA derneği tarafından organize edilen Ge-leneksel 8. Fenerbahçe Balosu, Long Island City Water'sEdge Restaurant'ta gerçekleştirildi. 400 davetlininkatıldığı gecenin onur konukları ise İstanbul'dan geceiçin gelen Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Ali Koç, YüksekDivan Kurul Başkanı Yüksel Günay, Kürek Şubesi Onur-sal Başkanı Kamil Olcay oldu.

Dernek başkan Turgay Kadıoğlu'nun konuşması ile başlayangecede, salonun sarı-lacivert balonlar, atkılar, Türkiye'denözel olarak getirtilen Fenerbahçe dergileri, eşantiyon ürün-leri ile süslendi. Kadıoğlu, sadece bir futbol taraftar derneğiolmadıklarını, ABD'de her türlü sosyal etkinliğin bir parçasıolmaya gayret ettiklerini söyledi. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar da faaliyetleri ileörnek bir sivil toplum örgütü olan Fenerbahçe USAderneğini başarılı çalışmalarından ötürü kutladı.Gecede bir konuşma yapan Ali Koç ise taraftar derneklerininFenerbahçe sevgisinin dünyaya yayılmasında önemli birfonksiyonu olduğunu, Fenerbahçe USA derneğininbaşarılarını memnuniyetle takip ettiklerini söyledi. Bu yılçok başarılı bir sezonu geride bıraktıklarını ve bunudünyanın her yerinde doyasıya kutladıklarını kaydeden Koç,''Fenerbahçe USA derneğini bazen Mardin'de ilkokul çocuk-larını giydirirken, bazen Küçükyalı'daki kimsesiz çocuklarımaça götürürken, Boston'daki kürek yarışlarını destek-lerken görüyoruz. Bu etkinliklerin Fenerbahçe sevgisininbüyümesinde önemli bir katkı sağlamaktadır'' diye konuştu.Yüksel Günay da konuşmasında Fenerbahçe kulübünün pro-fesyonel ve amatör branşlardaki sporcu sayısı ve müsa-bakalardaki başarısının her geçen yıl arttığına dikkat çekti.Fenerbahçeliliği ile tanınan ve New York'taki Türklerinkalbinde taht kuran beyin cerrahı Dr. Zeki Uygur da gecedeözel bir plaketle ödüllendirildi. Tüm salonun ayaktaalkışladığı Zeki Uygur'un göz yaşlarına hakim olamadığıgörüldü. Uygur sahneye ''Amerika'daki Türklerin UlusalHazinesi'' anonsu ile çağrıldı.Dernek yöneticiler tarafından katılımlarından dolayı Ali Koç,Yüksel Günay ve Kamil Olcay'a birer teşekkür plaketi verildi.Geceye Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım da birçiçek gönderdi. Amerika’daki Fenerbahçe taraftarlarını biraraya getiren programda, TRT sanatçısı Eşref İnceoğlu veDemet Sağıroğlu sahne aldı.

Haber: TurkAvenue.com - Resimler: AmerikaliTurk.comwww.ForumGazetem.com

Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...

www.TurkishSuperPages.com

Türk�Amerikan�İş�Rehberi

Page 19: FORUM Newspaper 139th Issue

İnternete bağlı cihaz sayısı 15 milyara ulaşacak

2010-2015 yıllarını kapsayan rapora göre, 2015'teküresel internet trafiği dört katına çıkarak yılda 966exabyte'a ulaşacak ve 1 zettabyte seviyesine yaklaşa-cak. 2010'da PC'ler tüketici internet trafiğinin yüzde97'sini oluştururken, bu oran 2015'te yüzde 87'yedüşecek.

Küresel mobil internet veri trafiği ise 2010-2015arasında 26 katına çıkacak. 2015'te 3 milyar internetkullanıcısı olacak; bu sayı, dünyanın öngörülen nü-fusunun yüzde 40'ına tekabül ediyor.

Ortalama sabit genişbant hızının 2010'daki 7 Mbp-s'nin dört katına çıkarak 2015'te 28 Mbps'ye ulaşmasıbekleniyor. Ortalama genişbant hızı son bir yılda 3.5Mbps'den 7 Mbps'ye çıktı.

2015'te internette her bir saniyede 1 milyon dakika(674 güne eşdeğer) video izlenecek. 3D ve HDTV gibigelişmiş video trafiğinin ise 2010 ile 2015 arasında 14katına çıkması bekleniyor.

Sanal Dünya 19

Veri ağları konusunda dünyanınönde gelen firmalarından Cisco'-nun hazırladığı Görsel Ağ Endek-si'nin beşinci yıllık raporuna göre,2015'te internet ağına bağlı cihazsayısının dünya nüfusunun ikikatına çıkarak 15 milyara ulaşacak.

Page 20: FORUM Newspaper 139th Issue

TABA Yönetim Kurulu Üyesi ve eski TADF Başkanlarından Erhan Atay, Azerbaycan Amerika DerneğiBaşkanı Tomris Azeri ve YYVDK Üyesi Ali Çınar, Kuzey Kıbrız Türk Cumhuriyet (KKTC) New YorkTemsilcisi Hilmi Akıl'e bir ziyarette bulundu.

KKTC New York Temsilcisi Hilmi Akıl: "Kıbrıs konusunda mücadelemiz devam ediyor"

Amerika Haberleri20

KKTC ile ilgili durum değerlendirmesinin yapıldığıtoplantıda Büyükelçi Akıl, Amerika'da daha aktifçalışmalar yapılması gerektiğini dile getirdi. KKTCresmi heyetinin sonbaharda New York'da olacağınıdile getiren Hilmi Akıl, sorunların çözümü içinsamimi yaklaşımımızı tüm dünyaya duyurmayadevam ediyoruz diye konuştu.

Erhan Atay da yavru vatan KKTC'nin her zamanyanında olduklarını ve Amerika'daki Türk toplumuolarak çalışmalarının aralıksız olarak süreceğibildirdi. Atay ayrıca PAX Turcica adı altında sonba-harda büyük bir konferans düzenlemeyi planladık-larını dile getirdi.

Toplantıya katılanlardan ASA Başkanı Tomris Azeride Azerbaycan ile KKTC arasında uçak seferlerininbaşlaması için Bakü'de yapılacak Türk Dünyası kon-feransında ciddi bir lobi yapacakları sözünü verdi.YYVDK Üyesi Ali Çınar ise geçen Aralık ayındaKıbrısta 1. Kıbrıs Türk Dünyası Konferansınakatıldığını hatırlatarak burada alınan kararlarınhayata geçirilmesinin önemine dikkat çekti. Çınarayrıca KKTC'nin Amerika'da PR konusunu dahaciddi çalışıp, Kıbrıs konusundaki haklı davamızınmuhataplarına anlatılmasının şart olduğunu söz-lerine ekledi.

348348

Neil J. Greco, CLTC(973) 364-804612 Eisenhower [email protected]

Michael J. Kiel(973) 364-804612 Eisenhower [email protected]

Fatma Balci, LSP(973) 364-804612 Eisenhower [email protected]

ARAÇ SİGORTASI ALIŞVERİŞİNE Mİ ÇIKTINIZ?ÖNCE BENİ ARAYIN.

ORTALAMA YILLIK TASARRUF:

DİĞER ŞİRKETLERDEN ALLSTATE'E GEÇEN SÜRÜCÜLERİN SAĞLADIKLARI TASARRUF:

Geico 'dan geçenler ortalama $468 tasarruf sağladı

Progressive 'den geçenler ortalama $472 tasarruf sağladı

State Farm 'dan geçenler ortalama $227 tasarruf sağladı

Allstate ile her zamankinden fazla tasarruf sağlayın.Allstate’e geçen sürücüler yılda ortalama $348 tasarruf elde etti. İşte bu yüzden, araç sigortası satın almak istiyorsanız önce beni arayın. Tasarruf edeceğiniz tutara şaşırmanız mümkün.

Yıllık tasarruflar yeni Allstate araç müşterileri tarafından verilen 2009 yılı poliçelerine ilişkin bilgilere dayanmaktadır. Esas tasarrufların farklılık göstermesi mümkündür.Allstate New Jersey Property and Casualty Insurance Company: Bridgewater, NJ. © 2010 Allstate Insurance Company

Page 21: FORUM Newspaper 139th Issue

Dünyadan Haberler 21

Çin'in en uzun başkentlik yapmış imparatorluk kenti ve İpek Yolu'nunkara hattının başladığı Şian, ülkenin tarihi vekültürel birçok önemliunsurunu barındır-masının yanı sıra içi"Kur'an dolu" bircamiyi barındırıyor.

Çin’de duvarları Kur’an-ı Kerim işlemeli

12 Asırlık Cami

Şehrin merkezindeki Büyük Cami'de bulunanKur'an-ı Kerim, dünyadaki diğer Kur'an-ı Kerim'lergibi kağıt, deri ya da benzeri şeylerin aksine şehrinmerkezinde bulunan 1269 yaşındaki caminin tümduvarlarına ahşap üzerine oyularak işlenmiş.

