genel denİz ekonomİsİ alani olarak...

38
GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik şartlarının yük selmesi yeni Akdeniz - Atlantik ve diğer türler akı mının artmasına sebebiyet verebilir. Aynı zamanda bazı Pontik elemanları kendi sahasını, Ege denizine kadar genîşletilebilir.” Prof. Dr. E. SLASTENENKO Süleyman ARISOY Öğretim Görevlisi Beşerî ve Ekonomik Coğrafya Kürsüsü Coğrafya Araştırmaları Enstitüsü A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi I- Önemi ve Yeri Karadeniz, kuzey yarım kürenin Asya ve Avrupa kıt’aları ara sında fiziksel, kimyasal, hidrobiyolojik, jeomorfololik ve jeolpolitik yapısı ile büyük bir özellik taşımaktadır. Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Çoruh, Dinyeper, Dinyester, Volga, Tuna v.s. gibi büyük nehirler ve tatlı sularla beslenen bu de niz anadroumus ve katadroumus suürünleıinin geniş surette yaşa masına elverişli bir ortamdır. Prodüktivitesi, popülasyonu yüksek olan bu denizdeki makrofaunalarm özellikle geçici (göçmen - mu hacir) balıkların yarattıkları ticarî, İktisadî kıymet üstün ve önem lidir. Karadeniz’e komşu olan devletlerin Balık Ekonomilerinin geliş miş olmalarını, bu denizin üstün verim kabiliyeti ile izah etmek müm kündür. Nikitin’e göre, 180-200 metreden itibaren başlıyan H2S tabakası dolayısiyle bu sınır biyolojik hayatında son sınırıdır. Bu sebeple için deki canlılardan teknik ve ekonomik istismar bakımından daha zi

Upload: others

Post on 09-Jan-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

G E N E L D E N İZ E K O N O M İS İ A L A N I O L A R A K

K A R A D E N İ Z

“ İstikbalde K aradenizin hidrolojik şartların ın yük­selmesi yeni Akdeniz - A tlantik ve diğer tü rler akı­m ının artm asına sebebiyet verebilir. Aynı zam anda bazı Pontik elem anları kendi sahasını, Ege denizine kadar genîşletilebilir.”

Prof. Dr. E. SL A STEN EN K O

Süleyman A R ISO YÖ ğretim Görevlisi

Beşerî ve Ekonomik Coğrafya K ürsüsü Coğrafya A raştırm aları Enstitüsü

A .Ü. Dil ve T arih Coğrafya Fakültesi

I - Ö n e m i v e Y e r i

Karadeniz, kuzey yarım kürenin Asya ve Avrupa kıt’aları ara­sında fiziksel, kimyasal, hidrobiyolojik, jeomorfololik ve jeolpolitik yapısı ile büyük bir özellik taşımaktadır.

Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Çoruh, Dinyeper, Dinyester, Volga, Tuna v.s. gibi büyük nehirler ve tatlı sularla beslenen bu de­niz anadroumus ve katadroumus suürünleıinin geniş surette yaşa­masına elverişli bir ortamdır. Prodüktivitesi, popülasyonu yüksek olan bu denizdeki makrofaunalarm özellikle geçici (göçmen - mu­hacir) balıkların yarattıkları ticarî, İktisadî kıymet üstün ve önem­lidir. Karadeniz’e komşu olan devletlerin Balık Ekonomilerinin geliş­miş olmalarını, bu denizin üstün verim kabiliyeti ile izah etmek müm­kündür.

Nikitin’e göre, 180-200 metreden itibaren başlıyan H2S tabakası dolayısiyle bu sınır biyolojik hayatında son sınırıdır. Bu sebeple için­deki canlılardan teknik ve ekonomik istismar bakımından daha zi­

Page 2: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

122 S ü l e y m a n A r i s o y

yade horizontal imkân mevcuttur denebilir. Karadeniz tür bakımın­dan Akdeniz’den fakirdir. Ancak; gıdanın bol oluşu dolayısiyle po- pülasyon bakımından Akdeniz’den daha zengindir. Diğer bir ifade ile, tabiat kanunlarına göre fena şartlar, oraya intibak eden canlı­ların rekâbetini azaltması dolayısiyle fert adedi yönünden optimale varmasını sağlamaktadır. Diğer taraftan, Karadeniz’de cins adedi diğer denizlere nisbetle çok düşüktür.

Karadeniz 41-46, kuzey enlem ve 27,5-41,5 doğu boylam çiz­gileri arasında bulunmaktadır. Kendisine bağlı deniz parçalariyle birlikte 461. 587 K ım ’yi kaplar. Eğer bundan Azak denizi çıkarıla­cak olursa 4 1 1 . 540 Km 2’ye düşer En uzun ekseni 982 Km. en geniş ekseni ise 531 Km. dir.

Karadeniz’in genel olarak, daha çok kuzey kesimlerinde oseonog- rafik, hidrobiyolojik araştırmalar yapılmıştır. Karadeniz’in güney bölümlerinde, özellikle Türkiye sahillerinde bu kabil araştırmalar ikmal edilmemiştir. Türkiye Genel Deniz Ekonomisinin en önemli parçasını teşkil eden bu kısmın çeşitli yönlerden olan araştırmaların öncelikle yapılması gerekli görülmektedir.

II - K ara d e n iz Genel Deniz E k o n o m isi Y ö re sin in

D evletler H ukuku ile S iy a sa l ve A sk e ri d u ru m la rı

A - Genel Durumun Tarihçesi

Karadenizi, İstanbul Boğazı (Boğaziçi) Marmara Denizine bağ­lamaktadır. Uzunluğu 17 mil (31.5 km.) dir. Genişliği ise, ortalama 21/4 mil ile 650 metre arasında değişmektedir. Karadezinin, siyasi, askeri, ekonomik ve coğrafi önemini ortaya koyan Boğaziçi, Marma­ra Denizi ve Çanakkale Boğazı ile birlikte veya bağlantılı olarak in­celenmesi gerekir.

Türk Boğazlarının tarih boyunca siyaset, diplomasi ve jeopo­litik yönden haiz olduğu devamlı önemi ve çatışmaları Karadeniz ekonomisinin çeşitli dallarında olumsuz etkiler yaparak gelişmesini önlemiştir. Devletler Genel Hukuku ve Devletler Özel Hukuku esas­larına göre meydana getirilmiş olan Boğazlar Rejimi, Karadenizi uzun yıllar kapalı kılmıştır.

Karadenizin bir Türk iç denizi haline gelişi 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fetlı etmesi tarihinden itibarendir. Osmanlı İmparatorluğunun X V I. yüz yılda üstün deniz kuvvetlerine

Page 3: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K A R A D E N İ Z 1 2 3

sahip olması ile Karadeniz tam anlamı ile Türk gölü haline getiri­lerek yabancı savaş gemilerine ve ticaret gemilerine kapatılmıştır.

Ulusal ve toprak bütünlüğünü koruma emniyeti amacı ile fiilen ve hukuken kapalı olan Karadenizdeki komşu devletlerin bu suretle deniz aracılığı ile olan dışla ilgileri kısıtlanmıştır.

X V II . yüzyılda ve 1696 da Rusyanın Azak Denizini işgal et- etmesi ve 17 1 1 yılında tekrar kaybetmesi ile değişmiş olan durum 1736 yılında tekrar Rusya tarafından geri alınmıştır. 1774 yılında, Osmanlı imparatorluğu ile Rusya arasında akdedilen (K A YRA N C A AN D LAŞM ASI) ile Rusya Karadenize inmiştir. Ancak, fiilen Türk gölü karakterini kaybeden Karadeniz hukuken (SERBEST DENİZ) haline gelmiştir. Türkiye bu suretle, Karadenizi bütün yabancı ge­milere karşı kapalı tutmaya devam ederek bu deniz üzerindeki huku­kî, ekonomik ve hükümranlık haklarını devam ettirmiştir. Sonuç olarak, Karadenizle birlikte bütün boğazlar savaş ve ticaret gemile­rine kapalı kalmıştır. Kabotaj hakkının Tüıkiyede mutlak olarak kalması ile, yabancı devletler ticari, ekonomik anlamdaki, mal, hiz­met ve denize bağlı çeşitli ulaşım imkânlarını Rürk gemileri ile yürü- tebilmişlerdir.

X V III . yüzyılın sonuna doğru Karadenizde devam edegelen ticari ve ekonomik yasaklamalar Osmanlı İmparatorluğu tarafından ve iki taraflı andlaşmalarla bazı yabancı devletlerin ticaret gemile­rine Karadenize geçiş serbestisi hakkı olarak tanınmıştır.

Genellikle, Karadenizin yabancı savaş gemilerine karşı kapalı tutulması prensibi uzun asırlar boyunca devam edegelmiştir.

1809 yılında Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere arasında ak­dedilen (K A LE-İ SU L T A N İY E - Ç A N A K K A LE AN DLAŞM ASI) ile kapalılık Uluslararası bir belge ile tesbit edilerek Uluslararası bir mahiyet almış ve ondan önceki özel ve gizli andlaşmaları ortadan kaldırmıştır.

Ticaret gemileri için Türk Boğazları ve Karadenizin yabancı ticaret gemilerine karşı kapalılığı devam ede gelmiştir. Ancak, Os- manlı İmparatorluğunun, Rusya, İngiltere, Fransa, Hollanda gibi andlaşmalı bazı devletlerin gemilerine veya kapitülâsyonlarla geçiş ve ticaret serbestisi hakkı özel olarak tanınmıştır.

Boğazların, Karadenizin bütün ticaret gemilerine açıklığı pren­sibi Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasındaki 14. Eylül. 1829 (ED İRN E AN D LAŞM ASI) ile tanınmıştır. Kavalalı Mehmet Ali Paşa ayaklanması ile Osmanlı İmparatorluğunun meydana getirdiği

Page 4: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

1 2 4 S ü l e y m a n A r i s o y

zaafiyetten fayda sağlayan Rusya 8 Temmuz 1833 (H Ü N KÂ R İS K E L E S İ AN DLAŞM ASI) ile savaş gemilerini Boğazlardan geçirme serbestliğini elde etmiştir.

15 Temmuz 1840 tarihinde Londrada, İngiltere, Rusya, Fran­sa, Prusya, Avusturya devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasın­da akdolunan andlaşma uyarınca, Boğazların yabancı savaş gemile­rine daima kapalı kalması prensibi kabul, teyid Ve taahhüt edilmiştir.

13 Temmuz 1841 yılındaki (LO N DRA SÖ ZLEŞM ESİ) ile Avru­pa kamu hukukunun bir prensibi halini getirilmiş olan (BO Ğ A ZLAR SÖ ZLEŞM ESİ) boğazlara ait genel ve devamlı özellikte kaide koyan ilk kollektif andlaşma niteliğindenir.

Birinci Dünya Savaşma kadar 1841 (LO NDRA SÖ ZLEŞM ESİ) Boğazlar rejiminin temel belgesi olmuş ve boğazların bütün devlet­lerin savaş gemilerine kapalılığı ve ticaret gemilerine açıklığı prensibi kabul edilmiştir.

30 Mart 1856 (PARİS AN DLAŞM ASI) evvelki 1841 sözleşme­sindeki kapalılık rejimini teyid ederek Karadeniz tarafsızlaştırılmak- ta ve askersizleştirilmektedir. 13. Mart. 1875 (LO NDRA ANDLAŞ- M ASI) ile ve ahit devletler olan Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere, Rusya, Avusturya, Almanya, Fransa, İtalya’nın vardığı karara göre, Karadenizin askersizleştirilmesi hükmü bu andlaşma ile kaldırılmış­tır.

