mühendis ve makinamühendis ve makina engineer and machinery cilt 60 sayı 697 ekim-aralık 2019...

110
Mühendis ve Makina Engineer and Machinery Cilt 60 Sayı 697 Ekim-Aralık 2019 Volume 60 Number 697 October-December 2019 tmmob makina mühendisleri odası www.mmo.org.tr/muhendismakina uctea chamber of mechanical engineers

Upload: others

Post on 05-Feb-2020

18 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Mühendis ve MakinaEngineer and Machinery

Cilt 60 Sayı 697 Ekim-Aralık 2019

Volume 60 Number 697 October-December 2019

tmmob makina mühendisleri odası

www.mmo.org.tr/muhendismakina

uctea chamber of mechanical engineers

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

Yerel Süreli Yayın, Üç Ayda Bir YayımlanırLocal Periodical - Quarterly

Ekim-Aralık/October-December 2019Cilt/Vol: 60 Sayı/No: 697

Yönetim Yeri - Head OfficeMeşrutiyet Cad. No: 19/6 Kızılay - ANKARA

Tel: (+90 312) 425 21 41 Fax: (+90 312) 417 86 21E-posta: [email protected] www.mmo.org.tr

MMO Adına SahibiPublisher

Yunus YENER

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüExecutive EditorYunus YENER

Yayın SekreteriEditorial SecretaryAylin Sıla AĞCA

EditörProf. Dr. Harun Kemal ÖZTÜRK

Editör YardımcılarıProf. Dr. L. Berrin ERBAY - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi / Eskisehir Osmangazi University

Prof. Dr. Müfit GÜLGEÇ - Çankaya Üniversitesi / Cankaya University

Editörler Kurulu / Editorial BoardProf. Dr. C. Erdem İMRAK - İstanbul Teknik Üniversitesi / Istanbul Technical University, İstanbul

Prof. Dr. Erdinç KALUÇ - Kocaeli Üniversitesi / Kocaeli University, İzmitProf. Dr. Ali GÜNGÖR - Ege Üniversitesi / Ege University, İzmir

Prof. Dr. Hikmet RENDE - Akdeniz Üniversitesi / Akdeniz University, AntalyaProf. Dr. Ali PINARBAŞI - Yıldız Teknik Üniveristesi/ Yildiz Technical University, Antalya

Prof. Dr. Sedat BAYSEÇ - Gaziantep Üniversitesi / Gaziantep University, GaziantepProf. Dr. E. İlhan KONUKSEVEN - Orta Doğu Teknik Üniversitesi / Middle East Technical University, Ankara

Prof. Dr. Erol KILIÇKAP - Dicle Üniversitesi / Dicle University, DiyarbakırProf. Dr. Mustafa YURDAKUL - Gazi Üniversitesi / Gazi University, Ankara

Prof. Dr. Atilla BIYIKOĞLU - Gazi Üniversitesi / Gazi University, AnkaraProf. Dr. Prof. Dr. Miroslaw BONEK - Silesian University of Technology, Poland

Prof. Dr. Burhan ÇUHADAROĞLU - Karadeniz Teknik Üniversitesi / Karadeniz Technical University, TrabzonProf. Dr. Leszek A. DOBRZANSKI - Silesian University of Technology, Poland

Prof. Dr. Ö. Altan DOMBAYCI - Pamukkale Üniversitesi / Pamukkale University, DenizliProf. Dr. Halim GÜRGENCI - Queensland Üniversitesi / The University of Queensland, Australia

Prof. Dr. Hyung-Man Kim - Power System and Sustainable Energy Laboratory (PSSEL), Güney KoreProf. Dr. Prof. Dr. Basim AL-NAJJAR - Linnaeus University, Sweden

Prof. Dr. Barış ÖZERDEM - İzmir Ekonomi Üniversitesi/ Izmir University of Economics, İzmirDoç. Dr. Tunç APATAY - Gazi Üniversitesi / Gazi University, Ankara

Doç. Dr. Melih Cemal KUŞHAN - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi / Eskisehir Osmangazi University, EskişehirDoç. Dr. Yiğit Taşcıoğlu - TED Üniversitesi / TED University, Ankara

Dr. Öğr. Üye. Nurdan BİLGİN - Ondokuz Mayıs Üniversitesi / Ondokuz Mayis University, SamsunDr. Varlık ÖZERCİYES - AIRBUS, UK

Dr. Öğr. Üyesi Kutluk Bilge Arıkan - TED Üniversitesi / TED University, Ankara

Yayın KuruluProf. Dr. Metin AKKÖK - Orta Doğu Teknik Üniversitesi / Middle East Technical University, Ankara

Prof. Dr. Müfit GÜLGEÇ - Çankaya Üniversitesi / Cankaya University, AnkaraProf. Dr. L. Berrin ERBAY - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi / Eskisehir Osmangazi University, Eskişehir

Prof. Dr. Cemal MERAN - Pamukkale Üniversitesi / Pamukkale University, DenizliProf. Dr. Harun Kemal ÖZTÜRK - Pamukkale Üniversitesi / Pamukkale University, Denizli

Prof. Dr. Semiha ÖZTUNA - Trakya Üniversitesi / Trakya University, EdirneDr. Öğr. Üye. Gurbet ÖRÇEN - Dicle Üniversitesi / Dicle University, Diyarbakır

Kapak ve Sayfa TasarımıCover and Page Design

Muazzez POLAT

Teknik SorumluTechnical Manager

Mehmet AYDIN

BaskıPrinted by

Ankamat Matbaacılık Sanayi Ltd. Şti.30. Cadde 538. Sokak No: 60 İvedik Organize Sanayi - Ankara

Tel: (+90 312) 394 54 94Basım Tarihi: 27 Aralık 2019

Baskı Sayısı: 1.000

Mühendis ve MakinaEngineer and Machinery

Cilt 60 Sayı 697 Ekim-Aralık 2019 Volume 60 Number 697 October-December 2019

İÇİNDEKİLER/CONTENTS

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine 262Bir İnceleme A Review on Fiber Metal Laminates and Their Usage in Aerospace IndustryOrhan GÜLCAN, Kazım TEKKANAT, Burhan ÇETİNKAYA

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu 289Optimization of Air Flow in Refrigerated Semi-TrailerTayfun GÜLER, Muhsin KILIÇ

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına 303Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler Construction Machinery Use Evaluations and Recommendations for Reducing Occupational AccidentsHalil YAKAR, Ertuğrul TAÇGIN

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma 327Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla BelirlenmesiDetermination of Mounting – Dismounting Loads via Two-Dimensional Finite Element Methods for Snap – Fit that used to Assemble Plastic Partsİlker BAHAR, Nejdet ŞEN

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi 337Mathematical Modelling of the Profile Shifted Helical GearsCüneyt FETVACI

Der

lem

e/Re

view

Der

lem

e/Re

view

Araş

tırm

a/Re

sear

chAr

aştır

ma/

Rese

arch

Araş

tırm

a/Re

sear

ch

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yayın Organı olan Mühendis ve Makina dergisi TMMOB Makina Mühendisleri Odası üyelerine ücretsiz olarak gönderilir. 1957 yılından beri yayımlanan dergimiz, hakemli bir dergidir. Dergimizle ilgili detaylı bilgi almak için www.mmo.org.tr genel ağ adresinden yararlanabilirsiniz. Telefon, faks veya e-posta aracılığıyla da bize ulaşabilirsiniz.

EBSCOP U B L I S H I N G

Dergimizin yer aldığı veritabanları

SUNUŞ

Değerli Meslektaşlarımız Merhaba,

Mühendis ve Makina dergimizde yer alan ilk makalemiz, Orhan Gülcan, Kazım Tekkanat ve Burhan Çetinkaya’nın “Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme” başlıklı çalışmasıdır. Bu çalışmanın amacı FML’lerin tarihçesi, kullanım alanları, çeşitleri ve özellikleri (statik, yorulma, darbe, korozyonve ısı dayanımı) hakkında geniş bir literatür özeti sunmak ve ilerde yapılabilecek çalışmalar hakkında fikir vermektir.

İkinci makalemiz, Tayfun Güler ve Muhsin Kılıç’ın “Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu” başlıklı çalışmasıdır. Bu çalışma kapsamında genellikle dondurulmuş ürünlerin taşınmasında kullanılan ağır izolasyonlu sınıftaki bir treyler üze-rinde çalışılmıştır. Çalışmanın temel amacı kabin içi soğutma performansının iyileştirerek taşınan ürünlerin kalitesini arttırmak ve soğutma yüklerini azaltarak yakıt tasarrufu sağla-maktır. Bu amaç doğrultusunda standart olarak sunulan araç içerisindeki hava akışı model-lenmiş ve görülen eksiklikleri giderecek bir tasarım yapılmıştır. Çalışma sonunda, havanın yeni tasarlanan kanallar vasıtasıyla aktarılması sayesinde soğuma performansının arttığı ve araç içi sıcaklık dağılımının homojen hale geldiği görülmüştür.

Üçüncü makalemiz, Halil Yakar ve Ertuğrul Taçgın’ın “Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler” başlıklı çalışmasıdır. Bu çalışmada öncelikli olarak Türkiye’deki iş kazalarında mevcut olan ista-tiksel veri bilgilendirmeleri üzerinde durulmuştur. Seçilen saha çalışması sonuçlarını da kullanarak iş makinalarını kullanan operatörlerin eğitimlerinin ve makine hakkındaki bilgi sahibi olmalarının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Son olarak da operatör eğitimi konusunda Türkiye’deki eksikliğe vurgu yapılmıştır.

Dördüncü makalemiz, Nejdet Şen ve İlker Bahar’ın “Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla Belirlenmesi” başlıklı çalışmasıdır. Bu çalışmada, araç iç döşeme-sinde kullanılan plastik bir kaplamaya ait tırnak bağlantısı için takma çıkarma yükleri iki boyutlu sonlu elemanlar analizleri yardımıyla belirlenmiştir. Günümüzde üretilen araçların hemen hemen hepsinde iç döşeme, araç dış stili, kapılar vb. gibi alt montaj gruplarında yer alan plastik parçaların montajı için vidalama ve yapıştırmanın yanında çoğunlukla esne-yebilen ve takıldığında kilitlenen geçmeli tırnak ya da buton bağlantıları kullanılmaktadır. Bu tip bağlantıların kullanılmasıyla, ilgili plastik parça sökülebilir ve değiştirebilir hale gelmektedir. Tam da bu noktada, tırnak ya da buton bağlantıları için montaj ve demontaj esnasında oluşan takma-çıkarma yüklerinin hesabı, tasarım ve sonrasındaki doğrulama ile kullanım ömrü için en önemli parametre olmaktadır. Farklı tasarım alternatiflerinin en az prototip ve en hızlı şekilde değerlendirilebilmesi için sonlu elemanlar yöntemlerinden fay-dalanılmaktadır.

Beşinci makalemiz, Cüneyt Fetvacı’nın “Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Mate-matik Modellenmesi” başlıklı çalışmasıdır. Bu çalışmada Litvin’in vektör yaklaşımından hareketle takım ve imal edilen dişli çark geometrisini tayin eden ifadeler verilmiştir. Model-lemede profil kaydırma ve asimetrik diş profili de göz önüne alınmıştır. İmal edilen dişlide evolvent bölgenin üst sınırının analitik tayini araştırılmıştır. Bir bilgisayar programı geliş-tirilerek tasarım parametrelerinin imal edilen dişli geometrisindeki etkileri incelenmiştir.

Dergimize www.mmo.org.tr/muhendismakina adresinden ulaşabilir; makale ve görüşleriniz ile destek olabilirsiniz.

Bir sonraki sayımızda buluşmak üzere...

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

PRESENTATION

Esteemed Colleagues,

The first article published in our journal Engineer and Machinery is the article titled “A Review on Fiber Metal Laminates and Their Usage in Aerospace Industry” by Orhan Gülcan, Kazım Tekkanat and Burhan Çetinkaya. The aim of this study is to provide a broad literature review about the history of fiber metal laminates (FML), their usage areas, variants and properties (static, fatigue, impact, corrosion and thermal resistance) and to suggest research areas in the future.

The second article is titled “Optimization of Air Flow in Refrigerated Semi-Trailer” by Tayfun Güler and Muhsin Kılıç. The subject of the present work is a heavy isolated semi-trailer which is generally used for the transportation of the frozen foods. Main aim of this work is improving the quality of transported foods and reduce the fuel consumption of trailer by means of better cooling performance. Therefore, air circulation of the inside of the common semi-trailer have been numerically modelled and inside of the semi-trailer have been re-designed to overcome to deficiencies which are seen in the first analysis. Final results have showed that the air channels let the homogeneous air distribution inside the refrigerated semi-trailer.

The third article is titled “Construction Machinery Use Evaluations and Recommendations for Reducing Occupational Accidents” by Halil Yakar and Ertuğrul Taçgın. This study focused on existing statistical data to inform priority in work accidents in Turkey. By using the results of the selected field work, it has been tried to draw attention to the importance of the trainings of the operators using the machines and their knowledge about the machine. Finally, the emphasis on the lack of operator training has been done in Turkey.

The fourth article is titled “Determination of Mounting – Dismounting Loads via Two-Dimensional Finite Element Methods for Snap – Fit that Used to Assemble Plastic Parts” by Nejdet Şen and İlker Bahar. In this study, mounting – dismounting load calculated by using two dimensional (2D) finite elements methods for a snap – fit connection which used in a vehicle’s covering plastic parts of internal trim. Almost all vehicles that manufactured in present, snap-fit which are so flexible and can be locked after insertion are used for mounting sub-assemblies such as internal trim, external trim, closures etc. By using this type connection, plastic parts of sub-assemblies can be mounted or dismounted. At this point, calculation of loads while mounting-dismounting become the most important variables for design and verification after design in lifetime cycle.

The fifth article is titled “Mathematical Modelling of the Profile Shifted Helical Gears” by Cüneyt Fetvacı. In this study, based on Litvin’s vector approach the equations that determine the geometries of cutter and generated gears are given. Addendum modification and asymmetric tooth profile are also taken into consideration in the mathematical model.

Analytic determination of involute parameter upper limit is investigated. A computer program is developed to generate the tooth profile of involute helical gears and to illustrate the effect of tool geometry on the generated surfaces.

You can also view the journal on the web page www.mmo.org.tr/muhendismakina and support us with your articles and comments.

Best regards until our next issue...

UCTEA CHAMBER OF MECHANICAL ENGINEERS Board of Directors

Mühendis ve Makinacilt 60, sayı 697, s. 262-288, 2019Derleme Makale

Engineer and Machineryvol. 60, no. 697, p. 262-288, 2019

Review Article

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Orhan Gülcan*1, Kazım Tekkanat2, Burhan Çetinkaya3

ÖZGünümüzün rekabetçi havacılık ortamında, yüksek performanslı ve hafif uçakların tasarlanması, üretilmesi ve bu kapsamda, yeni üretim metodlarının ve yeni üretim malzemelerinin kullanılması önem arz etmek-tedir. Bu amaçla, Delft Üniversitesi tarafından geliştirilen Fiber metal laminatlar (FML), yüksek yorulma dirençlerinden dolayı, uçaklarda kullanılan geleneksel alüminyum malzemelere alternatif olarak kullanıla-bilecek özel kompozit malzemelerdir. Bu çalışmanın amacı FML’lerin tarihçesi, kullanım alanları, çeşitleri ve özellikleri (statik, yorulma, darbe, korozyonve ısı dayanımı) hakkında geniş bir literatür özeti sunmak ve ilerde yapılabilecek çalışmalar hakkında fikir vermektir.

Anahtar Kelimeler: Laminat, fiber, arall, carall, glare

A Review on Fiber Metal Laminates and Their Usage in Aerospace Industry

ABSTRACTIn todays competitive aerospace environment, it is very important to design and produce aircrafts with high performance and lightweights and in this context, to find new production processes and new production materials. Forth is reason, Fiber metal laminates (FML) developed by Delft University, are special composite materials that can be used as an alternative to the conventional aluminium materials used in aircrafts for their high fatigue resistance. The aim of this study is to provide a broad literature review about the history of FML, their usage areas, variants and properties (static, fatigue, impact, corrosion and thermal resistance) and to suggest research areas in the future.

Keywords: Laminate, fiber, arall, carall, glare

* İletişim Yazarı Geliş/Received : 10.10.2018 Kabul/Accepted : 02.04.2019 1 Dr., FAUS Machinery, Ankara - [email protected], ORCID: 0000-0002-6688-2662 2 Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. - [email protected], ORCID: 0000-0001-6346-16113 Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. - [email protected], ORCID: 0000-0002-4653-0467

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 263

GİRİŞUçak şirketleri için, işletim masraflarının yaklaşık % 20’sini bakım onarım masraf-ları oluşturmaktadır. Bundan dolayı, bakım onarım masraflarını azaltmak için daha dayanaklı, uçağın ağırlığını azaltmak için ise daha hafif parçaların tasarlanması ve buna uygun malzemelerin kullanılması önem arz etmektedir [1]. Uçak performansını arttırmak için uçağın yapısal ağırlığının azaltılması ve bu amaçla farklı malzemele-rin kullanılması (alüminyum, titanyum, kompozit malzemeler vb.) üzerine yapılan çalışmalar on yıllar öncesine gitmektedir. Fiber metal laminatlar (FML), bu amaçla geliştirilen ve kullanılan, 0,2-0,5 mm ince metal levhaların (alüminyum, çelik, mag-nezyum ve titanyum) arasına fiber/epoksi katmanlar (aramid, cam, karbon) serilerek oluşturulan hibrit malzemelerdir (Şekil 1) [2].

FML’ler, yüksek mekanik ve yorulma özelliklerinden dolayı, kargo zemini, gövde kabuğu gibi uçağın farklı bölgelerinde kullanılmaktadır. Farklı amaçlarla kullanılacak FML’ler üretilirken öncelikle fiber/epoksi katmanın daha iyi yapışabilmesi için metal katmanın mekanik ya da kimyasal olarak (kromik asitle ya da fosforik asitle dağlama) aşındırılması gerekmektedir. Metal ve fiber/epoksi katmanlar serildikten sonra otok-lavda kürleme işlemi uygulanır. Kürlemeden sonra malzemede biriken kalıntı geril-melerin giderilmesi için parçalar esnetilebilir [3].

Literatürden elde edilen bilgilere göre, FML’lerin avantajları şu şekilde sıralanabilir;

• FML’lerde bulunan fiberler, bir çatlak meydana geldiğinde Şekil 2’de görüldüğü gibi metal katmanlar arasında yükün akmasını sağlar. Bu olaya fiber köprüleme adı verilir [4]. Fiber köprüleme özellikleri sayesinde, FML’lerin yorulma daya-nımları yüksektir.

Şekil 1. Fiber Metal Laminatlar [2]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019264

• Özellikle azami çekme dayanımı ve kör çentik dayanımı dikkate alındığında, FML’ler yekpare alüminyumlara göre daha üstün özelliklere sahiptir [5].

• Yapılan deneylerde FML’lerin darbe dirençlerinin yekpare alüminyuma göre yüksek olduğu belirtilmiştir [6].

• Yekpare alüminyumlara göre aynı kalınlıktaki FML’lerin yoğunlukları daha dü-şüktür. Dolayısıyla uçak sanayii gibi ağırlığın önemli bir tasarım kriteri olduğu durumlarda kullanılabilmektedir [7].

• FML’lerin çevresel koşullara dayanımı (korozyon direnci, nem direnci vs.) yek-pare alüminyumlara göre yüksektir [8].

• FML’lerde kullanılan elyafın yüksek ergime sıcaklığından dolayı, FML’lerin yangına karşı dirençleri çok yüksektir.

FML’lerin dezavantajları ise şu şekilde sıralanabilir;

• Kanat gövde bağlantısı gibi kalınlığın 10-15 mm’ye çıktığı bölgelerde 18-20 kat-man FML kullanmak gerekebilir. Bu durumda iş gücü ve üretim maliyetleri ciddi oranda artmaktadır [9].

• En dış katmanda kullanılan metal malzemenin düşük kalınlığından dolayı, havşa başlı perçin, vida vs.’nin kullanılması imkansız olabilmektedir [9].

• Metal ve elyaflar arasında galvanik korozyon riski vardır.

Şekil 2. Fiber Köprüleme Olayı [4]

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 265

FML’lerin bahsedilen bu avantajlarından dolayı birçok uçak firması, geliştirme veya uygulama aşamasında farklı FML türlerini uçakların farklı bölgelerinde kullanmak-tadır (Tablo 1).

Bahsedilen bu kullanımlarının haricinde, uçak sistemleri için özel olarak geliştirilen FML’ler de vardır. Uçaklardaki hücum kenarlarının uçuş sırasında buzlanmaması için, ısıtılması gerekir. Konvansiyonel olarak, motorlardan gelen sıcak hava, borular yardımıyla hücum kenarlarına üflenir ve bu sayede buzlanma önlenmiş olur. Fakat bu durumda, kullanılan borular ve sistemler uçağın daha fazla ağırlaşmasına yol aç-maktadır. Konvansiyonel yönteme alternatif olarak FML’lerde metal ve fiber/epoksi katmanın arasına bakır ısıtıcı elemanlar eklenebilir. Bu sayede ısıtıcı elemanlar dış çevresel etkilerden dıştaki metal katman sayesinde korunmuş olur. Ayrıca fiber/epoksi katman sayesinde de ısıtıcı elemanlar elektriksel olarak korunur (Şekil 3) [11].

FML’lerin bir diğer avantajı ise çok büyük uçak gövde panellerinin uç uca birleştirme yöntemi ile üretilebilmesine imkan vermesidir. Bu yöntemde, Şekil 4’teki gibi pa-

Tablo 1. FML’lerin Farklı Firmalar Tarafından Kullanımı [10]

Firma/Uçak FML’nin kullanıldığı uçak ve

parça tipi Mevcut durum FML tipi

Bombardier DHC 8 alt flap kabuğu Geliştirme ARALL Lockheed Martin C130 alt flap kabuğu Geliştirme ARALL Bombardier Test gövdesi Geliştirme ARALL/GLARE Deutsche Aerospace Airbus test gövdesi Geliştirme GLARE Cessna Test gövdesi Geliştirme GLARE Deutsche Aerospace Airbus arka basınç duvarı Geliştirme GLARE Aerospatiale A330/A340 kokpit tavanı Geliştirme GLARE USAF C-5 gövde tamir yamaları Geliştirme GLARE US Airways 737 kargo zemini Geliştirme GLARE Garuda MD-11 kargo zemini Geliştirme GLARE Northwest Airlines A320/321 kargo zemini Geliştirme GLARE Air Canada A320 kargo zemini Geliştirme GLARE Boeing 737 Alt flap kabukları Geliştirme GLARE USAF C17 arka kargo kapısı Uygulama ARALL US government T38 sırt kaplamaları Uygulama ARALL Fokker F100 çatlak stoperi Uygulama ARALL Boeing 777 Kargo zemini Uygulama GLARE United 737 ve 757 Kargo zemini Uygulama GLARE Quantas All Boeing Aircraft Kargo zemini Uygulama GLARE Midwest Express DC9 Kargo zemini Uygulama GLARE Aviation Equipment Structures Kargo zemini Uygulama GLARE Bombardier Lear 45 ön duvarı Uygulama GLARE AT&T Uçak elektronik kabinleri Uygulama GLARE

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019266

neller otoklav’ın içine sığacak büyüklüğe kadar uç uca eklenir ve bu haliyle kalıpta şekil verilir. İlgili parça, otoklav’da kürlendikten sonra ise uçak gövdesinde kullanıla-bilmektedir. Bu sayede ayrı ayrı üretilmiş uçak gövde panellerinin perçinle bağlantı-sından kurtulunmuş ve hem ağırlık hem de maliyet yönünden kazanç sağlanmış olur [12].

Şekil 3. Isıtıcı eleman eklenmiş FML [11]

Şekil 4. Uç Uca Birleştirme Yöntemi İle Büyük Gövde Panellerinin Üretimi [12]

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 267

2. TARİHÇEİkinci dünya savaşından sonra kompozit malzemeler, yüksek korozyon ve yorulma dirençleri ve yüksek mukavemetleri sayesinde özellikle havacılık sanayiinde artan oranda kullanılmıştır. Fakat kompozit malzemelerin darbe davranışlarının düşük ol-ması, darbe davranışlarının yüksek olduğu FML’lerin geliştirilmesine yol açmıştır [13]. FML’lerin tarihçesi 1945’li yıllarda Rob Schliekelmann’ın Fokker firmasında alüminyum tabakaları yapıştırıp otoklavda kürlemesine dayanmaktadır. Jaap Schijve bu metal tabakalarda yorulma çatlaklarının ilerlemesinin yavaş olduğunu fark etmiş-tir: çatlak bir tabakada ilerlese bile, diğer tabakalar buna engel olmaktadır [14]. Bunun üzerine, Jaap Schijve ve Boud Vogelesang karbon ve aramid takviyeli metal plakaları yapıştırarak Delft üniversitesinde başarılı sonuçlar elde etmişlerdir. Fakat deneyler ve testler ilerledikçe delaminasyon (yapıştırıcının metalden ayrışması) problemi ile karşılaşmışlardır. Çatlağın olduğu ama delaminasyonun olmadığı durumda fiberler çok uzuyor ve sonunda kırılıyor, delaminasyon olduğu durumda ise bu sefer çatlak çok açılıyor ve çok hızlı bir şekilde ilerliyordu. Çatlak büyümesi ve delaminasyon arasında dengenin bulunması gerekiyordu. Bu amaçla Marissen, aramid fiber-alümin-yum plakalar kullanılanarak elde edilen hibrit malzemelerdeki yorulma çatlak ilerle-yişini hesaplayacak analitik model üzerinde çalışmıştır. Delft üniversitesinde yapılan çalışmalar, üniversitenin, aramid fiber üreten AKZO firması, ince metal plakalar üreten ALCOA firması ve yapıştırıcı üreten 3M firması ile ortak çalışmalar yapmalarına yol açmıştır [15].

1950’lerde F-27’lerin, 1960’larda ise F-28’lerin geliştirilmesinden sonra Fokker fir-ması yeni bir uçak geliştirmediği için, aramid fiber takviyeli FML’ler ve sonrasında (1990’lar) cam elyaf takviyeli FML’lerin yeni bir uçakta kullanılma çalışmaları yarım kalmıştır. Fakat daha sonra Hollanda Havacılık Programları Kurulu’nun (NIVR) des-tekleri ile 1984 yılında Fokker, Delft üniversitesi ve ALCOA, daha önceden Fokker tarafından üretilen ve başarılı bir şekilde uçan F-27 kanadının bir parçasının aramid takviyeli alüminyum laminatlar ile üretilmesi konusunda anlaşmışlardır. ALCOA fir-ması 2 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğinde bir kanat parçası üretme taahhü-dünde bulunmuştur (o zamana kadar üretilen en büyük parça A4 kağıdı boyutlarında idi). Aramid takviyeli alüminyum laminatlar 1982/83 yılında ALCOA firması tara-fından ARALL adı altında ticarileştirilmiştir. İlk başta ARALL 1 ve 2’yi ticarileşti-ren ALCOA, 1987 yılında ARALL 3 ve 4’ü piyasaya sürmüştür [16]. Yapılan uzun çalışmalardan sonra, 1985 yılında ARALL ile üretilen ilk parça Paris Air Show’da sergilenmiştir (Şekil 5) [15].

Basma durumunda, ARALL’ın düşük yorulma özelliklerini arttırmak için, alüminyum plakalar arasına camın serildiği FML’ler (GLARE) geliştirilmiştir. GLARE, 1987 yı-

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019268

lında AKZO tarafından patentlenmiş, 1989’da Airbus A330/340’ın gövdesinde test edilmiş ve ilk kez 1990’lı yıllarda Boeing 777’nin kargo zemininde ve Bombardier 125’in kirişlerinde kullanılmıştır [15, 17].

3. FML’LERİN ÇEŞİTLERİFML’ler, kullanılan metallerin cinsine göre ARALL (Aramid Reinforced Aluminum Laminates), CARALL (Carbon Reinforced Aluminum Laminates), GLARE (Glass Reinforced Aluminum Laminates) gibi isimlerle adlandırılmaktadır. Bunların hari-cinde FML’lerde alüminyum yerine magnezyum gibi farklı malzemelerin kullanımı da denenmiş ama istenilen darbe, yorulma ve statik özellikler elde edilememiştir [18]. Karbon fiber takviyeli titanyum laminatlar (TiGr) literatürde çalışılmış ama ticarileş-memiştir [19, 20].

Farklı FML’leri birbirinden ayırabilmek için basit bir kodlama sistemi geliştirilmiştir. GLARE 6 kademede, ARALL ise 4 kademede Tablo 2’deki gibi sınıflandırılır [2].

Örneğin; GLARE 2B-5/4-0,5 denildiğinde, tablodaki GLARE 2B’ye karşılık gelen oryantosyanlarda, 5 metal, 4 fiber katmandan (5/4) oluşan ve metal katman kalınlığı 0,5 mm olan FML malzeme kastedilmiş olmaktadır [2].

Şekil 5. ARALL ile Üretilen F-27 Paneli [15]

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 269

3.1 ARALL

İlk kez Fokker F-27 uçaklarının kanat alt kabukları ve Boeing C-17’nin kargo kapağı için geliştirilen ARALL’da aramid fiberler ve alüminyum plakalar kullanılır. ARALL yüksek yorulma direncine, yüksek Young modülüne ve düşük ağırlığa sahiptir fakat bükülme, burulma ve basma durumunda üstün özelliklerini kaybetmektedir. Ayrıca nem emmektedir [22, 3].

ARALL, F-27 uçaklarında kullanılarak %30 ağırlık kazancı ve daha uzun ömür sağ-lanmıştır [23]. ARALL, her ne kadar malzemenin yorulma özelliklerini arttırıyorsa da, delik delinmesi durumunda mekanik özelliklerde ciddi azalma meydana gelmek-tedir. Ayrıca bazı durumlarda fiber kırılması da yaşanabilmektedir [23]. ARALL’da fi-berlerin birbiri ve reçine ile olan bağlantısı zayıftır. Dolayısıyla istenilen mukavemeti sağlayabilmek için toplam hacmin en fazla %50’si kadar fiber kullanılabilmektedir [22]. ARALL’daki fiberlerin tek yönlü dizilimi, iki boyutlu yüklere maruz kalan uçak gövde kabuğu gibi yerlerde bu malzemenin kullanımını engellemektedir [24].

3.2 GLARE

GLARE, üstün çekme ve basma mukavemetine sahiptir, nem emmez, darbe direnci yüksektir. Fakat ARALL’a göre ağırlığı fazladır [3]. GLARE’deki cam fiberlerin reçi-neye bağlanmaları, ARALL’daki aramid fiberlerin reçineye bağlanmalarına göre daha iyi olduğu için, GLARE’deki fiber/epoksi elyaflar iki yönlü serilebilmektedir [24].

3.3 CARALL

ARALL’ın düşük basma direncine karşı geliştirilen CARALL’da alüminyum plakalar arasına karbon fiberler serilir. CARALL sayesinde metallerle aynı mukavemete sahip

FML tipi Metal tabaka

Metal tabaka kalınlığı

(mm) Fiber

Fiber katman oryantasyonu

(o)

Fiber katman kalınlığı

(mm)

Kürleme Sıcaklığı

(oC) Reçine

GLARE 1 7475-T761 0,2-0,4 S2 cam 0/0 0,25 120 FM94 GLARE 2A 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam 0/0 0,25 120 FM94

GLARE 2B 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam 90/90 0,25 120 FM94

GLARE 3 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam 0/90 0,25 120 FM94

GLARE 4A 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam 0/90/0 0,275 120 FM94

GLARE 4B 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam 90/0/90 0,275 120 FM94

GLARE 5 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam 0/90/90/0 0,5 120 FM94

GLARE 6A 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam +45/-45 0,25 120 FM94

GLARE 6B 2024-T3 0,2-0,5 S2 cam -45/+45 0,25 120 FM94

ARALL 1 7075-T6 0,2 Aramid 0/0 0,22 120 AF163-2 ARALL 2 2024-T3 0,2 Aramid 0/0 0,22 120 AF163-2 ARALL 3 7475-T761 0,2 Aramid 0/0 0,22 120 AF163-2 ARALL 4 2024-T8 0,2 Aramid 0/0 0,22 175 AF191

Tablo 2. GLARE ve ARALL’ın Sınıflandırmaları [21,2]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019270

ama daha hafif uçak parçaları üretilebilmektedir [25]. Fakat CARALL’ın en büyük dezavantajı galvanik korozyona maruz kalmasıdır.