Çin'in kuzeybatısındaki Şaanşi eyaletinin başkentiŞian'ın şehir merkezinde bulunan cami, İslami kültürve motiflerin yanı sıra geleneksel Çin mimarisinin iz-lerini taşıyan nadir eserlerden biri olarak biliniyor.Tarihi kayıtlara göre M.S. 742 senesinde Tanghanedanlığı döneminde inşa edilen cami, sırasıylaSong, Yuan, Ming ve Çing hanedanlıkları dönemindebüyütülüp genişletilerek bugünkü halini aldı.Cami tüm külliyesiyle birlikte 13 bin metrekarelik biralan kaplıyor ve halen 6 bin metrekarelik külliyesiylehizmet veriyor.

Dünyanın en eski ve köklü kültürleri olan İslam veÇin kültürünün önemli eserlerine ev sahipliği yapancaminin minaresinden ek hizmet binaları ve külliye-sine kadar dıştan bakıldığında Çin mimarisinin iz-lerini barındırırken, binaların iç kesimleri ve çevreduvarlar tamamen İslam kültürüne ait motif veeserlerle dolu.

HAT VE KALİGRAFİNİN EŞSİZ UYUMU

Çin kaligrafisi ve İslam hat sanatının yüzyıllarboyunca harmanlanmasının ardından yazılan hatlardünyada eşi görülmemiş farklı bir "Çin Hat Sanatı"nıda ortaya çıkarmış.

Caminin tüm bu özelliklerinin yanı sıra bu ŞianBüyük Camisini eşsiz kılan en büyük unsur iseKur'an-ı Kerim'in tamamının caminin ahşap duvar-larına oyularak eşsiz bir hat ile yazılması.Mimaride uygulanan tarz dönemin İslam sanat veestetiğinin geldiği noktayı göstermesi bakımındanoldukça önemli, ancak daha önemli nokta isesanatta Uzakdoğu insanının ince zevkinin İslam ilebütünleşince ortaya çıkardığı sonuç.İbadethane bölümüne girilince sağ taraftan itibarendev ebatlardaki ahşap levhalara ince ince işlenmişhat ile başlayan Kur'an-ı Kerim 30 dev tablet üzerinecüz cüz işlenmiş.Her bir levhanın altına ise yine ahşap üzerine oyu-larak geleneksel Çince ile meali işlenmek suretiylegünümüzde eşi olmayan büyüklükte bir Kur'an-ıKerim ve meali yapılmış.

Page 22: FORUM Newspaper 139th Issue
Page 23: FORUM Newspaper 139th Issue

Teknoloji Haberleri 23

1. Cep telefonunu boyunaasmak ya da bele takmak

Uzmanlar, vücut tarafındanemilen radyasyon miktarının,cep telefonu ve insan vücuduarasındaki mesafeyle yakın iliş-kili olduğunu ve bundan dolayıinsan ve cep telefonu arasındabelli bir mesafe bırakılmasıgerektiğini söylüyor.Uzmanlar, özellikle kalp sorunuolanların cep telefonlarınıboyunlarına asmaması gerek-tiğini, bele takılan cep telefo-nunun ise üremeyi olumsuzetkilediğini kaydederek, ceptelefonunun çantada taşın-masını tavsiye ediyor.

2. Cep telefonu çalarken, ku-lağa yaklaştırmak

Telefon bağlanırken radyasyon

yoğunluğu önemli miktardaartıyor ve bundan dolayı, tele-fonu açtıktan en az beş saniyesonra kulağa yaklaştırmakgerekiyor.

3. Sinyal zayıf olduğu zaman,cep telefonunu kulağa bastır-mak

Sinyal zayıfladığı zaman, insaniçgüdüsel olarak cep telefo-nunu kulağına bastırır. Ancakcep telefonunun çalışma ilke-sine göre, sinyal zayıf düştüğüzaman cep telefonu otomatikolarak elektromanyetik dalgagönderme gücünü yükseltir vebu da radyasyon seviyesininyükselmesine neden olur.Böyle zamanlarda cep telefo-nunun kulağa bastırılması,beynin daha fazla radrasyonamaruz kalmasına yol açar.

4. Tek kulak kullanmak

Araştırmalar, uzun süreliradyasyonun, beyinde olumsuzetki yapacağı sonucunu ortayakoyuyor. Uzmanlar, cep tele-fonuyla uzun süre konuşulma-

ması; uzun süre konuşmakzorunda kalanların ise, kulaklıkkullanması ya da birkaçdakikalık aralıklarla kulakdeğiştirmesi tavsiyesinde bu-lunuyor.

5. Cep telefonuylakonuşurken, oda köşelerineçekilmek

Kimi insanlar, başkaları tarafın-dan duyulmasını istemediklerikonuları konuşurken, bulun-dukları odanın köşesini terciheder. Ancak bir yapınınköşeleri, genellikle sinyalleri iyialamaz; dolayısıyla cep tele-fonu yine daha güçlü elektro-manyetik dalgalar göndermeyebaşlar ve radyasyon miktarı daartar.

6. Yürürken ya da gidenarabada konuşmak

Yürürken ve giden arabada kul-lanılan cep telefonu, daha iyisinyal almak için çalışmagücünü yükseltir ve daha güçlüradyasyon vermeye başlar.

Cep telefonu kullanımında

6 kötü alışkanlık

Aşırı Internet kullanımıbeyinde uyuşturucular kadar

tahribat yapıyor

Uzmanlarca yapılan araştırmalarda, aşırı in-ternet kullanımının beyinde oluşturduğuzararın, kokain ve eroinin oluşturduğuzararla aynı olduğu belirlendi.

Nöropsikiyatri Hastanesi psikiyatristlerindenProf. Dr. Nevzat Tarhan, yaptığı açıklamada,sanal alıştırıcı olan bilgisayarın ve internetortamının fizyolojik bağımlılık yaptığınınbugün kesinlik kazandığını bildirdi.

İnternet ve bilgisayar bağımlılığınıolağan bağımlılık kriterlerini karşılaya-cak şekilde bilgisayarla ve sunduğugörüntülerle yoğun bir biçimde meşgulolma durumu olarak tanımlayan Tarhan,bağımlılığın tanı ölçütlerini şöyle anlattı:

''İnternetle aşırı zihinsel uğraş, istenilenkeyfi almak için giderek daha fazlaoranda internet kullanımına ihtiyacıduyma, internet kullanımını tamamenbırakmaya yönelik başarısız girişimlerinolması, internet kullanımını kontroletme ya da tamamen bırakmaya yönelikbaşarısız girişimlerin olması, internetkullanımının azaltılması halinde çök-künlük ve kızgınlık hissetme, başlangıçtaplanlanandan daha uzun süre internettekalma, başkalarına internette kalmasüresi konusunda yalan söyleme, inter-neti problemlerden kaçmak veya olum-suz duygulardan uzaklaşmak içinkullanma.''

Page 24: FORUM Newspaper 139th Issue

New Jersey'deki Türk Okullarının Türkçe öğretmenlerine açık mektup

Bugünlerde Türkiye'de gündem oluşturan Türkçe Olimpiyatları’nınAmerika ayağı Mayıs ayında yapıldı. Öğrencilerimiz yarıştı; kaza-nanlar Türkiye’deki finale gönderildi. Bu sene bazı işlerim sebebiylejüride görev alamadım. Jüride yer alan dört dostuma hangi şiirlerinokunduğunu, hangi şiirin kazandığını sordum. Ayrı ayrı zamanlarda,farklı yerlerde sordum. Dördü de isim veremedi! Dinleyici ol-salardı kabul, ama jüri üyesiydiler. Bir yarışmada yarışmacılara oyvermiş jüri hangi şiirin kazandığını nasıl hatırlayamaz? Hangi şiir-lerin okunduğunu bir yana bırakın, hangi şiirin birinci olduğunu bilehatırlayamadılar. Konuştuğum jüri üyesi dostların herbiri şu-urlu, iyi eğitimli, kıymetli isimler. Onları asla kayıtsızlıkla,umursamazlıkla, dikkatsizlikle suçlayamam.

Aralarından biri dedi ki: “Şiir seçimleri iyi olmuyor. Galiba Türkçeöğretmenlerinin şiir kültürleri geniş değil!”

Bu cümle beni yaraladı.

Öyle mi? Mesele bu mu? Çok üzülürüm, yanarım. Şiir kültürü genişolmayan bir Türkçe-Edebiyat öğretmeni tasavvur etmekten hicapduyarım.