19 14 -19 18 Birinci Dünya Savaşından sonra harpten mağlup çıkan Türkiye’ye kabul ettirilmek istenen (SEVR AN DLAŞM ASI) ile Boğazların savaş ve barış zamanlarına şamil olmak üzere kayıtsız ve şartsız açık olması hükmü dikte ettirilmek istenmiştir. Ayrıca bo­ğazlar bölgesi askersizleştirilerek Uluslar arası ve Türkiye’nin tem­silci bulunduramıyacağı bir komisyon tarafından kontrol ve yöneti­lecekti.

Türkiye İstiklâl Savaşının başarılı sonucunda imzalanan 24 Tem­muz 1923 (LOZAN BA R IŞ AN DLAŞM ASI) ile Sevr’in her yönü ile olumsuz ve baltalayıcı ağır şartları ortadan kaldırılmıştır. Bu and- laşmanm 23. maddesi Boğazlar rejimini düzenlemiştir. (BO ĞAZ­L A R R E JİM İN E M Ü T E A L L İK LO ZAN SÖ ZLEŞM ESİ) olarak ayrıca bir sözleşmede imzalanmış konu hukukî ve kanunî düzen al­tına alınmıştır.

Lozan Boğazlar Sözleşmesine göre; özetle ticaret ve savaş gemi ve uçakları ayrı rejimlere tabi tutulmuştur. Boğazlar bölgesinin as­kersizleştirilmesi kabul edilmiştir. Boğazlar rejimi, milletlerarası bir

Page 5: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 1 2 5

komisyonun kontrolüne tabi tutulmuştur. Rejim ayrıca uluslararası garanti altına alınmıştır.

20 Temmuz 1936 (M O N T RA U X SÖ ZLEŞM ESİ) ile Lozan Rejimi değişmeye uğramıştır. Milletler Cemiyeti - Cemiyeti Akva­mın zayıflaması ile, Boğazlardaki Uluslararası Garantisi işleyemez olmuş ve Boğazlar Rejimi yeniden gözden geçirilerek askersizleşme hükmü kaldırılmıştır. Boğazlar rejimi Türk Devletinin garantisi al­tına alınmıştır. Ticaret gemilerine tam geçiş ve hareket serbestisi ta­nınmıştır. Ticaret uçaklarına bu serbestlik hakkı tanınmamıştır. Savaş gemilerine sınırlı ve nizamlı geçiş serbestisi verilmiştir. Boğazlar ko­misyonu kaldırılmış ve bu yetki sadece Türk devletine tanınmamıştır.

1936-1939 yılları arasında Montreux Sözleşmesi uygulanmaya devam edilmiş ancak, Sovyet Rusya İkinci Dünya Savaşının başla­ması ile 1939 Moskova görüşmelerinde Türlkiye’den Boğazlar reji­mini değiştirmesi istenmiştir. İleri sürülen teklif talebinde, Karade- nizde kıyısı bulunmayan devletlerin savaş gemilerine kapalı tutul­ması, boğazların kontrol ve savunması ortak olarak Türkiye ve Rus- yaya verilecektir. Türkiye bu tadil tekliflerini reddetmiştir.

*945 yılında (POTSDAM G Ö R Ü ŞM E LE R İ) nde Monteux Sözleşmesinin tadili prensibi tekrar teklif edilmiştir. Teati edilen çeşitli karşılıklı notalar sonucu, Sovyet tezi ile Türkiye ve diğer Batılı devletler tezleri arasında çok önemli ve çelişik farklar görülmüştür. Zamanımızın siyasal durumu karşısında bunların telifi kabil olamıya- cağından tâdil konferansının toplanmasına lüzum görülmemiştir.

Rusya 1958 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Konferansında, Karadenizin bir kapalı deniz olduğu üzerindeki evvelki teklifini bu kere de tekrarlamış fakat bu isteğinin ilgili devletlerce red edilmesi karşısında sonradan Rusya teklifini geri almıştır.

Türkiyenin son (A T LA N T İK İT T İFA K IN A -N A T O ) üye olması ile fiilen boğazlar üzerindeki çeşitli hukukî, siyasî ve askeri talep, tadil, teklif ve çalışmalar halen durmuştur.

B - Devletler Hukuku Statülerinde Deniz Ekonomisi Tapısı Yararına Revizyon Düşünceleri

Bize göre, muhtemel ve müstakbel boğazlar rejimi ile Karade­nizin siyasal, askerî ve hukuki yönlerdeki tadil ve teklifler içinde Türk boğazları ile Karadeniz kara sularının Birleşmiş Milletler Deniz Hu­kuku çerçevesi Ve umdelelerine uygun olarak ön plânda Türkiye K a­radeniz Genel Deniz Ekonomisi esasları ve hakları ile bütünlüğünün

Page 6: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

126 S ü l e y m a n A r i s o y

fiilen, hukuken ele alınması ve korunması amacına matuf düzenlen­mesi şart görülmektedir. Ticaret gemilerinin hareket serbestisi ile kabotaj haklarının düzenlenmesi Genel Deniz Ekonomisi için kâfi ve tek konu değildir. Denizlerimizdeki tabiî canlı kaynakların korun­ması, ulus çıkarına ve uluslar arası eşit haklara uygun şekilde ekono­mik istismarına mütedair müessese ve tanımlamaların önemi daha büyük nitelik taşımaktadır.

Bugün askeri üstünlük ve hükümranlık haklarının tesisi için son gelişen harp silâh ve vasıtaları karşısında boğazların Jeopolitik önem­leri yönünden niteliği geçmiş yıllara göre zayıflamıştır. Buna mukabil Genel Deniz Ekonomisi yönünden önemi büyük bir hız la artmaktadır. Karadeniz gibi hidrobiyolojik ve hidrocoğrafik ayrıntılı üstünlük gösteren bu iç denizin gelecekteki ekonomik yönü daha fazla değer­lendirilebilecektir. Özellikle Karadenizde bu değerlendirme konusun­da Türkiye’nin yapmak zorunluğunda olduğu büyük kamu ve özel hizmetler alanı ve konusu çoktur.

Uluslar arası çalışmalarda, hükümranlık hakları ve mevcut boğaz­lar rejimi baki kalmak kaydiyle yapılması gerekli işler arasında Genel Deniz Ekonomisi bakımından priorité itibariyle önemli konular vardır. Bunların bazılarını örnek olarak sıralamak kabildir.

Karadeniz kıyılarımızdaki kara sularımızın hiç olmazsa mev­cut maksimum ölçülere eşit surette arttırılması, Karadenizdeki her türlü ekonomik ve ticari hareket serbestisini baltalayıcı ve tehlikeli mahiyette etki yapmakta olan ve pek sık görülen mayin- lerin tamamen önlenmesi, Karadeniz kıyılarımızda komşu devlet­lerce, zaman zaman karasularımızı ihlâl edercesine sokulup deniz­lerimizin aşırı ( o v e rfish in g ) sömürülmesinin mutlak bertaraf edilmesi, Boğazlardan gelip geçen yabancı devlet gemilerinin zaman zaman yarattıkları korkunç deniz trafiği kazaları ile bu gemilerin yağ, mazot artıkları gibi zehirli, zararlı maddelerle denizlerimizi kirletmele­ri, açık denizde vukua gelen mücbir (emergency) deniz kazaları ve yar­dımlaşmasının balıkçılarımız çıkarına uluslararası nitelikte Karade­nizde genişletilmesi ve balıkçılıkta İlmî, teknik konularda mübadele v. s. gibi akla gelen ilk ve önemli dileklerden bazılarıdır.

Derhal şunu önemle ifade etmek gerekirki, Akdenizdeki komşu devletler arasında ve F.A.O.nun organizasyon ve himayesi ile bir (A K­D EN İZ B A L IK Ç IL IK G EN EL K O N SE Y İ - G EN ER A L FISH E­R IE S CO U N CIL FO R TH E M ED IT ER R A N EA N -G FC M -) ku­rulmuş ve daimi olarak faaliyet göstermektedir.

Page 7: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 1 2 7

Buna benzer Karadeniz içinde, bu denize komşu devletler ara­sında bir (K A R A D EN İZ B A L IK Ç IL IK G EN EL K O N SE Yİ - G E­N ER A L F ISH E R IE S CO U N CIL FO R TH E BLA C K SEA -G FC B) kurularak karşılıklı ekonomik, İlmî, teknik, istişari ve yardımlaşma esa­sına dayanan teşkilât kurulmalıdır. Bu suretle askıda kalmış ve halli gerekli birçok problemler ve işbirliğinin sağlanması imkân altına alınabilecektir.

C - Karadeniz Ekonomisinin Kaderi ve Bağlı Olduğu Gelişme Temposu Şartlan

Devletler arasındaki tarihi siyasî, askeri ve diplomatik olumsuz ve çıkarcı yaşayışın sonucu olarak, coğrafi ve jeolojik ve Jeopolitik yönden tüm teşkil eden bu bölgede gerçekten bölüntüler, kısıntılar ve ayrıntılar meydana gelmiştir. Bu sun’i ve zorunlu davranışlar sonucu Karade­niz, Genel Deniz Ekonomisi yönünden en geç gelişebilen denizler arasına girmiştir.

Göriilüyorki, Boğazların siyasal, askerî ve hukukî statüler ve durumları direkt ve indirek surette Karadeniz Genel Deniz Ekono­misi üzerinde etkileri olagelmiştir. Bu sebeple asırlar boyunca, Kara- denizin Genel Deniz Ekonomisi anlamındaki gelişmesi ve temposu ancak otarşik ve bölgesel çevresi içinde ve mikrotik esaslar içinde yürütülebilmiştir.

Oysaki, Karadeniz bölgesi uygarlık tarihi yönünden dünyadaki en eski uygarlıkların doğduğu ortamın içindedir.

Kısaca, Karadenizin genel ekonomisinin gelişmesi kaderi ve imkânları tarih boyunca dış denizlere bağlı olduğu Boğazların aske­rî, siyasî ve diplomatik kaderleri ile bağlı kalmış ve onların tabi ol­ları Devletler Genel veya Özel hukuk prensipleri ve normatif esasları içinde kısıtlanmıştır.

Dünya nüfusunun gittikçe daha hızlı bir tempo ile artış göster­mesi ve Karadenizin tabiî canlı kaynakları ve servetler yönünden müsmir ve özellik taşıyan ürünlere sahip olması, üzerinde durulması gereksinli realiteleri teşkil etmektedir.

Karadenizin ilmi, rantabl, rasyonel ve teknik yönden ekonomik amaçlar için işletilmesi ve teşebbüslerin sağlanması konusunda, Kara- denize komşu devletlerin bu hususta teker teker ve ayrı olarak faa­liyet göstermeleri ve bu faaliyetlerimde Devletler Genel ve Özel Hu­kuku normatif esasları içinde ve bir işbirliği halinde birleştirici yönde teksif etmeleri gerekiyor.

Page 8: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

128 S ü l e y m a n A r i s o y

İÜ — K a ra d e n iz ’in K im y a s a l ve Fizik sel Y a p ıs ı ve T ü rk iy e K ıy ıla rın ın Je o lo jik Y a p ı Ö zelliği

Diğer denizlere göre özellikle taşır. Derinlik orta kısımlarda 2200-2400 metreyi bulur, ölçülmüş olan en derin yer 2246 m.dir.

Iç denizi olan Karadeniz morfolojik yapısı ile kuzeyde Azak denizi ile Odesa körfezi alanlarında geniş ve büyük bir şelf olup bu alanın hemen önünde büyük derinlik ovasına götüren şev vardır. 2200. m derinlikte olan bu geniş ovanın en derin yeri 2246 metreyi bu­lur. Spindler’e göre Karadeniz’in mecmuu su kütlesi 462.565 Km3>- tür.

Karadeniz yüzey itibariyle 461.587 Km2. bir alanı kaplar ve 200 metre derinliğe kadar hayvanlara elverişli hayat vasatı mevcut­tur. Karadeniz’in daha derin yerlerinde hayvanların solunumu için lüzumlu oksijen yoktur. 200 metreden öteye H2S tabakası vardır. Bu denizdeki hayvanların büyük bir kısmı zemine bağlı olmadan yaşayan pelâjik hayvanlardır. Demersal yani dip hayvan ve balıkları daha ziyade sığ sulara çekilmişlerdir.