4. FML’LERİN ÖZELLİKLERİ

4.1 Statik Özellikler

FML’lerin havacılıkta geleneksel olarak kullanılan alüminyumlara göre en önemli avantajı yorulma dirençlerinin yüksek olması ise de, birçok FML’nin statik özellik-leri, alüminyuma eşdeğer veya yüksektir. Yekpare alüminyum yerine statik özellik-leri daha yüksek FML’lerin uçak sanayiinde kullanılması durumunda ciddi ağırlık kazançları sağlanabilmektedir. Üzerine basma yüklerinin geldiği panellerde, yekpare alüminyum yerine GLARE kullanıldığı durumlarda, panele uygulanan yükün mikta-rına göre değişmekle beraber %3-13 civarında ağırlık azalışı sağlanabildiği literatürde belirtilmiştir [19].

FML’lerin statik özelliklerini ölçmek için ASTM D3039 standardına göre testler ya-pılmaktadır [3]. Elde edilen test sonuçlarına göre FML’lerin statik özellikleri fiber/epoksi elyaf malzemesine ve dizilimine ve metal malzemesine bağlıdır [26].

Farklı ARALL ve GLARE türleri için, literatürde bulunan çekme statik özellikleri Tablo 3’te verilmiştir [10].

ARALL ve GLARE’e ait basma statik özellikleri ise Tablo 4’te gösterilmiştir.

FML tipi Yön Azami Çekme

Mukavemeti (MPa) Akma Mukavemeti

(MPa) Çekme Elastik Modülü (GPa)

Azami gerinim (%)

ARALL 1 L 800 641 67,6 - LT 386 331 48,3 -

ARALL 2 L 717 366 66 2,5 LT 317 228 53 12,7

ARALL 3 L 821 607 66 2,2 LT 373 331 49 8,6

ARALL 4 L 731 373 64,1 - LT 338 317 49 -

GLARE 2 L 1213 393 66 4,7 LT 317 228 50 10,8

GLARE 3 L 745 303 58 4,7 LT 745 303 58 4,7

GLARE 4 L 1027 352 57 4,7 LT 607 285 50 4,7

GLARE 5 L 683 - 70 - LT 683 - 70 -

Tablo 3. GLARE ve ARALL’ın Çekme Statik Özellikleri [10, 21]

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 271

Tablo 3 ve 4 incelendiğinde çekme ve basma durumunda Young modülünün çok de-ğişmediği görülmektedir.

FML’lerin kayma dayanımları incelendiğinde ise literatürde yapılan çalışmalara göre, FML’lerin kayma modülü ve kayma akma dayanımı, yekpare 2024-T3 Al’ye göre %50 daha azdır [28]. ARALL ve GLARE’e ait kayma dayanımları Tablo 5’te veril-miştir.

Tablo 4. ARALL ve GLARE’in Basma Statik Özellikleri [27, 21]

FML tipi Yön Basma Akma

Mukavemeti (MPa) Basma Elastik Modülü (GPa)

ARALL 1 L 372 70 LT 393 52

ARALL 2 L 262 67 LT 234 52

ARALL 3 L 345 66 LT 365 50

GLARE 1 L 424 67 LT 403 51

GLARE 2 L 414 67 LT 236 52

GLARE 3 L 309 60 LT 306 60

GLARE 4 L 365 60 LT 285 54

FML tipi Yön Kayma Akma

Mukavemeti (MPa) Kayma Elastik Modülü (GPa)

ARALL 2 L-LT 111 17 LT-L 111 16

ARALL 3 L-LT 117 17 LT-L 117 16

GLARE 2 L 112-122 13,6-16,1 LT 112-122 13,6-16,1

GLARE 3 L 115-125 16,4-18,4 LT 115-125 16,4-18,4

GLARE 4 L 100-111 13,4-15,6 LT 100-111 13,4-15,6

Tablo 5. ARALL ve GLARE’in Kayma Özellikleri [10, 21]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019272

Şekil 6. FML’ler ile Al 2024-T3’ün Statik Özelliklerinin Karşılaştırılması [2]

Şekil 7. FML ve Yekpare Alüminyuma, Tek Yönde Isıtılma Durumunda Uygulanan Basma ve Çekme Test Düzeneği [29]

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 273

Grigoriou ve Mouritz, 6,4 mm kalınlıkta, 2024 Al ve cam elyaftan oluşan GLARE ile yekpare 2024-T3 Al’nin yanma direncini karşılaştırdıkları çalışmalarında, Şekil 7’deki gibi bir test düzeneği kullanmışlardır. Isının uygulanma süresi arttıkça FML ve yekpare alüminyumun ısınmasının hemen hemen aynı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ısının uygulanma süresi arttıkça, FML’lerin çekme dayanımlarının (yekpare alümin-yuma göre daha az) ciddi oranda azaldığı belirtilmiştir [29].

4.2 Yorulma Özellikleri

Uçaklarda, basınçlı gövde kabukları ve alt kanat kabuğu gibi yorulmanın kritik oldu-ğu bölgelerde, yorulma direnci yüksek malzemelerin kullanılması önem arz etmekte-dir. FML’lerde kürleme sırasında meydana gelen kalıntı gerilmeler ve dış yüklemeler kaynaklı gerilmelerden dolayı metal katmanda yorulma çatlağı başlar ve ilerler [30]. Fakat metal katmanda başlayan bu çatlak ilerlerken, fiber/epoksi katman çatlağın ilerlemesine engel olur. Fiber köprüleme adı verilen bu olay sayesinde FML’lerdeki (özellikle GLARE’deki) çatlak ilerlemesi, yekpare alüminyuma göre 10-100 kat daha yavaş olur [28]. Alderliesten, yekpare 2024-T3 Al ve GLARE 3-3/2-0.3 numunele-rin çatlak başlangıcı ve ilerlemesi aşamasındaki yorulma ömürlerini karşılaştırmıştır. Şekil 8’de görüldüğü gibi çatlak başlangıcı GLARE’de 2024-T3’e göre daha kısa sürede meydana gelmektedir fakat çatlağın kırılmaya neden olması için ilerlemesi daha önemlidir. GLARE malzemenin köprüleme nedeniyle çatlak ilerlemesi 2024-T3’e göre kat kat yavaştır ve bu sebepten yorulma ömrü çok daha fazladır [21].

Yorulma ömrü iki aşamaya ayrılabilir; bir çatlağın başlaması için gerekli olan yük-leme döngüsü sayısı ve çatlağın parçada kritik seviyeye gelmesi için gerekli olan yükleme döngüsü sayısı. FML’lerde bu iki aşamayı birbirinden net bir şekilde ayıran bir ayrım yoktur. Kürleme sırasında oluşan ısıl kalıntı gerilmeler, FML’lerin yükten kurtulmaları sonucunda, metal yüzeyinde çekme gerilmelerinin oluşmasına yol açar. Dolayısıyla FML’lerdeki gerilim seviyeleri yekpare malzemelerdeki gerilim seviye-lerinden yüksektir. FML’lerdeki yüksek çekme gerilmeleri, çatlağın başlama süresini dolayısıyla yorulma ömrünü azaltır [2]. Beumler, GLARE malzemelerde, 1 mm çatlak oluşması için gerekli süreyi (çatlak başlama süresi) incelediği çalışmada, her ne ka-

Şekil 8. 2024-T3 ve GLARE numunelerinin Çatlak Başlangıcı ve Çatlak İlerlemesi Ömürlerinin Karşılaştırılması [21]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019274

dar GLARE’deki çatlak başlama süresi yekpare alüminyuma göre kısaysa da, GLA-RE’deki çatlağın perçinli bağlantıların akma dayanımını etkilemediğini belirtmiştir [31]. Roebroeks’un da belirttiği gibi perçinli bağlantılarda, çatlak meydana geldikten sonra, eğer malzeme yekpare alüminyum ise yorulma döngüleri arttıkça bağlantının mukavemeti çok hızlı bir şekilde düşmekte ve çatlak ilerlemektedir. FML’lerde ise perçinli bağlantıda çatlak başladığında, bağlantının mukavemeti çok yavaş bir şekilde düşmekte, hatta sabit kalmaktadır. Dolayısıyla FML’lerde çatlak muayene periyotları uzun tutulabilir ve bu sayede bakım onarım maliyetleri düşürülebilir [32]

Uçaklar farklı ortamlarda çok düşük (yüksek irtifada uçarken) veya yüksek (apronda sıcak havada tutulurken) sıcaklıklara maruz kaldığı için, bu sıcaklık değişimlerinin malzemenin yorulma direncine etkisinin incelenmesi önem arz etmektedir. Kieboom, GLARE ile üretilen parçalardaki çatlak başlangıcını farklı sıcaklıklarda denemiş ve 70 ve 20 oC’de benzer davranışlar gözlemiştir. -55 oC’de çatlak başlama ömrü, yek-pare alüminyum ile benzer şekilde, ciddi oranda artmıştır. GLARE’de, çatlak başla-ma ömrü üzerinde sıcaklığın ciddi bir etkisinin olmadığı belirtilmiştir [33]. Çatlak ilerleme hızı ise yüksek sıcaklıklarda artmakta, düşük sıcaklıklarda azalmaktadır [34].

FML’lerin bahsedilen bu üstün yorulma direncinden dolayı, farklı uçaklardaki yorul-maya maruz kalan bölgelerde kullanılması üzerine literatürde çalışmalar yapılmıştır. Mattousch, CN-235 uçaklarının kanat gövde bağlantı kulağını 25 tabaka metal plaka kullanarak Glare 1 olarak üretmiştir (Şekil 9). Uçuş simülasyon testlerinde denenen kulakçıkta 120000 uçuşta bile herhangi bir çatlak meydana gelmemiştir. Yükleme ko-şulları üç defa 1,25 oranında arttırılmasına rağmen yine 120000 uçuşta çatlak oluş-mamıştır [35].

Şekil 9. Glare 1’den Üretilen Uçak Kanat Gövde Bağlantı Kulağı (kulak kalınlığı .75 in, delik çapı 1.75 in) [35].

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 275

Airbus A-340 gövde kabuk panelleri üzerinde yapılan testlerde ise 1,4 mm kalınlıkta Glare 3 malzeme ve 1,6 mm kalınlıkta 2024-T3 malzeme kullanılmıştır. Kırılmış bir kirişin altındaki ve kırılmış bir çerçeve parçanın altındaki 75 mm uzunlukta testere ile kesilmiş bölgedeki çatlak ilerleyişinin incelendiği çalışmada, Glare 3 malzemede çat-lağın çok yavaş ilerlediği belirtilmiştir (Şekil 10). Glare 3 malzemenin yoğunluğunun da düşük olmasından dolayı (Glare 3: 2.52 g/cm3, 2024-T3: 2.78 g/cm3), kullanımının avantajlı olduğu belirtilmiştir [36]

4.3 Darbe Direnci

Uçaklar, bakım kazaları, kargo veya servis aracı çarpışması, alet düşmesi gibi düşük-hızlı darbe hasarı oluşturabilecek olayların yanı sıra dolu yağması, kuş çarpması, pist üzerindeki yabancı maddeler gibi yüksek-hızlı darbe hasarı oluşturabilecek olaylarla karşılaşmaktadır [37]. Vogelesang ve Vlot, 71 adet Boeing 747 gövdesinin hasar tami-rini inceledikleri çalışmalarında, toplam tamirin %57,6’sının yorulma çatlaklarından, % 29,4’ünün korozyondan ve % 13’ünün ise darbe hasarlarından kaynaklandığını be-lirtmişlerdir [1, 6]. Dolayısıyla FML’ler uçaklarda kullanılırken, darbe davranışlarının bilinmesi önem arz etmektedir [38]. Uçak yapılarında karşılaşılan darbe çeşitleri 3 başlığa ayrılabilir; düşük-hızlı darbe, yüksek-hızlı darbe ve patlama. FML’ler hem

Şekil 10. Airbus A-340 Gövde Kabuk Panelleri Üzerinde Yapılan Çatlak İlerleme Test Sonuçları [36]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019276

metal hem de kompozit katmanlardan oluştuğu için; darbe etkisi sonucu plastik de-formasyon, matris çatlağı, kompozit katmanlarda delaminasyon, metal katmanlarda burkulma ve farklı katmanlar arası ayrılma gibi hasar tipleri gözlemlenmektedir [39].

Yekpare metallerde, uçağa yerde iken örneğin taşıma arabasının çarpması gibi düşük hızda meydana gelen çarpmalar ya da kuş çarpması gibi yüksek hızda meydana ge-len çarpmalar, metalin sünekliğinin yüksek olmasından dolayı ciddi bir sorun teşkil etmez. Çünkü yekpare metaller, akma sınırına kadar ciddi miktarda darbe enerjisini absorbe edebilirler. Kompozit malzemeler ise daha kırılgandır ve daha az darbe ener-jisini absorbe ederler. FML’lerde ise fiber/epoksi malzemenin düşük darbe davranışı, metallerin yüksek darbe davranışı ile birleştirilmiş olur [17]. FML’ler düşük hızdaki darbelere karşı güçlü bir mukavemet gösterirler. Darbe durumunda, GLARE, darbe enerjisini, delaminasyon başlangıcı ve yayılması ile plastik deformasyon yoluyla sö-nümler [40]. Kompozit malzemelerle karşılaştırıldığında, metal ve fiber/epoksi kat-manın yapıştırılmasından dolayı, FML’ler düşük hızdaki darbelere maruz kaldıktan sonra yüksek enerji emilimi ve düşük hasar gösterirler [41]. Bienias ve Jakubczak, 0,5 mm kalınlıkta 2 kat 2024-T3 Al plakalar ve 1 kat 0,13 mm kalınlığında fiber/epoksi elyaf kullanarak elde ettikleri FML’lerin düşük hızdaki (<10 m/s) darbe davranışlarını inceledikleri çalışmalarında, darbe anında hasarın beş aşamada büyüdüğünü belirt-mişlerdir [42].

FML’lerde darbe anında, darbeye maruz kalan en dıştaki Al tabaka, darbe şiddetinin fiber/epoksi elyafa aktarılmasında bariyer görevi görür. Darbeye maruz kalmayan en dıştaki Al katman ise delaminasyonun artmasını önler. Yani, darbe sonrası meydana gelen hasar sadece darbeye maruz kalan bölgede oluşur. Bu özellik, FML’leri ve özel-likle GLARE’i, darbeye dayanıklı yapılar için uygun bir malzeme haline getirir [43]. Aynı ağırlıktaki yekpare alüminyuma göre FML’lerin balistik dirençlerinin % 15 fazla olduğu literatürde belirtilmiştir [44]. Bundan dolayı, Airbus A380’in yatay ve dikey kuyruk hücum kenarlarında FML malzemeler kullanılmaktadır [28].

Farklı FML türlerinin darbe davranışı farklılık göstermektedir. Düşük enerjili darbe-lerde (2,35 J) CARALL’da herhangi bir deformasyon olmadığı, darbe enerjisi arttıkça (9,4 J) Al tabakada çatlakların oluştuğu, fiber epoksi katmanda ise bozulmalar meyda-na geldiği literatürde belirtilmiştir [45]. 1,828 mm GLARE 4-3/2 ve 1,562 mm GLA-RE 5-2/1 kullanılarak yapılan darbe testlerinde, darbe sonucunda delik oluşması için gerekli olan enerjinin GLARE’de, yekpare Al’ye göre daha fazla olduğu belirtilmiştir. GLARE’in darbe özelliklerinin, yekpare Al’den daha iyi olduğu yapılan özgül enerji, hasar alanı ve kalıcı sapma ölçüm ve testleri sonucunda belirtilmiştir [46]. Morinie-re, GLARE 5-2/1-0,4 malzemenin düşük hızdaki darbeye karşı davranışını incelediği çalışmada, darbe sırasında malzeme tarafından emilen enerjinin darbe enerjisine ora-nının, GLARE’de % 78 iken, 0,4 mm, iki adet Al plakanın 0,5 mm kalınlıkta yapıştı-rıcı ile yapıştırılmasıyla oluşan hibrit malzemede % 100 çıktığını belirtmiştir. Yani Al

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 277

hibrit malzemede darbe sonucu delik oluşmuşken, GLARE’de bu hasar daha düşük olmuştur [47]. İki farklı kalınlıkta (0,3 ve 0,5 mm) Al 1050 plakalar kullanılanarak ha-zırlanan GLARE’in balistik test sonuçlarına göre, GLARE, Al laminat veya yekpare Al’ye göre, çarpma sonucunda daha az deformasyona uğramaktadır [48]. Morinière ve ark., 1,3 mm kalınlıktaki GLARE 5-2/1-0.4 ve 2024-T3 malzemelerin darbe dav-ranışını inceledikleri çalışmalarında, GLARE’in 2024-T3’ten %86 daha fazla darbeye dayanıklı olduğunu bunun sebebinin ise GLARE’i oluşturan ince katmanların daha fazla darbe enerjisi sönümlemeleri olduğunu belirtmişlerdir [49]. Langdon ve arka-daşları 200x200 mm boyutlarındaki GLARE 3 malzemenin 200 mm uzaklığında PE4 patlayıcı patlatarak, patlama sonucunda GLARE malzemede oluşan deformasyonu incelemişlerdir. GLARE malzemenin diğer metaller veya kompozitlere göre çok daha üstün darbe direncine sahip olduğu belirtilmiştir [50]. Vlot ve Krull, GLARE’in yek-pare Al’ye göre, 10 m/s hızla yapılan düşük hızlı darbe testlerinde %15 daha iyi, 100 m/s hızla yapılan yüksek hızlı darbe testlerinde ise 2-3,5 kat daha iyi darbe direnci gösterdiğini belirtmişlerdir [51]. GLARE ve kaplamasız 2024-T3 Al malzemenin dar-be davranışları karşılaştırıldığında (Şekil 11), GLARE’in daha yüksek darbe direncine sahip olduğu literatürde belirtilmiştir [1].

Yapılan çalışmalar darbe sırasında ARALL ve CARALL’ın fiber hasarından dolayı, GLARE’in ise laminatların dizilimine bağlı olarak fiber ve Al hasarından dolayı zarar gördüğünü göstermiştir [52]. FML’lerin darbe davranışları incelendiğinde, en fazla

Şekil 11. GLARE ve 2024-T3’ün Darbe Dirençleri [1]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019278

kalıcı hasar CARALL’da, daha sonra GLARE’de, en son ARALL’da meydana gelir. Hasar genişliği ise en düşük GLARE’de çıkar [53, 54]. Yu ve ark. CARALL’ın dü-şük hızlı darbe davranışı üzerine yaptıkları deneysel ve sayısal analiz çalışmalarında, CARALL’ın içerisinde bulunan karbon fiberlerin mukavemetinin GLARE’deki cam fiberlerin mukavemetinden yüksek olmasından dolayı, darbe direncinin daha yüksek olduğunu, kullanılan Al çeşidine göre, Al’nin akma dayanımı arttıkça CARALL’ın darbe direncinin arttığını belirtmişlerdir [55]. GLARE’de kullanılan cam/epoksi elya-fın, ARALL’da kullanılan aramid/epoksi elyafa göre daha mukavim ve sünek olma-sından dolayı, GLARE’in darbe toleransı daha yüksektir. Bundan dolayı düşük hızda-ki darbelerde, GLARE’in darbeye maruz kalmayan yüzeylerinde çok küçük çatlaklar oluşurken, ARALL’ınkinde ciddi deformasyonlar/çatlaklar oluşur [56].

FML’lerin darbe davranışını metal ve fiber/epoksi malzemelerin cinsi, fiber/epoksi elyafların dizilimi, darbe yeri, darbe uygulanan cismin şekli, hedef şekli, metal hac-mi oranı vs. gibi parametreler etkilemektedir [57]. Kürlemeden sonra metalde oluşan çekme ve fiber/epoksi’de oluşan basma kalıntı ısıl gerilmelerin ise, malzemenin dar-be davranışına ciddi bir etkisinin olmadığı belirtilmiştir [58]. FML’lerde fiber/epoksi katman sayısı arttıkça malzemenin darbe direncinin arttığı birçok çalışmada belirtil-miştir [59-61]. Fiber/epoksi katmanda kullanılan fiber miktarının artmasının ise dar-be direncini arttırdığı yine literatürde belirtilmiştir [62]. FML’lerde kullanılan metal malzemelere kaplama yapılarak ta malzemenin darbe direnci arttırılabilmektedir [63]. Metal ve elyafların yapışma kuvveti de FML’lerin darbe direncini etkileyen önemli bir parametredir. Yapışma kuvveti düşük olduğu durumlarda, katmanlar arası ayrışma riski yüksek olduğu için darbe direnci azalmaktadır [57]. FML’lerin darbe dayanımını artıran bir diğer parametre soğutma hızıdır. GLARE üzerine yapılan deneysel çalış-malar sonucunda, hızla soğutulan malzemenin darbe dayanımının yavaş soğutulana göre yüksek olduğu literatürde belirtilmiştir [64].

FML’lerin darbe davranışları üzerinde en etkili faktörlerden biri fiber/epoksi elyafla-rın dizilimleridir [65-68]. Literatürde tek yönde serilmiş fiberlerin yüksek mukavemet ve sertliklerinden dolayı darbe dirençlerinin yüksek olduğu, dokuma şeklinde seril-miş fiberlere göre daha fazla yüke dayanabildiği belirtilmiştir [69, 70]. FML’lerde kullanılan fiber/epoksi katmanlarda, fiberlerin tek yönlü ya da çapraz serilmesi de darbe direncini etkilemektedir. Çapraz yapılan serimlerde (0 ve 90o) elde edilen darbe direncinin tek yönlü serimlerde elde edilenden daha yüksek olduğu birçok çalışma-da belirtilmiştir [71-74]. Farklı yönlerde dizilime sahip GLARE 3’ün darbe direnci, tek yönlü dizilen GLARE 2’nin darbe direncinden daha yüksektir. Fakat GLARE 3 delaminasyona daha çok maruz kalabildiği için, mekanik özellikleri GLARE 2’den daha düşüktür. Dolayısıyla kullanım alanına göre mekanik özellikler veya darbe di-rencinden hangisi daha önemliyse, ona göre malzeme seçimi yapmak gerekmektedir [13]. Ibekwe ve ark. ise elyafının dizilim yönünden ziyade uygulanan yükün yönünün malzemenin darbe davranışı üzerinde daha etkili olduğunu belirtmiştir [75].

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 279

FML’lerdeki metal levhaların farklı dizilimlerinin darbe direnci üzerindeki etkisi li-teratürde incelenmiştir. Üç farklı kalınlıkta (0,3, 0,4 ve 0,6 mm) 2024-T3 Al malze-me ve epoksi emdirilmiş cam fiber elyaflarla üretilen dört farklı malzemeden, Tablo 6’daki 1 numaralı malzeme en yüksek, 4 numaralı malzeme ise en düşük darbe direnci göstermiştir [76].

FML’lerde kullanılan malzemenin cinsi FML’nin darbe davranışını etkilemektedir. 2024-T3 Al malzeme, 7075-T6 Al veya 7475-T6 Al malzemeye göre daha sünek ol-duğu için, 2024-T3’ün kullanıldığı GLARE 2’nin darbe direnci, 7475-T6’nın kulla-nıldığı GLARE 1’e göre daha yüksektir [77]. FML’lerde 2024-T0 ve 2024-T3 mal-zeme kullanımının etkilerinin incelendiği bir başka çalışmada ise, 2024-T3’ün akma ve azami çekme dayanımlarının yüksek olmasından dolayı, FML’de kullanıldığında, FML’nin darbe direncini ciddi oranda arttırdığı belirtilmiştir [78]. Metal malzeme ola-rak titanyumun kullanıldığı durumlarda, titanyumun sünekliğinin düşük olmasından dolayı, darbe direnci düşük çıkmıştır [79]. AZ31 B-H24 magnezyum alaşımı kullanıl-dığı durumda da darbe direncinde, 2024-T3’e göre bir kazanç sağlanamamıştır [52, 53]. Metal olarak Al’nin kullanıldığı durumlarda ise, sünekliğinin fazla olmasından dolayı 2024-T3’ün 2024-T0’a göre daha fazla darbe direncine sahip olduğu belirtil-miştir [80]. İki farklı kalınlıkta yekpare Al ve üç farklı kalınlıkta GLARE’in (her bir kalınlık için 6 farklı malzemeden FML üretilmiştir: 2024-T3, 2024-T351, 2024-O, 6061-T6, 7039 ve 7075-T6) balistik dirençlerinin ölçümlerine göre, benzer kalınlık-taki GLARE, yekpare Al’ye göre daha yüksek balistik dirence sahiptir. Kullanılan farklı Al çeşitleri arasında ise 7075-T6’dan üretilen GLARE’in balistik direncinin en

FML no

Gösterim Dizilim Toplam Kalınlık

(mm) 1 2/1–0.6 [2024-T3/0/90/90/0/2024-T3] 3,55

2 3/2–0.4 [2024-T3/0/90/2024-T3/90/0/2024-T3] 3,60 3 3/2–0.3 [2024-T3/0/90/2024-T3/90/0/2024-T3] 3,65 4 4/3–0.3 [2024-T3/0/2024-T3/90] 3,70

Tablo 6. Farklı Dizilimlerdeki FML’lerin Darbe Direnci [76]

Malzeme Panel kalınlığı (mm) Balistik limit (m/s) GLARE 5-3/2-0.5 2.54 156 GLARE 5-3/2-0.3 1.93 151 GLARE 5-2/1-0.5 1.52 136 Al plaka 1 1.6 131 Al plaka 2 3.2 196

Tablo 7. Balistik Direnç Ölçümünde Kullanılan Malzemeler [81]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019280

Şekil 12. Farklı Malzemelerden Üretilen GLARE ve Yekpare Alüminyumun Balistik Dirençleri [81].

yüksek, 2024-T0’dan üretilenin ise en düşük olduğu literatürde belirtilmiştir (Tablo 7, Şekil 12) [81].

4.4 Korozyon Direnci

FML’ler ilk başta yüksek yorulma dirençlerinden dolayı, yorulma kritik bölgeler için tasarlanmıştır. Bu üstün özelliğinin yanında, metaller arasında bulunan fiber/epok-si katmanların nemin ilerlemesini engelleyen bir duvar görevi görmesinden dolayı, FML’lerin yüksek korozyon dirençleri vardır [52]. FML’ler sadece kenarlardan neme maruz kalır. Kenar kısımlarının macunla kapatıldığı durumlarda, nemin FML’lerin iç kısımlarına nüfuz etmesi çok sınırlı kalır [12].

FML’lerde kullanılan metallere, fiber/epoksi elyaflarla yapıştırılmadan önce astar boya sürüldüğü ve en dış katmana korozyon direncini arttırmak için kaplama yapıldı-ğı için, FML’lerin korozyon direnci yüksektir. Ayrıca, fiber/epoksi elyaflar, korozyon durumunda, pasın içeri bölgelere yayılmasını englleyen duvar işlevi görür. Şekil 13’te görüldüğü gibi, asit banyosuna daldırılan 2024-T3’te, korozyon, kalınlık boyunca ilerlediği halde, ARALL 3’te sadece ilk elyafa kadar ilerlemiştir [36].

FML’lerin üstün korozyon dirençlerinden dolayı, Endonezya F28 uçağındaki koroz-yona maruz kalan alüminyum kirişler 1995 yılında GLARE kirişler ile değiştirilmiş ve korozyon problemi çözülmüştür [82].

FML’ler arasında galvanik korozyona en çok maruz kalan CARALL’dır. Bu problemi

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 281

çözmek için literatürde karbon elyaf ve metal plaka arasına 0,02 mm kalınlıkta ter-moplastik levha ya da 0.1 mm kalınlıkta cam fiber takviyeli plastik levha konulması araştırılmıştır. Bu şekilde her ne kadar galvanik korozyona karşı ciddi koruma sağlan-mış olsa da malzemenin mekanik ve yorulma mukavemeti azalmıştır [83, 84].

4.5 Yanma Direnci

Uçak kabukları farklı iklim koşullarında yaklaşık -60 ile +80 oC arasında sıcaklık-lara maruz kalabilmektedir. Yapılacak tasarımların ve uçak kabuklarında kullanıla-cak malzemelerin bu sıcaklık değerlerine dayanması önem arz etmektedir [85]. Yine, uçakların kabuklarında kullanılan alüminyum alaşımları bir yangın sırasında 20-30 saniye içerisinde eriyebilmektedir. Bu durumda uçağın içerisinde eğer yolcu varsa, 90 saniye içerisinde uçağı tahliye etmek zorundadır. FML’lerde metal plakalar arasında kullanılan elyaflar, metaldeki bir yangının iç katmanlara geçmesini engellemektedir. Bu da FML’lerin, özellikle yolcu uçaklarının gövde kısmında kullanılmasını cazip hale getirmektedir [12].

GLARE’in en önemli özelliklerinden birisi yanmaya karşı dayanıklı olmasıdır. Test-lerde 1100 oC’deki alevin 15 dk. geçmesine rağmen GLARE 3’ün iç katmanlarına geçmediği, aleve maruz kalmayan yüzeyde sıcaklığın en fazla 300 oC’ye çıktığı gözlenmiştir [23]. Van der Kevie 105x105 mm boyutlarında toplam kalınlığı 2,1 mm olan GLARE 4-3/2-0,5 paneller ve kalınlığı 2 mm olan 2024-T3 Al panellerin yanma

Şekil 13. ARALL 3 (solda) ve 2024-T3 (sağda) ’ün Korozyon Dirençleri [1]

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019282

dirençlerini test etmiştir. Paneller 1150 oC sıcaklığa maruz bırakıldıklarında, 2024-T3 Al malzeme 100 saniyede boydan boya yandığı halde, GLARE’de sadece üst kat-man ergimiş, hemen altında bulunan cam fiberler, ergime sıcaklığı yüksek olduğu için (1500 oC), sıcaklığın daha alt katmanlara geçmesini önlemiş, epoksinin ergimesi sonucu cam fiberler etrafında bir karbon tabakası oluşmuştur [86]. 1,6 mm kalınlıkta iki adet 2024-T3 Al malzemenin arasına iki adet 0,133 mm kalınlıkta cam fiber/epoksi elyaf ve iki adet 0,127 mm kalınlıkta yapıştırıcı serilerek oluşturulan FML’lerin -50 ila +80 oC arasında değişen sıcaklıklara 2000 döngü boyunca maruz bırakılmaları durumunda mekanik özelliklerinde ciddi bir değişim gözlenmediği literatürde belir-tilmiştir [87].

SONUÇBu çalışmada FML’lerin statik, yorulma, darbe, korozyon ve ısıl özellikleri ve yekpa-re alüminyumla farkları geniş bir literatür taraması eşliğinde sunulmuştur. FML’lerin başta yorulma olmak üzere farklı üstün özelliklerinden dolayı uçak sanayiinde kul-lanıldığı ve gelecekte daha yaygın olarak kullanılabilmesi için yapılan çalışmaların devam ettiği belirtilmiştir. Literatür incelendiğinde aşağıdaki konularda eksikliklerin olduğu, bu konularda yapılacak detaylı çalışmaların, hem bilime hem de sanayiye ciddi katkı sağlayacağı düşünülmektedir;

• FML’lerin darbe davranışları üzerinde kullanılan metalin ve reçinenin cinsi, fi-berlerin dizilimi, darbe uygulanan ucun şekli, hedef şekli gibi parametrelerin etkileri literatürde farklı zamanlarda incelenmiş iken, bu parametrelerin sonuca ne kadar etki ettiği üzerine bir çalışma (örneğin Taguchi yöntemi kullanılarak yapılacak deneysel ve teorik bir çalışma) literatürde eksiktir.

• Düşük hızdaki darbe davranışı üzerinde sıcaklığın etkisi detaylı araştırmayı bek-lemektedir.

• Şekil hafızalı malzemelerin kullanımı konusunda yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır.

• FML’lerde termoset ve termoplastik kompozitlerin kullanımı konusunda yapılan çalışmalar azdır.

• Alüminyum lityum alaşımlar son yıllarda uçak sanayiinde, üstün mekanik ve yo-rulma özelliklerinden dolayı tercih edilmektedir [88]. Örneğin F16 uçaklarının BL 19 lonjeronunun malzemesinin 2124’ten 2097’ye değiştirilmesi sayesinde, parçanın servis ömrü iki katına çıkmış ve bu sayede USAF tarafından kullanılan 850 uçakta toplamda 21 milyon dolar kazanç sağlanmıştır. Yine F16 uçaklarının kabuklarında kullanılan 2024 malzemenin 2098’e çevrilmesi sayesinde kabuk-ların yorulma ömürleri 6 kat arttırılmıştır [89]. FML’lerde metal katman olarak Al-Li alaşımlarının kullanılması araştırılmayı beklemektedir.

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 283

KAYNAKÇA1. Vogelesang, L.B., Vlot, A. 2000. “Development of fibre metal laminates for advanced

aerospace structures”, Journal of Materials Processing Technology, vol. 103, p. 1-5.