Bir yıldır New Jersey’de bir faaliyet yapıyoruz: New Jersey Edebi-yat Akşamları. Bir grup gönüllü. Ayda bir, cumartesi akşamı.Türklerin en yoğun yaşadığı yerlerden biri Clifton’daki ANTKitabevi’nin pırıl pırıl mekânında. Her ayın bir teması, konusu var.Genellikle bir şairimizi anıyoruz. Hayatından kesitler, anekdotlaranlatılıyor, şiirleri okunuyor. Bazen farklı konular da seçiliyor.Meselâ, bu senenin son programı, İstanbul üzerineydi. Prog-ramımız müzikli. Grup Yâren konuşmaların arasında o akşamıntemasıyla ilgili şarkılar, türküler çalıp söylüyor. Keyboard filân değil;ud, bağlama, kudüm, bazen misafir sanatkârlar da oluyor, kanun,gitar… Yani hem saz, hem söz gecesi…

Çaylar da şirketten!

Ve sevgili öğretmenler! New Jersey’deki Türk okullarının sevgiliTürkçe-Edebiyat öğretmenleri! Bir yıldır devam eden bufaaliyetimizde sizlerden hiç birini görmedik. Beklerdik ki her aykiprogramımıza gelesiniz. Katkıda bulunasınız. Bazen dinleyici, bazenkonuşmacı olasınız. Öğrencilerinizi de beraberinizde getiresiniz…

Hayır, olmadı! Gelmediniz! Bir kere bile gelmediniz! Hiçbirinizigöremedik!

Halbuki sizlerle tanışmak isterdik, buradaki Türk öğrencilerinmeselelerine dair fikir alışverişi yapmak isterdik. Amerika’dayetişen yeni neslin Türkçe’yi daha iyi öğrenmesi için, sevmesi içinneler yapılabileceğini tartışmak isterdik. Olmadı!

Ben sizi yetiştiren hocalarınız yaşında bir meslektaşınızım.Sormak istiyorum sevgili öğretmen arkadaşlar! Neden gelmediniz?Bir yıldır New Jersey’de, hemen yanıbaşınızda yaptığımız edebiyatakşamlarına neden iltifat etmediniz? Ayda bir defa, bir akşam usta-lardan kaliteli müzik dinleyip şiirli, hikâyeli, tarihli, nükteli birkültür programı takibetmek size zevk verirdi, diye tahmin ediyo-rum. Vermeliydi. Sizi temin ederim, sıkıcı olmuyor programlarımız.Zaten edebiyat rüzgârının estiği bir yerde sıkılacağınıza ihtimalveremem. Bu faaliyette “nâmevcud” oluşunuz, herhaldefaaliyetimizden “bîhaber” oluşunuzdandır.

Ama… Siz bu ülkede gönüllü Türkçe neferlerisiniz. Türkçe ile ilgiliyapılanlardan bîhaber de olmamalısınız. Sizin hakkınızda “şiir kültürleri galiba yetersiz” cümlesini duy-mak beni çok, çok üzdü.

Alpay o meşhur şarkısında “Eylülde gel!” der. New Jersey EdebiyatAkşamları şimdi tatile girdi, eylül ayında yeni mevsime başlayacak.Sizlere “Eylülde gelin!” diyorum.

Gelin ki… tanış olalım, işi kolay kılalım!

Hollywood filmi gibi tanıtım işe yaradıABD'den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı

Yıllardır pek çok ünlü Hollywood filminin görsellerini tasarlayanEmrah Yücel, bu kez Türkiye tanıtım kampanyasını üstlendi; AB-D'den gelen turist sayısı yüzde 30 arttı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün veri-lerine göre turist sayısı geçen yıldan bu yana 100 binden 130 bineçıkan ABD, bu oranla, 2011 yılının ilk dört ayı içinde Almanya,Rusya gibi ülkeleri geride bıraktı.

Yıllardır pek çok ünlü Holly-wood filminin görsellerinitasarlayan Emrah Yücel, bu kezTürkiye tanıtım kampanyasınıüstlendi; ABD'den gelen turistsayısı yüzde 30 arttı.

17 yıldır Amerika’da film sek-törünün kalbi Los Angeles’tayaşayan Emrah Yücel’in, Türki-ye’nin reklam kampanyasınıüstlenmesiyle birlikte, Ameri-ka’dan gelen turist sayısındayüzde 30 artış oldu.

Kültür ve Turizm BakanlığıTanıtma Genel Müdürlüğü’nünverilerine göre turist sayısıgeçen yıldan bu yana 100binden 130 bine çıkan ABD, buoranla, 2011 yılının ilk dört ayıiçinde Almanya, Rusya gibiülkeleri geride bıraktı.Yücel, “Türkiye’ye turist ge-

tirmek, sadece Kız Kulesi, Efes,Ölüdeniz’in fotoğraflarını çekipTimes Meydanı’na ve The NewYork Times’a ilan vermekle ol-muyor. Arkasına bir duygu yük-lemek, bir strateji eklemekgerekiyor. Kampanyamızın te-meli, içinde insan unsurlarınınolması. Tıpkı bir film afişiyapar gibi yaptık” diye an-latıyor.

Truva Atı yerine ‘Troy’ atı

Tasarımcı Yücel, afişlerde kul-landıkları ‘insan’ unsurundanda örnekler veriyor: “Her me-kanda Amerikalıların duygu-larına hitap edecek, kendile-rinden bir şeyler bulacaklarıkarakterler ekledik. Side hara-belerinin önünde boynunahavlu atmış bir çocuk figürü ve‘Kahramanlar aranıyor’ slo-

ganını kullandık. Bunu görenbir Amerikalı çocuk, kendini‘Gladyatör filmindeki ya da‘Troy’daki kahraman gibi his-sediyor. Çocuğunun motivas-yonunu gören anne Türkiye’yekarar verebiliyor. Amerikalıturistler arasında bekarlarınyüksekliğini göz önünde bu-lundurup Kız Kulesi afişininönünde orta yaşlı bir kadın kul-landık.

Çanakkale’deki Truva Atı yeri-ne, Amerikalıların çok sevdiği‘Troy’ filminde kullanılan, Dis-ney Stüdyoları’nın Türkiye’yehediye ettiği Truva Atı’nı kul-landık. Böylece sinematik fi-gürlerle donatılmış temaparklarında tatil yapmayadüşkün Amerikalılar, TruvaAtı’nın Türkiye’de, olduğunugördüler.“ - AA

Amerika Haberleri24

[email protected]

Page 25: FORUM Newspaper 139th Issue

Sağlık Haberleri 25

Pişmiş domatesin aynı zamandayüksek tansiyona da iyi geldiği be-lirtilen araştırmada, "Domatesinsağladığı fadyalar, sebzeye kırmızırengini veren likopenden kay-naklanıyor. Bu anti oksidan sağlıkiçin oldukça önemli bir role sahip. Kalp krizi ve felç riskini düşürüyor.Yarım litre domates suyu veya gün-lük 50 gram domates tüketimi kalpkrizine karşı iyi geliyor" denildi.

Adelaide Üniversitesi doktorların-dan Karin Ried, günlük bir domatestüketmenin yetmeyebileceğini be-lirterek, "Herkese, içinde yüksekmiktarda likopen bulunan domatessalçasını tavsiye ediyorum. Bizimaraştırmamız, günlük 25 miligram-lık likopenin kötü kolestrolü yüzde10 oranında düşürdüğünü ortayaçıkardı" dedi.

Ajanslar

Avustralya'da son 55yılda likopenin

faydaları üzerindeyapılan 14 araştır-manın sonuçlarınıanaliz eden bilim

adamları, kötü kolest-role karşı domatesiniyi geldiğini açıkladı.

Maturitas dergisindeyar alan makaleye görepişmiş domates, koles-

terol düşürmek içinkullanılan statin grubu

ilaçlarının verdiğietkiyi sunuyor.

Kolestrol ve tansiyona karşıpişmiş domates

Yaz mevsiminde potasyum takviyesi çok önemli

Potasyumun zamanında takviye edil-memesi durumunda insan kolaycayorgun düşer.

Potasyum, insan vücudunun ihtiyaçduyduğu elementtir. Normal yetişkinbir insan vücudunda yaklaşık 150gram potasyum bulunuyor. Potasyumhücrenin içinde ve dışında yer alır vesinir ile kasların normal işlevlerinikorur. Potasyum yetersizliği, insanınnormal hareketlerini olumsuz etkiler.

Yazın yaşanan potasyum yetersizliği,insanın yorgun düşmesinin yanı sıra,sıcaklığa direnme gücünün de farklıboyutlarda azalmasına neden oluyor.Potasyum yetersizliğinin ciddi boyut-lara ulaşması ise asit-baz dengesininbozukluğuna, metabolizmanın düzen-sizliğine, kalp atışlarının anormal-

leşmesine ve kasların güçsüzleşmesineyol açabilir.Potasyum içeren yiyeceklerin çeşit-lerinin çok fazla olmamasından dolayıyemeklerin çeşitlerinin tercihine özengösterilmelidir. Deniz yosunu zenginpotasyum içerir.