Karadeniz’de boğazın yüzeyinden Akdeniz’e doğru akan Sa­karya, Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh, Dinyester, Dinyeper, Volga, Tuna v.s. gibi nehir sularının getirdiği tatlı sular ile tuzluluğu %o 18’e kadar düşen yüzey suları, Akdeniz’e yönelerek akarken, Akde­niz’in ağır ve tuzluluğu % 0 38’i bulan nisbeten sıcak dip suları ters yönde Karadeniz’e ulaşır. Yüzeydeki az tuzlu sularla karışarak tuz­luluk % 0 23’e düşer ve dibe doğru çöker. Akdeniz suları ile Karade­niz’in hafif suları birbirleri üzerinde tabakalaşmış bir şekildedir. Bu­na mukabil 150-200 m. derinlikte olan üst su kitlesi rüzgâr ve akın­tılar tarafından her tarafta ve eşit surette karışmaktadır. Bu surette zengin bir hayat alanını meydana getirmektedir. Çünkü karıştıkça su içine o2 girişi artmaktadır. o2 de canlılar için önemlidir.

A - Karadeniz Suyunun özellikleri

Muhtelif menşeli olup 4 grup içinde mütalaâ edilebilir:1) Acısu bakiyesi; Bu en eski Sarmatik iç denizden doğan acısu

karakterinde olan sudur.2) Tuzlu S u ; Boğazların açılmasiyle Akdeniz’den Karadeniz’e

hücum etmiş olan tuzlu karakterde olan sudur.3) J\ehir Tatlısuları; Karadeniz’e dökülen nehirlerin getirdiği

mineral ve organik gıda maddeleriyle yüklü ve bundan dolayı orga­nizmalar için çok büyük ehemmiyeti haiz tatlısu.

Page 9: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 129

4) Çökelek Tatlısuları; Denizin yüzeyine düşen, çökeleklerden (büyük yağmurlar) meydana gelen tadı sulardır.

B - Karadeniz'in Rengi

Karadeniz’in Tuna nehri ağzında üç muhtelif renk bölgesine ayrılır:

a) Sarı Su, tam ağızdadır, bu bölge planktonca fakir fakat or ganik döküntü maddeleri bakımından çok zengin olup elverişli bes­lenme alanını teşkil eder.

b) Zeytuni, Yeşil Su, planktonca çok zengindir, sahilden olduk­ça uzak mesafelere kadar uzanmaktadır.

c) Mavi Su, Derin suların üzerinde görülmekte olan renkli su tabakasıdır.

C — Karadeniz'in Akıntıları

Dikey akıntılar çeşitli yoğunlukta olan sular arasındaki muva­zene teessüsü temayüllerinden doğmaktadır. Normal tuz ihtiva eden denizlerde bu akıntılar ısının dağılmasına ve suyun havalandırılma­sına yardım ederler. Karadeniz’de ise kışın şiddetle soğuyan üst su tabakaları daha aşağılardaki yüksek tuzdan dolayı Marta kadar en nihayet 90 m. derinliğe ulaşırlar. Marttan sonra bu ısısı düşük su ta­bakasının sınırı tekrar yükselir ve yazın 45 m. varır. Bundan dolayı Karadeniz’de dikey ceryanlar çok az derinlikle ulaşırlar.

19 13 Haziran sonlarında Gr. Antipa Tuna nehrinin St. Georg ağzında yeşil sulara doğru her iki tarafında köpüklü sınırı bulunan pas kırmızısı renginde su çizgisi tesbit etmiştir. Balıkçılar kendisine, 4-5 gün devamlı olarak güney rüzgârları estiği takdirde böyle soğuk, kırmızımtrak ve deride yanmalar meydana getiren suların açık de­nizlerden sahile doğru akmağa başladığını ve ayni zamanda satıhta soğuk suları tercih eden (Aurelia Aurita)’lardan müteşekkil aşağı yukarı 2 Km. genişliğinde bir akıntı meydana geldiğini, bu olayı senede 2 defa müşahade ettiklerini ve bundan dolayı balıkların öldü­ğünü, ağlarının da harap olduğunu beyan etmişlerdir.

(Türk kara sularında ve Giresun açıklarında Hidrobiologie Araş­tırma Trabzon Rasat İstasyonunda İlhan Artüz’ün müşahidi bulun­duğu benzer hadise de sularımızda görülmüştür.

Yeni bir ağın mantar yakasının kopmasiyle içindeki balıklarla birlikte ağın dibe çöktüğü, aradan 2-3 gün geçtikten sonra ağ deniz­

Page 10: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

1 3 0 S ü l e y m a n A r i s o y

den çıkarıldığı vakit ağların yanmış, balıkların da ölü ve asitli bir suya maruz kalmış gibi yanık oldukları müşahade edilmiştir.)

Bunlar herhalde 180 m. kadar derinliklerde bulunan H,S bak­terilerinin meydana getirdikleri süliirik asidin satha çıkmasiyle mey­dana gelmekte ve bundan dolayı da zehirli ve yakıcı tesirler yapmak­tadır. Bu olay henüz tamamen aydmlanmamıştır.

D - Karaderıizin Türkiye Kıyılan Tapısı

Karadenizin Türkiye’ye isabet eden kısmı, Bulgar - Rus hudut­ları arasında 1546 km.lik bir mesafeyi haizdir. Türkiye kıyılarında az kıyı, çizgisine Taşlanmaktadır yani girinti ve çıkıntı azdır. Dağlar kıyılara paralel olup bu, yarımadanın Kuzey kenarına tektonik geliş­me sonucu ile açıklanmaktadır. Karadenizin güneyinde yükselen dağlık bölge alanı, Miosen’den sonra geniş çapta deformasyon hare­ketlerine uğrayarak, ana hatlar ile pasifik yapısında kıyı belirmesini meydana getirmiştir ki bu yüksek falezli kıyıya tekâmül etmektedir. Karadenizde alçak kıyılar birikinti şekillerinden ibarettir. Miosen’den sonra meydana gelen büyük deformasyon hareketleri ile Alp tipi iltivaların ondüleleşmesi anında krestase ve Eosen tabakaları yeniden ve eski temel yapı ile birlikte yükselmişlerdir. Türkiye kıyılarının Karadeniz doğu tarafında, Karadeniz, Çukuruna bağlanan bir kuzey kenar meydana gelmiştir. Bu kenar bir granit - granodiorot masifinin üzerinde bulunan Kretase yaşında volkanik ve çökelek bir kompleks­ten ibarettir. Volkanik yapı ile, ara tabakalı bulunan fleşler, greli kalkerler ve bunlardan daha yeni olan (Miosen, - Pliosen) konglo­mera gre, marn ve kil tabakaları hemen her yerde kuzeye doğru eği­limlidirler.

Türkiye’nin tektonik haritalarında, Hopa - Ordu arasında uza­nan ve kıyı çizgisini takip eden bir fay hattı izlenmektedir. Bu fay, kuzey Anadoluda çok fazla yükselmiş olan bölgenin kenarındadır. Tektonik hatların kıyıya paralelliği uzun bir geçmişe sahiptir. Para­lellik Pliosen ve Pleistosen devirlerinden son şeklini almadan önce, Alp kıvrımları esnasında meydana gelmiş olmaktadır.

Kuzey Anadolu Dağlarının kuzey yamacı deniz seviyesinin al­tında Karadeniz çukurunun - Basen’inin kenarı niteliğindedir ve Karadenizde önülke 2000 metre derinliktedir. Bu bazı nadir yerler­de daha da çok derinlik noktalan arzeder.

Anadolu kuzey kıyıları iki büyük girinti kavsi ile büyük körfez teşkil eder. Bunların arasında, büyük bir çıkıntı çizerek uzandığı

Page 11: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K A R A D E N İ Z 1 3 1

izlenmektedir. Batıdaki sınır, Akçakoca arasında, doğudaki körfez sının ile Samsun arasındadır.

Karadeniz kıyısında, alçalıp yükselme derecesi ne olursa olsun* kuzey Anadolu kıyılarında neojen’den itibaren daima yüksek bir kı­yı ile temas halinde kalmıştır. Bu yüksek kıyıda ya volkanik bir komp­leks veya tortul - sedimantation serilerin kıvrımla strüktürleri görül­mektedir. Kuzey Anadoluda, Karadeniz yüksek kıyıları, Alp siste­mine dahil bir dağ silsilesinin, çukurlaşmış bulunan ön ülke üzerine inen kuzey yamacına ait bulunmaktadır. Bu yamacın profili geniş bir şelfin mevcudiyetine elverişli değildir. Normal erozyon bölgelerin­de kıyı çizgisi, erozyon faaliyetlerinin sınırını teşkil etmektedir. Bu seviyenin, yani denizin altında kara aşındırmasına ait şekiller tesbit edilirse, bu aşındırma - abrasion safhasından sonra deniz istilası ol­muş demektir. Kara aşındırmasına ait en belirli şekillerden biri de şüphesiz deniz altı vadileri veya kanyonlarıdır.

Kuzey Anadolu kıyılarında geniş bir şelfin mevcudiyetine imkân verecek tarzda bir kıt’a reliefi bulunmadığı malûmdur. Kuzey Ana­dolu dağlarının Karadeniz basenine bağlanan kenarında ancak dar bir şelf vardır. Şelfin genişliğinin gerisindeki kara reliefin yüksekliği ile ters orantılı olarak değiştiği ötedenberi bilinmektedir. Bu esasa göre, Batı Karadeniz ve Trakya bölgesindeki plato sahaları önünde doğuya uzanan daha geniş bir şelfe rastlanması tabii görülmektedir.

Şelfin meydana gelmesinde, çeşitli nazariyeler vardır. Bunların içinde şelf’in meydana gelmesinde kara erozyonunun geniş ölçüde önemi ve yeri mevcuttur.

Regresyon ve transgresyonlar esnasındaki deniz aşındırmasının Karadeniz dağlarının kuzey yamacında böyle bir platformun teşekkü­lüne yardım edebileceği tabii görülmektedir. Şelfin evvelâ karada mey­dana gelerek sonradan denizin istilâsına uğradığına kuvvetli deliller vardır. Deniz altı vadilerinin Kuzey Anadolu şelfi ve şevi üzerinde çeşitli durumları mevcuttur.

Karadeniz şelfinin kara tarafındaki kenarında en yeni deniz aşındırmasının eseri olan (abrasion platformu) ve bunun sonunda da kıyı bölgesi mevcuttur. Yüksek kıyılarda kıyı bölgesi falezlerle sınırlandırılmıştır.

Karadeniz kıyılarında, muhtelif falez şekilleri görülür. Ekseriya abrasion platformu ile falez arasında dar bir plaj şeridi görülmekte­dir. Bu akarsuların getirdikleri materyalin nakledilip birikmesinden ileri gelmiştir. Karadeniz kıyılarımız boyunca, înebolu - Cide ve Ayancık - Abana arasındaki kıyılarda karaya doğru eğilimli olduk-

Page 12: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

1 3 2 S ü l e y m a n A r i s o y

lan yerlerde, kretase fliş serisinin marn ve kalker tabakaları, deniz üzerinde bir set gibi yükselen sarp, keskin falezlerin meydana gelme-

*sini sağlamıştır.Karadeniz Ereğlisi kıyılarının bugünkü girintili çıkıntılı şekli,

dalga aşındırmasına uğraması ile meydana gelmiştir. Burada, geniş mikyasta değişik bir erozyon görülmektedir. Örücü feneri ile Baba Burnu çıkıntısında, yüksek kayalık kıyılar ve sarp falezler görülür.