2. Şen, İlhan. 2015. “Lay-up optimisation of fibre metal laminates: development of a design methodology for wing structures”, PhD Thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

3. Sinmazçelik, T., Avcu, E., Bora, M. Ö., Çoban, O. 2011. “A review: Fibre metal lami-nates, background, bonding types and applied test methods”, Materials and Design, vol. 32, p. 3671-3685.

4. Alderliesten, R. 2005. “Fatigue crack propagation and delamination growth in Glare”, PhD Thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

5. Alderliesten R.C., Benedictus R. 2007. ”Fiber/metal composite technology for future primary aircraft structures”, 48th Aiaa/Asme/Asce/Ahs/Asc structures, structural dyna-mics, and materials conference, 23-26 April, Honolulu, Hawaii.

6. Vlot, A. 1993. “Impact properties of fibre metal laminates”, Composites Engineering, vol. 3, no. 10, p. 911-927.

7. Gutowski, T. G. 1997. ”Advanced composites manufacturing”, First edition, John Wiley & Sons, New York, USA.

8. Alderliesten, R. 2009. “On the development of hybrid material concepts for aircraft structures”, Recent Patents in Engineering, vol. 3, p. 25-38.

9. Roebroeks, G. H. J. J., Hooijmeijer, P. A., Kroon, E. J., Heinimann, M. B. 2007. “The development of CentrAl”, First International Conference on Damage Tolerance of Aircraft Structures, Delft University of Technology, The Netherlands.

10. Laliberte, J. F., Poon, C., Straznicky, P. V., Fahr, A. 2000. “Applications of fiber-metal laminates”, Polymer Composites, vol. 21, no. 4, p. 558-567.

11. Müller, B., Hagenbeek, M., Sinke, J. 2016. “Thermal cycling of (heated) fibre metal laminates”, Composite Structures, vol. 152, p. 106-116.

12. Vlot, A., Vogelesang, L.B., de Vries, T. J. 1999. “Towards application of fibre metal laminates in large aircraft”, Aircraft Engineering and Aerospace Technology, vol. 71, no. 6, p. 558-570.

13. Das, R., Chanda, A., Brechou, J., Banerjee, A. 2016. “Impact behaviour of fibre-metal laminates”, Dynamic Deformation, Damage and Fracture in Composite Materials and Structures, Elsevier Ltd.

14. Schijve, J., Van Lipzig, H.T.M., Van Gestel, G.F.J.A., Hoeymakers, A.H.W. 1979. “Fatigue properties of adhesive-bonded laminated sheet material of aluminum alloys”, Engineering Fracture Mechanics, vol. 12, p. 561-579

15. Vermeeren, C. A. J. R. 2003. “An historic overview of the development of fibre metal laminates”, Applied Composite Materials, vol. 10, p. 189-205.

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019284

16. Surowska, B., Jakubczak, P., Bienias, J. 2017. “Structure and chemistry of fiber metal laminates”, Hybrid Polymer Composite Materials: Properties and Characterisation, Else-vier Ltd.

17. Chai, G. B., Manikandan, P. 2014. “Low velocity impact response of fibre-metal lami-nates – A review”, Composite Structures, vol. 107, p. 363-381.

18. Alderliesten, R., Rans, C., Benedictus, R. 2008. “The applicability of magnesium based Fibre Metal Laminates in aerospace structures”, Composites Science and Technology, vol. 68, p. 2983-2993.

19. de Koos, M. G. 1990. “PEEK Carbon fibre reinforced titanium laminates”, Master The-sis, Delft University of Technology, The Netherlands.

20. Medenblik, E. W. 1994. “Titanium fibre-metal laminates”, Master Thesis, Delft Univer-sity of Technology, The Netherlands.

21. Alderliesten, R. 2017. “Fatigue and fracture of fibre metal laminates”, Springer Interna-tional Publishing AG, Switzerland.

22. Linganiso, L.Z., Anandjiwala, R. D. 2016. “Fibre-reinforced laminates in aerospace engineering”, Advanced Composite Materials for Aerospace Engineering, Elsevier Ltd.

23. Roebroeks, G. H. J. J. 1991. “Towards GLARE-the development of a fatigue insensitive and damage tolerant aircraft material”, PhD Thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

24. Asundi, A., Choi, A. Y. N. 1997. “Fiber metal laminates: an advanced material for future aircraft”, Journal ofMaterials Processing Technology, vol. 63, p. 384-394.

25. Mangalgiri, P. D. 1999. “Composite material for aerospace applications”, Bulletin of Material Science, vol. 22, no. 3, p. 656-664.

26. Vlot, A., Gunnink, J. W. 2001. “Fiber metal laminates: an introduction”, Kluwer Acade-mic Publishers, Dordrecht.

27. Wu, G., Yang, J. M. 2005. “The mechanical behavior of GLARE laminates for aircraft structures”, JOM, vol. 75, p. 72-79.

28. Bienias, J., Jakubczak, P., Surowska, B. 2017. “Properties and characterization of fiber metal laminates”, Hybrid Polymer Composite Materials: Properties and Characterisati-on, Elsevier Ltd.

29. Grigoriou, K., Mouritz, A. P. 2018. “Modelling and testing of fibre metal laminates and their constituent materials in fire”, Composite Structures, vol. 200, p. 25-35.

30. Alderliesten, R., Hagenbeek, M., Homan, J. J., Hooijmeijer, P. A., De Vries, T. J., Vermeeren, C. A. J. R. 2003. “Fatigue and damage tolerance of glare”, Applied Compo-site Materials, vol. 10, p. 223–242.

31. Beumler, T. 2004. “Flying GLARE®: A contribution to aircraft certification issues on strength properties in non-damaged and fatigue damaged GLARE® structures”, PhD the-sis, Delft University of Technology, The Netherlands.

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 285

32. Roebroeks, G. H. J. J. 1992. “Fiber metal laminates-recent developments and applicati-ons’’, Fatigue of Aircraft Materials, Delft University Press, Delft.

33. Kieboom, O. 2000. “Fatigue crack initiation and early crack growth in Glare at different temperatures”, Master thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

34. Vermeeren, C. A. J. R., Beumler, Th., De Kanter, J. L. C. G., Van der Jagt, O. C., Out, B. C. L. 2003. “Glare design aspects and philosophies”, Applied Composite Mate-rials, vol. 10, p. 257-276.

35. Mattousch, A.C. 1992. “Structural application of stacked GLARE – Design, production and testing of the CN-235 forward attachment fitting lug”, Master Thesis, Delft Univer-sity of Technology, The Netherlands.

36. Vogelesang, L.B., Schijve, J. 1995. “Fibre metal laminates: damage tolerant aerospace materials”, Case Studies in Manufacturing with Advanced Materials, vol. 2, p. 259-260.

37. Vlot, A. 1993. “Low-velocity impact loading: on fibre reinforced aluminium laminates (ARALL and GLARE) and other aircraft sheet materials”, PhD thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

38. Jakubczak, P., Bienias, J., Surowska, B. 2017. “Impact resistance and damage of fiber metal laminates”, Hybrid Polymer Composite Materials: Properties and Characterisati-on, Elsevier Ltd.

39. Compston, P., Cantwell, W.J., Jones, C., Jones, N. 2001. “Impact perforation resistan-ce and fracture mechanisms of a thermoplastic based fiber-metal laminate”, Journal of Materials Science Letters, vol. 20, no. 7, p. 597-599.

40. Bienias, J., Surowska, B., Jakubczak, P. 2016. “The comparison of low velocity impact resistance of aluminum/carbon and glass fiber metal laminates”, Polymeric Composites, vol. 4, no. 3, p. 1056-1063.

41. Lawcock, G. D., Ye, L., Mai, Y. W., Sun, C. T. 1997. “Effects of fibre/matrix adhesi-on on carbon-fibre-reinforced metal laminates-II. Impact behavior”, Composite Science Technology, vol. 57, p. 1621-1628.

42. Bienias, J., Jakubczak, P. 2017. “Impact damage growth in carbon fibre aluminium laminates”, Composite Structures, vol. 172, p. 147-154.

43. Morinière, F.D., Alderliesten, R.C., Sadighi, M., Benedictus, R. 2013. “An integrated study on the low-velocity impact response of the GLARE fibre-metal laminate”, Compo-site Structures, vol. 100, p. 89–103.

44. Hoo, M. S. F., Lin, C., Revilock, D. M., Hopkins, D. A. 2003. “Ballistic impact of GLARE fiber-metal laminates”, Composite Structures, vol. 61, no. 1-2, p. 73-88.

45. Song, S. H., Byun, Y. S., Ku, T. W., Song, W. J., Kim, J., Kang, B. S. 2010. “Experi-mental and numerical investigation on impact performance of carbon reinforced alumi-num laminates”, Journal of Material Science and Technology, vol. 26, no. 4, p. 327-332.

46. Wu, G. Yang, J. M. Hahn, H. T. 2007. “The impact properties and damage tolerance of

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019286

bi-directionally reinforced fiber metal laminates”, Journal of Material Science, vol. 42, p. 948-957.

47. Moriniere, F. D. 2014. “Low-velocity impact on fibre-metal laminates”, PhD thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

48. Zarei, H., Sadighi, M., Minak, G. 2017. “Ballistic analysis of fiber metal laminates impacted by flat and conical impactors”, Composite Structures, vol. 161, p. 65-72.

49. Morinière, F.D., Alderliesten, R.C., Benedictus, R. 2013. “Low-velocity impact energy partition in GLARE”, Mechanics of Materials, vol. 66, p. 59-68.

50. Langdon, G. S., Chi, Y., Nurick, G. N., Haupt, P. 2009. “Response of GLARE panels to blast loading”, Engineering Structures, vol. 31, p. 3116-3120.

51. Vlot, A., Krull. M. 1997. “Impact damage resistance of various fibre metal laminates”, Journal de Physique IV Colloque, vol. 7, no. 3, p. 1045-1050.

52. Vlot, A. 1996. “Impact loading on fibre metal laminates”, International Journal of Impact Engineering, vol. 18, no. 3, p. 291-307.

53. Sadighi, M., Alderliesten, R. C., Benedictus, R. 2012. “Impact resistance of fiber-metal laminates: A review”, International Journal of Impact Engineering, vol. 49, p. 77-90.

54. Sadighi, M., Pärnänen, T., Alderliesten, R.C., Sayeaftabi, M., Benedictus, R. 2012. “Experimental and numerical investigation of metal type and thickness effects on the impact resistance of fiber metal laminates”, Applied Composite Materials, vol. 19, p. 545-559.

55. Yu, G., Wu, L., Ma, L., Xiong, J. 2015. “Low velocity impact of carbon fiber aluminum laminates”, Composite Structures, vol. 119, p. 757-766.

56. Caprino, G., Spataro, G., Del Luongo, S. 2004. “Low-velocity impact behaviour of fib-re glass-aluminium laminates”, Composite Part A: Applied Science and Manufacturing, vol. 35, p. 605-616.

57. Morinière, F. D., Alderliesten, R. C., Benedictus, R. 2014. “Modelling of impact da-mage and dynamics in fibre-metal laminates-a review”, International Journal of Impact Engineering, vol. 67, p. 27-38.

58. Homan, J. J. 2006. “Fatigue initiation in fibre metal laminates”, International Journal of Fatigue, vol. 28, no. 4, p. 366-374.

59. Patryk, J., Jaroslaw, B., Krzysztof, M., Monika, O., Barbara, S. 2014. “The impact behavior of aluminum hybrid laminates”, Aircraft Engineering and Aerospace Techno-logy, vol. 86, p. 287-294.

60. Fan, J., Guan, Z.W., Cantwell, W.J. 2011. “Numerical modelling of perforation failure in fibre metal laminates subjected to low velocity impact loading”, Composite Structures, vol. 93, p. 2430-2436.

61. Asaee, Z., Shadlou, S., Taheri, F. 2015. “Low-velocity impact response of fiberglass/magnesium fmls with a new 3d fiberglass fabric”, Composite Structures, vol. 122, p. 155-165.

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine Bir İnceleme

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 262-288, October-December 2019 287

62. Thomason, J. L. 2009. “The influence of fibre length, diameter and concentration on the impact performance of long glass-fibre reinforced polyamide 6,6”, Composites Part A: Applied Science and Manufacturing, vol. 40, p. 114-124.

63. Özşahin, E., Tolun, S. 2010. “Influence of surface coating on ballistic performance of aluminum plates subjected to high velocity impact loads”, Material Design, vol. 31, no. 3, p. 1276-1283.

64. Guillén, J. F., Cantwell, W. J. 2002. “The influence of cooling rate on the fracture pro-perties of a glass reiforced/nylon fiber-metal laminate”, Polymer Composites, vol. 23, no. 5, p. 839-851.

65. Liaw, B., Liu, Y., Villars, E. 2001. “Impact damage mechanisms in fiber-metal lamina-tes”, SEM Annual Conference on Experimental and Applied Mechanics, 4-6 June, Port-land, Oregon, p. 536-539.

66. Laliberté, J. F., Straznicky, P. V., Poon, C. 2005. “Impact damage in fiber metal lami-nates, Part 1: experiment”, AIAA Journal, vol. 43, no. 11, p. 2445-2453.

67. Laliberté, J.F., Poon, C., Straznicky, P.V., Fahr, A. 2002. “Post-impact fatigue damage growth in fiberemetal laminates”, International Journal of Fatigue, vol. 24, no. 2-4, p. 249-256.

68. Yaghoubi, A.S., Liu, Y., Liaw, B. 2012. “Stacking sequence and geometrical effects on low-velocity impact behaviors of GLARE 5 (3/2) fiberemetal laminates”, Journal of Thermoplastic Composite Materials, vol. 25, no. 2, p. 223-247.

69. Badawy, A.A.M. 2012. “Impact behavior of glass fibers reinforced composite laminates at different temperatures”, Ain Shams Engineering Journal, vol. 3, p. 105-111.

70. Zhu, S., Chai, G.B. 2012. “Low-velocity impact response of fibre–metal laminates, ex-perimental and finite element analysis”, Composites Science and Technology, vol. 72, p. 1793-1802.

71. Tsartsaris, N., Meo, M., Dolce, F., Polimeno, U., Guida, M., Marulo, F. 2011. “Low-velocity impact behavior of fiber metal laminates”, Journal of Composite Materials, vol. 45, no.7, p.803-814.

72. Kashani, M. H., Sadighi, M., Mohammadkhah, M., Alavijeh, H. S. 2013. “Investiga-tion of scaling effects on fiber metal laminates under tensile and flexural loading”, Pro-ceedings of the Institution of Mechanical Engineers, Part L: Journal of Materials Design and Applications, DOI: 10.1177/1464420713507411

73. Yaghoubi, A. S., Liaw, B. 2012. “Thickness influence on ballistic impact behaviors of glare 5 fiber-metal laminated beams: Experimental and numerical studies”, Composite Structures, vol. 94, p. 2585-2598.

74. Yaghoubi, A. S., Liaw, B. 2013. “Effect of lay-up orientation on ballistic impact behavi-ors of glare 5 fml beams”, International Journal of Impact Engineering, vol. 54, p. 138-148.

Gülcan, O., Tekkanat, K., Çetinkaya, B.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 262-288, Ekim-Aralık 2019288

75. Ibekwe, S.I., Mensah, P.F., Li, G., Pang, S. S., Stubblefield, M. A. 2007. “Impact and post impact response of laminated beams at low temperatures”, Composite Structures, vol. 79, p. 12-17.

76. Sharma, A. P., Khan, S. H., Kitey, R., Parameswaran, V. 2018. “Effect of through thickness metal layer distribution on the low velocity impact response of fiber metal laminates”, Polymer Testing, vol. 65, p. 301-312.

77. Liu, Y., Liaw, B. 2010. “Effects of constituents and lay-up configuration on drop-weight tests of fiber-metal laminates”, Applied Composite Materials, vol. 17, p. 43-62.

78. Guan, Z. W., Cantwell, W. J., Abdullah, R. 2009. “Numerical modeling of the impact response of fiber-metal laminates”, Polymeric Composites, vol. 30, no. 5, p. 603-611.

79. Burianek, D.A., Spearing, S.M. 2002. “Fatigue damage in titanium-graphite hybrid la-minates”, Composites Science and Technology, vol. 62, p. 607-617.

80. Abdullah, M.R., Cantwell, W. J. 2006. “The impact resistance of polypropylene-based fibre–metal laminates”, Composites Science and Technology, vol. 66, p. 1682-1693.

81. Bikakis, G. S. E., Dimou, C. D., Sideridis, E. P. 2017. “Ballistic impact response of fiber–metal laminates and monolithic metal plates consisting of different aluminum al-loys”, Aerospace Science and Technology, vol. 69, p. 201–208.

82. Tjahjono, S. 1998. “Consequences and challenges of Glare for structural repair and newly designed fuselage structure”, PhD thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

83. Vermeeren, C. A. J. R. 1991. “The application of carbon fiber in ARALL Laminates”, Delft University of Technology, Report LR-658.

84. Lin, C. T., Kao, P. W., Jen, M. H. R. 1994. “Thermal residual strains in carbon fiber-reinforced aluminum laminates”, Composites, vol. 25, no. 4, p. 303-307.

85. Rans, C.D., Alderliesten, R.C., Benedictus, R. 2011. “Predicting the influence of tem-perature on fatigue crack propagation in Fibre Metal Laminates”, Engineering Fracture Mechanics, vol. 78, p. 2193-2201.

86. van der Kevie, G. 1997. “The modification of GLARE to develop a more fire-resistant and non-delaminating fuselage skin for the Airbus A3XX”, PhD thesis, Delft University of Technology, The Netherlands.

87. da Costa, A. A., da Silva, D. F. N. R., Travessa, D. N., Botelho, E. C. 2012. “The effect of thermal cycles on the mechanical properties of fiber–metal laminates”, Materials and Design, vol. 42, p. 434-440.

88. Prasad, N. E., Gokhale, A. A., Wanhill, R. J. H. 2014. “Aluminum – Lithium alloys, processing, properties, and applications”, Butterworth-Heinemann, Boston, p. 503-535.

89. Williams, J. C., Starke, E. A. 2003. “Progress in structural materials for aerospace systems”, Acta Materialia, vol. 51, p. 5775-5799.

Mühendis ve Makinacilt 60, sayı 697, s. 289-302, 2019Araştırma Makalesi

Engineer and Machineryvol. 60, no. 697, p. 289-302, 2019

Research Article

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının OptimizasyonuTayfun Güler*1, Muhsin Kılıç2

ÖZKlimatik kontrollü treyler yaş meyve sebze, dondurulmuş ürün ve hayvansal gıdaların taşımacılığında önemli rol oynayan araçlardan biridir. Bu treyler bir soğutucu ünite, izolasyonlu üst yapı ve şasiden oluş-maktadır. Bu çalışma kapsamında genellikle dondurulmuş ürünlerin taşınmasında kullanılan ağır izolas-yonlu sınıftaki bir treyler üzerinde çalışılmıştır. Çalışmanın temel amacı kabin içi soğutma performansının iyileştirerek taşınan ürünlerin kalitesini arttırmak ve soğutma yüklerini azaltarak yakıt tasarrufu sağlamak-tır. Bu amaç doğrultusunda standart olarak sunulan araç içerisindeki hava akışı modellenmiş ve görülen eksiklikleri giderecek bir tasarım yapılmıştır. Daha sonra yapılan analizler gerçek araç modelleri üzerinde yapılan testlerde doğrulanmıştır. Son olarak ilk yapılan tasarımda iyileştirme yapılmış ve farklı bir hava dağıtım metodolojisi düşünülmüştür ve modellenmiştir. Sonuçlar birbiri ile kıyaslanmış ve araç içi hava akışında elde edilen iyileştirmeler gösterilmiştir. Çalışma sonunda, havanın yeni tasarlanan kanallar vası-tasıyla aktarılması sayesinde soğuma performansının arttığı ve araç içi sıcaklık dağılımının homojen hale geldiği görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: klimatik kontrollü treyler, hesaplamalı akışkanlar dinamiği, hava akış optimizasyonu

Optimization of Air Flow in Refrigerated Semi-Trailer

ABSTRACTRefrigerated semi-trailers have the significant role on the transportation of fresh vegetables, foods, frozen products and animal origin foods. A typical refrigerated semi-trailer consists of a cooler unit, isolated upper structure and typical underframe. The subject of the present work is a heavy isolated semi-trailer which is generally used for the transportation of the frozen foods. Main aim of this work is improving the quality of transported foods and reduce the fuel consumption of trailer by means of better cooling performance. Therefore, air circulation of the inside of the common semi-trailer have been numerically modelled and inside of the semi-trailer have been re-designed to overcome to deficiencies which are seen in the first analysis. Numerical analyses have been compared with the test results. Finally, the new design also has been improved with the different air channel methodology. All results have been compared with each other and improvements have been showed. Final results have showed that the air channels let the homogeneous air distribution inside the refrigerated semi-trailer.

Keywords: Refrigerated semi-trailer, computational fluid dynamic, air circulation optimization

* İletişim Yazarı Geliş/Received : 23.05.2018 Kabul/Accepted : 27.08.2019 1 Uludağ Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği - [email protected] ORCID: 0000-0002-1405-44002 Uludağ Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği - [email protected] ORCID: 0000-0003-2113-4510

Güler, T., Kılıç, M.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 289-302, Ekim-Aralık 2019290

1. GİRİŞTürkiye İhracatçılar Meclisi’nin yayınladığı bir araştırmada yaş sebze ve meyve sek-töründeki gelişmelere ve öngörülere yer verilmiştir. Bu çalışmaya göre yaş sebze ve meyve ihracatı sektörünün 2008 yılındaki büyüklüğünün yaklaşık olarak 90 Milyar $ olduğu ve bu büyüklüğün 2023 yılına gelindiğinde yaklaşık 1.3 katına çıkarak 120 Milyar $ olacağı öngörülmüştür. Türkiye’nin bu ihracat içerisinden aldığı pay ise 2008 yılında %1.9 iken 2023 yılında %8,2 ile 9.8 Milyar $ olacağı öngörülmüştür [1].

Klimatik kontrollü treyler yaş meyve sebze, dondurulmuş ürün ve hayvansal gıdaların taşımacılığında önemli rol oynayan araçlardan biridir. Sektörde beklenen büyümeye paralel olarak treyler üreticileri de ürünlerindeki kaliteyi arttırarak bu pazardan daha fazla pay almak istemektedir. Üretilen ürünlerin kalitelerinin arttırılması amacıyla da şirketler ar-ge ye ayırdıkları payları arttırmakta ve daha teknolojik ve rekabetçi ürün-ler ortaya koymaktadırlar.

Bu doğrultuda araç içerisindeki hava akışının, dolayısıyla soğuma performansının iyi-leştirilmesi hem sektörel olarak rekabet gücünü arttıracaktır hem de yakıt tüketimini düşüreceği için doğaya salınan zararlı gazların da azaltılmasına imkan sağlayacak. Ayrıca, doğal kaynakların hızla tüketildiği, milyonlarca insanın açlık ile karşı karşıya olduğu bir dünyada taşınan ürünlerin yolculuk esnasında bozulmalarını önleyecektir. Bu sebeplerden dolayı, yapılan çalışmanın sektördeki gelişmelere katkı sağlaması, hem ticari açıdan ülke ekonomisi için hem de doğal yaşamın sürdürülebilirliği için önemli olduğu düşünülmektedir.

Klimatik kontrollü treylerler izolasyon özelliklerine göre 2’ye ve soğutucu ünite sınıf-larına göre 4’e ayrılmakta ve bu özelliklerine göre sertifikalandırılmaktadır. İzolasyon sınıfına göre araçlar:

• IN (normal olarak izole edilmiş ekipman) Bu sınıftaki araçlarda 0.70 W/m2K veya daha düşük ısı geçiş katsayısı olması

gerekmektedir.• IR (çok iyi izole edilmiş (ağır izole edilmiş) ekipman), olarak sınıflandırılırlar. Bu sınıftaki araçlarda 0.40 W/m2K veya daha düşük ısı geçiş katsayısı olması

gerekmektedir.

Soğutucu üniteler ise, izolasyonlu aracın içerisindeki havanın sıcaklığını istenilen seviyeye getiren ve bu seviyede tutmak için kullanılan ekipmanlardır. Araç dış göv-desinin +30°C olduğu düşünüldüğünde araç içerisindeki sıcaklığı belirli seviyelere düşürebilme yeteneklerine göre soğutucu üniteler aşağıdaki gibi sınıflandırılır:

• A sınıfı: azami +7°C• B sınıfı: azami -10°C• C sınıfı: azami -20°C

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 289-302, October-December 2019 291

• D sınıfı: azami 0°C

Sonuç olarak, sektörde kullanılan klimatik kontrollü treylerle kullanılan izolasyon sı-nıfı ve soğutucu ünite tiplerine göre aşağıdaki gibi tariflenir ve sertifikalandırılır [2]

Bu çalışma kapsamında ağır izolasyona sahip FRC sertifikalı bir araç incelenmiştir.

Treyler üst yapıları genel olarak Şekil 1’deki gibidir ve basitçe tanımlamak gerekirse altı adet araları izolasyon malzemesi ile doldurulmuş panelin birleştirilmesinden olu-şurlar. Treylerin ön tarafında soğutucu ünitenin geleceği yerde hava girişi ve çıkışı için boşluklar bulunur. Bu boşluklar daha sonra soğutucu ünite tarafından kapatılır ve aracın içi tamamen dış ortamdan yalıtılmış olur.

Tablo 1. İzolasyon Sınıfı ve Soğutucu Üniteye Göre Araç Sınıfları [2]

Ekipman Kod Tanımı

Normal izole edilmiş ekipman IN

Ağır izole edilmiş ekipman IR

A Sınıfı soğutuculu, normal izoleli ekipman RNA

A Sınıfı soğutuculu, ağır izoleli ekipman RRA

B Sınıfı soğutuculu, ağır izoleli ekipman RRB

C Sınıfı soğutuculu, ağır izoleli ekipman RRC

D Sınıfı soğutuculu, normal izoleli ekipman RND

D Sınıfı soğutuculu, ağır izoleli ekipman RRD

A Sınıfı, mekanik soğutuculu, normal izoleli ekipman FNA

A Sınıfı, mekanik soğutuculu, ağır izoleli ekipman FRA

B Sınıfı, mekanik soğutuculu, normal izoleli ekipman FNB

B Sınıfı, mekanik soğutuculu, ağır izoleli ekipman FRB

C Sınıfı, mekanik soğutuculu, normal izoleli ekipman FNC

C Sınıfı, mekanik soğutuculu, ağır izoleli ekipman FRC

D Sınıfı, mekanik soğutuculu, normal izoleli ekipman FND

D Sınıfı, mekanik soğutuculu, ağır izoleli ekipman FRD

E Sınıfı, mekanik soğutuculu, normal izoleli ekipman FNE

E Sınıfı, mekanik soğutuculu, ağır izoleli ekipman FRE

F Sınıfı, mekanik soğutuculu, normal izoleli ekipman FRF

A Sınıfı ısıtıcılı, normal izoleli ekipman CNA

A Sınıfı ısıtıcılı, ağır izoleli ekipman CRA

B A Sınıfı ısıtıcılı, ağır izoleli ekipman CRB

Güler, T., Kılıç, M.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 289-302, Ekim-Aralık 2019292

Bu tür FRC sertifikalı araçlarda genellikle dondurulmuş gıdalar tanışır. Taşınacak ürünler genellikle 1200x800mm ebatlarındaki Euro paletlerin üzerine yüklenir ve yar-dımcı araçlar vasıtasıyla treyler içerisine yüklenir. Yaygın olarak yükler aracın önüne yüklenmeye başlar ve yük yüksekliği yüklenen ürünlerin cinsine göre değişiklik gös-terebilir. FRC sınıfı araçların dışındaki düşük izolasyonlu araçlarda yine paletlerin üzerine yükleme yapıldığı gibi ürünlerin doğrudan treyler içerisine herhangi bir düzen olmaksızın doldurulduğu durumlarla da sıklıkla karşılaşılabilmektedir [3]. Bu çalış-ma kapsamında aracın boş olduğu durumlar incelenmiştir. Araç yüklenip soğutulma-ya başlandığında ön taraftaki yüklerin gereğinden fazla soğuduğu, arka tarafta kalan yüklerin ise yeterince soğutulamadığı ve soğuk havanın kötü şekilde dağıtılmasından dolayı araç içi ortalama sıcaklığın -20°C ye ulaşmasının çok zaman alması standart olarak kullanılan araçlarda görülen başlıca sorunlardandır. Bu çalışmanın temel amacı da bu iki sorunu ortadan kaldırmaya yönelik bir optimizasyon yapmaktır. Çalışma-ya genel hatlarıyla bakıldığında; soğuk zincir taşımacılığında sıklıkla kullanılan araç modeli belirlenmiştir. Daha sonra modelde görülen sorunlar hesaplamalı akışkanlar dinamiği yöntemiyle modellenmiştir ve oluşturulan model gerçek ölçekli testlerle doğrulanmıştır. Son olarak araç içerisindeki hava akışını iyileştirmek adına iki ayrı tasarım yapılmış ve tasarımların etkilerinin görülebilmesi için araçlar yeniden mo-dellenmiştir. Ortaya konulan sonuçlar karşılaştırılmış ve yapılan tasarımların araç içi soğuma performansını arttırdığı gösterilmiştir.

Şekil 1. Klimatik Kontrollü Treyler Üstyapı Komponentleri

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 289-302, October-December 2019 293

2. MATERYAL VE YÖNTEM

2.1 Geometrik Özellikler

Bu çalışma kapsamında giriş bölümünde de değinildiği üzere FRC sertifikasına sahip, ATP (Agreement on the International Transportation of Goods – Malların Uluslararası Taşınmasına İlişkin Anlaşma) [2] ve HACCP (Hazard Analysis and Critical Control Points – Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) [11][4] belgelerine uygun olarak

(a)

(b)

(c)

(d)

Şekil 2. Araç ve Kanal Genel Görünümleri (a: araç iç net ölçüleri, b: standart araç üst paneli, c: üst panele montajlanmış 1. kanal tasarımı, d: üst panele montajlanmış 2. kanal tasarımı)

Güler, T., Kılıç, M.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 289-302, Ekim-Aralık 2019294

üretilmiş bir treyler incelenmiştir. Çözüm alanı olarak kullanılan aracın iç ölçüleri 2650x2460x13400 mm (yükseklik x genişlik x uzunluk) alınmıştır. Araç yan panelleri 60mm kalınlıkta ve 0.0226 W/m.K ısı iletim katsayısına sahip izolasyon malzeme-sinden oluşmaktadır. Hesaplamalı akışkanlar dinamiği modeli için araç üzerindeki çözüme etkisi çok küçük olan detaylar modelin çözüm süresini kısaltmak amacıyla ihmal edilmiştir.

2.2 Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) Modeli

Bu bölümde aracın HAD modeli oluşturulurken izlenen yol tariflenmiştir. Sırasıyla geometrinin analize uygun hale getirilmesi, çözüm ağ yapısının oluşturulması, sınır şartları, türbülans modeli seçimi ve çözüm denklemlerinden bahsedilmiştir.

• Çözüm geometrisi: Treyler içerisindeki hava akışının çeşitli geometrilerde ve yükleme koşullarında

doğru ve hızlı bir şekilde modellenebilmesi için standart olarak üretilen araç geo-metrisi üzerinde bazı sadeleştirmeler yapılmıştır. Bunlar kısaca, bağlantı eleman-larının ve bağlantı deliklerinin ihmal edilmesi, üretim yöntemlerinden kaynakla-nan büküm ve pahların ihmal edilmesi, yük sabitleme ve yük dayama için araca eklenen profillerin ihmal edilmesi ve kapı detaylarının ihmal edilmesidir. Ayrıca aracın merkez düzlemine göre simetrik yükleme durumları inceleneceği için çö-zümün de bu düzleme göre simetrik olacağı öngörülmüştür [5]. Bu sebeple çözüm süresini kısaltmak adına aracın tam modeli yerine simetri ekseninden itibaren ya-rım modeli üzerinde çalışılmıştır.

• Çözüm ağı oluşturulması: Araç içerisindeki hava hareketlerinin doğru bir şekilde modellenebilmesi için çö-

züm ağının da uygun olarak oluşturulması HAD analizleri için oldukça önemli bir aşamadır. Bu noktada çözüm ağı oluşturulurken gradyanların hızlı değiştiği noktalardaki ağ boyutlarının doğru bir şekilde belirlenmesi analizin çözümü ve doğru sonuçların alınabilmesi için gereklidir. Ayrıca analiz programında kullanı-lan türbülans modelinin sınır tabakadaki akışı doğru bir şekilde modelleyebilmesi için y+ değerinin de kullanılan türbülans modeline ve duvar fonksiyonuna uygun olması gerekmektedir [6]. y+ değerini etkileyen faktörlerden birisi de sınır tabaka-daki ilk ağın yüksekliğidir ve çözüm alanı oluşturulurken bu değerler göz önünde bulundurulmalıdır [7].