Bunun yanı sıra ıspanak, maydanoz, la-hana, yeşil soğan, patates, bezelye, soyave soya ürünlerinde de zengin potas-yum vardır. Tahıllardan karabuğday vetatlı patates, meyvelerden de muz ençok potasyum içeren ürünlerdir.

Yazın sıcak günlerinde çay içmenin debüyük yararı var, çünkü çayda da zen-gin potasyum mevcuttur. Çay içmekhem harareti giderir, hem de potasyumtakviyesi yapar, yani bir taşla iki kuşvurmuş olursunuz.

Yaz mevsiminde insan-lar kolay yorulduklarınıhissederler. Bunun baş-lıca nedeni de havanınsıcak olmasından dolayıinsanın fazla terleme-sidir.

Terin boşalmasıyla bir-likte insan vücudu bellimiktar sodyumun yanısıra önemli ölçüde po-tasyum da kaybeder.

Page 26: FORUM Newspaper 139th Issue

Türkiye ve Dünya’nın her yerine,

her türlü tatil ve iş gezisi organi-

zasyonlarınız için profesyonel

kadromuzla hizmetinizdeyiz.

201-854-3990

White Plain- Westchester’deki

restaurantımızda

çalıştırılmak üzere döner ve kebab

ustası ahçı ile 1 bay garson aranıyor.

Kalacak yer temin edilir/ gösterilir.

914-683-6111Cep: 914- 216- 5353

Florence, NJ’de çalışır vaziyette satılıkTürk Market / Kasap

Call Ergin:

609 - 458 - 1628

Türkiye'nin en kaliteli markasıtarafından üretilen geniş ürün yelpazemizle hizmetinizdeyiz.

İlkbahar kampanyalarımızı ve ürünlerimizi görmeden

alışverişinizi tamamlamayın.

İstikbal Mobilya973 - 772 - 8500

Trafik kazaları, iş kazaları, Veraset

ve vasiyet, Kayıp düşme kazaları,

Yanlış Tıbbi Müdahale ve bir çok

konuda New York ve New Jer-

sey'de hizmetinizdeyiz.

718 - 224 - 9824

Paterson’da Main Streetve Pazar yerine yürüme

mesafesinde kiralık ofis ve depolar

973 - 517 -0918

Satılık Türk Market / Kasap

UNIQUE GALAXY TRAVEL

Döner-Kebab Ustası Aranıyor

İSTİKBAL Havaalanı Servisi ULUDAĞ RESTAURANT

AVUKAT TİMUR AKPINARKiralık Ofis ve Depolar

Türkiye seyehatlerinizde, İstanbul ve Ankara hava alanların-

dan diğer şehirlere özel yolcutaşıma servisimizle hizmetinizdeyiz.

Rezervasyon için geç kalmayın.

Email: [email protected] Jersey: 973 896 9817

Türkiye: 01190 542 256 7346

Güney New Jersey’deevimizde çocuk bakacak

yatılı bayan aranıyor. Özel oda, banyo, yemek artı maaş.

İlgilenenler:

856 - 904 - 0737

İnegöl Köftecis i Cevdet Usta, art ık 391 Crooks Avenue, Paterson,New

Jersey ’deki adresinde hizmetinizde. . .(Ulu Cami karş ıs ında)

Piyaz, İnegöl Köfte, Döner, İskender ve Izgara çeş it ler iy le s iz lere servis

vermekten gurur duyarız . . .

P iş i r i lmeye hazır, paket lenmiş köfte s ipar iş i a l ın ır

Dışar ıya paket servis imiz vardır.

391 Crooks Avenue, Paterson, NJ 07503862 - 262 - 0672

BAKICI ARANIYOR

Amerika’nın en büyük yerel haberler gazetesi Forum’da çalışmak üzere tecrübeli reklam

temsilcileri aranıyor.

Başvurularınız için bize [email protected] e-mail

adresinden ve (973) 454 - 0996 no’lu telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.

Reklam Temsilcileri Aranıyor

TOP DISCOUNT LIMOUSINE & CAR SERVICE

En güzel araçlarımızla ve uygun fiyatlarımızla sizleri evinizden New York ve diğer eyaletlerdeki havaalanlarına

veya gitmek istediğiniz her yere ulaştırıyoruz.

WESTERN UNION ACENTASI OLMAK İSTER MİSİNİZ?

Ek gelir elde etmek ve yeni müşteri kazanmak istiyorsanız, Dünyanın Lider Para Transfer şirketi olan

Western Union'ın acentası olmak için 201-263-5018 no’lu telefonu hemen arayınız.

Acentalar aranıyor

Kuyumcu dükkanında full time / part time çalışacaksatış tecrübesi olan, İngilizce

bilen (tercihen bayan) bir elaman alınacaktır.

201- 873 - 6062

Eleman Aranıyor

www.ForumGazetem.com

Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...

www.TurkishSuperPages.com

Türk�Amerikan�İş�Rehberi

KİRALIK SALON

Her türlü düğün, nişan, doğum günü partileriniz ile iş ve

özel toplantılarınız için 200 kişilik salonumuzla

Paterson, New Jersey’de hizmetinizdeyiz.

973-219-4078

Her tür sıhhi tesisat, tamirat işleriniz itina ile yapılır.

[email protected]

Malik Can- Plumber

862 - 242 -0641

BEST PLUMBING

Güleryüzlü Türk şöförlerimiz ve geniş filomuzla hizmetinizdeyiz.

Reservasyonlarınız için

1-866-890-1215 / 973-830-9636

570-242-5284

Gayrimenkul alım satım ve kiralama işlerinizde

geniş kadromuzla hizmetinizdeyiz.

973-916-9900

Century21 Emlak Ofisi

Diş Hekimliğinin tüm alanlarında

hizmetinizdeyiz.Sigortaların büyük birçoğunluğu kabul edilir.

631 - 595 - 2400

DİŞ DOKTORU ŞEFİK YAVUZ

Page 27: FORUM Newspaper 139th Issue

Özel Haber - Röportaj 27

Türkiye “21 yüzyıl ülkesi” oldu

Bir seçim dönemini daha geride bıraktık... 2dönemdir iktidarda bulunan AK Parti'ninGenel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Er-doğan, yeni bir rekora imza atarak 3. dönemebaşladı. Türkiye'de 60 yılı aşkın çok partilisiyasi sistem süresince, 3. defa oy oranınıartırarak üst üste Meclis'te mutlak çoğunluğuelde eden ilk lider de Erdoğan oldu...

Cumhuriyetin kuruluşundan 2002'ye kadargeçen yaklaşık 80 yıllık dönemde yapılanhizmetlerden çok daha fazlasını sadece 8 yılasığdıran Başbakan Erdoğan, Türkiye'yi, "kim-senin başaramadığı kadar değiştiren" birlider olarak tarihe geçti. Türk halkının yarısı,ülkeyi modernleştiren ve ordunun siyasetemüdahalelerine son veren Başbakan Er-doğan'ı destekleyerek, 8 yıldır yaşanan büyükdeğişim ve gelişim sürecinin devamı yönündetercihini kullandı.

Bugün gelinen noktada Türk halkının bu ter-cihini doğru yorumlamak gerekir. Görünen oki vatandaşlar artık türban tartışmaları, askerhegemonyası, kimlik siyaseti gibi soyut geri-limleri 21. yüzyılın modern dünyasında yaşa-mak istemiyor. Ülkenin bunlarla yıpratıl-masını, zaman kaybetmesini ve hatta geriyegitmesini onaylamıyor, bunlardan beslenenideolojilere prim vermiyor. Ayrıca şunu dabelirtmek gerekir ki; Türk halkı seçim dönem-lerinde kendilerine vaad edilen ancak sonrayerine getirilmeyen siyaset anlayışından çokçekti. Artık laf üreten, temelsiz, dayanaksız,kuru sıkı atan liderleri değil; gerçekleri anla-tan ve dediğini yapan liderleri ülkenin yöne-timinde görmek istiyor. Seçimin sonuçları,bunun da açık bir göstergesi oldu.

Peki toplumsal bilinç bu duruma nasıl geldi?Hiç şüphesiz bunda ekonomik istikrarın,

serbest pisaya ekonomisinin, güçlü mali poli-tikaların etkisi çok büyük. Aynı zamandasosyal hayatı doğrudan ilgilendiren sağlık,eğitim, alt yapı ve ulaştırma başta olmaküzere birçok alanda "insan merkezli" yapılanve "insanı modern hayat seviyesine yüksel-ten" hizmetlerin katkısı da çok büyük. Geridebıraktığımız 2 dönemde Başbakan Erdoğan,Türkiye'yi 25. sıradan 16. sıraya yükselterekG-20 ülkeleri arasına sokmayı başardı. Seçimdöneminde de laf üretmek yerine projeleriniön plana çıkardı. 2023 yılına işaret ederek,ülkenin yüzüncü kuruluş yıl dönümüne"Türkiye'yi dünyanın en büyük ilk 10ekonomisi arasına yükseltme" konusundavizyonunu ortaya koydu. Türk halkı işte bun-ların daha da genişletilmesine oy verdi. AKParti'nin üçüncü dönemde de yıpranmadandaha fazla oy almasının sebebi; büyük pro-jelere imza atan, iş yapan, icraatçı bir iktidarolmasından kaynaklandı. Geçmiş dönemdeyaptıkları, önümüzdeki dönemde yapacak-larının teminatı oldu...