Ereğlide kara erozyonu burada ayırıcı özellikte büyük aşındır­malar yapmıştır. Senklinalin alçalma dolayısiyle yumuşak tabaka gruplarını dalga tesifi ile bu kısımda, kıyı çizgisinde bir gerileme gö­rülmektedir.

Karadeniz kıyısının özellikle, İstanbul boğazının doğu ve batı yönüne doğru uzanan kısımları Kocaeli ve Trakya platolarının ku­zey kısmındaki kenarlarında sarp, keskin falezler halindedir ve ara­larında birikme şekilleri olan küçük kıyı ovacıkları görülür. Bu arada bazı koylar da meydana gelmektedir. Kıyı çizgisinin meydana gel­mesinde Neojen mihayetindeki hareketlerle ilgili bir koyun rol oyna­mış olması tahmin edilmektedir. Karadeniz kıyılarının bu bölgesin­de kıyı yapısı sadelik gösterir.

Genel deniz ekonomisinin ortaya çıkması ve layıkı ile gelişmeme­sinde Karadeniz kıyılarımızın bu tarihî jeolojik yapısının olumsuz tesiri pek büyüktür. Deniz ekonomisinin deniz ulaşımı ve surüünleri ekonomisinin rahatlık, kolaylık ve sür’atle gelişebilmesi için önce­likle kıyı yapısının bu şartları, elverişli kılınması gerekmektedir. T a­bii yapıda bu elverişlilik olmadığına göre bunun sun’i surette liman, iskele, barınak gibi ulaşım ve deniz ana istihsal vasıtaları olan çeşitli teknelerin sığınması için inşası gerekecektir. Diğer taraftan, kıyı şe- şeridinin olumsuz yapısı deniz ekonomisinin iç kara bölgesi ile olan sirkülasyonunu sağlamak içinde enfrastrüktür nitelikteki kara ulaşım yollarının da tamamlanması, çoğaltılması, kurulması ve bağlanması gereklidir. Ancak bu suretle, Türkiye Karadeniz kıyılarımız ekono­mik, sosyal ve diğer yönlerden daha olumlu ortam halinde faydalı olabilecektir.

I V - H a y at Sah ası O la ra k K arad en iz

A - Ekoloji ve Bionomin

Zehirli H2S ile kaplı derin bölgelerde kükürt bakterileri ve (Ana- erob) tek hücrelilerden başka hiç bir organizma gelişemez. Bundan

Page 13: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K A R A D E N İ Z 1 3 3

dolayı Karadeniz üst tabakalardan aşağılara çöken ölmüş organiz­malarla geçinen (Abysal) veya (Bathybik) bir fuana yoktur. Buna göre bu gıda maddeleri deniz organizmalarının umumî ekolojisi bakımından zayi olmaktadır. Hayat alanlarının geçit safhaları değiş­mez, ekseriya kesin sınırlar teşkil eder. Bundan dolayı canlıların ho­rizontal dağılışı mahdut kalmıştır.

Havalanmanın azlığından dolayı denizin orta kısımlarındaki organik hayat kenarlara nazaran çok daralmıştır.

Kıyı balıkçılığının esasını teşkil eden dip balıkları (mersin balık­ları, kalkan, kaya balıkları) denizin orta kısımlarında hiç bulunmaz­lar. Büyük mikyasta yapılan açık deniz balıkçılığı teşebbüsleri bun­dan dolayı alanın tüm genişliği ve derinliği boyunca rantabilite ve prodüktivitesi yüksek olmamaktadır.

B - Kum Bölgesinin Hayat Birimleri (Biotop)

Karadenizdeki kum bölgesinin hayat birimlerini iki ana gurup içinde mütalâa etmek gerekir. Bunlar:

a) Rhytoplanktoıı:

Bu sınıf içinde beş tür’ü mütalâa etmekteyiz :Rizosolenia alata, Thalassiothrix nitzshioides, Peridinium Divevgens, Ceratium furca, Chactoceras türleri.

b) Zjoophmktoıı:

Hayvansal plankton sınıfı içinde ise belli başlı altı tür mevcut­tur:

Protozoerler (Noctiluca miliaris, Tintinnus Mediterraneus po- tica, Tintinopsis canpanula), Rotatorlar, Copepod’lar (Oithona nana, Acartia chansii, Centropages Kroyeri, Paracalanus Parvus), Cladocer’ler (Evadue Spinifera, Evadue Nordmanii, Podon Polyphe- moides), Chaetognat’lar (Sagitta Euxina), Mollusk ve Kurt Lavra- lar, Engraulis Encrasicholus yumurtaları.

Karadeniz’de, Fitoplanktonlar 50 metreden sonra kaybolur.25 metrede ise azami kesafete erişir.

Planktonlar biri yazın diğeri kışın olmak üzere deniz üzerinde iki ayrı cinste ve sık hayvan caddelerini teşkil ederler. Özellikle plank­ton dolayısiyle, nehir ağızlarında çok zengin miktarda balık yemi mevcuttur.

Page 14: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

134 S ü l e y m a n A r i s o y

V — K a ra d en iz F au n asın ın M enşei

Karadeniz faunası belli başlı şu formlardan müteşekkildir:

a) Akdeniz’den gelmiş olan türler (iki guruba ayrılır),b) Eski Sarmatık faunanın bakiyeleri olan endemik formlar,c) Tatlı su menşeli balıklar.

Karadeniz’de birinciler daha hâkim vaziyettedirler. Karadeniz’­in 156 balık tür’ünden 94’ü (% 60) mediterran, menşeli olan balık­lar iki guruba ayrılır. Birinci gurupta yeni hayat sahalarına intibak etmiş ve eski vatanları olan Akdeniz’le irtibatını kesmiş olan hamsi, gümüş, barbunya, kefal, zargana ve tirsi’dir. İkinci gurupta ise Karadeniz’i beslenme yeri olarak kabullenmiş olan uskumru, torik, palamut balıklarıdır 34’ü (% 22) tatlı su balığı menşeli olan, meselâ: sazan, yayın, akbalık, karabalık gibi 28’i (% 18) Sarmatik, meselâ: mersin, ringa, kaya gibi iç deniz’e ait relikt’dir.

Kılıç balığı, ton balığı, dülger balığı, migri balığı, Zeus pengis, Z.faber, Conger conger, Hausrates ductor, Boops Boops çok nadir hallerde Akdeniz’den Karadeniz’e geçen balıklardır.

Karadeniz’in denizde yaşıyan memelilerden olan 3 Yunus tür’­ünden ikisi Akdeniz menşeli (Delphinus delphin ve Tursiops tursi- ops)dur. Buna mukabil (Phocaena communis) ise Buz devri esnasın­da, Akdeniz üzerinden Kuzey Atlantik Okyanusundan gelerek K ara­deniz’e yerleşmiştir.

Istakoz da ancak güneyden İstanbul Boğazı içine kadar gelebil­mektedir. Karadeniz’de mevcut değildir.

Karadeniz havzasının zoocoğrafik balık faunasına gelince, Prof. Dr. E. SLA STO N EN K O (1955) ya göre 57 familye, 123 genus, 21 grup ve 3 sınıfa mensup olup, 247 tür ve alt tür’den müteşekkildir.

Zoocoğrafik tesbiti daha genişletecek olursak şu şekilde bir bölüm yapmak kabildir:

G e n u s................................T ü r ....................................Alt t ü r ..............................Denizde yaşayanlar Tatlı sularda yaşayanlar

12319453

” 598

Az tuzlu olan sularda yaşayanlar 34

Yekûn 617

Page 15: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 135

Fakat suürünleri, diğer taraftan Kifey Üniversitesi Zoolog SO- V İN S K Y ’e göre (Alb. Ahmet Rasipı, Marmara Denizi klavuzu, 1945 eserinde) 14 15 nevi suürünleri tesbit edildiği iddia edilmiştir.

V I - K ara d e n iz H av za sın ın G enel İncelem e ve G elişm e D evirleri

Karadeniz ve Azak denizinin araştırma tarihçesinde, SO SİN SK Y (Aralo - Ponto Hazer) havzasını 1720 den zamanımıza kadar üç devreye ayırmaktadır. SO V ÎN SK Y ’DEN mülhem olarak ve daha teferruatlı şekilde olmak üzere havzayı 6 bölüm içinde incelemek daha uygun görülmektedir:

A - Eski Devir ( 1J20 Yıla Kadar ki Devir)

Eski Yunan ve Romalı ediplerin eserlerinde, Karadeniz’e ait olan balıklar hakkında ilmi olmayan, dağınık bilgilere rastlanmak- tadır. Tarihî yönden çok eski zamanlara ait olan bu eserler tipik ve tetkike değer bir özellik raşımaktadır. Bunlar için de M.Ö V II. asır­da Milât Grekleri yönünden, Güney buglimam kıyılarında kurulmuş ve M.S. IV . asra kadar yaşamış olan O L İV ÎY A uygarlığı göste­rilebilir. H ER ED O T bunu, “Historiarum’liler eserinde zikretmiş­tir. Oliviya uygarlığına ait kıyıların balık avcılığı ile meşgul olunduğu ve Dinyeper - Borisfene’de Mersin balığı familyasına ait balıkların tutulduğu Heredotun eserinde belirtilmiştir. Orta Çağ’da Rahip L A V R E N T lN ’e ait eserde, balıklara ait bilgi verilmektedir. Ayrı­ca, balık nutrisyon yönünden de ele alınmıştır. A P lC lU S yemeğe ait yazdığı eserde, pelte balığı (deniz kadayıfı) pişirme usulünü öğren­mek için Afrikaya kadar gezi yapmıştır. H İPP O K R A T ES eserlerin­de balık gıdalarından ve özelliklerinden bahsetmiştir. Orta Çağda ISA G O C l’de, balıkları hafif gıdalar olarak incelemiştir. 1620 yılın­da “Via Recta and Vitam Longam” adlı eseri yazan Dr. TO BİAS V EN N ER, gıda özelliği yönönden yılan balığı, zargana, tekir balık­larını ele alarak işlemiştir.

Bu devirde özellikle 16 15 yılında, M ÎCH A LO N İS, L U T İA N İ’- nin “de moribus Tartarorum, Lutianorum et Moschorum Boplan, Fragmina X muit. Hist., referta Basilieae” adlı eserinde, mersin ba­lığı, ringa (tirsi), berlâm balığı ve sazan balıklarından bahsedilmekte- tedir.

Page 16: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

1 3 6 S ü l e y m a n A r i s o y

B — Başlangıç Devri (1720 - 1867)

Karadeniz ve Azak denizindeki bu devir 18. asrın başından, 19. asrın yarısına kadar ve R JO N Ç ÎN SK Y (1721) den K E SSL E R (1867)e kadar geçen zamandır. Devir başlangıç devri olarak, tabiî tarih yönünden incelenmiştir. Bu devrin en önemli kişisi, GÜ LDEN - STA D T (1791) olup ilmî yönden yapılan tetkiklerin başlangıç devri olarak gösterilebilir. Ayrıca, PALLAS (18 11) , EİCHYVALD (1831), R A T H K E (1837) ve NO RDM ANN ı84o))’ın da ilmî alanda değerli çalışmaları vardır. Ortalama olarak 1,5 asır süren bu devre K ESS- L E R ’e kadar gelmektedir. Orta Çağın sonundan sonra başlıyan bu devrede Karadeniz önemli bir konu olarak işlenmiştir. Ancak, bu in­celeme devri başlangıç olması itibariyle bilgi ve esaslar daha ziyade ampirik bilgiler olup, siyantifik bilgi olma niteliğinden uzaktır.