(1)

Boş araç modeli için doğru sonuçları hızlı bir şekilde almamızı sağlayacak ağ yapısının belirlenmesi için farklı yoğunlukta oluşturulan dört ayrı ağ yapısı karşı-

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 289-302, October-December 2019 295

laştırılmıştır. Simetri düzlemi üzerinde, zeminden 2600mm yükseklikteki düz bir çizgi boyunca 1 metre aralıklarla hız değerleri ölçülmüş ve ortalamaları alınmıştır.

Tablo 2’de görüldüğü üzere, ilk oluşturulan ağ yapısından alınan sonuçlar ile ikinci oluşturulan ağ yapısından alınan sonuçlar arasında yaklaşık %20 oranında değişim varken, ikinci ve üçüncü çözümler arasındaki değişim %5 ve üçüncü ve dördüncü çözümler arasındaki değişim oranı %0.3 mertebesindedir. Üçüncü ve dördüncü ağ yapıları arasındaki değişim kabul edilebilir seviyede olduğundan dolayı bundan sonraki analizlerde daha hızlı çözüm verecek olan üçüncü ağ yapısı kullanılmıştır.

• Sınır şartları: Çözüm ağı oluşturulduktan sonra modelde sınır şartları tanımlanmıştır. Oluşturulan

modelde dış ortam sıcaklığı FRC sertifikasında da dikkate alınan 303 K (+30°C) olarak girilmiştir. İzolasyon malzemesi olarak yeni bir katı malzeme tanımlanmış ve bu malzemenin ısı iletim katsayısı 0.0229 W/m.K olarak girilmiştir. Yan, üst, ön ve arka duvarlarda aynı malzeme kullanılmıştır. Kabin içerisinde dolaştırılan hava ideal gaz olarak kabul edilmiştir ve yer çekimi ivmesi aşağı yönde 9.81 m/s2 olarak girilmiştir. Soğuk havanın girişi 200x300mm bir kesitten 253K sıcaklıkta ve 0.97 kg/s debide olacak şekilde belirlenmiştir. Bu değer Thermo King SLXe-300 model C sınıfı soğutucunun ürün özelliklerine bakılarak belirlenmiştir [8].

Türbülans modeli olarak iki denklem ile türbülansı modelleyen k-ε türbülans mo-deli seçilmiştir. Yapılan literatür araştırmasında, bu tür kabin içi düşük hızlı ve ge-çiş bölgesinde olmayan türbülanslı akışlarda k-ε türbülans modelinin iyi sonuçlar verdiği görülmüştür [9]. Türbülans modelinin yanı sıra sınır tabaka akışını doğru modellemek için FLUENT programında verilen standart duvar fonksiyonu kulla-nılmıştır. Bu duvar fonksiyonunun kullanımı y+ değeri 50 ile 500 arasında olduğu durumlarda önerilmektedir [6].

Çözüm alanının başlangıç sınır şartları; aracın iç sıcaklığı ile dış sıcaklığının aynı olduğu ve araç içerisindeki havanın durgun olduğu ilk andaki duruma göre belir-lenmiştir.

Bu çalışma kapsamında incelenen çözümler zamana bağlı olarak değişen çö-

Tablo 2. Çözüm Ağı Karşılaştırması

No Cell sayısı Hız (m/s) Değişim (%)

1 98451 0,261 -

2 241215 0,314 20

3 482430 0,331 5

4 964860 0,332 0,3

Güler, T., Kılıç, M.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 289-302, Ekim-Aralık 2019296

zümlerdir. Soğutucu ünitenin ilk çalışmaya başladığı anda araç içerisindeki hava akışının durumunu doğru modelleyebilmek için ilk aşamada zaman adımı olarak 0.01s alınmıştır. Belirli bir süre sonra, araç içerisindeki havanın hız gradyanlarının zamana göre değişiminin azaldığı durumdan sonra zaman adımı çözüm süresini kısaltmak amacıyla arttırılarak 1s yapılmıştır [10].

Her 1 dakikalık zaman dilimlerinden sonra çözümler kaydedilerek sonuçlar değer-lendirilmiştir.

• Kullanılan denklemler ve kabuller: Oluşturulan hesaplamalı akışkanlar dinamiği modelinin çözümlenebilmesi için

bazı kabuller ve bu kabullere bağlı denklemler kullanmak gerekmektedir. Bu ça-lışma kapsamında incelenen problemde yapılan kabuller sırasıyla; Problemin çö-zümü zamana bağlı olarak değişir. Kabin içerisinde dolaşan hava ideal gaz gibi davranır ve sıkıştırılabilir. Sistemdeki toplam kütle ve enerji korunur.

► Navier-Stokes Denklemleri Navier-Stokes denklemleri akışkanlar için Newton’ın ikinci yasasını ifade eder.

Euler terimlerine göre genel ifadesi:

(2)

Buradaki stress tensörünü temsil eder.

(3)

► Enerji denklemi Genel haliyle enerji denklemi:

(4)

► Süreklilik denklemi

En genel gösterimle, akışkanlar için kütlenin korunumu denkleminin Euler terim-lerine göre genel ifadesi:

(5)

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 289-302, October-December 2019 297

Burada sıkıştırılamaz (başka bir deyişle sabit yoğunlukta olan) akışlar için:

∇.V=0, olacaktır. (6)

2.3 Test Çalışması

Bu çalışma kapsamında yapılan HAD analizlerinin doğrulanması amacıyla gerçek araç modeli üzerinde testler yapılmıştır. Aynı araç üzerinde hava kanalı ekliyken ve hava kanalı ekli değilken olmak üzere, araçlar boşken 2 ayrı test yapılmıştır. Testler için klimatik test kabininde treyler panellerinin dış sıcaklıklarının test süresi boyunca yaklaşık olarak 303 K kalması sağlanmıştır. Treylerin içerisindeki 3 noktadan test süresi boyunca termokupllar yardımıyla 1 dakika aralıklarla sıcaklık değerleri ölçül-müştür ve kaydedilmiştir [11].

Ölçüm noktalarının gösterimi Tablo 3’deki gibidir.

3. BULGULAR VE TARTIŞMAHAD analizleri ve testler yapıldıktan sonra sonuçlar ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Bu bölümde test sonuçları ve bu testlerle ilgili olan HAD analizi sonuçları ayrı ayrı karşılaştırılmıştır. Daha sonra tasarlanan iki farklı hava kanalının HAD analizlerinin sonuçları birbiri ile karşılaştırılmıştır. Testlerde ve analizlerde aynı noktalardan öl-çümler alınmıştır.

Çalışma sonucunda klimatik kontrollü treyler içerisinde herhangi bir hava kanalı kul-lanılmazsa ve hava kanalları kullanılırsa kabin için sıcaklık dağılımının nasıl değiştiği gösterilmiştir. Bulgular bölümündeki şekillerde gösterildiği üzere; kabin içerisinde

Tablo 3. Çalışılan Modellerin Gösterimleri

Ölçüm kodu

Hava kanalı 1

Hava kanalı 2

Hava kanalı yok

Ölçüm yeri Ön

Ölçüm yeri Orta

Ölçüm yeri Arka

YF X X

YM X X

YR X X

NF X X

NM X X

NR X X

YF2 X X

YM2 X X

YR2 X X

Güler, T., Kılıç, M.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 289-302, Ekim-Aralık 2019298

Şekil 3. Standart Araçtaki Test ve HAD Analizinden Alınan Sonuçların Karşılaştırılması

Şekil 4. 1. Numaralı Hava Kanalı Eklenen Araçtaki Test ve HAD Analizinden Alınan Sonuçların Karşılaştırılması

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 289-302, October-December 2019 299

Şekil 5. 2. Numaralı Hava Kanalı Eklenen Araçtaki HAD Analizinden Alınan Sonuçlar

Şekil 6. 1 Numaralı Hava Kanalının ve Standart Aracın HAD Sonuçlarının Karşılaştırması

Güler, T., Kılıç, M.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 289-302, Ekim-Aralık 2019300

herhangi bir hava kanalının kullanılmadığı durumlarda soğutucu üniteden gelen so-ğuk havanın treylerin arka kısmını yeterince soğutamadan hava çıkışından çevrime geri döndüğü görülmektedir. Bu sebeple treylerin arka kısmı ön kısmına göre daha geç soğumaktadır. Treylerin içerisinde ön tarafa yüklenen yük daha fazla soğuk hava-ya maruz kalacak, arka kısımdaki yükler ise yeterince soğutulamayacaktır. Bu soru-nun çözümü olarak, soğutucu üniteden gelen havayı bir kanal vasıtasıyla kabin içine dağıtınca kabin içerisindeki soğuk hava dağılımının daha homojen olduğu Şekil 5’te görülmektedir. Şekil 2’de gösterilen 1. kanal tasarımında hava üst panelin ortasından dağıtılırken yapılan 2. kanal tasarımında ise hava kabin içerisine yan paneller üze-rinden verilmektedir. Bu tasarım değişikliğinin sonucu olarak Şekil 7’de gösterildiği üzere, kabin içerisindeki homojen sıcaklık dağılımı iyileştirilmiş ve soğutucu ünitenin toplam çalışma süresi azaltılmıştır.

4. SONUÇLARYapılan çalışma sonucunda, treyler içerisindeki hava akışı modellenmiş ve kurulan model gerçek araç testleri ile doğrulanmıştır. HAD modeli ile araç testlerinden alı-

Şekil 7. 1 Numaralı ve 2 Numaralı Hava Kanallarının HAD Sonuçlarının Karşılaştırması

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 289-302, October-December 2019 301

nan sonuçlar paralellik göstermektedir ve bu sonuçlar HAD modeli oluşturulurken tanımlanan sınır şartlarının gerçeğe yakın olduğunu kanıtlamaktadır. Bu çalışma so-nucunda treyler içerisindeki havanın herhangi bir yardımcı dağıtıcı unsurun olmadığı durumlarda yeterince iyi şekilde kabin içerisine yayılamadığı ve homojen olmayan bir kabin için sıcaklık dağılımına sebep olduğu gösterilmiştir, bu durumun sebebi kabinin ön kısmında oluşan düşük basınç bölgesinin soğuk havanın aracın arka kısımlarına gitmesini önlemesi olarak yorumlanabilir. Havanın kabinin ortasına konumlandırı-lan ve araç boyunca devam eden bir kanal vasıtasıyla yönlendirildiği zaman, kabin içerisinde daha iyi yayıldığı ve ortalama sıcaklığın -20°C ye düşme süresinin kanal olmayan tasarıma göre yaklaşık 45 dakika kısaldığı görülmüştür. Ayrıca sistemin her-hangi bir yerinde sıcaklığın -20°C’ye düştüğü anda kabin içerisindeki en sıcak nokta ölçüldüğünde sıcaklık farkının yaklaşık %28,75 iyileşerek -12,15 °C’den -18 °C’ye düştüğü görülmektedir. Soğutucu ünitenin sıcaklık sensörünün çıkış bölgesindeki ha-vanın sıcaklığına göre ölçüm yaptığı ve sıcaklık -20°C’ye geldiğinde çalışmasına ara verdiği düşünüldüğünde bu sıcaklık farkının düşük olması kabin içerisinde daha ideal bir soğuma alanı elde etmemize olanak sağlayacaktır. Havayı dağıtmak için kullanılan kanalın tasarımı değiştirilerek havanın yan duvarlardan araç içerisine aktarıldığı du-rumda ise sistemdeki soğuma performansının ilk yapılan kanal tasarımına göre iyileş-tiği görülmektedir. Ortalama sıcaklığın -20°C’ye düşme süresinin yaklaşık olarak 20 dakika daha kısaldığı görülmüştür. Sistemin herhangi bir yerinde sıcaklığın -20°C’ye düştüğü anda kabin içerisindeki en sıcak noktanın da yaklaşık % 5 daha fazla iyileşe-rek -18 °C’den -19,25 °C’ye düştüğü görülmektedir.

Bu çalışma kabin içerisinin boş olduğu durumlar için yapılmıştır. Soğutucu üniteden gelen havanın kabin içerisindeki dağılımını etkileyen en önemli faktörlerden birisi olan yükleme koşulları dikkate alınmamıştır. Buna rağmen yapılan çalışmanın so-nuçlarının, kabin içerisine yüksekliği fazla olmayan yükler yüklendiğinde de benzer olacağı öngörülmektedir.

KAYNAKÇA1. URL 1: TIM. 2010. “Türkiye İhracatçılar Meclisi. Yaş Meyve ve Sebze Sektörü Proje

Raporu”, http://www.iib.org.tr/files/downloads/PageFiles/%7BD9EA6F30-4116-4805-9BBD-7732D63C25C8%7D/Files/Yas meyve % 202023 %20 Proje%20Raporu.pdf, 2018.

2. URL 4:UNECE. 2016. “United Nations Economic Commission for Europe. ATP Hand-book”, http://www.unece.org/fileadmin/DAM/trans/main/wp11/ATP_publication/Handbook-2016e.pdf, 2018.

3. Marshall, R., Lawton, R., Lawson, I. 2006. “Energy Usage During Refrigerated Trans-

Güler, T., Kılıç, M.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 289-302, Ekim-Aralık 2019302

port”, Brunel University, School of Engineering and Design, Technical document.

4. URL 5: FDA. 2018. “U.S. Department of Health and Human Services. Hazard Analysis Critical Control Point”, https://www.fda.gov/Food/GuidanceRegulation/HACCP/, 2018.

5. Smale, N.J., Moureh, J., Cortella, G. 2006. “A review of numerical models of airflow in refrigerated food applications” International Journal of Refrigeration, 29, pp. 911-930.

6. URL 2: ANSYS. 2009. “ANSYS Inc. Ansys Fluent 12.0 Theory Guide”, http://www.afs.enea.it/project/neptunius/ docs/ fluent/html/th/ main_pre.htm, 2018.

7. Bradshaw, P., Huang, P. 1995. “The Law Of The Wall In Turbulent Flow” AIAA Jour-nal, 33, 4 , pp. 624-632.

8. URL 3: NYSE:IR. 2012. “Ingersoll-Rand Company Limited TK 65000. Single and Multi Temperature Refrigeration System for Trailers”, http://www.ap.thermoking.com/content/tk-innovation-ap/region/au/ Products/ Trailer/SLXe/_ jcr_ content /callouts / download/ file.res/ SLXe%20Brochure.pdf, 2018.

9. Wilcox, D.C. 1988. Re-assessment of the scale-determining equation for advanced tur-bulence models” AIAA journal, 26, 11, PP, 1299-1310.

10. Hoang, M.H., Laguerre, O., Moureh, J., Flick, D. 2012. “Heat transfer modelling in a ventilated cavity loaded with food product: Application to a refrigerated vehicle” Journal of Food Engineering, 113, pp. 389-398.

11. Hui, K.P.C, Raghavan, G.S.V., Vigneault, C. Castro, L.R. 2006. “Evaluation of the air circulation uniformity inside refrigerated semi-trailer transportingfresh horticultural produce” Journal of Food, Agriculture & Enviroment, 4,1,pp. 109-114.

Mühendis ve Makinacilt 60, sayı 697, s. 303-326, 2019Derleme Makale

Engineer and Machineryvol. 60, no. 697, p. 303-326, 2019

Review Article

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler Halil Yakar*1, Ertuğrul Taçgın2

ÖZSektörde işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden yapılan araştırmalar ve istatistikler dikkatli bir biçimde incelenecek olursa yapı makinaları kaynaklı kazaların ne denli ciddi sonuçlara yol açtığı daha rahat gözlenebilecektir. Yapı makinaları kaynaklı iş kazaları, sonuçları itibari ile sektördeki diğer iş kazaları ile karşılaştırıldığında ölümle ya da sürekli iş görmemezlikle sonuçlanan kazalar bakımından üst sıralarda yer almaktadır. Yapı makinalarının verimlilikte sağladığı avantajların yanı sıra işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından getirdiği risklere bağlı dezavan-tajları da değerlendirilmelidir. İnşaat sahalarında kullanılan bu makinaların doğurduğu, en ufak bir dikkatsizlikte ciddi sonuçları olan bu iş kazalarından en az hasarla kurtulabilmek için bir takım tedbirler almak zaruri olmuştur. En önemli tedbirler arasında şantiye trafik ve iş güvenliği planının hazırlanması, bu konuda sorumlulukların da-ğıtılması ve ayrıca operatörlere ve işçilere yönelik eğitimler ile makinaların bakım ve onarımlarının zamanında yapılması gelmektedir. Bu çalışmada öncelikli olarak Türkiye’deki iş kazalarında mevcut olan istatiksel veri bilgi-lendirmeleri üzerinde durulmuştur. Seçilen saha çalışması sonuçlarını da kullanarak iş makinalarını kullanan ope-ratörlerin eğitimlerinin ve makine hakkındaki bilgi sahibi olmalarının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Son olarak da operatör eğitimi konusunda Türkiye’deki eksikliğe vurgu yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: İş makinası kazası, inşaat sektörü, operatör hataları ve kaza, yol çalışmaları güvenliği

Construction Machinery Use Evaluations and Recommendations for Reducing Occupational Accidents

ABSTRACTIf the researches and statistics about occupational health and safety in the sector are examined carefully, it can be observed that the serious consequences of the accidents caused by the construction machinery cause more serious results. Occupational accidents caused by construction machines are at the top of the accidents due to deaths or permanent inefficiencies compared to other occupational accidents in the sector. The disadvantages of construction machines due to their advantages in terms of productivity as well as the risks of occupational health and safety should be evaluated. It has been necessary to take some measures in order to be able to get rid of these work accidents with the least damage caused by these machines used in construction sites, which have serious consequences in the slightest carelessness. The most important measures include the preparation of the construction site traffic and work safety plan, the distribution of responsibilities in this regard, as well as the training of operators and workers and the maintenance and repair of the machines on time. This study focused on existing statistical data to inform priority in work accidents in Turkey. By using the results of the selected field work, it has been tried to draw attention to the importance of the trainings of the operators using the machines and their knowledge about the machine. Finally, the emphasis on the lack of operator training has been done in Turkey.

Keywords: Construction machinery accidents, construction sector, operator faults and accidents, road work safety

* İletişim Yazarı Geliş/Received : 03.01.2019 Kabul/Accepted : 27.08.2019 1 Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İş Güvenliği Ana Bilim Dalı, İstanbul - [email protected], ORCID: 0000-0003-3495-79622 Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İş Güvenliği Ana Bilim Dalı, İstanbul - [email protected], ORCID: 0000-0003-2863-2758

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019304

1. GİRİŞDünya ekonomisinin ve ülkemiz ekonomisinin temel ve en büyük sektörlerinden olan yapı sektörü, bünyesinde en önemli bileşen olarak iş makinalarını barındırmaktadır. Bu bağlamda, iş makinalarının sebep olduğu kazalar, iş güvenliği kavramının öne-minin, işveren ve çalışan merkezli hale getirilmesi ile azaltılabilir ve büyük ölçüde önlenebilir.

İnşaat sektörümüz iş kazalarının sayısal çokluğu ve ağır sonuçları bakımından Türki-ye’deki iş kolları arasında ilk üç iş kolundan biridir. [1] [12] [13] [14] Hedef, inşaat işyerlerinde meslek hastalığı oluşmaması, iş kazası, yaralanma, çalışanlara zarar ve-ren kötü olaylar, etkenler ve maddi kayıpların olmaması veya bu tip olumsuzlukların asgari düzeye indirilmesi için, riskleri ve alınacak önlemlerin birim sorumlularından başlayarak en alt birime kadar dağıtılması hususlarının başarıyla gerçekleştirilmesi olmalıdır. [2] Son yıllarda Türkiye’de inşaat sektöründe işçi sağlığı ve güvenliği ko-nusu ön plana çıkmaktadır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme isteği ve bu konudaki uyum çalışmaları ve inşaat sektörünün uluslararası platformda birçok projede yer al-ması işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki çalışmaları olumlu yönde etkilemektedir. [3] İş kazalarının maddi kayıpları ise öyle bir boyuta ulaşmıştır ki, İngiltere’de yapı-lan bir çalışmaya göre 2016/2017 dönemlerinde 1 milyar pound değerimde bir bedel iş kazaları ve meslek hastalıkları kaynaklı ölüm, yaralanma, iş günü kaybı, sigorta ve sağlık masraflarına ayrılmak zorunda kalınmıştır. Bu çalışmayı 15 AB ülkesini kap-sayan coğrafyaya yansıttığımızda Avrupa birliğinin gayri safi milli hasılasının %3,3 ü olan 476 milyar Euro bedeline ulaşmaktadır. (HSE, 2017). [16] Ülkemizde gelişmiş ülkelerinin aksine, iş kazaları azalma eğiliminde olmamakla birlikte yıldan yıla dal-galanmalar görülmektedir. Bu da gerekli ve yeterli önlemlerinin alınmadığının bir göstergesidir. İş kazalarının nedenleri arasında eğitim eksikliği önemli etkenlerden birisidir. [5] Yapı makinaları kaynaklı kazaların nedenleri başka bir açıdan elde edi-len veriler ışığında incelenecek olursa kazaların yaklaşık % 50’sinin insan hatasından kaynaklandığı görülecektir. İnsan hatasından kastedilen, sıklıkla operatörlerin yapmış olduğu hatalı davranışlar ile makinaların civarında çalışanların gerekli önlemleri al-madan çalışma yapmasını kapsamaktadır. [6]

Sektördeki iş kazaları, genellikle kişisel koruyucu kullanmamaktan kaynaklanmakta gibi görünse de, kazaların esas nedeni organizasyonel ve yönetsel hatalardır. İnşaat şirketleri, aldıkları işin neredeyse tamamını alt yüklenici firmalara yaptırmaktadır. Bu firmaların işçilerinin, şantiyece verilen eğitimi algılayıp uygulayacak düzeyde öğre-nimleri bulunmaması, çoğu işi götürü aldıkları için hızlı ve uzun süreli (yaklaşık 10 saatin üstünde) çalıştırılmaları kazalara zemin hazırlamaktadır. [7] İş Makinesi Bakım ve Onarımcısı (Seviye 4) çalışmalarını her türlü kapalı ve açık alanlarda gerçekleştirir. Çalışma ortamının olumsuz koşulları arasında kirli, tozlu, gürültülü ve yağlı ortam, egzoz dumanına, hidrolik basınca ve hava basıncına maruz kalma sayılabilir. Mesle-ğin icrası esnasında iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini gerektiren kaza ve yaralanma

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 305

riskleri bulunmaktadır. Risklerin tamamen ortadan kaldırılamadığı durumlarda ise işveren tarafından sağlanan uygun kişisel koruyucu donanımı kullanarak çalışır. [8] Yapı makinaları konusunda yapılan literatür taramaları sonucunda da yapı makinala-rıyla ilgili olası iş kazalarını önleyebilmek adına alınması gereken önlemleri operatör eğitimi, tüm işçilere yönelik yapılan genel eğitimler ve yapı makinalarının bakım ve onarımı olarak üç ana başlıkta derlemek mümkündür.[9] Riskleri azaltmak ve kontrol edebilmek, etkili bir iş sağlığı ve güvenliğinin en önemli parçasıdır. [10] [11]

2. İSTATİSTİKSEL VERİLER İş kazası sonucu her yıl çok sayıda inşaat işçisi yaşamını yitirmekte veya sakat kal-makta sosyal ve ekonomik bir fikir vermek amacıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun

Tablo 1. Türkiye Genelinde ve İnşaat Sektöründe 1995-2017 Döneminde Meydana Gelen İş Kazası Sayıları [1]

Yıllar Meslek hastalığı sayısı

Meslek hastalığı sebebiyle ölüm sayısı

İş kazası sebebiyle ölüm sayısı

İK ve MH sonucu ölüm sayısı

1995 975 121 798 919

1996 1.115 196 1.296 1.492

1997 1.055 191 1.282 1.473

1998 1.400 158 1.094 1.252

1999 1.025 168 1.165 1.333

2000 803 6 1.167 1.173

2001 883 6 1.002 1.008

2002 601 6 872 878

2003 440 1 810 811

2004 384 2 841 843

2005 519 24 1.072 1.096

2006 574 9 1.592 1.601

2007 1.208 1 1.043 1.044

2008 539 1 865 866

2009 429 0 1.171 1.171

2010 533 10 1.444 1.454

2011 697 10 1.700 1.710

2012 395 1 744 745

2013 371 0 1360 1.360

2014 494 0 1626 1.626

2015 510 0 1252 1252

2016 597 0 1405 1405

2017 691 0 1633 1633

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019306

(SGK) 1995-2017 yılları arasındaki istatistiklerinden elde edilen veriler Tablo 1’de gösterilmiş.

İncelenen iş kazaları oluş biçimlerine göre gruplandırılmış ve elde edilen ana tipler ve bunların sayısal dağılımları Tablo 2’de gösterilmiştir.

Genel olarak İncelenen kaza tipleri yapılan inşaat uygulamasının niteliğine göre doğal olarak farklı dağılımlar göstermektedir. “Şantiye Türü” olarak ifade edilen farklı uy-gulama alanlarında ön plana çıkan kaza tiplerinin bilinmesinde yarar olacağı düşünce-

No.Ana Gruplar Ölüm Yaralanma Toplam

Kaza Tipi Sayı % Sayı % Sayı %

1 İnsan Düşmesi 1028 42,9 934 32,9 1962 37,4

2 Malzeme Düşmesi 251 10,5 278 9,8 529 10,1

3 Malzeme Sıçraması 10 0,4 211 7,4 221 4,2

4 Kazı Kenarının Göçmesi 138 5,8 53 1,9 191 3,6

5 Yapı Kısmının Çökmesi 167 7,0 73 2,6 240 4,6

6 Elektrik Çarpması 293 12,2 80 2,8 373 7,1

7 Patlayıcı Madde Kazaları 50 0,2 82 2,9 132 2,5

8 Yapı Makinası Kazaları 206 8,6 97 3,4 303 5,8

9 Uzuv Kaptırma 1 0,0 604 21,3 605 11,5

10 Uzuv Sıkışması 1 0,0 200 7,0 201 3,8

11 El Aleti İle Ele Vurma 0 0,0 42 1,5 42 0,8

12 Sivri Uçlu Keskin Ken Cis. Yara. 0 0,0 75 2,6 75 1,4

13 Şantiye içi Trafik Kazaları 168 7,0 38 1,3 206 3,9

14 Diğer Tip kazalar 85 3,5 74 2,6 159 3,0

Toplam 2398 100,0 2841 100,0 5239 100,0

Tablo 2. İncelenen 5239 İş Kazasının “Kaza Tipleri”ne Göre Dağılımı (Ana Gruplar) [1]

Tablo 2a.Tablo 2’nin Güncellenmiş Hali, 2014 Verilerine Göre [10]

Kaza Tipi Ölüm % Yaralanma %

İnsan Düşmesi 1120 43,7 978 33,3

Elektrik Çarpması 303 11,8 86 2,9

Malzeme Düşmesi 269 10,5 313 10,7

Yapı Makinalarındaki Kazalar 229 8,9 115 3,9

Yapı Kısmının Çökmesi 174 6,8 90 3,1

Şantiye İçi Trafik Kazaları 171 6,7 41 1,4

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 307

siyle önemli inşaat uygulamalarından bina, yol, kanal, tünel şantiyelerindeki kaza tip-lerinin dağılımı Tablo 3 verilmiş ve dikkati çeken bazı bulgular üzerinde durulmuştur.

“Şantiye Türü” olarak ifade edilen farklı uygulama alanlarında ön plana çıkan kaza tiplerinin bilinmesinde yarar olacağı düşüncesiyle önemli inşaat uygulamalarından yol şantiyelerindeki kaza tiplerinin dağılımı Tablo 4 verilmiş ve dikkati çeken bazı bulgular üzerinde durulmuştur.

“Şantiye Türü” olarak ifade edilen farklı uygulama alanlarında ön plana çıkan kaza tiplerinin bilinmesinde yarar olacağı düşüncesiyle önemli inşaat uygulamalarından kanal şantiyelerindeki kaza tiplerinin dağılımı Tablo 5 verilmiş ve dikkati çeken bazı bulgular üzerinde durulmuştur.

“Şantiye Türü” olarak ifade edilen farklı uygulama alanlarında ön plana çıkan kaza tiplerinin bilinmesinde yarar olacağı düşüncesiyle önemli inşaat uygulamalarından Tünel şantiyelerindeki kaza tiplerinin dağılımı Tablo 6 verilmiş ve dikkati çeken bazı bulgular üzerinde durulmuştur.

2014-2015 yılları aylara göre iş kazalarının aylara göre dağılımlarına bakmak istedi-ğimizde yıl içini üç eşit döneme bölmemiz bize dönemsel kaza oranlarını verecektir. Bu bilgiyi Tablo 7’de görmekteyiz.

Tablo 3. Bina İnşaatı Şantiyelerindeki Kaza Tipleri [1]

No.Bina İnşaatı Şantiyeleri Ölüm Yaralanma Toplam

Kaza Tipi Sayı % Sayı % Sayı %

1 İnsan Düşmesi 880 57,3 822 42,8 1702 49,2

2 Malzeme Düşmesi 150 9,8 169 8,8 319 9,2

3 Malzeme Sıçraması 2 0,1 129 6,7 131 3,8

4 Kazı Kenarının Göçmesi 60 3,9 21 1,1 81 2,3

5 Yapı Kısmının Çökmesi 105 6,8 53 2,8 158 4,6

6 Elektrik Çarpması 255 16,6 59 3,1 314 9,1

7 Patlayıcı Madde Kazaları 4 0,3 19 1,0 23 0,7

8 Yapı Makinası Kazaları 33 2,1 24 1,2 57 1,6

9 Uzuv Kaptırma 1 0,1 420 21,9 421 12,2

10 Uzuv Sıkışması 0 0,0 90 4,7 90 2,6

11 El Aleti İle Ele Vurma 0 0,0 26 1,4 26 0,8

12 Sivri Uçlu Keskin Ken Cis. Yara. 0 0,0 38 2,0 38 1,1

13 Şantiye içi Trafik Kazaları 22 1,4 8 0,4 30 0,9

14 Diğer Tip kazalar 23 1,5 44 2,3 67 1,9

Toplam 1535 100,0 1922 100,0 3457 100,0

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019308

Tablo 4. Yol İnşaatı Şantiyelerindeki Kaza Tipleri [1]

No.Yol İnşaatı Şantiyeleri Ölüm Yaralanma Toplam

Kaza Tipi Sayı % Sayı % Sayı %

1 İnsan Düşmesi 8 3,5 20 7,7 28 5,8

2 Malzeme Düşmesi 15 6,6 18 6,9 33 6,8

3 Malzeme Sıçraması 1 0,4 29 11,2 30 6,2

4 Kazı Kenarının Göçmesi 4 1,8 5 1,9 9 1,9

5 Yapı Kısmının Çökmesi 1 0,4 1 0,4 2 0,4

6 Elektrik Çarpması 1 0,4 3 1,2 4 0,8

7 Patlayıcı Madde Kazaları 24 10,6 27 10,4 51 10,5

8 Yapı Makinası Kazaları 90 39,6 33 12,7 123 25,3

9 Uzuv Kaptırma 0 0,0 53 20,5 53 10,9

10 Uzuv Sıkışması 0 0,0 37 14,3 37 7,6

11 El Aleti İle Ele Vurma 0 0,0 4 1,5 4 0,8

12 Sivri Uçlu Keskin Ken Cis. Yara. 0 0,0 11 4,2 11 2,3

13 Şantiye içi Trafik Kazaları 74 32,6 15 5,8 89 18,3

14 Diğer Tip kazalar 9 4,0 3 1,2 12 2,5

Toplam 227 100,0 259 100,0 486 100,0

Tablo 5. Kanal İnşaatı Şantiyelerindeki Kaza Tipleri [1]

No.