Geride bıraktığımız 8 yılda Türkiye'nin küre-sel itibarının ve ağırlığının ne kadar arttığınada bütün dünya tanık oldu. Uzun yıllar birülkeyi yönetmenin diktatörlükle değil, halkınteveccühü kazanılarak da başarılabileceğini,Arap dünyasında ve Orta Doğu'da "YaseminDevrimi"nin yaşandığı bu aylarda bütündünyaya gösterdi...

Bütün bunlar yeterli miydi? Yani ekonomik is-tikrar, hizmetler, dünyada güçlü bir ülke imajıherşey miydi? Tabii ki hayır!.. Türkiye, mo-dernleşme yolunda, toplumdaki çeşitliliği,bireylerin hak ve özgürlüklerini tanıyan birdemokrasi olma yolunda uzun mesafe aldıama en zorlu etap daha önünde duruyor.Başbakan Erdoğan da bu sebeple seçim mey-danlarında en büyük vaadi olarak demokratikve özgürlükçü yeni bir anayasadan söz etti.Bu sancılı süreç de toplumun bütün kesim-lerinin katkısıyla aşılabilirse, Türkiye'nin 2023hedefi, çok daha önceden gerçekleşebilir.

Muhalefetin, "bu başarıların AK Parti'ninhanesine yazılacağı" çekincesinden vazgeçip,üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesive yeni anayasa için elini taşın altına koymasılazım.

Muhalefet, kendisine oy vermiş milyonlarca

insanın da bu ülkede yaşadığını ve bu ülkeninbir vatandaşı olduğunu hatırlamalı; gelişenve büyüyen Türkiye'nin, sadece AK Par-ti'lilerin değil, bu topraklar üzerinde yaşayan74 milyonun ve gelecek nesillerin yararınaolduğunu unutmamalıdır. Hepimiz aynı gemideyiz. Eğer bu ülkeyi pran-

galarından kurtarmazsak, yaşanacak kayıplarhepimizi etkileyecek. Ancak ülkenindemokratikleşmesi ve büyümesi için hepimizkatkı sağlarsak, bu gemi en azgın dalgalardabile yüzecektir.

Şimdi artık uzlaşma zamanı...

Arap Medya Forumu: “Ortadoğu'da geriye dönüş yok”

Dubai'de düzenlenen Arap ve Batı me-dyasındaki yönetici, programcı, haberspikerleri, yazarların bir araya geldiği10. Arap Medya Forumu’nu dünya yakın-dan takip etti.

Forumda Birleşik Arap EmirlikleriBaşbakanı ve Dubai Prensi MuhammedBin Raşid El Maktum, Kuzey Afrika veOrtadoğu’daki değişim hareketindesosyal medyanın oynadığı role işaret ed-erek, Arap dünyasının artık globalleşendünyanın gerisinde kalamayacağınısöyledi.

Arap dünyasının önemli şirket, vakıf veenstitülerinin birlikte organize ettiği 10.Arap Medya Forumu’nda çeşitli başlıklaraltında düzenlenen 12 ayrı panelde,sosyal medya, Arap dünyası, Batı ile il-işkiler, İsrail-Filistin barışı, Wikileaks,medyanın rolü gibi konular ele alındı.

Foruma katılan gazeteciler, Orta Doğu'-daki son siyasî gelişmeleri değer-lendirerek, bundan sonra izlenmesigereken süreç konusunda görüş alışver-işinde bulundu.

Forumun sonuç bildirisinde Arapülkelerinde yönetimi uzun süredirelinde bulunduran liderler üzerindekimedya baskısının giderek büyüdüğünedikkat çekildi.

Orta Doğu'da son derece hareketli gün-lerin yaşandığı dile getirilen bildirideArap dünyasında ilk defa bir halkhareketi sayesinde demokrasi rüzgârıesmeye başladığı belirtilerek "El Cezire"gibi Arap dünyasını sallayan medya ku-ruluşları kanalıyla gelişmelerin dakikadakika izlendiği ve sosyal medyanın Or-tadoğu'da birbiri ardına yaşananlar vetarihin akışını değiştirecek olaylarda

aktif rol oynayabileceğinin ispat edildiğianlatıldı.

Bildirinin son bölümünde Facebook,Twitter gibi sosyal medyanın etkisinin,gelecekte daha da artacağı ifade edildi.

Forumun sonunda düzenlenen ArapGazetecilik Ödül töreninde, başarılıgazetecilere ödülleri BAE Başbakanı veDubai Prensi Muhammed Bin Raşid ElMaktum tarafından verildi.

Hayrettin Turan - DUBAİ

40 ülkeden 150 medya mensubunun davetli olduğu ve Arap dünyasındanda 1000’in üzerinde gazetecinin katıldığı 10. Arap Medya Forumu’nda,Arap medyasının artık halkın sesine kulak vermeye başladığı ifade edildi.

Hayrettin Turan

Page 28: FORUM Newspaper 139th Issue

US News28

Legal and Ethical Issues with Product Recalls

It seems that every time we turn on the TV to watch the news, wesee recalls involving dangerous products. In recent years, there havebeen recalls involving foods, medicines, and baby products. Prob-lems with a product can arise from any number of causes, such ascontaminated raw materials, malicious tampering, or poor design.Sometimes a manufacturer does not think about what happens if achild gets hold of their product. Sometimes a manufacturer is in ahurry to get a product on the market, and does not conduct ade-quate safety tests. In many cases, it comes down to having goodquality control measures.

If a company suspects it has a consumer safety problem with aproduct, it faces many legal and ethical considerations in choosinga course of action. Corporate attorneys may regard the process as"legal damage control." But plain folks may simply see it as a matterof "doing the right thing." But in all fairness to large corporations,"doing the right thing" can be a complex matter.

Let's consider a hypothetical scenario involving a large pharmaceu-tical company that manufactures a nationally recognized pain re-liever. Imagine that two or three people are admitted to hospitalemergency rooms after becoming ill from the pain reliever. Thecompany must consider many elements in taking a course of action.

"What if this is an isolated instance of a disturbed person contami-nating products in one store?"

"What if this is a malicious tactic from a competing manufacturerwho wants to hurt our sales?

"Even if those first two scenarios are possible, we need to confront thesituation."

"If we pull our products off the shelves, we'll lose millions in sales."

"If we pull our products off the shelves, we'll lose consumer confidenceand our lead in the market."

"If we act like boy scouts and halt sales, the media can have a fieldday with us."

"What if we become material for the monologues of late night come-dians?"

"What if we argue that we had no reason to know about a dangerousproblem with our product?"

"What if we do nothing and our inaction enrages the public?"

"If we pull our products off the shelves, isn't that an admission thatsomething is seriously wrong?"

"If we acknowledge a problem, won't that open the door to lawsuits,both genuine and contrived?"

"If we don't do enough, the government could come down on us."

If there is justification for a recall, the company has to move swiftlyand decisively in getting the word out. A recall is acknowledgmentthat something is seriously wrong and needs immediate correction.But a well implemented recall can save lives and reduce injuries.Depending on how it is executed, a product recall can be a positivereflection of the integrity of a company. Although the public may bedispleased with the problem in the product, they may admire theactions of the company in recalling the defective product. That canultimately result in the public's continued trust and loyalty in a com-pany they've known for a long time.

For more information about consumer product safety, visit the U.S.Government website of the Consumer Product Safety Commission,at www.cpsc.gov. They offer information about product safety andrecalls for consumer goods.

***Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, workaccidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospitalerrors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceuticaldrugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areasof law. ▪ www.benimavukatim.com ▪ [email protected] ▪ 718 224-9824

According to the results ofthe evaluation 2011,

Turkish Airlines has beenchosen as the winner ofthe 3 categories by Sky-

trax which is a worldrecognized brand

associated with air travelexcellence in the 21st

century, providing uniqueexpertise to the world

airline and airport industry through the most

professional Audit andService Benchmarking

programs of Product andService Quality.

Turkish Airlines has been named “Best Airline Europe”

Turkish Airlines wins “Best Airline Europe”,“Best Premium Economy Seats” for its ComfortClass seats and “Best Airline Southern Europe”at the World Airline Awards.

During the 10 month survey period, 18.8 mil-lion airline customers from over 100 differentnationalities participated in this customer sat-isfaction survey.

The Skytrax World Airline Awards Ceremonytook place in Paris, France and the awards werehanded over to Turkish Airlines’ General Man-ager Temel Kotil Ph.D. by the CEO of Skytrax,Edward Plaisted.