C - Fauna Araştırmaları Devri (1867 — ı8go)

Süre yönünden çok kısa süren bu devir çalışmaları, araştırmalar ve eserler itibariyle büyük ve önemli olmuştur. Bu devir K E S S L E R (ı867)le başlıyarak F A L E Y E V ’e kadar sürer. Bu devir, Fauna ala­nında, bilgi edinme ve toplama devri olup en çok invertebrat (omur­gasız) lara önem verilerek incelenmiştir. Bu periyodun en değerli eseri olarak K E S S L E R ’in balığa dair yazmış olduğu eseri gösterilir. Hidrobiyolojik yönden yapılan fauna envanter araştırmaları daha ziyade familyalar ve bunların genus, spesileri üzerinde durulmuştur. E lC H W A LD ’dan itibaren başlıyan çağ, Karadeniz balık faunası­nın terkibi hakkında yapılan önemli araştırmaların devridir.

D - Deniz ve İç Suların Zjoocoğrafisi Devri ( ı8go - ıg20)

Fauna ve bunların genus, specileri tesbit edilmiş olan suürün- lerinin Karadeniz ve iç sulardaki zoocoğrafik yayılışlarını ilmî surette tesbit devri olarak vasıflandırılır. Bu suretle hidrobiyoloji ilmi ile De­niz Coğrafyasının Karadeniz ve iç sular yönünden bağlantı kurulan başlangıç devri olarak gösterilmektedir.

Bu devirde ayrıca, balık fauna cetvelleri ve Karadeniz faunası­nın diğer deniz faunaları ile kıyaslanması, Hidrobiyoloji istasyonları­nın kurulması ve istasyon çalışmaları yapılmıştır. Bazı balıklar (ham­si, ringa (tirsi), ton, palamut, kılıç, uskumru, sardalye) özel olarak ele alınıp kıymetli ilmî incelemeler yapılmış ve bunların zoocoğraf- yası üzerindeki ilk ilmî esaslar vaz edilmiştir.

Page 17: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a k a d e n İ z 1 3 7

E — Balık Avcılığı Devri ( ıg20 — 1936)

Bu devirdeki faaliyetler, fauna araştırmalarından ziyade, İlmî ve teknik esaslarla bağdaştırılarak balık acvılığı konularına yöneltil­miştir. Evvelki devirde kurulmuş ve yeniden açılmış olan deniz hid­robiyoloji istasyonları aracılığı ile Karadeniz ve havzasında yaşıyan suürünleri hakkında sitematik olarak devamlı veya fasılalı olarak müşahade ve araştırmaların yapılmasına devam edilmiştir. Hedef, beslenme konusunda denizden daha iyi bir şekilde faydalanılmaya yöneltimiştir. Bu suretle artan nüfusun beslenebilmesi için yeni imkân ve kaynaklarda çalışmalara başlanılmıştır. Bu amaç ve dileği ger­çekleştirmek için birçok hidrobiyoloji istasyonları bu arada Sivas­topol, Odessa, Karadağ, Novorosisk, Agigea, Karadeniz ve Azak Denizi İlmî Balık İstasyonu, Batum, Kerç, İstanbul Balıkçılık Ens­titüsü gibi ilmî, teknik tesisler ve teşkilât kurularak değerli ilmî, tek­nik ve uygulayıcı faaliyetler gösterilmiştir.

Av tekneleri, araç ve gereçlerinde modernizasyon ve motorizas- yonlarla birlikte istihsal vasıtalarında büyük, kitlevî istihsal usul ve metodların uygulanmasına yöneltilmiştir. Denebilir ki bu devir Balık Avcılığında teknik yönden gelişme çağının başlangıç devrini teşkil et­mektedir. Mevcut ve kurulmakta olan istasyonlar ön plânda bu hedefi göz önünde almışlardır. Nitekim önemli bir örnek olarak, Romanya Akademi Üyesi, Dr. G R. A N T İPA ’nın 1932 de meydana getirdiği “ Ka- radenizin İlmî Araştırması” adlı ilmî bölüm bülteni gösterilebilir. Bu eser, Karadeniz’de yapılacak araştırmalar, mareografik incelemeler, tesis, teknik mahiyetteki av âlet ve metodları ve yerleri, hidrobiyolojik çalışmalar, meteorolojik faaliyetler, suürünleriııin ınuhafazası ve değer­lendirilmesi, kartoğrafik çalışmalar, milletlerarası işbirliği konularım işlemek için meydana getirilmiş olan ilmi, teknik araştırma, geliştir­me plânı niteliğinde olup bugün el’an ilmî değerini aynen muhafaza eden bir araştırma, geliştirme plânı ve projesidir denebilir.

F - İlmi Balık Avcılığını Geliştirme ve Araştırma Devri ( l936 ~ Zamanımıza Kadar)

Bu devir yukarki devrin devamı niteliğindedir. Ancak, II. Dünya Harbinin başlamasında duraklama geçirmiş ve harbin bitmesinden sonra balıkçılık alanında dünya çapında büyük gelişmeler ve teşki­lâtlandırmalar olmuştur. Beslenme problemi, hızla artan dünya nü­fusu karşısında nasıl ön plânda yer almışsa bu Karadeniz havzasında yaşıyan milletler için de aynı şekilde önem kazanmış ve balıkçılık çalışmaları bu hedefe yöneltilmiştir. Özellikle bu alanda, Rusya ve

Page 18: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

138 S ü l e y m a n A r i s o y

1945 ten sonra Türkiye’nin faaliyetleri geniş olmuştur. Türkiye ilgili sivil kamu sektörleri ile bu alanda çalışırken ayrıca askeri yönden ve ilim alanına halen tam manasiyle açık olarak emre amade kılın­mamış (Seyir ve Hidrografi İstasyon ve çalışmaları) ile değerli detay­lar toplanmıştır.

Türkiye’deki Hidrobiyoloji İstasyonları (Trabzon Hidrobiyoloji Rasat İstasyonu) ancak bu devirde kurulabilmiş Karadeniz boyunca bu rasat istasyon adetlerinin çoğaltılması gerekirken kısa bir müddet sonra istasyon kapatılmıştır. Bu suretle, Türk kıyılarında yapılması gerekli araştırmaların âkim kaldığı söylenebilir. Bununla beraber, İstanbul - Balta limanı, İ.Ü . Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsünce genellikle ilkbahar sonu ile sonbahar başlarına kadar süren aperyo- dik, kesik surette ve gayri muayyen zamanlarda elverişli klimatolojik şartların bulunduğu belirli mevsimlerde Karadenizde çalışmalar yapılmaktadır. Ancak bunlar kopuk ve kısmî olabilmektedir.

Bu devrin özelliği balıkçılığı tam anlamı ile İlmî ve teknik yön­den tabiî deniz sürünleri kaynaklarını tahrip etmeksizin devamlı verimli hale kılmak veya bu hali ile muhafaza etmek amacı ile balık avcılığını geliştirme ve araştırma devri olarak özetlemek kabildir.

Karadenizdeki bu devirde yapılmış olan araştırmaların büyük bir kısmı batı âlemine intikal etmemiş veya batı lisanına çevrilmemiş durumdadır. Zamanla bu bilgilerin açıklaması yapılacaktır. Özellik­le, av usul ve metodlarının buluş ve uygulamasında (elektrikle kom­bine av sistemi geliştirilmiş trawl avcılığı, Santrifüj tulumba sistemli av, ses frekansı ile avcılık araştırma çalışmaları, elektrik şoku ile (TSD) av v.s. modern teknik av sistemleri) gibi konularla birlikte av tekne­lerinin geliştirilmesi ve değerlendirme metodlarmda gelişme ve araş­tırmalar mevcuttur. Bu çalışmaların bir kısmını (U.S. Department of the Interior, Fish and Wildlife Service, Bureau of Commercial Fisheries, Commercial Fisheries Abstracts) ve (Food and Agriculture Organization of the United Nations, World Fisheries Abstracts) adlı Ticarî Balıkçılık Özetleri ve Dünya Balıkçılık İcmallerinden özet ve isim olarak bulmak mümkündür.

V II - K ara d e n iz H av zasın d a Y a p ıla n A r a ş tır m a la r ve İn celem elerin K ıs a T a rih çe si

Karadeniz havzası balıkları hakkında ilk bilgilere eski Yunan ve Roma ediplerinin eserlerinde rastlanmaktadır. Karadeniz konu­sunda eser yazanlar aşağıda belirtilen ilim adamlarıdır.

Page 19: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 1 3 9

1 - îlk H ER ED O T ’dan sonra önemli olanlar sırasiyle;2 - L A V R E N T IN .(Ortaçağ) - Balıklar hakkında bilgi ver­

miştir.

3 - M ICH ALO N IS LU T İA N İ (1615) - Mersin, ringa, ber- lâm, sazan hakkında.

4 - R JO N Ç IN S K IY (1742) - Tatlı su balıkları, çoka, mer­sin, virezub, marena, ringa, alabalık, sazan konusunda.

5 - JU N K E R (1764) - Mersin, çoka, büyük mersin, yayın, alabalık, sazan, virezub ve Dinyeperde tutulan diğer balıkları ele almıştır.

6 - H ERM A N (1787, 1790)7 - ZU YEW (1787),8 - H AM M A RD A (1787)9 - G Ü LD EN STA D T (1791) - İlmî bakımdan yapılan tet­

kiklerin ilk başlangıç devri olarak sayılmaktadır.10 - G M ELİN

11 — PA LLA S (18 11) — Balık biyolojisinin ilk ilmi temelini atan ihtiyologtur. Karadeniz balık faunasının karakteristik özellik­lerine işaret etmiştir.

12 - EICH W ALD (1831) - Balık faunası hakkında tamam­layıcı bilgi topladı.

13 - R A T H K E (1837) - Balık faunası hakkında tamamlayıcı bilgi topladı.

14 - NO RDM ANN (1840) - Balık faunası tasnif cetveline yeni neviler ve izlenimlerini ilâve etti.

15 - B E L K E (1853, 1856, 1859),16 - Ç ER N A Y (1851, 1852)17 - K E S S L E R (1856, 1859, 1861, 1865, 1874, 1877) - Eich-

vvald’dan itibaren Karadeniz balık faunasının terkibi ve envanteri hakkında tam bilgi veren müelliftir.

18 - SER ED A (1863),19 - B R A U N ER (1887, 1923),20 - F A L E Y E V (1895),21 - RYÂ BK O W (1856, 1900)22 - O STRO UM O W (1896) - Balık faunası cetveline yeni­

lerini ilâve etti.

Page 20: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

1 4 0 S ü l e y m a n A k i s o y

23 - SO V IN SK Y (1902) - Evvelki çalışmaların icmalini ve Karadeniz faunasının diğer denizlerin faunası ile mukayesesini yaptı.

24 - K N IPO V IÇ (1932, 1933) - Kessler’den itibaren yeni tür­lerin bulunması ve balık faunası envanterinin tekrar gözden geçiril­mesi olmuştur. Akdeniz türleri, ekseriya Karadenizin alt türleri ve Akdenizin tipik türlerinden farklı olarak karakterize edilmiştir. Azak denizi - Karadeniz İlmî Avlama Ekspedisyonu Başkamdir. Genel özel­likte, Karadeniz ve Azak denizinin balık avcılığı, biyolojisi, balık yayılışı, menşeini inceledi, denizlerin hidrolojik yönden özelliğini belirtmiştir.

25 - IL JIN , BELIN G , ZU BO V IÇ - Kaya balıkları famil­yasını incelediler.

26 - BO RCEA (1934) - Kaya balıkları ve kefal, ringa balık­larını inceledi.

27 - Biyolojik İstasyonların Kurulması Devri (1871 yılından itibaren):

1 - Sivastopol Biyolojik İstasyonu (1871)2 - Odessa Biyoloji İstasyonu (1902)3 - Karadağ Biyolojik İstasyonu (1908)4 — Novorosisk Biyolojik İstasyonu (1921)5 - Agigea - Romanya Biyolojik İstasyonu (1926)6 — Karadeniz ve Azak denizi İlmî - Balık İstasyonu

(Herson) — (1919) Kurulan İlk Balık Ekonomisi İstasyonudur.