Kanal İnşaatı Şantiyeleri Ölüm Yaralanma Toplam

Kaza Tipi Sayı % Sayı % Sayı %

1 İnsan Düşmesi 19 12,9 8 7,6 27 10,7

2 Malzeme Düşmesi 11 7,5 13 12,4 24 9,5

3 Malzeme Sıçraması 1 0,7 12 11,4 13 5,2

4 Kazı Kenarının Göçmesi 68 46,3 13 12,4 81 32,1

5 Yapı Kısmının Çökmesi 2 1,4 0 0,0 2 0,8

6 Elektrik Çarpması 5 3,4 1 1,0 6 2,4

7 Patlayıcı Madde Kazaları 8 5,4 11 10,5 19 7,5

8 Yapı Makinası Kazaları 13 8,8 7 6,7 20 7,9

9 Uzuv Kaptırma 0 0,0 19 18,1 19 7,5

10 Uzuv Sıkışması 0 0,0 13 12,4 13 5,2

11 El Aleti İle Ele Vurma 0 0,0 2 1,9 2 0,8

12 Sivri Uçlu Keskin Ken Cis. Yara. 0 0,0 3 2,9 3 1,2

13 Şantiye içi Trafik Kazaları 13 8,8 3 2,9 16 6,3

14 Diğer Tip kazalar 7 4,8 0 0,0 7 2,8

Toplam 147 100,0 105 100,0 252 100,0

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 309

Tablo 6. Tünel İnşaatı Şantiyelerindeki Kaza Tipleri [1]

No.Tünel İnşaatı Şantiyeleri Ölüm Yaralanma Toplam

Kaza Tipi Sayı % Sayı % Sayı %

1 İnsan Düşmesi 0 0,0 5 17,9 5 9,6

2 Malzeme Düşmesi 15 62,5 7 25,0 22 42,3

3 Malzeme Sıçraması 0 0,0 0 0,0 0 0,0

4 Kazı Kenarının Göçmesi 1 4,2 0 0,0 1 1,9

5 Yapı Kısmının Çökmesi 0 0,0 0 0,0 0 0,0

6 Elektrik Çarpması 0 0,0 0 0,0 0 0,0

7 Patlayıcı Madde Kazaları 5 20,8 3 10,7 8 15,4

8 Yapı Makinası Kazaları 2 8,3 2 7,1 4 7,7

9 Uzuv Kaptırma 0 0,0 3 10,7 3 5,8

10 Uzuv Sıkışması 0 0,0 3 10,7 3 5,8

11 El Aleti İle Ele Vurma 0 0,0 2 7,1 2 3,8

12 Sivri Uçlu Keskin Ken Cis. Yara. 0 0,0 1 3,6 1 1,9

13 Şantiye içi Trafik Kazaları 1 4,2 2 7,1 3 5,8

14 Diğer Tip kazalar 0 0,0 0 0,0 0 0,0

Toplam 24 100,0 28 100,0 52 100,0

Tablo 7. 2014-2018 Yılları SGK istatistiklerine Göre İş Kazalarının Meydana Geldiği DönemlerGösterilmiştir [3], [14]

Aylar

2014 Yılı İş

Kazaları

2015 Yılı İş

Kazaları

2016 Yılı İş

Kazaları

2017 Yılı İş

Kazaları

2018 Yılı İş

Kazaları

Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % Sayı %

Ocak-Nisan 384 24% 370 29% 595 30% 595 30% 591 31%

Mayıs-Ağustos 756 46% 439 35% 719 36% 750 37% 706 37%

Eylül-Aralık 486 30% 443 35% 656 33% 661 33% 627 33%

Toplam 1626 100% 1252 100% 1970 100% 2006 100% 1924 100%

2012-2016 yılı öncesi ilk üç sene verilerinde iş kazalarının meydana geldiği iş saatleri incelemek istersek yıllara göre dağılımları aşağıdaki Tablo 8 de saat oranlarına göre dağılımını görmekteyiz.

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019310

Tabl

o 8.

İş K

azal

arın

ın M

eyda

na G

eldi

ği İş

Saa

tlerin

e G

öre

Dağı

lımı [

3], [

14]

İş20

1220

1320

1420

1520

16

Saat

leri

Kadı

nEr

kek

Topl

amKa

dın

Erke

kTo

plam

Kadı

nEr

kek

Topl

amKa

dın

Erke

kTo

plam

Kadı

nEr

kek

Topl

am

1. S

aat

11.4

1089

412

.304

1.21

49.

195

10.4

091.

714

10.5

7312

,287

1,93

610

,846

12,7

822,

333

12,5

9714

,930

2. S

aat

10.8

041,

055

11,8

591.

471

14,0

4115

,512

2,06

615

,917

17,9

832,

500

17,5

2420

,024

3,33

620

,631

23,9

67

3. S

aat

9,34

868

910

,037

1,64

516

,046

17,6

912,

294

18,0

0520

,299

2,90

919

,913

22,8

223,

888

23,9

5927

,847

4. S

aat

9,08

664

49,

730

1,69

917

,063

18,7

622,

351

19,4

6621

,817

3,04

521

,135

24,1

804,

121

24,8

3928

,960

5. S

aat

6,98

671

97,

705

1,23

810

,430

11,6

681,

599

9,16

210

,761

2,07

212

,940

15,0

123,

244

15,0

8018

,324

6. S

aat

6,40

455

56,

959

1,51

614

,145

15,6

611,

704

12,0

9913

,803

2,60

317

,295

19,8

983,

469

20,2

1623

,685

7. S

aat

7,39

359

47,

987

1,60

313

,837

15,4

402,

220

16,3

2518

,545

2,83

416

,321

19,1

553,

604

19,7

3223

,336

8. S

aat

631

8,28

91,

411

11,9

6013

,371

2,22

415

,948

18,1

722,

336

14,3

5716

,693

2,77

716

,924

19,7

01

9. S

aat +

00

1,22

99,

192

10,4

211,

860

13,3

2815

,188

1,80

710

,960

12,7

679,

553

47,1

1356

,666

Bilin

mey

en0

10

00

1,54

510

,257

11,8

020

00

00

0

Topl

am5,

781

74,8

7113

,026

115,

909

128,

935

19,5

7714

1,08

016

0,65

722

,042

141,

291

163,

333

36,3

2520

1,09

123

7,41

6

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 311

Bu tabloda birinci iş saati 08.00-08.59, 9. iş saati 17.00-17.59’u kapsamaktadır; 12.00-12.59 dâhil edilmemiştir. Şantiyelerde ve Toplumsal alanlarda birçok farklı özelliğe sahip makine tipleri bulunmaktadır. Bu makine tiplerinin tümünü almak mümkün de-ğil ama şantiyelerde kullanılanları genelleme yapmak istediğimizde aşağıdaki Tablo 9’da ki sıralama kullanılabilir.

Projelerin kazı aşamalarında birden fazla yapı makinasının çalışması çalışmakta olup her birinin yapı inşaatında farklı görevleri mevcuttur. Aşağıdaki Tablo 10’da Kazalar esnasında yapılan aktivitelerin oranlarının göstermektedir. [6]

5 2 7

15 10

36

16

2 2 2 0

20

40

Skreyper Forklift Kamyon Traktör Silindir Yükleyici Buldozer Transpalet Vinç Asansör

%

Tablo 9. Yapı Makinaları Türleri ve Kaza Oranları [6]

2

25 24 16

10

22

0

10

20

30

Kule Vinç Kazı/Yükleme Kamyon Greyder Düzleme Diğer

%

Tablo 10. Yapı Makinaları Türleri ve Kaza Oranları [6]

Farklı projelerde kullanılan farklı işlere göre mevcut makinalar bulunmaktadır. Yapı Makinaları kazalarının proje türlerine göre dağılımını incelemek istediğimizde proje tiplerine göre dağılımları aşağıdaki Tablo 11’de görebiliriz.

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019312

Yapı makinalarının risk değerlendirmesinin yapıldığı bu çalışmada 108 operatör ve operatör yardımcısı ile birlikte bir anket çalışması yapılarak çalışanların görüşleri risk değerlendirmesi sürecine dâhil edilmiştir. Anketin yapılış amacı, operatör ve operatör yardımcılarının tecrübelerinden hareketle risk algılarını ve İSG alanına yaklaşımlarını kavrayabilmektir. Operatör ve operatör yardımcılarına yöneltilen 12 soru ile birlikte

Tablo 11. Ölümle ve Yaralanma ile Sonuçlanan Yapı Makinaları Kaynaklı Kazaların Proje Tiplerine Göre Dağılımı [6]

Proje Tipi

Ölümle sonuçlanan kazalar Yaralanma ile sonuçlanan kazalar

Araçların Neden Oldukları Araçların Neden Oldukları

Sayı % Sayı %

Bina 33 16 24 24,7

Otoyol 90 43,7 33 34

Diğer 31 15 7 7,2

Kanal 13 6,3 7 7,2

Baraj 19 9,2 8 8,2

Enerji İletim 7 3,4 1 1

Yıkım 1 0,5 8 8,2

Köprü 4 1,9 3 0

Demiryolu 0 0 2 2,1

Liman 6 2,9 2 2,1

Tünel 2 1 2 2,1

Toplam 206 100 97 100

Tablo 12. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Çalıştığı Proje Türleri [6]

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

Altyapı 15 13,9 13,9

Yol-Köprü 24 22,2 36,1

Baraj 1 0,9 37

Konut 22 20,4 57,4

Gökdelen 10 9,3 66,7

AVM 6 5,6 72,2

Diğer 23 21,3 93,5

Birden fazla 7 6,5 100

Toplam 108 100

13,9; 14%

22,2; 22%

0,9; 1% 20,4; 20% 9,3; 9%

5,6; 6%

21,3; 21% 6,5; 7%

Yüzde

Altyapı

Yol-Köprü Baraj

Konut

Gökdelen

AVM

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 313

yapı makinaları operatörlerinin bu alandaki görüşleri ve yaklaşımları kavranmaya ça-lışılmıştır. Yapı makinaları, bilindiği üzere tanımları ve işlevleri gereği bu proje tip-lerinde daha ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Hemen hemen tüm alt yapı, yol-köprü projelerinde aynı anda birden fazla yapı makinası bir arada çalışmaktadır.[6]

Bilindiği gibi şantiyeler büyüklük tiplerine göre sınıflara ayrılmaktadır. Bu büyük-lükler içinde barındırdığı çalışan sayıları ile de farklılıklar göstermektedir. Aşağıdaki Tablo13’te bu dağılım yapılan araştırma esnasında gezilen farklı şantiye tiplerindeki çalışan sayısı sınıflandırmasını görebiliriz.

Projelerin küçük ya da büyük olma ölçeği bu ankette yalnızca çalışan sayısı ile de-ğil proje ihale bedelleri gözetilerek belirlenmiştir. Buna göre; Tablo 14’de gösterilen küçük, orta, büyük, çok büyük olarak sınıflanan projelerdir. İhale bedeli 1 Milyon TL’den az olan projelere “küçük” projeler, 1-10 Milyon TL arasında olan projelere “orta” ölçekte projeler; 10-50 Milyon TL arasında olan projelere “büyük” projeler ve ihale bedeli 50 Milyon TL’den fazla olan projeler de “çok bü yük” projeler olarak tanımlanmıştır. [6]

Tablo 13. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Çalıştığı Projedeki Çalışan Sayıları. [6]

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

50’den az 31 28,7 28,7

50-99 27 25 53,7

99-200 13 11,1 64,8

200’den fazla 38 35,2 100

Toplam 108 100

50'den az 14% 50-99

12%

99-200 6% 200'den

fazla 18%

Toplam 50%

Yüzde

50'den az 50-99 99-200 200'den fazla Toplam

Küçük 16% Orta

13% Büyük

9% Çok Büyük 12%

Toplam 50%

Yüzde Küçük Orta Büyük Çok Büyük Toplam

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

Küçük 34 31,5 31,5

Orta 29 26,9 58,3

Büyük 19 17,6 75,9

Çok Büyük 26 24,1 100

Toplam

Tablo 14. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Çalıştığı Proje Büyüklükleri [6]

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019314

Hemen hemen büyük ve çok büyük çaplı inşaat projelerinin hepsinde farklı tip maki-naların kullanıldığını daha önceden belirtmiştik. Bu tip projelerde kullanılan makine modelleri aşağıdaki Tablo 15’te gösterilmeye çalışılmıştır.

Tecrübe iş kazalarının azalmasında önemli bir faktördür. İş makinalarındaki kullanım tecrübesi dışında makinayı tanımakta kullanım kadar önemlidir. Aşağıdaki Tablo16’da konuşulan operatörlerin yıl bazında sahip oldukları tecrübeleri görülebilir.

İş kazalarının engellenmesinde en önemli konu makinaların eğitimli operatörler tara-fından kullanılmasıdır. Eğitim konusunda operatörlerden alınan cevaplara bakıldığın-da Tablo 17 aslında bize kaza sebepleri konusunda bilgi vermekte.

Ekskavatör 25% Dozer

1% Loder 3% Greyder

3% Silindir

4%

Vinç 28%

Mikser 1% Forklift

4%

Beko Y. 10%

Kamyon 7%

Beton mik. 4%

Diğer 1%

Birden Fazla 9% Yüzde

Ekskavatör Dozer Loder Greyder Silindir Vinç Mikser Forklift Beko Y. Kamyon Beton mik. Diğer Birden Fazla

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

Ekskavatör 27 25 25

Dozer 1 0,9 25,9

Loder 3 2,8 28,7

Greyder 3 2,8 31,5

Silindir 4 3,7 35,2

Vinç 30 27,8 63

Mikser 1 0,9 63,9

Forklift 4 3,7 67,6

Beko Y. 11 10,2 77,8

Kamyon 8 7,4 85,2

Beton mik. 5 4,6 89,8

Diğer 1 0,9 90,7

Birden Fazla 10 9,3 100

Toplam 108 100

Tablo 15. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Şu An Kullanmakta Olduğu Makine Türü [6]

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

Bir yıldan az 2 1,9 1,9

1-5 yıl 30 27,8 29,6

5-10 yıl 22 20,4 500

10 yıldan fazla 54 50 100

Toplam 108 100

Tablo 16. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Yapı Makinasını Kullanma Süreleri (Tecrübe) [6]

2% 28%

20%

50%

Yüzde

Bir yıldan az 1-5 yıl 5-10 yıl 10 yıldan fazla

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 315

Peki, bu makinaları kullanan operatörlerin eğitim durumları nedir? Bu konu iş kazala-rının oluşumunda etkili olabilir mi? Bu konuda verilen cevapları Tablo 18 de görmek mümkündür.

Operatör ehliyeti sahibi olmak günümüzde elde etmesi zor bir konu değildir. Yetkilen-dirilmiş kurumlar sayesinde bu sayı gün geçtikçe artmaktadır. Yapılan anket çalışma-sında verilen cevap oranı Tablo 19’da görülmektedir.

44%

22%

0% 16%

18%

Yüzde

Ustamdan Özel eğitim Kurumundan MEB'den Frekans Yüzde

Kümülâtif Yüzde

Ustamdan 47 43,5 43,5

Özel eğitim Kurumundan 24 22,2 65,7

MEB’den 17 15,7 81,5

Eğitim almadım 20 18,5 100

Toplam 108 100

Tablo 17. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Makine Kullanmak İçin Eğitimi Aldıkları Yerler [6]

32%

32%

35% 1%

Yüzde

İlkokul İlköğretim

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

İlkokul 34 31,5 31,5

İlköğretim 35 32,4 63,9

Lise 38 35,2 99,1

Üniversite 1 0,9 100

Toplam 108 100

Tablo 18. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Eğitim Durumu [6]

Tablo 19. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Ehliyet veya Operatörlük Belgesine Sahip Olup Olmama Durumu [6]

97%

3% Yüzde

Var Yok

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

Var 105 97,2 97,2

Yok 3 2,8 100

Toplam 108 100

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019316

İş makinası kullanan kişilerin sahip olması gereken belge(sertifika) ilgili makine mo-deline ait olması önemlidir. Kazıcı –Yükleyici iş makinası ehliyetine sahip bir ope-ratörün şantiye içinde Greyder, Dozer, Teleskobik veya başka bir model makine kul-lanması yanlıştır. Greyder farklı bir sertifika gerektirir. Yetkili kurumlar tarafından verilen kurslar sayesinde alınan eğitimler farklı modeldeki makinaların o model hak-kında eğitim almış kişiler tarafından kullanılmasını sağlar. Aynı operatörlerin sertifika almak dışında birde bu belgelerin ehliyetlerine işletilmesi hususu önemlidir. Tablo 20’de bu oranla ilgili yapılan şantiye ziyaretlerindeki bir örnek çalışma verilmiştir.

Ehliyet sadece makine kullanımı ile ilgili bir belgedir. Bunun dışında her operatörün muhakkak makinanın kullanımı, bakımlarını ve kullanım esnasında genel uyulması gereken İSG kuralları hakkında da eğitim alması önemlidir. Bu detayda Tablo 21’de görmektedir.

İş makinası kullanıcılarının kendilerinden başka çalışma ortamında ihtiyaç durumun-da muhakkak işaretçilerle çalışması gerekir bu operatöre görmediği alanları görmeye ve kaza riskini azaltmaya yönelik önemli bir uygulamadır ve yönetmelik ve mevzu-at detaylarında zorunluluk olarak belirtilmektedir. Bu durumun her geçen gün daha da yaygınlaşması ile İş makinası operatörlerinin kaza yapma olasılıkları azalacaktır. Şantiyelerdeki işaretçi sayısı hakkındaki oranla ilgili yapılmış bir şantiye sorgulaması Tablo 22’de görülmektedir.

Tablo 20. Operatör ve Operatör Yardımcılarının Sahip Olduğu Ehliyet Türü [ 6 ]

23%

48%

4%

2% 23%

Yüzde

E G A YOK Birden Fazla

Frekans Yüzde Kümülâtif Yüzde

E 25 23,1 23,1

G 52 48,1 71,3

A 4 3,7 75

YOK 2 1,9 76,9

Birden Fazla 25 23,1 100

Toplam 108 100

Tablo 21. Operatör ve Operatör Yardımcılarının İSG Eğitimi Alıp Almama Durumları [6]

77%

23%

Yüzde Aldım Almadım

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

Aldım 83 76,9 76,9

Almadım 25 23,1 100

Toplam 108 100

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 317

İş hayatına atılan inşaat mühendislerinin; iş makinaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkında bilmesi gerekli olan temel konuları öğreneceği asıl kaynak ise üniversitedir. Üniversitelerde iş makinaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında verilen eğitimler bir inşaat mühendisinin bu konuya bakış acısını şekillendiren temel eğitimlerdir.

2011 yılında yapılan bir araştırmada Türkiye’deki 37 üniversitede yapılan bir araş-tırma ile İnşaat Fakültelerinin Lisans Ders İçeriklerinin Yapı Makinaları ve Yapı İş-letmesi ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Acısından incelenmiş ve Tablo 23’teki sayılar bulunmuştur. Konu ile ilgili müfredatlar ders sayısı ve içeriği acısından incelendi-ğinde ve bir tasnif yapıldığında ilgili 37 üniversitenin yalnızca 6 tanesi yeterli 19 tanesi kısmen yeterli ve 13 tanesi de yetersiz olduğu görülmüştür. Buna göre içeriğin-de inşaat mühendislerinin saha organizasyonlarının nasıl yapıldığının işlendiği Yapı İşletmesi ve Şantiye Tekniği ile sahada can güvenliği acısından en önemli dersler olan İnşaat Makinaları ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği derslerinin bir bütün olarak hak ettikleri değeri 6 üniversite hariç hiçbir üniversitede göremedikleri tespit edilmiştir. Günümüzde üniversitelerin mühendislik fakülteleri ile teknoloji fakültelerindeki mü-hendislik alanlarının hepsinde İSG dersi verilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Herhangi bir dönem içinde haftada en az 2 saat olacak şekilde eğitim almaları sağlanmaktadır. Bu derslerin içindeki İnşaat ve Yapı makinaları kullanımı ve dikkat edilmesi gereken hususlar şantiye ortamlarında önemli birer konu olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

74%

26%

Yüzde

Evet Hayır

Frekans YüzdeKümülâtif

Yüzde

Evet 80 74,1 74,1

Hayır 28 25,9 100

Toplam 108 100

Tablo 22. Operatör ve Operatör Yardımcılarının İşaretçi ile Birlikte Çalışıp Çalışmama Durumu [6]

39%

27%

14%

20%

Yüzde

Yapı İşletmesi Şantiye Tekniği

Yapı Makinaları İş Sağlığı ve İş Güvenliği

DersVeren

Üniversite Sayısı

Yapı İşletmesi 25

Şantiye Tekniği 17

Yapı Makinaları 9

İş Sağlığı ve İş Güvenliği 13

Tablo 23. Özet Tablo [9]

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019318

3. DEĞERLENDİRMELER1995 sonrası verileri meslek hastalıklarının tespit edilmesindeki sorunlara ilişkin ipuçları vermektedir. Veriler meslek hastalıklarının tespit edilmesi konusunda 1990’lı yıllara göre gerileme olduğunu göstermektedir. 1995-1999 döneminde yıllık olarak ortalama 167 meslek hastalığı sebebiyle ölüm tespit edilmiştir. 2000 yılında meslek hastalığı tespiti sayısı önceki yıla göre %20 azalırken ölüm tespiti sayısı birdenbire 6’ya düşmüş ve sonraki yıllarda bu seviyelerde sürmüştür. 6331 sayılı İSG sayısının yayınlandığı 2012 yılından sonra ise istatistiğe yansıyan meslek hastalığı tespitleri 0’a düşmüştür. Türkiye’deki çalışma ortamında ve sağlık sisteminde olağanüstü bir iyileşme olmadığına göre bu veriler 2000 yılından itibaren meslek hastalığı sonu-cu ölümlerin bilinçli ve sistematik olarak tespit edilmediğini göstermektedir. Veriler 5510 Md. 4-1/a kapsamındaki sigortalıları (işçileri) kapsamaktadır. Bağımsız çalışan-lar bu tabloya dâhil edilmemiştir. 2017 yılında bağımsız çalışanlar için yayınlanan verilere göre 3 kişi iş kazalarında ölmüştür. 2017 yılında SSGSS kapsamında iş kazası sonucu ölüm toplam sayısı 1.636 kişidir. SGK istatistiklerindeki sayısal verilerin gös-terildiği Tablo 1’den anlaşılmaktadır

Ölümle sonuçlanan kazalar arasında insan düşmesi tipindeki kazalar (%42,9) önemli bir farkla ilk sırada yer almaktadır. Elektrik çarpması, malzeme düşmesi, yapı maki-nası kazaları, yapı kısmının çökmesi, şantiye içi trafik kazaları ve kazı kenarının göç-mesi tipindeki olaylar ön plana çıkmaktadır. Toplam kaza sayısı bakımından %11,5 oranıyla ikinci sırada yer alan ve kısaca Uzuv Kaptırma olarak tanımlanan olaylar, testerelere, tezgâhlara, hareketli makine elemanlarına el, parmak, ayak kaptırma tipin-deki olaylardır. Sadece bir tanesi ölümle sonuçlanmış olmasına rağmen bu tür olaylar uzuv kaybına ve dolayısıyla çalışma gücünün belirli (bazen de önemli) oranda kaybe-dilmesine neden olarak Tablo 2’de görülmektedir.

Bina inşaatları için en önemli kaza tipinin insan düşmesi olduğu, özellikle ölümle so-nuçlanan kazaların %57,3’ünün bu şekilde meydana geldiği dikkati çekmektedir. Bina inşaatlarındaki yükseklik faktörü bunun başlıca nedenidir. Yine ölümle sonuçlanan kazalar arasında elektrik çarpması tipindeki olayların önemli bir orana (%16,6) sahip olduğu Tablo 3’te dikkati çekmektedir.

Yol inşaatı şantiyelerinde Tablo 4 yapı makinalarının kullanımında meydana gelen kazalar ölümle sonuçlanan kazalar arasında %39,6 oranıyla, toplam kazalar içinde de %25,3 oranıyla ilk sırada yer almaktadır. Yol inşaatlarının makine yoğun bir üretim olduğu dikkate alındığında bu sonucun doğal olduğu söylenebilir.

Kanal inşaatı şantiyelerindeki kaza tipleri Tablo 5’te verilmiştir. Bu uygulamalardaki tipik iş kazası olan kazı kenarının göçmesi olaylarının ilk sırada yer aldığı görülmek-tedir. Tüzük ve yönetmeliklerde kazı işlerine ilişkin ayrıntılı güvenlik önlemleri yer aldığı halde uygulamada bunların büyük ölçüde ihmal edildiği bir gerçektir. Açılan kanal çukurlarına insan düşmesi, kanal açmada kullanılan yapı makinalarının neden

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 319

olduğu kazalar ve şantiye içi trafik kazaları ve kanalda çalışan işçiler üzerine malzeme düşmesi tipindeki olaylar kanal inşaatlarında öncelikle üzerinde durulması gereken kaza tipleri olarak dikkati çekmektedir.

Tünel inşaatlarındaki kaza tipleri Tablo 6’da görülmektedir. Tünel açma işlerinin ni-teliği gereği sıkça rastlanan, tünel tavanından malzeme düşmesi tipindeki olaylar ilk sırada yer almaktadır. Patlayıcı madde kazaları diğer önemli kaza tipidir.

2014-2018 yılları SGK istatistiklerine göre iş kazalarının meydana geldiği dönemler Tablo 7’de gösterilmiştir. Tablo 7’de de görüldüğü gibi 2014-2018 yılları arasında en çok iş kazasının meydana geldiği dönemler Mayıs-Aralık ayları arasında yoğunluk göstermektedir özelliklede İlkbahar-yaz ayları. Bunun sebebi; yaz döneminin inşaat sektörünün en verimli ve iş faaliyetlerinin fazla olduğu bir zaman dilimi olmasıdır. Yaz mevsiminde en çok iş kazası meydana gelmiştir. Yaz aylarındaki uzun çalışma saatleri ve sıcak havanın işçiler üzerindeki olumsuz etkileri bu duruma sebep olarak gösterilebilir.

2015 yılında gün içi mesai saatlerinde iş kazaları daha fazla yaşanmıştır. En fazla iş kazası yaşanan saatler ise sabah 09.00-11.59 (67 bin 26 kaza, yüzde 27,75), öğleden sonra 14.00-16.59 (55 bin 746 kaza, yüzde 23,08) saatleri ara-sındadır. 2016 yılında 286.068 iş kazası içinde 95 bin 704 (yüzde 33,45) kaza öğleye kadarki ilk dört iş saatinde; öğle iş saatinde (12.00-12.59) 14 bin 241 (yüzde 4,97); 100 bin 247 kaza (yüzde 35,04) öğleden sonraki beş iş saatinde yaşanmıştır. Sabah 08.00 ile akşamüstü 17.59 saatleri arasındaki iş saatlerinde toplam 210 bin 192 (yüzde 73,47) iş kazası yaşanmıştır. Gece 00.00 ile sabah 07.59 arasındaki iş saatlerinde 34 bin 411 (yüzde 12,02); akşamüstü 18.00 ile 23.59 arasındaki iş saatlerinde 41 bin 465 (yüzde 14,49) iş kazası yaşanmıştır. Özetle, 2016 yılında gün içi mesai saatlerinde iş kazaları daha fazla yaşanmıştır. En fazla iş kazası yaşanan saatler ise sabah 09.00-11.59 (80 bin 774 kaza, yüzde 28,23), öğleden sonra 14.00-16.59 (66 bin 722 kaza, yüzde 23,32) saatleri arasındadır. Tablo 8’de bu değerler net bir şekilde görülebilir.

Yapı makinaları türlerinin kaza sıklıklarının gösterildiği Tablo 9’da görüleceği üzere tüm kazalar arasında en büyük paya sahip olan araç türünün % 36’lık oranla yükleyici ve % 16’lık oranla dozer olduğu görülecektir. Yükleyicilerin hemen hemen tüm inşaat projelerinde en çok kullanılan yapı makinası olduğu düşülecek olursa yükleyiciye ait kaza oranının yüksek çıkması şaşırtıcı sayılmamalıdır. Sıklıkla kullanılan ve birçok işleve sahip olan yükleyiciler, aynı zamanda aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere diğer makinalara göre daha çok kaza yapmaktadır.

Kazalar esnasında yapılan aktivitelerin oranlarının gösterildiği Tablo 10’da görüleceği üzere tüm kazalar arasında en büyük payı % 25’lik oranla kazı ve yükleme aktiviteleri oluşturmaktadır. Projelerin kazı aşamalarında birden fazla yapı makinasının çalışma-sı, çalışmaların genel olarak makinalar ile yürütülmesi vb. sebeplerden ötürü bu kaza türünün tüm kazalar içinde daha büyük bir paya sahip olduğu sonucu çıkartılabilir.

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019320

Ayrıca en çok kaza yapan aracın yükleyici olması da kazı ve yükleme aktivitelerinin yüksek bir orana sahip olması ile bağlantılıdır. Kazı işlerinin dışında kamyonlar % 24’le ikinci sırada gelirken greyder, dozer ve skreyperin yaptığı işlerden kaynaklı kazalar % 16 ile dördüncü sıradadır

Yapı Makinaları kazalarının proje türlerine göre dağılımını gösteren Tablo 11’de, ka-zaların daha çok otoyol ve bina tipi projelerde yığılma gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu durum da %43,7 ile en yüksek orana sahip olan Otoyol Şantiyeleri İSG açısından binalara nazaran daha önemli bir alan olduğu ve dikkat edilmesi gereken bir çalışma sahasıdır.

108 operatör ile yapılan anket çalışmasında operatörün çalıştığı proje tiplerinin öğre-nilmesini amaçlayan soruya verilen cevapların gösterildiği Tablo 12’ye göre operatör-lerin ağırlıklı olarak yol-köprü(%22,2), konut(%20,4) ve altyapı(%13,9) tipi projeler-de çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu üç proje tipinin tüm projeler arasındaki toplam payı %56,5’tir. Yapı makinaları, bilindiği üzere tanımları ve işlevleri gereği bu proje tip-lerinde daha ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Hemen hemen tüm alt yapı, yol-köprü projelerinde aynı anda birden fazla yapı makinası bir arada çalışmaktadır

Hemen hemen büyük ve çok büyük çaplı inşaat projelerinin hepsinde en az bir adet kule vincin sabit olarak bulunduğu gözlenmiştir. O nedenle Tablo 15’deki oranlar arasındaki %27,8’lik kule vinç operatörü oranı şaşırtıcı sayılmamalıdır. Benzer şekil-de yalnızca kazı aşamasında değil kaba inşaatın devam ettiği sürelerde de ufak çaplı işler için kullanılan ekskavatör(%25) ve beko yükleyici(%10,2) inşaat projelerinde sık rastlanan yapı makinalarıdır.

Örnek bir çalışma olan 108 kişilik operatör anketinin özeti olan Tablo 16’dan anlaşıla-cağı gibi operatörlerin büyük çoğunluğunun tecrübeli olduğu söylenebilir. Bu verinin anketin büyük ölçekli projelerde uygulanması ile doğru orantılı bir bağı bulunmak-tadır.

Yapılan ankette Tablo 17’de verilen “Ustamdan” cevabının oranın diğer sekmelere göre hissedilir derecede yüksek olması göstermektedir ki operatörlerin büyük çoğun-luğu “yağcılık” diye tabir edilen ve operatör yardımcılığına denk düşen bir eğitimden geçmiştir. Herhangi bir akreditasyonu olmayan bu eğitim, tipik bir usta-çırak iliş-kisine dayanmaktadır. Birkaç yıl boyunca deneyimli bir operatörün yanında gözlem yoluyla operatörlüğü kavrayan “yağcılar” bir süre sonra operatör olmak istediklerinde ilgili yapı makinasını kullanmak için edinmek zorunda oldukları ehliyet, sertifika vb. belgelerden dolayı eğitim kurumlarına yönelmektedir. Bu nedenle anket çalışmasına verilen cevaplar arasında %43,5’le en fazla orana sahip olan “ustadan eğitim alma” durumu, aslına bakılacak olursa operatörlük belgesi olan operatörlerin nesnel algısını göstermektedir. Bunun yanında %18,5’lik bir oranla “hiç eğitim almadığını” belirten-lerin oranı da dikkat çekicidir.

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 321

Buna göre inşaatlarda çalışan işçiler arasında belirli bir seviye olarak kabul edilebile-cek lise mezunlarının oranının Tablo 18’de operatörler arasında %35,2 çıkması, ope-ratörlerin inşaatlarda çalışan toplam içerisinde görece daha eğitimli çalışanlar olduğu sonucunun çıkarılmasına imkân vermektedir.

Ayrıca Tablo 19’da ve Tablo 20’de net bir şekilde görülüyor ki anketi cevaplayanların, %97,2 gibi çok büyük bir oranla ehliyet ya da operatörlük belgesine sahip olmasının anketin uygulandığı projelerdeki İSG uygulamalarına yaklaşımla doğrudan bağlantı-sı bulunmaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğine göre bu bir zorunluluktur. Şantiyelerde kullanılan iş makinalarının o iş makinası modelini kullanmaya yetkin kişiler tarafından kullanılması iş kaza riskini de azaltacaktır.

Operatörlerin 2/3’ü inşaatlarda verilen bu tipteki İSG eğitimlerine katıldığı Tablo 20 ve Tablo 21’de net bir şekilde görülmekte. Bu başlıktaki bir başka veri de % 87,1 oranıyla operatörlerin İSG eğitimlerini gerekli gördüklerini belirtilmiş olmalarıdır. Bu oranlar, yeterli olmasa da operatörlerin İSG uygulamalarına olan yaklaşımlarının anlaşılması bakımından önemli veriler sunmaktadır.