One of the fastest growing airline company,Turkish Airlines received several awards by

Skytrax which is known as “Passengers ChoiceAwards” and marked its name in the world avi-ation industry. The airline won Skytrax Awardfor the “Best Airline in Southern Europe” alsoin last year, as the airline achieved the samegreat success by winning the “Skytrax WorldAviation Award 2009” known as the Oscar ofAviation industry.

According to the Skytrax results of the evalua-tion 2010, Turkish Airlines has been named the“Best Airline in Southern Europe” and the bestquality in economy class with the inflight servi-ce which is being served by Turkish Do&Co.Meanwhile the airline marked its name on the3th place in the best airline companies in all Eu-rope countries.

Page 29: FORUM Newspaper 139th Issue

Professor Walter Wagner’s fascinating book “Openingthe Qur’an” is definitely a bewildering and inspiringbook, not only for the non-Muslim and English-speak-ing readers, but also Muslim readers. Wagner “opens”the Quran by offering a comprehensive and extraordi-narily readable, step-by-step introduction to the text,making it accessible to everyone who is interested inIslam and Islam’s holy book.

Wagner is adjunct professor of theology at MoravianCollege and Theological Seminary. He is the author ofa number of books, including “After the Apostles: Chris-tianity in the Second Century.”

Walter Wagner told of his extraordinary journey to theQuran and its message and spoke in detail about theimpressive book he said he wrote for himself. He says:“I think what we share is that there is one God whocalls us to be obedient to this one God -- that this Godcalls us to create a community of faithful people whoare dedicated to doing the will of this one God, theworship of this one God. There is more in commonalong these lines.”

At first your work focused on early Christianity,particularly the time of the Apostles, so how didyou get inspired to write a book about the Quran?

The book has come out of my own teaching for a littlemore than 20 years. I think I am just beginning to un-derstand the Quran. But actually, because of the re-lationships between Judaism, Christianity and Islam,we come together, not only in some areas about the-ology and our culture, but also we come together interms of our histories.There have been times in which we have bumpedheads and other times in which we have clashed withweapons. But we have also come to worship thesame God. For a teacher it takes effort [to teach], butthe one who learns the most is the teacher.So the book has come out of my own teaching expe-rience and I have been very fortunate to have expe-riences with Muslim men and women as well,particularly with the Turkish community in the lastseven years. One of the driving forces of the bookwas to explain all of this to myself and then to others,particularly in this important time where we mustunderstand each other.

So, can it be said that you actually wrote this bookfor yourself?

Yes. You will find that authors have voices. Those ofyou who are Muslim may know who is speaking inthe Quran. But who is speaking in this [Wagner’s]book? Sometimes it’s an academic voice; the profes-sor speaks. Sometimes it’s a personal voice. The useof even the “you” pronoun, where I have to make de-cisions about what I think, and sometimes it will alsobe a “we” voice. What can “we” say together andwhat are the differences and what can the resem-blances be? So yes, I try to speak in those voices.

Interesting. So let me follow up by asking, whatwas the “voice” that came to mind when you werereading the Quran? Who was speaking?

I believe the Quran is an inspired book. I believedthat God has inspired many persons and manyprophets and messengers and within the Quran it isthe voice of the Holy God who speaks to us -- thevoice of justice and peace, the voice of speakingabout human beings who need to live together inpeace and also to work together for the rest of theworld. So yes, that was a voice, which I heard, and avoice, which I then tried to transmit to readers andstudents, as well to myself, to deepen my under-standing.

I’m not sure whether you read Arabic, but it islikely you focused on translations. Could you tellus about your methodology? How did you work?How did you study?

Perhaps as a non-Muslim, reading the Quran for thefirst couple of times is a bewildering experience. Forthose of us who come from a biblical tradition the ex-pectation is that it is going to read like Genesis, Exo-dus or the Gospel of Mark; it’s going to have astoryline. Yet you have pieces that are in sections,

which are knitted together into a whole. It takes sev-eral readings, ponderings and plenty of head scratch-ing to understand. But I guess the first step is to notbe discouraged. The first suggestion is to read it fromthe back to the front, to try and understand theprophet -- peace be upon him. It also takes readingnot only the Quran but also what others have said.

How have you been impacted by your study of theQuran? Has it changed your life in anyway?

I think that amongst one of the very important waysthat it did is that I have come to understand Islamand the Quran in terms of prayer; there is a profoundsense of the holiness of prayer and that a life can beframed by prayer. My little understanding of Islamhas led me to recognize that it is a religion that isgrounded in the theology of creation. This to me hastremendous ethical ramifications and when I look atothers I recognize that they too are God’s represen-tatives to care of the world.

And my last question, can you tell us a little aboutthe feedback you have received so far on the book?Has there been criticism from the Muslim commu-nity or Christian circles?

I can answer that more easily about the Christian cir-cles. By and large, those people who are looking forpeace and understanding like the book. Those peop-le who believe that only they have the truth and thetruth is one way and everybody else is damned in-clude me amongst the dammed. They have beenvocal to say that in some minor circles.

I think I use an anecdote at the beginning of the book,I was teaching a class on Introduction to Islam to col-lege students and I had a Pakistani student who wasfurious with me. He felt that since I was saying posi-tive things about the Quran that I must convert andhe was appalled that I wouldn’t. In the same class, Ihad a young lady come up to me and say “when areyou going to expose Islam as the work of the devil?”And so there you are in between the two, but thenyou have others who come and say to you that thishas been a good adventure. I am now learning aboutothers. But I have found on the part of Muslims, andmaybe it’s just the ones who speak to me, but I havefound that they say “thank God you are speakingabout this.” I believe that there needs to be what I call“hinge people,” people who can swing between thetwo sides and maintain their own integrity.

AYDOĞAN VATANDAŞ | NEW JERSEY

US News 29

Eurasia: An Axial Supercontinent

"Whatever country dominates Eurasia will automatically controlthe Middle East!" Zbigniew Brzezinski asserted, "And the RussianFederation must be broken up!" the American son of a Polish aris-tocrat asserted. "America's status as the world's premier super-power cannot be matched by any single challenger for anothergeneration!" was a thought he had maintained.

"But Zbigniew!" I challenged him, "Iran, Afghanistan, Pakistan,Western China, Central Asia, and Russia are joining together in an'energy alliance' which will bring superprosperity to that entire re-gion including India which needs secure energy resources!" Heblinked. "The only thing they fear are troublemakers in Baluchistanwhere China has built a major deepsea port at Gwadar." I explainedto the aging geostrategist.

He explained to me that this region is "an axial supercontinent"and that "no state or combination of states must gain the ability toexpel the United States or diminish its decisive role in that region."

"I don't think the Kremlin likes your attitude toward the RussianFederation!" I told him, "And you called Hillary Clinton 'a merehousewife' while supporting Senator Barak Obama during thepresidential primaries in 2008. As Jimmy Carter's national securityadviser you were a war hawk against Iran and Khadafy. You see en-emies everywhere and your opponents are convinced you need apsychiatrist!"

He slammed the door in my face before I had a chance to explainI was being deliberately provocative to make him angry as this ismy way of doing interviews to get an emotional response. When Imentioned this "incident" to a Russian staff member at the UnitedNations he told me of the Swedish media businessman MikaelStorsjo who funds separatist internet outlets.

"How would you Americans feel about those who openly try tobreakup the United States into smaller autonomous entities?" heasked. This time I blinked, for I was thinking of all the attempts tobreakup the Republic of Turkey.

"You have four grandparents!" my friend told me. "If you go backfive generations you have one thousand great grandparents!" I dida quick mental check using my background in logirithmic calculusand told him: "If you went back ten generations you have one mil-lion great great grandparents!"

Prof. Wagner: I believe that the Holy God speaks to us in the Quran

After carefully reading the Quranand examining it based on hismany years of study, a leadingAmerican theologian has con-

cluded that via the holy book Godis speaking to all human beings

around the world, a voice that, inhis astonishing book, he said hetried to transmit to readers andstudents, as well to himself, to

deepen his understanding.