7 - Batum Biyolojik Balık İstasyonu (1926) - Aynı za­manda Balık Ekonomisi İstasyonudur.

8 - Kerç Ekonomik ve Oseanografik Balık Enstitüsü9 - Yüksek Balık Enstitüsü - Balta Limanı - İstanbul -Tür­

kiye (1934 - 1937) üç yıl sonunda kapandı.10 - İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji -Araştırma Ens­

titüsü ( 19 5 1) -B a lta Limanı - Boğaziçi İstanbul, kısa bir müddet için Trabzon ve İskenderun’da aynı istasyonun şubeleri kurulmuştur.

28 — W O LT E R E K (1936) — Ankara Üniversitesi Fen Fakül­tesi

29 — A. N A V İL L E (1933 — 1937) Balta Limanı - İstanbul’da30 - L İSSN E R (1937) Balta Limanı - İstanbul’da31 - PEL E G R İN (1927, 1928),

Page 21: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 1 4 1

32 - PITSCH M A N (19 13 , 1933)33 - H AN KO (1924),34 - STEIN D A CH N ER (1897, 1882, 1864)35 — C .A .ZERN O V (1913) — İstasyon çalışmaları sonucu eser

meydana getirdi.36 — L .S .B E R G (1915) -■ Zamanımızın en tanınmış ihtiyolog-

larındandır. Ringa üzerinde çalışmaları vardır.37 - G .A N TIPA (1905) - Karadenizin İlmi Araştırması plânını

yapmış. Ringa’yı incelemiştir.38 - N IK O L S K Y (1929) - Ringa (tirsi) balığını incelemiştir.39 — N ED O ŞIV IN (1929) - Ringa (tirsi) balığını incelemiş­

tir. Ayrıca, genel olarak biyolojik ve balıkçılık üzerinde çalıştı.40 — T E L E Ğ İN (1929) — Ringa (tirsi) balığını incelemiştir.

Ayrıca balıkçılık ve biyoloji üzerinde de çalıştı.41 - EG ER M A N (1929) - Ringa (tirsi) balığını incelemiştir.42 — M AYO RO W (1934) — Ringa (tirsi) balığını incelemiş­

tir. Ayrıca hamsiyi de incelemiştir.43 - S IR O V A T S K Y (1929) - Ringa (tirsi) balığını incele­

miştir.44 - A LEK SA N D R O V (1927) - Hamsiyi incelemiştir45 - PU ZAN O V (1926) - Hamsiyi incelemiştir.46 — T SEEB (1926) — Hamsiyi incelemiştir.47 — T IK H Y (19 r3) - Hamsiyi incelemiştir.48 — M A L Y A T S K Y - Mersin balığını incelemiştir.49 - ESIPO W (1927) - Barbunya balığı formlarını inceledi.Anadolu sahilleri boyunca yayılmış olan balıklara dair yapılan

araştırmalara gelince:50 - EH REN BA U M (19 17, 1918) - Ton, palamut, kılıç, us­

kumru, sardalya v.s. üzerinde incelemeleri vardır.51 - Z A G O R O V SK Y (1928),

52 - ZERN O F (1913),

53 - K A R A K IN D EV E C İ YAN (1926) - Bütün Türkiye de­niz ve içsular balık ve balık avcılığı ekonomik değerleri üzerinde dur­muştur.

54 — Y.Ş. K E M A L B A Y R A K Ç I (Çalışmaları 1928-1941 yıl­ları arasındadır). Ekonomik balıkçılık üzerinde durmuştur.

Page 22: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

1 4 2 S ü l e y m a n A r i s o y

55 - C. KO SSW IG (1939-1942) - İ. Ü. F. Fak. Hidroloji Araştırma Enstitüsünü kurdu. Türkiye balıkları üzerinde çalıştı.

56 - B A T T A L G İL (1942, 1944),57 - E R A Z I (1942, 1943)58 - SÖ ZER (1941)59 — F. A K Ş IR A Y (1954) — Türkiye Deniz Balıkları Tayin

Anahtarını yaptı.60 - Diğer ekonomik ve biyolojik araştırmalar (Bütün Türki­

ye Denizlerine şamil olmak üzere): (R .ER M İN , E. A K Y Ü Z , M. D EN İZ, İ. A R T Ü Z , R. G ELD İA Y , E. A K Y Ü Z , K A RA - SO Y, Z. T O LG A Y, NÜM ANN, D. İY İG Ü N G Ö R , A. A CA RA , M. D EM İR , H. PEK T A Ş, Ü. N A LBA N TO Ğ LU , D. BED İZ, N. A YD IN A LA Y, F. K U N K U T , S. Ö ZO RAN, E. B A Y K A L, Ş. AL- T U Ğ , S. Ü N ER, ST E ÎN İT Z , N O RD SEE U ZM A N LA R I, İ. ÖZ- K U L, S. A R İSO Y , SİM PSO N, V EBERM A N , M Ü L L E R , BUSH, M. BA ŞD U RA K, K . Y A R A R , F. KO Ç, v.s.).

61 - II. Dünya Harbinden sonra memleketimize gelen FAO Uzmanları ve tetkikleri: (RO U N SFELL, T. LEXO W , H. BERG S, N A PIER , H .K. H EN R İK SEN , O. AASEN, J.B . EİN ARSSAN , R. GUDM UNDSO N, N. M OE, A. DAWSON, MC. A R T H U R , H.İ. CH A PELLE, R. V EST ER H U S, S. SW ARTZ, H. K R İST JO N S- SON, v.s.).

62 - Bulgaristan faunasını inceleyenler: (ŞİŞKOW , MOROW , GRO ZEW , N EÇ A Y EV , SA VA N. IVANO F).

63 - POPOV (1928-1930) Kefal balıklarını inceledi.64 — SLA STEN EN K O (1934) — Zamanımızın en ünlü kişi­

lerinden biri olup Karadeniz’e ait eseri türkçeye çevirmiş olan tek kişidir. (Rus) Karadenize ait deniz ve tatlı su balıklarını incelemiş­tir.

65 - SV E T O Y ID O V (1936) - Kırlangıç balığı familyasını inceledi.

66 - M A R T I (1940) - Dip yassı balıklar (dil, kalkan, pisi) familyasını ve ayrıca tatlı su balıklarını da inceledi ve balıkçılık biyo­lojisi üzerinde çalıştı.

67 - ŞM ID T (1915) - Dil balığı spesisini inceledi.68 — NO RM AN (1934) — Kalkan balığının bir türünü (Sc.

Ponticus) inceledi.69 — N İN N İ (1932) - Kalkan balığını inceledi.

Page 23: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 1 4 3

70 - V . D’ANCONA (1934) - Deniz iğnesi balığı familya­sını incelemiştir.

71 - M A K SIM O V (19 13 , 1914, 1915) - Limanların menşei­ni ve Karadenizin kuzey batı bölgesi balıkçılığını incelemiştir.

72 - BR A U N ER (191 o) - Karadeniz balıkçılığı hakkında tet­kiklerde bulunmuştur.

73 - V O D Â N ISK Y (1930) - Balık yumurtaları, larvalarını incelemiştir.

74 — K a ra d e n iz H a v z a sı ta tlısu la rın a ait ç a lış m a la r :

1 - D R E N SK Y (Bulgar, 1928)2 - PO PO VİCI (Romen, 1942)3 - V LA D YK O W (Çek, 1929, 1925)4 - M A SLO V SK Y (Rus, 1940)5 - RU BTSO W (Rus 1939)6 - SVETO VÎD O W (Rus, 1935)7 - Y E R E M E Y E V (Rus, 1935)8 - A V E R K İY E V (Rus, 1940),9 - PÇ ELİN A (Rus, 1940),

10 - RADİONOVV (Rus, 1937),11 - K A R P E V İÇ (Rus, 1941),12 - M A K A R O V (Rus, 1936),13 - M A L Â T SK Y (Rus, 1930),14 - S İR O V A T SK A Y A (Rus, 1933),15 - O K U L (Rus, 1941)16 - V E L ÎK O C H A T K O (Rus, 1940),17 - TİHONOW (1927, 1928)

75 — G enel o larak b iyo lo jik ve b alık çılık üzerinde çalışanün lü a r a ş tır m a c ıla r :

1 - ÇU GU N O V (1927, 1931),2 - D M İT R İY E V (1927, 1931)3 - ÇU G U N O VA N. (1927),4 - SA V V A T ÎN SK Y (1928)5 - ESİPO V (1930)6 - PET R O F 1931)7 - HAYLOVV (1929),8 - BE LÎN G (1927) v.s.

Bütün bu ilim adamları ve araştırmacıların eserleri ile Karade­nizin faunası hakkında kat’i bir fikir ve bilgi elde etmek kabildir.

Page 24: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

144 S ü l e y m a n A r i s o y

Bu suretle zamanımızdaki araştırmacılar için emre amade geniş li­teratür ve cetveller meydana gelmiştir.

Genellikle Karadenizin balık faunası, biyolojisi ve bütün diğer bilgiler K E S S L E R (1877), SO V İN SK Y (1902) ve K N İPO V İÇ (1923) isimli kişilerin eserlerinden alınmıştır. Zamanımızdaki araş­tırmalar ise karışık ve analiz yapılmaksızın faydalanılma yolunda yapılmış olan çalışmalardır. Bu son araştırmaları da E. SLASTE- N EN KO 1936-39 yıllarında çalışmalarını bitirerek bunları derlemiş ve (Karadeniz Havzası Balıkları - The Fishes of the Black Sea Basin) eseri ile yayınlamıştır.

Bu eser, tatlı su balıkları da dahil olmak üzere, Karadenizin tüm faunasıdır. İlmî araştırmaların gittikçe artması ve yeni buluşlarla bu eserde de gelecekte bazı değişme ve ilâvelerin yapılması gerekecek­tir. Bunun için devamlı surette, fauna ve genus envanter araştırma­ları yapılmalıdır. Örneğin II. Dünya harbinden sonra ve özellikle 1945 yılından sonra Türkiye’de yapılan ve geniş çalışmalarla değerli ilmî sonuçlar elde edilmiştir. Bu suretle zoocoğrafik haritaların tek­rar gözden geçirilmesi icabedecektir. Ayrıca Anadolu kıyılarının in­celenmesi de yapılmalıdır.

Zamanımızda büyük değer taşıyan ilim adamı ve bu konuda eseri olan E. SLA STEN EN K O , Karadeniz,ve Azak denizi havzasının deniz kısmı için 1936-1939 yıllarında çalışmalarını yaparak, tatlı su balıkları da dahil olmak üzere, hidrolojik ve hidrobiyolojik şart­ların mevcudiyet sebebi ile, faunanın zoocoğrafik dağılışı, menşei ve denizin jeolojok tarihine temas ederek balık faunasının terkibini tetkik etmiştir.

Karadeniz ve havzası balık faunasının dikkatle incelenmesine rağmen havzada ve denizin muhtelif kısımlarında yapılan yeni buluş­lar sebebi ile SLA ST EN E N K O ’nun eserinde bazı değişmelerin ya­pılmasını da kabul etmek gerekir.