İş makinalarının kullanımı ile alakalı önemli bir eksiklik de işaretçi ve mevcuttaki işa-retçilerin eğitim eksiklikleridir. Genel olarak işaretçi kullanılmamakla birlikte, kulla-nıldığı zaman bu işaretçilerin vasıfsız işçilerden seçildiği görülmektedir. 2013 yılında revize edilerek yayınlanmış olan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğine göre tehlike ihtiva eden ve bir operatörün hâkimiyetinde kul-lanılan ekipmanın yönlendirilmesi için işaretçi bulundurulması bir zorunluluktur o nedenle bu işçilere şantiyede iş güvenliği uzmanı tarafından işaretçi eğitimi verilmeli-dir. Pek çok şantiyede bu konuya önem verilmediğinden ve eğitimsiz kişilerin işaret-çi olarak seçilmesinden dolayı da iş kazaları meydana gelebilmektedir. Şantiyelerde işaretleme sisteminin de özenle yapılması gerekmektedir. Konulacak tabelalar belli bir düzen içerisinde; şantiyelerin kor noktalarını, tehlikeli yerlerini gösterebilecek ve çalışanların dikkatini çekebilecek yerlere yerleştirilmelidir. Bu yerleşimin yapılabil-mesi için şantiyeden sorumlu olan A sınıfı İş güvenliği Uzmanının gerekli risk ana-lizi çalışmasını yapıp tehlike ve olasılıklar üzerinde çalıştıktan sonra bu şekilde bir belirleme yapması gerekir. Bu konuda yapılan anket sonucu Tablo 22 gösteriyor ki bu husus İSG konuları ciddiye alınan şantiyelerde %74,1 ile hiçte kötü olmayan bir seviyede tutulmakta ama yine de bu sayı daha da yükseltilmelidir.

Türkiye’de inşaat sektöründe sahada veya ofiste çalışan inşaat mühendislerinin çok büyük bir kısmı yalnızca lisans mezunudur. Özellikle sahada çalışan inşaat mühen-dislerinin iş makinaları, işçi sağlığı ve iş güvenliği konuları ile çok daha fazla mesai harcadığı gerçeği göz önüne alındığında bu konuda bilmeleri gereken temel bilgiler-den ne kadar haberdar oldukları sorusu akla gelmektedir. Öncelikle inşaat mühendisi

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019322

bu konularda bilinç sahibi olmalıdır, ondan sonra işçi ve operatörlerini gerekli şekilde eğitmelidir. Bir inşaat mühendisi, kendisi gerekli bilince ve bilgiye sahip olmadığı müddetçe ondan işçi ve operatörleri eğitmesi beklenemez. Bu nedenle eğitimi verecek kişinin yalnızca İnşaat mühendisi olması veya eğitimli olması beklenmez. Eğitimi ve-rebilmesi için o firmanın A sınıfı iş güvenliği uzmanının olması gerekir. Aksi takdirde verilen eğitimler 6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği kanunu ile Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Yönetmeliğinde belirtilen çok tehlikeli iş yerlerinde her çalışan için yılda en az 16 saat İSG eğitimi verilme zorunluluğunun yerine getirilmediğini gösterir

Çok büyük bir kısmı yalnızca lisans düzeyinden mezun olup iş hayatına atılan inşaat mühendislerinin; iş makinaları, işci sağlığı ve iş güvenliği hakkında bilmesi gerekli olan temel konuları öğreneceği asıl kaynak ise üniversitedir. Üniversiteler de iş ma-kinaları, işci sağlığı ve iş güvenliği konularında verilen eğitimler bir inşaat mühendi-sinin bu konuya bakış acısını şekillendiren temel eğitimlerdir. Tablo 23’te bu yönde 2011 yılında yapılan bir araştırma verileri görülmekte, Türkiye’nin 37 üniversitenin Yapı İşletmesi, Şantiye Tekniği, Yapı Makinaları, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği dersle-rinin dağılımı incelenmiştir. Artan iş kazaları sebebiyle müfredatta yapılan değişiklik ile günümüzde üniversitelerin mühendislik fakülteleri ile teknoloji fakültelerindeki mühendislik alanlarının hepsinde İSG dersi almak zorunlu hale getirilmiştir. Bir dö-nem haftada en az iki saat olacak şekilde eğitim almaları sağlanmaktadır. Yapı İşlet-mesi ve Şantiye Tekniği dersleri ile sahada can güvenliği acısından en önemli dersler olan İnşaat Makinaları ve İSG derslerinin bir bütün olarak kabul edilmesidir. Bunun yanında Yapı İşletmesi ve Şantiye Tekniği derslerinin de birçok üniversitede yer alma-ması dikkat çeken başka bir husustur.

4. ÖNERİLER İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu Türkiye’de hızlıca gelişen bir konu olmasına rağ-men hala yapı makinaları kullanımından doğabilecek kazalara karşı alınabilecek ön-lemler konusuna önem verilmemektedir.

• İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri bütün iş yerlerini ve tüm çalışanları kapsamalıdır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli tüm iş yerleri kapsam içerisindedir. Bu durum Bakanlık tarafından İSG-Kâtip sistemi üzerinden daha dikkatli denetlenmektir.

• İş yerlerinde kurulan İş Sağlığı ve Güvenliği birimleri göstermelik olmamalı, yasal olarak düzenlenip, yaptırım gücüne sahip olmalıdır, ayrıca özlük hakları yönünden işverene bağımlı olmamalıdır.

• Yen, sistemde İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yö-netmeliğine göre tüm iş ekipmanları ki iş makinalarının tümü üretici firma özel

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 323

bir şart öngörmediği takdirde yılda bir kez teknik periyodik kontrolden geçirilmek zorundadır. Ayrıca bu durum da İSG Kâtip sistemi üzerinden denetlenebilmektedir. Saha sorumlularının bu kontrollere daha önem vermesi kaza riskini azaltacaktır.

• Şantiyelerde çalışan makine operatörlerinin kullandıkları makinalar ile ilgili teorik ve pratik eğitim almış olması gerekmektedir.

• Makina üzerinde ehliyetli operatörden başkası bulundurulmamalıdır.• Çalışan odaklı bir iş sahası meydana getirmek için tüm işçi ve işverenin, yetkili

kurum ve kuruluşlarca iş güvenliği konusunda bilinçlendirilmesi çalışmaları yapıl-malıdır.

• Yaptığı işin bilincinde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilgi sahibi işçiler çalış-tırmak için belli aralıklarla meslek içi eğitimler verilmeli ve iş güvenliği konusun-da çalışmalar yapılmalıdır.

• Kullanılan yapı makinaları ile ilgili yetkili kişilerden belli periyotlarda makine kul-lanımı ile ilgili eğitimler planlanmalıdır.

• Üniversitelerde kullanılan müfredatın güncel, sahada kullanılabilir ve dünya litera-türüne uygun hazırlanması gerekmektedir.

• Tüm şantiyelerde zorunlu hale getirilen çalışan işçi ve teknik personele düzenli olarak İSG eğitimi verme olası iş kazalarını en aza indirgenmesinde önemli rol oy-nayacaktır. Bu eğitimlerde sahada iş makinalarını da kullanarak uygulama yapmak ve bu eğitimlerde işaretçilerin önemine dikkat çekilmesi gerekmektedir.

• Şantiyelerde çalışan işçiler genelde vasıfsız olduğundan geçici süre ile çalışmak-tadırlar. Bu sebeple iş tanımına bakılmaksızın inşaatlarda çalışacak personelin her uzmanlık alanı için ayrı mesleki yeterlikler istenmelidir. Meslekti yeterlilik sınav-larında başarılı olan operatörler yetkin oldukları makine haricinde başka bir maki-ne kullanmamalıdır.

• İşe başlanmadan önce yapılması gereken ilk eylem şantiye planlamasının hazır-lanmasıdır. Şantiyede yapı makinaları tarafından kullanılacak yollar planlanırken, devam eden işlere engel teşkil etmeyecek bir yol planı oluşturulmalı ve makina parkıyla makina ihtiyacının karşılanacağı alan arasındaki ulaşım rahat bir şekilde sağlanabilir olmalıdır.

5. SONUÇİş Sağlığı ve Güvenliği konusu günümüzde göz arda edilmeyecek bir konudur. Türki-ye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü ve yol inşaatları, bu alanda kullanılan yapı makinalarının şantiyelerde yarattığı tehlike dikkatten kaçmamalıdır. İnşaat şan-tiyelerinde mesleki yeterliği olan işçiler çalıştırılmalı, şantiye sahalarında çalışan iş makinaları personelleri kullandıkları iş makinaları ile ilgili ehliyet ve sertifika sahibi olmalıdır. Sahada ve belirli periyodlarda operatörler ve çalışanlar makinaların yarattı-ğı tehlikeler konusunda bilgilendirilmelidir. Şantiyelerde çalışan mühendislere lisans

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019324

eğitimleri sırasında iş sağlığı ve iş güvenliği konusu hakkında eğitim verilmeli bu konuda eğitim veren üniversite sayısı arttırılmalıdır. Verilen ders içeriklerinin başta Türkiye’ye şartlarında yaşanan kazaları kapsamalı, dikkat edilmesi gereken önlemleri vurgulamalıdır. Ayrıca bu kitapların içerikleri dünya standartlarında uygulanan iş gü-venliği çözümlerini de içermelidir.

İş kazaları ve meslek hastalıkları, çalışanlar ve işletme açısından önemli bir maliyet unsuru olup çalışan ve örgüt verimliliğini olumsuz etkilemektedir. İş kazaları ve mes-lek hastalıkları sonucunda meydana gelen maddi ve manevi kayıplar, aynı zamanda ülke ekonomisi için de büyük zararlara yol açmaktadır. Bu nedenle, işletmelerde iş kazası ve meslek hastalıklarına yol açan nedenlerin tespit edilmesi, gereken önlem-lerin alınması ve denetlenmesi, daha sağlıklı ve huzurlu bir örgütsel ortamda etkin ve verimli bir şekilde çalışabilmek için temel gerekliliklerden biridir. İş kollarına ve sektörlere göre değişse de genel olarak iş yerlerinde alınması gereken önlemler üç başlıkta toplanabilir; çalışanlarla ilgili önlemler, iş yeri bölümleri ile ilgili önlemler ve iş ekipmanları ile ilgili alınacak önlemler.

Bu üç konuda işyerinde genel kontrollerin uzmanlar tarafından yapılması, eksiklik-lerin belirlenmesi ve iş mevzuatı uygulamalarına tamamen uyulması gerekmektedir. İncelenen vakalarda çok net bir şekilde ortaya çıkan sonuç, en basit ve en temel iş güvenliği önlemlerinin alınmamasının yüzlerce işçinin ölümüne neden olduğunu gös-termesidir. En temel 6 kaza tipi (düşmeler, malzeme düşme/çarpma/sıçrama, elektrik çarpmaları, kazı kenarı göçükleri, yapı kısmı çökmesi ve yapı makinaları kazaları) toplam ölümlerin neredeyse çoğunluğunda karşımıza çıkmaktadır. Özetle ölüm ve yaralanmaların nasıl önleneceği kesinlikle bir bilinemez değildir ve her şey gün gibi ortadadır. Konuyla ilgili mevzuatın yetersiz olduğundan da söz etmek yanlış olacaktır. Mevzuatımızda ileri düzenlemeler yapılmış olmakla birlikte beklenen yararın sağla-nabilmesi için toplumun her kesiminde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştiril-mesi çabalarına daha yoğun bir katkı gerekmektedir. Çocukluk çağından başlamak üzere ailede, okulda, hayatın her alanında sağlık ve güvenlikle ilgili eğitimler veril-melidir. Diğer yandan denetleme mekanizmasının etkinleştirilmesi büyük önem arz etmektedir. İşyerlerinin denetimi için konusunda yetkin denetmenlerin sayıları artı-rılmalıdır. Gerek işverenlerin gerekse iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren firmaların sadece yasal yükümlülükleri yerine getirmek üzere kâğıt üzerinde anlaşma yapmaları ve çoğu firmaların bu yolu tercih ederek daha ucuza hizmet satın almaları, iş sağlığı ve güvenliği için en başta gelen tehditlerdendir. Bunun yanında yüksek kâr hırsı ile insan yaşamına verilen değerin neredeyse sıfır olması, inşaat üretiminin ve işgücünün yapısı ile birleştiğinde ortaya ölüm ve yaralanmalar çıkmaktadır. Bu ölümleri engelle-mek ise aynı zamanda bir mücadelenin konusu olup, inşaat işçilerinin örgütlülüğü bu bakımdan önem kazanmaktadır. Ülkemiz iş güvenliği ve sağlığı konusunda istatistik-lere bakıldığında önceki yıllara göre iyileşme göstermektedir. Dileğimiz önümüzdeki yıllarda daha çok önlem alınması ve rakamlarda düşüşlerin görülmesidir.

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 303-326, October-December 2019 325

KAYNAKÇA1. Müngen, M. U. 2011.“İnşaat Sektörümüzdeki Başlıca İş Kazaları”, Türkiye Mühendislik

Haberleri,56/2011-5,sayı469, sf32-39

2. Tan, O. 2007.“Şantiyelerde Oluşan Risklerin Değerlendirilmesi”, İSGİAD İŞGÜVEN-LİĞİ Dergisi, Ocak-Şubat-Mart, Yıl 3, Sayı 9, sf1-7

3. Ercan, A. 2010.“Türkiye’de Yapı Sektöründe İşçi Sağlığı ve Güvenliğinin Değerlendiril-mesi”, Politeknik Dergisi, Cilt 13, SAYI 1, sf49-53.

4. Gürcanlı, G. E. 2008.“Dünyada ve Türkiye’de İş Güvenliğinde Gelinen Durum ve İnşa-at Sektörü”, TMMOB Ölçü Dergisi, Şubat 2008 sayısı, Sf. 90- 98

5. Yalçın E., Taçgın E. 2016.“İnşaat Sektörü ve Kazı Uygulamalarında İş Güvenliği Ön-lemleri”, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Bülteni, Sayı:65, Sayfa:9-11.

6. Uzun, İ. M. 2012. “İnşaatlarda Yapı Makinaları Kullanımında İş Güvenliği Risk Değer-lendirmesi”, Yüksek Lisans, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul

7. Yılmaz F., Tan O. 2015. “Bir İnşaat Şantiyesinde İş Kazalarının Neden Olduğu İş Günü Kayıplarının İşverene Maliyetinin Belirlenmesi”, International Journal of Economic and Administrative Studies, Year:7 Number 14, Winter 2015 ISSN 1307-9832, sf144-156

8. Ulusal Meslek Standartı İş Makinası Bakım ve Onarımcısı Seviye 4.(2011). Mesleki Ye-terlilik Kurumu, REFERANS KODU / 09UMS0010-4, RESMÎ GAZETE TARİH-SA-YI / 26.05.2015 - 29367

9. Altınöz H., Uzun. M., Bahadır Y., Sarmusak F., Karagöz Y. 2011. “Yapı Makinaları Kullanımında Sıklıkla Karşılaşılan İş Kazaları ve Alınması Gereken Önlemler”, 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyum, Çanakkale

10. Gürcanlı E. 2013. “Türk Tabipleri Birliği Mesleki Sağlık ve Güvenlik Derneği”, Sayfa: 20-29, Sayı:48

11. Safe use of vehicles on construction sites: A guide for clients, designers, contractors, managers and workers involved with construction transport HSG144 HSE Books 1998 ISBN 0 7176 1610 X

12. Health and safety in excavations: Be safe and shore HSG185 HSE Books 1999 ISBN 0 7176 1563 4

13. 2018/12 “İşçi-Sağlığı-ve-İş-Güvenliği-Raporu”, SHD İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Rapo-ru, 13/12/2018, http://sosyalhaklardernegi.org/wp-content/uploads/2018/12/SHD-İşçi-Sağlığı-ve-İş-Güvenliği-Raporu_13.12.2018-2.pdf

14. http://www.tuik.gov.tr

15. http://www.sgk.gov.tr

16. http://www.csgb.gov.tr

17. HSE. 2018b. “Health and safety at work. Summary statistics for Great Britain 2018”, http://www.hse.gov.uk/statistics/cost.htm

Yakar, H., Taçgın, E.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 303-326, Ekim-Aralık 2019326

18. Çelik, A. 2015. “İşçi Ölümleri Bilinenin İki Katı. Birgün”, 19.03.2015. https://www.birgun.net/haber-detay/isci-olumleri-bilinenin-iki-kati-80120.html, Erişim Tarihi: 22.11.2018) - ÇSGB. 2009. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi II 2009-2013.

19. ÇSGB. 2012. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Ankara. http://app.csgb.gov.tr/isggm/guvenliiskele/IsSagligiveGuvenligiKanunu.pdf

20. Güven, R. 2012. “Dünyada ve Ülkemizde Meslek Hastalıkları”, web: www.hisam.hacet-tepe.edu.tr/calistaysunum/HavvaRanaGuven.pdf

21. HSE, 2018. “Healt and safety at work”, ISBN 978-1-5286-1227-2, http://www.hse.gov.uk/statistics/overall/hssh1718.pdf

22. ILO. 2013. The Prevention of Occupational Diseases, ISBN 978-92-2-127447-6, 28/04/2013, https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/---ed_protect/---protrav/---safework/documents/publication/wcms_208226.pdf

23. ILO. 2018. Improving Safety and Health of Young Workers, ISBN: 978-92-2-131651-0, https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/---ed_protect/---protrav/---safework/docu-ments/publication/wcms_625223.pdf

Mühendis ve Makinacilt 60, sayı 697, s. 327-336, 2019Araştırma Makalesi

Engineer and Machineryvol. 60, no. 697, p. 327-336, 2019

Research Article

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla Belirlenmesi

İlker Bahar*1, Nejdet Şen2

ÖZGünümüzde üretilen araçların hemen hemen hepsinde iç döşeme, araç dış stili, kapılar vb. gibi alt montaj gruplarında yer alan plastik parçaların montajı için vidalama ve yapıştırmanın yanında çoğunlukla esne-yebilen ve takıldığında kilitlenen geçmeli tırnak ya da buton bağlantıları kullanılmaktadır. Bu tip bağlantı-ların kullanılmasıyla, ilgili plastik parça sökülebilir ve değiştirebilir hale gelmektedir. Tam da bu noktada, tırnak ya da buton bağlantıları için montaj ve demontaj esnasında oluşan takma-çıkarma yüklerinin hesabı, tasarım ve sonrasındaki doğrulama ile kullanım ömrü için en önemli parametre olmaktadır. Farklı tasarım alternatiflerinin en az prototip ve en hızlı şekilde değerlendirilebilmesi için sonlu elemanlar yöntemlerinden faydalanılmaktadır. Bu çalışmada, araç iç döşemesinde kullanılan plastik bir kaplamaya ait tırnak bağlantı-sı için takma çıkarma yükleri iki boyutlu sonlu elemanlar analizleri yardımıyla belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Takma-çıkarma yükü, statik analiz, sonlu elemanlar metodu, tırnak ve buton bağlantıları

Determination of Mounting – Dismounting Loads via Two-Dimensional Finite Element Methods for Snap – Fit that Used to Assemble Plastic Parts

ABSTRACTAlmost all vehicles that manufactured in present, snap-fit which are so flexible and can be locked after insertion are used for mounting sub-assemblies such as internal trim, external trim, closures etc. By using this type connection, plastic parts of sub-assemblies can be mounted or dismounted. At this point, calculation of loads while mounting-dismounting become the most important variables for design and verification after design in lifetime cycle. In this study, mounting – dismounting load calculated by using two dimensional (2D) finite elements methods for a snap – fit connection which used in a vehicle’s covering plastic parts of internal trim.

Keywords: Mounting-dismounting loads, static analysis, finite elements methods, snap-fit

* İletişim Yazarı Geliş/Received : 24.06.2019 Kabul/Accepted : 17.09.2019 1 TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası AR-GE Merkezi, Bursa - [email protected]

ORCID: 0000-0002-5636-6031 2 TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası AR-GE Merkezi, Bursa - [email protected]

ORCID: 0000-0002-5597-9362

Bahar, İ., Şen, N.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 327-336, Ekim-Aralık 2019328

1. GİRİŞ

Plastik parçaların montajında kullanılan geçmeli bağlantılar, tırnak veya buton, basit yapıdaki tasarımlarının yanında ekonomik olmaları ve farklı parçaları en hızlı yoldan birbirine bağlamaları ile ön plana çıkmaktadır. Geçmeli tırnak bağlantıları Şekil 1’de görüldüğü gibi farklı sayılardaki çok çeşitli tiplere sahip olmasına rağmen tek bir prensip ile çalışmaktadır: çıkıntılı olarak tasarlanan ve üretilen tırnak, montaj esna-sında esneyerek birleştireceği parça üzerindeki boşluğuna girerek eski haline dön-mektedir [1,8,9].

Geçmeli bağlantılar için yapılan tasarımlar sayesinde montajı yapılan iki parça, zarar görmeksizin birbirine bağlanıp sökülebilir hale gelmektedir. Montaj operasyonundan sonra bağlantı üzerindeki gerilmelerin ortadan kalkmasıyla birlikte, yapı montaj ba-şındaki ön yüksüz haline geri dönmektedir. Bu durum tırnak ya da buton bağlantıları-nın defalarca kullanımına olanak sağlamaktadır. Montaj ve demontaj işlemlerinin ko-layca yapılabilmesi adına bu bağlantılar için takma-çıkarma yüklerinin hesaplanması ve tasarımın buna göre geliştirilip üretilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır [2,7,10].

Geçmeli tırnak veya buton bağlantılarının kullanımı, ilgili birleşme yüzeyinin yapı ve şekli ile daha önceki paragrafta önemi vurgulanan takma-çıkarma yüklerinin hesabıy-la yakından alakalıdır. Diğer bir deyişle takma veya çıkarma yükleri, montajlanacak

Şekil 1. Tırnak Bağlantı Tipleri [1]

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla Belirlenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 327-336, October-December 2019 329

plastik parçalardaki tırnak ve karşılığının temas ettiği noktayla orantılıdır ki plastik parçalardaki boyutsal tolerans ve hatalar göz önüne alındığında bu noktanın oran-tısal önemi daha da artmaktadır. Tasarımcının, plastik parçaların montajı esnasında önyüklemenin sağlanabilmesi için tırnak ve karşılığını girişimli şekilde modelleme-si gerekmektedir. Girişimin yetersiz olması montaj boşluğuna ve dolasıyla herhangi bir titreşim esnasında da ses problemine sebep olurken gereğinden fazla girişim ise; montaj zorluğuna sebep olmakta ve aynı zamanda geçmeli bağlantının takma veya çıkarma esnasında kırılıp işlevini yitirmesine sebep olabilmektedir. Girişim miktarı, Şekil 2’de görüldüğü gibi araç parçalarında kullanılan geçmeli bağlantılar ile elekt-ronik sektöründe kullanılan plastik tırnakların montajında beklenen kalite seviyesi nedeniyle önem arz etmektedir. Buradan hareketle Chen ve Lan, çalışmalarında bahsi geçen birleşme yüzeyi ve tırnak ile karşılığının temas noktası iyileştiren sabit takma-çıkarma yüküne sahip bir geçmeli tasarımına yer vermişlerdir [3].

Şekil 2. Otomobile Ait Kapı Kolu Çerçevesinde Kullanılan Geçmeli Tırnak Bağlantısı [2]

Bahar, İ., Şen, N.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 327-336, Ekim-Aralık 2019330

Kulkarni ve arkadaşları, Hyperworks ve çözücülerini kullanarak sonlu elamanlar me-totları yardımıyla tasarım gereksinimlerini karşılayan bir tırnak bağlantısı tasarımı üzerine çalışma yapmışlardır. Çalışmaları sonucunda; tasarımda kullanılan tırnak açı-sının, tırnak genişliği ile kalınlığının ve keskin köşelerdeki yuvarlatılmış alanların, parçalar ve geçmeli bağlantı üzerindeki gerilme dağılımına doğrudan etkilediğini gör-müşlerdir [4].

Üç tırnak analizlerine ait simülasyonlarının en önemli adımı parçalar arası temasla-rın tanımlanıp çözümlenmesidir. Temasların yakınsaması problemin çözüm süresi-ni uzatarak zaman kaybına neden olmaktadır. Diğer yandan bir boyuta indirgenmiş analizler, çözüm süresini kısaltabilmekte ancak; temaslar için bu analiz tipi yetersiz kalmaktadır. Ayrıca kompleks yapıdaki tırnak geometrileri bir boyutlu analiz simülas-yonlar yardımıyla tam olarak modellenememektedir. Jorabchi ve Suresh, çalışmala-rında tırnak analizlerinde kullanılmak üzere “İki dünyanın da en iyisi” diye tabir et-tikleri doğrusal olmayan cebirsel yönde zaman kazandırıcı bir metot sunmuşlardır [5].

Bu çalışmada, araç iç döşemesinde kullanılan plastik bir kaplamaya ait tırnak bağlan-tısı için takma çıkarma yükleri sonlu elemanlar yardımıyla belirlenmiştir. Tasarım-dan alınan katı model yardımıyla tırnak bağlantısının iki boyutlu matematik modeli kurulmuştur. Bu matematik model yardımıyla analizler koşturularak tırnağa ait tak-ma-çıkarma yükleri tespit edilmiştir. Sonlu elemanlar modelinin iki boyutlu ortamda kurulması, üç boyutlu yapılan analizlere göre çözüm süresini azaltarak zaman kaybını en aza indirmiştir. Ayrıca yapılan prototip sayısı minimum seviyeye çekilerek en az maliyetle tasarımın üretilmesi için sanal ortamda doğrulamalar yapılmıştır.

2. MATERYAL VE METOD

2.1 Malzeme Özellikleri

Çalışmada kullanılan araç iç döşemesine ait bir parçada yer alan geçmeli tırnak bağ-lantısı Polipropilen (PP) malzemesi ile üretilmektedir. Polipropilen, başta otomotiv sanayisinde olmak üzere tekstil, ambalaj, etiketleme ve paketleme sektörüne kadar hatta ve hatta günlük hayatın her noktasında, mutfak eşyaları, banyo gereçleri, elbise askıları vb. gibi, çok geniş kullanım alanına sahip yarı sert, şeffaf, kolay şekillendire-bilen, ekonomik ve asit ile bazlara karşı dayanıklı bir polimerdir. Yorulmaya karşı çok dirençlidir, düşük maliyet sebebiyle de ticari kullanım alanı oldukça yaygındır. Darbe sönümü yüksektir, aynı zamanda çok iyi elektrik yalıtımı sağlamaktadır [6,11,12].

Yapılan sonlu elemanlar analizlerinde, malzemenin oda sıcaklığındaki elastisite mo-dülüne, poisson oranına ve gerilme-şekil değiştirme eğrisine ihtiyaç duyulmuştur. Po-lipropilene ait bazı genel, mekanik ve termal özellikler Tablo 1’de verilmiştir. Analiz yapılırken elastik olarak en kötü durumdaki özellikleri dikkate alınarak modellenen bu malzemenin plastik bölgedeki davranışı ise; tedarikçiden alınan ve çekme testine göre oluşturulmuş gerilme-şekil değiştirme üzerinden türetilerek elde edilmiştir.

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla Belirlenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 327-336, October-December 2019 331

2.2 İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Modelinin Oluşturulması

Tasarımcı tarafından hazırlanan katı geometri modeli, sonlu elemanlar matematik mo-delinin kurulacağı program içerisine alınarak üzerindeki gereksiz delik, yuvarlatma vb. gibi geometrik unsurların temizliği yapılmıştır. Diğer yandan takma-çıkarma yükü için yapılan analizler, sadece lokal bir bölgeyi etkilediğinden katı geometrik modelin kesilerek küçültülmesi analiz süresi açısından fayda sağlamıştır.

Katı geometrik modelin temizlemesinin ardından iki boyutlu sonlu elemanlar mate-matik modelinin oluşturulması amacıyla katı model üzerinde farklı kalınlıkları temsi-len gerekli bölme işlemleri yapılmıştır. Sonrasında, düzlem şekil değiştirme prensibi gereğince Şekil 3’te görüldüğü gibi XY eksenine pozisyonlanıştır. Böylece sonlu ele-manlar modelindeki eleman normalleri + z eksenine bakacaktır [13,14].

Sonlu elemanalar matematik modelini oluşturmak için kullanılacak ortalama eleman boyutu, en küçük geometrik unsurun büyüklüğü baz alınarak 0,05 mm olarak belirlen-miştir. Şekil 3’te görüldüğü gibi kritik olan temas bölgelerinde eleman boyutu, eleman

Tablo 1. Polipropilen Malzeme Özellikleri [6]

Malzeme Özelliği Birim Değer

Özgül Ağırlık kg/m3 920

Poisson Oranı - 0,35-0,40

Çekme Dayanımı GPa 0,03-0,06

Elastisite Modülü GPa 1,4-1,8

Kopma Uzaması % > 50

Isıl Genleşme Katsayısı °C-1 1,6 x 10-4

Şekil 3. Geçmeli Bağlantıya Ait Sonlu Elemanlar Matematik Modeli

Bahar, İ., Şen, N.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 327-336, Ekim-Aralık 2019332

kalitesi kaybedilmeyecek şekilde küçültülmüştür. Analiz açısından daha az önem arz eden bölgelere doğru ilerledikçe eleman boyutları uygun geçiş kuralları ve kalite kri-terleri kullanılarak büyütülmüştür. Tablo 2’de sonlu elemanalar matematik modelinde kullanılan elemanlara ait kalite kriterleri görülmektedir. Bunlara ek olarak matematik model oluşturulurken z ekseni doğrultusundaki tüm kalınlıklar katı geometrik mo-del baz alınarak Şekil 3’te görüldüğü gibi farklı renklerin temsil ettiği gibi değişken şekilde tanımlanmıştır. Çünkü; iki boyutlu sonlu elemanlar kullanılarak oluşturulan matematik modellerde en önemli nokta model üzerindeki kalınlıkların ilgili değişken kesit sınırlarına göre doğru şekilde tanımlanmasıdır. Aksi takdirde sonuçların gerçek cevaplarla uyumundan bahsedilmesi pek mümkün olmayacaktır.

Tablo 2. Matematik Modele Ait Eleman Kalite Kriterleri

Kalite Kriteri Mevcut Değer Kriter Değeri

Eleman Sayısı 40201 -

Düğüm Sayısı 41753 -

Maksimum Çarpılma 0,00 ≤ 15,00

En/Boy Oranı 2,41 ≤ 3,00

Keskinlik 42,07 ≤ 45,00

Dörtgensellik 0,68 ≥ 0,60

2.3 Yükleme ve Sınır Şartları

Sonlu elemanlar matematik modeli oluşturulmasının ardından analizin çözdürülmesi için gerekli yükleme ve sınır şartlarının belirlenmesi gerekmektedir. Öncelikle hare-ketli olan tırnak parçası takma pozisyonuna uygun şekilde geriye çekilmiştir. Sonra-sında Şekil 4’te görüldüğü üzere hareketli tırnak parçası üzerinde yer alan siyah alan ile işaretlenmiş rijit eleman üzerinden öteleme miktarı kadar zorlanmış deplasman, hareket ekseni doğrultusunda pozitif ve negatif yönde olmak üzere iki ayrı yükleme adımında uygulanmıştır. Rijit elemanın deplasman uygulama yönündeki öteleme ha-reketi serbest bırakılırken diğer tüm yönlerdeki öteleme ve dönme hareketleri kısıt-lanmıştır.

Sabit tırnak parçası ise; yine Şekil 4’te görüldüğü üzere araç gövdesi ile birleştiği kırmızı alanla işaretlenmiş ortak kesişim yüzeylerindeki düğümlerden ankastre olacak şekilde tutularak tüm öteleme ve tüm dönme yönündeki hareketleri hem takma hem de çıkarma adımında kısıtlanmıştır.

Yükleme ve sınır şartlarına ek olarak Şekil 5’te görülen kırmızı renkteki tüm eleman-lar arasında ve elemanların kendi içinde sürtünmeli temas tanımı yapılmıştı.

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla Belirlenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 327-336, October-December 2019 333

2.4 Sonlu Elemanlar Analizleri

Yapılan sonlu elemanlar analizlerinde takma ve çıkarma yükleri deplasman miktarına karşılık ölçülen reaksiyon kuvvetleri yardımıyla tespit edilmiştir. Tırnak üzerindeki gerilme dağılımı incelenerek maksimum şekil değiştirmenin sınırlar altında kalıp kal-

Şekil 4. Sonlu Elemanlar Matematik Modeli İçin Yükleme ve Sınır Şartlarının Belirlenmesi

Şekil 5. Sonlu Elemanlar Matematik Modeli İçin Temas Bölgelerinin Belirlenmesi

Bahar, İ., Şen, N.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 327-336, Ekim-Aralık 2019334

madığı kontrol edilmiştir. Böylece takma veya çıkarma esnasında tırnakta herhangi bir kırılmanın meydana gelip gelmeme ihtimali araştırılmıştır.