Page 30: FORUM Newspaper 139th Issue

Forum Bulmaca - 13930

Hazırlayan: Güven Söztutan / [email protected]

Üsttekiresim

Sözleşme,kontrat

Olay,hadise

Bir ilimiz

Voleyboldamaçın

bölümleriÖlüm

Asıl konu,temel motif

Ortadakiresim

DengeMikroskop

camı

Muğla’nınbir ilçesiKarışıkrenkli

Tenisoynama

aracıKopça

Dişi geyikKötü,

korkulankimse

Dişleriaşınmış

vidaAt yavrusu

Alttakiresim

Sesle ilgili

Bir yarışkayığı, futa

Askerimerkez

Arseniğinsembolü

Cet, dedeValide,anne

Bir hayvanİlgi

Birdenbire

TayinKüçükbitkiler

Matem

GörevSu yolu

Dik, sarp

Resmîtören

elbisesi(erkek)

Aşama(spor)Kültür,hars

Sodyumunsembolü

Doku teliBüyük ve

süslü çadır

Askerler(eski)

Hayatarkadaşı

Renyumunsembolü

ŞifreDüşünüpsöylemeyeteneği

Kızarmış

İman, itikatBir bağlaçDonanma

Esmer

Zayıf, cılız,kuru, sıska

Gecekıyafeti

Özgür Sayı, adet

KromunsembolüBir tarafameyletme

CeylanSağlık,esenlik

Haberci Bebekayakkabısı

Parlakolmayan,

donukBir nota

Görevdenalma

İhaneteden

RadyumunsembolüBir nota

Dolapgözü

At takımıArnavutlukpara birimi

Bugündensonraki

günPerhiz, rejim

Lütuf,ihsan

Tat almaorganıMuhtıra

KuralDemiryolu

taşıtı

Yetişkin,yaşlı, kartGüvenilir

Bir sayıBaston

Üzme,sıkıntıverme

Önçalışma

TV camıNam, şan

Hayvanyiyeceği

Galyumunsembolü

Notadadurakişareti

Seyahat

Kısazaman Ana yurt

ŞİFRE:

1 2 3 4 5 6 7 8 9

1

2

3

4

5

6

7

8

9

Page 31: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri 31

Türkiye'yi, bir yıl boyunca Türkiye'nin Washington Büyükelçili-ği'nin desteğiyle tanıyan Amerikalı ortaokul öğrencileri,baklavadan yoğurt ve ayran yapımına en zor Türk yemeklerini,tavla oynamayı, kukla oyununu öğrendiler, Türkiye Cumhuri-yeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Türkiye'nin tarihive turistik değerlerini tanıdılar.

Öğrenciler bir yıl boyunca edindikleri kazanımları, okulda düzen-lenen özel etkinlikte Büyükelçi Namık Tan ve düzenli aralıklarlaokulu ziyaret edip Türkiye'yi tanıtan ve dersler veren büyükelçilikyetkilileri ile eşlerine renkli bir gösteriyle sergiledi.Evlerinde Türk mutfağına ait baklava, ayran, un helvası gibiyemekler yapıp, bunu videoya çeken öğrenciler, hazırladıkları buvideoları etkinlik sırasında katılımcılara izletti.

Minik öğrencilerin, küçük elleriyle, bazı Türk kadınlarının bile yap-mayı göze alamadığı leziz baklavalar hazırlaması etkinlikte büyükilgi gördü.

Amerikalıların çok beğendiği yoğurdu ve bu yoğurtla da ayranyapan öğrenciler, Türk kültürünün parçası olarak öğrendikleritavla oyununu da adeta ustası gibi oynadı.Etkinlik sırasında gruplar halinde Türkiye'nin tarihi ve turistik yer-leri, Türk kültürü ve yaşamıyla ilgili sunumlar yapan öğrenciler,Türkiye'deki en popüler spor olarak tanıttıkları futbolu da oynadı.Öğrenciler, etkinliğin sonunda halay çekmeyi de ihmal etmedi.Programın ardından öğrencilere seslenerek, onlara hazırladıklarıbu güzel programdan dolayı teşekkür eden Türkiye'nin Washing-ton Büyükelçisi Tan, Türkiye hakkında çok sayıda bilgi sahibi olanöğrencilere, Türkiye Büyükelçiliğini ziyaret ederek, kendilerineyardım etmeleri teklifinde bulundu.

Öğrencilerden, Türkiye hakkında öğrendiklerini, Türkiye'nin AB-D'nin dostu ve müttefiki olduğunu arkadaşlarına, ailelerine veçevresindekilere aktarmalarını isteyen Büyükelçi Tan öğrencileri,öğrendiklerini yerinde görmeleri için Türkiye'ye davet etti.Konuşması sırasında Tan'ın, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusukim?" sorusuna öğrenciler, hep birlikte parmak kaldırarak"Atatürk" yanıtını verdi. (A.A) - Mehmet Toroğlu

Amerikalı öğrencilerden Türkiye şovuKongre Üyesi Lowey:

"Kongre tarafsız kalmalı"

New York Bölgesi Kongre Üyesi Nita Lowey, Türk Amerikantoplumu temsilcilerinden Can Kaplan ve Ali Çınar ile WhitePlains ofisinde bir görüşme yaptı. Yaklaşık 1 saat sürengörüşmede Kongre Üyesi Nita Lowey, Amerika'daki Türkleringücünün arttığını gördüğünü belirterek "toplum olarak yap-tığınız tüm çalışmalardan beni de haberdar edin." mesajınıverdi.Sözde Ermeni Soykırımı konusunda Amerikan Kongreüyelerinin çok baskı altında kaldıklarını ve taraf tutmaya zor-landıklarını ifade eden kongre üyesi Lowey, "Amerika bu ko-nunun dışında kalmalıdır." şeklinde görüş bildirdi. Ermeni veTürk topluluklarının bu konuyu kendi aralarında çözmelerigerektiğini dile getiren Lowey, California kongre üyesi AdamSchiff'in her sene bu tasarıyı getirdiğini ama çözümün bu ol-madığını söyledi.Görüşmede İUMEZ USA Kurucusu ve ATAA Başkan DanışmanıAli Çınar, Türk-Amerikan ilişkilerinin her sene daha iyiye git-tiğini belirterek, kongre üyesinin desteğinin önemli olduğunusöyledi. Çınar, Türk ve Yahudi topluluklarının Amerika'da ortaketkinlikler yapması için çalışmalarının olduğunu, Ortadoğudayaşanan krizde İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu sözlerineekledi. Ortadoğu ülkelerine en güzel örnek modelin Türkiyeolduğunu dile getiren Çınar Türkiye'nin demokratik ve liderülke konumunun gün geçtikçe daha da belirgenleştiğinisöyledi. Kongre üyesinin kendi bölgesindeki Türk nüfusunundaarttığına dikkat çeken Çınar, Lowey'e kendisini Türk etkinlik-lerinde de görmek istediklerini iletti.

ABD'nin başkenti Washington'da, kentin belediyesinin prog-ramıyla, her yıl başkentteki büyükelçilikler bir okuldan so-rumlu olarak, bir yıl boyunca bu okullardaki öğrencilere kendiülkelerini, kültür ve tarihlerini tanıtıyor. Türkiye'nin Was-hington Büyükelçiliğinin "okulu" olan Alice Deal Ortaokulu6. sınıf öğrencileri bu yıl, öğrendikleriyle hemen herkesikendilerine hayran bıraktı.

Page 32: FORUM Newspaper 139th Issue

Hamam kültürünün vazgeçilmez ürünlerinden biriolan peştamalı özel tasarımlarla bornoz haline ge-tiren tekstilciler, ürettikleri peştamal bornozları,Maldivler'deki "Fishmen Island", Rio de Janeiro'dakiCopacabana ve Barbados'taki Botton Bay sahillerineihraç ediyor.

Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Yönetim KuruluBaşkanı Süleyman Kocasert, yaptığı açıklamada, dünyanınen kaliteli havlu ve bornozlarının Denizli'de üretildiğinisöyledi. Türkiye'de dokunan, tasarlanan havlu ve bornozlarındünyada adından söz ettiren ürünler olduğunu ifade edenKocasert, "Bu yıl eskiye doğru bir dönüş yaşanıyor. Peşta-mal ve peştamaldan yapılan bornozlar çok popüler halegeldi. Peştamal Türk hamam kültürünün vazgeçilmez un-surlarından bir tanesi. Nasıl dünyanın önemli SPA'larındaTürk hamamı konsepti sürüyorsa Türk pe ştamalı da var.Hamamlarda bugüne kadar daha çok havlu ve bornoz kul-lanılıyordu. Şimdi peştamal ve peştamaldan yapılmaürünler kullanılıyor" dedi. AA

Anayurt Haberleri32

Manisa Alaybeyi Ferhat Ağa'nın eşi Dilşikar Hatun tarafından 432 yılönce yaptırılan Dilşikar Hatun Hamamı, Manisa Ruh Sağlığı ve SinirHastalıkları Hastanesinde tedavi gören hastalara şifa oluyor.

Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Ahmet Ayer,2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılan DilşikarHatun Hamamı'nın, Rehabilitasyon ve Toplum Sağlığı Merkezi halinedönüştürüldüğünü ve hasta kabulüne başladıklarını bildirdi.

ww

w.f

oru

mg

aze

tem

.co

m

N V S T M BM U K A V E L E U L A

R A K E T M A R A LA G R A F Y A L A M A

T Ü S A T A A T NV O K A L A T A M A Y A S

M İ S Y O N Y A L Ç I NA R K E T A P N A L İ F

İ E Ş K O D RA S A K İ R N A T I K A

İ İ L E A R I Kİ N A N Ç Y A Ğ I Z

C R A H U P B M A TT E M A Y Ü L A Z İ L R A

R A F R A H T Y A R I ND İ L K A İ D E E K E

İ N A Y E T İ K İ EO E K R A N Y E M

E T Ü T E S G E Z İA N A N A V A T A N

Nurgül Yeşilçay

Murat Yıldırım

Tomris İncer

139. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ ŞİFRE: AŞK VE CEZA

Peştemal bornoz, Dünya sahillerinin vazgeçilmezi

MANİSA -Hastanede tedavi gören şizofreni ve psikotik bozukluğu bulunanhastaların, kendilerine verilen bir heyet raporuyla Dilşikar Hatun HamamıRehabilitasyon ve Toplum Sağlığı Merkezi'nden ücretsiz olarak yararlan-maya başladıklarını anlatan Ayer, şu bilgileri verdi:

"Tarihi hamam 432 yıl önce Manisa Alaybeyi Ferhat Ağa'nın eşi DilşikarHatun tarafından yaptırılmış. Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan buhamam, 2006 yılında onarıldı ve hastanemize tahsis edildi. Hastalarımızıburada ağırl ıyoruz. Bu hastalar daha önce tedavilerinin ardından evlerinegidiyor ve toplum içine karışmıyorlardı, kısıtlılık içindeydiler. Ancak de-presyon hastalarımız, panik atak hastalarımız, alkol ve madde bağımlısıhastalarımız ile çocuk hastalarımız, tedavilerinin ardından rahatçatopluma karışabiliyorlardı. Okula gidebiliyor, her türlü toplumsal aktivit-eye katılabiliyorlardı.

Şizofreni ve psikotik bozukluk grubunda olan hastalarımız ise hastalığınkendilerine getirdiği algı kaybı ve toplumsal ilişkilerin bozulması ne-deniyle kendisine bir takım imkanlar oluşturamıyordu. Bu nedenle bakan-lığımız, kendisine çevre oluşturmada yetersiz olan ve her vesileyletoplumun dışında kalan şizofreni ve psikotik bozukluğu olan hastalarımıziçin böyle bir ortam oluşturduk." AA

432 yıllık tarihi hamam ruhsal rahatsızlıklara şifa

Doğu Karadeniz’e 5 milyon

turist getirecek proje

Doğu Karadeniz KalkınmaAjansı (DOKA) GenelSekreteri Çetin OktayKaldırım, ''Bölge potansiye-line baktığımızda temeldebu alternatif turizme hitapediyor. Doğası, kültürü, ta-rihi yapısı, bütün potansi-yelini ortak olarak değer-lendirdiğimizde alternatifturizme çok uygun. ''Turistgidiyor bir köye tarım yap-mak, çiftlik hayatını yaşa-mak istiyor. Doğaya gidiyor,pansiyonda konaklamak is-tiyor, yöresel ürünlere talepediyor. Yöresel yemek kül-türünü tanımak istiyor. Butür turizmden kırsal alandayaşayanların elde edeceğigelir var. Bu turizm mode-liyle kırsalda yaşayanailelere ek gelir sağlayarak,

onların kırsalda kalması sağlanacak'' dedi.

Hedeflerinin çok turistten ziyade, kaliteli turist olduğunu ifade edenKaldırım, şunları söyledi:''Bölgeye 5 milyon turist getireceksek 20 milyar doları aşkın katma değerbırakacak bir turizm anlayışı benimsiyoruz. Alternatif turizm sayesindebelkide bölgede yok olmaya yüz tutmuş kültürler, gelenek ve göreneklerin

Yeşilin her tonunu içinde barındıran ve kendine özgükültürü yaşatmaya devam eden Doğu Karadeniz'de al-ternatif turizmi geliştirmek amacıyla çalışmalarsürüyor.

Page 33: FORUM Newspaper 139th Issue
Page 34: FORUM Newspaper 139th Issue

Amerika Haberleri34

ATAA'da yeni dönem

Neden başkan olduğunu anlatan ve başkanlık döneminde ne yap-mak istediğinden bahseden Kırlıkovalı özetle teknolojinin vesosyal medya ağının nimetlerinden azami derecede faydalanarakTürkiye'nin sesini Amerika'da her türlü kesime duyurmak,mümkün olduğunca çok Amerikalı'ya Türkiye'yi tanıtmak iste-diklerini söyledi. Yeni başkan bu doğrultudaki çalışmalara hiçvakit kaybetmeden başlayacaklarını ve ilk fırsatta Türkiye'yedüzenleyecekleri ziyarette İstanbul ve Ankara'da hatırı sayılır birçok kurum ve kuruluşla görüşüp kaynaklarını çoğaltacaklarınısöyledi.Yeni dönem ATAA bölge temsilcilerinin de tanıtıldığı ve görev-lerinin fiilen başladığı bildirilen toplantıda başkanlık dönemisona eren Günay Evinch yeni başkana başarılar dileyerek görevteslimini gerçekleştirdi.

Cahit Oktay - Washington

www.ForumGazetem.com

Tıkla, yeni bir güne yerel haberlerle başla...

www.TurkishSuperPages.com

Türk�Amerikan�İş�Rehberi

ATAA (Amerika Türk Dernekleri Asemblesi)'da seçilmişbaşkan Ergün Kırlıkovalı başkanlık görevini ATAA Türkevi'ndeyapılan törenle Günay Evinch'ten devraldı.Bir önceki dönemin faaliyet raporunun okunup bütçesinin deoylamaya sunulduğu genel kurulda iki yıl için başkanlığaseçilen Kırlıkovalı bir konuşma yaptı.

Page 35: FORUM Newspaper 139th Issue

Türk İslam düşünürü ünlü mizah ustası Nasreddin Hoca, Eskişehir’in Sivri-hisar ilçesine bağlı Nasreddin Hoca beldesinde düzenlenen törenle anıldı.

Temsili Nasreddin Hoca Gürbüz Karaca, yaptığı konuşmada, Nasreddin Ho-ca’yı doğduğu topraklarda andıklarını ifade ederek, bu yıl Hoca’nın 803.doğum yıl dönümünü kutladıklarını söyledi. Karaca, törene katılanları se-lamladı ve vatandaşlara şeker dağıttı.

Amerika’nın yüksek tirajlı gazetelerin-den “The Los Angeles Times”’da tamsayfa “Efes Antik Kenti” reklamı yayın-landı.

Amerika’da yayınlanan, yaklaşık 1 milyontirajlı “The Los Angeles Times” gazetesindetam sayfa Türkiye reklamı yayınlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dünyagenelinde yürütülen 2011 yılı reklam kam-panyaları çerçevesinde Amerika’nın 4. büyükgünlük gazetesinde yayınlanan ilanlarda“Kapadokya”, “Yerebatan Sarnıcı” ve “EfesAntik Kenti” okuyuculara tanıtıldı. “Bu Resim 2000 Yıla Bedel” sloganıylagazetenin arka kapağında tam sayfa olarakyer alan reklamda Amerikalılara “Misafiri-miz olun” denilerek “Türk Hava Yolları” ve“goturkey. com” internet siteleri tanıtıldı.Gazete ilk sayfasında ve diğer sayfalarındaayrıca “Yerebatan Sarnıcı” ile “Kapadokya”reklamlarına da yer verildi.

The Los AngelesTimes’dan Türkiye

Reklamı

NasreddinHoca

Sivrihasar’daanıldı

CNN, İstanbul’utanıttı

Amerikan CNN televizyonu, internet sitesinde İs-tanbul’u tanıtan bir yazıya yer verdi.

Yazıda, İstanbul’un, Bizans dönemine ait kiliseler,Osmanlı camileri ve çağdaş gökdelenleriyle,“dünyanın en tarihi kentlerinden” biri olmanınyanısıra, “gürültülü bir modern metropol olduğu”belirtildi.“Türkiye’nin kültürel ve finansal merkezi” olaraktanımlanan İstanbul’un, dünyada her iki kıta üze-rinde yer alan tek kent olduğuna ve farklı kültürlereev sahipliği yaptığına işaret edilen yazıda, “Bununlabirlikte, sayısız tarihi binası, müzeleri ve renklirestoranlarıyla İstanbul, özellikle yılın bu zaman-larında turistlerin çok popüler bir mekanı” ifadesikullanıldı.Yazıda, İstanbul Boğazı, Topkapı, Ayasofya,Kızkulesi, İstanbul Modern, Fatih Sultan MehmetKöprüsü ve Yerebatan Sarayı’nın yanısıra, baklavave Boğaz’da balık keyfi tanıtıldı. AA

Page 36: FORUM Newspaper 139th Issue

Dining room.

Living room.

Bedroom.

turkishairlines.com | 1 800 874 8875

Full flat-bed seats. Globally awarded cuisine. Best of in-flight entertainment. And more than 170 destinations around the world. All through Istanbul. All in the Business Class concept of our new A330-300 and B777-300 ER aircraft. All globally yours.