Türkiye’de, karasuları içinde ve II. Dünya Harbinden sonra Prof. C U R T K O SSW İG ve asistanları, öğrencileri yardımı ile, balık türlerinin çeşitli şekillerde yayılması hakkında keşifler yapılmış ve yeni türler bulunmuştur. Bu sebeple, mevcut zoocoğrafik haritaların tekrar gözden geçirilmesi icap etmiştir. Karadeniz ve komşu deniz­lerdeki yani Küçük Asya balık faunasının tür tertiplerinin gelecek yıllarda daha ileri giden birçok tetkiklerin yapılmasını icabettirmek- tedir. Çünkü, K A R A K ÎN D EV E C lY A N (1926) ve diğer müellif­

Page 25: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z ]45

lerin araştırmalarına rağmen eldeki bilgiler tam değildir. Bu araştır­malarda hidrobiyolojik esaslarla coğrafik esasların özellikle Türkiye klimatolojisinin karşılıklı münasebet ve etkenleri ile bunların K ara­deniz zoocoğrafyası üzerindeki olumlu ve olumsuz sonuç ve bağları da araştırılmalıdır. Klimotalojik şartlat içinde ısı, rüzgâr, iklim değiş­meleri, basınç değişmeleri özet olarak atmosferdeki değişmelerin di­rekt veya indirekt olarak hidrobiyoloji üzerindeki etkenleri inkâr edilemez, hatta istihsal faaliyetine bile büyük etkileri olmaktadır. Kışın ve sonbahardaki şiddetli klimatolojik şartların hüküm sürdüğü mevsimlerde balık avcılarının Marmaraya göç etmelerinin sebebi de klimatolojik etkenlerdir denebilir. Bu sebeple Türkiye için gelecekte yapılan araştırmaların bu yönden de ele alınması gerekir. Aynı mü­lâhaza ve sonucu Marmara denizi ve Ege denizine de teşmil etmek ge­rekir. Gelecek yıllarda bu alanlarda yeni buluşların, araştırmalarla or*- taya çıkacağı kuvvetle muhtemeldir. Türkiye’de genel olarak, İlmî araş­tırmaların başlangıç tarihi 1926 yılında K A R A K İN D EV E C İY A N ’- ın meydana getirdiği (Pêche et Pêcheries en Turquie - Türkiye’de Balık ve Balıkçılık) adlı fransızca ve türkçe eseri ile başlamaktadır. Filhakika bu tarihten evvel yazılmış bazı eserler de var ise de bunlar monografik mahiyette ve belirli açıdan ele alınmış kısa eserleri teşkil etmektedir. Uluslararası literatürde Türkiye’deki ekonomik, coğrafi ve teknik araştırmaların başlangıcı bu eserle yani 1926 da başlatıl­maktadır.

Türkiye’de, özellikle i960 yılından itibaren İlmî araştırmada durma ve kısırlaşma izlenmektedir .Şöyle ki; mali imkansızlıklar ve büyük masraflar dolayısiyle evvelce kurulmuş olan Balıkçılık Araş­tırma Merkezi (B.A.M.) kapatılmış ve bu konuda çalışmakta olan ilim adamları araştırmalarını terk etmişler, bir kısmı yurt dışındaki araştırma merkezlerine gitmişlerdir. Halen sadece İ.Ü . Hidrobiyo­loji Araştırma Enstitüsü önemli faaliyet göstermektedir.

Türkiye’nin her alandaki faaliyetleri ile birlikte bu kısım da bi­rinci beş yıllık (1963-1967) Kalkınma Plânı çerçevesi içine alınmış­tır.

Eğer, plân tam manasiyle uygulandığı takdirde bu alandaki faaliyetlerimizde tekrar bir canlanma beklenebilir.Diğer bir tedbir olarak da Karadeniz de çalışmakta olan diğer yaban­cı ilim adamlarının araştırma, inceleme ve eserlerini de yakından takip etmek bu konuda en kolay, ucuz ve kesin İlmî bir kolleberasyon hal çaresidir. İlk plânda önemle tavsiye edilebilecek yol budur.

Page 26: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

146 S ü l e y m a n A r i s o y

V III — K ara d e n izin Ek o n o m ik K a y n a k la rın d a C o ğ ra fi

Je o lo jik ve H id ro b iy o lo jik D eğişm elerin Fau n a

F o rm a sy o n la rı Ü zerin d eki E tk ile ri

Karadenizin jeolojik gelişmesi zamanımıza kadar büyük ve ka­rışık değişmeler göstermiştir. Karadeniz bugünkü yerinde Hazar de­nizine benzeyen Pontik denen bir havzanın bulunduğu tasavvur edil­mektedir. Pontik, Maniç nehri vasıtasiyle Hazarla bağlı idi: Dör­düncü devirde, tuzlulaşma ve tatlı su ile karışma değişmeleri meyda­na gelmiştir.

Miosen’in ortalarına doğru Akdenizin bir kolu, Ren vadisi; Tu­na nehri havzası ve Karadeniz üzerinden Hazar denizine kadar uza­nıyordu. Bu deniz kolunun tuzluluğu Okyanusunkine eşit ve faunası saf marin elemanlardan müteşekkildi, Üst miosende pontodanülük havzanın Akdenizle olan alâkası kayboldu. Suları gitgide tatlılaştı ve bu suretle Viyana civarından başlayıp ta Aral denizine kadar uzanan, tür bakımından gayet fakir bir acısu faunasına sahip Sarmatik iç de­niz teşekkül etmiş oldu.

Karadenizin bugünkü durumuna göre; büyük ve geniş şelf alanı kuzeyde Kırım yarımadasının doğu ve tatısında toplanmıştır. Batı kısımda Romanya ve Bulgaristan sahillerinde de genişçe, şelf alan­ları mevcuttur. Güney ve doğu kıyılarında şelf alanı şeridi dardır. Şelf’in önünde yar şeklinde ani ve büyük 1000-2000 metrelik derin­likler başlar. 2000 metrelik kısım polye tabanını andırır. Genel ola­rak, denizin orta kısmında en derin yer 2200 metreyi geçerek 2244 metrelik derinliğe kadar iner.

Şelf alanlarının teşekkülü büyük jeolojok değişmelerin sonucu bugünkü durumunu almıştır. Şelf alanlarının özellikle suürünleri istihsalinde ortam olarak önemi çok büyüktür. Bu coğrafi ortam ge- gel deniz ekonomisinin temel yapısını teşkil eder. Genel Deniz Eko­nomisi derken neyi kastediyoruz. Bunun öncelikle kısaca tarifini yapmak gerekir:

A - Genel Deniz ve İç Sular Ekonomik Coğrafyasının Tarifi

“Bir coğrafi alan ve ortam içerisinde ve ekonomik anlamda fayda, kıymet ve hizmet yaratan veya yaratabilen Okyanus, deniz ve içsu- ların incelenmesiyle araştırılması buradan her türlü istifadenin sağ­

Page 27: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 1 4 7

lanması, içinde ve dışında ona bağlı veya birlikte olarak bulunan organik, inorganik, canlı, cansız, hayvansal, bitkisel ve madensel varlıkların avlanması, toplanması, hasad edilmesi, çıkarılması, yetiş­tirilmesi ile birlikte iktisadi kıymetlerin istihsali, depolanması ve mu­hafazası, pazarlanma - marketing, istihlâki, tevziî, değerlendirilmesi, endüstrisi ve her türlü iktisadi faaliyetlerle birlikte bu konuların ida­resi, organizasyonu, eğitilmesine ait bilcümle direkt veya indirekt suretteki tedbir ve konular faaliyetin tümüne Genel Deniz ve Içsular Ekonomik Coğrafyası” denir.

Ekonomik ortam yaratan sadece tabiî, coğrafî jeolojik yapı ol­mayıp ona bağlı olarak klimatolojik şartlarda büyük etki yapmakta önem kazanmaktadır. Karadeniz ekonomisini geliştirmek ve incele­mek için öncelikle tabiî şartların göz önüne alınarak farklı ve özel durumlarını tesbit edip ekonomik esas, tesis ve teşebbüslerde bu coğ­rafi faktörlere uygun ve tâbi olarak yürütülmesi gerekecektir.

B — Jeolojik Tarihçesi

1932 yılında, A. A R H A N G E L SK Y ’nin yaptığı araştırma ve sınıflamaya göre Karadeniz dört devir geçirmiştir. Bu dört devir şöy- ledir:

1 - Birinci, Eski Euksin Denizi D evri:Çok eski Euksin denizinin Akdenizle irtibatı olup olmadığı ke­

sin olarak bilinmemekle beraber üst pliosende, deniz seviyesi, şimdi­kinden 18-50 metreden daha fazla yükselmiş olan taraçalar tesbit edilmiştir. Faunası tatlı su ve az tuzlu formasyondan ibaretti Sonra­dan Çanakkale, İstanbul boğazlarının meydana gelmesi ile, Akdeniz­le irtibat kurularak ikinci devir başlamıştır.

2 - İkinci’ Tippen veya Kararıgat Denizi Devri:Ege ve Akdenizle ilişki kurulunca, ağır tuzlu sular Karadeniz’e

gelmiştir. Akdeniz faunası geçmiş ve faunası zenginleşmiştir. Ağır tuzlu suların gelmesiyle, Tippen zamanında tatlı su faunası denizin kuzeyine yani tatlı su nehirlerinin ağzına çekilmiş veya kısmen de ölmüşlerdir.

Deniz seviyesi bu denizde bugünkü seviyeden bazan yukarıda bazende aşağıda kalmıştır.

3 - Üçüncü Teni Euksin Denizi Devri:Akdenizle teması kesilerek Karadeniz tekrar tatlı su karakterli

deniz haline dönmüştür. Bu zamanda, deniz faunasının Eury haline

Page 28: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

148 S ü l e y m a n A r i s o y

formasyondan diğerleri imha olmuşlardır. Evvelce denizin kuzeyine ve nehirlere doğru çekilen tadı su ve az tuzlu formasyon denizin esas formasyonu olmuşlardır. Bu devirde denizde kükürtlü hidrojen mik­tarı ve tabakası çoğalmıştır. Bu çağın arkasından 4. devir meydana gelmiştir. '*

4 - Dördüncü, Samanımızdaki Karadeniz D evri:

Beş ilâ altı bin sene evvel başlayan bu devirde, Akdenizle tekrar birleşme olmuş ve deniz suyu tuzlulaşmıştır. Ancak, bu tuzluluk se­viyesi Tippen denizi seviyesine ulaşamamıştır. Karadeniz tekrar yük­selmiş ve nehir mansaplarında az tuzlu mansaplar teşekkül etmiş­tir.

Yer sarsıntıları ve jeolojik karakterlerle, Karadeniz kıyıya paralel olarak karaya doğru meyli etmiş ve ayrıca derin olan çukurların bü­yümesi de devam etmiştir.

Görülüyor ki, muhtelif devirlerde Karadeniz arka arkaya gelen değişmelere uğramıştır. Bu değişiklikler içindeki faunalarda da ol­muştur. Dördüncü zamanda bugünkü Karadenizin mevcut formas­yonu teşekkül etmiştir. Karadenizin genel özelliğine göre, kısaca faunistik jeolojik tarihi şöyle özetlenebilir:

a - Pontik reliktleri, dördüncü devirde, denizin tatlı su ile ka­rışık olan Azak denizine sığınmış eski devir faunası kalıntıları.

b - Akdeniz göçmenleri ismindeki 4. devirde, Akdenizle temas hali teşekkül ettiği anda Karadenize girmiş ve halen girmekte olan faunalar.

c - Karadeniz ve Azak denizine dökülen nehirlerin tatlı su faunası, 3. devri faunasına ait olup, cümudiye devrinde bu havzada korunmuş olanlardır.

Euksin devirlerinde, Karadenizde fauna sahil bölgesinden baş­ka, fazla derin olan mıntıkaları da işgal etmiştir. Sarmat unsurlarının bir kısmı, bu esnada telef olmuş veyahut da tatlı su ile karışık olan denizlerdeki hayata adapte olmuşlardır. Euksin zamanının fazla suları Akdenize dökülmüş ve yüksek olan seviyesi Euksin formlarının Apolyont ve diğer havzaların göllerine girmelerini sağlamıştır. Form­ların bir kısmı da Akdenize girmiştir. Aynı şekilde, bazı Akdeniz form­ları da Karadenize girmişler ve Hazar denizine kadar sokulmuşlardır. Hazar ve Karadeniz arasında suların mübadelesi ile faunasının da mübadelesine yardım etmiştir. Karadeniz faunası, bu denizde haya­tın yayılmasına mani olan mevcut kükürtlü hidrojenin menşei ile sıkı şekilde bağlıdır. Karadenizde biyolojik hayat, ancak suyun üst taba­

Page 29: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 149

kası ve sahil bölgeleriyle sınırlandırılmış olmaktadır. Bu 4. devirde de devam etmiştir. Bazı devirlerde Azak ve Karadenizin tuzluluğu zamanımızda olan tuz yoğunluğundan daha fazla olmuştur. Diğer taraftan, Karadenizde başlıca tatlı su formlarının yaşadığı devirler de vardır. Genel olarak, Akdeniz formlarını istisna edersek Karade­nizin kendine göre bir deniz faunası yoktur denebilir. Kükürtlü hid­rojenin mevcudiyetine ait çeşitli iddialar vardır.