Şekil 6’da görüldüğü gibi yükleme durumunda tırnak üzerinde oluşan maksimum ge-rilme A MPa mertebesindedir ve sabit olan iç döşeme parçasının boyun bölgesindeki yuvarlatma kısmında yoğunlaşmıştır. Ayrıca takılma sonucunda oluşan hareketli tır-nak ve sabit parça oluşan kalıcı deformasyon Şekil 6 üzerindeki geometri çizgileri yardımıyla net bir şekilde görülebilmektedir. Maksimum kalıcı şekil değiştirme mik-tarı %B mertebesindedir.

Şekil 6. Yükleme Durumunda Oluşan Maksimum Gerilme Dağılımı ve Kalıcı Şekil Değiştirme

Şekil 7. Çıkarma Durumunda Oluşan Maksimum Gerilme Dağılımı ve Kalıcı Şekil Değiştirme

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla Belirlenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 327-336, October-December 2019 335

Şekil 7’de ise; çıkarma durumunda tırnak üzerinde oluşan maksimum gerilme 1,1A MPa mertebesindedir ve hareketli olan tırnak parçasının esneyen kısımdaki yuvarlat-mada yoğunlaşmıştır. Ayrıca çıkarma sonucunda oluşan hareketli tırnak ve sabit parça oluşan kalıcı deformasyon Şekil 7 üzerindeki geometri çizgileri yardımıyla net bir şekilde görülebilmektedir. Maksimum kalıcı şekil değiştirme miktarı %15,2B merte-besindedir.

Gerilme ve kalıcı şekilde değiştirme sonuçlarının haricinde çalışmanın asıl amacı olan takma ve çıkarma yüklerinin tayini için reaksiyon kuvvetlerinden faydalanılmıştır. Tırnağa ait takma ve çıkarmadaki reaksiyon kuvvetlerinin uygulanan deplasmana göre değişimi Şekil 8’de grafiksel olarak gösterilmiştir. Takma esnasında maksimum olarak f N seviyesine kadar gözlemlenen reaksiyon kuvveti, tırnağın nominal pozis-yonuna geldiği andan itibaren reaksiyon kuvvetinın azalıp sıfıra indiği ve sonrasında vektörel olarak yön değiştiği gözlemlenmiştir. Çıkarma esnasında ise, gözlenen mak-simum reaksiyon kuvveti 6,42f N olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, takma ve çıkarma hareketi sonucunda oluşan maksimum kalıcı şekil değiştirmelerin tırnak bağlantısını kıracak seviyelere gelmediği tespit edilerek tırnağın işlevini yitirmediği görülmüştür.

3. SONUÇLAR VE TARTIŞMA

Bu çalışmada, araç iç döşemesinde kullanılan plastik bir kaplamaya ait polipropi-len malzemesinden üretilmiş tırnak için takma çıkarma yüklerinin hesabı iki boyutlu sonlu elemanlar modeli yardımıyla tespit edilmiştir. Katı model yardımıyla tırnağa ait iki boyutlu sonlu elemanlar matematik kurulmuştur. Sonrasında sınır ve yükleme şartları belirlenmiş ve takma çıkarma yüklerinin reaksiyon kuvvetlerinden türetilerek

Şekil 8. Takma ve Çıkarma Yüklerinin Reaksiyon Kuvvetleri Kullanılarak Grafik Yardımıyla Belirlenmesi

Bahar, İ., Şen, N.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 327-336, Ekim-Aralık 2019336

tespiti için doğrusal olmayan sonlu elemanlar analizleri koşturulmuştur. Düzlem şekil değiştirme prensibine göre oluşturulan iki boyutlu sonlu elemanlar modeli, üç boyutlu modele göre çözüm süresini ciddi derecede azaltarak zaman kaybını en aza indirmiş-tir. Bu metot, literatürdeki benzer çalışmalarından yaşanan çözüm yakınsama ve kon-tak sıkıntılarını çözerek kısa zamanda çözüm vermesi gibi yönleriyle ayrılmaktadır. Çözüm sürelerinin en aza indirilmesi, farklı alternatiflerin denenmesine ve değişken tasarımlar yardımıyla optimum çözümlerin ortaya çıkarılmasına neden olmuştur.

Ek olarak yapılacak olan prototip sayısı, sonlu elemanlar ortamında yapılan deneme ve doğrulamalar sayesinde minimum seviyeye çekilerek en az sayıda en az maliyetle tasarımın üretilmesi sağlanmıştır.

KAYNAKÇA1. Bayer, Material Science, Snap-Fit Joints for Plastics – A Design Guide.

2. BASF, Technical Expertise, Snap – Fit Design Manual.

3. Yi-Ho Chen and Chao-Chieh Lan. 2012. “Design of a constant-force snap-fit mechanism for minimal mating uncertainty”, Mechanism and Machine Theory, 55, 34–50.

4. Kulkarni V., Musale G., Vallurupalli S. 2017. “Effective Snap-Fit Design Using RADI-OSS”, Tata Technologies, Simulation Driven Innovation, 1-7.

5. Jorabchi K., Suresh K. 2009. “Nonlinear Algebraic Reduction for Snap-Fit Simulation”, Journal of Mechanical Design, 131, 061004-1- 061004-8.

6. Şirin, K., Doğan, F., Çanlı, M., Yavuz M. 2013. “Mechanical properties of polypropylene (PP)+highdensity polyethylene (HDPE) binary blends: Nonisothermal degradation kine-tics of PP+HDPE (80/20)”, Blends. Polym. Advan. Technology, 715-722.

7. Anthony F. Luscher. 1997. “An investigation into the performance of cantilever hook type integral attachment features”, In 1996 Design Engineering Technical Conference andCom-puters in Engineering Conference, ASME.

8. LloydWang, Gary Gabriele, and Anthony F. Luscher. 1995. “Failure analysis of a bayo-net & finger snap fit”, In Proceedings of the Society of Plastics Engineers Annual Technical Conference (ANTEC).

9. Paul Bonenberger, 1995, “A new design methodology for integral attachments”, In Proce-edings of the Society of Plastics Engineers Annual Technical Conference (ANTEC).

10. U. Mohr-Matuschek and W. Michaeli. 1995. “Statistical experiment design for the op-timization of snap-fit hinges by finite element analysis”, In Proceedings of the Society of Plastics Engineers Annual Technical Conference (ANTEC).

11. B. Bader and R. Koch. 1994. “Numerical simulation of snap-in and snap-out processes of ball snap-fits”, Computational Material Science, 3:125-134.

12. Gerald G. Trantina and Mark D. Minnichelli. 1987. “The effect of nonlinear material behavior on snap-fit design”, In Proceedings of the Society of Plastics Engineers 45th An-nual Technical Conference (ANTEC ’87), pages 438-411, Los Angeles, CA.

13. Abaqus, Analysis User's Guide v6.13.

14. Altair Hyperworks, Desktop Help v2017.2.3.

Mühendis ve Makinacilt 60, sayı 697, s. 337-350, 2019Araştırma Makalesi

Engineer and Machineryvol. 60, no. 697, p. 337-350, 2019

Research Article

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi

Cüneyt Fetvacı*

ÖZBu çalışmada evolvent profilli helisel dişli çarkların kremayer takımla imalatının matematik modellenmesi ele alınmıştır. Litvin’in vektör yaklaşımından hareketle takım ve imal edilen dişli çark geometrisini tayin eden ifadeler verilmiştir. Modellemede profil kaydırma ve asimetrik diş profili de göz önüne alınmıştır. İmal edilen dişlide evolvent bölgenin üst sınırının analitik tayini araştırılmıştır. Bir bilgisayar programı geliştiri-lerek tasarım parametrelerinin imal edilen dişli geometrisindeki etkileri incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kremayer takım, asimetrik diş profili, helisel dişli, profil kaydırma

Mathematical Modelling of the Profile Shifted Helical Gears

ABSTRACTThis paper studies the mathematical modelling helical gears manufactured by rack cutters. Based on Litvin’s vector approach the equations that determine the geometries of cutter and generated gears are given. Addendum modification and asymmetric tooth profile are also taken into consideration in the mathematical model. Analytic determination of involute parameter upper limit is investigated. A computer program is developed to generate the tooth profile of involute helical gears and to illustrate the effect of tool geometry on the generated surfaces.

Keywords: Rack cutter, asymmetric tooth profile, helical gear, addendum modification

* İletişim Yazarı Geliş/Received : 24.06.2019 Kabul/Accepted : 07.10.2019

Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü, İstanbul -

[email protected], ORCID: 0000-0002-1622-1583

Fetvacı, C.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 337-350, Ekim-Aralık 2019338

1. GİRİŞ Birçok makinanın hayati elemanı olan dişli çarklar otomobillerden uçaklara, ofis ma-kinalarından takım tezgahlarına geniş bir uygulama alanında kullanılmaktadır. Mil eksenlerinin konumuna göre farklı tipleri olmakla birlikte dişli çarkların yaygın uy-gulama alanı paralel eksenli millerde güç ve hareket iletimidir. Bu uygulamalarda dişler düz veya helisel olarak imal edilmektedir. Düz dişliler tasarım, imalat ve analiz kolaylığı arz ederken, helisel dişlilerdeki tedrici kavrama karakteristiği düz dişlilere nazaran sessiz çalışma imkanı sağlamaktadır. Böylelikle helisel dişliler daha yüksek hızlarda gürültüsüz çalışmaktadır. Helisel dişlilerin diğer bir avantajı alttan kesme olmaksızın daha küçük diş sayılarına inilebilmesidir [1].

Dişli çarkların matematik modellenmesi çok sayıda araştırmaya konu olmuştur. Diş profili evolvent yanak, trokoid kök ve dairesel tabandan oluşmaktadır. Kremayer-tipi ve pinyon-tipi takımlarla imal edilen diş profillerinin matematik modelleri literatürde çeşitli yaklaşımlarla sunulmuştur. Bununla birlikte yaygın olarak kullanılan metod “Litvin’in Vektör Yaklaşımı” dır [2]. Bu metotta ilk olarak takımın imal eden yüzeyle-ri vektör formda modellenmektedir. Genellikle bu model takımın normal kesitinde te-sis edilir. Dişli tipine göre uygun dönüşümler ile farklı kesitlere aktarılabilir. Takım ile taslak arasında kinematik bağ uygun koordinat dönüşümü ile ifade edilir. Diferansiyel geometri ve dişli ana kanunu uygulanarak taslağın dönme parametresi tayin edilir ve sonuç olarak imal edilen dişli geometrisi elde edilir. Ayrıca çeşitli modifikasyonlar (bombeli diş, protuberans vs) modele kolaylıkla eklenebilmektedir. Son yıllarda önem kazanan bir diğer modifikasyon ise dişlerin sağ ve sol profillerinin farklı kavrama açı-sı ile tasarlanmasıdır. Bu inovatif tasarımla imal edilen dişliler asimetrik dişli çarklar olarak adlandırılır. Hafiflik, yüksek verimlilik, sessizlik ve yüksek güvenilirlik elde edilir [3].

Evolvent profilli dişlilerde küçük diş sayılarında ortaya çıkan alttan kesme diş dibi kesitini zayıflatarak eğilme mukavemetini azaltmakta ve aktif profili kısaltarak kav-rama oranını düşürmektedir. Bu nedenle dişlilerin alttan kesilmesi istenmez. Profil kaydırma alttan kesmeyi önlemek için tercih edilir çünkü diğer metotlar özel takım gerektirir.

Literatürde vektör metodunu kullanarak kremayer takımla evolvent düz ve helisel dişli çarkların matematik modellenmesi ve simülasyonunu ele alan birçok çalışma mevcuttur [4-9]. Bu çalışmaların genelinde dikkat çeken bir husus evolvent bölge parametresinin üst sınırının takım geometrisi için geçerli olduğu fakat imal edilen diş-lide profilin standart diş başı çapını geçerek sonlanmasıdır. Bu durumda fazla kısmın giderilmesi ya ilave bir algoritma ile ya da CAD programında trim işlemi ile yapılır. Takımla taslağın eş çalışmasında kavrama kıtasında katedilen mesafeden hareketle evolvent parametresinin imal edilen dişlide tam profili sağlayan üst sınırı tayin edile-bilir. Fetvacı, gerek kremayer takım ve gerekse pinyon-tipi takım için analitik ifade-

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 337-350, October-December 2019 339

leri sunmuştur [10, 11].

Bu makalede evolvent profilli helisel dişli çarkların kremayer takımla imalatının ma-tematik modellenmesi ele alınmıştır. Takip eden bölümde kesici takımın imal edici yüzeylerinin matematiksel ifadeleri vektör formda verilmiştir. Üçüncü bölümde imal edilen dişli çarkın matematik modeli verilmiştir. Dördüncü bölümde kavrama kıta-sında kat edilen mesafeden hareketle evolvent bölgenin üst sınırının analitik tayini açıklanmıştır. Matematik modelden hareketle geliştirilen programın çalıştırmasıyla elde edilen dişli çark grafikleri beşinci bölümde verilmiştir. Sonuçlar altıncı bölümde vurgulanmıştır.

2. KREMAYER TAKIMIN MATEMATİK MODELİ

2.1 Normal Kesitte Takım

Asimetrik evolvent dişli kremayer takım normal kesitte Şekil 1’de gösterilmiştir. Li-teratürde çeşitli düzenlemelerle verilen ifadeler bu çalışmada sivri uç ve tam yuvarlak uç durumunda da hf =1.25 ⋅ mn standart takım baş yüksekliğini sağlayacak şekilde su-nulmaktadır [6, 8, 12]. Ayrıca profil kaydırma yer vektörü ifadelerine e = x ⋅ mn olarak eklenmiştir. Normal modül mn sembolüyle ve profil kaydırma faktörü x sembolüyle gösterilmektedir.

Şekil 1. Kremayer Takımın Normal Kesiti

Fetvacı, C.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 337-350, Ekim-Aralık 2019340

Takımın ve bölgeleri imal edilen dişli çarkın taban yüzeylerini sırasıyla oluşturmaktadır. koordinat sisteminde ve bölgelerinin yer vektörleri aşağıda verilmiştir. Bölgelerdeki herhangi bir noktanın konumunu tayin eden eğrisel parametrelerinin sınırları ve dir.

(1)

(2)

Takımın ve bölgeleri imal edilen dişli çarkın kök yüzeylerini sırasıyla oluşturmaktadır. Bu bölgelerdeki herhangi bir noktanın konumunu tayin eden eğrisel parametrelerin sınırları ve dir. koordinat sisteminde ve bölgelerinin yer vektörleri aşağıda verilmiştir.

(3)

(4)

Takımın ve bölgeleri imal edilen dişli çarkın evolvent yanak yüzeylerini sırasıyla oluşturmaktadır. koordinat sisteminde ve bölgelerinin yer vektörleri aşağıda verilmiştir.

(5)

(6)

Bu bölgelerdeki herhangi bir noktanın konumunu tayin eden eğrisel parametrelerin sınırları ve dir.

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 337-350, October-December 2019 341

2.2 Helisel Dönüşüm

Sn koordinat sistemine bağlı normal kesitteki profile dönme ve öteleme hareketinin bir kombinasyonu dönüşüm uygulanır. Bu dönüşüm Şekil 2’de görselleştirilmiştir ve matris ifadesi (7) numaralı denklemde verilmiştir. İmal edilen dişlinin helis açısı β sembolüyle gösterilmektedir ve dir.

10000

00100

coscossin

sinsincos

cnM (7)

Böylece helisel dişli kremayer takımın vektörel ifadesi Sc (Xc,Yc, Zc) koordinat siste-minde elde edilir.

(8)

(4)

Takımın ve bölgeleri imal edilen dişli çarkın evolvent yanak yüzeylerini sırasıyla oluşturmaktadır. koordinat sisteminde ve bölgelerinin yer vektörleri aşağıda verilmiştir.

(5)

(6)

Bu bölgelerdeki herhangi bir noktanın konumunu tayin eden eğrisel parametrelerin sınırları ve dir.

Şekil 2. Helisel Yüzey için Koordinat Dönüşüm

Bu ifadede üst indis sırasıyla , , , , ve bölgelerini gösterir. Açık formda ifade aşağıda verilmiştir.

(9)

Diferansiyel geometriden takımın imal eden yüzeylerinin birim normal vektörleri aşağıdaki ifade ile elde edilir [2].

(10)

Fetvacı, C.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 337-350, Ekim-Aralık 2019342

Bu ifadede üst indis i takımın bölgelerini ve alt indis j bu bölgelere ait eğrisel para-metreleri gösterir.

2.3 Dönme Düzleminde Takım

Helisel dişli çarkın iki boyutlu modeli uygun düzenlemelerle önceki bölümlerden ve-rilen denklemlerden elde edilir. Kremayer takımın profili dönme düzleminde ifade et-mek için (9) numaralı denklemin üçüncü satırı aşağıda gösterildiği formda düzenlenir.

(11)

Bu ifade (9) numaralı denklemin birinci satırında yerine konularak zc nin herhangi bir değeri için dişli çarkın iki boyutlu modeli elde edilir.

3. DİŞLİ ÇARKIN MATEMATİK MODELİ Kremayer takım ile imal edilen dişli çark arasındaki koordinat bağı Şekil 3’de göste-rilmiştir. Sc (Xc, Yc, Zc) kremayer takımın koordinat sistemi, S1 (X1, Y1, Z1) imal edilen çark dişlisinin koordinat sistemi ve Sf (Xf, Yf, Zf) sabit olan referans koordinat siste-

Bu ifadede üst indis sırasıyla , , , , ve bölgelerini gösterir. Açık formda ifade aşağıda verilmiştir.

(9)

Diferansiyel geometriden takımın imal eden yüzeylerinin birim normal vektörleri aşağıdaki ifade ile elde edilir [2].

(10)

Şekil 3. Kremayer Takım ile İmal Edilen Dişli Arasındaki Koordinat Bağı

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 337-350, October-December 2019 343

midir. Takımın öteleme hareketi S = rp1 ϕ1 ve imal edilen dişli çarkın ϕ1 açısı kadar dönme hareketi senkronizedir. Sc koordinat sisteminden S1 koordinat sistemine dönü-şümün matris ifadesi (12) numaralı denklemde verilmektedir [2].

10000100

00

111111

111111

1)sin(coscossin)cos(sinsincos

p

p

crr

M

(12)

Profil kaydırılmış takımın yer vektörü

ve dönüşüm matrisi olmak [M1c] üzere (13) numaralı denklem kullanılarak takımı imal edilen dişlinin S1 (X1, Y1, Z1) koordinat sisteminde ifade etmek mümkündür [2].

(13)

Eş çalışma denklemi Dişli Ana Kanunun matematik ifadesidir. (14) numaralı denk-lemde gösterilen bu ifade yuvarlanma açısı ile yüzey parametreleri arasındaki bağı tesis eder [2].

(14)

, ve sembolleri, koordinat sisteminde, ani dönme ekseni üzerindeki bir noktanın (I noktası) koordinatlarını gösterir. Takım yüzeyindeki temas noktasının koordinatları , ve dir. Birim yüzey normali ’nin doğrultman kosinüsleri , ve dir. yuvarlanma parametresi ve dişli çarkın taksimat dairesi yarıçapıdır. (13) ve (14) numaralı denklemlerin eşzamanlı ele alınmasıyla imal edilen dişli çark yüzeylerinin matematik modeli elde edilir. Bu model ile istenilen zc kesitinde imal edilen dişlinin bilgisayar grafiği oluşturulabilir.

4. EVOLVENT BÖLGE ÜST SINIRININ ANALİTİK TAYİNİ

Şekilde kremayer ile dişli çarkın teması alın kesitte gösterilmektedir. Temasın üst sınırı dişli çarkın baş dairesinin kavrama doğrusunu kestiği T noktasıdır. Burada uzaklaşma hattının uzunluğudur ve olarak hesaplanır. Diş başı dairesi yarıçapı , temel dairesi yarıçapı ve alın kavrama açısı dir. Efektif yükseklik ifadesiyle hesaplanır. Sonuç olarak imal edilen dişli geometrisini hesaplarken takım geometrisi için verilen yerine ifadesi kullanılmalıdır [10]. Profil kaydırma durumunda ise olarak alınır.

Fetvacı, C.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 337-350, Ekim-Aralık 2019344

5. UYGULAMALAR Çeşitli dizayn parametrelerinin imal edilen dişli çark geometrisine olan etkilerini in-celemek için önceki bölümlerde verilen matematik modelden hareketle bir bilgisayar programı yazılmıştır. Bu hesaplayıcı program BASIC programlama dilinde GW-BASIC editöründe hazırlanmış ve çalıştırılmıştır. Program çıktıları bir grafik işleme programında değerlendirilerek görselleştirilmiştir.

Şekil 5’de alttan kesilmiş bir helisel dişli çark alın kesitte gösterilmektedir. Bu uy-gulamada normal modül mn = 3mm, diş sayısı T = 10, kavrama açısı αn = 20°, helis

Şekil 4. Kremayer-Dişli Çark Mekanizması Kavrama Doğrusu

Şekil 5. Alın Kesitte Helisel Dişli Geometrisi

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 337-350, October-December 2019 345

açısı β = 25° ve takım uç yuvarlatma yarıçapı ρ = 0.38 ⋅ mn olarak alınmıştır. Burada sol profil evolvent parametrenin literatürdeki üst sınırı ile sağ profili ise önerilen üst sınır ile oluşturulmuştur. Literatürde takım için verilen üst sınır imal edilen taslakta diş başını aşmaktadır. Fazlalığı gidermek için ilave algoritma veya CAD programında trim işlemi gerekmektedir. Önerilen sınır ise analitik olarak taslak diş başı yarıçapını sağlamaktadır.

Şekil 6’da alttan kesilmiş bir helisel dişli çark alın kesitte gösterilmektedir. Bu uy-gulamada normal modül mn = 3mm, diş sayısı T = 15, kavrama açısı αn = 15°, helis açısı β = 15° ve takım uç yuvarlatma yarıçapı ρ = 0.3373 ⋅ mn olarak alınmıştır. Şekil 7’de ise minimum profil kaydırma miktarı e = x ⋅ mn = 0.4452 ⋅ mn uygulanarak alttan kesmenin önlenmesi görselleştirilmiştir.

Şekil 7. Alttan Kesmenin Sınırda Önlenmesi

Şekil 6. Alttan Kesilmiş Dişli Geometrisi

Fetvacı, C.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 337-350, Ekim-Aralık 2019346

Sivri uçlu takım halinde ise sınır diş sayısı yükselmektedir. Alttan kesmenin daha be-lirgin olarak görüldüğü Şekil 8’deki uygulamada normal modül mn = 3mm, diş sayısı T = 15, kavrama açısı αn = 15°, helis açısı β = 15° ve takım uç yuvarlatma yarıçapı ρ = 0.0 alınmıştır. Şekil 9’da ise minimum profil kaydırma miktarı e = x ⋅ mn = 0.6952 ⋅ mn uygulanarak alttan kesmenin önlenmesi görselleştirilmiştir.

Profil kaydırmanın teorik üst sınırı sivri tepedir. Pratikte sivri tepeye müsaade edil-mez. Diş başı kalınlığının belli bir değerin altında olması istenmez. Şekil 10’da αn = 20° kavrama açısı için çeşitli diş sayılarında (helisel dişliler için ise eşdeğer diş sayı-larında) uygulanabilecek profil kaydırma faktörü gösterilmektedir.

Şekil 8. Sivri Uçlu Takımla İmalatta Alttan Kesilmiş Dişli Geometrisi

Şekil 9. Sivri Uçlu Takımla İmalatta Alttan Kesmenin Sınırda Önlenmesi

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 337-350, October-December 2019 347

Şekil 11’da görselleştirilen uygulamada normal modül mn = 3mm, diş sayısı T = 12, kavrama açısı αn = 20°, helis açısı β = 21.826° ve takım uç yuvarlatma yarıçapı ρ = 0.38 ⋅ mn olarak alınmıştır. Eşdeğer dişli çark sayısı Teş = 15 dir ve profil kaydırma miktarı e =1 ⋅ mn alınarak sivri tepe sınırına ulaşılmıştır.

Şekil 10. Profil Kaydırma Üst Sınır Diyagramı [13]

Şekil 11. Sivri Tepeli Diş Geometrisi

Fetvacı, C.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 337-350, Ekim-Aralık 2019348

Şekil 12’de görselleştirilen asimetrik profilli dişli çark uygulamasında normal modül mn = 3mm, diş sayısı T = 20 ve helis açısı β = 15° alınmıştır. Sağ profilin kavrama açısı αn1 = 20° ve takım uç yuvarlatma yarıçapı ρ1 = 0.38 ⋅ mn dir. Sol profilin kavrama açısı αn2 = 15° ve takım uç yuvarlatma yarıçapı ρ2 = 0.3373 ⋅ mn dir. Şekil 4’de kre-mayerin baş hattının (veya takımın evolvent alt sınır hattının) kavrama doğrusunu temel nokta N’de kesme durumu gösterilmişti. Şekil 12’de ise baş hattı ikinci profil için temel noktasının altında kalmaktadır. Bu durumda ikinci profilin alttan kesilmiş olduğu görülmektedir.

SONUÇLAR Bu makalede evolvent profilli helisel dişli çarkların matematik modellenmesi ve bil-gisayar simülasyonu ele alınmıştır. Matematik modelde asimetrik diş tasarımı da göz önüne alınmıştır. Matematik modelin programlanarak bilgisayar ortamına aktarılması ve sonuçların görselleştirilmesi tasarım aşamasında çeşitli parametrelerin imal edile-cek dişlideki etkilerini inceleme fırsatı sağlar. Böylelikle hatalı tasarımın yol açacağı zaman ve malzeme kaybı önlenmiş olur. Takım ucu yuvarlatma yarıçapının artması diş dibi kesitini artırmaktadır. Sivri uçlu takım ise aynı dizayn parametrelerinde alttan kesme tehlikesini artırmakta ve önlemek için daha yüksek miktarda profil kaydırmaya ihtiyaç duymaktadır. Düz dişli çark için verilen müsaade edilen profil kaydırma mik-tarını gösteren diyagramlar eşdeğer diş sayısı kullanılarak helisel dişli çarklar içinde geçerli olmaktadır. Profil kaydırma takımın vektör ifadesine eklenmiştir. Literatürde kremayer takımın evolvent bölgesinin üst sınırı için verilen yükseklik imal edilen diş-lide diş başı sınırını aşan profil oluşturduğundan sunulan bu çalışmada analitik sınır ifadesi geliştirilmiştir. Bu ifadede profil kaydırmanın etkisi de göz önüne alınmıştır.

Şekil 12. Asimetrik Diş Geometrisi

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi

Engineer and Machinery, vol. 60, no. 697, p. 337-350, October-December 2019 349

Böylece standart baş dairesi dışında kalan kısımlarının kaldırılması için ilave CAD operasyonlarına veya bir algoritmaya gerek kalmamaktadır.

SEMBOLLERbc : Taksimat hattında takım diş kalınlığı belirleyen parametrecy : Takım diş sayısını belirleyen parametree : Profil kaydırma miktarı ha : Takım evolvent derinlik hf : Çark diş derinliği (takım tam baş yüksekliği)ht : Çark baş yüksekliğili : Takım yüzeyi bölgelerinin eğrisel parametrelerimn : Normal modül[Mij] : Sj koordinat sisteminden Si koordinat sistemine dönüşüm matrisi

: Birim normal vektörrp1 : Dişli çarkın taksimat yarıçapı S : Takımın senkron hareket miktarıSi : Koordinat sistemleri (i=f, c, 1), f sabit, c hareketli takım, 1 hareketli taslak

dişliT : Diş sayısı x : Profil kaydırma oranın1 : Normal kesitte kavrama açısı - sağ profiln2 : Normal kesitte kavrama açısı - sol profilt : Alın kesitte kavrama açısı : Helis açısı p1 : Yuvarlanma parametresi1 : Takım ucu yuvarlatma yarıçapı - sağ profil2 : Takım ucu yuvarlatma yarıçapı - sol profil

KAYNAKÇA

1. Çakır, A. 1989. Dişli Çark Kinematiği. İTÜ Makina Fakültesi.

2. Litvin, F. L. 1994. Gear Geometry and Applied Theory, ISBN: 0-13-211095-4, Prentice Hall, New Jersey, ABD.

3. Karpat, F., Dogan, O., Yuce, C., Ekwaro-Osire, S. 2017. “An Improved Numeri-cal Method for the Mesh Stiffness Calculation of Spur Gears with Asymmetric Teeth on Dynamic Load Analysis,” Advances in Mechanical Engineering, vol. 9, no. 8, doi: 10.1177/1687814017721856.

Fetvacı, C.

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 337-350, Ekim-Aralık 2019350

4. Tsay, C.-B. 1988. “Helical Gears with Involute Shaped Teeth: Geometry, Computer Simu-lation, Tooth Contact Analysis and Stress Analysis,” ASME J. Mech. Design, vol. 110, no. 4, pp. 482–491.

5. Liu, C.-C., and Tsay, C.-B. 2001. “Tooth Undercutting of Beveloid Gears,” ASME J. Mech. Design, vol. 123, no.4, pp. 569–576.

6. Brauer, J. 2004. “A General Finite Element Model of Involute Gears,” Finite Elements in Analysis and Design, vol. 40, no. 13-14, pp. 1857-1872.

7. Chen, C.-F., and Tsay, C.-B. 2005. “Tooth Profile Design for the Manufacture of Helical Gear Sets with Small Numbers of Teeth,” International Journal of Machine Tools and Manufacture, vol. 45, no. 12-13, pp. 1531-1541.

8. Yang, S.-C. 2005. “Mathematical Model of a Helical Gear with Asymmetric Involute Te-eth and its Analysis”, International Journal of Advanced Manufacturing Technology, vol. 26, no 5-6, pp. 448-456.

9. Huang, K. J., and Su, H. W. 2010. “Approaches to Parametric Element Constructions and Dynamic Analyses of Spur/helical Gears Including Modifications and Undercutting,” Finite Elements in Analysis and Design, vol. 46, no. 12, pp. 1106-1113.

10. Fetvaci, M. C. 2017. “Determination of Effective Involute Parameter Limit in Generation Simulation of Gears Manufactured by Rack-type Cutters,” Mechanics & Industry, vol. 18, no. 4, 405.

11. Fetvaci, M. C. 2016. “Determination of Effective Involute Parameter Limit in Generation Simulation of Gears Manufactured by Pinion-type Cutters,” Journal of the Faculty of En-gineering and Architecture of Gazi University, vol. 31, no. 2, pp. 449-455.

12. Fetvacı, C. 2012. “Tam Dişbaşı Yükseklikli Kremayer Takımla Evolvent Düz Dişli İma-latının Bilgisayar Simülasyonu,” Mühendis ve Makina, cilt 53, sayı 635, s. 34-39.

13. Kabus, K. 2006. Maschinenelemente: Tabellen und Diagramme. ISBN: 3-446-21525-5, Carl Hanser Verlag, München.

Mühendis ve Makinacilt 60, sayı 697, s. 351-356, 2019

Engineer and Machineryvol 60, no 697, p. 351-356, 2019

OCAK-MART 2019 694. SAYI Uçak Kablo Sisteminde Meydana Gelen Yaşlanma ve Bozulmaların Bakım Odaklı DeğerlendirilmesiA Maintenance-Oriented Assessment on Aging and Deteriorationof Aircraft Cable SystemNasır ÇORUH, Faruk ARAS, Nezih KAYA, İbrahim CİĞERCİ

Üretimde Verimlilik Artışı Sağlamaya Yönelik Gaz Transferi Gerektirmeyen Döner Tip Otomatik Valf Sökme Takma Makinası Tasarımı Design Study of an Automatic Valf Disassembly Machine in Depressurisation Process for Improving Production EfficiencyBarbaros ÇAM

Savaş Uçağı Koltuğunun Durum Geri Beslemeli H∞ Yarı Aktif KontrolüState Feedback H∞ Semi Active Control of Fighter Jet SeatRahmi GÜÇLÜ, Ömer Faruk SANCAK

Kare Kesitli Mikrokanallarda Doymuş Kaynamalı Akış Karakteristiklerinin Deneysel İncelenmesi An Experimental Investigation of Saturated Flow Boiling Characteristics in Square Microchannels Burak MARKAL, Orhan AYDIN, Mete AVCI

Kavramsal Tasarım Aşamalarında Bakımın Yeri ve Önemi The Place and Importance of Maintenance in Conceptual Design StagesTezcan ŞEKERCİOĞLU

Metal ve Seramik Tozlarının Patlayıcı Yardımıyla Sıkıştırılması: Tekniğin Uygulamalarına Genel Bir Bakış Explosive Compaction of Metal and Ceramic Powders: A Review of the Application of the TechniqueOrhan GÜLCAN

JANUARY-MARCH 2019 NO: 694

2019 YILI MAKALE DİZİNİTMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından ülke sanayisinin, toplumun, Odamıza üye olan meslek disiplinlerinin ve meslektaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1957’den bugü-ne değin yayımlanan Mühendis ve Makina Dergisi’nde 2019 yılında yer alan makalelerin dizinini siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz. Her sayıda ortalama 1500 baskı sayısı ve 3 aylık peri-yoduyla ülkemizin konusunda önde gelen dergilerinden olan Mühendis ve Makina, yeni teknolo-jileri, bilimsel araştırma ve inceleme konularını ve mühendisliğe ilişkin birikimleri sayfalarına taşıyarak Oda üyelerine ve ilgili kesimlere bu birikimlerini ulaştırma çabasındadır. Dergimizde üniversiteler ve bilim-araştırma kurumlarından gelen yazıların yanı sıra, çeşitli sektörlerden gelen uygulamaya yönelik yazılara da yer verilmektedir.