Faunistik ve hidrolojik yönlerden burada iki havza mevcuttur. Azak denizini ve Karadenizin kuzey batı kısmım içine alan Euksin ve denizin diğer derin kısmını içine alan Karadenizin havzası. Bun­ların, hem eski devirde hem zamanımızda kükürtlü hidrojenli böl­geden meydana gelmiş tabiîî sınırları mevcuttur.

Hazar denizinde malûm jeolojik değişmeler sonucunda, gayet ince ve çok derinlerde kükürtlü hidrojen tabakası teşekkül etmiştir. Hazar denizinde zoolojik hayatın alt sınırı oldukça derinliklerde bulunmaktadır. Bu sınır Hazar’ın ortasında 600 ve güneyde ise 800 metre kadar derinlikte bulunmaktadır. Bu olaydan, şu sonuç çıkarıl­maktadır; Pontik; denizinin hidrolojik şartlarından maada hidrobi- yolojik şartlarının da tahminen bugünkü Hazar denizindeki gibi olması gerekmektedir. Pontik denizinin Akdenizle birleşmesi anında Karadenizde kükürtlü hidrojen mevcuttu, Akdeniz sularının cer- yanı, kükürtlü hidrojen teşekkülünü destekliyen sebepleri kuvvetlen­dirmişlerdir. Ancak az tuzlu olan bölgelerde (kuzey) başlıca geçici formlar korunmuştur.

Prof. Dr. E .SLA ST EN EN K O ’ya göre, Karadeniz tuzluluğunun yükselmesi Karadeniz Pontik faunasının telef olmasına sebebiyet vermemiştir. Çünkü bu fauna denizinin kuzey kısımlarında koru­nabilirdi. Bununla beraber, tuzluluğun yükselmesi tabiatiyle Euksin havzasında yaşıyan tatlı su bentik faunasının telef olmasına sebebiyet vermiştir.

Faunanın gelişmesi kendi başına olmuştur. Ancak hidrolojik ve dış etkilerle değişmeler göstermiştir. Pontik reliktleri az tuzlu olan suyun şartlarına alışmış tatlı su faunasının nesilleridir. Örneğin mersin balıkları (Acipenser) az tuzlu sularla biyolojik yönden devam­lı temas halinde bulunması sonucu tatlı su formlarından beş türü meydana gelmiştir.

Karadeniz’de balık ve diğer sürünleri arasında, Akdeniz’den girmiş türleri ve burada sonradan teşekkül etmiş bulunan alt türler yaşamaktadır.

Page 30: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

150 S ü l e y m a n A r i s o y

Prof. Dr. E .SLA ST EN EN K O ’ya göre sonuç olarak denebilir ki; Karadeniz faunasının menşei hakkında iddia, görüş ve açıklama, kritiklerin hem zamanımızdaki hem de eski zaman faunalarının ve mevcut olduğu şartların analizlerine dayanarak dikkatle ve etraflıca araştırılması gerekmektedir.

Görülüyor ki, Karadeniz Deniz Coğrafyası ve içinde yaşıyan organizmalar bakımından ayrı bir özelliğe sahip bulunmaktadır. Bu suretle Karadeniz Deniz Ekonomisi de diğer denizlerin ekonomisine nazaran ayrı yönde özellik göstermektedir. Karadeniz’e komşu olan Türkiye, Bulgaristan, Romanya, S.S.C.B. gibi devletlerin araştırma ve bu deniz ekonomilerinde işletme ve teşebbüs bakımından zaruri görülen teknik ye av istihsal usullerinde, benzerlik veya aplikasyon­ları üzerinde önemle durulması lâzımdır.

Türkiye Deniz Ekonomisinin önemli bir kısmını teşkil eden K a­radeniz’in Türkiye sahillerine ait coğrafî, oşionografi, hidrologi, hid­robiyoloji ve diğer yönlerden gerekli makrotik ve mikrotik İlmî araş­tırmaların öncelikle tamamlanması lâzımdır. Bu suretle Karadeniz sahillerimizin özellikleri tam manası ile bilindiğinde Deniz Ekono­misinin temel ve yapısı daha sağlam esaslara dayanabilecektir.

Bu araştırma ve çalışmaların da ancak kalkınma plânlaması ve bu konuda gerekli İlmî, teknik ve ekonomik organizasyon ve tesisle­rin kurularak tam anlamda işletilmeleriyle mümkün olabileceğine inanmaktayız.

Page 31: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

R E S U M E

L ’objet de cette etude est de montrer la situation de la Mer No­ire (Karadeniz) au point de vue de l’économie marine. Les questions qu’on traite sont les suivantes :- L ’importance et sitiatuon de la Mer Noire- La structure chimique et physique de la Mer Noire et sa par­ticularité de couleur et de courants -L a présence de la Mere Noir- L ’origine de Fauna - L ’historique de recherches et des études dans la Mer Noire —Les études sur la Mer Noire par les savants turques et étrangers- L ’analyse de l’oeuvre de Prof. E.Slastenenko -Les étapes des études sur la Mer Noire et les recherches de M.Karakin Deveci- yan (1926) -L a trasformation géographique et hydroligique ainsi que êologique sur les formations de Fauna- La définition économi­que et géographique de la mer et les eaux intérieurs- L ’historique de développement de la Mer Noire- La particularité de la Mer Noire en raison de son contenu qu’elle porte- Les voisins de la Mer Noire et l’importance d’être étudiée par les dits voisins- L ’utilisations des études faites par les étrangers (La Boulagarie, La Roumanie et L ’­U RSS). L ’importance et la nécessité des études sur les côtes de la Mer Noire -Les études qu’on doit faire par un organisme d’Etat -Les quatres étapes de développement de la Mer Noire- Le rôle que le plan de relèvement peut jouer dans les recherches scientifipues- Ce qu’on attend de recherches scientifiques sur la Mer Noire.

B İB LİY O G R A F Y A

A ntipa, D r. G r. : Karadenizin İlmi Araştırması - Extrait U exploration Scientifique de la Mer Noire, Academie Roumaine Bulletin de la Sec­tion Scientifique, Publié par le Secrétaire de la Section, Membre de L ’académie Roumaine, X V . éme année No. 5-6, Monitorul Oficial Şı Imprimeriile Statului, Imprimeria Nationale, Buca­rest, 1932.

Page 32: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

1 5 2 S ü l e y m a n A r i s o y

A rd e l A hm et, O rd. P rof. : Umumi Coğrafya Dersleri - Cilt: 2, İdrog- rafya, Sahife: 236-249, Yenilik Basımevi, İstanbul, 1957.

A rtü z İlh a m : Karadeniz (Hayat sahası olarak) Balık ve Balıkçılık, Cilt: I II , No.6, İstanbul, Haziran 1955.

Bediz D an yal, Prof. D r. : A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 'Coğrafya Araştırmalar Enstitüsü Beşeri ve Ekonomik Coğraf­ya Kürsüsü, Sömestr V -V III , Ders notları.

Belik M a h m u t R .P ro f. : Türk Boğazlarının Hukukî, Statüsü, Sermet Matbaası 1962, İstanbul

E r m in R ecai, P rof. D r. : Karadeniz ve Balıkları - Balık ve Balıkçılık, Cilt: IV , No. 1, İstanbul, Ocak 1956.

E ro l O ğuz Prof. D r. : Genel Klimatoloji, A .Ü .D .T .C .F. Yayın No. 155, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1964.

H ein rich W ach n er : Karadeniz, Grigore Antipa’ya göre.

İn an d ık H âm it, P rof. D r. : Kıyı Morfolojisi ve Denizaltı Reliefi, Sa­hife: 12 8 -13 1, Edebiyat Fakültesi Matbaası, İstanbul i960. Türkiye Kıyılarına Genel Bakış - l.Ü . Coğrafya Enstitüsü Dergisi Cilt: 5, No.9. 1958 İstanbul.Sinop - Terme arasındaki kıyıların Morfolojik Etüdü, Türkiye Coğ­rafya Dergisi, 1956.

İz b ıra k R eşat, P rof. D r. : Sistematik Jeomorfoloji, Harita Umum Müdürlüğü Yayınları, İlim ve Teknik Eserler Serisi, No. 6, Ankara, 1955.Jeomorfoloji Analitik ve Umumî, Türk Tarih Kurumu, Basımevi, Ankara, 1958.

K âğ ıtçı, M eh m et A li : Besin Klavuzu, Kenan Matbaası, İstanbul. 1949-

K ara d e n iz : İslâm Ansiklopedisi, Cüz 57.

K n ip o w itsch , N .M . : %ur Hydrologie und Hydrobiologie des Schwar- zen und des Azowschen meeres in : Internat. Rev. Hyrob. 12, 13(1925)-Arbeiten der Asowschen wissenschaftlichen Fische reiexpedi- tion in den Jahren 1922-1924. in: Abh. Wiss. Fischerei exp.in asowchen und schwarzen Meer, hrsg v. KN IPO W ITSCH(1926).Geologie des Meeres Bodens Leipzig 1920.

Page 33: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K A R A D E N İ Z 153

N. tvan o f Sava, Prof. : Karadeniz - Ticaret ve Sanayi Bahriye Şb. Neşriyat No. 35, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul, 1928.

Schurıg, W. : Plankton Praktieum. Leipzig. Quelle Meyer 1909.

Schütt, F. : Analytische Planktonstudien, Kiel u. Leipzig Lipsius Tisc­her 1892.

Slastenenko, E. : Karadeniz Havzası Balıkları - The Fishes o f the Black Basin - Çev. H.Altan, Et ve Balık Kurumu Um. Md. Yayını, Istanbul, i9 55 -: 956-

Y a lç ın la r İsm ail, Doç. Dr. : Doğu Karadeniz Bölgesinde Alt Pliosen Tabakalarının Mevcudiyeti Hakkında, Türk. Coğ. Dergisi, 1956.

Page 34: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

154 S ü l e y m a n A r i s o y

Page 35: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik
Page 36: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik
Page 37: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

K a r a d e n i z 157

Har

ita

No.

: 4

KA

RA

DEN

İZ

VE

MA

RMA

RA

DEN

İZİN

DE

ŞELF

A

LA

NL

AR

I

Kay

nak:

İn

andı

k,

Hâm

it Pr

of.

Dr.

— K

ıyı

Mor

folo

jisi

ve D

eniz

altı

Rel

iefi

Ede

biya

t Fa

külte

si

Mat

baas

ı İs

tanb

ul,

1960

.

Page 38: GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/...GENEL DENİZ EKONOMİSİ ALANI OLARAK KARADENİZ “ İstikbalde Karadenizin hidrolojik

Har

ita

No.

: 5

KA

RA

DEN

İZ

VE

AZAK

D

ENİZ

İND

E G

ENEL

OL

ARA

K

YIL

LIK

O

RT

AL

AM

AL

AR

A

GÖRE

ZEY

AK

INT

ILA

RIN

IN

ŞİD

DET

VE

Y

ÖN

LE

(THE

BL

ACK

SEA

PIL

OT

-Hyd

rogr

aplıi

c D

epar

tmen

t, A

dmir

alty

, Te

nth

Editi

on

Lond

on,

1955

’e gö

re çi

zilm

iştir

.