2019 yılında dergimize makale gönderen bütün yazarlara teşekkür eder, 2020 yılında da değerli katkılarını bekleriz.

Mühendis ve Makina Dergisi 2019 Yılı Makale Dizini

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 351-356, Ekim-Aralık 2019352

NİSAN-HAZİRAN 2019 695. SAYI

Üretim Sistemleri Mühendisliğinde Kesintisiz Veri

Alışverişi İçin Bir Çatı Formatı: AutomationML

A Container Format for Seamless Data Exchange in

Manufacturing Systems Engineering: AutomationML

Ender YEMENİCİOĞLU

Karbon Esaslı Malzeme Takviyeli Titanyum Kompozitler

ve Grafen Üzerine Yeni Eğilimler

Carbon Based Material Reinforced Titanium Composites and

New Trends on Graphene

Mevlüt GÜRBÜZ, Tuğba MUTUK

Bakıma Yönelik Tasarım ve Uygulamaları

Design For Maintainability and Applications

Umut Can BABACAN, Cemal MERAN

Jant İçi Elektrik Motorunun Kritik Parçalarının Yorulma

Analizi

Fatigue Analysis of Critical Parts for an In-Wheel Electric

Motor

U. Görkem ÇAKICI, S. Çağlar BAŞLAMIŞLI,

Selim SOLMAZ, Korhan Babacan YILMAZ,

Bora YILDIRIM

Motor Seslerine Göre Otomobillerin Tanınması

Recognition of Vehicles from Their Engine Sound

Efecan KARAMAN, Hikmet RENDE,

Mehmet Feyzi AKŞAHİN

Motorsuz Uçuş Prensibi: Planör

Unpowered Flight Principle: Sailplane

Göksel KESKİN, Seyhun DURMUŞ,

Muharrem KARAKAYA, Atanur TEOMAN,

Melih Cemal KUŞHAN

APRIL-JUNE 2019 NO: 695

Mühendis ve Makina Dergisi 2019 Yılı Makale Dizini

Engineer and Machinery, vol 60, no 697, p. 351-356, October-December 2019 353

tmmob makina mühendisleri odası yayın organıwww.mmo.org.tr/muhendismakina

Cilt/Vol 60 Sayı/No 696 Temmuz-Eylül/July-September 2019

ENGINEER and MACHINERY

PİNYON-TİPİ TAKIMLA İMAL EDİLEN EVOLVENT DÜZ DİŞLİLERİNİN MATEMATİKSEL MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

RESMİ BİR KURUMDA RİSK ANALİZİ UYGULAMASI

KUŞ ÇARPMALARI VE UÇAKLARA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR GÖZDEN GEÇİRME ÇALIŞMASI

İŞ GÜVENLİĞİ DONANIMLARINA ÖZEL BİR BAKIŞ: ABKANT ÖRNEĞİ

EMME MANİFOLDU ÜRETİMİNDE GELİŞEN TEKNOLOJİK UYGULAMALAR

ISSN 1300-3402E-ISSN 2667-7520

makalearticlePinyon-Tipi Takımla İmal Edilen Evolvent Düz Dişlilerinin Matematiksel

Modellerinin Karşılaştırılması 178

Comparison of Mathematical Models of Involute Spur Gears Generated by

Pinion-Type Cutters

Cüneyt FETVACI

Kuş Çarpmaları ve Uçaklara Etkileri Üzerine Bir Gözden Geçirme

Çalışması 192

A Review on Bird Strike and its Effect on Aircrafts

Orhan GÜLCAN

Resmi Bir Kurumda Risk Analizi Uygulaması 221

Risk Analysis Application in a Public Enterprise

Mustafa YURDAKUL, Ece GÖKPINAR, Yusuf Tansel İÇ

İş Güvenliği Donanımlarına Özel Bir Bakış: Abkant Örneği 231

A Special View to Occupational Safety Equipments: Press Brake Example

Ahmet Efe ŞEKER, Şenol DURMUŞOĞLU, Egemen SULUKAN,

Doğuş ÖZKAN

Emme Manifoldu Üretiminde Gelişen Teknolojik Uygulamalar 251

The Innovations of Technological Applications in Intake Manifold

Production

Alper ÇETİN, Sami SAYER

TEMMUZ-EYLÜL 2019 696. SAYI

Pinyon-Tipi Takımla İmal Edilen Evolvent Düz

Dişlilerinin Matematiksel Modellerinin

Karşılaştırılması

Comparison of Mathematical Models of Involute Spur Gears

Generated by Pinion-Type Cutters

Cüneyt FETVACI

Kuş Çarpmaları ve Uçaklara Etkileri Üzerine Bir Gözden

Geçirme Çalışması

A Review on Bird Strike and its Effect on Aircrafts

Orhan GÜLCAN

Resmi Bir Kurumda Risk Analizi Uygulaması

Risk Analysis Application in a Public Enterprise

Mustafa YURDAKUL, Ece GÖKPINAR,

Yusuf Tansel İÇ

İş Güvenliği Donanımlarına Özel Bir Bakış: Abkant

Örneği

A Special View to Occupational Safety Equipments: Press Brake

Example

Ahmet Efe ŞEKER, Şenol DURMUŞOĞLU,

Egemen SULUKAN, Doğuş ÖZKAN

Emme Manifoldu Üretiminde Gelişen Teknolojik

Uygulamalar

The Innovations of Technological Applications in Intake

Manifold Production

Alper ÇETİN, Sami SAYER

JULY-SEPTEMBER 2019 NO: 696

Mühendis ve Makina Dergisi 2019 Yılı Makale Dizini

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 351-356, Ekim-Aralık 2019354

tmmob makina mühendisleri odası yayın organıwww.mmo.org.tr/muhendismakina

Cilt/Vol 60 Sayı/No 697 Ekim-Aralık/October-December 2019

ENGINEER and MACHINERY

FİBER METAL LAMİNATLAR VE UÇAK SANAYİİNDE KULLANIMI ÜZERİNE BİR İNCELEME

YAPI MAKİNALARI KULLANIMINDA KARŞILAŞILAN İŞ KAZALARININ AZALTILMASINA YÖNELİK DEĞERLENDİRMELER VE ÖNERİLER

KLİMATİK KONTROLLÜ TREYLER İÇERİSİNDEKİ HAVA AKIŞININ OPTİMİZASYONU

PLASTİK PARÇALARIN MONTAJINDA KULLANILAN GEÇMELİ BAĞLANTILAR İÇİN TAKMA ÇIKARMA YÜKLERİNİN İKİ BOYUTLU SONLU ELEMANLAR ANALİZLERİ YARDIMIYLA BELİRLENMESİ

PROFİL KAYDIRMALI HELİSEL DİŞLİ ÇARKLARIN MATEMATİK MODELLENMESİ

ISSN 1300-3402E-ISSN 2667-7520

makalearticleFiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı Üzerine

Bir İnceleme 262

A Review on Fiber Metal Laminates and Their Usage in Aerospace Industry

Orhan GÜLCAN, Kazım TEKKANAT, Burhan ÇETİNKAYA

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının Optimizasyonu 289

Optimization of Air Flow in Refrigerated Semi-Trailer

Tayfun GÜLER, Muhsin KILIÇ

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına 303

Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler

Construction Machinery Use Evaluations and Recommendations for Reducing

Occupational Accidents

Halil YAKAR, Ertuğrul TAÇGIN

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli Bağlantılar İçin Takma 327

Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla

Belirlenmesi

Determination of Mounting – Dismounting Loads via Two-Dimensional Finite Element

Methods for Snap – Fit that used to Assemble Plastic Parts

Nejdet ŞEN, İlker BAHAR

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik Modellenmesi 337

Mathematical Modelling of the Profile Shifted Helical Gears

Cüneyt FETVACI

EKİM-ARALIK 2019 697. SAYI

Fiber Metal Laminatlar ve Uçak Sanayiinde Kullanımı

Üzerine Bir İnceleme

A Review on Fiber Metal Laminates and Their Usage in

Aerospace Industry

Orhan GÜLCAN, Kazım TEKKANAT,

Burhan ÇETİNKAYA

Klimatik Kontrollü Treyler İçerisindeki Hava Akışının

Optimizasyonu

Optimization of Air Flow in Refrigerated Semi-Trailer

Tayfun GÜLER, Muhsin KILIÇ

Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş

Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve

Öneriler

Construction Machinery Use Evaluations and

Recommendations for Reducing Occupational Accidents

Halil YAKAR, Ertuğrul TAÇGIN

Plastik Parçaların Montajında Kullanılan Geçmeli

Bağlantılar İçin Takma Çıkarma Yüklerinin İki Boyutlu

Sonlu Elemanlar Analizleri Yardımıyla Belirlenmesi

Determination of Mounting – Dismounting Loads via Two-

Dimensional Finite Element Methods for Snap – Fit that Used

to Assemble Plastic Parts

Nejdet ŞEN, İlker BAHAR

Profil Kaydırmalı Helisel Dişli Çarkların Matematik

Modellenmesi

Mathematical Modelling of the Profile Shifted Helical Gears

Cüneyt FETVACI

OCTOBER-DECEMBER 2019 NO: 697

Mühendis ve Makina Dergisi 2019 Yılı Makale Dizini

Engineer and Machinery, vol 60, no 697, p. 351-356, October-December 2019 355

2019 YILINDA DERGİMİZ İÇİN MAKALEDEĞERLENDİREN HAKEMLER

A. Alper ÖZALP Uludağ ÜniversitesiAfşin Alper CERİT Erciyes ÜniversitesiAli Ünal ERDEM Gazi ÜniversitesiAli SÜRMEN Uludağ ÜniversitesiAgah AYGAHOĞLU Dumlupınar ÜniversitesiAhmet AKDEMİR Selçuk ÜniversitesiAhmet AKKUŞ Cumhuriyet ÜniversitesiAhmet GÜNEY İstanbul Teknik ÜniversitesiAhmet ÖZEL Sakarya ÜniversitesiAhmet YILDIZ Uludağ ÜniversitesiAli KILIÇARSLAN Hitit ÜniversitesiAlpaslan TURGUT Dokuz Eylül ÜniversitesiArmağan ARICI Kocaeli ÜniversitesiArzum IŞITAN Pamukkale ÜniversitesiAykut ERDAMAR Başkent ÜniversitesiAyla TEKİN Celal Bayar ÜniversitesiAyşegül KÜÇÜKSUCU Selçuk ÜniversitesiAbdullah SEÇGİN Dokuz Eylül ÜniversitesiAyla TEKİN Celal Bayar ÜniversitesiAhmet ÖZEL Sakarya ÜniversitesiBarış KEÇECİ Başkent ÜniversitesiBinnur GÖREN KIRAL Dokuz Eylül ÜniversitesiCem BOĞA Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji ÜniversitesiCem SORUŞBAY İstanbul Teknik ÜniversitesiCevdet AYGÜN Gazi ÜniversitesiCihan DEMİR Yıldız Teknik ÜniversitesiDicle Özdemir KÜÇÜKÇAPRAZ Süleyman Demirel ÜniversitesiEmine AVŞAR AYDIN Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji ÜniversitesiEmine Çınar YENİ Dokuz Eylül ÜniversitesiElif ERZAN TOPÇU Uludağ ÜniversitesiErgun KELEŞOĞLU Yıldız Teknik ÜniversitesiEzgi GÜNAY Gazi ÜniversitesiFaruk ELALDI Başkent ÜniversitesiFatih YETİM Erzurum Teknik ÜniversitesiHakan BAYRAKTAR Karadeniz Teknik ÜnivertisetiHakan ERSOY Akdeniz Üniversitesi

Mühendis ve Makina Dergisi 2019 Yılı Makale Dizini

Mühendis ve Makina, cilt 60, sayı 697, s. 351-356, Ekim-Aralık 2019356

Hasan SOFUOĞLU Karadeniz Teknik ÜniversitesiHaydar ARAS Eskişehir Osmangazi Üniversitesiİbrahim UZUN Kırıkkale Üniversitesiİhsan DAĞTEKİN Fırat Üniversitesiİsmail Hakkı AKÇAY Süleyman Demirel ÜniversitesiKadir ÇAVDAR Uludağ ÜniversitesiLevent AKIN Hacettepe Üniversitesi Mehmet Ali GÜLER Yakın Doğu ÜniversitesiMehmet Burak BİLGİN Amasya ÜniversitesiMehmet Emin ARICI Karadeniz Teknik ÜniversitesiMelih BELEVİ Dokuz Eylül ÜniversitesiMuhsin KILIÇ Uludağ ÜniversitesiMustafa GÜR Fırat ÜniversitesiMustafa GÜDEN İzmir Yüksek Teknoloji EnstitüsüNecmi DÜŞÜNCELİ Aksaray ÜniversitesiNihat YILDIRIM Gaziantep ÜniversitesiNil YAPICI Çukurova Üniversitesi Nureddin DİNLER Gazi ÜniversitesiNurdil ESKİN İstanbul Teknik ÜniversitesiNuri YÜCEL Gazi ÜniversitesiOnur ÖZCAN Bilkent ÜniversitesiÖmer EYERCİOĞLU Gaziantep ÜniversitesiÖnder AYER Trakya ÜniversitesiÖzgen Ümit ÇOLAK Yıldız Teknik ÜniversitesiÖzgür YALÇINKAYA Dokuz Eylül ÜniversitesiÖznur USANMAZ Anadolu ÜniversitesiRecep GÜNEŞ Erciyes ÜniversitesiSaide SARIGÜL Dokuz Eylül ÜniversitesiSidem KANER Pamukkale ÜniversitesiSemiha BULUT Cumhuriyet ÜniversitesiSühan MERGEN Çankaya ÜniversitesiTahir Hikmet KARAKOÇ Eskişehir Teknik ÜniversitesiTemel SAVAŞKAN Karadeniz Teknik ÜniversitesiTevfik KÜÇÜKÖMEROĞLU Karadeniz Teknik ÜniversitesiVural CEYHUN Ege Üniversitesi Yaşar İSLAMOĞLU Sakarya ÜniversitesiYavuz YAMAN Orta Doğu Teknik ÜniversitesiYiğit TAŞÇIOĞLU TED ÜniversitesiYücel ÖZMEN Karadeniz Teknik Üniversitesi

2019 yılında Mühendis ve Makina dergisine katkılarından dolayı uzmanlarımıza teşekkür ederiz.

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ YAZIM ESASLARI

Mühendis ve Makina dergisi, TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından, ülke sanayisinin, toplu-mun, Odamıza üye meslek disiplinlerinin ve meslektaşlarımızın bilimsel, teknik ve mesleki konularda bilgi gereksinimlerini karşılamak, bilimsel ve teknik yönde gelişimlerine katkıda bulunmak üzere düzenli 3 aylık periyotlarla yayımlanan mesleki teknik bir yayın organıdır. "Mühendis ve Makina Dergisine" makina mühendisliği alanında aşağıda nitelikleri açıklanmış yazılar Türkçe ve İngilizce olarak kabul edilmektedir.

Araştırma Makalesi: Orijinal bir araştırmayı bulgu ve sonuçlarıyla yansıtan yazılardır. Çalışmanın bilime katkısı olmalıdır.

Tarama Makalesi: Yeterli sayıda bilimsel makaleyi tarayıp, konuyu bugünkü bilgi ve teknoloji düzeyinde özetleyen, değerlendirme yapan ve bulguları karşılaştırarak yorumlayan yazılardır.

SUNUŞ FORMATI

1. Yazı tümüyle (metin, çizelgeler, denklemler, çizimler) bilgisayarda düzenlenmeli ve baskıya hazır biçimde teslim edilmelidir. Yazı, A4 (210x297 mm) boyutlu kağıda, Word ortamında, 10 punto (ana başlık 15 punto) Times New Roman font kullanılarak, bir aralıkla yazılmalıdır.

2. Çizimler (şekiller) ve çizelgelerle (tablolar) birlikte, makaleler 25 sayfadan, kısa bildiriler 4 sayfadan daha uzun olmamalıdır.

3. Yazı, Online Makale Yönetim Sistemi (OMYS) üzerinden gerekli kayıtlar oluşturularak gönderilme-lidir. Yüklenen makale, “makale adının ilk 2 ya da 3 kelimesi” şeklinde adlandırılmalıdır. OMYS'ye yüklenen makalede yazar bilgileri bulunmamalı, yazar bilgileri için ayrıca bir kapak sayfası oluşturula-rak sisteme yüklenmelidir. Kapakta makale adı ve yazar iletişim bilgileri (adı soyadı, adresi, e-postası, yazara ait ORCID* bilgisi varsa akademik unvanı) yer almalıdır.

4. Metin yalın bir dil ve anlatımla yazılmalı, Türkçe yazım kurallarına uygun olmalı, üçüncü tekil şahıs ve edilgen fiiller kullanılmalı, devrik cümleler içermemelidir.

5. Başlık mümkün olduğunca kısa (en çok 100 harf) ve açık olmalı, içeriği yansıtabilmelidir. İngilizce başlıktaki kelimeler ilk harfleri büyük ve gramer kurallarına uygun şekilde yazılmalıdır.

6. Bölümler (i) öz ve anahtar kelimeler, (ii) abstract ve keywords (İngilizce başlık, öz ve anahtar kelimeler), (iii) ana metin, (iv) semboller, (v) teşekkür (gerekliyse) ve (vi) kaynaklar sırası içinde düzenlenmelidir.

7. Öz (ve abstract) çalışmanın amacını, kapsamını, yöntemini ve ulaşılan sonuçları kısaca tanımlamalı ve 100 kelimeyi aşmamalıdır. En az üç tane Türkçe ve İngilizce anahtar kelime verilmelidir. Türkçe ve İngilizce Başlık, Öz (abstract) ve anahtar kelimeler (keywords) birinci sayfaya sığdırılmalı ve ana metin ikinci sayfadan başlatılmalıdır.

8. Bölüm ve alt bölüm başlıkları numaralandırılmalıdır (TS 1212 ISO 2145).

9. Semboller uluslararası kullanıma uygun seçilmeli; her bir sembol ilk kullanıldığı yerde tanımlanmalı, ayrıca metnin sonunda (Kaynaklardan önce) tüm semboller alfabetik sırayla (önce Latin alfabesi, sonra Yunan alfabesi) listelenmelidir.

10. Denklemler numaralandırılmalı ve bu numaralar satır sonunda parantez içinde gösterilmelidir.

11. Fotoğraflar tarayıcıdan geçirilerek çözünürlüğü en az 300 dpi olacak şekilde ve jpeg formatında bilgisa-yar ortamına aktarılmalıdır. Çizelgeler, çizimler ve fotoğraflar metin içine yerleştirilmeli, her birine numara ve başlık verilmeli, numara ve başlıklar çizim (şekil) ve fotoğrafların altına, çizelgelerin (tablo) üstüne yazılmalıdır.

12. Yazılarda yalnızca SI birimleri kullanılmalıdır.

13. Etik kuralları gereğince, alıntılar tırnak içinde verilmeli ve bir referans numarasıyla kaynak belirtilme-lidir.

14. Teşekkür metni olabildiğince kısa olmalı, çalışmaya katkısı ve desteği bulunan kişi ve kuruluşlar belir-tilmelidir.

15. Kaynaklar metinde köşeli parantez içinde numaralanmalı ve kaynaklar listesinde metin içinde veriliş sırasına uygun biçimde belirtilmelidir. Kaynaklarda şu bilgiler verilmelidir:

Kaynak bir makale ise: Yazarın soyadı, adının baş harfi., diğer yazarlar. yıl. “makalenin tam başlığı,” derginin adı, cilt, sayı, başlama ve bitiş sayfaları.

Örnek 1: Kaçar, E. N., Erbay, L. B. 2013. "Isı Değiştiricilerin Tasarımına Bir Bakış," Mühendis ve Makina, cilt 54, sayı 644, s.14-43.

Örnek 2: Kaçar, E. N., Erbay, L. B. 2013. "A Design Review For Heat Exchangers," Engineer and Machinery, vol. 54, no. 644, p.14-43.

Kaynak bir kitap ise: Yazarın soyadı, adının baş harfi., diğer yazarlar. yayınlandığı yıl. kitabın adı, varsa cilt numarası, varsa editörü, yayın veya ISBN no, yayın evi, yayımlandığı yer.

Örnek: Lazzarin, R., Nalini, L. 2013. Havanın Nemlendirilmesi, ISBN: 978-605-01-0441-7, MMO/599, TMMOB MMO Yayını, İzmir.

Kaynak bildiri ise: Yazarın soyadı, adının baş harfi., diğer yazarlar. yıl. “bildirinin adı,” konferansın adı, tarihi, yapıldığı yer.

Kaynak tez ise: Yazarın soyadı, adının baş harfi. yıl. “tezin adı,” derecesi, sunulduğu kurum, şehir.

Kaynak rapor ise: Yazarın soyadı, adının baş harfi., diğer yazarlar. yıl. raporun adı, türü, yayın numarası, kuruluşun adı, yayımlandığı yer.

Kaynak internet adresi ise: Yazarın soyadı, adının baş harfi., diğer yazarlar. yıl. “yazının adı,” inter-net bağlantısı, son erişim tarihi.

* Bilindiği üzere, araştırmacı, bilim insanı ve akademisyenlerin bilimsel çalışmalarındaki isim/kurum benzerliklerinden kaynaklanan bazı sorunların önüne geçilebilmesi amacıyla araştırmacı kimlik numaraları kullanılmaktadır. TÜBİTAK ULAKBİM ve YÖK arasındaki işbirliği ile yürütülen çalışmalar kapsamında, ORCID bilgisinin kullanılması karar verilmiştir. Bu bağlamda, makale yazarlarının uluslararası geçerliliği de bulunan “ORCID” bilgisine makalelerde yer verilmesi gerekmektedir. ORCID, Open Researcher ve Contributor ID’nin kısaltmasıdır. ORCID, Uluslararası Standart Ad Tanımlayıcı (ISNI) olarak da bilinen ISO Standardı (ISO 27729) ile uyumlu 16 haneli bir numaralı bir URL’dir. http://orcid.org adresinden bireysel ORCID için ücretsiz kayıt oluşturabilirsiniz.

YAYIN İLKELERİ1. Yazıların telif hakkı devri, dergi internet sayfasında sunulan form doldurulup imzalanmak suretiyle

alınır. İmzalı Telif Hakkı Devir Formu’nu göndermeyen yazarların yayınları değerlendirmeye alınmaz.

2. Her yazı, konusuyla ilgili en az iki hakeme gönderilir. Hakem görüşlerinde belirtilen eksikler yazarlar tarafından tamamlandıktan sonra, dergide yayımlanabilecek nitelikte olanlar belirlenir ve yazara bilgisi verilir. Yazıların son hali yazarları tarafından düzenlenerek yayın sekreterine Online Makale Yönetim Sistemi (OMYS*) üzerinden iletilir. Dergide basıldığı haliyle makale içinde bulunabilecek hataların sorumluluğu yazarlara aittir.

3. Yazar isimleri hakemlere bildirilmediği gibi, yazar/lar/a yazının hangi hakemlere gönderildiği de hiç bir şekilde bildirilmez. Yayımlanmayan yazılar istenildiğinde hakem raporlarıyla birlikte hakem isimleri belirtilmeden yazar/lar/a geri gönderilir.

4. Yayın Kurulu hakemlerden gelen eleştiriler doğrultusunda yazının derginin bir başka bölümünde yayımlanmasının uygun olduğuna karar verebilir ve bu kararı yazar/lar/ın onayına sunar. Yazar/lar/ın da uygun görmesi durumunda, yazı önerilen bölümde yayımlanır.

5. Dergiye gönderilen yazıların ‘Yazım Esasları’na uygun olması gerekir. Esaslara uygunluk göstermeyen yazılar değerlendirmeye alınmadan yeniden düzenlenmesi için yazar/lar/a iade edilir.

6. Yayımlanan yazılar için yazar/lar/a ve değerlendirme yapan hakemlere derginin o sayısından birer kopya gönderilir.

7. Verilen süre içinde kendisine gönderilen yazıyı değerlendirmeyen ve dergi yayınında aksamaya neden olan hakemin, Yazı Değerlendirme (Hakem) Kurulu üyeliği gözden geçirilir.

8. Yayın Kurulu, gerekli gördüğü durumlarda yeni Yazı Değerlendirme (Hakem) Kurulu üyeleri atayabi-lir.

9. Araştırma ve tarama makalelerindeki görüşler yazarına, çevirilerden doğacak sorumluluk ise çevirene aittir.

10. Yazılar başka süreli yayınlarda yayınlanmamış olmalıdır. Herhangi bir toplantıda tebliğ olarak sunul-muş veya sunulacak ise bu açık olarak belirtilmelidir.

11. Hakem değerlendirme raporuna katılmayan yazar makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak geri çekme gerekçesini yazılı olarak yayın kuruluna sunmalıdır.

12. Dergideki yazılardan kaynak göstererek alıntı yapılabilir.

13. Yazılar için telif ücreti ödenmemektedir.

14. Yazılar araştırma ve yayım etiğine uyumlu hazırlanmalıdır. Etik kurallara aykırı davranışlarda (uy-durma, çarpıtma, aşırma, tekrar yayım, dilimleme, destekleyen kuruluşu belirtmeme, haksız yazarlık, kaynak göstermeme vb.) bulunulmamalıdır.

* Makalelerin gönderimi ve hakem tarafından değerlendirilmesi süreçlerinde yaşanabilecek zaman kayıplarını ve maliyetleri azaltmak için makalelerinizi lütfen; omys.mmo.org.tr/muhendismakina link-indeki sistem üzerinden gönderiniz.

ABOUT ENGINEER AND MACHINERY JOURNAL AND ITS WRITING PRINCIPLES

Engineer and Machinery Journal is a vocational and technical publication that is published on a quarterly basis and aims at providing our country’s industry, society, and disciplines and colleagues who are members of Chamber with their scientific, technica and vocational knowledge needs, as well as to contribute to their scientific, and technical development. The English and Turkish articles on mechanical engineering field with the following qualities written in the format stated below are accepted to ‘’Engineers and Machinery Journal’’.

Research Article: It must reflect an authentic research with its findings and results. The research must contribute to science.

Literature Review Article: They must review an adequate number of scientific articles, summarize and evaluate the subject according to current knowledge and technological level, and compare their findings before interpreting them.

PRESENTATION FORMAT

1 The whole article (text, tables, equations, drawings) must be typed and arranged on computer and delivered as ready for publication. The article must be written on an A4 (210x297 mm) paper, via Word MS, in 10 font size (heading must be in 15 font size) of Times New Roman with single space.

2. Articles including their drawings and tables must not exceed 25 pages and short papers must not exceed 4 pages.

3. Articles must be sent via registration on Online Article Management System (OMYS). The uploaded article must be named as “article_the first 2 or 3 words of the title of article’’. The articles uploaded on OMYS should not contain any information about the author. The information about the author must be presented in a separate cover page, which must be also uploaded on the system. The cover page must demonstrate the name of the article and contact information of the author (name, surname, address, e-mail, academic title if there is one).

4. The article must be written in a plain language and style. It must comply with the spelling rules of the language used; third-person singular and deponent verbs must be used, whereas; inverted sentences must not be employed.

5. The title of the article must be clear and as short as possible (100 characters to the maximum) and also reflect the content. The first letters of English titles must be in capitals and titles must be written according to grammatical rules.

6. Chapters must be arranged in the following order: (i) abstract and keywords (in Turkish), (ii) abstract ve keywords (in English), (iii) main text, (iv) symbols, (v) acknowledgment (if necessary), and (vi) references.

7. Abstract must briefly define the objective, scope, method, and results of the study and must not exceed 100 words. At least three English and Turkish keywords must be provided. The first page must include the title in both Turkish and English, the abstract, and keywords; the main text must start from the second page.

8. The titles of chapters and sub-chapters must be numbered (TS 1212 ISO 2145).

9. Symbols must be employed according to international use; each symbol must be defined at their first use

in the text; at the end of the article (before References), all symbols used must be listed in alphabetical order (Latin Alphabet first, Greek alphabet second).

10. Equations must be numbered and these numbers must be indicated in parantheses at the end of line.

11. Photographs must be scanned, and transferred to computers in jpeg format with a solution of 300 dpi at least. Drawings, tables, and photographs must be integrated into the text; eahc of them must be given a number and title; numbers and titles must be written under drawings (figures) and photographs, and above tables.

12. Only SI units must be used in articles.

13. As required by ethnical rules, citations must be presented in quotes and its reference must be demonstrated via a reference number.

14. Acknowledgments must be as brief as possible and state the people and institutions having contributed to the study.

15. References must be numbered via brackets in the text; in the list of references, they must be indicated according to their order in the text. The references must include the following information:

If reference is an article: Author’s surname, initial of his/her name., other authors. year. ‘’full title of the article,’’ name of the journal, volume, issue, start and end page.

If reference is a book: Author’s surname, initial of his/her name., other authors. year of publication. name of the book, volume number (if available), editor (if available), publication or ISBN no, publishing house, place of publication.

If reference is an paper: Author’s surname, initial of his/her name., other authors. year. ‘’name of the paper,’’ name of the conference, date, place.

If reference is a thesis: Author’s surname, initial of his/her name., other authors. year. ‘’name of the thesis,’’ degree, presented institution, city.

If reference is a report: Author’s surname, initial of his/her name., other authors. year. name of the report, type of the report, publication number, name of the institution, place of publication.

If reference is a website: Author’s surname, initial of his/her name., other authors. year. ‘’name of the article,’’ internet address, last date of access.day.month.year

PRINCIPLES OF PUBLICATION1. The copyrights of articles are transferred by signing the form presented on the website of the journal.

The articles of authors, who have not signed and sent the Form for Transfer of Copyrights, will not be taken into consideration.

2. Each article is sent to at least two arbitrators, who are experts in the subject of article. After authors revise their articles based on the suggestions of arbitrators, the ones that are deemed appropriate to be published on the journal are determined and authorts are notified. The final version of articles are organized and sent by authors to the secretary of publication via Online Article Management System (OMYS). The errors that may be found in the article following its publication are the responsibility of the author.

3. Neither arbitrators are notified of the names of the authors, nor authors are notified of the names of arbitrators. The unpublished articles are sent back to authors with arbitration reports, upon author’s request.

4. The Publication Committee may decide that the article be published in another section of the journal, based on the suggestions of arbitrators and may present their decision for the approval of author(s). If also deemed appropriate by author(s), the article is published on the presumed section.

5. The articles sent to the Journal must comply with the ‘Principles of Writing’’. The articles not complying with these principles will be returned to the author(s) for revision, without being evaluated.

6. A copy of the issue of the journal is sent to the authors of articles published in that issue and the arbitrators who evaluated those articles.

7. The membership to the Article Assessment Committee of the arbitrator, who have not evaluated the article within the due time and thereby caused delay in the publication of the journal, is reviewed.

8. The Publication Committee may appoint new members to the Article Assessment Committee, if/when they deem necessary.

9. The views stated in the research and literature review articles are the responsibility of the author, whereas; the consequences which may result from its translation are the responsiblity of the translator.

10. The articles must be not published on any other periodical publications. It should be clearly stated if the articles were presented or are planned to be presented as a paper in any meeting.

11. The author(s), who do not agree with the report of the arbitrators, may withdraw his/her article. However, the author(s) must present the reason behind his/her withdrawal to the publication committee in a written manner.

12. It is allowed to cite the articles published in the journal as long as the source is stated.

13. A royalty (a fee for copyrights) is not paid for articles.

14. Articles must be written according to the ethics of scientific research and publication. Conducts against the ethical rules (fabrication, falsification, plagiorism, republication, salami slicing, excluding the supporting bodies of the work, undeserved authorship, excluding some/all references, etc.) must be avoided.

Please send your articles via the system at omys.mmo.org.tr/muhendismakina, in order to minimize the costs and time loss, which may result from the process of sending articles and evaluation by arbitrators.